249
Bakara 1-46 özet Kur’ân Buluşmaları: 21 ÜMİT ŞİMŞEK

Bakara 1-46 özet

  • Upload
    vevina

  • View
    49

  • Download
    0

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Kur’ân Buluşmaları: 21. Bakara 1-46 özet. ÜMİT ŞİMŞEK. Bakara Sûresi. Medine’de ilk olarak inmeye başlayan ve en son tamamlanan sûre En son inen âyet bu sûrede (Buharî, Tefsir: 53). Vahyin sonu: - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: Bakara 1-46 özet

Bakara 1-46özet

Kur’ân Buluşmaları: 21

ÜMİT ŞİMŞEK

Page 2: Bakara 1-46 özet

Bakara Sûresi Medine’de ilk olarak inmeye başlayan ve

en son tamamlanan sûre

En son inen âyet bu sûrede (Buharî, Tefsir: 53). Vahyin sonu:

Öyle bir günden sakının ki, o günde Allah’ın huzuruna dönersiniz ve, kimseye bir haksızlık edilmeksizin, herkese kazandıkları tastamam verilir.

Bakara, 2:281

Page 3: Bakara 1-46 özet

Bakara Sûresi

Fatiha gibi, Kur’ân’ın özeti:Kur’ân’ın ekseri ahkâmını tafsil

eder

“Herşeyin bir zirvesi vardır. Kur’ân’ın zirvesi de Bakara Sûresidir.”

Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân: 2; Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân: 13; Müsned, 5:26

Page 4: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2

ذلك الكتاب ال ريب فيههدى للمتقين

Kendisinde şüphe olmayan kitap işte budur. O, takvâ sahipleri için yol

göstericidir.

Page 5: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2

Hidayet:1. Hidayetin kendisi2. Hidayete ulaştıran

Fatiha’daki “İhdinâ”nın cevabı

Zıddı: dalâlet

Kur’ân’da 300’den fazla yerde geçer

Page 6: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2 Hidayet: 1. Bütün varlıkların yaratılış gayesine

ulaştırılması

Firavun “Siz ikinizin Rabbi de kim?” dedi.

Musa “Rabbimiz, herşeyi yerli yerince yaratan, sonra da yol gösterendir” dedi.

Tâhâ, 20:49-50

Page 7: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2 Hidayet: 2. Peygamberler ve kitaplar göndermek

suretiyle insanlara iki cihan saadetinin yollarının gösterilmesi

O, sana kitabı hak ile ve daha önceki kitapları doğrulayıcı olarak indirmiştir. Tevrat ve İncil’i de O indirdi.

Bunları daha önce insanlar için birer hidayet rehberi olarak indirdiği gibi, hak ile bâtılı birbirinden ayırt eden Furkan’ı da indirdi.

Âl-i İmrân, 3:3-4

Page 8: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2 Kimler için hidayet?

Bu, bütün insanlar için bir açıklama, takvâ sahipleri için bir hidayet ve öğüttür.

Âl-i İmrân, 3:138

Doğrusu, Biz Musa’ya hidayet rehberini verdik ve İsrailoğullarını kitaba vâris kıldık.

Akıl sahipleri için o kitap bir hidayet ve öğüttür.

Mü’min, 40:53-54

Page 9: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2Öfkesi geçtikten sonra Musa levhaları

yerden aldı. Onlarda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet yazılıydı.

A’râf, 7:154

Biz Kur’ân’dan mü’minlere şifa ve rahmet olan şeyi indiriyoruz. Bu ise zalimler için hüsrandan başka birşey arttırmıyor.

İsrâ, 17:82

Page 10: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2 Mü’minler için o bir hidayet ve bir rahmettir. Neml, 27:77

Muhsinler için o bir hidayet ve rahmettir. Lokman, 31:3

Yeni bir sûre indirildiğinde, onlardan “Bu sûre hanginizin imanını arttırdı?” diyenler olur. İman edenlere gelince, bu sûre gerçekten onların imanını arttırmıştır; onlar bununla sevinç duyarlar.

İndirilen sûre, kalplerinde hastalık bulunanların da pisliğine pislik katar; sonunda onlar kâfir olarak ölürler.

Tevbe, 9:124-125

Page 11: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2 Takvâ: Kendini iyice korumak, himayeye girmek En kuvvetli vikaye: Allah’ın koruması Allah’tan korkarak Onun emir ve yasaklarına

muhalefetten kaçınmak, böylece kendisini kötü bir âkıbetten korumak

Kur’ân’da 285 yerde geçer

Müttakî: takvâ sahibi, korunan

Takvânın üç mertebesi: 1. Şirkten 2. Günahlardan 3. Mâsivâdan

Page 12: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2فاتقوا النار التي وقودها الناس والحجارة أعدت للكافرين يا أيها الذين آمنوا اتقوا الله وذروا ما بقي من الربا إن

كنتم مؤمنين واتقوا يوما ترجعون فيه إلى الله ثم توفى كل نفس ما

كسبت وهم ال يظلمون يا أيها الذين آمنوا اتقوا الله حق تقاته وال تموتن إال وأنتم

مسلمونفاتقوا الله وأطيعون واتقوا فتنة ال تصيبن الذين ظلموا منكم خآصة واعلموا

أن الله شديد العقابواتقوا الله إن الله شديد العقاب

Page 13: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2 Kim Allah’tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu

nasip eder ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Talâk, 65:2-3

Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona işinde kolaylık verir.

Talâk, 4

Kim Allah’tan korkarsa, Allah onun günahlarını örter ve mükâfatını ziyadeleştirir.

Talâk, 5

Page 14: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2

Ey iman edenler! Allah’tan korkarsanız, O size hak ile bâtılı ayırt edecek bir güç (furkan) verir; günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah pek büyük lütuf sahibidir.

Enfâl, 8:29

Page 15: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2

Azıklanın; azığın en hayırlısı ise takvâdır. Ey akıl sahipleri, Benden sakının.

Bakara, 2:197

İyilik ve takvâda yardımlaşın; günahta ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.

Mâide, 5:2

Page 16: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2

Ey Âdem oğulları! Çirkin yerlerinizi örtsün ve sizi süslesin diye Biz size elbise indirdik. Takvâ elbisesine gelince, işte bu en hayırlısıdır. Bunlar Allah’ın âyetleridir ki, düşünüp öğüt alsınlar diye indirilmiştir.

A’râf, 7:26

Page 17: Bakara 1-46 özet

Bakara: 2

Kim Allah’ın şeâirine saygı gösterirse, hiç şüphesiz bu kalplerin takvâsındandır.

Hac, 22:32

Peygamberimiz, Ashabına öğüt verdiği bir sırada kalbini işaret ederek üç defa “Takvâ buradadır” buyurmuştur.

Müslim, Birr: 32

Page 18: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3

بسم الله الرحمن الرحيمالذين يؤمنون بالغيب ويقيمون الصلوة ومما رزقناهم ينفقون

Onlar gayba / gaybî olarak iman edenler,

namazlarını ikame edenler,kendilerine rızık olarak

verdiğimiz şeylerden infak edenlerdir.

Page 19: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | gayb

GAYB

Duyularla idrak edilemeyen şeyler / varlıklar / âlemler

Geçmiş ve gelecek zamana ait haberler

Page 20: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | gayb Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik.

Firavun ve askerleri de zulüm ve düşmanlıkla onların peşine düştü. Boğulacağını anlayınca, Firavun “İsrailoğullarının inandığından başka bir tanrı bulunmadığına inandım; ben de Ona teslim olanlardanım” dedi.

Şimdi inandın demek! Oysa sen daha önce isyan etmiştin ve bozguncunun biriydin!

Yunus, 10:90-91

Page 21: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | gayb

Allah katında makbul tövbe, kötülükleri işleyip durduktan sonra ölüm gelip çattığında “Ben şimdi tövbe ettim” diyen kimsenin veya kâfir olarak ölenlerin tövbesi değildir. Öyleleri için Biz acı bir azap hazırladık.

Nisâ, 4:18

Page 22: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | namaz

Göklerde ve yerde olanların ve kanat çırpan kuşların Onu tesbih ettiğini görmedin mi? Onların hepsi duasını (salât) da bilir, tesbihini de. Allah ise onların yaptıklarını bilir.

Nur, 24:41

Page 23: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | namaz

Namazı kıldıktan sonra da Allah’ı hem ayaktayken, hem otururken, hem de yatarken anmaya devam edin. Tehlikeden emin olduğunuzda namazı tam olarak kılarsınız. Çünkü namaz mü’minlere belirli vakitlerde kılınmak üzere farz olarak yazılmıştır.

Nisâ, 4:103

Page 24: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | namaz

Sana vahyolunan kitabı oku; namazı dosdoğru kıl. Hiç şüphe yok ki namaz fuhşiyattan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak ise en büyük iştir. Ve Allah bütün işlediklerinizi bilir.

Ankebut, 29:45

Page 25: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | namaz İslâm beş temel üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve

Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek,

namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, Beytullahı haccetmek, Ramazan orucunu tutmak Buharî, İman: 1, 2; Müslim, İman: 19-22

Page 26: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | namaz

İKAME

Namazı vaktinde, eksiksiz, şartlarına riayet ederek, devamlı kılma

Page 27: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | namaz Onlar namazlarında huşû içindedirler. ... Onlar namazlarını gözetir ve korurlar. Mü’minûn, 23:2, 9

Onlar namazlarını devamlı kılarlar. ... Onlar namazlarını gözetir ve korurlar. Meâric, 70:23, 34

Page 28: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | namaz

Sabır ve namazla yardım isteyin.

Ancak bu, huşû sahiplerinden başkasına pek ağır gelir.

Bakara, 2:45

Page 29: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | namaz

Mücrimlere sorarlar:“Sizi Sakar’a ne attı?”Derler ki: Biz namaz kılmazdık.Yoksulları doyurmazdık.Bâtıla dalanlarla biz de dalıp

gitmiştik.Hesap gününü de yalanlıyorduk. Müddessir: 74:41-46

Page 30: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | zekât

“Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler.”

rızık olarak: mal, para, ilim, sağlık, ... her türlü nimet

verdiğimiz: nimetler kendilerinin değil, minnet altında bırakmaya hakları yok

infak: harcamak (Allah yolunda, Allah’ın emrettiği yerlerde)

Page 31: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | zekât Namaz ile zekâtın

beraberce geçtiği âyetler

Bakara, 2:43, 83, 110, 177, 277

Nisâ, 4:77,162 Mâide, 5:12, 55 Tevbe, 9:5, 11, 18, 71 Meryem, 19:31, 55

Enbiyâ, 21:73 Hac, 22:41 Nur, 24:37, 56 Neml, 27:3 Lokman, 31:4 Ahzâb, 33:33 Fussılet, 41:7 Mücadele, 58:13 Müzzemmil, 73:20 Beyyine, 98:5

Page 32: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | zekât Onlar zekât için çalışırlar. Mü’minûn, 21:4

İnsan hırslı ve tez canlı yaratılmıştır. Kendisine kötülük dokunduğunda feryattadır. Hayır eriştiğinde ise cimrileşir. Ancak namaz kılanlar müstesnadır. Onlar namazlarında devamlı olanlardır. Mallarında da belirli bir pay vardır: İsteyen ve istemeyen yoksullar için. Meâric, 70:19-25

Page 33: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | zekât

Allah’ın kitabını okuyan, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve açık bağışta bulunan kimseler, hiç ziyan ihtimali olmayan bir ticareti ümit edebilirler.

Fâtır, 35:29

Page 34: Bakara 1-46 özet

Bakara: 3 | zekât Sevdiğiniz şeylerden bağışta

bulunmadıkça hayra ermiş olmazsınız. Sizin hayır için harcadığınız herşeyi ise Allah bilir.

Âl-i İmrân, 3:92

O takvâ sahipleri ki, bollukta da, darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanların kusurlarını bağışlarlar. Allah ise o muhsinleri sever.

Âl-i İmrân, 3:134

Page 35: Bakara 1-46 özet

Bakara: 4

والذين يؤمنون بما أنزل إليك وما أنزل من قبلكوباآلخرة هم يوقنون

Onlar sana indirilene de inanırlar, senden önce indirilene de.

Âhirete de onların yakîni vardır.

Page 36: Bakara 1-46 özet

Bakara:4 “Gayba iman”ın tafsili

Siz kitabın bütününe / bütün kitaplara inanırsınız.

Âl-i İmrân, 3:119

Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse, pek derin bir sapıklığa düşmüş olur.

Nisâ, 4:136

Page 37: Bakara 1-46 özet

Bakara:4

Müslümanlara:“Kur’ân’a iman ettiğiniz gibi,

ondan önceki kitaplara da iman edin.”

