65

2009 10 Mayis

  • Upload
    malotof

  • View
    49

  • Download
    4

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 2009 10 Mayis
Page 2: 2009 10 Mayis

İÇİNDEKİLER

KAPAK

TÜRK�YE

EKONOM� / EMEK

KÜLTÜR SANAT

SPOR / PERDE ARKASI

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k� 1

YAZILARIYLA

�ZG�LER�YLE

DO�U PER�NÇEK 3 N�HAT GENÇ 15 SÜHA BAYKAL 29HÜSEY�N MAC�T YUSUF 35 H�KMET Ç�ÇEK 36 ARSLAN BA�ER KAFAO�LU 49 YILDIRIM KOÇ 51 F�KRET OTYAM 59MEC�T ÜNAL 60 �ULE PER�NÇEK 62DEM�RTA� CEYHUN 64

PAKSÜT KEND�S� �Ç�N

SORU�TURMA �STED�

Ha�im K�l�ç ‘beni de soru�turun’

diyecek mi? 6

OTOBÜSLER

��MD�DEN DOLDU

200 kitle örgütü

17 May�s’ta

Tando�an’da 8

AYDINLAR YURTTA�LARI TANDO�AN’A ÇA�IRDI

Ergenekon tertibine yan�t� Cumhuriyet mitingleriyle verelim 10

NE TÖRE, NE TECAVÜZ, NE DÜ�ÜN…

Toprak sorununun son 44 kurban� 16

FORUM/ Mehmet Bedri Gültekin

‘Kur�un adres sormaz!’ 18

ERGENEKON DAVASI TUTUKSUZ SANI�I

HAYRULLAH MAHMUT ÖZGÜR:

‘Erdo�an’�n ABD ile gizli anla�ma görüntüsünü izledim’ 19

DAVALARIN B�RLE�T�R�LMES�YLE PLANLANAN TEZGÂH

Dan��tay san�klar�n� kurtarma operasyonu 20

POL�SE GA�PTEN GELEN HABER: �HBARIN

ARKASINDAN ÖRGÜT ÇIKACAK!

Ümraniye bombalar�na alakas�z kanunla imha karar� 22

��Ç� PART�S�’NDE BULUNMAYAN YARGITAY KROK�S� G�B� …

‘D��i�leri’ni fi�leme belgesini’

tertipçilerin haz�rlad��� kan�tland� 24

AKP’N�N KENAN EVREN ÇIKMAZI

CHP ad�n� silelim dedi, AKP darbeci Evren’i kollad�! 25

GRAHAM FULLER’�N SON K�TABINDA YEN� BAKANA ÖVGÜ

Koçba��l�k için ‘Davuto�lu vizyonu’ 26

GÜL A�IRLI�INI KORUDU

Kabinedeki koltuk kavgas�nda ‘ara formül’ mutabakat� 27

FEHM� KORU ‘MUHALEFETTEN VAZGEÇ’ D�YE TEHD�T ETT�

AKP’den Karamehmet’e �antaj 30

ABD’N�N YEN� FORMÜLÜ

Kerkük’e Bosna-Hersek modeli 32

KIBRIS’TA 2010 HESABI

Yeni BM plan�yla TSK’y� Ada’dan ç�karmak 33

PKK’YA KAR�I ORTAK TAVIR

Türkiye’nin ard�ndan �ran ve Suriye de operasyon ba�latt� 34

ULUSLARARASI AVRASYA HAREKET� SÖZCÜSÜ ZAR�FULL�N:

Gürcistan olay�, Rusya’n�n 11 Eylülü’dür 39

AZERBAYCANLI GAZETEC�:

‘Türkiye ba� olmaktan ç�karsa ta�eron olur’ 40

KR�Z�N “KÜRESEL” OLDU�U YALAN!

CIA verileriyle… ABD’nin çöktü�ünün resmidir 48

TUR�ZM SEKTÖRÜNDE ÇALI�AN DA ��VEREN DE AYNI GÖRÜ�TE

‘Devletin turizm stratejisi yok’ 52

TÜRK BALES�

MAKEDONYA’DA…

“Kamelyal� Kad�n”�n

yurtd��� ba�ar�s� 58

Futbol özerk mi? 61

ÖNEY OLCAYTU 62

Page 3: 2009 10 Mayis

MEKTUP

2 � Ayd›nl›k� 10 MAYIS 2009

Ay d›n l›k Yerel Haftal›k Haber Yorum Dergisi 10 MAYIS 2009 Say›: 1138

Sahibi: GÜNEY REKLAMCILIK YAYINCILIK MATBAACILIK ORGAN�ZASYON SANAY� ve T�CARET L�M�TED ��RKET�

Sorumlu Müdür: Z. Ruhsar �eno�luGenel Yay�n Yönetmeni: Deniz Y�ld�r�mYaz�i�leri Müdürü: Özlem Konur UstaHaber Ara�t�rma: Hikmet Çiçek Ankara Temsilcisi: Fikret Akf�rat ��çi-Sendika: Esin Ergenç Turhan Ekonomi: Z. Ruhsar �eno�luD�� Haberler: Zeynep Er Yurt Haberler: Emine DölekAr�iv : Ercan Dolapç� Foto�raf : Alpay Tu�luDa��t�m-Abone: Ergin Onay Sayfa Tasar�m: Melih Y�ld�r�m - Mahmut �enTeknik Sorumlu: Mutlu Selçuk

BÜROLAR�stanbul: Gizem Ertu�rul Koç, Ufuk Akkaya, Serkan Koç, Meral Ergene, Veli Sivasl�, Sare Bako�lu, Merve Aksuna, Teoman Alili, Önder Öztürk, Hakan Eröz, Naci Eri�Ankara: Levent Ak, Murat Ar�soy, Umut Albayrak, Can Özçelik, TeomanAlver, Bülent Akbu�a, Sabri Kara, Murat Karabulut, Didem Özder �zmir: Hayati Özcan, Ali Kar��layan, Belma Yücel Adana: Erkan �im�ekAntalya: Devrim A�k�n Karasoy Burdur: Fatih Özcan Çanakkale: Zuhat Yoku� Hatay: Hüseyin Güler, Mansur Erk Isparta: Bora Tüfekli Kayseri: Ekrem DemirKahramanmara�: Cafer Sincer Mersin: Yusuf Çelik

Mu�: Cevat Dani� Ordu: Nam�k Canik Rize: Gença�a Karafazl� Samsun: S�rr� Turan Siirt: Haydar Evin Sivas: �smail Dursun Tokat: Ali Yönel Zonguldak: Naz�m Ayaro�lu Avrupa: Ali Mercan

ADRES VE TELEFONLARYönetim Yeri: Alemdar Mah. Divanyolu Caddesi Erçevik ��han� No: 54/311Sultanahmet, Eminönü-�STANBUL Tel: (0212) 520 04 94E-posta:[email protected] http://www.aydinlik.com.trOFSET HAZIRLIK VE DA�ITIM ORGAN�ZASYON Toros Yay�nc�l�k Yap�mc�l�k Matbaac�l�k Reklamc�l�k ve Turizm Organizasyon Sanayi ve Ticaret Ltd. �ti. Tel ve Faks : (0212) 251 51 22�stiklal Caddesi, Deva Ç�kmaz� 7/3 Beyo�lu- �stanbulAnkara: Tel: (0312) 229 52 52 Faks: (0312) 229 15 20�zmir: Tel: (0232) 445 27 26 Faks: (0232) 445 46 64Mersin: Kuvayi Milliye Cad. Akel ��merkezi K.4 No: 63 03243364550Adana: Fevzi Ç�nar Tel: (0532) 467 43 27Almanya: Eylem Demirel Boral - Frankenallee 39, 60327-Frankfurt/MTel: 0049-69736253 Faks: 0049-6975009310Cep: 0049-1788547974 ee-posta: [email protected]�ngiltere: Musa Ball�kaya Tel: 0044 2085213525 Faks: 0044 2085093069 Cep: 0044 7961953300Azerbaycan: Agil Alesger Tel : 0099 412 409 66 65Bas�ld��� Yer: Rotamat Bas�n Yay�n Limited �irketiTurgut Özal Cad. No: 117/B Çelik-Yenal Endüstri Merkezi �kitelli / �STANBUL

DA �I TIM: Turkuvaz Da��t�m Pazarlama A�

ABONE KO�ULLARI

Yurtd��� abone:

Almanya; A. Aslando�an, Postbank Essen 837 839 437, BLZ: 36010043

Hollanda; Av. Mahir Önel

Tel: 0031640184484

�sviçre; Gülay S�nac� Tel: 0041 32 724 58 54

Cep Tel: 0041 76 302 39 51

e-posta: [email protected], [email protected]

Banque cantonale neuchâteloise, compte no 1003.00.73.3

ABONE BEDEL�

6 Ayl�k Y�ll�k

TÜRK�YE 90 180 TL

AVRUPA 70 125 Euro

�SV�ÇRE 120 230 Fr.

ABD VE UZAKDO�U 75 150 Euro

AVRUPA SATI� F�YATI: Avrupa 2.5 Euro, �sviçre 5 Fr.

Ayd�nl�k’ta yay�mlanan yaz�lar�n iktibas hakk� sakl�d�r.ISSN 1301-6579 Ay d›n l›k Ba s›n Mes lek ‹l ke le ri ne uy may› taah hüt eder

�leti�im/Abone Tel-faks: (0212) 251 51 22 e-posta: [email protected]

Sayın Doğu Perinçek, Nusret Senem ve arkadaşları. Sonsuz saygılarımı sunar ve sonsuz teşekkür ederim. Sayın Başkanım Doğu Perinçek. Bugün Cumhuriyet köylü-

sü olarak 29.03.2009 tarihinde yerel seçimlerde muhtarlığı ka-zanmışsak, bunu size ve değerli avukatımız Nusret Senem’eborçluyuz çünkü sizden başı dik olmayı ve Türkiye Cumhuri-yeti’nde ağalık düzeni ve şeyhlik gibi feodal güçlere karşı mü-cadele etmeyi öğrendik.

Ağalık düzeni, halkı fakirleştirmek ve onları marabalaştır-maktır. Yoksul halkı kendilerine muhtaç durumda bırakmak-tadırlar. Hal böyle olunca dayoksul insanlar çareyi metropolşehirlerde aramaktadır. Bunla-rın bir kısmı simit satmakta, birkısmı inşaatlarda çalışmakta,yani sizin anlayacağınız hertürlü yollardadırlar.

Sayın Nusret Senem’denaynı ülke vatandaşı olduğumu-zu, aynı eşit haklara sahip oldu-ğumuzu, haklarımızı anayasalçerçevede aramamızı öğrendik.Bize şunu belirtti: “Ağalar şuana kadar sizden, 4 köylümüzüvurup öldürmüşlerdir. Siz sizolun aynı hataya düşmeyin. Buülkenin hakimleri ve savcılarıvar. Onlar gerekeni yaparlar.Suçlular suçsuz kalmayacaktır.Adalet önünde hesap verecek-lerdir.”

Ve şimdi bizi üzen, mücade-lemizi destekleyenler, bu vatan-severler Ergenekon adlı bir ör-gütle suçlanıyorlar.

Biz Cumhuriyet köylüsü olarak şunu anladık: Ergenekon,biz fakir köylüleri savunan, mücadelemizi destekleyenlere karşıaçılmış bir davadır. Bugün Mustafa Kemal Atatürk sağ olsaydıinanıyorum ki çok şaşardı.

Sayın Doğu Perinçek, Nusret Senem ve arkadaşları, sizeyüce Allahtan sabırlar dilerim, Cumhuriyet köylüsü dualarıylave gönülleriyle sizinle birliktedir.

Mehmet Tanr�kulu Cumhuriyet Köyü Muhtar�

Ergenekon davası fakir köylüye kar�ı

Page 4: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k� 3

Birkaç ay önce bir gazetenin kitapekinde, Marx ve Engels’in KomünistParti Manifestosu’nun Türkçe çeviri-leri tanıtılıyordu. O zaman kafamakoymuştum, bu çeviriler üzerine yaz-mayı.

Bugün 5 Mayıs 2009, Marx’ın do-ğumunun 191. yılı, Hikmet Çiçek’esaati sordum “Üçüyirmi geçiyor” dedi.Birazdan güneş

doğar.Böyle özel bir sabahı karşılarken Mani-

festo çevirilerine değinmenin de zamanıdır.

MANİFESTO ÇEVİRİLERİ

Türkçedeki Manifesto çevirileri, genel-likle İngilizceden yapılmıştır.

1960’lardaki ilk çeviriyi Bilim ve Sosya-lizm Yayınları sahibi Süleyman Ege dostu-muz yayımlamıştı. Yıllarca yargılandı; girdi,çıktı.

İngilizceden yapılan çevirilerden en iyisiCelal Üster’inkidir. Aydınlık Yayınları’ndançıkmıştı. Celal Üster, bu alanın en birikimlibirkaç çevirmeninden biridir.

Ancak Manifesto çevirisi Almancadanolmalı. Bilindiği gibi Marx ve Engels, Manifesto’yu Komü-

nistler Birliği’nin 1847’de Londra’da gerçekleşen Kongre-si’nin verdiği görevle Almanca olarak kaleme aldılar. Almacabasım, 1848 yılı Şubat ayında Londra’da yayımlandı; İngiliz-cesi ise 1850 yılında. O nedenle Manifesto metninde esasAlmancadır. Tartışmalı konularda Almancasına bakılır.

IŞIK SONER’İN ÇEVİRİSİ

Manifesto’nun İngilizceden yapılan Türkçe çevirilerindehep sorunlarla karşılaşmışımdır. Almancaaslına bakınca, bunları kaydederim. En so-nunda özellikle Işık Soner’den rica ettim;Türkçemize aslına en uygun bir Manifestoçevirisi kazandırması için.

Işık Soner, iyi Almanca ve iyi İngilizcebilir. “Çok iyi” desem daha doğru olur,ama o zaman bana kızar. Konuya hakimdirve birikimlidir. ODTÜ İdari Bilimler mezu-nudur. Kendisini örgütlü ve çetin bir hayatiçinde çok iyi yetiştirmiştir. Bugüne kadaryaptığı çevirilerin hepsini okumuşumdur;asıllarıyla karşılaştırmışımdır. Toplumsalbilim alanında Türkiye’nin en iyi çevirmen-lerindendir. Türkçesi özenlidir ve zengindir.Çeviriyi yaparken, çok titizdir; tek sözcükiçin bile günlerce araştırır; uğraşır. Babası-nın ve annesinin titizliğini ağabeyindendaha mükemmeliyetçi olarak sürdürmüş-

tür. Hem hakikatin saptanmasında duyarlıdır; hem de toplu-ma ve vicdanına karşı sorumludur.

Manifesto çevirisi de, bu özellikleri taşıyan seçkin bir dev-rimci aydının özenli emeğinin ürünü oldu. Işık Soner, çeviri-deki sorunlu yerlere özellikle yoğunlaştı. Daha önceki çeviri-leri de gözden geçirdi. Onlardan da yararlandı. Türkçede, endoğrusunu bulmak için, benimle konuştuğu tartıştığı daoldu. Çevirisini Kaynak Yayınları, Mayıs 2003’te yayımladı. Işık Soner’in Türkçeleştirdiği Manifesto’yu burada yenideninceledim. Aslına en sadık, en doğru ve Türkçe ifade ola-naklarını olanca zenginliğiyle kullanmış. Türkçe kitaplığaunutulmaz bir katkıda bulunmuştur.

Bunları yazdığım için bana darılmasın; amacım Manifes-to’nun en doğru çevirisinin okunmasıdır. Çünkü İngilizcedenyapılan çevirilerdeki yanlışlar, ideolojik açıdan en nazik ko-nulardadır.

İŞÇİLERİN VATANI

Düzeltilen yanlışlardan biri, ünlü “İşçilerin vatanı yoktur”diye başlayan paragraftır. Cümlenin devamının çevirisi ger-çekten zordur. 1888’deki İngilizce yeni basımında, anlaşılansıkıntı çekilmiş ve yoruma kaçılmıştır.

Işık Soner, o önemli bölümü şöyle çevirdi:“İşçilerin vatanı yoktur. Onlardan sahip olmadıkları bir

şey alınamaz. Proletarya, her şeyden önce siyasal hakimiyetifethetmek, ulusal sınıf * durumuna yükselmek, kendisiulusu oluşturmak zorunda olduğundan zaten ulusaldır; amakesinlikle sözcüğün burjuva anlamında değil.” (Işık Soner çe-virisi, Kaynak Yayınları, s.68)

“ULUSAL SINIF DURUMUNA YÜKSELMEK”

Bu cümleler, Manifesto’yu iktidar mücadelesinde Türkçe-

Manifesto’nun en doğru çevirisi

BAŞYAZI

DOĞU PERİNÇEK

� I��k Soner’in

Türkçele�tirdi�i

Manifesto’yu burada

yeniden inceledim. Asl�na

en sad�k, en do�ru ve

Türkçe ifade olanaklar�n�

olanca zenginli�iyle

kullanm��. Türkçe kitapl��a

unutulmaz bir katk�da

bulunmu�tur. �

Page 5: 2009 10 Mayis

4 � Ayd›nl›k� 10 MAYIS 2009

leştirmek ve Rusçalaştırmak veya Çinceleştirmek veya Fars-çalaştırmak açısından özel bir önem yüklüdür; hele hele em-peryalizm çağında.

Kapitalist bir ülkede, vatan bütün mal ve mülküyle burju-vazinindir. Emekçiler, ancak ulusal bir sınıf olma sürecindesiyasal hakimiyeti fethedebilirler. Zaten bu sürecin sonundavatan artık burjuvazinin değil, emekçilerindir.

İşçi sınıfı da, kendisiyle birlikte bütün toplumu kurtarmakzorunda olduğu için (s. 21), ulusal sınıf durumuna yükselirve en sonunda emekçilerden oluşan bir ulusu meydana ge-tirir. Üretim araçlarının burjuvazinin mülkiyetinden kurtarılıpulusa kazandırıldığı bu süreçte, işçi sınıfının kendisi ulus olur.Başka deyişle işçi sınıfı ulusallaşarak ve uluslaşarak iktidaragelir.

İKİ MARKSİZM

Marx’ın da kimi “Marksistlere” bakıp“Ben Marksist değilim” dediğini hatırlar-sak, iki ayrı Marksizm vardır. Biri Mark-sizm düşmanlarının tanımladığı “Mark-sizm”dir. Şu sıra yeniden piyasaya sürülü-yor. Zaten kapitalist piyasada değişim de-ğeri olan, düşmanların Marksizmidir.

Marksizmin düşmanları, Marksizmi 19.yüzyıla kapatmışlardır. Marksizmi bitirme-nin en sonuç alıcı yöntemi budur. Ozaman Marksizm, hayatın dışına düşer,nefes alamaz, devrimsiz kalır ve tarihin dı-şında bir eğlence malzemesine dönüştü-rülür. 19. yüzyıldaki Marksizmin emperya-lizme ve kapitalizme hiçbir zararı yoktur;tersine yararı vardır.

AVRUPA MERKEZLİ ÖLÜM

Avrupa merkezli bir Marksizmin, 20.ve 21. yüzyıl dünyasındaki yeri mezarlıktır.

Çünkü emperyalizm çağında devriminmerkezi, gelişmiş kapitalist ülkelerden Ezi-len Dünya’ya, Avrupa’dan Asya’ya, Ba-tı’dan Doğu’ya kaydı.

Bu olayı Lenin 1910’larda gördü ve 20. yüzyıl devrimininyeni bir tanımını yaptı. Komünist Enternasyonal de, bu tavrı1920 Kongresinde karar haline getirdi ve bir çizgi belirledi.Manifesto’da devrim, “Her ülke proletaryasının her şeydenönce kendi burjuvazisiyle hesaplaşması”dır (s.59).

ÇAĞIMIZDA DEVRİM

Emperyalizm çağının devrimi ise, Lenin’in tanımıyla “Em-peryalist sömürü zincirinin bir ülkede kırılması”dır. 19. yüzyılda ulusun içindeki hesaplaşmanın ürünü olan dev-rim, 20. ve 21. yüzyılda ulus ile emperyalizm arasındaki he-saplaşmanın sonucudur. O nedenle, işçi sınıfı, ancak ulusunönderi olarak tarihsel görevini yapar. Aslında Manifesto’dada böyledir. İşçi sınıfı, bütün toplumun kurtarıcısı olarak ulu-sun önderliğini ele geçirir ve ulus haline gelir. Ulusal olmak,işçi sınıfı için iktidar olmakla sımsıkı bağlantılıdır.

Marksizmin düşmanlarının en çok korktuğu budur. O ne-denle ulustan kopmuş bir “işçi dalkavukluğuna” bırakınTaksim meydanını, Çankaya’nın kapısını bile açar. Emperya-list fonlar, öldürülmüş bir “Marksizm”in emrine amadedir.Marksizmin düşmanlarının ekranları ve sayfaları, öldürülmüş

“Marksizm”in pazarlamacılarına tahsis edilir. Onlar için eniyi Marksizm, mezardaki Marksizmdir.

Mustafa Kemal Paşa, 20. yüzyıl gerçeğini İstanbul’daki19. yüzyıl Marksistlerinden daha iyi anladığı, Ezen–EzilenMillet tahlilini özümlediği için, Anadolu İhtilali’ne önderliketmiştir. Lenin, Mustafa Kemal’i alkışlarken, Avrupa merkez-li Marksistler İstanbul’da tramvay işçilerine bildiri dağıtmış-lardır. O dönemi anlamak için, Kaynak Yayınları’nın çıkardı-ğı “Kurtuluş Savaşı’nın İdeolojisi – Hakimiyeti Milliye Yazıla-rı”, her aydının öncelikle okuması gereken dört kitaptan biriolmalıdır.

20. yüzyıl Lenin, Mustafa Kemal ve Mao’nun saptadığıgibi yaşanmıştır. Çünkü onlar, yaparken, saptıyorlardı.

19. YÜZYILIN SONLARINDA DOĞU’YA DÖNEN GÖZLER

Aslında Marx ve Engels de 19. yüzyılın sonlarına doğru20. yüzyılın işaretlerini gördüler ve Manifes-to’nun 1882 yılındaki Rusça ikinci basımınayazdılar:

“Gelelim Rusya’ya. 1848–1849 Devrimisırasında (…) Çar Avrupa gericiliğinin başıilan edilmişti. Oysa bugün Çar, Gatçina’dadevrimin savaş tutsağıdır. Rusya ise, Avru-pa’da devrimci eylemin öncüsüdür. (…) Rusdevrimi, Batı’daki bir proletarya devrimininişareti olur ve böylece bu iki devrim birbirinitamamlarsa, günümüz Rusya’sındaki ortaktoprak mülkiyeti, komünist bir gelişmeninbaşlangıç noktası olabilir.” (s. 18 – 19)

Bu satırlardan bir yıl sonra artık Marx ya-şamıyordu. Marx ve Engels’in son zamanla-rında Rusya ve Çin’i incelemeye yönelmelerive Türkiye’nin direnişini “Türk yanlısı” dü-zeyinde sıcak duygularla izlemeleri, 20. yüz-yılın eşiğindeki gerçekler zeminindedir.

Buradan da görülüyor ki, Avrupa mer-kezli Marksizm, Avrupa’nın gerçekten uy-garlığın merkezi olduğu çağa aittir. O çağeskirken, Marx ve Engels’in gözleri de Do-ğu’ya çevrilmiştir.

“GERİ AVRUPA İLERİ ASYA”

20. yüzyılın emperyalizm gerçeğinde Avrupa merkezliMarksizme artık yer yoktur. Lenin ve Mao’nun katkıları o ne-denle hayatidir; Marksizme can veren, pratik ve teori bütün-lüğüdür.

Marx ve Engels, Avrupa’da 1848 Devrimi’nin ortasındaManifesto’ya şöyle yazmışlardı:

“Burjuvazi bütün üretim araçlarının hızla gelişmesi ve sonderece kolaylaşmış iletişim ile bütün ulusları, hatta en bar-barlarını bile uygarlığın içine çekiyor. (…) Bütün ulusları,eğer yok olup gitmek istemiyorlarsa, burjuva üretim biçimi-ni benimsemeye zorluyor, bütün ulusları kendisinin uygarlıkdediği şeyi kabullenmek, yani burjuvalaşmak zorunda bırakı-yor.” (s. 51)

19. yüzyılın doğrusu, 20. Yüzyılın eğrisidir.20. yüzyılda, uygarlığın merkezi, artık Avrupa ve Kuzey

Amerika değildir. Uygarlaşmanın önderliği Asya’ya kaymış-tır. Bu koşullarda Lenin, haklı olarak, 70 yıl sonra Manifes-to’da yazılanın tam tersini vurgular: “Geri Avrupa, ileriAsya!”

� 19. yüzy�lda ulusun

içindeki hesapla�man�n

ürünü olan devrim, 20. ve

21. yüzy�lda ulus ile

emperyalizm aras�ndaki

hesapla�man�n sonucudur.

O nedenle, i�çi s�n�f�,

ancak bütün toplumun

kurtar�c�s� olarak ulusun

önderli�ini ele geçirir ve

ulus haline gelir. Ulusal

olmak, i�çi s�n�f� için

iktidar olmakla s�ms�k�

ba�lant�l�d�r. �

Page 6: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k� 5

“TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR”

Mehmet Akif’imiz bu büyük teorinin şiirini yapmıştır:“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.”

Bu dize, Ezilen Milletlerin ilk İstiklal Savaşı’nın kan veateşi içinde ortaya çıktı.

Mustafa Kemal Atatürk, bugünkü sahte Atatürkçüler gibiAvrupa “muhibi” ve Batı hayranı değildi; Emperyalist – ka-pitalist Batı medeniyetinin “mahv ve nabut olduğunu” sonnefesine kadar vurguladı. O’nun mahvolacak dediği emper-yalizm, Avrupa Birliği’dir ve ABD’dir.

ÇAĞIMIZDA BÜTÜN DEVRİMLERVATAN SAVUNMASINDA OLDU

Dünyadaki ve Türkiye’deki sosyalizmin tarihini inceleyin,eğri ile doğrunun ekseni hep Ezen - Ezilen Millet kamplaş-masını kavramadadır.

20. yüzyılda devrimi, “işçi-burjuvaçatışması” olarak tanımlayan her hare-ket, işçilere ihanet etmiş, milletine vevatanına da ihanet etmiştir.

20. yüzyılda devrimlerin hepsi, istis-nasız vatan savunmasına olmuştur.Buna Sovyet Devrimi dahildir. BolşevikPartisi, 1917 yılı Ekimi’nde Rusya’yı bir-leştirecek tek hareket olduğu için, “ulu-sun siyasal hakimiyetini fethedebilmiş-lerdir.”

Türkiye, Çin, Vietnam, Kore, DoğuAvrupa, Küba, Hindiçini devrimleri hepvatan savunmasında gerçekleşti. Bugünde bakın Chavez’den Morales’e, Muga-be’den Lulla’ya, Irak’tan Afganistan’akadar bütün devrimler vatan savunmasıcephesindedir.

20. yüzyıl gerçeği, Lenin’in ve Ata-türk’ün formülleriyle Ezilen Milletlerin,Ezen Milletlere karşı mücadelesidir.Dünyayı uygarlaştıran eylem budur ve uygarlığın merkezi As-ya’dır.

20. VE 21. YÜZYIL AŞAMASI:MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİM

Devrim odağının Asya ve Afrika ve Latin Amerika’ya kay-ması, devrimin aşamasını da belirlemiştir. Çünkü üç kıta, yal-nız bir coğrafya tanımı değil, toplumsal – ekonomik koşulla-rın tanımıdır.

Ezilen Dünya’nın devrimleri, emperyalizme karşıdır; milli-dir. Ve Ortaçağ ilişkilerini temizler; demokratiktir; bizim Ke-malist Devrimimizdeki adıyla halkçıdır.

Hatta bu derinleşen krizle birlikte ABD ve Avrupa’dakihareketler de, öncelikle emperyalist mafyaya, faşizmin tır-manışına ve Ortaçağlaşmaya karşıdır. ABD’de ciddi siyasetadamları ve düşünürler, son zamanlarda ısrarla Faşizmin tır-manışına dikkat çekiyorlar.

Kapitalizmin merkezlerinde bile hemen ve doğrudan sosya-lizmi kurma koşulları yoktur. Örneğin dünyanın en güçlü ko-münist partilerinden biri olan Japonya Komünist Partisi, önün-deki aşamayı Milli Demokratik Devrim olarak belirliyor.Manifesto’dan herkesin öğrenmesi gereken çok önemli bir Ta-rihsel Materyalizm dersi, menzile adım adım ilerleneceğidir.

Marx ve Engels, 1848 yılında yazdıkları Manifesto’da Al-

manya’nın “burjuva devriminin arifesinde” olduğunu sap-tarlar. (s. 85)

MANİFESTO’DAN BAĞIMSIZLIK DERSİ

Ve yine bugün en önemli Manifesto dersi şudur: Bağım-sızlık olmadan ne demokrasi olur ne sosyalizm! Bir milletin bağımsız olması, ileri adım atmasının ön şartıdır.Çünkü adımı atacak olan milletin kendisidir. Her canlı önün-deki adımı atar; önüne konan “adımı” değil.Manifesto’ya göre, bağımsızlık, burjuvazi için “en hafif deyi-miyle önemsizdir.” Ama işçi sınıfı için, sömürü ve baskıdankurtulmanın ön şartıdır. O nedenle, Marx ve Engels,1848’den Manifesto basımlarına önsöz yazmaya devam et-tikleri 1893’e kadar, Polonya’nın, Almanya’nın, İtalya’nın,Macaristan’ın bağımsızlık mücadelesini Avrupa devrimlerininmerkezine yerleştirdiler (s. 40, 41, 42, 85).

Onlara göre ulusal boyunduruk, öncelikle kırılması gere-ken boyunduruktu. “Ulusal bağımsızlık olma-dan”, bırakalım işçi sınıfının hakimiyetini, de-mokratik devrimi ifade eden “burjuvazinin ha-kimiyeti dahi hiçbir ülkede mümkün değildi.”(s. 42) O nedenle bağımsızlık devrimleri, “sos-yalist devrimin yolunu açar, temelini hazırlar.”(s. 42)

İşçi sınıfının “uluslar arası birliği” için de,“Avrupa’da tek tek bir ulusun birlik ve bağım-sızlığının yeniden sağlanması” ön şarttır. “Ulus-ların ortak hedeflere yönelik barışçı ve mantıklıişbirliğinin yolu, bağımsızlıktan geçer (s. 42).Marx ve Engels’in vurguladığı gibi, Enternasyo-nalizm bağımsız ve özgür uluslarla olur.

TATLI İŞ: MADDEYİ ANLAMAK

Bağımsızlığa yan bakan, NATO’nun hiz-metkârlığıyla iftihar eden, hatta emperyalistle-rin cinsel organlarına gönderme yaparak kendimilletlerini tehdit eden utanmazlara ne deme-li! Bunların Marx’ı ve Marksizmi kirletmek için

1848’den bu yana gösterdikleri gayrete engel olamazsınız.Onlara bu misyonu yükleyen, onları bu “iş” için besleyenlervardır ve onlarla savaşıyoruz.

Ancak Bilimsel Sosyalizmin yeniden yükselişe geçtiği bukriz ortamında, özellikle ve öncelikle gençlerimizi TarihselMateryalizmle eğitmek, onlarda insanlığın bilim birikiminemerak uyandırmak tatlı bir iş oluyor.

Mustafa Kemal, aydın hayatına nasıl girdiğini 5 Ocak1904 günü not defterine kaydetmiş:

“Evvela sosyalist olmalı, maddeyi anlamalı.” (Atatürk’ünBütün Eserleri, c. I, s. 15)

Manifesto, bir yanıyla maddeyi anlama öğretisidir. Ve el-bette zamanın içindedir. O nedenle 19. yüzyılın maddesinive 20. yüzyılın ipuçlarını orada bulabiliriz.

Manifesto’nun 150. yıldönümünde, 1988 yılında Bilim veÜtopya dergisine bir Marx tahlili yazmıştım. Meraklılarınaöneririm.�

(*)1888 İngilizce basımda, “ulusal sınıf” yerine, “ulusunönde gelen sınıfı” denmiştir. (Işık Soner’in notu). Aslında buyorumlu çeviri de işin özünü ortaya koyuyor. İşçi sınıfı içinulusal olmak, iktidar olmakla sımsıkı bağlantılıdır.

www.doguperincek.infowww.doguperincek.com.tr

� Marksizmin dü�manlar�,

Marksizmi 19. yüzy�la

kapatm��lard�r. Marksizmi

bitirmenin en sonuç al�c�

yöntemi budur. O zaman

Marksizm, hayat�n d���na

dü�er, nefes alamaz,

devrimsiz kal�r ve tarihin

d���nda bir e�lence

malzemesine

dönü�türülür. �

Page 7: 2009 10 Mayis

6 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

Yüksek yargıya yönelik Ergene-kon tertibi, AKP kapatma davasısürecinde Anayasa MahkemesiBa�kan Vekili Osman Paksüt’ün 12Mayıs 2008 tarihinde dinlendi�ininanla�ılmasıyla ortaya çıktı. Paksütkendisini takip eden bir aracı, �üp-helenerek durdurmu� ve yasadı�ıbir �ekilde dinlendi�ini belirtmi�ti.Aracın Emniyet’e ait oldu�u anla-�ılmı�, emniyet, aracın ba�ka birdinleme görevi için orada oldu�unu

ileri sürmü�tü. Ancak 2. Ergenekoniddianamesiyle birlikte Paksüt’ünyasalara aykırı bir �ekilde dinlendi-�i ortaya çıktı. Ergenekon savcısıZekeriya Öz, Paksüt’ü dinletmeklekalmadı Paksüt’ün konu�malarınınyer aldı�ı dinleme kayıtlarını 15Ekim 2008 tarihinde AnayasaMahkemesi’ne gönderdi.

KILIÇ İKİNCİ İDDİANAMEYİ BEKLEDİ

Anayasa Mahkemesi Ba�kanıHa�im Kılıç ise bu dosyayı bekletti.Kılıç, bu sürede yasalara aykırı din-leme yapan Ergenekon savcılarıhakkında hiçbir i�lem yapmadı.Ha�im Kılıç, Paksüt’ün yasadı�ıdinleme yapan savcılar hakkındaHSYK’ya ba�vurusundan hemensonra, dosyayı i�leme koymasızamanlama açısından dikkat çekti.Kılıç, Paksüt hakkındaki dosyanınbekletilme gerekçesi olarak ikinciiddianamenin hazırlanmamı� olma-sını ileri sürdü. Anayasa Mahkeme-si Ba�kanlı�ı, açıklamasında“Ferda Paksüt’e Ergenekon iddia-namesinin düzenlenmesinin ardın-dan Osman Paksüt hakkında huku-ki sürecin ba�latıldı�ını” duyurdu.Paksüt bu karar için, “Benim de is-te�im buydu. Ekleyece�im bir �eyyok. Gere�i neyse ortaya çıkacak-tır. Heyetçe görü�üldü, mutabık

kalındı. Ben de içindeyim, berabe-riz, birlikte yazdık” dedi.

“ERGENEKON SAVCILARI

YETKİLERİNİ AŞTI”

Osman Paksüt, 5 Mayıs günüHakimler ve Savcılar Yüksek Kuru-lu’na ba�vurarak Anayasa ve yasa-lara aykırı olarak kendisini dinle-yen Ergenekon savcıları hakkındasuç duyurusunda bulundu. Ba�vurudilekçesinde Yüksek Mahkemeüyelerinin özel soru�turma usul veesaslarına tabi oldu�unu vurgula-yan Paksüt, Ergenekon savcılarınınyetkilerini a�tıklarını belirtti.

KORSAN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLÜYOR

1 Mayıs günü CNN Türk’e ko-nu�an Osman Paksüt, Anayasa veyasalara aykırı bir �ekilde 5 Nisan2008 tarihinden itibaren dinlenildi-

PAKSÜT KEND�S� �Ç�N SORU�TURMA �STED�

Haşim Kılıç ‘beni de soruşturun’ diyecek mi?Anayasa Mahkemesi Ba�kanvekili Paksüt “Savc�lar benimle ilgili dinlemeyapamaz. Bu i� �aibeli kalmamal�. Ben bunu kendi mahkememden veüyelerinden rica ediyorum, kendilerini göreve ça��r�yorum. Gere�i neyseortaya ç�kacakt�r” diyerek soru�turma aç�lmas�n� istedi. Kamuoyundayakla��k bir y�ld�r “�BDA-C ba�lant�l� bir derginin mensubu oldu�u”konu�ulan Ha�im K�l�ç, kendisi hakk�nda bir soru�turma istemeyecek mi?

KAPAK

Anayasa Mahkemesi Ba�kanıAnayasa Mahkemesi Ba�kanvekili

Osman Paksüt kendisi hakkındaki iddia-larla ilgili “soru�turma açılmasını” iste-di. Gölge dergisinin muhtelif sayılarındaadınız Ankara temsilcisi olarak yer alı-

yor. Bu konu bir yıldır kamuoyunda,“�BDA-C ba�lantılı bir derginin mensu-bu oldu�unuz” �eklinde konu�uluyor.Siz de Anayasa Mahkemesi’den kendihakkınızda bir soru�turma iste�inde bu-lunacak mısınız?

Sorumuzu dergimizin baskıya hazır-landı�ı 8 Mayıs 2009 Cuma 15:00’akadar yanıtlamanızı rica ediyoruz.

Anayasa Mahkemesi Ba�kanı Ha�imKılıç’a yöneltti�imiz bu soru, dergimizbaskıya girene kadar cevaplanmadı.

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt

Say�n Ha�im K�l�ç

Page 8: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 7

�ini söyledi. “Osman Paksüt’ühedef alan bir tertip var. Korsan so-ru�turma yürütülüyor” diyen Pak-süt, Ergenekon savcılarının görevle-rini kötüye kullandıklarını ifadeetti: “Ben savcıların burada görevve yetkilerini direkt a�tı�ını ve Ana-yasa Mahkemesi Ba�kanlı�ı’na di-lekçeyi gönderirken nasıl bir suçaili�kin �üphe duyduklarını açıkla-mayıp e�i ile aynı ki�ilerle konu�mayapmasını gerekçe göstermelerinikasti buluyorum. Ben yetkili olma-dıkları �ekilde soru�turma yapma-larını kasti görüyorum. O yüzdenHakimler ve Savcılar Yüksek Kuru-lu’nun duruma el atmasını bekliyo-rum. Ama bu kurul Adalet Bakan-lı�ı’nın görev sınırları içinde” dedi.

“BU İŞ ŞAİBELİ KALMAMALI”

Anayasa Mahkemesi Ba�kanıHa�im Kılıç’ı da görevini yapmayaça�ıran Paksüt �öyle konu�tu: “Sav-cılar benimle ilgili dinleme yapamaz.Benimle ilgili yetki Anayasa Mahke-mesi’nin. Bu i� �aibeli kalmamalı.Ben bunu kendi mahkememden veüyelerinden rica ediyorum, kendile-rini göreve ça�ırıyorum. E�er SayınBa�kanımız bunu i�leme koymadıy-sa çok vahim bir durumdur. O kol-tuktan derhal kalkması gerekmekte-dir”. Paksüt, Adalet Bakanı’nınresen soru�turma ba�latması gerek-ti�ini de söyledi.

Konu, Adalet Bakanlı�ı devirteslimi sırasında yeni Bakan Sadul-

lah Ergin’e soruldu. Ergin, Pak-süt’ün ba�vuru yapması durumun-da inceleme yapılaca�ını belirtti.

HAŞİM KILIÇ’IN İBDA-C BAĞLANTISI

�BDA-C ba�lantılı Gölge Dergi-si’nin 15 �ubat 1976 tarihli 4. Sayı-sında “TEMS�LC�L�KLER�M�Z”ba�lıklı listenin “Yurt �çi” bölümü-nün hemen ikinci sırasında “Anka-ra -Ha�im KILIÇ” yazıyor. “��ken-ce” kitabında �BDA-C lideri SalihMirzabeyo�lu da, Anayasa Mahke-mesi Ba�kanı Ha�im Kılıç’tan “ar-kada�ım Ha�im Kılıç…” diye bah-sediyor (sf 132-133.)

Aydınlık, 8 Haziran 2008 tarih-li ve takip eden iki sayısında ka-paktan duyurdu�u haberlerindeHa�im Kılıç’ın ba�lantısını güçlükanıtlarla ortaya koymu�tu.

Dönemin Gölge dergisi Eski�e-hir Temsilcisi Avukat Harun Yük-sel, Baran dergisinin 19 Haziran2008 tarihli nüshasında, iddialarındo�ru oldu�unu söyledi. AnayasaMahkemesi Ba�kanı Kılıç’ı gerçe�iinkâr etmekle suçladı.

Anayasa Mahkemesi üyeli�iningündeme geldi�i günlerde, Hürriyetgazetesi bu konuyu 24 �ubat 1991tarihinde haber yapmı�tı. Haberde“ Anayasa Mahkemesi’nin tarikat-çılıkla suçlanan tartı�malı üyesiHa�im Kılıç’ın 12 Eylül öncesinde�slam devrimi için silahlı mücadeleveren bir grubun yayın organı olanGölge dergisinin Ankara temsilcili-�ini yaptı�ı belirlendi” deniyor.

SORUYORUZ: BU İDDİALAR

SORUŞTURULMAYACAK MI?

Ergenekon tertibi, hiçbir belgeve kanıta dayanmadan, bir suç is-nadı ortada yokken, telefon veortam dinlemeleriyle Osman Pak-süt üzerinden yüksek yargıya yöne-lirken ve mahkeme ba�kanının

buna ortak oldu�u konu�uluyor-ken, böyle bir durumda Kılıç’ınkendisiyle ilgili bir soru�turma ba�-latması ve kendini aklaması bekle-nir. Anayasa Mahkemesi Ba�kanıHa�im Kılıç’a yönelik ortada çokciddi dayanakları ve belgeleri olaniddialar söz konusuyken bu konuy-la ilgili hiçbir soru�turma adımı at-maması oldukça dü�ündürücü. �

Page 9: 2009 10 Mayis

8 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

CAN ÖZÇEL�K

Ankara Tando�an meydanında17 Mayıs’ta gerçekle�ecekolan Cumhuriyet mitingine ilk

a�amada 99 kurulu�un mitinge katı-laca�ı açıklandı. Tertip komitesindeyer alan Atatürkçü Dü�ünce Derne�iyöneticisi Derya Kocabey kurulu�la-rın sayısının her gün arttı�ını belirtti.Dergimiz baskıya girene kadar mi-tinge katılaca�ını açıklayan kitle ör-gütü sayısı 200’e yakla�tı.

�stanbul Kadın Kurulu�ları Bir-li�i (36 Kadın Kurulu�u), TümÖ�retim Elemanları Derne�i, Zira-at Mühendisleri Odası, 27 MayısMilli Devrim Derne�i, 68’liler Bir-li�i Vakfı, Biz Kaç Ki�iyiz Derne�i,Cumhuriyet Kadınları Derne�i,Cumhuriyet Okurları, KadıköyPlatformu (32 Dernek), TEMAVakfı, Türk Kadınlar Birli�i bun-lardan bazıları.

Yurtta�lardan gelen bireyselba�vurular da yo�unlukta. Yurt-ta�lar ADD ve ��çi Partisi merkez-

lerini arayarak mitinge nasıl gide-bileceklerini soruyor.

“YURTTAŞLIK GÖREVİ”

Hukuk devleti, demokratik-laik Cumhuriyet ve tam ba�ımsız-lık vurgularıyla hazırlıklara ba�la-yan kitle örgütleri, 4 Mayıs’tabasın açıklaması ile mitingin resmiduyurusunu yaptı.

Miting Düzenleme Kuruluadına açıklama yapan ADD GenelSekreteri Suay Karaman, AKP hü-kümetine kar�ı çıkan muhalefetinsusturulmaya çalı�ıldı�ını söyledi.“Cumhuriyete sahip çıkmayı yurt-ta�lık görevi olarak görüyoruz”diyen Karaman �öyle konu�tu:“Cumhuriyet devrimimiz ve Ata-türk ilkeleri do�rultusunda ülkemi-zin ve ulusumuzun aydınlık gelece-�i için tüm demokratik kitle örgüt-lerini, sendikaları, meslek odaları-nı, üniversiteleri ve yurtta�larımızı;hukuk devletimize, demokratik laikCumhuriyetimize, üniter yapımızave tam ba�ımsızlı�ımıza sahip çık-

maya ça�ırıyoruz”.

“EVLERE İŞ YERLERİNE

TÜRK BAYRAĞI ASALIM”

Aydınlık’a açıklama yapan Ka-raman, 17 Mayıs’a kadar tüm yurt-ta�ların evlerine ve i� yerlerine Türkbayra�ı ve Atatürk posteri asarakmitinge destek vermelerini istedi.“Türkiye’yi gelincik tarlasına çevi-relim” diyen Karaman, mitingde desadece Türk bayra�ı ve Atatürkposterinin olaca�ını belirtti.

