47
ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ PROTEUS İLE ENFEKTE OLAN TAVŞANLARIN DALAK HÜCRELERİNE LEKTİN BAĞLANMASI Maryam DIANI BİYOLOJİ ANABİLİM DALI Ankara 2010 Her Hakkı Saklıdır

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

PROTEUS İLE ENFEKTE OLAN TAVŞANLARIN DALAK HÜCRELERİNE

LEKTİN BAĞLANMASI

Maryam DIANI

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

Ankara 2010

Her Hakkı Saklıdır

Page 2: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

i

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

PROTEUS İLE ENFEKTE OLAN TAVŞANLARIN DALAK HÜCRELERİNE LEKTİN

BAĞLANMASI

Maryam DIANI

Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı

Danışman: Doç. Dr. Nursel GÜL

Bu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin erkek tavşanlara beş günlük aralıklarla ve artan dozlarda (0.5 ml, 0.5 ml, 1 ml, 2 ml, 4 ml, 4 ml) bir ay süresince enjekte edildi. Enjeksiyondan bir ay sonra kontrol grubu ve Proteus’la enfekte olan tavşan grubundan dalak dokuları alındı. Dalak dokularının kesitleri, Avidin Biotin-Peroksidaz enzim kompleksi yöntemine göre beş lektin (Canovalia ensiformis (Con A), Arachis hipogaea agglutinin (PNA), Bauhinia purpurea (BPA), Griffonia simplicifolia (BS-I), Ulex

europaeus agglutinin (UEA)) ile boyandı ve ışık mikroskobunda hücre zarlarına lektinlerin bağlanması incelendi. Kullanılan lektinler arasında Con A Proteus’la enfekte olan dalak hücre zarlarına kuvvetli (+++) bağlanırken, kontrol grubu dalak hücrelerine ise orta kuvvetli (++) bağlandı. UEA-I lektininin kontrol grubu dalak hücre zarlarına zayıf kuvvetli, Proteus’ lu dalak hücrelerine orta kuvvetli bağlandı. Buna karşılık PNA, BPA ve BS-I lektinleri kontrol grubu dalak hücrelerine kuvvetli (+++) bağlandığı, Proteus’lu dalak hücrelerine ise orta derecede (++) bağlandığı tespit edildi. Sunulan bu tez çalışmasından elde edilen sonuçlara göre, Proteus vulgaris OX19 bakterilerinin dalak hücre zarlarında bulunan glikoprotein veya glikolipitlerin uç kısmındaki karbonhidratlarda kontrol grubuna göre histokimyasal yönden değişiklik meydana geldiği düşünülmektedir. Temmuz 2010, 39 sayfa

Anahtar Sözcükler: Proteus vulgaris, Tavşan, Dalak, Lektinler, Parafin kesit.

Page 3: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

ii

ABSTRACT

Master Thesis

LECTIN BINDING SPLEEN CELL MEMBRANES OF RABBITS INFECTED WITH PROTEUS

Maryam DIANI

Ankara University Graduate School of Natural Applied Sciences

Department of Biology

Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Nursel GÜL

In this study, Proteus vulgaris OX19 bacteria were injected by increasing doses (0.5 ml, 0.5 ml, 1 ml, 2 ml, 4 ml, 4 ml) in five days intervals to New Zealand adult male rabbits for one month. After one month from injection, tissues of spleens were taken from control group and infected Group of rabbits. Sections of tissues were stained according to the method of Avidin-Biotin-Peroxidase with five lectins (Canovalia ensiformis (Con A), Arachis hipogaea agglutinin (PNA), Bauhinia purpurea (BPA), Griffonia simplicifolia (BS-I), Ulex

europaeus agglutinin (UEA)) and examined cell membranes for staining lectins by light microscopy. Among the used lectins, Con A was strongly stained (+++) for spleen cells of infected with Proteus group and moderately stained (++) for that of the control group. Also, UEA-I was weakly binding to control group cell membranes, on the other hand moderately binding to spleen cell membranes infected with Proteus groups. In contrast with, PNA, BPA and BS-I lectins were strongly stained (+++) for spleen cells of control group while that of infected with Proteus group were stained moderately (++).According to the results of this study, we can suggest that there are alterations in carbohydrate moieties of membrane glycoproteins and glycolipids of spleen cells of Proteus vulgaris OX19 bacteria infected rabbits with regard to that of control group. July 2010, 39 pages

Key Words: Proteus vulgaris, Rabbit, Spleen, Lectins, Paraffine section.

Page 4: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

iii

TEŞEKKÜR

Bu çalışmada bilgi ve tecrübeleriyle beni yönlendiren ve desteğini hiçbir zaman

esirgemeyen değerli Danışmanım Doç. Dr. Nursel GÜL’e (Ankara Üniversitesi, Fen

Fakültesi, Biyoloji Bölümü), deney aşamalarında hayvan bakımı ve bakteri enjeksiyonunda

yardımcı olan Sayın Yüksek Biyolog İsmail KUTLU’ ya (Refik Saydam Hıfzıssıhha

Enstitüsü Müdürlüğü) ve Sayın Veteriner Hekim Ayhan ÇANLI’ya (Refik Saydam

Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü), tecrübesinden faydalandığım Laboratuvar Teknisyeni

Ercan Şener’e (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Bölümü) ve Doktora Öğrencisi

arkadaşım Naznoosh Shomali Moghaddam’a (Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,

Biyoloji Bölümü), Tez çalışmalarım sırasında daima yanımda olan eşim Doktora Öğrencisi

Nima Badali’ye (Ankara Üniversitesi, Biyoteknoloji Enstitüsü) ve her zaman maddi,

manevi destekleri ile beni yetiştiren aileme sonsuz teşekkür ederim.

Maryam DIANI

Ankara, Temmuz 2010

Page 5: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

iv

İÇİNDEKİLER

ÖZET ................................................................................................................................. i

ABSTRACT ..................................................................................................................... ii

TEŞEKKÜRLER ...........................................................................................................iii

ŞEKİLLER DİZİNİ ....................................................................................................... vi

ÇİZELGELER DİZİNİ ................................................................................................ vii

1. GİRİŞ ........................................................................................................................... 1

1.1 Proteus vulgaris’ in Temel Özellikleri ................................................................... 2

1.1.1 Proteus’un yaptığı hastalıklar .............................................................................. 3

1.1.2 Proteus’un laboratuar tanısı.................................................................................. 4

1.2 Dalak .......................................................................................................................... 5

1.3 Dalağın Fonksiyonları ............................................................................................... 7

1.3.1 İmmunolojik fonksiyonları .................................................................................... 7

1.3.2 Filtrasyon……………………………………………………………………….....7

1.3.3 Depolama ................................................................................................................ 8

1.4 Lektinler ..................................................................................................................... 9

1.4.1 Endojen lektinler .................................................................................................. 10

1.4.2 Eksojen lektinler ................................................................................................. 11

1.4.3 Lektinlerin fonksiyonları ..................................................................................... 12

2. MATERYAL VE METOT ....................................................................................... 16

1.2 Bakteri Kültürü ....................................................................................................... 16

2.2 Deney Hayvanlarının Bakımı ................................................................................. 16

2.3 Hayvanlara Proteus Enjeksiyonu .......................................................................... 16

2.4 Işık Mikroskobuna Materyal Hazırlama .............................................................. 17

2.6 Kesitlerin Lektinlerle Boyanması .......................................................................... 17

2.6.1 Kullanılan boyama aşamaları ............................................................................. 18

3. BULGULAR ............................................................................................................. 20

Page 6: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

v

4. TARTIŞMA ............................................................................................................... 26

KAYNAKLAR ......................................................................................................... ...30

ÖZGEÇMİŞ ………………………………………………………………………………..39

Page 7: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

vi

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1.1 24 Saatlik Proteus vulgaris kültürü …………………………………………..… 1

Şekil 1.2 İnsan vücudundaki lenfoid organlar…………………………………………….. 4

Şekil 1.3 Dalağın şematik yapısındaki kapsül, trabekül, kırmızı ve beyaz pulpa bölgeleri……………………………………………………………………….… 5

Şekil 1.4 Dalakta bulunan beyaz pulpa ve kırmızı pulpa yapıları………………………... 6

Şekil 1.5 Hücre zarında bulunan glikoprotein ve glikolipidler…………………………...…9

Şekil 2.1 Parafin gömme ortamda kesit alma aşamaları ………………………………..... 18

Şekil 2.2 Polilizinli lamın üzerindeki boyanmış dalak kesitleri………………………..…19

Şekil 3.1 Kontrol grubu tavşan dalak hücre zarlarının Con A ile orta kuvvetli (++) boyanması ……………………………………………………………………....20

Şekil 3.2 Proteus muameleli tavşan dalak hücre zarlarının Con A ile kuvvetli (+++) boyanması………………………………………………………………………..21

Şekil 3.3 Kontrol grubu tavşan dalak hücre zarlarının PNA ile kuvvetli (+++) boyanması..…………………………………………………………………...…21

Şekil 3.4 Proteus vulgaris ox19 suşu verilen tavşan dalak hücre zarlarının PNA ile orta kuvvetli (++) boyanması ………………………………………………..…22

Şekil 3.5 Kontrol grubu tavşan dalak hücre zarlarını BPA ile kuvvetli (+++) boyanması ………………………..…………………………………………..…22

Şekil 3.6 Proteus muameleli grubu tavşan dalak hücre zarlarını BPA ile orta kuvvetli

(++) boyanması...…..…………………………………………………….............23

Şekil 3.7 Kontrol grubu tavşan dalak hücre zarlarını BS-I ile kuvvetli (+++) boyanması ……………………………………....................................................23

Şekil 3.8 Proteus grubu tavşan dalak hücre zarlarını BS-I ile orta kuvvetli (++)

boyanması ….………………………………………………….……………..…24 Şekil 3.9 Kontrol grubu tavşan dalak hücre zarlarını UEA ile zayıf kuvvetli (+)

boyanması…….……………………………………………………………….....24 Şekil 3.10 Proteus vulgaris OX19 suşu enjekte edilen tavşan dalak hücre zarlarının

UEA-I ile orta kuvvetli (++) boyanması……………….……………...……..….25

Page 8: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

vii

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 1.1 Proteus türleri arasındaki bazı farklıklar ………………................................2

Çizelge 1.2 İzole edilmiş bazı bitkisel lektinler ve spesifik karbohidratlar ……………...12

Çizelge 1.3 İzole edilmiş bazı hayvansal lektinler ve bağlandıkları spesifik Karbonhidratlar ...…………………………………………………………......13 Çizelge 2.1 Kullanılan Fosfat Tamponunun (PBS) formülü ……………………………...18 Çizelge 2.2 Deneyde kullanılan lektinlerin listesi...………………………………………..18 Çizelge 3.1 Kontrol ve Proteus muameleli tavşanların dalak hücre zarlarının

lektinlerle boyanmasından elde edilen sonuçlar...……………...……………..25

Page 9: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

1

1. GİRİŞ

Enterobacteriaceae (enterobakteriler ya da enterik bakteriler) ailesi içinde 30’dan fazla cins

ve 130’dan fazla tür bulunmaktadır (Murray vd. 1999). Enterobacteriaceae ailesi bakteriler,

genellikle hareketlidirler. Çomak şeklinde olan bu bakteriler, genel olarak 0.3-0.5 mikron

eninde ve 1-6 mikron boyunda, sporsuz ve Gram negatiftirler. Fakültatif anaeropturlar ve

genel besi yerlerinde kolaylıkla ürerler. Glukozu fermantasyonla parçalayarak, asit ve gaz

oluştururlar. Katalaz pozitif, oksidaz negatiftir ve nitratları nitritlere çevirme yetenekleri

vardır (Sanders ve Sanders 1992, Bilgehan 1996, Bozkurt vd. 2005).

