7
Atatürk Özel Sayısı 2013 | Hukuk Gündemi 69 A ydın Türk kadınının simgesi olan Latife Hanım’ı yakından tanıyabilmek için kuşku- suz öncelikle aile yapısına bakmak gerekir. Aslen Uşaklı olan ailenin ata mesleği helvacı- lıktır. Ancak Latife Hanım’ın büyük dedesi Hacı Ali Efendi ticaretle uğraşmayı tercih etmiş ve ata mesleğini bırakarak, o dönemde (19. Yüzyıl) Ege Bölge’sinin ticaret merkezi olan İzmir’e göç etmiştir. Hacı Ali Efendi İzmir’de Avrupalıların evlerini süsleyen Anadolu halılarının, ticaretini yapmaya başlar. İşler iyi gider ve İzmir’deki halı ticarethanesi yetersiz kalmaya başlar. Bunun üze- rine İstanbul’da bir şube açılır ve başına Hacı Ali Efendi’nin büyük oğlu Hacı Halil Efendi geçer. Hacı Ali Efendi’nin diğer oğlu Sadık Bey ise bir yandan halı ticaretine devam ederken bir yandan da develerle kervancılık yapmaya başlar. Ancak 1858’de inşaatına başlanan ve Osmanlı’nın ilk demir yolu hattı olan İzmir - Aydın tren hattının 1886’da Aydın’a ulaşması ile kervancılık eski öne- mini ve karlılığını kaybeder. Halı ticareti yapma devam eden Sadık Bey 1867 yılında Paris sergi- sine katılır ve sergilediği ürünlerden bir halı, altın madalya ödülüne layık bulunur. Sadık Bey İzmirli Makbule Hanım ile evlenir. 1872’de doğan ve tek çocukları olan Muammer Bey’in (Latife Hanım’ın dedesi) üzerine titizlikle düşen aile özellikle eğiti- mine çok önem verir. Kuşkusuz Sadık Bey’in yurt- dışı deneyimleri ailesini de etkilemiştir. Sadık Bey ailesinin modernleşmesine ve aile üyelerinin iyi eğitim almasına ön ayak olmuştur. Eğitimi gerçek- ten çok önemseyen Sadık Bey Göztepe’deki yazlık Atatürk ve Latife Hanım Stj. Av. Latife İNCE

Atatürkve Latife Hanım - Ankara Barosu · Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasın-dan sonra İzmir’in kurtuluşuna olan inancıyla babasından izin alarak dadısıyla İzmir’e

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Atatürkve Latife Hanım - Ankara Barosu · Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasın-dan sonra İzmir’in kurtuluşuna olan inancıyla babasından izin alarak dadısıyla İzmir’e

Atatürk Özel Sayısı 2013 | Hukuk Gündemi 69

Aydın Türk kadınının simgesi olan Latife Hanım’ı yakından tanıyabilmek için kuşku-suz öncelikle aile yapısına bakmak gerekir.

Aslen Uşaklı olan ailenin ata mesleği helvacı-lıktır. Ancak Latife Hanım’ın büyük dedesi Hacı Ali Efendi ticaretle uğraşmayı tercih etmiş ve ata mesleğini bırakarak, o dönemde (19. Yüzyıl) Ege Bölge’sinin ticaret merkezi olan İzmir’e göç etmiştir. Hacı Ali Efendi İzmir’de Avrupalıların evlerini süsleyen Anadolu halılarının, ticaretini yapmaya başlar. İşler iyi gider ve İzmir’deki halı ticarethanesi yetersiz kalmaya başlar. Bunun üze-rine İstanbul’da bir şube açılır ve başına Hacı Ali Efendi’nin büyük oğlu Hacı Halil Efendi geçer. Hacı Ali Efendi’nin diğer oğlu Sadık Bey ise bir yandan halı ticaretine devam ederken bir yandan

