84
YIL: 2 SAYI:7 / OCAK - ŞUBAT 2014 FİYAT: 10 Antalya Serbest Bölge’nin Devlet Desteğine İhtiyacı Var Emre Şandan Yurtdışından 74 Adet Projenin Recoating’i Türkiye’de Yapılacak Capt. Koray Karagöz Networkümüzün Büyüklüğü Hizmetimizin Ana Kaynağını Oluşturuyor Ali Türk Türkiye, Kruvaziyer Turizminde Yükselen Bir Grafik Çiziyor Yücel Gökgöz

7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Gemi-Yat İnşa, Savunma ve Sanayi ve Uluslararası Deniz Ticareti Dergisi

Citation preview

Page 1: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

YIL: 2 SAYI:7 / OCAK - ŞUBAT 2014FİYAT: 10

Antalya Serbest Bölge’nin Devlet Desteğine İhtiyacı Var

Emre Şandan

Yurtdışından 74 Adet Projenin Recoating’i Türkiye’de Yapılacak

Capt. Koray Karagöz

Networkümüzün Büyüklüğü Hizmetimizin Ana Kaynağını Oluşturuyor

Ali Türk

Türkiye, Kruvaziyer Turizminde Yükselen Bir Grafik Çiziyor

Yücel Gökgöz

Page 2: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

THY IMAJ DENIZ DERGISI 220X290 TR.pdf 1 04.02.2014 15:29

Page 3: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014
Page 4: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

Yönetim7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibiİbrahim Kocamış

Sorumlu Yazı İşleri Müdürüİbrahim Kocamış[email protected]

EditörÇilem Kocamış[email protected]

Katkıda Bulunanlar Kapt. Kubilay Ulucan Ömer ÖztürkPerviz Gasimov

Görsel YönetmenGrafikart

Kapak FotoğrafıÖmer Öztürk

Yayın Danışma KuruluAltan Köseoğlu, Atilla Özdöl, Can Besev Engin Koçak , Kapt. Kubilay Ulucan Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan Prof. Dr. Güldem Cerit, Kapt. Savaş ErcanBahadır Tonguç, Rıza ArslanSemih Ege

TemsilciliklerABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucanİngiltere Temsilcisi: Tahsin ÖzalanFransa Temsilcisi: Onur Koyuncuoğlu

Reklam ve AboneReklam ve Halkla İlişkiler MdEbru İş[email protected]

İletişim adresiOsmanağa Mah. Reşit Efendi Sok.

No: 66/22 Kadıköy / İstanbul

Tel: 0216 550 55 46

e-mail: [email protected]

CTP ve BaskıÖzkan Basım Tanıtım Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.

Yayın: Yerel - Süreli Yayın7deniz dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. İzinsiz hiçbiryerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumluluğu sahibini bağlar.

İÇİNDEKİLER

4 Afrodit: Engin Maviliklerin Köpüklü Başı…6-19 KISA KISA20 Antalya Serbest Bölge’nin Devlet Desteğine İhtiyacı Var24 Yurtdışından 74 Adet Projenin Recoating’i Türkiye’de Yapılacak30 Denizcilik Bir İşten Çok Aşktır34 Türkiye, Kruvaziyer Turizminde Yükselen Bir Grafik Çiziyor38 GEZİ38 İki Okyanusun Kıyısında Bir Şehir “Cape Town”40 Networkümüzün Büyüklüğü Hizmetimizin Ana Kaynağını Oluşturuyor42 LİMAN ŞEHİRLERİ,YAZI DİZİSİ42 Dünyanın En İşlek Liman Şehirlerinden Biri ‘SİNGAPUR’48 SAVUNMA52 2014’te 2. El Tekne Piyasasında Hareketlilik Yaşanacak56 TST Orgem Denizcilik’te Kalite ve Servis Birinci Planda Geliyor60 Azerbaycan Denizcilik Sektörünün Gelişeceğine İnancımız Tam64 Alışılmışın Dışında Bir Program; Oltaya Geldik…68 DERNEKLER68 Kalkavan “Türk Denizciliğini Geliştirmek Bizim İşimiz”69 ROFED’in İlk Kuruluş Toplantısı Yapıldı69 Koster Armatör ve İşletmecileri Derneği Kuruldu

MAKALE28 Kubilay Ulucan: Açık Denizde Rüzgar Enerjisi Projeleri70 Engin Koçak: Koster Ticaretinde Fırsatlara Hazır mıyız?74 Bahadır Tonguç: BIMCO Stevedore Damage Clause for FIO Voyage Charter Parties 2008

Page 5: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014
Page 6: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 4 | • OCAK-ŞUBAT

Editö

r

İnsanoğlunun, insan imgesinin düşünebildiği en güzel güzellik; Afrodit’tir. Deniz üstünde yıldızlar, başka yerlerden görünenlerden daha gençtir, şen ve şakraktır. Samanyolu, elmas

tozunu geceye boydan boya serper. Ay, Afrodit ta-pınağına harıl harıl akan bir nur çağlayanıdır. İnsan, deniz üstünde ay ışığının serin ve büyüleyici öpücü-ğünü kendi yüzünde hisseder. Denizin sesi uzaklar-dan yüzyıllardan tarihin esintisini ve ruhunu kıyılara vurarak şehirlere taşır.

Afrodit, hayal edilen, aranan gerçek güzelliktir. Ka-dın, erkek, çoluk çocuk milyonlarca insanda yaşa-yan, yürüyen, bakan ve seven-sevilen bir tanrıçadır. Sümerliler ona “İnanma” dediler. Asurlular “İştar”, Fenikeliler “Astoret” dediler. Suriye’de adı “Atargatis” idi. Babilliler kendisine “Belit (Melita)” diye tapar-lardı. İnsan oldu olalı ve daha önceleri hep vardı. O, Fenikelilerin “Astarte”sidir; en derin hücremizde her atomda kaynayan hayat kaynağıdır. Evrensel olarak heptir. Bunun için ölümsüzdür. Onun geçmediği yer yoktur. Ona yol vermeyen her şeyi, mutlaka ölüm çiğner ve ona yol açar.

O, doğurandır, oluşturandır. Aşk ve ekmeği olduran-dır. Yeter ki doğup, yeryüzüne yeni bir hayat getir-sin; doğururken ölmeye razıdır. Hem de güle güle. O, yeryüzüne hayat doğuran anadır. Gözleri doğum işkencesiyle çukurlaşırken kemikleri açılır, eti parça parça olur. İşte bize ilk önce anne biçiminde görünen odur. Bu dünyaya gözlerimizi açtığımız zaman ilk önce yüzümüze gülümseyendir. O, güzelliği ve sev-gisiyle bizi bağrında kendiyle, kanıyla besler. Sonra da koynunun sütünden emzirir. Üzerimize titreyeni

sütünü veren, eğilip yüzümüze sevgiyle gülümseyen ölümsüz güzellik; Afrodit’tir.

İnsanlar önceleri Afrodit’i bir ay tanrıçası (Nan-na-sin) diye tanırlardı. Onun için geceleri bize eski ışığıyla parlar. Tarihi daha başlamadan önce bile Me-zopotamya, Afrodit’i, otlara, ağaçlara can verici, ha-yat ve hareket bağışlayıcı olarak tanır ve inanırdı. O eski zamanlarda bile denizle, enginlerle birliği vardı. Dağ ve deniz, dünyanın en büyük yaratıcısıdır, do-ğurandır. Engin bağrında sever, sevdirir, çoğaltır ve var eder. Bu yüzden Afrodit, aynı zamanda bir engin tanrıçasıdır. Mezopotamya’da çok öncelerden beri hayat, hep su gibi akıcı, yürüyücü, ileri atıcı bir şey olarak sezilirdi.

Mademki ışıktı, aydı, denizdi… Helenler, tan yerinin ufuktan ağarması gibi onu “Afrodit” olarak, enginin köpüklerinden yarattılar. Afrodit’in yıldızı olan “Ve-nüs’ün” şafak ağarırken Ege Denizi’nin doğusundan doğması, Afrodit’in geldiği yönü gösterir. Bunun için Helenler, Afrodit’i doğu ufkunun ak köpüklerinden yarattılar. İlk önce Afrodit’e yeşil derinliklerin tanrısı olan Poseydan taptı. Doğudan geldiği için ilk önce Kitera (Kıbrıs) da adına tapınaklar kurdular. Sonra Fenikeliler, Ege’de uçuşan yelkenleriyle Afrodit’i Gi-rit’e götürdüler. Yunanistan’a vardığı zaman hayatın kendisi oldu. “sevgi” ve “güzellik” tanrıçası olarak tapınıldı.

An gelir, sevgili gözlerde parlar, sevdalı dudaklarda gülümser. Bu yüzden sevgi bakışı, güzellik gülüm-seyişi; aya, yıldızlara ve denizlere benzetilir. Çünkü sevgilinin bakışı ve gülüşü, aynı zamanda insana ba-

İbrahim KOCAMIŞ

Afrodit: Engin Maviliklerin Köpüklü Başı…

Page 7: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 5 |

kan yıldızlardır. Yaşama bakan ve gülen varlıktır. Ortak bir varoluş kuran eylem-umut birlikteliğidir. Çünkü Afrodit, insanın gözün-de bütün insanlığı temsil ediyor, ortak varoluşu mümkün kılıyor. Uzattığımız kollara bütün güzelliği ve evreni serer. Sevginin yollarına, yüce dağların kuvvetini bağışlar. Gönlümüzün, sevgi ve güzelliğe doğru atışına, bütün okyanusların sonsuz genişliğini ve derinliğini verir. Bazen insana cennet kapıla-rını açtı, güzel müzikleri dinletti. Rüzgarla insanı sonsuz yükseklik-lere çıkarttı. İnsana sonsuzluklar yaşattı. Gövdesiyle ölüme set çek-ti. İşte bu yüzden Afrodit’tir: En-gin maviliklerin köpüklü başıdır.

Yaşamı; birlikte yaratılan, yaşa-yan ve büyüyenler birbirlerini sevsinler diye var etti. Çünkü bir-birlerini sevmekten başka her ne yaparsa insan, birbirinin celladı olarak birbirlerini öldürecektir. Afrodit’in sevgisi ve övüncü; cefa ve üzüntüyü omuzlara bölerek onu hiç eder. Sevgiyi yüreklere bölüştürerek, umudu var kılar. O Asterte’dir; insanın işkenceyi ve acıyı hiç etmekteki inancı ve umududur. Öyle bir umut ki, yı-kıntı içindeki dünyayı, çalışmayla, mücadeleyle, dayanışma ve birlik olmayla cennete çevirmeye yeten güçtür. İnsanı, güçlüklerini umut ve inançla çözüp, ortadan kaldır-mak için var etti.

Afrodit, enginin en yüksek dal-gasının üstünde yer alır. Varlığın özü, sütün kaynağı ve yaratılışı rahmidir. Çünkü bilince varmış varlıktır. Dalgadan dalgaya yürür. Bütün güzelliğiyle sonsuza dek parlar. Bütün toplumları saran, ölüm çemberini çözen ve daha en-gin, daha özgür, daha güzel dün-yalara insanı doğurur ve vardırır. Binbir isimler asırlar boyu hep var olageldi. Yakın zamanlarda kendi-sine “Havva” ve “Meryem” dediler. En eski Mısır’da doğuran “İsis”ti. Kitera dediler “Kıbrıs” diye ça-ğırdılar. Hindistan’da her zaman genç ve güzel olan ve her zaman yeni doğan “Brahma” yine kendi-siydi. Yine öldürücü Azrail’e karşı-lık, hep müjdeler getiren Cebrail, Afrodit’in ta kendisidir. Bu özlem ve tutku dolu hikâyeler içimizde kıvılcımlar yaratırken, tüm karmaşaların içinden sıyrıla-rak sevgiye yönelebilmek cesaret isteyecektir elbet. Dünya bunca sisli ve kötümserken her şeyin geçeceğini, daimi olarak kalacak yegane şeyin sevgi ve korku ola-cağını hatırlamak, korkunun kar-şısında duran cesaretin zarafetini size bir kez daha kanıtlayacaktır yaşam… Şubat ayının ortası aşk ile ilişkisi antik çağlara dayanan ve Antik Yunan takvimlerine göre Ocak ayı ortası ile Şubat ayı ortası-nın arasında kalan zaman Gamel-yon ayı olarak adlandırılmış ve Zeus ile Hera’nın kutsal evliliğine adanmıştır. Bu nedenle Şubat ayı bereket ve aşk ayı olup, bu vesile ile 14 Şubat Sevgililer Günü’nüzü kutlar ve bereketli bir ay geçirme-nizi dilerim.Sevgiyle kalın…

Page 8: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 6 | • OCAK-ŞUBAT

Kısa

Kıs

a

Sans titre-1 1 03/10/13 17:37

Türkiye’nin geçen yılki 151,8 milyar dolarlık ihracatının yarıdan fazlası deniz yoluyla gerçekleştirildi.

TÜİK verilerinden derlenen bilgiye göre, geçen yılki 403 milyar 519 milyon 111 bin dolarlık dış ticaretin tutar bakımından yüzde 55′i deniz yoluy-la, yüzde 23′ü karayoluyla, yüzde 11′i hava yoluy-la, yüzde 0,6′sı ise demir yoluyla yapıldı. Geçen yıl ihracatta ilk sırayı alan deniz yoluyla 82,9 milyar dolarlık ihracat, 139,9 milyar dolarlık ithalat ger-

çekleştirildi.Söz konusu rakamlar 2012 ile kıyaslandığında, ge-çen yıl deniz yoluyla ihracat yüzde 6,4 ithalat ise yüzde 8,4 arttı.

Karayolu, ikinci sıradaGeçen yıl, dış ticarette deniz yolundan sonra en çok karayolu kullanıldı. Söz konusu dönemde ka-rayoluyla gerçekleştirilen ihracat 53,7 milyar do-lar, ithalat ise 40 milyar dolar oldu. Bu dönemde karayoluyla yapılan ihracat yüzde 6,4, ithalat ise yüzde 1,6 arttı. 2013′teki ihracatta hava yolunun katkısı 12,9 milyar dolar, demir yolunun katkısı ise 957 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Geçen yıl 251,6 milyar dolarlık ithalatın 32,5 milyar doları hava yolu ile 1,7 milyar doları ise demir yoluyla sağlandı.Geçen yıllara göre ihracat ve ithalat rakamları İhracat (Bin $) İthalat (Bin $) Denizyolu 82.981.614 139.924.504 Karayolu 53.717.353 40.055.410 Havayolu 12.932.501 32.597.753 Demiryolu 957.084 1.773.327 Diğer 1.279.999 37.299.565

İhracatın Yükünü Gemiler Taşıdı

Roberto Bravo’dan Kadın Ruhunu Yansıtan KoleksiyonRoberto Bravo, Nuh’un Gemisi Koleksiyonu ile kadınının ruhunu ve sıra dışı tarzını gözler önüne seriyor.

Kullanılan taşların ve renklerin kombinasyonu ile birbirinden farklı modelleri bir arada bulunduran Nuh’un Gemisi Koleksiyonu; şıklığını pozitif enerji ve güven duygusuyla tamamlamak isteyen kadınla-rın tercihi.Tanrı’nın, insan ve diğer canlıların neslinin devam etmesi için Nuh’a yapmasını emrettiği efsanevi ge-minin hikayesinden esinlenerek Nuh’un Gemisi Koleksiyonu’nu tasarlayan Roberto Bravo, sıra dışı tarzı ve renkleriyle kaliteden ve modadan ödün vermeyen kadınların tercihini gözler önüne seriyor. Tasarım şıklığı ve markaya özel renklendirme teknikleri ile Nuh’un Gemisi koleksiyonuna özel alternatifler su-

nan Roberto Bravo, şehirli kadının ruhunu yansıtıyor.

Modern Kadının Ruhu Nuh’un Gemisi’ndeNuh’un Gemisi Koleksiyonu’nda bulunan pırlanta, renkli safir, sedef, mercan, mavi topaz, sit-

rin, smoky kuvars ve ametist gibi taşlar, her tasarımda farklı kombine ediliyor.

El işçiliği ile Moda Nuh’un Gemisi’nde bir araya geliyorNuh’un Gemisi Koleksiyonu’nun, üretim sürecindeki detayları da koleksiyonun

büyük bir özen ve titiz bir işçilikle ortaya çıktığını ifade ediyor. Roberto Bravo ustalığıyla işlenen sıcak mine ile hazırlanan koleksiyonda, tasarımı oluştu-ran her bir küçük parça için ayrı bir işlem yapılıyor. Sıcak mine, diğer tüm renklendirme tekniklerine göre uzun bir süreç gerektirirken, el işçiliğinde

de önemli bir emek ve ustalık gerektiriyor.

Page 9: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 7 |

Sans titre-1 1 03/10/13 17:37

Page 10: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 8 | • OCAK-ŞUBAT

Kısa

Kıs

a

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlanan projeyle, liman, marina, balıkçı barınağı gibi inşaatların ya-pımında ortaya çıkan hafriyatların kullanım, döküm ve bertaraf alanları belirlenecek. Yaklaşık 8 milyon lira bütçeye sahip proje kapsamında geliştirilek.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlanan projey-le liman, marina, balıkçı barınağı gibi inşaatların yapımında ortaya çıkan hafriyatların kullanım, dö-küm ve bertaraf alanları belirlenecek. Geliştirilecek sistemle döküm yapılan deniz alanlarının durumu takip altında tutulacak.

Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, deniz-cilik sektöründe ortaya çıkan hafriyatların kontrol altına alınması amacıyla “Deniz Dip Tarama Uygu-lamaları ve Tarama Malzemesinin Çevresel Yöne-timi Projesi” hazırlandı. Türkiye’de 233 liman, 40 marina, 400 balıkçı barınağı bulunurken, yeni deniz inşaatları ve nehir ağzı taramalarında ortaya çıkan hafriyatlar sorun olmaktan çıkacak. Projeyle bu hafriyatların denize boşaltım alanları belirlenecek. Ayrıca karada kullanım ve bertaraf sahaları da tes-

pit edilecek. Proje kapsamında geliştirilecek izleme sistemiyle de döküm yapılan deniz alanların duru-mu sürekli takip altında tutulabilecek.

Bütçesi 7 milyon 854 bin lira olan proje, yaklaşık 36 ayda tamamlanacakProje, TÜBİTAK’ın yanı sıra Çevre ve Temiz Üretim, ODTÜ Deniz Bilimleri, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüleri ile Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği, Kocaeli Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği, Namık Kemal Üniversitesi Çevre Mü-hendisliği, İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaa-tı, Deniz Bilimleri ve İnşaat Mühendisliği, Karade-niz Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi’nin desteğiyle hayata geçirilecek.

Yatırım değeri bir milyar dolara yaklaşan Yalova Gemi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (GİOSB) için ilk kazmanın çok yakında vurulacağı belirtildi.

Yalova’da yapılması hedeflenen Gemi İhtisas Orga-nize Sanayi Bölgesi’nde (GİOSB) geri sayım başladı. Gemi Sanayicileri Derneği (GESAD) Başkanı Ziya Gökalp ilk kazmanın yakında vurulacağını söyledi. Yatırım değeri bir milyar dolara yaklaşan Yalova Gemi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi için ilk kazma-nın çok yakında vurulacağı belirtildi. Açıklama ise GESAD Başkanı Ziya Gökalp’ten geldi. 120 firma ka-pasiteli organize sanayide 87 firma şimdiden yerini

ayırdığını dile getiren Gökalp, kümelenme modelini ön plana aldıklarını dile getirdi. Sektörün tüm ih-tiyaçlarının burada karşılanabileceğini vurgulayan Gökalp; “Denizcilik sektörüne teçhizat üreten tüm firmalar orada olacak. Dümen üreticisi, ana makine üreticisi ya da vinç üreticisi hepsi bu bölgede yerini alacak” sözleriyle, Tuzla, Yalova ve Ereğli’deki tüm tersanelere hizmet vereceklerinin de altını çizdi.

Denize Hafriyat DökümüneTakip

120 Firma Kapasiteli Organize Sanayide 87 Firma Şimdiden Yerini Ayırttı

Page 11: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 9 |

Page 12: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 10 | • OCAK-ŞUBAT

Kısa

Kıs

a

Türkiye’deki Boğazlardan 2013 Yılında Geçen Gemi Sayısı Açıklandı

Türkiye’deki boğazlardan 2013 yılında geçen gemi sayıları açıklandı. Buna göre İstanbul Boğazı’ndan 46 bin 532, Çanakkale Boğazı’nda ise 43 bin 889 gemi geçti.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı verilere göre geçen yıl boğazları kullanan gemilerden 53 bin 111’i doğrudan geçiş yaptı. 200 metreden büyük 9 bin 625 gemi ve 18 bin 305 tanker geçerken bunların 210’u, geçişini yedekli olarak tamamladı. 42 bin 946 gemi kılavuz kaptan alırken bütün bu gemilerin toplam ağırlığının ise bir milyon 297 bin 829 gros ton olduğu kaydedildi.

Bu arada Çanakkale Boğazı’nda geçen yıl bir çatışma, üç karaya oturma ve bir yangın, İstanbul Boğazı’n-da ise iki çatışma ve beş karaya oturma yaşandı.

Ege’den Diyarbakır’a Deniz GidecekYat Turizm Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğulu, “Ege’den Diyarbakır’a deniz gidecek” projesi için düğmeye bastı. Doğulu, Diyarbakır’ın Eğil Barajı gölünde denizci yetiştirecek.

Yaşamları bo-yunca hiç deniz görmeyen Diyar-bakırlı çocuklar ve gençler yat sporuyla tanışa-cak. Yat Turizm Birliği Derneği ve Diyarbakır Valili-ğinin iş birliği ile yürütülen proje çerçevesinde, Eğil Barajında kimse-siz çocuklara ve

gençlere yelken kursu verilecek. “Haydi gel denizci ol” sloganı ile yürütülecek projenin ilk etabında, Eğil Barajına götürülecek iki yelkenli ile 40 kişilik gruba yelkenli kursu verilecek. Kurs sonrası iki takıma ayrı-lacak kursiyerler arasında yelkenli yarışları yapılacak.

‘Haydi Gel Denizci Ol’Yat Turizm Birliği Derneği Başkanı Begüm Doğulu, yaşamları boyunca deniz görmemiş kimsesiz çocuk ve gençlerin deniz aktiviteleriyle tanışacağını söyle-di. Denizci olmak için mutlaka deniz olan bir bölge-de yaşamak gerekmediğini anlatan Yat Turizm Bir-

liği Derneği Başkanı Begüm Doğulu, şöyle konuştu: “Amacımız Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki ço-cuklarımıza, gençlerimize denizin tüm olanaklarını sunmak, bir diğer deyişle denizi götürmek, onları denizle tanıştırmaktır. Bu tanışma sonrası denizci olmak isteyenlere meslek kazandırarak, denizcilikte istihdam oluşturmaktır. Bu amaçla Diyarbakır Valili-ği ile birlikte Eğil Gölü’nde pilot projeye başlıyoruz. İlk etapta valilikçe belirlenecek kızlı erkekli 40 kişilik gruba yelkenli kursu verilecek. Yaklaşık 60 gün süre-cek kurs süresince, yelken kullanmanın hem teorik, hem pratik eğitimi verilecek. Kurs sonunda yapılacak sertifika töreni öncesi iki gruba ayrılacak kursiyerler, Eğil Barajı’nda yelkenli yarışları yapacak.”

“Haydi gel denizci ol” sloganı çerçevesinde yürütü-lecek projenin ikinci aşamasında gemi adamı kursu açacaklarını söyleyen Doğulu, sözlerini şöyle sürdür-dü: “Bölge insanımızı, çocuklar ve gençleri deniz spor ve aktiviteleriyle tanıştırdıktan sonra, projenin ikinci aşamasını uygulayacağız. Önümüzdeki yıl hayata ge-çireceğimiz bu aşamada, Diyarbakır’da ‘Gemi Adamı’ kursu açacağız. Çocuklarımıza yeni bir alanda, tekne-lerde iş olanağı yaratmaya çalışacağız. Topluma ka-zandırılmış, meslek ve iş sahibi olması sağlanan her birey bu ülkenin geleceğinin teminatıdır.” dedi.

Page 13: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 11 |

Page 14: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 12 | • OCAK-ŞUBAT

Den

iz T

icar

eti Arkas, Dünyanın Güçlü Firmaları Arasında

Yer Alıyor

Arkas, “Gemi Filosu Sahibi Armatörler” Sıralamasında Birinci LigdeArkas Holding, dünyada etkileri devam eden Arap Baharı ve Avrupa’daki Avro krizine rağmen 2013 yılında da önemli başarılara imza attı. Yurtiçinde ve yurtdışında yatırımlarına devam ederek etkin-liğini artırdı.

Arkas 2013 yılında hizmet verdiği alanlardaki ticari başarıları ve sosyal sorumluluk projeleri ile marka değerini artırdı. Uluslararası marka değerlendirme şirketi Brand Finance tarafından 7’inci kez yayımlanan “Türkiye’nin En Değerli Markaları” listesinde 23’üncü sırada yer alan Arkas’ın marka değeri 347 milyon dolar olarak açıklandı. Son bir yılda değerini yaklaşık 120 milyon dolar artırarak bir sıra yükseliş sağla-yan Arkas’ın marka derecesi “Güçlü” anlamına gelen “A” notuyla nitelendirildi. Arkas Holding, limancılık, demiryolu ve dış ticaret taşımacılığı alanlarındaki yatırım hedeflerine süratle ulaş-masına destek olması amacıyla 2013 yılının son çeyreğinde toplam 133 milyon dolar tutarında 5 yıl vadeli sendikasyon kredisi sağladı.Türkiye’nin en büyük konteyner gemi filosuna sahip olan Arkas, 2013 yılında da gemi yatırım-larına devam etti. Türk bayraklı dört yeni gemi daha alarak konteyner gemisi sayısını 29’a, top-lam taşıma kapasitesini ise 40 bin 542 TEU’ya çıkardı. Denizcilik sektörüne yönelik global araştırmaları ile dünyada çok saygın olan Lond-ra merkezli araştırma şirketi Clarkson Research Services Limited “Container Fleet Ownership – Gemi filosu sahibi armatörler” başlığı altında yaptığı araştırmanın sonucunda Arkas, dünyada 24. sırada yer aldı. Dünya sıralamasında birinci lig sayılan ilk 25’te yer alan ilk Türk firması Arkas oldu.YENİ ROTA BATI AFRİKA2012 yılında Akdeniz, Kuzey Afrika ve Karadeniz limanları ile Batı Afrika limanları arasında dü-

zenli olarak konteyner servisi vermeye başlayan Arkas Line, 2013 yılında bu servisinin kapasite-sini artırdı ve geliştirdi. Arkas Line Yeni Batı Af-rika Servisi dahilinde kendi gemileriyle Ekvator Ginesi, Gana, Nijerya ve Fil Dişi limanlarına yük taşıması yapmaya başladı. Arkas Line’ın tüm ser-vis ağındaki limanlardan Algeciras limanına ak-tarılacak olan yükler buradan Batı Afrika liman-larına, Batı Afrika limanlarından alınan yükler de Arkas Line tarafından Algeciras aktarmalı olarak gidecekleri ülkelere taşınıyor. Arkas Line ayrıca Dynamar’ın Alphaliner tarafından işletilen gemi sayısı ve toplam taşıma kapasitesi baz alınarak yapılan analizlerine dayanarak Aralık ayında açıkladığı rapora göre dünya konteyner hat ta-şımacıları ligi sıralamasında 31. sırada yer aldı.Arkas Line ve Marguisa Line ortak servis verme-ye başladı. Bu iş birliği kapsamında Marguisa Line’ın Türkiye’deki acenteliğini Arkas Denizcilik yürütmeye başladı. Arkas ayrıca Romanya’da Deutsche Afrika-Linien’in (DAL) temsilciliği aldı. STILL ARSER İLE ARKAS GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRDİ Alman iç lojistik şirketi ve forklift imalatçısı olan STILL, gelişen Türkiye pazarındaki konumunu kuvvetlendirmek amacıyla Arkas ile güçleri-ni birleştirdi. STILL’in teknolojik üstünlüğü ve know-how’ı ile Arkas’ın bölgedeki deneyim ve etkinliği bir araya gelince, bu ortaklığın Türkiye sınırlarını aşan sonuçlar üretmesi amaçlanıyor. Ortak kurulan STILL ARSER şirketi iki ortağın da Türkiye pazarındaki güçlerini artırmayı ve Türki-ye’de faaliyet gösteren uluslararası müşterilerin artan taleplerini karşılamayı hedefliyor.

