11
Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Veli Merkezi Kadri o y KASIM - 1997 ANKARA

Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli

Araştırma Merkezi

Kadri Eroğan o y

HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~

KASIM - 1997 ANKARA

Page 2: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ VE TÜRK TASAVVUF HAYATINDAKİ YERİ

0 Hasan YAVUZER "Kayseri Müftülük Murakıbı

Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstütüsü Doktora Öğrencisi"

Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında ve genel olarak Türklerin Anadolu'daki dini, sosyal ve kültürel hayatlarında çok önemli roller oynayan hatta oraya damgasını vuran büyük şahsiyetlerden bir tanesi hiç şüphesiz Hacı Bektaş-ı Veli'dir. O, kişiliği ile bu şek.ilde Anadolu'nun hayatına ve tarihine damgasını vurduğu gibi, onun adına izafeten zamanla teşekkül etmiş bulunan Bektaşilik tarikatı ve teşkilatı da onun fikirlerinin ve manevi önderliğinin devam ettiricisi olmuşt~.ır. O derecedeki Hacı Bektaş-ı Veli'nin etkileri bugün dahi top­lum hayatımızda hala devam etmektedir. Ancak Hacı Bektaş-ı Veli ve Bektaşilik tarikatı ve bu tarikatın inançlarıyla ilgili olarak oldukça değişik şeyler yazılıp söylene gelmiştir.

Bu bakımdan bu çalışmada Hacı Bektaş-ı Veli'nin hayatı, kişiliği, eserleri ve onun Türk tasavvuf hayatındaki etkileri üzerinde dunnak ve böylece Hacı Bektaş-ı Veli'nin daha doğru ve bilimsel bir şekilde anlaşılmasına katkıda bu­lunmak isicyoruz.

ı. Hayatı:

Hacı Bekc.aş-ı Veli, Osmanlı İmparatorluğunda XIV. asırdan başlayarak bilhassa XV. ve XIX. asır esnasında dini ve siyasi büyük bir nüfuz icra eden, ll. Mahmur tarafından Yeniçeri Ocağı ile birlikte ilga olunup Abdulaziz zamanında tekrar ortaya çıkan ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından tarikatların kaldırılmasına kadar devam eden Bektaşi tarikatının piridir.(!)

Ahmet Yesevi'nin dergahında yetişmiş olan Horasan erenlerinden Hacı Bektaş-ı Veli'nin asıl ad,ı Muhammed,(1) mahlası Bektaş'tır.(3) Baba adı İbrahim, arınesi Hatem veya Hatme Hatun'dur.(4) 606/1209 yılında Horasan'ın Nişabur şehrinde doğup 63 yaşında 669/1270-71 yıllannda vefat etmiştir.(5) Bazı kay­nakl~r(6) Pir'in Osmanlı hükümdarları ve Yeniçeriler ile görüştüğüne işaret ederek onun doğum tarihini 649/1248, ölümünü de 738/1337-38 olarak kay­detmektedir. Ancak bu görüş carihi gerçeklere de uygun düşmemektedir. Buna

175

Page 3: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

rağmen Hacı Bektaş-ı Veli'nin doğum ve ölüm tarihi ile yaşadığı dönem hakkındaki ihtilaflar günümüze kadar devam edip gelmiştir. Doğum ve ölüm tarihleri ile yaşadığı dönem hakkında değişik kanaatlara sahip olanlar; diğerlerinin hesaplarını yanlış olarak değerlendirmekte ve onları tarihi­gerçekleri saptınnakla suçlamaktadırlar.(7)

Aşıkpaşaoğlu Tarihi, bu konuda açık ve kesin bir bilgi vererek Hacı Bektaş'ın Osmanlı Hanedanından kimse ile görüşmediğini, aksini ileri sürenlerin yanıldıklarını ifade etmektedir.(8)

Hayatının büyük bir kısmını Sulucakarahöyük (Hacıbektaş)te geçiren Hünkar -ömrünü de burada tamamlamıştır. Mezarı Nevşehir İ1i'ne bağlı Hacıbektaş iıçesi'nde kendi adıyla anılan Hacı Bektaş Vefi Külliyesi'nin içinde bulunmaktadır. Şüphesiz sırf tarihi açıdan bile Hacı Bektaş-ı Veli'nin hayatı hakkındaki bilgilerimiz sadece bundan ibaret değildir. Ancak burada çalışmanın sınırlarını zorlamamak için bir kısa takdimle yetiniyor ve bu konu ile ilgili daha geniş bilgi sahibi olmak isteyenlerin ilgili kaynaklara ve çalışmalara müracaat etmeleri gerektiğini hatırlatıyoruz.(9)

2. Soyu Şeceresi:

Hacı Bektaş-ı Veli'yi Hz. Ali'ye bu yolla da Hz. Peygamber (A.S)e ulaştırma çabaları dikkat çekmektedir. Bu konuda yazılı kaynaklarda verilen silsile ve şecerelerde ise birbitmi tutmayan, · birbirine uymayan bilgilere rast- · lanmaktadır.(10) · ·

Bektaşiler arasındaki ananelere göre Hacı Bektaş-ı Vefi, Hz. Ali (R.A)'ın soyundan, altıncı imam Musa Kazım (ö. 183/799) neslindedir. Hacı Bektaş-ı Vefi hakkında bilgi veren en eski kaynaklardan biri olan Vilayetname'de(l 1) Pir'in soy şeceresi hakkında şu bilgi verilmektedir.

