28
Derinlik Psikolojisi FREUD & ADLER & JUNG

Derinlik Psikolojisi

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Derinlik Psikolojisi

Citation preview

Page 1: Derinlik Psikolojisi

Derinlik Psikolojisi

FREUD & ADLER & JUNG

Page 2: Derinlik Psikolojisi

Psikolojinin konusu bilinçaltıdır. Kişilik id (bilinç altı), ego (bilinç–denge) ve süperego

(bilinç üstü) arasında gidip gelen bir süreçtir.

İd: Hem cinsellik (libido), saldırganlık gibi ilkel dürtülerin

kaynağı hem de bireyin ayıp, günah, yasak gibi nedenlerden dolayı bastırdığı duygu ve düşüncelerin itildiği yerdir.

Ego: İd ile süperego arasındaki dengeyi bulmaya çalışan yapıdır.

Süperego: Toplumun kural ve yasaklarını gösteren yapıdır.

Page 3: Derinlik Psikolojisi

Psikolojinin görevi insanın bilinç altını çözümlemektir.Bilinçaltını çözümlemek için: Hipnoz, serbest çağrışım, rüya

analizleri, vaka ve biyografi yöntemleri uygulanabilir. İnsan pozitiftir ve kendisi hakkında değerlendirme yapamaz. İnsan kişiliğinin kaynağı ilk çocukluk yıllarıdır. (0–12 yaş)Bu yaklaşıma göre insan kişiliğini buz dağına (Aysberg) benzetebiliriz.

Bilinç:Buzdağının su yüzünde görünen kısmıdır.Bilinç altı:Suyun içindeki daha büyük olan ve görünmeyen kısmıdır.

* Başlıca temsilcileri ise FREUD, ADLER, JUNG’tır.

Page 4: Derinlik Psikolojisi

• Derinlik Psikolojisi, klasik bilinç ruh bilimine karşılık bilinç dışını inceleyen ruh bilimine (psikolojiye) Sigmund Freud’un verdiği isimdir.

• Bugün Freud’un ruh çözümlemesinden (psikanalizinden), Adler'in Bireysel Psikolojisi'nden ve Jung'ın Analitik Psikolojisi'nden doğmuş ruh hekimliği ruh biliminin genel adıdır.

• Davranışların bir bölümü bilinçaltı sayesinde gerçekleşir. Davranışlar ezberlenmiştir. Daha önce yaşanmış olaylar bilinçaltında bastırılmış dürtüler ve engellenmiş duygular, bir zamandan sonra davranış biçimlerine etki eder. Farkında olmadığımız halde davranış biçimimiz bilinçaltından kaynaklanır. Davranışın açıklanabilmesi için bilinçaltının çözümlenmesi gerekir.

Page 5: Derinlik Psikolojisi

Psikolojinin konusu bilinçaltıdır:Bilinç ve bilinçaltının çalışma şekli bir denizaltıya benzer.

Bilinç, denizaltının kaptanı gibidir. Çevreyi ve tehlikeleri, gidilmesi gereken yönü görür, kararları alır. Mürettebat yani bilinçaltı, denizaltıyı hareket ettiren esas güçtür ancak karar alamaz, sadece emirlere tepki verir. Öncelikle bu kararların mürettebata ulaşması gerekir.

Ancak bilinçaltı değişikliklere dirençlidir, bildiği yoldan gitmeyi sever. Kaptanın yeni emirleri, onun için yaptığının dışında bir şeyler yapması, rahatının bozulması demektir.

Onun için emirlerin doğruluğu yanlışlığı değil, hoşa gidip gitmemesi önemlidir. Bazen yeterince güçlü olmaması, mürettebata ulaşmaması, kabul edilmemesi ya da bir süre kabul edilse bile ilk fırsatta alıştığı yola geri dönme isteği, karaların uygulanamamasına neden olur.