Page 15: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 13 |

Page 16: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 14 | • OCAK-ŞUBAT

Gem

i İnş

a Ocak Ayı İhracat Verilerinde İstanbul Rekor SeviyelerdeGeçen yılı, 1,1 milyar dolarlık rekor ihracat ile kapatan gemi ve yat sektörü, bu yıl Ocak ayında yüzde 11,3’lük artışla 54 milyon 471 bin dolar ihracat gerçekleştirdi

Ocak ayı gemi ve yat ihracatının yüzde 74,03’ü İstan-bul, yüzde 17,50’si ise sektörde büyük gelişme kay-deden Yalova’dan yapıldı. İstanbul ve Yalova, toplam gemi ve yat ihracatının yüzde 91,53’ünü (49 milyon 859 bin dolar) karşıladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) kayıtlarından derlenen bilgilere göre, geçen yıl Ocak ayında 48 milyon 953 bin dolar olan gemi ve yat ihracatı, bu yılın aynı ayında yüzde 11,3’lük artış-la 54 milyon 471 bin dolara yükseldi. Sektör ihracatının yaklaşık 4’te 3’ünü sağlayan İstan-

bul’un, Ocak 2013’te 21 milyon 263 bin dolar olan dış satımı, bu yılın aynı ayında yüzde 89,64’lük rekor artışla 40 milyon 325 bin doları gördü. İstanbul’a ra-kip gösterilen ancak geçen yılın ocak ayında ihracatı bulunmayan Yalova ise Ocak 2014’te 9 milyon 534 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Ocak ayı gemi ve yat ihracatının yüzde 74,03’ü İstanbul, yüzde 17,50’si ise Yalova’dan sağlandı. Bu illerin, sektörün toplam ihracatından aldığı pay ise yüzde 91,53 oldu.

Norveç, Ocak ayında da pazar lideriSektör, Ocak ayında ihracatının yaklaşık 4’te birini (13 milyon 810 bin dolar) Norveç’e gerçekleştirdi. İlk iki sıra yine değişmedi ve bu ülkeyi, 12 milyon 570 bin dolar dış satım kaydedilen Malta izledi. Türkiye ayrıca Marshall Adaları’na 7 milyon 750 bin, İtal-ya’ya 6 milyon 422 bin, İngiltere’ye 6 milyon 316 bin, ABD’ye 2 milyon 709 bin, Hollanda’ya bir milyon 765 bin ve Danimarka’ya bir milyon 400 bin dolar gemi ve yat ihracatı yaptı.

RMK, En Büyük 2’nci Asfalt Tankerini İnşa EttiRMK Marine’in inşa ettiği tekne yapısından bağımsız kargo tanklarına sahip dünyada üretilen en büyük asfalt tankeri ünvanını taşıyan iki tankerden ilki T. ESRA, denize indirildi.

Koç Holding’in ticari ve askeri gemiyle süper yat sektöründe faaliyet gösteren şirketi RMK Marine’in inşa ettiği tekne yapısından bağım-sız kargo tanklarına sahip dünyada üretilen en büyük asfalt tankeri unvanını taşıyan iki tankerden ilki T. ESRA, denize indirildi. RMK Marine’in Tuzla’daki tersanesinde düzenlenen törene Koç Holding, RMK Marine ve Ditaş’ın üst düzey yöneticileri katıldı.

Koç Holding’in önde gelen şirketlerinden RMK Marine’in Ditaş için ürettiği 19,000 DWT’luk iki adet asfalt tankerinden ilki T. ESRA, diğeri T. AYLİN adını taşıyor. Gemiler on iki tankta, 18.000 m3 petrol ürünleri ve 250C sıcaklıkta asfalt yüklerini taşıyabilmektedir. 156,5 m. boyundaki T.ESRA ve T.AYLİN, tek uskurlu sevk sistemine sahip olup güçlerini iki zamanlı, 5600 kw makineden almaktadır.

Page 17: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 15 |

80 Temmuz - Ağustos 2013Adres: Evliya Çelebi Mah. Tersaneler Cad. Nuh San. Sit A Blok No:3 Tuzla - İSTANBUL / TÜRKİYETelefon: (+90 216) 395 29 30 - (+90 533) 500 76 93 / Fax: (+90 216) 446 68 48

E-Posta: [email protected] - www.huzuryat.com.tr

HAYALLERİNİZİGERÇEKLEŞTİRİYORUZ

Huzur Yat

Adres: Evliya Çelebi Mah. Tersaneler Cad. Nuh San. Sit A Blok No:3 Tuzla - İSTANBUL / TÜRKİYETelefon: (+90 216) 395 29 30 - (+90 533) 500 76 93 / Fax: (+90 216) 446 68 48

E-Posta: [email protected] - www.huzuryat.com.tr

HAYALLERİNİZİGERÇEKLEŞTİRİYORUZ

Huzur Yat

Page 18: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 16 | • OCAK-ŞUBAT

Gem

i İnş

aAziz Kocaoğlu: “Ege’ye Mutlaka Bir Tersane Şart” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege’ye mutlaka bir tersane gerektiğini vurgulayarak, gemi yapmak ve Ege ve Akdeniz’de sefer yapan gemilerin bakımı için bunun çok önemli olduğunu kaydetti.Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Deniz Ticaret Odası yönetimini ziyaret etti. Meclis Başkanı Geza Dologh, Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk ve Yönetim Kurulu üyeleriyle bir araya gelen Başkan Kocaoğlu, İzmir denizciliğinin gelişmesi için yürüttükleri çok sayıda proje ile ilgili bilgi aktardı.

Çakmaklı, Çandarlı ve Nemrut limanlarının önemine değinen Başkan Kocaoğlu, kentin geleceği açısından İzmir Limanı’nın büyümek zorunda olduğunu hatır-lattı. Başkan Kocaoğlu, ’Doğu ve Güney Ege’yi taşı-yacak liman, İzmir Limanı’dır. Kim gelirse gelsin, kim

ne derse desin, İzmir Limanı büyüyerek konteyner limanı olmaya devam edecektir. Bu, kentin geleceği için çok önemlidir. Bunda da ciddi bir işbirliğine ihti-yacımız var. Yat limanları konusunda eski DLH ile mu-tabık kaldık. Yerlerinde bize göre, kentin geleceğine göre ufak tefek hatalar vardı. Düzelttik, mutabık kal-dık. Önümüzdeki hafta yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük kompozit gemimiz İzmir’de olacak. Orta ve dış körfezde hizmet verecek daha hızlı 2 gemimiz de yapılıyor. En azından bir tanesinin bu yaz sezonuna

yetişmesini arzuluyoruz. Yetişirse bu yaz orta ve dış körfezde yolcu taşıyacağız. Gerçekten İzmir tersane-ciliğinde çağı yakalayan bir teknoloji, denizcilik sek-törüne ve ülke ekonomisine katkı koyacak.” şeklinde konuştu. Başkan Kocaoğlu, Ege’ye mutlaka bir tersa-ne gerektiğini hatırlatarak, gemi yapmak ve Ege ve Akdeniz’de sefer yapan gemilerin bakımı için bunun çok önemli olduğunu vurguladı.Büyük Körfez Projesi ile ilgili yürütülen çalışmalar hakkında da bilgi veren Başkan Kocaoğlu; “Kazıcı gemimiz Ata Sanayii’nde yapıldı. Bir boru sistemi yapmamız lazım. Körfez, taşıma ile temizlenemez. Sasalı’daki 1000 dönümlük alanda geri dönüşüm te-sisi kurmak istiyoruz. Körfez’den çıkacak alüvyon, kil gibi malzemeleri dönüştürerek kente kazandırmayı planlıyoruz.” açıklamasında bulundu.Ziyaretten büyük onur duyduklarını belirten İzmir Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, ’İzmir denizciliği için elimizden gelen her şeyi yerine getirmeye çalışıyoruz. 8 ay evvel bu yola çık-tık ve çok güzel şeyler yapmaya gayret gösteriyoruz. İzmir ilklerin şehri. Bu kompozit gemilerin İzmir’e ge-liyor olması bunun bir kanıtı. Emeği geçenlere teşek-kür ediyorum. Şu an 13 milyon yolcu taşınıyor. Yeni gemilerle bu oran 2 katına çıkacak. 26 – 27 milyon kişi denizle iç içe olabilecek.” diye konuştu.Büyük Körfez Projesi’nin çok önemli olduğunu ve Körfez’in geleceği açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Öztürk, bu konuda İzmir Büyükşehir Be-lediyesi’ne destek vermeye hazır olduklarını söyledi. Tekne parklarına ihtiyaç olduğunu belirten Yusuf Öztürk; “Marina yapmak bence çok doğru karar ol-mayabilir. Yerleri farklılaşabilir. Çok daha az maliyetli birçok yerde insanın denize güvenli bir şekilde ine-bileceği bu parkların yapılması şehrin denizle iç içe yaşamasını sağlayacaktır.” değerlendirmesinde bu-lundu.

Hazar Denizi’nde 2 Yeni GemiTopaz Energy and Maritime, Hazar denizi’nin Azerbaycan Bölgesi’nde petrol platformlarının ihtiyaç-larını karşılamak için yeni nesil 2 dev gemi aldı.

Caspian Challenger römorkör gemisi ve Caspian Endeavor ikmal gemilerinin toplam maliyeti 100 milyon dolar. Günümüzde bu gemiler Hazar’da bulunan en iyi gemiler olarak biliniyor. Gemiler Azeri Çırag-Güneşli petrol gaz yatağın-da çekme, ikmal ve lojistik hizmetler için alındı. Topaz Energy and Marine, şirketinin Hazar denizindeki donanmasında toplam 6 gemi bulunuyor.

Page 19: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 17 |

Gemi ve Yat Sektörünün 2014’te İhracat Hedefi 2 Milyar DolarYüzde 43,5’luk artış ve 1 milyar 163 milyon dolarlık ihracat yapan gemi ve yat sektörünün 2014’te ihraca-tının yaklaşık 2 milyar dolar olması öngörülüyor.

GYİB Başkanı Başaran Bayrak: “2013 sonu itibariyle geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 43,5’luk artış ve 1 milyar 163 milyon dolarlık ihracat yapan gemi ve yat sektörünün 2014’te ihracatının yaklaşık 2 milyar dolar olmasını öngörüyoruz. 2014’te ihra-cat rakamlarının büyümesinin sürdürülebilir hale gelmesini sağlamayı ve 2023 yılı için geçerli olan 10 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmek için istikrarlı bir büyüme oranı tutturmayı amaçlıyoruz. Gemi ve Yat sektörü 1’e 7 istihdam yaratma gücüne sahip, yapısı itibariyle kimsenin işsiz kalmayacağı bir sektör ama hala personel sıkıntısı yaşamakta.” dedi.Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği’nin (GYİB) Başkanı Başaran Bayrak, 2013 sonu itibariyle geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 43,5’luk artış ve bir milyar 163 milyon dolarlık ihracat yapan gemi ve yat sek-törünün 2014’te ihracatının yaklaşık 2 milyar dolar olmasını öngördüklerini söyledi.Bayrak, rakamların 2008 yılından itibaren gerileme evresine girdiğini, son olarak geçen yıl bir önceki yıla oranla yüzde 39’luk bir gerileme yaşandığını anımsa-tarak, 2013’ün sektör için tekrar “ayağa kalkma” yılı olduğunu anlattı.

Türkiye’nin en fazla gemi ve yat ihracatı yaptığı ülke-lerin başında Norveç ve Malta’nın geldiğini aktaran Bayrak, Türkiye’nin yaptığı gemi ve yat ihracatının yarısına yakınının bu iki ülkeye yapılmakta olduğu-na dikkati çekti. Bayrak, 2013 yılında bu iki ülkenin ardından Cayman Adaları, Marshall Adaları, Hollan-da, İngiltere, ABD, İngiliz Virjin Adaları ve Panama geldiğini ve yapılan toplam ihracatın yaklaşık yüzde 90’ının adı geçen ülkelere yapıldığını belirtti.

“Sektör 1’e 7 istihdam yaratma gücüne sahip”Gemi ve yat sektöründe 2011 yılında 20 bin 500 ve 2012 yılında 16 bin personelin istihdam edildiğini anımsatan Bayrak, “Sektör 1’e 7 istihdam yaratma gücüne sahip, yapısı itibariyle kimsenin işsiz kalma-yacağı bir sektör olmasına karşın, son yıllarda özellik-le sektörle alakalı meslek okulları sayısının arttırılmış olsa da hala personel sıkıntısı yaşamaktadır. Ancak, genel tablolardaki olumlu gidişatın istihdam edile-cek personel sayısına da olumlu yansıyacağı aşikar-dır” dedi.Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği olarak da sektö-rün gelişimine yönelik çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini belirten Bayrak, önümüzdeki yıl Yunanistan, Norveç ve Almanya’ya yönelik milli ka-tılım fuar organizasyonları düzenleyeceklerini ifade etti. Başaran Bayrak, sektörün hedef pazarlarının ise öncelikle Avrupa Birliği ve Kuzey Avrupa ülkele-ri olmakla beraber Eski Sovyet ülkeleri, Yunanistan, Güney Amerika ülkeleri ve Arap-Kuzey Afrika ülkeleri olduğunu belirtti.Dünyadaki gemi ve yat sektöründe 3 Uzakdoğu ülke-si Güney Kore, Çin ve Japonya’nın toplamda yüzde 92 civarında paya sahip olmakta, diğer ülkeler kalan yüzde 8’lik dilim için mücadele etmekte olduğunu da anlatan Bayrak, “ Bu ülkeler gemi ve yat inşasını devlet politikasını haline getirmeyi başarmış ve cid-di teşvik ve devlet destekleriyle egemen güç haline gelmeyi başarmışlardır. Dolayısıyla rakip ülkelerdeki desteklere benzer destekler sağlanması uluslararası rekabet gücü açısından gemi ve yat sektörümüz için hayati öneme sahiptir” değerlendirmesinde bulun-du.

Page 20: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 18 | • OCAK-ŞUBAT

Gem

i İnş

a

Mitsui Tersanesi Yeni Kargo Gemisini Teslim Etti

Mitsui Tersanesi, 86,600 m3-lük kargo kapasitesine sahip serisinin dördüncü gemisinin teslimatı-nı gerçekleştirdi.Mitsui Tersanesi, 72,800 DWT’lik kargo gemisi Sis-kin Arrow’u teslim etti. Tersane, 86,600 m3lük kargo kapasitesine sahip serisinin dördüncü gemi-sinin teslimatını yaptı.

Siskin Arrow, dünyanın en geniş ambar kapasiteli sekiz konteyner taşıya-bilecek ambarlara sahip olan ve 4 kreynin elleçle-me yapabileceği kuru yük gemisi olma özelliğine sahip. Yeni nesil motora sahip olan gemi aynı ya-

kıt tasarrufunun yanı sıra egzos gazı çıkışında da önemli ölçüde düşüş sağ-

lıyor. 220 metre uzunlu-ğunda olan Siskin Arrow, 36 metre genişliğe sahip.

Hyundai Heavy Yeni Konteyner Gemileri Yapacak

Hyundai Heavy İndustries 19 bin TEU’luk konteyner gemilerinin yapımına başladı. Sipariş China Shipping Container Co. Limited’e ait. Toplamda 5 geminin yapılması planlanıyor. Başta gemilerin 18 bin 400 TEU olacağı planlanıyordu ancak daha sonra armatör firmanın isteği ile hacim, 600 TEU daha artırıldı. Gemiler suya indirildiğinde dünyanın en büyük kon-teyner gemileri olacak. Yapılacak konteyner gemilerinde 77 bin 200 at gücünde (HP) ana mak-ine ve deniz suyunun temizlenmesi için 2 sistem ( EcoBallast) kurulacak. Hem ana makine hem de sistemler elektronik kontrollü olacak. Ana makine, geminin hızı ve hava şartlarına bağlı olan otomatik kontrol sayesinde yakıtı yüksek verimlilikle kullanma, ses, titreşim ve SO2 gazı kirliliğini düşük seviyede tutma özelliğine sahip. Ecoballast sistemi morötesi sayesinde suyu bakteri ve planktonlardan temizliyor. Bu sistem saatte 3000 m3 su temizleyebiliyor.İlk geminin uzunluğu (L) 400 m, genişliği (B) 58.6 m, güverte yüksekliği (D) 30.5 metre olacak. Geminin, Kasım 2014’te siparişi veren firmaya teslim edilmesi planlanıyor. Diğer 4 gemi ise 2015 yılının ilk çeyreğinde teslim edilecek. Ayrıca Hyundai Heavy, 102 gemi ve 372 mega-kon-

teyner gemilerinin ihalesini de kazanmıştı.

Page 21: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 19 |

Evliya Çelebi Mah. Rauf Orbay Cad. Yasemin Sok. No:10 - Kat 2 Daire 1 İçmeler / TuzlaTelefon: 0216 395 22 35 - 446 01 75 - Fax: 0216 446 01 75

www.korkmazyat.com

Geçmişten bu yana süregelen ve gelişmekte olan portföyümüz ve ilkelerimiz doğrultusunda sunduğumuz “kalite”,

çalışmalarımızın ciddiyeti ve öneminin en güçlü kanıtıdır.

Page 22: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 20 | • OCAK-ŞUBAT Yat sahiplerinin tüm ihtiyaç ve taleplerine göre yurtiçi ve yurtdışı pazarlara süper lüks ve

mega yatlar tasarlayıp üretmek üzere 2009 yılında kurulan Sarp Yat, Antalya Serbest Bölgede 8000 m2 alana kurulmuş, 3500 m2 ka-palı alana sahip yat üretim firma-sıdır. Firma, Eti Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Firuzan Kanatlı ve ailesinin girişimiyle kurulur. Firma, 70 metreye kadar olan süper lüks, yelkenli ve motor

yatlarda çelik, alüminyum, kom-pozit ve ahşap malzemelerden is-tenilen segmentte yatlar üretmek-tedir.

Şu anda 46 metrelik olan ve Tür-kiye’de bu boyut ve özelliklerdeki ilk tekneyi ürettiklerinin bilgisini veren Sarp Yat Tersane Müdürü Emre Şandan; “Sarp Yat, gerek Antalya Serbest Bölgede gerekse Türkiye’de kurulmuş tersaneler arasında en ileri üretim ve yöne-tim sistemleri ile oluşturulmuş, alt

yapı ve çağdaş üretim koşullarına sahip en önde gelen tersanelerden biridir. Antalya Serbest Bölgede ISO 9001, ISO 14001, ISO 18001 Kalite sistemlerine sahip olan ve bu 3 kalite belgesine sahip olma-sından dolayı ENTEGRE YÖNE-TİM SİSTEMİ olarak adlandırılan yönetim sistemine sahip ilk ve tek tersaneyiz. Tüm kalite sistemleri-miz ABS gibi dünyanın mega yat üretiminde ilk sıralarda yer alan klas kuruluşu onaylıdır. Yapmış olduğumuz altı çelik, üstü komple

Röpo

rtaj

Emre ŞandanSarp Yat | Tersane Müdürü

Genç, donanımlı ve tecrübeli bir tersaneye sahip olan Sarp Yat, Türkiye’de segmentinde ilk olan, 46 metre boyutundaki, gövdesi çelik, üst binası komple kompozit malzemeden üre-tilecek ilk motor yat projesini gerçekleştiriyor

Antalya Serbest Bölge’nin Devlet Desteğine İhtiyacı Var

Page 23: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 21 |

Sarp Yat, azami 70 m uzunluğa kadar tekne üretebilecek bir alt yapı ve yö-netim sistemin ile aynı anda 4 adet 25-50 metre arası lüks yat üretebile-cek bir üretim ve mühendislik kapa-sitesine sahip.

kompozit olan ve 46 metre boyu-tundaki bu teknemiz, Türkiye’de bu özellikte ve bu grupta üretilen ilk tekne olacak” dedi.

Türk maharetinin ve işçiliğinin uygulandığı bir imalata sahip ol-duklarını belirten Şandan, malze-me olarak dünyanın en iyi bilinen malzemelerini kullandıklarını sözlerine ekledi.

Türkiye’de altı çelik üstü tama-men kompozit malzemeden üre-tilen ilk 46m motor yat“Firmamızca yapılan geniş çaplı dünya yat pazarı araştırmasından sonra tersanemizde gövde malze-mesi ST 42 çelik, üst bina malze-mesi kompozit, 46m uzunluğunda bir adet süper lüks motor yat üre-timine karar verildi. Söz konusu bu yat şu ana kadar Türkiye’de bu büyüklükte gövdesi çelik, üst bina-sı komple kompozit malzemeden üretilecek ilk motor yattır. Ayrıca üretilmekte olan bu yatın üst bi-nası epoksi, cam elyafı ve karbon malzemeler ile son derece ileri üretim teknikleri kullanılarak ya-pılacağı için üst binası alüminyum olan teknelere göre karşılaştırıldı-ğında daha hafif. Buna bağlı ola-rak teknenin ağırlık merkezi tekne omurgasına oldukça yakın bir me-safeye sahip olacağından, tekne-nin stabilitesi son derece iyidir. Bu üstünlüklerin yanı sıra ürettiğimiz bu yat, üst binası alüminyum olan teknelere göre hem çok daha iyi

ses ve ısı yalıtımına sahip, hem de daha az motor gücü ile istenilen hızı yakalayıp, işletme maliyeti düşüktür. Bu yat yıpranma de-ğerleri çok düşük olan kompozit malzeme ile üretildiği için yıllar itibariyle tekne sahibinin bakım tutum maliyetlerini ve yıpranma-dan dolayı göreceği maliyetleri de çok azaltır” diyen Şandan, Sarp Yat’ın kuruluş itibariyle çok genç bir tersane olmasına rağmen sahip olduğu teknik imkanlar ve kurdu-ğu profesyonel organizasyon ile her türlü yat üretim malzemesiyle (çelik, alüminyum, kompozit, ah-şap) ve her tipte yat (motor veya yelkenli) tasarım, üretim veya ba-kım onarım yapabilecek kapasite ve bilgi birikimine sahip olduğuna özellikle değindi.

46 metrelik bu teknede 4 misafir kamarası, bir tekne sahibinin ka-marası, 4 mürettebat kamarası, bir kaptan kamarası olmak üzere toplamda 10 kamara var. Tekne kaptanla beraber 9 mürettebat ve 12 kişi misafir alabiliyor. Bunun haricinde salonu, sinema odası, insanların oturabileceği bir loun-ge salonu var. Bunların yanı sıra teknenin güvertesinde güneş-lenme alanları, jakuzi, mutfak ve dinlenme alanları gibi alanlar da mevcut.

Tekne tasarımları, konusunda uzman kişilere emanetTeknenin dış tasarımı ve alt ka-

buğunu, Türkiye’nin önde gelen tanınmış yat tasarımcılarından biri olan Osman Tanju Kalaycıoğ-lu’na yaptırdıklarını, teknenin iç tasarımını ise sektörde tanınmış İngiliz tasarımcı Adam Lay tara-fından yapıldığının bilgisini veren Şandan; “Söz konusu bu kişi daha önce Lürssen, Feadship ve benzeri tersanelerde üretilmiş süper mega yatların iç tasarımını yapmıştır. Bu tasarımcının Türkiye’de yapa-cağı ilk proje firmamıza aittir. Bu sebepten dolayı kendisi bu projeye çok önem vermekte ve bizim gibi heyecan duymaktadır” diyerek teknenin en önemli konfor krite-rinden biri olan ses ve titreşimin yatta minimum değerlerde olması için Hollanda’dan Sjaak Van Ca-pellen firması ile çalıştıklarını da sözlerine ekledi.

Şandan; “Projemiz ABS gibi önemli, son derece ciddi, dünya süper ve mega yat üretiminde ilk sıralarda tercih edilen klas kuru-luşunun Antalya bölgesindeki ilk ve tek projesi olma özelliğini de içeriyor. ABS gibi çok ciddi bir klas kuruluşunun gözetiminde yat üretebilecek alt yapı, sistem, organizasyon ve üretim kapasite-sine sahip tersane sayısı Türkiye’de sınırlıdır. Bu tersanelerden biri olmanın haklı gurunu yaşıyoruz.” dedi.

2000 ile 2008 yılları arasında yat sektöründe Türkiye ve dünya pa-

Page 24: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 22 | • OCAK-ŞUBAT

zarının en hareketli dönemlerini yaşadığını ifade eden Şandan; “ O dönemler sektörümüz açısından gerçekten en hareketli olunan za-manlardı. Türkiye, diğer ülkelere kıyasla avantajlı bir konumdaydı. Bu yıllar arasında yat ve gemi ta-lepleri oldukça fazla artış göster-di. Mevcut tekneler veya gemiler zaten kullanımdaydı fakat isteni-len özelliklerde tekneler bulmak zordu. O yüzden ekonominin de o dönemde iyi olmasından kay-naklı, alıcılar gemi-yat alımına veya yeni gemi alımına yönelmek durumunda kaldı. Çünkü taşıma-cılığın talepleri daha fazlaydı ve dolayısıyla yeni gemi ya da yat ta-lebinde artış yaşandı. Türkiye pa-zarına baktığımızda ise Avrupa’ya kıyasla maliyetlerimiz biraz daha ekonomik. Bu durum hala devam ediyor fakat bu avantajı yavaş ya-vaş kaybettiğimizi söyleyebilirim. O yüzden 2000, 2008 yılları ara-sında yat sektörü dünyada yüksel-me yaşarken, bu durum Türkiye’de daha hızlı bir ivme ile iyi bir nok-taya taşındı.

Antalya Serbest Bölge’de tamam-lanmayı bekleyen 12 proje varDünyada ve Türkiye pazarında yaşanan bir kriz olmasına rağmen Antalya Serbest Bölge’nin bu krizi çok iyi değerlendirdiğini dile ge-tiren Şandan; “Türkiye’de yat ve gemi üretimi konusunda gerçek-ten çok ciddi bir potansiyel var. Ancak şu anda yat üretimi konu-sunda sadece Türkiye’de değil bir-çok ülkede ciddi boyutta sıkıntılar yaşanıyor. Özellikle yat üretimi konusunda dikkat çeken Hollan-da, İngiltere, İtalya veya Almanya gibi ülkeler şu an proje bulmakta sıkıntı çekiyorlar. Türkiye’de ise özellikle İstanbul bölgesi bu glo-

bal sıkıntıdan ciddi derecede etki-lendi. Şu anda İstanbul’da üretilen yeni proje sayısı sınırlıdır. Fakat Antalya bölgesine baktığımızda ise bu konuda çok ciddi atılımlar yapıldığını görüyoruz. Antalya Serbest Bölgede, içinde bulunulan kriz iyi değerlendirilerek, daha iyi şartların yakalandığını söyleyebi-lirim. Bu bölgede üretilmiş ya da üretilmekte ve müşterisi olan yak-laşık 12 proje var. Bu projeler, için-de mega yatlarında olduğu milyon dolarlık ve euro’luk projelerdir. Antalya Serbest Bölge günümüzde altın çağını yaşıyor diyebiliriz. Fa-kat önemli bir konu var ki o da bu kadar projemiz olmasına rağmen yeterli alt yapıya sahip değiliz. Antalya Serbest Bölgede denize atabileceğiniz en büyük teknenin boyutu yaklaşık 46 metredir, bu rakam eğer şartlarınızı zorlarsanız 50 metreye kadar çıkabilir. Antal-ya’da şu an kapasitesinden dolayı mevcut teknik şartlar ile denize atamayacağı 50 m üstü 4 proje bu-lunuyor. Bu nedenle Antalya’nın acil olarak devlet desteğine ihtiya-cı var. Bu bölgede bulunan tersane yöneticileri ve işletme sahipleri zaten çok ciddi anlamda devlet ile görüşme halindeler. Buradaki tesisler devlet desteği ile doğru değerlendirildiğinde 80 metreye kadar, karadan tekneyi çıkartıp tersaneye alma imkanı sağlanırsa eğer Antalya Serbest Bölge, sade-ce Türkiye’nin veya dünyanın en iyi yat üreten alanlarından biri ol-maz, en iyi bakım ve onarım yapı-lan alanı da olabilecek kapasiteye sahip olur.” diyerek Antalya’nın turizm şehri olarak tanındığını fa-kat 5 yıldır yapılan atılımlarla çok ciddi bir sanayi şehri olma yolun-da ilerlediğini, özellikle yat konu-sunda büyük atılımlar yapıldığına

dikkat çekti. Şandan, yat alacak-lara ise şu tavsiyelerde bulundu: “Aldığınız teknenin boyutuna göre dikkat edilmesi gereken nok-talar birbirinden farklılık gösterir. Teknenin kullanım amacına veya tipine göre de bu durum değişir. Burada önemli olan kullanıcının ihtiyaçlarının veya isteklerinin ne olduğudur. Kesinlikle alıcılar şuna dikkat etmeliler; öncelikle hayallerini gerçekleştiriyorlar. Bu hayallerini gerçekleştirirken doğ-ru firmalar ve doğru insanlarla çalışmaları gerekir. Yoksa o hayal-ler kabusa dönüşebilir. Aldığınız teknenin size olumsuz deniz şart-larında hizmet edebilmesi lazım, arıza vermemeli ve başınızı ağrıt-mamalı veya arıza verdiğinde, bir sıkıntı ile karşılaştığınızda aradan kaç yıl geçerse geçsin firmayı ara-dığınızda karşınızda bir muhatap bulmanız çok önemli. Size güven veren bir firma ile çalışmalısınız.”

