View
7
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
ojJ>JLS\ İjjL^ rr^SECDE SÛRESİ
Adını 15. âyette geçen kelimeden alan bu sûre, Mekke'de nâ- zil olmuştur. 18. 19. ve 20. âyetlerinin Medine'de nâzil olduğu da rivayet edilmiştir. 30 âyet, 680 kelime, 1518 harftir.
1- pİ
Muhib ile mahbûbun arasında şifre gibi bir kelimedir. Müte- kadimin demişler ki biz buraya reyimizi karıştırmıyoruz. Âllâh ile Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivesellem'in arasındadır.
Müteehhirin bazı mânâlar vermişler. Elif'ten Âllâh, Lâm'dan Cibril-i Emin, Mim'den Muhammed Sallâllâhû Aleyhivesellem. "Cenâb-ı Âllâh'tan, Cibril-i Emin vasıtası ile Muhammed Sallâllâhû Aleyhivesellem'e, bu Kur'ân-ı Azimüşşân gelmiştir" demişler. Fakat eslem olan mütekaddimin ûlemâsının söyledikleridir.
Sûre-i celileyi, her gece Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivesellem okuyordu. Kur'ân-ı Kerim'de "Secde sûresi" adıyla iki sûre vardır. Birisi bu ve diğeri (Hâ-Mim/Fussilet) sûresidir. Aralarını tefrik etmek için buna Lukman secdesi, ona da Hâ-Mim secdesi denilir. Buna "Medâcı sûresi" diğerine "Fussilet sûresi" de denilir.
68 • Tefsir Sohbetleri
2- j* 4;i L*Jj î k—jLÎS Jl gjuju
eA-ıSol ^ - j Bu Kitab'ın indirilişi, nâzil olan âyetler. Bu sûredeki âyetler, Kitâbullah'ın âyetleridir. Ona göre dinle ve hazırlıklı
^ o ^
ol. ^—-a-JL l L»j j_* L L j î Hiç bir şek ve şüphe yoktur, Rabbilâleminden nâzil olmuştur.
Âyetin sebeb-i nüzulü; Müşrikler! Kur'ân-ı Azimüşşân, Rasûl-û Ekrem hatta Cenâb-ı Âllâh hakkında iftiralarda bulunurlardı. Çoğu insanlar böyledir ayrıca insanların iftiralardan kurtulması mümkün değil. İmâm-ı Şafi, "ne olursa olsun her insan iftiraya maruz kalır" diyor. Bu kitap ki Kur'ân-ı Azimüşşân'ın, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmesinde asla şüphe yoktur.
^ / $ $ s £ 9 j! } 9 S * } s
3- j_* _gJ” I L_* L_*ji* j J_L! L L j j —* J — Jl 'y ->* 4_i^l j j-Jjûj f Is y. s 9’’*> ^ ^ '' xj j j * g i X gJl*J İ j_* j—
"JJ4_j_jj\il fl Bel mânâsınadır yâni iftira edilmiş. "Âllâh'ın
kelâmı değil" diyorlar. j_* J_;L!I J L Ey Habibim, bizeniyâbeten onlara bildir ki hak ve hakikat budur ve bizden nâ-
♦ oJ!t ^zil olmuştur. L* ji jJL_L Tâ ki sen inzar edeceksin bir kavmi, L* d L L j_* j_>jj; j_* —g l senden evvel İsâ Aleyhisselam'dan sonra uzun bir zaman nezir gelmemiş olan bir kavmi (Arapları) inzâr edesin diye indirdik. jjJL-igj X gl»ı Senin tebligatınla mukadder olanlar hidayete gelirler, umulur ki doğru yolu bulurlar.