"Hacı Bektaş-ıVefi, Seyyid Muhammed İbrahim-el-sani, Seyid Musa'l-Sani İbrahim-el-Sani, İbrahim Mükerrem-el-Mucab, İmam Musa'l-Kazım, İmam Ca'fer-el Sadık, İmam Muhammed-el-Bakır, imam Zeyn-el Abidin Ali, İmam Hüseyin-el Şahid, İmam Emir-el. Mü'minin Ali".· Ancak bu silsilenin doğruluk derecesi de tartışma konusu olmuştur. Hz. Ali ile Hacı Bektaş-ı Vell arasındaki şahısların azlığı, silsilede noksanlık veya kopukluklar olabileceği intibamı ver~ mektedir. Öte yandan bu bağlantı şüphesiz her şeyden önce manevi bir rabıtadan ibaret olmalıdır.

763/1361-62 yıllarında yazılmış şiirden ah~an aşağıdaki dörtlük ka­naatımızca Hacı Bektaş-ı Veli'nin manevi şeceresini özlü bir şekilde ifade et­mektedir.

Evliyalar Ulu'su kutb-ı zaman Geldi Hünkar Hazret-i ol bi-güman _Ol sülale-i şah"ı Merdan Ali İsmi Anın Hacı Bektaş Veli(12)

3. Eğitimi;

Hacı Bektaş-ı Veli'nin Hoca Ahmet Yesevi tarafından yetiştirilip Ana­dolu'ya gönderildiği iddialan da olmasına rağmen, yaşadıkları dönem

176

Page 4: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

gözönünde bulundurulduğunda 562/11661da ölen Ahmet Yesevi ile 669/1270-71'de ölen Hacı Bektaş Veli'nin aralarında yüz yılı aşkın· bir zaman diliminin mevcut olduğu göze çarpmaktadır.(13) Doğrusu, onun Ahmet Yesevi'nin manevi tilmizi olduğudur. .

Yaygın olan kanaate göre okul çağına geldiği zaman babası, Bektaş'ı Ahmet Yesevi'nin halifelerinden Lokman Perende'ye teslim etmiştir. Lokman Perende'nin himayesinde ve Yesevilik'ten feyiz alarak yetişen Bektaş, iyi bir eğitim almıştır. Parlak zekası ve düzenli eğitimi sayesinde küçük yaşta kendisini yetiştiren Bektaş, Kur'an-ı Kerim, dini bilgiler ve batın ilmine vakıf olmuştur. Eğitim dönemi birçok kerametlerle süslenen Hacı Bektaş-ı Veli'ye, Hz. Mu­hammed (S.A.V.) ve Hz. Ali tarafından ders verildiği rivayet edilmektedir.(14)

4. Lakap ve Ünvanları:

Birçok önemli şahsiyetlerde olduğu gibi Hacı Bektaş-ı Veli'nin hayatı ile ilgili olarak anlatılanlar da menkıbe ile tarihi gerçeklik iç içe girmiş bu­lunmaktadır. Bu yüzden onları birbirinden ayırmak oldukça güç görünmektedir. Hacı Bektaş-ı Veli'ye Hacı ünvanının atfı da onun şu şekilde vuku bulduğu bil­dirilen bir kerametine bağlanmaktadır.(15) Hocası Lokman Perende hacca gitmiş, diğer görevlerini yerine getirdikten sorua Arafat'a çıkıp vakfe'ye durmuştu. Yanındakilere "bugün arife günü, şimdi memlekette bizim evde 'bişi' pişirirler." dedi.(16) Bu söz Hünkar'a miilum oldu. Lokman Perende'nin evinde de gerçekten bişi pişirilmekteydi. Hünkar, Lokman Perende'nirı evirıe giderek, şeyhin hanımından bir tepsiye birkaç tane bişi koyup kendisine verilmesini is­tedi. Tepsiye konulup kendisine takdim edilen bişi'yi Hünkar, göz yumup açıncaya kadar Lokman Perende'ye götürüp sundu. Bundaki hikmeti anlayan Şeyh Lokman Perende, arkadaşları ile beraber bu "bişi"yi yediler. Hac dönemi bitip Hicaz'dan dönülünce Nişabur halkı, Lokman Perende'yi karşılamaya çıktılar. "Haccın kabul olsun." diyerek tebrik ettiler, elini öptüler. Lokman, gelen halka Bektaş'ın kerametlerini anlattıktan sorua "Esas hacı olan Bektaş'tır." di­yerek onu tebrik etti. Bunun üzerine adı Hacı Bektaş-al Horasani oldu. Bu menkıbevi anlaumın yanısıra onun Horasan'dan Arıadolu'ya gelirken hac va­zifesirıi bizzat ifa ettiği tarihi kaynaklarda da yer almaktadır.(17)

Bektaşi kaynaklarında Hacı Bektaş-ı Vell içirı çok sık kullanılan bir de Hünkar(18) lakabı vardır. Hacı Bektaş-ı Veli'ye Hünkar denilmesi de yine onun bir kerametine bağlanmaktadır.(19) Hocası Lokman Perende bir gün Bektaş'a ders verirken abdest almak için dışardan su getirmesini ister. Bunun üzerine Bektaş, "Hocam, bir nazar etseniz, mektebirı içirıden su çıksa da dışardan su getirmeye muhtaç olmasak." cevabını verir. Lokman Perende ise "Buna gücüm yetmez, gücün yetiyorsa sen yap." deyirıce Bektaş, el kaldırıp dua eder, hocası da "Amin" der. Bektaş elini yüzüne vurup secdeye kapandığında mektebirı ortasından bir pınar akmaya başlar. Hacı Bektaş'ın bu kerametini gören hocası Lokman Perende sevirıçle "Ya Hünkar!" demekten kendini alamaz. Bundan sonra da Bektaş Vell'nin adı "Bektaş Hünkar" kalmıştır. Ancak bu anlatımlarda tarihi gerçekliklerden ziyade menkıbevı anlaumlar ön planda yer :almaktadır. Esasen onun hayatında menkıbe genel olarak birinci dereceden bir yere sa­hiptir. Bu bakımdan onun menkıbev'i hayatı üzerinde biraz daha durmamız uygun düşmektedir.