2015, yat üretiminde hareketli bir yıl olacakŞandan son olarak 2014’ün Tür-kiye yat piyasası için zorlu bir yıl olacağını söyleyerek şöyle devam etti: “Çünkü dünyada krizin et-kileri hala devam ediyor. Dönem alıcıların dönemi. Özellikle ikinci el piyasasını 2014’te çok hareket-li görüyorum ve yat alıcılarının uygun fiyatlara ikinci el tekneleri alabileceklerini tahmin ediyorum. Bu yıl tekne sahipleri tekneleri-ni elden çıkaracağı için 2014’ün sonlarına doğru yeniden tekne arayışına gireceklerdir. Bu yüzden 2015’in yeni yat üretimi açısından hareketli bir döneme gireceğini ön görüyorum.”

Röpo

rtaj

Page 25: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 23 |

Page 26: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 24 | • OCAK-ŞUBAT

Mak

ale

Yurtdışından 74 Adet Projenin Recoating’i Türkiye’de Yapılacak

2001 yılından itibaren Tür-kiye’de faaliyet gösteren Marine Line Coating Sa-nayi İç ve Dış Ticaret A.Ş.,

1994’ten beri denizcilik sektörün-

de faaliyet halinde olan Advanced

Polymer Coatings isimli Ameri-

kan şirketinin Türkiye’de temsilci-

liğini yapıyor. Marine Line Türki-ye’nin ana temel faaliyet alanı, her türlü kimyasala karşı dayanıklı coating’in satış-inspection-ısıl iş-lem faaliyetini yürütmektir.Hem endüstri hem de denizcilik alanında sürdürdükleri faaliyetle-ri hakkında bilgi veren Marine Li-

ne’in Genel Müdür’ü Kaptan Ko-ray Karagöz; “Tankerlerin cargo tanklarının ve endüstride depo-lama tanklarının iç yüzey alanını, ana maddesi Siroxirane olan Ma-rine Line/Chemline coating kap-lama malzemeleri ile kaplıyoruz. Bu kaplama malzemelerimiz her

Sektörde yaşanan duraklamanın 2015’te biteceği öngörülü-yor. Sektörün 2015 için hazırlıklarını şimdiden yapması ve fiyat rekabetini iyi hesaplaması şart. Çünkü yeni inşa fiyatla-rı konusunda nerdeyse Kore ile eşit konuma gelindi. Dünya pazarı ile rekabet edebilmek için sektördeki firmaların disip-linli bir şekilde birlik olması gerekiyor.

Capt. Koray KaragözMarine Line Türkiye | Genel Müdür

“Şu an ikinci el gemi almak için ve yeni inşa için en uygun zaman.”

Röpo

rtaj

Page 27: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 25 |

türlü kimyasala karşı direnç gös-teriyor ve korozyona karşı uzun ömürlü kimyasal dayanıklılık gös-teriyor.” dedi.

2014 yılında denizcilik ve endüst-ri sektöründe yaklaşık 100’ün üs-tünde projemiz var2013 yılında denizcilik sektörün-de 31 adet, endüstri alanında ise 28 adet proje tamamladıklarını ifade eden Karagöz; “2013 yılın-da özellikle recoating dediğimiz halen operasyonda olan kimyasal tanker Cargo tanklarının başka bir coating’den Marine Line Coa-ting’e dönüştürdüğümüz projele-rimiz oldu. 2013 yılında toplamda 59 proje tamamladık. 2013 yılı bu açıdan verim aldığımız bir yıl oldu. 2014’ten de oldukça umut-luyuz. Amerika’daki ana firmamız recoating işleminin Türkiye’de çok başarılı ve hızlı yapıldığını gördü-ğü için müşterilerine bu işlemin Türk tersanelerinde yapılmasını öneriyor ve bu şekilde yurtdışın-dan 74 adet projenin recoating’ini Türkiye’de yapmayı planlıyoruz. Ayrıca 2014 yılında Palmali Gru-bun Yardımcı Gemi İnşa Tersan-leri’nde yaptırdığı yeni inşa pro-jelerin Cargo tanklarını, ayrıca Furtrans grubun Karadeniz Ereg-li’deki projesini, Gulhan Denizci-liğin Özata Tersanesi’ndeki yeni inşa projesinin kargo tanklarını Marine Line ile kaplayacağız ve

endüstri alanında ise yaklaşık 50 projemiz olacak.” diyerek projeleri hakkında bilgi verdi.

2014 yılında 14 adet yurtdışı pro-jeleri hayata geçirilecekGeçtiğimiz yıl yurtdışında da projelere imza attıklarını belirten Karagöz, Marine Line Türkiye’nin dünya pazarında bağlantıda oldu-ğu belli alanların olduğuna deği-nerek, Marine Line Türkiye’nin Advanced Polymer Coatings fir-masının ana merkezlerinden biri olduğunu belirtti(Diğer merkez-ler İngiltere, Hollanda, Kore, Çin, Singapur ve Japonya). Marine Line Türkiye’nin bağlı olduğu bölgele-rin olduğuna dikkat çeken Kara-göz; “Bu sınırlar Adriyatik’e Doğu Avrupa, Dubai’ye kadar Ortadoğu ve Orta Asya’daki Türki Cum-huriyetleri ve Kuzey Afrika’dır. 2013 yılında yurtdışında Polonya, Hollanda, Belçika, Dubai ile pro-jelerimiz oldu. 2014 yılı itibariyle Cezayir, Kuzey Irak ve Nijerya’da projelerimiz olacak. Kuzey Irak’ta ve Cezayir’de depolama tankı iç alan coating kaplaması, Nijerya’da sıvı şeker siloları iç alan kaplaması projemiz olacak. Şubat ayında da Polonya’da başlayacak recoating projemiz ile Letonya’da da reco-ating projemiz ve Hırvatistan’da yeni inşa projemiz olacak. Genel itibari ile toplamda 2014 yılında 14 adet yurtdışı projelerini hayata

geçireceğiz.” açıklamasını yaptı.Endüstri departmanını 2011’de kurduklarını belirten Karagöz; “Endüstri satış departmanımızla 2011’den itibaren faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bugüne kadar en-düstri alanında 67 firmaya çalışma yaptık. Bunlar içerisinde Petkim, Tüpraş, Eren Holding, Likit Kim-ya, May Grup, Hayat Kimya Aves, Kırlangıc, Unilever gibi firmala-rı sayabiliriz. Depolama tankları yapan, her türlü kimyasala karşı dayanıklı projelerdir. Örneğin Li-kit Kimya gibi depolama tankları olan firmaların depolama tank-larını biz yapıyoruz. Bu firmalar Acedic Acid, Sulphuric Acid, Ca-ustic Soda gibi oldukça korozif kimyasalları depoluyorlar. Ayrıca Polyplex gibi firmalar Mono Ethy-lene Glycol gibi çok hassas ürün saflığı isteyen özel ürünleri de bi-zim kapladığımız tanklarda depo-layabiliyor. Ya da Aves, Kırlangıc gibi firmalar hayvansal ve bitkisel yağları uluslararası FDA-GRAS gıda sertifikalarımızı olduğu için sorunsuzca depolayabiliyorlar. Bunların yanı sıra kara taşımacı-lığı yapan tankerlerin içlerini de kaplıyoruz. Beton uygulamaları-mız var ve kimyasala karşı daya-nıklı olan beton uygulamalarını yapıyoruz. Bunların içerisinde ise Petkim-Tüpraş-İnci Akü gibi firmalara bu şekilde hizmet ver-dik. Ayrıca deniz sektöründe sü-

“Amerika’daki ana firmamız recoating işleminin Türkiye’de çok başarılı ve hızlı yapıldığını gördüğü için müşterilerine bu işlemin Türk tersanelerinde yapılmasını öneri-yor ve bu şekilde yurtdışından 74 adet projenin recoating’ini Türkiye’de yapma-yı planlıyoruz.”

Page 28: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 26 | • OCAK-ŞUBAT

Röpo

rtaj

per yacht’ların yakıt tanklarının kaplamalarını gerçekleştiriyoruz. Vichem Yacht-MYM Yacht-Pro-teksan’da bu şekilde uygulamalar gerçekleştirdik.” dedi.

Yüksek sıcaklıkta proses yapan re-aktörlerin de içlerini kapladıkları-nı belirten Karagöz, bu projelerde ise Akkim, May Group, May Asit, İksa, KMT Polymer gibi firmalara çalıştıklarını söyledi. “Genellikle carbon çelik üzerine kaplama ya-pıyoruz ve carbon çelik üzerine bizim ürünlerimizle kaplama ya-pıldığı zaman paslanmaz çelik ile hatta bazı ürünlerde paslanmaz çelikten daha fazla kimyasal daya-nımı gösteriyor. Unilever, Diver-sey, P&G, Reckitt benckiser, Ha-yat Kimya gibi temizlik maddesi üreten firmalar ile de çalıştık. Ay-rıca ürünümüzün gıda sertifikası bulunuyor. Bu sertifikaya sahip olduğumuz için yağ depolarında da ürünümüzü kullanabiliyoruz. Bu alanda ise Lidersan, Kırlangıç, Aves, Gitaş gibi firmalarla çalış-tık.” diyen Karagöz sektörle ilgili ise şu değerlendirmede bulundu:

Fiyat konusunda nerdeyse Kore ile eşit konuma gelindi“Eylül ayında katıldığım uluslara-rası bir toplantıda, 2014 için gayet umut verici açıklamalar yapıldı. Sektörde yaşanan duraklamanın ise 2015’te biteceği öngörülüyor. Sektörümüzün 2015 için hazır-lıklarını şimdiden yapması lazım. Fiyat rekabetini iyi hesaplamaları gerekiyor. Çünkü fiyat konusunda neredeyse Kore ile eşit konuma geldik. Bizim en büyük avantajı-mız ise Avrupa’ya yakın oluşumuz ve kimyasal tanker armatörlerinin ve operatörlerinin çoğunun Avru-palılardan oluşması. Dolayısıyla bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım ama Avrupa’da da rakipleri-miz çoğalıyor. Örnek vermek ge-

rekirse Polonya’da tamir projeleri her gün artıyor. Bu projelerden birkaçını Marine Line Türkiye olarak biz yaptık. Hollanda ise bi-raz daha fiyatları düşürerek ta-mir projeleri yapma işine girişti. Letonya keza öyle. Genel itibari ile Avrupa bu konuda çalışmaya başladı. Avrupa ile rekabet edebil-memiz için sektördeki firmaların disiplinli bir şekilde birlik olması gerekiyor, bir fiyat politakımızın, kalite standardımızın ve uygula-ma ve uygulamanın yapıldığı süre standardımızın olması gerekiyor. Şu anda Avrupa’da belli başlı ar-matörler uygun fiyata ikinci el kimyasal tankerleri filolarına ka-tarak, filolarını büyütüyorlar, ör-neğin Unitanker, Borealis Mariti-me, Stena gibi. Çünkü şu an gemi almak için en uygun zaman. Bu da sektörle ilgili geleceğe yönelik pozitif bir profil öngördüklerini gösterir.

Aynı anda 17 adet farklı projeyi kaplama alt yapısına sahibizBiz coating firmasıyız ve bu an-lamda dünya lideri tek bir ürü-nümüz var, o da Siroxirane esaslı kaplama ürünümüzdür. Bunda da dünyanın en iyi ürününe sahibiz. Türkiye’de şimdiye kadar 301 adet kimyasal tanker kapladık. Bu sayı

sektörün yaklaşık yüzde 88’ine tekabül eder. 1994’den itibaren dünyada ve 2001’den itibaren Tür-kiye’de kullanılan bu ürünümüz kendisini kanıtlamış durumda. Kaplamaları tersanelerde yapıyo-ruz ve bütün tersaneler ile çalışı-yoruz. Gemiler tersaneye geldiği zaman recoating işlemimiz yak-laşık bir ay sürüyor. Bizim uygu-lamalarımızı diğerlerinden ayıran iki özelliği var; biri spark test de-diğimiz iki kat uygulama tamam-landıktan sonra yaptığımız bir uy-gulama. Spark test uygulamasında 3500 volt ile bütün yüzeyi tarıyo-ruz ve yüzde 100 kaplanmasını sağlıyoruz. . İkincisi ise heat cu-ring(ısıl işlem) yapıyoruz.Ortala-ma 120 derecede 16 saat boyunca yaptığımız kaplamayı kürlüyoruz. Elimizdeki ekipmanlar sayesinde aynı anda 17 tankı kaplama ve kürleme imkanına sahibiz. Bu iş-lemler toplamda 28-30 gün kadar sürüyor.” dedi.İş güvenliği ile ilgili çalışmaları da yürüttüklerini ifade eden Kara-göz, bu konuda profesyonel bir iş güvenlik uzmanı ile çalıştıklarını söyledi ve iş güvenliğinin sağlan-masında firmaların profesyonel bir şekilde çalışmalarını yürütme-lerinin önemine dikkat çekti.

“Türkiye’de şimdi-ye kadar 301 adet kimyasal tanker kapladık. Bu sayı sektörün yaklaşık yüzde 88’ine teka-bül eder.”

Page 29: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 27 |

Page 30: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 28 | • OCAK-ŞUBAT

Mak

ale

Kubilay ULUCANATCOM DENİZCİLİK

Başkan

Açık Denizde Rüzgar Enerjisi Projeleri

Açık sulardaki yeni ener-ji projeleri; konaklama, lojistik destek gemileri ve teknoloji üreticileri

için yeni imkanlar yaratmaktadır. Amerika’nın Meksika körfezi, Bre-zilya ve Batı Afrika açık deniz böl-geleri son zamanların altın üçgeni olarak etiketlendi. Bu bölgelerde bulunan petrol yatakları, üzer-lerinde hali hazirda kurulu olan ve yeni planlanan platformlar, yüksek iş gücü ve karadan destek gerektirmekte. Birçok denizcilik firmasi, bu sektöre hizmet verecek yeni ünitelerini hazırlamakta ve yeni inşa edilen depolar, hizmet gemileri de bunların başında ge-liyor. Açık denizlerdeki bu hare-ketlilik karadaki durgunluğu bir

nebze olsun canlandırıyor. Açık denizlerde sadece petrol ürünleri değil, Amerika’nin yeni hedefi olan yenilenebilir enerji projeleri de hazırlanmaktadır. Şu an için Amerika denizlerinde, açık deniz rüzgar santrali yok. Ancak bunun üzerine yürütülen birçok proje bulunuyor. Rüzgar zengini bölgeler için fizibilite çalışmala-rı son birkaç yıldır hız kazanmış durumda ve bu çalışmaları içeren konferansların bazılarına ben de Atlantik Okyanusu Bölgesi için katıldım. Gerekli bakanlıklardan ve ilgili federal bürolardan alınan izinler sonrasında şu an bu bölgeler, ya-tırımcıların projelerine açıldı. Ye-

nilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar, Amerika’nin son zaman-larda hem petrole bağımlılığını azaltmak, dünyadaki çevreyi en çok kirleten gelişmiş ülkelerden biri imajını düzeltmek amacıyla ön plana çıkartılmakta ve federal devlet tarafından desteklenmek-tedir. Çevreci örgütlerin, şu anki teknolojileri ile mümkün olan bu en çevreci yönteme bile karşı gel-mesi ise işin ilginç yanı! Açık de-nize kurulan bu rüzgar güllerinin her yıl binlerce okyanus kuşunun, deniz canlısının ölmesine sebep olduğunu ve okyanusun ekolojik dengesini bozduğunu ortaya çıka-ran çalışmalar buna sebep olmak-ta. Biliyoruz ki yüzde 100 çevreci ve üretilirken çevreye zarar ver-

Amerikan Enerji Bankanlığı adına çalış-ma yapan bir kurum olan Ulusal Yenile-nebilir Enerji Laboratovarı çalışmaları, kara ve açık deniz rüzgar potansiyeli-nin yaklaşık 4,150 GW, yani tüm Ame-rika’nın elektrik ihtiyacının dört katını karşılayacak seviyede olduğunu ortaya koyuyor.

Page 31: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 29 |

Avrupa Birliği 2020’ye kadar enerjisinin yüzde 20’sini yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi hedefle-mekte ve 2030’da bu hedefini kat-layıp yüzde 40’a ulaşmayı planla-maktadır.

meyen bir enerji kaynağı yok. Yenilenebilir enerji kaynağı var-dır. Avrupa Birliği 2020’ye kadar enerjisinin yüzde 20’sini yenile-nebilir kaynaklardan elde etmeyi hedeflemekte ve 2030’da bu hede-fini katlayıp yüzde 40’a ulaşmayı planlamaktadır. 2 gigawatt(GW) açık deniz rüzgar enerjisi, bir mil-yondan fazla eve enerji sağlamaya yetecek üniteler Avrupa Birliği ülkelerinde projelendirilmiş du-rumdadır ki İngiltere ve Dani-marka bu çalışmalarda öncülük etmektedir. Amerika’nin doğu kıyıları için rüzgar enerjisi üretiminin Ara-bistanı olabilir deniliyor. Çünkü, eğer bu bölge tamamiyle açık deniz rüzgar santralleriyle dona-tılırsa, buradan tüm Amerika’ya yetecek kadar elektrik üretimi sağlanabilir. Amerikan Enerji Bankanlığı adına çalışma yapan bir kurum olan Ulusal Yenilene-bilir Enerji Laboratovarı çalış-maları, kara ve açık deniz rüzgar potansiyelinin yaklaşık 4,150 GW, yani tüm Amerika’nın elektrik ih-tiyacının dört katını karşılayacak

seviyede olduğunu ortaya koyu-yor. Kuzeydoğu ve Orta Atlantik kıyıları özellikle yıl boyu rüzgarlı olan bölgeler ve deniz suyunun derinliği elverişli olan bölgeler, rüzgar enerjisi üretim çalısmala-rını mümkün kılıyor. Amerika’nın ulusal yenilenebilir enerji hedefle-ri ve politikası yok. Ancak 29 eya-let ve Washington D.C kendi plan-larını hazırladılar. Massachusetts, Rhode Island, New York ve New Jersey gibi kuzeydoğu eyaletleri bu projeleri hayata geçirmek için agresif şekilde çalışmalar içinde ve 2012 yılı içinde 300 milyon dolar, bu çalışmalara altyapı sağlamak için harcanmıştır.

Açık deniz rüzgarı karadaki rüz-gardan daha sürekli ve gün içinde daha sert ve kesintisiz esmekte-dir. Bununla beraber açık deniz rüzgar enerjisi kurmak neredeyse karaya kıyasla iki kat daha masraf-lı ve buna rağmen uzun soluklu, yenilenebilir olduğundan açık de-niz rüzgar enerjisi santrali günden güne daha çok yer edinmeye baş-layacaktır.

Amerika, bu konudaki çevresel ve kanunsal zorlukları aşmaya çalı-şırken Avrupa RoPax, RO-RO ve Konteyner gemilerini yenileyerek bu açık deniz çalışmalarına destek sağlayacak üniteler haline getir-meyi kefettiler. Bu gemiler açık denizlerdeki petrol platformları-na ve rüzgar enerjisi santralleri-ne destek vererek yeni iş alanları yaratılarak, aynı anda birkaç yüz çalışana yaşam mahali sağlayan bu tip gemilere de yakın zamanda ihtiyaç, Amerikan sularında artış gösterecektir.

Türkiye’nin de geçtiğimiz yıllar içerisinde, politik çekişme sebe-bi ile içine girdiği Akdeniz’deki açık deniz petrol arama çalışma-ları kısıtlı kalmaz ve ekonomiye deniz meltemi estirebilecek açık deniz rüzgar santrali enerjileri ile desteklenebilir. Yakın gelecekte Amerika’da olduğu gibi Türkiye’de de açık deniz çalışmalarına lojistik destek verecek gemilerine yatırım yapanların kazançlı çıkacağı muh-temeldir.

Page 32: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 30 | • OCAK-ŞUBAT

Röpo

rtaj

2 yıldır Ege’nin incisi Bod-rum’da yaşayan Mehmet Kaptan, 1998’de deniz-cilik eğitimi sonrasında

açık deniz hayatına başlar. Ticari gemilerin, yatlara göre daha kap-samlı ve daha amaçlı olduğunu düşünür. Denizcilik, seyir ve he-saplamalar işin içine girince uf-kunun daha da büyüdüğünü ve staj ile birlikte ilk zabitliğini aldığı gemilerde, yatlar ile yük gemileri

arasındaki büyük farkı gördükten sonra yat kaptanlığı yapmaya ka-rar veren Kaptan Mehmet Dilmaç ile denizcilik üzerine keyifli bir rö-portaj gerçekleştirdik.

Bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Denizciliğe adım atma hikayeniz nasıl gelişti?1977 Yalova doğumluyum ve Ri-zeliyim. İlk ve ortaokulu Büyüka-da’da, liseyi Bostancı’da bitirdim.

1996 yılında KOU Karamürsel Dnz. MYO girdim ve 1998 yılın-da mezun olduktan sonra staj ile birlikte açık deniz hayatına başla-mış bulundum. Çocuk yaşlarım-dan itibaren, yaşamakta olduğum Büyükada’da, kayıkhanelerde ve yazlık teknelerde, okul tatilleri ve boş zamanlarımda bolca vakit geçirdim. Okul harçlıklarım için ve lise yılları yaz tatillerimde özel teknelerde çalıştım. 1999’dan son-

Denizciliğin güzel olduğu kadar zor bir meslek, yatçılığın ise bu zorluk-lar içinde biraz daha rahat ama bir o kadar da detaylı bir iş olduğunu söyleyen Kaptan Mehmet Dilmaç; “Denizcilik, gemicilik ya da yatçılık yapmak isteyen herkes, bu işin tamamiyle bir işten çok aşk olduğunu kabul etmek zorunda” dedi.

Denizcilik Bir İşten Çok Aşktır

Mehmet DilmaçKaptan

Page 33: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 31 |

“Yatçılık ve yat se-verler için merkezi bir nokta olması, havalimanı ulaşım kolaylıkları ve coğ-rafi özellikleri göz önüne alındığında; Bodrum yarıma-dası ile başlayıp, Gökova, Hisarönü Körfezi ile devam eden ve özellikle Göcek Koylarımız gerçekten Türk ve Akdeniz yatçılığı için çok özel böl-gelerdir.”

ra ise ticari gemilerde zabit olarak denizcilik hayatıma devam ettim.

Denizcilik okulundan sonra de-nizciliğin daha çok eğlence sek-törü olarak da bilinen yatçılık kısmını tercih ettiniz. Bunun se-bebi neydi?Yatçılık benim için üniversite ön-cesinde küçük çaplı da olsa baş-lamıştı. Okuldayken çoğu terim-lere ve deniz hayatına aşinaydım. Fakat ticari gemiler yatlara göre daha kapsamlı ve daha amaçlı olduğundan benim için yeni bir heyecan oldu. Denizcilik, seyir, hesaplamalar işin içine girince ufkumuz daha da büyüdü ve staj ile birlikte ilk zabitliğimi aldığım gemilerde, yatlar ile yük gemileri arasındaki büyük farkı gördüm.

Yatçılık sektöründe yaklaşık 15 senedir çalışıyorsunuz ve artık bu sektörün duayenlerinden sayılır-sınız. Bu meslekte başarı için yat kaptanının sadece denizi ve tek-neyi bilmesi yeterli midir? Mesle-ğin insanlarla iletişim kısmından

biraz bahsedebilir misiniz?Yatçılıkta, özellikle bizim bulun-duğumuz seviye olarak daha üst sınıf tekne ve misafirlerin bulun-duğu bir çalışma ortamında deniz ve tekne unsuru gibi ana hatları olusturan etkenler dışında, iyi de-recede yabancı dil, sorun çözme odaklı çalışma mantığı ve yüzde 100 misafir/müşterilere yöne-lik hazırlanan çalışma düzeni ve programı gerekmektedir. Bu şekil-de olduğunda kısıtlı alanda geçen deniz günleri elbette başarıyı be-

raberinde getirecektir. Üst düzey (High profile ) mevki ve yaşantıla-rında olan kişiler ile aynı teknede yaşıyor olmak, aile içinde olduğu gibi olumlu olumsuz birçok seyi paylaşmak, aslında onlar ile bir-likte belli süreli yaşam ortaklığı-na girmek, beraberinde ciddi bir iletişim yeteneğini de barındır-manızı gerektirmektedir. Aslında kaptanlık bir zorunluluk işi değil-dir. İnsanoğlu zorunda olduğu bir şeyi zevkle yapayamayacağı gibi özel yat kaptanlığı da tamamiyle severek ve kaptan ile personelin zevk alarak yapabileceği bir iş da-lıdır. Denizcilik güzel olduğu ka-dar zor bir meslek. Yatçılık ise bu zorluklar içinde biraz daha rahat ama bir o kadar da detaylı bir iş. Denizcilik, gemicilik ya da yatçılık yapmak isteyen herkes bu işin ta-mamiyle bir işten çok aşk olduğu-nu kabul etmek zorunda.

Ege’nin incisi Bodrum’da yaşıyor ve çalışıyorsunuz. Bu bölgenin Türk yatçılığında lider konumda olduğunu söyleyebilir misiniz?

“Avrupa’dan birçok teknenin gelmesi, teknelerimizin Avrupa’ya açılması ve oradaki fuarlarda yer bulması ile Türk yatçıların dünyaya açılması, bugün için yatçılık alanında iyi yol-da olduğumuzun belirtil-erindendir.”

Page 34: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 32 | • OCAK-ŞUBAT

Röpo

rtaj

Turkiye’de yatçılık üzerine geliş-miş diğer bölgelerimiz nereler-dir?Ben 2 yıldır Bodrum’da yaşıyorum ve gerçekten Bodrum yaz ve kış olarak iki ayrı şehir diyebilirim. Yatçılık ve yat severler için mer-kezi bir nokta olması, havalima-nı ulaşım kolaylıkları ve coğrafi özellikleri göz önüne alındığında; Bodrum yarımadası ile başlayıp, Gökova, Hisarönü Körfezi ile de-vam eden ve özellikle Göcek Koy-larımız gerçekten Türk ve Akdeniz yatçılığı için çok özel bölgelerdir. Son yıllarda Avrupa’da gördüğü-müz daha üst sınıf mega yatları da artık koylarımızda ve limanları-mızda görmemiz bu alanda atılan adımların bence sağlamasıdır.

Türkiye’de ve Akdeniz’de birçok yat limanını uğrak yer olarak kullandınız. Kıyaslandığında ülkemizin yat turizminde eksik-likleri ve yapılması gerekenler nelerdir? Tüm denizlerimizi yat limanı ve turizmi için yeteri ka-dar kullanabiliyor muyuz?Ülkemizde marina hizmetleri, servis ve iletişimin oldukca iyi olduğunu düsünüyorum. Avrupa ile kıyaslama yapıldığında ise bu özelliğimiz marina sayıları bazın-da olumsuz yöne kaymaktadır.

Bugün İtalya ve Fransa’nın güney kıyılarında gördügüm marina sa-yısı ülkemizin çok çok üzerinde ve bu alanda tahminimce bürok-ratik şartlar, inşa izinleri vb gibi durumlar söz konusu. Elbette ki doğal güzelliği ile övündüğümüz sahillerin taş marinalara dönme-mesi gerekır. Fakat çok iyi dene-tim ve çevreci projeler ile marina sayımızın artması öncelikli gerek-sınım olmaktadır. Özellikle küçük teknelerin sığınabileceği ve ucuz konaklayabilceği marinaların sık-lığı daha fazla yatçının Türk sa-hıllerınde gezmesı ve beraberinde ekonomık canlılığı getirecektir.

Yatçılıkta yabancı bayrak taşıma oranı nedir? Ve bu yatların Türk bayrağına geçmelerini sağlamak için neler yapılmalıdır?Yabancı bayraklı tekne sayısı oranı T.C. bayrağa göre oldukça yüksek-tir ve bunun en önemli sebebi ise yabancı bayrak taşımanın getir-miş olduğu vergi, yakıt vb muafi-yetlerdir. Yine bürokratik alanda yapılacak araştırma ve çalışmalar ile muadil ülkelerdeki yatçılık ve bayrak donatımı ile ilgili alınacak tedbirler bence Türk bayrağımıza geçişte etken olacaktır. Elbette ki bir tekne sahibinin harcamalarını minimum düzeyde tutabileceği

sigorta, bayrak taşıma, kayıt, vergi hususlarında ödemeler buna etkili olacaktır.

