46

Anadolu Uygarlıkları Göbeklitepe

Embed Size (px)

Citation preview

DÜNYANIN İLK ANITSAL YAPISI

Göbekli Tepe, MÖ10.000 (ÇÇN) Mezopotamya’daki ilk şehirlerden 5.000 yıl,

milyonlarca turistin ziyaret ettiği İngiltere’deki ünlü Stonehenge’den 7.000 yıl,

Mısır Piramitleri’nden 7.500 yıl, Malta Adası’nda bulunan tapınaklardan da 6.500

yıl daha eskidir. Dünyanın bilinen en eski ve en büyük tapınak

yerleşkesi Şanlıurfaya’ya 18 km uzaklıktadır.

MIKNATIS KAPTAN ÖNCE GELİRMumford, Lewis, 1961, Tarih Boyunca Kent: Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği

İnsanlar, kentleri kurmadan önce pratik ihtiyaçları için gittikleri yerlerden biri de kutsal mekânlar olmuştur.

Mıknatıs, kaptan önce gelir. Dinsel içgüdü bir çekim merkezi olmuştur. Din, kent

sakini olmayanları karşılıklı ilişkiye geçmeleri için kendine çekmesi ve manevi bir uyarıcı rol üstlenmede ticaretten aşağı kalmaması, kentin temel kriteri olma vasfını kazanmıştır

Önce tapınak geldi, şehir sonradangeldi”(K.Schmidt).

“Göbekli Tepe, tarımın insanları yerleşim birimleri kurmaya ve sanat ile dini geliştirmeye ittiği tezini çürütüyor.”

İnsanlık tarihi, insanoğlunun avcı ve toplayıcı toplumdan yerleşik topluma geçmesi ile başlar. Şanlıurfa’da özellikle Harran Ovası’nı 30-40 kilometrelik mesafelerle bir hilal şeklinde çevreleyen tepelerde bulunan 80 dönümlük alana sahip olan ören yeri Göbekli Tepe, Karahan Tepe, Sefer Tepe, Hamzan Tepe ve Balıklıgöl çevresi Neolitik Dönem’in en önemli yerleşimleridir.

Buluntular bu bölgede yaşayan insanların ibadetlerini Göbekli Tepe’ye gidip yaptıklarını gösteriyor.

Bölgenin yerleşim alanı olarak algılanması doğru değildir. Göbekli Tepe, M.Ö. 10.000 yani günümüzden 12.000 yıl öncesine tarihlenen Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’e ait bir inanç merkezidir.

Yapılan arkeolojik araştırmalar göstermiştir ki; Göbekli Tepe Neolitik Tapınak Alanı, dönem insanlarının belirli zamanlarda bir araya gelerek ibadet ettikleri bir yerdir.

Arkeolojik bir mevkii olarak ilk kez 1963 yılında, Türk ve Amerikan bilim adamlarının yaptığı bir yüzey araştırması sırasında tespit edilmiştir.(İstanbul ve Chicago üniversitelerinin işbirliği ile hazırlanan “Güneydoğu Anadolu Bölgesi Araştırma Projesi” çerçevesinde gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında)

Bu çalışmayla ilgili sonuçlar, Peter Benedict tarafından 1980 yılında yayımlanmıştır.300m. çapında ve 15m. yüksekliğindeki Neolitik Dönem´in ilk evrelerine ait Göbekli Tepe’nin topografik özelliklerinden ve yer seçiminden dolayı, ilk fark edildiğinde şimdiki önemi anlaşılamamış olup, tepenin her yerinde rastlanan kireçtaşı blokları nedeniyle buranın bir mezarlık olduğu kanısına varılmıştır.

Göbekli Tepe, ilk kez 1983 yılında tarlasını karasabanla sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye götüren bir çiftçi sayesinde fark edilmiştir.

1995-2006 yılları arasında Şanlıurfa Müze Müdürlüğü başkanlığında, Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof.

Dr. Harald Hauptmann ve daha sonra Dr. Klaus Schmidt ve ekibinin katılımıyla kesintisiz kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 2007 yılından itibaren Dr. Klaus Schmidt başkanlığında Bakanlar Kurulu Kararlı Kazı statüsüne geçmiştir.

