Transcript
Page 1: Technical Englısh Dictionary

Technical Englısh DictionaryEnglısh-Turkısh

-A-

A length of : Bir parçaA set of : Bir grup,setAbondon,to : Bırakmak,vazgeçmekAbbreviate,to : KısaltmakAbbreviation : KısaltmaAbnormal : Anormal,uygun olmayanAbort,to : Başarısızlıkla bitmek,yarıda kesmek/durdurmakAborted take off : Kalkıştan önce uçuştan vazgeçmeAbout : 1- Hakkında ,– e dair

: 2- Takriben: 3 –Çevresinde,etrafında: 4 – Yakında civarında: 5 – Her yerinde

Above : Yukarısına,yukarısında;yüksek;daha çok;daha fazlaAbove mentioned : Yukarıda bahsedilenAbrade,to : Aşındırmak,yemekAbrasion : AşınmaAbrasive : Aşındırıcı,aşındıranAbruptly : Ansızın,birdenbireAbsence : Yokluk,bulunmamaAbsolute : Tam,mutlak,kesinAbsolutely : Mutlaka,kesinlikleAbsorb to : Emmek,soğurmak,absorbe etmekAbut to : Dayanmak,dokunmak,bitişik olmakAccelerate,to : İvmelenmek,hızlanmakAcceleration : Hızlandırma,süratin artması,hızlanmaAccelerometer : Hızlanmayı,ivmelenmeyi ölçen cihaz,aksekerometreAccept,to : Kabul etmek,onaylamak,almakAcceptable : Kabul edilebilir,uygunAccess : Erişim,ulaşmaAccess door : Ulaşım kapağıAccess panel : Ulaşım paneliAccess platform : Ulaşım platformu,sehpaAccessible : Yaklaşılabilir,girilebilir,ulaşılabilirAccessory gearbox : Dişli kutusuAccident : KazaAccidental : Kazara,istemedenAccommodate,to : Sağlamak,temin etmek,yerleştirmekAccoplısh,to : Tamamlamak,yapmakAccordıng to : -e göreAccumulate to : Birikmek,yığılmak,toplamakAccuracy : Kesinlik,doğruluk

Page 2: Technical Englısh Dictionary

Accurate : Doğru,kesin,tam,Achieve,to : Gerçekleştirmek,yapmak,başarmakAcidified : Asitli,asitlenmişAcknowledge to : Onaylamak,kabul etmekAcorn tube : Akorn lambaAcquıre to : Kazanmak,elde etmek,edinmekAcquired : Kazanılmış,belirliAcquistion : Kazanma,edinme,belirlemeAcrid : Keskin,tehlikeliAcress : Bir yanından öteki yanınaAction : HareketActivate,to : Harekete geçirmek,etkili hale getirmekActivation : Harekete geçme ; tesirini göstermeActive : Aktif,faalActivity : İş,etkinlik,aktiviteActual : Esas,gerçek,asılActutate,to : ÇalıştırmakActuating : Harekete geçiren,çalıştıranAdapt,to : Adapte etmek,uyarlamakAdd,to : İlave etmek,eklemekAddition : Ekleme,ilave etme,ilave,ekAdditional : Fazladan,ekstra,ilave olarakAddress,to : BahsetmekAdequate : Yeterli,uygunAdhere,to : Yapışmak,tutmakAdherent : Yapışık,bağlıAdhesive : Yapışkan,yapışıcıAdjacent : Çok yakın,bitişik komşuAdjoın,to : Bitişik olmakAdjust to : AyarlamakAdjustable : AyarlanabilirAdjustable Access platform: Ayarlanabilir ulaşım platformuAdjustment : Ayar,ayarlama,düzeltmeAdjustment cap : Ayar kepi(kapağı)Adjustment screw : Ayar vidasıAdmit to : Kabul etmek,izin vermekAdopt to : Kabul etmek,benimsemek,kullanmakAdvance to : İlerlemekAdvanced : İleriAdversely : Zararına,olumsuz olarakAdvisable : Tavsiye edilir,uygunAdvise to : Tavsiye etmekAerodrome : Hava meydanıAerodynamic : Aerodinamik,hareket halindeki hava yada gazla ilgiliAerology : Hava bilimiAffect to : Tesir etmek,dokunmakAft : Arka,geri,arka tarafAfter : SonraAgain : TekrarAganist : 1- Karşılaştırarak

Page 3: Technical Englısh Dictionary

: 2- -e karşıAggravate to : Kötüleştirmek,şiddetlendirmekAgitate,to : Sallamak,çalkalamakAgitation : Sallama,çalkalamaAgree,to : Bağdaşmak,uymakAid : YardımAileron : Uçağın sağa sola yatışını sağlayan uçuş kumanda yüzeyiAim : Hedef,amaç,gayeAim to : Hedefe doğru çevirmekAir : HavaAir brake : Hava freniAir carrier : Hava yolu şirketiAir conditioning : Havanın şartlandırılması,havalandırmaAirborne : Havada,uçanAircraft : Uçak,hava taşıtıAircraft Maintenance mechanic : Uçak bakım teknisyeni,mekanik Airfield : Hava meydanı(askeri)Airflow : Hava akımıAirframe : GövdeAirspace : Hava sahasıAirspeed : Hava sürati,havaya nazaran süratAirstair : MerdivenAirstream : Hava akımıAirworthy : Uçuşa elverişliAisle : KoridorAlert to : Alarm vermek,uyarmak,bildirmekAlign with to : Aynı hizaya koymak,aynı eksene getirmekAlign to : 1- Karşılaştırmak

: 2 – Navigasyonda IRU için enlem – boylam bilgilerinin girilebilmesi için işlemi başlatmak.Alike : Benzer,aynıAll : Bütün,tümAllcate to : Tahsis etmek,ayırmakAllow to : Bırakmak,müsaade etmek,izin vermekAllowable : Kabul edilebilir,izin verilebilirAlloy : AlaşımAlone : Tek başına ,yalnız,sadeceAlong : BoyuncaAlphanumerics : Harf ve rakamlardan oluşan diziAlso : de-da aynı zamandaAlter to : Değiştirmek,değişmekAlternate : Yedek,yerini alabilenAlternately : SıraylaAlternative Current ( A.C) Alternatif akın,dalgalı akımAlthough : Rağmen,karşınAltimeter : Uçağın yerden yüksekliğini gösteren alet,altimetreAltitude : Yükseklik,irtifaAluminum,aliminium : AlüminyumAlways : Her zaman,daimaAmbient pressure : Ortam basıncı

Page 4: Technical Englısh Dictionary

Ambient temperature : Ortam sıcaklığıAmendment : Düzeltme,değişiklikAmmeter : Ampermetre,akın miktarını ölçen aletAmong : Aralarında , arasındaAmount : MiktarAmplification : Büyütme,güçlendirme zayıf sinyallerin değerini yükseltmeAmplify to (amplified amplified) Büyütmek,genişletmek,kuvvetlendirmekAngle : AçıAngle of attack : Hücum açısı,uçak ekseni ile hava filelerinin akış doğrultusu arasındaki açıAnnotate to : Açıklayıcı notlar koymakAnnotation : NotAnnual : YıllıkAnnunciate to : BildirmekAnnunciator panel : Arıza uyarı paneliAnomaly : AnormallikAnswer : CevapAnswer to : Cevap vermekAntenna : AntenAntenna tilt angle : Anten eğim açısıAnticipate to : Beklemek,ummak,tahmin etmekAnti-clockwise : Saatin ters yönündeAnti-icing : Buzlanmayı önlemeAnti-skid : Anti-skid kaymayı önleyen,kaymaya karşıAnti-skid brake : Tekerlekleri kazıklatmadan ve kaydırmadan hızını düşüren frenAny : 1- Hiç

: 2 – HerhangiAny(no)longer than : - den daha fazla süre değilApart : AyrıAperture : Açıklık,delikApparent : Açık,görülebilir,meydan da olanAppear to : Ortaya çıkmak ,görünmekApplicable : Uygun,uygulanabilirApply to : 1- Vermek,uygulamak

: 2 SürmekApproach : Yaklaşma ,inişeApproach to : YaklaşmakAppropriate : UygunApprove to : OnaylamakApproved : OnaylanmışApproximately : Yaklaşık , yaklaşık olarakApron : Apron,terminalin yada hangarın karşısında bulunan uçak park alanıArc : Yay,kavisArea : Bölge,yerArm : KolARMED position : (İşletme) hazır durumArming : Hazır duruma sokmaAround : Çevresinde,etrafındaArrange to : Düzenlemek,ayarlamak

Page 5: Technical Englısh Dictionary

Arrest to : Durdurmak,tutmakArrival : Geliş,varışArrive to : Gelmek , varmakArrow : OkArtıcle : Nesne,şey,maddeArtıculate : Mafsallı,düzenli bir şekilde birbirine bağlıArtıculate to : Mafsal ile birleştirmekArtificial : Yapay,suniAs : 1-…. Olduğundan , - den dolayı, çünkü

: 2 – gibiAs a rule : Genellikle,çoğunluklaAs follows : Aşağıdaki gibiAs necessary : Gerektiği şekilde,gerektiği gibiAscend to : Yukarı çıkmak,yükselmekAscent : YükselmeAshtray : Kül tablasıAside : Bir yana,bir tarafaAspect ratio : Görüntü oranı,görüntü boyutu,çerçeve oranıAssemble to : Birleştirmek bir araya getirmek,kurmak , monte etmekAssembly : Montaj,kurma,bir araya getirmeAssess to : DeğerlendirmekAssign to : 1- Tahsis etmek,ayırmak

: 2 – Atamak,tayin etmekAssigned : Ayrılmış,tahsis edilmişAssist to : Yardım etmek desteklemekAssocıated : İlgiliAssociated with : … ile ilgili,ilişkili; bağlıAssure to : Emin olmak,temin etmek,sağlamakAsteriks : Yıldız işareti(*)Asymmetric : Asimetrik,simetrik olmayanAt a time : Bir seferde At least : En azAt once : Derhal,hemenAt regular ıntervals : Düzenli aralıklarlaAttach to : Bağlamak,tutturmakAttachment poınt : Bağlantı noktasıAttack to : 1- Saldırmak , hücum etmek

: 2 – Zarar vermekAttain to : Ulaşmak, erişmekAttempt : Deneme,girişimAttempt to : Denemek,girişmekAttention : Dikkat,ilgiAttitude : Konum,durum,pozisyonAudible : İşitilebilir,duyulabilirAural warning : Sesli ikazAuthority : Otorite,yetki,makanAuthorization to : İzin vermek,yetki vermekAutomatic Direction Fınder (ADF ) : Otomatik yön bulucuAutomatic Volume Control (AVC ) : Otomatik ses kontrolüAuxiliary : Yedek,yardımcı

Page 6: Technical Englısh Dictionary

Auxiliary Power Unıt ( APU ) : Yardımcı güç kaynağıAvailable : Mevcut,hazır,elde mevcut,müsaitAverage : OrtalamaAviation : HavacılıkAvionics : Havacılık elektroniğiAvoid to : Önüne geçmek , meydan vermemek, sakınmak,kaçınmakAway : Uzağa,uzakta; bir yanaAxis : EksenAxle : Aks,DingilAxle sleeve : Aks kovanıAzimuth : Azimut,gök küresinin herhangi bir noktası ile güney yönü arasındaki açı,güney açısı

-B-

Back : Arka,geri,tekrarBack of : Arkası,arkasında,arkasınaBack off to : GevşetmekBack up to : Desteklemeki,yedeklemekBackground lighting : Arka panel aydınlatmasıBacking : Yardım arka çıkma,arka,arkalık,destekBacklash : Şiddetli geri itme,makine de boşluk veya salgı,laçkalıkBacklash of controls : Kumandaların oynaklığıBackşash play : Kumanda boşluğu ( Kumandalar bu boşluk içerisinde oynatılırsa kumanda hareketi meydana gelmez.Backside : Arka,tarafBack-up : Yedek,destekBackward : Geriye doğruBacteria : BakteriBad (ly) worse,worst : KötüBadge : İşaret,alamet,rozetBaffle plate : Bölme plakasıBalance : Balans,dengeBalance to : Dengelemek,eşit hale getirmekBall : Bilya,küre,topBalast : 1 – Balans denge ayarlığı

: 2 – Ayar rezistansı,akımı dengelemek üzere dizayn edilmiş bir devre elemanıBallytpe : Bilyalı tipBank : Yatış uçağın bir kanadının diğer kanada göre alçak yada daha yüksek olduğu pozisyonBank angle : Yatış açısıBank to : ( Uçakta ) bir tarafa yatmakBar : 1- Basınç ölçü birimi

: 2 – Çubuk,değnek,kol,demirBare : Çıplak,yüzey katmanı veya koruması olan

Page 7: Technical Englısh Dictionary

Barrel : Varil,fıçıBarrel roll : Uçuşta uçağın ekseni üzerinde tam bir devir yapmasıBarrier cream : Koruyucu kremBase : 1- Taban , alt(kısım),dip

: 2 – ÜsBase plate : Taban levhasıBase to : Temel almak,referans almak,kullanmakBasıc : Esas,temelBasically : Temel olarak,esasındaBasin : Lavabo,leğenBattarey : Batarya,akü,pilBatatarey operated : Batarya ile çalışanBatterarey powered : Batarya ile çalışan / beslenenBay : Bölme,iki kiriş veya dikme arasıBayonet pin : Kavrama pimi,bağlama somunu pimiBe provided to : Bulunmak,olmakBe subjected to,to : Maruz kalmak,maruz bırakılmakBe,to (is,are,was,were) : Olmak,varolmakBeacon : Bir uçağa kılavuzluk etmek yada uçağı yönlendirmek amacıyla ışık,elektrik sinyali,yada başka uyarma türleri yayan istasyon , radyo,farBeacon lıghts : Havaalanlarındaki işaret lambalarıBead : Damak,ufak yuvarlak cisim,boncukBeam : 1 – Kiriş

: 2 – Işık,ışın,huzmeBeam antenna : Huzme antenBeam deflection tube : Huzme saptırmalı tüpBear , to (bore,borne) : TaşımakBearing : Yatk,rulmanBearing alignment : Yatağı istikametine koymak,ayar yapmak.Because : Çünkü , -den dolayıBecause of : Yüzünden, - den dolayıBecome , to (became,become)Hale gelmek,dönüşmek,olmakBefore : Önce ,– den önceBegin to ,(began , begun ) : BaşlamakBeginning : Başlangıç,kaynakBehind : ArkasındaBell : Zil,çanBell cutout switch : Zil kesme,susturma switchiBellcrank : Hareketin yönünü değiştirmek için kullanılan manivela,kolBelly : GöbekBelly fairing : Koltuk(gövde altı) kaportasıBelly landing : İniş takımlarını kullanmayarak,gövde üzerine inişBelong ,to : Ait olmakBelow : Aşağı,aşağıda,aşağısında,altındaBelt : Kayış,kemerBelt konveyor : Kayışlı konveyörBelt drive : Kayışla hareket ettirme,döndürmeBench : Tezgah,sıra oturma sırası,bankBench drıll : Masa matkabıBench RPM : Deneme devir sayısı

Page 8: Technical Englısh Dictionary

Bench vıce : Tezgah mengenesiBend : Bükülmüş kıvrık kısımBend to ( bent,bent) : Kıvırmak,bükmekBending : Eğilme,bükülme,eğme,bükmeBeneath : Aşağısına,altına,aşağısında,altındaBent : Eğilim,meyil,eğri,bükükBeside : Yanında,yanınaBesides : AyrıcaBest : En iyiBeter : -den daha iyiBetween : ArasındaBevel : Dik açılı olmayan,eğim,eğrilikBevel gear : Konik dişli. Bir şiftin kendisine paralel olmayan diğer bir şaftı döndürmesini sağlar.Beverage : İçecek ,meşrubatBeware,to : Dikkat etmek,sakınmak,kaçınmakBeyond : Ötesinde,daha fazla,daha ilerideBezel : Façeta,kenar,çıkıntıBITE Test : Dahili sistem testiBias : 1 – Verev,şivli,meyilli

: 2 – (Elektrikte) bayas,öngerilimBiaxial : İki eksenliBig : BüyükBinary : İkiliBind to(bound,bound) : Bağlamak,tutturmakBinding : İki madeni cismin fiziksel olarak bağlanmasıBit : 1 – Matkap ucu, alet ucu

: 2 – (Bilgisayarda)bit,ikili sayı sisteminde bir birim Blade : Jet motorunda kademeleri oluşturan döner parçalardan her biri,palBlank off to : Sızdırmazlığın sağlanması amacı ile tapa,conta,bostik vb.maddeler uygulamakBlank out to : İptal etmekBlank to : Kapak ile kapatmakBlanket : BattaniyeBlast : Sert rüzgar sağanağıBleed ( off) to : Kanamak,(basınç ,gaz) boşalmak,kaçmak,boşaltmak,kaçırmakBlend to : Karıştırmak,harmanlamakBlind cap : Kör başlıkBlind plug : Kör tapaBlister : KabartıBlistering : KabarmaBlock tıme : Uçağın kalkışı için takozların alındığı andan inişte park edip takoz konduğu ana kadar geçen zamanBlock to : Önünü kapatmak,tıkanmakBlockage : TıkanmaBlocked : TıkalıBlot to : Kurulamak,kurutmakBlow to (blew,blown) : Hava vermek,fışkırtmakBlower : Fan,vantilatör,hava akımını sağlayan cihaz,üfleyici

Page 9: Technical Englısh Dictionary

Blunt : Kör,keskin olmayanBlunted : Kör keskin olmayanBoarding : Uçağa binmeBody : Gövde , vücutBolt : CıvataBolt to : CivatalamakBond : 1 – Elektriki irtibat

: 2 – Kimyasal madde kullanarak yapıştırmaBond to : 1 - Elektriki irtibat sağlamak,elektrik bağlantısı kurmak

: 2 – Kimyasal madde kullanarak yapıştırmakBonding : 1 – Bağlantı

: 2 – Tutturma,yapıştırmaBonnet : 1 - Başlık, başlık şeklindeki kapak

: 2 – Arabanın motor kaportasıBoost : 1 – Manifold basıncı

: 2 – Basıncı arttırma,zengin karışım vermeBoost to : İtmek;desteklemek;yükseltmek,arttırmak,voltajı yükseltmekBore : Delik,oyuk,çapBoth : Her ikisi,her ikiBoth… and… Hem … hem de…Bottle : TüpBottom : En alt,taban,dipBottom to : Değmek,ulaşmakBrake : FrenBrake tempereture monıtorıng system : Fren ısısı kontrol sistemiBrake to : Fren yapmak,frenlemekBranch : Dal,kol,bölümBranch to : Ayrı yönlere,bölümlere ayrılmak/dağılmak/bölünmekBreadth : GenişlikBreak : 1 – Çatlak,kırık

: 2 – Aralık,açıklık: 3 – Ara,paydos: 4 – Ani düşme,kesilme

Break down to : BozulmakBreak off to : Kırılıp ayrılmakBreak to ( broke,broken) : 1 – Kırmak

: 2- (Elektrik) Devreyi bozmak,kapatmakBreakdown : (Makine) Bozulma,durmaBreath : Nefes , solukBreathe to : Solumak , nefes almakBridge : KöprüBrief : KısaBriefcase : Çanta,evrak çantasıBrıght : Parlak(brıghter,brıgtest) : daha parlak,en parlakBrıghtness : ParlaklıkBrilliance : ParlaklıkBrıng to(brought,brought) : GetirmekBrıskly : ÇabukBroad : Geniş,enli

Page 10: Technical Englısh Dictionary

Broadcast : YayınBroadcast to : Radyo ile yayınlamakBrush : FırçaBrush on,to : Fırçayla sürmekBrush to : FırçalamakBubble : BaloncukBuild : YapıBuild in to : Dahil etmekBuild to : 1 – İnşa etmek(built,built) : 2 – Monte etmek,parçaları bir araya getirmekBuilt-in : Dahili,gömme(dolap vs)Bulge : Çıkıntı,şişkinlikBulkhead : DuvarBump to : Çarpmak,vurmakBurn : YanıkBurn to : YanmakBurst to : 1 – Patlamak(burst,burst) : 2 – Yarılmak,ayrılmakBusbar : Elektrik gücü dağıtım çubuğu / hattıBusy : MeşgulBut : 1 – Fakat,ama

: 2 – HariçButt : Herhangi bir şeyin enli ucu veya sapı,fıçıButt to : 1 – Bitişmek,bitiştirmek

: 2 – Değdirmek,değmek: 3 – Kafasını vurmak

Button : Düğme,butonBy : 1- Tarafından

: 2 – İle,vasıtasıyla: 3 – Yanında , yakınında,

By means of : Yoluyla,vasıtasıylaBy use of : Yoluyla,kullanarakBy way of : Yoluyla,vasıtasıylaBypass : Atlama,dolaştırma,aşama hattıBypass to : Bir devreyi,bir şeyin içinden geçirmek yerine o şeyi atlayacak şeklide değiştirmak.

