Upload
sedadoc
View
27
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
• Üretim , fiziksel ve beşeri kaynaklardan oluşan girdilerin insan ihtiyaçlarını giderecek şekilde çıktılara dönüştürülmesi olarak ele alındığında, ön plana üretim faktörleri çıkmaktadır. Bu faktörler:
- Doğal kaynaklar- İnsan kaynakları- Sermaye kaynakları- Bilgi kaynakları - Girişimci
Girişimcilik, gerekli zaman ve çaba harcayarak ekonomik, fiziksel ve sosyal riskler alınması sonucunda, bireysel tatmin ve ekonomik ödüller elde etmeyi içeren farklı bir değer yaratma süreci olarak da tanımlanabilir.
Günümüzde girişimcilik, modern ve geleneksel tüm sektörlerdeki firmalarda, küçük ve büyük ölçekli iletmelerde ve farklı mülkiyet yapılar içinde geçerli bir olgu olarak değerlendirilmektedir.
•Fırsatları görerek, bunu iş imkanına dönüştürebilen,•Cesaretle risk alıp, yenilik yapan, rekabete ayak uyduran,•Katma değer yaratan,•Küçük işletmeyi başarıyla yöneten,•İstihdam yaratan ve bunun sorumluluğunu üstlenen, •Değişime uyum sağlayan ve değişimi yönlendiren,•Rekabeti yaşam biçimi haline getirerek kendisini ve işletmesini geliştiren, •Yenilikleri topluma yansıtan,•Kararlı ve azimli olan ve •Ulusal refahın itici gücü olan kişilerdir.
Girişimcileri, sıradan insanlardan ayıran bazı özellikler vardır. Bu özellikler, girişimci olanlarla olmayanları ayırt etmeyi sağlamaktadır.
Girişimcilerin risk üstlenmesi, katma değer üretme sürecini etkileyen en önemli
davranışlardan biridir.
RİSK: Yönetilemeyen faktör ve değişimleri, ekonomik ve toplumsal hayatta meydana gelebilecek olumsuz sonuçlarıdır.
Bireylerin kendi işini kurmak istemelerinin en önemli sebeplerinden birinin, başkasının yönetimi altında
olmadan bağımsız çalışma arzusu yatmaktadır.
Belirsiz bir durum, yeterli veri olmaması nedeniyle birey tarafından tam olarak yapılandırılamayan veya kategorize edilemeyen durumdur.
Girişimci kişilerin, belirsizliğe tahammül etme eğilimleri diğer kişilere göre daha yüksektir.
Girişimciler yüksek başarma güdüsüne sahip olup, bu ihtiyaçlarını tatmin etme
eğilimindedirler.
Özgüven, kişinin kendisine yönelik iyi duygular geliştirmesi sonucu, bireyin kendisini iyi hissetmesi anlamına gelmektedir.
Özgüven duygusu, risk almayı ve belirsizliğe tahammül ederek karar alabilmeyi sağlayan bir faktördür.
Yaratıcılık, yeni fikirler yaratma yeteneği, yenilikçilik ise bir süreçtir.
Yaratıcı bireylerdeki özellikler nelerdir?
-Kişisel bir estetiğe sahiptir.-Problem arama yeteneğine sahiptir.
-Zihinsel hareketliliğe sahiptir.-Risk almaya isteklidir.
-Kendi yaptığı işe nesnel yaklaşabilir.-Özmotivasyonu yüksektir.
Girişimcilerin en önemli özelliklerinden biri anlık olan
fırsatları değerlendirebilmeleridir.
Girişimciler , ülkenin sosyal, kültürel ve siyasi gelişmesini de etkilemekte ve bu gelişmelerde de belirleyici rol almaktadır.
Günümüzde girişimciliğe verilen önem daha da artmıştır. Neden?
-İşsizlik sorunu-Değişen ekonomik yapı ve-Girişimciliğin genel kabulü önemli etkenlerdir.