177

Page 5: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

5. Menkıbevl Hayatı:

Bütün tarikatlar, keramete ve tarikat büyükleri ile ilgili menkıbelere büyük önem vermişlerdir. Bu yüzden Hacı Bektaş-ı Veli'nin de gerçek hayatının dışında bir de efsanevi kişiliği ve bu hayatın kerametlerle süslenmiş bölümleri vardır. Hacı Bektaş-ı Veli hakkında bilgi veren en eski kaynaklar arasında yer alan Vilayetname ve diğer birçok eserde dile getirildiği gibi, Hacı Bektaş-ı Veli'ye olağanüstü güçler atvedilmektedir. Kendisinde olan manevi güçten kaynaklanan ve kendisine ait kerametler olarak da gösterilen bu rivayetlerden bazıları şurılarıdır:

Hünl<_ar Hacı Bektaş-ı Veli, istediği anda dağları yürütüp, taşları, kayaları konuşturmaktadır. Bir anda birçok yerde görünebilmekte, çok uzun mesafeleri çok kısa zamanda kat edebilmektedir. Bastığı yerde kayalar un gibi ezilmekte veya bastığı taşlarda ayaklarının izleri kalmaktadır. Yıkılan duvarları eliyle doğrultmakta, bütün gemileri kurtarmaktadır. Susuz yerlerden su fışkırtmakta, dua ve himmetiyle olmayacak şeyler vuku bulmaktadır. Yerine göre güvercin ve şahin olup silkinince insan şekline dönmekte, darı ceci ve susam yaprağı üzerinde namaz kıldığı rivayet edilmektedir. Yırtıcı ve vahşi hayvarılan zararsız hale getirdiği, ölüleri dirilttiği, denizde batmadan yürüdüğü, suyu kan haline dönüştürdüğü haber verilerek yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığı inancı dile geririlmeye çalışılmaktadır. Böylece kendisine olağanüstü bir güç at­fedilmektedir.(20) "Şeyh uçmaz fakat müritleri uçurur." sözü Hacı Bektaş-ı Veli için de geçerli hale getirilmeye çalışılmaktadır.

Gerçekte ise bu menkıbeler birçok bakımdan eski Türk kültürü ve inançları ile paralellikler arz etmektedir. Bilindiği gibi bu paralelliğe ilk olarak dikkati çeken büyük Türk alin1i Fuad Köprülü olmuştur.(21) Hacı Bektaş-ı Veli'nin menkıbevl hayatı ve kerametleri ile ilgili geniş bilgiler veren Alunet Yaşar Ocak da bu menkıbelerle eski Türk örf, adet ve değerleri arasındaki yakınlık ve benzerlikleri işaret etmektedir. Oıta Asya Türkleri'nin önem ver­dikleri motiflerden dağ ve tepe kültü, taş ve kaya kültü, ağaç ve hayvan kültü vs.'nin Bektaşilerde de devam etcirilme gayretlerine dikkat çekilmektedir.(22)

6. Evliliği:

Hacı Bekcaş-ı Veli'nin evli olup olmadığı, Bekcaşller arasında ihtilaf ko­nusu olmuştur. Bu yüzden Bektaşiler, Hacı Bektaş-ı Vell'nin evli olduğu göıiişünü kabul eden Çelebiler kolu ve evlehmediği görüş ve kanaatında olan Babağan (Babalar) kolu olmak üzere iki gruba ayrılmışlardır.

Çelebiler. Hacı Bektaş-ı Veli'nin İdris Hocanın kızı Fatma Nuriye veya Kadıncık Ana (Kutlu Melek) ile evli olduğunu kabul etmekte, bu evlilikten Seyyid Ali Sultan, diğer adıyla Timurtaş adlı bir çocuk dünyaya geldiğini, ken­dilerinin de bu soydan olduklarını iddia etmektedirler.(23)

Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin Beloğlu olduklarını iddia eden Çelebilerden Cemalettin Çelebi,(24) Hacı Bektaş-ı Vell'nin evli olduğu görüşü üzerinde ısrar etmektedir. Aynı görüşleri paylaşan Ali Celalettin Ulusoy konu ile ilgili olarak mezkur eserden şu görüşleri aktarmaktadır:

"Fatma Nuriye ismi ile müsemma Kadıncık Ana, hocanın zevcesi değil, kerime-i muhceremeleridir (Saygı değer kızlarıdır). Hz. Pir Müşarun ileyhayı

178

Page 6: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

tecviz eylemiş (onunla evlenmiş) ve fıraş!anndan (Bu evliliklerinden) Seyyid Ali Sultan, nam diğer Timurtaş İbn-i Hacı Bektaş isminde bir mahdumları dünyaya gelmiştir. Seyyid Ali Hazretlerinden Rasul ve Mürsel namlarında iki evladı te­vellüd ederek sülale-i Veli-i Müşarun ileyh (Hacı Bektaş Veli'nin soyu) bu ilci koldan teselsül eylemiştir."(25)

Babağan (Babalar) kolu ise Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin hiç ev­lenmediğini, mücerret kaldığını, dünyadan da mücerret olarak göçtüğünü iddia etmektedirler. Bunlar Pir'in nesli evlilikten doğan bel evlatları tarafından değil, bunin kanından meydana gelen yol evlatları kanalıyla devam ettiği görüş ve inancındadırlar. Bu gruba mensup olan insanlar kendilerinin Pir Hacı Bektaş-ı Veli hazretlerinin yol evladı olduklarına inanırlar.(26)

