TARİHU’L İSLAMİmam Zehebi1.CIİ LT1.BÖLÜM BaşlarkenBismillâhirrahmânirrahîm. Allah'ın izniyle, bu günden itibaren, Hafız Zehebî'nin meşhur "Tarihü'l İslam'ını müslüman münevverlere takdim etmek gibi ulvî bir hizmete başlamış bulunuyoruz. İslam âleminin, bilhassa Türk dünyasının yeniden yapılanmasm -da, mazide olduğu gibi tekrar eski mefahirini elde etmede, şaşırıp giden insanlığa hak ve hakikatları gösterebilecek rehberlik hüviyetini kazanabilmede tarih bilgisi, tarih şuuru ve tarihî mukayeselerson derece mühimdir. Bilhassa yirminci asrın başlangıcından günümüze kadar batı emperyalizminin her türlü tasallutuyla hayatlarının bütün şubelerini hiristiyan batı ile dinsizlik dinini din edinen koministlerin emri altına veren zavallı müslümanlar, kendi şanlı mazilerini o yüce mertebeye ulaştıran, milletler arasında örnek millet olma vesilelerini kendilerine kazandıran ve asırlarca kendilerini dünyaya hükmetme - lerine sebeb olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ve arkadaşlarının hayat ve hatıralarını bilmeye bugün dünden çok daha muhtaçtırlar. Efendimiz (s.a.v.)in Allah tarafından "numune insan" olarak gönderilmiş olması, eş ve emsali görülmemiş mücadelesi, bütün hayatını dolduran cihadı, insanlık sevgisiyle yoğrulmuş olması, hem bir peyğamber hem devlet başkanı, hem iyi bir komşu olması, vefası, Alla -hın vaz ettiği kul hukukunu eş ve emsali görülmemiş biçimde uygulaması, ve bu uygulamada herkesten çok kendini sorumlu kılması, Onun hayatının yeniden bizim tarafımızdan ele alınması gereğini kaçınılmaz şekilde birdaha ortaya koymuş bulunuyor. Zaten yüz yıla yakın bir zamandan beridir denemediğimiz, tecrübe etmediğimiz, hemen hemen hiç bir sistem kalmamıştır. Denenen her yeni program bizi sil baştan bir takım zorlamalara götürerek zaten zayıf olan gücümüzün iyice tükenmesine sebeb olmuştur. Tarihin karanlıklarına gömdüğümüz bu îmanî inkılabın 1400 yıllık süresinde yüzümüzü kızartacak, başımızı önümüze düşürecek hiç bir safhası gösterilemez. Yenilik taraftan olalıdan bu yana ise yapabildiğimiz yegâne becerî, batılılardan ilim ve para, iş ve aş dilenciliğidir. Batıyı ısrarla çok geriden takib ve akıl almaz kuru taklitçiliğimiz bizi her geçen gün biraz daha gerilere doğru götürmekte ve aramızda öyle uçurumlar meydana getirmektedir ki, en gayretli bildiğimiz in sanlar bile artık bu yarıştan ümidlerini keserek yese kapılmakta ve çareyi batıya küllî bir şekilde teslim olmakta görmektedirler. Bu işin neresinden başlanacağı hususunda artık tereddüdlere yer verilmeden Allah'a ve Peyğamber'e dönmmekten başka yapabileceği miz hiç bir şey olmadığını idrak etmeliyiz. Zira Müslümanlar içine düştükleri bu utanç verici durumdan kurtulma Ümidi ile çalmadıkları kapı, baş vurmadık sistem koymadılar. Üstelik Hz. Muhammed (s.a. v)'in yerini alabilir ümidiyle peygamberler bile türetip,
Zehebî Tarihini Neden Tercih Ediyoruz ?
Canta Yaynclk olarak, yayn hayatna balayaldan beri ülkemizin
artlarn, nsanmzn seviyesini, dînî ihtiyaçlarn, din da'va-smn günün
artlarna göre en önce giderilmesi gereken zarurî mü küllerini göz
önüne alarak eser vermeye gayret etmekteyiz. üphesiz bu güne
kadar slam Tarihleri gerek te'lif gerekse ter -ceme olarak
defalarca baslm bulunuyor. Bunlar arasnda fevkalâde ilmî
olanlar olduu gibi, mitolojik mahiyet arzeden, asl ve astan olmayan
uydurmalarda az deildir. Yine srf Allah rzas ve din gayretiyle
baslanlar olduu gibi, ya srf para kazanmak yada bir eyler yapm
olmak hevesiyle piyasaya arzedilenier de vardr. Yine açk
yüreklilikle söylemek gerekirse Peygamberimize sövmeyi âdet haline
getirenler bile slam tarihi yaynlayarak yalan ve dolanlarla son
çareyi dine dönmede bulanlarn yollarn kesmeye ça- lmaktadrlar.
Bütün bunlar olup biterken müslürnanlar uyuyorlarm? Uyumuyorlar
tâbi. Tabide bir gayret ve didinme ile bütün mesaîlerini ya bunlara
cevap vermeye sarfettiklerinden Hz. Muhammed (s.a.v)i gerçek
kimliiyle ortaya koymaya vakitleri olmuyor, yahutta Efendimizi
gerçek kaynaklardan örenemediklerinden, ya Onu insan üstü haa ilâhî
bir varhkm gibi: yahutta eyhleri, efendileri, liderleri seviyesinde
bir anlam içerisinde mütalâ ediyorlar. Gençlik yllarmda
rahmetli Üstadm Kagar Ulemasndan Cela-leddin Karaka hoca ile
Konya'da dinlediimiz bir vaiz hâla k ulaklarmzda ..... Vaiz
efendi üphesiz gayet samimi olarak Peygamberimizin sa (a.s)dan daha
üstün olduunu anlatmaya çalyordu. Bunun için eskiden bir çok
hikayeci hocadan dinlediim u kssay anlatt: «Bir gün
Peygamberimiz (s.a.v.) Cebrail'e •'Kardeim Cibril! Sen bana vahyi
nereden alp gelirsin?" demi. O da bilmem, ben çarlnca bir yeil
perdeye kadar gider orada dururum. Oradan bana vahiy bu
perde arkasndan verilir." demi, Efendimiz "peki perdenin arkasnda
kim var, hiç bakmadmm?" deyince Cebrail "biz emir kuluyuz, bana bir
emir verilmeden nasl bakarm" cevabn vermi. Pe- ygamberimiz de:
"öyleyse sana emrediyorum, Vahiy almaya gidince bir bak!" buyurmu.
Cebrail vahiy almaya gittiinde bu yeil perdeyi bir kaldrnca birde
ne gör sün arkada yine peygamberimiz (s.a.v.) deilmi.» Vaiz
bunlar söyleyip ardndan; «Allah Allah! Cebrailin vazifesi meer
Hakikat-i Muhammedi'den alp Suret-i Muhammediye götürmekmi!»
deyince Cami'de bir at ve feryat yükseldi. Üstad rahmetli müthi
öfkelenip vaize; "Efendi, efendi! Kendin kafir olacaksan ol! Sana
karmayz. Ama bu cemaattan ne isten. Hristiyanlar isa'da ileri
gidince böyle mübarek bir zat insan olamaz olsa olsa Allann olu
olur, diyerek onu Allann olu yaptlar. Sende imdi bu merte beyi
geçsin diye peygamberimizi Allahm yapmak istiyorsun?'1 diye çknca
az kalsn müthi bir sopa yiyeyazdk. Bereket camide baka hocalarda ie
müdahele etti de vaziyet yatt. te Hz. Mu- hammed (s.a.v.)i mi,
yoksa put perestliimi anlatt belli olmayan bu zavalllara birde
günlük gazete tarihçileri katlnca cehaletimiz iyice srtp i zvanadan
çkt. Zâdü'I Meâd ile çeitli yönlerini tanma imkân
bulabildiimiz Kâinatn Efendisi (s.a.v.)in Hafz Zehebî'nin sadece el
yazmas kendi devrine kadar 21 dev cilt tutan bu eseri ilede
Onun hem sîresini hem de meazi ve cihadn üstelik rait halifeler ve
Muâviye devirleriyle beraber tanma imkanna kavuacaksnz.
naallah bu giriimizden sonra hem Zehebî gibi bir türkmen yücesini
hem de "Târihü'l slam" eserini sizlere etraflca tantacam. Kendi bir
türk allâmesi olan bu zatn eserini niye tercih ettii- miz o zaman
kendiliinden anlalacaktr. Ancak ben imdi pein olarak unu üzerine
basa basa söyleyeyim; Biz bu eseri sizler için. içinde yalan dolan
uydurma olmad gibi, satr satr kaynaklara dayand, sadece kaynaa
dayanmakla yetinmeyip yalana yer vermedii. Kâinatn Efendisinin
yalanla anlatlmaya asla ihtiyâc olmayacak kadar sahih asarn mevcut
olduunu ortaya koymak ve
1- Tarih'in Tarifi
Dil yönünden Tarih: Bir olay vakitle bildirmeye tarih denilir.
Tarih arabça bir kelimedir:kökünden gelir. Kitab u gün
tarihledi) diye ifade edilir, ve "kitab falan günü yazd," anlamnda
yazlma gününü
bildirmek demektir. Bak Lisanü'l Arab "H" bab. Yine Cevheri
ve dierieride ayn eyi ifade ederler. Kimi lügatçilar bu kelimenin
"her eyin biti yerine tarih" dendiinide öne- sürerler. Bu görüü
esas alan bir çok tarihçi kitaplarn Ölüm tarihlerini esas alarak
eserlerini yazdlar. Ve-feyâtü' â'yan bunlarn balca
örneklerinden biridir. Zehebî'nin bu eserinin adda "Tarihü'l slam
ve Vefeyatü'l Meâhiri ve'l Âlâm" dr. Yine bu kelimenin pi'
Ei-Erah kelimesinden türediide söylenir. "El-Erah" yaban öküzünün
yeni doan dii yavrusudur. Bunun önce yokken doduu gibi, tarih
ilmininde sonradan doduu için
2- Tarih'in Önemi:
Bizden önce yeryüzünü ma'mur eden, bizim varis olduumuz eylere
sahib olan, bu ümranda bir iz brakmak için bir hayat heba eden
insanlar tanmak, tanmaya yaklaabilmek yüzde ellilik bir
nis- bete ulamasada bütün insan olunun müterek
arzusudur. Deil geçmite, hayali bile cihan deen, nice muzzam
hadiseler, kendi öz geçmiimizdeki mazi bulutlarn, aradaki
sisi datma imkan olsa ne kadar tatl anlar gözümüzün önüne filim
eridi gibi ylr. Meçhule ait meseleler, bütün insanlarda
aratrma arzusunu kamçlayan, bilemediini örenme hrs veren bir
olgudur. Hele hayatlarn örenmek istediimiz insanlar Tarih'te
iz brakan, medeniyetlerin geliim, deiim
3[1] mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar:
1/12
3- Tarih Kapsamna Giren eyler:
Tarih geçmite cereyan eden hadiselerin nakli olduundan, gayet geni
bir kapasitesi vardr. Bu yüzden tarih ilminde bütün ubeleriyle
kemale ermi bir tarihçi gösterilemez. Tarih, hadiselerin cereyan
ettii yer ve ülkeler bakmndan Corafyay için alr. nsanla ilgili
olduu için Sosyoloji'yi de içine alr. Bizden öncekilerin bilgi ve
bulgular naklettii için. Matematik, Tb. Hukuk. Felsefe, Ahlak gibi
ilimlerin genellemelerimde kapsamna alr. Hatta bütün ilimlerin
incelenmesi aynen tarihçilii gerektirdiinden ilimler tarihine
de uzanr. Dîni ilimlerin incelenmesi ise bal bana tarih
konusudur. Ze-hebî unlar söyler: «Benim Tarhü'l slam adl
ansiklopedik tarihimde bahsi geçen fenere gelince; ben bunlar gayet
ksa olarak ele alp onlarn laykyla hakkn vermedim. Öyle yapacak
olsaydm 600 cilt tutard. (Burada Zehebî'nin kendi el yazmasn kasd
ettiini unutmayn. Onun u anda basks devam eden arabca 21 ciltlik el
yazmas asl baskda takriben 75 cilt olacaktr. Buna göre ilimlerin
hakkn ver - eydi 2300 cilt eder.) Sahavfnin "El-lan
bit-Tevbih" adl eserinin 151 ci sayfasnda bizzat Zehebî'nin el
yazsndan bunlar okuduunu ve bu kitaba tam krk ayr tabakadan
insann tarihlerinin verildiini anlatr. Günümüzde tarih: Yaznn
icadyla bu güne gelinceye kadar insan olunun evreminde meydana
gelen her türlü olaylar, gelimeleri ve bilimleri, belirli metodlar
kullanarak inceleyen ilme Tarih deniyor. Buna göre Tarihçiler geçmi
çalan: 1-Yazdan önce 2-Yazdan sonra olmak üzere ikiye ayrrlar.