Şekil 1.1 24 saatlik Proteus vulgaris kültürü (www. Wikipedia.com)

Page 10: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

2

1.1 Proteus vulgaris’ in temel özellikleri Alem: Bacteria

Filum: Proteobacteria

Sınıf: Gamma Proteobacteria

Takım: Enterobacteriales

Familya: Enterobacteriaceae

Cins: Proteus

Tür: P. vulgaris ( Şekil 1.1) (O’Hara vd. 2000)

Proteus cinsi bakteriler, 1-3 x 0.4-0.6 mikron boyutlarında, bazen daha uzun ya da

kokobasil görünümünde, sporsuz ve kapsülsüz Gram negatif bakterilerdir. Toprakta, suda

ve dışkıyla kontamine olmuş materyallerde bulunurlar (Bilgehan 1996). Proteus cinsi

içinde P. mirabilis, P. myxofaciens, P. penneri, P. vulgaris (Şekil 1.1) türleri bulunur. Bu

türler arasında bazı farklar bulunur (Çizelge 1.1).

Çizelge 1.1 Proteus türleri arasındaki bazı farklar (Madigan ve Martinko 2010)

Test P.mirabilis P.myxofaciens P.penneri P.vulgaris

İndol - - - + Ornitin dekarboksilaz + - - - Salisin - - - - Maltoz - + + + Kloramfenikol Duyarlı Duyarlı Dirençli Duyarlı İnsan patojenliği + - + +

P. myxofaciens üreme ortamında mukus meydana getirirken, P. mirabilis ve P. vulgaris

besi yerinde yayılma özelliği gösterir. P. vulgaris % 6 agarlı jeloz besi yerinde hareket

yeteneği azaldığı için S tipinde ve 3-4 mm çapında koloniler meydana getirerek ürer. Isı ve

dezenfektanlara karşı dirençsizdirler. Nemli ve ışıksız ortamlarda uzun süre canlı

kalabilirler. Bu bakterilerin oluşturdukları bakteriyosinlere proticin adı verilir (Madigan ve

Martinko 2010).

Page 11: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

3

1.1.1 Proteus’un yaptığı hastalıklar

Enterobacter suşları hastane enfeksiyon etkenlerinin başında yer alır. İnsanlarda akciğer,

üriner sistemler ve cerrahi yaralar başta olmak üzere çok çeşitli enfeksiyonlara sebep

olmaktadırlar (Sanders ve Sanders 1997, Stock ve Gruger 2001). Proteus, insan

bağırsağında normal flora elemanıdır bu nedenle lağım sularında sıklıkla bulunur. İnsanda

uygun koşulları bulduğunda enfeksiyona neden olurlar. Ayrıca menenjit, sepsis ve organ

apselerinde Proteus cinsi bakteriler izole edilebilir. Genellikle hastanelerde diğer

bakterilerle beraber ortak enfeksiyonlara neden olur (Durak vd. 2005).

Proteus bakterilerinin sebep olduğu idrar yolu enfeksiyonları uzun süreli enfeksiyonlardır

ve böbrek taşı oluşumuna neden olabilirler (Mc Lean vd. 1988). İnsanlarda sıkça görülen

idrar yolu enfeksiyonları muhtemelen Proteus’un üreyi hızla parçalama yeteneğinden ileri

gelir (Madigan ve Martinko 2010). Proteus bakterileri yeni doğanlarda göbek kordonu

enfeksiyonları ve bu enfeksiyonlardan kaynaklanan epidemiler halinde görülebilen sepsis

ve menenjitlere neden olabilmektedirler (Vurgun vd 1996, Bozkurt vd. 2005, Özkanlar vd.

2005)

Bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde antimikrobiyal duyarlılığın belirlenmesi, tedavi

açısından son derece önemlidir. Bunun yanısıra Enterobactericeae familyasında yer alan

bakterilerde olduğu gibi antimikrobiyal ajanlara direnç gelişmesi önemli bir klinik

problemdir. Çeşitli bölgelerden izole edilen P. vulgaris suşlarının antimikrobiyal

duyarlılıklarının ortaya konulması bu bakımdan önem arz etmektedir. Erdemoğlu vd.

(2000), P. mirabilis ve P. vulgaris suşlarının da arasında bulunduğu Proteus suşlarına en

etkili antibiyotiklerin norfloksasin, seftazidim ve gentamisin olduğunu, ayrıca amoksisiline

%67 oranında direnç belirlediklerini bildirirken, Proteus suşlarının siprofloksasine %11

oranında dirençli, %89 oranında ise duyarlı olduklarını bildirmişlerdir.

Page 12: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

4

1.1.2 Proteus’un Laboratuar Tanısı

Hastalık yerine göre idrar, kan, BOS (Beyin Omurilik Sıvısı) ve yara sürüntülerinden

örnekler alınır. Alınan örneklerdeki Proteus’ lar, kanlı agar, EMB ve ENDO agar gibi besi

yerlerinde kolaylıkla ürerler. Besiyerinde yayılması, üre pozitifliği, laktoza etki etmemesi,

glükozdan asit ve gaz oluşturması gibi karakteristik özellikler nedeniyle Proteus’un teşhisi

yapılır. İzole edilen bakteriye karşı antibiyogram testi yapılarak, uygun antibiyotik tedavisi

yapılır (Madigan ve Martinko 2010).

1.2 Dalak

Dalak, mide ile diyafram arasında bulunan vücuttaki en büyük lenfoid organdır ve çok

yaygın damar ağına sahiptir (Kindt vd. 2007). Dalak enfeksiyona karşı hücresel ve humoral

immün cevabın oluşturulmasında çok önemli bir role sahiptir. Kandan gelen

mikroorganizmaların ve antijenlerin filtrasyonunda görev alır (Colmenero vd. 2002).

Şekil 1.2 İnsanın vücudundaki lenfoid organlar (www.acm.uiuc.edu)

Page 13: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

5

Dalağı örten periton altında fibroelastik yapıda, 1-2 mm kalınlığında oldukça ince ve gergin

bir kapsül bulunur (Şekil 1.3). Kapsül, organ içinde trabekülalara ayrılır. Damar dalları ile

birlikte trabekülalar, alt dallara ayrılırlar ve organın iskeletini oluştururlar ve bu iskeletin

içini dalak pulpaları doldurur (Kindt vd. 2007), (Şekil 1.4).

Şekil 1.3 Dalağın şematik yapısındaki kapsül, trabekül, kırmızı ve beyaz pulpa bölgeleri (www.bios.niu.edu).

Dalağın büyük bir kısmında kan damarları ile zengin olduğu için kırmızı görünen ve

kırmızı pulpa adını alan bölge bulunur. Kırmızı pulpa, retiküler ve süngerimsi ağ şeklinde

bir yapıya sahiptir. Kırmızı pulpada dalak sinüsleri adı verilen ve büyük dallara ayrılan

ince duvarlı kan damarları ve sinüsler arasında yer alan ve hücresel dokuları birbirinden

ayıran dalak kordonları bulunur. Yaşlanan ve hasarlı kan hücreleri, dalak kordonlarındaki

makrofajlar tarafından fagosite edilerek, dolaşımdan uzaklaştırılırlar (Waghorn 2001).

Page 14: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

6

Dalakta, gri-beyaz görünümlü ve etrafı kırmızı pulpa ile çevrili olan lenfosit gruplarının

oluşturduğu bölgeye beyaz pulpa adı verilir. Beyaz pulpa bölgelerinde, bir kısmı büyük

arter dalları etrafında silindirik bir biçimde yerleşim gösteren periarteriyel lenfatik kılıflar

bulunur. Bu kılıflardaki lenfositlerin çoğu T-Lenfositleridir (Martin ve Kearney 2002).

Periarteriyel lenfatik kılıfların içinde yer alan küresel veya oval lenfosit kümelerine ise

lenfatik nodüller adı verilir. Lenfatik nodüllerde B lenfositleri çok yoğun bir şekilde

bulunur ve lenf bezlerindeki yapıya benzer olarak germinal merkezler içerirler (Şekil 1.5).

Dalağın kesit yüzeyinde gözle görülebilen birkaç milimetre büyüklüğündeki nodüllere

malpighi cisimcikleri adı verilir. Dalaktaki immün cevap, beyaz pulpadaki hücreler

tarafından başlatılmaktadır. Dalakta beyaz pulpa ile kırmızı pulpanın birleşim yerine

marjinal bölge adı verilmektedir. Filtrasyon ile hücre ayırımının büyük kısmı bu bölgeden

yapılır (Sayek 1994, Junqueria vd. 1998, Russel vd. 2000).

Şekil 1.4 Dalakta bulunan beyaz pulpa ve kırmızı pulpa yapıları (www.acm.uiuc.edu)

Page 15: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

7

1.3 Dalağın Fonksiyonları

1.3.1 İmmunolojik fonksiyonları

Dalaktaki hücreler, kan dolaşımından gelen antijenleri yakalayarak bağışıklık

reaksiyonlarını başlatır ve beyaz pulpada antijenleri yoğunlaştırırlar. Bu bölgede T ve B

Lenfositlerin fazla sayıda bulunması, antijene karşı antikor oluşumu ile primer ve sekonder

immün cevabın gelişmesini sağlamaktadır (Martin ve Kearney 2002). Dalakta bulunan

makrofajlar, fagositozla yabancı antijenleri ve immün kompleksleri ortamdan

uzaklaştırmaktadırlar. Daha çok humoral bağışıklıkta rol oynayan dalak, hücresel bağışıklık

reaksiyonlarını da gerçekleştirir. Dalakta kan dolaşımındaki bakterilere karşı spesifik

antikor yapılması (kapsüllü ya da kapsülsüz bakterilere karşı özellikle IgM daha az olarak

IgA ve IgG), T ve B lenfositlerinin olgunlaştırılması ve antikorla işaretli hücrelerin

fagositozu gibi immünolojik fonksiyonları vardır. Dalaktaki makrofajlar, antikorla ya da

opsonik proteinle işaretli bakterileri fagosite ederek, ortadan kaldırırlar (Junqueria vd.

1998, Engin 2000).

