21
158 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 • 158-178 Aile Mahkemelerinde Yargılama Usulü Aile Mahkemelerinde Yargılama Usulü Aile Mahkemelerinde Yargılama Usulü Aile Mahkemelerinde Yargılama Usulü Bahattin Aras* A. GENEL OLARAK A. GENEL OLARAK A. GENEL OLARAK A. GENEL OLARAK * Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargıla- ma Usulüne şlişkin Kanun’a göre; aile hukukun- dan kaynaklanan dava ve işleri görmek üzere yalnızca bu tür uyuşmazlıklarla incelenecek gö- revli özel ihtisas mahkemeleri niteliŞinde aile mahkemeleri kurulacaŞı hüküm altına alınmıştır. Günümüzde, Aile Hukuku uyuşmazlıklarının git- tikçe karmaşık bir yapı halini almaya başlaması bu tür uyuşmazlıkların çözümü için, özel bir uz- manlık gerektirmektedir. 1 Ayrıca aile hukuku so- runları toplumu yakından ilgilendirmekte ve bu nedenle devletin temeli olan ailenin korunması için bu tür uyuşmazlıkların diŞer uyuşmazlıklar- dan ayrı olarak deŞerlendirilip çözüme kavuştu- rulması gerekmektedir. 2 Ülkemizde, yargının çok yavaş işlediŞi, mahke- melerin çok aŞır iş yükü altında oldukları ve ha- kimlerin, özel ve titiz bir inceleme yapmaları ge- reken aile hukuku uyuşmazlıklarına gereken ö- nemi vermedikleri bilinen bir gerçektir. Bu ne- denle, Aile Mahkemelerinin ülkemiz açısından * Lüleburgaz Hakimi. 1 Ayan, Serkan: Evlilik BirliŞinin Korunması, Ankara 2004, s. 130; şnal, Nihat: Aile Mahkemeleri Davaları, (A- şLE), Ankara 2004, s.321 2 Sirmen, Lale / KaçhisarlıoŞlu, Cengiz/Tanrıver, Suha/Su- ral, N/Tercan, Erdal : “Karşılaştırmalı Hukukta Aile Mah- kemeleri ve Türkiye Aile Mahkemeleri Kurulmasında Yararlanılabilecek Bir Model”, Kamu şş Hukuku Ve şkti- sat Dergisi, Cilt 5; Sayı 3; Ankara Nisan 2000, s. 1; Hatemi, Hüseyin/Serozan, Rana : Aile Hukuku, şstanbul 1993 s. 65; Petek, Hasan : “Medeni Usul Hukukuna Ha- kim Olan şlkeler IşıŞında Boşanma Davaları”, şzmir Ba- rosu Dergisi, Yıl: 65, Temmuz 2000, s. 22 bir gereksinim haline geldiŞi uzun yıllardan beri ifade ediliyordu. 3 Özellikle, evlilik birliŞinin ko- runması amacıyla, hakimin aile işlerine daha faz- la müdahale eder duruma gelmesi ve Türk Me- deni Kanunu’nun 195. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen uzman kişilerin yardımının saŞlanması açısından Aile Mahkemelerinin kurulması bir zo- runluluk haline gelmiştir. Bu amaçlarla hazırla- nan 4787 sayılı Kanun’da Aile Mahkemeleri bir ihtisas mahkemesi olarak tasarlanmıştır. Aile Mahkemeleri, aile hukukunda devrim niteli- Şindeki yeni düzenlemelerin uygulanmasında önemli bir göreve sahip olacaktır. Aile hukukun- dan doŞan bütün uyuşmazlıklar, nişanlanmadan başlayarak, evliliŞin bitimine, iptaline, boşanma- ya, evliliŞini hükümlerine, velayete, soy baŞına ve vesayete ilişkin çeşitli konular Aile Mahkeme- lerince ele alınacaktır. Ancak, Aile Mahkemesi hakimi, yalnız hukuk kurallarını uygulayan bir hakim olarak kalmayacak, bu uyuşmazlıkları çö- zerken aynı zamanda davanın taraflarına, örneŞin eşlere, öŞütleriyle yardım olacaktır. Bunun için mahkemelerde görevlendirilen psikolog, peda- gog, sosyal çalışmacı gibi uzmanlardan yararlanı- lacaktır. Böylece, Aile Mahkemeleri, yargılama görevinin yanında toplum temel taşı olan ailenin korunmasına yönelik koruyucu, eŞitici ve sosyal önlemler almasını da saŞlayacaktır. 4 3 Ayan, s. 131 4 Karagülmez, Ali/Ural, Sezai: Aile Mahkemelerinin Kuru- luş Görev ve Yargılama Usulleri, Ankara 2003, s. 207; Ayan, s. 132; ÖzuŞur, Ali şhsan: “Boşanma, Evlenme şp- tali, Ayrılık Davası, Ailenin Korunması şle şlgili Tedbir- ler, Tanıma, Tenfiz, Aile Mahkemesi şlişkisi” (şBD), şz- mir Barosu Dergisi, Yıl 69, Ocak 2004, S. 1, s. 35; Bak-

Aile Mahkemelerinde Yargılama UsulüAile Mahkemelerinde ......lacaktır. Böylece, Aile Mahkemeleri, yargılama görevinin yanında toplum temel taşı olan ailenin korunmasına yönelik

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • 158 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007

    Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 • 158-178

    Aile Mahkemelerinde Yargılama UsulüAile Mahkemelerinde Yargılama UsulüAile Mahkemelerinde Yargılama UsulüAile Mahkemelerinde Yargılama Usulü

    Bahattin Aras*

    A. GENEL OLARAKA. GENEL OLARAKA. GENEL OLARAKA. GENEL OLARAK****

    Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargıla-ma Usulüne şlişkin Kanun’a göre; aile hukukun-dan kaynaklanan dava ve işleri görmek üzere yalnızca bu tür uyuşmazlıklarla incelenecek gö-revli özel ihtisas mahkemeleri niteliŞinde aile mahkemeleri kurulacaŞı hüküm altına alınmıştır.

    Günümüzde, Aile Hukuku uyuşmazlıklarının git-tikçe karmaşık bir yapı halini almaya başlaması bu tür uyuşmazlıkların çözümü için, özel bir uz-manlık gerektirmektedir.1 Ayrıca aile hukuku so-runları toplumu yakından ilgilendirmekte ve bu nedenle devletin temeli olan ailenin korunması için bu tür uyuşmazlıkların diŞer uyuşmazlıklar-dan ayrı olarak deŞerlendirilip çözüme kavuştu-rulması gerekmektedir.2

    Ülkemizde, yargının çok yavaş işlediŞi, mahke-melerin çok aŞır iş yükü altında oldukları ve ha-kimlerin, özel ve titiz bir inceleme yapmaları ge-reken aile hukuku uyuşmazlıklarına gereken ö-nemi vermedikleri bilinen bir gerçektir. Bu ne-denle, Aile Mahkemelerinin ülkemiz açısından

    * Lüleburgaz Hakimi. 1 Ayan, Serkan: Evlilik BirliŞinin Korunması, Ankara

    2004, s. 130; şnal, Nihat: Aile Mahkemeleri Davaları, (A-şLE), Ankara 2004, s.321

    2 Sirmen, Lale / KaçhisarlıoŞlu, Cengiz/Tanrıver, Suha/Su-ral, N/Tercan, Erdal : “Karşılaştırmalı Hukukta Aile Mah-kemeleri ve Türkiye Aile Mahkemeleri Kurulmasında Yararlanılabilecek Bir Model”, Kamu şş Hukuku Ve şkti-sat Dergisi, Cilt 5; Sayı 3; Ankara Nisan 2000, s. 1; Hatemi, Hüseyin/Serozan, Rana : Aile Hukuku, şstanbul 1993 s. 65; Petek, Hasan : “Medeni Usul Hukukuna Ha-kim Olan şlkeler IşıŞında Boşanma Davaları”, şzmir Ba-rosu Dergisi, Yıl: 65, Temmuz 2000, s. 22

    bir gereksinim haline geldiŞi uzun yıllardan beri ifade ediliyordu.3 Özellikle, evlilik birliŞinin ko-runması amacıyla, hakimin aile işlerine daha faz-la müdahale eder duruma gelmesi ve Türk Me-deni Kanunu’nun 195. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen uzman kişilerin yardımının saŞlanması açısından Aile Mahkemelerinin kurulması bir zo-runluluk haline gelmiştir. Bu amaçlarla hazırla-nan 4787 sayılı Kanun’da Aile Mahkemeleri bir ihtisas mahkemesi olarak tasarlanmıştır.

    Aile Mahkemeleri, aile hukukunda devrim niteli-Şindeki yeni düzenlemelerin uygulanmasında önemli bir göreve sahip olacaktır. Aile hukukun-dan doŞan bütün uyuşmazlıklar, nişanlanmadan başlayarak, evliliŞin bitimine, iptaline, boşanma-ya, evliliŞini hükümlerine, velayete, soy baŞına ve vesayete ilişkin çeşitli konular Aile Mahkeme-lerince ele alınacaktır. Ancak, Aile Mahkemesi hakimi, yalnız hukuk kurallarını uygulayan bir hakim olarak kalmayacak, bu uyuşmazlıkları çö-zerken aynı zamanda davanın taraflarına, örneŞin eşlere, öŞütleriyle yardım olacaktır. Bunun için mahkemelerde görevlendirilen psikolog, peda-gog, sosyal çalışmacı gibi uzmanlardan yararlanı-lacaktır. Böylece, Aile Mahkemeleri, yargılama görevinin yanında toplum temel taşı olan ailenin korunmasına yönelik koruyucu, eŞitici ve sosyal önlemler almasını da saŞlayacaktır.4

    3 Ayan, s. 131 4 Karagülmez, Ali/Ural, Sezai: Aile Mahkemelerinin Kuru-

    luş Görev ve Yargılama Usulleri, Ankara 2003, s. 207; Ayan, s. 132; ÖzuŞur, Ali şhsan: “Boşanma, Evlenme şp-tali, Ayrılık Davası, Ailenin Korunması şle şlgili Tedbir-ler, Tanıma, Tenfiz, Aile Mahkemesi şlişkisi” (şBD), şz-mir Barosu Dergisi, Yıl 69, Ocak 2004, S. 1, s. 35; Bak-

  • Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 159

    4787 sayılı AMK’nın 7. maddesinde Aile Mahke-melerinin önüne gelecek dava ve işlerin çözü-münde geçerli olacak usul kuralları belirlenmek-tedir. Maddede öncelikle Aile Mahkemelerine özgü usul kuralları açıklanmış daha sonra ise ö-zel konulardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla 4787 sayılı AMK’da hüküm bulunmayan konu-larda 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ndaki hükümlerin uygulanacaŞı vurgulanmıştır. Aile Mahkemesi hakimi önüne gelen dava veya işte öncelikle 4787 sayılı AMK’nın başta 7. maddesi olmak üzere di-Şer maddelerinde herhangi bir usul kuralı olup olmadıŞına bakacaktır. EŞer bir kuralı var ise, bunu uygulayacaktır. 4787 sayılı Kanun’da hü-küm bulunmayan hallerde ise 4721 sayılı TMK’ nın ilgili usul kuralları daha sonra ise Hukuk U-sulü Muhakemeleri Kanunu’ndaki usul kuralları uygulanacaktır. Ancak, özel kanunlarda bir usul hükmü varsa TMK ve HUMK hükümleri daha sonra ele alınacaktır.5

    B. 4787 SAYILI AMK’DA DÜZENLENMşC USÜL B. 4787 SAYILI AMK’DA DÜZENLENMşC USÜL B. 4787 SAYILI AMK’DA DÜZENLENMşC USÜL B. 4787 SAYILI AMK’DA DÜZENLENMşC USÜL KURALLARI KURALLARI KURALLARI KURALLARI

    a. Tara. Tara. Tara. Tarafların Sulh Yoluyla Çözüme Teşvikiafların Sulh Yoluyla Çözüme Teşvikiafların Sulh Yoluyla Çözüme Teşvikiafların Sulh Yoluyla Çözüme Teşviki

    aa. Genel Olarak Sulhaa. Genel Olarak Sulhaa. Genel Olarak Sulhaa. Genel Olarak Sulh

    4787 sayılı Kanun’un, Aile Mahkemelerinin yar-gılama usulüne ilişkin 7. maddesinin birinci fık-rasına göre, Aile Mahkemeleri, önlerine gelen da-va ve işlerin özelliklerine göre, esasa girmeden önce aile içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgö-rünün korunması bakımından, eşlerin ve çocuk-ların karşı karşıya oldukları sorunları tespit ede-rek, bunların sulh yoluyla çözümünü gerektiŞin-de uzmanlardan da yararlanarak teşvik eder. Sulh saŞlanamadıŞı takdirde yargılamaya devam olu-narak esas hakkında karar verilir.6

    Bu fıkraya göre, Aile Mahkemesine, ilk olarak eş-leri sulha teşvik etme görevi verilmiş, bu yolda

    tır, Selma : Aile Mahkemeleri, Ankara 2003, s. 76; şnal, Nihat : Aile Mahkemeleri Davaları, (AşLE), Ankara 2004, s.345

    5 Gümüş, Mustafa Alper:Türk Medeni Kanunun GetirdiŞi Cerhler, Ankara 2003, s.68; Baktır, s. 76; Karagülmez/ Ural, s. 207; Ayan, s. 132; OzuŞur,(şBD), s. 34