Yukarda da belirtildiği gibi, "Hacı Bektaş-ı Veli evlenmemiştir; dünyadan da mücerret olarak göçmüştür." diyen Babağan kolu mensuplarına göre, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli, Sulucakarahöyük'e geldiği zaman İdris Hoca'nın evine konuk olmuştur. İdris Hoca'nın hanımı Kadıncık, kendisinin birçok kerametlerine şahit olduğu için, Hünkar elini yıkasa veya abdest alsa o suyu hemen içmeyi ·adet edinmiştir. Bir gün abdest alırken Pir'in burnu kanadı. Kadıncık adeti üzere bu suyu içti. Durum Hünkar'a miilum oldu. Kadıncık geri döndüğünde "Bir yu­dumunu bile dökecek yer bulamadım, bu yüzden o kanı içtim" dedi. Hünkar, "Kadıncık, sen bizden umduğun nasibi aldın. Senden iki oğlumuz dünyaya ge­lecek, onlar yurdumuzun bekçisi olacak, halkın 70 yaşındakileri onlardan 7 yaşındakinin elini öpsünler, dünya bozulsa onlar sırtları üzerine yatsınlar, hiç zahmet görmesinler." dedi. Bu grup mensuplarına göre bugün Hacı Bektaş-ı Vell'nin evladı olarak bilinenler, Pir'in Kadıncık Ana'dan gelen nefes (yol) evladıdı.r.(27) ·"

'Çelebilerin ileri gelenlerinden Ali Celalettin Ulusoy, "Bu iddia ve anlatımlar Pir'in ölümünden yaklaşık 215 yıl sonra 1552'de Dedebabalıkla be­raber ortaya atılmıştır." diyerek itiraz etmektedir.(28) İslam dininde evWiğe ve­rilen önem ile Hz. Peygamber, Hz. Ali ve Ehlibeyt'in de evlenmiş olduklarını dile getiren Tokat eski Milletvekillerinden Haydar Ulusoy, "İslam'da mücerredlik (evlenmeme) yoktur, evlenmek vardır." demektedir. Ulusoy'a göre Hacı Bekcaş-ı Veli İdris Hoca'nın kızı Fatma (Kutlu Melek) ile evlenmiş, Seyid Ali (nanu Kızıl Deli) isminde evladı olmuştur.(29) ·

Abdülkadir Sezgin, Tarikac-ı Aliyye-i Bektaşiye isminde bir kitap yazan Münci Baba'nın bu eserinden şu bilgiyi aktarmaktadır: "Benim Pirim müteehil evli idi ve hala nesl'i aliyyesi bihamdi!Jah payıdardır. Menkuha-i Muhceremesi 'Nikahlı eşleri' ise Kutlu Melek (Kadıncık Ana) denilmekle maruf 'Fatma Nuriye' nam hatun-ı mübarektir. "(30)

Şemserrin Sami de ünlü Kamus'unda "Kadıncık Ana'nın Pir'in nikahlı hamını olma ihtimali akla daha mülayimdir." demektedir.(31)

Cemaleccin Çelebi, A.Celalettin Ulusoy ve M.Tevfık Oytan'a göre Hacı Bekcaş-ı Veli' evlenmemiştir diyenlerin, Pir'in evlenmediğini gösteren en ufak bir tarihi belgeleri ve delilleri yoktur. Hünkar'ın evli, kendilerinin de Pir'in bel evladı olduklanru iddia eden Çelebilerin, ellerinde bu konuda fermanları olup, Hacı Bektaş Külliyesi'nin gelirlerinden hisse aldıkları iddia edilmekcedir.(32) Çelebilerin Hacı Bektaş Külliyesi'nden hisse aldıkları yakın zamana kadar bi­linen bir gerçektir.

179

Page 7: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

İhtilaflı olan bu konu; günümüze kadar açıklığa kavuşmamış, her iki görüş hakkında da fikirler beyan edile gelmiştir. Görünen odur ki bu ihtilaf bir müddet daha devam edeceğe benzemektedir.

7. Kişiliği:

Türk-İslam tarihini süsleyen büyük şahsiyetlerden biri olan Hacı Bekcaş­ı Veli, bir Mevlana ve bir Yunus gibi kitleleri etkilemiş ve peşinden koşturmuştur. Birçok insanın gönlüne taht kuran Hacı Bektaş-ı Veli'nin, bir gönül eri olması, Ahmet Yesevi gibi büyük bir mutasavvıfın manevi ocağında Islam'ın hayat düsturlarını özümlemesi, aldığı ölçüleri uygulama safhasında gösterdiği hassasiyet; onun kişiliğini ortaya koyan en önemli özelliklerdir. Şu bir gerçektir ki dünya üzerindeki kavga, döğüş ve savaşların altında yatan en önemli sebepler bencillik, hoşgörüsüzlük, kibir, gurur, haset ve fesattır. Hacı Bektaş-ı Veli'nin "İncinsen de incitme"(33) "Her ne ararsan kendinde ara"(34) sözleri onun hoşgörüsünü ortaya koymaktadır. Sözleri ile bütün insanlığı sevgi, banş ve kardeşliğe çağırmış "Düşmanının bile insan olduğunu unutma" sözü ile de insana verdiği değeri ortaya koymuştur. Hacı Bektaş-ı Veli'nin Şerh-i Besmele isimli eseri genellikle ilahi merhamet ve hoşgörü konusunu işlemektedir.