Ehl-i Kitaba:“Size indirilen kitaplara

inandığınız gibi, Kur’ân’a da iman edin.”

Page 38: Bakara 1-46 özet

Bakara:4 Âhirete iman:

1. Yakîn

Gerçekten de İblis onlar hakkındaki zannını doğruladı ve mü’minlerden bir topluluk dışındakiler ona uyup gittiler.

Aslında, İblis’in onlar üzerinde hiçbir gücü yoktur; âhirete iman edenlerle ondan şüphe edenleri Biz böylece ayırt ediyoruz. Rabbin ise herşeyi gözetip koruyucudur.

Sebe’, 34:20-21

Page 39: Bakara 1-46 özet

Bakara:4 2. Harf-i tarif / takdim Âhiret olarak iman edilecek şey, bu kitabın

ve bu peygamberin bildirdiği âhirettir. Yeniden diriliş, cismanî haşir, hesap, kitap,

Cennet, Cehennem, ilh. – hepsini birden içine alan tam bir âhiret imanı. Yoksa, Ehl-i Kitabın kuruntularına tâbi bir “âhiret” değil.

Müttakîler, işte bu gerçek âhirete iman ederler / asıl âhiret, işte bunların kesin bir şekilde iman ettikleri âhirettir.

Page 40: Bakara 1-46 özet

Bakara:4

“Allah’a ve âhiret gününe iman”19 âyette beraber geçer

Onlar namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler; âhirete de onların yakîni vardır.

Neml, 27:3; Lokman, 31:4

Page 41: Bakara 1-46 özet

Bakara: 5

اولئك على هدى من ربهمواولئك هم المفلحون

İşte onlar Rablerinden hidayet üzeredirler. Ve onlar kurtuluşa

erenlerin tâ kendisidir.

Page 42: Bakara 1-46 özet

Bakara: 5 2. Müttakîler için hidayet / rehber

5. Rablerinden hidayet üzeredirler

هدى هدى “hidayet” nekre olarak tekrarlandığı için

birbirinden farklı Birincisinde “rehber” mânâsı daha açık;

ikincisinde onun neticesine vurgu var.

Page 43: Bakara 1-46 özet

Bakara: 5

Rablerinden:1. Kendilerinden değil, Allah’ın

yaratması ve ihsanıyla.2. İnsana yönelik terbiye

işlemine dahil.

Page 44: Bakara 1-46 özet

Bakara: 5

Yالمفلحون Felâh: kurtulmak, hayra ermek, umduğuna

kavuşmak, hayırda ve nimette beka bulmak

Herkes için farklı mânâ taşıyabilir: Cehennemden kurtuluş Cennet Rüyet

Page 45: Bakara 1-46 özet

Bakara: 6

إن الذين كفروا سواء عليهم ءأنذرتهم أم لم تنذرهم ال

يؤمنونİnkâr edenleri uyarsan da,

uyarmasan da onlar için birdir; onlar iman etmezler.

Page 46: Bakara 1-46 özet

Bakara: 6

Küfür: örtme (çiftçi ve gece hakkında da kullanılır)

Kâfir: nimeti örten, hakkı inkâr eden

Mü’min: inanılması gereken herşeye iman eden

Kâfir: inanılması gereken herşeyi inkâr etmesi şart değil

Page 47: Bakara 1-46 özet

Bakara: 6

İnzar: korkulacak birşeyden sakındırmak, uyarmak

Peygamberler: hem müjdeleyici (beşîr, mübeşşir), hem uyarıcı (nezîr, münzir)

Page 48: Bakara 1-46 özet

Bakara: 6 Yalanlayacak olursanız, bilin ki sizden

önceki ümmetler de peygamberlerini yalanlamıştı. Peygambere düşen ise, açıkça tebliğ etmekten ibarettir.

Ankebut, 29:18

Eğer arkalarını dönerlerse, Biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen, tebliğ etmekten ibarettir.

Şûrâ, 42:48

Page 49: Bakara 1-46 özet

Bakara: 7

ختم الله على قلوبهم وعلى سمعهم وعلى أبصارهم غشاوة

ولهم عذاب عظيمAllah onların kalplerini de

mühürlemiştir, kulaklarını da. Gözlerinde ise bir perde vardır. Onların hakkı büyük bir azaptır.

Page 50: Bakara 1-46 özet

Bakara: 7

Gördün mü heveslerini tanrılaştıranı? Allah onu bilgiyle saptırmış, kulağını ve kalbini mühürlemiş, gözlerini de perdelemiştir. Allah’tan sonra artık ona kim yol gösterebilir? Hiç düşünmüyor musunuz?

Câsiye, 45:23

Page 51: Bakara 1-46 özet

Bakara: 7 Onların başlarına gelen ceza, ahitlerini

bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve “Kalplerimiz örtülüdür” demeleri yüzündendir — ki, onların kalplerini inkârları sebebiyle Allah mühürlemiştir de onun için pek azı iman eder.

Ve inkârları ve Meryem’e pek büyük bir iftira atmaları yüzündendir.

Bir de “Allah’ın Resulü Meryem oğlu İsa’yı öldürdük” demeleri yüzündendir.

Nisâ, 4:155-157

Page 52: Bakara 1-46 özet

Bakara: 7

Onlar hesap gününü yalanlıyorlar.Onu sadece haddini aşan ve günaha

dalan kimse yalanlar.Kendisine âyetlerimiz okunduğunda

“Eskilerin efsaneleri” der.Hâşâ! Aslında kazandıkları günahlar

onların kalplerini paslandırmıştır. Mutaffifîn, 83:11-14

Page 53: Bakara 1-46 özet

Bakara: 7

Onlar, halkı Allah yolundan alıkoymak için yeminlerini kalkan yaptılar. Bu yaptıkları, gerçekten pek kötü birşeydir.

Çünkü önce iman etmiş, sonra kâfir olmuşlar, ondan sonra da kalpleri mühürlenmiştir; artık birşey anlayacak durumda değillerdir.

Münafikun, 63:2-3

Page 54: Bakara 1-46 özet

Bakara: 8

ومن الناس من يقول آمنا بالله وباليوم اآلخر وما هم بمؤمنين

Bir de insanlardan “Allah’a ve âhiret gününe iman ettik”

diyenler vardır; halbuki onlar mü’min değildirler.

Page 55: Bakara 1-46 özet

Bakara: 8

Kâfirler hakkında 2 âyetMünafıklar hakkında 13 âyet

Münafıklar dahilî düşmanTanınması daha zorTanınmaması daha zararlıNifak, hile, yalan, istihza gibi

sıfatlarYaptığı işin kötülüğünü zamanla

görebilir

Page 56: Bakara 1-46 özet

Bakara: 8 “Onlar mü’min değillerdir”

Nifakları devamlıdır Onları mü’min bilmeyin Size ne oluyor ki münafıklar hakkında ikiye

ayrılıyorsunuz? Allah onları, kendi kazandıkları günahlar yüzünden gerisin geri çevirmiştir. Yoksa Allah’ın saptırdığını siz mi doğru yola getireceksiniz? Allah’ın saptırdığı kimse için sen bir çıkış yolu bulamazsın.

Nisâ, 4:88

Page 57: Bakara 1-46 özet

Bakara: 9

يخادعون الله والذين آمنوا وما يخدعون إال أنفسهم

وما يشعرونGüya Allah’ı ve iman edenleri

aldatıyorlar! Oysa ancak kendilerini aldatıyorlar da farkına bile varmıyorlar

Page 58: Bakara 1-46 özet

Bakara: 9

Onlar, halkı Allah yolundan alıkoymak için yeminlerini kalkan yaptılar. Bu yaptıkları, gerçekten pek kötü birşeydir.

Çünkü önce iman etmiş, sonra kâfir olmuşlar, ondan sonra da kalpleri mühürlenmiştir; artık birşey anlayacak durumda değillerdir.

Münafikun, 63:2-3

Page 59: Bakara 1-46 özet

Bakara: 9 Onlar yeminlerini kalkan yaparak insanları

Allah yolundan alıkoydular. Artık onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır.

Ne malları, ne de evlâtları, Allah’a karşı onlara bir fayda verecek değildir. Onlar ateş ehlidir ve orada sürekli kalacaklardır.

Allah onların hepsini dirilttiği gün, şimdi size yemin ettikleri gibi, Allah’a da yemin ederler ve bununla kendilerine fayda verecek birşey yaptıklarını sanırlar. İyi bilin, onlar yalancıların tâ kendileridir.

Mücadele, 58:16-18

Page 60: Bakara 1-46 özet

Bakara: 9 İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına dair

konuşması senin hoşuna gider. Üstelik kalbindekine Allah’ı şahit tutar. Oysa düşmanlıkta o pek yamandır!

Senin yanından ayrıldığında ise, memlekette fesat çıkarmaya, ürünleri ve nesilleri helâk etmeye koşar. Fakat Allah bozgunculuğu sevmez.

Ona “Allah’tan kork” dendiğinde de kibir ve gururu kabarır ve onu daha çok günaha sürükler. Onu ancak Cehennem paklar. Ne kötü bir yerdir orası!

Bakara, 2:204-206

Page 61: Bakara 1-46 özet

Bakara: 9

Onları gördüğünde kalıpları hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Onlar elbise giydirilmiş keresteler gibidir. Her gürültüyü aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; onlardan sakın. Allah kahretsin onları, nasıl da dönüveriyorlar!

Münafikun, 63:4

Page 62: Bakara 1-46 özet

Bakara: 9

Âhir zamanda öyle adamlar çıkacak ki, dinlerini dünya için satacaklar; yumuşak görünmek için koyun postuna bürünecekler; dilleri şekerden tatlı, kalpleri ise kurt kalbi olacak.

Tirmizî, Zühd: 60

Page 63: Bakara 1-46 özet

Bakara: 9 Dört huy vardır ki, bunlar kimde

bulunursa halis münafıktır. Kimde bu huylardan birisi bulunursa, onu terk edinceye kadar kendisinde nifaktan bir haslet bulunmuş olur:

- Emanet edildiğinde hıyanet eder - Konuştuğunda yalan söyler - Söz verdiğinde sözünden döner - Düşmanlıkta aşırı gider Buharî, İman: 24; Müslim, İman: 106

Page 64: Bakara 1-46 özet

Bakara: 10

في قلوبهم مرض فزادهم الله مرضا

ولهم عذاب أليم بما كانوا يكذبون

Onların kalplerinde hastalık var; Allah onların hastalığını daha da

arttırmıştır. Yalan söyledikleri için onlara acı bir azap vardır.

Page 65: Bakara 1-46 özet

Bakara: 10 Yeni bir sûre indirildiğinde, onlardan

“Bu sûre hanginizin imanını arttırdı?” diyenler olur. İman edenlere gelince, bu sûre gerçekten onların imanını arttırmıştır; onlar bununla sevinç duyarlar.

İndirilen sûre, kalplerinde hastalık bulunanların da pisliğine pislik katar; sonunda onlar kâfir olarak ölürler.

▪ . / ..

Page 66: Bakara 1-46 özet

Bakara: 10

Doğru yolda olanların ise Allah hidayetlerini arttırır. Bâki kalan güzel işler, Rabbinin katında hem ödül bakımından, hem de âkıbet itibarıyla daha üstündür.

Meryem, 19:76

Page 67: Bakara 1-46 özet

Bakara: 10 “Yalan söyleyip durmaları yüzünden...” Bütün günahlarının temelinde yatan şey Müslümanları uyanık bulunmaya davet “Haberiniz olsun, onlar yalancıların tâ

kendileridir.” Mücadele, 58:18

Onların yalancı olduklarına Allah şahitlik ediyor. Haşir, 59:11

Münafıkların yalancı olduklarına Allah şahitlik ediyor.

Münafikun, 63:1

Page 68: Bakara 1-46 özet

Bakara: 11

وإذا قيل لهم ال تفسدوا في األرض قالوا إنما نحن مصلحون

Onlara “Yeryüzünde fesad çıkarmayın” dendiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler.

Page 69: Bakara 1-46 özet

Bakara: 12

أال إنهم هم المفسدون ولكن ال يشعرون

Dikkat edin, onlar müfsidlerin tâ kendisidir; lâkin bunun şuurunda

değiller.

