Upload
yagmur-ceyhan
View
2.980
Download
1
Embed Size (px)
Citation preview
TÜRKLERDE EKONOMİ
HAYVANCILIKBozkırda yaşayan Türk devlet ve
topluluklarının en temel geçim kaynağı hayvancılıktır.
Türklerde giyim eşyasının başlıca malzemesi koyun,kuzu ,sığır,tilki ve az miktarda ayı derisi,koyun ve deve yünü ile keçi kılıydı.
İhtiyaç fazlası yün ve kumaş ihraç edilirdi.
İLK TÜRK DEVLETLERİNDE EKONOMİ
TARIMTürkler sadece akarsu kenarlarında tarımla
uğraşmışlardır.Eski Türklerde “tarıgcı\tarıdacı” adıyla çiftçi
kesimi bulunmaktaydı.Türkler tarım yaparken saban ,orak,düven
kullanmışlar ve değirmenler vasıtasıyla ekinleri öğütmüşlerdir.
Türkler tarımı geliştirmek amacıyla “tötö” denilen sulama kanalları yapmışlardır.
VERGİKöktürkler’de “tudun” denilen vergi
memurları halktan vergi toplarlardı.Turfan Uygurları’nda “ağıcı” denilen vergi
memurları halktan mesken,hayvan ve toprak vergisi toplarlardı.
TİCARET YOLLARI “İpek Yolu” ve “Kürk Yolu” Türklerin
ekonomik hayatında ciddi bir yere sahiptir.Özellikle Hunlar’ın Orta Asya’da sağladığı
güvenli ortam sayesinde ticaret ciddi anlamda gelişmiştir.
Bu yolların Türk Devletlerinin elinde bulunması dış politikadaki gücü de arttırmıştır.
Bu yolların hakimiyeti doğrultusunda;1. Çin’le savaşılmış,2. Sasaniler gibi değişik devletlerle anlaşma
yapılmış ve Akhun’lar yıkılmıştır.3. Bizans’la diplomatik görüşmeler yapılmıştır.
Ticaret Yollarının Türk Kültür Ve Toplum Hayatı üzerindeki etkileri:
1. Ticaret yollarının geçtiği yerlerde ekonomik canlılık artmıştır.
2. Ticaret yolları üzerinde yeni yerleşim bölgeleri kurulmuştur.
3. Ticari faaliyetler kültürel etkileşime ortam hazırlamıştır.
4. Ticarette genellikle takas kullanılmıştır.5. Uygurlarda para olarak “böz” ve
“kuanpoyu” kullanılmıştır.6. Uygurlar ayrıca “çav” adı verilen kağıt
paralar kullanılmıştır.
Tarım ve hayvancılığın yanında ticarete de önem vermişler ve İpek Yolu’nun denetimini sağlamaya çalışmışlardır.
Selçuklular İpek Yolu denetimi için çalışmışlar ve bu bölgede ele geçirdikleri şehirlerde vergi indirimi-vergi affı gibi uygulamaları hayata geçirmişlerdir.
11. ve 13. yy’larda Türkler Orta Asya,Doğu Avrupa,Uzak Doğu,Hindistan,Akdeniz limanları arasında ticaretten pay almayı başarmışlardır.
Mısır’da kurulan Türk Devletleri Baharat Yolu ve limanları sayesinde zenginleştiler.
TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE EKONOMİ
TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE İKTİSADİ KURUMLARİKTA SİSTEMİ:Hizmet ve maaş karşılığında vergi gelirleri
komutanlara,askerlere ve devlet adamlarına verilen topraklara ikta denir.
İkta sisteminde merkezden tahsildar gönderilmezdi.Vergiler ikta sahipleri tarafından toplanırdı.
İkta sahibi toprağın geliri oranında asker beslemekle yükümlüydü.
İktaların satış,hibe ve vakıf yapılma gibi durumları söz konusu değildir.
Topraklar babadan oğula geçebilir. Büyük iktalarda babadan oğula geçişe izin verilmezdi. İkta sahibinin kanunlara aykırı hareketlerde bulunması
durumunda halk ikta sahibini şikayet edebilirdi. Türkiye Selçukluları daha küçük iktalara yer vermişlerdir.
