16
15 Günlük Siyasi Gazete Y›l: 7 Say›: 144 2-16 Aral›k 2008 Fiyat›: 1 YTL e-mail:[email protected] AZARLAR SINIF TAVRI/‹smail Uçar Kitleler mi, oy mu? EME⁄‹N KÜRSÜSÜ/Dursun Bafltu¤ Emperyalist krizin faturas›n›... ÖNCÜ KADIN/Rojda Demir fiiddetinizle bar›flmayaca¤›z UFUK Ç‹ZG‹S‹/Bak›fl Can Teori, pratik ve devrimcilik YÜZ F‹K‹R/Muzaffer Oruço¤lu Devlet ve birey KONUK YAZAR/Naz›m Alpman Hofl görmeyelim hofl görmesinler 3 6 7 12 13 16 Y On binler Ankara’da hep bir a¤›zdan hayk›rd›: Krizin faturas›n› ödemeyece¤iz Ankara’da toplanan on binlerce kifli hükümetin y›k›m politikalar›n› protesto etti Sayfa 16 D‹SK ve KESK’in “Emek, Bar›fl ve Demokrasi Mitingi”ne kat›lan yüz binden fazla emekçi, dünyada ekonomik krizin yafland›¤› bu süreç- te, krizin sahibi emperyalist-kapitalist sisteme ve onun ülkemizde- ki ufla¤› AKP hükümetine, “krizin faturas›n› biz ödemeyece¤iz” mesaj› verdi. Ülkenin dört bir yan›ndan gelerek S›hhiye Meydan›’n› dolduran emekçiler, bütün dünyay› vuran ekonomik krize karfl›n AKP hükümetinin yaln›zca sermaye sahiplerini kurtaracak önlem- ler ald›¤›n›, bu önlemlerin finansman›n›n da emekçi y›¤›nlar›n da- ha fazla sömürülmesiyle elde edildi¤ini aç›klad›lar. Mitinge merkezi kat›l›m sa¤layan Demokratik Haklar Federasyonu da, krizin faturas›n› halka ödetmek isteyenlere karfl› demok- ratik haklar mücadelesini yükseltme ça¤r›s› yapt›. Mitingdeki kitleselli¤iyle dikkat çeken DHF, çeflitli ulus, milliyet ve inanç- lardan emekçilerin siyasi iktidara ve emperyalist gericili¤e anlaml› bir cevap verdi¤ini ifade etti. Mitingle birlikte, mücadelenin kitleselleflmesi ve iktidar perspektifli bir mücadele program›n›n ortaya ç›kmas›n›n da kuvvetli bir zemininin olufltu¤unu belir- ten DHF, mitingde yaflanan gerilimi iflaret ederek, “Bunun içindir ki halk düflmanlar› bu büyük buluflmaya gölge düflürmeye, eylemi terörize etmeye kalkm›fllard›r” dedi. Ankara'da 17 yafl›ndaki Soner Çankal'› yaral› haldey- ken 'kafas›na s›karak' infaz eden polis, cinayetini Po- lis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'na s›¤›narak sa- vundu. Yasalar›n verdi¤i haklar› kulland›¤›n› savunan polis, "öldürmek yasal hakk›m" dedi. Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nun 2007 y›l›nda de¤ifltirilme- sinden bu yana belindeki silah› rahatça kullanan po- lis, sadece 2008 y›l› içerisinde 35 kifliyi öldürdü. Poli- sinin yetkilerini artt›ran devlet, keyfi kimlik kontrolle- rinin, keyfi tutuklamalar›n, keyfi fifllemelerin ve keyfi öldürmelerin önünü açarak, 200 bine yak›n polisini cinayet ifllemeye de teflvik ediyor. Sayfa 5 ‘Yasal ölüm’ her an karfl›n›za ç›kabilir! ‹fl güvencesi ve yemeklerin sa¤l›kl› ç›kar›lmas› talepleriyle bafllayan Ankara Üniversitesi Ce- beci yerleflkesi yemekhanesinin iflgali, Ankara Üniversite Meclisi taraf›ndan sürdürülüyor. Meclis'i oluflturan direniflteki iflçiler, ö¤renciler ve ö¤retim üyeleri, talepleri rektörlük ve Tam Sofra tafleronu taraf›ndan yerine getirilene kadar iflgali sürdüreceklerini duyurdular. Öte yan- dan üniversite rektörlü¤ü ve Tam Sofra tafleronu direnifli k›rmak için valiye dilekçe vererek, polisin iflgale sald›rmas›n› ve eylemi da¤›tmas›n› istedi. Yerleflkeyi abluka alt›na alan polis, kararl› direnifl karfl›s›nda geri çekildi. Sayfa 9 GÜNCEL ‹hale Kanunu'nda yolsuzluklar› artt›racak düzenleme SAYFA 2 PERSPEKT‹F Yerel seçimlerde do¤ru politika SAYFA 8 Ankara Üniversitesi’nde yemekhane iflgali sürüyor Kad›nlar ‘fliddete hay›r’ dedi Kitleler hükümeti uyard› DHF: Halk›n hakl› kavgas›n› örgütleyelim 25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Uluslararas› Mücadele Günü dolay›s›yla birçok ilde eylem ve etkinlikler düzenleyen kad›nlar, kad›na yönelik her türlü fliddete (fiziksel, cinsel, s›n›f- sal, ulusal, ekonomik vb.) tepkilerini, isyanlar›n› dile getirdiler. DHF Kad›n Komisyonu’nun da, ‹stanbul, Ankara, Mersin, Dersim illerinde düzenledi¤i etkinliklerde, kad›n›n yaflad›¤› sorunlarda çözümün, kad›n›n öz gücünde oldu¤u ifade edilerek, demokra- tik haklar mücadelesine kat›lma ça¤r›s› yap›ld›. Sayfa 7 Son günlerde s›k s›k Somalili korsanlar›n gemi kaç›rmalar› ile gün- deme gelen Aden Körfezi ve Hint Denizi; y›lda on binlerce gemi- nin geçti¤i, petrol, silah ve imalat mallar› ticaretinin u¤rak güzer- gah›. Aniden hortlayan bu korsan sald›r›lar› sorunu, bu önemli bölgenin hakimiyeti için emperyalist güçler aras›ndaki çat›flma- n›n bir ürünü. Ankara’da iki önemli toplant› düzenleyen Aleviler, AKP’nin yaklafl›mlar›n›n kendileri aç›s›ndan tafl›d›¤› tehlikeye iflaret ettiler. Ankara’da düzenledikleri büyük mitingin ard›ndan TBMM Baflkan› Köksal Toptan’la görüflen Aleviler, AKP’nin ‘uç’ olarak tan›mlad›¤› taleplerini yinelediler. ABD’nin yeni “fler ekseni” olarak belirledi¤i Asya, Hindistan’›n Mumbai kentine düzenlen sald›r› ile tehlikeli bir sürece girmifl görünüyor. Hindistan’›n, sald›r›n›n sorumlusu olarak, Oba- ma’n›n askeri iflgalle tehdit etti¤i Pakistan’› iflaret etmesi, “ABD Pakistan’a askeri sald›r› m› düzenleyecek?” sorusunu yeniden akla getirdi. Korsan bayra¤›n›n gizledi¤i gerçek ABD arad›¤›n› Hindistan’da buldu DÜNYA S A Y F A 10 GÜNCEL S A Y F A 3 GÜNCEL S A Y F A 13 Aleviler taleplerinde ›srarl› IIIIIIII KESK Genel Baflkan› Sami Evren: Krize karfl› emekten yana bir program›n ortaya ç›kmas› önemlidir. KESK ve D‹SK’in, krize karfl› öneri ve programlar› do¤ru bir yaklafl›m çerçevesindedir. Nakliyat-‹fl Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu: Çözüm için, ‘sosyal program’ ya da sadece D‹SK ve KESK’in mücadelesiyle yetinmemek gerekir. Mücadeleyi, ekonomik ve demokratik mücadeleyle s›n›rland›rmamak laz›m. DTP Amed Milletvekili Ak›n Birdal: Ekonomiyle demokrasiyi iliflkilendirmeyen bir iktidar›n her zaman ekonomik olarak çöküfle ve kitleleri yoksullu¤a itmesi kaç›n›lmazd›r. KESK Genel Baflkan› Nakliyat-‹fl Baflkan› DTP Amed Milletvekili NKP(MAO‹ST) TARTIfiIYOR: DEVR‹M M‹, REFORM MU? YEREL SEÇ‹M GÜNDEM‹ HAREKETLEN‹YOR Uzak Asya ülkesi Nepal'de Maoistler öncü- lü¤ündeki iktidar mücadelesi, gelinen afla- mada, Halk Cumhuriyeti ve Demokratik Cumhuriyet fleklindeki iki programatik yaklafl›m›n do¤urdu¤u kutuplaflmaya sah- ne oluyor. Kas›m ay›nda yap›lan Merkez Komite toplant›s›nda Prachanda, mevcut Demokratik Cumhuriyet'te ilerlenmesini savunurken, karfl› ç›kan Kiran da, bir an önce Halk Cumhuriyeti'ne geçilmesini sa- vundu. Parti içerisinde bu konulardaki farkl› fikirlerin aç›kl›kla tart›fl›ld›¤› bu süreç- te, devrimin gelece¤i ile ilgili yaklafl›mlar büyük tart›flmalar do¤urdu. SAYFA 11 Yerel seçimler sürecinin yaklaflmas›yla bir- likte, devlet bütçesinden 162 milyon YTL seçim yard›m› alan sistem partileri, içinde bulundu¤umuz kriz koflullar›nda, büyük bir bütçeyi seçimlere ay›rmaktan imtina etme- diler. AKP, hükümet olman›n avantajlaran› kullanarak, kömür, makarna, hediye çeki gi- bi 'yard›mlar›n›' seçim yat›r›m› olarak artt›r- d›. Sözde laikli¤inin 盤›rtkanl›¤›n› yapan CHP, çarflafl› kad›nlara rozet takarken, AKP de CHP'den gelen üç bafl› aç›k kad›na roze- tini takt›. DTP 'Demokratik Özerklik' program›yla yerel seçim çal›flmalar›na yo¤unlafl›rken, AKP ve CHP-SHP gericili¤ine karfl› halk› uyaran De- mokratik Haklar Federasyonu ise, demokra- si güçlerini temsil edecek bir program ve birlik anlay›fl›yla seçimlere haz›rland›¤›n› duyurdu. Sayfa 15

2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

Embed Size (px)

DESCRIPTION

2001-2010 yılları arasında yayınlanan, Devrimci Demokrasi gazetesi.

Citation preview

Page 1: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

15 Günlük Siyasi Gazete Y›l: 7 • Say›: 144 • 2-16 Aral›k 2008 • Fiyat›: 1 YTL e-mail:[email protected]

AZARLAR

SINIF TAVRI/‹smail UçarKitleler mi, oy mu?

EME⁄‹N KÜRSÜSÜ/Dursun Bafltu¤Emperyalist krizin faturas›n›...

ÖNCÜ KADIN/Rojda Demirfiiddetinizle bar›flmayaca¤›z

UFUK Ç‹ZG‹S‹/Bak›fl CanTeori, pratik ve devrimcilik

YÜZ F‹K‹R/Muzaffer Oruço¤luDevlet ve birey

KONUK YAZAR/Naz›m AlpmanHofl görmeyelimhofl görmesinler

3

6

7

12

13

16

Y

On b in ler Ankara ’da hep b i r a¤ ›zdan hayk ›rd › :

Krizin faturas›n› ödemeyece¤iz

Ankara’da toplanan on binlerce kifli hükümetin y›k›m politikalar›n› protesto etti Sayfa 16

D‹SK ve KESK’in “Emek, Bar›fl ve Demokrasi Mitingi”ne kat›lan yüzbinden fazla emekçi, dünyada ekonomik krizin yafland›¤› bu süreç-te, krizin sahibi emperyalist-kapitalist sisteme ve onun ülkemizde-ki ufla¤› AKP hükümetine, “krizin faturas›n› biz ödemeyece¤iz”mesaj› verdi. Ülkenin dört bir yan›ndan gelerek S›hhiye Meydan›’n›dolduran emekçiler, bütün dünyay› vuran ekonomik krize karfl›nAKP hükümetinin yaln›zca sermaye sahiplerini kurtaracak önlem-ler ald›¤›n›, bu önlemlerin finansman›n›n da emekçi y›¤›nlar›n da-ha fazla sömürülmesiyle elde edildi¤ini aç›klad›lar.

Mitinge merkezi kat›l›m sa¤layan Demokratik Haklar Federasyonu da, krizin faturas›n› halka ödetmek isteyenlere karfl› demok-ratik haklar mücadelesini yükseltme ça¤r›s› yapt›. Mitingdeki kitleselli¤iyle dikkat çeken DHF, çeflitli ulus, milliyet ve inanç-lardan emekçilerin siyasi iktidara ve emperyalist gericili¤e anlaml› bir cevap verdi¤ini ifade etti. Mitingle birlikte, mücadeleninkitleselleflmesi ve iktidar perspektifli bir mücadele program›n›n ortaya ç›kmas›n›n da kuvvetli bir zemininin olufltu¤unu belir-ten DHF, mitingde yaflanan gerilimi iflaret ederek, “Bunun içindir ki halk düflmanlar› bu büyük buluflmaya gölge düflürmeye,eylemi terörize etmeye kalkm›fllard›r” dedi.

Ankara'da 17 yafl›ndaki Soner Çankal'› yaral› haldey-ken 'kafas›na s›karak' infaz eden polis, cinayetini Po-lis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'na s›¤›narak sa-vundu. Yasalar›n verdi¤i haklar› kulland›¤›n› savunanpolis, "öldürmek yasal hakk›m" dedi. Polis Vazife veSalahiyetleri Kanunu'nun 2007 y›l›nda de¤ifltirilme-

sinden bu yana belindeki silah› rahatça kullanan po-lis, sadece 2008 y›l› içerisinde 35 kifliyi öldürdü. Poli-sinin yetkilerini artt›ran devlet, keyfi kimlik kontrolle-rinin, keyfi tutuklamalar›n, keyfi fifllemelerin ve keyfiöldürmelerin önünü açarak, 200 bine yak›n polisinicinayet ifllemeye de teflvik ediyor. Sayfa 5

‘Yasal ölüm’ her an karfl›n›za ç›kabilir!

‹fl güvencesi ve yemeklerin sa¤l›kl› ç›kar›lmas› talepleriyle bafllayan Ankara Üniversitesi Ce-beci yerleflkesi yemekhanesinin iflgali, Ankara Üniversite Meclisi taraf›ndan sürdürülüyor.Meclis'i oluflturan direniflteki iflçiler, ö¤renciler ve ö¤retim üyeleri, talepleri rektörlük ve TamSofra tafleronu taraf›ndan yerine getirilene kadar iflgali sürdüreceklerini duyurdular. Öte yan-dan üniversite rektörlü¤ü ve Tam Sofra tafleronu direnifli k›rmak için valiye dilekçe vererek,polisin iflgale sald›rmas›n› ve eylemi da¤›tmas›n› istedi. Yerleflkeyi abluka alt›na alan polis,kararl› direnifl karfl›s›nda geri çekildi. Sayfa 9

GÜNCEL ‹hale Kanunu'nda yolsuzluklar› artt›racak düzenleme SAYFA 2PERSPEKT‹F Yerel seçimlerde do¤ru politika SAYFA 8

Ankara Üniversitesi’nde yemekhane iflgali sürüyor

Kad›nlar‘fliddete hay›r’ dedi

Kitleler hükümeti uyard›

DHF: Halk›n hakl›kavgas›n›örgütleyelim

25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Uluslararas› MücadeleGünü dolay›s›yla birçok ilde eylem ve etkinlikler düzenleyenkad›nlar, kad›na yönelik her türlü fliddete (fiziksel, cinsel, s›n›f-sal, ulusal, ekonomik vb.) tepkilerini, isyanlar›n› dile getirdiler.DHF Kad›n Komisyonu’nun da, ‹stanbul, Ankara, Mersin, Dersimillerinde düzenledi¤i etkinliklerde, kad›n›n yaflad›¤› sorunlardaçözümün, kad›n›n öz gücünde oldu¤u ifade edilerek, demokra-tik haklar mücadelesine kat›lma ça¤r›s› yap›ld›. Sayfa 7

Son günlerde s›k s›k Somalili korsanlar›n gemi kaç›rmalar› ile gün-deme gelen Aden Körfezi ve Hint Denizi; y›lda on binlerce gemi-nin geçti¤i, petrol, silah ve imalat mallar› ticaretinin u¤rak güzer-gah›. Aniden hortlayan bu korsan sald›r›lar› sorunu, bu önemlibölgenin hakimiyeti için emperyalist güçler aras›ndaki çat›flma-n›n bir ürünü.

Ankara’da iki önemli toplant› düzenleyen Aleviler, AKP’ninyaklafl›mlar›n›n kendileri aç›s›ndan tafl›d›¤› tehlikeye iflaretettiler. Ankara’da düzenledikleri büyük mitingin ard›ndanTBMM Baflkan› Köksal Toptan’la görüflen Aleviler,AKP’nin ‘uç’ olarak tan›mlad›¤› talepleriniyinelediler.

ABD’nin yeni “fler ekseni” olarak belirledi¤i Asya, Hindistan’›nMumbai kentine düzenlen sald›r› ile tehlikeli bir sürece girmiflgörünüyor. Hindistan’›n, sald›r›n›n sorumlusu olarak, Oba-ma’n›n askeri iflgalle tehdit etti¤i Pakistan’› iflaret etmesi,“ABD Pakistan’a askeri sald›r› m› düzenleyecek?” sorusunuyeniden akla getirdi.

Korsan bayra¤›n›n gizledi¤i gerçek ABD arad›¤›n› Hindistan’da buldu

DÜNYA S A Y F A 10 GÜNCEL S A Y F A 3 GÜNCEL S A Y F A 13

Aleviler taleplerinde ›srarl›

IIIIIIII

KESK Genel Baflkan› Sami Evren: Krize karfl› emekten yana bir program›n ortaya ç›kmas› önemlidir.

KESK ve D‹SK’in, krize karfl› öneri ve programlar› do¤ru bir yaklafl›m çerçevesindedir.

Nakliyat-‹fl Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu: Çözüm için, ‘sosyal program’ ya da sadece D‹SK ve KESK’in

mücadelesiyle yetinmemek gerekir. Mücadeleyi, ekonomik ve demokratik mücadeleyle s›n›rland›rmamak laz›m.

DTP Amed Milletvekili Ak›n Birdal: Ekonomiyle demokrasiyi iliflkilendirmeyen bir iktidar›n her zaman

ekonomik olarak çöküfle ve kitleleri yoksullu¤a itmesi kaç›n›lmazd›r.

KESK

Gen

el Ba

flkan

Nakli

yat-‹

fl Bafl

kan›

DTP A

med M

illetve

kili

NKP(MAO‹ST)TARTIfiIYOR: DEVR‹M

M‹, REFORM MU?

YEREL SEÇ‹M GÜNDEM‹HAREKETLEN‹YOR

Uzak Asya ülkesi Nepal'de Maoistler öncü-lü¤ündeki iktidar mücadelesi, gelinen afla-mada, Halk Cumhuriyeti ve DemokratikCumhuriyet fleklindeki iki programatikyaklafl›m›n do¤urdu¤u kutuplaflmaya sah-ne oluyor. Kas›m ay›nda yap›lan MerkezKomite toplant›s›nda Prachanda, mevcutDemokratik Cumhuriyet'te ilerlenmesinisavunurken, karfl› ç›kan Kiran da, bir anönce Halk Cumhuriyeti'ne geçilmesini sa-vundu. Parti içerisinde bu konulardakifarkl› fikirlerin aç›kl›kla tart›fl›ld›¤› bu süreç-te, devrimin gelece¤i ile ilgili yaklafl›mlarbüyük tart›flmalar do¤urdu. SAYFA 11

Yerel seçimler sürecinin yaklaflmas›yla bir-likte, devlet bütçesinden 162 milyon YTLseçim yard›m› alan sistem partileri, içindebulundu¤umuz kriz koflullar›nda, büyük birbütçeyi seçimlere ay›rmaktan imtina etme-diler. AKP, hükümet olman›n avantajlaran›kullanarak, kömür, makarna, hediye çeki gi-bi 'yard›mlar›n›' seçim yat›r›m› olarak artt›r-d›. Sözde laikli¤inin 盤›rtkanl›¤›n› yapanCHP, çarflafl› kad›nlara rozet takarken, AKPde CHP'den gelen üç bafl› aç›k kad›na roze-tini takt›.DTP 'Demokratik Özerklik' program›yla yerelseçim çal›flmalar›na yo¤unlafl›rken, AKP veCHP-SHP gericili¤ine karfl› halk› uyaran De-mokratik Haklar Federasyonu ise, demokra-si güçlerini temsil edecek bir program vebirlik anlay›fl›yla seçimlere haz›rland›¤›n›duyurdu. Sayfa 15

Page 2: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

YURT‹Ç‹ HESAP NO: Ertafl ÖZTÜRKYap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314

YURTDIfiI HESAP NO:Ertafl ÖZTÜRK Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699

Abonelik Süresi Yurtiçi Yurtd›fl› 6 AYLIK 12 YTL 35 EURO1 YILLIK 24. YTL 70 EURO

ABONE OL - ABONE BULOKU - OKUT

2 2-16 Aral›k 2008 güncelmperyalist direktifler do¤rultusunda hâkim s›n›f-lar›n uflakl›¤›yla ülkemiz halk›n›n s›rt›na yüklenenzamlar, yoksul halk›n kamburunu iyice büyütü-yor. Sudan elektri¤e, g›da ürünlerinden do¤alga-za, her fleye zam yapan AKP hükümeti, kriz söy-lemleri ile gerçeklefltirilen iflçi k›y›mlar› tablosun-da üç maymunu oynuyor. Emperyalizm, kendikrizinden kurtulmay› her zaman oldu¤u gibi,emekçi halklara fatura keserek yapmaya çal›fl›-

yor. Sömürü sisteminin bu sald›r›lar›na karfl› Ankara’da toplanan onbinler “Bu kriz bizim krizimiz de¤il, krizinize ortak olmayaca¤›z, krizi-nizin faturas›n› kestirmeyece¤iz” hayk›r›fl›nda bulunarak tepkisini di-le getirmeye çal›flt›.

Krize, yoksullu¤a, iflsizli¤e, zamlara ‘hay›r’ diyen emekçiler, 29 Kas›mAnkara mitingi ile AKP’ye ve uygulad›¤› y›k›m politikalar›na karfl›uyar›da bulundu. Miting, bast›r›lman›n, sessiz kalman›n iliklerine ka-dar iflletildi¤i halk›n bütünü ile k›yasland›¤›nda ‘c›l›z’ bir görüntü çiz-se de, demokratik haklar mücadelesi ve halk hareketi için önemli biryerde duruyor.

Yoksullu¤u artt›rmak ad›na politika üreten AKP’nin ülkede yaflan›lankriz ortam›nda odakland›¤› nokta ise seçimler. Hükümete gelmedenönce alanlarda her türlü yalan› söyleyerek ‘halkç›’ bir tablo çizenAKP’nin hükümette bulundu¤u süre içerisinde yaratt›¤› tablo ise bi-lindik manzara. Sermaye ç›karlar› do¤rultusunda hareket eden AKPhükümeti, özellefltirmeleri, zamlar›, yasalar› ile ekonomik-sosyalhaklar› t›rpanlarken, iflsizli¤e, yoksullu¤a, yolsuzlu¤a da tavan yapt›r-d› ve yaklaflan yeni seçimler içinde haz›rl›klar›na bafllad›. Hükümet-te oldu¤u süre boyunca çald›klar›ndan seçim çal›flmalar› için serma-ye oluflturan AKP, kömür yard›mlar› ile oy av›na ç›kt› bile. Yoksullafl-t›rd›¤› halka, zamlar› ile kömürü nimet yapan AKP, birçok ilde ücret-siz kömür ve g›da “yard›mlar›” yap›yor. Yaklaflan seçimlerin telafl› el-bette sadece AKP’yi de¤il, tüm düzen partilerini de kaplad›. CHP’ninrozetledi¤i ‘çarflafl› kad›nlar da’, seçim öncesi bilindik ç›karc›, ikiyüz-lü politikalar›n ta kendisidir. Düzen patilerinden CHP, ç›karlar› gere¤idaha dün türban üzerinden k›yamet kopard›¤›n› unutmuflças›na, bu-gün türbanl› kad›nlar› partisine üye yap›yor. Alevi-Sünni çat›flmas›ad› alt›nda devletin tetikçili¤ini yapan MHP, yerel seçimler öncesin-de ‘Alevi kardefllerimizin sorunlar›n›n çözümüne haz›r›z’ ikiyüzlülü-

¤ünü aymazca dillendiriyor. Geçti¤imiz günlerde demokratik talep-leri do¤rultusunda toplanan ve hak-özgürlük talep eden Alevilere‘provokatör’, taleplerine ‘uç fikirler, tehlikeli talepler’ diyen AKP, bu-gün Alevi aç›l›m›yla rüfltünü ispatlamaya çal›fl›yor. TV ekranlar›ndaboy boy rozet törenleri yapan sahtekârlar, Kad›n› ikinci s›n›f olarakgören ve üzerindeki bask›y› fliddeti artt›racak her uygulaman›n, ya-san›n alt›na imza att›klar›n› has›ralt› ediyor. “Kad›n› düflünüyoruz”görüntüleri ise oy simsarl›¤›ndan baflka bir fley de¤il. 25 Kas›m’dakad›na yönelik fliddete karfl› alanlara ç›kan kad›nlar›n Taksim’deyapmak istedi¤i yürüyüfle polis ile devlet fliddeti uygulayanlar, rozettakma flirinli¤iyle gerçek yüzlerini saklayamazlar.

Yerel seçimler gündemi bafl s›raya yerleflmeye bafllarken, haz›rl›kçal›flmalar›na demokrasi güçleri de girdi. Hâkim s›n›flar›n sömürü vey›k›mlar›na karfl› demokratik ve halkç› bir yerel yönetim anlay›fl›ylahareket etmeye çal›flan demokrasi güçleri, halk›n ç›karlar›n› esasalan bir aday ve yönetim belirlemek için ittifak aray›fl› içerisinde. Bir-çok ilde yürüttü¤ü tan›t›m kampanyas› ile yerel seçimlere dair yö-nelimini, ilkelerini ve genel politikas›n› aç›klayan Demokratik HaklarFederasyonu da yerel seçim çal›flmalar›na start verdi. Ülkede yarat›-

lan her türlü bask›-y›k›m çabalar›na karfl› ‘Halk›n ç›karlar›n› temsil

edecek bir program ve demokratik birlik anlay›fl›’ perspektifiyle kit-

lelere giden DHF, 29 Kas›m mitinginde de çözümün örgütlü halk mü-

cadelesinde oldu¤unun alt›n› çizmiflti. Neredeyse her günümüz po-

lis taraf›ndan öldürülen insanlar›n haberlerini duymakla geçiyor.

Devlet yasa ç›kar›yor, polis öldürüyor. ‘Münferit’ denilen vakalar ya-

flanan son öldürme olay›nda da görüldü ki öyle de¤ilmifl. Ankara’da

17 yafl›ndaki Soner Çankal’› aya¤›ndan yaralayan, daha sonra kafa-

s›ndan vurarak öldüren polis, kendisini koruyan yasalar› iflaret ede-

rek ‘yasal hakk›m› kulland›m’ diyordu. Polis, ifadesinde Polis Vazife

ve Salahiyet Kanunu’nu hat›rlatarak yasalar nezdinde hareket etti¤i-

ni söylemiflti.

Geçti¤imiz haftalarda “kutlanan” çocuk haklar› günü ülkemiz için

kavram›n içinin ne kadar bofl oldu¤unu gösteriyor. Binlerce çocu¤un

sokaklarda yaflamak zorunda kald›¤›, esirgeme yurtlar›nda taciz-te-

cavüz-daya¤a terk edildi¤i, yafllar› büyütülerek tutukland›¤›, ‘terö-

rist’ ilan edildi¤i ülkemizde, çocuk haklar›ndan da söz etmek ne ka-

dar do¤ru?

’den E

ANKARA- Melih Gökçek, partisi AKP’ye

24 bin 836 YTL’lik fatura k›ya¤› yaparak s›kça

an›ld›¤› yolsuzluklar›na yenisini ekledi. Rantç›-

l›¤› ve yolsuzluklar›yla ad›ndan söz ettiren Me-

lih Gökçek’in her aboneden al›nmas› geren at›k

su bedelini AKP Genel Merkez binas›ndan al-

mad›¤› ortaya ç›kt›.

Ankara Büyükflehir Belediyesi Su ve Kana-

lizasyon ‹daresi (ASK‹)’nin Eylül 2007-Kas›m

2008 tarihleri aras›nda fatura etmesi gereken

“at›k su” bedeli, AKP’den tahsil edilmedi. An-

kara Büyükflehir Belediyesi ASK‹ Genel Mü-

dürlü¤ü Tarifeler Yönetmeli¤i'nin 34. madde-

sinde yer alan, "Her su abonesi tüketti¤i kadarsuyu kirletece¤inden bunlar›n uzaklaflt›r›lmas›için at›k su bedeli ödemekle yükümlüdür. Bumiktar tüketilen su miktar›n›n yüzde 50'sindenafla¤› olamaz" ibaresi AKP için geçerli de¤il.AKP’li Ankara Büyükflehir belediyesinin, AKPGenel Merkez binas›ndan tahsil etmedi¤i 24bin 836 YTL fatura tutar›, belediyenin borçlar›-na bak›ld›¤›nda bunun yap›lan ilk k›yak olma-d›¤›n› gösteriyor. Toplam borçlar› 4 milyarYTL’yi aflan Ankara Büyükflehir Belediyesi’ninkurulufllar› EGO ve ASK‹’nin, Hazine Müste-flarl›¤›’na 4 milyar 491 milyon YTL, BOTAfi’aise yaklafl›k 700 milyon YTL borcu bulunuyor.

Yolsuzluklar›n g›rla gitti¤i ülkemizde ihalelerde yaflananyolsuzluklar›n önünü iyice açacak ve bunlar›n takibini zorlafl-t›racak yasa de¤iflikli¤i meclisten geçerek, Cumhurbaflkan›’n›nonay›na sunuldu. Kamu ‹haleleri Kanunu’nda yap›lan son de-¤iflikliklerle ihalelerde yolsuzluklar›n önü iyice aç›l›rken, budüzenleme ile yeni ‘Ali Dibo’lar yarat›l›yor. Bülent Ecevit’inBaflbakanl›k yapt›¤› 57. hükümet döneminde ç›kart›lan yasa,yap›lan son de¤iflikliklerle 17’nci kez düzenlenmifl oldu. Ser-maye sahiplerinin ihtiyaçlar›na göre düzenlenen bu yasa de-¤iflikliklerinin 14’ü AKP hükümeti döneminde yap›ld›.

Yolsuzlukla ilgili yasal incelemenin önü t›kan›yor17’nci de¤iflimini yaflayan yasa, öncelikli olarak ihalelerde

yolsuzluk iddialar›nda yasal incelemelerin önünü t›k›yor. Ya-sada yer alan, “Kurum gerekli gördü¤ü takdirde, bu kanun veilgili mevzuat hükümlerine ayk›r›l›k bulundu¤una iliflkin iddi-alar› da inceler, sonuçland›r›r” ibaresi metinden kald›r›ld›. Ka-mu ‹hale Kurumu (K‹K), bugüne kadar usulsüzlük iddialar› olanihalelerle ilgili kendili¤inden inceleme bafllatabiliyordu; fakatyap›lan son de¤ifliklikle bu yetkisi elinden al›nm›fl oldu. Bununyan› s›ra ihale ile ilgili usulsüzlük flikâyetlerinde istenilen temi-nat ücretleri de artt›r›ld›. K‹K, kararlar› ‘yerindelik’ denetiminetabi tutamayacak, yerindelik denetimi için idari yarg›ya götü-remeyecek, dolay›s› ile ihaleler iptal ettirilemeyecek. TÜB‹-TAK’›n Ar-Ge (Araflt›rma Gelifltirme) amaçl› al›mlar›, güvenlikve istihbaratla ilgili al›mlar ile Devlet Malzeme Ofisi, Et- Bal›kKurumu ve Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’nun al›mlar› Ka-mu ‹hale Kanunu kapsam› d›fl›nda olacak. Savunma, güvenlik,insani yard›m gibi durumlarda ortaya ç›kabilecek acil ihtiyaç-lar için ihale yapmak yerine önceden anlaflmalar yap›lacak.Birçok de¤iflikli¤in yap›ld›¤› yasaya göre, 50 bin YTL olan ka-mu al›mlar›yla afet, salg›n hastal›k, can kayb›na yol açacakolaylar veya savunma ve güvenlik gibi özel durumlar›n orta-ya ç›kmas› halinde al›mlar için ihale yap›lmayacak. Yap›lande¤iflikliklerle AKP hükümetinin yandafllar›n›n ihalelere girme-leri kolaylaflm›fl ve önündeki engeller kald›r›lm›fl olacak.

‹MO: ‹halesiz ihale dönemi bafll›yorMeclisten geçen ve Abdullah Gül’ün onay›n› bekleyen ya-

saya çeflitli meslek örgütleri ve TÜS‹AD tepki gösterdi.

TMMOB’a ba¤l› ‹nflaat Mühendisleri Odas› (‹MO), yap›lan sonde¤iflikliklerle yasay›, “‹halesiz ihale dönemi bafll›yor” fleklindede¤erlendirdi.

Yasan›n onaylanmas›n›n ard›ndan bir aç›klama yapan ‹MOBaflkan› Serdar Harp, Gül’ü uyararak, yolsuzluklar›n önünüaçan bu yasan›n onaylanmamas›n› istedi. Harp, tasar› onay-lanmadan önce yap›lan tüm itirazlara kula¤›n› t›kayan AKP’ninbu yapt›¤›n› anti-demokratik bir uygulama olarak de¤erlen-dirdi. Tasar›n›n gündeme geldi¤inden buyana meslek odalar›-n›n buna karfl› ç›kt›¤›n› belirten Harp, “Karfl› ç›kma nedenleriayn› zamanda bir Türkiye gerçe¤ine dikkat çekti¤i için önem-liydi. Çünkü tasar›, bir taraftan mühendis ve mimarlar›n kaza-n›lm›fl haklar›n› gasp ederken, bir taraftan da kamuda yolsuz-luklar›n, suistimallerin önünü açacak hükümler tafl›maktad›r”dedi. Yasan›n ihalesiz ihale dönemi bafllatt›¤›n› ifade edenHarp, yasan›n, büyük inflaat firmalar›n›n elini rahatlatan, kü-çük çapl› iflletmeleri ve mühendisleri ihale sisteminin d›fl›naiten, eflitsizli¤e ve adaletsizli¤e yol açan hükümler içerdi¤iniifade etti. Harp, “Yasan›n idarenin kendi belirleyece¤i kriterler-le ihale daveti ç›karmas›na izin vermesi ise partizanl›¤›, kay›r-mac›l›¤›, yolsuzlu¤u teflvik edecektir. ‹hale sürecine itiraz et-

me flans› bile, ‘itirazen flikâyet’ için yat›r›lmas› gereken harçla-r›n oldukça yüksek tutulmas› nedeniyle, oldukça zora sokul-mufltur” dedi.

AKP’nin ihale tablosuHükümete geldi¤inden buyana ihale yasas›n› oyun ha-

muruna çeviren AKP, kendi döneminde yolsuzluk oran›n› 8’ekatlad›. 2003 y›l›nda iptal edilen ihale say›s› 150 iken, AKP ilebirlikte 1202’ye ç›kt›. 2003 bafl› ile 2008’in ilk 6 ay› aras›nda-ki 5,5 y›lda toplam 14 bin 908 kamu ihalesi flikâyet edildi. Ka-mu ‹hale Kurumu (K‹K) bunlardan 3 bin 235’ini iptal etti. ‹ha-le yolsuzluklar›nda her geçen y›l art›fl› yakalayan AKP’ninihalelerdeki yolsuzluk art›fl çizelgesi ise flöyle; 2003’te150iken 2004’te 274’e, 2005’te 386’ya, 2006’da 735’e, 2007’deise 1048’e ç›kt›. Bu rakam 2008 Haziran’›ndan geriye son 12ayda ise 1202 olarak gerçekleflti. K‹K taraf›ndan iptal edilen3 bin 235 ihalede her bir ihale tutar›n›n 495 bin YTL’lik oldu-¤u varsay›ld›¤›nda, AKP’nin önlenebilen yolsuzluk tutar› 1,6milyar YTL, fakat bu elbette sadece görünmeyenlerin küçükbir parças›n› oluflturuyor.

AKP’den ihale yolsuzlu¤una art›fl düzenlemesiTürk Telekom taraf›ndan hiçbir hizmetkarfl›l›¤› veya konuflma bedeli olmaks›-z›n telefon abonelerinden her ay ‘sabitücret’ ad› alt›nda al›nan 10 YTL’lik ‘ha-raç’, mahkemenin tüketici lehine olankarar›na ra¤men faturalara yans›mayadevam ediyor

Sabit ücretin, sadece iletiflime haz›r bulundurmak için al›nabilece¤ini,fakat Türk Telekom’un bunu hiçbir hizmet veya konuflma bedeli ol-maks›z›n ald›¤›n› belirten tüketici dernekleri, Türk Telekom’un bu uy-gulamas›n› ‘sabit soygun’ olarak de¤erlendiriyor. Tüketiciler de sabitücrete tepki gösterip, kendilerinden her ay al›nan bu paran›n haks›z ol-du¤unu ve karfl›l›ks›z oldu¤unu ifade ediyorlar.

‹ptal karar›na ra¤men ‘sabit soyguna’ devam ediliyor

Tüketicilerin ve tüketici derneklerinin bu uygulaman›n kald›r›lmas› içinaçt›klar› dava sonucunda iptal karar› ç›kmas›na ra¤men uygulamayadevam ediliyor. Dan›fltay 10. Dairesi’nin 2000/1522 say›l› karar›nda,“Yap›lan ifl ve hizmetler karfl›l›¤› belirlenip al›nacak ücretler d›fl›nda, be-lirlenen tarifede de¤ifliklik yap›lmaks›z›n ilgililerden ayr›ca, karfl›l›¤›ndakonuflma hakk› da tan›nmadan ayr› bir ücret istenilmesine yasal ola-nak bulunmamaktad›r” denmesine ra¤men Türk Telekom, her ay sabitücret ad› alt›nda 10 YTL haraç al›yor. Sabit ücret uygulamas›n›n, 4077say›l› Tüketicilerin Korunmas› Hakk›nda Kanun’a ayk›r› oldu¤u belirtilir-ken, bu ayk›r› durumun birçok Hakem Heyeti Karar›’nca tespit edildi¤ikaydediliyor. Böylece Lübnanl› Haririlerin flirketine sat›lan Türk Tele-kom, soygun ve haks›z kazançlarla devlete olan borçlar›n› ödüyor. TürkTelekom’un tahsilât cirosunun yar›s› ‘sabit soygun’ uygulamas›yla eldeediliyor.

Emekli tüketicinin flikâyetiyle ‘sabit soygun’

ortaya ç›km›flt›

Türk Telekom’un telefon abonelerinden ald›¤› ‘sabit ücrete’ karfl› abo-ne Salim Y›lmaz, Beykoz Kaymakaml›¤›’na ba¤l› Tüketici Sorunlar› ‹lçeHakem Heyeti Baflkanl›¤›’na, ayl›k sabit ücretin haks›z oldu¤u ve kald›-r›lmas› gerekti¤i fleklinde geçen y›l bir baflvuruda bulunmufltu.

Baflvuru üzerine, 5 kiflilik Hakem Heyeti ve Elektrik Mühendisleri Oda-s›’ndan iki mühendisin verdi¤i, “herhangi bir hizmet tan›mlanmadan,sabit ücret ad› alt›nda bir bedel almas›n›n teknik olarak aç›klanamad›-¤›” fleklindeki bilirkifli raporu çerçevesinde karar verilmiflti. Karara göre,“telefon hatlar›ndan konuflma bedelleri d›fl›nda belirsiz gerekçelerle sa-bit ücret ad› alt›nda al›nan ücretin iptaline, bu isim alt›nda tüketicidenad› geçen firma taraf›ndan al›nan tüm ücretin, tüketiciye iade edilme-si” kararlaflt›r›lm›flt›.

Al›nan ücretin hiçbir karfl›l›¤› yok

Türk Telekom’un sabit ücret ad› alt›nda ald›¤› 10 YTL’lik harac›n hiçbirkarfl›l›¤› yok. Karfl›l›¤›n olmad›¤›, Tüketici Sorunlar› Hakem Heyeti, Tü-ketici Mahkemeleri, ‹lçe Hakem Heyeti taraf›ndan belirtilse de SanayiBakanl›¤› ‹lçe Tüketici Hakemleri’ne, ‘sabit ücret al›nabilir’ fleklindeTürk Telekom lehine yaz› göndermiflti. Konuflma olsa da, olmasa da al›-nan sabit ücretin hukuki ve yasal olmad›¤› hukukçular taraf›ndan be-lirtiliyor.

19 milyon aboneden ‘sabit haraç’ al›n›yor

Konuflma bedelleri d›fl›nda teknik aç›dan aç›klanamayan, belirsiz ge-rekçelerle, hiçbir hizmet verilmeden al›nan sabit ücret, her ay yaklafl›k19 milyon aboneden al›n›yor. Al›nan 10 YTL’lik miktar KDV ve Özel Tü-ketim Vergisi’yle birlikte 15 YTL oluyor. Abonelerden toplanan miktarayda 285 milyon, y›lda ise 3. 420 milyon YTL.

TKD: Ödediklerinizi geri alabilirsiniz

Tüketicileri Koruma Derne¤i Genel Merkezi yapt›¤› yaz›l› aç›klamada,‹dare Mahkemesi, ‹l Tüketici Hakemleri’nin karar› gere¤ince sabit öde-melerin yap›lmayabilece¤ini ve son bir y›ll›k sabit ödemelerin iadesi-nin, baflvuru sonucunda istenebilece¤ini aç›klad›. Tüketicilere sabit üc-ret ödemeleri yapmamalar› uyar›s›nda bulunan Tüketicileri KorumaDerne¤i, Türk Telekom’a ve ilgili mahkemelere baflvuruldu¤u takdirde,son 10 y›ll›k sabit ödeme tutar› olan 820 YTL’nin geri al›nabilece¤ini vebundan sonra faturalara sabit ödemenin yans›mayaca¤›n›n alt›n› çizdi.‹fllem yap›lmad›¤› takdirde sabit ödemeye devam edilece¤ini vurgula-yan dernek, Türk Telekom’a ve ‹l Tüketici Hakem Baflkanl›¤›’na baflvu-rulmak üzere dilekçe örneklerini kamuoyuyla paylafl›yor.

Türk Telekom ‘sabitücret’ ad› alt›nda

halk› soyuyor

Melih Gökçek’ten AKP’ye k›yak

Page 3: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

32-16 Aral›k 2008güncel

Ülke gündemini yerel seçimler sar-m›flken Kürt sorununun çözümünde deoluflturulan strateji çerçevesinde birtak›mgiriflimlerle yol al›nd›¤›n› ve ‘sürpriz’ aç›k-lamalar›n yap›ld›¤›n› görüyoruz. Daha ön-ceki yaz›lar›m›zda ABD’nin Ortado¤u’dakipolitikalar› çerçevesinde Kürt sorunununçözümüne iliflkin istiflarelerin yap›ld›¤›na,orta-uzun vadeli bir stratejinin oluflturul-du¤una iflaret etmeye çal›flm›flt›k. ‹lkerBaflbu¤’un Genelkurmay Baflkanl›¤›’nagetirilmesi ve ard›ndan Erdo¤an ile yapt›-¤› görüflme, ayn› flekilde art arda yap›lanzirveler, Bush, Erdo¤an ve Büyükan›t’›n 5Kas›m görüflmesiyle 2007’de belirlenenstratejinin somutlanmaya çal›fl›ld›¤›n›nemarelerini tafl›yor. Gerek devlet (tabi-i ki ABD de) gerekse de PKK’nin bu çerçe-vede bir tak›m söylemler ve politik-tak-tikler gelifltirdikleri bilinen bir fley. Tam dabu süreçte DTP’nin ‘Demokratik Özerklik’projesini meclise sunmas› ve bu projeçerçevesinde yerel seçim politikas› belir-lemesi dikkatleri üzerinde toplamay› hakediyor. Bu periyot düzleminde Öcalan’›nsöylemlerine dikkat çekilmesi, medyacatart›fl›lmas›, Öcalan’a fiziki sald›r› gerekçe-siyle Kürtlerin bir ayaklanma hareketisergilemesi (Kürt ulusal hareketi bu prati-¤i ayaklanma olarak tan›mlam›flt›r) ‘bir ta-k›m beklentiler mi var’, Kürt sorunununçözümünde yeni ad›mlar m› at›lacak’ so-rular›n›n kafalarda dolanmas›na vesile ol-mufltur. Yerel seçimlerle birlikte bulan›kresmin daha da netleflece¤i ihtimalininyüksekli¤i, bizce abart›l› de¤ildir.

Geçti¤imiz haftalarda Ba¤dat’ta TC,ABD, Kürt Bölgesel Yönetimi ve MerkeziIrak Yönetimi aras›nda yap›lan genifl top-lant›, yukar›da ifade etmeye çal›flt›¤›m›zresmin bir parças›n› oluflturmaktad›r. Ya-p›lan toplant›n›n tek gündeminin PKK’yekarfl› izlenecek politika olmas› (ki Kürt so-rununu çözüm yollar› da konuflulmufltur)ilgi çekici. Nitekim Kürt Bölgesel Yöneti-

mi’ne PKK konusunda aktif roller verildi¤itoplant›dan, KDP ve KYB’nin, Federe KürtHükümeti’nin politika oluflturmas› karar›ç›kt›. Öcalan’›n avukatlar› arac›l›¤›yla yap-t›¤› aç›klama ise, tam da yap›lan görüfl-melere ve al›nan kararlara gönderme ma-hiyetindeydi. Öcalan, Irak Devlet Baflkan›Celal Talabani ve Kürdistan Bölgesel Yö-netimi Baflkan› Mesut Barzani’nin demok-ratik çözüme katk› sunmas›n› talep edi-yordu: “Talabani ve Barzani kendilerindenyana olumsuz bir tutumun geliflmeyece-¤ini söylüyor ama bu yetmez. Bar›fla, de-mokratik çözüme katk› sunmal›lar. Avru-pa, Amerika nezdinde demokratik çözümiçin çaba göstermeli, bu konuda etkin ol-mal›. Bu hem kendilerinin, hem Türki-ye’nin hem de Amerika’n›n yarar›nad›r,kendilerini de rahatlat›r. Mevcut durum,çözümsüzlük, kimseye yarar getirmez.”Öcalan’›n aç›klamas›n›n devam›nda sarfetti¤i “Baflbakana ça¤r›da bulunuyorum,bir proje sunsunlar. Cumhuriyet kurtulur,devlet kurtulur, toplum kurtulur, devletbölgesel güç olur. fiu an genel bir ayak-lanma hali var. Bu baharla birlikte f›rt›na-ya dönüflebilir…” sözleri anlafl›l›r bir du-rum oluflturuyor.

