Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

Embed Size (px)

Citation preview

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    1/27

    Büyük resmin küçük adamı: Sarraf  İsim, tutuklanma yöntemi ve zamanlaması gibi ayrıntıları bir kenara bırakırsakçatışmanın merkezinde Türk-ABD ilişkilerinin parasal güç dengesinde Türkiye’yeyöneltilmiş kızgınlık ve hesap sorma ihtiyacı olduğu açık bir şekilde görülüyor. 

    2008 küresel mali krizinin ardından meydana gelen büyük ekonomik durgunluk, özellikle

    bölgesel güç olma arzusunda olan ülkelerin Batı merkezcil parasal sistemin dayattığı üçyüzyıllık paradigmadan bağımsızlaşma arayışlarına gerekçe oluşturmuştu. Örneğin, bu

    arayışlardan en önemlisi Nisan 2009’daki G20 Zirvesi öncesi Çin Merkez Bankası

    Başkanı Dr. Zhou Xiaochuan’ın uluslararası parasal güç dengesinde yeni bir

    paradigmanın hayata geçmesi gerektiğini kaleme aldığı makalesiydi. Çin’in Amerikan

    dolarının ayrıcalıklı statüsünün sorguladığı bu çıkışı, aslında ABD’nin hegemonyasının

    sona erdiğini ima ediyordu. Çin’den gelen bu serzenişi Washington fazla “cüretkâr”

    bulmuştu. New York ve Londra’daki “endişeli yatırımcılar” ise Dr. Xiaochuan’ın zamansız

    çıkışından duydukları hoşnutsuzluklarını Çin borsasında milyarlarca doların

    buharlaşmasına neden olan satış baskısı ile göstermişlerdi. (EK-1). Böylelikle Çin bu

    önerisinden en azından bir süre daha vazgeçmek zorunda kaldı. 

    Çin Merkez Bankası Başkanı’nın bu dikkat çekici sözlerinden kısa süre sonra, doların

    hegemonyal gücünün dayandığı en önemli yapı olan uluslararası ödemeler sisteminden,

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    2/27

    yaklaşık 100 milyar dolar olduğu tahmin edilen bir gedik açıldı. Bu gediğin sebebi,

    yükselen Çin değil, bölgesinde yükselen bir güç olma iddiasını en azından 2010’da

    koruyan Türkiye’ydi. Ve bu güç testine İran’ın

    2009’da içine düştüğü ağır ekonomik ve mali

    darboğaz neden olmuştu. 

    Bu gedik, Türkiye’nin İran’ın petrol ve doğal gaz

    alacaklarını ABD’nin parasal güç alanı dışına

    çıkarak by-pass etmesiyle oluştu. Türkiye – İran

    ticaretinin yanı sıra Hindistan gibi dünyanın en

    büyük gelişmekte olan ekonomilerini de ilgilendiren

    bir boyuta dönüşen bu parasal başkaldırı, ABD’nin

    ulusal çıkarları hilafına ve Türkiye’nin güdümündeyürütüldü. 

    Amerika’nın İran’ı yalnızlaştırma politikası, 

    BM’den kısmi onay alıyor  

    Dönemin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeleri Türkiye ve Brezilya’nın

    “Hayır” oyu verdiği 1929 sayılı BM kararı, “hassas nükleer faaliyet” için kullanılabilecek

    her türlü askeri ve sivil mal ve hizmetin ticaretini ve bu ticaretten doğan para

    transferlerinin önlenmesi yönünde karar almıştı. Ancak ABD, BM’nin bu kararı ile

    yetinmek istemedi ve iki hafta sonra Haziran 2010’da İran’ın petrol ve doğalgazgelirlerinin de nükleer faaliyetlerde kullanılabileceği varsayımıyla bu faaliyetlerden

    kaynaklanan parasal transferlerin de yasadışı ilan edilmesini emreden bir  yaptırım

    kararını ABD Senatosu’ndan geçirdi. (Ek-2) Tek taraflı olarak yürürlüğe giren bu karara

    göre, İran petrol gelirleri artık “kara para” statüsündeydi ve bu anlamda meydana gelen

    her türlü finansal işlem “kara para aklama” olarak tanımlanacaktı. 

     ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Terörün Finansmanı ve Finansal Suçlardan sorumlu

    Bakan Yardımcısı Daniel Glaser başkanlığındaki ABD heyeti, sonraki aylar boyunca,

    İran’ın ticaret yaptığı en önemli ülkelere giderek, bu ülkelerdeki bankacılık ve f inanssektörünün temsilcilerine yaptırımlar konusundaki kararlılıklarını anlattı. Glaser, bu

    toplantılardan birini de Ağustos 2010’da Türkiye Bankalar Birliği’nde yaptı ve Türk

    bankalarının üst düzey temsilcilerini İran bankaları ile çalışmamaları konusunda uyardı.

    Heyet, bankacıları öylesine tehdit etmişti ki, bazı banka yöneticileri yurt dışına

    “ ABD’nin uluslararasıödemeler sistemindeaçılan yaklaşık 100 milyardolarlık gedik, Türkiye’ninİran’ın petrol ve doğal gazalacaklarını ABD’nin

    parasal güç alanı dışınaçıkarak by-pass etmesiyleoluştu.” 

    http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2010/02/12/AR2010021205085.htmlhttp://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2010/02/12/AR2010021205085.htmlhttp://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2010/02/12/AR2010021205085.htmlhttp://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2010/02/12/AR2010021205085.htmlhttp://www.milliyet.com.tr/iran-baskisi-turk-bankacida-tutuklanma-korkusu-yaratti/ekonomi/haberdetayarsiv/14.10.2010/1284924/default.htmhttp://www.milliyet.com.tr/iran-baskisi-turk-bankacida-tutuklanma-korkusu-yaratti/ekonomi/haberdetayarsiv/14.10.2010/1284924/default.htmhttp://www.milliyet.com.tr/iran-baskisi-turk-bankacida-tutuklanma-korkusu-yaratti/ekonomi/haberdetayarsiv/14.10.2010/1284924/default.htmhttp://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2010/02/12/AR2010021205085.htmlhttp://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2010/02/12/AR2010021205085.html

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    3/27

    çıktıklarında tutuklanabileceklerini dahi düşünüyordu (Ek-3). ABD’nin uyarısı içeriği ve

    üslubu itibarı ile Türk bankalarını endişelendirmişti. 

    Dönemin Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ise bankacılara cesur olmalarını tavsiye etmişti: 

    (Ek-4) “ ABD’nin yayınladığı ambargo kararı var. Her türlü finansman hareketlerine yasak

     getiren bir düzenleme. Bizi sadece BM’ nin kararı bağlar.  ABD’ninki  değil. … bankaların 

    cesaretli olması lazım.” 

    Türkiye ve ABD arasında bu görüşmeler değişik platformlarda 2010 boyunca sürdü. Aynı

    yıl ABD’de Ali Babacan ve Çağlayan’a da iletilen talepleri Türkiye dikkate almadı. Kısa

    süre sonra Avrupa Birliği de BM kararıyla yetinmediğini gösteren ve İran’ın petrol ve gaz

    endüstrisine teknoloji ve donanım satışını yasaklayan bir  yaptırım (Ek-5) paketini

    yürürlüğe koydu. Ancak bu girişim de İran’ın petrol ve doğal gaz satışına ve bu satıştan

    elde edilen parasal transferlerine engel olamadı. 

    2010’da Türkiye’ye gelen ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Finansal İstihbarat yeni

    müsteşarı David Cohen de Türkiye’deki muhataplarını bu kez daha sert bir dille

    uyarmıştı. 

    Cohen’in endişesini artıran, Türkiye ile İran arasındaki ticaret hacminde göze çarpan 10

    milyar dolarlık artıştı. İki ülkenin 2002’de sadece 1 milyar dolar olan ticaret hacmi

    2010’da 11 milyar dolara çıkmıştı. Beş yıl içinde 30 - 35 milyar dolara çıkması

    öngörülüyordu. Cohen’e göre, Türkiye İran ile ticaretini tamamen sona erdirmeliydi zira

    İran bu kaynakların tamamını nükleer programının finansmanı için kullanıyordu. 