Tarih öncesi zaman incelemek için batllar, bir takm asl olan ve
olmayan nazariyeleri, bu günün gelien tekniinide yanna
aldn iddia ederek yeni bir ilim ortaya attlar. Buna Preistuar adn
verdiler. Bunun usulü tarih usulüne uymaz. Yeni tarih anlayna
göre insanlk tarihini devrelere ayrp bunlara ça adn
verirler, tik ça, orta ça, yeni ça, yakn ça. Müslüman tarihçiler
ise yaratltan balayarak peygamberimize kadar olan ksm mukaddes
kitaplara, Kuran ve hadise ve reddi zor olan rivayetlere dayanarak
genel hatlaryla ele alrlar. Peygamberimize gelince onu Siyer Meazî,
email, Mu'cizat. tebli ve ta'limât gibi ayr ayr konularda
toplamlardr. Kimide yl sralamasna giderek Mekke dönemi Medine
dönemi diye tertip etmilerdir. Ondan sonras ise tabak alara
ayrlrlar. Kimi 10 yl kimi 20 yl tabaka olarak
4[2] mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/12-14
adam yiyen babasnn utancn atmak ezikliiyle hala belini dorultup
millet mefhumunun uurunda olamad. Bu utanmaz herifler yamaladklar
Afrikay Tarzan filimleriyle dünyaya öyle acayip olarak propaganda
ettilerki. seyreden herkes Afrikal zavally yunalard. Amerika
ise koskoca nka medeniyetinin, Kzilderilinin yok edilen kültürü,
elinden alnan yurtlar üzerinde kuruntuyla dünyaya insanlk dersi
vermeye balamtr. Gerçekte ise milyonlarca insann suçsuzluunu brakn,
mazlumluun ei görülmemi biçimde katledilmesinin suçlusudur.
Medeniyetinin her ubesi kzlderili kan kokmaktadr. Ama siz Kzlderili
tarihini Cowboy filmlerinden örendi-nizse suçlu kzlderilidir. Vahi
Apaçi görüldüü yerde öldürülmelidir... Tam yetmi yl Kuzey
Asya ve Kuzeydou Avrupa'y kasp kavuran Sovyet mparatorluu dalp geri
çekilirken en az yirmi milyon Türk insannn kann içmenin, o
ülkeleri 70 yl geri brakmann suçlusudur. imdi bu suçlular
cezalandracak kim vardr.? Osmanlnn çökertilmesi için en az
ikimilyon vatan evladnn kan heba edildi. Anadoluda köyler
boald, Ören haline geldi. Dost bildiimiz yüz yllar boyu
kapitülasyon hakk verip komularna kar müdafa ettiimiz Fransa bata
olmak üzere bütün Avrupa hristiyan birlii aç köpeklerin yal kabna
saldrd gibi üzerimize gelip sadece bat ve Çanakkale cephesinde;
merhum Akif'in: lahi, altyüz bin müslüman birden boazland!
Yanan can, yrtlan îsmet, akan seller biitiin kand. diye ifade
ettii gibi, alt yüz bin insan yok edildi. Burada Rahmetli
dedeciimin nlatt bir hatray nakledeyim. Seferberlik
bitmi yirmi yla yakn süren askerlik sona ererken Os-manli dalp
ardndan Kurtulu Sava balam. te 1870 lerden
beri ya 18 ile 30 aras gençlii cephelerde eriyen bu zavall
Millet, dümann atp hürriyyetini ald gün Anadolu'da bayram yok. Zira
her ev hürriyeti Galiçya'da, Kafkaslarda, Yemen'de, Balkanlar'da,
Sirpla, Bulgarla, Yunanla, ngilizle, Franszla. Rusla hatta Hintli
ve yamyamyla çarprken ehit olan erlerinin acsyla, dul ve öksüz,
bakmsz ve kimsesiz, salgn hastalk ve yoksunlukla karlaya bilmi ama
nice ocaklar sönmü köyler harab olmutu. te Zâdü'l Meâd'n son
cildini yazarken âhirete yolcu ettiim babam, o eseri bekledii halde
göremeden, yavrusunun eserine sevinemeden giden anam ile bir güz
düünü yaplr. Babam çok yank sesli idi. Köy odasnda gençler srarla
bir türkü söylemesini isterler. Büyükler içerde olduu için ayp
olmasn diye dar çkarlar. Babam o zamann derdinin, hicrannn tercüman
olan "Bura yemendir, gülü Çimen dir, giden gelmiyor acep nedendir"
türküsünü tutturur. O zaman adetti. Çevre köylerde düüne
gelmilermi. Babam daha bir kaç msra okumadan köyün dul ve oulsuz
kalan kadnlar ad basarlar. Öyle bir at ki sanki yllar öncesi
Yemen'in kara haberi yeni ulam gibi olur. D ardaki ata odadakilerle
dedem de bakmaya çknca vaziyeti anlar ve o gece gerdee kataca
evladna sert iki tokat çarpar ve "Ulan kafasz! u etrafndaki
köyleri^ bizim köyü hiç bilmenmi, Yemenin ocan söndürmedii
hiç bir kimse varmi bunlar arasnda. Hiç bu yank yüreklilere Yemen
hatrlatlrn?" diye azarlam. Rahmetleri bol olsun. Ölüm pahasna
gelen hürriyet geldii, devletini kurup yurdunu istila eden pespaye
kafiri kovduu gün, ayn zalim Avprupalmn hakkmzda verdii bütün
hükümleri esir gibi kabul edilii, ettirilii bir yana; bu
öksüz millet o zaman Avrupal olmak için her eyi feda etmeye iman
etmi bir aydn gurubunun müthi ve amansz bir hücumuna maruz kald.
Ben bu konuyu geçen günlerde nerettiim Kur'an kültürü adl eserimde
geni olarak ele aldm. Tarihimizi deitirme gayretlerinin
kültürümüzde açt derin yaralara temas ettim. Müslüman
tarihçilerin bu tür eyleri yapmalar yukardaki ayet ve pek çok
hadisle yasaklandndan kültür tahrifi söz konusu olamaz. Eer bu tür
eyler için izin olsayd bu gün hala edebi zevk sahiplerinin
gözlerini kamatrarak okuduklar Cahiliye dönemi iirleri bizlere
intikal edemezdi. Binlerce dînî olsun, olmasn eserler bu güne
gelemezdi.5[3]
slam Tarihinin Kaynaklar
yada umûmi Tarih olarak bir arada eser verdiklerini
görüyoruz. 1- slam öncesi peygamberler ve milletler
tarihi. 2- Peygamberimize ait sîre ve meazi
tarihi. 3- Ölüm, doum yada dönem srasna göre (tabakat)
sahabe ve alimlerin hayatlarn esas alan tarihler. 4- Yl yada
devletler srasna göre siyasi tarihler. 5- Ayet ve hadislerde
haber verilen gelecek asrlar içerisinde vu-kû'u beklenilen olaylar
tarihi. Buna Fiten, Melâhim ve Kyamet tarihide diyebiliriz.
Bunlarn dnda Yahya b. Maîyn, mam Buhar ve dier baz alimlerin Tarih
adn verdii eserler kendi sahasnda çok mühim eserler olsada bunlar
gerçek tarih anlamyla düünemeyiz. Sadece doum ölüm ve görüme yapt
alimler, noktasndan bunlarn tarihle alakas varsada gaye bu zatlarn
kimliini tanmaktr. 6- Daha sonralar türü unutulan ehir
tarihleri. am Tarihi, Badat Tarihi, Vast Tarihi, sfahan Tarih gibi
eserler. te bu alt çeit tarihin kaynaklarda ayr ayr membâlar
gerektirmektir. imdi bu kaynaklara srasyla ksaca temas
edelim. 1- slam öncesi dönemin kaynaklan: Bu dönem
yaratl, kainatn ve insanlarn yaratl gibi bölümlerle insan
olundan önceye dayand için bu tür bir bilginin hiç bir ekilde Vahiy
dnda tam doru olarak bilinmesi düünülemez. Onun için bu konunun tek
kayna Vahiy'dir. Yani gökten inen kutsal kitaplardr. Buna binâen bu
konuda eser yazanlar Tevrat, yer yer ncil ve Kurana dayanmaya
mecburdurlar. Birde Peygamberlerin verdikleri haberler son derece
önem tamaktadrlar. Ancak srail kssalarnn bile içine kart muharref
ncil ve Tevrat'n, onlarn erhleri mahiyetindeki uydurma eserlerin
konuya birinci derecede kaynak olmas imkan ddr. Bu konunun yegane
kayna Kuran ve Efendimizin haber verdii eylerdir. Yaratltan
Peygamberimizin dönemine kadar geçen zaman için en salam kaynak
budur. Ancak orada geçen, haber verilen hadiseler ü phesiz çok
az bir bölüm tekil eder. slam tarihçileri bu bölümde
müttefik bir usul koymamlardr. Bunlar Ebû Hüreyre, Ebû Safd el-
Hudrî ve Cabir ve Abdullah b. Amr (r.a.)'larn naklettikleri hadiste
geçen: «Benden size bir ayet bile ulasa onu tebli edin. srail
oullar ndan yaplan nakiileride anlatabilirsiniz. Bunda bir
saknca yoktur. Kim benden olmadn bildii halde- benim üzerime-
öyle buyurdu diyerek- bir yalan uy durursa, kendine
ateten oturan hazrlasn.»6[4] hadisi ile amel ederek srail
oullarndanda nakil yaplabilecei görU üyle yola çkanlar olduu gibi,
onlardan hiç nakil yapmayanlarda vardr. bni Kesîr gibi
rivayette sahih haberi ön planda tutanlar, bu dönem için ayet ve
hadis kullanmaya çok önem verip yahudi ve hris-tiyan kaynaklara
güvenmemilerdir. 2- Siyer ve Meazi kaynaklan: Bunlarda
israiliyyat ve yabanc kaynak kullanlmaz. Bunlarn birinci derecede
kayna Kuran, hadis ve sahabe müahedeleridir. Ancak. Ashab devrinde
bizzat sîre ve meâzî derlenmi olmad için bu bilgiler bir dönem
sonra tabiin zamannda tedvinine balanp daha sonraki devirlerde
genileyerek bu günkü haline gelmitir. 3- Sahabe, Tabiin,
Tebei Tabiin ve ondan sonra gelen alimlerin tabakatlar: Bunlarn
ilki olan sahabelerin hayatlar için yegane kaynak, tabiînin onlara
dair bize ulatrdklar bilgilerdir. Hadis kitaplar bu konunun en
esasl kaynadr. Daha sonra sahabeler için hususi eserlerde yazlm ve
sahabeler hakknda geni bilgiler kaydedilmitir. Mesela mam Ahmed'in
Humeydî'nin. Ebû Yalann, shak b. Rahe-veyhin "Müsned" adl eserleri
dorudan doruya hadis kitab olmasna ramen hadisleri alfabetik sahabe
adna göre naklettikleri için her sahabenin kaç hadis naklettii
takriben anlalm olduu gibi o sahabenin hayatnda geçen hadiseleride
indirek olarak vermi
6[4] Buhar Enbiya 60/ Bab no 50; Tahavî 4/128: Tirmizî 2669;
Dâranî 1/136; Müsned 2/J59; Tahavî Müki] 1/40. 169;
Abdürrezzak
10157; Ebû Nüaym Hilye 6/78; Tarih-i sfahan 1/149; erefli Eshabi'i
Hadis 17; bni Abdiil Ber Camiul Beyan 2/40; bni Ebî eybe
daha ksa olarak 9/62; Ebû Dâvûd 3662; Müsned 2/159, 202, 474, 502,
3/46, 56; Humeydî 1165; bni Hibban (Muhtasar) 109;
oluyor. Tabiin ve sonrakiler hakknda kaynaklar güvenilir
inalarn birbirleri hakknda söyledikleri ile bizzat
kendilerinin ortaya koyduklar eserlerleridir. 4- Yl veya
devletler srasna göre olanlarn kaynaklan: Bizatihi ya müahadeye
yaha müahedenin nakillerine dayanr. Bizzat o devreyi gören
âlimlerin kaleme aldklar konunun en iyi eserleridir. 5- Fiten
vel-Melâhim, Kyamet Tarihi: Bunlar sadece ayet ve hadislerden alnr.