-C-

Cabin : KabinCabin attendant : Kabin memuru,hostesCabin window shade : Güneşlik,kabin perdesiCable : KabloCadmium plated : Kadmiyum kaplamaCage : KafesCalculate , to : HesaplamakCalculation : HesapCalibrated dial : Derecelendirilmiş kadran/göstergeCalibration : Kalibrasyon,ayarlama

Page 11: Technical Englısh Dictionary

Call button : Çağırma butonuCall,to : 1- Çağırmak

: 2 – Telefonla aramakCalorie : KaloriCam : KamCambered : Dış bükey,kavisli,hafif bükükCancel ,to : İptal etmekCanted : EğimliCap : KapakCap nut : Şapkalı,kapalı somunCap,to : Kep ile kapatmakCapability : Kapasite,güç,imkanCapasity : KapasiteCaptain : KaptanCaptain panel : Kaptan pilotun paneliCaptain’s control stand : PedestalCapture : Yakalanma,kilitlenmeCarburize to : KarbonlanmakCarcass ply : Karkas katCard : KartCardboard : Kalın karton,mukavvaCardinal number : Asıl sayı,sayma sayısı(1,2,3,4…gibi)Careful : DikkatliCarefully : Dikkatlice,dikkatli şekildeCarriage : Taşıma,nakliye, arabaCarrier : TaşıyıcıCarry out to : YapmakCarry to(carried,carried) : TaşımakCartridge : KartuşCarve, to : 1- Kesmek

: 2- OymakCase : Kutu,muhafaza,kasaCasing : Kasa Cast iron : Dökme demir,pik demirCasting : DökümCastle nut : Çentikli somun,taçlı somunCatch to(caught,caught) : Yakalamak,tutmak,yetiştirmekCategory : Kategori,sınıfCathode Ray Tube(CRT) : İçindeki elektronlar(katot ışınları)florasan ekranda görüntü oluşturan elektron tüpüCause : SebepCause to : Neden olmak,sebebiyet vermek,yol açmakCaution : İkaz(iş ve malzeme için)Cautious : Dikkatli,tedbirliCavity : BoşlukCease to : Durmak,sona ermekCeilling : TavanCement : Çimentolamak,yetiştirmekCenter fuel tank : Merkez yakıt tankıCenter of gravity : Ağırlık merkezi

Page 12: Technical Englısh Dictionary

Center,centre : Merkez,ortaCenter to : Merkezlemek,ortalamakCenter-groove tire : Merkez oluklu lastikCenterline : Merkez hattı,pist orta hattıCenter-rib tire : Merkez kuşaklı lastikCentral : Merkezi,santralCentrifugal : Santrifüj,merkezkaçCertain : BelirliCertificate : Sertifika,belgeCertified : Onaylı,tasdikli,yetkiliCertify,to(certified,certified) : Onaylamak,tasdik etmekChafe to : Ovuşturmak,sürterek aşındırmak,ovarak ısıtmakChain : ZincirChalk : TebeşirChamber : OdaChamfer : Oluk,yivChamfer to : Oluv açmak,yiv açmakChance : İhtimal , olasılıkChange : DeğişiklikChange to : Değiştirmek,değişmek,çevirmekChannel : Kanal,olukChapping : ÇatlamaChapter : BölümCharacteristic : ÖzellikCharacterize to : Tanımlamak,nitelemekCharge : Ücret,yük,görev,şarjCharge to : Yüklemek,doldurmak,şarj etmekCharged : YüklüCharging : Yükleme,doldurma,şarj etmeChart : Tablo,grafikCharter,to : Kiralamak,tutmakChase to : Oluk açmak,oymakChaser : Diş açma bıçağı,keskiChassis : Şasi,çerçeveCheap : UcuzCheck : KontrolCheck list : Kontrol listesiCheck valve : Check valf,bir yöne akışa izin veren aksi yöne akışıCheck to : Kontrol etmekChemical : KimyasalChevron cutting : Zikzak kesilmeChief pilot : Baş pilot,kaptanChill to : Soğumak,soğutmakChılly : Soğuk,serinChip to : Yontmak,çentmekChipping : Küçük parçalar halinde yontulmaChisel : Keski,iskarpelaChloride : KlörürChlorinated water : Klorlu suChock : Takoz

Page 13: Technical Englısh Dictionary

Choıce : SeçimChoke to : Tıkamak,boğmakChoose to(chose,chosen) : SeçmekChop to : Kesmek,parçalamakChord : KirişChrome : KromChunk : İri parçaChunking : İri parçalar halinde kopmaCircle : Daire , çemberCircle to : Etrafını çevirmek,kuşatmakCircuit : DevreCircuit breaker : Sigorta,devre kesiciCircuit diagram : Devre şemasıCircular : Dairesel yuvarlıkCirculate to : DolaşmakCirculation : Dolaşım,devir,sirkülasyonCirculation of air : Hava sirkülasyonuCircumference : Çevre,çemberCircumferential : Çevreye ait,çevreselCircumstance : Durum,koşulClaim to : Talep etmek,hak iddia etmekClamp : KelepçeClamp circuit : Bloke devresi,kenetleme devresiClamping ring : Kelepçe halkasıClarify to(clarified,clarified) : Arıtmak,temizlemekClasp to : Tutturmak,kenetlemekClassification : Sınıflandırma,tasnifClassify to(classified,classified) : Sınıflandırmak,tasnif etmekClay : Balçık,kilClean : TemizClean to : TemzilemekCleaning agent : Temzileme maddesiClear : Açık,serbest,netClear of : Temizlenmiş, - den uzakClear up to : Düzenlemek,toparlamak,temizlemekClearance : 1- Aralık,klerans

: 2 – İzinCleared for push-back : Push-back serbestClench to : Sıkmak,sıkıştırmakClick : Tık,çıt sesiClimate : İklimClimb : Tırmanma,yükselmeClımb to : Tırmanmak,yükselmekClıng to(clung,clung) : Yapışmak,bırakmamakClinometer : Klinometre,eğimölçerClıp to : 1 – Tutturmak,iliştirmek

: 2 – KesmekClıper(clıppıng circuıt : Kesici devre,kırpıcı devreClock : SaatClockwise : Saat yönünde

Page 14: Technical Englısh Dictionary

Clog,to : Tıkamak,tıkanmak,engel olmakClogged : Tıkalı,tıkanmışCloggıng : TıkanmaClose : YakınClose up,to : Kapatmak,bitirmekClose to : Kapatmak,kapanmakClosed : KapalıClosure : KapanmaCloth : BezClothes : Giysi,elbiseClothing : GiysiCloud : BulutCluster : Grup,küme,demetClutch to : KavramakCoarse : Kaba,iriCoat to : Kaplamak,örtmekCoating : Kaplama(boya,astar,cila,vs)Coaxial cable : Koaksiyel kabloCock : Musluk valfCoherence : Birbirini ttma,yapışmaCoıl : Bobin,sargıCold : SoğukCold start : Kuru,yakıtsız startCollapse to : KapatmakCollect to : Toplamak,biriktirmekCollected : Toplanmış,birikmişCollide to : Çarpmak,çarpışmakCollısıon : ÇarpışmaColor,colour : RenkColumn : KolonCombination : Kombinasyon,bileşim,karışımCombine to : Birleştirmek,birleşmekCombined : Kombine,birleşmişCombustion : YanmaCombustıon chamber : Yanma odası,ateşleme odasıCome into contact to : Temas etmekCome into view to : GörünmekCome on,to : 1 – Yanmak

: 2 – ÇalışmakCome to (came,come) : GelmekComfort : Rahatlık,konforComfortable : Rahat,konforluCommand : KomutCommand to : Kumanda etmek emir vermekCommence to : BaşlamakCommercial : TicariCommercially available : Piyasada satılanCommon : Genel,müşterek,ortakCommonly : GenellikleCommunicate to : İletişim kurmak,haberleşmek,iletmek

Page 15: Technical Englısh Dictionary

Communication : Muhabere,iletişimCompany : ŞirketCompare,to : Karşılaştırmak,mukayese etmekComparison : Karşılaştırma,kıyasCompartment : Bölüm,bölme,kompartımanCompass : PusulaCompensante to : 1- Telafi etmek,karşılamak

: 2 – Dengelemek,eşitlemekCompetent : Yeterli,kabiliyetli,yetkiliCompile,to : Toplayıp bir araya getirmek,derleyip toplamakComplementary : TamamlayıcıComplete : TamComplete to : TamamlamakCompletely : TamamenCompletion : Tamamlama,tamamlanmaComplex : KarmaşıkComplicated : Karmaşık,anlaşılması güçComplimentary : Hediye olarak,bedavaComply with to : Uymak yerine getirmekCompose to : Meydana getirmek,oluşturmakComposed of : -den ibaretCompound : BileşimCompress to : Sıkıştırmak sıkmak,tazyik etmekCompressed air : Sıkıştırılmış / tazyikli havaCompression : SıkıştırmaComprise to : Kapsamak,içermek,ihtiva etmekCompute to : HesaplamakConcave : İçbükey,konkavConceal to : Gizlemek,saklamak,örtmekConcentrated : KonsantreConcerning : İlgili olarak , hakkındaConclude to : Bitirmek,sonuçlandırmakConclusion : Sonuç,sonConcrete : 1 – Somut,kesin

: 2 – BetonConcurrently : Aynı zamandaCondensation : YoğunlaşmaCondense to : YoğunlaştırmakCondenser : Kondensör,yoğunlaştırıcı cihazCondition : Şart ,DurumConditioned air : Şartlandırılmış havaConduct to : 1 – Yapmak,yürütmek,idare etmek

: 2 – İletmek,geçirmekConductive : İletken,ileticiConductivity : İletkenlikConductor : İletken maddeConduit : Telleri muhafaza eden boru,kanalCone : KoniConfidence test : Güvenilirlik testiConfiguration : Durum,konum

Page 16: Technical Englısh Dictionary

Confine to : Sınırlamka,kuşatmakConfirm to : Teyid etmek,doğrultuluğunu onaylamakConfirmation : Onay , tasdik,doğrulamaComform to : UymakConfuse to : Karıştırmak,şaşırtmak,aklını karıştırmakConnect to : Bağlamak,birleştirmek,tutturmakConnectıon : BağlantıConnector : Konnektör,bağlantı elemanıConsecutive : Art arda gelene,ardışıkConsequence : SonuçConsider to : Dikkate almak,hesaba katmak,saymak,kabul etmekConsideration : ÖnemConsidered : Sayılır,nitelendirilirConsist of to : Dikkate almak,hesaba katmak,saymak,kabul etmekConsistent : TutarlıConstant : SabitConstant Speed Drive : Uçak jeneratörünün devrini sabit tutan cihazConstitute to : Meydana getirmek,kurmak,tesis etmekConstruct to : Yapmak,inşa etmek,kurmakConstruction : YapıConsumable materıal : Sarf maddeConsume to : Tüketmek,sarf etmekConsumption : Tüketim,sarfiyatContact : İrtibat,temasContact resistance : Temas direnciContain to : İçermek,kapsamak,ihtiva etmekContained to : ….ile sınırlı,içindeContanier : Konteyner,kapContaminant : Kirliliğe sebep olan madde,kirletici maddeContiminate to : KirletmekContiminated : Kirli,kirlenmişContamination : KirlenmeContent : İçerikContınue to : Devam etmekContinuity : Devamlılık,süreklilikContinuous : SürekliContinuosly : Sürekli olarak,devamlıContract to : Büzülmek,küçülmek,kısalmakContribute to : Katkıda bulunmakControl cabin : Uçuş kompartımanı,kokpitControl column : Kumanda lövyesiControl stand panel : PedestalControl surface : Kumanda yüzeyiControl Wheel : Kumanda volanıContol to : Kumada etmek kontrol altında tutmakConvenience : Uygunluk,rahatlıkConvenient : Uygun,elverişliConventional : Klasik,gelenekselConversion : Değişme,değiştirmeConvert to : Değiştirmek,dönüştürmek

Page 17: Technical Englısh Dictionary

Convey to : Taşımak,nakletmekConveyör : Konveyör,yük taşıyıcıCool : SoğukCool to : Soğutmak,soğumakCooler : SoğutucuCooperation : İşbirliğiCopilot : Yardımcı pilotCopper : BakırCord : İp,sicim,tel,şerit,kabloCord body : Lastik iç kısmıCore : 1 – İç,öz : 2 – Motorun sıcak kısmıCorner : KöşeCorrect : Doğru,düzgünCorrect to : DüzeltmekCorrective : DüzelticiCorrectly : Gerektiği gibi,doğru olarak,düzgün bir şekildeCorrespond to : Uymak,uygun gelmekCorrespondıng : İlgiliCorrede to : Çürümek,aşınmak,paslanmak,korozyona uğramakCorreded : Korozyona uğramış ,aşınmış,paslanmışCorrosive : Paslandırıcı,aşındırıcıCorrugated : OlukluCorrugation : Oluk,yivCotton : PamukCount to : Saymak , hesaplamakCounter : SayaçCounteract to : Karşı koymak,önlemekCounterbalance to : Denkleştirmek,eşit kuvvetle karşı koymakCounterbore to : Havşa açmakCounterclockwise : Saatin ters yönündeCountersink to : Havşa açmak Counterweight : Denge ağırlığıCountry : ÜlkeCouple to : Birleştirmek,bağlamakCoupling : Kavrama ,bağlamaCourse : Kurs,yol,güzergahCourse line : Harita da uçulacak yolu gösteren hatCove : 1- Girinti,çukur,oyuntu : 2 – Koy,körfezcikCover : Kaplama;örtü;kapakCover to : Örtmek,kaplamak,kapamakCovering : Örtü,örtmeCowling : Motor kaportasıCrab : Küçük vinçCrack : ÇatlakCrane : VinçCrankshaft : Krank miliCrash-proff : Darbe ve çarpmaya dayanıklıCrayon : Renkli tebeşir

Page 18: Technical Englısh Dictionary

Create to : Yapmak,yaratmak,-e yol açmakCrest : Uçuş ekibi,uçuş mürettabatıCrewmember : Mürettebat,uçuş ekibi elemanıCrimp : Kıvrım,dalgaCritical : Kritik,çok önemliCrome plating : Krom kaplamaCrooked : Eğri çarpıkCross : Çapraz,karşıtCross to : 1- Çaprazlamak : 2 – Karşıdan karşıya geçmekCruıse : Düz uçuş,uçak ve uçuş koşulları için en uygun sürat ve yükseklikteki uçuşCrush : Baskı , ezmeCumulative : Birikerek çoğalan,toplanan kümülativCure to : 1- Sertleşmek,kurumak : 2 – İyileştirmek,tedavi etmekCurrent : 1- Yürürlükte olan mevcut : 2 – Akım,cereyanCurrent density : Akım yoğunluğuCurrent feed : Akımla beslenme Curtail to : Kesmek , kısaltmakCurtain : PerdeCurve : Eğri,kavisCurved : Eğri,kavisliCustomer : MüşteriCustoms : GümrükCut to (cut cut ) : Kesmek,kesilmekCutoff : Durdurucu,akış kesiciCutout : 1- Otomatik devre kesici,cereyanı kesen alet : 2 – Oyuk,bölmeCycle : DevirCylinder : Silindir

-D-

Daily : GünlükDamage : Hasar,zararDamage to : Zarar vermek,hasarlamakDamaged : HasarlıDamp : Nem,rutubetDanger : TehlikeDangerous : TehlikeliDark : Karanlık,koyuDarkness : KaranlıkDash : Çizgi (-) işaretiDate : TarihDaylight : Gün ışığı,gündüz

Page 19: Technical Englısh Dictionary

Deactivate to : Çalışmaz duruma getirmek,ayırmakDead : Ölü,bozukDead engine : Uçuş esnasında duran motorDead wire : Akımsız telDeaerate to : Havasını gidermek,havasını almakDe-aeration : Sıvıdan havayı alma , ayırma işlemiDebris : Döküntü istemeyen madde enkazDecay to : Bozmak , çürütmek,bozulmak,çürümekDecelarate to : Yavaşlamak,hız azaltmak,hızı azalmakDecelerating electrode : Yavaşlatıcı elektrotDeceleration : Hız azalması,yavaşlamaDechlorinate to : Klorunu gidermek,klorsuzlaştırmakDecibel : Ses şiddetini ölçme birimiDecide to : Karar vermekDecimal : Ondalık,onluDecision : KararDeclare to : Beyan etmek,ilan etmek,bildirmekDecline to : 1 – Sapmak : 2 - Azalmak,düşmekDecoder : Kod çözücüDecontaminate to : Temizlemek,zararlı maddelerden arındırmakDecrease : Düşüş,azalmaDecrease to :Azaltmak,düşürmek,azalmak,düşmekDecrement : Azalma,eksilmeDe-energize to : Gücü/enerjiyi kesmekDeep : DerinDefault : 1- İhmal : 2 – Yokluk,hazır bulamayışDefect : Hata,kusur,arızaDefective :Hatalı,eksik,arızalıDeficiency : Eksiklik,noksanlık,kusurDefine to : Tanımlamak,tarif etmekDefinite : Kesin,belirliDefinition : TanımDeflate to : İndirmek,bir şeyin havasını almak/kaçırmakDeflated : İnik,sönükDeflated tyre, Deflated tire : İnik lastik,havasız lastikDeflect to : Saptırmak,çevirmek,sapmak,dönmekDeflection : Sapma,dönme,yön değiştirmeDeformed : Deforme,hasarlıDefuel to : Yakıt boşaltmakDefueling : Yakıtın uçaktan geri alınması,boşaltılmasıDegeneration : Bozulma,yozlaşmaDegradation : AşınmaDegrease to : Yağını gidermekDegree : DereceDegree centigrade : Celsius derecesiDegree of saturation : Doyma derecesi-noktasıDe-ıcıng system deıcer : Oluştuktan sonra buzlanmayı gideren sistemDelay : Gecikme,tehir

Page 20: Technical Englısh Dictionary

Delay to : Ertelemek,tehir etmekDelayed : GecikmeliDelete to : Silmek,çıkarmakDeleted : Çıkarılmış,silinmişDelicate : HassasDelimit to : Sınırlamak,tahtidlemekDeliver to : Teslim etmek,götürmek,dağıtmakDelivery : Teslim,dağıtımDemand : İstek,talepDemand to : İstemek,talep etmekDemolish to : Yıkmak yok etmekDemonstrate to : Göstermek,kanıtlamak,gösteri yapmakDemount to : Sökmek yerinden çıkartmakDenote to : Belirtmek,göstermekDense : Yoğun,koyuDensity : YoğunlukDent : Ufak çukur veya çöküntü,çentik,dişDenty to (denied,denied) : Reddetmek,inkar etmekDepart to : Yola çıkmak,gitmek,ayrılmakDepartment : BölümDeparture : Kalkış,gidişDepend on to : Bağlı olmakDependable : GüvenilirDepending on : Bağlı olarakDepict to : Göstermek,resmetmekDeplete to : Tüketmek,bitirmek,boşaltmakDepletion : Tüketme,bitirmeDepreciation : Aşınma,değer azalması,amortismanDepress to : Basmak,bastırmakDepressurization : Basınçsızlandırma,basıncını almaDepressurized : Basıncı alınmış,boşaltılmışDepth : DerinlikDerive to : Çıkarmak,elde etmekDescent to : Alçalmak,aşağı inmekDescent : AlçalmaDescription : Tanım,tarifDeselect to : İptal etmek,bırakmakDeserve to : Hak etmek ,layık olmak,Design : 1- Model : 2- Tasarım,planDesıgn to : Yapmak,planlamakDesignate to : Belirtmek,göstermekDesignated : Ayarlanmış,belirlenmişDesignation : BelirlemeDesirable : İstenilir,arzu edilirDesire to : İstemek arzu etmekDesired : İstenen,gerekliDespite : -e rağmen, -e karşınDestination : Varış yeri,varılacak yer,hedefDestroy to : Yok etmek,mahvetmek

Page 21: Technical Englısh Dictionary

Destructive : Zararlı,yıkıcıDetach to : Ayırmak,sökmekDetached : Ayrılmış,sökülmüşDetail : Detay,ayrıntıDetalied : Detaylı,ayrıntılıDetect to : Bulmak,hissetmekDetection : HissetmeDetection range : Hissetme alanıDetector : Dedektör,hissediciDetent : Tetik,mandalDetergent : DeterjanDeteriorate : Kötüleşmek,kötüye gitmekDetermine to : Belirlemek saptamak,göstermek,karar vermekDetonate to : Patlamak,patlatmakDetonatıon : PatlamaDetrimental : ZararlıDevelop to : 1- Gelişmek,büyümek,geliştirmek : 2 – (film) Banyo etmekDevolopment : Gelişim,gelişimDeviate to : Sapmak,ayrılmakDeviation : Sapma;uçaktaki manyetik alanların neden olduğu pusula hatasıDeviation ratio : Sapma oranıDevice : CihazDevise to : 1- Planlamak,kurmak : 2 – BulmakDew : ÇiyDew point : Yoğunlaşma noktasıDiagnosis : Tanı,teşhis Dıagonal : ÇaprazDial : Kadran,cihazın hangi frekans,hız arama vs.ayarladığını gösteren panel veya göstergeDial to : 1 – Kadran ile ölçmek,göstermek : 2 – Telefon numaralarını çevirmek,tuşlamakDiameter : ÇapDiamond shaped : Baklava biçimindeDie : 1 – Kalıp,matris,metal ve diğer maddeleri şekillendirmek için kullanılan alet : 2 – Lokma,delik veya yiv açmak için kullanılan kesici aletDie to : Ölmek,sona ermekDielectric : Elektriği iletmeyen,geçirmeyen madde,yalıtkanDiffer ( from ) to : Farklı olmakDifference : FarkDifferent : Farklı,ayrı,değişikDifferentiate to : Ayırt etmek,ayırmakDifficult : Zor,güçDiffuse to : Yaymak,dağıtmak,yayılmak,dağılmakDigit : RakamDıgıtal : Dijital,sayısalDigital flight Data (Recorder DFDR): Uçuş bilgilerini kaydeden cihaz ,kara kutuDilute to : Seyreltmek

Page 22: Technical Englısh Dictionary

Dim : Donuk,matDimension : Boyut , ebat,ölçüDiminish to : Azaltmak,eksiltmekDip to : Daldırmak,batırmakDipping : 1 – Daldırma,batırma : 2 – BoyamaDirect : Doğrudan,direktDirect Current (DC) : Doğru akımDirect to : 1 – Doğrultmak,yöneltmek,çevirmek : 2 – YönetmekDirection : Yön,tarafDirectional gyro : Yatay düzlemdeki hareketi(ivmelenmesini) uçağın sağa sola hareketini hisseden gyroDirt : Kir,pislik,toz,toprakDirty : Pis,kirliDisadvantage : Dezavantaj,aleyhine olan durumDisagree Light : Uyumsuzluk lambasıDisagree to : Aynı fikirde olmamak,uyuşmamak,uymamakDisagreement : UyumsuzlukDisappear to : Gözden kaybolmakDisapprove to : Uygun görmemek,onaylamamakDisassemble : Sökmek,paraçalara ayırmakDisassembly : Parçalara kısımlara ayırma,sökmeDiscard to : AtmakDiscern to : Fark etmek,ayırt etmekDıscharge : BoşaltmaDıscharge lights : Boşaldı lambalarıDischarge to : Boşaltmak,deşarj etmek,akıtmakDisclose to : Bildirmek,söylemekDiscoloration : Solma,rengi değişmeDisconnect to : Bağlantısını kesmek,ayırmak,ayrılmakDisconnected : AyrılmışDıscontınue to : Kesmek,devam etmemek durmakDiscontununity : Süreksizlik,devamsızlık,kesik olmaDiscover to : Keşfetmek,bulmakDiscrepancy : Fark ayrılık , uyumsuzlukDisciminate to :Ayırmak,ayrım yapmakDisengage to : Bağlantısını kesmek,bağlantısı kesilmek,ayırmak serbest bırakmakDisinfect to : Dezenfekte etmekDısıngfectant : DezenfektanDisk drive : Disket sürücüDiskette : DisketDislocate to : Yerinden çıkarmakDislodge to : Yerinden çıkarmakDismantle to : Sökmek,parçalara ayırmakDisparıty : FarkDispatch ,despatch : Gönderme,sevk etmeDispatch to : Sevk etmek,göndermekDisperse to : Dağıtmak,yaymakDisplace to : Yerinden çıkartmak,yerini değiştirmek

Page 23: Technical Englısh Dictionary

Displcaed : Yeri değiştirilmişDisplay : GörüntüDisplay unıt : Görüntü ünitesi,ekranDısplay to : Göstermek,görülecek şekilde yerleştirmekDisposable : Bir defa kullanılıp atılan malzemeDisprove to : Yanlış olduğunu kanıtlamakDissipate to : Dağıtmak,yok etmek,gidermekDissolve to : Eritmek,erimek,çözmekDistance : Mesafe uzaklıkDistance Measurıng Equipment (DME): Mesafe ölçme teçhizatı,uçuşta uzaklığı gösteren sistem Distant : Uzak,uzaktaDistinct : Arı,farklıDistill to : DamıtmakDistinct : Ayrı,farklıDıstınctıon : BozulmaDistribute to : Dağıtmak,vermekDistribution : Dağılım,dağıtımDistrict : BölgeDisturb to : Rahatsız etmek,düzenini bozmakDisturbance : Düzensizlik,arızaDivert to : Başka yöne çevirmek,saptırmakDiverty : Uçağın gideceği meydan yerine başka bir meydana inmesiDivide to : Bölmek,ayırmakDivision : Bölüm,bölünmeDo,to (did,done) : YapmakDolly : Tekerlekli kriko,ağır komponentleri taşımak ve kaldırmak için kullanılan araçDomain : Manyetik alanDome : kubbe,kubbe şekli verilmişDomestıc : Yerli,dahili,içDomestıc flıght : İç hat uçuşDominant : Baskın , dominantDoor : Kapı,kapakDoor latch : Kapı mandalıDope : MacunDot : Nokta,benekDouble : Çift,ikiDovetail : Kırlangıç kuyruğu,geçme kurtağzıDowel : Tespit pimi Dowel pin : Saplama,merkezleme pimiDown : Aşağı,aşağıya ,aşağıdaDownstream : Sistem çıkışıDrag : Uçağın havada ilerlemesine karşı havanın gösterdiği direnç,geri sürüklemeDrag to : Çekmek,sürüklemekDrain outlet : Boşaltma hattı çıkışıDrain to : Boşaltmak(sıvı)Draining : BoşaltmaDraw to (drew,drawn) : 1-Çekmek sürüklemek : 2 – İçine çekmek,emmek