1.3.2 Filtrasyon

Dalak kordonlarının iç yüzeyindeki makrofajlar, yabancı partikülleri filtre eder ve bunları

dolaşımdan temizler. Özellikle başta pnömokok gibi kapsüllü bakteriler olmak üzere pek

çok bakteriyi filtre eder. Bu nedenle splenektomi yapılan hastalarda pnömokok sepsisleri

çok ağır seyredebilir (Targarona vd. 2000). İntrinsik (membran, hemoglobin ve enzim

bozuklukları) veya ekstrinsik (antikorlu ya da antikorsuz hasar) faktörlerle değişime

uğramış eritrositler (sferositler, orak hücreler, rijit hemoglobin C’li hücreler), granülositler

ve trombositler fagositozla ortamdan uzaklaştırılırlar. Normal olarak eritrositler 120 günlük

bir hayattan sonra osmotik dengelerini, membran bütünlüğünü kaybederek sferosite

dönüşürler ve makrofajlar tarafından yok edilirler (Pratl vd. 2007).

Page 16: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

8

Nötrofiller de dalakta elimine edilirler ve nötrofillerin dolaşımdaki yarı ömürleri 6 saattir.

Trombositler normal şartlarda dolaşımda 10 gün kalırlar ve trombositlerin dalak tarafından

fagositozu, patolojik durumlarda artar (Sheikha vd. 2007).

1.3.3 Depolama

Dalakta kırmızı pulpa bölgesinde kan depolanmaktadır. İnsan dalağında eritrositler,

trombositler, lenfositler ve retikülositler depolanmaktadır. Bu hücreler aynı zamanda dalak

ile kan dolaşımı arasında sürekli yer değiştirmektedir. Dolaşımdaki trombositlerin %30’u

dalakta depolanmaktadır. Splenomegali patolojisinde dolaşımdaki trombositlerin %80’i

dalağa yerleşir ve trombosit harabiyeti arttığı için trombositopeni gelişir. Dalak, aynı

zamanda pıhtılaşma faktörlerinden Faktör-VIII ve demiri depolar (Waghorn 2001). Bunun

yanı sıra dalak plazma hacminin ve albümin sentezinin düzenlenmesinde görev alır. Kronik

masif splenomegalisi olan hastalarda plazma hacminin ve total albümin kitlesinin normalin

çok üstüne çıktığı rapor edilmiştir (Colmenero vd. 2002).

1.4 Lektinler

Lektinler, genellikle şekerlere spesifik olarak bağlanabilen protein ya da glikoprotein

yapısındaki biyomoleküllerdir (Franz 1986, Nishikawa vd. 2004, Pepard vd. 2004,

Peetermans vd. 2005). Lektin kelimesi latince kökenlidir ve seçmek anlamına gelir (Franz

1986). Lektinlerin virus, bakteri, mantar, bitki, hayvan ve insanlarda bulunduğu

bildirilmiştir (Franz 1986, Bulgakow vd. 2004). İlk lektinin 1888’de Stillmark tarafından

yüksek bir toksik etkiye sahip olan Ricin bitkisinden elde edildiği ve bu lektinin eritrositleri

çöktürdüğü bildirilmiştir (Kilpatrick 2004).

Page 17: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

9

Şekil 1.5 Hücre zarında bulunan glikoprotein ve glikolipidler (www.nedretfen.blogcu.com/etiket/hücre)

Son yıllarda Con A, PNA, WGA lektinleri yaygın olarak hücrelerin yüzeyindeki (Şekil 1.6)

şeker bileşiklerinin tespitinde kullanılmaktadır (Faraidi ve Falugic 1996). Lektin

bağlanması, hastalıkların teşhisinde ve patolojik ve normal dokuların arasındaki

değişikliğin tespitinde, türlerin teşhisinde ve bireylerin değişik yaş evrelerinin

incelenmesinde kullanılmaktadırlar. Lektinler immünoloji, hücre biyolojisi ve biyokimya

gibi bilim alanlarında preparatif ve analitik amaçlar için yaygın olarak kullanılır (Scillitani

vd. 2007). Lektinler dolaylı veya doğrudan histokimyasal boyamada kullanılırlar. Doğrudan

metotda lektinler floresan veya enzimlerle işaretlenir ve boyama aşamasında enzimin

substratı eklenerek floresan veya ışık mikroskobunda gözlem yapılır. Dolaylı metotda ise

lektinler dokularda spesifik bir bölgeye bağlanırlar ve boyamada antilektin (antikor)

Avidın-biyotin-peroksidaz enzim kompleksi eklenerek, izlenebilir (Brooks ve Wilkinson

2003). Lektinlerin glikoprotein ve glikolipidlerin ucundaki karbohidratlara bağlanması ve

Page 18: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

10

hücrelere yerleşmesi, histokimyasal metotla yapılan birçok araştırma için çok kullanışlıdır

(Murnane vd. 1989). Lektinler, organizmalarda endojen ve eksojen lektinler olmak üzere

iki şekilde bulunurlar.

1.4.1 Endojen lektinler

Memelilerde bulunan lektinlere endojen lektinler ismi verilmiştir (Kayser vd. 1994). İnsan

plasentasında bulunan lektine galektin-1 (Gabius vd. 1996, Imbe vd. 2003, Chang vd. 2004)

ve sığır kalbinde bulunan lektine ise sarkolektin adı verilmiştir (Gabius 1987). Fakat

bunların görevleri henüz aydınlatılmamıştır. Kayser ve ark. (1994) yaptıkları çalışmada

insan embriyonik kalp ve karaciğerini, N-asetil galaktozamin’li ortamda 10-50 hafta

bekletmişler ve son haftalara doğru N-asetil galaktozamin’in organlarda galektin-1 ve

sarkolektine bağlandığını bildirmişlerdir. Godt ve Gabius (1989) jel filtrasyonu yöntemiyle

yaptıkları çalışmada 100 gr. Plasentada 1.5 mg sarkolektin olduğunu saptamışlardır.

Değişik karbohidrat gruplarını bağlayabilen, multıvalan, immünglobülin olmayan ve çoğu

bitki kökenli moleküller olarak tanımlanan lektinlerin günümüzde omurgalı dokularında da

bulunabildiği saptanmıştır (Nishikawa vd. 2004, Scillitani vd. 2007, Yazdani Moghaddam

vd. 2009). Günümüzde lektin kapsamına giren moleküllerin sayısı giderek artmakta ve

fibronektin gibi karbohidratları bağlayabilen memelilere özgü birçok endojen molekül de

bu grubun üyesi olarak kabul edilmektedir (Gabius 1991). Bu grup moleküllerin hücre

yüzeyindeki oligosakkaritlere bağlanması sayesinde hücrelerin gelişmesi, farklılaşması,

değişik patolojilere yanıt vermesi ve biyolojik bilgilerin kodlanarak iletilmesi gibi birçok

fonksiyon gerçekleştirilmektedir. Bu yüzden, lektinler ve tanıdıkları hücre içi ve dışı

reseptörler ile ilgili çalışmalar giderek önem kazanmaktadır (Harrison 1991).

1.4.2 Eksojen lektinler

Lektinler, doğada birçok bitkide tespit edilmişlerdir. Bu lektinler, tespit edildikleri

bitkilerin isimleri ile anılmaktadırlar. Örneğin Soya fasulyesinden elde edilen lektine “Soya

fasulyesi Aglütinin” (SBA), buğday tohumundan elde edilen lektine “Buğday tohumu

Page 19: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

11

Aglutinin” (WGA), ökse otundan elde edilen lektine “Ökse otu Aglutinin” (VAA) adı

verilmiştir (Itoh vd. 1985, Franz 1986). Hücre yüzeyi ve organellerindeki şeker kalıntılarına

spesifik olarak bağlanabilme özelliğine sahip olan lektinlerin normal ve kanserli hücre

yüzey ve organellerine bağlanma özelliklerini inceleyen birçok çalışma yapılmıştır (Elinger

ve Pavelka 1992, Narita ve Numao 1992). Lenf nodu, deri, akciğer (Kawai vd. 1991) ve

meme karsinomlarının ayırıcı tanı ve prognozlarının belirlenmesinde lektinler

kullanılmaktadır (Fukutomi vd. 1989). Tümör hücreleri üzerinde yapılan çalışmalarda

normal hücrelerin tümör hücresine dönüşmesinde hücre üst yüzeyi glikoproteinlerinin

oligosakkaritlerinde değişimler meydana geldiği saptanmıştır (Murray vd. 1993).

Tümörlerin üst yüzeyindeki bu özel yapılı glikoproteinlere bağlanabilecek bazı maddeler

sayesinde vücudun hücresel savunma sistemlerince daha kolay tanınıp, yok edilebileceği

ileri sürülmüştür (Bovin ve Gabius 1995). Birçok bitkisel lektinin insanlarda ve

hayvanlarda lenfositlerin bölünmesini uyarması, bunların bitkilerde de hücre bölünmesini

stimüle edici rollerinin olabileceği hipotezi öne sürülmüşse de bugüne kadar deneysel

olarak ispat edilebilmiş değildir. Diğer bir varsayım ise; lektinlerin bitkileri mantar

enfeksiyonlarından koruduğu şeklindedir fakat bu varsayım henüz aydınlığa kavuşmamıştır

(Rüdiger 1997).

Bazı bitkisel lektinler ise zehirli olmalarından dolayı hayvanlar tarafından tüketilmelerine

karşı doğal koruyucu olarak işlev görürler. Hayvanlarca tüketilen lektinler, hayvanların

hücrelerinde protein sentezini yavaşlatırlar. Diğer bazı lektinlerin de bağırsak mukozasına

bağlanarak besin maddelerinin absorbsiyonunu engelledikleri ve bağırsak mukozasını

zedeleyerek bakteriyel enfeksiyonların gelişmesine neden oldukları bildirilmiştir (Gabius

vd. 1996, Seyrek ve Bildik 2001, Gheri vd. 2002). Con A lektininin fıstık aphidi

(Acyrthosiphon pisum) bağırsak hücrelerine bağlanarak, böceğin ölümüne sebep olduğu

bildirilmiştir (Sauvion vd. 2004). Lepidopter (Czapla ve Lang 1990, Harper vd. 1995) ve

Coleopter (Czapla ve Lang 1990, Murdock vd. 1990) türlerine karşı PHA ve WGA

lektinlerinin etkili olduğu bildirilmiştir. Hemipter türlerine karşı Con A lektininin etkili

olduğu tespit edilmiştir (Van Damme vd. 1988).

