144
HAKİKAT-İ NUR NUR-U HAKİKAT

HAK İKAT-İ NUR NUR-U HAK İKAT · 2014. 7. 5. · B’İSM İ’LLÂH’İR-RAHMÂN’İR-RAHÎM ALLAH’IN LÜTFU, KEREM İ, İHSANI İLED İR HAK İKAT-I NUR NUR-U HAK İKAT AŞK

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • HAK İKAT- İ NUR

    NUR-U HAK İKAT

  • Eûzübillâhimineşşeytânirracîm B’ismi’llah’ir-Rahmân’ir-Rahîm Rahmân Rahîm olan ALLAH Azze ve Cellenin Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Kitaba varis varis-i Muhammedî (s.a.v.) ümmeti içinde Hak bilimi Hakta Hak ile yazımı yazdırımı Cenab-ı ALLAH Celle Celaluhu Hikmeti Lütuf İhsanı bile. Bildirim yazılım Hak ALLAH’tan, ALLAH’ın yazdırması ile, zaman Âhir zaman, bilinmeklik ümmeti Muhammed’e (s.a.v.) Sırrım İlmim ile. es-Selam-u aleyküm. Adem Sucu ( Yazım-ı Çeşme ) 14.3.1957 - Afyon Eczacı H. Keskin ( katip ) 29.10.1969 - Afyon Emekli Başsavcı Ünal Soybalı ( katip ) 20.4.1953 - Afyon Dr. Erdem Adalıoğlu ( düzenleme, çoğaltım Hakkı ) 25.1.1967 - İzmir

  • ************************************************ B’İSMİ’LLÂH’İR-RAHMÂN’İR-RAHÎM ALLAH’IN LÜTFU, KEREMİ, İHSANI İLEDİR HAKİKAT-I NUR NUR-U HAKİKAT AŞK – MUHABBET - ERLİK İRŞAD-I BİLLUR SU YOLU HABİŞ - HUMİ - ÜNŞA Elhamdülillah, Hamdolsun, Şükürler olsun RAHMÂN olan ALLAH (c.c.)’ın Lütfu Keremi İhsanıdır. 8.2.2003

    *******************************************

  • B’ismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Rahmân ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Bir Tek yaratıcı ALLAH (c.c.), dilimi Kur’an, Sünnetullah, Habib-i Kibriyâ Muhammedi Mustafa (s.a.v.) Haşr-ı saadet, özü söz ile Yaratan ALLAH (c.c.), yarattığı kullar vasıta sebep ile. Bilinmişliği Kur’an, yaşamı Sünnetullah, Muhammedî (s.a.v.) yaşam bildirim. Her asır ve zamanda, kullara, kulluğu hatırlatma. Kulluk ile ALLAH (c.c.)’a açık gizli isnat edenlere, sadece sebep olan suret-i insanlara, sebebi görevi O’ndan bilenlere. Sebebi Hükmü kula isnad edenlere dikkat. Cevab verim ile, yerli yerinde Yaratan ALLAH Azze ve Celle. İnsan kab, kaba koyan, suyu akıtan ALLAH (c.c.)’tan Rahmet, Mağfiret, Selameti sunum Su yolu irşadda kullar sebep. EL-ÂLİM BENİM, ALLAH (c.c.) Bildirdiği bilgiyle, görünüm insanlar sebep bilinmeli. Bir de idrak boyutu, kime işrak-ı mesafe, yakınlık, uzaklık, meşveret ile kendi idrakinde, kendisini tanıma, tanıma ile, Yaratan Rabbine, Rabbin ölçü, nizam, ulaşma, yakınlaşma, yakınlık boyutu, kendi beyan, Hükm-ü Şeriat-ı Kuran, Sünnetullah ile idrakı cevabı, isnadı arayana yol bile ALLAH (c.c.)’tan. Kul, sebep, sebepler ile açılan, açık olan yolun zamanı, Muhammedî Zürriyeti, kullar açık-gizli, Asrın verimi, Muhammedî Zürriyet ile. Hu ALLAH Hu Hu. ************************************************************** B’ismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm CANDA CAN AŞA CANANDA PİŞEN AŞA BEDENDE KUCAKLAŞAN BAŞA AŞIK GARDAŞA MUHAMMEDİ MUSTAFA (S.A.V.) SIR YOLDAŞA YARATAN AŞKINA KAVUŞMA ÖZLEMİ İLE OLAN KARDAŞA HU ALLAH HU *************************************************************** B’ismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Canlar canı ezdi bugün Can bedenden ayrılıp gezdi bugün Kefensiz, bedensiz ol’duran ile ol’du bugün Gayri yok idi şekil şema, Nuruyla ol’du bugün Namaza duranlar, O’nun Aşkıyla yananlar Yârla yakış oldu bugün. Kıyam, Rüku, Secde ile huzuruna vardı bugün Sorusuna cevap aldı bugün Âşık Aşkına bir dem ile ânı yaşadı bugün

  • Var olanı, var edeni kalbinde Kelam-ı dil, Gönül gözü gördü bil O’ndan ayrı değilmiş, hep O’nunlaymış bil Nefeslerde Hu ALLAH ile İnmiş Yaratan yarattığı yere Her şey O imiş, O’ndan imiş Hu ALLAH Kulun her zerresi O imiş Hu ALLAH Hu Hu ALLAH Hu Hu ALLAH Hu ********* B’ismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Sende açılmış güllerim, solmuş bahçem Neylerim Sensiz baharım Vargit Aşkım, Nur bahçem Muhammed (s.a.v.) yoluna O’nsuz bahçe batak derim. Kanım aksa her zerresi günah derim Gönül Evim, Sultanım, Âlemler sensiz günah derim Sevdim sandığım herşeyim, âhu gözlü dilberim O’nsuz, sen bana günah derim Gözlerim yeşimi ermemiş ham Ermesi dili imiş, donatımı gülü imiş Bülbülü, Has gülü Muhammedi Mustafa (s.a.v.) imiş Aranır mı O’nsuz yolun Bulunur mu Sensiz ânım Özüm, Sözüm, Emânetim Hırkamın altındaki metânetim Sensiz gayri bir zerrem olur mu ki Evlerin hası, Kâbe’yi bulum yerim Özüm yerim, dolum yerim Gönül yerim, bulum yerim Haber veren, haber eden Can Cânan’da oldu, oldurduğu yerim Hu ALLAH Hu Âşıklar bileler Dillere geleler Yâr sözünde kullukta duralar Sözü verdiği yerde, sözde duralar Her ne ise O’ndan bileler Bileni, bildireni O bileler, O’ndan bileler Kârı imtihan sabır bileler Geçmişi çekiştirme geç

  • Ayrılığın olmasın, zamana geç Bu can âlemi, dünyadan, dünyalıktan geç Ebedî, sonsuz, Bâki olanı seç. Hu ALLAH Hu ********* B’ismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Yârim, Yâr yolu sırdaş, yoldaş Âşık gardaş, sen eyle medet Yetişmez mi O’ndan Yâr gönlünde O’nunla paylaş Söylemesin şekli insanlara Yâr, Yâr yolunda olan gardaş Sevmiş Yaradan seni Bak yakîn, semiz, pak dili görüm Hepsi yazan elim, konuşan dilim Vermiş muradım derim Sen hepsinden geç, O’nunla ol O’nu, O’nunla buldum derim Dünya evin yıkılmış bilirsin Has ebedî evin tamam, Adres bilinmiş Gerisini neyle O’nun adresi yolu Nur Muhammed’im (s.a.v.) bilinmiş. ********** B’ismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Ben diyem, Yunus bile Hak gelmiş Ondan dile Bülbülü, gülü bezenmiş Nuru söze ile Hep sûret-i insan, özünde bulunduğu yere Bulan, bulduran sûreti insanı sûret veren Gizliliğini açık eden Açtığı insanda Kendini bildiren Hep Zürriyet-i Muhammed (s.a.v.) bildirmiş Bilineni, bilinmek isteyeni Bu yolla bildirmiş Habîbim, Aşkım, Muhammed’im (s.a.v.) demiş Can kafesinde kitliyim demiş Dilem Vehhab verir, Kendimi bildiririm Âzâm-ı Tevhid, insan bürünüm gezdiririm O güllerim, güller ile bezerim Dillerine dillerim derim Ben, Ben, Benim, Ben derim Âşıklarım Beni bilir, Beni diler

  • Beni bilir, Benden bilir Zan’ı imtihan dilerim Bensiz nefes yok Her nefes, her dem hayat veririm. Hu ALLAH Hu Gönlüm güneş, yüzüm güleç Şefkâtı, merhameti seç Dünya zannı, dünyalıktan geç Hepsi Kelâm, âlemlerden geç Habibim, Aşkım, Marifetullah ehli seç Sırat-ı Nur’dan, Nur Muhammed (s.a.v.) ile geç Kuran, Sünnetullah yol ile geç Beni ara, Beni bilim yolu Rıza seç İmtihan ise: Elhamdülillah, Hamdolsun, Şükürler olsun, Rahmân olan ALLAH (c.c.)’tan Sabrım, Sözüm, sığındığım Özüm Sen’deyim, Seninleyim, bunu böyle, Bununla ömrün geç. Hu ALLAH Hu ********** B’ismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Can bedene girdiği an Sûru, Rûhu, özü indiği an Bürünüp nefse döndüğü an Dünyaya, imtihana girdiğin an Can kuşu, kafeste gizli olduğu Cânânı, canda arar oldum Hikmet İlâhi, Kudret eli LÂ İLÂHE İLLALLAH dedi Hak ALLAH, Kuran pak Rasullallah’a (s.a.v.) bak Bu meyva yasak Adem ile Havva’dan bak Bu meyvanın özü Dalı budağı sözü Nura özenmiş sözü O’nun ile O’nu, O’ndan bildirdiği ânı Sözü devşirir ânı Muhammedi Mustafa’yı (s.a.v.) Aşkı Be, sonu Nokta Okyanus, Derya diyarı Ol oldurduğu an bilmeli

  • Sureti insan gizli hazine idi Kendini, kendinde bildirdiği an uyanık bilmeli O’ndan bilmeli Uzak nefes, noksan, bâtıl bürünüm, imtihan bilinmeli. Bir de yeryüzüne inmeli İndiğinde zâhir - bâtın Esma bilmeli Has olan Hası toplama görüm bilmeli İsm-i Esma tamam ALLAH (c.c.) demeli Bu noktayı iyi bellemeli Hakkı bâtıldan ayırmayı dilemeli Dileyen, dileten O bilmeli Yârenlere Yâr, Mevlâ’yı, Mevlâna’yı, Erenleri, gelenleri, Bildiren kitapları, melekleri, cinleri Hep hizmet ettireni Eden ile bilmeli Bunun adını yeryüzünde Bölgecik imtihan bilmeli Hu ALLAH Hu ile Kelâm bildiren ALLAH (c.c.) demeli *** Bismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Bekletenim O Dur dilim durmaz mısın Balçık sularda yanmaz mısın Yârine darılınca, herşeyi O’ndan bilmelisin Aşk pervaz bilmez, hiçbir şeyi gizlemez Aklın gönülden eşe Her işe ALLAH (c.c.) ile Sular seller durulmaz imiş Akmayınca gidişe Sevdalıların günleri dalgalanmadan geçmez imiş Seyr-i Subhan, OL demedikçe olmaz imiş. Kâra geçen, zarara güneş vurmadan erimez imiş A gönlümün güzeli, dünyada seveni O Yâr kavuşturmadan, kavuşmaz imiş Döksek damla yaşları, karıştırsak izanları O OL demeden olmaz imiş O kuluna vâdetmiş zaman, o zaman bekler imiş Vaâdi Hak O’nunla O’ndayım bilmiş Sevdiğine söz böyle bildirmiş

  • O kulu dünya - ahiret ümitle bekler imiş. *** Bismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Ey sabrı dileyen Sabır meyvasını yemek isteyen Gönlünde, gönül ile ulaşan diller sözler kelâmı Muhammedi Mustafa (s.a.v.) Zürriyet ile Cem-i şehri Hu ALLAH ile Bir de bilinen, bildiren Yakubu, İsa, Musa-i, İbrahim Halil Dost Zürriyeti tamamı insan Nuh’un gemisi hoş Bu gemiye yaratan OL imiş. Toplamak istediklerini doldurmuş imiş Bir fırtına seyri sebeb imiş Bu insanlığa yeni bir zürriyet bilim imiş Aşk meyvası yemek, sabrı, şükür, Hamd, Keremi, Lûtfu, İhsanı ile bulmuş, buldurmuş. O güzel söz O’ndan, O’nunla olmuşların özü olmuş Bilim, bildirimi sözüm, süzüm bildirimi Doğru yol, Hak Kuran Muhammed’im (s.a.v.) yolum, yaşam oldurmuş Bir isteteni, bir isteyeni OL demesiyle oldurmuş. Gözü dünya, insan, insan ile bilinmiş, bildirmiş Şâhidi O imiş Sırrı Sırda buldurmuş Bu Âlemi, âlemlere seyri bulundurmuş Bu cehd-i nâfi şehri Kuran, Kuran yaşam, Sünnet seyr-i insan, Onda Muhammed (s.a.v.) Aşkı, Erliği, Muhabbeti, Nur-u irşad Zürriyeti devam bildirmiş. Bir de seveni, sevdiğine helâlı, Kelâm ile vaad bildirmiş. Hakkın sözü, gönül gözü seyri Samed imiş. Bu aşkın durağı sonsuz, Bâki, Hay, Serdarı Seyyidi Enbiyalar diye seyrin insan bildirmiş. Zürriyete asır zaman içinde açık-gizli kullarda kul gönlü vermiş. Bu yolu, sudan yaratılana suyu yol buldurup sebeb Nuru, Nurla buldurmuş. Birde gemide bulunanları bulduranları ahireti - dünyayı hoş Kendinde izn-i ilahi cefayi katmer hoş kar bildirmiş. Kulda Hamd-Şükür, İhsan, Sabır, dayanma dilim ile Kendini yüksüz hoş zamanda bildirmiş. Sana arama, beni aratma. Gördüğün de O, O’ndan gayri bakma. Kendinde kendini, kendin ile Beni, Beni bulmaya, Benimle olmaya çözüm yol bildirmiş. Erlere, yerlere, göklere, meleklere, cinlere, Rasulullah (s.a.v.) önder- örnek bildirilmiş. Bu yol zürriyeti Hak, Haktan bilinmiş. Hakkın yolcusu bu yolda Cehri Kelâm, gizli zikir ile bilinmiş. Nurları Ahlâk, ilimleri yaşam, ölümleri vuslat bilinmiş. Hu ALLAH Hu, Hu ALLAH Hu ile Seyr-i Kelâm Benim Ben, Benim Ben, Benden bildirdim.