    O günlerde bu haberleri takip edenler, ABD ile Türkiye arasında baş gösteren

    uyumsuzluğun sebebinin Türkiye ile İran arasındaki ticaret ve bu ticaretin finansmanı ile

    sınırlı olduğunu düşünüyordu. Ne var ki, konu daha uluslararası bir boyuta taşınmıştı.

    Türkiye, İran’dan petrol ve gaz ithal eden ve ABD baskısına direnemedikleri için satın

    aldıkları petrolün parasını İran’a ödeyemeyen Hindistan gibi büyük ithalatçı ülkelere

    aracılık etme hazırlığındaydı. Hindistan, Türkiye ödeme hattını açan ve deneyen ilk ülke

    olmuştu. Arı kovanına çomak sokan banka: Halkbank 

     ABD’nin İran’a yönelik, tek taraflı uyguladığı finansal yaptırımlarından çekindikleri için

    Hint bankalarının dahi takas /muhabir banka işlevini yerine getirmemesi, Hindistan’daki

    petrol rafinerilerinin İran’dan gerçekleştirdiği günlük 400 bin varil hampetrol alımını riske

    http://www.milliyet.com.tr/iran-baskisi-turk-bankacida-tutuklanma-korkusu-yaratti/ekonomi/haberdetayarsiv/14.10.2010/1284924/default.htmhttp://www.milliyet.com.tr/iran-baskisi-turk-bankacida-tutuklanma-korkusu-yaratti/ekonomi/haberdetayarsiv/14.10.2010/1284924/default.htmhttp://www.milliyet.com.tr/bankacilar-iran-baskisinda-topu-caglayan-a-atti/ekonomi/haberdetay/11.10.2010/1299863/default.htmhttp://www.milliyet.com.tr/bankacilar-iran-baskisinda-topu-caglayan-a-atti/ekonomi/haberdetay/11.10.2010/1299863/default.htmhttp://www.milliyet.com.tr/bankacilar-iran-baskisinda-topu-caglayan-a-atti/ekonomi/haberdetay/11.10.2010/1299863/default.htmhttp://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDFhttp://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDFhttp://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDFhttp://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDFhttp://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDFhttp://www.milliyet.com.tr/bankacilar-iran-baskisinda-topu-caglayan-a-atti/ekonomi/haberdetay/11.10.2010/1299863/default.htmhttp://www.milliyet.com.tr/iran-baskisi-turk-bankacida-tutuklanma-korkusu-yaratti/ekonomi/haberdetayarsiv/14.10.2010/1284924/default.htm

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    4/27

    sokmuştu. Hint rafineri şirketleri İran’a 5 milyar dolarlık borçlarını ödeyemeyince İran 8

    ay boyunca petrol sevkiyatını durdurdu. Bu

    kısıtlama, toplam petrol ihtiyacının yüzde 15’ini

    İran’dan temin eden, yükselen bir ekonomi olan

    Hindistan için büyük bir soruna dönüşmüştü. 

    Temmuz 2011’de Hindistan Maliye Bakanı, İran

    petrol sevkiyatının, ödemelerin ismini vermek

    istemediği bir  Türk bankası (Ek-6) üzerinden

    yapılması suretiyle çözüme kavuşacağını açıkladı.

    Uzun süre alternatif yollar arayan Hindistan’a

    ülkenin enerji arz güvenliğini tehdit eden bu

    durumdan kurtulmaları için sonunda Türkiye el

    uzatmıştı, Batı hatta Hindistan bankalarının dahi

    yapmak istemediği parasal işlemlere Halkbank

    aracılık edecekti. Nihayet 8 ay sonra Hindistan ve İran petrol ticaretine yeniden

    başlıyordu. 

    Halkbank’ın aracılığı sayesinde hayata geçen bu ödeme hattı 2011 boyunca kullanıldı,

    tüm tarafların denetimine de açık tutulduğu için mevcut BM yaptırım kararlarına da aykırı

    değildi. Ekim 2011’de ABD’den gelen yeni bir heyet yine Ankara’yı İran petrol gelirlerinin

    nükleer faaliyette kullanıldığına ikna etmeye çalıştı. Ancak Ankara’nın milyarlarca dövizin

    transferinden oluşan kaynaklardan vazgeçmeye niyeti yoktu. Zira 2010 itibariyle

    Hindistan’ın İran’dan yaptığı 15-20 milyar dolar tutarındaki petrol ithalatınınyüzde 55’ı

    Halkbank üzerinden gerçekleşiyordu. (Ek-7) 2010 yılı gecikmiş ödemeler toplamı olan 5

    milyar dolar da yine bu kanaldan İran’a gönderilmişti. (Ek-8)

    2011’in sonuna doğru ABD yeni bir önlemi daha devreye soktu ve İran’ın Merkez

    Bankası ile petrol gelirleri üzerinden parasal transfer yapan finansal kurumlarına

    yaptırım getirdi. Hindistan Türkiye’nin bu baskıya direnemeyeceğini düşünerek kendine

    alternatif yeni ödeme kanalları aramaya koyuldu. Ancak Halkbank en azından bir süre

    daha bu hattın açık olduğunu, BM kararlarına uygun hareket edildiğini, denetime açık

    olduklarını ve bu sürece Türkiye’nin en büyük rafineri şirketi olan TÜPRAŞ’ın da dâhil

    olduğunu bildirdi. (Ek-9)

    BOTAŞ ve TÜPRAŞ’ın yapmış olduğu alımlar karşısında Halkbank’ta İran kaynaklarına

    TL cinsinden hesaplar açılıyordu. Bu hesaplardan çekilen paralar ise Türkiye

    “Türkiye, İran’dan

    petrol ve gaz ithal edenve ABD baskısınadirenemedikleri için satınaldıkları petrolün parasınıİran’a ödeyemeyenHindistan gibi büyük

    ithalatçı ülkelere aracılıketme hazırlığındaydı.” 

    http://ekonomi.milliyet.com.tr/halkbank-iran-la-ilgili-mesru-olan-islemi-yapariz/ekonomi/ekonomidetay/30.07.2011/1420545/default.htm?ref=OtherNewshttp://ekonomi.milliyet.com.tr/halkbank-iran-la-ilgili-mesru-olan-islemi-yapariz/ekonomi/ekonomidetay/30.07.2011/1420545/default.htm?ref=OtherNewshttp://ekonomi.milliyet.com.tr/halkbank-iran-la-ilgili-mesru-olan-islemi-yapariz/ekonomi/ekonomidetay/30.07.2011/1420545/default.htm?ref=OtherNewshttp://in.reuters.com/article/turkey-halkbank-sanctions-indiaoilimport-idINDEE9BA0A420131211http://in.reuters.com/article/turkey-halkbank-sanctions-indiaoilimport-idINDEE9BA0A420131211http://in.reuters.com/article/turkey-halkbank-sanctions-indiaoilimport-idINDEE9BA0A420131211http://www.reuters.com/article/india-iran-halkbank-idUSL4N0IZ0O820131114http://www.reuters.com/article/india-iran-halkbank-idUSL4N0IZ0O820131114http://www.reuters.com/article/india-iran-halkbank-idUSL4N0IZ0O820131114http://www.reuters.com/article/india-iran-halkbank-idUSL4N0IZ0O820131114http://www.reuters.com/article/turkey-iran-halkbank-idUSL6E8C420020120104http://www.reuters.com/article/turkey-iran-halkbank-idUSL6E8C420020120104http://www.reuters.com/article/turkey-iran-halkbank-idUSL6E8C420020120104http://www.reuters.com/article/turkey-iran-halkbank-idUSL6E8C420020120104http://www.reuters.com/article/turkey-iran-halkbank-idUSL6E8C420020120104http://www.reuters.com/article/turkey-iran-halkbank-idUSL6E8C420020120104http://www.reuters.com/article/india-iran-halkbank-idUSL4N0IZ0O820131114http://www.reuters.com/article/india-iran-halkbank-idUSL4N0IZ0O820131114http://in.reuters.com/article/turkey-halkbank-sanctions-indiaoilimport-idINDEE9BA0A420131211http://in.reuters.com/article/turkey-halkbank-sanctions-indiaoilimport-idINDEE9BA0A420131211http://ekonomi.milliyet.com.tr/halkbank-iran-la-ilgili-mesru-olan-islemi-yapariz/ekonomi/ekonomidetay/30.07.2011/1420545/default.htm?ref=OtherNews

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    5/27

    Cumhuriyeti Devleti’nin herhangi bir dahli olmadan altına çevriliyor veya eski usul havale

    yöntemleri kullanılarak TL döviz cinsinden Dubai’ye ve oradan da ilgili şirketlere transfer

    ediliyordu.

