View
252
Download
10
Embed Size (px)
DESCRIPTION
İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Denizcilik Teknolojileri Kulübü öğrencilerinin hazırladığı aylık yayındır.
Citation preview
Deniz&Teknik
Haziran 2013
İÇİNDEKİLER
Editör
Makale
Araştırma
Söyleşi
Sektörden Haberler
(Ulaşmak istediğiniz bölümler için
bölüm başlıklarına tıklamanız yeterlidir.)
Haziran 2013
İTÜ DF DENTEK
Denizcilik Teknolojileri
Kulübü
Editör
Samet BİÇEN
Yazı Ekibi
Samet BİÇEN
Metin ALDOĞAN
Kenan Cenk MANİSALI
Mervegül SEZER
Erdem TAŞ
Onur YILMAZ
İbrahim ÇELİK
Tasarım
Samet BİÇEN
http://www.itudentek.com
http://fb.com/itudentek
İTÜ Denizcilik Fakültesi
Sahil Cad. Tuzla/İstanbul
Deniz&Teknik bülteninde yer alan
imzalı yazılarda belirtilen görüşler
sadece yazarlarına aittir. İçerik ve
bilgilerden yazarları sorumludur.
Bültende yer alan yazı veya
haberler kaynak belirtmek koşulu
ile kullanılabilir.
Editörden…
Bu Ay ve Sonrası…
Nisan ayında elektronik yayınına başladığımız dergimiz
Deniz&Teknik, 3. sayısıyla sizlerle.
Yoğun emeklerin harcandığı, gönüllü bir grup öğrencinin
araştırma ve çevirilerinden oluşan yayın, aylık serisini bozup üç
aylık periyotlarla çıkarılmaya karar verilmiştir.
Aylık yayının vermiş olduğu tempo içerisinde öğrencilerin dersleri
nedeniyle yeterli verim alınamadığı kanaati oluşmuş, derginin
sayısının azaltılıp, öğrenciye kazancının artırılması
hedeflenmiştir.
Ayrıca 1 Temmuz Kabotaj Bayramına müteakiben
gerçekleştirilen mezuniyet töreniyle beraber yazı ekibindeki
dördüncü sınıfların birçoğu mezun olacak ve yazı ekibinde
değişiklikler olacaktır.
Bu zamana kadar emeğimize göstermiş olduğunuz ilgiden
saygıdan dolayı bütün okurlara şahsım ve ekibim adına teşekkür
ederim.
Saygılarımla…
Samet BİÇEN
İTÜ Denizcilik Fakültesi
Gemi Makineleri İşl. Müh. IV/S
3
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Dalga Enerjisi Üretim Metotları ve Kullanılan
Sistemler
Ana Menüye Dönmek İçin Tıklatınız.
(Ulaşmak istediğiniz içerik için konu başlıklarına tıklamanız yeterlidir.)
Deniz&Teknik | Haziran 2013 4
Samet BİÇEN
İTÜ Denizcilik Fakültesi
Gemi Makineleri İşl. Müh. IV/S
MAKALE
DALGA ENERJİSİ ÜRETİM METOTLARI VE
KULLANILAN SİSTEMLER
Samet BİÇEN*
İstanbul Teknik Üniversitesi, Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği, Tuzla, İstanbul 34940
*e-posta: [email protected]
Özet
Dalga hareketlerinin yoğun olarak bulunduğu deniz alanlarının yenilenebilir enerji
sistemleri ile donatılması.
Dünya genelinde kullanılan sıvı yakıtların gün geçtikçe azalması, bu yakıtlardan kaynaklı
çevre kirliliğinin günden güne artması ve artık yeni enerji kaynaklarına yönelme
gerekliliği insanları yenilenebilir enerji sistemlerini geliştirmeye ve uygulama alanlarını
artırmaya itmiştir. Bu amaçla uygulanan rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal
enerji, hidrolik enerji, dalga enerjisi gibi sistemlerin geliştirilmesi önem kazanmıştır.
Dalga enerjisi direk olarak dalga yüzeyinden veya yüzey altındaki dalga basınçlarından
elde edilir. Dalgalar deniz veya okyanusların yüzeyinde esen rüzgârlar tarafından
üretilir. Dünyanın birçok yerinde rüzgâr sürekli dalgalar oluşturacak kadar düzenli ve
sürekli eser. Deniz ve okyanus dalgalarında çok büyük enerji vardır. Dalga enerjisi
makineleri dalgaların yüzey hareketlerinden veya dalga basınçlarından direk olarak
enerji üretir [1].
Anahtar kelimeler: Dalga, enerji, liman, kıyı, proje.
Giriş
Enerji kaynaklarının azalmasıyla ileriye dönük yenilenebilir enerji sistemleri ve bunlara
ilişkin teknolojiler gündemi meşgul etmekte, önemi her geçen gün vurgulanmaktadır.
5
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Ülkemizin coğrafi konumu göz önüne alındığında bu sistemlerin uygulanması sorunsuz
bir şekilde gerçekleştirilebilir. Hali hazırda rüzgâr enerjisi ve güneş enerjisinden
faydalanmak için rüzgâr türbinleri ve güneş panelleri gibi sistemlerin kullanımı
artmakta, bu konuda üreticiler ve işletmeler bilinçlenmektedir. Bu sistemlerin dışında
ülkemiz konumu itibariyle dalga enerjisinden elektrik enerjisi üretimi yaygınlaştırılarak
geleceğe dair önemli bir yatırım yapılmış olunabilir.
Uygulanabilecek Yöntemler, Teknikler ve Kullanılacak Araçlar
Proje kapsamında dalga enerjisinden yüksek oranda yararlanılabileceği düşünülen
deniz alanlarında, var olan sistemler veya Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirilen yeni
sistemler kullanılarak enerji üretimi gerçekleştirilebilir. Liman bölgelerindeki gemi
trafiğini ve bölgenin coğrafi durumu göz önüne alınarak yapılacak fizibilite çalışmaları
sonucu bölgesel olarak farklı sistemlerin kullanımı yapılabilir.
Dalga enerjisini kullanmak için birçok çeşit teknoloji projelendirilmiştir. En elverişli
tasarımlardan birkaçının ticari kullanım için uygulama testleri yapılmaktadır. Dalga
enerji teknolojileri kıyıda, kıyıdan biraz uzakta ve açık denizde kurulmak için
tasarlanmıştı. Denizden biraz uzakta kurulacak sistemler suyun 40 metreden fazla
derinine yerleştirilir [1].
Dalga enerjisi santrallerini çalışma prensiplerine göre aşağıdaki gibi 3 ana kategoriye
ayrılabilir.
Dalganın hareketi sonucu hareketlenen cismin tümünün veya bir bölümünün
hareketini kullanan sistemler.
Dalganın basıncını kullanan sistemler.
Dalga basıncının havayı sıkıştırmasından yararlanarak, hava basıncını kullanan
sistemler.
Deniz&Teknik | Haziran 2013 6
Her kategoride yer alan sistem zemine bağlı (sabit) veya yüzen sistem olmak üzere iki
alt kategoriye ayrılır.
Dalga enerjisi santrallerini konumlandırıldıkları yere göre sınıflandırmak gerekirse,
sahil şeridine ve denizin içine olmak üzere temelde iki gruba ayırabiliriz. Deniz
içerisine kurulan santraller de iki grup altında incelenebilir.
Var olan projelerden örnekler:
Dalg
a Türbin
leri
Dalga hareketini kullanan
sistemler
Sabit
Yüzer
Dalga basıncını kullanan
sistemler
Sabit
Yüzer
Hava basıncını kullanan
sistemler
Sabit
Yüzer
Dalg
a Enerji S
ntralleri
Kıyı boyunca kurulan
santraller
Deniz içerisine
kurulan santraller
Kıyıya yakın yerlere
kurulan santraller
Kıyıya uzak yerlere
kurulan santraller
7
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Salınımlı Su Sütunu (Oscillating Water Column-OWC)
Bu yapılar kısmi olarak su altındadır. Sistemde su kolonu ve onun üzerinde bir hava
kolonu vardır. Yapının altındaki kapı suyun içeri girmesini sağlar. Su seviyesinin
yükselmesiyle yapı içerisinde sıkışan hava basınçlı bir şekilde türbinden geçerek
baca kısmından santrali terk eder. Dalga geri çekildiğinde, santral içerisinde
vakum oluşur ve bu sefer hava baca kısmından girerek türbini tekrar döndürür.
Kullanılan türbinin özelliği hava hangi taraftan gelirse gelsin türbin daima aynı yöne
döner [2].
Daralan Kanal Sistemi (Taperated Channel Device, TAPCHAN)
Tapchan sistemi geleneksel hidroelektrik enerji üretim sisteminin bir
adaptasyonudur. Bu sistem su seviyesinin 3-5 m üzerinde duvar yüksekliğine
sahip, uçurumun kenarına inşa edilmiş hazneyi besleyen, gittikçe daralan bir
kanaldan oluşur. Kanalın daralması dalga yüksekliğinin artmasına neden olur ve
yükselen dalgalar kanal duvarından haznenin içerisine boşalır. Su haznede
depolandığı için dalganın kinetik enerjisi, artık potansiyel enerjiye
dönüştürülmüştür [2].
