GEÇMİŞTEN GELECEĞE UNLU MAMULLERDE
GELİŞMELER, UNLU MAMULLERİN SAĞLIK
ÜZERİNE ETKİSİ VE AR-GE ÇALIŞMALARI
Prof. Dr. Osman SAĞDIÇ
Yıldız Teknik Üniversitesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, iSTANBUL
Sunum Planı
1. Genel Bilgiler
2. Buğday, Un ve Unlu Mamullerin Tarihçesi
3. Günümüzdeki Durum
4. Un ve Ekmek Üzerinden Spekülasyonlar
5. Un ve Ekmekle İlgili Tartışmalar Gerçekten Sağlıkla mı ilgili, Yoksa
Ekonomik mi?
6. Bozulan Un ve Ekmek mi, Yoksa İnsan mı?
7. Ekmek ve Unlu Mamullerin Ülkemizdeki Sosyal ve Kültürel Yeri
8. Un ve Unlu Mamuller Üzerine Son Bilimsel Çalışmalar
9. Ar-Ge Destekleri ve Fırsatlar, Öneriler
1. Genel Bilgiler
• Ülkemizde, buğday çiftçinin temel ürünü: Ülkemizde ekim yapılan 24
milyon hektar tarla alanının 12 milyon hektarında (%50) hububat
yetiştirilmektedir.
• Ekmek temel tüketim maddesi: Tahıla dayalı beslenme alışkanlığının
yaygın olduğu Türkiye’de kişi başına tüketilen enerjinin %66’sı
tahıllardan, bunun da %56’lık kısmı ekmekten karşılanıyor.
• Ekmek sosyal olarak kutsal bir ürün
• İnsanların geçim ölçütlerini ve emeğini yansıtmaktadır.
2. Buğday, Un ve Unlu Mamullerin Tarihçesi • 10.000 yıl önce: Yapılan arkeolojik kazılarda; Nil, Fırat ve Dicle arasındaki
topraklarda yaşayan insanların yerleşik hayata geçtiği ve hayvanların
evcilleştirerek buğdayın ekimi yapıldığı hakkında bulgular elde edilmiştir.
• 9.500 yıl önce: Konya’nın Çumra ilçesinde Çatalhöyük arkeolojik kazılarda, burada
yaşayan insanların tarım yaptıkları, siyez buğdayı yetiştirdikleri ve ekmek
pişirdikleri anlaşılmıştır.
• 5.000 yıl önce: Mısırlılar buğday tarımını yapmış, ekşi
hamurun nasıl yapıldığını, ekmek tariflerini anıt
mezarların duvarlarına işlemişlerdir.
• Yapılan araştırmalarda, firavunun fırıncılarının, 30 çeşit
ekmek, günümüzdeki pizza ve lahmacun benzeri ürünler
yaptığı ortaya çıkarılmıştır.
• Hititler, Babiller ve Mısırlılar evlerinde ekmek yapmıştır.
• Ama sadece Mısırlılarda ekmeğin ekşi hamurla
yapıldığına dair yazıtlar bulunmaktadır.
• Ekşi hamurla ekmek yapmak zahmetli ve zaman aldığı
için İsrailoğulları ekmeği ekşi hamur kullanmadan
yapmıştır.
• Roma İmparatorluğunda, yangın tehlikesinden dolayı,
fırıncılık mesleği doğmuştur.
• Osmanlı ’da 15. yüzyılda fırıncılık, günümüzle rekabet
edecek seviyededir,
• Devlet fırınların temizliğini kontrol ederdi,
• Fırıncılıkta çıraklık, kalfalık ve ustalık mevkileri oluşur;
usta olmak isteyen kalfaları sınava, tabi tutar, ekmeğin
standardı devlet tarafından belirlenirdi.
• Hangi un kullanılacak, ekmeğin üstüne ne kadar susam
konulacak gibi detaylar ile günümüzdeki Gıda Kodeksi’nin
temelleri atılmıştır.
• Bütün fırınlar kanunlara uymak zorundaydı.
• Osmanlı ’da savaş ve kıtlık zamanlarında fırıncılar
desteklenir, ambarların dolu olmasına önem verilirdi.
• İsteyen herkes fırın açamazdı. Güvenilir birinin kefil olması
gerekirdi.
• Fırıncı, istediği zaman işletmeyi kapatamaz ancak kadı
huzurunda devredebilirdi.
