29
ULUSLARARASI .. .. . TURK DUNYASI INANÇ . . . MERKEZLERI KONGRESI . . BILDIRILERI 23-27 EYLÜL 2002 ANKARA - 2004

ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

ULUSLARARASI .. .. .

TURK DUNYASI INANÇ . . .

MERKEZLERI KONGRESI . .

BILDIRILERI

23-27 EYLÜL 2002

MERSİN

ANKARA - 2004

Page 2: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

KÜÇÜK ASYA KEHANET MERKEZLERİ:

DİDİl\1 VE KLAROS APOLLO TAPINAKLARI

UfukSOYÖZ

Günümüzde düşünce alanındaki yeni bakış açılan sanat ve mimarlık ta­rihi yazumna yansı.rnış ve tarih yazımı eskisine göre çok daha farklı bir bo­yut -kazanmıştır. Disiplinlerarası yaklaşımlar ve farklı tarihi 'metin'1 lerin bir­likte 'okunma' sı tarihçi için yeni ipuçları yaratmış; farklı yorum ve kurgula­ra fırsat sağlamıştır. Bu bakış açılanmn gelişimiyle artan mitoloji'nin farklı 'okunma' biçimleri Antik Yunan toplum tarihinin yeniden değerlendirilme­

sinde etkili olmuştur. Bu ç~ışma da yukanda özetlenıneye çalışılan yakla­şımların ışığında Antik Yunan'da kehanet olgusunun şiirsel ve sosyo-politik boyutlan ve bunların kehanetin gerçekleştiği mekan olan tapmak mimarisine

etkileri incelenecektir.

'KAHİN' APOLLO

Kehanet tarih boyunca her toplumda farklı şekillerde de olsa hep varol­muştur. Antik Yunan'da kehanetin sosyo-politik boyutlarım anlayabilmek

için öncelikle kehanetin toplumdaki yerini anlamak gerekir. Antik Yunan'da Plato yapay, antechnos, technike ve sezgisel ya da doğal atechnos, adidaktes olmak üzere iki temel-tür kehanetten bahseder.2 Birincisi, yapay kehanet, eledamaney ('söylenen her şeyin' yorumlanrnası), hieromancy (hayvan saka­tatlan kullanılarak yapılan kehanet), hydromancy (cansız nesneler- su, ayna, ağaçlar- kullanılarak yapılan kehanet) gibi türleri içerir. Doğal kehanet ise oneiromancy (rüyalann yorurnlanrnası) ve Apoila'nun da yönteini olan tanrı­

dan 'ilham alan' bir kahinin sorgulanması yöntemlerinden oluşur.

1 Buradaki 'metin' düz anlamıyla sadece yazılı metinleri degil, imgelerden örülmüş her rtırlü yapıyı içinde banndınr, dolayısıyla böyle bir 'metni' 'okumak' da düz anlamı dışında yapının simgelerini çözilmiemek anlamındadır.

2 Yapay ve dogaı kehanet tUrleri hakkında aynnUlı bilgi için bkz. Flaceliere, R., çev. Derek Garman, Greek Oracles, (London, 1976) "Divination by Signs" bölilmü s.l-19.

961

Page 3: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

Antik Yunan'da çok önemli bir tann olan ve birçok farklı işlevi ve anla­mı bulunan Apolle'nun kehanetle ilişkisini tam-olarak anlamak .zordur. Sa­ğaltmak, anndırmak, genç vatandaştarla ilgitenrnek gibi farklı işlevler Wal­ter Burkert'e3 göre Apoila'nun farklı kökenleriyle açıklanabilir. Apollo kül­rünün ayırt edilebilen üç kökeni Dar-Kuzeybatı Yunan, Krete-Minos ve Su­riye-Hitit bileşenleridir. Bu üç köken Apoila'nun farklı işlevlerini ve sembol­lerini açıklarken4 bize Apolle'nun kehanetle ve yeraltı güçleriyle olan ilgisi hakkında herhangi bir ipucu vermez. Antik Yunan'da genelde kadınlar yeral­tı güçleriyle ilişkiliydi ve kehanet de Apolle'dan önce yer-toprak tannçası Gaia'ya aitti. 5

Kehanetin Apoila'yla olan ilişkisini ve Antik Yunan toplumundaki yeri­ni anlamak için Apolle'nun sağaltına işlevini anlamak gerekir. Apollotnun sa­ğaltma görevi Apollo kültünde Didyma'nın mitolojik kuruluşundan Bas­sae'deki Apollo tapınağının inşasına temel bir özellik olarak kalrnıştır.6 Fa­kat Apolle'nun sağaltına ilahisi büyücü tannnınkinden farklıdır; Apollo aynı

zamanda sağaltına ve kehanet tanrısıdır. Yunan inanışına göre hastalık ve kö­tülük, geniş anlamıyla nosos, kirliliğin sonucuydu, iyileşrnek de temizlen­mekle mümkündü. Fakat kirliliğin, kaynağı belirlemek ve onu yoketmek ki­

şisel sorumluluk gerektiren bir eylemdi. Nosos'un nedeni.ni ve çözümünü öğ­renmek de insanüstü bir güç gerektirdiği için sağaltına tannsı olan Apollo ay­nı zamanda kehanet tanrısı olmak zorundaydı.

Bu açıklama kehanetin Antik Yunan toplumundaki anlarruna da açıklık getirir. Antik Yunan'da sanat ve ritüel geçici ve sonsuz, insan ve tann, ölüm-

3 Burkert, Walter, Greek Religion, çev. J. Raft:an, (Haıvard University Press, Cambridge, Massachusett~. 1985), s. 150-154.

4 Apolle'nun gençlerle olan ilgisi Dor- Kuzeybatı Yunan kökenitıe, sagal~a özelli~ Krete­Minos ve Suriye-Hitit Kökenine; ok ve yayla betimlenmesi yine Suriye-Hitit kökenine dayanır.

5 Apolle'nun toprak tanrıçası Gaia'nın tapınaklannı işgal etmesini mitolojide Apolle'nun Gaia'nın peygember-kahini olan Python'u öldürmesi sembolize eder. Gücün kadından erkege geçişi Yunan kültüründe önemli bir dönüm noktasına işaret eder ve Antik kay­naklara göre bu gönüllü bir devir degildir. (Piutarch, Moralia 293c, 42lc; Pindar, fr 55 SM)

6 Arcadia'daki Bassae daglannda inşa edilmiş olan Apo ll o tapınagı · .Ö. 430 daki salgın hastalıktan sonra yapılmış ve "yileştiren Apollo, Epikourios'a adanmıştır.

962

Page 4: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

lü ve ölümsüz, yaşam ve ölüm karşıtlıklan arasında bir köprü görevi görür­dü. Kehanet de ölümlülerle ölümsüzlerin dünyası arasındaki boşluğu aşma­

ya çalışan bu . ritüellerden biridir. Kehanet kriz zamanlarında Yunanlılarla Tanrılan arasındaki tek direkt iletişim yoludur.7 ·

KEHANET RİTÜELİ

Hala net olarak cevaplanamayan birçok soru yüzünden Apollo tapınak­larındaki kehanet ritüelini tam olarak açıklamak zordur. Fakat ritüelin tapı­naktan tapınağa çok büyük bir değişiklik göstermediğini biliyoruz. Öncelik­le kahin, promantis, ve kahine darıışmaya gelen halkın törenden önce yerine getirmeleri gereken hazırlık ritüelleri-vardı. Promantis gibi, danışmaya ge­lenler de konsültasyondan önce temizleornek zorundadırlar. 8 Aynca damş­

maya gelenler darıışm~ ücretini ödedikten sonra Apoila'nun konsültasyona hazır olup-olmadığını öğrenmek için tanrıya bir kurban vermek zorundaydı­

lar. Danışmaya gelenler diğer ücretleri de ödedikten sonra Tann'mn elçile­rinden biri eşliğinde son kurbanın kesileceği tapınağın içine alınırlardı. 9

Darıışmaya gelenler tapınağa girdiğinde promantis hazırlık ritüellerini

yerine getirmiş ve Tanrı'nın etkisi altında olmalıydı. Konsültasyon sırasında soruyu promantis'e darıışmaya gelen kişinin mi yoksa rahiplerden birinin mi sordoğu bilinmiyor. Promantis soruyu cevapladıktan lO sonra rahip ve soru-

7 Fakat bu iletişim yolu da mükemmel degildir. Yunan inanışına göre insanın yanılabilirligi . Tann'nın mesajlan nı yorumlarken devreye girer ve kehanet sık sık yanlış yorumlanır

8 Kurbanın üstüne dökülen kut~al içki ile titrernesi tannnın tapınagında oldugu na dair gerek­li işaret kabul edilir ve hayvan ancak bu işarenen sonra kurban edilirdi (Plutarch, Moralia, 437A).

9 Danışma ya gelenlerin cella'ya alınıp alınmadıgına dair farklı görüşler mevcuttur. Parke'ye göre Delphi'ye danışmaya gelenler Tann'nın elçilerinden biri eşliginde tapınağa

alınıyordu. Parke, Herbert W., Greek Oracles, (Hutchinson University Library, London, 1967) s. 83. Fontenrose da Didyma'da tapınaktaki Kanachas Apollo heykelinin görünmek üzere yapıldığınil dayanarak danışmaya gelenlerin içeri alınması gerektiğini ileri sürer. Fontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles, 1988) s. 80.

10 Soruyu soran kişinin cevabı duyup du yamadığı ya da mesajı Tann'nın elçisinin mi ona ilet­tiği konusunda antik kaynaklarda bir yorum yapılmıyor. Fakat ikisinin arsında bir fark da gözetilmiyor.

963

Page 5: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

yu soran kişi tannnm mesajının yazıldığı chremographeion'a gider ve mesaj

yazılı hale getirilirdi. Hatta soruyu-soran kişi 15ir elçiyse mesaj mühürlenirdi.

Promantis veya Tann'nın elçileri mesajın yorumunu yapmazlar; yorum için

ayn bir uzmana danışılması gerekirdi.

Kehanetler hem şiir hem de düzyazı formunda olabilirdi fakat özellikle erken dönemlerde daha çok şiir formundaydılar. Dolasıyla anlamlan açık ol­

mayıp, söylenrnek istenen metaforlarla ifade edilirdi. Metaforlar Antik Yu­

nanWar için tannsal olana işaret ederdi. Kehanet hikayeleri genelde insani ve

tannsal akıl arasındaki boşluğu aşmak üzerine kurulmuş olup; tannsal olanı

duymaya ve anlamaya çalışan (ve genelde başansız olan) insanlığın trajik du­

rumu üzerinedir.