Page 6: Derinlik Psikolojisi

Bilinçaltı, varoluşumuzun en ufak ayrıntılarını dahi içinde barındıran olağanüstü ve kusursuz bir belleğe sahiptir. Aynı zamanda bilinçaltı, söylenenleri sorgulamaksızın kabullenen ve kolayca yönetilebilen bir yapıya sahiptir. Her birey farklı alışkanlık ve inanışları, istek ve arzuları, korku ve endişeyi bilinçaltına iter. Bu nedenle Bilinçaltı sübjektiftir. Bilinç ise daha objektif ve nesneldir denilebilir. 

Page 7: Derinlik Psikolojisi

Kişilik id (bilinç altı), ego (bilinç–denge) ve süperego (bilinç üstü) arasında gidip gelen bir süreçtir:

Freud'un sözüyle ego şahlanmış bir at üzerindeki şövalye gibidir. İd ile süperegonun isteklerini uzlaştırmaya çalışan hakemdir.

İd, ego ve süperego insan zihninin katmanlarıdır. Bu katmanlar birlikte yer almalarına karşın farklı düzlemlerde fonksiyon görürler. Sigmund Freud, 1930'larda insan bilincinin oluşum süreçleri üzerinde çok ciddi toplumsal ve ruhbilimsel araştırmalara imza attı.

İnsanı toplumsal gelişim teorisi ekseninde ele alan Freud bilinci id, ego ve süperego olarak üç ayrı ruhsal kategoriye ayırır.

Page 8: Derinlik Psikolojisi

İD; Zevk temelli bir istekler ve aşırı ısrarcı temel enerjinin çıkış noktasıdır. Temel ve en ilkel benliktir. Ana kaynağı cinsellik, açlık gibi ihtiyaçların en bencilce doyurulmasıdır.

Page 9: Derinlik Psikolojisi

EGO; İdin bu isteklerini gerçeklikle

karşılayan kısımdır. Çeşitli savunma mekanizmaları ile idi dengeler. İd ve süperego arasında dengeleyici unsurdur. Temel görevi kişisel güvenlik sağlamak ve idin bazı isteklerine izin vermektir. Freud ileriki yıllarda gerçekliği test etmek, savunma, bilgi sentezi ve zeka fonksiyonları ile hafızayı bu merkeze bağlamıştır.

Page 10: Derinlik Psikolojisi

SÜPEREGO; Baba figürünün ve kültürel adetlerin içselleştirilmiş bir sembolüdür. İd’in ihtiyaç ve talepleriyle çatışma halindedir. İd’e karşı saldırgandır. Tabuları ayakta tutar. Oidipus kompleksinin çözümü için baba figürünün içselleştirilmesidir.

Page 11: Derinlik Psikolojisi

Oidipus Kompleksi;Sigmund Freud'un kurucusu

olduğu psikanalitik teoriye göre karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsinden ebeveyni saf dışı etme konusunda çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantezilerin toplamı. Freud'a göre her çocuğun ilk aşkı karşı cinsteki ebeveynidir. Erkek bebeğin sürekli annesine şımarması, babasının annesiyle ilgilenmesinden rahatsız olup ağlaması veya araya girmesi örnek olarak verilir.

Page 12: Derinlik Psikolojisi
Page 13: Derinlik Psikolojisi

Psikolojinin görevi insanın bilinçaltını çözümlemektir:

Psikanaliz Sigmund Freud'un çalışmaları üzerine kurulmuş bir psikolojik kuramlar ve yöntemler ailesidir. Bir psikoterapi tekniği olarak psikanaliz, hastaların zihinsel süreçlerinin bilinçdışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışır. Analistin amacı hastanın transferansın sorgulanmamış ya da bilinçdışı engellerinden, yani artık işe yaramayan ve özgürlüğü kısıtlayan eski ilişki kalıplarından, serbest kalmasına yardım etmektir.