    2013 bütçe komisyonu görüşmeleri sırasında dönemin ekonomiden sorumlu Başbakan

    Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının %18’ini ve petrol alımların

    %55’ini bu yöntemle İran’dangerçekleştirildiğini deklare etmişti. (Ek-10) Ancak ABD

    yaptırımları sıkılaştıkça, İran ile enerji ticareti yapan diğer ülkelerin de Türkiye’nin önünü

    açtığı bu ödeme sistemini kullanmış olabileceğini düşünen ABD’li uzmanlar 2010 -2013

    arası Türkiye’nin yaptığı parasal aracılığın 100 milyar doların üstünde olduğunu tahmin

    ediyorlar. (Ek-11)

    Kısa süre sonra, İran’dan petrol alan Çin, Hindistan ve Türkiye’nin de aralarında

    bulunduğu 8 ülke petrol ithalatlarını makul seviyelere indirmeleri karşılığında bir sürehidrokarbon ticareti üzerindeki baskıların gevşetilmesi konusunda ABD ile anlaştı. Çin ve

    Türkiye’ye petrol alımının kademeli azaltılması karşılığında 180 günlük bir süre

    yaptırımlardan muafiyet tanındı. Temmuz 2012’de istisna dönemi sürerken, Hindistan

    petrol alım ödemeleri de Türkiye’nin İran’dan yaptığı petrol ve doğal gaz alımları da

    devam etti. Şubat 2013’de ise bu sıra dışı parasal akış tamamen sona erdirildi. 

    Bahsi geçen dönemde, İran’a dönük ABD yaptırımlarına rağmen Türkiye üzerinden

    girişilen bu parasal operasyon, Türkiye’nin cari açığına da pozitif bir katkı sağlamış oldu.

    Mahfi Eğilmez’in Ekim 2012’de yaptığı analize göre, (Ek-12) bu yolla “İran ambargodanbiraz olsun kurtulmuş, Türkiye de eskiden ithal ettiği altınları ihraç ederek cari açığının

    düşüşünü hızlandırmış” oldu. 

    Türkiye neden böyle bir riske girdi? 

    2010 - 2013 arasında ABD ile Türkiye arasındaki uyuşmazlığa neden olan bu gelişmeler,

     ABD’nin parasal gücünü tanıma konusunda pek istekli olmadığı anlaşılan Türkiye’nin,

    bölgesel güç olma arzusunun doğal yansıması olarak tanımlanabilir. Ancak, 2009’da Çin

    Merkez Bankası Başkanı’nın doların statüsünü sorguladığı söylemleri Washington’da ne

    kadar rahatsızlık yaratmışsa, Türkiye’nin ABD’nin tüm ısrarlı uyarılarına rağmen, İran’ın

    petrol gelirlerine ulaşmasına vermiş olduğu destek de o kadar hayret ve endişe ile

    karşılanmıştır. 

    Her ne kadar BM’nin 1929 sayılı kararı, Türkiye’nin İran’a vermiş olduğu mali desteği

    meşrulaştıracak zemin oluştursa da Ankara’nın stratejik hedeflerine uygunluk konusu

    http://www.trthaber.com/haber/gundem/iran-turkiyeden-neden-altin-aliyor-64391.htmlhttp://www.trthaber.com/haber/gundem/iran-turkiyeden-neden-altin-aliyor-64391.htmlhttp://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdfhttp://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdfhttp://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdfhttp://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdfhttp://www.mahfiegilmez.com/2012/10/turkiyenin-altn-uretimi-tuketimi.htmlhttp://www.mahfiegilmez.com/2012/10/turkiyenin-altn-uretimi-tuketimi.htmlhttp://www.mahfiegilmez.com/2012/10/turkiyenin-altn-uretimi-tuketimi.htmlhttp://www.mahfiegilmez.com/2012/10/turkiyenin-altn-uretimi-tuketimi.htmlhttp://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdfhttp://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdfhttp://www.trthaber.com/haber/gundem/iran-turkiyeden-neden-altin-aliyor-64391.html

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    6/27

    hak ettiği tartışma zeminine henüz sahip değildir. Uluslararası parasal güç tanımı itibarı

    ile bakıldığında ise doların hegemonyal gücünü elinde bulunduran ABD ile Türkiye

    arasında çıkabilecek olası bir çatışma ve kriz

    durumunda Türkiye aleyhine oluşabilecek stratejik

    mevzi kaybını öngörmemek olası değildir. 

    Her iki açıdan da bakıldığında İran’ın çıkarları ve

    Türkiye’nin bölgesel güç olarak kapasitesinin

    tescili, diğer ifade ile özerklik arayışı, 2010 - 2013

    yılları arasında Türkiye’nin hayli sıra dışı ve

     ABD’ye göre Amerikan’ın ulusal güvenliğinin

    hilafına gerçekleşmiş bir parasal akışa ev sahipliği

    yapmasına neden olmuştur. Ancak bu hayli sıradışı parasal akışın kaynağında İran’ın meşru ve

    hak edilmiş doğal kaynaklarından elde edilen

    hidrokarbon gelirleri vardır. Bu gelirlerin ABD’nin tek taraflı yaptırım kararları istedi diye

    “kara para” olarak nitelendirilmesi adil bir tanım olmaz. Nitekim nükleer anlaşmayı

    müteakip kaldırılan yaptırımlar, bugün itibarı ile İran’ın petrol gelirlerinin meşruiyetini bir

    kez daha tescillemiştir. 

     Ancak tek taraflı ABD yaptırımları karşısında, etkinlik kurma kapasitesi sınırlı Türkiye’nin,

    hangi gerekçe ile İran için bu kadar büyük risklere girdiği ise tartışılmayı beklemektedir.

    Bugüne kadar konunun çeperinde yer alan bir takım spekülatif isimler ve hadiseler, bazı

    siyasi isimlerin de karıştığı yolsuzluk iddiaları ile beslenen sansasyonel siyasi

    tartışmalar, bu önemli sorgulamayı bugüne kadar perdelemişti. Ancak bu sıra dışı

    parasal akışta sıkça adı geçen Rıza Sarraf’ın 19 Mart’ta ABD’de tutuklanması, yeniden

    işin odağındaki asıl meseleye, Türkiye’nin ABD’nin parasal gücüne karşı kısa süreli

    başkaldırısının nedenlerine ve olası sonuçlarının Türkiye’ye olan etkilerine

    odaklanılmasına vesile oldu. 

    Öncelikle belirtmek gerekir ki, ABD’de Rıza Sarraf ve diğer iki kişi adına açılan dava

     ABD Başkanı’na “ulusal güvenliği  ve dış  politikasına yönelik  sıra dışı  ve olağanüstü  

    tehdi t ler in üstesinden gelme ” yetkisi veren “Uluslararası Acil Ekonomik Güçler

    Yasası”na aykırılıktan açıldı. Başka bir ifade ile bu davada ABD’nin ulusal güvenliğine ve

    çıkarları hilafına, Türkiye’nin İran için bu ülkeye ekonomik ve mali destek vermek amacı

    “ Ancak tek taraflı ABDyaptırımları karşısında,etkinlik kurma kapasitesisınırlı Türkiye’nin, hangigerekçe ile İran için bukadar büyük risklere

    girdiği ise tartışılmayıbeklemektedir. ” 

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    7/27

    ile almış olduğu tasarruflar sorgulanacak. Aslında isim, tutuklanma yöntemi ve

    zamanlaması gibi ayrıntıları bir kenara bırakırsak çatışmanın merkezinde Türk-ABD

    ilişkilerinin parasal güç dengesinde Türkiye’ye yöneltilmiş kızgınlık ve hesap sorma

    ihtiyacı olduğu açık bir şekilde görülüyor. 