4- j l i i p fL İ âL - u g L L_*j j* jV ij o ij^ -U ı j U jui^ ' S S s " i , s S , > ' i ° s s
ü jjLLu ^ ^L-d V j lIİ jr* j * L-* uU - ^ 1 J -*
L ig ; ; L* j ^ j î l j ^Ij-L-lJl (J—lg>- ^JlJI O Rabbil Âlemin,
Secde Sûresi • 69
Cenâb-ı Allah'tır ki yerler ve gökler ile arasını halk eden ancak Âlın/S S / S s *
lâh'tır. ^lJl 5 Altı günde (devirde) yaratan, J__p ^_J»l jJ-Jj£}_JUl sonra arşa istivâ eden. (Hükmü, arşı kaplayan) Allah'tır. Bütün semâvâtı ihâte eden Arş-ı İlâhi ki Evâmir-i İlâhiye oradan zuhur eder. Levh'il Mahfuz oradadır. Makam odur. Allah zaman-ı mekândan münezzehtir. Hâlik-i Kâinat her yerde hazırdır. Lâkin
j, » '
Evâmir-i İlâhiye ta'zimen yukarıdan geliyor. 4Jj:> Ui - n *' ' '
_J / j Yoktur Allah'ın gayri bir yardımcı, sizi halas edecek biryardımcı. Y j Eğer imân etmezseniz azaptan kurtaracak bir yardımcı şefaatçı yoktur. Hâlâ nasihat kabul etmeyecek misiniz?x & 'l'"' sj Y - i l Niçin tefekkür edip de imân etmiyorsunuz?
5- aj|J_JL« jlS" ^ç-S 4—Jl £j-*J p ^^j/l J l frl- —~Jl j-« j-a/l Ji' s s ' 0''
jjj_*j l_£ <5'—jj‘ ı——-İl
j^’j '/l J l jlA <*Jl j - a «//l j_ jJb Gökten yere kadar her işi(melekler vesâir esbâb-ı semaviye ile bütün dünya işlerini,) O tedbir eder. (Âsarı yere iner.) Kaza ve kader oradan zuhur ediyor. Melekler oradan geliyor. oj İJUΫ jlS" p_> jJJ» Dünyanınmüddeti bittikten sonra her şey, Allah'a rucû eder. U<jj_ *i>-lj l İnsanlar gittikten sonra, yine Cenâb-ı Hak ken
di cevap veriyor. j L ^ l jL_:>-ljJl & Bu dünyanın da insan, canlılar gibi bir ömrü var. Ömür sona erdikten sonra her şey, Allah'a rucû ediyor. Dünyanın şekli değişiyor. ojİJH« jlS" p J Öyle bir gündürki miktarı, ü jJl_İA l_jr ——J l mikdârı sizin hesabınızca bin yıldır.
Yerle gök arası, dünya günleri hesabı ile 500 yıllık mesafedir. Yâni insan yürüyüşü ile iniş 500 yıl eder, çıkış da o kadar tutar. Bu
70 • Tefsir Sohbetleri
iniş ve çıkışın mecmuu bir âhiret günü eder ki bizim hesabımızca 1000 yıldır. Meleklerin, gökyüzüne çıkış ve inişleri bir ahiret günü tutar.
Hadiste beyan buyurulduğuna göre; Kıyametin şiddet ve ahvâli kâfire nisbetle 50.000 sene miktarında uzun, Mü'mine nisbet- le ise bir farz namazı kılacak kadar hatta daha az zaman olacaktır.
6- j j p l sSl^İJlj ^ l ^ dJüS
öSl_g_İJlj ^.-liJl ^Jlp dJLJâ Bu tedbir, o Âllâh Teâlâ'nındır ki gâie bi ve hâzırı bilir. (Cenâb-ı Hak için gâib denen hiçbir şey olmaz, her şeyi halk eden O'dur. O halkettikten sonra nasıl gâib olur? Bu bizim içindir, bildiğimizi ve bilmediğimizi, her şeyi Cenâb-ı Hak bilir^^^^yl j_>j- l Aziz'dir, mülkünde galiptir. Rahim'dir, ehl-i taata rahmetini ziyâdesiyle ihsan eder.
o o ^ ö X J , s " ' ^ s / * ş
7- (jfb j a öldJVl jjld- lü-j_j ALld-
// x x j! ^ 5 ,
ddiid- JS j _ l—l ^ jJ l O (Âllâh) ki yarattığı her şeyi güzelhalk etmiş, her şeyin hilkatini yerli yerinde halk etmiş. j_ ld IJlJJ• 0 0
( _is> j _5 jLd JV l Ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır ki (ilk insan Âdem Aleyhisselam'dır.)
8- d -f* *-l—5 j _5 4-! —ü (j-5 ^ J_jc>- Ondan sonra ÂdemAleyhisselam'ın nesli sülâlesini me-i mehinden yâni temiz olmayan zayıf bir sudan üretmiştir.