da develerle kervancılık yapmaya başlar. Ancak 1858’de inşaatına başlanan ve Osmanlı’nın ilk demir yolu hattı olan İzmir - Aydın tren hattının 1886’da Aydın’a ulaşması ile kervancılık eski öne-mini ve karlılığını kaybeder. Halı ticareti yapma devam eden Sadık Bey 1867 yılında Paris sergi-sine katılır ve sergilediği ürünlerden bir halı, altın madalya ödülüne layık bulunur. Sadık Bey İzmirli Makbule Hanım ile evlenir. 1872’de doğan ve tek çocukları olan Muammer Bey’in (Latife Hanım’ın dedesi) üzerine titizlikle düşen aile özellikle eğiti-mine çok önem verir. Kuşkusuz Sadık Bey’in yurt-dışı deneyimleri ailesini de etkilemiştir. Sadık Bey ailesinin modernleşmesine ve aile üyelerinin iyi eğitim almasına ön ayak olmuştur. Eğitimi gerçek-ten çok önemseyen Sadık Bey Göztepe’deki yazlık

AtatürkveLatife Hanım

Stj. Av. Latife İNCE

Page 2: Atatürkve Latife Hanım - Ankara Barosu · Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasın-dan sonra İzmir’in kurtuluşuna olan inancıyla babasından izin alarak dadısıyla İzmir’e

70 Hukuk Gündemi | Atatürk Özel Sayısı 2013

köşklerinin bahçesinde bulunan Camlı Köşk’ü okul haline getirmiştir. Muammer Bey de bu okulda eğitim almıştır. Babasının arzusunu yerine getirerek daha 20’li yaşlarında iken İzmir’in önde gelen tüccarları arasına giren Muammer Bey 1895 yılında İzmir’in tanınmış ailelerinden Sadullah Efendizadelerden Daniş Bey’in kızı Adviye Hanım ile evlenir. Muammer Bey ve Adviye Hanım’ın 6 çocuğu olur. Latife Hanım ailenin ilk çocuğudur. Çocuklarının eğitimine çok önem veren aile o dönemdeki düşüncelerin aksine kızlarına, Batı kültürünü alabileceği her türlü eğitim olana-ğını sağlar. Muammer Bey 1908 yılında İzmir Belediye Meclisi üyesi olur ve bir yıl sonrasında İzmir Belediye Başkanı seçilir. Ancak Aydın Valisi Mahmut Muhtar Paşa ile düştüğü anlaşmazlık nedeniyle 6 ay sonrasında görevinden istifa eder. 15 yıl sonra tekrar İzmir Belediye Başkanı olan Muammer Bey, Kokaryalı‘da (Güzelyalı) bir sinemada yangın çıkması ve 15 kişinin hayatını kaybetmesi üzerine olaydan kendini (belediye tarafından sinemaların iyi denetlenmediği düşün-cesi ile) sorumlu tutarak belediye başkanlığı göre-vinden istifa eder. Muammer Bey, Latife Hanım Gazi Mustafa Kemal Paşa ile evlendikten sonra aktif ticaret hayatına da son verir.

24 yaşına geldiğinde  Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başbayanı olacak Latife Hanım Haziran 1889’da

İzmir’de doğmuştur. İlerici ve modern bir ailenin ilk kızı olarak dünyaya gelen Latife Hanım, ilk eği-timini, dedesi Sadık Bey’in kendi çocuklarının ve mahallenin çocuklarının eğitim görmesi için okul haline getirdiği camlı köşkte, özel olarak getirtilen öğretmenlerden alır. İlkokulu bu köşkteki özel okulda bitiren Latife Hanım ortaokul ve liseyi İstanbul’da Arnavutköy Amerikan Kolejinde okur. Burada Halide Edip Adıvar’ın öğrencisi olur. Halit Ziya (Uşaklıgil) ve Tevfik Fikret’ten de özel dersler alan Latife Hanım edebiyat alanında kendini iyice geliştirir. Kardeşi Münci Bey’in rahatsızlığı nede-niyle aile İzmir’den İsviçre’ye, daha sonra da dok-torların önerisiyle Fransa’ya taşınır. Latife Hanım da Avrupa’nın en iyi okullarından biri olan Sor-bonne Üniversitesinde siyaset ve hukuk eğitimi görür. Bir yandan yurtdışında eğitim görmekte bir yandan da ülkesindeki gelişmeleri yakından takip etmektedir. O yıllarda ülke işgal altında-dır. Memleket hasretiyle yanan Latife Hanım Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasın-dan sonra İzmir’in kurtuluşuna olan inancıyla babasından izin alarak dadısıyla İzmir’e döner. Dedesi Sadık Bey’in yazlık köşk olarak yaptırdığı Uşakizade köşkünde kalmaya başlar. (Uşakizade köşkü zamanı geldiğinde Mustafa Kemal ve Latife Hanım’ın nikâhının kıyıldığı yer olarak tarihte yerini alacaktır.)