    Çin’in 2009’daki çıkışı kısa süre sonra Shangai birleşik endeksinde %8’e varan erimeye

    yok açarken, Türkiye de kendisinden beklenmeyecek bir parasal başkaldırıyı siyasi ve

    ekonomik itibar kaybı ile ödemek durumunda bırakacak gelişmeler ile yüzleşmek

    zorunda kalabilir. Türkiye’nin belki de kuşaklar ötesi olumsuz etkileri hissedeceği

    gelişmelere hazırlıklı olması ve devlet bekası ve istikbali için yeni stratejileri siyasi

    kamplaşmanın kısır tartışmaların tüketici ortamına kapılmadan üretebilmesi gerekir. 

    Türkiye’nin ekonomik ve parasal gücünü tam olarak tesis etmeden girişmiş olduğu bu

    özerklik arayışları zamansız ve sonuçları itibarı ile Türkiye’nin kamusal düzeninde

    istikrarsızlaştırılma odakları meydana getirmesi bakımından olumsuz sonuçlar

    doğurmuştur. Özellikle parasal özerkliğini besleyecek ekonomik atılımları

    tamamlamadan girişilen bu türden arayışların, Türkiye’nin elini ve direncini zayıflattığı da

    aşikârdır.

    O halde Sun Zi’nin şu deyişini tekrar tekrar hatırlamakta fayda var. 

    “Savaşta asıl hüner her muharebeyi kazanmak değildir, düşmanı daha savaşmadan

    mağlup etmektir.” 

    Selva Tor, finansal güvenlik  st ratejist i. 2013-2015 yılları  arasında Stratej ik

     Araştırmalar  Enstitüsü’nde Stratej i ve Stratej ik  Araştırmalar  Anabi l im Dalı’nda 

    Ulusal ve Uluslararası  Güvenlik  Stratej i ler i alanında yüksek  l isans eğitimini  

    tamamladı. Uzun yıllar  uluslararası  f inans ve yatırım bankacılığı  konularında yur t

    içi  ve dışında, yerl i ve yabancı  banka ve f inans kurumlarında çeşitli  kademelerde

    görev  yaptı, pek çok  alanda danışmanlık  hizmeti verd i.

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    8/27

    EK-1

     ASİA NEWS08/17/2009, 00.00

    CHINA 

    Heavy losses for the Chinese stock exchanges, including decline in foreigninvestment

    Shanghai -5.8%, -2.6% Hong Kong. The Shanghai Stock Exchange confirms last week’slosses. Experts: The financial world doubts declared recovery in China.

    Hong Kong (AsiaNews / Agencies) - The descent of the stock market in Shanghaicontinued today, with losses of 5.8%, its largest in two months. The Hang Seng index inHong Kong also suffered losses, closing with -2.64%.

    Shanghai had already lost 6.6% last week, due to sharp drops in the energy and metalssector, after an increases in prices of petroleum and coal.

    Experts point out that the market does not share the confidence of many countries ,including China, regarding the proclaimed beginning of an economy recovery. is notconfident of the economic

    The analyst Zhou Lin commented to the South China Morning Post  that "the marketvolatility continues today and will continue in the short term, due to the uncertaintysurrounding the recovery of the Chinese economy and government policy toward thestock market." Investors are also cautious after the heavy losses in stock markets a fewmonths ago. Beijing had already announced to have overcome the worst of the crisiswith a growth rate around 8% but the figure has been criticized by experts because itdoes not provide sufficient information for a serious review.

    The losses are also considered the result of a knock-on effect from losses on Wall Streetlast week and pessimistic U.S. data, which is struggling to show signs of a recovery.

    Meanwhile, Foreign Direct Investments (FDI) in China continued to decline in the first 7months of 2009 falling by over 20.3% over the same period in 2008. According to datareported today by Yao Jian, of the Ministry of Commerce, the deterioration was greaterin July, with investment of 5.36 billion dollars and a loss of 35.7% compared to July2008, while in June, the decrease was smaller (-6.8%). In 2008, investment had reacheda record level of 92.4 billion dollars.

    http://www.asianews.it/files/img/CINA_-_mercati_caduta.jpg

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    9/27

    Experts note that the decline may also be a result of the dispute between the Chinese

    authorities and the mining company Rio Tinto. China has arrested four employees of the

    firm on charges of industrial espionage, and the company replied that so far it has not

    been shown any evidence. Many feel that the story is part of battle between Chinese

    state companies and Rio Tinto to determine the new prices of iron ore, essential for

    production and the economy of China. 

    EK-2

    WashingtonpostIt's time for U.S. to consider targeting Iran's gas imports

    Saturday, February 13, 2010

    THURSDAY'S EVENTS in Iran looked like a defeat for theopposition green movement -- and for the cause of stopping theregime's nuclear weapons program. A massive deployment offorce and an information blockade that included the interruption ofthe telephone system and satellite broadcasts appeared toprevent large opposition crowds from gathering on the anniversaryof the 1979 revolution. The government, meanwhile, assembled alarge audience for one of President Mahmoud Ahmadinejad's

    boasting rants.

    The green movement is far from dead; its long-term triumphremains more likely than not. But if the regime of Mr. Ahmadinejadand Ayatollah Ali Khamenei gains confidence from the week'sevents, it will be even less likely to respond to Western offers of adeal to end its race for a bomb. Instead it will press ahead withprovocations, like the stepped-up enrichment of uranium that Mr.

    Ahmadinejad bragged of. That means the Obama administrationwill need to look for new ways to push back.

    The administration has take some important steps in recent days.The Treasury Department brought new U.S. sanctions againstcompanies and individuals associated with the RevolutionaryGuard, and administration spokesmen have continued to speak

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    10/27

    out forcefully against the regime's abuses. But more should bedone to help the opposition. For example, the Internet and satellitetelevision blockages might be overcome with more U.S. supportfor private groups working to counter the regime's jamming and

    firewalls.

    A rethinking of the administration's sanctions strategy may also bein order. In addition to the Treasury measures, the StateDepartment has been pursuing a new sanctions resolution at theU.N. Security Council -- the fourth -- that also would be aimed atthe Revolutionary Guard. But there's little indication that China'sresistance to the measure can be overcome unless most of the

    resolution's teeth are removed. During his presidential campaign,President Obama spoke about much tougher measures --including steps to prevent Iran from importing gasoline and otherrefined products. The administration has since edged away fromthat idea, partly because of the difficulty of winning support fromother governments and partly out of concern that it wouldpersuade average Iranians to rally for rather than against theirgovernment.

    Yet for every expert who argues that a shortage of gasoline wouldsomehow help Mr. Ahmadinejad, there is one who believes it willdeepen popular rejection of the regime. France, among otherEuropean governments, has been talking tough about the needfor sanctions that bite; a U.S.-backed gasoline embargo would putthat resolve to the test.

    At a minimum, Mr. Obama should be prepared to welcome and

    sign into law legislation, now in a congressional conferencecommittee, that would authorize U.S. sanctions against firms thatsell gasoline to Iran or provide tankers and insurance. Secondarysanctions are a blunt instrument, especially when directed againstcompanies from friendly countries. But the threat of them might beneeded to prod the Security Council or an ad-hoc Western

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    11/27

    alliance into taking steps that will break the Iranian regime'sdangerous gathering of momentum.