• Ordu sefere çıkmadan nerede karargah kuracaksa bir gün
önceden fırıncılar ve aşçılar gönderilir, tandır ve ocaklar
kurulurdu. Yoldan yorgun gelen askerlerin sofrasında hep
sıcak yemek ve taze ekmek olurdu.
• Ülkemizde de un üretimi geçmişten günümüze
teknolojik olarak büyük değişiklikler göstererek
bugünkü durumuna gelmiştir.
• Ekmek gibi çeşitli gıda maddelerinin ana maddesi
olan un, modern fabrikalarda belirli tip ve
randımanlarında üretilmektedir.
• Günümüzde gelişmekte olan ülkelerde, ilk kurulan sanayi tesisleri un fabrikalarıdır.
O nedenle genelde un fabrikaları eski aile işletmeleridir.
• Son zamanlarda, özellikle gelişmiş ülkelerde proteince zengin gıda maddelerine
doğru geçiş olmasına rağmen, unlu mamuller temel gıda olarak önemini
korumaktadır.
3. Günümüzdeki Durum
Unun bileşimi
Protein (%11-13)
Karbonhidrat
(%72-74)
Yağ (%1-2)
Su (%14)
Enzimler
Mineraller ve
vitaminler
Un çeşitleri
Buğday unu
Çavdar unu
Mısır unu
Yulaf unu
Bakliyat unları (mercimek, nohut, fasulye vs.)
• Un ve unlu mamüller sektöründe ürün çeşitliliği hakim olup, ağırlık buğday
unu, bisküvi ve makarnadadır.
• Şehirleşmenin hızlı bir şekilde artması, masabaşı çalışma sistemi, kadınların iş
yaşamında daha fazla yer almaya başlaması, zaman azlığı vb. nedenler fazlaca
işlenmiş katkı maddelerince zengin tarım ürünleri tüketiminin artmasına
neden olmaktadır.
• Ülkemizde hemen hemen her ilde un fabrikası bulunmaktadır, Türkiye'nin kişi
başına buğday tüketimi 250 kg ’dır.
• ÜLKEMİZ DÜNYA’DA EN FAZLA UN İHRACATI YAPAN ÜLKEDİR.
Türkiye’nin buğday unu ihracatı yaptığı ülkeler
Unlu mamuller, gıda işletmeleri içinde en yüksek paya sahip alt sektör konumunda…
4. Un ve Ekmek Üzerinden Spekülasyonlar
EKMEK ZEHİRDİR
!
Bu iddialar gerçek mi yoksa maksatlı mı?
• Ülkemizde GDO’lu ürünlerin insan gıdası olarak kullanılmasına izin
verilmiyor.
• Avrupa’da birçok ülke gıda ürünlerinde %1’in altında, GDO’lu ürün
bulundurulmasına izin veriyor.
• Amerika’da yine öyle…
• GDO’nun sağlık üzerine etkisi henüz tartışmalıyken ve ülkemizde
kullanımına izin verilmezken niye un üzerinden spekülasyon yapıldı?
5. Un ve Ekmekle İlgili Tartışmalar Gerçekten Sağlıkla mı ilgili, Yoksa Hedef Ekonomi mi?
Tartışmanın sağlıktan çok, ticari olduğu büyük
ihtimal…
Gerekçesi
• Türkiye son yıllarda dünyada en fazla un ihracatı yapan ülke,
• Terör ve diğer girişimlerle zarar veremedikleri yerde,
TİCARİ ve EKONOMİK OLARAK ÜLKEMİZE ZARAR
VERİLMEK İSTENİYOR…
• Bu kapsamda sektör sahiplerinden çok
YÖNETİCİLERİMİZE İŞ DÜŞÜYOR.
NEDEN ÜRETİCİLER SÜREKLİ DENETLENİRKEN VE HATA YAPTIKLARINDA CEZALANDIRILIRKEN,
UZMANLIK ALANINA GİRMEYEN BİRÇOK KONUDA SEKTÖRÜ ETKİLEYEN BEYANLARDA BULUNAN VE BİLİM İNSANI OLARAK ADLANDIRILAN KİŞİLERİ
ENGELLEYEN BİR SİSTEM YOK
GIDA ÜZERİNE BİLİMSEL YAKLAŞIM OLARAK VERİLEN BİLGİLER ÇOĞUNLUKLA HATALI
Ancak Bunu Yöneticilerimizin Engellemesi GEREKİYOR.