    6 Akıntürk, Turgut: Medeni Hukuk,9.Bası, şstanbul 2003, s. 233 s. 272; Ayan, s. 132, Baktır s. 77, Petek s. 35

    başarı saŞlanamazsa, esas hakkında hüküm veri-lebileceŞi düzenlenmiştir. Bu maddede geçen sulha teşvik, teknik anlamda sulh deŞildir. Bura-daki durum, 1963 tarihinde Hukuk Usulü Mu-hakemeleri Kanunu’ndan çıkarılan sulh teşebbü-süne benzemektedir. Çünkü Aile Hukuku uyuş-mazlıklarında tarafların dava konusu üzeride ta-sarruf yetkileri bulunmadıŞı için teknik anlamda sulh mümkün deŞildir. Burada kastedilen tarafla-rın barıştırılmaya ve uzlaştırılmaya çalışılmasıdır. Bu nedenle, aile hakimi ilk olarak tarafların ara-sındaki sorunu, onların uzlaştırarak çözümleme-ye çalışmak zorundadır. Bu yönde olumlu bir so-nuç alınmazsa esasa girişilebilecektir.7

    Bu hüküm, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanu-nu’nun 213. maddesindeki, “Davanın her aşama-sında tahkikat hakimi... sonuç vereceŞi umulan hallerde bunları sulhe de teşvik edilebilir”, hük-münden farklı bir anlam taşır. Çünkü 213. mad-dede geçen “teşvik edebilir” hükmü bir kesinlik taşımamaktadır. Sadece hakime bir yol gösteril-mesi ve yetki verilmesi söz konusudur. 4787 sa-yılı Kanun’un 7. maddesindeki “... teşvik eder… sulh saŞlanamadıŞı akdinde yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar verilir” hükmü ise emredici bir kural içermektedir. Bu maddeye gö-re Aile Mahkemesi ilk olarak eşleri sulha teşvik etmek zorundadır.8

    7 Önen, Ergun : Medeni Yargılama Hukukunda Sulh An-

    kara, 1972, s. 104, Ayan, s. 132; Kuru, Baki/Arslan, Ra-mazan/ Yılmaz, Ejder: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2003,s. 499 vd.; Aktürk s. 272

    8 Ayan, s. 132; Petek, s. 35; 4787 sayılı Aile Mahkemeleri-nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usulüne şlişkin Ka-nun’un 7. maddesinde geçen sulha teşvik, 1963 yılına kadar uygulanan sulh teşebbüsüne içerik itibariyle ben-zemekle birlikte, bazı farklılıklar göstermektedir. Çünkü yukarıda da açıklandıŞı gibi sulh teşebbüsü, sadece bo-şanma davaları için kabul edildiŞi halde; sulha teşvik, ai-le hukukunda kaynaklanan her türlü uyuşmazlık için mümkündür. Ayrıca “Sulh Teşebbüsü”, uygulandıŞı dö-nemde, asıl davaya bakacak olan aile mahkemesi dışında bir mahkeme olan sulh hukuk mahkemesi tarafından görülmekteydi. Bu durum, sulh teşebbüsünü gereksiz bir formalite haline getirmişti. Bu nedenle eleştirilen hü-kümler, (HUMK, md. 494-499) 1963 tarihinde yasadan çıkarılmıştır. 4787 sayılı Kanun’da düzenlenen “Sulha Teşvik” ise asıl davayla birlikte, aynı mahkemede görü-lecektir. Cüphesiz ki bu durum hem Anayasa’nın 41. maddesi’ndeki ailenin korunması ilkesine hem de yargı-

  • 160 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007

    Fıkrada geçen sulha teşvik, 1963 yılına kadar uy-gulanan sulh teşebbüsüne içerik itibariyle ben-zemekle birlikte, bazı farklılıklar göstermektedir. Çünkü yukarıda da açıklandıŞı gibi sulh teşebbü-sü sadece boşanma davaları için kabul edildiŞi halde; sulha teşvik, aile hukukunda kaynaklanan her tür uyuşmazlık için mümkündür. Ayrıca “Sulh Teşebbüsü”, uygulandıŞı dönemde, asıl da-vaya bakacak olan Aile Mahkemesi dışında bir mahkeme olan sulh hukuk mahkemesi tarafın-dan görülmekteydi. Bu durum, sulh teşebbüsünü gereksiz bir formalite haline getirmiştir. Bu ne-denle eleştirilen hükümler, (HUMK, md.494-499) 1963 tarihinde yasadan çıkarılmıştır. 4787 sayılı kanunda düzenlenen “Sulha Teşvik” ise asıl davayla birlikte, aynı mahkemede görülecektir. Cüphesiz ki bu durum hem Anayasa’nın 41. mad-desindeki ailenin korunması ilkesine, hem de yargılamanın hızlı bir şekilde yürütülmesi gere-Şine uygun bir düzenleme oluşturmaktadır.9

    4787 sayılı Kanun’un getirmiş olduŞu bu usul kuralı, bu mahkemenin kuruluş amacında uygun olarak aile birliŞinin öncelikle devamını saŞlama-ya yönelik yöntemlerin gerektiŞinde uzmanlar-dan da yararlanılmak suretiyle kullanılması ve bunların başında sulh yolunun aranması zorun-luluŞu getirilmiştir. Her ne kadar maddenin bi-rinci fıkrasında ihtiyaç olduŞunda uzmanlardan yararlanılacaŞı belirtilmiş ise de ihtisas mahkemesi niteliŞinde olan Aile Mahkemelerinin aŞırlıklı ola-rak sulhun saŞlanması konusunda uzmanlara baş-vurmaları isabetli olacaktır.10 Ancak bir görüşe gö-re bu uzlaştırıcı hukukçu olmalıdır.11

    bb. Sulh Yoluyla Çözüme Teşvik Zamanıbb. Sulh Yoluyla Çözüme Teşvik Zamanıbb. Sulh Yoluyla Çözüme Teşvik Zamanıbb. Sulh Yoluyla Çözüme Teşvik Zamanı

    Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargıla-ma Usullerine Dair Kanun’un 7. maddesinde mah-kemelerin önlerine gelen dava ve işlerin özellik-lerine göre esasa girmeden önce uyuşmazlıkların çözümü için tarafları sulha teşvik edeceŞi belir-tilmiştir. Ancak mahkeme esasa girmeden yanı kanıtları deŞerlendirmeden eşlerin ve çocukların

    lamanın hızlı bir şekilde yürütülmesi gereŞine uygun bir düzenleme oluşturmaktadır. (Karagülmez/Ural, s. 207; Baktır, s. 78)

    9 Kargülmez/Ural, s. 207; Baktır, s. 78 10 Sirmen/KoçhisarlıoŞlu/Tanrıver/Sural/Tercan s. 29 11 Baktır, s. 77

    karşı karşıya oldukları sorunlar, tarafların beyan-larıyla tesit edilecektir. Bu tespit ise yetersiz ve yanıltıcı olabilir. Bu nedenle mahkemenin sulh teşebbüsü esasa girilip sorunlar tespit edildikten sonra ancak karardan önce gerekirse hakim bir defa daha tarafları sulha teşvik edebileceŞi şekil-de yeniden düzenlenmelidir.12 Bu tarafların uyuş-madıkları noktaların daha iyi tespit edilmesini ve taraflar sulha teşvik edilerek geleceŞe yönelik ka-lıcı çözümler önerilebilecektir. Aksi takdirde esa-sa girmeden önce taraflar tam tanımadan taraflar sulha teşviki ve bunu tarafların kabulü, kalıcı çö-zümler getirmeyebilir. Taraflar arasındaki uyuş-mazlık noktaları iyice tetkik edilmeden bu şekilde bir çözüm, taraflar arasında ileriye dönük daha büyük sıkıntıların ortaya çıkmasına sebep olabilir.

    cc. Sulh Yoluna Gidilmesi ZorunluluŞucc. Sulh Yoluna Gidilmesi ZorunluluŞucc. Sulh Yoluna Gidilmesi ZorunluluŞucc. Sulh Yoluna Gidilmesi ZorunluluŞu

    Bu konuda farklı görüşler bulunmaktadır. Bir gö-rüşe göre; sulh yoluyla çözüme teşvikle ilgili usul kuralı (AMK, m.7/1) Aile Mahkemelerinin göre-vine giren tüm dava ve işler de geçerli olduŞun-dan bu usul kuralına uyulmadan karar verilmiş olması yasaya aykırıdır ve bu nedenle “Yasa yo-luna denetiminde bozma nedenidir.” denilmek-tedir.13

    Başka bir görüşe göre ise, kanun burada bir zo-runluluk getirmemiş olup, mahkemeye gelen da-va işlerin niteliŞine göre hakime tanınmış bir takdir yetkisi söz konusudur. Aile Mahkemesi hakimi, bu kanundaki takdir yetkisini kullanır-ken önce araştırma ve incelemede bulunarak, ta-rafların sulh olma konusunda istekleri yoksa da-vayı sürüncemede bırakmamak için bu yola baş-vurmayabilecektir.14 Taraflar arasında aŞır sorun-ların yaşandıŞı sulha teşvikin zaman kaybı ve da-vayı sürüncemede bırakmaktan başka bir sonuç doŞurmayacaŞı durumlarda, hakimin duruma uygun olarak takdirine göre sulha başvurmayarak doŞrudan mahkemeye gelen dava veya işin esası-na girip hüküm kurması daha isabetli olacaktır.

    dd. Hakimin Tarafların Sulha Teşviki ve Bunun dd. Hakimin Tarafların Sulha Teşviki ve Bunun dd. Hakimin Tarafların Sulha Teşviki ve Bunun dd. Hakimin Tarafların Sulha Teşviki ve Bunun Taraflarca KabulüTaraflarca KabulüTaraflarca KabulüTaraflarca Kabulü

    Hakim, tarafların sulh olduŞu konuları belirleye-

    12 Karagülmez/Ural, s. 207 13 ÖzuŞur, (şBD), s. 34; Baktır, s. 77 14 ÖzuŞur, (şBD), s. 34

  • Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 161

    rek zapta geçecek bu konuların neler olduŞu hakkında zabıt tanzim ettikten sonra tarafların, varsa yetkili yasal temsilcilerinin imzalarını ala-cak daha sonra da infazda tereddüde yer verecek şekilde hüküm oluşturacaktır.

    Sulhun konusunun kamu yararını ilgilendirdiŞi hallerde hakim bu konuda gerekli olan düzeltme-lerin kanuna ve kamu yararına uygun yapılması-nı taraflardan isteyebilecektir. Hakim boşanma davalarında özellikle anlaşmalı boşanma davala-rında gereken dikkati gösterecek, boşanma irade-sini gerekli gördüŞü durumlarda kesin, açık hiç-bir baskı, korkutma ve aldatma olmadan serbest-çe açıklanıp açıklanmadıŞını tespit edecektir.15

    ee. Sulh SaŞlanamadıŞı Takdirde Yargılamaya ee. Sulh SaŞlanamadıŞı Takdirde Yargılamaya ee. Sulh SaŞlanamadıŞı Takdirde Yargılamaya ee. Sulh SaŞlanamadıŞı Takdirde Yargılamaya Devam EdilmesiDevam EdilmesiDevam EdilmesiDevam Edilmesi

    Hakim, Aile Mahkemesinin önüne gelen dava ve işler hakkında sulh saŞlanmadıŞı durumlarda, davanın esasına girip yargılama bittikten sonra hükmünü kuracaktır. Boşanma ile ilgili davalar-da, eŞer anlaşmalı boşanma koşulları oluşmamış-sa, evlilik birliŞinin çekilmez hale geldiŞine, bir-liŞin devamını mümkün olmadıŞına kanaat ge-tirmedikçe boşanmaya karar vermeyecektir.16

    4787 sayılı AMK’da sulh yoluyla çözümün şekli ve süresi hakkında bir düzenleme bulunmamak-tadır. Kanun koyucunun bu hususu açık bırak-mış olması mahkeme açısından isabetlidir. Zira her somut olayda sulh yoluyla çözümde tarafların niteliŞi, durumu, kanunun içeriŞi ve diŞer bazı hususlar farklılık taşıyabilecektir. Bu yüzden sulh yoluyla çözüm aranmasında, 4787 sayılı Kanun’ da belirtilen şekil ve süre hususunun hakim her olayda kendisi belirleyecektir. ÖrneŞin, boşanma davasındaki sulh yoluyla çözüme teşvik ile nişa-na ilişkin bir davadaki sulh yoluyla çözüme teş-vik içeriŞi ve gerekli zaman farklı olabilir.17

    b.b.b.b. Karşılaştırmalı Hukukta Sulh KavramıKarşılaştırmalı Hukukta Sulh KavramıKarşılaştırmalı Hukukta Sulh KavramıKarşılaştırmalı Hukukta Sulh Kavramı

    Almanya’da Aile Mahkemelerinin görevini dü-zenleyen kanuna göre evlilik hayatının yeniden teminine veya boşanmaya ilişkin davalarda eŞer

    15 Karagülmez /Ural, s. 208; ÖzuŞur, (şBD), s. 35 16 Karagülmez/Ural, s. 208 17 Sirmen/KoçhisarlıoŞlu/Tanrıver/Sural/Tercan s.10; Bak-

    tır, s. 77

    hakim kendi kanaatine göre evliliŞin devam etme ihtimali mevcutsa, davanın anlaşarak iyilikle çö-zümlenmesi amaca uygun olacaksa davayı ertele-yebilir. Mahkeme erteleme kararıyla birlikte bir evlilik danışma bürosuna başvurmalarını tavsiye edecektir.18

    Birçok ülkede Aile Mahkemelerinin kendine öz-gü usul kuralları vardır. ÖrneŞin Fransa’da bazı davalarda avukatın görev alması zorunludur. Ay-nı şekilde Almanya’da da evliliŞe ilişkin davalar-da avukatla temsil zorunluluŞu vardır ve ayrıca avukatlara bu davalar için özel yetki verilmesi ge-reklidir. Almanya’da Aile Mahkemelerindeki u-sul, ceza mahkemelerindeki usule yaklaştırılmış-tır. ÖrneŞin, uyuşmazlıŞın çözümünü geciktir-mesi veya geç ileri sürülmesi ilgili tarafın aŞır ku-suruna dayanmadıkça her aşamada delil göste-rilmesine karar verebilir ve eşlerin dinlenmesin-den sonra onlar tarafından ileri sürülmeyen vakı-aları da dikkate alabilir. Kamu yararı nedeniyle evliliŞe ilişkin davalara da tarafların tasarruf yet-kisi önemli ölçüde sınırlandırılmıştır. Cöyle ki, kabule ilişkin vakalara veya belgelerin gerçekli-Şine ilişkin davalarda, tarafların tasarruf yetkisi önemli ölçüde sınırlandırılmıştır. Cöyle ki kabule ilişkin vakıalara veya belgelerin gerçekliŞine iliş-kin yapılmayan veya kaçınılan açıklamalara baŞ-lanan sonuçlar davadan feragate, karşı tarafın ta-nıkları veya bilirkişinin yeminine ilişkin hüküm-ler uygulama alanı bulmazlar.19.

