17
HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016 Merkez Bankaları Politikalarında Yükselen Trend: Negatif Faiz Küresel kriz sonrasında dünya ekonomilerinde istenilen toparlanmanın hala sağlanamamış olması nedeniyle Merkez Bankaları alternatif önlemler aramaya başladı. Uygulanan parasal genişleme programlarının ardından “negatif faiz” uygulamasının ekonomiyi canlandırmak için merkez bankalarının umut bağladığı yeni araç olduğunu görüyoruz. Ancak her politika aracının olduğu gibi negatif faizin de piyasalar açısından hem olumlu hem de olumsuz yönleri var. Bu haftaki raporumuzda negatif faiz uygulamasını değerlendireceğiz. 1929 yılındaki Büyük Buhrandan sonra dünyanın karşılaştığı en büyük ikinci kriz olan 2008 Mortgage krizi Amerika ve Avrupa’daki şirket iflaslarının ardından Asya ve diğer dünya ülkelerine de sıçrayarak finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalarla dünya ekonomisinin yavaşlamasına neden olmuştu. 2008 küresel krizi sonrasında küresel ekonominin resesyona girmekten kurtulabilmesi için gelişmiş ülke merkez bankaları geleneksel politikaların yetersiz kaldığı düşüncesiyle yeni politika araçlarına yönelmeye başladılar. Büyük Buhran’dan çıkarılan derslerle merkez bankaları ve hükümetler para arzını artırma amacı güden politika izlediler. Parasal genişleme politikasına ek olarak sözlü yönlendirme politika aracı olarak kullanılmaya başlandı. Ancak söz konusu para politikaları yeterince etkin olmayınca merkez bankalarının yeni politika arayışlarına girmeleri ile negatif faiz uygulaması gündeme geldi. Özellikle son dönemlerde düşük seyreden enflasyonla mücadele eden gelişmiş ülke merkez bankaları, petrol fiyatlarının sert düşüşü ile birlikte deflasyon tehdidini daha fazla hissederek negatif faiz politikasına yakın durmaya başladılar. Negatif faiz uygulamasında, merkez bankaları, bankaların tuttukları cari hesaplardan faiz alınması yoluyla tasarrufların azaltılmasını ve kredi hacminin genişletilmesini hedefliyor. Bu çerçevede, İsviçre, Danimarka ve İsveç Merkez Bankaları uzun bir süredir politika faiz oranlarını sıfırın altında tutuyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) da söz konusu uygulamayı mevduat faiz oranını 2014 yılı Haziran ayında sıfırın altına çekerek başlattı. Negatif faiz uygulamasına geçen son ülke ise Japonya oldu. Japonya, 2016 Ocak ayında aldığı karar ile politika faiz oranını sıfırın altına çekerek negatif faiz oranı uygulayan ülkeler arasına katıldı. Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde reel faizin sıfırın altına inmesi normal iken, merkez bankalarınca faiz oranlarının sıfırın altına çekilmesi çok sık rastlanan bir durum değil. Peki, ülkeleri negatif faiz uygulamasına iten nedenler neler? Negatif Faize Geçilmesini Tetikleyen Nedenler Deflasyon riski ve zayıf seyreden büyüme İsveç, İsviçre, Danimarka, Japonya ve Euro Bölgesi’nde 2008 yılı küresel krizi sonrasında büyüme hızlarının belirgin bir şekilde yavaşladığı dikkat çekiyor. Kriz öncesi dönemdeki büyüme oranlarına kriz sonrası dönemde merkez bankalarınca atılan adımlara rağmen ulaşılamadığı görülüyor. Büyüme hızına ve iç talep yetersizliğine yönelik endişelerin yanı sıra deflasyonist risk de merkez bankalarını tedirgin eden bir diğer önemli konu. Merkez bankaları -2 0 2 4 6 8 10 12 14 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Enflasyon Oranları (y-y,%) İsviçre İsveç Danimarka Euro Bölgesi Japonya Kaynak: Bloomberg -10 -5 0 5 10 15 20 09.2006 03.2007 09.2007 03.2008 09.2008 03.2009 09.2009 03.2010 09.2010 03.2011 09.2011 03.2012 09.2012 03.2013 09.2013 03.2014 09.2014 03.2015 09.2015 GSYH Büyüme Oranları (y-y,%) İsviçre İsveç Danimarka Euro Bölgesi Japonya Kaynak: Bloomberg

HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016

Merkez Bankaları Politikalarında Yükselen Trend: Negatif Faiz

Küresel kriz sonrasında dünya ekonomilerinde istenilen toparlanmanın hala sağlanamamış olması nedeniyle

Merkez Bankaları alternatif önlemler aramaya başladı. Uygulanan parasal genişleme programlarının ardından

“negatif faiz” uygulamasının ekonomiyi canlandırmak için merkez bankalarının umut bağladığı yeni araç

olduğunu görüyoruz. Ancak her politika aracının olduğu gibi negatif faizin de piyasalar açısından hem olumlu hem

de olumsuz yönleri var. Bu haftaki raporumuzda negatif faiz uygulamasını değerlendireceğiz.

1929 yılındaki Büyük Buhrandan sonra dünyanın karşılaştığı en büyük ikinci kriz olan 2008 Mortgage krizi Amerika ve Avrupa’daki şirket iflaslarının ardından Asya ve diğer dünya ülkelerine de sıçrayarak finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalarla dünya ekonomisinin yavaşlamasına neden olmuştu. 2008 küresel krizi sonrasında küresel ekonominin resesyona girmekten kurtulabilmesi için gelişmiş ülke merkez bankaları geleneksel politikaların yetersiz kaldığı düşüncesiyle yeni politika araçlarına yönelmeye başladılar. Büyük Buhran’dan çıkarılan derslerle merkez bankaları ve hükümetler para arzını artırma amacı güden politika izlediler. Parasal genişleme politikasına ek olarak sözlü yönlendirme politika aracı olarak kullanılmaya başlandı. Ancak söz konusu para politikaları yeterince etkin olmayınca merkez bankalarının yeni politika arayışlarına girmeleri ile negatif faiz uygulaması gündeme geldi. Özellikle son dönemlerde düşük seyreden enflasyonla mücadele eden gelişmiş ülke merkez bankaları, petrol fiyatlarının sert düşüşü ile birlikte deflasyon tehdidini daha fazla hissederek negatif faiz politikasına yakın durmaya başladılar. Negatif faiz uygulamasında, merkez bankaları, bankaların tuttukları cari hesaplardan faiz alınması yoluyla tasarrufların azaltılmasını ve kredi hacminin genişletilmesini hedefliyor. Bu çerçevede, İsviçre, Danimarka ve İsveç Merkez Bankaları uzun bir süredir politika faiz oranlarını sıfırın altında tutuyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) da söz konusu uygulamayı mevduat faiz oranını 2014 yılı Haziran ayında sıfırın altına çekerek başlattı. Negatif faiz uygulamasına geçen son ülke ise Japonya oldu. Japonya, 2016 Ocak ayında aldığı karar ile politika faiz oranını sıfırın altına çekerek negatif faiz oranı uygulayan ülkeler arasına katıldı. Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde reel faizin sıfırın altına inmesi normal iken, merkez bankalarınca faiz oranlarının sıfırın altına çekilmesi çok sık rastlanan bir durum değil. Peki, ülkeleri negatif faiz uygulamasına iten nedenler neler? Negatif Faize Geçilmesini Tetikleyen Nedenler