Göbekli Tepe’de yaklaşık 5 bin metrekarelik alanda yapılan jeomanyetik ve georadar taramalarda çapları 8 ile 30 metreye varan daire biçimli 20 adet tapınma amaçlı kullanılan alan tespit edilmiş, bunlardan ancak 6 yapı katı bugüne kadar ortaya çıkarılabilmiştir.

Özellikle D tapınağı çok iyi koruna gelmiştir.Mükemmel korunmalarının sebebi o dönemde toprakla örtülmesi.

Bu bölgenin ikliminden dolayı tarıma geçmeden yerleşik hayata geçiş var.

Göbekli Tepe doğal bir tepe değildir. Dümdüz kireçtaşı platosunda yükselen insan eliyle yapılmış devasa bir tepedir

Bu tepe üzerinde tek başına duran yalnız, zamana tanıklık etmiş yaşlı bir karadut ağacı vardır. Bu karadut ağacını yöre halkı Dilek Ağacı olarak adlandırır.

Onlar için bu tepe bir ziyaret, bir hac bölgesi gibidir. Bu ağacı yöre halkı ziyaret edip dallarına dileklerini söyleyip kumaş parçaları asarlar.

Ayrıca burada isimsiz mezarlar bulunmaktadır.Taş mezarlar nedeniyle bu tepeye yöre halkı tarafından “Ziyaret” adı verilmiştir.

Duvar boyunca sekiler var. Bunlar törenleri izlemek için olabilir.Sıvı (kan,su, içki bilinmiyor ) tören yapılıyor.

Sanat diyebileceğimiz, uslubu bilen birileri var. Taşların kesilip geldiği yer yaklaşık 2 km.

TAŞLARIN KESİLDİĞİ ALAN

Tespit edilen 4 ama en az 20 tapınak daha var.

3 FARKLI FORMDA TAPINAK VAR.C TAPINAĞI SPİRAL; DTAPINAĞI ELİPSTEK ORTAK ÖZELLİK MERKEZDE BULUNAN İKİZ T ler.

Cilalı Taş Devrinde yaşamış insanların, yabani sığır, akrep, tilki, yılan, aslan, yaban eşeği, yaban ördeği ve yabani bitki kabartmalarını incelediğimizde hayvanlarını evcilleştiremedikleri sonucuna ulaştık (K.Schmidt).

Göbekli Tepe’nin en ilginç bulguları genelde üzeri hayvan betimleriyle süslenmiş “T” biçimli anıtsal dikilitaşlardan oluşan yapı kompleksleridir. Ortadaki bir çift karşılıklı dikilitaşın çevresindeki dikilitaşlar yuvarlak ya da oval biçimli kapalı mekânlar oluşturmaktadır. “T” ve “ters L” biçimli dikilitaşların insanları simgelediği düşünülmektedir.

. Bazı örneklerde kabartma olarak yapılmış kol ve ellerden dolayı, dikilitaşların stilize edilmiş insan figürleri olduğu, aşırı şematik ve kübik formda gösterilen gövdeleri ile yaşayanları değil de başka bir boyutun varlıklarını temsil ettikleri öngörülmektedir

1. Göbekli Tepe “C” Yapısı’nın genel planı; 2= Yapının rekonstrüksiyonundan görünüm: a= Dromos; b= Çevre koruma duvarı; c= Dış koridor; d= “T” biçimli taşların ikinci dış koridor dayanma duvarları; e= Tepe eğimleri, orta mekanı çevreleyen duvarlara dayalı “T” formlu dikili taşlara uyumlu dikili taşlar; f= Büyük olasılıkla, orta mekana kadar uzanan hatıllarla üstü örtülü olabilecek ikinci koridor; g= Orta mekanı çevreleyen iç duvar; h= İç duvara dayalı, eğimleri “f” koridorunun dış duvar dikili taşların uyumlu“T” biçimli dikili taşlar; ı= Üstü kubbe benzeri bir örtüye sahip olabilecek orta mekan; j= Hatıllara dayalı kubbeyi taşımış olabilecek, büyük boyutlardaki merkezi dikili taşlar; 3= “C” Yapısı’nın doğudan ve yaklaşık 45º’lik açıdan bakıştaki görünümü; 4= Aynı yapının toprak seviyesinden ve güneydoğudan görünümü; 5= Yine toprak seviyesinden ve batı yönünden görünümü; 6= “C” Yapısı’nın güneydoğudan, yaklaşık 25º’lik açıdan bakıştaki görünüm (Çiz. Yenal Atalay).7

