Nihal Atsızın Kısa Biyografisi:

Yakın geçmişimizin önemli düşünürlerinden biri olan Nihal ATSIZ, hem çalışmalarıyla tarihimizin en eski dönemlerine kadar ışık tutabilen büyük bir tarihçi; hem atlıyı atından indirebilecek kadar güçlü bir yazar – şair; hem de Türklük Bilimi’nin ilgilendiği konularda kaynak sayılabilecek derecede önemli eserler veren bir Türkologdur.

12 Ocak 1905’te İstanbul Kadıköy’de doğan Atsız, baba tarafından Gümüşhane’ye bağlı Torul kazasının Midi köyündeki Çiftçioğulları ailesine, anne tarafından ise Trabzon’un Kadıoğulları ailesine mensuptur. Hüseyin Nihal Atsız, Deniz Kuvvetleri’nde Deniz Güverte Binbaşılığı’ndan emekli olan Mehmet Nail Bey’in, bir Deniz Yarbayı’nın kızı olan Fatma Zehra Hanım ile evliliğinden olan üç çocuklarından biridir. Atsız’ın bir kardeşi yine bir eğitimci ve yazar olan Ahmet Nejdet Sançar, diğer kardeşi ise Fatma Nezihe Çiftçioğlu’dur.

Türkçülük Fikrinin Olu mas :ş ı

Atsız, daha 7-8 yaşlarındayken babasının görevli olarak bulunduğu Süveyş sokaklarında İtalyan çocuklarla kavgalara tutmuş, Fransız İlkokulu’nda Rum çocuklar kendisine düşmanca tutumlarla yaklaşmışlardır. Geçen her gün, içindeki Türklük sevdası artmış ve Atsız’ın düşünce dünyasındaki arayışı, Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp’i bulmasıyla sona ermiştir.

Arad n bulan Ats z, art k Türkçülü ün önemli bir savunucusu olmaığı ı ı ı ğ yolunda ilk ad m atm t r. Ats z’ n ya ad dönem, talyan fa izmineı ı ış ı ı ı ş ığı İ ş sempati duyulan; Alman nazizmine övgüler yaz lan, Rus komünizmineı kur yap lan bir dönemdir. En küçük bir farkl l n insanlar ay rmayaı ı ığı ı ı yetece i ve çok “uç dü üncelerin” ya and bir ortamda Ats z, Türkğ ş ş ığı ı ulusunun ancak özüne dönmeyi ba arabilirse dirli e erebilece iniş ğ ğ dü ünmü tür.ş ş

Ats z, ilk ve orta ö renimini Kad köy’deki Frans z ve Alman Mektebi’nde,ı ğ ı ı Kad köy ve stanbul Sultanisi’nde yapm t r. Lisenin onuncuı İ ış ı s n f ndayken s nav kazanarak Askeri T bbiye’ye girmi tir. (1922)ı ı ı ı ı ı ş

Buradan ç kar l nca Kabata Lisesi’nde üç ay yard mc ö retmenlik,ı ı ı ş ı ı ğ sonras nda ise Deniz Yollar ’na ba l bir Vapur’da katip yard mc s olarakı ı ğ ı ı ı ı çal m t r. stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin “Yüksek Muallimış ış ı İ Mektebi”ne girdikten bir hafta sonra askere al nm t r. stanbul’daı ış ı İ askerli ini yapt ktan sonra yeniden okuluna dönmü ve mezun olup aynğ ı ş ı bölümde asistan olarak kalm t r.ış ı

1931 y l nda felsefe bölümünde okuyan Mehpare Han m ile evlenmi ;ı ı ı ş fakat 1935’te ayr lm t r. Bu dönemden sonra ayl k yay mlanan “Ats zı ış ı ı ı ı Mecmua”y ç karmaya ba lam t r. Ç kard dergilerin ço u, bir süreı ı ş ış ı ı ığı ğ sonra mahkeme kararlar ile kapat lm t r. Ats z, bir dönem Milli E itimı ı ış ı ı ğ Bakanl da yapan Re it Galib’in Prof. Dr. Zeki Velidi Togan’ a r birığı ş ı ğı dille ele tirmesi üzerine, aralar nda Pertev Naili Boratav’ n da bulundu uş ı ı ğ sekiz arkada yla birlikte “Zeki Velidi’nin ö rencisi olmakta iftihar ederiz.”şı ğ diyen bir protesto telgraf çekmi tir.ı ş

Bu telgraftan sonra Reşit Galib, Atsız’ı mimlemiş ve onu üniversiteden uzaklaştırmak için fırsat gözetmiştir. Nihayet Atsız’ın bir makalesi ile bu fırsatı yakalamış ve 13 Mart 1933 tarihinde onu görevden uzaklaştırmıştır. Üniversite görevinden uzaklaştırıldıktan sonra, üç ay Malatya Ortaokulu’nda Türkçe öğretmeni olarak; dört ay Edirne Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak çalışmıştır.

“Ats z Mecmua”n n devam niteli inde olan “Orhun” dergisini ç karmayaı ı ı ğ ı ba lam t r. Bu dergide, o dönemde liselerde ders kitab olarak okutulanş ış ı ı tarih kitaplar ndaki yanl l klar dile getirmesi üzerine 1933’te bakanl kı ış ı ı ı emrine al nm , Orhun dergisi de kapat lm t r. Dokuz ay bakanl kı ış ı ış ı ı emrinde kalan Ats z, 1934 tarihinde Kas mpa a’daki Deniz Gedikliı ı ş Haz rlama Okulu’na Türkçe ö retmeni olarak atanm t r.ı ğ ış ı

1936 yılında ikinci eşi olan Bedriye Hanım ile evlenmiş ve bu evlilikten Yağmur (1939) ve Buğra (1946) adlı iki çocuğu olmuştur. Kasımpaşa’daki Türkçe öğretmenliği görevinden alınan Atsız, daha sonra Özel Yüce-Ülkü Lisesi’nde ve Boğaziçi Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Bu dönemde Orhun dergisini yeniden çıkarmaya başlamıştır. Ülkede yayılan “komünist” dalganın verdiği rahatsızlıkla, dönemin Cumhurbaşkanı Şükrü Saraçoğlu’na iki tane açık mektup yazmış ve özellikle Milli Eğitim’e sızan marksist düşünceleri dile getirmiştir.

Ats z’ n yurt içinde be eni toplamas üzerine, dönemin Milli E itimı ı ğ ı ğ Bakan Hasan Ali Yücel taraf ndan görevine son verilmi , Orhun dergisiı ı ş

de kapat lm t r. zleyen süreçte mektubunda “vatan haini” dedi iı ış ı İ ğ Sabahattin Ali taraf ndan kendisine dava aç lm t r. kinci oturumu 3ı ı ış ı İ May s 1944’te yap lan davan n sonucunda Ats z 6 ay hapse mahkumı ı ı ı edilmi , bu ceza sonradan ertelenmi tir. Sonras nda aç lan davada aldş ş ı ı ığı 6,5 y ll k ceza ise temyiz yoluyla bozulmu tur. Davalar n sürdü ü buı ı ş ı ğ süreç içerisinde, Ats z çok kötü ko ullarda yarg lanm , “tabutluk” adı ş ı ış ı verilen küçücük bölmelere b rak lm , akreplerin ya ad dar yerlerde açı ı ış ş ığı susuz b rak lm t r.ı ı ış ı

Ats z ile ayn dönemde, aralar nda Alparslan Türke , Orhan aikı ı ı ş Ş Gökyay, Zeki Velidi Togan, Reha O uz Türkkan ve Osman Yükselğ Serdengeçti gibi büyük ahsiyetlerin de bulundu u ki iler de tutuklanm ,ş ğ ş ış sonradan karar Askeri Yarg tay taraf ndan bozulmu tur. Bir dönemı ı ş kendisine i verilmeyen Ats z, s n f arkada Tahsin Banguo lu’nun Milliş ı ı ı şı ğ E itim Bakan olmas yla birlikte 1949’da Süleymaniye Kütüphanesi’ndeğ ı ı göreve ba lam t r. bulamad dönemde, ekonomik anlamda çokş ış ı İş ığı büyük s k nt lar çekmi tir. Bu nedenle, çok sevdi i kitaplar n n bir k sm nı ı ı ş ğ ı ı ı ı ı satmak zorunda kalm t r.ış ı

Kütüphane’de bir süre çal t ktan sonra, Ankara Atatürk Lisesi’neış ı edebiyat ö retmeni olarak atanm t r. Fakat buradaki bir konu mas ,ğ ış ı ş ı daval k olmu ; fakat mahkeme konu man n bilimsel oldu u karar naı ş ş ı ğ ı varm t r. Bu karar üzerine Ats z, yeniden Süleymaniyeış ı ı Kütüphanesi’ndeki görevine gönderilmi tir. 1953 y l ndan 1969 y l naş ı ı ı ı kadar Süleymaniye Kütüphanesi’nde çal an Ats z’ n en uzun memuriyetiış ı ı bu dönem olmu tur. 1962’de “Türkçüler Derne i”ni kurmu ve ölümüneş ğ ş kadar Ötüken dergisini ç karm t r.ı ış ı

Özellikle Do u’daki bölücü olu umlarla ilgili yaz lar yazm , sonras ndağ ş ı ış ı sistemli giri imlerle Ats z yeniden mahkemelik olmu tur. 15 ay hapisş ı ş cezas alm ve cezas Cumhurba kan Fahri Korutürk taraf ndanı ış ı ş ı ı affedilmi tir. 2,5 ay kadar cezaevinde kalan Ats z, 10 Aral k 1975’te kalpş ı ı krizi geçirmi , fakat doktor onun kalp hastas oldu unu anlayamam t r.ş ı ğ ış ı 11 Aral k 1975’te geçirdi i ikinci kalp krizi, Ats z’ aram zdan al pı ğ ı ı ı ı götürmü tür.ş

Yoksulluk içinde geçen günleri, durmadan aç lan mahkemelerle sars lanı ı Ats z, geçirdi i bu kötü günlerde hiçbir zaman kararl duru unu eldenı ğ ı ş b rakmam t r. Çekti i o kadar çileye ra men, ömrünü kutlu yolunı ış ı ğ ğ çerili ine adam , bu yolda gözünü k rpmam t r.ğ ış ı ış ı

Yazdıkları ile “keskin ve sert” bir üsluba sahip olan Atsız, özel yaşamında ise bir o kadar “sakin, sevecen ve şakacı” bir insandır. Her türden insanla arkadaşlık kurabilen, gününü dolu dolu geçiren bir bilgedir. Fransızca, Arapça ve Farsçayı iyi derecede bilen Atsız, hayal ettiği eski Türk yaşantısı içinde yaşamayı başarabilmiştir. Türk dünyasına ve Türk Dili’ne çok büyük önem vermiş, özellikle Türk gençliğinin bilinçlenmesi için çok çabalamıştır

Usta kalem Atsız’ın, okuyanı kendi dünyasına çeken büyük bir yazarlığı ve şairliği, ne yazık ki birçok çevre tarafından görmezden gelinmiş ve o yalnızca bir “siyaset adamı” olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Oysa Atsız, hiçbir zaman siyasete girmemiş, yalnızca ömrünü adadığı Türkçülük sevdasını kalemiyle yüceltmeye çalışmıştır.

Atsız, henüz 25 yaşındayken “Türklere Ait Yer İsimleri” adlı bir makale hazırlamış ve hem yazarlığındaki güç hem de çalışkanlığı ile hocası Fuat Köprülü’nün dikkatini çekmiştir. Çok genç yaşta yazmaya başlayan ve Mahmut Kemal İnal’ın “atlıyı atından indirecek kişi” olarak tanımladığı Atsız, geçirdiği zorlu günlerde bugün milyonlarca kişinin tekrar tekrar okuduğu büyük eserler yazmıştır.

Roman ve iiri herkes yazabilir; fakat yazd klar yla milyonlarca genciş ı ı harekete geçirip, bir dü ünce ak m yaratarak ya ad dönemeş ı ı ş ığı damgas n vurmak güç i tir. te Ats z, bunu ba arabilmi bir ahsiyettir.ı ı ş İş ı ş ş ş

iirlerinin çok az nda aruz veznini kullanm , geri kalan nda hep milliŞ ı ış ı ölçümüz olan hece ölçüsünü kullanm t r. Ayr ca iirleri yaln zcaış ı ı ş ı Türkçülü ü konu almam t r. Sevgi ve ayr l k konulu iirleri de vard r.ğ ış ı ı ı ş ı

Baz romanlar , bölümler halinde gazetelerde yay mlanm t r. Tarihiı ı ı ış ı romanlar yla, tarihi ya atm t r. Ölmeden önce “Yaln z Adam” veı ş ış ı ı ı Bozkurtlar’ n üçüncü cildini yazaca n söylemi ; fakat buna ömrüı ğı ı ş yetmemi tir.ş

Ats z’ n belki de en büyük özelli i, y lmaz bir ki ili e ve kararl bir duru aı ı ğ ı ş ğ ı ş sahip olmas d r. Ya ad kötü olaylar onu y ld rman n tersine, onunı ı ş ığı ı ı ı mücadelesine güç kazand rm t r. Ats z’ n, bilindik Türk- slam birli iı ış ı ı ı İ ğ ülküsünden daha uzak, yaln zca Türk soylu olanlar kapsayan bir birli iı ı ğ dü ledi i ve bu yolda bir “Türk rkç s ” oldu u do rudur. Yaln z bu rkç l k,ş ğ ı ı ı ğ ğ ı ı ı ı Ats z’da bir “saplant ” olarak olu mam , onun yaln zca Türkler’e olanı ı ş ış ı ba l l n n ad olmu tur.ğ ı ığı ı ı ş

Bütün ya am boyunca, büyük Türk kahraman Kür ad ile Tanr Da ’ndaş ı ı ş ı ğı bulu aca günün özlemiyle ya ayan Ats z, ona ula aca yoldaş ğı ş ı ş ğı Türklü ünden ödün vermeden ya am büyük bir ülkü eridir.ğ ş ış

Eserleri

Türkçülüğün öncülerinden olan Nihâl Atsız, Turancı çevreler tarafından aynı zamanda güçlü bir Türkolog olarak kabul edilir. Bu çevrelere göre Türk dilini, tarihini ve edebiyatını gayet iyi bilen Atsız, özellikle Türk tarihinin Göktürk kısmında uzmanlaşmıştı. Çok sevdiği bu devreyi Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor adlı iki eser ile romanlaştırmıştır. Deli Kurt adlı romanı Osmanlı tarihinin ilk devrelerinin romanlaştırılmış şeklidir. Ruh Adam 'daki Selim Pusat'ın şahsiyetinde Atsız'ı görürüz. Ruh Adam'ın devamı olarak Yalnız Adam 'ı yazacağını söylüyordu.[kaynak belirtilmeli] Yine yazacağını bildirdiği bir eseri de Bozkurtlar serisi'nin 3. cildi idi.[kaynak belirtilmeli] Yayınlanmamış eserlerinin içerisinde II. Mahmut'tan Günümüze Kadar Osmanlı Hanedanı Tarihi adlı bir eseri de vardır. Nihâl Atsız'ın şiirleri Yolların Sonu adı ile kitap halinde basılmıştır.

Romanları

Dalk avuklar Gecesi , İstanbul 1941. ISBN 978-975-437-804-7

Bozkurtların Ölümü , İstanbul 1946. ISBN 978-975-437-800-9

Bozkurtlar Diriliyor , İstanbul 1949. ISBN 978-975-437-800-9

Deli Kurt , İstanbul 1958. ISBN 978-975-437-801-6

Z Vitamini , İstanbul 1959. ISBN 978-975-437-804-7

Ruh Adam , İstanbul 1972. ISBN 978-975-437-802-3

Öyküleri

'Dönüş', Atsız Mecmua, sayı.2 (1931), Orhun, Sayı.10 (1943)

'Şehidlerin Duası', Atsız Mecmua, Sayı.3 (1931), Orhun, Sayı.12 (1943)

'Erkek Kız', Atsız Mecmua, Sayı.4 (1931)

'İki Onbaşı, Galiçiya...1917...', Atsız Mecmua, Sayı.6 (1931), Çınaraltı, Sayı.67 (1942), Ötüken, Sayı.30 (1966)

'Her Çağın Masalı: Boz Oğlanla Sarı Yılan', Ötüken, Sayı.28 (1966)

Şiirleri

Yolların Sonu , (Bütün şiirlerinin toplandığı kitap) İstanbul 1946. ISBN 978-975-437-806-1

Afşın'a Ağıt

Aşkınla

Ay Yüzlü Güzel Konçuy

'Asker Kardeşlerime', Atsız Mecmua, Sayı.2 (1931), 'Boz kurt' imzasıyla Ergenekon, Sayı.3 (1938)

'Ayrılık', Atsız Mecmua, Sayı.17 (1932)

'Bahtiyarlık', Kopuz, Sayı.10 (1944)

'Bugünün Gençlerine', Atsız Mecmua, Sayı.1 (1931), 'Boz kurt' imzasıyla Ergenekon, Sayı.1 (1938)

'Bugünün Gençlerine' (başlıksız), Atsız Mecmua, Sayı.16 (1932)

Davetiye

Dosta Sesleniş

'Dünden Sesler: Yarın türküsü', Orkun, Sayı.53 (1951)

'Dünden Sesler: Koşma', Orkun, Sayı.58 (1951)

'Dün Gece', Orhun, Sayı.1 (1933)

Eski Bir Sonbahar

Gel Buyruğu

Geri Gelen Mektup , Orkun, Sayı.44 (1951)

'Hatıralar', Çınaraltı, Sayı.2 (1941)

Kader

Kağanlığa Doğru

Kahramanların Ölümü

Kahramanlık

Karanlık

Kardeş Kahraman Macarlar

Korku

'Koşma', Atsız Mecmua, Sayı.2 (1931)

'Koşma' (başlıksız), Atsız Mecmua, Sayı.12 (1932)

'Kömen', Ötüken, Sayı.2 (1964), Ötüken, Sayı.28 (1966), Ötüken, Sayı.95 (1971)

'Macar İhtilâlcileri', Ötüken, Sayı.79 (1970)

'Macar İhtilâlcileri', Ötüken, Sayı.82 (1970)

'Muallim Arkadaşlarıma', Atsız Mecmua, Sayı.5 (1931)

Mutlak Seveceksin

'Nejdet Sançar'a Ağıt', Ötüken, Sayı.138 (1973)

'O Gece', Orhun, Sayı.2 (1933)

Özleyiş

Sarı Zeybek

Selam

Sona Doğru

'Şehit Tayyareci Erkânıharp Yüzbaşı Kâmi'nin Büyük Hatırasına', Atsız Mecmua, Sayı.6 (1931)

'Şiir' (başlıksız), Atsız Mecmua, Sayı.8 (1931)

'Şiir' (başlıksız), Orhun, Sayı.3 (1934)

Topal Asker , Atsız Mecmua, Sayı.4 (1931), Kopuz, Sayı.4 (1943)

'Toprak-Mazi', Atsız Mecmua, sayı.14 (1932), Kopuz, Sayı.3 (1943)

Türk Gençliğine

Türk Kızı , Tanrıdağ, Sayı.4 (1942)

'Türkçülük Bayrağı', Ötüken, Sayı.119-120 (1973)

Türkistan İhtilalcilerinin Türküsü

'Türklerin Türküsü', Atsız Mecmua, Sayı.3 (1931), 'Boz kurt' imzasıyla Ergenekon, Sayı.2 (1938)

Unutma

'Varsağı' (başlıksız), Atsız Mecmua, Sayı.9 (1932), Atsız Mecmua, Sayı.10 (1932), Atsız Mecmua, Sayı.17 (1932)

Yakarış I

Yakarış II

Yalnızlık

'Yarının Türküsü', Çınaraltı, Sayı.10 (1941)

Yaşayan Türkçülere Ağıt

Yolların sonu , Atsız Mecmua, Sayı.17 (1932)

Diğerleri

Divan-ı Türk-i Basit, Gramer ve Lugati, Mezuniyet Tezi, Türkiyat Enstitüsü, no. 82, 111 s. (İstanbul, 1930)

"Sart Başı"na Cevap, İstanbul, 1933.

Çanakkale'ye Yürüyüş, İstanbul, 1933.

XVIıncı asır şairlerinden Edirneli Nazmî'nin eseri ve bu eserin Türk dili ve kültürü bakımından ehemmiyeti, İstanbul, 1934.

Komünist Don Kişot'u Proleter Burjuva Nâzım Hikmetof Yoldaşa, İstanbul, 1935.

Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar, I. Bölüm, İstanbul, 1935.

XVinci asır tarihçisi Şükrullah, Dokuz Boy Türkler ve Osmanlı Sultanları Tarihi, İstanbul, 1939.

Müneccimbaşı, Şeyh Ahmed Dede Efendi, Hayatı ve Eserleri", İstanbul, 1940.

900. Yıl Dönümü (1040-1940), İstanbul, 1940.

İçimizdeki Şeytanlar (Sabahattin Ali'nin İçimizdeki Şeytan eserini eliştirmek için yazılmıştı), İstanbul, 1940.

Türk Edebiyatı Tarihi , İstanbul 1940.

En Sinsi Tehlike (Faris Erman'in 'En Büyük Tehlike'ye karşılık vermek için yazılmıştı), İstanbul, 1943.

Hesap Böyle Verilir (Reha Oğuz Türkkan'a hitaben yazılmıştı), İstanbul, 1943.

Türkiye Asla Boyun Eğmeyecektir (İ.Süruri Ermete: Üçüncü dereceden harb malûlü piyade subayı imzasıyla yayımlanmılştı), İstanbul, 1943.

'Ahmedî, Dâstân ve tevârîh-i mülûk-i Âl-i Osman', Osmanlı Tarihleri I, İstanbul, 1949.

'Şükrüllah, Behcetü't tevârîh', Osmanlı Tarihleri I, İstanbul, 1949.

'Âşıkpaşaoğlu Ahmed Âşıkî, Tevârîh-i Âl-i Osman', Osmanlı Tarihleri I, İstanbul, 1949.

Türk Ülküsü, İstanbul 1956.

Osman (Bayburtlu), Tevârîh-i Cedîd-i Mir'ât-i Cihân, İstanbul, 1961.

Osmanlı Tarihine Ait Takvimler I, İstanbul, 1961.

Ordinaryüs'ün Fahiş Yanlışları (Ali Fuat Başgil'e cevap), İstanbul 1961.

Türk Tarihinde Meseleler, Ankara, 1966.

Birgili Mehmed Efendi Bibliyografyası, İstanbul, 1966.

İstanbul Kütüphanelerine Göre Ebüssuud Bibliyografyası, İstanbul 1967.

Âlî Bibliyografyası, İstanbul, 1968.

Âşıkpaşaoğlu Tarihi, İstanbul, 1970.

Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nden Seçmeler I, İstanbul 1971.

Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nden Seçmeler II, İstanbul 1972.

Oruç Beğ Tarihi, İstanbul, 1973.

Makaleleri

(Ahmed Naci ile birlikte) 'Anadolu'da Türklere ait yer isimleri', Türkiyat Mecmuası, Sayı.2 (1928)

'Türkler Hangi Irktandır?', Atsız Mecumua, Sayı.1 (1931)

'"İzmirden Sesler" hakkında', Atsız Mecmua, Sayı.4 (1931)

'"İzmirden Sesler" hakkında', Atsız Mecmua, Sayı.5 (1931)

'Hindenburgun Sözleri', Atsız Mecmua, Sayı.8 (1931)

'Bugünün Meseleleri: Aynı Tarihî Yanlışlığa Düşüyor Muyuz?', Atsız Mecmua, Sayı.11 (1932)

'Bugünün Meseleleri: Aynı Tarihî Yanlışlığa Düşüyor Muyuz?', Atsız Mecmua, Sayı.12 (1932)

'Bugünün Meseleleri: Millî Seciye Buhranı', Atsız Mecmua, Sayı.14 (1932)

'Türk Vatanını PeşkEş Çekenlere', Atsız Mecmua, Sayı.15 (1932)

'Sadri Etem Bey'e Cevap', Atsız Mecmua, Sayı.16 (1932)

'Bugünün meseleleri: Askerlik aleyhtarlığı', Astız Mecmua, Sayı.17 (1932)

'Darülfünunun Kara -daha doğru bir tabirle- Yüz Kızartacak Listesi, Atsız Mecmua, Sayı.17 (1932)

'Vâlâ Nurettin Beyden Bir Sual', Atsız Mecmua, Sayı.17 (1932)

('Çiftçi-Oğlu H. Nihâl' imzasıyla) 'Dede Korkut Kitabı hakkında', Azerbaycan Yurt Bilgisi, c.1 (1932)

'Kuş Bakışı: Orhun', Orhun, Sayı.1 (1933)

'Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar I. Türkeli, II. İlk Türkler', Orhun, Sayı.1 (1933)

'En Eski Türk müverrihi: Bilge Tonyukuk', Orhun, Sayı.1 (1933)

'Kuş bakışı: Türk Dili', Orhun, Sayı.2 (1933)

'Türk Tarihi Üzerine Toplamalar III. Yabancıların Türkeline Saldırışı, IV.Milâttan Önceki 5-4üncü Asırlarda Türkeline Doğudan Çinlilerin, Batıdan Yunanlıların Saldırışı', Orhun, Sayı.2 (1933)

'X meselesi', Orhun, Sayı.3 (1934)

'Haddini Bil!', Orhun, Sayı.3 (1934)

'Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar: V. Milâttan Önce 3-2nci Asırlarda Türkler Arasında Dahilî Savaşlar', Orhun, Sayı.4 (1934)

'Edirne Mebusu Şeref Bey'e Cevap', Orhun, Sayı.4 (1934)

'Ahmet Muhip Bey'e Cevap', Orhun, Sayı.4 (1934)

'Şarkî Türkistan', Orhun, Sayı.4 (1934)

'Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar: VI. Kun Devletinin Dahilî Teşkilâtı, VII. Kun (Oğuz) Sülâlesi Devrinde Türk Birliği', Orhun, Sayı.4 (1934)

'Komünist, Yahudi ve Dalkavuk', Orhun, Sayı.5 (1934)

'İkinci Türk Müverrihi: Yulıg Tigin', Orhun, Sayı.5 (1934)

'Alaylı Âlimler', Orhun, Sayı.5 (1934)

'Edirne Mebusu Şeref ve Hakimiyeti Milliye Muharriri A. Muhip Beylere Açık Mektup', Orhun, Sayı.5 (1934)

'Alaylı Âlimlerden Sadri Maksudi Bey'e Bir Ders', Orhun Sayı.6 (1934)

'Cihan Tarihinin En Büyük Kahramanı: Kür Şad', Orhun, Sayı.6 (1934)

'Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar' Orhun, Sayı.6 (1934)

'Edirne Mebusu Şeref Bey'e İkinci Mektup', Orhun, Sayı.6 (1934)

'Gaza Topraklarının Gazi ve Şehit Çocukları', Orhun, Sayı.7 (1934)

'Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar', Orhun, Sayı.7 (1934)

'Edebiyat Fakültesi Talebe Cemiyetinin Değerli Bir İşi', Sayı.7 (1934)

'Baş Makarnacının Sırtı Kaşınıyor' (Benito Mussolini'ye hitaben yazılmıştı), Orhun, Sayı.7 (1934)

'İnkilâp Enstitüsü Dersleri', Orhun, Sayı.7 (1934)

'Musa'nın Necip (!) Evlâtları Bilsinler Ki:' (Yahudilere kasten yazılmıştı), Orhun, Sayı.7 (1934)

'Tavzih', Orhun, Sayı.7 (1934)

Yirminci Asırda Türk Meselesi I. Türk Birliği', Orhun, Sayı.8 (1934)

'Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar', Orhun, Sayı.8 (1934)

'Kanun Ahmet Muhip Efendiyi Çarptı', Orhun, Sayı.8 (1934)

'Moyunçur Kağan Âbidesi, Orhun, Sayı.8 (1934)

'İstanbulun Fethi Yılına Ait Bir Mezar Taşı', Orhun, Sayı.8 (1934)

'Yirminci Asırda Türk Meselesi II. Türk Irkı = Türk Milleti', Orhun, Sayı.9 (1934)

'Türk Tarihi Üzerine Toplamalar', Orhun, Sayı.9 (1934)

'16ncı Asır Şâirlarinden Edirneli Nazmî ve Bu Eserin Türk Dili ve Kültürü Bakımından Ehemmiyeti', Orhun, Sayı.9 (1934)

(Nâmık Kemâl Hakkındaki Fikirleri), 'Namik Kemal', Millî Türk Talebe Birliği, Sayı.3 (1936)

On Beşinci AsIra Ait Bir Türkü, Halk Bilgisi Haberleri, Yıl.7, Sayı.84 (1938)

'Dede Korkut', Yücel, C.VIII, Sayı.84 (1939)

'Cihan Tarihinin En Büyük Kahramanı: Kürşad', Kopuz, Sayı.3 (1939)

('Çiftçi-oğlu' imzasıyla) 'Atalarımızdan Kalan Eserleri Yıkmak Vatana İhanettir', Kopuz, Sayı.5 (1939)

'Türk Tarihine Bakışımız Nasıl Olmalıdır?', Çınaraltı, Sayı.1 (1941)

'Koca Ragıp Paşa, Haşmet ve Fıtnat Hanım Arasında Şakalar', Çınaraltı, Sayı.3 (1941)

'Dilimizi Türkçeleştirmek İçin Amelî Yollar', Çınaraltı, Sayı.5 (1941)

'Türk Ahlâkı', Çınaraltı, Sayı.7 (1941)

'10 İlkteşrin 1444 Varna meydan savaşı', Çınaraltı, Sayı.15 (1941)

'Büyük Günler', Çınaraltı, Sayı.16 (1941)

'İki Mühim Eser', Çınaraltı, Sayı.17 (1941)

'En Eski Zamana Ait Türk Destanı. Alp Er Tunga Destanı', Çınaraltı, Sayı.19 (1941)

'Namık Kemal', Çınaraltı, Sayı.22 (1942)

'Mühim Bir Dergi', Çınaraltı, Sayı.27 (1942)

'Millî Şuur Uyanıklığı', Çınaraltı, Sayı.33 (1942)

'Türk Gençliği Nasıl Yetişmeli?', Çınaraltı, Sayı.35 (1942)

'İran Türkleri', Çınaraltı, Sayı.36 (1942)

'Dil Meselesi', Çınaraltı, Sayı.38 (1942)

'Rıza Nur', Çınaraltı, Sayı.42 (1942)

'Yeni Bir Selçukname', Çınaraltı, Sayı.52 (1942)

'Günümüzün Baş Müverrihi ve Büyük Bir Eseri', Çınaraltı, Sayı.58 (1942)

'Osmanlı Padişahları', Tanrıdağ, C.1, Sayı.10 (1942)

'Osmanlı Padişahları II', Tanrıdağ, C.1, Sayı.11 (1942)

'Yeni Eserler: "Adana Fethinin Destanı"', Çınaraltı, Sayı.82 (1942)

'Türk Milletinin Şeref Şehrahı', Kopuz, Sayı.1 (1942)

'Fatih Sultan Mehmet', Çınaraltı, Sayı.88 (1942)

'Azizim Tevetoğlu', Kopuz, Sayı.7 (1942)

'Türk Sazı', Türk Sazı, Sayı.1 (1942)

'Türkiyenin Millî Futbol Maçları', Türk Sazı, Sayı.1 (1942)

'Türkçülük', Orhun, Sayı.10 (1942)

'Türkçülere Birinci Teklif', Orhun, Sayı.10 (1942)

'İki Büyük Yıl Dönümü', Orhun, Sayı.10 (1942)

(İmzasız) 'Türk Gençlerine Düşündürücü Levhalar: 1', Orhun, Sayı.10 (1942)

('T. Bayındırlı' imzasıyla) 'Türkiye'nin Millî Futbol Maçları', Orhun, Sayı.10 (1942)

'Büyük Bir Yıl Dönümü', Orhun, Sayı.10 (1942)

'Türkçülere İkinci Teklif', Orhun, Sayı.11 (1942)

(İmzasız) 'Türk Gençlerine Düşündürücü Levhalar: 2. 1915 Çanakkale savaşların'ın Bilançosu', Orhun, Sayı.11 (1942)

'Türkiyenin Millî Atletizm Maçları', Orhun, Sayı.11 (1942)

'Savaş Aleyhtarlığı', Orhun, Sayı.12 (1942)

'İki Şanlı Yıl Dönümü', Orhun, Sayı.12 (1942)

'Türkçülere Üçüncü Teklif', Orhun

(İmzasız) 'Türk Gençlerine Düşündürücü Levhalar: 3', Orhun, Sayı.12 (1942)

('T. Bayındırlı' imzasıyla), 'Türkiyenin Millî Kılıç Maçları', Orhun, Sayı.12 (1942)

'Şanlı Bir Yıl Dönümü', Orhun, Sayı.13 (1944)

('T. Bayındırlı' imzasıyla) 'Türkiyenin Balkanlararası Millî Güreş Maçları', Orhun, Sayı.13 (1944)

'Türk Kızları Nasıl Yetiştirilmeli', Orhun, Sayı.13 (1944)

'Türk Gençlerine Düşündürücü Levhalar: 4', Orhun, Sayı.13 (1944)

'Türkçülere Dördüncü Teklif', Orhun, Sayı.13 (1944)

'Türkçülere Beçinci Teklif', Orhun, Sayı.14 (1944)

'Yabancı Bayraklar Altında Ölenlere Ağıt' (Stalingrad Muharebesinde şehit düşen Türk asıllı Kızıl Ordu askerleri için yazılmıştı), Orhun, Sayı.14 (1944)

'Ülküler Taarruzîdir', Orhun, Sayı.14 (1944)

'Varsağı', Orhun, Sayı.14 (1944)

'Başvekil Saracoğlu Şükrü'ye Açık Mektup (20 Şubat 1944 Pazar)', Orhun, Sayı.15 (1944)

'Başvekil Saracoğlu Şükrü'ye İkinci Açık Mektup (21 Mart 1944, Maltepe)', Orhun, Sayı.16 (1944)

Saracoğlu, 5 Ağustos 1942'de Başvekil seçildiğinde Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve lâakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir diye konuştuğu için 'Türkçü Başvekil' olarak tanınıyordu.

