Bebek News sayı 14

Nisan 2014 Yıl 2 sayı 14

Röpö

rtaj

Pınar AzmakGülçin Gülün Koz

Başak Kerimoğlu Şenyurt

Şebnem Özinal

Duygu Pekel Göksel MustelaAtölye Çocuk Evi

Baby Sensory

Bebekte İnatçı Ağlama Niye?

Baby Touch

ÇOCUK BESLENMESİNDE

SİNSİ TEHLİKE OKSİDASYON

Bebek Newsİmtiyaz Sahibi

Metronom Medya AdınaEyüp Kervangül

[email protected]

Proje DirektörüEngin Sezgin

Reklam KoordinatörüÖzge Değerli

[email protected]

Satış Pazarlamaİzzet Gültekin Cengizhan Güzel

Atilla Konar

FotoğrafFerdi Arslan, Samet Kömürcü

Tasarım Mehmet Pınarcı

Hukuk DanışmanıBarış Çabuk

Katkıda BulunanlarEmirhan Suçeken,

Fulya İpek, Cem Güneş

Web tasarımCeyhun Kocal

AdresMetronom Medya

Merdivenköy Mahallesi Hızırbey Caddesi

Tümer Ap. No:251/4Göztepe/İstanbul 0 216 566 95 66 0 216 566 75 27

www.bebeknews.comwww.metronommedya.com

Bebek News dergisinde kullanılan haberler izin alınmadan,

kaynak gösterilmeden başka yayınlarda kullanılamaz.

Reklamlardan reklam veren firma sorumludur.

EditörÖzlem Bugur

MuhabirRüya Meriçboyu

EDİTÖR

Mustela

Baby Sensory

Psikolog

Özlem BUGUR

İletişemiyoruz… Çocuklarınızla yaptığınız konuşmaların kaçında boşa konuştuğunuz hissine kapıldınız? Odasını toplamasını istediğinizde, ders çalışmasını istediğinizde, televizyonu kapatmasını istediğinizde vb. uyarılarınızda çocuğunuz sizi eleştirdiyse, duymazdan geldiyse, size bağırdıysa veya karşılık verdiyse bunun yarattığı gerginliği bilirsiniz. Zaman zaman yaşanan bu karşılıklı öfkelenmeler, kırgınlıklar, küskünlükler ve mutsuzluklar ebeveynler ve çocuk arasında ki ilişkiyi zedeler. O halde yapılması gereken en önemli şey sağlıklı bir iletişim için uygun yollar keşfetmeyi öğrenmek olacaktır. Bunun için zaman harcamalı ve iletişim kurarken yaptığınız hataları deşifre etmeye çalışmalısınız.

Sözlerinizi dikkatle seçim ve onlara bağlı kalın.

Sakin olun.

Tartışmayın ve inatlaşmayın, öfkenizi yönetmeyi öğrenin.

Çocuktan ne istediğinizi kararlı, doğrudan ve tartışmasız bir tavırla belirtin.

Sorumlulukları konusundaki isteklerinizi talep ederken yalvarmayın.

Unutmayın ki, ne söylediğinizden daha çok nasıl söylediğiniz önemlidir. Çocuğunuza dokunmaktan korkmayın ve gözlerinin içine bakın konuşurken. Farklı bir odadan bağırmak veya başka bir işle uğraşırken söylenmek en fazla tartışma ortamı oluşturmanıza neden olacaktır..

Unutmayın ki, “Olumlu bir model oluşturmak çocuğunuza verebileceğiniz en güzel hediyedir.

İÇİNDEKİLER

18Pınar Azmak

28Mustela

42Atölye Çocuk Evi

54Baby Sensory

62Şebnem Özinal

4 Bebek News • Nisan 20144 Bebek News • Nisan 2014

BIRAKIN KİRLETSİNBabyNEO Doğal Bambu Salya

Önlüğü ile Bebeklere Özgürlük

Nisan 2014 • Bebek News 5Nisan 2014 • Bebek News 5

Sağlıklı bebek ürünleri markası BabyNEO’nun bakteri barındırmayan bambu ipliğinden üretilen salya önlükleri ile bebekler özgürce kirletiyor. Bebeklerin yemek aktivitelerinin yanı sıra diş çıkarma dönemlerini de en rahat şekilde geçirmesine destek olan BabyNEO bambu salya önlüğü, bebeklerin üstünün kuru kalmasına yardımcı oluyor. Yenidoğanlarda yemek sonrası oluşabilecek ufak kusmaların bulaşmasını da önleyen BabyNEO bambu salya önlüğünü anneler gönül rahatlığı ile tercih ediyor. Mama önlüğü olarak da kullanılabilen önlükle zorlu yemek aktiviteleri problem olmaktan çıkıyor.

6 Bebek News • Nisan 2014

ÇOCUKLAR İÇİN EĞLENCELİ VE ÖZGÜN TASARIMLAR NUUBA& THE GANG’DE

Nisan 2014 • Bebek News 7

Çocukların özgür ruhundan ilham alan tasarımları bir araya getiren online butik Nuuba & The Gang, 2014 İlkbahar/Yaz sezonuna bünyesine yeni katılan markalarla göz kırpıyor.

Nuuba&theGang, çocukların hayal dünyalarının hakkını verecek nitelikte renkli, rahat ve özgün seçeneklerle, çocukların olduğu kadar ebeveynlerin de aklını çeliyor.Çoğunlukla İskandinav ülkelerindeki markaların yaratıcı tasarımlarını bünyesinde barındıran Nuuba&theGang, 0-14 yaş arası çocuklar için birbirinden özgün seçenekler sunuyor.


ALERJİK RAHATSIZLIKLARA KARŞI DOĞRU ÇAMAŞIR BAKIMI ŞART!Türkiye’de ilk kez ve sadece Bingo tarafından üretilen Bingo Parfümsüz Sıvı Deterjan, hassas ciltlerin, alerjik bünyelerin ve kokusuz temizlik isteyenlerin imdadına yetişmeye devam ediyor



Anneler Dikkat!

Türkiye’de 20 bin çocuk ile yapılan araştırmada her 6-7 çocuktan birinde astım, her 10 çocuktan birinde alerjik nezle ve her 20 çocuktan birinde egzama görüldüğü ortaya çıktı. Alerjik hastalıkların görülme sıklığı sadece Türkiye’de değil bütün dünyada artıyor. Gerekli önlemler alınmazsa bu rahatsızlıkların önümüzdeki yıllarda daha da artacağı öngörülüyor.

Temizlik kokusu derken…

Kadınlar her ne kadar yıkadıkları çamaşırların kokusu ile mutlu olsa ve temizliği kokuyla bağdaştırsa da, söz konusu alerjik rahatsızlıklar ve hassas cildi özen gerektiren bir çocuk olduğunda koku öncelik olmaktan çıkıyor.



Nisan 2014 • Bebek News 1111 Bebek News • Nisan 2014


Çilek’in Princess Odası Masallar Diyarına Çağırıyor





bonprix.com.tr

bonprix’den çocuklarınıza havalı stiller...

Nisan 2014 • Bebek News 17www.metronommedya.comwww.e-tadinda.com


RÖPORTAJ

Her doğumda bir muciye daha tanık “Pınar Azmak“



Bir bebeğin ilk dünyaya gelişine ilk annesiyle kucaklaşmasına, ilk çığlıklarına tanık oluyor. Çok güzel doğumlara da giriyor, yüreğini en çok acıtanlara da. Bebeğin ve annenin sağlıklı olması ona rahat bir nefes aldırıyor. “Her doğum bir mucize, sürekli bir mucizeye seyirci olmak heyecan verici” diyen Doğum ve Bebek Fotoğrafçısı Pınar Azmak ile Bebek News muhabiri Rüya Meriçboyu çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.



Bebek News: Doğum fotoğrafçılığına ne zaman ve nasıl başladınız bir hikayesi varsa anlatır mısınız?

Pınar Azmak: İlköğretimden sonra kendi seçimimle Edirne Anadolu Güzel Sanatlar Lisesine gittim.Lisede fotoğraf derslerimiz vardı ve ben bu konuya oldukça ilgi duyuyordum. Bunun yanında lise son sınıfta okurken fotoğraf alanında görsel tecrübelerimi artırmak amacıyla Edirne Fotoğraf Sanatı Derneğinin açtığı kurslara gittim ve sertifika aldım. Daha sonra Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım bölümünde okudum. Fakülte hayatım boyunca en sevdiğim ve en başarılı olduğum dersim yine fotoğraf dersiydi. Öte yandan bu yaşıma kadar, kendimi bildim bileli bebeklere ve çocuklara ilgim olmuştur. Sokakta gördüğüm bir bebeği bile sevmeden, ona bir gülücük atmadan

geçemem. Mezuniyetten hemen sonra zaten aklımda filizlenen doğum ve bebek fotoğrafçısı düşüncemi bir arkadaşımın doğumundan başlayarak gerçekleştirmeye başladım. Bu arada Fotoğraf Ağacı Meslek Atölyesine giderek Doğum ve Bebek Fotoğrafçılığı sertifikası aldım. Önce kısa bir süre staj mahiyetinde başkalarının ekibinde çalıştım. Sonra da ailemin de desteğiyle kendi işimi açıp, yoluma devam ettim.