XIII. yüzyıl Avrupasını ve hatta dünya coğrafyasını gözönüne aldığımızda, İslam alemi dışında bilgisizliğin özellikle kilise ve dini çevreden geldiğini görmekteyiz. İslam aleminde ise ilim, din adamı niteliğindeki mu­tasavvıflar ve gönül erleri tarafından teşvik edilmektedir. İşte Hacı Bektaş-ı Veli bunlardan sadece biridir. Onun "İiimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır." (35) mesajı da gelecek için ışık tutmaktadır.

Toplumun birliği ve dirliği için hayati önem taşıyan "Eline, diline, beline sahip ol"(36) ilkesi gün geçtikçe daha da iyi anlaşılmaktadır. Hacı Bektaş Veli'de Allah aşkı ve sevgisi ile insan sevgisi hatta hayvan sevgisi en yüksek noktaya ulaşmış; bu sevgi yumağı etrafında toplanan insanlar gönül erliğine ulaşmanın hazzını yaşamıştır. İnsanlığın ancak XX. Yüzyılda, üstelik de çoğu kez politik amaçlarla kullandığı insan sevgisi ve insan haklarını, Mevlana ve Yunus Emre gibi Hacı Bektaş Veli de Xlll. Yüzyılda, üstelik insanların birbirinin kanını akıtuğı bir dönemde en içiten duygularla dile getirmişitir. Dini kurallara bağlılığı, manevi gücü, Ehlibeyt sevgisi, engin zekası ve sarsılmaz inancıyla Hacı Bektaş Veli kitleleri etkilemiş; günümüzde de etkilemeye devam etmektedir. "Otur­duğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et"(37) diyerek temizlik, dürüstlük, çalışmak ve helal kazanç konusunda tavsiyede bulurken yıkıcılığa, zulme, sömürüye ve tembelliğe karşı da tavnru ortaya koymuştur.

"Ayağa kalkarsan hizmet amacıyla kalk, Eğer konuşacaksan, hikmet ile konuş, Ve oturacağın zaman, saygı ile otur!"(38)

sözleri ile Hacı Bektaş Veli, toplumda birlik ve dırliğin sağlanması, gönüllere sevgi yumağının dolması, insanların kardeş gibi yaşaması hususlarını dile getirirken "Gelin canlar bir olalım" mesajını vermektedir. "Bir olahm, diri olalım, iri olalım"(39) diyerek gönüllere taht kuran Hacı Bektaş Vell birleştirici, yapıcı, hoşgörü sahibi, sevgi dolu bir gönül eri; büyük bir mutasavvıftır.

180

Page 8: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

8. Eserleri:

Hünkar Hacı Bektaş Veli'ye ait olduğu ileri sürülen bazı eserler vardır. Bunlardan bazıJannın Hacı Bektaş Veli'ye ait olduğu kesinlik kazanmasına rağmen, bazıJarı hakkında hala kesin bir şey söyleme imkanı olmanuştır.

Hacı Bektaş Veli'nin en önemli ve en hacimli eseri "Makalat"tır.(40) Ma­kalat; Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat gibi dört kapıdan, her kapının da on makanundan bahseder. Makalat'ta tasavvuftan, kalp ahvalinden, zahit, arif ve muhiplerden bahsedilerek insan övülmekte, kendisine verilen nimetler dile ge­tirilmektedir. Makalatın ilgi çeken en önemli hususu, düşüncelerin Kur'an ayet­lerine ve Hz. Peygamber'in hadis-i şeriflerine dayandırılnuş olmasıdır. Bazı bölümlerde konular sadece ayetler zikredilerek anlatılmaya çalışılnuşur.

Eserde Hacı Bektaş Veli, insanları abidler, şahitler, arifler ve muhipler olmak üzere dört gruba ayırarak müteala etmektedir. Hacı Bektaş Veli'nin en önemli ve en hacimli eseri olan Makalat, Sefer Aytekin(41) ve Mehmet Yaman(42) tarafından günümüz Türkçesine çevrilerek yayımlanmıştır. Ma­kalat'ın XIV. Asır Türkçesi ile yapılan tercümeleri, Arapça aslı ile de karşılaştırmalı olarak Ankara Üniversitesi eski öğretim üyelerinden Prof. Dr. Esad COŞAN tarafından Doçentlik tezi olarak hazırlanmış ve yayımlanmıştır. (43)

Hacı Bektaş Veli'nin bilinen bir diğer önemli eseri de "Şerh-i Besmele"dir. Bu eser de Rüştü Şardağ tarafından 1985'te Manisa İl Halk Kütüphanesi'ndeki el yazmaları arasında bulunarak aynı yıl neşredilmiştir.(44) Bu risalede Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin ilahi merhamet ve hoşgörü konusundaki düşünceleri dikkat çekmektedir. Hacı Bekraş Veli bu risale ile bize Bektaşiliğin engin hoşgörü ve sevgisinin Kur'an-ı Kerim ve Sünnetle ilişkisini açıJdamakradır.