Kaynakça

Kitaplar

Türk İnkılâp Enstitüsü, Irkçılık - Turancılık, Türk İnkılâp Enstitüsü, 1944.

(Haz. Erol Güngör vs.), Atsız Armağanı, Ötüken Yayınevi, 1976.

Jacob M. Landau, Pan-Turkism in Turkey : A Study of Irredentism, C. Hurst, London, 1981. (Eserin hataları hakkında bknz. [1], [2])

Altan Deliorman , Tanıdığım Atsız, Orkun Yayınları, 2000.

Günay Göksu Özdoğan, "Turan"dan "Bozkurt"a : Tek Parti Döneminde Türkçülük (1931-1946), İletişim Yayınları, 2001.

Yücel Hacaloğlu , Atsız'ın mektupları, Orkun Yayınları, 2001.

(Haz. Murat Belge vs.) Modern Türkiye'de Siyasî Düşünce Cilt 4: Milliyetçilik, İletişim Yayınları, 2002.

Süleyman Tüzün, İkinci dünya Savaşı'nda Türkiye'de Dış Türkler tartışmaları (1939-1945), Fakülte Kitabevi, 2005.

Mithat Atabay, 2. Dünya Savaşı Sırasında Türkiye'de Milliyetçilik Akımları, Kaynak Yayınları, 2005.

Yağmur Atsız , Ömrümün İlk 65 Yılı, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, 2005.

Notlar

1. ̂ Sinoplu ünlüler sinop.gov.tr2. ̂ Nihal Atsız, İçimizdeki Şeytanlar Evet, övünerek söylüyorum ve tekrar ediyorum: Türkçü ve Turancı olduğum için

Osman Nuri Kurt’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim O.N.Kurt Beğ,

24 Mart tarihli mektubunuzu, arkas ndan da vesika mahiyetinde olanı gazeteleri ald m.Verdi iniz bilgiler de erlidir. Bu yolda devam n zdaı ğ ğ ı ı faydalar oldu u üphesizdir.Tabii, kendi hüviyetiniz ve fikirlerinizi hiç belliğ ş etmeseydiniz daha iyi olurdu. Buna ra men hâlâ tarafs z, ortada bir ah sğ ı ş ı gibi görünerek aras ra onlara hak vermek suretiyle yeni bilgiler eldeı etmeniz mümkündür. Solculuk imdi dünyay saran modad r. Her modaş ı ı gibi bu da geçecektir.Sa lam millî kültürle yeti meyen birçok Türkler,ğ ş onlar n propagandas na kap larak solculu u memleketin kurtulu yoluı ı ı ğ ş san yorlar ve arkas ndaki Rus emperyalizmini, vatan m za göz dikmiı ı ı ı ş Moskof ihtiras n görmüyorlar.ı ı

Sizin verdi iniz bilgileri Ötüken’de yay nlayacak de ilim.Belki k saca,ğ ı ğ ı herkesin bildi i kadar “ğ Almanya’daki i çi ve ö rencilerimiz aras ndaş ğ ı komünist faaliyetler yap l yor.ı ı ” kabîlinden bir iki cümle kullanabilirim.Fakat ne sizin ad n z , ne de orada faaliyet gösteren solcuı ı ı ve Kürtçülerin ad ndan bahsetmem. Bu bilgileri gereken kimselere veririmı ki mebus ve senatörlerdir, onlar da daha yetkili makamlara ula t r rlar.ş ı ı Bunun faydas daha çok olur.ı

Türkiye’deki solcular edepsizlik etmekte devam ediyorlarsa da bunlar nı kar s nda milliyetçi unsurlar da eksik olmuyor.Bilhassa Erzurum veşı ı Trabzon’da mar k solcular n kar s na milliyetçi ö rencilerle birlikte halkşı ı ı şı ı ğ da ç k yor. Nitekim dün Erzurum’da böyle bir vaka oldu ve solcular esaslı ı ı bir dayak yiyip birkaç tanesi hastahanelik oldu. Fakat tabii as l mesele buı i i hükûmetin ele almas d r. Hükûmet ise di er partilerle dala maktanş ı ı ğ ş ba ka bir i e bakacak durumda de ildir.Solcular n Türkiye’ye zararlarş ş ğ ı ı ba ka bak mdan olmaktad r.Mütemadi boykotlarla üniversite ve yüksekş ı ı okullar i lemez hale geliyor.Böylece memleketin muhtaç oldu uş ğ mühendis, doktor, fen adam gibi kalk nma unsurlar mezun olam yor.ı ı ı ı Yeti emiyor. Netice olarak da Türkiye, milletler aras ndaki ilim ve teknikş ı yar nda onlara yeti mek, baz lar n geçmek imkânlar nışı ş ı ı ı ı ı kaybediyor.Tabii, bu sonuna kadar böyle gidecek de il. Yaln z çare neğ ı kadar erken bulunursa millet okadar kârl ç kar.ı ı

Bununla beraber bizden daha berbat olan baz memleketler deı var.Meselâ talya. Birkaç gün önce görü tü üm bir Alman profesör,İ ş ğ talya’dan gelmi ti, onlar n bu rezilâne halini gördü ü için “İ ş ı ğ talya’ya birİ

Mussolini lâz m.ı ” dedi. Arkas ndan da: “ı Hatta bütün Bat Avrupa’yaı ” diye ilâve etti.Her eyin a r s zarard r. Hürriyetin a r s da öyle oluyor veş şı ı ı ı şı ı ı demokrasileri tahrip ediyor.Bereket versin ki komünist ülkelerde de çatlakl klar çoktan ba lam t r. Onlar da birbirlerini yiyorlar. Öyle olmasaı ş ış ı bizim taraf için ciddî tehlike olurdu.

Ufak bir ameliyat geçirdi im içn mektubunuza vaktinde cevapğ veremedim. imdi tamamile iyiyim.Fakat yine de çok me guliyetim var.ş ş Hele evimizin pek konforsuz ve çürük çar k olmas bu evdeki i leriı ı ş zorla t r yor. En mühim s k nt m z da suyumuzun keyfî ekilde akmas .ş ı ı ı ı ı ı ş ı Bazen üst üste dört gün akmad oluyor.Ya l da oldu um için art kığı ş ı ğ ı eskisi kadar çabuk çal am yor, i göremiyorum.ış ı ş

Çal malar n zda ba ar lar ve sa l klar diler, selâmlar m gönderirim.ış ı ı ş ı ğ ı ı ı

Tanrı Türk’ü Korusun.

23 Nisan 1970

Osman Nuri Kurt’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Azizim O. Nuri Kurt Beğ,(1)

Mektubunuza pek geç cevap verebiliyorum. Hem çok meşgulüm, hem de sık sık rahatsızlanıyorum.Gönderdiğiniz belgeler çok işe yaradı.Bu gibi şeyleri bundan sonra da gecikmeksizin göndermenizi rica ederim. İstanbul’daki ve Ankara’daki Sıkıyönetim Mahkemelerinde pek çok komünist yargılanıyor. Sanıklar ve avukatları duruşmayı engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Mahkemeler de bunlara sabırla katlanıyor. Dosta düşmana karşı tarafsız ve âdil olduklarını göstermek için. Fakat son defa sanıklara disiplin cezası verildiği gibi dört avukat da yanlış davranışlarından dolayı Barolar Birliğine şikayet edildi.Barolar bu avukatlara ceza verecek. Böylece sicilleri lekelenmiş olacak. Şimdiye kadarki duruşmalarda 60 kadar komünist için idam cezası istendi. Herhalde bunların bir kısmı, en aşağı 10 tanesi idam olunacak. Üniversitelilere sordum: Evvelce azgınlık yapan solcu öğrenciler ya ortadan tamamen kaybolmuşlar, yahut da süt dökmüş kediye dönmüşler. Duruşması yapılanlar da eski kabadayılıklarını terk ettiler. Yahudi konsolosunu öldüren Mahir Çayan (2) şimdi bunu reddediyor. Çoğu da ilk ifadelerinin baskı altında verildiğini söylüyorlar. Halbuki evvelce yaptık, ettik diye övünüyor, ölümden korkmadıklarını ileri sürüyorlardı. İşin ciddiye alındığını görünce korktular. Birbirleri aleyhinde de bulunuyorlar.

Sorular n za gelince:ı ı

1) Bahsetti iniz hât ralar Dr.R za Nur’a aittir(3). As llar Londra, Paris veğ ı ı ı ı Hollanda kütüphanelerinde el yaz s olarak bulunuyormu . Benimı ı ş arkada lar mdan ikisi de Londra’daki nushay Briti Müzeum’daş ı ı ş görmü ler. Birisi herhalde oradan istinsah ederek getirip bast rm . Benş ı ış okumad m. çinde çok çirkin eyler varm .ı İ ş ış

Osman Nuri Kurt’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-3-

Azizim Osman Nuri Kurt Beğ,

9 tarihli mektubunuzu ald m. Mektuplar, uçakla da olsa nedense hep geçı geliyor. Türkiye içi de böyle. Buna ra men mektubunuza geç cevapğ vermi say labilirim. Fakat mazeretim mühim. Hafif bir kalp spazmş ı ı geçirdim. Yani enfarktüsün hafif ekli. Doktorlar mutlaka dinlenmeş tavsiye ettiler. Ne kadar dinlensem, yaln z oldu um için bir tak mı ğ ı yorgunluklar m oluyor. Hele bu hastal a so uk da hiç iyi gelmez.ı ığ ğ Neyse… Oradaki solaklarla mücadelenizde Tanr size güç versin. Buı mektupta size bir adres verip birisi hakk nda sezdirmeden incelemeı yapman z rica edece im. Kimse duymamal . Tabii vaktiniz ve imkan n zı ı ğ ı ı ı varsa. Soraca m kimse u:ğı ş

Ayten Kasarcı1 Berlin-38Insel str. 15717

Bu han m bir hem iredir. Öyle solculukla filan hiçbir ilgisi yoktu. Yaln zı ş ı babas Bitlisli oldu u için “Biz kuyruklu Kürdüz.” diye alay ederdi.ı ğ Kendisine ihanet eden kocas ndan bo an p mahkemenin kendisineı ş ı b rakt tek k z da babas na kaç nca çok üzüldü. O üzüntüyleı ığı ı ı ı ı Almanya’ya gitti. Yoksa buradaki durumu çok iyiydi. imdi ben buŞ hem ire hakk nda zararl cereyanlara kap ld diye baz rivayetlerş ı ı ı ı ı duyuyorum. nanm yorum ama insanlar bir tuhaf oldu. Belli etmeden veİ ı benimle mektupla t n z da asla sezdirmeden bunu acaba ö renebilirş ığı ı ı ğ misiniz? Bir y l geçti.ı ı

Buradaki haberlere gelince. On gün önce Ankara’da yap lan komandoları yürüyü ü çok muhte em olmu . 10.000 komando vard diyorlar. Geçenş ş ş ı y l 2-3 bin komando yürümü tü. Ülkü Oca ve Genç Ülkücüler Te kilatı ş ğı ş ı denen dernekler de h zla geli iyor. Bakal m ne olacak. MHP’nin deı ş ı büyüdü ünü söylüyorlar. Benim a z m yand için seçimi görmedenğ ğ ı ığı buna inanmam. Komünistleri ve Kürtleri ran ve Çinden ba ka srail deİ ş İ besliyor. Milli Emniyet her eyi biliyor ama hükümet bir türlü aktifş olam yor. Bunda da hakl oldu u taraf var: Anayasa Mahkemesi veı ı ğ Dan tay hükümetin her karar n bozuyor.ış ı ı

Ötüken’in aralık sayısını dün postaladım. Selam ve sağlık dileklerimle.

Tanr Türk’ü korusun!ı

Osman Nuri Kurt’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-4-

Azizim Osman Nuri Beğ,

11 tarihli mektubunuzu alal hayli oldu. stedi iniz kitab alay m diyeı İ ğ ı ı bekledim. stanbul’a nadir olarak iniyorum. ndi im zaman da kitapç lardaİ İ ğ ı bulamad m ve ister istemez Ankara’daki ahbaplara yazarak beklemeyeı mecbur kald m. Fakat onlardan da bugüne kadar haber ç kmad . Elbetteı ı ı yollayacaklar ama belki onlar da kitab ele geçirememi lerdir. Ba maı ş şı geldi i için biliyorum: Bazen kitap ç kar, ilan verilir, fakat da t m yağ ı ı ğı ı yap lamaz, yahut çok k s r yap l r, kitab bulmak tesadüfe ba l kal r.ı ı ı ı ı ı ğ ı ı

Berlindeki ibret verici olaylar hakk ndaki sat rlar n z tabii üzüntüyleı ı ı ı ı okudum. Bu i te önayak olanlar n isimlerini bana bildirmenizi rica ederim.ş ı Bir de bunlar ö renci ise hangi okulda okuduklar n , i çi ise neredeğ ı ı ş çal t klar n , imkan varsa, bildiriniz. Kürtçü ve komünistler her yerdeış ı ı ı ı serseriliklerinde devam ediyorlar. üphesiz günün birinde bununŞ hesab n verecekler. Fakat siz gerçek hüviyetinizi onlara belliı ı etmeseydiniz daha iyi olurdu. Çok ey ö renebilirdiniz. imdi siziş ğ Ş tan d lar. Art k size kar çekingen ve ketum davranacaklard r.ı ı ı şı ı

Size Ötüken’i (ayda bir ç kar) gönderiyorum. Yak nda bir iki de kitapı ı yollayaca m. inize yarar. Selam ve sa l k dileklerimle.ğı İş ğ ı

Tanr Türk’ü korusun.ı

27 ubat 1970Ş

Osman Nuri Kurt’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-5-

Azizim Osman Nuri Beğ,

Bir müddet önce baz vesikalarla birlikte gönderdi iniz mektuba ancakı ğ imdi cevap verebiliyorum. Kusura bakmay n. Çok me gul ve yaln z m.ş ı ş ı ı

Orada solculu a kaym olan ve Türk diye geçinenlerin isim veğ ış adreslerini gönderirseniz çok faydal olur. Türklük erefini lekeleyenı ş kad nlar imdilik bir tarafa b rak n. Onlar bu kötü yola biraz da bizimı ı ş ı ı ı erkeklerimiz sürüklüyor. Bu uzun bir hikayedir. Bununla memleket y k lmaz ama komünist tahrikat ile y k labilir. Onun için görüp bildi inizı ı ı ı ı ğ komünistlerin ve Kürtçülerin isim ve adreslerini, mümkünse foto raflar nğ ı ı gönderin.

Do u Berlin’e geçmenizi tavsiye etmem. Ba n za durup dururken iğ şı ı ş açabilirsiniz.

Çal malar n zda ba ar lar dilerim. Kötü manzaralardan fazla üzülmeyin.ış ı ı ş ı Her ey yoluna girer. Siz çal p para biriktirerek memlekete bol para ileş ışı dönmeye, yurt kalk nmas na bu yönde hizmet etmeye bak n.ı ı ı

Selam ve sa l k dileklerimle.ğ ı

Tanr Türk’ü korusun.ı

22 Ocak 1970

Hasan Oraltay‘a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Hasan Oraltay Beğ,

15 Ekim tarihli mektubunu ald m.Kazakistan’da Farabi için yap lanı ı ne riyat ve hareketler çok ilgi çekici. Tabiî, Farabi’ye komünistti diyenlerş ç kacak. Komünistlere bak l rsa Tanr da komünisttir.ı ı ı ı

Bizim apart man n i i biraz düzene girdi gibi. imdi de kaloriferlerı ı ş ş yanmaya ba lad için büyük miktarda mazot paras almayaş ığı ı

ba lad lar.Benim daireme Kas m ay için 600 lira dü tü. Sizin daireninş ı ı ı ş emlâk al m vergisi yat r lm .Yaln z smail yeni kirac larla kontratı ı ı ış ı İ ı yaparken ayda 25 lira verilmesi gereken fon paras n yazd rmam . smailı ı ı ış İ çok yumu ak yüzlü oldu u için herhalde utanm t r.Bir de sizin daireyiş ğ ış ı habersiz terkeden heriflerin imdi oturduklar yer bilindi i için Re ideş ı ğ ş Sançar, smail’e oraya gidip borçlar n vermeleri için talepte bulunmas nİ ı ı ı ı söylemi ti, smail bunu yapmam . Yahut yapm da hergelelerş İ ış ış vermemi ler.ş

Re ide size bir hesap kâ d yazd .Gönderilmek üzere banaş ğı ı ı verdi.Gönderiyorum. Daha 701 lira borcunuz varm . Yani Aral k ayış ı ı (hay r, Kas m ay olacak) kiras ndan da bir hay r yok.Borçtanı ı ı ı ı kurtulamad n z vesselâm.ı ı

Siz bir gazetede (……..)’la sert bir münaka aya giri mi siniz. Görenlerş ş ş D Türklerin kendi aralar nda tart mas fena tesir b rak yor dediler.ış ı ış ı ı ı Sizden ricam:Münaka a etmeyiniz.(…….), çoluk çocuktur. Onuş kendinizle denk tutmay n z.ı ı

Abdülkadir nan 86 ya ndad r. Benim çok iyi dostumdur. Bilgin adamd r.İ şı ı ı De eri bilinmedi. Neyse ki Manas destan n , k saltarak da olsa Türkiyeğ ı ı ı Türkçesiyle yay nlad . Bir de amanizm adl mühim eser yay nlad .ı ı ş ı ı ı Makalelerinin mühim k s m n da, onun de erini takdir eden birkaç ki iı ı ı ı ğ ş büyük bir cilt halinde bast rtt .ı ı

Yolbars hakk ndaki kitap sizde yoksa benimkini gönderebilirim. Banaı lüzumu yok. (……….) zaten islâmc l k dâvâs pe inde. Bir gazetedeı ı ı ş ‘Bütün Müslümanlar Bir Ordu’ ba l kl bir yaz yazm .Ben görmedim.ş ı ı ı ış Epey önceymi .Kendisini iki defa gördüm. Ho lanmad m. Öyle lider falanş ş ı olacak kimse de il.ğ

Bu milletin gafleti seçimlerde görülüyor. ki elçinin öldürülmesi de belkiİ biraz gözünü açar.

Ötüken’in Eylül say s dizilmi oldu u hâlde bas lmad . Sebebi oı ı ş ğ ı ı matbaaya bizim gençlerin borçlu olmas . Dün gece bana geldiler.Ekimı say s n n da yaz lar n verdim.Sizin Kökserik yaz n z Ekim say s ndaı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ç kacak. imdi bu gençler Ankara’ya gittiler.Kendi özel matbaalar içinı ş ı para bulacaklar.Zaten borçlar n veremeyi leri 200.000 liral k alacaklar nı ı ş ı ı ı alamad klar ndan oldu. Eylül ve Ekim say lar arkas arkas na ç kacak.Buı ı ı ı ı ı ı yüzden çok s k ld k ama elden bir ey gelmiyor. stanbul’un bütünı ı ı ş İ

matbaalar Rumeli yakas nda. Kad köy’de bir bas mevi olsa bu i lerleı ı ı ı ş bizzat ben u ra rd m ama vas talar n bu izdihaml devrinde stanbul’ağ şı ı ı ı ı İ gitmekten çekiniyorum.Çünkü çok sinirleniyorum.Selâm ve hepinize sa l k dileklerimi gönderirim.Cengeye hürmetler. Bat r’la ablalar n nğ ı ı ı ı gözlerinden öperim.

Tanrı Türk’ü Korusun.

3 Kasım 1975

Hasan Oraltay‘a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Azizim Hasan Oraltay Beğ,

31 Temmuz tarihli mektubunuzu ald m. Baban zla ve Cenge ile eviı ı gezdi imiz zaman da dairenizi kiraya vermek i ini konu mu tuk. Zatenğ ş ş ş bu meseleyi Muzaffer Eri , daha bir iki ay önce açm t . çine girilir l aleş ış ı İ ı geldikten sonra bu i in icab na bakaca z. 8 A ustos Pazar günüş ı ğı ğ Muzaffer Eri bana gelecek. O zaman da i in teferrüat n konu ur veş ş ı ı ş sizin de bir ey yapman z gerekirse yazar z. Birlikte gezmek içinş ı ı apart mana gitti imiz zaman d ardan görünü ünü hepimiz be enmi tik.ı ğ ış ş ğ ş Fakat içi toz, toprak, döküntü ile dolu idi. Onlar temizlemeden bir eyeş benzemeyece i anla l yordu. Bu hususta ba dayana m z Muzaffer.ğ şı ı ş ğı ı n aat biterken kap zillerini o takt racak. Zaten vaktiyle biraz müteahhitlikİ ş ı ı

yapt için i ten anl yor.ığı ş ı

Baban z çok ho adam. Tam Orta Asya Türkü. Onlar Haydarpa a’yaı ş ş benden yar m saat erken gelmi ler. Ben trenden inip iskeleye do ruı ş ğ giderken ilkönce baban z beni tan d . Yoksa ben Cenge’yiı ı ı tan yamayacakt m. Hâf zam zay f oldu u için iki y l önce gördü ümı ı ı ı ğ ı ğ Cenge’yi unutmu um.ş

Komünist afi lerini bir an önce yollay n z. Burada tam bizim istedi imizş ı ı ğ kadar olmasa bile komünistlere iyi t rpan at l yor. As l t rpan s k yönetimı ı ı ı ı ı ı mahkemelerinin kararlar ndan sonra at lm olacak …ı ı ış

6 Ağustos 1971

Hasan Oraltay‘a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-3-

Azizim Hasan Oraltay Beğ,

31 Temmuz tarihli mektubunuzu ald m. Baban zla ve Cenge ile eviı ı gezdi imiz zaman da dairenizi kiraya verek i ini konu mu tuk. çine girilirğ ş ş ş İ hale geldikten sonra bu i in icab na bakaca z. 8 A ustos pazar günüş ı ğı ğ Muzaffer Eri bana gelecek. O zaman da i in teferruat n konu ur veş ş ı ı ş sizin de bir ey yapman z gerekirse yazar z. Birlikte gezmek içinş ı ı apart mana gitti imiz zaman d ardan görünü ünü hepimiz be enmi tik.ı ğ ış ş ğ ş Fakat içi, toz, toprak, döküntü ile dolu idi. Onlar temizlenmeden bir eyeş benzemeyece i anla l yordu. Bu hususta ba dayana m z Muzaffer.ğ şı ı ş ğı ı n aat biterken kap zillerini o takt racak. Zaten vaktiyle biraz müteahhitlikİ ş ı ı

yapt için i ten anl yor.ığı ş ı

Baban z çok ho adam. Tam Orta Asya Türkü. Onlar Haydarpa a’yaı ş ş benden yar m saat erken gelmi ler. Ben trenden inip iskeleye do ruı ş ğ giderken ilkönce baban z beni tan d . Yoksa ben Cenge’yiı ı ı tan mayacakt m. Haf zam zay f oldu u için iki y l önce gördü ümı ı ı ı ğ ı ğ Cenge’yi unutmu um.ş

Komünist afi lerini bir an önce yollay n z. Burada tam bizim istedi imizş ı ı ğ kadar olmasa bile komünistlere iyi t rpan at l yor. As l t rpan s k yönetimı ı ı ı ı ı ı mahkemelerinin kararlar ndan sonra at lm olacak.ı ı ış

Hamza Sadi Özbek’in hastal acaba ne imi ? Çok i mand . Felç gibiığı ş ş ş ı bir ey mi? Adresi bende de yok. Mu la ve zmir’de iki posta kutusu vardş ğ İ ı ama onlar kaybettim. n allah iyile ir. Ya n n 60 tan a a oldu unuı İ ş ş şı ı ş ğı ğ san yorumı

Selam ve sa l k dileklerimle.ğ ı

T.T.K.

6 Ağustos 1971

Hasan Oraltay‘a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-4-

Azizim Hasan Oraltay Beğ,

3 tarihli mektubunuzu dün ald m. Bu ay Ötüken pek geç kald . A ustosı ı ğ say s ancak dün geldi. Size de postalad m. Sebebi u: Biliyorsunuz,ı ı ı ş dergi Ankarada bas l yor ve Nejdet Sançar bak yor. Ben bakam yorum.ı ı ı ı Bu yaz Sançar, dinlenmek ve denize girerek baca ndaki felcin a rl nğı ğı ığı ı biraz azaltabilmek için Erde e gitmi ti. Orada fazlaca kald . Böylece değ ş ı Ötüken gecikti. Hem de 26 A ustos Malazgird zaferinin 900. y lğ ı dönümüne rastlad için ona ait yaz lar konulmas kayg s da birazığı ı ı ı ı geciktirdi. Yine de pek iyi olmad ama ne yapal m? Biz hep hastal kl veı ı ı ı ya l bir tak m adamlar z. Sizin kitab n z n ilân n da bu say yaş ı ı ı ı ı ı ı ı ı koymam lar. Art k eylül say s na girer. Geciktirilmemesi gerekenış ı ı ı yaz larla dolunca kitap havadisleri d arda kalm olacak. Daha ba kaı ış ış ş kitaplardan da bahisler vard .ı

Hamza’n n(1) hastal na çok müteessir oldum. K z na mektupı ığı ı ı yazaca m. Zavall n n kanser oldu unu bana Teveto lu söyledi. Bizimğı ı ı ğ ğ 1944 ün 23 ki isinden imdiye kadar 4 ki i ölmü tü. imdi en′ ş ş ş ş Ş ya l lar ndan biri benim. Hamza da beni hemen takip edenlerden biridir.ş ı ı S rayla gidece iz.ı ğ

Bizim eve gelince: Maalesef daha bitmedi. O da ayr bir dert. Ben eylüldeı oraya ta nacakt m. Ay n 12 sinde falan Nejdet Sançar stanbulaşı ı ı İ gelecek. Beraber bu i le u ra aca z. Biter bitmez tabii sizin daireninş ğ ş ğı kiraya verilmesi i iyle u ra aca z. Daha do rusu bunu Muzafferş ğ ş ğı ğ yapacak. O beceriklidir. Bahsetti iniz borçlar , zaman gelince Muzaffereğ ı ı yollars n z. O, müteahhitle temasta oldu u için paray verip senedi geriı ı ğ ı al r. Bana yollay n diyemem. Ya l y m ve kendimi iyi hissetmiyorum.ı ı ş ı ı Durup dururken tuhaf bir eyler oluyor ve yatmaktan ba ka bir eyş ş ş dü ünmüyorum. Âniden ölürsem, o s rada da paran z bende olursa i lerş ı ı ş kar r. Yan ma kimlerin ilk gelece i belli olmad için paran n çal nmasışı ı ğ ığı ı ı ı ihtimali de vard r. O sebeple Muzaffere yollars n z.ı ı ı

ngilizce gazetenin bahsetti i Mesket ve Meskhetlerin kim oldu unu benİ ğ ğ de anlayamad m. Gürcistan Türkleri olacak.ı

Selâm ve sa l k dileklerimi yollar m. Cenge döndüyse ona dağ ı ı hürmetlerimi söyleyin. Küçüklerin gözlerinden öperim. Ev i inde herhangiş bir yenilik olursa bildiririm.

T.T.K.

