Lezzetleri kesen ölüm

Preview:

DESCRIPTION

“Lezzetleri kesen ölümü çokça hatırlayınız” (Hz. Muhammed s.a.v.)

Citation preview

““Lezzetleri kesen” Lezzetleri kesen”

ÖLÜMÖLÜM

““Lezzetleri kesen ölümü çokça Lezzetleri kesen ölümü çokça hatırlayınız”hatırlayınız”

((Hz. Hz. Muhammed s.a.v.)Muhammed s.a.v.)

Size diyorum ki, tarihe dost… Ama bir yerde diyeceğim ki,ölüme

dost olunuz. Ahiret dünyada başladığına göre, dünya ve ahiret tefriki bizim izafi

değerlerimiz olduğuna göre, biz dünya ve ahireti kendimiz tefrik ettiğimize göre, hadd-i zatında kendisi bir olduğuna göre, Bir’de bir olduğuna göre, ölüm ve yaşama diye iki ayrı şey olmadığına göre, ezel ve ebed beraberliği, tevhidi olduğuna göre, o zaman nasıl kendimize dost olmak mecburiyetinde isek ölüme de dost olmak mecburiyetindeyiz.

Çünkü ölüm, insana gözünün akının siyahına yakınlığından daha da yakındır.Peygamber-i Ekber, “Ölüm insana, gözünün akının siyahına olan yakınlığından daha yakındır.” Buyuruyorlar ve asıl daha güzeli yine Peygamber-i Ekber buyuruyorlar ki:

” Ölüm mü’minin tuhfe-i canıdır.” Sahib’ine, Rabb’ına canını hediye etmesidir,tuhfedir.

Fethi Gemuhluoğlu

Çeşm-i ibretle nazar kıl ,dünya misafirhanedir

Bir gelen bir daha gelmez ,taaccüphanedir Bir kefen sermayemiz; akibet Allah verir Bu dünyaya mağrur olan, mecnun değil ya

nedir? Saadeddin Sahip 1893-10.1953 ( Karacaahmet

Mezarlığı,İstanbul)

“Onüç aylık gelin oldum,gelinliğim bilmedim

Genç yaşımda ecel geldi ben dünyaya doymadım

Yalnız bir yavrum oldu ben yavrumu görmedim ”

Ekmekçi Halil kızı Sıdıka Örfan

(Şehir mezarlığı Gaziantep)

Ölüyken diri oldun,çok geçmeden yine ölü olacaksın.

Öyleyse bu fani dünyada baki olan bir ev bina etmeye bak........

“Hz. Ali”

“Doğdu,sevildi,üzüldü,öldü……” Dr. Haydar Bulak 1902-

1966 (Sahra-yı Cedid mezarlığı

İstanbul)

Bir avrat yüzünden ,yirmi bir ay verem çektim

O avradı alanda ve avratta,benim kadar maraz çeksin

Dellal Dönenin oğlu Mehmet Durdu

1920- 10.02.1942 (Şehir Mezarlığı

Gaziantep)

Ne gam azl-i ebed nefy-i beled oldumsa ey baki

Bilirsin ki cihan mülkü Süleyman’a değil baki Şaha hakkımda izhar-ı tehevvür eyledin amma Buna deyr-i kühen derler ne sen baki ne ben

baki Baki

Bir kaş çatılmasına dayanamayan insan,

Cehennem azabına nasıl dayanır. “Mehmet

Kırkıncı”

Uyu yavrum ninni… Annen de bir gün buraya gelecek

ninni Şimdilik sakın korkma emi!