Page 24: Technical Englısh Dictionary

: 3 – Çizmek resmetmekDrawing : Çizim,şemaDrench to : Islatmak,sıvıya batırmakDress out to : Gidermek,çıkarmakDribble to : Damlamak,damlatmakDried : Kuru,kurutulmuşDrift : Uçuşta esas baş ile yol arasında rüzgarın neden olduğu farkDrift to : (Rüzgarın veya akıntının etkisiyle) Sürüklenmek Drill to : Matkapla delmek,delik açmakDring to ( drank ,drunk) : İçmekDrinkable : İçilebilirDrip to : Damlamak,damlatmakDriplesstick : Tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan derecelendirilmiş çubuk (akıtmasız) çekme çubuğuDripstick : Çekme çubuğu,tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan çubuk(akıtmalı)Drive (drove,driven) Sürmek,çalıştırmakDroop to : Sarkmak,çökmekDrop : Düşme,düşüşDrop to : Düşmek,düşürmekDry : KuruDry motor : Kuru (yakıtsız) startDry to(dried,dried): Kurutmak,kurulamak,kurumakDual : Çift , ikiliDuct : Geniş çaplı boru,dakDue to : Yüzünden sebebiyleDull : Donuk,mat,solukDumb : Dilsiz,sessizDummy astenna : Yardımcı anten,yapay antenDump valve : Uçuşta uçağın iniş ağırlığını azaltmak için tanktaki yakıtın boşaltılmasını sağlayan valfDump to : Boşaltmak,atmakDurability : Dayanıklılık,sağlamlıkDurable : Dayanıklı,sağlamDuration : SüreDuring : Süresince,esnasında,boyunca,sırasındaDust : TozDust cap : Toz kapağıDust cover : Toz koruyucu kapak,cihazı kaplayan metal koruyucuDustfree : Temiz tozsuzDusrproof : Toz geçirmezDuty : Görev,gümrük vergisiDye to : Boyamak

-E-

Page 25: Technical Englısh Dictionary

Each : Her bir , her biriEar : KulakEar plug : Kulak tıkacıEarly : Erken Earth : Yerküre,dünya,toprak,yerEase to : Hafifletmek,dindirmek,kolaylaştırmakEasily : KolaycaEast : Doğu Easy : Kolay,basitEat to (ate,eaten) : YemekEccentric : Dış merkezli,eksantrikEddy : Girdap,anaforEdge current : Endüksiyon akımıEdge : KenarEdge thickness : Kenar kalınlığıEdible : YenebilirEffect : Sonuç,etkiEffective : Etkili,geçerliEffectivity : Uygulanabilir,geçerlilikEfficiency : Verim,randımanEffiencient : Verimli ,etkili,yeterliEffort : Güç,gayret,çabaEither : İkisinden biriEither … or : Ya..yada ,veyaEject to : Dışarı atmak,fırlatmakElapse to : (Zaman) GeçmekElapsed time : Geçen zamanElasticity : Esneklik,elastikiyetElbow : DirsekElbow fıttıng : Dirsek şeklindeki bağlantı elemanıElectrical bond : Elektrik irtibatıElectrical circuit : Elektrik devresiElectrical harness : Elektrik donanımıElektrical network : Elektrik şebekesiElectrician : Elektrik teknisyeniElectricity : ElektrikElectronıc Access door : Elektronik kompartman kapağıElement : Element,öğe,unsurElevate to : Yükseltmek,kaldırmakElevator : Uçağın kuyruğunda bulunan ve burun aşağı yukarı hareketini sağlayan ana kumanda yüzeyi , elevatörEliminate to : Elemek,atmak,çıkartmakElongate to : UzatmakElsewhere : Başka yerdeEmanete to : Çıkmak,yayılmakEmbed to : Gömmek içine koymakEmerge to : Ortaya çıkmakEmenrgency : Acil durum,tehlike haliEmery : ZımparaEmission : Yayma,emisyon

Page 26: Technical Englısh Dictionary

Emit to : Yaymakidışarı vermek,göndermekEmpenanage : Kuyruk takımı Employ to : İş vermek,çalıştırmak,görevlendirmekEmployee : Çalışan,işçiEmployer : İşverenEmpty : BoşEmpty to : BoşaltmakEn route : Yolda giderken,sefer halindeEnable to : Mümkün kılmak,izin vermekEncircle to : Kuşatmak,çevrelemekEnclose to : Kapsamak,içine almak,çevresini sarmakEncounter to : Karşılaşmak,rastlaşmakEncourage to : Cesaretlendirmek, teşvik etmekEnd : 1-) Son,bitiş : 2-) UçEnd to : Bitmek,sona ermekEndanger to : Tehlike yaratmakEndless : SonsuzEndurance : 1-) Bir uçağın belirli bir yakıt miktarı ile uçabileceği toplam süre,havada kalış süresi : 2-) Sabır,dayanmaEndure to : Dayanmak,çekmek,katlanmakEnergize to : Enerji vermek , güç vermekEngage to : Birbirine geçirmek,birbirine geçmek,iç içe geçmekEngagement : Devreye girmeEngine : MotorEngine core : Motorun sıcak kısmıEngine nacella : Motor kaportasıEngine out : Motorun durması,çalışmamasıEngine pylon : Motorun bağlandığı yerEngine test cell : Motor deneme tesisiEngineer : Mühendis,teknisyen,makinistEngrave to : OymakEnhance : Arttırmak,çoğalmakEnglarge to : Genişletmek,büyütmekEnormous : Çok iri,büyük,müthişEnough : YeterliEnrich to : Zenginleştirmek,yakıt,hava karışım oranını zenginleştirmek( yakıt artarken havayı attırmayarak)Ensure to : Emin olmak,garantiye almak,sağlamak temin etmekEntail to : Gerektirmek,zorunlu kılmakEnter to : GirmekEntering : GirişEntertainment : Eğlence,eğlencelikEntire : Bütün,tüm,tamEntirely : TamamenEntrance : GirişEntrust to :Emanet etmekEntry : Girme,girişEntryway : Giriş

Page 27: Technical Englısh Dictionary

Enumerate to : Sıralamak,belirtmekEnvelop to : Sarmak,kuşatmakEnvironment : Çevre , içinde bulunan şartlarEqual : Eşit,denkEqualize to : EşitlemekEquation : Eşitlik,denklemEquıpment : Ekipman,teçhizat,malzemeEquıpment,cooling : Cihaz soğutulmasıEqupped (with…) ile DonanmışEquivalent : Muadil,eşit karşılık gelenErase to : SilmekErr to : Yanılmak,hata yapmakError : Hata,yanılgıEscape to : KaçmakEspecially : Bilhassa özellikleEssential : Gerekli esasEstablish to : 1- Kurmak,tesis etmek : 2 – Saplamak,tespit etmekEstimate to : Tahmin etmek hesaplamakEstimated Time of Arrival (ETA) : Tahmini varış zamanıEtch to : Asitle yakmak,aşındırmakEvacuate to : Boşaltmak,tahliye etmekEvacuation : Tahliye boşaltmaEvaluate to : DeğerlendirmekEvaluatıon : DeğerlendirmeEvaporate to : BuharlaşmakEven : - De,da ; hatta , bile : 2- Düz eşitEven number : Çift sayıEvenly : Eşit olarak,dengeli şekildeEvent : OlayEventually : Neticede sonundaEvery : Her,her birEvidence : Kanıt,delilEvident : Açık,belli,ortadaExact : Tam,doğru,kesinExamination : Muayene,yoklamaExamine (for) to : ( Bir şeyi bulmak amacıyla) incelemekExamine to : İncelemek,tetkik etmekExample : ÖrnekExceed to : Geçmek,aşmakExcel to : Geçmek,üstün olmakExcellent : Mükemmel,çok iyiExcept (for) : Dışında ,haricinde ,hariçException : İstisnaExcess : Fazla,aşırıExcessive : AşırıExcitation : Uyartım,uyarmaExcite to : Harekete geçirmekExclude to : Kabul etmemek,dahil etmemek

Page 28: Technical Englısh Dictionary

Excluding : HariçExecute to : Uygulamak,yürütmekExercise to : UygulamakExert to : Kullanmak,uygulamakExhale to : ( Soluk) Dışarı vermek,buhar çıkarmakExhaust gas temperature (EGT) : Egsoz gazı çıkış sıcaklığıExhaust to : BoşaltmakExhaustive : Geniş,ayrıntılıExist to : Var olmakExit : Çıkış yeriExit to : ÇıkmakExpland to : Genişletmek,yaymakExpansion : Genişleme,yayılma,genleşmeExpect to : Beklemek,ummakExpel to : AtmakExpense : Masraf,giderExpensive : PahalıExperience : DeneyimExperiment : DeneyExpert : UzmanExpire to : Bitmek,sona ermekExplain to : AçıklamakExplanation : Açıklama,izahExplanatory : AçıklayıcıExplicit : Açık,belirgin,netExplode to :PatlamakExplore to : Keşfetmek,araştırmakExplosion : PatlamaExplosive : Patlayıcı,patlayarakExport to : İhraç etmekExpose to : 1-) Maruz bırakmak,karşı karşıya getirmek : 2-) Açmak,meydana koymak,göstermekExposed : 1-) Açık,meydanda : 2-) Uzatmak,devam etmekExtended : Açılmış,açık,uzamış,dışarıda (buton vs)Extension : Açılma,açmaExtension and retraction test : Al-ver testiExtensive : Geniş yaygınExtent : 1-) Boy,uzunluk : 2-) Ölçü dereceExterior : Dış,haric,Extermal : Dış,hariciExternal power : Harici güçExtınguish to : Söndürmek,sönmekExtract to : Sökmek,çıkarmak,almakExtraction fan : VantilatörExtreme : Aşırı,son dereceExtrude to : Sıkmak,çıkarmakExude to : Sızmak,akmak,yayılmakEye : Göz

Page 29: Technical Englısh Dictionary

-F-

Fabric : 1-) Kumaş,bez : 2-) Yapı,çatıFabricate to : İmal etmek,yapmakFace : Yüz,yüzeyFace shield : ( Yüz için ) Siper,koruyucuFacilitate to : KolaylaştırmakFacilities : Vaıta,imkan , bina,tesisatFacility : 1-) Kolaylık : 2-) Beceri,ustalık : 3-) Özel bir iş için yapılmış binaFact : Gerçek , olguFactory : FabrikaFade away to : Ortadan kaybolmak,yok olmak,sönmekFade in to : Yavaş yavaş görünmek,görünür olmak,açılmakFade out to : Yavaş yavaş gözden kaybolmak,kararmakFade to : Solmak,rengi atmakFail safe : Arızaya karşı emniyetli,arızalara karşı otomatik tedribatı olan ( mekanizma)Fail to : Yetersiz olmak,başarısız olmak,başarısızlıkla sonuçlanmak,arızalanmak,bozulmakFailed : ArızalıFailure : Arızalı,başarısızlıkFaint : Donuk,mat,solukFairing : Kaplama,kaportaFaırly : OldukçaFall to (fell,fallen) : Düşmek,azalmakFalse : Yanlış,hatalıFamiliar : Bilinen,tanınanFan case : Fan kasasıFan cowl : Fan kaportasıFan cowl door : Fan kaporta kapağıFan duct cowl : Fan kaportasıFan engine : Motor gücünün büyük bölümünü en öndeki geniş çaplı fanda elde edildiği motor tipiFar : UzakFast : Süratli,hızlı,çabukFasten to : BağlamakFastener : Bağlayan şey,perçin,cıvata gibi iki nesneyi birbirine bağlamak için kullanılan aletFatal : ÖldürücüFatigue : Metal yorulmasıFaucet : MuslukFault : ArızaFaulty : Hatalı,arızalıFavorable,favourable : Olumlu,uygun

Page 30: Technical Englısh Dictionary

FD Engage logic : FD’nin devreye girebilmesi için gerekli şartlarFear to : Korkmak,endişe etmekFeasible : Yapılabilir,mümkün,uygunFeather edge : Kolay bükülen çok ince sivri uçFeature : Özellik,vasıfFederal Aviation Administration (FAA) : Federal Havacılık İdaresiFederal Aviation Regulations ( FAR’s) Federal Havacılık YönetmelikleriFee : ÜcretFeeble : Zayıf,güçsüz,kuvvetsizFeed line : Beslenme hattıFeed to (fed,fed) Doyurmak,beslemekFeed back : Geribeslenme,değişen konumu bildirmeFeel to : (felt,felt) : HissetmekFemale connector : Dişi bağlant elemanıFence : Çift parmaklıkFerrous : Demirden oluşan,demirliFerrule : Demir halka,yüksükFerry : Uçağın ticari olmayan uçuşa gitmesi,uçağın yolcusuz ve yüksüz yalnız kendi ekibiyle uçmasıFetch to : Gidip getirmekField : Alan,meydan,hava meydanıField elevation : Bir meydanın deniz seviyesinden yüksekliğiFigure : Şekil,biçimFilament : Lamba teli,flamanFile : 1-) Eğe : 2 -) DosyaFile to : 1-) Eğelemek,eğe ile düzeltmek : 2-) DosyalamakFill connection : İkmal bağlantısıFill valve : İkmal valviFill to : DoldurmakFilling : DoldurmaFillister : Oluk rendesi , olukFilm : Tabaka , katFiltler cartridges : Filtre elemanı(süzgeç)Filtler cloggıng ligt : Filtre tıkalı lambasıFitler to : Süzmek,filtreden geçirmekFilthy : Pis , kirliFin : Uçağın dikey stabilizeriFinally : Sonunda,nihayetFind to (found,found) BulmakFine : Güzel,iyi kaliteliFinger : ParmakFinish to : Bitirmek,tamamlamak,bitmek,sona ermekFire : Ateş,yangınFire extinguisher : Yangın söndürücüFire handle : Motorda yangın çıkması halinde motoru durdurup motora giden yakıtı,hidroliği,pnömatiği ve elektriği kesen ana kol yada butonFireproof : Ateşe dayanıklı,yanmazFirm : 1-) Firma,şirket

Page 31: Technical Englısh Dictionary

: 2-) Sıkı,sağlam,sertFirmly : SıkıcaFirst : İlk,önceFirst aid : İlk yardımFirst offıcer : Yardımcı pilotFit to : Uymak,uygun olmakFitted to : Tutturulmuş,bağlanmışFitting : BağlantıFix to : 1-) Sabitleştirmek,düzenlemek : 2-) Tamir etmekFixed : Sabit,oynamaz,bağlı,belirlenmişFixtures : Sabit eşyaFlabby : Gevşek,sarkıkFlag : BayrakFlake : İnce tabaka ,ince parça,pulFlaked : Pul pul olmuş,pul halinde ayrılıp düşmüşFlakıng : Pul pul dökülmeFlame : AlevFlame out : Alev sönmesi.Çalışmakta olan motorun kendiliğinden durmasıFlammable : Yanıcı,çabuk tutuşanFlange : Flanş,kenar,oturma yüzeyiFlare out to : GenişletmekFlare to : Birden alev almakFlash to : Yanıp sönmekFlashligt : El feneriFlat : 1-) Düz : 2 -) Havasız , patlak ( lastik )Flat spot : Lastik diş veya dişlilerinin aşınması sonucu düzlemiş, bezi çıkmış bölgeFlaw : Kusur,defoFleet : Filo Flexible : Esnek,bükülebilirFlicker to : Titremek, titreşmekFlight : UçuşFlight altitude : Uçuş yüksekliğiFlight attendant ( F/A) : Uçuş görevlisi , hostesFlight control : Uçuş kumandasıFlight crew : Uçuş mürettabatı Flight data recorder : Kara kutuFlight deck : Uçuş kompartmanı,kokpitFlight kit : Uçuş teçhizatı/donanımıFlight path : Uçuş pateniFlip flop : İki durumluFloat to : 1-) Yüzmek,sıvının üstünde durmak : 2-) Havada süzülmek,uçmakFloating point format : Ondalıklı gösterim biçimiFlood to : Sel basmak,su basmakFloodlight : Aydınlatma lambasıFloor : Taban,zeminFlooy disk : Disket

Page 32: Technical Englısh Dictionary

Flow : AkışFlow to : AkmakFluctuate to : Dalgalanmak,inip çıkmak,azalıp çoğalmakFluctation : DalgalanmaFluid : Akışkan sıvıFlush to : Yıkamak,temizlemek,flaş etmekFlute : Oluk,yivFlutter : Titremek,sallamak,kanat sarsıntısıFlux : Akıntı,akış,cereyan akıFlux density : Akı yoğunluğuFly to ( flew,flown ) : Uçurmak,uçmak Foam : KöpükFocus to : OdaklamakFog : SisFoggy : SisliFold to : KatlamakFoldıng type seat : Katlanan koltukFollow to : Takip etmek,izlemekFollowing : Aşağıdaki müteakip Foolproofing : Güvenilir,kusursuzFoot : 1-) Ayak : 2-) 0,3048 mFor : 1-) İçin : 2-) (zaman) Süresince , -dırForbid to ( forbade,forbidden) : YasaklamakForce : Güç,kuvvetForce to : Zorlamak,sıkıştırmak,itmekForearm : Dirsekle bilek arasıForecast : Hava tahminiForecast to : Tahmin etmekForeign object : Yabancı maddeForeign Object Damage ( FOD ): Yabancı cisim hasarıForget to ( forgot,forgotten ) : UnutmakForm to : Oluşturmak,biçim vermekFormal : Resmi,biçimselFormat to : Formatlamak,şekil vermek,düzenlemekFormation : Oluşum , formasyon Former : Önceki , eski Fortnight : Onbeşgün,iki haftaForward : Ön,ileri,öne doğruFoul to : Dokunmak,çarpmakFouled : Kirli,tıkalıFound to : Kurmak,yapmakFour-wheel : Dört tekerlekliFraction : Küçük parça,bölüm,kısımFractional : Çok küçük,önemsizFragile : Kırılabilir eşya,malzemeFragment : ParçaFrame : Uçağın gövde yapısına şekil sağlayan dış çemberFramework : Ana yapı iskeleti,iskelet,çatı

Page 33: Technical Englısh Dictionary

Frayed : AşınmışFree : 1-) Serbest,özgür : 2-) Bedava,parasızFree from : -sız ,den uzak,arınmışFreedom : Özgürlük,serbestlik,arınmaFreze to : ( froze,frozen) : Donmak,dondurmakFreezing : DonmaFreezing point : Donma noktasıFreezing weather : Dondurucu havaFreight : Yük,kargoFreighter : Kargo uçağı,yük gemisiFrequency : FrekansFrequancy meter : FrekansmetreFrequent : Yaygın,olağanFrequently : Sık sıkFresh : TazeFresh air : Temiz havaFriction : SürtünmeFringe area : Kenar bölgeFrom : -den,-dan,-den beriFront : Ön,ön tarafFront spar : Ön spar ( duvar)Frost to : Donmak,buzlanmakFrozen : DonmuşFuel : YakıtFuel boost pump : Yakıt yardımcı pompası Fuel on board ( FOB ) : Uçaktaki mevcut yakıt miktarıFuel pressure : Yakıt basıncıFulfil to : Yerine getirmek,yapmakFull : Dolu,tamFull turn : Tam dönüşFully : TamamiyleFumes : Duman,buhar , gazFunctıon : İşlev,görevFundamental : 1-) Kural,temel : 2-) Esas,temelFurnish to : 1-) Sağlamak,tedarik etmek : 2-) DöşemekFurther : 1-) Daha fazla , daha ileri : 2-) Başka,bir başka,bundan başkaFurthermore : Bundan başka , ayrıcaFuse : SigortaFuse to : Eriyip birbiriyle kaynaşmak,yapışmakFuselage : Uçak gövdesiFusion : Kaynaşma,füzyonFutile : Boş,faydasızFuture : Gelecek,ileriki bir zamanda

Page 34: Technical Englısh Dictionary

-G-

Gage,gauge : Gösterge,saatGain to : Kazanmak,elde etmekGalley : Uçaktaki yiyecek,içeceklerin konulup hazırlandığı bölüm,mutfakGang : Ekip ,takım,posta,grupGap : Boşluk,aralıkGasket : ContaGasoline : Yakıt,benzinGate : Kapı,yolcu giriş kapısıGear : 1-) Dişli : 2-) İniş takımı ( Landing gear )Gear hydraulıc system : İniş takımı hidrolik sistemiGearbox : Dişli kutusuGeneral : GenelGeneralize to : GenelleştirmekGenerate to : Vermek,sağlamak,üretmekGeneration : Kuşak,nesilGenerous : Cömert,bereketli,verimliGentle : Kibar,nazik,yumuşakGently : Yavaşça,hafifçeGenuine : Gerçek,hakikiGet Access to : Erişmek,ulaşım sağlamakGet to ( got got ) : Elde etmek,almakGive up to : Bırakmak,vaz geçmekGive to ( gave,given ) VermekGlance to : Göz atmak,bakmakGlass : 1-) Cam : 2-) BardakGlaze to : Sırlamak,cilalamakGlide : Süzülme,alçalmaGlide slope : Süzülüş açısıGlobe : KüreGlossy : ParlakGloves : EldivenGlow : Kızıl ışık,parlaklıkGlow to : Kızmak,akkorlaşmakGlue : Tutkal,yapıştırıcıGo around : Uçağın inişten vazgeçip pas geçmesiGo by to : GeçmekGo off to : Devam etmekGo to : 1-) Gitmek,uzanmak(went,gone) 2- ) İşlemek,çalışmakGoggles : Koruyucu gözlük,maskeGood : İyi,uygunGoods : Eşya,malzeme,maddeGovern to : Yönetmek,idare etmek,yönlendirmekGovernor : Regülatör,düzenleyici

Page 35: Technical Englısh Dictionary

Grade to : Derecelendirmek,sınıflandırmakGradient : Eğim,meyilGradually : Kademeli olarak,derece dereceGraduation : 1-) Derecelere ayırma : 2-) MezuniyetGrasp to : Tutmak,kavramakGravity : Yerçekimi,ağırlıkGravity draining : Kendi ağırlığıyla boşaltmaGravity filling : Kendi ağırlığıyla ikmalGrease : Yağ,gresGren : YeşilGrey : GriGrind to : ( ground,ground ) Öğütmek,ufalamak,taşlamakGrip to : Sımsıkı tutmak,kavramakGroove : OlukGroove cracking : Oluk çatlaması,diş gibi kırılmasıGross weight : Uçağın kargo da dahil toplam ağırlığı,brüt ağırlıkGround : Yer,toprak,zeminGround door opening handle : Yerde kapak açma koluGround roll : Tekerleklerin dönmesiGround safety : Yer emniyetiGround service network : Yer servis şebekesiGround station : Yer istasyonuGround to : TopraklamakGrounding : TopraklamaGrounding-plate : Topraklama (oturma) yüzeyi.şase yüzeyiGroup to : Bir grupta toplamakGrow to ( grew,grown ) : Büyümek,gelişmek,artmak,çoğalmakGrowth : Üreme,oluşma,büyümeGuard to : Korumak,beklemek,önlem almakGuess to : Tahmin etmekGuıde to : Yol göstermek,rehberlik etmek,idare etmekGush out to : FışkırmakGust ( of wind ) : Rüzgar süratinin artması,ani rüzgarGuy : Gergi teliGyro : Cayro

-H-

Habit : AlışkanlıkHalf ( pl.halves) :Yarım,bir şeyin yarısıHalt to : Durmak,durdurmakHammer : ÇekiçHamper to : Engel olmak,engellemekHand : ElHand crank : Döndürme koluHandicap : Dezavantaj,engelHandle : Kol,tutamaç,sapHandle to : Ele almak,kullanmak

Page 36: Technical Englısh Dictionary

Handy : Kullanışlı,pratikHang to ( hung , hung ) : Asmak,asılmak,asıllı durmakHaphazard : Rasgele,gelişi güzelHappen to : OlmakHarbor,harbour : Liman,sığınak,barınakHard : 1-) Sert,katı : 2-) Güç,zorHarden to : Sertleştirmek,katılaştırmakHarmful : ZararlıHarmless : ZararsızHarness : DonanımHarsh : SertHaste : Acele,telaşHave to (had,had) : Sahip olmak,almakHazard : TehlikeHazardous : TehlikeliHead : BaşHead to : 1-) Başta olmak,önde gelmek : 2-) Yönelmek,yöneltmekHeaded into : Başı(burnu) bir tarafa çevriliHeading : Baş,uçağın esas yönüHeadset : Telsiz konuşması için kullanılan başlıkHeap : Yığın,kümeHear to ( heard,heard ) : Duymak,işitmek Heat : Isı,sıcaklık,hareretHeat dissipation : Isı kaybıHeat to : IsıtmakHeater : IsıtıcıHeavy : AğırHeavy rainfall : Şiddetli yağışHeight : YükseklikHelical : Helezoni,sarmalHelmet : Kask,başlıkHelp : YardımHelp to : Yardım etmekHere : Burada,burayaHesitate to : Tereddüt etmek,duraksamakHexadecimal : OnaltılıHexegonal : AltıgenHide to ( hid,hidden) : Saklamak,gizlemekHigh : YüksekHigh altitude : Yüksek irtifa,10 bin metrenin üzeriHigh winds : Kuvvetli rüzgarHijack to : Uçak kaçırmak,silah zoruyla gaspetmekHinge : MenteşeHinged : Menteşeli,menteşelenmişHit : Vurma,vuruş,darbeHit to ( hit,hit ) : Vurmak,çarpmakHoist : Yük asansörü,vinçHoist to : Yukarı kaldırmak,yukarı çıkarmak