Devletin Öcalan’a yönelik bask› uy-gulad›¤› gerekçesiyle Kürt halk›n›n gös-terdi¤i tepkiyle birlikte gelifltirilen kon-septin, Kürt ulusal hareketi cephesindebugün itibariyle “Öcalan’a özgürlük, Öca-lan serbest b›rak›ls›n” politik söylemineevrilmesi, kendili¤indenci bir durum ol-masa gerek. Bugün devletin yetkili a¤›zla-r›ndan Öcalan’a ve hapishane koflullar›nadönük aç›klamalar, salt basit bir flantaj yada Kürtlerin tepkisi karfl›s›nda zorunlu biraç›klama olarak görülemez. Adalet Baka-n› M. Ali fiahin’in, Öcalan’› kastederek,“Ama b›rak›n kavgay›, bombalar› der, gö-rüfl de¤ifltirirse, belki savc›lar bu yeni du-rum karfl›s›nda yeni bir de¤erlendirmeyapar” demesi, ‘bu iflin içinde bir ifl mi var’

sorusunu ak›llara getiriyor. Öte yandanbir aç›klama daha yap›larak ‹mral›’da in-flaat çal›flmalar› yap›ld›¤›, k›sa sürede bu-raya tutuklu nakledilece¤i söylendi. Bumesaj, TRT’de 24 saat boyunca yay›n ya-pacak olan Kürtçe kanal›n Ocak’›n bafl›n-da haz›r olaca¤› aç›klamas› ile elle tutulurhale getirildi. Anlafl›lan o ki devlet, Öcalanüzerinden pazarl›k yapma ve PKK’ye geriad›m att›rma, böylece sorunu kendinceçözme kart›n› oynamaktad›r. Kürt soru-nunun, Öcalan konusundaki kimi aç›l›mlarve Barzani-Talabani ikilisinin öne ç›kar›l-mas›, PKK’nin safd›fl› b›rak›lmas› yoluyla‘çözülmesi’ yönünde somut geliflmelerbeklenebilir. PKK ve Kürt hareketinin tu-tumu bu süreçte belirleyici rol oynaya-cakt›r.

Peki, hâkim s›n›flar›n bu noktada ay-r› gayr› kalan durumlar› söz konusu mu?Verilecek cevap hay›r? Hâkim s›n›flararas›nda bir pürüzün mevzubahis olma-d›¤› bizzat kendi aç›klamaklar›ndan gö-rülebilir. Bunun yan›nda sarfedilen söz-ler, bir itiraf› da oluflturuyor. Kürt halk›-n›n yo¤un eylemleri karfl›s›nda CHP lide-ri Deniz Baykal, “PKK, hükümeti, Öca-lan'›n konumu ile ilgili olarak bir tav›r de-¤iflikli¤i noktas›na sürüklemeyi baflar-m›flt›r. Bunun kamufle edilecek, inkâredilecek hiçbir taraf› yoktur. Hükümet‹mral›'da tecride son vermenin altyap›s›-n› haz›rlamaktad›r” demiflti. A¤›z birli¤iyapan MHP lideri Devlet Bahçeli, “Öca-lan'›n aff›na kadar gidecek sürecin önü-nü aç›lm›flt›r. AKP, önce PKK’nin tafllar›na,sonra da Avrupa'n›n taleplerine teslimolmufltur' serzenifllerinde bulunmufltu.Özetle, önümüzdeki günler, gerek Türkdevletinin gerek Kürt ulusal hareketininKürt ulusal sorunu noktas›ndaki tutumve beklentilerinin yarataca¤› politik yan-s›malara gebe görünüyor. Kürt sorununçözümü noktas›nda ‘sürpriz’ geliflmelerinyaflanma ihtimali oldukça yüksek.

SINIF TAVRI

‹smail UÇAR

Kitleler mi, oy mu?

Görünen o ki önümüzdeki yerel seçimler süreci genifl kitleleraç›s›ndan bir hayli renkli geçecek. Tv programlar›ndan gazete sayfalar›nave buradan sokaklara dek uzanan, hangi ilde belediye baflkan› kimAKP’den mi yoksa CHP’den mi olacak tart›flmalar›nda somutlanan yerelseçimler tart›flma ve çal›flmalar›, kitlelerin izleyicili¤inde, sistem parti-lerinden ‘siyaset yap›c›lar›n›n’ (siz bunu üç ka¤›tc›lar olarak alg›lay›n)muhatapl›¤›nda bir yar›fl misali sürüp gitmektedir. Evet 2009’unMart’›nda gerçekleflecek olan yerel seçimler ülke genelinde AKP veCHP’nin yar›fl› Kuzey Kürdistan’da ise AKP-DTP çekiflmesi zeminindesürmektedir. AKP-CHP ve di¤er faflist, gerici partiler aras›ndaki yar›flasöyleyecek fazla bir fleyimiz yok. Zira bunlar karakterleri gere¤i kitleleri,düflünen, iradesi olan insanlar olarak de¤il, her birini birer oy olarakgördükleri için, seçimleri daha çok oy alma yar›fl› ve kendilerini de buyar›fl›n en güçlü aktörleri olarak görmektedirler.

AKP, hükümet olman›n da avantaj›yla bu yar›fltan güçlü ç›kmak vehem hükümetteki gücünü, yani “kitle deste¤ini” hem de yerel yönetim-lerde en güçlü parte olarak kalmak istiyor. CHP ise kendince AKP’nin kirliçamafl›rlar› üzerinden yerel yönetimlerde AKP’ye karfl› güçlü bir seçenekolma ve esasta da genel seçimlere yat›r›m yapma yöneliminde.

DTP’yi kuflkusuz bu yar›fl›n bir bilefleni olarak görmemek gerekir.Ancak geçti¤imiz genel seçimlerde DTP’nin oy yüzdesinin bir gerilemeiçerisinde oldu¤u nesnelli¤ini de hesaba katt›¤›m›zda önümüzdeki yerelseçimlerde DTP, Kuzey Kürdistan’da hem bunu telafi etme hem debölgedeki en güçlü rakibi olarak gördü¤ü AKP’ye yeni ‘mevziler’kapt›rmama çabas›ndad›r. DTP aç›s›ndan di¤er bir faktör ise yerel seçim-leri ‘Kürt sorununun çözümü’ noktas›nda bir referanduma dönüfltürmee¤ilimi içerisinde olmas›d›r. Türkiye-Kuzey Kürdistan genelinde yerelseçimlerin as›l öne ç›kan bafll›klar›n›n bunlar oldu¤unu söyleye biliriz.

YYeennii ddeemmookkrraassii ggüüççlleerrii aaçç››ss››nnddaann ssüürreecciinn öönnee çç››kkaannllaarr››

Her bir sürecin özgünlü¤ü ve bu özgünlüklerden yükselen taktikpolitikalar, genel stratejinin hizmetinde flekillenmek durumundad›r. Mart2009’da yap›lmas› düflünülen yerel seçimlere iliflkin taktik aç›l›mlar›m›zda bu genel yaklafl›mdan hareketle ele al›narak sürdürülmektedir.

Yerel yönetimler do¤as› itibariyle genel yönetimlerden farkl› özel-likler tafl›rlar. Ve buralar do¤ru ele al›nd›¤›nda, do¤rudan kitlelerinhizmetinde ço¤ulcu kat›l›m›n, demokrasinin, yani her bir yerel yönetiminkitlelerin yaflam alanlar›nda kendi inisiyatifleri do¤rultusunda tart›fl›pkarar haline getirdiklerinin uyguland›¤› alanlar olma özgünlüklerinesahiptirler. Bundan kaynakl› her bir karara ve uygulamaya do¤rudankitlelerin kat›l›m›n› sa¤lamak, yerel yönetimler aç›s›ndan olanakl›d›r.Ancak bunu söylerken yerel yönetimlerin merkezi devlet otoritesindentamamen ba¤›ms›z oldu¤u gibi bir yan›lsama içerisine düflülmemelidir.Yerel yönetimlere iliflkin yaklafl›m›m›z ve bunun pratik çal›flmalar›, buesaslar gözard› edilmeden, genel stratejimizi güçlendirdi¤i sürece do¤rutaktik aç›l›mlarla gündemimize al›nmak durumundad›r. Aksi yaklafl›m vebeklentiler, amaç araç iliflkisini bir birine kar›flt›rmak ve stratejiyi yanl›fltaktik politikalara kurban etmek olur. Bütün bunlar› es geçerekkendimizi düzen partileri gibi bir yar›fl›n koflucular› olarak görüp kitlelereçeflitli vaatlerde bulunmak, hele ki yerel yönetimler üzerinden iktidarvaadinde bulunmak kitlelerin devrimci enerjisinin sisteme yedeklen-mesinden baflka bir anlam ifade etmez. Genel olarak her seçim süreciobjektif olarak kitlelerin siyasete ilgisinin artt›¤›, yo¤unlaflt›¤› dönem-lerdir. Önemli olan, bu süreci belirlenen merkezi yönelimleri güçlendire-cek flekilde ele almak ve kitleleri kazanma siyasetini zaafa düflürmedenyarat›lan seçim yar›fl› atmosferine kendimizi kapt›rmadan yar›flç› de¤ilörgütçü, vaatte bulunan de¤il, örgütleyen kitle çizgisini her bir alandasomutlaflt›rma görevinin ihmal edilmemesidir.

ÖÖzzeell yyoo¤¤uunnllaaflflmmaa aallaann›› DDeerrssiimm

Yeni demokrasi güçleri aç›s›ndan önümüzdeki yerel seçimler süreciözel bir yer tutmaktad›r. Dersim’in önemi genel olarak merkezi devletotoritesiyle çat›flan tarihsel gerçekli¤inden gelirken özel olarakda Maoisthareketin 36 y›ll›k mücadele prati¤inin a盤a ç›kartt›¤› kitle taban› vekesintisiz mücadele birikiminden gelmektedir. Dolay›s›yla Dersim, yenidemokrasi güçleri aç›s›ndan yerel seçimler özgülünde demokratik, halkç›yerel yönetimler program›n›n hayata geçirilebilece¤i bir alan olmagerçekli¤inin dinamiklerini tafl›maktad›r. Bu objektif durumdan kaynakl›Dersim, bu süreçte bizler aç›s›ndan genel içerisinde özel bir yer tutmak-tad›r. Ancak ‘Dersim önemlidir’ derken sadece belediye baflkanl›klar›n›kazanma hedefli eksik ve yanl›fl bir pratik hatla yetinmenin, bu önemikarfl›layacak bir çal›flma olmayaca¤›ndan hareketle, çal›flmalar› aylaröncesinden bafllat›lan Dersim yerel seçimler süreci, bugün aç›s›ndangözle görünür bir olgunluk tafl›maktad›r. Ki bu çal›flmalar›n billurlaflm›flhali olan Halk ‹nisiyatifleri’nin süreci kitlelerle birlikte tart›flma ve pro-gram çerçevesinde demokrasi güçlerinin ortaklaflmas›n› hedefleyenazmi küçümsenmemeli, aksine gelifltirilerek hiçbir gurup ve kifli kayg›s›güdülmeden, ‘senin-benim aday›m’ tart›flmalar›ndan uzak, kitlelerindemokratik-devrimci ç›karlar› ekseninde ele al›narak gelifltirilmeledir.

Dersim, Maoist ve devrimci-yurtsever hareketlerin taban kitlepotansiyelinin bulundu¤u bir il olma gerçekli¤iyle demokratik, halkç›kat›l›m›n sa¤land›¤› bütün devrimci demokratik kurumlar›n birbiriylekenetlendi¤i bir yerel yönetim prati¤inin, genel aç›s›ndan da modelal›nabilecek ad›mlar›n› atabilir. Bunun için demokrasi güçleri programzemininde bir araya gelerek, ortaklaflmal› ve herhangi bir çevreninaday›ndan ziyade demokrasi güçlerini ve Dersim halk›n› ifade eden pro-gram›n adaylar›n› kitlelerle birlikte tespit etmelidir. Bu yap›lmadanmerkezi olarak atama yoluyla tespit edilen adaylar› kitlelerin karfl›s›naç›kart›p ‘bizim aday›m›za oy verin’ talebinde bulunup di¤er demokrasigüçlerine de ‘bizim aday›m›z› destekleyin’ demek, demokratik bir tutumolmad›¤› gibi ne demokrasi güçlerinin birli¤ini ne de kitlelerin kat›l›m›n›ifade eder. Ad› üzerinde ‘benim aday›m’!...

Osmanl›’dan TC’ye ve bugüne, devletin inkâr›na,asimilasyonuna ve katliamlar›na maruz kalan Alevi-lerin demokratik taleplerini hiçe sayan, Türk-‹slamc›zihniyetten ödün vermeyen burjuva-feodal partiler,yerel seçimler yaklaflt›kça birden ‘Alevi Aç›l›mlar›’n›aç›klamaya bafllad›lar. Bilindi¤i üzere 9 Kas›m’da de-mokratik haklar› için on binlerle toplanan Alevilerinmitingi, devletin h›flm›na u¤ram›flt›. Alevilerin de-mokratik taleplerine ‘uç fikirler’ diyen AKP’li DevletBakan› Said Yaz›c›o¤lu’nu, özü imha-inkâr ve asimi-lasyon olan Türk devletinin Türk-‹slam sentezli kuru-mu Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›’n›n flafl›rt›c› olmayan“Cem evleri camilerle efl de¤er tutulamaz” aç›klama-s› takip etti. Devletin ideolojisini ve siyasetini tercü-me eden Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›, Alevili¤in Diyanetiçerisinde temsil edilmesi durumunda 85 y›ll›k ‘cum-huriyet’in siyasal sisteminin tehlikeye girebilece¤ininalt›n› çiziyordu. Bununla yetinmeyen devlet, gericisavafl medyas›n› devreye sokarak Alevilerin en de-mokratik haklar›n› talep etmesini provokatörlükleyaftalama ikiyüzlülü¤ünde bir beis görmemifltir.

Daha geçti¤imiz birkaç güne kadar hâkim s›n›f-lar ve temsil edildi¤i partiler bir bütün olarak Alevile-re sald›r›rken, taleplerini hiçe sayarken, flimdi iseAlevilere dönük, geçmiflte oldu¤u gibi, ikiyüzlüce veaymazca ‘aç›l›m’ yap›yor. On y›llard›r ‘laiklik’, ‘cum-huriyet’, ‘fleriat tehlikesi’, ‘ça¤dafll›k’ yalanlar›yla mil-yonlarca Aleviyi gerici havuzuna yedekleyen imhave inkârc› devlet ile sözde laik, cumhuriyetçi CHP gi-bi faflist partiler, flimdi de yerel seçim yat›r›m› olarak

Alevilere yönelik aç›l›mlar yap›yor. Düne kadar Ço-rum’da, Marafl’ta, Mad›mak’ta ve Gazi’de katliam ya-pan, Sünni-Alevi çat›flmas› yaratan ‘laik, demokratikTürkiye Cumhuriyeti’ de¤il midir? Düzen partileri bu-na ortak olup seyirci kalmam›fllar m›d›r? Bu ‘aç›l›mla-r›n’, Alevilerin taleplerinin dikkate al›nd›¤›, laik olun-du¤u ya da demokratiklik gere¤i yap›ld›¤›n› söyle-mek, gerçekleri göz ard› etmek olaca¤› gibi, körlük-ten ve ak›l tutulmas›ndan baflka bir fley de de¤ildir.Ciddi bir ‘oy potansiyeline’ sahip olan Alevileri, flirin,demokrat gözükerek ve ‘aç›l›m’ yaparak yedekle-mek isteyen düzen partilerinin bu yönelimi, kendi ç›-karlar› gere¤idir. Amaç Alevi halk›m›z› oyalamaktan,kand›rmaktan öte bir fley de¤ildir.

Aleviler demokratik haklar›n›, sahte aç›l›mlarlade¤il, kendi mücadeleleriyle elde edecektir!

Yerel seçimler yaklaflt›kça düzen partileri ç›kar-lar› gere¤i kozlar›n› öne sürüyor, bitmeyen vaatlerinis›ral›yor. Kitlelerin yoksulluk ve yoksunlu¤undanfaydalanan AKP, kömür-g›da, beyaz eflya vb. da¤›ta-rak seçmen taban›n› a¤›na takmaya çal›fl›rken, ‘laik-lik abidesi’ CHP, türban meselesinde kopartt›¤› k›ya-meti unutarak, TV ekranlar› karfl›s›nda baflörtülü ka-d›nlara rozet takma töreni gerçeklefltiriyor. Öte yan-dan AKP, eski anarflist, entelektüel, ‘Alevi kozu’ olanReha Çamuro¤lu’nu devreye sokarak, Alevi aç›l›m›için çal›flma bafllatt›. AKP ve CHP’nin yerel seçim ker-van›na MHP de ifltirak etmifl oldu. Devletin paramili-

ter gücü, ›rkç›-faflist parti MHP, “Alevi kardefllerimizinsorunlar›n›n çözümü için bu konuda karfl›l›kl› anla-ma-anlafl›lma süreci bafllat›lmas›na katk›da bulun-maya samimiyetle haz›r›z” (Devlet Bahçeli’nin 17 Ka-s›m tarihli TV konuflmas›) diyerek, vitrine oynamayönelimi gelifltirmifl oldu. Tez elden don de¤ifltirenAKP, ne oldu da çark etti? Alevilere vaat etti¤i aç›l›mda zaten Alevilerin demokratik talepleri aras›nda yeral›yorken AKP bunu bahfletti¤i nimetler fleklinde su-nuyor.

AKP’nin Alevilere yönelik bafllatt›¤› çal›flmadabelirledi¤i ana hatlar ise flöyle: Alevilerin Kültür Ba-kanl›¤› ya da Baflbakanl›¤a ba¤l› bir birimde temsiledilmesi, cem evlerine yasal statü getirilmesi, hükü-metin Alevi kurulufllar›yla diyalog kurmas› ve bu-nun için di¤er partilerle görüflmeler sa¤lamas› ve Di-yanet ‹flleri Baflkanl›¤›’n›n bu sürece çal›flmalarla ka-t›l›m sa¤lamas› fleklinde. AKP’nin yerel seçimler en-deksli Alevi aç›l›m›na Alevilerden cevap gecikmedi.Sistem partilerinin bugüne kadarki bofl vaatleri, ya-lanlar› ve ç›karc› politikalar›na tepki gösteren ve bunoktada hiçbir zaman dikkate al›nmad›klar›n›n far-k›na varan Aleviler, öfkelerini dile getirmeye baflla-d›. Zira 9 Kas›m’daki tepki bu anlamda de¤erlendiril-melidir. Kendilerini oy deposu gören sistem partile-rine ‘oy deposu’ olmayacaklar› tepkisini gösterenAleviler, Alevi aç›l›m›n› de¤erlendirmek için Anka-ra’da genifl bir kat›l›mla topland›lar. AKP’nin aç›l›m›-n› seçim yat›r›m› olarak de¤erlendiren ve tepki gös-teren Aleviler, kendi taleplerini s›ralad›lar. Laiklikten

söz edebilmek için Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›’n›n kal-d›r›lmas› gerekti¤ini dile getiren Aleviler, dedelerindevletten maafl almas›n› kabul edilemez gördüler.Devletin hiçbir inanca kar›flmamas›n›, maddi mane-vi hiçbir deste¤in sunulmamas›n› isteyerek, “nas›l kiBaflbakanl›¤a ba¤l› Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› yanl›flsa,Alevilerin temsil edilece¤i bir genel müdürlük deyanl›flt›r” dediler.

Sonuç olarak Aleviler bugüne kadar hâkim s›-n›flar taraf›ndan inkâr edilmifl, asimile politikalar›-na maruz kalm›flt›r. Birtak›m söylemlerle burjuva-feodal partilere yedeklenmifltir. Bugün ayn› devletAlevilerin demokratik taleplerini ve demokratikhaklar mücadelesini görmezden gelmektedir. ‹mhave inkârc› hâkim s›n›flar›n temsilcisi gerici partile-rin sömürü ve iktidar kayg›s› gere¤i yapt›¤› sahteaç›l›mlar, Alevileri inanç özgürlü¤üne, demokratikhaklar›na kavuflturmayacakt›r. Türlü vaatlerle Ale-vilerin oyunu alan düzen partilerinin, vaatleriniderhal unuttu¤u ve gerçek yüzünü, yani antide-mokratik, bask›c› karakterini gösterdi¤ini bize ta-rihsel pratik göstermifltir. Ezilen halklar›n, uluslar›n,farkl› milliyet ve inanç gruplar›n›n demokratik hakve özgürlüklerini yaflamas›, düzen partilerinden vesistemlerinden beklenemez. Kazan›mlar, emperya-listlerin ve ufla¤› iktidarlar›n›n sömürü ve y›k›m sal-d›r›lar›na karfl› ezilen emekçi halklar›m›z›n ortak ç›-kar ve talepleri çerçevesinde demokratik haklarmücadelesi verilerek ve halk hareketi oluflturula-rak mümkündür.

Alevilerin demokratik talebini ‘tehlikeli’ görenler, ‘Alevi aç›l›m›’ yar›fl›nda!

Emperyalistlerin ve ufla¤› iktidarlar›n her türlü sald›r›lar›na, y›k›mlar›na,krizlerine, yoksullu¤a, iflsizli¤e karfl› çözümün örgütlü bir halk mücadelesiylemümkün olabilece¤ini, 29 Kas›m’da gerçeklefltirilen miting çarp›c› bir flekildegöstermifltir. Farkl› ulus, milliyet ve inanca mensup en genifl emekçi halk ke-simlerinin ortak ç›karlar› ve paylaflt›klar› ortak kader; ülkenin her köflesindenemekçinin bir araya gelerek, hak ve özgürlük talebini hayk›rmas›na ve de-mokratik haklar mücadelesi yürütmesine vesile olmufltur. Emperyalistlerinyaratt›¤› ve faturas›n› ezilen halklara kesti¤i/kesmeye çal›flt›¤› krizle birliktegenifl emekçi kesimlerde bir memnuniyetsizlik, bir huzursuzluk do¤urmufl vebir tepkiyi, do¤al›nda bir muhalefeti nesnel olarak dayatm›flt›r.

Özü sömürü, y›k›m, iflgal, yoksulluk, iflsizlik olan kapitalist dünya siste-mi, yap›s› gere¤i üretti¤i krizle birlikte ezilen dünya halklar›na, emekçi ke-simlere dönük sömürü ve y›k›m politikalar›n› daha da derinlefltirmektedir.Emperyalizme göbekten ba¤›ml› ülkemiz hâkim s›n›flar›, kendi krizlerininfaturas›n› ülkemiz emekçi halk›na keserek kendi rollerini oynamaktalar.Mevcut krizin y›k›mlar›, ülkemizde farkl› flekilde ve boyutlarda kendisinihissettirmeye bafllad›. Ülkemiz emekçileri, hâkim s›n›flar›n azg›nlaflt›rmayaçal›flt›¤› sömürü ve y›k›mlar›, iflsizlik, zamlar ve demokratik mücadelelerininengellenmesi noktas›nda karfl›laflt›¤› bask›lar fleklinde yaflamaktad›r. Busald›r›lar karfl›s›nda genifl emekçi kesimler, güçsüz de olsa, tepkisellikle s›-n›rl› kalsa da, demokratik haklar›n› talep etmektedir, tepkisini her geçengün yükseltmektedir. 29 Kas›m’da Ankara’da on binlerce emekçinin emper-yalist tahakküme ve ülkemiz hâkim s›n›flar›n›n ekonomik-sosyal y›k›m po-litikalar›na karfl› hayk›r›fl› anlaml› bir cevap niteli¤inde olmufltur. Benzer birgörüntü 9 Kas›m’da hâkim s›n›flar›n gerici, asimilasyoncu ve antidemokra-tik uygulamalar›na karfl› demokratik haklar›n› dillendirmek ve talep etmekiçin ilk defa kitlesel flekilde bir araya gelen on binlerce Alevi yurttafl›n mi-tinginde yaflanm›flt›. Her iki kitlesel mitinge burjuva-feodal medyan›n sal-d›rmas›, kimilerinin karalama kampanyas›na girmesi (Alevilerin mitingininprovokasyon amaçl› oldu¤u, hatta Ergenekon tertibi oldu¤u, çarflaf çarflafyaz›lm›flt›), emekçilerin mitinginde demokratik talepleri görmezden gelip‘miting savafl alan›na döndü’, ‘mitinge anarfli kar›flt›’ gibi haber ve yorumlaryap›lmas›, krizini emekçi kesimlere azg›nca fatura etmeye çal›flan hakim s›-n›flar›n emek düflmanl›¤›n› ve emekçilerin demokratik-örgütlü mücadelesi-ne ne kadar tahammülsüz oldu¤unu da göstermifltir.

Sendikalar›n, emekçi kesimlerin sorunlar›n›n çözümünde sitemi hedefle-mekten çok enerjilerini boflaltacak, birkaç hak talebiyle s›n›rl›, uzlaflmac› vereformist anlay›fl›na ra¤men, emekçilerin bundan daha fazlas›n› istedi¤ini/is-teyebilece¤ini görmek mümkün. Olumlu ve olumsuz yanlar›yla birlikte 29Kas›m mitinginde (niteli¤i bir tarafa) ‘örgütlü mücadele’, ‘krize ve sald›r›larakarfl› emekçilerin birli¤i’, ‘emek cephesini yükseltme’ mesajlar› ç›km›flt›r. Daranlamda ‘Emek Platformu’nun, hâkim s›n›flar›n sald›r›lar›na karfl› emek örgüt-leri ve kesimlerini, ortak talepler etraf›nda birleflmifl, genifl bir ‘Emek Cephe-si’ oluflturmaya ça¤›rmalar› önemli bir yerde durmaktad›r. Ayn› flekilde hâkims›n›flar›n krize dair yan›lsamalardan-yalanlardan ibaret olan ‘iyimser’ tablosukarfl›s›nda emekçilerin, “Do¤ru fleyler söylemiyorlar, ayn› geminin yolcular›-y›z, bu gemi batarsa birlikte batar›z gibi sözleri bizlere yedirmeye çal›fl›yorlar.Biz onlarla bu gemide birlikte de¤iliz. Bu kriz, bizim krizimiz de¤il. Bu krizinbedelini birlikte ödeyelim diyorlar, biz de buradan onlara yan›t veriyoruz: Bukrizin bedelini biz ödemeyece¤iz” yönlü tepkisi dikkate de¤erdir.

Gerek Alevi miting gerekse de son olarak gerçekleflen emekçilerin 29 Ka-s›m mitingi, devrim ve demokrasi mücadelesi ve zemini için iyi görülmek-kavranmak zorundad›r. Niteli¤i, neye hizmet etti¤i, nas›l bir mücadele zemi-ni sundu¤u es geçilerek abart›lmamas›, subjektif de¤erlendirilmemesi gerek-ti¤i gibi, tersinden, üstten bak›l›p niteliksiz de¤erlendirilerek ilgisiz, duyars›zkal›namaz. Bilimsel bir flekilde de¤erlendirildi¤inde, tabandan gelen bu hare-ketlili¤in, muhalefetin, memnuniyetsizli¤in ifade edildi¤i mitinglerin, gerekolumlu, gerekse de olumsuz yanlar› görülebilir ve bundan elde edilen veriler-le kitlelerin mücadeleye, halk hareketine sevk edilmesi mümkün olabilir.Emekçi kesimlerin demokratik haklar mücadelesi, hakim s›n›flar›n krizlerineve her türlü sald›r›lar›na karfl› koyabilmek, inisiyatif olabilmek için önemli birzemin sunmaktad›r. Keza önümüzde, olanaklar› mücadelenin yükseltilmesi-ne, halk hareketinin oluflturulmas›na kanalize edebilece¤imiz yerel seçimlergündemi duruyor. ‹çinden geçilen süreç ve emekçi kesimlerin tepkileri gözönünde bulunduruldu¤unda mevcut mücadelenin kitleselleflmesi, yayg›nlafl-mas› ve iktidar perspektifli mücadele program›n›n geliflmesi için zengin ola-naklar mevcuttur. Kuflkusuz demokratik haklar mücadelesi, iflsizli¤e, krize vezamlara karfl› birkaç taleple s›n›rland›r›lm›fl bir mücadele olarak anlafl›lamaz.Bilakis bu mücadele, sorunlar›n gerçek çözümünü sa¤layacak iktidar pers-pektifli halk iktidar› mücadelesiyle bir anlam kazan›r, hedefine ulafl›r. Dolay›-s›yla emperyalistlerin ve uflaklar›n›n sald›r›lar›na karfl› mücadele reformist an-lay›flla, sosyal programlarla, D‹SK, KESK gibi bürokratik-uzlaflmac› sendikalar›nprogramlar› ve mücadele anlay›fl›yla ve ekonomik-demokratik mücadele s›-n›rl›l›¤›yla baflar›s›zl›¤a ve hâkim s›n›flar›n krizlerini hafifletmeye mahkûmdur.

Çözüm, Örgütlü Halk Mücadelesinde

Kürt sorununda saman alt›ndan su mu yürütülüyor?

Page 4: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

4 2-16 Aral›k 2008 güncel

ANKARA- Sincan F Tipi Hapishanesi’nden 4 siyasi tutuklu zorlaK›r›kkale F Tipi Hapishanesi’ne sevk edildi. Ankara Sincan F TipiHapishanesi’nde bulunan MKP dava tutsaklar› Hakk› Alphan, Zey-nel Karabulut ile MLKP dava tutsaklar› Mesut Çeki ve Mesut De-niz K›r›kkale’ye sürgün edildiler.

Sürgünler protesto edildi

Ankara Demokratik Haklar Derne¤i, Partizan ve ESP, yapt›klar› ey-lemde Sincan F Tipi'ndeki 4 siyasi tutuklunun K›r›kkale F Tipi'nesürgün edilmelerini protesto etti. “Tecrit hücrelerinde sevk sür-günlerine son” yaz›l› pankart tafl›nan eylemde, keyfi uygulamala-ra son verilmesi istendi.

Ankara DHD, ESP ve Partizan’›n ortak aç›klamas›nda, hücrelerdetecrit edilen tutsaklar›n iradelerinin teslim al›namay›fl› sonucun-da, hücreden hücreye sevk edilme durumunun ortaya ç›kt›¤›, buflekilde kazan›m elde edilmeye çal›fl›ld›¤› ifade edildi. Aç›klama-n›n devam›nda flu ifadelere yer verildi: “F Tipi hapishanelerdekeyfi uygulamalar yaflan›rken, Adalet Bakanl›¤› bu keyfiyete mü-saade etmekle kalmay›p, bizzat bu keyfiyeti yarat›yor. Sincan FTipi Hapishanesi’nden 24 Kas›m 2008 tarihinde ayn› fliddet ve ifl-kence uygulanarak zorla K›r›kkale’ye sevk edilmifltir. Sormak ge-rekiyor, daha dün açt›¤›n›z befl y›ld›zl› otelleriniz yine mi size dargeldi? Yüksek güvenlikte idari güvenlik sorunu nas›l yaflan›yor ki,güvenlik gerekçesiyle tutsaklar› zorla sevk ediyorsunuz.”

‹HD, sürgünleri Adalet Bakanl›¤› önünde protesto etti

‹nsan Haklar› Derne¤i (‹HD) Ankara fiubesi, Sincan F Tipi Hapisha-nesi’nde yap›lan sürgün sevkleri, 27 Kas›m'da Adalet Bakanl›¤›önünde protesto etti.

‹HD Ankara fiubesi, 23 Kas›m’da Sincan F Tipi Hapishanesi’ndenzorla K›r›kkale F Tipi’ne sevk edilen devrimci tutsaklara yöneliksürgün sevkleri protesto etmek için Adalet Bakanl›¤› önünde ba-s›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. ‹HD’nin eylemine Ankara DHD veEzilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) destek verdi.

Eylemde bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹HD Ankara fiube YöneticisiSerpil Köksal, “24 Kas›m 2008 tarihinde Sincan F tipi Hapishane-si’nde kalmakta olan Zeynel Karabulut, Hakk› Alphan, Mesut Çe-ki ve Mesut Deniz, sabah›n erken saatlerinde, öncesinde hiçbir

bildirimde bulunulmaks›z›n, apar topar ve sürüklenerek K›r›kka-

le-Hac›lar F Tipi Hapishanesi’ne ‘idari durum’ gerekçe gösterilerek

sevk edilmifllerdir.

Hapishanelere yönelik fliddet ve hukuk d›fl› uygulamalar›n gün-

begün artt›¤›n› ifade eden Köksal, hapishanelerde de sürdürülen

devlet terörünün ve hukuk d›fl› uygulamalar›n bir an önce sona er-

dirilmesini ve sevk edilenlerin yerlerine geri götürülmelerini istedi.

ANKARA- Behiç Aflç›’n›n ve DHKP/C’li tutsaklar›nölüm orucunu sonland›rmalar›na vesile olan ‘soh-bet genelgesi’nin uygulanmamas›n› birçok ilde çe-flitli eylemlerle protesto eden TAYAD üyeleri, Anka-ra’da üç günlük açl›k grevi gerçeklefltirerek genel-genin uygulanmas›n› istedi.

Çeflitli illerden gelen Tutuklu ve Hükümlü AileleriYard›mlaflma Derne¤i (TAYAD) üyeleri Abdi ‹pekçiPark›’nda bir araya gelerek, Adalet Bakanl›¤›’n›n 22Ocak 2007 tarihinde yay›mlad›¤› ve tutsaklara“sohbet hakk›” öngören genelgenin hapishanelerdeuygulanmas›n› isteyen pankartlar tafl›d›. TAYAD’l›-lar ad›na konuflan Ahmet Kulaks›z, Adalet Bakanl›-¤›’n›n yay›mlad›¤› genelgeyi uygulamamas›n›n hu-kuk devleti ilkesiyle çeliflti¤ini kaydetti.

Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin’in sorumlulu¤unuyerine getirerek bu genelgeyi uygulatmas›n› iste-yen Kulaks›z, “Cezaevinde bulunan çocuklar›m›z 7y›ld›r sürdürdükleri ölüm orucuna bu genelge ne-deniyle son verdi. Ancak genelgeyi ç›karanlar söz-lerinde durmad›. Tehdit için söylemiyorum ama ge-rekirse yeniden ölüm orucuna bafllan›r ve bedellerödenir” diye konufltu. D‹SK Genel Sekreteri TayfunGörgülü de ölüm oruçlar›n›n kendi sendikalar›,KESK, TMMOB ve Tabipler Odas› gibi çeflitli kurum-lar›n giriflimi ve Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›mlad›¤› ge-nelgeyle sonland›r›ld›¤›n› belirterek, bu sorunun biran önce çözüme kavuflturulmas› gerekti¤ini ifadeetti. Görgülü, baz› kitle örgütleri ile birlikte Bakanfiahin’den randevu istediklerini sözlerine ekledi.

Genelgede ne öngörülmüfltü?

22 Ocak 2007’de yay›mlanan genelgede, F tiplerin-de bulunan tutsaklar›n di¤er tutsaklarla, komisyon-ca belirlenen 10 kifliyi aflmayacak gruplar halindehaftada 10 saati aflmayacak flekilde görüflebilece¤iyer al›yordu. Genelgeyle birlikte 5 saat olan hafta-l›k görüflme saatleri 10 saate ç›kar›lm›fl, “SohbetHakk›”ndan yararlanmak içinse, tutsaklar›n hapis-hane disiplinine mutlak suretle uymalar› ve hiçbirdisiplin cezas› almam›fl olmalar› flart koflulmaktay-d›. Genelge bu nedenle çeflitli devrimci-demokratkurumlar taraf›ndan elefltirilmifl, söz konusu genel-genin tutsaklara hiçbir hak tan›mad›¤›na dikkat çe-kilmiflti.

ADANA- Karatafl Kad›n Kapal› Hapishanesi’nde tu-

tuklu bulunan Sevcan Atak’›n ‹HD Adana fiubesi’ne

gönderdi¤i mektup arac›l›¤›yla anlatt›klar›, devrimci

tutsaklara dayat›lan insanl›k d›fl›, ›rkç› uygulamalar›n

a¤›rlaflarak devam etti¤ini gözler önüne seriyor.

Görüfle mühür engeli

Sevcan Atak’›n gönderdi¤i mektupta bahsetti¤i uy-

gulamalar, hapishanelerde bask› ve hak ihlallerinin

her geçen gün yayg›nlaflarak artt›¤›n› gösteriyor.

Mektubunda, Kas›m ay› bafl›nda tutuklanarak Kara-

tafl Hapishanesi’ne getirildi¤ini belirten Atak, hapis-

hane giriflinde ç›r›lç›plak soyularak aranmak istendi-

¤ini, ancak bunu kabul etmedi¤i için hakaret ve ba-

¤›r›fllarla soyulmaya zorland›¤›n› yazd›. Kendisinden

önce de benzer uygulamalar›n yap›ld›¤›n› belirten

Atak, polise tafl att›klar› için tutuklanan Beritan Ö.,

Müzeyyen Ö., fiirin A. ve Emine fi.’nin de zorla soyu-

larak üç kere yere oturup kalkmaya zorland›klar›n›

aktar›yor. Atak, kad›n tutsaklar›n aç›k görüfllere ç›ka-

r›l›rken, kollar›na zorla "tek bayrak, tek dil, tek va-

tan" mührü bas›lmak istendi¤ini, karfl› ç›kanlar›n ise

görüfl haklar›n›n engellenmeye çal›fl›ld›¤›n› belirtiyor.

‘Onur zedeleyici davran›fllar art›yor’

‹HD Adana fiube Baflkan› Ethem Aç›kal›n, bir bas›n

aç›klamas› yaparak, Karatafl Kad›n Kapal› Hapisha-

nesi’ndeki kad›n tutsaklara ›rkç› uygulamalarda bu-

lunuldu¤unu ifade etti. PKK’ye üye oldu¤u iddias›yla

tutuklu bulunan Sevcan Atak isimli kad›n tutsa¤›n,

flubelerine gönderdi¤i mektupta kendisine ›rkç› uy-

gulamalar›n dayat›ld›¤›n› anlatt›¤›n› söyleyen Aç›ka-

l›n, buna karfl› gelen tutsaklar›n ise görüfl hakk›ndan

yararlanmas›na izin verilmedi¤ini belirtti. Atak’›n

mektubunun birer örne¤ini da¤›tan Aç›kal›n, hapis-

hanelerde insan onurunu zedeleyici davran›fllar›n

artt›¤›na dikkat çekti. Aç›kal›n, Atak'›n aktard›¤› hak

ihlalleriyle ilgili Adalet Bakanl›¤›'na baflvuracaklar›n›

belirterek, konuyu Meclis ‹nsan Haklar› Komisyo-

nu'na ve Adana Barosu'na ileteceklerini de sözlerine

ekledi.

‘Irkç›l›k devlet politikas›’

‹HD Adana Hapishane Komisyonu Sözcüsü Osman

Kara, tutsaklara dayat›lan uygulamalar›, Baflbakan

Erdo¤an’›n aç›klamalar›n›n devlet politikas› haline

getirilmesi fleklinde de¤erlendirerek, yaflananlarla il-

gili, Meclis ‹nsan Haklar› Komisyonu’nu ve Adalet Ba-

kan›’n› göreve ça¤›rd›.

Kara, Erdo¤an’›n Hakkâri gezisinde söyledi¤i, “Tek

bayra¤›, tek milleti, tek devleti kabul etmeyen çek-

sin gitsin” sözlerinin ard›ndan bask› ve fliddetin art-

t›¤›n› vurgulad›. Karatafl Kad›n Kapal› Hapishane-

si’nde yaflananlar› Adalet Bakanl›¤› ve Meclis ‹nsan

Haklar›n› ‹nceleme Komisyonu’na ilettiklerini belir-

ten Kara, gerekli önlemlerin al›nmas› için kitle örgüt-

leri ile ortak mücadele edeceklerini de dile getirdi.Demokratik Haklar Federasyonu'nun "Ba¤›ms›z Bir Ülkede Özgür BirHalk Olarak Yaflamak ‹çin Demokratik Haklar Mücadelesine Kat›l" flia-r›yla bafllatm›fl oldu¤u tan›t›m ve örgütlenme kampanyas›, birçok ildeyap›lan etkinlikler ve tan›t›m faaliyetleriyle devam ediyor.

‹ZM‹R- ‹zmir Demokratik Haklar Federasyonu üyeleri, merkezi tan›t›mve örgütleme kampanyas› çerçevesinde ‹zmir'in ilçe, semt ve mahal-lelerinde afifl ve bildiri da¤›t›m› yapt›. Buca ve Bornova semt pazarla-r›nda kampanya broflürlerinin da¤›t›m›n› yapan DHF üyeleri, pazar es-naf›yla, pazara al›fl verifle gelen semt halk›yla, yaflanan ekonomik krizhakk›nda sohbet ederek, emperyalist-kapitalist sistemin ve ülkemiz-de bunun uflakl›¤›n› yapan egemenlerin, kendi krizlerinin faturas›n›emekçilere yüklemeye çal›flt›klar›na vurgu yapt›lar.

UfiAK- Uflak Demokratik Haklar Derne¤i, DHF’yi tan›tma çal›flmalar›nadevam ediyor. Federasyon tan›t›m kampanyas› çerçevesinde 26 Ka-s›m günü, Uflak yerelinde dernek çal›flanlar› taraf›ndan tan›t›m bro-flürleri da¤›t›ld›. Sistemin yo¤un bask› ve sald›r›lar›na ra¤men UflakDHD, çal›flmalar›na devam edece¤ini ve sistemin teflhirini yapaca¤›n›,Uflak yerelinde yeni demokrasi mücadelesini gelifltirip güçlendirece-¤ini söyledi

DEN‹ZL‹- Federasyonun tan›t›m kampanyas› dolay›s›yla semtlerde veilçelerde afiflleme ve bildiri da¤›t›m› yap›ld›. Görüflülen insanlarla De-mokratik Haklar Federasyonu’nun tan›t›m›na yönelik sohbetler ger-çeklefltirildi. Yap›lan sohbetlerde yeni demokrasi mücadelesinin öne-mi vurguland›.

MERS‹N- Mersin yerelinde ‘tan›t›m ve örgütlenme kampanyas›’ çal›fl-

malar› uzun zamand›r semt çal›flmas›n›n devam etti¤i Çay Mahalle-

si’nde sürdürüldü.

Kürt kökenli nüfusun yo¤unlukta oldu¤u Çay Mahallesi'nde yap›lan ev

ziyaretlerinde tan›t›m ve örgütlenme kampanyas›n›n içeri¤i anlat›ld›.

Yeni demokrasi mücadelesinin öneminin anlat›ld›¤› ve mücadeleye

kat›l›m ça¤r›s›n›n yap›ld›¤› faaliyette 30 Kas›m'da düzenlenen Grup

Munzur konserine kat›l›m ça¤r›s› yap›ld›. Öte yandan DHF, Mersin’de

bafllatt›¤› tan›t›m kampanyas› çerçevesinde, Mersin 78’liler Derne¤i sa-

lonunda bir panel düzenledi. Eylem ve örgütlenme özgürlü¤ü, DHF’nin

dünü bugünü, kriz ve devrimci seçenekler konulu panelde, DHF tem-

silcisi Cemal Do¤an ve iktisatç›-gazeteci Ömer Levento¤lu yer ald›.

AMED- Federasyonun bafllatt›¤› tan›t›m ve örgütlenme kampanyas›

çerçevesinde Amed’de stant aç›ld› ve buradan broflür da¤›t›m› yap›l-

d›. Kampanya afiflleri de Amed sokaklar›nda sergileniyor. Kampanya

kapsam›nda Amed’in Ba¤lar Semti'nde yo¤un olarak afifl ve yaz›lama

çal›flmalar› yap›l›rken, bir taraftan da ulafl›labilen kitlelere federasyo-

nun amaçlar› ve kapsam›na iliflkin bilgilendirmeler yap›ld›.

ESK‹fiEH‹R- Eskiflehir’in emekçi semtlerinde yap›lan afifllemeler ve ev

ziyaretleriyle kampanya çal›flmalar› sürdürülürken, halka örgütlü mü-

cadeleye kat›l›m ça¤r›lar› yap›l›yor.

‹STANBUL- Gazi Mahallesi'nde kampanya çal›flmalar›, afifl, broflür da-

¤›t›mlar›, kitle toplant›lar› gibi çal›flmalarla sürüyor. DHF üyeleri, Gazi

Osman Pafla Demokratik Haklar Derne¤i'nde gerçeklefltirdikleri top-

lant›da, demokratik haklar mücadelesinin gereklili¤ine vurgu yapt›lar.

Sincan F Tipi’nde siyasi tutsaklara sürgün

TAYAD’l›lar genelgeninuygulanmas› için

açl›k grevindeydi

DHF kampanyas› sürüyor

Hapishanelerde kad›nlarabask›lar art›yor

‹STANBUL- Gördü¤ü iflkenceler sonucunda yaflam›-

n› yitiren Engin Çeber’e iflkence yapan 13 polisin gö-

revlerinden uzaklaflt›r›lmalar› beklenirken, iflkence

nedeniyle sözde özür dileyen devlet, iflkencecilerin

‘görevlerine’ devam etmelerine göz yumuyor. Engin

Çeber’e gözalt›na iflkence yapt›klar› kesinleflen 13

polis, ‹stinye Karakolu’nda görev yapmaya devam

ediyor.

Haklar›nda toplam 115 y›l hapis cezas› istenen ifl-

kenceci polisler ‘görevlerine’ devam ediyorlarken,

‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’›n da po-

lisini savunmak amac›yla sarfetti¤i “Onlar iflkence

yapmam›fllar” sözleri orta yerde durmakta. Cerrah’›n

bu tutumu ve ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n polislerini görev-

den almamas›, sözde özür dileyen devletin iflkence

karfl›s›ndaki resmi tutumunu sergiliyor asl›nda.

Adalet Bakan› kameralar karfl›s›nda so¤ukkanl›l›kla

‘özür dileyip’ iflkenceyi kabul ederken, ayn› so¤uk-

kanl›l›kla hareket eden ‹çiflleri Bakanl›¤› iflkence ola-

y›n› görmezden gelip, iflkenceci memurlar›n›n k›l›na

dokundurtmuyor.