B.N: Doğum fotoğrafçılığının zorluklarını ve güzel yanlarını bizimle paylaşır mısınız?

P.A: İşimin heycan ve stresi çok çok fazla. Doğum bu sonuçta . Zorlu bir süreç ve ben de o sürece orada bulunarak dahil oluyorum. İnsanların özel hayatına en önemli anda şahit oluyorsunuz. Çok tabi ki onların gerilimleri, heycanları, endişeleri sizi de etkiliyor. Sonuçta sıkıntısız bir doğum olduğunda, anne ve bebek


sağlıklıysa herkes gibi ben de rahat bir nefes alıyorum, keyifleniyorum. Ama bebekte bir sıkıntı varsa beni de etkiliyor, ben de işimi tam yapamıyorum. Sonuçta her doğum bir mucize ve sürekli bir mucizeye seyirci olmak oldukça heycan verici.

Ayrıca özellikle normal doğumda da vakit ve saat belli olmadığından uyku ve normal hayat düzeni kalmıyor. Sancısı başladığında doktordan önce beni arayan anne adayları oluyor ve ben çoğukez onlardan önce hastanede oluyorum. Ama sonuçta olan şey bütün yorgunluklara değiyor.

B.N: Mesleğinizde yaşadığınız en ilginç anı anlatır mısınız?

P.A: Esasında hep aynı şeyleri yaşadığımı düşünseniz de her an ilginç birşeyler oluyor. Ama şu an aklıma gelen, doğuduktan hemen sonra fotoğraflamaya çalıştığım erkek bebeğin çişini tam objektifime isabet ettirmesi oldu.Oğlumuz tam isabet kaydetti.

B.N: İlerleyen dönemlerdeki hedeflerinizi anlatır mısınız?

P.A: Hayalim sadece bebek ve çocuklara ait çok büyük bir stüdyo kurmak ve de bu işin ülkemizde bilinirliğini artırmak. Sonuçta bu hizmeti alan insanlar çocuklarına çok değerli bir armağan bırakmış oluyorlar.

Bu keyifli söyleşi için Pınar Azmak’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.


SAĞLIK

Bebekte İnatçı Ağlama Niye?

Çocuk Gastroenteroloji uzmanı Dr. Enver Mahir Gülcan

Acıbadem Kadıköy ve Maslak Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Gastroenteroloji uzmanı Dr. Enver Mahir Gülcan; özellikle yeni doğan bebeklerde annelerin kâbusu haline gelen “İnatçı ağlamanın sebebi Kolik’i anlattı.


Birbirini izleyen 3 hafta boyunca, haftada 3 gün, günde 3 saatten fazla süren ağlama olarak devam eder”. Açıklamasında bulundu.Çocuk Gastroenteroloji uzmanı Dr. Enver Mahir Gülcan; “Bazı bebekler çok kısa, bazısı uzun süre ağlayabilirler. Bebekten bebeğe değişen ağlama biçimlerine göre; bazıları hafif, bazıları ise kuvvetle ağlarlar. Teskin edilmeleri ise, yine bebeğin karakterine göre değişik biçimlerde olur. Bebeklerin büyük çoğunluğundaki ağlama 2. hafta civarında başlar, 6. ile 8. haftalarda en üst seviyeye çıkar. Tüm bu sebepsiz yere gaz sancısından, yani Kolik sebepli ağlamalar 3. veya 4. aylarda azalır” dedi. İnatçı ağlamanın bir hastalığa bağlı olan veya olmayan nedenlerine bulunduğunu belirten Dr. Enver Mahir Gülcan, hastalığa bağlı nedenlerden bazılarını şöyle sıraladı: Sindirim sistemi dışı nedenlerden kaynaklı idrar yolu enfeksiyonu, fıtık, inek sütü alerjisi, gastroözefageal reflü, laktoz intoleransı gibi rahatsılıklardan kaynaklanabileceğini belirtti. Ayrıca Kolik’in yol açtığı inatçı ağlamanın, hastalığa bağlı olmayan nedenlerine bakıldığında; yorgunluk, açlık ,sinir sisteminin olgunlaşmasında gecikmeye bağlı sakinleşmede yetersizlik gibi nedenlere bağlı olabileceğinin de altını çizdi.

Deichmann Miniklere Baharın Coşkusunu Müjdeliyor


Şıklığından taviz vermeyen küçük prensesler, markanın

çiçek desenli modelleri sayesinde bahara eğlenceli bir

başlangıç yapıyor.


HAYALİNİZDEKİ BEBEK ODASI bebegiminlistesi.com’da


Bebek ihtiyaç listesi ve baby shower organizasyonuna yönelik tek online

platform olan bebegiminlistesi.com’da yer alan Jacadi – Paris Louis serisi bebek odası takımı ile en şık bebek odası sizin olacak.



RÖPORTAJ

Bebeğinizin cildi “Mustela”’ya emanet



Bebek cildini korumak için, bebek cildini daha iyi anlamak gerekiyor. Çünkü bebeklerin cildi yetişkinlerinki kadar dış etkenlere kalkan oluşturamıyor. Avrupa’nın ilk bebeklere özel temizlik sütünü geliştiren Mustela markası, bir anne kadar hassas davranıyor. Bebekler kadar anneleri de düşünen Mustela, doğum sonrası çatlaklar için de bir krem geliştirdi. Bu krem sayesinde çatlaklar önlenebiliyor. Tüm bu ürünleri bulabilmek için ise, bir eczaneye uğramanız yeterli. Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu, Bebek News okuyucuları için Expenscience Laboratuvarları Pazarlama Müdürü Gülçin Gülün Koz ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.



Bebek News: Mustela bebek ürünleri markasının kuruluşundan bahseder misiniz?

Gülçin Gülün Koz: 1950 yılında Paul Barthomé, bir eczacı ile ortak Laboratoires Expanscience’ı kurdu. Her ikisi de annelerle konuşarak bebek temizliği için sabundan başka alternatif olmadığını gördüler. Sabunun kurutucu ve agresif özelliklerini biliyorlardı. Hem temizleyici hem de yumuşatıcı ikisi bir arada bir formüle sahip Mustela markası ile Avrupa’nın ilk bebeklere özel temizlik sütünü geliştirdiler: 1960 İlk bebek güneş ürün gamının doğuşu, bebeklerin hassas cildi güneşe karşı özel bir korumaya ihtiyaç duyar: Mustela bu ihtiyacı karşılayan ilk markadır.1979 Mustela Anne Serisi lansmanı ilk defa, hamile kadınlar ve yeni anneler hassas ciltlerine özel ürünlerden faydalanmaya başladı. 1982 Mustela Vakfının doğuşu, Mustela Vakfı kurularak çocuk gelişimi konusundaki bilimsel çalışmaları desteklemeye başladı.

B.N: Bebeklerin cildi çok hassas oluyor. Mustela bebek ürünleri hassas bebek ciltlerine önerileri nelerdir?

G.G.K: Bebek cildini daha iyi korumak için bebek cildini daha iyi anlamak gerekir. Bu nedenle Uluslararası tanınmış fikir lideri uzmanlarla beraber, Mustela ilk aylar itibariyle bebek cildine özel araştırma programı başlatmıştır. Dünyada ilk defa, Mustela araştırmacıları laboratuvar ortamında yeni doğanların cildini yeniden oluşturmayı başararak yüzeyden derinlere kadar inceleyebildiler.Bu araştırmadan çıkan iki önemli sonuç var aslında. Cilt kalkan gibi organizmayı dış ataklara karşı korur ve hücreler için çok önemli olan düzgün bir nemlendirme sağlar. Fakat olgunlaşmamış ve hassas bebek cildi henüz bu fonksiyonu yerine getiremez. Mustela araştırmacıları, bebek cildinin koruyucu bariyer katmanının olgunlaşması için birkaç yılın gerektiğini keşfettiler. İki yaşına kadar cilt günlük saldırılara karşı çok hassastır ve nem oranını koruyamaz.Bu yüzden günlük bakımlarla nemlendirilmeli ve güçlendirilmelidir.Diğer sonuç ise gerçekten devrim niteliğinde! Araştırmanın sonucunda gördük ki bebek cildi doğumda maksimum seviyede olan kök hücre rezervine sahip.