Yüzlerce kitle örgütü ve 23üniversite Ö�renci Konseyi’nin ön-cülü�ünde ba�latılan miting çalı�-maları da hız kazandı. Miting ter-tip komitesi aldı�ı kararla mitinggününe kadar etkinlikler yaparakyurtta�ları Tando�an’a ça�ıracak.ADD ve kitle örgütleri 11 Ma-yıs’tan ba�layarak her gün saat12.00-12.30 Ankara’da merkeziyerlerde ellerinde Türk bayrakla-rıyla bildiri da�ıtacaklar. Mitinginduyurusu, 14 Mayıs’ta Sakaryameydanında kitlesel basın açıkla-ması ile yeniden yapılacak.

Aydınlık’a konu�an ADDGençlik Kolları Genel Ba�kanıÖner Tanık, el ilanları ve birebirörgütleme ile miting çalı�malarınısürdürdüklerini belirtti. Gençlikörgütleri ile sık sık toplantılar yap-tıklarını anlatan Tanık, “�imdiyekadar yüzlerce destek telefonualdık” dedi.

Bilim ve Ütopya Kooperatifide ö�retim üyelerine katılma ça-�ırısında bulunuyor. Ö�retimüyeleri arasında dola�an imzametnine bir gün içinde 200’üa�kın ö�retim üyesi ismini yazdı.�mzalar 13 Mayıs Çar�ambagünü saat 12.30’da �lk Meclis’inönünde kamuoyuna açıklanacak.

İZMİR’DE OTOBÜSLER ADD ŞUBELERİ

ÖNÜNDEN KALKACAK

Mitinge �stanbul’dan da yo�un

� ADD �zmirGüzelbahçe �ubeBa�kan� KadriyeAtasoy �zmirlilerimitinge davet etti.

OTOBÜSLER ��MD�DEN DOLDU

200 kitle örgütü 17 Mayıs’ta Tando�an’daTGB’nin kiralad��� 100 otobüs �imdiden doldu. Üniversiteler deö�renciler için otobüs sa�l�yor. Üniversite gençli�inin ilgisi yo�un.ADD Genel Sekreteri Suay Karaman, 17 May�s’a kadar tüm yurtta�lar�nevlerine ve i� yerlerine Türk bayra�� ve Atatürk posteri asarak mitingedestek vermelerini istedi. Yurtta�lar ADD ve ��çi Partisi’ni arayarakmitinge nas�l gidebileceklerini soruyor.

TÜRKİYE

Page 10: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 9

ilgi var. 17 Mayıs’ta yüzlerce oto-büsün Ankara’ya gitmesi bekleni-yor. Otobüsler, 16 Mayıs gecesiADD ve ��çi Partisi ilçe merkezle-rinden hareket edecekler. ��çi Par-tisi �stanbul �l Merkezi masalaraçarak “NATO’dan Çıkalım,Gladyo’dan Kurtulalım! 17 Ma-yıs’ta Ankara’da Bulu�alım!” slo-ganıyla halka ça�rıda bulunuyor.

ADD �zmir Güzelbahçe �ubeBa�kanı Kadriye Atasoy Konakmeydanında açıklama yaparak, �z-mirlileri mitinge davet etti. 7Mayıs 2009 günü yapılan açıkla-maya �zmir Barosu, Tabip Odası,ADD �ubeleri, Ulusal E�itim Der-ne�i, TGB ve Cumhuriyet Kadınla-rı Derne�i’nin de aralarında bu-lundu�u 25 ayrı kitle örgütü katıl-dı. Açıklamada otobüslerin 16Mayıs Cumartesi gecesi saat23.00’de ADD �ubeleri önündenharekete geçece�i de duyuruldu.�zmir Büyük�ehir Belediye Ba�kanıAziz Kocao�lu da Aydınlık’ın “mi-tingi destekliyor musunuz?” soru-su üzerine “böyle bir projeyi des-tekleriz” yanıtını verdi. �zmir Ba-rosu Ba�kanı Av. Özdemir Sök-men de tüm meslekta�larına ça�rı-da bulunduklarını Baro olarak 10otobüs tuttuklarını söyledi.

�zmir’de 17 Mayıs mitingi Yü-rütme Kurulu sendikaları ve siyasiparti il ba�kanlıklarını ziyaret ede-rek onların deste�ini almaya çalı�ı-yor.

Di�er yandan Eski�ehir UlusalSivil Toplum Kurulu�ları Birli�i de30 otobüs ile mitinge katılaca�ınıaçıkladı.

Ziraat Mühendisleri Odası Ba�-kanı Gökhan Günaydın, Aydınlık’ayaptı�ı açıklamada, 17 Mayıs’tatüm �ubeleri ile Tando�an meyda-nında olacaklarını vurguladı. Gü-naydın, “bütün örgütlerimizi hare-kete geçirdik 17 Mayıs’ta Tando-�an’dayız” diye konu�tu.

TGB, BİNLERCE ÜNİVERSİTELİYİ

HAREKETE GEÇİRDİ

Üniversiteler ve gençlik örgütle-ri de “Cumhuriyet Mitingi için”yo�un bir çalı�ma yürütüyor. Genç-lik örgütlerinin ba�ında açtı�ı ma-salarla Türkiye’nin tüm üniversite-lerinde miting çalı�ması yapan Tür-kiye Gençlik Birli�i (TGB) geliyor.

TGB Genel Ba�kanı OsmanYılmaz, 100 otobüs kiraladıklarını

ve �imdiden tamamının doldu�unubelirtti. Yılmaz, katılımın yüksekolması nedeniyle bu sayının arta-ca�ını vurguladı.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’NİN

OTOBÜSLERİ ŞİMDİDEN DOLDU

Miting için ça�rıda bulunanö�renci konseyleri de ortak bildirive afi�le çalı�ma yürütüyor. Üni-versiteler ö�rencilerin mitinge katı-lımı için otobüs sa�lıyor. �stanbulÜniversitesi Ö�renci Konseyi Ba�-kanı Seda Akerdem, rektörlü�ünkendilerine 10 otobüs verdi�iniancak bunun daha �imdiden dol-du�unu söyledi. Akerdem, ba�vu-ru sayısının giderek arttı�ını veüniversite yönetiminden otobüssayısını artırmasını talep ettikleriniaçıkladı.

17 Mayıs Cumhuriyet Mitin-gi’ne katılaca�ını açıklayan üniver-site konseyleri �unlar: “�stanbulÜniversitesi, Yıldız Teknik Üniver-sitesi, �stanbul Teknik Üniversitesi,Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üni-versitesi, 9 Eylül Üniversitesi, EgeÜniversitesi, �zmir Ekonomi Üni-versitesi, �zmir Üniversitesi, Mer-sin Ça� Üniversitesi, GalatasarayÜniversitesi, Kültür Üniversitesi,Bilgi Üniversitesi, Koç Üniversitesi,�stanbul Arel Üniversitesi, �stanbulAydın Üniversitesi, Okan Üniver-sitesi, Beykent Üniversitesi, FatihÜniversitesi, Haliç Üniversitesi,Haliç Üniversitesi, Do�u� Üniver-sitesi, I�ık Üniversitesi, Kadir HasÜniversitesi, �stanbul Ticaret Üni-versitesi”�

Sloganlarda ba�ımsızlık vurgusu

Tertip komitesinin belirledi�i sloganlardaba�ımsızlık ve hukukun üstünlü�ü vurguları öneçıkıyor. ��te sloganlardan bazıları:

Ne ABD ne AB, tam ba�ımsız TürkiyeVatan namustur satılamazYa �stiklal ya ölüm, tam ba�ımsız TürkiyeDemokratik, laik, tam ba�ımsız TürkiyeAtatürk gençli�i görev ba�ındaMustafa Kemal’in askerleriyizGenciz güçlüyüz AtatürkçüyüzGemileri var hukuku yok, feneri var ı�ı�ı yokHukuk ihlallerine hayırHukukun üstünlü�ü engellenemezDokunulmazlık kalkacak, hukuk üstün olacakVatan topra�ı kutsaldır satılamazYurtta barı�, dünyada barı��nsanız, yurtta�ız, Türkiye’nin aslıyızUlusal yapımız parçalanamaz

��çi Partisi: Mitinge bütün gücümüzle katılaca�ız

��çi Partisi Merkez Yürütme Kurulu 3 Mayıs2009 günü toplanarak 17 Mayıs mitingine tüm il-lerden bütün gücüyle katılma kararı aldı. Mitingçalı�malarını daha önce ba�lattı�ı NATO kar�ıtıkampanyayla birle�tiren ��çi Partisi “NATO’danÇıkalım, Gladyo’dan Kurtulalım! 17 Mayıs’ta An-kara’da Bulu�alım!” sloganıyla Türkiye çapındaçalı�ma yürütüyor. Merkezi yerlerde açılan imzamasalarından mitinge katılım ça�rısı yapılıyor.

51 dernek ve 3 platformdan olu�an Ulusal Sivil Toplum Kurulu�lar� Birli�i(USTKB) 7 May�s Pazar günüyapt��� bas�n aç�klamas�yla 17 May�s’ta Ankara Tando�an Meydan�’nda olaca��n� duyurdu. USTKB’nin bas�naç�klamas�nda, “hukuksuzlu�un had safhada oldu�u bu dönemde, bask�lar� ve haks�z tutuklamalar� protestoetmek için, biz de 17 May�s’ta Ankara’da olaca��z” denildi.

Page 11: 2009 10 Mayis

10 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

AHMET GÜLHAN (Oyuncu)

Seve seve kat�l�r�mDı� egemen güçlerin oyunları-

na kar�ı Türkiye Cumhuriye-ti’nin varlı�ını ve gelece�ini ha-tırlatmak amacıyla Cumhuriyetmitinglerinin çok büyük önemivar. Bu güçlerin oyununu boz-mak adına bu mitinglerin devametmesi gerekir. Ben de seve sevekatılırım.

AL� RIZA B�NBO�A (Sanatç�)

Görevimizi yapaca��zDemokratik bir ülkede

ya�ayan bizler görevimizi yapa-ca�ız. Cumhuriyetin gelece�i içinendi�e duyan insanlar, Anka-ra’daki mitinge katılmalıdırlar.

ATAOL BEHRAMO�LU (�air- Akademisyen)

Büyük mutluluklaAnkara’da olaca��m

Cumhuriyet Mitingleri aydın-lanmacıların ülkeye ve insanlı�ınevrensel de�erlerine sahip çıkma-sının e�siz örne�i olmu�tur. Hal-kımız Ergenekon’la sindirilmeyeçalı�ılsa da, korkmamı�tır.

�imdi, tam da zamanında, Cum-huriyet Mitingleri yeniden ba�lı-yor. Ben de Ankara’ya büyük birmutlulukla gidece�im.

AYKUT ORAY (Oyuncu)

Herkes mutlaka kat�ls�nÇok geç olmadan bir �eylere

dur demenin vakti geldi. Ben buyüzden 17 Mayıs’ta Ankara’daolaca�ım. Söz söylemek isteyenherkesi de mitinge ça�ırıyorum.Herkes mutlaka katılsın.

BÜLENT TANLA (Eski CHP Milletvekili)

Çok Görkemli olacakMitingler demokrasinin ge-

re�i olarak insanların tepkileriniortaya koydu�u yerler. Bu mitin-gin çok görkemli olaca�ına ina-nıyorum. Çünkü Türkiye çokfarklı bir dönemden geçiyor.

CEMAL �ENER (Yazar)

Atatürk’ü savunan heretkinli�in yan�nday�m

Atatürk’ü, laikli�i, Cumhuri-yet devriminin kazanımlarını sa-vunan her etkinli�in yanındayım.

DEM�RTA� CEYHUN (Yazar)

Herkese ‘mitinge gidin’diyorum

Bütün gönlümle destekliyor,Ankara’daki mitinge katılımınbirkaç milyon olmasını istiyo-rum. Bu nedenle herkese ‘mitingegidin’ diyorum.

DEN�Z BANO�LU (Gazeteci-Yazar)

Tüm yurtseverleri mitingeça��r�yorum

Cumhuriyete sahip çıkan,Cumhuriyetin yıkılmasını isteme-yen tüm yurtsever vatanda�ları 17Mayıs’taki mitinge ça�ırıyorum.

DEN�Z SOM (Yazar)

Alanlarda olaca��zCumhuriyet için alanlarda

olaca�ız.

DO�AN KOLO�LU (Gazeteci-Yazar)

Tüm halk�m�z� Tando�anMeydan�’na bekliyorum

Ben de 17 Mayıs’ta Ankara’daolaca�ım. Tüm halkımızı Tan-do�an Meydanı’na bekliyorum.

EKREM ATAER (Sanatç�)

GörevdirTürkiye bugün çok farklı bir

yere sürükleniyor. Cumhuriyetmitingine katılmak hepimiz içingörevdir.

AYDINLAR YURTTA�LARI TANDO�AN’A ÇA�IRDI

Ergenekon tertibine yanıtıCumhuriyet mitingleriyle verelimGazeteciler, yazarlar, sanatç�lar… Ayd�nlar, yurtta�lar� 17 May�s’taTando�an Meydan�’na ça��r�yor. Ayd�nlar�m�za “17 May�s’ta Tando�anMeydan�’nda yap�lacak olan Cumhuriyet mitingini destekliyormusunuz?” diye sorduk. Yan�tlar�n� alfabetik s�rayla sunuyoruz.

Page 12: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 11

EM�N ÇÖLA�AN (Gazeteci-Yazar)

Halk�n gücü bu bask�lar�mutlaka yenecek

Ülkesini ve milletini seven laik,ça�da�, Atatürkçü, kesimler yinemitinglerle ellerinde Türk bayrak-ları ile yerlerini alacaklar. Halkındirenci bu baskıları mutlaka yene-cek. Bende 17 Mayıs’ta Tan-do�an’dayım.

ENVER ERCAN (Yazar)

Israr etmeleri Türkiye’ninkimli�ine zarar veriyor

Ergenekon Davası kapsamın-da; sivil toplum kurulu�larına,bilim insanlarına, gazetecilere veö�rencilere insan haklarına, ada-lete uymayan bir biçimde yapılanarama, sorgulama ve gözaltı yön-temlerinin, giderek sapla samanıkarı�tırır bir hüviyete bürün-dü�ünü dikkatle izliyorum.

Hukukun dilinin somut olma-dı�ı süreçlerde; haklı-haksız,suçlu-suçsuz nitelemelerinin de-dikodu ve söylenti düzeyindenöteye geçemeyece�ini, süreci i�le-tenler de bilirler mutlaka. Ne varki, bu tutumda ısrarcılar. Bu ısra-rın Türkiye’nin kimli�ine zararverdi�ine inanıyorum.

ERG�N KONUKSEVER(Gazeteci)

Bir arada olmaktan gururduyar�m

Bir tek 17 Mayıs’ta de�il, hergün Atatürkümüzün yanında ol-malıyız. 17 Mayıs’ta bir aradaolaca�ız. Bir arada olmaktangurur duyarım.

ES�N AF�AR (Sanatç�)

Elimizden geleni yapmakgörevimiz

Karanlık günler ya�ıyoruz. Ül-

kesini seven her vatanda�ı huzur-suz eden bu karanlı�ın bir anönce aydınlı�a kavu�ması için eli-mizden geleni yapmak biz Ata-türkçü bireylerin en kutsal gör-evidir. Atamızın ülkemizi emenatetti�i gençli�e birçok görevdü�mektedir.

GÜLSEN TUNCER (Oyuncu-Ses sanatç�s�)

Kat�l�m çok yüksek olacakBu ülke do�usuyla batısıyla

bizim. Bu topraklar bizim. Bu ül-kede laik demokratik hukuk ilke-leriyle ba�da�ık bir yönetimin içinbir sava�ım vermemiz gerekir. Buyüzden ben Cumhuriyet mitingle-rini vatanda� refleksi olarak çokdo�ru buluyorum. Katılımın çokyüksek olaca�ını biliyorum. Yü-re�im orda olacak.

GÜRSEL TEK�N (CHP �stanbul �l Ba�kan�)

�ktidar bask�s�na ‘dur’ diyenherkes kat�lmal�

Bu bir toplumsal duyarlılıktır.Demokrasiden yana olan, mevcutiktidarın baskısına dur demek is-teyen herkesin 17 Mayıs’ta Tan-do�an Meydanı’nda olması gere-kiyor.

HALDUN DORMEN (Oyuncu, Yönetmen, Yazar)

Mitingler Cumhuriyetimizin ilelebet ya�ayaca��n�ngöstergesi

Koyu bir Atatürkçü ve Cum-huriyet insanı olarak Cumhuri-yet mitingleri beni mutlu ediyor.Bu mitingler, cumhuriyetimizin,Atatürk ilkelerinin ilelebetya�ayaca�ının en sa�lam göster-

gesidir. Bütün Cumhuriyet mi-tinglerinin yanındayım ve benimgibi dü�ünenlerin bu mitinge ka-tılmasını isterim. Atatürk’ün iste-di�i gibi, bu cumhuriyeti ya�at-mak hepimizin görevidir.

HAL�L KUMOVA (Oyuncu)

Cumhuriyetimiz ba�ka bir adla an�lamaz

1960’lı yıllarda olu�turulanCIA ve Pentagon’un olu�turdu�u,NATO güdümlü Gladyo örgütü-nün oyunu olan ve bizlere Ergene-kon adıyla sunulan bu sivil kar�ıdevrim hareketine; tüm vatanse-verler gibi “hayır” diyor; numara-landırılmak istenen Cumhuriyeti-mizin, Mustafa Kemal Cumhuri-yetinden ba�ka bir adla adlandırıl-masının kar�ısında oldu�umubeyan ediyorum.

HAL�T REF�� (Yönetmen)

Güvenli�in sa�lanmas�n�nilk �art� NATO’dan ç�kmakt�r

Destekliyor ve topluma katıl-ma ça�rısı yapıyorum. Türki-ye’nin iç huzur ve güvenli�ininsa�lamasının birici �artı NA-TO’dan çıkmaktır. Yani, ba�ımsızmilli devletimizin ve cumhuriyeti-mizin varlı�ının güvence altınaalınmasının �artı, Türkiye’ninNATO’dan çıkmasıdır.

HAYRETT�N KARACA (TEMA Onursal Ba�kan�)

Bask�lara kar�� birbirimizesar�lmal�y�z

Dı�arıdan u�radı�ımız baskı-lar kar�ısında birbirimize sarıl-mamız gerekti�ine inanıyorum.Cumhuriyet mitingleri de top-lumda ho�görü ortamını yarata-caktır. Zaten mitinglerin gayeside budur.

Ahmet Gülhan Ali R�za Binbo�a Ataol Behramo�lu Gül�en Tuncer Haldun Dormen

Page 13: 2009 10 Mayis

H�KMET SAM� TÜRK (Eski Adalet Bakan�)

Vatanda�lar Cumhuriyeteba�l�l�klar�n� bu mitinglerlegösteriyor

Miting yapmak her yurtta�ınAnayasal hakkı. Cumhuriyetesahip çıkmak olumlu bir�ey, va-tanda�lar cumhuriyete ba�lılıkla-rını bu mitinglerle gösteriyor.

PROF. DR. KEMAL ALEMDARO�LU(�Ü Eski Rektörü)

Demokrasinin i�leyi�indesorun olunca…

Bizim gibi demokratik ülkeler-de, demokrasinin i�leyi�inde so-runlar ortaya çıkarsa, yargı, üni-versiteler ve sivil toplum kurulu�-ları bu duruma yine demokratikyollardan müdahale eder. Her nekadar karalanmaya çalı�ılsa da,Cumhuriyet mitingleri milletin endemokratik hakkıdır. Ba�arılı birmiting olaca�ını umuyorum.

MEL�H A�IK (Gazeteci)

Ben de orada olaca��mMitingler taleplerimizi en iyi

dile getirebilece�imiz yerlerdir.Bu miting de öyle olacak. Ben de17 Mayıs’ta Ankara’da yapıla-cak olan mitinge katılaca�ım.

MERDAN YANARDA� (Gazeteci-Yazar)

Ergenekon tertibine bu mitingle cevap verece�iz

Bu mitingler AKP ile Gülentarikatı arasında olu�turulankutsal ittifaka kar�ı tepkiyi ifadeetmesi bakımından çok önemli-dir. �nsanlar Ergenekon tertibinebu mitingle cevap verecekler.

MUAZZEZ �LM�YE ÇI� (Sümerolog)

An�tkabir’e de�il Meclis’egitmek gerek

Destekliyorum. Bu miting ya-pılmalı hatta TBMM’nin önündeyapılmalı. Atatürk’ün kabrinede�il TBMM’ye gitmek gerek.Memleketi satıyorlar hakları yokbuna.

MUSA ERO�LU (Sanatç�)

Tüm kalbimle oraday�m17 Mayıs’ta Ankara’da olama-

yaca�ım için çok üzgünüm. Ama,tüm kalbimle orada olaca�ım.

MUSA KART (Karikatürist)

Sahip ç�kmak, destek olmakgerek

�nsanların me�ru zeminlerdehaklarını aramasından daha do�albir �ey olamaz. Cumhuriyet Mi-tingleri de bu çerçevede en güzelörnektir. Bu harekete de sahip çık-mak lazım, her zaman destek ver-mek lazım.

MUSTAFA DOLU (Gazeteci-Yazar)

Her ko�ulda orada olaca��mBu cumhuriyet, laiklik, bu

memleket bizim oldu�una göre,onlara biz sahip çıkaca�ız. Vata-nını seven herkesi Ankara’ya bek-liyorum. Ben de her ko�uldaorada olaca�ım.

NAMIK KEMAL BOYA (68’liler Birli�i Genel Sekreteri)

Halk�m�z hukuksuzlu�akar�� sesini yükseltecek

Umuyorum ki halkımız bu mi-ting ça�rısına cevap verecek vehukuksuzlu�a, Türkiye’yi parçala-yan anla�malara, Türkiye’yibölme planlarına kar�ı sesini yük-seltecektir. Bu yönde çalı�maları-mız devam ediyor. Biz de 17 Ma-

yıs’ta Tando�an Meydanı’ndahazır olaca�ız.

NASUH MAHRUK� (AKUT Ba�kan�)

Ciddiye al�nmal�Birkaç ki�i bile olsa insanlar

soka�a çıkıp bir �eyi dile getiriyor-sa bunu ciddiye almak gerekir.2007’de insanları rahatsız edenbirtakım �eylerin devam ediyor.�nsanlar da soka�a çıkıp rahatsız-lıklarını dile getirmek zorundalar.Biz de mutlaka 17 Mayıs’taki mi-tingde Ankara’da olaca�ız.

NEJAT YAVA�O�ULLARI (Sanatç�)

Demokratik toplumungere�i

Gerçek demokratik toplumlar-da tepkileri dile getirmenin yöne-timleri etkilemenin bir yolu da de-mokratik bir �ekilde mitingler dü-zenlemektir. Bu mitingin de onlar-dan biri olaca�ını dü�ünüyorum.Katılmaya ça�ırıyorum herkesi.

N�HAT GENÇ (Yazar)

Ben de Tando�an’daolaca��m

Ben de, 17 Mayıs’ta Tando-�an’da olaca�ım.

OKTAY EK�NC� (Gazeteci-Yazar)

Halk�m�z�n yan�nda olaca��zBu Cumhuriyet mitinginde

tüm yurtta�ların cumhuriyetesahip çıkmak için alanda toplan-ması lazım. Miting günü halkımızzaten alanlarda olacak. Biz de on-ların yanında, Tando�an’da ola-ca�ız.

OSMAN ÖZGÜVEN (Dikili Belediye Ba�kan�)

�ktidar gidiyorBugünkü iktidara kar�ı ulusal

güçlerimizi birle�tirmeliyiz. Sade-ce 17 Mayıs’ta de�il her gün çı�

12 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

Halit Refi� Hayrettin Karaca Hikmet Sami Türk Muazzez �lmiye Ç�� Nasuh Mahruki

Page 14: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 13

gibi büyüyüp bu iktidara kar�ımücadele etmeliyiz. Bu iktidaryava� yava� gidiyor, bu iktidarınyerine yeni bir iktidar gelecektir.

ÖNER YA�CI (Yazar)

Tüm halk�m�z� bekliyoruzTürkiye’nin aydınlanmadan

yana olan tüm kuvvetleri, iktidarınbaskısına kar�ı Ankara’da bulu�u-yor. Tüm halkımızı bekliyoruz.

AV. ÖZDEM�R SÖKMEN (�zmir Barosu Ba�kan�)

Tüm kurumlar� mitingeça��r�yorum

Baro olarak biz bu mitinglerisonuna kadar destekliyoruz. Bütünmeslekta�larımıza ça�rıda bulun-duk. Bu mitingler Cumhuriyete,Atatürk’e ve devrimlerine ne kadarinsanın sahip çıktı�ını gösterecek.Mitingin kalabalık olaca�ını dü�ü-nüyorum. Tüm kurumlara katıl-maları için ça�rıda bulunuyorum.

RIDVAN KARAKAYALI (Kemalpa�a Belediye Ba�kan�)

Kat�lmak isteyen herkesigötürece�iz

Belediye olarak bu mitingindestekçisiyiz. Katılmak isteyenherkesi götürece�iz.

RUTKAY AZ�Z (Oyuncu)

Destek olmamamdü�ünülemez

Tabiki, destek olurum. Destekolmamam dü�ünülemez.

RÜ�TÜ ERATA (Sunucu)

Neden Cumhuriyetmitingleri?

Yanıt yalın: Ya�am biçemimikorumak için. Ya�amım boyunca

dini bütün bir yurtta�ımın ”inan-cından ötürü” hor görülme, dı�-lanma ya da acı çekmesine tanıkolmamı�ken; benim do�u�tan ka-zanılmı� yurtta�lık haklarım gide-rek �ahlanan bir bilisizli�in, ho�-görüsüzlü�ün, ortaça� karanlı�ı-nın gölgesi altına giriyor. Benzer-leri “Nazi Almanyası”nda, �eriatateslim olan �ran’da, parçalananYugoslavya’da, �imdilerdeyse Pa-kistan’da görülen kimi aymazlar,beni ve benim gibileri “parano-yak” olmakla damgalasalar da;ülkemin “laik” yapısının, “tasa-da-kıvançta ortak” paydasında“karde� karde�e ya�ama” olana�ı-nın göz göre göre yok edilmesinesessiz kalamam. E�er onlar hak-lıysa; benim gibi -hiç de�ilse butür sıradan demokratik tepkileriveren- birkaç milyon yurtta�ımız“paranoyaklık” yapmı�, yersizkaygılara kapılmı� olur, o kadar!..Oysa onlar yanılıyorsa; onarılma-sı, geri dönü�ü pek acılı bir süreceyuvarlanmamız i�ten bile de�il!..

SAB�H KANADO�LU (Yarg�tayOnursal Cumhuriyet Ba�savc�s�)

Cumhuriyete ba�l�l���ngöstergesi

Türk halkı cumhuriyete ba�lı-lı�ını mitingle gösteriyor. Yurtta�-larımız demokratik haklarını kul-lanıyorlar. Ben de mitingin ba�arı-lı geçmesini diliyorum.

SADIK GÜRBÜZ (Sanatç�)

�çindeyim, destekliyorumCehaletten kurtulmanın yolu

birliktelikten geçer. �nsanların yü-re�inden fı�kıran tepkiler o günAnkara’da toplanacak Bu hukuk-suzluk ortamına, kar�ı duran hereylemin yanındayım, içindeyim,destekliyorum.

SELAM� ÖZTÜRK (Kad�köy Belediye Ba�kan�)

Her vatanda� mutlakakat�lmal�

Mitingler demokrasinin güzelörneklerinden birisi.Takdire�ayan.Her vatanda�ın muhakkakkatılmasını istiyorum.

SELÇUK AYHAN (CHP �zmir Milletvekili)

Demokratik tepki göstermekdo�al kar��lanmal�

Türkiye askeri darbe dönemle-rinde, fa�ist yönetimlerde bile gö-rülmeyen, baskıcı, yargıya siyase-tin müdahale etti�i, ulusal ba�ım-sızlı�ı ve Atatürk ilkelerini savu-nan herkesin �u veya bu �ekildekorkutulmaya, gözaltına alınma-ya çalı�ıldı�ı, yıpratılmaya çalı�ıl-dı�ı bir süreci ya�ıyor. Bu sürecekar�ı demokratik tepki göster-mekten daha do�al hiçbir �ey ola-maz.

SELDA BA�CAN (Sanatç�)

�u Ergenekon dedikleriBir masal ülkesinde… Günler-

den bir gün padi�ahın biri kendisi-ne muhalif olanlarla geçmi�i ka-ranlık olanları aynı kuyuya atıver-mi�. Muhalif olanların tek suçlarıdo�ruları söylemekmi�. Karanlıkolanların da zaten geçmi�leri ka-ranlıkmı�. Ülke ülke olalı böylebir zulüm, iftira, kumpas kum-panyası görmemi�.

Koca koca profesörler, kocakoca emekli pa�alar haysiyetlerihiçe sayılarak içeri atılmı�, hastaolanlar ölmü�.

Darbe yapanlar de�il de, yapa-mayanlar yargılanmı�. Hiç kimsedarbe yapamayanların kafasında-kiler dü�ünce bazındadır dememi�.

Nejat Yava�o�ullar� Osman Özgüven Öner Ya�c� Özdemir Sökmen Rutkay Aziz

Page 15: 2009 10 Mayis

Karanlık insanların yaptıkla-rıyla, aydınlık insanların dü�ünce-leri birbirine karı�mı�.

Gazeteye bomba atan da gaze-tenin sahibi de aynı çeteden sayıl-mı�. Bu nasıl mümkün olmu�, e�-yanın tabiatına aykırıdır denme-mi�.

Bu korku ülkesinde insanlar(ülke sevdalıları) her gece ‘bir geceansızın gelebilirim’i beklemi�.

En masum toplantılar darbehazırlıklarına sayılmı�.

Ça�da� ya�am için gerekli e�i-tim bile horlanmı�, arkasındamana aranmı�.

Ergenekon halkı ‘bindik biralamete gedeyoz gıyamete…’demi�.

Bu korku masalının nasıl bite-ce�i hiç bilinmemi�.

SÖNMEZ TARGAN (68’liler Birli�i Vakf� Genel Ba�kan�)

Bütün gücümüzlekat�laca��z

Türkiye’de artık ilerici güçlerlegerici güçler arasında kesin bir yolayrımı ba�lamı�tır. Demokratikhaklarımızı kullanarak bu tepki-mizi sürdürece�iz. Ankara’da ya-pılacak demokrasi ve özgürlükmitingine bütün güçlerimizle katı-laca�ız. Herkesi de buraya bekli-yoruz.

DR. SUAT KAPTANER (�zmir Tabip Odas� Ba�kan�)

Kat�l�m� artt�rmak görevimizKatılımı arttırmak için elimiz-

den gelen her türlü çabayı gösteri-yoruz. Bir görev olarak görüyoruzbunu. Daha önce yapılan Cumhu-riyet mitinglerini de Türkiye’ninba�ımsızlı�ı, egemenli�i ve cum-huriyet devrimi kazanımlarınasahip çıkma noktasında ender gö-rülen büyük kitle eylemleri olarakde�erlendiriyoruz.

DR. SÜHEYL BATUM (Bahçe�ehir Üni. Ö�retim Üyesi)

Kesinlikle kat�laca��mLaik, demokratik, ba�ımsız,

sosyal bir hukuk devletini savunu-yorsak bunu insanlara gösterme-miz lazım. kararlı duru�umuzu birkez daha göstermek için 17 Ma-yıs’taki mitinge kesinlikle katıla-ca�ım.

�ÜKRAN SONER (Yazar)

Ayd�n duru�unu temsilediyor

17 Mayıs’ın ça�rı metni çokdo�ru bir metin. Hukuk ve insanhakları ihlallerine kar�ı aydınlarındurusunu temsil edecek. Bu duru-�a aydın ve insan haklarını savu-nan herkesin katılması gerekirdiye dü�ünüyorum.

TUNCEL KURT�Z (Oyuncu)

Sonuna kadardestekliyorum

Cumhuriyetle birlikte olmakdemokrasinin temelidir. Anka-ra’da yapılacak olan mitingi sonu-na kadar destekliyorum.

TUNCER CÜCENO�LU (Oyun Yazar�)

Türkiye kötüye gidiyor, hepberaber a�aca��z

Türkiye’nin durumu kötüyegidiyor ancak hep beraber bunua�aca�ımıza inanıyorum. Kötü gi-di�e dur demek isteyen tüm vatan-da�larımızı 17 Mayıs’ta Anka-ra’ya bekliyorum. Ben de oradaolaca�ım.

PROF. DR. TÜLAY ÖZÜERMAN (CHPPM Üyesi, DEÜ ��BF Ö�retim Üyesi

Hepimiz orada olaca��zBu mitinglere önderlik yapan

pek çok ki�inin bugün cezaevindebulunmasına tepkiliyiz. Tutukla-malara ra�men bu mitingin dü-zenlenmesi demokrasinin; yaratıl-maya çalı�ılan korku ortamınara�men ‘biz korkmuyoruz’ deme-nin bir ifadesidir. Demokrasiyesahip çıkan, hukuka sahip çıkan,adalete, cumhuriyete, Atatürkçüdü�ünceye sahip çıkan herkes deorada olacaktır.

ÜM�T ELÇ� (Yönetmen)

Mitinge ben de kat�laca��m17 Mayıs’ta Ankara’da yapıla-

cak mitingi destekliyorum, ben dekatılaca�ım.

VURAL SAVA� (Yarg�tay OnursalCumhuriyet Ba�savc�s�)

Tutuklanan ayd�nlar yaln�z de�il

Cumhuriyet mitinginin yeni-den düzenlenmesi, Ergenekon ter-tibi ile tutuklanan yurtsever ay-dınların yalnız olmadı�ını gösteri-yor. Türk halkı, yapılan hukuk-suzluklara kar�ı cumhuriyeti sa-vunma iradesi gösteriyor. Bendebu mitingi destekliyorum.

YA�AR OKUYAN (Eski Çal��ma veSosyal Güvenlik Bakan�)

Ailemle birlikteTando�an’da olaca��m

ADD’nin bu ça�rısına herkessahip çıkmalı ve 17 Mayıs’ta Türkbayra�ını alarak Tando�an’a gel-meli. Gün bu gündür, ben de ai-lemle birlikte elimde Türk bayra�ıile orda olaca�ım.

YAVUZ TOP (Sanatç�)

Herkesi Ankara’yabekliyoruz

17 Mayıs’ta, herkesi Anka-ra’ya bekliyoruz.

14 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

Sabih Kanado�lu Sad�k Gürbüz Selda Ba�can Süheyl Batum Tuncel Kurtiz

Page 16: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 15

Hititler ‘köy krallıklarından’ oluşan bir ‘köyimparatorluğu muydu, köylü oldukları kesin,belki tarihin o ilk yazılı yüzyıllarında ‘şehir’ inşaedecek ‘uygarlık’ henüz gelişmemişti. Mısır veAztek uygarlığıyla karşılaştırıldığında şehircilik-te, sanatta yani ‘uygarlıkta’ oldukça geriydiler..Bunun bir büyük sebebi Hititler’in denizdenuzak oluşları olabilir mi? Belki de Hititler üzeri-ne yazıp konuştuğumuz her şey ‘düzmece’kurgu. Elimizde kazılı köyü andıran yerleşimyerleri ve kaya yontuları ve bir kaç çömlek veheykel var, bu kadar. Hititler nerden geldi bi-linmiyor, Hititler niçin yıkıldı yine bilinmiyor.

Ama kazılar sürüyor, Hitit döneminde bir ‘maden’ savaşı yaşandığı, mesela‘bakır’ kaynaklarını ele geçirmek başrol oynadı ama ‘kalay’ı nerden aldıklarıbilinmiyor, bugün Anadolu’da ‘kalay’ın kaynağı olabilecek bir eski maden,ocak, vs. ortalıkta yok.

Hititler bilinen Anadolu uygarlıkları içinde Anadolu’nun ilk sahipleri,bugün bu insanların ‘kalıntıları’ kaya yontuları ve kazılarla ortaya çıkarılanyerleşim yerleriyle iç içe yaşıyoruz, hemen yanı başımızda, mesela işte Ço-rum’da, mesela Ankara’da Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde.

Bu toprakların on binlerce yıl öncesindeki bir uygarlığı anlamamız içinçok şeyin hala karanlıkta kalması çok normal. Seller depremler, yağmalaryakmış yıkmış ve artık toprağın altına gömülü çoktan çürümüş ‘enkaz’danarkeolojik bulguları mikroskopla arıyor yüz binlerce minik taşı tek tek eliyorve milyonlarca ton ağırlığında toprağı üfleye üfleye temizleyip ayıklıyorsun.Ama olsun, varımız yoğumuz neyse milyon dolar bütçeler ayırıp öğrenece-ğiz, tarihe yemin olsun öğreneceğiz.

“BÜTÜN UYGARLIKLAR AVRUPADAN ÇIKTI” YALANI

Ancak dert bir değil elvan elvan, çok uzun zamandır bilim adamları Hi-titler’in diline bakıp bu dil Hint-Avrupa dili olmasın deyip Hititler’i Avrupa kö-kenli bir kavim yapmayı denediler, yemedi, sonra bu ‘kalay’ gelse gelse Al-manya’daki yataklardan gelir deyip yine Avrupa kökendendir tezlerini işledi-ler, yine yemedi.. Dünyada hangi ‘uygarlık’ varsa Avrupalı bilim adamlarınagöre Avrupa’dan çıkmıştır. Diyelim, balta girmemiş Afrika ormanlarında ilkinsanlar kendi başlarına kemikten bıçak mı üretti, olamaz, bu zeka Afrikalı-lar’da asla olamaz deyip yine bu ilk yerlilerin kökenini Avrupa’ya yönlendir-diler, bu sefer tersten, Afrika’dan çıkan vahşi insanlar bir gün Avrupa’ya ge-liyorlar ve ok yay ve bıçağı yani uygarlığı Avrupa’da tanıyorlar, bu bir taraf-larınızla güleceğiniz tartışmalar mizah değil gerçek bilimsel belgesellerde onyıllar boyunca Avrupa’da anlatılır, yazılır.

DÜŞMANIN HEDEFİ İŞTE BU ‘BAĞIMSIZLIKTIR’

Oysa bizlerin tarihi karanlık çağlar kadar eski değil, bizler 1919’da Ana-dolu’yu işgal eden düşmanlara karşı bağımsızlık savaşıyla ortaya çıktık, sonrabağımsızlığımızla Cumhuriyetimizi evlendirdik ve yüzyıl ancak doldu, dolu-yor. Bu kadar yakından şahidi olduğumuz bir tarihi dahi değiştirmek içinneler neler yaptılar? Yapıyorlar. Bugün onların en büyük düşmanı bağımsız-lığımızdır. Avrupa dışında ‘bağımsız olacaksın’ mümkün mü? Batı merkezliuygarlık anlayışına bu kadar ters bilimsel bir iddia olabilir mi? Olamaz,hemen yok edilirsiniz, tahrife uğrarsınız ya da işgale, ya da içinize şeytani so-lucanlı kurtlar sokup bağımsızlığınızı çürütmenin yolları aranır...

Bu ‘bağımsız’ tarihi değiştiremezsiniz. 1919’dan sonra olup bitenleri bindefa daha okuyun, değiştirin okuyun tahrif edin okuyun, yalanlayın okuyun,işinize geldiği gibi kurgulayın okuyun, tarihi kandırın okuyun, bilimi aldatınokuyun, işinize geldiği gibi yok sayarak okuyun, şeyhlerinizin tercümeleriyleokuyun nasıl okursanız okuyun ‘bağımsızlığımız’ gerçektir, yıkılmaz, inkâredilmez bu toprakların en büyük en kutsal gerçeği...

Ve düşmanın hedefi işte bu ‘bağımsızlıktır’.

DEVRİMİN ÖZÜ ‘EŞİTLİK VE ADALET’TİR

Bağımsızlığımız hepimizin varoluş siyasetidir, bunun için canımız kanımızvarlığımız her şeyimizi her an her şekilde feda etmeye hazırız. Kimse bizimlebağımsızlığımızı tartışmasın. sonları ziyan olur, sonları hicran olur, sonları acıolur.

Bugün ülkemizde Erol Manisalı’dan Doğu Perinçek’e kadar onlarca ay-dını hukuk dışı ‘rehin’ almalarının sebebi budur. Bu dava sürecinde konuşu-

lan demokrasi, özgürlük, liberalizm, hukuk, her şey yalandır, Amerika planı-dır.

Bu toprakların bağımsızlığından çıkan Cumhuriyet’in ilelebet hedefibüyük bir siyasal ve sosyal devrimdir, bu devrimin özü ‘eşitlik ve adalet’tir vehalkımızı ‘yurttaş’ yaparak dil, din, cins, mezhep ayrımlarının üstünde her-kesi ‘kardeşleyen’ yepyeni bir siyasal hedeftir.

Kimse kimseden üstün değildir, kimse kimsenin efendisi değildir, kimse-nin anadan babadan imtiyazları yoktur.

DİNLENEN TÜRK ORDUSUDUR VE BU BİR İSTİHBARAT SUÇUDUR

Peki bu olup bitenler nedir? Şudur, yaşadığımız dünyanın teknolojik şey-tanı, alikıran baş keseni Amerika 2003’te Türk Ordusu’na “hadi Irak’a gelMüslümanları birlikte öldürelim” dedi, Türk ordusu ve Türkiye halkı karşıçıktı direndi. Bugün Amerikan istihbaratının 2003’te Irak’a savaş hazırlığı yıl-larında İran’dan, Mısır’dan, Türkiye’den uydularla, İncirlik’le ya da işbirlikçi-lerinin marifetiyle dinledikleri kayıtları ‘hukuk’ konusu haline getirmeyi ba-şardılar. Dinlenen Türk ordusudur ve bu bir istihbarat suçudur, bir ülkeninordusu nasıl dinlenir, niye dinlenir, kimler dinler, işte bu açıkça bir savaştır,Türk ordusuna karşı bir cezalandırma yıpratma sindirme savaşı..

Türk Ordusu’nun yüksek generallerini dinleyen kimdir sorusunu TürkiyeBüyük Millet Meclisi sormamaktadır, araştırmamaktadır bu da dinleyenlerlemeclistekiler arasında bir işbirliği olduğunu gösterir.

Ülke güvenliğinin her şeyi olan Türk Ordusu’nu, dinlemek serbestse, öz-gürlükse, hukuksa ve dinleyenlerin kim olduğunu bilmiyorsak ve dinleyenlerhaber kaynağı kutsaldır açıklanamaz gibi habercilik ahlakıyla kendi durum-larını hukuki dinledikleri generallerin durumlarını ise cunta ve faşizmle de-ğerlendirip Türk Ordusu’nu yalan yanlış iftiralar ithamlar ve töhmetler altınaalarak orduyu yıpratmaya sonra sindirmeye başlamışlarsa...

Orduyu lime lime söküp parçalama işlemi hızla ilerliyor demektir. Ki, or-dunun emekli yüksek generalleri kendi aralarında bir ‘ayrılma’ ‘bölünme’ ol-duğunu doğrulayacak izlenimleri ifadeleriyle vermeye başlamıştır. BİR ÜLKEİÇİN EN TEHLİKELİ ŞEY, işte BU BÖLÜNMEZ KARARLI BÜTÜNÜ zaafa uğrat-maktı. Şimdi bunu Amerika ve işbirlikçilerinin psikolojik harekâtıyla GERÇE-ĞİMİZ haline getirdiler.

YAPILACAK TEK ŞEY KALMIŞTIR, ASLA TESLİM OLMAMAK

Türk Ordusu’nu niçin Irak’ta bizimle birlikte bir buçuk milyon Müslüma-nın ölümüne ortak olmadın diye cezalandırmak isteyenler artık bu cezalan-dırmayı tamamen ülkeyi ‘rehin’ almaya doğru ilerletmiştir. Önce muhalif ka-nalları sonra aydınları ve sonra yargıçları yavaş yavaş dinleyerek gözaltına ala-rak rehin almayı sürdürmektedir.

Bu cemaatçi liberal aydınların sözünü ettiği bir özgürlük demokrasihukuk kavgası değil büyük bir Amerikan planıdır, işgal bütün kurumlarımızve varlığımızla devreye girmiştir, yapılacak tek şey kalmıştır, asla TESLİM OL-MAMAK...

Artık bu sürecin bir hukuk süreci değil bir YOK ETME, imha etme savaşsüreci olduğunu işbirlikçiler iyi biliyor ve ülkeyi 12 Eylül öncesi iç savaş kıva-mına getirmek için davayı uzattıkça uzatıyorlar.