Türkiye’de yatçılık sektörünün dünü, bugünü ve geleceği için ne-ler söyleyebilirsiniz?Ülkemizde ekonominin gelişme-sine paralel ilerleyecek olan yatçı-lık, özellikle 2000 yılından sonra hızlanmıştır. Yeni projelerde ar-tık gemi inşa mühendisleri, iç ve dış dizayn çalışanlarından oluşan ekipler, yat inşa sektöründe ça-lışmaktadır. Eskiden daha çok el işçiliği ve göz kararı ile yapılan tekneler yerini teknolojik çalış-malara bırakmıştır. Avrupa’dan birçok teknenin gelmesi, tekne-lerimizin Avrupa’ya açılması ve oradaki fuarlarda yer bulması ile Türk yatçıların dünyaya açılma-sı, bugün için yatçılık alanında iyi yolda olduğumuzun belirti-lerindendir. Gelecek için sürekli yapılan ümit etme dışında, yine otoritenin denetimi ve yatçılığın geliştirilmesi için sağlanacak büt-celerin iyi alanlarda ve etkin kul-lanılması, yabancı talepleri uzun vadeli düşünerek değerlendirmek bence ileriye yönelik adımların başında gelmelidir.

Page 35: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 33 |

Page 36: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 34 | • OCAK-ŞUBAT

Den

iz T

uriz

m

Türkiye’de kruvaziyer turizminin çok hızlı

büyüdüğüne dikkat çeken Arkas Turizm

Cruise Departma-nı Yöneticisi Yücel

Gökgöz, kruvaziyer-sektörüne dair değer-lendirmelerini 7deniz

Dergisi ile paylaştı.

Arkas Turizm, 2014 için cruise programlarındaki destinasyon seçenek-lerini satışa sundu. Özellikle farklı cruise rotalarını görmek isteyen ta-tilciler için İstanbul ve İzmir çıkışlı Karadeniz ve Güney Amerika turları ilginç deneyimler sunmayı hedefliyor.

Türkiye, Kruvaziyer Turizminde Yükselen Bir Grafik Çiziyor

“Cruise turlarının en büyük özelliği, birkaç ülkeyi aynı anda gö-rebilme olanağının olması ve yolculara, gemiye binmeleri itiba-riyle bir haftalık, 10 günlük ya da daha uzun programları, hiçbir şekilde tekrar valiz açma-kapama derdi olmadan yüksek konfor olanakları ile sunmasıdır.”

Yücel GökgözArkas Turizm | Cruise Departmanı Yöneticisi

Page 37: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 35 |

Türkiye’de cruise gemileriyle tatil yapmak isteyen yolcuların tercih sebeplerinin farklı olduğunu belirten Gökgöz, ilk defa cruise seyaha-ti yapacak olan yolcuların kriterleri arasında Türkçe rehberlik hizmeti-nin başta geldiğini belirtti.

Kuruluşu 1961 yılına uzanan Arkas Turizm, sektörde kurumsal seyahat danışmanlığı

alanında hizmet veren, en köklü ve en eski seyahat acenteleri ara-sında yer alıyor. Firmanın faaliyet alanını şirketlerin kurumsal seya-hatleri, şirket yönetim kadroları ve çalışanlarının iş ve özel seyahat planlamaları, münferit ve grup seyahatler ile organizasyonlar oluşturuyor. Bu yapıdan hareketle kaliteli hizmet anlayışını sürdüren Arkas Turizm’in, müşteri memnu-niyeti açısından güvenilir olmak ve müşteri odaklı hizmet vermek öncelikli konuları arasında yer alı-yor. Arkas Turizm, diğer hizmet-lerinin yanı sıra kruvaziyer seya-hatleri alanında da yoğun hizmet veriyor. Firma aynı zamanda altı yıldızlı gemileri bulunan Crystal Cruises ile Hapag Lloyd’un satış acenteliğini yapıyor. Tüm cruise şirketlerinin Türkiye pazarındaki münferit satışlarının yanı sıra, ku-rumsal müşterilerin cruise gemi-lerindeki münferit rezervasyon-larını ve grup organizasyonlarını gerçekleştiriyor. 2014’te cruise tatilcilerine farklı

destinasyon seçenekleri sunacak-larına dikkat çeken Gökgöz; “Av-rupa ve Akdeniz kıyılarını cruise gemileri ile seyahat etmiş olan yolcular için farklı ve ilgi çekici rotalar olacağını belirtmek iste-rim.” dedi.

Cruise yolculuğu valiz açma-ka-pama derdi olmadan birçok ülke-yi görme olanağı sunuyorTürkiye’de kruvaziyer turizmi-nin özellikle son 5 yıldır hızlı bir büyüme içerisine girdini belir-ten Gökgöz, bu artışta, Türki-ye limanlarından hareket eden kruvaziyer gemilerinin etkisinin büyük olduğunu belirtti. Gök-göz; “Cruise turlarının en büyük özelliği, birkaç ülkeyi aynı anda görebilme olanağının olması ve yolculara, gemiye binmeleri iti-bariyle bir haftalık, 10 günlük ya da daha uzun programları, hiçbir şekilde tekrar valiz açma-kapama derdi olmadan yüksek konfor ola-nakları ile sunmasıdır. Sosyal ve spor aktiviteleri, farklı damak tat-ları, olağanüstü şovlar, birçok ünlü markanın bulunduğu mağazalar, casino, modern dizayn edilmiş kullanım alanları ve kabinler, özel

güneşlenme alanları, liman şehir-lerinde denize girme imkanı gibi birçok olanağı bir arada bulabil-meleri yolcuların ilgi ve tercihini kruvaziyer turlarına çekiyor. Bu-nun yanında turların fiyatlarının düşünüldüğü gibi yüksek rakam-larda olmaması ve cruise seçenek-leri ile ilgili bilgilerin her geçen gün daha ulaşılabilir olması gemi-ye giden yolcu sayısını arttırdı.Yolcular ilk cruise seyahatlerinin ardından farklı rotaları görmek ve farklı gemileri denemek için seya-hat tercihlerini yine cruise gemi-lerinden yana kullanıyorlar. Her yılın Eylül veya Ekim aylarında başlayan erken rezervasyon dö-nemlerini yolcular yakından takip ediyorlar ve bir yıl sonrasının dahi planlamasını yapabiliyorlar.” dedi.

Türkiye’deki kruvaziyer limanla-rının artması, turizm ekonomisi-ne katkı sağlayacaktırTürkiye’deki kruvaziyer pazarının büyümesine paralel olarak, cruise gemilerine yönelik liman sayıla-rının arttırılmasının ve mevcut liman kapasitelerinin yolculara daha fazla imkan sunabilecek du-ruma getirilmesinin kruvaziyer

Page 38: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 36 | • OCAK-ŞUBAT

sektöründen elde edilecek eko-nomik geliri arttıracağını belir-ten Gökgöz, İstanbul, İzmir gibi limanlarda inen yabancı yolcula-rın şehirleri tanıyabilmek için ol-dukça yoğun talep gösterdiklerini, İstanbul’da Kapalıçarşı, Ayasofya, Sultanahmet bölgesi, İzmir’de ise Efes başta olmak üzere turistik bölgelerin tercih edildiğini söyle-di.

Cruise seyahatleri alışkanlık ya-pıyorTürkiye’de cruise gemileriyle tatil yapmak isteyen yolcuların ter-cih sebeplerinin farklı olduğunu belirten Gökgöz, ilk defa cruise seyahati yapacak olan yolcuların kriterleri arasında Türkçe rehber-lik hizmetinin başta geldiğini be-lirtti.Cruise seyahat alternatifleri içinde yurtdışı ve Türkiye limanlarından hareketli 20–30 gün süren kıtala-rarası turların yanı sıra, 8– 5 gün

süren Akdeniz, Fiyortlar, Baltık Başkentleri turları, Ren Nehri, Tuna Nehri gibi nehir üzerinde seyahat eden daha butik gemi tur-ları da oldukça rağbet görmekte, alışılmışın dışında Alaska, Uzak-doğu gibi çok farklı destinasyon-larda çok farklı deneyimler vaat edilmektedir. Yolcularına 6 kıtada 4 mevsim sayısız seçenek sunan Arkas Turizm, her zevke uygun cruise turlarını sizler için özenle takip etmektedir.

Kruvaziyer turizminde yolcu sa-yısı her yıl artıyorTürkiye’nin geçen yıl ağırladığı kruvaziyer yolcuları, önceki yıla göre yüzde 7 artışla 2 milyon 240 bine yükseldiğini belirten Gök-göz, Deniz Ticareti Genel Müdür-lüğü’nden aldıkları verilere göre, geçtiğimiz yıl Türkiye’deki liman-lara bin 334’ü kruvaziyer tipi ol-mak üzere bin 572 yolcu gemisi yanaştı, bu gemilerle 2 milyon 240

bin 776 turist taşındığı bilgisini verdi. Kruvaziyer yolcularının 2012’ye göre yüzde 7 arttığı bu dönemde ziyaretçilerin bir milyon 760 bin 143’ünü transit, 250 bin 39’unu giden ve 230 bin 594’ünü gelen yolcular oluşturdu.

Türkiye’ye kruvaziyerlerle gelen turistler önceki yıla göre 2003 yı-lında yüzde 75, 2004’te yüzde 10, 2005’te yüzde 17,4, 2006’da yüzde 34,1, 2007’de yüzde 34,6, 2008’de yüzde 17,3 artış gösterdi, 2009’da ise küresel ekonomik krizin et-kisiyle yüzde 7,5 azaldı. 2010’da yüzde 15 artan kruvaziyer turiz-mi, 2011’de yüzde 27 büyüdü, 2012’de ise yüzde 4,3 küçüldü. 10 yılda limanlara gelen gemiler yüz-de 77, yolcular da yüzde 285 arttı. Kruvaziyer turizmi kapsamında 10 yılda Türkiye’ye 15 milyon 705 bin turist geldi.

En fazla yolcuyu İstanbul Limanı ağırladıGeçen yıl İstanbul ve Kuşadası limanlarında ağırlanan yolcular 500 bin sınırını aştı, İzmir Lima-nı’na da benzer seviyede yolcu girdi. Gemi ve yolcu trafiği bakı-mından ilk sıradaki İstanbul Li-manı’na Ocak-Aralık döneminde 307’si kruvaziyer tipi olmak üzere 381 yolcu gemisi yanaştı, liman 689 bin 417 yolcu ağırladı. Bunun 523 bin 563’ü transit, 87 bin 349’u giden, 78 bin 505’i ise gelen yol-cular olarak kayıtlara geçti. İstan-bul’un ardından ikinci sırada yer alan Kuşadası Limanı’na ise 357’si kruvaziyer tipi olmak üzere, 428 yolcu gemisi yanaştı, bu gemilerle adaya 577 bin 685 yolcu uğradı. Bu limanları 486 bin 493 yolcuyla İzmir, 163 bin 575 yolcuyla Antal-ya, 152 bin 685 yolcuyla Marmaris ve 62 bin 741 yolcuyla Çeşme Li-manı izledi.

Gökgöz; “Avrupa ve

Akdeniz kıyılarını cruise gemileri ile

seyahat etmiş olan yolcular için farklı

ve ilgi çekici rotalar olacağını belirtmek

isterim.” dedi.

Den

iz T

uriz

m

Page 39: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 37 |

Page 40: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 38 | • OCAK-ŞUBAT

Gez

i

Afrika’nın Avrupa kıtası-na en uzak noktasında bulunan bu şirin kent, adını eski denizciler

için çok önemli bir geçiş noktası olan dünyaca ünlü Ümit Burnu’n-dan alır. Afrika’nın en güneyi gibi romantik bir lokasyonda olması, ılıman iklimi, kültürel zenginliği, farklı tarzdaki mimari gelenekle-rin kendine has sentezi ile oluş-turduğu sıradışı mimari dokusu ve UNESCO tarafından Dünya Kültür Varlıkları Listesi’ne alınmış Robben Adası gibi değerlere sahip olması nedeni ile turistik açıdan Afrika’nın güneyinde en çok ziya-ret edilen yerlerden biri olmuştur. Cape Town, bana hep San Fransis-ko’yu çağrıştırır. Özellikle liman-

dan çıkıp denize açılınca şehrin panoraması daha görkemli olarak belirmeye başlar. Bulutların ara-sındaki Table Mountain (Masa Dağı) ve Green Point’in ötelerine kadar uzanan evleriyle gerçek-ten keyif alacağınız, hoş bir şehir Cape Town...

Bu güzel şehrin tadına varabilmek için mutlaka ziyaret edilmesi ge-reken dört yer; Masa Dağı, Wa-terfront’taki Viktorya ve Alfred Rıhtımı, Robben Adası ve şehrin dışındaki Ümit Burnu’dur...

Masa Dağı, Cape Town’un sırtını yasladığı, üzeri oldukça düz, 1086 metrelik bir zirveye sahip dağ. Şehrin ve okyanusun görüntüsü-

nü yol boyunca sürekli izlemek isterseniz önerim teleferiği kul-lanmanız. Dağ, şehirle o kadar iç içe ki sanki uzansanız ona doku-nabileceğinizi hissettiriyor. Ama yine de Dağın zirvesi için ayıra-bilecek zamanınız yoksa üzülme-nize gerek yok. Bu görkemli dağın en güzel göründüğü noktalardan biri de Waterfront ve Cape Town gezinizin olmazsa olmazlarından biri olması gereken, şehrin en canlı bölgesi Viktorya ve Alfred Rıhtımı. Rıhtım, şehrin limanı ile iç içe, kafe ve restoranlarla dolu, büyük bir alışveriş ve eğlence ala-nı. Malezya mutfağından Etiyopya mutfağına kadar değişik Afrika ülke mutfaklarının yemeklerini tadabileceğiniz sayısız alternatife

İki Okyanusun Kıyısında Bir Şehir “Cape Town”

Dr. Faruk BUDAK

Robben Adası günümüzde ırkçılığa, koloniciliğe, adaletsizliğe ve zulme karşı kazanılan zaferin simgesidir. Aynı zamanda haklı karşı duruşun, azmin ve insanlık onurunun...

Page 41: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 39 |

Cape Town, belki de Afrika ruhu ile Batı modernizmi-nin en güzel şekil-de harmanlandığı değişik bir tat. Do-ğası, iklimi, muhte-şem manzaraları, kültürel dokusu, geleneksel mutfak örnekleri ve kolay-ca ulaşabileceği-niz safari imkanları ile keyifle yudum-lanacak değişik bir Afrika kokteyli gibi.

sahip bir yer. Burada dolaşırken rıhtıma çıkmış ve güneşin altında miskinlik yapan denizaslanlarını fotoğraflamak, canlı etnik müzik performanslarını izlemek, tama-men batı standartlarında bir şehir havasını verirken derinlerinde yatan Afrika ruhunu ve kökleri-ni duyumsamak, gerçekten onun hak ettiği sıradışılığını yaşatıyor.

Waterfront’taki Saat Kulesi’nin sağındaki binanın girişinde “Nel-son Mandela Getaway to Robben Island’’ yazıyor. Buradan kalkan feribotlarla ulaşılan Robben Ada-sı’nda insanın içini burkan ama Afrika’nın siyah beyaz ikilemini algılayabileceğimiz bir atmosfer sizleri bekliyor.

Cape Town’a sadece 11 kilometre uzaklıkta olan Robben Adası, Gü-ney Afrika’nın Alkatraz’ı olarak bilinir. Güney Afrika’nın en ünlü özgürlük savaşçıları çeyrek asır gibi uzun bir süre burada tutsak kalmışlardır. Ancak Robben Adası günümüzde ırkçılığa, koloniciliğe, adaletsizliğe ve zulme karşı kaza-nılan zaferin simgesidir. Aynı za-manda haklı karşı duruşun, azmin ve insanlık onurunun...

45 dakikalık keyifli bir deniz yol-culuğunun ardından adaya ulaşı-yoruz. 3 otobüs bizi bekliyor. Ada, 1500’lerden itibaren Avrupalı sö-mürgeciler arasında bir kaç kez el değiştirmiş. En son, Güney Afri-ka’nın ırkçı rejimi tarafından po-litik mahkumların kapatıldığı bir hapishaneye dönüştürülmüş.

Afrika’nın en önemli ulusal anıtıTur sırasında gördüğümüz en il-ginç yer, mahkumların çalıştırıl-dığı kireç ocağı. Alanın tam or-tasında yumruk büyüklüğündeki taşlardan oluşmuş bir yığın dik-katimi çekmişti. Rehberimiz, tur

sırasında burayı en sona bırakmış ve bu taş yığını için ‘Afrika’nın en önemli ulusal anıtı’ demişti. Tur-daki herkes çok şaşırmış, böyle-sine basit bir taş yığınının ulusal anıt olmasını anlayamamıştık. 5 yılda bir, 11 Şubat günü bu ha-pishanede kalmış mahkumlar bir araya gelerek o günlerin anısına buraya birer taş bırakıyorlarmış. İşte bu taş yığını böyle oluşmuş. Bu gelenek, son mahkum ölünce-ye kadar da devam edecekmiş.

Gezinin ikinci bölümünde asıl ha-pishaneyi geziyoruz. Yeni rehberi-miz yaşamının yirmi yılını burada tutsak olarak geçirmiş olan yaşlı bir siyah. Güney Afrika Cumhu-riyeti’nin ilk siyah devlet başkanı Mandela’nın 1964’ten 1982 Mart’ı-na kadar 18 yıl kaldığı hücreyi, ha-valandırmaya çıktığı avluyu, ban-yoları ve yemekhaneyi gezdirip bilgi veriyor. Avluda Mandela’nın 1966 yılında hapishanede çekil-miş bir fotoğrafı var. Fotoğraf, tam fotoğrafın çekildiği noktaya dikilmiş. Robben Adası’ndaki ha-pishane 1997’de kapatılarak müze haline getirilmiş.

Alışveriş tutkunları için Wa-terfront’tan sonraki ikinci adres Greenmarket Meydanı… Burada çeşitli el sanatları ürün ve hediye-lik eşyaları açıkhava stantlarında ya da şirin dükkanlarda bulabilir-siniz. Yanınızdakiler tam bir alış-veriş tutkunu ve siz de sevmiyor-sanız etraftaki sokak kafelerinde keyifli bir kahve molası verebilir-siniz.

Şehrin etnik mozaiği içerisinde en farklı noktada buraya çok önceleri yerleşmiş bulunan Malezyalıla-rın getirdiği Malay kültürü. Wa-terfront ile Masa Dağı arasındaki özel bir bölge de “Malay District” olarak geçmekte. Bu bölgede ya-

pacağımız kısa bir yürüyüş turu bile bize farklı mimari sentezi göz-lemleme imkanı veriyor. Şehirden çıkıp güneye doğru yö-neldiğimizde kıtanın alt ucunun doğal yaşamı ile karşı karşıya geli-riz. Ümit Burnu’na doğru yolculu-ğumuz sırasında karşılaşacağımız penguenler, deve kuşları ve iri bir maymun türü olan babun sürüleri bizleri şaşırtmaya devam ediyor.

Kıtanın en güney ucu Ümit Bur-nu değil!Maalesef yanlış bir kanı, kıtanın en güney ucunun Ümit Burnu olduğu şeklinde. Asıl en güney uç noktası, Cape Town’dan 250 kilometre kadar uzaklıktaki Cape Agulhas. Yine de Ümit Burnu gezisi, buraya kadar gelmiş turist misafirlerine güzel bir anı fotoğra-fı ve lezzetli yemekler sunan resto-ranları ile keyifli bir gün geçirme-nizi sağlıyor.

Yaklaşık iki saatlik bir yolculukla ulaşabileceğiniz Hermanus, sa-dece Güney Afrika’da değil tüm Afrika’da balinaları yakından göz-leyip fotoğraflayabileceğiniz şi-rin bir kasaba. Özellikle Eylül ayı sonunda düzenlenen dört günlük Hermanus Balina Festivali, balina akınının zirve yaptığı bir dönem-de gerçekleştiriliyor. Ağustos, Ey-lül, Ekim aylarında kıyıya kadar yanaşan ve keyifle oynaşan bali-naları kıyıdan dahi fotoğraflamak mümkün oluyor.

Cape Town, belki de Afrika ruhu ile Batı modernizminin en güzel şekilde harmanlandığı değişik bir tat. Doğası, iklimi, muhteşem manzaraları, kültürel dokusu, geleneksel mutfak örnekleri ve kolayca ulaşabileceğiniz safari im-kanları ile keyifle yudumlanacak değişik bir Afrika kokteyli gibi.

Page 42: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 40 | • OCAK-ŞUBAT

Röpo

rtaj

Ali Türk, 7deniz Dergisi’ne Turkish

Cargo’nun hedef ve planlamalarına ilişkin

değerlendirmelerde bulundu.

1933 yılında ulusal hava yolu olarak kurulan Türk Hava Yolları, 1936 yılında ilk uluslararası kargosunu taşı-

dı. Zaman içerisinde geçirdiği de-ğişimler sonucu, günümüze kadar başarılı bir çizgide ilerleyen firma, 2000 yılında Türk Hava Yolları Kargo Bölümünü ‘Turkish Car-go’ çatısı altında topladı. Turkish Cargo, Türk Hava Yolları’nın bir alt markasıdır ve THY’nin uçuş ağını ve filosunu kullanır. Hava kargo sektörünün en hızlı büyü-yen kuruluşlarından biri olan Tur-kish Cargo, dünya ticaret yolları-nın merkezinde olan İstanbul’un stratejik lokasyonunu kullanarak, doğu ve batı arasında hava kar-go trafiğinin ana oyuncularından biri olarak çalışmalarını büyük bir azimle sürdürüyor.

105’in üzerinde ülke ile 240’ın üzerinde noktaya uçuş gerçekle-şiyorTürk Hava Yolları, yolcu ve kargo uçaklarında toplamda 105 üzerin-de ülkede, 240’ın üzerinde nok-taya uçuş gerçekleştiren dünyaca tanınmış ve marka olmuş bir ha-vayolu şirketidir. THY’nin, dünya-nın birçok noktasına gerçekleştir-diği bu uçuşlardan 47’si ise kargo uçağı ile taşıma yaptıkları nokta-lar arasında bulunuyor.

Başarılı bir başkan ve çalışkan bir ekipOcak 2012’den itibaren Türk Hava Yolları Kargo Başkanı olarak göre-ve başlayan ve Turkish Cargo’nun Türkiye ve global sahada yönetim faaliyetlerini ekibi ile birlikte yü-rüten Ali Türk, 7deniz Dergisi’ne

Turkish Cargo’nun hedef ve plan-lamalarına ilişkin değerlendir-melerde bulundu. 2 yıl boyunca bulunduğu pozisyonda başarılı hizmetler sunan Türk, Turkish Cargo’daki görev ve sorumluluk-larını ise şöyle açıkladı: “Ulusal bir marka olmanın vermiş oldu-ğu bilinçle dünyadaki temsil ye-teneğimizi, marka değerimizi ve bilinirliğimizi arttırmak; ekibimle birlikte oluşturduğumuz yenilikçi projeleri hayata geçirerek operas-yonumuzu güçlendirmek; Ar-Ge çalışmaları, istatistik ve feedba-ckler doğrultusunda yeni ticaret kapıları açmak başlıca görev so-rumluluklarım arasında bulunu-yor.” dedi.

565 bin 220 ton kargo ile yüzde 20,5 oranında büyüme sağlandı

2013 yılında ‘En çok ülkeye uçan havayolu şirketi’ liderliğini sür-düren THY, 2013 yılını yüzde 20,5 oranında bir büyüme ile kapat-tı. 2014’teki öncelikli hedefleri arasında ise Afrika niş pazarların-da güvenilir bir taşı-yıcı olarak daha etkin rol almak bulunuyor.

Networkümüzün Büyüklüğü Hizmetimizin Ana Kaynağını Oluşturuyor

Ali TürkTurkish Cargo | Başkanı

Page 43: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 41 |

2013 yılında hedefledikleri veri-leri elde ettiklerine değinen Türk; “Öncelikle, 565 bin 220 ton kargo taşıdık ve yüzde 20,5 oranında büyüme sağlayarak hedefimizi geride bıraktık. Bununla beraber; hedef ve ulaşılan miktarların bir-birine yakın olması yılın başında yapılan planlamaların tutarlı ol-duğunu ve kontrollü bir büyüme gerçekleştirdiğimizi 2013 yılında da kanıtlamış olduk. Açılan yeni destinasyonlar ile 2013 yılında da ‘En çok ülkeye uçan havayolu şirketi’ liderliğimizin devamını sağladık. Yine 2013 yılı içerisinde açılan 10 bin 500 m2 ilave depo sahası, operasyonel hızımızı art-tırırken inşasına başlanan 43 bin m2’lik yeni kargo terminali, hiz-met kalitemize eklenen yenilikler arasında yerini aldı.” dedi.

Öncelikli hedef Afrika niş pazar-ları2013’te yakaladıkları büyümeyi 2014’te de aynı tutarlılıkla gös-termeyi hedeflediklerini belirten Türk, yeni kargo tesislerinin inşa-sını ise yılsonuna kadar bitirmeyi planladıklarına değinerek şöy-le devam etti: “Hata ve gecikme paylarını asgari seviyelere çekerek hizmette kalitemizi en üst düze-ye çıkarmayı hedefliyoruz. Yeni pazar arayışlarına bilfiil devam

ederken özellikle de Afrika niş pazarlarında güvenilir bir taşıyıcı olarak daha etkin rol almakta yine öncelikli hedeflerimiz arasında bulunuyor.” dedi.

Başarının temelini müşteriye ve-rilen önem oluşturuyorTürk Hava Yolları (THY) ve Tur-kish Cargo olarak müşterilerine verdikleri önemin, hizmetlerinde mükemmelliğe doğru yol alma-da en büyük nedenleri olduğunu ifade eden Türk, verdikleri hiz-metler hakkında şu bilgileri verdi: “Dünyadaki tüm müşterilerimiz için networkümüzün büyüklüğü hizmetimizin ana kaynağını oluş-tururken; kargo ve yolcu uçakla-rından oluşan 230’un üzerindeki uçak filosu, ilave depolama sahası, özel kargolar için her türlü sakla-ma koşullarını barındıran odalar ve üniteler, dünyanın neredeyse her noktasına ulaşan kamyon taşı-ma ağı, diğer havayolları ile yapıl-mış bizim uçmadığımız noktalara kargo taşımamızı sağlayan (SPA) anlaşmalarını başlıca hizmetleri-miz olarak sıralayabilirim.”

7 /24 hizmet anlayışıTürk Hava Yolları’nı tercih eden ve etmeyi düşünen kişilerin, Turkish Cargo’nun yurtdışı taşımacılığıyla ilgili soru veya sorunları hakkın-

da nasıl bir yol izlemesi gerektiği ile ilgili olarak, ister yurtiçi ister yurtdışında bir noktadan diğer bir noktaya taşınacak her türlü kar-go taşımaları için tüm birimlerin iletişim bilgilerinin web sitelerin-de bulunduğunu söyleyen Türk; “İşimiz hava kargo olduğu için 7/24 hizmet vermekteyiz ve ko-nularında uzman arkadaşlarımız kargo ile ilgili her türlü bilgi ve desteği müşterilerimize sağlamak-ta.” dedi.

Turkish Cargo, neredeyse dünya-nın her noktasına kargo ulaştırı-yor. Böyle başarılı bir çalışmanın arkasında nasıl bir takip süreci sağladıklarını sorduğumuzda ise Ali Türk şöyle yanıt verdi: “Ame-rika, Kuzey Avrupa-Rusya, Gü-ney Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Uzakdoğu’dan oluşan ayrı ayrı böl-ge müdürlükleri ve bunlara bağlı olan birçok yerel ofisimiz bulunu-yor. Tüm bu bölgeler ile İstanbul merkezimizde görevli temsilcile-rimiz, sürekli irtibat halindeler. Kargolar ise BT altyapımızın kul-lanıldığı sistem sayesinde sürekli olarak takip edilerek herhangi bir aksaklık olması durumunda ilgili acente veya genel satış acentesinin bilgisine sunulmaktadır.”

“565 bin 220 ton kargo taşıdık ve yüzde 20,5 oranın-da büyüme sağla-yarak hedefimizi geride bıraktık. Bununla beraber; hedef ve ulaşılan miktarların birbi-rine yakın olması yılın başında yapı-lan planlamaların tutarlı olduğunu ve kontrollü bir büyü-me gerçekleştirdi-ğimizi 2013 yılında da kanıtlamış olduk.”