Deflasyon riski ve zayıf seyreden büyüme

İsveç, İsviçre, Danimarka, Japonya ve Euro Bölgesi’nde 2008 yılı küresel krizi sonrasında büyüme hızlarının belirgin bir şekilde yavaşladığı dikkat çekiyor. Kriz öncesi dönemdeki büyüme oranlarına kriz sonrası dönemde merkez bankalarınca atılan adımlara rağmen ulaşılamadığı görülüyor. Büyüme hızına ve iç talep yetersizliğine yönelik endişelerin yanı sıra deflasyonist risk de merkez bankalarını tedirgin eden bir diğer önemli konu. Merkez bankaları

-2

0

2

4

6

8

10

12

14

20

00

20

01

20

02

20

03

20

04

20

05

20

06

20

07

20

08

20

09

20

10

20

11

20

12

20

13

20

14

20

15

Enflasyon Oranları (y-y,%)

İsviçre İsveç Danimarka Euro Bölgesi Japonya

Kaynak: Bloomberg

-10

-5

0

5

10

15

20

09

.20

06

03

.20

07

09

.20

07

03

.20

08

09

.20

08

03

.20

09

09

.20

09

03

.20

10

09

.20

10

03

.20

11

09

.20

11

03

.20

12

09

.20

12

03

.20

13

09

.20

13

03

.20

14

09

.20

14

03

.20

15

09

.20

15

GSYH Büyüme Oranları (y-y,%)

İsviçre İsveç Danimarka Euro Bölgesi Japonya

Kaynak: Bloomberg

Page 2: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

2

negatif faiz politikasıyla ekonomiyi canlandırarak deflasyonu önlemeyi amaçlıyorlar. İsveç, ECB ve Japonya Merkez Bankası ise İsviçre ve Danimarka’nın ardından deflasyonu önleme ve enflasyonda hedeflenen %2’lik seviyeyi yakalamak için negatif faiz uygulamasına geçtiler.

Düşük seyreden petrol fiyatları ve küresel belirsizliklerin artması

Küresel kriz döneminin ardından emtia fiyatlarının belirgin bir şekilde geri çekilmeye başladığı görülüyor. Özellikle petrol fiyatlarındaki düşüş ekonomik aktiviteye ilişkin belirsizlik ortamı yaratarak yatırımları olumsuz yönde etkiliyor. Petrol fiyatlarının son dönemdeki düşüşünün üretimde yavaşlamaya işaret ettiğinin düşünülmesi nedeniyle küresel ekonomiye ilişkin yeni bir kriz habercisi olabileceği değerlendiriliyor. Petrol fiyatlarının sert düşüşü yeniden küresel resesyon korkularını da canlandırıyor. Bununla birlikte Çin ekonomisine yönelik endişeler de söz konusu risk algısını yoğunlaştırıyor. Piyasalardaki risk algısının ölçülmesi açısından önemli bir gösterge olan VIX endeksinin 2014 yılının ikinci yarısından itibaren tekrar yükselişe geçtiği görülüyor. Yükselen risk algısı deflasyon sınırında bulunan ülkeleri yeni önlemler almaya itiyor. Negatif Faiz Uygulamasının Hedefleri

Deflasyon riskinin azaltılması ve büyümenin canlandırılması: Dünya ekonomisinde durgunluğu ve deflasyon korkusunu yenmek için merkez bankalarının negatif faiz uygulamaları yaygınlaşıyor. Merkez Bankaları fiyatların bir çıkmaza girerek düşmesini engellemeyi ve bu durumun ekonomik toparlanmayı geciktirmesini önlemeye çalışıyor.

Ticarette rekabet gücünün artırılması: Negatif faiz uygulamasına geçen ülkeler ulusal para birimlerinin

değerini düşük seviyelerde tutmayı amaçlıyor. Negatif faiz uygulamasına geçen yukarıda saydığımız beş

ülkenin merkez bankalarının negatif faiz kararı almasının ardından ulusal para birimlerinin dolar

karşısında değer kaybettiği görülüyor. İsviçre ve Danimarka Merkez Bankaları ulusal para birimlerinin

değerini yönetmek için negatif faiz politikasına geçen öncü ülkeler arasında yer alıyor. Ulusal para

biriminin değerini düşürmekle amaçlanan ise, ülkenin ihracatını yükselterek ticarette rekabet gücünün

artmasını sağlayarak ülkenin büyüme hızına katkıda bulunmak.

Tasarrufların azaltılması ve kredi hacminin genişlemesi: Negatif faiz uygulamasının bankaları kredi

vermeye yönelteceğine dair görüşler hâkim. Bankaların paralarını negatif faizden dolayı merkez

bankalarında tutmayıp kredi olarak piyasaya sürecekleri düşünülüyor. Aynı zamanda, bankaların

müşterilerine negatif faizi yansıtmaları durumunda ise yatırımcıların paralarını bankaya yatırmak yerine

başka yatırımlara yönelteceği ve bu durumun yatırımları hızlandıracağına dair beklentiler ağırlık

kazanıyor.

10

15

20

25

30

35

40

45

10

.20

06

05

.20

07

12

.20

07

07

.20

08

02

.20

09

09

.20

09

04

.20

10

11

.20

10

06

.20

11

01

.20

12

08

.20

12

03

.20

13

10

.20

13

05

.20

14

12

.20

14

07

.20

15

02

.20

16

VIX Endeksi

Kaynak: Bloomberg

20

40

60

80

100

120

140

160

180

200

11

.20

10

02

.20

11

05

.20

11

08

.20

11

11

.20

11

02

.20

12

05

.20

12

08

.20

12

11

.20

12

02

.20

13

05

.20

13

08

.20

13

11

.20

13

02

.20

14

05

.20

14

08

.20

14

11

.20

14

02

.20

15

05

.20

15

08

.20

15

11

.20

15

02

.20

16

ABD Ham Petrol Fiyatları (dolar/varil)

Emtia Fiyat Endeksi

Kaynak: Bloomberg

Page 3: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

3

Negatif Faizin Finansal Piyasalar Üzerindeki Olası Yan Etkileri

Banka karlılıklarında yaşanan aşınmalar: Negatif faiz uygulaması, bankaların net faiz marjlarının

(borçlanma ve mevduat faizi arasındaki fark) daralmasına sebep olarak bankaların karlılıklarında bir

erozyona sebep olabiliyor.

Banka dışı finansal kesim üzerindeki baskılar: Negatif faiz, emeklilik ve hayat sigortası şirketleri gibi bazı

banka dışı finans kurumlarının uzun dönemli yükümlülükleri üzerinde baskı yaratabilir. Özellikle

Avrupa’daki bazı hayat sigortası şirketleri 10 yıllık devlet tahvilleri üzerinde bir seviyede ödeme yapmayı

garantilediği ve bu garantilemeyi o anki nominal faiz üzerinden sabitleme yöntemine göre yaptığı için

zararla karşı karşıya kalabiliyor.