Deniz&Teknik | Haziran 2013 8
Pendular Sistem
Bu sistem bir enerji sisteminden çok bir dalga kıran olarak düşünülebilir. Pendular,
bir tarafı denize açılan dikdörtgen bir kutu şeklindedir. Bu açıklık üzerine sarkaç
kapak menteşelenmiştir. Kapak dalga hareketiyle ileri-geri hareket etmektedir.
Kapağa gelen dalga karşısında içeriye doğru açılırken temel yapı içerisine de kısmın
suyun girmesine izin verir. Dalga enerjisini kaybettikten sonra dalga tepesini dalga
çukuruna bıraktığında sarkacın ağırlığının oluşturduğu basınçla içerideki su
temelden dışarıya basılır [2].
Kıyıya yakın uygulamalar (OPT)
Bu sistem modüler okyanus şamandıralarından oluşmaktadır. Yükselen ve alçalan
dalga hareketi şamandıraları hareket ettirir ve bu şamandıra hareketi deniz
suyunu türbine basar. Yükselen ve alçalan dalga hareketi şamandıraları hareket
ettirir ve bu şamandıra hareketi deniz suyunu türbine basar. Türbinde elde edilen
mekanik enerji jeneratöre aktarılarak elektrik enerjisi üretilir [5].
9
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Pelamis Dalga Enerjisi Dönüştürücü
Jeneratörün çalışma prensibi, dalgaların oluşturduğu şekle uyum sağlayarak enerji
üretmesidir. Büyük su yılanı diye bilinen bu makine dört hareketli parçadan oluşur.
Bu parçalar dalgaların hareketine göre, parçaların birbirine bağlandığı noktadan
bükülüp açılarak hareket etmektedir. Hareketin sağlandığı noktalarda bulunan
hidrolik jeneratörler tarafından da elektrik enerjisine dönüştürülmektedir [3].
Deniz&Teknik | Haziran 2013 10
Oyster Dalga Enerjisi Dönüştürücü
Oyster dalga jeneratörü, kıyıdan yarım kilometre çapında bir uzaklıkta, 10 ile 15
metre arasında değişen derinlikte deniz tabanına yerleştirilen, bir yüzeyi tabana
oturmuş diğer yüzeyi de taban yüzeyine bağlı dalganın yönüne göre açılıp
kapanabilen bir sistemden oluşmaktadır.
Oyster' ın hareketli kapağı dalganın gelişine göre açılıp kapanırken, hareketli
kapakla tabanda sabit olan kapak arasında ki hidrolik pistonlar dalganın gücünü
kullanır. Elektrik karada üretilmektedir. Bu yüzden kara da bulunan hidro-elektrik
türbini çalıştırmak için deniz altı boru hattı aracı ile hidrolik pistonlar, deniz
suyunu yüksek basınçla karaya iletirler. Karada da hidro-elektrik türbinleri ile
elektrik enerjisi üretilmektedir [4].
Dalga Enerjisinin Avantajları
Temiz bir enerji kaynağıdır.
Yenilenebilir bir enerji kaynağıdır.
Yatırım ve bakım maliyetinin dışında bir maliyeti yoktur.
Nüfus yoğunluğu kıyılarda toplanmış ülkelerde enerji, üretildiği yerde
tüketileceğinden uzun iletim hatlarına gerek yoktur.
11
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Öngörülen enerji ihtiyacına göre boyutlandırılabilir.
Çoğu santral yerleşim yerlerinden uzak olduğundan gürültü kirliliğine neden
olmaz.
Çoğu santral deniz seviyesinin altında tasarlandığından görsel kirliliğe neden
olmaz.
Dalga Enerjisinin Dezavantajları
Dalga ve akımlardaki değişim nedeniyle yüzeye yakın bölgelerde yaşayan deniz
canlılarını olumsuz yönde etkileyebilir. Aynı zamanda balıkçılık sektörü üzerinde
de olumsuz etkilere yol açabilir.
Kıyıdan uzak uygulamalar denizcilik için tehlikeli durumlar oluşturabilir.
Kıyı şeridi santralleri estetik açıdan olumsuzluklara yol açabilir.
Sonuç
Teknolojinin ilerlemesi ile alternatif enerji
üzerine çalışmalar artmış, kıyı boyu,
kıyıya yakın ve kıyıdan uzak bölgelerde
uygulanan çok çeşitli dalga enerji
sistemleri geliştirilmiştir. Geleneksel
sistemlere göre hala yüksek olan sistem
maliyetinin teknolojik ilerlemelerle daha
da azalabileceği tahmin edilmektedir.
Fosil yakıta olan bağımlılığı azaltacak,
temiz, güvenilir ve sonsuz yenilenebilir
enerji kaynağı olan dalga enerjisinin
üretiminde yer seçimine önem verilerek
ekosisteme olabilecek etkiler en aza
indirilebilir. Üç tarafı denizlerle çevrili
ülkemizde ülke ekonomisine destek olacak
potansiyelin değerlendirilmesi için dalga
rasatlarından başlanarak, teknik ve
ekonomik incelemeler yapılmalıdır.
Kaynaklar:
[1] T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü, Dalga
Enerjisi Teknolojisi,
http://www.eie.gov.tr/teknoloji/dalga_enerjisi.aspx
(24.05.2013).
[2]
https://dosya.sakarya.edu.tr/Dokumanlar/2013/4
28/127677840_03_dalga-enerjisi.pdf
(24.05.2013)
[3] http://www.pelamiswave.com (24.05.2013)
[4] http://www.aquamarinepower.com/
(24.05.2013)
[5] http://www.elektrikport.com/teknik-
kutuphane/dalga-enerjisi-yenilenebilir-enerji-
kaynaklar/8159 (24.05.2013)
[6] Ün Tezcan, Ü., DALGA ENERJİSİ, Teknolojisi,
Ekonomisi, Çevresel Etkisi ve Dünyadaki Durumu
http://www.emo.org.tr/ekler/6a781dbfd8e524b_e
k.pdf (24.05.2013)
Deniz&Teknik | Haziran 2013 12
Enerji Verimliliğinin Gemilere Uygulanması
Kara Tabanlı Radar ile Yağ Kirliliği Tespiti
Tekne Rehberi
Faz Dizili Radarlar
Ana Menüye Dönmek İçin Tıklatınız.
(Ulaşmak istediğiniz içerik için konu başlıklarına tıklamanız yeterlidir.)
13
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Samet BİÇEN
İTÜ Denizcilik Fakültesi
Gemi Makineleri İşl. Müh. IV/S
ARAŞTIRMA
ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN
GEMİLERE UYGULANMASI
Wärtsilä, gemilerden kaynaklı emisyon
miktarını azaltmak ve gemilerde enerji
verimliliğini artırmak amacıyla
uygulanabilecek yöntemler geliştirmekte
ve bunların gemilere ne kadar kazanım
sağlayacağının hesaplarını yapmaktadır.
Biz de konuyu 4 ana bölümde ele alıp
açıklamaya çalışacağız. Dergimizin bu
sayısında ilk bölümü açıklayacağımız
konunun diğer bölümleri ise derginin
bundan sonraki sayılarında işlenecektir.
Gemi Dizaynı
İtme Sistemleri
Makineler
İşletme & Bakım
Bölüm 2: Pervanenin Enerji Verimliliğine Etkisi
Açıklanacak sistemlerin etkin bir şekilde gemilerde verimliliğe katkı sağlaması için
beraber kullanımı gerekmektedir. Yapılan çalışmalar sonucu bulunan değerlere bu
değişikliklerin ortak kullanımı sonucu ulaşılmıştır.
Deniz&Teknik | Haziran 2013 14
Merkezi itme sistemine ek olarak
aynı ölçülerde iki serbest pervane
sistemin montajı ile tekne altında
çekilen suyun etkisi artırılarak
enerji verimliliği
sağlanabilmektedir. Ayrıca iskele
ve sancak hizalarında suyun
direncini kırması ile de ciddi oranda
verim artışı sağlanabilmektedir.
Küçük boyutlu gemiler için daha
uygun olan sistem %8-10 kadar
enerji verimliliğine katkı
sağlayabilmektedir.
Zıt dönüşlü pervane sisteminin
kullanılması hususundaki
araştırmada pervanenin sonuna
ana pervaneye göre zıt yöne
dönüşlü bir kanat sistemi
eklenerek kayıp enerjiyi geri
kazanmak bir nebze mümkün
olabilmektedir.
CRP pervane sistemi, ana
pervaneden bağımsız kanat
sisteminin pervane ile aynı şaft
üzerine oturtulmasıyla elde edilir.
CRP pervane sistemi gemi enerji
verimliliği açısında oldukça büyük
katkı sağlayabilmekte, %10-15
kadar bir kayıp enerjiyi gemi lehine
çevirebilmektedir.
15
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Pervane ve sitemin bulunduğu kıç
formunun birbiri arasındaki uyumu
gemilerdeki kayıp enerjiyi azaltmak için
bir yöntem olarak görülebilmektedir.