9- Sj__î'ylj jl—s^jVlj £0—«Jl Aj—JJ (j“5 £=_ÂSj 4jJ_ü)^ i O ^ ^
l_a
jJJ Halk ettikten sonra vücûdunu tesfiye ediyor. Yâni aza-
Secde Sûresi • 71
larırn tasvir ediyor, insan şeklini alıyor. 4-^-jj 4- J Onakendi ruhundan nefhetti üflemiştir. Ruhu, Cenâb-ı Hak'kın kendine isnad edişi ta'zim içindir. Misâl olarak; "Beytullah" diyoruz, ev sahibi olmaktan Âllâh münezzehtir. Nakatullah diyoruz, Âllâh münezzehtir. Bu ruh da Ruhullah'tır, Emr-i İlâhiye mûti olduğuiçin. Cibril-i Emin'e de Ruhul Emin derler, ta'zim içindir.
işitsin için kulak verdi. Görmesi için gözler verdi. oJLJi'yij Kâlp verdi, kâlbi akıl etsin. Elbette bu kâinatın sahibi, ezeli ve ebedi
nimetlerin Rabbine, ne kadar az şükrediyorsunuz. Nimetlere, çok az kimseler şükrederler. Küfür, küfr-ü inadi olursa hiçbir çaresi yoktur. Küfr-ü cehli olursa kurtuluş imkânı vardır.
Hadiste bildirdiğine göre; Cenâb-ı Hak, insanları dört nev'i halk etmiştir.
1) Bilir âlimdir. Bildiğini de bilir. (Böyle âlime tâbi olunuz.)
2) Bilir, bildiğinin farkında değil. (Onu da halkın istifade etmesi için uyarmak lazımdır.)
3) Bilmez, bilmediğini bilir. Ders okumamış, bilmediğini söylüyor, ben okumadım diyor. Bu kişiler öğrenmeye taliptir.
4) Dâ-u udal; tedavisi olmayan bir hastalık. Bilmediği halde kendini biliyorum zanneder, cehl-i mürekkeptir. Hasetten gelen, inâdi olan küfür bu nev'idendir.
10- frLüJLı a J j J_jJl>- (j—L>- _aJ l—>]£ i ^_î LlİL^ lîj£ ij_!lüj
SJL__î*yij jL ^ jV lj ^L-ÜI Ondan sonra Hâlik-i Kâinat^ o parça ete
72 • Tefsir Sohbetleri
O S* s
^-5 I—ÜJl '•>!£ lj_Jl i j (Übeyy bin Halef ve benzerleri gibi dirilmeyi inkâr edenler) dediler. "Biz ölümle toprak olup yerde kaybolduktan sonra, A-jAr- Lj]£ gerçekten (o vakit)
_ '7 J!biz yeniden yaratılacağız mı?" derler. j jJ J lS ' -g>j *l_2jlj a J . .(Dedikleri gibi değil,) belki onlar Rablerine kavuşmayı inkâr eden kâfirlerdir. Bu sözü yalnız Übeyy söylediği halde, hepsine isnat edilmesi ona razı oldukları içindir.
11- ^ -So JS j ^İJl ‘- j- -ÎI tiiLj J
J l-5 Ey Habibim Ekmelerrusûl Sallâllâhû^ Aleyhivesellem.j! ı*ı ^
Ben'den niyabeten söyle o inkâr edenlere. Tevfiye. Sizini ı*l ^ ® J! A
ruhunuzu alacak, J s j ^ U l oj_;Jl iJı_J sizin ölümünüze ruhunuzu kabzetmeye vekil olunan ölüm meleği, (tek fert bırakmaksızın) hepinizin ruhunu alacak. Sonra (hesap ve ceza için,) Rabbinize rucû edeceksiniz döndürüleceksiniz.
12- L ıÂ^j l_jj_s .>l Lı >j Jl.Ip .<>j j lj_ İ.S"lj j j_oj>*;JI il j —b
di L A p J - O î liAr-jU
j_Jj Ey Habibim. Kıyamet günü vaziyeti ne kadar müh-o
liktir, inkâr edenlerin hâli ne kadar fecidir. üj-İ j -ÎI i| O zamanki mücrimler, kâfir-i münafıklar, ...jj l j - l* Huzur-u Ilâhi'de korkudan, nedâmetten başları eğik olarak U p Rablerinin huzurunda. Ve diyorlar Rablerine. U j^ jl Ujj "Yâ Rabbi, bizim dünyada inkâr ettiklerimizi burada gördük inandık. LİAr'j Dünyada iken inkâr ettiklerimizi de işittik, imân ettik. llA r j li Bizi fazl-ı kereminle dünyaya iade et. LA JU s J_;Ju Biz amâl-i saliha ile meşgul olaca-
Secde Sûresi • 73
S Jl ^ &
ğız. jj-Jİja l-j) Zira (inkâr, ba's ve kıyameti müşahade ve hakikati) yakinen gördük. Artık kesin olarak inandık" diyecekleri zamanı bir görsen!