Getiri değerlemesi ve nakit akımındaki bozulmalar: Faiz oranları sıfıra yaklaştıkça nakit akımlarının

bugünkü değer hesaplaması daha fazla hassaslaşacağından, negatif faiz süreci varlık ve yükümlülük

değerlemesinde belirsizliklere sebep olabilir.

Aşırı risk alma: Yapılan çalışmalara göre kısa dönem faiz oranları ile bankaların risk almaları arasında

negatif bir ilişki olduğu düşünüldüğünde, negatif faiz ortamında bankalar daha fazla kar elde edebilmek

amacıyla aşırı risk alabilir, bu durum ise bankacılık sektöründe varlık balonlarının oluşumunu

tetikleyebilir.

Bankaların yeni alternatif varlıklara yönelmesi: Negatif faiz ortamı bankaları aynı parasal değeri taşıyan

bono, tahvil gibi başka parasal varlıkları satın almak için cesaretlendirebilir. Ancak bu yönelim bazı varlık

fiyatları üzerinde yukarı yönlü bir baskı yaratırken, devlet getirileri ve borçlanma maliyetleri üzerinde ise

daha fazla aşağı yönlü baskıya sebep olabilir.

Negatif faiz uygulamasının müşteriye yansıtılma ihtimali: Merkez bankaları tarafından uygulanan

negatif faizin müşteriye yansıtılması durumunda, bankadan faiz alamayacağını bilen tasarruf sahipleri

paralarını nakit olarak tutma isteği ile sistem dışına çıkabilir.

Kur savaşını tetiklemesi: Karar alma mekanizmaları tarafından suni bir şekilde yaratılan düşük faiz

ortamı ülkelerin para birimlerinde değer kaybına yol açarak ülke para birimleri arasında küresel bir “kur

savaşı”nı da beraberinde getirebilir.

Euro Bölgesi Bankalarının Net Faiz Marjları

Oca

.20

14

Nis

.20

14

Haz

.20

14

Eki.2

01

4

Haz

.20

15

Nis

.20

14

Kaynak: Dünya Bankası

Page 4: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

4

ABD’de kısa vadede negatif faiz oranı söz konusu olabilir mi?

2007 Aralık’ta başlayan ve 2009 Haziran’da sona eren son kriz döneminde ve krizin yarattığı tahribatı düzeltmek

için sonraki dönemde ABD Merkez Bankası (Fed) faiz oranlarını %0-0.25 bandına kadar indirdi ve bu süreçte üç

adet parasal genişleme (QE) programı uyguladı. Üçüncü parasal genişleme programının Ekim 2013’te

sonlandırılmasının ardından ise ABD’de faiz artırımı tartışmaları başladı. ABD’nin ilk faiz artırımını ne zaman

yapacağı piyasaları uzun süre meşgul etti ve nihayetinde 2015 Aralık’ta Fed ilk faiz artırımını gerçekleştirdi. 0.25

puanlık ilk faiz artırımının ardından Fed, faiz artırımlarının yavaş ve kademeli şekilde devam edeceğini açıkladı. İlk

etapta oluşan beklentiler Fed’in 2016 yılında dört faiz artırımı yapacağı yönündeydi. Ancak emtia fiyatlarındaki

düşüş, Çin ekonomisine ilişkin artan endişeler, Euro Bölgesi ve Japonya gibi diğer gelişmiş ülkelerde ekonomide

toparlanmanın henüz başlamamış olması ve Fed’in Ocak ayı toplantısında küresel ekonomik belirsizliklere yaptığı

vurgu Fed’in faiz artırımlarının beklenenden daha yavaş olacağı, hatta faiz artırımlarının erteleneceği

beklentilerine neden oldu. Bunun yanı sıra Fed’in faiz artırımlarını ertelemekle kalmayıp yeniden faiz indirimine

başlayacağı beklentileri bile oluştu. Küresel ekonomideki olumsuzluklar ABD ekonomisini de olumsuz

etkileyebilecek olmakla birlikte mevcut görünümün Fed’in tekrar faiz indirimine başlamasına neden olacağını

düşünmüyoruz. Bunda etkili olan iki önemli faktör var. Birincisi ekonomik göstergeler, ikincisi ise Fed’in geçmiş

tecrübeleri.

1. Ekonomik göstergeler

Fed, ekonomik iyileşmeye ilişkin istihdam

piyasası ve enflasyon olmak üzere iki önemli

veriyi takip ediyor. ABD istihdam piyasasındaki

düzelme dikkat çekici ve Fed’in faiz artırımlarına

devam etmesi için de yeterli bir görünüm

çiziyor. Son verilere göre işsizlik oranı Fed’in %5

olan hedefinin altına geriledi. Tarımdışı

istihdam ise son 10 aydır Fed’in sürdürülebilir

olarak tanımladığı 100 bin rakamının üzerinde

artış gösteriyor. Diğer yandan, enflasyon Fed’in

%2 olan hedefinin altında kalsa da emtia

fiyatlarındaki düşüşe rağmen Ocak ayında

%1.4’e yükselerek olumlu bir görünüm çizdi.

Doların aşırı değerli olması ABD ekonomisi için

risk oluşturan unsurlardan biri olarak görülüyor.

Aşırı değerli dolar, enflasyon üzerinde aşağı

yönlü baskı oluşturmak ve dış ticarette rekabet

avantajını azaltmak gibi etkileri olduğu için

istenen bir durum değil. Euro Bölgesi ve Japonya

gibi diğer gelişmiş ülkeler parasal genişleme

programı ve negatif faiz uygularken, Fed’in faiz

artırımına gitmesinin dolarda daha fazla

değerlenmeye neden olacağı düşünülüyor.

Ancak dolardaki değerlenmenin 2014 yılı ikinci

yarısından itibaren hızlandığını görüyoruz. Bir başka ifade ile Fed’in faiz artırımına başlaması dolar üzerinde

fazladan bir değerlenme baskısı oluşturmadı. Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan

para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişlemeye gittiği bir

ortamda, ABD’de parasal genişleme politikası uygulansa bile dolarda değer kaybı görülmesini engelleyecektir.