Bilgisayar teknikleriyle günümüzde daha
efektif ölçümler yapılabilmekte ve
gemilerdeki enerji kaybı gün geçtikçe
azaltılabilmektedir.
Dümen donanımı gemi direncinde %5 e
varan artışa neden olabilmektedir.
Pervane ve dümen donanım profilleri
değiştirilerek bu oran %50 kadar
azaltılabilmektedir.
Sistem değişikliği ile efektif bir
kombinasyon sağlanabilirse %2-6 kadar
enerji verimliliği sağlanabilmektedir.
Kanat profillerinde değişiklik gemi itme
istemlerinde ve pervane üzerinde
meydana gelebilecek kavitasyon riskini
azaltmaya yardımcı olacaktır. Kanat
yüzeyleri ve kanat açıları bu açılardan
değerlendirilerek seçilen kanat, geminin
enerji verimliliği açısından %2 ye varan
katkı sağlayacaktır.
Deniz&Teknik | Haziran 2013 16
Özel dizayn kanat profilleri geminin akış
dinamiği açısından ciddi derecede enerji
verimliliği sağlayabilmektedir.
Aircraft’larda yoğunlukla kullanılan farklı tip
kanat profilleri yaklaşık %4’e varan enerji
verimliliği sağlamaktadır.
20 knot ve üzeri hız yapabilen gemiler için
pervane etrafına yerleştirilen nozul ile
kullanılan sistemler geminin yakıt
tüketiminde azalma meydana getirmektedir.
Nozullu sevk sistemleri %5’e varan güç
kazanımı sağlamaktadır.
Yeni dizayn gemilerde güvertede yerleşimi
yapılacak şekilde dizayn edilen ve rüzgarın
enerjisini kullanmak amacı güden yelken
benzeri kompozit malzemelerden üretilmiş
yapılar gemi seyir bölgesine ve hava
şartlarına göre kullanılabildiği bölgelerde
enerji verimliliği sağlayabilecek bir sistemdir.
Yakıt tüketiminde azalma miktarları
tankerlerde %21, PCTC’ lerde %20, Ferry’
lerde %8.5 kadar olabilmektedir.
17
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Sistem CRP ve Wing Thruster konfigürasyonu olup 4 adet pervaneden oluşmaktadır.
2 adet serbest ve aynı yönde dönüşlü sistem ve bir adet ana pervaneye bağlı serbest
ve zıt dönüşlü pervaneden oluşmaktadır. Kombinasyon kayıp enerjinin
değerlendirilmesi açısından etkili olabilecek bir sistemdir. Sistemin maliyet değerleri
yüksek olsa da uygulandığı gemilerde %15’e varan enerji kazanımı sağlanmaktadır.
Kaynak:
http://gcaptain.com/part-design-efficient-ship/?36462 - (06.04.2013)
www.wartsila.com
Deniz&Teknik | Haziran 2013 18
Metin ALDOĞAN
İTÜ Denizcilik Fakültesi
Deniz Ulaştırma İşl. Müh. IV/S
[email protected] ARAŞTIRMA
Kara Tabanlı Radarlar ile
Yağ Kirliliği Tespiti
ünümüzde radarlar yağ kirliliği
tespitinde kullanılan bir
yöntem. Bu yöntemin
sağladığı temel fayda gerçek
zamanlı olması, herhangi bir gecikme
olmadan doğrudan kirliliği
gösterebilmesidir. Günümüzde deniz
kirliliğine karşı devletler özellikle
ihtimam gösterdikleri aşikâr. Özellikle
yağ kirliliği hem bölgesel hem de küresel
olarak ekosistemin dengesini bozmakta
uzun süre etkisini göstermektedir. Bu
sebepten ötürü dünya üzerinde çeşitli
ticari şirketler deniz kirliliği tespiti
üzerine çalışmalar yapmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri, Norveç gibi
ülkeler başta olmak üzere mikrodalga
radarları aktif olarak kullanılmaktadır.
Dilerseniz günümüzde başarılı sonuçlar
veren mikrodalga radarları daha
yakından tanıyalım.
Çalışma Prensibi
Mikrodalga radarların temelde
alışageldiğimiz gemideki radarlardan bir
farkı yoktur. Aslına bakarsanız aynı
sistem altyapısını kullanıldığını açıkça
söyleyebiliriz. Mikrodalga radarlar
genellikle X bant üzerinden çalışırlar.
Gönderilen sinyaller deniz üzerindeki
ufak dalga tepelerinden yansıyarak geri
saçılır ve radar tarafından algılanır. Yağ
kirliliğini de aynı şekilde tespit eder.
Yağ kirliliği olan bölge ufak dalga
tepelerinin oluşmasını engellenerek bu
bölgelerden radar sinyallinin
yansımamasını veya az yansımasına
sebep olarak bu bölgelerin radar ekranı
üzerinde siyahlık olarak gözükmesine
sebep olmaktadır. Buradaki en önemli
husus sistemin çalışması için kapiler
dalgada denilen ufak dalgalara ihtiyaç
1duymasıdır. Bu dalgalar oluşmazsa
gönderilen dalgaların hiçbiri geri
yansımayacak veya dalgaların şiddetli
olması durumunda ise yağ tabakası
dalga oluşumunu engellemekten aciz
kalacak ve yağlı tabakadan da geri
sinyal yansıyacaktır. Her iki durumda da
sistem yağlı tabakayı göremeyecektir.
G
19
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Şekil 1 - Şekildeki yeşil çerçeveli siyahlıklar yağ kirliliği bulunan bölgelerdir.
Ortam Koşulları
İlk olarak, bu sistemin çalışması için en temel faktör kapilar dalgalar ve bu
dalgaların oluşması için rüzgârlı bir hava ve yaklaşık 2-6 beafort arası deniz
koşuluna ihtiyacımız var.
İkinci olarak ise, radarın menzili kısa mesafe 2-4 deniz mili ve orta mesafe 4-7
deniz mili arasında değişmektedir. Sistemin uzun menzilli çalışması sistemin
en büyük handikaplarından biridir. Bu sebepten ötürü sistem ya yakın
mesafeler içerisinde kullanılacak veya gezici bir sisteme monte edilerek
tarama alanı artırılma yoluna gidilecektir. Karatabanlı sistemlerde anten boyu
artırılarak bir ölçüde menzil artırılma yoluna gidilebilir.
Son olarak ise deniz üzerindeki yağ kütlesinin miktarı da sistemin
algılamasında önemli bir faktördür. Günümüzde yaklaşık 200 lt’ ye yakın deniz
üzerindeki yağ döküntüleri algılanabilmektedir.
Deniz&Teknik | Haziran 2013 20
Şekil 2: Sistem AIS, GPS ve Gyro gibi sistemlere entegre bir şekilde çalışabilmektedir.
Ticari bir şirketin tanıtım kataloğundan alınmıştır.
Uygulama
Mikrodalga radarlar kullanım şekillerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
Gemi tabanlı
Hava taşıtı tabanlı
Liman aşırı sabit terminaller
Aslında bu sistem buz seyri yardımcı sistemler çerçevesinde geliştirilmiş bir
sistem olmakla beraber başlarda buzulların tespiti ve sınıflandırılmasına
yardımcı olmak için kullanılmaktaydı. İlerleyen aşamalarda sistem yağ kirliliği
tespitinde de kullanılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Öyle ki Meksika
Körfezi’nde yaşanan Deep Horizon felaketinde aktif olarak kullanılmıştır.
Norveç, Brezilya gibi ülkeler bu sistemden yararlanmaktadır. Sistem kızıl ötesi
kamera ile bütünleştirilerek geceleri de kesin bir sonuca ulaşılmasını
sağlamaktadır. Operatör Şirketleri Norveç Temiz Denizler Birliği (Norwegian
Clean Seas Association for Operating Companies-NOFO) bu konu üzerinde bir
düzenleme getirmiş ve kendi suları içerisindeki yağ kirliliğine müdahale eden
gemilere, gece çalışma koşullarını göz önüne alarak radar sistemi ile beraber
kızıl ötesi kamera sistemini de bulundurması gerektiği yönünde karar almıştır.
21
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Bu sistem ülkemizde İstanbul ve
Çanakkale Boğazlarımıza da kurulabilir.
Bu bölgelerde hâlihazırda bulunan VTS
radarlarımız sistemin maliyetini bir
ölçüde hafifletecektir. Sistemin menzili
her ne kadar kısa da olsa Boğaz
bölgelerimizi kapsayacaktır ve bu sayede
caydırıcı bir faktör olacaktır. Sistemin
acil müdahale gemilerine monte
edilmesiyle daha da efektif bir şekilde
kullanılabilecektir.
Kaynaklar;
http://www.seadarq.com
http://www.rutter.ca/
http://www.miros.no
Şekil 3: Kara tabana bağdaştırılmış bir
sistem
Deniz&Teknik | Haziran 2013 22
Berkehan İNAL
İTÜ Denizcilik Fakültesi
Gemi Makineleri İşl. Müh. I/S
[email protected] ARAŞTIRMA
TEKNE REHBERİ
Tekneler, çoğunlukla kıyıya yakın alanlarda ve ülke içi suyollarında seyretmek
için dizayn edilmiş küçük ebatlı gemilerdir. Ancak tekneler ve gemiler arasında
ince nüanslar bulunmaktadır. Eğlence amacı haricinde, aynı zamanda tekneler
ticari dünyanın tüm ihtiyaçlarını yük ve yolcu taşımacılığı ile kısa mesafelerde
karşılamaktadır. Bu yazıda, tüm dünya genelinde kullanılan ana tekne türlerini
inceleyeceğiz.