Page 44: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 42 | • OCAK-ŞUBAT

Singapur, 2005 yılında 1.15 milyon gross ton

işlem görmüş yükle ilk sırada yer aldı. Aynı

zamanda 2005 yılında yük aktarma kapasite-sine göre dünya lide-

riydi. 2005 yılındaki bir diğer dünya birinciliği

ise ‘En Büyük Yakıt Merkezi Şehir Limanı’

ünvanını elde etti.

Limanlar, dünya deniz ti-careti sisteminin odak noktasında yer alırken, bulundukları bölgede

istihdamı, iş gücü gelirlerini, iş kazançlarını ve vergileri artırarak bölgesel ekonomik gelişmeyi sağ-layan bir sisteme sahiptir. Dünya-da birçok liman şehri bulunuyor. Bu liman şehirlerinden birisi de ticareti ve yaşam standartı ile ca-zip bir ekonomi merkezi haline gelen Singapur’dur. Uzakdoğu’ya giden neredeyse bütün gemiler, dünyanın en işlek limanların-dan birine sahip olan Singapur Limanı’na uğramadan geçmiyor. Tonaj açısından dünyanın en yo-ğun limanı olma özelliğini taşıyan Singapur, bunker satışı açısından, dünyadaki lider pozisyonunu hala

koruyor. 123 ülkede, 600’ü aşkın limanı kapsayan 400 hat ile bağ-lantılı işleyen liman, bu geniş ağ içerisinde kilit bir noktada yer alı-yor. Singapur, aynı zamanda ‘23. kez Asya’daki En İyi Deniz Lima-nı Ödülüne’ sahiptir. Dünyadaki tüm konteynerlerin 5’te 1’nin bu limandan geçtiği düşünüldüğün-de, Singapur Limanı’nın ne kadar işlek olduğu anlaşılabilir. Planlı bir gelişime sahip olan Singapur, sadece ekonomik olarak değil, tu-ristik açıdan da çok fazla ilgi gö-rüyor.

Singapur’da konteyner işlemleri 2 işletme tarafından yürütülüyor: İnternational PSA ve Jurong Li-manı. Bu iki liman Singapur’da toplam 6 konteyner terminallerini

ve 3 genel amaçlı terminalleri iş-letiyor.

Yoğun Konteyner Trafiğine Sa-hipDünyanın en işlek 5 liman şehir-lerinden biri arasında gösterilen Singapur, 2005 yılında 1.15 mil-yon gross ton işlem görmüş yükle ilk sırada yer aldı. Aynı zamanda 2005 yılında yük aktarma kapasi-tesine göre dünya lideriydi. 2005 yılındaki bir diğer dünya birinci-liği ise ‘En Büyük Yakıt Merkezi Şehir Limanı’ ünvanını elde etti. Aynı yıl bu liman şehri, 25 milyon ton yakıt sattı. Ayrıca Singapur 2005 yılında 23.2 milyon TEU iş-lem görmüş yükle, en yoğun kon-teyner trafiğine sahipti. Bunun sebepleri arasında; bölgesel trafi-

Singapur’da konteyner işlemleri 2 işletme tarafından yürütülüyor: İnternational PSA ve Jurong Limanı. Bu iki liman Singapur’da toplam 6 konteyner terminallerini ve 3 genel amaçlı terminalleri işletiyor.

Dünyanın En İşlek Liman Şehirlerinden Biri ‘SİNGAPUR’

Yazı Dizisi: Liman Şehirleri

Page 45: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 43 |

Jurong Liman Tesisleri’nde ise 23 iskele bulunuyor; 4545 metre iskele uzunluğuna, mak-simum 16 metre gemi draftına, 1.2 km2 serbest ticaret alanına ve 320000 m2 serbest olma-yan/izinli ticaret alanı ile 280000 m2 depo tesislerine sahip.

Singapur, 63 küçük adadan oluşuyor ve ticaretin yanı sıra turizmiyle de ön plana çıkıyor. Singapur her yıl nüfusunun iki katı kadar turisti topraklarında ağırlı-yor. Ultra yüksek gökdelenleri, değişik yapıları, Singapur Nehri ve Singapur Limanı ile gezilmeye değer bir şehirdir.

ğin artışıyla Güney Doğu Asya’da mevkilerini daha da sağlaştırması ve Singapur’dan geçen stratejik Doğu Asya-Avrupa güzergahı üzerinde yük aktarma oranlarının yükselişi gösteriliyor. Biliyorsunuz ki bu unvan, 1998’den beri Hong-Kong Limanı’na aitti. Bu eğilim Singapur ekonomisinin yükseli-şinde hayati önem taşıyor.

Biraz da PSA Singapur konteyner tesislerinin teknik özelliklerinden bahsetmek istiyorum. PSA Sin-gapur konteyner iskelesi 44 tanr, rıhtım uzunluğu 12800 m, alan 436 hektar, maksimum draft 16m, rıhtım vinçleri 143, dizayn kapasi-tesi 24700 TEU’dur. Limanın top-lamda 13 iskelesi var. Bu iskeleler 2009’da tamamlanan Pasir Pan-jang Konteyner Terminali, ikinci bölgenin hissesidir. Ayrıca yapı-mı 2013’te tamamlanan üçüncü ve dördüncü bölgelerde 16 iskele daha bulunmakta. PSA Singapur, ayrıca Pakistan’ın Güneybatı sa-hilinde yerleşen ve vergiden muaf Gwadar Limanı’nı 40 yıl işletme hakkına da sahip. Gwadar, genel amaçlı 3 iskele, 602 metrelik rıh-tım ve 12 metre derinliğiyle 2008 Mart ayında çalışmaya başladı.

Jurong Liman Tesisleri’nde ise 23 iskele bulunuyor; 4545 metre is-kele uzunluğuna, maksimum 16 metre gemi draftına, 1.2 km2 ser-best ticaret alanına ve 320000 m2 serbest olmayan/izinli ticaret ala-nı ile 280000 m2 depo tesislerine sahip.

16-20 Ocak 2014 arası Singapur limanlarına gelen gemilerin ista-tistiği- 65 tanker- 262 cargo- 812 yolcu- 559 diğer

Geliştirilmiş teknoloji yardımıy-la Singapur Denizcilik ve Liman İşletmeciliği (DLİ), liman ve de-niz hizmetinin çalışır ve güveni-lir olduğunun her an kontrolünü sağlıyor. Singapur’un milli liman tasarımcısı olarak DLİ, aynı za-manda denizin ve deniz sahilinin güvenli ve uygun kullanışından da sorumludur. Liman, en büyük ge-milere ev sahipliği yapabilme ka-pasitesine sahip olduğu gibi daha fazla yük ve mega gemiler için su yollarını ve serbest geçişleri de-rinleştiriyor ve bir sonraki liman jenerasyonuna hazır olmak için durmaksızın çalışıyor.

Bir Milyon Civarında Cruise Yol-cusu Limana GeliyorSingapur Limanı, farklı terminal-lerde çeşitli yüklerin hareketliliği-ni ve yükleme-boşaltma işeminin kompleks merkezi konumunda da yer alıyor. Her yıl yaklaşık 30 mil-

yon konteyner ve 500 milyon ton yük işlem görüyor ve 30 milyon ton yakıt satılıyor. Ayrıca bir mil-yon civarında turist, cruise gemi-leriyle limana geliyor. Singapur Li-manı’nın idare sisteminin kalbini ise yüksek teknolojisi oluşturuyor.

Singapur, 63 küçük adadan oluşu-yor ve ticaretin yanı sıra turizmiy-le de ön plana çıkıyor. Singapur her yıl nüfusunun iki katı kadar turisti topraklarında ağırlıyor. Ultra yüksek gökdelenleri, değişik yapıları, Singapur Nehri ve Singa-pur Limanı ile gezilmeye değer bir şehirdir. Ülkede düzenlenen çeşit-li festivaller ve eğlence dönemle-rinde yatırımcılara, farklı bir şehir atmosferi sunuluyor.

Küçük bir şehir ülke olmasına rağmen Singapurda gidilecek çok yer var. Bütün hayatını Singapur-da geçirmiş Singapurlular bile ülke hayatının gelişmesiyle yeni yeni maceralar keşfediyorlar. Sin-gapur’un zengin yapay dokusu, tarihi yapıtları, doğal güzellikleri ve eğlenceli tropikal alanları, hem yerliler hem de gelenler için ülkeyi cezbedici kılıyor.

Page 46: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 44 | • OCAK-ŞUBAT

Lim

anla

r

Abdülhamid’in Bir Rüyası Daha Gerçek OluyorSultan 2. Abdülhamid’in bir rüyası daha gerçek oluyor. 100 yıldır hayata geçmesi beklenen Ka-radeniz’in en büyük projelerinden ‘Filyos Limanı’nın temelleri atılıyor. Proje, 30 bin kişilik istih-dam ve komşu ülkelerle ekonomik ilişkilere dinamizm sağlayacak.

1970’den beri Türkiye’nin gündeminde olan Filyos Limanı, Karadeniz’in en önemli aktarma limanlarından biri olarak öngörülüyor. Sadece bir liman değil, etrafında bir endüstri alanı da oluşturulacak olan Filyos Limanı, enerjiden ağır sanayiye, imalat sanayine, lojistik alanlarına-varıncaya kadar her şeyi içine alan endüstri ve liman projesi olacak.Filyos Limanı, Çaycuma’nın denizle buluştuğu deltada kurulacak. Yaklaşık 500 metrelik rıh-tımı, ana mendireği ve tali mendireği, demiryolu yol bağlantıları olacak. 810 milyon liraya mal olacak limanın alt yapısına bu yıl 140 milyon 600 bin lira harcanacak. Limanın alt yapı çalışmalarının 2017 yılında bitirilmesi hedefleniyor.

Filyos Limanı Projesi

Aliağa Limanları Türkiye’nin Yükselen YıldızıGeçen yıl Aliağa’daki iki ayrı konteyner limanından taşınan yük miktarı, Alsancak Limanı’na yaklaştı.

Alsancak Limanı’nın yük limanı mı yoksa sadece yolcu limanı mı olarak kullanılması gerektiği konusunda tartışma sürerken 2013 yılı liman verileri şaşırtıcı bir gerçeği ortaya çıkardı. Aliağa Ticaret Odası (ALTO) Başkanı Adnan Saka geçen yıl Aliağa’daki iki ayrı konteyner limanında taşınan yük miktarının Alsancak Limanı’na yaklaştığını söylerken, 2008’de tarihi rekoru kırarak 895 bin TEU’luk konteyner elleçleyen Al-sancak Limanı’nın toplam konteyner yük kapasitesinin geçen yıl 697 bin TEU’ya gerilediğini, 2012 yılında 429 bin TEU olan Aliağa’daki Nemport ve Ege Gübre’nin konteyner elleçleme kapasitesinin ise 2013 yılında 477 bin TEU’ya çıktığını belirtti. Aliağa Limanları’nda elleçlenen yük miktarında 5 yılda yaklaşık yüzde 25 artış sağlandığının altını çizen Başkan Saka; “Aliağa Nemrut Limanı’nda 2010 yılında hizmete giren Nemport ve Ege Gübre limanlarının yük elleçleme kapasitesi 477 bin TEU oldu. Nemport Limanı’nın 500 bin TEU, Ege Gübre Limanı’nın bir milyon TEU olmak üzere Nemrut limanlarının toplam kapasitesi 1.5 milyon TEU’ya ulaştı. İzmir ve Aliağa limanlarında elleçlenen toplam konteyner miktarı ise 2008 yılında 895 bin TEU iken, 2013 yılında bir milyon 175 bin TEU’ya çıktı” dedi.

Page 47: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 45 |

Aliağa Limanları Türkiye’nin Yükselen YıldızıGeçen yıl Aliağa’daki iki ayrı konteyner limanından taşınan yük miktarı, Alsancak Limanı’na yaklaştı.

Alsancak Limanı’nın yük limanı mı yoksa sadece yolcu limanı mı olarak kullanılması gerektiği konusunda tartışma sürerken 2013 yılı liman verileri şaşırtıcı bir gerçeği ortaya çıkardı. Aliağa Ticaret Odası (ALTO) Başkanı Adnan Saka geçen yıl Aliağa’daki iki ayrı konteyner limanında taşınan yük miktarının Alsancak Limanı’na yaklaştığını söylerken, 2008’de tarihi rekoru kırarak 895 bin TEU’luk konteyner elleçleyen Al-sancak Limanı’nın toplam konteyner yük kapasitesinin geçen yıl 697 bin TEU’ya gerilediğini, 2012 yılında 429 bin TEU olan Aliağa’daki Nemport ve Ege Gübre’nin konteyner elleçleme kapasitesinin ise 2013 yılında 477 bin TEU’ya çıktığını belirtti. Aliağa Limanları’nda elleçlenen yük miktarında 5 yılda yaklaşık yüzde 25 artış sağlandığının altını çizen Başkan Saka; “Aliağa Nemrut Limanı’nda 2010 yılında hizmete giren Nemport ve Ege Gübre limanlarının yük elleçleme kapasitesi 477 bin TEU oldu. Nemport Limanı’nın 500 bin TEU, Ege Gübre Limanı’nın bir milyon TEU olmak üzere Nemrut limanlarının toplam kapasitesi 1.5 milyon TEU’ya ulaştı. İzmir ve Aliağa limanlarında elleçlenen toplam konteyner miktarı ise 2008 yılında 895 bin TEU iken, 2013 yılında bir milyon 175 bin TEU’ya çıktı” dedi.

Denizde 2 Milyon Metrekare Alan Betonla DolduTürkiye’nin prestij projesi olarak görülen Ordu-Giresun Havalimanı için son viraja gelindi. Liman için denizde 2 milyon 300 bin metrekare alan dolduruldu.

Ordu Valisi Kenan Çiftçi, beraberinde AK Parti Ordu Milletvekili Fatih Han Ünal ile yapımı devam eden Or-du-Giresun Hava Limanı inşaatında incelemelerde bulundu. Yetkililerden bilgi alan Vali Çiftçi, gazetecilere yaptığı açıklamada, projeyi kendilerinin yaptıkları bir mekan gibi gördüklerini söyledi.

Ne Zaman Tamamlanacak?Projenin tamamlanan her ayağında ayrı bir sevinç yaşadıklarını ifade eden Vali Çiftçi, şöyle konuştu: “Burayı biz kendi evimiz gibi kendi işimiz gibi görüyoruz. İşte son noktası asfalt atılıyor, ayrı bir sevinç yaşıyoruz. Daha sonra son taşı koyuluyor ayrı bir sevinç yaşıyoruz” dedi.“Sadece Ordu ve Giresunlular değil, il dışına çıktığımızda bize sorulan ilk soru havalimanı ne zaman bitecek oluyor” diye konuşan Çiftçi, “Biz yılın ikinci yarısı bitecek cevabını veriyoruz. Zaten pist bitti, şu anda uçak inecek duruma geldi. Üst yapıları da en kısa zamanda tamamlanacak. İnşallah yılın ikinci yarısıyla buradan tarifeli uçaklarla gidip geleceğiz” dedi.Vali Çiftçi, havalimanı inşaatı için yaklaşık 2 milyon 300 bin metrekare alan doldurulduğunu belirterek, “Özellikle Karadeniz’de geniş ve düz alan bulmak çok zor. Maliyeti hesap ettiğimizde bir metrekare alan 75 bin liraya mal oluyor” dedi.Çiftçi şöyle devam etti: “Eğer bu alan şahısların olsa ve bunu kamulaştırmaya kalksanız şu anki fiyatlara göre kamulaştırmanız mümkün değil. Çok ucuza yapılan bir havalimanı burası.”

Haydarpaşa ile ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda, birçok yapılaşma fonksiyonu getirilen alanın İstanbul’un terası niteliğinde olduğu, doğal afetler sonrasında toplanılacak yer açısından potansiyel oluşturduğuna dikkat çekildi.Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubeleri, Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası ve Liman-İş, 2012 yılında onaylanan planın iptali istemi ile İBB ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na dava açtı. İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde görülen davada Prof. Dr. Hüseyin Cengiz, Prof. Dr. Can Binan ve Yrd. Doç. Dr. Lütfi Yazıcıoğlu tarafından bilirkişi raporu hazırladı. Raporda korumu kurulu kararı ile “Haydarpaşa Garı ile Kadıköy merkez bölgesinin” planlama alanından ayrılması sonucu Üsküdar’daki “Harem ile Haydarpaşa Limanı ve geri sahasının” ayrı bir imar planı kapsamında değer-lendirildiği anımsatıldı. Bölgede sit alanlarının yoğun olarak bulunduğuna dikkat çekildi

Haydarpaşa, Kruvaziyer Limanına Dönüştürülecek

Page 48: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 46 | • OCAK-ŞUBAT

Şifne Marina, Bölgeyi Yat Destinasyonu Haline GetirirTütüncüoğlu, üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin, yat ve yat ile yolculuk eden turistlerden elde ettiği gelirin, denizle bağlantısı sadece birkaç kilometre olan Avrupa ülkelerinden çok farklı olmadığına dikkat çekti.

Şifne’ye yapılması planlanan ma-rinanın bir an önce gerçekleşmesi gerektiğini kaydeden Çeşme Be-lediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu; “Halk onayıyla yapılacak proje Çeşme’yi yat turizminde lider ya-par.” dedi.

Kruvaziyer örneğiÇeşme’nin kruvaziyer turizminde kısa sürede büyük yol kat ettiğini hatırlatan Tütüncüoğlu, “Kru-vaziyerde, 2 yıl önce 4 bin yolcu ağırlamıştık. Geçtiğimiz yıl 35 bin kruvaziyer turisti geldi. Yat turizminde de kendimize aynı ilerlemeyi hedefliyoruz. Merkez-deki marinanın yoğunluğu da po-tansiyeli de en iyi şekilde ortaya konuyor. Yapılacak Şifne Marina da hem bu alandaki ilerlemeyi pekiştirir hem de diğer tüm turist-

lere göre daha çok harcama yapan yat turistlerinin dikkatini bölgeye çekmesini sağlar. Turistlerin de yatlarıyla ilgili hizmete ulaşabi-leceğini bilmeleri onları bölgeye gelmek konusunda teşvik eder” diye konuştu. Yat turisti daha çok harcıyorYatla gelen turistlerin, diğer turist-lere göre daha çok alışveriş ve har-cama yaptığını dolayısıyla bölgeye daha fazla gelir bıraktığına dikkat çeken Tütüncüoğlu, Şifne marina-nın bu anlamda kente sağlayacağı-katkıyı hatırlattı. Belediye ve yöre halkının endişeleri doğrultusunda şekillendirilmiş bir Çeşme ve İz-mir’i Türkiye hatta Akdeniz Ça-nağı’nın en popüler yat merkezle-rinden biri haline getirebileceğini belirten Tütüncüoğlu, “İstekleri-

miz doğrultusunda gerçekleştiri-lecek bir ‘Şifne Marina’ bir an önce yapılırsa bölgeyi yat destinasyonu haline getirir, Çeşmeli de kazanır, İzmirli de…” şeklinde konuştu. Şifne marinada neler var?Yaklaşık 13 dönüm kara, 40 dö-nüm denizalanı üzerine kurulacak Şifne Marina’nın toplam 700 yat kapasiteli olması planlanıyor. Tek-ne park sahası, vinç rıhtımı, çekek yeri, onarım atölyeleriyle birlikte marinanın fiziksel özeliklerinin ise şu şekilde olması öngörülüyor: 650 metre boyunda rıhtım, 700 metre boyunda dalgakıran, 100 metre boyunda iki tali dalgakı-ran, 585 metre uzunluğunda 1755 metrekare yüzer iskele ve 700 met-re boyunda ana dalgakıran olması planlanıyor.

Mar

ina

Page 49: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 47 |

Page 50: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 48 | • OCAK-ŞUBAT

ASELSAN tarafından tamamen yerli sermaye ve teknolojiyle üretilen Leventler, sadece liman ve üs korumasında değil, riskli koylarda devriye görevi de yapacak.Leventler, sadece liman ve üs korumasında değil, riskli koylarda devriye görevi de yapacak. Türk Malı insansız arac seri üretime geçiyorMilli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, uzaktan kont-rol edilen, gündüz ve gece kameralarının yanı sarı makinalı tüfek ve uçaksavalarla kritik üslerde gü-venliği sağlayacak olan Levent insansız su üstü araçlarının seri üretime geçeceğini söyledi. Yüzde 100 yerli üretim Riskli koylarda uzaktan kumanda ile devriye geze-cek olan Leventler, fırkateyn ve korvet üzerinde de görev alabilecek. Şişme bota monte edilebilir Orta-lama 5 mil olan VHF menzilinde kontrol edilebilen Levent, istenirse insanlı olarak da kullanılabiliyor. Şişme bot üzerine konuşlandırılan araçta yönlendi-rilebilir gündüz ve gece görüş kameraları bulunu-yor. Uzaktan kumanda edilebilen 7.62 milimetrelik makinalı tüfek veya 12.7 milimetre uçaksavar’da yer alıyor.

Anamur’da THK Denize Uçak Batırdı

Türk Hava Kurumu dalış sporlarına destek amacıyla Mer-sin’de Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan 1967 model Dornier tipi bir uçağı denize batırdı.Türk Hava Kurumu (THK) dalış sporlarına destek ama-cıyla Mersin’in Anamur ilçesi açıklarında Kıbrıs Barış Ha-rekatı’na katılan 1967 model Dornier tipi bir uçağı denize

batırdı. Anamur ilçesinde, dalış sporlarına destek amacıyla 1967 model Dornier tipi bir uçak denize batırıldı. 20 metre derinliğe batırılan uçağa ilk dalışı, eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ile birlikte bir grup dağcı eşlik etti. Gemiye alınan 1967 model Alman üretimi Dornier-D028 D2 Skyservant tipi uçak, Anamur Mamure Kalesi açıklarında törenle batırıldı. Tüzmen ve beraberindeki dalgıçlar daha sonra yaklaşık 20 metre derinliğe batırılan uçağa dalış yaptılar.

Savu

nma

Aselsan, Denizaltıları Görünmez Hale Getirdi

ASELSAN, dünyanın en önemli ülkeleri tarafından kullanılan ve denizaltıları görünmez hale getiren “Denizaltılar İçin Akustik Aldatıcı Sistemi”ni (DAKA) milli imkanlarla geliştirdi.

8 Denizaltı Görünmez Oldu“Preveze ve Gür” sınıfındaki 8 Türk denizaltısına monte edilen sistemler sayesinde, Türk donanmasının su altı unsurları, tor-pidolara karşı görünmez hale geldi. Son testlerini de başarıyla geçen Preveze ve Gür sınıfı 8 denizaltıya monte edildi. Bu de-nizaltıların, Gür sınıfından, “TCG I. İnönü (S-360), TCG Bu-rakreis (S-359), TCG Çanakkale (S-358), TCG Gür (S-357)” ile Preveze Sınıfından “TCG Anafartalar (S-356), TCG 18 Mart (S-355), TCG Sakarya (S-354) ve TCG Preveze (S-353)” olduğu öğrenildi.Donanma Sınıf AtladıBöylece ABD, Rusya ve Çin gibi dünyanın önemli donanma-larına sahip ülkelerinde kullanılan ve torpidolara karşı görü-nülmezlik sağlayan DAKA sayesinde Türk donanması da sınıf atlamış oldu.Aselsan daha önce de “Ay” sınıfı denizaltılar için akustik karış-tırıcı ve aldatıcılar geliştirmişti. DAKA sistemiyle birlikte Türk Donanmasının su altı unsurlarının tamamı güvenli seyir ve ha-rekat gerçekleştirebilecek. Torpidoları İmha EdecekASELSAN’ın ürettiği, “Denizaltılar İçin Akustik Aldatıcı Siste-mi” Türk denizaltılarını düşman torpidolarından koruyacak

Levent Göreve Hazır

Page 51: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 49 |

Çin Daha Çok Uçak Gemisi Yapmak İstiyor“Bir uçak gemisi çok az, iki yeter-siz, üç sadece ihtiyacı karşılar…”

Çin’in tek uçak gemisi Liao-ning’in, Güney Çin Denizi’ndeki eğitim ve bilimsel araştırma gö-revini tamamlayarak geri dönme-sinin ardından çok sayıda uzman ve resmi basın, ülkenin bir uçak gemisine sahip olmasının yetersiz olduğunu savundu. Çin Komünist Partisi’nin yayın organlarından Halkın Günlüğü Gazetesi, “Çin’in kaç uçak gemisi olmalı?” başlıklı haberinde, “Bir uçak gemisinin çok az, iki uçak gemisinin yeter-siz, üç uçak gemisinin ise sadece ihtiyacı karşılayacağını” yazdı.

Çin tüm deniz komşularıyla kıta sahanlığı sorunları yaşıyorÇin’in özellikle son yıllarda kom-şularıyla yaşadığı kıta sahanlığı sorunlarının artması, Japonya ile ihtilaflı Adalar konusu, Doğu Çin Denizi’nde kendi inisiyati-fiyle kurduğu hava tanımlama ve savunma sahası gibi etkenler nedeniyle denizlerdeki kabiliyeti-

ni artırması gerekiyor. Her geçen gün envanterine yeni unsurları ekleyen Çin donanması, son ola-rak yerli yapım yeni nesil güdüm-lü füze destroyerini envanterine eklemişti. Geminin uzun mesafe uyarı, gözetleme ve hava savunma için güçlü bir kapasiteye sahip ol-duğu açıklanmıştı.

Rus Donanması 40 Savaş Gemisi İle GüçleniyorRusya donanması 2014’de 40 yeni savaş gemisi, denizaltı ve lojistik gemilerle güçlendirilecek.

Rusya Deniz Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Tuğa-miral Viktor Borsuk yaptığı açıklamada Borey ve Vars-havyanka sınıf 3 adet nükle-er ve dizel elektrikli denizal-tıların da Rus donanmasına katılacağını söyledi. Nükleer füze kruvazörü Amiral Na-himov, modern kurtarma gemisi İgor Blousov ve nük-leer denizaltı Severodvinsk onarım ve modernizasyo-nunun ardından donanma-ya katılacak.Rusya, sıcak gelişmelerin yaşandığı Akdeniz ve strate-jik hedefler doğrultusunda kutup bölgesinde kalıcı de-niz gücü bulunduracak.Rusya Deniz Kuvvetleri Komutanı Viktor Çirkov daha önce yaptığı değerlen-dirmede Akdeniz’de askeri varlığın artırılması ile ilgili;

“Deniz Kuvvetleri kendisi-ne verilmiş olan görevleri eksiksiz olarak yerine geti-rebilecek seviyeye ulaşınca-ya kadar Akdeniz’de askeri varlığını artırmaya devam edecek.” bilgisini vermişti.Rusya’nın Okyanuslarda 80 savaş gemisi varÇirkov, Rus Deniz Gücü’nün Arktik bölgesi, Pasifik Ok-

yanusu, Uzakdoğu bölgesi ve Akdeniz’de 80’nin üze-rinde savaş gemisi ile görev yaptığını açıklamıştı.Son yıllarda deniz gücünde önemli bir gelişim sağladık-larını ifade eden Rus komu-tan; “Şu an açık denizlerde 80’in üzerinde savaş gemisi aynı anda görev yapıyor.” dedi.

Page 52: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 50 | • OCAK-ŞUBAT

Savu

nma

Doğu Akdeniz’de Dengeler DeğişebilirJerusalem Post gazetesi, Türkiye’de ’ilk yerli uçak gemisi’ olarak tanınan ‘Havuzlu Çıkarma Gemisi’ ihale-sinin tamamlanarak projenin uygulamaya geçirilmesi yolunda ilk adımın atılmasının İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin tüm güvenlik hesaplamalarını altüst ettiğini yazdı.

Savunma Sanayi İcra Komite-si toplantısının geçen ay yaptığı açıklamaya göre, ‘Milli’ ve ‘Gemi’ kelimelerinin kısaltılarak birleşti-rilmesi ile oluşturulan ’MİLGEM Projesi’ kapsamında yapılan iha-leyi Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan’a ait olan Sedef Denizcilik şirketi kazandı. Jerusa-lem Post gazetesinde Michael Tan-chum imzasıyla yayımlanan yazı-da, Türkiye’nin bu kararla Doğu Akdeniz’deki dengeleri değiştirme yolunda önemli bir adım attığı be-lirtilerek, şöyle denildi:

“Türkiye, uçak gemisi olarak da fonksiyon görebilecek olan çok amaçlı amfibi saldırı gemisi iha-lesini tamamlayarak Doğu Ak-deniz’de potansiyel olarak bek-lenmedik bir deniz üstünlüğüne kavuştu.”