0

50

100

150

200

250

300

350

400

01

.20

11

05

.20

11

09

.20

11

01

.20

12

05

.20

12

09

.20

12

01

.20

13

05

.20

13

09

.20

13

01

.20

14

05

.20

14

09

.20

14

01

.20

15

05

.20

15

09

.20

15

01

.20

16

Tarımdışı İstihdam (a-a, bin kişi)

Kaynak: Bloomberg

65

75

85

95

105

115

125

1

2

3

4

5

6

05

.20

01

04

.20

02

03

.20

03

02

.20

04

01

.20

05

12

.20

05

11

.20

06

10

.20

07

09

.20

08

08

.20

09

07

.20

10

06

.20

11

05

.20

12

04

.20

13

03

.20

14

02

.20

15

01

.20

16

ABD 10 Yıllık Tahvil Getirisi (%)

Dolar Endeksi (Sağ Eksen)

Kaynak: Bloomberg

Page 5: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

5

Ekonomide öncül göstergeler arasında istihdam

verilerinin yanı sıra borsa endeksleri de yer

alıyor. Hisse senedi fiyatlarının şirketlerin

kazanç beklentilerine göre şekillendiği

düşünüldüğünde, güçlü bir hisse senedi piyasası

şirket kazançlarının artacağı anlamına gelirken,

hisse senetlerinin düşmesi şirket kazançlarının

düşeceği ve ekonominin resesyona gideceği

algısı yaratabilir. Ancak borsa her zaman iyi bir

öncül gösterge olmayabilir. Hisse senedi

endekslerinin manipülasyona açık olmasının

yanı sıra ekonominin iyi gittiği konusunda yanlış

algı yaratabilme ihtimali barındırması balon oluşumuna müsait bir ortam yaratabilir. 2008 krizinden önceki

dönemde de ABD’de borsa endekslerinden çıkış yaşandığı ve ardından konut sektöründeki balon ile birlikte hisse

endekslerinin sert bir şekilde aşağıya indiği görülüyor. Daha sonrasında da ABD’de borsa endekslerinde 2009

yılından bu yana yükselişin devam etmesi, balon endişelerini de beraberinde getirmişti ancak son dönemde

borsaların tarihi yüksek seviyelerinden bir miktar aşağıya indiğini de gözlemlemekteyiz. Öte yandan, halihazırda

ABD borsalarında geri çekilme yaşandığı görülse de geçmiş dönem borsa çöküşleri ve ardından gelen resesyon

süreçlerine teknik olarak baktığımızda ABD borsalarında görülen geri çekilmelerin geçmişe kıyasla çok daha sınırlı

olduğu dikkat çekiyor.

ABD’de ekonominin durumunu gösteren bir

diğer önemli veri olarak konut satışları karşımıza

çıkıyor. Ekonominin iyiye gittiği dönemde konut

satışları yükselirken, resesyon dönemlerinde ise

geri çekildiği görülüyor. Bu bağlamda, konut

satışlarında görülen hali hazırdaki seviyelerin

2008 krizi sonrasında gördüğü dip seviyelerden

itibaren yükselmeye başladığı ve henüz aşağıya

doğru bir dönüşün olmadığı dikkat çekiyor. Özet

olarak, yukarıda bahsettiğimiz koşullar itibarıyla

hem ABD borsalarının hem de konut piyasasının

görünümü bize resesyon konuşmaları için henüz

erken olduğuna işaret ediyor.

Konut piyasasına ilişkin verilerin yanı sıra

ABD’de ekonominin muhtemel gidişatı hakkında

fikir veren bir diğer veri ise The Conference

Board tarafından hesaplanan “Öncü Göstergeler

Endeksi (LEI:Leading Economic Index)”. Öncü

göstergeler endeksinin ekonomideki

daralmalardan önce aşağı yönlü,

genişlemelerden önce ise yukarı yönlü hareket

ettiği biliniyor. 1985’den bu yana öncü

göstergeler endeksinin hareketine baktığımızda

da resesyon dönemlerinde endeksin aşağı yönlü

hareket ettiğini görmekteyiz. 2009 yılından

itibaren ise endeksin çıkış trendinde olduğu

görülüyor. Bu nedenle ABD ekonomisinin veriler

bakımından kötü bir tablo çizdiğini söylemek pek

70

80

90

100

110

120

130

02

.19

85

02

.19

86

02

.19

87

02

.19

88

02

.19

89

02

.19

90

02

.19

91

02

.19

92

02

.19

93

02

.19

94

02

.19

95

02

.19

96

02

.19

97

02

.19

98

02

.19

99

02

.20

00

02

.20

01

02

.20

02

02

.20

03

02

.20

04

02

.20

05

02

.20

06

02

.20

07

02

.20

08

02

.20

09

02

.20

10

02

.20

11

02

.20

12

02

.20

13

02

.20

14

02

.20

15

02

.20

16

LEI (Öncü Göstergeler Endeksi)

Kaynak: Bloomberg

Kriz dönemleri

100

400

700

1000

1300

1600

1900

2200

2500

1000

3000

5000

7000

9000

11000

13000

15000

17000

19000

02

.19

85

08

.19

86

02

.19

88

08

.19

89

02

.19

91

08

.19

92

02

.19

94

08

.19

95

02

.19

97

08

.19

98

02

.20

00

08

.20

01

02

.20

03

08

.20

04

02

.20

06

08

.20

07

02

.20

09

08

.20

10

02

.20

12

08

.20

13

02

.20

15

Dow Jones

S&P 500 (Sağ Eksen)

Kaynak: Bloomberg

200

400

600

800

1000

1200

1400

01

.19

85

01

.19

86

01

.19

87

01

.19

88

01

.19

89

01

.19

90

01

.19

91

01

.19

92

01

.19

93

01

.19

94

01

.19

95

01

.19

96

01

.19

97

01

.19

98

01

.19

99

01

.20

00

01

.20

01

01

.20

02

01

.20

03

01

.20

04

01

.20

05

01

.20

06

01

.20

07

01

.20

08

01

.20

09

01

.20

10

01

.20

11

01

.20

12

01

.20

13

01

.20

14

01

.20

15

01

.20

16

ABD Yeni Konut Satışları (Bin Adet)

Kaynak: Bloomberg

Page 6: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

6

mümkün görünmüyor. Öncü göstergeler endeksi gelecek dönemlerde ekonominin gidişatını gösteren 10 farklı

değişkenden oluşuyor:

1. Ortalama haftalık toplam çalışma saatleri

2. Haftalık işsizlik sigortası başvuruları

3. Tüketici ürünleri siparişleri (aylık)

4. ISM imalat endeksi (yeni siparişler kalemi)

5. Yatırım malları siparişleri (savunma kalemi hariç, aylık)

6. Yeni konut inşaat izinleri (aylık)

7. Hisse senedi fiyatları (S&P 500 endeksi)

8. Öncü kredi endeksi

9. Faiz farkı (ABD 10 yıllık tahvil getiri ve Fed gecelik borçlanma faizi arasındaki fark)

10. Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi

2. Fed kararları

ABD’de son 30 yılın para politikası kararları incelendiğinde politika faizindeki artırım ve indirimlerin birer döngü

biçiminde gerçekleştiği ve her döngünün arasında faizin sabit bırakıldığı bir dönem olduğu görülüyor. Faiz artırım

dönemlerinin ise ortalama 15.7 ay, en az ise 11 ay sürdüğünü görüyoruz. Son 30 yıllık dönemde faiz indirim

dönemleri ise çok daha uzun süreli, ortalamada 26.5, en az ise 17 ay sürmüş. Bunun yanı sıra Fed’in daha önceki

faiz kararlarında da kademeli bir yaklaşım anlayışı olduğunu görüyoruz. Bir başka ifade ile ekonomik koşullar 75

baz puan indirim gerektirse de Fed bunu 3 toplantıda 25 baz puanlık indirimler şeklinde gerçekleştiriyor. Son 30

