Upload
leigh-duffy
View
67
Download
4
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Etkili İletişim. Etkili İletişimde Ortamın Yeri ve Önemi KÜLTÜREL ORTAM. 20070079 Kübra ÖZEN 4-B/Sınıf Öğretmenliği. - PowerPoint PPT Presentation
Citation preview
Etkili İletişim
Etkili İletişimde Ortamın Yeri ve Önemi
KÜLTÜREL ORTAM
20070079 Kübra ÖZEN4-B/Sınıf Öğretmenliği
İletişim ve Kültür:
Biz insanlar ancak başka insanlarla olan bağlantılarımız içinde yaşayabilir ve gelişebiliriz. Hiçbir insan tek başına
değildir. Biz; ailemiz, dostlarımız, çalışma arkadaşlarımız, komşularımız ve daha
birçok insanla olan ilişki ve bağlantılarımız içinde biz oluruz. Var
olmak, iletişim içinde olmak demektir.
Herkes İletişim İçindedir:
İnsanlar toplum içinde yaşar ve içinde yaşadıkları toplumu birbirleriyle iletişim kurarak
oluştururlar. Herkes bir toplum içinde yaşadığı için, o topluma özgü özellikler söz
konusudur.
İletişim kurarken, ister istemez içinde yaşadığımız kültürün
etkisinde kalırız.
İletişim kurarken, ister istemez içinde yaşadığımız kültürü oluşturur ve değiştiririz.
Kültür Soğan Gibidir:
Kültür tıpkı bir soğan gibi kat kattır, anlayabilmek için soymanız gerekir. En dış katmanında gözle görülebilen
kısım, örneğin binalar ve mimari eserler vardır (evler, camiler,
hükümet binaları, şirket gökdelenleri, yollar, köprüler). Değer ve normlar
daha derinlerdedir. Bunları keşfetmek daha zordur. Bunlara soğanın cücüğü
de diyebiliriz.
Kültürel farklılıklar:
Kültür konusunu araştıran bilimciler bu farklılıkları belli
başlıklar altında sınıflandırıyorlar. İletişimimizi nelerin belirlediğini incelemeden önce bu fakların
neler olduğuna bakalım:
Evrenselci kültürdeki insanlar özelciler hakkında şöyle
konuşabilir: “Bunlara güvenilmez; çünkü her zaman
kendi dostlarına yardım ederler.”
Özelci kültüre sahip insanlar ise evrenselciler hakkında şöyle
diyebilirler: “Bunlara güvenilmez; çünkü dostlarına bile yardım
etmezler.”
Bizi, Kendimizi Sevmeliyiz!
Kültürel farklılıkların temel öğelerine bakarak kendimizi, mensup
olduğumuz grubu ya da toplumumuzu nereye
koyabiliriz?
Kültür ve özellikle kültürün öğelerinden birisi olan dil,
kişiler arasındaki iletişimleri etkileme gücüne sahiptir. İnsanlar içinde yaşadıkları
kültürün ve kullandıkları dilin niteliğinden kaynaklanan
birtakım çatışmalar yaşayabilirler.
Her toplumda, yazılı olmadığı halde çoğunluk tarafından bilinen ve kişiler arasındaki
iletişimleri etkileyen bir takım sosyal kurallar vardır. Kültürlerin
bir parçası olan bu kurallar, belirli durumlarda insanların nasıl
davranacaklarını belirleyen faktörlerden birisidir.
Örnek:
Ülkemizdeki yaygın bir geleneğe göre, yediği yemek için teşekkür eden misafire, ev sahibi
“Afiyet olsun,” der. Anadolu’daki birkaç bölgede ise ev sahipleri “Afiyet olsun,”
yerine “Hoş geldiniz,” derler. O bölgelerden birisine dışarıdan gelen bir yeni gelin,
yemekler için teşekkür edince ev sahibi de “Hoş geldiniz,” demiş. Bunun üzerine yeni gelin “Hoş bulduk,” diye karşılık vermiş. Meğerse gelin hanımın bu durumda “Hoş
bulduk,” demesi yanlışmış; bu yüzden de ev sahipleri tarafından yadırganmış.
Örnek:
Yaşlı: Nasılsın evladım?Genç: Teşekkür ederim,
iyiyim.Bu kurala göre, genç artık
susmalıdır. Yaşlı kuşak, son yıllarda gençlerin bu kuralı
çiğneyip, iletişimi şu şekilde sürdürmelerinden rahatsızlık
duymaktadır:Yaşlı: Nasılsın evladım?
Genç: Teşekkür ederim, iyiyim. Siz nasılsınız?
Yaşlıların bu iletişimden rahatsız olmalarının nedeni şudur: Mevcut
kurala göre, hal-hatır sormak büyüklere/yaşlılara özgü bir
davranıştır. Gençlerin yaşlılara “Nasılsınız?” diyerek hatır
sormaları ise saygılı olmayan bir davranıştır.
Örnek:
Türkiye’de misafir odası vardır; burasının mobilyası, temizliği, düzeni önemlidir. Evlenmeden önce, misafir
odasının mobilyalarının tamamlanması gerekir. Çünkü
kültürümüzde misafir önemlidir. Özel “misafir terlikleri”miz vardır; ancak
eve gelen misafir giyer.
Amerika’da ise özel misafir odası yoktur; oturma odalarına, hem
gelen misafir oturur hem de evde yaşayanlar. Misafirin bizdeki kadar ayrıcalığı da yoktur; eğer yemek yerken
misafir gelirse Türkiye’de ısrarla masaya davet edildiği halde, Amerika’da, “Açsanız yemek verebiliriz,” türünden zayıf bir
davetle karşılaşırsınız.
Bir ülkenin evlerindeki misafir odalarının evinin tümüne
oranla önemli bir yer kaplaması, misafir
terliklerinin en kaliteli ve yeni terlikler olması, o toplumda misafirin önemli olduğuna
işaret eder.
(Canlandırma)
Bir toplumdaki insanların iletişim biçimi, o toplumun dilini oluşturur, değiştirir.
Fakat aynı zamanda o toplumun kullandığı dil de, o
dili kullanan insanların birbirleriyle ne şekilde
iletişimde bulunacaklarını belirler. Her toplumun dili, o
toplumdaki iletişim ihtiyacına cevap verecek niteliktedir.
Dil ile kişilerarası iletişimin paralelliğine Japon kültüründen
de pek çok örnek verebiliriz. Japon saygısı ünlüdür. Japonlar,
gerek sözsüz iletişim yoluyla gerekse sözlerinin kapsamıyla, iletişimde bulundukları kişiye
saygılarını ifade ederler. Bunun yanı sıra Japonca’da saygı
bildiren takılar öylesine çoktur ve o kadar çok kullanılır ki, bu
durum mizah romanına konu olmuştur
SONUÇ
Kültür kendi başına bir nesne, elle tutulabilir bir şey değildir. Daha çok
etkileşim içindeki insanlar tarafından yaratılır ve aynı
zamanda gelecekteki etkileşimleri belirler.
Çevremizdeki insanlarla iletişim kurarken, kültürel özelliklerin hem bizi hem
karşımızdaki insanı yönlendirdiğini hiçbir
zaman unutmamalıyız.