Teknik olarak birçok tekne türü bulunmaktadır ve bunları listelemek
imkânsızdır. Ancak, tekneler üç ana başlık altında sınıflandırılabilir:
Motorsuz ya da insan gücüyle çalışan tekneler (kayak, gondol vb.)
Rüzgâr gücüyle çalışan tekneler (yelkenli vb.)
Motorlu tekneler (motoryat, sürat teknesi vb.)
Bu kategorilere ait teknelerden bazı örnekler:
1) Balıkçı Tekneleri
Bu tekneler adından da
anlaşılacağı üzere balıkçılık
aktiviteleri için üretilmiştir.
Balıkçı tekneleri hem tatlı hem
tuzlu suda kullanılabilir. Bu
teknelerin her türlü suyolunda
balıkçılık icraatını
gerçekleştirebilmek için
dayanıklılık, yüksek stabilite ve
sağlamlık özelliklerine sahip
olması gerekmektedir.
Alüminyum yapılı tekneler çok
daha dayanıklıdır. Bu teknelerin
hem insanlı hem de insansız kullanıma uygun türleri mevcuttur.
23
Deniz&Teknik | Haziran 2013
2) Bass Boats
Bu tekneler ince profilli olarak
dizayn edilmiş olup genellikle 2-3
kişiliktirler ve balıkçılık için
kullanılırlar. Çoğu modelleri
alüminyum yapılı olup, motor
güçleri 25-150 hp arasında
değişir. Uzunlukları 16-18 ft (5-
5,5 m) arasında değişir.
Yarışmalarda kullanılan modelleri
ise 150-250 hp arasında güçte
motorlara sahiptirler ve boyları
18 ft’ den uzundur.
3. Bowrider Boats
Bu tekne türünde baş taraf oturma
kısımlarında refahlık gözetilerek özel
bir yapı şekli kullanılmıştır. Ayrıca bu
teknelerde kıç tarafa yüzme
platformu konulmuştur.
4. Katamaran Tekneler
Katamaran teknelerin güçlü yanı
birden çok gövdeye sahip olması ve
hem balıkçılık aktiviteleri hem de
aheste gezinti aktivitelerine çok
uygun olmasıdır. Üç gövdeli tekneler
trimaran olarak adlandırılıp
katamaranlarla benzer özelliklere
sahiptir.
5) Cuddy Cabins Boats:
Bu tip tekneler yatçılık, balıkçılık vb.
tüm su sporları için ideal
teknelerdir. Kapalı biçimde dizayn
edilmiş güverte kısmı kolay
depolama ve rahat seyire imkân
vermektedir. Bu tekneler genel
olarak fiber glass ve alüminyumdan yapılıp minimum uzunlukları 4,75 m civarındadır.
Deniz&Teknik | Haziran 2013 24
6) Centre Console Boats:
Bu tekneler sportif balıkçılıkta, zorlu
hava şartlarında açık denizde ve
okyanus balıkçılığında kullanılmak için
uygundurlar. Güverteleri güçlü
yalıtımları sayesinde balıkların
depolanmasına uygun dizayn
edilmiştir.
7) Şişme Bot:
Bunlar küçük, lastik botlardır.
Genellikle çapraz vaziyette ıskarmoz
ve kürek takımı bulundururlar. Bu
botlar teknelere bağlıdırlar ve
teknenin girmesinin mümkün
olmadığı sığ sulara ulaşım için
kullanılırlar.
8) Ev Tekneler:
Bu tekneler su üzerinde konforu
yaşatmak için üretilmişlerdir.
Genellikle, tatil ve benzeri eğlence
faaliyetlerinde kullanılırlar. Ev
tekneleri, eğlence, sakin ve stabil
uyuma olanağı, denizcilik aktiviteleri
vb tüm modern donanımları ve geniş
alanları ile sahiplerine
sunabilmektedir.
9) Trawler Tekneler:
Aşırı beygir gücü ve yakıt tüketimine
ihtiyaç duymadan su yüzeyinde
yumuşak ve sarsıntısız keskin
manevra yapabilme kabiliyetine
sahip olan bu tekneler, uzun
seyirlere çıkmak isteyenler için en iyi
seçeneklerden biridir.
25
Deniz&Teknik | Haziran 2013
10)Cabin Cruiser Tekneler:
Mutfak ve kamara içeren bu tip
tekneler kısa seyirlerdeki tüm
konforu sağlamak üzere
havalandırma, ısıtıcı, jeneratör gibi
birçok olanağı bünyesinde
bulundurur.
11) Game Boats:
Fiberglas yapılı olup büyük ölçülere
sahiptirler Dizel ve benzinli
motorlarla güçlendirilmişlerdir.
Açık denizlerde balıkçılık için
kullanılırlar. Özellikle ton balığı ve
merlin balığı avlarında tercih
edilirler. Kamaraları, iskandil
sistemleri ve mutfağı ile günlerce
seyirde kalma imkânı verir.
12) Motoryat:
12 metre ve üstü standartlarda
uzunluları değişen teknelerdir.
Yapacakları seyirlerinin
gereksinimlerine göre ve dizayn
edildikleri amaçlara göre bir ya da
iki dizel makinaya sahiptirler.
Motoryatlar, aileler için uzun
soluklu seyirlerde eğlenme
imkânları sunar.
13) Jet-Ski:
Jet-skiler bireysel olarak heyecan
verici keşiflerde kullanılmak üzere
yapılmışlardır. Su kayağı, spor
balıkçılık gibi sportif faaliyetler için
uygundur.
Deniz&Teknik | Haziran 2013 26
14) Runabout Boat:
Bu tarz sportif ve açık teknelerin
kontrolü dümene bağlı
direksiyondan, motor kontrolü ise
kokpitin yanında yer alır. Bu
teknelerde kamara bulunmaz.
Günlük olarak ya da yatçılık
aktivitelerinde kullanılırlar.
15) Jet Tekneler:
Bowrider teknelerle benzer yapısal
özelliklere sahiptirler. Baş tarafta
geniş bir oturma alanı ve yüzme
platformu olanağı sunar. Güçlü bir
itişe sahip olan bu teknelerin
pervane sistemi tekne gövdesinin
içine sarmalanarak korunmuştur.
Çok yüksek hızlara ulaşan bu
teknelerin sevk sistemleri aksine
çok kolaydır.
16) Wakeboards / Ski Boats:
Görünüşleri aynı olmasına rağmen
işlevlerinde farklılık gösterirler. Ski
boatların yüksek hızlanmaya
ihtiyacı olduğundan makine ve
pervane buna göre
şekillendirilmiştir.
17) Muz:
Adından da anlaşılacağı üzere muz
biçimindeki, şişme bot eğlence
sektöründe kullanılır. Motor
sistemi içermez harici bir tekne ile
çekilir. Üç ile on kişi arasında
kapasiteye sahiptir.
27
Deniz&Teknik | Haziran 2013
18) Cankurtaran Botları:
Acil durumlarda arama kurtarma
misyonuyla kullanılırlar. Genellikle
gemilere bağlıdırlar. Ana fonksiyonu
acil durumlarda yolcuların güvenli
bölgelere taşınmasını sağlamaktır.
Bu botlarda her duruma hazırlıklı
olmak amacıyla erzak deposu
vardır.
Diğer tekne türleri:
Hydrofoil boats
Cigarette boats
Cuddy Boats
Tug Boats
High Speed Crafts
Bumper Boats
Pilot Boat
Fire Boat
Well boats
Kayak
Kaynak:
http://www.marineinsight.com/sports-luxury/boating/a-guide-to-different-types-of-
boats/
Deniz&Teknik | Haziran 2013 28
Kenan Cenk MANİSALI
İTÜ Denizcilik Fakültesi
Deniz Ulaştırma İşl. Müh. IV/S
ARAŞTIRMA
Faz Dizili Radarlar
Aynı anda 100-200 cismi takip edebilen, hareketli hiçbir aksamı olmadan hava
hedeflerini, deniz hedeflerini hatta ateşlenmiş roketleri takip edebilen bir
radar hayal edin.
Bu sivil ticaret filosunda yaygın olarak kullanılan döner antenli radarlarla
mümkün olmasa da donanma gemilerinde sıklıkla kullanılan Faz Dizili (Phase
Array) radarlarla mümkündün.
29
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Çalışma Prensibi
Faz dizili radarların çalışma mantığı klasik radarlardakine benzer olarak atım
gönderip o atımın tekrar alınmasıyla ilgili verileri analiz etmek üzerine
kuruludur. Ancak tarama dönen anten ile değil, birbirinden faz farkı bulunan
vericilerle yapılmaktadır.