On yaşında bir kaza neticesinde Hayata gözlerini yuman Atilla Karsel’in ruhuna fatiha 1943-1953 (Cebeci Asri Mezarlığı Ankara )

Ben kasap Nuriyim ; Niğdeli Kimi kirli dedi ,kimisi veli Kullukta kusurum görüldü fakat, Temiz itikatım, değil lekeli Nefsime zulmettim,ettimse belli; Allah’ın rahmeti ,elverir bana; Rahmet okumazsa ,Ali ile Veli. Nuri

1871-1948 Derbent

Mezarlığı- Niğde

Bir cenazenin kabre konulmasından sonra,kurtlar bedene ilişinceye kadar ,hısım akraba da taziyelerini hemen hemen tamamlamış olurlar. Daha sonra mirasçılar mal bölüşme

görüşmelerine,kurtlarda bedeni parçalamaya başlarlar.Bu her iki faaliyette bir bakıma birlikte sürdürülür ve bitirilir.

Beden tüketilir,servet dağıtılır. Bu hali hayretle seyreden ruh, bir çok yaptıklarını hatırlayarak ,elini dizine vurmak ister.Ama artık ne el kalmıştır, ne de diz... Prof.Dr. Alaaddin Başar

Hani benim ile lokma yiyenler Başı canı dost yoluna koyanlar Sen ölmeden biz ölelim diyenler Dostlarda geriye kaçtı bulunmaz…

Neriman Erbaş 1933-1984 ( Şehir Mezarlığı

Gaziantep )

Nasihat istersen ölüm yeter Evet ölümü düşünen hubb-u dünyadan

kurtulur Ahiretine ciddi çalışır. Şu dünya hayatında en bahtiyar o dur ki ona

göre hareket etsin. Ve o telakki ile en büyük mertebe olan

mertebe-i rızayı çabuk elde edebilsin. Kırılacak şişe pahasına daimi bir elmasın

fiyatını vermez .İstikamet ve lezzetle hayatını geçirir.

“Bediüzzaman Said-i Nursi”

Gülüm,yaprağım Bakın şimdi toprağım… Yavuz Karabulut 1944-1957

(Şehir Mezarlığı Samsun)

Seni dağladılar değil mi kalbim? Her yanın içi su dolu kabarcık Bulunmaz bu halden anlar ilim Akıl yırtık çuval,sökük dağarcık Sensin göklere gelen oklara hedef Oyası ateşle işlenen gergef Çekme üç beş günlük dünyaya esef Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık. Necip Fazıl Kısakürek

Fatiha….

On dokuz yaşında Annemin ve ablamın gonca gülü iken Aniden soldurdu ispirto ocağı Patlaması ile nazik vücudumu Harap edip acı ile doldurdu Sebeptir bu işe arkadaşım olan zalim Benim de onda kalmaz ahım.. Edirne Devlet

Hastanesi

Hemşirelerinden Nevin

Yücetürk 1944-

1963

Ölmek felaket değildir. Asıl felaket öldükten sonra başa gelecekleri bilmemektir.

İmam-ı Rabbani

Eli boş gidilmez gidilen yereRabbim boş gelmedim ben suç getirdimDağlar çekemezken o ağır yükü İki kat sırtımda pek güç getirdim. Tahir’ül MevleviÖlüm bazen bir ceza,bazen bir

armağan,çoğu zaman bir lütufdur. Seneca

Bir damla su gibi,bahar uykusu gibi Gelip geçici hayat,bir gül kokusu gibi Mühendis S.Adıgüzel 1932-1957 (Asri Mezarlık Aydın)

Bir dakika…. Bana kül kedisini okur musun anneciğim? Tamam şimdi geleceğim, Daha çok kalacağım babacığım… Küçümencik melek kraliçe

Ayçamız Ailesi Biricik yavrumuz Ayça Kepecioğlu Ruhuna Fatiha 1970-1976 (Karacaahmet Mezarlığı

İstanbul)

Ayağın güç vererek basma sakın ,yerden ayır

İnce bir sevgilinin gül yüzüdür belki acır.

Şu saraylar yaratan tuğlayı süz dikkatle ,

Bir vezir parmağı yahut da hükümdar başıdır.