Page 3: Atatürkve Latife Hanım - Ankara Barosu · Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasın-dan sonra İzmir’in kurtuluşuna olan inancıyla babasından izin alarak dadısıyla İzmir’e

Atatürk Özel Sayısı 2013 | Hukuk Gündemi 71

Uşakizade Köşkü, Sadık Bey tarafından İzmir Göztepe’de 1860 yılında yaptırılmıştır. Uşakizade Ailesi, yazlık ev inşa etmek ister. Bunun üzerine o zamanın geleneklerine göre hareket edilerek İzmir’in çeşitli semtlerine aynı anda taze etler asılır ve etin en son bozulduğu yerin en serin yer olduğundan hareketle köşkün yeri belirle-nir. Bodrum dâhil üç katlı olan köşkün birinci katına iki yandan yükselen ana kapıda birleşen merdivenlerden çıkılıyor. Köşkün bodrumunda kiler ve görevli odaları, birinci katta salon vazifesi de gören büyük bir yemek odası, gaziye ayrılan çalışma odası ve ikisi konuk odası olmak üzere dört tane oda, ikinci katta da 6 tane oda bulun-maktadır. Odalar yüksek tavanlı, geniş ve ferahtır.

1951 yılına kadar Uşaklıgil ailesi tarafından özellikle yazları kullanılan Uşakizade Köşk’ü, İzmir Özel Türk Koleji’nin kurucusu olan Bahattin Tatış tarafından 1951 yılında okul binası olarak kulla-nılmak üzere Latife Hanım’dan kiralanmış, Latife Hanım’ın vefatından sonra satın alınmıştır. 1991 yılına kadar okul binası olarak kullanılan Uşaki-zade Köşk’ü Tatış ailesinin kararıyla restore edile-rek 2001 yılında müze haline getirilmiştir. Köşke yaptığımız ziyarette köşkte o dönemde kullanılan eşyaların ve çok özel fotoğrafların sergilendiğini gördük. Köşkün içine girdiğinizde sanki zaman algınız değişiyor zira, köşk restorasyon sonra-sında 20.Yüzyılın başlarına, aslına uygun olarak dekore edilmiş. Kuşkusuz köşkün mimarisinin de bu etkide büyük payı var.

Gazi Mustafa Kemal Paşa ilk defa İzmir’in kur-tuluşunun altıncı günü, 14 Eylül 1922’de Uşa-kizade Köşkü’ne gelmiştir. Bu gelişinde on altı gün kalan Gazi, köşkü “Başkomutanlık Karargâhı” olarak kullanmıştır. Bu süreçte yerli ve yabancı birçok devlet adamı ve gazeteci, köşkte Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı ziyaret etmiştir. Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923 tarihinde Karşıyaka’daki Latife Hanım Köşk’ünde vefat etmiştir. Annesinin ölümü üzerine İzmir’e gelen Gazi Mustafa Kemal Paşa, 29 Ocak 1923 tarihinde Latife Hanım ile Göz-tepe’deki bu köşkte kıyılan nikâh ile evlenmiştir. Uşakizade Köşk’ünde üçüncü kalışında; İktisat Kongresi’nin açılış hazırlığını ve açılış konuşma-sını yapan Gazi, eşi Latife Hanım’ı yanına ala-rak Ankara’ya dönmüştür. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın köşke dördüncü gelişinde ise, yanında

iki bakan konuğu vardır. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın beşinci ve son gelişi; 2 Ocak 1924–22 Şubat 1924 tarihleri arasında gerçekleşir. Gazi’nin Uşakizade Köşkü’nde elli üç gün misafir kaldığı bu dinlenme gezisi, onun Cumhurbaşkanı olarak İzmir’e ilk gelişi olması açısından önem taşımak-tadır. Gazi Mustafa Kemal Paşa, beş kez konuk olduğu Uşakizade Köşk’ünde toplam doksan bir gün kalmıştır.