-ESNAF: Gelir sermayesinde çok, emeğine dayanan ve ancak geçimini sağlayacak kadar geliri olan kimsedir. -SERMAYEDAR: Sahip olduğu sermayeyi, yatırım yapmak, kişilere borç vermek, hisse senedi satın almak ve ortaklık kurmak suretiyle sunan kişidir.-PATRON: Bir ticari ya da sınai işletmenin sahibi ve işletmenin işverenidir.-YÖNETİCİ: Lider tarafından geliştirilen ve hayal gücü ile vizyona dayanan yönlendirmeye uygun olarak planlar yapan ve bu planları usullerine uygun olarak uygulayan ve öngörülen hedeflere ulaştıran kişidir.-İŞVEREN: Ekonomi, işletme ve sosyal politika literatüründe işveren, işçi veya iş-gören istihdam eden, işgücü kiralayan ve bu sıfatla işgücü sahiplerine karşı sorumlu olan kişidir.-LİDER: Liderlik ve girişimcilik birbirlerine oldukça benzer özellikler içerir. İkisinin de takipçileri vardır.
Bir iş fikrini veya düşünceyi işletme/ girişim haline getirmekBaşkalarının göremediği fırsatlardan yararlanmakYeni ve potansiyel Pazar oluşturmakYeni teknoloji geliştirerek mal ve hizmet üretmekYeni ve potansiyel kaynakların üretimde kullanılarak, toplumun hizmetine sunulmasını sağlamakİş hayatında değişimi sağlamakİstihdamı artırarak işsizliğin azalmasını sağlamaEkonomik gelişme ve kalkınmayı sağlama
AVANTAJLAR DEZAVANTAJLARBağımsızlık duygusu Kişisel özveriBaşarma hissi Sorumluluk yüküKar elde etme Zarara katlanma
zorunluluğuSaygı gösterme Finansal sorunlarKişisel gelişime katkı sağlama
Ailesine yeterince zaman ayıramama
Toplumsal fayda sağlama
Belirsizliklerle başa çıkmaya çalışma
Girişimcilik kültürü, girişimciliğin gelişmesinde ve yaygınlaşmasında önemli bir role sahiptir.
“Gerçek girişimcilerde, paradan para kazanmak değil, ürün ve hizmet üretiminden para kazanmak düşüncesi hakimdir.”
AİLE FAKTÖRÜ: Aile, toplumun çekirdeğidir. Collins ve Moore, girişimcilik davranışlarının, çocukluk dönemindeki deneyimlere dayandığını belirtmektedir. Başarılı girişimcileri psikolojik olarak değerlendirdikleri araştırmalarda girişimcilerin öne çıkan en önemli özellikleri özerklik, bağımsız olma isteği, kendine güven olarak ortaya çıkmış olup, bu özelliklerin aile ilişkilerine göre şekillendiği belirtilmektedir.
EĞİTİM FAKTÖRÜ:Aile faktörü ile birlikte eğitim de önemli bir faktördür. Çünkü aile ve eğitim birbirlerini tamamlayan kurumlardır. Girişimcilik kısmen kişilik özellikleri , kısmen de eğitim yoluyla elde edilen bir süreçtir.
DİN FAKTÖRÜ: Girişimcilik kültürüne etki edebilecek diğer önemli bir etkenin de din olduğu ifade edilmektedir. Max Weber’ e göre din olayları ile ekonomik olaylar karşılıklı olarak birbirine bağlı olup, birini , diğerinin basit bir fonksiyonu şeklinde görerek tek yanlı açıklamalara gitmek yanıltıcı olmaktadır.
Etik terimi Yunanca “ethos” sözcüğünden türemiştir. “ethos” töre anlamına gelmektedir.
İnsan davranışının etiksel temelleri, her sosyal bilime yansıdığı gibi girişimciliğe de yansımaktadır.
Bu nedenle , toplumdaki ahlaki değerler ve iş yapma geleneği, girişimcilik düzeyini etkileyen önemli unsurlardan biridir.