B.N: Annelerde doğum sonrası oluşan çatlaklarda hangi ürünleri tavsiye ediyorsunuz?

G.G.K: Hamilelik dönemi cildin maksimum bakım istediği bir dönemdir. Mustela (Stretch Marks Double Action) Çatlak Önleyici kremi.Hamilelik boyunca genişleyen vücut, gerginliğini ve elastikiyetini kaybeden cilt, çatlaklara gebedir. Özel olarak anne adayları için formüle edilmiş, Mustela 9 Ay Double Action çatlak bakım kremi, doğal kökenli etken maddelerin yenilikçi bir bileşimi sayesinde çatlak oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.

B.N: Mustela ürünlerinin faydalarından bahseder misiniz?

G.G.K.: Doğumdan itibaren bebeklerin cildinin ihtiyaçlarına tamamen uygun olan Avokado Perséose bilimsel olarak kanıtlanmış bir etkinliğe sahiptir: Cildin koruyucu bariyerinin gelişimini destekler ve dış saldırılara karşı cildin kök hücre zenginliğini korur. Bebeklerin narin ve henüz olgunlaşmamış cildi, aynı zamanda eşsiz bir hücresel zenginliğe sahiptir. Cildi korumak için, Mustela Bebe her zaman daha doğal ve özel bir aktif :Avokado Perseose ile

zenginleştirilmiş, yeni formüller ile bakımlarını yeniden icat ediyor.

B.N: Mustela 1950’lerden bu yana yenilikçi yapısıyla adım adım ilerliyor. İleriki yıllarda Mustela’yı hangi ürünlerle göreceğiz?

G.G.K: İçinde bulunduğumuz yapılanma sürecinde dinamik gelişimimizi destekleyecek altyapıyı oluşturmak ve sürdürülebilir gelişim için gereken platformu yaratmak istiyoruz. Pazar dinamiklerini daha iyi anlayarak ürünlerimizi hedef tüketici kitlemize duyurmayı ve denetmeyi amaçlayan pazarlama yatırımlarımız gelecekteki gelişim planlarımızın odağını oluşturacaktır.

Bu keyifli söyleşi için Gülçin Gülin Koz’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.


KOÇ ÜNİVERSİTESİ’NDEN ÇOCUKLAR İÇİN EĞLENCELİ İNGİLİZCE YAZ PROGRAMI

Koç Üniversitesi, “Koç University English Language Center for Kids” Yaz Programları’na başvurular başlıyor.

Programlarda 4-11 ve 11-14 yaş aralığındaki çocukların, farklı atölyeler, spor aktiviteleri ve sosyal etkinliklerle,

İngilizce konuşma ve dinleme becerilerinin geliştirilmesi hedefleniyor. 16 Haziran 2014 tarihinde Koç Üniversitesi Rumelifeneri Kampüsü’nde başlayacak olan programlar,

22 Ağustos 2014 tarihine kadar devam edecek.


“Koç University English Language Center for Kids” Yaz Dönemi Programı ile 4-14 yaş arasındaki çocuklar, yaz tatilinde farklı atölyelere, sportif ve sosyal etkinliklere katılarak İngilizce konuşma ve dinleme becerilerini geliştirme şansı yakalayacaklar. Ana dili İngilizce olan rehberler eşliğinde gerçekleştirilecek program boyunca, öğrenciler tüm atölye çalışmaları ve etkinlikler süresince gündelik hayatın içinde İngilizce konuşma ve dinleme becerisi kazabilecek.

“ELC for Kids Yaz Programları” ELC for Kids Yaz Programı ve Yoğun İngilizce Yatılı Yaz Programı adı altında iki ayrı programdan oluşuyor. ELC for Kids Yaz Programı 4-11 yaş arası çocuklara yönelik olarak kurgulanırken, Yoğun İngilizce Yatılı Yaz Programı 11-14 yaş grubu öğrencileri hedefliyor. ELC for Kids Yaz Programı hafta içi her gün saat 09.00 ile 15.00 arasında; Yoğun İngilizce Yatılı Yaz Programı üç hafta sürecek, üç ayrı program olarak gerçekleştirilecek.

ELC for Kids Yaz Programları çocukların, yaşıtlarıyla birlikte eğlenerek yaz tatillerini en verimli şekilde geçirmelerine olanak tanırken yoga, drama, fitness, yüzme, golf, eğlenceli futbol, organik bahçe, fotoğraf, aikido, beyzbol, dans, mutfak sanatları, kamp gibi aktivite ve atölyelerle gelişimlerine destek verecek.

SAĞLIK

“Modern yaşamın getirdiği hava kirliliği, çeşitli kimyasallar ve ozon; vücutta oksidasyon etkisini artırarak doku hasarına neden olmaktadır. Bu da özellikle çocuk sağlığında alerjik hastalıklarda artış başta olmak üzere; diyabet, çölyak, haşimoto ve hatta kanser gibi pek çok kronik hastalığa davetiye çıkarmaktadır “ diyen, bu hastalıklardan korunmak için vücudun antioksidan savunma sistemini güçlendirecek besinlerin tercih edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, önemli tavsiyelerde bulundu. “Her geçen gün artan çevre kirliliği ve sağlıksız beslenme, özellikle çocuk sağlığında alerjik hastalıklar başta olmak üzere diyabet, çölyak, haşimoto ve hatta kanser gibi pek çok kronik hastalığın da ortaya çıkmasına neden olmaktadır” diyen Çocuk Sağlığı Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak; “çocukları bu hastalıklardan korumak için bağışıklık sistemini güçlendiren oksidan ve antioksidan dengesini yerine

ÇOCUK BESLENMESİNDE SİNSİ TEHLİKE OKSİDASYON

Prof. Dr. Yonca Tabak

Çocuk Beslenmesinde Oksidan Tehlikesi; Alerjik Ve Kronik Hastalıklara Davetiye Çıkarmayın!

oturtan besinler tercih edilmelidir” uyarısında bulundu. Oksidasyonun dokularda bir elmanın kararmasına andıran bir etki yarattığını söyleyen Prof. Dr. Yonca Tabak, vücudun bu hasardan korunmak için kendi antioksidan savunma sistemlerini var ettiğini, ancak oksidasyon yükü çok fazla olduğunda da bu savunma mekanizmasının etkisiz kaldığını ve bu nedenle antioksidan savunma sistemini güçlendiren besinlerin bolca tüketilmesi gerektiğini belirtti. Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek İçin Vücudun Oksidan - Antioksidan Dengesi Yerine Oturtmak Gerek! Bitkisel gıdaların antioksidan özelliğinin hayvansal gıdalara göre daha fazla olduğunu bildiren Yonca Tabak, “Beslenme tercihleri bitkisel kaynaklardan yapılır, hayvansal gıdalar daha az tüketilirse ve hayvansal gıdaların içinde de en az atık üretenler seçilirse vücudun oksidan - antioksidan dengesi yerine oturur ve bağışıklık sistemi güçlenir” açıklamasında bulundu.


Doku Hasarının Önüne Geçmek İçin Antioksidan Yönünden Zengin Besinler Tercih Edin

Vücuttaki doku hasarının sebep olduğu alerjik ve kronik hastalıklara karşı antioksidan yönünden zengin besinlerin tercih edilmesinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Yonca Tabak; çocuk beslenmesinde mevsiminde olan taze meyve ve sebzelere yer verilmesi gerektiğini beliterek, bir çocuğun havuç, yeşil, sarı, kırmızı dolmalık biber, yeşil ıspanak, semizotu, karalahana gibi sebzeleri, fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişleri, nohut, mercimek, kuru fasulye gibi baklagilleri ve tam tahıl gibi bitkisel gıdaları her gün dengeli bir şekilde tüketmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yonca Tabak sözlerine şöyle devam etti; “Süt ürünleri içerisinde keçi sütünden yapılmış yoğurt, ayran gibi

mayalı süt ürünlerini, peynir olarak eski yağlı peynir yerine taze yumuşak peynirleri, kırmızı et yerine balık ve tavuk etinin tercih edilmesi vücutta oksidan doku hasarını azaltacaktır. Yağ seçiminde katı margarin, ay çiçek ve mısır özü yağı yerine zeytinyağı tercih edilmesi birçok kronik hastalıktan koruyacaktır”.

Oksidan En Yoğun Şekerde Bulunuyor

Doku hasarına neden olan oksidanın en yoğun şekerde bulunduğunu belirten Prof. Dr. Yonca Tabak, “Çocuk beslenmesinde tatlıların haftada 1 veya 2 den çok yer almaması gerektiği uyarısında bulunarak, “çocuklara bol su içme alışkanlığı kazandırılmalı, vücutta yoğun oksidan atık oluşturan kafein içeren kakaolu, çikolatalı gıda, kola ve boyalı gazlı içeceklerden uzak durmaları sağlanmalıdır” diye konuştu.