Mustafa Kemal Paşa 10 Eylül 1922 tarihinde İzmir’e gelir. Kurmayları ve yaveri Salih Bozok, Başkomutan için İzmir’de kalabileceği güvenli bir yer aramaktadır.

10 Eylül günü Uşakizade Köşkü’ne ulaşan Salih Bey bahçıvandan Latife Hanım’ın İzmir’e Gazi Paşa’yı karşılamak için geldiğini öğrenir. Başyaver Salih, Latife Hanım ile tanışarak ona gazi Mustafa Kemal Paşa’nın bu köşkte kalıp kalamayacağını sorar, Latife Hanım’ın Başyaver Salih Bey’e ver-diği cevap:

“Gazi’yi konuk etmekten şeref duyarım ben bu günleri görmek için buralara koştum geldim“olur. (Söylenenlerden biri de Latife Hanım’ın oku-lunu yarıda bırakarak İzmir’e gelişinin nedeni, hiç görmediği Mustafa Kemal Paşa’ya duyduğu derin hürmet ve onunla evlenme isteğidir.) Latife Hanım ile Gazi Paşa’nın ilk karşılaşmasına dair farklı anlatımlar vardır. Bunlardan biri Latife Hanım’ın İzmir Valiliği’nde bulunan Paşa’nın odasına yaver Salih Paşa’yı atlatarak girmesi ve Uşakizade Muammer Bey’in kızı olduğunu söy-leyerek Gazi’yi Göztepe’deki köşklerine kalmaya davet etmesidir. Diğer bir anlatıma göre ise Gazi Paşa Uşakizade köşküne bir ziyaret gerçekleştirir ve orada Latife Hanım ile tanışır ancak köşkte kalması için yapılan daveti cevapsız bırakır.

Başyaver Salih Bozok, Muzaffer Komutan’ın İzmir’deki ilk günlerini şöyle anlatır. “İzmir’in işga-linde bir gece Karşıyaka’da kaldık, deniz çok fena koktuğu için orada fazla kalamadık. Mustafa Kemal Paşa hazretleri için bazı köşkler konaklar göste-rilmişti. Bunların arasında Uşakizade Muammer Bey’in evi de vardı. Hepsini birer birer gezip gör-dükten sonra, rıhtımda bir doktorun binasında ikamet etmeyi tercih ettiler. Muammer Bey’in evine gittiğimiz zaman bizi Latife Hanım karşılamıştı. Babası, annesi ve kardeşleri Avrupa’da bulun-duklarından Latife Hanım büyükannesiyle yalnız

Page 4: Atatürkve Latife Hanım - Ankara Barosu · Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasın-dan sonra İzmir’in kurtuluşuna olan inancıyla babasından izin alarak dadısıyla İzmir’e

72 Hukuk Gündemi | Atatürk Özel Sayısı 2013

oturuyormuş. Latife Hanım aydın bir kız olduğu için ifadeleri ile her türlü bilgi, görgü, tutum ve davra-nışları ile Paşa’yı memnun etmişlerdi fakat Mustafa Kemal Paşa her nedense orada kalmak istememiş-lerdi. Rıhtımda karargâh olarak seçtiğimiz binaya karargâhı naklettikten bir iki gün sonra, İzmir’de büyük bir yangın çıktı ve bizim binaya yaklaşınca, oradan Muammer Bey’in evine karargâhı naklet-mek zorunda kaldık.”