    C. 4721 SAYILI TMK’NIN 184. MADDESşNDE C. 4721 SAYILI TMK’NIN 184. MADDESşNDE C. 4721 SAYILI TMK’NIN 184. MADDESşNDE C. 4721 SAYILI TMK’NIN 184. MADDESşNDE DÜZENLENEN ÖZEL YARGILAMA USUDÜZENLENEN ÖZEL YARGILAMA USUDÜZENLENEN ÖZEL YARGILAMA USUDÜZENLENEN ÖZEL YARGILAMA USULLLLLERşLERşLERşLERş

    a. Genel Olaraka. Genel Olaraka. Genel Olaraka. Genel Olarak

    Aile Mahkemelerinde yargılama usulüne ilişkin kurallar genel olarak TMK’nın 184. maddesinde hüküm altına alınmıştır. TMK’nın 184. madde-sinde boşanma davaları için öngörülen özel yar-gılama hükümleri evlenmenin iptali davalarında

    18 Baktır, s. 79; Sirmen / KoçhisarlıoŞlu, s. 9-11 19 Akıntürk, s. 220; Öztan, Bilge: Aile Hukuku, 4. Bası,

    Ankara 2004, s. 440; Zevkliler, Aydın / Acabey, Beşir/ Gökyayla, Emre: Medeni Hukuk , Ankara 2000, s. 864; OŞuzman, Kemal/Dural, Mustafa: Aile Hukuku ,3.Bası, şstanbul 2001 s. 107; Hatemi/Serozan,s. 169; Baktır, s. 79; Ayan, s. 135 ; Çakın, Akın : Evlilik BirliŞin Temelin-den Sarsılması Nedeniyle Boşanma, Ankara 1999, s. 111; Petek, s. 29

  • 162 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007

    da uygulanır. Çünkü TMK’nın 160. maddesinde butlan davasında, yargılama usulü konusunda boşanma davasındaki yargılama usulüne yollama yapılmıştır.20

    Türk Medeni Kanunu, boşanma ve ayrılık davala-rında hangi şartlar altında hakimin boşanmaya ve ayrılıŞa karar vereceŞini bunun sonuçlarının ne olacaŞını yani “maddi hukuka ait kuralları” hük-me baŞlamıştır.21 Buna karşılık boşanma ve ayrı-lık davalarının hangi usule göre yapılması gerek-tiŞinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlemesi gerekir. Ancak kanun koyucu, bo-şanma ve ayrılıŞa ilişkin bazı usul esaslarını ve boşanma davalarında yetkili mahkemeye ve ispat hukukuna ilişkin hükümleri TMK’da düzenle-miştir. Evlilik ve boşanma, toplum düzenini ya-kından ilgilendirdiŞi için kanun koyucu bunların geçerliliŞini bazı sıkı şartlara baŞlamış taraf irade-lerine geniş bir yer vermemiştir. EvliliŞin keyfi şekilde sona erdirilmesini önlemek için TMK’ya bu usul kuralları koyulmuştur.22 Mesela, taraflar kanunda düzenlenmiş boşanma ve ayrılık neden-leri ile baŞlıdır. Ayrıca tarafların boşanmayı veya ayrılıŞı istemeleri kendiliŞinden hüküm meydana getirmez. Tarafların istemlerinin sonuç doŞura-bilmesi için hakim tarafından verilmiş bir bo-şanma ve ayrılık kararının olması gerekir. Haki-min kararı yenilik doŞuran karar niteliŞindedir.23

    Kanun koyucu boşanma ve ayrılık davalarında ba-zı yargılama kurallarını TMK’da ön görmüş olsa bile, bu kuralların dışında yargılamanın HUMK’a tabı olacaŞı unutulmamalıdır. Bu TMK’nın 184. maddesinde açıkça hüküm altına alınmıştır.24

    20 Öztan, s. 440; OŞuzman/Dural, s. 134; Çakın, s.111 21 Akıntürk, s. 272; Öztan, s. 440; Petek, s. 29; OŞuzman /

    Dural, s. 134; Çakın, s. 111 22 Öztan, s.440; Zevkliler/Acebey/Gökyayla, s.914; Te-

    kinay, Selahattin Sulhi : Türk Aile Hukuku, 7.Baskı, şs-tanbul 1990, s. 238; FeyzioŞlu, F. Necmettin: Aile Hu-kuku, 3.Baskı, şstanbul 1986, s.365

    23 GürdoŞan, Burhan: Boşanma Davalarına şlişkin Usul Hükümleri, Ankara Hukuk Fakültesi Ellinci yıl ArmaŞa-nı, 1925- 1975, Boşanma Hukuku Haftası, Ankara 1977,s. 205; Yalçınkaya, Namık / Kaleli, Cakir: Yeni Bo-şanma Hukuku, C.II, 2. Baskı, Ankara 1988, s.1573; Baktır, s. 70; Karagülmez / Ural, s. 217

    24 Petek, s. 30; FeyzioŞlu, s. 365; Öztan, s. 440; Kanun ko-yucu boşanma ve ayrılık davalarında bazı yargılama ku-rallarını TMK’da ön görmüş olsa bile, bu kuralların dı-

    b. TMK’nın 184. maddesindeki özel yargılama b. TMK’nın 184. maddesindeki özel yargılama b. TMK’nın 184. maddesindeki özel yargılama b. TMK’nın 184. maddesindeki özel yargılama KurallarıKurallarıKurallarıKuralları

    aa. Hakimin Vicdanın Kanaat Getirmiş Olmasıaa. Hakimin Vicdanın Kanaat Getirmiş Olmasıaa. Hakimin Vicdanın Kanaat Getirmiş Olmasıaa. Hakimin Vicdanın Kanaat Getirmiş Olması

    Türk Medeni Kanun’un 184. maddesinin birinci fıkrasında “Hakim boşanma ve ayrılık davasının dayandıŞı olguların varlıŞına vicdanen kanaat ge-tirmedikçe bunları ispatlanmış sayamaz.” denil-mektedir. Yani hakim davacı eş tarafından ileri sürülen vakaların gerçekten meydana geldiŞine kanaat getirmezse bu vakalar ispat edilmiş olsalar bile davayı reddedebilirler. Ancak bu hüküm, hakime istediŞi gibi hareket etme serbestisi tanı-mamakta ona sadece vicdanen kanaat getirmediŞi kanıtlara baŞlı kalma zorunluluŞundan kurtar-maktadır. Yani hakim gerçeŞi ifade etmeyen sah-te olarak hazırlanabilecek yazılı delilerle baŞlı tu-tulmak istenmemiştir. 25

    TMK’nın 184. maddesinde düzenlemiş bu kural ve yine aynı maddedeki diŞer usul kuralları, bir bütün olarak deŞerlendirildiŞinde boşanma dava-ları için özel bir delil sistemi kabul edildiŞi ortaya çıkacaktır. Buna göre boşanma davalarında Me-deni Usul Hukuku’nda kabul edilen kanuni delil sistemi deŞil vicdani delil sisteminin geçerli ol-duŞu ortadadır.26 Yani kanuni delil sisteminin şekli gerçeŞin varlıŞını arayan katılıŞının yerine, hakimin bir ceza davasında olduŞu gibi, maddi gerçeŞi bulması istenmiştir.27

    Taraflarca hazırlama ilkesinin 28 geçerli olduŞu davalarda, uygulanan kanuni delil sistemine göre hakim, bir olgunun varlıŞı kanunda yazılan kesin delillerle ispat edilirse, bunların doŞru olduŞunu kabul etmek zorundadır. Fakat boşanma gibi

    şında yargılamanın HUMK’a tabi olacaŞı unutulmamalı-dır. Bu TMK’nın 184. maddesinde açıkça hüküm altına alınmıştır

    25 Tan, Tahsin Zapota : Medeni Hukuk, Ankara 2004, s.148; Tekinay, s. 243; Birsen, s. 335; Ayan, s. 137;

    26 Yalçınkaya/Kaleli, s. 1574; Kaçak, Nazif:Yeni şçtihatlarla Yeni Türk Medeni Kanunu, (TMK), Ankara 2004,s.440

    27 Kuru, Baki :Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.II, s. 1919; Pekçanıtez/Atalay/Özekes, s. 227; Alangoya, Hakan Ya-vuz: Medeni Usul Hukukunun Esasları, şstanbul 2003, s.3; Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder : Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2003,s. 328

    28 Kuru, C.II, s. 1923; Pekçanıtez/Atalay/Özekes, s. 323; VelidedeoŞlu, Hıfzı Veldet: Türk Medeni Hukuku C.II, Aile Hukuku , 5. Bası, şstanbul 1965, s. 244

  • Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 163

    kendiliŞinden araştırma ilkesinin kısmen de olsa uygulandıŞı boşanma davalarının özeliliŞi gere-Şince kesin delil reddedilmiş ve hakimin taraflara yemin öneremeyeceŞi, tarafların ikramının haki-mi baŞlayamayacaŞı ve hakimin delillerin ser-bestçe takdir ettikten sonra vicdani kanaatine gö-re karar vereceŞi belirtilmiştir.29

    TMK’daki bu hükümle kabul edilen vicdani delil sistemi ile ispat ölçüsü güçlendirilmiş deŞildir. Yalnızca taraflarca hazırlama ilkesinin uygulan-dıŞı davaların tersine, kesin delil sistemi (Kanuni Delil Sistemi) reddedilmekte ve kesin delil göste-rilmemesi suretiyle hakimin delilleri serbeste takdir etme yetkisi genişletilmiş olmaktadır.30 Bu sayede hakim olayların varlıŞını kendiliŞinden dahi araştırabilir. Ancak bu araştırma sadece di-lekçede belirtilen hususlarla sınırlıdır. Yani ha-kim taraflarca bildirilmeyen delilleri kendiliŞin-den göz önünde tutması veya gösterilmeyen ta-nıkların çaŞırarak dinlemesi mümkün deŞildir.31

    Hakimin boşanma konusunda vicdanen kanaat getirmesini saŞlayan ilkelerden biri de doŞru-danlık ilkesidir. Bu ilke taraf işlemlerini ve taraf-larca mahkemeye sunulan delilleri araya üçüncü bir kişi girmeden hakimin bizzat deŞerlendirmesi ve tarafların bizzat çaŞrılarak dinlenmesini ifade eder. Bu da gerçeŞin tespitini kolaylaştıracaktır. Hakimin kendi yargı çevresi dışındaki işlemler i-çin ilgili hakimden hukuki yardım talep etmesi (istinabe) ve naib hakim tayini, bu ilkenin istis-naları olarak kabul edilir. Boşanma davalarında da doŞrudanlık ilkesi maddi gerçeŞin ortaya çıka-rılmasında önemli rol oynar. Çünkü hakim taraf-ları ve onların sundukları delillerin kendisi de-Şerlendirecek bu şekilde, vicdanen kanaat getire-cektir. Dosya üzerinde inceleme yaparak karar vermek hukuki işlemlerin ispat konusu olduŞu davalarda uygulanabilir. Fakat maddi olayların ıspat konusu olduŞu boşanma davalarında ha-kim, ancak araya üçüncü bir kişi girmeden tanık-ları ve tarafları bizzat dinlediŞi, delileri bizzat de-

    29 Ayan, s. 138-139;Kaçak,(TMK);s.441 30 Köprülü, Bülent / Kaneti, Selim: Aile Hukuku, şstanbul

    1986, s.183; Petek s. 37 31 Petek, s. 38; Ansay, TuŞrul; “Boşanma Davasında Kusur

    ştirazı ve Hakkın Kötüye Kullanılması - Alman Mahke-melerinin Uygulaması”, YD, C. 17, S. 3, 1991, s. 156

    ŞerlendirdiŞi takdirde o konu hakkında kanaat sahibi olabilir.32

    Hakimin vicdanen kanaat edinmesini saŞlayan medeni usul hukukuna hakim olan bir ilke ise ‘Hukuki Dinlenilme Hakkı’dır.Bu ilkenin dayan-dıŞı esasların başında, taraflara ve ilgililere dava hakkında bilgi verilmesidir. Bu sayede taraf, a-leyhine ileri sürülen talep ve bu talebin dayandı-rıldıŞı delilleri dosya içerisindeki bilgi ve belgele-ri inceleyerek bilgi sahibi olacaktır. DiŞer bir esas da ilgili kişinin dava hakkındaki görüşünü açık-layarak karara etkili olabilmesidir. Bu ilkenin di-Şer bir sonucu da tarafların iddia ve savunmala-rının mahkemece tartışılarak deŞerlendirilmesini ve kararın gerekçesinde bunların gösterilmesi zorunluluŞudur. HUMK’un 73. maddesindeki “...mahkemenin tarafları kanuni şekle uygun ola-rak davet etmeden hüküm veremeyeceŞi...” şek-lindeki düzenleme bu ilkenin bir sonucudur.33 Anlaşmalı boşanmalarda tarafların boşanma ko-nusunda bir itirazlarının olmayacaŞı kuvvetli muhtemel olmasına raŞmen, bu tip davalarda ta-raflara tebligatta bulunulmalı, hakim tarafından iradelerin serbestçe açıklanıp açıklanmadıŞı hu-susunda duruşma yapılarak, re’sen araştırma ya-pılmalıdır. Yani taraflar dinlenmeli ve sırf anlaş-malı boşanma olması sebebiyle ve tarafların da anlaşmış olmasından dolayı dosya üzerinden ka-rar verilemez.34

    bb. Taraflara Yemin Önbb. Taraflara Yemin Önbb. Taraflara Yemin Önbb. Taraflara Yemin Önerilememesierilememesierilememesierilememesi

    Kesin delillerden olan yemin taraflardan birinin bir olayın doŞru olup olmadıŞı konusunda mah-keme önünde ve kanunun belirlediŞi ölçüler ışı-Şında beyanda bulunmasıdır.35 Bir olayın gerçek-liŞi hakkında yapılan yemin ile artık o olay hak-kında başka delil gösterilmesine ihtiyaç olmaya-

    32 Tekinay, s. 243; Zapota, s.150; Petek, s. 39;2. HD, 4.2.

    1993, 13468/811, (Cener, Esat : Uygulama Ve Teoride Boşanma, 2. Bası, Ankara 1997, s. 747); 2. HD, 26.2. 1985, 1458/1811 (Yalçınkaya/Kaleli, s. 1687); 2.HD, 12. 3.2003, 8205/11923, (Karagülmez/Ural, s. 218)

    33 Petek 39. 34 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 390; PostacıoŞlu, şlhan E. : Me-

    deni Usul Hukuku Dersleri, şstanbul 1975, s. 637; Üs-tündaŞ, Sami: Medeni Yargılama Hukuku, C.I-II, şstan-bul 1997, s.666; Yılmaz, Ejder: Medeni Yargılama Hu-kukunda Yemin, Ankara 1989, s. 28.