Page 14: Derinlik Psikolojisi

Psikanalizin ana metodu, serbest çağrışımın transferans ve direnç analizidir. Analizana (hastaya), rahat bir halde, aklına gelenleri söylemesi söylenir. Burada, düşler, umutlar, dilekler ve fanteziler geçmiş aile yaşantısının birer anısı olarak ilgi konusudur. Genellikle, analist sadece dinler ve sadece profesyonel kanaati gerektiğinde, yani hasta için iç görü uyandırma fırsatı yakaladığında yorumlar. Dinlemede, analist empatik tarafsızlığı, yani güvenli bir ortam yaratmak için geliştirilen yargılamayan bir duruşu, korur. Analist, analizanın söyleminde ve davranışlarında beliren kalıp ve çekingenlikleri değerlendirirken, analizandan tüm dürüstlüğü ile bilincine ne gelirse konuşmasını ister.

Page 15: Derinlik Psikolojisi

Hipnoz;Manyetik hipnoz, hipnotik hipnoza kıyasla hem daha

derin ve doğal bir degajman halidir, hem de ruhsal incelemeler için, daha yararlı, bol ve verimli olanaklar sunar. Manyetik hipnozda ayrıca hipnotik hipnozda görülen zarar ve tehlike olasılıkları pek bulunmaz.

Manyetik hipnoz hali telkinle oluşmaz ve telkinle ortadan kalkmaz. Hipnoz altındaki kişi yalan söyleyemez. Hipnoz altındaki kişiye vicdanına ya da vicdani iradesine uymayan eylemler yaptırılamaz.

metapsişikçiler yeterince bilgi, görgü ve deneyime sahip olunmadan hipnoz deneylerine kalkışılmamasını, aksi takdirde tehlikeli ve zararlı sonuçlarla karşılaşmanın çok muhtemel olduğunu belirtmektedirler.

Page 16: Derinlik Psikolojisi
Page 17: Derinlik Psikolojisi

Serbest Çağrışım; Serbest çağrışım, mantıklı düşünce üzerindeki sınırlama ve

sansürlerin kaldırılması üzerine birtakım düşünce eğilimleri ve zincirleme bağlı fikirlerin kendiliğinden bilince ulaşmasına yol açar ve hasta aklından geçen her şeyi sözlü yoldan dile getirir. Modern psikanalizin temel bir tekniği olan bu yöntemi ilk olarak Freud, esas psişik materyali yüzeye çıkararak analitik yoruma kavuşturmada Charcot'nun hipnotik tekniklerinin sakıncalarım fark ettiği zaman kullanmaya başlamıştır. Çağrışımları belirleyen ve represyon yoluyla bilinçdışına itilen psişik materyal, bu teknikle serbest bırakılır.

Bilinçdışının incelenebilesi için bireyin aklına gelen bir düşünceyi hiçbir baskı, denetim ve süzgece uğratmadan açığa vurmasıdır. Serbest çağrışım normalde, uyanıklık durumunda düşüncelerde var olan denetim ve süzgecin, direncin kaldırılmasıdır. Serbest çağrışım klasik psikanalizin temel kuralıdır.

Page 18: Derinlik Psikolojisi
Page 19: Derinlik Psikolojisi

Rüya Analizi; Rüyaların analizi, bilinçaltını açığa çıkaran malzeme olması ve

danışana çözümlenmemiş sorunlarına ait bazı alanlarda iç görü kazandırması nedeniyle önemli bir tekniktir. Uyku sırasında savunmalar en aza iner ve baskılanmış duygular kolayca su yüzüne çıkar. Bilinçaltı arzular, gereksinimler ve korkular kolayca açığa çıktığından Freud, rüyaları “Bilinçaltına giden Kraliyet Yolu (Via Rega)” olarak adlandırmaktadır. Doğrudan açığa vurulduklarında ve ifade edildiklerinde hem danışan hem de başkaları tarafından kolaylıkla kabul edilemeyecek bazı istek ve arzular, dolaylı yollarla veya sembolik olarak rüyalarda ifade edilmektedir. Ayrıca rüya, yaratıcı bir eylemdir. Ortalama insanlar bile, uyanıkken hiç fark edemedikleri yaratıcı yönlerini rüyalarda görürü ve tanırlar. Freud’un ortaya çıkardığı gerçeklerden biride rüyada sansür olgusunun varlığıdır. Rüyalar yalnızca bilinçdışı güdülerin bilince çıkması biçiminde anlaşılmamalıdır. Rüyada beliren sansür, rüya’nın gerçek anlamını değiştirir. Sanki bir perde arkasında yer alan bu sansür olgusu, gizli düşüncelerin ancak yeterince örtülüp, maske taktıkları zaman bilincin sınırlarını geçmesine izin verir.