Faz dizili sistemlerin temelini oluşturan olay girişimdir (Interferance). Faz dizili
radarlarda birçok verici bulunur. Bu vericiler bir düzlem üzerine konulmuştur.
Vericiler aynı fazda olduğu zaman atım tam dik şekilde ilerlemektedir. Ancak
alıcılar arasında sağdan sola doğru hesaplı bir faz farkı olduğunda girişim
olayının etkisiyle radar atımı sola doğru yöneltilebiliyor. İşte bu metotla hem
dikey hem de yatay taramayı klasik radarlara göre çok daha hızlı
yapabilmektedir.
Deniz&Teknik | Haziran 2013 30
Bu askeri bahriyede kullanılmasının yanında, savaş uçaklarında, Patriot ve s-
300 hava savunma sistemlerinde, meteoroloji istasyonları gibi yüksek teknoloji
ve hızlı tarama gerektiren yerlerde de kullanılmaktadır.
Ancak maliyetinin klasik radarlara göre yüksek oluşu ve sivil ticaret gemilerine
bu kadar yüksek performanslı radarların gerekmemesi sebebiyle sivil ticaret
filosunda kullanımı yoktur.
Alman donanmasına ait “Sachsen-class“ firkateynlerde kullanılan bir faz dizili radar.
Kaynaklar:
http://en.wikipedia.org/wiki/Phased_ar
ray_antenna
http://www.radartutorial.eu/06.anten
nas/an14.tr.html
31
Deniz&Teknik | Haziran 2013
MLC 2006 Üzerine…
Ana Menüye Dönmek İçin Tıklatınız.
(Ulaşmak istediğiniz içerik için konu başlıklarına tıklamanız yeterlidir.)
Deniz&Teknik | Haziran 2013 32
Mervegül SEZER
İTÜ Denizcilik Fakültesi
Deniz Ulaştırma İşl. Müh. IV/S
SÖYLEŞİ
MLC 2006 Üzerine…
Bu sayımızda, ITF üyesi, deniz
çalışanlarının ekonomik, sosyal,
kültürel hak ve çıkarlarının
korunarak geliştirilmesi amacıyla
faaliyet gösteren demokratik ve
bağımsız bir kuruluş olan Deniz
Çalışanları Dayanışma Derneği,
DAD-DER yönetim kurulu üyesi,
ITF (The International Transport
Workers' Federation) Müfettişi
Muzaffer CİVELEK ile güzel bir
sohbet gerçekleştirdik. DAD-DER
Türk gemi sahipleri ile ITF adına
görüşmeler yapma, toplu
sözleşme imzalama ve imzalanmış
sözleşmelerin uygulamalarını
denetleme yetkisine de sahiptir.
Biz de dernek hakkında ve bu sene
ağustos ayında uygulanmaya
başlanacak olan MLC 2006
(Maritime Labour Convention
2006) hakkında merak
ettiklerimizi sormak için derneğin Güzelyalı/Pendik’teki yerine gittik. Hoş bir
karşılama ve hal-hatır sohbetinden sonra başladık sorularımızı sormaya.
Bu derneği kurmaya nasıl karar verdiniz?
Şimdi çocuklar biz okuldayken de bu tip faaliyetlerle çok ilgileniyorduk. Benim
babam da işin emektarı ve eski sendikacılardan. Ural Kaptan’ın (DAD-DER
Dernek Başkanı Ural ÇAĞRICI)ilesi de demokratik yapılarda faaliyet gösterme
geleneği var, dolayısıyla okul dönemlerinde de gemi adamlarını nasıl toplarız,
nasıl dernekleşiriz, nasıl örgütleşiriz ve nasıl birleşiriz bunu sürekli
düşünüyorduk. Bununla ilgili çabalarımız da oldu. Fakat mesleğin cilvesi gereği
hepimiz bir yere savrulduk. Belli bir dönem denizlerde çalıştık daha sonra
tesadüfen karaya geçtik. Karaya geçince Ural Kaptan ile beraber Denizcilik
Meslek Yüksek Okulu’na öğretim görevlisi olarak başladık. 6-7 sene orada
çalıştık. Çalıştığımız o dönemde başka derneklerde kurduk. Örgütlenme
çalışmalarımızı devam ettirmeye çalıştık ama başarısız olduk.
33
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Dolayısıyla farklı bir örgütlenme
metodu seçmeye çalıştık. Ne
yapabiliriz diye düşündük, çünkü
Türkiye’de en tabandan birleşerek bir
üst örgüt kurmak, bunu başarmak
zor. Dolayısıyla biz o dönemde çatı
kuruluşu olan taşımacılar
sendikalarının çatı kurumu olan ITF ile
bağlantı kurduk. Bundan 15 sene
önce internetin ve mailleşmenin yeni
yaygınlaşmaya başladığı dönemlerdi.
Bu bağlantıdan sonra onlarla
haberleşmeye bilgi almaya başladık.
ITF’in Türkiye’ye bakış açısı da çok
farklı. Türkiye’de birkaç sendika Hava-
İş mesela (bu dönemlerde onların
grevi gündemde) bizim bu sendikalarla
da irtibatımız vardı, dolayısıyla ITF’in
bakış açısından olaya bakmaya
çalışırsan 70-80 bin gemi adamı arz
eden bu ülke, yoğun emek arzı olan bir
ülke ama hiç örgütlülüğü yok.
Dolayısıyla burada başka sendikaları
ziyarete gelen ITF görevlileri bize
haber vermeye başladılar. O dönemde
denizlerde olan öğrencilerimizle çok iyi
irtibattaydık. Eski öğrencilerimiz
olarak onları da bu tip toplantılara
götürdük. Normalde sendikalara üye
olanlar ya da sendikaları oluşturanlar
genelde en alt kesime çalışan
insanlardan oluşur yani yarının
kaptanları yarının çarkçıbaşısı olan
insanlar dernekle sendikayla işi olmaz,
çünkü 5-10 bin dolar maaşla
çalışacak insanlardır. Ama burada
tam tersi kaptanlar ya da genç zabit
adaylarını görmek onları çok etkiledi.
Daha sonra sadece bizim için gelmeye
başladılar, bizimle toplantılar yaptılar
ve projeler geliştirdiler. Yani
Türkiye’ye nasıl bir şey yapabiliriz,
nasıl bir istihdam yapabiliriz derken
derneğimizi kurduk. Aslında bizim asıl
amacımız sendika kurmaktı. Fakat
sendika kurduğumuzda yaptığımız ve
yapmak istediğimiz faaliyetleri
yapamaz duruma geliyorduk.
Sendika yaptığınız bu faaliyeti neden
engelliyor?
Şöyle anlatayım, sen Türkiye’de
kurulmuş bir sendika olarak Türk
bayraklı gemilerde örgütlenebilirsin
dolayısıyla Türkiye’de kurulan bir
sendika olarak yabancı bayraklı
çalışan gemi adamlarını nasıl
örgütleyeceksin ve yabancı bir gemiyi
Türk Kanunlarına göre nasıl bir toplu
iş sözleşmesi imzalayacaksın? Bu
yüzden sendika bizim yapmak
istediğimiz faaliyetin önünde set
oluşturuyordu. Biz de çok istemesek
de dernek kurmaya mecbur kaldık bu
yüzden. Biz bu şekilde kurduk
derneğimizi, bizim o dönem de ITF‘ten
Deniz&Teknik | Haziran 2013 34
tek isteğimiz destek oldu, maddi
olarak değil. O dönem bizim öğretim
görevliliğimiz devam ediyordu; ama
bütün boş zamanımızı bu işe verdik ve
faaliyetlerimizi devam ettiriyorduk.
Dernek gelişmeye başladı bu dönem
içerisin de çeşitli projeler oluşturup
ITF’ın önüne koyduk. 4-5 senelik bir
emekten, uğraştan ve örgütlenmeden
sonra düzenli dergiler, toplantılar ve
eğitim seminerleri vermeye başladık.
Sendikalılarla resmi ve gayri resmi
ilişkilerimizi geliştirdik. Yerel bir örgüt
haline geldik daha sonra 2006 da ITF
e başvurduk. ITF’in Güney Afrika’da
büyük kongresi vardı. Bütün ülkeler,
bütün sendikaların temsilcilerinin
seçildiği bir kongreydi bu. O kongrede
bizim üyeliğimiz açıklandı ve oy birliği
ile uzun bir çalışma süresi sonucu
üyeliğe seçildik. Dolayısıyla biz ITF’e
üye olur olmaz ITF bize ITF adına toplu
iş sözleşmesi imzalama yetkisi verdi.
Türkiye’deki birçok firma yabancı
bayraklı gemisi olan şirketlerin
Londra’daki ITF görevlileri ile
görüşmesi gerekiyordu. Ayrıca bu
sözleşmenin nasıl olacağı, kuralların
ne olacağı ve nasıl uygulanacağı vs.
konular hakkında büyük bir bilgi
boşluğu vardı. Kişisel iş akdinde
personelin sıkıntısı olduğunda ne
uygulanacağını öğrenmek için
oradakilerle konuşulamıyordu. Ve
mecburlardı bu ITF sözleşmesini
yapmaya. ITF yetkilisi olduktan sonra
Türkiye’de toplantılar yaptık. Bu
toplantılara bu şirketleri de çağırdık.