Bunlar hakknda yorum, tahmin ve benzeri eyler caiz olmaz. Zîra gaib
olan ancak Allah (c.c) bilir. 6- ehir ismine göre yazlan
Tarih: Bunlar ya ehrin adyla yada o ehrin fethediliini anlatacakm
gibi yazlan kitaplardr. Ama o ehirdeki geçen olaylarla beraber
orada yaayan alim, emir ve ben- zeri kimseleri içine alr. Bu
sebepten kayna çok daha çeitlidir. 7[5]
Tarihü’l-slam’n Kaynaklar
lk slam Tarihi Kaynaklari Ve Tenkidleri
1- Ebân b. Osman b. Affan: Hz. Osman (r.a.)'m oludur. Dinde mam,
Fakih ve Emir. Medinede dodu. Babasndan ve Zeyd b. Sabit (R.A)
lardan hadis ald. Kendisinden bata Amr b. Dînar, Zührî
ve Ebûz-Zinâd olmak üzere çok insan ilim ald. Vakidî'nin demesine
göre yedi yl Medine'de valilik yapt. (bni Sad Tabakat 5/152) Abdül
Melik b. Mervan'n vefatndan önce hicrî 105 ylnda vefat etti. Doumu
takriben 20ci hicri ylda (641) olsa gerek. Tarihi kaynaklar onun
Meazî adl bir eserinden bahsederlersede bize bunlardan bir ey
ulamamtr. Hatta Emevî olup. valilik yapt ve babasnn kanm
taleble Hz. Aie taraftan olarak savaa katldndan dolaym (bunlar tam
bilemiyorum) ama bu zatn rivayetleri yok olmutur. Halbuki
hadiste kendisi sika, fkhta imam k abul edilmitir. 2-
urah- bîl b. Sa'd: Tahmînen hicrî 20 yllarnda doup Hz. Ali' yi
görmü olduu söylenir. 123 ylnda vefat etti. Bedir ve Uhud harbine
katlanlarla Medine'ye göç edenlerin listelerini muntazam olarak ilk
tutan odur. Ömrünün sonun doru çok fakirleip karnn doyura-maz hale
gelmesi bana dert açmt. Rastlad sahabe çocuklarndan bir eyler
ister, vermeyenlere babasnn Bedir harbine katlmadn söyleyeceini
bildirerek, tehditte bulunurdu. Süfyan b. Uyeyne "ürahbü fetvaya
ehliyetli biriydi. Ondan daha iyi Meazi bilen biri yoktur'" der.
Yahya b. Maîn, Mâlik. bni shak, bni Sa'd. Nesâî, Da-rakutnî ve bni
Adiy bu zat zayfa yakn bulurlar. bni Hibban onu sika sayar. Yahya
el-Kattan ise. bni shak'n "biz ürahbi'den bir ey nakletmeyiz!"
demesine kzarak. "Hristiyan ve Yahudilerden haber nakledipte
ürahbil'e gelince onun rivayetlerin yazmaktan sak- nan adama hayret
dorusu" der. Mamafih Mûsâ b. Ukbe ve Yahya b. Saîd el-Ensari
gibi zatlar ürahbil'den rivayette bulunuyorlar. Bu zatn eseri de
bize ulamad. 3- Urve b. ZÜbeyr: Urve Hz. Ebû Bekr'in kz Esma
(r.a.) ve Zü- beyr (r.a.)'in evlad. Hz. Aie'nin yannda yetimi,
Abdullah b. Zü- beyr (r.a.)'m küçük kardeidir. Aabeyinin
Emevîlerle kavgasna katlmayp kardeinin ehit edilmesinden sonra
hicri 74'te Abdü'l Melik b. Mervan'a biat etti. son zamanlarda
Urve'nin meazisinin bir ksm bulunup neredildi. Bizde bundan
bir hayli istifade ettik. Ancak Urve'nin nakilleri zayi olmu
deildir. bni shak ve Vakidîdeki nakil- lere göre onun ilk Meâzî ve
Sîre yazar olduuna hükmedenler olmutur. Halife b. Hayyat tarihinde
onun hicri 23'te doduunu söyler. Zehebî Siyeri
A'lamn- Nübelâda ona geni yer verir. 4- Vehb b.
Münebbih: Hicri 34't Yemen'de doup 110'da vefat etti. bni Nedîm
"El-Fihrist" adlReserinde (s.128) onun "KitabU'l Mebde"' adl bir
kitab olduunu söyler. Bu zat Hz. Ebû Hüreyre'nin tale besi
olan Hammam b. Münebbih'in kardeidir. slam öncesi devirleri nci! ve
Tevrattan naklettii için bir çoklar Israiliyyat uydurmalarn bu zata
nisbet ederler. Müsterik Schott Rainhardt bunun eserinden bir
parçasn Papürus üzerine yazl olarak ele geçirmitir. Bu Akabe
biatinin anlatld ksmdr. 10[8] bni shak Kitabü'l Mebde' inde
bu zatn rivayetlerine yer verirken Vakdî ona temas etmez. 5-
Asm b. Ömer b. Katâde: bni Kuteyb el-Mârifinde (466) onu "Sîyer ve
Meâzî" yazar, diye tanmlar. Bu zat bni shak'n ba kaynaklarndan
birisidir. Hicri 121'de vefat etmitir. Zehebî'nin
bildirdiine göre Tabiîn alimlerinin ileri gelenlerindendir.
Yahya b. Maîn, Ebû Zur'a, Yahya b. Kattan ve dier alimler ona
"sika" tabirini kullanrlar. Dedesi Katâde b. Nu'man Efendimiz
(s.a.v.)'in büyük sahabelerinden olup kör olunca Efendimiz düasyia
iyileen zattr. Bunun eseride bize ulamamtr. 6- Zührî
(Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. ihâb ez-Züh-rî): Bugünkü
ekline "Siyre"'yi ilk koyan zat budur Zehebî onun 50 yada 51'ci
ylda doduunu, bata bni Ömer. Câbir, Sehl b. Sa'd, Enes b. Mâlik
olmak üzere son sahabelere yetiip onlardan hadis al- dn bahseder.
Bu duruma göre Zührî Tabiî'nin orta tabakasndan saylabilir veya
üçüncü tabakaya daha yakndr. Ama sahabe çocuklarn görüp onlarla
oturup kalkmtr. bni Hacer'e göre Zührî, Eim-me-i A'lâm'dan, am ve
Hicazn hadiscisidir. Ebû Dâvûd, onun iki bin kadar hadis rivayet
ettiini bildirir. Zühri 124'te vefat etmitir. Zehebî Siyer -i
A'lamnda Zührî'ye (5/326-350) geni yer verir. 7-
Abdullah b. Ebî Bekr b. Muhammed b. Hazm: Hicri 130 yada 135'lerde
vefat eden bu zatn
10[8] Bak J. Horovitz, slamic Culture, 1927, 558.
güvenilenlerden biri olup Efendimizin doumunu ksaca anlatp hicreti
esas alarak tarihine balar. Hadiseleri rivayet silsilesiyle alarak
232 ylma kadar geiir. Tarihinin ad "Tarih-i Halife" adyla
bilinir. Eserinde bni shak. Vehb b. Cerir, Ebû Ma'er, Ali b.
Muhammed el-Medâini, Ebû Ubeyde Ma'mer b. Musennâ, Hiam b. Kelebî,
Ebû'l Yakazan, Velid b. Hiam. Abdullah b. Muire, Abdullah b. Lehiâ,
Ebû Halid, smail b. brahim el Ateki, smail b. shâk ve Esmaî bata
olmak üzere daha pek çok otoriteden bilgi alr . 13- Ebûl
Velîd Muhammed b. Abdillah el-Ezraki: Bu zatn "Ahbâ-ru Mekke" adl
Mekke tarihi çok mehurdur. Doum tarihi kesin deildir. Hicri 244
ylnda öldüü doruya en yakn görütür. Eseri ilk önce dedesi Muhammed
kaleme alm ama torunu ilavelerle bu eseri gelitirip son
eklini vermiitir. Eser Matbû'dur. 14- Muhammed b. Cerir
Taberî: Taberi hicri 224-310 yllar arasnda yaam slam tarihinin
hem
13- Ebû'l Kasm Hasen b. Muhammed gibileri bata olmak üzere
devrinin eser sahibi alimlerinden örenimini ikmal etti.
Beyhakî, sadece eser yazan deil, ayn zamanda çok kymetli
talebelerde yetitirmi birisidir. Zehebî Tezkeretü'l Huffazmda
Beyha-kî'yi methedip pek çok âlime icazet verdiini (31133)
anlatarak bunlar arasnda l- Ebî Abdillah el Ferâvî
2- Abdülcebbâr b. Muhammed el-Beyhakî, 3- Ali b. Mesud
e-ucâî 4- Zahir b. Tahir 5- bni Ebî Mes'ûd es Sâidî,
6- Ebül Meali Muhammed b. smail, 7- Husrevcerd kads
Hüseyin b. Ali b. Futeyme, 8- smail b. Ahmed 9- Beyhakî'nin
torunu Ubeydullah b. Muhammed b. Ahmed 10- Hafz Ebû Zekeriyya
Yahya b. Abdi'l Vehhab' sayar. Eserlerine gelince bize ulaan
26 kitab ad vardrki her biri sahasnda dev ve ansiklopedik
eserlerdir. 1- Sünen'i Kübra: 9 dev cilt muazzam bir
eser olup afiî fkhna göre tertiplenmi bir hadis kitabdr. afii'nin
bütün maddelerine hadis bulmaya çalr. Bu haliyle Tahavî'nin erhti
Meâniül Âsar'na
meclisine gelmek isteyen ayaa kalksn" deyince Muaddel'in meclisinde
bulunan hanbeli hadis ehli bir ksm herifler bu adama kalem
bçaklarn çekerek saldrdlar. Adam öle yazmt." Bunun
sebebi Ebû Nuaym'n el-Muaddel ile ayn mezhepte olmay idi. Ebû
Nuaym' tenkid edenler varsada. Zehebî, bni Kesir ve bni Hacer
bunlarn çounun kskançlk yada mezhep taassubu olduunu söylerler.
Ancak Ebû Nuaym uydurma haberlere senedi ile yer verir ve bunlara
tenbihtede bulunmaz. Belki senedi vermekle kendinin mes'ûliyetten
kurtulduu kanaatini tard. Eserlerine gelince bunlarn 10
adedinin ismi. bazilarnnsa cismi bize ulat. 1- Hilyetü'l
Evliya (lOcilt Matbudur) 2- Delâlinnübüvve (Matbudur)
3- Ahbâru sfahan (Matbudur) 4- Tabakat'ül
Muhaddisin 5- Mar'rifetüs-Sahâbe 6- E uarâ.
7- Sifatü'l Cenneti, 8- Tbbü-n Nebevi, 9- El
Müstahraç ale'l Buhârî, 10- El Müstahraç ale'l Müslim.
slam alimlerinden Beyhakî ve Ebû Nuaym dnda 30 kadar kimsede
"Delâin'n Nübüvve" adnda eser yazmlardr. Zehebî bunlarn dnda
yukardada arzettiim gibi bir çokveser -den istifade eder. Bata
hadis mecmualar ile sonra irili ufakl yüzlerce hadis cüzünü kaynak
olarak alr. Ne yazikki bütün çabalarma ramen ben bu kaynaklarn
yansn bile bulamadm. Ne varki ayn haberi baka kaynaklardan bularak
yerini belirtiyorum. Zehebî sahabeden sonraki dönem için her
tabakada geçen âlimlerden bizzat kendi dönemini yazanlar varsa
onlara dayanr. Mesela Siyer Meazi halifeler devri ve Muaviye
devrini anlatrken hiç yer vermedii bnü'l Cevzî'nin "Muntazam" adl
18 ciltlik tarihine ve "Sifatüs Safvesine' yer vermezken bnü'l
Cevzî'nin dönemini bizzat ondan nakleder. Böylece tarih usulünde
"müahit âlim" olmay esas aldn ortaya koyar.11[9]
Konuyu Bitirirken
Ben burada tarih kritii ve kaynaklan inceleme metodunu ele
almayacam. Zira Zehebî bunu kitabnda tatbik ederek gittii gibi yeri
gelince ben de mütercimlii brakarak tenkid usulüne
bavuruyorum. Allaha ükür ifadesi olarak unu belirteyim
ki: sam tarihi ile ilgili kitaplar takriben 15 yldr doru dürüst
okumamtm. Bu eseri terceme edebilmek tahkikli ve ta'liki bir ekilde
okuyucuya sunabil- mek arzusu ile bni shak', bni Hiam'. Delâilleri,
bni Sa'dn Tabakaln Taberî'yi, bni Haldun'u. bni Kesîr'i,
Tirmizî'nin emailini, Halife b. Hayyat'n Tarihini, Fesevî'nin
"El-Marife fit Tarih'"ini ki bu Zehebî'nin temel kaynaklarndan
birisidir. Vast tarihini, Hatibin Badad Tarihi'ni, Futuhuâm, el
Ensâb. Nesebi Kurey'i ve on alt hadis kitabndaki Siyer tarihlerimde
gözden geçiriyorum. Zeki Velidi beyin tarih usulü ile. Umum Türk
tarihine giriinide mütala ettim. Bu arada Ravi tarihleriyle ilgili
Buharî'nin, Razî'nin, Ebû Zur'ann, Zehebî'nin, bni Hacerin, Ebû
Nuaym'm, Hatib'in, Hakim'in, Ebû Yalann. bni Adiyin, Hafz
Mizzi'nin eserilerinide elden hiç düürmeden Selefin yolunda bu
eserin türkçesini sizlere ulatrmaya gayret ediyorum. Burada
unu yine itiraf edeyim, Bu ad geçen zevatn eserleri kelimemin
tam anlamyla "ah eserleredir. Zehebî'nin ki ise bunlarn ba tac
gibidir. Zira Zehebî'nin bu eseri, bir takîid, kuru bir nakil deil,
bal bana bir kaynaktr Ülkemizde son devirlerde slam tarihi üzerine
irili ufakl pek çok eser yaynland. Kâinat Efendisine olan sevgiyi
ve ball ifade bakmndan bu pek sevindirici bir durumdur.