Yukanda görüldüğü gibi, tanndan ilham alan ve onun mesajını insanla­

ra ileten promantis kehanet rimelindeki ana figürdür. Delphi'de promantis

Pythia adında bir kadındır. II Diodorus Siculus'a göre Pythia aslında genç bir

kadındır fakat bir konsültasyon sırasında Thesselia'lı Echecrates Pythia'ya

aşık olunca kaçırıp tecavüz eder. Bu olaydan sonra Delphililer Pythia'nın el­

li yaşın,ın üzerinde bir kadın olmasına fakat eski kahinierin anısına genç kız elbisesi giymesine karar verirler (16.26.6).12

Her ne kadar Parke Pythia'nın genç kız elbisesi giymesinin Yunan inanı­

şında Pythia'nın tannnın gelini olarak görülmesiyle alakalı bulrnazsa da Yu­

nan mitolojisinde Pythia Apollo'nun gelini olarak betimlenir. Mitolojiyi tarih

olarak kabul edemesek de13 mitolojinin toplumun bakış açısını yansıttığı şüphesizdir.I4 Aischylos'un Agamemnon'unda anlatılan hikaye de Pythia'nın

Yunanlılar tarafından nasıl algılandığını örnekler. Hikayeye göre Kassandra

ll İstisnalar olı:nakla birlikte (Kiaros, Ptoon ve Archaic Didyma) promantis genelde kadındır.

12 Parke'ye göre bu hikaye Pythia'nın genç kız elbisesi giymesini açıklamak üzere sonradan yaratılmış bir hikayedir (Parke, 1967,73).

13 Aslında Yunanlılar "mitolojilere inandılar ve . ulusal tarihleri olarak gördüler" Pozzi & Wickersham, 2; Harmanşah, Ömür, Drama, Space, Marginality. Architecture of Ritııal Actiorı bı Archaic Greece. A Helleni.~tic Paradigm:Pergamum. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, 1991). s.3. .

14 Mitolojide Apollo'nun ölümlü kadınlarla maceralan sayısızdır. Di~er tannlarla ilgili bu tür hikayeler çok azdır. Apollo'nun kadınlarla olan bütün ilişkilerinin anlatımı için bk. Gantz. T.; Early Greek Myth: A Guide to Literary & Artistic Sources (2 cilt), (J. Hopldns University Press, 1996) s. 87-99

964

Page 6: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

kendini Apollo'ya söz vermiş ve karşılığında kehanet gücüne sahip olmuştur, fakat sözünü tutmaz. Apollo da onu cezalandım ve kimse Kassandra'nın ke­hanetlerine inanmaz. Üstelik oyundaki birçok nokta "Kassandra'nın 'ilham al­dığına' " ve "kaynağin da Apollo olduğuna" işaret eder (Gantz, 1996, 93). Ya­ni Pythia Yunan kültüründe 'ruh sııfupliğine' (spirit possession) tipik bir ör-

' nektir (Maurizio, 1995, 69-86).

Pythia hakkındaki diğer bir tartışmalı konu da konsültasyon sırasıoda '

Pythia'nın ruhsal durumudur. Örneğin Parke ve W ormell, Pythia'nın konuş-masının hipnotize olmuş bir kadının anlaşılmaz sözleri olduğunu söylerler. Oysa bugün antropolojistler 'ruh sahipliğini' "yabancı bir ruhun etkisiyle de­ğişmiş her tür bilinç durumu" olarak t~yorlar. I5 Bu tanım sadece "de­

ğişmiş bir bilinç durumu"na işaret ederken bu durumun normalliğiyle ilgili bir değe~lendinne yapmaz: Bu tanırnla birlikte 'ruh sahipliği' değişik kültür­lerde değişik anlarnlar kazanan bir kavram haline gelir.

"Ruh sahipliği"nin bu tanımı Pythia'nın konsültasyon sırasındaki ruhsal

durumunu anlamak için yeni bir balkış açısı sağlayabilir. Parke ve Wor­mell'in aksine, Fontemose Pythia'nın konsültasyon sırasındaki 'coşku'sunun (ecstasy) 'delilik' (frenzy) düzeyine ulaşmadığını savunur. Fontemose

Pythia'yı daha çok Lady Macbeth, Medea ya da Clytemnnestra rolünü oyna­yan bir kadın oyuncuya benzetir (Fontemose, 1981, 211). Fakat Fontema­se'un bu yorumu da Pricel6 tarafından da belirtilen "canavar" kadın karak­

terlerle karşılaştırmarıın uygunsuzluğu dışında, Pythia'nın ruh halini modem bakış açısına göre rasyonalize etmeye çalışan bir yorumun ötesine geçemez.

Fakat Pythia'nın 'çoşku'sunun (ecstasy) ı 7 'delilik' düzeyine ulaştığı ve konuşmasının anlaşılmaz olduğuna dair kabul edilebilir bir delil olmadığı ko-

IŞ V. Crapanıano ve V.Garrison, Case Studies in Spirit Possesion, 8 (New York, 1977), Mauriıio. L .. "Aııthropology and Spirit Possession: A Reconsideration of Pythia's role at Delphi", Journal of Hellenic Studies, (CXV., 1995, s. 69-86) s. 69.

· 16 Price, Simon, "Delphi and Diviııation" Easterling, P. & Muir, J., V .. editörler. Greek

Religion and Society (Cambridge, 1985);· ~· 128-154.

I 7 Antropologlar genelde 'ecstasy' yerine 'trans' söıcugunu kullanmayı tercih ediyorlar. Trans aııtropologlar tarafından "uyarana tepkinin azalma veya gerçekliğe dair bilginin altlist olmasıyla anlaşılan uyku hali gibi bir durum" olarak tanımlanıyor. H. B. English ve A.C. English, A Comprehensive Dictionaf)' of Psychological and Psychoanalytic Terms (New York 1958). Mauriıio. 1995, 73.

965

Page 7: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

nusunda Fontenrose haklıdır. Yanlış anlaşılına rnania'nın delilik olarak çev­rilmesinden kaynaklanır, oysa PJato_ mania'yı "her tür heyecanı kapsayan 'uçuk' bir duygu" olarak tarıımlar ve şairleri ve kahinieri tanndan ilham alma yollannın aynı olması bakırnından benzetirdi (Maurizio, 1995, 78).

Aynı şekilde Pythia'nın sözlerinin rahipler tarafından yorumlandığına

veya yeniden yazıldığına dair geçerli bir karııt da yoktur. Aksine bütün an­

tik kaynaklar kehanetlerin kaynağı olarak Pythia'yı gösterir. Delphi'deki ke­

hanet merkezi yozlaşmışlıkla suçlandığında da sorumlu görülenler peygam­

berler degil direkt olarak Pythia'dır (Price, 1985, 142).

Bütün bunların ışığında Pytbia'nın Yunan toplumundaki rolü kadınlar

için normalde dışlandıkları toplumsal hayattaki alanlara bir ulaşma yolu ola­

rak görülebilir (Maurizio, 1995, 75). Bu yolla kadınlar "dini kurallara müda­

hale edebiliyor, hastalar için reçeteler hazırlayabiliyor, evlilik tartışmalarını

çözebiliyor ve politik konulara dahil olabiliyorlardı" (Maurizio, 1995, 75).

Yaıii kadınlar tanrı tarafından eıe geçirildiklerine ve tanrıların otoritesiyle ko­

nuştuklarına inanıldığı sürece toplumsal ve politik konulara ciddi müdahale­

lerde bulunabiliyorlardı.

"İLHAM ALMA" YÖNTEMLERI

Promantis'in konsültasyona hazırlık ritüelleri de yer yer değişiklikler

gösterse de genel bir çerçeve içinde anlatılabilir. Kehanet ritüelinin önemli

bir öğesi gerçekte bir pişirme aracı oları tripoddur. Delphi'de tripod Tanrı'nın

tahtı olarak görüldüğü için promantis de. tripodun üzerinde kehanette bulu­

nurken betirnlenmiştir. Tripoda oturmak promantis için bir tür psikolojik ha­

zırlık olsa gerektir, kutsal su ve defne yapraklannın kullarıımı da bu hazırlı­ğı destekler.

Hazırlık ritüell_eri arasındaki en tartışmalı konu promantis'in Tanrı'dan il­

ham alma yöntemleri~ir. Kutsal su bütün Apolle tapınaklarındaki kehanet tö­

renlerinde önemli bir rol oynamıştır. Yunanlılar yerden çıkan suyun yeraltı

güçlerine sahip olduğunu düşündükleri için kutsal suda yıkanmak, buharını

içine çekmek veya içmenin insana insanüstü güçler verebileceğine inanırlar­

dı. Bu yüzdeı;ı promantis kehanet töreninden önce kutsal su ile yıkanır; suyun

buharını içine çeker ve/veya suyu içerdi.

966

Page 8: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

Diğer olası ilham alma yöntemleri olan defne yapraklannın çiğDenmesi

ve bubarlann ya da yerden çıkan gaziann varlığı ~tışmalıdır.18 Fakat bazı

antik kayn~ar açıkça kehanet töreni sırasındaki bir çeşit "koku"dan bahse­der (Plutarch, Moralia, 437C). I}elphi'deki tapınağın kuruluş hikayesinde de

bir yanktan çıkan gazın 'ilham ~e.rici' etkisi tapınağın kurulma sebebi olarak

gösterilir (Diodorus Sicilus, 16.26.2-5). llginçtir ki, Hierapolis'teki Apollo ta­

pınağında zehirli gaz çıkardığı Strabo tarafından da anlatılan bir yarık bulu­

nur (Bean, 203). Bean 1950'lerde Hierapolis'i ziyareti sırasında "boğazı ya­

kan ve gözlerden yaş getiren çok güçlü ve keskin bir koku" nun varlığını far­

ketmiş ve avludaki yanğın etrafında ölü güvercinler görmüştür.

Tarihçiler kehanet -özellikle de illiarn alma yöntemlerini- değerlendirken

genelde modem önyargılann etkileri altında kalmışlardır. O yüzden bu konu­

daki tartışmalar kehanetin yunan toplumundaki rolünü anlamaımza yardımcı

olamaz. Yunan toplumunu anlamaya çalışırken unutrnaıruz gereken "modern

zamanlardaki hiçbirşeyin onlar gibi olmadığı ve gelecekte de olamayacağı"l9 olmalıdır. Tarihçilerio yaklaşl.IIll genelde kehanet olgusunu modern bakış

açısına göre rasyonalize etmeye çalışırken kehanetin Yunan toplumu için

önemini gözden kaçırır. Bu da kehaneti çok basite indirgeyerek Yunan düşü­

nüş tarzını yanlış yorumlamalara yol açar.