Page 70: Bakara 1-46 özet

Bakara: 11-12

Fesad / ifsad / müfsid - kâfir ve münafıkların sıfatı

Salâh / ıslah / muslih - mü’minlerin sıfatı

Küfürden çevre problemlerine kadar bütün alanlar için geçerli kavramlar

“Yeryüzünde...”Fesatları sirayet edici

Page 71: Bakara 1-46 özet

Bakara: 11-2

“... dendiği zaman” Emr-i bilma’ruf ve nehy-i anilmünker

vazifesinin yapıldığına işaret

“Biz muslihleriz” Islahat bizim daimî vasfımız; bizim

işimiz zaten ıslah etmek

“Şuurunda değiller” Şuurdan dahi yoksunlar

Page 72: Bakara 1-46 özet

Bakara: 11-12

Senin yanından ayrıldığında (veya iş başına geçtiğinde), memlekette fesat çıkarmaya, ürünleri ve nesilleri helâk etmeye koşar. Fakat Allah fesadı sevmez.

Bakara, 2:205

Page 73: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13

وإذا قيل لهم آمنوا كما آمن الناس قالوا أنؤمن كما آمن السفهاء أال إنهم هم

السفهاء ولكن ال يعلمونOnlara “Siz de herkesin inandığı gibi iman

edin” dendiğinde, “O beyinsizler gibi mi inanalım?” derler. Oysa beyinsizlerin tâ

kendisi onlardır; lâkin bunu da bilmiyorlar.

Page 74: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13

Sefih / sefahetZıddı: reşid / rüşd

Akıl ve hikmete muhalif hareket / beyinsizlik

Akıl ve hikmeti terk edip keyif, hevâ ve hevese tâbi olmak: sefahet

Page 75: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13 Kendini bilmez beyinsizlerden başka kim

İbrahim’in dinini reddeder? Biz onu seçkin kılmıştık; âhirette de o salihlerdendir.

Bakara, 2:130

İnsanların beyinsiz kısmı diyecek ki: “Önceden yöneldikleri kıbleden bunları çeviren şey ne?” Sen de ki: Doğu da, batı da Allah’ındır. O, dilediğini dosdoğru bir yola ulaştırır.

Bakara, 2:142

Page 76: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13

Allah’ın size geçim vasıtası kıldığı mallarınızı, aklı başında olmayanlara vermeyin. Fakat o maldan onları yedirip içirin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

Nisâ, 4:5

Page 77: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13

Bilgisizlikleri yüzünden beyinsizce evlâtlarını öldürenler ve Allah’ın kendilerine verdiği rızıkları Allah’a iftira ederek haram sayanlar hüsrana düşmüşlerdir. Onlar şaşırıp sapmış, doğru yolu da bir türlü bulamamışlardır.

En’âm, 6:140

Page 78: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13 Musa kavminden yetmiş adam seçerek

belirlediğimiz yere getirdi. Onları şiddetli bir sarsıntı tuttuğunda, Musa dedi ki: “Yâ Rabbi, eğer dileseydin onları da, beni de daha önce helâk ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk eder misin? Bu ancak Senin bir imtihanındır; Sen dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletirsin. Bizim dostumuz ve yardımcımız da Sensin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın.

A’râf, 7:155

Page 79: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13

Kavminin ileri gelen kâfirleri, “Biz seni apaçık bir beyinsizlik içinde görüyor ve yalancının biri olduğunu düşünüyoruz” dediler.

Hud ise “Ey kavmim, bende beyinsizlik yoktur,” dedi. “Ben ancak Âlemlerin Rabbi tarafından bir elçiyim.

A’râf, 7:66-67

Page 80: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13 “Onlara ... denildiği zaman...”

Tepkileri: nasihat kabul etmemek, kibirlenmek

Ona “Allah’tan kork” dendiğinde kibir ve gururu kabarır ve onu daha çok günaha sürükler. Onu ancak Cehennem paklar. Ne kötü bir yerdir orası!

Bakara, 2:206

Page 81: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13 Sabah akşam Rablerinin rızasını

dileyerek Ona dua edenleri yanından kovma. Ne onların hesabından sana bir sorumluluk vardır, ne senin hesabından onlara. Sakın onları kovup da zalimlerden olma.

Onları birbiriyle böylece imtihana uğrattık; onlar da “Aramızdan bunları mı Allah lütfuna lâyık gördü?” dediler. Şükredenleri en iyi bilen Allah değil mi?

En’âm, 6:52-53

Page 82: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13

Onlara “Gelin, Allah’ın Resulü sizin için Allah’tan af dilesin” dendiği zaman başlarını çevirirler; sen onların kasılarak uzaklaştıklarını görürsün.

Münafikun, 63:5

Page 83: Bakara 1-46 özet

Bakara: 13

“Lâkin bilmiyorlar”

İman ilim işidir; durumlarını ayırt edecek ilim ve irfandan yoksunlar

Page 84: Bakara 1-46 özet

Bakara: 14

وإذا لقوا الذين آمنوا قالوا آمنا وإذا خلوا إلى شياطينهم قالوا إنا معكم

إنما نحن مستهزؤنİman edenlerle karşılaştıkları zaman

“İnandık” derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise “Biz sizinleyiz,” derler.

“Onlarla sadece eğleniyoruz.”

Page 85: Bakara 1-46 özet

Bakara: 14

ŞeytanHaktan, hayırdan, rahmetten

uzaklaşmış varlıkAteşten yaratılmış, yanmış, helâk

olmuş

Şeytanın 2 özelliği:AzgındırAzdırır

Page 86: Bakara 1-46 özet

Bakara: 14 Her peygambere insan ve cin şeytanlarını Biz

böylece düşman ettik ki, bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler ilham ederler. Eğer Rabbin dileseydi onlar bunu yapamazdı; onun için sen onları uydurduklarıyla baş başa bırak.

Onlar bunu, âhirete inanmayanların gönülleri o yaldızlı sözlere meyletsin, sonra ondan hoşlansınlar ve işlemekte oldukları kötülükleri işlemeye devam etsinler diye yaparlar.

En’âm, 6:112-113

Page 87: Bakara 1-46 özet

Bakara: 14 EBÛ ZER (R.A.) ANLATIYOR:

Resulullahın orada bulunduğu bir sırada mescide gittim, yanına oturdum. Bana şöyle buyurdu:

“Ey Ebû Zer, cin ve insan şeytanlarının şerrinden Allah’a sığın.”

“İnsan şeytanları da mı var?” dedim. “Evet” buyurdu. Nesâî, İstiâze: 48

Page 88: Bakara 1-46 özet

Bakara: 14

Üzerine Allah’ın adı anılmayan şeylerden yemeyin; çünkü bu Allah’a itaatten çıkmak olur. Şeytanlar ise, dostlarına, sizinle tartışmalarını telkin ederler. Onlara itaat ederseniz siz de müşrik olursunuz.

En’âm, 6:121

Page 89: Bakara 1-46 özet

Bakara: 15

الله يستهزئ بهم ويمدهم في طغيانهم يعمهون

Oysa Allah onları maskaraya çeviriyor. Ve onlara mühlet

veriyor; onlar da azgınlıkları içinde bocalayıp duruyorlar.

Page 90: Bakara 1-46 özet

Bakara: 15

İstihza:Fiil olarak hem münafıklar, hem

Allah hakkında geçiyor İsim olarak (müstehzî) sadece

münafıklar hakkındaAllah istihza eder, müstehzî

değildirAdalet ve intikam mânâsı

Page 91: Bakara 1-46 özet

Bakara: 15 Dünyada, mücrimler iman edenlere gülerlerdi. Yanlarından geçerken kaş göz oynatırlardı. Ahbaplarının yanına dönerken de eğlenerek

dönerlerdi. Onları gördüklerinde ise “İşte bunlar sapıklar”

derlerdi. Oysa onlar mü’minlere gözcü olsun diye

gönderilmemişlerdi. Bugün de iman edenler o kâfirlere gülerler: Hem de koltuklara kurulmuş, onları seyrederken! Nasıl, buldu mu o kâfirler ettiklerini? Mutaffifîn, 83:29-36

Page 92: Bakara 1-46 özet

Bakara: 16

اولئك الذين لشتروا الضاللة بالهدى فما ربحت تجارتهم وما كانوا مهتدين

İşte onlar hidayeti sapıklıkla değiştirmiş kimselerdir. Fakat ne bu

ticaretlerinden bir kazanç sağlamışlar, ne de doğru yolu bulabilmişlerdir.

Page 93: Bakara 1-46 özet

Bakara: 17

ذي استوقد نارا فلما أضاءت مثلهم كمثل الما حوله

ه بنورهم وتركهم في ظلمات ال ذهب الليبصرون 

Onların hali, ateş yakan kimsenin durumu gibidir. Ateş onların etrafını aydınlattığında

Allah onların nurunu alıp onları karanlıklarda bırakmış, onlar da birşey göremez

olmuşlardır.

Page 94: Bakara 1-46 özet

Bakara: 17 Geçen âyetlerde münafıklar

hakkında sayılan özellikler:

iman etmemek yalancılık hile şuursuzluk kalp hastalığı fesat cehalet sefahet azgınlık şaşkınlık şeytanlık istihza

Page 95: Bakara 1-46 özet

Bakara: 17

Allah onların nurunu aldı / nârını veya ziyasını değil

فلما أضاءتZiya duruyor

“Allah aldı” / semavî musibet – kurtuluş yok

Page 96: Bakara 1-46 özet

Bakara: 17

Nurunu aldı / zulmetlerde bıraktı

İşte Benim dosdoğru yolum budur; ona uyun. Başka yollara takılmayın ki sizi Onun yolundan saptırıp parçalamasınlar. Sakınırsınız diye, Rabbiniz size işte bunları emretti.

En’âm, 6:153

Page 97: Bakara 1-46 özet

Bakara: 17 Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar

içindeki sağır ve dilsizlerdir. Allah dilediğini saptırır; dilediğini de dosdoğru bir yola koyar.

En’âm, 6:39

Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürümesini sağlayacak bir nur verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp da oradan çıkamayan kimse gibi olur mu?

En’âm, 6:122

Page 98: Bakara 1-46 özet

Bakara: 17

Allah, iman edenlerin dostu ve yardımcısıdır; onları karanlıklardan nura çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostu da tâğutlardır ki, onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. Onlar ateş ehlidir; orada ebedî olarak kalacaklardır.

Bakara, 2:257

Page 99: Bakara 1-46 özet

Bakara: 18

صم بكم عمي فهم ال يرجعونArtık sağırdırlar, dilsizdirler,

kördürler; geri de dönemezler.

Page 100: Bakara 1-46 özet

Bakara: 18

Sadece gözle ilgili bir körlük değil

Onlar yeryüzünde gezmezler mi ki akıl edecek kalpleri yahut işitecek kulakları olsun? Fakat kör olan gözler değil, sinelerdeki kalplerdir.

Hac, 22:46

Page 101: Bakara 1-46 özet

Bakara: 18

Sen ölülere söz dinletemezsin; arkasını dönüp giden sağırlara da çağrını duyuramazsın.

Körleri de şaşkınlıklarından kurtarıp yola getiremezsin. Sen ancak iman edip hakka teslim olmuş kimselere söz dinletebilirsin.

Neml, 27:80-81; Rum, 30:52-53

Page 102: Bakara 1-46 özet

Bakara: 19

ماء فيه ظلمات ورعد وبرق ب من الس أو كصييجعلون أصابعهم في ءاذانهم من الصواعق

ه محيط بالكافرين  حذر الموت واللYahut onların hali, zifirî karanlıklarda gök gürültüsü ve şimşekler arasında boşalan şiddetli yağmura tutulmuş kimse gibidir.

Ölüm korkusuyla, yıldırımdan korunmak için kulaklarını tıkarlar. Allah ise o kâfirleri

çepeçevre kuşatmıştır.

Page 103: Bakara 1-46 özet

Bakara: 19 Münafık bakışı O yağmuru dilediği kuluna gönderdiğinde,

birden seviniverirler. Rum, 30:487

Yağmur: rahmet yerine musibet Münafık için kâinatta herşey düşman Zulmetlerin ve şiddetli yağmurun üzerine gök

gürültüsü, şimşek... “Her gürültüyü aleyhlerine sanırlar.”

(Münafikun, 63:4.)

Page 104: Bakara 1-46 özet

Bakara: 20

ما أضاء لهم يكاد البرق يخطف أبصارهم كله مشوا فيه وإذا أظلم عليهم قاموا ولو� شاء الل

ه على كل لذهب بسمعهم وأبصارهم إن اللشيء قدير 

Şimşek neredeyse gözlerini kör edecek! Şimşek etraflarını aydınlatınca, onun ışığında biraz

yürürler, üzerlerine karanlık çökünce de çakılıp kalırlar. Eğer Allah dileseydi onların kulaklarını sağır, gözlerini kör ederdi. Çünkü Allah herşeye

kadirdir.