Page 37: Technical Englısh Dictionary

Hold to( held,held ) : Tutmak.mevcut durumu muhafaza etmek,devam ettirmekHolding pattern : Havaalanına iniş izni bekleyen uçakların izledikleri belirli yol,bekleme paterniHole : Delik,oyukHollow : Boş,oyuk,çukurHook : KancaHope to : Umut etmek,ummak,beklemekHorizon : UfukHorizontal : YatayHose : HortumHot : SıcakHour : SaatHousıng : Yuva,yerHover to : Havada belli bir noktada durmak,sallanıp durmakHowewer : Bununla birlikte,ama,fakatHub : Tekerlek merkezi,göbekHubcup : Cant kapağı,başlık kapağıHuge : Çok büyük , kocamanHum : Uğultu,gürültüHumid : Nemli,rutubetliHumidity :RutubetHurricane : Kasırga,boraHurry to ( hurried,hurried) : Acele etmekHurt to (hurt , hurt ) : İncitmek,acıtmak,yaralamakHybrid : MelezHydraulıc fluıd contaıner : Hidrolik sıvı kabıHydraulıc ground power cart : Hidrololik sistem servis aracıHydraulic pump : Hidrolik pompasıHydraulıc return line : Hidrolik dönüş hattı

-I-

Ice burn : Islak pistten dolayı aşınmaIce formatıon : Buz oluşumu,Ice foundation : Buz oluşumuIce protection : Buzlanmadan korunma,buzlanmayı önleme Icıng : BuzlanmaIdentical : AynıIdentification : Tanımlama,kimlikIdentification card : Tanıtma kartıİdentification ring : Tanımlama/kimlik halkası,etiketIdentıfy to ( ıdentified,identified ) : Tanıtmak,belirtmekIdle : RölantiIdler : Ara tekerleği,kasnakIdlıng Boşa alma,boşta çalıştırma

Page 38: Technical Englısh Dictionary

If : Eğer,-seIf not : Değilse,yoksaIgnitable : Yanıcıİgniter : Ateşleme bujisi,ateşleyiciİgnition : Ateşleme İgnition plug : BujiIgnore to : Aldırmamak,önem vermemekIll : Hasta , kötü,fenaIllegible : OkunmazIllicit : Yasaya aykırı,yasa dışıIlluminate to : AydınlatmakIllustrate to : Resimle göstermek,açıklamakImage : Görüntüİmaginary : Hayali,sanalImmaculate : Lekesiz,kusursuzİmmaterial : ÖnemsizImmature : OlgunlaşmamışImmediately : HemeniderhalImmelmann turn : Uçağın yarım lupıng yaptıktan sonra yarım tono yaparak yatay vaziyetie gelerek yükseklik kazanmasıİmmense : Ucu bucağı olmayan,kocamanImmerse to : İçine batırmak,daldırmakİmminence : Yakınlık,yakınlaşmaİmmobile : Hareketsiz ,devinimsizİmmobilize to : Tesbit etmek,yerinde tutmak,hareketini önlemekImmovable : Kımıldamaz,hareketsizImmune : Bağışık,muafImpact : Darbe,çarpma,etkiİmpair to : Bozmak,zarar vermekİmpart to : 1-) Vermek,katmak : 2-) Bildirmek,söylemekİmpartial : Tarafsız,yansızİmpartıble : Bölünemezİmpatıent : SabırsızImpede to : Engel olmakImpel to : Zorlamak,sevk etmekImpeller : ( Pompa vb içindeki) Pervane ,palImpenetrable : Girilemez,nüfuz edilemezImperceptible : Hissedilmez,fark edilmezImperfect : Kusurlu,hatalıImperil to : Tehlikeye sokmakImpervious : Su yada hava geçirmez,sızdırmazImplement : AletImplement to : Tamamlamak,yapmak,yerine getirmekImply to (implied,implied) : 1-) Anlamına gelmek,dernek olmak

: 2-) İçermek,kapsamakİmport to : İthal etmek,yurt dışından getirmekİmpose to : Zorla benimsetmek,empoze etmekImpossible : Olanaksız,imkansızImpractıcable : Yapılamaz,uygulanamaz

Page 39: Technical Englısh Dictionary

Impregnate to : (iyice) IslatmakImpression : Etki,izlenimImprove to : Geliştirmek,ilerletmekImprovement : İlerleme,gelişmeImpulse : Darbe,vuruşImpulse turbine : Çarpma etkili türbinİmpurıty : Kirlilik,pislikIn accordance with : Uygun olarak –e göreIn addition to : Ek olarak,yanı sıraIn approach : Yakın ( inişe) YaklaşmadaIn case of : Halinde , durumundaIn concern with : İlgili olarakIn conjunctaıon with : ….ile beraber/birlikteIn front of : ÖnündeIn good condıtıon : İyi durumdaIn operatıon : Çalışır durumda,faalIn posıtıon : Yerinde,gerekli konumdaIn progress : Devam etmekteIn proportıon to : Orantılı olarak In proximinity to : YakınındaIn the event of : Halinde – durumundaIn turn : SıraylaIn view : GörünürInaccessible : UlaşılamazInaccuracy : Yanlışlık,hataInadequate : YetersizInadvertently : Kasıtsız olarakInapplicable : UygulanamazInboard : İç tarafIn-bound : İstasyona yaklaşmak(uçuş)Incandescent light : Akkor telli lambaInch : İnç 2,54 cmIncıdence : İsabet,etki alanıIncıdent : OlayIncipient : Yeni başlamışIncıdent : OlayIncıpıent : Yeni başlamışInclinatıon : Eğilim,eğimIncline to : Eğmek,eğilmek,yatmak,meyletmekInclined : EğimliInclinometer : Eğim,ölçerInclude to : Dahil etmek,kapsamakIncluded : DahilIncluding : Dahil,kapsayarakInclusive : İçine alan,dahilIncombustible : YanmazIncome : Gelir,kazanç Incomplete : Eksik,tamamlanmamışInconel : Paslanmaz çeliğe benzer,ısıyla sertleştirilemeyen krom-demir alaşımı

Page 40: Technical Englısh Dictionary

Inconspicuous : Göze çarpmayan , önemsizInconvenience : Rahatsızlık,elverişsiz olmaIncorporate to : Birleştirmek , katmak,birleşmekIncorrect : YanlışIncorrectly : Yanlış olarakIncrease : ArtışIncrease to : Artmak,çoğalmak,artırmakIncrement : Artma,artış,çoğalmaIncur to : Sebep olmak,-den kaynaklanmak; maruz olmakIndeed : GerçektenIndefinite : Belirsiz,sınırsız,sonsuzIndent : ÇentikIndentation : Girinti,çukurIndependent : BağımsızIndependently : Ayrı olarak,bağımsız olarakIndex : 1-) İşaret , gösterge : 2-) Dizin,ındeksIndex by tıtle : Başlıklara göre sıralamaIndex by type number : Tip numaralarına göre sıralamaIndıcate to : Göstermek,belirlemek,işaret etmekIndıcatıon : İndikasyon,göstermeIndıcator : İndikatör,göstergeIndifferece : İlgisizlik,kayıtsızlıkIndifferent : İlgisiz,nötrIndırect : Dolaylı,indirektIndıvidual : 1-) Tek,ayrı : 2-) Bireysel,ferdi : 3-) Şahıs,fert,bireyIndıvıdual air outlet : ManikaInduce to : 1-) İkna etmek,sevk etmek,neden olmak : 2-) İndüklemekInductıon : İndükleme,indüksiyonInduction coil : İndüksiyon bobiniInductıon current : İndükleme akımı,indükleme yoluyla elde edilen elektrik akımıIneffective : EtkisizInefficient : Etkisiz,verimsizInert : Hareketsiz,etkisizİnertia : Atalet,devinimsizlikInertıal Reference System(IRS): Uçağın dünya üzerindeki konumunu ve yerini gösteren sistemInevitable : KaçınılmazInextricable : Karışık,içinden çıkılmazInextricably : İçinden çıkılmaz biçimdeInfallible : Yanılmaz,güvenilirInferıor : Aşağı,alt,ikinci derecede olanInfiltrate to : İçeri sızmak,süzülmelInfınıte : Sonsuz,sınırsızInfınıty : Sonsuzluk,sınırsızlıkInflame to : Tutuşmak,alev almakInflammable : Yanıcı,tutuşur,alev alır

Page 41: Technical Englısh Dictionary

Inflate to : Şişirmek(lastik) hava yada bir başka gazla ikmal etmekIn flight fuel dumpıng : Uçuşta yakıtı havada boşaltmaInfluence : EtkiInfluence to : EtkilemekInform to : Haber vermek,bildirmek,söylemekInformatıon : Bilgi,bildirme,haberInfractıon : Bozma,ihlalInfrequent : Seyrek,nadirInfuse to : Dökmek,akıtmak,demlemekInfusion : İçine dökme yada akıtma,demleme,karıştırma,katmaIngest to : İçine çekmekIngot : Külçe,kütükİngraın to : Yer etmek,yerleşmekIngredient : Karışımı oluşturan madde,içindekiInhale to : Nefes almak,soğumakInherent : Doğal,doğasında olanInhıbıt to : Engellemek,yasaklamakInhıbıtor : Inhibitör,yavaşlatıcıInıtıal : İlk,öncekiInıtıate to : BaşlatmakInject to : Enjekte etmek,içine katmakInjectıon pressure : Enjeksiyon basıncı Injury : Yararlanma,zararInk : MürekkepInlet : Giriş,ağızInlet chamber : Emme odasıInlet duct : Emme borusuIn line : Sırada,bir hizadaInner : İçerdeki,içInnocent : Masum,zararsızInnovate to : Yenilik getirmek,değişiklik yapmakInnovatıon : Yenilik,değişiklikInnumerable : SayısızInoperatıve : İşlemeyen bozukIn – phase : Eş fazlıInput : Girdi,bilgiInquire to : Sormak,bilgi almakInquiry : Soruşturma,araştırmaInscribe to : Yazmak,kaydetekInsert to : Sokmak,yerleştirmekIn service measurements : Servis ölçümleri,servis değerleriİnside : İçinde,içindekiİnsight : Kavrama,kavrayışInsıgnificant : ÖnemsizInsıst to : Israr etmekInspect to : Dikkatlice gözden geçirmek,kontrol etmek,denetlemekInspectıon : Yoklama,kontrol,muayeneInspector : Kontrol eden kişi,müfettişInstall to : Yerleştirmek,takmakInstallatıon : Takma,yerleştirme

Page 42: Technical Englısh Dictionary

Installed : YerleştirilmişInstance : ÖrnekInstant : Hemen olan,acilInstantaneous : Anlık,aniInstead of : YerineInstruct to : 1-) Öğretmek,eğitmek : 2-) Emir vermek,talimat vermekInstructıons : TalimatInstructor : EğitmenInstrument : AletInstrument Landing System (ILS) Aletli iniş sistemiInsufficient : YetersizInsulate to : Yalıtmak,izole etmekInsulatıon : Yalıtım,izolasyonInsulatıon resistance : İki iletkeni ayıran yalıtkan maddenin elektriki direnciInsure to : Sigorta etmek,sağlama bağlamakIntact : Bozulmamış,tam,eksiksizIntake : Giriş,ağız,emmeIntake stroke : Emme zamanıInteger : Tam sayı,bütünIntegral : Tam,bütün,integralIntegrate to : Tamamlamak,bütünlemekIntegrated Drıve Generator (IDG): Dişli grubu ve üretici bölümü tek bir komponent içinde olan ve uçak motorundan aldığı dönüyle elektrik üreten jeneratörIntergratıng circuıt : İntegralleyici devreIntegrity : Doluluk,tam olmaIntend to : Tasarlamak,niyet etmekIntensifier electrode : Hızlandırıcı,güçlendirici elektrotIntensıty : 1-) Şiddet,yoğunluk : 2-) ParlaklıkIntentıonal : KasıtlıIntercept to : Durdurmak,kesmek,engellemekInterceptor : Avcı uçağıInterchangeable : Birbiriyle değiştirilebilir,birbirinin yerine geçebilirIntercom system : Dahili konuşma sistemiInterconnect to : Birbirine bağlamakInterelectrode capacitance : Elektrotlar arası geçirgenlik,kapasitansInterest to : İlgilenmek,ilgilendirmekİnterface : Arayüzey,bir ünitenin diğerleriyle ilişkisiInterfere to : Karışmak,müdahale etmek,engellemekInterference : MüdahaleInterior : İçİnterlaced scanning : Aralıklı tanımaInterlayer insulatıon : İç tabakanın (katın) izolasyonuInterlıne to : Orta astarı koymakInterlock to : Birbirine kenetlemek,bağlamak,kilitlemekIntermediate : Orta,arada bulunan,ortadakiIntermission : Ara,aralıkIntermit to : Ara vermek,durmak,bir süre kesilmekIntermittent : Aralıklı,kesik kesik,sürekli olmayan

Page 43: Technical Englısh Dictionary

Intermodulatıon : İnetrmodülasyon,arakiplenimInternal : DahiliInterphone : Dahili telefon sistemiInterpret to : Yorumlamak,anlamını açıklamakInterpratatıon : Yorumlama,yorum,açıklamaInterregnum : Ara,aralıkInterrelate to : Birbiriyle alakalı olmakInterrelated : Karşılıklı,ilişkili,birbiriyle alakalıInterrogate to : Sorguya çekmekInterrupt to : Kesmek,ara vermekIntersect to : Kesişmek,kesmekIntersectıon : Kesişme , kavşakInterval : Aralık ( zaman olarak )Into : İçine , içine doğruIntrıcate : Girift,anlaşılması güç,karışıkIntroduce to : 1-) Ortaya çıkarmak,ortaya koymak : 2-) İçine katmakIntroductıon : GirişInvalid : Geçersiz,hükümsüzInvaluable Çok değerliInvent to : İcat etmek,bulmakInventıon : İcat , buluşInventory : Envanter,sayım çizelgesi,ayrıntılı göstergeInverse voltage : Ters voltajInvert to : Tersine çevirmekInverter : İnverter,doğru akımı (DC) alternatif akıma ( AC) çeviren cihazİnvestigate to : Araştırmak,incelemekInvisible : GörünmezInvoıce : FaturaInvoke to : BaşvurmakInvolve to : KarıştırmakInvolved (ın) : Alakası olmak,karışmış bulmakIodine : İyotIodize to : İyotlamakIonize to : İyonlara ayırmak,iyonize etmekIonosphere : İyonosferIron out to : Ortadan kaldırmak,gidermekIrregular : Düzensiz,kuralsızIrrıgate to : YıkamakIrrıtant : Tahriş ediciIsolate to : Ayırmak,bağlantıyı kesmekIsolatıon : AyırmaIssue to : Yayınlamak,çıkarmakItem : 1-) Parça : 2-) Bakımlarda uçakla ilgili arızaların ve cevaplarının yazıldığı kağıtItemize to : Ayrıntıları ile yazmak

Page 44: Technical Englısh Dictionary

-J-

Jack up to : Jaka almak,krkikoyla kaldırmakJackıng : Jaka almakJag : Sivri uç,diş.çentikJagged : Kertikli,dişliJam to : Sıkıştırmak,tıkamak,sıkışmak,tutukluk yapmakJamnut : Sıkıştırma sonucu,kontra somunJar to : Sarsmak,titremekJav clutch : Çeneli kavramaJelly : Pelte,jöleJerk to : Birdenbire çekmek,atmak,fırlatmakJerking : Aniden,birdenbireJerry can : Yakıt taşımak için kullaılan 5 galonluk konteyner,kapJettison to : Uçuş esnasında uçaktan eşya,yük atmakJob set up : İşe hazırlıkJob set up information : Görev hazırlık bilgisiJoggle : Geçme,bir parçanın diğerinin üstüne geçmesini sağlayan metal dirsekJoın to : Birleşmek,birleştirmek,katılmakJoint : Birleşme yeriJolt to : SarsmakJournal : Şaft yatağıJourney : Yolculuk,seyahaJump to : Sıçramak,atlamak,zıplamakJumper : Geçici olarak kullanılan elektrik bağlantı teliJunction : Birleşme,bitişme,iki iletkenin veya devrenin birleştiği noktaJust : 1-) Henüz,şimdi

: 2-) Yalnız,sadeceJusfity to(justified,justified) : Doğrulamak,haklı çıkarmakJuxtaposıtıon : Bitişiklik,bitişme,yan yana koyma

-K-

Keep away to : Uzak durmak,uzak tutmakKeep off to : Uzak durmak,uzak kalmak,yaklaştırmamakKeep to (kept kept) : 1-) Muhafaza etmek,tutmak

: 2-) SağlamakKey to : 1-) Kilitlemek

: 2-) Vericiyi çalıştırmak,devreye sokmakKeyboard : KlavyeKind : Çeşit,tür,cinsKink : Telin dolaşması,bükülmesi

Page 45: Technical Englısh Dictionary

Kit : Takım,alet takımı,setKnee : DizKnife edge : Bıçak gibi keskin kenarlı çelik veya diğer sert maddelerKnob : Switch düğmeKnock to : Vurmak,çarpmakKnot : 1-) Hız birimi,saatte bir deniz mili(1852m/saat)

: 2 -) DüğümKnow to(knew,known) : BilmekKnowledge : BilgiKnown : Bilinen,beklenenKnuckle : Boğum,mafsalKnurled : Tırtıklı

-L-

Label : Etiket,tagLabel to : EtiketlemekLack : Olmayış,eksiklikLack to : -den yoksun olmakLadder : MerdivenLaminate to : Yaprak haline getirmek,ince tabaka haline getirmekLand : Toprak,ülkeLand to : Yere inmekLanding : İnişLanding gear : İniş takımıLanding gear bay : İniş takımı bölümüLanding gear well : İniş takımı yuvasıLanding gear wheel : İniş takımı tekerleği Landing roll : İniş rulesi.Tekerleklerin piste konduğu noktadan uçağın pisti terk ettiği noktaya kadar olan mesafeLanguage : Dil,LisanLap to : Katlamak,katlanmak,üzerine koymakLarge : Geniş,büyükLast : Son,sonuncuLast to : Devam etmekLatch : Mandal kilidiLatch to : MandallamakLate : Geç,gecikmişLater : SonraLateral : Yanal,yana doğruLaterally : Yana doğruLatitude : Enlem

Page 46: Technical Englısh Dictionary

Latter : İki şeyden sonuncusu,son söylenenLattice : Kafes,örgüLaunch to : 1 -) Uçağı uçuş için bırakma

: 2 -) Başlatmak (yeni iş )Lavatory : TuvaletLavatory doors : Tuvalet kapılarıLaw : Kanun,yasa,kural,kaideLay to (laid,laid) : Yatırmak,koymak,yaymakLayer : TabakaLayout : PlanLeach to : Süzmek filtreden geçirmekLeachable : Filtre edilebilirLead : Uç,kabloLead to (led,led) : Yol göstermek,idare etmekLeading : Başta gelen,en önemliLeading edge : Hücum kenarı,ön kenarLeak : Sızıntı,kaçakLeak proof : SızdırmazLeakage : Sızıntı,kaçakLean to : Dayanmak,yana atmak,eğilmekLeap to : Sıçramak,atlamakLearn to : ÖğrenmekLeave to ( left,left ) : Bırakmak,ayrılmakLedge : Raf gibi düz çıkıntıLee : Muhafazalı taraf,rüzgardan korunan tarafLee side : Rüzgar altıLeft : SolLeft hand side : Sol,sol tarafLeft handed : SolakLeg : BacakLegal : YasalLegend : Işıklı yazıLegible : OkunaklıLegitimate : Yasal,meşruLength : UzunlukLess than : -den azLessen to : Azaltmak,azalmakLet to (let,let) : İzin vermek,bırakmak,beklemekLevel : SeviyeLevel to : Düzeltmek,aynı seviyede getirmekLever : Lövye , kolLiability : SorumlulukLiable : SorumluLicense,license : Lisans,ehliyet,izin,ruhsatLicense to : İzin vermek,ruhsat vermekLid : KapakLie to ( lay,lain ) : Yatmak,uzanmakLife : Hayat,yaşamLife vest : Can yeleğiLife time : Hayat süresi,ömür boyu

Page 47: Technical Englısh Dictionary

Lift to : KaldırmakLight : Lamba,ışıkLight to ( lit,lit) : AydınlatmakLightıng to : Hafifletmek,yükünü azaltmakLightly : HafifçeLike : Gibi,benzerLike to : Hoşlanmak,sevmekLikely : Olası,muhtemelLikewish : Aynı şekilde bunun gibiLimb : Dairesel dış kenarLimit : Sınır,limitLimit to : Kısıtlamak,sınırlamakLimitation : Sınır,sınırlandırmaLimited : Sınırlı,kısıtlıLine : HatLine maintenance : Hat bakımLinear : Lineer,doğrusal,çizgiselLinen : Keten,keten örgüLinger to : Gitmemek,oyalanmakLink : Bağ,bağlantıLink to : Birbirine bağlamak,birleştirmekLinkage : BağlantıLint free : TiftiksizLiquid : Sıvı,akıcı,akışkanList to : Listesini yapmak,listeye geçirmekListen to : DinlenmekLive : Canlı,elektrikli,akım geçenLive to : Yaşamak,hayatta olmakLoad : YükLoad to : Yüklemek,doldurmakLobe : Yuvarlakça kısımLocal : Yerel,bölgeselLocal tıme : Yerel saatLocalize to : Yerini belirlemek,saptamakLocalizer : ILS’nin inişte son yaklaşma için pistin merkez hattını gösteren elektronik kısmıLocate to : 1-) Yerleştirmek,koymak

: 2 -) Yerini bulmak,tespit etmekLocatıon : Yer,yerleşimLock to : Kilitlemek,kilitlenmekLocked : KilitliLocking device : Kilitleme aygıtıLockwıre : Emniyet teliLockwıre to : Emniyet teliyle bağlamakLogbook : Yapılan işlerin kaydedildiği defterLogıc : MantıkLogıcal : Mantıklı,mantıksalLong : Uzun Long dıstance : Uzun mesafeLong range : Uzun menzilli

Page 48: Technical Englısh Dictionary

Long term : Uzun vadeliLongitude : BoylamLongıtudinal : Uzunlamasına,boyunaLook for to : AramakLook to : BakmkaLoop : Lup,hatLoose : GevşekLoosely : Gevşek olarakLoosen to : GevşetmekLose to (lost,lost) : KaybetmekLoss : Kayıp,kaybetmeLoud : Yüksek (ses) gürültülüLoudness : Gürültü,ses yüksekliğiLoudspeaker : HoparlörLow : DüşükLow pressure light : Düşük basınçlı ikaz lambasıLower : Aşağı altLower to : 1-) İndirmek

: 2-) İniş takımlarını açmakLRU(Line Replaceable Unıt) : Hatta değiştirilebilen cihazLubricant : Yağlama maddesi,yağ,gresLubricate to : YağlamakLubracating : YağlamaLubracatıon : Yağlama,greslemeLuck : Şans,talihLug : Bağlantı noktası olarak kullanılan çıkıntı,uzantı,pabuçLuggage : BagajLukewarm : IlıkLumınary : Işık verenLumınous : Parlak,ışıklıLump : Parça,küme,topak,yumruLungs : Akciğer