Örnekler:
• Glukoz şurubu, sakaroz tartışması,
• Pastörize süt yerine, çiğ sütün tüketilmesi tavsiyesi,
• Bal tartışması
BUNLARIN HEPSİ, HAKKINDA BİLİMSEL VERİ OLDUĞU BELİRTİLEN HATALI
AÇIKLAMALAR
TEK ÇÖZÜM
KENDİ UZMANLIK ALANINA GİRMEYEN KONULARDA, SEKTÖRÜ ETKİLEYEN OLUMSUZ
VE YANLIŞ BEYANLARDA BULUNANLAR CEZALANDIRILMALIDIR.
Diğer bir tartışma; • «Ekmek zehirdir» ve
• Unlu mamullerin obesiteye neden olduğu belirtilmektedir.
• Yüzyıllardır, ekmek ve undan yapılan ürünlerle beslenen bir toplumuz ve şimdiye kadar, kişi başına daha fazla ekmek tüketilirken, niye obez sayısı bu kadar değildi?
• Şuçlusu sadece EKMEK MİDİR?
• YOKSA ASIL BOZULAN BİZLER MİYİZ?
Bu tartışmaya 2 açıdan bakılabilir:
1- ÜRETİCİNİN YAPTIĞI HATALAR
2- TÜKETİCİNİN YAPTIĞI HATALAR
Unu ve ekmeğin doğal formunu bozan insanlarımızdır. Tam buğday ekmeği ve ekşi
hamur ile üretilen ekmekleri yok ederek, kimyasallarla desteklenmiş, suni
kabartılan daha rafine edilmiş ürünlere yönlendirdik. SUÇLU İNSANLAR dır…
Et kokarsa tuzlanır da, YA TUZ KOKARSA NE YAPILIR?
6. Bozulan Un ve Ekmek Mi, Yoksa İnsan mı?
1- ÜRETİCİNİN YAPTIĞI HATALAR
• Eskiden insanlar sadece kendi beslenmesi için üretim yaparlardı.
• Fazla ürettiklerini, değiş-tokuş sistemiyle, üretemedikleri diğer ürünle değişerek
sağlarlardı.
• HER NE ZAMAN İNSANLAR BAŞKASINA SATMAK İÇİN ÜRETİM YAPMAYA BAŞLADI VE
ÇOK PARA KAZANMA TALEBİYLE, KENDİLERİNİN TÜKETMEDİKLERİ ÜRÜNLERİ
ÜRETMEYE BAŞLADILAR.
• Günümüzde undan üretilen birçok KİMYASAL katkı maddesi içeren ürünler, SAĞLIĞIMIZI
TEHDİT ETMEKTEDİR. TEK AMAÇ FAZLA PARA KAZANMAK.
• PEKİ BURADA EKMEĞİN SUÇU NEDİR? ASLINDA BÜTÜN PROBLEM İNSANLARDA..
Teknolojisinin gelişmesiyle günümüzde sektör açısından sağlığımızı olumsuz etkileyen
gelişmeler;
• Kalitesiz hammaddeden bile, satılabilir un ve unlu mamuller üretilebilmektedir.
• Tam buğday unu ve ekmeği yerine, genellikle nişastaca zengin un ve ekmek üretimi söz
konusudur.
• Halk tipi ekmekte izin verilmese de, diğer özel tip ekmeklerde ve unlu mamüllerde her
türlü katkı maddesi denenebilmektedir.
• Eskiden kullanılan ekşi hamur yerine, sadece mayanın kullanıldığı ekmeklerin üretimi
yaygınlaşmıştır.
• EN KÖTÜSÜ DE, HER TÜRLÜ AR-GE VE YENİ GELİŞME PLANI, DAHA SAĞLIKLISINI
ÜRETMEYE DEĞİL DE, DAHA ÇOK KAZANDIRANA DOĞRU YAPILMAKTADIR…….
BU DURUMDA EKMEĞİN SUÇU NE?
2- TÜKETİCİNİN YAPTIĞI HATALAR
• Eskiden insanlar güce dayalı işlerde çalışmaktaydı.
• Bu nedenle aldığı enerjiyi harcıyor, yediğini enerjiye dönüştürebiliyordu.
• Tabi ki ürünleri günümüzden daha sağlıklıydı. TAM BUĞDAY UNU VE DİĞER
UNLARDAN ÜRÜNLERİNİ YAPIYORLARDI.
• Günümüzde daha çok masabaşı işler yapılmakta, insanlar aldığı enerjiyi
genellikle harcayamamaktadır.