Engin Çeber’i katleden iflkenceci polisler, haklar›nda

istenilen ‘cezalara’ karfl›n ‹stinye Karakolu’nda görev

yapmaya devam ediyorlar. Çeber’in katledilmesine

iliflkin haz›rlanan ve aralar›nda Metris Hapishane-

si’nin gardiyanlar›n›n da bulundu¤u 60 san›k hakk›n-

da 303,5 y›l hapis talep edilen iddianame Bak›rköy

14. A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›ndan kabul edilmiflti.

Devletin özrü iflkencecilerikorumak oldu

‹ZM‹R- Devrimci, demokrat bas›na yönelik bas-k›lar, Konak Kemeralt› giriflinde bir araya gelenkurumlar›n çal›flanlar› taraf›ndan protesto edil-di. Gazetemizin ‹zmir bürosu çal›flanlar› ile ‹flçi-Köylü, Azadiya Welat, Özgür Halk, MücadeleBirli¤i ve BDSP, ESP üyelerinin kat›ld›¤› eylemde,“Devrimci bas›n› susturmaya gücünüz yetme-yecek” denildi.

Konak Kemeralt› giriflinde yap›lan eylemde,egemenlerin devrimci düflünceye ve iradeyetahammülsüzlükte s›n›r tan›mayarak, her türlübask› ve zor ile bu iradeyi k›rmaya, devrimcidüflünceyi yok etmeye çal›flt›klar› ifade edile-rek, devrimci bas›n ve çal›flanlar›n›n da bu sal-d›r›lar›n hedefinde oldu¤u dile getirildi.

Eylemde yap›lan aç›klamada, “Musa Anter’in

katledilmesi, Devrimci Demokrasi muhabiri ‹l-yas Aktafl’›n polis taraf›ndan vurulup katledil-mesi, Evrensel muhabiri Metin Göktepe’nin gö-zalt›nda katledilmesi, Özgür Ülke gazetesinebomba at›lmas›, gazete bürolar›n›n bas›l›p, ga-zetecilerin tutuklanmas›, Yürüyüfl dergisi da¤›-tan Ferhat Gerçek’in polis taraf›ndan vurulma-s›, hapishanelerin sosyalist, yurtsever bas›nemekçileriyle doldurulmas›, bunun aç›k kan›t-lar›d›r. Ayn› anlay›fl Hrant Dink’i de katletmifl,halklar›n kardeflli¤ine olan düflmanl›¤›n› daaç›kça ortaya koymufltur” denildi.

Devrimci bas›na yönelik bask›lar protesto edildi

Page 5: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

52-16 Aral›k 2008güncel

ANKARA- Her an öldürülebilirsiniz, zira belin-deki silah›n› büyük bir serbestlik içinde kulla-nan Türk polisi terör estiriyor, üstelik bu terörPolis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile destekle-niyor. Ankara’da 17 yafl›ndaki Soner Çankal’›gö¤sünden ve kafas›ndan vurarak öldüren po-lis, kendisini koruyan yasalar› iflaret ederek,“yasal hakk›m› kulland›m” fleklinde savunmayapt›.

Ülkemizde birbiri ard›na gelen polis cinayetle-ri devam ederken, polis terörünün önünü açanve demokratik kitle örgütlerinin tepkisini çe-ken Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, cinayetiflleyen polislerin savunma mekanizmas› ol-maya bafllad›. Cinayet iflleyen polisler, mahke-mede verdikleri ifadelerinde, Polis Vazife veSalahiyet Kanunu’nu hat›rlatarak, yasalar nez-dinde hareket ettiklerini dile getiriyorlar.

Son olarak 17 yafl›ndaki Soner Çankal’› öldürenpolis V.K., yapt›klar›n›n yasal haklar› dahilindeoldu¤unu savundu.

20 Kas›m’da Ankara Çinçin Mahallesi’nde SonerÇankal’› vuran ve savunmas›nda, “Atefl etmemPolis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun yetki-leri dâhilinde olmufltur” diyen polis memuruV.K’n›n verdi¤i ifadeler, tan›klar›n verdi¤i ifade-lerle de çelifliyor. Tan›klar polisin 4–5 el atefletti¤ini ifade ederken, polis V.K, sadece iki kezatefl etti¤ini öne sürüyor.

‘Öldürmek yasal hakk›m’

14 Haziran 2007’de yürürlü¤e giren Polis Vazi-fe ve Salahiyet Kanunu’nda yap›lan de¤ifliklik-lerden buyana polislerin iflledi¤i cinayetlerinsay›s› her geçen gün artmaya devam ediyor.Cinayetler devam ederken, olaylar hakk›ndaaç›lan soruflturmalarda, polisler her flekilde ak-lan›yor. Nedeni ise devletin yasalar›na dayan›-yor, çünkü ‘öldürmek yasal hak’lar›ym›fl.

Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu’na dayanarakÇankal’› öldüren polis V.K’n›n yapt›¤› savunma,yasan›n daha birçok polis cinayetinin önünüaçmaya devam edece¤inin kan›t›. ‘Taksirle ölü-me neden olama’ suçundan tutuklanan V.K.ifadesinde olaylar› flu flekilde anlatarak cinaye-tini savundu: “Amirimiz arac› aramam›z için ta-limat verdi. Biz kendi arac›m›z›n kap›s›n› aç›nca,(üç metre yak›nd›k) flah›slar kaçmaya bafllad›.Ben bu flahs›n peflinden gittim. Arkas›ndan ba-¤›rarak ‘dur, polis’ diyerek ikaz ettim. Görev-deyken bu olay bafl›ma geldi¤i için benim atefletmem de Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanu-nu’nun verdi¤i yetkiler dâhilinde olmufltur.”

“Kafas›na s›k”

Çankal’›n yaral› olarak yakalanmas›ndan sonra

öldürülmesine iliflkin tan›klar›n ifadeleri ise flu

flekilde oldu: Polisler 4–5 el atefl ettikten son-

ra Çankal’› yaral› yakalad›lar. Polis H.Y., “So-

ner’se kafas›na s›k” dedi ve bunun üzerine po-

lis memuru V.K. Çankal’› kafas›ndan vurdu.

Tan›klar›n ifadelerini do¤rulayan ‘Ölü Muayene

Tutana¤›’na göre de, Çankal’›n kafas›ndan vurul-

du¤u belirlendi. Çankal’›n cesedi üzerinde yap›lan

inceleme sonuçlar›na göre, kafas›ndan bir, gö¤-

sünden de iki kurflun yaras› ald›¤› tespit edildi.

V.K’n›n ifadelerinde cinayetle ilgili yer alan id-dialar, di¤er polislerin ifadeleriyle de çelifliyor.Çankal’› öldüren polis iki el atefl etti¤ini ifadeederken, olay yerinde bulunan di¤er polislerverdikleri ifadelerinde, 4–5 kez silah sesi duy-duklar›n› belirttiler.

‘Yasal hak’ dahilinde öldürülüyorsunuz!‹ZM‹R- Polis, devletin ç›kard›¤› yasalar›n verdi¤i ser-bestlikle birlikte sokaktan geçeni silah›yla öldürür-ken, zab›ta da bu teröre telsiziyle dahil oldu.

Bir seyyar sat›c›ya sald›ran ve hakaret eden zab›ta-ya “yapt›¤›n›z ay›p" diyen ve müdahale etmek is-teyen Do¤an Kalender, zab›tan›n telsizle kafas›navurmas› sonucunda öldü. Ankara’da içki satt›¤› içinMetin fiahin’i döven, Antalya’da bir ak›l hastas›n›,‹stanbul’da bir vatandafl› meydan daya¤›na çekenzab›talar›n keyfi davran›fllar› ve fliddet kullanmala-r› son olarak ‹zmir’de 57 yafl›ndaki Kalender’in ha-yat›na mal oldu. Güzelyal›’da efli ile birlikte yürü-yüfle ç›kan Kalender, sokakta zab›talarla seyyar sa-t›c› aras›nda ç›kan tart›flmaya dahil olunca, ç›kanarbede s›ras›nda kafas›na ald›¤› darbe sonras›ndayere düfltü ve kafas›n› kald›r›ma çarpt›. Daha sonrahastaneye kald›r›lan Kalender üç gün sonra haya-t›n› kaybetti.

Telsizle Kalender’in kafas›na vurarak öldüren zab›-ta H.D. ise sevk edildi¤i adliyede serbest b›rak›ld›.Kalender’in efli fierife Kalender, olaya iliflkin, “Yoldayürüyorduk. Zab›ta memurlar› seyyar sat›c›y›, ‘Gith›rs›zl›k yap ama bunu satma’ diye uyard›lar. Eflimde 'Arkadafllar yapt›¤›n›z ay›p' dedi. Bu lafa sinirle-nen zab›ta memurlar›ndan biri benim kolumu tut-tu. Di¤eri ise eflimin kafas›na telsizle vurdu. Kocamyere düflüp kafas›n› kald›r›ma çarpt›" dedi. Eflininzab›ta darbesi sonucu öldü¤ünü belirten Kalender,“Eflim zab›ta terörüne kurban gitti. Hesab›n› sonu-na dek soraca¤›z” dedi. “Kocam için Adli T›p Kuru-mu’ndan darp raporu verildi. Beni de ittikleri içinkaburgamda ödem olufltu" diyen Kalender, hukukmücadelesi bafllatacaklar›n› belirtti. Serbest b›rak›-lan zab›ta H.D. ise, Do¤an Kalender’in ölümünün ar-d›ndan tekrar gözalt›na al›nd›.

Dünyada ‘Evrensel Çocuk Haklar› Günü’ olarak kabuledilen 20 Kas›m’da, 81 ilden çocuklar›n bir arayageldi¤i forumda Meclis Baflkan› Toptan, çocuk hakla-r›n›n sosyal devlet olman›n gere¤i oldu¤u aç›klama-s›nda bulundu. Çocuk Haklar› sözleflmesini imzalayanülkelerin bafl›nda ülkemizin geldi¤i hat›rlatmas›ndabulunan Toptan, çocuk haklar›na iliflkin yasal düzen-lemelerin sonuçlar›n› izleyece¤ini ve eksiklikleriningiderilmesi için öneride bulunaca¤›n› taahhüt etti.Meclis Baflkan› Köksal Toptan’a, sömürü sisteminin

kendini yap›land›rd›¤› bu süreçten çeflitli bask›, fliddetyöntemleriyle nasibini alan çocuklar›n haklar›n›n nekadar ihlal edildi¤ini, dünyadan ve ülkemizden önek-ler vererek hat›rlatmak istedik. Zira Toptan’a, ilkokulça¤›ndaki Kürt çocuklar›na hapishaneyi reva gören,Kürt çocuklar›n› yok sayan, gerekti¤inde onlar› çocukkategorisinden ç›karmay› bilen hükümet üyelerin-den biri oldu¤unu da hat›rlatmak isteriz.

Çocuk ihlallerinin nedeni sömürü düzeniUNICEF’in 2008 y›l› raporuna göre, özellikle kalk›n-makta olan ülkelerdeki çocuklar›n yar›s›ndan fazla-s› temel gereksinimlerinden yoksun b›rak›lmakta.640 milyon çocu¤un yeterli bar›nma olanaklar›n-dan yoksun oldu¤u ifade edilen raporda, 500 mil-yon çocu¤un sa¤l›k gereklerinden mahrum kald›¤›,400 milyonunun ise temiz içme suyuna eriflim ola-na¤›n›n olmad›¤› vurguland›. Ço¤unlu¤unu k›zlar›noluflturdu¤u 140 milyon çocuk hiçbir flekilde okulagidemezken, 90 milyon çocuk da ciddi beslenmeyetersizli¤i ile karfl›laflmaktad›r.Kötü hükümetlerin bölgelerde afl›r› yoksulluk dadahil, çat›flma ve savafllar›n ç›kmas›nda önemli biretken oldu¤u belirtilen raporda, 1990 ve 2003 ara-s›nda dünya üzerinde yaflanan 59 silahl› çat›flman›n55’inin ülkeler aras› de¤il, iç savafl fleklinde oldu¤uvurguland›. Buna göre 1990’dan bu yana savafllar-da öldürülen 3,6 milyon insan›n neredeyse yar›s›çocuklardan olufluyor.

Çocuk istismar› artt›Yine geçti¤imiz günlerde Yeniden Sa¤l›k Ve E¤itimDerne¤i ile Caritas’›n ülkemiz temsilci¤i iflbirli¤iyleyap›lan araflt›rma sonuçlar›na bakt›¤›m›zda, çocuk-lar›n yüzde 72,8’inin aile üyelerinden biri taraf›ndanfiziksel fliddet gördü¤ü, yüzde 66,9’unun ihmal edil-di¤i ve yüzde 68,5’inin ise ailesinde onu tehdit edenya da afla¤›layan birisinin varl›¤› tespit edildi. Arafl-t›rmaya göre sokaktaki çocuklar›n yüzde 78,4’ü fi-

ziksel fliddete, yüzde 35,6’s› da iflkenceye u¤ramak-ta. Çocuklar›n yüzde 30,4’ünün cinsel tacize, yüzde10,8’inin de tecavüze u¤rad›¤› belirtildi. Madde kul-lanan çocuklar›n yüzde 38,3’ünün bir cinsel tacizöyküsü bulunmakta. ‹statistikler, ülkemizde 38 binmadde ba¤›ml›s› çocuk oldu¤unu gösteriyor. Resmi rakamlara göre 42 bin, gayri resmi rakamla-ra göre ise 80 bin çocu¤un sokaklarda yaflad›¤› ül-kemizde, sokakta yaflayan çocuklar›n yüzde 44,1’iülkemizin do¤u bölgelerinde do¤up ‹stanbul'a gel-mifl bulunmaktad›r.

Kürt çocuklar› yok say›l›yorÇocuk Haklar› Haftas›’n›n kutland›¤› bugünlerde,Çocuk Haklar› Sözleflmesi’ne imza atan Türk devle-tinin Kürt illerinde geçti¤imiz günlerde yaflatt›¤›manzaralar, devletin 19 y›ld›r verdi¤i sözü tutmad›-¤›n› ortaya ç›karm›fl oldu. Tam da Çocuk Haklar›Haftas›’na denk gelen tarihlerde Türk devleti Kürtçocuklar›n› hapishaneye göndererek bu anlaml›haftay› coflkulu bir etkinlikle kutlam›fl oldu.Amed’de çeflitli eylem ve etkinliklere kat›ld›klar›gerekçesiyle 18 yafl›ndan küçük 25 çocuk hapsedil-di. Abdullah Öcalan’a yönelik uygulamalar› protes-to etmek için ülke genelinde düzenlenen gösterile-re kat›ld›klar› ve tafl att›klar› gerekçesiyle çok say›-da Kürt çocu¤u demokratik haklar›n› talep ettikleriiçin ‘fazlaca siyasi bulunarak’ hapse gönderildi. Ara-lar›ndan 6 çocuk örgüte üye olmak ve örgüt ad›nasuç ifllemekten 10 y›l, bir k›s›m çocuk da örgüt pro-pagandas› yapmaktan 5’er y›l, da¤›lma s›ras›nda si-lah veya araçlarla mukavemet etmekten 8 y›l ol-mak üzere 6 çocuk hakk›nda da 23’er y›l hapis ce-zas› istendi. Mardin’in K›z›ltepe ilçesinde yaflananolaylarda ise 18 çocuk gözalt›na al›nd›, 9’u tutuk-land›. Nusaybin’de ise yafllar› 14 olan 13 çocuk tu-tuklan›rken, çok say›da çocuk da kaba dayak vefliddete maruz b›rak›ld›. Bütün bu sonuçlar devletinçocuk haklar› konusunda ne kadar geride kald›¤›n›

göstermektedir. Ulusal kimli¤inden dolay› en kat›

fliddete maruz kalan, ayr›mc›l›kla karfl›laflan Kürt

çocuklar›n›n ‘örgüt üyeli¤i’nden tutukland›klar›, po-

lis taraf›ndan kurflunland›klar› bu zamanda yafla-

d›klar›, Baflbakan’›n ‘ya sev ya terket’ ve ‘kad›n da

olsa, çocuk da olsa gereken yap›lacakt›r’ sözlerin-

den yay›lan zihniyete dayan›yor.

Kürt sorununda imha ve inkarda ›srar edilen süreç-

te, Baflbakan ve temsil etti¤i kesimler, çocuk hak-

lar›n›n yan› s›ra insan haklar›n› ihlal ederek suç ifl-

lemeye devam ediyorlar.

2006 y›l›nda Terörle Mücadele Yasas› (TMY)’nda yap›lan de¤iflikliklerin

hemen arkas›ndan 2007 Haziran'›nda Polis Vazife ve Salahiyet Kanu-

nu (PVSK)’nun baz› maddelerinde de¤iflikliklere gidildi. Yap›lan de¤i-

flikliklerle, baflta en temel insan hakk› olan yaflam hakk› olmak üze-

re, kifli güvenli¤i, özgürlü¤ü, özel hayat›n dokunulmazl›¤› gibi temel

haklar, polisin subjektif iradesine teslim edildi. Bu yetkinin kullan›la-

bilmesi için getirilen ölçüt, polisin mesleki deneyim ve tecrübesi, kar-

fl›laflt›¤› olaydan edindi¤i izlenim sonucu edindi¤i 'makul' flüphe flek-

linde subjektif ve esnek bir biçimde ucu aç›k b›rak›ld› ve hukuksuzlu-

¤un, keyfiyetin 'hukuksal' zemini yarat›ld›. Devletin toplumsal müca-

deleyi bask› alt›na almak içi oluflturdu¤u, "Önleme hukuku" ad› alt›n-

da yap›lan düzenleme ile arama, yakalama, el koyma, kimlik tespiti

gibi uygulamalarda polis, ola¤anüstü denilebilecek genifllikte yetki-lerle donat›ld›.

Yasada yap›lan düzenleme ile polisin hem bedensel, hem maddi güç,hem de silah kullan›m›n› kapsayan yetkileri geniflletildi¤i gibi, bu yet-kilerin hangi flartlarda kullan›labilece¤i de polisin öznel takdirine b›ra-k›ld›. Bu de¤iflikliklere karfl› tepki gösteren ilerici kesimlerin en temelelefltirisi, yaflam hakk›na yönelik bu düzenlemelerin, iflkenceleri, infaz-lar› daha da att›raca¤›na iliflkindi. Nitekim ‹HD'nin y›ll›k raporlar›na gö-re sadece 2008 y›l›nda 35 kiflinin, polisin insan haklar›na ayk›r› bir bi-çimde silah kullanmas› nedeniyle hayat›n› kaybetmifl olmas› bu kayg›-lar›n en önemli göstergelerindendir. Ülkemizde 200 bine yak›n polisinolmas›, yasal ölümün her an karfl›m›za ç›kmas›n› da kaç›n›lmaz k›l›yor.

Yasal ölüm her an karfl›n›za ç›kabilir

Çocuk haklar›nda a¤›r ihlal

Polisin silah›zab›tan›n telsizi var

ARDAHAN- Yerel seçim çal›flmalar›n› bafllatan ve

bu nedenle Kürt illerinde seçim gezilerine ç›kan

DTP Eflbaflkan› Emine Ayna, Amed Milletvekili Aysel

Tu¤luk, I¤d›r Milletvekili Pervin Buldan, Van millet-

vekilleri Fatma Kurtulan ve Özdal Üçer, Bitlis Millet-

vekili Nezir Karabafl ile DTP Genel Merkez yönetici-

leri, Ardahan’da sald›r›ya u¤rad›. Sald›r›n›n önceden

örgütlendi¤i ve MHP Ardahan ilçe teflkilat› ile poli-

sin bunda büyük rol oynad›¤› ortaya ç›kt›.

28 Kas›m günü Ardahan'a giden DTP konvoyu, bu-

rada MHP’li faflist bir grubun sald›r›s›na u¤rad›. Ba-

z› milletvekillerinin yaraland›¤› sald›r›, DTP’nin sa¤-

duyulu yaklafl›m› sonucu büyümeden sona erdi.

Sald›r›lara iliflkin aç›klama yapan Emine Ayna, sal-

d›r›lar›n polisler taraf›ndan tezgahland›¤›n› belirtti.

“DTP’lileri Ardahan’a sokmayaca¤›z”

DTP’liler gelmeden önce gazetecilere aç›klama ya-

pan Ardahan MHP eski ilçe baflkan› Levent Pehli-

van, “Arkadafllar yar›n DTP’liler gelecek. Ardahan’a

sokmayaca¤›z. Sabah yeniden toplanaca¤›z. Bütün

Ardahanl›lar›n duyarl›l›¤›n› bekliyoruz.” diyerek,

DTP’ye sald›racaklar›n› aç›kça ifade etmiflti.

Ça¤r›n›n ard›ndan sald›r›dan bir gün önce toplanan

yaklafl›k 100 kiflilik MHP’li grup, PKK ve DTP aleyhi-

ne sloganlar atarak yürüyüfl yapt›. ‹lk ad›mlar› at›-

lan k›flk›rtma, sabah saatlerinde Ardahan’a gelen

DTP konvoyuna dönük sald›r› ile sürdü. Yaklafl›k

300 kifliden oluflan MHP’li sald›rganlar›n, polis çem-

beri aras›nda bulunan DTP milletvekillerine doma-

tes ve tafl atmalar› üzerine DTP kitlesi sald›r›ya kar-

fl›l›k verdi. DTP milletvekillerinin kitleyi sakinlefltir-

mesi ve bölgeden ayr›lmas› üzerine, gerginlik bü-

yümeden önlenmifl oldu.

MHP eski ilçe baflkan› Pehlivan’›n linç ça¤r›s›na ve

gece yap›lan ›rkç› yürüyüfle karfl›n polisin en kü-

çük bir önlem almamas›, MHP’li grubun elini kollu-

nu sallayarak DTP konvoyunun bulundu¤u cadde-

ye kadar gelmesi, yine MHP’lilerin sald›r›s›na karfl›

kendilerini koruyan DTP’lilerin yer yer polisin sal-

d›r›s› ile karfl›laflmas›, polisin de bu iflin planlay›c›-

lar› içerisinde oldu¤unu kan›tlar nitelikteydi.

“Polis sald›r›ya zemin haz›rlad›”

DTP Eflbaflkan› Emine Ayna, Amed Milletvekili Ay-

sel Tu¤luk, I¤d›r Milletvekili Pervin Buldan, Van

milletvekilleri Fatma Kurtulan ve Özdal Üçer, Bitlis

Milletvekili Nezir Karabafl ile DTP Genel Merkez yö-

neticilerinin de aralar›nda bulundu¤u DTP'liler, Ar-

dahan'da yaflanan sald›r›yla ilgili DTP Ardahan il bi-

nas›nda bas›n toplant›s› düzenledi. Çok say›da ki-

flinin kat›ld›¤› bas›n toplant›s›nda konuflan DTP Efl-

baflkan› Emine Ayna, Ardahan'a geldikleri için pifl-

man olmad›klar›n› belirterek, ülkede zorla hortla-

t›lan ›rkç›l›¤› k›racaklar›n› vurgulad›.

DTP konvoyunasald›r›

Enes Ata, 2006 Mart’›nda Amed’de polislertaraf›ndan vurularak katledilmiflti

Hakkari’de polisler, kameralar önünde 15yafl›ndaki C.E.’nin kolunu k›rm›flt›

Page 6: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

6 2-16 Aral›k 2008 emekEME⁄‹N KÜRSÜSÜ

Dursun BAfiTU⁄

Emperyalist krizin faturas›n›

ufla¤› iktidara ödetelim

Emperyalistlerin dünya ezilen uluslar› ve halklar›na yönelik

gelifltirdi¤i sald›r›lar yeni bir evreye girerken, bu yeni dönem-

de yaflad›klar› krizden dolay› daha sald›rganlaflmalar› kaç›n›l-

mazd›r. Özellikle tek kutuplu “yeni” dünya “düzen”inin oluflma-

s›yla birlikte, ABD emperyalizmin mevcut hakimiyeti artarak

devam etmiflti. Fakat bu dönemdeki geliflmeler göstermekte-

dir ki, ABD emperyalizmine karfl›, Çin-Rusya öncülü¤ünde yeni

bir emperyalist güç kendisini hissettirecektir. Ortaya ç›kan bu

durumda, birçok dengelerin de¤iflmesi ve emperyalistler aras›

çat›flmalar›n daha da yay›lmas› muhtemeldir. Tabii ki, bu ça-

t›flmalar›n birço¤u farkl› emperyalist kutuplara ba¤l› iflbirlikçi-

uflak devletler aras›nda yaflanacakt›r. Yani emperyalistlerin ile-

ri karakollar› olan devlet, bu ortamda birer piyon olarak kulla-

n›lacakt›r. Ancak, her iki dönemin de ezilen halklara bir getiri-

si yoktur. Çünkü geliflmekte olan çat›flmalar ezilenlerin de¤il,

ezenlerin pazar sorunundan ç›kmaktad›r. Emperyalizme ba¤l›

iflbirlikçi-uflaklar›n bu dalafl›, e¤itim, sa¤l›k, ulafl›m ve alt yap›

çal›flmalar› gibi temel ihtiyaçlara ayr›lan fonlar›n kesilerek, si-

lahlanma yat›r›m›n› h›zland›racakt›r. Bugün yaflananlar da bu-

nun bir örne¤ini teflkil etmektedir. Emperyalist kapitalizmin

yaflad›¤› krizlerin faturas›, iflbirlikçi-uflak iktidarlar vas›tas›yla

yoksul halk kitlelerine ödetilmek isteniyor. Gelinen noktada ül-

kemizde iflten at›lanlar›n say›s›, son bir y›lda yüz binleri bul-

mufltur. Küçük ifl yerlerinin h›zla kapand›¤› ve krizin kendisini

en s›cak hissettirdi¤i bir dönemden geçmekteyiz.

Elbette ki bu yaflananlar karfl›s›nda, gösterilecek en küçük

tepki dahi anlaml›d›r. Ancak bu tepkilerin nereye yönlendirildi-

¤i de önemli bir yerde durmaktad›r. Her defas›nda krizlere

karfl› mevcut güçlerimizin yetersizli¤inden ya da mevcut duru-

mun örgütsüzlü¤ünden bahsetmenin do¤ru olmayaca¤› kan›-

s›nday›z. Çünkü bu ülkede yaflanan krizden dolay› kitlelerin

ak›n ak›n soka¤a ç›k›p, krizin faturas›n› sermaye sahiplerine

ödetece¤ini düflünmek, dünden bugüne oluflmufl örgütlü gü-

cümüze ba¤l›d›r. 2001 krizinde sosyal patlamalar›n olaca¤›n›

düflünenler yan›ld›lar. Ancak esasta yan›lmalar›na yol açna fley,

bu ülkenin sosyo-ekonomik yap›s›na dair yapt›klar› tahlildi.

Bundan dolay›d›rki, önceki krizde oldu¤u gibi, bu ülkede sosyal

patlamalar yerine h›rs›zl›k, kapkaç, fuhufl, yani toplumsal çü-

rümenin h›zla geliflece¤ini söylemek daha do¤ru olacakt›r. Fa-

kat bu krize karfl› bir fleylerin yap›lmamas› veya daha az yap›l-

mas› demek de¤ildir. Krizler, sorunlar›n ayyuka ç›kt›¤› ve yafla-

nan gerçekli¤in kitleler taraf›ndan en kolay alg›land›¤› dönem-

lerdir. Bu süreçlerde do¤ru bir önderlikle, geliflmekte olan kit-

le hareketlili¤ine yön vermek en asli görevlerden biri olmal›d›r.

E¤er halk›n kendisine ait bir iktidar›n oluflmas›n› savunuyor-

sak, bu süreçleri devrimin birer kilometre tafl› haline dönüfl-

türmek gerekir. Çünkü bizler bilmekteyiz ki, bu süreçlerde ve-

rilen mücadeleler belli haklar›n al›nmas›n› sa¤lasa da, sorunla-

r›n kökten çözümü için yeterli olmayacakt›r.

Krize karfl› iflçilerin birlikte mücadelesini savunmak, iyim-

ser tart›flma götürmeyecek kadar yal›n bir ifadedir. Esasta ya-

flanan tüm s›k›nt›lara ra¤men yap›lmas› gereken de budur.

Ancak meselenin çok da böyle olmad›¤›, Ankara mitinginde or-

taya ç›km›flt›r. Sendikal bürokrasi içerisinde nicel gücünü kul-

lanmaya çal›flan kimi reformist çevrelerin, birlik ve mücadele-

ye olan yaklafl›mlar› pek de gerçekçi de¤il. ÖDP’nin Kendi iç so-

runlar›n›, KESK ve TMMOB üzerinden dillendirerek, miting or-

ganizesine yans›tmas› ve sendikal bürokrasi içinde palazlanm›fl

durumlar›n› iflçilerin aleyhine kullanmalar› do¤ru bir yaklafl›m

de¤ildir. Her ne kadar TMMOB sonradan yapt›¤› aç›klamayla

mitinge destek verece¤ini aç›klasa da, kamuoyunda oluflan ra-

hats›zl›¤› giderme yönünde temsili bir destek olmufltur.

Son dönemlerde organize edilen en kitlesel miting olma-

s›ndan ötürü, olumluluklar› olsa da, bu sürecin ihtiyaçlar›n› sa-

dece bir mitinge ba¤laman›n büyük bir yan›lg› olaca¤› ve bun-

dan dolay› da, bu mitingi bir bafllang›ç olarak kabul etmek ge-

rekir. Çal›flan›n hayat›nda büyük y›k›mlara sebebiyet verecek

ve mevcut haklar›n birer birer al›narak, çal›flanlar› kölelefltiren

politikalara karfl› büyük bir mücadele bafllatmak zorunludur.

Krize karfl› verilen mücadele, bugünkü y›k›mlar› engellemese

dahi, bu mücadelenin yar›na faydas›n› düflünerek, aleyhimize

oluflan bu koflullara karfl› daha fazla mücadele yürütmek du-

rumunday›z.

Bu sebeple, bizlerin görevlerinden biri geliflmekte olan kit-

le eylemlerine önderlik etmek iken, bir di¤eri de, birlik ve mü-

cadele anlay›fl› etraf›nda organize edilecek eylemlerde do¤ru

yönü tayin etmektir. Bu ideolojik önderli¤i ve ideolojik müca-

deleyi daha kapsaml› yürüterek sürecin ihtiyaçlar›na cevap ol-

mal›y›z. Temel görevlerimizden biri, gerçekçi söylem ve hedef-

ler do¤rultusunda, kitlelerin kendi sorunlar›na sahip ç›kmas›-

n› sa¤lamakt›r Aksi taktirde genel grev ça¤r›lar›yla sonuç al-

maya çal›flan kimi çevrelerin, koflullardan ba¤›ms›z gelifltirdik-

leri çözüm yollar› bir mutsuzlu¤un sonu olabilir.

‹STANBUL- Ülkemizdeki en büyük tekstil üretim firmalar›ndanbiri olan HEY Tekstil’de iflçiler birbirinin ard› s›ra iflten ç›kart›l›-yor. Yaklafl›k 6 y›ld›r çal›flan birçok iflçinin; “tuvalette uzun sü-re kald›klar›”, “sigara içtikleri”, “mesaiye kalmad›klar›” türünden

gerekçelerle iflten ç›kart›ld›klar› HEY Tekstil, iflçileri birer robothaline getiren bu çal›flma tarz› ve yine iflçilerin al›nterleri üze-rinden yapt›¤› servetle, ‹stanbul Sanayi Odas› taraf›ndan haz›r-lanan en büyük 500 flirket s›ralamas›nda 212. s›rada yer al›yor.

Geçti¤imiz günlerde “tuvalette sigara içti¤i” için iflten ç›kart›lanFidan Bedir, HEY Tekstil’e y›llar›n› verdi¤ini belirterek, “Tuvalet-te sigara içti¤im için 7 y›ld›r çal›flt›¤›m firma taraf›ndan iflten ç›-kart›ld›m” dedi. Tuvalette sigara içti¤ini ve ç›kt›¤›nda personelmüdürünün kendisine, “Bu, senin sigara içti¤ini kabul etti¤ineve özür diledi¤ine iliflkin bir metin. ‹mzala, korkma seni ifltenç›kartmayaca¤›z” diyerek bir metin imzalatt›¤›n› söyleyen Be-dir, “Ama bu metni imzalad›ktan sonra iflten at›ld›m. Oysa iflyeri kurallar›na uymam›flsam bile 3 defa ikaz edilmem gere-kirdi” fleklinde konufltu. ‹ki arkadafl›yla birlikte iflten ç›kart›ld›-¤›n› söyleyen Bedir, iflten ç›kart›lmalar›n›n ard›ndan kendileri-ne ‘harçl›k’ ad› alt›nda verilmek istenen paralarla tazminatlar›-n› almalar›n›n engellenmek istendi¤ini kaydetti. “Bize, ‘bayramyaklafl›yor, bu sizin bayram harçl›¤›n›z olsun’ denilerek 4 mil-yar lira verildi. Di¤er arkadafllar kabul ettiler, ama ben alma-d›m. Bu para ile tazminatlar›m›z› ödemekten kurtulmaya çal›-fl›yorlar. Ben paray› almad›m ve dava açt›m, dava halen sürü-yor” dedi. S›k s›k mesaiye kalmaya zorland›klar›n›, mesaiyekalmay› kabul etmeyen iflçilere ise ‘ihtar’ verildi¤ini dile geti-ren Bedir, firman›n çeflitli bahanelerle maafllar› nispeten yük-sek olan eski çal›flanlar› iflten ç›kartarak yerine asgari ücretleçal›flan yeni iflçilerin al›nd›¤›na dikkat çekti.

Bedir, yaklafl›k bin 500 iflçinin çal›flt›¤› firman›n Esprit, TommyHilfiger, H&M ve Calvin Klein gibi dünyan›n en tan›nm›fl mar-kalar›na üretim yapt›¤›n› ifade ederek, ifl yerinde en küçük birsendikal mücadeleye izin verilmedi¤ine dikkat çekti. Daha ön-celeri Reebok’a da üretim yapt›klar›n› ve bu dönemde ifl yerikoflullar›n›n ‹nsan Haklar› Derne¤i (‹HD) taraf›ndan denetlendi-¤ini belirten Bedir, bu firman›n HEY Tekstil’le iliflkilerini sonaerdirmesinin ard›ndan ‹HD’nin yapt›¤› denetimlerin de sona er-di¤ini, böylece patronun iflçiye her türlü çal›flma koflulunu da-yatt›¤›n› söyledi.

‹STANBUL- Kot ‹flçileri Birli¤i, 23 Kas›m günü Beyo¤lu Mavi Jeans Ma-¤azas› önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak, kot iflçilerinin tafllamanedeniyle yaflad›klar› sa¤l›k sorunlar›na dikkat çekti. ‹flçiler eylemboyunca, “Mavi’nin patronu iflçilerin katili”, “Yaflas›n s›n›f dayan›fl-mas›”, “Art›k ölmek istemiyoruz”, “Köle de¤il iflçiyiz, örgütlüysekgüçlüyüz” sloganlar›n› att›.

‹stiklal Caddesi’nde pankart aç›p sloganlarla yürüyerek Mavi Jeansönüne gelen kot iflçileri, ma¤azan›n önüne geldikten sonra buradabas›n aç›klamas›n› okudular. Bas›n metninde, “Göz gözü görmeyenmerdiven alt› atölyelerde bir mesaide 2 bin kot kumlayanlar›z. Sosyalgüvencesi olmadan sa¤l›ks›z koflullarda çal›flt›¤› için ölüme terk edileninsanlar›z” denilerek, kot iflçilerinin içinde bulunduklar› olumsuz çal›fl-ma koflullar›na dikkat çekildi. Mavi Jeans, Collezione, Levis, Lee, Little

Big, Diesel, Adil Ifl›k, Loft, Colins gibi flirketlerin kendilerini açl›¤a, sefa-lete, ölüme itip, göz göre öldürmeye devam etti¤i belirtildi.

Pazardaki pay›n› her geçen gün daha da büyüten Mavi Jeans’›n kotkumlama iflini lazer sistemiyle yapt›rd›¤›n› söylemesine ra¤men,Mavi Jeans’in bu ifli merdiven alt› kaçak atölyelerde yapt›rd›¤› ifadeedilerek, “Bizler kot iflçileri olarak bu katillere ‘cinayet’ davalar› aç-t›k! Türkiye’nin birçok ilinde tafllanm›fl kot satan markalara karfl›boykot bafllatt›k. Bu iflin bu kadar kolay olmad›¤›n› da konuyu du-yan, vicdan› s›zlayan insanlar›n dayan›flmas›yla, beraberce göster-mifl olduk” denildi. ‹flçilerin ölümüne neden olan kaçak atölyelerinkapat›lmas› ve çal›flma koflullar› ile sosyal güvencelerine yönelik ta-leplerinin de ifade edilmesiyle, aç›klama son buldu. Birçok demok-ratik kitle örgütü de eyleme kat›larak iflçilere destek verdi.

HEY Tekstil’de iflten atmalar için neden çok

“Tuvalette sigara içti¤im için 7 y›ld›r çal›flt›¤›m firma taraf›ndan iflten ç›kart›l-d›m. Bize, ‘Bayram yaklafl›yor, bu sizin bayram harçl›¤›n›z olsun’ denilerek 4milyar lira verildi. Di¤er arkadafllar kabul ettiler, ama ben almad›m. Bu para iletazminatlar›m›z› ödemekten kurtulmaya çal›fl›yorlar. Ben paray› almad›m vedava açt›m, dava halen sürüyor.”

Kot tafllama iflçileri: Art›k ölmek istemiyoruz

Emekli-Sen: Emekli olmak imkans›zANKARA- Ülkede 1980’li y›llardan bu yana uygulanan ekonomikve sosyal politikalar sonucu bugün milyonlarca emeklinin yoksul-luk içinde yaflam savafl› verdi¤ini kamuya bildirmek amac›ylaEmekli-Sen, 21 Kas›m günü bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi.

Yüksel Caddesi’nde bulunan insan haklar› an›t› önünde bir arayagelen Emekli-Sen’liler, buradan Baflbakanl›k Sosyal Yard›mlaflma veDayan›flma ‹daresi Baflkanl›¤›’na yürüdü. Emekli-Sen yapt›¤› bas›naç›klamas›ndan sonra son dönemlerde yap›lan zamlar nedeniylehaklar›nda yoksulluk tespiti yap›lmas›n› talep eden dilekçeleri, Bafl-bakanl›k Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›flma ‹daresi Baflkanl›¤›’nateslim etti.

Grup ad›na aç›klama yapan Emekli-Sen Genel Baflkan› Veli Beysü-len, AKP döneminde kazan›lan mahkeme karalar›na ra¤men TÜFEalacaklar›n›n ödenmedi¤ini ve AKP’nin son 6 y›lda emeklilerin al›mgücünü günden güne geriletti¤ini ifade etti. ‹flsizlerden sonraemeklilerin en yoksul kesimi oluflturduklar›n› belirten Beysülen,“Emeklilik eflittir yoksulluk, bunun en önemli nedeni ise emekli ay-l›klar›n›n gerçekçi olmayan enflasyon rakamlar›na endeksli art›r›l-mas›d›r. Bu yöntem ekonomik gerçeklerden uzak, adaletsiz biryöntemdir. Çünkü ülkenin büyüme h›z›ndan emeklilere pay veril-miyor. Halbuki, özellikle son birkaç y›ld›r hükümet taraf›ndan bü-yük büyüme oranlar› aç›klan›yor. Ülke büyüyor ve siz bu ülkeninsa¤lad›¤› geliri ülkede yaflayan tüm yurttafllar aras›nda eflit da¤›t-m›yorsan›z, demek ki, bir adaletsizlik vard›r. Bizim isyan›m›z bu

adaletsizli¤edir. Çünkü, emekliler y›llar›n› bu ülkeye verdiler, dola-y›s›yla, yoksulluk ve sefalet içinde yaflamay› hak etmiyorlar” aç›k-lamas›nda bulundu. Yeni sa¤l›k sigortas› ile sa¤l›klar›n›n ve sosyalgüvenliklerinin piyasaya terk edildi¤ini dile getiren Beysülen, yeniyasa ile art›k emeklili¤in imkans›z hale getirildi¤ini söyledi.

“Sadaka ve lütuf istemiyoruz”

Emekli-Sen Genel Baflkan› Veli Beysülen, yeni liberalizmin ve para-n›n s›n›rs›z hakimiyeti politikas›n›n, insanl›¤› tehdit eder hale geldi-¤ini aktararak, ülkede TÜ‹K taraf›ndan aç›klanan enflasyon rakam-lar›n›n gerçek enflasyonu yans›tmad›¤›n› vurgulad›. Günlük yaflam-da kullan›lan temel mal ve hizmetlerin fiyatlar›na yüzde 100 ora-n›nda art›fl yap›ld›¤›n› söyleyen Beysülen, “2008 y›l› içinde do¤alga-za yapt›¤›n›z %72 zam nedeniyle, bu k›fl› donmadan atlatabilmemizçok zor görünüyor. Onun için yönetti¤iniz ülkenin emeklileri bugünsize ba¤l› Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›flma ‹daresi Baflkanl›¤›’nayoksulluk dilekçeleri veriyorlar, bu ülkenin onurlu yurttafllar› olarakyaflamay› hak ettik, dolay›s›yla kimseden sadaka veya lütuf istemi-yoruz” aç›klamalar›na yer verdi. Bunun yan› s›ra Beysülen, baflba-kan› ve hükümeti eme¤iyle yaflayanlar›n insanca yaflamalar›n› sa¤-layacak gelire sahip olmas› için gerekli tedbirleri alma ça¤r›s›ndabulunarak, emeklilerin s›k›nt›lar›na neden olan politikalar›n devametmesi halinde sendika olarak eylemler yapmaya ve sorunlar›n›yüksek sesle hayk›rmaya devam edeceklerini dile getirdi.

Yörsan iflçisi direndi,kazand›Sendikal› olduklar› gerekçesiyle çal›flt›klar› Yörsansüt ürünleri fabrikas›ndan at›lan ve yaklafl›k bir y›l-d›r direniflte olan 400 iflçi, ifle geri dönmek için aç-t›klar› davay› kazand›. Yörsan iflçilerinin direniflinin352. gününde kesinleflen Susurluk Sulh HukukMahkemesinin karar›na göre, fabrika sahibi TekG›da-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› gerekçesiyle ifl-ten at›lan iflçileri ifle ald›¤› takdirde 4 ayl›k ücretle-rini ödeyecek. Fabrika sahibi iflçileri ifle almaz ise,iflçilerin k›demine göre 4 ayl›¤›n yan› s›ra, 14 ayl›k-tan bafllayarak ek ödeme yapacak. Tek G›da-‹fl’inverdi¤i bilgiye göre, iflten ç›kar›lan iflçilerin tazmi-natlar›n› almaya bafllad›¤› ve sendika avukatlar›-n›n ifle iade ifllemlerini bafllatt›¤› ifade edildi.

TMMOB krize karfl›sokaktayd›

Dünyada ve ülkemizde yaflanan son geliflmelerüzerine (Türk Mühendis ve Mimar Odalar› Birli¤i)TMMOB, "Krize, AKP'ye, Gericili¤e, Neo-liberalizme,Irkç›l›¤a Karfl›" 31 ilde eflzamanl› olarak kitlesel ba-s›n aç›klamalar› gerçeklefltirdi. Gerçeklefltirilen ey-lemlere sendikalar, meslek örgütleri ve demokra-tik kitle örgütleri destek verdi. Adana, Ad›yaman, Ankara, Antalya, Ayd›n, Bal›ke-sir, Batman, Bodrum, Bursa, Çanakkale, Çorlu, De-nizli, Amed, Edirne, Eskiflehir, Gaziantep, Hatay, ‹s-tanbul, ‹zmir, Kahramanmarafl, K›rklareli, Kocaeli,Malatya, Mardin, Mersin, Milas, Samsun, fianl›urfa,Dersim, Van, Zonguldak'ta efl zamanl› olarak ger-çekleflen eylemlerde, mimar ve mühendisler kri-zin kendilerinin krizi olmad›¤›, Kapitalizmin dahafazla sömürü ve kar amac›yla krizin faturas›n›emekçilere ödetmek istedi¤ine dikkat çekti.AKP’nin gerici politikalar›na, Kürt sorununa, zamla-ra, neo-liberal y›k›m politikalar›na de¤inilen aç›kla-malarda, emperyalist düzenin sürdürülmesi içinDünya Bankas› (DB), IMF, AB gibi kurulufllar›n da-yatt›klar› uyum ve ‘istikrar’ politikalar›yla AKP’ninyaln›zca zam, zulüm düzenini güçlendirdi¤i dilegetirildi. Ekonomiyi ranta dayand›r›p her s›k›flt›kla-r›nda faturay› halka kesen AKP’ye “YüzünüzüIMF’ye, DB’ye de¤il, halk›m›za çevirin. Her türlüemperyalist ba¤›ml›l›k iliflkilerini terk edin, derhaliflten ç›karmalar› yasaklay›n. ‹nsanlar›n temel ihti-yaçlar›na yapt›¤›n›z her türlü zamm› geri al›n, özel-lefltirmeleri durdurun” fleklinde uyar›larda bulu-nuldu. Yap›lan eylemler, her fleyin para-kar oldu-¤u piyasa anlay›fl›na karfl› eflitli¤i savunma ve mü-cadele etme ça¤r›lar›yla sonland›r›ld›.

Page 7: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

72-16 Aral›k 2008kad›nÖNCÜ KADIN

Rojda DEM‹R

fiiddetinizle bar›flmayaca¤›z

‘25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Uluslararas› Dayan›fl-ma Günü’ vesilesiyle, kad›nlara uygulanan fliddetin kategorilereayr›lm›fl çeflitli biçimlerine dair birçok istatistiksel veri geçti haf›-zalar›m›zdan. Ve bir kez daha gördük ki; yafl›, gelir durumu, sta-tüsü, etnik kökeni gibi farkl›l›klar›na göre rakamlarda oynamalarolsa da ‘fliddet’ dünyadaki tüm kad›nlar›n yaflamlar›nda ayn› olanbir gerçeklik olmaya devam ediyor.

Erkek egemen sistemin kad›nlar›n yaflamlar› üzerinde açt›¤›derin bir yara olan fliddet sorunu; bas›nda, medyada, verili istatis-tiklerde okudu¤umuz, gördü¤ümüz, gündelik yaflam›m›zda s›kl›k-la karfl›laflt›¤›m›z, ancak yayg›nlaflt›kça, boyutlar› artt›kça kan›k-sanan, kabullenilen bir hale bürünüyor.