Page 20: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

12

1.4.3 Lektinlerin fonksiyonları

Dokuların şekillenmesinde, hücreler arası ilişki kurulmasında ve iletişimde lektinlerin rolü

oldukça önemlidir. Hücrelerin hemen hepsi membran yüzeylerindeki sialik asitin yarattığı

negatif yükten dolayı birbirleriyle doğrudan iletişim kuramazlar (Alonson vd. 2003,

Yazdani Moghaddam vd. 2009). Hücreler, zarlarındaki birçok aracı molekül (lektinler,

karbonhidratlar, laminin ve integrin) üzerinden iletişimlerini sağlarlar. Hücrelerin

birbirlerine karşı belli bir yatkınlık gösterdikleri uzun yıllardan beri bilinmektedir. Özellikle

1950'li yılların ortalarından bu yana yapılan yoğun çalışmalar, hücreler arası iletişimin

hücre yüzeylerinde lokalize olan moleküllerle yapıldığını ortaya çıkarmıştır (Basu vd. 1987,

Seyrek ve Bildik 2001, Wakitani vd. 2008). Lektinlerle hücre zarlarındaki karbonhidrat

üniteleri arasında anahtar kilit prensibine dayanan karbonhidrat-protein etkileşimleri söz

konusudur. Lektinler, hücreler arası haberleşmede, sinyal transferinde, hücre içi protein

taşınmasında, döllenmede, hücre farklılaşmasında, hücre adhezyonunda, büyümenin

kontrolünde, interferon ve sitokinin gibi moleküllerin salgılanmasının yapıldığı

immunolojik olaylarda, makrofajların fagositoz için uyarılmasında, patolojik olaylarda

hücrelerin transformasyonunda, metastazda, embriyogenezde, ekzositoz ve endositozda rol

oynarlar (Seyrek ve Bildik 2001, Lis ve Sharon 2004). Bitkisel ve hayvansal lektinler,

hücre zarlarındaki glikoprotein veya glikolipit reseptörlerinin terminal bölgelerinde bulunan

karbohidrat birimlerine spesifik olarak bağlanırlar (Çizelge 1.2 ve Çizelge 1.3) ( Seyrek ve

Bildik 2001, George vd. 2007).

Page 21: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

13

Çizelge 1.2 İzole edilmiş bazı bitkisel lektinler ve spesifik karbohidratlar (Seyrek ve Bildik 2001)

İzole edilen bitki Kısaltılmış adı Spesifik olduğu şeker

Canavalia

ensiformis

Con A mannoz, glukoz

Triticum vulgaris

WGA (GlcNAc)2

Phaseolus vulgaris

PHA GalNAc

Ricinus communis

RCA Galaktoz

Ulex europaeus

UEA Fukoz

Page 22: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

14

Çizelge 1.3 İzole edilmiş bazı hayvansal lektinler ve bağlandıkları spesifik karbohidratlar (Seyrek ve Bildik 2001)

Adı Bulunduğu Yer Spesifik Karbonhidrat

Selektinler (L,P,E) Lökositler(L),trombositler(P), endotel hücreleri(E,P)

Fukozlanmış/sulfatlanmış epitoplar

Mannoz-bağlayan lektin Plazma, karaciğer Mannoz, fukoz Asialoglikoprotein-reseptörü Hepatositler, testis Galaktoz Sürfaktan rotein A ve D Alveolar sürfaktan Fukoz, maltoz, ManNAc CD69 Aktif T ve B hücreleri,

nötrofiller, Trombositler Bilinmiyor

Galektin-1 Bir çok hücre türünde Galaktoz

Bilindiği gibi lektinler zarlardaki spesifik karbohidratlara bağlanırlar. Ortamda bu

karbohidratlar bulunduğu takdirde lektinlerin bağlanacağı reseptörlere bu karbohidratlar

bağlanarak, lektinlerin bağlanmasını inhibe ederler (Sharon 1977, Mc Kenzie ve Preston

1992). Örneğin BPA lektini N-Asetil-D-Galaktozamin ve D-Galaktoz karbohidrat

birimleriyle, Con A lektini ise Mannoz ve Glukoz ile inhibe olmaktadır (Pendland vd.

1988).

Lektinlerin kanser tedavisinde kullanılmasına yönelik geliştirilen çalışmada antikanser

etkili ilaçların tümörlü dokularda yoğunluğunun ve etki zamanının artırılması yapılmıştır.

Bugün kullanılmakta olan kemoterapik ilaçların normal vücut hücreleri üzerine oldukça

fazla yan etkileri bulunmaktadır. Hücreler için toksik olan ilaçlar (methotreksat, 5'-

dezoksifloruridin, filotoksin etoposid vs.) tümörlü dokular için spesifik olan bir lektinle

bağlandıktan sonra vücuda verildiğinde toksik maddenin tümör hücrelerinde lokalize

olduğu ve bunun normal somatik hücrelerdeki etkisinin lektin sayesinde minimuma

indirildiği tespit edilmiştir (Thöm vd. 2007).

Proteus bakterisi insan ve hayvanlarda patojen bir bakteri olup ve insanlarda idrar yolu

enfeksiyonu, böbrek taşı ve menenjit gibi hastalıklara (Madigan ve Martinko 2010) sebep

olan ve hastane enfeksiyonlarında ciddi oranda bulunan bir bakteridir (Stock ve Gruger

Page 23: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

15

2001). Proteus’lar üriner sistemde tedavisi zor olan bakteriyemiye (bakteriyal enfeksiyon)

neden olabilir. Böyle hastalarda ölüm oranı % 15-88 arasında değişmekle birlikte, bu oran

predispozan faktörlere bağlı olarak değişmektedir (Lewis ve Fekety 1969). Türkiye’de

Durmaz ve arkadaşlarının (1994) bildirdiklerine göre BOS kültürlerinden izole edilen ve

menenjit etkeni olduğu belirlenen bakterilerin yaklaşık olarak % 2’sini Proteus türleri

oluşturmaktadır. Literatürde sunulan dalak apsesi olgularından izole edilen bakteriler

arasında Staphylococcus aureus, Salmonella spp., Escherichia coli, Brucella spp., Proteus

spp., grup D streptokoklar, Klebsiella pneumoniae, Peptostreptococcus spp., Bacteroides

spp., Fusobacterium spp. ve Clostridium spp. bulunmaktadır (Brook ve Frazier 1998).

Dalak apseleri nadir görülen, uygun tedavisi yapılmadığı takdirde çeşitli komplikasyonlara

ve yüksek mortaliteye yol açan enfeksiyonlardır. Dalak apsesi genellikle eşlik eden bir

hastalık veya hazırlayıcı faktörlerin varlığında ortaya çıkar (Colmenero vd. 2002).

Lektinlerle hücre zarlarındaki reseptörlerin ilişkisi nedeniyle hücre zarının ve hücre içi zar

sistemlerinin uç şeker bölgeleri tespit edilmekte ve hücrelerin histokimyasal yönü

belirlenmektedir. Örneğin işaretli lektin kullanarak tür tespiti ve hasta hücrelerin tespiti

yapılmaktadır (Vasta vd. 1994). Bitkilerden elde edilen ve hücrelerin yüzey glikoproteinleri

ile organellerindeki şeker kalıntılarına bağlanabilen lektinlerin, immün sistem hücrelerini

uyararak, hücre sayısını ve aktivitelerini artırdıkları saptanmıştır (Türkmen vd. 1997,

Arnusch vd. 2004, Gatman vd. 2004). Çeşitli kaynaklardan elde edilen ticari lektinlerle

canlılarda meydana gelen birçok metabolik olaylar ve yapısal özellikler belirlenmektedir

(George vd. 2007). Bir deney hayvanı olarak tavşan, immunolojik açıdan insana yakın bir

bağışıklık sistemine sahiptir (http://www.dhek.gazi.edu.tr). Dalak, bir immün sistem organı

olarak makrofajlar ile B ve T lenfositlerinin bulunduğu ve enfeksiyonlarda hem hücresel

hemde humoral immün cevabın meydana geldiği organdır (Engin 2000, Martin ve Kearney

2002). Sunulan Yüksek Lisans Tez çalışmasının amacı Proteus vulgaris OX19 suşunun

tavşan dalak hücre zarlarındaki glikoprotein ve glikolipidlerin karbonhidratlarında nasıl bir

değişiklik yaptığını, Avidin-Biyotin Peroksidaz yöntemiyle ışık mikroskobunda (NİKON

ECLİPS 50i) tespit etmektir.

Page 24: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

16

2. MATERYAL VE METOT

2.1 Bakteri Kültürü

Proteus vulgaris OX19 kültürü (Pasteur Enstitüsü, Ürün no:54160) Refik Saydam

Hıfzısıhha Üretim Merkezi’nde yapılmıştır. Bakteri kültürü %1’lik Glukoz içeren

Nutrient Broth besiyerine ekilmiştir ve inkübatörde (37oC’de) yetiştirilmiştir.

2.2 Deney Hayvanlarının Bakımı

Çalışmada New Zealand yetişkin erkek tavşanlarının kültürü Hıfzısıhha Deney

Hayvanları Üretim Merkezi’nde yapılmıştır. Hayvanların her biri ayrı kafeslerde olmak

üzere uygun fotoperiyot (14:10 saat aydınlık/karanlık), barınakların sıcaklıgı 20±2ºC’de,

sağlanan laboratuar şartlarında yetiştirilmiştir (Çelik vd. 1998). Deneylerde 2.5±0.4 kg

ağırlığındaki toplam 10 adet tavşanın 5 tanesi kontrol grubu 5 tanesi de Proteus

muameleli grup olarak değerlendirilmiştir. Deneylere başlamadan 10 gün önce

hayvanlar karantinaya alınmıştır.

2.3 Hayvanlara Proteus Enjeksiyonu

Logaritmik fazın sonunda bakteriler santrifüj edilerek serum fizyolojik tuz çözeltisi (%

0.9 NaCL) ile Mc Ferland yoğunluğunda yani 2.109 bakteri/ml oranında sulandırılmıştır.

Bakteriler, tavşanlara beş günlük aralıklarla ilk doz subkutan olarak (0.5 ml), diğer

dozlar (0.5 ml, 1 ml, 2 ml, 4 ml, 4 ml) intravenöz (damar içi) yoldan enjekte edilmiştir.

Kontrol grubu hayvanlara da aynı oranda serum fizyolojik tuz çözeltisi enjekte edilmiştir

(Okajima ve Ul 1979).

Page 25: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

17

2.4 Işık Mikroskobuna Materyal Hazırlama

Kontrol grubu ve Proteus muameleli tavşanlardan alınan dalak örnekleri %10'luk

formaldehit çözeltisinde 24 saat tespit edildi. Daha sonra örnekler damıtık su ile yıkandı ve

Alkol serilerinden (%70→%80→%90→%100, %100’lük alkol) geçirilerek dehidrasyonu

yapıldı. Parafin gömme ortamına alındı (Şekil 2.1). Parafin gömme ortamındaki bloklardan

mikrotomla 4µm kalınlığında kesitler alındı ve polilizinli lam üzerine konuldu

(Çakalağaoğlu 2005).

Şekil 2.1 Parafin gömme ortamda kesit alma aşamaları

2.5 Kesitlerin Lektinlerle Boyanması

Polilizinli lam üzerine alınan kesitler, 70°C etüvde 30 dakika tutularak parafini eritildi.

Kesitlerdeki parafin artıkları önce saf ksilolde sonra % 96lık alkolde 30’ar dakika

bekletilip, uzaklaştırıldı (Stoddart ve Jones 1998, Alonson vd. 2003). Deneylerde Fosfat

Tamponu (Phosphate-Buffer Saline: PBS) (pH: 7.4) hem solusyonların hazırlanmasında

hem de boyama işlemi sırasında kesitlerin yıkanmasında kullanıldı (Sauvion vd. 2004).

Page 26: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

18

Çizelge 2.1 Kullanılan Fosfat Tamponunun (PBS) formülü

Yukarıda miktarları verilen maddeler tartıldıktan sonra üzerine 1000 ml distile su ilave

edilerek, PBS tamponu (pH: 7.4) hazırlandı. Deneylerde ticari olarak satın alınan beş adet

biyotinli lektin (SIGMA Chemical Co.) kullanılmıştır (Helliwell vd. 1989), (Çizelge 2.2).