Oysa Antik Yunanlılar için ilham alma konusu çok daha basittir. Çünkü

Yunan inanışına göre doğa entheos (tannyla dolu)'dur ve onun herhangi bir

bölümüyle temas etmek - su, yaprak ya da gaz farketmeden- ilahi olanla ile­

tişim kurmak için yeterlidir. Dolasıyla, Yunanlılar için, kehanet merkezinde

n.nrı'nın gücünün hangi yolla etkili olduğu sadece küçük bir detaydan iba­

rettir.

18 Fontenrose defne yapraklan ya da yerden çıkan buharlar gibi ilham alma yollannın gerçek olmayıp. kehaneti fantastik bir olay gibi görmek isteyen modem ı.arihçilerin bir kurgusu olduğunu savunur. Famell Delphi'deki kehanet törenini anlatırken ise yerdeki bir çatlak· tan çıkan gazın varlığından bahsetmektedir Famell, L.R .• The Cttlts of Greek States. 4 ci lt. (Oxford University Press, Oxford, 1981), s. 189.

19 N uma Fustel de Coulanges, The Ancient City:A Study on Religion, Laws and Institutions of Greece and Rome, 199 I, Harmanşah, 1991, 1.

967

Page 9: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

ANTİK YUNAN'DA TAPINAGIN POLİTİK ROLÜ

Dini inanışlar insanlık tarihi boyunca hep onemli olmuştur. Çünkü bir di­

ni gruba ait olmak, bireylerin ve toplumların kimliklerini tanımlamalarında

önemli bir rol oynar. Bu da dinin her zaman politik alanda etkili bir araç ol­

masına neden olmuştur. Günümüzde de laik ülkelerde bile din etkili bir pro­

paganda aracıdır. Bu yüzden dinin - dinin devletle olan ilişkisi bakımından

modern bir toplumdansa ilkel bir kabileye yakın olan- Antik Yunan'da çok

daha önemli bir olgu. olması şaşırtıcı değildir.

Yunan dini her şeyderi önce dünyanın kaosunu anlaşılabilir hale getirme

ve tannsal düzen tarafından onaylanmış bir sistem oluşturma yoluydu. Fakat

bizim alışık olduğumuz anlamda kurumsallaşmış bir yapısı olmayar;ı Yunan

dininin insanvetann ilişkilerini düzenlemek için bir tür sisteme ihtiyacı var­

dır. Yunan dünyasında bu sistem insani ve tannsal dünyalan düzenleyen bir

çerçeve sağlayan polis'tir.

Yunan uygarlığının ana çerçevesini oluşturan polis'in oluşumu Arkaik

dönemde Antik Yunan uygarlığının ortaya çıkışındaki en önemli gelişmedir.

Toplumsal yaşarnın çerçevesini belirlemesi yanında polis. yunan dininin de

ana çerçevesini oluşturur. Öncelikle her polis vatandaşlannın hangi dini gru­

ba ait olduklarını belirlemek yoluyla kimliklerini tanımlar. Bu şekilde her po­

lis diğer poleis'lerin dini sistemleriyle panhellenik boyutta etkileşim içinde

olan bir dini sistem oluşturur.

Polis'in dini belirlemesi kadar din de polis üzerinde etkili olmuştur. Po­

Lis dini şekillendirmiş ve din tarafından şekillendirilmiştir. Din ise polis'i

oluşturan parçalan -geçmiş'i, fiziki yapısı, parçalar arasındaki ilişkiler- bir

araya getirip onlara şekil veren ana ideoloji olmuştur. Dine karşı işlenen bir

suç polis' e saygısızlık sayılmıştır. Dinin sivil hayattaki önemli rolüne bir çok

kanıt gösterilebilir. Örneğin Atina'da cinayet davalan tapınakta görülür, Bo­

ulaterion'da bir altar'bulunur , sosyal ve po~itik hayat duaların, yeminierin eş­

liğinde yürür ve seçimler lotla yapılırdı. 20

20 Xen .. Hell., (2.3.52,53,55); Sourvinou-Inwood, "What is polis Religion", O. Murray ve S.R.F. Price, editörler. The Greek city. Homer to Alexander (Oxford, 1990, s.295-322). s.305.

968

Page 10: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

Dinin polis için öneminin arkeolajik kanıtı ise tapınağın polis'le olan ya­

kın ilşkisidir. Başka herhangi bir yapıdansa -örneğin kale duvarlan- "bir tan­

n için tapınak inşa edilmesi ortaya çıkmakta olan bir polis'in en belirgin fi­

ziksel işareti sayılabilir" (Sourvinou - Inwood, 304). Polis ve tapınak karşı­

lıklı birbirine bağlıdırlar ve birlikty şekillenrrıişlerdir. Ayın şekilde tapınağın

öneminin polis'in çöküşüyle birlikte azaldığına dair kanıtlar vardır ve Yunan

tannlan için dördüncü yüzyıldan sonra çok az Yunan tapınağı inşa edilmiş­

tir.

Poliş'le tapınak arasındaki yakın ilişkiye dair en güçlü kanıt fiziksel ola­

rak tapınağın polis'in odak noktası olmasıdır. Diğer kültürlerde benzer önem

taşıyan yapılar yerine - kale, hükümdar'ın sarayı veyatürbe-Antik Yunan'da

polis'in en prestijli yapısı olan tapınak, sembolik ve fiziksel olarak diğer tüm

yapıların üzerinde yer alır. Yunan uygarlığı monarşinin reddi üzerine, açık

havada buluşan bağımsız bireylerin ortak sorurnluluğuna dayanan bir sistem

olarak kurulmasına rağmen bu sefer "Tann hükümdar haline gelmiştir" ._2 ı

Polis'le din arasındaki yakın bağ tapınağın dini öneminin yanısıra poli­

tik bir işlev de kazanmasına neden olmuştur. Tapınağın sivil hayattaki önem­

li rolünün incelenmesi dinle politika arasındaki yakın ilişkiyi de daha açık bir

hale getirecektir. Örneğin, tapınağın teorideki sahibi tann olsa da, günlük ha­

yatta tapınağın sahibi polis'tir ve taşınabilir ve taşınrnaz mallarının yönetimi

polis'e aittir. Tapınağın diğer devlet görevlileri gibi seçimle gelen çeşitli "ta­

pınak yöneticileri" mevcuttur. Tapınak ayın zamanda şehir~eki en güvenli

yapı olması nedeniyle devlet hazinesinin bulunduğu yerdir ve tannya ait olan

bu hazine gerektiği zaman kullanılabilirdi.

Tapınaklar genelde polis'in karanyla ve mali desteğiyle inşa edilirdi. Po­

lis yöneticilerinin tapınak inşa etmeye karar vermeleri kendilerini tapınakla

özdeşleştirmek amacıylaydı (Burkert, 1988, 42). Tapınağın inşaası ayın za­

manda da Yunan kimliğini vurgulamak amacına hizmet ediyordu. Yunarılı­

lar aynı kanı taşımak ve ortak atalara sahip olmanın yanında ortak tapınak ve

kurbanlan olmasını da Yunan olmanın belirleyici özelliklerinden biri olarak

21 V. Ehrenberg, Der Staat der Griechen, 1965, Zurich, 19, Burkert, Walter, "The Meaning

and Function of the Temple in Classical Greece, Michael Fox, editör, Temple in Sociery (Eisenbrauns, Winona Lake, 1988, s. 29-47) ı;. 43.

969

Page 11: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

görüyorlardı (Herodotus 2.160; 5.22). Tapınak nerdeyse savaş zamanlannda

bayrak görevi görüyor ve tehlike ~da vatandaşıara güven duygusu veri­

yordu (Burkert, 1988, 42).

Tapınağın toplumsal hayattaki sembolik rolünün önemi tapınağın işlev­sel olarak bir öneminin olmş.masından da anlaşılabilir. 22 Bu durumda tapı­nak esas olarak tannlar için hediyeler vermek geleneğİrlin bir parçası olarak görülebilir. Tannya birşey vermek verilen şeyden vazgeçmek anlamına gelir­ken, tapınağa 'verilen' hediye aynı zamanda kalıcı olanın sergilerrmesi hali­ne gelir. Yani tapınaklar öncelikle anathemata'nın korunması ve sergilenme­si için tasarlanmış kamusal mekanlardır.

Anathenuıta, verilen objeler artık özel mülkiyet olmadığı için kıskançlık ve rekabet yaratmayan bir kamusal gösteriş şeklidir. Tapınaklar da toplumun

özel mülkiyetini ortak kimlik anıtma dönüştüren; polis'teki en prestijli anat­hemata'dır. Anathemata'nın kalıcılığı, tannsal olanın.kalıcılığını hatırlatarak, insan hayatının geçiciliğine rağmen polis'in sürekliliğini vurgular. Özetle Yu­nan tapınağı övünmek için yapılmış bir güzellik sembolü olmanın yanında politik yan anlamlar banndıran bir zenginlik ve güç gösterisid~r.

Mimarlığın politikayla olan kompleks ilişkisi zamanla farklı boyutlar içeıir haie gelmiştir. Dördüncü ve beşinci yüzyıllarda Yunanistan ile İran ve

Sparta ile Atina arasındaki savaşlar farklı kökeniere ait Yunanlılar arasında­ki mücadele ve yanşmayı artı:i:dı. Bu yeni durum mimariye yeni bir anlam ka­zandırdı ve yöresel mimari kalıplar politik gerçeklerle ilişkilendirildi. Örne­ğin, Anadalulu Yunanlılann Perslere karşı savunma amacıyla kurulan Atina İmparatorluğu fılosuna sağladığı katkılar, Atinailiarın Doğulu atalanyla olan bağlarını vurgulama gereksinimi doğurdu. Bu yüzden Perikles'in Atina acro­polis'i inşa prograrnı Doğu ve Batı formlannın iddialı bir kombinasyonundan

oluşur.

Dorik ve Ionik _düzenlerinin birlikte kullanılması politik olduğu kadar

kültürle de ilgili olan Perikles'in Panhellenik amaçlannın bir ifadesidir. Dor ve Ion kültürlerinin karşıtlıklan -güçlü Dcrlar ve entellektüel Ionlar- Ati-

22 Yunanlılar tapınağı herhangi bir kamusal amaçla kullanmıyorlardı. Politik buluşmalar her zaman açıkhavada yapılır ve "ev"lerde yapılan herhangi bir toplantıya şüpheyle bakılırdı (Burkert, 1988, 43).

970

Page 12: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

na'nın Yunanlılan bölmesindense birleştirmesini uman Perikles'in mimari programında dikkatli bir şekilde dengelenmiştir. Fakat Perikles'in ölümünden sonra Pelop<?nnessos savaşlannın yoğunlaşması Atinalılann Ionya'ya olan bağımlılıklarını artırdı. Bu da Atinalıların Ionya ile atadan kalma bağlannı yeniden vurgularnalarına neden _.oldu. Euripides Attika kralı Erectheus'un Ian'ların tanrısı olan Ion'un büyükbabası olduğunu iddia eden bir oyun yazdı ve Acropolis'te yeni bir Ionik tapınak olan Erecththeum'un inşaası başladı.