İkta Sistemi sayesinde;1. Devlet hazinesinden para çıkmadan ordu
kurulmuş,2. Üretimin sürekliliği sağlanmış,3. Güvenlik sağlanmış,4. Konargöçerlerin yerleşik hayata geçmesi
sağlanmış,5. İkta sahipleri maaş almadıkları için
hazinenin yükü azalmış,6. Vergiler düzenli bir şekilde toplanmıştır.
Miri toprakların vakıflar veya nüfuzlu kişiler tarafından malikane haline getirilmesi ve sultanların taraftar kazanmak için ikta topraklarını bazı kimselere mülk olarak vermesi sistemi zayıflatmıştır.
VERGİ SİSTEMİ:Yetiştirdiği ürün üzerinden Müslümanlardan
Öşür,Gayrimüslimlerden Haraç vergisi alınmıştır.
Gayrimüslimlerden askerlik vergisi olarak haraç toplanmıştır.
Vergiye esas olan toprak birimine Çift-i Avamil denilmiştir.
Bağlı devlet ve beyliklerin ödediği vergiler,kervanlar,çeşitli iş kolları,tüccar ve pazarlardan (bac) alınan vergiler devletin önemli kaynaklarıdır.
Yol,köprü yapımı veya sosyal hizmetlerde çalışan köylerden bazı vergiler alınmazdı.
AHİLİK: Müslüman-Türk tüccarların korunması amacıyla kurulan
bir örgüttür. Temel amaçlarından biri de sosyal adaleti
gerçekleştirmektir. Günümüz esnaf odalarına benzer. 13. yy’da Ahi Evran tarafından kurulmuştur. Sadece ekonomik değil aynı zamanda ahlaki bir teşkilattır. Esnaflar arasında dayanışma sağlamıştır. Usta,kalfa,çırak hiyerarşisiyle mesleki ,dini ve ahlaki
eğitim vermiştir. Üretim kalitesini arttırmış ve fiyat belirlemiştir. Moğol istilası sonrasında Anadolu’da huzur ve güvenliği
sağlamıştır. Ürünlerin dengeli dağıtılmasını sağlamıştır.
VAKIF SİSTEMİ:Türklerde vakıfların kökeni Uygurlara kadar
uzanmaktadır.Abbasiler döneminde resmiyet kazanan bu
kurum Selçuklu döneminde olgunlaşmıştır.Selçuklular hakim oldukları yerlerin gelişmesi
amacıyla vakıf eserleri meydana getirmişleridir.
Türkiye Selçukluları 13. yy başlarında I. İzzeddin Keykavus ve I. Alaaddin Keykubad zamanlarında vakıflar sayesinde sosyal ve iktisadi refaha ulaşılmıştır.
11. VE 13. YÜZYILLARDA ANADOLU’DA EKONOMİK HAYAT
Anadolu Selçukluları döneminde;• İklim şartları ve ikta sistemi sayesinde
tarımda artış yaşanması• Ahilerin ticari faaliyetleri desteklemesi• Önemli liman şehirlerinin alınması• Değişik devletlerle ticari anlaşmaların
yapılması• Tüccarlara devlet sigortası uygulanması gibi
uygulamalar ticareti ciddi anlamda geliştirmiştir.
Kösedağ Savaşı sonrasında Moğol istilasının başlaması Anadolu’yu her bakımdan sarstı.
Ayrıca siyasi istikrarın bozulması,doğal afetler,çekirge istilaları ve güvenlik sorunları Anadolu’da ekonomik hayatı bozmuştur.
Beylikler döneminde özellikle diğer devletlerle ekonomik ilişkiler canlanmıştır.
Karamanoğulları geçitlerden,Ramazanoğulları Çukurova tarımından,hac ve ticaret yollarından,Saruhanoğullaı ve Menteşeoğulları donanma ve deniz ticaretinden, Candaroğulları da demir ve bakır madenlerinden ciddi bir gelir elde etmişlerdir.