Bilmedikleri bir şey var. Burası bir kaç çavuştan bozma devlet başkanla-rıyla yönetilen bir Orta Amerika, Orta Afrika ülkesi değildir. Bu ülkede Türkbayrağını taşıyan sadece Türk Ordusu da değildir. Olup biten tehlikenin far-kında milyonlarca insanımız tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir endişeve o kadar büyük bir heyecanla Türk Bayrağını dalgalandırmaktadır.

BU TOPRAK TARİHİN HER DÖNEMİNDE HER CİNS İHANETİ TÜKÜRDÜ

Bu bayrağa iyi bakın, bu bayrağın gölgesinde kimse bugüne kadar TES-LİM OLMADI, olmayacak.

Bir daha bakın bu bayrağa, bu bayrağı teslim almaya kalkışanların akı-betlerini iyi hatırlayın.

Bağımsızlık gelmiş geçmiş tarihte bütün uygarlık değerlerinin en büyü-ğü ve en kutsalıdır. İşbirlikçiler ve onların cemaatlerden maaş alan satılmışyazarları üç beş kuruş uğruna neye dokunduklarını neyle oynadıklarını çokiyi anlayacaklardır. Belki manken Tuğçe Kazaz’ın aşık olabileceği biri olabilir-ler. Belki Londra belediye başkanlığına aday olabilirler, ama bu topraklardabir mezarlarının dahi olabileceğine hiç ihtimal vermiyorum. Ay yıldızlı bayra-ğa dokunanlar hangi yabancı bayrağa güveniyorsa, o bayrağın ülkesine yol-culuğa hazırlansın, Çünkü bu toprak tarihin her döneminde her cins ihane-ti tükürdü, kustu, fırlattı ve tekmeleyerek kovdu.�

Bağımsızlığımız hepimizin varoluş siyasetidir

BİR SORU BİR CEVAP

NİHAT GENÇ

Page 17: 2009 10 Mayis

16 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

Türkiye, 5 Mayıs Salı günüMardin’in Bilge Köyü’nde44 vatanda�ımızın katledil-

di�i haberiyle sarsıldı. Taraflararasındaki anla�mazlık nedeniylebu kadar insanın öldürüldü�ü birsaldırı ilk kez ya�anıyordu. Öl-dürülenler de öldürenler de aynısoyadını ta�ıyor, Çelebi… Saldı-rıya u�rayan Çelebi ailesi, saldırıgecesi kızları Sevgi ile Habip’inni�anı için bir araya gelmi�lerdi.Kadınlarla erkeklerin farklı oda-lara geçerek, namaza durduklarısırada içeri giren silahlı 5-6 ki�irastgele ate� etmeye ba�ladı.“Hiç kimse sa� kalmasın, herke-si öldürün” diye ba�ırıyorlardı.Ate� ettikleri ki�ilerin öldüklerin-den emin olmak için ayaklarıylayokluyor, ölmediklerini fark et-tiklerine tekrar ate� ediyorlardı.Saldırı sonrası yakalananlar“Kan davası olmasın diye, kökle-

rini kurutmak istedik” �eklindeifade bile verdiler.

NEDEN TÖRE CİNAYETİ DEĞİL?

Saldırı duyulduktan sonraözellikle medya “Neden” sorusu-nun cevabını aramaya ba�ladı.�lk anda ortaya atılan görü�ler,saldırının kız meselesi yüzündençıktı�ı, saldırıyı gerçekle�tiren ai-lenin o gece ni�anı yapılan Sev-gi’yi kendi o�ullarıyla evlendir-mek istedi�i yönündeydi. Ardın-dan saldırıya u�rayan aileden bi-rinin, saldırgan ailenin bir kızınatecavüz etti�i, saldırının bu ne-denle gerçekle�tirildi�i gündemegeldi. Ancak bir süre sonra gerekköylülerin ve milletvekillerininaçıklamaları, gerekse de töre ci-nayetleri konusunda ara�tırmala-rı bulunan uzmanların söyledik-leri saldırının töre cinayeti olma-dı�ını ortaya çıkarttı. Basın men-

suplarının “Saldırının arkasındatöre olabilir mi? diye sordu�u birköylü “Töre bir ki�iye olur, ikiki�iye olur, 44 ki�iye töre olurmu” cevabını verdi.

TÖRE CİNAYETLERİNİN DE

KANUNLARI VAR

Bilge Köyü’nde 1985 yılında,sonradan Bursa’ya göçen “�eyh”ailesi arasında kan davası vardı.Katliamı yapanların babası �eh-muz Çelebi öldürülmü�tü. Kandavasının ba�lamasının ardından“�eyh” ailesi Bursa’ya göçtü. Ai-lenin arkada kalan toprakları veAlabalık tesisleri saldırıya u�ra-yan aile ile saldırıyı gerçekle�ti-ren aile arasında bölü�üldü. Nevar ki saldırıyı gerçekle�tirenaile, bu bölü�ümden yeteri kadarpay alamadı�ını dü�ünüyordu.Bu nedenle iki aile arasında hu-sumet ba�ladı. Uzmanların dabölgeyle teması olan milletvekil-lerinin de izlenimleri bu katlia-mın töre cinayetine hiç benzeme-di�i yönündeydi. Töre cinayetle-rinin de kanunları vardı. Ve bu-güne kadar ya�anan hiçbir töre

NE TÖRE, NE TECAVÜZ, NE DÜ�ÜN…

Toprak sorununun son 44 kurbanıMardin’de 44 ki�inin ölümüyle sonuçlanan katliam�n perde arkas�ndantoprak sorunu ç�kt�. Bölgede yapt���m�z ara�t�rmalar sonucu ula�t���m�zbilgiye göre, “Sald�r�y� yapanlar�n amac�, mal payla��m�ndan fazla payalan Çelebi ailesini tümüyle ortadan kald�rmakt�. Ni�an törenininyap�laca�� geceyi bu nedenle seçtiler.”

Yazar Osman�ahin: Katliamınarkasındatoprak a�alı�ı vefeodalizm var

Kitaplarında a�ırlıklı ola-rak toprak a�alı�ını, feodaliz-mi i�leyen Yazar Osman �ahin“Mardin’deki katliamın arka-sında feodalizm var” dedi.Ulusal Kanal’da yayınlananNeler Oluyor programınakonuk olan �ahin, “Köy ensti-tülerini kapatmak yerine, sayı-larını arttırmı� olsalardı, �mamHatiplere gönderilen çocuklarköy enstitülerinde e�itilmi� ol-salardı böyle olmazdı.” diyekonu�tu.

Page 18: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 17

cinayetinde kadınlar ve çocuklaröldürülmemi�ti. Saldırıyı yapan-ların amacı, mal payla�ımındanfazla pay alan Çelebi ailesinin tü-müyle ortadan kaldırmaktı. Sevive Habip’in ni�an törenin yapıla-ca�ı geceyi bu nedenle seçtiler.Tüm aile bir arada olacaktı. Böy-lece hepsini öldürerek, geride mi-rasçı bırakmayacaklardı.

CHP, Yılmaz Ate� Ba�kanlı-�ı’nda dört ki�ilik bir heyetiMardin’e göndererek olayı ince-lemeye aldı. Heyette bulunanCHP Adıyaman Milletvekili �ev-ket Köse “Aslında olay sosyal veekonomik boyutludur. Olayı ko-ruculuk sistemi ya da PKK’ylaba�lantılı gibi göstermeye çalı-�anlar var. Ancak gerçek böylede�il. ��in temelinde ekonomiknedenler vardır, rant vardır” diyekonu�tu.

CUMHURİYET KÖYÜ ÖNDERİ MUHSİN

VURAL: TOPRAK MESELESİ

Saldırının ardından Bilge Kö-yü’ne giden Bismil CumhuriyetKöyü önderlerinden MuhsinVural “Olayı töre cinayeti gibigöstermeye çalı�ıyorlar ama ilgisiyok” dedi. Vural’ın konuyla ilgi-li de�erlendirmesi �u oldu “Ars-lano�lu Köyü’nde oldu�u gibi,orada da AKP sistemi i�liyor.�ddia edildi�i gibi saldırıyı ger-çekle�tiren ailenin yoksul, öldü-rülen ailenin ise varlıklı oldu�udo�ru de�il. Her iki taraf da ko-rucu ve silahlı, ancak bir tarafdaha güçlü. Ve güçlü olan taraföbür tarafı orada istemiyor.Bizim köyümüzde oldu�u gibimeselenin özü toprak meselesi.”

Vural, Köylü önderi Muhyet-tin Öksün ile ye�eni Ömer Ök-sün’ün katillerinin hâlâ yakala-namamı� olmasına dikkat çeke-rek �öyle konu�tu, “bu cinayetii�leyenleri sa�da, solda, ba�da,bahçede görüyorum. Örne�indün Diyarbakır’da çar�ının orta-sında bir kaçıyla göz göze gel-dim. Anlayaca�ınız devlet istersebunları 24 saat içinde bulur.”

A�alık sistemine kar�ı müca-dele eden Cumhuriyet Köyü ön-derlerinden ��çi Partisi Köy tem-silcisi Muhyettin Öksün ve Ye�e-ni Ömer Öksün 17 Haziran2008’de Bismil yolunda, kendiniköyün a�ası ilan eden Nevaf

Kahraman’ın adamları tarafın-dan, yolları zırhlı araçlarla kesi-lerek e�lerinin gözleri önündekatledilmi�lerdi. Tanıklar, olayınfaillerini mahkemeye söylemele-rine ra�men, katiller hâlâ yakala-namadı.

KÖYLÜLER ŞEHRE GÖÇTÜ, KÖYE

KADASTRO GELDİ

Bölgeyi iyi tanıyan bir isim deEski CHP Mardin Milletvekiliolan ANAP Genel Sekreteri Mu-harrem Do�an. Do�an, bölgede-ki sosyo-ekonomik durumu �öyleanlattı “25 Sene önce Mardin’deterör nedeniyle köyler bo�aldı.Köylülerin bir kısmı ba�ını, bah-çesini, arazilerini terk ederekbüyük �ehirlere göçtü. 2000 yı-lında Köye Dönü� Projesi uygu-lanmaya ba�landı. Ancak bu pro-jenin altyapı çalı�ması tamamla-namamı�tı. Bu nedenle de �ehir-lere göçen ve �ehir ya�antısınaalı�an köylüler köylerine geridönmediler. Bu köylüler �ehregöçtüklerinde köyde henüz ka-dastro çalı�ması yapılmamı�tı.Göçten sonra köye kadastrogeldi. Kadastro bölgeyi iyi bilme-yen bilirki�ilerle yapıldı. Dolayı-sıyla bugün köylerine dönen buköylüler, bir de baktılar ki arazi-leri ellerinden gitmi�. ��te Mar-din’deki katliamın altında yatanasıl neden budur.” Bu sorununbölgede yeni çatı�malar do�ura-bilece�ine dikkat çeken Muhar-rem Do�an, bu tür olaylara mey-dan vermemek için bölgedeki

mevcut toprak meselesinin adilbir �ekilde çözülmesi gerekti�inivurguladı.

Bölgede çalı�an kadastrocula-rın açıklamaları da Do�an’ı do�-ruluyor. Ulusal Kanal’a konu�anHarita ve Kadasto MühendisiYener Ensari bölgede ciddi birtoprak meselesi oldu�unun altınıçizdi. Mardin’de serbest çalı�anKadastro Mühendisi Yener Ensa-ri, “Buralarda kadastroya gidenbilirki�iler tehdit ediliyor. Köylü-ye toprak da�ıtımı i�inde olanherkes ölümle tehdit ediliyor.Zor �artlar altında çalı�ıyoruz.”dedi.�

TÜMÖD: Mardin’dekisaldırı hukuk tanımazlı�ınsonucu

Tüm Ö�retim Üyeleri Derne�i, Mardin’dekiolayın, Türkiye’deki hukuk tanımazlı�ın akılalmaz boyutlara çıktı�ının göstergesi oldu�u vur-guladı. Toplumda hukuka saygılı ve uygar ili�kile-rin sa�lanabilmesi için herkese ve her kurumabüyük sorumluluklar dü�tü�ü belirtilen açıklama-da �öyle denildi: “Toplumsal ya�amda bu tür has-talıkları önlemenin en etkin yolu, ülkeyi yöneten-lerin hukuka saygı konusunda örnek bir politikave davranı� sergilemesidir. Buna kar�ılık, bir ülke-de hukuk dı�ı yollarla yargısız infaz uygulamaları-nın yo�unla�ması, kaçınılmaz olarak bazı yurt-ta�ların bu yöndeki hastalıklı e�ilimlerini tahrikedici sonuçlar do�urabilir. Toplumda hukuka say-gılı, uygar ve barı�çı ili�kilerin sa�lanabilmesi vekorunabilmesi için herkese ve her kuruma büyüksorumluluklar dü�mektedir”

Page 19: 2009 10 Mayis

18 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

MEHMET BEDR� GÜLTEK�N ��çi Partisi Genel Ba�kanvekili

1980’li yılların sonlarında PKK’nın, kadınve çocuk ölümleri ile sonuçlanan kanlı köybaskınlarına tepkilerin yoğunlaşması üzeri-ne, bu eylemleri savunanlar, “Kurşun adressormaz!” diyorlardı.

Sol hareketlerin ve ulusal kurtuluş hare-ketlerinin tarihlerinde benzeri olmayan bueylemler, devrimcilikle ilgisi olmayan birideolojinin yansımalarıydı. Bölgenin feodalyapısından besleniyordu.

Nitekim bu eylemler bütün insanlık dışıözelliklerine rağmen, yapan örgütü büyüttü.Bir yandan muhalif kitlede korku yarattı. Öteyandan eylemi gerçekleştiren örgütün,“muktedir” olduğu kanısını taraftarlarınınbilincine yerleştirdi.

Ama 4 Mayıs gecesi Mardin’in Derik il-çesinin Bilge köyünde meydana gelen vah-şet, PKK’nın söz konusu eylemleriyle de kı-yaslanmayacak bir boyutta gerçekleşti.

Bütün bir köyün, hamile kadınlar ve ço-cuklar da dahil olmak üzere son bireyekadar yok edilme amacıyla hedef alınması-nın örneğini, en azından son 70 yıl içindegörmedik.

Olay üzerinden daha bir gün daha geç-memişken, yayınlarında sürekli olarak“töre”yi yücelten dizilerden ve haberlerdengeçilmeyen televizyon kanalları ve gazeteler,hükümlerini verdiler. Cinayet “Töre” işiydi.Gerçekte ise olayın nedenini ülkemizin 1950sonrası yaşadığı gelişmeler içinde aramakgerekiyor.

RESTORASYON

1950 sonrası tarihimiz, Cumhuriyet Dev-rimi’nden adım adım uzaklaşma ve yıkılanfeodalizmin yeniden diriltilmesinin tarihidir.

Bu restorasyon, hayatın her alanındagerçekleşmiştir. Eğitim alanında Ortaçağideolojisi kendisine yeniden yaşam alanı aç-mıştır. Kur’an Kursları, İmam Hatipler ve İla-hiyat Fakülteleri; Ortaçağ’ın yasal alanda

sahip oldukları eğitim kurumları olmuştur.Öte yandan Cumhuriyet’in ilk yıllarında

yer altına inen ve son derece kısıtlı koşullar-da yaşamaya çalışan tarikatlar, giderek daharahat çalışma koşulları elde etmiş ve kendieğitim kurumlarını da inşa etmişlerdir.

Son olarak yapılan bir kamuoyu araştır-masına göre Evrim Teorisi’ni kabul eden veetmeyen gençlerin neredeyse yarı yarıya ol-ması, geldiğimiz yeri gösteren çarpıcı bir ve-ridir.

Eğitim alanındaki gelişme toplumsal ha-yatımızın her alanında gerçekleşmiştir. Aşiretilişkileri, şeyhlik, ağalık ve benzeri Ortaçağkurumları özellikle 1980 sonrası dönemdedevlet desteği ile yeniden ayağa kaldırılmış-tır.

Feodalizmin ideolojide, siyasette ve top-lumsal ilişkiler alanında yeniden canlanması;kendi değer yargılarını da yeniden diriltmiştir.

Feodal düşmanlıklarda birey değil, bire-yin mensup olduğu topluluk hedeftir. Hattao topluluğa ait olan her şey hedeftir. Eskininaşiret kavgalarında, sadece hasımlar değil,aynı zamanda birbirlerinin mal varlığı da he-deftir.

“Tavuklarına varana kadar kimseyi sağbırakmayın!” sözü, feodal düşmanlıklarınniteliğini anlatır.

Cumhuriyet Devrimi’ne düşman olanlarişte bu anlayışı diriltmişlerdir. Mardin’in Bilgeköyünde Cumhuriyet Devrimi’nin yıkılışınınne sonuçlar doğurduğuna tanık olduk.

ÇÜRÜMÜŞ KAPİTALİST İDEOLOJİ

Ama Bilge köyündeki vahşet sadece feo-dal anlayışla açıklanamaz. Televizyonlarda vegazetelerde sabah akşam bir yandan feodalideolojiyi, diğer yandan insanı sadece birnesne yerine koyan emperyalizmin yoz kül-türünü propaganda edenler, yaşanan katlia-mın asıl sorumlularıdır.

Örneğin adına “Kurtlar Vadisi” denilendizide, insanın yeri nedir? Tavuk boğazlanırgibi insanların katledildiği, bunu yapanlarınhiçbir yasal takibata uğramadığı dizilerin hergece televizyonlardan insanlarımızın beyinle-rine şırınga edildiği bir ortamda, benzer sah-nelerin gerçek hayatta yaşanmasında şaşıla-cak bir durum olamaz.

İnsan, kapitalizmin yoz kültüründe birmetadır. Bilgisayar oyunlarında bir sayıdır.Yok edildiği zaman, “bonus” kazandığınızbir “şey”dir.

Mardin’de yaşanan trajedi, işte bu çürü-müş kapitalist ideolojinin, orada hâlâ yaşa-yan ve son dönemdeki politikalarla daha dagüçlendirilen feodalizmle evliliğinden doğ-muştur.

Amerika bu ideolojisinin gereklerini tamaltı yıldır komşumuz olan Irak’ta uyguluyor.Orada her gün 50-60 kişinin öldürülmesi va-kayı adiyedendir.

Amerika’nın Irak’a yaşattıkları, artık Tür-kiye’de yaşanmaktadır.

ÇÖZÜM

Çözüm nedir? Türkiye emperyalizmekarşı bir Kurtuluş Savaşı verdi ve ardındanOrtaçağ’a karşı bir Cumhuriyet Devrimi ger-çekleştirdi.

Ve ondan sonra tam yarım yüzyıl bu türmanzaralar yaşamadık.

Yarım bir Devrim yaşadık. Ardından ikti-darı emperyalizm işbirlikçilerine ve Ortaçağözlemcilerine teslim ettik. Sonucunda yüzyıl-lar öncesinde veya ancak sömürgelerde ger-çekleşebilecek olayları yaşamaya başladık.

Demek ki birinci olarak, emperyalizmihayatımızın her alanından kovmamız gereki-yor. Ve onunla birlikte feodalizmi... Toprakağalığının kökünü kazıyacak bir Toprak Dev-rimi… Bütün Ortaçağ kurum ve ilişkilerininkökten temizlemek amacıyla CumhuriyetDevrimi Kanunları’nın tavizsiz, sonuna kadaruygulanması… Bu zeminde gerçekleştirile-cek bir aydınlanma seferberliği…

İşte o zaman, Mardin’deki vahşet, ebedi-yen, bir kez daha tekrarlanmamak üzeregeçmişte kalacaktır.�

[email protected]

‘Kurşun adres sormaz!’FORUM

� Mardin’in Bilge köyünde

Cumhuriyet Devrimi’nin

y�k�l���n�n ne sonuçlar

do�urdu�una tan�k olduk. Ama

Bilge köyündeki vah�et sadece

feodal anlay��la aç�klanamaz.

Televizyonlarda ve gazetelerde

sabah ak�am bir yandan feodal

ideolojiyi, di�er yandan insan�

sadece bir nesne yerine koyan

emperyalizmin yoz kültürünü

propaganda edenler,

ya�anan katliam�n as�l

sorumlular�d�r. �

Page 20: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 19

Ergenekon davasının 82.Duru�masında gazeteciHayrullah Mahmut Öz-

gür’ün sorgusu yapıldı. Stargazetesinin Uzan Grubu’naait oldu�u dönemde 2003 yı-lında Ankara Temsilcili�iniyapan Özgür, çapraz sorgususırasında çarpıcı bilgilerverdi.

Özgür, kendisine, “TayyipErdo�an’ın �stanbul BelediyeBa�kanı oldu�u dönemde yanın-da Cüneyt Zapsu oldu�u haldeABD �stanbul Ba�konsoloslu�u-na yaptı�ı ziyarete ait bir videoizletildi�ini” anlattı. Özgür, “�n-ternet üzerinden izletilen bu vi-deoda, Tayyip Erdo�an’ınABD’li yetkililere ve CIA görevli-lerine, ba�bakan olması halindeyapmayı planladıklarını anlattı-�ını, çe�itli konularda söz verip,taahhütlerde bulundu�una dairgörüntü ve seslerin yer aldı�ını”belirtti, “Ba�ıma ne geldiyse buvideoyu izlememden sonra gel-mi�tir” dedi.

Hayrullah Mahmut Öz-gür’ün anlattı�ına göre, video-yu izletenler, bu görüntü ve bil-gilerin hükümetin yıkılmasınısa�layaca�ını, bunu Uzanlara50 milyon dolar kar�ılı�ındaverebileceklerini söylüyorlar.Uzanlar, CD için para vermeyikabul etmiyorlar.

Savcılar, Özgür’e �enerEruygur’un kendisinden CD’yiisteyip istemedi�ini sordu�un-da; sorunun saçma sapan oldu-�unu, kendisinde bu CD’ninbulunması halinde ya�amasınınimkânsız oldu�unu söyledi.

“MANŞETLİK HABERDİ,

PATRONAJ ÇEKİNDİ”

Savcılar, ��çi Partisi’ndekiaramda bulunan Tayyip Erdo-�an’ın Wolfovitz’e yazdı�ı mek-tubu neden kö�esinde yayımladı-�ını sorduklarında Özgür, “Buaslında man�etlik bir haberdiama gazete patronajı çekindi,ben de tarihe geçmesi için kö-�emde yer verdim” dedi.

PERİNÇEK: RTE-BAŞKONSOLOSLUK

GÖRÜŞMESİNİN BAŞLIKLARI NELER?

Ardından söz alan ��çi PartisiGenel Ba�kanı Do�u Perinçek,Hayrullah Mahmut Özgür’e ikisoru yöneltti:

Soru- �zledi�iniz, ABD �stan-bul Ba�konsoloslu�undaki top-lantı görüntülerinde, Tayyip Er-do�an’ın “özelle�tirmeyi sonunakadar götürme” taahhüdü dı�ın-da ba�ka ba�lık var mı? Görün-tülerde Cüneyt Zapsu da var mı?

Yanıt- Görüntülerde Erdo-�an, Neo-Sevr dedi�imiz sonra-dan ya�ananlarla somutlananABD’yle gizli anla�manın tümmaddelerini kabul etti�ini, Erme-ni soykırımının kabul edilece�i,Büyük Ermeni devletinin kurul-ması, anayasa de�i�ikli�i, ABuyum yasalarının de�i�tirilmesi,TSK etkisizle�tirilmesi vb tümhususları kabul etti�ini söyle-mektedir. Ba�kaca taahhütler devardı, aklımda kalan bunlardır.Görüntülerde Cüneyt Zapsu dabulunmaktadır.

BİLGİ İKİNCİ İDDİANAMEDE DE

YER ALDI

Erdo�an’ın Amerika’nın �s-

tanbul Ba�konsoloslu�u’ndayaptı�ı iddia edilen görü�meninayrıntıları Ergenekon ikinci id-dianamesinde de yer aldı. �ddia-namede, bu bölümler �öyle geçi-yor:

“Türkiye’de Amerika �stan-bul Ba�konsoloslu�u’nda yapılanbir toplantıda kendi önüne hari-ta planı kondu. Ve Tayyip Bey’ino harita planını not aldı�ı bilini-yor. Yani Amerika Türkiye’deuygulayaca�ı her �eyi ona dikteettirmi� vaziyette. Bu dikteönemli bir delil olarak Zap-su’nun elinde bulunuyor. Cü-neyd Zapsu önemli bir CIA ajanıTürkiye’de bu kaseti sürekli kul-lanıyor Tayyip Bey’e kar�ı. Cü-neyd Zapsu’nun Ba�bakanı �an-taja tabi tuttu�u biliniyor.”

“GENELKURMAY’I KARALAYAN

BİLGİLER, FETHULLAHÇILARDAN

GELDİ”

Soru- Kendisini ÖKK’lı (ÖzelKuvvetler) olarak tanıtarak gelenve sizinle görü�en ki�inin, Genel-kurmay Ba�kanlarının 30 milyondolar rü�veti payla�tıklarını, bir-birlerine suikast tertiplediklerinive benzeri uydurma bilgiler an-lattı�ını, bunun Fethullahçılar-dan gelen bilgi oldu�unu söyledi-niz. Tahmin mi somut verilere midayanıyor?

Yanıt- Tahmin de�il somutverilere dayanıyor. Fethullahçı-lardan gelen bilgi oldu�unusomut verilerle anladım. Bu yazsıcak geçecek ve bunlar ortayaçıkacak…�

ERGENEKON DAVASI TUTUKSUZ SANI�I HAYRULLAH MAHMUT ÖZGÜR:

‘Erdoğan’ın ABD ile gizli anlaşmagörüntüsünü izledim’“Tayyip Erdo�an’�n �stanbul Belediye Ba�kan� oldu�u dönemde yan�ndaCüneyt Zapsu oldu�u halde ABD �stanbul Ba�konsoloslu�una yapt���ziyarete ait bir video izlettiler bana. Tayyip Erdo�an, ABD’li yetkililere ve CIAgörevlilerine, ba�bakan olmas� halinde yapmay� planlad�klar�n� anlat�yor,çe�itli konularda söz verip, taahhütlerde bulunuyordu. Ba��ma ne geldiysebu videoyu izlememden sonra gelmi�tir.”

Page 21: 2009 10 Mayis

20 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

Ergenekon davasının 8Mayıs’ta yapılan 83. du-ru�masında Mahkeme he-

yeti, Danı�tay saldırısı veCumhuriyet gazetesine atılanbombalarla ilgili davaların,Ergenekon davası ile birle�ti-rilmesi talebini görü�tü.

Duru�maya savunma verme-si gereken tutuksuz sanıklar ka-tılmayınca, Mahkeme heyeti,

birle�tirme konusu yapılan da-valarla ilgili, sanıklardan OktayYıldırım, Mehmet Demirta� veE. Yüzba�ı Muzaffer Tekin’inifadelerini aldı. Dergimiz baskı-ya girene kadar, Mahkeme ka-rarını henüz açıklamamı�tı.

Ancak ��çi Partisi Genel Se-kreter vekili Av. Mehmet Cen-giz, 81. duru�mada, davalarınbirle�tirilmesinin do�uraca�ı

sonuçlar konusunda uyarılardabulunmu�, Mahkeme’den retkararı vermesini talep etmi�ti.

“DANIŞTAY SANIKLARI YASA

GEREĞİ TAHLİYE OLURLAR”

Av. Cengiz, Davaları birle�-tirme giri�iminin Danı�tay sa-nıklarını kurtarma operasyonuoldu�unu mahkemede gerekçe-leriyle anlattı. Davaların birle�-tirilmesiyle, Danı�tay saldırısıve Cumhuriyet gazetesinebomba atılması fiillerinden yar-gılanan sanıkların önce tahliyeedilece�ini, ardından da cezazamana�ımı hükümlerine görecezadan kurtulmalarının sa�la-

DAVALARIN B�RLE�T�R�LMES�YLE PLANLANAN TEZGÂH

Danıştay sanıklarını kurtarma operasyonuDan��tay davas�n�n Ergenekon’la birle�tirilmesi giri�imi, asl�ndaAlparslan Aslan’�n, Osman�m’�n tahliye edilmesi operasyonu. ��çiPartisi Genel Sekreter vekili Av. Mehmet Cengiz, plan� Mahkemehuzurunda a�ama a�ama anlatarak, Mahkeme’yi uyard�. Dergimizbask�ya girdi�i saatlerde Mahkeme, henüz karar�n� aç�klamam��t�.

��çi Partisi Basın Bürosu Ba�-kanı Hikmet Çiçek, duru�madayaptı�ı konu�mada, haklarındatutukluluk hallerinin devamını ge-rektiren bir suçlama kalmadı�ınıanlattı. Çiçek, konu�masına Ata-beyler davasına atıfta bulunarakba�ladı:

“Atabeyler ve Danı�tay saldırı-sı davalarını çok yakından takipettim. Atabeyler TSK’yı ve onunseçkin subaylarını hedef alan birtertipti. Ergenekon tertibininküçük bir minyatürüydü. Davanınilk duru�masını izledim. SanıklarTayyip Erdo�an’a suikast, Cü-neyd Zapsu’nun B�M marketlerzincirine sabotaj gibi çok vahimiddialarla yargılanıyorlardı. Ata-beyler bir duru�mada iflas etti.Tertip bertaraf oldu ve sanıklartahliye oldular. Hukukun üstünlü-�üne orada bizzat tanık oldum.

“Bugün 81. duru�madayız.Ben Hikmet Çiçek, Nusret Senemve Hayati Özcan, ��çi Partisi

Genel Merkezi’nde bulundu�uiddia edilen ama tutanaklarda yeralmayan bazı CD’ler nedeniyle tu-tuklandık. Medya neler yazmadı!Sabotajlar, suikastlar planladı�ı-mız iddia edildi. Ancak �imdi sav-cılar diyor ki ‘Biz bu CD’lerle ilgi-li sanıklara suç isnat etmiyoruz’.Biz 14 aydır, suçlama konusu ya-pılmayan CD’ler nedeniyle tutuk-luyuz!”

6 aydır süren yargılama süre-since 10 sanı�ın tahliyesine kararverildi�ini hatırlatan HikmetÇiçek, tahliye talebinde bulunarakMahkeme heyetine �öyle seslendi:“Sanıkların tahliyesine karar ve-rirken ‘suç vasfının de�i�me ihti-mali göz önüne alınarak...’ dedi-niz. Sayın hâkim soruyorum:bizim suç vasfımız ne zaman de�i-�ecek? �imdi ikinci iddianameçıktı. 3. iddianame, 5. iddiana-me... Kaçıncı iddianameye kadarburada tutuklu kalaca�ız! Tahli-yemi talep ediyorum.”

‘Suçlama konusu yapılmayan CD’ler nedeniyle 14 aydır tutukluyuz’

��çi Partisi Genel Sekreter Vekili Av. Mehmet Cengiz.

Page 22: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 21

naca�ını açıklayan Av. MehmetCengiz, planı �öyle anlattı:

“Mayıs 2006’da gerçekle�ti-rilen eylemlerin üzerinden 3 yılgeçti. Sanıklar yakla�ık 3 yıldırtutuklular. Yargı prati�i göze-tildi�inde, yüzlerce sanı�ın, bin-lerce sayfa iddianameler, binkadar klasörden olu�an ve ucuaçık soru�turmalarla sürdürü-len bu Ergenekon davasının 20-30 yıl sürme olasılı�ı vardır.

“5271 sayılı Ceza Muhake-mesi Kanunu’nun 102. madde-sinin 2. fıkrasına göre, ‘A�ırceza mahkemesinin görevinegiren i�lerde, tutukluluk süresien çok iki yıldır. Bu süre, zo-runlu hallerde, gerekçesi göste-rilerek uzatılabilir; uzatma sü-resi toplam üç yılı geçemez’.

“5320 sayılı Ceza Muhake-mesi Kanunu’nun Yürürlük veUygulama Hakkında Kanun’un12. maddesinin 1. fıkrasında,�öyle denilmektedir: ‘CMK’nın102. maddesi, aynı Kanun’un250. maddesinin birinci fıkrası-nın (c) bendinde yazılı suçlar ilea�ır ceza mahkemesinin görevalanına giren suçlar bakımın-dan, 31 Aralık 2010 tarihinde

yürürlü�e girer. Bu süre zarfın-da 1412 sayılı Ceza Muhake-meleri Usulü Kanunu’nun 110.maddesinin uygulanmasınadevam olunur’.

“Bu yasal düzenlemeye göre;aslında karar a�amasında bulu-nan Danı�tay davasının, dahauzun yıllar sürece�i belli olanErgenekon davası ile birle�tiril-mesi halinde; Danı�tay saldırısıve Cumhuriyet gazetesininbombalanması eylemlerindenyargılanan sanıklar hakkındaönümüzdeki 1,5 yıl içinde kararverilmesi mümkün olamayaca-�ından, 31 Aralık 2010 tarihin-den sonra, tutuklu kaldıklarısüre dikkate alınarak mutlakatahliye edilmeleri gerekecektir.

“Do�acak bu sonucun so-rumlusu �stanbul 13. A�ır CezaMahkemesi’dir.”

“HATAYI DÜZELTMEK MÜMKÜN”

��çi Partisi Genel Sekretervekili Av. Mehmet Cengiz, yenibir duru�ma salonunun yapıldı-�ını hatırlatarak, davalar birle�-tirilirse, yeni salona bir debölme yapılması gerekti�inisöyledi ve Mahkeme heyetine�öyle seslendi: “Benim müvek-killerimi, Do�u Perinçek’i, Nus-ret Senem’i, Alparslan Aslan’la,Osmanım’la yan yana oturta-mazsınız! Kamu vicdanı, bu du-rumu kabul etmez!”

Bu hatanın düzeltilebilece�i-ni söyleyen Av. Cengiz, Danı�-tay sanıklarını kurtarma planı-nı bozmanın kanunen mümkünoldu�unu, madde madde açık-ladı. Av. Cengiz, Ankara 11.

A�ır Ceza Mahkemesi’nin sözkonusu dosyasının, Ergenekondavasıyla birle�tirilmesi istemi-nin reddine karar verilmesinitalep etti. Cengiz, aksinin dü�ü-nülmesi halinde ise, Ergenekoniddianamesindeki Danı�tay sal-dırısına yönelik iddiaların Erge-nekon dosyasından ayrılıp, An-kara 11. A�ır Ceza Mahkeme-si’ndeki dosya ile birle�tirilerekyargılamanın sonuçlandırılma-sını istedi.�

BA�SA�LI�IÜyemiz Servet Ulusoy’un kardeşi

Ali Ulusoy’u kaybettik. Ulusoy ailesinin ve yakınlarının acısını paylaşır,

baş sağlığı dileriz.

İşçi PartisiÇankaya İlçe Başkanlığı

Talat Paşa Komitesi internet sitesi yayına girmiştir.“http://www.talatpasakomitesi.org.tr” www.talatpasakomitesi.org.tr

BAŞSAĞLIĞI

Partimizin üyesi, Tanzer Özdemir’in babası

Mehmet Emin Özdemir’i kaybettik. Ailesinin ve yakınlarının acısını paylaşır,

baş sağlığı dileriz.

İşçi PartisiÜmraniye İlçe Başkanlığı

“Benim müvekkillerimi,

Do�u Perinçek’i, Nusret

Senem’i, Alparslan

Aslan’la, Osman�m’la yan

yana oturtamazs�n�z! Kamu

vicdan�, bu durumu kabul

etmez!”

� Dan��tay tetikçisiAlparslan Arslan.Dan��tay davas�n�nErgenekon’labirle�tirilmesigiri�imi, asl�ndaAlparslan Aslan’�n,Osman�m’�n tahliyeedilmesi operasyonu

Page 23: 2009 10 Mayis

22 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

G�ZEM ERTU�RUL KOÇ

Ümraniye’de bir gecekondu-da ele geçirildi�i iddia edi-len ve Ergenekon tertibine

dayanak yapılan bombaların im-hasında, bir kanunsuzluk dahaortaya çıktı. �mha i�lemi, CezaMuhakemesi Kanunu’nun “ileti-�im tespitini ve dinlemelere ili�-kin kayıtların yok edilmesini”düzenleyen 137. maddesine da-yanılarak gerçekle�tirilmi�.

HÂKİM KANUNU İNCELEMEDEN

KARAR VERMİŞ

Bombaların sahibi olmaklasuçlanan Oktay Yıldırım’ın avu-katı Yıldırım Çavu�ovalı, dava-nın 81. duru�masında imhanınkanunsuzlu�unu anlattı. Bunagöre, Ergenekon savcıları �stan-bul 10. A�ır Ceza Mahkemesi’neyazdıkları yazıyla, bombalarınimhasını CMK’nın 137. maddesi

uyarınca talep etmi�ler. Talebinaynı gün kabul edildi�ini belirtenAv. Çavu�ovalı, hâkimin sözüedilen kanun maddesini incele-medi�ine dikkat çekti: “Sayınyargıç ele geçti�i iddia edilenbombaları hiç görmeden kararverdi�i gibi, savcılı�ın yazısındasözü edilen 137. maddeye �öylebir göz gezdirmeyi dahi ihmal et-mi�tir. Yoksa bir yargıcın, böyle-sine alakasız bir kanun madde-siyle müvekkilim aleyhindeki enönemli delil oldu�u iddia edilenbulguların, saçma sapan bir �e-kilde imha edilmesine onay vere-ce�ine hiç ihtimal vermiyoruz.”

BOMBALARIN İMHA EDİLMESİ

YÖNETMELİĞE AYKIRI

Dikkat çekici bir di�er noktada, imha kararına 7 gün içindeitiraz etme hakları oldu�u halde,kararın Oktay Yıldırım’a ya daavukatlarına bildirilmemesi. Yıl-

dırım ve avukatları, haklarındasuçlama konusu yapılan delille-rin karartıldı�ını, 13 ay sona ö�-renebildiler.

Öte yandan tertibe dayanakyapılan bombaların imhası da,ilk günden beri tartı�ma konusu.Ancak Suç E�yası Yönetmeli-�i’nin 10. maddesi tartı�ma gö-türmeyecek kadar açık. Yönet-melik, her türlü patlayıcı madde-nin, “yargılama sonuna kadar”en yakın jandarma komutanlı�ı-nın depolarında saklanmasınıemrediyor.

Av. Yıldırım Çavu�ovalı mah-kemenin huzurunda iddia ve sa-vunmalar çerçevesinde tartı�ıla-mayacak olan Ümraniye bomba-larının delil kabul edilmemesinitalep etti.

İHBARIN ARKASINDAN “ÖRGÜT”

ÇIKACAĞI NEREDEN BİLİNİYORDU?

Trabzon’da Jandarma 156hattına yapılan ihbarla ba�layansürecin i�leyi�i de tertibi sergili-yor. Jandarma 156 hattından155 polis hattına iletilen ihbar,do�rudan Terörle Mücadele �u-besi’ne ve Be�ikta�’taki özel yet-kili Cumhuriyet savcılı�ına bildi-

POL�SE GA�PTEN GELEN HABER: �HBARIN ARKASINDAN ÖRGÜT ÇIKACAK!

Ümraniye bombalarına alakâsız kanunla imha kararı Ergenekon tertibinin dayana�� Ümraniye bombalar�, dinlemekay�tlar�n�n yok edilmesini düzenleyen kanun maddesine dayan�larakimha edilmi�! Öte yandan bomba ihbar�n�n mahalli karakola de�il dedo�rudan özel yetkili Cumhuriyet savc�l���na bildirilmesi de tertibigösteren önemli bir ayr�nt�.

Ergenekon tertibi, bu bombalar�n Ümraniye’de bir gecekonduda ele geçirildi�i iddias�yla sahnelenmeye ba�land�. Ancak bombalar�n varl��� da imhas� da�aibeli.

Page 24: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 23

rilmi�. Oysa hukuken sürecin�öyle ilerlemesi gerekiyordu:155’e iletilen ihbar, ÜmraniyeÇakmak Mahallesi’ndeki poliskarakoluna bildirilmeli, karakolihbarı nöbetçi Cumhuriyet savcı-sına iletmeli, nöbetçi savcı da ad-reste arama yapılabilmesi içinnöbetçi mahkemeden aramaemri talep etmeli ya da aramanıngecikmesi sakıncalı bulunuyorise kendisi yazılı arama emri ver-

meliydi.Av. Yıldırım Çavu�ovalı, bu

bilgileri aktardıktan sonra �u so-ruları sordu:

“Peki, niçin 155’teki polismemuru bir patlayıcı madde ih-barını henüz hiç delil yokken ma-halli karakol ya da savcılı�a de�ilde TEM �ube’ye ve özel yetkilisavcılı�a intikal ettirmi�tir?Yoksa bu ihbarın arkasından çok�ey çıkaca�ı, o polise, aynen o ta-rihteki Dı�i�leri Bakanı AbdullahGül’e verildi�i gibi, gaipten mihaber verilmi�tir?

“�hbar, basit bir patlayıcı

madde ihbarı oldu�una göre, buihbarın arkasından sözde terörörgütü soru�turmasının gelece�inereden bellidir de soru�turmayıderhal Terörle Mücadele �ubesiyürütmeye ba�lamı�tır?”�

Bombalarbulunmadan 6 ay önceAsumanÖzdemir’e poliskom�u

Ergenekon sanıklarındanAy�e Asuman Özdemir, davanın81. duru�masında yapılan çap-raz sorgusunda, Ümraniye bom-baları bulunmadan 6 ay önce,ikamet etti�i adresin 6 katına 3polis memurunun ta�ındı�ınıanlattı. Özdemir’in anlatımınagöre, polislerin evinde teknik birtakım cihazlar dı�ında hiçbire�ya bulunmuyordu. AsumanÖzdemir, gözaltına alınmasın-dan bir hafta sonra polislerinevden ayrıldı�ını söyledi.

��çi Partisi avukatlarındanOsman Aydın �ahin, Mahke-me’den, belirtilen adresin ba�lıoldu�u muhtarlı�a ve site yöne-timine tezkere yazılarak bomba-ların bulunmasından 6 ay önceeve yerle�en polislerin isimleri-nin saptanmasını talep etti.

1- 135. maddeye göre verile-cek karar gere�ince Cumhuriyetsavcısı veya görevlendirece�iadli kolluk görevlisi, telekomü-nikasyon hizmeti veren kurumve kurulu�ların yetkililerindenileti�imin tespiti, dinlenmesiveya kayda alınması i�lemleri-nin yapılmasını ve bu amaçla ci-hazların yerle�tirilmesini yazılıolarak istedi�inde, bu istem der-hal yerine getirilir. (…)

2- 135. maddeye göre verilenkarar gere�ince tutulan kayıtlar,Cumhuriyet savcılı�ınca görevlen-dirilen ki�iler tarafından çözülerekmetin haline getirilir. (…)

3- 135. maddeye göre veri-len kararın uygulanması sırasın-da �üpheli hakkında kovu�tur-

maya yer olmadı�ına dair kararverilmesi ya da aynı maddeninbirinci fıkrasına göre hâkimonayının alınamaması halinde,bunun uygulanmasına Cumhu-riyet savcısı tarafından derhalson verilir. Bu durumda yapılantespit veya dinlemeye ili�kin ka-yıtlar Cumhuriyet savcısının de-netimi altında en geç 10 güniçinde yok edilerek, durum birtutanakla tespit edilir.

4- Tespit ve dinlemeye ili�-kin kayıtların yok edilmesi ha-linde, (…) “soru�turma evresi-nin bitiminden itibaren” en geç15 gün içinde, Cumhuriyet Ba�-savcılı�ı, tedbirin nedeni, kapsa-mı, süresi ve sonucu hakkındailgilisine yazılı olarak bilgi verir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun137. maddesi

“Peki, niçin 155’teki polis

memuru bir patlay�c� madde

ihbar�n� henüz hiç delil

yokken mahalli karakol ya

da savc�l��a de�il de TEM

�ube’ye ve özel yetkili

savc�l��a intikal ettirmi�tir?

�hbar, basit bir patlay�c�

madde ihbar� oldu�una

göre, bu ihbar�n arkas�ndan

sözde terör örgütü

soru�turmas�n�n gelece�i

nereden bellidir de

soru�turmay� derhal Terörle

Mücadele �ubesi yürütmeye

ba�lam��t�r?”

Oktay Y�ld�r�m.Karara 7 gün içindeitiraz etme haklar�oldu�u halde,bombalar�n imhaedilece�i Y�ld�r�m’aya da avukatlar�nabildirilmedi.

Page 25: 2009 10 Mayis

24 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

Eski Jandarma Genel Komutanı Org.�ener Eruygur, 1 Temmuz 2008günü gözaltına alınırken, ADD

Genel Merkezi de aynı gün aranmı�tı.�kinci Ergenekon iddianamesine konan,Eruygur aleyhinde “Dı�i�leri Bakanlı-�ı’nda çalı�an 105 �ahsı fi�ledi” iddiasınadelil olarak gösterilen bir “belge” basınasızdırıldı. Haberlerde, “belgedeki” 75diplomatın ismi, �u andaki görev yerlerive haklarındaki notlar ayrıntılı bir �ekildeyer alıyordu.