    35 Kuru C.II, s. 1711; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 388.

  • 164 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007

    cak ve olay yemin de belirtildiŞi gibi ispatlanmış olacaktır.36

    Kanun bazı durumlarda taraflara yemin teklif edi-lemeyeceŞini düzenlemiştir. Hukuk Usulü Mu-hakemeleri Kanunu’nun 346. maddesi gereŞince, münhasıran iki tarafın arzusuna baŞlı olmayan davalarda yeminin teklif edilmeyerek belirtilmiş-tir. Yani kendiliŞinden harekete geçme ve kendi-liŞinden araştırma ilkesinin hakim olduŞu dava-larda yemin teklif edilemeyecektir. KendiliŞinden araştırma ilkesinin uygulandıŞı, tasarruf ilkesinin çok sınırlı uygulandıŞı boşanma davalarında, Türk Medeni Kanunu, bu davaların kamu düzenini de ilgilendiren özelliŞinden dolayı HUMK 346. mad-desini tamamlayan bir düzenleme getirmiştir. TMK 184/ 2. hükmüne göre hakim gerek re’sen gerek tarafların istemi üzerine taraflara yemin öne-remeyecektir. Bu hükümle boşanma gibi önemli bir davada tarafları yemin baskısı altında bırak-mamak ve hakimin yemin delilinin etkisi ile yan-lış karar vermesi engellenmek istenmiştir.37

    Boşanma davalarında karşı tarafa yemin teklif e-dilmemesinin bir sebebi de, yeminden kaçınma-nın sonucunun ikrar olması ve ikrarın caiz olma-dıŞı durumlarda yeminin bir delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmamasıdır.38

    Eski Medeni Kanun’un 150. maddesinin 2. ben-dinde hakimin taraflara yemin teklif edemeyeceŞi veya yemin yerine geçecek bir beyanda bulunul-masını isteyemeyeceŞi düzenlenmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda, kanuni delil olarak yemin düzenlemiş ancak yemin yerine ge-çecek açıklama konusunda bir düzenleme bu-lunmamaktadır.Bunun sebebi eski Medeni Kanu-nun kaynak olarak alındıŞı şsviçre’de, bazı kan-tonların usul hukukları, yemin yerine geçecek a-çıklamalara da kanuni delil olarak yer vermiş ol-masıdır ve bu düzenleme kaynak şsviçre Medeni Kanunu’nun 158. maddesinde bu şekilde düzen-lenmiştir.Bu madde, o dönemde aynen alındıŞı için, söz konusu hüküm usul hukukumuzda bu-

    36 Tekinay s. 243, Kuru, C.II, s. 1728; Öztan, s. 442;

    Akıntürk,s. 272, Çakın, s. 111; OŞuzman/Dural, s. 134; Baktır,s 79; Petek, s. 39

    37 Yılmaz, s. 93, Ansay s. 304; Petek s. 39 38 Yalçınkay/Kaleli s. 1576; GürdoŞan, s. 217; FeyzioŞlu, s.

    266 dn. 281;

    lunmayan “yemin yerine geçecek beyanat” göz önünde bulundurmadan deŞerlendirilmesi gerek-tiŞi vurgulanıyordu.39 Nitekim 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinin 2. bendin-de “yemin yerine geçecek beyanat” hükmüne yer verilmemiştir.

    Boşanma davaları gibi çok defa tarafların ihtiras-ları ve duygularındaki yoŞunluŞun hakim olduŞu durumlarda yemin deliline başvurulmuş olması, tarafları yalan yere yemine yönlendirmek gibi bir sonuç doŞurabilmesi ihtimali düşünüldüŞünde, Türk Medeni Kanunu’nun yemin yasaŞı ile ilgili 184/2 hükmünün isabetli olduŞu anlaşılabilecek-tir. Ayrıca kanun koyucu boşanma davalarında yemin yasaŞı getirmekle hakimin boşanma dava-sındaki geniş takdir yetkisini belirlemek istemiş-tir. Çünkü, boşanma davalarında yemin delilinin kabul edilmiş olmasıyla, Türk Medeni Kanu-nu’nun 184. maddesiyle hakime tanınmış geniş takdir yetkisi ile çelişen bir durum ortaya çıka-caktı.40Boşanma davalarında kabul edilen bu ye-min yasaŞı her iki yemin delili içinde geçerlidir. Yani hem tarafların birbirine teklif edeceŞi ye-min, hem de hakimin taraflara teklif edeceŞi re-sen yemin, boşanma davalarından uyuşmazlık konusu olayların kanıtlanması için delil olarak kullanılamayacaktır.

    Fransız Hukukunda, ”... bir tarafın karşı tarafa yemin teklif etmekle, karşı tarafın iddia ve sa-vunmalarını yemin altında bildirmesi koşuluyla, kendi iddia ve savunmasından vazgeçtiŞini bil-dirmiş saymakta ve bu şartla sulh olmakta...” de-nilmek süratiyle, tarafın teklif ettiŞi yemin bir sulh sözleşmesi veya sulh teşebbüsü olarak kabul edilmesine karşın; Türk Hukukunda yeminin sulh olarak nitelendirilmesi görüşüne karşı çı-kılmaktadır. Gerekçe olarak da sulhun unsurla-rından olan “karşılıklı fedakârlık” unsurunun, yeminde mevcut olmaması gösterilmektedir. Kendisine yemin teklif edilen veya yemini redde-dilen taraf da bu yemini yerine getirmek zorun-dadır. Ancak bir sözleşme niteliŞi taşıyan sulh de böyle bir yükümlülük bulunmamaktadır.41 Ancak

    39 Öztan, s 442; VelidedeoŞlu, s. 243 40 Yılmaz, s. 51-52 41 Öztan, s. 442; Akıntürk, s. 272; Ayan, s. 136; Çakın, s.

    111; Oguzman/Dural, s. 134; VelidedeoŞlu, s. 243; Pe-

  • Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 165

    yemin ve sulh, farklı niteliklere sahip iki usul müessesesidir. Aile Mahkemelerinin kurulmasıy-la Türk hukukunda yeniden düzenlenen sulh kavramı da zaten kanun koyucunun bu düzen-lemeyi getirme amacı ve AMK’nın 7. maddesin-deki düzenlenmiş şekliyle yemin kavramıyla çok farklı niteliklere sahip olduŞu açıktır.

    cc. Tarafların şkrarlarının Hakimi BaŞlamamasıcc. Tarafların şkrarlarının Hakimi BaŞlamamasıcc. Tarafların şkrarlarının Hakimi BaŞlamamasıcc. Tarafların şkrarlarının Hakimi BaŞlamaması

    Yeni Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinin 3. bendine göre tarafların boşanma davasının da-yandırıldıŞı olayları ikrar etmiş olmaları hakimi baŞlamaz. Yani hakim, bazı olaylar taraflarca ka-bul edilmiş olsa bile bu beyanlarla baŞlı olmayıp, kendiliŞinden araştırma ilkesi gereŞince davanın dayandırıldıŞı olayları araştıracaktır.42

    aaa. Genel Olarak şkraraaa. Genel Olarak şkraraaa. Genel Olarak şkraraaa. Genel Olarak şkrar

    şkrar; beyan sahibi taraflardan birinin, hasmının karara baŞlanmasını istediŞi hakkın veya hukuki durumun meydana gelmesine esas teşkil eden ve hasmınca ileri sürülmüş bulunan maddi vakıala-rın tamamen veya kısmen doŞru olduŞunu bil-dirmiş olmasıdır.43şkrar somut olaylarla ilgili o-lup, diŞer tarafın talep sonucuna ilişkin deŞil-dir.44 Medeni yargılama hukukunda kesin deliler arasında yer alan ikrarın konusunu oluşturan ol-gular, taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıkar. Bu nedenle Alman ve şsviçre Hukukuna paralel olarak, doktrinde ikrarı deliller dışında inceleme eŞilimi vardır.45

    Yukarıda da belirtildiŞi gibi ikrar, somut olaylarla ilgili olup talep sonucuna ilişkin deŞildir. Ancak bir tarafın talep sonucunun diŞer taraflarca kabul

    tek, s. 40; Köprülü / Kaneti, s. 183-184; Tekinay, s. 224; FeyzioŞlu s. 367.

    42 Olgaç, Senai/Çimberci, Mustafa : Hukuk Davalarında şk-rar, şstanbul 1964, s. 13 dn. 5.

    43 Kuru, C.II, s. 2051; Pekcanıtez/Atalay/Özekes,s. 361; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 439; Akıntürk, s. 272; Öztan, s. 442; Zevkliler/Acabey/Gökyayla, s. 914;Hatemi/Serazon, s. 240; OŞuzoŞlu, Hüseyin Cahit : Medeni Hukuk, Cah-sın Hukuku -Aile Hukuku, 2. Baskı, Ankara 1963 s. 120; Alangoya, s. 134; Petek, s. 40.

    44 Yıldırım, Mehmet Kamil: Medeni Usul Hukukunda De-lillerin DeŞerlendirilmesi, şstanbul 1990, s. 230; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 361.

    45 Kuru, C.IV, s. 3674; Pekçanıtez/Atalay /Özekes, s. 458; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 628; Ayan, s. 136; Petek, s. 41; Akıntürk, s. 273; OŞuzman/Dural, s. 135.

    edilmesi ise davayı sona erdiren bir taraf işlemi olup, kabul olarak nitelendirilir. Kabul de diŞer tarafın ileri sürdüŞü somut olgulara deŞil onlar-dan çıkarılan talep sonucuna rıza gösterilmekte-dir. Hakim boşanma davalarında ikrarla baŞlı olmadıŞı gibi kabulle de kural olarak baŞlı deŞil-dir. KendiliŞinden araştırma ilkesinin geçerli ol-duŞu davalarda, tarafların dava konusu üzerinde tasarruf yetkileri olmadıŞı için davalın kabulü hakimi baŞlamaz. Yalnız TMK’nın 66. maddesi-nin üçüncü fıkrasında yer alan anlaşmalı boşan-ma davalarında davalının kabulü belli koşullarda hakimi baŞlamaktadır.46

    bbb. Boşanma Davalarında bbb. Boşanma Davalarında bbb. Boşanma Davalarında bbb. Boşanma Davalarında şkrarşkrarşkrarşkrar

    Türk Medeni Kanunu’nda yer alan, boşanma da-valarında hakimin tarafların ikrarıyla baŞlı ol-maması kuralı, hakimi ikrarı dikkate almaktan men etmiş deŞildir. Sadece hakimi bu ikrarla baŞ-lı tutmamıştır. Hakimin ikrarla baŞlı olmaması ile onu dikkate alarak hüküm vermesi farklıdır.47 şk-rarın mahkeme içinde veya mahkeme dışında olması önem taşımadıŞı gibi, usul kanunun do-laylı olarak ikrar kabul ettiŞi durumlar da aynı şekilde hakimi baŞlamaz. Bu yüzden yargılama yokluŞunda gerçekleşen tarafın, karşı tarafça ileri sürülen olayları ikrar etmiş sayılabileceŞi yolun-daki hüküm (HUMK md. 408) ve isticvap için yapılacak ikinci çaŞrıya raŞmen duruşmaya gel-meyen veya gelip de sorulara cevap vermeyen ta-rafların olayları ikrar etmiş sayılacaŞı yolundaki hüküm (HUMK md. 234/II) burada uygulanma-yacaktır.48 Medeni Usul Kanununda kesin delil olarak düzenlenen ikrar boşanma davalarında hakimi baŞlaması, tarafların gerçeŞe uymayan ik-rarlarının etkisiz bırakılması ve tarafların önce-den anlaşmak suretiyle boşanmalarının engel-lenmesi amacıyla getirilmiştir.49 Davalı koca da-valı karsına pek kötü ya da onur kırıcı davranışta bulunduŞunu mesela onu dövdüŞünü, hakaret

    46 Olgaç/Cemberci, s. 25 dn. 54; Ayan, s. 36 dn. 247. 47 GürdoŞan, s. 214; Petek, s. 40. 48 şpekçi, Nizam : Yeni Medeni Kanun Ve DeŞişikliklerin

    Kapsamı, Ankara 2003, s. 117; Öztan, s. 442; Akıntürk, s. 24; Tekinay, s. 244; FeyzioŞlu, s. 367; Yalçınkaya/ Ka-leli, s. 1577.