Onians'a23 göre Bassae'deki Apolle tapınağı Perikles'in panheleDik bir­

leşme uı;nutlanna adanan son yapıdır (Orıians, 1988,18). Dorik dış cephe ve

Ionik iç mekanın dengeli bir uyumunu sergileyen tapınakta "Dorik ve Ionik

düzenlerio kaynaşabileceğine dair umut yerini tek umut edilebilecek olanın

banşcıl bir biraradalık olabileceğine dair bir farkındalık almıştır" (Onians,

1988,18).

Korinth düzeninin icadıyla mimaride politik arnaçiann ifadesi yeni bir

boyut kazanmıştır. Korinth düzeni bir iç dekorasyon öğesi olarak doğması

sebebiyle özellikle iç mekanlarda kullanılmıştır. Fakat iç mekanlarda kulla­nımı aynı zamanda Ion başlığı gibi kadın özelliklerini24 çağnştırması nede­

niyledir (Onians, 1988, 20). Herhangi bir ırkla özdeşleşmeyen Korinth başlı­

ğı iç ve dış mekan aynrriını yabancı Ion başlığım kullanmadan yapmak iste­

yen Dorlar için zamanla Ion başlığından daha uygun bir seçenek haline gel­

eli.

Korinth düzeninin sadece Ion düzeni ile birlikte kullamldığı tek örnek

Makeden'lu Philip'in atalan olan Makeden hanedanının heykellerini bulun­

duran yuvarlak bir yapı olan Philippeion'dur. Ion ve Korinth düzenlerinin bir­

likte kullanımı Yunan ırkının en az barbar yönleriyle kendini sunmak isteyen,

'gerçek' bir Yunanlıdan daha Yunanlı olduğunu göst~rmek isteyen Philip'in

panhellenik arnaçlanyla uyumludur. Yunanlılar tarafından genelde kabul gö­

ren kaba ve vahşi imajının aksine Philip, Philippeian aracılığıyla kendi ima­

jını uygar ve kültürlü bir lider olarak tasariarnıştır (Onians, 1988, 21).

23 Onians, J., "Ciassical Greece". Bearers of Meaning bı Classical Orders in Antiquity, the Middle Ages and the Reneissance (Princeton Universi ty Press, Princeton, 1988).

24 Antik Yunan'da erkekler genelde dış mekanla ve kadınlar da iç mekan la ilişkilendirilirdi.

971

Page 13: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

Yunan dünyasında büyük ölçüde din aracılığıyla belirlenen kimlik ta­

nımları şehirlerarası ilişkiler bağlamında (panbelenik) incelendiğinde daha

belirgin hale gelmektedir. Mimarlık bu karmaşık kimlik tanırnlarını analiz et­

mek için uygun bir "metin" dir. Tapınağın Yunan şehir devletleri için -önce­den planlanmış politik programlar olmadığı zamanlarda bile- zaten bir pres­

tij ve güç gösterme mekanı olduğu kanıtlanmıştır. Fakat savaş gibi kriz za­

manlarında mimarideki bölgesel detaylar daha güçlü politik iddiaların ifade­

si için kullanılmıştır.

KEHANET VE POLİTİKA

Yunan dini birbiriyle panhellenik boyutta iletişim içinde olan farklı dini

sistemler ağından oluşur. Panhellenik tapınakların görevi şehir tapınaklanın

tamamlayıcı niteliktedir. Panhellenik tapınaklar polis'in varlığı için gerekli

olan rekabetin ifade bulması, farklı şehirlerin buluşması ve tartışmalann çö­

zülmesi için nötr mekanlar oluşturdular. İletişim ve yarışma mekanı olan

Panhellenik tapınaklar aynı zamanda şehirlerarası resmi ilişkilerin kuruldu­

ğu, anlaşmalar ve buluşmalar aracılığıyla geliştirildiği odak noktalarıydılar.

Panpellenik tapınakların neredeyse tek varlık nedeni olan polis kimliği

panhellenik tapınaklardaki etkinliklere katılımda her zaman ön plandadır.

Üstelik panhellenik tapınaklarda bile her türlü dini ritüele katılım polis aracı­

lığı ile gerçekleşirdi. Örneğin, panhellenik bir tapınak olan Delphi'de tapına­

ğın ve kelianet merkezinin yönetimi Delphi şehrine aittir. Konsültasyon sıra­

lamasında da önce Delphi'liler sonra diğer Yunan'lılar ve ancak sonra 'barbar­

lar' gelirdi. 25 Üstelik kehanet konsültasyon26 sıralamasında Delphi şehri şe­

hirlere veya bireylere öncelik, promentefa27, sağlayabilirdi.

Panhellenik tapınakların varlık nedeni olan polis kimliği panhellenik ta­

pınaklarda farklı poleis'ler arasındaki yarışmalar olarak ifade bulurdu. Farklı

25 Sourvinou-Inwood, 1990, 298, kaynak olarak G. Roux, 1976, Delphes: Son Oracle et ses

Dieux, Paris. 76-9'u gösterir.

26 Konsültasyon sıralaması olasılıkla bir çeşit cografi sisteme göre yapılıyordu.

27 Promenteia bir öncelik sağlamasına rağmen kategoriler arasında bir geçiş sağlamıyordu, yani bir "barbar" Yunanlıların önüne geçemiyor, ancak diğer "barbar"lardan önce konsül­tasyonda bulunabiliyordu.

972

Page 14: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

şehir devletleri arasındaki rekabet sanatsal ve atıetik yanşmalada kontrollü

olarak yapılabilirdi . Bu rekabetin bir diger türü ise şehir devletlerin adaklan

olan hazine binalan (treasury) ve askeri adaklarda ifade buluyordu. Panhelle­

aik bir tapınağa bir hazine binası (treasury) dikmek bir polis'i diğerlerinin

arasında elit bir konuma yükselt.etek bu polis'in diğer poleis'ler arasında ta­

nınmasını saglıyordu.

Panhellenik. tap1naklann diğer bir işlevi ise polis'in iç dengesi açısından

tehlikeli olan marjinal gruplara daha nötr bir mekanda kendilerini ifade ola­

nağı sağlamasıdır. Maıjinal ve tehlikeli aktiviteler, erkeklerin gençlikten ol­

gunluğa geçişini simgeleyen Ephebik ritüeller ya da arkteia ve doğumu da

içeren kadınların geçiş törenleri genelde merkezden uzakta, katılımcı şehirle­rin sınırlan ötesinde konurnlanmış olan panhellenik tapmaklarda kutlanırdı.

Özetle panhellenik tapınaklarda gerçekleşen aktiviteler dini mekanınpolis'te­

ki kompleks örgütlenmesinin bir uzantısıdır.

Kehanet de panhellenik tapınaklarda gerçekleşen en önemli aktiviteler­

den biridir. Antik Yunan'da tanrılarla tek direk iletişim yolu olan kehanet tarı­

nlara karşı dogrtı davranış biçimini ögrenmenin tek yoluydu. Bir yasanın ka­

bulü, kolanizasyon karan veya bir savaş girişimi gibi toplumsal hayatta bir

krize sebep olan her konuda kehanete başvurulurdu.

Kehanetin Antik Yunan'da, "zihinsel bir durum" ve sosyal bir kurum" ol­

mak üzere iki ana boyutu mevcuttur. Birincisine dair sorular ilk bölümlerde

tartışıldıysa da antik Yunanlıların kehanetin bilgisine nasıl bir konum ve iş­

leY yükledikleri daha önemli bir konudur.

Kehanet genelde tarihçiler tarafından kamusal işlerin normal ve ras­

yonel işleyişine ters irrasyonel ve büyüsel bir olay olarak görülmüştür.llk ba­

kışta kehanette etkili olan mantık, toplumsal işlerin normal yönetiminde etki­

li olan tartışmaya dayalı, retorik veya dialektik olarak isimlendirilebilen sü­

reçlere tamamen ters görünür. Fakat kehanetle ilgili yapılan son çalışmalar

kehanetin toplumsal karar alma süreçlerinde düzenli olarak kullanıldığını

gösterir. Keharıetlerin yorumlanması sürecinde kent meclisinde yapılan tar­

tışmalara benzer bir tartışma sistemi gözlenebilir. Meclisteki ve kahinin söz­

lerinin yorumlanmasındaki mantığın benzerliği kahine soru sormak için ku­

rulan soruların yapısı ve meclise sunulan önerilerio yapısı arasındaki benzer-

973

Page 15: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

likten de anlaşılabilir. 28 Yani bazı durumlarda kahin geleceği tahmin etme­

si için değil, yeni bir uygulamayı bıı_şlatırken yasak olup olmadığını, yasaksa

nasıl bir çözüm bulunabileceğini anlamak için sorgulanır. Bu durum meclis­

tekine benzer özellikler taşır, kahinin sorgulanmasından sonra, dururnun avantaj ve dezavantajları zıt görüşlerin çarpışrnası yöntemiyle tartışılır.

Genelde dini konularla ilgili olan bu tür sorunlar kehanet merkezinin

olağan yetki alanını oluştururdu. Basit veya birkaç alternatifli sorulara direk

cevaplar olan bu tür kehanetlerin anlamları açık ve nettir belirsizlik veya ço­

kanlamlılık izleri taşımazlar. Politikanın kehanetleri etkilernesi de genelde

tartışılma mantığı meclisteki ile benzerlikler taşıyan bu tür kehanetler aracı­

lığıyladır. Dolayısıyla kehanet genelde yöneticiler üzerinde tarınsal bir otori­

te uygulamaz, daha çok belli konularda verilmiş kararlan onaylar.

Fakat kahinin sözlerinin bir tavsiyenin ötesine geçip, bilinmeyenle ilişki

kurduğu yazılı literatüre geçmiş bir diğer kebanet biçimi daha mevcuttur. 29

Dili metaforlardan oluşan bu tarz kehanet gerçek anlamda geleceğin tahmini­

dir. Geleceğin tahmini için kullanılan metaforlar geleceğin kendisi kadar bü­

yülü ve anlaşılmazdır. Bu yüzden kebanetin anlaşılmaz dili "kebaneti tutar­

sızlık suçlamalarına karşı korumak için son bir çaba" (Morgan, 1993, 28) de­

ğil, tannlar ve insanlar arasındaki aşılamaz sırurlann bir sernbolüdür.