  • Hu ALLAH Hu. *** Bismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Bir seher vakti dökülen bir çift söz ile Kavuşur mu toprağa dönmüş Sûrur-u insan yürüme bulunmuş Bedeni çürümüş çürüşmüş Boylu boyunca uzanmış giymiş fistan Bu mektebin okulunu, görmüş geçirmiş İmtihanı bile doldurmuş, Hazır tasım, görmüş bir Lisan uzak isen, yaşam bile, Bildirdiğinde bezenmiş gül isen, Soluğu nefesi kalbe inmiş isen, Hakkı ALLAH, Kuran Sünnetullah isen, Bayram var şimdi vuslatında bayram ile Gelmemişse dile O bile Kıldığın namazlar, tuttuğun oruçlar, kestiğin kurbanlar bile Aldığın her nefes O’ndan ayrı ile Ölü imişsin, ölmene, ölene ne bile Bildiren dünyada, dünyalık imtihan ile Hak kucaklaşmış Tevhidi ikrar ile Elestü bi Rabbikûm’de verdiği, aldığı, aldırdığı sözü, özüne eriştiği, eriştireceği, sureti insan, insanlığı O’nunla O’ndan, O’nu, O’nun ile bile. Bir de verdiği, verdirdiği kullar ile komşu dile. Pişmesen de, pişirmesen de komşunda nefes, koku düştü bile. Hu ALLAH Hu ile. *** Bismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Canlar can içinde gizli bir gül bile Tarlasını hazırlama bile Tohumu zerresi, Tevhidi çekirdek bile Tevhidi devam sabrı bile Yaratanı yar bileni, dost bile Ayrık ayıklama, günahtan uzak dile Yar sarhoşluğu, yaşamış kullar ile Ziyareti ALLAH (c.c.) için bile Sohbeti Kuran, Sünnet ile Bulunduğu yeri bahçeye giden yol bile Güller kokusu gelir, Gül Muhammed (s.a.v.) sohbeti ile Bir damla sabır, hoş sohbeti kesme ile Âlim yanında isen göz ile Cahili uzak bilip, dilden kesmen ile.

  • Hu ALLAH Hu ile. *** Bismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm Rahmân ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İzni ile. Yetiş ALLAH (c.c.), var Muhammedi Aşk-ı Nebî Selam olsun onlara Ashaba, ahvaline, sevgi duyanlara Haccı şehr bilip gönlü dolanlara Yeri yurdu Mekke, Kâbe gönlünde bulanlara Bir Nur ile Nur-u irşadı bulanlara buldurana ALLAH (c.c.) için sevmeyi, sevilmeyi, kızmayı bilenlere HU ALLAH HU Bir insan ki, Nuru pak bile Bildiği âleme güneş aydınlık ile Donanımı, donatımı HAK ALLAH ile Bir nebze zerre bile Her zerrede Aşkı, muhabbeti kül olmuş Nefesi ziyade ile. Bir mekteb-i dünya bilip Dünyada okuduğu Elif ile Varı yoku O ile Başlayan, başlatan başı sonu O Zürriyeti Muhammed (s.a.v.) ile Nisbet-i ziyade on sekiz bin âlem var bile Her âlem O’nun ile, O’ndan bile Bir sırrı açtığı, açacağı kulda el Âlim dili İrşâd-ı Âlem Nuru Nur yolu ile Buldurma dilimi Kendine Kendi şahit tuttuğu kullar ile Aslım Asıl Vehhab bilimi Karşılıksız dilimi Sadece sözün bildirimi Yaşamı idrak Muhammedi yol İnsan, insanı suret ile geçen ayrılık zamanı O’ndan ayrı bile Bildirdiği, bilinmekliği, sırrı Kelâm insan ile İslam din bile İman, ameli şartı dile Yakınlık ile Tevekkül, Sabır, Çileyi Aşk bile Bile de bu yolda Yakin olanlar ile yakin olmayı bile Hicret-i dönüş kalbi kalpte bulma ile Sözün yokuşu, boş batıl ile avunma bile. Şirki sebebe O’ndan ayrı dil ekleme

  • İrşadı Beni bekleme Benim ile Beni, şekleme Sadece Beni, Benden Beni Benimle Seni, ayırmama bile Bile de yolda Sıratı Müstakiym ile Göçen köprüler tamir Elhamdülillah, Hamd olsun, Şükürler olsun, Rahman ALLAH (c.c.)’tandır bile Tamir bile Her yaşam nefes ile Sığınman, sığındıran ALLAH (c.c.)’a ALLAH (c.c.) ile O’ndan ayrı yok, yokuş bile İnişi, çıkışı, varı, yoku, var olacak olanı O’ndan bile HU ALLAH HU ile Bu bir ismi Celâl ALLAH’tan kullara, kul dili ile Açılma istediği tohumu ekilmiş güller ile Açan güller Ahlak, İlmi, İrfanı Kendine HAK Güzel görüp, güzel bak Söze gerek yok, Kelimullah Sünnetullah ile bak HU ALLAH HU ile BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Ey gönlümün firari Aşkı seni Kalmadı bende dünya yeli seli Hep bilindim seninle deli Bulunmuş iki dudak iki eli Bürünmüş bedeni surete candaki seli Anlattırsın bendendeki seni Vekile, kefile yer yok, Ben varım dedin Ceylan gözlü dilberim bahçemde gülüm Var olan bunca nâm-ı nimet Benim dedin Beni iste Benimle ol gerisi yalan dedin Aşkı aşk kulluğumda gör yaşa dedin Vaadim Hak, yaşam Muhammedim (s.a.v.) dedin Yâr Yaratanla sarmaş dolaş Bezenmişlikten kül ol koş Bensiz geçen her nefes bil ki boş Benimle isen her şey gayri hoş HU ALLAH HU HU HU

  • BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Aslım, güllerim der seversin Aşıkların gönlünden gülüne diken sarasın Bu âlem-i dünyada, murad verin seversin Ahu gözlü dilberi aşık eder, sevdaya salarsın Düğün dernek der avutursun bedenleri Has bahçendeki güllerin Cızlığan dikenine sularsın Yer yüzünü keşfetmezken Âlemlerinde gezdirirsin. Ne ola halim benim, bu dünyada hoş Mutlu oldurdun, arkadan kahrı vefa boş Sonsuz deryadayım, dünya da boş Yar sundun kul ile beni sevda koş Seninleyken bürünmezmiş yar hoş Kârın kazancın hepsi boş Ne deliyim ne de velin, Aşkında hoş O sonsuz deryada kürek çekmek boş HU ALLAH HU HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Bi Hakkı hürmeti, seyr-i nimeti Muhammedi emin hürmeti, sureti insan seyrine, insanlık heybeti. Solum nefes ile sözün bile Bile de, Aşka, Muhabbete, Erliğe yol gösterim bile Nur-u irşad ile HU ALLAH HU Âlemler gelse dile Bende, Benim, Benim ile Sırrım açık bilene açtığım ile Bir sıfat-ı nizam bile Bu yolu, yolcuyu, yolda olanı, olduran bile Bende, Benim Ben seçtiğim, seçilmişliğim, seçilen kul dili ile Bahçemdeki güllerim, bülbüllerim nâdi figân, isteki arzu, gönülde gönül gözüm, Sünnetullah, Kuran yaşam ile Vech-i bahar, olanla, olduran bir bile O’ndan O ile Bulunan kul bile Gayri yok Haktan, herşey O, O’nun ile

  • Söz isteyene, sözü çok bile İstek, arzu, Hamd, Şükür Âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) ile Yönelmen yeter bile Sabrı, sabır taşı dayanma, dayandıracak olan ile Geleni hoş, kârı bu ile Sığan ruha, bedene, kalbi hoş Bende beden ile Bana koş Lütfu da hoş, kahrı da hoş Ne olursa O’ndan olur Gerçek Hakikat meyvan Ahlakı İlmi Kuran ile Yaşamı Muhammedi i yaşam sözüm hoş ile Dar biçilen bedenden, zaman ile mekandan Zâhir - Bâtın Hakkı Hüda indinde Benzi soluk suret hoş, sevgi, merhamet, Aşk ile Yaratanın yarattıklarına bakışı hoş Bir nefes zerre-i Şükrü, İhsanı, Keremi, Lütfu İhsanı cevabı serdi hoş Bu devr-i âlem, seyrin Nebi ile hoş Aşkım sınırsız, görünen görünmüşlük, kural, nizam hepsi ile boş Aşığım Aşıklarım ile Aşka Yok geride başka Her nefes, can Aşkla başla Nimet-i Lütuf dünyalıkta kadın - erkek ile Nizam-ı Muhammedi Aile yaşam ile başka HU ALLAH HU HU, Erenlerin gönül yeri Bir dikilmiş gül bilinmeli Gülün suyu, Aşk için dökülen göz yaşı bilmeli Bülbül Gül ile Aşka, gamı kederi hoş bilmeli Feryad-ı figan Aşkı benim güllerim ile Kokusu, dili, görünen görünmüşlüğü, gördüğü kadar bilmeli. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Bir ilki, bir sonu, başlayan, başlatan Zerreyi nokta ile buluşturan Özü sözüne sureti insan oluşturan Hakkım, Cemâlim, Aşkım ile dünyaya buluşturanım Has hasretim Aşkım Muhammed’im Eminim ile bildireyim. Bir kere kalpten Beni zikrettireyim diye. Uğrumda gadabımı aştı bildireyim. Bir gülüm, Aşkım Nebim dilimine sureti insan, verim dünya âlem on sekiz bin âlemi yarattım bildireyim. Halkı Hâlik, semereyi özüm bildireyim. Kitab-ı Kuran Kelâmım insana, sadece insanlığı bildireyim. Hakkı Bâtıl dilim, görünmek gördürmek sadece kâr bildireyim.

  • Dünya yaşamı Muhammedi (s.a.v.) yolum diyeyim. Aşıklarıma gelince, Beni, Ben, Benim ile bildireyim. HU ALLAH HU dedireyim. Dünyanın seyrini on sekiz bin âleme seyir dileyeyim. Özüm, aslım, gözüm Muhammed’im (s.a.v.) bildireyim. Âşıklarıma aşkım ile kül olmuşluğum, sıyrılmış bedeni olmaklığı, olmaz edineni, Hükmüm icra Hüküm ile istemi verimi, Bende bildireyim. Sadece bedeni dünya zerresi Benim ile Yaşıyorum, yaşatıyorum O Ben bildireyim. Beni sorana, sırrım insan, insanın sırrı Ben bildireyim. İkra Oku ile hayatın mektebi Hükmüm bileyim. Muhammedim (s.a.v.) Aslım ile yeryüzü kulluğumu bildireyim. Âşıklarıma Aşkı aşıkları Benim, Ben, Ben diyeyim. HU ALLAH HU ile. BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Bedenim âzâm seyrimdi Benim Can dünya gözüm ekmeğim aşımdı benim Yıkılası putlarım hayat sözümdü benim Bu cana Cânân eylememişti nazarı ılha Varışı yarış, seyri barış Kan dolaşam özümde semereyi sine Aşkım var imiş Aşka ferman, söz Hak yalan imiş Hükmü dünya bir damla nazarsız metâsı imiş Suları, selleri onlar O’nsuz akmaz, içilmez imiş Bedeni dünya sûretim, her zerresi Haktan imiş O Hâlik Hayy, hiç zerresinden geçmez imiş Bedeni Hulül geçip, sensiz Beni Bende Ben HU ALLAH demez imiş Gamı, kederi, üzüntü Aşk elinde iken, kitabı kalemi dilinde Rubai, Gazel şiir olmaz imiş. HU ALLAH HU Seyrimde nazım ile her sözü, sözlü, nişanlı kendi özünde Kul sıyrıldı girdi diri iken mezara Nimet halkı HAK ile halka bezendi Sarhoşluğum Aşk, meşk dünya özendi Gönül sayfalarım Nûra bezendi Muhammedi (s.a.v.) Aşk, Aşk ile Aşka geldi Aşka ermeyen aşksız kuru oduna bezendi Leyla misali Mecnun karı neyle ezdi Medresesini minaresini ezdi de geldi Habiş kulun nevhi bahar ile geldi Humisiz toprak nasıl güle bezendi Nuru Hak Zürriyet ile geldi

  • Bir gecedeydim, gündüz ile müjde geldi Yar nazlı gamlı naşı sedef inci ile geldi Nurdan yüzler bezendi geldi Ölmeden öldürdün binbir kere sen ile beni Asıl Aşkım imâna geldi Daha i Lütuf ile iman - küfür, küfür iman ile Aşka geldi. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Gel Dervişim, severim seni Murada ermiş ile derim Sen gönül yolcusu, ben senin sarhoşunum derim Bu mektep doğru oku, Aşkımın yolu derim Sırrımı âşıklarımla Aşkı seyri dil verim Gönülden gelen, gönlümü veririm Bu mektepde akıl, nizam, ölçü yok bile Pervâsız Hak geldi dile Benden ile Beni bile Soranlara pay var ise Bu dil açıldı bile Yok ise, Zahir - Bâtın Âlem Kuran Sünnet ile Bu yola devam dile Haktır bu yol, bile. Selâm olsun size Âşıklarla bir araya gelme dile. Hükmü Hüküm ile Bildirdim Kudret elim ile Dünya Âlem imtihan Kulluğunu ver bile Kullukta kalır isen, cennet cehennem var bile Âşıklarımda ne dile Bende Benim ile Seyrim Hak, gözüm gönül kapısız bak Derya deniz olur sarhoşu Hak Boş kelam, söz sanılan sarhoşa Sarhoşluk, zehir ile içse söz ile koşsa Haram helal bu dile coşsa Murad aldı eller Âşık oldu diller Eyüp (a.s.) oldu dertler Gönül Aşkı Muhammed (s.a.v.) yüzler Âşıklarım kırmaz bende seni Can yüzüm yumuşak, Lâtif sözler beni