yıllık süreçte sadece 1995-1999 arası dönemde uzun süreli bir faiz artırım veya indirim dönemi yaşanmıyor. Kısa

süreli bir faiz indirimi ve tek seferlik bir faiz artırımının ardından tekrar kısa süreli faiz indirimi dönemine giriliyor

ancak faizler bir önceki artırım döneminin altına inmiyor. Fed’in geçmiş tecrübeleri uzun süren faiz indirimlerinin

ardından faizlerin bir süre sabit bırakıldığını ve ardından indirim süreci kadar uzun olmasa da yine de devamlı bir

artırım dönemine girildiğini gösteriyor. Bu nedenle Fed’in tek seferlik bir faiz artırımı yaptıktan sonra tekrar faiz

indirimine başlaması olasılığının yüksek olmadığını düşünüyoruz. Mevcut durumda Aralık 2007’de başlayan

finansal kriz sonrasında 16 ay süren bir indirim sürecinin ardından 83 ay boyunca faizlerin sabit bırakıldığını

görüyoruz. Bir başka ifade ile Fed son faiz artırım kararını oldukça uzun bir süreden sonra, yukarıda da

değindiğimiz ekonomik göstergeleri ve iyileşmeyi göz önünde bulundurarak aldı. Merkez bankaları böyle

durumlarda kredibilite kaybına uğramamak amacıyla da para politikasında hemen aksi yönde bir değişikliğe

gitmeyi tercih etmezler. Ayrıca son faiz artırımdan önceki dönemde Fed, piyasaları sözlü yönlendirme ile faiz

artırımına hazırlamıştı. Bu nedenle para politikasında tersi yönde bir değişiklik olacaksa, Fed yine öncelikle

piyasaları sözlü yönlendirme ile bu duruma hazırlamayı tercih edecektir. Bu durumda da faiz artırımları devam

etmese bile uzunca bir süre politika faiz oranı %0.25-0.50 bandında sabit tutulacaktır.

0

2

4

6

8

10

01

.19

85

12

.19

85

11

.19

86

10

.19

87

09

.19

88

08

.19

89

07

.19

90

06

.19

91

05

.19

92

04

.19

93

03

.19

94

02

.19

95

01

.19

96

12

.19

96

11

.19

97

10

.19

98

09

.19

99

08

.20

00

07

.20

01

06

.20

02

05

.20

03

04

.20

04

03

.20

05

02

.20

06

01

.20

07

12

.20

07

11

.20

08

10

.20

09

09

.20

10

08

.20

11

07

.20

12

06

.20

13

05

.20

14

04

.20

15

ABD Politika Faiz Oranı (%)

Kaynak: Bloomberg

Artırım Dönemleri

İndirimDönemleri

Page 7: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

7

Uzun süre uygulanan düşük faiz ve tahvil alım programları yoluyla piyasaya sürülen bol likiditenin ekonomilerde

istenen canlanmayı sağlayamaması, bankaların verdikleri kredilerin düşük kalması, iç talebin artmaması ve

enflasyonun da istenen düzeylere çıkmaması sonucu merkez bankaları ekonomiyi canlandırmak amacıyla negatif

faize yöneldi. Negatif faiz uygulaması ile deflasyon riskinin azaltılması, büyümenin artırılması, para biriminin

değerinin düşürülmesi ve böylece ticarette rekabet gücünün artırılması hedefleniyor. Ancak negatif faiz

uygulamasının banka karlarını azaltması, bankaların daha fazla kar getirmesine karşın riskli araçlara yönelmesine

neden olması ve kur savaşını tetiklemesi gibi olumsuz etkileri de ortaya çıkabilir. Ayrıca, Japonya’nın da negatif

faize geçmesiyle birlikte şu anda altı ülke negatif faiz uyguluyor. Buna karşın son dönemde hem emtia fiyatlarının

düşmesi hem de Çin’le ilgili endişelerin artması küresel büyüme endişelerini artırırken başka ülkelerin de negatif

faiz uygulamasına geçebileceği beklentilerini doğuruyor. Bu ülkelerin başında ise ABD geliyor. ABD’nin henüz faiz

artırımına başlamış olmasına karşın küresel ekonomideki bozulmanın etkisiyle yeniden faiz indirimine

geçebileceği tartışılıyor. Fakat ABD’de verilerin nispeten olumlu bir görünüme işaret etmesi, Fed’in geçmiş

kararları ve kredibilite endişeleri nedeniyle ABD’de negatif faiz ihtimalinin şu an için düşük olduğunu

düşünüyoruz. Diğer yandan, ABD geçmiş dönemlerden farklı olarak ilk defa Avrupa ve Japonya başta olmak üzere

diğer merkez banklarının para politikasından ayrışarak negatif faiz yerine faiz artırımı politikası uyguluyor.

Bununla birlikte petrol fiyatlarındaki geri çekilmenin 2014 yılı ikinci yarısından bu yana hala devam etmesi bu

durumun sadece arzla ilgili değil taleple de ilgili bir sıkıntı olabileceğine işaret ediyor. Bu sebeple Fed’in faiz

artırımına geçmişteki kadar sert gitmeme ihtimali bulunuyor. Ancak ABD’de faiz artırımının 2017 yılında durması

hatta yükselen trend olarak negatif faize geçilme ihtimali o zamanki koşullar için oluşsa bile, negatif faizin para

politikası açısından sürdürülebilirliğinin sorgulanması gelecek dönemlerde maliye politikalarını öne çıkarabilir.

Page 8: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

8

Tarih Ülke Açıklanacak Veri Önceki Beklenti

29.02.2016 Türkiye Dış Ticaret Dengesi (Ocak) -6.18 Milyar $ -3.8 Milyar $

(açıklandı)

ABD Dallas Fed Aktivite Endeksi (Şubat) -34.6 -30.0

Chicago PMI Endeksi (Şubat) 55.6 52.5

Bekleyen Konut Satışları (Ocak, y-y) %3.1 %4.1

Euro Bölgesi TÜFE (Şubat, y-y, öncül) %0.3 %0.0

Almanya Perakende Satışlar (Ocak, y-y) %2.5 %1.8

İtalya TÜFE (Şubat, y-y, öncül) %0.4 %0.1

İngiltere M4 Para Arzı (Ocak, y-y) %0.2 --

Japonya Sanayi Üretimi (Ocak, y-y, öncül) -%1.9 -%3.8

01.03.2016 Türkiye TCMB Toplantı Özeti (Şubat) -- --

İmalat PMI (Şubat) 50.9 50.3 (açıklandı)