Uluslararas› literatürde, kad›nlara ve k›z çocuklar›na cinsiyet-lerinden dolay› uygulanan, zarar verici davran›fllar›n tümü fleklin-de tan›mlanan kad›na yönelik fliddet; toplumda genellikle fizikselfliddetle s›n›rl› olarak alg›lanmakta, kad›nlar›n büyük ço¤unlu¤uda cinsiyetinden kaynaklanan en temel sorunlardan biri olan flid-det olgusuna karfl› yabanc› kalmaktad›r. Özel mülkiyetin ortayaç›kmas›yla birlikte, s›n›flara ayr›lan toplumsal yap›da, hakimiyetve iktidar iliflkilerinin de çekirdekleri oluflmaya bafllad›. Sömüren-sömürülen, ezen-ezilen antagonizmalar›n›n da insanl›k tarihindeyerini almas›yla birlikte sömürü düzeni sahiplerinin kendi devam-l›l›klar›n› sa¤layabilmek için baflvurdu¤u araçlar›n bafl›na zor vefliddet kavramlar› yerleflti. Günümüzde erkek egemen toplumsalyap›n›n muhafazas›nda kad›n›n ‘kaderi’, erke¤in ‘vazifesi’ olarakgörülen kad›na yönelik fliddet, yüzy›llard›r, erke¤in kad›n üzerin-deki ‘iktidar›n›’ perçinleme ve koruma amac›yla gelifltirilen araç-lar›n en bafl›nda gelmektedir. Bugün kad›na yönelik erkek flidde-tinin gün geçtikçe artmas›, erke¤in iktidars›zl›¤›n›n ve düzeniçilefl-mesinin en büyük göstergelerinden oldu¤u gibi, burjuva yasalar›-na dayanan demokrasinin flekilsel olarak dahi iflletilmedi¤ini gös-termesi aç›s›ndan, sonuçlar› üzerinden de¤erlendirildi¤i taktirdebile kad›n› ve kad›n sorununu aflan, toplumsal ve siyasi bir yara-y› ifade eden bir gösterge olmaktad›r.

Aile içinde ve kamusal alanda farkl› nitelik ve biçimlerde kar-fl›m›za ç›kan kad›na yönelik fliddet olgusu; ortaya ç›k›fl biçiminegöre farkl›l›klar göstermektedir. Bunlardan fiziksel fliddet, darp,yaralama, öldürme gibi biçimlerde kendisini gösterirken; ekono-mik fliddet, çal›flt›rmama, paras›z b›rakma gibi yans›malar bul-maktad›r. Psikolojik fliddet, küfür, tehdit, ilgisiz b›rakma, hakaret-le cinsel fliddet ise, taciz, zorla cinsel birliktelik gibi biçimlerde ya-flanmaktad›r. Her birinin derecesi, biçimsel farkl›l›klar› olsa da, de-¤iflmez olan ortak özellikleri, kad›nlar› tüm yaflamlar› boyunca et-kileyecek psikolojik ve fiziksel hastal›klara yol açt›¤›d›r.

fiiddet olgusu toplumsal alg›da, bir yandan erkekler taraf›n-dan kendilerine ‘hak’ görülürken, di¤er yandan da kad›nlar›n bo-yun e¤iflleriyle meflrulaflt›r›larak, gündelik yaflam›n do¤al bir par-ças› haline getirilmektedir. Elbette bu gerçeklikte erkek egemensistemin, e¤itim, medya, hukuk gibi üst yap› kurumlar› arac›l›¤›y-la süreklilefltirilmesi baflat rol oynamaktad›r. Ancak ezilen cinsolan kad›nlar›n, çocukluklar›ndan itibaren kendilerine biçilen top-lumsal rollerle ‘bar›fl›k’ yaflamalar› da bu durumun ola¤anlaflt›r›l-mas› ve devaml›l›¤›nda önemli bir etkendir.

Aile içerisinde, k›z çocuklar› pasif, zay›f, korunmaya muhtaçbir role göre flekillendirilirken; erkek çocuklar güçlü, agresif, sahipç›kan, koruyan bir rolle ilk flekillenifllerini almaktad›rlar. Aile tara-f›ndan biçilen bu rollerin kendilerine yükledi¤i görev ve sorumlu-luk esaslar›na göre yetifltirilen çocuklar, birer yetiflkin olduklar›n-da da anne babalar›ndan kendilerine miras kalan kal›plar› güncel-lefltirerek kendi yaflamlar›na tafl›maktad›r. Toplumsal yap›n›nsüzgecinden geçen her bir birey, kad›n erkek cinsiyetleri aras›n-daki eflitsizli¤in yol açt›¤› sonuçlar›, kendisine rehber edindi¤i ya-flam felsefesine göre farkl› yo¤unluklarda olsa da tafl›maktad›r.

Bu durum elbette s›n›fl› toplumlar gerçekli¤inin ve diyalekti-¤in yasalar›n›n do¤al bir sonucudur. Ancak as›l önemli yan, bueflitsizli¤in sonuçlar›na en baflta kendi yaflam›nda maruz kalankad›nlar›n büyük ço¤unlu¤unun bu gerçekli¤i kabullenen bir po-zisyonda olmas›d›r.

O kadar ki, insan› dehflete düflüren fliddet görüntüleri karfl›-s›nda dahi anl›k reflekslerin ötesine geçemeyen tepkiler, haf›za-larda k›sa süreli yer edinerek, unutulmaktad›r.

‹flte kad›nlar›n tepkisinin anl›k ve refleks ç›k›fllar ve bir ‘inat’ve ‘kafa tutma’, ‘ilkel bir isyan’ ile s›n›rl› bu eylemlerini kal›c›lafl-t›rmak, daha bilimsel ve süreklili¤i olan bir örgütlülü¤e kavufltur-mak için kurumsal ve merkezi bir güçle kad›n sorununu ele al-mak, bu merkezi anlay›flla ve hareket alan›yla kad›n›n özgün so-runlar›na karfl› özgün mücadelesini örgütlemek, at›lan her ad›m›nsomut kazan›mlarla ileriye tafl›nmas›nda ve bir mücadele gelene-¤i, kültürü yaratmas›nda çok önemli bir yerde durmaktad›r.

Demokratik Haklar Federasyonu’na ba¤l› oluflturulan Kad›nKomisyonlar›’n›n “fiiddetinizle Bar›flmayaca¤›z” söylemini önplana ç›kartarak örgütledi¤i kad›na yönelik fliddete karfl› kam-panyan›n, Türkiye-Kuzey Kürdistan’›n birçok ilinde vücut bul-mufl olmas› önemli ve anlaml›d›r. DHF’nin kad›n sorunu özgü-lünde yürüttü¤ü mücadeleyi Kad›n Komisyonlar› arac›l›¤›ylagüçlendirmeye yönelik att›¤› bu ad›m, Malatya’dan Mersin’e,‹stanbul’dan Amed’e, ‹zmir’den Ankara’ya kadar birçok ilde ör-gütlenen ev ziyaretleri, etkinlik ve eylemler gibi çal›flmalarlaolanaklar› ölçüsünde genifl kesimlere tafl›narak yans›mas›n› bul-du. Ve kad›na yönelik fliddetin, yaflam›m›z›n do¤al bir parças› ol-mad›¤›, sistemin do¤urdu¤u bu toplumsal sorunun ancak siste-me karfl› yürütülecek bir mücadeleyle tam olarak afl›labilece-¤inin, bu kez daha bütünlüklü ve daha güçlü bir flekilde kitleler-le buluflturulmaya çal›fl›lmas› kuflkusuz genel içerisinde küçükbir yer tutsa da önemsenerek gelifltirilmelidir.

DHF Kad›n Komisyonu’nun önümüzdeki süreçlerde özellikleiflçi ve köylü kad›nlara ve yine üretim içerisinde en görünmez ha-liyle en yo¤un sömürü sektörüne dönüflen kay›t d›fl› ve enformelsektördeki kad›n eme¤i sömürüsüne yönelik çal›flmalar yürüt-meyi hedeflemesi, çözümü zorlayan, bunun için sorunun kayna-¤›n› hedef gösteren bir ad›m olmas› yönüyle umut vericidir.

‘25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Uluslarara-s› Mücadele Günü’ birçok ilde kad›n örgütleriningerçeklefltirdi¤i eylem ve etkinliklerle karfl›land›.Kad›nlar›n kendilerine yönelik fiziksel, cinsel, s›n›f-sal, ulusal, ekonomik vb. her türlü fliddete karfl›tepkilerini, isyanlar›n› örgütledikleri birçok eylempolis taraf›ndan bask› ve engellemelerle karfl›la-n›rken, devletin bu tutumu karfl›s›nda kad›nlar›ngöstermifl oldu¤u direngenlik, 25 Kas›m eylemleri-ne damgas›n› vurdu. DHF Kad›n Komisyonu da 25Kas›m vesilesiyle bafllatm›fl oldu¤u “fiiddetinizlebar›flmayaca¤›z” bafll›kl› kampanyas›n› gerçeklefl-tirdi¤i çeflitli eylem ve etkinliklerle sonland›rd›.

‹‹SSTTAANNBBUULL-- Demokratik Kad›n Hareketi, Özgür Ka-d›n, Emekçi Kad›nlar Derne¤i, EHP’li Kad›nlar, Sos-yalist Feminist Kolektifi, Amargi, Demokratik Öz-gür Kad›n Hareketi gibi birçok kad›n kurumununbir araya geldi¤i 25 Kas›m Kad›n Platformu’nun,kad›na yönelik fliddete karfl› yapt›¤› eylemlere po-lis engel olmak istedi.

fiiddete karfl› eylemde, devlet fliddeti25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Uluslarara-s› Mücadele ve Dayan›flma Günü'nde eylem yap-mak isteyen kad›nlar polis engeli ve sald›r›s›ylakarfl›laflt›.

25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Uluslarara-s› Mücadele ve Dayan›flma Günü’nde, kad›na yö-nelik fliddete karfl› bir araya gelen ‹stanbul Kad›nPlatformu üyesi kad›nlar, polis engeli ve sald›r›s›y-la karfl›laflt›lar. Sabah saatlerinde Galatasaray Lise-si önünde fliddet içerikli foto¤raf sergisi açan ka-d›nlar, polisin sald›r›s›yla karfl›laflt›lar. fiiddet içerik-li resim sergisi polis taraf›ndan tekmelerle da¤›t›-l›rken, ard›ndan kad›nlar›n yapacaklar› kad›na yö-nelik fliddete karfl› yürüyüfl de polisler taraf›ndankeyfi bir tutumla engellendi. Polis'in yürüyüfle izinvermemesinden dolay› eylemlerini Taksim Mey-dan›'nda yapan kad›nlar, kad›na yönelik her türlüfliddete karfl› mücadelelerini sürdüreceklerini be-lirttiler.

fiiddete karfl› birleflen kad›nlara, polis barikat›Akflam saat 19.30’da ise Taksim Tramvay Dura-¤›’nda bir araya gelen kad›nlar, polis barikat›ylakarfl›laflt›. Taksim Meydan›’ndan Galatasaray Lise-si’ne yürümek isteyen kad›nlar, polis taraf›ndanengellendi. Eylem s›ras›nda “Eme¤imiz, bedenimiz,can›m›z için erkek egemenli¤ine, kapitalizme ha-y›r” pankart›n› ve “Cinsel iflkenceye son, sorumlu-lar yarg›lans›n”, “25 Kas›m sergimiz polis taraf›n-dan da¤›t›lm›flt›r”, “Jin Jiyan Azadi”, “Art›k yeter”,“Yaflas›n kad›n dayan›flmas›” dövizlerini tafl›yankad›nlar, “Öldürülmek için kad›n olmak yeter”,“Ba¤›r herkes duysun, erkek fliddeti son bulsun”,“Kad›nlar art›k susmayacak” sloganlar›n› atarakpolis barikat›n›n kald›r›lmas›n› istedi.

Kad›nlar polisi protesto ettiYap›lan görüflmelerden sonuç alamay›nca, TaksimMeydan›’na ses arac› getiren kad›nlar, eylemleriniburada sürdürdüler. Ses arac›ndan kad›nlar ad›nayap›lan aç›klamalarda, polisin sald›rganl›¤› protes-to edilirken, çetecilere, tecavüzcülere, darbecilereaç›k olan Taksim’in kad›nlara kapal› oldu¤u dilegetirildi. Çevreden yo¤un bir ilginin ve deste¤in ol-du¤u fiili miting, kad›nlar›n flark›lar›, sloganlar› vehalaylar›yla bir sonraki 25 Kas›m’a çok daha güçlüve kitlesel olarak kat›lma ve yine ayn› yerde yü-rümek için yap›lan birleflme ça¤r›s›yla sona erdi.

‹‹SSTTAANNBBUULL//OOkkmmeeyyddaann››-- Demokratik Haklar Fede-rasyonu (DHF) ‹stanbul Kad›n Komisyonu’nun, “25Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Mücadele veUluslararas› Dayan›flma Günü” vesilesiyle yürüttü-¤ü kampanya çerçevesinde Yüz Çiçek Açs›n KültürMerkezi, ‹stanbul merkezli bir etkinlik gerçeklefl-tirdi. Etkinlikte, gerek kad›n komisyonu ad›na ya-p›lan sunumda, gerekse kat›l›mc›lar›n yapt›klar›konuflmalarda, kad›na yönelik tüm bask› ve sald›-r›lara karfl› mücadele ça¤r›lar› bir kez daha dile ge-tirildi.

‘fiiddetinizle bar›flmayaca¤›z’YÇKM’nin “Kad›n, fiiddet ve Mücadele” konuluetkinli¤i, 25 Kas›m’da Dominik Cumhuriyeti’nde fa-flist diktatörlük rejiminde tecavüz edildikten son-ra katledilen Mirabel kardefller nezdinde tüm dev-rim ve demokrasi flehitleri an›s›na yap›lan sayg›durufluyla bafllad›. Sayg› duruflunun ard›ndan DHF‹stanbul Kad›n Komisyonu ad›na bir konuflma ya-p›ld›. Kad›n Komisyonu temsilcisi, 25 Kas›m’›n an-lam ve içeri¤ini anlatt›ktan sonra, kad›nlar› müca-dele etmeye zorlayan en temel nedenlerden biriolan fliddet olgusuna de¤indi.

Sunumda, fliddetin yaln›zca fiziksel fliddet olarakyaflanmad›¤›, cinsel, ekonomik, psikolojik gibi bafl-ka fliddet türlerinin de yaflam›n›n her alan›nda ka-d›nlar›n karfl›s›na ç›kt›¤› belirtildi. Kad›nlar›n top-lumsal ‘namus’ alg›lay›fl› nedeniyle karfl›laflt›klar›sorunlara dikkat çekilirken, yasal mevzuatlardakide¤iflikliklerle kad›n intiharlar›n›n artm›fl olmas›-n›n tesadüf olmad›¤› belirtildi. Kad›nlar›n karfl›lafl-t›¤› tüm bu fliddet türleri karfl›s›nda çözüm gücü-nün kendi öz gücü oldu¤una vurgu yap›l›rken, ay-lard›r direniflini sürdüren Emine Arslan’›n cüretininkuflan›larak demokratik haklar mücadelesinin

yükseltilmesi gerekti¤i ifade edildi.

Konuflman›n ard›ndan ‹stanbul Do¤açlama Atölye-si oyuncular›ndan Tu¤ba Gülsün, “Uyan›fl” adl›oyunu sergiledi. Ard›ndan YÇKM’nin haz›rlam›fl ol-du¤u kad›na yönelik fliddet konulu sinevizyonungösterimi yap›ld›. Sinevizyon gösteriminden sonra,sahne alan Bilgesu Erenus ise, hem söyledi¤i flar-k›lar, hem de k›sa k›sa bölümlerden oluflan kuklaoyunu ile büyük be¤eni toplad›. Etkinlik, Grup He-lesa’n›n söyledi¤i Karadeniz ezgileriyle son buldu.

‹‹SSTTAANNBBUULL//SSaarr››ggaazzii–– Anadolu Demokratik HaklarFederasyonu Kad›n Komisyonu taraf›ndan, 25 Ka-s›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Uluslararas› Mü-cadele Günü vesilesiyle bir etkinlik düzenlendi. Sa-r›gazi'de bulunan Anadolu Demokratik Haklar Der-ne¤i'nde saat 15.00'da bafllayan etkinlik program›çerçevesinde; sunum, sinevizyon gösterimi, fliirdinletisi ve söylefli yap›ld›.

Sunumda; kad›na yönelik fliddetin boyutlar›ndanbahsedilerek, 25 Kas›m tarihi ile simgeleflen Mira-bel Kardefllerin mücadelesine vurgu yap›ld›. DHFKad›n Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan sinevizyo-nun gösterilmesinin ard›ndan etkinlik fliir dinletile-riyle devam etti.

Aile içi fliddet, ev içi eme¤in gasp› ve feodal toplu-mun kad›n üzerindeki tahakkümünün kad›nlar ta-raf›ndan farkl› biçimlerde dile getirildi¤i söyleflide,çözümün bir arada durmaktan, örgütlenmektengeçti¤i vurgusu yap›ld›.

AANNKKAARRAA– 23 Kas›m’da Ankara Demokratik HaklarDerne¤i’nde, Demokratik Haklar Federasyonu(DHF) kampanyas› etkinlikleri çerçevesinde, DHFKad›n Komisyonu bir etkinlik gerçeklefltirdi.

25 Kas›m Pazar günü “Kad›na Yönelik fiiddete Son”adl› belgeselin gösteriminin yap›ld›¤› Ankara De-

mokratik Haklar Derne¤i’nde kad›nlar bir arayagelerek kad›na yönelik fliddete karfl› mücadeleninönemine de¤indi. Belgesel öncesi aç›l›fl konuflma-s›n› yapan Dilflat ‹nce, Demokratik Haklar Federas-yonu tan›t›m kampanyas› kapsam›nda kad›n ko-misyonunun yapt›¤› çal›flmalarla, ezilen, bask›ya,zulme u¤rayan birçok kad›na ulaflma amac› tafl›-d›klar›n› söyledi. Kad›nlar›n emeklerine, gelecekle-rine sahip ç›karak kad›na yönelik fliddete dur de-mek için örgütlü mücadelenin önemine de¤inen‹nce, kad›n›n özgür oldu¤u bir dünya yaratman›nancak örgütlü mücadele arac›l›¤›yla sa¤lanabile-ce¤ine vurgu yapt›. Belgesel gösteriminden sonrakat›l›mc›lar›n yer ald›¤› forumda kad›nlar, gündelikyaflamda çeflitli alanlarda yaflad›klar› bask› ve ta-cizlerden örnekler vererek düflüncelerini ifade et-tiler. Forum sona erdikten sonra k›sa bir müzikdinletisinin gerçeklefltirildi¤i etkinlik, Ankara Üni-versitesi yemekhane iflçilerinin, 5. gününe gireniflgal eylemlerine ziyaret ça¤r›s›yla sonland›r›ld›.

MMEERRSS‹‹NN–– Aralar›nda Demokratik Haklar Federas-yonu Kad›n Komisyonu’nun da bulundu¤u sendi-kalar, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partile-rin oluflturdu¤u Mersin Kad›n Platformu, ‘Kad›naYönelik fiiddete Karfl› Mücadele ve Uluslararas› Da-yan›flma Günü’nde eylem gerçeklefltirdi.

Ö¤len saatlerinde Taflbina önünde bir bas›n aç›k-lamas› yaparak resim sergisi açmak isteyen ka-d›nlara polis engel oldu. Akflam saat 17.30 sular›n-da bir meflaleli yürüyüfl gerçeklefltirmek isteyenplatform üyeleri, yine polis barikat› ile karfl›laflt›lar.“Mesai saatleri d›fl›nda yap›lan tüm eylemler yasad›fl›d›r, izin vermeyiz, gözalt›na al›r›z” diyen polisamirleri meflaleli yürüyüfle izin vermedi. Bununüzerine kad›n platformu temsilcileri eylemlerininmeflru oldu¤unu, yürümek istediklerini söyleyipuzun bir süre polislerle tart›flt›lar. Bu duruma tep-ki gösteren kad›nlar, ‹HD binas› önünde oturmaeylemi yaparak, slogan ve marfllarla polisi protes-to etti.

DDEERRSS‹‹MM-- Dersim Demokratik Haklar Derne¤i’ndekad›nlara yönelik fliddete karfl› bir etkinlik gerçek-lefltirildi.

Etkinlikte gösterimi yap›lan ve kad›nlar›n yaflam-lar›ndaki zorluklar, bask› ve fliddeti konu alan “De-mir Çeneli Melekler” isimli film, izleyen kad›nlardabüyük ilgi uyand›rd›. Film gösteriminin ard›ndanetkinli¤e kat›lanlarla birlikte yap›lan söyleflide, ka-d›nlar üzerindeki toplumsal bask›n›n ancak ve an-cak kad›n›n özgün örgütlülü¤ün yarat›lmas›yla çö-zülecek bir sorun oldu¤u vurguland›.

MMAALLAATTYYAA-- DTP, DKH, Partizan, EKD, ÖDP, KESK, ‹HDve EMEP gibi kurumlar›n içerisinde yer ald›¤› Malat-ya Kad›n Platformu, 22 Kas›m’da “Kad›na Yönelikfiiddete Hay›r’ konulu bir panel gerçeklefltirdi. Pa-nele Ankara Kültür Sanat-Sen’den Esin Yelekçi,Malatya Barosu’na ba¤l› avukatlardan Berna Aktaflve Malatya E¤itim-Sen Kad›n Sekreteri Nuran K›z›l-da¤ kat›ld›. Sinevizyon gösteriminin ard›ndan sözalan konuflmac›lar, kad›na yönelik fliddete ve bu-nun karfl›s›nda neler yap›lmas› gerekti¤ine de¤indi.

Malatya Kad›n Platformu bileflenleri 25 Kas›mgünü saat 13.00’da yapt›¤› bas›n aç›klamas›ndakad›na yönelik fliddete hay›r dedi. Aç›klamada sonzamanlarda ülkemizde yo¤unlaflan istismar, taciz,tecavüz gibi olaylara karfl› duyars›z kal›nmamas›gerekti¤i belirtilerek, kamuoyuna duyarl› olmaça¤r›s›nda bulunuldu.

11 y›ld›r çal›flmalar›n› sürdüren ‘Gözalt›nda Cinsel Ta-ciz ve Tecavüze Karfl› Hukuki Yard›m Bürosu’ 2008 y›l›Ocak ay›ndan Kas›m’a kadar kendilerine yap›lan baflvuru-lar sonucunda elde ettikleri verileri aç›klad›. Baflvurularagöre, 11 y›lda 294 kad›n, son bir y›lda ise 35 kad›n baflvu-ruda bulunmufl. Bu y›l tecavüz baflvurusu yok, ancak cin-sel taciz devam ediyor.

Kad›nlar ‘cinsel iflkenceyi’ aç›klayam›yorErkek egemen devlet ayg›t›n›n kad›n üzerinde bir bask›

ve sindirme arac› olarak kulland›¤›; kad›n› afla¤›layan, onu-runu zedeleyen ve yüzy›llard›r kendisini var eden bir ger-çeklik olan gözalt›nda cinsel taciz ve tecavüz, hala yak›c›l›-¤›n› korumaya devam ediyor. Tacizi “elle ya da herhangi bircisimle vücuda dokunmak, tecavüz tehdidinde bulunmak

veya kad›n cinselli¤ine yönelik a¤›r ifadelerde bulunmak”fleklinde ifade eden büro avukatlar›, bu kapsamda kendile-rine 35 baflvurunun yap›ld›¤›n› aç›klayarak bu kiflilerle ilgi-li bilgilendirmede bulundu. Büro avukatlar›n›n yapt›¤› bilgi-lendirmeye göre tacize maruz kald›¤› için baflvuran kad›n-lar›n 28’i siyasi nedenle gözalt›na al›n›rken, 8’i ise adli ne-denlerden ötürü al›nm›fl. Faillerin ise 11’inin polis, 25’ininjandarma ve asker, 2’sinin özel tim, 24’ünün gardiyan,24’ünün tutuklu ve 1’inin belediye baflkan› oldu¤u söylen-di. Yap›lan bilgilendirmede, bu y›l aç›lan 33 davadan befli-nin kad›nlar lehine sonuçland›¤›n› aç›klayan büro avukat-lar›, “Asl›nda birçok kad›n iflkencenin en zor aç›klanan bi-çimi olan 'cinsel iflkence'yi aç›klamakta zorlanmaktad›r” di-yerek, bu nedenle istatistiksel verilerin gerçe¤i yans›tmad›-¤›na dikkat çekti.

“Ba¤›ms›z hekim raporlar› yeterli olmal›”

Ceza Kanunu'nun 227/8. maddesinde yer alan, “fuhufla

sürüklenen kifli tedavi ve terapiye tabi tutulur” ifadesinin

2008 y›l›nda, travesti ve transseksüeller için uyguland›¤›n›

belirten avukatlar, Beyo¤lu Asliye Ceza Mahkemesi’nde gö-

rülen bir davada, travesti ve transseksüellerin psikolojik te-

daviye yönlendirilmelerinin talep edildi¤ini, ancak büro

avukatlar›n›n itiraz› üzerine karar›n geri al›nd›¤›n› söyledi.

Cinsel iflkencenin ispat› yönünden “resmi bilirkiflilik” kuru-

mu olan Adli T›p'›n sorunlu yap›s›n›n devam etti¤ini belir-

ten avukatlar, iflkencenin belgelenmesinde ba¤›ms›z hekim

raporlar›n›n yeterli delil olarak kabul edilmesi gerekti¤ini

söyledi.

Kad›nlar “fliddete hay›r” dedi

GÖZALTINDA TAC‹Z SÜRÜYOR

Güney Kürdistan’daki Federe Kürdistan Parla-mentosu çok efllilik yasas›n› kabul etti. BölgeselYönetim Baflkan› Mesud Barzani’nin de onayla-mas› durumunda yürürlü¤e girecek olan yasayakarfl› kad›n örgütleri kampanya bafllatt›. Kiflisel haklar üzerine haz›rlanan kanun tasla¤›kapsam›nda gündeme gelen çok efllilik yasas›,27 Ekim’de gerçeklefltirilen oturumda kabul edil-

di. Yasan›n yürürlü¤e girmesi için, bölgesel yöne-tim baflkan› olan Mesud Barzani taraf›ndanonaylanmas› gerekiyor. 35’e karfl› 39 oyla yasay›kabul eden parlamentodaki milletvekillerinin ya-r›s›ndan ço¤unun birden fazla eflinin bulundu¤u-nun söylenmesi ise milletvekillerinin tüm tepki-lere ra¤men çok efllili¤i yasalaflt›rma konusunda-ki ›srar›n›n arkas›nda duran, toplumsal yap›daki

eril zihniyetin yönetim mekanizmalar›ndaki yan-s›mas›na aç›kl›k getiriyor.

Kad›n örgütleri karara tepkiliBuna karfl›n, çok efllili¤in yasalaflmas›na tepkigösteren 21 kad›n örgütü, 16 Kas›m’da yapt›klar›ortak bir aç›klamayla karar›n geri çekilmesini ta-lep etti. E-posta kampanyas› bafllatan kad›nlar,Mesud Barzani’den de görüflme talep ettiler.

GüneyKürdistan’da çokefllilik yasalaflt›

Page 8: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

8 2-16 Aral›k 2008 perspektif

Yerel seçimler süreci yaklafl›rken her cephede yaflanan hare-ketlilik ve canlanan aktivite, kuflkusuz ki, yerel yönetimlere her birkesimin yükledi¤i önemden ileri gelmektedir. Kimi özgünlükler ne-deniyle daha da önem kazanan 2009 yerel seçimleri, karfl›tlar›n gü-cünü deneme ve kan›tlama aç›s›ndan da özel önem içeriyor. Se-çimlere daha hayli zaman varken, her zamankinden çok daha er-kenden girilen seçim atmosferi, hâkim s›n›flar›n bu seçimlere nekadar önem verdiklerinin aç›k iflaretidir. Gerici düzen temsilcileri-nin belli bölgeleri aç›kça hedef göstererek illa da yerel yönetimle-ri kazanma h›rs› karfl›s›nda, devrimcilerin çok daha iyi haz›rlanma-s›n›n gereklili¤i a盤a ç›k›yor. Her kesim, kendi s›n›f ç›karlar› teme-linde seçimleri ele al›r ve yerel yönetimleri bu ç›karlara uygun te-melde kullan›r. Gerici s›n›f partilerinin yürüttü¤ü hummal› çal›flmabofluna de¤ildir. Dolay›s›yla, bizler de bilinçli ve do¤ru politikalarla,süreci önemseyerek çal›flmalar›m›z› yürütmek durumunday›z.

Yerel yönetimleri nas›l ele al›yoruzYerel yönetimler, her ne kadar hâkim s›n›flar taraf›ndan çeflit-

li yasalar ve kullan›l›fl biçimleriyle daralt›l›p sistemin arpal›klar› ha-line getirilmifl olsa da ve genel olarak merkezi otoriteden ba¤›ms›zolmasalar da do¤ru temelde ele al›n›rlarsa s›n›f mücadelesinin vesavafl›n esas alanlar›n›n geliflimine katk› sunacak belli olanaklar› dabar›nd›rmaktad›r. Ancak bunu söylerken yerel yönetimlerin mer-kezi devlet otoritesinden tamamen ba¤›ms›z oldu¤unu söylemekgibi bir yan›lsama içerisine girilmemelidir. Sonuçta yerel yönetim-ler de sistemin yereldeki ayg›tlar› olarak kurgulanm›fl, özerk hare-ket alanlar› gerici kanunlarla s›n›rlanarak mevcut üretim iliflkileri-nin ve egemenlik yap›s›n›n yeniden üretilmesinin yerel araçlar› ha-line getirilmifllerdir. Asla karart›lmamas› gereken bir di¤er gerçekise yerel yönetimlerin, kitlelerin temel sorunlar›nda çözüm gücüolamayaca¤›d›r. Kitlelerin temel sorunlar›, mevcut sosyal, ekono-mik yap›n›n, çürümüfl sömürü sisteminin kaç›n›lmaz sonuçlar›d›r.Yerel yönetimlerde kazan›lacak küçük veya büyük baflar›lar›n kur-tulufl olmayaca¤› anlat›lmal›, do¤abilecek yan›lsamalarla mücade-le edilmelidir. Yerel seçimler politikam›z›n belirlenen hatta tutarl›-l›kla sürdürülmesi ve kazan›lan yerel yönetimlerde program›m›z›nkitleler içerisinde hayata geçirilmesinde sa¤lanacak baflar›lar kur-tuluflu sa¤lamayacakt›r ama halkla buluflmam›zda ve kitleleri ger-çek kurtulufla yönlendirmede ciddi olanaklar yaratacakt›r. Tekraralt›n› çizmek gerekirse burada tayin edici olan ise siyasi çizgideki›srar›m›z olacakt›r.

Bizler, esas mücadele alanlar›na ve biçimlerine tabi olmak ko-fluluyla her türlü arac›n kullan›labilece¤ini, kullan›lmas› gerekti¤inisöylüyoruz. Burada tayin edici olan siyasi çizgidir. Halk Savafl›’n›nhizmetinde ele al›nd›¤›nda bir olanak yarat›yor, örgütlenmemizin,kitleler içerisindeki etkimizin güçlenmesini sa¤l›yorsa belirlenenpolitika do¤ru ve yerindedir. Ancak tersinden bakt›¤›m›zda, niyeti-miz ne olursa olsun belirlenen politika sonuçlar› itibariyle kitleleriçerisinde, hemen olmasa da, Halk Savafl›’na, Yeni DemokratikCumhuriyet program›na yönelik destek yaratm›yorsa, bunun d›fl›n-daki her türlü olanak de¤ersizdir. Öte yandan seçimlere iliflkin be-lirlenecek politikan›n-takti¤in, dönemin koflullar›na göre flekillene-ce¤i unutulmamal›d›r. Yerel seçimler sürecine aktif müdahale tu-tumunun, dönemin koflullar›ndan ba¤›ms›z ele al›narak olumlan-mas› da, olumsuzlanmas› da bilimsel olmayan geri yaklafl›mlar› ifa-de eder. Taktik bir sorun olan seçimlere dönük herhangi bir tutum,kutsanamaz. Daha önce de gazetemizde konuyla ilgili olarak buhususa vurgu yapt›k. Önümüzdeki yerel seçimlere dönük belirle-nen taktik politikan›n kavranmadan olumlanmas› tutumu önem-senmesi gereken bir eksiklik olarak görülmelidir. Saflarda ve kitleiliflkileri içerisinde bu konuda bir bilinç aç›kl›¤› yaratmak öncelikligörevlerimizden say›lmal›d›r. Örne¤in, b›rakal›m ileriki süreçleri, buseçim sürecinde yaflanabilecek kimi önemli geliflmeler, döneminihtiyaçlar› bak›m›ndan mevcut takti¤imizde köklü de¤iflikleri ge-rekli k›labilir, kimi bölgelerde yada tüm bölgelerde aktif boykot tu-tumu benimsenebilir. Bugün kendini olumlama biçiminde ifadeeden, bilimsel olmayan tutum, yine ayn› bilimsel olmayan zemin-de bu kez de belirlenen takti¤in tümden reddi fleklinde kendinigösterecektir.

Öte yandan Maoist Komünist hareketin yerel seçimlere ilk kezmüdahale etmedi¤ini de unutmamak gerekir. Geçmifl y›llarda buzeminde yürütülmüfl somut çal›flmalar ve bu çal›flmalar›n deneyim-leri mevcuttur. Bunun en yak›n örnekleri 1999 ve 2004 seçimleridir.Bugün ortaya konan politika, bu çal›flmalar›n deneyiminden süzül-müfltür. Maoist komünist hareket, parlamento da dahil olmak üze-re hiçbir arac›n kullan›lmas›n› ilke olarak reddetmemifl ancak parla-mentarizm ile aras›na kimsenin e¤ip bükemeyece¤i kadar kal›n birçizgi çekmifltir. Bu genel tutum içerisinde ise yerel seçimler ile par-lamento seçimleri ayn›laflt›r›lmam›fl, yerel seçimler dönemin koflul-lar› paralelinde kimi dönem boykot edilirken kimi dönem ise ondanHalk Savafl›’n›n hizmetinde faydalan›lmaya gayret edilmifltir.

Yerel yönetimlerde, halk demokrasisinin yönetim anlay›fl›n›belli oranlarda uygulayabilir, hâkim s›n›flar›n faflist iktidar ve yöne-timine karfl›, devrimci yönetim ve iktidar›n parlak nüvelerinin ön-cellerini örnekleyerek gösterebiliriz. Kitlelerin yönetime do¤rudankat›l›m›n› sa¤layarak halk› yönetime tafl›yabilir ve halk›, do¤rudanbask› ve müdahaleler de dâhil olmak üzere mevcut sosyal-ekono-mik yap›n›n, üretim iliflkilerinin kaç›n›lmaz sonuçlar› olarak önü-müze dikilen engellerle mücadeleye sevk edebilir, ba¤›ms›zl›k vehalk demokrasisi mücadelesine kan tafl›yabiliriz. fiüphesiz bunusa¤layacak olan ise, bir avuç kadronun yapaca¤› çal›flmalar de¤il,kitlelerin seferber edilmesi, kendi sorunlar›n› ve bu sorunlar›n çö-zümlerini tart›flarak ve ald›¤› kararlar› uygulayarak politikleflmesive yerel yönetimler program›m›z ekseninde kitle inisiyatifinin ge-lifltirilmesi olacakt›r.

Seçim çal›flmalar›m›z›, devrimci ajitasyon ve propagandam›z›nparças› olarak devrimci çal›flmam›za uygun olarak kullanabilir, se-

çimler sürecinde gelifltirilecek dinami¤i ve yerel yönetimleri devri-min hizmetinde de¤erlendirebiliriz. Halk kitlelerinin bilinçlendiril-mesinin ve devrimin örgütlenmesinin arac› olarak ele almak kay-d›yla, devrim u¤runa yürütülen çal›flman›n parças› olarak; yerel se-çimlerde çal›flma yürütmek ve yerel yönetimlerde etkin olmay›hedeflemek do¤ru politika ve yönelimdir.

Eflitsiz seçim yar›fl›, esasta iki s›n›f cephesi ekseninde oluflan ikiana taraftan meydana gelir. Bu iki kesimi, iki cepheyi birbirindennet olarak ayr›flt›rmak önemlidir. Birinci ve tek tercihimiz olan cep-he; komünist, devrimci, demokrat, ayd›n tüm ilerici kesimi kapsa-yan, genel demokrasi cephesidir. Bu cephedeki her türlü parti, çev-re ve birey, anlay›fl zemininde, asgari müflterek ve ilkeler etraf›ndabirleflmeyi hedefledi¤imiz kesimleri oluflturmaktad›r, adaylar› des-tekleyebilece¤imiz kapsamdad›r. ‹kincisi ise, kesin olarak karfl›t ol-du¤umuz, egemen s›n›flar›n iktidarda olan-olmayan, hükümetteolan-muhalefette olan tüm düzen partileridir. Bu partilere ve herkim olursa olsun bunlar›n adaylar›na oy vermemek ve karfl› çal›fl-ma yürütmek, teflhir etmek, tart›flma konusu yapmayaca¤›m›z birilkedir. Bu noktada özellikle suni olarak yarat›lan AKP-CHP kutup-laflmas›, kitlelere do¤ru anlat›lmal›d›r. Halk kitlelerinin, özelliklealevi kesimin CHP noktas›nda bir yan›lsama yaflad›¤› ortada. Hattakimi devrimci-demokrat çevre ve hareketlerin Ankara örne¤indeoldu¤u gibi sözde gericili¤e karfl› mücadele ad›na do¤rudan veyadolayl› olarak CHP adaylar›n› desteklemesinin de güçlü bir ihtimaloldu¤u biliniyor. Bu koflullarda, kitle içerisindeki çal›flmalarda buyan›lsaman›n pratik olarak karfl›m›za ç›kaca¤›n› bilmeli, bu oyunugözler önüne sermek ve halk› kendi alternatifini yaratmaya yö-neltmek için sab›rl› ve ›srarl› olmal›y›z.

Demokrasi güçlerinin birli¤i sorunu‹ktidardaki, emperyalizmin ufla¤› durumundaki komprador bü-

rokrat burjuvazi ve feodal s›n›flar›n lehine olan flartlar alt›nda yap›-lan seçimlerde, hedeflenen yerel yönetimlerde baflar›l› olup mev-ziler kazanmak, düzen partilerinin siyaset alan›n› daraltmak ve ye-rel yönetimleri gerici iktidarlar›n arpal›klar› olmaktan kurtar›p hal-k›n hizmetine sunmak için tüm demokratik güçleri bir araya getir-mek, asgari düzeyde de olsa dar grup ç›karlar›ndan s›yr›lm›fl, anla-y›fl zemininde bir birli¤i yaratmak elzemdir. Yeni demokrasi güçle-rinin de katk›s›yla bu yolda kimi önemli ad›mlar›n at›lm›fl olmas›sevindiricidir. Bu konuda baflar› sa¤lamak için koflullar oldukça el-verifllidir. Bu olanak iyi de¤erlendirilmeli, sonuç al›c›, yap›c› biçim-de tart›flmalar yönlendirilmelidir. fiu ana kadar tart›flman›n d›fl›ndakalm›fl güçler önemsenmeli, tüm demokrasi güçlerinin tek bir he-defe kilitlenmesini sa¤lamak için azami çaba sarf edilmelidir. Tümyeni demokrasi güçlerinin bu süreçte etkin biçimde yer almas› vesürece önderlik etmesi özellikle önemsenmeli, bu do¤rultudaki ça-ba sürdürülmelidir.

Arzu edilen birli¤i gerçeklefltirmek ve sa¤lamlaflt›rmak için kit-lelerin ihtiyaçlar›n› ve ç›karlar›n› esas almak tayin edici konumda-d›r. Yeni demokrasi güçlerinin bu noktadaki program› ve aç›klanansomut yaklafl›m oldukça isabetlidir. Bahsi geçen birli¤in ittifak ve-ya güç birli¤i de¤il, asgari müfltereklerden hareket eden anlay›fl veprograma dayal› birlik olmas›, bu birlikteliklerin vazgeçilmez unsu-ru olarak birli¤in ete, kemi¤e bürünece¤i yerel halk inisiyatifleri,adaylar›n belirlenmesi de dahil olmak üzere bu yerel inisiyatiflerinkarar organ› olarak kabul edilmesi ve önseçimin olanaklar dahilin-de ilke olarak hedeflenmesi, bu yerel halk inisiyatiflerinin seçimler

sonras›nda da geniflleme hedefiyle çal›flmalar›n› sürdürmesi, düzenpartileri ile yerelde de olsa iliflkileniflin reddedilmesi, yürütülen tar-t›flmalar içerisinde öne ç›kan unsurlar olarak belirmektedir. Bu ko-nularda tümüyle anlay›fl birli¤i sa¤land›¤› söylenemez ancak buyolda ciddi mesafe al›nd›¤›n› görüyoruz.

Ortak adaylar›n belirlenmesinde, yerelde daha etkin güç ve ör-gütlülü¤e sahip olma ölçüt al›narak, bu yap›lar›n adaylar›na önce-lik verilmesi makul bir yaklafl›m olmakla birlikte, gelinen aflamadayetersiz kalmaktad›r. Aslolan sürecin her yönüyle kitleler içerisin-de, halkla birlikte örülmesidir. Bir yerelde belirleyici etkinli¤e sahipoldu¤unu iddia eden bir siyasi hareketin (e¤er bu iddia gerçeklik ileörtüflüyorsa), bu yaklafl›mdan uzak durmas› gereksizdir. Durumböyle ise önerilen aday, belirleyici etkinli¤in do¤al sonucu olarakhalk taraf›ndan da öne ç›kar›lacakt›r. Dolay›s›yla adaylar›n belirlen-mesinde halk›n karar sürecine etkin kat›l›m› ve birden fazla adayaday›n›n oldu¤u koflullarda önseçimin hedeflenmesi bir anlay›fltart›flmas› olarak görülmeli ve kitlelerin hareketi sahiplenmesinde-ki belirleyicili¤i kavranmal›d›r. Aksi takdirde demokratik güçlerinbir araya gelmesi nitel anlamda bir farkl›l›k yaratmayacakt›r. So-mut olarak, bir biçimde bir aday belirlenmifl olacak ve halktan oyistenecektir. Kitlelerden kopuk, kitle inisiyatifinden çekinen biryaklafl›m›n ufku ‘oy toplama’ ile s›n›rl› demektir. Bu, aday›n kim ve-ya kimden oldu¤u ile alakal› de¤ildir ve kabul edilebilir olmamal›-d›r. Öte yandan esas güç oldu¤umuzun flüphe götürmedi¤i bir ye-relde bile olsa ‘her fleyi ben belirlerim, adaylar› ben belirlerim’ tu-tumu, demokrasi güçlerini ve halk› birlefltirme çabas›n› de¤il, grupç›karlar›n›n savunuldu¤unu gösterir. Savundu¤umuz çerçevede,kitlelerin kat›l›m› ile belirlenecek ve belirlenmifl programa ba¤l› ça-l›flacak tüm adaylar, kimden oldu¤u tart›flmas›ndan ba¤›ms›z ola-rak bizim aday›m›z kabul edilecek ve savunulacakt›r. Ancak kendi-ni dayatan, bizim ve örgütledi¤imiz yerel halk inisiyatiflerinin ira-desini hiçe sayan tutumlara da pirim verilmeyece¤i bilinmelidir.Yukar›da aç›mlanan ilkeler etraf›nda ortaklaflma, birleflme çabam›-z›n sonuçsuz kald›¤› yerellerde, bir parças› oldu¤umuz yerel inisi-yatifler, belli bir etkiye ulaflm›fl ise, bu inisiyatifler içerisinde aday-lar belirlenerek, ba¤›ms›z çal›flma sonuna kadar götürülmelidir.

fiahsiyetleri ne olursa olsun, ba¤›ms›z adaylar da devrimci-de-mokrat ilerici cephenin ç›kard›¤› adaylara tercih edilemez. Devrimciadaylar› seçip halk›n kendini yönetim biçimi olan yerel devrimci yö-netimlerle alternatif yönetim anlay›fl›m›z› iflleterek gelifltirmeliyiz.

Üzerinde uzlafl›ya varaca¤›m›z baflkan aday›m›z da düzenlearas›na net çizgiler çekmifl olmakla birlikte, kad›n sorunu ve ulusalsorunda ve feodalizm-emperyalizm-faflizm meselelerinde en az›n-dan demokrat olman›n gereklerini yerine getirebilecek özelliklereve programda ›srar edecek kararl›l›¤a sahip olmal›d›r.

Kitlelerin yoksullu¤unu suistimal etmek ve hileli ‘taktikler’Mahallelerde y›¤›lan kömür torbalar›, muhtaç duruma düflürü-

len halk›n yoksullu¤unun ahlaks›zca suistimal edilmesi, dilencili¤inhalka dayat›larak, onur k›r›c› biçimde gelifltirilmesi ve oy avc›l›¤› di-lencili¤inin onursuzlu¤u, halkç›l›k ve demokratl›k yalanlar›n utan-mazca ve halk›n yüzüne baka baka tekrar edilmesi, yeni üye veaday kay›tlar› ya da sat›n al›nan yeni yüzlerin vitrine ç›kar›lmas›oyunlar›, yeni proje ve aç›l›mlar, onursuz pazarl›klar vb. tüm taktik-ler, yerel seçimlerin kazan›lmas› üzerine olup, yerel yönetimlerinönemini göstermektedir. Ve bu kokuflmufl zihniyeti takip edin, oy

çalmalardan tutal›m da, sand›k bafl›na zab›ta edilenlerin tehdit vekorku yoluyla oylar› yönlendirmesine varana kadar bin bir türlü hi-le ve çirkeflikleri seçim sürecinde çarflaf çarflaf ortaya serilecektir.

Bu koflullarda yap›lan seçimlerin demokratik oldu¤unu düflün-mek ve seçim sonuçlar›n›n demokratik ve meflru olup, ba¤›ms›z-özgür irade ile tecelli etti¤ini varsaymak akla ayk›r›d›r. AKP bafltaolmak üzere çeflitli komprador s›n›f partilerinin kazanacaklar›nadair iddial› ve kesin söylemlerinin alt›nda yatan gerçeklik, sahip ol-duklar› iktidar avantaj›yla birlikte hileli taktiklere duyulan güven vebunlar›n yüzsüzce itiraf›d›r. Meydan okurken güvendikleri, Halk›ngerçek gücü de¤il, hile ve para gücüdür. Mevcut iktidar koflullar›n-da halk›n gerçek iradesinin sand›¤a yans›d›¤› veya bu koflullardakiseçim sonuçlar›n›n halk›n gerçek iredesini yans›tt›¤›n› söylemek-sanmak büyük bir yan›lsamad›r.

Kürt ulusuna yönelik sald›r›lar ve yerel seçimlerYerel yönetim ve seçim çal›flmalar›, devrimci örgütlenme çal›fl-

malar›n›n birer parças› olarak yürütülece¤i gibi, yerel yönetimlerde halk kitlelerini örgütlemenin somut araçlar›, halka uzanan dev-rimin soluk borular› ve halk›n örgütlülü¤ünü temsil eden çal›flmave kurumlar durumundad›rlar. Yerel yönetimlerde etkin olunmas›,düzen ve iktidar partilerinin sahte meflruluklar› ve demokrasicilik-lerini dayand›rd›¤› kitle-oy deste¤i temelinin ayaklar› alt›ndan al›-narak gerçek yüzlerinin a盤a ç›kar›lmas› anlam›na gelecektir.DTP’nin yönetimde oldu¤u yerel yönetimlerin, ne pahas›na olursaolsun ele geçirilmesi çabas› bofluna olmad›¤› gibi, bu yerel yöne-timlerden bu kadar rahats›z olmalar› ve korkular› da anlams›z de-¤ildir. ‘’Ya sev, ya terk et’’ ezeli zihniyeti, Kürtlere dayat›lan ege-men s›n›flar›n ortak ›rkç› sald›rganl›¤›n›n d›fla vurumudur. Kürtgençli¤inin gösterilerine yönelik sivil faflist unsurlar›n silahl› sald›r›ve provokasyonlar›n›n Baflbakan Erdo¤an’dan destek bulmas› vegelifltirilen linç kampanyalar›, ›rkç›, floven sald›r›lar›n vard›¤› boyu-tu göstermektedir. Yo¤unlaflan bu faflist iktidar terörü, seçim he-saplar›ndan ba¤›ms›z de¤ildir.