Page 20: Derinlik Psikolojisi
Page 21: Derinlik Psikolojisi

Biyografi;Akıl hastanelerindeki

hastaların ve suçluların incelenmesinde daha çok tercih edilen bir tekniktir. Bir kişinin aile geçmişi, geçirdiği hastalıklar, okul hayatı, başından geçen beklenmedik derecede heyecan verici olaylar, iş ve evlilik yaşamı vb. gibi konularda ayrıntılı bilgileri içeren bir araştırma tekniğidir. Bireyin, hayat hikayesinin incelenmesine yönelik bir çalışmadır.

Page 22: Derinlik Psikolojisi

Vaka İnceleme Yöntemi;

Geçmiş yaşantılar ve tecrübeler, özellikle çocukluk döneminde yaşanılan nedeni bazen bilinemeyen veya açıklanamayan korkular, kaygılar, tiksintiler gibi psikolojik durumlar, günlük davranışları etkiler. Bunun için, şimdiki davranışların nedeni araştırılırken, olayın geçmişle bağlantılarının incelenmesine olay inceleme denir. Örneğin, bireyin davranışlarındaki yersiz korku önceden başından geçen bir yangınla ilgili olabilir.

Bireydeki yersiz korkunun nedenini öğrenmek isteyen psikoloğun, geçmişte bireyin başından geçen yangın olayına kadar inmesi gerekir.

Page 23: Derinlik Psikolojisi

İNSAN POZİTİFTİR VE KENDİSİ HAKKINDA DEĞERLENDİRME YAPAMAZ: İnsanlar pozitiftir ve kendilerini

değerlendiremezler. Çünkü zaten her zaman doğru olduğuna inandıkları şeyleri yaparlar.

Page 24: Derinlik Psikolojisi

İNSAN KİŞİLİĞİNİN KAYNAĞI İLK ÇOCUKLUK YILLARIDIR:

İnsanın kişiliğinin temeli çocukluk yıllarına dayanır. İnsanın küçükken yaşadığı olaylar, üzüntüleri, sevinçleri hepsi gelecekte nasıl biri olacağını etkiler. Küçükken tecrübe ettiği şeyler, büyüdüğünde de onun peşini bırakmaz. Onun kişiliğini oluşturan şeyler 0-12 yaş aralığında yaşadıklarıdır.

Page 25: Derinlik Psikolojisi
Page 26: Derinlik Psikolojisi

İnsan kişiliğini buz dağına benzetebiliriz:

Bilinç dışı, Sigmund Freud'un psikanaliz kuramında geliştirilmiş bir kavramdır. Buna göre; bilinç yapısı ikili bir nitelik taşır, yani görülen bilinç durumlarının gerisinde çok daha derinde ve görünmez bir bölgede işleyen başka bir yapı daha söz konusudur. Bu bölgenin adı bilinç dışıdır ve bilinç durumunu etkileyen asıl şey bu yapıdır. Freud'un bilinçaltı ile ilgili imgelemeyi güçlendiren bir yorumu vardır. Freud bilinci okyanustaki buz dağına benzetir. Suyun altında kalan kısım bilinçaltı, su üzerinde kalan kısım bilinçtir. Bu yoruma göre bilinçaltıyla ilgili araştırma ve sentezlerde bulunmuştur. Bilinçaltının rüyalarla açığa çıkacağını savunmuş ve hastalarıyla bunu örneklendirmiştir.

Page 27: Derinlik Psikolojisi
Page 28: Derinlik Psikolojisi

BERKAN SEZEN Çan Sevim Bodur Anadolu Sağlık Meslek Lisesi