    EK-3

    Milliyet

    İran baskısı Türk bankacıda tutuklanma korkusu yarattı 

    ABD Dışişleri ve Hazinesi’nden Türkiye’ye bir heyetin gelip ‘İran’la para transferi yapmayın, size yaptırım uygularız’ şeklinde gözdağı vermesinden sonra bankalar üzerindeki baskılar  daha da arttı. Türk bankaları dışarıdaki varlıklarının dondurulması, bankacılar  datutuklanma riskiyle karşı karşıya kaldı 

     Amerika’dan bir heyetin yaklaşık iki hafta önce Türkiye’ye gelerekbaşta bankalar olmak üzere özel sektörden de bazı şirketlere İran kökenli banka ve şirketlerle iş yapmamaları konusunda gözdağı vermesinden sonra, bankacılık sektöründe bu ülke ile yapılan paratransferlerindeki işlemler  durma noktasına geldi.

     Amerika’nın baskısından sonra İran üzerinden gelen veya İran kaynaklı olan para transferlerinde büyük problem yaşandığını söyleyen büyük bir bankanın üst düzey yöneticisi, “Gelişmelerden 

    sonra büyük sıkıntı ve sorunlar yaşanmaya başlandı.  Amerika‘nın yaptığı baskılar  içinde bankaların dışarıdaki varlıklarını dondurmatehdidi de bulunuyor. Ayrıca bu ülke ile Türkiye arasındaki paratransferlerinde yer almamız halinde biz bankaların da dış seyahatlerimizde veya bu ülkeye yapacağımız seyahatlerdetutuklanma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumdayız” dedi.

    ‘Ciddi problemler var’ 

    Bankalara Amerika tarafından iş yapmamaları gereken İranla ilişkili kişi, şirket ve kurumların listesinin iletildiğini belirten üst düzey bankacı, “Amerika daha önce de Libya ve İran’a yönelik uyarılarda bulunuyordu. Ancak ağustos ayında bir heyetin gelipgitmesinden sonra baskılar  iyice arttı ve banka işlemlerinde ciddiproblemler var. İran’a ABD ve AB (Avrupa Birliği) tarafından 

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    12/27

    uygulanan ambargo nedeniyle bu ülke ile Türkiye arasındakibankacılık hareketinde ciddi daralma var. Özel bankalar olarakbizler de İran ile yapılan ticari işlemlerde bankacılık hizmetleriveriyoruz” dedi.

    ABD: Herkesi uyarıyoruz 

    Türkiye ile İran arasındaki ticari ilişkilerde kamu bankalarının yanı sıra özel sermayeli büyük bankalar da işlem yapıyor.  Ağustos ortalarında Türkiye’ye gelerek, Dışişleri Bakanlığı, Hazine,MASAK (Mali Suçları  Araştırma Kurulu), BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu), TBB (Türkiye BankalarBirliği), TÜPRAŞ ve TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) gibi şirket ve kurumlara giden Amerikalı heyet verdiği listedeyeralan İranlı kaynaklı şirket ve bankalarla iş yapmamaları konusunda uyarılarda bulunmuştu. 

    Olayın basında yer almasından sonra ABD’nin AnkaraBüyükelçiliği’nden bir yetkili, ABD’den gelen heyetin BM’nin 1929sayılı yaptırım paketi ve ABD Başkanı Barack Obama’nın 1Temmuz’da imzaladığı yaptırım kararları konusunu ele almak

    üzere  Ankara’ya geldiğini söylemişti. Yetkili, “Heyet pek çok ülkeye yaptığı ziyaretler kapsamında Türkiye’ye geldi” demişti. Yetkili, “Çünkü  ABD’nin kabul ettiği yaptırımlar  konusunda diğer  ülkeleri bilgilendirmek bizim için çok önemli” demişti. 

    Türk bankacılar, şimdi ABD ve diğer  ülkelere yapacakları seyahatlerinde Amerika’nın İran bazlı bankacılık işlemlerini terörün finansmanına aracılık yapma suçuyla ilişkilendirerek işi tutuklamaya kadar götürmesinden endişe duyuyorlar.

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    13/27

    Heyetin ziyareti etkili oldu

    Birleşmiş Milletler’in (BM) İran’a yönelik yeni yaptırım kararı veardından da 1 Temmuz’da ABD’nin kendi yaptırımlarını gündeme 

    getirmesinden sonra Türkiye gelen ABD’li heyet Türk bankalarını yaptırım kararları konusunda uyarmıştı.  Amerikalı heyet,uyarılarında ABD ve BM’nin uygulayacakları yaptırımlarda İran’ın terörün finansmanında kullandığı suç gelirleri, kara para aklamayöntemleri ve bunlara aracılık yapan banka ve şirketler  listesinisunarken bunlara karşı ne tür  uygulamalarda bulunacağını bildirmişti. 

    ABD heyeti İran ile enerji alanında ticaret yapan başta Tüpraş veTPAO olmak üzere Türk enerji şirketleriyle,  ABD’nin tek taraflı yaptırım kararı aldığı İran bankaları ile iş yapan Türk kamu ve özel bankalarının kara listeye alınacağı uyarısı yapmıştı. 

    Bankacılıkta yaşanan gelişmeler,  ABD’nin bu baskısının Türk bankaları üzerinde etkili olduğu ve bankacıların uluslararası herhangi bir sorun ile karşılaşmamak için  ABD’nin uyarıları dikkataaldığını gösteriyor. 

    Yeni sistem Silopibank

    Bankacılıktaki gelişmeleri doğrulayan bir haber önceki gün Stargazetesinde yer aldı. Habere göre  ABD’nin İran’a başlattığı ambargoyu aşmak için Türk, İran ve Iraklı işadamları ilginç biryöntem buldu. İran’la ticareti sağlayan para hareketleri Silopi’deki aracılar  üzerinden sağlanıyor. 

    İran’ın nükleer  faaliyetleri nedeniyle Birleşmiş Milletler’den ambargo kararı aldıran ABD ve AB’nin, fişlemesinden korkanTürk, İran ve Iraklı işadamları, yeni bir bankanın doğmasına neden oldu. Silopibank olarak nitelendirilen sistem ile, üç ülkenin iş adamlarını paralarını Silopi ve çevresinde bulunan aracılar  vasıtasıyla tahsil ediyor.

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    14/27

    Silopi’de dönen paranın birçok bankanın aktif büyüklüğünden daha fazla olduğu tahmin ediliyor. İran ve Irak’taki bankacılık sektörünü kullanmak istemeyen iş adamaları, ağırlıklı olarakSilopi’de bulunan aracı kişilere bavulla veya başka yollarla para

    gönderiyor. 

    EK-4

    Milliyet (10.10.2010)

    Bankacılar  İran baskısında topu Çağlayan’a attı  

     ABD’nin İranlı bankalarla çalışmamaları uyarısı yaptığı Türk bankaları Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın ‘Cesur  olun’ demesine

    karşın kendisini tepkisel buluyor ve sorunu çözmenin siyasilerin işi olduğunu belirtiyorlar.

    ABD Hazine’sinden bir heyetin geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye gelipbaşta bankalar olmak üzere çeşitli şirket ve kamu kurumlarına ‘İranlı bankalar ve şirketlerle iş yapmayın’ uyarısında bulunmasından sonra bankalar İran’la ilişkilerini dondurdu. Duranişlemlerin Türkiye İran ticaretini olumsuz etkilemeye başlaması üzerine  dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, 

    Türk bankalarının İran konusunda ABD’den gelen uyarıları değil, Birleşmiş Milletler’in (BM) şartlarını dikkate alarak cesurdavranmaları gerektiğini söyledi. 

    Ancak bankacılar, 17 - 24 Ekim tarihleri arasında Amerika veKanada’da resmi temaslarda bulunacak olan Devlet Bakanı ZaferÇağlayan’ın bu sözlerine rağmen ülke içinde ve dışında yapacakları işlemlerde  ABD’li kurum, banka ve iş ortakları 

    tarafından ABD baskısının önlerine konmasından çekindikleri için İranla bankacılık faaliyetlerine girmeye yanaşmıyorlar. Çağlayan’ın sözlerini ‘tepkisel’ bulan bankacılar, çözümün siyasiolduğu görüşünde. 

