20
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat/Mart 2007 • Sayı:76 Değerli Meslektaşlarımız, Yönetim Kurulu olarak bir yıllık süreyi geride bıraktık. Tüm arka- daşlarımız, Yedek Yönetim Kurulu üyelerimizle birlikte amatör bir ruhla çalışmaya devam ediyoruz. Bu süre içinde ülkemiz ve dünya- da çok şey değişmedi. Örneğin, açlıkta bir azalma olmadı, savaş- lar devam etti, trafik kazaları azal- madı, hava kirliliği de öyle. Aksine açlıktan ölenlerin, savaşta ölenle- rin, trafikte ölenlerin sayısı arttı. Küresel ısınma artarak devam et- ti. Elbette tüm bu olumsuzluklara karşı savaşım verenler var. Ama artışa bakılırsa çabalar yeterli de- ğil. Aynı dünyada yaşadığımıza göre mesleki görevlerimizin ya- nında tüm bu çabaların da içinde yer almamız gerekiyor. Mesleğimizle ilgili gelişmelere bakarsak, sanırız ki mesleğimiz içinde bulunduğumuz dönemde birçok meslek disiplinine göre şanslı görünüyor. Çevremizde iş arayan bir meslektaş yok gibi. Ama bu durumun sonsuza kadar sürmesi de olanaksız. Bu yüzden kendimizi değişen dünya ve geli- şen teknolojilere ayak uyduracak şekilde donatmamız gerekiyor. Yıllardır karşılıklı günlük sohbet- lerimizde bu konulara yer veririz. Her gün mesleki olarak deneyim kazanıyor ve bir şeyler öğreniyo- ruz. Ama bir yandan da okulları- mızı bitirdiğimiz andan itibaren eskiden öğrendiğimiz bilgileri es- kitiyor ve çöpe atıyoruz. Bu yüz- den mesleğimizle ilgili yayınları, gelişen teknolojileri izlemeliyiz. Son zamanlarda sıkça değişen yasa ve yönetmelikleri izlemeliyiz. Gelişen teknolojiler aslında mes- leğimizin alanını da genişletmek- te ve bize yeni ufuklar açmakta- dır. Önemli olan bunun ayırdına erken varabilmek ve sahip çıka- bilmektir. Bu çabalarımıza ulaşa- bilmenin yolu sürekli öğrenimden geçer diye düşünüyoruz. Bir yıl önce göreve geldiğimiz- de yukarıdaki düşüncelerimizin gerçekleşebilmesi için üyelerimi- ze sürekli öğretim olanağı sağla- yabileceğimiz bir mekanın birincil görevlerimizden olduğunu belirt- miş ve çalışma raporumuzda bundan söz etmiştik. O tarihler- den bugünlere bu ereğimizi ger- çekleştirmek için çaba harcadık. Değerli Meslektaşlarımız, artık böyle bir mekanımız var. Şu sıra- lar değişiklik çalışmaları süren her köşesiyle sizlere yaraşır Yeni Şube Binamız açılışa hazırlanı- yor. 60 kişinin sürekli öğrenimden Yeni Şube Binamız Açılışa Hazırlanıyor geçebileceği bir salonumuz var. Açılışa, duyuracağımız gün ve saatte tüm üyelerimizi bekliyoruz. Şubemizin ediniminde bizlerden çok daha fazla çaba harcayan başta Genel Başkanımız A. Fah- ri Özten olmak üzere, tüm Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyele- rimize ve bizlere bu konuda des- tek olanlara sizler adına sonsuz teşekkürler. Bu yıl ağustos ayı sonu ile ey- lül ayı başlarında 6.sını düzenle- yeceğimiz “Yaz Eğitim Kampını” Dikili yerine Foça’da düzenlemeyi düşünüyoruz. Etkinliğin her yıl Ege’nin değişik yerlerinde, deği- şik temsilcilik sınırlarında yapıl- masının amaca daha da hizmet edeceği görüşündeyiz. Bilindiği gibi her yıl kamp için bir kavram seçiyor ve orada konuşulacak ko- nu, konuşmacı ve etkinliklerin o çerçevede seçilmesine özen gös- teriyoruz. Bu yılın kavramı “Den- geler” olarak belirlendi. Bu kav- ram etrafında oluşturulacak semi- ner, konferans, panel vb. etkinlik- lere tüm bağlı şube ve temsilcilik- lerimizin aktif katkı, öneri ve yar- dımlarını bekliyoruz. Savaşsız, sömürüsüz, aydınlık günlere ulaşmak dileğiyle…..