ERGENEKONCULAR MÜNECCİM Mİ?

Haberin ardından hareketegeçen Dı�i�leri Bakanlı�ı, basınayansıyan listedeki bilgileri inceleme-ye aldı. 1 Temmuz 2008’deki ara-mada el konuldu�u belirtilen “bel-genin”, söz konusu diplomatların �u

andaki mevcut görevlerini yansıttı�ıtespit edildi. Belgede adı geçen dip-lomatların görev yerleri, 1 Eylül, 15Ekim, 15 Kasım ve 1 Aralık 2008 ile15 �ubat 2009 gibi tarihlerde de�i�-mi�ti.

�ener Eruygur, Dı�i�leri’nde ya-pılan atamaları 2 ay 3, 5 hatta bazı-larını 7 ay önce nasıl ö�renip de fi�-leme yapmı� olabilirdi?

7 Mayıs’ta yayınlanan RadikalGazetesi’ne konu�an Dı�i�leri kay-nakları, CD’nin “bulundu�u” tarih-te Dı�i�leri atamalarının belli olmasıihtimalinin “sıfır” oldu�unu söyle-diler. “Örne�in Birle�mi� Milletler(BM) Daimi Temsilcili�i’ne yapılanbazı atamalar, Türkiye Ekim2008’de BM Güvenlik KonseyiÜyesi seçildikten sonra gündeme

geldi. Oradaki kadronun güçlendi-rilmesi kararla�tırıldıktan sonra yeniatamalar yapıldı. Bu isimlerin deyeni görevleriyle o listede yer almasıgarip bir durum” dediler.

YARGITAY KROKİSİ DE TUTANAKLARDA

YOKTU!

Benzeri bir durum, yani “düz-mece belge” komplosu ��çi PartisiGenel Merkezi’nde yapılan arama-lar sonrasında gündeme gelmi�ti. 21Mart 2008 tarihli arama tutanakla-rında yer almadı�ı halde, �P’de bu-lundu�u öne sürülen bir CD’de Yar-gıtay krokisi vardı. Savcılar söz ko-nusu CD’yi iddianameye de koydu-lar.

�ddianame ekinde yer alan 213no’lu klasörün 215 dizisinde bulu-nan el yazması belge, bu CD’nin se-naryo oldu�unu kanıtladı. Ergene-kon Savcılarından Mehmet Ali Pek-güzel’e ait oldu�u ortaya çıkan bu elyazısı notta, sözde Yargıtay kroki-sinden söz ediliyordu. ��çi Partisi’ninavukatları olayın ortaya çıkmasıüzerine, Ergenekon savcılarınıHSYK’ye �ikâyet etmi�lerdi.

GÖKTAŞ’A DA AYNI KOMPLO KURULDU

Ergenekon tertibi kapsamında12 Ocak 2009’da tutuklanan Emek-li Albay Mustafa Levent Gökta�’ada benzeri bir komplo kurulmu�tu.Avukatları, Gökta�’ın bürosundaele geçti�i ileri sürülen, içinde bazıhakim, savcı ve bürokrotlara aitmahrem çekimlerin bulundu�uiddia edilen DVD’lerin büroya özel-likle yerle�tirildi�ini ortaya çıkardı-lar. Avukatlık ofisinde DVD kulla-nılmadı�ını belirten Gökta�’ın avu-katları, savcı olmadan yapılanarama sırasında avukatların odayahapsedildi�ini ve DVD’nin genç biravukatın masasının üzerine konul-du�unu belirlediler. Aynı zamandaavukat olan Gökta�’ın ofisindekiaramanın savcı ve bir baro yetkilisi-nin nezaretinde yapılması yasal birzorunluluktu. Ancak aramada nesavcı ne de baro yetkilisi vardı.�

Eski JandarmaGenel Komutan�Org. �enerEruygur. Tertibedayanak yap�landelilerden biri dahaçöktü. D��i�leri’nin2009’da yapt���atamalar, 2008 y�l�ortalar�nda yap�lanaramalarda elegeçirilen CD’yeeklenmi�.

��Ç� PART�S�’NDE BULUNMAYAN YARGITAY KROK�S� G�B� …

‘Dışişleri’ni fişleme belgesini’tertipçilerin hazırladığı kanıtlandıOrg. Eruygur aleyhinde “D��i�leri çal��anlar�n� fi�ledi” iddias�na delil olarakgösterilen “belge” sahte ç�kt�. Diplomatlar, belgede belirtilen görevlerine, 1Eylül 2008 ile 15 �ubat 2009 tarihleri aras�nda atand�lar. Oysa Org.Eruygur’un evi 1 Temmuz 2008’de aranm��t�. Org. Eruygur atamalar� 2 ay 3,5 hatta baz�lar�n� 7 ay önce ö�renip de fi�leme yapm�� olabilir miydi?D��i�leri kaynaklar� “s�f�r ihtimal” dediler.

Page 26: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 25

�zmir �l Genel Meclisi’nin ardındanMu�la �l Genel Meclisi de Mayısayının ilk toplantısında, Kenan Ev-

ren’in ismini ta�ıyan okul, cadde vesokak adlarının de�i�tirilmesi amacıylamecliste tavsiye kararı alınması içinönerge verdi. Tavsiye kararı için öner-geyi CHP Grubu verdi. Her fırsatta“Darbeye kar�ıyız” diyen AKP’nin �lGenel Meclisi üyelerinin çekimser oykullanması ise dikkat çekti. CHP’ninverdi�i önergede �öyle denildi “Sokakve cadde isim de�i�iklikleri belediyele-rin, okullardaki isim de�i�ikli�i de �çi�-leri ve Milli E�itim Bakanlı�ı’nın yet-kisindedir. Sokak ve caddelerdeki isimde�i�iklikleri için �l Genel Meclisimizintemenni kararı alarak okullardakiKenan Evren ve Kenan Pa�a isimlerininde�i�tirilmesi için de �çi�leri ve MilliE�itim Bakanlı�ı’na bildirilmesi içingere�ini arz ederiz.”

CHP “GERÇEK DARBECİLERLE,

PLANLAMAKLA SUÇLANANLAR

AYIRDEDİLMELİ”

Oyalama öncesi mecliste grububulanan partilerin sözcüleri birerkonu�ma yaptı. �lk sözü alan CHPGrup Ba�kanvekili Akın Üstünda��unları söyledi “Gerçekten darbeyapanlarla, darbe yaptı�ı söylenen-ler arasında ayrım yapılması gerek-ti�i kanaatindeyiz. O nedenle gru-bumuz tarafından verilen bu öner-genin kabul edilmesini talep ediyo-ruz”

“ÖNERGENİN NE AMAÇLA VERİLDİĞİNİ

ANLAYAMADIK”

Üstünda�’ın ardından söz alanAKP Grup Ba�kanvekili Ça�rıAlper ise böyle bir önergenin neamaçla verildi�ini anlayamadıkları-nı söyledi. Alper “Biz her zamandemokrasiden yana olan bir parti-

yiz, ancak bir yandan darbe döne-mini ça�rı�tıran isimlerin kaldırıl-ması istenirken, bir yandan da aynısiyasi parti �u anda darbe suçlama-sıyla yargılananların avukatlı�ınasoyunmu� bulunmakta. Bunu birçeli�ki olarak gördü�ümüzü ifadeetmek isterim.” dedi.

MHP: YARGIYA İNTİKAL ETMİŞ

KONULARDA KARARI YARGI VERİR

MHP Grubu ise önergeyi des-tekledi. MHP Grup Ba�kanvekiliCo�kun Tutal’ın söyledikleriAKP’ye yanıt niteli�indeydi. Tutal“MHP olarak biz darbelere herzaman kar�ı olmu�uzdur, yine kar-�ıyız. Ancak yargıya intikal etmi�konularda yargının kararının bek-lenmesinin faydalı olaca�ı dü�ünce-sindeyiz. Bu okulların isimlerininde�i�tirilmesinde de ülke açısındanciddi bir zarar görmüyoruz. Yanide�i�mesinde sakınca olmadı�ı ka-naatindeyiz. Kanaatimiz bu okulla-rın isimlerinin de�i�tirilmesinin

uygun oldu�u yönündedir”

KARAR, AKP’NİN ÇEKİMSER

KALMASINA RAĞMEN KABUL EDİLDİ

Parti Grup Baykan Vekillerininkonu�malarının ardından, önergeiçin oylama yapıldı. Oylama sonu-cunda önerge, AKP’nin 14 çekim-ser oyuna kar�ılık, CHP ve MHP’li-lerin 29 evet oyuyla kabul edildi.

İLK KARAR İZMİR’DE ALINDI

Kenan Evren’in adını ta�ıyanokulların adlarının de�i�tirilmesikararı ilk olarak �zmir �l GenelMeclisi’nde alındı. Geçen Martayında �zmir �l Genel Meclisi’ninCHP’li üyesi Gül�en Korkmaz Kah-raman, “Bugün gerçek darbecilerhalen Cumhuriyet balolarına davetediliyorken, ülkede sahte darbecilerolu�turuldu ve i�lenmeyen birsuçun bedelini �imdiden ödemeyeba�ladılar. Uzun gözaltılar, tekni�i-ne aykırı iddianameler, neyle suç-landıklarını bilmeden tutuklanıphalen de haklarında iddianame dü-zenlenmeyen insanlar var.” Dedi.Kahraman’ın konu�masının ardın-dan okul isimlerinin de�i�tirilmesiyönünde oy birli�iyle temenni kara-rı alındı.�

AKP’N�N KENAN EVREN ÇIKMAZI

CHP adını silelim dedi AKP darbeci Evren’i kolladı!Mu�la �l Genel Meclisi’ndeki CHP grubunun, Kenan Evren’in ismini ta��yansokak, cadde ve okul isimlerinin de�i�tirilmesi istemiyle verdi�i önergeye,AKP’li üyeler itiraz etti. �tiraz gerekçesi ise �öyle “CHP, darbe suçlamas�ylayarg�lananlar�n avukatl���na soyunuyor” Önerge, AKP’nin 14 çekimseroyuna kar��l�k, CHP ve MHP’nin 29 evet oyuyla kabul edildi.

Page 27: 2009 10 Mayis

26 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

HAYAT� ÖZCAN – S�L�VR�

ABD’nin Ilımlı �slam projesi-nin teorisyenlerinden Gra-ham E. Fuller 2008’de Tür-

kiye’de yayınlanan “YükselenBölgesel Aktör Yeni TürkiyeCumhuriyeti” kitabında “AhmetDavuto�lu’nun Stratejik Vizyo-nu”nu Amerikalılara tanıtıyor.

CIA Ortado�u BürosununBa�kanlı�ını da yapan Fuller,Türkiye’nin yeni seçilen Dı�i�leriBakanından övgü ile bahsediyor.

(s: 305–306–307–308)Fuller’in Davuto�lu de�erlen-

dirmesi �öyle:“Birle�ik Devletler’deki bazı

gözlemciler Davuto�lu’nu Ame-rikan kar�ıtı olarak suçlamı�lar-dır… Davuto�lu’nun herhangibir �ekilde anti-Amerikan olaraknitelendirilmesi saflıktır. Dahasıbu niteleme kendisinin Türki-ye’nin Müslüman dünyada veba�ka yerlerde yoklu�u sorunu-nun tamir edilmesini haklıla�tır-mak üzere ileri sürdü�ü geni� birdizi sofistike ve arayı� içindekiargümanlarını görmezden gel-mektir. Davuto�lu’nun stratejikvizyonu AKP dı� politikası üze-rinde büyük bir etki yaratmı�tır.AKP dı�ındaki dü�ünürlerden di-reni� görmektedir, bunların ara-sında dı� politikada benzer birmaksimum esneklik ve ba�ımsız-lık görmek isteyen Kemalistler vesolcular vardır.”

“JEOPOLİTİK EKSENLERİN

RESTORE EDİLMESİ”

CIA Türkiye Masası Eski �efiFuller Davuto�lu’nun ABD kar-�ıtı olmadı�ını kanıtlamak içinonun dı� politikadaki tezlerinigöklere çıkarıyor.

“Türk Dı� Politikasının ente-lektüel ve kavramsal temelleri sis-tematik biçimde ancak son zaman-larda Türk bilim adamı veAKP’nin dı� politika danı�manıAhmet Davuto�lu tarafından orta-ya konmu�tur… Asya gibi Türkle-rin tarih boyunca üzerinde yürü-dükleri jeopolitik eksenlerin resto-re edilmesini” savunuyor. Türki-ye’nin aynı zamanda “Avrasya �s-

lamı ile ba�ı”nı anlattıktan sonra,bu politikaların ba�ına açaca�ı be-laların da haberini veriyor.

ÇİN VE RUSYA İLE KARŞI KARŞIYA

GETİRECEK POLİTİKALAR

“Türkiye’nin aynı zamandaAvrasya �slamı’yla ba�ları var-dır, ki bu da Çeçenlerin, ÇinUygur Türklerinin, Tatarların �s-lami bilinçlenmeleriyle yenidensu yüzüne çıkmaktadır.

Davuto�lu Rusya ve Çin ileTürkiye arasındaki devlettendevlete önemli ili�kilerin, Türki-ye’nin bu zor durumdaki Müslü-man azınlıklara yardım etmesiyleuyu�madı�ının farkındadır. Bu,Türkiye’nin bir uzla�ma yolubulması gereken sorunlardan bi-ridir. Özellikle söz konusu grup-larla olan tarihsel ba�ları dikkatealındı�ında Davuto�lu’nun viz-yonu aynı anda hem ba�ımsız,hem �slami, hem pan-Türkisthem küresel hem de Batılıdır.”

“AKTİVİST İCRACI” DIŞ POLİTİKA

CIA �efi Davuto�lu’nun Batı,Ortado�u, Afrika ve Asya’yakar�ı geni� bir “ba�ımsız dı� Po-litika uygulayabilmesi” için“yaptırım gücü olan” ve “akti-vist icracı” bir hat izlemek gerek-ti�ini kabul etti�inin altını özel-likle vurguluyor. �

GRAHAM FULLER’�N SON K�TABINDA YEN� BAKANA ÖVGÜ

Koçbaşı misyonuna ‘Davutoğlu vizyonu’ABD Ulusal �stihbarat Konseyi eski Ba�kan Yard�mc�s� Graham Fuller,“Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kitab�nda Davuto�lu için Amerikan kar��t�diyen Amerika Birle�ik Devletleri’ndeki gözlemcileri �öyle ele�tiriyor:“Davuto�lu’nun herhangi bir �ekilde anti-Amerikan olaraknitelendirilmesi safl�kt�r.” Fuller, “Asya gibi Türklerin tarih boyuncaüzerinde yürüdükleri jeopolitik eksenlerin restore edilmesini” savunanDavuto�lu’nun “vizyonunu” övüyor.

Page 28: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 27

29 Mart seçimleri ak�amındanitibaren gündemde olan BakanlarKurulu de�i�ikli�i, 1 Mayıs’ta ger-çekle�ti. Yapılan de�i�iklikle, 8bakan kabine dı�ında kalırken, 9yeni isim de kabineye girdi. Bakanolan Bülent Arınç, Cemil Çiçek’lebirlikte Ba�bakan Yardımcısı oldu.Nazım Ekren kurul dı�ına çıkarılır-ken; Ahmet Davuto�lu dı�arıdanDı�i�leri Bakanı oldu. 4 Nisan günütoplanan yeni Bakanlar Kurulu’ndaise görev da�ılımı yapıldı.

AĞIRLIK GÜL’DE Mİ

ERDOĞAN’DA MI?

De�i�ikli�in ardından yeni ku-rulun, hangi dengeler gözetilerekolu�turuldu�u tartı�ması ba�ladı.Partiye hakim iki e�ilimi temsileden ve kısaca Erdo�ancılar veGülcüler diye ayrılan iki oda�ın,kabinede ne oranda temsil edildi�itartı�ıldı. Bazı çevreler, BülentArınç, Sadullah Ergin, NihatErgün, Mustafa Demir gibi isimle-rin kabineye girmesini Erdo�an’ınkabinede a�ırlık kazanması �eklin-de yorumlarken; Be�ir Atalay’ın ye-rini koruması, Ali Babacan’ın eko-nominin direksiyona geçirilmesi,Taner Yıldız’ın Enerji Bakanı yapıl-masını örnek gösteren bazı çevrelerise bu durumu “Kabinede Güldamgası” olarak yorumladı.

Yeni �afak’ta Yasin Do�antakma adıyla yazılar yazan, Erdo-�an’ın siyaset danı�manı YalçınAkdo�an 7 Mayıs günlü kö�esindekonuyla ilgili ilginç bir yazı kalemealdı. Akdo�an yazısında “yapılande�i�iklik sonrası bakanlar kuru-lunda yeni dengelerin nasıl �ekillen-di�i” tartı�malarına ı�ık tuttu.

Yeni kabinenin milli görü� a�ır-lı�ı ta�ıdı�ına kesinlikle kar�ı çıkan

Akdo�an, yeni bakanların özelle�-tirmeden küreselle�meye, AvrupaBirli�i’nden devlet-toplum-bireyili�kilerine kadar her noktada milligörü� çizgisinden uzak oldu�unukaydediyor. Akdo�an, de�i�iklikle-ri “AKP’nin öze dönü�ü” olarakyorumluyor. Öze dönü�ten kastınıise �u ifadelerle açıklıyor:

“Ortada bir ‘öze dönü�’ vardır.Ama bu öz, Milli Görü� de�il, Mu-hafazakar Demokrasi anlayı�ıdır.Yeni bakanların, AK Parti içindebu çizgiye ve misyona önem atfe-den, partinin aidiyet ve mensubiye-tini önemseyen, parti kimli�inineylem ve söylemlerde daha belirle-yici olması gerekti�ini dü�ünen ki-�iler oldu�u söylenebilir. Bu, ba�kabir siyasi anlayı�a kayma de�il,kendi çizgisinde ya�anabilecek birsavrulmayı engelleme, partiyi isti-kamette tutma çabası olarak görü-lebilir.”

GÜNLER SÜREN PAZARLIK VE BULUNAN

ORTA YOL

Bakanlar Kurulu’nda de�i�iklikyapılması konusu aylardır tartı�ılı-yordu. 29 Mart seçimlerinde 9 pu-

anlık oy kaybı üzerine AKP içinde“Sorumlu kim” tartı�ması ba�ladı.�lk hamleleri Gül yanlıları yaptı vefaturayı Tayyip Erdo�an’a kesende�erlendirmeler yo�unla�tı. Gültaraftarları, Bakanlar Kurulu’ndaErdo�an’ın etkisini iyice zayıflat-mak için bazı kilit bakanlıklar içinkulisler yaptırdı. Tayyip Erdo�an,bunun üzerine Gülcüleri silmek içinhazırlık yaptı. AKP çevrelerinde Er-do�an’ın kabinedeki Gülcüler’i ta-mamen silece�i konu�ulurken Gül-cüler de Erdo�ancı bakanları bir birkaralamaya ba�ladılar. Hatta bazıbakanlar Ergenekoncu olmaklabile suçlandılar. Sonuçta Erdo�an,Gül’le uzla�mak zorunda kaldı.

Erdo�an, kendi listesini 30Nisan ak�amı Kö�k’e götürdü.Ancak Abdullah Gül bu listeyikabul etmedi. Kulislerde, o günkülistede Hilmi Güler’in Enerji Baka-nı olarak görevine devam etti�i,Mehmet Aydın ve Cemil Çiçek’inise kabine dı�ı tutuldu�u konu�ulu-yor. Ancak o günkü liste üzerindeErdo�an ve Gül anla�amayınca, de-�i�iklik gerçekle�medi. Daha sonrapazarlıkların telefon trafi�iyle sür-dü�ü belirtiliyor.

Erdo�an ve Gül arasında muta-bakat sa�landıktan sonra, ikili 1Mayıs ak�amı Çankaya Kö�kü’ndeyeniden bir araya geldi. Gül’ünonayının ardından yeni BakanlarKurulu resmen atanmı� oldu.�

� Erdo�an,istedi�iniyapamad�, Güla��rl���n� korudu.

GÜL A�IRLI�INI KORUDU

Kabinedeki koltuk kavgasına ‘ara formül’ Yerel seçimlerden sonra gündeme gelen “bakanlar kurulu de�i�ikli�i”1 May�s’ta gerçekle�ti. AKP’de ekiplerin “koltuk kapma” sava��nadönü�en pazarl�klarda Gülcüler kritik koltuklar� yine korudular.Erdo�an istedi�i de�i�iklikleri tam olarak yapamad�. Pazarl�k günlersürdü.

Page 29: 2009 10 Mayis

28 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

Page 30: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k� 29

Yazarken ukalalık yapanları, okura bilgiaktarmak yerine akıl satanları sevmem. Birde yalakalık yapanları.. ve de elbette.. yur-dunu, ulusunu satanları?.

Aslına bakarsanız; yalakalık yapanlarla,işbirlikçilerin, çoğu zaman yan yana ol-duklarını görebilirsiniz.

Yazının başında, bir yandan güvercin..Ağrı Dağı diyorsun.. ondan sonra lafa..

üstelik kendilerini beğenmiş(!) vatan hainleri ile, başlıyorsun. Haklısı-nız. Ne deseniz yeridir ama.. hani ben diyorum ki; her fırsatta hain-leri anmazsak, onlardan nasıl kurtulacağız yoksa?

Halk arasında nedense, güvercin beslemek, uğursuzluk getirirderler. Bunu uyduranların, amaçları neydi acaba?

Özgürlükten yana olmadıkları kesin?Bir yanda bunu uydur? Öte yanda; güvercinin ağzına, zeytin da-

lını ver. Ne sahtekarlık ama?Emperyalistlerin, dünyayı yıllardır nasıl yönettiklerinin siyah beyaz

fotoğrafı, bu olsa gerek.Öcü geliyor.. gel kucağıma?. Demokrasi getireceğim.. gir benim

komutama? Ama bir şartım var. Ne dersem yapacaksın, bundansonra? Ve bunun son örneği, hala birbirlerine kırdırılan Irak Halkı veorada kurulan kukla devletlerdir.

HIRSIZLAR...

Bu arada açıklamak gerekir ki; ben ilk ve orta okul yıllarımda..bizim evin yanında, eskiden Halkevi olan, kömür deposunun, arkabahçesinde, güvercin besledim.

Ne anam, ne de babam buna karşı çıkmadılar. Hatta güvercinle-re daha çok yem almam için, haftalığıma zam bile yaptılar.

Bizim köyde güvercin olmadığı için, ben de kumruları evlat edin-dim. Her sabah yüzlerce kumru kümesin çatısına koyduğumuz..yemlik ve suluklardan.. nasiplerini alıyorlar onları seyrediyor, mutluoluyorum.

Güvercinler için uğursuz diyenlerin, asıl kendileri uğursuz. Uğur-suzu ne tarafa çekerseniz, o tarafa gider. Benim asıl kastettiğim, eskidildeki “uğru” yani “hırsız” anlamıdır.

Ellerinde zeytin dalıyla gelip, ülkenin altını oyup, parçalamak is-teyen.. Her daim ağızlarında... demokrasi, insan hakları laflarını..sakız gibi çiğneyen.. sözüm ona müttefik ve dostlarımızın.. neyin pe-şinde olduklarını sorgularsanız.. bunların, uğurlu mu.. yoksa uğur-suz mu oldukları kararını, siz kendiniz verin.

Ekonomi gitti gidiyor… İşsizlik çığ gibi büyüyor.. Anayasa.. babayasa yenilemenin asıl amacını, bilen biliyor.. Sen hala güvercinle baş-ladın.. güvercinle devam ediyorsun diye sitem etmeyin?.

Merak etmeyin.. Anlayan anladı!

AĞRI DAĞI’NDA NUH’UN GEMİSİ

Kafanız biraz daha karışsın diye; Ağrı Dağı’nda ne aradığımı söy-leyeyim? Ağrı Dağı’nda Nuh’un Gemisi’ni arıyorum. Siz inanmıyor-sanız, okumaya devam edin.. sonra kararınızı verin.

1950’li yılların sonlarında, Bağdat kentinin güneyindeki NippurKasabasında, 60 bin tabletten oluşan Sümer Kitaplığı bulundu

Bu tabletlerde, Tufan olayının ayrıntılı olarak anlatıldığı ve tablet-lerin, MÖ 2. binin başlarında yazıya dökülen; Uruk Kenti’nin kralı“Gılgamış Destanından” bile daha eski olduğu anlaşıldı.

Sümer belgelerinde, “Utnapiştin” diye adı geçen ve Ortadoğu

kökenli kutsal kitaplarda… Kral Gılgamış’a tufan hikayesini anlatanbilge kişi Nuh’tur.

Gerçekten de kazılar sırasında; MÖ iki binli yılların başlarında,eski Sümer Uygarlığı’ndan çok önce, birçok şehirde, büyük su bas-kınları olduğuna dair kanıtlar bulunmuştur. Ve bu tufanın, MÖ 4250yılları civarında olduğu, tahmin edilmektedir.

Sayısız kişi, bu efsanelerden geçen ve tufan sonrasında Ağrı Da-ğı’nda duran, Nuh’un gemisini.. ya da ona ait parçaları aramıştır.Hatta gemiyi gördüğünü iddia eden kişilere astronotlar bile katılmış-tır. Şimdiye kadar kesin kanıt bulunmayan Nuh’un gemisi ve tufanhikayesi, Kuran’da Hud suresinde.. 11’inci ayette de anlatıldığı gibi..kutsal kitaplar dışında, pek çok uygarlıkta da, efsanelere konu ol-muştur.

Dünya medeniyetlerinin beşiği yurdumuzu parçalamak isteyentek dişi kalmış canavarlar.. Kurtuluş Savaşı’nda yedikleri Atatürk şa-marından.. ders almamış olacaklar ki.. gemiyi azıya almışlardır.

Hadi onların kuyruk acısı var diyelim. Peki ya “Eti’leri, Sümerler’i”gözardı eden, bu Anadolu medeniyetlerini Türk ulusuna unutturmakisteyen… AKP iktidarına ne demeli? Ankara’nın simgesi Eti Güneşi’nikaldıran, AKP iktidarının belediye Başkanı, her halde ben değildim.

OSMANLI ÖZLEMİ...

Neo (yeni) Osmanlı teranesi… Türkiye’nin binlerce yıllık kökeniniinkar edip... batının yıllarca tefecilik yaparak, soyup soğana çevirdi-ği.. ve sonunda Vahdettin’le işbirliği yaparak parçaladığı Osmanlı’yıözlemek.. fetih çığlıkları atanların.. Yurdu parçalama hevesleridir..

Neo Osmanlı’dan önce, neo padişah yaratmak isteyenler, şimdibu kaftanı, Recep Tayyip Erdoğan’a giydirmek istemektedirler.

Sayın Başbakan da, İstanbul Belediye Başkanlığından kalma, tekadam, tek emir zihniyetiyle ülkeyi idare etmek yoluna girerek.. buheveslerin önünde “Türkiye Hatırası” çektirmektedir.

Neredeyse 4.Murat gibi halkının içkisine, sigarasına karışacaktır.Emir ondan gelmese bile, içki yasakları ve uygulamalar Anadolukentleri, kasabalarından sonra, İstanbul’a kadar taşıyan AKP beledi-ye başkanları.. Bence Recep Beyin dublörleridir.

EN UYUMLU BAŞBAKAN

Sayın Erdoğan, gelmiş geçmiş Sam Amca sempatizanı başba-kanların içinde, ABD ve AB’nin yol haritalarına en çok uyum göste-ren, Başbakandır. Başbakandır ama…

Bu arada Sayın Başbakandan bir adım öndeki.. Sayın Cumhur-başkanı GÜL’ün de.. hakkını yemeyelim?

Yemeyelim çünkü; Obama’ın önünde hafta içinde el sıkışarak te-röre karşı ortak mücadele kararı alarak… Hindistan ve Çin’in önünebekçi yapılan(!).. Afganistan ve Pakistan başkanlarının.. ilk ifadeleri-ni İstanbul’da alan.. Sayın Abdullah Gül’dür.

Sayın Gül’ün pişirdiği aşı, Obama menüye almış, servise sokmuş-tur.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary’nin bile; üstesinden zor geleceği buön hazırlığı, Sayın Gül, tereyağından kıl çeker gibi yapmıştır.

Neo yani; “Yeni Osmanlıcı” olmanın hedefi.. Anadolu uygarlığı-nın beşiği Türkiye’yi, milletten, aşirete… padişahın kullarına götür-mektir.

SON SÖZ: Ağrı Dağı’nın eteğinde güvercin olursam, belki uçar-ken, Nuh’un gemisini bulurum. Bulurum da, yurdum insanlarını buistiladan kurtarmak için gemiye doldururum. Ancak; Habil’le Kabil’ialmayacağımı, peşin peşin söyleyeyim.�

Ağrı Dağı eteğinde uçanbeyaz bir güvercin olsam

AKLIN SESİ

SÜHA BAYKAL

Page 31: 2009 10 Mayis

30 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

Fehmi Koru, 6 Mayıs 2009günü Yeni �afak gazete-sinde “Taha Kıvanç” im-

zasıyla, Show TV-Ak�am gaze-tesi patronu Mehmet EminKaramehmet’i tehdit etti.Koru, Ekonomiden SorumluBa�bakan Yardımcısı Ali Ba-bacan’ın, Karamehmet’inkanal ve gazetelerine el koya-ca�ı haberini verdi.

Koru, “bir dostum” diyeperdeledi�i hükümet yetkilisinin�u sözlerini kö�esine ta�ıdı:“Yüzüp yüzüp kuyru�una getir-dikleri kapsamlı bir anla�manıntarafıydılar; siyasette kartları-nın yeniden karı�ması onlarızora sokuyor…”

NAZIM EKREN’E SUÇLAMA

Koru, hükümetteki de�i�ikli-�i, “siyasette kartların yeniden

karı�ması” olarak yorumluyorve Karamehmet’in hedef alın-masının bunu sonucu oldu�unuaçıkça yazıyor.

Fehmi Koru, “Hükümetterevizyonla de�i�en ekonomi yö-netimi dengesi devam etse ve birkez daha kurtarılsaydı, bu son 7yıl içerisinde üçüncü kurtarılı�ıolacaktı grubun” diye, EskiBa�bakan Yardımcısı NazımEkren’i sorumlu tutuyor.

“EN CIVIK MUHALEFETİ YAPAN

GRUP”

Tasarruf Mevduatı SigortaFonu (TMSF) ile KaramehmetGrubu arasında varılan anla�-manın, Ali Babacan tarafındankabul edilmeyece�i �antajınınnedenini �öyle yazıyor: “… ken-disini iki defa batmaktan kur-tarmı�, üçüncüsünün hazırlı�ınıson noktaya kadar getirmi� hü-kümete, en cıvık muhalefeti pat-ronu oldu�u gazeteler ile TVkanalları yapıyor…”

Koru, bu cümleleri AKP Hü-kümeti’nin medyaya baskı yap-madı�ının kanıtı gibi yazarak,Nazım Erken ekibini örtülü ola-rak ele�tiriyor.

CEZAEVİNE DÜŞEBİLİRDİ

Fehmi Koru, Cumhurba�ka-nı Abdullah Gül ile çok yakın.Gül’den aldı�ı destek ile ba�ın-dan itibaren AKP Hükümeti’nin“medya komiseri” gibi hareketediyor. Do�an Grubu’na kar�ıAKP’nin politikalarında daFehmi Koru’nun büyük etkisivar. Koru’nun ‘Taha Kıvanç”imzalı kö�esinin ba� hedefi,Aydın Do�an ile Hürriyet gaze-tesi Genel Yayın Yönetmeni Er-tu�rul Özkök. AKP’nin Do�anGrubu’na ne zaman sertle�ece-

�ini, ne zaman yumu�ayaca�ınıFehmi Koru’nun yazılarındanizlemek mümkün.

Yeni Bakanlar Kurulu’nun,medyadaki hedefinin MehmetEmin Karamehmet oldu�u anla-�ılıyor. Fehmi Koru, Karameh-met’i, “cezaevine dü�me” iletehdit ediyor: “2003’te IMF veDünya Bankası’nın da dahil ol-du�u bir büyük kavga, döneminba�bakanı ve hükümetinin elvermesiyle lehine sonuçlandı.E�er o tarihte ikinci bankasınada el konulsaydı, benzer pekçok i� adamı gibi, sıfırı tükete-bilir, hatta yıllar sonra tekrarcezaevine dü�ebilirdi.”

Koru’nun sözünü etti�ibanka Yapı Kredi. 2001’de Ka-ramehmet’in Pamukbank’ına elkonulmu�tu. IMF, Yapı Kre-di’ye ve Turkcell’e de el konul-ması için büyük baskı yapıyor-du. Abdullah Gül-Tayyip Erdo-�an, Karamehmet’in sıkı�ıklı�ı-nı 2002 seçimlerinde lehine kul-landı. Show TV ve Ak�am,yayın çizgisini de�i�tirdi. Erdo-�an seçim kampanyasında Ka-ramehmet’in tahsis etti�i heli-kopteri kullanmı�tı.

DGİTÜRK’ÜN ULUSAL KANAL’A

KAPATILMASININ NEDENİ

Fehmi Koru, Karamehmet’in2003’te batmaktan ve cezaevinedü�mekten, AKP Hükümeti’ninsahip çıkması sayesinde kurtul-du�unu söylüyor. Bunu,AKP’nin medyaya baskı yapma-dı�ının kanıtı diye gösteriyor.

Oysa durum Koru’nun yaz-dı�ının tam aksi. 2003’te UlusalKanal, Karamehmet’in sahip ol-du�u Digitürk’te yer almak iste-di. O tarihte kablolu TV’deyayın yapan Ulusal Kanal, Diji-tal platformda da yer almak içinDigitürk yetkilileriyle toplantı-lar yaptı. Ulusal Kanal, gerekliko�ulları sa�lamasına kar�ınanla�ma bir türlü yapılamıyor-du. Ulusal Kanal, Karameh-met’e sordurdu. Gelen yanıt,Gül-Erdo�an ekibinin tıynetini

Mehmet EminKaramehmet. YeniBakanlarKurulu’nun,medyadakihedefininKaramehmetoldu�u, FehmiKoru’nun Yeni�afak’takiyaz�s�ndananla��l�yor.

FEHM� KORU ‘MUHALEFETTEN VAZGEÇ’ D�YE TEHD�T ETT�

AKP’den Karamehmet’e şantajAbdullah Gül’ün s�rda�l���yla öne ç�kan Fehmi Koru, AKP Hükümeti’ninmedya komiserli�inde yeni bir hamle yapt�. Koru, Ali Babacan’�nKaramehmet Grubu’na ba�l� yay�n organlar�na el koymak üzere hareketegeçti�ini yazd�. Taha K�vanç imzal� yaz�n�n ba�l��� “Bu defa kurtulabilirsebravo!...” 2003’te Karamehmet, AKP’nin bask�s�yla Ulusal Kanal’� Digitürk’ealmam��t�.

Page 32: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 31

ortaya koymu�tu: “TayyipBey’e sordurdum. Ulusal Ka-nal’ın adını bile duymak istemi-yor. Lütfen beni anlayın. Birbankam gitti. �kincisi uçurumunkenarında…”

Ulusal Kanal, di�er platformD-Smart’ta yer alırken AKP Hü-kümeti döneminde, Digitürk’ebir türlü giremedi. Fehmi Koruhâlâ yazıyor: “Yeni kurtarmaoperasyonu fos çıksa bile, eminolabilirsin, grubun iktidara mu-halif tavrı bunda hiçbir rol oy-namayacak…”

MEDYA PATRONLARINA GÖZDAGI

Ak�am patronu Karameh-met, ne yapsa kendini AKP Hü-kümeti’ne be�endiremiyor. Ak-�am’ın Genel Yayın YönetmeniSerdar Turgut, Ergenekon süre-cinde Tayyip Erdo�an’ın istedi-�i ölçüde yanda� gazetecilikyapmadı�ı için koltu�unu �sma-il Küçükkaya’ya bırakmı�tı. Kü-çükkaya sıca�ı sıca�ına, “karar-

gah evleri” nedeniyle Ergene-kon soru�turmasının muvazzafsubaylara ula�tı�ı balonlarınıuçurmu�tu. Tam sayfayı kapla-yan ve kampanya gibi sürdürü-len yalan kampanyasının hava-sı, Hava Kuvvetleri Askeri Sav-cılı�ı’nın soru�turmasıylasöndü. Küçükkaya, Tayyip Er-do�an’ın her yaptı�ında bir hik-met bulmak için kendini parala-sa da, Karamehmet’i hedef ol-maktan kurtaramıyor.

Bunun nedeni, AKP Hükü-meti’nin Ergenekon tertibiylegirdi�i kesin hesapla�ma çizgisi.AKP’nin yeni kabineyle, medya-ya sertle�ece�inin haberi FehmiKoru’nun son yazısı. Koru, hiççekinmeden �u satırları yazabi-liyor: “Medya patronu olmanınimtiyaz sa�lamadı�ı bir dönem-de ya�ıyoruz ve patronlar bunuacı bir biçimde ö�reniyorlarbugün…”

Karamehmet’e dü�en “acıbiçim”i ise �öyle tarif ediyor

Fehmi Koru: “Cavit Ça�lar veErol Aksoy’un yayın organları-na el konulmasına benzer biryöntem patronun gazete ve ka-nalları için de söz konusu olabi-lecek.”�

Page 33: 2009 10 Mayis

F�KRET AKFIRAT/MURAT ARISOY

ABD, Obama yönetimiyle a�ır-lı�ı Afganistan-Pakistan ekse-nine kaydıraca�ını ilan etti.

Ancak öncelikle Ortado�u’da devameden sorunların ABD’nin isteklerido�rultusunda çözüm yoluna girme-si zorunlu. Bunun için kritik bir üçyıldan söz ediliyor. Bu üç yıl içinde encan alıcı mesele Irak, Irak’ta iseKukla Devlet’in güvenli�i ve Kerküksorununun halli. �kinci önemli konuda ayrıntılarını yan sayfada okuya-ca�ınız Kıbrıs konusundaki geli�-meler.

KERKÜK KONUSUNDA ATAK

BM, Kerkük’ün yönetimi için 5farklı seçenek sunuyor. Seçenek-lerden üçünün a�ırı veya i�lemezolması yüzünden anında reddedi-lece�i savunuluyor.

-Birle�mi� Milletler’in hazırla-dı�ı, 500 sayfalık “ihtilaflı bölge-ler” raporunun yakla�ık 200 say-fası Kerkük’e ayrılmı�.

-Rapor, Talabani, Barzani veMaliki’ye sunuldu. Türkmenler veAraplara bilgi verilmedi.

-Raporda temel öneriler �un-lar:

1)Kerkük referandumu, 5-8 yılarasında ertelenmeli

2)140’ncı maddenin uygulan-ması için çalı�ma yürütülmeli. (140’ncı madde, 2007 sonu itiba-riyle yürürlükten kalktı).

3)Kerkük’te Barzani’nin lider-li�indeki Kukla Devlet yöneti-mi(resmi adıyla Kürdistan BölgeselYönetimi) ve Irak Merkezi Hükü-meti’nin egemen oldu�u çifte yö-netim uygulanabilir.

4)Kerkük, özerk bir biçimde,yerel yöneticiler tarafından yöneti-lebilir.

5)Kerkük’te Yugoslavya’nınbazı bölgelerinden uygulandı�ıgibi özel statü uygulanabilir.

-Bu önerilerden 4’üncü ve 5’ncimaddelerde “Kürdistan BölgeselYönetimi’ne danı�ılarak” ibaresikonulmu�.

SITMAYA RAZI ETMEK

Kukla Devlet yönetimi Ker-kük’ün bütünüyle kendilerine ba�-lanmasını istiyor. Ancak bunahem Türkiye, hem �ran hem dedaha önemlisi Irak merkezi Hükü-meti kar�ı çıkıyor. ABD bu neden-le, ba�ta Türkiye olmak üzerebölge ülkelerini ve merkezi IrakHükümeti’ni ikna edecek bir for-mül pe�inde. Kerkük için ba�ındanberi gündeme getirilen “özelstatü” modelinin altı tam doldu-

rulmamı�tı. ��te �imdi BM manda-sında bir yönetim olarak tanımla-nabilecek olan Bosna-Hersek mo-delinin a�ırlık kazandı�ı belirtili-yor. Aslında bu model, ABD’nin1995 Dayton anla�masıyla hayatageçirdi�i model, Ke�mir’den Kıb-rıs’a ve Kerkük’e kadar de�i�iketnik veya mezhepsel çatı�malarındevam etti�i bölgeler için aslındabir �ablon model olarak öngörülü-yor.

PETROL PAYLAŞIMI SORUNU

Kukla Devlet yönetimi, Irakpetrollerinden yüzde 17 pay alı-yor. Ama bu, pazarlıkla oldu. Bar-zaniler ısrar etti, “yüzde 17 almaz-sam, kararları tanımam” baskısıyaptı. Bunun üzerine 1 yıllı�ınayüzde 17 almaları için anla�ma ya-pıldı.

Irak Merkezi Hükümeti,Irak’ın kuzeyindeki petrollerinpazarlanması konusunda rahat-sız. Çünkü Kukla Devlet yöneti-mi, çıkarılan petrolden yüzde25’lik bir kâr payını, petrolü çıka-ran �irkete veriyor. Bu oran yasaldüzenlemelere göre yüzde 6 ile 8arasındadır.

Merkezi Hükümet’in bir itirazıda petrolün tanınmı� �irketler ta-rafından çıkarılması do�rultusun-da. Kukla Devlet yönetimi, Nor-veçli bir �irkete petrol çıkarma izniverdi. O �irketin yönetim kuruluüyelerinden ikisi Barzani’ninadamı. Yani, Kukla Devlet yöneti-mi de bu �irket üzerinden para ka-zanmı� oluyor. �

ABD’N�N YEN� FORMÜLÜ

Kerkük’e Bosna-Hersek modeliABD Kerkük meselesinin halli için ad�mlar�n� h�zland�rd�. BM’ninkonuyla ilgili haz�rlad��� raporda Kerkük’ün nas�l bir statüyekavu�turulaca��yla ilgili öneriler var. Raporun önümüzdeki günlerdeaç�klanmas� ve sürecin daha da h�zlanmas� bekleniyor. K�sa süre içindeKerkük sorunun halli için bir çerçevenin belirlenmesi hedefleniyor.

32 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

ABD’NİN ÜÇ YILLIK TÜRKİYE TAKVİMİ... ABD’NİN ÜÇ YILLIK TÜRKİYE TAKVİMİ... AB

Dı�i�leri Bakanlı�ı’nın Kerkük raporu yorumu

Dı�i�leri Bakanlı�ı Sözcüsü Burak Özügergin, 7 Mayıs’ta düzen-ledi�i haftalık basın toplantısında, BM’nin, raporunun gerek hazır-lanması sürecinde, gerekse Irak makamlarına sunulmasından öncekendileri ile isti�are etti�ini söyledi.

Raporla ilgili görü�lerini rapor açıklandıktan sonra ortaya ko-yacaklarını söyleyen Özügergin “Ama en azından bu �ekliyle, sözkonusu raporun, Kerkük ve di�er tartı�malı bölgelerle ilgili gö-rü�lerimizle genel olarak uyumlu oldu�unu söyleyebiliriz” dedi.

Page 34: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 33

MURAT ARISOY

Kıbrıs’ta iki toplumun lideri ko-numundaki Mehmet AliTalat ile Dimitris Hristof-

yas’ın, 21 Mart 2008’den bu yanasürdürdükleri müzakerelerde,“çözüm” havası, yava� yava� kay-boluyor. Bu havanın kaybolmasınıengellemek için Mehmet Ali Talat,13 Nisan’da Do�u Akdeniz Üniver-sitesi’nde katıldı�ı bir konferanstakendine göre bir müjde verdi: “Mü-zakereleri 2009 yılında tamamla-mayı ve üzerinde anla�ılan konularhakkında 2010’da referandum yap-mayı planlıyoruz.”

TALAT’IN İŞİ ZOR

Ancak bu konuda Talat’ın i�izor. Çünkü Kıbrıs’ta yapılan sonanketler, Kıbrıs’ta ya�ayan iki hal-kın da Birle�ik Kıbrıs’a kar�ı çık-tıklarını gösteriyor. Kuzey KıbrısTürk Cumhuriyeti’nde yapılan an-ketlere göre Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyeti’nin yüzde 68’i, birle-�ik bir Kıbrıs istemiyor. KKTC’deya�ayanların yüzde sadece 20’si iseiki toplumun e�it satüye sahip ol-du�u bir konfederasyonu istiyor.Ancak Konfederasyon isteyenlerde, �u anda Talat ile Hıristofyas’ınüzerinde anla�maya çalı�tı�ı, Kıb-rıs Türk halkının azınlık statüsüneindirgendi�i Birle�ik Kıbrıs mode-line kar�ı çıkıyor. Kıbrıs Rum Ke-simi’nde de durum farklı de�il.Rum Kesimi’nde birle�ik Kıbrıs is-temeyenlerin oranı 24 Nisan 2004Referandumu’nda yüzde 75’ken,bu oran bugün yüzde 90’lara çık-mı� görünüyor.