7 Eylül 1971

Yücel Hacaloğlu’na(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Hacaloğlu,

Bahsetti in s caklar üç gün öncesine kadar burada da vard . Bir geceğ ı ı im ekler çakt ya mur ya d . Ben ömrümde böyle im ek görmedim.ş ş ı ğ ğ ı ş ş

Biri bitmeden biri ba lad için ortal k daima ayd nl kt . Kahraman Elenş ığı ı ı ı ı milletinin asil havac lar stanbul’a bir hava hücumu yapsalardı ı İ ı karartmaya ra men ayd nl k olan ehri yerle bir ederlerdi ama insaniğ ı ı ş dü üncelerinden dolay yapmad lar.ş ı ı

K br s i i ba ar yla bitti ama beni tatmin etmedi. Tabii, bunu, hukukiı ı ş ş ı artlar ve durumu bilmeden söylüyorum. Zannedersem Ada’ya ç kanş ı ı

kuvvet az. Kissinger, gazetecilerle yapt konu ma Ada’da 6000 Türkığı ş oldu unu söyledi. Rumlara göre çok az oldu u ve Girne bölgesi çok sarpğ ğ oldu u için üç günde bu kadar az ey de ildir. Bir de d ardan ne gibiğ ı ş ğ ış bask lar ve tehditler yap ld n bilmiyoruz. Bununla Ecevit’in itibar arttı ı ığı ı ı ı diyorlarsa da i i as l yapan ordudur ve Ecevit ister istemez orduya uymakş ı mecburiyetinde kalm t r.ış ı

Erbakan’ n ‘Adan n do usu Türk bölgesi olacakt r’ demesi de mühim.ı ı ğ ı Demek ki taksime karar verildi. Do usu al nacak. Bat s Rumlarağ ı ı ı (=Yunanl lara) b rak lacak. Arada da tarafs z bir bölge bulunacak. Bunuı ı ı ı ba arabilirlerse zafer say labilir. Fakat müzakerelerin uzay p birkaç kereş ı ı kesilece i ve arada yine sava lar olmas kuvvetle muhtemel. Bakal mğ ş ı ı neler görece iz.ğ

Komünist yazarlar bu birlik günlerinde bile hala mel’anetlerini yap yorlar.ı stanbul’da da ‘Ba ms z K br s’ diye beyannameler da t lm . Art k aynİ ğı ı ı ı ğı ı ış ı ı

tekerlemeleri dinlemekten g na geldi.ı

Dün ak amki radyo ‘Bin Temel Eser’in yeniden bas laca n bildiripş ı ğı ı yönetim kurulunu sayd . Ço u solaklar. Yaln z aralar nda Erol Güngör’ünı ğ ı ı de bulunmas biraz ferah verici ama tek oyla ve belki bir iki yard mc ylaı ı ı Erol ne yapabilir? Öfkeye kap l p kalp krizi geçirmesinden korkar m.ı ı ı

Terken Bebe in Uygurca konu maya ba lamas na bay ld m. Merakğ ş ş ı ı ı etmeyin yak nda o Uygurcay O uzcaya çevirir, derdini anlat r. Bizimı ı ğ ı Ya mur önce Mo olca konu maya ba lam t . Boyuna ‘gu’ diyordu kiğ ğ ş ş ış ı Mo olca ‘iyi’ demektir. Galiba hayat iyi görüyordu. Büyüyünce aklğ ı ı ba na geldi.şıSa l ksal durumum fena de il.ğ ı ğ

Selam ve sa l k dileklerimle son veriyorum. Terken Hatun’a hürmetler.ğ ı Bebek Han m n yanaklar ndan öperim.ı ı ı

Tanr Türk’ü Korusun.ı

24 Temmuz 1974

Yücel Hacaloğlu’na(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Azizim Hacaloğlu,

Bu sefer cevapta çok geciktim. Geçen y ldan beri sana mektupı yazamad m. Fakat i lerim a rla t . Art k ben a r i çi statüsündeyim.ı ş ğı ş ı ı ğı ş Çünkü Kaniye’ye zafiyet geldi. Doktor onu yorulmaktan menetti. Bu sebeple onun i lerinden bir k sm n ben yap yorum. Sabahlar sobayş ı ı ı ı ı ı yakmak bana dü üyor. Allah’tan havalar iyi gidiyor da bu sefer de benş sars lm yorum. Fakat Tanr benim hat r m için havalar hep böyleı ı ı ı ı ı sürdürecek de il ya… Elbette k , hükmünü yapacak. Bilmem o zamanğ ış ne olur? Üç ayd r tedavide olan Kaniye de salah gözükmeyi i de ayrı ş ı dert. Koltu undaki beze verem mikroplar yla i ti. Alt edemiyoruz.ğ ı ş ş Kireçlenip kat la sa ameliyatla alacaklard . O da olmay nca imdi sonı ş ı ı ş

ümidimizi Almanya’dan gelecek ilaca ba lad k. Bedriye’ye yazd k.ğ ı ı Bekliyoruz. Bakal m ne olacak?ı

Bu sebeple eve arkada ça ram yorum. Kaniye yorulmas n diye.ş ğı ı ı Bu ran n a k tam domalm halde. te ben bu durumday m.ğ ı ş ı ış İş ı

Çavu o lu da berbat durumda. Kendisi bir tak m kurtulu sava lar ,ş ğ ı ş ş ı istiklal zaferleri anlat yor ama hepsi laf u güzaftan ibaret. Senin Edebiyatı Fakültesine yaz laca n söylemi ti. Olsayd herhalde gelirdin. Ama dahaı ğı ı ş ı askerlik var. Ötükenleri yolluyorum. aman Ankara’da tank askeri oldu.Ş Deli Doktora göre tankla Suriye’ye kaçacak. Hepsi bu kadar.

Selamlar. Gözlerinden öperim. Yeni yıl kutlu olsun (söz aramızda pek benzemiyor).

4 Ocak 1965

Yücel Hacaloğlu’na(ATSIZ’dan Mektuplar)

-3-

Azizim Hacaloğlu,

stanbul gazetesinde ç kan yaz y onlar ne retmedi sanarak Ötüken’deİ ı ı ı ş bast rd m. Bana gazeteleri eksik yollad klar n n sonradan fark na vard m.ı ı ı ı ı ı ı Bununla beraber Ötüken’de ç k da iyi oldu. Çünkü bizim dergi oı ışı gazeteden daha çok sat l yor ve onun ç kt ndan pek çok kimseninı ı ı ığı haberi yok.

u af i i y lan hikayesine döndü. Hapishanelerde vukuat ç kmayaŞ ş ı ı ba lam . Sadece açl k grevi de il, kanl vakalar da oluyormu . Eskiş ış ı ğ ı ş Demokrat Partililerin haklar verilecek. Bu anla ld . Tabii o zaman Bayarı şı ı Demokrat Partiye girecek ve o parti daha da kuvvetlenecek. Osmano ullar na gelince onlar herhalde af kanunu içinde yurdağ ı dönemezler. Onlar için yeni bir kanun ç karmak laz m. Bunu Nesli ahı ı ş Sultan da söyledi. Hanedan adi suçlularla birlikte affolunamaz dedi. Zaten affedilecek de iller ki…ğ

Halk Partili herifin Bozkurt için söylediklerini okudun mu? Bu mendeburu biliyor musun? Kimin neyi? Boyuna kapitalizm, fa izm laflar n virdş ı ı

etti ine göre solak, belki de tam komünist bir hergele olacak… Neğ günlere kald k, ey gazi hünkar!..ı

Selam ve sa l k dileklerimi gönderirim. Terken Hatun’a hürmetler…ğ ı Miniminicik Terken Bebe in tombalak yanaklar ndan öperim.ğ ı

T.T.K.

8 Nisan 1974

———————-

Ankara’dan bütün mektuplar muntazaman 5 günde geliyor. Herhalde filimlerini çekiyorlar.

Yücel Hacaloğlu’na(ATSIZ’dan Mektuplar)

-4-

Azizim Hacaloğlu,

Mektubunu alal epey oldu. Kültür Müste ar falan arayarak benim içinı ş ı ı zahmete girdi in için te ekkür ederim. Bundan sonra o zevat arama.ğ ş ı Çünkü Necati Sepetçio lu, kitab n yak nda piyasaya ç kar laca nğ ı ı ı ı ğı ı söyledi. Kimse önsöz yazmayacakm . Bu ereften mahrum kalaca z.ış ş ğı

Yar n üç komünistin idam hakk ndaki tezkere Meclise gelecek. Bakal mı ı ı ı ne yapacaklar. Araya s zm bu kadar çok mikrop varken menfi neticelerı ış de umulur ama ben bunlar n mutlaka idam edilece ini tahmin ediyorum.ı ğ Aksi halde Ordunun, komutanlar n izzetinefsi çok k r lacakt r. Zaten afları ı ı ı ı ancak AP’in oylar ile olabilir ki onlar n da af lehinde oy verecekleriniı ı dü ünmek garip oluyor. Ama onlar boyuna tehdit mektubu yaz yormu .ş ı ş Havlayan köpek s rmaz. Bugünkü Milliyet gazetesindeki Metin Toker’inı ı idamlar aleyhindeki yaz s çok yavand . Mant ktan mahrumdu. Galibaı ı ı ı kaynatas n n arzusu üzerine yazm . Her ne ise… Biraz dahaı ı ış bekleyelim. Görece iz.ğ

aman’dan bir mektup ald m. Karamsar görünüyor ve her yere solcularŞ ı yerle tiriliyor diyor. Çilingiro lu, Ortado u’ya profesör olmu . Ben bunuş ğ ğ ş gazetede görmedim. Fakat Karaosmanlo lu’nun teklifinin Ortado uğ ğ Mütevelli Heyeti taraf ndan reddedildi ini okudum. As l mesele sorumluı ğ ı

zevat n kafas na komünist tehlikesini sokabilmektir. Bunu nönü bile halaı ı İ idrak edemedi. Ne de mankafa herifmi be…ş

Benim hastal m tamamile geçti. Fakat Adnan Ötüken’e bakarak çokığı ihtiyatl davran yorum. Tabii, davranabildi im kadar. Her zaman olmuyor.ı ı ğ

Ta mac’ n uzat lan bir y ll k hizmet süresi Eylülde mi bitiyor? Hele bir uğ ı ı ı ı ş ilk infazlar ne hal alacak, görelim, ondan sonra daha do ru tahminlerdeğ bulunabiliriz.

Kaniye’nin o lu Hakan 21 ayl k. Tektük konu uyor. Tabii baz kelimeleriğ ı ş ı pek ho söylüyor. Çiçe e “c cak”, ben yerine “men” diyor. Uçaklar nereyeş ğ ı gidiyor diye sorulunca ilk heceyi uzatarak bir “uzaka” (=uza a) demesiğ var, duysan çok gülersin. Bir de tutara tuttu mu, felaket. Evde her günğı birkaç kere dayak yiyormu . Ko arken de dü üp di ini k rm . Zavall yaş ş ş ş ı ış ı çok ac yorum. Hele geçen gün evde yine dayak yerken “dede.. dede…”ı diye beni imdada ça rd n i itince için hun oldu. Bana bunu anlatt klarğı ığı ı ş ı ı zaman cidden öfkelenip ba r p ça rd m.ğı ı ğı ı

Geçenlerde bir gece yar s annesi uyanm . Yan nda o lunuı ı ış ı ğ göremeyince tela la bir f rlam . Bir de bakm , karanl k odan n içindeş ı ış ış ı ı yerden yapma bir ey geçiniyor. Me er adamca z n can s k lm .ş ğ ğı ı ı ı ı ış Annesi duymadan inmi . Gezmeye ba lam . Hava da so uk ama onunş ş ış ğ so uktan falan anlad yok ki… te böyle maskaral klar oluyor. Banağ ığı İş ı ı geldi i zaman ben ona tam hürriyet verdi im için aram z çok iyi…ğ ğ ı Mektubu bebekle doldurdum.

Selam ve sağlık dileklerimi yollarım…

5-6 Mart 1972

Arif Türkdoğan’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Arif Türkdoğan Bey,

Mektubunuzu ve 285 kuru u ald m.Türk Edebiyat Tarihi’yle yeniden altş ı ı ı ayl k abone kayd edilmenizi istiyorsunuz.Siz evvelce bir y ll k aboneı ı ı oldu unuz için abone müddetiniz 21 inci say da bitecekti. imdi alt ayl kğ ı ş ı ı′ daha abonenizi uzat nca 27 inci say ya kadar temdid olunmu demektir.ı ı ş′

Arkada lar n zdan Hilmi Ö üten abonesi de 21 inci say ya kadard . Bekirş ı ı ğ ı ı′ Ayl s n n ise 15 inci say da bitecekti.ı ı ı ı′

Türk Edebiyat Tarihi’ni gönderiyorum. Almazsan z bildirmenizi ricaı ı ederim.Çünkü bu yak nlarda postada çok ey kayboluyor.ı ş

Bu vesile ile selâmlar m yollar, yak n alâkan zdan dolay tekrarı ı ı ı ı te ekkürlerimi bildirerek sa l klar ve ba ar lar dilerim.ş ğ ı ş ı

25 Birinci Kanun 1943

Arif Türkdoğan’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Arif Türkdoğan Bey,

Mektubunuzu ve 285 kuru u ald m. Türk Edebiyat Tarihi’yle yeniden altş ı ı ı ayl k abone kayd edilmenizi istiyorsunuz. Siz evvelce bir y ll k aboneı ı ı oldu unuz için abone müddetiniz 21 inci say da bitecekti. imdi alt ayl kğ ı Ş ı ı′ daha abonenizi uzat nca 27 inci say ya kadar temdid olunmu demektir.ı ı ş′

Arkada lar n zdan Hilmi Ö üten abonesi de 21 inci say ya kadard . Bekirş ı ı ğ ı ı′ Ayl s n n ise 15 inci say da bitecekti.ı ı ı ı′

Türk Edebiyat Tarihi’ni gönderiyorum. Almazsan z bildirmenizi ricaı ı ederim Çünkü bu yak nlarda postada çok ey kayboluyor.ı ş

Bu vesile ile selamlar m yollar, yak n alakan zdan dolay tekrarı ı ı ı ı te ekkürlerimi bildirerek sa l klar ve ba ar lar dilerim.ş ğ ı ş ı

25 Birinci Kanun 1943

Arif Türkdoğan’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-3-

Arif Türkdoğan Bey,

Mektubunuzu ald m. Sizin nereden talebem oldu unuzu hat rlayamad m.ı ğ ı ı Eski harfleri güzel yazd n za ve sa lam bir Türkçeye malik oldu unuzaığı ı ğ ğ nazaran mümkün oldu u kadar eski bir talebem olaca n z dü ündüm.ğ ğı ı ı ş Yeni talebelerimiz maalesef do ru Türkçe yazam yorlar. Benim en eskiğ ı talebelerim Malatya ve Edirne’den olduklar na göre siz de bunlardanı birisinizdir.

Benim yaz lar m hiçbir yerde göremiyorsan z bu yaln z vakit darlı ı ı ı ı ığı yüzündendir. Maltepe’de oturuyorum. Arnavutköy’deki Bo aziçiğ Lisesi’nde ö retmenlik ediyorum. 2 saatte de dönüyorum. Günde 4,5ğ saatim yollarda geçiyor. Evimiz asri ve konforlu olmad için ayr ca evdeığı ı de yoruluyorum. Bu artlarda yaz yazma a vakit bulam yorum. ……’aş ı ğ ı cevap verece im. Cevab m matbaada, dizilmektedir. Bu çocuk oğ ı münasebetsiz yaz s yla Türkçülük dü manlar n n eline silah vermi oldu.ı ı ş ı ı ş Ankara’da solcular taraf ndan ç kar lan ‘Yurt ve Dünya’ dergisi 22-23ı ı ı üncü say s nda ….’n n bu yaz s n ele alarak Türkçülü e hücumı ı ı ı ı ı ğ etmektedir.

Tanr da ’n n ç karmak için bir buçuk ay önce resmi müracaat yapt m.ı ğı ı ı ı Daha cevap vermediler. Polis tahkikat yapacak. polis tahkikat naİş ı kal nca sonu pek güç gelir.ı

Benim ‘Naz m Hikmetof Yolda ’ adl bro ürün mevcudu kalmad içinı ş ı ş ığı bulman za imkan yoktur. R za Nur Be in ‘Hürriyet ve tilaf n ç Yüzü’ adlı ı ğ İ ı İ ı kitab n ben bulup size yollar m. Yan z sizin bana bunu hat rlatman zı ı ı ı ı ı laz md r.ı ı

Gazi’nin nutkunda R za Nur’dan bahseden k s m hakk nda ancak R zaı ı ı ı ı Nur’un henüz ç kmam olan hat rat ndan malumat alabilirsiniz. Fakat buı ış ı ı hat rat Avrupa’dad r ve nerde oldu unu da maalesef kimse bilmiyor.ı ı ğ Herhalde günün birinde bu hat rat ç kacakt r. Beklemek laz m.ı ı ı ı

Selamlar eder, sa l klar dilerim.ğ ı

15 Kanunusani 1943

————————–

Nereden ve hangi y ldan, hangi s n ftan talebem oldu unuzu bildirirsenizı ı ı ğ memnun olurum.

Arif Türkdoğan’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-4-

Azizim Arif Türkdoğan Beğ,

28 A ustos tarihli mektubunuzu dün ald m. Gerçi beraat ettik. Fakat davağ ı henüz bitmedi. Biz 17 Mart’ta beraat etmi tik. S k yönetim Kumandanl ,ş ı ı ığı bu beraat karar n 24 Nisan’da temyiz etti. Askeri Yarg tay henüz birı ı ı karar vermedi. Bizi beraat ettiren Yarg tay azalar bir tarafa da lmı ı ğı ış oldu u için bu sefer davan n yeniden ba lamas na pek ala kararğ ı ş ı verebilirler. Dosyam z Yarg taya gideli üç ay geçti ine göre yak nda birı ı ı ğ ı haber alaca z demektir.ğı

Türkiye Yay nevi’nde çal yor ve tarihi ne riyata nezaret ediyorum.ı ışı ş Kendime ay racak vaktim kalm yor. Bundan dolay merhum R za Nur içinı ı ı ı haz rlamakta oldu um eser bu eylülde ç kamayacak. Art k in allah birkaçı ğ ı ı ş y l sonra…ı

Geriye kalan be veya sekiz R za Nur hakk ndaki eser ise iyi. Daha nelerş ı ı kald neler!ı

Selamlar m yollar, sa l klar dilerim. Bir yavrunuz dünyaya geldiyse siziı ı ğ ı ve annesini tebrik ederim.

İsmail Hakkı Yılanlıoğlu’na(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Kardeşim Yılanlıoğlu,

Bir ayd r hasta oldu um için mektuba geç cevap veriyorum. Bütünı ğ kuvvetimi, enerjimi alan müzmin bir dizanteri geçirdim. Te hisş olunamad için de bir hayli sars ld m. Bu sefer iyi olmaktan ümit kesmiığı ı ı ş ve müthi a r lar aras nda intihar dü ünmü tüm.ş ğ ı ı ı ş ş

Türkçülere olan öfkem de beni bir yandan peri an ediyordu. Biz smet’leş İ bu i i idare edemiyece iz. Orkun’u Ankara’dakilere devretmek istiyoruz.ş ğ Bekir Berk bu i i sizinle konu acakt . Bilmem ne oldu?ş ş ı

Orkun imdi be bin bas yor. Tabii bu, üç bin dört bin sat demektir.ş ş ı ış Mamafih Orkun’un iki tane maa l memuru ve bir tane kiral k odasş ı ı ı oldu u hâlde yine zararda de il. Yaln z ilk say lar fazla bas ld için hayliğ ğ ı ı ı ığı de birikti. darehane olarak benim ev gösterildi inden bu iadelerin mühimİ ğ bir k sm bizim evde. Evde bunlar n hepsini koyacak yer yok. Onun içinı ı ı bir k sm n arkada lara yollamaya karar verdim. lk parti olarak Nejdetı ı ı ş İ Sançar’a 10 tak m gönderdim. imdi s ra Y lanl o lu ileı Ş ı ı ı ğ Hac ömero lu’nda. Size de onar tak m gönderece im. As l bu i iı ğ ı ğ ı ş ba m za tebelle eden sana 50 tak m göndermeliydim ama neyse….şı ı ş ı Bunlar ister saklar, ister hediye eder, ister yakars n z. Oras sizinı ı ı ı bilece iniz i .ğ ş

Nejdet Sançar’ n ba ndan Zonguldak’ta bir i geçmi . Bu yüzdenı şı ş ş y lba nda Ankara’ya gidecekti. Bilmem sizlerle görü tü mü? inı şı ş İş tafsilât n henüz ben de bilemiyorum. Sen biliyorsan bana bildir. Benimı ı istirahat m 20 Ocak’ta bitecek. Protokol caridir.ı

Tanrı Türkü Korusun.

Hacıömeroğlu’na da selâm.

11 Ocak 1951

İsmail Hakkı Yılanlıoğlu’na(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Kardeşim Yılanlıoğlu,

Maalesef Orkun’u ya atmaya imkân yok. Ben alâkadar olamad m içinş ığı Orkun’un daha büyük hatalar i lemesi muhtemel. Tevfik leri’yi Türkçüş İ diye müdafaa etmeleri bunu gösteriyor. O Necdet Sançar’ sürer gibiı Edirne’ye yollarken Orkun onu müdafaa etti(1).

Onu müdafaa eden yaz y smet, Bekir Berk, Gemuhluo lu mü terekenı ı İ ğ ş yazm lar. Bu sefer de Falih R fk ’ya cevap bahanesi ile bir müdafaasış ı ı ı daha yap ld (2). Ben bu kadar uursuzca hareketlerle i ve gönül birli iı ı ş ş ğ yapamam.Orkun kapanmal . O zaman b rakal m Türkçü geçinenlerı ı ı ba r p ça rs nlar. Onlar n ba rmas üç gün sürer.ğı ı ğı ı ı ğı ı

6 Aralık 1951

İsmail Hakkı Yılanlıoğlu’na(ATSIZ’dan Mektuplar)

-3-

Kardeşim Yılanlıoğlu,

Üzücü eyler için mektup yazmak, bu kanaat notu verme zaman nda hiçş ı de ho olmuyor. Sen ve bilhassa Hac ömero lu, Ali R za Özere kar çokş ı ğ ı şı sert muamele etmi siniz. Zavall çocuk a lam . Bir arkada taraf ndanş ı ğ ış şı ı doland r ld için çok mü kül durumda imi .ı ı ığı ş ş

Bu Ali R za’y himaye eden subaylar, o çocu un doland r c olmad nı ı ğ ı ı ı ığı ı erefleriyle temin ediyorlar. Çocu u tahkir etti i için de Hac ömero lu’naş ğ ğ ı ğ

teessüflerini bildirmemi istiyorlar. Siz herhalde Orkun’un darda bulundu uğ bir s rada o çocu u s k t rd n z. Halbuki Ali R za, Orkun içinı ğ ı ış ı ı ı ı ba lang çtan beri cidden büyük fedakarl k etmi tir. Kendi paras ylaş ı ı ş ı reklamlar dahi yapm t r. Böyle gençlere sert muamele onlar n ülküyeış ı ı kar olan ba l l klar n da sarsabilir. Bu sizin yapt n z muamele her i inşı ğ ı ı ı ı ığı ı ş do ru gitti i memleketlerde yap l r. Burada öyle do ruluk nerde?ğ ğ ı ı ğ

Subaylar n bana yazd klar na göre Ali R za’n n bir ahbab 600 liras n içı ı ı ı ı ı ı ı edip kaçm . Çocuk Orkun’u kurtar rken o çocu u y kmayal m. Herhaldeış ı ğ ı ı sizin de kafan z n k zg n oldu u bir gündü. u yere batas ikramiyeı ı ı ı ğ Ş ı ç kmad gitti. Göçmen piyangosundan bana ç ka ç ka 5 lira ç kt . O biletiı ı ı ı ı ı Orkun için alm t m. Ya mur ve Bu ra’ya gönderdi in kitaplara çokış ı ğ ğ ğ te ekkür ederiz. Orkun’un bas m n 4000 e indirdik. Gelece i parlakş ı ı ı ğ′ gözükmüyor. 1944 tefrikas ilerliyor. Sen de baz bilgiler gönder: O s radaı ı ı orduya yap lan tamimlere dair falan.ı

Protokol caridir.

Tanrı Türkü korusun.

9 Mart 1951

Refet Körüklü’ye(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Refet Körüklü Beğ,

Mektubunuzu, iirinizi ve Nejdet’in resmini ald m. Te ekkür ederim.ş ı ş Ötüken’in Haziran say s n n yaz lar n gençler bugün ald lar.ı ı ı ı ı ı ı

iirlerinizden birisini koyduk. Salih’in mezar kitabesi için yazd n zŞ ığı ı dörtlü ü de koyduk. Muzaffer’le birlikte dünyay idare edi inize g ptağ ı ş ı ettim. Ben hiç böyle idare edememi tim. E er Ötüken’in i i olursaş ğ ş ya as n Cumhuriyet demektir. Biz de zzet’le birlikte geçende Kartal’aş ı İ notere gittik. Ötüken’e gelen paralar imdiye kadar ona veriyorlard .ı ş ı

imdi ak llar ba lar na gelmi , daha do rusu gitmi olacak ki, parayŞ ı ı ş ı ş ğ ş ı alabilece ine dair benim müsaademi bildiren noter senedi istemi ler. Oğ ş Haydarpa a’dan, ben Bostanc ’dan ayn tirene binerek Kartal’da inipş ı ı bulu mak için sözle tik. Tiren çok kalabal kt . Kartal’da durdu u zamanş ş ı ı ğ telâ l bir kad n iki tane minimini ve tombalak k z n b rakarak kendiniş ı ı ı ı ı ı vagona att . Çocuklar arkas ndan anne diye a lamaya ba lad lar. Benı ı ğ ş ı zzet’i unutarak miniklerle me gulken yan mda birisi ‘Ya as n Saltanat’İ ş ı ş ı

diye ba rd . Neyse ahmak kad n, tirenden indi de ben de ba m kald r pğı ı ı şı ı ı ı bakt m. zzet parola veriyordu. Halbuki parolam z ya as n k rall kı İ ı ş ı ı ı

olacakt . Kalabal ktan korkup k rall k diyememi , saltanat demi . Velhas lı ı ı ı ş ş ı biz de burada dünyay idare ettik. 9 Haziranda Hakan 5 ya n doldurdu.ı şı ı Alt s na bast . Annesinin yapt keki b çakla bizzat kesti. Herkese bol bolı ı ı ığı ı ikram etti. aka maka derken herif koca adam oldu. Ben f rsat buldukçaŞ ı Türk Tarihi ile me gul oluyorum. Bu gidi le bitmesi için benim 10 y l dahaş ş ı ya amam lâz m.ş ı

Bakal m Erik Yanakl izin verecek mi?ı ı

Selâm ve sa l k dilekleriyle bitireyim. Münevver Yenge’ye hürmetler.ğ ı Neslihan’la Osman’ n gözlerinden öperim.ı (*)

Tanr Türk’ü Korusun.ı

(*) Refet Körüklü’nün k z ve o lu. Her ikisi de yeti kin birer ayd n olan buı ı ğ ş ı gençler, ayr tarihlerdeki trafik kazalar nda hayatlar n kaybetmi lerdir.ı ı ı ı ş

Refet Körüklü’ye(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Azizim Refet Körüklü Beğ,

Nihayet size yaz lar göndermek imkan n elde edebildim. Halsizlik veı ı ı ı isteksizli in sebebi me erse 20 ye ç kan tansiyon ve veremli kan nağ ğ ı ı yakla an kans zl k imi de haberim yokmu . Üç gündür yine rejimeş ı ı ş ş girdim. Zaten bu memlekette varsa rejim, yoksa rejim… Fertlerde rejim, hükümette rejim…

Dört yaz gönderiyorum: 1) Türkçülük ve Siyaset ba l kl ba yaz . 2)ı ş ı ı ş ı Ötüken’den Haberler. 3) mre Toth’un yaz s . 4) Türkçüler Derne i’nin üçİ ı ı ğ bildirisi. Bunlar mutlaka bu say ya girmesi gerekli yaz lar oldu u içinı ı ğ aceleyle yolluyorum. Yoksa bende daha birkaç yaz ile 20-30 okka kadarı iir daha var. Bir ‘Hoyrat’ yazd n z, bütün millet hoyrat yazmaya ba lad .ş ı ı ş ı

Baz lar da güzel. Fakat bir de hoyrat n ne oldu unu bilmeden yazanları ı ı ğ var. Mesela bir tanesi beher m sra 14-15 heceli olan serbest naz ml birı ğı ı ı manzumeyi hoyrat diye yollam . Bunlar tabii hemen at yorumış ı ı

Zannederim geçen sefer dizilip de s mad için bu say ya kalan bazığ ığı ı ı yaz lar da var. Onlarla birlikte bu yaz lar Ötüken’i doldurur mu bilmem.ı ı

Doldurmazsa buradaki iirlerden biraz daha gönderirim. Bir deş zannederim Mustafa Kayabek’in bir yaz s var. Sizden ricam u: Buı ı ş yaz lar dizilince tashihler için bana gönderin. Ben bir yard mc ile birlikte,ı ı ı birimiz okuyup, birimiz düzeltmek eklinde ilk tashihleri yapar m. sizş ı İş güçsüz emekli taifesinden oldu umuz için bana kolay gelir. Fakat Allah’ nğ ı bu s ca nda ve bunca i iniz aras nda siz yapmaya kalkarsan zı ğı ş ı ı anayasaya ayk r olur.ı ı

Türkçüler Derne i Genel Merkezi’nin üç bildirisi birbiri ard nca, 12 puntoğ ı ile çift sütun olarak dizilsin. Bilmem bu tabirleri biliyor musunuz? Matbaac lar anlar. Ötüken’den Haberler’e sizin ekleyece iniz ba kaı ğ ş haberler varsa koyars n z. Devletteki yaz lar dedi iniz gibi. Amca, ……ı ı ı ğ ile ….’nin tekrar Derne e al nmas için yeni bir Kurultay kurulmas nğ ı ı ı ı isteyecek kadar ileri gitti. O sözleri söylemi tir. Daha ba ka eyler deş ş ş söyledi ini biliyorum. Kayabek kendisine okkal bir özel mektupğ ı yazacakt . Belki yazm t r bile. Selam ve sa l k dileklerimi gönderirim.ı ış ı ğ ı Yengeyle telefonda konu mu tuk. Hürmetlerimi yollar, çocuklar nş ş ı gözlerinden öperim.

T.T.K.

26 Temmuz 1972

Refet Körüklü’ye(ATSIZ’dan Mektuplar)

-3-

Azizim Refet Körüklü Beğ,

Bu sabah çocuklara telefon ederek size son iki sayının gitmediğini, Muzaffere yollamalarını söyledim ama onlar aşık oldukları için unuttular. O sebeple ben, bendekilerden yirmişer tane gönderiyorum. Siz Muzaffer’e göre daha serbest olduğunuz için size postalıyorum.

Muayene neticeniz ne oldu? İnşallah bir şey değildir de dünyaya kızmaktan doğan bir arızadır.

Yenge’ye hürmetler. Osman için Şaman duaları gırla. Size selam ve sağlık dileklerimi gönderirim.

T.T.K.