Gazete, bu kararla beraber İsra-il, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın tehdit algılarının arttığını bildirir-ken, “İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın tehdit algılamalarının artması, İsrail’in doğalgazını daha önce planladığı şekilde Güney Kıbrıs’taki LNG terminali üzerin-

den Yunanistan yoluyla Avrupa’ya mı, yoksa denizaltından bir boru hattıyla Türkiye’ye mi sevk edece-ğine ilişkin kararını etkileyecek” şeklinde yazdı.

Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Emekli Oramiral Murat Bilgel’in 2012 yılı Mart ayında “Türkiye’nin stratejik hedefi kıyılarda değil aynı zamanda açık denizlerde harekat yapmaktır” sözlerine atıfta bulu-nan Jerusalem Post, burada açık denizle Doğu Akdeniz’in kast edildiğini belirtti. Gazete, şunları yazdı:

“Türkiye’nin yeni Çıkarma ve He-likopter Gemisi (LHD) yarım mil-yar ile bir milyar dolar arasında bir paraya mal olacak ve Türkiye’ye o arzuladığı Doğu Akdeniz’de açıkta varlık gösterme şansını kazandı-racak. Bu da Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail’in görmezden gele-meyeceği bir durumdur. Yeni Türk LHD gemisi Sedef Tersanesi’yle İs-panyol Navantia şirketi tarafından inşa edilecek ve İspanyol Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılan Juan Carlos I sınıfı L-61 gemisinin aynısı olacak. Türkiye, İspanya’nın

ardından bu sınıftaki bir gemiye sahip olan ikinci ülke olacak. Türk Donanması’na açık deniz yetene-ği kazandıracak olan yeni LHD, Doğu Akdeniz’deki dengeleri de-ğiştirecek. “Havuzlu Çıkarma Ge-misi” olarak da nitelenen bu sınıf LHD’lerin birinci misyonu her-hangi bir harekat alanına kuvvet nakli yapmak. Bir çıkarma gemisi olarak LHD, 1.000 kişilik bir ta-buru 150 aracıyla ve çıkarma için sevk edilecek tanklarla beraber nakledebilir. LHD, Türkiye’nin mevcut deniz kuvvetiyle birlikte Ankara’ya Kıbrıs ve İsrail’in açık denizdeki doğalgaz sahalarına güç nakletme yeteneğini kazandıracak ve kısa vadede bölgeyi kontrol et-mesine imkan sağlayacak. Bu da İsrail’in açık denizden, yani Tamar ve Leviathan sahalarından çıkar-dığı doğalgazı nasıl ihraç edece-ğine ilişkin kararını etkileyecek. Nitekim, Türkiye’nin yeni uçak ge-misi ve hizmete sokmayı planladı-ğı diğer deniz unsurları daha dev-reye girmeden Doğu Akdeniz’deki stratejik dengeyi değiştirdiği gibi, Türkiye’nin komşularına dayata-cağı talepleri de değiştirecektir.”

Page 53: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 51 |

Page 54: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 52 | • OCAK-ŞUBAT

Gör

üş

“Şu anda 54 fitlik hazır bir projemiz var.

7 metrelik 2 model çalışıyoruz.

Yaz sezonu için, 7 metrelik,

haftasonu ya da günü birlik çalışacak tekneler yapıyoruz.”

Ogem Group, 2003 yılında denizcili-ğe gönül verenlere ve sektörde çalışan

profesyonellere hizmet vermek amacıyla kuruldu. 2012 yılına ka-dar bu şekilde devam eden firma, Ocak 2012 ‘de OGEM MARINE A.Ş. olarak faaliyetlerini sürdür-me kararı aldı. Ağırlıklı olarak tekne temsilciliği yapan şirket, ithal teknelerin Türkiye’ye satışı sonrası servis hizmetini de sağ-

lıyor. Şu anda İstanbul’da ve İz-mir’de teknik servis ağı mevcut.

‘24 metreye kadar tekne imal edebiliyoruz’Firma şu anda ithalat ve servis kıs-mı ile ön plana çıkmakta. Bunun yanı sıra kurumsal olarak bazı firmalara özel eğitimler sağlıyor. Şubat 2013’ten itibaren tekne imal etmeye başladıklarını beliten Öz-dil, şu ana kadar yaklaşık 4 buçuk ayda biten bir tekne imal ettikle-

rinin bilgisini verdi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi için 16,5 m’lik eği-tim, gezi, araştırma ve kültürel faaliyet teknesi adı altında yapılan bu tekne, Türk Loydu ile birlikte inşa edildi. Çok keyifli bir tekne olduğunu, bunun seri imalatının da olabileceğini fakat piyasadaki değişkenliğin yat sektörünü di-rekt etkilediğini belirten Özdil; “Özellikle beyaz yakalı diye tabir edilen, iyi geliri olan insanların iş kayıpları, maaş almada zorluk-

Şubat 2013’ten itibaren tekne imal etmeye başlayan Ogem Marine, ilk olarak Yüzüncü Yıl Üniversitesi için yaklaşık 4 buçuk ayda biten, 16,5 m’lik eğitim, gezi, araştırma ve kültürel faaliyet teknesi inşa etti. Ogem Group, 2014’te tekne imalatına ağırlık vermeyi planlıyor.

2014’te 2. El Tekne Piyasasında Hareketlilik Yaşanacak

M.Murat ÖzdilOGEM MARINE A.Ş. | Yönetim Kurulu Başkanı

Page 55: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 53 |

“Epoksi lamine,

direkt fiber kalıp

dökümler ya da

polyester olarak 24

metreye kadar tek-

ne imal çalışmaları

yapıyoruz. ”

lar yaşamaları gibi sebepler onları denizcilik ve yatçılık sektöründen uzaklaştırdı. Geçen yıl 100 ve 300 bin euro arasındaki müşteri kit-lesi kayıptı. Bu yıl skala daha da değişti ve 500 bin euro üstüne çıktı. Benim görüşüm yeni tekne satışlarında, 2014 yılında 100-150 bin euro’luk Ortadoğu tekne satışı 30-40 civarını geçmez. Ya 500 bin euro üstü ya da 50 bin euro altı tekne satışları gerçekleşir.” dedi.Şu anda genel olarak Avrupa’da ve Türkiye de krizlerin yaşandığını ve bu krizlerin direkt olarak tek-ne fiyatlarını etkilediğini aktaran Özdil; “Avrupa’dan ve Türkiye’den çıkan ikinci el tekneler, yeni tek-ne satışlarını etkileyecek. Yani 100 bin euro’ya alınan bir tekne son-rasında 50 bin euro’ya satılacak. Piyasaya baktığımızda şu sonuç çıkıyor; 2014’te tekne ithalatçıla-rının yanı sıra brokerlerin işleri dahi zayıflayacak. Çünkü herkes kendisi gidip tekne almaya baş-ladı. Neredeyse kimse brokerler üzerinden alım gerçekleştirmi-yor.” açıklamasında bulundu.Tekne imalatında 24 metreye ka-dar izinleri olduğunu belirten Özdil, her türlü şekilde çalıştıkla-rını ifade ederek şöyle devam etti: Fiyatlarda 50 bin euro’yu geçmi-yoruz. Amacımız, herkesin ala-bileceği ve keyifle kullanabileceği küçük boy tekneler yapmak. Bun-ların dışında VİP segmentinde, temsilciliğini yaptığımız ve satış-larına devam ettiğimiz Scorpion ve Solemar markaları var. Bu mar-kalar pazarda kendini kanıtlamış ve tanınmış markalardır. Bir de henüz tanıtımını gerçekleştirme-diğimiz ve yavaş yavaş piyasaya süreceğimiz yelkenli teknelerimiz olacak.”

Türkiye’de marina fiyatları çok pahalı, bu durum tekne sektörü-nü de etkiliyor2014’te tekne üretimlerini art-

tırmayı hedeflediklerini belirten Özdil; “Açıkçası teknesi olmayan kalmasın istiyoruz. Buradaki en önemli husus, ucuz tekne belli bir yere kadar fiyat olarak önemli fa-kat diğer yandan da bu tekneleri koyacak yer problemi baş göster-di. Örneğin 7 metrelik bir tekneye sahip olan bir kişinin, teknesini uygun fiyata bağlayacağı bir ma-rina problemi var. İstanbul’da ma-rina kirası için vereceği en ucuz rakam şu an 2 bin 703 euro civa-rıdır. Dolayısıyla bu durum tekne alımlarını da etkiliyor. Marina ki-raları Türkiye’de gerçekten pahalı, İstanbul ise Avrupa’dan daha pa-halı durumda. Marina sayımız çok az. Marina fiyatlarının düşmesini sağlayacak tek çözüm ise marina sayılarının artması olur. Devlet desteği sağlanıp yap- işlet -devret usulü ile teşvik edilip arttırılırsa, o zaman tekne fiyatları düşer. Ayrı-ca marina, bayrak ve gümrük so-runlarının önü açılmalı. Hala çö-zülmemiş bir bayrak problemimiz var. Bu sorunlar çözüme ulaştı-rılmazsa denizciliğimiz gelişmesi sekteye uğratılmış olur.” dedi.

“Neden bir yat firması TÜRKQU-ALİTY’de yer almasın?”Türkiye’deki firmaların Ar-Ge’ye çok fazla yatırım yapmadığını dile getiren Özdil, firmalara, yurtdı-şında marka olup satış yapmak isteyen ve Türk markasını dün-yaya tanıtmak isteyen firmaları teşvik etmek için destek sağlayan TÜRKQUALİTY’e başvurmala-rını önerdi. Bir yat firmasının da TÜRKQUALİTY’de yer alabilece-ğinin belirten Özdil; “İstedikleri en önemli iki kriter; süreklilik ve yurtdışında da bir branch office açılmasıdır. Ondan sonrasında zaten devlet yardımcı oluyor. Biz gemi işletmeciliğinde technical management kısmına ağırlık ver-dik. Amacımız burada ilk etabı kurup, hazırlayıp uluslararası bir

şekilde gemi işletme işinde yo-ğunlaşmak. Aynı şekilde biz bunu yatlar ( yacht management) içinde vermeyi düşünüyoruz. Şu an işlet-mesini yaptığımız yakalaşık 10-12 gemimiz var. Bu sayıyı 2014’ün bitimi veya 2015’te minimum 30 gemiye çıkarmayı hedefliyoruz. Şu an için daha çok yabancı firmalar-la çalışıyoruz.” dedi.

Denicilik piyasasında bir çan eğ-risi varDenicilik piyasasında bir çan eğrisi vardır ve 7 yılda bir deve-lüasyona girer diyen Özdil, sek-törle ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Biz, şu an iyi tarafı son bölümündeyiz. Benim ön görüm, önümüzde yaklaşık 2-3 yıl sonra aşağı düşüş yaşanacak. Bu aşa-ğı düşüş esnasında, yaşayan şir-ketlerin hepsi tahmin ediyoum 2016’ının ortasından sonra yük-selişe geçeceklerdir. Şu an amaç zarar etmeden ve karlılığı da çok düşürmeden ayakta kalabilmek. Bu 2 buçuk yıl içerisinde nav-lunlarda da bir yükseliş olmasını beklemiyorum. Yeni inşaalara baktığımız zaman, küçük tonajlı konteynerde bir yoğunluk yaşanı-yor. Ticaretin yönü değiştirilebilir. Bunu da zaman içerisinde görece-ğiz. Tahminimce 2014’te düşüşe geçecek. Ayrıca denizciliğimizin bu kadar zayıf olduğu ülkemizde, yılda 6-7 Boat Show yapılmasını yanlış buluyorum. Bu kadar Boat-Show’u kaldıracak ne bir firma, ne de bir alıcı var. Denizclik sektörü-nün geleceği adına ortak paydada buluşup herkesin faydasına olacak şekilde kararlar alınması gereki-yor. Biraz daha spesifik, herkesin kendi işini yapabileceği bir yerde yürümek, en azından ileriye dö-nük olmanın bizlere artısı olacak-tır.” diyerek 2014’te ikinci el piya-sasının çok hareketli olacağına da dikkat çekti.

Page 56: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 54 | • OCAK-ŞUBAT

Hab

er

K ardeşler Kepçe, İs-panya’ya yapmış ol-duğu 40 m3 hidrolik elektrikli kepçe ile

bir rekora daha imza attı. Üreti-mi tamamlanıp teslim edilen bu ürün, Türkiye’de üretilip yurtdı-şına ihraç edilmiş olan en büyük hidrolik elektrikli kepçedir.

Kardeşler Kepçe Genel Müdürü Mehmet Aslan ile yapmış oldu-ğumuz görüşme neticesinde, daha önce dünya geneline çok sayıda kepçe ihraç ettiklerini fakat böyle büyük bir kepçe ihraç edilmediği-ni söyledi. Daha önce kumandalı kepçe kategorisinde 25 m3 ile re-korun kendilerinde bulunduğunu açıklayan Aslan, mekanik kepçe kategorisinde ise 34 m3 kapasiteli kepçe ihraç ettiklerini belirtti.Avrupa piyasasının bu denli kriz

de olduğu bir dönemde yapılan bu satışın hem ülke açısından hem de kendileri için çok önemli oldu-ğunu vurgulayan Aslan, her yeni rekorun kendilerine yeni bir rekor kapısı araladığını ve bu durum-dan şikayetçi olmadıklarını aksine kendilerini kamçıladığını ve daha fazla çalışarak yeni rekorların pe-şinde olduklarını aktardı.

Ayrıca 2013 yılında çok ciddi ya-tırımlar gerçekleştirdiklerini be-lirten Aslan, bunların en önem-lisinin yeni fabrika inşaatının temelinin atılması olduğunu ifade etti. Fabrikanın 2014 yılında bit-mesinin planladığını ve koymuş oldukları hedeflere ulaşabilmeleri için bu yatırımın çok büyük önem arz ettiğini de sözlerine ekledi.

2014 yılı ile ilgili de kısa bir bilgi veren Aslan, yılbaşından itibaren başta Yunanistan, Bulgaristan, Güney Afrika ve Hindistan olmak üzere birçok müşterileriyle top-lamda 20 adet kepçe sözleşmesi imzalanmış olunup üretimine başlandığının bilgisini verdi. Yur-tiçi piyasasında da çok ciddi söz-leşmeler yaptıklarını, bu nedenle 2014 yılı beklentilerinin çok yük-sek olduğunu sözlerine ekledi.

Kardeşler Kepçe Avrupa’yı Fethetti

Şu ana kadar 5 kıtaya

ihracat gerçekleştiren

Kardeşler Kepçe sek-

törde dünyayı fethetme

yolunda emin adımlarla

ilerliyor.

Page 57: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 55 |

Page 58: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 56 | • OCAK-ŞUBAT

Kaptan Topal: “Evladınızın yemesini

istemediğiniz hiçbir gıdayı, gemide çalı-

şan insanlara kesin-likle vermeyin!” 1992 yılında kurulan Or-

gem Denizcilik San. ve Tic. Ltd. Şti. zamanın ve şartların ihtiyaçlarına ce-

vap verebilmek için daha geniş faaliyet sahasına sahip olan ikinci şirketini kurma ihtiyacını hisse-derek, 2003’te TST Orgem De-nizcilik ve Gemi Hizmetleri Tic. Ltd. Şirketi’ni kurar. Faaliyetleri-ni İstanbul’da sürdüren TST Or-gem Denizcilik, tecrübeli ekibiyle birlikte sektördeki değişimleri sürekli takip ederek yüksek stan-

dartlarda gemi tedariki sağlıyor.

Uzun yılların vermiş olduğu tec-

rübe ile yoluna devam eden TST

Orgem Denizcilik, müşterilerine

vermiş olduğu kaliteli ve yüksek

standartlardaki hizmetlerini gün

geçtikte daha da yükseltmeyi he-

defliyor. TST Orgem Denizcilik

Genel Müdürü Kaptan Mehmet

Topal, firmaya ait son gelişmeleri

7deniz Dergisi ile paylaştı.

‘Satılan hiçbir malımız geri dön-medi’Sektöre adım attığı ilk dönemler-de şirketi büyütmek adına çok ça-lıştığını söyleyen Topal, geçmişte iş ilişkilerine ilk olarak Azeriler, Romenler, Arnavutlar ile başladı-ğını, arkasından Ukrayna devlet ve özel firmaları ile devam etti-ği başarılı bir sürece girdiklerini anlattı. 2003’te ihtiyacın artması ve beraberinde gelen rekabet so-nucu pazarda daha aktif rol ala-bilmek adına kurulan yeni TST

Bir geminin malzemesinden kumanyasına kadar tüm ihtiyaçlarını kar-şılayan TST Orgem Denizcilik, müşterilerine kalite ve servis konusunda yüksek standartlarda hizmet sunuyor.

TST Orgem Denizcilik’te Kalite ve Servis Birinci Planda Geliyor

Gör

üş

Capt. Mehmet TopalTST Orgem Denizcilik | Genel Müdür

Page 59: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 57 |

Kaptan Topal; “Geçmişte yapılan ve hala devam etmekte olan bazı kalitesiz hizmetler-den, yurtdışı gemi-lerinin yaptığı dü-şük tutarlı talepleri önce kabul eden ve daha sonra kaptan ve armatö-rün tüm çağrıları-na rağmen cevap vermeyen, gemi-lerin, ihtiyaçlarını almadan limandan hareket etmek zorunda kalmaları-na sebep olan bazı Türk firmalarından dolayı, uluslararası piyasalarda Türkiye’deki gemi tedarikçilerine karşı bir önyar-gı oluştu. Bu ön yargının kesinlikle kırılması şart.”dedi

Orgem Denizcilik ve Gemi Hiz-metleri Tic. Ltd. Şti. (Ship Supp-ly Co.) firmayla birlikte “C Tipi özel Antrepo”, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde açılır. Kaptan Topal, bugüne kadar verdikleri hiçbir ürünlerinin geri dönme-diğine dikkat çekerek, kaliteden asla ödün vermediklerinin bir kez daha altını çizdi. TST Orgem Denizcilik, servis ko-nusunda Türkiye’nin her noktası-na hizmet vererek, ağırlıklı olarak Zeyport, Ambarlı, Tuzla Tersane Bölgesi, Körfez Limanları ve Tüm Marmara Limanlarını kullanıyor.

Gemilerin tüm ihtiyaçları karşı-lanıyorGemilerin tüm ihtiyaçlarını kar-şıladıklarını ifade eden Kaptan Topal; “Malzemesinden, kuman-yasına kadar gemilerin tüm ihti-yaçlarını istekler dahilinde kar-şılamaya çalışıyoruz. Gemilere her zaman en taze ve raf ömrü en uzun olan ürünleri tedarik ediyo-ruz. Bir kere soğuk zincirini kır-mıyoruz. İşimize her zaman özen gösterip, titizlikle yaklaşıyoruz. Depomuzda elektrik kesintisine karşın, otomatik olarak devre-ye girecek durumda bir adet 45 kw’lık jeneratörümüz mevcut.” dedi.Gemiler, acenteler ve gemi arma-törleri ile 24 saat kesintisiz irtibat

halinde olduklarını ve gecenin herhangi bir saatinde bile ara-yanlarla en kısa zamanda iletişim sağladıklarını ve isteklerine karşı gerekli bilgi ve cevabı derhal ver-diklerini belirten Topal, “Bu da müşterilerimize olan saygı ve de-ğerin göstergesidir.” dedi.

Son yıllarda gelen ek masraflar ve uygulamalar ciddi sorun oluştu-ruyorYurtdışı menşeili firmaların Türk insanına olan önyargısının hala devam ettiğine dikkat çeken Kap-tan Topal; “Geçmişte yapılan ve hala devam etmekte olan bazı kalitesiz hizmetlerden, yurtdışı gemilerinin yaptığı düşük tutarlı talepleri önce kabul eden ve daha sonra kaptan ve armatörün tüm çağrılarına rağmen cevap verme-yen, gemilerin, ihtiyaçlarını al-madan limandan hareket etmek zorunda kalmalarına sebep olan bazı Türk firmalarından dolayı, uluslararası piyasalarda Türki-ye’deki gemi tedarikçileri maa-lesef bu şekilde algılanmaktadır.

Bu önyargının kesinlikle kırılması şarttır. Bunun dışında 2008 krizi ve sonrasında devletin getirdiği ek masraflar da sektörün belini kırmıştır. Bu açıdan baktığımız zaman ise bize göre Avrupalı her zaman daha rahat ve kaliteli hiz-met sunuyor.” dedi.

Firmalar kaliteye dikkat etmeliKaptan Topal, firmaların öncelikli olarak kaliteye önem vermeleri-gerektiğine dikkat çekerek şöyle devam etti: “Kalite ve servis çok önemli. Tabi ürün kaliteli olun-ca doğal olarak fiyatı da kalitesiz ürüne kıyasla daha pahalı oluyor. Fakat bazı gemi kaptanları ve ar-matörler, tercihini genellikle ucuz olan ürünlerden yana kullanıyor ancak kısa süre sonra aldığı ürün-ler bozulunca bu sefer iki üç katı bir maliyetin altına giriyor. 22 yıl-dır bu işi yapıyorum. 1979 yılında başladığım denizcilik hayatımda 4. kaptanlığımdan tutunda gemi kaptanlığım da dahil her zaman gıdaların en kaliteli ve en temizini insanlara sunmaya dikkat ettim.”

Page 60: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 58 | • OCAK-ŞUBAT

İthal Pirinç Taşıyan Gemiler, Fiyatlarını DüşürecekYeni ürünleri piyasaya sürmeyen pirinç stokçularına kötü haber. Toplam 35 bin ton çeltik ve 33 bin ton ithal pirinci taşıyan gemiler fiyatları düşürecek.

Kuru fasulyenin ardından pirinç ücretlerindeki hızlı yükselişi önle-yecek adımlar sonrasında, spekü-latörlerin oyunu da bozuldu. Ma-liyeti 5 lirayı bulan bir kilo pirinç için Toprak Mahsülleri Ofisi’nin (TMO) devreye girmesi üzerine fiyatlar düşmeye başladı. İtha-

lat için ihalesi yapılan 35 bin ton çeltik ve 33 bin ton ithal pirinç ise gemilere yüklenerek Türkiye’nin yolunu tuttu. Ofisin anlaşma sağ-ladığı bin marketin yanı sıra, 3 bin zincir marketle de el sıkışılırken, Türkiye genelinde kilogramı 2.90 liradan pirinç satışı yapılacak. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan-lığı’ndan edinilen bilgilere göre aylardır elinde yüklü miktarda pirinç tutan çok sayıda firma ise elindeki malları ucuz fiyattan pi-yasaya sürmeye başladı.15 bin ton pirinç stoktaÇok sayıda şirketin de TMO’nun maliyetlerine yakın bir rakamdan piyasaya girdiği belirtiliyor. Geçen yılın hasadı sonrası, elinde çeltik bulunanların satışa başlaması ile beraber ücretlerin daha da ucuz-laması bekleniyor. Türkiye’nin se-

nelik pirinç ihtiyacının 600 bin ton olduğuna dikkat çeken üst düzey bir bakanlık yetkilisi “500 bin ton-luk hasattan çıkan ürün var. Ne oldu da 4 ayda bu ürünler tüken-di” dedi.

Pirinç fiyatında yüzde 50 artış Stoklarda yeterli miktarda ürün yer almasına rağmen, kuraklık ve karaborsacıların tesiriyle kuru fasulye, mercimek ve pirinç gibi ürünlerde rekor miktarda fiyat artışı yaşanmıştı. Tarım Bakan-lığı’nın müdahaleleri ile fiyatlar normal düzeyine yaklaşırken, Ağustos ayından bu yana maliyeti daimi artan kuru fasulyenin top-tancı maliyeti yüzde 100’e yakın artış göstermişti. Kırmızı merci-mek ve pirinçteki fiyat artışı ise yüzde 50’yi bulmuştu.

Ultra lüks kruvaziyer firması Seaburn, Ficantieri Tersanesi’ne adının Seabourn Odyssey olması planlanan ultra lüks yolcu gemisi siparişi verdi. Seaburn, Fincantieri ile anlaşmaya vardı. Ultra lüks yolcu gemisi sınıfında ödül alan Seabourn Sojorn ve Seabourn Quest’in ikizi olacak ve yeni yapılacak Seabourn Odyssey için Fincantieri Tersanesi ile sözleşme imzalandı. İkiz gemilerinden ekstra olarak güvertesi genişletilerek sosyal alanlarının arttı-rılacağı açıklanan gemi, 40,350 GRT’luk olacak. İtalyan Fincantieri Tersanesi tarafından 2016 yılında teslim edilecek olan gemi 604 yolcu taşıma kapasitesine sahip olacak.

Seaburn, Ficantieri Tersanesi’ne Yolcu Gemisi Siparişi Verdi

Hab

er

Page 61: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 59 |

Page 62: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 60 | • OCAK-ŞUBAT

Röpo

rtaj

Rusya Denizcilik Gemi Klaslama

Azerbaycan Temsilciliği Müfettişi

Samir Gasimov, bu görev ve klaslamalara

ilişkin detayları 7deniz Dergisi’ne

değerlendirdi.

Russian Maritime, dünyanın bir çok noktasında temsilcilikleri bulunan ve bu temsilciliklerde çalışan uzman personeller yardımı ile hızlı ve kaliteli hizmet sunan bir klaslama kuruluşudur.

Yıllık 80-100 gemi tamiri ve 25 bin ton saç üretimi yapılıyor

Azerbaycan Denizcilik Sektörünün Gelişeceğine İnancımız Tam

Röpo

rtaj

31 Aralık 1913’te temelleri atılan Russian Maritime Register of Shipping (RM), 1969’dan bu yana Klaslama Kuruluşlarının Uluslararası Birliği’nin üyesidir. 1999’da ise Avrupa Bir-liği tarafından tanındı. Kuruluş, AB (391/2009) kuralına ve EN standartına uygun olarak çalışıyor. Russian Maritime’ın, uluslararası kuruluşların teknik kurallarına göre gemi ya-pımını takip etmek; ülkelerin denizcilik yönetimlerinden gereken dökümanların sağlan-ması ve verilmesi (ülkeler uluslararası kuruluş üyeleriyse); sanayi ürünlerinin belgelen-dirilmesi; gemi klasının değiştirilmesi durumunda armatörlere, denizcilik yönetimlerine, sigorta şirketlerine ve liman yönetimlerine gereken danışmanlığın yapılması; gemilerin limanlarda kontrolü sırasında liman ve ülke denizcilik yönetimleri ile işbirliğinin sağlan-ması gibi birçok görevleri bulunuyor.

Samir GasimovRussian Maritime| Müfettiş

Page 63: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 61 |

“Russian Mari-time için çevre, önem verdiğimiz konulardan biridir. Kontrol ve Belge-leme sırasında, Russian Maritime elemanları gemile-rin gereken ulusla-rarası standartlara uyup uymadıklarını titizlikle kontrol eder.”

Tersane hakkında bilgi verebilir misiniz?

2010 yılında Azerbay-can Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’inde katılımıyla Bakü’de, Hazar Denizi’nin kıyısında Bakü Tersanesi’nin temeli atıldı ve 20 Eylül 2013’te hizmete girdi. Bu yeni tersane, en çağdaş teknoloji-lerle donatılmasıyla birlikte Azer-baycan’ın ve genel olarak Hazar Denizi kıyısında bulunan ülkele-rin gemi inşa ve tamiri ihtiyacını karşılamak için inşa edildi. Tersa-ne geniş bir alanı kapsıyor ve en yeni teknolojilerle beraber 15 bin tonluk kuru havuza, 300 tonluk goliath vinçine, otomatik kontrol paneline ve diğer modern araçlara sahip. Tersanede özel konstrüksü-yonlu gemi araçlarının, çok amaç-lı deniz taşıtlarının, tanker, kuru yük gibi gemilerin inşası için her-şey mevcut. Tersane şu an 50 bin dolar değerinde 2 sipariş aldı. Di-ğer siparişler için ise müzakereler devam etmekte.

Tersanenin 1. ve 2. bölge olmak üzere 2 bölüme ayrılıyor. 1. bölge 470 milyon dolara mal oldu. Bu-rada yıllık 80-100 gemi tamiri ve yıllık ortalama 25 bin ton saç üre-timi yapılabiliyor. 2. bölge ise off-

shore projelerinin inşası için kul-lanılması planlanıyor. Tersanenin iki ortak yatırımcıları var; SOCAR ( State oil Company of Azerbaijan Republic) (65 %) Keppel Offshore and Marine (10%) ve AİC (Azer-baijan İnvestment Company) (25 %)’dir.