Çocuklar hem lezzete hem

eğlenceye doyacakRio 2 oyuncakları Nestlé® Nesquik® kahvaltılık gevrekler paketlerinde!

Nestlé® Nesquik® kahvaltılık gevrekler, Rio 2 filminin kahramanlarının oyuncaklarını çocuklarla buluşturuyor. Rio 2 Denge Oyuncakları ve Sesli Kahramanlar ile, Nestlé® Nesquik® kahvaltıları daha neşeli hale getiriyor. Nestlé® Nesquik® tam tahıllı içeriği ile de çocukların güne sağlıklı, aktif ve zinde bir başlangıç yapmalarını sağlıyor Çocuklara günün en önemli öğünü kahvaltıyı sevdiren Nestlé Nesquik kahvaltılık gevreklerin hediyesi Rio 2 filminin oyuncakları, kahvaltıları daha da neşeli hale getiriyor.


Tarzlarıyla fark yaratmak isteyen minikler için

Amerikadaniste.com.


TARİŞ Bebeğiniz İçin En Doğalını ÜrettiTa-Ze Saf Zeytinyağlı Bebek Ürünleri


TARİŞ lezzet, sağlık ve güzellik iksiri zeytinyağını, şimdi de bebeklerinizin cildiyle buluşturuyor. Ta-Ze Baby Organik Zeytinyağı ve Baby Organik Zeytinyağlı Sabun, geleneksel yöntemlerle üretilen ve tamamen organik zeytinlerden elde ediliyor. Ege’nin şifalı doğasını bebeklerin cildine taşıyan Ta-Ze Baby ürünleri, doğal sünger ve peştemaliyle birlikte, yeni doğan bebekler için en saf hediye



RÖPORTAJ



Çocuklar burada hem çok güzel arkadaşlık kuruyor hem de atölye,

marangozhane, geri dönüşüm dükkanı, çocuk mutfağında kaliteli

zaman geçiriyor. Yaşıtlarıyla oyunlar oynuyor. 2 ile 5 yaş

arasındaki çocuklara okul öncesi eğitim veren çocuk evi, yaşa göre

program hazırlıyor.

Çocuklar “Atölye Çocuk

Evi “ ‘nde kaliteli zaman

geçiriyor

Bebek News: Atölye Çocuk Evi ne zaman kuruldu, kuruluş hikayesi var mı?

Başak Kerimoğlu Şenyurt: Atölye 2003 yılında çok uzun bir hayalin gerçeğe dönüş-şmesi ile hizmet vermeye başladı. 1995 yılında ODTÜ Psikolojiden mezun oldum. Hemen arkasından Yale Üniversitesinden bir burs aldım ve Amerika’da Yale Child Study Center’da çocuklarla çalışmaya başladım. Orada yaşadığım deneyim hayatıma yön verdi. Çocukların gelişim evrelerine hayranlık duydum ve çocuklarla beraber olacağım bir hayat kurmak istedim. Türkiye’ye döndükten sonra biraz da hayata hızla atılmak zorunda olduğumdan ve çabuk iş bulabileceğim alanı tercih

11 yıl önce eğlenceli bir yolculuğa adım atarak Atölye Çocuk Evi’ni yaşama geçiren Başak Kerimoğlu Şenyurt ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.

ederek içinde çocukların olmadığı bir hayata başladım. Oğlum Can doğduğu andan itibaren bir anaokulu açma hayalini düşlemeye başladım. Sadece düşlemekle kalmayıp aynı zamanda da Türkiye’de ve dünyada okul öncesi eğitim konusunda neler yapılabilir araştırdım. Kızım Ada’nın 2003 yılında doğmasıyla Atölye’yi açmaya hazırdım.

B.N: Kısaca verdiğiniz hizmetlerinizden bahseder misiniz?

B.Ş: Atölye 2003 yılından beri 2 ile 5 yaş arasındaki çocuklara okul öncesi eğitim hizmeti veriyor. Çocuklar belli bir yaşa kadar kendi evlerinde ve kendisiyle ilgilenen bir kişi eşliğinde vaktini geçirmeli. Ancak belli bir yaştan sonra artık etrafında yaşıtlarını istemeye başlıyor ve evi yetersiz 44 Bebek News • Nisan 2014

kalıyor. Anneler de bunu hissettiği anda okullar devreye giriyor. Biz 2 yaşta yarım gün olan bir program öneriyoruz. Bu 2-3 yaş grubu çocuk için ideal olan program çünkü hala hem kendi evlerinde geçirecekleri bir zamana hem de yaşıtlarıyla sosyalleşmeyi öğrenecegi, başka bir ortamda yaşamayı deneyimleyeceği bir zamana ihtiyaçları var. 3 yaştan itibaren okulda tam gün kalmaya başlayabiliyorlar. Yarım gün programımız sabah 09:00 da başlayıp öğlen 13:00 da bitiyor. Tam gün programımız da saat 9:00 ile 17:00 arasında oluyor.

B.N: Bir bakıma annelere de kolaylık sunmuş oluyorsunuz. Annelerin tepkileri nasıl oluyor?

B.Ş: Okul ve ailenin birbirini tamamladığını düşünüyorum. Hepimizin ortak amacı çocukların gelişimine en güzel katkıyı verebilmek ve onların sağlıklı mutlu başarılı bireyler olabilmelerine yardım etmek. Okulun görevi çocuğun kim olduğunu, ilgisini, ihtiyacini anlayabilmek ve bunları ailelerle paylaşmak. Anne babalar çocuklarını hep kendilerinin yanında olduğu ortamlarda görüyorlar, kendilerinden bağımsız bir alanda nasıl davrandıkları, yaşıtlarına göre hangi alanda daha farklı olduğu konusunda gözlem yapabilme fırsatı bulamıyorlar. Bizlerse çocukları çok daha farklı birer profesyonel gözüyle tanıyoruz ve bu bilgiler çocuklarının kim olduğunu anlayabilmelerine yardım ediyor.

B.N: Küçük yaştaki çocuklar annelerinden ayrılmak istemezler. Çocuklar ilk geldiklerinde zorluk çekiyor mu?

B.Ş: Çocukların annelerinden ayrılmak istememesi hem çocuklar için hem de anneler icin zor olduğu hiçbir zaman yadsınmaması gereken bir gerçek. Biz de bunu bilerek başlamalıyız. Okulda anne ve çocuğu hazır olmadan ayırmak yapılabilecek en önemli hatalardan teki olur. Çocuğun ilk önce okulu tanıması ve güvenmesi gerek ki annesini bıraksın. Bizde mutlaka anne okulda olur ve cocuk istediği zaman annesini gelip görebileceğini bilir. Bu sırada da yeni başlayan çocuğa bir öğretmen eşlik eder. Ne zaman çocuk ve öğretmen arasındaki ilişki gelişir ve çocuk yanındaki öğretmeniyle güzel bir ilişki kurar, anneyi o zaman devreden çıkarırız. Bu süreç çocuktan çocuğa değişir. Bazı çocuklar 2 günde annesini bırakabilirken bazı çocuklar 2 veya 3 haftada bırakabilir. Her durumda hiçbir şekilde aceleye getirilmemesi gereken ve sağlam bir güven ilişkisi kurduktan sonra yapılması gereken bir ayrılıktır.

Bu keyifli söyleşi için Başak Kerimoğlu Şenyurt’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.


Philips AVENT Cam Biberon ile

Güvenli ve Sağlıklı Beslenme


Kırılmaya ve ısınmaya karşı dayanıklı Philips AVENT Natural Serisi cam

biberonlar ile bebeğinizi gönül rahatlığıyla besleyeceksiniz

Natural cam biberonun geniş göğüs şeklindeki biberon emziği, Natural serisinin diğer biberonlarında da olduğu

gibi anne göğsüyle çok benzer bir yapıya sahip olduğu ve doğal kavrama imkanı sunduğu için bebeğinizin biberona

alışmasını kolaylaştırıyor.