‹ktidar›n özellikle Kürt ulusuna karfl› gelifltirdi¤i ›rkç›-floven po-litikalar ve genel olarak halk›m›z üzerinde oynanan oyunlar; dev-rimci, demokrat cephenin tek blok olarak ortaklaflmas›n› ve özel-de de Kürt ulusunun, örgütlü, etkin güce sahip oldu¤u bölgelerdebelirleyece¤i adaylar›n desteklenmesini daha da önemli k›lmakta-d›r. Kürt ulusunun iradesini k›r›p, birli¤ini zay›flatarak teslim alma-ya ve inkarla yok saymaya dayanan emellerle, Kürt ulusunun ira-desini önemli oranda temsil eden-yans›tan yerel yönetimleri, geri-sin geri ele geçirmek için, bütün hile ve ekonomik olanaklar›n se-ferber edilmesinin yan› s›ra, gerici faflist düzen partileri aralar›ndaönemli bir ittifak da sa¤lam›fl bulunmaktad›rlar. Din-mezhep kart›elinde bulunan ve belli bir iflbirlikçi Kürt kesimi de içinde bar›nd›-ran AKP, bu avantajlar›yla, DTP’ye karfl› di¤er hâkim s›n›f partilerin-ce alternatif görülüp, Kürt illerinde desteklenmektedir. DTP ise, birreferanduma dönüflece¤i yorumlar› yap›lan seçimler sürecindeKürt ulusunun kararl›l›¤›n› sergilemeyi, özel olarak ise yerel yöne-timlerdeki etkinli¤ini çok daha üst seviyeye ç›karmay› hedefliyor.Ayr›ca sürecin en bafl›ndan beri üzerinde önemle durdu¤umuz,halk›n sürece etkin kat›l›m›, aday belirlenmesinde halk›n tart›flma-lara dahil edilmesi gibi konularda DTP’nin küçük de olsa ileri ad›m-lar ataca¤› görülüyor. Bu ad›m›n sembolik s›n›rlar› aflarak genellefl-mesi, Kürt ulusunun faflist iktidara karfl› mücadelesinde kitlesiyledaha da bütünleflmesini sa¤layacak ve yerel yönetimlerin deözerk, fiili iktidar organlar›na dönüfltürülmesi politikas›n› gerçekçik›lacakt›r. Maoist komünistler de sürdürülen tart›flmalar içerisindeKürt ulusal hareketinin yaklafl›m›n› gelifltirmesine, mücadelesiniyükseltmesine katk› sunma yönelimini koruyacak, bölgedeki çal›fl-mas›n› bunun üzerinden kurgulayarak, aktif çal›flma tutumu be-nimseyecektir. Tabii ki Kuzey Kürdistan’da belirtilen hedeflere yö-nelik ciddi ad›mlar›n at›lmas› hususunda belirleyici olan, bölgededemokrasi güçlerini temsil eden Kürt ulusal hareketinin kitleleriçerisinde vücut bulan çal›flmas› olacakt›r.

Bizler aç›s›ndan genel durum içerisinde özel bir konuma sahipbölge ise Dersim olacakt›r. Politikam›z›n Dersim’deki somut halineileriki say›lar›m›zda de¤inece¤iz. Ancak birli¤e dair ifade edilen tu-tumun Dersim için de geçerli oldu¤unu söyleyebiliriz. Dersim bizleraç›s›ndan kitle ile köklü ve yayg›n ba¤lar›m›z›n oldu¤u, sürecin ta-li de¤il asli unsuru olaca¤›m›z alanlar›n bafl›nda gelmektedir. Genelolumlu tablonun aksine, Dersim’de demokrasi güçleri aras›nda birortaklaflma tutumunun yarat›labildi¤ini söyleyemeyiz. Tüm çaba-lara ra¤men bu baflar›labilmifl de¤ildir. Yeni demokrasi güçlerininde parças› oldu¤u ba¤›ms›z Halk ‹nisiyatifi çal›flmas› büyüyerekgüçlenmektedir. Halk ‹nisiyatifi sürecin bafl›ndan itibaren ortayakoydu¤u birlefltirici tutumu sürdürmeli, kitle içerisindeki çal›flmas›-n› boyutland›rarak demokrasi güçlerinin birli¤ini yaratmal›d›r. He-nüz olumlu bir sonuca evrilmemifl olsa da, ‘benim aday›m’ dayat-malar›n› aflarak birli¤i sa¤lamak mümkündür. Bu konuda Dersimhalk›n›n fikrinin esas oldu¤unda ›srar etmeliyiz. Birçok aday aday›-n›n olmas› do¤ald›r ancak tüm demokrasi güçlerini ve ortak anla-y›fl ve program› temsil edecek kiflileri belirlemek için Dersim halk›-na baflvurmak birlefltirici tek çözümdür. Bu noktada uygun bir ön-seçim yönteminin belirlenmesi ve demokrasi güçlerinin ortakadaylar›n›n belirlenmesi mümkün ve gereklidir. Aksi takdirde de-mokrasi güçlerinin süreci çok parçal› olarak karfl›lamas› kaç›n›lmazolacak ve birlikteli¤e karfl› direnenler, do¤acak sonuçlar›n sorum-lulu¤unu tafl›maktan kaçamayacaklard›r. ‹leriki say›lar›m›zda bukonuda daha ayr›nt›l› de¤erlendirmeler yaparak paylaflaca¤›z.

Devrimci sorumluluk bilinci, genifl devrimci perspektifle ortak-laflt›r›lm›fl irade ve yo¤unlaflt›r›lm›fl pratik çal›flmalar eflli¤inde, dev-rimci-demokratik yerel halk yönetimi hedefiyle somutlanm›fl dev-rimci politikam›zla halk› kucaklayal›m, halk›n gücüyle yeni mevzi-ler kazanmak üzere hâkim s›n›f partilerinin ve faflist düzenlerininkarfl›s›na dikilelim.

YEREL SEÇ‹MLERDE DO⁄RU POL‹T‹KA

Yerel yönetimlerde, halk demokrasisinin yönetim anlay›fl›n› belli oranlarda uygulayabilir, hâkim s›n›flar›n faflist iktidar ve yönetimi-ne karfl›, devrimci yönetim ve iktidar›n parlak nüvelerinin öncellerini örnekleyerek gösterebiliriz. Kitlelerin yönetime do¤rudan ka-t›l›m›n› sa¤layarak halk› yönetime tafl›yabilir ve halk›, do¤rudan bask› ve müdahaleler de dâhil olmak üzere mevcut sosyal-ekono-mik yap›n›n, üretim iliflkilerinin kaç›n›lmaz sonuçlar› olarak önümüze dikilen engellerle mücadeleye sevk edebilir, ba¤›ms›zl›k vehalk demokrasisi mücadelesine kan tafl›yabiliriz. fiüphesiz bunu sa¤layacak olan ise, bir avuç kadronun yapaca¤› çal›flmalar de¤il,kitlelerin seferber edilmesi, kendi sorunlar›n› ve bu sorunlar›n çözümlerini tart›flarak ve ald›¤› kararlar› uygulayarak politikleflme-si ve yerel yönetimler program›m›z ekseninde kitle inisiyatifinin gelifltirilmesi olacakt›r

Page 9: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

92-16 Aral›k 2008gençlikGENÇ YORUM

Sinan ÇAKIRO⁄LUYazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan

yay›mlayam›yoruz.

Ankara Üniversitesi Cebeci yerleflkesi yemekhanesinde iflçi-

lerin, ö¤rencilerin ve ö¤retim üyelerinin oluflturdu¤u Anka-

ra Üniversite Meclisi, öne sürdü¤ü taleplerin yerine getiril-

memesi nedeniyle iflgalini sürdürüyor.

Rektör ve polis sald›r›lar›na örgütlü cevap

26 Kas›m günü Ankara Üniversitesi Rektörlü¤ü’nün, Ankara

Valili¤i’ne verdi¤i dilekçeyle, Cebeci yerleflkesinin direniflçi

iflçilerden ve direniflin içerisinde yer alan ö¤rencilerden ‘te-

mizlenmesi’ni istedi¤inin ortaya ç›kmas›n›n ard›ndan, olas›

polis sald›r›s›na karfl› Ankara Üniversitesi Meclisi, derhal sa-

vunma haz›rl›klar›na bafllad›. Meclis, ilk etapta Ankara yere-

lindeki tüm demokratik kurumlara ve Ankara Üniversitesi

akademisyenlerine ça¤r›da bulunarak, meselenin “fliddet”

politikalar›yla çözülemeyece¤ini anlatt›. Yap›lan çal›flman›n

ard›ndan bir araya gelen 400’e yak›n ö¤renci, bulabildikleri

tüm malzemelerle yemekhaneyi savunmak için önlemler

ald›, mücadeleyi büyütmek için tart›flmalar yapt›. Ayn› daki-

kalarda, Üniversite Meclisi’nin dayan›flma ça¤r›s›na yan›t

olan Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i, E¤itim-Sen Ankara fiubesi,

Ankara Tabipler Odas› gibi kurumlar ve yerleflkedeki fakül-

telerden baz› akademisyenler de yemekhaneye ulaflarak

direniflin bir parças› olacaklar›n› ifade ettiler. Yemekhaneyi

ablukaya alan polis, operasyona haz›rl›k yaparken, Meclis’in

yürüttü¤ü örgütlü birleflik mücadele nedeniyle geri çekil-

mek durumunda kald›.

Tam Sofra’ya ö¤rencilerden bir uyar›

Meclis, “operasyon” tehlikesinin art›k gündeme girmifl olma-s› ve bir haftay› aflan “görüflme” çabalar›ndan sonuç al›na-mamas› ve baz› direniflçi iflçilerin Tam Sofra’n›n görüflme ta-leplerine cevap vererek direnifli terk etmeleri ve ifle baflla-malar›, 27 Kas›m sabah› iflgal eyleminde kasvetli bir ortamyaratt›. Ancak, 24 saat kesintisiz flekilde iflgal sahas›nda bu-lunan, baflta DGH’liler olmak üzere baz› siyasi yap›lardan ö¤-rencilerin bu bozguncu tavra karfl› gösterdikleri tepki ve ko-nuflmalar, eylemin coflkusunu yükseltti. DGH ve TKP’li ö¤-rencilerin giriflimleriyle, Gaziantep Üniversitesi ö¤rencilerineulaflan Meclis, buradaki ö¤renci arkadafllar›ndan, Gazian-tep’te bulunan Tam Sofra isimli tafleron flirkete bir ziyarettebulunmalar›n› ve Ankara Üniversitesi’ndeki sorunda iflçilerinart›k muhatap al›nmalar› gerekti¤ini iletmeleri ve bununtersi durumda Gaziantep Üniversitesi’nde “Destek amaçl›boykot” çal›flmalar›n› örgütleyeceklerini iletmeleri istendi.

TADAL süreci krize sürüklüyor, ö¤renciler cevapveriyor

28 Kas›m günü Tam Sofra’n›n Ankara Üniversitesi fakültele-rinde yemek da¤›t›m›na bafllayaca¤› bilgisinin edinilmesiüzerine Meclis, tüm fakültelerde etkin bir boykot yapaca¤›-n› aç›klad›. Tam Sofra, resmi olarak yemek da¤›tmaya bafl-lad›¤› bu ilk günde, direniflteki iflçiler ve ö¤rencilerin iflgaliy-le karfl›lafl›nca yemek da¤›t›m› yapamad›.

‹flgalin merkezi ve direniflin, mücadelenin oda¤› olan Cebeci

yerleflkesinde yemek da¤›t›m›n› bafllatmak isteyen Tam

Sofra’n›n yemek da¤›t›m arabas› durduruldu ve engellendi.

Eylemciler, araç içerisindeki yeni iflçilerle görüflerek, iflçi kar-

defllerinin mücadelesini aktard› ve destek vermeleri istendi.

fiirket temsilcisine ise, çözümsüzlü¤ü sürdürmenin flirkete

getirece¤i olumsuz sonuçlar aktar›ld›. ‹flçilerin sadece, y›llar-

d›r çal›flt›klar› iflyerlerinde insanca yaflam koflullar› alt›nda

çal›flmaya devam etmek istedikleri ve bunun için muhatap

al›nmak istedikleri anlat›ld›. Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi

yerleflkesinde, yemek da¤›t›m› engellendi. Tando¤an yerlefl-

kesinde yemek da¤›t›m›, % 90’› geçen bir kat›l›mla boykot

edildi.

Rektörlükten bir sald›r› daha

Meclis bilefleni hocalar, rektörlü¤ün ciddi bir bilgi kirlili¤i ya-

ratmak niyetinde oldu¤unun ortaya ç›karmas›n›n ard›ndan

rektörlü¤ün bu tavr›n› yay›mlad›¤› bildirilerle protesto etti.

Rektörlük, akademisyenlere gönderdi¤i mailde gerçekleri

çarp›tarak, Tam Sofra ve iflçiler aras›ndaki görüflmelerde bir

çözüm formülü önerdi¤ini, fakat bunun “iflgalciler” taraf›n-

dan reddedildi¤ini iddia ediyordu. Ankara Üniversitesi Mec-

lisi, bu duruma karfl› derhal bir karfl›-bildiri yay›mlad› ve ger-

çekleri kamuoyuna sundu. 28 Kas›m günü DGH taraf›ndan

haz›rlanan ve sürecin bafllang›c›ndan günümüze iflçi-ö¤ren-

ci mücadelesini anlatan bir sinevizyon gösterimi yap›ld›. Son

derece coflkulu bir flekilde karfl›lanan sinevizyon, direniflçi-

ler için moral kayna¤› oldu.

TADAL iflçilerinin direnifli iflgalle devam ediyor

‹STANBUL- “6 Y›ll›k AKP ‹ktidar›n› Sergiliyo-ruz” ad›yla ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fa-kültesi’nde karikatür sergisi açan ö¤rencilerepolis sald›rd›. Sald›r›n›n ard›ndan bas›n aç›kla-mas› yapan ö¤renciler, yap›lan sald›r›y› pro-testo ederek, “Bu kap›n›n arkas›nda faflizmvar” dediler.

Üniversite ö¤rencilerinin çeflitli mizah dergile-rinin kapaklar›ndaki Erdo¤an çizimlerindenoluflturdu¤u sergiye tahammül edemeyenpolis, ö¤rencilere sald›rarak birçok ö¤renciyi

yaralad›. Edebiyat Fakültesi önünde polis te-rörünü protesto eden ö¤renciler, “En sonundakarikatürden de korktular. Bu kap›n›n arka-s›nda faflizm var” pankart› açarak, “Katil polisüniversiteden defol”, “AKP’nin polisi üniversi-teden defol”, “Özel güvenlik istemiyoruz” slo-ganlar›n› att›lar.

“Katil polis üniversiteden defol”

DGH’lilerin de aralar›nda bulundu¤u eylemde

ö¤renciler ad›na yap›lan aç›klamada, ‹stanbulÜniversitesi’nde rektörlü¤ün, polisin ve özelgüvenliklerin bask›c› ve faflist yüzünün bir kezdaha kendini gösterdi¤i belirtilerek, “EdebiyatFakültesi, Hergele Meydan›’nda yap›lan ‘6 y›l-l›k AKP ‹ktidar›n› Sergiliyoruz’ bafll›kl› karikatürsergisine özel güvenlikler, çevik kuvvet ve si-vil polisler azg›nca sald›rd›. Polisin sald›r›s› so-nucu iki arkadafl›m›z›n kafas› yar›ld›, yaklafl›k10 ö¤renci yaraland›” denildi.

Yap›lan sald›r›n›n düflünce özgürlü¤üne yöne-lik bir sald›r› oldu¤u vurgulanan aç›klamada,buna tepki gösterildi¤inde yine yarg›lananla-r›n ö¤renciler oldu¤u, uzaklaflt›rma ve sorufl-turma gibi sorunlarla karfl› karfl›ya b›rak›ld›k-lar› ifade edildi. Leman, Uykusuz, Penguen gi-bi dergilerden al›nan ve AKP’yi teflhir eden ka-rikatürlerin okul yönetimini rahats›z etti¤i di-le getirilerek, üniversitelilerin tüm bask›larakarfl› direnece¤i ifade edilerek bas›n aç›kla-mas› sona erdirildi. Aç›klaman›n ard›ndan fa-külteye girmek isteyen ö¤rencileri taciz edenözel güvenlik görevlileri ile ö¤renciler aras›n-da k›sa süreli bir arbede yafland›. Arbedeninard›ndan ö¤renciler durumu protesto ederek,“Özel güvenlik görevlileri istemiyoruz” slogan-lar› att›lar.

S‹VAS- Cumhuriyet Üniversitesi ö¤rencileri, SivasBelediyesi’nin son 1 y›l içinde toplu tafl›ma ücretle-rine % 20’lik zam yapmas›n› ve toplu tafl›ma araç-lar›n›n yetersizliklerini yapt›klar› eylemlerle protes-to ederek, zamlar›n geri çekilmesini ve ulafl›m so-rununun çözülmesini istedi.

Ö¤renciler, üniversite kampusundaki CumhuriyetMeydan›’nda toplanarak, zamm› protesto içeriklidövizler ve maket bir otobüs tafl›d›lar. "Paras›z e¤i-tim, paras›z ulafl›m”, “Ulafl›m zamm› geri çekilsin"sloganlar› atan ö¤renciler, otobüs dura¤›nda bas›naç›klamas› yapt›lar.

Ö¤renciler ad›na Süleyman Dumar’›n okudu¤u ba-s›n aç›klamas›nda, ulafl›m ücretlerine yap›lan zam-m›n derhal geri çekilmesi, ücretlerin halk›n bütçesidikkate al›narak yeniden belirlenmesi, üniversitekampusu içinde ulafl›m›n ücretsiz olmas› ve otobüssefer say›lar›n›n art›r›lmas› talep edildi.

ESK‹fiEH‹R- Anadolu Üniversitesi (AÜ) ö¤rencileri,y›llard›r yaflad›klar› ulafl›m sorunlar›na iliflkin 26 Ka-s›m günü bas›n aç›klamas› yaparak, AÜ 2 Eylül yer-leflkesine yap›lan otobüs seferlerinin say›s›n›n art›-r›lmas›n› istediler.

AÜ ‹ki Eylül yerleflkesinde bir araya gelen ö¤renci-ler ad›na aç›klamay› okuyan Berfin Günayl›, beledi-ye ulafl›m hatlar› ve okulun sa¤lad›¤› ücretsiz ser-vislerin ö¤renci kapasitesini karfl›lamad›¤›n› belirte-rek, sabah derslerine, s›navlara ve ifllerine ulaflmakisteyen ö¤renci, iflçi ve akademisyenlerin sorun ya-flad›¤›n› ifade etti.

Otobüslerin bal›k istifi konumundan ç›kar›l›p insan-ca hizmet sa¤lanmas›, yeni hat ve güzergâhlarlayo¤un bölgelerdeki sorunlar›n giderilmesi, 3 aktar-ma hakk› verilmesi, Anadolu Üniversitesi’nin sa¤la-m›fl oldu¤u tek servis sefer say›s›n›n artt›r›lmas› gi-bi talepleri oldu¤unu ifade eden Günayl›, “AÜ veBüyükflehir Belediyesi, sorun karfl›s›nda seyirci kal-may› seçmifllerdir. Toplad›¤›m›z yaklafl›k 4 bin im-zay› ilgili yerlere gönderece¤iz" dedi.

MALATYA- ‹nönü Üniversitesi’nde bafllat›lan hafta-l›k yemek kart› uygulamas›na ö¤rencilerin tepkigöstermesi üzerine rektör yard›mc›s›n›n ö¤rencileregünlük yemek fifli uygulamas›na geçilece¤ini taah-hüt etmesine karfl›n bu sözün yerine getirilmemesi,ö¤rencileri yeniden hareketlendirdi. Özel güvenlikelemanlar›n›n sald›r›lar›na ve okul yönetiminin tümsindirme çabalar›na karfl›n stant açarak imza topla-yan DGH, YDG, DÖDER, EMEP Gençli¤i ve Gençlik Fe-derasyonu faaliyetçisi ö¤renciler, okul yönetiminegeri ad›m att›rd›. Ö¤rencilerle görüflen üniversite yö-netimi, günlük fifl uygulamas›n› kabul etti.

ANKARA- Bahçelievler Anadolu Lisesi ö¤rencisiO.Uzun adl› kifli, ayn› okulda okuyan kiflilerce kendisi-ne tehditler yöneltildi¤ini ve fiziki fliddete maruz kal-d›¤›n› belirterek ‹nsan Haklar› Derne¤i(‹HD)’ye baflvu-ruda bulundu. ‹HD, yapt›¤› aç›klamayla, okul idaresi-nin yap›lan sald›r›ya göz yummas›n› kayg› verici ola-rak de¤erlendirdi. Okul içinde kendilerini ‘reis’ olaraktan›mlayan ö¤renciler taraf›ndan tehdit, hakaret vekaba dayak iflkencesine maruz kald›¤›n› bildiren Bah-çelievler Anadolu Lisesi ö¤rencisi O.Uzun, ‹HD’ye bafl-vuruda bulundu. O.Uzun kendisiyle ayn› okulda oku-yan ve tan›d›¤›n› bildirdi¤i B.Y. ve 4 arkadafl› taraf›n-dan 19 Kas›m günü u¤rad›¤› sald›r›y› flu flekilde aktar-d›: “Emek Sa¤l›k Oca¤› yak›nlar›nda bu dört kifliye, ta-n›mad›¤›m 20 yafllar›nda 3 kifli daha eklendi. Önümükestiler. Daha önce de bu kifliler taraf›ndan tehdit edi-liyordum. Bu konuda okul idaresi ile görüflmeme ra¤-men ö¤renciler hakk›nda hiçbir ifllem yap›lmad›”.

Son y›llarda üniversitelerde artan ülkücü sald›r›lar›n li-selere de s›çramas›n› ve bu sald›r›lara okul idareleritaraf›ndan göz yumulmas›n› kayg› verici olarak nite-lendiren ‹HD Ankara fiubesi, e¤itim yuvalar› olarak ad-land›r›lan okullar›n, fliddet zorbalar›na teslim edilme-sinin e¤itim ve ö¤retim aç›s›ndan üzüntü verici oldu-¤unu belirterek, toplumun çeflitli kesimlerine uygula-nan bask› ve fliddetin e¤itim ve bilim yuvalar›n› fliddetyuvas›na dönüfltürdü¤üne dikkat çekti. Sald›r›ya u¤-rayan O.Uzun’nun babas› Ünal Uzun, “Okul idaresiolaylara karfl› tepkisiz. ‹darenin tek tiplefltiremedi¤ikiflileri bu ‘reis’ denen adamlar tek tiplefltirmeye çal›-fl›yor. Hatta reis, okul idaresine gidip ‘Siz sindiremedi-niz, biz sindirece¤iz bu kiflileri’ diyor” aç›klamas›ndabulundu.

Lise’de faflist sald›r›

DERS‹M- Demokratik Gençlik Hareketi (DGH)’nin 29

Kas›m Ankara mitingine ça¤r› afifllerini yapan DGH

üyelerine 500 YTL’lik para cezas› verildi. D‹SK ve

KESK’in örgütledi¤i ve birçok sendika, siyasi parti ve

demokratik kitle örgütünün de kat›ld›¤› “‹flsizli¤e,

Yoksullu¤a ve Zamlara Karfl› Emek, Bar›fl ve Demokra-

si Mitingi” öncesi, yap›lacak mitinge ça¤r› amac›yla

afifl yapan DGH’liler polis taraf›ndan gözalt›na al›narak

saatlerce karakolda bekletildiler. “Ekonomik-Sosyal

Y›k›mlara ve Zorbal›k Düzenine Karfl› Ba¤›ms›zl›k ve

Yeni Demokrasi fiiar›yla 29 Kas›m’da Ankara’da DGH

Saflar›nda Birleflelim” yaz›l› afiflleri Dersim merkezde

asan DGH üyelerine 500 YTL’lik para cezas› verildi.

DGH’lilere para cezas›

ALMANYA- Avrupa Demokratik Gençlik Hareketi(ADGH), Y›lmaz Güney Kültür-Sanat Festivali önce-sinde Avrupa’n›n birçok flehrinde “Devrimci Sanatve Devrimci Sanatç› Diyalekti¤i” adl› panelleri, Ham-burg, Duisburg, Fransa ve ‹sviçre’den sonra, Hes-sen’da baflar›yla gerçeklefltirdi.

Toplumsal gerçekçi sanat›n genç nesillere ulaflt›r›l-mas› için, “Halk›n Sanatç›s› Halk›n Savaflç›s›d›r” flia-r›ndan yola ç›karak, geleneksel olarak düzenlenenkültür-sanat festivalinin siyasal aya¤›n›n güçlendi-rilmesi, halk için sanat anlay›fl›n›n yayg›nlaflt›r›lma-s›, tart›flmalar dahilinde zenginlefltirilmesi perspek-tifiyle hareket eden ADGH, Avrupa’n›n birçok fleh-rinden sonra Almanya’n›n Hessen eyaletinde de birpanel düzenledi. Panelde ADGH temsilcisi ve yazarNurettin Aslan birer sunum yapt›. ADGH temsilcisikonuflmas›nda “Emperyalist dünya gericili¤inin,dünya halklar›na karfl› sald›r›lar›n› sadece ekono-mik, siyasal ve askeri olarak yapm›yor. Ayn› zaman-da önemli bir güç olarak kültür-sanat› kitleler üze-rinde hükmünün süreklili¤ini sa¤lamak için kullan›-yor” ifadelerine yer verdi. ADGH temsilcisinden son-ra sözü alan yazar Nurettin Aslan, Y›lmaz Güney’inneden halk›n sanatç›s› oldu¤unu, Y›lmaz Güney’insanatsal çal›flmalar›ndan, siyasi yaz›lar›ndan vemektuplar›ndan örnekler vererek, onunla özdeflle-flen halk sanatç›l›¤›n› önemle dile getirdi. ADGH’ninbu paneller dizisiyle, kitlelere Y›lmaz Güney’de vu-ku bulan sanat anlay›fl›n›n götürülmesi ve genç ne-sillerle tart›flt›r›lmas›, dinleyiciler taraf›ndan olumluele al›narak, be¤eni toplad›. Panel, dinleyicilerin ko-nuflmalar›ndan sonra sona erdi.

ADGH’den “Devrimci Sanatve Devrimci Sanatç›” paneli

Üniversite ö¤rencilerindenulafl›m protestosu

“Bu kap›n›n arkas›nda faflizm var”

‹STANBUL- AKP taraf›ndan ülkede yoksul ke-

sim için y›k›m› getiren SSGSS yasas›n›n yürür-

lü¤e girmesi ile ifllerinden olan ‹stanbul Üni-

versitesi (‹Ü) asistan ö¤rencileri, uygulamaya

tepki göstererek, AKP’yi protesto etti.

21 Kas›m’da üniversitenin ana girifl kap›s›nda

bas›n aç›klamas› yapan ö¤renciler, dünya ma-

li piyasalar›nda bafllayan ekonomik krizin de-

rinleflerek büyüdü¤üne dikkat çekerek, bu-

nunla birlikte iflten atmalar, örgütlenme hak-

k›n›n gasp edilmesi ve esnek çal›flma gibi uy-

gulamalar›n ola¤anlaflt›r›ld›¤›na vurgu yapt›.

Krizin faturas›n›n kesildi¤i iflçi ve emekçilerin

ard›ndan flimdi de faturan›n ö¤rencilere kesil-di¤inin ifade edildi¤i aç›klamada, “1 Ekim’deyürürlü¤e giren ve herkesi ma¤dur durumdab›rakacak olan 5510 say›l› SSGSS yasas›yla ifl-lerimizden olduk. Burs verilmeyen, onun yeri-ne okulda, kütüphanede, sosyal destek birim-lerinde, arkeolojik kaz›larda, laboratuarlardaçal›flan ve üniversitede okuyan engelli ö¤ren-cilere yard›mc› olan arkadafllar›m›z›n flimdi nebursu, ne de bir ifli var” denildi.

Ankara Üniversitesi Cebeci Kampusu’nda iflçi-lerin ö¤rencilerle birlikte yürüttü¤ü mücadeleörnek gösterilerek, direnmenin önemine dik-kat çekilen aç›klamada, “Biz bugün burada ifl-

çiler ve ö¤renciler olarak bir kez daha krizinfaturas›n› ödemeyece¤imizi hayk›rmak içintopland›k. Açl›¤a ve yoklu¤a sürüklenenemekçiler ve ö¤renciler buna raz› olmayacak-lar. Ankara’daki, ‹stanbul’daki ve di¤er flehir-lerdeki direniflçi iflçileri selaml›yoruz” denildi.DGH’nin de destek verdi¤i bas›n aç›klamas›n-da, iflten ç›kart›lan ö¤rencilerin ifle geri al›n-mas›n› isteyen ö¤renciler mücadelelerinin sü-rece¤ini belirttiler.

Eylemde, “Devlet bursumdan elini çek”, “Sava-fla de¤il e¤itime bütçe”, “AKP yasan› al bafl›naçal”, “TADAL iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Çapa iflçisiyaln›z de¤ildir” sloganlar› at›ld›.

Asistan ö¤rencileri haklar›n› istedi

‹STANBUL- E¤itimin her dönem daha daparal› hale getirilmesiyle birlikte toplumunsadece elit bir kesiminin sat›n alabilece¤ibir meta haline getirilmesi, yoksul ö¤renci-lere verilen belediye burslar›n›n anayasamahkemesinin verdi¤i kararla iptal edilme-siyle birlikte daha da perçinlendi.

Üniversiteye kay›t yapt›rabilmenin zorun-lu koflulu olan har(a)çlarla, ö¤renci ifllerin-den edinilen belgelerin, yurt, yemekhanegibi giderlerin paral› olmas› gibi nedenlerleüniversite e¤itimi görebilmenin bütçesi hergeçen gün daha da art›yor. Yüksek Ö¤re-nim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun burs ad›

alt›nda verdi¤i kredi ve katk› paylar›, beyazeflyaya endeksli faizleriyle ö¤rencileri borçyükü alt›na sokarken, her y›l bu borçlar›ödeyemeyen yüzlerce ö¤renci, hacizlikoluyor. Çeflitli kurumlardan al›nmaya çal›-flan burslar, e¤itim ‘giderlerini’ karfl›lamak-ta ciddi zorluklar yaflayan ö¤rencileri birparça da olsa rahatlat›yor.

Yüz binlerce ö¤renci etkilenecek: Baz› bü-yükflehir belediyelerinin lise ve üniversiteö¤rencilerine verdi¤i burslar, CHP’nin bafl-vurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’ninvermifl oldu¤u karar sonucunda iptal edildi.E¤itim yard›mlar›, belediyeler taraf›ndana¤›rl›kl› olarak kendisine yak›n kesimin gö-

zünü boyama amac›yla kulland›¤› bir araçhaline getirilse de 100 YTL’lik burslar›n ke-silmesiyle bundan yararlanan yüz binlerceö¤renci zor durumda kalacak. Burslar›n ke-silmesi sonucunda, ‹stanbul Büyükflehir Be-lediyesi’nde 50 bin, Ankara Büyükflehir Be-lediyesi’nde 20 bin, Konya Büyükflehir Be-lediyesi’nde 10 bin, Kayseri Büyükflehir Be-lediyesi’nde 10 bin, Kocaeli Büyükflehir Be-lediyesi’nde 10 bin, Bursa Büyükflehir Bele-diyesi’nde ise 2 bin ö¤renci art›k bu yar-d›mdan yararlanamayacak. Yol, yemek,bar›nma, har(a)çlar gibi masraflar›n alt›ndaezilen ö¤renciler ise belediyeden ald›klar›burslar›n kesilmesine tepkili.

Belediye

burslar›na

iptal karar›

ç›kt›

Page 10: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

10 2-16 Aral›k 2008 dünya

YÖNEL‹M

Kaz›m C‹HAN

Yazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan yay›mlayam›yoruz.

ABD-Rusya iliflkileri: Yeni bir fler eksenine do¤ruDünyay› iki büyük savafla sürükleyen emperyalist güçler,yeni bir çat›flmaya do¤ru ilerliyor. Obama’n›n devlet bafl-kanl›¤› seçimlerini kazanmas›n›n ard›ndan yeni dalafl ala-n› olarak Asya-Kafkasya bölgesine yönelece¤i iflaretleriniveren ABD, bu do¤rultuda bir dizi hamlede bulunuyor.ABD’nin söz konusu yöneliminin önemli bir hedefini, böl-gedeki baflat güçlerden biri olan Rusya’n›n kuflat›lmas›oluflturuyor. Tehlikenin fark›nda olan Rusya da bir dizikarfl› hamle ile ABD’ye yan›t vermeye çal›fl›yor.

ABD'den Gürcistan'a “yard›m”

ABD, Rusya’ya karfl› savafla sürdü¤ü Gürcistan’a yard›m-lar›n› sürdürüyor. Rusya’ya karfl› Gürcistan’› savunanABD, y›llard›r Gürcü ordusunu e¤itmenin yan› s›ra, ekono-mik ve teknik destek de sunuyor. ABD taraf›ndan yap›lanaç›klamada, Gürcistan'a 250 milyon Dolar ‘yard›m’da bu-lunulaca¤› duyuruldu.

ABD'nin Tiflis Büyükelçili¤i’nden yap›lan aç›klamada, Gür-cistan için ayr›lan 1 milyar Dolarl›k ‘yard›m’ paketindenilk aflamada 250 milyon Dolar›n kulland›r›laca¤› kaydedil-di. Aç›klamada, fiubat 2009'a kadar tamamlanmas› öngö-rülen yard›m program›n›n 30 milyon Dolarl›k k›sm›n›nGürcistan ordusunun ihtiyaçlar› için kullan›laca¤› da ifadeedildi.

ABD: "Rusya ile ‹liflkilerin Normale Dönmesi Zor"

Gürcistan’›n ABD k›flk›rtmas›yla Güney Osetya’ya sald›r-mas› ve ard›ndan Rusya’n›n Gürcistan’a sert bir flekildeyan›t vermesi ile iyice gerilen ABD-Rusya iliflkilerinin da-ha da kötüye gitme ihtimali güçleniyor. Avrupa Birli¤i(AB), Rusya ile ‹flbirli¤i ve Ortakl›k Anlaflmas›’na iliflkinmüzakereleri yeniden bafllatmay› gündemine alm›flken,yönünü Ortado¤u’dan Asya-Kafkaslar’a çevirdi¤i gözle-nen ABD’den tahmin edilen ç›k›fl geldi. ABD D›fliflleri Ba-kan Yard›mc›s› Dan Fried, Brüksel'de yapt›¤› aç›klamada,“Rusya'n›n Gürcistan sald›r›s›” sonras› iki ülke aras›ndakiiliflkilerin normale dönmesinin kendileri aç›s›ndan zor ol-du¤unu söyledi.

Irak ve Afganistan’daki iflgalci varl›¤›n› bir yana b›rakanFried, bir di¤er emperyalist iflgalci güç olan Rusya’y› flusözlerle elefltirdi; "Rusya bir baflka ülkenin iste¤i d›fl›ndao ülkeye girdi. Yine o ülkede Rus birlikleri kalmaya de-vam ediyor. Bu nedenle bizim aç›m›zdan her fleyin eski-

den oldu¤u flekli ile normale dönmesi zor." dedi. AvrupaBirli¤i'nin Rusya ile iliflkilerde enerji güvenli¤i ve demok-rasi konular›n› ön plana ç›karmas›n› isteyen Fried, Mosko-va'n›n enerjiyi, komflular›na bask› arac› olarak kullanma-ya devam etti¤ini belirtti.

Di¤er taraftan ABD savafl gemisi USS Bary'nin 22 Kas›m'dayeniden Gürcistan'›n Batum liman›na, 25 Kas›m'da da Po-ti liman›na gidece¤i belirtilmiflti. 8 A¤ustos'ta ç›kan sava-fl›n ard›ndan Tiflis'e aç›k destek veren Washington bu ül-ke limanlar›na destek amac› ile nükleer bafll›k tafl›yabilensavafl gemileri göndermiflti. Önceki gemilerin insani yar-d›m götürdü¤ü gerekçesi dile getirilirken, bölgeye gide-cek yeni savafl gemisinde insani yard›m›n yer almad›¤›kaydediliyor.

Rusya'n›n gözü Latin Amerika'da

Rusya Devlet Baflkan› Dimitri Medvedev, Portekiz ve ar-d›ndan da Latin Amerika ülkelerini kapsayan bir haftal›ktura ç›kt›.

NATO'nun genifllemesi ve füze savunma sistemleri nede-ni ile gerilimin devam etti¤i Washington-Moskova hatt›n-da Barack Obama'n›n ABD baflkanl›¤›na seçilmesinin ar-d›ndan Rusya temkinli politikalar gelifltiriyor. Cenevregörüflmelerinde Gürcistan'la orta yol bulma stratejisi uy-gulan›rken, Venezüela ile planlanan askeri tatbikat, Ara-l›k ay›nda yap›lacak. Medvedev'in bu ülkeye var›fl› ile eflzamanl› olarak bir ayd›r yolda olan Rus nükleer savafl ge-mileri de bu ülkeye ulaflm›fl olacak. Medvedev'in günde-minde 'Pan-Avrupa Güvenlik Anlaflmas›' ve ekonomikkriz var.

Kremlin dan›flman› Sergey Prikhodko, Medvedev'in te-maslar› çerçevesinde yapt›¤› aç›klamada Rusya liderininAsya Pasifik Ekonomik ‹flbirli¤i (APEC) zirvesine de kat›la-ca¤›n› aç›klad›. Rusya, Çin, Japonya, ABD, Güney Kore veAvustralya'n›n da dahil oldu¤u 21 ülkeyi bünyesinde bu-lunduran birlik, dünya ekonomisinin yüzde 60'›n› kontrolediyor. Medvedev, Portekiz temaslar›nda bu ülkedenMoskova'n›n gelifltirdi¤i 'Pan-Avrupa Güvenlik Anlaflma-s›'na destek isteyecek. Rusya D›fliflleri Bakan› SergeyLavrov Avrupa baflkentlerinden anlaflmaya olumluyönde sinyallerin geldi¤ini ifade etti.

Peru'nun Lima kentinde düzenlenenAPEC zirvesine kat›lan Rusya li-

deri, burada ABD, Çin, Japonya ve Avustralya devlet bafl-kanlar› ile ikili görüflmelerde bulundu. Peru Devlet Baflka-n› Alan Garcia ile görüflmenin ard›ndan Brezilya'ya geçe-cek olan Medvedev, bu ülkede üç gün kalacak. Medvedevgelmeden aç›klamalarda bulunan Brezilya Devlet Baflkan›Luiz Lula da Silva, ziyaretin ikili iliflkiler aç›s›ndan tarihiönem arz etti¤ini söyledi. Rusya'n›n Brezilya ile 7 milyarDolara ulaflan ticaret hacmi var ve bu rakam›n 2010 y›l›n-da 10 milyar Dolara ulaflmas› hedefleniyor.

Venezüela Devlet Baflkan› Hugo Chavez'le bir araya gele-n Medvedev, burada nükleer anlaflmas› dahil bir dizi an-laflma imzalad›. Medvedev bir gün sonra da Küba lideriRaul Castro ile görüfltü. Medvedev'e D›fliflleri Bakan› Ser-gey Lavrov, Baflbakan Yard›mc›s› ‹gor Seçin, birçok devletflirketi yöneticileri ve ifladamlar› da efllik ediyor.

Dimitri Medvedev, Latin Amerika bas›n› için kaleme ald›-¤› makalede APEC'ten uluslararas› etkinli¤ini artt›rmas›n›istedi. Geliflmekte olan ekonomilerin rolünün hiç olmad›-¤› kadar artt›¤›na iflaret eden Medvedev, "Küresel ekono-mik krizin çözümünde bu ülkeler büyük katk› sa¤layabi-lir." dedi. Rusya'n›n bölgesel enerji güvenli¤ine katk› sa¤-lamaya haz›r oldu¤una iflaret eden Rusya lideri, "Dünya-n›n en büyük petrol ve do¤algaz sa¤lay›c›lar›ndan biriolarak Rusya, Asya-Pasifik bölgesinde güvenli enerji arz›sa¤lanmas› konusunda destek vermeye haz›r. Arz-talepdengesinin oluflturuldu¤u istikrarl› ve öngörülebilir fiyatpolitikalar›n› iflledi¤i bir piyasa herkesin yarar›na. Enerjitasarrufu ve alternatif enerji ile ilgili çal›flmalarda da yeralmak isteriz." aç›klamas›nda bulundu. Küba’daki ziyare-ti s›ras›nda bas›na konuflan Medvedev, çarp›c› bir beya-

natta bulundu. Medvedev, Rusyan›nyeni yönelimine dikkat çeke-rek, “Rusya yeniden LatinAmerikaya geri dönmüfltür”dedi.

Yaklafl›k 100 milyon kiflinin sand›k bafl›na gidece¤i Hindis-tan’da, seçimlerin ilk bafllad›¤› nokta olan Chattisgarh’daHindistan Komünist Partisi (Maoist)’in eylemleri sürüyor.Seçimleri boykot eden ve düzen partilerinin faaliyetlerineizin vermeyece¤ini duyuran HKP(M), 25 Kas›m günü Kal-küta yak›nlar›nda bir polis konvoyuna may›nl› sald›r› dü-zenledi. Sald›r›da 7 polis ölürken, 5 polis de yaraland›.

Hindistanl› Maoistlerden eylem

ABD’nin Irak’taki iflgalci varl›¤›n›n devam›n› yasal bir pro-sedüre ba¤layan ‘güvenlik’ anlaflmas› Irak parlamentosu-nun 27 Kas›m günü gerçeklefltirdi¤i oturumda onayland›.

275 milletvekilinin bulundu¤u Irak parlamentosunun ger-çeklefltirdi¤i oylamaya kat›lan 189 milletvekilinin 149’u“evet” oyu kulland›. Birleflik fiii ‹ttifak› üyesi 128 milletve-kilinin ile Fazilet Partisi’nin 19 milletvekili oylamaya kat›l-mazken, oylamaya kat›lan Sadr grubu üyesi 30 milletve-kili ise “Anlaflmaya hay›r, Irak’a evet” slogan› atarak an-laflmaya tepki gösterdi ve “hay›r” oyu kulland›.

Anlaflman›n ard›ndan her ne kadar boyal› bas›n ABD’nin2011 y›l›nda Irak’tan çekilece¤ini yazsalar da, asl›nda sözkonusu anlaflma, Irak’ta iflgalci ve gayrimeflru bir flekildevarl›¤›n› sürdüren ABD’ye, 2011 y›l›na kadar askeri varl›¤›n›sürdürmesi içen, yasal bir zemin sunarak, iflgali meflrulafl-t›r›yor. ABD iflgalinin ard›ndan ve bizzat ABD taraf›ndanoluflturulan yeni devlet yönetiminin ihtiyaç duymas› halin-de ABD’nin askeri varl›k süresinin uzat›labilece¤ine dairmaddenin de anlaflmada yer almas›, san›ld›¤›n›n aksineABD’nin ülkeden 2011 y›l›nda çekilmesinin söz konusu ol-mayaca¤›n› ortaya koyuyor. Yine anlaflmada yer verilen“Irak’›n seçimle ifl bafl›na gelmifl kurullar›n›n ve demokratiksisteminin tehdit alt›nda olmas› halinde, ABD gerekli ön-lemleri alma hakk›na sahiptir” ifadeleri, ABD’nin, Irak’›n sa-hibi olarak resmilefltirildi¤inin de en çarp›c› göstergesi du-rumunda.

Irak parlamentosundan ABDmandac›l›¤›na onay

Tayland'da yaklafl›k 6 ayd›r Baflbakan Somcha-i Wongsawat'›n istifas› talebiyle gösteri yapan muhalefettaraftarlar›, baflkent Bangkok'taki havaalanlar›n›n deneti-mini tamamen ele geçirdi. Bu arada biri göstericilerin bu-lundu¤u havaalan›nda olmak üzere, kentte 3 patlamameydana gelirken, patlamalarda 7 kifli yaraland›. Muhale-fetteki parti PAD, uçufllar için hükümetin söz söyleme du-rumunun olmad›¤›n› ve art›k sadece PAD'dan izin al›naca-¤›n› duyurdu. Havaalanlar›n›n muhalefet taraftarlar›n›nkontrolüne geçmesi ve faaliyetlerini durdurmas› nedeniy-le çok say›da ülke Bangkok’a uçufllar›n› durdurdu.

Genelkurmay baflkan›ndan erken seçim ça¤r›s›

Tayland Genelkurmay Baflkan›, ülkede giderek derinleflensiyasi krizi aflmak için seçimle iflbafl›na gelen hükümettenparlamentoyu feshetmesini isteyerek, erken seçim yap›l-mas› ça¤r›s›nda bulundu. Genelkurmay Baflkan› AnupongPoaçinda, baflkent Bangkok'ta düzenledi¤i bas›n toplant›-s›nda, hükümet karfl›t› gösteriler düzenleyen Halk›n De-mokrasi ‹ttifak›'ndan (PAD)'ndan da dün iflgal ettikleri ha-vaalan›ndan çekilmeleri ve protestolara son vermeleriniistedi. Poaçinda, ülkedeki durumu düzeltmek için darbeyap›lmayaca¤›n›, ancak hükümetin yeni erken seçimlehalka yeni bir flans vermesi gerekti¤ini kaydetti.

Tayland muhalefeti ayakland›

Merkezi kadrolar›n›n tutsak düflmesinin ard›ndan büyükgüç kaybeden ve geçti¤imiz y›llarda yeniden toparlanmasürecine giren Peru Komünist Partisi (Ayd›nl›k Yol) ülke-deki etkinli¤ini artt›r›yor. Baflkent Lima yak›nlar›ndaki Hu-anta bölgesinde Maoistler taraf›ndan gerçeklefltirilen sal-d›r›da 3 polis ölürken, bir polis de yaraland›. Polislerin si-lahlar›na el koyan PKP gerillalar›, 16 Kas›m günü de bir as-keri helikopteri vurarak etkisiz hale getirmifllerdi.