11[9] mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/23-32
Zehebinin Hayat 1-Ailesi, Doumu Ve Yaad Ça
Babas ihabüddin Ahmed'e gelince, yine Zehebî'nin Mtcemdek ksa
tercemesinden onun âlm ve fadl biri olup rivayet ilmine aina bir
zat olduu anlalyor. Hicri 641 de am'da dünyaya gelmi ve yine
orada 697 ylnda, genç bîr çada vefat etmitir. Babas Zehebî'nin ilk
hocasdr. Zehebî Babas Said b. Muhammed, Ya'kup b. Ahmed- Ali b.
Ahmed, Ali b. Rüzbe, Ali b. Baka, Abdüs Samed b. Abdi'l Kerim,
Hüseyin b. Ebî Bekr, Ebü'l Vakt es Siczî, Ebü'l Hasen ed Davudi,
Ebû Muhammed es-Serahsî, Muhammed b. Yusuf, Muhammed b. smail,
Mekkî b. brahim, Abdullah b. Ebî Hind, Babas, bni Abbas
(r.a.) isnad ile Efendimiz (s.a.v.)'in
Yine kendisinin Mucemin dibacesinde anlatndan, kendisine önceleri
"bniz-Zehebî" dendii anlalrsada Bear Avvadn "Ez Zehebî" adl
eserinde de (sayfa 79) iaret ettii gibi daha sonralar
ba ba mesleini bizzat icra ediinden olsa gerekki "bni'1
kelimesi kald-rlp kendi devrinin
12[10] mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/32-33
13[11]
Geni izah için MTcemü'l Büldan'a bak. Madde
Meyyarfarkin
14[12] Çocukluunda "Ra" harfini iyi telaffuz etmesi için mam
Zehebi'ye "Cer-ra, Berrâ" diye kelime tekrar yaptrrm
15[13] Mtcemüüyuh 1/436. Terceme no 495
16[14] Buhar Rikak bab 1. bni Ebî eybe, Î3- 243 Mined, 1-344.
bni Mâce 1396-"4170. Tirmizî, 2304. Hakim 4-306, Beyhaki
3-
37a Ebü Nüaym Hilye 3-74. bni Adiy, 6-2071.
17[15] Bak Mu'cemüüyuh Terceme no 60. cilt 1/75; Buhar 8/169;
Ebî eybe 13/243; Müsned 1/344; Hakim 4/306; bni Mâce
1396, 417a Tirmizî 2304; Beyhakî 3/370; bni Adiy 6/2071; Ebû Nuaym
Hilye 3/74.
Zehebî yine days Ali b. Sincer b. Abdillah el- Mevsilî'den de
okumutur. Bu zat ayn zamanda Zehebî ile beraber Balebek ehrinde
et-Tac AbdiTl Halik'tan da okumutu. 736 da vefat etti. Yine
Halas Fatma'nm ei Ahmed b. Abdi'l Ganî de devrin hadis
alimelerinden olup "bni Haristanî" diye tannrd. te Zehebînin
aile çevresi böyle ilim ehli insanlardan teekkül ediyordu. Ailenin
ayn zamanda zengin olmas Zehebî'nin bütün efradnn alim olmalarn
salamt. leride de temas edeceim gibi kz, Emetü'l Aziz. büyük olu
Ebûdderdâ Abdullah ve küçük olu ihabüddn Ebû Hureyre Abdurrahman'da
o devrin ileri gelen alimler inden idi. Bu kzndan olan torunu
Abdü'l Kadirde iyi
bir alim olup dedesi Zehebîden bizzat Tarihü'l slam kitabnn
rivayet icazetini almt. Zehebî'nin yaad ça hicrî yedinci asrn
sonlaryla sekizinci asrn ilk yans arasdr. Eyyûbî devleti çökmü
yerini Memlukler alm bulunuyordu. Mool istilalar önceki
eklini deitirmi olsa bile hala devam etmekteydi. eklini deitirmesi
Cengiz devrindeki putperest Mool Tarihin slamlar istila ettikleri
islam diyarnda, bir asra yakn kalnca bir ksm önce Hristiyanlamsada
sonradan hemen hemen hepsi müslüman olmutu. Ancak bu mUslümanha
ramen slam potasnda tam erimi deillerdi. Hala aman dini adetine
devamla idareyide elde tutup insanlar katletmeye ve çevrede yamacla
devam ediyorlard. Bir kere güç ellerindeydi. çerideki Hristiyan
Yahudi ve Ermeniler ile ia mezhebi salikleri onlara destek
veriyorlard.. te bu Mool istilas Cengizle balayp tâ
Zehebî'nin çama kadar iki asr sürüp slam dünyasn ma'murelerini
harab etmi, alimleri, mücahitleri, kadnlar çocuklar klçtan geçirmi,
adeta nereden gelecei belli olmayan bir ilâhî afet gibi, slam
dünyasn kasp kavurmutu. Onlarn belalar müslümanl kabul ettikten
sonra bile devam ederek Klç Aslan'larn Diyar -i Rum'u fethe
memur mücahit Anadolu Selçuklularn bile ortadan kaldrmt.
Bunlarn sonucu olarak her tarafta otorite dalm, anari hortlam, can
mal ve rz emniyeti kalmam idi. Açlk sefalet ve cehalet altnda kalan
halk canndan bezmi bir halde, bütün olanlara sadece katlanmak
zorundayd. Korku ylgnla, irret çlgnla dönmütü. Tarihçilerin
bildirdiine göre Konya'da nöbet tutan bir mool askerini görmeden
geçen Selçuklu'yu mool askeri durulur ve küfürle: -Ulan beni
selamlamamann cezasnn cann olduunu bil-miyormusun ? der.
-Selçuklu ayaklarna kapanarak görmediini söylersede mazeret kabul
edilmez. Asker barr: -Uzat lan boynunu !... Çaresiz
uzatr zavall. Asker elini klcna götürür, ama bakar ki klç yok. Sert
bir sesle barr: -Vaziyetini bozma, klcm klada kalm, ben klcm
alp gelene kadar sakn kprdama, yoksa senin derini
yüzerim.!..... -Asker klcn almaya gider; Toplanan insanlar
yalvarrlar adama, ,,kaç! kaç, durma kaç. Kla ta nerede, seni nerde
bulacak"..... -Adam kprdayamaz, sadece ,,duymadmzm kaçarsam
derimi yüzecek" diye inler. -Yine öldürecek ne fark eder"
derlersede adam artk kaçamaz. Onunki korku barajn ap tam bir ylgnla
ulamtr.
19[17] Hakim4/358, Taberânî Kebîr 1/290 6/234 Müsned 4?398
Ebü Ya’la Müsned 13?7275, Buharî Tarih, 7/58
20[18] Zehebî Mucen 1/284-285
te o kargaada birden toplanan haçl istilas, Bir Hasan-
Sab- bah belas, bir Msrdaki ia zulmü... Dert üstüne binlerce
dert... lim aranmaz, Devletluler ilimden yana deil, mevcut
ilim adamlar ise deerlerini yitirmi, cahillerin elinde zebun.
akakçlar, üç katçlar, deynekçiler, münafklar, kah hoca kisvesi
altnda, kah dervi, kah vatan kurtaran aslan klnda bu devletlü
adamlar aztmakla megul. te am, o zaman diyar - slamn tam
ortas olduu için d tehlikelerden en uzak bir yerde
bulunuyordu. Bozulan ve sfra inen Abbasî otoritesinin
alimleride Irak'tan am'a gelmilerdi. Hatta o zamanlar sktrlmaya
balayan Endülüs alimleride am ve Msr diyarna gelmi
bulunuyordu. Havasnn güzellii, suyunun bolluu ve tatll,
ovasnn münbitlii ile am, o çada yeryüzünün en kalabalk ve en ma'mur
yerlerinden birisi idi. Ticaret ve Ziraat merkezi olmas binlerce
sanaat ehlini barndrd gibi: yerinden ve yurdundan ayrlan binlerce
alim de iltica için ancak am'da yurt
bulabiliyordu. Memlüklerin bu srada am'da ve Msr'da iyi
bir otorite kurmalar müslümanlar rahatlatm hele bizzat eyhül
slam bni Teymiyye ve arkadalannnda itirak ettii harpte,
Moollar yenip am diyarndan sürmeleri mool zulmünün sonunu
getirirken, am diyarmmda slam aleminde yeniden manevi bir bakent
havas teneffüs etmesini salamt. Artk sadece Zehebî'nin
Siyer -i AMamU'n
Nübelâ'daki verdii adlara bakarak bile, amm hicri yedinci
asrn ortalarndan, sekizinci asrn sonlarna kadar, islam fikriyatnn
merkezi haline gelmi olduu sonucuna hemen ulaabiliriz. Oradaki
medreselerin çokluu, kalitesi ve okutulan derslere baktmzda,
Abbasi-lerin orta zamannda görülen sadece Sarf -nahiv, mantk
meânî, bedî' beyan belagat ve benzeri bir sürü lüzumlu lüzumsuz
eylerle günleri heba eden medreselerden tamamen ayr olduu, bunlarn
adeta Selef devri medreseleri gibi Sünnet ve ahkamnn tedvin ekli
ile ders veren medreseler olduunu görüyoruz. öyle dersem
hiçte mübalaa etmi olmadmn uurundaym "Tebe-i Tabiini takiben gelen
dört. be ve altnc asr ile yedinci asrn yansna kadar gelen Uç
dört yüz yllk bir devrede bile bu asrda- ki kadar ciddi slamî
eserler verilmemi, verilenlerde ancak mevzi mevzi kalm, ekseriyeti
iir, divan, tasavvuf, usul, aklî ve fikrî kavgalara yer veren
eserler olmutur." te Hafz Zehebî böyle bir or tamda hayatn
sürdürmütür.21[19]
2- lim Örenmesi Ve nkiaf
Artk Zehebî, ilmin tadn almtr. Bundan sonra durup dinlenme bilmeden
bin krk, cet 1040 eyhten ders alncaya kadar tükenmez bir sabr,
cokun bir ak ve evkle okumasn ikmal etmeye çalr. Zehebî,
kendisinin nasl okuduuna dair hususi bir ma'lürnat vermiyorsa da,
onun Mucemü-üyüh, Marifetin Kurra, Siyer'i A'la-mün Nübelâ ve
Tarihü'l slam'nn son cildinde kafi derecede bilgi mevcuttur. Ben
bunlar oralarla karlatrarak Bear Avvad Ma'ruf un tertibine göre
tahsilini ksaca sunuyorum.
21[19] mam Zehebi, Tar ihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/34-39
22[20]
Mucem terceme no: 555 cilt 2/52 Zehebî bu zat insanlarn hat
sanatn en yi yapan, çocuk eitimini en iyi bileni idî diye
över, Hicri 690 da vefat etmitir. Harîrî'nin iirini Zehebîye isnad
ile ezberletmi
23[21] Mucem Terceme no: 917.