  • Her nefesi huşû ekber sözler Muhabbeti Aşk, Aşıkları ile özler. HU ALLAH HU Gayri ne gözler Özler de Aşkını, Aşk ile âşıklarını özler. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman, Celîli, Cemâli Hak Aslı suret insan, Muhammedi Hak Cevabı, istemi, Kelâmı, Hakkı Nakkaş, imârı mühendis mimar, sarayı insan, gönlü Hac Kâbe ile kucaklaş Bir sineyi, sinede kucaklaş Gönül derim Benim, Esma-i zikrederim Nefsi Rabbim ALLAH (c.c.) bildirenim Benim ile Beni, binbir hece ile Aşk-ı Kebirdeyim. Bildirdiğim her heceyi Hakkım Hak, Muhammed’im (s.a.v.) Emin, şefaatim, şefaatçim bildireyim. Âlemlerim çözüm Yoktur dünya gözüm Sözüm özüm Kuran Yaşamım Nurum Muhammed (s.a.v.) Yolum bildireyim. Sadece dünyalığa bürünüm, dünya görünüm Kabz-ı kalp, havas insan bildireyim Seni-beni sileni O bileni, Sırra ereni Sırrım açtım bileyim. Bundan sonra kalanı dört kitap onsekizbin Âlem Deb-i Aruz, Şems güneş, nâr-ı Nur ileyim. Yeryüzüne gelen Zürriyet-i Muhammed Aşk eli, peygamber, sâir zaman, sonsuz Hikmet-i Lütuf ile bildireyim Beni, bileyim. Ben seni, sende, sende beni, bende Bu beden ileyim. Soru sorana, cevap kaldığım yerde, kalanı Kelâmı Kuran, zamanı mühleti mühür Hak İslâmı, İslâm ümmeti diyeyim Bayraklaşmış bedeni, Tevhidi kucak bileyim Onsekiz bin Âlemin Peygamberi, Efendisi Muhammedim (s.a.v.) Enbiya-i Evliya şehri, Cerhim, zihnet-i sine kalp ileyim. Murad dileyim, dünya aşkı vaad ileyim. Hak şerbeti Aşk ile içildi. Nida-i süresiz, dünyalık vereyim. Sadece Bende Benim ileyim Kullarıma kullukta idrak-i ilim ileyim. Bilmeklik ile, Sır diyeyim. Açık olanı, gizemli gibi görüm dileyim. Esselamu aleyküm ya Kalbi mutmain,

  • Muhyi-yi Muhyi bildireyim Aşkım Aşk ile cevabı, erdi gönül erim Vaadim Hak, verdiğim sözü dünyalıkta da verdiğimi bildireyim. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Biiznillâhi Teâla, Hak Subhan ALLAH. Kıyamı, Kıyamet Hak Cemâli âşikâr bak Nevhi bahar, sinede gönül namazı ile dolaşmak, Hak ile buluşmak. Cem-i âyân, gönülde gönül sarhoş, zahirde isen, ezân-ı Muhammedi ile namazı eda-i koş. Niyeti ALLAH (c.c.) için, muradı kulluk, sunduğu Kuran, sırrı Fatiha sırrı kul ile, Yaratanı paylaşması bile, sadece kulu kul eden Rahmet-i Hüdası, Rükû, secde, tehiyyat bir hoş O’nunla isen, gayrisi boş Sağım selam selamete erdirmişlik ile Solum selam sonum refahı bulmuş ise Miracı kayda değer hoş Bir de Aşıklarım gönül ile gönül namazım sonsuz, Bâki Bende Benim Gerisi zahir boş. Ne sundun ise, Bende Benimle sarhoş. Ruh bedeni, beden ruha dönmüş ise, Âlem Aşık Âlemlerindekine bir nidâyi Aşk, söyler-imdilime. Hak Benim ile bildirdi Beni Sırrı âyân eyledi dili Kimin ile kimi eyledi ise bilsin Beni Hepsi namazı niyaz Gerisi hepsi Oruç, Zekat, Hac, Gönülde gönül aç Seveni sevdireni, seven ile seveni Buluşturdu bak Aşk Cahili nidâ bu rukna kaide niza Aşıkta yok böyle bir sırada niza-i intizam Hep O’nunla hoş, zahiri bâtını bu sırda sır Geride koş Aşkın yolu, Nur-u Habibi dile gelişi, Muhammedi (s.a.v.) dilim hoş. HU ALLAH HU Severim sevileni, sevdireni Beni Sevgiyi sınır çizeni Hükmü Hüküm işrak edeni Yeri gökü başına zindan ederim Kullukta çarpık dil Ahreti hali sunar irin içeni derim. Bundan böyle aşıklarım, Kuran, Res-i Sünnetullah ileyim Bende Benim, Bende Onunla olduklarımda derim. Bu sırra erenlere, erdirdiklerime derim. Aşkım, Cemâlim, Hüznü Kemâlim Verdiğim verilmiş kul Kelâmım derim.

  • Buraya kadar nizam, intizam, ahret-i dünya, dünyayı ahiret Kuran Kelâmım, nizam yaşamım Sünnetullahım Buyrun bu Aşkın yolu derim. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Salma deli gönül, kalır mı böyle Bu can bedende durmuşken böyle Dünya nimetleri sunmuş, vermişken Nazlı esen yelin, hüzünlü baharın Koklayan dudağın saçı uzun dilber dudağın Güzel yanağın, tatlı sözün varken böyle Dünya hânesine girmiş ile tamah Hırsı Hüda, sokmuş ise Cüda Binbir dert ile şifa vermişsen eğer Peygamberin, Velilerin, Sıddıkların, Nebilerin Gayri Hak budur gibilerin Yol başına çelme duranların varken Kelamı dört kitap ile gelmiş zaman ismi kavimlerin Zerresi hilkat Nebilerin Vermişsin, verdiğin kadar bilmeli Sen dilemeden olana ne demeli Hak dili Kelâmın, insanlık selamın La ilahe illallah, Muhammedün Rasulullah Bununla ol, bununla yaşa, bununla Beni bul Yoldan çıkmış sürülerin Her kavim Nebilerin, Resullerin Vermiş isen, bir dilimde pay verdiklerin Aşk eylemişsen âşıkların Devr-i âlem muştuların, Kelâmın Kur’an, Sünnet hoş Bundan sonra, sonsuz, Bâki, mutlak hoş Gönül hışım, gerisi boş Yâr, Yâr eden ile koş Dünyada, dünyalık sevene seven hoş Mezar taşları süsler böyle Otlar, çimenler, kuşlar böyle Baş bedeni, beden başı, kalp özü Her an O’nunla okşar böyle Var git yolum, Sensiz ne olum Bu dünyada halim, pırtısız ölüm

  • Makam mevki verenlerin Hükmü İlâhi diyenlerin Hakkı bilip gizleyenlerin Yalan suyu dolanların hali ne olur Aşk erleri bilinenin Yâr sevdim diye gelinenin Yâr yârdan ayrı isen Kime aşık neylerim Aşkın böylesine ermemiş ham meyva ile kucaklaşmış böyle derim Ersem kendimi ham bilirem Erginliğim az bilirem Yâre nazım böyle bildirem Yâr benimle, ben yar ileyim Bende Ben bilirem HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rabbim ALLAH (c.c.) ile Evvel-i Ahir O bile, O’ndan bile Bir de nazı çiçeği Muhammed’im (s.a.v.) gülüm bile, O’nun ile. Dünya nimetleri şükür, hamd senai lûtuf, kerem, keremi bile Yeryüzü inenim Eti kemiğe bürünenim Zerrem Benim ile Benim Sırrım ilim Âlim ile bildirenim. Bir müjde vereyim. İlmi şehri kapı Hz Ali (K.V.) dili ile diyeyim Bir şükür, ihsan, hamd, övgü ile Can bedende, ileyim Bir kapı var ise kilidi anahtarı La ilahe illallah Muhammeden Rasulullah bildireyim Aşıklarıma aşık sofrası kurayım Kurduğumda her zerresinde olayım Bu nehyi anil münker emri bil mâruf ile dolayım Sarhoşum, sarhoşluğum her her nefes ile olayım, oldurayım Kapıma gelene Aşk virdi lisan sorayım, sordurayım İlmi Nur, Nurum Muhammed (s.a.v.) ile Zürriyetim Şehrim kapısını açtım Açılmış kapı yok gayri olanım Onunla oldum, O benimle oldu diyeyim Her zerrem yaşam nefesi yetişmiş, yetişecek olan Aşkımın yolunu buldurayım. Dört Kitabı lisan Kelâm gönlünde Kelâm, özümde sözüm, âzâ-ı dolum, doldurdum

  • Hikmeti Hüda sebep oldurdum Zahiri çeşmeler kurup, sularımı Nur yolu doldurdum Dağıtanı, dağıtıcı, içeni, içtireni, yolu seçtireni, Yolcu misali, yolda misafir, hane dünya Ruhu Has, nebe-i Muhammed (s.a.v.) Seyrim haşır günü, kıyamet Cismani metai Hak, ned-i cüres, ne kadarı az, ne kadarı çok Medhü sena ileyim Bir hilkat-i Şeb-i Aruz Aşkımı Aşk ile bulunmuş dünya dönüm göreyim. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Dünya küfrüne karşılık, Hikmet-i Hüda, hidayete eriştirdikleri, erişmesini diledikleri. Atomu, füze niteliğinde olan dünya halkı, maddeyi işrak, küfrü açık, teknolojisine kalan kuvveti görünüm aciz düşürmek ile. Bu yolda her zerre Yuhyi i Yumuhi bildirdiğim kullarım kul ile. Kulluğuna kullandıklarımı bir heyet-i Muhammedi (s.a.v.) komutanlıkta toplanıp istişaresi, yeryüzünde olanlar ile, sadece 3 gün 3 gece. Bir de perşembeyi cumaya bağlayan sözüm tek HU ALLAH ile seferi Hak. Sadece zahiri boyutu Nur Hak ilâhım ile buluşturduğum anda Rasulullah (s.a.v.) ile kuşanmışlığını bile. HU ALLAH HU ile. Hazır kıta olduğunuzu bile. HU ALLAH HU. BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rabbiş Rahli ve Sadri, innel insane, bi hürmeti Lütfu İhsanı ile. Nidayı Hak, olan olduran, ömrü buldurup, öldüren, Aslına Asıl Muhammed (s.a.v.) ile döndüren Yeryüzü nizamı âlem, ferabi insanın, insan eli, dili onurumu olduran Dünya devri âlem Hak - bâtıl bulunduran Hükmüm, devrimi işrak sebep olduran Nurda Nûrum olan Muhammedim (s.a.v.), Aşkım olum ile dünyada bulundurduğum yaşamım insan ile, donanım işrak, bulmak, bulundurmak, bunun ile varlığın, var edenin Hükmü halifesini, Muhammedi (s.a.v.) Nuru işrak ile bulundurduğumu görünmesini, kullarım batıl teknoloji üstünlüğünü kırılmasını Putu hırs, tamah, dünya olanın, yardımcısı şeytan görevli olduğunu Müminin, Müheymini Asrı gülleri olduğu erlik meydanına verdiğimi,verildiğini, meydanın boş olmadığını bildirmem göstermem. Yer, gök emzeni ile emrimde olduğunu, oldurduğumu göstermem Her parçanın zerresinde Benim, Bende meta-ı hürmet edenin meta ile bulduğunu göstermem, göstereceğim zaman geldi bilim. Zayıf, hor, hakir, güçsüz olanın yanındayım derim.