Page 105: Bakara 1-46 özet

Bakara: 20

Hem fayda, hem zarar veren unsurlar:

ateş ışıknurzulmetyağmur

gök gürültüsü

şimşekgözkulakdilölüm

Page 106: Bakara 1-46 özet

Bakara: 21

ي   كم ال اس اعبدوا رب ها الن ذ�يا ايين من قبلكم ذ�خلقكم وال

  قو كم تت �� لعل نEy insanlar, sizi ve sizden öncekileri

yaratan Rabbinize kulluk edin ki takvâya erişesiniz.

Page 107: Bakara 1-46 özet

Bakara: 21

Ey insanlar: iltifat (gaibden muhataba)

İnsanlar: Müttakîler (ibadete devam) Kâfirler (imana davet) Münafıklar (ihlâsa davet)

Page 108: Bakara 1-46 özet

Bakara: 21

Rububiyet / ubudiyet

Kime kulluk edilir: sizi yaratan / enfüsî delil sizden öncekileri yaratan... / âfâkî

delil

Başkasına kulluk etmek “insanlıkla” bağdaşmaz

Page 109: Bakara 1-46 özet

Bakara: 21 ... takvâya erişesiniz / sakınasınız “müttakîler için hidayet” Bilmiyor musun ki göklerin ve yerin

mülkü Allah’ındır? Ve sizin Allah’tan başka ne bir dostunuz vardır, ne de bir yardımcınız.

Bakara, 2:107

الذي Ancak fiilleri ve eserleriyle tanınır

Page 110: Bakara 1-46 özet

Bakara: 22

ماء بنا ي جعل لكم االرض ف�راشا والس ��ال ء ذ� من ماء ماء فاخرج ب ذوانزل من الس

فال تجعلوا لله اندادا وانتم مرات رزقا لك الث� متعلمون  

O Rabbiniz ki, sizin için yeri bir döşek, göğü bir tavan yaptı. Gökten bir su indirdi, o suyla da

size rızık olsun diye nice ürünler çıkardı. Bütün bunları bile bile kimseyi Allah’a denk

tutmayın.

Page 111: Bakara 1-46 özet

Bakara: 22

جعل Birisinin yapmasıyla...لكم İnsan bütün nimetlerin odak noktasında / yegâne gaye

değil

O Allah ki, gemiler Onun koyduğu yasalara uygun şekilde akıp gitsin ve siz de Onun lütfundan nasibinizi arayıp şükredin diye, denizleri sizin hizmetinize verdi.

Göklerde ne var, yerde ne varsa, hepsini O kendi tarafından bir lütuf olarak sizin hizmetinize verdi. Tefekkür eden bir topluluk için bunda nice âyetler vardır.

Câsiye, 45:12-13

Page 112: Bakara 1-46 özet

Bakara: 22Rızık – terzik – Râzık / Rezzâk“rızık olarak verdiklerimizden infak

ederler”

Ey insanlar, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Sizi gökten ve yerden rızıklandıracak, Allah’tan başka bir yaratıcı mı var? Ondan başka hiçbir tanrı yoktur. Öyleyse nasıl oluyor da tersiniz dönüyor?

Fâtır, 35:3

Page 113: Bakara 1-46 özet

Bakara: 22

 Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu nasip eder.

Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Allah’a tevekkül edene O yeter. Allah buyruğunu mutlaka gerçekleştirir. Herşey için Allah bir ölçü belirlemiştir.

Talâk, 65:2-3

Page 114: Bakara 1-46 özet

Bakara: 23

لنا على عبدنا   ي ريب مما نز ذ وان كنتم وادعوا شهداءكم ذفأتوا بسورة من مثل ء

ين ذ�من دون الله ان كنتم صادEğer kulumuza indirdiğimiz kitap hakkında

bir şüpheniz varsa, siz de onun benzeri bir sûre getirin. Üstelik Allah’tan başka bütün yardımcılarınızı da çağırın — eğer

iddianızda doğru iseniz.

Page 115: Bakara 1-46 özet

Bakara: 23 Tehaddî: meydan okuma

i’câz-ı Kur’ân belâğat mânâ tabakaları usandırmama ilmî i’câz gayb haberleri bütünlüğü değişmeden bugünlere gelişi her an milyonlarca kişi tarafından okunması medeniyet i’câzı sayısal i’câz

Page 116: Bakara 1-46 özet

Bakara: 23

نزلناparça parça / farklı zamanlar /

farklı konular / farklı esbab-ı nüzul / farklı suallere cevap / farklı şartlar

على عبدنا teşrif

Page 117: Bakara 1-46 özet

Bakara: 23 Yahut “Onu kendisi uydurdu” mu diyorlar?

Doğrusu, buna onlar da inanmazlar. Doğru söylüyorlarsa, onun gibi bir söz

getirsinler. Tûr, 52:33-34

De ki: Bu Kur’ân’ın benzerini getirmek için bütün insanlar ve cinler toplanıp da birbirine yardımcı olsalar, yine de onun benzerini getiremezler.

İsrâ, 17:88

Page 118: Bakara 1-46 özet

Bakara: 23 Yoksa “Onu kendisi uydurdu” mu

diyorlar? De ki: O zaman, Allah’tan başka kimi yardıma çağırabiliyorsanız çağırın ve uydurma şeylerle dolu da olsa, ona benzer on tane sûre getirin—iddianızda doğru iseniz.

Size cevap veremezlerse, bilin ki o Allah’ın ilmiyle indirilmiştir ve Ondan başka tanrı yoktur. Artık hakka teslim oluyor musunuz?

Hûd, 11:13-14

Page 119: Bakara 1-46 özet

Bakara: 23

Yoksa “Bunu o uydurdu” mu diyorlar? De ki: O zaman Allah’tan başka kimi çağırabiliyorsanız çağırın da onun bir sûresinin benzerini getirin — eğer doğru söylüyorsanız.

Yunus, 10:38

Page 120: Bakara 1-46 özet

Bakara: 24

قوا   فان لم تفعلوا ولن تفعلوا فاتاس والحجار ي وقودها الن ار ال ��الن م ذ�

ين   ذ�اعدت للكافBunu yapamazsanız — ki asla

yapamayacaksınız — kâfirler için hazırlanmış, yakıtı insanlar ve taşlar

olan bir ateşten sakının.

Page 121: Bakara 1-46 özet

Bakara: 25

ي ات تج ين امنوا وعملوا الصالحات ان لهم جن ر ال ذ�وبش ذ�ما رزقوا منها من ثمرة رزق قالوا ��من تحتها االنها كل ن �� ريها متشابه ولهم ي رزقنا من قبل واتوا ب ذ هذا ال �� ر ذ ذ�

يها خالدون  ذ ازواج مطهرة وهم İman edip amel-i salih işleyenleri müjdele: Onların, altından ırmaklar akan Cennetleri olacak. Ne zaman o Cennetlerden rızık olarak bir meyveyle rızıklanacak

olsalar, “Bu tıpkı daha önce bize verilen rızık” derler. Çünkü onlara o nimetler benzer şekilde ikram edilmiştir.

Onlara orada tertemiz eşler vardır. Ve onlar orada ebediyen kalacaklardır.

Page 122: Bakara 1-46 özet

Bakara: 25

ر وبش Tehditten sonra tebşir / önceki tehditlerin

mü’min ve amel-i salih sahipleriyle bir ilgisi yok

Amel-i salih / iman ile birlikte kalbî – bedenî – malî Herkes için, yaptığı işe göre, derece derece

karşılıklar vardır. Çünkü Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.

En’âm, 6:132

Page 123: Bakara 1-46 özet

Bakara: 25 Rızık / aynı cümlede 3 defa (bk. 22. âyet) “Daha önce bize verilen rızık” aynı değil, müteşabih ilk görüşte meyletmeleri için şeklen benzer (ülfet lezzeti) / tadları farklı İbni Abbas (r.a.): Sadece isimleri benzer “Az önce yediklerimiz tekrar yerlerine gelmiş” Dünyadaki rızık: amel-i salih ما رزقوا منها كل usanma yok

Page 124: Bakara 1-46 özet

Bakara: 26

ر�ان الله ال يستح� ان يضرب مثال ما بعوضة فما فوقه �� ذه واما ه الحق من رب ين امنوا فيعلمون ان فاما ال� م ذ�

ين كفروا فيقولون ماذا اراد الله بهذا مثال� يضل ب ذال �� ا ذ�ي   اال الفاس ير وما يضل ب ك ي ب يرا ويه ��ك ن ذ� � ذ �� ر ذ� ذ ذ� ذ�Allah, sivrisinekle yahut ondan daha ötesi ile misal

vermekten çekinmez. İman edenler bilirler ki, bu Rablerinden gelen hakkın tâ kendisidir. İnkâr edenler de “Allah bu misalle ne anlatmak istedi?” deyiverirler.

Allah bu misalle birçoğunu saptırmış, birçoğunu da hidayete eriştirmiştir. Aslında, Allah’ın saptırdıkları,

zaten yoldan çıkmış olanlardır.

Page 125: Bakara 1-46 özet

Bakara: 26 Sivrisinek

mucizesi:

delme emme uyuşturucu pıhtılaşmayı

önleyici uçuş ve iniş

takımları petek gözler antenler

Page 126: Bakara 1-46 özet

Bakara: 26

Dişi sivrisinek insan kanını emer ve yavru

yetiştirmekte kullanır

Page 127: Bakara 1-46 özet

Bakara: 26 Ulûhiyet sıfat ve şuunatı hakkında

Kur’ân hiçbir tarafı eksik bırakmamıştır:

Onlar Allah’ı hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet gününde bütün yeryüzü Onun avucunda, gökler ise dürülmüş halde elindedir. O her kusurdan münezzeh, onların ortak koştukları şeylerden de yücedir.

Zümer, 39:67

Page 128: Bakara 1-46 özet

Bakara: 26

Bilin ki Allah kişiyle kalbinin arasına girer ve siz Onun huzurunda toplanırsınız.

Enfâl, 8:24

O gün kitap sayfalarını dürer gibi semâyı düreriz. Sonra da, ilk yaratışa başladığımız gibi mahlûkatı tekrar yaratırız.

Enbiyâ, 21:104

Page 129: Bakara 1-46 özet

Bakara: 26 Görmedin mi ki, göklerde ne var, yerde

ne varsa hepsini Allah bilir? Ne zaman üç kişi aralarında fısıldaşacak olsa, dördüncüsü mutlaka Odur; dört kişilerse beşincisi Odur. Sayıları bundan az olsun, çok olsun, nerede olsalar Allah onlarla beraberdir. Sonra da Allah onlara yaptıklarını kıyamet gününde haber verir. Çünkü Allah herşeyi hakkıyla bilir.

Mücadele, 58:7

Page 130: Bakara 1-46 özet

Bakara: 26

Sonuç:

Azamet sıfatı, küçük şeyleri şümulü dışında bırakmaz, hepsini içine alır.

Page 131: Bakara 1-46 özet

Bakara: 26 Yeni bir sûre indirildiğinde, onlardan

“Bu sûre hanginizin imanını arttırdı?” diyenler olur. İman edenlere gelince, bu sûre gerçekten onların imanını arttırmıştır; onlar bununla sevinç duyarlar.

İndirilen sûre, kalplerinde hastalık bulunanların da pisliğine pislik katar; sonunda onlar kâfir olarak ölürler.

Tevbe, 9:124-125

Page 132: Bakara 1-46 özet

Bakara: 26

Fâsık: sınırı aşan, yoldan çıkan, haktan sapan, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelen

“Allah fasıklar güruhuna yol göstermez”

Mâide, 5:108; Tevbe, 9:24, 80; Saff, 61:5; Münafikun, 63:6

Page 133: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27

يثاق ين ينقضون عهد الله من بعد ذ ال ء ذ ذ� ان يوصل �ويقطعون ما امر الله ب ذ

لئك هم الخاسرون و�ويفسدون في االر ا �� رO fâsıklar, sözleştikten sonra Allah’ın ahdini bozanlar, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi kesenler ve yeryüzünde bozgunculuk

yapanlardır. Onlar, hüsrana düşmüş olanların tâ kendileridir.

Page 134: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27 Hani Rabbin, Âdem oğullarının bellerinden soylarını

çıkarmış ve onları kendilerine karşı şahit tutmuştu. “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sorunca, onlar “Evet, Rabbimizsin, buna şahitlik ederiz” dediler. O sizi böylece şahit tuttu ki, kıyamet gününde “Biz bundan habersizdik” demeyesiniz.