Devrindeki bütün ilimleri Örenmesine ramen Zehebî'nin bilhassa üç
ilimde derinlemesine bir eitimi gözlenir. Bunlar srasyla;
1- Kîraat 2- Hadis 3- Tarih, olarak
özetlenebilir. Kraat lmi: Muceminde bildirdiine göre Zehebî
691 ylnda bir gurup arkadayla o zamann en mehur Kurras saylan
Cema-lüddin Ebî shak brahim b. Dâvûd el-Askalanî'ye gitmi ve
"Cem'ul Kebiri" okumu, sonrada Kraat' Sebâ'ya balayp Kasas suresini
henüz bitirmitik! eyh 692 ylnda felcinin ilerlemesi ile vefat etti,
bu yüzden Kraat tahsili yarm kalmtr. Yine bu esnada el- Cem'ül
Kebiri okuduu eyh Cemalüddin Ebû shak'tan Ed-Dâni'nin "Et-Te-ysir"
adl eserinden yedi mam'n kraatini hatmetmi. "Hirzü'l Ema-ni" adl
atbî'nin eserinide okumu ve henüz ya yirmi civarnda iken Kraat
ilmini ve usulünü iyice örenmiti. eyh ihabüddin Mu-hammed b. Ahmed
kendisini imtihan edip Zehebî'ye kendi merviy-yatmn
icazetini vermitir. Zehebî bu fende çalmalarn kesintisiz
sürdürüp daha örenci iken 691 ylnda tecvid ilmine dair
"el-Mukaddime" adl eseri Mu-hammed b. Cevherden nakille
yazmtr. eyh Mecdüddîn Ebî Bekr, Muvaffakuddin b. Mansur,
Muhammed b. Mansur'dan da Kraat- Seb'ay okuduu gibi, eyh Ömer b.
el-Kav-vas'tan da "El-Mebhec fi kraatisseba'' ve bni Mücahid'in
"Es-Seb'a" ve '"atbyye" yide okumutur. Hicri 692 ylnda eyhi
emsüddin Muhammed b. Abdilaziz hastalannca Kurra olarak yerini
Zehebî'ye devretti ki bu onun ilk hocalda olmutur. Ama ilim ak onu
bir yl bile bu ite durduramamtîr. Zehebî Hicri 693'te
Ba'lebek ehrine gittiinde, Hakim'den resmi izin almad gerekçesi ile
Kraat dersinden Muhammed b. Ahmed b. Ali tarafndan engellendiimde
bu zat anlatrken kaydeder.24[22] Hadis Akna
Doru: Subkî'nin Tabakatnda belirttii üzere Zehebî daha onsekiz
yalarndayken, hadis ilmine yönelerek tam bir gayret ve didinme ile
bu ilimde müthi bir dereceye yükselmitir. Ar - tk Zehebî bütün
ömrünü, bütün vakitlerini hadise tahsis etmiti. O, hadisin bir ksm
dallarnda ilerleyip dierlerini ihmal etmemitir. Aksine hadisin her
sahasnda, lelinde, âlisinde, nazilinde, isnadnda, rical ilminde,
metninde, ahkamnda, sahih ve zayfnda, müsned ve mürselinde, muttesl
ve munkat'nda kesinlikle otorite olmutur. Zehebî bu konuda
hemen hemen hiç kimsenin okuyamayaca kadar kitaplar okuyup bin krk
tane âlimden semai olan ender alimlerden biridir. urada açk
açk belirteyimki: Zehebî bu konuda bir Abdürrah-man b. el-Cevzî.
bir Hakim, bir bni Hibban, bir Tahavî. bir Ebû Nü-aym ve emsali
alimlerle kyas ettiimiz zaman onlardan daha diray- etli ve daha
Cami' bir zat olduu ortaya çkar. Gerçi o zevat- kiram selef
devrinin son halkalarn tekil ederler ve bize uiaan eserlerinden
anlald gibi yazdklarn taklid deil tahkik ve isnadyla yazmlardr.
Ancak Tahavî Asar açklama ve ihtilafl asarn arasn bulmadaki ulat
yüce mertebesine rical yönünden ulamad anlalr. Bir yerde tenkid
ettii zat baka bir yerde ahit de alr hüccet de...Fkhi yöndende
zaten fikri-istiklalini pek az meselede göstermitir. Hadis
sahasnda en çok eser verenlerin banda gelen Beyhakî ise bütün
eserlerini afii merhumun fkhta naklettii haber ve
eser ler i savunma esasna dayand için gerek te'vil gerek
rical yönünden çok tenkid edilmitir. Hakim, Sahih kaidesinde
ii son derece gevetirken bnü' Cevzî ise iyice sertletirip Buharî ve
Müslim'i de çürüe çkaran bir kritie girmi isede Tefsiri olan
"ZadU'l Mesîr"'inde kendi kaidesinin tersine zayf, hatta uydurmalar
kitabna doldurmutur. bni Hibban ricale dair Sikat ve Zuafa'da fazla
isim verme gayretimi yoksa naklettii yeri aratrmadndanm; pek çok
sikay zayf, zayfda sika yapm tr. "Sahih" adn verdii eserinde
de ayn zayfl devam ettirmitir. Zehebî ise Ricalde ortaya
koyduu "Kaif", "MizanU'l-'tidal", "Tezkeretü'l Huffaz" ve
"DivanÜd-
24[22] Zehebî Kurraü'l-Kebir Tercene no 732.
Duafa" adl eserleriyle tpk Buharî, Yahya b. Main, Yahya b. Said
el-Kattan, Er-Razi, Darakutni, mam Ahmed, Nesâî ve o tabaka
alimleri gibi çok ciddi bir aratrma neticesinde öyle bir mertebeye
ulamtrki, artk hadis aratrclar için bir Buhari ne ise Zehebî'de ayn
konumu paylamtr. Kendisinden sonra gelenler onu "hadis ilminin
Emirü'l Mü'minin'i, Selefin ba-kyyesi" gibi adlarla yad
etmilerdir. Hatta kendisinden bir asr sonraki hadiste
"Emirü'l Mü'minin" olan Fethü'l Bârî adl dev eserin sahibi bni
Hacer el-Askalanî onun bu ilmine hep hayranlk duymu ve "Zemzemi ne
niyetle içersen o olur"25[23] hadisine dayanarak Zemzemi içip
kendisini Zehebî gibi bir ilim sahibi yapmas için Allah'a dua
etmitir. Yine bni Hacer'e, Zehebî hakknda kendisine
sorulunca: "O öyle bir alimdirki, kyamet günü peygamberimizin
yanna oturtulup kendisine hadi u insanlara
bakta hükmünü ver dense Zehebî oradakilerin yüzlerine bakarak
kimin yalanc kimin sika olduunu ayrabilirdi." demitir. Hadis
hususunda Zehebî dolamadk kap brakmamtr. Kendi devrinde mevcut olan
bütün mehur alimlere yetiip icazet almaya gayret etmi, bunun için
Ceziretü'l Arab'da dönüp dolap durmutur. Bir taraftan okuyan
Zehebî hiç vakit kaybetmeden okuduu uzun kitaplarn pek çounu
ksaltm, büyük bir ksmn tehzib etmi, boylece okuduu hiçbir eyi
zayi etmemitir. O kendi devrine kadar 7 asr çinde yazlan hereyi
zabta geçirirken adeta unutmay inkar derecesine varan bir zeka ve
gözlerinin kapanmasna ramak brakacak bir sabrn da yardm ile adeta
canl bir kütüphane olmutur. lerde de ayr bir faslda gelecei
gibi, mam Zehebî, ilmî çal masn ve fikrî gelimesini ikmal edipte
eser vermeye balad zaman artk bu kritiklerini çok yüce bir makamdan
kontrol eden him- meti âlî, kahraman, cür'etli o derecede maharetli
bir komutan olarak eserlerini kaleme almtr. Onun bir
"Mizanü'l 'tidali," bir "Tezkeretü'l Huffaz", bir "Siyeri
A'lamün-Nilbelasi", bir Hakim'in Müstedreki üzerine yazd
"stidra-ki", "Tarihü'l slam'ndaki" nakd-i ricali bile onun asla
kendinden önceki nakd alimlerinin görülerini nakleden iyi bir
nakilci deil, naklettiini kelime kelime asla uygun biçimde
naklettikten sonra "ben derimki" diyerek bir hüküm belirtisi varki
sanki yedinci ve sekizinci asrda deilde hicri birinci ikinci asrda
yaam, o olaylar ve naklettii Ricalin bir yakn, bir arkada imi
hissini uyandrr. Tarih: Zehebî'nin en güçlü, en mehur
taraflarndan birisi bu ilimdir. Ancak u bir gerçektirki, Zehebî,
tarihçilii mi yoksa hadisçi-lii mi ar basar, tam aynlamayan bir
kimsedir. Bence Zehebî'nin Tarihçilii kendinden önce
yaayan bni shak, Taberî: bni Sa'd, Halife b. Hayyât, Vakidî,
Mesudî, Ebû Nüaym, Hatib, bni Esîr ve Birzalî'den daha deiiktir.
Zira bunlarda tarih kritii Zehebinink kadar ciddi kriterlere
dayanmaz. Bunlar bu hususta Siyer ve tarih yazarlarnn rivayetlerini
esas aldklarndan bu konuda öncülük etmi olan zevatn eserlerini
tenkide
bile tabi tutmadan ai-mlardr. Zehebî ise bütün ömrünü verdii
hadis metodolojisi ve Kuran'in tarih seyrini ve veri prensiplerini
tarih-i nakletmede esas alm böylece öncekilerin naklettii
pekçok habere bu kritikle yaklanca bunlarn çounun yalan, yada
zayf olduunu ortaya ç- karmtr ki bunlar "Tarihü'l-sIanTi okurken sk
sk göreceiz. Bugün modern tarih yazarlarnn hiç kullanmad
hadis usulünü Zehebî Tarihinde metod olarak alr. Geni bir tefsir ve
hadis bilgisi, müthi bir zeka birleimi ile tarihi hadisleri,
kendinden önceki
bilginlerin eserlerini incelerken son derece dikkatlidir.
Mesela bni shak tarafndan nakledilen ve bni Hiam tarafndanda
aynen kopye edilerek alnan Mirada ilgili Hz. Aie (r.a.) île Muaviye
(r.a.)'n "Miraç hadisesinin bedenle deil ruhla olduu"
nakillerini26[24] zayfl sebebiyle kitabna almaz. Oysa bni
Cerir -i Taberî dahil, sonra gelenlerin hemen ekserisi bu
haber i esas alrlar. Bu yüzden Miraç ile ilgili kitap yada
makale yazan herkes bu aslsz habere binaen bir sürü tartmaya
25[23] Müsned 3/357; bni Mâce 3062; Beyhakî 5/202, 248; Hakim
1/475; Dara-kutnî 2/289; Hatib, Tarih 1/166; 3/179; Ebû Nüaym
Tarih-i sfahan 2/37.
girip, "yok öyle idi, yok böyle idi, u kasdedilmiti", diye bir sürü
söz sarfna mecbur kalmtr. Elhamdülillah ben bu mevzuyu Zadü'l Meâd'
tahkik ederken izah edip bu iki rivayetinde asl olmadgn
belirtmitim.27[25] Aradan Uç dört yl geçtikten sonra Ustad
Zahid Kevserî'nin "Makâlaf'mda ayn kanaati daha ksa olarak
arzettiini görünce Allah'a hamd ve senalar etmiimdir. Zehebî
zayf bir rivayeti öhretine binaen nakledince "Biz
bu haberi delil diye deil ibret olsun diye naklettik" bazende "biz
bunu hayret ettiimizden anlattk, yoksa bu asla güvenilecek ey deil"
gibi ifadelerle kritiini yapar. Tarihü'I slam' ksaca tantma
faslnda bu konuya yeniden gireceim için bunu uzatmyorum.
Zehebî, Birzalî, bni Kesir ve emsali tarih yazarlarna göre tarihe
deiik boyutlar kazandrm bir zattr. Onun "slam ülkeleri tarihi" adn
verdii tarihi ülkelerin siyasi tarihine ait ilk saylabilecek
orjinallikte bir tarihtir. Zehebî yine Tarihü'I slam'n dört
cilt olarak, sadece Kronolojik sra ile yeniden kaleme almtr.
Onun "Siyer- A'lamün- Nübelâ" adl 24 ciltlik aheseri slam
Ulularnn Tarihçe-i hayatlardr. Bu vesileyle Zehebî Devletler tarihi
yannda alimler tarihini de yazm bulunuyor. Zehebî bunlar
yaparken çok yönlü, çok objektif olarak hadiselere yaklar. Mesela
bu birinci ciltte "Selman-i Farisi (r.a)"m hayatn verirken uzun
uzadiya verip onun ya hakknda iki yüz elli ol- duunda alimler
ittifak etmilerdir. Daha fazla oluunda ise çeitli görüleri vardr,
derken Siyeri a'lamUn- Nübela'snda: ,,Ben Tarihü'I
slam'da öyle demitim. imdi, u saatte artk bu görüe raz deilim ve
onu doru görmüyorum." der. Bunu, onun yann sekseni geçmi bir
kimse olduunu bni Ebî Hatem'in "el-lel" adl eserindeki
bir habere dayanarak verir.28[26]
Yine bu cildin Hicret ksmn anlatrken Beyhaki'den u haberi nakleder.