Göbekli Tepe’de ortaya çıkarılan ilginç buluntular arasında çöl varanı, sürüngen kabartmaları, ağzı açık ve dişleri korkunç bir şekilde betimlenen kurt kafaları, yaban domuzları, turna, boğa, yaban ördeği, leylek, tilki, yılan, akrep, yabani koyun, aslan, örümcek ve kafası olmayan insan kabartması, abartılı olarak tasvir edilmiş erkek heykelleri vb. yer almaktadır.

Stilize edilmiş insanları tasvir eden ‘T’ biçimindeki sütunların ağırlıkları 40 ila 60 ton arasında değişiyor. İlkel el aletlerinden başka bir aletin olmadığı bu dönemde sütunların nasıl taşındığı ve dikildiği arkeologlar tarafından henüz çözülemedi.

İnsanlığın avcı toplayıcı döneminde yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olduğu 12.000 yıl öncesinde bu yapıların nasıl tasarlandığı sorusu da henüz cevaplanmadı. Belki tüm bu sorular cevap bulduğunda insanlık tarihi yeniden yazılacak.

İnsanı tasvir edilmesine yol açan parmak ve kol figürleri T Biçimli taşlarda.

Yılan, H harfli sembol, 6 ve 8 bacaklı örümcek.

TURNA MOTİFİ

Antik Mısır’da Hermes’in öğretisini simgeler,Aborjinlerin danslarında görülür.Alevi inancında turna semahı var.

Boğa kabartması Boğa 12 burçtan biri.Boğa, gücün, kudretin bereketin, ışıldamanın sembolü.

Michelonga’nın Musa Heykeli;ItalyaSan Pietro in Vincoli

Kilisesinde .

Neden boynuz var kafasında ?Altın buzağı, Harun peygamber, 10 emir, Hz. Musa.

İbranice’de KEREN kelimes boynuz anlamındadır.Parlamak ışıldamak olan KORAN’dan geliyor.

Kanadının üzerinde küre(güneş)taşıyan kuş(kuğu)

Neden “Tapınak”Deniliyor?

Buluntulara göre, Taş Devri’nde yaşayan avcı ve toplayıcı insanlar hayatta kalmanın, günlük gereksinimlerini gidermenin yanı sıra doğayı anlamaya çalışma, doğaüstü güçlerin ya da tanrının/tanrıların varlığına inanma, dinsel törenler için düzenli aralıklarla bir araya gelme eylemlerini gerçekleştirdiklerini göstermektedir.

Bu dinsel törenlerde hep birlikte inançlarını simgeleyen hayvan ve insan kabartmalarıyla süslü tapınaklar, dev boyutlu dikilitaşlar inşa etmişler.

Göbekli TepeHakkında Kim Ne Dedi?

“Medeniyetten ve her şeyden önce Göbekli Tepe vardı.” İngiliz Daily Mail gazetesi

“Dinin doğuşu” National Geographic “Göbekli Tepe, tarihin gelmiş geçmiş en büyük arkeolojik

keşfi!” Witwatersrand Üniversitesi’nden David Lewis Williams “Burası insan aklının anlamakta zorlanacağı kadar

olağanüstü” Reading Üniversitesi’nden Steve Mithen “Burası çok ayrıntılı, kompleks ve tarım öncesi döneme ait.

Sadece bu bile burayı çok uzun zamandır yapılan en önemli arkeolojik buluş haline getirmeye yeter!”

Stanford Üniversitesi’nden Ian Hodder

Göbekli Tepe’ninBilinmeyen Sırları

Günümüze bu denli mükemmel olarak korunmuş şekilde kalması da yapılış yılından yaklaşık bin yıl sonra onlarca ton toprak ve çakmaktaşı ile tamamıyla gömüldüğü bilinen Göbekli Tepe’nin niye gömüldüğü de cevabı bilinmeyen gerçekler listesinde yer alıyor.