Paşanın karargâhını Uşakizade Köşk’üne taşı-masıyla onun için Latifeli günler de başlamış-tır. Bir halk kahramanı olan Büyük Komutana derin bir hürmet ve hayranlık besleyen Latife Hanım, bu süre içinde Mustafa Kemal ve yaveri Salih Bozok ile yakın ilişkiler kurmaya özen gös-termiştir. İyi derecede yabancı dil bilen Latife Hanım, bu süreçte Paşa’ya her konuda yardımcı olmuştur. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın emir çavuşu Ali Metin “… Yabancı devletlere verilen nota ve muhtıraları hep Latife Hanım yazmıştı.” diye anlatmaktadır.

Ali Fuat Cebesoy’un anılarında Uşakizade Latife Hanım ve köşk ayrıntıları ile yer alıyor:

“Gazi Paşa’nın karargâh olarak seçtiği köşkte, Uşakizade Muammer Bey’in kızı Latife Hanım bizzat hizmet ediyordu. Latife Hanım çok iyi bir öğrenim ve eğitim görmüş, dil bilir, genç ve güzel bir Türk kızıydı. Türk Edebiyatına da aşinaydı. Köşk ger-çek bir Başkumandanlık Karargâhı gibi bir hayli işlek olmasına rağmen düzeni pek mükemmeldi.

Herkese şefkat ve nezaketle muamele ediyor, karşılı-ğında herkesten saygı görüyordu. Her dediği adeta karargâh komutanının emri gibi kabul olunuyordu. Hatta Gazi Paşa bu hareket tarzını memnuniyetle kabul etmişti. Gülerek:

Karargâh Kumandan’ı ‘Hanım’ın emri budur.’ diyordu.”

Paşa Uşakizade Köşk’ünde kalırken, köşk bir-çok gazeteciyi, yerli ve yabancı devlet adamlarını konuk etmiştir. 18 Eylül 1922 gecesi de Latife Hanım, muzaffer komutanlar ve gazetecileri İzmir’in kurtuluşunu kutlamak için köşke davet eder. Gazi Mustafa Kemal Halide Edip’i kendi ara-basıyla köşke götürür. O günle ilgili anıyı Halide Edip’in kaleminden öğrenelim;

“Ben, İsmet Paşa’dan gazete muhabirlerine harp sahasını göstermek için izin istedim. Son raporumu yazacaktım. İsmet Paşa gereken hazırlıklar için emirler verdi ve ayın on sekizinde Latife Hanım; İsmet Paşa’yı gazetecileri ve beni İzmir Zaferi’ni kutlamak için evine davet etti. Mustafa Kemal Paşa otomobiliyle beni oraya götürürken hep Latife Hanım’dan bahsediyordu. Sesinde Mustafa Kemal Paşa’nın nihayet bir yuva kurmak için hazırlandığını ifade eden bir şey vardı. Bu konuda bağlılığı çok samimi görünüyordu.”

Mustafa Kemal’in Latife Hanım ile evliliğine dair düşüncesinin Uşakizade Köşkü’ndeki ilk kalı-şında oluştuğu görülmektedir. Paşa’nın köşkteki ilk misafirliği yirmi bir gün sonra 23 Eylül 1922

Page 5: Atatürkve Latife Hanım - Ankara Barosu · Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasın-dan sonra İzmir’in kurtuluşuna olan inancıyla babasından izin alarak dadısıyla İzmir’e

Atatürk Özel Sayısı 2013 | Hukuk Gündemi 73

günü son bulur ve Mustafa Kemal Ankara’ya hareket eder. Salih Bozok’un anılarında Gazi’nin İzmir’den ayrılışı şöyledir. “İzmir yangınından sonra karargâhı naklettiğimiz Muammer Bey’in evinde 3 hafta kaldı. Bu süreçte başta Atatürk olmak üzere hizmet erlerine kadar Latife Hanım’dan hepimiz son derece memnunduk. Ankara’ya gider-ken Latife Hanım Mustafa Kemal’den şu ricada bulundu: ‘Paşam evimize şeref ve saadet bahşet-tiniz. Yakında Avrupa’dan dönecek olan annemle babamın ve kardeşimin de bu şerefi yaşamaları için evimizin, başkumandanlık karargâhı namı altında üç beş erden ibaret bir takım tarafından korunmasını rica ederim.’ Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanım’ın bu ricasını kabul ettiler ve Ankara’ya giderken muhafız alayından üç dört eri Muammer Bey’in evinde bıraktılar. Bu şekilde Muammer Bey’in eviyle ilişkimiz ve bağlantımız kalıcı oldu.”