Ömer (r.a) anlatyor: Ebû Bekir, hicret gecesi
Rasulüllah'la beraber çkm kah Önünde kah ardnda yürüyerek
bekçilik etmiti. O gece sabaha kadar yürüyen Rasulüllah'm ayanda
ayakkab parçalanp yaln ayak kalnca, onu omuzuna alp maaraya
getirdi. Orada ylan delii vard. Bir ylan çkarda Rasulüllah'a zarar
verir korkusuyla delii ökçesiyle tkad. Ylanlarda onu soktular.
Gözlerinden yalar akyordu. Rasulüllah (s.a.v.) de ona "Üzülme Allah
bizimledir." diyordu..... Sonra Zehebî: -“Bu münker bir
haberdir. Beyhakî bunu nakledip rivayet hakknda sesini çkarmamtr.
Bunun afeti bu Er-Rasibî denen ravidir. O meçhul olmakla
beraber üstelik sika deildir. Hatib onu tarihinde anlatp
inelemektedir." diyor.29[27]
Zehebî'nin lmen Ve Fikren nkiaf
mam Zehebî, babasnn maddi imkanlarn kendi ilim elde etme akna
sarfetme bahtiyarlna eren bir insandr. Gerçi çeitli
yerlerde anlattna göre, hasret çektii nice alimlerin yanna
gidemediini uzaklara gitmeye babasnn raz olmadn anlatmda, yine
mucem ve dier yerlerde babas onu am mntkas içinde dört ay
geçmemek üzere çeitli alimlerin yanna göndermitir. Bazen yanna
birini katarak gönderirmi. Ancak kulland ifadeler -dende
babasna son derece saygn bir evlat olduu anlalyor. Bunda galiba
onun tek erkek evlat olma ihtimali oluundanda kaynaklanabilecei
görüüne yer verenler vardr. Zehebî, önce Balebek ehrine sonra
Haleb'e, Hma, Hama'ya, Trablus'a, Kerk'e, Maarra'ya,
27[25] Zadü'l Meâd terceme, tahkik ve talik Canta Yaynlar
3/1041
28[26] Zehebî Siyeri A'lamün Nübela 1/556.
29[27] Tarihü'I slam siyer bölümü Orijinal arabca sayfa
322.
mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/39-45
Busra'ya, Nablus'a, Remle'ye, Kudüs'e ve Tebük'e gidip oralarda
ders veren büyük alimlerin her birinin yannda kalarak ders
alp icazet sahibi olmutur. Bu suretle am diyarn dolap kendini
belirli bir kademeye getiren Zehebî, bundan sonra, Msr'a tahsile
gitmitir.30[28]
Zehebî Msr’da
Zehebî hicri 695'lerde Msr'a doru hareket ederek Filistin'den Msr'a
geçmi ve oraaa Ibni Zahiri diye bilinen Ahmed b. Muham-med b.
Abdillah el-Halebî'nin yanna inerek derse balamtr. Bu zat
Zehebî'nin hem hocas nemde arkada olan Alemüddin Birzalî'ninde
hocasdr. Sonra Zehebî orada El-Ebrekûhî. bni Dakiku'l lyd
el-Kueriyye, erefüd-Din Abdü'l Mü'min b. Halef ed-Dimyatî ve
dierlerinden ilim tahsilinde bulundu. Oradayken skenderiye
ehrine geçip Yusuf b. el-Hasen et-Temî-mî el-Kabisi'den Brzalî,
Mizzî ve bni Seyyidin-Nas ile birlikte ders okudu. Yine orada
Sadreddin Sahnum. erefüddin Ebi'l Huseyn Yahya b. Ahmed
el-Cüzamî'den ders ald. Bu erefüddin o zaman çok yal olup çok ar
duyard. Zehebî duysun diye bara bara okuduundan dört hizibden fazla
okumadan sesi kslr imi. Zehebî skenderiye'de iken orann dier
alimlerimde ihmal etmeyip onlardan da icazet ald. Zehebî
hicri 698 ylnda hacca hareket etti. Ama o her hareketten ilim
bekleyen biri olduu için bu yolculuunda El-Ulâ, Maan, Mekke,
Arafat, Mina ve Medine'de bile bir çok eyhten icazet aldn yine
bizzat kendisi "Mucemi-üyuh" unda anlatr. Böylece Zehebî,
daha hicri birinci asrn sonunda ortaya çkan ve üç asr devam eden
hadis alimi olanlarda neredeyse birinci art derecesinde kabul
edilirken zorluu sebebiyle terkedilen lmi "Rh- Iet"i tamamlam ve
çeitli yerlerdeki hazinelerede el atarak daha sonra kendisini
"tarihin gördüü en büyük alimler" arasna koyacak olan bütün
malzemeyi ele geçirmi bulunuyordu. Zehebî, zaten çok düzenli
okumutur. Önce Nahiv ilmini. iir, lügat ve edebiyyat
okumutur. Bundan sonra eyhlerin icazeti ile bir çok meazi,
siyer tarih ve eyhlerin mucemleri ile teracim-i ahval kitaplarn
okumutur. Daha sonra hadise girerek bütün hayatnca sürecek
bir tedrisata balayp yüzlerce temel hadis kitabn eyhlerin
icazetiyle okuduu gibi Hasen b. Ara'fe'nin "Cüz"ünü. bni Fil'in
"Cüz"ünü ve pek çok ufak eserleri pek çok eyh önünde okumak
talihine ulamtr., Zehebî'nin yetimesinde en büyük etkenlerden
biriside, onun daha okurken kvrak ve nefis kaleminin ilerde kendine
lazm gelecek pek çok eseri ksaltmasdr. O bunlar bir taraftan
ksaltrken
lim çin Katland Zorluklar
Elbette Zehebî çamzla kyas edilmeyecek zorluklarla okumu
biridir. Bir kere dört be yalarnda balayp, aralksz 24 yl
durmadan üstadlardan ders alm bunun için deve, at srtlarnda nice
me- safeler kat etmitir. Bundan sonraki hayatnda gözlerini
kaybedecek kadar bir dinamizmle, Ömrünün sonuna kadar ay ve mum yla
bir yandan okuyup bir taraftan okutarak bir de yazarak müthi bir
hizmet ifa etmitir. Ancak Zehebî'nin bu konuda en enteresan
yönü ilim akna sevmedii kimselerin bile önüne diz çökmü olmasdr.
Mesela Mu'ce-mü-üyuh adl eserine bir göz atnca u ifadeleri
görüyoruz:
30[28] mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/45-46
31[29] mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/46-47
«Allah ona acsn. Namazlarn tam klmazd.» eyhi sa b. Ab-dirrahman.
(Mucem no 595). «Üzerinde dininin prlts gözükmezdi. Lakin
bendeki ilim açgözlülüü beni bunun gibi heriflerden ilim almaya
evketti.» eyhi Ala'üddin Ali b. Muzaffer. eyhi Muhammed b.
Ahmed el-Makdisi'ye "Zavallnn biri. Hep kötülenirdi." Mahmud
b. Yahya için "Ahlaksz aklsz." der. -Yine eyhlerinden
Muhammed b. Ebî Bekr'in ii olduunu anlatr. (Mucem no 889).
Yine böyle bir çok eyhini tenkid eder.32[30]
Zehebî'nin Kadn Hocalar
Zehebî'nin en orijinal yanlarndan biride onun binlerce alimde
görülmeyen bu yandr. O ilim için kadn erkek ayrmam ilmi bulduu her
yerden elde etmeye komutur. Hafz Zehebî bata halas
SittÜ'I-eh! binti Osman b. Kaymaz b. Abdillah ez-Zehebî olmak üzere
sadece "Mucemü-üyuhunda" tam benim saymamla yüz tane kadn eyh ad
verirki bunlardan Harmiye bn. Nasir'dan Taberanî'nin müntehabmi
okuduunu anlatr. (Mucem terceme no 234). Zehebî bunlardan
yapt rivayete örnekler de verir. Bir erkein çamzda
bunu dindar olarak tasavvuru bile zor. imdilerde deil bir kadndan
ders almak icazet almak bir erkek hocann vazna bile kadnlarn
gitmesi çok acayib karlanr. Tabi bu dindarlar arasnda. Gevekler
arasndaki hükmün zaten meclisimizde yeri yok. te Zehebî gibi
bir insan yedi asrdan beri Hadis Rical ve Tarih sahalarnda
kendisinden sonra gelenlere rehberlik yapmaya devam ediyor ve hiç
birimiz onun eserlerinden müstani olamyorsak onun bu ilme verdii
deer onu böyle deerli yaptndandr. Yoksa nice me-hur olmu alimler
biraz sonra nisyan mezarlna gömülüp
gitmilerdir.33[31]
Kadn eyhleri
I- Cevze binti Abdillah, 2- Habîbe binti brahim,
3- Habîle, 4- Harmiye binti Nasr eî-Makdisiyye'den
Taberanî'nin Müntehabn okumutur. (Mucem 234). 5- Hatun binti
Abdillah. 6- Hadice binti Ahmed b. Abdiddâim, 7- Hatice
binti shak b. Halil, 8- S-Hadice binti Ha-zim, 9- Hatice binti
Abdirrahman. 10- Hatice binti Abdirrahman b. Ömer, 11- Hatice binti
Abdirrahman b. Muhammed. 12- Hatice binti Abdirrahman b. Muhammed
b. Abdilcebbar, 13- Hatice binti Razî, 14- Hatice binti Ömer
el-Ukaylî, 15- Hatice binti Muhammed b. Sa'd, 16- Hatice
binti Muhammed el-Meratibî, 17- Hatice binti Nasrullah,
18- Hatice binti Yusuf, 19- Rukiyye binti Musa e-a'râri,
20- Zahide binti shak. Tam yirmi tane Zeyneb adl âlime
21- Sâra binti Abdirrahman, 22- Sittü'I Ehl
binti'n- Nâsh,
23- Sittü'l ehl binti Osman b. Kaymaz b. Abdillah ez-Zehebî.
(Müellifin Halas), 24- Sittü'l Hutaba binli Ali b. Muhammed b.
Ali el-Bâlsî, 25- SittU'd-Dâr el-Hameviyye, 26- SittU'l Arab
binti brahim, 27- SittU'I Arab binti Abdillah,
28- Sit-tü'l Arab binti Ali, 29- Sittü'I Arab binti
Yahya, 30- SittU' Fükaha binti brahim, 31- Sittü'l Fukaha
binti Dâvûd, 32- Siîtü'I Fukaha binti Yusuf, 33- Sittü'I
Fahr, 34- SittU'l Kudat binti Muhammed, 35- Sittü'l
Vüzera, 36- SittU'i Kudâd binti Yahya, 37- Seyyide binti
Musa, 38- Safiyye binti Ahmed, 39- Safiyye binti Ahmed
es-Sâlihiyye, 40- Safiyye binti Ahmed el-Ezdiyye,
41- Safiyye binti Abdirrahman, 42- 6 tane Aie
43- lzzünnisa, 44- Azbe binti Muhammed, 45- Fahra binti
Abdillah, 46- 17 tane Fatma 47- Nahve binti Muhammed,
48- Nefise binti brahim, 49- Hediyye binti
Abdillah, 50- Hediyye binti Abdilhamid, 51- Hediyye binti Ali
b. Asker, 52- Vecîhe binti Ömer, 53- Vezîre binti
Yahya.34[32]
Zehebî'nin Yetimesindeki Etkili Alimler
Zehebî'nin hayatna dair eser veren Bear Avvad Ma'ruf (s.99)
Zehebî'nin en fazla etkilendii üç alimin ismini vererek bu dördünün
ölünceye kadar süren arkadalklar olduunu ve birbirlerinden çok
faydalandklarn söyler. Bunlar srayla unlardr:
1- Cemalüddin Ebû'l Haccac Yusuf b. Abdirrahman el-Mizzî D.
654 Ö.742. Bu zat bni Kesir'in kaynpederidir. 2- Takyyüddin
Ebû'l Abbas Ahmed b. Abdü'l Halim bni Tey-miyye D.661 6.728,
3- Alemüddin Ebû Muhammed Kasm b. Muhammed el-Birzalî D.665
Ö.739. Bunlarn her biri yekdierinden okuduklar gibi ayn
Üstadlarda da okumulardr. Zehebî'nin kendi ifadesine göre,
kendine hadis ilmini Birzali sevdirmitir. En çok yararland
biri olan arkada Kasm b. Muhammed el-Birzalî'yi : -mam, Hafz,
Mütkn, Sadk. Hüccet, bize daima yararl öretenimiz, arkadamz, am'n
hadiscisi, asrn tarihçisi, "eyhimizin olu'1 diye över.