Stilize edilmiş insanları tasvir eden “T” biçimindeki sütunların ağırlıkları 40 ile 60 ton arasında değişiyor. İlkel el aletlerinden başka bir aletin olmadığı bu dönemde sütunların nasıl taşındığı ve dikildiği arkeologlar tarafından henüz çözülemedi.

İnsanlığın avcı toplayıcı döneminde yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olduğu 12.000 yıl öncesinde bu yapıların nasıl tasarlandığı sorusu da henüz cevaplanmadı. Belki tüm bu sorular cevap bulduğunda insanlık tarihi yeniden yazılacak.

Yazı ve tarıma geçilmeden böyle bir tapınağın ortaya çıkışı şaşırtıcı.

Göbekli Tepe’deki tapınakları tasarlayanlar ve inşa edenlerin kim oldukları hala kesin olarak bilinmiyor.

Halen birçok sır saklayan dev anıtların bulunduğu antik yapı, Büyük Köpek Takımyıldızı’nın Güneş’in ardından gökteki en parlak yıldızı Sirius’a tapınmak için mi inşa edildi?

Milano’nun Polytechnic Üniversitesi’nden arkeo-astronom Giulio Magli, tıpkı İngiltere’deki Stonehenge gibi, Göbekli Tepe’nin gök cisimlerinin hareketlerini takip etmek ve onlara tapınmak için yapıldığını iddia etti.

Ancak, Alman Arkeoloji Enstitüsü üyesi Jens Notroff, “Göbekli Tepe’deki anıtların bir çatısı olup olmadığını hala tartışıyoruz. Eğer zamanında bir çatı varsa, bu yıldızların gözlemlenmesini zorlaştıracaktı” dedi.

Göbekli Tepe Piramitler Gibi Olacak!” İngiliz The Guardian Gazetesi 21.12.2012

“Adem ve Havva Cennet’ten atıldıktan sonra Göbekli Tepe’de buluştu.” İngiliz yazar David Rohl, ‘Efsane/Legend’ adlı eserinde

“Şanlıurfa Neolitik Çağ’ın inanç ve hac merkezi”

Kazı İkinci Başkanı Yrd. Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu, “Göbekli Tepe’de muhteşem anıtsal bir mimariyle

karşılaştık.”“Önce tapınak geldi, şehir sonradan geldi.” Prof. Dr. Klaus Schmidt

SORULARLA GÖBEKLİTEPE

Göbeklitepe Ne Zaman Kazılmaya Başlandı:1995; Alman Ark.Enst ve Şanlıurfa Müzesi tarafından.

Hangi Döneme Tarihlenir?ÇÇN Döneme yani MÖ 10.000.9.000

Göbeklitepe’yi ortaya çıkaran Alman Arkeolog?Klaus Scmidt’tir.Ondan önce biliniyor fakat tanımlanmamıştı.

Göbeklitepe’yi Çayönü ve Nevaliçori’den ayıran özellik nedir?Diğerleri yerleşim yeri iken Göbeklitepe Tapınak(Taş Devri Tapınağı)

Göbeklitepe’deki muazzam eserler nasıl inşa edildi?Bölgede çakmaktaşı bolca var.Çakmaktaşı ile kireçtaşını yontmak kolaydır.

Tapınağın çatısı var mı?YOK,Açık hava tapınağı. T Biçimi neyi simgeliyor ? insanı simgeliyor.Çünkü

bazılarında kol ve parmak tasvirleri var. T Biçimli taşlar ne anlatıyor?Çoğunda tekil hayvan

figürleri var.Kendileri hakkında bilgi veriyorlar.Lisan ve fonetik ile değil semboller ile.

D Tapınağında kaç tane stilize edilmiş T var? 12 Neden Turna sembolü?Turna tek eşli.Alevilerde turna

semahı var. Göbeklitepedeki 12 T Sonraki yıllarda ortaya çıkan 12

ile ilgisi olabilir mi? 12 imam, 12 havari, 12 hayvanlı takvim, saatte 12

rakamı,Hititlerin 12 tanrısı var. Musevilerin 12 kavmi var.

Göbeklitepe neden yılan motifi fazla?Musa Peyg.asası (Şuara(43-45).Yılan değişim, sonsuzluk, çöreklenmiş olan bilincin uyanışını sembolize ediyor.Omurga yılana benzetilir.