Ayd›nl›k Yol gerillalar›vuruyor

Karayip Korsanlar› isimli filmle nostalji yaflayan dünya, 21.yüzy›l›n makineli silahlara sahip korsanlar›na tan›kl›k edi-yor. Aden Körfezi k›y›s›ndaki yoksul Afrika ülkesi olan So-mali’de, her gün yeni bir korsan sald›r›s› haberi medya ta-raf›ndan servis ediliyor. Korsanlar›n kaç›rd›klar› gemilermedyada kendisine bolca haber buluyor. Korsanlar›n, ül-kelerindeki en güzel kad›nlarla evlenmelerine var›ncayakadar birçok konu medya taraf›ndan malzeme edilirken,bu korsan sald›r›lar›n›n ani bir flekilde bafllamas› ve art-mas› ne hikmetse medyan›n ilgisini çekmiyor. Korsanlar,ister medyan›n yans›tt›¤› gibi, “Bat›l› devletlerin Somali k›-y›lar›nda afl›r› orkinoks bal›¤› avlamalar› sonucunda iflsizkalan ve isyan eden bal›kç›lar” olsunlar, ister emperyalistbir gücün sahneye ç›kartt›¤› özneler olsunlar; her iki ha-lükarda da Afrika k›tas› ve okyanuslardaki hakimiyet mü-cadelesinin fitilini tutuflturan k›v›lc›m iflevi görüyorlar.

Denizde hakimiyet çat›flmas›: Y›lda on binlerce ge-

minin geçti¤i Aden Körfezi, Asya ile Avrupa aras›nda tafl›-nan petrol, silah ve imalat mallar› ticareti için en çok kul-lan›lan deniz yolu güzergah›. Bu bak›mdan büyük güçle-rin kontrol etmek istedikleri temel bir alan olan bölge, as-l›nda 2001 y›l›ndan bu yana için için kayn›yordu. 11 Eylülsald›r›lar›ndan hemen sonra Büyük Ortadu¤u Projesi ileemperyalist iflgaller dizisine bafllayan ABD, K›z›ldeniz’inHint Okyanusu’na aç›lan noktay› kontrol eden Cibuti'debüyük bir askeri üs kurdu. O tarihten bu yana ABD do-nanmas›, Somali’nin komflusu olan Cibuti’deki varl›¤› sür-dürüyor. ABD, böylece bir yandan K›z›ldeniz ve Aden Kör-fezi’ni kontrol alt›nda bulundururken, öte yandan dünya-n›n en önemli enerji koridorlar›ndan birini bu üsten kon-trol ediyor. Bu üs ayn› zamanda ABD’nin baflta Darfur ol-mak üzere, Afrika ülkelerine yapt›¤› emperyalist müda-

halelerin de merkez üssü olarak kullan›l›yor.

Korsanlar›n cirit att›klar› deniz sular›nda bol miktardaABD, NATO, AB savafl gemisi mevcut. Yan› s›ra korsanlar›nüs olarak kulland›klar› limanlar, ABD’nin Cibuti’deki do-nanma üssünden hiç de hiç uzak de¤il. Buna karfl›n neABD korsanlara müdahale ediyor, ne AB, ne de NATO sa-vafl gemileri. Dahas› bu ülkeler, Somali’de ‘istikrar sa¤lan-madan’ korsanlara müdahale etmeyeceklerini aç›klad›lar.Baflka bir deyiflle, kendilerine ba¤l› bir iktidar tesis edilin-ceye de¤in korsanlara dokunmayacaklar›n› beyan ettiler!Tüm bunlardan sonra korsanlar›n sadece bu y›l içinde 90gemiye sald›rmas› ve 17 gemiyi kaç›rmalar›n›n perde ar-kas› daha rahat görülmektedir.

Hat›rlanaca¤› üzere ABD, 1991 y›l›nda Somali’ye sald›rm›fl,ancak geri çekilmek durumunda kalm›flt›. 2006 y›l›ndaSomali’de ‹slam Mahkemeleri Birli¤i isimli silahl› örgüt,hükümeti devirerek yönetimi ele geçirince, ABD yenidenbu ülkeye sald›rmak için mazaret buldu ve ABD, Etiyopyaüzerinden Somali’ye sald›rarak Mogadiflu’da bir yönetimoluflturmufltu. Ne var ki bu yönetim Mogadiflu’ya hapsol-mufl, ‹slam Mahkemeleri Birli¤i ülkenin geri kalan›nda et-kinli¤i korumufltu.

Rusya Somali’de askeri üs kuruyor: Rusya, son

dönemlerde s›k s›k korsanlar›n gemi kaç›rmalar› nedeniy-le gündeme gelen Somali’de askeri üs kurmaya haz›rlan›-yor.

Somali’nin Moskova Büyükelçisi Muhammed Handule, 21Kas›m günü Vesti televizyonuna yapt›¤› aç›klamada, So-mali siyasi iktidar›n›n Rusya’n›n Somali’ye askeri üs kur-mas›na olumlu bakt›¤›n› aç›klad›.

Bu konuda çok istekli olduklar›n› aç›klayan Handule, sonzamanlarda Somali kara sular›nda artan korsan sald›r›la-ra karfl› önlem alamad›klar›n›, Rusya’n›n flu anda bir sa-vafl gemisinin bölgede oldu¤unu ama korsanlar ile müca-dele için daha çok savafl gemisine ihtiyaç oldu¤unu söy-ledi. Rusya’n›n SSCB’nin y›k›lmas›ndan sonra kaybetti¤isüper güç olma özelli¤ini tekrar kazanmak istedi¤ini veson zamanlarda bu plan›n› gerçeklefltirmek için ad›mlaratt›¤›n› kaydeden Handule, “Rusya’n›n stratejik partneriolarak Rus askeri gemilerini ülkemizin kara sular›nda gör-mekten mutlu olaca¤›z” fleklinde konufltu.

Bugün Somali karasular›nda bulunan di¤er ülkelere aitsavafl gemilerinin Somali siyasi iktidar›n›n iradesi d›fl›ndabölgede bulundu¤unu kaydeden Handule, Somali karasu-lar›nda bulunan Rus savafl gemisi Neustraflim›y kendi r›-zalar› al›narak Aden Denizi’nde korsanlara karfl› mücade-le verdi¤ini sözlerine ekledi.

Handule’nin bu aç›klamalar›, Rusya’n›n etkin oldu¤u So-mali’nin ve bu ülke üzerinden bölgenin denetim alt›naal›nmas›, sömürgelefltirilmesi için emperyalist güçler ara-s›nda gizli bir çat›flman›n yafland›¤›n› ortaya koyarken,son zamanlarda gündeme gelen korsanlar›n gemi kaç›r-ma eylemlerini de daha anlafl›l›r k›lyor.

Korsan bayraklar›n›ngizledi¤i gerçekler

Korsanlar, kaç›rd›klar› gemilerin mürettebat›n› rehin al›rken, gemi sahipleri mürettebat›kurtarmak için en küçük bir giriflimde dahi bulunmuyor

Page 11: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

11çeviri 2-16 Aral›k 2008

Maoistlerin baflkanl›¤› alt›ndaki hükümetin çal›flmalar›n› na-s›l de¤erlendiriyorsunuz?

Gajurel: Bizler, hükümet çal›flmalar›n›n partinin amaç ve umut-lar›n› yerine getirmedi¤ini düflünüyoruz. Çünkü bu bir koalisyonhükümetidir, partimizin politikalar›na göre çal›flamam›fl olabilir.Griflim hükümetinden iki hafta sonra görünebilir de¤iflimleriüstlenmek zorunda oldu¤umuz anlay›fl›yla yönetime girdik. Te-mel de¤iflimleri acilen taahhüt edemememize ra¤men biz, da-ha küçük fleyleri yapt›¤›m›z› düflünüyoruz. Ancak ne yaz›k kidaha yapamad›¤›m›z birçok fley olmufltur.

Partiniz parlamenter demokrasiye güvenmedi¤ini söylüyorama çok partili rakabete güvenmekte ve geleneksel komü-nist bir sisteme bunu empoze etmek istemektedir. Devletyap›s›n›n bu model alt›nda nas›l bir görünüm kazanaca¤›n›aç›klayabilir misiniz?

Çoklu partinin parlamento anlam›na geldi¤i bu inan›fl hatal›d›r,parlamenter sistem demokrasi anlam›na gelir ve demokrasinindi¤er formlar› dünyada mevcut de¤ildir. Ancak parlamentonunolmad›¤› dünyadaki birçok politik sistem, çok partili rekabetesahip de¤ildir.

Yani sizin öneriniz bir alternatif mi olmufl oluyor?

Çok partili sistemimizde, yeni-cumhuriyetçi bir Nepal için müca-dele eden ulusal partiler aras›nda bir rekabet olacak. Birçok par-ti hükümetle birlikte flekillendirilebildi. Parlamentoda oldu¤u gi-bi bu bir ihtiyaç de¤ildir, bir muhalefet partisi ve iktidar partisi-nin olmas› gerekir. Ara dönemde biz, muhalefet olamad›k amasistem demokratikti. Asl›nda geçici anayasada muhalefet içinbir koflul yoktu. Sadece Nepal Kongresi’nden sonra muhalefet-te kalmam›za karar verildi.

Hangi partilerin ulusalc› oldu¤unu kim seçecek ve rekabetetmesine kim izin verecek? Seçimler için ölçüt nedir?

Ölçüt, söz konusu partilerin insanlar aras›ndaki tarihleri, pratik-leridir, tüzükleridir. Bu, tasla¤›n› yapaca¤›m›z anayasaya uygunolmak durumundad›r. Ülkeye ve insanlar›na hizmet edecek ni-telikte olmak zorundad›r.

Maoistlerin, rekabete izin verecek seçim partilerinden so-rumlu olmak istediklerini söylediklerini iflittik. Maoistlerkendilerinin devleti kontrol etti¤i ve hangi partilerin rekabe-tine izin verece¤i çok partili demokrasi ile ne demek istiyor?

Hay›r. Sistem, nihai otoritenin olaca¤› alanlara sahip olmayacak.Bir seçim komisyonu olacak. Devletin, sadece kendisinin istedi-¤i partilere rekabet flans› tan›mas› ya da istemedi¤i partileri buhaktan mahrum etmesi gibi bir durum söz konusu olmayacak.

Partinizin hükümetteki politikalar›, birkaç y›l önceki duru-mundan birçok farkl›l›k göstermektedir. Partinizin esas ide-olojisinden sapt›¤›n› düflünmüyor musunuz?

Biz, ideolojimizden sapm›fl de¤iliz. Bir tür yanl›fl anlama ve ku-

runtu içerisinde oldu¤umuzu sanm›yorum. Sahip oldu¤umuztaktik ve stratejimiz var ve biz burada onlar› yerine getirmeyeçal›fl›yoruz. Kurucu Meclis, 5-6 y›l önce ortaya at›lan bir talepti.Biz sahip oldu¤umuz politikalara göre Kurucu Meclis’te yer al-d›k. Merkez Komitemiz geçici hükümet için bir karar ald›. An-cak bunun bugüne de¤in dünya komünist hareketi taraf›ndanuygulanmam›fl, yeni bir deneyim oldu¤u do¤rudur.

Son zamanlarda partinizde iki farkl› kesim aras›nda çetintart›flmalar yafland›¤›na iliflkin haberler medyaya yans›yor.Partiniz içindeki bir kesimin mevcut bar›fl sürecini devam et-tirmek istedi¤i, di¤er kesimin ise devrim için savafl›lmas› ge-rekti¤inde ›srar ettikleri yaz›l›yor?

Evet, partimiz içerisinde önümüzdeki sürecin stratejisine iliflkinfarkl› görüfller bulunmaktad›r. Komünistler olarak biz, partimizi,karfl›tl›klar içerisinde bir birlik olarak tan›ml›yoruz. Dolay›s›ylapartimizi yekpare bir bütün olarak görmüyoruz. Partimizdefarkl› görüfller birbirleriyle mücadele eder ve parti bu mücade-le içerisinde ilerler. Ancak partide hiç kimse silahl› mücadeleyeyeniden bir dönüflü savunmuyor.

Geçen iki y›l› aflk›n “Federal Demokratik Cumhuriyet” döne-mine iliflkin pek çok fley iflittik. Ama daha yak›n zamanlaradair duyabilece¤imiz Halk Cumhuriyeti nedir?

9 veya 10 Kas›m’da bafllayacak olan partimizin ulusal kongresi,ihtiyaç duydu¤umuz bir tür cumhuriyet konusuyla ilgilenecek-tir. “Federal Demokratik Cumhuriyet” çizgisi, monarflinin sonunugetirmede ve bir cumhuriyet kurulmas›nda hiç kuflkusuz pratikoldu. Ancak flu an biz, yeni bir süreçle karfl› karfl›yay›z. Hareke-timizi ilerletmek için ‘Halk Cumhuriyeti’ne ihtiyac›m›z var. Fede-ral Demokratik Cumhuriyet’in en bariz örneklerinden biri Hin-distan’d›r. Ancak Hint Cumhuriyeti, problemlerini çözebilmifl mi-dir? Biz nas›l bir iflleve sahip oldu¤unu görmek için Bihar’dan da-ha uza¤a gitmek zorunda de¤iliz. Biz bundan daha iyisini yap-mal›y›z. fiu an Halk Cumhuriyeti’nin komünist bir cumhuriyet ol-du¤u söylenebilir. Ancak ne komünisttir, ne de sosyalisttir. Te-melde bir burjuva cumhuriyetidir, ama sosyalizmin birçok ö¤e-sini tafl›yor. Örne¤in, geniflleyen toprak reformu, haklar›n ademimerkeziyetçili¤i, birçok kast ve etnisitelerin yerel özerk yöne-timleri olacak. Biz, cumhuriyetin feodal ve kapitalist türünedönmek istemedi¤imiz için bu hareketi ilerletmek istiyoruz.

Halk Cumhuriyet’inde nas›l bir ekonomik sistem olacak?Banka ve mülkiyetin kamulaflt›r›lmas› olacak m›?

‹nsanlar bankalar›n kamulaflt›r›lmas› konusuna dair bir küçüm-seme ifadesi kullanmaktad›r. Ben Venezuela’dayd›m ve dahayeni geldim. Oradayken Hugo Chavez’le bir tart›flma program›n-da bir araya gelme f›rsat› buldum. O, espriyle kar›fl›k; “Bankala-r› özellefltirdi¤imde George Bush gerçekten buna karfl› ç›kt›” de-di. Chavez, flu anda, ülkedeki bankalar› kamulaflt›rarak yoldafl›molmaya bafllad›. Ve bankalar› kamulaflt›ranlar sadece komünist-ler de¤ildir. Indira Gandhi de bunu yapt›. Peki bu durum Gand-hi’yi bir komünist mi yapm›fl oldu?

Di¤er ekonomik kurumlar için plan›n›z nedir? Onlar› da ka-mulaflt›racak m›s›n›z?

Bu sistemde her fley kamulaflt›r›lamaz. Baz› unsurlar elbette kikamulaflt›r›lacakt›r, ama özel mülkiyet ve endüstri söz konusuolacakt›r. Ulusal burjuvazi korunacakt›r. Amaç ulusal kapitalizmigelifltirmektir.

Bu, Maoistlerin Çin’e daha yak›n oldu¤u ve Hindistan’dankendisini uzaklaflt›rmaya çal›flt›¤› bir anlay›fla denk geliyor.

Biz, her iki ülkeyle iyi ve eflit iliflkilere sahip olman›n ülkemizinç›kar›na oldu¤una inan›yoruz. Tarihsel olarak iliflkilerimiz her

konuda tek tarafl› olmufltur. Örne¤in, ticaretimizin yüzde 80’i

Hindistan ile ve sadece yüzde 8’i Çin iledir. Çin ile iliflkilerimizi ar-

t›rmaya yönelik büyük bir potansiyel mevcuttur. Bir örnek ve-

rece¤im: Birçok turist Nepal’e Hindistan üzerinden gelmektedir.

Bu iyi bir fleydir. Ancak, Çin taraflar›ndan turist ak›fl›n› art›rmaya

yönelik ihtiyaç vard›r. Pekin’den ülkemize gelen bir tren hatt›-

n›n kurulmas›n›n ard›ndan her y›l Pekin’den Nepal’e milyonlar-

ca turist gelmeye bafllad›. Bu turistlerin birço¤u Budist’tir. Bu-

distler için en önemli yer Lumbini’dir. Pekin ile Lumbini aras› bir

tren veya metro ba¤lant›s› infla edilirse, her y›l milyonlarca tu-

rist Nepal’e gelir.

Meclisteki baz› partilerin liderleri, sizin, ordular›n entegras-

yonunu bahane ederek Halk Kurtulufl Ordusu’nu güçlendir-

meyi hedefledi¤inizi söylüyorlar. Böyle bir durum söz konu-

su mu?

Niyetimiz bu de¤ildir. Halk Kurtulufl Ordusu (HKO) üyelerine te-

mel olanaklar› sa¤lamaya, profesyonelliklerini gelifltirmeye ge-

reksinim vard›r. Bu koflullardan sonra onlar› entegre edebiliriz.

Profesyonelleflmeye ihtiyaç duyan HKO’ya yeterince g›da veril-

mesine karfl› ç›kanlar bunu idrak etmiyorlar. Nepal Meclisi han-

gi söylemleri kulland›. Ve Güvenlik Bölge Reform Modeli’ne gö-

re gerçeklefltirilen entegrayona dair Nepal Kongre Partisi ve di-

¤er partilerle geçmiflte hem fikir olmam›za ra¤men, Nepal Mec-

lisi’ndeki baz› kesimler çark ederek Silahs›zlanma, Terhis ve Re-

habilitasyon (DDR) modelini dayatma pozisyonu ald›lar. ‹skan

Bakanl›¤› dün, Maoist savaç›lar›n Nepal Ordusu içerisinde enteg-

re edilece¤i devlet görüflünde hem fikir olmad›¤›n› söyledi. Ya-

ni, tüm bu süreç boyunca biz neyi tart›flt›k, neyi müzakere edip

karar alt›na ald›k? Nepal Meclisi liderlerinin bu konudaki beyan-

lar› oldukça tuhaft›r.

Siz 19 binin üzerindeki Maoist savaflç›n›n Nepal Ordusu içe-

risinde entegre edilmesi gerekti¤ine inan›yor musunuz?

Evet. Di¤er partilerle vard›¤›m›z tüm mutabakatlarda da bu ko-

nuda görüfl birli¤i vard›.

Ve entegrasyondan sonra, siz, Maoist savaflç›lar›n Nepal Kra-

liyet Ordusu’nda da, HKO içindeki rütbelerini almalar›n› m›

savunacaks›n›z?

Kuflkusuz ki bunu tart›flmam›z gerekiyor. Komutanlar›m›z› nas›l

kalifiye edece¤iz? Her fleye ra¤men, onlar, Kraliyet Ordusu’na kar-

fl› savafl› kazand›. Tamamen profesyonel olmasalard›, Nepal Kra-

liyet Ordusu’nu nas›l yeneceklerdi? HKO savaflç›lar›m›z›n becerisi

her flekilde Nepal Ordusu’ndaki askerlerin becerisinden üstündür.

Bizler, birkaç silahla birçok savafla girdik ve kazand›k. Savaflç›lar›-

m›z›n entegre edildikten sonra ayn› rütbeyi hak ettiklerini söyle-

menin hiçbir abart› tafl›mad›¤›n› düflünüyoruz.

Gajurel: Halk cumhuriyetine ihtiyac›m›z var

Dürüstçe söylememiz gerekir ki, Nepal devrimini nas›l zafere ta-fl›yaca¤›m›z konusunda partimiz içinde fikir farkl›l›¤› bulunuyor.Fikir farkl›l›klar› temel olarak parti çizgisi, partinin politikas›,program› ve taktiklerine dairdir. Bu farkl›l›klar, esasen, Nepaldevrimi öncesinde ciddi bir u-dönüflünün varl›¤›n› ortaya koyu-yor. Bu durumda Nepal devrimini baflar›yla ileriye tafl›ma sorum-lulu¤u, baflta Nepalli komünist devrimciler olmak üzere, dünyadevrimci komünistlerinin omuzlar›ndad›r.

Politik program konusundaki fikir farkl›l›¤›: Anlaflmaz-

l›k yaflanan temel nokta, partinin halk cumhuriyetine mi ilerle-yece¤i, yoksa mevcut demokratik cumhuriyet aflamas›nda m›kalaca¤›d›r. 4-6 Kas›m 2008 tarihinde toplanan Merkez Komitetoplant›m›zda Yoldafl Prachanda, sundu¤u bir programla demok-ratik cumhuriyet aflamas›nda kal›nmas›n› savundu. Prachanda,konuflmas›nda, demokratik cumhuriyet takti¤inin gereklili¤ineve halk cumhuriyetine geçmek için uygun koflullar›n söz konu-su olmad›¤›na vurgu yapt›. Yoldafl Prachanda’n›n ard›ndan sözalan Yoldafl Kiran ise Prachanda yoldafl›n demokratik cumhuri-yet program önerisine kat›lmayarak, yaz›l› bir halk cumhuriyetiprogram› sundu. Yoldafl Kiran, içinde bulunulan koflullar›n halkcumhuriyeti için uygun oldu¤unu ve partinin derhal halk cum-huriyetine geçmek için gerekli ad›mlar› atmas› gerekti¤ine vur-gu yapt›.

Partimizin “yeni bir halk demokrasisininin oluflumu” konusunda-ki tan›mlanm›fl özgün program›n› do¤ru bir bak›fl aç›s›yla anla-mam›z gerek. Marksizm-Leninizm-Maoizm’in yasalar›na göreHalk Savafl›’n›n temel halkas›, halk›n içinde bulundu¤u zor duru-munu do¤ru saptamakt›r. Öyle ki, bu ayn› zamanda “yeni insa-n›n” da gücünü gösterir. Bu objektif durum bugüne kadar de¤ifl-medi. Bir di¤er ilginç nokta ise Halk Savafl›’n›n bafllad›¤› s›rada,Nepal Kongre Partisi (NP)’nin ve Nepal Komünist Partisi (BirleflikMarksist Leninist)’nin monarflik devlet ayg›t›n›n iflleyiflinde çokdaha aktif olmalar›d›r. O dönemler parlamenterler bize karfl› bar-

barca bask› kararlar› alarak uygulad›lar. Bu aç›dan bakacak olur-sak, Halk Savafl› çok partili bu parlamentoya da karfl›yd›. O vakit-ler slogan›m›z; “Parlamenter sistem yan›lsamas›ndan kurtul, ye-ni insan›n demokratik devrimi için haz›rlan” idi.

Halk Savafl› en üst düzeyine ulaflt›¤›nda Kral Gyanendra, bir dar-be yaparak parlamentoyu fesh etti ve tüm gücü eline ald›. Ha-t›rlanaca¤› üzere bu, faflist bir ad›m oldu¤u halde parlamenterle-ri etkisiz k›lm›fl, Halk Savafl›’n›n zaferini haber vermiflti. Gyanen-dra’n›n darbesi, ciddi bir kutuplaflma yaratt›. ‹flte bu süreçte biz,monarfliye karfl› parlamenter partileri yan›m›za çekmek için de-mokratik cumhuriyet konseptini taktik bir ad›m olarak ortayaatt›k. O zamanlar, demokratik cumhuriyetin yaln›zca bir geçifltakti¤i oldu¤u konusunda bilincimiz netti.

Ne var ki, geçifl taktikleri gösterdi ki, demokratik cumhuriyettakti¤i monarflinin ortadan kalkmas› ve cumhuriyetin kurulmas›ile misyonunu tamamlam›flt›r.

Demokratik cumhuriyetin s›n›f karakteri, burjuvazinin s›n›f ka-rakteridir. Kurucu meclis seçimlerinden sonra monarfli devrilerekcumhuriyet kurulmuflsa da, sistemin s›n›f karakteri de¤iflmemifl-tir. Parti, hükümete liderlik ederek, en üst yap›ya ulaflm›fl görün-mektedir ancak, kilit noktalar halen eski s›n›f›n elindedir. Ekono-mi, askeri kurum, idari yap› ve hukuk eski iktidara aittir. Halk› d›-flar›da b›rakan bu kurumlar› basit ifllemlerle ya da bar›flç›l yollar-la ele geçirmek mümkün de¤ildir. Bunun için, halk aras›nda ye-ni bir programa ihtiyaç vard›r. fiu net ki, halk cumhuriyetine iler-lemek yerine demokratik cumhuriyet aflamas›nda kalmak, iflçis›n›f› önderli¤i alt›ndaki halk›n gücünü Marksizm’in temel prog-ram›na göre infla etme amac›ndan uzaklaflmak ve burjuvazininelindeki devletin parlamenter batakl›¤›na saplanmak anlam›nagelir. Demokratik cumhuriyet ve halk›n cumhuriyeti aras›nda te-mel farkl›l›klar söz konusudur.

Strateji konusundaki fikir farkl›l›¤›: ‹kinci fark ise, Nepal

devrimini ayaklanma yokluyla m›, yoksa bar›flç› mücadele ile

mi sonuçland›raca¤›m›z konusundad›r. Her ne kadar partimizulaflt›¤› aflamaya Halk Savafl› çizgisi, silahl› mücadele ve ayak-lanma ile gelmifl olsa da, iki y›l önce girdi¤imiz bar›fl sürecinde,zay›f da olsa devrimin bar›flç›l geliflme olas›l›¤›n›n bulundu¤unusöylemifltik.

Her ne kadar bu olas›l›¤› oldukça özgül bir zamanda kabul etmiflolsak da, esasen bizimki gibi ülkelerde bunun olas›l›¤› yoktur. Nevar ki, önderlikte yer alan baz› yoldafllar, demokratik cumhuri-yete bar›flç›l geçifl yönünde tav›r ald›lar. Bu e¤ilim, ayaklanma-n›n temel gücünü k›rmaya yönelik bir politika izledi. (Halk Kur-tulufl Ordusu’nun –PLA- Nepal Ordusu içinde eritilmesi, profesyo-nel devrimci kadrolar›n evlerine gönderilmesi ya da baflka ifller-de görevlendirilmesi ve ekonomik reformlar›n siyasetin önünegeçirilmesi partide bafl gösteren bu çizgiyi aç›kça ortaya koydu)Bu çizgi; bar›flç›l geçifli, eylemin önüne geçirdi. Kanaatimizce, Ne-pal devriminin özgüllü¤ü silahl› mücadeleyi zorunlu k›lmakta, butür bir mücadeleyi zaferin yegane yolu olarak önümüze ç›kart-maktad›r.

Bu nedenle Halk Kurtulufl Ordusu’nu Nepal Ordusu içinde erit-mek yerine, örgütlemeliyiz. Yine bütün zaman›n› devrimci mü-cadeleye ay›rm›fl profesyonel kadrolar› evlerine göndermek ye-rine politik faaliyetlerde görevlendirmeliyiz.

Strateji konusunda, baflkan yoldafl Prachanda ve baz› di¤er yol-dafllar, devrimin parlamento ve hükümet liderli¤i üzerinden ger-çeklefltirilebilece¤ini savunmaktad›rlar. Ne var ki bizce bunun birgerçekli¤i yoktur ve esas olan-bizlerin hayata geçirmesi gerekenhalk isyan›d›r. Hükümet ve meclis, yapabilece¤i çeflitli de¤ifliklik-ler yapabilir fakat, ordusuyla, idari yap›s›yla, hukukuyla eskidevlet gücünü ve kapitalizmi parçalamas› mümkün de¤ildir. Ba-sit bir reform mümkündür fakat, bu basit reform ile yeni bir gü-cün oluflmas› imkans›zd›r. Bu sebeple, bar›flç›l stratejinin yapabi-lece¤i en büyük de¤ifliklik, basit bir takti¤in yarataca¤› de¤iflik-likten fazlas› de¤ildir. Bu, partimiz içinde fikir ayr›l›klar›na konuolan ikinci noktad›r.

Taktiksel farkl›l›k: Üçüncü fikir farkl›l›¤›m›z ise, s›n›f mücade-

lesinin taktiklerini mi yoksa reform taktiklerini mi uygulad›¤›m›zkonusundad›r. Baflkan yoldafl Prachanda, taktikleri 4 bafll›k alt›n-da sundu: 1) Yeni bir anayasan›n yaz›lmas›. 2) ‹ki ordunun kay-naflmas›ndan oluflacak yeni bir ordu. 3) Bütçenin fleffaf ve halka

aç›k hale getirilmesi. 4) Geliflme ve ilerleme. Yoldafl Prachanda,

ayaklanman›n ise, anayasan›n yaz›lmas› ve ordular›n birleflmesi

sürecinde yaflanaca¤›n› öne sürdü.

Kan›m›zca, bunlar daha önce de, taktik ad›mlar olarak gündeme

gelmifl, devrimci bir ayaklanmadan öte reformist bir öz tafl›yor.

Bunlar›n yan› s›ra, fedakar kadrolardan oluflan güçlü bir Halk

Kurtulufl Ordusu ve berrak bir mücadele plan› gereklidir. Bize gö-

re yoldafl Prachanda’n›n sundu¤u bu bafll›klar sadece gösteri

amaçl› kullan›labilir, ne var ki partinin ihtiyac› olan fley devrimci

taktiklerdir. Bu nedenle, belirlenecek taktikler esas olarak kom-

prador kapitalist iktidar›n/devlet ayg›t›n›n temelleri olan eski

ekonomik sistemi, kültürel yap›y› ve bunlar› üreten di¤er tali

alanlar› y›kacak özellikte olmal›d›r. Bu taktikler, efl zamanl› ola-

rak köylü hareketini yükseltmeli, içeride ve d›flar›da eski ordu-

nun gücünü k›rmal›, halk› iktidara getirmelidir. Ayn› flekilde, ko-

münistler ve yurtseverler aras›nda birleflik bir halk cephesinin

kurulmas›na ve ulusal önceliklere yönelik olmal›d›r. Bu noktalar,

devrimci taktiklerin rolünü yerine getirecektir. Ancak ve ancak

devrimci taktikleri hayata geçirmek kayd›yla baz› taktiksel nok-

talar hükümet üzerinden gerçeklefltirilebilir. Aksi halde uygula-

nan taktikler devrimci taktiklerden kopar ve ister istemez refor-

mizme savrularak, uzlaflmac›l›k içinde yok olunur.

Sonuç olarak, yoldafl Prachanda taraf›ndan önerilen ve reformiz-

mi temsil eden program hakk›nda politik, stratejik ve taktiksel

olarak farkl› fikirlere sahibiz. fiayet yoldafl Prachanda’n›n önerdi-

¤i bu taktiklerle ilerlemeye kalkarsak, bo¤az›m›za kadar refor-

mizmin bata¤›na saplanaca¤›m›z nettir. Ancak ve ancak, halk

cumhuriyeti stratejisi, ayaklanma politikas› ve s›n›f mücadelesi

takti¤i bizi sonuca götürebilir. Tüm risklerine ra¤men, Nepal dev-

rimi ancak bu flekilde tamamlanabilir.

* Bu makale, NKP(M)’nin yay›n organ› olan The Red Star (K›z›l Y›ld›z)’›n

16-30 Kas›m 2008 tarihli 18. say›s›ndan çevrilmifltir.

59 yafl›ndaki C.P. Gajurel, Nepal Komünist Partisi (Maoist) Enternas-yonal ‹liflkiler Bürosu üyesi ve Baflkan›d›r. Sahte seyahat belgeleriy-le A¤ustos 2003’te Hindistan’›n Chennia havaliman›ndan Londra’ya

girmeye çal›flt›¤›nda Chennai havaliman›nda tutuklanm›fl ve 3 y›lkadar hapishanede tutulmufltur. Aral›k 2007’de hapishaneden tah-liye edildi. Gajurel’in; yeni hükümet, partisindeki ideolojik mücade-

le ve partisinin di¤er partiler ve komflu ülkelerle ilifliklerine ilflkin 23Ekim tarihinde Katmandu gazetesinden Aditya Adhikari ve KoshRaj Koirala ile yapt›¤› söylefliyi sizlerle paylafl›yoruz.

Partimiz içerisindeki fikir farkl›l›klar› *

Page 12: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

12 2-16 Aral›k 2008 kültür-sanat

‹stanbul fiehirTiyatrolar›, topra-

¤›n kanla yo¤rul-du¤u Filistin’i, kar-

defl ihanetini, zulmü,mücadeledeki k›r›lma-

lar›; ‹srailli yazar IlhanHastor’un bak›fl›yla bizle-

re tafl›yan “Maskeliler”e evsahipli¤i yapt›.

Oyun, sahne derken oyunu biz-lerden ay›ran “perde” ile birlikte

zihinlerdeki sis perdesi de a¤›r a¤›raralan›yor. Perde, arkas›ndaki gizle-

ri bir bir ele verirken, Filistin’de birkasap olarak tasarlanan sahne, izleyici-

ye mini bir Filistin’i tafl›yor adeta.Duvardaki aspiratörden oyuncular›n yüzle-

rine vuran ›fl›k, iflgal alt›ndaki Filistin’in kas-vetli havas›n› tafl›yor izleyenlere. Kimileri ken-

disini, sahnenin etkisi ile daha ilk cümleden itiba-ren Filistin’de görür, Filistinlilerin ac›lar›n›n, üzüntü-

lerinin, direnifllerinin, ihanetlerinin ortas›nda bulur-ken, kimileri ise seyirci modunda, d›flardan bir göz ola-

rak sadece bakmaya, anlamadan, görmeden, hissetmeden,yaflamadan bakmaya devam ediyor. Y›llard›r milyonlarcam›-

z, Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da, ülkemizde ve dünyada yafla-nanlara seyirci kald›¤› gibi seyirci kal›yor oyuna...

‹srail iflgali alt›nda varl›k mücadelesi veren çocuklar›n “anne” sözcü-¤ünden evvel “direnifl” sözcü¤ünü ö¤rendikleri Filistin’i sahneye yan-s›tan oyunun, sahne dekorunun oldukça isabetli bir seçim oldu¤u ken-disini hemen hissettiriyor. Sa¤da solda bulunan kafesler içerisinde ke-silmeyi bekleyen tavuklar, duvarlarda ve yerlerdeki kan izleri, ölümübekleyen ve bu bekleyifl esnas›nda çokça arkadafllar›n›n gözleriönünde yitip gitmesine flahitlik eden tavuklar›n üzerine düflen çare-sizlik dolu lofl ›fl›k, ç›rp›n›fllar, ölümü beklerken dahi yaflamay› sür-dürmek... Asl›nda bir manada Filistin halk›n›n yaflam›n› yans›t›yorbunlar...Sahneyi, olay›n cereyan etti¤i atmosferi içinize çekti¤inizde ya datersinden bir ifadeyle o atmosfer sizi içine çekti¤inde, kendinizioyunun seyrine dalm›fl buluyorsunuz. Sahne art›k bir sahne ol-maktan ç›km›flt›r, Filistin’deki bir kasap dükkan›d›r bütün bütün.Kasap dükkan›nda üç Filistinli kardefl; biri özgürlük için mücade-le eden bir gerilla olan Naim (Levent Üzümcü), biri savafltan kur-tulmak ve daha iyi bir hayat sürmek için kardefllerine-halk›nakan kusturan ‹srail için ajanl›k yapan zengin bir a¤abey olan Da-vut (Mehmet Gürhan), öteki ise kendisini Filistin için verilen öz-gürlük mücadelesine yak›n hisseden ama mücadeleye örgütlükat›lmayan, bunun yerine ailesini geçindirmek için çabalayan,bu arada iki a¤abeyi aras›nda zorlu bir çeliflki anaforuna kendi-sini kapt›rm›fl küçük kardefl Halit (Serdar Orçin).Ve Filistin’deki bu kasap dükkan›nda yaflananlarda, tam anla-m›yla üç kardeflin hesaplaflmas› üzerinden, Filistinli yüz binlerinyaflad›klar› var sahnede ve tabii ki bizler var›z. Devam eden sa-vafl içerisinde ‹srail’in kendi halk›na karfl› insanlar› para ile ya dazorla ajanlaflt›rd›¤› bir ortamda Filistinli gerillalardan Naim’in

a¤abeyi olan Davut da savafltan ar›nm›fl rahat bir yaflam›n özlemi

ile ‹srail için ajanl›k yapar. ‹lk ajanl›k deneyimlerinden birinde, 4 ya-fl›ndaki öz be öz kardeflinin ‹srail özel kuvvetleri taraf›ndan kurflunla-narak felç kalmas›na neden olmas›na ra¤men, kimliksiz ve kifliliksiz-leflmifl “sayg›de¤er” zengin olarak ajanl›k faaliyetlerini sürdürür. Filis-tinli direniflçilerin Merkez Komite üyelerini gammazlayarak örgütünbüyük bir darbe yemesine ön ayak olur. Örgüt yeni bir toparlanmahamlesine giriflmifltir ve bunun ilk ad›m› olarak ajanlar› saf d›fl› etmekarar› alm›flt›r. Adresler belirlenmifl, haz›rl›klar yap›lm›fl, ferman haz›r-lanm›flt›r; az›l› ajanlar infaz edilecektir. ‹lk hedef gerilla olan Naim’inköyüdür. Bütün köy direniflçiler taraf›ndan kontrol alt›na al›n›r, yafla-m› ar›nd›rmak ve özgürlük için ajanlar›n kirli soluklar› bir bir kesilir.S›ra Naim’in a¤abeyi olan Davut’a da gelecektir. Ne var ki örgüt, Na-im’in “hatr›na” bir ayr›cal›k tan›yarak Davut’u dinlemeye karar verir,Naim’e a¤abeyiyle görüflmeyi yasaklar. Naim duygusall›¤›na yenilir vea¤abeyini kurtarmak için onunla görüflür, ama nafile... Çabalar bir so-nuç vermez, a¤abeyi herfleyi itiraf eder, suç sabit olur... Art›k ölümiçin zaman h›zla ilerlemektedir. Küçük kardefl Halit’in çal›flt›¤› tavuk kasab›nda bafllayan üç kardeflinhesaplaflmas›, türlü çat›flmalar, sorgulamalar, itiraflarla sürer. Oyundaüç kardeflin birbirlerini sorgulamalar›, savafla bak›fl aç›lar›, oyuncular›nustal›¤› ile ifade ediliyor. Hatsor; Davut’un çaresizli¤ini, kendi halk›n›s›rt›ndan vurabilecek kadar küçülüflünü iyi anlatm›fl. Fakat Naim’i veFilistinli gerillalar› anlat›rken yaratt›¤› imaj, alttan alta bir yan›lsamay›örüyor zihinlerde. Oyun boyunca Naim’in, Davut’u yarg›lamak için kö-ye gelen gerillalardan, “Onlar gelmeden bana anlat. Seni ac›mas›zca öl-dürürler” fleklinde söz etmesi, bu yan›lsaman›n en bariz d›fla vurumuolarak yans›yor bizlere. Ayr›ca Naim’in kendini soyutlad›¤› bu gerillalarve Filistin özgürlük mücadelesi; amaçlar› es geçilerek, daha ziyade ölenve öldüren bir örgüt-kifliler bütünü olarak sunuluyor. Do¤al›nda izleyi-ci bu mücadelenin hakl›l›¤› konusunda bir kan›ya varam›yor, salt birduygusal karfl› koyufl hissediyor belirli kesitlerde. Bununla birlikte ge-rilla olan Naim’in, örgütü ve mücadelesi ile bütünleflememesi, kendi

içeris indekiçat›flmalar daustaca yans›t›l›-yor oyunda.Maskeliler, küçükbir detaydan bütü-nün dram›na ›fl›k tuta-mam›fl, oyunda kullan›-lan sahne ve oyuncular›ndeneyimlerinin getirdi¤i us-tal›k konudan daha fazla öneç›km›fl. Di¤er bir küçük detayda, gerilla birli¤inden olan Na-im’in oldukça düzgün ve ak›c› birkonuflma diline sahip olmas›, oyuns›ras›nda kiflinin gerçekçili¤inin yok ol-mas›na neden olabiliyor; karfl›m›zda Na-im’i de¤il, oyuncu Levent Üzümcü’yü sey-retti¤imizi fazlas›yla an›msat›yor.‹lk gösterimi 12 Kas›m’da gerçeklefltirilen Mas-keliler, sezon boyunca çeflitli sahnelerde “per-de” diyecek. Maskeliler oyununun oyuncu kadrosuda, teknik kadrosu da iyi sözcü¤ünü hak ediyor. Yö-netmenli¤ini kendisi de bir oyuncu olan ve daha önce debirçok oyunu yöneten, yazan Taner Barlas yap›yor.Yönetmen yard›mc›l›¤›nda ise, yine en az Barlas kadar de-neyim ve tecrübeye sahip, iyi bir oyuncu olan Aliye Uzunata¤anvar. Sahnede ise Naim rolünde Levent Üzümcü, Halit rolünde Ser-dar Orçin ve Davut rolünde Mehmet Gürhan baflar›l› bir oyunculukperformans› ortaya koyuyor. Dar da olsa ele ald›¤› konu, sahne ta-sar›m›, baflar›l› oyuncu ve yönetmen kadrosu ile izlenmeye de¤er biroyun...

Her yöneten ya da yönetilen, yönetti¤i ya da yönetildi¤iögeye yabanc›lafl›r. Yönetme ve yönetilme gerçe¤i, egemenlikkurman›n, egemenlik alt›na girmenin, tap›nman›n ana zeminidir.Devlet en büyük yönetici organd›r. Yönetti¤i toplumun yaflamve davran›fl biçimini belirler. Toplum, edilgen, ama as›l güçtür.Devletin gerçe¤ini, son tahlilde toplumun gerçe¤i belirliyor. Ken-disini devlet cihaz›n›n içinde bulan birey, devlet egosu ve devle-tin egemenlik duygusuyla yüz yüze gelir. Bu gerçekli¤i ya içsel-lefltirir ya da reddeder ve devlet taraf›ndan d›fltalan›r. Devlet ci-haz› içinde rol alan her birey, devlete tabidir. Bireyin ç›kar›yladevletin ç›kar›, bireyin ruhuyla devletin ruhu iç içe geçer, adetaözdeflleflir. Birey, ç›kar›n›n korunmas›n›, güvenli¤inin sa¤lanmas›-n› devlete teslim eder, karfl›l›¤›nda özgürlü¤ünü verir. Devlet ci-haz› içinde, kendine yabanc›laflan birey, sürü içgüdüsü ya da hu-zur ve ekmek umuduyla devletin egemenli¤ini tan›yan y›¤›nlarkarfl›s›nda, kendi bilinç ve ruh gerçekli¤ini gizler, devlet gibi dü-flünür, devlet gibi hareket eder. O kendisine ait bast›r›lm›fl as›lgerçeklik ile üstlendi¤i devlet gerçekli¤i aras›ndaki çift kiflilikliyaflam› ya sürdürür, ya kendi öz kiflili¤ine döner ya da kendi ki-flili¤ini devletin kiflili¤iyle özdefllefltirir. Bu son nokta, “Devlet be-nim” diye formüle edilen IV. Lui Sendromu’dur. Bu ruh, tüm ger-çek devlet baflkanlar›na özgü bir ruhtur. Tarihsel miras›n, ekono-minin ve demokrasinin gücüne, derinli¤ine ba¤l› olarak, baz›la-

r›nda çok daha derin, baz›lar›nda ise makuldür. Zaten, baflkan›nruhu, devletin ruhuna uygunsa baflkand›r. Hiç kuflku yok ki her-fley karfl›l›kl› olarak birbirini etkiler. Baflkanla devlet, devletlehalk, halkla baflkan, karfl›l›kl› olarak birbirlerini etkiler. Önemliolan, as›l ile taliyi ve as›l›n tali, talinin ise as›l hale geldi¤i anlar›tespit edebilmektir.

Tanr› ile kul aras›ndaki iliflkinin ruhu, devlet ile yurttafl ara-s›ndaki iliflkiden, özünde farkl› de¤ildir. Bu iliflkinin temel ilkele-rinden bir tanesini ‹ncil’in Yuhanna’s›nda (15/16) bulabiliriz: “E¤ersiz buyurdu¤um fleyleri yaparsan›z, benim dostlar›ms›n›z.”

Her türlü güvenli¤inin sa¤lanmas›, sahiplik hakk›n›n ve gele-ce¤inin garanti alt›na al›nmas› karfl›l›¤›nda, Tanr›n›n buyru¤unauyan toplum, O’nun yeryüzündeki gölgesi olan devletin buyru-¤una da uyar. Devlet de kutsal vahiylerin izinden yürüyerek, te-bas›n›n özgürlü¤ünü, yasal zorunluluklarla s›n›rlar. ‹çlerindeki erkateflini, devlet erkiyle birlefltirip, devlet olarak hareket eden, ya-sal zorunluluklar›n mimarlar›, yani devlet yöneticileri, bu ilkeyizaten en baflta kendilerine, kendi özgürlüklerinden onu bir dahatadamayacak flekilde feragat ederek uygulam›fllard›r. Gerçe¤i bunoktada çok iyi kavrayan Platon: “Gerçek özgürlük, zorba ruhu-na sahip bir insan›n hiçbir zaman tadamayaca¤› bir mutluluktur,”der. (Devlet, 576) Devlet benim psikozuyla hareket eden, gerçek-te ise devleti kendi d›fl›nda bir güç olarak gören ve as›l çabas›n›

ona egemen olma yönünde kullanan baflkan, özgürlük ve ege-menlik duygusunu, devletin ç›karlar› do¤rultusunda hareketederek yaflar.

Devlet, yönetti¤i toplumun her bireyini, kendisine karfl› hakve özgürlük isteyen, potansiyel bir tehlike olarak görür. Toplu-mun yarat›c› gücüne dayanarak yapt›¤› iflleri, topluma, kendi ya-rat›c›l›¤› olarak sunar ve ondan itaat talep eder. Yöneten de, yö-netilen de, devlete güç verir, devletin emdi¤i bu güç, bireyin öz-gürlü¤üne geri dönmez. Devlet egemenli¤inin söz konusu oldu-¤u tarihi flartlarda, özgürlük, asl›nda Montesqieu’nun ifade etti¤itipten bir özgürlüktür: “Yasalar›n izin verdi¤i fleyleri yapabilmehakk›…”

Özgürlük, al›nan, kazan›lan bir fleydir ve var olan tüm özgür-lüklerin kazan›lmas›na yol açan as›l öge de, devlete karfl› verilenmücadelelerdir. Tarih, ilkel insan›n, toteme s›¤›nmas›ndan bu ya-na, mükemmel varl›¤a, Tanr›ya ve devlete s›¤›nman›n tarihidir.Tanr›n›n ve devletin gücü, insan›n maddi ve manevi, bilinçsel veruhsal iflas›n›n gücüne ba¤l›d›r. ‹nsan ba¤lan›r, kutsar ve y›kar.Köle, köleci devlete, köle sahibinden daha çok ba¤land›; herkes-ten daha çok kutsad› onu ve ilk k›l›c› da devlete o çekti. Serf vemodern iflçi de ayn› fleyi yapt›. Modern iflçi, sosyalizmi, yani ken-di ad›na bir partinin yönetti¤i devlet kapitalizmini de y›kt›. Üste-lik bunu, devlet cihaz›n› parçalamadan gerçeklefltirdi. Bilinçsiz ol-

du¤u için meydan›, kendilerini y›k›c›l›k meydan›na döken, devlet

içindeki muhalif burjuvalara b›rakt›.

fiimdiye kadarki iflçi devrimleri tarihi, devrim devletinin, bur-

juvazi için en sa¤lam s›¤›nak yeri oldu¤unu göstermekle kalma-

d›, ayn› zamanda, devrimin öncü gücünü de kendine benzetip

burjuvalaflt›rd›¤›n› ortaya koydu. ‹flçi devriminin esas›, s›n›f anta-

gonizmas›n›n doru¤u ve bir ifadesi olan devleti parçalamaya da-

yan›r. Bu, kapitalizmin barbarik varl›¤›na karfl›, tarihin, modern

iflçiye dayatt›¤› barbarik bir flartt›r. ‹flçi devrimi, y›kt›¤› devletin

yerine eskisi gibi kudretli bir devlet kurunca, burjuvazi, bu dev-

lete karfl›, her halükarda, mutlak bir y›k›c›l›¤a soyunmaz, onu ele

geçirir. Ne de olsa devlet, s›n›fl› toplumun bir kurumudur ve o

kurumda yer alan her kahraman, o kurumun ruhuna uygun ola-

rak dönüflür. Hele o kahramanlar, zenginleflmek isteyip de zen-

ginleflemeyen, sonra da özel mülk devletini y›kmaya soyunan,

küçük s›n›flara mensup, ufuklar› befl on kitapla s›n›rl›, köy kah-

ramanlar› ise, dönüflüm daha kolay olur.