• Bu durumda, FİZİKSEL AKTİVİTE OLMADAN tükettiği birçok şey kendisine
zarar vermektedir.
“Bütün maddeler zehirdir ancak
doğru doz zehiri ilaçtan farklı kılar”
Paracelcius
• Fiziksel aktivite olmadan keyfi tüketilen her ürün gibi «Unlu mamüllerde»
sağlığımızı olumsuz etkileyebilir.
• Ama bu durum fazla tüketilen SU, OKSİJEN VE DİĞER GIDALAR için de
geçerlidir.
• Bu yaşam tarzıyla insanlar; sadece unlu mamullerinin tüketimini azaltmakla
sağlıklı olamazlar, TARTIŞMA DİĞER BİRÇOK GIDAYLA DEVAM EDER.
• O ZAMAN ASIL YAPMAMIZ GEREKEN, BÜTÜN GIDALARI UYGUN DOZDA
TÜKETMEKTİR.
• Sağlıklı ve doğal olan ürünleri tercih etmektir.
«Demek ki bozulan EKMEK den çok insanlar ve yaşam tarzlarıdır.»
“Gıdanız ilacınız, ilacınız
Gıdanız olsun. ”
Hipokrat
Gıdaların uygun porsiyon ve miktarlarda tüketilmemesi neticesinde;
• Metabolik sendrom, kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riski yüksek
bireyleri tanımlayan, bir dizi risk faktörü kümesini temsil eder.
• Obezite, insülin direnci, hiperglisemi, dislipidemi, hipertansiyon bu
sendromun faktörleridir.
• Avrupa ’da 31 milyon kişinin metabolik sendrom taşıdığı, dünyada ise
yaklaşık 2 milyon kişinin bu sendrom yüzünden hayatını kaybettiği
bildirilmiştir.
Unlu Mamüller ve Sağlık • Tahıllar bütün dünyada önemli bir enerji
kaynağıdır.
• Tahıl bazlı gıdalar, pek çok ülkenin karbonhidrat ve
diyet lif ihtiyacını karşılamaktadır
• Tahıl eksikliği, özellikle az gelişmiş ülkelerde; açlık
ve yetersiz beslenme anlamına gelmektedir.
• Günümüzde obezite, tip 2 diyabet ve
kardiyovasküler hastalıklar gibi risk faktörlerini
ortaya çıkarmıştır.
• Bu da sağlıklı beslenmede yeni arayışları doğurmuş
ve tam tahıl bazlı, lifçe zengin ürünlerle
beslenmeyi ön plana çıkarmıştır.
Ürün Porsiyon Enerji (kcal) /porsiyon
Protein (g) /porsiyon
Yağ (g) /porsiyon
Karbonhidrat (g)
/porsiyon
Diyet lifi (g) /porsiyon
Fe (mg) /porsiyon
Mg (mg) /porsiyon
Zn (mg) /porsiyon
Folat (µg) /porsiyon
Pirinç ekmeği
40 g 90 3 0.5 16 4.5 1.5 34 1 24
Tam buğday ekmeği
40 g 100 4 2 14 3 1.4 38 1 21
Beyaz buğday ekmeği
40 g 100 3 0.5 21 1 0.4 7 0.3 9
Tam tahıl makarna, pişmiş
100 g 100 4 1 20 2 1.2 27 0.9 8
Makarna, pişmiş
100 g 100 3 0.3 20 1 1 10 0.4 6
BESLENME DEĞERLERİ
• Flint ve ark. (2009) yaptıkları bir çalışmada, tahıl tüketiminin hipertansiyonu bulunan erkekler üzerinde olumlu bir etki oluşturduğunu ve kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu bir etkisi olduğunu ortaya koymuştur.
• Ayrıca, tam tahıl tüketiminde Tip 2 diyabet hastalığı riskinin azaldığını göstermiştir.
• Katcher ve ark. (2008) tarafından yürütülen bir çalışmada, tam tahılla beslenmenin abdominal yağ kitlesinde azalmayı sağladığı belirtilmiştir.
Tahıl ürünleri metabolizması ve etkileri
Ekmek: Nân-ı Aziz
• Osmanlı İmparatorluğunda en çok kontrolü
yapılan ürünler et ve ekmek idi.
• Birinci Abdülhamid, devlet adamlarına
hitaben kendi eliyle kaleme aldığı bir
emirde, "Her şeyden önemli olan et ve
ekmektir" demiştir.