Çizelge 2.2 Deneyde kullanılan lektinlerin listesi (Meyer vd. 2008)

Lektinler Bağlandıkları spesifik karbohidratlar

Lektin Konsantrasyonları

(µg/ml)

Canovalia ensiformis (Con-A) α-D- Mannoz > α-D-Glukoz 2.5

Arachis hypogaea (PNA) β-D galaktoza ve β-D N-Asetil galaktozamine 5.0

Ulex europaeus (UEA-1) α-L-Fukoz 5.0

Griffonia simplici folia (BS-I) α- D- Galaktoz 5.0

Bauhinia purpurea (BPA) β-D galaktoza ve β-D N-Asetil galaktozamine 5.0

2.6.1 Kullanılan boyama aşamaları

- Lektinler, Çizelge 2.2de verilen konsantrasyonlarda PBS (pH 7.4 ) ile hazırlandı.

- Kesitler ilk olarak, endojen peroksidazların bloke edilmesi için H2O2’de (Hidrojen

Peroksit) 10 dakika bekletildi.

- Uygun konsantrasyonlarda hazırlanan lektin solusyonunda kesitler bir saat

bekletildi.

- Kesitler, PBS ile 30 dakikada (10 dakika aralıklarla) üç kez yıkandı.

MgCl2 0.1 gr KCl 0.2 gr NaCl 8 gr CaCl2.H2O 0.1 gr Na2HPO4 1.325 gr KH2PO4 0.2 gr

Page 27: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

19

- Avidin- Biotin Peroksidaz enzim kompleksi ile kesitler 45 dakika inkübe edildi.

- İnkubasyon sonunda kesitler, 10 dakika aralarla PBS ile üç kez yıkandı (30 dakika).

- Sonra 3µl H2O2 ile hazırlanmış 0.6 mg/ml Diaminobenzidin’ de (DAB) kesitler, 5

dakika inkübe edildi (Knepper vd. 1996).

- Daha sonra kesitler, Harris Hematoksilin’ de (karşıt boyama için) 5 sn bekletilerek

boyandı ve yıkandı.

- Boyama işleminden lektinler çıkarılarak, yerine yukarıdaki Çizelge 2.2’de verilen

uygun lektin inhibitörü şekerleriyle (0.1M) preinkübasyon yapılarak, boyamanın

sağlamlığı kontrol edildi (Helliwell vd. 1989).

- Boyanmış kesitler (Şekil 2.2), ışık mikroskobunda (NİKON ECLİPS 50i) hücre

zarlarına lektinlerin bağlanması incelendi.

Şekil 2.2 Polilizinli lamın üzerindeki biotinli lektinlerle boyanmış dalak kesitleri

Page 28: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

20

3. BULGULAR

Yüksek Lisans Tez çalışmasında enfeksiyon ajanı olarak bilinen Proteus vulgaris OX19

suşu tavşanlara enjekte edildi. Bakteri enjeksiyonundan bir ay sonra kontrol grubu ve

Proteus grubu tavşanlardan alınan dalak örnekleri parafine gömülüp, kesitleri alındı.

Parafinli kesitler beş çeşit lektinle Avidin-Biotin Peroksidaz enzim kompleksi yöntemine

göre boyandı. Hücre zarlarının lektinlerle boyama şiddeti ışık mikroskobunda

değerlendirildi. Yapılan gözlemler sonucunda mannoz ve glukoza spesifik olarak bağlanan

Con A’nın kontrol grubu tavşanların dalak hücre zarlarına orta kuvvetle (++) bağlandığı

(Şekil 3.1), Proteus vulgaris OX19 bakterisi enjekte edilen tavşanların dalak hücre

zarlarına ise kontrol grubunun aksine kuvvetli (+++) bağlandığı gözlendi (Şekil 3.2).

Şekil 3.1 Kontrol grubu tavşan dalak hücre zarlarının Con A ile orta kuvvetli (++)

boyanması → Lektinle boyanmış hücre zarı. D. Damar. x 1000

Page 29: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

21

Şekil 3.2 Proteus muameleli tavşan dalak hücre zarlarının Con A ile kuvvetli (+++)

boyanması → Lektinle boyanmış hücre zarı, D. Damar, L. Lenfosit. x 1000

Çalışmada kullanılan ve β-D galaktoza ve β-D N-Asetil galaktozamin’e özel olarak

bağlanan PNA’nın kontrol grubu tavşanların dalak hücre zarlarına kuvvetli (+++) olarak

bağlandığı (Şekil 3.3), Proteus’lu tavşanların dalak hücre zarlarına ise orta kuvvetle (++)

bağlandığı gözlendi (Şekil 3.4).

Şekil 3.3 Kontrol grubu tavşan dalak hücre zarlarının PNA ile kuvvetli (+++) boyanması → Lektinle boyanmış hücre zarı, L. Lenfosit. x 1000

Page 30: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

22

Şekil 3.4 Proteus vulgaris OX19 suşu verilen tavşan dalak hücre zarlarının PNA ile orta

kuvvetli (++) boyanması → Lektinle boyanmış hücre zarı. x 1000 Deneylerde kullanılan lektinlerden BPA, PNA bağlanmasına benzer durum gösterdi.

Kontrol grubu tavşanların dalak hücre zarlarına BPA kuvvetli (+++) bağlanırken (Şekil

3.5), Proteus bakterisi enjekte edilen tavşanların dalak hücre zarlarına ise orta kuvvetle

(++) bağlandı (Şekil 3.6).

Şekil 3.5 Kontrol grubu tavşan dalak hücre zarlarını BPA ile kuvvetli (+++) boyanması → Lektinle boyanmış hücre zarı, L. Lenfosit. x 1000

Page 31: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

23

Şekil 3.6 Proteus muameleli grubu tavşan dalak hücre zarlarını BPA ile orta kuvvetli (++) boyanması → Lektinle boyanmış hücre zarı, L. Lenfosit. x 1000

Spesifik olarak α-D-Galaktoz’a bağlanan BS-I lektini kontrol grubundaki dalak hücre

zarlarına kuvvetli (+++) bir şekilde bağlandığı (Şekil 3.7), Proteus enjekte edilmiş gruptaki

tavşanların dalak hücre zarlarına ise orta kuvvetle (++) bağlandığı gözlendi (Şekil 3.8).

Şekil 3.7 Kontrol grubu tavşan dalak hücre zarlarını BS-I ile kuvvetli (+++) boyanması → Lektinle boyanmış hücre zarı, D. Damar. x 1000

Page 32: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

24

Şekil 3.8 Proteus grubu tavşan dalak hücre zarlarını BS-I ile orta kuvvetli (++) boyanması → Lektinle boyanmış hücre zarı. D. Damar, L. Lenfosit. x 1000

UEA-I spesifik olarak α-L-Fukoz’a bağlanmaktadır (Çizelge 2.2). Bu lektinin kontrol

grubundaki dalak hücre zarlarına zayıf kuvvetle (+) bağlandığı (Şekil 3.9), Proteus’lu hücre

zarlarına ise orta kuvvetle (++) bağlandığı gözlendi (Şekil 3.10).

Şekil 3.9 Kontrol grubu tavşan dalak hücre zarlarını UEA ile zayıf kuvvetli (+) boyanması

→ Lektinle boyanmış hücre zarı. x 1000

Page 33: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

25

Şekil 3.10 Proteus vulgaris OX19 suşu enjekte edilen tavşan dalak hücre zarlarının UEA-I

ile orta kuvvetli (++) boyanması. → Lektinle boyanmış hücre zarı. D. Damar. x 1000

Tez çalışmasında kullanılan lektinlerin hücre zarlarına bağlanma durumu özet olarak

aşağıdaki Çizelge 3.1’de gösterilmiştir.

Çizelge 3.1 Kontrol ve Proteus muameleli tavşanların dalak hücre zarlarının lektinlerle boyanmasından elde edilen sonuçlar

Lektinler

Bağlandığı karbohidrat

Kontrol grubu dalak hücre

zarlarına lektin bağlanması*

Proteus’lu dalak hücre zarlarına

lektin bağlanması*

Con A α-D- Mannoz > α-D-Glukoz (++) (+++)

PNA β-D Galaktoz ve β-D N-Asetil

Galaktozamin (+++) (++)

BPA

β-D Galaktoza ve β-D N-Asetil Galaktozamin

(+++) (++)

BS-I α- D- Galaktoz (+++) (++)

UEA-I α-L-Fukoz (+) (++)

* +++ Kuvvetli, ++ Orta kuvvetli, + Az kuvvetli

Page 34: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

26

4. TARTIŞMA

Proteus vulgaris OX19 suşu enjekte edilen tavşanların dalak hücrelerine beş lektinin (Con

A, PNA, BPA, UEA-I ve BS-I) bağlanması histokimyasal yöntemle ışık mikroskobunda

gözlenmiştir. Tez çalışmasından elde edilen bulgulara göre kullanılan lektinlerden Con

A’nın Proteus’lu tavşan dalak hücrelerine kontrol grubuna göre kuvvetli bağlanması,

enfekte olan tavşanların hücre zarlarındaki D-mannoz ve D-Glukoz’un artmış olabileceğini

düşündürmektedir. Yine aynı şekilde kontrol grubuna göre Proteus’lu gruptaki hücre

zarlarına UEA-I’in daha fazla bağlaması bakteri enfeksiyonu nedeniyle hücre zarlarında

Fukoz birimlerinin arttığını düşündürmektedir. Kullanılan diğer lektinlerin bağlanması

dikkate alındığında, kontrol grubuna göre Proteus’lu gruptaki tavşan dalak hücre zarlarının

lektinleri (BPA, PNA ve BS-I) daha az bağladığı gözlendi. BPA, PNA ve BS-I lektinleri D-

Galaktoz birimlerine bağlanmaktadır. Aynı zamanda BPA ve PNA lektinleri β-D N-Asetil

galaktozamin’e de bağlanmaktadır (Meyer vd. 2008). Enfekte olan tavşan dalak hücre

zarlarının, kontrol grubuna göre lektinleri daha az bağlaması, D-Galaktoz ve β-D N-Asetil

galaktozamin birimlerinin hücre zarlarında muhtemelen azaldığını düşündürmektedir.

Karbonhidrat birimlerinin enfeksiyonlu tavşanlarda artması veya azalması belki zardaki

karbohidratların bulunduğu glikoprotein sentezini ya da karbohidratları bağlayan/ayıran

enzim sentezini bakterinin etkilemiş olabileceği düşünüldü.