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    15/27

    ‘Bizi ABD de bağlamaz’ 

    İstanbul’da İran konusunda neler yapılabileceği konusundabankacılarla biraraya gelen Bakan Çağlayan, bu görüşmeden 

    sonra Milliyet Ekonomi Müdürü Murat Sabuncu’ya verdiği demeçte ‘Biz BM’yi dikkate alırız’ deyip şöyle konuşmuştu: 

    “Birleşmiş Milletler’in ambargo kararı nükleer  amaçlı eşyaya yönelik. Hem bunla ilgili mal satışına hem finansal hareketlere.Buna tabi ki uyuyoruz uyacağız. Türkiye yanı başında sorunlu birülke ister mi hiç? Kendi bölgemizde her zaman barışı savunuyoruz. Yalnız bir de ABD’nin yayınladığı ambargo kararı var. Her türlü finansman hareketlerine yasak getiren birdüzenleme.  Açık söyleyeyim. Bizi sadece BM’nin kararı bağlar. ABD’nin ki değil. 

     ABD’ye 17 Ekim’de bir seyahatim olacak. Orada da bu konuüzerinde görüşme yapacağım.  ABD’nin Türkiye’de büyükelçisi yok. Buradaki en üst düzey temsilci olan konsolos Scott ile iki kerebuluşup sıkıntımızı anlattım. Daha da çalışacağız. Ama diyorumya bankaların cesaretli olması lazım.” 

    ‘Bakan tepkisel konuşuyor’ 

     Amerika’nın İranlı banka ve şirketlerle iş yapmamaları konusundabaskı uyguladığı Türk bankaları ise konunun siyasi yetkililerceçözümlenmesi gerektiğini söylüyor. 

    Dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Çağlayan’ın ‘Daha cesur

    olun, bizi bağlayan kararlar Birleşmiş Milletler’in aldığı kararlardır” demesine rağmen bankacılar, Çağlayan’ın bu çıkışını tepkiselbulduklarını ileterek, “Konu bizi aşıyor. Bakanın bankacılardan 

     ABD’yi gözardı ederek İranla bankacılık işlemlerinde bulunmaları bankaların yurtdışındaki birçok işlemini olumsuz etkiyebilir.Sendikasyon işlemlerinin olumsuz etkilenmesinden dışarıdaki 

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    16/27

    varlıklarımıza el konulmasından ve ABD’ye seyahatlerimize engelçıkartılmasına kadar pek çok konuda beklenmedik tavırlara maruzkalabiliriz. Bankacılardan cesur olmalarını istemek yerine konununsiyasi olduğunu kabul edip bu yönde çözüme yönelmek daha etkili

    olur” şeklinde konuştular. 

    Bir bankacı, Türklerin iş yapmaması gerektiği İranlı banka veşirketler konusunda Hazine ve diğer  birimlerde Ankara’da ciddiçalışmaların yapıldığını belirterek, “Amerika komşularımızla papazolmamıza neden oluyor” yorumunda bulundu.

    Tutuklanma korkusu

     Amerika’dan bir heyetin ağustos ayı sonunda Türkiye’ye gelerekbanka ve özel sektör  şirketlerine İran kökenli banka ve şirketlerle iş yapmamaları konusunda gözdağı vermesinden sonra,bankacılık sektöründe bu ülkeden yapılan para transferlerindekiişlemler  durma noktasına gelmişti. 

    İran kaynaklı para transferlerinde büyük problem yaşanmaya 

    başlandığında büyük bankaların üst düzey yöneticileri, yaşanan sıkıntının boyutunu ifade etmek için şu ifadeleri kullanmışlardı: 

    “Amerika’nın yaptığı baskılar  içinde bankaların dışarıdaki varlıklarını dondurma tehdidi de bulunuyor. Ayrıca bu ülke ileTürkiye arasındaki para transferlerinde yer almamız halinde bizbankacıların yurtdışı seyahatlerimizde tutuklanma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumdayız.” 

    EK-5

    http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDF 

    http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDFhttp://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDFhttp://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDFhttp://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDFhttp://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2010:281:0001:0077:EN:PDF

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    17/27

    EK-6

    Milliyet (30.07.2011)

    Halkbank: İran’la ilgili meşru olan işlemi yaparız 

    Hindistan’ın İran’a petrol alımından kaynaklanan borcunuHalkbank üzerinden ödemeye çalıştığı haberleri üzerine, Halkbank’tan bir yetkili, Birleşmiş Milletler’in (BM) kurallarına harfiyen uyduklarını söyledi.

    1 Temmuz 2010 tarihinde İran’a yaptırımlar  konusunda ABD’de çıkan yasa çerçevesinde Ekim 2010’da Türkiye’ye AmerikanHazinesi ve Dışişleri Bakanlığı’ndan bazı yetkililer gelmişti. 

     ABD’den gelen heyet Türkiye Bankalar Birliği, DEİK ve bazı büyük 

    Türk şirketlerinin temsilcileri ile görüşerek, “İran ile ticaret devamederse tüm ilişkilerimiz sona erer” uyarısında bulunmuşlardı. Otarihten bu yana Türk bankacılık sektörü İran ile olan paratransferleri işlemlerini durdurmuştu. 

    Sorularımızı yanıtlayan Halkbank yetkilisi, “Halkbank BM’nin İran konusunda açıkladığı kuralların hepsine harfiyen uyar. Meşru olmayan hiç bir işlemde de yeralmaz. Ancak meşru olan bir işlemi 

    yapmaktan da geri kalmayız” dedi.Hindistan Petrol Bakanı S. Jaipal Reddy’nin dünkü açıklamasındaülkesinin uluslararası yaptırım altında bulunan İran’dan aldığı petrol karşılığında ödemeleri bir Türk bankası üzerinden yapmayaçalıştığını söylemişti. Reddy, “İran’a petrol ödemelerinden ilkiniTürkiye üzerinden yapmaya çalışıyoruz” dedi.

    EK-7REUTERS (Wed Dec 11, 2013)Halkbank unable to resume processing India payments forIran oil

    Turkey's state-run Halkbank (HALKB.IS) can only resumeprocessing Indian oil payments to Iran once Western sanctions

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    18/27

    are officially lifted following an interim deal in Geneva last month,a senior Halkbank official said on Wednesday.

    "If the deal signed in Geneva becomes official, we could resume

    processing Indian oil payments to Iran," Hakan Aydogan, head ofHalkbank's foreign operations department told reporters.

    "Despite the breakthrough, the positive developments, there hasnot been official progress in this," he said.

    Six world powers and Tehran reached an interim deal inNovember that provided limited relief to Iran from economicsanctions in exchange for curbs to Tehran's nuclear programme,

    opening the way for some oil payments to resume.Indian and Iranian officials are meeting this week to discuss howto unlock the first oil payments to the Islamic Republic since thatagreement.

    The deal is a chance for Iran's new leadership to revive thecountry's economy, plagued with high inflation and a weakenedcurrency since being cut off from the global financial system after

    sanctions were imposed in 2012.

    The West believes Iran is trying to make nuclear weapons, whileIran says its nuclear programme is for power generation.

    India started settling 55 percent of its payments for its purchasesof Iranian oil in euros through Halkbank in mid-2012. The rest wassettled in rupees through India's UCO Bank.

    But the Halkbank route was halted in February this year when

    new sanctions prevented Iran from repatriating cash earned fromoil it has been able to sell, choking off the biggest revenue streamto its economy. (Reporting by Evrim Ergin; Writing by HumeyraPamuk; Editing by Nick Tattersall and Jane Merriman)

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    19/27

    EK-8

    REUTERS (Wed Nov 13, 2013)

    (Repeats story that ran late on Nov. 13 with no changes to text)

    * Iran asks Indian refiners to pay euros via Turkey's Halkbank

    * NIOC says Halkbank ready to restart oil payments

    * India is Iran's second-largest oil buyer, owes $5.3 bln

    By Nidhi Verma

    NEW DELHI, Nov 13 Indian refiners have asked the governmentto clarify if they can pay Iran for crude in euros after the National

    Iranian Oil Company (NIOC) requested settlement of some debtsthrough a Turkish bank, Indian officials said on Wednesday.