Girişimcilik her ne pahasına olursa olsun para kazanmak anlamına gelmemelidir.
Girişimciliğin kar elde etmesi bir başarı göstergesi olmasının ötesinde en temel ekonomik amaçların başında yer almaktadır.
FIRSAT GİRİŞİMCİLİĞİ:
Mevcut ve potansiyel pazardaki değişimin getirdiği fırsatları görerek veya potansiyel fırsatları sezerek, hedef pazara ürün sunmak amacıyla yapılan girişimciliktir. Fırsat girişimciliği ekonomik canlılık veya ekonomik kriz ile birlikte:-Pazara yeterince ürün sunulamaması,-Pazarın isteğine uygun fiyat ve kalitede ürün sunulamaması, nedeniyle ortaya çıkan fırsatları değerlendirmeyi öngörmektedir.
YARATICI GİRİŞİMCİLİK:
Yeni bir fikir veya buluşa ya da mevcut bir mal veya hizmeti yeniden dizayn ederek veya fiyat ve kalite gibi özelliklerde birtakım iyileştirmeler yaparak, pazara sunulması faaliyetidir.
Bireylerin girişimcilik özelliklerine sahip olmaları, onların sadece kendi işlerinin sahibi olduğunda kullanabilecekleri bir yetenek olmayıp, bu özellikler aynı zamanda onların bir kurumda çalışırken de kullanabilecekleri yeteneklerdir. Bireylerin bir kurumda girişimcilik özelliklerini göstermelerine iç girişimcilik denir.
İç girişimcilik, sadece büyük ölçekli işletmeler için değil, orta ve küçük ölçekli işletmeler için de önemli katkıları olduğu görülmüştür.
Girişimci iş fikrini, firma içinde ( iç girişim) ya da dışında (girişim) uygulama alternatiflerinden birini seçmek durumundadır. Girişimci bu kararı verirken kişisel özelliklerini, firmanın yapısını ve geliştirdiği iş fikrinin niteliğini dikkate alır.
Kişisel özellikler: İç girişimciler, görece olarak daha az risk almayı tercih ederler. Firmanın getirdiği sosyal statü onlar için daha önemlidir. Bir sistemi tamamen terk etmek, yerine onu duruma uygun olacak şekilde değiştirmeyi tercih ederler.
Firmanın yapısı: Araştırma-geliştirme olanaklarına daha fazla sahip olan firmalarda iç girişimciliğin oluşması daha da kolay olmaktadır.
İş Fikrinin Niteliği: Yeni oluşturulacak işin başarısı, çalışılan firmanın sahip olduğu teknolojiye, dağıtım kanallarına ve firmanın büyüklüğüne bağlı ise yeni bir girişim oluşturmaktansa firma içinde girişimi gerçekleştirmek daha avantajlıdır.
Pazar ekonomisi, liberal ekonomi, kapitalist sistem, serbest fiyat sistemi de denilen serbest piyasa ekonomisi “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” mantığı esas almaktadır.
Serbest piyasa mekanizmasının işleyişi için gerekli olan ideal piyasa şekli ise rekabetin olduğu, tam rekabet piyasasıdır.
Serbest Piyasa Ekonomisindeki temel görüş, Devlet girişimciliğinin azaltılmasından yanadır. Devlet, eğitim, adalet ve güvenlik gibi sadece sosyal faydayı arttıracak yatırımlarda bulunmalı, herhangi bir ekonomik faaliyette bulunmasına bile gerek yoktur.
I. BÖLÜM: Kişi
Yeni bir iş kurmak, mevcut işletmeyi satın almaya göre daha zor ve risk düzeyi de daha yüksek bir faaliyettir. Ayrıntılı çalıştırmayı gerektirir.