Mizzî'yi ise "daraldmz yerlerin, çözemediimiz problemlerin hal
edildii yer" diye över. bni Teymiye hakknda da: "O benim gibi
birinin kendisini Övmesinden daha yücedir. Rüknü hacer
34[32] mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/49-50
lmi Makamlar
Zehebî, o devre göre en yüksek ilmî mansblan elde etmiti. Vefat
ettiinde u yerlerin Hadis eyhi bulunuyordu.
1- DarUM Hadisi1! Urviyye 2- Darül HadisMn-Nefîsiyye
3- DarlTl Hadis'it-Tengziyye 4- Darü'l
Hadis'il-Fâdla 5- Türbet-i Ümmü Salih37[35]
35[33] Zehebî Mu'cemin 1/56. Terceme no 40'ta bni Teymiyeyi
"Çann birda-nes" gibi ifadelerle Övdükten sonra:
-Elhamdülillah! Biz onun hakknda ne an gidenlerden nede hakkn
vermeyenlerdeniz. Tabi'inin ve Tebei Tabiinin alimlerine
kemal anlamda onun gibi benzeyen biri görülmedi. Ben onun
gibilerini ancak kitablarda görüyorum... diyor.
36[34] mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/50-53
37[35]
Daram 2/59, Müsned 4/309-335, N'esai 5/264, bni Mâce
30Î5 Tirmizî 889-2985 Tahavî 2/209 Darakutni 2/240 Beyhaki
5/116 E. Dâvûd Tayalisi 1/220 Hakim 1/464, 2/278 bni Hibban 890
-2975 Temhid 2/97-9277 bni Sa'd 2/1/129 Buharî Tarih
2/111-5/242 bni Huzeyme 2822
Zehebî'nin Sünnet Anlay
(Konuyu bni Teymiye Fetava cilt. 27/106-110 arasnda uzun uzadya
tartr.) Görüldüü gibi Zehebî burada iay tekfire yana myor. Yine
Zehebî, küfür gi bi görünen bir sözü iyiye hamlede
bilecek bir yan varsa ona hamleder. Mesela bni Hibban'
Tezkeretü'l Huffaznda ve Tarihü'l slammda ve Siyerinde müdafa eder.
Zira Abdullah b. Muhammed el Ensarî "Zemmü'l Kelam1' adl eserinde
bni Hibbann "Peygamberlik ilim ve ameldir" dediinden zemmedilip
halifeye yazldn, onunda öldürülmesine hükmettiini anlatr.. Zehebî
buna cevaben derki; «Bu acayib bir hikayedir. bni Hibban
büyük slam imamlarndan biridir. Onun hata etmeyecek derecede masum
olduunu iddia etmiyoruz. Ancak bu sözü müslüman söylese bireye,
kafir söylese baka bir eye atfedilir. Müslüman onu uygun
olmayan bir eye itlak etse ma'zur sayar ve o bununla söyledii eyde
bulunan anlamn bizzat kendini kasdetmedi deriz. Peygamberimizin;
"Hac ar afa günüdür." sözü de böyledir. Malumdur ki kii srf
arafa günü vakfeye durmakla hac olmaz. Dier farzlanda yapacaktr.
Efendimiz burada haccin en mühimi üzerinde durdu. Yoksa haccn ne
olduunu haber vermek istemedi. te bni Hibbanda bu sözüyle
peygamberliin en önemli rüknünü belirtiyor. Çünkü
peygamberlerin en kamil sfat ilim ve ameldir. Hiç kimse bu ikisi
olmadan asla peygamber olamaz. Bu ikisi kendinde olan
herkeste peygamber olamaz. Zira peygamberlik hak vergisidir. Onu
elde etmeye kulun çaresi yoktur. Aksine Nü büvvet ile lmi
Ledünni ve salih amelde meydana gelir. Bu sözü kafir filozof
söylediinde ise "Peygamberlik ilim ve amel sonucu elde edilebilir"
demektedirki bu küfürdür. bni Hibban ise asla bunu
kasdetmiyor.»38[36] diyor.39[37]
Zehebî'nin lmi Yönleri
Zehebî'nin eserlerine bir nazar etmek bile onun ne kadar çok yönlü
bir alim olduunu izaha kafidir. Onun hadisteki yerini izah zaten
ayptr. Tarihte bence ona yetimi birini henüz duymadk. Rical
ilminin yegane üstad O dur. Akaide dair pek çok
risaleler yazmtr. "El- bas ven- Nüür" El Kader, El-Erbaîn
fi Sfat-i Rabbil âlemin, Kitabü'l ar, El Kebâir ve El UJuv en
mehurlardr. Zehebî bu ilimde hadis ehlinin yolunu ter cih etmi
olduundan Zahid Kevserî tarafndan tenkid edilmitir. Ama Üstad Zahid
Kevserî'nin en zayf tenkidi bunlardr. Zehebî Fkhla iç içe ama hadis
taraf ar basan bir hafz olduundan müstakil ve kuru bir fkh kitab
yoktur. bni Hazm'n el Muhallâsn ihtisar etmi çok konuda ise ufak
risale yazmtr, Ancak bütün kitaplarnda yeri geldikçe fkhi görüünü
açklar. Mesela Tbbün- Nebevî adl eserinin sonunda mûsikî ile
tedavi ve mûsikînin hükmüyle ilgili çok enteresan bir izah
vardr. Eserlerinin hemen hepsini iir ve hikmetle süsleyii,
kitablarn-daki çok akc üslubu, hiç kusursuz yaz sitili, kulland
kelimelerin bolluu, onun lügat ve Edebiyat ilminde ne derece iyi
bir yönü olduunu belgeler. Hadis nakleder gibi eyhlerinden iirlerde
nakleder. Zehebî tedlis yalpan ravi adlarn içeren bir eserini
iir le kaleme almtr. Yine tarihinde göreceimiz gibi halife
adlarmda iirle verir. Zehebî'nin en acayip yönlerinden biride daha
sabi çandayken bile güzel yaz yazmasdr. Onun bu yaz güzelliini
gören Birzalî, bu güzel hat ile hadis yazmasn tevik ederek hadis
ilmine geçmesine se- beb olmutur. Tabi matbaann olmad devrede
alimin yazs çok önemlidir. te eski kitap hazinelerimizden bir çou
bize Zehebinin hattyla ulamtr. Ahlak yönüyle Zehebî tam bir
peygamber varisi idi. Onun hayatn yazanlar, onu hep hayr ile yad
ettikleri gibi, muhalif olanlar bile onun bu yönde kamil bir insan
olduunu teslim eder. Talebelerinin en mehurlarndan biri olan
Zerkei onu öyle anlatr... -Tam Zahidlii, bakalarn nefsine
tercihi, hayra ilk koan olmas, gelecee rabet etmekle birlikte
hayatn peygamberin hadisleri, uruna feda etmesi ona bak^a haslet
aratmaz.40[38]
lim Dünyasna Tesiri Ve Talebeleri
slam dünyasn sürekli olarak tesiri altnda tutan ve kyamete kadarda
tutacak olan baz alimler ve ilim dallar vardr. Mesela bir
Fkh, bir Hadis, bir Tefsir, bir Tarih, bir Akaid ilmi vazgeçilmesi
hiç bir çada imkansz olan, sadece özenenleri deil müslüman olan
herkesi yakndan ilgilendiren ilim dallardr. Heyet, tb,
meslekler, usul, mantk, edebiyat vb. ilimler gibi vazgeçilmez bir
takm ilim dallar da vardrki, bunlar umumi deil sadece ilgilenenleri
alakadar eden ilimler ubesindendir. Yine baz ilimler mevzi yada
belirli dönemlerde öhret bulurken, çan geçii ilerlemeler onlarn
unutulmasna sebeb oîur. te bu ilimlerde, bir âlim ne kadar
ilerlerse ilerlesin o ilme damgasnn vuran o ilmin bir ilim dal
oluumundaki geliimi hazr - Iayan alimler seviyesine
varamamaktadr. Hele o ilim asrlar içerisinde ilene ilene iyice
gelimi ise, sonraki gelenlerin ilimleri sadece bu ii ilk kurup
gelitirenlerin yaptklar ve yazdklarn okumakla geçer. Böylece o
ilmin srrna ve esasatma dair bir bilgisi bulunmaz. Bunu u
misalle öylece daha iyi anlayabiliriz. Çan en mehur aletlerinden
biri olan Bilgisayar,
bilgisayar mühendisi olan biri tarafndan çok güzel kullanlr
akl almaz eyler yaptrlr. Ama o bilgi sayar yapanlarn hududunu
kimse geçemiyor, devaml onu yapan firmalara baml kalnyor. Bir
Televizyon tamircisi bir elektronik mühendisi bu makinay yapanlara
sürekli olarak baldr. te slamî ilimlerdede durum ayn olmutur.
Artk fkhta hiçbir hanefi alimi hanefiliin kurucusu mam Ebû Hanife,
Ebû Yusuf, mam Muhammed olmamaktadr. Artk afii, Mâlik, Hanbelî, Ebû
Davud'u Zahirî ve benzeri ilk müctehidler salikleri tarafndan ancak
taküd edilebilmektedirler. Hadiste kimse ilk devrin
otoriteleri, ricalül hadis iîe beraber yaayp onlarn hallerini
yakynen bilen mam Ahmed, Buhar, Müslim, Yahya b. Main, Yahya b.
Said, Ebû R uz'a, Razî, Nesâi, Tahavî. bni Adiy ve arkadalarna
ulaamamakta. Tefsirde dirayet kaps ve rivayet kaps açk
olmasna ramen bir Taberî, bir Sa'lebî asl olma özelliini hiçbir
zaman yitirmediler. Sonraki tarihçiler ne yaparlarsa yapsnlar ilk
tarihçiler olan Musa b. Ukbe, Urve, bni Sa"d; Vakidî, bni shak, bni
Hi4m. Halife b. Hay-yat ve ilk hadis mecmualarndaki siyer ve meazi
bölümlerini kolay kolay aamayp bu verilerin altnda ezilince ancak
nakilcilikle yetinmeye mecbur kalmaktadrlar. te bu
ilk kurucular ve onlar takiben gelen yardmclar çalma yaptklar
sahalarda gereken bütün hazrl ikmal edip sistemi kurunca ortaya
mezhebler çkm olmaktadr. Artk sonrakiler ilk kaynaklar tarama
yerine hazr bulduklar bu sistemin içinde yer alyor ve taklidciler
snfna giriyor. Bu anlattklarmz sadece fkhi mezhebler için deil ayn
zamanda hadis tefsir, akaid, tarih ve edebiyyat sahalarndada
geçerlidir. Ancak önceleri fkhi ve itikadi meeler daha fazla alaka
gördüünden mezhebkr sadece bunlar için kullanla gelmitir.
Tedvin devri saylan selef devrini takiben gelen alimlerin selef
gibi aslnda asln kavramalarna onlar gibi yürümelerine üç büyük
engel vard; 1- Peygamberin hadis ve ibadet tarzn bizzat
nakleden ashab ile onlarn yetitirdii tabiin alimlerini
bizzat görme, onlardan ilim alma, sebebleri onlara sorma
anslar olmad gibi: onlarn bilgilerine araclar, (raviler) yoluyla
ulaabilme imkanda çok zor bir i olmu tur. Çünkü Ebû Hanife ve Mâlik
gibi ilk devir müctehidleri bu bilgileri ilk kaynak olarak
Peygamberden almasalarda arada ya bir tabiin olur yada hiç olmaya
bilirdi. te zaten ashabn hepsi "Sika" tabir edilen güvenilir
kiilerdi. Onlardan sonrada en güvenli tabaka tabiin idi.
Binaenaleyh o devir alimlerinin rivayet zincirinde zaten tenkid
edecek kimse yoktu olsada saylan okadar kabark deildi. Nihayet bir
kaç yüz rica! ad
bir kimsenin ömrü bunlar okumaya bile yetmiyordu. Hem
okuyuncada hadisenin yorumlanm ekli olduu için zihin, temel
prensibler meselesine eilim göstermiyor, hazr naklediyordu. ster
istemez doru bile olsa baka binlerinin yönlendirilmesi altna
girilmi oluyordu. Buda bu konuda alimlerin taklid tarafn
gelitiriyordu. Bunun günümüzde de son derece geçerliliini
koruduuna ahidiz. Ömür boyu Risale-i Nur'lar okuyan bir nur akirdi
asla ve kafa bir Bediüzzeman olmad, olamyaca gibi Üstad
merhumun
bu görüleri nasl ortaya koyduunu kavramas imkanszdr. Nitekim
Mevlana'dan günümüze Mesnevî en çok okunan kitaplardan biri iken
onu okuyarak Mevlanalaan kimse duyulmad. Kimse mam Rabbanî'nin
Mektubat ile ilmi baz sonuçlara varsada ilmi hiç bîr paye~edinmedi.