    49 Akıntürk, s. 273; OŞuzman/Dural, s. 134-135; Zevkiller/ Acabey /Gökyayla, s. 914.

  • 166 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007

    ettiŞini ya da zina sebebiyle boşanma davasında davalı zina ettiŞini mahkeme de ikrar etmese bile hakim bu ikrarla baŞlı olarak boşanmaya karar vermek zorunda deŞildir. Hakim ancak boşanma davasının dayandıŞı olguları araştırdıktan ve bunların gerçekten mevcut olduklarına vicdanen kanaat getirdikten sonra boşanmaya karar verme-lidir.50

    Kanun koyucunun, tarafların ikrarının hakimi baŞlamayacaŞı kuralını, Türk Medeni Kanunu’na koyma sebeplerinden biri olan tarafların önceden anlaşmak süratiyle boşanmalarını önlemektir. Ancak burada kastedilen anlaşmalı boşanma; ha-kimin ve hukukun olaya dahil edilmeyerek, taraf-ların boşanmaya karar verdikten sonra, hakimin sadece imzasına gerek duydukları boşanma şekli olarak anlaşılmalıdır. Zaten bu tür bir boşanma Türk Hukuku’nda mevcut deŞildir.51

    ccc. Anlaşmalı Boşanmalarda şkrarccc. Anlaşmalı Boşanmalarda şkrarccc. Anlaşmalı Boşanmalarda şkrarccc. Anlaşmalı Boşanmalarda şkrar

    Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fık-rasında düzenlenen anlaşmalı boşanmada TMK 184/3. maddesinde yer alan tarafların ikrarlarına hakimi baŞlamayacaŞı kuralına bir istisnasını ge-tirmiştir. Buna göre, evlilik en az bir yıl sürmüşse eşlerin anlaşmalı boşanmayı talep etmesi halinde, eşlerin birlikte başvurması veya birinin diŞerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliŞi temel-den sarsılmış sayılacaktır. Bu durumda boşanmaya karar verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandıŞına kanaat getirmesi52 ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Bu-rada hakim, tarafları dinleyip irdelemenin serbest-çe açıklandıŞı hususunda kanaat sahibi olacaŞı,

    50 Petek, s. 41 51 2. HD,13.2.1992, 1456/1636, (Cener, s. 2589) 52 Petek, s. 41;2. HD, 16.2.1993, 768/1377, (Cener, s. 685);

    2. HD, 11.5.1992, 5157/5357 (Cener ,s. 257) şpekçi, s. 117; ;” Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uya-rınca anlaşmalı boşanmaya karar verilebilmesi için, ha-kimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerini serbestçe a-çıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali so-nuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca ka-bul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tuta-rak bu anlaşmada gerekli gördüŞü deŞişiklikleri yapabi-lir.” (2.HD, 04.10.2004, 2004/9760.E; YYK)

    boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu konusunda taraflarca yapılan düzenlemeler kabul edeceŞi ve daha sonra hüküm vereceŞi için tarafla-rın iradelerinin esas alındıŞı ve yukarıdaki parag-rafta bahsedilen anlaşmalı boşanmadan çok farklı-dır. TMK 166. maddesinin 3. fıkrasındaki düzen-lemede vurgulandıŞı üzere tarafların ikrarının ha-kimi baŞladıŞı ve hakimin bu ikrar doŞrultusunda boşanmaya karar vereceŞi ayrıca hakim tarafından TMK 166/3 maddesindeki şartlara uygun boşanma talebi karşısında başkaca delil toplayamayacaŞı, Yargıtay’ca ifade edilmiştir.53

    Hakim boşanma davasının dayandıŞı olayları a-raştırdıktan ve bunların mevcudiyetine kanaat getirdikten sonra boşanmaya karar verebilir. Yal-nızca ikrarı esas olarak tarafların boşanmalarına veya boşanma talebinin reddine karar veremez.

    Doktrinde, TMK’nın 166. maddesinin 3.üncü fık-rasının bir çelişki taşıdıŞı görüşünde olan yazar-lar vardır. Tekinay, bu fıkranın kendi içinde bir çelişki taşıdıŞı düşüncesindedir. Yazara göre bir taraftan hakimin eşleri bizzat dinlemesi ve onla-rın iradelerinin serbestçe açıklayıp açıklamadık-larını araştırması koşulu aranırken diŞer taraftan ikrarın hakimi baŞlamayacaŞı anlamına gelen bir kuralın kabulü açık bir çelişkidir.54

    Anlaşmalı Boşanmayı Türk hukukuna sokan 3444 sayılı eski Medeni Kanun’da DeŞişiklik Ya-pılmasına ilişkin Kanun gerekçesinde bir eşin kendi kusuru ile evlilik birliŞini sarsmış olmasına raŞmen geçimsizliŞe dayanarak boşanma davası açmaması ve eşlerin boşanma için anlaşmış olma-larını boşanma kararı verilmesi için yeterli sayıl-maması sebebiyle evlilik birliŞini temelden sarsan olayların olmasına raŞmen, boşanma kararı ve-rilmemesi eşleri müşkül durumda bırakmakta, eşler fiilen ayrı yaşamakta, evlilik sadece huku- 53 Tekinay, s. 195;Kaçak,739 54 TBMM Tutanak Dergisi, C. 10, Dönem 18, Yasama Yılı,

    s. 1-2; 54 “ Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim, tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup toplanması so-nucunda evlilik birliŞinin temelinden sarsılmış olup ol-madıŞının Medeni Kanun’un 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davacı ve davalı dinlenilmeksizin ta-raf vekillerinin beyanı ile yetinilerek eksik inceleme ile boşanma hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı-dır.(2.H2.H2.H2.H....D,E:2005/10528,K:2005/13106,T:29.09.2005)”D,E:2005/10528,K:2005/13106,T:29.09.2005)”D,E:2005/10528,K:2005/13106,T:29.09.2005)”D,E:2005/10528,K:2005/13106,T:29.09.2005)”

  • Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 167

    ken devam etmekte denilerek, yeni düzenleme ile belli şartların gerçekleşmesi durumunda daha fazla kusurlu olan eşin de boşanma davası açması hakkının tanındıŞı ve kendi aralarında anlaşan eşlerin birlikte dava açabilecekleri belirtilmiştir.55

    Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrasındaki arlaşmalı boşanmayı düzenleyen hü-küm bir boşanma sebebi deŞildir. Yalnızca evlilik birliŞinin temelinden sarsılması nedenine daya-nan bir boşanma yoludur. Bu özelliŞi maddede yer alan “...eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diŞerinin davasını kabul etmesi halinde, evli-lik birliŞi temelinden sarsılmış sayılır.” ifadesin-den anlaşılmaktadır. Başka bir ifadeyle eşlerin karşılıklı anlaşmış olmaları, evlilik birliŞinin te-melinden sarsılmasının karinesi olarak kabul e-dilmiştir.56 Bazı yazarlar bu karinenin aksi ispat-lanamayan, çürütülmesi mümkün olmayan bir karine niteliŞinde olduŞu görüşünü ileri sürmek-tedirler.57 Bazı yazarlar da bu karinenin aksinin dava bitmeden ileri sürülebileceŞi ve ispat edile-bileceŞi görüşündedir.58

    şsviçre Medeni Kanunu’nda “anlaşmalı ayrılık kurumu” düzenlenmiştir. Ancak Türk Huku-kunda böyle bir düzenleme yoktur. Ancak dokt-rinde tam bir fikir uyumu mevcut deŞildir. Bazı yazarlar, tarafların anlaşmalı ayrılıŞı talep edebi-leceŞini, zira medeni kanunda boşanma ve ayrılık sebeplerinin aynı olduŞu, bundan dolayı aynı se-beplere dayanarak tarafların ayrılık talep etmeleri mümkün olmalıdır.59 Buna karşılık eşler arasında

    55 KılıçoŞlu, Ahmet : “Boşanma şle şlgili Olarak Medeni

    Kanunumuzda Yapılan Son DeŞişiklikler “ABD, 1988/3, s. 386; ErdoŞan, Hasan:”Boşanma Hukuku şle şlgili Me-deni Yasa’da Yapılan DeŞişiklikler” ABD, 1988/3, s. 396; KocayusufpaşaoŞlu, Necip:”Medeni Kanunun 3444 Sayı-lı Kanunla DeŞiştirilmiş 134. Maddesinin 3 ve 4. Fıkra-ları Çerçevelerinde Açılan Boşanma Davalarında Hakim AyrılıŞa Hükmedebilir mi?” Prof. Dr. şlhan E. Posta-cıoŞluna ArmaŞan, şstanbul 1990, s. 113; Yalçınkaya/ Kaleli,s. 2058; Tekinay, s.195; Zevklilek/Acabey/Gök-yayla, s. 882; Öztan, s. 416;

    56 Öztan, s. 416; Yalçınkaya/Kalel is. 2058, Koçayusuf-paşaoŞlu, s. 113, KılıçoŞlu s. 386

    57 Tekinay s. 195 58 Öztan, s. 420; Özdemir, Nevzat: Türk şsviçre Huku-

    ku’nda Anlaşmalı Boşanma, şstanbul 2003, s. 195-196 59 Hatemi/Serozan, s. 238;BurcuoŞlu, Haluk: “ Alman Hu-

    kukunda Yeni Boşanma Sistemi ve Bu Sistem IşıŞında

    anlamalı ayrılıŞın öngörülmeyeceŞini savunan yazarlarda mevcuttur.60

    Taraflar anlaşmak süratiyle, taraflar ve toplum i-çin çok aŞır sonuçlar doŞuran boşanmayı talep edebildiklerine göre, boşanmaya göre daha hafif sonuçlar doŞuran ve aile ile birlikte toplumu da boşanma kadar olumsuz etkilemeyecek, aynı za-manda ileride tekrar evlilik birliŞinin kurulması-nın mümkün olduŞu ayrılıŞın da tarafların an-laşması suretiyle mahkemeden istenebilmesi ge-rekir. Doktrinde, tarafların anlaşmalı boşanma başvurusu üzerine, hakimin artık ayrılık kararı veremeyeceŞi görüşü hakimdir.61

    Anlaşmalı boşanmada taraflardan birinin ölümü halinde, onun mirasçıları boşanma davasına de-vam edemez. Çünkü anlaşmalı boşanma, tarafla-rın kusuruna dayanan bir dava deŞildir.62

    Anlaşmalı boşanmanın çekişmesiz yargıya mı yoksa çekişmeli yargıya mı tabi bir faaliyet oldu-Şu doktrinde tartışmalıdır. Yargıtay kararlarında anlaşmalı boşanmanın çekişmesiz yargıya girdiŞi açıkça belirtilmemişse de, zımnen çekişmesiz yargı faaliyetinin bulunduŞu kabul edilmekte-dir.63

    dd. Hakim Delilerin Serbestçe Takdir Etmesidd. Hakim Delilerin Serbestçe Takdir Etmesidd. Hakim Delilerin Serbestçe Takdir Etmesidd. Hakim Delilerin Serbestçe Takdir Etmesi

    Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinin 4. ben-dinde yer alan “Hakim kanıtları serbestçe takdir eder.” hükmü önceki kuralların doŞal bir sonucu olarak hakim delileri serbestçe takdir ederek bo-şanmaya karar verecektir.64 Aslında bütün davalar-

    Türk Boşanma Hukukuna şlişkin Bazı Öneriler”, şÜHFM, 1982-1983/1-4, s. 69

    60 Hatemi/Serozan, s. 238; Özdemir, s. 194 61 Öztan, s. 421; Özdemir, s. 191 62 Tulumlu, Mehmet Akif : EvliliŞin Butlanı, Boşanma ayrı-

    lık Sebepleri ve Boşanmanın Hukuki Sonuçları, Ankara 2002, s. 275; Özdemir, s. 117; Öztan, s. 421; 2. HD, 2.4.1998, 3455/4594, (ÖzuŞur, s. 405)

    63 Öztan, s. 442; OŞuzman/Dural, s.135; Akıntürk, s. 273; Çakın, s.112; Ayan, s. 139; Köprülü/Koneti, s. 184

    64 GürdoŞan, s. 216; Petek, s. 42; “…….1-Dava, Türk Me-deni Kanunu’nun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık sebebiyle boşanmaboşanmaboşanmaboşanma davasıdır. BoşanmaBoşanmaBoşanmaBoşanma davasının reddi kararının kesinleştiŞi tarihten başlayarak üç yılın geçtiŞi ve ortak hayatın yeninden kurulamadıŞını ispat yükü davacı kocaya aittir. …Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandıŞı olguların varlıŞına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz. Tarafların bu

  • 168 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007

    da hakim delileri serbestçe takdir eder. Hukuk U-sulü Muhakemeleri Kanunu’nun 240. maddesinde belirtilen istisnalar dışında hakimin ileri sürülen delilleri serbestçe takdir edeceŞi belirtilmiştir. Hu-kuk davaları için kanunun belirlediŞi istisnai du-rumlar kesin delillere, yani senet, yemin ve ikrar delilerine ilişkindir. Boşanma davasında ise, kesin hüküm dışındaki delilerin bir baŞlayıcılıŞı olmadı-Şından, hakimin delileri serbestçe takdir etme yet-kisi vardır. Dolayısıyla TMK 184/V bendinde yer alan bu hüküm bulunmasaydı bile bütün hukuk davaları için geçerli olan HUMK’un 240. maddesi hakime delilleri serbestçe takdir etme yetkisi ver-miştir.65