İaşecilik: bu ilkeye göre ,halkın refahının sürekliliği için öncelikle piyasalarda istenilen kalitede uygun fiyata yeterli miktarda mal bulunmalıdır ve üretim önemlidir.
OSMANLI EKONOMİSİ
Gelenekçilik:Bu ilke sosyal ve iktisadi ilişkilerde mevcut dengeleri korumayı ve düzenin bozulmasını engellemeyi ifade eder.
Fiskalizm: Bu ilkeyle ,hazineye ait gelirlerin yüksek düzeye çıkarılması ve ulaştığı düzeyin altına inmesi engellenmesi amaçlanmıştır.
KLASİK DÖNEMDE EKONOMİK YAPIMERKEZ MALİYESİ:Merkez maliyesinin başında baş defterdar
bulunurdu.Baş defterdar her zaman Rumeli Defterdarı
olurdu.Ayrıca taşra defterdarlıkları da vardı.Merkez maliyede çalışan memurlar devletten
maaş almaz yaptıkları işlerden aldıkları harçlarla geçinirlerdi.
Ağıl,ağnam vergisi Sipahinin arazisine yaptığı ağıldan ve küçükbaş hayvancılıktan alınan vergi
Geçit vergisi Sürülerin geçitlerden geçmesi sebebiyle alınırdı
Otlak yaylak vergileri Dışardan gelip dirlik topraklarında hayvanlarını otlatanlardan alınırdı
Öşür vergisi Müslüman çiftçilerden onda bir oranında alınan vergidir
Dönüm vergisi Toprağın dönümüne göre alınan vergi
Çift Hane vergisi Müslümanlardan bir çift öküzün işleyebileceği büyüklükteki topraktan alınır.
Çift bozan vergisi Topraklarını sebepsiz yere boş bırakandan alınır.
Tapu vergisi Üzerine bina yapılan araziden ziraati engellediği için alınır.
İhtisab vergisi Pazar ve panayırlardan alınır
Cizye vergisi Askerlikten muaf olan gayrimüslimlerden alınır.
İltizam vergisi Bazı gelirlerin tahsili karşılığında alınan vergi
Maden-gümrük vergileri Maden ve gümrükten toplanır
Haraç vergisi Gayrimüslimlerden toplanan toprak vergisi
İmdadiyye-i seferiyye Hane reislerinden savaş harcamaları için toplanır.
İmdadiyye-i hazariyye Savaş öncesi masraflar için toplanır
İane-i cihadiyye Hane reislerinden savaşa yardım için toplanır.
Derbend vergisi Tüccarlardan alınan vergi
Kürekçi bedeli vergisi Hane reislerinden gemi kürekçileri ve yelkencileri için toplanır
İzn-i sefine vergisi Yabancı tüccarlardan alınan gemi vergisidir
Avarız vergisi Olağanüstü durumlarda toplanır.
İspençe Gayrimüslim çiftçilerden alınır
Bac vergisi Çarşı Pazardan alınır
Bennak ve mücerred Evli ve bekarlardan alınan vergi
Tımar sistemi: Selçuklulardaki ikta sisteminin geliştirilmiş halidir. Tımar sisteminde vergiler para ekonomisinin gelişmemiş
olmasından dolayı ayni(mal/ürün) olarak toplanmıştır. Has toprak:yıllık geliri 100.000 akçe üstü Zeamet toprak:yıllık geliri:20.000-100.000 akçe arası Tımar toprakları:yıllık geliri 20.000 akçeye kadar olan
topraklar Tımarlar sipahi adı verilen eyalet askerlerine tahsis edilmiştir. Sipahiler reaya üzerinde egemenlik hakkına sahip değildi.suç
teşkil eden bir olaya kadı müdahale ederdi. Tımar sistemi ikta sistemiyle büyük oranda aynı özellikleri
içerir. Köylü ve sipahinin karşılıklı görev ve sorumlulukları vardır. Bu sistem sayesinde cebelu adı verilen askerlerden oluşan
bir eyalet ordusu oluşturulurdu.