Alternatif vard›r. Marksizm, yani modern komünizm yafl›yor.

Alternatif, modern komünizmin ba¤r›ndad›r. Yeter ki, kapitalist

dünya sistemine karfl› gerçekleflecek devrimin gücünün, Mark-

sizm’in ba¤r›nda, Marksiz’me karfl› gerçekleflecek devrimin gü-

cüne ba¤l› oldu¤unu kavrayal›m.

YÜZ F‹K‹RMuzaffer ORUÇO⁄LU

DEVLET VE B‹REY

Maskeliler: Maskelerin arkas›ndaki Filistin

Page 13: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

13güncel 2-16 Aral›k 2008

UFUK Ç‹ZG‹S‹

Bak›fl CAN

Teori pratik ba¤lam›nda devrimcilik -1-“Dünya’y› yorumlamak yetmez, aslolan onu de¤ifltirmektir“

Devrimcili¤in temel ölçütü, bu formülasyon önermenin her iki vur-

gusunda da eylemde olma tutumuyla karfl›l›k bulur. Dünyay› yorum-

lama eylemi ve bunda çak›l›p kalmadan, dünyay› de¤ifltirme prati¤i!

‹flte gerçek devrimcilik böyle tamamlan›r. Aksini iddia etmek para-

dokstur. Bu bilgi, devrimci teoriyi küçümsemeden, devrimci prati¤in

belirleyicili¤ini anlatt›¤› gibi, devrimcili¤in ölçütünün de¤ifltirme prati-

¤i oldu¤unu öne ç›kar›r. Yorumlamak iflin yar›s›d›r, esas› onu de¤ifl-

tirmektir. De¤ifltirme prati¤i içinde olmay›p salt iflin teorisiyle s›n›r-

l› kalmak, devrimcilik ünvan›na yetmez. Tutarl› devrimci çizgi ya da

yaflam, teori ile prati¤in iç içeli¤inde mümkündür. Devrimci prati¤in

içine girmeden gerçek devrimci olunamaz. Teori küçümsenemez

ama pratiksiz teori ifle yaramaz. Teorisiz devrimci pratik düflünüle-

mez ama pratikten kopuk teori güç olamaz.

Teoriyle prati¤in, düflünceyle davran›fl›n, gerçe¤i yorumlamakla

onu de¤ifltirme çabas›n›n, alt yap› ile üst yap›n›n, yani maddi dünya

ile manevi-düflünsel dünyan›n gerekli ve zorunlu uyumunu, yaln›zca

Marksizm bilimi tan›mlayabildi. Bilim ve felsefe alan›ndaki tüm gelifl-

meler Marksiz’me önemli bir temel oluflturdu. ‹ngiliz ekonomi politi-

¤i, Alman felsefesi ve Frans›z sosyalizmi, Marksizm’in üç kayna¤› ve

bileflenini oluflturur. Marksizm öncesi tüm felsefi geliflmeler idea-

lizm a¤ac›na as›l› kald›. Marksizm, diyalektik ve tarihi materyalizm fel-

sefi yorumuyla, felsefe ve toplumlar tarihinde tam bir 盤›r açt›. Çe-

liflki yasas›-geliflme yasas›n› aç›klayarak toplumlar yaflam›na uyarla-

d›. S›n›flar savafl›m› teorisini yaratarak, devrimci teori ve prati¤i ge-

lifltirdi. Marksizm’i devrimci k›lan, idealizmi yerle bir eden diyalektik

ve tarihsel materyalizm, felsefi dünya görüflüyle, toplumlar›n gelifl-

mesinin zorunlu olarak proletarya diktatörlü¤üne ve giderek devletin

özgürlükler dünyas› olan Komünist topluma varaca¤› öngörüsüne

ba¤l› olarak bunun s›n›f savafllar›yla mümkün olaca¤›n› aç›klamas› ve

bunun prati¤ine girmesiydi . Marksizm, teori ve prati¤iyle, esasta s›-

n›f savafl›m› prati¤i içinde ve onun deneyimlerinin sonuçlar›yla gelifl-

ti. Onu devrimci k›lan, s›n›f mücadeleleri yata¤›nda büyümesiydi.

Onun sürekli geliflen canl› ruhu da buradan gelmektedir. Böylece

kendinden önceki bilimlerden köklü olarak kopar Marksizm.

Bütün filozof ve bilginlere karfl›n Marks’›n teorisi, dünyay› de¤ifl-

tirmenin k›lavuzu olarak ortaya ç›kt›. Hepsi dünyay›, canl›-cans›z do-

¤ay›, uzay› yorumlay›p, onun kanunlar›yla u¤raflt›. Bu Marks’a önem-

li bir temel yaratt›. Marks, hepsinden farkl› olarak, do¤a yasas›n›-ge-

liflme diyalekti¤ini, topluma uyarlayarak, toplumlar›n geliflme yasas›-

n› ortaya koydu. Ve böylece toplumlar›n, geliflme yasas›na uygun ola-

rak Komünist topluma gidece¤ini bilimsel olarak ortaya koyup, ön-

gördü. Toplumlar›n ilerlemesinin kaç›n›lmazl›¤›n›, insan›n etkinlik ve

eyleminin kaç›n›lmaz sonucu olarak aç›klad›. Buna uygun olarak, de-

¤ifltirme prati¤ine gereklilik duyarak, onu öne ç›kard›. S›n›flar savafl›

yasas›n›, kaç›n›lmazl›¤›n› ve bunun toplumlar tarihinin biricik yarat›c›-

s› oldu¤unu tarihsel olarak ortaya koydu. S›n›flar üstü hiçbir fley ola-

mazd› ve s›n›flar mücadelesi, tarihi ilerleten ve bundan sonraki ge-

liflmeleri tayin edecek tek güçtü. Marksizm’i di¤er bilimlerden ay›-

ran temel unsur ya da Marksizm’i devrimci k›lan fley iflte bunlard›.

‹dealist felsefenin Marks öncesi de¤iflik biçimdeki savunucular› olan

filozoflar›n dünyay› yorumlay›p, sonunda mutlak güce (tanr›ya) ba¤la-

yarak yarat›c› güçle aç›klamalar›, onlar›, de¤ifltirme prati¤inden uzak

felsefi idealizmde bo¤uyordu. Buna karfl›n, Hegel’in bafl afla¤› duran

diyalekti¤ini, ayaklar› üzerine oturtan Marks, diyalektik ve tarihi ma-

teryalizm felsefesini gelifltirerek, her fleyin çözülebilir, ulafl›labilir ve

de¤ifltirilebilir oldu¤unu kan›tlayarak ortaya koydu. “Dünyada ulafl›la-

maz olan hiçbir fley yoktur, yaln›zca çözemedi¤imiz fleyler vard›r” di-

yerek idealizmin dokunulmaz tabular›n› yerle bir etti. ‘‘Dünya’y› yo-

rumlamak yetmez, aslolan onu de¤ifltirmektir” bilgisiyle devrimci te-

meli yükseltti. Dünyay› yorumlamakla onu de¤ifltirme prati¤i, di¤er

deyiflle, söz-eylem/teori-pratik karfl› karfl›ya koyulamaz bir bütünün

iki parças›d›r. ‹kisini birbirinden koparmak, birini al›p di¤erini atmak,

MLM normlar ve bilgi teorisine tamamen ayk›r› olup, kabul edilemez.

Bilimsel teori ve diyalektik yasaya göre, biri olmadan di¤eri, di¤eri

olmadan beriki olamaz. Mesele MLM aç›dan de¤erlendirildi¤inde

böyle ortaya koyulabilir. ‘‘Devrimci teori olmadan devrimci pratik ol-

maz.” Ama devrimci pratik olmadan da devrimci teori geliflmez-iler-

lemez. Teori prati¤e girer, pratik süreç teorinin yetersizliklerini aç›-

¤a ç›kararak, teoriyi yenileyerek gelifltirir. Teori kendisini prati¤in ih-

tiyaçlar›na göre uyarlar, donat›r. Teori, prati¤e yol gösterir, pratikde

döner teoriye biçim ve öz verir. Parati¤e yön vermeyen, pratikten

ç›kmayan ve özellikle de prati¤e girmeyen teori, bilimsel teori olma

hakk›n› kazanmaz. Devrimci dönüflümü öngörerek sa¤layan, prati¤e

›fl›k tutan teori, devrimci teoridir. Devrimci teoriden yoksun pratik

karanl›kta el yordam›yla yürümeye benzer. Özetle, devrimci teori, yol

gösterici ›fl›k olarak hayati öneme sahiptir. Ancak devrimci pratik ol-

madan da devrimci teori güç haline gelemez, kendili¤inden de¤ifltir-

me ifllevi göremez. ‹kisinin birli¤i flartt›r. Aç›k ki, teori, de¤ifltirme

prati¤ine sokulup ona hizmet ettikçe gerçek devrimci özüne kavu-

flur. De¤ifltirme prati¤inden kopuk bir teorinin devrimcili¤ini tart›fl-

mak anlams›z bir tart›flmad›r. Yani devrimci teori dendi¤i vakit, de-

¤iflimi öngören ve de¤iflime hizmet ederek prati¤e giren teoriden

bahsedilmifl olur. Aksi halde teori, teori olarak kal›r ve devrimci teo-

ri niteli¤ine ç›kmaz. Ama pratikle gerçek ve s›k› ba¤ içinde bulunan

teori, devrimci teoridir. ‹flte bu teori olmadan, buna uygun pratikte

olmaz. Marksist yorum devrimci prati¤i do¤urur.

‹kisinin birli¤i koflulu, gerçek devrimcili¤in tam anlam›d›r. Teori,

prati¤e girmeden devrimci ifllevini yürütemezse, prati¤e ihtiyaç du-

yar ve orada devrimci gücünü ortaya koyar. Pratik de devrimci iflle-

vini yürütmek için devrimci teoriye ihtiyaç duyar ve onunla devrimci

rolünü yerine getirir. Devrimci teoriyle devrimci pratik ikilisinin topla-

m›, devrimcilik kavram›n›n MLM karfl›l›¤›d›r. Hatta, ML’nin vard›¤›

Maoizm aflamas›nda Komünist devrimcili¤in ölçütü, devrimci teori

›fl›¤›nda devrimci pratik ve devrimi sürdürme prati¤ine ç›km›flt›r.

Dünyay› yorumlamak flartt›r ama yeterli de¤ildir. Aslolan onu de¤ifl-

tirmektir. Yorumlama ifli teori, de¤ifltirme ifli ise pratiktir. Devrimci

anlamda yorumlama olmadan devrimci anlamda de¤ifltirme olamaz

ve devrimci pratik olmadan devrimci anlamda de¤ifltirme gerçeklefl-

tirilip sürdürülemez. Bütün teorinin kayna¤› pratiktir. Devrimci teori-

yi pratikten kopararak sahiplenmek; teorinin özünü boflaltmak, onu

de¤ersizlefltirmek ve kuru teori derekesine indirgemektir. Ama de-

¤ifltirme prati¤ine sokulan devrimci teori, gerici burjuva s›n›flar› de-

virmek için proletarya ve halk kitlelerinin elinde büyük bir silaht›r.

De¤ifltirme prati¤ine girmeden salt yorumlamakla yetinmek,

gerçek ve tam devrimcili¤i karfl›lamaz. ‘‘Gerçekte at›lan bir tek

ad›m, bir düzine programdan daha ye¤dir” sözü de¤ifltirme prati¤i-

nin önemini yeterince aç›klamaktad›r. ‘‘Pratik teoriden yafll›d›r.” do¤-

rusu, felsefenin temel konusu olan, “madde mi önce gelir, düflünce

mi önce gelir”- “Düflünce mi maddeden do¤ar, madde mi düflünce-

den do¤ar” soru ikilemine tarihi materyalist felsefenin verdi¤i, “mad-

de birincil-belirleyicidir” do¤ru yan›t› ve daha basit ifadeyle, “Ainesi ifl-

tir kiflinin, lafa bak›lmaz” sözündeki derin vurgular, prati¤in belirleyi-

cili¤ini, yani de¤ifltirme prati¤ine girmenin gerçek devrimcilikte can

al›c› oldu¤unu kan›tlar.

ABD’nin küresel hegemonya yar›fl›nda “terörizmle mücadele”yikendisine temel argüman olarak belirlemesinin ard›ndan dün-yan›n birçok yerinde El Kaide ve benzeri ‹slami soslu örgütlerineylemlerinde art›fllar bafl gösterdi. 11 Eylül 2001’de ABD’nin ‹kizKuleleri’ne (Dünya Ticaret Merkezi) gerçeklefltirilen ve El Kaideörgütünün flöhret dünyas›na ad›m atm›s›na vesile olan sald›r›-lar›n ard›ndan Asya’da yo¤unlaflan söz konusu sald›r›lar, 27 Ka-s›m günü Hindistan’›n “finans” merkezi olan Mumbai’yi vurdu.Mumbai’deki Tac Mahal ve yöredeki kimi baflka noktalar› he-def alan sald›r›larda 160 kifli öldü, yüzlerce kifli yaraland›.

Kritik bir bölge, kritik bir süreç, kritik bir geliflme

Hindistan’›n Mumbai kenti daha evvel de benzeri sald›r›lara he-def olmufltu. Daha evvelki sald›r›larda oldu¤u üzere bu sald›r›-da da Hindistan devletinin ilk elden sald›r›dan sorumlu tuttu¤uadres, y›llard›r çat›flmal› bir iliflkiye sahip oldu¤u Pakistan oldu.Bölgenin önde gelen nükleer silah sahibi bu iki ülkesi, ayr›lma-lar›n›n ard›ndan patlak veren ve Kaflmir üzerinde odaklanan s›-n›r gerginli¤i nedeniyle bir türlü normale dönmeyen iliflkiye sa-hip. S›k s›k nükleer denemeler ve füze denemeleri ile birbirle-rine güç gösterisinde bulunan Güney Asya’n›n bu iki büyük ül-kesi, Bat›l› emperyalist devletlerin denetimi alt›nda bulunuyor-lar. Bat›l› emperyalist güçlerin bu denetimlerinin öyle k›sa sü-rede sona erece¤ini söylemek mümkün de¤il. Bunu, gerek Hin-distan ve Pakistan’›n iç dinamikleri aç›s›ndan bakt›¤›m›zda, ge-rekse de ABD baflta olmak üzere Bat›l› emperyalist güçlerin buiki ülkeye biçtikleri rollere bakt›¤›m›zda görmemiz mümkün.Dahas› art›k bu iki ülke ile ilgilenen tek odak Bat›l› emperyalistgüçler de¤il; Çin ve Rusya da art›k sahneye ç›km›fl bulunuyor.Zira bugüne de¤in nükleer santralleri büyük oranda ABD, ‹srailve Fransa eliyle inflaa edilen Hindistan, geçti¤imiz günlerdeABD ile imzalad›¤› nükleer üretim antlaflmas›na karfl›n, nükle-er silah ve enerji üretimi alan›nda Rusya ile gittikçe güçlenenbir iliflki içerisine girmifl durumda. Benzer bir tabloyu Pakistanaç›s›ndan da, farkl› aktörler üzerinden ortaya koymak müm-kün. Enerji hatlar›n›n geçifli, çevre ülkelerle iliflkilerde belirle-yen olma istemi, emperyalist hegemonya sisteminde, GüneyAsya’daki bafll›ca karakol olma arzusu, bu iki gücü s›k s›k karfl›karfl›ya getirmekteydi. Yine ABD’nin Afganistan’› iflgal etmesive buradaki Taliban ve El Kaideci oldu¤u ileri sürülen güçlerinsergiledikleri direnifl, yine bu direnifle Pakistan’›n Afganistan s›-n›r›ndaki ‹slami güçlere destek verdi¤i yönlü ABD aç›klamalar›ve Hindistan’›n da benzer flekilde Pakistan s›n›r›ndaki ‹slami ör-gütlerin kendisine dönük oluflturdu¤u tehdit ve gerçeklefltirdi¤isald›r›lar nedeniyle Pakistan yönetiminin üzerine gitmesi, bu ikiülke aras›ndaki iliflkileri daha da hassas bir hale getirmekteydi.Ne var ki özellikle son bir y›l içerisinde Hindistan ile Pakistanaras›ndaki s›n›r sorununa iliflkin bir dizi müzakere gerçeklefltiril-mifl, silahlanma ve savafl hususunda çeflitli “yumuflama” iflaret-leri sergilenmiflti. Zerdari’nin ABD eliyle Pakistan devlet baflkan-l›¤›na getirilmesinin ard›ndan bu süreç bir nebze daha h›z ka-zanm›fl görünüyordu. Taa ki bu sald›r› gerçekleflinceye de¤in.Böyesi sorunlu ve k›r›lgan bir tablo içerisine flimdi bir de Mum-bai’ye yap›lan sald›r›y› yerlefltirmek gerekiyor.

Kim ve neden?

Kuflkusuz ki –kim taraf›ndan gerçeklefltirilmifl olursa olsun-Mumbai’ye yap›lan sald›r› kelimenin tam anlam›yla bir teröreylemidir. Ancak acaba sald›r›n›n ard›nda gerçekten de Hindis-tan devletinin iddia etti¤i üzere Pakistan istihbarat› m› bulunu-yor? Ya da sald›r›n›n sorumlusu bir baflka popüler zanl› olan ElKaide mi? Ya da Pakistan-Hindistan s›n›r›ndaki afl›r› radikal ‹s-lamc› örgütler mi? Dekka Mücahitleri isimli örgütün sald›r›y›üstlenmesi ve bu eylemi Hindistan’da öldürülen Müslümanlara

ve onlar›n yaflad›klar› sorunlara dikkat çekmek için yapt›¤›n›söylemesi do¤ru olarak kabul edilebilir mi?

Yukar›da, sald›r›y› gerçeklefltirdi¤i öne sürülen güçleri bulmayadönük ilk anda s›ralad›¤›m›z sorular, Hindistan, ABD ve Rusyataraf›ndan ve dünya bas›n› taraf›ndan alel acele gündeme ta-fl›nd›. Bizlere sunulan bu zanl›lar›n al›nlar›na “suçludur” damga-s› vurup kenara çekilmek kolay olan seçenek. Zor olan ya daöyle oldu¤u san›lan baflka bir seçenek daha var ki; o da sald›-r›n›n gerçekleflti¤i co¤rafyan›n siyasal-ekonomik-jeopolitik ko-flullar›n› göz önünde bulundurarak, bu sald›r›n›n perde arkas›n-daki “gizli” eli yakalamak.

Çanlar kimin için çal›yor?

Malumunuz, son iki y›l içerisinde ABD’nin Asya-Kafkasya’dakireorganizasyon hamleleri yo¤unluk kazanm›fl durumda. Pakis-tan’da Müflerref’i taht›ndan indiren ABD, y›llar sonra ülkesinegeri gönderdi¤i Benazir Butto’yu kurban ederek Ali Zerdari’yi

Pakistan devlet baflkanl›¤› koltu¤una oturtmufltu. Yapt›¤› yol-suzluklar nedeniyle bay yüzde 10 olarak da bilinen Zerdari,koltu¤a oturmas›n›n ard›ndan yapt›¤› beyanatlarda, Afganistans›n›r›ndaki ‹slamc› güçlere yönelece¤ini, ABD’nin de bu güçleredönük sald›r›lar›na “izin verece¤ini” aç›kça belirtmifl, bir mana-da ABD mandac›l›¤›n›n –iflgalle ya da baflka yollarla- bafllama-s›na ön ayak olaca¤›n› ortaya koymufltu. Bu bak›mdan bizler,Zerdari’nin devlet baflkanl›¤›na getirilmesini, “Pakistan için so-nun bafllang›c› m›?” sorusuyla karfl›lam›flt›k.

Zerdari’nin devlet baflkan› olmas›n›n akabinde ABD, bütün h›z›ile Pakistan’›n Afganistan s›n›r›na girerek, buradaki ‹slami güç-leri hedef ald›¤›n› öne sürdü, ama büyük oranda sivil insanlar›hedef alan sald›r›lara giriflti. Pakistan ordusundan bu s›n›r “ih-lal”ine medya önünde aslan naralar› ile tepki gösterilse de, fii-li olarak herhangi bir karfl› durufl sergilenmedi. Dahas› medyataraf›ndan servis edilen, “Pakistan ordusu, s›n›rlar›n› ihlal edenABD’nin casus uça¤›n› düflürdü” yönlü haberler, bizzat Pakistanyönetimi taraf›ndan ivedilikle yalanland›. Ki ABD de, Pakistan’›nAfganistan s›n›r›na dönük “operasyon”lar›n›n sürece¤ini dekla-re etti. Geliflmeler böylesine bir seyir izlerken ve “ABD, askeriyollarla Pakistan’a sald›rman›n haz›rl›¤› içinde mi” sorular› zi-hinlerde yer edinirken, daha henüz seçimleri kazanananABD’nin çiçe¤i burnunda devlet baflkan› Barack Obama, gere-kirse Pakistan’a askeri bir “operasyon” yap›labilece¤ini söyledive gözler yeniden Güney Asya’n›n bu yoksul ükesine döndü.Ve 27 Kas›m’da Hindistan’›n Mumbai kentine gerçeklefltirilensald›r›, Pakistan’a dönük ABD sald›r›s› kuflkular›n› yeniden “di-riltti”.

Sald›r› sonras›nda kamera karfl›s›na geçen Hindistan Baflbakan›Manmohan Singh, sald›rganlar›n ülke d›fl›ndan geldi¤ini önesürdü. Bölgenin durumunu bilenler için ülke d›fl› olarak ifadeedilen adresin Pakistan oldu¤unu tahmin etmek hiç de zor ol-mad›. Singh’in ard›ndan Mumbai’de yönetiminin, “teröristlerinPakistan’dan girifl yapt›klar›n›, sald›r› öncesinde Pakistan’› ara-d›klar›n› tespit ettik” beyanatlar› ve ölen sald›rganlardan üçü-nün Pakistan uyruklu olmas›, yine eylemin amac›n›n Müslü-manlara dönük zulüm oldu¤unun ifade edilmesi, Pakistan-Hin-distan iliflkilerindeki yumuflamay› yeniden tersine çevirdi. Pa-kistan yönetiminin sald›r›y› k›namas›, sald›r›yla bir iliflkilerininolmad›¤›n› ve ISI (Pakistan ‹stihbarat Teflkilat›) baflkan›n› te-maslarda bulunmak ve araflt›rmaya kat›lmak üzere Hindistan’agönderece¤ini söylemesi de bu durumu de¤ifltirecek gibi gö-rünmüyor. Bununla birlikte Independent gibi bat›l› gazetelerin;“Yaflananlar Hindistan'›n bu tür sald›r›lara karfl› ne kadar sa-vunmas›z oldu¤unu ortaya koydu” fleklindeki tespitleri ve yineayn› medyan›n, “Dünya, sorunun köküne inmeden terör bela-s›n› yok edemez; bu da, Pakistan'› afl›r›l›kç›l›¤›n efli¤inden çekipalmak demektir” yönlü vurgular›, ABD’nin Hindistan ve Pakis-tan denklemine daha etkili ve sars›c› bir girifl yapabilece¤ineiflaret ediyor gibi. Obama’n›n, Afganistan'› yeni d›fl politika ön-celi¤i haline getirme sözü verdi¤ini hat›rlayal›m ve asl›ndaAfganistan flahs›nda Asya ve Kayfasya’n›n ABD’nin önceli¤i ola-rak belirlendi¤ini görelim. Bu noktada, sald›r›n›n kimler taraf›n-dan yap›ld›¤›ndan öte, ne gibi de¤iflimlere yol açaca¤›, kimlereavantajlar sa¤layaca¤› daha önemli bir hale geliyor. Sizce yu-kar›daki tablo içerisinde, bu sald›r› kimlerin elini güçlendiriyor?

Mumbai sald›r›s› Asya’da yeni bir sürecin iflareti mi?Obama, Afganistan’› yeni d›flpolitika önceli¤i haline geti-rece¤ine söz vermiflti. Bu sözasl›nda Afganistan flahs›ndaAsya ve Kafkasya’n›n ABD’ninönceli¤i olaca¤›n›n beyan›yd›

M›s›r’›n arabuluculu¤uyla görüflen Hamas ve ElFetih aras›nda uzlaflman›n temel flartlar›ndan bi-rini oluflturan baflkanl›k seçimleri yaklafl›rken ta-raflardan aç›klamalar gelmeye bafllad›.

Geçen y›l yap›lan seçimlerde baflbakanl›¤› kaza-nan Hamas’›n seçim zaferini tan›mayan El Fetihlideri ve Bat› fieria’daki Filistin Yönetimi’nin Bafl-kan› Mahmut Abbas, Hamas’la sürdürdükleri gö-rüflmelerden y›l sonuna kadar olumlu sonuç ç›k-mad›¤› takdirde erken seçime gideceklerini aç›k-lad›. Ramallah’taki Filistin Kurtulufl Örgütü lider-lerine yapt›¤› konuflmada Abbas, devlet baflkan-l›¤› ve parlamento seçimlerinin bir arada yap›la-ca¤›n› söyledi.

Abbas’›n görev süresi mi uzat›l›yor?

Filistin Anayasas›’n› referans alarak baflkan veparlamentonun 4 y›lda bir yenilenmesi gerekti-¤ini belirten Hamas, Abbas’›n görev süresininOcak 2009’da dolaca¤›n›, dolay›s›yla seçim süre-cinin bir an önce yap›lmas›n› savunuyor. Ayr›caHamas, El Fetih’le görüflmelerini, hatta ulusal bir-lik kurmay› bu koflula yüklemekte. Ancak Filistinyönetimi, seçim yasas›ndaki ‘‘Baflkanl›k seçimive genel seçimler bir arada yap›l›r’’ fleklindeki birhükme dayanarak, Abbas’›n görev süresinin,parlamento seçimlerinin yap›lmas› gereken 2010y›l›na dek geçerli oldu¤unu savunmas›, bu yüz-den Abbas’›n erken seçim karar› almas›, görevsüresini uzatmaya yönelik bir giriflim olarak yo-

rumlan›yor.

Abbas’›n sözlerine sert tepki gösteren Hamas,

“Bu, yasal ve anayasal dayana¤› olmayan bir

ça¤r›” diyerek, erken seçim tehdidini “diyalog

aray›fllar›n› bozma niyetinin kan›t›” olarak nite-

lendirdi. Abbas’›n niyetinin bar›fl› sa¤lamak de¤il,

daha çok kendi ç›karlar›n› korumaya ve ABD-‹s-

rail projesini uygulamaya yönelik oldu¤unu söy-

leyen Hamas, FKÖ toplant›s›nda al›nan kararlar›

tan›mad›¤›n› ve FKÖ’nün Filistin halk›n› temsil et-

medi¤inin alt›n› çizdi. ‹slami Cihad liderlerinden

Nafit Azzam ise, bu ortamda seçimlerden söz

etmenin, Filistin’de bölünme ve çat›flmalar›n bir

iflareti olaca¤›n› ifade etti.

FKÖ: Abbas, Filistin’in devlet baflkan›d›r

Öte yandan Abbas’›n a¤z›ndan erken seçim söz-

leri ç›karken, Filistin Kurtulufl Örgütü (FKÖ) Mer-

kez Konseyi, Filistin Yönetimi’nin Baflkan› Ab-

bas’›, ‘Filistin Devlet Baflkan›’ seçti¤ini ilan etti. Fi-

listin’in en yetkili organ› olan Filistin Ulusal Kon-

seyi’nin toplant›s›nda 75 üyenin önerisiyle bu

karar›n al›nd›¤› belirtildi. FKÖ Merkez Konseyi’nin

toplant› gündeminde Abbas’›n seçimiyle ilgili bir

maddenin olmamas›na ra¤men, böylesi bir kara-

r›n al›nmas›na dikkat çekiliyor. Hamas ve Filistin-

li di¤er örgütlerce FKÖ Merkez Konseyi’nin ald›¤›

bu karara karfl› ç›k›larak, karar›n tan›nmayaca¤›

yönünde aç›klamalar yap›ld›¤› belirtiliyor.

Abbas’dan erken seçim uyar›s›

Page 14: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

14 2-16 Aral›k 2008 okurCan Dündar’›n Mustafa filmi ile Mustafa Ke-mal’in, nam-› di¤er Atatürk’ün, yaln›z olup ol-mad›¤› tart›flmas› haliyle gündemdeki yerinibulmufltur. Ancak bizim tart›flmam›z gerekenonun yaln›zl›¤› veya içki ba¤›ml›l›¤› de¤il, Ke-malist “devrim”in neye ve kime hizmet etti¤ive bu ba¤lamda “devrim” saf›nda savafla kat›-lan halka ne getirip ne götürdü¤üdür.

Mustafa filmi ile tart›fl›lan sözde tabular›n y›k›l-mas›n› yans›tan durumu ileriye tafl›mak ve Ke-malizm konusunda gerçek olan tespitlere dön-mek ve bunlar› her daim kitlelere tafl›mak, tar-t›flt›rmak, sorgulatmak sorumlulu¤u ile esasolan›n yol göstericili¤inde ilerlemek gerekmek-tedir. Günümüzde de Kemalizm ile kitlelerin bi-linçleri buland›r›lmakta ve buna karfl› mücadeleetmesi gereken yap›lar dahi Kemalizm’e ilerici-lik misyonu yükleme çabas› içerisine girecek,Kemalizm’in gerçek niteli¤ini aç›klayanlar karfl›-s›nda kem küm etmektedirler.

Bu yüzden Kemalist “devrimi” anlamak için ‹b-rahim Kaypakkaya’n›n Seçme Yaz›lar›’na birgöz gezdirmek gerekiyor:

1- Kemalist devrim; Türk ticaret burjuvazisinin,toprak a¤alar›n›n devrimidir.

Burada kastedilen burjuvazi, komprador karak-terdedir. Çünkü Türk burjuvazisi zenginleflmekistemektedir, oysa sermayesi çok c›l›zd›r. Bü-yük ve bol sermaye bat›l› emperyalist burjuva-zinin elindedir. Onunla rekabet etmek ölümdemektir. Elveriflli bir paya raz› olarak onunlaiflbirli¤i en karl› yoldur. Türk burjuvazisi bir yan-dan bu yolu tutmufl, bir yandan da iflçi s›n›f›n›ve emekçi halk› insafs›zca ezerek sermayesinibüyütmeye, hâkimiyetini perçinlemeye çal›fl-m›flt›r.

2- Devrimin önderleri anti-emperyalist savafly›llar›nda olmalar›na ra¤men el alt›ndan itilafdevletleriyle antlaflmalar yapm›fllard›r.

3- Kemalist diktatörlük; iflçiler, köylüler, flehirküçük burjuvazisi, küçük memurlar ve demok-rat ayd›nlar üzerinde askeri faflist bir diktatör-lüktür.

1929 y›l›nda mevcut düzenin özü bütün de-mokrasilerden uzak diktatöryad›r. Egemen par-ti d›fl›nda parti örgütü yoktur, gazete ve dergi-ler kontrol alt›ndad›r, sansürlüdür. Sendikalaryasaklanm›flt›r. Her türlü ifl kolu ve dernekleriyasaklanm›flt›r. ‹stiklal mahkemeleri ile farkl› fi-kirler mahkûm edilmifltir. Ayd›nl›k, Orak Çekiçgazeteleri kapat›lm›flt›r. Türk iflçi liderleri, türlüiflçi birlikleri ve bu gazeteleri ç›kartan yay›nevisorumlular› istiklal mahkemelerince 10–15 se-ne hapis cezalar›na mahkûm edilmifllerdir.

4- Kemalist diktatörlük az›nl›k milliyetleri veözellikle Kürt milletini amans›z milli bask› poli-tikas› ile ezdi, kitle katliamlar›na giriflti. Türk flo-venizmini bütün gücü ile körükledi.

Kemalizm demek, fanatik bir anti-komünizmdemektir. Kemalistler Mustafa Suphi ve 14 yol-

dafl›n› kahpece ve hunharca bo¤azlam›fllard›.

Kemalizm; iflçiler için süngü ve atefl, cop ve dip-çik, mahkeme ve zindan, grev ve sendika yasa-¤› demektir. Köylüler için a¤a zulmü, jandarmadaya¤›, yine mahkeme ve zindan ve yine hertürlü örgütlenme yasa¤›d›r. Adana Nusaybinyolunda iflçilerin nas›l kurfluna dizildi¤ini hat›r-layal›m..

Kemalizm demek, her türlü ilerici demokratdüflüncenin zincire vurulmas›d›r.

Kemalizm’i övmeyen her türlü yay›n yasaklan-m›flt›r.

Kemalizm’in istiklali tam ilkesi demek yar›-sö-mürge flartlar›na seve seve raz› olmak demektir.

‹flte Kemalist “devrim”in gerçek niteli¤ine iliflkinyukar›da aktard›¤›m sat›rlar ‹brahim Kaypakka-ya’n›n Seçme Yaz›lar’›ndan al›nm›flt›r.

‹brahim Kaypakkaya; Kemalizm’e s›rt›n› yasla-yarak, kitlelerin mücadelelerini törpüleyenlerekarfl› bir ç›k›fl olmufl ve ülkemizde devrimci du-rumun geliflti¤i süreçte bir dönüm noktas›n›temsil etmifltir. O, daha bafl›nda donanm›fl,adeta yukardan ilahi bir güç gibi gelecek olando¤ru bir önderlik aray›fl› içerisinde olanlarakarfl›, “önce kitleleri bilinçlendirelim” gibi pasi-fist tutumlar sergileyenlere karfl› küçükten bü-yü¤e, zay›ftan kuvvetliye, basitten karmafl›¤ado¤ru geliflen iflçi-köylü temel ittifak›na daya-nan Marksist-Leninist-Maoist aflamal› devrimteorisini ülkemiz koflullar›nda, esas olarak k›r-lardan flehirlere do¤ru geliflen mücadelenin ön-deri olarak kitlelere prati¤i ile rehber olmufltur,olmaktad›r.

Bir yoldafl devrimciler için kelebek benzetmesiyapard›. Neden diye sordu¤umda “kelebeklerinömrü az olur” demiflti. Evet, ‹brahim Kaypakka-ya da kelebek misali k›sa yaflad› ama ard›ndaöyle bir miras b›rakt› ki tarihte silinemeyecekflekilde yerini ald›. O miras halk›n elindeki birgüç olarak, ülkemizde komprador kapitalizmi,feodalizmi, dolay›s›yla emperyalizmi hedef al-m›fl namludur.

Amed zindanlar›nda katledilen, doksan gün ifl-kenceye maruz kalan ama ser verip s›r verme-yen komünist önderin bu flanl› direnifli ilelebethaf›zalarda kalacakt›r. ‹brahim Kaypakkaya’ n›nsorgusunda söyledi¤i söz ile yaz›ya son veriyo-rum:

“Ben buraya kadar anlatt›klar›m› samimiyetleinand›¤›m Marksist Leninist düflünce u¤runayapt›m ve sonuçtan asla piflman de¤ilim. Benbu u¤urda her türlü sonucu göze alarak ve canbedeli bir mücadeleyi öngörerek çal›flt›m veneticede yakaland›m. Asla piflman de¤ilim birgün sizin elinizden kurtulsam gene ayn› flekildeçal›flaca¤›m.”

Amed’den bir okur

Hareket yoldafllar, hareket dostlar, hareket! Düflüncede,okumada, yazmada, kavramada, pratik zekâda hareket;yani zihinde hareket; eylemde, kavgada, eskiyi y›kma-da hareket. fiöyle bir dönüp Türkiye ve Kuzey Kürdistandevrim tarihindeki komünist önderlerin 20-25 yafllar›n-da 盤›rlar açan kapasitelerini, azim ve enginliklerini gör-dü¤ümüzde; içimizdeki gerili¤e, sinikli¤e ve çaps›zl›¤abir öfke do¤mal›.; nefretle statükolar› parçalay›p ileriat›lmal›y›z. fiu çokça bahsetti¤imiz kitlelerden ö¤ren-meyi, kitlelerin içinde bal›k olmay› ancak hayat›n içindeolarak, insanlar› anlayarak ve onlara anlatarak baflara-biliriz. Kitlelerin bir kula¤›ndan girip bir kula¤›ndan ç›kanbofl lafazanl›klar› ya da soyut meseleleri de¤il de, onla-r›n somut sorunlar›n› ilgilendiren konulara kafa yorma-l›y›z. Dar bir kesime yönelik de¤il de, y›¤›nlara yönelikdüflünmeliyiz. Geneli özgülle birlefltiremeyip, özgüle yö-nelik politikalar üretmeden onlara ulaflamayaca¤›m›zgibi; bir bakar›z ki onlardan fersah fersah uzaklaflm›fl›z-d›r. Bazen bulundu¤umuz yerin flöyle bir d›fl›na ç›k›p,yaflama farkl› bir gözle, farkl› bir noktadan bakabilmeli-yiz, d›fl›m›zda olanlar› iyi bir flekilde takip ederek, kav-ramaya çal›flmal›y›z. Öyle ki, bunu baflaramad›¤›m›z öl-çüde, yaflam› kendimizden ibaret görme darl›¤›na düfle-riz. Kuyudan gökyüzüne bakan kurba¤an›n enginli¤ineyse, bizimde enginli¤imiz de o kadarla s›n›rl› olur. Ma-oizm’in savunuldu¤unu söylemek, her laf›n bafl›nda Ma-o’dan dem vurmak kurald›r hepimiz için. Gö¤sümüzügere gere “Maoist’iz” diyoruz ama kaç›m›z gerçekten bubilimi lay›¤›nca kavray›p anlamaya çal›fl›yoruz? Kaç›m›zgünlük yaflant›m›zda rehber olarak kullan›p özümsüyo-ruz? Dikkat edelim, yaflant›m›zda Maoizm’i uygulam›yo-ruz; onu teorik bir kelime y›¤›n› olarak al›yoruz, güncel-de düflünme ve yaflama tarz› olarak içsellefltiremiyoruz.Maoistlik, bulundu¤umuz her alanda bir renk olabilmek;kiflilik ve mücadele ile bir ivme, bir canl›l›k, bir erdemyaratabilmektir. Alandan ayr›ld›¤›nda daha ileriye götü-recek hedefler b›rakmam›flsan; senin flevkin, senin ince-li¤in, senin tarz›n alanda silkinifl ve çat›flmalar yaratma-m›flsa, öylesine gelip gitmifl bir kifli olarak unutulursun.Miras›n› b›rakt›¤›n bir fley de olmaz.

Maoizm’i yaflayan k›lmak as›l Maoistliktir!Maoizm’i kuru bir laf kalabal›¤›na, süslü birkaç söz dere-kesine indirgemek; Maoizm’e en büyük kötülük yap-mak demektir. Maoizm’i ö¤renip, yaflama uygulamak,günlük yaflam›m›za rehber olmas›n› sa¤lamak ve ya-flant›m›zda gelifltirmek gereklidir. Sohbet, tart›flma yada kimi konular› tahlilde bol bol kullan›lan Maoizm te-orisi, günlük yaflamda ve kiflilikler oluflturma ba¤lam›n-da gere¤ince kullan›l›p, faydalan›lmay›nca, yani hakk›y-la içsellefltirilmeyince, yaflam›n ayr›, kiflili¤in ayr›, ide-olojinin ayr› bir yere gitme tehlikesi insanlar üzerindeortaya ç›kmaktad›r. Meseleleri ele al›rken felsefemiz ka-zanma olmal›d›r. ‹nsanlar› olumlu yanlar›ndan yakala-yarak gelifltirmek, ikna ve e¤itim yoluyla kitleleri sefer-ber etmek, gönüllülü¤ün görkemlilefltirdi¤i devrimci di-siplinle kolektif çal›flmay› uygulamak, bizi gelece¤e ta-fl›yacak oland›r. Bunun aksi, kimi dönem baz› kazançlargetiriyor gibi görünse de, esasta k›sa vadeli oldu¤u vekayba yol açaca¤› ortadad›r. Bilinçli ve gönüllü bir mü-cadele kitlesi yaratmadan, bulundu¤umuz alan› bilinçve gönüllülük temelinde organize etmeden enginlerifethetme ad›mlar›n› sürece uygun suretle atmak müm-kün olmayacakt›r. Yani bizi ifade eden, ideolojimizi be-lirleyen üç ana hat vard›r: bilinçli ve gönüllü savaflç›l›k,kitleleri kazanma ve dönüfltürme, dürüstlük ve ilkeliolma. Bunlar görünüflte genel geçer sözler olarak gö-rünse de, pratiklerde ve yaflam tarz›m›zda yaflan›r k›l›n-mas› ve ona uygun olman›n mücadelesi zor, fakat ol-dukça önemli bir zorunluluktur. Nas›l yapar›m da dev-rimcili¤i sa¤l›kl› bir flekilde verebilirim? Bundan da önce-si, nas›l yapar›m da kendimi daha da devrimcilefltirebi-lirim, diye sürekli düflünmek gerekir. Yine unutmamakgerekir ki, bir fleyleri kendi bünyemizde yaratmam›fl-sak, y›¤›nlar›n bünyesinde yeflerip gö¤e ermesini desa¤layamay›z. Eldeki ile yetinme, onunla idare etmeyeçal›flma, önemli bir yönüyle yerinde sayma, yani gerile-medir. Dahas› için çaba sar etme, gerçekli¤imizi bu yön-de zorlayarak de¤ifltirme Maoistli¤e uygun oland›r. Ko-flullar› anlama, bu koflullar› farkl›laflt›rarak ileriye götür-me, bir an bile akl›m›zdan ç›kmamas› gereken bir pers-pektiftir. Çal›flma alanlar›nda ya da iliflkilerde kitlelerinsiyasi-psikolojik durumlar›n› dikkate almayan, kaba-yö-netsel idari tedbirlerle çal›flmay› sürdürmeye çal›flan s›¤bak›fl aç›s›, meseleleri çözemeyecektir. Kitlelerin irade-sine baflvurmayan, kitlelerin iradesini göz ard› eden an-lay›fllar, k›sa vadeli ç›karlar ad›na devrimin uzun vadeliyaflamsal kanallar›n› t›kamaya yol açmaktad›r. Kitlelere“sürü” gözüyle bakan bu anlay›fllar, son tahlilde devri-me zarar vermektedirler. Kitlelere kendini ifade etme,kararlarda söz sahibi olma hakk› tan›nmay›nca, inisiya-tif sa¤lan›p, sorumluluk verilmeyince, kitleler mücade-leden so¤umakta ve sonuçta çürümeye terk edilmekte-dir. Bunu devrimcilik ad›na yapmak, sonucu de¤ifltirme-mektedir, kitleleri onlar›n içinde ve bafl›nda yer al›p, biryandan onlardan ö¤renerek e¤itmek yerine, kitleleri te-peden kumanda etmek tercih edilince bu sonuç kaç›n›l-maz olmaktad›r. Yaflam›m›z›n tüm alanlar›nda ideolojik-siyasi kimli¤imize uygun davranarak ve bu temeldeoluflturaca¤›m›z kiflili¤imizi gelifltirerek hareket etmeli-yiz. Enginleri fethetme ruhunu verecek olan Maoistkimli¤i, yaflam›n günlük prati¤inde içsellefltirilebildi¤i-miz oranda baflar› elde edebiliriz. Bizi gelece¤e tafl›ya-cak bu estetik bilime dört elle sar›larak ileri at›lmal›y›z.