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber ... · 2 Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 2007 14 Mart 2007 tarihinde

  • Upload
    others

  • View
    20

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat/Mart 2007 • Sayı:76

Değerli Meslektaşlarımız,Yönetim Kurulu olarak bir yıllık

süreyi geride bıraktık. Tüm arka-daşlarımız, Yedek Yönetim Kuruluüyelerimizle birlikte amatör birruhla çalışmaya devam ediyoruz.Bu süre içinde ülkemiz ve dünya-da çok şey değişmedi. Örneğin,açlıkta bir azalma olmadı, savaş-lar devam etti, trafik kazaları azal-madı, hava kirliliği de öyle. Aksineaçlıktan ölenlerin, savaşta ölenle-rin, trafikte ölenlerin sayısı arttı.Küresel ısınma artarak devam et-ti. Elbette tüm bu olumsuzluklarakarşı savaşım verenler var. Amaartışa bakılırsa çabalar yeterli de-ğil. Aynı dünyada yaşadığımızagöre mesleki görevlerimizin ya-nında tüm bu çabaların da içindeyer almamız gerekiyor.

Mesleğimizle ilgili gelişmelerebakarsak, sanırız ki mesleğimiziçinde bulunduğumuz dönemdebirçok meslek disiplinine göreşanslı görünüyor. Çevremizde işarayan bir meslektaş yok gibi.Ama bu durumun sonsuza kadarsürmesi de olanaksız. Bu yüzdenkendimizi değişen dünya ve geli-şen teknolojilere ayak uyduracakşekilde donatmamız gerekiyor.Yıllardır karşılıklı günlük sohbet-lerimizde bu konulara yer veririz.

Her gün mesleki olarak deneyimkazanıyor ve bir şeyler öğreniyo-ruz. Ama bir yandan da okulları-mızı bitirdiğimiz andan itibareneskiden öğrendiğimiz bilgileri es-kitiyor ve çöpe atıyoruz. Bu yüz-den mesleğimizle ilgili yayınları,gelişen teknolojileri izlemeliyiz.Son zamanlarda sıkça değişenyasa ve yönetmelikleri izlemeliyiz.Gelişen teknolojiler aslında mes-leğimizin alanını da genişletmek-te ve bize yeni ufuklar açmakta-dır. Önemli olan bunun ayırdınaerken varabilmek ve sahip çıka-bilmektir. Bu çabalarımıza ulaşa-bilmenin yolu sürekli öğrenimdengeçer diye düşünüyoruz.

Bir yıl önce göreve geldiğimiz-de yukarıdaki düşüncelerimizingerçekleşebilmesi için üyelerimi-ze sürekli öğretim olanağı sağla-yabileceğimiz bir mekanın birincilgörevlerimizden olduğunu belirt-miş ve çalışma raporumuzdabundan söz etmiştik. O tarihler-den bugünlere bu ereğimizi ger-çekleştirmek için çaba harcadık.

Değerli Meslektaşlarımız, artıkböyle bir mekanımız var. Şu sıra-lar değişiklik çalışmaları sürenher köşesiyle sizlere yaraşır YeniŞube Binamız açılışa hazırlanı-yor. 60 kişinin sürekli öğrenimden

Yeni Şube BinamızAçılışa Hazırlanıyor

geçebileceği bir salonumuz var.Açılışa, duyuracağımız gün vesaatte tüm üyelerimizi bekliyoruz.Şubemizin ediniminde bizlerdençok daha fazla çaba harcayanbaşta Genel Başkanımız A. Fah-ri Özten olmak üzere, tüm GenelMerkez Yönetim Kurulu Üyele-rimize ve bizlere bu konuda des-tek olanlara sizler adına sonsuzteşekkürler.