Çevre önem verilen konuların başında geliyorRussian Maritime’ın görev alan-larından bahsedebilir misiniz?Russian Maritime’ın, esas olarak dört görevi var. Bunlar; denizde can güvenliği standartlarını geliş-tirmek, seyir güvenliği standartla-rını geliştirmek, ülke içi akarsula-rında ve denizde yüklerin güvenli taşıma standartlarını geliştirmek, çevresel kirliliği önlemeye yönelik tedbirler ve standartlar geliştir-meyi sayabiliriz. Russian Mariti-me için çevre, önem verdiğimiz konulardan biridir. Kontrol ve Belgeleme sırasında, Russian Ma-ritime elemanları gemilerin gere-ken uluslararası standartlara uyup uymadıklarını titizlikle kontrol eder. Zaten verdiğimiz hizmet-lerden biri de gemileri İSO 9001, 14002 ve OHSAS 18002 etiketli Çevre Yönetim Sistemi ile belge-lendirmek.

Azerbaycan’ın gemi inşa koşulla-rını değerlendirebilir misiniz?Azerbaycan bağımsızlığını yeni kazanmış bir ülke. Sovyetler Bir-liği döneminde, Azerbaycan için denizcilik, genellikle Hazar Denizi ile sınırlandırılıyordu. Sovyetlerde üretilen bir çok ürün önce par-ça-parça olarak ülkemizde üretili-yor daha sonra ise son işlem için tesislere gönderiliyordu. O yüzden denizcilikte Azerbaycan-Kazakis-tan- Türkmenistan- Rusya arası kuru yük önemli yer kapsıyordu. Tabi bunun yanında bir de petrol sektörü vardı. Yeni bağımsızsız-lığını kazanmış bir ülke gibi tabi kide Azerbaycanın eksiklikleri mevcut fakat devlet seviyesinde, bu sorunların çözümü için yol-lar aranıyor ve destek veriliyor. Zaten Bakü Tersanesi buna en büyük örnek. Azerbaycan devlet filosu yenilendikçe ve özel sektör geliştikçe Azerbaycan Denizcilik sektörünün de gelişeceğine inan-cımız tam.

Yeni inşa edilecek bir gemi için klaslama kurallarınız nelerdir? Gemiler için hangi sertifikaları sağlıyorsunuz?Klaslama, geminin yapısını, tek-nik durumunu, mekanizmalarını ve ekipmanlarının işlevsel halde

Page 64: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 62 | • OCAK-ŞUBAT

Röpo

rtaj

olduğunu onaylar. Klaslama, ge-minin tipi ve deplasman hacmine göre değişir ve gemiye verilen ser-tifikalar da buna göre değişkenlik gösterir.Yurtiçi gemilerinde sağladığı-mız sertifakalarımız şunlardır: Seyahate yararlı olmasına dair sertifika (Seaworthiness Certifi-cate), yük markasını onaylayan sertifika (Load Line Certificate), çevre kirliliğini önleyici sertifika (Pollution From Ships Prevention Certificate), klaslama sertifikası (Classification Certificate), ekip-man ve malzeme sertifikası (Equ-ipment Certificate) sağlanırken yurtdışı gemileri için; yük gemi-sinin ekipman ve malzeme güven-liğini onaylayan sertifika (Cargo Ship Safety Equipment Certifica-te), yük gemisinin telsiz güven-liğini onaylayan sertifika (Cargo Ship Safety Radio Certificate), yük gemisinin yapı güvenliğini onaylayan sertifika (Cargo Ship Safety Construction Certificate), geminin tehlikeli yük taşımacılı-ğına yararlı olmasına ilişkin özel belge (Document of Compliance with the Special Requirements for Ship Carrying Dangerous Goods), uluslararası çevre kirliğini önle-me sertifikası (International Air Pollution Prevention Certificate ), uluslararası petrol kirliliğini ön-leme sertifikası (International Oil Pollution Prevention Certifica-te), uluslararası atık su kirliliğini önleme sertifikası (International Sewage Pollution Prevention Cer-tificate), marpol 73/78 kurallarına uyumlu ekipman ve donanımla-rın uluslar arası standartlara uy-gunluk sertifikası (Certificate of Compliance of Equipment and Arrangements of the Ship with the Requirements of Annex V to the MARPOL 73/78 Convention), seyaheta uygun olmasına ait ser-tifika (Seaworthiness Certificate) ve yük markasına ait sertifikaları

sağlıyoruz (Load Line Certificate).

Klaslama her 5 yılda bir değişirKlaslama ne zaman yürürlüğünü kaybeder?Gemi yapısında geniş çaplı bir de-ğişiklik yapılmışsa ve bu geminin deplasman hacmine etki etmişse veya gemiye verilen klaslama bel-gelerinin süresi dolmuşsa o zaman geminin klası durduruluyor. Klas-lama her 5 yılda bir değişir. Yeni inşa olunan gemiler için de klas-lama prosedürü aynıdır. Öncelikli sertifikalar verilir. Bu yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere değişiyor.

Son olarak, Azerbaycan’ın en büyük gemi inşa ve gemi tamiri şirketi sayılan Hazar GLH Li-mited’in sağladığı hizmetlerden bahsedebilir misiniz?Azerbaycan’ın en büyük gemi inşa ve gemi tamiri şirketi Hazar GLH LTD ise şu hizmetleri sağlıyor: Gemi omurgalarının tamiri, tek-nik belgelerin düzenlenmesi; her tür boyalama ve temizleme işleri, korozyondan temizleme; geminin teknik belgelerinin hazırlanması, tamiri ve yeniden donatılması, sac kalınlıklarının ölçülmesi ve gemi

gövdelerinin moderenleştirilme-si; ana ve yardımcı makinelerin, buhar kazanlarının, ısı ve basınç sistemleri, yük elleçleme sistem-lerinin teknik belgelerinin hazır-lanması, tamiri ve işlevsel hale getirilmesi; gemi boru sistemleri-nin kontrolu ve tamiri; akü batar-yaları, patlamayı önleyen elektrik sistemleri hariç 660 W-lık gemi elektrik sistemlerinin kontrolü ve tamiri, teknik belgelerinin hazır-lanması; otomatik ekipmanların kontrolü, tamiri ve işlevsel hale getirilmesi; 660 V-1500 KV arası güce sahip sabit ve değişken elekt-rik makinelerinin tamiri; telsiz ve elektrik ekipmanlarının kurulu-mu, işlevsel hale getirilmesi, test edilmesi ve programlaştırılması; gemilerde yangın alarmı sistem-lerine teknik hizmet verilmesi ve Salvico, Autroniva gibi üreticilerin ısı ve buhar vericilerinin kontrolu; yük elleçleme sistemlerin tamiri ve testi; her tür kurtarma botları-nın/teknelerin/sandalların ve suya indirici ekipmanların onarımı ve testi gibi hizmetleri sağlıyoruz.

Page 65: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 63 |

Page 66: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 64 | • OCAK-ŞUBAT

‘Amacımız, balığa giden insanların

kendi aralarındaki muhabbeti ve

eğlenceyi ekrana taşımak’

Öncelikle sizleri tanıyabilir miyiz?Demet Ergün: Yeditepe Üniversitesi’nde Tiyatro Bölümü’nde okuyorum, aynı za-manda tiyatro oyunculuğu yapıyorum.

Derya Şahan: Kadir Has Üniversitesi’nde Tiyatro Bölümü’nde okuyorum, ben de tiyatro oyunculuğu yapıyorum.

‘Oltaya Geldik’ programının ortaya çıkış/yaratılış sürecinden bahsedebilir misiniz?D.E.: Faruk bir gün bana kısa film çektiğinden bah-setti, film için avam bir karakter gerektiğini ve rol için de beni düşündüğünü söyledi. “Oynar mısın?” diye sorduğunda “Neden olmasın” dedim ve projeyi konuşmak için bir araya geldik. Sohbet ederken konu

benim balık tutmamdan açıldı ve programla ilgili ko-nuşmaya başladık.

F. K.: 3 yıldır Yaban TV’de çalışıyorum. Normalde Belgesel Yönetmenliği yapıyorum. Balıkçılık benim için yeni bir şey. Burada çalışmadan önce balıklarla ilgili fazla bilgiye sahip değildim. Demet’le kısa film için görüşürken ‘Oltaya Geldik’ ortaya çıktı. Yöne-tim, zaten balıkçılık üzerine bir program istiyordu. Demet’lerle buluştuğumda kadın bir sunucunun olma fikri bana cazip geldi. İlk başta kafamda ‘Tep-ki alır mıyız?’ gibi soru işaretleri vardı, çünkü hedef kitlemiz bu işi bilen insanlar. ‘Neden balıktan anla-mayan isimleri ekrana koyuyorsunuz’ diye dönüşle-rin gelmesinden çekindik açıkçası. Sonra balıkçılık hakkında bilgi vermeyeceğimizi, balığa giden insan-

Yaban TV’de ‘Oltaya Geldik’ adıyla yeni bir program başladı. Önce, aklınıza gelen tüm balık programlarını unutun. Unutun diyorum, çünkü bu prog-ramda balığa iki kadın çıkıyor. Size de ilginç gelmedi mi? Ayrıca çok balık tutmak veya ahkam kesmek gibi bir iddiaları da yok. İstedikleri sadece balık tutarken nasıl eğlenilebileceğine izleyicileri de ortak etmek, eğlenmek ve eğlendirmek… Ve programı izlediğinizde ‘Balık tutarken de bu kadar eğlenilir mi?’ demekten kendiniz alamayacaksınız. Üstelik kadınların bir arada aynı işi yaparken anlaşamadığı gibi bir kanı varken(!)… Devamını da programın yönetmeni Faruk Kaya ile sunucuları Demer Ergün ve Derya Şahan anlatsın.

Oltaya Geldik…Alışılmışın Dışında Bir Program;

Söyl

eşi

Page 67: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 65 |

“Balık tutmayı çok seviyorum, bir kere benim için bir meditasyon gibi, yani balık tutarken her şeyi unutuyor insan ya da her şeyi düşünebiliyor. Son birkaç yıldır balık tutuyorum. Bir gün Galata’da yürürken balık tutan insanları gördüm, çok ho-şuma gitti ve ben de orada tutmaya başladım.”

ların kendi aralarındaki muhabbeti, eğlenceyi ekrana yansıtacağımızı düşününce bu iş olur dedim. Demet ve Derya’ya konudan bahsettim. Şimdi bakınca işin beklediğimden daha iyi çıktığını görüyorum.

Programın ismine nasıl karar verdiniz? F. K.: Programın ismini aslında ilk Facebook’ta gör-düm, Demet’in bir arkadaşı yorum olarak yazmıştı “Oltaya Geldik” diye... Duyup gördüklerim arasında içime en çok sinen isim bu oldu ve gördüğüm anda programın ismi bu olmalı dedim.

Bu işi ilk defa yapıyorsunuz, sizin için nasıl bir tec-rübe oldu. Balıklarla aranız nasıldır? D.E.: Balıklarla aram çok iyi, ama tutmaya gelince ye-rine göre şanssızlıklar yaşıyorum. Balık tutmayı çok seviyorum, bir kere benim için bir meditasyon gibi, yani balık tutarken her şeyi unutuyor insan ya da her şeyi düşünebiliyor. Son birkaç yıldır balık tutuyorum. Bir gün Galata’da yürürken balık tutan insanları gör-düm, çok hoşuma gitti ve ben de orada tutmaya baş-ladım. O gün o kadar çok balık tuttum ki herkes balık tutmayı bırakıp benim doldurduğum kovaya bakı-yordu. Hatta birçoğu “Pasifik’i bitirdin” demişlerdi, çok hoşuma gitmişti. Daha sonra alışkanlık oldu tabi.

D.Ş.: Faruk programdan bahsettiğinde ilk tepkim “Balıktan anlamam ki” olmuştu. Sadece her balığın bildiğim kadarıyla oltası ya da yemi farklı oluyor. Bu işleri profesyonel yapan arkadaşlarım da var. Faruk çok kolay ikna etti beni. Daha önce de beraber çalış-mıştık, işin içinde Demet’in de olduğunu öğrenince kabul ettim. Demet’in balıkla ilgili bilgisi olduğu için bana yardımcı olabilir diye düşündüm.

‘İçimizden nasıl geliyorsa öyle davrandık’

İlk çekimler nasıl geçti, biraz bahsedebilir misiniz?D.Ş.: Faruk, Demet ve ben zaten arkadaşız. Program-da Demet’le kimyamız çok güzel uydu. Faruk’un bize verdiği terminler doğrultusunda her şey doğalında aktı. Hiç yapmacık olmadık, içimizden ne geliyorsa öyle davrandık. Gülmek istiyorsak güldük, kızdıysak

birbirimize ufak ufak sitemler yaptık, bunların hepsi doğal akışında oldu.

D.E.: Benim zaten balık tutunca metabolizmam de-ğişiyor, arkadaşlarım da bilir. Biri balığa gidelim dediğinde havalara uçuyorum. Faruk’ta çekim var deyince yine havalara uçtum. Çekimler sırasında çok eğlendik, herşey çok keyifliydi.

Çekimler nerelerde yapıldı peki?D.E.: Bostancı, Küçükyalı’dan yola çıktık, Burgazada açıklarında tuttuk.

Programın yönetmeni olarak biraz da sizden dinle-yelim, program nasıl tepkiler alır?F. K.: Program kötü olduğu zaman “Neden progra-mın kötü?” diye soracakları ilk kişi benim, o yüzden ister istemez bir gerginlik oluyor. Ama ben çok bü-yük olumsuzluklar olmadığı sürece kafamdaki şeyin oturacağını düşünüyorum, dediğim gibi üçümüz için yeni bir şeydi bu proje. Birbirimizi tanımamız işimizi çok kolaylaştırdı, o yönden rahattık. Ayrıca teknesine bindiğimiz Selçuk Kaptan, bize çok yardımcı oldu.

Çekimleri kaç kişilik ekiple gerçekleştirdiniz?F. K.:İki kameraman, asistanımız ve Demet ile Derya vardı.

Çekim sırasında sizi zorlayan bir sahne veya du-rumla karşılaştınız mı?D.Ş.: İlk balık tutma deneyimi, benim için tamamen başka bir şey, hani küçük çocuklar yeni bir şey bul-duğunda sıkı sıkı tutarlar ya, benim ilk balık tutuşum öyleydi. Gerçekten direkt sarıldım balığa ve ağzından o kancaları çıkarmak benim için çok zor oldu. Onla-rın canını yakmamaya çalıştım, oysa ki ölecekler. Bir de çekimler bittikten sonra Demet’le Bostancı sahile doğru yürürken, ne kadar balık tutulduğunu çok me-rak ettim ve bir balıkçıda balıkları tarttırdım. Balıkçı “630 gram” dedi , acayip sevindim (gülüyoruz).

Hepsini siz mi tuttunuz?D.Ş.: Yani hepsini ben tutmadım ama büyük çoğun-

Page 68: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 66 | • OCAK-ŞUBAT

Söyl

eşi

luğunu tuttum diyebilirim. 630 gramla gidip babama balık pişirdim.

Peki programın sohbet konusu önceden mi belirle-niyor? Yoksa doğaçlama mı ilerliyor herşey?D.E.: Derya’nın ilk günü olduğu için “Tutar mısın tu-tamaz mısın?” şeklinde tatlı bir muhabbet geçti balık üzerine. Ben bildiğim için kendime güveniyordum, tutarım dedim. Ama Derya çok şanslı olduğu için benden daha fazla tuttu.

D.Ş.: Normal oltayla tutamadık balığı, çünkü tekne çok müsait değildi. El oltasıyla tuttuk, dolayısıyla kaptan bana balığın geldiğini ve nasıl anlayacağım konusunda taktikler verdi.

Yaban TV’yi genelde erkekler izliyor, nasıl bir tepki aldınız etrafınızdan, başta bir çekinceniz oldu mu?F. K.: Yaban TV’yi kitlesi olmayan, izleyicisi olmayan kişiler bile izler, çünkü genele hitap eden bir şey bu. Biz burada hem eğlendik hem öğrettik. Programın ses getireceğini düşünüyorum.

D.E.: Bence alışılmışın dışında bir program oldu, belki bazı televizyon kanalları başka programlar yap-mışlardır ama bunun gibi bir program çok yapılma-dı. Bir kere diğer programlardan daha sıradışı. Bir iddiası yok. Kendi içinde tamamen gerçek, çünkü insanların da eğlenmeye ihtiyacı var. Süre olarak da çok tatmin edici, 25 dakikalık bir süre. Ayrıca başka kadınları da balık tutmaya teşvik edebiliriz.

D.Ş.: Balıkçılık üzerine hepimiz aynı fikirdeyiz, hiç-bir profesyonel iddiamız yok. Zaten başlarken de öyle başladık ve önceliğimiz hep eğlence ve muhabbet oldu. Gittiğimiz yerlerdeki o atmosferin bize verdiği enerjiyle neler yapabileceğimizi gördük. Umarım in-sanlar da bizi izlerken eğlenirler.

Genelde daha çok erkeklerin balık tuttuğunu görü-yoruz. Fakat bu programda iki kadın balığa çıkıyor.

Sizce bu durum izleyenlerde nasıl bir izlenim uyan-dırır?D. Ş.: Geneli öyledir tabi, muhtemelen balıkçı ağa-beylerden tepki alabiliriz ama bizi hoş karşılayacak-larını umuyorum. Faruk’un dediği gibi balıkçılık üze-rine ilgisi olmayan insanlar bile izleyebilir programı.

F. K.: Yaban TV’de genelde işin ustası dediğimiz adamlar program yapıyor, atıyorum tatlı su balık-çısı var, tatlı sudan iyi anladığı için yapıyor progra-mı. Mesela kıyı balıkçısı var, o adam hangi oltayı ve yemi kullanacağını bilir ve bunu anlatır. Yani bu tip tepkiler gelebilir ama bir süre sonra o insanların da programı izleyeceğini düşünüyorum. Çünkü farklı bir formatta program sunuyoruz izleyicilere.

Program hangi günler ekrana gelecek? Çekim yer-leri belli mi?F. K.: İlk program 30 Ocak 2014 Perşembe günü ekrana geldi. İkinci çekimi ise Mordoğan’da yaptık. Kafamda farklı program formatları var ama yönetim-le oturup konuşmak lazım. Belki İstanbul dışındaki yerlerde ya da Ağva, Şile gibi yakın mesafelerde balık avlayabiliriz. Bir dağ başındaki derede de çekim yap-mak güzel olurdu hani (gülüyoruz).

Son olarak balık tutmayı sevenlere ne söylemek is-tersiniz?D. Ş.: Eğlenmek için mutlaka izlenmesi gereken bir program, iki kadının aynı anda aynı işi yapması da insanlar tarafından çok garip karşılanır genelde. İki kadın anlaşamaz derler ya ama aslında bunun böyle olmadığını çok net şekilde görebilirler. Benim gibi ilk etapta balık konusunda tedirgin olan varsa bu çok kolay aşılabiliyormuş bunu gördüm. Kendi adıma çok iyi oldu, teşekkür ediyorum Demet ve Faruk’a. Yeni fikirlere de açığız program açısından.

Page 69: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 67 | “Cultural, Tribal, Spiritual, Mystic Journeys”

YEMEN VE SOKOTRAYEMEN VE SOKOTRA28 MART-4 NİSAN 2014–28 MART-4 NİSAN 2014–

NEPAL VE BUTAN–16-24 MAYIS 2014NEPAL VE BUTAN–16-24 MAYIS 2014

7-15 HAZİRAN 2014–BOTSWANA ZAMBİA VİKTORYA ŞELALELERİ7-15 HAZİRAN 2014–BOTSWANA ZAMBİA VİKTORYA ŞELALELERİ

29 [email protected]: 0532 711 06 30

Adres: Fatih Sultan Mehmet CaddesiYürekli Adam Sokak Laçin Apt.No: 7 D.1 KAVACIK - BEYKOZ34810 İSTANBUL29 TRAVEL

Small Group Adventures

Page 70: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 68 | • OCAK-ŞUBAT

Der

nekl

er

Ocak ayı faaliyetleri hakkında bilgi veren Yö-netim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, ko-nuşmasında Türk Boğazları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Saim Oğuzül-

gen’i eleştirdi; Kalkavan konuşmasını şöyle sürdür-dü: “ İlkfer Grup Başkanı İlker Meşe’nin “gemilerde yakıt” sunumu ile BAU TURBAM Müdürü Saim Oğu-zülgen’in “Türk Boğazları” tarihi konusunda yaptıkla-rı güzel sunumları için teşekkür ederim. Türk Boğaz-ları çok önemli bir konudur. Bu konuda konuşurken dikkatli olunması gerekir. Sayın Oğuzülgen, hedefle-riniz arasında Türk denizciliğini geliştirmek ifadesinin olduğunu gördüm ve çok şaşırdım. Eğer hedefiniz buysa merkezinizin ismini değiştirin. Çünkü Türk de-nizciliğini geliştirmek bizim işimiz.” şeklinde konuştu.Türk tersanelerinin geleceğinin tamir bakımda oldu-ğunu dile getiren İMEAK DTO Başkanı Metin Kalka-van, Marmara bölgesine gelen gemiler için rekabetçi ve özendirici çalışmaların yapılması gerektiğini ifade etti.Metin Kalkavan’ın eleştiri oklarını alan Bahçeşehir Üniversitesi Türk Boğazları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Kaptan Saim Oğuzülgen ise merke-

zin faaliyetleri hakkında üyeleri bilgilendirdi. Oğuzül-gen; “Türk boğazları ülkemizin nimetidir. Merkezimiz Türk Boğazları ile ilgili ilk kurulan akademik kuruluş-tur. Merkezimizin iki hedefi var. Bu; Türk denizcili-ğini geliştirmek ve Türk boğazları ile ilgili akademik çalışmalar yapmaktır.” dedi. Oğuzülgen’in ardından Meclis üyeleri sektörün sorunları hakkındaki değer-lendirmelerini paylaştılar.

Sunumunda yakıtın denizciler için önemine dikkat çeken İlker Meşe, sektörün yakıt konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını söyledi. Meşe; “Kalitesiz yakıt yüzünden gemiler büyük zarar gördü. Buna çözüm olarak, alınan yakıtlar test edildikten sonra kullanıl-malı” dedi. Düzensiz Sefer Yapan Acenteler Meslek Komitesi Üyesi Emin Eminoğlu’nun gündeme getirdiği, Tuz-la’da tamire gelen gemilerdeki mürettebatın kullan-dığı Landing Card siteminin kaldırılması ve 3 günlük vize verilmesinin doğru olmadığını belirterek, bu sorunun çözülmesi için gerekli girişimlerde buluna-caklarını vurguladı.

Kalkavan “Türk Denizciliğini Geliştirmek Bizim İşimiz”

İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclisi (DTO) Şubat Ayı Olağan Meclis to-plantısı, DTO merkez binasında Yönetim Kurulu Üyesi Metin Kalkavan, meclis üyeleri ve basının katımıyla gerçekleştirildi. Toplantı, DTO Yönetim Kurlu üyesi İlker Meşe’nin, yakıt rafinerisi, ISO 8217 2005 ve ISO 2010 yorumlanması, yakıt alım flenci ve damlama metodunun önemi hakkın-daki sunum ile başladı.

İMEAK DTO Başkanı Metin Kalkavan,

Marmara bölgesine gelen gemiler için re-kabetçi ve özendirici

çalışmaların yapılması gerektiğini ifade etti.

Page 71: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 69 |

ROFED’in İlk Kuruluş Toplantısı YapıldıKabotaj Hattı Ro-Ro ve Feribot İşletmecileri Derneği’nin ilk toplantısı tüm bölgelerden üyelerin katılımı ile Zeytinburnu Novotel’de gerçekleştirildi.

Türkiye’nin sosyal hayat ve ekonomisi için büyük önem teşkil eden kabotaj hattındaki ro-ro ve feribot taşımacılığı yapan işletme firmaları, sektörlerinin birliğini ve bütünlüğünü korumak, ro-ro yük, yolcu ve araç taşımacılığını daha ileri seviyelere taşımak adına kurdukları Kabotaj Hattı Ro-Ro ve Feribot İşlet-mecileri Derneği’nin (ROFED) ilk toplantısını üyelerin katılımı ile 24 Aralık 2013 tarihinde Zeytinburnu No-votel’de gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını ROFED Yö-netim Kurulu Başkanı Hasan Cemrek’in yaptığı top-lantıda, ROFED Yönetim Kurulu Üyesi Salih Zeki Çakır, derneğin işleyişi ve genel yapısı hakkında bilgi verdi. Toplantıya, ROFED Müdürü Özgür Topuz, Başkan Yardımcısı Muharrem Sürmen, Genel Sekreter Ata-lay Özay, Sayman Raşit Altınok, Yönetim Kurulu Üyesi Levent Ciner, Yönetim Kurulu Üyesi M. Rüçhan Özer, Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Şafak, Yönetim Kuru-

lu Üyesi Mehmet Yükselir, ROFED üyeleri ve sektör basını katıldı. İşletmelerin aynı çatı altında birleşerek sorunların çözüme kavuşturulabileceğinin önemine değinen Çakır; “Uzun süredir bir dernek çatısı altın-da toplanıp sorunlara daha etkili ve güç birliği içe-risinde çözüm bulmak gibi bir projemiz vardı. Bunu hayata geçirdiğimiz için çok mutluyuz. ROFED olarak yapmamız gereken en acil iş sorunlarımızı çözüme kavuşturmak olmalıdır. Bildiğiniz üzere iç sularda ol-dukça büyük bir potansiyele sahibiz. Fakat bu potan-siyelin ortaya çıkması, arttırılması, büyütülmesi ve geliştirilmesi yönünde bazı engeller var. ROFED ola-rak bu sorunları masaya yatırıp, nasıl çözüleceğine ilişkin önerileri geliştirerek ilgili makamlara sunmayı amaçlıyoruz. Ancak bu derneğin üstlendiği misyonu ve vizyonunu hakkıyla yerine getirebilmesi için üye-lerimizin aktif bir şekilde katılımı şart” dedi.

Koster Armatör ve İşletmecileri Derneği KurulduKoster armatör ve işletmecilerinin sorunlarının etkin bir şekilde, muhatapları nezdinde öne çıkartılıp çö-zümlenmesi doğrultusunda çalışmalar yapmak, bu amaç için bir çatı altında bir araya gelerek bir dayanış-ma platformu oluşturmak için düzenlenen koster armatörleri ve işletmecileri toplantısı geniş bir katılımla gerçekleştirildi.

10 Ocak 2014 Cuma günü Green Park Hotel Bostancı’da, koster ar-matör ve işletmecileri, ortak akıl çerçevesinde sorunlara çözüm bulmak ve Koster Armatörler Der-neği’ni tekrar oluşturmak adına bir araya geldi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Salih Zeki Ça-kır, sektörde dayanışmanın çok az olduğunu ve bu dayanışmayı oluş-turmada ise geç kalındığı ifade ederek, sektördeki güçlü ve zayıf tarafların bilimsel olarak analiz edilip, çözüm üretmede yetersiz

kalındığını ve bu oluşum çerçe-vesinde bunların giderileceğine dikkat çekti.

Açılış konuşmasının ardından Kos-ter piyasaları ve İstatistikleri ile ilgili Engin Koçak’ın sunumuyla-devam edildi. Dernekleşme adına dernek oluşum süreci ile ilgili fi-kirlerini ve görüşlerin katılımcılar ile paylaşması adına söz alan Öz-gür Topuz’un sunumu ile birlikte katılımcıların fikirleri ve görüşleri de alınarak toplantı son buldu.

Page 72: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 70 | • OCAK-ŞUBAT

Mak

ale

Engin KOÇAKUzman Yönetici

Koster Ticaretinde Fırsatlara Hazır mıyız?

Bu ayı atlattığımızı sayar-sak kış aylarının sonuna yaklaştık ve benim ge-çen yazımda “paranoya”

olarak nitelendirdiğim şüpheleri-me rağmen bile Karadeniz ve Ak-deniz’de korkulduğu kadar büyük navlun düşüşleri olmadı. Mevsim-sel düşüşler nedeniyle armatöre şu aralar sorsanız “Eh, tabii ki Aralık ayındaki navlunlar artık yok” ka-bilinden, brokere sorsanız “Yük bulacağız diye kaldırmadık taş bı-rakmıyoruz” şeklinde serzenişler duyabilirsiniz ama umulan hala Mart ayıyla birlikte iyileşmelerin görülmesi.

Bunu destekleyen en belirgin et-ken ise Avrupa’da devam etmekte olan iyileşme. Bakarsanız 2014’te Yunanistan bile büyümeye aday. İmalat hızla iyileşiyor, büyüme beklentilerini de beraberinde

yükseltiyor. Karadeniz ekonomi-leri olan ve aynı zamanda “gelişen ekonomiler” (şu aralar revaçta olan tabirle emerging markets - EM) sınıfında yer alan Türkiye ve Rusya’da ise diğer gelişen ekono-milerde olduğu gibi 2008’den son-ra gelen ABD kaynaklı paranın dönüp dolaşıp “dükkâna” dönüyor olmasından kaynaklı sıkıntılar mevcut.