  • İman ehli, iman ettiği ile olduğunu bildiririm. İmanı küfür, şirk olanların, hasedi, fitneyi, fesadı ayıklama zamanı geldi derim. Bu savaşı, savaşmayı Ben diler, Ben bilimim ile ilmi çarpıştırma, Hak ile Hakka kavuşturma bilimimde, teknoloji putlaşmanın özünü göz edeni, ayıklamayı, küfrü küfür ehli derim. Hak ile Hakkı, bâtılı Nur ile yaktı. Cihan serveri Habibim Nurlarımla kucaklaştı. Bu aşk meyvası Nurda Nur Aşk, Muhabbet, Erlik, İrşadı Nur ile kucaklaştı. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Canım külüm savurdular Can bedende ayırdılar Ölmeden ölümü, sevgiye sevgi diye doyurdu Hak bedeni Doldurdu Cemâli Nûru Bu aşkın yolu Piri Muhammedi Mustafa (s.a.v.) Aşk virdi. Yeryüzünün kimi kaderi Kendinde kendini buldu bedeni Hak eyledi yerdeki seferi Gökler, berzah aşım bedeni Miracı sinesine Aşkı Aşk Muhammedi (s.a.v.) eyledi. Her nefes Canan canda can eyledi. Hikmeti Hüda, Maşuk Aşığa Aşkı firar eyledi. Dertler kârım, sabır aşım Kalmamış bu bedende Sensiz ola şaşım. Bu ehmeni, Sende yaşı Dolunmamış, boş kendi başı Gönül sunulmuş sunan sunduran bu Aşkı, Meşk-i başı. Hür hüviyeti ol dünya başı Muhammedi Mustafa (s.a.v.) tacı Bu yer Halifesi başı Kainatı hizmet başı Bu idrak, nisab başı Hesaba idrak, nefes aşı Lutfetti ziyade Kerem-i Aşkı Dünya nimeti sebep iki başı Kadın erkek bu yaşı Zürriyet yaşam, özlem-i Muhammedi (s.a.v.) yaşamı, Aşkı başı, sonu HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM

  • Derviş gerilenme, ileri dur Yar yolunda kulluk budur Dünya nimeti Aşka sudur İçmesini bilir isen. Özenç, sevinç, söz içe geç Gönül tasından, gönlünle kendin geç içeri Verdiği virdi Aşkla içe Dünya hasreti, hoş geçe Bundan böyle Yar Yar ile Yine de O Yar. Bu yuvarlak bakraç içinde iç içe İçirmek istediğine içim sebep avrat ise Ahreti, Ahvali, bu nası geçe. Bedenleri, tenleri zülüf yâri Yar şem-i erleri Bu sönmez Nur Nur-u Muhammed (s.a.v.) Zürriyet edenleri İstemi verek, isteten ile Diledi Hak, Hakkı hürmeti ile Bu vaad Hak, Muhammedi Mustafa (s.a.v.) yaşamı, aile saadeti Hakikat, Hakikatı Nur, Aşk, Muhabbet, Erlik Nuri İrşad, keyfine bak. Nur hayat, Nurla yat Bu yolun sonu yok, sonsuz Bâki ola bak. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rabbim ALLAH (c.c.), Nebevi Muhammedi Mustafaya (s.a.v.) hasret. Hasreti has ettiği ile, Hud’u suresi, lutfetmesi ile, bile, bildire. Emrettiğimiz üzere ol dememiz ile. HU ALLAH HU ile. Biz insanı, bilinmez iken bilinmek dilemi, dilememiz istemi, sırrı, yönü, toprak, toprağı balçık, hamur çaba kan-ı pıhtı, Rahmi damla men-i su ile, şekli sureti verme, verimi bildirme. İlmi ile kuşatan, kuşkusuz ALLAH (c.c.) ile. Yer, yekün, Kün, Ol deme ile, oldurduğumuzu bilmeniz, ileriyi Şahadet verip, elheste Rabbiküm söz alıp verdirdiğimi bilmeniz ile. Rükûn, Şükür, İhsan, Elhamdülillah, Rabbim ALLAH (c.c.). Muradı Kelâm, İhsanı devam Başı, sonu siret-i insan Aşkım, Muhabbetim, Erim, İşrakım, Nurum Muhammedim (s.a.v.) ile. Bilmekliğim, bilim yol Sözüm Kuran emrim ikra (oku), Beni Bende, seni Benim ile Bende bilmen Ahireti hesap, nidayı sekat, Hüsnü zana cevap ideali yaşam, yaşamım yol yaşanmışlık, yaşatan soyunu

  • Zürriyet Hak, Yaşam için insanlığın sırrı, seyri Muhammed (s.a.v.) Habibime Aşk, Aşkı, yaşamı Aile dünya ticareti metai zineti, zinetlendirdiği Cevheri özü, Şükür nimeti Sığındığı, sığınacağı Benim Benden bilmeli. İstemi hayat, şekli yaşam olum istemi, yol bilmeli Emrim itaat, Şükrü tavaf, zikri Hak La ilaheillallah Muhammeden Rasulullah cevap. Şemsi güneşi, ervahı dünya aydınlatan aydınlığı açan, Cevap, sorum Hak Kurana bak Göz isen, gözde isen bu yol üzeri, Asıl Aslı kucaklaştığı yakınlık âleminde kalbi koş. Sığmaz Arşı Nevi bahar bile. Yaratan, yarattığı Habibi Zürriyet kalp ile Cevap Hişnet-i, sureti, sireti insan Muhabbet, Aşk şimdi kerehat, vasıf, metaneti insan Söz verdiği, sözün alındığı yerde, Kanaat-ı şükür, ihsan, cebri Aşk cilbab örtü görünen yön, kaş - göz. Asıl olan, olduran Kalp-i âlemsiz aş. Bir Emri nida, seyri sükut Men edileni unut. Şirki, isyan, küfür, hillet, maslahat, cüret, mala işrak, dünyaya hiç dönüm yokmuş gibi, ölümü Hak. Geçimi sebep, saniye Hüküm aşk. Nefes, yaşam ile can Cananda canı Aşk. HU ALLAH HU Nisbeti idrak, verilene verdiğimiz kadar bak. Sakın, delil, deyim arama. Aradığın kadar kime ne zaman dilimde pay hasreti özüne ulaşmışlığa bak. Küfür ehli birbiriyle kardeş. Çıkar menfaat eş. Buna Hak - batıl bağdeş Kurmak isteyen, yolda pota erime işi Madendir kişinin aslı pişirimi Çamuru şişirimi, bedeni girişimi. Verdiği nişanı, fişini çekmiş dünya işini. Bu Aşk, Aşk işini bitirmiş, tüm yanıp yandıran, külü savunduran dünyadan elini işini Hizmet bilir Hakkın işini Cevabı, takılmış, takılan ne bile işini. Bunun iş seyri sükut bitirir işini. Kahkaha yardı, azı dişi. Emri şeytan ile bilinmiş kişi. Bu Emri Emir-i imtihan seçim, ayrım, bulum işini. Gördüğün, gördürdüğü zannı dünya pota işini. Asılda, Asıl kişinin cevher, cevherinde Asıl ne ise onu, O oldurduğunu, solduranın dünya bir pota seyri koşa, Emri yunmuşa Kuran, Kelâm, Resuller, Muhammedim (s.a.v.) Zürriyet. Peygamberlik yok Habibimden sonra bile. 4’ü Hak Kitabı Kelâm, Kuranı hıfzı Samed, semiz-i pak. Hak ALLAH (c.c.) pak. Kuran, Habibim, Aşkım yaşamı, siretim O’na bak. Asılda, Asıl olan Hak Hak ile bak.

  • Dünya fitneyi fücur sebep ayrık otu, düşman Hak. Sevgi ile kucaklaşana Hak. Bir sem-izi murdar olanı ayrımda, ayıran, verdiği cevap Hak. Emri, sözü Furkan-ı Kelâm, Necmi Kuran Yaşama koyan, yaşatan sebep, Malikül Mülkte Vehhab O göz ile şaşıranlara cevap. Kimin idi, Kimden idi, Kim verdi, Kimlere Kimden sebep, şekli insan yok iken, Yaratan Ol demesi ile oldum demeli Yoku var eden, varı yok eden, diler ise, sözünü Arşı Kürsü tamamı söndürümü Nuru işrak ile Bu yeryüzünde Rahmeti Gadabını aşmış ALLAH’ın (c.c.) sözüdür. HU ALLAH HU ile BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Her işim fısk-ı fücur benim Ben kime derim derdim benim Yar-i Aşk, Sultan ola derim Gönül Yâri, Yâr gönül fışkırmazsa benim Suda donmuş ölü derim. Yanardağ lav isen Aksan gönlüme girsen Hayatım nev-i bahar Güllerim açsa benim Sövmüş, sövülmüş küçümse gözü ile beni Yara kangren etti ise benim Aşk öd udu sarsa beni Koksam, seyrimde, Aşk-ı Nebi Sultan-ı Sebil Verse sözüm Aşk ile beni Bende eylese, eylediği canı cehri Sözüm yok, durmak huzurumda senin Verdiğin bunca nimete nankörlük etti benim Dünya hoş, kandırdı fısk-ı fücur işi beni Körlüğüm ondan, göremedim bende seni Hayran Nebi Aşkını, seyrimde düşümde göremedim ben Ben ilahi Kudreti Aşka ihyarı boş Dünya Dabbül Arzı hoş Hancı sarhoş, yoldaki sarhoş ben Gönlüm ihvan ileyim Söyle derdim bileyim Ben kime kimden

  • Bendeki Beni sorayım Ben nâr-ı Aşkta yanayım Sensiz ne olayım Gönül gözüm, sözüm Aşkım durayım Erenlere HU ALLAH gelenlere Yüksek durup alçaktayım diyenlere Ergin iken ham bilenlere Her çatık kaşlı nazlı dilbere Her sorduğunda ben ne diyeyim Yare kavuşmak mahşerde mi bileyim Dünya hâlindeyim, burda bileyim Verimi Aşk, çifti meyidi nikah söz dünya ise Ahiret hayatı ne diyeyim Yuva kılmış canları Yıkılası bu kara damları Seyret deli diyarı Sözün sonu, O’na ulaşsın bari Soramam başkasına Seni Muhammed (s.a.v.) gülün, Aşkın benim Çekilsin aradan bu badem gözlü Yar içi sandığım benim. Dünya eller vermeli Ellerle güller vermeli Bu Aşk gülü dilde bülbülü figan eylemeli. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Gel canım, canda Cânân gezdir beni Yeryüzü Âlem dar gelir beni Gel düğün, nişan seyrin azdır beni Seninle Sende, benimle Sen beni Ahval-i hal zahir, batın gezdir beni Estir yeller, coşsun seller Gök yer az beller Alemlerin seyrin, Zâtın huşu şuunat, kula kanaat Şükrü, ihsan, Elhamdülillah Yersiz mekânsız Bedeni kefensiz Sözü dumansız Gözü metasız Seyrin, Nurun, Aşkın Nebi ile gezdir beni.

  • Hırkayı beden al beni Sırrı Huşa, koş beni Bu yıldız, güneş, ay, dünya az beni On sekiz bin Âlem, Sende beni Vereceğin cevap, Hak ile pakla beni Kulundan râzı isen, affet beni Yüküm yok Senden gayri bende beni Bir nidayi Aşk sözün, eyledi beni Aşk durağın bu ise affeyle beni. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu Keremi İhsanı ile. İzzet Şeref veren, şereflendiren, şerefi muktedir eden, Rahman, Rahim, Zülcelâli vel ikram. ALLAH’ın (c.c.) Habibi Muhammedi Mustafa (s.a.v) ile bildirimi. Yeryüzü nimetleri, arş-ı kürsü, yetimi, yoksulu fukarayı icazet edeni, semereyi zekat, fıtr-ı sadaka, hükmü selat, selam, seyri kanaat ile. Bi hürmeti Feth edilmiş gönüller ile. Sonsuz, Bâki, Malikil Mülk, O’ndan O ile. O’nun verdiğini, O’nun olduğunu bilmen, bir tebessüm Miracı Hak ile. Sadakayı şahadet, orucu zekatı sen bende münacaat istemi Hak, bildirdiğim, bilenlere, bildirimini dilek istemi verdiğim, Hak vaadim her sözüm ile söylemi, istemini verdiğim, vereceğim katımda hesap. Kazancı nisabı şükrü âlem dünya kazancı, nefsi nefesi ziyanı ile. Bir yer sofrası bile, bu sofrayı kuran kurduran ile kime ne yemek var ise, dilimde payı, Şükür, İhsan ile Hak bile. Değil ise, yediği içtiği yaşam nefes, ayrı ot yiyen hayvandan bile aşağı ine. Bu söz gelen geldiren, veren verdiren Hükmü gönül ile, gönülde HU ALLAH HU. Bende, Benim Ben dediklerim Sırrı âşikar yakın ettiklerim bile Eş verip, beklettiğim, eş bile ise Bu nimet-i zürriyeti seyri hoş. Kapıdakini bile, bile de Şükür, İhsan, Lütufu ile Helallik dilemesini bile. Dünya verim, hırka giyim. Gelen derdi keder gam şifayı hürmet ile. Can, yolda yoldaşı Yar ise bile. Verdiği derdi gam keder ile dünyada iken temizlendiğini bile. Bir de Hikmet sahibi, Hikmeti vaad bildirdi ise, Hakta Hak vaad iledir. Yakınlık ne ise onu idrak iledir. Bu cevabın verimi, tasdik dünya yaşam iledir. Zahiri-batını, Hükmü Şeriatı Garra Muhammedi (s.a.v.) Yaşam iledir. HU ALLAH HU Hak, Hakikat-i Nur, Aşk, Muhabbet, Erlik, Nur-u irşad yaşam bildirdiğim devam. Vaadim vaad ettiğim ile. Hak yolu, Muhammedim (s.a.v.) Emin dilim, bildirimim tasdik, dilim, zaman, görüm yaşamı Hak, Muhammedi (s.a.v.) Yaşam, Aile, iş, nefes iledir.

  • HU ALLAH HU Selam olsun Yaradana, yarattıklarının en hayırlısı Muhammedi Mustafa’ya (s.a.v.) ümmet olanlara. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Hüküm eden, Hükmüyle Hükmün tek ilâh Rabbim ALLAH (c.c.) diyenlere. Bir vaadi Hak daha Hak bilenlere. Bu yolda can alıp can veren Muvahhid Muntakim erlere. Selam olsun onlara. Kuran Hak, Sünnetullah yaşam dileyenlere. Yeryüzünde Nuruyla gezenlere. Bulunduğu yeri Nurla bezeyen, Hak için Hakla Hakkı savunanlara, selam olsun. Kerehat bakıp, kerehat kalkanlara. Nasihat değil hisnet-i cevap, ALLAH (c.c.) yoluna dön, doğru yol budur. Dünya meta işi, kaldırır Hükmü hayır işi. Şaşırmış kişi. Şeytan ile birlik işi. Hak gelimi, hükmü bâtıl seyri, söndü dilimi. Bunun ile kendi evini yok edeni, hileyi görüm dünya kazancını âlet edeni Bir hırka bir lokma, gönül eri Yeryüzü dünyadan götüreceği belli. Bedende, Yaratanla olmuş belli Bu hâne külü Nur, Muhammedi Nur Aşkı suyu Nur, İrşad-ı Billur Sakın, Erlik çözüm Nur silah. İster isen karşında bulun bak Yaratan vermiş Hak Seni âciz bırakana bak. İşte Dabbetü’lü arz dünya fitneyi fesada çeviren, çevrimi donatan imtihan-ı Hak. Sizinle bizim aramızda fark-ı hilkat, ALLAH (c.c.) için savaşmak Hak. Ne boyut isen, yer gök dünya ehli, seninle savaş Hak. Uçanı, yürüyeni, sürüneni, sürüleni. Ateş pusan, ateş isen bu Hak Seninle benim aramda kara ile ak Nur cam-ı yakar mı bak Verilen, veren Hak Hükmü İlah tek. Yeryüzünde fitne fesat kalkıncaya kadar Din İslam, Hüküm Şeriatı Garra ile bu savaş Hak Bak, yer gök ehli Nur Edindi dünyada zuhur Zürriyet Hak, Muhammedi (s.a.v.) Cihana Aşk Muhabbet, erlik, Nur-u irşad. Kuşandı, kuşandıran yakın uzak. Varolan her Naide Nur ile emre hazır bak. Seyr-i dünya, kazancı Hüyam. Sen, kendi çevren, çevreni kara, düşünce dara, çekilirsin ah-u zara. Namert kapısı senin yapı taşın.