Kolonizasyon30 kehanetleri diğer kehanet türlerine göre daha çok meta-

28 Vemant, J.P., "Specch and Mute Signs", Froma I. Zeitlin, editör, M ortals and Immmortals:

Collected Esssays (Princeton, 1991) s. 323. 29 Metaforlar içeren bu tarz kehanetin erken döneme tarihlendigi gözlenir. Kolanizasyon

kehanetleri genelde bu türdendir. 30 Arkaik kolanizasyon hareketinin genel bir tarihi için bkz. J. Boardman, The Greeks

Over.mıs (Middlesex, 1973). Arkaik kolanizasyon hareketinde Delphi ve Apoila'nun rolti için bkz. Forrest, W. G., "Co1onization and Ri se qf Delphi", Historia 6 (1 957) s. 160-175; Malkin, ı.. Religion and Colonization in Ancie1it Greece (Leiden, New York, Copenhagen, Köln, 1987). Koloniza~yon kehanetleri ve orijinalitelerine dair tartışmalar için bkz. H. W. Parke and D.E. W. Worrnell, The Delplıic Oracle (Oxford University Press, Oxford, 1956); Fontenrose, J., The Delphic Oracle: /ts Respanses cmd Operatio11.~ with a Caralogue of Responses. (University of Califomia Pres.ç, Berkeley, Los Angeles. 1 981); Maurizio, L.. "Delphic Oracles as Oral Performances: Authenticlty and Histarical Evidence", Classical Antiquity 16.2, ( 1997) s. 308-334.

974

Page 16: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

forlar içerirler.31 Herodot, Plutarch ve Pausanias tarafından anlatılan koloni­

zasyon hikayeleri hep aynı strüktüre sahiptir: kriz, kehanete damşılması, ke­hanetin yoru~anması, kolonizasyon hareketi, kehanetin onaylanması veya reddedilmesi. Diğer kehanet hikayelerinin aksine kolonizasyon hikayeleri her zaman kehanetin doğrulanması il~ .• yani koloninin kurulup polis'te düzenin sağlanması ile sonlanır. Fakat keıianet direkt olarak koloninin kurulması için gereken çözümü söylemez, aksine metaforlardan oluşmuştur ve yorum ge­rektirir. Dougherty'e göre kolonizasyon hikayesindeki metafor -çözülmesi gereken bilmece- kolonizasyon hareketinin kendisinin çözülmesi güç bir çe­şit bilmec·e olduğuna işaret eder (Dougherty, 191).32

Levi-Strauss'a göre uygarlığın gelişimide metafor dilin pratik kullammı­nı önceler. Metafor Yunanlıların dili ve dünyayı algılamasında temel bir öğe­dir. Apollo da gelecek hakkındaki mesajlarını verirken sembolik dili tercih etmiştir. Çünkü kehanet hikayesindeki metafor kolonizasyonu önceden mü­kemmel olarak simgeler (Dougherty, 1992, 44). Kehanetin doğru yorumlan­ması ve bilmecenin çözümü yunanlılan Tannlarına benzetir, Delphi'nin dili­nin doğru yorumlanması onları yeni şehrin kurucusu yapar.

Vico'nun şiirin33 doğasıyla ilgili önemli buluşu şiirin "gerekliliği"dir.

Vico ve sonra da Rouseau tarafından iddia edildiği gibi dillerin kökeninin şür olduğunu Arkaik dönemde şiir yunanlılar için temel bir gereklilikti. Me­taforlardan oluşan kehanetin mantığı da bu rnitolojik-şürsel bilinç düzeyinin bir devamıdır. Tıpkı Yunan toplumundaki diğer ifade biçimleri olan ritüeller gibi kehanet de insanlık durumu ve tannlar arasındaki aşılmaz sınırların bir anlık da olsa silinmesinin ifadesiydi. Bu yüzden Yunan toplumunda kehane­tin·mantığı sosyal hayatın diğer parçalannın işleyiş biçimine ters düşen ayn bir düşünce tarzı oluşturmaz, aksine sosyal hayatla tutarlı bir biçimde bütün­leşir.

3 ı Parke-Wormell koleksiyonundaki kolanizasyon kehanetlerinin %42 si metaforlar

içerirken di~er kehanetleıin sadece %22si metaforlar içerir.

32 Dougherty, Carol, "When Rain Falls from the Clear Blue Sky: Riddles and Colonizarion Oracles", C/assical Antiquity (1992) s. 28-44. Kolonise genelde topra~ı elde etmek için yerel halkla savaşmak zorunda oldugundan kolanizasyon hareketiyle girilen fiziksel risk savaştaki kadar çoktur.

33 Caponigri, Robert A., "Poetry, Myth and Language" Time and Idea (University of notre

Dame Press, Notre Dame, London, 1953) s. 164-187. Vico "şiir"i mataforlardan oluşan bütUn yapıları kapsayan genel bir kavram olarak kullanmıştır.

975

Page 17: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

MİMARiDE ANITSALLIK:

DİDİM VE KLAROS'TAKİ-A:POLLO -TAPlNAKLARI

Apollo Tapınağı , Didim

Antik Yunan'da Apoila'nun önemli kehanet merkezlerinden biri olan Di­dim'deki Apollo Tapınağı büyüklüğü, özgün mimarisi ve korunmuşluğuyla hala etkileyicidir. Didim'deki Apollo Tapınağı Küçük Asya tapınaklan ara­sında Efes ve Samos'taki t~pınaklardan sonra en büyüğüdür.

Tapınak ve kehanet merkezi Ian'ların Anadolu'ya yerleşmesinden önce de mevcuttur. Fakat tapınak Arkaik dönemde-özellikle 6.yy- çok ünlü olmuş, Helenistik ve Roma dönemlerinde daha da gelişmiştir. Helenistik ve Roma

dönemlerinde Apollo tapınağına ek olarak kutsal alana diğer tapınaklar ve bir orman eklenmiştir. Fakat kutsal alan hiçbir zaman bir şehre dönüşmemiş ve Milet'e bağlı kalmıştır. Tapınak Milet'le denizden Panormos limanı ile kara­dan ise anıtsal bir kutsal yolla bağlanmıştır. Kutsal yolun son bölümüne ise Branchidae ailesinin rahiplerini temsil eden ve 6.yy'a tarihlerren heykeller sı­ralanmıştır.

"Parthenon kadar uzun ve biraz daha geniş" (Fontenrose, 1988, 9) olan Arkaik tapınağın inşaası 7.yy'ın sonu ya da 6.yy'ın sonunda başl~ş ve en geç İ.Ö.550-560 yıllarında tamamlanmış olmalıdır. Arkaik tapınağa dair bil­gimiz sınırlıdır.34 Buluntulardan Arkaik tapınağın iki hasarnaklı bir platfor­

ma oturan dipteras ve İonik bir tapınak olduğunu biliyoruz.

Arkaik tapınağın olası plan şemasına dair iki farklı görüş mevcuttur. Gruben ve Tuchelt Arkaik Tapınağın diğer Arkaik Ionik tapınaklara benzer inşa edildiğini dolasıyla pronaos'tan adyton'a direk bir geçiş olduğunu savu­nur. Fehr ise kehanet ritüelinde bir devamlılık varsayarak Helenistik tapınak­

ta pronaos ve adyto:ı arasında bulunan iki kolonlu odanın arkaik tapınakta da olması gerektiğini iddia eder.

34 Arkaik tapınak için bakınız: Günther, W. Das Orakel von Didyma in Hellenisıischer Zeit.

Eitıe lnterpreuıtion von Steiıı-Urkwıden. (lstanbuler Mitteilungen 4. Verlag Emsl Wasmul)1, Tübingen, 1971), s . l6-18; Parke Herbert W., The Orcıcles of Apollo ilı Asi(ı Milıor (Croom Helm, London, Sydney, New Hampshire, 1985), s. 123-126; Fontenrose, 1988. 3 ı -34.

976

Page 18: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

Parke ise kehanet ritüelinin 4. ve 5. Yüzyıllarda tamamen kesintiye uğradığını savunarak bu iddiayı reddeder. Helenistik tapınakta bulunan pronaos ve adyton arasındaki iki kolonlu odanın ve pronaos'a açılan pence­

resinin Milet'in İ.Ö. 280 ve 258 yıll~ arasında Ptolemy 1 in yönetimi altın­da olmasından kaynaklanan bir ~ısır etkisi olduğunu ileri sürer. 35 Örnek olarak ise Mısır saraylanndaki thyris'i gösterir. Thyris kralın odasına açılan ve yazılı belgelerin geçişini sağlayan bir 'pencere'dir (Parke, 1986,128). Ben­zer bir şekilde Didim'deki iki kolonlu oda pronaos'tan yerden 1.60 cm. yük­sekliğinde olan bir pencere ile ayrılır. Bu mekana pronaos'tan giriş yoktur, sa­dece arkadan 22 basamakh anıtsal bir merdivenle ulaşılabilir. Didim'deki Apoila tapınağındaki bu oda kehanetlerin yazıldığı ve dağıtıldığı chresmog­

rapheion'dur.

Helenistİk tapınak36 chresmographeion dışında da iç mekan tasarımı

açısından tipik Küçük Asya Ionik tapınaklanndan ayrılan birçok özellik ser­giler. Öncelikle cella (53.65 x 21.71) yüksek duvartarla -25m. den daha yük­

sek- çevrelenmiş ve gökyüzüne açık bir mekandır. Dolasıyla avluyu bir iç mekana çevirmek için duvarlar Helenistik dönemin özelliklerini taşıyan mi­mari ve süsleme ile detaylandırılmış tır. Avluda aynca çeşitli sunaklar, def­ne ağaçlan ve içinde kilit heykeli barındıran bir ncıiskos bulunur. Naiskos

(14.23 x 8.24) 4 Ionik k<;>lonlu prestil bir tapınaktır. Küçük olmasına rağmen tapınağın genel karakterine uygun olarak anıtsal bir yapıdır.

Pronaos ve cella arasında da normal bir kapı yerine chresmogrcıphe­ion'un iki yanında iki kemerli koridor bulunur. Chresmogrcıpheion'un içi de özel olarak tasarlanmıştır. Odanın her iki yanında üstteki bir terasa çıkan iki merdiven bulunur. Merdivenler sadece çatı bakımı için yapıldıklan iddasını çürütecek bir özenle inşa edilmiş ve me!diven kovasının tavanı yazıtlarda 'Labirent' olarak isimlendi!i+en meander desenleri ile süslenmiştir.

35 Parke argümanını desteklemek için ise Hölbe'nin tapınağın diğer özelliklerinin de Mısır modellerinden etkilendiği ne dair tezini kullanır, bkz. Holbe, Günther, l984, Agyptischer Einfluss in der Griecbischen Architectur; Parke, "The Temple of Apollo at Didyma: The Building and it~ Function", Journal of Hellenic Studies CVI (1985), s. 121-131.