Girişimciliğe başlama ve işin kurulması ile ilgili aşamaları iş kurma süreci akış şemasında görebiliriz:
Kurulmuş ve faaliyetini sürdürmekte olan bir işletmenin satın alınması şeklinde de iş kurmak mümkündür. Ancak faaliyetini sürdüren bir işletmenin de bazı riskleri vardır:
Girişimcinin kişisel tercihleriDeğişik fırsatları araştırmakSatın alınacak işletmenin değerlendirilmesi -İşletmenin satış ve kar durumu-Vergi ödemeleri-Stokların gerçek durumu-İşletmenin satılma sebebi. Vb………………
RİSK
KAR PLANLAMA
MALİYET
1.İşletmenin sahip olduğu olumsuz imaj2.İşgörenlerin durumu3.Olumsuz bir örgüt kültürünün varlığı4.Eskimiş bina ve donanım5.Eskimiş envanter6.Yüksek fiyat
Franchising, birbirinden bağımsız iki taraf arasında oluşturulan sözleşmeye dayalı bir tür ilişkiyi tanımlamaktadır. Bir taraf franchisor, bir taraf ise franchisee olur.
Franchisor, gelişmiş bir üretimi, işletme ve pazarlama sistemi, ticari ismi ve tescilli bir ticari markası olan işletme sahibidir.Franchisee, bu olanaktan yararlanan, söz konusu sistem dahilinde üretilen veya satılan mal ve hizmetlerin dağıtımını bağımsız bir işletme sahibi sıfatıyla yaparak, bunun karşılığında kullandığı sistemin sahibi franchisora belirlenen ücreti ödeyen taraftır.
Bağımsızlık ve otonomisine düşkün olmaKişisel yeteneklerini sergileme isteğiBeraber çalışacağı insanları seçme imkanıKendi kendinin patronu olma isteğiSosyal tatminler
Franchising , Masterfranchise Alan, Bölge Franchise Alan, Alt Franchise Alan şeklinde hitap ettikleri alanlara göre isimlendirilebilirler.Ayrıca, Ürün ve Marka Franchising’i ve İşletme Sistemi Franchising’i şeklinde sınıflandırılabilir.
FİNANS, ihtiyaç duyulan fonların uygun şartlarda sağlanması ve etkin bir şekilde kullanılmasıyla ilgili faaliyetlerdir.
FON, finansmanın en genel aracıdır, nakit, vadesiz mevduat, nakde çevrilebilir değerler ve gerektiğinde para gibi görev yapabilecek çeşitli unsurları kapsar.
Girişimcinin kullanabileceği sermaye kaynağına göre ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan biri özsermaye, diğeri ise dış sermayedir.
ÖZSERMAYE; İşletme sahibi veya işletme ortakları tarafından, işletmenin kullanımı için ayrılan sermayesidir. Eğer işletmenin finansmanı tamamen sahip veya sahipleri tarafından sağlanmışsa, bu durumda toplam varlıklar öz sermaye ile oluşturulmuş demektir.
Girişimciler ihtiyaç duydukları finansmanı karşılamada, farklı dış kaynaklara başvurma imkanına sahip bulunmaktadır.
Dışarıdan sağlanacak kaynakların değerlendirilmesinde üç temel faktör üzerinde durulması gerekmektedir:Kullanılacak fonların vadeleri,Kullanılacak fonların maliyeti,Yönetim üzerindeki kontrol etkisi
Birçok yeni girişimin ortaya çıkmasında, küçük miktarlarda da olsa fonlar kullanılmaktadır.
Yeni girişime dışarıdan fon sağlayacak kişi ya da kurumlar zaman zaman girişimcinin kendi fonlarını, yatırımda kullanıyor olmasını girişimcinin başarısına yönelik bir taahhüt olarak değerlendirmektedir.
Bu fonlar girişimcinin çevresindeki insanlarla olan ilişkisine bağlı olarak sağlanmaktadır.
Bu fonların sağlanması diğer tüm kaynakların sağlanmasına göre oldukça kolay olmakla birlikte girişimin ortaya çıkmasında ve başarılı olması durumunda çeşitli sakıncaları da beraberinde getirebilmektedir.