Faydalı sözler anlamına gelen "Fevaid" ve iki sayfa kadar bir yer tutan "Şathiyye"(45) de Hacı Bektaş Veli'nin bilinen eserlerindendir. Dini, ahlaki ve tasavvufi konulan ihtiva eden Fevaid, Farsça bir eserdir. Abdulbaki Gölpınarlı'nın "Bu eser Hacı Bektaş Veli'ye ait değil, uydurma bir eserdir.• dediğini kaydeden Coşan, muhteva bakımından Makalat'la benzerlik gösteren bu eser ile Hacı Bektaş arasında ilgi ve irıibat bulunduğu görüşünü ileri sürmektedir. Bununla beraber, eserin muhtelif ilave ve tahrifler ile asli hüviyetinden uzaklaşuğı ve bir mürit tarafından onun ağzından çıkanları kay­detmek sureti ile yazılmış olabileceği görüşünü savunmaktadır.(46)

Bundan ayrı olarak "Fatiha Tefsiri", "Hacı Bektaş'ın Nasihatları", "Ma­kalat-ı Gaybiyye" ve "Kelimat-ı Ayniyye" de ona isnat edilen eserlerdir.(47)

9. Hacı Bektaş Veli'nin Türk Tasavvuf Hayatındaki Yeri ve Tesirleri:

Hacı Bektaş Veli'nin ilke ve prensipleri doğrultusunda ve adını alarak kurulan Bektaşilik, yüzyıllar boyunca onun gayesi istikametinde hizmet venniştir. Bektaşilik Osmanlı döneminde fetihler yoluyla Anadolu sınırlarUll aşarak Balkanlara kadar yayılmıştır. Geniş kitleleri bünyesinde barındıran bir dini, grup, cemaat ya da daha geniş anlamıyla bir tarikat olma özelliği ka­zanmıştır. Ayrıca Hacı Bektaş Veli, yeniçerilik gibi köklü bir asker'i teşkilatta Pir olarak kabul edilmiş, onun ilke ve prensipleri bu teşkilatta ve bu teşkilat tarafından yaşaulrnaya çalışılmıştır.

181

Page 9: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

Üstün karakteri, ge~ hoşgörüsü ve keskin zekası teşkilatçılığı, yöneticiliği ve derin ilmi ile birlişince Sulucakarahöyük (Hacıbektaş)ün çehresi değişmiş, manevi bir potansiyel merkezi durumuna gelmiştir. Ahmet Yesevi'nin Türkistan'da yaptığını o, Anadolu'da yapmış,(48) bir taraftan Anadolu'nun Türkleşmesi ve Islamlaşması için çalışırken, diğer taraftan ocağında yetişen ve ~avasına gönül veren insanlar Anadolu, Rumeli ve Balkanların Türkleşmesi ve Isliimlaşması için çalışmışlardır.

Hacı Bektaş Veli'den aldıkları ilham ve aşk ile Türk Kültürünü ve İslam dinini yaymak için yola çıkan bu gönül erleri, aldıkları emir gereği çeşitli yerler dağılmışlar ve faaliyetlerine devam etmişlerdir. Bu gün Rumeli ve Bal.kanlardaki kardeşlerimiz!fl büyük bir kısmı bu maksatla oralara gitmiş ve oralarda kalmış olanlardır. Günümüzde. Anadolu, Rumeli ve Balkanlar ile Asya Avrupa ve Amerika'da bu külrürü yaşatmaya çalışan, teşkilatlanmış veya teşkilatlanmamış pek çok insan bulunmaktadır.

Orta Asya Türk Kültürünü İsliim dininin prensipleri ile meczederek yo­rumlayan Hacı Bektaş Veli Anadolunun İslamlaşması ve Türkleşmesinde önemli rol oynamıştır. Özellikle bir Hristiyan merkezi olan Kapadokya bölgesine yakın bir yerde yerleşmesi, Türkleştirme ve İsHimlaşurma çalışmalarına orada başlaması ayn bir önem arzetmektedir.

İlmi, irfanı, kişiliği ve engin hoşgörüsü ile kısa sürede pek çok dost edinmiş, düşmanların dahi takdirini kazanmıştır. Bu dostların sevgisi önce Su­lucakarahöyük'ü aşmış, daha sonra da Anadolu sınırlarından taşarak Rumeli ve Balkanlara ulaşmıştır. iman bütünlüğü, ibadet üstünlüğü, ilim, hoşgörü ve sevgi gibi konularda verdiği mesajlar geçmişe olduğu gibi günümüze ve geleceğe ışık tutacak açıklamalardır. Makalatta insanın hem yaratana, hem de diğer yaratıklara korşı görevleri açıklarırnakta, dünya huzuru ve ahiret mutluluğu elde etmenin yolları gösterilmektedir.

Ziya Paşa'nın "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" dediği gibi Hacı Bektaş Veli'nin tasavvuf hayatına bakışı ve Türk tasavvuf hayatındaki yerini en güzel bir şek.ilde kendi eseri ortaya koyacağından Makalat'a bir göz atmakta fayda vardır. Hacı Bekt:ış Veli Makalat'ta İslam dininin iman, ibadet ve ahlak ko­nularına yer vermiş, ele aldığı konuları ayet ve hadislerin ışığında ve onlarla destekleyerek incelemiştir.

İyi bir müslüman olabilmek ve Allah'ın rızasına erebilmek için dikkat edilmesi gereken hususları dört ana başlık ve her birini de on alt başlık halinde sıralamış, kendi üslubu ile de dört kapı kırk makam olarak ifade etmiştir. Şimdi döıt kapı kırk makam olarak ele alınan konuları sıralamaya çalışacağım. Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat olarak isimlendirilen dört kapının makamları da aşağıdaki şekilde sıralannuştır.