13- j - -İaSf ğ-a Jj-<t!l j->- ü B jj L- jJ-ft y_cj j_!j, X X o^ . 1*1 .
y ıl_Jlj 4_-l; Jİ j —a
l ı L i j_Jj Ey Habibim SaNâNâhû Aleyhivesellem. Eğer bizim arSx \ Jt o ^ ^ s s ' ' s
zumuz olsaydı,1_4jJ a jy-ûj ^ elbette her nefse herkeseı*J J! X ^ '
hidayet verirdik. y -a <jj_İJl Fakat Ben'den sadır olan*> s s / "V
şu söz hak oldu. j-IU V "Cehennemi de dolduracağım. j_a, X X o^ ^ W . ı*1 .
Jj_*â*l y l_ jJ lj 4_ı>tj| Cehennemi muhakkak bütün cin ve insten
(olan kâfirlerle) dolduracağım" diye benden kesin söz çıkmıştır. ^ ) » s » s * > S
14- jJl>JI ı_-»l J_p l l j ) |j a |+_SCa j tlJiJ ^ j-yj l—o_) l
U ,
|j & ^ _ - £ l _ J j ^ l_ i, lj_îjAİ (O gün onlara şöyle diyeceğiz.) Tadın azabı şu sebeple ki bu gününüze kavuşmayı unuttunuz. (Siz unutunca) l^Lj-^J Ls) biz de sizi unuttuk. *1>|Jlp l j J j i j Oj -Jlİ jJ L i , Jl-İAJI işlediklerinizden, yaptıklarınızdan ötürüebedi azabı tadın!
Mevlâna Celâleddin-i Rûmi Kaddesâllâhû Sırrahülaziz buyuruyor. Ey münafıklar, Âllâh-û Teâlâ'nın Kur'ân'ında peygamber lisanıyla size va'dettiği gibi, kıyamette va'dettiğini bâtıl mı zannee dersiniz? Yahutta buraya geleceğinize ümidiniz mi yoktu? Şimdi gelin hesap veriniz. Hediye ne getirdiniz? Bugünkü hediyen nedir? Hamakatından dolayı, Âllâh-û Teâlâ'nın bugünkü nimetinden dünn
74 • Tefsir Sohbetleri
yada iken münkir idin. Öyle ise O'nun bugünkü nimetinden de mahrum kalırsın. Eğer münkir değildim diyorsan, böyle eli boş niye geldin? Öyle ise biraz uykudan, biraz da yemekten tasarruf et. Tasarruf ettiğini ahiret cihetine sarfet, hediyeyi Mülâkât-ı İlâa hiye götürmek için. Mademki imânın var, bugün biraz yemeden içmeden uykudan tasarruf et diyor.
Kur'ân-ı Kerimde 14 secde âyeti var. 7 Farz, 3'ü Vacip, 4'ü sünnettir. Farz olanlar; A'raf, Nahil, Esra, Rad, Meryem, Hac, Sa'd sûreleridir. Vacip olanlar; Furkan, Secde, Hamim'dir. Sünnet olanlar; İkra, Nemil, İnşikak, Necim sûreleridir.
Secdeler fevri değildir. Namazda ise imâm secde âyetinden sonra devam etmek isterse, o zaman fevridir. Hemen secdeye gider, kıyama kalkar ve kıraatına devam eder. Namaz haricinde secdeyi yapmak fevri değildir.