Özellikle hedefimizde olan şirketleri,
bunu biraz da ITF’in bizi yetkili olarak
belirlediğini göstermek için yapıldı.
Önümüze planlar ve hedefler (3ay 6
ay ve 1 yıllık) koyduk ve şirketlerle
konuşmaya başladık. İlk olarak
Beşiktaş Denizcilik yaptı bu
sözleşmeyi. Dolayısıyla dernek olarak
örgütlenme çalışmamız tepeden aşağı
doğru oldu. Bir gemi ile imzaladığında
bütün personel senin doğal üyen
oluyor. Tüm dünya da önde gelen
şirketlerde deniz çalışanlarında ITF
uygulaması oturmuş durumda.
Bundan 15-20 sene önce bu
sektörde önde gelenler zarar
göremeye başlayınca ITF’i kendileri
davet edip ITF’in onlardan ne
istediğini öğrenmek için toplantılar
düzenlediler. Bu toplantılar sonucu bu
yük sahiplerine şöyle bir teklif
sunuldu. ITF sözleşmesi olmayan
gemilerle taşımacılık yapılmasın, onlar
da kabul ettiler ve birçok gemi sahibi
bu nedenden dolayı ITF toplu iş
sözleşmesi yapmaya başladı. Kabul
etmeyenleri de ITF içerisindeki
kampanyalarla ikna etmeye çalıştık.
Konuşma ile ikna olmayanları
teftişlerle, yükleme tahliyeyi
durdurarak ikna etmeye çalıştık.
Bizim gayemizi ikiye ayırmak gerekirse
birincisi sözleşme imzalamak,
denetlemek, denetlettirmek
imzalayan gemileri ve bunları sürekli
takip etmek. Biz ise dernek olarak
sözleşme imzaladığımız gemilerde
birebir biz çıkıp ilgilenerek gemiye,
personele haklarını ve görevlerini
bizler anlatıp açıkladık, neyi nasıl
35
Deniz&Teknik | Haziran 2013
yapmaları gerektiğini anlattık.
Kısacası denizde profesyonelliği
getirmeye çalıştık. 2-3 sene
içerisinde imzaladığımız sözleşmeler
birer teftiş haline geldi aslında. İkinci
ana faaliyetimiz sorunlu gemi
adamları, ödenmemiş maaşlar,
ödenmemiş haklar, gemideki iş
kazaları, yaralananlar, ölenlerin
hakları ödenmediği için greve gidenler
ve bunların örgütlenmesi. Bu
konularda yapılan hukuki yardımlar işin
başka bir mücadele kısmıydı. Kriz
sonrası Türkiye’de birçok terk edilmiş
gemi ve gemi adamları vardı. Bu
dönem derneğin kat ettiği önemli
merhalelerden birisiydi. O dönem de
terk edilen 60-65 gemiye müdahale
edildi ve gemide gemi adamlarının
maaşları, eve dönüşleri sağlandı,
hukuki yardımlar yapıldı. Bu konuda
ITF çok iyi destek gösterdi. Bu DAD-
DER derneğinden önce ödenmemiş
maaşlar üzerine hiçbir dava açılmadı.
Dolayısıyla biz hukuki bir süreçten de
geçtik ve hukuki bir gelenek de
oluşturduk. Biz ilk yetkiyi alınca 60-
70 gemi birden ITF toplu iş
sözleşmesini imzaladı çok kısa bir
süre içerisinde bu da ITF üzerinde
büyük etki yarattı küçük bir dernek
ama etkin bir sendika. Bunun üzerine
ITF müfettişlik vermeye karar verdi.
ITF müfettişinin öncelikli görevi
sözleşme imzalanmış geminin
kontrolüdür. Ben ITF müfettişlik
kursuna gidip geldikten sonra çok kısa
bir zaman içinde bir sürü gemi
denetlemeye başladım. ITF’in kendi
içerisinde denetlenen gemilerin
görüldüğü bir program var. Ben
müfettiş olarak kısa zamanda bu
kadar gemi denetleyince ITF üzerinde
iyi bir etki yarattı. Bizim buradaki bir
amacımız da DAD-DER olarak ITF
içerisinde sağlam bir yer edinmek.
Bunu da yaptığımız çalışmalarla
sağlıyoruz. Bugün yaklaşık 260 Türk
armatörüne ait yabancı bayraklı
gemide ITF toplu iş sözleşmesi var
yaklaşık 10000 gemi adamı da ITF
sözleşmeli gemilerde çalışıyor. Bu da
iyi etkiler yarattı. ITF’in esas hedefi
gemi personelidir, zabitler değil.
Çünkü zabitlerin maaşları iyi fakat
personel öyle değil. 2007 döneminde
600-700 dolar olan personel
maaşlarını 1200-1300 dolara
çıkardılar. ITF sözleşmesi imzalayan
şirketler piyasadaki kalifiye personeli
topladı olan kalifiye personel de 800
dolara çalışmamaya başladı, bu da
maaşların artışına neden oldu. Bu
durum ITF’in bir yan etkisi olarak
ortaya çıktı.
Bunlardan farklı olarak biz diğer
ülkelerin uzun bir sürede yaptıklarını
kısa bir zamanda yapmak zorunda
kaldık ve bunun üzerine ulusal bir
masa kurduk. Bir komite oluşturduk
ve bu komitede şirket temsilcileri ve
ITF olarak biz vardık. Bu komite
şirketler için öncülük yaptı. Onlarla
pazarlık masasında ulusal sözleşme
biçimi oluşturduk. ITF sözleşmesi
haricinde ulusal bir sözleşme DAD-
DER TCC (DAD-DER Total Crew
Deniz&Teknik | Haziran 2013 36
Coast) sözleşmesi geliştirdik. ITF
onaylı bu sözleşmede, ITF’inkine göre
haklar biraz daha fazla. Bir usta
gemici maaşı ITF’te 1750 dolar, bizde
ise 1810 dolar. Ufak bir fark ama
esas fark içeriğinde, kurallarında.
Örneğin MLC 2006’ya uygun olması
açısından bir gemi adamı şikayeti
şirkete iletebilmeli, bu durumun
prosedürü şirketin ISM (Internatıonal
Safety Management)’lerine kadar
giren bir form ve prosedür oluşturduk
ve en nihai kararı ITF olarak DAD-
DER’ in vereceğini belirdik.
MLC 2006’nın sıkıştırmasıyla 6 sene
öncesinden bu sözleşmeyi imzalamaya
ve geliştirmeye başladık. Bu sözleşme
kapsamındaki gemilerin MLC 2006’ya
uyumluluk problemi yok.
Peki, Türkiye’nin MLC 2006 hakkında
bir düzenleme ya da planı var mı?
Biz tabi ki sektörle ilgili bütün dernek
ve kurumlarla irtibat halindeyiz
bunların başında da müsteşarlığımız
vardı. (O zamanlar müsteşarlık
düzeyindeydi.). Müsteşarlık her ne
kadar çalışmalar yürütmek istese de
MLC 2006 sözleşmesi bir ILO
(International Labour Organization)
sözleşmesi olduğu için Birleşmiş
Milletlere bağlı bir kurum. Bu
sözleşmenin planlanmasının ve
uygulanmasının Çalışma Bakanlığı
tarafından yapılması gerekiyor.
Çalışma Bakanlığı’nda bunu yapacak
bir ekip yok. Denizcilik Müsteşarlığı da
bakanlık konumuna geçince orda
çalışanlar da farklı görevlere geçtiler
ve ortada büyük bir boşluk oluştu.
Özellikle Türk bayraklı gemilerde büyük
sıkıntı yaşanacak. Çünkü MLC
2006’nın bazı kuralları senin başka
haklarını da etkileyecek. Örneğin MLC
2006 diyor ki; “Senin karada çalışan
personelinle denizde çalışan
personelinin sağlık ve sigorta
haklarında farklılık olamaz.” Biz şu an
yabancı bayraklı gemide çalışana
sigorta bile yaptıramıyoruz. Bunun
düzenlenmesi için bir koordinasyon
oluşturulmalı ve nasıl etkileri
olduğunun değerlendirilmesi gerekir.
Deniz Ulaştırma Bakanlığı’nın deniz
üzerindeki, Çalışma Bakanlığı’nın
uygulama ve planlamalar üzerindeki
bilgi ve deneyimi, çalışanı temsilen
örneğin biz (DAD-DER), gemi
sahiplerini temsilen bir kurum,
örneğin, Armatörler Birliği ya da
Deniz Ticaret Odası ve MLC
2006’daki kurallar da kılavuz alınarak
bir araya getirilmeli. Bugünlerde Türk
bayraklı gemi sahiplerinden bize
birçok telefon geliyor. “MLC 2006
geliyor, bizler neler yapacağız?” Bu da
büyük bir krizin geldiğinin göstergesi
aslında. Çünkü diğer sözleşmelerde
olduğu gibi MLC 2006’nın da bir
sertifikası olması zorunlu hale gelecek
gemilerde. Örneğin Türk Loydu MLC
2006 sertifikasını nasıl verecek
gemilere, nasıl denetlenecek ve kim
denetleyecek? Türk Loydu ise 3
senede bu işin anca biteceğini
söylüyor. Ama Ağustos’ta MLC 2006
geliyor. Buradaki sıkıntı şu eğer MLC
37
Deniz&Teknik | Haziran 2013
2006 sertifikan yoksa ilk denetleme
yapılacak gemi haline geliyorsun.