BULUNÇ: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER

DEVREYE GİRECEK!

Aydınlık, Kıbrıs’ta referandumolasılı�ını uzmanlara sordu.

KKTC’nin eski Türkiye Büyük-elçisi Ahmet Zeki Bulunç,“2010’da referandum yapılmasızor. �u anda anla�maya yakın ko-nular var. Ancak üzerinde hiç anla-�ılamayacak konular çerçevesindemüzakereler devam ediyor. Bizimiçin en tehlikeli olanı, üzerinde hiçanla�ılamayacak konular ba�lı�ınıngörü�ülmeye ve yumu�atılmayaba�lanması. Bu durumda Rum ta-rafının, öteden beri istedi�i Türkle-re azınlık statüsü verilmesi, Türkle-rin egemenli�ini kaybetmesi, Türki-ye’nin garantörlükten vazgeçmesigibi konuların önümüze konacak”dedi.

Bulunç, müzakerelerin iki top-lum lideri arasında ilerledi�i yönün-de bir kamuoyu olu�turulmaya ça-lı�ıldı�ını, ancak ABD, Avrupa Bir-li�i ve Birle�mi� Milletler’in müza-kerelere müdahil oldu�unu belirtti.Emekli Büyükelçi Bulunç, “Müza-keler sonunda iki taraf anla�ama-yacak ve Birle�mi� Milletler eliyle,

Annan Planı’ndan daha geri birplan ortaya atılacak” dedi.

PROF.DR. ATUN:

BİRLEŞMEYİ KİM İSTİYOR?

Do�u Akdeniz Üniversitesi Ö�-retim Üyesi Prof. Dr. Ata Atun ise“Birle�ik Kıbrıs’ı Türk tarafı istemi-yor, Rum tarafı istemiyor. Peki ozaman kim, niye istiyor?” diyesordu. Atun, “Kıbrıs’ta 2010’da re-ferandum yapılaca�ı söyleniyor.Ama Kıbrıs’ta böyle bir hava �uanda yok. Zaten referandum yapıl-sa bile iki toplum da Birle�ik Kıb-rıs’ta ya�amak istemiyor. Son andaAB ya da Amerika, bu duruma mü-dahale etmek isteyecektir” dedi.

DIŞİŞLERİ:

2 KESİMLİ YENİ BİR ORTAKLIK

Dı�i�leri Bakanlı�ı ise Türki-ye’nin Kıbrıs’taki garantörlük hak-kından vazgeçmediklerini açıkladı.Bakanlık Sözcüsü Burak Özüger-gin, 7 Mayıs’ta yaptı�ı basın top-lantısında, “Biz, Kıbrıs’ta e�it ve ikikesimli yeni bir ortaklık istiyoruz”dedi. Özügergin, “Kıbrıs’ta çözü-mü iki toplum bulacaktır. Birle�mi�Milletler, müzakerelere katılmakta-dır. Ama Birle�mi� Milletler eliylebir planın hazırlanması, �u an içinsöz konusu de�il” dedi. Dı�i�leriBakanlı�ı Sözcüsü Özügergin,ABD’nin Kıbrıs için özel temsilciataması do�rultusunda çalı�malarıoldu�unu kaydetti. �

� K�br�sl�lar“Birle�ik K�br�sistemiyor”

KIBRIS’TA 2010 HESABI

Yeni BM planıyla TSK’yı Ada’dan çıkarmakK�br�s’ta, 1 y�l� a�k�n süredir devam eden müzakerelerde elle tutulur birsonuç al�nmad�. Müzakerelerin ne zamana kadar sürece�i ise bilinmiyor.Mehmet Ali Talat, “2010’da referandum yapmak istiyoruz” diyor, amaanketlere göre �u an bir referandum yap�lsa K�br�s’taki her iki toplum da“Hay�r” oyu kullanacak. Emekli Büyükelçi Bulunç ise uyar�yor: “Çözümolmad�, BM devreye girsin denecek. Türklere az�nl�k statüsü verilecek!”

D’NİN ÜÇ YILLIK TÜRKİYE TAKVİMİ... ABD’NİN ÜÇ YILLIK TÜRKİYE TAKVİMİ... ABD’N

Page 35: 2009 10 Mayis

34 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

Büyük Ortado�u Projesi hari-tasında toprak kaybeden ül-keler olarak gösterilen Tür-

kiye, �ran ve Suriye, PKK’yakar�ı ortak mücadele yürütüyor.3 ülkenin PKK’ya yönelik ope-rasyonları, 6 Mayıs’ta duyuruldu�lk operasyon haberi Türki-ye’den geldi. Türk Hava Kuvvet-leri, Irak’ın kuzeyindeki PKKkamplarına yönelik hava harekâ-tı yaptı ve 10 PKK’lı öldürüldü.Hava operasyonunda PKK’ya ait

çok sayıda silah deposu yok edil-di.

Türkiye’nin ardından �ran daPKK’nın �ran kolu PJAK’a yöne-lik operasyonları hızlandırdı.�ran, 2 Mayıs’tan itibaren Irak’ınkuzeyindeki PKK-PJAK kampla-rını bombalamaya ba�lamı�tı.�ran Ordusu, 20 bin askerlePKK-PJAK’a kar�ı operasyonba�lattı. �ran, Kandil Da�ı’nı dabombaladı.

Bu iki ülkeyi Suriye takip etti.

Suriye güvenlik güçleri, Halep,Kamı�lı, Lazkiye, Afrin ve AynAl Arap‘ta bir dizi operasyon dü-zenledi. Bu operasyonlarda 200’eyakın PKK’lı yakalandı.

YAKINLAŞMAYA ASKER DESTEĞİ

Bu üç ülkenin PKK’ya kar�ıoperasyon yapması dikkat çekti.Ancak Suriyeli kaynaklar, Türki-ye ile Suriye arasındaki terörekar�ı i�birli�i mutabakatının bir-kaç hafta önce somutla�tı�ını be-lirtiyor. Suriyeli kaynaklara göreSuriye Genelkurmay Ba�kanı, birsüre önce Türkiye’ye geldi ve“Türkiye ile teröre kar�ı mücade-lede birlikteyiz” mesajı verdi. Bumesajdan sonra, 27 Nisan’daTürkiye-Suriye sınır tatbikatıba�ladı.

Türkiye-Suriye arasında ilkkez yapılan tatbikata, �srail’densert tepki geldi. �sralli yetkililer,“Türkiye, Ortado�u’daki denge-leri bozuyor” dedi. Bu tepki, Ge-nelkurmay Ba�kanı Orgeneral�lker Ba�bu�’un 29 Nisan’dayaptı�ı Basın Bilgilendirme Top-lantısı’nda soruldu. Ba�bu�’unyanıtı, oldukça netti:

“�srail’in tepkisi bizi ilgilen-dirmez. Suriye ve Türkiye arasın-da olan bir olaydır. �kili bir tat-bikat bizim konumuz. Ülkemizinbüyüklü�ünü ve pozisyonunu iyigörelim artık.”�

PKK’YA KAR�I ORTAK TAVIR

Türkiye’nin ardından İran ve Suriye de operasyon başlattıTürkiye-�ran ve Suriye, PKK’ya kar�� ortak mücadele yürütüyor. Türkiye,Irak’�n kuzeyini bombalad�ktan sonra �ran da Kandil Da��’ndaki PKK-PJAKhedeflerini vurdu. Suriye de kendi s�n�rlar� içindeki PKK’l�lara kar��operasyon ba�latt�. Suriyeli kaynaklar. Suriye Genelkurmay Ba�kan�’n�nTürkiye’ye gelerek “Türkiye ile i�birli�ine haz�r�z” mesaj� verdi�ini belirtiyor.

BAŞSAĞLIĞI

Maltepe İlçe Yöneticimiz Şükran Çalışal, Hüseyin Avni Turhan ve Hasan Basri Turhan’ın

anneleri Elmas Turhan’ı kaybettik. Ailesinin ve yakınlarının acısını paylaşır,

baş sağlığı dileriz.

İşçi PartisiMaltepe

Pendik İlçe Başkanlıkları

BAŞSAĞLIĞI

Değerli arkadaşımız Dr. Mehmet Ali Kutlu’nun eniştesi,

Naciye Yıldız’ın eşi Cengiz Yıldız’ı kaybettik. Kutlu ve Yıldız ailelerinin acısını paylaşır,

baş sağlığı dileriz.

Erkan Önsel İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı

İstanbul İl Başkanı

Page 36: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k� 35

UBP, KKTC’deki 19 Nisan seçimlerinde oy-ların yüzde 42’sini alarak, 26 milletvekili çıkar-dı. Bu, tek başına hükümet kurmaya yeterliydi.Ancak 50 sandalyeli Mecliste, bu sayıdaki mil-letvekiliyle sıkıntıların yaşanabileceği gerçeğide ortadaydı. UBP Genel Başkanı Derviş Eroğ-lu, 26 Milletvekiline güvenerek tek başına hü-kümeti kurdu. Hükümette Bakan olması bek-lenen İrsen Küçük ve Tahsin Ertuğruloğlu’nayer vermedi. Ertuğruloğlu bunu olgunluklakabullenirken İrsen Küçük tepki gösterdi.Küçük, tepkisini Meclis Başkanı’nın seçildiği

oturuma katılmayarak gösterdi. Meclis Başkanı, ancak 3’üncü turda tümpartilerin destek vermesiyle seçilebildi. Daha Meclis Başkanı seçimlerindesıkıntı yaratan 26 Milletvekili sayısı, Başbakan Eroğlu’nun başını ağrıtaca-ğının işareti. Ancak Başbakan Eroğlu’nun başı daha çok Kıbrıs sorununaçözüm bulmak maksadıyla sürdürülen müzakereler konusunda ağrıyacak.Başbakan Eroğlu’nun hem Anavatan Türkiye Başbakanı Erdoğan hem deKKTC Cumhurbaşkanı Talat ile sıkıntılar yaşayacağı aşikâr.

SIKINTILAR YAŞANMAYA BAŞLADI BİLE

Anavatan Türkiye Başbakanı Erdoğan, seçimlerden hemen sonra Der-viş Eroğlu’nu ağır şekilde uyardı. 21 Nisan tarihindeki Meclis Grup toplan-tısında konuşan Erdoğan, seçim sonuçlarının devam eden çözüm sürecinedestek olmasını temenni ettiğini dile getirerek, “Adada çözümün sağlan-masına yönelik Kuzey Kıbrıs-Güney Kıbrıs arasında devam eden süreceköstek olmasını değil destek olmasını temenni ettiğimizi de burada özel-likle vurgulamak istiyorum. Kimse bunun üzerinden de bir spekülasyonagirmesin. Başlayan süreç aynen devam etmelidir. Yeni bir iktidar oradaoluştu. ‘Bu iktidar devam eden sayın Talat-Hristofyas arasındaki görüşme-leri bitirecektir veya bu görüşmeler bugüne kadar devam eden esaslar üze-rinden değil farklı esas üzerinden devam edecektir’ gibi yanlış yaklaşımtarzları hiçbir zaman doğru değil. Biz orada KKTC Cumhurbaşkanı’nın elinizayıflatacak herhangi bir adımın hiçbir zaman yanında olmayız. Açıkçabunu da söylüyorum” diyerek Eroğlu’na ve dolayısıyla da Kıbrıs Türk hal-kının iradesine meydan okumuştur.

Önceki bir yazımda, UBP’nin Kıbrıs sorununun çözümünde iki devletli‘konfederal’ bir formülü tercih ettiğini sizlerle paylaşmıştım. UBP, içindeegemen KKTC’nin olmayacağı bir çözüme karşıdır. Garantilerin sulandırıl-ması söz konusu değildir. Halbuki AKP iktidarının ve KKTC Cumhurbaşka-nı’nın çözümde öngördükleri ‘federasyon’dur. Federasyon formülündebahse konu olan ‘devlet’ler, egemen olmayan güçsüz birer eyalettenbaşka bir şey değildir. Güç, Rumların ağırlığında ve kontrolündeki merke-zi hükümette olacaktır ve çözüm tek egemenliğe, tek vatandaşlığa ve tektemsiliyete dayanacaktır. Çözümün AB prensiplerine göre olmasında dabir sakınca yoktur.

EROĞLU, TAYYİP ERDOĞAN’A TESİM OLMAMALI

UBP ve Eroğlu’nun Kıbrıs sorununa çözüm bulma formülü ile Erdoğanve Talat’ın tercihleri taban tabana zıttır. Eroğlu’nun “Biz Talat’ın müzake-releri sürdürmesinde ona yardımcı olacağız” açıklamasının hiçbir tutar ta-rafı yoktur. Annan Planı referandumu dönemindeki ‘hayırcı’ UBP ve ‘evet-çi’ AKP’nin aralarındaki kutuplaşmayı da hatırlarsak, Eroğlu’nun açıklama-sının sadece ve sadece Anavatan hükümeti ile sürtüşmemek adına söylen-miş laflar olduğu daha kolay anlaşılacaktır. Başbakan Eroğlu en azından birmüddet, UBP hükümetinin ilk aylarında (belki de gelecek yıl yapılacakCumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar) Erdoğan ile sürtüşmeyi göze alama-yacaktır. Eroğlu hükümetinin AKP hükümetinin ekonomik desteğini alma-dan yaşayamayacağı açıktır. Bu gerçekten hareketle Eroğlu en azından bukritik dönemde Erdoğan ile zoraki bir balayı dönemi geçirmek mecburiye-tindedir. Eroğlu zamanı lehine kullanmaya çalışacaktır.

Yoksa Başbakan Eroğlu’nun KKTC’yi kuran ve Milli Güçlerin desteği-ni almış bir parti olarak, Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki görüşle-rinden vazgeçmesi düşünülemez. Böyle bir taviz hem UBP’nin hem de

Eroğlu’nun sonu olacaktır. Başbakan Eroğlu KKTC halkının iradesine sarıl-malı, Anadolu halkının Kıbrıs konusundaki duyarlılığına güvenmeli ve Tay-yip Erdoğan’a teslim olmamalıdır.

EROĞLU’NUN SİMENİNİ’YE DEMECİ

Başbakan Eroğlu’nun 3 Mayıs 2007 tarihinde Rum tarafındaki Simeri-ni Gazetesi’nde yayınlanan röpörtajından bazı bölümleri burada paylaş-mamız, hem yukarıda ortaya koyduğum tezleri güçlendirecek hem deönümüzdeki dönemde olabilecek gelişmelere ışık tutacaktır:

SORU: Zaferiniz, müzakerelerde engel yaratacağınız yönünde genel birkorkuya neden oldu. Bu konudaki görüşünüz nedir?

EROĞLU: Gerek ‘seçim öncesi dönem’ sırasında gerekse de ‘seçim’ ge-cesinde müzakereleri terk etmeyeceğimiz ve sürece engel koymayacağımızkonusuna netlik kazandırdım. Şu anda eğer görüşmeler durursa, elbettebunun sebebi biz olmayacağız.

SORU: Sayın Hristofyas ve Sayın Talat, çözümün zemininde anlaşmayavardılar: Tek egemenlik, tek vatandaşlık ve tek uluslar arası kimliğe sahipİki Bölgeli İki Toplumlu Federasyon. Siz anlaşmaya varılanlara uyacak mısı-nız?

EROĞLU: İlk başta, tek egemenlik ve tek vatandaşlığın ne anlama gel-diğinin netleştirilmesi gerekir. Çünkü Sayın Talat bazı boşluklar bıraktı. Do-layısıyla, ilk başta Sayın Talat’ın bıraktığı bu boşlukları netleştirmeye ve dol-durmaya çalışacağız.

SORU: Talat’ı desteklediğinizi söylüyorsunuz, ancak Sayın Talat iki böl-geli iki toplumlu federasyondan bahsediyor. Sonuç olarak bu çözüm şekli-ni mi destekliyorsunuz?

EROĞLU: İki bölgeli iki toplumlu federasyondan bahsediyorlar. Ancakbunun ne anlama geldiğinin müzakere masasında izah edilmesi gerekir.Tek hükümetin olacağını söylüyorlar. Ancak bu hükümet Kıbrıs Cumhuri-yeti’nin devamı mı olacak, yoksa iki devlet tarafından mı oluşacak? Bunuda müzakere etmeliyiz.

SORU: Yani hangi çözüm şeklini destekleyeceksiniz? EROĞLU: Çözümün iki bölgeli olacağı söyleniyor. Ancak iki devlete sa-

hipken, iki bölgeli bir çözüm nasıl olabilir? Bizim kendi devletimiz var, sizinde kendi devletiniz var. Ancak bizim devletimiz sadece Türkiye tarafındantanınıyor, sizin devletiniz ise tüm dünya tarafından tanınıyor. Sonuç olarakbiz sadece toplum olmaya devam etmeyi ve Kıbrıslı Rumların da devlet ol-maya devam etmelerini kabul edemeyiz. Bir federasyon tek toplumdan vetek devletten oluşamaz. 1975’ten sonra, nüfus mübadelesini yaşadık veşimdi Kıbrıs Rum tarafında Rumlar, Kıbrıs Türk tarafında da Kıbrıslı Türkleryaşıyor. Ayrı yaşadığımız gerçeğinin anlaşılması gerekir. Kıbrıs Rum tara-fında bir egemenlik, Kıbrıs Türk tarafında ise başka bir egemenlik vardır.Bu nedenle iki taraf da yeni bir hükümetin ve yeni bir Cumhuriyet’in oluş-ması için egemenliklerinin bazılarından feragat etmelidir.

SORU: Yani, eğer doğru anladıysam, iki devlet, iki halk ve iki egemen-lik zeminindeki bir çözümden mi bahsediyorsunuz?

EROĞLU: Eğer bir çözüme ulaşmak ve yeni bir devlet yaratmak istiyor-sak, iki taraf egemenliklerinin bazılarından feragat etmelidir. Kıbrıs Cum-huriyeti’nin devamını kabul edemeyiz, çünkü böyle bir durumda bugüntıpkı Ermeniler ve Maronitler gibi biz de sıradan bir konumda olacağız.Bizim kendi egemenliğimiz vardır ve ortaya çıkacak devlete eşit olarak ka-tılmalıyız.

SORU: Yunanistan Dışişleri Bakanı Karamanlis kısa süre önce Kıbrıs’agerçekleştirdiği ziyaret sırasında, yeniden birleşmiş bir Kıbrıs’ın modası geç-miş garantörlük sistemlerine ihtiyacı olmadığını ve en büyük garantinin Av-rupa Birliği olduğunu açıkladı…

EROĞLU: Kesinlikle Sayın Karamanlis’e katılmıyorum. AB’nin garanti-lerine ihtiyacımız yoktur. Biz mevcut garanti sisteminde ısrar ediyoruz vebunu destekliyoruz.

SORU: Gül ve Erdoğan ‘seçimlerden’ hemen sonra açıklamalar yapa-rak Talat’a tam destek verdiklerini söylediler. Siz Erdoğan’ın Kıbrıs soru-nunda tezlerini destekliyor musunuz?

EROĞLU: Elbette Türkiye’nin Kıbrıs sorunundaki tezlerini destekliyo-rum ve bunlara kesinlikle inanıyorum.�

Eroğlu ile Erdoğan arasında zoraki balayı dönemi

ULUSAL GÖRÜŞ

HÜSEYİN MACİT YUSUF

Page 37: 2009 10 Mayis

Polis Akademisi’nin başkanlığına Cemaat’e yakınlığıyla tanınanProf. Dr. Zühtü Arslan’ın atanması haberi, geçtiğimiz hafta bazı ga-zetelerde ve Aydınlık’ta yer aldı.

Arslan’ın bu göreve atanması bir sürpriz değil. Akademi’de sonyirmi yıl içinde yaşananların bir sonucu, “malûmun ilanı.”

1984 yılında dönemin içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun girişi-miyle çıkarılan “Akademi Yasası” bu sürecin başlangıcı oldu. Akade-mi’nin öğretim kadrosu ve öğrencileri arasında başlayan cemaat ör-gütlenmesi, hızı kesilmeden 1991 yılına kadar sürdü.

1991 yılında Ünal Erkan’ın Emniyet Genel Müdürü ve Ümit Er-dal’ın da Polis Akademisi Başkanı olduğu dönemde cemaat örgütlen-

mesine karşı mücadele verildi. EGM Polis Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 1991/313 sayılı ve Başmüfettiş Ahmet Nihat Dündar

ve müfettiş İzzet Sezgin Şenel imzalı raporunda Akademi’deki Fethullahçı öğretim üyeleri isimisim saptandı. Okul mezunlarının görev yerlerini belirleyen kura çekimleri sırasında yapılan hi-leler suçüstü saptandı, yapanlar hakkında soruşturmalar açıldı.

Ancak sonuç alınamadı. Akademi, Cemaat’e teslim oldu. Ümit Erdal görevinden alındı, APK’ya kızağa çekildi. Ölene kadarda önemli bir göreve getirilmedi.

Ya müfettişlere ne oldu?Haklarında inanılmaz bir iftira kampanyası başlatıldı, soruşturmalar açıldı. Onlar da kızağa alındılar ve bir süre sonra da

emekli oldular. Zühtü Arslan’ın başkan olması bu sürecin son noktasıdır. Artık “Işık Evleri”ne gerek yoktur!Polis Akademisi bir “Işık Evi”dir!

36 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

HAFTANIN NOTLARI

HİKMET ÇİÇEK

Polis Akademisi değil ‘Işık Evi’!

Yalanları ve komploları hiç bitmez mi?Mardin’deki katliamı duyunca, “şimdi bunu da Ergenekon’a katarlar” diye düşünmüş Hıncal Uluç.“Haberden önce infaz geliyor. Ortada bırakın yargı kararını, daha en ufak bir ipucu, en küçük belge

yokken kesip atıyor ya bizim Ergenekon uzmanları.” (Hıncal Uluç, Sabah, 6 Mayıs 2009)Uluç’un dediği çıkıyor. Taraf’ın olaydan birkaç saat sonraki manşeti “Terör: 45 ölü.” JİTEM’i de kat-

mışlar “habere.”“Tüfekler patladıktan 1,5 saat sonra. Bölgeye devlet daha ulaşamamışken”, Oray Eğin’in deyişiyle

“Cemaat’e gizliden bağlılığı gündeme gelen, CIA bağlantılı çalışanları olan küçük bir gazete” katliamaaskerleri de katıyor.

Akşam’dan Oray Eğin de, Uluç’la aynı gün aynı konuyu işliyor. Haberimizin başlığı da Eğin’in.Peki, sonra ne oldu? Eğin şöyle yazıyor:“Masa başında kafalarından uydurarak attıkları bu manşet gazete piyasaya çıktıktan birkaç saat

sonra ellerinde patladı. (...)“Her büyük olayın ardından ortada hiçbir şey yokken kendi kendilerine atıp tutuyorlar. ‘Bu olayın al-

tında başka bir şey var’, ‘Bu bir örgüt işi’, ‘Askerlerle ilgisi var’, ‘Ergenekon yapmıştır’ gibi akılları sıraezber bozan açıklamalar yapıyorlar.

“Sonra bunların hiçbirinin olmadığı ortaya çıkıyor; işi pişkinliğe vuruyorlar.“Kimse kalkıp da ‘ya kardeşim sen bunları nereden biliyorsun’ diye sormuyor.”

�ngiliz Bakan!Cumhuriyet tarihinde ilk kez oluyor! Bir İngiliz vatandaşı Türkiye’de Maliye Bakanı oldu!Mehmet Şimşek, İngiliz yurttaşı olduğu ortaya çıkınca, gazetecilerin sorusuna “Olunmayacak diye bir yasak mı var?” yanıtını vermişti.Kariyerine ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde çalışarak başlıyor Şimşek. 2000 yılında İngiltere’ye giderek, dünyanın büyük yatırım ban-

kalarından Merrill Lynch’te çalışmaya başlıyor. 2005 yılında bankanın Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Bö-lümü Başkanlığı’na getiriliyor.

Aynı yıl İngiliz makamlarına vatandaşlık başvurusunda bulunuyor. TC’nin yanı sıra Birleşik Krallık vatandaşı da oluyor. Mehmet Şimşek 2007’de AKP’den milletvekili oluyor. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olduğu dönemde 436 TL olan asgari üc-

retin “çok yüksek” olduğunu savunacak kadar “İngiliz” olan Şimşek şimdi Maliye Bakanı!

Page 38: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 37

HAFTANIN NOTLARI

‘Gürcü Ergenekon’u’ Türkiye’de mi imal edildi?Zaman gazetesi 6 Mayıs günü haberi şöyle verdi: “Gürcistan’da emekli paşaların darbe gi-

rişimi kameraya takıldı.” Hürriyet, Sözcü, Habertürk ise aynı başlığı seçmişlerdi: “Gürcü Ergene-kon’u”.

Tiflis’te olan Türkiye’deki “Sarıkız”, “Ayışığı” uydurmalarına benziyor. ABD vatandaşı Gürcis-tan Devlet Başkanı Saakaşvili, kapsamlı bir medya operasyonu yürüttü. Güya, NATO tatbikatınıönlemek için eski Ulusal Muhafızlar Komutanı General Koba Kobaladze ve eski Savunma BakanıDavid Tevzade darbe planlamışlar, 5 bin Rus askeri de darbeye katılacakmış ve darbe yapacak li-derlere para vaad edilmiş. Darbeciler Saakaşvili’yi de öldüreceklermiş. Bu bilgiler, bir darbecinindarbe planı hakkında kimliği belirsiz kişilere bilgi vermesi sırasında gizlice kaydedilmiş.

Darbe girişimiyle suçlananlar, tutuklanmadan önce, “saçma ve uydurma” açıklaması yaptılar.Rusya Federasyonu da, suçlama “Saakaşvili’nin hastalıklı hayal gücünü ortaya koyuyor” açıkla-masını yaptı.

Buraya kadar olanlara Aydınlık okurlarına “biz bu filmi görmüştük” dedirtiyor. Burada YeniŞafak gazetesi devreye giriyor. Tiflis’teki gösteriyi hepsinden farklı veren 6 Mayıs günlü gazetenin başlığı: “Darbe ihbarı Batı’dan”. YeniŞafak, Saakaşvili’nin Batılı istihbarat birimlerince haberdar edildiğini yazdı ve uyarının Türkiye’de yapıldığını ima etti. Saakaşvili, geçenhafta Tiflis’te on binler protesto gösterisi yaparken, özel uçağıyla Bodrum’a “tatile” gelmişti. Yeni Şafak, Gürcistan Devlet Başkanı’nınbir gün sonra Tiflis’e dönmesini darbe girişimi haberine bağladı.

Anlaşılan Türkiye artık Ergenekon tertiplerini ihraç etmeye başladı.

Yeni bir dalganın ilk i�aretleriBaşta gelişmiş kapitalist ülkeler olmak üzere tüm dünyada kut-

lanan 1 Mayıs 2009 yürüyüş ve mitingleri, yaygınlaşan grev, genelgrev ve protesto gösterileri, “yaygın şiddet unsurları da içermeyebaşlayan” işçi ve emekçi eylemleri “yeni bir ruh haline” tanıklık edi-yor.

Kapitalizmin dünya çapındaki krizine karşı “ortak eylem” ara-yışları gündeme geliyor. Fransa’da 1 Mayıs sonrası ortak eylemplanları için sendikalar birlikte davranma kararı aldılar. Fransız hal-kının yüzde 72’si sendikal eylemlere destek veriyor.

Ergin Yıldızoğlu, “kriz, tehlike ve fırsat” başlıklı yazısından buyeni duruma dikkat çekiyor. (Cumhuriyet, 6 Mayıs 2009)

Yıldızoğlu Fransa, İtalya, Yunanistan, Baltık ülkeleri, Doğu Avru-pa, hatta Tayland’da “şekillenmekte olan yeni kitle refleksine, sen-dikaların birlikte davranma eğilimlerindeki artış ve yeni bir ruh hali-ne” işaret ediyor.

“Kitle eylemlerindeki canlanma geleneksel işçi sınıfıyla, öğrenci-lerle sınırlı değil. Foreign Policy dergisinde Joshua Kurlantzick ‘Bur-juva Devrimi’ başlıklı yazısında, küresel çapta oluşan ‘yeni orta sını-fın’ Latin Amerika’dan Asya’ya kadar ‘demokrasiye’, ‘seçilmiş hü-kümetlere’ karşı ayaklanmaya başladığından yakınıyordu.

“İnanılır gibi değil, ama bu yıl ABD’de yapılan kapsamlı bir ka-muoyu araştırmasına göre halkın yalnızca yüzde 53’ü, kapitalizminsosyalizmden daha iyi olduğunu düşünüyormuş.”

Milliyet, 1 May�s 2009

Cumhuriyet, 5 May�s 2009

Page 39: 2009 10 Mayis

38 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

EĞRİYE EĞRİ / DOĞRUYA DOĞRU

Resul Tosun

Vesayet rejimiGenelkurmay Başkanının vesayet rejimini sürdürme-

ye yönelik başlattığı yeni bilgilendirme yöntemi… Çağ-daş demokrasiye geçişin önünü tıkayan bir izlenim bı-raktı.

Yeni Şafak, 2 Mayıs 2009

Ali H. Aslan

Obama’nın demokrasi testi: Erge-nekon

Gerek Washington’da gerek Türkiye’de birçok Ame-rikalı diplomatla konuştum… ‘İyi ki darbelerin üstüne gi-diliyor’ tipi bir ifade işitmedim.

Zaman, 4 Mayıs 2009

Bülent Korucu

“Sanal öcü”Eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’da

çıkan evraklar ‘cemaat’ diye kurgulanan sanal öcüyüboşluğa düşürdü.

Zaman, 4 Mayıs 2009

Taha Kıvanç

CemaatHayır yok, bu hükümette Cemaat’in tek bir bakanı

bile yok.

Yeni Şafak, 4 Mayıs 2009

Hadi Uluengin

TSK normalleşirken“Prusyavari” söylemin sivil sistemle mevcut bariz çe-

lişkileri ne olursa olsun, İlker Başbuğ yine de TSK’nın artık“normalleşmek” istediğinin sinyalini verdi.

Hürriyet, 5 Mayıs 2009

Ruşen Çakır

Erdoğan’ın Arınç’a ihtiyacı vardıArınç’ın AKP Grubu içinde bakanlığı en çok hak eden

isimlerin başında geldiğini kabul etmemiz gerek.

Vatan, 5 Mayıs 2009

Erdal Şafak

ABD’nin durumuna üzülmüş!Boşalmış vitrinler, terkedilmiş dükkanlar, söndürül-

müş neonlar… kimsenin yüzüne bakmadığı fiyatlar…ABD bu kez bizi çok korkuttu, çok…

Sabah, 5 Mayıs 2009

Şahin Alpay

Davutoğlu’na övgüDavutoğlu, üstün bir zeka örneği ve yetenek. Tevazu

ve nezaket sahibi, insan bir insan.

Zaman, 5 Mayıs 2009

Ruhat Mengi

Ermeni tasarısı ve 1923Zamanla “soykırım” iddiasının Atatürk’e yıkılarak, “Ermenilerin

katili” gösterilerek kabul ettirilmesi de hiç imkânsız görünmüyor.

Vatan, 3 Mayıs 2009

Orhan Bursalı

Sanatın gücüFazıl Say’ın “öfke ve başkaldırı” olarak nitelendirdiği bu isyan

sahneyi ateşledi… Müthiş bir kişilik. Hem sanatçı hem de aydın insanolarak.

Cumhuriyet, 4 Mayıs 2009

Tufan Türenç

Yeni kabineAKP iktidarının yargıyı baskı altına alma stratejisi, bakan kim olur-

sa olsun sürecek.

Hürriyet, 4 Mayıs 2009

Yiğit Bulut

Bütün şerefimle söylüyorumTürkiye için Avrupa diye bir yol yok ve asla olmadı! Bu “tuzak-

tan” kurtulmalıyız! Benden bir kez daha söylemesi!

Vatan, 4 Mayıs 2009

Bekir Coşkun

Alo devletEğer insanları gizli gizli dinlediklerini çocuklarına sıkılmadan-

utanmadan söyleyebiliyorlarsa… Sorun yok. Ben olsam utanırım.

Hürriyet, 5 Mayıs 2009

Mustafa Balbay

Dreyfus davasıErgenekon’un Dreyfus davasına benzeme olasılığından söz eden-

ler arasında yargının en üst makamlarında görev almış kişiler de var.

Cumhuriyet, 6 Mayıs 2009

Oktay Ekşi

Bakan Çelik için helva!Görevden ayrılması nedeniyle… kendi bakanlık personelinin bile

“şükür helvası” dağıttığı bir başka bakan duydunuz mu?

Hürriyet, 6 Mayıs 2009

Hıncal Uluç

Bunu da Ergenekon’a bağlarlar44 ölü!... Aklıma geldi, acı acı güldüm. “Şimdi bunu da Ergene-

kon’a bağlarlar” diye.

Sabah, 6 Mayıs 2009

Can Ataklı

Fişlemeleri kim yapıyor?...Acaba Ergenekon’a mal edilen kimi dinleme, fişleme ve izlemeler

aslında başkaları tarafından yapılıp mı iddianameye sokuluyor?

7 Mayıs 2009

Page 40: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 39

CÜNEYT AKALIN

O sabah Kadıköy’de 1 Mayısgösterilerine katıldı�ını belirtenPavel Zarifullin, “Etkileyici bireylem. Çok güzel izlenimlerle ayrı-lıyorum buradan” diyerek ba�ladısözlerine. Zarifulin, soruları �öyleyanıtladı:

Soru- Rusya’da neler oluyor? ZAR�FULL�N- Kırılmayı geçen

yıl içinde ya�adık. En kritik noktaRusya’nın Güney Osetya’ya müda-halesidir. 2008’in A�ustos ayınınsekizinci günü saat sekizde meyda-na gelmi� oldu�u için 08.08.08adını veriyoruz. Bu tarih Rusya’nın11 Eylülü’dür.

Gürcistan müdahalesi Rusyaaçısından büyük bir riskti. �çte siya-si tablo net de�ildi. Müdahale kri-tikti çünkü bölgedeki Sorosçularpusuda bekliyordu. Rusya ba�arısızolsaydı, kar�ı-devrimci unsurlar ha-rekete geçebilirdi. Risk alan Putin,halkın gözünde büyük saygınlıkkazandı. Halkın deste�i arttı.

“TÜRK GENELKURMAYI,

RUSYA’NIN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRDI”

- ABD gemilerinin Bo�azlardangeçmesi Rusya’da nasıl kar�ılandı?

ZAR�FULL�N- Müdahale sıra-sında Türk Genelkurmayı’nın tutu-mu Rusya’nın i�ini kolayla�tırdı.Müdahalenin ba�langıcında “Ame-rikan filosu ilerliyor”, “Türk sava�gemileri Gürcü bayra�ı çekerek ha-rekete geçecekler” biçimindeki ha-berler hızla yaygınla�tı. “Irak’takiAmerikan ordusunun Gürcistan’akaydırılaca�ı” söylentileri dola�ı-yordu. Bir 3. Dünya Sava�ı tehlike-sinden söz ediliyordu. Bu söylenti-lerin kayna�ı hem Rus devleti için-

deki Atlantikçiler hem de medyay-dı.

Türk Genelkurmayı be� gün bo-yunca ABD gemilerinin Bo�azlar-dan geçi�ini engelledi, izin vermedi.5 gün sonra, yani olay bittiktensonra ABD gemilerinin Karadeniz’egeçmelerinin bir anlamı kalmamı�-tı.

Türk Silahları Kuvvetleri’ninkararı Avrasyacı bir tutumdu.

“KRALIN ÇIPLAK OLDUĞUNU”

GÖSTERDİK

- ABD ne yapmaya çalı�tı? ZAR�FULL�N- Ba�tan itibaren

Putin’in gözünü korkutmaya çalı�-tı. Buna kar�ılık Putin ve Avrasya-cılar olayı do�ru tahlil ettiler:ABD’nin müdahale edemeyece�inigördük. Bu sava�ın bir Rus-Gürcüsava�ı olmadı�ını, Gürcistan’ınABD mandası altına ya�adı�ını tes-pit ediyorduk. ABD sava� kararıvermemi�ti. Blöfe boyun e�medik,“kralın çıplak oldu�unu” göster-dik. Stratejik darbe ABD’deki fi-nansal krizi de derinle�tirdi.

- AB’nin tutumu ne oldu? ZAR�FULL�N- AB �lk üç gün-

lük süreçte Rusya’ya kar�ı çok sertbir tavır aldı. Ancak geli�melerinardından hemen çark etti. Tam birjeopolitik basiretsizlik örne�iydi tu-tumu. AB’nin ordusu yok, dolayı-sıyla fazla bir �ey yazmıyor. ABolaylara kendi güvenli�i açısındanbakıyor.

“TÜRKİYE’YE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR”

- Türkiye-Rusya ortaklı�ı geli�irmi?

ZAR�FULL�N- Geli�iyor, hızlayeni bir dünya kuruluyor. ABD veAB ini�e geçti. Türkiye gerçek jeo-

politik egemenlik sa�layabilir, böl-gede egemen olabilir. Bölgesel so-runların çözümünde rol oynayabi-lir.

AB Kıbrıs’ı yutuyordu. �u andaböyle bir �ey söz konusu de�il.

Kürt sorunu açısından daönemli geli�meler var. ABDIrak’tan çekilmeyi dü�ünüyor. Tür-kiye cesur adımlar atma fırsatlarınaula�ıyor.

Türkiye ile Rusya kom�udur.Aynı co�rafyayı payla�ıyorlar, pekçok ortak sorunda iç içe ya�ıyorlar.Kaybeden devletlere kar�ı ortak po-litikalar belirleyebilmeliyiz. OlayıKafkasya ile sınırlandırmayalım,Kırım sorunu var, Moldavya’daGagavuzlar var. Aynı �ekilde Koso-va’da, Irak’ta, Ermeni sorunundaüçüncü oyuncuyu saha dı�ınaitmek mümkün olabilir. Rus Avras-yacılar Türk çıkarlarının lobicili�i-ni yapabilir.

“İRANLILARLA YOĞUN İLİŞKİ İÇİNDEYİZ”

- Ukrayna’nın NATO’ya aday-lı�ını Rusya nasıl kar�ılıyor?

ZAR�FULL�N- Ukrayna’daNATO’ya kar�ı ciddi tepkiler var,bunlara dikkatinizi çekmek isterim.

- �ran hakkındaki dü�ünceleri-niz?

ZAR�FULL�N- �ran geri adımatmıyor, bölgedeki en büyük güç-lerden biri haline geldi. �ranlılarlayo�un ili�ki içindeyiz.�

� “Gürcistanmüdahalesi Rusyaaç�s�ndan büyük birriskti. Ba�ar�s�zolsayd�, kar��-devrimci unsurlarhareketegeçebilirdi. Riskalan Putin, halk�ngözünde büyüksayg�nl�k kazand�.”

ULUSLARARASI AVRASYA HAREKET� SÖZCÜSÜ ZAR�FULL�N:

Gürcistan olayı Rusya’nın 11 Eylül’üdürTürkiye’yi ziyaret eden uluslararas� Avrasya Hareketi Genel Sekreteri veSözcüsü Pavel Zarifullin 1 May�s günü Ulusal Strateji Merkezi USMER’debir konferans verdi. Zarifullin, USMER’de Uluslararas� Avrasya Hareketi’ninçal��malar� ve Rusya’daki geli�meleri anlatt�, kat�l�mc�lar�n sorular�n�yan�tlad�. Bu uzun söyle�iden bir özet sunuyoruz

Page 41: 2009 10 Mayis

40 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

RUHSAR �ENO�LU

Azerbaycanlı gazeteci a.R. Bö-yük’le “Ermenistan sınırınınaçılması” konusunda konu�tuk,

ülkesinden çarpıcı izlenimler aktardı.“AKP iktidarına kadar Azerbaycan-Türkiye arasında bu ölçüde bir kopu�olmamı�tı” diyor. Kafkasya ve bölgeselgeli�meler üzerine Böyük’le yaptı�ımızröportajı sunuyoruz:

“AZERBAYCAN-TÜRKİYE

ARASINDA KOPUŞ!”

AYDINLIK- Nasıl görüyor Azer-baycan halkı AKP iktidarını?

BÖYÜK- Ermenistan sınırınınaçılması giri�iminden sonra, üm-metçiler bile AKP iktidarına açıkaçık küfürler ya�dırıyorlar, televiz-yonlardan. Ümmetçiler dedi�imiz,din karde�li�ini etnik karde�liktenüstün tutanlardır. Onlar bile diyo-rum, çünkü ço�u Amerikancıdır.

AYDINLIK- Azerbaycan’da Fet-hullahçılar güçlendiler mi?

BÖYÜK- Tohum bastırma devriya�ıyorlar henüz. Kendilerini gös-termiyorlar, pozisyon sahibi de�il-ler �imdi. Hükümete girecekler vs.Ondan sonra güç sahibi olma vesonra harekete geçme devri ba�la-yacak. Ama tohum serpemiyorlar,serpiyorlarsa da yanlı� yere serpi-yorlar.

“KUZEY KAFKASYA’YA

BASAMAK, GEÇİT”

AYDINLIK- Ermenistan sınırı-nın açılması sizce ne anlama geli-yor?

BÖYÜK- Bizim kendi çizdi�imizbir strateji vardı. Azerbaycan’daAliyev’in yürüttü�ü, Türkiye’nin de

yürüttü�ü stratejinin canı, oydu.Maksadımız onun bozulmamasıy-dı. �imdi onu bozuyorlar.

AYDINLIK- Neydi o strateji?BÖYÜK- Avrasya bölgesinde

Türk dünyasının güçlenmesi,kültürel-ekonomik-siyasi kay-na�manın gerçekle�tirilmesi stra-tejisidir. Karadeniz, Hazar deni-zi, Avrasya’nın denizleri. Azer-baycan, Kafkas ete�inde. Eski-den, tarihte Kuzey’den gelenTürk hakanlarının geçidi hepAzerbaycan olmu�. Be� bin yılönce de, on bin yıl önce de Azer-baycan bir geçit, stratejik bir yer.O nedenle Türkler bu topraklarıhiç bırakmamı�lar. Bu da�lardanüç geçit var. Biri derbent geçidi,biri Gürcistan Harp Karayolları(bu Osetya kavgası oldu ya,bütün mesele buradaki geçit), birde Abhazya geçidi. Türk hakan-ları, Garbi Asya’ya ve Küçük As-ya’ya bu geçitlerden geçerek sal-dırırmı�.

AYDINLIK- Türkiye’nin sınırmeselesindeki tutumu ne olmalı?

BÖYÜK- Türk GenelkurmayBa�kanı söyledi: “Sınırın açılmasıy-la “e� zamanda” Da�lık Kara-ba�’daki i�gale son verilmelidir”dedi. �art budur.

Azerbaycan Türk dünyasınınbo�azıysa, Da�lık Karaba� Türkdünyasının kalbidir. Karaba� gi-derse, Azerbaycan tehdit altındadır.Azerbaycan’ı i�gal etmek için basa-maktır Da�lık Karaba�.

Ermenistan de�nektir. Kiminde�ne�i; Roma emperyalistlerininde de�ne�i, Selçukluların da de�ne-�i, Araplar da kullanmı�, �ngilizlerde kullanmı�, Rusya kullanıyor,

Amerikalılar kullanmak istiyor.

“AÇGÖZLÜK YOKTUR

TÜRK DÜNYASINDA!”

AYDINLIK- Da�lık Karaba�,Azerbaycan’dan da mı önemli?

BÖYÜK- Gerekirse Da�lık Ka-raba� üzerinden Azerbaycan’ı birsaatte felç ederler ve Azerbaycan’ıgöçe sevk ederler.

Bu bozkırda hep Türklerle Slav-lar egemen oldu. Bir o, bir o. DünSlavlar egemendi, bugün Türkleregemen. Ama dı�arıya kar�ı da hepbirle�mi�ler. Yeltsin’den sonra dabirle�mi�ler. Slavların etnik terkibizaten yüzde 60 Türk kökenli Tatar-dır. Rusya bozkırına, Turan ovalı�ıdiyorlar.

Yukarıda Slavlar, burada Türkgeziyor. Hazar-Ural da�ları arasın-da Türk geziyor ve kimseyi bırak-mıyor. Napolyon dahil kimse geçe-memi�. Ayrıca, büyük zenginliklerivar.