Tımar sisteminin bozulmasında,1. Dirliklerin hak etmeyen kişilere verilmesi
veya özel mülkiyete geçmesi2. Fetihlerin azalması ve artan nüfusa
toprakların yetmemesi3. Celali isyanları4. İltizam sisteminin yaygınlaşması5. Tımarlı sipahi ordularının Avrupa’nın
gerisinde kalması6. Sefer dönemlerinin yoğun tarım
dönemlerine rastlaması7. Tımarlı sipahilerin geri hizmetlerde
görevlendirilmesi etkili olmuştur.
Tımar Sisteminin bozulmasının sonucunda,1. Eyaletlerde devlet otoritesi azaldı.2. Ülkede güvenliği sağlamak zorlaştı.3. Tımarlı sipahilerin sayısı azaldı.4. Yeniçeri sayısı artmıştır.5. Devlet paralı askerlere yönelmiştir.6. Tarımsal üretim azalmıştır7. Devlet halka ağır vergiler koymak zorunda
kalmıştır.8. Tımarlarını kaybeden tımar sahiplerinin
bazıları celalilere katılmıştır.9. Köylüler şehirlere göç etti.10. Çarpık kentleşme başladı,asayiş bozuldu.
İltizam(Mukataa)Sistemi: Özellikle 16. yy’da hazinenin nakit para ihtiyacı arttı. Devletin eski dönemlerden beri uzak eyaletlerde
uyguladığı iltizam sistemi bu yy’dan itibaren yaygınlaştı.
1695 tarihli bir fermanla malikane sistemi resmiyet kazandı.
İltizam sisteminde vergi gelirleri 3 yıllığına açık arttırmayla kiralanırdı.
Vergi gelirlerini alan kişiye mültezim denirdi. Devlet mukataayı süresi dolmadan başkasına kiraya
verebilirdi. Bu sistemin sonucunda tımar askerleri yetişmemiş
ve mültezim üzerinde devlet denetim sağlayamamıştır.
Malikane Sistemi:Mukataa malikaneciye ömür boyu
kiralanmıştır.Malikane sahipleri devlete ilk önce yüklü bir
ödeme yapar(muaccele) ve daha sonra her yıl küçük ödemeler yapardı.
Muaccele miktarı açık arttırma yoluyla belirlenirdi.
Malikane sahibi ölürse devlet burayı tekrar açık arttırmaya çıkarabilirdi.
Malikane sistemi Osmanlı gelirlerini arttırarak 18.yy’a kadar devam etti.
1775’te esham senetleri piyasaya sürüldü.
Vakıf Sistemi:Osmanlı Devleti vakıflar sayesinde hayır
amaçlı birçok kurum oluşmasına fırsat vermiştir.
Bu sistem sayesinde lonca ya da mahalle üyeleri için maaş bağlanmış,sigorta yapılmış ve hatta imar faaliyetlerinde bulunulmuştur.
ÜRETİM YAPISIZirai Üretim: Devlet toprakların çok büyük bir kısmını kendi elinde
tutmuştur.böylelikle üretimin sürekliliği sağlanmıştır. Tarımsal üretimin sağlıklı yapılması için toprağın sebepsiz
terk edilmesi yasaklanmış,toprakların vakfedilmesi ve bağışlanması yasaklanmıştır.
Osmanlı Devleti hayvancılığa da önem vermiştir. Bunun en önemli sebepleri hayvanlardan
savaşta,ticarette,ulaşımda ve gıda-giyim sektöründe yararlanmasıdır.
Halkın temel besin kaynağı olan hububat üretimine önem verilmiştir.
Şehirlerin çevresinde bağcılık ve bahçecilik yapılmıştır. Sulama sistemleri modernleştirilmeye çalışılmıştır. Devlet zaman zaman ihraç yasağı koymuştur.
Sınai Üretim: Osmanlı’da sanayi küçük işletmelerden oluşur ve
lonca teşkilatı aracılığıyla yönetilirdi. Loncalar ürünlerin kalite standartlarını belirler ve
fiyat tespiti yapardı. Dokumacılık lifli bitkilere ve hayvancılığa dayalıydı. Batı,Orta ve Güneydoğu Anadolu ve Suriye’de
ünlüydü. Bursa ve Bilecik ipekli dokuma merkeziydi. Dericilik İstanbul,Edirne,Kayseri,Ankara,Bursa,Konya
gibi şehirlerde yaygındır. Halıcılık Uşak,Gördes,Kula,Milas,Ladik önemli geçim
kaynaklarıdır. Ankara sof kumaşı ve Selanik çuha ve keçesi
önemlidir.