ABD İmalat PMI (Şubat) 51.0 51.2

ISM imalat (Şubat) 48.2 48.5

Euro Bölgesi İmalat PMI (Şubat) 51.0 51.0

İşsizlik Oranı (Ocak) %10.4 %10.4

Almanya İşsizlik Oranı (Şubat) %6.2 %6.2

İmalat PMI (Şubat) 50.2 50.2

Fransa İmalat PMI (Şubat) 50.3 50.3

İtalya İmalat PMI (Şubat) 53.2 52.2

İşsizlik Oranı (Ocak, öncül) %11.4 %11.4

GSYH (2015, y-y) -%0.4 %0.6

Bütçe Dengesi (Şubat) 4.6 Milyar Euro --

İngiltere İmalat PMI (Şubat) 52.9 52.3

Japonya İşsizlik Oranı (Ocak) %3.3 %3.3

İmalat PMI (Şubat) 50.2 --

02.03.2016 ABD ADP Özel İstihdam (Şubat) 205 Bin Kişi 185 Bin Kişi

ISM Newyork endeksi (Şubat) 54.6 --

Fed Bej Kitap Raporu -- --

Euro Bölgesi ÜFE (Ocak, y-y) -%3.0 -%2.9

03.03.2016 Türkiye TÜFE (Şubat, a-a) %1.82 %0.30

ABD Haftalık İşsizlik Maaşı Başvuruları 272 Bin Kişi 270 Bin kişi

Hizmet PMI (Şubat) 49.8 50.0

ISM Hizmetler Endeksi (Şubat) 53.5 53

Fabrika Siparişleri (Ocak) -%2.9 %2.1

Dayanıklı Mal Siparişleri (Ocak) %4.9 --

Euro Bölgesi Hizmet PMI (Şubat) 53.0 53.0

Perakende Satışlar (Ocak, y-y) %1.4 %1.3

Almanya Hizmet PMI (Şubat) 55.1 55.1

Fransa Hizmet PMI (Şubat) 49.8 49.8

İşsizlik Oranı (4.çeyrek) %10.6 %10.5

İtalya Hizmet PMI (Şubat) 53.6 52.7

İngiltere Hizmet PMI (Şubat) 55.6 55.1

Japonya Hizmet PMI (Şubat) 52.4 --

04.03.2016 Türkiye Reel Efektif Döviz Kuru (Şubat) 99.25 --

ABD Dış Ticaret Dengesi (Ocak) -43.36 Milyar

Dolar -43.80 Milyar

Dolar

Tarımdışı İstihdam (Şubat) 151 Bin Kişi 193 Bin Kişi

İşsizlik Oranı (Şubat) %4.9 %4.9

İtalya GSYH (4.çeyrek, Takv. Arınd., y-y) %1.0 %1.0

Haftalık Veri Takvimi (29 Şubat – 04 Mart 2016)

Page 9: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

9

TÜRKİYE

Türkiye Büyüme Oranı

Sektörel Büyüme Hızları (y-y, %)

Harcama Bileşenlerinin Büyüme Hızları (y-y, %)

Sanayi Üretim Endeksi

-5

-3

-1

1

3

5

7

-5

0

5

10

15

20

Ara

.12

Nis

.13

Ağu

.13

Ara

.13

Nis

.14

Ağu

.14

Ara

.14

Nis

.15

Ağu

.15

Ara

.15

Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (y-y, %)

Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi ÜretimEndeksi (a-a, %) (Sağ Eksen)

Kaynak: TÜİK

0

10000

20000

30000

40000

50000

60000

70000

Oca

.03

Tem

.03

Oca

.04

Tem

.04

Oca

.05

Tem

.05

Oca

.06

Tem

.06

Oca

.07

Tem

.07

Oca

.08

Tem

.08

Oca

.09

Tem

.09

Oca

.10

Tem

.10

Oca

.11

Tem

.11

Oca

.12

Tem

.12

Oca

.13

Tem

.13

Oca

.14

Tem

.14

Oca

.15

Tem

.15

Oca

.16

Toplam Otomobil Üretimi (Adet)(12 aylık Har. Ort.)

Kaynak: OSD, VakıfBank

Toplam Otomobil Üretimi

Sanayi Ciro Endeksi

70

90

110

130

150

170

190

210

230

Eyl.1

1

Ara

.11

Mar

.12

Haz

.12

Eyl.1

2

Ara

.12

Mar

.13

Haz

.13

Eyl.1

3

Ara

.13

Mar

.14

Haz

.14

Eyl.1

4

Ara

.14

Mar

.15

Haz

.15

Eyl.1

5

Ara

.15

Aylık Sanayi Ciro Endeksi (2010=100)

Kaynak:TÜİK

-20

-15

-10

-5

0

5

10

15

20

05Ç

12

005

Ç3

20

06Ç

12

006

Ç3

20

07Ç

12

007

Ç3

20

08Ç

12

008

Ç3

20

09Ç

12

009

Ç3

20

10Ç

12

010

Ç3

20

11Ç

12

011

Ç3

20

12Ç

12

012

Ç3

20

13Ç

12

013

Ç3

20

14Ç

12

014

Ç3

20

15Ç

12

015

Ç3

Reel GSYH (y-y, %)

Kaynak:TÜİK

-10

0

10

20

30

40

50

20

11-I

20

11-I

I

20

11-I

II

20

11-I

V2

012

-I

20

12-I

I

20

12-I

II

20

12-I

V2

013

-I

20

13-I

I

20

13-I

II

20

13-I

V

20

14-I

20

14-I

I

20

14-I

II2

014

-IV

20

15-I

20

15-I

I

20

15-I

II

Harcama Bileşenleri Büyüme Hızları (%)

Tüketim Devlet Yatırım İhracat İthalat

Kaynak: TÜİK

-10

-5

0

5

10

15

20

11-I

I

20

11-I

II

20

11-I

V

20

12-I

20

12-I

I

20

12-I

II

20

12-I

V

20

13-I

20

13-I

I

20

13-I

II

20

13-I

V

20

14-I

20

14-I

I

20

14-I

II

20

14-I

V

20

15-I

20

15-I

I

20

15-I

II

Sektörel Büyüme Hızları (y-y, %)

Tarım Sanayi İnşaat Ticaret Ulaştırma

Kaynak:TÜİK

Page 10: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

10

Kapasite Kullanım Oranı

Beyaz Eşya Üretimi

700000900000

110000013000001500000170000019000002100000230000025000002700000

Beyaz Eşya Üretimi (Adet)

Kaynak:Hazine Müsteşarlığı

PMI Endeksi

50.30

30

35

40

45

50

55

60

Şub

.06

Ağu

.06

Şub

.07

Ağu

.07

Şub

.08

Ağu

.08

Şub

.09

Ağu

.09

Şub

.10

Ağu

.10

Şub

.11

Ağu

.11

Şub

.12

Ağu

.12

Şub

.13

Ağu

.13

Şub

.14

Ağu

.14

Şub

.15

Ağu

.15

Şub

.16

PMI Imalat Endeksi

Kaynak:Reuters

55

60

65

70

75

80

85

Ara

.07

Tem

.08

Şub

.09

Eyl.0

9

Nis

.10

Kas

.10

Haz

.11

Oca

.12

Ağu

.12

Mar

.13

Eki.1

3

May

.14

Ara

.14

Tem

.15

Şub

.16

Kapasite Kullanım Oranı (%)