1- Şeriat'ın On Makamı:

1- İman getirmek (etmek) 2- İlim öğrenmek 3- Namaz kılmak, Oruç tut­mak, zekat vermek, gücü yeterse hacca gitmek ve gaza etmek 4- Helal kazanç kazarırnak, riba'yi haram bilmek 5- Nikah kılmak (evlenmek) 6- Hayzın ve nifasın cima'ın haram bilmek, onlara yaklaşmamak 7- Sünnet ve cemaat ehli olmak 8- Şefakat (şefkatli) olmak 9- Temiz yiyip temiz giyirırnek 10- Emri bil maruf ve nehyi anil münker'dir.(49)

182

Page 10: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

11-Tarikat'ın On Makamı:

1-Mürşitten el alıp tövbe etmek 2-Talip ve mürid olmak 3- Saçını sakalını ve elbiselerini temiz tutmak 4- Mücahada da göyünmek (nefsine söz geçirmek) 5- Hizmet etmek 6- Korkmak, çekinmek 7- Hak'tan ümit kesmemek 8- Doğruluk ve ibret üzere olmak 10- Aşk, sevgi, safa ve fakirlik üzere olmak'tır.(50)

III-Marifet'in On Makamı:

1- Edep 2- Korku 3- Perhizkarlık (Kanaat) 4- Sabır 5- Utanmak 6-Cömertlik 7- Ilim 8- Miskinlik (gösterişsiz yaşamak) 9- Marifet 10- Kendini bil­mek'tir.(51)

IV-Hakikat'ın On Makamı:

1- Toprak olmak (alçakgönüllü olmak) 2- Yetmiş iki milleti bir görmek ve kimseyi ayıplamamak 3- Eline geçenle yetirunek 4- Dünyada her şeyin ken­disinden emin olması, güven duyması 5- Herbir iş için mülkün sahibi .Allah'a güvenip yalnız ondan yardım ve başarı dilemek 6- Sır tutmak 7- Seyri Süluk 8-Kendinden sadır olan kerametleri saklamak 9- Münacaat 10- Cenab-ı Allah'a (Çalap tealaya) ulaşmak'tır.(52)

Dikkatlice bakıldığı zaman Makalat'ta ele alınan konuların İslam dininin temel prensipleri ile tamamen uyuştuğu dikkat çekmektedir. Böylece Hacı Bektaş Veli XIII. yüzyılda Anadolu'da sufıliğin bel kemiğini teşkil eden ve Ahmet Yesevi'ye dayanan bir tasavvuf anlayışının ve sufi inancının baş tem­silcilerinden birisi olduğunu ortaya koymaktadır.

10-Sonuç:

Hacı Bektaş Veli'nin hayatı ve yaşadığı dönem hakkında sağlam ve yeterli kaynakların bulunamadığı ve ilkelerinin yeterince bilinemediği için bu konuda birtakım yanlış bilgiler ve yorumların olduğu malumlarıdır. Mevlana, Yunus Emre ve Ahi Evran'ın çağdaşı olan ve onlar gibi Yesevilik Kültüründe yetişen Hacı Bektaş Veli'nin hayatı hakkında yeterli bilgi bulunamamasıve bu konuda ciddi çalışmaların yapılmamış olması bir eksiklik olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle bu konuda yapılacak il.ml çalışmalara büyük önem verilmesi ve bu çalışmaların desteklenmesi yerinde ve isabetli bir karar olacaktır.(53)

Dip Notlar 1. Köpnilıi, Fuad, "Bektaş, Hacı Bektaş Veli" 1.A.O. İstaııbul, 1961. 461-464 "M.E.B. Yay111la11• 2. Ôztıirk, >aşar Nuri, Tarih Boyu11ca Bektaşilik, lsıaııbul, 1990, 59, Coşaıı, Esad, Hacı Bektaş Veli

Makalat, Aııkara, 1971, Giriş, XX 3. Coşaıı, Giriş, XX-XXI 4. Noytrıı, Bedri, Bektaşilik Aleuilik Nedir? Aııkara, 1987. 19, Ôztıirk, Y .N. 59 5. Sımoğlu, Mııraı, Bektaşflfk Nedir? lstaııbul, 1969, 76. Gölpııuırlı, Abdıılbaki, Vila_1•eıııame

Ma11akıb-ı Hıiııkar Hacı Bektaş-ı Veli, lsı. 1990, Giriş, XXl1, XXlV. Paksoy, Abdulkadiı; Hacı Bekıaş De.sıaııı, Aııkara, 1992, 63

6. Ulu.soy, A. Celalettiıı, Hıi11kar Hacı Bektaş Veli ue Aleui Bektaşi Yolıı, Hacı-bekıoş, 1986, 60-64, Kaya, Haydar, Alevi Bekıaşi(Erkam, Euradı ve Edeb(yatı), lsı. 1993, 265-266

7. Bfrdoğaıı, Nejat, Aııadolııııwı Gizli Kıillıinl Alevilik, 1990 Hanıbw8 Aleı·i Kıillılr Merkezi Ym111ılan, 78

8. Aş;kpaşaoğlıı, Aşıf..'fX?Şaoğlıı Taribf, lsı. 1970, 221-224 9. Hacı Bektaş Velf'ııi11 bayatı bakkmda yııkarda. işaret edileııleriıı dışıııda daba geııiş bilgi içiıı bkz.

Eröz, Mebnıer, Tılrk(~Y!'de Aleuilik BektaşiJik, Jst. 1977. Oytaıı, M.Teufik, Bektaşıiiğiıı iç Yiiztl, lsı. 1970, Köpnllii. Fuat. Tıirk Edeb(ratıııda Rk Mutasawıjlar, Aıık. 1991

183

Page 11: Kadriisamveri.org/pdfdrg/D053954/1997/1997_YAVUZERH.pdf · 2019. 8. 9. · Kadri Eroğan o y HAC~ BEKTAŞ v~u ARMAGAN~ KASIM -1997 ANKARA . HACI BEKTAŞ-1 VEIİ'NİN KİŞİLİGİ