Madencilik ve Maden SanayiMadeni para kullanılması,tarım aletleri ve
savaş gereçlerinde madene ihtiyaç duyulması ve sanayi ihtiyacı madenlerin çıkarılması bu sektörün gelişiminde etkili olmuştur.
17. yy’da madenler açılmış ve etkili bir şekilde işlenmeye başlanmıştır.
TÜKETİM İstanbul tüketimin en yoğun olduğu yerdir.Bu sebeple çevrede üretilen malzemeler
İstanbul’a getirilirdi.17.yy’da özellikle yönetici kesim arasında lüks
tüketim yaygınlaşmış bu lüks ve israf halk arasında kabul görmemiştir.
İhtiyaç malları şehirlerde Kapan denilen toptancı hallerine getirilirdi.
Burada kapan emini adını taşıyan görevliler bu malları eşit şekilde paylaştırırdı.
TİCARET VE ULAŞIM SİSTEMİ Osmanlılar ticaretin gelişmesi ve artması amacıyla şu
çalışmaları yapmıştır:1. Ticaretten alınan vergileri düşük tutmuştur.2. Yabancı tüccarların da ticaret yapmasına izin
verilmiştir.3. Ticaret yolları üzerine han ve kervansaraylar
kurulmuştur.4. Şehirlere bedesten,çarşı ve kapan hanları kurulmuştur.5. Yolların güvenliği devlet tarafından sağlanmıştır.6. Dış ticarette devlet denetimi uygulanmış ,dışarıya altın
ve gümüş çıkışı engellenmiştir.7. Yabancı tüccarların ülkelerine yine malla dönmesi
sağlanmıştır.8. Pamuk,demir,kurşun,kalay,çelik,barut ve hububat
ihracı yasaklanmıştır.
Deniz ve Nehir Ulaşımı İstanbul’un fethinden sonra denizciliğe daha
fazla önem verilmiştir.Karadeniz’in Kuzeyindeki
Azak,Kefe,Akkerman gibi limanlar fethedilmiştir.
İç denizlerin yanında Akdeniz ve Basra Körfezi de fethedilmiştir.
Kara Yolu Ulaşımı:Bizans ve Selçuklulardan devralınan yollar
geliştirilmiş ve düzenlenmiştir.Ticaret yolları zengin vakıf gelirleriyle
bayındır hale getirilmiştir.Menzil örgütü haberleşme alanında
çalışmalar yapmış ve bu işin aksamasını engellemek amacıyla menziller arasında hayvanlar hazır tutulmuştur.
Taşımacılıkta mekkari taifesi görevlendirilmiştir.
Yolların güvenliği ise derbent teşkilatı sayesinde sağlanmıştır.
PARA VE FİNANSMAN SİSTEMİ Osmanlı ekonomisi madeni paraya dayanıyordu. Bu sebeple altın ve gümüşün eşya olarak
kullanılmasını engellemeye çalışmışlardır. Altın ve gümüş miktarının değişmesi ekonomiyi
bozduğundan altın ve gümüşün yurt dışına çıkışı engellenmiştir.
Maden darlığı yaşanan dönemlerde paranın içindeki bakır oranı arttırılmış (kızıl akçe) veya paranın kenarları kırpılmış (tağşiş) ve böylece devalüasyon gerçekleştirilmiştir.
Osmanlı Devleti’nde darphaneler üçer senelik dönemlerde iltizam sistemi benzeri bir uygulamayla kiralanmıştır.