-M-

Mach : Uçağın hızının uçulan ortamdaki ses hızına oranıMagnet : MıknatısMagnetıc pole : Manyetik kutupMagnetic tape : Manyetik bantMagnetize to : MıknatıslamakMagneto ignition : Manyetolu ateşlemeMagnifier : BüyüteçMagnify to(magnified,magnified) : BüyütmekMagnitude : BüyüklükMail : PostaMail to : Postalamak

Page 49: Technical Englısh Dictionary

Main : Ana,esasMain gear : Ana iniş takımıMain gear ground lock assembly : Ana iniş takımı açıkta kilitleme mekanizmasıMainly : Esas olarakMaintain to : Mevcut durumu muhafaza etmek,tutmak,sağlamakMaintenance : BakımMaintenance facility : Bakım merkeziMaintenance personell : Bakım personeliMajor : Esas,önemliMajority : ÇoğunlukMake certain to : Emin olmak,temin etmek,tahkik etmek,kesinlik kazandırmakMake sure to : Emin olmak,tahkik etmek,temin etmekMake up to : Oluşturmak,meydana getirmekMake to (made,made) : Yapmak,meydana getirmekMale connector : Erkek bağlantı elemanıMalfunctıon : ArızaMalleable : DövülebilirMallet : Tokmak,çekiçMan power : İnsan gücüManage to : Yönetmek,idare etmek,başarmak,becermekMandatory : Zorunlu,gerekliMan hour : Bir insanın bir saatlik çalışması,adam saatManifold : Basınçlı sıvı yada gazın kollara dağıldığı port,manifoldManipulate to : İdare etmek,yönlendirmek,elle işletmekManner : Tarz,biçim,tavırManoeuver : ManevraManoeuver to : Manevra yapmakManual control : Elle (manüel) kumandaManufacture to : Üretmek,imal etmekManufacturer : Üretici,imalatçı firmaMany : Çok,çoğu,birçoğuMap : HaritaMar to : Bozmak,zarar vermek,şeklini bozmakMarble : MermerMargin : Sınır,kenar,boşlukMarginal : Kenarda olanMark : İşaretMark to : İşaretlemek,göstermekMass : Yığın,kütle,yoğunMassive : Ağır,kalın,yekpareMaster cautıon light : Önemli arızaları ikaz eden lamba,ana ikaz lambasıMaster switch : Ana şalter,sistemdeki tüm devrelere giden elektrik gücünü kontrol eden switchMaster warning light : Çok önemli arızaları ikaz eden lambaMat : Hasır,paspasMatch to : Birbirine uydurmak,eş olmak,uymakMate to : Birleştirmek,bağlamak,birbirine geçirmekMaterial : MalzemeMating surfaces : Temas eden yüzeylerMatter : 1-) Madde,cisim

Page 50: Technical Englısh Dictionary

: 2-) Mesele,sorun,konuMature to : Olmak,olgunlaşmak,vadesi gelmekMaximize to : Maksimuma çıkarmak,getirmekMaximum : En çok,en yüksek,azamiMean : Orta,ortalama,iki seyin ortasıMean value : Ortalama değerMean to : Anlamına gelmek,demek olmak,demek istemekMeanıng : AnlamMeans : Yol,araç,yöntemMeanwhıle : Bu aradaMeasurable : Ölçülür,ölçülebilirMeasure to : ÖlçmekMeasurement : Ölçü,ölçmeMeasurıng : Ölçüm,ölçmeMechanic : Mekanik teknisyenMechanically operated : Mekanik olarak çalışanMechanısm : Mekanizma,makine düzeni,mankineyi oluşturan bütün kısımlarMedical : TıbbiMediuö range : Orta menzilliMeet to( met,met ) : Karşılamak,yerine getirmek,yapmakMeeting : Toplantı,buluşmaMelt to : Erimek,eritmekMelting point : Erime noktasıMember : ÜyeMemory : Hafıza,bellekMend to : Onarmak,tamir etmekMental : Zihinsel,akılsalMentality : Anlayış,düşünceMention to : Söylemek,bahsetmek,-den söz etmekMercury : CıvaMerely : Sadece,yalnızMerge to : İçine karışmak,birleşmek,içine karıştırmakMeridian : MeridyenMerit : DeğerMerit to : Hak etmek,değmekMesh : 1-) Dişli çarkının dişlerinin birbirine geçmesi

: 2-) İnç karedeki atkı çözgü sayısıMessage slot : Mesaj kısmı/bölümüMetallic : Metalik,madeniMeter to : ÖlçmekMetering valve : Sıvı akışını yönlendiren bir çeşit kumanda valviMeticulous : Titiz,çok dikkatliMicrowawe : MikrodalgaMiddle : OrtaMike (sl.) : MikrofonMild : Yumuşak , ılımlı, zayıfMilibar : Bar’ın binde biriMill to : Öğütmek,frezlemek,işlemekMilling machine : Freze makinesiMingle to : Karıştırmak,karışmak

Page 51: Technical Englısh Dictionary

Minimal : En az , en küçük,en aşağıMinimize to : Asgariye indirmek,mümkün olduğu kadar azaltmakMinimum : En küçük miktar,asgariMinimum enroute altitude : Uçuş sırasındaki asgari yükseklikMinor : Daha küçük,daha az,önemi azMinority : AzınlıkMinus : Eksi (-)Mınute : DakikaMirror : AynaMisalign to : Yanlış ayarlamakMisalignment : Yanlış ayarlamaMiscellaneous : Çeşitli,muhtelifMislead to (misled,misled) : Yanıltmak,yanlış bilgi vermekMiss to : 1-) (Otobüs,uçak,ders…)kaçırmak,yetişememek

: 2-) Özlemek,aramak: 3-) Anlamamak,kavramamak

Missing : Kayıp,eksik,olmayanMist : Pus,dumanMistake : Yanlış,hataMisuse to : Yanlış yerde kullanmak,kötü kullanmakMix to : Birbirine karıştırmak,karmakMixed : Karışık,karmaMixture : Karışım,karıştırmaMobile : Hareket eden geziciMock up : Herhangi bir şeyin modeliMode selector swıtch : Mod seçme swıtchiModerate : 1-) Orta,vasat

: 2-) Ilımlı,ölçülüModernize to : Yenileştirmek,çağdaşlaştırmakModification : Değişiklik,modifikasyonModify to (modıfıed,modıfied) : DeğiştirmekModulate to : Modüle etmek,dalga uzunluğu ve frekansını değiştirmek,ayarlamakModulatıon : Değiştirme,ayarlamaMoısture : Nem,rutubetMoment : An,çok kısa zamanMomentarily : Kısa bir süre için,geçiciMomentary : Bir anlık,geçiciMomentum : Moment,devinirlik,hareket eden bir cismin kütle ve hızının çarpımıyla elde edilen hareket miktarıMonitor to : İzlemek,kontrol etmekMonolithic : Yekpare,tek parçaMonotonous : Tekdüze,monotonMonsoon : MusonMonth : Ay,yılın on iki bölümünden her biriMoon : AyMoor,to : (Uçağı)Bağlamak,sabitlemekMore : Daha çok , daha fazlaMore than : -den daha fazlaMoreover : Üstelik,bundan başka

Page 52: Technical Englısh Dictionary

Morning : SabahMorse code : Mors alfabesiMost : En çok , en fazlaMostly : Çoğunlukla,genellikleMotion : Hareket,devinimMotivate to : Sevketmek,harekete geçirmek,motive etmekMotor to : (Motor) ÇalıştırmakMotoring : Start dışı sebepler için motoru startelerle döndürmekMould to : Kalıba dökmek,biçimlendirmekMount : YuvaMount to : Monte etmek,tutturmakMouth : AğızMove in and out to : İleri geri hareket etmekMove to : 1-) Hareket etmek/ettirmek

: 2-) Konumuna getirmekMovement : HareketMovıng : Hareketli,hareket edenMuch : Çok epey,hayliMud : Çamur,balçıkMuffler : SusturucuMultı : ÇokMultı functıonal : Çok işlevli,çok fonksiyonluMultiple : Çok bölümlü,çeşitliMultiple circuit : Çok safhalı devreMultiplexıng : Sinyali çoğaltma,bir sinyalle birden fazla çıkış sağlama,bir hattan birden fazla sinyal göndermeMultiplication : Çoğalma,çoğaltma,çarpmaMultıply to(multıplied,multıplied) : Çoğaltmak,arttırmak,çarpmakMute : SessizMutual : Karşılıklı,iki taraflı,ortak,müşterek

-N-

Nacelle : Motoru örten ve içine alan kısım,kaportaNail : 1-) Çivi

: 2 -) TırnakNail to : ÇivilemekName : İsim , adName to : İsim vermek,adlandırmak,belirtmekNarrow : DarNarrow to : Daraltmak,sınırlamakNatıonal : Ulusal,milliNatıve : YerliNatural : DoğalNature : Doğa,tabiat,nitelikNaught : Hiçbirşey,hiç,sıfır

Page 53: Technical Englısh Dictionary

Nautıcal : Denizciliğe aitNavigate to : Gidip,gelmek(deniz) yolculuğu yapmakNavigatıon : Sefer,seyrüseferNavy : Donanma,Deniz KuvvetleriNear : YakınNearly : Hemen hemen,neredeyseNeat : Temiz,derli topluNecessary : GerekliNecessitate to : GerektirmekNeck : 1-) Boyun

: 2-) Kaplarda ağza yakın dar kıısmNeed to : İhtiyacı olmak,gereksinim duymakNeedle : 1-) İğne

: 2 -) İbreNeglect to : İhmal etmek,aldırmamakNegligent : Kayıtsız,ilgisizNegotiate to : GörüşmekNeighbouring : Yakın,komşuNeither : HiçbiriNeither … nor : Ne…ne deNet : AğNetwork : ŞebekeNeutral : Nötr,sıfır durumdaNeutralize to : Etkisiz hale getirmekNever : Asla,hiçNew : YeniNews : Haber,bilgiNext : En yakın,sonrakiNext to : Yanına,yanındaNight : GeceNil : Hiç,sıfırNippers : Pense,kerpeten,kıskaçNıpple : Nipel,iki bağlantı parçasını birbirine eklemekte , bağlamakta kullanılan ara parçaNo longer : Artık,daha fazla değilNode : Düğüm,boğumNoise : GürültüNoise(no) : Sessiz,gürültüsüzNomenclature : Terminoloji,terimler diziniNon stop : Devamlı,sürekli,duraklamadanNonabrasive : Başka bir yüzeye sürüldüğünde aşınmayanNon – mandatory : Mecburi,gerekli olmayanNonmetallic : Metalik olmayanNonsmoker : Sigara içmeyenNoon : ÖğleNormally : Normal olarakNorth : KuzeyNose : Burun,uçağın ön kısmıNose gear : Burun iniş takımıNose gear ground downlock assembly : Burun iniş takımını kilitleme mekanizması

Page 54: Technical Englısh Dictionary

Nose gear lockpin : Burun iniş takımı kilit pimiNose landing gear : Burun iniş takımıNot applicable : Uygulanamaz,uygun değikNotch : Kertik,çentikNote : NotNote to : KaydetmekNothing : HiçbirşeyNotice : Uyarı,bildiriNotificatıon : Bildirme,bildiriNotıfıty to (notıfıed,notıfıed) : Bildirmek,haber vermekNow : ŞimdiNowadays : Bu günlerdeNoxıous : Zararlı,tehlikeliNull : Değersiz,sıfırNumber : Sayı,rakam,adetNumber to : Saymak,numaralamakNumerıc : SayısalNumerical : SayısalNumereous : Çok,çok sayıda,sayısızNut : Cıvata somunu,vida somunu

-O-

Obey to : İtaat etmek,uymakObject : Nesne,maddeObject to : İtiraz etmekObjectıon : İtiraz,kusur,sakınca,engelObjectıonable : Mide bulandırıcı,hoş olmayanObjectıve : Objektif,mercek,yansız,tarafsızObligatıon : Zorunluluk,görevObligatory : ZorunluOblong : Dikdörtgen şeklinde,boyu eninden uzunObservance : Yerine getirme,yapmaObservatıon : Dikkatki bakma,gözlemObserve to : 1-) Uymak,yerine getirmek

: 2-) İzlemekObserver : GözlemciObsolete : Eskimiş,artık kullanılmayanObstacle : EngelObstruct to : Tıkamak,kapamak,engel olmakObstructıon : Engel,tıkanıklıkObtaın to : Sağlamak,almakObvıous : Belli,açık,apaçıkOccasion : Fırsat,elverişli durumOccasionally : Ara sıra , bazenOccupatıon : Meslek,işOccupied : Meşgul,dolu

Page 55: Technical Englısh Dictionary

Occupy to : Meydana gelmek,olmakOccurrence : Olay,meydana çıkmaOctal : SekizliOdd : 1-) Tek (sayı)

: 2-) Acayip,tuhafOdor,odour : KokuOff : KapalıOff scale readıng : Ölçeksiz okumaOff course correction : Rota düzeltmeOff course sıgnal : Rotadan sapma sinyaliOffer up to : Koymak,takmak,yerleştirmekOffer to : Teklif etmek,önermekOffıcer : Memur,görevliOfficial duty : Resmi hizmet,görevOffset : Dengelemek,denkleştirmekOffset to : Dirsek,düz,çıkıntıOhmmeter : Ohmmetre,dirençölçerOil can : YağdanlıkOil cooler bypass valve : Yağ soğutucunun bypass valviOil foam : Yağ köpüğüOil proof : Yağ sızdırmaz,yağ geçirmezOil strainer : Yağ filtresi,yağ süzgeciOil sump : Yağ haznesi,alt yağ karteriOıl tank filling port : Yağ tankı ikmal ağzı Oil transfer houstıng : Yağ aktarma bölümüOıl free : YağsızOleo strut : Hidrolik dikmeOleopneumatıc : Havalı-yağlıOmıssıon : Dahil etmeme,çıkarma,atlamaOmıt to : Bırakmak,atlamak,ihmak etmekOmnidirectıonal : Yöneltmez,her yöne,her yöndeOn : Çalışır durumdaOn top : Üstünde ,üzerindeOnce : Bir defa,bir kezOnce more : Bir defadan fazlaOne after the other : Birinin ardından öbürüOne hole mountıng : Tek delikli bağlantıOne way : Tek yönlü seyahat,tek yönOne shot multıvibrator : Tek adımlı multıvıbratorOnly : Bir tek,sadeceOpaque : Şeffaf olmayan,opakOpen : AçıkOpen cırcuıt voltage : Açık devre gerilimiOpen line : Açık hatOpen tread splice : Lastik diş veya dişlerinin yarılmasıOpen to : Açmak,açılmakOpen end wrench : Açık ağızlı anahtarOpenıng : Açıklık,açış,ağızOperable : Çalışılabilir,çalıştırılabilir durumdaOperate to : Çalışmak,çalıştırmak,işlemek

Page 56: Technical Englısh Dictionary

Operatıng altitude : Uçuş yüksekliğiOperatıng life : Çalışma ömrüOperatıon : İşlem,çalışma,çalıştırmaOperatıonal Test : Çalışma,işlem testiOpereatıve : Çalışan,çalışır durumdaOpınıon : Düşünce , fikirOpponent : Karşı,zıtOpportunity : Fırsat,uygun zamanOppose to : Karşı koymak,direnmekOpposite : Aksi,zıtOpposition : Zıtlık,karşıtlıkOptıc warnıng : Işıklı,görsel ikazOptıcal : Optikle ilgili,gözle veya ışık vasıtasıyla işleyenOptımum : En iyi,en uygunOptıon : 1-) Seçme,tercih

: 2-) Bir ödeme yapmadan bağlantı yapmakOptıonal : İsteğe bağlıOr : Veya,ya daOral test : Sözlü ,sınav Order : 1-)Sıra,dizi,düzen

: 2-)EmirOrder to : 1-) Düzenlemek

: 2-) Emretmek: 3-) Ismarlamak,sipariş etmek

Ordinal numbers : Sıra sayıları ( birinci,ikinci,üçüncü…gibi)Ordinary : Sıradan,olağanOre : Maden cevheri,metalOrganize to : DüzenlemekOrient to : YönlendirmekOrifice : Dar kanal,sınırlayıcı,azaltıcıOrıgın : Başlangıç,kaynakOrıgınal carrier frequency : Özgün taşıma frekansıOriginate to : Çıkmak,kaynaklanmakO-ring seal : O kesitli conta,yuvarlak contaOrthicon : (televizyon) Alıcı tüpüOscillate to : Salınım yapmakOscillation : Salınım,titreşimOscillograph tube : Elektrik akımındaki titreşimleri kaydeden aletOther : Diğer,başkaOther than : -den başkaOtherwıse : Aksi taktirde yoksaOunce : Ons,28,349 gramOut of adjustment : Ayarsız,ayar dışıOut of order : Arızalı,hizmet dışıOutage : Hizmet dışı kalma,işlememeOutboard : Dış tarafOutboard flap : Dış flapOut bound : İstasyondan uzaklaşmak (uçuş)Outdoor antenna : Harici anten,dış antenOuter : Dıştaki,dışarıdaki

Page 57: Technical Englısh Dictionary

Outermost : En dıştakiOutflow safety valve : Dışarıya akış veren emniyet valviOutlet : Çıkış,çıkış yeriOutlet case : Tahliye bölümüOutlet chamber : Tahliye odasıOutline : Ana hat,kroki,taslakOutlook : Genel görünüş,görünümOut of phase : Faz dışı,iki dalganın aynı zamanda aynı noktadan geçmediği durumOutput : Çıkış,çıkan,çıktıOutside : Dış,tarafOutstandıng : Önemli önde gelenOven : FırınOver : Aşırı,fazlaOver the full travel : Maxımum hareketini aşmakOver voltage : Aşırı voltajOverall : Ayrıntılı,geniş kapsamlı,tüm toplamOvercast to : KarartmakOvercome to (overcame,overcome) : Üstesinden gelmek,çaresini bulmakOverflow : TaşmaOverhaul : Büyük bakım,revizyonOverhead panel : baş üstü paneliOverheat : Aşırı ısınmaOverlap : TaşmaOverload : Aşırı yükOvernıght check : Konaklama bakımıOvernıght stay : Geceleme,konaklamaOverride to (overrode,overridden) : Otomatik sistemi mekanik çalıştırmak,tepelemekOverrule to : İptal etmek,geçersiz kılmakOverrun : Pist sonu emniyet sahası.Pistin ucundaki emniyet uzantısıOverrunnıng clutch : Serbest tekerlek kavramasıOvershoot to (overshot,overshot) : Çok hızlı gidip kaçırmak,geçip gitmek,pist dışına çıkarmakOversize : Fazla geniş,fazla büyükOverspeed : Aşırı hızOvertime : Fazla mesai,fazla çalışmaOverturn to : Altüst etmek,çevirmekOwe to : Borcu olmakOwn to : Sahip olmakOWS : Ocean Weather StationOxide.coated filament : Oksit kaplı filamanınOxygen cylinder : Oksijen tüpü

-P-

Pack to : Paketlemek,sarmak,kaplamakPackage : Paket,ambalajPacked snow : Yoğun kar

Page 58: Technical Englısh Dictionary

Packing : 1 -) Conta: 2-) Ambalaj

Page : SayfaPaınt : BoyaPaınt to : BoyamakPaır : ÇiftPale : Solgun , matPallet : Kargonun yükleme ve boşaltılmasını kolaylaştırmak için altına yerleştirilen metal platformPallet lock : Palet kilidiPaper : KağıtParachute : ParaşütParagraph : ParagrafParallel feed : Paralel beslenmeParameter : ParametreParasite drag : Parazit sürüklenme,hava akışının yüzey ve şekille sürtünmesinden doğan geri sürüklenmeParking brake lever : Park freni koluPart : Kısım,parçaPart number : Parça numarasıPartıal : KısmiPartially : KısmenPartıcıpate to : KatılmakPartıcle : Parçacık,tanecikPartıcularly : Özellikle , bilhassaPartıng : AyrılmaPartıtıon : Ayırmak,bölmekPartly : KısmenPass to : GeçmekPassage : Geçit,yolPassanger : YolcuPassanger cabin : Yolcu kompartmanı,kabinPassivate to : PasifleştirmekPassport : PasaportPast : GeçmişPaste to : YapıştırmakPatch : YamaPath : YolPattern : 1-) Patern,şekil

: 2-) Uçuş yoluPause to : Duraklamak , araPavement : Zemin,kaldırımPawl : Bir yöne harekete izin veren aksi yönde hareketi engelleyen mekanik stop,tesbit mandalıPay attention to : Dikkat etmekPay to (paid,paid) : ÖdemekPayload : Uçağa yakıt alındıktan sonra uçağın kaldırabileceği yolcu ve kargo dahil yük miktarıPayment : ÖdemePeak : Zirve,bir şeyin en yüksek noktası,en yoğun

Page 59: Technical Englısh Dictionary

Peak power : Maxımum güçPedestal : İki pilot koltuğu arasındaki panelPeel to : Kabuğunu soymak,soyulmak,pul pul dökülmekPeeled rib : Soyulmuş kuşakPeen to : Çekiçle dövmek,çekiçle ezmekPenalty : CezaPending : Kararlaştırılmamış,muallakta olan,askıda olanPendulum : SarkaçPenetrate to : İçine girmek,sızmak,içine işlemek,içine girip yayılmakPeople : İnsanlarPer : 1-) Başına,her bir … için

: 2-) – e görePer hour : SaattePerceıve : Algılamak,kavramak,anlamakPercent : Yüzde (%)Perceptible : Algınabilir,anlaşılabilirPercolate to : SüzmekPercussion : Vurma,çarpmaPerfect : Kusursuz,eksiksiz,mükemmelPerforate to : Delmek,delik açmakPerforated : DelikliPerforatıon : Delik,delmePerform to : Yapmak,yerine getirmekPerformance : İşleme,çalışma,randımanPerformance penalty : Güç azalmasıPerharps : BelkiPeril : TehlikePeriodically : Düzenli aralıklarla,peryodik olarakPeripheral : ÇevreselPeriphery : ÇevrePerish to : 1-) Yok olmak

: 2-) Çürümek,bozulmakPermanent : Sürekli,daimiPermeability : GeçirgenlikPermeable : GeçirgenPermissible : İzin verilebilirPermit to : İzin vermek,müsaade etmek,imkan vermekPermitted : İzin verilmiş,onaylanmışPerpendicular : Dikey,düşeyPerpetual : Kalıcı,sürekli,daimiPersist to : 1-) Israr etmek,inat etmek

: 2-) Sürüp gitmek,devam etmekPerson : KişiPersonel : PersonelPerspex : Bir tür (sert) plastikPertain to : -e ait olma ile ,ilgili olmak,uygun olmakPhase : Aşama,safha,evre,fazPhillips head : Yıldız başlıPhillips screwdrıver : Yıldız tornavidaPhysical : 1-) Maddi,maddeye yakın

Page 60: Technical Englısh Dictionary

: 2-) Fiziksel,fizikiPick to : Seçip almakPicket to : Uçağı bağlamak,sabitlemekPickle to : Asitle temizlemekPıcture : ResimPiece : ParçaPierce to : Delmek,delip geçmekPile to : Yığmak,kümelemek,biriktirmekPillar : Direk,sütun,kolonPılot actıon : Pilot müdehalesiPin : PmPinch to : Sıkıştırmak,kıstırmakPıonner to : Öncülük etmekPit : Çukur,oyukPıtch actıon : Uçağın burun aşağı yukarı hareketi,yunuslamaPitot statıc system : Airspeed indikatörleri,altimetreler ve vertical speed indikatörleri için basınç sistemiPivot to : Mil üzerinde dönmek,eksen etrafında dönmekPlacard : Etiket,plakart,uçakla,çalışmayla veya komponentle ilgili uçağa yerleştirilen notPlacard to : Etiketlemek,plakartlamakPlace : Yer,bölgePlace to : 1-) Yerleştirmek,koymak

: 2-) (Konuma vs) getirmekPlacement : YerleştirmePlain : Düz,sadePlanet : GezegenPlank to : Kalas döşemek,tahta kaplamakPlanned : Planlı,planlanmışPlant : 1-) Bitki