Ömer Hayyam

Hoş geldiniz…..Ayağa kalkmak isterdimKusura bakmayın kalkamıyorumZiyaretinizden çok memnunumVe mütehassıs oldum. Mahmut İnan

Ruhuna Fatiha 1904-1956 (Cebeci Asri

Mezarlığı Ankara)

Hüve’l baki…. Bir lira ilaç parası Bir lira doktor parası Dayan Hacı’nın oğlu dayan. Cevizli Hüseyin Uluer Ruhuna Fatiha 1895-1979 (Kulaksız Mezarlığı

İstanbul)

Hayatında bir kere üzdün O da öldüğün gün melek

annem….. Yozgatlı

SevimEralp 1926-1980 (Yahşıhan Mezarlığı

Yozgat)

Ayla’nın gülleri soldu, on beşinde böbrek üresi oldu Okulu yarıda kaldı, yalan dünyada kaç gün kaldı. Hayati kızı Ayla Ergan 1967-1982 (Abdülvahapgazi

Mezarlığı Sivas)

Salih Akkor’du adı, Ancak on dokuzdu yaşı Latife taşardı ağzı İncitmezdi hiç insanı Honda’nın oldu kurbanı. Salih Akkor 1958-1977 (Musalla Mezarlığı

Kütahya)

Kısmetindir gezdiren yer yer seni Akıbet bir gün gelir yer, yer seni Onun için onun adı oldu yer. İnsanı o kendi besler, kendi yer. Aslan Paşa oğullarından

Vasıf bey oğlu Özel İdare Müdürü

Esad Aslan 1912-1979

Geldi geçti bir hafif rüzgar Uçtu bülbül ,kaldı kafes yadigar. Zeliha Tozgör Ruhuna

Fatiha 1968 (Eyüp Mezarlığı

İstanbul )

Adam,yıkılan evinin karşısına geçmiş bir yandan ağlıyor,diğer yandan da:”-Ahh evim!çökmeden önce bari bir haberverseydin de,ona göre tedbir alsaydım!”diye söylenip

duruyordu. Birden o harabeden bir ses yükseldi: -Be adam!Ben yıllardır sana ,çatlayan duvarlarım ve dökülensıvalarımla çöküyorum diye haber veriyordum.Fakat sen her

defasında, bir avuç çamur ile çıkageliyor,verdiğim haberi adeta ağzıma tıkıyordun,der

Bizim durumumuzda yukarıdaki örnekten farksız.ölüm gelmeden önce nice haberler yollar bize.Hiç birini umursamayız.Gün be gün tükenip gittiğimizi görmeyiz.Ömür,

Bitmeyecek bir hazine gibi gelir gözümüze………………. Saçlarımız aklaşır,yüzümüz kırışır,belimiz bükülür de,yine de

hatırlamayız ölümü.Hazırlık yapmayız ebedi yurdumuza… Ve bir gün gelir: -Haydi! İtiraz ederiz sessizce: -Neden haber vermedin geleceğini? Oysa o ,binlerce kez haber vermişti,yıkılmaya yüz tutmuş ev

gibi….. Selim Gündüzalp

Tebessüm…… Satın aldığı araziyi ıslah ederek ekilebilir

hale getiren tek gözlü adam bir kahraman edasıyla:

-Ey tarla!demiş.Şimdi gerçek sahibini buldun….

Tarla dile gelip cevap vermiş: -Behey şaşkın!Seninle birlikte üzerimden

99 tek gözlü geçti.Beni bırakıp giden çift gözlülerin hesabını sen yap!..

Genç yaşta kalp hastalığı kapadı evime beni

Ne alımı giyebildim,ne de morumu Ne doktor iyi edebildi,ne de hoca Ne de uzana uzana yatırdı beni. Faik kızı Kumriye

Topaç 1929-1968 (Pınarbaşı mezarlığı

Bursa)

Canlar canını buldum Bu canım yağma olsun Ballar balını buldum Kovanım yağma olsun.