• Osmanlı döneminde ikaz edildikleri halde kanunlara uymayan fırıncılara
ibretlik cezalar verilirdi.
7. Ekmek ve Unlu Mamullerin Ülkemizdeki Sosyal ve Kültürel Yeri
• Ekmek, Türk mutfağının en mühim temel gıda maddesidir.
• Öyle ki, ekmeğin türü ne olursa olsun, bir Türk insanı, öncelikle günlük
ekmeğini nasıl karşılayacağını düşünür. Yani ekmeği «emeğe» ve «işe»
karşılık görmektedir. Bu yüzden de para kazanmanın ve çalışmanın
karşılığı; “ekmek parası”, “ekmeğini kazanmak”, “ekmeğiyle oynamak”,
şeklinde ifade edilmiştir.
• Toplumuzda ekmek kutsaldır.
• Yere düşmesi istenmez, düşen ekmek öpüp başına konulur. Aynı şey
ticari olarak daha değerli diğer gıdalar için genellikle yapılmaz.
• Çiftçi buğday ve unu ambarında doluysa, beslenme kaygısı çekmez.
• Ekmek doymak için, diğer gıdalar katık olarak kullanılır.
• Ancak TOPLUMUMUZDA BU KADAR SAYGIN BİR ÜRÜNÜN
GÜNÜMÜZDE DURUMU HAKETMEDİĞİ BİR YERDE.....
• Bütün spekülasyonların yapıldığı bir ürün, BİR SUÇLU KONUMUNA
GETİRİLDİ.
BU HATA BİZİM, LÜTFEN EKMEĞİMİZE HEP BERABER SAHİP ÇIKALIM
8. Un ve Unlu Mamuller Üzerine Son Bilimsel Çalışmalar
1) Baklagil Unlarının Kullanımı
• Hazır baklagil unları geleneksel erişte, unlu mamuller, un içeren çeşitli çerezlerde
katkı maddesi olarak kullanılarak, çölyak hastaları için alternatif bir diyet
sunulmaktadır.
• Nohut unu ekmek, bisküvi gibi ürünlerde, gıda karışımlarında ve birçok yemekte
katkı olarak kullanılmaktadır.
• Mercimek unu ise hazır çorbalarda ve katkı maddesi olarak gıda sistemlerinde
kullanılmaktadır.
• Fırıncılık ürünlerinde nem tutma, ekmek içini beyazlatma, ekmek kabuğunu
koyulaştırma, raf ömrünü uzatma, pişirme süresini kısaltma ve yağ absorpsiyonunu
azaltma gibi etkileri sağlamak için GDO’ suz “soya unu” kullanılmaktadır.
• Anton ve ark. (2007) tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada, buğday
ununa fasulye unu % 15, 25 ve 35 oranında ikame edilmiş, % 25 fasulye
unu ilavesinin toplam fenolik madde içeriği, antioksidan aktivite, kabul
edilebilir tekstür ve yüksek besinsel içerikte olduğu belirtilmiştir.
2) Doğal Un Katkıları
• Yapılan çalışmalarda zayıf unu kuvvetlendirdiği ve askorbik asit katkı maddesine doğal
alternatifler olduğu tespit edilmiştir.
3) Ekşi Hamurun Kullanımı
• Ekşi hamurun ekmek üretiminde kullanılması önemli bir konudur.
• Ekşi hamurda laktik asit bakterileri ve mayalar birlikte faaliyet gösterirken, sadece
mayanın kullanıldığı ekmeklerde, biyokimyasal olarak daha farklı bir oluşum söz konudur.
• Ancak bu konuda yine sağlık ve ekonomi alanında sıkışmış durumdadır. Kısa sürede hazır
maya ile ekmek üretmenin yerine, daha sağlıklı, daha uzun dayanan fakat daha uzun
sürede üretilebilen bir ekmek, EKŞİ HAMUR EKMEĞİ…..
• Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nde İstanbul Halk Ekmek ile yürütülen
diğer bir çalışmada, ekşi hamur mayası ilave edilerek üretilen ekmeklerin, beyaz ekmeğe
kıyasla çok daha düşük glisemik indekse ve daha düşük enerji değerine sahip olduğu
tespit edilmiştir.
Aslında geleneksel bir yöntem olan ekşi hamur fermentasyonu, çağımız problemi obezitenin
engellenmesine, ekmeğin glisemik indeks değerini düşürerek yardımcı olmaktadır. Bunu
destekleyen çok sayıda bilimsel çalışma bulunmaktadır.