  • Hakta Nur, Nur-u hayat. HU ALLAH. Denizler köpürür. Teknolojin güven ile yürür. Su durulur, deniz vurur. Karanlığın dibi budur. HU ALLAH HU Eren odur, toprak üstü durur. Cesedi boylu boyunca uzun durur. Geçtiğim ülkelerde, yatan diri durur. ALLAH (c.c.) der vurur. Bir ölür görünür, bin dirilir. Erleri, komutan, yer gök ehli Muhammedi Mustafa (s.a.v.) ile biri görünür. HU ALLAH HU ile Yakın zaman, geçmiş deniz Yıkımı aslın firavun senin Heybetin haç, kendi tabanın aç Vampir gözlü doymaz inanç Kan emen, şeytanı sarayı başı, firavunları yaşı. İşte HAK, İsa, Musa, İbrahim olmuş Zürriyet Muhammed erleri. Kıyamet Hakkı Hüda, Bâtılın hepsi küfrü hiza Bak Battal gazi diker Hüda Tek beden, vücut aslın burca yeter Deden bir, firavun yandaşı şeytan Öyle mi ya Tevhid Erim Hepsi Ali veche, Hayber geçe. Bu Aşkı hangi kudret geçe Asrı devr-i âlem seçilmiş seçen, seçkinlerde beden Muhammedi (s.a.v.) başlam, bitim, kurum dünya hepsi Zürriyet ile geçe. Aşk, Muhabbet, Erlik Nuru İrşad bu yolda geçe. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Var yiğit git, işin senin özünle öze git. Yar, Yar ile, sözün söz ile bitmiş yere iniş. Bu misafir Hakla Halik imiş Bu can, Cananda Aşkı nisab insanı can imiş. Derdi şivan, ömrü Aşk, köre şaşı, toprağa düşmüş külü naş. Yolu yol, yolcu, piri Nur Muhammedi aile, zevce, evlat, iş ile Yaşamı işrak Er isen, derdin Hakkı Hak ile halkayı Kudret, Hüküm, Hikmeti, bir yaşam, Tek İlah. Tabanı, tavanı, Arşı Kürsü HAK LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RASULULLAH Murad veren, murad dileyene canı sırdaş, sır ile aş.

  • Dünyalık kardaş Bu yola yardaş. Sevda, Aşk güzeli Zürriyet Fatıma tül Zehra aş. Zümrütü Anka, Debbetül arş. Seyri ne hoş. Hakkı, Vehhabı aş. Bir salma nefes aş. Yaşam yeni her solunum aş. Seyri sefa, ayrılık cefa. Hakkı haykıra, bu sine sinesine bu kervanı dünya aş. On sekiz bin âlem yavaş O’nun ile nefes dolaş Biz idik eden, kızı - erkek, sevek, seven, soyu, sülbü bir damla meni yaşamı yaş. Bir beni, beni, teni, tende bedeni, zeri, zoru, zevki sunan bir gül aş. Bahçe yolu yavaş, yaşı yumuşak, güleryüz, Hamd, övgü, zikri Aşk. Evliya ülâma, ilmi ere Ne demeli eren ere Vadi Hak, dünya, ahiret candaki can vere Nefes dolum Hak vermemiş mi Verdiği yaşam Muhammed Mustafa (s.a.v.) Vadi hayat. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Seni bilmez idim Can bedene girmez idim Tevhid-i ilahi sözüm onu demez idim Yakın durur, yakınlık bilmez idim Gülün gonca Aşkım Muhammedim Emin (s.a.v.) dilim Sen yok idin Ben var edenim Yol sırat-ı müstakim Özüm aşk, gönlüm gönül erim Muhammedim (s.a.v.) Yanan kalplere, patlayan dudaklara İsmi ismim sözüm Hak ile derim Gayreti zebun verim Vehhab Bu dünya nebatatı, arzı bak Yemyeşil her renkte gülü ne hoş Sen dilim benim nefes ileyim Görmez mi gördüren Bilmez mi bildiren Sen halin ne deyim Seher vakti açmış güllerim Çift olmuş bülbüllerim

  • İhsan-ı Şükür, kaldırır küfrü Aşık, maşuğu ile yaşatır sarhoşluğum Ebedi, Bâki Âlem Her dem her demi bilem HU ALLAH HU Gönülde bilem Yar cevheri Aşk Zinde karışmış Aşk Pak, sebil, Vehhab O’nunla o Aşk. Geç git durma yürü Bu Aşkın bedeni gülü Dilber nazlı, fikri ile Bulunmuş yeryüzü Belli erkek eri Sultası yok, şeytan eli Bu Aşk mecaziyi hüviyet Kulda nübüvvet-i zürriyet Sakın kanma dünya bir tabiatı arzu güle Bu Aşk yakiyn yakan ile yakılan Aşkı koş Bu mesafeyi, zemini pak Zürriyet Hak Bende Benim bak Vaad, zaman nisbi Hak Yol, Hakikat-ı Nur, Nur u Hakikat, Aşk, Muhabbet, Erlik, İrşad-ı Nur Kaydeden, kaydettiren Vaad eden, vaad ettiren Seven sevdiren, sevilen mesti ziyade nefsi iyen Sen bu yolda ne diyen Bu Aşk Benim, Bende Benim Bu insanı bedeni Kadın - erkek diyeni Yolu kapı, kapıdaki olanı Nazlı dilbere, gül baharı Açtı Nev baharı ile derim. HU ALLAH HU ile. BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Ben aciz kulunum diyenim Leğen tutup söyleyenim Zerre haram bilenim Onsuz olanı el atar kusarım

  • Kim söyler, kim der, kim yer Kimin ile kimden der Damla su var bilenim O’nun ile O’ndan, O’nu bilenim Ermemiş zahir olguna hamlık yakışır derim. Soran sorum cevap ise aciz kul derim Bu yolun özü, kefensiz oluş derim Bir nidayi Ol ile oldurmuş derim Nefsi suret, suret-i insan bulundurmuş derim Can, Habibi Aşkı için on sekiz bin âlem olmuş oldurmuş Efendisi Aşkı Nebi (s.a.v.) derim. Bir perde var, dünyalık kefen bilirim Sıyrılmazsam yaşayan ölü derim Sözüm ona, bu sözleri kim der bilirim Kelâm-ı Kuran, yaşamı gülü Muhammedi (s.a.v.) bildirmiş derim Talip isem, Hak yol bu derim Zevceyi Aile, yaşamı ticaret bilirim Kimden alır, Kime veririm Hak sözün, doğru özün derim. Yananlara kandırıcı söz bu derim. Aşık isen beri gel Yaradanla seyri gel Bahçede isen beri gel Gül ise, bülbül ses ise Ona özençle gel Değilsen, Hakkı irşad, Nur-u Hakikat, Aşk, Muhabbet, Erlik, İrşad yolunu geç de gel. Su içmesini bilirsen Dost kapısını ziyaret eder isen Yakınlarla yakiyn isen Kendini boş, çevreni hoş Seyrin dünya ise Özenci mülkü meta Olur mu bundan büyük hata İçtiğin tasları, elveren başları Dikili taşları, O’ndan bil de gel Dökülen yaşları Zehir zemberek aşları Leğene kus da gel

  • Şımarık saçları Etekli başları Güvenceli çiğ aşları Ehlinde pişir de gel Habiş kulu söyler sözü Söyleten ile beraber özü Kul değilmiş, yetiştiren işi Aşk, sabır meyvası, zormuş işi Kaderi hükme bağlayanla gel Üç beş akçeye dünya deyen Son sözü, O’ndan geldik, O’na giden Yol azığın, Tevhidi nida ile gel HU ALLAH HU Bizi bilir isen, bizi biz edenle zikri nida Bir: Ayet-el Kürsi (9 defa) İki: Fatiha (9 defa) Üç: İhlas (9 defa) 99 besmele 99 Tevhid 99 Salavat-ı Şerif 99 Ya Bâki entel Bâki 99 İsmi Celâl (ALLAH c.c.) 99 ALLAH’IM (c.c.) 99 İndAllah ile. Şükür, Hamd, Rahman olan ALLAH (c.c.)’tandır. Lütuf, Kerem sahibi ALLAH (c.c.)’ın ihsanıdır. Senden sana sığınırım. Aciz kulunum, muhtacım ALLAH (c.c.)’ım sana. Dua ile ol da gel. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İzni ile. Bir insan bile Bildiği ile Bildiren var eden varlık âlemine Surete bürünmüş, deryayı âlem, âlemi kendinde kendiyle, Hak cevap verdi Hak kulunda bir hece HU ALLAH ile. Sorulan dünya zerresi insan, Bende kendini incelemesi Nimeti Hak, her zerreye inmesi Zerrede Beni bilmesi Keşfi sır, Beni, Bende kendini bilmesi. Âlemi seyri, seyirde dünya kendini bilmesi Keşfi sinesine inmeli, inen Cennet - Cehennem, Fetihi sır, yaşamı hayat Kendi keşfi ile Beni bilmesi Sır görünen dünya nimeti, meta-i sebep bilmesi.

  • Yaşamı seyri on sekiz bin âlem bildirmeli Kendinde beni yarattığım kulda on sekiz bin âlem kendini bilmeli Yarattığımda beni, sığmadığım âlemlerim Kulum kalbi derim Yaratılmışların tamamı sığdığım yerde derim Cevap verip cevap alırım. Dünya nisbi açtığım kulda, idraki yakınlık bildiririm. Sadece aşıklarım, nizam-ı âlem, âlem-i nizam, yaşamı Kuran, Rasulullah (s.a.v.) bu yol ile bulunmuş. Bundan sonra benim ben derim. Hiç bir ölçüye sığmam. Sığanı perde derim. Ölçü şaşı, zaman başa, yakın uzak şaşa. Aradığın sende ben, benimle Ben derim. Özümde isen, sır yok Benimle sırdaş isen, sırrın kendin koş Bu yolun sonsuz Bâki âlemler bile sana koş Seyrin, zahirde bile olmak istenilen yerde Mekanı Zatı Şuhunat Fahri Âlem Muhammedi Mustafa (s.a.v.) ile hoş. Mekan zemeni boş Benimle Bende hoş Atomu zerre, zerreyi atom, Bende maya bilme, Benimle patlatır Fatır hoş Fethin kendin isen, başkasının Fatırı boş. İster isen dünya nimeti ile koş İster isen Benimle koş. Karşılık ister isen zahir - batın hep suretinde yaşamda yaşanmışlığı hoş. Gerçek-i Nida, Nadide gülleri hoş. Seven, sevilen ise sevgi bağı gül veren gülleri Yaratanla yarattığı hoş Bundan böyle hepsi âlemler boş. Size özüm, bildirildi sözüm. Erene, erdim deme Erenle dil, görüm söyleme Söyler isen, kendinde kendini Yaratan ile Konuşu, anlaşı, seyri hoş. Bu yol, Aşk, Muhabbet, Erlik, Nur-u İrşad, Billur, Muhammedi Mustafa (s.a.v.) ile coş. HU ALLAH HU. BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Elhamdülillah, Hamd olsun, Şükürler olsun. Rahman olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanıdır. Gerçek şu demeli, gereken hicap nisabı, söyleneni dua-i şahid demeli. Bir katım söylem yanlış sözüm Yaratan Rabbim özüm Hak sözüm Rabbim ALLAH (c.c.), Kelâmı Kuran, yaşamı sureti insan Muhammedi Mustafa (s.a.v.) Ne istersen Bende, Benden Söyler ise dilden Verir isen gönülden Bilmez isen kendinden Akçe, sarı liradan geçen

  • Nisab, zerre kadar hesap Canı gönülden, can özünden ise verdiğin, verdiğine seyhat Bir metrelik çek yat Gömlekli isen soyun da bak Ahret arar isen, yaptığına bak Bu çuval un taşır Unun içinde zerre Tevhid aşı Ekmiş isen derli toplu aşı Her tohum, HAK LA İLAHE İLLALLAH Tevhid aşı Yemek ister isen pişir ektiğin kendi aşı Pişkin değil ise, hamur taşı Pişmek, yürümek nefsin aşı Yaratanı, nefsi aşı Rabbim ALLAH (c.c.) iş başı Bu Hak, yar yoldaşı Yaratan tanış, okunuş, yarış Bu yaşam-ı salih, ölçü aşı Muhammedi Mustafa (s.a.v.) yol başı Kurulan sofra, yaratılmış Yaratan insan, insan-ı suret aşı Kaldır kaşı, aksın yaşı Bu cevap, özün gül yaşı Gül dünya bezenmiş ahlak aşı Soyum, sordurum, soyunmuşluk aşı Bak gözde Âlem, âlem-i dünya O’nsuz şaşı O’nunla her işin başı Besmele-i Şerif, vardı var edene, varlık aşı Lütuf - Kerem sahibi oldurduğu gül aşı Bu şerbet içmenin yolun başı Kutlu yol, Aşk, Muhabbet, Erliktir başı Yörüm, yol destanı irşadı billur, gönül Nuru sunmuş aşı Hak Hu ALLAH, dostluk başımı, başlam Aşk, yaşam ölçü yok taham Hepsi hikmet aşı. Buldunsa bu başı Aşkı bedende, Ben, Benimle, Beni taşı HU ALLAH HU Şaşırmaz, taşırmaz, aşırmaz kul yaşı Sebep bu yaşlı başı Muhammedim Mustafa (s.a.v.) Nebi Zürriyet aşım El verip, dilde Kelâm İnsanlığa Selam Kulluğum devam Selameti cihan Serveri Fatımatül Zehra (r.a.) Zürriyeti cinsiyet aşı. Sevgi, saygı istemi aşı Teslimiyet, Tevekkül, Sabır canda bu aşı HU ALLAH HU Gönül yoldaşı, gönül kardaşı Gel yaranı, Yaratanı hoş sevgi boş