Bu sakıncalar:
Yönetime karışmaElde dilen kardan pay alma
SahiplenmeÇalışanlara karışma
Faaliyetleri yönlendirme
Leasing, temelde uzun vadeli bir işlemdir.Alışılmış kredi ilişkisinden farkı, kredinin talep edene yani kiracıya nakit olarak verilmeyip, ayni olarak verilmesidir.Leasing şirketi, tahsis ettiği krediyi kiracının seçtiği malın alımında kullanır.
Satıcı kredileri, herhangi bir ödeme olmaksızın, satıcının malı teslim etmesi ve alıcıya ödeme için belirli bir süre tanıması sonucunda oluşur ve işletmeler arasındaki ticari ilişkileri güçlüdür.
Girişimin finansmanında ihtiyaç duyulan fonlar kısa süreli banka kredilerinden de sağlanabilmektedir.
Ticari bankalar, teminat mevcut olduğu zaman , girişimci tarafından kısa dönemli fonlar için sıklıkla kullanılan bir kaynaktır.
Kuruluş aşamasındaki veya zor durumdaki firmalara, sağladıkları finansmanla onlara hayat veren kişi veya kuruluşlardır.Melek yatırımcı faaliyetleri; ya sadece girişimci işletmenin kuruluşunda özellikle çekirdek sermayeyi oluşturan finansal desteği sağlamak, ya sadece girişimci işletmenin kuruluş aşaması veya sonrasında bilgi desteği sağlamak, ya da girişimci işletmeye hem finansal hem de bilgi desteği sağlamak olarak sıralanmaktadır.
Venture Capital, ya da Türkçe’deki anlamıyla risk sermayesi, gelişmekte olan ve belli ölçülerde riskli bir sektör veya iş alanında faaliyet gösteren , parlak ve geleceği olan fikirlere sahip ancak işini geliştirmek için yeterli sermayesi olmayan girişimciler için sağlanan başlangıç sermayesi olarak tanımlanmaktadır.
Mikrokredi, kalkınma politikalarının bir aracı olarak ortaya çıkmıştır. Mikrokredi çok düşük faizli ve küçük ölçekli bir bireysel kredi türüdür.Mikrokredi müşterileri, resmi finans kuruluşlarına erişim olanağı bulunmayan, düşük gelirli kişilerdir.
Mikrofinansman, finansal kurumların hizmet sunamadıkları veya eksik hizmet sundukları düşük gelir grubunun tasarruf, kredi ve sigorta gibi finansal hizmetlere erişimlerinin sağlanmasıdır.
Mikrofinansmanın hedef kitlesi, mikro finansmanın ilgi alanına girebilecek insanlar, kendi hesabına çalışan mikro girişimciler ve çoğunlukla kırsal kesimde veya kentsel alanlarda yaşayan düşük gelirli kişilerdir.
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme (KOBİ) kavramı hemen hemen tüm ülkelerde kullanılan bir kavramdır. Kavramın ifade ettiği büyüklük; ekonomiye, sanayileşme düzeyine, pazarın büyüklüğüne, sektöre ve kullanılan üretim yöntemine bağlı olarak ülkeler arasında farklılıklar göstermektedir.
KOB tanımı, iki yüz elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmi beş milyon Türk Lirasını aşmayan ve bu yönetmelikte mikro isletme, küçük işletme ve orta büyüklükteki işletme olarak sınıflandırılan ve kısaca KOBİ olarak adlandırılan ekonomik birimler seklinde yapılmıştır.