36 Helenistİk tapınağın planı, mimari ve yapısal detaylan için bkz: Akurgal, E., Ancieııt

Civilisations and Rııins of turkey. From Prehistoric TimesUntil the End of Roman Empire (Türk Tarih Kunımu Basımevi, Ankara, 1970), s. 222-231; Bean, E. George, Aegean Turkey (London, 1 966), s: 234-243; Voigtlander, W., Der Jüngste Apollomempel von Didyma. Gesclıichte seirıes Baudekors (lstanbuler Mitteilungen 14, Verlag Ernst Wasmuth, Tübingen, 1975); Fontenrose, 1985,34-41.

977

Page 19: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

Kemerli koridorlar ve chresmographeion'dan oluşan tapınağının giriş

kısnunın kompleks tasanmı olasılıkla-kahine d-anışmaya gelenleri kahinden

ve kehanet prosedüründen uzak tutmak üzere düşünülmüştür (Parke, 1985,

129). Bu fikir kehanetin görkemini ve dolayısıyla etkisini artırmak üzere ol­

dukça anıtsal olarak tasarlanan tapınağın genel etkisiyle de uyum içindedir.

Apollo Tapınağı, Klaros

Apollo tapınağı ve kehanet merkezi Kolophon sınırları içerisinde Noti­

on'a iki kilometre mesafede yer alır. Didirn'deki Apollo kehanet merkezi gi­

bi Klaros da hiçbir zaman bir şehir haline gelmemiş ve bu iki şehrin yönetim­

leri tarafından idare edilmiştir. Dolayısıyla Klaros'u bu iki şehre bağlayan iki kutsal yol mevcuttur.

Klaros'taki kehanet merkezi Yunanlıların Anadoluya gelişinden önce de

varolmasına rağmen, kehanet merkezi özellikle Roma döneminde -özellikle

2. ve 3. yüzyıllar- gelişmiştir. Şu an mevcut olan Dorik tapınağın inşası

4.yy'ın şonunda ya da Helenistik dönernin başında başlamış, İmparatorluk

döneminin başlarında Apollo'nun· annesi Leto ve kızkardeşi Artemis ile bir­

likte temsil edildiği anıtsal heykel grubunu yerleştirmek için değişiklikler ya­

pılrruştır.

Tapınak Didirn'deki Apollo tapınağı kadar büyük olmamasına rağmen

anıtsal bir yapıdır. Heykellerio cella'da bulunan kalıntıları da boyutları açı­

sından etkileyicidir. Örneğin Apollo'nun orijinal yüksekliği 7-8 m. civarında olmalıdır. Bu heykel grubu tapınağın orijinal halinin ne kadar anıtsal olduğu­

nu hissettirir.

Tapınak birçok açıdan klasik Yunan tapınaklarından farklı mimari özel­

likler sergiler. Tapınağın korunmuş kısmı olan yeraltındaki kehanet bölümü

karmaşık ve özgün tasanmıyla tapınağımn anıtsal mimarisiyle uyum içinde­

dir. Bu bölüm 2 dar merdiven ve 7 kez yön değiştiren geçitlerden oluşur. Bu

bölüme giriş pronaos'tan mavi mermerden oldukça dar iki koridor - genişli­

ği 70 cm., yüksekliği 180cm.- yoluyl11;du. Her iki koridor ileride simetrik bir

biçimde birleşip tekrar aynlır ve sonunda bütün tapınağın en kutsal mekanı olan cıdyton'a ulaşırlar. Adyton kült heykelinin bulunduğu cella'nın tam altın­

da yer alan iki kemerli odadan oluşur. Olasılıkla kahine danışmaya gelenler

978

Page 20: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

ve rahipler için bir bekleme odası olan birinci odada sıralar ve mavi mermer-' den yapılmış olan ve Apoila'nun kutsal taşı olduğuna inanılan omphalos bu-

lunur. Sadecekahin tarafından girilebilen ikinci oda birincisinden 2.70m. ka­lınlığında bir duvarla ve 1.70 cm. yüksekliğinde alçak bir kapı ile aynlır. 4

metre genişliğindeki bu odada kapının solunda içinde kutsal su bulunan dik­dörtgen (0.96 x 1.41m.) bir kuyu mevcuttur.

Kehanet bölümünün bu çok özelleşmiş tasarımı Didim'deki tapınakta ol­duğu gibi olasılıkla kahine danışmaya gelenleri kehanet ritüelinden uzaklaş­tırarak keJlanetin toplumdaki saygınlığını ve önemini artırmaya yanyordu. Kehanetin Yunan toplumundaki önemli yeri Didim ve Klaros'taki Apollo ta-

· pınaklarının diğer Yunan tapınaklarından oldukça farklı bir biçimde özelleş­mesine neden olmuştur.

DİDİM VE KLAROS'TAKİ APOLLO TAPlNAKLARINA DAİR BİR ANALİZ: MİMARLIK VE POLİTİKA

Labirent

Didim'deki 'Labirent'ler bilinerneyen işlevleri ve benzersiz nitelikleri yü­zünden birçok farklı yoruma neden olmuşlardır. Klaros'un yeraltı koridorla­nndan hiçbiryerde labirent olarak bahsedilmemesine rağmen, Montegu Di­dim ve Klaros arasında bir bağlantı kurar. Monteguya göre 'labirent' fikri kar­maşık koridorlar sistemini çağnştınr ve aslı.rida ktonik tannların kültleriyle bağlantılıdır. Kehanet de başlangıçta ktonik tannlara ait bir güç olduğu için, Didim ve Klaros'taki labirent'lerin Yunan-öncesi geleneklerin bir devarnı ni­tellğinde olduğunu savunur. Montegu bu tapınaklardaki 'labirent'lerin kulla­nımıyla ilgili net bir bilgi olmadığı için sadece olası bir kullanım biçimi kur­gular.37 Bu kurgu Çok açıklayıcı olmasa da Didirn ve Klaros'taki tapınakla­rm diğer kehanet merkezlerinden farkını vurgulamak ve ikisi arasında diğer­lerinde olmayan bir bağlantı kurması açısından yaratıcıdır. Didim'deki 'Labi­rentler'in ve Klaros'taki yeraltı koridorlannın aynı metaforu sembolize etmek üzere yapılmış olması çok olasıdır.

37 'Klaros'lu Apolle'nun kahini kuısal suya ulaşıp içebilmek için yeraltı koridorlarını inerken;

Didim'li Apolle'nun kahini Labirent'in merdivenlerini tırmanıp Ustteki aydınlığa ulaşıyor

olabilir .. .', Montegu, John C., "Note on Labyrinths of Didyma". American Journal of Archaeology. (1976), s. 304-305

979

Page 21: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

Fakat labirent'i sadece yeraltı güçleriyle ve dolasıyla ktonik tanrılada 1

ilişkilendirmek Yunan mentalitesiniy.anlış yorumlamaktan kaynaklanır. An-tik kaynaklarda labirentin karmaşasından ve kompleksitesinden bahsedilir. Örneğin Diodorus Siculus Daedalus'un Labirent'inden38 bahsederken sade­ce sınırsız anlamına gelmeyip aynı zamanda aporia39 gibi ölçüsüz, ölçüle­

meyen anlamına da gelen apeiros sıfatını kullanır. Sanatkarların patronu Hephaestus'un karısı Aphrodite ve sevgilisi Ares'i yakalamak için tasarladığı desmoi apeirones gibi Labirent hikayesi de "anarşik apoira'nın korkutucu şe­killenmesidir" (McEwen, 60).

Fakat labirentin Didim'deki Apollo Tapınağı'nın merdiven tavanındaki, Krete sik.kelerinde, Roma mozaiklerinde, Gothik döşeme desenlerinde ve Rönesans bahçelerindeki tasvir edilen şekli hiç de karmaşık değildir: Yuvar­lak ya da kare, bu haliyle labirent çok net ve düzenli bir biçime sahiptir. "La­birentin imajı, -görünen ve kesinlikle bilinebilen şey- eidos'u, choros'tur"40

Montegu'nun -aslında Batı dünyasının- yanlış yorumu choros ve Labi­rent'in inşaasının chaos'un düzen'e dönüştürülmesi olarak algılanmasından kaynaklanır. Bu yanlış anlamanın kökleri Romalılann Hesiod'un dünyanın ve göklerin yaratılması hikayesini chaos'tan düzenin yaratılması olarak yorum­

lamasma dayanır. Ovid chaos'u biçimiendirilmesi gereken ham, karmaşık ve şekilsiz bir kütle olarak nitelendirir (Ovid, Metam01phoses, 1 .5-9).

Oysa Hesiod chaos'un aslında ne olduğunu hiçbir zaman açıklıkla söyle­mez. Sadece chcıos'un "geniş gö~üslü dünyadan" önce geldiğini

(Theogony,l16) ve chaos'un cennet ve dünya arasındaki mekan olduğunu söyler (Theogony, 700). Theogony'deki bu ve diğer pasajlar bilim adamları­

nın chaos'u ilk boşluk olarak görmelerine neden olmuştur.

Yanlış anlama Yunan bakış açısını anlamaktaki zorluktan kaynaklanır. Uzak durulması gereken değerlendirme şekli ya/ya da tarzında olanlardır: Labirent ya karmaşıJ.< bir ağ ya da açık ve düzenli bir şekildir. Oysa labirent

38 Diodorus Siculus 4 .77., McEwe11, p.59.

39 a-poros: geçit vermeyen

40 Labirent ve choros'un yarauhş hikayesi için bkz. McEwen, Indra Kagis, Socrates' Ancestor: Aiz Esssay on Architectural Begimıings. (The MIT Press, Cambridge.

Massachusett~ . London, 1993), s. 57-64.

980

Page 22: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

hem ikisi de, hem değildir. Çünkü " ... apoira hem Labirent hem de choros'un

oluşması için ilk şarttır ve Labirent ve cho1·os birlikte apoira'mn şekillenmiş

hali ve ölçüsüdür" (McEwen, 62).

Bu yorum Yunan öncesi bir taıın ve tannçadan ziyade Apollo'nun doğa­

sına daha çok uyar. Çünkü Apolld, Yunan'lılann dünyayı algılayış biçimine

uyan bir biçimde ikili bir karakter sergiler: Ktonik kehanetlerin tannsı ve ras­

yonel aklın ve ışığın tannsı Apollo'nun imajında bütünleşir.

Korinth Başlığı

Hem Didim'deki Apollo tapınağ].nda hem de Klaros'ta birkaç tane

Korinth düzeninde kolon bulunur. Didim'de iki Koqnth kolonu chresmog­

rapheion olduğu düşünülen odanın içinde ve üç yarım kolon da yine chres­

mographeimı'un naos duvannda bulunur. Klaros'ta ise Korinth kolonlan

pronaos'un önüne girişi tanımlayacak şekilde yerleştirilmişlerdir.