12 Eylül 1975

Mustafa Kayabek’e(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Kayabek,

Sizden epeydir haber alamad m ama merak edecek bir ey olmad naı ş ığı eminim. Siz orada yirmi ki iye mektup yeti tirmek içinş ş bulunmuyorsunuz.”Ads z”(1) için yazd n z uzun tenkid ve tahlil yaz s nı ığı ı ı ı ı o günlerde bana gelen Halûk Çay(2) ald . Zaten bu uzun yaz yı ı ı Ötüken’de ne redemezdik.Bir kere o güzelim yaz ikiye, üçeş ı bölünecekti.Sonra içinde lüzumundan fazla övüldü üm yaz y sahibiğ ı ı oldu um dergide yay nlamak yak k almazd . Yaz n z bir Türkçülükğ ı ışı ı ı ı propagandas olmak bak m ndan da çok güzeldi. Zaten Halûklar içinı ı ı yaz lm t . Bu sebeple Halûk Çay’a verdim.Onlar n bir arada ç kan mart-ı ış ı ı ınisan say lar bas lal epey oldu. Kapa kalm t . Bana 20 Hazirandaı ı ı ı ğı ış ı getirecekti.Hâlâ getirmedi. hayat onu çok yoruyor. Genç ya ta hayatış ı ş gailesini yüklenmek kolay de il, bilirsiniz. Geçende Yenge Han m telefonğ ı ederek çocuklar n do um günlerini bildirdi. Yaz p Sançar’a(3)ı ğ ı verdim.Ötüken’in temmuz say s Ankara’da bas mda, daha do rusuı ı ı ğ dizimde: Refet Körüklü muhtemelen bugün matbaadan al p bizeı postalayacak.Ben bu say n n sevkiyat na kat lamayaca m. Haz rl kı ı ı ı ğı ı ı yap yorum.Bendekileri Sançar, Eri ve Yolalan’a devredip “oh, dünyaı ş varm ” diyece im.Geçen say dan size gönderilen 5 taneyi herhaldeış ğ ı alm s n zd r.ış ı ı ıYüzde be ihtimal de olsa E in’i(4) istemem ihtimali vard ama siz devamş ğ ı eden so uklardan bahsedince vazgeçtim.Ya icab so uktan çabukğ ş ı ğ müteessir oluyorum. Bir de alyuvarlar 3.600.000 tane ki çok az. Yani kans zl k da var. Bundan da ü üyorum.ı ı şAydil(5) size gazete gönderiyormu . n aallah al yorsunuzdur.Çok ilgiş İ ş ı çekici haberler var.Bana gelince: Tek e lencem: “Minimini Mâvi Cinğ ş Kerata”.(6) Üç ya n üç hafta kadar geçiyor. Geçende bir gün annesiyleşı ı birlikte ö le uykusu uyur ve ev derin bir sessizlik içinde bulunurkenğ birdenbire Kâniye(7) bir kahkaha att . Me er adamc k uyanm veı ğ ı ış annesine o sevimli tavr ile: “Efendim, size e ek satmaya geldim” demi .ı ş ş

Herhalde rüyas nda kendisiyle oynad m z oyunlardan birini görüyordu.ı ığı ı Onun hakk nda söyledi im tekerlemelerden sonuncusu u:ı ğ ş

Can bebe im, cin bebe im,ğ ğKumru, güvercin bebe im.ğEy bebe im, bey bebe im,ğ ğçme sak n mey bebe im…İ ı ğ

Do rusunu isterseniz bunuYahya Kemal’in birçok iirlerinden daha güzelğ ş buluyorum. Çünkü hem samimî, hem de yedi y lda yaz lmam , bir andaı ı ış söylenmi tir. Acaba imdi orada yine yaln z m s n z?(8) Öyle ise sizeş ş ı ı ı ı bunun kadrini bilin diyece im. Yaln zl k en büyük mekteptir. Yak nda yineğ ı ı ı kalabal a kar aca n z dü ünerek yaln zl n tad n ç kar n.Selâmlar.ığ ış ğı ı ı ş ı ığı ı ı ı ı Gözlerinizden öperim.

Tanr Türk’ü korusun.ı

28 Haziran 1973

Mustafa Kayabek’e(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Azizim Kayabek,

30 Ekim tarihli mektubunuzu ald m. 31 de postaya verilmi . Bana altı ş ı günde geldi. Size yürüyü yapt rarak teselli veren gezinti yerinizin ikiyeş ı bölünmesinin ne demek oldu unu ben çok iyi anlar m.Yürümek en iyiğ ı avunma ve güç kayna d r. nsan hayalen nerelere kadar götürür.Dahağı ı İ ı iyi dü ündürür. Do ru kararlar verdirir. imdi bu servetinizin yar sş ğ Ş ı ı elinizden al nd . Vaktiyle buna benzer bir iki ey bana da çok fena tesirı ı ş etmi ti. Fakat ne yapal m? Sab r. Bir ey kalmad . 7 ay doldu. Kalan 3ş ı ı ş ı ay beklemeden bas n suçlar n n aff hakk ndaki kanun ç kacak. Zatenı ı ı ı ı ı ı Mecliste bu kanun haz r, bekliyor. Meclise bir ba kan seçilse,ı ş zannederim ilk i olarak bunu ele al rlar.ş ı

Dün iki ki iden ayn haberi telefonla ald m:Adlî T p benim 4 ayl kş ı ı ı ı raporumu tasdik etmemi .Demek ki bugün yar n kap m çalacaklar.Onunş ı ı ı için ben de haz rl a ba lad m.Hatta haber verenlerden birine göre buı ığ ş ı

karar geleli bir ay olmu .Enver Beş ğ (1), yak nda af ç kacak diyeı ı hâkimlerin de, savc lar n da i leri geriye b rakt klar n söyledi.ı ı ş ı ı ı ıSelâmlar n z gerekenlere söyledim. Hepsinin de te ekkür ve selâm var.ı ı ı ş ı Nejdet yeni kitab n n da t m i ini dü ünüyor. Ötüken hâlâ gelmedi.ı ı ğı ı ş ş Halbuki biz kas m say s n n haz rl klar na ba lam t k.ı ı ı ı ı ı ı ş ış ı

Necati Sepetçio luğ (2) eker olmu . Epey de fazla. S k nt l ve öfkeli birş ş ı ı ı ı hayat geçiriyor. Yürümüyor. Ben Lokman Hekim ve Hipokrat’tan sonraki en mühim doktor olarak kendisine bir rejim verdim. Bakal m tutacak m ?ı ıMuzaffer, k z n n evlenmesi haz rl klar yla me gul. Bugünlerde stanbul’aı ı ı ı ı ı ş İ gelmesi gerekiyordu. Uzun zamand r mektupla am yoruz. zzet malûmı ş ı İ üzüntü ve kuruntular yla dünyay kendisine zehir etmekte devam ediyor.ı ı Ben ise hâlâ da n k evi toplamakla me gulüm.Geldi iniz zaman neyinğı ı ş ğ ne kadar topland n anlamayacak, neresi topland diye soracaks n z.ığı ı ı ı ı Havalar n so umas üzerine sizi dü ünmeye daha çok ba lad m.So uktaı ğ ı ş ş ı ğ ben hiçbir ey yapamam. stanbul’da henüz past rma yaz devamş İ ı ı ediyor.So u a dayanamam dediniz de akl ma dükkânda o k lar nas lğ ğ ı ış ı ı geçirdi iniz geldi.Mangal n z vard ama boyuna aç l p kapanan kap ileğ ı ı ı ı ı ı oras nas l s n rd diye dü ündüm.ı ı ı ı ı ı ş

Minimini Mâvi CinKerata’n n sözlü ü günden güne geni liyor ama hâlâş ı ğ ş erkek ve berber yerine ‘âkek’, ‘bâber’ diyor. Foto raftan, berberden veğ Mâmâ Bey’den hâlâ korkuyor. Korkuyor musun diye sorunca da ‘çok korkuyorum’ diye cevap veriyor. Mâmâ Bey ‘Muammer Be ’ demek olupğ ona bakan çocuk doktorunun ad . Her doktor, kad n da olsa Mâmâ Bey.ı ı Ne kolay, ne güzel dil de il mi?ğ

Enver Be seçimden müteessir de il.Neticeyi bilerek, s rf Sadeddinğ ğ ı Bilgiç’in dostlu una mukabele olsun diye bunu kabul etmi ti.Ama yeniğ ş seçim olursa mutlaka kazanaca bir yerden aday olacak. Ben haz rl kğı ı ı dolay s yla bir hayli mektup daha yazaca m.Onun için kesiyorum.ı ı ğı Gözlerinizden öperim.

Tanrı Türk’ü Korusun.

8 Kasım 1973

——

NOTLAR:(1) Enver Yakuboğlu:Emekli askerî hâkim.Atsız’ın avukatı. Irak Türklerinin tanınmış simalarından olan Yakuboğlu’nun bu konuda bir de

kitabı ve çok sayıda makalesi bulunuyor.Yakuboğlu, Fenerbahçe Spor Kulübü Haysiyet Divanı başkanlığı da yapmıştır.(2) Ünlü romancımız Necati Sepetçioğlu 1932′de Zile’de doğdu.İ.Ü. Edebiyat Fakültesi’ni bitirdikten sonra, kamu kuruluşlarında yöneticilik yaptı. Çok sayıda tarihî romanı ve sahne eserleri vardır.Destan çalışmaları da önem taşımaktadır.

Mustafa Kayabek’e(ATSIZ’dan Mektuplar)

-3-

Azizim Kayabek,

30 Ekim tarihli mektubunuzu ald m. 31 de postaya verilmi . Bana altı ş ı günde geldi. Size yürüyü yaparak teselli veren gezinti yerinizin ikiyeş bölünmesinin ne demek oldu unu ben çok iyi anlar m. Yürümek en iyiğ ı avunma ve güç kayna d r. nsan hayalen nerelere kadar götürür. Dahağı ı İ ı iyi dü ündürür. Do ru kararlar verdirir. imdi bu servetinizin yar sş ğ Ş ı ı elinizden al nd . Vaktiyle buna benzer bir iki ey bana da çok fena tesirı ı ş etmi ti. Fakat ne yapal m? Sab r. Bir ey kalmad . 7 ay doldu. Kalan 3ş ı ı ş ı ay beklemeden bas n suçlar n n aff hakk ndaki kanun ç kacak. Zatenı ı ı ı ı ı ı Mecliste bu kanun haz r, bekliyor. Meclise bir ba kan seçilse,ı ş zannederim ilk i olarak bunu ele al rlar.ş ı

Dün iki ki iden ayn haberi telefonla ald m. Adli T p benim 4 ayl kş ı ı ı ı raporumu tasdik etmemi . Demek ki bugün yar n kap m çalacaklar.ş ı ı ı Onun için ben de haz rl a ba lad m. Hatta haber verenlerden birine göreı ığ ş ı bu karar geleli bir ay olmu . Enver Be , yak nda af ç kacak diyeş ğ ı ı hakimlerin de, savc lar n da i leri geriye b rakt klar n söyledi.ı ı ş ı ı ı ı

Selamlar n z gerekenlere söyledim. Hepsinin de te ekkür ve selam var.ı ı ı ş ı Nejdet yeni kitab n n da t m i ini dü ünüyor. Ötüken hala gelmedi.ı ı ğı ı ş ş Halbuki biz kas m say s n n haz rl klar na ba lam t k.ı ı ı ı ı ı ı ş ış ı

Necati Sepetçio lu eker olmu . Epey de fazla. S k nt l ve öfkeli birğ ş ş ı ı ı ı hayat geçiriyor. Yürümüyor. Ben Lokman Hekim ve Hipokrat’tan sonraki en mühim doktor olarak kendisine bir rejim verdim. Bakal m tutacak m ?ı ı

Muzaffer, k z n n evlenmesi haz rl klar yla me gul. Bugünlerde stanbul’aı ı ı ı ı ı ş İ gelmesi gerekiyordu. Uzun zamand r mektupla am yoruz. zzet malumı ş ı İ üzüntü ve kuruntular yla dünyay kendisine zehir etmekte devam ediyor.ı ı Ben ise hala da n k evi toplamakla me gulüm. Geldi iniz zaman neyinğı ı ş ğ ne kadar topland n anlamayacak, neresi topland diye soracaks n z.ığı ı ı ı ı Havalar n so umas üzerine sizi dü ünmeye daha çok ba lad m.ı ğ ı ş ş ı So ukta ben hiçbir ey yapamam. stanbul’da henüz past rma yazğ ş İ ı ı devam ediyor. So u a dayanamam dediniz de akl ma dükkanda o k larğ ğ ı ış ı nas l geçirdi iniz geldi. Mangal n z vard ama boyuna aç l p kapananı ğ ı ı ı ı ı kap ile oras nas l s n rd diye dü ündüm.ı ı ı ı ı ı ı ş

Minimini Mavi Cin Kerata’n n sözlü ü günden güne geni liyor ama halaş ı ğ ş erkek ve berber yerine ‘akek’, ‘baber’ diyor. Foto raftan, berberden veğ Mama Bey’den hala korkuyor. Korkuyor musun diye sorunca da ‘çok korkuyorum’ diye cevap veriyor. Mama Bey ‘Muammer Be ’ demek olupğ da ona bakan çocuk doktorunun ad . Her doktor, kad n da olsa Mamaı ı Bey. Ne kolay, ne güzel dil de il mi?ğ

Enver Be seçimden müteessir de il. Neticeyi bilerek, s rf Sadeddinğ ğ ı Bilgiç’in dostlu una mukabele olsun diye bunu kabul etmi ti. Ama yeniğ ş seçim olursa mutlaka kazanaca bir yerden aday olacak. Ben haz rl kğı ı ı dolay s yla bir hayli mektup daha yazaca m. Onun için kesiyorum.ı ı ğı Gözlerinizden öperim.

Tanrı Türkü Korusun.

8 Kasım 1973

Mustafa Kayabek’e(ATSIZ’dan Mektuplar)

-4-

Azizim Kayabek, (*)

Mektubumu u bildiriye yazarak bir ta la iki ku vurmu oluyorum.ş ş ş ş Bundan birkaç nusha gönderdiklerine göre herhale da tmam istiyorlarğı ı demektir. Maksada gelince: Fakir bir köye tayin edilmi ülkücü bir ilkokulş ö retmeninden hazin bir feryatname ald m. Yard m istiyor. 66 evlik köyünğ ı ı hali yürekler ac s . Bu sefer ç kacak Ötüken’e de bir ilan vererek yard mı ı ı ı

edilmesini istedim. Adres u: smail Ar k, Kurudere Köyü lkokul Müdürü,ş İ ı İ Sar z-Kayseri.ı

Bunlar 1877 Moskof sava nda Erzurum bölgesinden kaçarak orayaşı yerle en Türkler. 66 evde 390 nüfus. Köyün bütün talebesi yar yar ya k zş ı ı ı ve erkek olmak üzere 58 ki i. 14 k z, 17 erkek çok fakir. Ö retmen bunlarş ı ğ için defter, kalem, giyecek ve hatta ilaç istiyor. Mektup yazarak izahat istedim, cevap geldi. öyle ki:Ş

K zlar n 6 tanesi 12 ya nda.ı ı şı

K zlar n 8 tanesi 9-10 ya nda.ı ı şı

Erkeklerin 9 tanesi 11-12 ya nda.şı

Erkeklerin 8 tanesi 9-10 ya nda.şı

Sizden ricam u: Bunlara be on tane defterle kalem postalay n. Tabiiş ş ı taahhütlü olarak. laç olarak da bir paket aspirin ile mümkünse bir i eİ ş ş “C” vitamini. Hele Ya mur’la Buda ’ n eski ceketi falan varsa, bir k z içinğ ğ ı ı de ucuz pazenden bir elbiselik yolan rsa Cennette yeriniz haz rd r.ı ı ı 9000000000000 kadar Huri k z kö künüzdedir. Bir k za ne kadarı ı ş ı kuma tan entari ç kaca n Yenge Han m bilir. Siz bir beyaz beze sar pş ı ğı ı ı ı yollay n, onlar dikerler. zzet’e, Muzaffer’e, Sançar’a ve di er baz lar naı İ ğ ı ı da yazd m.ı

Selam ve sa k dileklerimi gönderirim. Ötüken’i alm s n zd r.ğı ış ı ı ı

T.T.K.

25 Aralık 1973

——————-

(*) Mustafa Kayabek. Yakınları arasında adından ziyade soyadı ile “Kayabek” olarak anılır. Şair, yazar ve Ötüken dergisinin yazı işleri müdürü. Atsız’ın Ötüken’de yayımlanan ve Kürtçülük tehlikesine dikkat çeken yazısı sebebiyle, Atsız’la birlikte mahkum olmuş ve cezasını Eğin Cezaevi’nde çekmiştir.

Muzaffer Eriş’e(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Kardeşim Muzaffer Amca, Pek çok güçlüklere uğradıktan sonra nihayet 8 Ağustosta uçakla Münih’e geldim. Böyle iki buçuk saatlik bir yolculuk bende yabancı bir diyara gelmiş olmak intibaı uyandırmadı. Ankara’ya tirenle 9 saatte git, Almanya’ya 2.5 saatte var. Böyle rezalet olmaz. Herhalde bu işte bir yanlışlık olacak. Belki de bu bir rüyadır. Bak, rüya dedim de aklıma geldi: Geçen gece rüyamda araba ile uçuruma yuvarlandım…

15 Ağustos 1969

Muzaffer Eriş’e(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Muzaffer,

bu nâme, bir i mektubudur. öyle ki:İş ş Ş

Irkçılık-Turancılık dâvâsını, bütün boş vakitlerimi o işe ayırmış bir vaziyette hazırlamaktayım(1). Mahkeme safhasına kadar olan kısımda, ev aramaları, tevkifler ve Emniyet’te yapılan sorgular hususlarında bir hayli eksikler var.Bu arada, 1944′ün siz üç delikanlısı (Sen, Cihat(2), Fehiman(3)) hakkında hemen hemen hiçbir bilgi yok gibi.. Senin ile Cihat’ın, 16 Mayıs günü üzerlerinizin arandığı ve tutuklanarak Emniyet’e getirilip hücrelere misafir (!) edildiğiniz notları mevcut. Fehiman hakkında ise tek satır bile yok.Bunun dışında, senin, geçen seneki 3 Mayıs yıldönümü dolayısıyla Ötüken’deki yazında yer alan işkence bilgisi mevcut. Şimdi:

28 Kasım 1974

Muzaffer Eriş’e(ATSIZ’dan Mektuplar)

-3-

Kardeşim Muzaffer Amca,

Müjdeli mektubunu ald m. Yaln z ben müjde diyince önce do um oldu daı ı ğ Lalehan be izleri (yani be portakal biraderler) do du sand m. Fakatş ş ğ ı herhalde o da bu mektup gelinceye kadar olur. Hem nüfus artar. Hem de Lalehan hepsini birden büyütür birdenbire feraha kavu ur. Birincisininş ad n n ‘Kay han’ olaca evvelden kararla t r lm t . Ötekilerine deı ı ı ğı ş ı ı ış ı s ras yla ‘Tombalak’, ‘yuvarlak’ ve ‘Apalak’ adlar n koyarak meseleyiı ı ı ı halledersiniz. Biz ede hemen bildirirsiniz. Ötüken haziran say s naı ı koyar z. May s say s ç kmak üzere.ı ı ı ı ı

Re ide dün motorlu ile Ankara’ya hareket etmi ti. Bugün oradad r. Belkiş ş ı sizleri görür. Kuvvet komutanl klar na yapacaklar ba lar bizzat vermekı ı ı ğış ı üzere yola ç kt . imdi ben Müste ar Yard mc s karde lerimize bir listeı ı Ş ş ı ı ı ş vereyim. Asl nda Zek’nin Ö retmen Okullar Genelmüdürü, Veli’nin deı ğ ı orta Ö retim Genelmüdürlü ü’nü daha faydal bulurdum ama ikisi değ ğ ı gayet ak ll ve becerikli ahsiyetler oldu undan yine de büyük hizmetlerı ı ş ğ yapabilirler.

1) Türkçü ö retmenlerden ‘Yüksel Turhal’ CHP taraf ndan müdürlüktenğ ı al narak bir ortaokul ö retenli ine tayin edilmi , Dan tay karar naı ğ ğ ş ış ı ra men uzun süre orada b rak lm t . Gayet mücadeleci oldu u içinğ ı ı ış ı ğ nihayet kendisini Afyon Ticaret Lisesi tarih ö retmenli ine naklettirdi.ğ ğ Gayet çal kan, i bilir, gözüpek ve Türkçü bir ki idir. Kendisini bir liseış ş ş müdürlü üne tayin etmek çok faydal olur. Hatta slaha muhtaç bir liseyeğ ı ı gönderilirse oras n düzeltir.ı ı

2) Kabata Erkek Lisesi Edebiyat Ö retmeni ‘Gözde Halazao lu’ vard r.ş ğ ğ ı Türkçü oldu u için renksiz ve yan ak babas yla dar lm t r. Yeri iyi ise değ ş ı ı ış ı o civardaki ‘Ortaköy K z Ö retmen Okulu’ müdürlü üne getirilmesi buı ğ ğ okuldaki sol faaliyetleri durdurur.

3) Antalya’n n Serik Kazas n n Eskiyörük köyünde ö retmen bir Muratı ı ı ğ Çetin var. Gayeti iyi ve dürüst ö retmendir. Genç olmas na ra men dörtğ ı ğ çocuk babas d r. Y llard r ö retmenlik yapt bu köy sarp ve ss z birı ı ı ı ğ ığı ı ı yerde oldu u için ve kendi 10 y ll k mecburi hizmetini doldurdu u içinğ ı ı ğ kazan merkezlerindeki bir okula tayinini istemi , hizmetinin (mecburi) 12ş y l oldu u söylenmi , ispat belgeleri dikkate al nmam t r. Ortaokulaı ğ ş ı ış ı

gidecek çocu u için bu gayretli ve milliyetçi ö retmenin kaza merkezineğ ğ nakli iyi olur.

4) Bizim Mustafa Kayabek’in de derdi var: 1710 say l kanuna göre eskiı ı eserlerin al m sat m ruhsata tabi. Kayabek, stanbul Türk- slam Eserleriı ı ı ı İ İ Müzesi Müdürlü ü kanal ile ruhsat almak için Milli E itim Bakanl nağ ı ğ ığı müracaat etmi se de bugüne kadar cevap alamam t r. Bu kanuniş ış ı müracaatlar n sonuca ba lanmas n rica etmekte.ı ğ ı ı

5) Elaz ’ n Maden kazas nda Atatürk lkokulunda ö retmen Ufuk Topçuığ ı ı İ ğ Han m var. Yeni evlendi i e i Etibank’ta çal an bir teknisyenmi .ı ğ ş ış ş Çevresi hep CHP’lilerle dolu oldu u için adama hiç rahat vermiyorlarm .ğ ış Bu yüzden imdiye kadar durumdan memnun olan Ufuk Topçu bezgin birş hale gelmi . Ba ka bir yere tayin edilirse kocas da kanun hükmünceş ş ı oraya tayin edilece inden Türkçü bir ö retmen kurtar lm olur.ğ ğ ı ış

- Muhsin sizden döndükten sonra bana u rad . Hislerinde yumu amağ ı ş var. Be portakal biraderlerin do umu onu daha da yumu atacakt r.ş ğ ş ı Bebekte oturmaya raz oldu unu ben de sezdim. Umumiyetle do umdanı ğ ğ sonra sekizinci günde hastaneden ç kar yorlar. stanbul’a geldikten sonraı ı İ da bir süre Neriman Yenge’nin beraber bulunmas faydal olur. n allahı ı İ ş i lerin hepsi yoluna girer. Oraltay’ n dairesindeki kedi k l kl kirac mazotş ı ı ı ı ı paralar n vermeden kaçt . imdi o daire bo . Senin biran önce gelmeniı ı ı Ş ş bekliyoruz. Gel de yönetici ol.

- Ben Türk Tarihi’ne aral ks z çal yorum ama bir y ldan önce bas maı ı ışı ı ı veremem. Sa l ksal durumum arada bir beni s kmasa daha da çokğ ı ı çal abilirim. Fakat her zaman bir ar za ç k yor. Bakal m.ış ı ı ı ı

En mühim mesele okullar için yeni bir müfredat haz rlamakt r. Türkçe,ı ı Türk tarihi, Türkelleri Co rafyas , Yurtta l k Bilgisi (ahlak da bunun içineğ ı ş ı al nabilir) orta dereceli okullar n ilk s n f ndan son s n f na kadar her y lı ı ı ı ı ı ı ı ı biraz daha geni olmak art yla okutulmal d r. Bu derslerin kitaplar tekş ş ı ı ı ı olmal d r. Komünist ö retmenlerin fesad na son vermek için hepsiniı ı ğ ı usulüyle tasfiye etmekten ba ka çare yoktur. Bir okuldan al p ba kaş ı ş okula vermek y lana yer de i tirtmekten ba ka bir ey de ildir.ı ğ ş ş ş ğ Bakanl n emrinde okul d ne kadar yer varsa bunlar oralara tayinığı ışı edilmeli, s k s k tefti görmeli, kusurlar olanlara göz açt rmamal . Y llard rı ı ş ı ı ı ı ı zehirledikleri çocuklar n durumu meydanda. Bu hal devam ederseı Türkiye batar. Seçime kadar iki buçuk y l var. Erbakan m z kç s yine birı ı ı ı ı oyunbozanl k etmezse bu süre içinde epey i yap l r.ı ş ı ı

Tanr kolayl k versin. Sofuo lu ve Soysald ’n n orada olmas bana huzurı ı ğ ı ı ı veriyor. Tan d m ba ka isimler olsa onlar da tavsiye ederdim amaı ığı ş ı onlar benden daha iyi bilirler.

Selam ve sa l k dileklerimi gönderirim. Neriman Yenge’ye hürmetler.ğ ı Çocuklar n, damat beyin gözlerinden öperim. Veli ve Zeki Beylere deı tebrik ve ba ar dileklerimi ula t rman rica ederim.ş ı ş ı ı

Tanr Türkü Korusun.ı

20 Mayıs 1975

Muzaffer Eriş’e(ATSIZ’dan Mektuplar)

-4-

Kardeşim Muzaffer Amca,

Bir memur han m n hatas yüzünden tevkif olunup, geceyi Emniyetı ı ı Müdürlü ünde geçirdikten sonra bu tevkifi ‘tebligat’ sayarak infazğ savc l na ba vurduk ve azami müddet olan 4 ayl k tehir karar nı ığı ş ı ı ı ald kı (1). 15 Temmuza kadar serbestim. Fakat Kayabek 10 Nisan’da E in’e gidecek. Buna çok can m z k l yor.ğ ı ı ı ı

Bir de Hamsi (2) irretle ti. Nejdet’e ait 1 numaran n anahtar n sökerekş ş ı ı ı oraya akrabalar ndan birini soktu.ı

Daha önce de bilirki i gelip eksikleri tesbit etmi ti. Yeni durum kar s ndaş ş şı ı da, ismet Tümtürk gerekli mürcacaatlar yapt . Yani bu evde huzurumuzı ı s f ra indi. Pi man oldum. Hamsi tayfas n n kar lar Kaniyeye a zaı ı ş ı ı ı ı ğ al nmayacak laflar etmi ler. Onda da büyük s k nt var. Yemek bileı ş ı ı ı yemiyor. Çok sinirli oldu. Zavall Mavi bu yüzden s k s k dayak yiyor.ı ş ı ı

Nejdet’ten ald m mektupta mart sonunda stanbul’a gelece iniığı İ ğ ö rendim. O da gelip bir iki gün kafa dinleyecek.ğ

Ötüken i lerine gelince: zzet’e gelen mektuplara ‘Kad köy’den Ziver’ veş İ ı Tirebolu’dan Ahmet Yüksel’in art k Ötüken istemediklerini bildirmi ler. Buı ş iki ki i bende ve zzette yok. Sende ise listeden siliver.ş İ

Nisan say s erken ç kacakm . Ben son hadiselerden daha Martı ı ı ış say s n n yaz s n bile gönderemedim. Selamlar. Neriman Yenge’yeı ı ı ı ı ı hürmetler. Çocuklar n gözlerinden öperim.ı

Tanr Türk’ü Korusun.ı

17 Mart (*)

——————-Açıklamalar:

(*) Yılı yazılmamış, 1973 olmalı.

(1) Ötüken dergisinde Kürtçülük hakk nda yazd yaz sebebiyle verilenı ığı ı mahkumiyet karar yla ilgili geli meler.ı ş

(2) Bostanc ’da Ats z’a ve karde i Nejdet Sançar’a apartman daireleriniı ı ş satan müteahhit. Dairelerdeki eksiler, ar za ve sözünde durmaması ı yüzünden, Ats z, Karadenizli bir müteahhide k z yor. Ona ‘Hamsi’ ad nı ı ı ı ı takm . ahsiyet olarak onu ne kadar küçük gördü ü de bu isimdenış Ş ğ anla l yor.şı ı

Muzaffer Eriş’e(ATSIZ’dan Mektuplar)

-5-

Kardeşim Muzaffer Amca,

15 tarihli mektubunu ve makaleyi ald m. Sa ol. Mektubun Enverı ğ Be ’eğ (1) ait bölümünü telefonda kendisine okudum. Sana te ekkür etti.ş Sicil cüzdan gelmi . Yaln z, ad n n “Yakupo lu” diye yaz lmas ndanı ş ı ı ı ğ ı ı ikayet etti. Bizim memurlar Ats z’la Ads z’ , Yakupo lu ile Yakupo lu’nuş ı ı ı ğ ğ

ay ram yorlar. Ne yapal m?ı ı ı

Makalendeki “Turan Ta er” herhalde “Dündar Ta er” olacak. Gelecekş ş say ya verirken onu düzeltece im. Haziran say s bask da ama yineı ğ ı ı ı gecikece e benziyor. Hele iddetle bast ran yaz s caklar aras nda…ğ ş ı ı ı ı zzetİ (2), Güzelyal ’ya ta nd . Bana gelecekti. Herhalde s caklardanı şı ı ı

cesaret edemedi. Güzelyal ’ya yaz lan mektuplar bir haftada gidiyor. Benı ı

imdiye kadar dünyay tek ba ma idare ediyordum. imdiş ı şı Ş Gemuhluo luğ (3) ile sen idare ediyorsunuz. Yaln z senin iyimserli ineı ğ kar l k o çok karamsar. ….nin Ötüken yasaklamas n kald rmasşı ı ı ı ı ı hakk nda hiçbir müracaat yapmamakla çok iyi ettiniz. Canları ı Cehenneme. Bana ……… ile…….. geldiler. Hem yüzsüz, hem de ikiyüzlü olan bu heriflere a t m. Ötüken’i yasaklayan Türkçü olamazş ş ı dedim. Böyle bir eyi yapmad klar n söyleyerek gözüme baka bakaş ı ı ı yalan söylediler. Bu ahlaks zlar n ve onlara inanan ahmaklar n Ötükenı ı ı okumas ndansa okumamas daha iyidir. Hakikat anlad klar zaman neı ı ı ı ı budala olduklar n da ö renmi olacaklar. TRT hala do ru yola giremedi.ı ı ğ ş ğ Yalç ntaı ş (4)oradan çekilmek istiyormu . Milli E itimde iyi bir tasfiyeş ğ yaparlarsa memleketin gelece i emniyete al nm olur. Ecevit’in Londrağ ı ış seyahatinde Kürtlere muhtariyet vermek için ngilizlerle anla t na dairİ ş ığı söylenti var. Bu söylenti vukuat n mant na uyuyor. Bir kere kendisi ….. .ı ığı Sonra Barzani Mültecilerinin Türkiye’ye al nmas için oy kullanmas ,ı ı ı Urfa’daki toprak da t m nda toprak alacaklar n dillerine göre ayrğı ı ı ı ı bölgeler (Türk, Kürt, Arap) kurulmas için CHP’nin haz rlad tasar bunuı ı ığı ı gösteriyor. Anayasa Mahkemesi de hala bir tak m suçlular ç karmaklaı ı ı me gul. Tabii Erbakan gibi yüzsüz bir yobaz; Mecliste kilit noktadaş bulunursa böyle olur. Demirel’le aralar n n aç ld da söyleniyor.ı ı ı ığı Do rudur. Demirel’in biraz akl ba na geldi ama ötekisi hala imam,ğ ı şı namaz ve dua davalar n n pe inde, Tanr Türkiye’ye ac s n.ı ı ş ı ı ı

Torun, Han m Selenge ne alemde? Okula ba lad m ? Neriman onuı ş ı ı Erayd n ve Lalehan’dan daha çok sevmeye ba lad m ? As mı ş ı ı ı (5), Amerika’ya gitti i için bütün i ler Muhsin’in üzerine kald . Eskiden aradağ ş ı bir telefon ederdi. imdi edemiyor. Lale ile Bebek stanbul’a ne zamanŞ İ gelecek? Bu s caklarda yap lacak yolculuk da cidden mesele. Allahı ı kolayl k versin.ı

Selam ve sa l k dileklerimle bitireyim. Neriman Yenge’ye hürmetler.ğ ı Lalehan Anne’ye ve Bebesine selam ve sevgiler. Erayd n Day ’yaı ı selamlar ve ba ar dilekleri.ş ı

Tanr Türk’ü Korusun.ı

Körüklü Amca’ya da selamlar.