Canlıların gelişmeleri, hastalıkları ve embriyogenezi sırasında hücrelerin karbonhidrat

ifadelerinde ve glikozilasyonundaki değişmeler lektinlerin hücrelere bağlanmasıyla tespit

edilmektedir (Yazdani Moghaddam vd. 2009, Sobral vd. 2010). Sobral vd. (2010) hücre

adhezyonundaki değişmeler, metastaz ve anormal hücre gelişmelerinde tümör hücre

yüzeyinde değişiklikler ve hücrelerin yüzeyindeki karbonhidrat kompozisyonunda

değişiklerin meydana geldiğini bildirmişlerdir. Yine aynı araştırıcılar, mukoepidermal

karsinoma’lı parotid bezi (kulak altı tükrük bezi) hücre zarlarına ve normal parotid bezi

hücre zarlarına Con A ve UEA-I lektin bağlanmalarını incelemişlerdir. Araştırıcılar, normal

parotid bezi miyoepitelyal hücrelerine ve damar endotellerine Con A’nın zayıf

bağlandığını, orta ve yüksek düzeydeki karsinomlu parotid bezi kanal hücrelerine ise

Page 35: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

27

kuvvetli bağlandığını ileri sürmüşlerdir. Tez çalışmasında kontrol grubuna göre Con A

Proteus’lu tavşanların hücre zarlarına kuvvetli bağlandı. Bu duruma göre Con A’nın

kanserli hücre zarlarına ve Proteus’lu hücrelere bağlanmasındaki artışın hücre zarlarındaki

D- Mannoz ve D- Glukoz ifadesinde artışın olduğunu göstermektedir. Bazı araştırıcıların

yaptığı gözlemlere göre organizmalarda bakterilerin idrar yolu enfeksiyonuna karşı hücre

zarlarında Mannoz birimlerinin arttığı anlaşılmıştır (Ofek vd. 1981, Michaels vd. 1983,

King vd. 2005). Hücre zarlarında bulunan mannoz’lar idrar yolu enfeksiyonuna sebep olan

Escherichia coli bakterisine bağlandığı ve böylece ürinasyon esnasında D-Mannz üzerine

yapışan bakteriler ile birlikte dışarı atılması rapor edilmiştir (Michaels vd. 1983). Proteus

ve E.coli aynı ailede (Enterobacteriaceae) bulunmaktadırlar, bu bakteri (Proteus vulgaris

OX19) ile muameleli tavşan dalak hücre zarlarında, Con A’nın (mannoz’a spesifik olarak

bağlayan) enfeksiyon nedeniyle artışı, dolayısıyla mannoz’un hücre yüzeylerindeki artmış

olabileceği tahmin edilmektedir.

UEA-I’in normal parotid salgı kanalı hücrelerine zayıf bağlandığı halde, orta seviyedeki

karsinomlu kanal hücrelerine orta kuvvetli bağlandığı rapor edilmiştir (Sobral vd. 2010).

Spesifik olarak L-fukoza bağlanan UEA-I, Proteus vulgaris OX19 suşu enjekte edilmiş

tavşan dalak hücre zarlarını da kontrol grubuna (+) göre artan kuvvetle (++) boyamıştır. Bu

durum enfeksiyonlu ve karsinomlu hücre zarlarında fukoz birimlerinin artmış olabileceğini

göstermektedir.

Rhodes vd. (1986) kolon kanserinin teşhisi için PNA, BS-II ve UEA-I lektinlerinin kolon

hücrelerine bağlanmasını histokimyasal yönden araştırmışlardır. Kullanılan lektinlerin

normal kolon hücrelerine bağlanmadığını, buna karşılık kanserli hücrelere bağlandığı rapor

edilmiştir. Pankreatik kanser teşhisinde, UEA-I’in normal pankreas hücrelerine göre

kuvvetli bağlandığı, PNA’nın ise daha zayıf bağlandığı gözlenmiştir (Ching vd. 1988).

Proteus’lu tavşanların dalak hücre zarlarına kontrol grubuna göre UEA-I bağlanmasında

artış, PNA bağlanmalarında ise azalma gözlendi. Kanserli hücre yüzeylerinde ve

çalıştığımız Proteus enfeksiyonlu hücre yüzeylerindeki karbonhidrat ifadelerinde

değişikliklerin meydana geldiği düşünüldü.

Page 36: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

28

Kolon kanserini teşhis etmek amacıyla ipek maymunları (Saguinus oedipus) üzerinde

yapılan çalışmada sağlıklı maymunların bağırsak kolon hücrelerinin Con A’yı az kuvvetle

bağladığı, kolon kanserli hücrelerin ise Con A’yı hiç bağlamadığı rapor edilmiştir (Brack

1995). Proteus vulgaris OX19 suşu ile enfekte olan tavşanların dalak hücrelerinin Con A’yı

yüksek derecede bağlaması ipek maymunlarındaki kolon kanserli hücrelerinin az bağlaması

durumu kanserli maymunlarda mannozun azalmış olabileceği, Proteus’lu hücrelerde ise

artmış olabileceği tahmin edildi. Yine aynı maymunlarda UEA-I’in (Fukoz’a bağlanan)

sağlıklı maymun hücrelerine karşı kanserli hücrelere orta kuvvetli bağlanması ve Proteus’lu

tavşan dalak hücrelerinin UEA-I’yı orta kuvvetli bağlaması durumu, hücrelerde Fukoz

birimlerinin dolayısıyla fukozu hücrelere bağlayan enzimlerin de anormal şartlarda artmış

olabileceğini gösterdi.

Parazitik canlıların konakçı organizma hücre zarlarında değişiklik meydana getirdiği

bildirilmiştir. Melo-Júnior vd. (2008) Schistoma mansoni’nin insanlarda neden olduğu

hepatik-yumurta granulomasında lektinlerin hücrelere bağlanmasını ışık mikroskobunda

gözlemlemişlerdir. Con A ve PNA lektinlerinin normal hepatik hücrelere orta kuvvetli (++)

bağlandığı, hepatik-yumurta granulomasındaki hücrelere ise PNA’nın kuvvetli (+++)

bağlandığı ve Con A’nın ise zayıf bağlandığı bildirilmiştir. Proteus’lu tavşanlarda hücre

zarlarına lektin bağlanmaları, Melo-Júnior ve arkadaşlarının tespit ettikleri lektin

bağlanmalarından farklı olmuştur. Örneğin Con A kontrol grubuna göre Proteus’lu

tavşanların hücrelerine kuvvetli bağlandığı halde hepatik-yumurta granulomasındaki

hücrelere, Con A zayıf bağlanmıştır. PNA bağlanması da farklı bir durum göstermiştir.

Proteus’lu hücrelere PNA orta derecede bağlandığı halde, hepatik-yumurta

granulomasındaki hücrelere PNA oldukça kuvvetli bağlandığı rapor edilmiştir.

Tritrichomonas foetus, farelerin genital organına inokule edilmiş ve 3. günden 60 güne

kadar aralıklarla farelerden genital doku alınmıştır. PNA ve SBA lektinlerinin uterus

endometriyal hücrelerine bağlanmasında enfeksiyonlu gruba göre PNA ve SBA lektin

bağlanmalarının belirgin derecede farklı olduğu rapor edilmiştir. Parazit uygulanmasından

16 gün sonra, UEA-I’in vajina epiteline kuvvetli derecede bağlandığı, PNA ve SBA

lektinlerinin ise uterus hücrelerine kuvvetli derecede bağlandığı bildirilmiştir (Monteavaro

Page 37: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

29

vd. 2008). Bizim çalışmamızda Proteus’lu dalak örneklerinde PNA ve UEA-I orta derecede

bağlandığı halde, PNA kontrol grubunda yüksek derecede ve UEA-I az derecede

bağlanmıştır. İnsanlardaki hepatik-yumurta granulomasındaki, farelerde parazitli hücrelerin

lektinleri Proteus’lu hücrelere göre farklı bağlaması patojenik ajanlara karşı hücrelerin

geliştirdikleri savunma sisteminden ve patolojik ajanların yapısal ve fonksiyonel

özelliklerinden kaynaklanabilir.

Alroy vd. (1984) karbohidrat depolama hastalıklarının teşhisinde dalak hücrelerine Con A,

UEA-I ve PNA lektinlerin bağlanmasını araştırmışlardır. Mannoz depolama hastalığında

(mannosidozis) dalak hücrelerine Con A’nın çok kuvvetli, UEA-I ve PNA’nın hiç

bağlanmadığı gözlenmiştir. Fukoz depolama hastalığında (fukosidozis) Con A’nın zayıf,

UEA-I’nin orta kuvvette bağlandığı ve PNA’nın ise hiç bağlanmadığı rapor edilmiştir.

Mannosidozis hastalığındaki dalak hücrelerinin Con A’yı kuvvetli ve PNA’yı az bağlaması

Proteus’lu dalak hücreleri ile benzerlik göstermiştir. Lektinlerin karbohidrat depolama

hastalığındaki dalak hücrelerine ve Proteus’la enfekte olan dalak hücrelerine farklı kuvvetle

bağlanması, hastalık ve enfeksiyon karbohidratları bağlayan veya parçalayan enzimlerin

yapısal ve fonksiyonel özelliklerini etkilebileceği düşünülmektedir.

Lektinlerle yapılan histokimyasal çalışmalara bakıldığı zaman enfeksiyonal durumlarda ve

kanserde, normal veya kontrol grubu deney hayvanlarına göre hücre zarlarındaki

glikoprotein veya glikolipidlerin uç kısmında bulunan karbohidratların artması veya

azalması şeklinde bir değişiklik meydana geldiği anlaşılmaktadır. Histokimyasal

çalışmalara ilave olarak gelecekteki çalışmalarda hücre zarlarında meydana gelebilen bu

değişikliklerin farklı metodlarla örneğin kimyasal analizler, moleküler teknikler ve

floresanlı boyalarla izleme yöntemiyle araştırılması düşünülmektedir.

Page 38: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

30

KAYNAKLAR

Alonson, E., Saez, F.J., Madrid, J.F. and Hernandez, F. 2003. Lectin histochemistry shows fucosylated glycoconjugates in the primordal germ cells of Xenophus embryos. J Histochem & Cytochem, 51(2), 239-243.

Alroy, J., Orgad, U., Ucci, A.A. and Preira, M.E.A. 1984. Identification of Glycoprotein

Storage Diseases By Lectins. J Histochem Cytochem, pp. 1280-1284. Anonim. 2009., Gazi Üniversitesi Deney Hayvanları Etik Kurulu Araştırma ve Eğitimde

Deney Hayvanın Kullanılmasında Etik İlkeler. http://www.dhek.gazi.edu.tr. Erisim tarihi: 31.10. 2009.

Anonymous. 2010., www.acm.uiuc.edu Erişim Tarihi: 24.01.2010

Anonymous. 2010www.bios.niu.edu Erişim Tarihi: 24.01.2010

Anonymous. 2009www.Wikipedia.com Erişim Tarihi: 03.11.2009

Anonymous. 2010www. nedretfen.blogcu.com/etiket/hücre. Erişim Tarihi: 17.06.2010

Arnusch, C.J., Andre, S., Valentini, P., Lensch, M., Russwurm, R., Siebert, H.C., Fischer,

M.J.E., Gabius, H.J. and Pieters, R.J. 2004. Interference of the galactose-dependent

binding of lectins by novel pentopeptide ligands. Bioorg Med Chem Lett, 14, 1437-

1440.

Basu, D., Nair, J.V. and Appukuttan, P.S. 1987. Oligosaccharide structure determination of glycoconjugates using lectins. J Biosci, Vol.11, Numbers 1-4, pp. 41-46.