Korinth kolonunun bulunuş hikayesi Vitrivius'ta anlatılır. Hikayeye gö­

re, Callimachus bu düzeni bir kızın mezanmn üstündeki adak sepetinin üs­

tünde büyüyen akanthus bitkisinden esinlenerek icad etmiştir. Rykwert de

akanthusun çağdaş vazo resimlerinde mezartarla ilişkilendirilen bir bitki ol­

duğunu belirtmiştir.41 Aynca Korinth kolonu kullanılan bütün binalar, özel­

likle Asclepius'un Epidarus'tald tapınağından, -iyileştiren Apollo'ya adanan­

Apolla'nun Bassae•42 deki tapınağı, hayat ve ölümle ilişkili görülebilir. Pla­

to da "akanthus isminin 'nokta çiçeği' olarak değil ·de daha çok 'sağaltma çi­

çeği' olarak anlaşılmış olabileceğini" söyler.

Onians Korinth düzeninin ayın zamanda politik bir kullanım biçiminden

bahseder. Onians'a göre ırksal referanslardan yoksun olan Korinth düzeni

Yunan anakarasında iç mekanlarda yabancı Ion düzeninden daha çok tercih

edilen bir seçenek olmuştur (Onians, 20). Korinth şehir değerleri, sanatkar­

lık, lüks ve kadınsılıkla43 ilişkilendirilen bir Dor şehri olduğu için Korinth

· düzeni zengin bir iç mekan düzeni olarak kabul görmüştür.

41 Bkz. Rykwert, Joseph, "The Corinthian Virgin". The Daneing columtı. On Order in Architectııre, (The MIT Press, Cambridge, Massachusett~. London, 1 996), s. 316-349

42 tık Korinth başlıgına Bassae'deki Apollo tapınagında ra~tlanmıştır.

43 "Korintli kız" fahişeler için kullanılan diğer bir isimdir.

981

Page 23: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

Fakat Didim ve Klaros'taki tapınaklaiôa bulunan Korinth düzenindeki kolonlar her iki tapınak da zaten Io.n.y.a'da bulunduğu için politik bir amaçla kullanılmış olamazlar. Bu yüzden her iki tapınakda da Korinth düzeninde ko­lonlar bulunması44 sadece ölüm, ölümsüzlük ve iyileştirme ile ilişkili bir formla sembolize edilebilecek olan Apollo'nun özeliklerinden kaynaklanıyor

olmalıdır.

Apollo'nun özelliklerinden birinin sağaltına olduğu da bilinmektedir.

Klaros ve Didim'deki Apollo tapınaklanna birçok kez salgın hastalıklar hak­kında danışıldığı da antik kaynaklarda yer almaktadır. Yunan algısında bir­leştirilen hayatın çelişkileri Apollo'nun sağaltına özelliğinde de gözlemlene­bilir. Apollo bir sağaltına tannsı olmasına rağmen llyada'nın ilk kitabında

Apollo'nun oklan hastalığı sembolize eder. Diğer bir deyişle hastalığın hem kaynağı hem de çözümü Apollo'dur.

"Fakat tehlike nerden geliyorsa

kurtancı da aynı yerden ge1ir"45

Proman1;is

Apollo tapınaldannda kahin, promantis, genelde kadın olmasına rağmen hem Klaros hem de Didim'de46 promantis tıpkı Kybele'nin kahinieri gibi er­kekti. Klaros'ta Apollo kültünden önce Anadolu tanrıçası Kybele kültü oldu­

ğu bilinmektedir. Didim'de de benzer bir biçimde Apollo kültünden önce Yu­nan tanrıçası Leto'ya benzeyen yerel bir tanrıça kültü mevcuttu. Dolayısıyla Didim ve Klaros'ta promantis'in erkek olması Anadolu tanrıça killtünün de­varnlılığına işaret eder.

Didim'deki Apollo tapınağının diğer Apollo tapınaklannda rastlanmayan

bir özelliği daha vardır; kehanet merkezi Arkaik dönernde Branchidae ailesi-

44 Çogu Apollo tapmalıında en azından bir tane Korinth düzeninde kolon bulunur.

45 "but where the danger threatens that which saves from it also grows", Hönderlin. Fredeich, Poems and Fragmenıs (trans. Michael Hambuger), 1980, 463; Hannanşab, 1991,49.

46 Didim'de promantis sadece Arkaik dönemde Branchidae ailesine mensup bir erkekti (Branchidae· ailesi). Sonra tapınak Delphi'ye göre yeniden şekiilendirildiği için promantis sıradan bir kadın olmuştur.

982

Page 24: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

ne mensup rahipler tarafından yönetilmiştir. Branchidae ailesi sadece yöneti­ci değildir, pozisyonlan o kadar önemlidir ki aynı zamanda tapınağa isimle­rini vermişlerdir. Aynca diğer Apollo kehanet merkezlerinin aksine hem pro­mantis hem de rahip olarak görev yapmışlardır. Üstelik gelecekteki Romalı yöneticiler gibi heykelleri dikiler~,k onurlandınlmışlardır.

Bu yüzden hem promantis hem de rahip olan bu ailenin Yunan dünya­sındaki diğer rahiplerden farklı olarak daha güçlü olması şaşırtıcı değildir. Bu yüzden tapınağın Milet yönetiminden bağımsız olarak önemli bir karar me­kanizması olduğunu varsayabiliriz. Milet yönetimi ve tapınak yönetimi ara­sında ciddi bir çatışmaya dair herhangi bir kanıt olmasa da kriz zamanların­da farklı politikalar izlendiğine dair hj!<ayeler vardır. Örneğin Helenistik ya­zar Dernon Didim'deki kehanet merkezinin Karyalılan Perslere karşı Milet'le

birleşmekten vazgeçirmeye çalıştığını anlatır (Parke, 1985, 18-19).

Didim ve Klaros'taki Apollo tapınaklanndaki promantis'e dair bütün bu özellikler Küçük Asya'daki Yunan şehirlerindeki yabancı öğelerden kaynak­

lanır. Adakların stilleri gibi kehanet merkezinin mimari ve törensel tasarımı

da Yunan ve yabancı öğelerin bir karışımını yansıtır. Mimaride ve kültde ifa­de bulan bu karışımaslında "Yunanlılar ve komşulan arasındaki dengesiz po­litik ilişkilerin" (Morgan,. 34) bir ifadesidir.

Politik bir Tercih: Klaros ve Dorik Düzen

Daha önce de belirtildiği gibi Didirn'deki Apollo tapınağı Ionik düzende Klaros'taki Apollo tapınağı ise Dorik düzendedir. Klaros'taki Apollo tapına­ğının porik düzende olması tapınak Ionya'da olduğu için oldukça sıradışıdır.

Üstelik 4. Yüzyılın sonundan itibaren Dorik düzeni Yunan anakarasında ve Peleponnesos'ta bile önceki popülaritesini kaybetmiştir. Klaros'taki Apollo Tapınağı Helenistik Dönemde hala kasvetli Dorik düzende tasarlanmış bir­

kaç istisnadan biridir.

Bu yüzden Klaros'taki tapınakta Dorik düzeninin kullanılmış olması

politik bir tercih olmalıdır. Onians'ın mimari düzenierin ırklarla ilişkilendiril­diğine dair teorisinden daha önce bahsedilmişti. 5. Yüzyılda Yunan dünyası­

na hakim olan 2 büyük mücadele -önce Yunanistan'la İran arasındaki ve son­ra da Sparta ve Atina arasındaki savaş- Yunanlan daha önce hiç olmadığı kadar taraf olmaya zorladı . Bu çatışma ve güvensizlik ortarnı mimariye de

983

Page 25: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

bölgesel mimari detayların politik gerçeklerle ilişkilendirilmesi şeklinde yan­

sıdı.

Onians Atinalıların 5.yy daki mimari politikasından bahseder. Anadolu­

daki Yunanlılar, Perstilere yenildiği zaman, anakaradaki Yunanlılar 6. yy'da

zenginlik ve kültürde onlardan üstün olan doğulu komşularına karşı üstünlük­

lerini kanıtlamış oldular. Fakat Atina lmparatorluğunu ödemeleriyle finanse

eden de Egeli Yunanlılar olduğu için Atinalılar !onlarla kan bağlarını vurgu­

lama gereği duydular.

Bu yüzden Atinalılar Perikles'in panhelenik amaçlarının direkt bir ifade­

si olarak binaların - en önemlileri Parthenon ve Propylaea idi - iç mekanla­

rında yoğun bir biçimde Ionik düzen kullandılar. Bu aynı zamanda Oorların

ünlendikleri fiziksel ve ahlaki niteliklerinin yanında !onlar kadar lükS ve. fel­

sefe ile de ilgileniyor olduklarının bir ifade biçimiydi. Bu yüzden iki ırkın ha­

yat tarzlarınının uygun bir ifadesi olarak binalann dışında erkeksi özellikleri

sembolize eden Dorik düzenini ve iç rnekanda da 'kadınsı' lonik düzenini kul­

landılar.

Mimari düzenierin politik amaçlarla kullanımı Atina'dan başka Yunan

şehirlerinde de gerçekleşmiş olmalıdır. Klaros'ta Dorik düzeninin seçilmiş ol­

masının da politik bir tercih olduğu düşünülebilir. Arkaik tapınağın Dorik ol­

duğuna dair bir kanıt olmamasına rağmen, gelenekteki devamlılıktan dolayı

Arkaik tapınağın da Helenistik Tapınak gibi Dorik olması beklenir.

Arkeblojik buluntutara göre Arkaik tapınağın inşaasının Atinalılann !on­

larla atadan kalma bağlarını kabul ettikleri ve Attika-Delos konfederasyonu­

nun kurulmasından sonraki dönerne rastlama olasılığı yüksektir. Bu yüzden

tapınak için Dorik düzeninin seçilmiş olması anakaralı Yunan'lıların !onlarla

bağlarını. vurgulamak için gösterdikleri çabalara bir cevap niteliğinde olabi­

lir.

Arkeolojik kazılarda Helenistİk tapınağn adyton duvarının altında

6.yy'ın ortalanna tarihleneo bir naos duvah bulunmuştur. Bu tarih aynı za­

manda 2 yüzyıl daha devarn edecek olan Pers saldınlarının başladığı tarihle

de çakışrnaktadır. Kolophon ve Notion !hiçbir zaman Perslere karşı ciddi bir

başkaldın göstermemiş olsa da özellikle Kolophon İ.Ö. 478-477 civannda

kurulan Attika-Delos konfederasyonunda önemli bir şehirdi. Dolayısıyla, bu

güvensizlik ve kargaşa dönemi yüzünden tapınağın inşaası normalden uzun

984

Page 26: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

sürmüş ve Attika-Delos konfederasyonunun kurulduğu dönemle çak.ışmış

olabilir.