SAĞLIK Uzm. Dr. Mustafa Çiftçi

Düşmeler, yaralanmalar: Düşme ilk olarak bebek kendi etrafında dönebildiği zaman görülür. Anneler özellikle gece bebeklerini emzirdikten sonra genellikle yorgun veya uykusuz olduklarından bebeği yanlarında yatırırlar, bu da bebeğin yataktan düşmesine neden olabilir. Bebekler asla kenar koruması olmayan yatağa bırakılmamalı, gece emzirilse bile annesinin yatağına değil kendi yatağına yatırılmalıdır. Bir başka düşme dönemi bebeğin yürümeye başladığı dönemdir. Acemice atılan ilk adımlarda düşmeler görülebilir. Yine çocuğun ilk koşmaya başladığı, ev içindeki koltuk, sandalye gibi eşyalara ilk tırmanmak istediği dönemler düşmeler açısından riskli dönemlerdir. Çocuğun düşmesine neden olabilecek eşyalar kaldırılmalı, halı altlarına halı kaydırmazları konmalı, çocuğa kaydırmaz çoraplar giydirilmeli, çocuk mama sandalyesine veya arabasına konduğunda mutlaka güvenlik kemerleri bağlanmalı, evde merdiven varsa önüne bariyerler konmalı, mobilyaların sivri kısımları izole edilmeli, çocuklara nasıl düşüp yaralanabilecekleri düzgünce anlatılmalıdır. En tehlikeli düşme şekli yüksekten (camdan veya balkondan) düşmedir. Bu nedenle balkon kenarlarına ve camlara çocuğun tırmanması engellenmeli, camlarda çocuk kilidi kullanılmalı, balkon kapısı açıkken çocuk yalnız bırakılmamalı ve balkonda veya cam önünde üzerine çıkılabilecek koltuk ve sandalye gibi eşyalar bulunmamalıdır. Düşme gerçekleşirse çocuğu alıp sarsalamak, sağını solunu kontrol etmek amacı ile çekiştirmek doğru değildir. Önce sakin bir ses tonu ile çocuğa acıyan yeri sorulmalı sonra çocuk özenle kontrol edilmeli ve sonrasında hızla bir hastaneye götürülmelidir. Eğer hareket etmesinde sakınca olacak bir açık yarası varsa acil yardım hattı çocuk hareket ettirilmeden aranmalı ve ambulansın gelmesi beklenmelidir. Çocuğun düşerken kafasını çarpıp çarpmadığına dikkat edilmeli, eğer çarptıysa gözle görülen hiçbir yarası olmasa bile mutlaka hastaneye başvurulmalı, ilk 24 saat boyunca uykuya meyil ve kusma olup olmadığı takip edilmelidir. Çocuklar evdeki kesici ve delici aletleri merak edip onlarla oynayarak kendilerini yaralayabilirler, bu nedenle bu tarz aletler çocukların ulaşamayacağı yerde saklanmalıdır. Bebek marketlerinde bulunabilecek çekmece, dolap ve kapılar için bebek kilitleri kullanılabilir.

Ev Kazalarından KorunmaEbeveynlerin güvenli olduğunu düşündükleri ev ortamında çocuklar için tehlike oluşturabilecek birçok eşya bulunmaktadır. Bu riskli şeyleri basit önlemlerle güvenli hale getirmemiz ev kazaların büyük bir kısmını engelleyecektir. Bu yazıda ev içinde sık yaşanan kazaları ve bunları önleme yöntemlerini ele alacağız.


Boğulmalar:

Çocuklarda boğulma, yabancı cisim yutarak veya su içinde veya solunum yolunun tıkanması ile görülebilir. Anneler emzirirken dikkat etmezlerse memeleri bebeklerinin ağzını ve burnunu tıkayarak nefes almalarına engel olabilir. Bu nedenle bebeğin üzerine doğru yaslanarak emzirilmemeli ve emzirirken uyunmamalıdır. Küçük bebeklerin yatağı yumuşak olmamalı, yattığı yerde boğulmasına neden olabilecek battaniye veya örtü olmamalı, ilk 6 ay boyunca yastık kullanılmamalı veya kullanılacaksa boğulma önleyici yastıklar kullanılmalıdır. Sık kusan bebekler için kusmuğunu soluk borusuna kaçırmaması için yan yatmayı destekleyici yastıklar kullanılabilir. Suda boğulma açısından çocuklar asla küvette yalnız bırakılamamalı, havuz olan yerlerde ise sürekli gözlem altında tutulmalıdır. Çocuklarda soluk borusuna, fındık ve badem gibi çerezler, sert şekerler, küçük oyuncak parçaları ve besinler sıklıkla kaçabilir. Bu nedenle çocuğun çerez ve küçük sert şeker yemesine izin verilmemeli, yutulabilecek kadar küçük oyuncaklar ortadan kaldırılmalıdır. Besinlerin soluk borusuna kaçmasını engellemek için çocuk bir şey yerken koşmasına, konuşmasına ve gülmesine izin verilememelidir. Çocuklarda kolye kullanılmamalıdır. Son olarak daha büyük çocuklar naylon poşetleri kafalarına geçirerek boğulabilirler, bu nedenle poşetler çocukların ulaşabileceği yerlerden kaldırılmalıdır.

Yanıklar:

Ev içinde yanıklar en çok sıcak su dökülmesi ile olmakla birlikte, soba, ütü, fırın, ocak ve üzerindeki tencere, tava gibi direk ısı kaynakları ile temas, tutuşturucu olarak kullanılan benzin ve gaz yağı gibi maddelerin ateş ile temas ettirilmesi, çakmak, kibrit gibi aletlerin kurcalanması ve elektrik çarpması ile de oluşabilir. Çocukların direk ısı kaynakları ile temas etmesi, banyoda sıcak su musluğuna ve ev su sebillerinin sıcak su veren musluklarına ulaşmaları engellenmelidir. Yanıcı ve parlayıcı maddeler çocukların ulaşamayacağı yerlere konmalıdır. Çocuklara duş aldırırken su direk çocuğun üzerine tutularak açılmamalıdır. Evde soba, şömine önüne bariyerler konabilir, ütü yaparken çocukların ütünün kordonundan çekebileceği, ütü mamasını devirebileceği unutulmamalıdır. Masa üzerine konan sıcak maddeleri merak eden çocuklar masa örtüsünü çekip üzerindekileri kendi üzerilerine düşürerek yanabilirler. Bu nedenle çay, sıcak sıvı içeren kaplar, yanan mum ve ısıtıcıların üzerine sıkılıkla konduğu masaların örtüsü olmamalıdır. Bir başka önemli nokta da elektrik çarpmalarıdır. Elektrik çarpmasında sadece yanık olabileceği gibi kalpte ritim bozuklukları, kasların, kan hücrelerinin ve böbreklerin etkilenmesi gibi sistemik etkiler de görülebilir. Mutlaka elektrik prizlerine korucu kapak takılmalı, evde hasarlı, açık elektrik kablosu bulundurulmamalıdır. Bütün bunların yanında çocuğa mutlaka sıcak yüzünden canının acıyabileceği, sıcak olan ve elektrik içeren şeyler öğretilmeli ve bunlardan uzak durması gerektiğini anlatmalıdır. Çocukta herhangi bir nedenle yanık olduğunda vakit kaybetmeden hastaneye götürülmelidir.Çocuklarımızı alacağımız basit önlemlerle sonucu ciddi olabilecek kazalardan koruyabileceğimiz unutulmamalıdır.





www.vialand.com

Bebek işaret dili ile bebeğinin anlatmak istediğini anla“ Baby Sensory”


RÖPORTAJ


Bebek işaret dili ile bebeğinizle çok rahat bir şekilde iletişim kurabileceğinizi biliyor musunuz? Merkezi İngiltere’de olan Baby Sensory programı ile bebeğinizin dilini kolaylıkla çözebilirsiniz. 0-3 yaş arası bebeklere ebeveynleriyle birlikte eğitim veren program Baby Sensory İstanbul’da da açılarak kısa zamanda annelerin beğenisini kazandı. Buraya anneler babalar çocuklarıyla gelerek eğitime katılıyor. Bu eğitimle birlikte hem bebeğin gelişimini hızlandırıyorlar hem de yeni dostluklar kuruyorlar. Baby Sensory Türkiye Koordinatörü Duygu Pekel Göksel ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.


Bebek News: Baby Sensory programı nasıl hayata geçti?

Duygu Pekel Göksel: Baby Sensory programı başta İngiltere olmak üzere, toplam 21 ülkede 600’den fazla merkezde uygulanmaktadır. İlk Baby Sensory merkezi İngiltere’de ebeveynlerin bebeklerinin gelişimini desteklemesi ve takip edilmesi amacıyla Dr.Lin Day tarafından kurulmuştur. Bende Rehberlik ve Pskilojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra bebek işaret diline ilgi duymaya başladım ve araştırdım. Bebebeklere de her zaman ilgi duyuyordum.Benim hem mesleğimle alakalı olduğu için, hem de doğumdan itibaren ebeveynleri bu şekilde destekleyen bir program olmadığı için Türkiye’de yapılmasına vesile oldum. Kızımın doğumuyla birlikte Baby Sensory hayata geçmiş oldu.

