Upload
others
View
2
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Almanya'nın Endüstri 4.0 Vizyonu
Almanya, endüstri tarihinde yerini sonradan alan ve sanayileşmeye
geç başlayan bir ülke olmasına rağmen, bunu fırsata dönüştürmeyi
başarmış ve yaşanan çoğu ekonomik krizden en az hasarla çıkabilen
bir ülke konumuna gelmiştir. Dünyanın dördüncü, Avrupa'nın en
büyük endüstri ülkesi, şimdi Endüstri 4.0 devrimine öncülük etme
rolünü üstleniyor.
Endüstri 4.0, insanlığın endüstrileşme sürecinde gerçekleştirdiği diğer büyük devrimler gibi bize
eşsiz bir pencere daha açıyor. Üreticiler, verimliliği düşünmeye başladıklarından beri çeşitli
stratejiler deneyerek bu pencerelerin özellikleriyle sürekli oynadılar. 19. yüzyıl, su ve buhar
gücünün ne kadar değerli olduğunu gözlemleyen insanların, bu gücü üretime dahil etmesiyle
değişti. 20. yüzyılda Henry Ford, otomobil üretilen fabrikasında, üretimi büyük resmin her
noktasını bağlantılı kılan üretim bandını kullanmasıyla; elektriğin üretim yapılan tüm yapılara
girmesini tetikledi. Kısa süre içinde elektrik ve mekanik enerjiden beslenen teknolojiler hızla gelişen
dijital teknolojilere yerini bıraktı. Gelecek yüzyıllarda ise 21. yüzyılın, Endüstri 4.0 ile yaşadığı
değişimle anılacağını söylemek zor değil.
►İlginizi Çekebilir: Endüstri Tarihine Kısa Bir Yolculuk
Almanya'nın milli gelirinin ve sağladığı istihdamın büyük kısmını oluşturan BMW,
Bosch, Siemens gibi sektörün devleri, üretim akışlarında uyguladığı değişiklikler ve
stratejileriyle Endüstri 4.0 devrimine öncülük ediyor. Bu şirketlerin global düzeyde ön plana
çıkmasına sebep olarak başta ülke vizyonu ve mühendislik kültürü geliyor. Endüstri dünyasında
gücü elinde bulunduran ülkeler arasında olan Almanya, seri üretimdeki hız, kalite ve tecrübe
parametreleriyle birlikte yüksek teknoloji gücüne sahip olmasıyla fark ediliyor. Almanya ve ABD gibi
ülkeler, zirveyi hızla yükselen Çin ve Hindistan gibi dinamiklere kaptırmamak içinde ellerindeki
geleneksel üretim modellerini, var olan teknolojik birikimleriyle birleştirmek zorundalar.
►İlginizi Çekebilir: Endüstri 4.0 Uygulama Stratejileri
Endüstri 4.0 kavramı da tam olarak bu zorunluluğun üzerine inşa edilmiş bir devrim olarak
karşımıza çıkıyor. Tamamen vazgeçilmesi mümkün olmayan geleneksel üretim süreçlerini,
bilişim teknolojilerinin kazandırdığı pratiklerle geliştirmek için yapılan tüm girişimleri
kapsıyor. Endüstri 4.0 terimi, ilk olarak dünyanın en büyük endüstri fuarı Hannover Fair
2011'de kullanıldı. Angela Merkel, Ekim 2014'te Hamburg'da düzenlenen National IT Summit'te
Almanya'nın dijital dünyanın lider ülkesi olması için dijital teknolojilerle, endüstriyel ürünleri ve
lojistiği bağlamak olarak gördüğü Endüstri 4.0'ı bir şans olarak gösterdi. Merkel yine yakın tarihte
Davos'ta düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu'nda, Endüstri 4.0'ı, birbirine bağımlı dünyaya ve
endüstriyel üretime hızla uyum sağlamak için kullanacakları konsept olarak tanıttı. Almanya,
Merkel'in Endüstri 4.0'a olan bağlılıklarını, dev şirketlerinden, hızla büyüyen start-up girişimlerine
kadar her alanda kanıtlıyor.
Siemens, Otomasyon Takibini Büyük Veri'ye Bırakmaya
Hazırlanıyor
Siemens, dünya pazarındaki gücünü, otomasyon teknolojilerinden alıyor. Kendi kendini düzenleme
ve takip yeteneği olan otonom üretim sistemleri geliştiren Siemens, üretim akışındaki her bileşenin,
sanal ve gerçek dünyanın birbiriyle bağlantılı olmasını ve bu süreçlerle oluşan verilerin büyük veri
ile analiz edilmesini öngörüyor.
Bu stratejiye örnek olarak, Digital Enterprise Software adını verdikleri ürün yaşam döngüsünün
yönetildiği güçlü entegre yazılımını örnek vermek mümkün. Yıllarca geliştirilen farklı ihtiyaçlara
hitap eden yazılım çözümlerini, bütünsel bir otomasyon haline getirmeyi amaçlayan bu yapı
Siemens'in Endüstri 4.0 atılımı olacak.