Kaynak:TCMB

Page 11: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

11

ENFLASYON GÖSTERGELERİ

100120140160180200220240260

30

.06

.200

9

30

.11

.200

9

30

.04

.201

0

30

.09

.201

0

28

.02

.201

1

31

.07

.201

1

31

.12

.201

1

31

.05

.201

2

31

.10

.201

2

31

.03

.201

3

30

.08

.201

3

31

.01

.201

4

30

.06

.201

4

31

.11

.201

4

30

.04

.201

5

30

.09

.201

5

29

.02

.201

6

5007009001100130015001700190021002300

UBS Emtia Fiyat Endeksi (sağ eksen)BM Dünya Gıda Fiyat Endeksi

Kaynak: Bloomberg

-5.0

0.0

5.0

10.0

15.0

20.0

25.0

Oca

.05

Tem

.05

Oca

.06

Tem

.06

Oca

.07

Tem

.07

Oca

.08

Tem

.08

Oca

.09

Tem

.09

Oca

.10

Tem

.10

Oca

.11

Tem

.11

Oca

.12

Tem

.12

Oca

.13

Tem

.13

Oca

.14

Tem

.14

Oca

.15

Tem

.15

Oca

.16

ÜFE (y-y, %)

Kaynak: TCMB

-5

0

5

10

15

20

Oca

.09

Tem

.09

Oca

.10

Tem

.10

Oca

.11

Tem

.11

Oca

.12

Tem

.12

Oca

.13

Tem

.13

Oca

.14

Tem

.14

Oca

.15

Tem

.15

Oca

.16

Gıda Enerji TÜFE

Kaynak: TCMB

Gıda ve Enerji Enflasyonu (y-y, %)

Dünya Gıda ve Emtia Fiyat Endeksi

5.5

6

6.5

7

7.5

8

12 Ay Sonrasının Yıllık TÜFE Beklentisi (%)

24 Ay Sonrasının Yıllık TÜFE Beklentisi (%)

Kaynak: TCMB

Enflasyon Beklentileri

Reel Efektif Döviz Kuru

99.25

90

95

100

105

110

115

120

125

130

135

Oca

.10

Tem

.10

Oca

.11

Tem

.11

Oca

.12

Tem

.12

Oca

.13

Tem

.13

Oca

.14

Tem

.14

Oca

.15

Tem

.15

Oca

.16

TÜFE Bazlı (2003=100)

Kaynak: TCMB

TÜFE ve Çekirdek Enflasyon

ÜFE

9.58

9.63

0

2

4

6

8

10

12

14

Oca

.05

Tem

.05

Oca

.06

Tem

.06

Oca

.07

Tem

.07

Oca

.08

Tem

.08

Oca

.09

Tem

.09

Oca

.10

Tem

.10

Oca

.11

Tem

.11

Oca

.12

Tem

.12

Oca

.13

Tem

.13

Oca

.14

Tem

.14

Oca

.15

Tem

.15

Oca

.16

TÜFE (y-y, %)

Çekirdek-I Endeksi (y-y, %)

Kaynak: TCMB

Page 12: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

12

İŞGÜCÜ GÖSTERGELERİ

7.0

8.0

9.0

10.0

11.0

12.0

13.0

14.0

Mevsimsellikten Arındırılmış İşsizlik Oranı (%)

İşsizlik Oranı (%)

Kaynak: TÜİK

İşgücüne Katılım Oranı

7001,2001,7002,2002,7003,2003,7004,2004,7005,2005,700

Kurulan-Kapanan Şirket Sayısı (Adet)

Kaynak: TOBB

Kurulan-Kapanan Şirket Sayısı

İşsizlik Oranı

35373941434547495153

İşgücüne Katılma Oranı (%)

İstihdam Oranı (%)

Kaynak: TÜİK

Page 13: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

13

DIŞ TİCARET GÖSTERGELERİ

TÜKETİM GÖSTERGELERİ

İthalat-İhracat

Dış Ticaret Dengesi

Tüketici Güveni ve Reel Kesim Güveni

-11000

-9000

-7000

-5000

-3000

-1000

1000

3000

-84000-74000-64000-54000-44000-34000-24000-14000

-40006000

Cari İşlemler Dengesi (12 Aylık-milyon dolar)

Cari İşlemler Dengesi (milyon dolar-sağ eksen)

Kaynak: TCMB

Cari İşlemler Dengesi

0

5000

10000

15000

20000

25000

May

.04

Kas

.04

May

.05

Kas

.05

May

.06

Kas

.06

May

.07

Kas

.07

May

.08

Kas

.08

May

.09

Kas

.09

May

.10

Kas

.10

May

.11

Kas

.11

May

.12

Kas

.12

May

.13

Kas

.13

May

.14

Kas

.14

May

.15

Kas

.15

İhracat (milyon dolar)

İthalat (milyon dolar)

Kaynak: TCMB

-12000

-10000

-8000

-6000

-4000

-2000

0

Oca

.04

Tem

.04

Oca

.05

Tem

.05

Oca

.06

Tem

.06

Oca

.07

Tem

.07

Oca

.08

Tem

.08

Oca

.09

Tem

.09

Oca

.10

Tem

.10

Oca

.11

Tem

.11

Oca

.12

Tem

.12

Oca

.13

Tem

.13

Oca

.14

Tem

.14

Oca

.15

Tem

.15

Oca

.16

Dış Ticaret Dengesi (milyon dolar)

Kaynak: TCMB

40

60

80

100

120

140

55.0

65.0

75.0

85.0

95.0

105.0

Tüketici Güven Endeksi

Reel Kesim Güven Endeksi (sağ eksen)

Kaynak: TCMB

-20000

-10000

0

10000

20000

30000

40000

50000

60000

Doğrudan Yatırımlar (12 aylık-milyon dolar)

Portföy Yatırımları (12 aylık-milyon dolar)

Diğer Yatırımlar(12 aylık-milyon dolar)

Kaynak: TCMB

Sermaye ve Finans Hesabı

0

5000

10000

15000

20000

25000

Oca

.04

Oca

.05

Oca

.06

Oca

.07

Oca

.08

Oca

.09

Oca

.10

Oca

.11

Oca

.12

Oca

.13

Oca

.14

Oca

.15

Oca

.16

İhracat (milyon dolar)

İthalat (milyon dolar)

Kaynak: TCMB

Page 14: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

14

KAMU MALİYESİ GÖSTERGELERİ

-60000

-50000

-40000

-30000

-20000

-10000

0

10000

Oca

.10

Tem

.10

Oca

.11

Tem

.11

Oca

.12

Tem

.12

Oca

.13

Tem

.13

Oca

.14

Tem

.14

Oca

.15

Tem

.15

Oca

.16

Bütçe Dengesi (12 aylık toplam-milyar TL)

Kaynak: TCMB

Bütçe Dengesi

30.5

0

5

10

15

20

25

30

35

40

45

20

01

20

02

20

03

20

04

20

05

20

06

20

07

20

08

20

09

20

10

20

11

20

12

20

13

20

14

Türkiye'nin Net Dış Borç Stoku/GSYH (%)

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

Türkiye’nin Net Dış Borç Stoku

İç ve Dış Borç Stoku

Faiz Dışı Denge

-3

7

17

27

37

47

57

Faiz Dışı Denge (12 aylık-milyar TL)

Kaynak:TCMB

60

110

160

210

260

310

200

250

300

350

400

450

500

İç Borç Stoku (milyar TL)Dış Borç Stoku (milyar TL-sağ eksen)