AYDINLIK- Petrol ve do�algaz.BÖYÜK- Petrol ve do�algaz ne

ki! O görünen zenginlikler. Kobalt-tan tut, sanayi için, ya�am için, zen-gin olmak için her bir �ey buradavar. Buradakiler emperyalist dü-�üncede olmadı�ı için, ne kadar ge-rekiyorsa o kadar kullanıyorlar. Buçok önemli; açgözlülük yok…

AZERBAYCANLI GAZETEC�:

‘Türkiye baş olmaktan çıkarsataşeron olur’“Rusya’n�n da Türk dünyas�na hegamonluk yakla��m� vard�. Bizdengeledik; güçleri dengeleme politikas� getirdik… Putin’i getiren de,bölgenin liderleri ve eski Sovyetler Birli�i gelene�ini sürdürenliderlerdir. Güçlü bir Türk dünyas�, �u anda Rusya’n�n da i�ine geliyor.E�itler aras� bir politika yürütebilece�i, anti-Bat� bir Türk dünyas�istiyor Rusya.”

“Ermenistan s�n�r�n�n

aç�lmas� giri�iminden

sonra, ümmetçiler bile

AKP iktidar�na aç�k aç�k

küfürler ya�d�r�yorlar,

televizyonlardan.

Ümmetçiler dedi�imiz,

din karde�li�ini etnik

karde�likten üstün

tutanlard�r. Onlar bile

diyorum, çünkü ço�u

Amerikanc�d�r.”

Page 42: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 41

“NATO’YA ÇAĞIRIYORLAR,

GİRMİYORUZ”

AYDINLIK- Sınır açılması konu-suna dönersek, �imdiye kadar daAmerika Türkiye üzerinden bir öl-çüde kontrol kurmuyor muydu?

BÖYÜK- Bu onların iste�iydisadece. Türk dünyasının stratejisibizden, Azerbaycan’dan geliyordu.Türkiye bunu formülle�tirememi�tizaten henüz. Bizim kendi strateji-miz, Türk dünyasının stratejisi.

AYDINLIK- Türk dünyasınakimler dahil?

BÖYÜK- Orta Asya, Tataristan,Ba�kurdistan, �uvastar, Saka, Sibir-ya halkları, Uygurlar. Bunlarınhepsi Türk. Strateji Azerbay-can’dan ba�lıyor. Dü�ünce oradanba�lıyor. Türkiye’ye de, Orta AsyaTürklerine de oradan yayılıyor.

Osmanlı (Anadolu), Hint-Avru-pa halklarının yolunu kesti...1980’den sonra da batı, �ran ve

Hindistan üzerinde kontrolünükaybetti.

�imdi Türkiye’nin, Türk dünya-sını arkasına alarak yeniden siyasisahneye çıkma ve büyüme zamanıgelmi�tir. Esas güç, esas ba� Türki-ye’dir. �imdi bu ba�ı kesmek isti-yorlar.

Bakın bizi, Azerbaycan’ı NA-TO’ya ça�ırıyorlar, gitmiyoruz, is-temiyoruz. Bizim NATO’da i�imizyok. Rusya’nın yanında duraca�ız.NATO emperyalizmin mekanizma-sı. NATO buraya girerse emperya-lizm girecek.

Rusya’nın da Türk dünyasınahegamonluk yakla�ımı vardı. Bizdengeledik; güçleri dengeleme poli-tikası getirdik.

AYDINLIK- Putin’le beraber mi?BÖYÜK- Putin’i getiren de, böl-

genin dragosları (ejderhaları- lider-leri anlamında) ve eski SovyetlerBirli�i gelene�ini sürdüren liderler-

dir. Güçlü bir Türk dünyası, �uanda Rusya’nın da i�ine geliyor.E�itler arası bir politika yürütebile-ce�i, batı kar�ıtı bir Türk dünyasıistiyor Rusya.

AYDINLIK- Azerbaycan’ın Tür-kiye’ye bakı�ı altüst mü oldu?

BÖYÜK- Türkiye Azerbaycan’ıba�ka taktiklere zorluyor. Azerbay-can bir balans politikası yapıyorsa,buradan sıkı�tırılınca Rusya’yadaha yakınla�acak... Dı�arıya kar�ıbiz biriz. Sadece �imdi de�il, be� binsene önce de, her zaman bu co�raf-ya bir olmu�.

“TÜRKİYE BAŞ OLMAKTAN ÇIKARSA

TAŞERON OLUR”

AYDINLIK- �imdi durum de�i-�iyor gibi bir sonuç mu çıkaralım?

BÖYÜK- Türkiye Ba�türk ülke.Batının nasıl Türkiye’yi kullanarakburaya girme politikası varsa,bizim de Türkiye’yi ufak ufak ken-

�anghay ��birli�i Örgütü taraf�ndan haz�rlanan Avrasya haritas�. Pembe alanlar Amerika-�srail taraf�ndan i�gal ya da kontrol alt�nda tutulmak istenen ülkeler. Koyu mavi alanlar, �anghay��birli�i Örgütü’ne üye ülkeleri, aç�k mavi alanlar �anghay ��birli�i Örgütü’ne gözlemci olarak kat�lan ülkeleri gösteriyor. K�rm�z�çizgiler mevcut boru hatlar�, beyaz hatlar Amerika-�srail’in planlad��� boru hatlar�. Harita üzerine dü�ülen notlarda �öyledeniyor: Herkes biliyor ki, Amerika-�srail’in “teröre kar�� sava�” söylemi, bölgedeki enerji kaynaklar�n� ve geçi� yollar�n� kontrolederek dünya hakimiyetini gerçekle�tirmek için uydurduklar� bir “hikayeden” ba�ka bir �ey de�il.

Page 43: 2009 10 Mayis

dimize çekerek birle�tirme politika-mız vardı.

AYDINLIK- Önderli�i Azerbay-can mı yapıyordu?

BÖYÜK- Politikayı Azerbaycanyapıyordu. Ama zamanı çatınca bupolitikayı, Türk dünyasının politi-kasını Türkiye temsil etmeliydi.Türkiye sakat durumda oldu�uiçin; zaten bu politika burada,Azerbaycan’da üretilirdi.

Dünyaya egemen olan güç herzaman Türk dünyasını zayıf dü�ür-meye çalı�mı�tır.

Anadolu giderse Kafkasya teh-dit altında, Azerbaycan giderse,Orta Asya tehdit altında.

Türkiye ba� olmaktan çıkarsa,vassal (ta�eron) olur.

Türk dünyasının Rusya’yla dabir denge meselesi var. Biz Rus-ya’yla çok yakınla�mak istemiyo-ruz. Ruslarla e�it ili�ki kurmak isti-yoruz. Türk dünyasının kalkınmasısorunumuz var. Rusya her zamanekonomik krizlere girer. Türkler ise

girmeden bitirme prati�i ya�amı�tırhep. Çünkü nüfus az, imkânlarçok. Entelektüel gücü de var.

“BOĞAZIN DÜŞMANIN ELİNDE”

AYDINLIK- Türkiye-Ermenis-tan sınırı açılabilir mi?

BÖYÜK- Onlar güçlü bastırırsa,bunlar bu i�i görecek.

AYDINLIK- Açılırsa ne olur?BÖYÜK- Türkiye yine yalnız

kalır… Ta ki yaptıklarını düzeltin-ceye kadar. Türk dünyasının Kara-ba�’ı hiçbir �eyle de�i�me hakkıyoktur. Bo�azın, dü�manın elinde.

Azerbaycan diyor ki, veririmbütün gazı Rusya’nın tekeline. Tür-kiye abi olmak istemiyor, biz dekendimizi ya�atmak için elbet birçaba gösterece�iz.

Aslında Rusya da güçlü birTürk dünyası istiyor, ileride kendi-si için problemler çıkarsa bilebugün için Türk dünyasının güç-lenmesini istiyor. Rusya, Türk dün-yasıyla e�it ili�ki kurmak istiyor.Eski Sovyetler Birli�i dönemindekigibi buraları i�gal etmek istemiyor.

Ermenistan de�nektir. De�nekleoyun olmaz, de�ne�i elinde kendinsaklayacaksın, bırakırsan sanade�er. �ans tanıyor ki, daha da güç-lensin. Oradaki Ermeniler diyor ki,“biz çingeneden kötü ya�ıyoruz”.Niye, kendiniz yaptınız, iyi ya�ıyor-dunuz, de�nek olmasaydınız. Te�-kilat bunlar. Niye yazık olsun! Ode�nek Türklere de�ecekse niyeyazık olsun! Benim kendini savun-maya hakkım yok mu? Hep de�nekolmu�lar, tarih boyunca!

“ERMENİSTAN’I ÖLÜM DÖŞEĞİNDEN

KURTARMAK”

AYDINLIK- Amerika sınır açma

hamlesiyle ne amaçlıyor?BÖYÜK- Amerika’nın birinci

amacı, Ermenistan’ı ölüm dö�e�in-den kurtarmak. �kincisi de Azer-baycan üzerinde hep a�ırlık kur-mak. Batı’nın stratejisi, Türkleribölerek kontrol etmek.

Afganistan’a Türk pa�alarınınsokulması planıyla, Ermenistan sı-nırının açılması politikaları bir veaynı politikanın parçası. Afganis-tan’da Türkmen de var, Özbek devar, diyelim Fars kökenliler de var,Türk de var. Türk müsün, Türküm.Anla�ıp konu�abiliyor. Akrabalık,etnik yakınlık var. Batı, bundan is-tifade etmek istiyor. Türk, Afganis-tanlıyla anla�ır. Afganistan, batıiçin Orta Asya’ya giri� kapısıdır.Kafkasya’nın kontrolü de batıyaRusya’ya girme �ansı verecek.Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenis-tan; bunlar Kuzey Kafkasya’ya veRusya’ya geçit.

Slav-Türk birli�i olursa burayabatı giremez! Türk unsuru Avras-ya’da bir kamadır! Daha iyi kamaolması için birle�mesi gerekir.A�açtan de�il, çelikten kama olma-lı.

Bugüne kadar Türkiye’yi Ba�-türk olarak gördük, burada birle�-meye çalı�tık. Öyle olsaydı, Rus-ya’yla Türklerin e�it ko�ulları-e�itgüçleri olacaktı.

“ERMENİSTAN DEĞNEKTEN BAŞKA BİR

ŞEY OLMAZ”

AYDINLIK- �imdi inisiyatifdaha çok Ruslara geçecek.

BÖYÜK- Evet.AYDINLIK- Ermenistan ikinci

�srail olur mu?BÖYÜK- Ermenistan de�nekten

ba�ka bir �ey olmaz.�

42 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

AYDINLIK- Azerbaycanlıların Tür-kiye’de yürütülen Ergenekon tertibihakkındaki ilk izlenimleri ne oldu?

A.R. BÖYÜK- Ümmetçiler; Ata-türkçüleri, Türk dünyasının tarafındaduranları, Türkiye’nin büyümesini is-teyenleri Amerika’nın eliyle topluyor,dedik. Bu da �imdi do�rulanmı�tır. Er-genekon varsa, bunu Do�u Perinçekyaratmamı�, yaratmı� olan herhaldeAmerika’dır.

AYDINLIK- Do�u Perinçek’le ilgiliözel görü�leriniz mi bunlar, yoksa Pe-

rinçek Azerbaycan’da tanınıyor ve se-viliyor mu?

BÖYÜK- Perinçek’i kimse tanımazdıErgenekon’a kadar. Önce Mehmet Perin-çek’in Kaçaznuni’sini ve soykırım yalanı-na ili�kin ortaya çıkardı�ı di�er belgeleriokuduk Azerbaycan’da. Cumhurba�kanıda okudu. Oradan çıkarılan neticelervardı. Azerbaycan’daki bilim insanları ta-nıdılar Mehmet Perinçek ve ��çi Partisi’ni.Soykırım yalanına kar�ı Talatpa�a Komi-tesi’nin Avrupa ülkelerinde yaptı�ı eylem-ler de Do�u Perinçek’in adını Azerbay-

can’da duyurmu�tu. Ama Ergenekon ope-rasyonu, daha iyi tanıttı; halka tanıttı.“Demek ki bizden” diyor herkes Do�uPerinçek için. Demek ki sadece komünistde�illermi�, aynı zamanda ulusalcıymı�lardiyorlar.

Ergenekon Türkün bir kurtulu� mito-lojisidir. Bu operasyona bu adı vererekkendi açılarından hata ettiler; Türkler içinuyandırıcı olmu�tur. Türk toplumunungözü açıldı, kimin kim oldu�u ortayaçıktı. Türkiye ulusalcı güçlerini de birle�-tirecek bu Ergenekon.

Ergenekon operasyonu, Türk toplumunun gözünü açtı

“Türk Genelkurmay Ba�kan�

söyledi: ‘S�n�r�n aç�lmas�yla

“e� zamanda” Da�l�k

Karaba�’daki i�gale son

verilmelidir’ dedi. �art

budur. Azerbaycan Türk

dünyas�n�n bo�az�ysa,

Da�l�k Karaba� Türk

dünyas�n�n kalbidir.

Karaba� giderse,

Azerbaycan tehdit

alt�ndad�r.

Page 44: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k� 43

5 Nisan Salı günkü CHP MeclisGrubu’nda, Muhalefet lideri DenizBaykal, Başbakan Erdoğan’ı Nobelİktisat ödülü için aday gösterdi.Başbakan doğrusu önce 2004 yılın-da söylediği “işsizliğe çare” formü-lünü yinelemiş-ti. Aslındabunu ilk kezyine bir OdalarBirliği Kongre-

sinde açığa vurmuştu Başbakan. Ogünlerde Türkiye ekonomisinin parlakgünlerinde olduğu dillerdeydi. Sade-ce işsizlik yüzde 9 gibi yüksekçe birdüzeydeydi. Parlak zekâlı (!) Başbaka-nımız bunun da önemsiz olduğunuşöyle anlatıyordu:

“Türkiye’de 5 milyon ticari vemesleki kuruluş var. Bunların her biri,çok değil, bir kişiyi işe alsa 5 milyonişçi eder; ne işsizlik kalır nede öyle birşey!”

Türkiye öyle bir ülke ki bir iş adamıya da iktisat konusunda konuşupyazan bir Allahın kulu çıkıp bu Nas-rettin Hocalık konuşmaya parmakbasmamıştı. Sadece ben işi gerektiğihalde mizaha vurmadan ciddi ciddiböyle bir şeyin olamıyacağını anlat-maya çalışmıştım bu satırlarda. Ara-dan yıllar geçti, RESMİ işsizlik oranıyüzde 16’ya yaklaştı ve doğal olarakeleştiriler yükseldi. Ben Başbakan’ın2004’teki yanıtı gelmeyince “herhalde böyle bir cevabın komikliğinikendisine anlattılar” diyordum ken-dimce. Meğer kimse bunu anlatma-mış, son Odalar Birliği toplantısındaaynı söylemi devam ettirdi.

“AVRUPA’DA DA İŞSİZLİK KALMAZ!”

Ekonomik krizden kurtulunsa bile işsizlik hele bir yerevardıktan sonra normale düşürülmesi ekonominin enciddi sorunlarından biridir.

Bizim her derde çare bulan (!) Başbakanımız bile “herbakımdan ekonomimiz parlak durumdadır. Sadece işsiz-liğe çare bulamadık!” itirafında bulunmuştu. Bu kez as-lında “çare”yi bulduğunu, ancak birilerinin görevleriniyapmadığı ”bir kişiyi” bile işçi almadıklarını ifade ile yineher işte olduğu gibi başkalarının üzerine attı suçu.

Muhalefet lideri bu kez ıska geçmedi ve kendisininNobel İktisat ödülüne adaylığını ileri sürerken “Hatta birdeğil de iki kişiyi alsalar Avrupa’da da işsiz kalmaz” diye-

rek gırgırını sürdürdü. İşsizlik öyle bir sorun ki, bazı gözlemciler (yerli ve ya-

bancı) şimdi içinde bulunduğumuz kriz atlatılsa bile, iş-sizliğin azalmasının bir hayli zaman alacağını belirtiyorlar.

KOLAY ÇÖZÜMLER…

Başbakan her zor işin kafasındakolay çözümünü bulmuş görünüyor.Laiklikten sapma suçlaması altında mıkaldı? Kolayı var, Anayasayı değişti-rirsin!

l) Kendisi kafasındaki laiklik anla-mını Anayasa’ya koydu mu, oldubitti.

2) O biraz zor mu olacak, AnayasaMahkemesi’nin oluşumunu değişti-ren bir Anayasa değişikliği yaparsın.Mahkeme üyelerinin yarısından fazla-sını, emrinden çıkmayan AKP grubu-nun çoğunluğunda olduğu BMM’neseçtirirsin.

3) Yetmedi mi? Parti kapatma yet-kisini yine o BMM’nin iznine bağlar-sın.

Ne Kolay çözümler değil mi?

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN FAYDALARI!

Şimdi kafasındaki bu projeyi uygu-lama yollarını aramaya başladı. ÖnceBMM Başkanı’nı bu yolda kullanma-ya başladı. Öyle bir BMM Başkanı varki “Genel Başkanım nasıl uygun gö-rürse” diye medyaya demeç vermedebeis görmüyor. O yetmez belki diyeCumhurbaşkanı BMM’deki Grup li-derlerini Çankaya turlarına soktu.

Aslında bu zorlamalar, kafasındakiAnayasa değişikliğine herkesi razıetme çalışmaları ön plana çıkınca Hü-kümetin bugünkü hataları ve bece-riksizliklerinden dolayı sıkıştırılması

hafifleyecek. 1) Ekonomik kriz unutturulacak, 2) Ermenistan sınırı-

nın açılması olayı gözden kaçırılacak 3) Kıbrıs’ta iyi kötüHristofyas ile varılan anlaşmanın KKTC ve Türkiye’nin ya-rarları açısından irdelenmesi unutturulacak 4) İlgili Mah-keme, baktığı davanın “Ergenekon Davası” ismiyle anıl-masını bile menetti.

Ama burada Mahkeme kararları bile gözden kaçırılacakve davanın belki de 10 yıl sürmesi kamuoyunun gözündenkaçırılacak, beraat edenler bile sevinemeyecek, bazı sanık-ların ömrü davanın sonunu görmeye yetmeyecek.

Anayasayı değiştiremese bile bu faydalar yetmezmi?�

Nobel ekonomi ödülü adayı bir Başbakan

EMEK DÜNYASI

ARSLAN BAŞERKAFAOĞLU � Ba�bakan her zor i�in

kafas�nda kolay çözümünü

bulmu� görünüyor.

Laiklikten sapma suçlamas�

alt�nda m� kald�?

Kolay� var, Anayasay�

de�i�tirirsin!

l) Kendisi kafas�ndaki

laiklik anlam�n� Anayasa’ya

koydu mu, oldu bitti.

2) O biraz zor mu olacak,

Anayasa Mahkemesi’nin

olu�umunu de�i�tiren bir

Anayasa de�i�ikli�i

yapars�n. Mahkeme üyelerinin

yar�s�ndan fazlas�n�, emrinden

ç�kmayan AKP grubunun

ço�unlu�unda oldu�u BMM’ne

seçtirirsin.

3) Yetmedi mi? Parti kapatma

yetkisini yine o BMM’nin iznine

ba�lars�n. Ne Kolay çözümler

de�il mi? �

Page 45: 2009 10 Mayis

44 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

SEYİR DEFTERİ

Kanal Biz’in yayını cemaat operasyonuyla kesildi

Kanaltürk’ün Fethullah Gülen’e yakınlı�ıyla bilinenKoza-�pek Grubu’na satılmasından sonra yayın hayatınaba�layan Kanal Biz televizyonu da susturulmaya çalı�ılıyor.Kanal Biz Yayın Kurulu, 4 Mayıs’tan itibaren Uydu ve D-Smart dijital platformundaki yayınlarının kesildi�ini açıkla-dı. Kanal Biz sadece Dijitürk’ten yayın yapabiliyor. Kanal yö-neticilerinden Merdan Yanarda�, uygulamanın AKP hükü-metinin demokrasi anlayı�ını net bir �ekilde halkın önünekoydu�unu söyledi. Yanarda� süreci �öyle anlattı: “Kanal-türk’ü alan Koza-�pek grubu bizim kullandı�ımız frekansında kendilerine ait oldu�unu iddia etti. Olay yargıya ta�ındı. 4Mayıs’ta bize Kanal Biz’in kullandı�ı frekansın kesilece�i ile-tildi. Aynı yazı Türksat’a da gönderildi ve Türksat, hukukisüreç tamamlanmadan Koza-�pek Grubu’ndan gelen yazıüzerine Türkiye’deki yayınımız kesti.”

Kanal Biz’in yürüttü�ü muhalif yayınlardan rahatsızlıkduyuldu�u için yayın durdurmaya gidildi�ini belirten Yanar-da�, hukuki sürecin devam etti�ini, ilgili birimlere ba�vuruyaptıklarını söyledi.

‘Bana istihbarat getirecek kurumhakkımda istihbarat topluyor’

Eski Genelkurmay Ba�kanı Org. Ya�ar Büyükanıt, Bey-kent Üniversitesi’nde verdi�i “Politikacı ve Ordu” konuluderste, Adalet Bakanlı�ı’nın �çi�leri Bakanlı�ı’na, M�T’in Em-niyet’e, Emniyet’in de M�T’e güvenmedi�ini belirterek, ku-rumlar arasındaki güvensizlik nedeniyle devletin hasta ol-du�unu söyledi. E. Org. Büyükanıt, “Bu kurumların uyumluçalı�masından, Anayasa gere�i Ba�bakan de�il, Cumhur-ba�kanı sorumlu” dedi. Büyükanıt �unları söyledi: “Devlettekurumlar arasında güvensizlik varsa, �üpheler varsa o devletsorunludur. Ben asker olarak emniyetin istihbaratına güven-miyorsam, çünkü bana istihbarat getirecek kurum benimhakkımda istihbarat topluyor. Bunlar gerçek vakalar.”

ADD Azerbaycan’da �ube açtıAtatürkçü Dü�ünce Derne�i 29 Nisan’da Azerbaycan’da

�ube açtı. Bakü’de yapılan açılı� töreninde, ADD kurucula-rından Arif Çavdar da hazır bulundu. Açılı�a katılan ADDGenel Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alparslan I�ıklı, Ay-dınlık’a yaptı�ı açıklamada, “Azerbaycan’da ADD açılmasıçok önemli. Bu adımla Türkiye, Do�u’ya Atatürk ile açılı-yor” dedi. ADD Bakü �ube Ba�kanlı�ını �slam Aliyev yürü-tecek.

Çin Ba�bakanı Türkiye’ye geliyorÇin Halk Cumhuriyeti Ba�bakanı Wen Jiabao, 21 Ma-

yıs’ta Türkiye’ye gelecek. Wen Jiabao’nun 23 Mayıs’a kadarsürecek ziyaretinde, iki ülke arasındaki ekonomik ili�kileringündeme gelece�i belirtiliyor. Çin’in Ankara Büyükelçili�i,ziyaretten önce, ziyaretin kapsamıyla ilgili açıklama yapıla-ca�ını bildirdi. Türk-Çin Parlamenterler Arası DostlukGrubu Ba�bakanı ve AKP Ankara Milletvekili Salih Kapusuz,Aydınlık’a yaptı�ı açıklamada �unları söyledi: “Çin, Türki-ye’yi yakından takip ediyor. Türkiye’nin ABD ve Rusya ileönemli ili�kileri var. Çin de o devletlerden bir ziyaretçi Tür-kiye’ye geldi�i zaman, bir yetkiliyi Türkiye’ye göndermek is-tiyor. Çin Ba�bakanı da bu ba�lamda Türkiye’ye geliyor.Talep onlardan geldi. Çin, Türkiye ile ili�kisinin geli�mesiniistiyor. Ekonomik anlamda bizim aleyhimize olan makasınkapanmasını istiyor.”

Türkiye, �ubat ayında Çin’e “iki ülke ticareti ulusal para-larla yapılsın” önerisini sunmu�tu. Bu konuda çalı�malarındevam etti�i, kısa bir süre içinde sonuç alınaca�ı belirtiliyor.

Page 46: 2009 10 Mayis

SEYİR DEFTERİ

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 45

CHP Genel Ba�kanı Deniz Baykal, 5Mayıs’ta partisinin grup toplantısındayaptı�ı konu�mada Ergenekon tertibinisert bir dille ele�tirdi. Baykal �unları sö-yedi: “Genel hukuk ilkelerini sık sık tek-rar ederek görevimizi yapmı� sayılama-yız. ‘Yargı kararı alınıncaya kadar her-kes masumdur’ diyeceksin ve tatmin ola-ca�ız, böyle bir �ey olur mu? Toplu kat-liam yapıyorsunuz, Mardin’deki katliamgibi, �erefleri, karakterleri, erdemi, ahlâ-kı katlediyorsunuz. Bu psikolojik sava�-tır. Bir hukuki cezalandırma, hukukunkurallarının gere�ini yerine getirme ara-yı�ı olmanın ötesinde bu bir resmi kara-lama, mahkûm etme operasyonudur.Gözümüzün önünde bu ya�anıyor, ya�a-nacak, biz de hukuk, adalet diye seyre-dece�iz bunu. Adalet madalet kalmamı�-tır! Buna hukuk seyirci kalamaz. Böyle

iddianame olacak, yeni yeni ekler çıkarı-lacak, üçüncüsü gelecek, dördüncüsü ge-lecek, dalgalar birbiri arkasından, orta-da somut bir �ey yok. �ktidar, bu dava-nın bu noktaya geli�ine çok gayret gös-

terdi. Bu ba�ından beri siyasal bir anla-yı�la in�a edilmi�tir ve iktidar bu nokta-ya getirmi�tir. Ama uyarıyorum, Ba�ba-kan bu davanın altından çekilsin, yoksakendisi de bunun altında kalır!”

68’lilerden gençlere: Denizleri örnek alın68 ku�a�ının gençlik önderleri Deniz Gezmi�, Hüseyin �nan ve Yusuf Aslan, idam

edili�lerinin 37. yıldönümünde, Kar�ıyaka’daki mezarları ba�ında anıldılar. TürkiyeGençlik Birli�i üyeleri, 6 Mayıs’taki anma törenine Ankara Üniversitesi Eczacılık Fa-kültesi’nde ba�ladı. Fakülte bahçesinde kortej olu�turan TGB üyeleri, “Atatürk’ten De-niz’e, Tam Ba�ımsız Türkiye” sloganı attılar. Otobüslerle Kar�ıyaka Mezarlı�ı’nagiden TGB üyeleri, burada, sözü 68’in önderlerine bıraktılar. “Denizler, tam ba�ımsızTürkiye için çalı�tılar” diyen Eski Dev-Genç Genel Ba�kanı Atilla Sarp, günümüzdeba�ımsız Türkiye isteyenlerin uydurma davalarla hapse atıldı�ına dikkat çekti.

68’liler Birli�i Vakfı Eski Genel Ba�kanı Necla Ülkü Kuglin de “Biz ba�ımsızlı�ımızhâlâ savunuyoruz” dedi ve gençlere “Siz Denizleri örnek alın” diye seslendi.

��çi Partisi Genel Saymanı Kamil Dede ise Deniz Gezmi� ve arkada�larının TürkDevrimi’nin fedakâr ruhunu yansıttı�ını belirterek “Namık Kemalleri, Mustafa Ke-malleri, Denizleri olan bir milleti esir alamazsınız” diye konu�tu.

Öte yandan aralarında CHP, EMEP, 68’liler Dayanı�ma Derne�i, 78’liler Derne�igibi kurulu�ların oldu�u bir grup da Deniz Gezmi� ve arkada�larını mezarları ba�ındaandı.

Deniz Gezmi� ve arkada�ları, �stanbul’da da Amerikan 6. filosunun denize dökül-dü�ü Dolmabahçe’de anıldı. 68’liler Birli�i Vakfı’nın düzenledi�i anma törenine, �P,CHP, BCP ve Yeni Parti de katıldı. Törene, özellikle gençlerin katılımının yo�un ol-du�u gözlendi.

Cindoruk:Demirel’in deste�i her zaman benimle

Hüsamettin Cindoruk 16 Ma-yıs’ta yapılacak Demokrat PartiOla�anüstü Kongresi’nde genelba�kan adayı olaca�ını açıkladı. 6Mayıs’ta DP genel merkezindebasın toplantısı düzenleyen Cindo-ruk, merkez sa�da bir bo�luk ol-du�unu belirterek “merkezde i�bir-li�ini sa�layaca�ız” dedi. Gündem-deki konulara da de�inen Cindo-ruk, Ergenekon tertibini sert bir�ekilde ele�tirdi: “Organize suç ör-gütü olur ama organize savcı, orga-nize mahkeme olmaz. Adalet tera-zisi hiç bir zaman yanlı� tartmama-lıdır. Bizim adaletimizde haber-le�me özgürlü�ü, demokrasimizinkısıtlı oldu�u dönemde bile bukadar hoyratça ortadan kaldırıl-mamı�tır. Bir bakan nasıl ‘70 binki�iyi dinledik’ diyebilir? ‘70 binki�i’ demek, ‘70 bin �üpheli’demek. Bundan vazgeçilmeli. As-keri sıkıyönetim oldu, ama ilk defasivil sıkıyönetim ya�ıyoruz”. 9.Cumhurba�kanı Süleyman Demirelile görü�tü�ünü söyleyen Cindo-ruk, “sizi destekliyor mu?” sorusu-na, “onun deste�i her zaman be-nimledir” yanıtını verdi.

Baykal: Erdo�an, Ergenekon davasının altında kalır

Page 47: 2009 10 Mayis

46 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

SEYİR DEFTERİ

Antalya MinibüsçülerOdası’nda devir teslim

26 Mayıs’ta yapılan ola�anüstü kongreyle, Antal-ya Minibüsçüler Odası Ba�kanı Seçilen Mustafa Gö-nenç, görevi Eski Ba�kan Ali Tüzün’den devraldı. Mi-nibüsçüler Odası’nda yapılan devir teslim törenindekonu�an Gönenç, yeni yol haritası için Antalya Bü-yük�ehir Belediyesi ile yo�un bir çalı�ma içine gire-ceklerini söyledi. Gönenç, minibüsçüleri ma�dur edenAntkart uygulamasıyla ilgili de nefes aldıracak ça-lı�malar yapaca�ını belirtti. Eski AKP’li BelediyeBa�kanı Menderes Türel zamanında devreye sokulanAntkart uygulamasıyla minibüsçülerin gelirinin yüzde13’üne el konuluyor.

Devrim Dönmez-Mehmet Kuzu/Antalya

63. Yunus Nadi Ödüllerisahiplerini buldu

Cumhuriyet gazetesinin düzenledi�i Yunus NadiÖdülleri 7 Mayıs’ta Cevahir Otel’de düzenlenen tö-renle sahiplerine verildi. Bu yıl 63’üncüsü düzenlenentörene çok sayıda gazeteci, yazar, sanatçı ve siyasetçikatıldı. 5 dalda ödül verilen yarı�mada, Sosyal Bilim-ler ara�tırması dalında Rasim Dirsehan Örs’ün “RusBasınında Türk Kurtulu� Sava�ı ve Devrimleri” adlıyapıtı ödül aldı. Roman dalındaki ödül Özcan Kara-bulut’un “Amida E�er Sana Gelmezsem” ve HakanYaman’ın “Foto�raftaki Kadın” yapıtları arasındapayla�tırıldı. Öykü dalında Gönül Çolak’ın “Komive Kemikler” yapıtı ile Murat Özya�ar’ın “AynaÇarpması” ödül alırken, �iirde Hüseyin Ataba�’ın“Çıplak su” adlı yapıtı ödül aldı.

Karikatür ödülü de Ali �ur ve Ahmet Ümit Akko-ca arasında payla�tırıldı.

DÜZELTME METN�Sayın Muhataplar, Aydınlık dergisinin 23 Kasın 2008 tarih ve

1114. Sayısında 12-13. sayfalarında, Ufuk Akkaya imzalı “Danı�tayCinayetinde Mehmet Eymür �zi!” ba�lıklı haberin içeri�inde, ��te obilgi notu: Aslan 500 milyon Dolara Kuryelik etti alt ba�lıklı yazınındevamında “Alparslan Arslan ve bankacı arkada�ı, paralarını alabil-mek için tavassutta bulunabilecek ve etkili olabilecek isimlere müra-caat etmek üzere ülkücü kökenli Cavit’e (Ankara’da ikamet ediyor)gitmi�ler, Cavit kendilerini Ankara Necatibey caddesindeki BalıkçıHan’ın üst katında bulunan bir avukatın (Muhtemelen Avukat Ab-dülkadir Erdil’e ait) bürosuna götürmü�tür. Buradaki görü�melereMHP’nin kurucularından oldu�u söylenen Hakkı Hoca lakaplı�ahısta katılmı�tır.

“Hakkı Hoca, muhtemelen aynı i� hanında yazıhanesi bulunanara�tırmacı-yazar ve BBP Genel Ba�kan Yardımcısı Hakkı Öz-nur’dur” yazısı kaleme alınmı�tır.

Yazıda bahsedilen ki�i ve olaylarla ilgim yoktur. Menfur Da-nı�tay saldırısında ismi geçen �ahısları tanımam. Yazı inceleme,ara�tırma ve tarafsızlık ölçülerinden uzak ve kendi içinde çeli�kileriçermektedir. Siyasi ve tarihi kronolojiye aykırı, mantık kurgusun-dan uzaktır. Yazıda bahsi geçen “Hakkı Hoca” ile ilgim yoktur. Ben1964 do�umlu olup, CMKP’nin 1969 kongresi ile MHP adı almasısırasında “parti kurucu” olmam mümkün de�ildir. Bu ki�ilerlemaddi bir menfaat ili�kim olmamı�tır. Bu ki�ilerle hiçbir zaman biraraya gelmemi�, görü�memi� ve onları herkes gibi basından tanı-mı�ımdır. Yine, yazı da bahsedilen Balıkçıo�lu ��hanı’nda veya ba�kabir yerde yazıhanem, i�yerim olmamı�tır. Hayatım boyunca bu türeylemlere karı�mamı�, mütevazı bir ya�antısı olan, kendi fikrini sa-hada çalı�malara adamı�, Türk kültür ve fikir hayatına büyük katkı-lar sa�layan, fikir ve siyasi eserler yayınlamı� bir insanım. Eserlerimüniversitelerde kaynak eser olarak gösterilmi�tir. Ayrıca Büyük Bir-lik Partisi’nde Genel Ba�kan Yardımcısıyım. Yine ülkemizin fikri,kültürel ve siyasi hayatına katkıda bulunmak maksadı ile kurulan,panel ve açıkoturumlar düzenleyen, “Birlik Akademisi”nin de ba�ka-nıyım. Menfur Danı�tay saldırısı eylemini, BBP Genel Ba�kan Yar-dımcısı unvanımla, 23 Mayıs 2006 tarihli basın açıklamamda “Biran evvel Danı�tay olayının bütün yönleriyle açı�a kavu�masını ve ay-dınlatılmasını istiyoruz. Bu menfur saldırının ve arkasındaki �erodaklarının pe�ini bırakmayaca�ız” �eklindeki ifademle kınamı�ım-dır. Yazınız hazırlanırken, ara�tırılmamı�, görü�lerime bile ba�vurul-mamı�tı. Bu basın meslek ve ahlak ilkelerine aykırı bir durumdur. Busebeplerle yazınızdan dolayı manevi �ahsım zarar görmü�, temsil et-ti�im camia rencide olmu�tur. Bu tür bir olayla ismimin anılması enhafif ifade ile iftira ve hakarettir. Tüm hukuki haklarımı saklı tutu-yor, kamuoyuna saygı ile duyuruyorum. Hakkı Öznur.

Belgeli habere düzeltme!23 Kasım 2008 tarihili 1114. sayımızda yayımladı�ımız “Da-

nı�tay cinayetinde Mehmet Eymür izi!” ba�lıklı habere Hakkı Öz-nur’dan mahkeme kanalı ile düzeltme geldi. Aydınlık, haberi 1. Er-genekon iddianamesinin 58 numaralı delil klasöründe yer alan birbilgi notuna gönderme yaparak yazmı�tır. Hakkı Öznur’un düzeltil-mesini istedi�i bölümler, Aydınlık’ın iddiaları de�ildir. Düzeltme is-tenen ifadeler, Ergenekon iddianamesinin delil klasörlerinden ve Ak-tüel dergisinin 06.07.2006 tarihli sayısında yer alan bir haberdenaynen alıntılanarak, tarafımızdan ekle-çıkarma-yorum yapılmaksı-zın yayımlanmı�tır. Öznur’un düzeltme metnini, Mahkeme kararınedeniyle yayımlıyoruz:

Page 48: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 47

MİLLİ BAĞIMSIZLIK ŞÖLENİNDEBULUŞUYORUZ

Sanatçılar

Fevzi KURTULUŞSelahattin AKARSU

Barış HARAN ve GURUBUSırrı ÖZTÜRK

FOLKLOR EKİBİ

Şiirleriyle Münire HAKSEVER

Yer : Kağıthane Belediyesi Meclis SalonuTarih : 16 Mayıs 2009Saat : 19.00 – 24.00İrtibat Adresi : İşçi Partisi Kağıthane İlçe Başkanlığı

Merkez Mah. Eyüpsultan Cad. No: 4/3 Kağıthane – İST.

İrtibat Tel : 0212 321 65 19 – 05333545499 – 05365201379

Ulaşım için : Taksim’den 48N – Eminönü’nden 339BEminönü’nden 44B – Beşiktaş’tan 62G

BAŞSAĞLIĞI

Tuzla İlçe Başkanımız Musa Tanrıkulu’nun ablası Şükran Turan’ı kaybettik.

Ailesinin ve yakınlarının acısını paylaşır, baş sağlığı dileriz.

İşçi PartisiMaltepe- Pendik

Kartal İlçe Başkanlıkları

BAŞSAĞLIĞI

Merkez Karar Kurulu üyemiz Osman Bilge Kuruca ve Levent Kuruca’nın annesi

Nazmiye Kuruca’yı kaybettik. Ailesinin ve yakınlarının acısını paylaşır,

baş sağlığı dileriz.

İşçi PartisiMaltepe-Kartal

Pendik-Tuzla İlçe Başkanlıkları

Nüfus cüzdanımı kaybettim, hükümsüzdür. Gülşah İrk

Page 49: 2009 10 Mayis

48 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

HALUK DURAL �P Merkez Karar Kurulu üyesi,

DPT E. uzman�

Amerika’dan ve Batı emper-yalist-kapitalist sisteminden kay-naklanan bu ekonomik krizemedyada ısrarla “dünya krizi”,“küresel” sıfatları ekleniyor.Çünkü, özellikle liberal solcu es-kisi ekonomistler, krizin u�rama-dı�ı ülkeleri görmezden geliyor;krizin gerçekte kapitalist siste-min kaçınılmaz bünyesel krizi ol-du�unu halktan saklıyorlar, hal-kın içine dü�ürüldü�ü sefaletingerçek sebebinin liberal soygundüzeni oldu�unun kavramasınıistemiyorlar. Bu kesimlerinbütün saptırma ve gerçekleriörtme çabalarına kar�ın, küreseloldu�u savunulan kriz, bazı ülke-lere u�ramıyor ve böylece krizin“küresel” oldu�u iddiası biryalan olarak her geçen gün dahanet ortaya çıkıyor.

Bu yazıda gerçe�i, bizzat Ba-tı’nın, Amerikan �stihbarat Servi-si CIA’nın verileriyle ortaya ko-yaca�ız.

Bu sayfalarda grafiklerini

gördü�ünüz veriler, bundan ikiay evvel bütün gazetelerin eko-nomi sayfalarında yayımlandı.Ancak, gazeteler, söz birli�i et-mi�çesine, bu bilgi ve tablolarakaynak göstermediler. Oysa sözkonusu veriler, her sene �ubatayında bütün ülkelere ait istihba-rat raporları yayımlayan CIA’nıninternet sayfalarından alınmı�tı.Biz de o verileri kullandık.

CIA’nın, rakamlarla oynamı�oldu�unu dü�ünsek bile, güne�ibalçıkla sıvayamaya güçleri yet-memi�tir.

ABD’NİN MİLLİ GELİR BALONU

�lk üç tablo ve grafikte görül-dü�ü üzere, 14 trilyon 330 mil-yon dolarlık gayrı safi yurtiçi ha-sılası (GSYH) ile Amerikan eko-nomisi, “çok büyük bir ekono-midir”. Ancak, GSYH’nin altsektörlerine baktı�ımız zaman,bunun aldatıcı bir görüntü oldu-�unu görüyoruz.

Kapitalist batı ülkelerinin ya-�adıkları krizin boyutlarınıdo�ru kavrayabilmek için, ABDile kendine stratejik rakip gördü-�ü Çin ekonomilerinin makrobüyüklüklerini kar�ıla�tırmak

gerekir. Amerika’nın GSYH’si 14,33

trilyon, Çin’in 4,22 trilyon dolar.Amerika’nın bu kadar büyükGSYH’ye ra�men neden krize ya-kalandı�ını görmek içinGSYH’nin bile�enlerini irdele-mek gerekir.

Tanımı itibariyle, gayrisafiyurt içi hasıla, bir ülkede tarım,sanayi ve hizmetler sektörlerinin1 yıl içinde yarattı�ı katma de-�erlerin toplamından olu�ur. Butemel alt sektörlere bakıldı�ında,Çin ve Amerikan ekonomileriarasında çok çarpıcı bir farklılıkgörülür. Amerika’nın 14,33 tril-yon dolarlık GSYH içinde tarı-mın payı yüzde 1,2 sanayinin

KR�Z�N “KÜRESEL” OLDU�U YALAN!

CIA verileriyle… ABD’nin çöktüğünün resmidir14 trilyon dolarl�k gayr� safi yurtiçi has�las�yla Amerikan ekonomisi,çok büyük bir ekonomi. Ancak, “Tar�m + Sanayi”den olu�an, gerçekkatma de�er verileri kar��la�t�r�ld���nda, Çin ile ABD’nin üretim gücüaras�nda yakla��k 400 milyar dolarl�k bir fark kald��� görülüyor. D��borç, büyüme, cari denge, döviz rezervleri verileri, emperyalist bat�n�nçökü�üne paralel olarak do�unun yükseli�ini gözler önüne seriyor.

Çin, 2007 y�l�nda 489

milyon tonluk çelik üretimi

ile dünya lideri. Amerika 97

milyon tonluk üretimi ile

ancak üçüncü s�rada yer

alabilmi�tir. Bir di�er

önemli gösterge, her iki

ülkenin GSYH’lerinden sabit

sermaye yat�r�mlar�na

ay�rd�klar� paylar. Amerika

GSYH’sinin yüzde 14,5’iyle

sabit sermaye yat�r�m�

yapabilirken, Çin için bu

oran yüzde 40,2.

Page 50: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 49

payı yüzde 19,6 hizmetlerin payıyüzde 79,2. Buna kar�ılık Çin’deise, 4,22 trilyon dolarlık GSYHiçinde tarımın payı yüzde 10,6,sanayinin payı yüzde 49,2 ve hiz-metlerin payı yüzde 40,2.

GSYH, metanın de�i�imi sıra-sında yaratılan katma de�erlerintoplamıdır. Katma de�er, birhammaddeyi alıp ürün haline ge-tirdi�iniz zaman yaratılır. Ula�-tırma, haberle�me, turizm vb. altsektörleri olan hizmetler sektörügerçek anlamda bir katma de�eryaratmaz.

“Tarım + Sanayi”den olu�an,gerçek katma de�er verileri kar�ı-la�tırıldı�ında, Amerika’nın üret-mi� oldu�u katma de�er 2 trilyon981 milyar dolar, Çin’in üretti�i2 trilyon 525 milyar dolar. �ki ül-kenin üretim gücü arasında yak-la�ık 400 milyar dolarlık bir farkkalmı�tır. ��te bu üretimi sayesin-de Çin, Amerika’nın korkulu rü-yası haline geldi. Amerikan ku-rumları tarafından yayınlanan

çe�itli raporlarda “Çin, bizi 2020yılında yakalayacak” denmesininsebebi bu de�erler.

BÜYÜME HIZLARI

�ki ülkenin büyüme hızlarınaait rakamlar, krizin kayna�ınıçok açık olarak gösteriyor. Ame-rika ekonomisinin 2008’deki bü-yüme hızı yüzde 1,4, Çin’in 9,8ve sanayilerinin büyüme hızları;Amerika’da yüzde 0,2, Çin’de iseyüzde 10,7. Bu rakamlar, Çinekonomisinin Amerika’yı kısasürede yakalayaca�ının en açıkgöstergesi. Amerikan ekonomisiüretim üstünlü�ünü kaybediyor.Buna en somut gösterge çeliküretimi.

Çin, 2007 yılında 489 milyontonluk çelik üretimi ile dünya li-deri. Amerika 97 milyon tonluküretimi ile ancak üçüncü sıradayer alabilmi�tir.