  • Kendinde kendin ile bu yol, ölçü Kuran, Sünnetullah koş. HU ALLAH HU ile. BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Hak yakiyn eyledi beni. Can bedende, Muhammed-i Mustafa (s.a.v.) söylemi sözü, söyleşi dedi. Yer gök ehli Benim ile Bende, Ben de Onun ile dile geldim derim. Bu Aşk tenhayı gece istemi Kulum istettiğim ile dile geldi. Ben verdim, Ben veririm Bu Aşk, Aşkım, aşıklarım dile geldi. Dilim ile dil cevap verdi. Bir hizmeti dünya erine Zürriyeti Hak, söz ile vaadi yerine geldi. Kulum, kullukta bu meşke, bin bir cefayı avrad-ı eş ile sebebi zuhur dil, göz, kulak, el yörüm, kalp’i Sana dünya Muhammedim (s.a.v.) has kulum Vaadim yerine geldi. Böyle iken, Seni siret, sınır olmayan, Aşka doymayan sonsuz özüm, şu anda seyrim özüm, Muhammedi Aşkımı sebebi yerine cevap ile dünya zahiri boyut ile âlemlerde dünya dize sıra ile görünmek istettiğim, istediğim, istediği yerde, Boyut, insan, suret ile gezim, sözüm yerine geldi bile. Emrim Kün oldurduğum olum zamanı doldu. Şu anda size dilemeniz ile zaman - mekan az bile. Dolaşmak istediğiniz yerde kırk yıl bile az gele. İstemi yer tayin edip gezmen gezdirmem Hak bile. Bu Âlem, yapıtı Surdan Balon bile. Bilede şifreyi nas, niyaz, Aşkı beyaz, Nuru gördüğün zaman HU ALLAH ile. Dilediği yeri bile Dilettiği ile. Beraberlik ihsan ettiği yakın üç insan ile Gezdirmemi dile. HU ALLAH ile. Benim, Benim Ben Sadece dilettiğim ile Yarın sabah gitmek istediğin yeri 9 Ayet-el Kürsi 9 Fatiha 9 İhlas Bir de Benim Ben HU ALLAH ile, yürüme denizler, yeller, seller Gökte bulutlar ile görümü Hak, zahiri boyut ile, dolaştırmam ile. BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Gözüm yaşım dinmesin Aşk sevdası vermesin Bu can, Cananda, yer gök Senin isen Bu kabda et, kemik, beden

  • Senin Aşkın bilmez, dayanmaz isen Külüm göğe savrulup enel Hak söylemez isem Her nazlı canda beni sevdan ile eyler isen Sınırı yok, Aşk söyler isen Tükendim, tükendi bedenim sızlar her zerrem Sende görüp Seninle olanı sevsem Bin bir cefayı Aşk eylesem Yumuşak, güleç, sert eylesem Bu dünya hali, yaşam bu desem Can dayanmaz gayri bin kere öldüm, dirildim desem Bu sevdada, bu yol, Aşk Habibin ölçü ise Derdime dert oldu güllerin desem Yaram hep açık yaram kangren oldu desem Neşter atıp kanı canda her nefesini öldürsem Zıddıdır desem, Aşka mahkum edilsem Sebebi sensin ne müjde versen istemem Yaktın, hayranım sana Can bedende kanmak istedim Sana Yol Nur - İrşad bildiren Aşka Nur, sebep Habiş - Humi bildiren Can bedene nidasız evli diyen Dünya, Kader çizgin bu desen Dediğinde durmaz mısın Bu sine, dönmüşken sinesine Bu Aşk ezildi, dayanmaz kul çenesine. Bilirim acizim, muhtacım Sana Bazan kıymak isterim cana Yazık olan asıl sana Özüm, Sultanım, bilmez misen Müjde verip susturmak istesen Kalbim gözyaşlarım, kalbimi deldi benim Dışarı dünyalık istesem halim bu derim benim Er cana kıyar mı Seven sevdiğinden bıkar mı Söz konusu aşık isem Aşığım dediklerine sal kefensiz beni Bu dünya halinden geçeyim bileyim Yar, Bendensin diyorsun Yaratan, Ben Seni bildim Senden bildim, Seninle olduğumu bildirdin Kulun aciz, dayanması direksiz Yer, gök insanı Aşk bilsin diye mi Muradın cana sebep,

  • Seveni, Sevdiği ile öldürmek mi dersin Bu kuş uçtu, kafeste yok bile Gösterdiğin gülleri bahçeye Bahçe, gül, bülbül sen değil misin Kalmadı âhım, derdimden başka Anlayanım, anlatanım, şımarık sevenim, katlananım Yok mu yeryüzünde bir kaç katlı üst üste yatanın Bu dünya bana dar geldi Daraltıp genişleten Sensin Suret-i insanda bülbülün isem Gülü sevmek zor geldi Aciz bilirim ben beni Sırrım, şahidin isem ben Bu Aşk-ı nida Muhammedi kulun Sana zerresiyle dönsün Hiç bir zerre kül, kül olmak az geldi İstediğini aldın mı Sonsuz deryalara saldın mı Gönül erini, Aşka böyle mi saldın Hikmet-i Hüda, kul şâyân iken Sana O insanı boyut az geldi dar-ı şehadete Sen gayri nazım, niyazım, hoş gör bende beni Bu sevda bu başa dar geldi HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Necm-i Furkan cemi derim Gezi, görüm, yaşam Muhammedi (s.a.v.) derim Sırrı Hakikat hılkan doğmada olmuş şivan Ak, kara yok iken başta cana Dünya tası has, bürünmüş bu canda başta baş Seyrin zebun ise, Sabrın durmaz azar ise Kalpleri siyah, çemberi cehennem imiş Bir Nur, suyu doludur Özünde O’nun ile bulunur Hamuru Kuran, suyu Nur yuğrumudur Yol cihanı Ekber Şah’a yoludur Bu dilin sözü Aşkın yoludur

  • Aşk mezarı yoktur. Aşıkların sözü yoludur Nur u Muhammed, Aşk, veli yoludur. Zümreyi saadet, cem-i âyân Zatı durudur. Bak, çeşit gördüğün her şeyde metai, hevai, astronomi, fiziki Boş’un Var oluşumudur. Size ikram sofra dünya kurulur. Yolun özü, Kuran, Sünnetullah Aşkın bulum, dolum, yörüm Kulluğun Aşkı yoludur Nazar etmemiş bile Dünya âlem yere İçinde Habibi aşkı olmasa bu yere. Ken dikip göz diken, şehri Kâbeyi umman olması Yar aşık, kalbinde bulmasa Buldurduğu zaman Hak yol özü bulmasa Sırrı Kadem, insanda şahit Şahidi Hakim Kendim bulmasa Şehr-i cem’i, Saadet-i şahan Aşk ile varılan, Aşka âyân Gönülde Nuru olmasa Âlem-i Zembil Esma-i Hüsna dolmasa İsm-i Celal HAK ALLAH İman-ı muktedir Kâmil yollası Kemâlât-ı kul insan olması Cehri, Şehri, Vahdeti Vücud emri olmasa Nidayı Aşk, feryâdı figân sabır aşı Aşkta meta sebep olmasa Yol diken iken, Aşkın yolu, Gülü Muhammedi Mustafa (s.a.v.) gül veren Zürriyet olmasa. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İzni ile. İnşaallahu Rahman deyiniz. Bir Nev-i Bahar dilimi, Söyleme istemini vereni, Bildireni, bilgiyi Âlimden bilenlere Esselamu Aleyküm Bir dünya sebebi, ihsan edilirken, olup - olmaması ile. Şükrün mana dilimi vermesini istemi bilimi, verdiğinin görünmesini, Maşaallah deyimi bilmeniz dilemi ile.

  • Gören, gördüren, veren, verdiren, verimi bildiren, surete büründüren, şekli açık eden, şeklin mimarı, imar eden, sebepte sebep eliyle yapana bile Maşaallah deyimi ile söylem bilmeli. Nükteyi cihazı, seyri niyazı, füzeli yananı bile. Atomu, kainatı gördüğü idrakı, görüm nisbeti diliminde bildiği idrak ile, yapanı yaptıranı Asıl Ben olduğumu bilenlere, benimle olanlara bu sözü derim. Benden olup benimle olmayanlara, sebebi sadece yapan yaptı diyenlere, yazıklar olsun derim. Benden arta kalan bir şey yok. Yok iken var olduğunu bilenlere, varlığı Benim varlığımla varlık olarak bilenlere selam olsun. Bir niteliği cevap isteyene, cevap verenin, cevap alanın, soranın sorduranın Ben olduğumu bilenlere, Ayan-ı suret insan, insanlık sureti dünya Habibim, Aşkım Muhammedi Mustafa (s.a.v.) bilenlere. Nizam-ı ahlak Kelâm, yaşamı insan, hizayı şerhi Kuran bilenlere, selam olsun. Değil kalbi kör, dünya görenlere, dünyayı meta sebebini, kendine, tanıdığına Tanrılık edenlere, yazıklar olsun derim. Bir gül bahçesi, açıldı gülü Kelâm, Kuran, yaşam Muhammedi (s.a.v.) yaşam, bahçe bilenlere. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Beni canımda az eyledi Bir gülü Yar eyledi Bir nimet-i lütuf seyreyledi Bu Yar, Yarda candaş eyledi Bir nidayı Nuru sebep Bu canda yardaş Yârı sebep hoş eyledi Bir dikene bir gül baş eyledi. Seni sevdim diye mi ben Yaratılmışlığa oldum seven Aşk dikeni gül, eymeni sırat köprün mü bu Seveni, sevene sırdaş Körlüğüm sonsuz Aşk Senin Aşkın bezenmiş şekli ne hoş Görmek istediğim bu Aşk Cefayı sebep, yetiş imdad Bak zıpçıklı delin, etti kabahat Senin sözün olmaz nâhoş Sensiz pişer mi çiğ aş Bir yeldi esti, bir seldi coştu kuşak Adem ile Havva’dan bak Dünya hali, damlayan su yalak

  • Sen, dayanmaya, dayatana Sen istemi seyri aşa İstetene, isteyene naş Cezbeyi Aşk ile sunulmuş sıcak aş Başı Besmele, sonu Elhamdülillah ile Bu sofraya yanaş Kadir kıymet bilmez ise Yandı, verdiği aş Buna sebep, dünya tas Bir şerhi dünya zaman Asılda Asıl ile pişmiş aş Bu Zeynebi Muhammedi Aşk Yaşamı istek-i asıl vaad ise Beni Bende aş. Sırrımda sorusu cevap Kadın isen, erkeğine helal aş Erkek isen, kadına helal yaklaş Bir sel ömür bile, az gelir Kelâmı seven diller ile Bir de Zürriyet Hak kullar Senedi tasdik ile. Seyrin Hak gördü özün Üzmesini süzen özün Bir ilkbahar sözün Açtı gülün. Sen tutmak sözün Ben vermek Ahd-i sözüm HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Seyr-i Nebi dilem Aşk muhabbet edem Bir nazlı Yar ile Yaratan Yar ilem Yazmaz kalemim almaz defterim Ben Seninle Yar iken Anlamam Seninle sarhoş isem Han gördüğüm dünya kafes bilem Yar gösterdiğin sevgili bilem Beni Seninle anlayam yar dilem Sevdiğini bile söylemiyen çarık giyen Ben bu halimi Seninleyken kime diyem

  • Yar inad edip dik durur Sen vermeden ben vaadim nasıl durum Estirmiş yelleri zehir zemberek dilleri Açmıyor benimleyken dilleri Kelâm Sensin ver dilleri yumuşolşanı gülleri Yaralıdır bülbülün ah-u zar gül Diktirmiş kafeste durur Çatı başına dikili yuvam der durur Bende kalmadı kapı, pencere, çatı Bak yaktın yine Aşikârı Sen söylemesen de Aşikâra Anladım sevdirmiyor, sevdirirsin bana Ben ağlayam yana yana, zerrem ile Yaram Yaratan az yakınmış bana (Habiş) HU ALLAH HU HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahiym olan ALLAH’ın ism-i Subhan, şevk-i insan, şehadeti İslami Kuran, sözü, özü Muhammedi olan İsnetsiz Kelâm, yaşama dayan Seyrin âyân, cevap arayan, Vekil, Kefil ALLAH Azze ve Celle diyen kullarıma, yönüm erlerime selam olsun. Bir yer, dünya evreni bilinen zaman Aşka arayan, Aşk ile yaşayan, yaşamı sunan Haceti insan olan, mektebi Kuran, pazarlıksız duran, saygıyla anan, hürmete layık olan, bir ism-i Celâl HÂLİK, HAYY, diri olan, Muktediri sem-izi pak Efendiler Efendisi Muhammedi’ye (s.a.v.) bağlı olan, şeksiz, şüphesiz, isnatsız yaşamı Kuran olan, Zürriyet yolu, dünya ismi, ismiyle bulunan sağım selat O’na, O’nunla Beni, Benimle O’nu bulam. Bir sırr-ı âyân, yaşama dayan, ölçü Kuran, gönülü gönül tastamam. Her met’ayı sureti simayi semavatı silen, sinesine sine olan, Aşkı bulan, bulunan ile bulan, temeli Tevhid olan, şeksiz şüphesiz O olan, Kuvvet, Kudret, Hüküm ile bulunan Her nefesi canda Canan ile olan, Gül, gülü gül olan, şekli suret, yaşamı insan bulunan İnsan-ı Kâmil şeref bulunan, yolu Sırat-ı Müstakim olan, derleyip toplayan, sunumu açık olsun diye insanlara yaşamı devam, bildirimi âyân, Muhammed-i Mustafa (s.a.v.) Zzürriyet olan, Şehri sabit, cüzi irade, nefsi akıl, aklı zerre ile bulunan, bulunanı tasdik buyuran, Aşkta sınır tanımayan, Lütuf, Kerem sahibi ALLAH (c.c.) ile, ALLAH (c.c.)’tan Hüküm olunan Hükm-ü beşer, yer ve gök âlemler arası seyri olan, dünya nimeti, cevap hazır bulunan, emrine verilen hayatı beşer, şeri kural, sözüm olan seni, beni, birliktelik ümmeti yaşam, yaşamı olan şefkati Nur hâli sözü, akışı, nefesi, hesabı yaşamı