(1) Enver Yakubo lu. Emekli askeri hakim. Avukat, Kerkük Türklerininğ tan nm simalar ndan. “Irak Türkleri” adl eseri yay mlanm t r. Aleyhindeı ış ı ı ı ış ı aç lan “bölücülük” ve daha sonra bo anma davalar nda Ats z’ nı ş ı ı ı

avukatl n yapm t r.ığı ı ış ı(2) zzet Yolalan. Ats z’ n yak n dostu, tan nm Türkçülerden.İ ı ı ı ı ış(3) Fethi Gemuhluo lu. (1920-1977)ğ(4) Nevzat Yalç nta . .Ü. ktisat Fak. ö retim üyesi. Prof.Dr. DPT Sosyalı ş İ İ ğ Planlama Dairesi eski ba kan . Mektubun yaz ld tarihte TRT Genelş ı ı ığı müdürü idi. Birkaç ay sonra istifa etmi tir.ş(5) Yük. Mimar As m K ryaman.ı ı

İzzet Yolalan’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Kardeşim Âşık İzzet,

u A. Nadir Hayta’ya kesti in makbuza bak da â kl n kabul et. DoktorŞ ğ şı ığı ı Ali. Nadir Hayta yazd ktan sonra bir virgül koyup ATSIZ Be yazm s n.ı ğ ış ı Karalay p yollayay m dedim. Olmad . Alt ndan, yine okunuyor.ı ı ı ı

Bende göndermekten vazgeçip sana iadeye karar verdim. imdiye kadarŞ makbuz yollam yorduk ya.ı

 kl k dürlü dürlüdür. Bir dürlüsü de böylesidir. imdi sen bana “SENDEşı ı Ş HANG DÜRLÜSÜ VAR” diyeceksin. Vallahi benim sayabildi im 40İ ğ dürlüsü var. Sayamad klar mla beraber kaç dürlü oldu unuı ı ğ ER KYANAKLI bilir.İ

Sapasa lam ATSIZ diye zarf yazarak benimle alay ediyorsun. Karde imğ ş ben sekiz gündür bron itden soka a ç kam yorum. Saç sakal birbirineş ğ ı ı kar t . Hani, tesadüfen gelsen de kap y ben açsam, bana “ATSIZ Beış ı ı ı ğ evde mi” diye sorars n …ı

28 Şubat

Adile Ayda’ya(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Muhterem Âdile Ayda Hanım,

Çok teveccühkâr mektubunuzu büyük bir haz ve mahcubiyetle okudum.

Herhangi bir Türk hanımı olsaydınız, mektubunuz sadece mültefit bir mektup olarak kalacaktı. Eakat sizi Cumhuriyet’teki yazılarınızla tanıyıp, tasavvufa, ümmetçiliğe ve taklitçi batıseverliğe düşmüş aydın Türk kadınları ile mükayese ettikten ve bizzat tanımak şerefine eriştikten sonra, teveccühünüzün değeri ve manası başkalaştı. Yazınız, aynı zamanda, şimdiye kadar görmediğim bir mükâfat olmuştur. Bu sebeple size derin minnet ve şükranlarama takdim ediyorum.

En derin hürmetlerimin kabulünü rica ederim.

19 Mayıs 1964

Adile Ayda’ya(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Muhterem Adile Ayda Hanım,

Mektubunuzu ve kitab n zı ı ı (1) ald m. Te ekkür ederim. Bu konuda hiçbirı ş fikrim olmad için, fikir beyan edemeyece im. Yaln z, delillerinizinığı ğ ı kuvvetli oldu una beni ikna etti inizi söyleyim. Kitab n sonundakiğ ğ ı mukayeseli resimleri iyi seçmi siniz. Bu arada, tarih kitaplar nda birkaçş ı defa görmü oldu um, fakat hangi kitaplar oldu unu hat rlayamad mş ğ ğ ı ığı bir Etrüsk lahdi akl ma geldi. Lahdin üstündeki heykeller, ki tabii ölülereı aitti, tip bak m ndan, bizim Orta Asya Türkleri tipinin ayn idi. Romülüs’ünı ı ı bir di i kurt taraf ndan beslenmesiyle Gök Türklerin di i kurt taraf ndanş ı ş ı emzirilip büyütülen bir Hun erke inden türemi olduklar hakk ndakiğ ş ı ı mitolojik veya destani rivayet de birbirini tutuyor. Gök Türklerin Bat dakiı bir deniz civar ndan ç km olduklar hakk ndaki Çin rivayeti (ki, bu Hazarı ı ış ı ı denizi olabilir) akla gelince, acaba Gök Türklerle Etrüskler bir kavmin ikiye bölünmesi ve birinin do uya, birinin bat ya gitmesiyle mi te ekkülğ ı ş etti suali zihnimi kurcal yor. Ben Etrüsklerin yaz s n n okundu unu daı ı ı ı ğ sizden ö rendim. Son zamanlarda bir dergide, Etrüsk yaz s n okuyan veğ ı ı ı ke ifler yapan bir yerli bilginden bahsolundu. Hatta, okunmu bir hayliş ş kelime de ne rolundu. Fakat bunlar aras ndaki kral ve cumhurba kanş ı ş ı anlam na gelen iki ayr kelimeyi görünce, ciddi taraf olmad na kanaatı ı ı ığı getirip, ilgilenmedim.

Sizin ciddi ve metodik mesainiz, günün birinde, Etrüsklerin Türklü ünü,ğ çürütülmez delillerle ortaya koyarsa, ilim dünyas nda velveleı uyand raca gibi, Türklü e de pek büyük hizmet olacakt r. Eserinizinı ğı ğ ı Frans zcas nda, bir Bat l bilginin size: ‘Teziniz ilgi çekici amma büyükı ı ı ı itirazlara u rayacak’ dedi ini yazm s n z. Bat l lara Türk kültürününğ ğ ış ı ı ı ı eskili ini kabul ettirmek çok güç. Thomsen taraf ndan çözülünceyeğ ı kadar, Orkun yaz tlar n bile una buna, hatta Ruslara mal etmi lerdi.ı ı ı ş ş Sizin de Thomsen gibi kuvvetli delillerle bir neticeye gitmenizi temenni ederim.

Kitab n z n Türk kültürünü Ara t rma Enstitüsü taraf ndan yay nlanması ı ı ş ı ı ı ı dolay s ile bir sorum var: Yeni Hükümet bu mühim ve milli enstitününı ı tahsisat n kesti i için, art k kapand i itmi tim. Netekim, ayl k Türkı ı ğ ı ığı ş ş ı Kültürü dergisi de hayli zamand r ç km yor. Eseriniz bu Enstitü taraf ndanı ı ı ı 1974 de bas ld na göre, acaba faaliyeti devam ediyor mu? Yaln zca′ ı ığı ı ayl k dergi mi kapand ? Yoksa, eseriniz, tahsisat kesilmesinden önceı ı bas ma verildi i için mi 1974 de ç kt ? Beni bu konuda ayd nlatman zı ğ ı ı ı ı ı′ rica ederim.

Az veya çok milliyetçi olan bütün elemanlar mühim veya mühimce yerlerden al n p, yerlerine solcular getiriliyor ve K br s harekat gibiı ı ı ı ı gürültülü bir mesele aras nda bile, bu menfi ay klama devam ediyor.ı ı

Nejdet Sançar, dinlenmek için gitti i Erdek’ten bugünlerde dönecek. Oğ zaman ‘D Türkler’ makalesi hakk ndaki takdir ve tebriklerinizi kendisineış ı iletirim.

Bu mektupla birlikte ‘Bozkurtlar’ n onuncu bas m n da takdim ediyorum.ı ı ı ı ki seferdir iki kitap bir arada bas l yor. Bu seferkine renkli resimlerİ ı ı

kondu u için, bir hususiyeti var diye gönderiyorum. Fakat bu resimler,ğ bütün ikazlar ma ra men, iyi olmad . Ressamlara dert anlatmak güç.ı ğ ı

Derin sayg lar m sunar, ba ar lar dilerim.ı ı ı ş ı

2 Eylül 1974

(1) Adile Ayda’nın 1974′te, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanmış Etrüskler hakkındaki ilk kitabı.

Adile Ayda’ya(ATSIZ’dan Mektuplar)

-3-

Muhterem Adile Ayda Hanım,

Herhangi bir Türk Han m olsayd n z, mektubunuz sadece mültefit birı ı ı ı mektup olarak kalacakt . Fakat sizi Cumhuriyet’tekiı (1) yaz lar n zlaı ı ı tan y p, tasavvufa, ümmetçili e ve taklitçi bat severli e dü mü ayd nı ı ğ ı ğ ş ş ı Türk kad nlar ile mukayese ettikten ve bizzat tan mak erefine eri tiktenı ı ı ş ş sonra, teveccühünüzün de eri ve manas ba kala t . Yaz n z, aynğ ı ş ş ı ı ı ı zamanda, imdiye kadar görmedi im bir mükafat olmu tur. Bu sebepleş ğ ş size derin minnet ve ükranlar m takdim ediyorum.ş ı ı

En derin hürmetlerimin kabulünü rica ederim.

12 Mayıs 1964

—————————

(1) Adile Ayda yazı yazdığı 40′lı yıllarda, Cumhuriyet gazetesi tamamen sağcı ve milliyetçi bir gazete idi.

İsmail Hakkı Gökhun’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Şaman,

Bayram tebri i kart n ve 22 Kas m tarihli mektubunu ald m. Nihayetğ ı ı ı ı oradaki(1) durumundan memnun olmaya ba lad n ö renince tabi benş ığı ı ğ de memnun oldum. Malüm ya, bizim bir özelli imiz de hiçbir eydenğ ş mennun olmamakt r. Önünde kalan u 8-9 ayl k sürede ne ö renebilirsenı ş ı ğ ö ren de vatana bir mikdar da olsa yenilikler getir. Burada bu yenilikleriğ getirmek için bir y n e ekle u ra aca n muhakkak ama sen yineığı şş ğ ş ğı elinden geleni yapars n. Bu türlü eylere al ks n. stersen biraz daı ş ışı ı İ hayvan terbiyecileriyle görü üp e eklerle nas l bir sistem kuralabilece iniş ş ı ğ onlardan ö ren.ğ

Finlerin Almanlara Saksa demeleri onların ilk önce Saksonları tanımalarından ileri geliyor. İsveçlilere Ruotsi demeleri “Rus” demektir. “Rus” aslında bir İsveç boyu olup Islavlar’a hakim olarak onlara Rus adının verilmesine sebep olmuş, fakat kendileri o kalabalık arasında ıslavlaşmışlar, bugünkü Rus milletini teşkil etmişlerdir. Bulgarların ıslavlaşması, Frankların latinleşmesi gibi. Ruslara verdikleri Venörye adı da galiba Vareng adından gelme. Bizans hizmetinde bulunan bir varengler vardı. Bunlar galiba Islav asıllı idiler. Bunu bir tahmin olarak söylüyorum. Fransızlara Ranska demeleri de “Franska”nın bozuk bir şekli olacak. Fakat sen hepsini yazmışsın da bize ne dediklerini söylememişsin.

Bunlara akraba oldu umuzu O uz Han destan ile anlat. Destandağ ğ ı Finlerin ecdad na “It Barak” dendi ini söyle. Macarlarla Türklerı ğ aras ndaki rki karabetin Macarlar taraf ndan kabul edildi ini anlat. Bir deı ı ı ğ 20 y l sonra Finlandiyan n bol evik olaca ndan endi e etmesinler. 20ı ı ş ğı ş y la kadar Rusyada bol evizm bitecek ve Rusya parçalanacak. Netekimı ş Rus bilginleri imdiden komünizme kar aleni cephe alm lard r.ş şı ış ı Rusyadaki yeralt faaliyeti önlenememektedir. Zaten bir millet 50 y lı ı zulüm alt nda ya ay p kültür bak m ndan ilerleyerek uyand ktan sonraı ş ı ı ı ı onu eskisi gibi idare etmeye imkan yoktur. Hele Rusya gibi içinde 40 milyon Türk, 40 milyon Ukraynal , 3 milyon Gürcü, 2 milyon Fin vesaireı bulunan bir ülkede bu e eklik uzun sürmez. Rusya batacak. Finlereşş söyle: Ben aman duas ettim mi, etmedim mi, onlar mutlaka yokŞ ı olacakt r.ı

aman duas yla Rusya’y bat r yorum ama kendime hayr m yok: Tashih-iŞ ı ı ı ı ı karar talebimizi Yarg tay ba savc s kabul etmedi. CHP’li imi . Dosya n zı ş ı ı ş ı ı stanbul’a geldi. Bugün yar n bize içeri buyrun derler. Ben as l Kayabekİ ı ı

için üzülüyorum. Benim emekli maa m var. O evini dükkan ylaşı ı geçindiriyor. 15 ay çal mazsa herhalde çok büyük s k nt ya dü er.ış ı ı ı ş (2)

Teveto lu frit itönünün senatodaki yeminini anlatt . Herif ayaktağ İ ı duram yormu ve s vama aptalm . Onun ba kanl falan olamaz diyor.ı ş ı ış ş ığı Mart’ta Cumhurba kanl na en kuvvetli aday n Farukş ığı ı Gürler (3) oldu unu söylüyorlar. Bir kere komünizm dü man . Sonra da,ğ ş ı bizim gibi olmasa da, milliyetçi. Bu kadar yeter.

Adresindeki rakamlara k z yorum: 4 B 13 C ne demek? 00600 ne biçimı ı say ? Finlere söyle unlar düzeltsinler.ı ş ı

Selamlar.

25 Kasım 1972, Pazar

————————

DİPNOTLAR:

(1) Mektup, o sıralar İsmail Hakkı Gökhun’un bulunduğu Almanya’ya yazılmıştır(2) Mustafa Kayabek, Ötüken’deki yazı sebebiyle (ve derginin yazı işleri müdürü olarak gözükmesi gerekçesiyle) Atsız’la birlikte mahkum olmuştu. Atsız, onun hapis yatacağı sürede geçim sıkıntısı çekmesi ihtimalini düşünerek üzülüyor.(3) Faruk Güler 12 Mart Muhtırası’nı veren dört generalden biri. O tarihte Kara Kuvvetleri kumandanı idi.(1971) Daha sonra, Memduh Tağmaç’ın yerine Genel Kurmay başkanı olmuştur. 1973 Mart ayında Cevdet Sunay’ın cumhurbaşkanlığı süresi dolacağı için, yeni seçim yapılacaktı. Cumhurbaşkanlığına giden yolun Genelkurmay başkanlığından geçmesi neredeyse bir teamül haline geldiği içini Faruk Güler’in adaylığı üzerinde duruluyordu. Gürler, Mart 1973′ten önce emekliye ayrılacak, Cumhurbaşkanlığı tarafından derhal seneto üyeliğine atanacak, bu suretle adaylık imkanı bulacak, fakat Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerekli çoğunluğu sağlayamadığı için seçilemeyecektir.

İsmail Hakkı Gökhun’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Azizim Şaman,

25 ubat tarihli mektubunu zevkle okudum. Tarihî belge mahiyetindeŞ güzel bir mektup yazm s n. kimizin de hususiyetlerimize dair sat rlarış ı İ ı ı dolay s yla, cevab n verdikten sonra bu mektubu da di erleri gibi yokı ı ı ı ğ etmek gerekiyor ama bilmem k yabilecek miyim? Benim ölümüm yak nd rı ı ı (68 i doldurdum). Sen 40 y l daha ya ars n. 2013 y l nda bu mektubun′ ı ş ı ı ı kazanaca de eri dü ün. nsan buna kolay kolay k yabilir mi?ğı ğ ş İ ı

Ruh Adam için Ads z’ n may s say s nda Kayabek’in bir tenkidi ç kacak.ı ı ı ı ı ı ifahen romandan çok bahsolunuyor. Çok be eniliyor. Çok da tenkidŞ ğ

ediliyor. Senin gibi bir veya iki gecede okuyup çok tesirinde kalanlar bile ac itirazlardan geri kalm yor. Netekim sen de mektubunda ‘Selimı ı

Pusat’ n â k olmas üzerinde çok duruldu ve bu yönden suçland r ld ’ı şı ı ı ı ı diye yaz yorsun. Yani bu gençler Ats z gibi bir Türkçü â k olmamal ydı ı şı ı ı demek istiyorlar. Fakat sen bunlar n kim oldu unu bildirmiyorsun.ı ğ Zannederim Halûk ve arkada lar ndan Tansu Say da bana ‘Selimş ı Pusat’ n küçük bir k za yenilmesini be enmedim’ diyerek tenkidini yapt .ı ı ğ ı Bu roman ya anm bir romand r. Hemen hemen bütün ah slarş ış ı ş ı gerçektir. Yaln z eref, erefi, Kubudak ihtiras temsil ediyor. Kubudakı Ş ş ı Mo olca ihtiras demektir. Türkçeye de geçmi tir.ğ ş

Roman konusunda epey sorguya çekildi imi sana yazm t m. Sorgularğ ış ı devam ediyor. Benden s r koparmaya çal yorlar. Bir hadde kadar s rı ışı ı veriyorum. Ondan sonra sükût…

Sana Ötükenleri muntazaman gönderdi im halde son üç say y nedenğ ı ı almad n anlamad m. Halûk kendisinin gönderece ini söyleyeli hayliığı ı ı ğ oldu. u son mektubunu al nca sana aral k, ocak, ubat say lar n uçaklaŞ ı ı ş ı ı ı gönderdim. Al rsan bildir. Mart, nisan, may s say lar erken ç kacak.ı ı ı ı ı

ubat say s nda Nejdet’in fesatç lar hakk nda imzas z bir yaz s vard .Ş ı ı ı ı ı ı ı ı Mart say s nda da bir yaz s daha ç kacak. Ben (……..’i) defterden sildim.ı ı ı ı ı Ona art k Türkçü denemez.ı

Anlatt n durumundan memnun oldum. Kimya ve Almancada ilerlemekığı az kazanç de il. Çiçekler üstünde uçmak da ayn ey…ğ ı ş

Fakat u iç s k nt n nerden geliyor? Yurt özleyi i mi? Bir de komünistş ı ı ı ş ülkeleri adamlar n n Türkleri sevmesi bana garip geldi. Belki ald kları ı ı ı direktif gere i sana öyle söylüyorlard r.ğ ı

Macar k z n n sana söyledi i… Türkler orada yerle mi tek tük Türkiyeı ı ı ğ ş ş Türkleri olabilece i gibi Macarlar aras nda erimi kalabal k Kumanlar nğ ı ş ı ı son fertleri de olabilir. Macaristanda 19. yüzy lda Kumanca konu anı ş birkaç bin ki i oldu unu bir yerde okumu tum.ş ğ ş

Türkiye siyaseten kritik günler ya yor. 13 Martta cumhurba kan seçimişı ş ı yap lacak. Sunay’ n süresini iki y l daha uzatmak te ebbüsleri bo a ç kt .ı ı ı ş ş ı ı Genelkurmay Ba kan Faruk Gürler kontenjan senatörü oldu. Devletş ı ba kan olaca söyleniyor ama u …………………..’nün de tekrarş ı ğı ş cumhurba kan olma ihtimal mevcut. Kendisi de bu hususta imâl sözlerş ı ı ı söyledi. Belki de Gürler ba bakan olarak ordunun isteklerini yerineş getirmeye çal acakt r. Yahut aksi olacak, nönü tekrar ba bakanl aış ı İ ş ığ gelecektir. Sen bu mektubu ald n gün Türkiye’de mesele çözülmüığı ş

olacak. Sen de ona göre ya kafay çeker, ya Fin k z yla gezmeyeı ı ı gidersin. Tatar k zlar n n en ak ll s n Bu ra’ya al da onu evirip çevirsin.ı ı ı ı ı ı ı ğ

Türkçüler Derne i, yeni Dernekler Kanununa göre yeniden ayarlanacak.ğ Ba kanl a Yakubo lu gelecek. imdiki ba kan Muzaffer Soma’daş ığ ğ Ş ş görevli.

Kayabek 19 Nisanda hapse girecek. Bana henüz tebligat yok. Bu bak mdan çok s k l yorum. Yazan ben, giren o olacak. Âdeta utan yorum.ı ı ı ı ı Bakal m ne olacak? Yeni eve daha yerle emedim. Kalorifer yanm yor.ı ş ı Elektrik bozuk. Ben de iki haftad r bron itim. Havalar imdi imdiı ş ş ş s nmaya ba lad . Sen may sta Almanya’ya gitti in vakit iddetli kı ı ş ı ı ğ ş ış

olacak. Selâmlar. Heil Türkei.

Tanrı Türk’ü Korusun.

İsmail Hakkı Gökhun’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-3-

Azizim Şaman,

Bir, zzet Yolalan’la kararla t rd k: Telefonun ba ndan ayr lm yoruz.İ ş ı ı şı ı ı Sabaha kadar bekliyoruz. Uyku kaç r c ilaçlar al p boyuna koyu çayı ı ı ı içiyoruz. Uyumayal m diye… Neden mi? Eh, ne olur, ne olmaz, belkiı Ba bakanl bize teklif ederler diye. Onun için kaç gündür yorgunuz.ş ığı

Dün sabah, erkenden Haluk Çay telefon ederek senden bir haber verdi: Bekledi im üç kitaptan birini postalam s n. Dünkü postadan kitapğ ış ı ç kmad . Bugünkü postadan da ç kmad . Bu da bizim Ba bakanl aı ı ı ı ş ığ benzedi. Yoksa ‘postalad m’ demedin de ‘postalamak üzereyim’ miı dedin. Haluk, kitaplar n paras n Kopramana göndermi . imdi, di er üçı ı ı ş Ş ğ kitap için, Kopraman, gönderdi i kitab n paras n ald ktan sonra, para kafiğ ı ı ı ı gelmezse, tabii derhal bana bildirmelisin. Yahu, ne biçim adamlars n z?ı ı K rk ki i dört kitab gönderemediniz gitti. Bundan sonra Ankara’dan kitapı ş ı almak gerekince, anla l yor ki benim oraya gelmem gerekecek.şı ı Mendebur ehri de bilmiyorum. En iyisi, kitap almaktan vazgeçip onunş yerine arap almak.ş

Dün sana bir tane Evliya Çelebi gönderdim. Bu gibi i lerde ihtiyatlş ı oldu um için taahhütle yollad m. Yar n, belki bu mektupla birlikte al rs n.ğ ı ı ı ı stanbul’la Ankara’n n aras herhalde uzad ki mektuplar falan daha geçİ ı ı ı

gelmeye ba lad .ş ı

Ahmet Bican anl piyade olup dört gün önce Tuzla’da vazifeyeş ı ba lam . Kopramana mektup yazarak Teveto luna gitmesini bildirdim.ş ış ğ Daha önce de bunu Teveto lu ile konu mu tum. Ona Türkğ ş ş Ansiklopedisinde i verecek. hmal etmesin. Bir kö e ba , su ba d r.ş İ ş şı şı ı

imdiden yerle sin.Ş ş

Sana bir de kimyasal olay söyleyim de incele: Bu k çok so uk geçti iış ğ ğ için çok ü üdüm ve s k nt çektim. imdi havalar s nd . Fakat ben halaş ı ı ı Ş ı ı ı ü üyorum. Bundaki kimyevi faktörleri inceleyip bir doktora tezi yaparsanş Nobel mükafat n al rs n. Tabii, haberi sana ben verdi im için buı ı ı ı ğ mükafattan % 5 komisyon isterim. Art k tam manas ile ticari zihniyette birı ı ki i oldum. 100 milyon lira ile ticarete ba lasam kediye falan de il, fileş ş ğ yüklerim. Selam ve sa l k dilekleriyle. Sabahat Yenge’ye hürmetler.ğ ı Tunga ve Örpen’in gözlerinden öperim.

Tanr Türk’ü korusun. (Daha do rusu Türk Tanr ’y korusun.)ı ğ ı ı

Karay Türkü oldu unu iddia eden, Musevilikten dönüp imdi Müslümanğ ş olan ve ‘Musa Saffet Bayrama k’ ad n alan ah s sizce malum mudur?şı ı ı ş ı Bana geldi. Fakat herkes ona üpheli ah st r diyor.ş ş ı ı

19 Nisan 1972

İsmail Hakkı Gökhun’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-4-

Azizim Herr Schamann von Dorul (1),

Evvela mart- erifini ve nevruz- erifini tebrik eder, günlerin boyı ş ı ş bak m ndan geceyi geçmesi dolay s yla tebriklerimi sunar m.ı ı ı ı ı

Musa Jusifzade’nin 22 ubat’ta yaz p uçakla gönderdi i mektubu dünŞ ı ğ ald m. Sonunda sana da selamlar var. Orada Akdesı ı

Nimetle (2) konu mu . Ona baz haritalar falan vermi . Akdes’ten halaş ş ı ş bir haber alamad için ne oldu diye soruyordu. Trafik kazas ndaığı ı öldü ünü imdi yazd m mektupta bildirdim. Ona Türkiye’deki durumğ ş ığı hakk nda biraz bilgi verdim. Komünistlerin mutlaka idam edilece iniı ğ söyledim. dam edilmezlerse ben zzet’le girdi i bahsi kaybedecek veİ İ ğ ona Pepsikola smarlayaca m. Böyle bir ey olursa paran n yar s nı ğı ş ı ı ı ı senden al r m. Haberin olsun da imdiden ihtiyaten bir tarafa 40-50 kuruı ı ş ş ay r.ı

Bu mektupla birlikte sana Almanya’dan ald m bir bildiriyi dahaığı gönderiyorum. Bunu da bir milliyetçi ve galiba MHP’li i çi yollad .ş ı Sayfan n alt nda k rm z yla çizili yer bildiriyi haz rlayan sola n adresiı ı ı ı ı ı ğı imi . Belki bu dahi devlet paras yla okuyan bir y land r. u Maarif Vekiliş ı ı ı Ş olan ……’in, Mayir Ç yan’ nı ı (3) kar s hakk ndaki demeciniı ı ı okumu ssundur: Bir gazetecinin sorusuna verdi i cevapta “devletş ğ bursuyla okuyor ama kötü bir hareketi görülmedi” dedi. Birkaç gün sonra eylemlerin ba uzmanlar ndan oldu u anla larak geriye ça r ld . Tabiiş ı ğ şı ğı ı ı gelmeyecek. Bursu kesilecekmi . Rusya daha ço unu verir. …… denenş ğ herifin Avrupa gezisi de zaten Ç yan’ n kar s içindi. Herif CHP’li de il mi?ı ı ı ı ğ Mutlaka bir …… ve …… taraf olacakt r. Nihat Erim de bu hayvanları ı ı nereden buluyor bilmem. Sofuo lunu oradan almas bile herifin iç yüzünüğ ı göstermeye yeter de artar bile…

Kopraman’dan (4) bir kitap, bir de küçük kart ald m. Onun i inin tamamileı ş halledilmi olmas icab eder. Fakat “baz yeni geli meler var” diyor.ş ı ı ş Yak nda mufassal mektup yazaca n bildiriyor. Bir de “ amanı ğı ı Ş vas tas yla smarlad m kitaplardan ilkini gönderdi ini” yaz yor. Benı ı ı ığı ğ ı me hur tembellerden Haluk Çayş (5) ile Ankara’dan 4 tane kitap smarlam t m. Bir buçuk ay oldu. Haluk türlü sebeplerle Ankara’yaı ış ı

gidemedi. En sonunda i i Dursun’a havale etti ini bildirdi. Yoksaş ğ Dursun (6) da sana m havale etti? “Dursun’a kitaplar n paras n veripı ı ı ı vermedi ini” sordum. Verdim dedi. Yahut onda benim param varğ anlam nda bir ey söyledi. Senden u kitap i ini de halletmeni ricaı ş ş ş ederim. Bilseydim, ben Ankara’ya gider, kitaplar bizzat al rd m.ı ı ı

15 Mart’ta savunmam z yapt k. Mahkeme 17 May s’ta karar verecekı ı ı ı (7). Selam ve sa l k, ba ar dilekleriyle. Sabahat Yenge’ye hürmetler.ğ ı ş ı Küçüklerin gözlerinden öperim. Kaniye, o lu falan hep hasta oldu u içinğ ğ ben tam dört ba mamur bir haldeyim.şı

Tanr Türk’ü Korusun.ı

22 Mart 1972

———————————

DİPNOTLAR:(1) Mektup İsmail Hakkı Gökhun’a yazılmıştır. Atız, Gökhun’un lakabı olan “Şaman”ı Almancalaştırarak “Schamann” şeklinde yazmış. Gümüşhane’nin Torul ilçesinden olduğu için de “von Dorul”u ilave etmiş.(2) Akdes Nimet Kurat: Tarihçi, Prof.Dr.(3) Mahir Çayan: 1970′lerin öncesinde ve sonrasında Türkiye’de Komünist rejim kurmak için eylem yapan, “şehir ve kır gerillası” adı altında silahlı faaliyet gösteren gençlerden biri. Kolluk kuvvetleriyle girdiği çatışmada öldürülmüştür.(4) Kazım Yaşar Kopraman. Tarihçi. Gazi Üniversitesi’nde öğretim üyesi.(5) Haluk Çay. Tarihçi. Prof.Dr.(6) Dursun Yıldırım. Tarihçi. Prof.Dr.(7) Atsız’ın Ötüken’de yayımlanan yazısı üzerine hakkında açılan davanın duruşmaları.