B.N: Baby Sensory programının içeriğinden bahseder misiniz?

D.P.G.: Çocukların fiziksel, bilişsel, pskio-sosyal ve dil gelişimini bütünsel olarak destekleyici etkinliklerden oluşan Baby Sensory programı, 0-3 yaş arası çocuklar için geliştirilmiştir. İşaret dilini kullanan tek program olan Baby Sensory bebeklerin genel gelişimleri hakkında da bilgi veriyor. Bebeğin ilk bir yılı hem çok hızlı geçen bir dönem hem de gelişime açık olduğu bir dönemdir. İngiltere’de özellikle prematüre bebeklere bu program tavsiye ediliyor.

B.N: Bu programa katılan bebekleriyle katılan anneler neler yapıyor, neler öğreniyor?

D.P.G: İleriki yaşlarda daha hızlı öğrenmelerinin temelleri burada yatıyor. Anneler gelişimleri destekleyecek fikirleri, egzersizleri, evde bebekleriyle birlikte uyguluyorlar. Deneyimlerini başka annelerle paylaşıyorlar. Birbirlerinin deneyimlerinden faydalanıyorlar. Bu programın içeriğinden yararlanarak, gelişimlerini desteklemiş oluyorlar. Bu program aynı zamanda bebeğini değerlendirme fırsatı sunarak, başka bebekleri görme fırsatı da sunuyor. Baby Sensory’nin temelinde olan bebeğin beş duyusunu geliştirmeye yönelik farklı etkinliklerimiz oluyor. Programlarımız, haftada bir gün bir saat sürüyor. Giriş müziğiyle başlıyor, hoşçakal şarkımızla da bebekler aileleriyle ayrılıyor. Bebekler müziği duyunca sakinleşip, öğenmeye hazır hale geliyorlar. Bebekler

belli bir süre sonra bu müziğe alışmış oluyorlar. Masaj çalışmaları, el göz koordinasyonunu geliştirici etkinlikler, çalışmalar yapıyoruz. Bir süre sonra anneler bu programı evde bebekleriyle birlikte uyguluyorlar.

0-13 Aylık bebeklere anneleri eşliğinde bu programı uyguluyorsunuz. Yeni gelen bebeğin tepkisi nasıl oluyor?

D.P.G: Her gelen bebek, ilk defa kalabalık bir ortama girdiği için, birbirinden farklı tepkiler verebiliyor. İçgüdüsel olarak bebeklere, bir arada olma ihtiyacı iyi geliyor. Anne kaygısız bir şekilde geldiğinde, mutlu olduğunda bebek çok eğleniyor. Türkiye’de uygulanan yeni bir sistem olduğu için şu ana kadar deneme sistemi ile çalışıyorduk. Annelerin deneyerek görmelerini istiyoruz. Baby Sensory, bebeklere özel yazılmış tek program. Bebekler yürüyene kadar bu prorgrama devam ediyor. 13. Ayı doldurduğu zaman onu Toddler Sense programına alıyoruz.

Baby Sensory’i ilerleyen zamanlarda başka şubeleriyle de görebilecek miyiz?

D.P.G: İşaret dili sayesinde bebeklerin annelerine istediklerini daha rahat ifade ettiklerini ve bu sayede daha mutlu bebek olduklarını gözlemliyoruz. Önce İstanbul’da sonra da Türkiye’de birçok Baby Sensory merkezinin açılması için çalışmalar yapıyoruz. Alt yapı çalışmalarımız tamamlandı. Programın Türk kültürüne uyarlanması çalışmalarımız tamamlandı. Anne ile bebek arasındaki iletişimi güçlendirmek için bebek işaret dilinin çok önemli olduğunu annelere söylüyoruz.

Bu keyifli söyleşi için Duygu Pekel Göksel’e teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Nisan 2014 • Bebek News 57

limango Mini Dükkan açıldı!Anne-bebeklerin temel ihtiyaçlarının yer aldığı avantajlı bakım, araç-gereç ve kozmetik paketlerinin yer aldığı MİNİ DÜKKAN açıldı. MİNİ DÜKKAN, limango’nun sınırlı süreli kampanyalarından farklı olarak hep açık, ihtiyacınız her an yanınızda!




Türkiye’de birçok ilkleri tüketiciyle buluşturan SEK, bu kez de çocuklara yönelik pastörize sütü; çilek, muz ve çikolata ile

birleştirerek 3 yeni ürün yarattı. SEK’in yeni sütleri, 200 ml karton ambalajıyla çocuklar için raflardaki yerini aldı.

Pastörize süt kategorisinin lider markası SEK, çocuklar için 3 yeni ürünü piyasaya çıkardı. SEK Çocuk Sütleri Ailesi’ne katılan ‘SEK Çilekli Süt’’, ‘SEK Muzlu Süt’ ve

‘SEK Çikolatalı Süt’, 200 ml karton ambalajlarında çocukların beğenisine sunuldu. Gerçek çikolata ve gerçek meyvelerin pastörize süt ile birleştiği ürünlerin

ambalajlarında çocuklara sütlerini kişileştirme imkanı sunan ‘‘Bu kimin sütü’’ esprisi yer alıyor. Yeni ürünlerin kapağındaki ve ambalajındaki sevimli inekler de

süt içmeyi çocuklar için eğlenceli hale getiriyor.

SEK Süt 3 Yeni Lezzeti Çocuklarla Buluşturdu


RÖPORTAJ


Anneliğin tadını çıkarıyor “ Şebnem Özinal”

Şu ana kadar birçok dizide rol aldı.Oyunculuğuyla herkesin beğenisini kazandı. Şimdilerde ise kızı Ayşe ile vakit geçirmenin mutluluğunu yaşıyor. Kendisi de anne olunca bambaşka bir hayatın başladığını söylüyor. Bir gün kızınızda sizin gibi oyuncu olmak isterse diye soruyorum. Eğer oyuncu olmak isterse en iyi şekilde yapabilmesi için elimden geleni yaparım diyor.



Çocuğuna düşkün bir anne olan oyuncu Şebnem Özinal ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu, Bebek News okuyucuları için çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.

Bebek News: Kızınız Ayşe’yi kucağınıza aldıktan sonra, hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?

Şebnem Özinal: Ayşe’nin doğumuyla yaşamımda çok köklü değişiklikler oldu.Bence bir kadın anne olunca bir hayat bitiyor ve bambaşka bir hayat başlıyor. Ayşe ile birlikte hayatımın bütün düzeni değişti, daha doğrusu düzen geldi diyebiliriz. Tabiki vaktimin çoğunu ona ayırmaya başladım. Ayrıca duygusal değişimler de yaşadım. Fazla duygusal oldum, herşeye ağlar oldum, çok daha fazla dikkatli ve titiz oldum. Bu kadar fazla değişimi hiç beklemiyordum, fakat adım adım hala değişimi hissetmeye devam ediyorum.

B.N: Kızınızda sizin yolunuzdan giderek, oyuncu olmak istese yaklaşımınız nasıl olur?

Ş.Ö: Ayşe’nin bu yaşında bile görsel sanatlara eğilimini gözlemliyorum. Zaten bir buçuk yaşından itibaren tüm çocuk oyunlarına götürmeye başladım. Tabiki kendi tiyatro oyunlarıma, kulise götürüyorum .Hemen hemen bebeklikten itibaren hep o havayı soludu. Eğer oyuncu olmak isterse desteklerim. Fakat en iyi şekilde yapabilmesi için de elimden geleni yaparım.Bunlara karar vermek için çok erken.Yeterki sanatla bir şekilde haşır neşir olsun.


B.N: Sizi ilerleyen zamanlarda yeni bir proje ile görebilecek miyiz?

Ş.Ö: Evet çeşitli projeler var. Bunlar en fazla oyunculuk üzerine. Bir sit com da rol almaya hazırlanıyorum. Ayrıca Türkiye genelinde annelerle ve anne adayları ile buluşup hem sohbet edebileceğimiz hem de uzmanlar eşliğinde kafalarına takılan soruların cevaplanabileceği avm turneleri yapacağız. Projenin hazırlıkları devam ediyor.

B.N: Anne adaylarına faydalı olabilecek önerileriniz varsa, anlatır mısınız?

Ş.Ö: Bence her anne ve bebeği tek ve kendine özeldir. Dışarıdan gelen seslere kulaklarını kapatıp içinden, yüreğinden gelen seslerle çocuklarını yetiştiren bir anne olmak en güzeli. Sağlıklı, mutlu bir annenin çocuğu da sağlıklı ve mutlu oluyor. Yani anne mutlu, çocuk mutlu cümlesi harika.