Üstelik eğer Parke'nin47 savunduğu gibi Klaros'taki Apollo tapınağı Ar­

kaik ve Klasik dönemlerde Notien'm kontrolu altında ise tapınak için Dorik

düzeninin seçilmiş olması daha:d,a anlam kazannuş olur. Çünkü Notion hem

Kolophon Atina'ya başkaldırdığı zaman hem de Atina ve Sparta arasındaki

savaş sırasında açıkça Atina ve demokrasiden yana tavır alır.

Klaros'ta Dorik düzeninin seçilmiş olması Perikles'in Panhellenik amaç­

Ianna verilmiş bir cevap olmanın yanısıra, !onlar için kendilerini Perslere

karşı kazanan Dorlarla ilişkilendirmenin bir yolu da olabilir. Anadalulu Yu­

nanlılar Pers saldınlarından korumakiçin 6.yy'da ikincil konumda olan Dor­

larla işbirliği yapmayı seçtiler. Bu yüzden Bir Ion tapınağı için Dorik düze­

nin seçilmesi bir yandan Darlar ve !onlar arasındaki bu işbirliğinin kabulunü

simgelerken aynı zamanda Yunanlılar ve komşuları arasındaki dengesiz po­

litik ilişkilerin de işaretidir.

Kutsal Yol

Klaros ve Didim'deki Apollo Tapınakları, Apolle'nun Delphi ve De­

los'taki tapınaklan gibi şehir merkezleri dışındadırlar. Fakat Delphi ve De­

los'un giderleri tüm Yunan dünyası tarafından karşılanırken Didim ve Kla­

ros'un giderleri bağlı oldukları şehir devletleri tarafından karşılanmaktaydı. Bu yüzden her iki kutsal alanda tapınaklan şehir merkezlerine bağlayan kut­

s~ yollar mevcuttur. Didiriı'de Milet'in kutsal kapısında başlayan kutsal yol

Panormos !imanına ulaşır ve tapınağın güneydoğu terasında son bulur. Kla­

ros'ta ise tapınağı Kolophon ve Notian şehirlerine bağlayan iki kutsal yol bu­

lunur.

Daha önce de belirtildiği gibi kehanet için ayrılan zaman oldukça sınır­lıdır; Plutarch'a göre Delphi'de kehanet bir yılda en fazla dokuz gün gerçek­

leşir. Gün sayısının sınırlı olmasından dolayı kahine danışmak oldukça

47 Kolophon Lyı;imakhos'un Kolophonlulan Kolophon'u terketmeye zorladıgı Lö. 294'e

kadar Notian'dan daha güçlü bir şehir oldugu için bu fikir pek olası görünmemektedir. Tapınagı Notion'a bağlayan yeni Propylo11'un inşa tarihi de -l.ö. 2.yy- Parke'nin tezini çürütiir. Tapınağın bu tarihten sonra Notian'ın kontrolü alunda olmuş olması daha olasıdır.

985

Page 27: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

önemli ve itibarlı bir olay olmalıdır. Kehanet merkezinin her zaman meşgul

olduğu ve danışmaya gelenlerin sıra beklemek_zorunda olduğu bilinmektedir.

Delphililer tarafından kahine danışma sırasında kişilere veya devletlere tanı­

nan öncelik, promenteia, önemli bir imtiyazdır.

Bu yüzden bu sımrlı kahine danışma günlerinde görkemli bir tören dü­zenleniyor olmalıdır. Tören şehirlerin -Milet ve Kolophon ve/veya Notian­

kutsal kapılarında başlayıp, kutsal yol boyunca devam edip tapınakta son bu­

luyor olmalıdır. Kutsal yol törenin en uzun kısmına sahne olduğu için törenin

tapınak kadar önemli bir parçasıdır.

Böylece kutsal yol tapınağın kutsallığını ve saygınlığını artırarak tapına­

ğın mimarisinin bir parçası haline gelir. Aynı zamanda tapınağın tanrılara

adanmış bir adak olarak etkisini artırarak tapınağın şehrin yöneticileri için bir

"gösteriş" şekli olduğunu vurgular.

Kutsal yol da tapınağın kendisi kadar yöneticilerin güçleriyle özdeşleş­

tirdikleri mimari bir sahnedir. Didim'deki kutsal yola yerleştirilen Branchidae

ailesinin heyketleri bunun açık bir örneğidir. Branchidae ailesi yönetici değil­

di, fakat Milet'in yöneticileri yerine heykellerini kutsal yolda sergileyebile­

cek kadar güçlü bir rahip ailesiydi.

Benzer bir biçi~de Klaros'u Notion'a bağlayan kutsal yolda Romalı can­

sul ve proconsul'Iarın heykelleri yer alır. Batı Anadaluyu bir Roma vilayeti,

Provincia Asia yapan Romalı yöneticiler heykelleri yapılarak onurlandınl­

mışlardır. "Pax Romana'yı taşıyanların marşını yüzyıllarca koruyan düzgün

yolların ustası" (McEwen, 60) Romalılar aynı zamanda mimariyi politik pro­

poganda aracı olarak kullanmakta da ustaydılar.

SONUÇ

Morgan Apollo'nun Delphi'deki tapınağını "The Origins of pan-Helle­

nism"48 adlı yazısında önemli bir panhellenik merkez olarak tanımlar. Böyle

bir merkezde en önemli aktivitelerden biri kehanettir. Aslında kahine danışıl­ması genelde polis'te birçok farklı sebeple meydana gelmiş olabilecek bir kri-

48 Morgan, Catherine, "Origins of Panhellenism". R. Hagg, N. Marinatos, editörler, Greek Sanctuaries: New Approaches. (London, New York, 1993).

986

Page 28: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

zin işaretidir. Böyle bir durumda Delphi'nin rolü liderlerin bir fıkir birliğine varmalannı sağlamak için zaten bulunmuş çözümleri onaylamaktır. Diğer bir deyişle, kehanet merkezi sorunlan yöneticiler üzerindeki ilahi otoritesini kul­lanarak değil yöneticilerin kararlannı yasallaştırarak çözer.

Bu yüzden bu tapınaklar şebk merkezlerinden uzakta, zayıf ya da ikincil bir devlet ya da kurumun politik kontrolü altında, yanşma ve iletişim için nötr mekanlar oluştururlardı. Şehir tapınaklannda polis'in dengeleri açısından tehlikeli olabilecek elit tutkular, marjinal veya tehlikeli hareketler ya da aris­tokrat!~ tamamen kişisel kaygılan panhelleni.k tapınaklarda ifade olanağı bulurdu.

Başlıca Ian tapınaklan da panheHeni.k olarak tanımlanabilse de, bu mer­kezler Yunan anakarasındaki tapınaklardan farklı ilgi odaklannın ifade ola­nağı bulduğu yerlerdir. Bu farklı kaygılan anlayabilmek için adaklann üre­tim yeri ve şeklini aynı zamanda da adayanlar sosyal pozisyonunu ve ırklan­nı inceleyerek anlaşılabilir. Ionya'da Pers ataklan arasındaki dönemde adak­lar temene'dek.i mimari gelişmeyle de paralel olarak ciddi bir artış gösterir.

Fakat sivil kurumlara yapılan bu yüksek seviyedeki yatınm aslında böl­gede Pers işgalinden önceki dönemdeki sosyal ve politik istikrarsızlığın bir göstergesidir. Güçlü k?mşulann tehditlerinin yanısıra şehir yönetimi de sık sık değişiyordu. Dolasıyla konumu risk altında olan liderler pozisyonlarını sağlamlaştırmak için kendilerini şehrin sivil kurumlan ile özdeşleştirerek bu kurumlara yatırım yapma gereği duyuyorlardı.

Küçük Asya'nın Yunan şehirleri güçlü komşulann yanısıra kendi içlerin­de de yabancı öğeler banndınyordu. Bu yüzden polis'in dengesini tehtit et­meden kültürel kimliklerini ifade etmek isteyen yabancı gruplar panhellenik tapınaklarda ifade mekanı bulurlar.49

Didim'in ilk kez uluslarası olarak tanınması da böyle bir adakla olmuş­tur. Pharoah Necho Mediggo (İ.Ö. 609) savaşını kazandıktan sonra savaş sı­rasında giydiği kraliyet elbisesini Apoila'ya adamıştır. Benzer bir biçimde Lydia kralı Croesus Lydia'lı rakibinden ele geçirdiği ve uluslarası bir tartış­maya neden olan hazineyi Didim'deki Apollo tapınağına adamıştır.

49 Adaklardan adayanların etnik kökenieri anlaşılabiliyordu. Küçük Asya da adaklar genelde yunan ve yabancı özelliklerin kanşımını yan~ıtıyordu. Dietim'deki kült hcykeli olan

Kanacho~; Apollo bile Hitit stilindeydi.

987

Page 29: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_SOYOZU.pdfFontenrose, Joseph E., Didyma: Apollo's Oracle, Cult and Companions, (University of Califomia Press, Berkeley and Los Angeles,

Küçük Asya'da Yunan anakarasından oldukça farklı olan bu sosyal ve politik koşullar adakların artışın ~enginliğin yanısıra yerel ve özgün bir mimarinin ortaya çıkması sonucunu da doğurmuştur. Didim ve Klaros'taki Apo ll o tapınaklan bu açıdan· tipik örneklerdir. Anadolu'daki özel politik ve sosyal koşulların sonucu olarak her ikisi de klasik Yunan tapınaklanndan ol­

dukça farklı, benzersiz mimari yapıtlard.ır. Didim ve Klaros'taki Apollo tapı­naklannda gözlenen anıtsallık ve mimarı detayların zenginliği bölgede varolan politik gerilimden ve keharıetin sosyal ve politik sorunları çözmek­teki otoritesinden kaynaklanmaktadır.

Farklı sosyal ve politik çıkariara ev sahipliği yapma zorunluluğu bu tapınakların şehir merkezlerinden uzakta heykelllerle süslenmiş kutsal yol­larla ulaşılabilen marjinal konumlarda bulunmalarını açıklayabilir. Fakat

uluslarası bir konumu oları Yunan arıakarası tapınaklanndarı, örneğin Delp­hi'den farklı olarak, Didim ve Klaros'taki tapınaklar aslında şehirden birkaç kilometre uzakta konumlanmış şehir tapınaklandırlar. Bu şekilde şehir

tapınaklannın şehirden uzakta konumlanması ise yine bölgedeki istikrarsız duruma işaret eder.

KüÇük Asya'da sosyal ve politik durumdaki bu kritik denge, YunarıWar

ile komşulan ve hatta Y unarılılar ile şehirdeki yabancı nüfus arasındaki gerilimler Didim ve Klaros'taki Apollo tapınaklannın mimarisine Yunan ve yabancı özellikler arasındaki ince bir denge olarak yansırnıştır. Bu mimariyi

bizim için bu kadar çekici kılan da bu hassas dengedir.

988