Yaratmış oldukları ürün çeşitlilikleri sayesinde büyük sanayi isletmelerinintamamlayıcısı ve destekleyicisi konumundadırlar.· Ürün çeşitliliklerini pazarın ihtiyaçlarına göre hızla değiştirebilir, yeniliklerekolayca uyum sağlayabilirler.· Düşük sermaye ile emek yoğun teknoloji kullanarak faaliyet gösterirler.·İstihdam yaratma gücü genel olarak kalifiye olmayan çalışanlardan ibarettir.· Sermayenin az veya yetersiz olması rekabet güçlerinin düşük olmasınasebebiyet vermektedir.
Vasıflı eleman istihdam edememeleri kurumsallaşmalarının önünde önemlibir engel teşkil eder.· Yatırım yapacakları alanlar üzerinde fizibilite raporu hazırlamak yerine,sektörden aldıkları duyumlar üzerinden hareket ederler. Bu durum yapılanyatırımların uzun dönemde basarı olasılığını azaltmaktadır.· Teknolojik yenilikleri yakından takip edememeleri birtakım eğitselteşviklerin verilmesini zorunlu hale getirmektedir.· Finansman, pazarlama, yönetim gibi unsurlar üzerinde profesyoneldavranmamaktadırlar.
KOBİ’ler değişen piyasa koşullarına karşı hızlı uyum yetenekleri, esnek üretim yapıları, bölgesel kalkınmadaki rolleri, işsizliğin azaltılması ve yeni iş alanlarının açılmasındaki katkıları gibi bir dizi olumlu özellikleri nedeniyle ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasında önemli bir işlev görmektedirler.
KOBİ’lerin ekonomiye olan katkıları aşağıdaki gibi özetlenebilir;
Büyük ölçekli işletmelere ara malı temin etmek, büyük ölçekli isletmelerin yan sanayisini oluşturarak ekonomiye olan katkılarının arttırmak,Tüketici eğilimlerine kolayca uyum sağlayarak, ürün çeşitliliği sağlamak,İstihdam sağlama konusunda, özellikle eğitim seviyesinin daha düşük olduğu kesime hitap ederek, ekonomi içindeki gelir dağılımını dengeleyici bir rol oynamak
KOBİ’ler, Türkiye ekonomisinin özellikle üç sahasında “kilit” rolüoynamaktadır. İstihdam Değişme Geliştirme
KOBİ’lerin tanımlanmasında kullanılan belli başlı niceliksel ölçütler şunlardır:
- İşçi sayısı- Sermaye miktarı- Kâr- Aktifler toplamı- Üretim miktarı- Satış hâsılatı- Personele ödenen ücret- Kapasite- Makine parkı- Belirli bir süredeki enerji ve hammadde kullanımı
KOBİ’lerin bir takım avantajlar elde ettiği ortamlar şunlardır.:Büyük miktarda yatırıma girmeden önce yeni bir fikir veya buluşa pazarın tepkisinin bilinmesinin zorunda olmasında,Yönetimde çok yakın denetime ihtiyaç hissedilmesinde,Üretilen mal ve hizmetin pazarının sınırlı olmasında,El emeğinin mal ve hizmetin üretilmesinde önemli bir faktör olarak yer almasında,Üretilen mal ya da hizmete olan talebin sınırlı olmasında,Kolay bozulabilen malların pazarlanması ya da üretilmesinde,Personel ile yakın ilişkilerin gerekli olmasında şeklindedir.
KOBİ’lerin dezavantajları aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir: Olumsuz rekabet Genel yönetim yetersizliği Özellikle stratejik kararların işletme sahip ve ortaklarınca alınıp, ortaveya alt düzey görevlilerin tam katılımının sağlanamaması, İşletme bünyesinde mali danışman veya uzman istihdam edememe, Uzman bir finansman ekibi veya departmanından yoksunluk, Sermaye yetersizliği, Banka ve diğer finansal kurumlardan yeterli desteği görememe, İşletmelerin küçük veya orta ölçekli olması sonucu ihale vb.etkinlikleri izleyememek, İşyerinin ve yerleşim alanının küçüklüğü, Bağımsızlığını kaybetme ve batma riski, Kalifiye eleman sağlayamamak, Mevzuat ve bürokrasi.