: 2-) Fabrika,tesisPlate : Levha,plaka,kaplamaPledge to : Güvence vermek,taahhüt etmekPlenty : Çok,bol,çoklukPlexiglas : Cama benzer bir plastik çeşidi,uçak camlarında kullanılan plastik maddePliable : Bükülür,bükülgen,esnekPliers : KerpetenPlot : Plan,kroki,taslakPlug : 1-) Tıkaç,tıpa

: 2-) FişPlumber : Su tesisatçısıPlumbing : Su tesisatı,boru yerleştirme işiPlunge to : Daldırmak,batırmakPlunger : Pompa pistonu,dalma pistonPlus : Art (+)Ply : Kat,katmerPly separation : Kat ayrılmasıPneumatıc : Pnömatik,hava basıncı ile işleyen,havalıPocket : 1 -) Cep

Page 61: Technical Englısh Dictionary

: 2-) Çukur,boşlukPoınt : NoktaPoınt at to : Çevirmek,doğrultmakPoınt to : İşaret etmek,göstermekPointer : İbrePoisonous : ZehirliPolar current : Polarizasyon akımıPolarity : Bir mıknatısın kutupları gibi çekme veya itme özelliklerine sahip olmaPolarize to : Bir ışının titreşimlerini belirli bir yöne çevirmek,polarmakPole : Kutup,mıknatısın uçlarıPolice to : Kontrol altında tutmak,kontrol etmek,denetlemekPolısh to : Cilalamak,parlatmakPolıshed : Cilalı,parlatılmışPoor : YetersizPop out to : Atmak,dışarı çıkmakPopped : Atık,dışarıdaPopular : Tutulan,yaygın,popülerPore : Metal yüzeyindeki küçük delik,açıklık;gözenekPort : 1-) Liman

: 2-) Giriş yeri,buhar,gaz,su,yoluPort sıde : Uçağın kendi cephesine göre sol tarafıPortable : Taşınabilen Portable tester : Portatif test aletiPortıon : KısımPose to : Ortaya çıkarmakPosıtıon : Pozisyon,konum,durumPosıtıon to : Konumuna getirmek,yerleştirmek,pozisyonlandırmakPosıtıve : Pozitif,olumluPossess to : Sahip olmakPossibility : OlasılıkPossıble : OlasıPost flight : Tamamlanmamış,en son uçuşPostpone to : ErtelenemekPotable : İçilebilirPotent : Güçlü,kuvvetliPotential : Potansiyel,mümkün olasıPound : İngiliz ağırlık birimi (453 gr)Pound per square inch (PSİ) : İnç kareye isabet eden pound cinsinden basınçPour to : Dökmek,akıtmak,dökülmekPower : GüçPower supply : Güç kaynağıPower to : Çalıştırmak,enerjilendirmekPractıcable : Yapılabilir,kullanışlı,elverişliPractıcal : Pratik,kullanışlı,uygulamalıPre- : Önce,önPrecarious : Güvenilmez,tehlikeliPrecaution : Önceden alınan tedbir,önlemPrecede to : -den önce gelmekPrecious : Değerli,kıymetli

Page 62: Technical Englısh Dictionary

Precipitation : Yağış,yağış miktarıPrecise : Kesin,tamPrecisely : KesinliklePrecision : Kesinlik,doğrulukPreclude to : Engel olmak,önüne geçmekPreconditionıng : Sinyali işlemeden önce ön bir işlemden geçirme.Ön düzenlemePredetermine to : Önceden belirlemekPredicate to : Doğrulamak,teyid etmekPredict to : Önceden bildirmek,haber vermekPrefer to : Tercih etmekPreferably : TercihenPreformed packing : Özel contaPreliminary : İlk , önPreparıtıon : HazırlıkPrepare to : Hazırlamak,hazırlanmakPreselect to : Önceden seçmek,kurmakPresence : Varlık,hazır bulunma,var olmaPresent : Mevcut ,varPresent posıtıon enterıng : Koordinatların pilot tarafından girilmesiPresent to : Sunmak,taktim etmek,vermekPreserve to : Korumak,saklamak,muhafaza etmekPreset to : Önceden ayarlamakPress to : BasmakPressure : BasınçPressure bulkhead : Basınç duvarı-bölmesiPressure filling : Basınçlı ikmalPressurized : Basınçlı,basınçlandırılmış Pressurıze to : BasınçlandırmakPresume to : Saymak,varsaymakPretend to : -mış gibi yapmakPrevail to : Hakim olmak,yaygın olmak,etkili olmakPrevailing wind : En sık esen rüzgar,hakim rüzgarPrevent to : Önlemek,engellemekPreventive maintenance : Önleyici,koruyucu bakımPrevious : ÖncekiPrimary : Ana,esasPrimary flight control surfaces : Ana uçuş kumanda yüzeyleriPrime : Esas,başlıcaPrimer : Astar,boyaPrıncıpal : Esas,başPrenciple : Prensip,ilkePrınt to : Basmak,yayınlamakPrior to : ÖncePriority : ÖncelikProbability : Olasılık,ihtimalProbable : Olası,muhtemelProcedure : İşlem sırası.prosedürProceed to : Devam etmek,başlamakProcess : Süreç,işlemProcess to : Özel işlem tabi tutmak,işlemek,işlemden geçirmek

Page 63: Technical Englısh Dictionary

Produce to : Meydana getirmek,üretmekProducer : ÜreticiProduct : ÜrünProductıon : Üretim,imalProfession : Meslek,işProgress : İlerleme,gelişmePrograssive : İlerleyenProhibit to : Yasaklamak,engel olmakProminent : Çıkık,çıkıntılıPromote to : İlerletmek,arttırmakPrompt : Çabuk,hemen olan,hazırProof : 1-) Kanıt,delil

: 2-) Dayanıklı,geçirmezPropagate to : Üretmek,çoğaltmakPropel to : İtmek,ileri doğru sürmekPropeller : PervaneProper : UygunProperly : Doğru olarak,düzgün bir şekilde , gerektiği gibi,uygun şekildeProportıon : Orantı,oranProportıonal : OrantılıProposal : Öneri , teklifPropulsıon : İtici güç,çlıştırıcı güçPropulsive : İtici,çalıştırıcıProtect to : KorumakProtectıon : KorumaProtectıve : KoruyucuProtruding : DışarıdaProve to : KanıtlamakProvide to : Sağlamak,tedarik etmekProvided ,providing : Şartıyla,şayet,ancakProvisional : GeçiciProximity : YakınlıkPublısh to : Yayınlamak,basmakPull away to : Ayırmak,çekip ayırmakPull to : ÇekmekPulsate to : Titremek,atmakPulse : SinyalPulverize to : 1-) Ezmek,toz haline getirmek

: 2-) PüskürtmekPump : PompaPump to : PompalamakPunctual : DakikPuncture : DelinmePurchase to : Satın almakPure : Saf,katıksızPurge to : Temizlemek,atmakPurıfıer : Arıtıcı,temizleyiciPurify to(purified,purified) : Arıtmak,temizlemekPurporse : Amaç,maksatPurser : Kabin amiri

Page 64: Technical Englısh Dictionary

Push down to : Aşağı itmekPush to : İtmek,bastırmakPush pull cable : İtip çekerek çift yönlü hareket ileten kabloPush to test light : Üzerine bastırarak faal olup olmadığı kontrol edilen lambaPut away to : Bir tarafa koymakPut in position to : Yerleştirmek,yerine koymakPut into to : İçine koymakPut on to : 1-) Uygulamak

: 2-) Giymek,takmakPut to ( put,put) : Koymak

- Q-

Quadruple : Dört kat,dört misliQualification : Vasıf,kalifkasyon,şartQualified : Vasıflı,ehliyetliQuality : KaliteQualitify to ( quantified, quantified) : Belirlemek,ölçmekQuantity : MiktarQuarter : Çeyrek,dörtte birQuench to : Söndürmek,dindirmek,su ile soğutmakQuestionable : Kesin olmayan,şüpheliQuıck : Çabuk,hızlı,süratliQuıck Attack Detach ( QAD) : Çabuk kolayca çözülüp bağlanabilen bağlantı şekliQuıck Connectıon : Çabuk sökülüp takılabilen birleştirme şekliQuıcksilver : CıvaQuıcescent : Devinimsiz,hareketsizQuıet : Sessiz,sakin,hareketsizQuıt to : Bırakmak,vazgeçmek,terk etmekQuıte : Oldukça,epeyQuota : Hisse,pay,kontenjan,kotaQuote to : Bahsetmek,aktarmak

-R-

Race : Yuva,yatakRack : RafRacon : Radar beaconRadar approach control : Radarla yaklaşma kontroluRadial : Radyal,merkezden kenarlara doğruRadiant : Işın yayan,ısı yayan

Page 65: Technical Englısh Dictionary

Radiate to : Işın yaymakRadioactıve : Radyoaktıf,radyasyon yayıcıRadıus : YarıçapRaft : 1-) Sal

: 2-) Yığın,büyük miktarRag : Üstüpü,bez parçasıRail : 1-) Korkuluk,trabzan

: 2-) RayRain repellent : Kokpit ön camlarından yağmurun hemen akıp gitmesine yardımcı olan özel sıvıRaınfall : Yağış,sağanakRaise to : Kaldırmak,yükseltmekRake : Basınç sensörüRam air effect : Çarpan hava etkisiRamp : Rampa,apron veya hangar yakınında uçağın park edildiği yerRandom : Rastgele,tesadüfiRange : Alan,mesafe,menzilRank : Sıra,rütbe,dereceRapidly : Hızla,süratleRatchet : Çark mandalı,çarkın bir yöne dönmesine izin veren fakat geri hareketini engelleyen mekanizmaRate : Oran,dereceRather : Tercihan –den iseRating : Dereceleme,sınıflamaRatio : OranRaw : 1-) Ham,işlenmemiş

: 2-) Çiğ,pişmemişRaw material : HammaddeRay : IşınReach to : Ulaşmak,erişmek,varmakReaction : Tepki , reaksiyon,karşı koymaRead back to : Tekrar okumakRead to ( read,read ) : 1-) Okumak

: 2-) Göstermek,işaret etmekReadable : OkunaklıReadily : Kolayca,hemen anındaReadıng : Göstergenin kaydettiği ölçüm,değerReadıng light : Okuma lambasıReady : HazırReal : Gerçek,hakikiReam to : ( Delik ) GenişletmekRear : Arka , geriRear spar : Arka spar( duvar )Reason : Neden,sebepReasonable : Makul,mantıklı,akla uygunRecall to : 1-) Geri çağırmak,

: 2-) Anımsamak,hatırlamakReceive to : AlmakReceiver : AlıcıRecently : Son günlerde,son zamanlarda

Page 66: Technical Englısh Dictionary

Receptacle : Elektrik prizi,giriş yuvasıRecess : Girinti,boşluk,yuvaReciprocal : Karşılıklı,iki taraflıReciprocate to : Karşılıklı hareket etmekReciprocatıng motıon : İleri geri hareketRecirculatıon : DevirdaimReckonıng : Hesaplama,saymaReclaim to : 1-) Boşaltmak,geri almak

: 2-) Yeniden kullanılabilir duruma getirmekRecline to : Daynmak,yaslanmakRecognize to : Tanımak,farkına varmakRecommend to : Tavsiye etmekRecommended : Tavsiye edilen,edilmiş,önerilenReconcıle to : UzlaştırmakRecondition to : Yenilemek,revizyondan geçirmekReconnect to : Yeniden bağlamakRecord : KayıtRecord to : KaydetmekRecover to : Geri almak,geri kazanmak,iyileşmekRecovery : Geri kazanma,düzeltme,iyileşmeRectangle : DikdörtgenRectification : Düzeltme,tahsisRectifier : Alternatif akımı doğru akıma çeviren cihazRectify to ( rectified,rectified) : 1-) Düzeltmek,doğru hale getirmek

: 2-) Alternatif akımı doğru akıma çevirmekRed : KırmızıReduce to : Azaltmak,düşürmekReductıon : Azaltma,azalmaRedundant : Fazla,gereksizRe-energize,to : Yeniden enerji VermekRefer to , to : 1-) Başvurmak,bakmak

: 2-) AdlandırmakReference : ReferansReference value : Referans değerReferenced procudures : İlgili prosedürler,referans olarak verilen işlemlerRefill to : Tekrar doldurmakRefine to : Arıtmak,rafine etmekReflect to : Yansıtmak,yansımakReflectıon : YansımaRefraın to : Kendini tutmak,kaçınmak,sakınmakRefresh to : Canlandırmak,tazelemek,serinletmekRefuel to : Yakıt ikmal etmekRefuse to : Reddetmek,kabul etmemekRegenerate to : Yenilemek,yeniden oluşturmakRegion : Bölge,mıntıka,etrafRegional : BölgeselRegister : Sicil,kayıtRegister to : Kaydetmek,tescil etmekRegistration : KayıtRegular : Düzenli,kurallı

Page 67: Technical Englısh Dictionary

Regulate to : Ayarlamak,düzenlemekRegulatıon : 1-) Düzenleme,tanzim

: 2-) Kural,yönetmelikReınforce to : Kuvvetlendirmek,takviye etmekReınforcement cords : Takviye kordlarıReınsert to : Tekrar sokmakReject to : Reddetmek,atmakRelated : İlgili,bağlıRelation : İlgi,ilişkiRelative : İlişkin,bağlı,izafi,göreceliRelay : RöleRelay to : Nakletmek,göndermekRelease to : Serbest bırakmak,kurtarmakRelevant : İlgiliReliability : GüvenirlilikReliable : GüvenilirRelief valve : Baınç emniyet valvi,sistemi fazla basınçtan korumak için kullanılan emniyet valfiRelieve to : Dindirmek,hafifletmek,azaltmak,boşaltmakRelocate to : Yeniden yerleştirmekReluctance : Manyetik dirençRely on to : Güvenmek,itimat etmekRemain to : Kalmak,arta kalmakRemaining : Arta kalan,artanRemarkable : Dikkate değerRemarks : Açıklamalar,notlarRemedy : Çare,çözümRemember to : HatırlamakRemnat : Artık,geri kalan şey,kalıntıRemote : UzakRemote control : Uzaktan kumandaRemovable : SökülebilirRemoval : Sökme,ayırma,çıkarmaRemove to : 1-) Sökmek,çıkarmak

: 2-) Gidermek,yok etmek: 3 -) Atmak,uzaklaştırmak: 4-) Boşaltmak

Render to : Vermek,teslim etmekRenew to : YenilemekRepaır : TamirRepair to : Tamir etmekRepeat to : Yeniden yapmak,tekrarlamakRepel to : İtmek,geriye atmakRepertitive : TekrarlamalıReplace to : 1-) Değiştirmek

: 2-) Tekrar yerine koymak: 3-) Yerini almak

Replacement : DeğiştirmeReplenish to : Tekrar doldurmakReply : Cevap

Page 68: Technical Englısh Dictionary

Reply to : Cevap vermek,karşılık vermekReport : RaporReport to : Rapor etmek,bildirmekRepresent to : 1-) Göstermek,tasvir etmek

: 2-) Temsil etmekRepresentative : TemsilciRequest : İstek,talepRequest to : İstemek, rica etmekRequıre to : Gerektirmek,istemekRequired : Gerekli,istenenRequırement : Gereksinim,şartRequisite : Gerekli,zorunluRescue to : KurtarmakResearch : AraştırmaReserve to : Ayırmak,saklamak,korumak,tahsis etmekReservoır : DepoReset to : Yeniden ayarlamak,tekrar yerine koymakResıdual : Artık,artakalanResıdue : Kalıntı,artıkResist to : Dayanmak,direnmek,karşı koymakResistance : Direnç,resistansResistant : Dayanıklı,dirençliResolution : Çözme,ayrışmaResource : KaynakRespectively : (Cümlede ortaya çıktığı) sırasıylaRespiration : Solunum,nefes almaRespond to : Cevap vermek,karşılık vermekResponse : Cevap,tepkiResponsibility : SorumlulukResponsible : SorumluRestore to : Eski haline getirmekRestraın to : SınırlandırmakRestrıctıon : Sınırlama,kısıtlama,azaltmaResult : SonuçResult ın to : 1-) Sonuçlandırmak,meydana gelmek

: 2-) Sebep olmakRetaın to : Tutmak,alıkoymak,elinde bulundurmakRetaıner : Tutan,alıkoyanRetard to : Yavaşlatmak,geciktirmekRetarded : Gecikmiş,gecikmeliRetract to : Geri çekmek,toplamak,kapatmak,içeri çekmekRetractable : Toplanır,geri alınabilirRetractıon : Toplama,içeri çekmeRetrievable : Tekrar ele geçirilebilir,kazanılabilir,tekrar yerine getirilebilirRetrieve to : Tekrar ele geçirmek,tekrar kazanmak veya düzeltmekReturn : DönüşReturn to : DönmekReusable : Tekrar kullanılabilirReveal to : Açığa vurmak,göstermekReverse : Ters aksi,arka

Page 69: Technical Englısh Dictionary

Reverse to : Ters çevirmekReview to : Yeniden incelemekRevise to : Düzeltmek,revizyon yapmak,değiştirmekRevision : Düzeltme,revizyonRevolution : Dönme,devirRevolve to : Dönmek,döndürmek,çevirmekRewınd to : Geri sarmakRewrite to : Tekrar yazmakRib :1-) Kuşak,diş

: 2-) Uçak yapısını oluşturan yapısal elemanlardan biriRib undercuttıng : Kuşak ayrılmasıRibbon : ŞeritRinging : Ayar,uçağın ve uçuş kumandalarının son ayarıRight : 1-) Sağ

: 2-) DoğruRight angle : Dik açıRight hand side : Sağ tarafRigid : Sert,katı,dikRim : Kenar,çıkıntı,jantRime : KırağıRing : HalkaRinse to : DurulamakRipped : Yırtılmış,parçalanmış,hasarlıRipple : Hafif dalgalanmaRise to (rose,risen) : Yükseltmek,artmakRisk : Risk,olasılıkRivet to : PerçinlemekRiveted : Perçinli,perçinlenmişRoad : YolRobust : Sağlam,kuvvetli,kabaRock to : Sallamak,sarsmak,sallanmakRoll actıon : Uçağın sağa sola yatış hareketiRoll out : Uçağın inişten sonra pistte koşturmasıRoll to : Yuvarlamak,çevirmeksarmakRoller : Silindir,makarRope : İp,halatRotary : Dönen,dönerRotate to : Bir eksen üzerinde dönmekRotatıon : Rotasyon,yön belirlemeRough : Pürüzlü,pürtüklü,kaba,sertRoughness : Kabalık,sertlikRound : 1-) Yuvarlak

: 2-) EtrafındaRound off to : 1-) Yuvarlak yapmak

: 2-) Yuvarlamak,tamamlamak(sayı)Route : Rota,yolRoutinely : Rutin olarakRow : Sıra,diziRub to : OvalamakRubber : Latik kauçuk

Page 70: Technical Englısh Dictionary

Rudder : Uçağın sağa sola yönünü değiştirmöek için kullanulan kuyruktaki uçuş kumanda yüzeyiRugged : Arızalı,pürüzlü,engebeliRule : Kural,kaideRule to : Yönetmek,idare etmekRun to ( ran,run ) : 1-) Koşmak

: 2-) Çalışmak,işlemek,çalıştırmak,işletmekRunnıng ( water) : AkanRunway : Pist,koşuyoluRupture : Kırılma,kopmaRush to : Acele etmek,koşmakRust : Pas

-S-

Sack : Torba,çuvalSacrifice to : Feda etmek,gözden çıkarmakSacrifical corrosion : Yüzeyin kendisinden daha düşük derecede metalle kaplandığı bir korozyondan koruma metoduSafe : Emniyetli,güvenli,eminSafetied : Emniyet,güvenlikSafety belt : Emniyet kemeri Safety clips : Emniyet kelepçeleriSafety collar : Emniyet halkasıSafety net : Emniyet ağıSafety precautions : Emniyet tedbirleriSafet strap : Emniyet bantıSafety valve : Emniyet valvi,fazla/istenmeyen basıncı kendiliğinden dışarı bırakılan valfSafety to (safetied,safetied) : EmniyetlemekSag to : Bel vermek,sarkmakSalvage to : Yangından kazadan vs kurtarmakSame : AynıSample : Örnek,numuneSand to : ZımparalamakSandpaper : ZımparaSatellite : UyduSatısfactory : Yeterli,tatmin ediciSaturate to : Doyma durumuna getirmek,doymakSaturation : DoymaSave to : Kurtarmak,korumak,saklamakSaw : TestereSay to ( said,said) : Demek,söylemek,bildirmekScaffolding : İskele,üzerine çıkılarak çalışamları kolaylaştıran iskeleScale : Ölçek,ölçü

Page 71: Technical Englısh Dictionary

Scaling : Seviyelendirme,sinyal seviyesini düzenlemeScan : TaramaScan to : Taramak,tarama yapmakScatter to : Saçmak,dağıtmakScavenge : Bir bölgeden istenmeyen maddeleri atma,uzaklaştırmaScavenge pump : Emiş pompasıScavenge to : Süpürmek,temizlemekSchedule to : Program yapmak,programa koymak,programlamakScheduled : Programlanan,programlanmış olanScheduled flight : Tarifeli seferSchematically : Şematik olarakScientist : Bilim adamıScissors : MakasScoop : Spatül,kepçeScope : 1-) Osiloskop

: 2-) Alan,faaliyet alanı: 3-) Konu

Scorch to : Hafifçe yakmak,alazlamak,kurutmakScore : Çentik,çizgiScorıng : Çizilme,çentiklemeScour to : Ovalamak,temizlemek,sürterek kazımak,yıkamakScramble to : Karıştırmak,sinyal yada dalgayı değiştirmekScrap : Parça,döküntü,kırpıntıScrap to : Parçalamak,hurdaya çıkarmakScraper : Raspa,spatula,kazıyıcıScratched : Çizilmiş,sıyrılmışScreen : EkranScreen grid : Ekran ızgarasıScrew : VidaScrew in to : Vidalamak,çevirerek sokmakScrew to : Vidalamak,çevirerek sıkıştırmakScrewdriver : TornavidaScriber : Çizecek,işaretleme aletiScroll to : (Ekranda) Görüntü kaydetmeScrub to : Fırçalayarak temizlemek,ovmakScrutinize to : İyice incelemekScuff to : Sürüyerek aşındırmak,sürtmekSea level : Deniz seviyesiSeal : ContaSeal cap : Conta kapak,sızdırmaz kapakSeal to : ContalamakSealant : Dolgu macunu,bostikSelaed : Contalanmış,contalıSealed area : Contalı kısımSeam : Bağlantı yeri,ek yeriSeamless : Kaynaksız , lehimsizSear to : Kurutmak,hafifçe yakmakSearch to : Aramak,araştırmakSeat : Koltuk,oturma yeriSeat belt : Emniyet kemeri

Page 72: Technical Englısh Dictionary

Seat to : Yerleştirmek,yerleşmekSecond : 1-) Saniye

: 2-) İkinciSecondary : İkincil,ikinci derecede,yardımcıSectıon : BölümSector : SektörSecure to : Emniyetlemek,sımsıkı kapamak,bağlamakSecured : Emniyetli,emniyetlenişSecurity : Güvenlik,emniyetSediment : Tortu,çökeltiSee to (saw,seen) : Görmek,bakmak,anlamakSeek to ( sought,sought ) : Aramak,araştırmakSeem to : Görünmek….gibi görünmekSeep to : Sızmak,süzülmek,sızdırmakSeepage : SızıntıSegment : Parça,dilim,bölümSeize to : 1-) Yakalamak,kavramak