Yunus Emre

Uzun boylu Güzel huylu Afyonun dayısı Haydar Sarıalioğlu Ruhuna Fatiha ö.1963 Afyonkarahisar

Mezarlığı

Gel gidelim can durmadan, Suret telkini urmadan, Araya düşman girmeden, Gel dosta gidelim gönül! Bu dünyada kalmayalım, Fanidir aldanmayalım, Bir iken ayrılmayalım, Gel dosta gidelim gönül! Biz bu cihandan göçelim, Ol dost iline uçalım, Arzu hevadan geçelim, Gel dosta gidelim gönül! Ölüm haberi gelmeden, Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül! Yunus

Emre

Hüve’l Baki Bir gün kader çağırır, Gelmem diyemezsin. Halik isterse eğer, Ölmem diyemezsin. Dilin dönerken ey ziyaretçi, Niçin fatihayı esirgersin. (Aytekin Süme aile

kabri ,Afyonkarahisar mezarlığı )

"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm

buyurdular ki:

"Ölüp de pişman olmayan yoktur, mutlaka herkes nedamet duyar: İyi yolda olan hayrını daha çok artırmadığı için pişman olur, nedamet duyar. Kötü yolda olan da nefsini kötülükten çekip almadığına pişman olur, nedamet duyar."

(Tirmizi, Zühd 59)

Lehçet’ül Hakayık’tan

İnsan Ömrü: Dönüş bileti satılmayan yolculuk

Kefen: Moda dergilerine müracaat edilmeden biçilen elbise

Ali Bey

Sultan Seçkin Bir kimse değilim İsmimin baş harfleri acz tutuyor Bağışlamanı dilerim Sana zorsa bırak yanayım Kolaysa esirgeme Hayat bir boş rüyaymış Geçen ibadetler özürlü Eski günahlar dipdiri Seçkin bir kimse değilim İsmimin baş harflerinde kimliğim Bağışlanmamı dilerim Sana zorsa bırak yanayım. Kolaysa affı esireme Hayat boş geçti Geri kalan korkulu Her adımım dolu olsa İşe yaramaz katında Biliyorum Bağışlanmamı diliyorum Cahit Zarifoğlu

DUA

“Her gelecek yakındır” sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki , yakın bir zamanda , bem kefenimi giydim , tabutuma bindim , dostlarımla veda eyledim.Kabrime teveccüh edip giderken , Senin dergah-ı rahmetinde , cenazemin lisan-ı haliyle ,ruhumun lisan-ı kaliyle bağırarak derim:

”El-Aman , el-aman! Ya Hannan!Ya Mennan! Beni günahlarımın hacaletinden kurtar!”

İşte kabrimin başına ulaştım , boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum. Başımı dergah-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryad edip nida ediyorum:

”El-aman, el-aman! Ya Hannan! Ya Mennan! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halas eyle!”

İşte , kabrime girdim , kefenime sarıldım .Teşyiciler beni bırakıp gittiler.Senin af ve rahmetini intizar ediyorum.Ve bilmüşahede gördüm ki , Senden başka melce ve mence yok.Günahların çirkin yüzünden ve masiyetin vahşi şeklinden ve o mekanın darlığından , bütün kuvvetimle nida edip diyorum:

“El-aman , el-aman!Ya Rahman ! Ya Hannan! Ya Mennan!Ya Deyyan!” Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar! Yerimi genişlettir! İlahi! Senin rahmetin melceim ve menceim. Ve rahmeten lil Alemin

olan habibin , Senin Rahmetin için vesilemdir. Senden şekva değil , belki nefsimi ve halimi Sana şekva ediyorum.

Bediüzzaman Said-i Nursi

• Tefekküre vesile olması niyazıyla,

SELAM VE HÜRMETLERİMİ

SUNARIM………………..