Osmanlılar 19.yy’a kadar madeni para kullanmışlardır. Madenden kesilen yassı yuvarlak parçacıklara sikke
denirdi. Gümüş sikkelere akçe,altın Sikkelere Sikke-i Hasene
denirdi. Akçe piyasadaki diğer sikkelerin değerini belirlemek için
belirlenen bir ölçekti. 18.yy sonrasında muhasebe kayıtlarında para halk içinde
kuruş ve altın kelimesi kullanılmaya başlanmıştır. Tanzimat döneminde kaime adıyla ilk kağıt para basıldı. 1844’te devlet darphanesi para basımında tek yetkili
kılındı ve 20 kuruş değerinde mecidiye basıldı.100 kuruş bir Osmanlı Lirası olarak belirlendi.
ESNAF BİRLİKLERİ Osmanlı iktisadi hayatında dükkan açmak gedik
denilen bir izne bağlıydı. Gedik kişi öldükten sonra işi devam ettirmek kaydıyla
oğluna kalır,oğlu yoksa devlet gediği işi devam ettirecek bir kalfaya verirdi.dükkandan kalan alet edevat varislerine bırakılırdı.
Her loncanın lideri olarak bir “pir”i ,güvenlik amiri olarak “yiğitbaşı”vardır.
Her loncanın hükümetle iletişimini sağlayan “kahya kethüdası” vardır.
Loncaların tasarruf sandıkları vardır. Başlı başına sandık idare edemeyen lonca başka bir
loncaya yamak adıyla bağlanırdı. Aynı işi yapan esnaflar büyük bir han veya çarşıda
toplanırdı.
NARH SİSTEMİNarh uygulamasında temel ölçü arz ve talep
şartları olup tekelci eğilimlerin önlenmesi amaçlanmıştır.
Muhtesiplikçe onaylanmış bir narh defterinin her ay İstanbul şehreminine teslimi gerekliydi.
Narhların tespiti kadıların başkanlığında oluşturulan bir kurulca yapılırdı.
Bu komisyon şeyh,kethüda,yiğitbaşı,ehli hibre ve halk temsilcilerinden oluşurdu.
Kaliteyi bozanlar takip edilerek cezalandırılırdı.
OSMANLI EKONOMİSİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞMELER
Osmanlı ekonomisinin sorunlar yaşamasında;1. 16 yy.’dan sonra yoğun savaşlar yaşanması2. Celali isyanları sebebiyle üretimin düşmesi3. Bütçe açıkları sebebiyle paranın değerinin
düşürülmesi4. 1580’deki ilk büyük devalüasyondan sonra
bu tür olayların sürekli yaşanması5. Coğrafi keşifler ve sanayi devriminin etkisi.
Bu gelişmelerin sonucunda;1. Osmanlı ülkesinde gereğinden fazla gümüş
bolca bulunmaya başlanmıştır.Bu durum akçenin değerini düşürmüştür.
2. Madenlerin işlenmesi ekonomik olmaktan çıkmıştır.
3. Enflasyon ve fiyat artışı engellenemedi.
OSMANLI EKONOMİSİNDE BAĞIMLILIK VE BÜYÜME DÖNEMİ
TÜKETİMOsmanlı toplumunda tüketim anlayışının
değişmesinde etkili olan faktörler şunlardır:1. Avrupa mallarının Osmanlı pazarlarında
yaygın bir şekilde kullanılması2. Yaşam tarzının değişmesi3. Bedesten,arasta ve pazar yerlerine rakip
olarak Avrupa tarzı alışveriş mekanlarının ortaya çıkması
4. Basın ve reklamın yaygınlaşması5. Osmanlı toplumunda yeni alışkınlıklarla yeni
insan tipinin ortaya çıkması
TİCARETOsmanlı’da ticaret kapitülasyonlara rağmen
uzun süre canlılığını korumuş fakat sanayi inkılabının ortaya çıkması rekabetin yıkıcı etkisini ortaya çıkarmıştır.
Osmanlı Devleti sanayi devrimi sonrasında dışarıya hammadde satan ve işlenmiş mal alan bir ülke haline geldi.Balta Limanı Ticaret Antlaşması Osmanlı ekonomisinde çöküşü hızlandırdı.
Bu antlaşmayla yabancı tüccar rahatlıkla Osmanlı piyasasına egemen olmuştur.
SANAYİ Sanayi inkılabından sonra Osmanlı Devleti’nin dışa
bağımlılığı arttı ve Avrupa karşısındaki geri kalmışlığı ortaya çıktı.
