Kus ogudu

Preview:

DESCRIPTION

Kuş Öğüdü

Citation preview

KUŞ ÖĞÜDÜ

BİRİSİ bir hileyle kuşun birini tuzağa düşürerek yakaladı. Kuş dile gelerek yalvardı: ‘Ey ulu hoca! Sen birçok öküzler, koyunlar yedin, develer kurban ettin.

Bu dünyada onlarla bile doymadın, benimle mi doyacaksın? Eğer beni bırakırsan sana üç öğüt vereceğim ki, bunlara uyarsan her müşkülün hallolur.’

‘Birinci öğüdü dindeyken vereyim’ dedi.

‘Eğer beğenirsen beni bırakırsın.

O zaman ikincisini şu dama konarken, üçüncüsünü de şu ulu ağaçta söylerim

Adam kuşu sıkı sıkıya tutarak:

‘Geçmiş gitmiş şey, kaçmış fırsat için üzülüp ah vah etme.’ Bu öğüdü söyledikten sonra, biraz daha geriye çekilerek orada

bulunan ulu ağaca konan kuş:

Eğer beni elinden kaçırmasaydın, o şimdi senin olacaktı.’

Bunu duyan adam ağlayıp inlemeye, saçını başını yolmaya başladı.

Kuş adama seslendi:

Bunun üzerine adam kendine geldi: ‘Şimdi söylediklerini daha iyi anladım’ dedi. ‘Haydi şimdi de üçüncü öğüdünü söyle bakalım.’

Sabah olunca, gece karanlığında yeniden boy vermiş olan otları yemeye başlar, akşama kadar bütün otları yer, doyar, şişmanlardı. Akşam olunca yeniden:

‘Yarın ne yiyeceğim?’ kaygısıyla sabaha kadar üzülür, yeniden zayıflardı. Bu böyle sürüp giderdi.

Bir bilge, bu meşeliyi öğrencilerine anlatıp, şu yorumda bulundu: ‘İşte, insan nefsi o öküz, yeşil ada ise bu dünyadır.’

Recommended