  • bulunan insana, insanlığı gayri yok, tek ilah O diyen dediren, yeryüzünde bulunan bulunduran. Aşk, Muhabbet, Erlik, Nur-u İrşad-ı Billur olan, asra, zamana açık - gizli Zürriyeti Hak, Muhammed-i Mustafa (s.a.v.) yaşamı sunuma yol, rehberi Nuru ışık, karanlığa yol, Nuru istek olanlara, yolu, sohbeti, yaşamı, Hükmü Hüküm ile duyuran kullarım. Zamanı nefes, nefesi HU ALLAH olan kullar ile. Zamanı Aşk, Muhabbet, Erlik, İrşad olunan, görevi, görevli, görevi yaşam olan insanları bulan, bulduran ALLAH (c.c.)’a Hamd olsun, Şükürler olsun, RAHMAN olan ALLAH (c.c.)’tandır diyenlere selam olsun. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Can Aşık, yandı aşım Kalmadı bu bedende taçsız başım Bir sineyi sinede açtı kapaksız Bir cilve-i Naz, Hikmet-i niyaz Bu fidan körpe, dayanamaz can Bir sevda seli, kökü niyaz-ı sebat Tomurcuk, yaprak zaten gülü az Bir semere-i gül ile Naz Eyledi canı Cananda biraz Bir dilim Tevhid ekmeğim katıksız az Ameli nida, kulluk az Bu Aşk, aza kanaat, pişmişe yanan aş Su koysak biraz Nur, Nur-u İrşad, İrşad-ı Nur Billur Yer gök âlem dinler durur Muhammedi Mustafa (s.a.v.) seyri insan Kalpte özler durur Bir içim su, bir nefes soluk Bu dünya değmez zaman Aşık, Mâşuka eylen biraz Bu Canan, Cananda kalsa, Aşkına dalsa Körpe gülleri, gülün bahçesine varsa. Toprak ekilmiş, yaş - baş iki ayak, iki el İki göz, Kelâm-ı Aşk Seyri dünya durur bu baş O’nunla ise her an sarhoş Bu mededi yetiş ya Muhammedi Mustafa (s.a.v.) HU ALLAH HU

  • BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Bir seher yeli, rüzgar benim Seyrinde tembel erinim Hiç durmaz hazır olanı yerim Bir dervişim var derim Buna da cihanı sevda sine dilerim Ben, benimle bizi dilerim Bizler ile dili dizerim Sermayesiz O’ndan süzerim Süzü Kelâm, Aşk bestelerim Dünya taham, yok bende tavam Sofrasından kovan Sofrasında Aşksız konan Bir tatlı sözü cana doyan Aşk uğrunda yanan Odunsuz, kömürsüz, dumansız yanan Ormanı kuru, damlası yeşertir olan Bir sözü Kelâm nefes HU olan Ormanı kaybolmuş, orman kuran Yeşerip sevgi gülşeni Gül canı aş olan Bir Nura aşık olan Yandı bedeni, Aşkta yok olan Görmez O’nsuz kör başı Sarhoş isen, Aşk taşı İçtiğin gözyaşı Dünya, ahiret aşı Bir nimeti, bin aşı Kaldır kaşı Sokma başı Âyân beyan Zatı başı Her çatlak, sızıntı, dünya kulluk aşı Her işin başı Sabır taşı Aldınsa aşı Kaşı sabır taşı. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile.

  • Nimet-i cevap Sireti âyânı âşikare seyri âyân, Muhammedi Mustafa (s.a.v.) Zürriyeti beyan. Bir ikrarı beyan. Dikkat edin, dayanağı, dayandığı ismi VEHHAB veren, kul ile âyân. Bir hece, bir nefes HU ALLAH beyan Devr-i âlem, geldi zaman Sebebi insan ile beyan. Bu hayatı tez davranım istemi hayat, şerhi sebat, bir ilmi ÂLİM’den dayatım, kulluğa hayatım, hayatın eskisine, yenisine bir dayatım, delil olmaksızın bir seçim, seçtirme, özüm dolmaksızın yaşanılan zamanı, beyanı, şekaveti, zararı, perdeyi zararı doğmuş er ile, doğacak olanı gözü net, perdeli olanı, seyri, geçkin, âşık olanı, bir çeşme suyu tası bulanı, hesabı keşap, verimi VEHHAB, içme bilemi seçme, yönü bulan, bulduran bir seyr-i âyân Özünde Aslı, Asıl duran. Yalan yanlış acemi dalan Bataklıktayım kurtulamam Asrın derdi parayı meta bu zaman. Arın, namusun on para Geçmez dünya sefiri, senin ne paran ne de namus kavram Sen, seni Yaratana yönelten, yön bulduran, bu Aşka dönümü yolu, karanlığı, nefsi kusturan, zifir-şeytan dolduran, nefsiyle tanışıp Rabbini bulduran ALLAH (c.c.)’a dayan. Bir geç kalmazlık, kaldım demek, zarar-ı nefes ile durman, yazık olan Tevhide Tehvil, âyân bulan kulu sebep kullara bak. Hakikat, yaşamı nizam Kuranı Muhammedi Mustafa (s.a.v.), seyr-i âyân, yaşamda bulunan, suya dalan, su gibi akan, dağıtan, kokusu bulunan yere devam. Gül değil diken bile olsan, bahçede bulunanlarla bahçede uyan. Tertip, Nizam, Tevhid, Teslimiyet, Sabır, Tevekkül, tertib-i insan, HAY diri, dirilikte olan insanı yaşam. SÜBHAN olan, Âlemlere sunan, Aşka devam, kim isen, kiminle âyân, ona göre davran. HU ALLAH HU ile. BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Rebiülevvel, âhir zaman seyri depremi, şahidi Hak, zamanı, gelimi ile. Nidayı Aşk, canı cânâ, canı depremi işrakını dünyaya Hak, zikri beyan ile görevli bulunan, yeryüzü yarımadası, bir kaynaşım zamanı bu gece size has, bir kefeni az, insan bedeni sarımını yazmalı. Giyim, bir neferi hazırlama kefeni ile bu gece zamanı gelimi, bu nebadatı sehere yakın az, zaman içinde bu gece. Bir de size, zekâtı sakat olan, vereni sadece kendi eli olanı bu gece yakan eli olanları, seyahatı nizamı Hak. Yerdeyken yere cevap. Dünya, sevdiklerine az bir yas ile geçecek zaman içinde 40 gün ile, gülü beyaz, bu şevki niyaz vaadi ile, zamanı sadece ikiniz için bu yazı, birde 3, 3 ile gelen zaman, meydan-ı savaş, buna da hazır istemi, savaşı nefer az.

  • Yer yutan deniz bulanacak kana. Bu gece 03:00 de uyanık kalın. İşrak-ı zikir ile namaza durulacak. Dua, zikri HU, Muhammedi ümmetine. Bir de yıllar öncesine dayanan bir Hak - Batıl keşfi ile fay hattı denilen çizgi Hak isteyen adı üstünde nokta. Eberden doğru gelene bak. Merkeze işrak ile devamı, Kaleye Hak HU ALLAH HU ile. Uyanık olun, uyanıklar ile bulunun. Sadece Hak bilin, Haktan bilin. Olum, O’nunla, düğün bayram bilin. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Bir dost can olan Canda yoldaş Onunla sırdaş olan Kendi bedenim beni, sığmaya siler aş Deli gömleği giymiş bu dikili baş Yok artık arkadaş, gardaş, eşi baş Soyunmuş bedende çıplak durur Nur-u baş. Görünmez metayı hevesi işraki aş Sözüm O’na, O’nunla benim, Bende deli baş Söylemi hoş bu bedende bazan çok bu baş Soyunum dünyada, dünyalığı gezer mi hiç onsuz dikili baş Bir yol AŞK uğruna deli bu baş HU Gardaş HU Sırdaş HU istemi, isteteni, lütuf, ihsan dünyada metayı aş Görünmek özlemi sınır aş Deli derler gardaş Bir sineyi öze düştü ataş Nur, bu seyri aş O’nsuz bulunmaz, narda kül olmuş aş Neme gardaş, bak sönmüş dumansız ateş O’nunmuş deli seyri, tımarhane gardaş Gözü pek yiğit az, Önderi Muhammedi Mustafa (s.a.v.) gardaş Seyrim dik, başım sinmiş aş Yaşamı, ölüm, toprak, toprakta aş. Dikiliyken bu baş, bastığı an toprağa Delicesine Yaratana, delice Aşk Bir dünya seveni, bezenmiş gülü bedeni Seyrinde benden zır deli Anca böyle yaraşır Gönül gözün O’nunla aç Sen isen gardaş, delilikle dellendi delice Aşk

  • Yolun çimeni kara mı derim Yar O’nsuz, ben seve mi derim Bu varlık aşı, Yaradan evveli Kün ve Yekün Elestü bi Rabbiküm’de pişmiş sunuş aşı Bir nefes O’nunla olmuş, olduğu anı sineyi âyân, Âlemi düzen geçer, Asıl beden Âlim, ilmi ile beyan ötelere geçmiş, bezeni gül, dikensiz Nur-u âyân. Sen nida-yı Aşk dile. O, O’nda, O’nun dilediği ile, dilediğine verir Aşk. HU ALLAH HU Dünyada iken kaldı bedende, bedensiz bu baş. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Cehennem milleti neylesin Aşkı Yarattığı yaratıkla sürdüğü sefayı metayı Aşk Bir yer, gök, seyri safayı Asıl Aşk, nevhi baharı, görmediği Yaratan ile sürmeye, arzulamadığı Aşk, Muhabbet, Sevgi, Erlik, İşrakı boş zaman avunarak, avunma sürür sefayı Bu cenk, bu erlik, kendi çıkar menfaat, dünyalık yaşamı, istek kahraman olmak, kararlılık, kuvvet teknoloji, yer gök, hükmü idareyi, kendinde bekayı, Bu istemi dünya çeker cefayı İsnetsiz görülen, ahir-i zamanı Nebi-i Muhammedi Mustafa (s.a.v.) Aşk, cefayı, şifa yaratılmışa Yaradan ile görülen, görülmeyen bir sevgi, sevişme,sevilme ile bir nefes olma sevdayı O’nadır, O’ndan yaratılmışın tamamı Şükür, İhsan, Hamd, Sabrı, devayı istemi verir, uğrunda can bulunan örtümü canı, Cihad-ı Ekber, bu yol Emr-i bil ma’ruf, neyhil anil münker ile, yeryüzü yaşam Kuran Hükmü, yaşamı, Âlemlerin Aslı Asıl SÜBHAN dili tamamı Muhammedi (s.a.v.) yaşamı. Bir ilk, bir son, bir dilek, bir istem ile dünya, Ahiret tamamı bulum, buluşma yeri zamanı Nefesi Hak, Hakla olur seyri zamanı Bir Aşk, yeryüzü insan, insanlık kavramı sunduğu hayatı Yaşamı bir Haktır. Bu yaşamı, donanım, evreni dünya. Bu zamanı, seyri âyân buluşturur, beklenilen zamanı. Bir cennet olur dünya yaşam hayatı. Kusmasını bilene, bildiği ile amel edene, Âcizliğini, teslimiyet, işrak, Haktan bilene. HU ALLAH HU Bu Aşk, sevda, sevdalısına düştüğü, düşürdüğü nev-i can, sürer her an, ötelerde dünya seyri olduğu can, Canan ile yakın az. Yolun son, öz Muhammedi Mustafa (s.a.v.)’i örnek - önder olduğu, oldurduğu işrakı dilek olduğu tabi hayatı geçim, tasdik Huyan-ı Aşk devam ede. İstek Aşk, çalkalansa dünya, parçalansa baş, O’nun ile O’nda oldurduğu canı baş.