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

Page 15: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

15

LİKİDİTE GÖSTERGELERİ

Reel Büyüme (y-y,%)

Enflasyon (y-y,%)

Cari Denge/GSYH (%)*

Merkez Bankası Faiz

Oranı (%)

Tüketici Güven

Endeksi

ABD 1.9 1.4 -2.25 0.50 92.2

Euro Bölgesi 1.5 -0.2 2.04 0.05 -8.80

Almanya 1.3 -0.20 7.40 0.05 94

Fransa 1.40 -0.10 -0.93 0.05 -16.30

İtalya 0.93 -0.20 1.91 0.05 114.50

Macaristan 3.20 0.90 3.98 1.35 -20.20

Portekiz 1.30 0.70 0.56 0.05 -13.30

İspanya 3.50 -0.80 0.80 0.05 -1.40

Yunanistan -0.80 -0.10 0.93 0.05 -66.80

İngiltere 1.90 0.30 -5.90 0.50 0.00

Japonya 0.50 0.00 0.53 -0.10 42.50

Çin 6.80 1.80 2.12 4.35 103.70

Rusya -4.10 9.80 3.20 11.00 --

Hindistan 5.30 5.91 -1.40*** 6.75 --

Brezilya -4.45 10.71 -4.42 14.25 98.60

G.Afrika 1.00 6.20 -5.80** 6.75 -13.80

Türkiye 3.96 9.58 -5.83 7.50 66.64

Kaynak: Bloomberg. *: Cari denge verileri IMF’den alınmaktadır ve 2014 yılı verileridir. ** 2013 verileri. ***2015 verileri.

TCMB Faiz Oranı

Reel ve Nominal Faiz

0

5

10

15

20

25

Şub

.07

Ağu

.07

Şub

.08

Ağu

.08

Şub

.09

Ağu

.09

Şub

.10

Ağu

.10

Şub

.11

Ağu

.11

Şub

.12

Ağu

.12

Şub

.13

Ağu

.13

Şub

.14

Ağu

.14

Şub

.15

Ağu

.15

Şub

.16

Borç Alma Faiz Oranı (%)

Borç Verme Faiz Oranı (%)

Kaynak:TCMB

Kaynak:Hazine Müsteşarlığı

Kaynak:TCMB

Dünya Piyasalarında Son Açıklanan Ekonomik Göstergeler

-5

0

5

10

15

20

Ağu

.04

Şub

.05

Ağu

.05

Şub

.06

Ağu

.06

Şub

.07

Ağu

.07

Şub

.08

Ağu

.08

Şub

.09

Ağu

.09

Şub

.10

Ağu

.10

Şub

.11

Ağu

.11

Şub

.12

Ağu

.12

Şub

.13

Ağu

.13

Şub

.14

Ağu

.14

Şub

.15

Ağu

.15

Şub

.16

Reel Faiz Nominal Faiz

Kaynak:TCMB, VakıfBank

Page 16: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

16

2013 2014 En Son Yayımlanan

2016 Yılsonu

Beklentimiz

Reel Ekonomi

GSYH (Cari Fiyatlarla, Milyon TL) 1 567 289 1 747 362 518 637 (2015 3Ç) --

GSYH Büyüme Oranı (Sabit Fiyatlarla, y-y%) 4.2 2.9 4.0 (2015 3Ç) 4.0

İşsizlik Oranı (%) 9.0 9.9 10.5 (Kasım 2015) 10.50 2014 2015 En Son Yayımlanan

Reel Ekonomi

Sanayi Üretim Endeksi (y-y, %)(takvim etk.arnd) 2.5 4.5 4.5 (Aralık 2015) --

Kapasite Kullanım Oranı (%) 74.6 75.8 73.5 (Şubat 2016) --

Fiyat Gelişmeleri

TÜFE (y-y, %) 8.17 8.81 9.58 (Ocak 2016) 7.50

ÜFE (y-y, %) 6.36 5.71 5.94 (Ocak 2016) --

Parasal Göstergeler (Milyon TL)

M1 251,991 312,309 309,927 (19.02.2016) --

M2 1,018,546 1,206,005 1,219,251 (19.02.2016) --

M3 1,063,151 1,249,183 1,262,387 (19.02.2016) --

Emisyon 77,420 94,464 95,210 (19.02.2016) --

TCMB Brüt Döviz Rezervleri (Milyon $) 106,314 95,703 92,870 (19.02.2016) --

Faiz Oranları

TCMB O/N (Borç Alma) 7.50 7.25 7.25 (26.02.2016) --

TRLIBOR O/N 11.25 11.28 11.28 (26.02.2016) --

Ödemeler Dengesi (Milyon $)

Cari İşlemler Dengesi -43,552 -32,192 -5,073 (Aralık 2015) -30,500

İthalat 242,177 207,199 13,358 (Ocak 2016) --

İhracat 157,610 143,882 9,596 (Ocak 2016) --

Dış Ticaret Dengesi -84,567 -63,316 -3,761 (Ocak 2016) -52,000

Borç Stoku Göstergeleri (Milyar TL)

Merkezi Yön. İç Borç Stoku 414.6 440.1 443.0 (Ocak 2016) --

Merkezi Yön. Dış Borç Stoku 197.5 237.5 242.8 (Ocak 2016) --

2013 2014 En Son Yayımlanan

Kamu Net Borç Stoku 197.7 187.1 187.1 (2014) --

Kamu Ekonomisi (Milyar TL)

2014 Ocak 2015 Ocak

Bütçe Gelirleri 37.908 40.109 46.720 (Ocak 2016) --

Bütçe Giderleri 36.001 36.342 42.521 (Ocak 2016) --

Bütçe Dengesi 1.907 3.767 4.199 (Ocak 2016) --

Faiz Dışı Denge 6.923 8.782 9.811 (Ocak 2016) --

Türkiye Makro Ekonomik Görünüm

Page 17: HAFTALIK RAPOR 02 Mart 2016...Bunun yanı sıra doların dünyada rezerv para olarak en çok kullanılan para birimi olması ve güvenli para olarak görülmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın

Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar

Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar [email protected]

Cem Eroğlu Müdür [email protected] 0212-398 18 98

Fatma Özlem Kanbur Uzman [email protected] 0212-398 18 91

Bilge Pekçağlayan Uzman [email protected] 0212-398 19 02

Elif Engin Uzman [email protected] 0212-398 18 92

Sinem Ulusoy Uzman Yardımcısı [email protected] 0212-398 19 05

Ezgi Şiir Kıbrıs Uzman Yardımcısı [email protected] 0212-398 19 03

Bu rapor Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan sağlanan bilgiler kullanılarak hazırlanmıştır. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. bu bilgi ve verilerin doğruluğu hakkında herhangi bir garanti vermemekte ve bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan dolayı sorumluluk kabul etmemektedir. Bu rapor sadece bilgi vermek amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir konuda yatırım önerisi olarak yorumlanmamalıdır. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. bu raporda yer alan bilgilerde daha önceden bilgilendirme yapmaksızın kısmen veya tamamen değişiklik yapma hakkına sahiptir.