15- Ijj-So j_> jJl LjJIj I) j L * 4
U j ldl> l— Bizim âyât-ı beyyinatımız, Kur'ân-ı Azi-müşşân'a imân edenler ancak onlardır ki ljj-So lij, j - J J l onlar, Âllâh-û Teâlâ'nın ism-i celili zikrolunduğu zaman, L^t ljj-So Kur'ân ile hatırlattığı zaman, lJ*— ljj_j>- âyetlerle kendilerine nasihat edildikleri zaman, (Azâbullâh'tan korkarak) büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar. Mü'min-i Kâmil'in kâlbinde zikrullah cereyan ettiği zaman, kâlbi harekete geliyor. Daha ziyadesiyle eğiliyor ve secdeye gidiyor. ^-#j l_ 4_~-j Tesbih eder, tenziheder Âllâh'ı, bütün noksanlardan. Ve Hamd-ı İlâhi ile meşgûl olur.X ^ j!
V (O'na imân ve itaata) asla büyüklük taslamazlar.
Secde Sûresi • 75
16- L_s»j l— \—îj>- ç < > j Oj—pJj —r-l-si- Jl j —p ç ^' ' ' ı .., 8 -»
Oj_Si-j ç_ftlX5jj
^^UkiJl j_P Ç gjy-T- (Beyan ediyor onların hallerini.) "Yanlarını, yanaklarını yataklarından uzaklaştırırlar. Uzaklaştırır Ç gjy.->- yanlarını yataklarında^^^UkiJl j_p yataklarından kalkarlar. Ç_4jj Oj—pAj Umutla Rablerine, (azabından korkarak ve (rahmetini) umarak yalvarırlar. (Teheccûd kılarlar.) U L ^ j \ sj>- İlticâ ediyor Lsj>- "min ikâbihi" azabından korka-
3 x
rak. "fi rahmetihi" Rahmetini arzu ederek, Cenâb-ı Hak'ka iltica eder.
Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivesellem, her şeyi bize bildirmiştir. İnsan yataktan kalktığı zaman, ElhamdûliNâhiNezi ehye- ne be'de me emâtene ve ileyhinnüşûr. Hamd-ü senâ o Âllâh'a ki uyku bir ölüm gibi idi, bizi oradan kaldırdı. Nüşûr, O'nadır. Yatağından kalkıp giyininceye kadar zamanını gafletle geçirmesin. Çünkü uykudan zikrullah ile kalktı. Eğer başka şeyle meşgûl olursa o ara fasıla olur. Hassasiyetin gelmesi güç olur. Ne isterse, aklına gelirse Lâ ilâhe illeNah ile veya salavât ile geçirsin abdest alıncaya kadar, namaza kadar. Bu fasıla gafletle geçmesin. Eğer insan zikrullah ile meşgûl olursa, Halik-i Kâinat bir vaiz kâlbine veriyor. Yatağında uykuda iken ibadet, namaz vakti geldi. O kişiye "kalk" diyor. L_s:J" > *, > S 'Oj—Sİ-j Ç^ u ijj Ve Bizim, onlara ihsan ettiğimiz kısmetten infak ederler. İhsan ettiğimiz rızıktan, Âllâh yolunda harcarlar. Böyle kimselerin mükâfatı nedir?
17 ■ \jjlS' Ioj Pljr- c Pİ j ? Ç- J csî' 'l l? Ç iL
76 • Tefsir Sohbetleri
_İÂj Ey Habibim Ekmelerrusûl SaNâNâhû Aleyhivesel-lem. (Gece yataklarından kalkıp ibadet edenler için, onlara verdiğimiz rızıktan infak edenlere.) Yaptıklarına işlediklerine karşılık olarak, onlar için gözleri aydınlatacak nimetler ihsan eder.j L p I öj_i j l _â>-l U J^-âj l*j Bilmez, tasavvur etmez birnefes sahibi. Ne kadar çok nimetler onlara gizlenmiştir, Cenâb-ı Hak'tan kıyamet için. öj-i Gözlere ziya sürur verecek, cennette ne kadar nimetler var. (Cennette öyle nimetler var ki hiçbir göz görmemiş, hiçbir kulak da işitmemiştir, hiçbir kalbe de gelmemiştir. Ben böyle nimetleri onlara izhar etmişimdir.) V\'j-Jr
Ij—jlS" LXt Bu nimetler de onların dünya hayatında yapmış oldukları taattan dolayıdır.