10. Ulusoy, 194-198, Noya11, 22-23, Oyta11, M.Tevjik, 362, Saıııaııcıgf/, Kemal, Bektaşilik Tarihi, lst. 1945.22

11. Gölpıııarlı, 98 12. UlıtSoı•, 44 13. Öztıi;'k, Y.N. 56-57 14. Gölpıııarlı, 5 15. Köpnilıi, Fııad, Tı1rk Edebü·atıııda ilk ı\lııtasaL'lliflar, Aıık., 1991, 50. Gölpıııarlı, 6 16. Diııi, ııııibı!irek gecelerde pişirilip dağıtılaıı yağlı çörek. 17. Gölpıııarlı, 65, Kaya, 262 18. Hıiııkaı; aslı Farsça olııp, bıidaveııdlgaı; hıikıimdaı; bey demektir. 19. Köpnilı1, 50, Gölpıııarlı, 5-6 20. Şe11er, Cemal, Alevi Töre11leri, lst. 1991, 86-87, Sezgiıı, Abdı1/kadlı~ Hacı Bektaş Veli ve Bektaşilik,

lst. 1991, 58'-68, Gölpıııar/ı 21,31,40,65, 70, Eyıiboğlıı, ismet Zeki, Bıitıiıı Yö11/eriyle Bekıaşffik, lsı. 1990, 169-172

21. Bkz. Köpnilıi, Tıirk Edebü•n1111da ilk Mııınsawiflar 22. Ocak, Ahmet Yaşar, Bektaşi Meııakıbııameleriııde Js/iim ôııcesl lııcmç Motif/eri, lsı. 1983, 70-94 23. ôztıirk, Mıiısel, Hacı Bektaş Ve/ive Çevresiııde O/ıı.şaııKıilııirDcğerleri Bibl~)'Oğrafl'nsı, Aıık. 1991,

17, Sazglıı, 113. 24. Çelebı; Cemalelliıı, Mıidafaa, lsr. 1991, 4-5 25. U/usoıı, 37 26. Sezgi;ı. 113, Ôztılrk, Mıirse/. 17 27. Fığlalı, Ethem Rııbi, Tıirk~ı-e'de Alevilik Bektaşilik, ..ı.ıık. 1990, 152, ôztıirk Y .N 28, Gölpıııarlı, 63 28. Gölpıııaıfı, 63 29. mıısoy, 83 JO. Wıısoy, Haydaı; Cenı (A_ylık S~rasi ıYI Kıiltıirel Def8i) Sayı, 18, Kasım, 1992, 25 31. Sezgiıı, 49, 5 32. Sami, Şemsettiıı, KamıtSıi'/-Alam, lst. 131411896 "KadıııcıkAııa" mad. V. 3054 33. Çelebi, 44, Wusoy, 37, Oytaıı, 3711 34. Hacı Bektaş Kılavıızıı, Kıiltıir Bakaıılığı ııe Nevşehir Valiliği, Aıı/J. ;, 12 35. a.e., 12 36. a.e., 12 37. a.e., 12 38. İlbaıı, Abo, Alevi Kı1/ııir ve Diişiiııcesiııiıı Sesi, CEM, Haziraıı. 1992, Sayı, 15, 31 39. Hacı Bektaş Kılavıızıı, 2 40. Sezgiıı, 13 41. Makalar, Hncı Bektaş Veii'ııiıı bepsi ınsawıif koııusuııda fakat ıııı1stakil ıisalecikler ba/iııde mey-

daııe gelfrileıı es'lı1ııe, malmle/eraıılaımııda ı·erileıı isim 42. Aytekin, Sefeı; Hacı Bektaş-ı Veli, Makalat, Aıık. 1954 43. Yamaıı, ı"1ebıııeı, Hacı Baktaş-ı Veli Makalar ve Mıislıinıaıılık, lst. 1985 44. Coşa11, Esad, Hacı Bektaş-ı Veli Makalar, Aıık. 1971 45. Şardağ, Rı7ştıi, Her Yömi ile Hacı Bektaş-ı Veli ve Eıı Yeııi Eseri Şerb-i Besmele, lzrııir 1985 46. Şaıb ı·e,1'0 ŞatblJ:ı·e, Mııtasawiflanıı mnııevi sarhoşluk ve cezbe amııda saif enikleri öfçılJY! sığmaz

sözler. 47. Coşaıı, Giriş, XXXJX-)(L 48. Coşaıı, Giriş, XL,XU, Noyaıı, 33·34 49. Eroğaıı, Kadri, "Hacı Bektaş Veli Hazretleri': Gıiııılııırlzde Alevilik ı·e Bektaşilik, Aıık. 1995, 29 50. Coşaıı, 19-23 51. a.e., 23-28 52. a.e., 29 53. a.e., 30-31 Not: ,\fakamlaıta ilgili olarak geniş bilgi içlıı bkz. Coşa11, Makalar Hacı Bektaş ven Kıiltür Bakımlığı Yayıııla11, Aıık. 1990, 2. Baskı, 13·22, Birdoğaıı, 324-325, Fığla/ı, 295, Wıısoy, 216-221, Altuııtaş Haymııi, "1. Mllletlemrası Hacı Bektaş Velf Aııma Töreııleri (16-18 Ağustos 1990) koıııı.şnıa nıetlııleri~ Hacı Bektaş Veli Kı1/ıılr ı·e Saııaı Valfı }'ay111/aıı, Aıık. 1991, 11-12, Aydııı, Mehmet "Hacı Baktaş-ı Velf'de Diııi Boyııı" Erdem Dergisi, Tı1rklerde Hoşg6ni ôzel Sayısı-O, 541-552 54. 70 Bkz. Yavuzer, Hnsaıı. ''Hncı Bektaş Yöresi Bektaşi lııaııçlamıııı Di11 Sosyolojisi l'öııı1ııdeıı

İııceleıımesi~ Basılmamış Yıiksek Lisaııs Tezi.

184