Mirat Özçamlı’ya(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Mirat Özçamlı Beğ,

Ali Kemal Meram (*) denen kaç n o kitab n gördüm. Hem de banaığı ı ı kendisi bir gençle göndermi . Daha sonra ç kan’Tarihte Türk-Rusş ı li kileri’ adl kitab n da yine bir gençle yollad . Bu adam tam birİ ş ı ı ı ı

dejenere.Türk tarihi hakk nda pek sathî bilgileri var. Bununla tarihı yazmaya, ahkâm ç kartmaya kalk yor. Kendisine o gençlerle haberı ı yollad m: Ben de kalemi elime al rsam paçavraya çeviririm dedim.ı ı Kendisiyle temasta bulunanlar n anlatt na göre deli men, çabuk k zan,ı ığı ş ı biraz önce söyledi inin biraz sonra aksini söyleyen bir adamm .ğ ış Yoksulluk içinde k vrand için üç be günde bir eser yaz p satarakı ığı ş ı

onunla geçinirmi . Yani cevap vermeye de mez. Art k bana ümmetçiş ğ ı dedikten sonra ötesi malûm. pe sapa gelmez birisi. Cevap vermek onuİ de erlendirecek. Zaten verilecek cevap da yok. Onun için siz de cevapğ vermeyin. Bilge Ka an Türk peygamberi olarak ilân etmeye kalk yormu .ğ ı ı ş Böyle z rdeliye elbet cevap verilmez. Üstelik ben bugünlerde çokı me gulüm. Bana ciddî bir adam hücum etseydi bile yine de cevapş verecek vaktim yoktu.

Selâm ve sa l k dileklerimle. Bütün ülküda lara selâmlar m iletmeniziğ ı ş ı ı rica ederim.

Tanr Türk’ü Korusun.ı

8 Aralık 1969

———-

NOT: (*) Ali Kemal Meram: 1914′te İstanbul’da doğdu. Edebiyat Fakültesi’ni bitirdikten sonra öğretmenlik ve gazetecilik yaptı. şiir, hikâye, roman ve tarih alanlarında 28 kitap yayımladı. Tarih alanındaki kitapları: İlkTürk Devleti ve Yazılı Türk Anıtları(1968), Türkçülük ve Türkçülük Mücadeleleri Tarihi (1969), Türk-Rus İlişkileri Tarihi (1969), Göktürk İmparatorluğu (1974), Padişah Anaları (1977). Atsız’ın “gördüğüm” dediği kitap muhtemelen Türkçülük ile ilgili olanıdır. Meram’ın kitaplarının, başvuru eseri niteliğinde, kendisinin de ciddî ve metotlu bir araştırmacı olmadığı görülüyor.

Mirat Özçamlı’ya(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Azizim Mirat Özçamlı Beğ,

Ali Kemal Meram denen kaç n o kitab n gördüm. Hem de bana kendisiığı ı ı bir gençle göndermi . Daha sonra ç kan ‘Tarihte Türk-Rus li kileri’ adlş ı İ ş ı kitab n da yine bir gençle yollad . Bu adam tam bir dejenere. Türk tarihiı ı ı hakk nda pek sathi silgileri var. Bununla tarih yazmaya, ahkamı ç kartmaya kalk yor. Kendisine o gençlerle haber yollad m. Ben deı ı ı kalemi elime al rsam paçavraya çeviririm dedim. Kendisiyle temastaı bulunanlar n anlatt na göre deli men, çabuk k zan, biraz önceı ığı ş ı söyledi inin biraz sonra aksini söyleyen bir adamm . Yoksulluk içindeğ ış

k vrand için üç be günde bir eser yaz p satarak onunla geçinirmi .ı ığı ş ı ş Yani cevap vermeye de mez. Art k bana ümmetçi dedikten sonra ötesiğ ı malum. pe sapa gelmez birisi. Cevap vermek onu de erlendirecek.İ ğ Zaten verilecek cevap da yok. Onun için siz de cevap vermeyin. Bilge Ka an Türk peygamberi olarak ilan etmeye kalk yormu . Böyle z rdeliyeğ ı ı ş ı elbet cevap verilmez. Üstelik ben bugünlerde çok me gulüm. Bana ciddiş bir adam hücum etseydi bile yine de cevap verecek vaktim yoktu.

Selam ve sa l k dileklerimle. Bütün ülküda lara selamlar m iletmeniziğ ı ş ı ı rica ederim.

Tanr Türkü Korusun.ı

8 Aralık 1969

Turan Kekevi’ye(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Turan,

Bu mektupla birlikte derginin aralık sayısını da gönderiyorum. Ayşe Hanım’a iyice aşık olduğun anlaşılıyor. Aşk, güzel bir hastalıktır.

Abdurrahman’a gitmem için yaptığın teklifi kabul benim için imkansızdır. Kimseye yük olamam. Kendi kendime geçiniyorum. Zavallı Tombalak Kaniye gripten yatıyor. Hapse girmem bir şey değil, sebebi çok acı. Ne yapalım? Baht utansın.

Bu asırda bir birlikte tifo olması çok garip. Zavallı Afşın da tifodan ölmüştü. Henüz çok iptidai olduğumuz belli.

Selam, sağlık dilekleriyle kesiyorum.

Tanrı Türk’ü Korusun.

23 Şubat 1970

Turan Kekevi’ye(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Aziziz Turan,

Mektubunu ve yaz n ald m.ı ı ı

Devrik cümlleri düzeltip ‘tüm’leri ‘bütün’ yapt ktan sonra Nejdet Sançar’aı gönderece im. Ötüken’in aral k ve ocak say lar n Mir’at’tan alm ss nd rğ ı ı ı ı ış ı ı ümidiyle göndermiyorum. Çünkü o say lar pek az. Almad nsa bildir, oı ı zaman gönderirim. ubat say s n derhal gönderece im. S hhatimŞ ı ı ı ğ ı memleketin haline bakt kça bozuluyor. Bir de müjde vereyim. ki buçukı İ y ld r süren mahkeme bitti, 14 Ocak’ta Kayabek ve ben milletiı ı böldü ümüz için on beer aya mahkum edildik. Ayn günkü gazeteler,ğ ı Do u mitinglerini tertip eden Kürtçülerin Ankara A r Cezas nda beraatğ ğı ı ettiklerini yaz yordu. Yeni bir kriz geçirmesin diye bu haberi zzetı İ Yolalan’dan gizliyoruz. Temyiz ettik. Yaln zl m art yor. Çünkü kaniyeı ığı ı gebe. Günden güne yorgunlu u art yor ve tabii bana daha az geleliyor.ğ ı

imdiye kadar sert k olmad için fazla s k nt çekmedim amaŞ ış ığı ı ı ı stanbul’da k ubatta belli olur.İ ış ş

Bu ya ta kara dü üncelerle maneviyat n bozma. Her ey düzelir. Yeterş ş ı ı ş ki kararl ol. Ba ar s zl klara da ald rma. Yenile yenile yenmesiniı ş ı ı ı ı ö renirsin. Hayatta haks zl a u ramam insan var m ?ğ ı ığ ğ ış ı

Bana bak da ibret al. Daha ba ar yüzü görmedim. Neyse selamlar.ş ı

Tanr Türk’ü Korusun.ı

2 Şubat 1970

Şükrü Saraçoğlu’na(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Sayın Başvekil,

Hem Türkçü, hem de ba vekil oldu unuz için size bu aç k mektubuş ğ ı yaz yorum. Yaln z ba vekil olsayd n z bunlar yazmak eme ineı ı ş ı ı ı ğ katlanmazd m. Çünkü Türkçü olmayan bir ba vekile hitap etmenin neı ş kadar bo oldu unu bilirim. Yaln z bir Türkçü olsayd n z yine yazmayaş ğ ı ı ı lüzum görmezdim. Çünkü, faydas z kalacak olduktan sonra,sizden dahaı eski Türkçülerle yurdun dertlerini her zaman konu abilirim. Fakat Türkçüş olarak idare mekanizmas n n ba nda oldu unuz için sizinleı ı şı ğ konu maktan faydalar do abilece ine inan yor, onun için size hitapş ğ ğ ı ediyorum.

Millet meclisinde, 5 A ustos 1942 günü verdi iniz nutukta : “Bizğ ğ Türküz,Türkçüyüz ve daima Türkçü kalaca z. Bizim için Türkçülük birğı kan meselesi oldu u kadar ve laakal o kadar bir vicdan ve kültürğ meselesidir.” demi tiniz. Türk tarihi ile u ra m bir münevver olarakş ğ ş ış söyleyebilirim ki ne rk m z n, ne de devletimizin tarihinde, Türkı ı ı ı milliyetçili i resmî bir a zdan bu kadar kesin sözlerle hiçbir zaman aç ağ ğı ığ vurulmam t . Bu sözlerin Türkçü çevrelerde nas l sevinçle kar land nış ı ı şı ığı ı anlatmaya lüzum yoktur. Fakat ard ndan bir buçuk y l a an bir zamanı ı ı ş geçti i hâlde biz, bu Türkçülü ün i alan na geçmedi ini görmektenğ ğ ş ı ğ do an bir s k nt içindeyiz. Fikirler i hâline geldi i zaman manal d r.ğ ı ı ı ş ğ ı ı Buna ülkü deriz. hâline gelmeyecek fikirler ise ham hayalden ba ka birİş ş ey de ildir. Yetmi y ldan beri i lene i lene bugünkü duruma eri enş ğ ş ı ş ş ş

kuvvetli Türkçülü ün art k tatbikat alan nda da kendisini göstermesiğ ı ı zaman elbette gelmi tir.ı ş

te bu sat rlar n güttü ü istek ,size,Türkçülü ün niçin yaln z sözdeİş ı ı ğ ğ ı kalarak, bugünün imkânlar nispetinde i hâline gelmedi ini sormak veı ş ğ Türkçülük tatbikat sahas na geçmedi i için yurdumuzun dü man olanı ğ ş ı fikirlerin nas l geli ip yay ld n anlatmaktad r. Bir ba vekile hangi s fatı ş ı ığı ı ı ş ı ve cür”etle bu soruyu soruyorsun diyemezsiniz. Halkç bir hükûmetinı ba vekili iseniz, mensup bulundu unuz, partinin gazeteleri taraf ndanş ğ ı birçok defa tekrarland gibi rejimimiz demokrat bir rejimse ve siz deığı birçok defa söyledi iniz gibi halk aras ndan yeti mi olmaktaki gururuğ ı ş ş belirten sözlerinizde samimî iseniz ve e er Millet Meclisinin azalarğ ı hakikaten bizim vekillerimiz iseler, siz de bir ba vekil, halk adam ,ş ı demokrat, halkç ve Türkçü olmak dolay s yla beni dinlemeyeı ı ı mecbursunuz. Yok, bunlar do ru de il de birer gösteri ten ibaretse,ğ ğ ş üphesiz, benim bu hitab m cür”etkârl da a an bir küstahl kt r veş ı ığı ş ı ı

bunun için ilk kar l da Orhun”un susturulmas d r.şı ığı ı ı

Say n Ba vekil,ı ş

Esefle söylemeye mecburum ki, Türkçülük nazariyat sahas nda kalmayaı devam ederken , bu milletin ve bu ülkenin dü man olan solcu fikirlerş ı bazen sinsi, bazen aç k yürümekte, propagandas n yapmakta devamı ı ı ediyor. Hâlbuki sizin Türkçü ve partinizin alt okundan bir tanesinindeı milliyetçilik olmas na göre bunun böyle olmamas icap ederdi. Pek uzunı ı konu arak esastan ayr lmaktansa örnek vererek bugünün gerçekleriniş ı göstermek daha do ru olaca ndan size memleketimizin, kanunlar m z nğ ğı ı ı ı milliyetçili i ile, sizin Türkçülü ünüzle ba da mas kabil olmayan olaylarğ ğ ğ ş ı ı gösterece im.ğ

Birkaç gün önce Baltac o lu smail Hakk ”n n Eminönü Halkevindeı ğ İ ı ı verdi i bir konferansta mühim bir hadise oldu. Gazetelerin ancak mizahğ sütunlar nda yer alan bu hadiseyi bilmem i ittiniz mi? Herhâlde i itmemiı ş ş ş olaca n z bu vak”ay ben size k saca anlatay m: Baltac o lu”nunğı ı ı ı ı ı ğ milliyetçilik lehinde söz söyleyece ini haber alan baz zümreler (yaniğ ı solcular, komünistler, yani vatan hainleri), bu konferansta bir hadise ç karmaya karar veriyorlar, konferans günü salonun sol taraf nı ı ı (dikkatinizi çekerim!) dolduruyorlar ve konferansç y kürsüye geldi iı ı ğ zaman lüzumundan fazla dakikalarca süren alk larla ilk nümayi iış ş yap yorlar. Fakat bu nümayi alk eklinde oldu u için kimsenin akl naı ş ış ş ğ ı kötü bir ey gelmiyor. Herkes bunu terbiyesiz bir sevgi gösterisi san yor.ş ı Konferans n bir yerinde Baltac o lu ho a giden bir jest ve te bih yaptı ı ğ ş ş ığı zaman herkes gülümsüyor. Fakat sol taraf bu gülümseyi i kahkahalarş eklinde uzun zaman devam ettiriyor. Yine kimsenin akl na bir eyş ı ş

gelmiyor. Herkes bunu da k t terbiyelilerin bir gülü ü san yor. Fakat birazı ş ı sonra Baltac o lu Türk tiyatrosundan bahsetti i s rada yine ayn solı ğ ğ ı ı tarafta bir öksürme ba l yor, ço al yor, gürültü hâlini al yor. Yine kimseş ı ğ ı ı bunun bir komünist nümayi i oldu unun fark nda de il. Konferansçş ğ ı ğ ı gürültüden dolay susmaya mecbur oluyor. Herkesin gözü öksürenlerinı üzerinde iken sol taraf n en arkas ndan bir nefer kalk yor ve öksürenlereı ı ı do ru: “Üniversite gençleri ! Dinlemeye mecbursunuz !” diye ba r yor.ğ ğı ı

te o zaman salondakiler ilk önceki alk n, daha sonraki kahkahan n veİş ışı ı imdiki öksürüklerin manas n anl yor. Münevver bir Türk oldu uş ı ı ı ğ

anla lan nefer elbiseli gencin sert ihtar üzerine bir anda öksürmelerşı ı kesiliyor ve o anda i i kavrayanlardan milliyetçi bir t bbiyeli sa taraftanş ı ğ aya a kalkarak öksürenlere: “Namussuz komünistler! Milliyetçilikğ hakk nda söz söylendi i için böyle yap yorsunuz de il mi!” diyeı ğ ı ğ

hayk r yor. Tabiî dir, haysiyet ve namusu bir burjuva uydurmas diyeı ı ı telâkki eden komünistlerden kimse bu tahrike ald rm yor, yaln zı ı ı kendilerine çevrilmi olan ate li bak lar alt nda sinip susuyorlar. 0ş ş ış ı zaman Baltac o lu, nümayi çilere bakarak öyle diyor : “Korktu um içinı ğ ş ş ğ sustum sanmay n,sadece ac d m için sustum”. Hatip konferans naı ı ığı ı devam ediyor. Kendisine has olan belâgatla komünistli i paçavrayağ çeviren birkaç söz söylüyor. Art k bu kadar na dayanamayan veı ı konferans n bitmek üzere oldu unu sezen Marksist taslaklar salonu terkı ğ ı etmeye ba l yorlar. Fakat bunu da nümayi eklinde ve kastî bir gürültüş ı ş ş içinde yap yorlar. Salonun d nda, holde, iki er üçer ki ilik grupları ışı ş ş hâlinde toplanan bu güruhun aras nda merak dolay s yla dola anı ı ı ş milliyetçi bir üniversite genci bu taslaklardan birinin Baltac o lu”yaı ğ tulumbac a z yla bir küfür savurduktan sonra: “…. bize milliyetçilikı ğ ı dolmas yutturacakt ”. dedi ini i itiyor. Bu s rada içeriye resmî k l kl dörtı ı ğ ş ı ı ı ı be polisin geldi ini görünce taslaklar çabucak soka a f rlay pş ğ ğ ı ı kayboluyorlar.

Fakat a lacak nokta u ki : Halk Partisinin bir mebusu Halk Partisi”ninş şı ş bir müessesesinde vatan ve millet dü manlar taraf ndan tahkir olundu uş ı ı ğ hâlde kimsenin k l k m ldam yor. Ne halk evi, ne polis bir takibat veyaı ı ı ı ı tahkikat yapmaya lüzum görmüyor. Ayn gece Leylî t p talebe yurtlar ndaı ı ı milliyetçilerle solcular aras nda ba layan münaka a dövü e binmekı ş ş ş üzere iken her iki yerde daima görülen uzla t r c tarafs zlar n arayaş ı ı ı ı ı girmesiyle mesele kapan yor.ı

Say n Ba vekil !ı ş

te Türkçülü ün hâkim oldu u bir Türk ülkesinde böyle bir olay oluyor.İş ğ ğ in en kötü ciheti de bu nümayi i yapanlar n hem üniversiteli, heleİş ş ı

ço unun devlet paras yla talebe yurtlar nda okuyan talebeler olu udur.ğ ı ı ş Demek ki devlet bilmeden koynunda y lan besliyor. K z l gözlü, sinsi veı ı ı zehirli y lanlar. Bu y lanlar yar n birer doktor olup yurt kö elerinde vazifeı ı ı ş ald klar zaman ilk i leri baltalama hareketlerine girmek olacak, vatanı ı ş ı arkadan vuracaklar,bekledikleri k z l sabah Türkiye”ye getirecek olanı ı ı yabanc ordulara ajanl k edeceklerdir. Zaten toplu ve te kilâtl bir hâldeı ı ş ı daha imdiden konferanslarda nümayi yapmalar da bu günden ajanl kş ş ı ı etmeye ba lad klar n n delilidir. Bu nümayi i yapanlar n aras nda,ş ı ı ı ş ı ı Almanya”ya tahsile gönderilerek komünistlik yapt için talebe müfetti iığı ş taraf ndan geri al nan, fakat baz mebus amcalar sayesinde Ankaraı ı ı

üniversitesine doçent olarak giren bir komünistin iki karde inin bulunmasş ı da bilmem ki ibretle bak lmaya de mez mi?ı ğ

Acaba, böyle bir vak”a ba ka ülkelerde olabilir miydi ?ş

Rusya”da Marksizme, Almanya ve talya”da milliyetçili e ayk r en ufakİ ğ ı ı bir hareket nas l kar l k görürdü?ı şı ı

Hatta u küçük Bulgaristan”da Bulgarl k aleyhindeki bir söz veya hareketş ı tasarlamas nas l kar lan rd ? Her hâlde kökünden kaz nmak suretiyleı ı şı ı ı ı kar lan rd . Yaz k ki anayasam zda yasak edilmi olan yabanc fikirlerişı ı ı ı ı ş ı benimseyen ve yar n devlette münevver tabakay te kil edecek olanı ı ş çocuklar milliyetçili e kar geldikleri hâlde onlara bir ey yapm yoruz.ğ şı ş ı

stanbul”da Türklü e kar yap lan küstahl klar bu kadar de ildir. Yineİ ğ şı ı ı ğ halk evinde stiklâl Mar çal n rken aya a kalkmayan melezler, bir erkekİ şı ı ı ğ lisesinde Türkçülükle alay ederek: “Arabac araba olmad gibi Türkçüı ığı de Türk de ildir!” diyen tarih ö retmeni, bir k z ortaokulundağ ğ ı talebesine :”Türk de il misiniz? Allah belân z versin. Alman veya ngilizğ ı ı İ olmad ma pi man m”, diyen ba ka bir tarih ö retmeni hep millî efimizeığı ş ı ş ğ ş sald ran, fakat kar l k görmedi i için küstahl n artt rmakta devamı şı ı ğ ığı ı ı eden mikroplard r.ı

Bu mikroplar n tehlikesini art k örtbas edecek ça da ve durumda de iliz.ı ı ğ ğ Vaktiyle Ba vekil smet Pa a : “Hava tehlikesi vard r en a a 500ş İ ş ı ş ğı uça m z olmal !” diyerek tehlikeleri oldu u gibi göstermek usulüneğı ı ı ğ koymu , sizden önceki Ba vekil Refik Saydam da : “Devlet te kilâtş ş ş ı A”dan Z”ye kadar bozuktur,düzeltmek ister” diyerek aç k konu maı ş usulünde bir ad m daha atm t r. Sizde ihtikârla ba a ç kamad n z ,ı ış ı ş ı ığı ı ı zeytinya ticaretiyle u ra an baz kimselerin devletin ba na belâğı ğ ş ı şı oldu unu söylemekle bu ç rda devam etmekte oldu unuzu gösterdiniz.ğ ığı ğ

Bunlara bakarak kuvvetle umuyorum ki sizinle aç k konu mak kabildir.ı ş Gerek reisicumhur smet nönü gerekse siz nutuklar n zda milletin iİ İ ı ı ş birli ini istememi mi idiniz? te ben de sizin samimî sözlerinize bütünğ ş İş millî ve ahsî samimiyetimle cevap vererek i birli i yap yor,devlet i lerineş ş ğ ı ş yukar dan bakt n z için ancak a a dan görülmesi kabil olan ve sizinı ığı ı ş ğı nazar n za ula amayan baz olaylar size haber veriyorum.ı ı ş ı ı

Say n Türkçü Ba vekil !ı ş

Yukar da anlatt klar m münferit vak”alar olarak sayamay z. Solculuk,ı ı ı ı ı gördü ü müsamaha ve kay ks zl ktan faydalanarak sinsi sinsi ilerliyor.ğ ı ı ı Liselerde bu fikre saplanm hastalar görülüyor. Bunlar arkada lar naış ş ı “Yak nda hepiniz komünist zindanlar nda çürüyeceksiniz!” demekı ı cür”etini gösterebiliyor. Yüksek ö retimde bu hastal k daha çok art yor.ğ ı ı Aras na gayrimemnunlar , gayritürkleri de alarak büyüyor. Yaln z mahremı ı ı ve samimî dü ünce hâlinde kalmayarak hareket hâline geçiyor. Boy boyş dergiler ç k yor. Bu dergilerde ayn teranelerle ahlâka, vatan ve erefı ı ı ş duygusuna, millet hakikat na sald r l yor. Taassupla mücadeleı ı ı ı ediliyormu gibi gözükerek mukaddesatla e leniliyor. Bu dergilerden biriş ğ kapat l nca ayn imzalarla bir ba kas ç k yor. Bu i siz güçsüz serserilerı ı ı ş ı ı ı ş paray nereden buluyor? Sat lmayan bedava da t lan dergileri nas lı ı ğı ı ı ya yor. Fakat en zorlusu siz bunlara nas l göz yumuyorsunuz?şı ı Dergilerle ve hatta günlük gazetelerle i lenen bu vatan dü man fikrinş ş ı bazen devletçi, bazen vatanc , bazen insanc , bazen ilimci k l klarla Türkı ı ı ı milletini zehirlemesine niçin müsaade ediyorsunuz?

Niçin bu memlekete istiklâli çok görmü ,onu ba kalar na köle etmekş ş ı istemi olanlara yüksek makamlarda yer veriyorsunuz? Bunlarş demokrasinin icaplar ise o zaman memlekette, bilhassa ilmî alanda daı geni bir fikir hürriyeti olmas gerekir. Bu sözlerim, demokrasiye hasş ı tesamuh ile kar lan rsa daha söyleyecek çok sözlerim vard r. 0 zamanşı ı ı ben size ilmî sahada bile fikir hürriyetinin nas l olmad n , bu hürriyetiı ığı ı bo maya çal anlar n kimler oldu unu, bizi ba kalar na köle etmekğ ış ı ğ ş ı istedikleri hâlde mühim mevkiler i gal edenlerin listesini, Türkçülükleş e lenen, Türk geldi ine pi man olan ö retmenlerin kimler oldu unuğ ğ ş ğ ğ söyleyebilirim ve inan n ki sözlerimi ahitler ve maddî deliller ile ispatı ş edebilirim. Fakat bunun için bu ön sözümün kar lanaca n bilmemşı ğı ı lâz md r. Bu sözlerimin görece i Türkiye”de ciddî bir yaz hürriyetininı ı ğ ı olup olmad n gösterecek, millet fertlerinin hiçbir kar l k beklemedenığı ı şı ı hükûmete yard m etmesi kabil midir bunu ortaya koyacak, sizinde hakikîı bir demokrat olup olmad n z belirtmek bak m ndan pek önemli birığı ı ı ı ı sonuç vererek daha birçok karanl k noktalar ayd nlanmas na yard mı ı ı ı ı edecektir. Aksi taktirde, eski bir tarihî efsaneyi tanzir ederek diyebilirim ki 700 y l önce Anadolu”ya gelen 400 arslana kar l k, bugün 400 koyunı şı ı hâlinde çad rlar m z yeniden dererek arslanlar n geldi i yolun tam dikineı ı ı ı ı ğ do ru yola koyulmam z gerekecektir.ğ ı

Nihal ATSIZ, Maltepe, Orkun, 16 ubat 1951, Say : 20Ş ı

Şükrü Saraçoğlu’na(ATSIZ’dan Mektuplar)

-2-

Sayın Başvekil,

Orhun”un mart say s nda size hitaben yazd m aç k mektup Türkçüı ı ığı ı çevrelerde çok iyi kar land . Yurdun türlü bölgelerinden ald mşı ı ığı mektuplarla telgraflar büyük bir efkâr umumiyeye tercüman oldu umuı ğ bana anlatt . Size gelince, bunu sizin de iyi kar lad n z biliyorum.ı şı ığı ı ı Orhun”u okudu unuz zaman hiçbir ey söylememi , yaln z ac acğ ş ş ı ı ı gülümsemi olsan z bile yine iyi kar lam oldu unuza inan r m. Çünküş ı şı ış ğ ı ı ben o ac gülümseyi in manas n anlar m. Çünkü gönlünüzün bizimleı ş ı ı ı birlikte çarpt na, yurt meselelerini t pk bizim gibi dü ündü ünüzeığı ı ı ş ğ inanc m z vard r.ı ı ı

Orhun”un resmî makamlar taraf ndan tamamen normal kar lanmas daı şı ı Türkiye”de yaz hürriyeti oldu unu göstermek, hükûmetin samimîı ğ Türkçülü ünü belirtmek bak m ndan çok iyi oldu. Çünkü her bak mdan suğ ı ı ı kat lmam Türk olan Orhun, bir Türk ülkesinde, bir Türk hükûmetiı ış taraf ndan kapat lamazd . Türklü ün davas n hayk ran, Türklükı ı ı ğ ı ı ı dü manlar üzerine resmî bak lar çekmek isteyen Orhun gibi bir dergiş ı ış ı ancak Türk dü manlar n n hâkim oldu u bir ülkede, meselâ çarlar n veyaş ı ı ğ ı haleflerinin ülkesinde kapat labilirdi.ı

Say n Ba vekil:ı ş

Bizim anayasam za göre komünizm Türkiye”de yasakt r ve devletimizı ı milliyetçi bir devlettir. Türk rk n n hususî yap s na, ahlakî ve millîı ı ı ı ı temayüllerine ayk r olan komünizmi Türkiye”ye sokmak isteyenler milletı ı bak m ndan soysuz ve namert olduklar gibi kanun nazar nda daı ı ı ı haindirler.

Hiçbir millet kendi millî yap s na dü man sayd fikirleri kendi ülkesindeı ı ş ığı ya atmaz. Hürriyetin ve demokrasinin ana yurdu olan ngiltere”de bile,ş İ sava ba lar ba lamaz fa ist f rkas la vedilip azalar hapse at ld . Bütünş ş ş ş ı ı ğ ı ı ı dünyada ,yurt dü manlar na müsamaha gösteren hatta onlara mevki veş ı salâhiyet veren tek devlet Türkiye”dir. Bu müsamaha devletin

kuvvetinden kendine güvencinden de do abilir. Fakat Türkiye”nin enğ kuvvetli oldu u ça da, büyük ve anl Fatih”in yapt müsamahan nğ ğ ş ı ığı ı sonradan ba m za ne belâlar getirdi i dü ünülürse yurt ve milletşı ı ğ ş dü manlar na müsamaha göstermekteki büyük tehlike derhâl anla l r.ş ı şı ı En sa lam gövdeleri yere vuran ey de küçücük birkaç mikrobun oğ ş gövdede köprü ba kurmas d r. Derhâl temizlenmezlerse zamanlaşı ı ı ço al p uzviyetin can alacak bir noktas n tahrip ederler. Sonras y k m veğ ı ı ı ı ı ı ölümdür.