18- S Li- oLi jLS jLS
l i_ J i jLS j-X-S L l^ jLS j —jil Mü'min olan bir kimse, yoldan çıkmış fasık olan gibi olabilir mi? Siz kul olduğunuz halde, iyi ile fenayı tefrik ettiğiniz halde, asi olanla muti olanları tefrik ettiğiniz halde, Hâlik-i Kâinat hikmet-i kahirası ile nasıl olur da her iki ayrı zümreyi bir tutabilir mi? j^L_lS s Bunlar elbette bir, müsâvi olaeymazlar.
19- L£j v j j^ } L i ı ^ i j J U j ı^ i j - j j ı ı i ı^ ^ O * '
lj_JlS
lj_ı*l j - j jJ l L_İ( Onlar ki imân etmişler Âllâh'a, Rasûlâllah'a, Kur'ân'a. oL^JUkll lj_Upj Bu imânlarını da amâl-i saliha ile takviye ve tezyin etmişler. j l i Onlara ahirette Sj-J J jL_jll 0 L 1Ş-
Secde Sûresi • 77
ivâ edilen, en alâ cennet var ki bu cennet onlara nüzül olur. (Nüzül ise; eve gelen bir misafire yemekten önce ona bir kahvaltı çıkarırlar, yemek yetişinceye kadar ikram edilir.) Cennetin bu nimetleri, lütfedilecek ileri derecedeki nimetlere nazaran, bir misafire ikram edilen yemekten önceki kahvaltı gibidir. Bu cennet nimetlerinin ilerisinde, Rızayı İlâhi var. Onun da ilerisinde Cemâl-i İlâhi var. Cemâl-i İlâhi tecelli ediyor. jj_lXJ^ Ij_JlS l_ t Bütün bu nimetleri veren Cenâb-ı Âllâh, amellerinin ve taatının vesilesiledir. Cennete girmek Fazl-ı İlâhi, cennetteki nimetler ise ibadet ve itaatladır.
i -W
20- Ijj- pl L L» Ij-ifjji jI IjiljI U K j LüI ^_gjjl î I j —üJI l
jj_> J-X!> 4_j j_JI jliJI ı_»Ij_P Ij_îji $J l—fe®
T' s"/
ü j_>UI l—»Ij Yoldan çıkan fasıklara gelince! Onların yeriise jUüI meskenleri cehennemdir. Hem de l_US ne za-
j o o y s'
manki Ij_r-ji£ jI Ij>IjI o cehennemden çıkmak arzu istedik-^ Jl »
leri zaman, l I J j=>I onları tekrar yerlerine iâde ederler.J_ijJt ' ' ^ s' ^ ^
1_ J O hazeneyi cehennem, onlara söylerler. j U üI Ij_5jîj j —JıSo a_> j;_ııS ^jJ I Ve onlara, "(Dünyada) tekzib ettiğiniz cehennemin azâbını tadın" denilir.
21- jjSVI t---,Ij-*-JI t-jIJ- -JI j» $ i )>ÜSj
j i^ I _»Ül^I j j i ^-ji'yI t_»ÜL I $%Âİjj Halik-i Kâinatemrediyor. Buyuruyor ki; Dünyada da ahiret azabından önce (katil, esaret ve kıtlık gibi) en yakın azaptan tattıracağız. Âzab-ı ek- ber ahirettedir. Dünyada zuhur eden, ahirette zuhur edeceğine alâmettir. jj_^^U4i*J Olur ki tevbe edip imâna rucû ederler.
78 • Tefsir Sohbetleri
1 (V *
22- û_? M- ^_f* P H 5 <>£ f - ^ 1 (>?i
Oj '- • ?
f_ lk l j - J j Kimdir ki daha zalim! (İstifam-i inkâridir yâni bun-\ ) ı*J J
dan daha zalim kimse olmaz. Nefsine zalim olan.) f U LRabbinin âyetleri ile nasihat edildikten sonra, L^Ip S j - P <f ^
x 0 0 ' jj
O'ndan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? ^.^yLül L_5|j j — Bilsinler ki Biz Azimüşşân, mücrimlerden intikam alırız.