    Hakim delilleri takdir ederken, onların ispat gücü konusundaki yasal düzenlemelere baŞlı deŞildir. Ancak hakimin takdir hakkı objektif esaslara da-yanmalı ve olayların yapıları ve oluşları dikkate alınarak her olay kendi koşulları içinde deŞer-lendirilerek kullanılmalıdır.66 Hakimin delilere i-lişkin takdiri ve vereceŞi hüküm, dosya muhteva-sına aykırı olmamalıdır. Hakim hükme yeterli de-lil varken, kabule şayan gerekçe göstermeden o delilleri kabulden imtina edemez. Hakimin takdi-ri, ancak delillerin çeşitli istikamette bulunması halinde bunlardan bir kısmının diŞerlerine ter-cihte söz konusu olabilir. Hakimin delilleri takdi-rindeki isabetsizlik hükmün bozulmasına neden olacaktır.67 Delillerin serbestçe takdirinin bir başka anlamı da özellikle evliliŞin temelinden sarsılması nedenine ilişkin davalarda delilerin boşanmayı gerektirecek nitelikte bulunup bu-

    konudaki her türlü ikrarları hakimi baŞlamaz. Hakim, kanıtları serbestçe takdir eder. (TMK. md. 184/1, 3, 4) Davacıya delilleri sorulmadan ve bu deliller toplanmak-sızın dava ispatlanmış kabul edilerek yazılı şekilde bo-şanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır ……2.HD,E:2004/5494,K:2004/6508,T:20.05.2004”

    65 Öztan, s. 443; Köprülü /Kaneti, s. 184; Çakır, s. 112; A-yan, s. 136; 2. HD, 4.3.1987, 250/162,(ÖzuŞur, s. 745); 2. HD, 20.4. 1988, 160/343, (ÖzuŞur, s. 743)

    66 Öztan, s. 443; Köprülü/Kaneti, s. 184; Çakın, s. 112; A-yan, s. 136; 2. HD, 4.3.1987, 2-205/162, (ÖzuŞur, s. 745); 2. HD, 20. 4. 1988, 2-160/343, (Özugur, s. 743)

    67 Öztan, s. 443; VelidedeoŞlu, s. 244; Zevkliler/Acabey/ Gökyayla, s. 914; FeyzioŞlu, s. 366

    HGK, 15.12.1971, 971/16/745, (şKşD, 1971-1975, n. 607); HGK ,8.1.1969, 69/2-700/14, (ABD, 1969 /3, s. 501); 2. HD, 19.3.2003, 2-93/164, (Karagülmez/Ural, s. 235)

    lunmadıklarının belirlenmesidir.68 Aynı türden olaylar deŞişik yapıdaki ailelerde ve hatta deŞişik bölgelerde farklı sonuçlar doŞurabilir. Bu açıdan bütün olaylar kapsayan bir kural getirilmesi ol-dukça zordur. Bu nedenle hakimin kendi duygu-larının ve evlilik anlayışının dışına çıkarak, akılcı bir senteze ulaşabilmesi durumunda, adaletin gerçekleşmesi saŞlanabilir.69

    aaa. Tanık Delilinin Takdiriaaa. Tanık Delilinin Takdiriaaa. Tanık Delilinin Takdiriaaa. Tanık Delilinin Takdiri

    Uygulamada özellikle genel boşanma nedeni olan evlilik birliŞinin temelinden sarsılması nedenine dayanılarak açılan davalarda tanık delili en fazla başvurulan delildir. Bu boşanma nedeninin yapısı gereŞi ileri sürülen olayların çoŞunda tanıktan başka delillerle ispat zorluŞu tanık delilini ön plana çıkarmaktadır. Ancak usul hukukunda ta-nık delili çürük bir ispat aracıdır.70 TanıklıŞın deŞeri akrabalık dostluk düşmanlık gibi ve buna benzer etkiler altında ve davanın sonucunda hu-kuki bir yararın bulunmasıyla azalır. Bu nedenle tanık delili kural olarak kesin delille ispat edile-meyen hukuki işlemler ve hukuki fiiller için ge-çerli kılınmıştır.71

    Hakim tanık ifadelerini serbestçe takdir eder. Bu nedenle hakim tanıkların doŞru söylemediŞini başka delil ve belirtilerle anlarsa tanık anlatımla-rının aksine karar verebilir. Ancak hükümde bir tanıŞın ifadesinin neden kabul edilmediŞinin be-lirtilmesi gerekir.72

    bbb. Bilirkişi Delili ve Hakimin Takdir Hakkıbbb. Bilirkişi Delili ve Hakimin Takdir Hakkıbbb. Bilirkişi Delili ve Hakimin Takdir Hakkıbbb. Bilirkişi Delili ve Hakimin Takdir Hakkı

    Hakim bilirkişi delilini de serbestçe takdir eder. Bir davada çözüm hakim tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilgiyi gerektiren durumlarda oy ve görüşüne başvurulan üçüncü kişiye bilirkişi denir. (HUMK 274) Bilirkişi, görüşüne başvuru-

    68 "Eşlerin birlikte oturmakta olmaları,"Eşlerin birlikte oturmakta olmaları,"Eşlerin birlikte oturmakta olmaları,"Eşlerin birlikte oturmakta olmaları, boşanma davasının davasının davasının davasının

    reddi için başlı başına bir neden olarak kabul edilemez. reddi için başlı başına bir neden olarak kabul edilemez. reddi için başlı başına bir neden olarak kabul edilemez. reddi için başlı başına bir neden olarak kabul edilemez. Tarafların gösterdikleri delillerin Tarafların gösterdikleri delillerin Tarafların gösterdikleri delillerin Tarafların gösterdikleri delillerin toplanması ve sonucu-na göre bir karar verilmesi gerekir. 2. HD,2. HD,2. HD,2. HD, E:2005/4582,E:2005/4582,E:2005/4582,E:2005/4582, K:2005/6420,K:2005/6420,K:2005/6420,K:2005/6420, T:20.04.2005"T:20.04.2005"T:20.04.2005"T:20.04.2005"

    69 Yalçınkaya/Kaleli, s. 1578-1579; 2.HD, 7.4.2003, 3845/ 5047 (Kagülmez/Ural, s. 227-228)

    70 VelidedeoŞlu s. 236, Ansay, s. 266;HGK, 14.4.1999, 2-219/199,(Karagülmez/Ural, s. 242)

    71 Kuru, C.II, 1769-1770; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 400-401 72 Kuru ,C.II, 1769-1770; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 407 2. HD, 10.5.2002, 4593/6349, (Karagülmez/Ural, s. 244)

  • Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 169

    lan olay hakkında özel ve teknik bilgisine daya-narak inceleme yapar ve ulaştıŞı sonuçları mah-kemeye bildirir. Bilirkişiye başvurulmasına gerek olup olmadıŞına kural olarak hakim karar verir. Ancak bazı durumlarda kanun bilirkişiye başvu-rulmasını açıkça öngörmüş olabilir. Bu durum-larda hakimin bilirkişiye başvurması zorunludur. TMK’nın 165.maddesinde hastalıŞın geçmesine olanak bulunmadıŞının tespiti için bilirkişiye başvurulmasını öngörmüştür. Bu nedenle akıl hastalıŞı nedenine dayalı boşanma davasında, da-valı eşin akıl hastası olup olmadıŞını ve hastalıŞı-nın tedavi edilip edilmeyeceŞinin bilirkişi raporu ile belirlenmesi zorunludur.73 Hakim bilirkişiye başvurmak zorunda ise de bilirkişi raporu hakimi baŞlamaz.(HUMK, md.286) Bilirkişi raporunun hakimi baŞlamayacaŞı ilkesinin anlamı, hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir etmesidir. Ha-kim bilirkişi raporunun yeterli görmez ise bilirki-şiden ek rapor isteyebilir (HUMK, md. 283) veya aynı konuda yeni bir bilirkişi incelemesini yaptı-rabilir. Aile mahkemelerinin bünyesinde çalıştırı-lan uzmanlar, bilirkişi konumunda olup, aile mahkemesi hakimi, bunların rapor ve görüşleri ile baŞlı olmadıŞı gibi, gerektiŞinde yeniden ra-por hazırlatabilir veya ek rapor isteyebilir.

    Boşanma davasında hakim akıl hastalıŞının iyile-şebilir cinsten olup olmadıŞını, bir veya birkaç akıl hastalıkları uzmanını, bilirkişi seçmek sure-tiyle inceletmeli ve bilirkişi raporunun doŞruluk derecesini kontrol etmek için diŞer delilleri yar-dımcı araç olarak kullanmalıdır. Hakim, bilirki-şiden aldıŞı resmi saŞlık kurulu raporunda hasta-lıŞın geçmesine olanak bulunmadıŞı tespit edil-mişse, aynı konuda başka bir bilirkişiye başvur-madan hastanın yanı davalının iyileşebileceŞini kabul edemez. Bu konuda birden fazla bilirkişi-den rapor alınmış ve raporlar arasında çelişki varsa hakim Adli Tıp Kurumundan görüş isteme-lidir.74 Yargıtay, akıl hastalıŞının iyileşebilir cins-ten olup olmadıŞı hususunda, kesin düşünce ta-şımayan ve tereddüt içeren raporlara dayanılarak boşanma kararı verilmeyeceŞinden dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilerek bu konuda kuru-

    73 Kuru, C.II, 1801-1802; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 408; Pe-

    tek, s. 42; Ayan, s. 136 dn. 246 74 Tekinay, s. 229;

    mun kesin düşüncesinin sorulması gerektiŞini kararlarında uygulamıştır.75

    Türk Medeni Kanunu, hakime boşanma davasın-da delilleri takdir etmede serbestlik tanıması ve geniş takdir yetkisi vermesi, hakime delilsiz hü-küm verme yetkisinin tanınması demek deŞildir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388. Maddesi’ne göre, hakim taraflar arasında uyuş-mazlık olan konular hakkında toplanan delileri, bu delilerin nasıl tartışıldıŞını, ret ve üstün tu-tulma nedenlerini kararda göstermek zorundadır. Bu nedenle hakim boşanma nedenlerinin hangi vakıaların ve hangi açıklamaların hangi delillerin aracılıŞı ile gerçekleşmiş kabul edildiŞini veya ve-rilmediŞini kararında göstermelidir.76

    75 2. HD, 27.1.1986, 396/642, (Yalçınkaya/Kaleli, s. 1092)

    Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme haki-me aittir. Davalı kadına vasi tayin edildiŞi ve davanın da vasi tarafından takip edildiŞi anlaşılmaktadır. Dava di-lekçesindeki açıklamalara göre davanın hukuki dayanaŞı Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesine dayalı akıl hastalıŞı nedeniyle boşanma davası olup resmi saŞlık ku-rulu raporu da alındıktan sonra tüm deliller birlikte de-Şerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.” (2.HD,30.03.2005,2005/3217.E,YYK)

    76 Belgesay, Mustafa Reşit: Boşanma Usulü Muhakemesi, Ebul’ula Mardine ArmaŞan, şstanbul 1944, s. 127; …Da-vacı kadının ziynetlerle ilgili davasında ziynetlerin koca-sı tarafından bozdurulduŞunu kanıtlayamamıştır. ...Ka-nunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiası-nı isbatla yükümlüdür (M.K.6). Ancak iddialar karşılaş-tıŞında kimin ispat yükü altında bulunduŞunun tesbiti her zaman kolay olmamaktadır. Bunun için gerek ilmi gerekse kazai içtihatlarda birtakım ölçülere yer verilmiş-tir.

    a) Hemen bütün ilim adamlarının birleştiŞi ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, ispat yükü hayatın olaŞan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer (Prof.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1968,sh.372; Prof. şlhan PostacıoŞlu, Medeni Yargılama Usulü, 1970,sh.464; Prof. Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü,1967, sh.449; Prof. Sabri Cakir Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957, sh.248-249; Prof. Saim ÜstündaŞ Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973, sh.378; H.G.K.nun 19.7.1967 gün ve 239-340 sayılı, 7.6.1974 gün ve 1972/84 sayılı kararları; Yargıtay 2. Hu-kuk Dairesi’nin 6.6.1983 gün ve 4936-5076 sayılı kara-rı).

    b) şleri sürdürdüŞü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiŞi olayları ispat etmelidir (Prof.Saim ÜstündaŞ, Age.1973 sh.397).

    c) şspat yükü daha kolay başarana düşer(Prof.Saim ÜstündaŞ, Age, Federal Mahkeme Kararı’na atfen ).