Türkiye’de nüfus yapısının genç ve dinamik olması girişimcilik konusunda ciddi bir fırsat olarak görülebilmektedir. Özellikle Avrupa ülkeleri ile mukayese edildiğinde bu önemli bir avantaj olarak görülmektedir.
KOBİ’lerin bu özelliği, Türkiyedeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin en önemli darboğazını da beraberinde getirmektedir.
KOBİ’lerde kurumsallaşma ihtiyacı genellikle iki şekilde ortaya çıkar. Bunlardan ilki, işletmenin büyüme sürecinde belirli bir aşamaya gelmesiyle belirginleşir. Bu aşamada işletme sahibi yönetimde kişi olarak yetersiz kalmakta, dolayısıyla profesyonel yönetici istihdamı zorunlu hale gelmektedir.
İngiliz iktisatçı, Alfred Marshall, işletmelerin yaşam hikayesini aşağıdaki şekilde ifade etmektedir:
“Bir işletmeyi dede kurar, baba büyütür, oğul korur, torun sanat tarihi okur.”
İşletmenin birinci nesilden ikinci ve üçüncü nesillere devrinde sorun yaşanmaması için işletmelerin zamanında kurumsallaştırılabilmeleri gerekir.
Ülkemizde KOBİ’lerin aynı zamanda kurucuları olan sahipleri, genellikle mühendis, teknisyen veya usta kökenli kişilerdir.
Bu durum özellikle ekonomik gelişmenin dinamik ve sürükleyici kesimini oluşturan sanayi sektörü için geçerlidir.
Teşvik almak için hazırlanan fizibilite raporuna devletten okey alınması yatırımın uygulanabilirliğini gösterir. Saha çalışmalarından elde edilen verilere göre özellikle KOBİ’ler sundukları fizibilite raporlarının okeylenmesini ve kendilerine teşvik tahsis edilmesini, yatırım projelerinin karlılığının devlet tarafından onaylanması şeklinde yorumlamışlardır.
Fizibilite raporuna sadece devletten teşvik alabilmenin bir aracı olarak bakılmamalıdır!
Girişimci başarısını büyük ölçüde etkileyen ve fizibilite çalışmasının en önemli bölümünü oluşturan piyasa araştırmasının birçok durumda fazla masraf ve zaman gerektirmeyen, fakat çok dikkat gözlem ve analizlere dayanan bir faaliyet olduğu söylenebilir.Piyasa araştırması, fizibilite çalışmaları içinde yer alan bir kavram olmakla birlikte işletmelerin küçük ölçekten orta ölçeğe, orta ölçekten büyük ölçeğe geçişlerinde çok önemli olması nedeniyle ayrıca değerlendirilmelidir.
Mal ve hizmet üreterek toplumların istek ve ihtiyaçlarını karşılayan işletmeler ekonomik yaşamın vazgeçilmez unsurlarıdır.Ekonomik faaliyet içerisinde olan işletmenin öncelikli amacı varlığını sürdürebilmektedir.
Bir senaryonun değiştirilmesi, başta işletmeleri bilgilendirmek, daha sonra bu bilgilere dayanılarak etkili fizibilite çalışmalarının yapılmasından ve işletmelerdeki innovasyon(yenilikler) potansiyelinin değerlendirilmesinden geçmektedir.
Genelde insan hayatında geçerli olan bir gerçek işletmecilikte de geçerlidir: önemli hatalar, insanın kendisini güçlü hissettiği zamanlarda yapılır.
KOBİ’lerin büyüme sürecinde başarılı bir şekilde ilerleyebilmeleri için de bu süreçteki tuzaklara düşmemeleri gerekmektedir.
Girişimcilerimizin karşılaştıkları önemli darboğazlardan birisi de yenilikler konusu ile ilgilidir. Burada söz konusu yenilikler köklü yenilikler olabileceği gibi marjinal ve hatta yapay yenilikler de olabilir.