Ama eğer sertifikan var gemide de
herhangi bir sıkıntı yoksa kolay kolay
denetlenmiyorsun. Yabancı bayraklılar
bizimle sözleşme yaptıkları takdirde
bir sıkıntı kalmıyor. Özellikle DAD-DER
TCC sözleşmesi tamamen MLC
2006’ya uyum içerisindedir. Eğer bu
konuda bir ilerleme kaydedilmez ise
yabancı bayraklara yönelme olacaktır.
Çünkü denizcilik sektörü zaman
kaybetmeyi kaldırmaz bir sektördür.
Pratik ve hızlı çözümler ister. Şuan
3500 üyeye sahibiz gelişiyoruz. ITF
olarak etkinliğimiz ve faaliyetlerimiz
artıyor ve artmaya da devam
edecektir.
Peki, biz kardeşlerinize tavsiyeleriniz
nelerdir?
Benim tavsiyem şudur; okullu-
okulsuz, zabit-personel ayrımı
yapmadan, her şeyin ortak ve kader
birliği olduğunun farkında olan,
dolayısıyla benim başıma gelmez diye
düşünmeyip sıkıntılı anlarınızda sizin
yanınızda olup yardım edecek olan
kurum Deniz Çalışanları Dayanışma
Derneği’dir. Bu yüzden öncelikle
bütün kardeşlerimizin gelip üye
olmalarını isterim. Oturup konuşuruz
anlatırız. Örgütlenmeyi, neler
yapılması gerektiğini konuşuruz.
Türkiye’de bu işlerin nasıl yürütülüp
geliştirileceğini konuşuruz. Dolayısıyla
bu derneği geliştirip ilerletecek olan
sizlersiniz bizler buraya kadar getirdik
ve devam ettiriyoruz ama dünyada
kimse kalıcı değil bu yüzden Türk gemi
adamları özellikle gelsinler,
kardeşlerimiz üye olsunlar. Bu aynı
zamanda örgütüne sahip çıkmak ve
denetlemek demektir. Örneğin, bir
şirkete kaptan oldun ve şirketin de
ITF sözleşmesini imzalamış. Fakat 38
sayfa sözleşmeyi okuyup anlamak,
neyi- nasıl yapacağını hemen
öğrenmek kolaya değil. Bu durumda
buraya gelip bizlerin bilgilerinden
faydalanarak gemide nelere dikkat
etmeli ya da bir müfettiş geldiğinde
neler yapmalı hangi evrakları
hazırlamalı hepsini burada bizden
öğrenerek hem teftişlerinin rahat
geçmesini hem de zamandan
kazanmayı sağlayacaktır. Bu da
derneğin sizlere fayda sağlayacağı
yan etkisidir. Bundan ötürüdür ön
yargılarınızı bırakmasını tavsiye
ediyorum ve sizlere hayatınızda
başarılar diliyorum. Son bir şey olarak
ITF’in başlattığı, ucuz emek ve kölelik
tarzı yaklaşımı engellemek için belli
bazı gemi bayraklarını elverişli bayrak
(Flag of Convenience) kabul eder ve bu
bayraklı gemiler limanlarımıza gelmez,
herkes ulusal bayrağına dönsün der.
Bu kampanya için ITF, fiili ve hukuki
birçok mücadeleler verdi ve her
birinde başarılı oldu. 1980’lerde bu
olaylar üzerine ITF ve Dünya
Armatörler Birliği bir araya gelerek
toplu iş sözleşmesi oluşturarak ilk
toplu iş sözleşmesini imzaladılar. Bu
sözleşmeyi imzaladıktan sonra
sözleşmenin uygulanıp
uygulanmadığını denetlemek için ITF
Deniz&Teknik | Haziran 2013 38
müfettişliği oluşturuldu. Şuanda
dünya üzerinde 140’a yakın ITF
müfettişliği bulunmakta. Bu olaylar
üzerine büyük armatörler “o zaman
biz bu kuralları uygulayalım” dediler ve
aynı zamanda da bir rekabet ortamı
oluşturdular. Buradaki asıl soru şu,
öğrencilerime ben hep sorardım
öğretim üyesiyken: Gemi, İsveç
bankası kredisiyle 15 gemilik bir filo
halinde alınmış; 15 sene boyunca
herhangi bir yerden herhangi bir yere
bakır taşımak için yaptırılmış. Bu
verilmiş Norveçli işletmeciye, o da 10
sene sonra, artık geminin de yaşı
geçiyor, sorunları da artıyor, bu
yüzden aktif işletmek istememiş ve
çıkarmış filosundan vermiş Portekizli
işletmeciye. Gemide Panama bayrağı
var. Portekizli işletmeci aslında bu 15
gemiyi değil içinden 5 gemiyi almak
istiyormuş ama paket halinde
verdikleri için almak zorunda kalmış,
diğer işine yaramayan gemileri de bir
başka Yunanlı işletmeciye vermiş
bareboat charterda. Sen de bu
gemilerden birinde çalışıyorsun paranı
alamadın kimi arayacaksın? Bütün
öğrenciler yorum yaptı. Fakat sen
burada aramayla kimseyi bulamazsın.
Atarsın demiri gemi yüklü iken grevi
boykotu başlatırsın. Kim ise, o
gemiden gerçekten faydalanan o sana
gelir. Sen bulamazsın arama ile. İşte
yabancı bayrağın yaptığı şey bu. İşte
burada bir toplu iş sözleşmen olursa
gittiğin bir limana hukuki olarak
başvurup gemiyi tutuklattırabilirsin.
Ama böyle bir sözleşmen yoksa seni
ne koruyacak? Gemi adamını
koruyacak hiçbir şey yok. Bu yüzden
Flag of Convenience ITF’in en canlı
tuttuğu kampanyalardan birisidir.
Ayrıca para sahiplerinin servetlerini
saklamak için de kullanılır yabancı
bayrak, örneğin senin buradaki bir
firmana icra geldi iflas ettin, senin
gemilerine dokunamazlar çünkü o
senin üzerine değil Panama’daki bir
posta kutusu üzerine kayıtlıdır. Buna
Panama kanunları izin vermektedir.
Dolayısıyla birçok yatırımcının
servetini koruma amacıyla da
kullandığı bir hal haline geldi. Ya da
abartılı bir örnek, Amerika’da 200
gemi işletiyorsun senin gemilerinden
biri çevre kirliliği yarattı. Amerikan
hükümeti kesti sana 500 milyon dolar
ceza, gemiyi bırak orada gel. Diğer
gemilerine hiçbir şey olmaz hepsi
başka bir şirket üzerine kayıtlıdır
çünkü. Bu yüzden gemi adamını
koruyabilecek tek yapı ITF bu anlamda.
Sonuç olarak ITF’in bir temsilcisi
olarak biz diyoruz ki; çalışanlar
huzurlu olsun, ellerinde kontratları
olsun, yapacakları iş, alacakları para
belli olsun ve güvende olsunlar
istiyoruz.
39
Deniz&Teknik | Haziran 2013
Uluslararası Kurtarma Sözleşmesi…
Deniz Taşımacılığı Anlaşması…
İş Sağlığı ve Emniyeti Sözleşmesi…
MLC 2006 İçin Program Dışı Denetim
Hamburg Limanına Hız Limiti
MARPOL Ek III ve IV’ e Katıldık.
Ana Menüye Dönmek İçin Tıklatınız.
(Ulaşmak istediğiniz içerik için konu başlıklarına tıklamanız yeterlidir.)
Deniz&Teknik | Haziran 2013 40
SEKTÖRDEN HABERLER
ULUSLARARASI
KURTARMA
SÖZLEŞMESİ'NE
KATILDIK
Türkiye’nin 28 Nisan 1989 tarihinde
kabul edilen “1989 Uluslararası
Kurtarma Sözleşmesi”ne (IMO,
International Convention On Salvage,
1989) çekince ile katılmasına dair
Kanun; 29 Mayıs 2013 tarihli Resmi
Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe
girdi.
29 Mayıs 2013
ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı: 28661
KANUN
1989 ULUSLARARASI KURTARMA SÖZLEŞMESİNE KATILMAMIZIN
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
Kanun No. 6480 Kabul Tarihi: 14/5/2013
MADDE 1 – (1) 28 Nisan 1989 tarihinde kabul edilen “1989 Uluslararası
Kurtarma Sözleşmesi”ne çekince ile katılmamız uygun bulunmuştur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Kaynak: http://www.denizhaber.com/HABER/32842/1/uluslararasi-kurtarma-sozlesmesi.html
41
Deniz&Teknik | Haziran 2013
SEKTÖRDEN HABERLER
DENİZ TAŞIMACILIĞI ANLAŞMASI ONAYLANDI
12 Mayıs 2010
tarihinde Ankara’da
imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti
ile Rusya Federasyonu
Hükümeti Arasında
Deniz Taşımacılığı
Anlaşması”nın
onaylanarak yürürlüğe
girdi.