Osmanlı Devleti bu çöküş karşısında;1. İthal ürünlerden aldığı vergiyi kaldırmıştır.2. Büyük sanayi kuruluşları oluşturmaya çalışmıştır3. Sanayi alanında yetişmiş eleman eksikliğini gidermek
amacıyla Avrupa’dan uzmanlar getirildi.4. Feshane,İzmit Çuha Fabrikası,Veli Efendi Basma
Fabrikası,Bursa İpek Fabrikası,Zeytinburnu Demir Fabrikası açılmıştır.
5. Islah-ı Sanayi Komisyonu kurulmuştur.6. 1897’de teşvik kanunu çıkarıldı.7. En büyük yatırım demir yoluna yapıldı.
TARIMTanzimat Döneminde Ziraat ve Sanayi
Meclisi,Ziraat Meclisi ve Nafia Hazinesi kuruldu.
Böylece tarımsal üretimin modernleşmesi ve arttırılması amaçlandı.
1858 yılında çıkarılan arazi kanunnamesiyle toprak mülkiyeti pekiştirildi.
Zirai eğitim ve uygulama kurumları oluşturuldu.
Geçici vergi muafiyetleri sağlandı.Zirai ürün ticareti serbest hale geldi.
YABANCI YATIRIMLAR Fevaid-i Osmaniye Vapur Kumpanyası 1843’te kuruldu. Şirket-i Hayriye kuruldu. Mithat Paşa’nın Tuna ve Bağdat valilikleri sırasında
şirketler kurularak nehir taşımacılığı ve tramvay işletmeciliği yapıldı.
182’de İstanbul tramvay Şirketi kuruldu. 1860’lardan itibaren demir yolları hizmete girdi. Devlet demiryolu yapan devletlere yolun geçtiği bölgelerin
vergilerini toplama hakkı vermiştir. Dolayısıyla bu girişim yarardan çok zarara sebep olmuştur. Demiryolu güzergahlarındaki yer altı kaynakları bedelsiz
olarak şirketlere devredilmiştir. 1850’lerin sonu ve 1860’ların başında İzmir-Aydın,daha
sonra da İzmir-Turgutlu-Manisa hattının yapımı İngiliz sermayesini güçlendirmiştir.
PARA VE BANKACILIK19. yy’da ticaretin genişlemesiyle paraya
duyulan ihtiyaç arttı.1840’ta bastırılan kaime 1863’te yürürlükten
kaldırıldı.1847’de Bankı Dersaadet kuruldu.1888’de Memleket Sandıkları geliştirilerek
Ziraat Bankası kuruldu.
İÇ VE DIŞ BORÇLAR19. yy’dan itibaren devlet Galata
Bankerlerinden borç para almaya başladı.24 Ağustos 1854’te Kırım Savaşı sırasında
İngilizlerden ilk dış borç alındı.1863’te kurulan Osmanlı Bankası devlete yeni
borçlanma sahası yaratmış oldu.1881’de Muharrem Kararnamesiyle devlet
borçlarının ödenmesi için Duyunu Umumiye kuruldu.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE EKONOMİ1923’te İzmir İktisat Kongresi toplandı ve
Misak-ı İktisadi kararları alındı.Böylece milli ekonomi ilkesinin hayat bulması
amaçlandı.Kapitülasyonlar kaldırıldı.1924’te İş Bankası kuruldu.1325’te Aşar Vergisi kaldırıldı.1926’da Kabotaj Kanunu çıkarıldı.1925’te Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu.1927’de Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı.
Devletçi politika kapsamında 1930 yılından sonra;
1931’de Merkez Bankası kuruldu.1933’te Sümerbank kuruldu.1934’te Birinci 5 Yıllık Kalkınma Planı
yürürlüğe kondu.1935’te Etibank ve ardından MTA kuruldu.Esnaf ve Sanatkarların ihtiyaçlarını
karşılaması için Halk Bankası 1938’de kuruldu.
Tarım için büyük çiftlikler kuruldu.Türk Lirasının değeri korunmuştur.