Bosch'un IoT Destekli Akıllı Fabrikası Test Aşamasında
Endüstri 4.0 üzerine çok sayıda pilot projesi bulunan Bosch, makineler ve ürünlerin birbirlerinden
haberdar olduğu bir üretim akışı üzerine çalışıyor. Hamburg'da bulunan Bosch
Rexroth fabrikasında denenen pilot projede, ürünün kendisi, onu üreten makine ve takibini yapan
insan faktörünün aynı iletişim dilini konuşması amaçlanıyor. RFID teknolojisiyle desteklenmiş akıllı
üretim bandı, gelen ürün türüne göre karar vererek işlem yapabiliyor. Farklı ürünlerin parçaları, aynı
bantta işlem görebilirken, ürünlerin yeni geliştirmelere açık olmaları ve modülerlik sağlanıyor. Tüm
bu karmaşık iletişim ağıyla oluşan veriler, takibi yapan çalışanların ekranlara eş zamanlı düşmesi
sağlanıyor.
Bosch'un bir sonraki hedefi tüm dünyada üretimi ortak bir ağ üzerinden kontrolünü ve
optimizasyonunu sağlayabilmek. Aynı zamanda Nesnelerin İnterneti kavramının gücünden
yararlanılarak ürünlerin özelliklerini hafızalarında taşımaları sağlanacak. Bu değişim, akıllı üretime
ve sonrasında akıllı fabrikalara giden yolu aralayacak.
Bosch'un bir diğer pilot projesi olan Smart City, yol çalışmalarını ve park alanlarını takip ve optimize
ederek veri üreten bir ulaşım ağı oluşturmayı öngörüyor. Endüstri 4.0 için bir mobil uygulama örneği
olan Smart City, ilk olarak Monaco şehri için kullanılacak.
Araştırmalar, dünya üzerindeki 37 milyar nesnenin bu ekolojiye katılacağını belirtiyor. Bu
nesnelerin büyük çoğunluğunu ise üretim bandındaki ürün bileşenleri oluşturacak.
T-Systems Fabrika Dışındaki Tedarikçileri ve Tüketicileri de Üretime Dahil Ediyor
Henry Ford, kullandığı üretim bandı ile, fabrikanın tümünü iş akışına dahil ederek süreci daha
yönetilebilir hale geldi. Ancak üreticiler bu yüzyılda fabrikanın dışına çıkıp hem tüketicilerle hem de
lojistik kısmıyla ilgilenmek durumunda. Frankfurt merkezli telekomünikasyon servisi veren T-
Systems, geleceğin akıllı fabrikalarını yönetecek bir CRM hizmeti üzerinde çalışıyor.Üretimin
en temel adımlarından son kullanıcıya kadar uzanan sürecin takibini öngören kapsamlı bir çözüm
olarak göze çarpıyor.
T-Systems, Arrival Control adını verdiği yazılımla, akıllı fabrikaların yaygınlaşmasıyla birlikte
doğacak bütünsel takip ve analiz problemine ihtiyaç olacak.
Otomotiv Sektörü, Nesnelerin İnterneti Dünyasına Hızlı Giriş Yaptı
Otomotiv sektöründe de Mercedes Benz, BMW, Audi, Wolkswagen gibi markalara sahip
Almanya, otomobillerin, IoT konseptine uyumlu olması konusunda da örnek konumunda.
Avrupa'nın Startup Merkezi
Berlin, tüm bu değişimle birlikte üretimin modülerleşmesi hız kazanarak yeni oyuncuların devreye
girmesini sağladı. Bunların başında akıllı sistemlerin takibini yapacak uygulamalar
geliyor. Endüstri 4.0'ın günlük hayatımıza etkilerine en büyük örnek olarak akıllı telefon
kullanımı verilebilir. Akıllı telefonlar, içindeki donanımların gücü ve gelişmişlikleriyle, sahip
oldukları uygulamalarla bir çok üreticiyi bir araya getiriyor.
Berlin, akıllı telefon uygulamaları başta olmak üzere bir çok proje geliştiren
startup'larıyla Avrupa'nın yeni girişimcilik merkezi olma yolunda ilerliyor. ParkTAG, Roq.ad,
RABOT Energy, WATTx, KIWI gibi hızlı yükselen startupları çıkaran Berlin, Endüstri 4.0'la birlikte
doğan ihtiyaçlara hem ülke içinde hem de global düzeyde karşılayacak bir şehir haline geliyor.
Alman endüstrisi, Merkel'in açıklamaları doğrultusunda ülke vizyonunu Endüstri 4.0 yönüne
çevirmiş durumda.Geçmişten gelen endüstriyel birikimini sağlam mühendislik kültürü ile
birleştiren bir Almanya, bu devrimde lider bir ülke olma yolunda hızla ilerliyor.
NEVRA AYDIN