Anlaşma;
Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül'ün davetlisi olarak
Türiye' ye gelen Rusya
Federasyonu Başbakanı Medvedev ile Cumhurbaşkanlığında imzalanmıştı
Resmi Gazetede yayınlanan onay metni şöyle:
29 Mayıs 2013
ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 28661
KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE RUSYA FEDERASYONU
HÜKÜMETİ ARASINDA DENİZ TAŞIMACILIĞI ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
Kanun No. 6481 Kabul Tarihi: 14/5/2013
MADDE 1 – (1) 12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Deniz Taşımacılığı
Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Kaynak: http://www.denizhaber.com/HABER/32841/1/turkiye-rusya-deniz-tasimaciligi-
anlasma.html
Deniz&Teknik | Haziran 2013 42
SEKTÖRDEN HABERLER
İŞ SAĞLIĞI VE EMNİYETİ
SÖZLEŞMESİ'NE KATILDIK
Türkiye, “187 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliğini
Geliştirme Çerçeve
Sözleşmesi”ne (Promotional Framework for
Occupational Safety and Health Convention,
2006) katıldı. İlgili Kanun, Resmi Gazete'de
yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Resmi Gazete'nin 20 Mayıs tarihli nüshasında yayınlanan karar şöyle:
29 Mayıs 2013
ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 28661
KANUN
187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE
SÖZLEŞMESİNE KATILMAMIZIN UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
Kanun No. 6485 Kabul Tarihi: 15/5/2013
MADDE 1 – (1) Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Konferansı’nın 31 Mayıs 2006
tarihinde yapılan 95 inci oturumunda kabul edilen “187 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliğini
Geliştirme Çerçeve Sözleşmesi”ne katılmamız uygun bulunmuştur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Kaynak: http://www.denizhaber.com/HABER/32840/1/turkiye-ilo-is-sagligi.html
43
Deniz&Teknik | Haziran 2013
SEKTÖRDEN HABERLER
MLC 2006 İÇİN
'PROGRAM DIŞI
DENETİM'
Konuyla ilgili Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığından yapılan
açıklama şöyle:
'Birleşmiş Milletler
Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) tarafından
2006 yılında kabul edilen
Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’nin (MLC 2006) 20 Ağustos 2013 tarihinden
itibaren yürürlüğe girmesiyle birlikte, Türk Bayraklı gemilerin bu Sözleşmeye
taraf ülkelerin limanlarına uğradıklarında yapılacak olan PSC denetimlerinde
seferden alıkonulma riskinin minimize edilmesi, ülkemizin 2003 yılında Paris
MoU’nun “Kara Listesi”nde iken Bakanlığımızın yoğun özveri ve gayretleri
sonucunda 2006-2008 döneminde geçilen “Beyaz Liste”de kalıcı olunması ve
ülkemizin IMO, ILO, AB, Paris MoU gibi uluslararası kuruluşlar ve dünya
denizcilik camiası nezdinde son yıllarda edindiği kazanım ve itibarın olumsuz
etkilenmemesini teminen;
Ülkemiz MLC 2006 Sözleşmesine taraf oluncaya kadar, 200 GT ve üzeri
uluslararası sefer yapan (balıkçılık ya da benzeri faaliyetler yürüten gemiler,
yerel özellikler içerecek şekilde imal edilmiş olan gemiler ile savaş gemileri ve
deniz kuvvetlerine ait gemiler hariç) tüm Türk bayraklı ticaret gemilerine
uğradıkları ilk Türk limanında gemi denetim görevlilerince MLC kapsamında
program dışı denetim yapılmasına ilişkin 29 Nisan 2013 tarihli ve 2013/47
sayılı“MLC Kapsamında Program Dışı Denetim Uygulaması Talimatı”
yayınlanmıştır.
Program dışı denetimlerde dikkat edilecek başlıca hususlar şunlardır:
1-Talimat ekinde yer alan Uygunluk Kontrol Listesi doldurularak, bulunan
eksiklikler listenin sonundaki “notlar” kısmına yazılacak, eksiklikler kaptan ve
donatan/gemi işletmecisine bildirilecek ve kısa sürede giderilmesi mümkün
olanların kalkıştan önce giderilmesi sağlanacaktır,
2-Bulunan ve kısa sürede giderilmesi mümkün olmayan eksikliklerle ilgili olarak,
gemi kaptanı ve donatan/gemi işletmecisi tarafından onaylı bir “Düzeltici
Eylem Planı” gemi denetim görevlilerine sunulacaktır,
Deniz&Teknik | Haziran 2013 44
3-Gemi denetim görevlilerince uygun bulunan Düzeltici Eylem Planından
geminin uğrayacağı diğer ülkemiz limanlarını haberdar etmek amacıyla geminin
liman çıkış belgesine bir not düşülecektir,
4-Gemi kaptanı ve/veya donatan/gemi işletmecisi tarafından Düzeltici Eylem
Planındaki eksikliklerin, 20/08/2013 tarihini geçmemek üzere en fazla 3 (üç)
aylık bir süre içerisinde giderilmesi sağlanacak ve eksikliklerin giderildiğini
gösteren kanıtlar eksikliği tespit eden gemi denetim görevlilerine ve Uygunluk
Kontrol Listesi’nin ekinde belirtilen sorumlu kurumlara sunulacaktır,
5-20/08/2013 tarihinden sonra yapılacak denetimler ise, rutin ön sörvey ve
program dışı sörvey uygulamaları kapsamında yürütülecektir,
6-Tanınan sürede, makul gerekçe gösterilmeksizin, Düzeltici Eylem Planına
uymayan gemi ve donatan/işletmecilerine yönelik ilave İdari tedbirler
alınabilecektir. Makul bir gerekçe bulunması halinde ise, gemi ve
donatan/işletmecilerine eksikliklerini gidermek üzere bir sonraki ilk Türk
limanına kadar sefer müsaadesi verilebilecektir,
7-Bu Talimat kapsamında denetimi yapılan bir gemide “ILO 92/133 Uygunluk
Belgesi” bulunmaması halinde, klaslı gemilerde klas kuruluşları, klassız
gemilerde ise Gemi Sürvey Kurulu Başkanlığı tarafından 20/08/2013
tarihinden önce ILO 92/133 uygunluk belgelendirmesi tamamlanacaktır.'
Kaynak: http://www.denizhaber.com/HABER/32800/1/mlc-2006-program-disi-denetim.html
45
Deniz&Teknik | Haziran 2013
SEKTÖRDEN HABERLER
HAMBURG
LİMANINA HIZ LİMİTİ
SeaNews Turkey'de yer
alan habere göre;
Hamburg Limanı
dahilinde seyir yapan
gemiler artık 10
knots'dan fazla hız
yapamayacak.
Şimdiye kadar Elbe nehri
üzerindeki gemilerin hız
sınırları ile ilgili
düzenlemede "emniyetli hız" kuralı uygulanmaktaydı. Her gemi, kendisi için
emniyetli hızın ne olduğunu kendisi, su derinliği akıntı ve hava koşulları gibi
faktörlere göre takdir etmekteydi.
Yetkili deniz polis dairesi ile Federal Hükümet ve Hamburg Liman İdaresi
ortaklaşa aldıkları kararla liman dahilindeki hız limitini 10 knots (Yaklaşık 19
Km/h) olarak belirlediler.
Yeni düzenleme spor amaçlı teknelere uygulanmayacak.
Kaynak: http://www.denizhaber.com/HABER/32796/1/hamburg-liman-gemi-hiz-limiti.html
Deniz&Teknik | Haziran 2013 46
SEKTÖRDEN HABERLER
MARPOL EK III VE EK IV’ E
KATILDIK
1973 Tarihli Denizlerin Gemiler
Tarafından Kirletilmesinin
Önlenmesine Ait Uluslararası
Sözleşme’nin III ve IV üncü
eklerine katılmamızın
onaylandığına ilişkin Kanun
yayınlandı.
1978 PROTOKOLÜ İLE DEĞİŞİK 1973 TARİHLİ DENİZLERİN GEMİLER
TARAFINDAN KİRLETİLMESİNİN ÖNLENMESİNE AİT ULUSLARARASI
SÖZLEŞMENİN III VE IV ÜNCÜ EKLERİNE KATILMAMIZIN
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
Kanun No. 6477 Kabul Tarihi: 14/5/2013
MADDE 1 – (1) “1978 Protokolü ile Değişik 1973 Tarihli Denizlerin Gemiler Tarafından
Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşme” nin III ve IV üncü eklerine katılmamız
uygun bulunmuştur.
MADDE 2 – (1) Sözleşmenin III ve IV üncü eklerine ilişkin değişiklikleri onaylamaya
Bakanlar Kurulu yetkilidir.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Kaynak: http://www.denizhaber.com/HABER/32843/1/marpol-annex-3-annex-4-onay.html
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
DENİZCİLİK FAKÜLTESİ
DENİZCİLİK TEKNOLOJİLERİ KULÜBÜ
www.itudentek.com
fb.com/itudentek
twitter.com/itudentek