Ali ‹hsan Özkan

Demokratik Cumhuriyet ekseninde flekillenerek,kitle faaliyeti yürütürken sa¤lam zemin üzerindenyükselen politik sa¤laml›k esas al›nmal› ve kadro-lar buna göre flekillendirilmelidir. Yerel çal›flman›n,siyasetin merkezi politikalar›ndan ba¤›ms›z eleal›nmamas› için yerel faaliyetçilerin kendi yerelle-rinin özgün koflullar›n› iyi bilmeleri ve ona göre ha-reket tarz› uygulamalar› gerekmektedir. Bu faali-yetçiler, örgütlü mücadele içinde kendilerini gelifl-tirip dönüfltüren faaliyetçiler olabilmeli ve halk›nihtiyaçlar›na cevap olabilmelidirler.Bugün dünden daha çok örgütlü mücadele içindeolmak ve o çark›n bir difli olarak faaliyet yürütmekzorunday›z. Devrimci irademizi ortaya koyarak kit-lelere güven afl›lamak, yerelde geliflen olaylaraan›nda müdahale etmek, s›n›f savafl›n›n çeliflkileri-ni derinlefltirmek, yeni insan› yaratmak, sa¤lamkadrolar› sahneye ç›kartabilmek için devrimci fa-aliyet yürütmek, geliflen sürece müdahale edebil-mek için siyasal, politik ve kültürel olarak kendi-mizi yenilemek, yeni demokratik cumhuriyet ek-seninde güçlerimizi konumland›rarak hedefe kilit-lenmek durumunday›z.Her birey Yeni Demokratik Cumhuriyet program›ekseninde örgütlenip kendisini gelifltirmeli, siya-sal-politik ve kültürel olarak yeniyi yaratma arzu-suyla hareket etmeli, ayn› zamanda tüm küçükburjuva hastal›klardan kurtulup, yanl›fllardan dersç›kartarak kendisini gelifltirmelidir.Politik olmayan hiçbir birey yeniyi yaratamayaca-¤› gibi, do¤ru politikalar›n baflar›ya ulaflmas› önün-de de engel teflkil edecektir. Siyasal, ideolojik geri-likler siyaseti t›kayaca¤› gibi var olan yanl›fllara ye-nilerini ekleyecektir. Bundan dolay› geliflmekteolan her hareket daima yeniyi yaratma, gelifltirme,gelece¤e tafl›ma, o çark›n bir difli olma cesaretinigösterip zorluklar karfl›s›nda siyasal, ideolojik, poli-

tik sa¤laml›k göstermelidir.Örgütlü mücadele içindeki her birey yozlaflmaya,siyasal gerili¤e karfl› kendini gelifltirip yenilemeli-dir. Bu konuda bencillikten, bireysellikten, popü-lizmden s›yr›l›p kendisini siyasal, politik hatta ge-lifltirmelidir. Ceneyt yoldafl›n flu sözü unutulma-mal›d›r: Önemli olan “sivrisinekleri yok etmek de-¤il, var olan batakl›¤› kurutup sivrisineklerin türe-mesini engellemektir” Dolay›s›yla tek tek hatalar›-m›z›n yan› s›ra ve esas olarak onlar› üreten siyasal,politik zemine yönelmemiz gerekir. Bu ba¤lamdayerel örgütlülüklermizdeki çal›flma tarz›m›z, poli-tik, siyasal, ideolojik hatta, gelecekte HalkSavafl›’na ana ana damar olmal›d›r. Faaliyetçisin-den kadrosuna, taraftar›ndan okuruna kadar herbir Kaypakkayac› birey kendisini bu do¤rultudaflekillendirmelidir. Çünkü bugün dünden daha çokbuna ihtiyac›m›z vard›r. Mao yoldafl›n “Ordusu ol-mayan bir halk›n hiçbir fleyi yoktur” sözünü bilinç-lerimizde diri tutmal›, çeliflkilerin alabildi¤ine de-rinleflti¤i, zam-zülüm-iflkencelerin artarak devametti¤i bu sistemi alt etmenin tek yolunun Halk Sa-vafl›’ndan geçti¤ini unutmamal›y›z. Var olan gücü-müzü buna göre flekillendirmeli, devrimci irade-mizi daha net ve berrak bir flekilde ortaya koyma-l›y›z.Yerel örgütlülüklerde sorumluluk alacak yoldaflla-r›n politikleflmeleri, sorumluluk üstlenmeleri, ya-flamlar›n› bir bütün olarak devrimcilefltirmeleri ol-mazsa olmazd›r. Bu eksende tüm gerici, yoz kül-türe karfl›, devrimci kültürü hayat›n›n her alan›n-da ete-kemi¤e büründürerek tüm yanl›fllara, ha-talara, zaaflara karfl› amans›z bir mücadele yürüt-meli, politik-siyasal olarak yetkinleflmeli ve dev-rimci iradeyi kuflanarak gelece¤i kazanma cüreti-ni göstermelidir.

Bursa’dan bir okur

25 Haziran 1995’te Dersim’inOvac›k Yeflilyaz› Nahiyesi Kar-dere mevkiinde girdi¤i çat›fl-mada flehit düflen DHKP/C bir-lik komutan› Kenan Gürz ve1997'de Pertek'te flehit düflenDHKP/C gerillas› Cihan Gürz’üsayg›yla an›yoruz.

Mahir Gürz

10 Aral›k 1996’da Dersim’in Hozat

ilçesinde girdi¤i çat›flmada Meh-

met Zeki Arslan, Celal A¤ül ve So-

ner Koçyi¤it ile birlikte flehit dü-

flen Deniz Kark›z’› ve yoldafllar›n›

sayg›yla an›yoruz.

‹rfan Kark›z

‹lle de Maoizm

‹brahim Kaypakkayave Kemalizm

Yerel örgütlülükte cal›flmave yeniyi yaratma

KENAN GÜRZ

M. ZEK‹ ARSLAN CELAL A⁄GÜL

DEN‹Z KARKIZ

SONER KOÇY‹⁄‹T

C‹HAN GÜRZ

Page 15: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

152-16 Aral›k 2008güncel

Ülkenin içerisine girdi¤i yerel seçim atmosferinde bir yan-dan sistem partilerinin bini bir para rezillikleri gündemi iflgalederken, devrimci-demokratik cephede de ittifaklar tart›fl›-l›yor.

Yerel seçimler yaklaflt›kça, sistem partilerinin ve devrimci,demokrat güçlerin de gündemini büyük oranda iflgal etme-ye bafllad›. Sistem partilerinden öne ç›kan AKP, seçimlerdenkazan›m elde etmek amac›yla gerçeklefltirdi¤i, Kürt sorunu,Alevi sorunu gibi konularda tart›flmalara yol açan yaklafl›m-lar› ile göz önündeyken, klasikleflen kömür, makarna, al›flve-rifl çeki gibi ‘yard›m’lar›yla da büyük bir bütçeyi seçimlereay›rd›¤›n› göstermifl oldu. Sistem partileri içerisinde öne ç›-kan AKP, özellikle Kuzey Kürdistan illerinde DTP ile bir yar›flhalinde. DTP de yerel seçimlere yönelik haz›rl›klar›na baflla-d›. Kürt sorununun çözümüne endeksli olarak, yerel yöne-timlerin rollerinin artt›r›lmas›n› da ifade eden DemokratikÖzerklik talebini seçim çal›flmalar›nda öne ç›karan DTP, Ku-zey Kürdistan’da önceki seçimlerde AKP’ye kapt›rd›¤› beledi-yeleri de alaca¤›n› vurguluyor.

Kriz mi var dediniz!

Devlet bütçesinden, Temmuz 2007 seçimlerinde ald›klar› oyoranlar›na göre seçim yard›m› alacak olan AKP, CHP ve MHPpartileri, ülkenin de etkisi alt›na girdi¤i ekonomik kriz flart-lar›nda bütçeden 162.4 milyon YTL alacaklar. AKP, AnayasaMahkemesi’nde görülen kapatma davas›nda verilen karar›nsonucu olarak, seçim yard›m›ndan 23 milyon YTL eksikle,69.6 milyon YTL alabilecek. Yard›mdan CHP 41.4, MHP ise21.4 milyon YTL alacak. ‹zmir, Amed, Dersim gibi illeri hede-fine koyan AKP’nin, ‹zmir için 2.5 milyon YTL’lik bütçe ay›ra-ca¤›, CHP’nin ise bu ile 4 milyon YTL’lik bütçe ay›raca¤› be-lirtiliyor.

AKP yoksullaflt›r›p sadaka da¤›t›yor

2002 y›l›ndan bu yana hükümette bulunan AKP, ‘sosyaldevlet’ olma sorumlulu¤uyla(!), kenarda köflede kald›¤›n› id-dia etti¤i yoksullara ‘yard›m elini uzat›yor’. ‹zlenen azg›n sö-mürü politikalar› nedeniyle, ‘açl›k s›n›r›’n›n alt›nda yaflayanmilyonlarca kifliyi kenarda köflede kalm›fllar fleklinde de¤er-lendirerek manipülasyon yapan AKP, iflçi-memur ücretlerinive sosyal haklar›n› iyilefltirmek yerine, sadaka da¤›tmay›‘sosyal devlet’ sorumlulu¤u olarak addediyor. Seçim yat›r›-m› olarak bilinen bu sadaka da¤›tma faaliyetlerinde AKPyaln›z da de¤il. Hükümete geldi¤i 2002 y›l›ndan bu yana,ayn› anlay›fltaki ‘yard›mlaflma’ derneklerinin say›s›nda vefaaliyetlerinde de art›fl gözlenir oldu. Kendilerini ‘yard›m ku-ruluflu’ olarak tan›tan bu dernekler, emperyalizmin güdü-mü alt›ndaki hükümetin izledi¤i politikalar sonucu ekono-mik ve sosyal y›k›m› yaflayan halka ‘sadaka’ verir gibi, g›da,yakacak ‘yard›mlar›nda’ bulunuyorlar. Amerika’da yaflayanve bu emperyalist gücün emrinde dünyaya aç›lan FethullahGülen’in ülkemizdeki takipçileri olan bu çevreler, Gülen ce-maatinin ve dolay›s›yla Amerikan emperyalizminin siyasiç›karlar›na göre konumlan›yorlar. Gülen’in arkas›nda bulun-du¤u AKP de, t›pk› cemaat dernekleri gibi, devlet bütçesin-den sadaka da¤›t›yor.

‘Kömür torbas›n›n ucundan tutar m›s›n›z say›nvalim’!

Tek bafl›na hükümet olman›n avantajlar›n› kullanan AKP,devlet kurumlar›n›n ço¤unda kadrolaflt›¤› gibi, illerin en üstdüzeyde sorumlusu olan valilikleri de elinde bulunduruyor.Tüm illerde AKP politikalar›n› hayata geçiren valiler de yerelseçimler öncesi bu süreçte, AKP’ye çal›fl›yor. Amed gibiillerde devletin valisi, AKP’nin Baflbakanl›k eliyle da¤›tt›¤›kömürleri bizzat elden da¤›t›yor. Valilere “vatandafl›n kap›-s›n› çal›n, gerekirse kömür kamyonunun floför mahallineoturun, siz gidin da¤›t›n” diyen Baflbakan Erdo¤an, ‘yerel se-çimlere yat›r›m yap›yor’ yönündeki elefltiriler için de, “Benielefltirdiler. Türkiye Cumhuriyeti’nin valisi kömür da¤›t›r m›,dediler. Ben da¤›t›yorum, tabii ki benim valim de da¤›tacak”dedi.

Erdo¤an, “Kömür da¤›t›yoruz, ders kitab› da¤›t›yoruz, ihtiyaçsahiplerine g›da da¤›t›yoruz, yiyecek da¤›t›yoruz. Söyledik-leri flu; ‘Siz bunu parti propagandas› yapmak için da¤›t›yor-sunuz.’ Bu devlet Anayasada nas›l tan›mlan›yor: Demokra-tik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Sosyal bir hukuk devletine demek? Sosyal bir hukuk devleti bu demek iflte, bu" di-yor. Kömürü, makarnay› sadaka verir gibi da¤›t›nca sosyalbir hukuk devleti olunuyormufl!

CHP türbanl›ya, AKP bafl› a盤a rozet tak›yor

Sistem partileri iflgal ettikleri vitrinde günde bir rezilli¤i göz-ler önüne seriyorlar. Erdo¤an’›n sosyal bir hukuk devleti ileilgili gülünç ifadelerine prim veren anlay›fl›, bu kez de bir di-¤er sistem partisi CHP ile yürüttü¤ü rekabet ortam›nda vit-rine tafl›nan türban sorununda teflhir oldu. Sözde laiklikbayra¤›n› tafl›yan CHP de bu rekabet ortam›nda izledi¤i po-litikalar ile faflist yüzünü iyiden iyiye teflhir ediyor. Irkç›l›ktabilinen çevreleri de bu süreçte geride b›rakan CHP, ‘laiklikelden gidiyor’ 盤›rtkanl›¤›n› yapt›¤› türban sorunun tart›fl›l-d›¤› günlerin üzerinden daha çok zaman geçmemiflken, se-çimlere yönelik olarak, partisinin rozetini kameralar karfl›-s›nda kara çarflaflara bürünmüfl kad›nlara takt›. Bunun ar-d›ndan AKP de bofl durmayarak, parti rozetini kameralar›nkarfl›s›nda bafl› aç›k kad›nlara takt›. Rezilli¤in bin türlüsünüher gün k›yafet de¤ifltirir gibi giyinip kuflanan sistem parti-leri vitrinlerde halk› aldatmay› sürdürüyor.

Yerel seçimlere do¤ru yaklafl›rken sistem partilerinin 盤›rtkanl›klar› biryana, devrimci, demokrat çevrelerin de gündeminde yerel seçimler bu-lunuyor. Yerel seçimlere dair nas›l bir politika izlenece¤i, ittifaklar›nhangi temelde sa¤lanaca¤›, yerel yönetimler konusunda nas›l bir prog-ram oluflturulmas› gerekti¤i gibi konular bu cephedeki kesimler taraf›n-dan seçimlerden aylar önce tart›fl›lmaya baflland› bile.

Mart 2009’da yap›lacak olan yerel seçimlere yönelik olarak devrimci,demokrat cephede yer alanlar aras›nda kimi kesimler bu süreçte izle-yecekleri politikalar› belirlemifl bulunuyor ve flimdiden yerel seçimprogramlar›n› kamuoyuna aç›klam›fl bulunuyorlar. Bu cephede de yo-¤un bir yer edinen yerel seçim gündemi, ittifaklar›n nas›l, kiminle vehangi ilkelerle yap›laca¤› fleklinde tart›flmalara da sahne oluyor. Görüfl-melerin, temaslar›n sürdü¤ü birçok yerde, ittifaklar ve seçimlerdeaday belirlemeye yönelik dar ve genifl toplant›lar gerçeklefltiriliyor.

‘Kendi toplumsal sistemimizi örüyoruz’

Bu süreçte ‘demokratik özerklik’ program›yla hareket eden DTP, yerelseçimlerden de hareketle gelece¤e yönelik hesaplar›n› flu sözlerleözetliyor: ‘Kendi toplumsal sistemimizi örüyoruz’. Yerel seçimler gün-deminde kritik bir noktada durdu¤u için önceki say›m›zda güncel po-litik durum hakk›nda görüfllerini ald›¤›m›z DTP Amed ‹l Baflkan› NecdetAtalay’›n ‘Demokratik Özerklik’ projesinin özüne iliflkin sorumuza ver-di¤i yan›tlar DTP’nin mevcut gündemi ele al›fl›n›n anlafl›lmas› noktas›n-da yard›mc› oluyor: “Devlete ra¤men kendi toplumsal düzenimizi ör-meye çal›fl›yoruz. Köylerde ‘komün’, mahallelerde ‘mahalle meclisleri’,Bölge genelinde ‘bölge meclisi’… Hepsi, ‘Demokratik Özerklik’ dedi¤i-miz projenin toplumsal altyap›s›n› oluflturmay› hedefliyor. Özgür yurt-tafl bilinciyle, yurttafl›n hayat›n›n bütününe dair söz ve karar sahibi ol-mas› felsefesiyle bu çal›flmay› yürütüyoruz. Bu sistemimizde, her din,kimlik, mezhep, s›n›f ve cins kendini ifade edebilir.”

‘Belediyeler özerkleflmeli’

2004 y›l›ndaki yerel seçimlerde Türkiye-Kuzey Kürdistan’daki tüm illeraras›nda yaln›zca il düzeyinde kad›n belediye baflkan› olan tek il Der-sim olmufltu. Seçimlere SHP ad›yla giren ve DTP taraf›ndan merkeziatamayla adayl›¤› belirlenen Songül Erol Abdil, seçimler öncesinde ya-p›lan propagandan›n aksine, bu ilin di¤er demokratik güçleriyle ‘de-mokratik güç birli¤i’ni sa¤layamad›. Seçimlerdeki rekabet ortam›n›, be-lediyenin faaliyetlerine de yans›tma zay›fl›¤›n› gösteren Abdil, bu se-çimlerde aday olmayaca¤›n›, bunun kendi tercihi oldu¤unu aç›klad›.Abdil, “Gelen aday›m›z›n da partimizin yerel yönetimlere bak›fl aç›s›y-la çal›flmalar›na devam edece¤ine inan›yorum. Bu görevi bir kad›n ar-kadafla devretmenin mutlu¤unu yafl›yorum. fiuna kesin bak›yorum,DTP’nin baflkanl›¤›nda burada bu görev devam edecek. Her fleyden ön-ce bizim Türkiye’den flöyle bir beklentimiz var. Kat› merkezi yönteminde¤ifltirilerek, yerel yönetimlerin özerkleflmesi ve bu ba¤lamda daKürt sorununun çözülmesi gerekiyor. Belediyecilik sadece hizmetüretmek de¤il, ayn› samanda Türkiye’nin demokratik yap›s›n› güçlen-direcek çal›flmalar da yürütülmeli” dedi.

AKP’ye karfl› dönemsel pragmatist ittifaklar

DTP, ‘demokratik özerklik’ program› ve ‘kendi toplumsal sistemimiziörüyoruz’ söylemiyle Kürt illerinde mitingler, toplant›lar düzenlerken,Kürt sorununun çözümü noktas›nda devletin geleneksel yaklafl›m›n›da sopa olarak elinde bulunduran AKP’ye belediyeleri kapt›rmamay›ve daha çok belediye kazanmay› hedefliyor. 2004 y›l›nda yap›lan ön-ceki yerel seçimlerde ‘demokratik güç birli¤i’ politikas›yla ittifak yelpa-zesine Murat Karayalç›n’l› SHP’yi de dahil eden DTP, önümüzdeki se-çimlerde bu kez çat› partisi tart›flmas› etraf›nda toplanan kesimlerle it-tifak kurmay› hedefliyor, bu ittifakta SHP bulunmuyor. Düzen partisiSHP, önceki seçimlerde izledi¤i siyasetin tersine, ›rkç› söylemlerini t›r-mand›ran CHP ile, AKP karfl›tl›¤› temelinde birleflti. Bu birleflim, izlenen›rkç› politikalar›n yans›mas› olarak CHP çevresinde de, SHP’nin Kürt ulu-sal hareketi ile yapt›¤› ittifak nedeniyle rahats›zl›k yaratm›fl durumda.CHP’nin teklifi üzerine Ankara Büyükflehir Belediyesi için Melih Gökçekkarfl›s›nda aday olmay› kabul eden SHP Genel Baflkan› Murat Karayal-ç›n, bunun üzerine CHP’ye geçti. Karayalç›n’›n geçifli, partisi SHP taraf›n-

dan da onaylanm›fl oldu. Benzer bir geçifli SHP’li ve ‘sosyal demokrata¤abey’ olarak de¤erlendirilen Ercan Karakafl da yapt›.

Devrimci-demokrat kesimler ittifak aray›fl›nda

Reformist soldaki Özgürlük ve Dayan›flma Partisi (ÖDP), çat› partisi tar-t›flmalar› üzerinden do¤acak ittifaklara desteklerini sunaca¤›n› aç›kla-makla birlikte, yerel seçim politikas›n› belirleyerek örgütlülüklerinegönderdi¤i yaz›da yerel platformlar›n kurulmas›n› öngörüyor. Yerel ini-siyatife dikkat çeken ÖDP, AKP’ye ve “statükocu sola karfl› solun ortakadaylar›n›n belirlenmesi” karar›n› deklare etmifl oldu.

Di¤er bir sol güç Halk Evleri, geçmifl seçimlerde izledi¤i politikadanfarkl› bir politika gelifltirmeyece¤ini deklare etti. Yerel seçimlere dairpolitikas›n› her ne kadar kamuoyuna duyurmasa da Halk Evleri, AKP’yekarfl› Ankara’da Murat Karayalç›n’› destekleyece¤i yönünde imalardabulunarak, CHP-SHP ittifak›na s›cak bakt›¤›n› gösterdi.

Geçmifl seçimlerde DTP öncülü¤ündeki ‘demokratik güç birli¤i’ içerisin-de yer alan Emek Partisi, bu seçimlerde t›pk› ÖDP gibi çat› partisi ek-senli bir ittifak› gelifltirece¤ini söylüyor. Her zaman için yerel seçim po-litikalar›n›n oldu¤unu aç›klayan EMEP Genel Baflkan› Levent Tüzel, de-mokratik ve halkç›, halk›n taleplerine sayg›l› ve bu talepleri yerine ge-tirecek bir belediyecilik anlay›fl›n› savunduklar›n› aç›klad›. Tüzel, se-çimlerde yukar›dan de¤il, yerellerden belirlenmifl sol adaylar› destek-

leyeceklerini söyledi. SHP’li (art›k CHP’li) Karayalç›n’›n adayl›¤› için, par-

tiden çok, program›n önemli oldu¤unu vurgulayan Tüzel, düflünülen

çat› partisi tart›flmalar›n›n bileflenleri ve di¤er sol partilerle ortak aday

belirlemek için görüfltüklerini ifade etti.

Türkiye Komünist Partisi (TKP) de, yerel seçimlerde ‹l Genel Meclisi

seçimlerine TKP ad›yla ve Yurtsever Cephe örgütlerinin belirledi¤i

adaylarla kat›laca¤›n› aç›klad›. Belediye Baflkanl›¤› ve Belediye Meclisi

üyelikleri için yap›lacak seçimlerde ise, belirli ilkeler etraf›nda solun

ortak adaylar›n›n belirlenmesi ve seçimi için ortak çal›flma yürütmeyi

düflünüyor. Bunun yan›nda, yerelleflme ve yerellerde halk›n talepleri-

nin ve kendi inisiyatifinin sa¤lanmas›n›n önemine dikkat çekiyor. Bir

tak›m ilkeler çerçevesinde ittifaklar yap›labilece¤ini kaydeden TKP, dü-

flündükleri sol ittifak içerisinde sosyal demokrat partilerin hesaba ka-

t›lmayaca¤›n› söyledi.

Çat› partisi tart›flmalar›n› yürüten bileflenler yerel seçimler noktas›nda

somut ad›mlar atmaya haz›rlan›yor. Bileflenler, 13-14 Aral›k tarih-

lerinde ‹stanbul’da yap›lacak bir konferans ile emek ve demokrasi

güçlerinin birlik sorununu tart›flmaya haz›rlan›yor. Öte yandan

demokrasi güçlerinden EHP, SEH, Halkevleri, KÖZ, DS‹P, TÖP, Sosyalist

Parti, SDP, EMEP, ÖDP, DTP, SODAP, Anti-kapitalist, Kald›raç, ESP, DHF,

TKP, D‹P Giriflimi, HKM, Halk Cephesi, BDSP 19 ve 28 Kas›m tarihleri

aras›nda bir araya gelerek yerel seçimlerde birli¤i tart›flt›lar.

Yerel seçim gündemi hareketleniyor

Demokrasi güçleri haz›rl›klara bafllad›

Yerel seçimleri, aylar öncesinden gündemine alan demokrasigüçlerinden Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) da yerel se-çimlere dair politikas›n› kamuoyuna deklare etti. DHF MerkezYönetim Kurulu yapt›¤› yaz›l› aç›klamada, yerel seçimlere dairiki temel yönelimlerinin oldu¤unu belirtti.

Geçmiflte yeni demokrasi mücadelesi içersinde bulunmufl, bu-gün mücadele içerisinde aktif olarak bulunmasa da duruflun-dan taviz vermemifl kiflilerle süreci de¤erlendirme ve ortak birhareket yaratma ile bu olgunlaflmaya paralel olarak anlay›fl veprogram zemininde demokrasi güçlerinin birli¤ini sa¤lama; DHFMerkezi Yerel Seçim Komisyonu’nun önüne koydu¤u iki temelyönelimi oluflturuyor. Bu yönelimleri için uzun süreden beri ‹s-tanbul, Ankara, ‹zmir ve Dersim merkezli toplant›lar gerçeklefl-tirdi¤ini aç›klayan DHF, yerel seçimlere yönelik izlenen politika-n›n di¤er devrimci-demokrat kurumlarla paylafl›ld›¤›n› söyledi.

‘CHP-SHP gericili¤ine teslim olmayal›m’

Sömürü düzeninin AKP sahtekarl›¤›na ve ‘AKP karfl›tl›¤›’ üzerin-den var etmeye çal›flt›¤› CHP-SHP gericili¤ine teslim olunama-yaca¤›n›n alt›n› çizen DHF, bir taraftan AKP gericili¤inin halka‘umut’ olarak sunulmaya çal›fl›ld›¤›n›, di¤er taraftan da ‘laikdevlet elden gidiyor’, ‘bu ülkeyi gericilere b›rakmayaca¤›z’ söy-lemleriyle ezilen halklar›n CHP-SHP gericili¤ine yedeklenmek is-tendi¤ini aç›klad›. Bu gerici sald›r›lara alternatifin, demokrasigüçlerinin anlay›fl ve program eksenli birlikteli¤i oldu¤unu söy-leyen DHF, sald›r›lar karfl›s›nda en geçerli çözümün halkla bir-likte yarat›labilece¤ine dikkat çekti.

‘Merkezi ve program zemininde bir birliktelik esasolmal›’

Demokrasi güçleriyle en genifl birlikteli¤in sa¤lanmas› gerekti-¤ine vurgu yapan DHF, esas olan›n ‘güç birli¤i’ ya da ‘eylem bir-li¤i’ de¤il, halk›n merkez al›nd›¤› anlay›fl ve program zeminindebir birliktelik oldu¤unun alt›n› çizdi. DHF, yerel seçimlere dairtemel yönelim ve politikalar›na dair aç›klamas›nda flunlara de-¤indi: Bu birliktelik yerel seçim sonras›nda da devam etmelidir.Bu hedefe ulaflabilmek için demokrasi güçlerinin birli¤i tart›fl-malar› merkezi toplant›larla s›n›rl› kalmamal›d›r. Merkezi birli-¤in süreklili¤i, yerel platformlar oluflturulmas› ve demokrasigüçlerinin birli¤inin, halk›n kat›l›m›n›n sa¤land›¤› pratik bir faali-yet içerisinde olanakl›d›r.

‘Adaylar ve program halk›n inisiyatifiyle belirlen-meli’

Toplumun farkl› kesimlerinin, bulunduklar› yerleflim alanlar›n-da kendi yerel yönetimlerini yaratma sürecine aktif bir flekildekat›lmalar›n›n sa¤lanmas›n›n zorunlu oldu¤unu belirten DHF,Halk Meclislerinin oluflturularak halk›n yönetime kat›lmas›n›sa¤lamay›, söz, yetki ve karar›n halka verilmesini yerel seçim-lerdeki en önemli hedefi olarak gördü¤ünü ifade ediyor. Budo¤rultuda, ‘2009 yerel seçimleri öncesinde oluflturulacak ge-nel bir program ile her seçim birimi için o seçim çevresindeoluflturulacak somut seçim programlar›, mahallede yaflayanherkesin kat›l›m›na ve müdahalesine olanak verecek bir tart›fl-ma süreci içerisinde belirlenmelidir’ demekte.

Seçim esas›na uygun olarak belirlenmifl olan ve seçimleri kaza-nan adaylar›n, yönetim süresi içerisindeki tüm faaliyetlerde,oluflturulan programa uygun hareket etmeyi taahhüt etmesi-nin önemine de¤inen DHF, seçilen kiflilerin halk meclislerine vehalka karfl› sorumlu olmas›na ve bu sorumlulu¤un gere¤ininpratik olarak ortaya konmas› gerekti¤ine vurgu yap›yor.

DHF: Halk›n ç›karlar›n› temsil edecek birprogram ve demokratik birlik anlay›fl›

Page 16: 2 - 16 Aralık 2008 - Sayı 144

Türkiye’nin az say›da kalm›fl az›nl›k topluluklar›n›n bir

arada yaflad›¤› özelde Güneydo¤u, genelde de Türkiye

için iftiharla yapt›¤›m›z bir sunum vard›r:

Hoflgörünün doyas›ya yafland›¤› bu topraklarda!

Ne demektir hoflgörü?

Yap›lan bir hataya affedici bilgelik içinde yaklaflmak.

Türk Dil Kurumu’nun 1974 bas›m› eski sözlü¤ünde

“hoflgörü” karfl›s›nda flunlar yaz›yor:

“Her fleyi anlay›flla karfl›layarak, olabildi¤i kadar hofl

görme durumu, tolerans, müsamaha.”

Bir foto¤raf karesine ayn› anda cami, kilise, havra gibi

farkl› dinlerin ibadethanelerinin girebildi¤i Mardin"in

son y›llardaki fiyakal› slogan› flöyledir:

-Hoflgörünün baflkenti!

Yani?

Bak›n iflte buras› Müslüman bir ülkenin topraklar› ol-

mas›na karfl›n kiliseler, havralar, manast›rlar, H›ristiyan

mezarl›klar› oldu¤u gibi duruyor.

Onlara hoflgörü gösteriyoruz!

2000’li y›llara yeni girmifltik. Mardin’de Valilik rehberli-

¤inde kent gezisi yapan kalabal›k bir gazeteci grubu ile

birlikte rehberimizi dinliyorduk:

-Buras›››› hoflgörünün baflkentiiiii. Kiliseleriiiiii, havralar›-

››››, camileriiiii.

Bir lise ö¤retmeni, Vali’nin huzurunda g›rtla¤›n› parala-

yarak Mardin üzerinden “hoflgörü” gazelleri okuyordu.

Ö¤retmen bir ara nefes almak için sustu. Sevgili Duygu

Asena her zamanki içtenli¤inde (patavats›zl›k olarak da

görülebilir) sordu:

-fiu gördü¤ümüz kilisenin cemaati var m›?

-Hay›r!

-Peki sa¤›m›zdaki kilisenin?

-Maalesef o da kapal›.

-Sinagog aç›k m›?

-De¤il!

-Yandaki kilisede ibadet yap›l›yor mu?

-Yap›lm›yor, yaz›n özel günlerde aç›l›yor.

Duygu yine içtenli¤ini konuflturup ö¤retmenin ve res-

mi söylemin a¤z›n› t›kayarak flöyle dedi:

-Hepsini kovalam›fl›z, niye böyle avaz avaz ba¤›r›yoruz

ki hoflgörü, hoflgörü diye?

Ortam yaz s›ca¤›nda buz gibi oldu. Kent gezisi sessizce

serbest dolafl›m haline dönüfltü, Vali ve resmi heyet

gruptan ayr›ld›, biz de Mardin normallerine döndük.

Hoflgörü, az›nl›k muhataplar› aç›s›ndan hazmedilmesi

zor bir kavram olarak karfl›m›zda duruyor.

Askeri komut sertli¤inde “hoflgörü” diye hayk›rmak, üs-

telik bunu da olur olmaz yerlerde b›kt›r›c› bir s›kl›kla

tekrarlamak baflka fleyleri ima ediyormufl izlenimi

uyand›r›yor:

Asl›nda bizim sizi gebertmemiz laz›m ama flükredin ki,

biz hoflgörülüyüz!

‹nsan›n kafatas›n› çatlatan 5x10’luk kalaslarla sürekli

hoflgörü hat›rlatmas› yapmak hem amac›na hizmet

edicilikten uzaklaflt›r›yor, hem de ay›p oluyor!

Farkl› inançlar›ndan ötürü hoflgörü gösterdi¤imiz(!) in-

sanlar bu topraklarda bizlerden 1000 y›l önce de yafla-

m›yorlar m›yd›?

Diyarbak›r’daki Meryemana Kilisesi’nde ‹sa’dan önceki

y›llara ait ibadethanenin izleri dik dik duruyor.

Hem sonra Hrant Dink’i öldürtüp, Malatya katliam›n›

yapan, ‹talyan Rahip Santoro’yu kurflunlatt›ktan sonra;

AKP hükümetinin “ak›l adam›” Vecdi Gönül’ün ç›k›p

“milli devlet” ile gayri Müslim az›nl›klar aras›nda ters

orant› kuran aç›klamalar›n› da bunlar›n üzerine tüy ha-

linde dikerek nas›l ve hangi yüzle ba¤›rtaca¤›z lise ö¤-

retmeni rehberlerimizi:

-Hoflgörünüüüüü!..

Biz az›nl›klara yap›lanlar› hofl görmeyelim, resmi zevat

da “hoflgörü” diye kimsenin bafl›na ekflimesin.

Hofl görmeyelim

hofl görmesinler

KONUK YAZAR Naz›m ALPMAN

KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹ Sahibi ve Yaz› ‹flleri Müdürü: Hakan ERTEN Yay›n Türü: Yayg›n Süreli

YYöönneettiimm YYeerrii:: Katip Mustafa Çelebi Mah. Tel Sok. No:20 Daire:2 Beyo¤lu/‹stanbul Tel: (0212) 243 91 92

‹‹ZZMM‹‹RR:: 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 � KKAARRTTAALL:: ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Dai--re:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 � MMEERRSS‹‹NN: Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3 � MMAALLAATTYYAA:: Dabakha--ne mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97 � KKOONNYYAA:: B. Hekim Mah. Kale Önü Sokak NO:2-7 Meran Tel

Fax: : (0332) 351 59 55 � AAMMEEDD:: ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:4 No:109 Da¤kap›/Amed � AATT‹‹NNAA:: Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] � YYDD TTEEMMSS‹‹LLCC‹‹--LL‹‹⁄⁄‹‹:: Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected]

TTeekknniikk HHaazz››rrll››kk:: Kardelen Yay›mc›l›k Adres: Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3

Okmeydan›/‹STANBUL Tel:(0212) 238 37 76 Faks:(0212) 238 37 96

BBaasskk››:: SM. Matbaac›l›k Adres: Çobançeflme Mah. Sanayi Cad. Altay Sokak NO:10 A

Blok Yenibosna Bahçelievler-‹ST. Tel ( 0212) 654 9418

BBÜÜRROO

LLAARR

ANKARA- On binlerce iflçi, iflsiz, emekçi, ö¤renci krizin bedeliniödememek için, iflsizli¤e, yoksullu¤a ve zamlara karfl› Anka-ra’daki mitingde bulufltu.

Kamu Emekçileri Sendikalar› Konfederasyonu (KESK) ve Devrim-ci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (D‹SK)’nun “Emek, Bar›fl ve De-mokrasi Mitingi”ne ça¤r›s›yla bir araya gelen on binlerce kifli, kri-ze karfl› emek cephesini yükseltme karar› ald›. 29 Kas›m günüyurdun çeflitli illerinden gelen kitle, sabah›n erken saatlerindeAnkara Hipodrom’da topland›ktan sonra S›hhiye Meydan›’nado¤ru yürüdü. D‹SK ve KESK’in ça¤r›s› ile birçok siyasi parti vekitle örgütünün kat›l›m›yla Ankara’da yap›lan mitingte, iflçi veemekçiler krizin bedelini ödemeyeceklerini hayk›rd›lar. Merkezikat›l›mla gerçekleflen mitingde, Demokratik Haklar Federasyo-nu’da, bu hayk›r›fla ses katanlar aras›nda yer ald›.

Krize karfl› emek cephesi

Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an’›n “kriz yok” diyerek kriz karfl›-s›nda emperyalist-kapitalist ülkelere ra¤men ülkemizin en azderecede etkilenece¤ini bildirdi¤i flu günlerde, halk›n omzunayüklenen faturalar durumun hiç de öyle olmad›¤›n› gösteriyor.Elektrik, do¤algaz ve temel g›da maddelerine yap›lan zamlar,krizin faturas›n›n emekçiden ç›kar›lmak istendi¤ini kan›tl›yor.“‹flçiler, iflsizler, ö¤renciler, çiftçiler ve emekçiler olarak krizin fa-turas›n› ödemeyece¤imizi hayk›rd›k” diyen D‹SK Genel Baflkan›Süleyman Çelebi, krize karfl› blok bir cephe olarak direnme za-man› oldu¤u mesaj›n› verdi. Kriz konusunda çözüm önerileriniBaflbakanl›¤a sunduklar› halde anlayan ç›kmad›¤›n› söyleyen Çe-lebi, Baflbakan’›n, sadece ifl verenleri ve sermayeyi kurtaracakönerilerde bulundu¤unu vurgulad›. Çelebi, sermaye sald›r›lar›nakarfl› tüm emek örgütlerini ortak talepler etraf›nda birleflmifl bir‘emek cephesi’ kurmaya ça¤›rd›.

‘Mecbur de¤iliz’

Krizden kurtulman›n çaresi olarak hükümetin kamu kaynaklar›-na gözünü dikti¤ini belirten KESK Genel Baflkan› Sami Evren,“Biz batarsak, herkes periflan olur, bizi kurtarmaya mecbursu-nuz” diyen sermayedarlara, “Sizlere mecbur de¤iliz” yan›t›n› ver-di. Krizin, kontrolsüz sermaye hareketleri nedeniyle yafland›¤›nadikkat çeken Evren, konuflmas›na flöyle devam etti: “Sermayekesimleriyle, küresel flirketlerle, IMF’yle, Dünya Bankas›’yla dostolmay› baflaran AKP iktidar›, kendi yurttafllar›yla, iflçi, kamuemekçileriyle, köylülerle, Alevi ve Kürtlerle dost olmay› baflara-mam›flt›r.” Birleflmifl Milletler taraf›ndan aç›klanan 2008 y›l› ‹nsa-ni Geliflmifllik Raporu’na göre ülkemizin 117 ülke aras›nda 84’ün-

cü oldu¤unu kaydeden Evren, AKP’nin, gerçekleri rakamlar ar-kas›na gizledi¤ini, do¤rular› söylemedi¤ini ifade etti.

‘Biz bu gemide birlikte de¤iliz’

Önce “Kriz bizi te¤et geçecek”, “Ümü¤ümüzü s›kt›rmay›z” diyenBaflbakan’›n, daha sonra IMF’yle anlaflmaya gitmesi karfl›s›nda,bu krizin kendilerinin krizi olmad›¤›n› alanlarda hayk›ranlara Bafl-bakan’›n sözlerinin ne kadar inand›r›c› oldu¤unu sorduk.

Sosyal-‹fl Sendikas› Ankara fiube Baflkan› Tahsin Osan, Baflba-kan’›n kriz karfl›s›nda iyimser mesajlar vermesini “Do¤ru fleylersöylemiyorlar, ‘ayn› geminin yolcular›y›z, bu gemi batarsa birlik-te batar›z’ gibi sözleri bizlere yedirmeye çal›fl›yorlar. Biz onlarlabu gemide birlikte de¤iliz. Bu kriz, bizim krizimiz de¤il. ‘Bu krizinbedelini birlikte ödeyelim’ diyorlar, biz de buradan onlara yan›tveriyoruz: Bu krizin bedelini biz ödemeyece¤iz” fleklinde elefltir-di. Osan, krizle bafla ç›kman›n yolunun mücadeleden geçti¤inisöyledi.

AKP’nin yürüttü¤ü politikalara raz› olmayacaklar›n› vurgulayanKESK Genel Sekreteri Emir Ali fiimflek ise, ötekilefltirilmifl ke-simlerin bugün alanda bulufltuklar›n› ifade etti. Memlekette krizyoksa, 200 bin dolay›nda iflten atmalar›n, yap›lan zamlar›n neanlama geldi¤ini soran fiimflek, Baflbakan’›n kötümser tablo kar-fl›s›ndaki sözlerine, ‘kargalar›n bile gülece¤ini’ aktard›. Krize kar-fl› emekten yana bir program›n ortaya ç›kart›lmas›n›n öneminede¤inen fiimflek, emekçilerin birleflik mücadeleye ihtiyaç duy-du¤unu dile getirdi. KESK ve D‹SK’in, krize karfl› öneri ve prog-ramlar›n›n do¤ru bir yaklafl›m çerçevesinde oldu¤unu söyleyenfiimflek, bu ülkede yaflanan kaosa ve anti-demokratik uygula-malara karfl› benimsedikleri yaklafl›m›n her kesimden insan ta-raf›ndan benimsenece¤ini ifade etti.

“Var olanla yetinmemek laz›m”

Bugünkü kitleselli¤e bir bafllang›ç olarak bakmak gerekti¤inisöyleyen D‹SK Nakliyat-‹fl Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu,bu kitleselli¤in devam›n›n getirilmesi gerekti¤ine dikkat çekti. ‹fl-

çi ve emekçilerin kendi güçlerine güvendi¤i oranda daha etkilisonuca gidilece¤ini bildiren Küçükosmano¤lu, “Var olanla yetin-memek laz›m, ileriye tafl›mak laz›m. Bu krize çözümü, sosyalprogramla ya da sadece D‹SK ve KESK’ten bir mücadeleyle yetin-memek, iflsizli¤e, yoksullu¤a ve krize karfl› mücadeleyi s›n›fsalmücadeleden ba¤›ms›z, tek bafl›na ekonomik ve demokratikmücadeleyle s›n›rland›rmamak laz›m.” dedi.

‘Yerel seçimlerde tokat atmam›z gerekiyor’

Mitingin kat›l›mc›lar› aras›nda yer alan DTP fi›rnak MilletvekiliHasip Kaplan, krize karfl› emek cephesi içerisinde herkesin, tümmuhalefet kesimlerinin, Kürt’ünün, Alevi’sinin, devrimcisinin,sosyalistinin, sosyal demokrat›n›n birlefltirilmesi gerekti¤ini be-lirtti. Meydanlar›n krize karfl› önemli, ancak yeterli olmad›¤›n›vurgulayan Kaplan, “Mecliste bütçe görüflmeleri var, sesimizi ç›-kartaca¤›z ama yeterli de¤il. Önümüzde yerel seçimler var. Busorumsuz iktidara gücümüzü birlefltirerek yerel seçimlerde birtokat atmam›z gerekiyor ki kendilerine gelebilsinler” fleklindekonufltu. Emekçilerin meydanlarda ses verip yayg›nlaflan yerelseçimlerde tav›r koymas› gerekti¤ine vurgu yapan Kaplan, mec-lise ve bu muhalefete güvenmememiz gerekti¤ini ifade etti.

Mitinge kat›lan DDTTPP AAmmeedd Ba¤›ms›z Milletvekili Ak›n Birdal,ekonomiyle demokrasiyi iliflkilendirmeyen bir iktidar›n her za-man ekonomik olarak çöküfle ve kitleleri yoksullu¤a itmesininkaç›n›lmaz oldu¤unun alt›n› çizdi. Birdal bugünkü mitingin, eko-nomik, sosyal haklar ve mücadele kanallar›n›n bugüne kadarkapat›lm›fll›¤›n›n bir sonucu oldu¤unu belirtti. “Ücretler afla¤› çe-kilirken di¤er tüm tüketim maddelerinin fiyatlar›n›n yükseltilmiflolmas› krizi derinlefltirecektir” diyen Birdal, çözümün emek, de-mokrasi ve bar›fl güçlerinin sand›¤a ak›fl›n› ortaklaflt›rmaktangeçti¤ini vurgulad›. Birdal, “Buradaki güçler ayr› sand›klara aka-caklarsa bunun bir anlam› yok. Önümüzde bir hedef var; yerelseçimler. Bu gücü ayn› hedef için; bar›fl, emek ve demokrasi içinharakete geçirmeliyiz” fleklinde konufltu. Son olarak ortak siya-si bir irade yaratman›n gereklili¤ine de¤inen Birdal, tek bafl›nakurtuluflun anlaml› olmad›¤› görüflünü bildirdi.

On binlerin öfkesi AKP’yi te¤et geçmedi

Demokratik Haklar Federasyonu mitingde,“Krize, ‹flsizli¤e, Yoksullu¤a, Zorbal›¤a Karfl›Halk›n Hakl› Mücadelesini Örgütleyelim!”pankart›yla yürüyüfl kolundaki yerini al›r-

ken, miting alan›na da “A¤alar›n, Patronlar›nZulüm Saltanat›na Karfl› Halk›n Hakl› Kavga-s›n› Örgütleyelim” fliar›n›n yaz›l› oldu¤u pan-kart›n› asarak, kitlelere, kriz üreten sisteme

karfl› örgütlenme ve mücadele ça¤r›s›ndabulundu.

Yaflanan ekonomik krizin faturas›n› halka

ödetmek isteyenlere karfl›, demokratik hak-

lar mücadelesini yükseltme ça¤r›s› yapan

DHF’liler, “Zam, zülum, iflkence, iflte faflizm”,

“Yaflas›n demokratik haklar mücadelemiz”,

“Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya

hiçbirimiz”, “Paras›z sa¤l›k, paras›z e¤itim”,

“Direne direne kazanaca¤›z”, “Yaflas›n halk-

lar›n kardeflli¤i”, “Yap›lan zamlar geri çekil-

sin”, “Birlik, mücadele, zafer” sloganlar› att›.

Demokratik Gençlik Hareketi de “Fabrikalar-

da, Tarlalarda, Okullarda, Yaflas›n Yeni De-

mokrasi Mücadelemiz” pankart›yla miting-

deki yerini ald›.

Ülkenin dört bir yan›ndan Ankara’ya gelen

DHF’liler, kitlesellikleri ile dikkat çekti. De-

mokratik Haklar Federasyonu, miting bo-

yunca, iflçi, emekçi, çiftçi, iflsiz ve ö¤rencile-

re, krizin faturas›n› ödetmemek için Yeni

Demokrasi Mücadelesine kat›lman›n zorun-

lulu¤una dikkat çekti.

DHF: Halk›n hakl› kavgas›n› örgütleyelim

Demokratik Haklar Federasyonu, 29 Kas›m’da Anka-ra’da gerçekleflen ve provoke edilmek istenen mitin-ge dair yapt›¤› yaz›l› aç›klamada, on binlerce emekçi-nin bir araya gelerek emperyalist tahakküme ve siya-si iktidar›n ekonomik-sosyal y›k›m politikalar›na an-laml› bir cevap verdi¤ini söyledi. On binlerce emekçinin demokratik haklar› için biraraya gelifli karfl›s›nda kolluk kuvvetlerinin provokeedici tutum ve davran›fl sergiledi¤ini belirten DHF,emekçilerin buluflmas›na gölge düflürmek ve eylemiterörize etmek isteyenlerin, Halk›n demokratik hak-lar› için mücadelesini engelleyemeyece¤ini ifade etti.Kolluk kuvvetlerinin bilinçli tutumlar› sonucundameydana gelen çat›flmada, aralar›nda kendi üyeleri-nin de bulundu¤u birçok kiflinin yaraland›¤›n› kayde-den DHF, burjuva medya kanallar›nda eylemin, içeri-¤inin ve niteli¤inin farkl› flekilde lanse edildi¤ine,emekçilerin ‘teröristler’ olarak gösterildi¤ine dikkatçekti. Aç›klama, “Halk›n yoksullu¤a, iflsizli¤e, zamla-ra, türlü zorbal›k politikalar›na ve provokasyonlarakarfl› hakl› mücadelesi hiçbir flekilde engellenemeye-cek, karalanamayacakt›r” sözleriyle bitirildi.

Kitleler emperyalist tahakküme yan›t verdi

M‹T‹NGDE POL‹S SALDIRISI: Yo¤un kat›l›m nedeniyle arama noktalar›n›n genifl tutuldu¤u mitingde üstünü aratmak is-

temeyen bir gruba polis sald›r›da bulundu. Gruba önce coplarla sald›ran polis, daha sonra gaz bombas› atarak ortam› provo-ke etti. Kitlenin karfl›l›k vermesiyle yaflanan çat›flma ara sokaklara s›çrad›. Polis Strazburg Caddesi’nde havaya atefl açt›. “Zam,zulüm, iflkence, iflte AKP” sloganlar›n›n at›ld›¤› mitingde polis, halka, gazl› iflkencede bulunurken, miting sonras›nda bile bir-kaç kiflinin polis sald›r›s›yla yaraland›¤› ö¤renildi. Ayr›ca E¤itim-Sen Ankara 2 No’lu fiube Baflkan› Tu¤rul Çulfa, yürüyüflün ba-fl›nda görevli oldu¤u ses arac›n›n üzerinde köprünün alt›ndan geçerken bafl›n› köprüye çarpt›. Beyin kanamas› geçirdi¤i ö¤-renilen Çulha’n›n hastaneye kald›r›ld›¤› ve hayati tehlikesinin devam etti¤i bildirildi.