  • 170 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007

    ee. Boşanmanın Feri Sonuçlarına şlişkin Anlaee. Boşanmanın Feri Sonuçlarına şlişkin Anlaee. Boşanmanın Feri Sonuçlarına şlişkin Anlaee. Boşanmanın Feri Sonuçlarına şlişkin Anlaş-ş-ş-ş-maların Onaylanmasımaların Onaylanmasımaların Onaylanmasımaların Onaylanması

    Boşanma ve ayrılıŞın feri sonuçları kural olarak boşanma kararı verilirken hakim tarafından belir-lenir. Bununla beraber, kanun koyucu bu konuda davanın taraflarının karşılıklı anlaşma ile çözüm yolu bulmalarına imkân tanımıştır. Buna göre ta-raflar aralarında yapacakları bir sözleşme ile bo-şanmanın feri sonuçlarını belirleyip mahkemeye sunabilirler. Sunulan bu sözleşmenin geçerliliŞi hakim tarafından onaylanmasına baŞlıdır. (TMK md.184/V)77 Sözleşmenin onaylanıp onaylanma-ması konusunda, hakimin geniş takdir yetkisi bu-lunmaktadır. Hakim anlaşmanın tamamını veya bir kısmın reddedebilir.78

    Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldıŞını ileri sürmüş,

    davalı ise onun tarafından götürüldüŞünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olaŞan olan bu çeşit eşyanın ka-dın üzerine de olması ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. DiŞer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olaŞana ters düşer. DiŞer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla sak-lanabilen, taşınabilen, götürülebilen nevidendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür. Davacı da-va konusu ziynet eşyasının varlıŞını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındıŞını ve götürülmesine engel olunduŞunu, evde kaldıŞını, ispat yükü altındadır. ...Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürül-mesine engel olunduŞunu ve zorla elinden alındıŞını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediŞini ispat ede-memiştir. Buna raŞmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. …….2.HD,E:2004/5985,K:2004/6650,T:24.05.2004”

    77 Akıntürk, s.273; Öztan, s.443; Çakın, s.112; Zevkliler/ Acabey/Gökyayla, s.914; Petek, s. 42; HGK, 10.12.1997, 803/1045, (şKşD, Ekim 1998, S.454, s. 13653-136571); 2.HD, 22.10.1990, 10472/9759, (Cener, s. 686-687); 2.HD, 9.6.1987, 4148/5967, (Yalçınkaya/Kaleli, s. 1676-1677) 2. HD. 10.9.1990 8908/8100 (ÖzuŞur s. 739 Bor-tu, Nihat: “Boşanma ve AyrılıŞın Feri Hükümlerine Dair Mukaveleler” (şBD, 1940, s. 593); Hükümde taraflara yüklenen borç açık ve infaza elverişli biçimde belirtilme-lidir. Protokole atıf yapılmışsa da protokolde mali so-nuçlar açıkça düzenlenmediŞinden hakim müdahale et-melidir. (2. H.D, E:2005/9743, K:2005/12151, T:15.09. 2005)”

    78 2. HD, 14.41995, 925/1772, (Öztan, s.443 dn. 668) Ese-ner, Turhan : “Boşanma Feri Neticelerine şlişkin Muka-veleler” (Feri Neticeler) (AÜHFD, 1951/3-4, s. 610-611); “Boşanma veya ayrılıŞın fer'i sonuçlarına ilişkin iki taraf arasında yapılan anlaşmalar hakim tarafından onay-lanmadıkça geçerli olmaz.” (2.HD, 05.10.2004, 2004/

    Hakimin tarafların iradesiyle ne ölçüde baŞlı ola-cak kanunda belirtilmiştir. Yapılan anlaşmanın geçerli olması için hakimin onayının aranmasının nedeni tarafların menfaatlerinin korunması dü-şüncesidir. Bu nedenle hakim yapılan anlaşmanın çocuklarla ilgili olan hükümlerinin incelenerek çocuŞun menfaatinin göz önünde tutulup tutul-madıŞını kendiliŞinden göz önünde bulundurup incelemek zorundadır. Anlaşmada öngörülen hükümler tarafların parasal sorunlarına ilişkin ise bu durumda hakim mümkün olduŞu kadar taraf-ların belirlediŞi ölçülere baŞlı kalır, bununla bir-likte taraflardan birinin önemli düzeyde bir zara-ra uŞratılıp uŞratılmadıŞını da göz önünde bu-lundurması gerekir.79

    Hakim tarafından onaylanan feri sonuçlara ilişkin sözleşmenin hüküm doŞurabilmesi için, mutlak biçimde boşanma davasının yargılaması sırasında yapılmış olması ve boşanma kararının hüküm fıkrasında gösterilmek suretiyle, infazını saŞlayan mahkeme hükmü haline gelmiş olması zorunlu-dur. Boşanma gerçekleştikten sonra ne boşanma davasından el çekmiş olan mahkemeden ne de başka bir mahkemeden bu sözleşmenin onay-lanması mümkün deŞildir.80 Yargıtay tarafların hazırladıkları boşanmanın feri sonuçlarına ilişkin anlaşmanın karar metninde aynen olmasını fakat hüküm fıkrasına geçirilmemesinin “örtülü onay” niteliŞinde kabul etmiş karşı tarafın boşanma hükmünü elde ettikten sonra anlaşmanın hüküm fıkrasında yer almadıŞı için geçersiz olduŞunun ileri sürülmeyeceŞini kabul etmiştir.81

    Taraflar aralarında yapacakları anlaşmaya, kanu-nun emredici hükümlerine aykırı hususları ko-yamazlar. Bu nedenle tarafların boşanmayı kalay-laştırmak için veya zorlaştırmak için yapacaklar anlaşmalar geçersiz olacaktır.82

    9193.E; YYK)

    79 Öztan, s. 443 ;Zevkliler/Acebey/Gökyayla ,s. 914; Petek, s.43; Akıntürk, s. 273;Köprülü /Kaneti, s. 185; 2.HD, 16.3.1998, 1890-3112, (YKD, C. 14, S. II, Kasım 1995, s. 1614)

    80 Akıntürk, s. 273-274; Petek, s. 43; Öztan, s. 444; Tekinay, s. 198; VelidedeoŞlu, s. 246; Yalçınkaya /Kaleli, s. 1581

    81 2. HD, 21. 6.1995, 6497/7237, (Öztan, s. 444, dn. 670) 82 Öztan, s. 444; Köprülü /Kaneti, s. 185

  • Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 171

    TMK’nın 166/III. maddesinde düzenlenmiş olan anlaşmalı boşanma davalarında, hakim feri so-nuçlara ilişkin anlaşmaları uygun bulması gereŞi vurgulandıktan sonra, tarafların ve çocukların çıkarını göz önünde tutarak bu anlaşmalarda ge-rekli gördüŞü deŞişiklikleri yapabileceŞi düzen-lenmiştir.83Hakimin yapılan bu anlaşmalar üze-rindeki denetimi, sosyal bakımdan zayıf olan ta-rafın çıkarlarına aykırı bir anlaşmanın yapılması-nı önlemek ve taraflarla birlikte çocukları koru-maktır.84

    ff. Tarafların şstemi şle duruşmanın Gizli Yapıff. Tarafların şstemi şle duruşmanın Gizli Yapıff. Tarafların şstemi şle duruşmanın Gizli Yapıff. Tarafların şstemi şle duruşmanın Gizli Yapıl-l-l-l-masımasımasıması

    Hukuk davalarında hakim olan ilkelerden biri o-lan aleniyet ilkesine göre, davanın tarafları dışın-da herkesin yargılamanın yapıldıŞı yere gidip yargılamayı izleyebilir. Böylelikle kamunun dene-timi altında olacak mahkemelerde yapılan yargı-lamaya, toplumun güveni saŞlanmaktadır.85 Ana-yasa’nın 141/I. maddesi’nde, duruşmaların herke-se açık olacaŞı ve ancak genel ahlakın ve kamu güvenliŞinin kesin olarak gerekli kıldıŞı hallerde, mahkemenin duruşmanın gizli yapılabilmesine karar vereceŞi anayasal teminat altında alınmıştır. Bu doŞrultuda önceki Medeni Kanun’da bulun-mayan ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile birlikte taraflardan birinin isteŞi üzerine boşanma davalarında duruşmaların gizil yapılabileceŞi hü-küm altına almıştır.86

    Türk Medeni Kanunu 184/VI. maddesinde yer a-lan bu hükme göre, taraflardan biri talep ederse Aile Mahkemesi hakimi, duruşmanın gizli yapıl-masına karar verebilecektir. Ancak duruşmalar gizli yapılsa dahi, bu gizlilik sadece taraflar dı-şındaki kişiler için söz konusudur. Duruşmalar

    83 Zevkliler/Acebey/Gökyayla, s. 914; Çakın, s. 112;2. HD,

    06.12.2004 , 12772/14592, Yargı Mevzuatı Bülteni, Sayı 266, s. 67

    84 Esener, (Fer-i Neticeler),s. 613-614; Belgesay, s. 129-130 85 Bilge Necip; Medeni Yargılama Hukuku, 2.Baskı, Ankara

    1967,s.257;Bilge, Necip / Önen Ergun:Medeni Yargılama Hukuku Dersleri, Ankara 1979, s.230; ÜstündaŞ, s.259; Petek, s. 35; şpekçi, s. 117

    86 Akıntürk, s. 274; Öztan, s. 444; Ayan, s.139; Baktır, s. 79; Karagülmez/Ural, s. 217; Demir, Sevgi: Aile Huku-ku,Ankara 2004, s. 50; “Bu hüküm medeni kanun tasarı-sında olmamasına raŞmen, tasarının TBMM Adalet Ko-misyonu’nda görüşülmesi sırasında eklenmiştir.” (Ayan, s. 139; Akıntürk, s. 274)

    taraflar için her zaman açıktır.87Boşanma dava-sında taraflardan birinin duruşmanın gizli yapıl-masını talep etmesi durumunda hakim, duruş-manın gizli yapılmasına karar vermek zorunda deŞildir. TMK’nın 184. maddesinin 6. bendi em-redici nitelik taşımamaktadır. Yalnızca hakime bu konuda takdir hakkı vermektedir.

    Duruşmanın açık yapılmasından dolayı eşlerin ve çocukların menfaati zarar görme tehlikesi taşı-yorsa, mesela eşlerin cinsel hayatlarının gündeme gelmesi söz konusu olacaksa ve taraflardan biri bu yönde bir talepte bulunmuşsa, hakim duruş-manın gizli yapılmasına karar verebilir.88 Anaya-sa’nın 141/1. maddesinde yer alan genel ahlakın ve kamu güvenliŞin gerekli kıldıŞı durumlarda hakimin resen duruşmaların gizil yapılmasına ka-rar verme yetkisi, tüm davalarda olduŞu gibi bo-şanma davalarında da Aile Mahkemesi hakimine verilmelidir. Çünkü boşanma davasında yargıla-ma yapılırken genel ahlakın ve kamu güvenliŞi-nin kesin olarak gerekli kıldıŞı hallerde, taraflar-dan birinin bu konuda talepte bulunmamış olma-sı duruşmaların gizli yapılmayacaŞı anlamına gelmez.89 Boşanma davalarında Anayasa’nın 141/I maddesine göre resen duruşmanın gizil yapıla-bilmesine karar verme yetkisi verilmesi, aynı za-manda Avrupa şnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, kamu dü-zeni, milli güvenlik ve ahlak veya küçüŞün ko-runması veya davaya taraf olanların korunmasını ve adaletin selameti için duruşmanın açık olma-sından mahkeme kararıyla vazgeçilebileceŞi yö-nündeki hükmüne de paralel bir düzenleme olma niteliŞi taşıyacaktır.

    Bu hükmün Türk Medeni Kanunu’na alınmasının sebebi, TBMM Adalet Komisyonu Raporu’nda da belirtildiŞi gibi, hayata saygı ilkesinin boşanma davalarında da güçlü bir şekilde uygulama alanı bulmasıdır.90 Bu hükmün ayrıca evlilik birliŞini

    87 Kuru/Arslan/Yılmaz, s.106; Pekçanıtez/Atalay/Özekes,

    s.333; Baygın,Cem:”4721 Sayılı Yeni Medeni Kanunun Evlenme, Boşanma Ve EvliliŞin genel Hükümleri Konu-sunda GetirdiŞi DeŞişiklikler” Bilgi Toplumunda Hu-kuk,Ünal Tekinalp’e ArmaŞan,Cilt.II, şstabul 2003,s. 448

    88 KılıçoŞlu, s. 13; Ayan, s. 140 ; VelidedeoŞlu, s. 236 89 Ayan, s. 138 90 Ertaş, Ceref/Koç, N: Türk Medeni Kanunu, şzmir 2002,

    s. 277

  • 172 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007

    koruyucu bir yönü de bulunmaktadır. Buna göre yargılama sonucunda boşanma kararı verilmese ya da eşlerden birinin davasından feragat etmesi durumunda dava sırasında ileri sürülen iddialar açık duruşma nedeniyle herkes tarafından biline-cektir. Bu da evlilik birliŞini bu karara raŞmen yeniden kurulmaması riskini ortaya çıkaracak-tır.91 Bundan dolayı TMK’da, yer alan bu düzen-leme yerinde olmakla birlikte aynı zamanda ha-kiminde boşanma davalarında resen duruşmanın gizil yapılmasına karar verebilmesinin saŞlanaca-Şı düzenlenmesinin yapılması, Anayasa’nın 41. maddesinde yer alan ailenin korunmasını amaç-layan hükmüne aynı zamanda 4787 sayılı AMK’ nın kuruluş amacına da uygun olacaktır.

    D. HUKUK USULÜ MD. HUKUK USULÜ MD. HUKUK USULÜ MD. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERş KANUHAKEMELERş KANUHAKEMELERş KANUHAKEMELERş KANU-U-U-U-NU’NDA AşLE MAHKEMELERşNDE UYGULNU’NDA AşLE MAHKEMELERşNDE UYGULNU’NDA AşLE MAHKEMELERşNDE UYGULNU’NDA AşLE MAHKEMELERşNDE UYGULA-A-A-A-NACAK USUL KURALLARINACAK USUL KURALLARINACAK USUL KURALLARINACAK USUL KURALLARI

    4787 sayılı AMK’nın “Usul Hükümleri” başlıŞını taşıyan 7. maddesine göre AMK’da hüküm bu-lunmayan konularda TMK’nın aile hukukuna i-lişkin usul hükümleri ile 1086 sayılı HUMK hü-kümlerinin uygulanacaŞı belirtilmiştir.