Latife Hanım ve Mustafa Kemal Paşa bir süre mektuplaşırlar. Paşanın annesi Zübeyde Hanım bu dönemde hastadır. Ankara’daki doktorlar da Zübeyde Hanım’ın hava bakımından denizi olan bir yerde bulunmalarını önerdikleri için Mus-tafa Kemal Paşa da Zübeyde Hanım’ın İzmir’e gitme isteğini uygun bulur ve Zübeyde Hanım İzmir’e Latife Hanım’ın yanına gider. Kuşkusuz Zübeyde Hanım’ın İzmir’e gitme isteğinin asıl nedeni Latife Hanım’ı yakından tanıma arzusu-dur. Zübeyde Hanım bir ay konuk kaldığı Karşı-yaka’daki Latife Hanım Köşkü’nde 14 Ocak 1923

günü vefat eder ve Karşıyaka’nın Ferik Osman Paşa Camisinin bahçesine gömülür. Gazi, 27 Ocak 1923 günü İzmir’e gelir. Kendisini karşılayanlar arasında Latife Hanım’ın babası Muammer Bey de vardır. Paşa kendisi ile konuşarak kızıyla evlenmek istediğini söyler. 29 Ocak günü Gazi, arkadaşla-rını ikinci kez konuk olduğu Uşakizade Köşkü’ne davet eder. Mustafa Kemal bu daveti nikâh töre-nine dönüştürür. Davetlilerden Hakkı Naşit Uluğ nikâh törenini şu şekilde kaleme almıştır;

“…Biraz sonra, İzmir Müftüsü odaya girdi. Onu Gazi, yanında hayat arkadaşı seçtiği insan takip etti.

Bu sade dekor içinde nikâh töreni başlıyordu. Fevzi ve Kazım Paşalar Gazi’nin, Abdülhalik ve Salih Beyler Latife Hanım’ın şahitleri idiler. Muammer Bey gözleri yaşarmış olarak pencerenin yanında yer almıştı, ailenin fertleri, Gazi’nin yanındaki erkân ve biz koridoru dolduruyorduk. Ses seda kesilmişti, Gazi’nin kadıya hitaben, biraz kısık ve ağırbaşlı sesi duyuldu:

‘Efendi Hazretleri, biz, Latife Hanım ile evlenmeye karar verdik, lütfen gerekli işlemi yapar mısınız?’

Bu hitabı büyük dikkat içinde dinleyen kadı efendi, Latife Hanım’a döndü ve sordu:

‘Hanımefendi, on dirhem gümüş mihri müec-cel (boşanma halinde kadının hayatını garantiye alacak tazminat) ve aranızda kararlaştırılan mihri muaccel (kızın tarafına peşin verilecek para veya mal) ile hazır bulunanların önünde Gazi Mustafa

Page 6: Atatürkve Latife Hanım - Ankara Barosu · Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasın-dan sonra İzmir’in kurtuluşuna olan inancıyla babasından izin alarak dadısıyla İzmir’e

74 Hukuk Gündemi | Atatürk Özel Sayısı 2013

Kemal Paşa Hazretleriyle evlenmeyi kabul ediyor musunuz?’

Kabul ettim’ cevabını alan Kadı Efendi, bu sefer de Gazi’ye dönerek aynı soruyu sordu, Gazi de:

‘Kabul ettim’ deyince, hayatının en şerefli hiz-metini başarı ile yaptığına sevinen Kadı Efendi, cübbesinin kollarını süratle sıvayarak ellerini göğe doğru kaldırdı, yeni evlilerin mutluluk ve sıhhatine ve bu evliliğin vatanımıza hayırlı olması için orada bulunanları duaya davet etti.”