    Western sanctions aimed at forcing Iran to curb its nuclearprogramme have more than halved Iranian oil exports and all buthalted the flow of petrodollars into Tehran's coffers. The sanctionshave cost Iran billions of dollars a month and crippled itseconomy.

    The United States in February tightened sanctions further byforcing Iran's remaining oil buyers to stop transferring cashpayments to Tehran, and instead keep the money in bankaccounts in the currency of the importing countries.

    Those sanctions cut the payment route Indian buyers had used topay for over half their imports, which was to transfer euros to Iranvia Turkey's state-owned Halkbank.

    India is Iran's second-largest buyer, and with no payment route,the cash has quickly piled up. India now owes Iran about $5.3billion for oil imports, government and refining sources said lastweek.

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    20/27

    In mid-October, NIOC informed Indian refiners that Halkbank wasready to restart channelling the payments to Iran, the sources toldReuters, declining to be named due to the sensitivity of the matter.NIOC said it had been informed that Halkbank could be used

    again by Iran's central bank.

    It was unclear from the communication from NIOC what hadchanged that would allow the payments to restart withoutcontravening U.S. sanctions, the sources said.

    Halkbank declined to comment.

    Indian refiners have yet to restart payments via Halkbank and

    have asked the government for guidance, the sources said.The relationship between Iran and the U.S. has improved inrecent months, leading to speculation sanctions could be eased.

    But the U.S. has said it will not loosen sanctions until Iran desistsfrom activities that could facilitate making nuclear arms. Iran saysits nuclear programme is to generate electricity, not to buildbombs.

    Talks between Iran and world powers over the disputed nuclearprogramme failed to reach an agreement at the weekend to endthe decade-long standoff.

    Indian refiners Essar Oil, Mangalore Refinery and PetrochemicalsLtd, Hindustan Petroleum and Indian Oil Corp have all boughtcrude from Iran and owe payment, sources said.

    The United States requires Iranian oil customers, most of whomare in Asia, to continuously reduce purchases to qualify forexceptions to sanctions. The waivers are reviewed every sixmonths, and the next review is to take place soon.

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    21/27

    The United States in June renewed the waivers for India and eightother countries including Turkey.

    India's crude imports from Iran in the first nine months of 2013 fell

    40 percent on the year to 194,000 barrels per day.Desperate to boost sales, Iran is offering free delivery of crude toIndia and is giving discounts on the price. (Additional reporting byAsli Kandemir in Istanbul; Editing by Manash Goswami, SimonWebb and Tom Hogue)

    EK-9

    REUTERS ( Wed Jan 4, 2012)

    Iran deal ings p ut Turkey 's Halkbank in s po t l ight

    * Bank, 75% state-owned, reflects govt stance on sanctions

    * Handles payments by refiner Tupras to Iran, sources say

    * Turkey to seek waiver from U.S. for Tupras

    By Simon Cameron-Moore

    ISTANBUL, Jan 4 Turkish lender Halkbank , little known outsideTurkey, has gained a reputation in the oil market over the past 18months for handling transactions that other banks fear to touch -trade deals with Iran.

    Now a new law signed by President Barack Obama last Saturday,which imposes U.S. sanctions on financial institutions dealing withIran's central bank, has put the bank squarely in the spotlight.

    Halkbank's stance toward Iran largely has reflected the attitude ofthe Turkish government, which owns 75 percent of the bank,towards international sanctions against Tehran over its nuclear

     programme.

    Heavily dependent on imports of oil and gas from its neighbour,Muslim NATO member Turkey opposed the imposition of U.N.

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    22/27

    sanctions on the Islamic Republic in 2010 but says it is abiding bythose measures.

    Officials have repeatedly said, however, that there is no obligation

    for Turkey to enforce tougher unilateral sanctions subsequentlyannounced by the United States and European Union.

    U.S. Treasury officials have visited Turkey several times since toadvise banks that doing business with proscribed Iranian entitiesruns the risk of being frozen out of the U.S. financial system.

    That appeared to hold little threat for Halkbank given its profile asa state-controlled bank with few direct links to the United States.

    But the new U.S. law could turn up the pressure.

    The sanctions, according to a senior U.S. official, would target private and government-controlled banks -- including centralbanks -- and would take hold after a warning period of two to sixmonths, depending on the transaction.

    Obama could grant waivers to institutions in countries thatsignificantly reduce dealings with Iran.

    On Wednesday an Energy Ministry official confirmed Turkeywould seek such a waiver for its sole oil refiner, Tupras, a majorcustomer for Iranian oil.

    Halkbank handles payments to Iran by Tupras, which is owned bythe Turkey's largest conglomerate Koc Holding, according toindustry sources with knowledge of the transactions.

    Indian refiners, unable to pay Iran for imported oil through theirown banking system for fear of U.S. retribution, turned toHalkbank in mid-2011 to make payments.

    In December, Halkbank refused to open an account for anadditional Indian refiner, BPCL, for that purpose. No reason was

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    23/27

     given, though there was speculation that Turkey wanted to avoidfurther antagonising Washington.

    Halkbank was contacted over the status of the bank's dealings

    with Iran, but senior officials were unavailable for immediatecomment.

    TEHRAN OFFICE

    Halkbank has limited operations overseas.

    Its website lists a branch in Bahrain and four in northern Cyprus,

    which cater for Turkish Cypriots living in a breakaway staterecognised only by Turkey.

    It also has a representative office in Tehran that it inherited in 2004 when it took over Pamukbank, once a jewel of Turkishtycoon Mehmet Emin Karamehmet's business empire.

    Customers cannot open accounts there, but the Tehran officedoes help handle interbank deals and issues with Iranian banks.

     According to a banking source in Tehran, the Halkbank officeused to also help others including European banks make

     payments to Iran, but those activities ended after the EU and U.S.sanctions were imposed.

    "Business has become much tougher these days," the sourcesaid.

    Now, according to that source, the Tehran office deals only withtrade and payments between Turkey and Iran, and checks aremade to ensure that it does not violate U.N. sanctions.

    Most of Halkbank's business involves lending to domesticcompanies as Turkey's economy boomed over the past decade.

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    24/27

    "The bank is working with chamber unions and local cooperatives.It's a different model compared to other Turkish banks, a muchmore defensive structure," according to an Istanbul-based bankinganalyst, who requested anonymity while speaking about a

    state-controlled bank.

    "During the global crisis in 2008-2009, non-performing loans ofHalkbank were much lower compared to peers."

    Halkbank has grown to become the country's sixth-largest bankbased on unconsolidated assets and held a domestic marketshare of nearly 8 percent by end-September, according to FitchRatings.

    EK-10

    İran, Türkiye'den Neden  Altın  Alıyor?Ali  Babacan , İran'a yönelik  altın ihracatındaki  ayrıntıları  açıkladı. 23 Kasım 2012Cuma

    Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Meclis Plan Bütçe Komisyonu'nda Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık  Düzenleme veDenetleme Kurumu ile Sermaye Piyasası Kurulu'nun 2013bütçelerinin sunumunda konuştu. 

    Cari açıkla ilgili eleştirileri  de yanıtlayan Babacan, "Dışarıya enerjikonusundaki bağımlılığımız, bizim cari açığımızın en önemli  sebebi. Sadece kendimize yetecek bir petrol ya da doğalgazımız  olsaydı, Türkiye'nin cari açığı bugün sıfırlanmıştı"  dedi.

    Babacan, Kaynak Kullanımı Destek Fonu'nda değişikliğe gitmekiçin hazırlık  yaptıklarını da açıkladı. 

    Babacan, bu yıl  külçe altın ihracatının artmasının sebebinin İran olduğuna dikkat çek ti.

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    25/27

    Babacan, İran'ın Türkiye'den aldığı gazın  parasını uluslararası kısıtlamalar  nedeniyle döviz  olarak kendi ülkesine götüremediğini, bunun yerine altın aldığı bilgisini verdi.