Çin ekonomisinin Amerika’yıçok kısa bir sürede yakalayaca�ı-

nın bir di�er önemli göstergesi iseher iki ülkenin GSYH’lerindensabit sermaye yatırımlarına ayır-dıkları paylar. AmerikaGSYH’sinin yüzde 14,5’iyle sabitsermaye yatırımı yapabilirken,Çin için bu oran yüzde 40,2.

BÜTÇE, BORÇ, DIŞ TİCARET, DÖVİZ

REZERVLERİ

Her iki ülkenin bütçeleri kar�ı-la�tırıldı�ında; 2008 Amerikanbütçe gelirleri 2,524 trilyon, har-camaları 2,979 trilyon ve bütçeaçı�ı 455 milyar dolar iken, Çin’inbütçe gelirleri 868,6 milyar, harca-maları 850,5 milyar dolar olup, 18milyar dolar da bütçe fazlası ger-çekle�mi�tir.

Amerika’nın kamu borçları 14,33 trilyon dolarlık GSYH’nınyüzde 60,8’i, dı� borçları 85,5’i vetoplam borcu ise yüzde 146’sıolup, 20,965 trilyon dolardır.Buna kar�ılık, Çin’in kamu borcu4,22 trilyon dolarlık GSYH’nın

Bat�l� kapitalist ülkelerin

d�� borçlar�n�n milli

gelirlerine oranlar�

korkutucu boyutlarda.

�ngiltere halk� yemese,

içmese bile d�� borcunu 3.5

y�ldan fazla bir sürede

ancak ödeyebilir. Bir

zamanlar Türkiye’ye örnek

gösterilen �rlanda’n�n d��

borcunun milli gelirine

oran� yüzde 600. Yükselen

do�u ve ülke ekonomilerini

gümrüklerle koruyan

ülkelere kriz u�ram�yor.

Page 51: 2009 10 Mayis

y ü z d e15,7’si, dı� borcu yüzde 10’u vetoplam borcu ise yüzde 25,7’siolup, 1, 084 trilyon dolardır.

Benzer durum dı� ticaret ra-kamlarında da vardır. 2008 yılındaAmerika dı� ticarette 813 milyardolar açık verirken, Çin’in 309 mil-yar dolar dı� ticaret fazla vardır.

Bir ba�ka çarpıcı tablo dövizrezervleri. Bir zamanlar, JamesBond filmlerinde Amerikan Mer-kez Bankasının Fort Knox’dakidevasa kasalarındaki külçe altında�ları gösterilirdi. Halbuki oaltın da�larının günümüzde be�paralık de�eri varmı�!

Amerika’nın altın ve döviz re-zervlerinin toplamı 70,6 milyardolar, Çin’in altın ve döviz rezerv-lerinin toplamı 2 trilyon 33 milyardolardır.

Bu çok büyük, inanılmaz birfark ve yukarıda sıraladı�ımız ra-kamlar dikkate alındı�ında acabahangi ekonomi daha güçlüdür?Borcu olan mı, cebinde parası olanmı?

EMPERYALİST BATI BORÇ BATAĞINDA

Batılı kapitalist ülkelerin dı�borçlarının milli gelirlerine oranla-rı korkutucu boyutlarda. Örne�in�ngiltere’nin dı� borçlarının milligelirine oranı yüzde 375. �ngiltereiflas etmi� bir ülkedir. �ngilterehalkı yemese, içmese bile dı� bor-cunu 3.5 yıldan fazla bir süredeancak ödeyebilir.

Do�u’ya, yükselen ekonomile-re baktı�ımız zaman, Rusya’nındı� borcu 527 milyar dolar görü-nüyor ama milli gelirlerine baktı�ı-mız zaman, Rusya’nın dı� borcumilli gelirinin yüzde 30’udur. Hin-distan’ın dı� borcunun milli geliri-ne oranı yüzde 13, Çin’in yüzde 10ve �ran’ın yüzde 5,7.

Dı� borç/milli geliri oranındadünyanın en kötüsü �rlanda. Birzamanlar “Bakın, �rlanda AB’yegirdi, Microsoft’un yazılım üssüoldu” propagandası ile Türkiye’yeörnek gösterilen �rlanda’nın dı�borcunun milli gelirine oranıyüzde 600’ün üzerinde.

Milli ekonomilerini gümrük-lerle koruyan ülkelere baktı�ımız-da dı� borcu milli gelirine oranı endü�ük ülke Cezayir; yüzde 1,2.Yükselen do�u ve ülke ekonomile-rini gümrüklerle koruyan ülkelerekriz u�ramıyor.

EN ÇOK DÖVİZ FAZLASI VEREN ÜLKE

Dı� borcun yanında ülkelerinmakro ekonomik durumunu yan-sıtan bir di�er gösterge, cari i�lem-ler dengesi. Cari i�lemler dengesibir ülkenin döviz harcamalarıyladöviz kazançları arasındaki fark-tır. Cari i�lemler fazlası, yani dövizfazlası olan ülkelerin ba�ında Çingeliyor. Çin’in 368 milyar dolardöviz fazlası var. Almanya, Japon-ya ve Rusya’nın da cari fazlası var.

Ülkelerin cari i�lemler açıkları-na baktı�ımızda Amerika’nın ba�ı

çekti�i görülüyor; 569 milyardolar açı�ı var. ABD sürekli parabastı�ı halde, kendi cari açıklarınıkapatmaya yeti�miyor. ABD’ninba�la�ıklarına baktı�ımız zaman,kendisinden sonra en fazla açıkveren ülkeler �spanya, �ngiltere,�talya. Buna kar�ın, milli ekonomi-lerini koruyan ülkelere baktı�ımız-da, Cezayir’in döviz fazlası milligelirinin yüzde 21’i. Çin, �ran veRusya’da da bu de�erler çok yük-sek.

KALKINMANIN TEK YOLU, HALKÇI

DEVLETÇİ KARMA EKONOMİ

Brezilya, Arjantin, Venezüellagibi Latin Amerika ülkelerindesosyalist ideolojiyle beslenmi� millihükümetler iktidara geldi ve millihükümetler Yabancıların ellerin-den her türlü olana�ı alıp, dahaönce özelle�tirilen stratejik K�T’le-rini yeniden devletle�tirdiler, kendikaynaklarını kendileri kullandılar,ülkelerini sömürmekte olan ya-bancı �irketlerin hepsini kovdularve üretimlerini halkın refahı içinplanlamaya ba�ladılar.

Halbuki Özal’la birlikte, iç pa-zarı dikkate alan, kalkınmayı verefahın yükseltilmesini amaçlayanpolitikalar tamamen terk edildi.Serbest Pazar ekonomisinin nimet-lerinden dem vurulup, halkımıza“sanayi ihracat odaklı olmalıdır”yalanı söylendi. Bugün görmekte-yiz ki, ihracat yaptı�ımız pazarlar-da kriz oldu�unda, ihracat ve do-layısıyla üretim hızla dü�mektedir.

Zengin ülkelerle fakirler ara-sında “serbest” ticaret olur mu?Zengin insanlarla fakirler arasındade�il parasal, e�it bir sosyal ili�kibile kurulamaz. Ülkeler arasındaserbest ticaret sömürünün bir ara-cıdır.

Kalkınmanın tek yolu; merkeziplanlamaya dayalı, halkçı devletçikarma ekonomidir. �u anda her-kesin hayran oldu�u Çin, MustafaKemal’in bu modelini uygulamak-tadır. Türkiye özüne döndü�üvakit bizim ne Çin’den ne Ameri-ka’dan ö�renecek bir �eyimiz yok-tur, biz ülke olarak yeterli tecrübe-ye sahibiz. Bu birikimiyle Türkiyebir milli hükümet yönetimindemilli ekonomiyle bütün sorunları-nı çözecek güçtedir.�

50� Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

Page 52: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k� 51

Türkiye işçi sınıfı ve sendikacılıkhareketinin karşı karşıya bulunduğuen büyük sorun, genellikle zanne-dildiği gibi işçi çıkarmalar, ücret dü-şüklüğü, sendikal hak ve özgürlük-lerdeki yetersizlikler ve yalnızca vedoğrudan çalışma yaşamıyla ilgilibenzeri sıkıntılar değildir.

En büyük sorun, etnik kökenleregöre bölünme tehdididir. Ulusal bütünlüğün parçalanma-sı, işçi sınıfı ve sendikacılık hareketine de yansıyacaktır. Bubölünme, sınıf bilincini tahrip edecek, ulusumuzu olduğukadar işçi sınıfımızı da parçalayarak birbiriyle kavgaya tu-tuşturacaktır. Böyle bir gelişim, işçi hak ve özgürlüklerininortadan kaldırılması, sendikacılık hareketinin iyice zayıfla-tılması için gerekli koşulları yaratacaktır.

GÜNDEMDEKİ TEHLİKE: ETNİK KÖKENE GÖRE BÖLÜNME

12 Eylül öncesinde toplumdaki sağ-sol saflaşması vekavgası işçi ve memur örgütlerine de yansımıştı. Ekmek vehak mücadelesinde bir arada olması gereken insanlarbile, düşünce farklılıkları nedeniyle birbiriyle kavga etmiş,birbirine silah çekmişti. Şimdi gündemde olan daha dabüyük ve korkunç tehlike, etnik kökene göre bölünmedir.Etnik kökene göre bölünme, siyasi görüşe göre bölünme-den çok daha etkilidir ve tehlikelidir. Etnik kökene görebölünmenin temeli ise, ırkçılıktır.

İşçi sınıfının ve sendikacılık hareketinin yapması gere-ken, Atatürk’ün çağdaş milliyetçilik anlayışına sahip çık-maktır. Atatürk, Türk milletini, “Türkiye Cumhuriyeti’nikuran Türkiye halkı” olarak tanımlamaktadır. Atatürk’üntanımlamasında ırk esası yoktur. Halbuki bugün “etnikmilliyetçilik” olarak emperyalist güçler tarafından teşvikedilen ve desteklenen anlayışın temeli, ırkçılıktır. Ayrıca,sayıları giderek azalmakla birlikte, Türk ırkçılığı yapanlarda hem ülkemize ve ulusumuza, hem de işçi sınıfımıza vesendikacılık hareketine büyük zarar vermektedir.

IRKÇILIĞIN HER TÜRÜYLE MÜCADELE

Bugün Türkiye’ye saldıran emperyalist güçlerin enönemli hedeflerinden biri, ülkemizde ırkçılığı canlandır-mak, ırkçılığa veya etnik kökene dayalı mikromilliyetçi ha-reketler geliştirerek, Türkiye’yi ve işçi sınıfını bölmede iş-birlikçiler yaratmaktır.

Bir işçinin ulusal bilincinin olması ve işçi sınıfı bilincininolması birbiri ile çelişmez. Ancak bir işçide mikromilliyet-çiliğin (etnik köken kimliğinin) öne çıkması, ulusal bilincede, sınıf bilincine de büyük darbe indirir.

Bu nedenle, mikromilliyetçiliği teşvik edenler, Türki-ye’de işçilerin bölünmesine yol açacak bir sürece katkıdabulunmaktadır.

Ancak, emperyalist ülkelerin işçi sınıfı hareketleri, ül-kemiz ve işçi sınıfımız açısından son derece önemli olanbu konuda emperyalist politikaları desteklemektedir.

Türkiye işçi sınıfı ve sendikacılık hareketi, ulusumuzu

ve işçi sınıfımızı bölüp birbirine kırdırmaya yönelik bu teh-dit karşısında, ülkemizdeki tüm anti-emperyalist, ulusalcıve vatansever sınıf ve tabakalarla ve kesimlerle ittifak için-de hareket etmelidir. Irkçılığın her türüyle mücadele veçağdaş bir ulus anlayışında birleşme, ülkemizin de, işçi sı-nıfı ve sendikacılık hareketinin de çıkarları açısından sonderece önemlidir.

LAİK CUMHURİYET VE SENDİKAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER

İşçi hakları ve sendikacılık ancak laik bir düzende gelişe-bilir. Köktendinciliğin hakim olduğu ülkelerde ya hiç sendi-ka yoktur, ya da sendika olarak gözüken örgütlenmeler ger-çekte devletin kontrolü altındaki yapılardır. ABD emperya-lizminin Türkiye’de laik düzeni kaldırma ve yerine “ılımlıİslam”ı geçirme çabaları, işçi sınıfı ve sendikacılık hareketi-ne de büyük darbe indirecektir. Avrupa Birliği’nin, Avru-pa’daki Türkler arasında örgütlenen laiklik karşıtı yapılan-malara gösterdiği hoşgörü de aynı amaca yöneliktir.

Laikliğin yok edilmesi, ulus bilinci yerine ümmet bilinciniöne çıkaracaktır. Ümmet bilincinin hakim olduğu koşullardasınıf kimliğinin ve bilincinin gelişmesi de mümkün değildir.Böyle bir durumda, işçilerin “yurttaş” kimliğiyle sendikalar-da örgütlenmesi değil, tarikat ve cemaatler içinde şeyhlerin“kul”u haline sokulması söz konusudur.

Laik cumhuriyet, işçi haklarının ve sendikal hak ve öz-gürlüklerinin temel önkoşuludur. Uluslararası sendikacılıkhareketinin ve emperyalist ülkelerdeki sendikaların, Türki-ye’de laikliğin korunması ve güçlendirilmesi konusunda hiç-bir çabaları veya destekleri olmamıştır.

İŞÇİ SINIFININ GERÇEK ENTERNASYONALİST TAVRI

Günümüzde sınıf bilinçli ve ulusal bilince sahip bir işçi-nin enternasyonalist bir tavır içine girmesi, dünya ölçeğin-de emperyalizme karşı tavır alması demektir. Emperyaliz-me karşı tavır almayan hiçbir anlayış, enternasyonalist ola-maz. Kendilerini, “küresel saldırıya karşı küresel direniş”çiolarak ifade eden birçok kesim, bilinçli bir biçimde “em-peryalizm” kavramından kaçmaktadır. Dünya Sosyal Foru-mu’nda ve diğer birçok platformda, yalnızca neo-liberaliz-me ve neo-liberal kapitalizme karşı çıkılmakta, “emperya-lizm” konusunda susulmaktadır. Enternasyonalizmin bu-günkü özü, emperyalizme karşı çıkıştır. Sınıf bilinçli ve ulu-sal bilince sahip işçi sınıfları, bu temelde uluslararası dü-zeyde işbirliğine ve güçbirliğine açıktır. Ancak etnik milli-yetçiliği ve hatta ırkçılığı destekleyen, ümmetçiliğe ses çı-karmayan emperyalist ülke sendikalarının ve işçi sınıflarınınenternasyonalist olması mümkün değildir. Emperyalistlerinortağı olduğunu açıkça ifade eden emperyalist ülke işçi sı-nıfları ve sendikalarının efendiliğini kabul ederek onlarla iş-birliği yapmanın “enternasyonalizm” olduğunu ileri sür-mek de, en nazik ifadeyle, inandırıcı değildir. 89 yıl önceBakü Doğu Halkları Kurultayı, Avrupa, Amerika ve Japon-ya’nın işçilerine şöyle seslenmişti: “Sizler ki kapitalistlereköpeklik ediyordunuz; bizi kendi köpekleriniz olarak gör-dünüz.” Bu aşağılık ilişkiyi “enternasyonalizm” olarak su-nanlar kimseyi aldatamaz.�

Sınıf bilinci, ulus bilinci, enternasyonalizm,etnik bölücülük, ümmetçilik

SINIF GÖZLÜĞÜ

YILDIRIM KOÇ

Page 53: 2009 10 Mayis

52 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

TEOMAN ALVER

Türkiye turizm açısındandünyanın en avantajlı ülke-lerinden biri. Peki biz bu

avantajı ne kadar de�erlendirebi-liyoruz? Turizm sektörünün so-runlarını ve taleplerini �zmirRehberler Odası Ba�kanı YalçınUlukaya, oda yönetim kuruluüyesi �enay Ate�çier ve TÜRSAB�zmir Bölge Yürütme KuruluBa�kanı Rıza Gencay ile konu�-tuk.

AYDINLIK- Turizmciler yenisezona nasıl ba�ladı? Geçensezon ya�adı�ınız sorunlar gide-rildi mi?

YALÇIN ULUKAYA- Turizmsezonunun Ege bölgesinde sayınbakanın katılımıyla açılması ses

getirdi. Fakat turizmi yaza hasbir aktivite olarak de�erlendirdi-�imiz sürece dünyanın turizmalanında geli�mi� di�er ülkelerin-deki gibi ba�arılı adımlar atama-yız. Ülkemize gelen turist sayısıve turizm gelirlerimiz artıyor.Ancak bu turistlerin niteli�i veki�i ba�ına para harcama oranıher geçen yıl azalıyor.

“ZENGİN TURİSTİ ÇEKEMİYORUZ”

AYDINLIK- Bu durumu neyeba�lıyorsunuz?

ULUKAYA- Yazın yapılanTurizm deniz, sahil, kum e�lenceturizmidir. Biz bunun yanınakültür turizmini katmalıyız. Bazıgeli�mi� turizm ekollerine kar�ıçıkamayız. Her ne kadar yanlı�bulsak da oteller, tüm sevimsiz-

li�ine ra�men, her �ey dahil sis-temle odalarını satacaklardır; ya-tırımlarını korumak zorundalar.Bir ülke turizm ürünlerini kârlıpazarlamadı�ı taktirde, gelen tu-ristten o kârı elde etme �ansınıbir daha yakalayamaz.Yüksekgelirli turist Türkiye’ye gelmiyor.Çünkü zengin turisti, aradı�ı�eyin Türkiye’de oldu�una inan-dıramıyoruz.

ŞENAY ATEŞÇİER- Tanıtımnoksanlı�ımız var.

ULUKAYA- O da var tabi.Ayrıca Türkiye’de e�lence çe�itli-li�i giderek azaltılıyor; altını çize-rek söylüyorum, azaltılıyor. Belliideolojiler turizme burnunu sok-maya çalı�ıyor. Mesela içkili me-kânlar sınırlandırılıyor. Zenginturistler bu anlamda sıkıntı çek-meyecekleri, daha rahat e�lene-cekleri ülkeleri tercih ediyorlar.

Turizmin hedefi sadece bir tu-ristin ya da gurubun tatil yapma-sı de�ildir. Turizmin hedefi o tu-ristin ülkeyi tanımasını ve hatta oülkenin propagandasını yapma-sını sa�lamak olmalıdır. Biz reh-berler bunu yapmaya çalı�ıyoruz.Bu acenteler için de geçerli.

Rekabet esnasında sınırlarızorlayanlar ve kuralları bozanlarda var.

“DEVLET HAKSIZ REKABETİ

ÖNLEMELİ”

AYDINLIK- Turist rehberi nekadar önemseniyor, emeklerininkar�ılı�ını alabiliyorlar mı?

ATEŞÇİER- Önemsenmiyor-lar. Tabi bu turist rehberli�i i�i-nin tanınmamasından da kay-naklanıyor. Turist rehberi kim-dir? Ne yapar? Rehberli ve reh-bersiz bir gezi arasında ne farkvardır? Bunların bilinmesi gere-kiyor. Eme�imizin kar�ılı�ınıalıp almadı�ımıza gelince; alabil-di�imiz çok söylenemez. Bu ko-nuda hükümetin de müdahil ol-ması gerekiyor.

AYDINLIK- Devlet sektörünönünü açacak önlemler alıyormu?

ULUKAYA- Bundan iki ya da

TUR�ZM SEKTÖRÜNDE ÇALI�AN DA ��VEREN DE AYNI GÖRÜ�TE

‘Devletin turizm stratejisi yok’“Baz� acenteler ve kaçak çal��an ki�iler haks�z rekabet yaparak ülkeninturizmini y�prat�yor. Devlet de bu alanda belki de ideolojik nedenlerlemüdahale etmiyor. Devlet kural koymadan ba�ar�l� olunmaz. Turizm zatenbireyselliklerin öne ç�kt��� rahat bir alan. Bir de üstüne disiplinsizlik olursakaos olur. Disiplini sa�layan ülkeler turizmde ba�ar�l� oldular.”

�zmir Rehberler Odas� Ba�kan� Yalç�n Ulukaya (sa�da) ve Yönetim Kurulu üyesi �enay Ate�çier. “Büyük�ehirve Konak belediyelerimizin deste�iyle �zmirli çocuklar�m�za bir tarih bilinci a��lamak ve ülkelerini tan�tmakamac�yla turlar düzenliyoruz. “

Page 54: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 53

üç yıl önce seyahat acenteleri ya-sasında de�i�iklik yapıldı. De�i�-tirilen yasada devletin ücret be-lirleyerek piyasaya müdahalesinisa�layan bir madde vardı. Bumadde kaldırıldı. Biz o zamanbunun de�i�mesini istemedik.Çünkü o maddenin varlı�ı haksızrekabeti önlüyordu. Bu gün isebazı acenteler ve kaçak çalı�anki�iler haksız rekabet yaparak ül-kenin turizmini yıpratıyor. Dev-let de bu alanda belki de ideolo-jik nedenlerle müdahale etmiyor.Fakat, kapitalist, devletçi ya dasosyalist hiçbir sistemde devletkural koymadan ba�arılı olun-maz. Turizm zaten bireysellikle-rin öne çıktı�ı rahat bir alan. Birde üstüne disiplinsizlik olursakaos olur. Disiplini sa�layan ül-

keler turizmde ba�arılı oldular.

“REHBERLERİN MESLEK YASASI YOK,

ÖRGÜTÜ YOK”

AYDINLIK- �ZRO’nun çalı�-malarından bahseder misiniz?

ATEŞÇİER- Rehberlere yöne-lik e�itim seminerleri yapıyoruz.Ayrıca �zmir’de bir etkinli�e ba�-ladık. Büyük�ehir ve Konak bele-diyelerimizin deste�iyle �zmirliçocuklarımıza bir tarih bilincia�ılamak ve ülkelerini tanıtmakamacıyla turlar düzenliyoruz.

YALÇIN ULUKAYA- Turistrehberlerinin meslek yasası yok.Dolayısıyla örgütü de yok. Biz �uan yasal olarak bir esnaf odası-yız. �zmir, �stanbul ve Antalya’daörgütlüyüz. Biz ayrıca rehber üc-retlerinin belirlenmesinde de rol

oynuyoruz. Bakanlık bu konudaseyahat acenteleri ve rehber oda-larından görü� alarak ücret belir-leyip denetliyor.

Ancak yeterli bir denetim ol-du�u söylenemez. Bir sorunu-muz da alan kılavuzlarının reh-ber olarak çalı�tırılması. Türki-ye gibi zengin tarihsel birikimive farklı ya�am biçimlerinin ol-du�u ülkelerde turist rehbersiztur yapmak ülke turizmini bal-talamaktır. Tur ücretleri belirle-nirken rehber zaten hesaplanı-yor. Rehbersiz tur yapan acen-teler ve kaçak acenteler turistinrehber için ödedi�i parayı gaspetmi� oluyor. Ayrıca otellerinyiyecekleri içecekleri ve hattaiçki verilip verilmedi�i de denet-lenmelidir.�

AYDINLIK- ��letmeciler açısındandurum nedir? Uygulanan turizm politi-kaları sizi tatmin ediyor mu?

RIZA GENCAY- 2008’de ba�arılı birsezon geçirdi�imiz söylenebilir. 26 mil-yon 300 bin turist a�ırladık bunun kar-�ılı�ında 22 milyar dolar döviz kazan-dık. Ancak Türkiye’nin kültür ve tu-rizm varlıkları göz önüne alındı�ındabu oranın yeterli olmadı�ını görüyo-ruz. Biz dünyada en kaliteli hizmeti enucuza veren ülkelerin ba�ındayız. Bunedenle bu kadar çok turistin gelmesi

normal. Bu gelen turistin daha çokdöviz bırakması için orta ve uzun va-deli planların yapılması gerekiyor. Buturistin gelmesini sa�layan Akdenizbölgesi merkezli deniz güne� kum veher �ey dahil sistemi dı�ında turizm se-çenekleri yaratmamız gerekiyor. Kül-tür turizmi, inanç turizmi, sa�lık turiz-mi, tedavi-kür merkezleri alanlarındaülkemiz son dere geni� bir altyapıyasahip.

AYDINLIK- Ne önlemler alınmalı?GENCAY- Turizm tam 38 sektörü

ilgilendiriyor. Biz bir anlamda ihracat-çıyız. Çünkü döviz getiriyoruz. �hraca-tın ithalatı kar�ılama oranı yüzde 65.Bu rakam turizmde yüzde 5. Yani 100dolarlık turizm gelirinin 95 doları ülke-de kalıyor. Ama ne yazık ki turizmcilerihracatçı kapsamında sayılmıyor. Ayrı-ca Akdeniz bölgesi ve �stanbul turizmpastasından önemli bir pay alıyor.Ancak Ege için bir planlama yapmakgerekiyor. Biz bu konudaki önerileri-mizi Bakanlı�a ilettik. Biz Ege bölgesiolarak Akdeniz’e göre daha bakir birbölgeyiz. Kültür turizmi, inanç turizmitermal turizm konusunda avantajlıyız.Ama �zmir’de bu varlıklarımızı sergile-yece�imiz do�ru dürüst bir müzemizbile yok. Ayrıca ba�ka sıkıntılarımız davar. Bakın do�u Karadeniz bölgesiyayla turizmiyle turizmin yükselen yıl-dızı. Ama oradaki tesislerde içki satı�ıyasak. Bu tür yanlı�ları a�arak stratejikplanlamayla daha nitelikli, dolayısıyladaha çok gelir getirecek turist hedeflen-meli.

AYDINLIK- Kriz nedeniyle turizmsektörü için destek paketi açıklandımı?

GENCAY- Maalesef. Bize devlet ta-rafından rakip ülkelerle rekabet �ansı-mızı artıracak olanaklar sa�lanmalı.Bakın biz enerji, ula�ım, KDV, ÖTV,tanıtım gibi alanlarda yarı�a dezavan-tajla ba�lıyoruz. Ve bu ko�ullarda bileba�arı sa�lıyoruz. Devlet desteklersedaha büyük ba�arılar kazanırız.

TÜRSAB �ZM�R BÖLGE YÜRÜTME KURULU BA�KANI RIZA GENCAY:

Orta ve uzun vadeli plan yapılmalı

R�za Gencay. “Türk turizmi di�er ülkelerle e�it ko�ullarda yar��m�yor.”

Page 55: 2009 10 Mayis

54 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

VARDİYA

Mersin Limanı’nda faaliyet gösterenAkan-Sel Nakliyat firmasından sendikalıoldukları gerekçesiyle çıkarılan i�çiler,direni�in 131. gününü 6 Mayıs’ta limanönünde e�leri ve çocuklarıyla kutladılar.Eyleme i�çilerin Akan-Sel Nakliyat’taçalı�maya devam eden arkada�ları dadestek verdi. Tümtis Sendikası Genel Se-kreteri Gürel Yılmaz ile i�çiler, ya�mura

aldırmadan, co�ku içinde türküler söyle-yip halay çektiler. Tümtis SendikasıGenel Sekreteri Gürel Yılmaz, eylemdeyapt�ı konu�mada firma yetkililerineseslenerek “Gelin, i�çilerimizin çalı�mahaklarına saygı gösterecek çözümü bir-likte bulalım” dedi.

Yusuf Çelik/ Mersin

Akansel Nakliyat işçileri direnişin Akansel Nakliyat işçileri direnişin 131. gününü kutladılar131. gününü kutladılar

Çelebi: Taksim için aynı yakla�ıma devamD�SK, KESK, TMMOB ve TTB 1 Mayıs’a ili�kin de�erlendirmelerini 5 Mayıs’ta

düzenledikleri basın toplantısı ile yaptılar. D�SK Genel Merkezi’nde düzenlenen top-lantıda açıklamayı D�SK Genel Ba�kanı Süleyman Çelebi yaptı. “1 Mayıs’ta alan tar-tı�maları arasında i�çi sorunları dile getirilebildi mi?” sorusunun sorulması üzerineÇelebi, “yalnız Taksim’de bir güne i�çi sınıfının talepleri sı�maz. 1 Mayıs Taksim’eodaklandı�ı için, 1 Mayıs’taki bir günlük söylem de�il, her gün aynı inatla aynı yak-la�ımla bu mücadeleyi sürdürece�iz.” dedi.

1 Mayıs’ta D�SK ve KESK’in Taksim’e do�ru olu�turdu�u yürüyü� kortejindeCumhuriyet Gazetesi yazarı Server Tanilli de tekerlekli sandalyesiyle yürüyü�ün enönündeydi. Tanilli’nin elinde “Balbay’ın ve Manisalı’nın, tüm aydınlarımızın yanıba�ındayız” yazılı döviz vardı. Türk Tabipler Birli�i Genel Ba�kanı Gencay Gürsoy’unuyarısıyla dövizin açmasına izin verilmedi. Gürsoy Tanilli ile ya�ananlara ili�kin, “Ta-nilli benim kırk yıllık dostum. Ta�ınan pankartlar konusunda ortak alınmı� bir kara-rı, 1 Mayıs ba�lıklı bir pankart ta�ınmasını arkada�larım Server Tanilli’ye iletmemi is-tediler. Ama zaten Server Tanilli’nin niyeti de o pankartı, bir müddet ta�ıdıktan sonrabırakmaktı.”

Didem Öztürk

�sdemir Çalı�an ve EmeklilerYardımla�ma Derne�i Ba�kanıBayram Özarslan, 6 Mayıs’ta yap-tı�ı açıklamada, demirçelik i�çisi-nin ücretlerinin yüzde 35 dü�ürül-mesini yargıya ta�ıyacaklarını bil-dirdi. Özarslan, geçen yıl i�vereninaçıkladı�ı a�ırı rekor üretim vekârlardan sonra, böyle bir indiri-min büyük bir adaletsizlik oldu�u-

�sdemir i�çileri

�zmir Kar�ıyaka Belediyesi’neba�lı Kent A.�.’de çalı�an 300i�çi, 1 Mayıs’ta i�ten atıldı. ��çiler,o günden bu yana yeniden i�edönmek için Örnekköy �antiye-si’ndeki eylemlerini sürdürüyor-lar. Belediyede temizlik i�çisi ola-rak görev yapan i�çilere e� ve ço-cukları da destek veriyor. ��çilerinörgütlü oldu�u D�SK’e ba�lıGenel-�� Sendikası’nın 5 No’lu�ube Ba�kanı Mehmet Çınar, Be-lediye bünyesinde 1990 yılındakurulan Kent A.�.’nin yaptı�ı i�inta�eron bir firmaya verilerek sen-dikanın ve kadrolu i�çilerin devre

Kent A.�. 300 i�çiyi,

kapının önüne koydu

Page 56: 2009 10 Mayis

VARDİYA

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 55

yargıya gidiyornu savundu. Özarslan, “Kesinti-nin ��çi Bayramı 1 Mayıs’tan iti-baren ba�latılması üzüntü verdi vei�çiler ise bu kesintiden dolayı te-dirgin oldular” dedi. Erdemir ve�sdemir’de toplu i� sözle�meleriimzalandıktan 2 ay sonra maa�lar-da yüzde 35 indirim kararı alınmı�ve 1 Mayıs’tan itibaren uygulana-ca�ı duyurulmu�tu.

Kamu Personel Sistemi De�i�iklikTasla�ı’yla kamu çalı�anının pek çokhakkı budanıyor. Tasla�a göre kamudaesnek çalı�ma modeli uygulamaya konu-lacak. Özelle�tirme sonucunda fazla per-sonelin di�er kamu kurulu�larına nakligerçekle�tirilecek. Benzer statüde görevyapanların ücretleri dengelenecek. Kamupersonelinin kariyer ve liyakat ilkeleriesas alınarak, görevde yükselme veunvan de�i�iklikleri sa�lanacak. Perfor-mansa dayalı yönetim anlayı�ı geli�tirile-cek. Kamu-Sen ve Birle�ik Kamu-�� kon-federasyonları Hükümetin hazırladı�ı bu

tasla�a tepki gösterdiler. Türk E�itim-Sen �stanbul 1 Nolu �ube Ba�kanı Hane-fi Bostan, 7 Mayıs’ta yaptı�ı açıklamadakamu çalı�anlarının bunu kabul etmeye-ce�ini söyledi.

Birle�ik Sa�lık-�� Sendikası GenelBa�kanı Fazlı Zoralo�lu, de�i�iklik tasla-�ında yer alan kamu hizmetinde perfor-mans kriteri maddesini ele�tirerek“Kamu hizmetinde performans kriteri nedemek? Nitelikli sa�lık hizmeti mi aran-malıdır yoksa, sen 100 hastaya bakmı�-sın sana bravo mu denmelidir? Buradabir çarpıklık var.” dedi.

dı�ı bırakılmak istendi�ini söyledi.��çilerin ma�dur edilmemesi içinbelediyeye ça�rı yapan Çınar,“Kar�ıyaka Belediye Ba�kanıCevat Durak ve bu ilçeden ayrıla-rak yeni kurulan Bayraklı BelediyeBa�kanı Hasan Karaba�’a soru-nun çözümü için bir an önce ortakhareket etmeye davet ediyorum”dedi. 6 Mayıs günü i�çileri ziyare-te gelen D�SK Ba�kanı SüleymanÇelebi de atılan i�çilerin i�e alın-ması için Belediye Ba�kanlarınıgöreve ça�ırdı ve sorun çözülenekadar �zmir’den ayrılmayaca�ınıbelirtti.

��çi Bayramı’nda

Kamuda i� güvencesi kalmayacak

Maliye çalı�anları Ankara’ya gidiyorMaliye çalı�anları 25 Mayıs’ta Anka-

ra’da büyük bir eyleme hazırlanıyor. 5Mayıs günü �zmir Konak’ta basın açık-laması düzenleyen emekçiler, ücret ada-letsizli�inin gideril-mesi, Gelir uzmanlı-�ında 5 yılda 3 defaimtihana girme sını-rının kaldırılmasıtaleplerini dile ge-tirdiler. Türk Büro-Sen �zmir �ube Ba�-kanı Nebi Yay Ma-liye bürokratlarınınCumhuriyet tarihiboyunca bugünküduruma asla dü�-medi�ini söyleyerek25 Mayıs Pazartesigünü sorunlarınaçözüm bulunmazsa

ülke genelinde Ankara’ya gidecekleriniaçıkladı.

Belma Yücel/ �zmir

Page 57: 2009 10 Mayis

56 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

BEŞ KITADAN Haz�rlayan: Ahu Yalç�n- �afak Terzi

Gürcistan’da Cumhurba�kanı Saa-ka�vili’nin istifa etmesi ça�rısıyla hafta-lardır süren eylemlerin ardından 5 Ma-yıs’ta Mukhrovani askeri üssündeayaklanma çıktı. Ayaklanmanın aynıgün ak�am saatlerinde sona erdi�i bildi-rildi. Gürcü kaynakları ayaklanmanınardından askerlerin bir kısmının teslimoldu�u, bir kısmının ise, üsten kaçtı�ınıbildirdi.

Darbe iddialarıyla ilgili olarak ise,1990’lı yıllarda Savunma Bakanlı�ınaba�lı özel birliklerin komutanı olan GiaGivaladze ile Ulusal Muhafızların eskiKomutanı General Koba Kobaladze’nintutuklandı�ı belirtildi.

Gürcistan Muhafazakar Parti LideriZviad Dzidziguri, Saaka�vili’nin, siyasiamaçları için Gürcistan ordusunu kul-lanmaya ba�ladı�ını söyledi. Yeni Sa�-lar Partisi lideri Davit Gamkrelidze de,“Ola�anüstü hâl ilan etmek için gere-ken ko�ulların yetkililer tarafından ha-zırlandı�ından �üpheleniyoruz “ açıkla-masında bulundu.

Gürcistan Cumhurba�kanı MihailSaaka�vili ise ayaklanmadan Rusya’yısorumlu tuttu. Saaka�vili, Rusya’nınGürcistan’ı NATO tatbikatlarının ya-pılmaması için açıkça tehdit etti�ini be-

lirterek, Rusya’yı, Gürcistan’ın iç politi-kasına karı�maması yolunda uyardı.Gürcistan �çi�leri Bakanlı�ı da, Rus-ya’nın Gürcistan’da geni� çaplı bir as-keri isyan ba�latarak darbe yapmayıamaçladı�ını öne sürdü.

Rusya da Gürcistan ordusundaCumhurba�kanı Mihail Saaka�vili’yeyönelik oldu�u iddia edilen darbe giri�i-minin arkasında Moskova’nın bulun-

du�u suçlamasını yalanladı ve iddialarısaçmalık olarak de�erlendirdi. Rus-ya’nın NATO özel temsilcisi DimitriyRagozin, askeri üste çıkan ayaklanma-nın, Saaka�vili yönetiminin yol açtı�ı si-yasi ve ekonomik krize kar�ı gösterilentepkinin yansıması oldu�unu belirtti.Ragozin, Saaka�vili’nin, yaptı�ı hatala-rın sonuçlarını Rusya’nın üzerine yık-maya çalı�tı�ını kaydetti.

Muhalifler: Saaka�vili, ola�anüstü hâl ilanı hazırlı�ında

Irak’taki �iddet olaylarında ABD parma�ıIrak’ta gerçek-

le�tirilen son teröreylemlerini de�er-lendiren Irak Stra-tejik Ara�tırmalarMerkezi Ba�kanıAbdullah El-Ha�imi ABD’nin,Irak’ta uzun vade-li kalma niyetindeoldu�unu söyledi.El- Ha�imi ‘ABD,Irak halkına gü-venli�in yetersizoldu�u, bu neden-le de en az 25 binAmerikan askeri-nin kalması gerekti�i mesajını veriyor’ dedi.

Di�er yandan, Irak’taki en büyük Sünni direni� gruplarından biri olan�slam Ordusu, ABD Ba�kanı Barack Obama’ya açık bir mektup yazarakABD’nin i�gal etti�i Irak topraklarını derhal terk etmesini istedi. MektuptaABD askerlerinin Irak’tan tamamen çekilerek ülkenin egemenli�ini Iraklıla-ra geri vermesi istendi.

Almanya, �ran ile ticaretiengelliyor

Almanya’da Handelsblatt gazetesi, hükü-metin �ran ile i� yapmamaları için �irketlereyaptı�ı baskıyı arttırdı�ını ve �ranlı bir baka-nın katılaca�ı konferansı da engellemeye ça-lı�tı�ını yazdı.

Handelsblatt, Almanya’nın �ran’a en çok ti-caret yapan ülkelerin de ba�ında gelmesinera�men, Angela Merkel liderli�indeki hüküme-tin, Alman Yakın ve Orta Do�u Birli�i’ne(NUMOV) mektup yazarak �ran ile ilgili ikikonferansın iptal edilmesini istedi�ini belirtti.Gazeteye göre, mektupta, “Bu konferanslar,hükümet politikası ile açıkça çeli�iyor ve Al-manya’nın dı� politikasına zarar veriyor. Ba�ba-kan ve Ekonomi Bakanlı�ı adına bu konferans-ların yapılmamasını rica ediyoruz” denildi.

�ran Petrol Bakanı Gulam Hüseyin Nozariise Alman �irketlerine yatırımlarını �ran’dayapmaları için ça�rıda bulunurken, “�ran,Almanya için güvenilir bir enerji tedarikçisiolabilir çok önemli fırsatlar sunuyoruz” dedi.

Page 58: 2009 10 Mayis

BEŞ KITADAN

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 57

• ABD’nin Irak ��galinde “Gazi “ olmu� Amerikalı birasker 6 Mayıs günü ABD’nin Kentucky eyaletinde jüri he-yeti tarafından 14 ya�ındaki Iraklı Abir Kassım Hamza el-Canabi’ye tecavüz etmekten, sonra da 6 ya�ındaki kız kar-de�i, annesi ve babası dahil tüm aileyi katletmekten suçlubulundu. Bugün 24 ya�ında olan ve 17 ayrı suçtan hükümgiyen Steven Green, ölüm cezasına çarptırılabilir.

• ABD Temsilciler Meclisi’nin Bütçe Tahsisat Komisyonu,Irak ve Afganistan’daki sava� masrafları için kullanılmaküzere önerilen 95,6 milyar dolarlık sava� bütçesine onayverdi.

• ABD’de resmen açıklanan stres testi sonuçlarına göre in-celenen 19 bankadan 10’undan toplam 74.6 milyar dolaryeni sermaye bulmalarını istendi. Fed Ba�kanı Ben Ber-nanke, sonuçların mali sistemin sa�lı�ı konusunda yatı-rımcılara güven vermesi gerekti�ini söyledi.

• NATO’nun iki Rus diplomatı ‘istenmeyen ki�i’ ilan et-mesi üzerine Rusya Dı�i�leri Bakanı Sergey Lavrov’unRusya-NATO Konseyi toplantılarına katılmayaca�ı ve ikiKanadalı diplomatın sınır dı�ı edilece�i açıklandı.

-Birle�mi� Milletler, �srail hükümetini, i�gal altında tut-tu�u Batı �eria’da Beytüllahim kenti ve çevresinin kalkın-masını engellemekle suçladı.

• �srail Cumhurba�kanı �imon Peres, Gazze’ye saldırdıkla-rı sırada vurulan BM tesisiyle ilgili BM raporunu ‘‘insaf-sız’’ bulduklarını bildirdi ve BM’ye sert çıkarak, Gazze’de-ki saldırılarından dolayı hiçbir zaman özür dilemeyecekle-rini söyledi.

• Çin yönetimi Tibet’in sürgündeki dini lideri Dalay La-ma’ya Paris’in fahri hem�ehrili�i verilmesine tepki göstere-rek, içi�lerine karı�ılmamasını istedi. Çin Dı�i�leri Bakanlı-�ı Sözcüsü Ma Zhaoxu, “Fransa’nın, Tibet sorununda birkez daha yanlı�lık yapmamasını istiyoruz “ dedi.

• Fransız a�ırı sa�cı Jean-Marie Le Pen’in Avrupa Parla-mentosu’na seçilmesi halinde ilk oturuma ba�kanlı�ı yapa-cak olma ihtimali do�ması üzerine, Parlamento vekilleri,“en ya�lı üyenin ilk oturuma ba�kanlık yapma “ kuralınıde�i�tirdi. �lk oturumun ba�kanlı�ını, eski parlamentonunba�kanı yapacak.

• Türkmenistan Devlet Ba�kanı Gurbanguli Berdimuha-medov, Birle�mi� Milletler E�itim ve Kültür Kurumu’nun(UNESCO) ‘�bni Sina’ altın madalyasına layık görüldü.

• New York’da, özel bir koleksiyoncunun 16’ncı yüzyılaait 252 parçalık i�kence araçları koleksiyonunun yakındasatı�a çıkarılaca�ı bildirildi.

• �srail parlamentosu (Knesset), Ermeni iddialarıyla ilgiliverilen önergenin görü�ülmesini reddetti.

• E�lence devi Walt Disney’in kârı yüzde 46 dü�tü.

DEVR-İ ALEMNATO tatbikatına kar�ıRusya’nın A�ustos ata�ı

Gürcistan’da ‘Cooperative Longbow 2009’ ve ‘Coope-rative Lancer 2009’ ba�lıklı iki bölümlük tartı�malı NATOTatbikatı ba�ladı. Rusya Devlet Ba�kanı Dımitriy Medve-dev’in, “Moskova ile Batı arasındaki ili�kilerin iyile�mesi-ne yönelik çabaları tehdit eden tehlikeli bir karar “ olaraknitelendirdi�i 3 Haziran’a kadar sürecek tatbikata, Erme-nistan, Sırbistan, Moldova, Kazakistan, Estonya ve Leton-ya katılmayacaklarını açıkladı. Rusya ise kar�ı tatbikatyapma kararı aldı. NATO’ya kar�ı kurulan Kolektif Gü-venlik Anla�ması Örgütü’ne (KGAÖ) üye ülkelerin bünye-sinde olu�turulan ‘Ortak Hızlı Hareket Gücü’, A�ustosayında Kazakistan’da iki ay süre ile tatbikat yapacak. Buülkeler arasında, Rusya ve Kazakistan’ın dı�ında Ermenis-tan, Belarus, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan da yeralıyor.

Rusya NATO Büyükelçisi Dmitri Rogozin NATO tat-bikatını ‘delilik’ ve ‘provokasyon’` olarak nitelemi�, NA-TO’nun tatbikat programını iptal etmesini istemi�ti.

Richard Holbrooke: ‘Svat’taki geli�meler ABD’yi do�rudan ilgilendirir’

Amerikan güçleri, Afganistan’ın Ferah vilayetindekiBala Buluk bölgesinde, Gerani ve Ganj Abad köylerinivurarak, ço�u sivil 150’ye yakın ki�iyi öldürdü. Sivil kat-liamı Uluslararası Kızılhaç Komitesi de teyit ederken, Kı-zılhaç sözcüsü Jessica Barry örgütün iki köye gönderdi�igözlemcilerle yaptı�ı tespitlerini “Cesetler vardı, mezar-lar vardı. Ölenleri gömen insanlar vardı, aralarındakadın ve çocuklar vardı. �nsanların bombalanırken evle-re sı�ınmaya çalı�tı�ı anla�ılıyor “ diye aktardı.