Bilgehan, H. 1996. Klinik Mikrobiyoloji, Özel Bakteriyoloji ve Bakteri Enfeksiyonları, 9.

Baskı, s. 70-75, Fakülteler Kitabevi, İzmir. Brack, M. 1995. Lectin Histochemistry and Carcinoembryonic Antigen in Spontaneous

Colonic Cancers of Cotton-Top Tamarins (Saguinus oedipus). Vet Pathol, 32, 668-673.

Brook, I. and Frazier, E.H. 1998. Microbiology of liver and spleen abscesses. J Med

Microbiol, 47, 1075-80.

Page 39: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

31

Brooks, S.A. and Wilkinson, D. 2003. Validation of a simple avidin-biotin detection

method for Helix Pomatia Lectin (HPA) binding as a prognostic marker in cancer. Acta Histochem. 105, 205-212.

Bovin, N.V. and Gabius, H.J. 1995. Polymerimmobilized carbonhydrate ligands: Versatile

chemical tools for biochemistry and medical sciences. Chem Soc Rev, 23, 413-421. Bozkurt, H., Güdücüoğlu, H., Kurtoğlu, M.G., Körkoca, H., Çiftçi, İ.H., Aygül, K. and

Berktaş, M. 2005. Klinik Örneklerden İzole Edilen Proteus Vulgaris Suşlarının Antimikrobiyal Ajanlara Duyarlılıkları. Van Tıp Dergisi. 12(2), 145-148.

Bulgakow, A.A., Park, K., Kwang-sik, C., Lim, H.K. and Cho, M. 2004. Purification and

characterization of a lectin isolated from the manila clam ruditapes philippinarum in Krea. Fish Shellfish Immun. 16, 487-499.

Chang, Y.Y., Chen, S.J., Liang, H.C., Sung, H.W., Linn, C.C. and Hvang, R.N. 2004. The

effect of galectin-1 on 3T3 cell proliferation on chitosan membranes. Biometerials, 25, 3603-3611.

Ching, C.K., Black, R., Helliwel, T., Savage, A., Barr, H. and Rhodes, İ.M. 1988. Use of

Lectin Histochemistry İn Pancreatic Cancer. J Clin Pathol, 41, 324-328. Colmenero Jde, D., Isabel Queipo-Ortuno, M. and Maria Reguera, J. 2002. Chronic

hepatosplenic abscesses in brucellosis. Clinico-therapeutic features and molecular diagnostic approach. Diagn Microbiol Infect Dis, 42, 159-67.

Czapla, T.H. and Lang, B.A. 1990. Effect of plany lectins on the larval development of European Corn Borer (Lepidoptera: Pyralidae) and Southern Corn Rootworm (Coleoptera:Chrysomelidae). J Eco Entomol, 83, 2480-2485.

Çakalağaoğlu, F. 2005. Tissue processing – Doku takibi. J Aegean Pathology, 2, 29-34. Çelik, I., Kara, M., Yegin, E. ve Köylü, H. 1998. Deneysel Hipertiroidizm Olusturulan

Tavsanlarda Keratin Kinaz ve Kalb Kası Kreatin Kinaz Degerleri. Tr J Biol, 22, 1-5. Durak, Y., Kır, M., Özkalp, B. and Aladağ, M.O. 2005. Çeşitli Klinik Materyallerden İzole

Edilen Gram Negatif ve Gram Pozitif Bakterilerin Ofloxacin’e Karşı Duyarlılıklarının Araştırılması. Ulusal Biyoteknoloji Kongresi, 63(1), 17-14.

Durmaz, G., Bolatlı, T., Kiraz, N., Koçoğlu, T., Akgün, Y. ve Akşit, F. 1994. Osmangazi

Üniversitesi Tıp Fakültesi’ nde 1982-1993. yılları arasında yapılan BOS kültürlerinin sonuçlarının değerlendirilmesi. Mikrobiyol. Bül, 28, 223-7.

Page 40: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

32

Elinger, A. and Pavelka, M. 1992. Subdomains of the rough endoplasmic reticulum in colon goblet cells of rat: Lectin-cytochemical characterization. J Histochem Cytochem, 40, 919-930.

Engin, A. 2000. Genel Cerrahi. Tanı ve tedavi ilkeleri. Atlas Kitapçılık, 671-684. Erdemoğlu, A., Özcan, Ş., Diler, M., Kurukuyu, T. ve Sezer, O. 2000. Üriner Sistem

İnfeksiyonu Etkeni Gram Negatif Çomaklar ve Çeşitli Antibiyotiklere Duyarlılıkları. 15. Antibiyotik ve Kemoterapi (ANKEM) Kongresi. 5-10 Haziran, Kemer, Antalya, Program ve Poster Özetleri, ANKEM Derg ,14, 38.

Faraidi, C.C. and Falugic, S. 1996. Glyconjugate expression change during Rana dalmatina

early development. Eur J Histo Chem, 40, 67-74. Franz, H. 1986. Mistletoe lectins and their A and B chains. Onco, 43, 23-34. Fukutomi, T., Itabashi, M., Tsuane, S., Yamamoto, H., Nanasawa, T. and Hiroto, T. 1989.

Prognostic contributions of Helix pomatia and carcinoembryonic antigen using histochemical techniques in breast carcinoma. Jpn J Clin Oncol, 19, 127- 34.

Gabius, H.J. 1987. Endogenous lectin in tumors and the immune system. Cancer Invest. 5:

39-46. Gabius, H.J. 1991. Detection and functions of mammalian lectins with emphasis on

membrane lectins. Biochemica et Biophysica Acta, 1071, 1-18. Gabius, S., Kayser, K., Bovin, V.N., Yamazaki, N., Kojma, S., Kaltner, H. and Gabius, H.J.

1996. Endogenous lectins and neoglycoconjugates: A sweet approach to tumor diagnosis and targeted drug delivery. Eur J Pharm Biopharm, 42, 250-261.

Gatman, B., Wang, K., Han, J., Zhu, Z.Y., Huang, X., Wang, G.Q., Robinowich, H.,

Gorelik, E. 2004. A novel apoptotic pathway as defined by lectin cellular initiation. Biochem Biophys Res Comm, 316, 263-271.

George, S., Oh, Y., Lindblom, S., Vilain, S., Rosa, A.J.M., Françis, D.H., Brözel, V.S. and Kaushik R.S. 2007. Lectin binding profile of the small intestine of five-week old pigs in response to the use of chlortetracycline as a growth promotant and under gnotobiotic conditions. J Anim Sci, 85, 1640-1650.

Gheri, G., Bryk, S.G., Riccardi, R., Sgambati, E. and Borghi, M.B.C. 2002. The glycoconjugate sugar residues of the sessile and motile cells in the thymus of normal and Cyclosporin-A-treated rats:lectin histochemistry. Histol and Histopathol, 17(1), 9-19.

Page 41: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

33

Godt, K.B. and Gabius, H.J. 1989. Heparin-binding lectin from human placenta: Purification and partial molecular characterization and its relationship to basic fibroblast growth factors. Biochem, 28, 6531-6537.

Harper, S.M., Crenshaw, R.W., Mullins, M.N. and Privalli, L.S. 1995. Lectin binding to insect brush border membranes. J Eco Entomol, 88, 1197-1202.

Harrison, F.L. 1991. Soluble vertebrate lectins: ubiquitous but inscrutable proteins. J Cell

Sci, 100, 9-14.

Helliwell, T.R., Gunhan, O. and Edwards, R.H.T. 1989 . Lectin binding and desmin expression during necrosis, regeneration, and neurogenic atrophy of human skeletal muscle. J Pathol, 159, 43-51.

Imbe, H., Okamoto, K., Kadoya, T., Horie, H. and Senba, E. 2003. Galectin-1 is involved

in the potentition of neuropthie pain in dorsal born. Brain Res, 993, 72-83. Itoh, A., Itzuka, K. and Natori, S. 1985. Antitumor effect of sarcophaga lectin on murine

transplanted tumors. Jpn J Cancer Res, 76, 1027-1033. Junqueria, LC., Carneiro, J. and Kelley, RO. 1998. Basic Histology (9 th edn). McGraw-

Hill Publishing Co.1-494. Kayser, K., Bovin, N.V., Korchagian, E.Y., Zeilinger, C., Zeng, F.Y. and Gabius, H.J.

1994. Correlation of expression of binding sites for synteticblood group A-, B- and H- trisaccharides and for sarcolectin with survial of patients with bronchial carcinoma. Euro J Cancer, 30, 653-657.

Kawai, T., Suzuki, M., Torikata, C., Suzuki, Y. 1991. Expression of blood group-related

antigens and Helix pomatia agglutinin in malignant pleural mesothelioma and pulmonary adenocarcinoma. Hum Pathol, 22, 118-24.

Kilpatrick, D.C. 2004. Animal lectins: a historical introduction. Biochim. Biophys, 1572,

187-197. Kindt, T.J., Goldsby, R.A., Osborne, B.A. 2007. Kuby Immunology. W.H. Freeman and

Company, 573, New York.

King, S.S., Speiser, S.A., Jones, K.L., Apgar, G.A., Wessels, S.E. 2005. Equine spermatozoal motility and fertility associated with the incorporation of d-(+)-mannose into semen extender. Therigeneology, 1016, 1171-1179.

Page 42: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

34

Knepper, P.A., Goossens, W., Hvizd, M. and Palmberg, P.F. 1996. Glycosaminoglycans of the human trabecullar meshwork in primary open angle glucoma. Inv. Ophthalmol. Vis. Sci, 37(7), 1360-66.

Lewis, J. and Fekety, F.R. 1969. Proteus bacteremia. John Hopkins Med J, 124, 151-156.

Lis, H. and Sharon, N. 2004. History of lectins: from hemagglutinins to biological recognition molecules. Glycobiol, 14, 53R-63R.

Martin, F. and Kearney, J. F. 2002. Marginal-zone B cells. Nat. Rev. Immunol, 2, 323. Madigan, M.T. and Martinko, J.M. 2010. Brock Mikrooganizmalarin Biyolojisi. Palme

Yayıncılık, 992, Ankara.

McKenzi, A.N.J. and Preston, T.M. 1992. Biological characteristics of the Calliphora vomitoria agglutinin. Dev Comp Immunol, 16, 85-93.

McLean , R.J.C., Nickel, J.C., Cheng, K.J. and Costerton, J. W. 1988. The ecology and

pathogenicity of urease producing bacteria in the urinary tract. CRC Crit Rev Microbiol, 16, 37-39.

Melo-Júnior, M.R., Cavalcanti, C.B., Pontes-Filho, N.T., Carvalho Jr, L.B. and Beltrão,

E.C. 2008. Carbohydrates Detection in the Hepatic Egg – Granuloma System Using Lectin Histochemistry. Int. J. Morphol, 26(4), 967-972.

Meyer, W., Godynickib, S. and Tsukisec, A. 2008. Lectin histochemistry of the

endothelium of blood vessels in the mammalian integument, with remarks on the endothelial glycocalyx and blood vessel system nomenclature. Ann Anat, 190, 264-276.