Beyaz undan yapılan ekmeğin glisemik indeksinin azaltılması
için yulaf lifi ve ekşi hamur laktobasilinin kullanımı
üzerine yapılan bir çalışma da, beyaz un ekmeğine kıyasla
ekşi hamur ekmeklerinin özellikle diyet lifi ile
zenginleştirilmiş olanların glisemik indeksi daha düşük bulunmuştur (Rizello ve ark.,
2007). WF: Beyaz buğday unu WMF: Tam buğday unu
Ekmekte Ekşi Hamur Kullanımının Sağladığı Avantajlar
Üretimi çok çok eskilere dayanan ekşi hamur ekmeği, aslında
çağımızın problemlerinin de çaresidir.
1) Tam buğday ekmeğindeki, fitik asit problemini bertaraf
edebilir.
2) Çölyak hastalığı için yeni ürün çeşitleri sunabilir.
5) Buğday Çeşitliliğinde Gen Bankası Çalışmaları
• GDO tartışmaları devam ededursun, gen bankasında dondurulmuş halde
bekletilen eski buğday türleri siyez «einkorn», «emmer» ve «spelt», modern
buğday yetiştiriciliğinde genetik çeşitlilik için kullanılması amaçlanmaktadır. Bu
eski buğday türleri modern ekmekçilikten önce yüzyıllar boyunca dünyayı
beslemiştir ve görünüşe göre yeniden besleyecektir.
6) Unun Mikrobesinlerle veya Fonksiyonel Bileşenlerce Desteklenmesi
• Enkapsüle A vitamini ile zenginleştirilen buğday unundan kurabiye
üretilmesi
• Bulgurun folik asit, tiamin, riboflavin, niasin, A vitamini, demir ve kalsiyum
ile zenginleştirilmesi
• Pirinç unu ve bisküvilerin folik asit ile zenginleştirilmesi
• Fenolik maddelerce zengin meyvelerle üretilen ürünler
7) Diğer Çalışmalar
• Buğday ve mısır nişastasından biyobozunur plastik üretimi
• Buğday bazlı kozmetik ürünleri (buğday endospermi yağı kullanımı vs.)
• Buğday ve arpadan antioksidan üretimi
• Besince zengin buğday endosperm unu üretimi
9. Ar-Ge Destekleri ve Fırsatlar, Öneriler
Son yıllarda ülkemizde Ar-Ge destekleri hiç olmadığı kadar yükseltilmiştir. Ar-Ge
yapanın masraflarının çoğunun karşılanmasına ek olarak, Ar-Ge birimi olan firmaların
personel giderleri bile desteklenmektedir. Peki hangi kurumlar Ar-Ge desteği
vermektedir:
1- TÜBİTAK- TEYDEP
2- Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (TAGEM) projeleri
3- Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, San-Tez Projeleri
4- KOSGEB
5- Kalkınma Bakanlığı, Kalkınma Ajansları
6- Kalkınmada öncelikli bölgelerdeki destekler
BU FIRSATLARDAN YARARLANMAK VE SEKTÖRÜ GELİŞTİRMEK GEREKMEKTEDİR.
9. Ar-Ge Destekleri ve Fırsatlar, Öneriler
Ar-Ge neden gerekli?
Ar-Ge neden gerekli?
Beklentiler ve Öneriler
• Çölyak hastalığı, gluten hassasiyeti, buğday alerjisi gibi tahılla ilişkili hastalıkları
olan DEZAVANTAJLI GRUPLARA yönelik yeni tahıl bazlı ürünler geliştirilmelidir.
• Ar-Ge fırsatlarından istifade ederek sektöre yeni alternatif ürünlerle yön vermek
zorunludur.
• Üreticilerin sadece ekonomik değil, EN SAĞLIKLI ÜRÜNLERİ ÜRETMESİ
gerekmektedir. Yani HERŞEY PARA İÇİN DEĞİL, aynı zamanda SAĞLIK ÖNCELİKLİ
planlama yapılmalıdır.
• İnsanlar, sağlık problemlerini sürekli başta unlu mamuller olmak üzere gıdalara
yüklemekten vazgeçmeli ve İHTİYAÇ KADAR YEMEYE ALIŞMALIDIR.
“ACIKMADAN DEMEYİN,
DOYMADAN KALKIN”
Peygamberimiz
Hz. Muhammet
En önemli ve en güzel tavsiyeye uymak çoğu problemlerimizi çözecektir:
Dinlediğiniz için teşekkür ederim…