Di�er yandan, Pakistan’ın Afganistan sınırında yeralan Svat Vadisi’nde, Zerdari Hükümeti ile Pakistan Ta-libanı arasındaki barı� anla�masının çökmek üzere ol-du�u, çatı�maların yo�unla�tı�ı ve 600-800 bini bulacaksivilin bölgeden kaçmak üzere oldu�u bildirildi.

ABD’nin Afganistan ve Pakistan Özel Temsilcisi Ric-hard Holbrooke, “Svat’taki geli�melerin, Amerika’yıdo�rudan ilgilendirdi�ini, Pakistan hükümeti ile Talibanarasında anla�ma yapıldı�ı ve Svat ‘dü�tü�ü’ zaman, budurumun sadece Amerika’da kaygıyla kar�ılanmadı�ını,Pakistan’da da, Pe�aver’de, Lahor’da ve �slamabad’dainsanların kendilerini tehdit altında hissettiklerini “ söy-ledi ve “Çünkü Svat, sıradan bir yer de�ildir “ dedi.Holbrooke, “ABD’nin Taliban kar�ısında gösterdi�i ça-balara destek olması için Pakistan’a “mümkün olan ena�ır siyasi baskının “ uygulanması gerekti�ini “ de bil-dirdi.

Barack Obama ise, Hamid Karzai ve Asıf Ali Zerda-ri’yle Beyaz Saray’da görü�mesi ardından “Stratejimiz�udur: Pakistan, Afganistan ve ABD’nin güvenli�i, birbi-riyle ba�lantılıdır. “ açıklamasında bulundu.

Page 59: 2009 10 Mayis

58 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

HAYAT� ASILYAZICI

Yıllardır Türk ve dünya ba-lelerini izlerim. Aslındasahne sanatlarıyla bütün

festivalleri büyük ölçüde görmeolana�ını buldu�umu söylemeli-yim. Ülkemizden giden gruplarınbüyük ço�unlu�unu ya izledimya da bilgiler edindim. Cum -huriyet döneminde sahne sanat-larımızın giderek bir ivme kazan-dı�ı gerçe�i de yadsınamaz. Yur-dumuzda düzenlenen festivalle-rin, uluslararası düzeyi de gide-rek yükselmektedir.. Solistlerimi-zin bireysel ba�arıları inanılmazgüzel liktedir. Müzi�in, balenin,operanın dili evrenseldir. Dünyauluslarının ortak dalı bu üç sa-

natta vardır. Sözü �uraya getir-mek istiyorum. Makedonya’dabu yıl düzenlenen UluslararasıÜsküp Bale Festivali, �stanbulDevlet Opera ve Balesi’nin ikigösterisiyle kapandı. (12 - 17Nisan 2009) günleri arasında,�stanbul Devlet Opera ve Balesi(�DOB), Beyhan Murphy-Mer-can Dede’nin müzi�iyle gerçek-le�tirdi�i “Güldestan” moderndans ile Mehmet Balkan-LaleBalkan ikilisinin yaratısı olan“Kamelyalı Kadın” balesiyle ka-tıldı ve kelimenin tam anlamıylaMakedonyalı izleyenlerden ola-�anüstü ilgi gördü. “Güldestan”konulu yazımız 26 Nisan 2009tarihli AYDINLIK’ta yayımlan-dı.

DAKİKALARCA SÜREN ALKIŞLAR

Aslında, bazı konser ya dasahne gösterileri uzun al kı�larlade�erlendiriliyor. Ne var ki,Rusya Federasyonu’ndaki büyükve önemli gösterilerin ya da kon -serlerin topladıkları alkı�lar, git-ti�im ba�ka ülkelerde pek enderrastlanan olaydı. Makedon-ya’nın ba�kenti Üsküp DevletOpera ve Bale Tiyatrosu’nda ikigösterimi yapılan “KamelyalıKadın”a sevgi dolu alkı�lar daki-kalarca sürdü. Her ya� grubununizledi�i “Kamelyalı Kadın”, izle-yenlerin beklentilerine yanıtveren konusu ve görselli�i ilebüyük övgü aldı. Balenin biti-mindeki alkı�, ilginin öte sindegurur vericiydi. Kendimi, dostbir ülkenin gösteri salonundade�il de kendi ülkemin bale salo-nunda sandım. Bol�oy ve Ma-rinski tiyatro salonlarında tanıkoldu�um alkı�lardandı.

BİR AŞK HİKÂYESİ

“Kamelyalı Kadın”da a�k,tutku, sevgi yo�un biçimde ya�a-nıyor. “Violetta”nın sevgisi u�-runa yaptı�ı fe dakarlık ölümünüçabukla�tırıyor. Bu büyük a�kınbaba darbesiyle yok olu�unu �s-tanbul’dan Makedonya’ya ta�ı-yan Mehmet ve Lale Balkan, ko-reografisi ve sahnelenmesiyleTürk balesinde kalıcı bir yer edi-niyor.

“Violetta”yı �lke Kodal ile“Alfredo”yu Selim Borak’ın can-landırdı�ı balede, Tayfun Çe-bi’nin sahne tasarımı, Olaf Zom-beck-Derya �nci kostümleri ilgiçekiciydi.

Onur Tunay, Tatyana Egeli,Melih Mertel, Bahadır Ova cıklı,M. Ece Vural, Barı� Adikti, AslıAsılyazıcı Günenç, Mehmet NuriArkan, estetik bütünlü�ü sa�la-yan ba�arılı dansçılarıydı “Ka-melyalı Kadın”ın. Yüksel Er-sin’in çalı�tırdı�ı “Kor dö bale”ise, her zamanki gibi yapıtabüyük bir katkı sa�lıyordu.�

TÜRK BALES� MAKEDONYA’DA…

‘Kamelyalı Kadın’ın yurtdışı başarısıMakedonya’n�n ba�kenti Üsküp Devlet Opera ve Bale Tiyatrosu’nda ikigösterimi yap�lan “Kamelyal� Kad�n”a sevgi dolu alk��lar dakikalarcasürdü. Her ya� grubunun izledi�i �stanbul Devlet Opera ve Balesi’nin“Kamelyal� Kad�n”�, izleyenlerin beklentilerine yan�t veren konusu vegörselli�i ile büyük övgü ald�.

KÜLTÜR / SANAT

Page 60: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k� 59

Memleketi daha fazla karanlığa göm-meye dayanamadım o bir türlü kimseninsahiplenmediği silahların sahibi olduğumusaklamaya vicdanım elvermedi, açıklıyo-rum.Altı ay önce gecenin bir yarısı kapımız ça-

lındı, “hazırladığı projelerle örnek olan Antalyapolisinin son terör olaylarından sonra Komşu Kol-

lama Projesi” uyarınca “kim o demeden” kapıyıaçmadım.. Aletten tanıdık bir ses, asla inanmaya-caksınız “Fikret ağabey, ben Doğu” demez mi?

Yahu olacak şey mi hemen açtım, gel de gördüklerine inan, yanın-da şeker hastalığından da dostum avukat/yazar Emcet Olcaytu ve

Hikmet Çiçek! Silivri zorunlu konuk evinere Antalya nere! Nasıl çıktılar, bura-ya kadar nasıl geldiler, verdiğim sözüzerine açıklamayacağım! Dost sesle-nişi bir yana, İşçi Partisi Genel BaşkanıSayın Doğu Perinçek elindeki ufak beztorbaları uzattı: “senden istediğimizbunları belirli yerlere ekmen, hin-i ha-cette gerekecek” dedi ve ekledi: “Göktanrıya emanet ol!” Hızla ayrıldılar!

Torbalara baktım çeşitli tohumlar ve istek üzerine bunları ülkeninçeşitli yerlerin ektim.. Ne bileyim bunların lav silahları, çeşitli el veayak bombaları, çeşitli kurşunlar, minik füze tohumları olduğunu!Bol güneş ve bol yağmuru görünce hepsi en hasından gelişmiş yarımorduya yetecek kadar savaş silahı olmuş! Birisinin bu canı izlediğin-den kuşkulanmıştım demek ki o deyyusu ekber ihbar etmiş, bu savaşaraç ve gereçleri böylelikle ortaya çıktı! Genelkurmay Başkanımız bugömü silahlarının kendilerine ait olmadığını iki buçuk saatte ancaaçıklayabildi, ardından da Emniyetçiler, onların da değilmiş! Silahlarkaldı mı ortada?

Şu huyum kurusun artık, yetti gari! Yakın geçmişte birileri birile-rine “muhtıra” vermişti de kimse sahip çıkmamıştı, baktım o sert“muhtıra” ortada kalıp heba olacak, tüm dünyaya haykırmış idim:“Bu muhtıra bana verildi!” Böylelikle dünya ve ülke sakinleşti. Aynışeyi yine yapıyorum, o bulunan mühimmatın tohumlarını bu cana İPGenel Başkanı Doğu Perinçek verdi, tanıklarım Emcet Olcaytu veHikmet Çiçek’tir, yani sahibi bu satırların yazarıdır apaçık itiraf edi-yorum!

(Sevgili okurlar, zamanın bahrinde bir yüce Türk büyüğü” Ana-yasa’yı bir defa delmekle bir şey olmaz” buyurmuşlardı! (Lâf aramız-da) Buna güvenerek 59 yıllık yazarlığımda, doğruluğu bir kez del-mekle bir şey olmaz” deyip ve de modaya uyup yalan şeyler yazma-yı, haddim olmayarak sayın Cim Savcılarını da yanıltmayı böylelikledenemiş oldum! Alın size 1223 sayfalık bir dosya daha: “TutukluDoğu Perinçek, Emcet Olcaytu ve Hikmet Çiçek’i Üç Günlüğüne Si-livri Cezaevinden Kimler Nasıl ve Neden Kaçırdı? Antalya’ya KadarNasıl Gidip Döndüler?”

YAZIN BİR TARAFA, BAŞBAKAN ERDOĞAN YENİ KABİNESİNE REVAGÖRDÜĞÜ BAZI İSİMLERLE “KENDİM ETTİM, KENDİM BULDUM”UÇOK AVAZLAYACAK!

Milli Eğitim’i geç bile olsa tecavüzlerden koruduğu için Sayın

Başbakanımı yürekten kutluyorum.Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin, Atatürk devrim ve ilkelerinin gel-

miş geçmiş en büyük koruyup kollayıcısı Bülent Arınç ve başkaları-nın yazdığı kitapları aşırıp kendi yazmış gibi gösterenlerin en büyükdüşmanı eline ve diline sahip Ömer Dinçer’i, Türkiye Cumhuriye-ti’nin Maliye Bakanlığı’na bir İngiliz yurttaşını ve dahi nice koltukla-ra şaibelerden uzak zatları getirmesini de öveyim dedim, inanınelim varmadı! Zira “kendi etti kendi bulacak” görüşündeyim.

HÜRRİYET GENEL YAYIN MÜDÜRÜ SAYIN ERTUĞRUL ÖZKÖKDARILMA AMA!

Kendi ürünü bir bayan yazarı çok ama çok güzel övmüş eyval-lah! Bu satırların yazarı da okur bu hatunu, bilinsin. Sayın Özkök, oövgü yazında “Bugün Türkiye’de en az bir “Uğur Mumcu gazete-ciliği” kadar “Ayşe Arman gazeteciliği vardır ” diyorsun ama, şuörnek keşke olmasaydı:

“… BEN size bir şey söyleyeyim mi?Ergenekon’dur, türbandır, AKP’dir, Fethullah Gülen’dir, cema-

atlerdir, muhafazakârlıktır…Saplandık , kaldık.İçimizi kararttılar.Hayatımızı kuruttular.Bu ne ya?! (Ayşe Arman, 24 Nisan 2009)”

UĞUR MUMCU GAZETECİLİĞİNDE..

Uğur Mumcu gazeteciliğinde saplanıp kalma vardı, iç kararsabile dayanma vardı, hayatı kurutsalar bile direnmek vardı, olaylarınüzerine yılmadan, bıkmadan inatla gitme vardı ve asla “bu neya?!” demek yoktu!. Ne mutlu Uğur Mumcu gazeteciliğini, kork-madan, çekinmeden yılmadan sürdürenlere...

Ve Uğur, bu uğurda nice onurlu örnekler verdi, daha vermesindiye de alçakça öldürüldü! Yakın tanığıyım, O’nu öven hiçbir GenelYayın Müdürü de olmadı!

GEÇEN HAFTAKİ 14 SATIRLIK YAZIMA ANTALYA EMNİYETMÜDÜRLÜĞÜ EKİ’NDEN ANINDA YANIT!

Antalya trafiği ve ölümlü, ölümsüz kazalarla ilgili 3 Mayıs 2009tarihli yazıma Antalya Emniyet Müdürlüğü eki’nden 5 Mayıs’ta hiçsektirilmeden 6 sütun yanıt geliverdi! İyi ki 14 satır yazmışım, ya 44satır yaz-saydım?

Bakarsı-nız sevgiliA y ş eA r m a nbunu, diye-lim “kart”i ş i n d e k idönmeninnedenlerinide araştırır,ne mi olur?Hay ı r l a ravesile!�

… EY ASKERLER, EY POLİSLER RAHAT OLUN, O GÖMÜLÜSİLAHLARI NASIL EKTİM, AÇIKLIYORUM!… “BEN MİLLİ GÖRÜŞ HIRKASINI GİYMİŞİM KİME NE?” (Söz ve Kürdilihicazkâr beste: Kasımpaşalızade udi

Recep Tayyip Efendi)

FİKRET OTYAM

Page 61: 2009 10 Mayis

60 � Ayd›nl›k� 10 MAYIS 2009

“Acı Türkücü”, “Kara Şarkılar”…Bunlar rasgele konulmuş adlar

değil. Şairin belli bir amaçla yaptığı se-çimin sonucu. Nitekim diğer şiir kitap-larında da göreceğiz bu tür bir seçimi.Hatta “Doğu Tabletleri” ile “Zor Gün-lerin Şiirleri”nde de aynı tür seçimiayırt ederiz. Bu ayrıntı şu açıdanönemli, Hüseyin Haydar şiirimizde pekaz şairin yaptığı bir şeyi yapıyor: Bir ko-nuda bir şiire başlıyorsa, bu şiiri asla

tek bırakmıyor. Bütünlüklü bir yapı düşünüyor, kurguluyor.Kurgu her şiirle bir adım daha ilerliyor ve yazımı biten her şiir,bu yapının ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor.

ACININ MERKEZİ

Şiirler, şairin şiirini ve yaptığı yolculuğu, “derine, daha deri-ne… acının merkezine… ışığa” indiğini özetleyen manzum birsunuştan sonra, ilkini “Acı Türkücü”de okuduğumuz “Ada-nış” adlı şiirler dizisinin ikincisiyle başlıyor. İlkinde, “bu türküiçin” için “yüz gemi yükü tuz yedim” demişti. Şimdi ikincisin-de “Kara ırmaklardan içip/Geçen yoksul sokaklardan/Sararanyüzleri bir bir öpen/Dudaklarım kuruyor deli sözlerden” diyenşair, giderek “bir kuzey yeli”, “ince bir kan sızıntısı” olduğunusöyleyecek. Bundan sonrası, kendinden geçmeden önce söyle-nebilecek ilk ve son şeydir: “Ne kaldıysa belleğimde/adıyorumsana!”

KARA İMGE-RENK

“Kara Şarkılar”, yazılıp yayımlandığı dönemi düşünürsek,gerçekten de bu adlandırmaya lâyıklar. Özellikle “Bu Acı YeterBana” başlıklı bölümdeki şiirler yazıldığı dönemi vermesi bakı-mından ayrıca da ilgiye değer. Ancak asıl önemlisi, şiirlerin herbakımdan son derece olmaları ve bütünlüklü bir yapı peşinde-ki şairin, yeni imgeler, yeni söyleyişler yaratması. Doğa betim-lerindeki canlılık ile yalınlık ise az bulunur bir birleşim içinde.Şairin Trabzonlu olduğunu bilmeseniz bile bu deniz mavisininKaradeniz mavisi, üzerine siyah çalınmış bu yeşilin Karadenizyeşili olduğunu anlıyorsunuz. Bu meşeler, gürgenler, yeşil yağ-murlar, deniz suyu, toprak kokusu hep Karadeniz’den…

Renklerden söz ederken bir de bu şarkıları niteleyen “kara”sıfatı var. Çeşitli çağrışımlara açık “kara” sözcüğünün dilimiz-de kapsadığı belli başlı anlamlara ek olarak şairin kendi yarat-tığı anlamdan da söz etmek mümkün. Bu da şiirlerin tümün-den çıkarılabilecek hem karanlık günleri, hem korkuyu, hemboyun eğeni, hem başkaldıranı işaret eden bir imge-renk du-rumunda.

Ölüm ve yas şiirleri “Kara Şarkılar”. Üzerlerindeki simsiyahörtü bu nedenle. Ancak şair, örtünün altındakileri de gösteri-yor bize, örtüye dışından verdiği biçimle. Orada, toprağın al-tında filizlenen hayat var, görüyoruz:

“Yüz elli bin damla düştü sakallarıma/İpince bıçağıyla yardıkarnımı gece/En yüklü dizelerim dağıldı karanlığa/Üst üste yı-kıldı dalgalar kitaplarıma/Esti kara umutsuzluk yelleri/Tam yüzelli bin kez döndü başımda/Unutalım şimdi bunları (…)

Meşelendi denizlerin bağrı/Deli gibi koştum sular üstün-de/Tuz çiçekleri derledim titrek ellerle/Üç gün bekledim birağacın altında/Kara bir sabah oldu üç günden sonra/En coşkunnehirler döndü geri/Unutalım şimdi bunları!”

“YAPRAKLANMIŞ GÜRGEN DALI”

Diyor ama unutmuyor…Morglarda unutulanlara yazılmış “Kara Şarkılar”: “Yaprak-

lanmış gürgen dalı/Battaniyeye sarılı/Körpe yürek kan içinde/Obir esim deniz yeli/Döner durur kıyılarda/Kara bezlere sarılı”…

Bayraklarıyla gelen ölülere yazılmış: “Bir çocuk yattı ıslaktoprakta/Islık çaldı başında bir başka çocuk”…

Gecenin bir yarısı “kapıda kalan”lara, “kanında çırayanan”lara, “ayaklarında bahar telleriyle geçen”lere…

Şairin kendine yazdıkları da var elbet:“Karanlıkta yürürüm bir boşlukta/Gelip geçer arkadaş ölü-

leri/Kolları sürtünür kollarımaGeçer iki yanımdan güz bayrakları/Karanlıkta bir kanlı boş-

lukta/Yapraklanmış dallar sürtünür kollarımaGeçer körpe gençler altından yerin/İncecik yazılar yazılı sarı

kâğıtları/Dağıtırlar akşamları göğsümün yollarında(…) Sessizlik içinde yürürüm bir boşlukta/Kanlı fısıltılar üf-

lenir kulaklarıma/Şair kardeş, haydi, kıy canına!Küçük sevgilisi hayatın, haydi!/Yokla ceplerini ve yaz son

şiirini/Kara gürgen yaprağına üç dize…Üç yanımdan üç ay doğar, uyanırım!”

ARA EZGİ

“Kara Şarkılar” 1983’te yayımlanmış. Kitap, “Bu Acı YeterBana”, “Sevda Uykuları”, “Nerelerden Geçtin”, “On İki Şarkı”ve “Son Şarkılar” başlıklı 5 bölümden oluşuyor. İkinci bölümsevda şiirlerinden oluşuyor. “Kara Şarkılar”ın odağını oluştu-ran birinci bölümdeki şiirler karşısında zayıf kalıyor. Ölümü, ha-yatı, toplumsal olay, olgu ve durumları anlatırken coşan şair,kendi sevdasını anlatmakta zorlanıyor bu şiirlerde. Birbiriylebağlı “Kara Düğün” ve “Acıdandır Afidem” adlı şiirlerde yöre-de yaşanmış bir aşk öyküsü var. Üçüncü bölümde şair, ülkesi-ne bakarken, ülkesinden de dünyaya bakmaktadır. Polonyalışair Tudeusz Rozewicz’in “Gözyaşlarından Utanmayın” başlık-lı şiirine, “Utanmıyorum Gözyaşlarından” başlığı altında yazdı-ğı bir nazireye yer vermekte, “Lorca Ağıtı”nda İspanyalı şairGarcia Lorca’nın öldürülüşünü, “Yol Kapalı”da ise Filistin’i elealmaktadır. “Kuzey’den Yansıyan Işık” ile “Osman Kaptan”başlıklı şiirler iki yerel ağıt. İkisi de kitabın her bakımdan en yet-kin şiirlerinden. Tüm kitabın bir başka en yetkin şiiri “UnutalımŞimdi Bunları” ise daha ilk anda belleğe yerleşen bir ara ezgikıvamında.�

(Devam edecek).

Kara şarkıcı

İNSAN YAŞADIĞI YERE BENZER

MECİT ÜNAL

BAŞSAĞLIĞI

Ankara esnaf komitemizin eski başkanı Haluk Turgay’ın annesi

Zehra Turgay hayatını kaybetti. Arkadaşımızın acısını paylaşır,

ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz.

İşçi PartisiÇankaya İlçe Başkanlığı

Page 62: 2009 10 Mayis

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 61

Yeni futbol yasası Cumhurbaşkanı’nın onayını bekliyor. Aylardır bek-lenen süreç tamamlandı ve iş imzaya kaldı. Peki yasa çıkınca futbol siya-setin elinden kurtulup tam anlamıyla özerk mi olacak. Görüntü o.“Kendi delege sayısını kendi belirleyecek, mali yapı, kurulların durumuve atamalar yönetim tarafından bağımsız yapılacak. Siyasi erk hiçbir şe-kilde futbolun içinde olmayacak.” Peki bu ne kadar geçerli olacak. Me-sela belediyeler futboldan elini çekecek mi? Siyasetçiler bölgelerinin ta-kımlarını mali olarak desteklemeye ve bunu gösteriş haline getirmektenvazgeçecek mi? Bu iki sorunun cevabı şimdilik yanıtsız.

Ya federasyon kendi içinde yeni bir düzenlemeye gidip, rant kapısıolan futbolu siyasilerin bu emellerinden uzak tutacak ya da futbol üze-rinden mesaj verilmeye devam edilecek. Oysaki Devlet denetleme Kuru-lu futbol üzerine hazırladığı geniş raporda bu iki soruya cevap veriyor.Özerk yapı korunmalı ve geliştirilmeli. Futbol rantçıların elinden kurtarıl-malı, belediyelerin futbol yatırımlarına izin verilmemeli. TFF’yi zorlu veönemli bir sınav bekliyor. İşte fırsat, bu iki soruya verilecek en iyi cevapdenetleme kurulunun önerisini hayata geçirmek olacak. Eğer bunu ba-şarırlarsa üzerlerindeki AKP etiketini sıyırıp atabilirler.

Futbol özerk mi?PERDE ARKASI Haz�rlayan: F�rat Kayra

‘Biz de tanımıyorduk!’Son dönemlerde duyduğum en iyi itiraflardan biri şuydu; “Biz de tanımıyorduk.” Bu itirafın sahibi Galatasaray Eski Yöneti-

cisi ve Futbol Şube Sorumlusu Fatih Gökşen. Tanımıyorduk dediği isimse Ribery. Bir gece yarısı apar topar Galatasaray’a trans-fer edilen Fransız futbolcu, Türkiye’ye geldiği o günlerde Fenerbahçe’nin yıldız transferi Anelka’nın gölgesinde kalmış ve hatta“Anelka’nın bonusu denilmişti” Türkiye’de beş ay gibi kısa bir süre kaldıktan sonra adeta Galatasaray’dan kaçan Ribery, busezon sonunda hangi takıma, ne ücrete gidecek merakla bekleniyor. Yılın en pahalı transferlerinden biri olması bekleniyor. PekiGalatasaray’a geldiği günlerde Fransız futbolunda yükselen bir değer olan ve gelecekte Fransız milli takımı için çok önemli işlerbaşarması beklenen Ribery’nin transferi o günlerde nasıl gerçekleşti?

İşte Galatasaray’ın elinden kaçan ve “Kaçan balık büyük olur” sözüne her yönüyle uyan Fransız futbolcunun transferini FatihGökşen, anlatıyor: “ Ribery, Türkiye’ye geldiğinde kimse tanımıyordu. İşin doğrusu bizde bu oyuncuyu Türkiye’ye getirmeye git-tiğimizde tanımıyorduk. O günlerde Almanya’da Bayern Munih’li Ze Roberto için yoğun çaba sarf ediyorduk ama bu oyuncu-nun transferi gerçekleşmedi. Birkaç menajerin önerisi üzerine Ribrery ismi gündeme geldi. Fransa’da bulunan Haim Fresco ilebu oyuncuyu konuştuk. Haim, “Ben bu oyuncunun Galatasaray’a geleceğini sanmıyorum ama gelirse iyi transfer yapmış olur-sunuz” dedi. Metz kulübüyle görüşmeleri bitirdik ve Ribery’i almak için Fransa’ya gittik. Transferin son günüydü ve bu işi hemenbitirip, Türkiye’ye dönmek istiyorduk.Yine söylüyorum biz de bu oyuncuyutanımıyorduk. Uçakta giderken sadecemaç görüntülerini izledik ve iyi oyuncuolduğu konusunda, diğer yönetici arka-daşlarla fikir birliğine vardık. Fransa’dahava alanına vardığımızda bugün çokbüyük bir isim olan Ribery, eşi ve valiz-leri ile birlikte bizi bekliyordu. Hava ala-nında beklerken kuru tavuğu yiyişi gö-zümün önünden hiç gitmez. Hiç zamangeçirmeden gerekli işlemleri yaptık veİstanbul’a döndük. Hatta Ribery’i havaalanından otele taksiyle götürdük.Şimdi haliyle çok üzülüyoruz. Galatasa-ray bu oyuncuyu kaybetti ama menaje-rinin art niyeti vardı…”

Bugün tüm dünyanın tanıdığı ve Av-rupa’nın büyük kulüplerinin almak içinsıraya girdiği Ribery’nin Galatasaray’ageliş öyküsü, yükselişi çokta sıradandeğil.

Page 63: 2009 10 Mayis

62 � Ayd›nl›k � 10 MAYIS 2009

RÜZGARGÜLÜ

ŞULE PERİNÇEK

[email protected]

Taksim’i kazandıksıra devrimde mi??

1 Mayıs’ta bir pankart:“Taksim’i kazandık, sıra devrimde!”Televizyon ekranında görüntüler:“Ba�ardık, ba�ardık!”Sevinçten a�layanlar, zıplayanlar…D�SK Ba�kanı Çelebi ak�am bir o kanalda bir di�erinde

kutlamaları kabul ediyor. Alttan tam o sırada haber akıyor: “�hracat Nisan ayında

yüzde 33,7 azaldı…” Bu esas olarak Türkiye’nin üretimi demek, i�sizlik

demek…Ke�ke Taksim’den sonraki durak “devrim” olabilse. Devrim yolları ta�lıdır.Temizlemeden ilerlenmez.Taksim’e girdik.Kaybetti�imiz canların kanı hâlâ yerde.1977 1 Mayıs’ının failleri ne oldu? Gladyo’nun üzerindeki perde mi aralandı?O perdeyle u�ra�mak “sakıncalı”dır.Tertip yapılmadan önce uyaran ve yapıldıktan sonra, daha

o zaman üzerine gidenlere Silivri Cezaevi uygun görülüyor.Gladyo’nun bu yeni tertibini açı�a çıkarmak için yine çır-

pınıp duruyorlar.Taksim’deki sevinç kutlamaları arasında bu ses duyuldu

mu?Tertiplere bir son vermeden, derinlerdeki görünen kökü

kazımadan i�çimin, köylümün karnı doyabilir mi? Yol harita-mızı do�ru çizmek zorundayız. Gösterilen de�il, bildi�imizdenenmi� yoldan gitmeliyiz.

Felaket demek, para demekDomuz gribi �u çirkin yüzlü kapitalizmi güldürmü�.

Maske satı�larında patlama yaratmı�, borsada bu �irketlerinhissesinde büyük artı� olmu�. Kapitalizm bu! Hemen kafayıçalı�tırmı�, nasıl paraya dönü�türebilirim insanlık felaketini??De�erli ta�lı, süslü maskeler üretmeye ba�lamı�. Ölürken birsınıf farkı olmuyor, ama en azından maskesinde olmalı!

Son moda domuz gribi maskeler bizde abicim, bastırın pa-rayı buradan alın!!

�nsanlar can derdinde, kapitalizmin aklı fikri nerde...

Dı�i�leri ve ekonomiarası yol kısaldı

Ekonomi bir uzmanlık i�idir.Hele bir ülkenin ekonomisini

yönetecekseniz, elbetteteknik bilginiz ve dene-

yiminiz olmalıdır.“Dı� ili�kileri en iyi

yapan, ekonomi-yi de en iyi yöne-tir” fikri sizcegarip de�il mi?

AKP ikti-darında de�il.

Aslında Tür-kiye küçük Amerika sürecine

girdi�inden bu yana de�il.Türkiye ekonomisinin ge-

lece�ine ili�kin kararlar “eko-nomi biliminin” gereklerine

ve ülkenin men-faatlerine göre

alınmıyor ki…ABD, AB, IMF,

Dünya Bankası ne derse o“do�ru” oluyor. BakanlarKurulu’nun ve Ba�bakan-lık’ın yan odasına hattabazen Türkçe’ye bile çev-rilmeye gerek görülme-

den reçeteler ve kararlar geliyor. Hemen masaya konuyor,altına tak mühür vuruluyor.

E, o zaman Babacan’ın dı�i�leri bakanlık koltu�undankalkıp ekonomi koltu�una geçmesi çok do�al. ABD’ye,AB’ye en iyi “evet efendim, sepet efendim” deyici, �ngiliz-ceyi en iyi anlayıcı en iyi ekonomicidir... Bo�una bakanlık-lar arası kırtasiye masrafına, telefon görü�mesine gerekyok.

Kriz zamanı, tasarruf zamanı.Ha dı� politika, ha ekonomi politikası.Bu arada dı� politika da “neo-Osmanlıcı” ABD, AB, �s-

rail ili�kilerinde uzman, onların bölgedeki projelerinin “mi-marına” emanet…

Page 64: 2009 10 Mayis

RÜZGARGÜLÜ

10 MAYIS 2009 � Ayd›nl›k � 63

1 May�s i�çi bayram� manzaralar�- Sermaye-emek çeli�kisinin dile getirilece�i 1 Mayıs ��çi

Bayramı, güvenlik güçlerinin halka sıktıkları acı biber gazıile tatlıya ba�landı.

- Sendika ve parti örgütleri 1 Mayıs ��çi Bayramı’nınTaksim ve Kadıköy meydanlarında makul kalabalıkla kut-lamaları egemenlere bir �ölen havası estirdi…

�ki farkl� rüzgâr…Latin Amerika’da de�i�im rüzgârları esiyormu�… Türki-

ye’de de �eriat rüzgarları esiyor… Onlarınki yüksek basınç.Bizdeki de alçak basınçtan kaynaklanıyor.

Sevr’e az kald�AB’nin yeni beklentisi yokmu�. Eski beklentileri var…

Türkiye tamamı…

Birle�ik Arap emirli�i mi desem...Gündemden dü�meyen konu�ma: Din birle�tiricidir…

Ku�kusuz öyle… Siyasette, ticarette, tarikatta…

ÇİVİLEMELER / VURAL AHI

Ergenekon Gladyo mu?-Bu Ergenekon dedikleri gerçekten Gladyo mu acaba?-Olabilir diyen de var, kar�ı çıkan da…-Bence alakası yok. Bak Cengiz Çandar, Nazlı Ilıcak, Müm-

tazer Türköne, Altan Karde�ler, … Zaman gazetesi, Star gaze-tesi, … hepsi Pa�alara, aydınlara saldırıyor. Ergenekon tertibi-ni destekliyor. E�er gerçekten Gladyo olsaydı, bunların hepsiiçerdekileri desteklerlerdi. Geçmi�i, 1980 öncesini hatırlasa-na…

-Do�ru yaaa. Kontrgerilla tartı�maları ya�anırken bunlarınço�u onları savunmuyor muydu?

-Tabi karde�im, bunlar zamanında Özal’ın da yanındaydı,Özal’dan sonra Çiller’in yanında oldular, �imdi de Tayyip’in.

Biz de yan masada bir yandan bu konu�mayı dinleyip çayı-mızı yudumlarken kendi kendimize mırıldandık:

-Amma da tutarlı çizgi izliyorlar gerçekten…

Bana dostunu söyleErgenekon tertibinde ikinci iddianameyle birlikte Anayasa

Mahkemesi Ba�kanvekili Osman Paksüt’e saldırılar yo�unla�tı.Ba�ta Fethullahçı Zaman gazetesi olmak üzere bütün yan-

da� medya yarı� halinde.Peki, bunlar Anayasa Mahkemesi’nin hukukçu olmayan

Ba�kanı Ha�im Kılıç’ın geçmi�te �BDA-C ‘nin dergisinin tem-silcisi oldu�una ili�kin belgeler çıktı�ı zaman ne yaptılar?

Belgeleri ortaya çıkaranlara saldırdılar.

Ya�asın en lüksünden uça�ımız var!

Erdo�an için dünyanın en lüks uçaklarından biri alındı.Ne kadar gururlansak azdır!Kriz de olsa, i�ten çıkarılanların sayısı milyonlara ula�sa

da önemli de�il. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Ba�baka-nı dünyanın en lüks uça�ına binmeyecek de kim binecek.

�lerledi�imiz, AKP iktidarının ba�arısı nereden belli ola-cak?

Belki TOK� açılı�larına bile bu uçakla gider. Ya da ayraniçmeye Susurluk’a...

�ngiltere Ba�bakanı Blair yeni bir uçak almak istemi�ti deAvam Kamarası reddetmi�ti. Koskoca �ngiltere’nin itibarınıiki paralık etmi�lerdi. Neyse ki, bu alımlar bizde TBMM’degörü�ülmüyor. �tibarımız korunuyor.

Hem o hanımlardaki milyarlarca liralık yüzüklerle, gemi-cik sahibi o�ulcuklarla, o her yanlardan sarkan �atafatlarlaeski model uçaklara binilir mi?

Uçak Türkiye’ye geldi de kâbusumuz sona erdi.Almanya’ya yeni lüks uçakla gidildi de, krizi atlattık.

Çökü� kabinesiErdo�an, sonunda Bakanlar Kurulu’nda beklenen de�i�ik-

li�i yaptı. Yapılan yorumlardan en yanlı�ı “AKP milli görü�gömle�ini giydi” yorumu.

Peki, yeni Dı�i�leri Bakanı neo-Osmanlıcı Davuto�lu’nunneresi milli… Cumhuriyet Devrimi’nin kökünü kazımak iste-yen Ömer Dinçer’in neresi milli… F tipi olarak bilinen Bakan-ların neresi milli… Bülent Arınç’ı milli olarak adlandırmakkadar yanlı� bir �ey olabilir mi?

Ali Dibo’lardan milli olur mu?Amerika’nın atadı�ı bir hükümet ne zaman, hangi ülkede

“milli” olmu� ki…?Ama açık olan bir �ey var. Bu kurula bir tek ad verilebilir:

“Çökü� kabinesi”!Hep beraber görece�iz.Tez günde.

1 Mayıs partileriTelevizyonda sunucu Taksim Meydanı’ndan yayın yapar-

ken anlatıyor: “Ne kadar çok sol parti kurulmu�... Bak benbile birço�unun adını ilk kez duyuyorum…”

A garibim sunucu, dünyadan haberiniz yok. Onlar eskidenbu yana varlar. Ama 1 Mayıs partileri! O gün bayramda çı-karlar, görevlerini yapar tekrar öteki yıla hazırlı�a ba�larlar…

Page 65: 2009 10 Mayis

64 � Ayd›nl›k� 10 MAYIS 2009

Biliyorsunuz, şeriatçılar Atatürk’üdaha Kurtuluş Savaşı yıllarından itibaren,mahalle kahvelerinde filan, sürekli rakı iç-mesini Çankaya Sofralarını dillerine dola-yıp sinsi sinsi fiskos yaparak “memleketiiçki sofralarından yönetiyor” diye eleştir-mişlerdir.

Oysa daha Mondros Ateşkes Antlaş-ması’nın ertesi gününden itibaren“Meclis de, Meclis…” demektedir Mus-

tafa Kemal.Nitekim 2 Ekim 1919’da Damat Ferit’in yerine sadrazam olan

Ali Rıza Paşa da Osmanlı Meclisi için seçim yapılmasına karar ve-rilince Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Mustafa Kemal’e göndermiş ve20-22 Ekim 1919 tarihleri arasında Amasya’da yapılan görüşme-lerde de Mustafa Kemal’le arkadaşları seçime katılmayı kabul et-mişlerdir. Heyet-i Temsiliye’den 80’e yakın kişi milletvekili seçil-miştir, Mustafa Kemal de Erzurum milletvekilidir.

Ancak işgal kuvvetlerinin Meclis’i kısa sürede dağıtacağındankuşku duymadığından, böyle bir durumda Meclis’in Ankara’datoplanmasını sağlayabilmek için arkadaşlarına “kendisini Meclisbaşkanı seçtirmelerini” önermiş ve İstanbul’a gitmemiştir.

Gerçekten de 12 Ocak 1920’de açılan Meclis’i İngilizler 16Mart’ta kapatıp, tutukladıkları 85 milletvekilini de Malta adasınasürmüşlerdir. Bunun üzerine Mustafa Kemal 19 Mart 1920’deacele bir genelge yayımlayıp “Meclis’in Ankara’da toplanacağını”duyurmuş ve topu topu 38 gün sonra 23 Nisan 1920’de deBüyük Millet Meclisi Ankara’da açılmıştır.

Kuşkusuz ülkede ne doğru dürüst ulaşım ve iletişim olanağıvardır, ne de ciddi bir nüfus kaydı bulunduğu için seçmen kütü-ğü filan söz konusudur.

Örneğin Meclis Başkanı Celalettin Arif Bey tam 18 günde ge-lebilmiştir İstanbul’dan Ankara’ya. Seçimler de, kent ve kasaba-larda başlarına iki zaptiye dikilerek alanlara konulmuş sandıklaraemlak sahibi eşraftan erkekler gelip geçerken oy attığı için, aylar-ca sürmektedir. Bu nedenle 38 gün gibi kısa bir sürede yeni seçimyapılması da kesinlikle söz konusu değildir.

ÖNCE MECLİS Mİ CEPHE Mİ?

Nitekim Büyük Millet Meclisi de, neredeyse tamamı Celalet-tin Arif Bey gibi kaçıp gelmiş Osmanlı Meclis-i Mebusanı üyesi115 milletvekiliyle açılabilmiştir ancak.

Öyle ki, kendisini caydırmaları için İstanbul Hükümeti’nin gön-derdiği Yusuf Kemal Tengirşek, Dr. Rıza Nur ve iki ulemadan olu-şan Nasihat Heyetini bile Mustafa Kemal geri göndermeyip zorlaMeclis üyesi yapmıştır. Hatta Tengirşek’e, isteği üzerine Anka-ra’da zorla alıkonulduğuna dair bir belge bile imzalayıp vermiştir.

Silah arkadaşları bile Mustafa Kemal’in “Meclis de Meclis”demesine, Meclis konusunda bunca çırpınmasına bir türlü akıl er-dirememekte, önce cepheye gidip vatanı kurtarmasını, bu tür iş-lerle de daha sonra uğraşmasını önermektedirler.

Ama şeriat ve saltanat yanlısı bu milletvekilleri daha ilk gün-den kendisine köstek olmaktadırlar. Örneğin Meclis’i bile, cumaolduğu için 23 Nisan’a erteleterek Hacı Bayram camiinde toplu-ca namaz kıldıktan sonra yeşil bayrak açıp, başındaki rahledeKuran ve Sakalı Şerif taşıyan Sinop mebusu Hoca AbdurrahmanEfendi’nin ardından tekbirlerle gelip açmışlardır.

Gerçi 24 Nisan’da bir gizli oturumda Meclis Başkanlığına se-

çilmeyi başarmıştır. Ama bir hafta sonra bu şeriatçı milletvekille-ri “Büyük Millet Meclisi İcra Vekilleri Suret-i İntihabına Dair” adlıbir yasa çıkarıp bakanlıklara aday gösterme yetkisini Mustafa Ke-mal’in elinden alırken, hem “Şer’iye ve Evkaf Vekâleti” adıyla Os-manlı İmparatorluğu’nda bile bulunmayan yeni bir bakanlıkkurup, hem de Hasan Fehmi, Celalettin Arif, Dr. Rıza Nur, YusufKemal Tengirşek gibi kişileri bakan yapmışlardır.

4 Eylül’de Cami Baykut’un Ankara Hükümeti’nin temsilcisiolarak Roma’ya gönderilmesi üzerine boşalan İçişleri BakanlığınaMustafa Kemal’in gösterdiği adayı değil, ikiyüzlü, yalancı, parakarşılığında düşmanla bile işbirliği yapmaktan çekinmeyecek biridiye eleştirdiği Tokat mebusu Nazım Bey’i seçmişlerdir. 5 Eylül’dede “Nisabı Müzakere Kanunu” ile Meclisin görev süresinin “va-tanın düşman işgalinden kurtarılmasına kadar” olduğunu yasamaddesi haline getirmişlerdir.

25 Eylül’de gene bir gizli oturumla bazı kararları düzelttirmiş-se de, “egemenliğin kayıtsız şartsız halkta olduğunun, yasama veyürütme gücünün Meclis’e devredildiğinin ve Devleti Büyük Mil-let Meclisi Hükümeti’nin yönettiğinin” bir anayasa hükmü hali-ne getirilmesi için tam dört ay savaşım vermiştir.

20 Kasım 1921 günü de, gene bulunmadığı bir oturumdaMilli Eğitim Bakanlığı’na getirilen Mehmet Vehbi Hoca ilk iş ola-rak kurdurduğu bir komisyonda “okullarda din derslerinin artırıl-ması, resim dersinin hat, müzik dersinin de ilahi dersi olarak de-ğiştirilmesi ve Galatasaray Lisesi’nin adının Galatasaray Medrese-si yapılması” kararını aldırtırken “Maarif Vekâletinin kapatılıpeğitimin yeniden Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’ne bağlanması” içinçalışmalara başlamıştır.

Kısacası şeriatçı milletvekillerin Meclis’i Mustafa Kemal içintam anlamıyla bir cehenneme çevirdiğinden kuşku duyulmasa ge-rektir.

Nitekim İsmet Paşa da anılarında “Atatürk muharebeler es-nasında, Meclis ile beraber çalışmanın artık mümkün olamayaca-ğı kanaatine varmış ve ümidini kaybetmiş duruma birkaç defagelmişti. Ben böyle bir zamanda Atatürk’ten şöyle bir telgraf al-dığımı bilirim; ‘Artık Meclis ile beraber çalışmam mümkün olma-yacak. Meclis’in faaliyetine son verilmesi halinde orduda vememlekette ortaya çıkabilecek durumlar hakkındaki düşüncennedir?’ diye soruyordu. 1922 Martı’nda bu telgrafına verdiğimcevapta ‘Siz bilirsiniz. Biz vereceğiniz kararı tatbik ederiz.’ demiş-tim. Bir defa da bizi Ankara’da toplamış, yine ‘Mecliste çalışmakartık mümkün olmuyor, bir çare bulamıyoruz’ diye şikayette bu-lunmuştu ve meseleyi aramızda uzun boylu tartıştıktan sonra,Meclis’i devam ettirebilmenin çaresini bulmamız gerektiği ka-naatine varmıştık.” diye yazmaktadır.

ÇANKAYA SOFRALARI...

Gerçi İsmet Paşa, yaptıkları bu görüşmede Meclis’le birlikte ça-lışmanın sürdürülebilmesi için ne gibi çareler düşündüklerini açık-lamamaktadır.

Ama Mustafa Kemal’in Meclis’teki şeriatçılarla didişmekten,çevrilen dolapları görmekten iyice gerginleşen sinirlerinin dingin-leşip öfkesinin geçmesinde ve yeniden savaşma gücü kazanıpMeclis’le çalışmayı sürdürerek Cumhuriyeti kurmasında o gününolaylarını dostlarıyla yeniden tartışıp değerlendirdiği şu ÇankayaSofraları’nın, akşamları içtiği şu iki kadeh rakının gerçekten hiç mirolü olmamıştır acaba?�

[email protected]

Cumhuriyet nasıl kuruldu?

SİS ÇANI

DEMİRTAŞ CEYHUN