Veya “Bizden önceki atalarımız Allah’a ortak koşmuştu; biz onların ardından gelen bir nesildik. O bâtılı işleyenlerin yaptıkları yüzünden mi bizi helâk edeceksin?” demeyesiniz.

Belki inkârdan vazgeçerler diye, âyetleri Biz iyice açıklıyoruz.

A’râf, 7:172-174

Page 135: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27

Peygamber sizi Rabbinize iman etmek için çağırıp dururken size ne oluyor ki Allah’a inanmayacakmışsınız? Üstelik O sizden ahit de almıştı. İman edecekseniz ne duruyorsunuz?

Hadîd, 57:8

Page 136: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27 Ben size ant vermedim mi, ey Âdem oğulları,

“Şeytana kul olmayın; o sizin apaçık düşmanınızdır.

“Yalnız Bana kulluk edin; dosdoğru yol işte budur” diye?

Yâsin, 36:60-61

Allah’ın size olan nimetini ve “İşittik ve itaat ettik” diyerek Ona verdiğiniz sözü hatırlayın. Allah’tan sakının. Çünkü Allah gönüllerde saklı olanı bilir.

Mâide, 5:7

Page 137: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27 Allah peygamberlerden ahit alarak, “Ben

size kitap ve hikmet verdikten sonra, sizdeki kitabı tasdik edici bir peygamber geldiğinde ona inanacak ve yardım edeceksiniz” buyurmuş ve sormuştu: “Bu ahdi kabul edip üstleniyor musunuz?” Onlar “Kabul ettik” dediler. Allah buyurdu ki: Şahit olun; Ben de sizinle beraber bu ahdin şahidiyim.

Âl-i İmrân,, 3:81

Page 138: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27

Hani, kendilerine kitap verilenlerden, Allah, “Bu kitabı halka açıklayacak, onu asla saklamayacaksınız” diye ahit almıştı. Onlar ise bu ahdi kulak ardı edip az bir paraya satıvermişlerdi. Ne kötü bir alışverişti o!

Âl-i İmrân, 3:187

Page 139: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27 Sözleştiğiniz zaman Allah’ın ahdini yerine

getirin. Allah’ı kendinize kefil tutarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Hiç kuşkusuz, Allah sizin işlediklerinizi görür.

İpliğini sağlamca eğirdikten sonra tekrar bozan kadına benzemeyin. Bir topluluk diğer bir topluluktan daha kalabalık diye, yeminlerinizi aranızda bir fesat aracı yapmayın. Aslında Allah sizi bununla sınıyor; anlaşmazlığa düştüğünüz şeyi ise kıyamet gününde size açıklayacaktır.

Nahl, 16:91-92

Page 140: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27

Benim adıma ahidleştikten sonra sözünden dönen kimsenin kıyamet gününde Ben hasmı olacağım.

Buharî, Büyû’: 106

Söz verdiğinde sözünden döner (münafıklık alâmetlerinden)

Buharî, İman: 24; Müslim, İman: 106

Page 141: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27

Ahid

Ruhlar âleminde alınan sözNimetlerin karşılığında kullara

düşen yükümlülüklerÖzel olarak alınan ahidlerAllah adına verilen sözlerGenel mânâda her türlü ahid

Page 142: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27

نقضbinayı yıkmak, örülmüş ipi bozup

dağıtmak, ahdi bozmak

ان يوصل �ما امر الله ب ذAllah’ın emri:

tekvinî emir teşriî emir

Page 143: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27 Ahdini bozan herkesin kıyamet gününde, “Bu

filânın ahdini bozma alâmetidir” diye bir bayrağı olacaktır.

Buharî, Cizye: 22; Müslim, Cihad: 11-17

Kıyamet gününde, ahdine riayet etmeyen herkesin arkasında bir bayrak bulunacak ve vefasızlığı nisbetinde bu bayrak yükseltilecektir. Şunu iyi bilin ki, ahdinden dönmek hususunda kamu yöneticisinden daha büyüğü yoktur.

Müslim, Cihad:15-16

Page 144: Bakara 1-46 özet

Bakara: 27

Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyler:

akrabalık iman kardeşliğiYaratan – yaratılanakıl – ilim ilim – amel ......

Page 145: Bakara 1-46 özet

Bakara: 28

كيف تكفرون بالله وكنتم امواتا يكم يتكم ثم يح ثم ي ذ�فاحياك ذ � م

ثم اليه ترجعون Nasıl olur da Allah’ı inkâr edersiniz ki, siz

cansız iken O size can verdi. Sonra O sizi öldürür; sonra yine diriltir; sonra da Onun huzuruna dönersiniz.

Page 146: Bakara 1-46 özet

Bakara: 28

İnsanın cansız hali ve ilk yaratılışı

Sizi topraktan yaratması da Onun âyetlerindendir. Sonra siz birer beşer olarak yeryüzüne yayılırsınız.

Rum, 30:20

Allah sizi önce topraktan, sonra bir damla sudan yarattı, sonra da sizi çiftler haline getirdi.

Fâtır, 35:11

Page 147: Bakara 1-46 özet

Bakara: 28 İlk yaratılış, ölüm, ikinci yaratılış / Öldüren de Allah

Size hayat veren, sonra öldüren, sonra tekrar dirilten de Odur. İnsan ise, doğrusu, pek nankördür.

Hacc, 22:66

Sizi yaratan, sonra rızıklandıran, sonra öldüren, sonra da dirilten Allah’tır. Şerikleriniz arasında bunlardan herhangi birini yapabilecek birisi var mı? O her kusurdan münezzeh, onların ortak koştuklarından da yücedir.

Rum, 30:40

Page 148: Bakara 1-46 özet

Bakara: 28

İnsanın yaratılış ve ölümü

Cansız hali: toprak (Hz. Âdem) / cansız maddeler

Birinci hayatı: dünya hayatıÖlümü: kabir hayatı İkinci hayatı: âhiret hayatı

Page 149: Bakara 1-46 özet

Bakara: 28 Biz sizi topraktan yarattık; sonra ona

döndürür, sonra bir kere daha ondan çıkarırız. Tâhâ, 20:55

Melekler ruhu alır almaz Cennet elbisesine ve kokularına sararlar. Öyle ki, o ruhtan, yeryüzünde bulunabilecek en güzel kokular yayılmaya başlar. Melekler onunla yükselirken, yanlarından geçtikleri melek toplulukları “Bu güzel koku da ne?” diye sorarlar. Onlar da “Bu filân oğlu filândır” diye, dünyada iken anıldığı en güzel isimlerle onu tanıtırlar. . / ..

Page 150: Bakara 1-46 özet

Bakara: 28 Dünya semâsının sonuna geldiklerinde kapının

açılmasını isterler ve onlara semâ kapıları açılır. Her semâ katından, böylece bir sonraki semâya uğurlanırlar. En sonunda yedinci semâya geldiklerinde Yüce Allah buyurur ki:

“Kulumu İlliyyûn’a kaydedin ve tekrar yeryüzüne götürün. Zira Ben onları topraktan yarattım; sonra ona döndürür, sonra bir kere daha ondan çıkarırım.

Bunun üzerine melekler onun ruhunu tekrar cesedine getirirler.

Müsned, 4:287

Page 151: Bakara 1-46 özet

Bakara: 28 Geri dönüş yok

“Rabbimiz,” derler. “Bizi iki kere öldürdün, iki kere dirilttin. Şimdi günahlarımızı itiraf ediyoruz. Şimdi bir çıkış yolu yok mu?”

Onlara denir ki: Siz şunun için bu hale düştünüz: Allah’a bir olarak iman etmek için çağrıldığınızda inkâr ediyor, Ona ortak koşulunca inanıyordunuz. Artık hüküm, pek yüce ve pek büyük olan Allah’ındır.

Mü’min, 40:11-12

Page 152: Bakara 1-46 özet

Bakara: 28

İnanmamız gereken konular, Kur’ân ve Hadiste açık ifadelerle tekrar tekrar bize anlatılmıştır.

Reenkarnasyon gibi hurafeler asla Kur’ân ve Hadiste haber verilmemiştir.

Yeniden dünyaya dönüşün mümkün olmadığını ise birçok âyet açıkça ve defalarca bize bildirmiştir.

Page 153: Bakara 1-46 özet

Bakara: 28 Ona dönmek: Onun huzurunda toplanmak

جمع – رجع – حشر – بعث - وقف İnsanların ve cinlerin hepsini huzurunda topladığı

gün Allah “Ey cinler topluluğu, siz insanlardan pek çok kimseyi baştan çıkardınız” buyurur. Onların insanlar arasındaki dostları “Rabbimiz,” derler. “Biz birbirimizden yararlanarak Senin bize takdir ettiğin ecelimize eriştik.” Allah buyurur ki: Sizin yeriniz ateştir. Allah’ın diledikleri müstesna, hepiniz orada sürekli kalacaksınız. Muhakkak ki senin Rabbin her işi hikmetle yapan, herşeyi hakkıyla bilendir.

En’âm, 6:128

Page 154: Bakara 1-46 özet

Bakara: 28 İnkâr edenler, “Ne bu Kur’ân’a inanırız, ne de ondan

öncekilere” dediler. Sen o zalimleri Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman bir görsen! Birbirlerine söz yetiştirmektedirler. Güçsüz olanlar, büyüklük taslayanlara derler ki: “Siz olmasaydınız biz mü’min olmuştuk.”

Büyüklük taslayanlar da güçsüzlere derler ki: “Siz doğru yolu buldunuz da biz mi sizi yoldan çevirdik? Siz kendiniz mücrim olup çıkmıştınız.”

Güçsüzler ise büyüklük taslayanlara “Gece gündüz işiniz düzenbazlıktı,” derler. “Böylece, Allah’a nankörlük edip de başkalarını ona denk tutmamızı emrediyordunuz.” Azabı gördüklerinde, için için pişmanlık duymaktadırlar. Biz ise o kâfirlerin boyunlarına boyundurukları geçirmişizdir. Onlar yaptıklarından başka birşeyle mi cezalanıyorlar?

Sebe’, 34:31-33

Page 155: Bakara 1-46 özet

Bakara: 29

يعا ي خلق لكم ما في االرض ج ذهو ال ذ�ماء فسويهن ثم استوى الى السي سبع سموا وهو بكل شيء ع� م ذ �! ر

Yerde ne varsa hepsini sizin için O yarattı; bir de semâya yönelip onu yedi gök halinde düzenledi. O herşeyi hakkıyla bilendir.

Page 156: Bakara 1-46 özet

Bakara: 30

ي جاعل في ك للملئكة ا "�واذ قال رب ذيها من يفسد يف قالوا اتجعل ذ االرض خ �� ر ذ ح بحمدك ��يها ويسفك الدما ونحن نسب م ذي اعلم ما ال تعلمون  قال ا �"�ونقدس ل ذ #� ر

  Hani Rabbin meleklere “Yeryüzünde bir halife yapacağım”

buyurmuş, onlar da şöyle demişlerdi: “Biz Seni hamdinle tesbih ve takdis edip dururken, orada bozgunculuk edip kan dökecek birisini mi yaratacaksın?” Rabbin ise, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” buyurmuştu.

Page 157: Bakara 1-46 özet

Bakara: 30

خليفة – خلفاء - خالئف Başka milletlerin

arkasından dünyaya gelen

Yeryüzünde Allah adına, Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda hareket eden ve tasarrufta bulunan

Page 158: Bakara 1-46 özet

Bakara: 30 İnsan: Âlemlerin Rabbine doğrudan

muhatap olur Âlemlerdeki bütün Esmâ

tecelliyatını müşahede edip anlayabilir

Bütün mahlûkatın tesbihatını anlar Yerde ve gökte tasarrufta bulunur Esmâ-i İlâhiyeyi kendi iradeli fiil ve

eserleriyle ayrıca aksettirir Bütün mahlûkatın tesbihat ve

ibadetlerini tercüme ederek Âlemlerin Rabbine sunar

Page 159: Bakara 1-46 özet

Bakara: 30

Âdem’in (a.s.) peygamberliği:

Sonra Âdem, Rabbinden öğrendiği sözlerle tövbe etti; Rabbi de onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O tövbeleri kabul eden ve merhameti pek geniş olandır.

Bakara, 2:37 (Bk. Bakara, 2:33, 35; A’râf, 7:19; Tâhâ, 20:117)

Page 160: Bakara 1-46 özet

Bakara: 30

Onlar, Âdem’in soyundan, Nuh ile beraber gemide taşıdıklarımızdan, İbrahim ile Yakub’un ve hidayet verip seçkin kıldığımız kimselerin soyundan, Allah’ın nimetlerine erişmiş peygamberler idi. Onlara Rahmân’ın âyetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlardı.