Michaels, E.K., Chmiel, J.S., Plotkin, B.J. and Schaeffer, A.J. 1983. Effect of D-mannose and D-glucose on Escherichia coli bacteriuria in rats. Ural Resa, 11(2), 97-102.

Monteavaro, C.E., Soto, P., Gimeno, H.M., Echevarria, M., Portiansky, E,L. and Barbeito, C.G. 2008. Histological and Lectin Binding Changes in the Genital Tract of Mice Infected with Tritichomonas foetus. J Comp Path, 138, 40-45

Murdock, L.L., Huesing, J.E., Nielsin, S.S., Pratt, R.C. and Shade, R.E. 1990. Biological effects of plant lectins on the Cowpea weevil. Phytochem, 29 (1), 85-89.

Page 43: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

35

Murnane, R.D., Ahern-Rindell, A.J. and Prieur, D.J. 1989. Lectin Histochemistry of an Ovine Lysosomal Storage Disease with Deficiencies of β-Galactosidase and α-Neuraminidase. Amer J Pathol, 135, No. 4.

Murray, P.R., Baron, E.J., Pfaller, M.A., Tenover, F.C. and Yolken, R.H. 1999.

Enterobacteriaceae: Introduction and identification. Manual of Clinical Microbiology, pp. 442, 7th ed, ASM Press, Washington DC.

Murray, R.K., Mayes, A.P., Granner, D.K. and Rodwell, M. 1993. Harper’ın Biyokimyası.

Barış Kitapevi, İstanbul, 832-835. Narita, T. and Numao, H. 1992. Lectin binding patterns in normal, metaplastic, and

neoplastic gastiric mucosa. J Histochem Cytochem, 40, 681-687.

Nishikawa, T., Kajii, S., Sato, C., Yasukawa, Z., Kitajima, K. and Isobe, M. 2004. α-Cmannosyltryptophan is not recognized by conventional mannose-binding lectins. Bioorg Med Chem, 12, 2343-2348.

O’Hara, C.M., Brenner, F.W., Steigerwalt, A. G., Hill, B.C., Holmes, B., Grimont, P.A.D.,

Hawkey, P.M., Penner, J.L., Miller, J.M. and Brenner, D.J. 2000. Classification of Proteus vulgaris biogroup 3 with recognition of Proteus hauseri sp. nov., nom. rev. and unnamed Proteus genomospecies 4, 5 and 6. J Microbiology, 50, 1869-1875.

Ofek, A., Mosek, and Sharon, N. 1981. Mannose-specific adherence of Escherichia coli

freshly excreted in the urine of patients with urinary tract infections, and of isolates subcultured from the infected urine. Infect Immun, 34(3), 708–711.

Okajima, F. and Ul, M. 1979. Metabolism of glucose in hyper-hypothyroid rats in vivo.

Biochem. J. 182, 565-575. Özkanlar,

Y., Şahal, M., Kibar,

M. ve Özkök,

S. 2005. Köpeklerde Escherichia coli ve

Proteus mirabilis ile oluşturulan aşağı üriner sistem enfeksiyonu ve vezikoüreteral refluksla ilişkisi. Ankara Üniv Vet Fak Derg, 52, 171-178.

Peetermans, W.E., N. Van De Vyver, Y., Van Laethem, P., Van Damme, N., Thiry, P.,

Trefois, P., Geerts, M., Schetgen, R., Peleman, B., Swennen., Verhaegen, J. 2005. Recommendations for the use of the 23- valent polysaccharide pneumococcal vaccine in adults: A Belgian consensus report. Acta Clin Belg, 60, 329-337.

Pendland, J.C., Health, M.A. and Boucıas, D.G. 1988. Function of a galactose-binding lectin from Spodoptera exigua larval haemolymph: opsonization of blastospore from entomogenous hyphomycetes. J Insect Physiol. 34 (6), 533-540.

Page 44: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

36

Pratl, B., Benesch, M., Lackner, H., Portugaller, H.R., Pusswald, B., Sovinz, P., Schwinger W., Moser, A., Urban, C. 2007. Partial splenic embolization in children with hereditary spherocytosis. Eur J Haematol, 80 (1), 76-80.

Pepard, C.D., Ponard, D. and Colonb, M.G. 2004. Analysis of low molecular weight

intracellular association of a human mannan binding lectin (MBL). Mol Immunol. 40, 795-801.

Rhodes, J.M., Black, R.R. and Savage, A. 1986. Glycoprotein abnormalities in colonic

carcinomata, adenomata, and hyperplastic polyps shown by lectin peroxidase histochemistry. J Clin Pathol, 39, 1331-1334.

Russel, R.C.G., Williams, N.S. and Bulstrode, C.J.K. 2000. ailey&LoBve's Short

Practice.(23 th edition) Oxford Universty Press. 953-964, 1296-1306.

Rüdiger, H. 1997. Structure and functions of plant lectins, in glicosciences status and perspectives. Gabius, H.J. and Gabius, S. (eds), pp. 415-439, Chapman & Hall, Weinheim.

Sanders, C.C. and Sanders, W.E. 1992. Beta-lactam resistance in Gram negative bacteria:

global trends and clinical impact. Clin Infect Dis, 15, 824. Sanders, W.E., Sanders, C.C. 1997. Enterobacter spp.: Pathogens poised to flourish at the

turn of the century. Clin Microbiol Rev, 10, 220. Sayek, İ. 1994. Dalak Yapı ve Fonksiyonları. Temel cerrahi. cilt-I, 1033-1040. Sauvion, N., Nardon, C., Febvay, G., Gatehouse, A.M.R. and Rahbe, Y. 2004. Binding of

the insecticidal lectin ConcanavalinA in pea aphid, Acyrthosiphon pisum ( Harris) and induce effect on the structure of midgut epithelial cells. J Insect Physiol, 50, 1137-1150.

Scillitani, G.S., Zizza, G.E., Liquori and D. Ferri. 2007. Lectin histochemistry of

gastrointestinal glycoconjugates in the greater horseshoe bat, Rhinolophus ferrumequinum. Acta Histochem, 109, 347-357.

Seyrek, K. ve Bildik, A . 2001. Lektinler. YYÜ. Vet. Fak. Derg, 12 (1-2), 96-100.

Sharon, N. 1977. Lectins. Sci Amer, 236 (6), 108-119.

Page 45: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

37

Sheikha, Z.T,. Anwar, K., SalihKalandar, H., Kasnazan, M.K., Al-Maliki, K.T., Al-Azraqi,

T.A. and Zafer, M.H. 2007. Prevention of overwhelming postsplenectomy infection in thalassemia patients by partial rather than total splenectomy. Can J Surg, 50(5), 382-386.

Sobral, A.V., Rego, M.B.M., Cavalacanti, C.L.B., Carvalho Jr, LB., and Beltrão, E.I.C.

2010. Con A and UEA-I lectin histochemistry of parotid gland mucoepidermoid carcinoma. J Oral Science, Vol 52. No. 1, 49-54.

Stoddart, R.W. and Jones, C.J.P. 1998. Lectin histochemistry and cytochemistry –light microscopy. Avidin-biotin amplification on recin-embedded sections. In Rhodes JM, Milton JD, eds. Methods in Molecular Medicine Vol. 9. Lectin Methods and Protocols. Totowa, NJ, Humana Press, 21-39.

Stock, I. and Gruger, T. 2001. Natural antibiotic susceptibility of strains of the

Enterobacter cloacae complex. Antimic Agents, 18, 537. Targarona, E.M., Espert, J.J. and Bombuy, E. 2000. Complications of Laparoscopic

Splenectomy. Arch Surg, 135, 1137-1140.

Thöm, I., Schult-Kronefeld, O., Burkholder, I., Goern, M., Andrizky, B., Blonski, K., Kulger, C., Elder,L., Bokemeyer, C., Schumacher, U. and Laack, E. 2007 . Lung Cancer, 56, 391-397.

Türkmen, G., Gürel, A., Öztabak, K.Ö. ve Mengi, A. 1997. Ratlarda tümör gelişimi üzerine

lektinin etkisi. İstanbul Üniv Vet Fak Derg, 23, 255-27.

Van Damme, E.J.M., Allen, A.K. and Peumans, W.J. 1988 . Related mannose-specific lectins from different species of the family Amaryllidaceae. Physiol Plantvar, 73, 52-57.

Vasta, G.R., Ahmad, H., Fink, N.E. and Elola, M.T. 1994. Animal lectins as self/ non self

recognition molecules. Ann. N.Y. Acad. Sci, 15, 55-73. Vurgun, N., Ege, A., Çetinkaya, Z., Şengil, A.Z. and Balkan, C. 1996. Çocuk idrar yolu

enfeksiyonlarında etken mikroorganizmalar ve antibiyotik duyarlılıklar. SDÜ Tıp Fakültesi D, 3(3), 77-81.

Waghorn, D.J. 2001. Overwhelming infection in asplenic patients: current best practice

preventive measures are not being followed. J Clin Pathol, 54, 214-218.

Page 46: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

38

Wakitani, S., Hondo, E., Shimokawa, T., Kusakabe, K., Okada, T., Nakamuta, N., Stewart, C.L. and Kiso, Y. 2008 . Effects of leukemia inhibitory factor on lectin-binding patterns in the uterine stromal vessels of mice. Immunobiol, 213, 143-150.

Yazdani Moghaddam, F., Darvish, J., Mahdavi Shahri, N., Abdulamir, A.S. and Khalija Daud, S. 2009. Lectin Histochemistry Assay in Colon Tissues for Inter-species Characterization. Science Publications, Amer J Biochem Biotechnol, 5(1), 7-13.

Page 47: ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENİSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/24121/Maryam DIANI tez.pdfBu çalışmada Proteus vulgaris OX19 bakterileri New Zealand yetişkin

39

ÖZGEÇMİŞ

Adı Soyadı: Maryam DIANI

Doğum Yeri: IRAN

Doğum Tarihi: 24.06.1983

Medeni Hali: Evli

Yabancı Dili: Türkçe, İngilizce

Eğitim Durumu

Lise : Sama lisesi 1997-2001

Lisans : Arak Üniversitesi/Mikrobioloji 2002-2006

Yüksek Lisans : Ankara Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü Bioloji Ana Bilim Dalı(Eylül 2008-

Temmuz 2010)

Katıldığı Seminerler ve Kongreler: IRANIAN SOCIETY OF INFECTİOUS DISEASES AND TROPICAL MEDICINE 2004 GELENEKSEL TIP KONGRESİ 2003 GENÇLİK SAĞLIK KONGRESİ 2005 1. KARDİYOLOJİ KONGRESİ 2006 2. ANKARA TIP BİYOKİMİYA GÜNÜ 2009 3. ANKARA TIP BİYOKİMİYA GÜNÜ 2010

Katıdığı Kurslar:

Deney Hayvanların Uygulama ve Etik Kursu VI 2009

Aldığı ödüller:

- Kan Nakli Organizasyon 2003 (hepatit ve AIDS virustan halkı bilgilendirmek için)

- İranlılar Örenciler Derneğin 2010 (The First Scientific Conference of Iranian Academics in Turky)

- Bilimsel Öğrenciler Derneği 2004 (appotosis ve H.pilori konkresi)