23- 4_SliJ j -? ^ -ly 3 ^-î j -_& *! _î ı_A_l Jl l_Lj l J—üJj"t # j,
İ r - İ J_^ ^J- A
d-»! 1 -îl Lİl;l J -İJj Celâlim hakkı için, Biz Azimüşşân,Mûsâ Aleyhisselam'a kitabı gönderdik. 4_SliJ j-? LIJ? j - İ J ^(Bu cümle mutarizadır.) Kitap ki Tevrat'ı gönderdik. Onlar imân etmediler, biz de onlardan intikam aldık. Ebedi cehenneme müs- tehak oldular. (Burada yalnız Cenâb-ı Hak'kın intikam sıfatını beyan ediyor.) Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivesellem'in ümmeti, hayrul ümemdir. Kendisi hayrul embiyadır. Embiya'nın büyüğü olduğu için, ümmeti de hayırlı ümmettir.
Mûsâ Aleyhisselam, bu ümmetin halini müşahede etmiş, demiş. "Yâ Rabbi, bu ümmeti bana ver." Cenâb-ı Hak da buyurmuş; "Yâ Mûsâ, bu ümmet benim Habibim Muhammed Sallâllâhû Aleyhivesellem'indir." Bunun üzerine Mûsâ Aleyhisselam da "beni, onun ümmetinden eyle" diyor. Cenâb-ı Hak da "öyle ise onu sana gösteririm." Rasûl-û Ekrem'in de Mûsâ Aleyhisselam'ın bu iştiyakından haberi olduğu için, "Yâ Rabbi, Mûsâ Aleyhisselam'ı bana göster" diyor. Hâlik-i Kâinat da Mûsâ Aleyhisselam'ı, Rasûl-û
Secde Sûresi • 79
Ekrem'e Mirac'a giderken, Kûdüs'ün kırmızı bir toprağı olan dağlık bir yerde, Mûsâ Aleyhisselam'ı kabrinde görüyor, namaz kılarken gösteriyor. Rasûl-û Ekrem buyuruyor. Mûsâ Aleyhisselam'ın biraz esmer olduğunu, vücûdu tıknaz. "Yemen'de, Şime kabilesi insanlarına benziyordu." Diğeri de Mûsâ Aleyhisselam'ı, Miraç'da görmüştür.
Mûsâ Aleyhisselam kabrinde namaz kılıyordu. Teklif olan namaz, Kur'ân, dünyada vardır fakat ahirette zevk için kılınıyor. Kur'ân okunuyor, sevap almak için değil telezzüz için namaz kılınıyor, Kur'ân okunuyor.
Onun için şüphe etme ey Habibim. Mûsâ Aleyhisselam'ın likasını sana va'dettim, sana gösterdim. Biz Mûsâ Aleyhisselam'a kitap verdik. (Rasûlüm) sen, ona kavuşacağından şüphe etme.
jj; j! .0
JL_3 ^ o L ı l J c f j Mûsâ Aleyhisselam, Beni İsrail için hie dayet rehberi idi.
S* Ş S Jt o x4_İJl 1 gt* O zaman Mûsâ Aleyhisselam'ın et'bâların-
dan e-imme yaptık, müktedâbih peygamberler halk ettik. üjJ _gj lj _ » L İ ! L-J L. Emrimizle halkı hidayete da'vet ediyorlardı. L İ !ü j- t jj i lj-JlSj ljs_-** Ve içlerinden (tâatime) sabrettiklerizaman, emrimizle doğru yola iletir, rehberler yetiştirmiştik. Ve onlar, âyetlerimizi yakinen biliyorlardı.
25/ ^ / o / f 0 ^ j. o } / /
1 ü 4. 3 lyLS lı^3 4_ı jlJl g t. <
4_1 jâJI gt!. dL_>j j j Ey Habibim EkmelerrusûlSallâllâhû Aleyhivesellem, onların terbiyesizliklerinden müteessir
80 • Tefsir Sohbetleri
s s ^ } S $ 9 “
olma. d - J j} Senin Rabbin, jLd d l j_A Kıyametgünü Rabbin, onların arasını fasleder. Hükmünü izhar edecek,
x fi so / fi s
ebedi olarak azaba giriftar olurlar. j j_ i i;— 4__J lj-AS L d i Kıyamet günü, ihtilaf ettikleri şeyleri arasında hallû fasledecek. (Hakkı, bâtıldan temyiz eyleyecektir.)