Meryem, 19:58

Page 161: Bakara 1-46 özet

Bakara: 30

Allah Âdem’i, Nuh’u, İbrahim’in ailesini ve İmrân ailesini âlemlere seçkin kıldı.

Âl-i İmrân, 3:33

“İlk peygamber kimdir?” sorusuna Resulullahın (s.a.v.) cevabı:

“Âdem aleyhisselâm.” Müsned, 5:178, 179, 265

Page 162: Bakara 1-46 özet

Bakara: 31

ها ثم عرضهم م ادم االسماء كل وعلي باسماء ذ�على الملئكة فقال انب $� ؤ

ين  ء ان كنتم صاد ال ذ�ه $�  و

Âdem’e bütün isimleri öğretti, sonra da onları meleklere gösterip “Sözünüzde doğru iseniz, haydi, bunların isimlerini Bana söyleyin” buyurdu.

Page 163: Bakara 1-46 özet

Bakara: 32

قالوا سبحانك ال علم لنا اال  يم ك انت الع ان متن ذ ما عل ر�

يم  ذ#الح

Melekler “Seni her türlü noksandan yüce tutarız,” dediler. “Senin bize öğrettiklerinden başka bilgimiz yoktur. Hiç şüphesiz Sen Alîmsin, Hakîmsin.”

Page 164: Bakara 1-46 özet

Bakara: 33

قال يا ادم انبئهم باسمائه فلما انباهم � مي اعلم �"�باسمائه قال الم اقل لكم ا ذ � ن

موات واالرض واعلم ما تبدون غيب الس وما كنتم تكتمون

Allah “Ey Âdem, bunların isimlerini onlara söyle” buyurdu. Âdem onların isimlerini meleklere bildirince, Allah “Ben size demedim mi,” buyurdu, “Ben göklerin ve yerin gizliliklerini de bilirim, sizin açığa vurduğunuz ve saklamış olduğunuz şeyi de bilirim diye?”

Page 165: Bakara 1-46 özet

Bakara: 31-33

Âdem’e öğretilen isimler:

eşyanın isimlerikavram bilgisi isimlendirme kabiliyetibütün ilimler, fen ve san’atlarEsmâ-i İlâhiye

Page 166: Bakara 1-46 özet

Bakara: 31-33

Âdem’e bütün isimlerin öğretilmesi:

hilâfet-i kübrâ – ilim münasebetimeleklere karşı mucizesi insanı insan yapan: ilim

Page 167: Bakara 1-46 özet

Bakara: 31-33 Yaratan Rabbinin adıyla oku. . . . Kalemle yazmayı öğreten Odur. İnsana bilmediklerini öğreten Odur. Alâk, 96:1-5

Nûn. And olsun kaleme ve yazdıklarına.

Kalem, 68:1

Page 168: Bakara 1-46 özet

Bakara: 31-33

Âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler altın ve gümüşü miras bırakmazlar, ancak ilim bırakırlar. Kim o mirası alırsa, pek büyük bir kısmete konmuş demektir.

Ebû Dâvud, İlim: 1; Tirmizî, İlim: 19

Page 169: Bakara 1-46 özet

Bakara: 31-33

Âlimin âbide üstünlüğü, sizin en aşağıda olanınıza benim üstünlüğüm gibidir.

İnsanlara hayrı öğretenlere Allah rahmet eder; Onun melekleri, gökler ve yer ahalisi, hattâ yuvasındaki karınca, hattâ balıklar bile ona dua eder.

Tirmizî, İlim: 19

Page 170: Bakara 1-46 özet

Bakara: 31-33 Melekçe itiraf:

Her türlü ilim Allah’tan O herşeyi bilir; biz Onun öğrettiği kadar

biliriz Kime ne nasip edeceğini de O bilir Onun her işi hikmetlidir; dilediği kuluna

ilim vermesi de sonsuz hikmetiyledir Alîm ve Hakîm Onun sıfatıdır

Page 171: Bakara 1-46 özet

Bakara: 31-33 Meleklerin Âdem karşısında acze düşmesi: Kendilerine verilen ilim ve kabiliyet ile

Âdem’e verilenin farkını gördüler

Bir tür istişare dersi: Keyfî değil, ilme dayanan rey: “Ben sizin

bilmediğinizi biliyorum” Sana gelen ilimden sonra sen onların

heveslerine uyacak olursan, işte o zaman zalimlerden olursun.

Bakara, 2:145

Page 172: Bakara 1-46 özet

Bakara: 34

واذ قلنا للملئكة اسجدوا الدم ي ابى واستكبر �&فسجدوا اال اب ر ذ

ين   ذ�وكان من الكاف

Meleklere “Âdem’e secde edin” dediğimizde, İblis’ten başka hepsi secdeye kapandı. O ise bundan kaçındı ve büyüklük taslayarak kâfir oldu.

Page 173: Bakara 1-46 özet

Bakara: 34 Secde: saygı secdesi

Hani Yusuf babasına demişti ki: “Babacığım, ben on bir yıldız ile Güneşin ve Ayın bana secde ettiklerini gördüm.”

Yusuf, 12:4

Anne ve babasını tahtına çıkardı. Hepsi birden onun önünde secdeye kapandılar.

Yusuf, 12:100

Page 174: Bakara 1-46 özet

Bakara: 34 Mescidler Allah içindir; sakın Allah ile

beraber başka birisine dua etmeyin. Cin, 72:18

Gece, gündüz, Güneş ve Ay da Onun âyetlerindendir. Siz ne Güneşe, ne de Aya secde etmeyin; bütün bunları yaratan Allah’a secde edin — eğer sadece Ona kulluk edecekseniz.

Fussılet, 41:37

Page 175: Bakara 1-46 özet

Bakara: 34

Hani Rabbin meleklere “Âdem’e secde edin” demişti de, İblis hariç hepsi secde etmişti. O ise cinlerden idi ve Rabbinin emrinden çıkmıştı. Şimdi siz, Beni bırakıp da, düşmanınız oldukları halde onu ve soyunu mu dost edineceksiniz? Zalimler için ne kötü bir takastır bu!

Kehf, 18:50

Page 176: Bakara 1-46 özet

Bakara: 34

Özet:

Âdem’in (insanın) diğer mahlûkata üstünlük sebebi: ilim

Meleklerin cevabı: secde İblis’in cevabı: isyan

Page 177: Bakara 1-46 özet

Bakara: 35

ة وقلنا يا ادم اسكن انت وزوجك الجنء�وكال منها رغدا حيث شئتم وال تقربا ين  جرة فتكونا من الظال ذهذه الش

Âdem’e de dedik ki: “Ey Âdem, sen ve eşin Cennete yerleşin. Orada istediğiniz yerden bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa

kendinize yazık edersiniz”.

Page 178: Bakara 1-46 özet

Bakara: 36

يطان عنها فاخرجهما   هما الش فازلي وقلنا اهبطوا بعضكم �مما كانا ء ذ

�"�لبعض عد� ولكم في االرض مستقر مين  ذ'ومت�اع الى

Derken Şeytan, ayaklarını kaydırdı da onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de “İnin aşağı,” dedik. “Artık birbirinize düşman olarak yaşayacaksınız. Yeryüzünde sizin için belirli bir vakte kadar bir yerleşim ve bir nasip vardır.”

Page 179: Bakara 1-46 özet

Bakara: 35-36 Cennet: Bizim bildiğimiz Cennet “Ey Âdem,” buyurduk. “İşte bu senin ve eşinin

düşmanıdır. Sakın o sizi Cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht olursun.

“Orada senin için ne açlık vardır, ne çıplaklık. “Susuzluk duymazsın, güneşin sıcağını da

çekmezsin.” Tâhâ, 20:117-119

Arzda sizin için belirli bir vakte kadar bir yerleşim ve bir nasip vardır.

Bakara, 2:36

Page 180: Bakara 1-46 özet

Bakara: 35-36

Ağaç: meçhul Şeytan ona vesvese verdi. “Âdem,”

dedi. “İster misin, sana ebediyet ağacının veya hiç son bulmayacak bir saltanatın yolunu göstereyim?”

Tâhâ, 20:120

Yılan: asılsız

Şeytan Cennete nasıl girdi: meçhul

Page 181: Bakara 1-46 özet

Bakara: 35-36 “Sen ve eşin”

Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan Rabbinizden sakının ki, o tek candan da eşini yarattı, ikisinden ise nice erkekler ve kadınlar türetti. Onun adını vererek birbirinizden istekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının. Şurası muhakkak ki, Allah sizi görüp gözetmektedir.

Nisâ, 4:1

Page 182: Bakara 1-46 özet

Bakara: 35-36 Düşünüp ibret alırsınız diye herşeyden çiftler

yarattık. Zâriyât, 51:49

Her türlü kusurdan uzaktır o Allah ki, yerin bitirdiklerinden, kendilerinden ve daha bilmediklerinden ne varsa çiftler halinde yaratmıştır.

Yâsin, 36:36

Yeri de kupkuru görürsün; fakat üzerine suyu indirdiğimizde kıpırdanır, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir.

Hacc, 22:5

Page 183: Bakara 1-46 özet

Bakara: 35-36 “Zalimlerden olmayın”

zulüm: Allah’ın koyduğu sınırı aşmak, haddi tecavüz etmek, hakkı ait olmayan yere vermek

temlik – ibaha Allah’ın ahdi

Biz onlara zulmetmedik; onlar kendilerine yazık ettiler. Rabbinin emri geldiğinde, Allah’ın yanı sıra yalvardıkları tanrılarından hiçbir fayda görmediler; tersine, onlar ancak hüsranlarını arttırdı.

Hûd, 11:101

Page 184: Bakara 1-46 özet

Bakara: 35-36 O ağaçtan yediklerinde kendilerine çirkin yerleri

görünüverdi de Cennet yapraklarıyla örtünmeye çalıştılar. Böylece Âdem Rabbine karşı geldi ve şaşıp kaldı.

Tâhâ, 20:121

Ey Âdem oğulları! Anne ve babanızın örtülerini çekip çirkin yerlerini ortaya çıkararak onları Cennetten çıkardığı gibi, sakın Şeytan sizi de fitneye düşürmesin. Çünkü şeytan ve askerleri, sizin onları göremediğiniz taraftan sizi görürler. Biz ise o şeytanları, iman etmeyenlere dost kılmışızdır.

A’râf, 7:27

Page 185: Bakara 1-46 özet

Bakara: 35-36

“Şu ağaca yaklaşmayın” meyvesinden yemeyin: suça götürecek

vesileyi ortadan kaldırmak “Zinaya yaklaşmayın” (İsrâ, 17:32) “Fuhşiyatın açığına da, gizlisine de

yaklaşmayın” (En’âm, 6:151) “Rüştüne erinceye kadar yetimin malına

yaklaşmayın; ancak en güzel bir şekilde yaklaşırsanız o başkadır” (En’âm, 6:152; İsrâ, 17:34)

Page 186: Bakara 1-46 özet

Bakara: 35-36

Birbirinize düşman olarak inin Şeytan size düşmandır; siz de onu

düşman belleyin. O, kendi taraftarlarını alevli ateşte barınmaya çağırır.

Fâtır, 35:6

Şeytanın düşmanlığındaki hikmet: insan neslinin tekâmülü

Page 187: Bakara 1-46 özet

Bakara: 37

كلمات فتاب ذفتلقى ادم من ربيم  واب الر ه هو الت ان ذ'علي �  ر

Sonra Âdem, Rabbinden öğrendiği sözlerle tövbe etti; Rabbi de onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O tövbeleri kabul eden ve merhameti pek geniş olandır.

Page 188: Bakara 1-46 özet

Bakara: 37

O ağaçtan yediklerinde kendilerine çirkin yerleri görünüverdi de Cennet yapraklarıyla örtünmeye çalıştılar. Böylece Âdem Rabbine karşı geldi ve şaşıp kaldı.

Sonra Rabbi onu peygamber seçti, ona tövbe nasip etti ve yol gösterdi.

Tâhâ, 20:121-122

Page 189: Bakara 1-46 özet

Bakara: 37 sen aralarında olduğun müddetçe Allah onları

cezalandıracak değildir. Onlar bağışlanma isterken de Allah onları cezalandıracak değildir.