  • HU ALLAH HU ile. BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Yarim gözüm seyri sözüm Açılmış, açtıran, açlık Muhammed (s.a.v.) özüm Kaynayan coşan seli, Aşkı deli Gerçek Seveni, gerçek ile edeni Umdu bekledi ise beni Sevdiği can bedeni. Her zerreyi beni Buldu nefesi seni Kelimeyi şiar beni deyu Akmaz olur mu Nuru seli, yeli Görünümü sağlam, sözü kaynam, duruşu evran Gül sine âyân, Aşkı ile dayan Bu dünya sineye ayran, deli ile bayram Gel canım dayan, Canana varlık beyan Hane, yuva, saadet O’nun ile beyan Bu dünyada kalacağın kadar seyran Olum - olumsuzluk demeden beyan Can bedene eş, kullukta eşi Havva ile âyân Mutmain isen, sadece Lütfu ihsan ile beyan Değil isen dünya seyran Her neşe, cümbüş, zımbırtı beyan Olur mu can, buna Aşkı beyan Bu canı, can Tevhidi, yaşam Aile, Muhammedi âyân Bir isen, bir Tek hasrete âyân Yaşam, evlilik, Malikül Mülk ile beyan Seveni, seyr-i dünya devran Aşkı beyan Kadim, bu sırrı erkek - kadın âyân Bir yer eli ile yüzsük beyan Şahidi Aşk isen, ALLAH (c.c.)’a dayan Bir Firdevsi cenneti, Liyeni bayram Guslü farz, sünneti sineye seyran Kaldır perdeyi, cümle iş O’nun ile Rızası Kadim pişirilmiş var olan Var ettiği devamı devranı derman Sakın sana, beni sana unutturmasın Yemiş isen Aşkı, reyhanı koku ile beyan. HU ALLAH HU

  • BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Canı Cânân sine özüm ben ne diyem halim bilem Gönlüm Aşkınla doludur, dilim başka konuşur Gönüller yapmaya geldim, gönüller yıkarım Kendimde benlik görür, savunmaya soyunurum Kalbim her an Sensiz değil, Hak ALLAH der durur Sebep olduğum yolda Çeşmeyim bile Bu ne haldir ki akanı bile idrak edemem Zatın Cemâlin Nurun bende sarhoş bile Kader, fıtrat, tecelli bu ise, Seninle bile Kırdığım gönüller ne halimdir bile Yolda Aşk Aşkın Muhammed (s.a.v.) bile Dünyada imtihan her hale sabır, tevekkül, hamd ile bu bile Sundun dilleri, verdiğin emri anlamadım ben bile Soranlara ben ne diye hop oturup hop kalkarım bilmek ister bile Söyletirsin dillerden, özümden hoplatırsın Sallanır titrer geçerim kendimden bilemem Bildirileni dinlemek okumak isterim her an İdrak verirsin bazen, anlar sevinirim o an Çeşme tası tutan bile içtik anlamadım der o an Zâhiri Bâtını çözemeyiz çok zaman Dersin kulum şu der boyuttan Kendi kulluk hesabımdan korkar dururum o an Sebep ettiklerinden utanır, hesap sorarsın bilirim Seni sevdim, sevenlere Aşk ile Aşkımı verdim dersin Aşkın âşıkların yakın olan bile anlamaz çok zaman beni bile Diyemem ki benden, çünkü her şey Senden Yumuşak güleryüz duramıyorum her an Lütfun her yerden, imtihan dayanamıyorum o an Sadece Sana sığınır, Senden korkarım her an Dersin eşin, işin, sebep sana imtihan Görmek isterim dünyada Aşkım, Âşığım, Âşığın Birden kararır dünyam, dedirirsin yetiş ya ALLAH Her an âciz, muhtaç olan kulun Sorarlar yakışır mı bu dengesizlik sana hâl Bildirmezsen onlar kul âciz yaratıldı insan İmtihana tâbi bulunduğu her nefes ile Kul Habîş bile.

  • ********** BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. HAK LÂ İLÂHE İLLALLAH, MUHAMMEDEN RASULULLAH Cevabı sineye bak. Bir insan iken, insanlara üstün tutulanlara bak. Bir şehri Sübhan, yeri dünya, hakikatı O’nda, O’nunla olanlara bak. Bir Yusuf, bir Yunus, bir Yakup, bir şiret, isnad edenlere bak. Yok olanı var eden, varlığı memurluğu hılkat eden, HAY inince yere, bildirince dile, Yer gök ne bile. Bende Benim, Benim ile Beni Yeryüzünde Beni görür HAK Hükmü, halifem derim. Bilinmeyen gayb zamanı, olacak o zamanı, öğrettirir, öğretir O bu zamanı. İnce sıyır, keşfi zamanı. Bende Beni, Benim ile seni tuttuğum anı, zamanı. Yer gök, izin verilmedikçe izni sabahı. Bir erim derim, başı sonu Benim. Dilediğime ilmim, Âlimliğimi veririm. Yeryüzü nizam-ı ahkam, kahır seyri Vehhabı işrak derim. Görmeyen gözlere, tutmayan kötürümü, devasız gösterdiğim hastalığı şifa sebebi bildiririm. Kainatı hoş bir seyri, Benim ile Beni Bende zikri HUŞA ile, koş. Sen bilmez idin Beni Diledim Bende seni Açıp seyrim, Hikmet, İhsan, Şükür diledim Bu cana Canan ile bezedim. Bir Aşkı diyar, yeryüzü mezarı Toprağı çeşnili, mevsimi zamanı Eş değişimi, yaşamı idrak, bildirim Benim. Sonu âlem dönüş Bana Bende hesap derim Bu Hüküm, Benim Ben derim. Size dünyada kalacak kadar, isnetsiz zamanı hoş, dünyalık verim. Arzu ederim, arzu eden ile derim. Ölümü, ölümsüzlüğü, ölü olanı ayrım, gezim derim. İlmim HAK, Âlime Âlim ile bak Arayana bir cevap, bir mezar aç Bir kara toprak olmuş, kemik aş, sonunu ulaş. Buluşum, oluşum, söz alış, başlangıçta Elestü Bi Rabbiküm’e verdiği sözü has, Delicesine sevilir mi dünya aş

  • Onu, Onunla Yaratan, tutulur mu eş Haşr-ı Saadet isen, nimeti Yaratan ile yarattığı aş demen ile bak. Günü, gece, gündüz, vakiti erken demeden uzaklaş. Nefesi HAK, kulluğu kullukla meyvayı aş. Toprak üzerinde dikili, önder, örnek, Has Kul Habibim, Aşkım ile kalacağım, kaldığı kadar, nefes verip aldığım yaşam ile ince sırat, sevincin, üzüntün korku basiret ile, her nem-i ile O’dur, O’na yaklaş, sığın, Yaratandan, Yaratana tövbe edip, sabır aş. Teslimiyet olur, O’ndan gelene temiz aş. Kuran, Kuranı Kelâm, Sünnetullah Muhammedi Aşk. Selam olsun onlara, dünya ahiret O’nunla O’nu, nefesi HU olanlara. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. HU canım, anda yeniler Cana murad, kurban dediler Nefis pak, imdadı yetiş sebep dediler Bu kana bulanır mı, can var edilen dediler. Şimdi esti yeli, bahar seli Özledim, gönülden gönül vereni Şahidim, ispatım, Aşkım, Aşk elim Muhammedi Mustafa (s.a.v.) Zeyneb derim Bu cana Rıza, semere-i semiz kurban dilerim Aşk bahçesi olumuna, evlilik, dünyalık, lütuf derim Hayrı şer, şerri hayır edenim Bu nimet-i ihsan, sevdiklerime kefareti şükür dilerim Donmuş aşa, gönül dilim, ağlar, yaş dilerim Bu sevda, Aşk ile Beni Bende Ben bildirenim Ümidi, korku, hasret çiçeğim, gül Yolum, Kurban olmuş O’nun ile Yolu, isnek, istek, verilene şükür hamd Kurbanı diyet, ettiğin söze bir cihet Var yolum, oldurduğum, zamanı donuk oldurduğum Sözü işrak, emin, Nikah-ı zaman doldurduğum, yemini Aşk Yeni bir Aşk ile, yenilendi bak Bu canı ciğer, evlilik Aşk Nidamı Reyhan kokusuyla açıldı HUŞA-i AŞK Kulum derim sana, Bende Aşk deli Deliye, delilik eli Verdimse, kim ne demeli Aşkın suyu zerre, çatlak, sızıntı, verdiği Lütfu dünyalık derim

  • HU ALLAH HU ile BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Bir idrak-i şûunatı erim bildirim. İdrakı sinem, bir Ben Tek ilah edinene. Bir seyr-i Sübhan, çeşmeyi akıtıp sulayan. Bir insanı, memuru seçen Bir meni sulmü, süren, imalatı kendi canı, Canana bilemi dünya. İnsan suret denen, bir Nizamı Hükmü arzu eden. Arşı, Kürsüyü imar eden, Sebebi, olumunu bildiren, istemi cevap veren Bir sırrı, sırrı ile, olumunu dilem-i sır olan, Zat-ı Hikmet ile sadece, armağanı yutup, Âlemi kendi, kendinde seyri insan ile bilmek, bilinmek istenen, canı can veren, Cananı Yaratan bildiren, Hikmeti Küllü iradeyi kaldırım ile kula has, Muhammedi Aslıma, Habibim Aşk ile kendimi, kendi tanıtımımı, yarattığım, yaratılmışlık sunduğum, her bir âlemi Onun, Habibi Aşk demem ile yarattığımı, Donatımda idraka ulaştırdığım, Asla yakın, yakınlık, basamak şerh ile, istediğimi seçmem, seçilmişliğini ister açık, ister örtülü, istemi bulunduğum idrak. Beni siz, sizi Ben, Bende Benim-i hatırlamak. Buna cevap: Beni sınır aşın. Sınırı boyutu Asıl Muhammed (s.a.v.) ile, bulunum nisbet kulda kulluğu hicap, semizi pak, HU işrak, sırrı açık, gizemi ALLAH (c.c.)’ın koyduğu diye bakın. Dikkat edin, sadece, mihneti hisap insanda, idrak edilebilecek edilmişlik Hak olarak, tanımı görüm, nisbet Nuru pak. HU ALLAH HU BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Cenab-ı Hak Azze ve Celle hakimi otoriteyi, kurmak, senayı şükür, hamdı işrak, cevaba ilhak, Tek İlah olandır. Bir insan yaşam, nasibi kadarı yaşamı nefes, yiyip içmesi, küllü arşı, seyhat ile yapan yaptıran, nehameti mülk olan, kullanan, kullandıran, ismi VEHHAB, istemi hayat, yolda nasibi Hak, batıldan imtiyak, bir ismi dost, dostu İbrahim (a.s.) gibi bak. Arz-ı dünya, ehmeni mükafat ALLAH (c.c.) için, ALLAH (c.c.) adına, istemi rıza, misafire cömert, küfrü ilahlara haykırış, ALLAH (c.c.) TEK İLAH. Kendi elinizde, kendiniz yaptıklarınızı bırak. Ana-baba da olsanız bile, benim Rabbim, herşeyden münezzehtir. TEK kudreti ile var eden, varlığı ile donatan, varlık hükmünü beyan edendir. Bu Arşı Kürsü hayat, O’nun süre tanımı kadardır. Bozguncuyu, fitneyi kaldırıp atma, gülü, zürriyeti misafirhanede Gül ile kucaklaşması içindir. Sebebi Hikmeti, yeryüzü imtihanı HAK, İbrahim dost ile HAK, Ateş Sürur içinde durur, canda bunu Canan ile öz, söz durur. Yakmayı bilen, yakımı isteyen ateşi Nur, Nuru abu hayat eyler.

  • Bu çeşmenin suyu, şifa, ölü kalplere, kör gözlere, sağır kulaklara, cimri ellere şifadır. Şifayı işrak ALLAH (c.c.)’tandır. Veren O, alan O, Tek İLAH, yaratılmışın tamamı O. Ölüden diriyi, diriden ölüyü, kısır kadından İsmail’i verir bu. Cana kum, insana ihsan ile zemzemi doldurur. Bütün Aşkın cevap, ALLAH (c.c.)’a teslimiyet, tevekkül, icap Gönül hanende, Yaratan Aşk Bir damla yeli Beni, Bende Beni yaratılmış olanın tamamı ALLAH (c.c.) eli, Bu yeryüzü hem zevki sefa, eda, hem tam-ı ihlas, ihsan-ı Lütuf, deyimi Kahır bilimi. İnsan işrak dünya-i meta, dünya-i zevki, darı peçe, sülmü sefehat, Bu Aşkı dost ile, kaderi HAK, hükme bak. Özü yaşam, hasreti Kelâm, Muhammed-i Mustafa (s.a.v.) ile yaşam Kuranı Hikmeti, insana Şükür Elhamdülillah ile. HU ALLAH HU ile. BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM Rahman ve Rahîm olan ALLAH’ın Lütfu, Keremi, İhsanı ile. Bir canı meğer, sever ise gönül hicran, Can Cananda kül olduğu an. Bu zaman-ı devran, Olur mu O’nsuz hülyan Eyle medet Yaratan beni, Bu şifayı hasret Seni Bu canı özlemi, işrak, Lütuf, İhsan demi. Bir hılkatı insan sevdi, sevdirdin beni Cana rıza, Lütuf eyle beni. Bu camı saray, Aşk öşrü bildi beni Dünya nimeti, Lütuf, İhsan eli Sevdin, sevdirdin, sevilen ile Sensin beni Hayatı insan umulur Senden Aşk Bahçe beli, Nuru yüz Fatımatül Zehra Zürriyet eli Nedamı Ahlak, cömert eli Sevgisi seni, sevdiği ile beni Yaratan Hak eli belli İade-i şükür, teslimiyeti Hak Cüreti seyhan, kokusu reyhan Muhammed Mustafa (s.a.v.) eli Bu dünya yeri, belli imtihan yeri Ayırmam Yaradan, yarattıklarından Seni Verdiğin mülkü, evlad-ı eş, akraba beni Yarattın, yarattığın ile imtihanım derim Sende Lütuf, İhsan, bu belli Yaşamı işrak, Muhammedi Mustafa (s.a.v.) aile yaşam derim. HU ALLAH HU ile. Aşık maşuğu ile yaşatır sarhoşluğum

  • Ebedi Bâki Alem Her dem her demi bilem Hu ALLAH Hu Gönülde bilem Yar cevher-i Aşk Zinde karışmış Aşk Pak sebil Vehhab O’nunla o Aşk Geç git durma yürü Bu Aşkın bedeni gülü Dilber nazlı fikri ile Bulunmuş yer yüzü belli erkek eri Sultası yok şeytan eli Bu Aşk mecazi-i hüviyet Kulda Nübüvvet-i Zürriyet Sakın k