B.N: Bir söyleşide anneliği çok sevdiğinizden bahsetmişsiniz.İleride Ayşe’ye kardeş düşünür müsünüz?

Ş.Ö: Daha erken yaşta anne olsaydım Ayşe’ye mutlaka bir kardeş düşünürdüm, fakat şu anda düşünmüyoruz. Ama çocukları gerçekten çok seviyorum, belki birkaç yıl içinde bir çocuğa koruyucu ailelik yapmayı düşünebirim.

Bu keyifli söyleşi için Şebnem Özinal’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.


Vicco, Yüzlerce Yeni Modelle Bahara Merhaba Dedi!

45.90 TL

45.90 TL45.90 TL

45.90 TL

49.90 TL


Çocukların ayak sağlığı gözetilerek tasarlanan Vicco Ayakkabılar, İlkbahar & Yaz sezonu için hazırlanan

yüzlerce yeni modeliyle tüm satış noktalarında yerini aldı.

45.90 TL

49.90 TL

51.90 TL

51.90 TL

71.90 TL




Baby Touch

Avrupa’nın bir çok ülkesinden sonra ülkemizde de uygulanmaya başlanan masaj ve Baby Touch farkıyla ağlayan, koliği olan bebekler sakinleştiriliyor. “Baby Touch - İster bir bebeğin hayatımıza dokunuşu olsun, ister bir anne ya da babanın bebeğine sevgi dolu dokunuşu olsun, her iki haliyle de tam da yapmak istediğimizi anlatan bir isim oldu” diyen İlsen Gürel Koç, “böyle güzel bir hizmetten Ankara’da olmayan anneleri mahrum bırakmak olmaz, bu sebeple belirli tarihlerde Istanbul ve İzmir’de de ders vermekteyiz” dedi.



Amerika’dan “Bebek Bakım Uzmanlığı” ve Dr. Harvey Karp’ın, “En Mutlu Bebek Eğitmenliği”, İngiltere Blossom & Berry’den,”Bebek Masajı Uzmanlığı” ve “Bebek Yogası Uzmanlığı” sertifikasını alarak bu alanda bir ilke imza atan İlsen Gürel Koç, anne ve babalara 4 seansta bebek masajı öğrettiklerini, derslerde annelerin masajı kendi bebeklerine uyguladıklarını söyledi. Masajının sadece bebekleri sakinleştirmediğini belirten İlsen Gürel Koç, “Masaj esnasında ebeveynler sadece bebekleri ile ilgilenir, göz teması kurar, ona sevgi ile dokunarak konuşuyorlar. Ebeveynler ile bebek arasındaki bağ böylelikle daha da güçlenmiş oluyor. Masaj, bebeklerin en gelişmiş duyusu olan dokunma sayesinde, nöronlar arası yeni bağlantıların kurulmasını, kurulan bağlantıların, miyelin kılıfının oluşmasını ve güçlenmesini sağlar. Yapılan masaj sayesinde bebeklerin kas gelişimi ile sindirim sistemi desteklenir. Duyusal farkındalıkları artar ve bağışıklık sistemi daha da güçlenir” dedi. UZMAN İLSEN GÜREL KOÇ:”BEBEKLERERİMİZE DOKUNMAK ONLARI GÜÇLÜ KILAR”

Anne ve babanın bebeğine sevgi ile dokunuşunun önemine değinen Bebek Masajı ve Bebek Yogası Uzmanı İlsen Gürel Koç, “ İtalya’da 30 yıl önce bir yetimhanede iyi bakılan bebeklerin hepsi zamanla ölmüşler. Yapılan araştırmalar, hepsinin vaktinde beslendiğini, hijyenin sağlandığını gösterse de hiçbir bebek kurtulamamış. Sebebi ise hiç dokunulmamalarıymış. . Hiç biri sevilmemiş, okşanmamış, öpülmemiş. Yetişkin ile duygusal bağ kurmamış.

Bu acı tablo dokunmanın gücünü anlatmaya fazlasıyla yetiyor. Anne ya da babanın bebeğine sevgi dolu dokunuşu çok önemli. Günümüzde modern anneler, eski fikirlere çok sıcak bakmıyor. Bu yüzden modern anneler doğum yaptıktan sonra kendilerini çok yanlız hissedebiliyor. Bu örneği ben kendimde de yaşadım. Mayla isimli kızım ile hastaneden eve geldiğimiz ilk gece, annem bir yakınımızın düğününe gitti. Ardından yurt dışı seyahatleri oldu. Bebek eğitimi konusunda çok sayıda kitap okudum. Mayla doğduktan sonra şaşkındım. Elimde adeta canlı bir bomba vardı ve ne yapacağımı bilmiyordum. Yaşadığım bu sıkıntılardan sonra yurt dışına giderek bu konuda profesyonelce eğitim aldım. Benim gibi aynı sıkıntıyı yaşayan modern annelere eğitim veriyorum “ dedi.


“İNGİLİZ MASAJI BEBEKLERİ RAHATLATIYOR”

Amerika’da gördüğü Happiest Baby programı ile koliği olan veya çok ağlayan bebekleri kısa bir sürede sakinleştiğini, biraz daha uzun uyumaları sağlandığının altını çizen İlsen Gürel Koç, “Bebeğe masaj yapmak neden çok önemli, hiç düşündünüz mü? “Masaj mekanik bir rutin faaliyet değildir. Dokunuşunuz bebeğe rahatlık ve emniyet verip sizin onun yanında olduğunuzu hissetmesini sağlar. Bebeklerin uzun süre ağlamaları, ebeveynlerin bitkinliğine, emzirme sıkıntılarına, evlilik sorunlarına, doğum sonrası depresyonuna ve hatta en acı durumlarda suiistimal ve çocuk istismarı ile sonuçlanabiliyor. 4 seansta anne ve babalara bebek masajının öğretiyoruz. Derslerde ebeveynler masajı kendi bebeklerine uygulamalı yaparak öğreniyor. Masaj esnasında ebeveynler sadece bebekleri ile ilgileniyor, göz teması kuruyor, ona sevgi dolu dokunarak konuşuyorlar. Bu sayede ebeveynler

ile bebek arasındaki bağ daha önce kurulmadıysa kurulacak, kurulduysa da güçlenecektir Ayrıca bebeklerin en gelişmiş duyusu olan dokunma sayesinde, nöronlar arası yeni bağlantıların kurulmasını, kurulan bağlantıların, miyelin kılıfının oluşmasını ve kalınlaşmasını destekleyerek güçlenmesini sağlar. Yapılan masaj sayesinde bebeklerin kas gelişimi ile sindirim sistemi desteklenir. Duyusal farkındalık artar. İŞTE MASAJIN İNCELİKLERİ Bebeklere masajın hastaneden eve geldikten sonra başlanabileceğini belirten İlsen Gürel Koç, “ Yeni doğan bir bebek için 5 dakikalık bir masaj yeterlidir. 6 haftadan sonra 10 ve daha büyük bebeklere 20 dakikaya kadar masaj yapılabilir. Bebeğiniz rahat olduğu süre içerisinde masaj yapın, ve mutlaka bebeğinizden izin isteyin! Masaj hava akımı olmayan bir ortamda yapılmalıdır. Masaj her gün bebeğinizin aç ve huysuz olmadığı bir saatte yapılmalıdır hatta uyku ritüeline dahil edilmelidir.



Bebeğe dokunmadan önce elleriniz ve masaj yağı eller birbirine sürtülerek ısıtılmalı. Onun masajına başlamadan önce kendiniz rahatlayarak hazır hale gelin. Yaklaşık 15 dakika rahat olacağınızdan ve rahatsız edilmeyeceğinizden emin olun.

Karın bölgesine yemekten sonraki bir saat içinde veya göbek kordon yarası tam düzelmeden masaj yapmayın. Omurilik, baş ve boyun bölgelerinden uzak durun. Masajda biraz basınç kullanmaktan korkmayın. Hafif vurmalardan bunlar bebeğin gıdıklanarak rahatsız olmasına neden olacağı ve ona faydadan çok zarar vereceği için kaçının. Masaja başladığınızda teması kesmeyin, hareketleriniz uzun ve akışkan olmalı ve bebeğin derisinin üstüne direk olarak masaj yağı dökmeyin.

Kullandığınız yağ, organik, katkısız, soğuk sıkım (yani ısıl işlem görmemiş) bir bitkisel yağ olmalıdır. Bilinenin aksine, yüksek oleik ve düşük linoleik asit oranından dolayı zeytin yağı bebek masajı için uygun değildir.