    Aile Mahkemesi hakimi önüne gelen dava ve iş-lerde öncelikli olarak 4787 sayılı AMK’nın 7. maddesi başta olmak üzere, diŞer maddelerinde herhangi bir usul kuralı olup olmadıŞına baka-caktır. EŞer bir usul kuralı var ise bunu öncelikli uygulayacaktır. 4787 sayılı AMK’da hüküm bu-lunmayan hallerde ise 4721 sayılı TMK’daki aile hukukuna ilişkin usul kuralları uygulanacaktır. 4721 sayılı Kanun’dan sonra ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ndaki usul kuralları uygu-lanacaktır. Ancak özel kanunlarda bir usul hükmü var ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ndaki hükümler daha sonra ele alınacaktır.92

    Aile Mahkemelerinde yapılacak yargılamalarda uygulanacak usule ilişkin olarak, 4787 sayılı AMK’daki ve 4721 sayılı TMK’daki usul kuralları yukarıda anlatılıp gerekli açıklamalar yapılmıştır. Aile Mahkemeleri, hukuk mahkemeleri olmaları-na raŞmen yargılama sırasında tabi oldukları yar-gılama kuralları diŞer hukuk mahkemelerinden

    91 KılıçoŞlu, s. 13; Ayan, s. 140 92 Baktır, s. 117

    farklılık arz etmektedir. Yani genel usule tam ola-rak tabi olmamakla birlikte özel yargılama usu-lüne ilişkin hükümlerin dışında, genel yargılama kurallarını içeren Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na tabidir.Bu doŞrultuda HUMUK’ta bu-lunan bazı önemli usul kurallarının aile mahke-melerinde görülen boşanma davalarında uygula-nışına ilişkin açıklamalara yer verilecektir.

    a. a. a. a. Boşanma Davasının şşlemden Kaldırılması Boşanma Davasının şşlemden Kaldırılması Boşanma Davasının şşlemden Kaldırılması Boşanma Davasının şşlemden Kaldırılması (HUMK m. 409)(HUMK m. 409)(HUMK m. 409)(HUMK m. 409)

    aa. Genel Olarakaa. Genel Olarakaa. Genel Olarakaa. Genel Olarak

    Genel olarak dava dosyasının işlemden kaldırıl-ması; usulen uygun olarak çaŞrıldıkları halde da-vanın taraflardan hiçbiri duruşmaya gelmezse ya da taraflardan biri duruşmaya gelmiş olmakla bir-likte, davayı takip etmeyeceŞini bildirirse veya ta-rafların ikisi de duruşmaya gelmiş olmakla birlik-te davayı takip etmeyeceklerini bildirmeleri üze-rine mahkemenin dava yenileninceye kadar da-vanın takipsiz bırakılmasını ifade eder.93 Uygu-lamada dava dosyasının işlemden kaldırılmasına davanın müracaata bırakılması, dosyanın mua-meleden kaldırılması, davanın yenilemeye bıra-kılması, davanın terki veya dosyanın takipten kaldırılması da denilmektedir.

    Hukuk yargılamasında yer alan bu kural, HUMK’ un 409. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre oturuma çaŞrılmış olan tarafların hiç-biri gelmediŞi veya gelip de davayı takip etmeye-ceklerini bildirdikleri takdirde dava yenilenince-ye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceŞi belirtilmiştir. Genel olarak hukuk mah-kemelerinin hepsinde uygulama alanı bulan bu genel usul kuralı, aile mahkemelerinde de uygu-lanır. Buna göre tarafların açmış olduŞu boşanma davası eŞer davanın tarafları tarafından takip e-dilmesi HUMK 409. maddesinde belirtilen kural-lar çerçevesinde boşanma davasının dosyası iş-lemden kaldırılır.

    şki tarafta duruşmaya gelmemesine raŞmen mah-keme dava dosyasının işlemden kaldırılması ye-rine taraflardan yokluŞunda yargılamaya devam etmesi, davayı karara baŞlaması, bir usule aykırı-

    93 Karagülmez/Ural, s. 206-207;; Baktır, s. 76; Ayan, s. 134;

    ÖzuŞur, (şBD,) s. 35

  • Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007 173

    lık teşkil edip aynı zamanda yalnız başına bozma sebebi teşkil eder. Gelmeyen taraf mahkemeye mazeret dilekçesi vermemişse ve aynı zamanda davetiye giderlerini de göndermemişse, mahkeme mazereti yerinde gördüŞü takdirde mahkeme ye-ni bir duruşma günü belirler ve tarafları bu du-ruşmaya davet eder. Yani dosyayı işlemden kaldı-ramaz.94

    bb. Davanın Derdest Olmasıbb. Davanın Derdest Olmasıbb. Davanın Derdest Olmasıbb. Davanın Derdest Olması

    Dosyanın işlemden kaldırılması kararı ile dava açılmamış sayılmayacaŞından dava dosyanın iş-lemden kaldırılmasından üç ay süre ile derdest kalmakta devam eder. (HUMK md.409/III) Buna göre aile mahkemesinde açılmış olan boşanma davası bu 3 ay içinde yenilenmez ise üç ay geçtik-ten sonra boşanma davası açılmamış sayılacaktır. Ancak ayrı ayrı mesken edinme, nafaka talebi, gibi haklar aile hukukunun özelliŞi gereŞi dava-nın açılmasından itibaren başlar ve dava dosyası-nın işlemden kaldırılmasından itibaren üç ay i-çinde yenilenmeden geçmesi sonucu kanunen a-çılmamış sayıldıŞı tarihe kadar devam eder. Bu yüzden aile mahkemesi hakimi davalı lehine uy-gun bir nafakaya hükmetmesi gerekebilir. Taraf-ların bu konuda talepleri bulunmasa dahi haki-min durumun özelliklerine uygun olarak kendi-liŞinden bu konuda karar vermesi gerekir.95

    cc. Derdestlik Süresicc. Derdestlik Süresicc. Derdestlik Süresicc. Derdestlik Süresinde Yeniden Davanın Açınde Yeniden Davanın Açınde Yeniden Davanın Açınde Yeniden Davanın Açıl-l-l-l-masımasımasıması

    şşlemden kaldırılan dosya derdest olmakta devam ettiŞinden, davacı aynı davayı yeniden açarsa da-valı derdestlik ilk itirazında bulunabilir. ştiraz üzerine ikinci dava açılmamış sayılır.96 Ancak zi-na sebebine dayanarak açılan boşanma davasın-da, davacı duruşmaya gelmediŞi gibi davalıda yargılamaya devam edilmesini istemese ve dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar veril-dikten sonra belirlenen üç aylık derdestlik süresi içinde davacı suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmeden dolayı davalı aleyhine boşanma davası açarsa bu durumda davalının derdestlik itirazı

    94 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 532 95 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 532 96 FeyzioŞlu ,s. 373; Petek, s. 43; Kuru/Arslan/Yılmaz, s.

    534; Öztan, s. 445;2.HD, 14.5.1996, 269/264, (YKD, 1996, C.XXII, s. 1386);

    reddedilecektir. Zira davacı tarafından suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayanılarak açılan dava yeni ve önceki davadan farklı bir da-vadır.

    dd. Yenileme Talebdd. Yenileme Talebdd. Yenileme Talebdd. Yenileme Talebinde Bulunulmasıinde Bulunulmasıinde Bulunulmasıinde Bulunulması

    Taraflardan biri işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyayı 3 aylık derdestlik süresi içinde yenileme talebinde bulunarak davanın mahke-mece yeniden ele alınarak incelenip karara baŞ-lanmasını isteyebilir. Dosya işlemden kaldırıldıŞı tarihten itibaren 1 ay içinde yenileme talebinde bulunan taraftan hiçbir harç alınmaz. Yenilenen dava, yeni bir dava olmayıp eski davanın deva-mıdır. Süresinde ilk itirazda bulunmayan davalı, davanın yenilenmesinden sonra da ilk itirazda bulunamaz. Buna göre açılmış olan boşanma da-vasında yetki itirazında bulunmamış olan davalı, dava yenilendikten sonra yetki itirazında bulu-namaz. (HUMK m, 25/1)97 HUMK’un 409. Mad-desi’nin 3 ve 4. fıkrasına göre işlemden kaldırıl-dıktan sonra yenilenen dava dosyasının yeniden işlemden kaldırılması mümkündür.

    ee. şşlemden Kaldırılan Davanın Açılmamış See. şşlemden Kaldırılan Davanın Açılmamış See. şşlemden Kaldırılan Davanın Açılmamış See. şşlemden Kaldırılan Davanın Açılmamış Sa-a-a-a-yılmasıyılmasıyılmasıyılması

    Aile Mahkemesi, iki halde işlemden kaldırılmış olan davanın açılmamış sayılmasına karar verir.

    97 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 535; “Derdestlik itirazı, ilk itiraz-

    lardan olup (HUMK.m.187/4 ), öncelikle ve esasa giril-meden önce ( HUMK.md.196 ), hadise şeklinde incele-nerek sonuçlandırılır (HUMK.m.190, 222-225 ). şlk iti-razda bulunan tarafın, ilk itirazın inceleneceŞi duruşma-ya gelmek zorunluluŞu yoktur. ( HUMK. m.224/II ) Da-valının, ilk itirazı karara baŞlanıncaya kadar esasa cevap verme ve davanın esasına ilişkin delillerini gösterme zo-runluluŞu da yoktur. Olayda; derdestlik itirazı, öncelikle ve esasa girilmeden önce sonuçlandırılmamış, itiraz ko-nusunda herhangi bir karar verilmeden, davanın esasına girilmiş ve mahkeme esas hakkındaki nihai hükmünde, #...davalının derdestlik itirazının kabul edilmediŞini...# belirtmiştir. Başka bir ifade ile derdestlik itirazı konu-sunda bir karar verilmeden, doŞrudan davanın esasına girilmiş ve esas hakkında karar oluşturulmuştur. Der-destlik itirazı konusunda bir karar verilip kendisine teb-liŞ edilmesini bekleyen davalı da, bu beklenti ile duruş-maya gelmemiş, savunma hakkından yoksun bırakılmış-tır. Mahkemece, derdestlik itirazı konusunda zamanında (HUMK.196) karar verilmeyerek davalının savunma yapma ve delillerini gösterme olanaŞından yoksun bıra-kılması usul ve yasaya aykırıdır… 2.HD,E:2003/2312, K:2003/3455,T:13.03.2003”

  • 174 Ankara Barosu Dergisi • Yıl: 65 • Sayı: 2 • Bahar 2007

    Birinde, işlemden kaldırılma tarihinden itibaren üç ay içinde yenilenmezse mahkeme resen dava-nın açılmamış sayılmasına karar verecektir. şkin-cisi ise, ikinci defa yenilemeden sonra dava tekrar üçüncü defe takipsiz bırakılması halinde de mahkeme resen davanın açılmamış sayılmasına karar verir. Bu iki halde de mahkeme davanın reddine karar veremez.98

    Davanın açılmamış sayılması kararı ile dava açıl-ması ile meydana gelen sonuçlar ortadan kalkar. Yani yeniden harç verilerek, açılan yeni davada, eski davanın açılması ile meydana gelmiş olan sonuçlar devam etmez. Mesela önceki davada ka-rar verilen nafaka, devanın açılmamış sayılması sonucu ortadan kalkacaktır. Bu konuda yeniden boşanma davası açılması ile önceki davada karar verilen nafaka hükmü yeni davada devam etmez.99

    b. Boşanma Davasından Feragat (HUMK md. 91b. Boşanma Davasından Feragat (HUMK md. 91b. Boşanma Davasından Feragat (HUMK md. 91b. Boşanma Davasından Feragat (HUMK md. 91----94)94)94)94)

    Davadan feragat, davacının talep sonucundan vazgeçmesidir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanmayacaŞı gibi, açılmış olan bir davayı da davacının sonuna kadar takip etme-si istenemez. Bu hukuk usulüne hakim olan ta-sarruf ilkesinin doŞal bir sonucudur.100

    Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı ya-pacaŞı tek taraflı açık bir irade beyanıdır. Feraga-tin geçerliliŞi için bunun davalı ve mahkeme ta-rafından kabul edilmesine gerek yoktur. Dava a-çıldıktan sonra hüküm kesinleşinceye kadar da-vadan feragat edilebilir.101 HUMK’un 93. madde-si’ne göre feragat, yazılı veya sözlü şekilde yapıl-malıdır. Bu şekil şartı geçerlilik şartıdır. Davada sözlü olarak yapılan feragat, zapta geçirildikten sonra davacıya imzalattırılır. Davacı bir dilekçe yazarak bunu duruşmada ya da duruşma dışında mahkemeye vererek davadan feragat edebilir. Davasından feragat eden davacı davada mahkûm

    98 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 538 99 Petek, s. 431; FeyzioŞlu, s. 373 100 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 490 101 2. HD, 11.3.2003, 3147/3280, (Kargülmez/Ural, s. 237);

    YHGK, 16.6.1967, 3479/3369, (şnal, s. 773); YHGK, 16.11.1966, 2-1438/209 (şnal, s. 773); YHGK, 9.4.2002, 4194/4994 (Kargülmez/Ural, s. 218-219)

    olmuş gibi yargılama giderlerini ödemek zorun-dadır.102

    Davadan feragate karşı usul kurallarına göre temyiz yoluna başvurulamaz. Çünkü mahkeme-nin dava konusu uyuşmazlıŞın esası hakkında vermiş olduŞu bir karar yoktur. Davada feragat bir mahkeme işlemi olmayıp davaya son veren bir taraf işlemedir. Temyiz işlemi ise ancak mah-keme kararlarına karşı başvurulacak bir yoldur. Davadan feragatin içeriŞi olan maddi hukuk iş-lemini ancak maddi hukuk kurallarına göre ispat edebilir. Buna karşılık davadan feragatin reddine ilişkin karar bir mahkeme kararı olduŞu için temyiz edilebilir.103

    Feragat nedeniyle reddedilen dava aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine da-yanarak yeniden açılmaz. Çünkü HUMK’un 95. maddesine göre davadan feragat, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bundan dolayı açılan dava kesin hüküm nedeniyle reddedilir (HUMK md. 695/I)104 Bu durumda hakim durumu tespit edip, feragat