İşletmelerin milli gelire katkısı ve toplumu refah seviyesinin artması katma değeri yüksek ürünler üretilmesine bağlıdır. Çeşitli ürünlerin hammadde aşamasındaki değeri ile nihai ürün olarak yarattığı katma değer arasında önemli farklar bulunmaktadır.
Türkiye’de girişimcilerin sorunları konusunda yapılan saha çalışmalarında finansman sorunu listedeki birincilik sırasını diğer sorunlara göre büyük bir farkla korumaktadır.
Türkiye’de KOBİ’lerin hem kendi aralarında ve hem de KOBİ’lerle büyük işletmeler arasında yatay ve dikey işbirliği yeterince sağlanamadığı bir gerçektir.
Ülkemizdeki KOBİ’lerin yeterince yaygınlaşmamasının nedenlerinden biri de, insanlarımızın bir araya gelerek ortak girişimlerde bulunmamasıdır.
Ortaklık durumundaki işletmelerin büyük çoğunluğu, kurucudan çocuklara intikal eden aile şirketleridir.
Türk girişimcisinin gözükaralığı, ilk dikkat çekici özelliklerinden biridir. Bu başarılı özelliğin başarılı bir girişimcilik açısından hem olumlu hem de olumsuz yönleri vardır.
Bizim için başarılı girişimci, dinamik girişimci Kristoph Kolomb gibi maceraperestlerden oluşan gerçek girişimcilerdir.
Piyasa ekonomisi düzeninde gerçek bir girişimci için en asıl para kazanma yolunun serbest rekabet ortamındaki piyasalarda para kazanmak olduğu unutulmamalıdır.
Piyasayı dışlayarak sırtını devlete dayamak yoluyla devletten para kazanmanın gerçek girişimcilikte yeri yoktur.
Devletin KOBİ’leri güçlendirmesinde katkıda bulunabileceği önemli konulardan biri de bu işletmelerin ürünlerine kalite güvencesi sağlamasıdır.
Genellikle tüketiciler KOBİ’lerin ürünlerinin kalitesi konusunda tereddüt göstermekte, daha pahalı da olsa tanınan markaları tercih etmektedirler.
Devlet ihalelerinde KOBİ’lere belirli bir kota ayrılmalıdır. Devletin KOBİ’lerle girişimciliğin geliştirilmesine sağlayabileceği etkin desteklerden biri de budur.
Adil ve etkin bir vergi sisteminin kurulması, devletin KOBİ’leri güçlendirmesine sağlayabileceği önemli katkı alanlarından biridir.
Türkiye’de KOBİ’lerin etkin bir şekilde desteklenebilmesi ve serbest bir iş kurmanın veya girişimciliğin cazibesinin arttırılabilmesi için mevcut vergi oranlarının aşağı doğru çekilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Türkiyedeki KOBİ bazında işletmelerin en büyük darboğazı , alınan kararların nicelik ve nitelik olarak yeterli bilgiye dayandırılamamasıdır.
İşletmelerde yönetimin bilgi ihtiyacının karşılanamaması önemli bir sorundur.
Bilgi toplumuna geçerken girişimciliği sadece özel sektöre özgü bir meslek olmaktan çıkarma ve diğer alanlara da yaygınlaştırma zorunluluğu vardır.
Girişimci bürokrat anlamında burada “giograt” kavramı karşımıza gelmektedir.
Girişimci ,etkin bir rekabet ortamında risk üstlenebilen, ekonomik değerler yaratabilen ve yarattığı ekonomik değerlerin sonucunda işletmesini de kar edebilir bir duruma getirebilen kişidir.
İşletmecilikte, işletmeci gerek kendi tecrübelerini, gerek başkalarının tecrübelerini değerlendirirken ve gerekse girişimcilik formasyonunu etkin bir biçimde kullanırken rasyonelliği prensip edinmeli, girişimciliği hesaba kitaba dayandırmalıdır.