Nikâh dönemin âdetlerine uymayan sade bir törenle yapılmıştır. Gazi’nin nikâhında belirlediği bedellerin minimum değerde olması, onun kafa-sından geçen, ‘kadın erkeğe eşittir’ düşüncesinin karşılığıdır. Nikâhın dini kural gereği perşembe olması gerekirken pazartesi günü kıyılması ve nikâh kıyılırken Latife Hanım’ın da bulunması, Gazi’nin nikâhta yaptığı değişikliklerdir. Kuşkusuz bu nikâh tarzı ileride yeni kurulacak Türkiye Cum-huriyeti Devleti’nde nikâh akitlerini de düzenle-yecek olan yeni Medeni Kanun esaslarının da bir nevi müjdecisi olmuştur.

30 Ocak 1923 tarihli Vakit Gazetesi Anadolu Ajansı’nın nikâh törenine ait haberini verirken İzmir’den muhabir Naşit Hakkı Uluğ’un yolla-dığı bilgiye, Ankara’dan aldığı bilgileri de ekle-yerek şu yazıyı yazar: “Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’nin Uşakizade Muammer Bey’in kızı

Latife Hanımefendi ile nikâh işlemleri gerçekleş-miştir. Paşa Hazretleri bu nikâhla, annelerinin son arzusunu yerine getirmişlerdir. Zübeyde Ana’nın en büyük arzusu Paşa Hazretlerinin aile kurma-sıydı. İzmir’e gerçekleştirdiği seyahatin bir nedeni rahatsızlığı için hava değişikliği olmasının yanında, diğer nedeni de gelin adayını görme arzusu idi. Millete yetiştirdiği pek yüksek mertebeli özellikleri olan evladı için, çok özel bir ana sevgisi besleyen ve pek duygulu olan Zübeyde Hanım gelin ada-yını, evvela tanımadan severek ailenin biran önce kurulmasında ısrar etmiş, sonra İzmir ‘de görünce büyük bir sevgiyle bağlanmıştır.

Latife Hanımefendi, pek ender, güzel huylara sahipti. Avrupa’nın her tarafını gezmiş, görmüş, anlayarak tanımıştır. Fransızcayı, İngilizceyi ve Almancayı çok iyi biliyordu, musikiye büyük bir kabiliyeti vardı. Türkçeyi pekiyi yazarlar. Uşakizade Halit Ziya Beyefendi Türkçeleri ile çok ilgilenmiş ve Latife Hanımefendi de yazı hususunda yetenek olduğunu görmüştür. Latife Hanımefendiyi tanı-yanlar, zekâsı, azim ve iradesi hakkında pek övgüye değer bir kanı taşımakta ve pek ateşli vatansever söylemektedirler. Bütün millet, Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’nin bu özelliklere sahip bir hayat arka-daşı seçme ve aile teşkil etmelerine sevinçle katıla-cak ve nikâhının uzun ömürlü olmasını gönülden arzu edecektir. Mustafa Kemal Türk Toplumu’nda

Page 7: Atatürkve Latife Hanım - Ankara Barosu · Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasın-dan sonra İzmir’in kurtuluşuna olan inancıyla babasından izin alarak dadısıyla İzmir’e

Atatürk Özel Sayısı 2013 | Hukuk Gündemi 75

kadının gerçek yerini alması gereğini ileri sürdüğü fikirlerini kendi yaşamında uygulamaya başladı. 29 Ocak 1923’te İzmir’de Latife Hanım ile evlen-dikten o ana kadar uyulması gelenek olan evlenme usulünden ayrıldı. Evlenme törenlerinin Perşembe günleri yapılması adet iken Pazartesi günü evlendi. Nikâh töreninde kadının bulunmaması gerektiği halde nikâhı Latife Hanım’ın bulunduğu ortamda kıydırdı. Bundan sonra yaptığı seyahatlere Latife Hanım da katıldı. Karı kocanın beraber gezme-leri gelenek olmayan bir ülkede devlet başkanının eşiyle seyahati her seviyeden halk üzerinde derin etkiler bıraktı.”