Türkiye”de komünistler var m d r sorusu birtak mlar taraf ndanı ı ı ı ı sorulabilir. unu unutmamal ki komünistler hiçbir zaman biz komünistizŞ ı diye aç kça kendilerini ortaya vermezler. Onlar Halk Partisi”nin çokı elâstiki olan alt okundan halkç l al p kendilerini halkç yurtseverler gibiı ı ığı ı ı ortaya atarlar. Fakat onlar n hakikî benli ini anlamak için dahi olmayaı ğ gerek yoktur. Irk ve aile dü manl , din ve sava aleyhtarl , fa istli eş ığı ş ığı ş ğ hücum perdesi alt nda milliyeti baltalama, yurdumuzdaki az nl klara a nı ı ı şı sevgi,her eyi iktisadî gözle görü onlar aç a vuran damgalard r. Enş ş ı ığ ı büyük dü manlar olan milliyetçilere rkç l k noktas ndan sald rmalarş ı ı ı ı ı ı ı ,milliyetçilikte rkç l n temel oldu unu bilmelerinden dolay d r.ı ı ığı ğ ı ı

Temeli y k lan yap n n bir anda çökece ini de çok iyi kestirmi lerdir.ı ı ı ı ğ ş

te bu usta komünistler,komünizm aleyhtar ve Türkçü Türkiye”de sinsiİş ı sinsi her yere el atm lar, mühim mevkilere geçmi ler, tuttuklar köprüış ş ı ba lar ndan Türkiye”yi tahrip etmek için iddetli bir taarruza giri mi lerdir.ş ı ş ş ş Fakat bunlar s n rlardan gelen mert dü man olmad klar için kolaycaı ı ş ı ı sezilemezler. Bunlar para ütle inen bozguncu casuslar gibi ülkeninş üniformas n giymi olduklar ndan her Türk bunlar seçemez. Onun içinı ı ş ı ı bunlar sinsi silâhlar yla birçok Türk”ü vurup milliyetçilikten ay rabilirler.ı ı

Say n Ba vekil!ı ş

Sözü çok uzatmamak için bu ikinci mektubumda maarif sahas na girmiı ş olan komünistlerden bahsetmekle iktifa edece im. Bunlar vatanğ dü manlar na kar pek kay ts z davranan Maarif Vekillerinin gafletindenş ı şı ı ı faydalanarak mühim yerlere geçmi ler ve oradan zehirlerini saçmayaş ba lam lard r. Maarif Vekâleti Türklük dü manlar na kar o kadar gafletş ış ı ş ı şı içinde bulunuyor ki size yazd m ilk mektupta talebesine: “Türk de ilığı ğ misiniz? Allah belân z versin! Alman veya ngiliz olmad ma pi man m!ı ı İ ığı ş ı ” diyen bir tarih ö retmeninden bahsetti im hâlde imdiye kadar buğ ğ ş ö retmenin kim oldu unu ara t rmak zahmetine bile katlanmad . Bununlağ ğ ş ı ı

beraber Maarif Vekâletine hak vermemek de elden gelmiyor. Çünkü onun kulland memurlar aras nda öyleleri var ki bu zavall tarihığı ı ı ö retmeni onlar n yan nda vatan kahraman kadar asil kal yor.ğ ı ı ı ı

Örnek mi istiyorsunuz? te s ras yla veriyorum:İş ı ı

1) Bugün Maarif Vekâletine ba l Dil Kurumu azas ndan ve Ankara”dakiğ ı ı Devlet Konservatuar ö retmenlerinden bir Sabahattin Ali vard r. Hemenı ğ ı hemen bütün kendisini tan yanlar n komünistli ini bildi i Sabahattin Aliı ı ğ ğ 1931 y llar nda Konya”da 14 ay hapse mahkûm edilmi ti. Sebebi deı ı ş ba ta o zamanki Reisicumhur Atatürk oldu u hâlde bütün devlet erkan nş ğ ı ı ve rejimi tehzil eden manzum bir hezeyanname yazmas yd . Bazı ı ı m sralar n bugünkü baz mebuslar nda bildi i bu hezeyannameninı ı ı ı ı ğ tamam n Konya”daki adliye ar ivinden bulup ç karmak kabildir.ı ı ş ı

Say n Ba vekil! Buraya bilmecburiye yazarken büyük st rap duydu umı ş ı ı ğ iki m sra nda (beni mazur görmenizi rica ederim) bu vatan haini öyleı ı ş diyordu:

smet girmedi mi hâlâ hapseİ

Kel Ali”nin boynu vurulmu mudur?ş

Maarif Vekâletinin sevgili memuru bulunan bir komünistin hapse girmesini temenni etti i smet,pek kolayl kla anlayaca n z gibi o zamanğ İ ı ğı ı ki ba vekil, imdiki reisicumhur ve hepsinin üstünde nönü zaferlerininş ş İ Ba komutan smet nönü oldu u gibi,boynunun vurulmas n istedi i Kelş ı İ İ ğ ı ı ğ Ali de, Ayval k”ta Yunana ilk kur unu atan alay n kumandan Aliı ş ı ı Çetinkaya”d r. Bu hezeyanlar yazan Sabahattin Ali, bugün kültür i lerininı ı ş mühim bir mevkiinde,Maarif Vekili Hasan Ali”nin ahsî sempatisiş sayesinde, bat rmak istedi i Türk milletinin paras yla rahatçaı ğ ı ya amaktad r.ş ı

2) Bugün Ankara”daki Dil Fakültesinde folklor doçenti olan Pertev Naili Boratav vard r. Nas l bir komünist oldu unu bilhassa ben çok iyi bilirim.ı ı ğ l936”da Maarif Vekâleti taraf ndan Asur ve Sümer dilleri ö renmek içinı ğ Almanya”ya gönderilmi ti. Fakat daha Türkiye”de iken ba ladş ş ığı komünistli i orada az tt için arkada lar Ziya Karamuk ( imdi Samsunğ ı ığı ş ı Ş Lisesi müdürü), Faz l Yinal ( imdi Ankara”da Ar iv Mütehass s ) veı Ş ş ı ı

ükrü Güllüo lu ( imdi stanbul”da ticaretle me gul) taraf ndan kendisineŞ ğ Ş İ ş ı ihtar yap lm , ald rmay nca resmen ikâyet edilmi ve Maarif Vekâletiı ış ı ı ş ş

taraf ndan gönderilen Müfetti Re at emsettin ( imdi mebus) taraf ndanı ş ş Ş ş ı suçu sabit görülerek derhâl Türkiye”ye döndürülmü tür. Pertev Naili 6 y lş ı tahsil ettikten sonra doçent olacakt . Fakat komünizmin faziletine bak n zı ı ı ki yar da kalan iki y ll k bir tahsilden sonra Türkiye”ye dönünce ilk önceı ı ı maarif vekâletinde bir ambar memuru tayin edilmi ken baz mebuslar nş ı ı araya girmesiyle folklor doçentli ine getirildi ve dört y l daha kazanmğ ı ış oldu. lk mektubumda size anlatm oldu um Eminönü Halkevi”ndekiİ ış ğ nümayi te,salonun sol taraf na oturup gürültü ç karanlar aras nda i te buş ı ı ı ş Pertev Naili Boratav” n iki t bbiyeli karde i de vard r.ı ı ş ı

3) Bugün stanbul Üniversitesi”nin pedagoji enstitüsü ba nda birİ şı profesör Sadrettin Celâl vard r. Türkiye”de bu kürsüye lây k bir çokı ı kimseler varken onun buraya getirilmesinin sebebi s rf maarif vekili ileı aras ndaki ahsi dostluktur.ı ş

Bu Sadrettin Celâl 1920”de Moskova”daki enternasyonal komünist kongresine Türkiye mümessiliyim diye giden, 1921-1924 y llar ndaı ı stanbul”da Ayd nl k diye azg n bir komünist dergisi ç kararak Türkİ ı ı ı ı

milliyetini baltalamaya çal an ,Türkiye”de bir s n f ihtilâli yaparak Türkış ı ı milletini birbirine k rd rmaya u ra an, birçok askerî t bbiyelinin komünistı ı ğ ş ı olarak okuldan kovulmas na sebebiyet veren ( imdi Rusça”dan yaptı ş ığı tercümelerle edebi komünizm yapan Hasan Ali Ediz ve Anadolu”da bir kasabada mahpus olan Hikmet K v lc m bu askerî t bbiyelilerdir),ı ı ı ı sonunda bu yüzden kendisi de hapse giren bir vatan hainidir. Bu vatan hainini ve hapisten ç km bir sab kal y Türk üniversitesinde pedagojiı ış ı ı ı enstitüsünün ba na getirmek aheser bir gaflettir.şı ş

4) Bugün Ankara”daki Dil Kurumu”nun azas ndan ve geçen devreninı mebuslar ndan (evet say n ba vekil, partinizin mebuslar ndan) bir Ahmetı ı ş ı Cevat vard r. Türkçeyi t pk stanbul Rumlar ivesiyle konu an bu dilciı ı ı İ ı ş ş de 1920 y llar nda Rusya”ya kaçm ve orada “Türk Komünist F rkası ı ış ı ı Merkezi Komitesinin Harici Bürosu” azas olmu tur. Trabzon”da 1921”deı ş halk taraf ndan linç edilen 16 komünist hakk nda Rus komünistlerdenı ı Pavloviç”e yazd mektubu, Orhun”un 20 ubat 1934 tarihli dördüncüığı Ş say s nda ne retmi tim. Pavloviç”in nk lâpç Türkiye ad ile 1921 deı ı ş ş İ ı ı ı Moskova”da ne retti i kitab n 119-121. sayfalar ndan al nan bu mektubuş ğ ı ı ı tekrar ne rediyorum :ş

Aziz yolda m Pavloviç,şı

28 Kanunusanide Trabzon civar nda vah icesine öldürülerek denizeı ş at lm olan Yolda Suphi ile Türkiye Komünist F rkas n n merkeziı ış ş ı ı ı komitesi azalar ndan 4 ki i ve 12 di er komünist yolda lar hakk ndaı ş ğ ş ı sizinle ciddî görü mek istiyorum.ş

Kaybolan yolda lar m z hakk nda epey zaman malumat alamad k. Fakatş ı ı ı ı sonra onlar n Trabzon burjuvazisi taraf ndan elde edilmi cellâtları ı ş taraf ndan öldürüldükleri anla ld .ı şı ı

Ta Erzurum”dan ba layarak bizim yolda lar m z aleyhinde nümayi lerş ş ı ı ş ba lam t . Halka diyorlar ki: Rusya”dan gelmi olan komünistlerş ış ı ş Bol eviklerdir. Onlar ma azalar kapatmak için geldiler. Kimsenin almakş ğ ı ve satmak salâhiyeti olmayacakt r. Sonra taharriyata ba lanacak,ı ş herkesin e yas ve paras müsadere olunacakt r. Komünistler dinsizdir.ş ı ı ı Allah”a inananlar n hepsini hapse atacaklard r. Din,ticaret ve hususiı ı mülkiyet Bol evikler taraf ndan men edilmi tir.ş ı ş

Nümayi çiler aras nda burjuvazi taraf ndan para ile elde edilmi ve polisş ı ı ş te kilât taraf ndan komünistler aleyhine tevcih edilmi cahil ahsiyetlerş ı ı ş ş çoktu. Bunlar bizim yolda lara hücum ederek ta lam lar ve parça parçaş ş ış etmeye kalkm lard r. Yolda bizim yolda lara kimse ekmek ve atlar içinış ı ş ı yem satm yordu. Komünistleri müdafaa için hükûmetin tedbir aldı ığı yaland r. Bizim mevsuk menbaalardan ald m z haberlere göre polislerı ığı ı ahâliyi dükkânlar kapamaya te vik ettikleri gibi,müdafaas z kalm olanı ş ı ış yolda lar m z ta lamak içinde halk tahrik etmi lerdir. Bu gibi hücumlaraş ı ı ı ş ı ş yolda lar m z dört yahut be ehir ve kasabada maruz kalm lard r.ş ı ı ş ş ış ı Fakat bu yolda lar en vah î hücuma Trabzon”da u ram lard r. Bunlarş ş ğ ış ı Trabzon”a gelir gelmez ahâlinin ba r p ça rmalar ve tahrikleri alt ndağı ı ğı ı ı limana sevk edilmi lerdir. Burada onlar n üzerinde bulunan birkaçş ı tabancay ald lar ve sonra cebren bir motora koyarak denize aç ld lar.ı ı ı ı

Bu motorun arkas ndan ikinci bir motorda sahilden ayr ld . Bu motordaı ı ı silahl adamlar vard . Bizim arkada lar ba lad lar ve süngüleyip denizeı ı ş ı ğ ı att lar. Ve bunlar n tayfas herkese Türk komünistlerinin denizin dibineı ı ı gittiklerini anlat yorlard . Rusya uralar Cumhuriyeti mümessili,ı ı Ş yolda lar m z istikbal etmek istemi , fakat vali buna mani olarakş ı ı ı ş mümessilin evinden ç kmamas n emretmi . Aksi hâlde halk taraf ndanı ı ı ş ı parçalanaca n bildirmi tir. Rus mümessilin bu vak”ay Moskova veğı ı ş ı Ankara”ya haber vermesi ve bizim yolda lar n cellâtlar elindenş ı al nmas na çal mas lâz md . Fakat yaz k ki o s rada Trabzon”daki Rusı ı ış ı ı ı ı ı mümessili cesur bir adam de ildi. Trabzon”da bunu bilmeyen yoktur.ğ

Motorlar ve sahipleri malumdur. Bu hadisenin Belediye Reisiyle Millî Müdafaa Cemiyeti riyaset divan taraf ndan yap ld söyleniyor.ı ı ı ığı Burada(Rusyada) ise bu meseleye dair henüz bir karar al nmam t r.ı ış ı Fakat art k susmak da imkân haricindedir. En iyi ve cesurı arkada lar m zdan 16 yahut 17 sini kaybettik. Bizimle hemfikir olupş ı ı cellâtlar n tecziyelerini istemelisiniz. Trabzon”a gelecek her komünistinı öldürülmesine karar verilmi tir. Anadolu burjuvas barbarca yaptş ı ığı cinayetlerden mesul olmad n gördü ünden komünistleri iddetle takibeığı ı ğ ş devam ediyor. Cellatlar taraf ndan öldürülmü olan bizim en de erliı ş ğ yolda lar m z müdafaa etmeyi üzerinize alaca n z ümit ederim.ş ı ı ı ğı ı ı Komünist selâmlar ve hürmetler.ı

Ahmet Cevat

Türk Komünist F rkas Merkezi Komitesinin Harici Büro Azası ı ı

Görülüyor ki Giritli Ahmet Cevat, millî ve dinî geleneklerine çok ba l olanğ ı Trabzon halk n n ,din ve mukaddesat aleyhine tahrikat yapan 16ı ı komünisti yok etmesini “Anadolu burjuvalar n n barbarl !” diyeı ı ığı vas fland r yorlar. Bu hareketi Türk polisi ve Millî Müdafaa Cemiyeti (yaniı ı ı Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ) yapt rm diyerek kurtulu sava ndaı ış ş şı önderlik eden ve Halk Partisi”nin ba lang c olan te kilât tahkir ediyor. l6ş ı ı ş ı serseri gebertildi diye yabanc bir devleti Türkiye i lerine kar t rmayaı ş ış ı k k rt yor. Bütün bunlar yapt ktan sonra da y lan gibi Türkiye”yeış ı ı ı ı ı süzülerek sizin partinize girebiliyor ve geçen devrede mebuslu a kadarğ yükseliyor. imdi de Türk dilini yaratacak olan Dil Kurumu”nda bütünŞ dillerin Türkçeden ç kt n ispata yeltenecek kadar milliyetçilik yap yor.ı ığı ı ı Biz buna raz de iliz. Siz,demokrat Türkiye”nin cidden demokratı ğ oldu una inand m z ba vekili herhâlde milletin arzusunu yerineğ ığı ı ş getireceksiniz. Buna inan yoruz.ı

Say n Ba vekil!ı ş

Bu sayd klar m komünist olduklar müspet vak”alar ve vesikalarla bilinenı ı ı kimselerdir. Yoksa bunlar n yan nda daha birçoklar n saymak her zamanı ı ı ı kabildir.

Bo aziçi Lisesi”nin son s n f nda iken arkada lar na kar komünizminğ ı ı ı ş ı şı müdafaa ve propagandas n yapan,onlar n millî mukaddesat diyeı ı ı bildikleri eyleri tahkir eden, “günün birinde hepiniz komünistş zindanlar nda çürüyeceksiniz” diye mukabil tehdit savuran Do anı ğ

Aksoy,nihayet Rusya”ya kaçarken yakaland ,evrak aras nda Moskovaığı ı ı damgal mektup zarflar bulundu u, dolab nda Lenin vesaireninı ı ğ ı foto raflar yakaland ve millî mukaddesata kar olan hareketleriğ ı ığı şı arkada lar n n ahitli i ile sabit oldu u hâlde maalesef mahkûm edilmedi.ş ı ı ş ğ ğ Davada ahit olarak benim de bulundu um bu komünistin bilakis liseş ğ imtihanlar n vermesine müsaade edildi. imdi felsefe talebesi olarakı ı Ş üniversitede bulunuyor. Esefle söylemek icap edilmesi gereken bu mikrop,serbest b rak ld . Say n Ba vekil!ı ı ı ı ş

Bunlar gören vatanperver Türk çocuklar n n kafas ndan neler geçti iniı ı ı ı ğ bir lâhza dü ündünüz mü ? Bu çocuklar bazen bana: “Testiyi k ranlaş ı suyu getiren bir olduktan sonra niçin çal al m ? Niçin yurdumuza ba lış ı ğ ı olal m ? ” diye sorduklar zaman ben makul bir cevap veremedim. Buı ı cevab sizden rica ediyorum.ı

Evet! Komünistler gizli propagandalarla ordumuzun aras na kadarı sokulmaya çal yorlar. Yine esefle söylüyorum ki hükûmet bir orduışı mensubunu komünistli e ba lam gördü ü zaman ciddile iyor dağ ş ış ğ ş binlerce maarif mensubunu k pk z l komünist gördü ü zaman ald rı ı ı ğ ı ış etmiyor. Maarif uras nda “aile bir zehirdir” diyerek cemiyetimizin temeliniş ı y kmak isteyen bir Sadrettin Celâl”i pedagoji profesörlü ünde tutmaklaı ğ bütün alay kumandanlar n komünistten seçmek aras nda ne fark var?ı ı ı

Talim heyeti aras nda komünistlerle kayna an Dil Fakültesinde solcuı ş doçentlerin yapaca zarar iki yedek subay talebesinin komünistli indenğı ğ bin kere korkunç de il midir? Daha birkaç gün önce stanbulğ İ T bbiyesi”nde kimya doçenti Halil, asker talebelere hitaben: “Askerdenı nefret ederim” diye ba rd . Bu sözün alt nda solcu temayülün aç ağı ı ı ığ vuru unu sezmiyor musunuz?ş

Bu solcular n, art k eski fikirlerinden caym olduklar da müdafaaı ı ış ı makam nda söylenebilir. Fakat “sözü namus saymak” hususundakiı gelene imizi “burjuva budalal ” diye gören komünistlerin verdi i sözeğ ığı ğ inanmak ,vatan ve millet kar s nda en büyük gaflet de il midir? Dünşı ı ğ dönenlerin yar n yine dönmeyeceklerine hangi teminatla bakabiliriz?ı Onlar samimî olarak dönmü olsalar bile vaktiyle i lemi olduklar suçtanş ş ş ı dolay , hiç olmazsa bugün millet i lerine kar mak hakk ndan mahrumı ş ış ı edilmeli de ilmi idiler? Tövbekâr olmu bir fahi e art k namuslu say ldğ ş ş ı ı ığı hâlde, nas l namuslu ailelerin harimine al nmazsa, eski dü üncelerindenı ı ş dönmü olan komünistlerinde devlet harimine al nmamalar gerekirdi.ş ı ı Yüz ellilikler de affedildi. Fakat onlara makinesinde en küçük bir vazife

veriliyor mu? Yüz ellikler acaba komünistlere göre daha m suçludurlar?ı Unutmamak lâz md r ki bu komünistler yurdumuzun içinde kal p devletteı ı ı yer i gal ettikçe yar n s n rlarda yurdu korumaya ko acak olan Türkş ı ı ı ş çocuklar kendileri ve cephe gerilerini emniyette sanmayacaklard r.ı ı Acaba hangi dü ünce ve hangi taktik ,vatan çocuklar n n bu emniyetsizlikş ı ı duygusunu gidermekten daha üstün tutulabilir?

Fransa”da olup bitenler, hükûmette yer alm komünistlerin bir vatanış ı nas l bat rd klar n parlak bir örnek hâlinde göstermiyor mu? Buı ı ı ı ı komünistleri ileride Türkiye için seve seve can verecek Türkçü gençlerin tutabilece i yerlerden uzakla t rmak,farz muhâl bir mesele do ursa bile,ğ ş ı ı ğ Türk o ullar n st rap içinde b rakmaktan do acak millî zaaf kadarğ ı ı ı ı ı ğ tehlikeli olabilir mi?

Say n Ba vekil!ı ş

Bütün milliyetçi Türkler sizinle beraberdir. Sizden,tarihimizin bu çetin an nda vatan dü man komünizmin ezilmesini,bir daha baı ş ı ş kald ramayacak ekilde ezilmesini istiyorlar. Mevcut kanunlar kafi de ilseı ş ğ bu bozguncular oca n n kökünü kurutmak için yeni kanunlar yap n z.ğı ı ı ı Kanun, millet vicdan n ma”kesi olursa manas olur. Millî vicdan vatanı ı dü manlar n n tepelenmesini istiyor. Yurtsever Türk çocuklar n n gözüş ı ı ı ı önünde kötü bir örnek olan “komünistlere mevki vermek” usulünü derhâl kald r n z. Yukar da verdi im örnekler yar n n neslini yeti tirecek olanı ı ı ı ğ ı ı ş maarif sahas n n bu mikroplarla nas l bula m oldu unu gösteriyor.ı ı ı ş ış ğ

Haydarpa a Lisesi”ndeki son hadise bu bula kl n görülüp bilinen sonş şı ığı delilidir. Bu olaylar kar s nda Maarif Vekâletine de bir vazife dü üyor. Buşı ı ş vazife klâsiklerin tercümesinden, sanki yabanc dil ve hatta Türkçeı ö retimi pek yolunda gidiyormu da s ra kendisine gelmi gibi bazğ ş ı ş ı liselere konulan Lâtince ve Yunanca derslerinden daha ileri ve üstün bir vazifedir. Bu vazife Türk maarifini ö retmen olsun,ö renci olsun,bütünğ ğ komünistlerden temizlemek vazifesidir.

Fransa”da olup bitenler, hükûmette yer alm komünistlerin bir vatanış ı nas l bat rd klar n parlak bir örnek hâlinde göstermiyor mu? Buı ı ı ı ı komünistleri ileride Türkiye için seve seve can verecek Türkçü gençlerin tutabilece i yerlerden uzakla t rmak,farz muhâl bir mesele do ursa bile,ğ ş ı ı ğ Türk o ullar n st rap içinde b rakmaktan do acak millî zaaf kadarğ ı ı ı ı ı ğ tehlikeli olabilir mi?

Nihal ATSIZ, Maltepe, Orkun, 2 Mart 1951, Say : 22ı

Yılmaz Öztuna’ya(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Yılmaz Beğ,

Cennet-mekan, Firdevs-a iyan Tengri Kut Mete Hazretlerini takdim ileş kesb-i fahr ü eref eylerim. Himmeti üzerinizde, sl k çalan oklar da (…..)ş ı ı ı olsun, amin.

(….) boykot ve grevle memleket batacak.

Meclise ba kan seçilemiyor. Adayl m koysam 226 oy alabir miyim?ş ığı ı

Ötüken’in eylül say s n nihayet ç karabilip size de postalamak nasibı ı ı ı oldu.

Selam ve sa l k dileklerimle. Hadice Han ma hürmetler. Hanzade veğ ı ı O uzhan’ n gözlerinden öperim.ğ ı

Tanr Türk’ü Korusun.ı

Hüsniye Han m’ n selam var. Ad m z “Tuna” diye haz rlad .ı ı ı ı ı ı ı ı

Fesubanallah.

4 Aralık 1975

Erk Yurtsever(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Erk,

Cumartesi günü gelmediğin için seninle konuşulacak bir iş geri kaldı. Konuşulacak şeyi biliyorsun. Türkistanlı Saadet Hanım’ın sizin fabrikanızda bir işe yerleştirilmesi. Biz Kayabek’le birlikte sizin fabrikaya gelerek patronla konuşmaya karar verdik. Fakat bunun için senden bazı ihzari bilgiler almamız, bunun için de seninle konuşmamız lazım.

Ben bu mektubu yarın sabah erkenden postaya vereceğim. Sen akşam yani 8 Ocak akşamı alacaksın. Aldığın zaman imkanın varsa Kayabek’in evine telefon ederek meseleyi bu şekilde hallet. Evinin telefon numarası 21.54.95′tir. Telefon edemezsen ertesi günü öğleye doğru veya öğleyin dükkana telefon et. Dükkanın numarası 22.32.71′dir. Bu da olmazsa o akşam, fabrikadan çıkınca Kayabek’e uğra. O senden sizin fabrikanın yerini, nasıl gideceğini, patronun adını falan öğrenecek. Sizin fabrika galiba hem ilaç, hem de mama fabrikası. İşte bütün bu gibi hususlar hakkında senden bilgi alacak. Sonra biz bu hazırlıkla ‘oplayı tegdi’ olacağız (yani hoplayarak hücum etti, yahut boğa gibi hücum etti).

İşte hikayat bundan ibaret. İstersen bir de kübik şiir yazayım:

BizHepimizBiliriz:HayatBayatBir Katakulliyattan ibarettir.

Protokol caridir.

Tanrı Türkü korusun.

7 Ocak 1964

————–

Not: Ötüken basıma verildi.

Hızırbek Gayretullah’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Hızırbek,

Resimlerini yolluyorum. Biraz geç oldu ama kusura bakma. Ötükenleri muntazaman gönderiyorum. Komünizmle Mücadele Derneği adına da mevcutlardan yolladım.

Sen ne yapıyorsun? Lise imtihanların bitti mi? Üniversite imtihanları ne zaman? Buğra 12. sınıfa geçti. Avusturya Lisesi 12. sınıftır.

Oraz Kumandan Kızılay işi için Ankara’ya ikinci defa giderken kendisine 4 tavsiye mektubu vermiştim. İnşallah müsbet bir sonuç alınır.

Selam ve sağlık dileklerimi yollarım.

Buğra’nın selamı var.

24 Haziran

Şükrü Kayalar’a(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Azizim Şükrü Beğ,

5 Eylül tarihli mektubunuzu aldım. Bir Oda kurmak hakkındaki düşünce şüphesiz sevindiricidir. Ancak bunun için bana değil, Genel Merkeze başvurmak icap eder. Biliyorsunuz ki şimdi Genel Merkez Ankara’dadır. Başkan, Nejdet Sançar’dır. Birkaç gün önce yapılan kurultaydaki tüzük değişikliklerine göre sizin kurucu olarak Genel Merkeze başvurmanız, onların da müsaade etmesi lazım. Kurucuların en aşağı beş kişi olması gerekmektedir.

Nejdet Sançar’ın adresi şöyledir:

Meneviş Sokağı, 80-4 Kavaklıdere-Ankara

Selam ve başarı dileklerini yollarım.

Tanrı Türk’ü Korusun.

11 Eylül 1964

Fethi Gözler’e(ATSIZ’dan Mektuplar)

-1-

Sayın Fethi Gözler Beğ.

Mektup ve makalenizi aldım. Bizi unutmadığınız için teşekkür ederim. Makalenizi ilgi çekici buldum. Fakat bizim için çok kritik bir konuya temas etmektedir. Cengiz’in ırkı hakkında Türkçü gençlerden pek çok mektup aldığım, soruya muhatap olduğum için eski Ötükenlerden birinde bir makale neşretmiş ve meseleyi kestirip atmıştım. Cengiz meselesi Milli Ülküye, Türk birliği davasına temas ettiği için bize çok mühimdi. Bu sebeple yazıyı yazmak zorunda kalmıştım. Takdim ettiğim kitapta bu makaleyi bulacaksınız.

Sizin makaleniz bu konudaki tereddütleri tarafsız olarak ele almakla beraber çok alıngan olan bizim gençleri yine ayağa kaldıracak, ben yine sual yağmuruna tutulacağım. Bu sebeple bu yazıyı neşretmemek hususunda bize anlayış göstermenizi rica edeceğim. Makalenizi geri gönderelim, bunu bildirmenizi ayrıca rica ederim.

Prof. Zeki Velidi Togan bu yılki derslerinde Cengiz konusunu anlatıyormuş. Meseleye çok esaslı taraflardan giren Togan, Cengiz’in Türklüğünü adeta riyazi kesinlikle ispat ediyor. Talebelerinin tuttukları notlar teksir makinesiyle basılacakmış.

Selam ve sağlık dileklerimi gönderirim sayın meslekdaş ve ülküdaşım.

Tanrı Türk’ü Korusun!

20 Mart 1970

Genç Türkçülere Mektuplar 1:

Türkiye’miz, birçok fikirlerin ve inançların birbirleriyle kıyasıya çarpıştığı bir meydan haline gelmiş bulunuyor. Birbirleriyle mücadele eden bu kuvvetler arasında vatanımızın bir parçasını

devletimizden koparmak veya Türkiye’yi bütünü ile en büyük düşmanımızın pençesine teslim etmek isteyenler bulunduğu gibi, şahsi temeller üzerine oturtulmuş bir nevi menfaat ortaklıkları şeklindeki, siyasi veya siyasi olmayan, teşekküllerde vardır. Maddi ve manevi güçleri birbirlerinden bu çeşitli yıkıcı veya zararlı kuvvetler karşısında ise, Türklüğü ayakta tutacak tek bir fikir olarak sadece Türkçülük bulunuyor.

Türkçülük, bütün bu yıkıcı ve zararlı kuvvetlere karşı bulunduğu için, o kuvvetler de - derece derece – Türkçülüğe karşı veya düşmandır. Birisi kendi kendine, öteki milli irade ile devletin kaderine hakim olmuş iki siyasi teşekkülün, 1944’te ve 1953’te, Türkçülüğün üzerinden silindir geçirme teşebbüslerinde bu kuvvetlerin büyük rol oynaması bundandır.

Soyumuza ve devletimize karşı çevrilmiş bulunan bu çeşitli silahlar karşısında, “Büyük Türklük Ülküsü” nün siz bu günkü genç ve ateşli çocuklarına büyük vazifeler düşmektedir. Bu vazifeler, sizin, mensup bulunduğunuz Türk ırkına karşı tabii bir borcunuzdur. Bunu aynı zamanda bir şeref ve namus borcu da sayabilirsiniz.

Bu vazifeyi tam olarak yapabilmek için, önce karşı kuvvetleri ve onlar karşısında kendi gücünüzü bilmek şarttır.

Yıkıcı ve zararlı kuvvetlerin hemen hepsinin, sahip bulundukları imkanlar bakımından, Türkçülükten çok daha güçlü durumda bulundukları muhakkaktır.

Mesela komünistlik… Komünistler, Türkiye’nin nüfusuna göre çok küçük bir topluluk da olsalar, sırtlarını dayadıkları dış kuvvetler tarafından kendilerine sağlanan büyük imkanlar, devlet ve milletimizi tehdit eden iç düşmanın en tehlikelisi durumundadırlar.(1)Kızılların, bu derece korkunç bir kuvvet haline gelmelerinde, çeyrek yüzyılı aşan bir zamandan beri, Türkiye’nin kaderine hakim olan siyasi zümrelerin bilgisizlik, şuursuzluk, ahmaklık ve hatta bazen de ihanet sayılabilecek davranışlarının rolü büyüktür. Bugün, Türkiye’nin en mühim meselesinin bu kızıl tehlike olduğunu bir an aklınızdan çıkarmamalısınız.