26- LS_İ J-? f—f1 * <j__5 J—fcjj-*-x ı i o l_ j*V i L J i _j> j} f ıSl la
jj ^ q S' S s 9 S O S S
Jl^ i_!jl Onların hidayetine sebep olmadı mı? l l S d l !_£\ ^ \ } Jl O X \
î- f iS L la Lr_s j j —l J j j j- iJ l J__j i g].$ J_ j Onlardan evvel ne kadar karınları, nesilleri helâk ettik. (Ticaret için Kudüs'e gittiklerinde, Lût kavminin helâk olduğu Lût gölünü görürlerdi. Şam'a gelirlerken Âshab-ı Hıcır, Salih Aleyhisselam'ı inkâr eden kavmin helâk oldukları meskenleri görürlerdi. Yemen'e gittiklerinde, Ahkaf'ta helâk olan Âd kavminin yerlerini görürlerdi. Bu kadar âsârları gördükleri halde niye akıllarını kullanmadılar?) j j_ lX l
X, ' ^ ' o>
î - f i S U Onların yurtlarında da gezip duruyorlar. oLTV d j j}jj.iX -.lI d i l Bunlar da elbette ibretler vardır. Hâlâ kulak vermezler mi?
27- Aij J m —> lJ j j 4-> >=-15 j j_>J l (j j l J l «- d ! J j —l ü l ljj—> i -!_jl
jjj^ ujı d i l dS İj i—f-olüH^ ^ ^ 9 fi s •as
ljj-J i_!jl Görmüyorlar mı? £LXJl J j_ İJ L îl Biz Azimüşşân,' j) 0 s O x
suyu sevk ediyoruz. jj_>Jl j^ jV l Jj. Kupkuru ve çorak yerlere' t s ', ° Ş f i '
suyu ulaştırdığımızı. Lp jj 4__> Nebatları bitiriyoruz. Jl * 0S' fi jı s0'' fi 9i f H lj i gül«tl 4_ ij Onunla gerek hayvanlarının, gerekse ken-
Secde Sûresi • 81
dilerinin yiyegeldikleri ekini çıkarmakta olduğumuzu görmediler mi? Hâlâ bunu görmeyecekler mi (ki Âllâh-û Teâlâ'nınkudretinin kemâl ve fazlını istidlâl ederek, vahdaniyetine imân etsinler?
Âshab-ı Kiram diyorlar. Âllâh-û Teâlâ'nın ilhamı ile peygamberimiz bize buyurmuştur. "Rumlar ile Farsların mülküne sahip olacağız." Küfürde kalanlar bu sözü işittikleri zaman, istihzâ etmeye başladılar.
Âyet-i kerimenin sebeb-i nüzulü budur.
28 1 p pdS ü| -UîJl IJa çJLo ü j-2jj
Mü'minlere derlerdi. «_ıâj| IJl_a "Bu fetih (ve hüküm) günü hani ne zaman? ^_JoLP p_^ ü| Eğer va'dınızda sadık iseniz, ne zamandır?" diye istihza tekzib ediyorlardı.
29- i j I ^ j-j-J-İI i ^lail ç jj J lî
Ey Habibim Ekmelerrusûl Sallâllâhû Aleyhivesellem. Biz-O ^ s s
den niyâbeten onlara söyle. ^JiJl p J Fûtuhat günü. j _JJI .İIj ij! $ ^ S S s'
Ijj_i£ Onların imânları o zaman fayda vermez, (imân-ıyeis olur.) ü j — 4 p_* İ j Onlara imân etmeleri için mühlet de vermezler.
Bazılarına göre; Fetih gününden murâd, Mekke'nin fethidir. Fakat bir takımları, Kıyamet günü olduğunu söylemiş hatta Bedir harbi olduğunu ileri sürenler olmuştur.
Kâfirlerden murâd da bu muharebelerde öldürülenlerdir.
30- ^ ^ > Ü
82 • Tefsir Sohbetleri
X gtc. ^J>jsXb Ey Habibim artık onlardan yüz çevir. j . » ''O J! s
Onların azabını intizar et, onları bırak bekle. üjjJa£jj Zaten onlar da (helâkını) beklemektedirler.
(Ayette kâfirlerin de Rasûl-û Ekrem SaMâMâhû Aleyhivesel- lem'in ölmesini veya öldürülmesini beklediklerine işaret olduğu belirtilmektedir.)
Rivâyet olunduğuna göre; Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhive- sellem Efendimiz bu sûre ile Mülk sûresini okumayınca uyumazlardı.
İbni Mes'ud Radıyâllâhû Anh da "Secde sûresini okumak, kabir azabına mâni olur" buyurmuşlardır.
Recommended