Latife Hanım bu evlilikle, yeni kurulan devlet düzeni içinde modern ve medeni Türk kadınının temsilcisi olma görevini üstlenmiş, yeni devle-tin başkenti Ankara’ya gelerek Çankaya’da ilk Cumhurbaşkanlığı köşkü olarak belirlenen Kuleli Köşk’e (günümüzde Ata-türk Müze’si olarak kul-lanılan bugünkü adıyla Eski Köşk’e) taşın-mış, Ankara Halkı da Latife Hanım’ı büyük bir coşkuyla karşıla-mıştır. Latife Hanım taşıdığı bu misyona paralel olarak Mustafa Kemal’in isteği üzerine Türkiye Büyük Millet Meclis’indeki oturum-ları izlemeye gitmiş ve böylelikle o dönemde TBMM’ye giren ilk Türk kadın olmuştur. Latife hanım özellikle kadın haklarıyla ilgili önemli çalışmalara imza atmıştır. Mustafa Kemal Paşa ile gezilere katılarak Türkiye’nin dört bir tarafını onunla dolaşmıştır.

Latife Hanım ile Kemal Paşa’nın evliliği iki yıl beş ay beş gün sürmüş ve 5 Ağustos 1925’te sona ermiştir. Bu boşanma haberi, 5 Ağustos 1925 günü radyoda yayımlanan bir hükümet bildirisi ile duyurulmuştur. Boşanmalarının sebebine dair o dönemde birçok şey yazılıp çizilmişse de; gerek Mustafa Kemal gerekse Latife Hanım evliliklerinin sona ermesine ve genel olarak evliliklerine dair çevreye tek bir söz etmemiş ve sırlarını kendile-rine saklamışlardır. Ayrılırken Gazi:

“Latife asker sözü vereceksin, müşterek

hayatımıza dair hiçbir şeyi kimseye bahsetmey-eceksin.” demiştir.

Mustafa Kemal vefat ettikten sonra da Latife Hanım, bütün ısrarlı taleplere rağmen verdiği sözü tutmuş, anılarını yazmadığı gibi bu konuda beyanat da vermemiş Gazi Paşa’nın hatırasının temiz kalması için evliliği ve eşi hakkında ne konuşmayı ne de yazmayı kabul etmiştir. Hatta ikinci kuşak yakınlarına da aynı istikamette vasi-yette bulunmuştur. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk ile Latife Hanım’ın evliliğindeki bazı nok-talar tarihin derinliklerinde sır olarak kalmıştır.

Boşandıktan sonra İzmir’e dönüp Uşakizade Köşk’ünde bir süre kalan Latife Hanım bir ara yurtdışına çıkmışsa da ülkesine dönmüş vefat edene kadar İstanbul ve İzmir’de yaşamıştır. Latife Hanım’a soyadı kanunundan sonra biz-zat Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Uşşaki”

soyadı verilmiştir. “Uşşaki” âşıklar anlamına geld-iği için Atatürk’ün boşandığı eşine neden böyle bir soyadı verdiği o dönemlerde çok dedikodu malze-mesi olmuştur. Daha sonrasında ise Latife Hanım’ın soyadının ailesi ile aynı olduğu yanılgısı ortaya çıkmış ve Latife Hanım yanlış

bir soyad ile tanınmaya başlanmıştır. Oysa Latife Hanım’ın ailesinin soyadı “Uşaklıgil”dir.

Gazi ile evliliği sonrasında da her tür tutumuyla aydın Türk kadınına örnek olmuş olan Latife Hanım 13 Temmuz 1975’te kanser hastalığı ned-eniyle İstanbul’da yaşamını yitirmiştir. Dönemin İstanbul valisi Namık Kemal Şentürk’ün gayre-tiyle, kara, hava ve deniz birliklerinden oluşan bir şeref kıtasının katıldığı cenazesi Teşvikiye Camii’nden kaldırılmıştır. Mezarı Edirnekapı Şehitliği’ndedir.

KAYNAKÇA• Uşakizade Köşkü ve Gazi Mustafa Kemal Paşa Kasım 2007, İzmir.

• Bu kitap İzmir Özel Türk Koleji 58. Yıl etkinlikleri kapsamında yayınlanmıştır.