    Öte yandan görüşmeler  öncesinde sürpriz  bir kutlama yapıldı. Babacan'ın, bak anlığının 10'uncu yılı dolayısıyla pasta kesildi.

    Babacan, hazırlanan  pastanın büyüklüğünü ekonomiye atıf   yaparak espriyle yorumladı. 

     Ali Babacan, "Son 10 yıllık  dönem Türkiye için çok  önemli. 10 yıl  önceki  Türkiye ile şimdiki  Türkiye arasında büyük  fark var.Başbakanımız  Recep Tayyip Erdoğanın öncülüğünde bu

    dönemde önemli  reformlar yapıldı. Borçlarımız  azaldıkça  pastamız  büyüyor"  dedi.

    EK-11

    http://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdf 

    EK-12

    Mahfi EĞİLMEZ  2 3 O c a k 2 0 1 3 Ç a r ş a m b a  

    Türkiye'nin Altın Üretimi, Tüketimi, İthalatı ve İhracatı 

    Türkiye’de altın üretimi ve tüketimi Türkiye’deki altın yataklarının Ege, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’da yoğunlaştığı biliniyor. Enerjive Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na göre üretime hazır altın yataklarında 1 tonda 1,2 gram ile 12,65 gramarasında değişen miktarlarda altın bulunuyor ve işletilebilir altın rezervi 700 ton dolayında görünüyor.Jeolojik yapı ve dünyada altının oluşum modelleri baz alınarak yapılan tahminlere göre Türkiye’de6500 ton potansiyel altın rezervi olduğu tahmin ediliyor. Bu rezervin kanıtlanması halinde Türkiyedünyada altın rezervi bakımından ikinci sıraya çıkacak. 

     Altın üretimi Türkiye’de ilk kez 2002 yılında gerçekleştirildi. Bugün itibariyle en yüksek altın üretimiyapılan altın işletmeleri şunlardır: İzmir Bergama/Ovacık, Balıkesir/Havran, Gümüşhane/Mastra,Manisa/Salihli-Sart ve Uşak/Eşme-Kışladağ. 

    Çin 2011 yılında ürettiği 355 ton altınla birinci, Avustralya 270 tonla ikinci, ABD 237 tonla üçüncü,Rusya 200 tonla dördüncü, Güney Afrika 190 tonla beşinci sırada bulunuyor. Türkiye’de altın üretimiyıllar itibariyle aşağıdaki tabloda yer alıyor. Bu üretim miktarlarıyla Türkiye AB ülkeleri arasında birincisırada yer alıyor. 

    http://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdfhttp://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdfhttp://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdfhttp://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdfhttp://www.foreign.senate.gov/imo/media/doc/Dubowitz_Testimony.pdf

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    26/27

    Yıllar  Altın üretimi (ton) 2003 5,4

    2004 3,3

    2005 4,2

    2006 8,0

    2007 9,92008 11,1

    2009 14,5

    2010 16,4

    2011 (Tahmin) 30,0

    2010 yılı itibariyle Türkiye altın tüketiminde 74 tonla dünyada dördüncü sırada bulunuyor. Birincisırada 746 tonla Hindistan, ikinci sırada 428 tonla Çin, üçüncü sırada 128 tonla ABD, beşinci sırada73 tonla Suudi Arabistan yer alıyor. 

    Türkiye’nin altın ithalatı ve ihracatı 2008 yılına gelinceye kadar Türkiye yılda ortalama 200 ton altın ithal ederken altın fiyatlarında ortayaçıkan artışlar nedeniyle ithalatta hızlı bir düşüş görülmüştür. Buna karşılık 2008 yılından başlayarakaltın ihracatında artışlar ortaya çıkmıştır. Özellikle 2012 yılında altın ihracatı rekoru kırılmıştır. 

    Türkiye’nin 2002’den bu yana altın ithalatı ve ihracatı dolar cinsinden aşağıda gösterilmektedir.  

    Yıllar  Altın ithalatı (milyonUSD) 

    Altın ihracatı(milyon USD) 

    İhracat eksi İthalat(milyon USD) 

    2003 2.598 76 -2.522

    2004 3.497 91 -3.406

    2005 3.895 137 -3.758

    2006 4.013 639 -3.374

    2007 5.325 979 -4.3462008 4.991 3.631 -1.360

    2009 1.632 4.641 -3.009

    2010 2.523 2.072 -451

    2011 6.254 1.474 -4.780

    2012 (Ağustos)  6.292 9.347 3.055

    Tabloya göre Türkiye bir miktar altın üretimi olsa da asıl olarak altın ithal eden bir ülkekonumundadır. İthalat iki yıl dışında ihracatın üzerinde seyretmiştir. 2009 yılında Türkiye 2 milyardolara yakın, 2012 yılının Ocak –  Ağustos döneminde de 3 milyar   doların üzerinde net altınihracatçısı görünümü sergilemiştir. 

    Bu tablo bize değer olarak ithalat ve ihracatı gösteriyor. Bunu, kurdaki değişimlerden ve değerdeğişimlerinden arındırabilmek için miktar olarak almakta yarar var. 

  • 8/19/2019 Büyük Resmin Küçük Adamı Sarraf

    27/27

     Aşağıdaki tabloda son üç yılın altın üretimi ile ithalat ve ihracatının miktar olarak tahminleri yer alıyor. 

    Yıllar   Altın Üretimi(ton)

    Altın İthalatı(ton)

    Altın İhracatı(ton)

    Üretim + İthalat -İhracat (ton) 

    2010 16 65 31 50

    2011 30 130 54 106

    2012 (Ağustos)  20 115 171 -36

    Türkiye, 2012 yılının ilk 8 ayında geleneksel görünümünün dışına çıkarak ürettiğinden ve ithalettiğinden daha fazla altın ihraç etmiştir. Bu ihracatın dayanağı stoktaki altınlardır. Yani yastıkaltındaki altınlar sisteme girmiş ve ihracata yöneltilmiştir. 

    Buradaki kritik soru şudur: Bir ülke kendisinin yeterince üretmediği ve üstelik talep yüksekliğinedeniyle ithal ettiği bir ürünü niçin ihraç eder? Bu sorunun birkaç yanıtı olabilir: (1) Bu ürüne birkatma değer ekliyor ve para kazanıyor olabilir. (2) Bu ürünü ucuza alıp pahalıya satıyor olabilir. (3)Bu ürünü parasal ödeme aracı olarak kullanıyor olabilir. İlk iki olasılık altın konusunda geçerli olamaz.Çünkü külçe altına katma değer olarak eklenebilecek bir şey olmadığı gibi altının fiyatı uluslararasıarenada belirlendiği için ucuza alıp pahalıya satmak da söz konusu olamaz. Geriye tek seçenek

    kalıyor: Türkiye satın aldığı bazı malların bedelini dolar, euro veya herhangi bir dövizle veya kendiparasıyla değil altınla ödüyor. Bu ödemenin ille mal - altın biçiminde yapılması şart değil. Ödeme mal

     – döviz – döviz – altın biçiminde yapılırsa mal ithal edilmiş, altın da ihraç edilmiş olur. Buradaki bütünmesele altın ithalatının önceki dönemlerde ihracatının ise bu dönemde yapılmış olmasıdır. Çünküaynı dönemde ithalat kadar ihracat yapılmış olursa bu işlemin içinde bulunulan dönemin cari açığınındüşmesine bir yararı olmaz. 

     Altının en çok ihraç edildiği ülkeye baktığımızda karşımıza İran çıkıyor. Türkiye İran’dan doğal gazalıyor. İran ambargo altında bulunduğu için dolar almak istemiyor. Bu durumda Türkiye’nin doğal gazbedellerini doğrudan ya da kayıt üzerinde dolaylı olarak altınla ödemesi en makul çözüm olarakortaya çıkıyor. 

    Bu yolla İran ambargodan biraz olsun kurtulmuş, Türkiye de eskiden ithal ettiği altınları bu yıl ihraçederek cari açığının düşüşünü hızlandırmış oluyor.