: 2-) Sıkılık,sıcaklık yada yağsızlıktan dolayı yapışmakSeizure : Tutma,kazıklamaSelect to : Seçmek,seçip ayırmakSelected : SeçilmişSelection : Seçim,seçmeSelector : Selektör,seçiciSelf-adhesive : Kendinden yapışanSelf-contained : Bağımsız,müstakilSelf-explanatory : Kendinden açıklayıcıSemi- : Yarı,kısmenSemi conductor : Yarı iletkenSend to ( sent,sent) : Yollamak,göndermekSender : Verici; depo veya tank içindeki sıvı seviyesinin değişmesi durumunda pilot panelindeki indikatöre sinyal gönderen ve tanktaki sıvı miktarını gösteren bir ölçü aletiSense : Duyu,duyumSense to : Hissetmek,sezmekSensible : Fark edilir,hissedilirSensitive : Hassas,duyarlıSensitivity : Hassasiyet,duyarlılıkSensor : SensörSeparate : AyrıSeparate to : AyırmakSeparately : Ayrı ayrı,ayrı olarakSeparatıon : AyrılmaSquence : Sıra,diziSequential : Seri oluşturan,ardışıkSerial number : Seri numarasıSeries : Seri,dizi,sıraSeries circuit : Seri devreSeries connectıon : Seri bağlantıSerious : Ciddi,önemliSerrate to : Tırtıllamak

Page 73: Technical Englısh Dictionary

Serrated : Girintili,çıkıntılı,tırtıklıSerrated plate : Kurt dişliServe to : 1-) Hizmet vermek

: 2-) Yardımcı olmak,yardım etmekService bulletin : Servis bülteni,üretici firma tarafından yayınlanan bilgiService to : Bakmak,bakımını yapmak,işleyecek hale koymakServiceable : Kullanılabilir,çalışabilirServicing : İkmal,doldurmaServo : Servo,yardımcıServo tab : Kumanda yüzeyinin firar kenarına tutturulmuş ayarlanabilir tabSet(for) to : AyarlamakSet up to : 1-) Başlamak,neden olmak

: 2-) Monte etmek,kurmakSet to (set,set) : 1-) Kurmak,set etmek

: 2-) Saptamak,belirlemek: 3-) ….konumuna/pozisyonuna getirmek

Setting : AyarSetting knob : Ayar nabı,ayar düğmesiSetle to : 1-) Yerleşmek,yerleştirmek,sabit bir hale getirmek

: 2-) Çökmek,süzülmek: 3-) Halletmek,çözmek,bir karara bağlamak

Sever to : Kesmek,kesilmekSeveral : Birçok , çokSevere : Şiddetli,ciddi,sert,katıShackle : Kelepçe,bağlantı demiriShade : Ton ( renk )Shadow : Gölge , karaltıShaft : Şaft , milShake out to : Silkmek,silkip atmakShake to ( shook,shaken) : Sallamak,çalkalamakShank : Cıvata gövdesi,cıvata sapıShape : Şekil,biçimShape to : Şekil vermekShare to : Paylaşmak,ortaklaşa kullanmakSharp : Keskin,sivriSharpen to : Bilemek,keskinleştirmek,sivriltmekSharpness : KeskinlikShatter to : Kırmak,parçalamakShave to : 1-) Traş etmek,kazımak

: 2-) Soymak,yüzmek,rendelemkShear pin : ( Gerektiğinde kopararak kasarın yayılmasını önlemek) Emniyet pimiShear to : Kesmek,makaslamakShears : Büyük makasSheath : Kılıf,kesici araçların kabı,mahfazaSheer : 1-) Saf,katışıksız

: 2-) Dik,sarp: 3-) Hafif ve şeffaf

Sheer to : Rotadan sapmak,yolundan ayrılmakSheet : 1-) Saç,levha

Page 74: Technical Englısh Dictionary

: 2-) Tabaka,kağıt yaprağıSheet metal : Metal levha,sacShelf : Raf,rakShell : KabukShield : Kalkan koruyucu şey,siperShielded cable : Şildli kabloShift : 1-) Değişme,değiştirme

: 2-) Vardiya,postaShift to : DeğiştirmekShim : Şim,ara/ayar sacıShimmy : Esneme,titreme,uçak tekerleğinde meydana gelen ani ve sert titreşimShine to (shone,shone) : Parlamak,parlatmakShıp to : Gemi ile taşımak,yüklemekShipment : Yükleme,yüklenen eşya,kargoShock absorber : Amortisör,iniş takımı amortisör dikmesiShock strut : DikmeShop : AtölyeShore (up) to : DesteklemekShort : KısaShort circuit : Kısa devreShort wave : Kısa dalga,60 metreden kısa olan radyo dalgalarıShortage : EksiklikShorten to : Kısaltmak,azaltmakShot effect : Yanardöner görünüm,şanjan efektiShotpeening : Püskürtmeli sertleştirmeShoulder : Omuz,destekShovel : Kürek,kepçeShow up to : Gözükmek,meydana çıkmak,ortaya çıkmakShow to (showed,shown) : Görünmek,göstermekShrink to ( shrank,shrunk) : Küçülmek,çekmek,büzülmekShrinkproof : Çekmez,küçülmezShunt circuit : Paralel devreShunt to : Paralel bağlamak,şönt yapmak,yerini değiştirmekShut down to : Durdurmak,durmakShut off to : Kesmek,durdurmak,kapatmakShut to( shut,shut) : Kapanmak,kapatmakShutdown : Kapalı,kapanma,durmaShutoff : Kesme,kapamaShut off valve : Kesme kapama valfiShutter : Obtüratör,ışık kesici panjurShuttle : MekikShuttle bus : İki nokta arasında sefer yapan otobüsShuttle valve : Mekik valf,çift yollu valfSide : Kenar,yan tarafSide slip : Yana kayma,uçağın dönerken aşağı ve içeri doğru kaymasıSide stick : (A 320,A 340 gibi uçaklarda) pilotun yan tarafında bulunan (pitch ve roll) kumanda kolu,joystick Side tone : Yan ses,sesin aksetmesiSidewalk : Kaldırım

Page 75: Technical Englısh Dictionary

Sidewall : 1-) Yan duvar: 2-) Latik yanağı

Sift to : Elemek,elekten geçirmek,ayıklamakSight : Görme,görüşSight gage : Sıvı seviye veya miktarını gösteren şeffaf göstergeSight glass : Deponun dışına yerleştirilmiş sıvı seviye göstergesiSign : Belirti , işaret,emareSign to : İmzalamakSignal : SinyalSignature : İmzaSignificance : ÖnemSignificant : ÖnemliSilence : Sessizlik,ses çıkarmamaSilence to : Susturmak,sessizleştirmekSilencer : Susturucu,gürültüyü önlemeye,azaltmaya yarayan aletSilent : Sessiz,gürültüsüzSilica : Silis,kum,çakmaktaşı,kuvars gibi silisyumun oksijenli bilişimlerine verilen adSilver : GümüşSilver plated : Gümüş kaplama Similar : BenzerSimple : Basit,kolaySimplicity : Basitlik,sadelikSimplify to : Basitleştirmek,kolaylaştırmak,sadeleştirmekSimply : SadeceSimulate to : Taklit etmekSimultaneously : Aynı andaSince : 1-)…. Olduğundan,den dolayı,çünkü

: 2-) –den beriSinge to : Hafifçe yakmak,uçlarını yakmakSingle : TekSingle ended : Tek uçluSingle engined aircaft : Tek motorlu uçakSink : LavaboSink to (sank,sunk) : Batmak,ağır ağır inmek,dalmakSinter to : Katılaşmak,katılaştırmakSite : Yer,mevki,mahalSituation : Konum,durum,halSize : Boyut,ebat,ölçüSizeable,sizable : Oldukça büyükSketch : Taslak,krokiSkid burn : Kaymadan dolayı aşınmaSkid to : Yana kaymak,dışarı doğru kaymakSkill : Beceri,yetenekSkilled : Vasıflı,ustaSkin : 1-) Deri,cilt

: 2-) Uçağın dış kaplamasıSkin deyhdration : Derinin kurumasıSkin friction : Yüzey sürtünmesi

Page 76: Technical Englısh Dictionary

Skin distance : Atlama mesafesi,vericinin yansıyan dalganın yere ilk ulaştığı noktaya olan uzaklığıSkip to : Atlamak,sıçramak,bir şeyden başka biryere geçmekSkirt : KenarSky : Gökyüzü,hava,gökSkywave : Gökdalgası,iyonosfer dalgası,radyo dalgasının iyonosferden yansıyan kısmıSky-bridge : Terminalde yolcu körüğünün hareket eden kısmıSlack : Gevşek,ağır hareket edenSlacken to : Gevşetmek,serbest bırakmakSlam acceleration : Güç kontrol kolunun çok hızlı olarak iler itildiği uygun olmayan motor çalıştırılmasıSlant : Meyil,eğimSlant to : Yana yatmak,eğilmekSlantwise : Meyilli olarakSlash : 1-) Uzun , kesik

: 2-) (/) işaretiSlat : Uçağın hücüm kenarındaki hareketli kumanda yüzeyiSlave : Bağımlı birimSlave station : Bağımlı istasyonSledge hammer : BalyozSleek : ParlakSleeve : KovanSlice : Dilim,parçaSlice to : Dilimlemek,doğramakSlide : Kayma,kayış,kayılan yer,kaydırakSlide to : Kaymak,kaydırmakSliding : Kayan,sürmeSlight : Az.önemsizSlightly : 1-) Az

: 2-) YavaşçaSlim : İnce,zayıfSling : Motor takılırken yada sökülürken desteklemek için kullanılan kaldırma bağlantısı/bağıSlip to : Kaymak,kaydırmakSlippery : KayganSlit to : Uzunluğuna kesmek,boylamasına kesmekSlope : Eğim,açıSlope angle : Eğim açısıSlope to : Meyilli olmak,eğim evrdirmekSlot : Yarık,delik,yivSlow : YavaşSlow down to : Yavaşlamak,yavaşlatmak,hızını düşürmekSludge : Yapışkan yada sulu çamur,tortu,kirli yağ birikimiSluggish : Ağır,ağır hareket eden, hareketsizSlush : Sulu,çamurSmall : Küçük,ufakSmash to : Parçalamak,kırmakSmear to : Sürmek,sıvamakSmell to : Kokmak,koklamak

Page 77: Technical Englısh Dictionary

Smoke : DumanSmoke detector : Dumanı hissederek ikaz veren cihazSmooth : Düzgün,pürüzsüzSmooth to : Düzeltmek,düzlemekSmoothing : DüzletmeSmother type : Kapatılmış,içinde hava sirkülasyonu olmayanSmother to : Dumana veya toza boğmak,bastırmak,saklamakSmoulder to : İçin için yanmak,alevsiz yanmakSnag : Engel,maniSnag to : Yakalamak,takılmakSnap : Çıt sesiSnap to : Kopmak,kırmakSniff to : KoklamakSnow : KarSnub : Birden durmaSnug : Kuytu,kötü havaya karşı korunmalıSnug to : Kapalı yere sığınmakSoak to : IslatmakSoap : SabunSoar to : Süzülmek,motoru çalıştırmadan uçmakSocket : Priz,soketSoft : YumuşakSoften to : YumuşatmakSoil : ToprakSoil to : Kirletmek,kirlenmekSolar : Güneş (ile ilgili )Solder : LehimSolder to : LehimlemekSoldering : LehimlemeSolenoid : Solenoit,sarmal bobinSolid : KatıSolid state : Yarı iletkenSolidify to (solidified,solidified) : Katılaştırmak,sağlamlaştırmakSoluble : Çözünür,çözülebilir,eriyenSolutıon : Solüsyon,eriyik,mayiSolve to : ÇözmekSolvent contaıner : Solvent kabıSome : Bazı,birkaçSomehow : Her nasılsaSometımes : Bazen,arasıraSonar : Sonar,deniz radarı,deniz içinde ses veren şeylerin yerini ortaya çıkarmaya yarayan aygıtSonic : Sesle ilgiliSoon : Yakında,birazdanSort : Çeşit,türSort to : Tasnif etmek,sınıflamakSound : SesSound waves : Ses dalgalarıSound to : Ötmek,ses çıkarmakSource : Kaynak

Page 78: Technical Englısh Dictionary

South : GüneySpace : Uzay,boşlukSpace to : Ara vermek,aralık bırakmakSpacer : Ara levhası,ara halkasıSpalling : Kabarıp dökülme,pul pul dökülmeSpan : 1-) Mesafe , karış

: 2-) Kanat uçları arasındaki mesafeSpanner : Somun anahtarı,iki ağızlı anahtarSpanwise : Kanadın bir ucundan diğer ucunaSpar : Uçak kanadının ana yapısal elemanıSpare : YedekSpare part : Yedek parçaSparıngly : Tutumlu olarak,tedbirli şekildeSpark : KıvılcımSpark plug : BujiSpatula : İspatula,spatülSpeak to ( spoke spoken ) : Konuşmak,söylemekSpeaker : HoperlörSpecial : ÖzelSpecies : Tür,çeşitSpecific : 1-) Kesin,açık,belli

: 2-) Özel,kendine özgüSpecific gravity : Özgül ağırlıkSpecification : Belirtme,ayrıntılarıyla tanımlama,özellikSpeclifications : ŞartnameSpecified : Verilen,belirtilenSpecify to(specified,specified): Açıkça belirtmek,nitelendirmekSpecimen : Örnek,numuneSpectrum : TayfSpeed : HızSpeed brake : Hız freni,uçağın hızını kesmek için kullanılan kanatların üstündeki kumanda yüzeyiSpeed of light : Işık hızıSpeed of sound : Ses hızıSpeedy : Hızlı,çabukSpend to (spent,spent) : Harcamak,tüketmek,sarf etmekSphere : KüreSpherical : Küresel,yuvarlakSpill to : DökülmekSpillage : Dökülme,dökülenSpin to : DönmekSpindle : Mil,eksenSplash to : SıçramakSplice : İki ucu birbirine eklemeSpline : Şaft çıkıntısı , kamaSpline shaft : Yivli milSplit : Bölünmüş,ayrılmışSplit duct : Ayırıcı dakSplit to(split,split) : Ayırmak,bölmekSpoil to : Bozmak,zarar vermek

Page 79: Technical Englısh Dictionary

Spoiler : Spoyler,kanatların üzerindeki hava akışını dağıtarak / bozarak kaldırma kuvvetini azaltan kumanda yüzeyiSponge : SüngerSpool : Bobin,yumakSpot : 1-) Yer,bölge,mahal

: 2-) Benek,nokta,lekeSpotlight : Projektör,farSpray to : PüskürtmekSpread to ( spread,spread) : YaymakSperading : YayılmaSpring : YaySprıng tension : Yay gerilimiSpring loaded : Yay yüklüSprinkle loaded : Serpmek,püskürtmekSpur : Payanda,destekSpurious : Sahte,yanlışSquall : Bora,sağanakSquare : KareSquare root : KarekökSquash to : Ezmek,sıkmak,sıkıştırmakSquawk : İnce sesSqueeze to : Sıkmak,sıkıştırmakSquelch circiut : Sinyal alınana kadar ses çıkışını bırakmayan haberleşme alıcısı devresiSquelch to : Susturmak,bastırmakStability : Durağanlık,sabitlikStabilize to : Sabit hale getirmek(gelmek) dengelemek,dengelenmekStable : Sabit,istikrarlı,dengeliStack : Yığın ,kümeStack to : Yığmak,kümelemekStaff : Personel , kadroStage : Safha,aşama,kademeStagger : Kanat,kademelenmesi,dekalajStagnant : Durgun,akmazStagnation : DurgunlukStagnation point : Kanat hücüm kenarı üzerinde hava akışının ( yüzeyin üstüne ve altına ) ayrıldığı noktaStagnatıon temperature : Hava akışının yüzeye sürtünmesinden kaynaklanan sıcaklıkStain : Leke,boyaStain to : Kirletmek,lekelemekStainless : Paslanmaz,lekesizStainless steel : Paslanmaz çelikStair : MerdivenStall : Uçağın havada tutunabilme yeteneğini kaybetmesiStamp : Damga,mühür,pulStamp to : Damgalamak,mühürlemekStand : Park yeriStand to ( stood,stood) : DurmakStandart : Standart,belli bir tipStandardize to : Standartlaştırmak

Page 80: Technical Englısh Dictionary

Standby : Yedek,hazırda bekleyenStanding waves : Karşıt yönde hareket eden aynı frekanstaki iki dalganın sonucu olarak bir anten veya transmisyon hattında oluşan hareketsiz dalgalarStarboard side : Uçağın sağ tarafıStarch : Sertlik,katılıkStart : Harekete geçme,çalışmaStart lever : Motorun ilk çalışmasında yakıt akışı ve ateşlemeyi başlatan kolStart up to : Yerde uçak motorunun çalıştırılmasıStart to : Çalıştırmak,başlatmak,başlamakStarter : Motoru çalıştırmak için ilk dönüş hareketini veren komponent,starterState : DurumState to : BelirtmekStatement : İfade beyanStatic : Statik,durağanStatic grounding : TopraklamaStatıc port : ( Aırspeed indikatörü,altimetre ve vertical speed indikatörünü çalıştırmak için ) statik hava basıncının elde edildiği uçak gövdesindeki girişlerStation : 1-) İstasyon,havalimanı

: 2-) Mevki,yer: 3-) Uçağın yapısal olarak bölümlere ayrılmasını kolaylaştıran

numaralandırma tarzıStation to : Yerleştirmek,koymakStationary : Yerinde duran,sabit,hareket etmeyenStatistics : İstatikStator : Stator,hareketsiz,dönmeyen kısım,elektrik motorunun hareketsiz kısmıStatus : DurumStay to : KalmakSteady : Sabit,değişmezSteam : Buhar,istimSteel : ÇelikSteep : Dik,sarpSteer to : Dümenle idare etmek,rota vermek,yönlendirmekSteering : Yönlendirme , uçağa yerde yön verme, dümenStem : Gövde ,sapStencil : Şablon,kalıpStep : Adım,basamakStep-down autotransformer : Gelen elektrik voltajını belli bir aralıkta düşürerek elektriki beslenmeyi sağlayan transformatörStepladder : Portatif merdivenStick : Sopa,çubukStick to (stuck,stuck) : Yapışmak,yapıştırmakSticky : YapışkanStiff : Sert,katı,bükülmezStiffener : Sertleştirici,katılaştırıcı,uçağın dış kaplamasına takviye amacıyla tutturulan yapısal elemanStifle to : Boğmak,bastırmak,söndürmekStill : Hareketsiz,durgun,sakinStill-air : Durgun hava

Page 81: Technical Englısh Dictionary

Stimulate to : Uyarmak,teşvik etmek,harekete geçirmek,arttırmakStir to : KarıştırmakStich : Dikiş,ilmikStock : Stok,mevcut malStoke to : Ateşe kömür atmakSTOL : Short Take-off and LandıngStone : TaşStop to : Durmak,durdurmakStorage : 1-) Saklama,depolama

: 2-) Bilgi saklama kısmı,bellek,hafızaStore to : Saklamak , depolamak,bir yerde tutmakStorm : FırtınaStout : Sağlam,güçlüStove : Soba , ısıtıcıStow to : Yuvasını yerleştirmek,toplamakStowed : Kapalı,topluStraıght : Düz,doğru,direktStraighten to : Doğrultamk,düzeltmek,dik duruma getirmekStrain : Gerginlik,gerilimStrain to : Germek,zorlamakStrainer : Süzgeç,filtreStrange : Garip , tuhaf,yabancıStrap : Kayış,şerit,bantStraw : Kamış,çubukStray : Parazit,cızırtıStreak : Yol,çizgi,çubukStream : Akım,akışStreamlined : Hava veya suya minimum direnç gösteren şekil,hava akımına uyumlu yapı, akımsalStrength : Güç,kuvvetStress : Baskı,vurgu,gerginlik,stresStretch : Germek,uzatmakStrict : Sert,katı,değişmezStrıke to (struck,struck) : Çarpmak,vurmakString : Bağ,şerit,telStringent : Sert,sıkı,şiddetliStringer : Kiriş,uçak yapısında kullanılan bir yapısal elemanStrip : Şerit,diziStrip to : Çıkarmak,mahrum etmekStripe : Çubuk,dizgiStrobe light : Hızla tekrarlanan elektronik flaşStroke : Darbe,vuruşStronge : Kuvvetli,sağlamStructural : YapısalStructure : YapıStrut : DikmeStud : Saplama,vida,başlıksız cıvataSturdy : Kuvvetli,dayanıklıStylus : Sivri uçlu yazma ve işaretleme aletiSub : 1-) Alt,altında

Page 82: Technical Englısh Dictionary

: 2-) İkincil,yanSubdivide to : Bir kez daha bölmekSubject : KonuSubject to,to : Maruz kalmakSubmerge to : Batmak,su altında kalmakSubmit to : Razı olmak,uymak,itaat etmekSubsequent : Sonra gelen,sonrakiSubsidiary : Yardımcı , ekSubsonıc : Ses hızından daha az hızla gidenSubstance : Madde,cisimSubstantial : Katı,dayanıklıSubstitute for to : Yerine koymakSubstitution : Yer değiştirmeSubtask : İkincil (yan) işSubtract to : ÇıkarmakSucceed to : 1-) Başarmak

: 2-) İzlemek,arkasından gelmekSuccessful : BaşarılıSuccessfully : BaşarıylaSuccession : Yerini alma,yerine geçmeSuccessive : Ardı ardına gelen,birbirini izleyen , ardılSuch : ÖyleSuch as : Örneğin…gibiSuction : EmmeSuction line : Emiş hattıSudden : Ani,birdenbireSuddenly : AnidenSuffice to : Yetmek,kafi gelmekSufficient : YeterliSuffocate to : Boğmak,tıkamakSuggest to : ÖnermekSuggestion : Öneri,tavsiyeSuıt to : Uymak,uygun olmakSuıtable : UygunSum : ToplamSummary : Özet,kısaSummit : Zirve,dorukSump : HazneSun : GüneşSun gear : Sistemde diğer dişlilerin etrafında döndüğü merkez dişliSunrıse : Gündoğumu,güneşin doğmasıSunset : Günbatımı,güneşin batmasıSuper hıgh frequency(shf) : 300-30,000 MHz arası frekansSupercharge to : Aşırı beslemekSuperficial : YüzeyselSuperimpose to : Üst üste koymak,üzerine koymakSuperior : Üstün,daha yüksek,üstSupersede to : Yerine geçmekSupersonıc : Sesten hızlaSupersonıc speed : Mach 1,2-Mach 5,0 arası

Page 83: Technical Englısh Dictionary

Supervıse to : Denetlemek,teftiş etmekSupervısıon : DenetlemeSupervısıor : Denetçi,gözlemci,şefSupplement : İlave,ekSupplement to : İlave etmek,eklemekSupplementary : Bütüleyici,tamamlayanSupply : 1-) Temin sağlama,besleme

: 2-) KaynakSupply to ( supplied,supplied) : Sağlamak,vermek,beslemekSupport : DestekSupport equıpment : Destek teçhizatoSupport tube clamps : Destek tübü kelepçeleriSupport to : DesteklemekSuppose to : Farz etmek,sanmakSupposition : Varsayım,tahminSuppress to : Bastırmak,sindirmek,önlemekSure : Emin , kesin,mutlakSurface : YüzeySurge : Dalga,çalkalanmaSurplus : Fazlalık,artanSurround to : Etrafını sarmak,kuşatmak,çevirmekSurrounding : Etrafındaki , çevredekiSurvive to : Hayatta kalmak,yaşamayı sürdürmekSuspect to : Şüphelenmek,kuşkulanmakSuspend to : 1-) Geçici olarak durdurmak,ertelemek

: 2-) AsmakSuspension : Süspansiyon,asma,asılmaSustain to : 1-) Maruz kalmak

: 2-) Tutmak,düşmesine engel olmak,destek olmakSwage to : Birbirine bastırmak,kalıba basmak,baskılamakSwallow to : Yutmak,emmekSwap : Değiş,tokuşSwap to : Değiş tokuş etmek,değiştirmekSweep : Elektron ışının crt’de yatay sapmasıSweep to (swept,swept) : SüpürmekSwift : Çabuk,hızlıSwing : Sallama,sallanışSwitch guard : Anahtar koruyucuSwitching : Bir durumdan başka bir duruma geçişSwivel to : Mil etrafında dönmekSymbol : Simge,sembolSymmetric : SimetrikSymptom : BelirliSynchronization : Eş zamanlılık,birden fazla sinyalin,cihazın aynı anda/ noktada çalışmasıSynchronize to : Senkronize etmek,aynı zamanda meydana gelmek,birlikte hareket etmek ve işlemek