Masajın özel ihtiyaçları olan prematüre bebekler ve engelli bebekler için de uyarladıklarını söyleyen İlsen Gürel Koç “Serebral Palsi, hipertonus, hipotonuz, otizm, Down Sendromu gibi durumlarda masajın faydaları belki ikiye katlanıyor, farklı ihtiyaçları olan bebekleri mümkün olduğu kadar normal derslerimize dahil etmek istiyoruz. Bu sayede toplumsal bilinci de artırabileceğimize inanıyoruz. “ dedi.



19.90 TL

2'li BODY 17.90 TL.


19.90 TL


ÇOCUKLU TATİLİN EĞLENCELİ DURAĞI



Kuzey Kıbrıs Karpaz Yarımadası’nda bulunan Nuh’un Gemisi Otel, çocuklarıyla tatil yapmak isteyen ailelere cazip olanaklar sunuyor.

Erken rezervasyonda en avantajlı dönemde bulunan turizm sektöründe hareketlilik başladı. Bu dönemde özellikle çocuklu aileler, hem çocuklarının keyif alacağı, hem de kendilerinin rahat edeceği tatil olanaklarını arıyor.

Kuzey Kıbrıs Karpaz Yarımadası’nda bulunan Nuh’un Gemisi Otel, çocuklarıyla tatil yapmak isteyen ailelere cazip olanaklar sunuyor. Çocuklar Karakaçan Çocuk Kulübü ile eğlenirken, isteyen aileler bakıcı hizmetinden faydalanabiliyor.

Yaz tatili için çalışanlar, şimdiden erken rezervasyon seçeneklerini değerlendirmeye başladı. Çocuklu tatilin önemli adreslerinden Nuh’un Gemisi, sunduğu cazip fırsatlarla her yıl olduğu gibi bu yıl da ailelerin gözdesi olmaya aday…

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Karpaz Yarımadası’nın doğal güzelliği içerisinde yer alan Nuh’un Gemisi Deluxe Hotel & Spa, hem ebeveynlere, hem de çocuklara ayrı ayrı tatil yapma ve eğlenme seçeneğini sunarken, çocuklar için tam bir tatil cenneti olarak hizmet veriyor.

Çocuklara özel mekânda çocuk ölçülerinde tasarlanmış açık büfe, yataklar, masa ve iskemleler bulunduran otel yaratıcı oyunlar, oyuncaklarla şefkat ve ilgiliyi birleştirerek doyumsuz bir tatil seçeneği sunuyor.

Anne-babalar SPA’da, çocuklar hazine avında!

4-12 yaş arası çocuklara hizmet veren Karakaçan Çocuk Kulübü’nün profesyonel ekibi sayesinde, anne-babalar bütün yılın yorgunluğunu atarken çocuklar da kendi havuz ve kaydıraklarında oynayabilir, yüz boyama, resim dersi, çizgi film saati, hazine avı, spor, mini disko gibi aktivitelerle tatilin tadını çıkarabiliyor. Ayrıca dileyen aileler bebek bakıcılığı hizmetinden faydalanarak yetişkinliklere özel etkinliklere katılabiliyor, SPA’da yorgunluğunu atabiliyor.

Gün doğumu ve gün batımı keyfi bir arada

Akdeniz’in göz alıcı maviliğine açılan her biri diğerinden farklı ve tümü deniz gören 616 odaya sahip otel; maviyle yeşilin buluştuğu, doğayla iç içe bir ortama sahip. Gün doğumu ve gün batımı keyfinin doyasıya çıkarıldığı otelde ay ışığı ve yıldızların ışıltısı geceleri aydınlatıyor. Rahatlatıcı renklerin verdiği huzurla romantik ve keyifli bir tatil imkanı sunan Nuh’un Gemisi, lüksün konforla buluştuğu süitlerde terasta jakuzi keyfi, özel sauna ayrıcalığı, çift yatak odası alternatifi, soyunma ve oturma odası konsepti ile fark yaratıyor.

Dünyada en çok tercih edilen SPA yöntemleri sunuluyor

Ödüllü ustaların hazırladığı lezzetli mönülerde Kıbrıs, Türk ve dünya mutfağından farklı tatlar sunularak şölen havasında bir deneyim yaşatılıyor. Her akşam canlı müzik keyfinin yaşandığı Nuh’un Gemisi’nin tatil köyü bölümü ise aileler için tüm gereksinimleri karşılıyor. Karina Spa’da ise Uzakdoğu terapilerinin yanı sıra Avrupa masaj ve bakım hizmetleri verilirken, uzman terapistler eşliğinde dünyanın en çok tercih edilen SPA terapi ve masajlarını deneyimleme fırsatı sunuluyor.



23 Nisan kahvaltıları küçük dokunuşlarla büyük mutluluklara

dönüşsün

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocuğuna renkli ve eğlenceli sunumlarla, unutulmayacak

bir kahvaltı sofrası hazırlamak isteyenler, küçük dokunuşlarla harikalar yaratabilirler. Geniş ürün

yelpazesiyle kahvaltılar için farklı alternatifler sunan TEKSÜT, bu konuda annelerin imdadına yetişiyor. Kızarmış

ekmeklere TEKSÜT’ün krem peyniriyle şekiller çizebilir, sandviçlerin üzerini sebzeler ve peynirlerle sevimli hayvan

figürleri oluşturarak süsleyebilirsiniz.



FMV IŞIK OKULLARI’NDA ÜCRETSİZ HAFTA SONU ETKİNLİKLERİ BAŞLADI

Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Okulları, Nişantaşı Kampusu’nda tüm çocuklar için ücretsiz “Haydi Işığa” etkinlikleri düzenliyor. 5-6-12 ve 19 Nisan hafta sonlarında çeşitli atölye çalışmaları ve eğlenceli saatler, çocukları bekliyor.


Misyonunu “iyi” insan yetiştirmek üzerine kuran ve çocukların öğrenim sürecinde önce mutlu olmaları gerektiğine inanan FMV Işık Okulları, bu yıl da ana okul ve ilkokul öğrencilerine yönelik eğlendirici ve öğretici etkinlikler düzenliyor. Çocukların tatil günlerinde de keyifli ve verimli vakit geçirebilmelerini amaçlayan Nişantaşı Kampusu’ndaki etkinlikler, ücretsiz. Önceden kayıt yaptırmak kaydıyla, FMV Işık öğrencisi olmayan çocuklar da bu etkinliklere katılabiliyor. Nisan, Mayıs ayları boyunca devam edecek ve tüm anne ve babalara açık olacak etkinlikler, çocuklara bilgi ve becerilerini geliştirmek, eğlenceli bir etkinlik atmosferi içinde hayal dünyalarını genişletebilmek üzerine kurulu gösteri ve atölyelerden oluşuyor. Ayrıca ailelere neşeli bir hafta sonu vaad ediyor.


Dilek’in tasarım harikası pastalarıyla çocukları mutlu

etmek sizin elinizde


Dilek Cafe&Restaurant, 23 Nisan’da çocukların en özel gününü karnavala

çeviriyor. Dilek’in usta elleri tarafından hazırlanan tasarım harikası pastalar,

çocukların hayallerini gerçeğe dönüştürüyor.


Philips’in yeni kulaklığı Citiscape Strada; renkli ayakkabı bağcıklarından oluşan örgülü baş bantının yanı sıra hafif yapısı ve temiz sesi ile de sokağın ritmini kişiselleştirmenize imkan sağlıyor.

Philips Citiscape Strada, sokağın renklerini müzik ile buluşturuyor



BALLI İKİLİ, ÇOCUKLAR İÇİN VAZGEÇİLMEZ OLACAKKoska, çocukların beslenmesinde önemli bir yeri olan balı, tahinin mucizevi gücü ile bu kez çocukların seveceği şekilde buluşturdu.Kolay taşınır ve tüketilir tüp formundaki “Ballı İkili” özellikle mevsim geçişlerinde sık görülen solunum yolu enfeksiyonlarından korunma, iştah açma ve vücut direncini artırmada önemli rol oynuyor. Koska, bitkisel protein kaynağı olan ve içerdiği E, B vitaminleri ile kalsiyum, magnezyum gibi mineraller bakımından faydası saymakla bitmeyen tahini, doğanın insana sunduğu en saf yiyecek olan bal ile bu kez çocuklar için bir araya getirdi. Yüz yılı aşkın deneyimini modern yorumlarla tüketiciye sunan Koska, lezzetli ve sağlıklı bir karışım olan “ballı ikili”yi çocukların seveceği ve kolay tüketebileceği tüp formunda hazırladı.


Türkiye’de bir ilk: Danino’dan Dino Şişelerinde Yoğurtlu Çilekli İçecek

Yeni Danino İçecek’le Lıkır Lıkır Eğlence Başlıyor

Bir Sonraki Sayıda Görüşmek Üzere

Documents

Bebek News sayı 14