Bu, örneğin Karadeniz’de Türki-ye’nin Rusya’dan buğday, kömür ve çelik ithalatı için negatif bir du-rum ama dikkat edin bu iki eko-nominin işte bu yüzden paraları değer kaybederse ihracat rekabet-çilikleri artacaktır. Kuzey Afri-ka’daki ülkeler konusunda Avrupa elini çabuk tutmaya başladı. Bunu Batı Akdeniz’de Cezayir kaynaklı yük talebinden görüyoruz. İtal-ya ve İspanya düşük iç talepleri

nedeniyle kapasitelerini ihracata yöneltmiş, büyümenin rekorlar kıracağı Cezayir’e çimento ve çelik yağdırmaya devam ediyor. Bunu hep söylüyorum, evet ama yinele-memin sebebi bu ticaretin hali ha-zırda bu kur dalgalanmalarından bile etkilenmemiş olması.

Genele bakarsak Avrupa’da Fran-sa biraz sıkıntılı gözüküyor, Ka-radeniz’de bizim ve Rusya’nın bu yıl bazı rüzgârlara maruz kalması muhtemel, Akdeniz’in doğusunda ise Suriye, Libya, Mısır’da kalkan toz daha oturmadı. Navlunlar yıl-başından itibaren yüzde 10 civarı geri geldi ama zaten 2013’ün son iki ayında yüzde 30-40 artmıştı ve bana sorarsanız koster piyasa-sında temkinli iyimserlik havası devam ediyor.

ISTFIX’te Ocak sonu itibariyle 2-4

Kuzeybatı Avrupa’da da tam bir patlamadan bahsediliyor. Noel arifesinde yüklerini kaldırma telaşı

içerisindeki kiracıların, armatörlerin insafına kaldıkları rapor ediliyor. Burada da günlük getiriler

üst üste 2 aydır her hafta 100 avro artarak seyretti.

Page 73: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 71 |

bin DWT gemilerin bölge ortala-ması olarak günlük gelirleri (TCE) 2 bin dolar, 4-6 bin DWT gemile-rin geliri de ortalama 3.050 dolar seviyesinde bulunuyor. Daha bü-yük tonajda, 6-8 bin DWT gemi-ler günde 4 bin 150, 10 bin 000 DWTlik büyük kosterler ise 5 bin 950 dolar kazanabilmekteler. Bu durum Aralık sonuna göre ortala-ma yüzde 5 ila 7 arasında düşüş-lere tekabül etmekte ki bu zaten bekleniyordu.

Bu sefer her ay verdiğimiz grafiği veremiyoruz, yerimiz dar çünkü başka bir önemli hususa dikkat çekmek istiyorum: Bölgenin lideri Türk koster armatörleri büyük bir fırsatın eşiğindeler. ISTFIX olarak yaptığımız ve çoğu sunumumuz-

da göreceğiniz çalışmalarımız bize gösteriyor ki, Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Orta Akdeniz’deki toplam kuru yük koster tonajı son 4 yılda ciddi bir erime kaydetmiş.

2009’da 12,3 milyon DWT olan koster filosu 2012 sonu itibariyle 10,84 milyon DWT’ye erimiş. 2013 rakamlarını derlemekle meş-gul olduğum için 2012 sonu ra-kamlarıyla konuşmak durumun-dayım. 2013 sonu rakamlarını da umarım sizlerle önümüzdeki ya-zımda paylaşacağım fakat düşün-cem o ki erime devam etti. Ama salt “düşünce” için işgal etmiyoruz bu köşeyi. Aşağıdaki grafik göste-riyor ki, 2012 sonu itibariyle bile (en koyu sütun) bölgede çalışan 10,85 milyon kosterin 2,5 milyon DWT’si 30 yaşın üzerinde. 1,6 milyon DWT’si 25-30 yaş arasın-da, 1-5 yaş, yani alttan gelen yeni nesil bunu biraz karşılasa da yeni inşa sadece ince bir çizgi.

Sadece bu tablo bile tehditleri ve fırsatları özetliyor. Yakın denizler-de koster ticareti bitmez, bitemez. Koster orta ölçekli ticaretin en

önemli dayanaklarından biridir. Yani koster neslinin tükenmesini kimsenin oturup izlemeyeceği sa-nırım hepimizin malumu.

Bu arada Türk sahipli koster fi-losu halen 2,9 milyon DWT filo-suyla bu segmentte lider. Burada “Türk sahipli” filosu derken kasıt bayraktan bağımsız olarak Türk armatörlerin elinde bulunan ge-milerdir. Ama büyük başın derdi de büyük oluyor, en çok eriyen filo da bizimkisi. 2008’de bölgedeki kosterlerin yüzde 34’ü Türk sahip-liyken, şimdi yüzde 27,5’i Türk sa-hipli. 2,9 milyon DWT filonun yaş ortalaması 25,5 ve yüzde 49,4’ü 25 yaş üzerinde.

Günümüzde ülkelerin güçleri bulundukları bölgelerdeki sosyo-ekonomik ağırlıklarıyla, ticareti ve stratejiyi etkileme potansiyel-leriyle değerlendiriliyor. “Akdeniz Türk gölüydü, tekrar öyle olmalı” diyoruz. Türk koster filosunun tekrar güçlenmesi için Türk Kos-ter Armatörleri ve İşletmecileri Derneği’nin kurulduğu ve bilinç oluşturmak için çalışmalara yeni-den başladığı malumunuzdur.

İşte buyurun, rakamlar konunun hâkimi ISTFIX’ten, fırsatları ve tehditleri değerlendirmek siz-den…

2009-2012 arası bölge koster filosu (DWT), ISTFIX

2009-2012 arası yaşlara göre bölge koster filosu (DWT), ISTFIX

Page 74: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 72 | • OCAK-ŞUBAT

Yat T

uriz

mi

Yeni Model İlk Defa Sergilenecek

Captiva Serisinin yepyeni modeli 236 CC, spor, gezi ve balık tut-kunlarının ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde tasarlandı. 2 kişilik yatağından bağımsız koltukları ve portatif tuvaleti ile ge-celemeye olanak tanıyan bir weekender olan 236, sınıfındaki diğer teknelerden farklı olarak geniş havuzluğundaki oturma grubunun modüler koltuk sistemi ile geniş bir yatağa dönüşme-sine olanak sağlıyor.

Bimini tente ve kılıfı, radyo/cd çalar, derinlik göstergesi, buzluk, motor dairesi otomatik yangın söndürme sistemi gibi ekipman-ların standart olarak sunulduğu 236 CC tüm Rinker’lar gibi sağ-lam bir gövde, üstün teknoloji ve yüksek kalitesiyle yıllar boyu sorunsuz bir kullanım keyfi sunuyor.

Rinker 236 CC 260 ile 320 HP arası motor opsiyonları ile satışa sunuluyor. Siparişi müteakip 60-90 günde teslim ediliyor.

Modeller Denizseverlerin Beğenisine SunulduÖdüllü Rinker 310 EC, 2010’da denizseverlerin beğenisine su-nulduğundan beri Rinker’ın en çok tutulan modellerinden biri oldu. 33 ft cruiser modelleri arasında konfor, fonksiyonellik ve fiyat faktörü göz önüne alındığında tartışmasız lider olan 310 EC Blues Yatçılık standının bu sene de ağır topu olacak.

Rinker 310 EC’ yi incelerseniz; roll bar, elektrikli ırgat, otomatik yangın söndürme sistemi, VHF, TV, DVD player, trim tab, uzak-tan kumandalı projektor, kışlık örtüleri ve blender gibi birçok ekipmanın standart olduğunu göreceksiniz. Ayrıca, yeni tip borda lumbuzları ve sabit geniş güverte lumbuzu 310 EC’ nin maksimum gün ışığı almasını sağlıyor. Rinker 310 EC 2 x 260 hp benzinli yada 2 x 220 HP dizel motorlar ile satışa sunuluyor.

TEKNİK ÖZELLİKLER:İnşa malzemesi: FiberglassTam Boy: 7,16 metreEn: 2,59 metreAğırlık: 2.461 KgYakıt kapasitesi: 155 LitreKamara :1Yatak Kapasitesi : 2 kişi Kapasite: 8 kişi Motor: 1 x Mercruiser 5.0 MPI Alpha 260 HP En yüksek hız: 45 knotListe Fiyatı: 69.825 $Fuar özel Fiyatı: 56.362 USD(motor dahil, vergiler ha-riç Türkiye gümrük teslim fiyatı)

TEKNİK ÖZELLİKLER:Tam Boy: 10.13 metreEn: 3.20 metreAğırlık: 5489 kgYakıt kapasitesi: 567.8 ltSu Kapasitesi :124.9 ltMercruiser 2 x 5.0 MPI B3 260 HP Benzinli ( 170.000 USD) motorlar dahil,vergiler hariç Türkiye teslim fiyatı.Fiyatı: Volvo Penta 2 x D3 220 HP Dizel214.000 USD

Page 75: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 73 |

İzmir Denizlerinde Güçbirliği Ege Açıkdeniz Yat Kulübü (EAYK), International Çeşme Yacht Club (ICYC), Urla Yat Kulübü (URİYAT), Teos Marina, Çeşme Marina tarafından müştere-ken düzenlenen 2014 Yılı İzmir Yat Yarışları Progra-mı, Kordon Oteli’nde yapılan bir basın toplantısıyla basına duyuruldu.

EAYK Komodoru Mehmet Yaşar Akçay 2014 Yarış Programının içeriği ile ilgili olarak; 2014 yarışlarının Kış Trofesi ve Sonbahar Trofesi diye 4’er aylık iki Tro-feyi kapsadığını, bunun dışında da İlkbahar Yarışları adıyla birer aylık iki yarış programına yer verildiğini belirtti. Kış Trofesi Ocak ve Şubat aylarında Teos Ma-rina ev sahipliğinde Sığacık Körfezi’nde başlayacak ve burada Trofenin ilk 4 ayağı koşulacak. 23 Şubat günü bir offshore yarışı ile Trofe Çeşme’ye taşınacak.

Çeşme Marina’ nın ev sahipliğinde Mart ve Nisan ay-larında da 4 ayak koşularak toplam 8 ayaklık Trofe 19 Nisan günü tamamlanacak.İlkbahar Yarışlarının birincisi Mayıs ayında URİYAT’ın ev sahipliğinde Urla’da Jimmy Key Kupası ve Tanju Okan Kupası ile yapılacak. İlkbahar Yarışlarının ikinci-si Haziran ayında Teos Marina ev sahipliğinde Sığacık Körfezinde AYK-EAYK Kupası ve Teos Marina Kupası ile yapılacak. Sonbahar Trofesi Eylül ve Ekim ayla-rında Teos Marina ev sahipliğinde Sığacık Körfezinde başlayacak ve burada Trofenin ilk 4 ayağı koşulacak. 19 Ekim günü bir offshore yarışı ile Trofe Çeşme’ye taşınacak. Çeşme Marina’ nın ev sahipliğinde Kasım ve Aralık aylarında da 4 ayak koşularak toplam 8 ayaklık Trofe 13 Aralık günü tamamlanacak.

146.5 Milyon Dolara Tatil Köyü ve Yat Kulübü İnşa Edilecek

Türk inşaat şirketlerinin birçok proje ürettik-leri Türkmenistan’da, bir Türk inşaat şirketi, 146.5 milyon dolara yat kulübü inşa edecek.

Türkmenistan’da 2014 yılının ilk projesini yine bir Türk şirketi aldı. Merkez Bankası’nın açtığı ihaleyi kazanan şirket, Hazar Denizi kı-yısında bulunan Avaza turizm bölgesinde ül-kenin maliye ve finans kurumları için 146.5 milyon dolara tatil köyü ve yat kulübü inşa edecek. Türkmenistan Devlet Başkanı Gur-bangulı Berdimuhamedov başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu toplantısında Ma-liyeden Sorumlu Devlet Başkan Yardımcısı Annamuhammet Goçiyev, Avaza’da yapılacak projeler hakkında bilgi verdi.Projenin Haziran 2016′da tamamlanması planlanıyor. Türkmenistan’ın ilk yat kulübü ise yine bir Türk şirketi tarafından Haziran 2013′de 80 milyon dolara inşa edilmişti.

Page 76: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 74 | • OCAK-ŞUBAT

Mak

ale

BIMCO Stevedore Damage Clause for FIO Voyage Charter Parties 2008

BIMCO tarafından 2008 tarihinde uygula-maya sokulan bu kloz ile yükleme, tah-liye veya aktarma işlemlerinde meydana gelebilecek hasarlar ile ilgili düzenleme

yapılmaktadır.

(a) bendinde belirtildiği üzere, stevedorlar tarafın-dan geminin herhangi yerine verilen zarar (normal aşınma payı hariç) kiracının sorumluluğundadır. Kiracı, tamirat ile ilgili tüm masraflar ve sürastarya oranı üzerinden hesaplanacak zaman kayıplarının ödenmesinden sorumludur.

(b) bendinde ise kaptan veya donatanın, hasardan kiracıyı veya acentesini ve stevedorları makul imkan dahilinde derhal haberdar etmesi, yapmadığı tak-dirde kiracının sorumlu olmayacağı bildirilmekte-

dir. Bu noktada önemli bir detay yer alıyor ki o da “makul imkan” tanımlamasının taşıdığı risklerdir. Bazı durumlarda, iletişim engelleri sonucu hasar ih-barı gecikmeli olarak verilmiş olabilir ve neticesin-de mümkün gayretin gösterilmediği iddia edilebilir ki bu tanımlamalar izafidir ve kıyaslayacak referans bulmakta güçlük çekilebilir. Bu nedenle ihbar mühle-tini açıkça belirtmekte fayda vardır, örneğin “24 saat içerisinde” gibi.. Böylece istisnai bir durum olmadık-ça sorun yaşanmayacaktır.

(c) Geminin denize elverişliliğini etkileyen stevedor hasarları, gemi hasarın meydana geldiği veya tespit edildiği limandan kalkmadan evvel gecikmeksizin onarılacaktır. Geminin ticari yeterliliğini etkileyen stevedor hasarları geminin son tahliye limanından kalkışından evvel onarılacaktır, yapılmadığı taktirde

Geminin ticari yeterliliğini etkileyen stevedor hasarları geminin son tahliye limanından kalkışından evvel onarıla-caktır, yapılmadığı taktirde kiracı, müte-vellit zarardan sorumlu olacaktır.

Bahadır TONGUÇ Broker

Page 77: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 75 |

kiracı, mütevellit zarardan sorumlu olacaktır. Son

tahliye limanından kalkmadan evvel onarımı yapıl-

mayan hasarlar armatör tarafından onarılacak ve ar-

matörün faturasına istinaden kiracı ödeyecektir.

Bu aşamada kiracı tarafından alınabilecek önlem,

onarımın kaptan veya donatan veya temsilcisi neza-

retinde ve tasdikinde yapılmasıdır. Böylece hasarın

bir kısmı armatör tarafından onarılmak zorunda ka-

lınmayacak ve fatura edilen masraflar üzerinde an-

laşmazlık yaşanması bertaraf edilebilecektir.

Orijinal metin:

(a) The Charterers shall be responsible for da-

mage (fair wear and tear excepted) to any part of the

Vessel caused by Stevedores. The Charterers shall be

liable for all costs for repairing such damage and for

any time lost, which shall be paid in an amount equi-

valent to the demurrage rate.

(b) The Master or the Owners shall notify the

Charterers or their agents and the Stevedores of any

damage as soon as reasonably possible, failing which

the Charterers shall not be responsible.

(c) Stevedore damage affecting seaworthiness

shall be repaired without any delay before the Ves-

sel sails from the port where such damage was ca-

used or discovered. Stevedore damage affecting the

Vessel’s trading capabilities shall be repaired before

leaving the last port of discharge, failing which the

Charterers shall be liable for resulting losses. All ot-

her damage which is not repaired before leaving the

last port of discharge shall be repaired by the Owners

and settled by the Charterers on receipt of Owners’

supported invoice.

BIMCO’nun ilgili klozu dışındaki güncel uygulama-

lar aşağıdaki şekillerdedirler.

“STEVEDORE DAMAGE, IF ANY, TO BE SETT-

LED DIRECTLY BETWEEN THE OWNERS AND

THE STEVEDORES, BUT CHARTERERS ASSIST

TO SETTLE THE STEVEDORES DAMAGE.

Not: Kiracının ne denli gayret gösterdiği ihtilaf ko-

nusu olabilir.

Veya...

STEVEDORE DAMAGE, IF ANY, TO BE SETT-

LED DIRECTLY BETWEEN THE OWNERS AND

THE STEVEDORE. SHOULD THE DIRECT

SETTLEMENT FAIL, CHARTERERS SHALL UL-

TIMATELY REMAIN RESPONSIBLE FOR THE

DAMAGE(S).

Benzer şekilde, bu uygulama da donatanın uzlaşmak

için ne kadar gayret sarf ettiğini sorgulatabilir nite-

liktedir.

Stevedor firmaları da sigorta kapsamındadır. Sağlıklı

bir çözüm olarak kiracı sıfatı ile hareket eden firma-

lar, stevedor hasarı risklerine karşılık “Charterers Li-

ability” sigortasının kapsamından faydalanabilirler.

“Bazı durumlarda, iletişim engel-leri sonucu hasar ihbarı gecik-meli olarak verilmiş olabilir ve neticesinde mümkün gayretin gösterilmediği iddia edilebilir ki bu tanımlamalar izafidir ve kıyaslayacak referans bulmakta güçlük çekilebilir. Bu nedenle ihbar mühletini açıkça belirtmek-te fayda vardır, örneğin “24 saat içerisinde” gibi...

Page 78: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 76 | • OCAK-ŞUBAT

Yat T

uriz

m

Marmaris Körfezi, Yelkenli Yatlarla RenklendiMarmaris’te, “ERGO-MIYC Kış Trofesi” yelkenli yat yarışlarının birinci ayağı başladı.

Marmaris Uluslararası Yat Kulübü (MIYC) tara-fından Marmaris Körfezi’nde bu yıl altıncısı dü-zenlenen yarışların ilk ayağına, Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen 25 yatla yaklaşık 250 yatçı ka-tıldı. Netsel Marina’da bağlı yatlar sabah saatle-rinden itibaren körfeze açılmaya başladı. Yarış parkurunu belirleyen dubaların yerleşti-rilmesinin ardından yatçılar, yarış için uygun rüzgarın çıkmasını beklerken antrenman turları attı. Rüzgarın çıkması sonrasında, hakem heyeti yarışı başlattı. Dubaların etrafından ilk önce dö-

nerek birinci olmak için mücadele veren yatlar, körfezde renkli görüntüler oluşturdu. Kış Trofesi yarışlarının bu yıl 6’ncısını düzenle-diklerini ifade eden Yat Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi ve basın sözcüsü Halit Keskin, trofenin toplam 6 ayaktan oluşacağını dile getirdi. Ha-kem heyetinin yapacağı değerlendirmenin ar-dından sıralamanın belirleneceği ve düzenle-necek törenle dereceye girenlere ödüllerinin verileceği bildirildi.

Bakanlık, Atatürk’ün Yatı Savarona’yı Devralıyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı, son 25 yıldır ünlü armatör Kahraman Sadıkoğlu tarafından işletilen Atatürk’ün yatı Savarona’yı devralıyor.Eylül ayında başlayan görüşmeler sonuca ulaşırken, önümüzdeki günlerde resmi açıklamanın yapılması bekleniyor. Devletin Savarona’yı kaç liraya aldığı da o açıklama ile birlikte duyurulacak. Öte yandan Sadıkoğlu, yaptığı açıklamada, “Yakıştığı yere gitti. Ben Savarona’yı hep bunun için ayakta tuttum” ifa-desini kullandı.10 Eylül tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Savarona’ya talip olduğu ve Bakan Ömer Çelik’in bizzat Kuruçeşme’de demirli olan yata gelerek Sadıkoğlu ile görüştüğü basına duyurulmuştu. O tarihten bu yana Sadıkoğlu ile hükümet yetkilileri arasında devam eden görüşmeler anlaşma ile sonuçlandı. Böyle-ce Savarona önce yabancı devlet adamlarının ağırlanması için daha sonra da müze olarak kullanılacak.‘Fiyatı Bakanlık Açıklar’Konuyla ilgili konuşan Sadıkoğlu, bakanlık yetkilileri ile ilk temasın Eylül ayında olduğunu ve o günden bu yana görüşmelerin devam ettiğini belirtti. Artık devir işleminde son noktaya gelindiğini ifade etti.

Page 79: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 77 |

Konteyner Elleçleme TeknolojileriSergi ve Konferansıİstanbul, TürkiyeŞubat 11-12, 2014

portfinanceinternational.com/cht

CHT Turkey A4 adverts.indd 2 12/12/2013 12:10

Page 80: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

| 78 | • OCAK-ŞUBAT

Yat T

uriz

m

‘Cahil Cesareti’ Okyanusa UlaştıYeterli denizcilik bilgileri olmadan tekneleriyle dünya turuna çıkan Uğur Yavaş ve Maral Ceranoğlu Atlas Okyanusu’na ulaşmayı başardı.

Yamaç paraşütü eğitmeni Uğur Yavaş ile modern dansçı Maral Ceranoğlu, Türk insanının çok alışık olmadığı bir dünya seya-hatine çıkmıştı. ‘Blue Belle’ adlı yelkenliyle, dünyayı denizden dolaşma hayallerini gerçekleş-tiren ikili daha önce hiç açık deniz tecrübesi olmadan Bod-rum’dan 13 Ekim 2013’te açıl-mıştı. Kısıtlı imkânlarıyla hazır-landıkları yolculuklarına ‘Cahil Cesareti’ adını veren iki genç, Yunanistan ve İtalya’da çeşit-li limanlarda kaldıktan sonra Atlas Okyanusu’na girmeyi başardı. Sardunya Adası’nda onlarca kişinin öldüğü Kleopat-ra Kasırgası’ndan da kurtulan Blue Belle geçtiğimiz günlerde, Akdeniz’i arkalarında bırakarak Cebelitarık Boğazı’ndan Atlas Okyanusu’na ulaştı.

3 tekneyle devam ediyorlarAkdeniz limanlarında bir Fran-sız ve bir Belçikalı tekneyle seyahat eden 4 gençle tanışan Yavaş ve Ceranoğlu, yolculukla-rını 3 tekne olarak sürdürüyor. Fas kıyılarında şiddetli fırtına-nın görüldüğünü ve limanlara girişin yasak olduğunu öğre-nen Yavaş ve Ceranoğlu diğer

teknelerle birlikte İspanya’nın Atlas Okyanusu kıyısındaki Ca-diz Limanı’nda dinleniyor. Tari-hi kentte son ihtiyaçlarını gide-ren Blue Belle’nin kaptanı Uğur Yavaş, “Kısa süre sonra Fas’a doğru yelken basmayı istiyo-ruz. Ama asıl amacımız Avrupa ve Afrika kıtaları arasında çeşit-li ülkelerde bulunmak” dedi.

Karnavala katılacaklarUğur Yavaş, her yıl Mart ayın-da Cape Verde Adaları’nda yapılan karnavala ‘Blue Belle’ ile katılacaklarını söyledi. Ya-vaş, “Bu karnavala dünyanın her yerinden denizciler geliyor. Sirk gösterileri, ip canbazları,

denizcilik şölenleri yapılacak. Biz de orada olacağız. Ben gitar çalacağım, Maral dans edecek. Böylece kültürümüzü ve Tür-kiye’yi de tanıtmış olacağız” dedi.

Sigorta sorunu büyüyorBlue Belle’i hiçbir Türk şirketi sigortalamadığı için tekne li-manlarda sorun yaşıyor. Türki-ye’de sadece ticaret gemileri sigortalanırken, Türk bayraklı bir tekne okyanusu geçerken sigorta yapılamıyor. Yabancı bir sigorta şirketi de Türk bayrak-lı tekneyi sigortalamadığı için ‘Blue Belle’ uğradığı her liman-da sorunla karşılaşıyor.

Page 81: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

7 DENİZ

OCAK-ŞUBAT • | 79 |

Page 82: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014

74 Mayıs - Haziran 2013

Yat-yelken

ACO Clarimar, IMO’nun atık arıtma tesisleri için atık su standartları ve performans testi prosedürlerini içe-ren revize edilmiş MEPC 159(55) ka-rarnamesini benimsemiş durumda.

Bu yeni kararname, 1 Ocak 2000 tarihinde veya bundan sonraki tarih-lerde mevcut gemilerdeki ve omur-gaları bu tarihten sonra inşa edilen gemilerdeki bütün atık arıtma tesis-leri için geçerli olacak. 400 GRT ve üstündeki gemiler ile 400 GRT’nin al-tın olan ve 15 kişiden fazlasını taşıma izni bulunan gemilerin, bu tarihten itibaren bu kararnameye uymaları gerekecek.

ACO Clarimar® atık arıtma sistem-leri, IMO MEPC 159(55) standartlarına göre onaylıdır ve geniş-letilmiş Havalandırma ve Çökeltme Sistemi aktif çamur prensi-bini kullanan ACO Clarimar®, doğal biyolojik süreçleri etkin bir şekilde hızlandırır. Son aşama klorlaması ve ardından boşaltma için klordan arındırmayı takiben, temiz, güvenli ve gemiden dışa-rı boşaltmaya uygun bir atık su oluşturur.

n IMO MEPC 159(55) ve MED Modül B’ye göre Tip Onaylı, n Hem yerçekimi hem de vakumlu toplama sistemleri ile

uyumlu,n Otomatik sıvı kimyasal ile dezenfekte etme ve klordan arın-

dırma, denize boşaltmaya uygun bir atık su oluşturur,n Tamamen AB’de, kaplamalı siyah çeliğin aksine tamamıyla

korozyona dirençli ve hafif olan yüksek performanslı kompozit malzemelerden üretilmiştir,

n Basit kurulum için modüler tasarım konsepti, doğrudan montajlı bir vakumlu toplama sistemi kullanılsa bile, tek bir güç

bağlantısı gerektirir,n Basit otomatik çalışma, asgari

operatör müdahalesi ve bakım gerek-tirir.

CLARIMAR TEKNIK BILGILERAna tank, kaplamalı siyah çeliğin ak-

sine tamamıyla korozyona, aşınmaya ve kimyasal saldırılara dirençli eşsiz bir yangın geciktirici kompozit malze-meden üretilmiştir. Malzeme, dışarı-dan müşterinin istediği renkte ve cila kalitesinde boyanabilir.

Tank, tam bir kaynaklı yapı veya gemi yükseltmesi, değiştirilme veya dönüş-türme kurulumlarında yerleştirilmek üzere vidalanır bir “düz-paket” olarak

mevcuttur. Bütün bileşenler, tank yapısı üzerine modüler olarak monte

edilir ve böylece “tak-kullan” türü bir kurulum çözümü sağlar.Sistemin kontrolü, güvenlik yalıtıcısı ve geminin merkezi izle-

me ve kontrol sistemine bağlantı için gerilimsiz kontakları içeren IP55 sınıfı çelik kabin aracılığıyla yapılır.

Bir veya daha fazla döner hava üfleyicisi - çalışma/ bekleme - havalandırma elemanlarına ve dahili hava köprüsü sistemine hava sağlamak üzere monte edilmiştir.

Bir veya daha fazla atık su pompası - çalışma/bekleme - atık suyun boşaltılmasının yanı sıra, periyodik çamurdan arındırma işlemini de sağlarlar.

Klorlama ve klordan arındırma, kendine özel ve tamamen oto-matik dozaj sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilir. Her sistemde 30 litrelik bir tank bulunmaktadır ve standart olarak ACO Clari-mar®’a monte edilmiş olarak sunulur, ancak alanın önemli oldu-ğu yerlerde, uzak bir yer için ayrı bir modül olarak da sunulabilir.

ACO Clarimar ile gemiler çevreye daha duyarlı

marinesystem

74 Mayıs - Haziran 2013

M.I.S. MARINE & INDUSTRIAL SYSTEMS LTD.Eğitim Mah. Kasap İsmail Sk. İstanbul Plaza No: 10 Kat: 3 D.25 PK 34777 Hasanpaşa, Kadıköy, İstanbul, Türkiye

Phone: +90 216 330 74 80 +90 216 349 70 37 Fax: +90 330 74 06e-mail: [email protected] www.mis-istanbul.com

Page 83: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014
Page 84: 7deniz Dergisi Ocak-Subat 2014