Çünkü temel çok rakta kald. 3- Bu iki ana sebebin yannda
üçüncü âmilde; zaman zaman or taya ilmi dirayet ve medeni
cesaretle çkan baz zavat olsada, za-mana kabuklam olan islami
düünce salikleri bal bulunduklar mezheb, eyh ya da imam müdafas ile
bunlar sindirdiler ve çok yerde silindir gibi ezip geçtiler.
te biz mam Zehebî'yi iyi anlayabilmek için u anlattm üç prensibi
göz önüne getirmeliyiz. O zaman görüyoruzki; mam Zehebî Peygamber
(s.a.v.) devrinden yedi buçuk asr sonra ortaya çkt zaman her türlü
fikir savunulmu mezhebler yerlemi, tarikatlar iyice kökleip
devletleri idare edenleri bile etkileri altna alm,
hadis konusu didik didik edilip hadis yazmann her ekli, gerek
müsned, gerek mucem, gerek fkhi, gerek yl, gerek isnad derecesi,
gerek erh, gerek nakid hepsi ama hepsi, tekamülün zirvesine ulap
üçüncü asrdan sonralar ise artk hadis tahsili edilemeyecek
boyutlara ula mt. Sonralar ise artk hadis tahsili senedine
sepetine bakmadan her hangi bir hadis kitabn okumakt. imdilerde ise
ülkemizde yalan dorusundan fazla olan bir uydurma hadis kitablarni
okuyanlar hadisçidir. Zehebî, bu olumsuz yönlerin hepsinin
yaand bir çada yetiip ba ilim Himalayalarnn doruuna yükselmi, ei
çok ender görülenlerden biridir. O, hadis ve tarih sahasnda ya
yirmibee vardnda ne kadar temel eser varsa onlardan icazet alm
bulunuyordu. Muce-minde kendisinin skenderiye'de bni Hiam'n
Sîres'ini alt günde okuyup icazet aldn anlatr. Bu kitab bugün baz
slam üniversitelerinde slam tarihi olarak dört ylda
okutulmaktadr. Zehebî hadisin her sahasnda üstaddr. Eer
hadiscilik mesleini mezheb sayarsak o bu mezhebde tabi deil
bal bana bir mezheb kurucusudur. Yukarda üçüncü maddede belirttiim
tarifgir taassubu
Zehebî, îsiami ilimlerin temeli olan hadisin her dalnda verdii
emsalsiz eserleri ile kendi devride dahil günümüze kadar bütün
alimleri etkisi altna alm bahtiyar bir zattr. Bu fakir bile Zadü'l
Me- ad'n tahkikinde en fazla Zehebî'ye dayanmtr. Ancak Zehebî'nin
etkisi taklide deil tahkike sevkeden müthi bir öretimdir.
Talebelerine gelince; Aslnda son on ylmn büyük arl kitap yazmakla
geçmi birisi olmam hasebiyle yakîn derecesinde biliyorumki Zehebî
gibi bir kimsenin direk talebesi olmamas gerekir. Zira biraz
sonrada göreceimiz gibi ikiyüz küsur ayr eserle üçyüzü akn ciid
kitap yazan insann uykuya bile zaman olamaz. Bu tip zatlarn
eserleri bir. nevi mektep olduundan onu okuyanlar bizzat onun
talebesi olmu oiurlar. te bu anlamda Zehebînin talebeleri
yüzbinlerle ifade edilmelidir. Ancak Zehebî yukarda adn
belirttiim alt medresede bizzat talebe yetitirmitir.
TezkeretiTl Huffaz'm Zeylinde (sayfa 36) talebesi El-Hüseynî Ondan
Kitap ve Sünneti çok kimse örendi" demektedir. Bizzat önünde
ders alanlar arasnda Subkî, Birzalî, El Alaî, bni Kesîr, bni Receb.
bni Rafi'de vardr ki bunlarn her biri asrlarca slam dünyasnn en
benam alimi olma erefine ermilerdir. Burada alimlerin onu
nasl methettiine yer vermeyi düünüyor dum. Ancak bu metihleri
okuyunca Zehebînin gerçekten bu övgüler den daha yüce olduunu
müahede edince vazgeçtim. Ancak babasnmda kskançl ye afii
mezhebinde ar müdafa-clmn etkiside bulunmas yüzünden baz konularda
Zehebîye reddiyelerde yazan Taceddin Subkinin Zehebi
hakk ndaki u sözleri ibretlidir. «eyhimiz, üstadmz, mam,
Hafz... Asrn hafz; Asrmz dört büyük hadis hafz görmütür.
1- Mizzî, 2- Birzalî, 3- Zehebî, 4- Babam,
onlarn asrnda beinci bir kimse gösterilemez........»
1- Et-Telvîhat fî ilmi'l-Kirâat. (Asl bulunamad) 2- EI-Erbeûn
el-Büldâniye. (Yazma. Teymuriye kütüphanesi: 438)
3- Es-Seiâsûn el-Büldaniye. (Aslna rastlanmad) 4- Men
küntü mevlâhü fe'Aliyyün mevlahü» hadisinin tarikleri. 5-
EI-KeIâ alâ hadîsit-Tayr. (Bu Tirmizi'nin Süneninde 3721 no ile,
Hakim'in Müstedrekte 3/130. Hatib Tarihinde 3/171'de Ebû Ya'la
7/4052 Enesten öyle bir haber nakleder: Efendimizi (s.a.v.)'e
bir kzarm ku getirildi. O da <Allahm! Bana yaratklarn en
hayrlsn gönderde, benimle birlikte bu kutan yesin." buyurmu.
Bunun üzerine Hz.Aii çkagelmi. te Zehebî bu eserinde hadisin bütün
tar îklar-n nakil ile hadisin sahih dereceye ulamasada bir asl
olduunu belirtir. 6- El-Müstedrek alâ
Müstedreki'l-Hâkim. Bu Müstedrekteki zayf ve uydurma hadisleri amil
bir eser olup am zahiriye kütüphanesinde (Mecamî' no 62) bir ksm
mevcuttur. 7- Kitabüz-Ziyâdat el-Muzdaribe: Sika olmayan
ravilerin sika ra-vilerin rivayeti gibi rivayet edip bir yere
sokuturduu ziyadenin ilmen Muzdarip olduunu isbatlayan bir
eser. 8- Turuku-ehâdîsin-Nüzûl.
9- El-Azbüs-Silsilfil-hadîsi'l-müselsel. (Yazma, Teymiye/Hadis
542) 10- Minyetüt-Tâlib li a'zabi'l-Metâlib.
41[39] mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/57-62
62- Zikru men yü'temenü kavîuhû fi'l Cerh vet-Ta'dil.
63- Zeylü'l-arât 64- Zeylü Düveli'l-slâm.
Matbu. 65- Zeylü-Siyeri'l A'lâmin-Nübelâ.
66- Zeyli-divânüz-Zuafâ. (Üçüncü Ahmed Kütübhanesi no
3053/1) 67- Zeyli-Kitâbüz-Zuafâ li bni'l Cevzî.
68- Ezzeyl alâ Zeyl'iz-Zuafâ. 69- Zeylü'l Iber fî
haberi men aber. Matbu. 70- Er-Red alâ bni'l
Kattan. 71- Kitabüz-Zelâzil. 72- Siyeri
A'lâmin-Nübelâ. Matbu 25 cild. 73- Tabakatü-üyuh.
74- EI-Abâb fit-Târîh. Bulunamad. 75- El-ber fi haberi
men aber. Matbu. 76- Unvanüs-Siyer fî
Zikris-Sahabe. 77- EI-Kbân. 78- El-Mücerred fi
ricali bni Mâce (Zahiriyye no 531/Hadis).
79- El-Mürtecel. Bulunamad. 80- El-Mütebeh
fir -Ricâl. Matbu 3 cüz. 81- Mu'cemü-üyuh el-Kebîr.
Matbu. 82- Mu'cemü-üyuh el-Evsat. Matbu.
83- Mu'cemü-üyuh es-Saîr. Matbu.
84- Mu'cemü'l-Muhtas bil Muhadiseyi'î Asr. Matbu.
85- Ma'rifetü âli Mende. 86- Ma'rifetü'l Kurra
el-Kibar. Matbu. 87- EI-Muîn fi tabakati'l Muhadisîn
(Feyzullah aa 1528/stan-bul). 88- El-Munî fiz-Zuafâ.
Matbu. 89- El-Mukaddimetü zaten-Nikat fi'1-Elkâb.
90- Men tükillime fîhi vehüve mevsukun. Matbu. 91-
Mizânü'I tidal. Çok basm yapld. Zehebî'nin en mehur eseri budur.
Burada zayflan derecelendirir. 92- Hâletü'l Bedr fi adedi
ehli Bedr. 93- Ahbari Ebî Müslim el-Horasânî
94- Ahbarü Ümmi'l-Mü'minîn Âie (R.A). 95- Et-Tbyân
fî Menakb' Osman (R.A). 96- bni Ukde el-Köfî.
97- Hayatü Ebî Hanife. (Zahid Kevser mejjujm neretti).
98- Tercemetü Ebî Yusuf. Buda bir öncekiyle neredildi.
99- Ahmed b. Hanbel. 100- Hdr. 101-
Es-Seleft. 102- afiî. 103- E-eyh el-Muveffk.
104- Mâlik b. Enes. 105- mam Muhammed b.
Hasen
212- Ehâdîs-U Muhtasar- bni'l Hacîb.
213- Sülasiyyâti ibni Mâce (Zahiriyye kütüphanesi Mecmu no
59) 214- El-MUntekâ min Hadîs-i Takiyyüddîn bni-eyh
el-Ba'lî. Zehebî'nin bunlarn dnda eyhlerinden yapt dört
adetde tahrici vardr. Allah ona rahmet etsin. Eserlerinden istifade
nasib etsin.42[40]
42[40] mam Zehebi, Tarihu’l-slam, Canta Yaynlar: 1/63-73
3.BÖLÜM Ölümü Ve Evladlar
Safedî'nin, bni Dakmak'n, Subkî'nin belirttiklerine göre Hafz
Zehebî bu müthi çalmalarnn sonuna yaklarken ömrününde sonuna doru
yaklayordu. Vefatndan dört yl önce gözlerine inen bir su
sebebiyle hastalanm bulunuyordu. Artk gözleri görmemeye ba lamt.
Kendisine: \ -Gözündeki bu suyu/aldirsaydn tekrar görürdün,
dediklerinde buna kzar ve "bu gördüünüz o su deildir. Ben kendimi
iyi tanyorum. Çünkü gözlerim yava yava azalarak görmesini kaybetti"
der - di. mam yetmi sekiz yan doldurmu bir halde iken
bir pazartesi gecesi, gece yansndan önce Zil- kade aynn üçüncü gün
hicri 748 ylnda Samdaki "Ümmü Salih Türbesi" ad verilen medresede
vefat etti. Yine Samdaki "Babüs-Sair" denilen kabristana
defnedildi. Zehebî'nin üç çocuu vardr ki: Üçüde ilimde kendi
yolundaydlar: 1- Kzi Emetü'I Aziziyye: Hem babasndan
hemde bir çok eyhten icazet ald. Bu kznn olu olan Abdülkadir
dedesinden okuyup "Ta~ rihü'l slam" kitabn rivayet etme icazetine
ulat. 2- Olu Ebûd-Derda Abdullah. Babas onu pek çok
eyhte okuttu-ysada daha genç bir yata (48) 754 ylnda vefat
etti, 3- Küçük olu ihabüddin Ebû Hüreyre Abdürrahman.
Bu olu 715'te doup ta 799 ylna kadar muammer olmu bir çok ilimleri
babasndan ve dier alimlerden okumutur. Bunun olu olan Muhammed b.
ihabüddin adndaki çocuuda dedesinden "Tarihlinin icazetini alm idi.
Allah hepsine rahmet etsin. 43[1]
Tarihte slam'a Dair Birkaç Söz
Tarihte slam'a biz ufak bir tertip deiiklii ile giriyoruz. Zira
Zehebî'nin el yazmasna göre ilk cild "Meazi" bölümüdür. Bu baz
tarihçilerin de adeti olup önce tercemei hali yerine o zatn katld
savalara ve olaylara yer verip sonra sireye geçilirdi ki. Zehebî de
böyle yapmtr. Buna ramen biz, önce Efendimizin sîre ksmndan
balamay uygun gördük. Kitabn bizzat Müellifi Zehebî tarafndan
yazlan el yazma nüshas Ayasofya kütüphanesi 2005 rakamnda kaytldr.
Bu fevkalade okunakl bir nüsha olup dier yerlerdeki nüshalar bunun
kopyesidir. Bu nüsha ayn zamanda Zehebînin talebesi büyük tarihçi
Safedî'nin bunu üstadn önünde okuyarak mukabelesini tamamlad
tenkihli bir nüshadr. Tarihüv slamn yine stan