Enfâl, 8:33

Rabbinizden af dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. “Tâ ki üzerinize bol bol yağmur yağdırsın. “Size mal ve evlât nasip etsin, bağlar yeşertsin,

ırmaklar akıtsın. “Size ne oluyor ki Allah’tan öyle bir büyüklük

ummuyorsunuz? Nuh, 71:10-13

Page 190: Bakara 1-46 özet

Bakara: 37 Hepiniz Allah’a tövbe edin, ey mü’minler, tâ ki

kurtuluşa eresiniz. Nur, 24:31

Ey iman edenler! İçten ve kesin bir tövbe ile Allah’a dönün. Bakarsınız, Rabbiniz sizin günahlarınızı örter ve sizi, altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyar. O gün, Allah’ın Peygamberi ve beraberindeki iman edenleri utandırmayacağı gündür. O gün onların nuru önlerinde ve sağlarında koşarken, onlar da “Rabbimiz, nurumuzu tamamla ve bizi bağışla; Senin herşeye gücün yeter” diye dua etmektedirler.

Tahrim, 66:8

Page 191: Bakara 1-46 özet

Bakara: 37 Vallahi ben günde yetmiş defadan fazla

Allah’tan beni bağışlamasını diler ve tövbe ederim.

Buharî, Daavât: 3

Allah Tealâ gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. Gece günah işleyenin tövbesini kabul etmek için de gündüz elini açar. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar bu böyle devam eder.

Müslim, Tevbe: 31

Page 192: Bakara 1-46 özet

Bakara: 38

كم يع فاما يأتين ��قلنا اهبطوا منها ج م ذي هدى فمن تبع هداي فال "�م ذ خوف عليهم وال هم يحزنون 

Onlara dedik ki: Hepiniz oradan inin. Benden size hidayet eriştiğinde, kim Benim hidayetime uyarsa, ne bir korku vardır onlara, ne de mahzun olurlar.

Page 193: Bakara 1-46 özet

Bakara: 39

لئك ين كفروا وكذبوا باياتنا ا و� وال ذ�يها خالدون  ا هم ذ اصحاب الن �� م İnkâr eden ve âyetlerimizi

yalanlayanlar ise ateş ehlidir; orada sürekli kalırlar.

Page 194: Bakara 1-46 özet

Bakara: 38-39

Buyurdu ki: Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Benden size bir hidayet eriştiğinde Benim doğru yoluma uyan kimse asla sapmaz ve bedbaht da olmaz.

Tâhâ, 20:123

Benden hidayet eriştiğinde: gazap söz konusu değil

Page 195: Bakara 1-46 özet

Bakara: 38-39

Aslî günah söz konusu değil:

Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez.

En’âm, 6:164; İsrâ, 17:15; Fâtır, 35:18; Zümer, 39:7

Page 196: Bakara 1-46 özet

Bakara: 38-39

Arz’a iniş: hilâfetin tahakkuku imtihan meydanının açılması (Gece

gündüze muhtaç / Bana da sen lâzımsın)

insan ile şeytanın inişlerindeki fark

Cennet ile başlangıç: asıl vatan / tekrar dönülecek yer şeytanın düşmanlığını göstermek

Page 197: Bakara 1-46 özet

Bakara: 38-39

İnsan neslinin yeryüzünde zuhuru: Âdem ile Havvâ’dan Cennetten iniş

Ne korkar, ne üzülürler korku: istikbal hakkında üzüntü: mazi hakkında

Dönüşte Cennet de, Cehennem de herkesin kendi emeği ile kazanılacak

Page 198: Bakara 1-46 özet

Bakara: 35

ل اذكروا نعمتي   ا ي اسر ذ)يا ب �� ذي ي انعمت عليكم واوفوا بعه ��ال ذ �� ذ

اي فارهبون  ف بعهدكم واي ؤ�ا Ey İsrailoğulları! Size bağışladığım

nimetimi hatırlayın ve Bana verdiğiniz sözü tutun ki, Ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Bir de, sadece Benden korkun.

Page 199: Bakara 1-46 özet

Bakara: 40 İSRAİL = YAKUB Tevrat indirilmeden önce, İsrail’in kendisine haram

ettikleri dışında bütün yiyecekler İsrailoğullarına helâl idi. De ki: Getirin Tevrat’ı da okuyun, eğer sözünüzde haklı iseniz.

Âl-i İmrân, 3:93

Onlar, Âdem’in soyundan, Nuh ile beraber gemide taşıdıklarımızdan, İbrahim ile İsrail’in ve hidayet verip seçkin kıldığımız kimselerin soyundan, Allah’ın nimetlerine erişmiş peygamberler idi. Onlara Rahmân’ın âyetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlardı.

Meryem, 19:58

Page 200: Bakara 1-46 özet

Bakara: 40

İSRAİL = Abdullah? (isrâ + îl)

İsrail’e nisbet (ل ا ي اسر ي�ب �� ي ) : tergîb (Allah’ın halis kulunun çocukları)

فارهبون : terhîb

Page 201: Bakara 1-46 özet

Bakara: 40 “Nimetlerimi hatırlayın”

Hani, Musa kavmine, “Ey kavmim,” demişti. “Aranızdan peygamberler göndermekle, sizi hükümran kılmakla ve dünyada kimseye vermediğini size vermekle Allah’ın size lütfettiği nimeti hatırlayın.”

Mâide, 5:20

Devam eden âyetlerde nimetler sayılacak

Page 202: Bakara 1-46 özet

Bakara: 36

وامنوا بما انزلت مصدقا لما معكم وال تشتروا ذوال تكونوا اول كافر ب ء

قون  اي فات يال� واي ي ثمنا ق ��بايا ا ذ  ذ� Elinizde olanı doğrulayıcı olarak indirdiğime

de iman edin; onu inkâr edenlerin ilki siz olmayın. Âyetlerimi az bir kazançla değişivermeyin. Ve yalnız Benden korkun.

Page 203: Bakara 1-46 özet

Bakara: 41

وإياي فارهبون / وإياي فاتقو�نRahbet: havf İttika: yapılmaması gereken bir

şeyin yapılması halinde taayyün eden cezadan korkma (F. Razi)

Page 204: Bakara 1-46 özet

Bakara: 41 Yalnız Allah’tan korkmak = korkudan emin olmak

Onlar öyle kimselerdir ki, halk onlara “İnsanlar size karşı toplandı; onlardan korkun” dediği zaman, bu onların imanını arttırdı ve dediler ki: “Bize Allah yeter; ne güzel vekildir O.”

Sonra da, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan, Allah’ın nimeti ve lütfuyla döndüler ve Allah’ın rızasına eriştiler. Allah ise pek büyük lütuf sahibidir.

İşte bu ancak şeytandır ki, dostlarını böylece korkutur. Siz ondan korkmayın; eğer mü’min iseniz Benden korkun.

Âl-i İmrân, 3:173-175

Page 205: Bakara 1-46 özet

Bakara: 41Onlardan korkmayın, Benden korkun. Bakara, 2:150

Peygamberler, Allah’ın gönderdiklerini eksiksiz olarak tebliğ eden ve Allah’tan başka hiç kimseden korkmaksızın sadece Ondan korkan kimselerdir. Hesap görücü olarak da Allah kâfidir.

Ahzâb, 33:39

Page 206: Bakara 1-46 özet

Bakara: 42

وال تلبسوا الحق بالباطل وتكتموا الحق وانتم

تعلمون Hakkı bâtıl ile karıştırmayın;

bile bile hakkı gizlemeyin.

Page 207: Bakara 1-46 özet

Bakara: 42

1. Hakka bâtılı bulaştırmayın2. Hakkı gizlemeyin

1. En zahir mânâsı:Hak dine bâtıl inanışları bulaştırmayın

Genel prensip:Doğruya yanlış bulaştırmayın

Page 208: Bakara 1-46 özet

Bakara: 42

Kitap Ehlinden bir kısmı da var ki, kitabı okurken dillerini eğip bükerler — tâ ki, okudukları şeyi kitaptan sanasınız. Oysa o kitaptan değildir. Bir de derler ki, “Bu Allah katındandır.” Oysa o Allah katından değildir. Böylece, bile bile Allah hakkında yalan söyleyip dururlar.

Âl-i İmrân, 3:78

Page 209: Bakara 1-46 özet

Bakara: 42

Ey Kitap Ehli! Niçin hakkı bâtıl ile karıştırıyor ve bildiğiniz halde hakikati gizliyorsunuz?

Âl-i İmrân, 3:71

İman eden ve imanlarına zulüm bulaştırmamış olanlar — korkudan emin olmak işte onların hakkıdır; doğru yolda olanlar da onlardır.

En’âm, 6:82

Page 210: Bakara 1-46 özet

Bakara: 42 Bir de, Allah’ın yarattığı ekinlerden ve

hayvanlardan, Allah’a da bir pay ayırdılar ve akıllarınca “Bu Allah’ın, bu da şeriklerimizin” dediler. Şeriklerinin payını Allah için ayırdıklarına katmazlar; ama Allah için ayırdıklarını şeriklerinin payına katarlar. Ne kötü birşeydir o hükmettikleri!

İşte böylece, müşriklerin çoğuna, insan ve cin şeytanlarından olan ortakları, dinlerini karıştırarak onları mahvetmek için, çocuklarını katletmeyi bile hoş göstermiştir. Allah dileseydi onlar bunu yapamazdı; onun için sen onları uydurduklarıyla baş başa bırak.

En’âm, 6:136-137

Page 211: Bakara 1-46 özet

Bakara: 42 Şeytanlar semâ ehlinden kulak hırsızlığıyla

öğrendiği bir habere yüz yalan katarak dostlarına iletirler.

Bk. Buharî, Tefsir: 15:1; Müslim, Selâm: 122-123

Her peygambere insan ve cin şeytanlarını Biz böylece düşman ettik ki, bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler ilham ederler. Eğer Rabbin dileseydi onlar bunu yapamazdı; onun için sen onları uydurduklarıyla baş başa bırak.

En’âm, 6:112

Page 212: Bakara 1-46 özet

Bakara: 42 2. Bile bile hakkı gizlemeyin:

Şahitliği saklamayın. Onu saklayanın tâ kalbi günahkâr olur. Allah ise sizin yaptıklarınızı bilir. Günah onun kalbine işler ve iman mahalli olan kalbi günahkâr hale getirir.

Bakara, 2:283

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu, kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Yine de onlardan bir zümre var ki, bile bile hakkı gizliyor.

Bakara, 2:146

Page 213: Bakara 1-46 özet

Bakara: 42

Biz onları kitapta insanlara açıkladıktan sonra, indirmiş olduğumuz delilleri ve hidayeti saklayanlara gelince: Allah onları rahmetinden uzak tutar; lânet edebilecek olanlar da onlara lânet eder.

Bakara, 2:159

Page 214: Bakara 1-46 özet

Bakara: 42 Allah’ın indirdiği kitaptan birşeyi gizleyen

ve onu az bir para karşılığında satan kimselere gelince, onlar ancak karınlarına ateş dolduruyorlar. Kıyamet gününde Allah ne onlarla konuşur, ne de kendilerini temize çıkarır; onların hakkı, acı bir azaptır.

Onlar doğru yolu sapıklıkla, bağışlanmayı azapla değiştirmiş olan kimselerdir. Ateşe ne kadar da dayanıklı şey bunlar!

Bakara, 2:174

Page 215: Bakara 1-46 özet

Bakara: 42 Hani, kendilerine kitap verilenlerden, Allah,

“Bu kitabı halka açıklayacak, onu asla saklamayacaksınız” diye ahit almıştı. Onlar ise bu ahdi kulak ardı edip az bir paraya satıvermişlerdi. Ne kötü bir alışverişti o!

Âl-i İmrân, 3:187

Onlar, kendileri cimrilik ettiği gibi başkalarını da cimriliğe teşvik eden ve Allah’ın onlara lütfettiği nimetleri saklayan kimselerdir. Biz ise o kâfirlere aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır.

Nisâ, 4:37

Page 216: Bakara 1-46 özet

Bakara: 43

كوة يموا الصلوة واتوا الز ذ�واين  اك ذ*واركعوا مع الر

Namazı kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükûa

varın.

Page 217: Bakara 1-46 özet

Bakara: 43

İman + amel-i salih

Namaz: bedenî / ferdîZekât: malî / içtimaîCemaat: içtimaîÖnceki ümmetlerde de bu

ibadetler vardı

Page 218: Bakara 1-46 özet

Bakara: 43 Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan

namazdan yirmi yedi kat daha faziletlidir. Buharî, Ezan: 30; Müslim, Mesâcid: 249

Bir beldede veya kırda üç kişi beraber bulunur da namazı cemaatle kılmazlarsa, şeytan onları avucunun içine alır. Onun için, cemaate devam edin; yoksa sürüden ayrılan koyunu kurt kapar.

Ebû Dâvud, Salât: 46

Page 219: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44

اس بالبر وتنسون   اتأمرون الن�+انفسكم وانتم تتلون الكتا افال ر

تعقلونYoksa kitabı okuyup durduğunuz

halde, insanlara iyiliği öğütleyip de kendinizi unutur musunuz? Aklınızı

başınıza almayacak mısınız?