Page 84: Technical Englısh Dictionary

-T-

Tab : Uçağın ana kumanda yüzeylerinin firara kenarlarına tutturulmuş yardımcı uçuş kumanda yüzeyiTable : Tablo,çizelgeTable of contentes : İçindekilerTabulation : Çizelgeleme,cetvel haline koymaTachometer : Takometre,motorun devir sayısını ölçen aletTack to : İliştirmek,çivi ile iliştirmekTackle : 1-) Palanga,takım

: 2-) Tutma,zaptetmeTacky : (tutkal,zamk,vernik) YapışkanTag : Etiket,tegTagged : Etiketlenmiş,işaretlenmişTail : KuyrukTail cone : Kuyruk konisiTake care to : Dikkat etmekTake into account to : Hesaba katmakTake off : (uçak) havalanma , kalkışTake off to : 1-) Havalanmak(uçak)

: 2-) Çıkarmak(giysi)Take out to : Çıkarmak,sökmekTake over to : DevralmakTake place to : Olmak,meydana gelmekTake to ( took,taken) : AlmakTalk to : KonuşmakTall : Uzun , yükselTally to : Sayım yapmak,hesap tutmakTandem : Birbiri ardında,birbiri arkasına dizilmişTangle to : Dolaştırmak,karıştırmakTank : Tank , depoTap : 1-) Musluk

: 2-) Hafif,vuruşTap to : Hafifçe vurmakTape : Bant,şeritTape recorder : Teyp , manyetik bir bant üzerine sesleri saptayan aygıtTape to : 1-) Bantlamak,şeritlemek

: 2-) Banda almak,kaydetmekTaper : Gittikçe incelme,uca doğru incelme,koniklikTapered : KonikTarget : Hedef,amaç,gayeTask : İş,görev,vazifeTaste : TadTaut : Sıkı,gerginTax : VergiTaxi : Taksi,uçağın alandaki yollarda hareketliTeach to ( taught,taught ) : ÖğretmekTeam : Takım

Page 85: Technical Englısh Dictionary

Tear down to : YıkmakTear to ( tore,torn ) : Yırtmak,yırtılmakTechnical : Teknik,teknikle ilgiliTechnical handling : Uçağa yapılan teknik yardımTechnician : TeknisyenTechnology : TeknolojiTee fitting : T şeklindeki bağlantıTell to ( told,told ) : Bildirmek,söylemekTemper : Bir maddenin sertlik derecesiTemper to : Çeliğe su vermek,sertleştirmek,tav vermekTemperature : SıcaklıkTemperature indicator : Sıcaklık göstergesiTemperature sensor : Sıcaklık sensörüTemplate : KalıpTemporarily : Geçici olarakTemporary : GeçiciTend t oto : Meyilli olmakTendency : Eğilim,meyilTender : Yumuşak,gevşek,hassasTense : Gergin,geriliTensile strenght : Gerilme direnciTension : Gerilme,germe,gerilimTent : Çadır,tenteTentaive : Deneme niteliğinde,denemelikTepid : IlıkTerm : Terim,kavramTerminal : Bağlantı,uç,sonTerminate to : Bitirmek,son vermekTermination : Bitirme,sonTerrain : Yer,araziTest pattern : Test şekli,paterniTest to : Denemek,teste tabi tutmakTestıfy to : Doğrulamak,teyid etmekT-handle : T şeklinde kolThaw to : (kar,buz) Eritmek,çözmekThen : SonraThere : Orada,orayaThereby : Onunla, o münasebetleTherefore : Bu nedenle , bu yüzdenThermal : Sıcaklığına ait , ısıyla ilgiliThıck : Kalın,koyu , yoğunThıckness : KalınlıkThin : İnceThird occupant : MüşahitThorough : Tam , eksiksizThoroughly : TamemenThogh : - e rağmen , - dığı haldeThread to : Döndürmek,çevirmekThree phase : Üç fazlı sistem,trifazThreshold : Pistin yaklaşma ucu,iniş öncesi kısmı

Page 86: Technical Englısh Dictionary

Throttle : Motora sağlanacak yakıt-hava karışımının miktarını belirleyen valfThyrough : 1-) İçinden,-den geçerek

: 2-) Yoluyla: 3-) …den, -e kadar,bir taraftan diğer tarafa: 4-) Boyunca,süresince

Throughout : Boyunca,her tarafındaThrow to(threw,thrown) : Atmak,fırlatmakThrown tread : Dişi atmış lastikThru : …den, -e kadar,bir taraftan diğer tarafaThrust : İtme kuvvetiThunder : Gök gürültüsüThunderbolt : YıldırımThundersquall : Fırtına,gökgürültülü,şiddetli sağnakThunderstorm : Gökgürültülü,fırtına,orajThus : Böylece,böylelikleTicket : BiletTie to : BağlamakTight : Sıkı,gerginTighten to : Sıkmak,sıkıştırmakTilt : Eğim,meyilTilt to : Eğmek,eğilmekTime : ZamanTimetable : TarifeTiming : ZamanlamaTinker to : Kabaca tamir etmek,tamircilik yapmakTiny : Küçücük,minikTip : Uç,burunTip to : 1-) Hafifçe vurmak

: 2-) Eğmek,yana yatırmakTire sidewall : Lastik yan yüzeyiTire tyre : LastikTirebead seat : Damağın canta oturma yüzeyiTissue : Doku,kumaş,kağıt mendilTitle : 1-) Başlık,ad

: 2-) UnvanTogether : Birlikte,beraberTolarance : Tolerans,müsaade edilen hata veya fark derecesiTolerate to : Tolerans göstermekTone : Ton,nüansTongs : Maşa,kıskaçToo : 1-) Fazla,çok

: de,daToo much : Aşırı,çok fazlaTool : Alet,takımTool box : Takım çantasıTooth : DişTop : En üst,tepeTop off to : (tamamen) DoldurmakTop up to : (tamamen) Doldurmak

Page 87: Technical Englısh Dictionary

Torch : El feneriTornado : Hortum,kasırgaTorque : Tork,bükmeTorque to : Torklamak,sıkıştırmakTorsıon : BurulmaTortuous : Eğri,büğrü,dolambaçlıTotal : Toplam,tüm,bütünTotal to : ToplamakTotalizer : Tüm yakıt tanklarındaki toplam yakıt miktarını gösteren yakıt miktar göstergesiTouch : DokunmaTouch and go : Uçağı tamamen durdurmadan yeniden kalkış yapmaTouch to : Değmek,dokunmakTouchdown : İnişte tekerleklerin piste ilk değişiTough : SertTow bar : Uçağı çeken,iten traktörle uçak arasındaki bağlantıyı sağlayan alet,çeki demiriTow to : Uçağı çekmekToward ,towards : -e doğru,tarafına doğruTowel dıspolas contaıner : Çöp kutusuTower : KuleTowing eye : Uçağı hareket ettirmek için tow barın tutturuldğu bağlandığı uçak yapısındaki halka veya kancaToxic : ZehirliTrace : Kalıntı,izTrack : İz,yolTrack to : İzlemekTracking : Takip,izlemeTractıon : Çekme,çekilme,çekiş gücüTraffic pattern : Uçakların havalanına yaklaşırken veya ayrılırken izlemeleri gereken belirlenmiş uçuş yoluTrail to : Sürüklemek,peşi sıra çekip götürmekTrailing edge : Firar kenarıTrain to : Eğitmek,yetiştirmekTraining : EğitimTrajectory : 1-) Eğri

: 2-) YörüngeTranquıl : Sakin,durgunTransactıon : Muamele,işlemTransceiver : Alıcı verici haberleşme cihazıTranscribe to : Kopya etmek,banda kaydetmekTransducer : Mekanik hareketi elektrik enerjisine,elektrik enerjisini mekanik harekete çeviren elektriki cihazTransfer : Geçirme,taşınmaTransfer to : Taşımak,nakletmek,aktarmakTransform to : Biçimini değiştirmek,dönüştürmekTransformatıon : DönüşümTransient : Geçici,sürekli olmayanTransition : GeçişTransitory : Geçici

Page 88: Technical Englısh Dictionary

Translate to : Çevirmek,tercüme etmekTranslation : Çeviri,tercümeTranslucent : Yarı şeffaf,yarı saydamTransmission : İletme,nakletmeTransmit to : Vermek,iletmek(frekans) göndermekTransmitter : Verici,yayıcıTransparent : Saydam,şeffafTransponder : Yerdeki radar sistemi tarafından sorgulandığında kodlanmış belli bir sinyalili gönderen (alıcı-verici) cihazTransport to : Taşımak,nakletmekTransverse : EnineTrap to : Yakalamak,engel olmakTravel range : Hareket alanıTravel to : 1-) Hareket etmek,belli bir alanda gidip gelmek

: 2-) Yolculuk yapmakTread : Kaplanan kısım,lastiğin diş ve oluklardan oluşan dış kısmıTread flaking : Kaplanan kısmın pul pul dökülmesiTreat to : 1-) Muamele etmek,müdahale etmek

: 2-) Tedavi etmek,bakmakTreatment : Muamele,davranış

: Tedavi , bakımTreble control : Tizlik ayarıTremble : TitremeTremble to : TitremekTremendous : Kocaman,çok büyükTrench : Çukur,oyukTrend : Yön,eğilimTrestle : SehpaTriangle : ÜçgenTrickle to : Damla damla akmak,akıtmakTrigger to : Tetiklemek,neden olmak,başlatmakTrim : AyarTrim to : (İnce) ayar yapmak,trim vermekTrip to : 1-) Açmak,serbest bırakmak

: 2-) Sendelemek,takılmakTriple : Üç katı,üç misli,üçlüTrouble : Problem,arızaTrouble shooting : Arıza bulmaTruck : 1-) Kamyon

: 2-) DikmeTrue : Doğru,gerçekTruncate to : Tepesini,ucunu kesmekTrunk : Gövde Trust to : GüvenmekTruth : GerçekTry to (tried,tried) : Denemek,uğraşmak,çalışmakTuck to : Sokmak,tıkmakTune to : AyarlamakTurbulance : Türbülans,çalkantılı havaTurbulent : Çalkantılı,fırtına

Page 89: Technical Englısh Dictionary

Turn ( into) to,to : -e dönüşmekTurn off to : KapamakTurn on to : AçmakTurn on to : Çevirmek,döndürmek,dönmekTurnbuckle : Germe donanımı,kabro gerilimini ayarlamak için kullanılan alet Twıce : İki kezTwist to : Çevirmek,döndürmekType : Tip,kategori,çeşitType ratıng course : (uçak) Tip kursuType to : 1-) Daktiloda yazmak

: 2-) Belirli bir kategoriye ayırmakTypical : TipikTyre : Lastik

-U-

Ultimate : 1-) Son,en son: 2-) En büyük,en yüksek

Ultimately : En sonunda , sonuçtaUltrasonıc : Yüksek frekanslı( ses,titreşim)Unable : Yapamaz,-mez gücü yetmezUnanımous : Uyuşmuş olan,bağlaşıkUnauthorized : Yetkisiz,onaysızUnbalanced : DengesizUnbiased : Tarafsız,yansızUnbind to : Çözmek,gevşetmekUnbolt to : 1-) Civatasını sökmek

: 2-) Sürgüsünü açmak,kilidini açmakUnburden to : Yükten kurtarmakUncertain : Kesin olmayan,belirsizUncomfortable : Rahatsız,konforsuzUncontrolled : Kontrol dışı,kontrolsüzUncover to : Kapağını veya örtüsünü açmakUndefined : Tanımsız,tanımlanmamışUnder : Altında,altınaUndercarriage : İniş takımıUndergo to : -e uğramak,çekmek,geçirmekUnderground : 1-) Yer altı,toprak altı

: 2-) MetroUnderline to : Altını çizmek,vurgulamakUnderneath : Altına,altındaUnderside : Alt tarafUnderspeed : Düşük hız,gerekenin altında hızUnderstand to ( understood,understood ) : Anlamak,kavramakUndertake to : Üzerine almak,üstlenmek

Page 90: Technical Englısh Dictionary

Undertread interface : Lastiğin dış yapısı ile iç yapısı arasında kalan yüzeyUndervoltage : Düşük voltajUnderwater : SualtıUnderwater locator Beacon : Sualtı sinyal göndericisiUndrainable fuel : Boşaltma işleminden sonra sistemde kalan yakıt miktarıUnderinable oil : Motordan yağ boşaltna işleminden sonra kalan yağUndue : Aşırı,çok fazlaUnequal : Eşit olmayanUneven : Düzgün olmayan,eşit olmayanUniform : AynıUnıntentional : Kasıtsız,istemedenUnion : Bağlantı elemanı,rekorUnique : Tek,birtane eşsizUnıt : Ünite,birimUniversal : Evrensel,genelUnknown : BilinmeyenUnlatch to : Açılmak,sertbest kalmakUnless : -medikçeUnload to : Yük boşaltmakUnlock to : Kilidini açmak,kilitten kurtarmakUnlocked : KilitsizUnnecessary : GereksizUnplug : Ayırmak,fişi prizden çekmekUnpressurized : BasınçsızUnreliability : GüvenilmezlikUnreliable : GüvenilmezUnroll to : Açmak,sargıyı açmakUnsafe : Emniyetsiz,tehlikeliUnscrew to : Vidayı sökmek,vidasını çıkartmak,gevşetmekUnserviceable : Hizmet dışı,kullanılmayanUnshielded : Koruyucusuz,korumasız,muhafazasızUnstable : Dengesiz,değişen , stabil olmayanUnsupprted : DesteksizUntil : -e kadarUnusable : KullanılamazUnused : Kullanılmamış,yeniUnusual : Olağan dışıUnwanted : İstenmeyenUnwind to : (sarılmış bir şeyi) Çözmek,açmakUp to : -e kadarUpdate to : Güncelleştirmek,düzeltme ve eklemeler yapmakUplock assembly : Kilit mekanizmasıUpon : Üstünde,üzerindeUpper : ÜstUpper side : Üst tarafUpright : DikUpside down : Baş aşağı tersUpstairs : Üst katUpstream : Sistem girişiUp to date : Güncel,zamana uygun,modern

Page 91: Technical Englısh Dictionary

Upwind : Rüzgara karşıUrgent : AcilUrgently : Derhal,acil olarakUsage : Kullanış,kullanmaUse : Kullanma,kullanımUsed : KullanılmışUseful : Faydalı,yararlıUseless : Faydasız,yararsızUser : Kullanan,kullanıcıUsual : Her zamanki,normal,olağanUsually : Çoğunlukla,genellikleUtensil : Alet,aygıtUtilize to : KullanmakUtmost : En fazla,azami

-V-

Vacant : BoşValid : GeçerliValue : DeğerVane : Kanat,kanatçık,küçük pervaneVanish to : Yok olmak,gözden kaybolmakVapor,vapour : BuharVaporization : Buharlaşma,gaz haline gelmeVariable : DeğişkenVariation : Değişme,değişiklikVariety : ÇeşitVariometer : Yükseklik değişikliğini gösteren alet,varyometreVarious : ÇeşitliVarnish : Cila,vernikVary to ( varied,varied) : DeğişmekVehicle : Taşıt,araçVelocity : Sürat,hızVendor : Satıcı firmaVent : Delik,hava deliğiVent hole : Vent deliği,hava alma/ boşaltma deliğiVent to : Dışarı bırakmakVentilate to : HavalandırmakVentilated : HavalandırılmışVentilation : Vantilasyon,havalandırmaVerbal : Sözlü,ağızdanVerfication : DoğrulamaVerify to ( verified,verified ) : Doğrulamak,doğruluğunu ispat etmek,emin olmakVersatile : Çok yönlüVersion : Versiyon,model,uyarlamaVersus : -e karşı

Page 92: Technical Englısh Dictionary

Vertical : Dikey,dikVery : ÇokVessel : 1-) Kap

: 2-) Tekne: 3-) Kanal,damar

Via : Yolu ile, - den geçerekVibrate to : Titremek,sallamakVibrating : TitreşimliVibration : TitreşimVice versa : TersineVicinity : Civar,çevreView : GörüntüView to : İncelemek,tetkik etmek,bakmakVigilance : Dikkat,ihtiyatVigorous : Kuvvetli,etkinVinegar : SirkeViolate to : Bozmak,çiğnemek,uymamakViolent : Sert,şiddetliVısa : VizeViscosity : Yapışkanlık,akışmazlık,ağdalıkVise : MengeneVisible : GörünürVisit to : Ziyaret etmek,teftiş etmekVisual : Görsel,görerekVisually : Görsel olarak,gözleVital : Çok önemliVitreous : Camsı,camlıVivid color : Parlak/ canlı renkVoice : SesVoice Recorder : Kokpitteki konuşmaları kaydeden cihazVoid : Boş,faydasız,geçersizVolatile : Uçucu,çabuk buharlaşanVoltrage drop : Voltaj düşmesiVoltage rise : Voltaj yükselmesiVolume : 1-) Hacim

: 2-) Sesin az veya çokluğuVountarily : Gönüllü olarak,isteyerekVortex : Girdap,vorteksVote to : Oy vermek,önermekVoucher : Makbuz , belgeVoyage : Seyahat,yolculuk

-W-

Wad : Tomar,tıkaç,tapaWad to : Tıkaç koymak,tapalamak

Page 93: Technical Englısh Dictionary

Wafer : İnce,düzgün dilimWaist : BelWait to : BeklemekWalk-around check : Uçağın etrafında dolaşarak yapılan göz kontrolüWall : DuvarWander to : Dolaşmak,gezmekWant to : İstemek,ihtiyacı olmakWarm : Sıcak,ılıkWarm to : IsıtmakWarm up : IsınmaWarn to : Uyarmak,ikaz etmekWarning : İkaz ( kullanıcı kişiler için)Warning horn : İkaz kornasıWarning notice : Uyarı notuWarp to : Eğrilmek,yamulmakWarranty : GarantiWash to : YıkamakWasher : Pul,rondela,yaylı pulWaste : Artık , boşa giden, ziyan olan,atık,çöpWatch out to : Dikkat etmekWatch to : İzlemek,bakmakWater extractor : Su ayrıştırıcıWater faucet : Su musluğuWater injector : Su püskürtücüWater separator : Su ayırıcı,su separatörüWater supply hose : Su kaynağı hortumuWatertight : Sızmaz,çok sıkı,contalıWave : DalgaWay : Yol,yön,tarafWeak : Zayıf,güçsüzWear : AşınmaWear to ( wore,worn) : 1-) Giymek,kullanmak

: 2-) Aşındırmak,yıpratmakWeather : HavaWeather check : Hava tahribatı sonucu oluşan çatlakWeather forecast : Hava tahminiWedge : Kıskı,kamaWeek : HaftaWeep to (wept,wept) : SızmakWeigh to : 1-) Ağırlığı olmak,ağırlığında olmak

: 2-) Tartmak,ağırlığını ölçmekWeight : AğırlıkWeld to : Kaynak yapmakWelding : KaynakWell : 1-) Yuva,boşluk

: 2-) İyiWest : BatıWet : IslakWet to : IslatmakWhatever : Her ne

Page 94: Technical Englısh Dictionary

Wheel : TekerlekWheel bearıng : Tekerlek yatağıWheel chock : TakozWheel halves : Tekerlek cant yarımlarıWheel well : Tekerlek yuvasıWhen : Ne zamanWhenever : Her ne zamanWhere : Nerede , nereyeWhere applicable : Uygulanabilir yerdeWhereas : İken,halbukiWhet to : BilemekWhether : Olup,olmadığınıWhıch : Hangi,hangisiWhıchever : Biri veya diğeri hangisiolursaWhile : 1-) –iken , süresince

: 2-) –iken, olmakla beraber,halbukiWhilst : -ikenWhistle to : Islık çalmak,düdük çalmakWhıte : BeyazWho : KimWhole : Tüm,bütünWholly : TamamenWhy : Niçin,nedenWick : FitilWide : GenişWidth : GenişlikWind : RüzgarWind to ( wound,wound ) : Sarmak,dolamak,kurmak(saat)Windmilling : Uçak pervanesinin motor çalışmadan hava akışıyla dönmesi,çevrilmesiWindow : PencereWindow shade : GüneşlikWindshear : Rüzgar yön ve süratinin ani olarak büyük oranda değişmesiWindshield : Ön cam ,siper camıWindshield wiper : Ön cam sileceğiWindly : RüzgarlıWing : KanatWinglet : KanatçıkWipe up to : Silip temizlemekWiper : SilecekWire : Tel,kabloWire-lock to : Emniyetlemek,emniyet teliyle bağlamakWiring : Elektrik bağlantısı,kablo sistemiWiring diagram : Elektrik bağlantı şemasıWith : ileWith respect to : - e göre, esas alarakWithdraw to : Geri çekmek,geri almakWithhold to : Tutmak,saklamak,bırakmamakWithin : İçind,içerisindeWithout : -sız,-siz

Page 95: Technical Englısh Dictionary

Withstand to : Dayanmak,karşı koymakWitness to : Tanık olmakWobble to : Sallanmak,yalpalanmak,titremekWonder to : Şaşırmak,hayret etmekWood : Tahta , ahşapWoofer : Alçak frekans hoperlörüWork : İş,çalışmaWork area : Çalışma alanıWork to : Çalışmak,çalıştırmakWorkshop : AtölyeWorm : Vidanın helezoni kısmı,helezon dişlisiWorse : Daha kötüWorst : En kötüsü, en kötü şekildeWrap to : Sarmak,sarmalamakWrench : İngiliz anahtarıWring to (wrung,wrung) : Burmak,bükmekWrinkle : Kırışık,buruşukWrist : BilekWrite down to ( wrote,written ) : Yazmak,not etmek,kaydetmekWrong : YanlışWrought iron : Dövme ,demir

- X-Y-Z –

X-mitter( transmitter) : VericiX-ray : X ışını,röntgen ışınıYard : Yarda ( 0.914 metre)Yardstick : İnch ve feet olarak işaretlenmiş,ölçme çubuğuYaw action : Uçağın sağa sola dönüş hareketiYaw damper : Uçağın yaw hareketini kontrol eden aletYear : YılYellow : SarıYet : Henüz,daha,halaYield point : Esneklik sınırıYield to : Vermek,teslim etmek,kabul etmekYoke : Bağ,boyundurukZero : SıfırZinc : ÇinkoZone : Bölge,alan

LİST OF IRREGULAR VERBS

Page 96: Technical Englısh Dictionary

Infinitive past simple part participle

Be was-were beenBeat beat beatenBecome became becomeBegin began begunBend bent bentBite bit bittenBlow blew blownBreak broke brokenBring brought broughtBuild buılt builtBurst burst burstBuy bought boughtCatch caught caughtChoose chose chosenCome came comeCut cut cutDeal dealt dealtDig dug dugDo did doneDraw drew drawnDrink drank drunkDrive drove drivenEat ate eatenFall fell fallenFeed fed fedFeel felt feltFight fought foughtFind found foundFly flew flownForbid Forbade forbiddenForget forgot forgettenFreeze froze frozenGet got gotGive gave givenGo went goneGrow grew grownHang hung hungHave had hadHear heard heardHide hid hiddenHit hit hitHold held heldHurt hurt hurtKeep kept keptKnow knew knownLay laid laidLead led led

Page 97: Technical Englısh Dictionary

Leave left leftLet let letLie lay lainLight lit litLose lost lostMake made madeMean meant meantMeet met metPay paid paidPut put putRead read readRide rode riddenRing rang rungRise rose rissenRun ran runSay said saidSee saw seenSeek sought soughtSell sold soldSend sent sentSet set setShake shook shakenShine shone shoneShoot shot shotShow showed shownShrink shrank shrunkShut shut shutSing sang sungSink sank sunkSit sat satSpeak spoke spokenSpend spent spentSplit split splitSpread spread spreadSpring sprang sprungStand stood stoodSteal stole stolenStick stuck stuckSting stung stungStink stank stunkStrike struck struckSweep swept sweptSwim swam swumSwing swung swungTake took takenTeach taught taughtTear tore tornTell told toldThink thought thoughtThrow threw thrown

Page 98: Technical Englısh Dictionary

Understand understood understoodWake woke wokenWear wore wornWin won wonWrite wrote written


Recommended