Sonra Kürtçülük… Cumhuriyetin ilk yıllarında, başka bir devletin kışkırtmalarının neticesi ve eseri olarak karşımıza çıkan Kürtçülük hareketi, yakın yıllarda kuzey devinin oyunları arasına girmiş bulunuyor. Günümüzde bir Doğu Anadolu meselesi şekline büründürülen ve bu haliyle, memleketin doğu topraklarındaki milyonları tesiri altına almaya çalışan - ve kısmen de alan – bu ihanet hareketi de, gelişmesine bu hızla

devam ettiği takdirde, pek uzak olmayan bir gelecekte, Türkiye için çok büyük tehlike olacaktır.(2)

Bu arada dini çalışmalar şekline sokulan çeşitli hareketleri de unutmamak lazım. Çünkü, dinlerine bağlı saf ve temiz Türklere İslamiyet yolunda çalışmalar şeklinde gösterilmeye çalışılan bu hareketlerde, Türklüğümüze karşı çevrilmiş zehirli hançerlerden başka şeyler değildir. Bu yolda, çalışanların, milliyeti inkar etmek ve Türklüğü horlamaya yeltenmek gibi hareketlerinin asıl manasını anlamak şarttır. Bunları zavallıca ahmaklıklar gibi görmek, asla doğru değildir. Aslında böyle bir düşünüştür ki, Türklük için bağışlanamaz bir ahmaklık olur.

Türkçülüğe gelince: Üzülerek kabul etmeye mecburuz ki, Türkiye’de ki fikirler boğuşmasında, maddi imkanlar bakımından en zayıf kuvvet Türkçülüktür. Bunun en büyük sebeplerinden biri, devletimizin kaderini ellerinde bulundurmuş siyasi kuvvetlerin Türkçülüğe karşı olan tutum ve davranışlarıdır. İlgisizlik ve ihanet dereceleri arasında yer alabilecek bu tutum ve davranışlardır ki, soyumuzun yaşama felsefesi ve mutluluk kaynağı olan Türkçülüğü, bugünkü imkansızlıklarla dolu duruma itmiştir.

Masonluk ve bir takım zümrelerin ortak çıkarları şeklindeki particilik gibi Türkçülüğe karşı kuvvetleri de yukarıdakilere eklersek, şu netice kendiliğinden ortaya çıkmaktadır: Sizler bugünkü fikirler mücadelesinde, maddi silah bakımından en güçsüz bir ordunun genç çerilerisiniz.

Şu büyük gerçeği daima hatırlamalısınız : Türkçülük, Türklüğe karşı ve düşman yıkıcı ve zararlı fikir ve inançların hiç birisinde bulunmayan bir güce sahiptir. Bu güç Türkçülüğün bir ülkü oluşudur. Halbuki mücadele etmekte ve yenmek zorunda bulunduğumuz karşı kuvvetlerin hiç birisi ülkü değildir.

Komünizm, kendini maddeye ve mevkiye satanların şerefsizlik ve haysiyetsizlik yoludur. Kürtçülük, bininci yılına doğru yol almakta bulunan Türkiye’nin yarı parçasını satmaya çalışan ihanettir. Din çalışmaları şekline sokulan hareketler de ötekilerden farklı şeyler değildir. İslamiyet’in, Hıristiyan batı dünyasına karşı tek başına ve yüzyıllarca koruyuculuğunu yapan Türk’ü inkara yeltenmenin, İslam davası gütmekle ilgisi olabilir mi? Bu İslam’ı koruyan tek kılıcın parçalanmak istenmesinden başka nedir?

Evet… Komünistlik, Kürtçülük, Arapçılık, nurculuk, masonluk ve diğerleri… Bunların hangisinde ülkünün o ilahi gücü ülkücülüğün, insanı

efsaneler çağlarının kahramanları haline getirecek o büyük kudreti var?(3)

Ülkücülük kendi varlığını, milli dava içinde eritebilme meziyeti olduğu için, bir cemiyette mefkurecilerin sayıları, elbette ki, denizlerin kumları kadar çok olamaz. Hele o cemiyet: Türkiye gibi, yakın yılları, bütün manevi değerlerin en hayasızca saldırılara uğradığı; milli ülküsü namert eller tarafından kahpece hançerlenmiş bir memleket olursa…

Fakat şartlar ne olursa olsun, zafer bizim olacaktır. Çünkü karşımızdaki kuvvetlerin hepsi maddenin, adi çıkarların esiridir. Menfaat temeli üzerinde yükselen kuvvet, ebedi ve ilahi ülküyü nasıl yok edebilir?

Sizden önceki nesiller, yıllar boyu süren mücadelelerinde parlak başarılar elde etmiş değillerdir. Fakat, hiç de elverişli olmayan, hatta zaman zaman korkunç bir mahiyet alan şartlara rağmen, Türklük düşmanlarının Türklük Ülküsünün kökünü kazıma emellerini kursaklarında bırakmışlardır. Ancak, vazifemiz, sadece ülkümüzün kökünü kazıtmamak değildir. Asıl vazifemiz, Türk Ülküsünü zafere ulaştırmaktır. Yani Türkçülüğü, Türk’ün hayatına hakim kılarak, soyumuza düşmen bütün fikir maskaralıklarının çanlarına ot tıkamaktır. Ve şimdi bu vazife, artık, sizlerin omuzlarına yüklenmek üzeredir.

Eski ve yorgun nesillerden devralmak üzere bulunduğunuz bu vazifeyi başarıya ulaştırmak ve Türkçülük bayrağını Türk göklerinde yükseltmek için neler yapmanız gerek? İşte burada, bunlar üzerinde, sizlere bazı şeyler söylemek istiyorum.

(1) Makalenin kaleme alındığı tarihte Türk Milleti’nin başındaki en büyük bela komünizmdi.(2) Türkçü düşünür ve Yazar Nejdet SANÇAR Beğ ta o günlerden, bu günleri görmüştür. (3)Yazıda işlenen Ülkücülük deyimi; Türkçülük Ülküsünü kastetmekte olup, bu günkü, malum sentezci, söylemle hiçbir alakası yoktur. Malum sentezci topluluk bu güzel ve orijinal deyimi gasp ederek Türkçülük Ülküsü manasından uzaklaştırıp, yoz ve yapay sentezci ideolojinin tanımı olarak kullanmaya başlamıştır.

GENÇ TÜRKÇÜLERE MEKTUPLAR IIGenç Türkçülerin, soylarına karşı bulundukları büyük vazifeyi gereği gibi yerine getirebilmek için ilk yapacakları iş, Türklük Ülküsü ile ilgili fikri ve

edebi eserlerin en mühimlerini en kısa zamanda elde edip okumalarıdır. Bu, şüphesiz, gelişigüzel bir okuma değil; meselelerin üzerine eğilerek, düşünerek, muhakeme ederek ve hatta notlar alarak yapılan bir okuma olacaktır. Çünkü, Türk Soyunun yaşama felsefesi olan Türkçülüğün ana davalarını, çeşitli meseleler üzerindeki görüşlerini ve mücadele etmek zorunda bulunduğu iç ve dış kuvvetleri iyice öğrenmeden, şuurlu bir Türkçü seviyesine çıkılamaz.Bu sebepten, genç Türkçüler için, hayatları boyunca devam edecekleri şerefli mücadelenin ilk parolası bu okuma işi olmalıdır.

Türkçü eserlerin okunması tek başına da, gruplar halinde de yapılabilir. Guruplar halinde okunanlar, fikirler ve meseleler üzerinde tartışma imkanını da vereceğinden, elbette ki, daha faydalıdır.

Kafalarını Türklük fikir ve şuuru ile dolduracak olan genç Türkçülerin, bu konuda bilmeleri gereken en mühim husus, Türkçülüğün bütün fikir, inanç ve düşüncelerin dışında ve üstünde bulunduğudur. Yani Türkçülük, siyasi olan veya olmayan herhangi bir fikir, inanç veya düşünce ile ne karıştırılabilir, ne de o yolda bir vasıta; bir basamak gibi kullanılabilir. Türkçülüğü, başka bir gaye için bir basamak olarak kullanmak, Türk soyunun ülküsüne karşı bir ihanettir.

Ancak bu, elbette ki, Türkçülerin, milli ülkü dışındaki fikirlere veya teşekküllere karşı tamamen ilgisiz kalmaları ve bilhassa siyasi partilerden uzak durmaları demek değildir. Türkçülüğü, cemiyet hayatımıza hakim kılmak birinci vazifemizdir. Bu da, en kısa yoldan ve en verimli şekilde siyasi partiler yolu ile yapılabileceğine göre, Türkçülerin, bu hedeflerine ulaşabilmek için, şüphesiz, siyasi partilerle ilgileneceklerdir. Bu ilgi Türkçülerin ya parti kurmaları, ya da mevcut partilerden Türkçülüğe en iyi hizmet edebilecek bulunanı - partiye girerek veya girmeyerek – desteklemek suretiyle olabilir. Kadrosunun üst ve en üst kademeleri tamamen Türkçülerden meydana gelen ve programı da Türk Ülküsünün ana çizgilerine uygun olarak hazırlanan bir parti, muhakkak ki, bu iş için en iyi siyasi teşekküldür. Böyle bir parti bulunmadığı takdirde, bütün kuvvetleri en imkanlı siyasi parti üzerine toplayıp çalışmak yerinde olur.

Bir diğer mesele, yıkıcı propagandaların tesiri altında kalmamaya çalışmaktır.

Yurdumuzda cirit oynayan yıkıcı kuvvetler, propagandalarını tesirli bir hale getirebilmek için geniş imkanlara sahiptirler. Bu geniş imkanlara, şaşırtıcı ve yanıltıcı kurnazlıklar da eklenince, menfi

propagandaların tesirlerinin sizlere kadar uzandığı görülmektedir.

Yıkıcı propagandalar, şuurlu Türk evlatlarını elbette ki yoldan çıkaramaz. Ama, üzülerek kabul etmeye mecburuz ki, kafalarda bir takım tortular bırakabilmektedir.

Bu propagandaların bir kaçını ele alarak oynana oyunların mahiyetlerini belirtmek yerinde olur:

Mesela “millet” yerine ısrarla “halk” sözünün kullanılması… Bu ”milleti” inkar eden komünizmin sinsi bir oyunudur. “Türk Milleti” demeyip “Türk halkı” demekle elde edilmek istenen netice “millet” fikir ve düşüncesini kafalardan yavaş yavaş silmeye çalışmaktır. Bir cemiyet, kendisine yapılan devamlı telkinlerin tesiriyle, mensup bulunduğu topluluğun “millet” değil de bir “halk” kalabalığı olduğuna inanırsa, elbette ki, millet seviyesinden ve onun mânevi gücünden uzaklaşıp bir insan yığını haline gelir. Böyle bir insan yığınının, düşman kuvvetler için çok kolay bir av olacağı şüphesizdir.

“Millet” yerine “Türk halkı” demek yetmiyormuş gibi, bunun yanı sıra bir de “Türkiye halkı” sözünün kullanılması ise, bir takım sığıntıları sinsice, vatanımıza ortak çıkarma gibi bir niyet ve gayretin neticesidir.

Genç Türkçüler bu oyuna düşmemelidir.

Sonra “emperyalizm” sözünün hileli şekilde kullanılışı.

Bu, bir yandan komünizmin karşısındaki en büyük siyasi kuvvete devamlı olarak saldırıp dikkatleri orada toplamak suretiyle Moskof emperyalizminin üstüne bir kızıl şal örtmek; diğer taraftan da Türkçülüğün “Esir Türkler” davasını bir emperyalistlik olarak göstermek şekillerinde yapılmaktadır.

Amerikan emperyalizmi ve bununla at başı yürütülen Vietnam gürültüsünde, Amerikan emperyalizminden bin kat daha korkunç ve üstelik de Türk Soyunun milyonlarını hedef almış Moskof sömürücülüğünü unutturma oyunun yeri büyüktür. Fakat bu konuda, bizler için daha mühim olan Türkçülüğün “Tutsak Türkler” davasının emperyalistlik olarak gösterilmesi maskaralığıdır.

Emperyalizm, bir milletin, başka milletlerin toprakları üzerindeki hak iddiası, yani o memleketleri istilasıdır. Mesela Rusya’nın Türkistan’ı,

Kırım’ı, Azerbaycan’ı pençesine geçirmiş bulunması emperyalistliktir. Tarihin en eski çağlarından beri bir Türk ülkesi olan Doğu Türkistan’daki korkunç kızıl Çin hakimiyeti bir emperyalistliktir. Türkçülüğün “tutsak Türkler” davası ise, kendi öz yurtlarında düşmanların esiri olarak yaşayan milyonlarca Türk’ün hürriyet ve istiklallerini isteme davasıdır. Yani bu dava, emperyalizme karşı bir harekettir. Emperyalizm düşmanlığı emperyalistlik olabilir mi?

Genç Türkçülerin, üzerine dikkatle eğilmeleri lazım gelen meselelerden birisi de adına “Öz Türkçecilik!” denilen dil hareketidir.

Bu dil hareketinin nasıl bir Moskofçu oyun olduğu artık gün gibi ortaya çıkmıştır. Bunu büyük kalabalık belki layıkıyla kavrayamaz ama genç Türkçüler iyice bilmelidir.

“Öz Türkçecilik!” denilen hareketin hedefi: Türkçe’yi Türkçe olmaktan çıkarmaktır. Bununla elde edilmek istenen netice ise; bir yandan milletimizi büyük milli kültüründen koparmak, diğer taraftan ise Türkleri birbirleriyle anlaşamaz hale düşürmektir. Radyo gibi büyük bir telkin vasıtasından da faydalanarak yayılma imkanını günden güne artıran bu yıkıcı hareket, büyük çapta olmasa da, genç Türkçüler arasında da tesirini göstermektedir. Yazılarınızda yer alan bazı uydurma kelimeler bunu gösteriyor.

Genç Türkçüler; ders kitaplarında bulunduğu için yıllarca sınıflarda söyleyip konuşmak, bu yetmiyormuş gibi gazete ve dergilerde okumak ve Allah’ın günü radyoda dinlemek zorunda kaldıkları bu kelimeleri, şüphesiz, bir alışkanlık neticesi olarak kullanmaktadırlar. Ama ne olursa olsun, yine de kullanmamalıdırlar. Konuşurken dillerine gem vurmada biraz zorluk çekseler bile, yazarken kalemlerine mutlaka hükmetmelidirler.Bir Türkçünün “koşul”lu, “olanak”lı, “sorun”lu, “zorun”lu, “yapıt”lı cümleler kaleme alması asla kabul edilemez. Bu zevksiz ve üstelik kasıtlı uydurmaları gazetelerin ve dergilerin fikir sapıklarına bırakmak lazımdır.Ve bir Türkçü, ne kadar genç ve tecrübesiz olursa olsun, o seviyedeki yaratıklarla aynı safta gözükmemelidir.Ve sonra sade bu zevksiz uydurmaları değil, aslında Türkçe oldukları halde, dilimizi bozmak isteyenler tarafından kasten yanlış manalarda kullanılan ”ozan” gibi, “ulus” gibi kelimeleri de o yakışıksız manalarda kullanmamalıdırlar.

Dil çok ehemmiyetli bir konudur. Onu kaybetmek millet için

ölümdür. Türk’ü savaş alanlarında alt edemeyenlerin torunları, bu gün, dilimizi bozmak suretiyle zafer kazanmak hevesinde ve yolundadırlar. İşte “Öz Türkçecilik!”, bu tuzağın adıdır. Türk’ü, dilini kaybettirmek suretiyle manevi ölüme yoludur.

Böyle bir tuzağa düşmemesi gerekenlerin başında, elbette, Türkçüler bulunmalıdır. GENÇ TÜRKÇÜLERE MEKTUPLAR IIIGenç Türkçüleri bekleyen ehemmiyetli vazifelerden birisi de teşkilatlanma işidir.Genç Türkçüler, bulundukları yurt köşesinde ve ilk fırsatta, Türkçülük ocakları kurup onun etrafında toplanmalı ve disiplinli bir çalışmaya girerek bu yolda ilk adımı atmalıdır. Ocaklar kendini duyurup kabul ettirince, zamanla, birbirleriyle temas sağlayarak, ortak hareketlere girişen büyük bir kuvvet haline gelebilirler.

Genç Türkçüleri bir araya getirip birbirleriyle görüşüp danışmalarını ve bu suretle birlikte hareket etmelerini sağlayacak bu ocakların, eldeki imkanlar ve çevrenin hususiyetlerine göre hazırlanmış sade bir program olmalıdır. Bu sade programın, hatta kısmen, uygulanması bile bir hizmet sayılabilir.

Bütün işlerde paranın oynadığı rolü unutmamak lazımdır. Genç Türkçüler, kuracakları ocakların verimli bir çalışma içine girebilmesi için, önce kendi imkanlarını ele almalı ve ayırabilecekleri paraları, aksatmadan toplamalıdırlar. Bu mütevazı para, elbette ki, bütün ihtiyaçları karşılayamaz. Bu bakımdan başka ve daha geniş imkan kapıları aramak gerekir. Bu yolda ilk düşünülecek olan milliyetçi, vatansever ve iyi niyetli çevre büyükleri olabilir.

Maarifimizin milli ve milliyetçi bir tutumu ve müfredat programı bulunmamasına ve her seviyedeki mekteplerimizde, Türkçülüğe karşı fikirlerin adeta cirit oynar halde olmasına rağmen, Tanrı’ya şükürler olsun ki, memleketimizin dört bir köşesinde, Türkçülük ruhunu kaybetmemiş binlerce, on binlerce Türk çocuğu yaşamaktadır. İşte henüz kaybolmamış bu Türk evlatlarının, fikri bir seviyeye çıkartılıp Türk ülküsü ile şuurlu bir hale getirilmelerinde - kuruldukları takdirde- bu Türkçü ocaklar büyük vazifeler görebilirler.

Türkçü ocakların genç Türkçüleri, bu hizmeti ve vazifeyi iki şekilde yapabilirler.Bunlardan birincisi, bir yer sağlanabildiği takdirde konferanslar, seminerler, sohbet toplantıları düzenlemek suretiyle olur. Bir umumi

toplantı yeri temin edilemezse, küçük guruplar halinde bir araya gelip, çeşitli meseleleri disiplinli bir şekilde tartışmak ve mümkün olanları bir neticeye bağlayıp ona göre hareket etmek de fayda sağlar.

Fikri meselelerle yeteri kadar ilgilenmemiş olan gençleri yetiştirme yolunda verimli bir usul de, onlarla tek tek alakadar olmaktır. Her genç Türkçü, bulunduğu yerde, böyle bir veya iki kardeşini ele alıp, bir ders yılı devam edecek bir programla, onlara milliyetçi eserler okutmak, kendilerine lüzumlu bilgiler vermek ve telkinler yapmak ve hatta dikkatli tartışmalarla onların fikri gelişmelerini sağlamak suretiyle, Türkçülük yolunda çok faydalı sonuçlar elde edilebilir. Bir mektepte on genç Türkçü, bir ders yılı içinde birerden on, veya ikişerden yirmi arkadaşlarını yetiştirmiş olsalar ve bu yetiştirme işi ertesi yıl, artık yetiştirici kadroya girebilecek olan bu yeni genç Türkçülerin de katılmasıyla devam ettirilse, bu tip bir çalışma ile elde edilecek netice kolayca anlaşılır.

İşte; gerek küçük topluluklar, gerekse ferdi telkinler halinde yapılacak bu Türkçülüğü yayma çalışmaları ve hizmetleri, kurulacak Türkçü ocaklar vasıtasıyla sevk ve idare edilmelidir. Kendi çevrelerinde faydalı bir hizmet yuvası haline gelebilecek ocakların, başka yerlerdeki ocaklarla haberleşmek suretiyle, bu Türkçü genç teşkilatı, memleket çapında bir hizmet makinesi haline getirebilmeleri de mümkündür.

Genç Türkçüleri beklemekte olan bir vazife de, milli kültür eksikliklerini kısa zamanda gidermeye çalışmak ve bu arada, dil ve imla meselesi üzerine titizlikle eğilmektir.

Milletinin kültüründen kopmuş veya o engin denizin sadece kıyışlarında dolaşabilen bir Türk gencinin, Türkçü bir genç olarak kabul edilmesi kolay olmaz.

Bu eksiklik Türkçe’yi konuşup yazmada ve imlada en umumi şekilde kendini göstermektedir. Düzgün konuşamayan, cümle terkibinde aksaklıklar yapan, her gün konuşulan kelimeleri söylerken ve yazarken yanlışa düşen gençler, ne kadar yazık ki çoğunluk halini almışlardır. Yazılardaki imla ve hatta noktalama yanlışları ve noksanları ise ayrı bir dert durumundadır.

Genç Türkçüler; bu, aslında basit, fakat manaca ehemmiyetli eksiklikleri en kısa zamanda gidermelidirler. Hem de bunu bir milli şeref meselesi yaparak.

Genç Türkçülerde görülen bir mühim eksiklik de, milliyetçi yayınları yayma yolunda ciddi ve devamlı bir hareket yapma gayretinden mahrum ve uzak bir halde bulunmalarıdır.

Türklüğe karşı ve milli varlığımızı yıkıcı fikir ve hareketlere hizmet yolunda bulunanların, o davaların kitaplarını ve dergilerini nasıl yaymakta olduklarını sizler de bilmektesiniz. Bu memlekette, bu şekilde yayılma imkanına en az sahip, Türkçü yayımlardır. Halbuki, tamamen aksi olması gerekli değil midir?

Genç Türkçüler, devam ededuran bu ihmale de, muhakkak son vernelidirler. Allah’a şükür ki, bu gün, milliyetçi yayınlar, eski yıllara göre hayli çoğalmıştır. Kitap veya dergi olarak Türklüğe hizmet yolunda bulunan bütün bu yayınlar, genç Türkçüler tarafından çevrelerinde ve bilhassa gençlik arasında hızla yayılmalı ve okunmalıdır.

Yıkıcı fikirlerin önüne çekilecek en sağlam set, Türkçülük şuurudur. Türkçü kitapların ve dergilerin elden ele gezdiği yerlerde, ihanet hareketleri sinmeye ve hatta silinmeye mahkumdur.

Onun içindir ki, genç Türkçüler, gönül verdikleri ülkünün her derecedeki eserlerini çevrelerinde yaymayı günlük ve en tabii hareketleri ve vazifeleri haline getirmelidirler. Ve bunun, Türkçülüğe yapılacak en büyük ve fakat en kolay hizmetlerden birisi olduğunu unutmamalıdırlar.

Genç Türkçüler, Türkçülük davasının ana meselelerinde aynı fikirlere sahip bulunmalıdırlar . Bu da Türkçülüğün ana prensiplerini ve temsil unsurlarını bilmekle mümkün olabilir.

Türkçülük, Türk soyunun ülküsüdür. Bu ülkü kısaca: “Bölünmez bir bütün olan Türk Milletinin kendi ana yurdunda, maddi ve manevi yönlerden en üstün ve en mutlu bir cemiyet haline gelmesi” diye ifade olunabilir.

Turancılık ve Türk ırkçılığı, bu ülkünün iki temel unsurudur. Fikir ve edebiyat tarihimizin en büyük kalemleri, eserlerinde, bu iki temel unsur üzerine eğilmişlerdir. Ziya GÖKALP’ in:

“Türk milleti bir ordu, katılmayan kaçaktır”

veya:

“Türk milleti bir bölünmez bütündür.”

gibi mısraları, bu temel unsurlardan Turancılığın, Türk nesillerinin dimağlarında ve şuurlarında en kuvvetli izler bırakmış ölmez sözleridir.

Türk ırkçılığına gelince: Bu temel unsur, önce, Türk soyunun büyüklüğüne ve üstünlüğüne inanmak ve ahlakımız, kahramanlığımız, mertliğimiz, faziletimiz, askerliğimiz, büyük devlet kurma gücümüz, sanat dehamız vesaire gibi Tanrı bağışı bu büyük vasıflarımızı koruma ve yaşatma istek ve vazifemizdir.

Mehmet Emin YURDAKUL’un:

Pençen kadar zekan daElinkinden üstündür.

veya

Onun ulu milletinin koyun güden çobanıBaşka ırkın elmas taçlı hakanından uludur.

gibi beyitleri bu inancın örnekleridir.

Türk ırkçılığının ikinci bir prensibi de, bu vatanda yaşadıkları halde, Türklüğe karşı yabancı davalar gütmekte olan sinsilere karşı milli varlığımızı koruyucu tedbirler almaktır.

Yine “Türk Milleti” ve “Türk Dili” gibi ana meselelerde de aynı anlayış içinde olmak gerekir. Millet ve dil kadromuzu şu şekilde tarif edebiliriz.

Türk milleti:“Türk kökünden gelenlerle, Türk kökünden gelmiş olanlar kadar Türkleşmiş kimselerden meydana gelen topluluktur.”

Türk dili:“Türk kökünden gelen kelimelerle, Türk milletince benimsenmiş ve Türk malı olan kelimelerden meydana gelen dildir.”

Ülkülerin ana meselelerinden ayrı görüşlere sahip olanlar, ülkü ordusunun saflarında gedikler meydana getiriler.

Genç Türkçüler bu gibi temel meselelerde birleşmeli, “bana göre millet”, “bana göre dil” gibi çocukça anlayış ve tariflere yönelmekten kaçınmalıdırlar.

GENÇ TÜRKÇÜLERE MEKTUPLAR IVGenç Türkçüler için büyük bir vazife de çalışkan olmaktır. Hangi öğretim basamağında bulunursa bulunsun, genç Türkçü, sınıfının ön safındakiler arasında yer almaya mecburdur. Tembellik ile Türkçülük, asla bir araya gelemez. Kendisine tembel dedirten genç Türkçü, büyük ülküsünün üzerine gölge düşürmekte olduğunu bilmelidir.

Genç Türkçünün “Büyük Türklük Ülküsü”ne asıl hizmeti, şüphesiz, öğrenim yıllarını hızlı ve başarı ile arkada bırakıp hayata atılmasından sonra başlayacaktır. Bu hizmet devresine tökezleyerek veya yıl kaybederek ulaşmayı, genç Türkçü, bir suç diye kabul etmeli ve bu suçu işlememek için kendisini sıkı bir murakabe altında bulundurmalıdır.

Genç Türkçüler için mühim bir konu da kılık kıyafet meselesidir.

Bu günün gençliğini, insani değerlerden ve vasıflardan uzaklaştırabilmek için her çareye başvuran yıkıcı kuvvetler, dış şekilleri de ihmal etmediler. Bu zorlamanın erkek çocuklar üzerindeki tesirinin en dikkat çeken görüntüleri omuzlara kadar inmiş yağlı ve pis saçlarla çeneleri ve yanakları karartan sakallardır. Boyunlarına asılan, bileklere veya parmaklara takılan süs vasıtaları da aynı tesirin gülünç neticeleridir. Aynı zorlamanın genç kızları da, çok kere gülünç ve hatta maskara kılıklara sokmakta olduğu, misalleriyle, meydandadır.

Genç Türkçüler, bu dışa ait maskaralıklara asla itibar etmemelidirler. Ciddi ve seviyeli insanlar, her şeyde olduğu gibi, kılık ve kıyafette de tabii ve sadedir. Genç Türkçüler de böyle olacaktır.Mevkii gibi kılık kıyafet süsünün de insana değer kazandırmayacağını unutmayın. Ve Ziya Paşa’nın şu ölmez mısraını daima hatırlayın:

Zerdüz palan vursan, eşek yine eşektir.

Genç Türkçüler seçecekleri meslekte en üstün kademelere çıkmayı hedef edinmelidirler. Bir şahsi gaye gibi görünen bu hedef, elbette ki, Türkçülük ülküsüne hizmetin bir yoludur. Bu günün bütün genç Türkçüleri böyle bir şuurla dolar ve bunun neticesi olarak mesleklerinde yükselirlerse, on beş, yirmi yıl sonraki Türkiye’nin bir çok kilit noktaları bu büyük soyun gerçek evlatlarının ellerine geçmiş olur.Mevkiiler; hükmetmek , caka satmak veya çıkar sağlamak yerleri değildir. Mevkii, millet ve devlete hizmet basamağıdır. Ve bu hizmet, ancak, gönlünde vatan ve millet sevgisi; kafasında devlete hizmet şuuru bulunan kimseler, yani Türkçüler tarafından yapılabilir. Türkçü olmayan Türkün, bu vatana, bu millete ve bu devlete gereği gibi hizmet edemeyeceğinin

yüzlerce, binlerce misali ortadadır.

Genç Türkçünün çok hassas davranacağı bir konuda para meselesidir. Para konusunda laubalilik veya ihmalcilik, büyük bir insanlık kusurudur. Ciddi herhangi bir insan için dahi bağışlanması imkansız bu kusur, bir Türkçü için, kusurunda üstünde bir ayıptır. Her hali ile mükemmel bir genç insan örneği olmaya mecbur bulunan genç Türkçü, bu sebepten, para meselesini bir şeref meselesi bilmeli ve o şerefe asla toz kondurmamalıdır.

Aziz gençler! Büyük Türk ırkının siz genç evlatlarına, bugünün mücadele hayatında fayda sağlayacak birkaç konu üzerinde pratik yollar göstermeye ve diğer birkaç husus üzerinde dikkatlerinizi çekmeye çalıştığım bu mektupları, çok mühim bir meseleye temasla bitirmek istiyorum.Irkına, vatanına ve ülküsüne hizmet etmek isteyen her Türkün bir büyük ihtirasla, bir sönmez ateşle yanması lazımdır. Bu, Türklüğe hizmet ihtirası ve ateşidir. Bu ihtiras ve ateşin, tarihimizdeki en güzel örneklerinden birisini, burada,bir kere daha gözlerinizin önüne sereceğim.Metni Bilge Kağan ağzından olan Kül Tegin abidesinde, millet hizmeti ateşinin manasını ve büyüklüğünü, sade fakat harikulade bir şekilde dile getiren şu sözler vardır:“Küçük kardeşim Kül Tegin ile sözleştik. Babamızın, amcamızın çalışmış olduğu milletin adı, sanı yok olmasın diye, Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tegin ile ve iki şad ile ölesiye, bitesiye çalıştım.”

İşte, Türk soyunun bugün en genç nesilleri olan sizler için, yolunuzu aydınlatacak en güzel meşale!Sizler de, soylarına hizmet ateşi ile yanan o büyük atalarınız gibi olmaya çalışın. Sizler de, çamurluklarla dolu hayatı manalandıracak tek şeyin millet hizmeti olacağına inanın. Sizler de bu büyük, kainat kadar büyük, fakat talihsiz millet için, Türk milleti için gündüz oturmadan, gece uyumadan ölesiye, bitesiye çalışabilecek seviyeye erişmeyi gaye edinin.

Türk’ü kıpkızıl bir ateş çemberi ile saran;Türk’ü bitirmek için sinsice, kahpece didinen iç ve dış bunca düşman, bunca düşmanlık karşısında bu, sizler için kaçınılmaz bir vazifedir.Başarıya ulaşmak hususunda dünden bugüne değişmiş hiç bir şey yoktur. Çünkü bugünkü kan, o eski kandır. Namık Kemal, bu gerçeği:

Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır

Mısraı ile ne güzel belirtmişti!

Bu kanla davranın. Bu kanla hizmet vazifesine atılın. Bu kanı, başka hiçbir kan durduramaz.

Bu kan, o ateşle konuşmaya başladığı gün, zafer, yine büyük Türk ırkınındır.