Page 220: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44

Birr: her türlü hayra şamil / geniş hayır / ihsanın en ileri derecesi

Birr güzel ahlâktır. İsm (إثم) ise içini tırmalayan ve insanların muttali olmasını istemediğin şeydir.

Müslim, Birr: 14-15

Page 221: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44

Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir?

Vaktinde kılınan namaz.Sonra hangisi?Birru’l-vâlideyn.Sonra hangisi:Allah yolunda cihad. Buharî, Cihad: 1; Müslim, İman: 137-139

Page 222: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44 Birr demek, yüzünüzü doğuya, batıya çevirmek

demek değildir. Birr, o kimsenin hayra ermesidir ki, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanmış; yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolculara, ihtiyacından dolayı isteyene, esaret altındakilere malından seve seve vermiş; namazı dosdoğru kılmış, zekâtı vermiştir. Onlar, sözleştikleri zaman sözlerinde duran kimselerdir. Onlar, darlıkta, sıkıntıda ve çetin şartlar altında sabredenlerdir. Onlar sadıkların tâ kendisi, onlar takvâ sahiplerinin tâ kendisidir.

Bakara, 2:177

Page 223: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44

Sana hilâlleri soruyorlar. De ki: O, insanlar ve hac için zaman ölçüleridir. Birr, evlere arkadan girmekle olmaz. Asıl birr, takvâ sahibi olanın hayra erişidir. Evlere kapılarından girin ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.

Bakara, 2:189

Page 224: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44

Tarafımızdan ona [Yahyâ’ya] bir şefkat ve bir arınmışlık verdik. O da takvâ sahibi bir kul oldu.

Anne-babasına iyilik ederdi (berr); isyankâr bir zorba değildi.

Selâm olsun ona doğduğu gün, öldüğü gün ve diriltileceği gün.

Meryem, 19:13-15

Page 225: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44 Çocuk dedi ki: “Ben Allah’ın kuluyum. O

bana kitap verdi, beni peygamber yaptı. “Bulunduğum her yerde beni mübarek

kıldı. Hayatta olduğum müddetçe bana namazı ve zekâtı öğütledi.

“Beni anneme hayırlı bir evlât (berr) kıldı; bedbaht bir zorba yapmadı.

“Doğduğum gün de, öldüğüm gün de, diriltileceğim gün de bana selâm olsun.”

Meryem, 19:30-33

Page 226: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44 Sevdiğiniz şeylerden bağışta bulunmadıkça

birr’e ermiş olmazsınız. Sizin hayır için harcadığınız herşeyi ise Allah bilir.

Âl-i İmrân, 3:92

Sizi Mescid-i Haramın ziyaretinden alıkoydukları için bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Birr ve takvâda yardımlaşın; günahta ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.

Mâide, 5:2

Page 227: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44

Bundan önce biz Ona dua ederdik. Gerçekten O Berr’dir, Rahîm’dir.

Tûr, 52:28

Kul hakkında: iyilik yapanAllah hakkında: iyiliğin

karşılığını veren

Page 228: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44 Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi niçin

söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında

büyük bir gazap nedenidir. Saf, 61:2-3

Şuayb “Ey kavmim, söyleyin bana,” dedi. “Ya ben Rabbimden açık bir delil üzere isem ve O bana kendi katından güzel bir rızık nasip etmişse? Size yasakladığım şeyler konusunda söylediklerimin aksini yaparak size ters düşmek istemem. Ben ancak elimden geldiği kadar ıslaha çalışıyorum. Başarmam da ancak Allah’ın yardımıyla olur. Ben Ona tevekkül ettim, Ona yöneliyorum.

Hûd, 11:88

Page 229: Bakara 1-46 özet

Bakara: 44

Cehennem ahalisi, karnından dışarı fırlamış bağırsaklarıyla kendi etrafında dönüp durana adama sorar:

“Sen dünyada iken iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmıyor muydun?”

“Evet, ama iyiliği tavsiye eder, kendim yapmazdım. Kötülükten sakındırır, kendim yapardım.”

Buharî, Bed’ü’l-Halk: 10; Müslim, Zühd: 51

Page 230: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45

ها ينوا بالصبر والصلو وان ��واست ر ذ*  ي يرة اال على الخاش ��لك ن ذ* ذ+

Sabır ve namazla yardım isteyin. Ancak bu huşû sahiplerinden başkasına pek ağır gelir.

Page 231: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45 Sabır: musibete / tâate / ma’siyetten

Sabret. Çünkü Allah muhsinlerin emeğini zayi etmez.

Hûd, 11:115

Sabret; senin sabrın da ancak Allah’ın yardımıyladır. Onlar için tasalanma; kurdukları tuzaklar yüzünden de için daralmasın.

Allah takvâ sahipleriyle ve muhsinlerle beraberdir.

Nahl, 16:127-128

Page 232: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45 Onların söylediklerine sabret ve

güzellikle onlardan uzaklaş. Müzzemmil, 73:10 (ikinci inen sûre)

Rabbin için sabret. Müddessir, 74:7 (üçüncü inen sûre)

Sabret; Allah’ın vaadi gerçektir. Günahın için bağışlanma dile ve akşam sabah Rabbini hamd ile tesbih et.

Mü’min, 40:55

Page 233: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45

Azim ve sebat sahibi peygamberler nasıl sabrettiyse, sen de sabret; onlar için acele etme. Kendilerine vaad olunan günü gördüklerinde, onlar dünyada gündüzün bir saatinden fazla kalmadıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Yoldan çıkmışların güruhundan başkası helâk olur mu hiç?

Ahkaf, 46:35

Page 234: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45 Oğlum, namazı dosdoğru kıl, iyiliği tavsiye

et, kötülükten sakındır, başına gelene sabret. İşte bunlar, uğrunda azmedilmeye değer işlerdendir.

Lokman, 31:17

Ey iman edenler! Sabredin; sabır yarışında düşmanlarınızı geride bırakın; cihad için hazırlıklı olun ve Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.

Âl-i İmrân, 3:200

Page 235: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45 Ey iman edenler, sabır ve namazla yardım

isteyin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.

Bakara, 2:153

Tarafımdan şunu söyle: Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için bir güzellik vardır. Allah’ın arzı da geniştir. Sabredenlere ise mükâfatları hesapsız şekilde verilecektir.

Zümer, 39:10

Page 236: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45 Ey iman edenler! Sizden olmayanları içli dışlı dost

edinmeyin. Onlar size zarar vermekte kusur etmezler, sizin sıkıntıya düşmenizi isterler. Düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır; gönüllerinde sakladıkları ise daha da büyüktür. Size âyetlerimizi böylece açıklamış bulunuyoruz — eğer aklınızı kullanacaksanız.

Siz onları seven kimselersiniz; oysa onlar sizi sevmezler. Ayrıca siz kitabın bütününe inanırsınız. Onlar ise sizinle karşılaştıklarında “İnandık” derler; kendi başlarına kaldıkları zaman da size duydukları kin yüzünden parmaklarını ısırırlar. Onlara “Kininizle geberin!” de. Allah, hiç şüphesiz, gönüllerde yatanı bilmektedir.

Size bir iyilik erişirse bu onları üzer. Başınıza bir kötülük geldiğinde ise sevinirler. Sabreder ve sakınırsanız, onlar size hiçbir zarar veremezler. Zira Allah onların bütün yaptıklarını kuşatmıştır.

Âl-i İmrân, 118-120

Page 237: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45

Gerçek şu ki, içinizden cihad eden ve sabredenleri ayırt edinceye ve sözlerinizin doğruluğunu meydana çıkarıncaya kadar Biz sizi imtihan etmeye devam edeceğiz.

Muhammed, 47:31

Page 238: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45 Sabır imanın yarısıdır. Hâkim, Müstedrek, 2:446

İbni Mes’ud: İmanın yarısı sabır, yarısı şükür.

Sabretmeye gayret eden kimseye Allah sabır verir. Kimseye sabırdan daha hayırlı ve büyük bir nimet verilmemiştir.

Buharî, Zekât: 50; Müslim, Zekât: 124

Page 239: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45 Asra yemin olsun, İnsan hüsrandadır. Ancak iman edip güzel işler yapanlar ve

birbirlerine hakkı ve sabrı öğütleyenler müstesna. Asr, 103:1-3

Onlar ve atalarından, eşlerinden ve nesillerinden iyi işler yapmış olanlar Adn Cennetlerine girerler. Melekler de her bir kapıdan onların yanına varırlar.

“Sabrettiğiniz için selâm olsun size,” derler. “Dünya yurdunun ne güzel sonucudur bu!”

Ra’d, 13:23-24

Page 240: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45 Huşû’: Allah karşısında saygı ve tâzim

sebebiyle Ona boyun eğme, ibadetlerde tam bir sükûnet ve tevazu içinde bulunma

Mü’minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar namazlarında huşû içindedirler. Mü’minûn, 23:1-2

Namazdaki huşû: kişinin namaza durduğu zaman sağında ve solunda kimlerin bulunduğunu bilmeyecek derecede kendisini ibadete vermesi

Page 241: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45 De ki: Ona ister inanın, ister

inanmayın. Kendilerine daha önce ilim verilenlere Kur’ân okunduğu zaman, onlar yüz üstü secdeye kapanırlar.

“Rabbimizi her türlü kusurdan uzak tutarız,” derler. “Hiç kuşku yok ki, Rabbimizin vaadi gerçekleşecektir.”

Böylece ağlayarak yüzüstü kapanırlar. Zira Kur’ân onların huşûunu arttırır.

İsrâ, 17:107-109

Page 242: Bakara 1-46 özet

Bakara: 45

Onun [Zekeriyya] duasını kabul ettik. Ona Yahya’yı verdik ve eşini de iyileştirdik. Onların hepsi de hayırda yarışırlar ve hem ümit ederek, hem de korkarak Bize dua ederlerdi. Onlar Bize karşı huşû içinde kimselerdi.

Enbiyâ, 21:90

Page 243: Bakara 1-46 özet

Bakara: 46

هم مالقوا   ون ان ين يظن ذ�ال  هم اليه راجعو هم وان ��رب مOnlar, Rablerine kavuşacaklarına

ve Ona döneceklerine inanan kimselerdir.

Page 244: Bakara 1-46 özet

Bakara: 46

Zan: inanma / sanma / bilme / yakîn / şek

Defteri sağından verilen, “Alın,” der, “okuyun kitabımı.

“Ben zaten hesaba çekileceğimi biliyordum.”

Hâkka, 69:19-20

Page 245: Bakara 1-46 özet

Bakara: 46Allah’a kavuşacaklarını bilenler ise

dediler ki: “Nice küçük topluluklar, Allah’ın izniyle nice kalabalık topluluklara üstün gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.”

Bakara, 2:249

Onlar birgün diriltileceklerini hiç ummuyorlar mı?

Mutaffifîn, 83:4

Page 246: Bakara 1-46 özet

Bakara: 46 Lika’: kavuşma

Ey insan! Sen Rabbine kavuşuncaya kadar çalışıp çabalar, sonunda Ona kavuşursun.

İnşikak, 84:6

Bize kavuşmayı ummayan, dünya hayatına razı olup onunla tatmin olan ve âyetlerimizden habersiz davrananlara gelince:

Kazandıkları günahlar yüzünden, onların varacakları yer ateştir.

Yunus, 10:7-8

Page 247: Bakara 1-46 özet

Bakara: 46

O Allah ki, gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz yükseltti, sonra da Arş üzerine kuruldu, Güneşi ve Ayı emrine boyun eğdirdi. Onların hepsi de belirlenmiş bir vakte kadar akıp gitmektedir. O herşeyi yerli yerince tedbir ve idare eder; Rabbinize kavuşacağınızı kesin olarak bilmeniz için de âyetleri iyice açıklar.

Ra’d, 13:2

Page 248: Bakara 1-46 özet

Bakara: 46 De ki: Ben de sizin gibi bir beşerim. Ancak

bana, “Tanrınız tek bir Tanrıdır” diye vahyedilmiştir. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, güzel işler yapsın ve Rabbinin ibadetine hiç kimseyi ortak etmesin.

İsrâ, 17:110

Kim Allah’a kavuşmayı ümit ediyorsa, bilsin ki, Allah’ın belirlediği vakit mutlaka gelecektir. O herşeyi işitir, herşeyi bilir.

Ankebût, 29:5

Page 249: Bakara 1-46 özet

İnternet adresleri

[email protected]

utesav.org.tr

facebook.com/yazarumitsimsek