Bu yıl ağustos ayı sonu ile ey-lül ayı başlarında 6.sını düzenle-yeceğimiz “Yaz Eğitim Kampını”Dikili yerine Foça’da düzenlemeyidüşünüyoruz. Etkinliğin her yılEge’nin değişik yerlerinde, deği-şik temsilcilik sınırlarında yapıl-masının amaca daha da hizmetedeceği görüşündeyiz. Bilindiğigibi her yıl kamp için bir kavramseçiyor ve orada konuşulacak ko-nu, konuşmacı ve etkinliklerin oçerçevede seçilmesine özen gös-teriyoruz. Bu yılın kavramı “Den-geler” olarak belirlendi. Bu kav-ram etrafında oluşturulacak semi-ner, konferans, panel vb. etkinlik-lere tüm bağlı şube ve temsilcilik-lerimizin aktif katkı, öneri ve yar-dımlarını bekliyoruz.

Savaşsız, sömürüsüz, aydınlıkgünlere ulaşmak dileğiyle…..

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 20072

14 Mart 2007 tarihinde TMMOBİKK tarafından "İNSAN MÜHEN-DİS" konulu konferans düzenlendi.Konferans Tepekule Kongre ve SergiMerkezi’nde Akdeniz Salonundagerçekleştirildi. İTÜ İnşaat FakültesiJeodezi ve Fotogrametri Mühendisli-ği Bölümü Jeodezi Anabilim DalıBaşkanı Prof. Dr. Tevfik Ayan tara-fından verilen konferans katılımcılartarafından ilgiyle izlendi.

Şube Başkanımız Muhittin Selvi-topu ve TMMOB İKK SekreteriProf. Dr. Kamil Okyay Sındır’ın açı-lış konuşmalarından sonra; Sözleri-ne, "Mühendisliğin, hekimliğin, ha-kimliğin şu veya bu mesleğin okuluvar ama adamlığın okulu yok. Mü-hendis olmak için mühendis olmasüreci ertelenebilir, okula geç gidebi-lirsiniz, mezuniyetinizi erteleyebilir-siniz. Öğreniminize ara verebilirsinizama adam olmayı erteleyemezsiniz.O süreç başlayacaktır ve gidecektir.Adamlığın okulu olmadığı için me-zuniyeti de yoktur işin kötüsü. Artıkişim bitti adam oldum demeniz demümkün değil. Ömürle süren bir sü-reçtir adam olmak." diye başlayanSayın AYAN, şöyle devam etti.

"Mühendislik tanımına şöylebakmak istiyorum: Matematik, fizik,kimya bilgilerinin insanların somutgereksinimlerini karşılayacak bireser meydana getirmek üzere sistem-li dayanışma içinde uygulamasıdır,mühendisin görevi ise, bilimsel araş-tırmalarla elde edilen bilgiyi tekno-lojik olgulara dönüştürmek, teknolo-jiyi ekonomiyle gözeterek insan vetoplum yararı için kullanmaktır. " di-ye sürdüren Prof. Dr. Tevfik Ayan,bilimsel ve teknik etkinlik arasındailişki konusunda görüşlerini açıkla-dıktan sonra, "Bilim mi önde, teknikmi önde sorusu sorulduğunda, sankibilimin önceliği aldığı gibi bir yakla-şımın mantıksal olduğu zannedilir.Oysa durum tersinedir. Bilimin vetekniğin tarihine bakıldığında, bili-

min teknikten daha önce geldiği gö-rülür.

Mühendis, bilim ve tekniğin ara-sında nerede şimdi ona bakalım. Mü-hendis bilim ve tekniğin ara kesitin-de bulunan iyi gözlemce, iyi bir de-neyci, iyi bir bilgi biriktiricidir. Bi-lim adamından da bir farkı vardır.Mühendis aynı zamanda eylem ada-mı olmak zorundadır. Mühendis, çö-zer, planlar, tasarlar.

Mühendislik etiğinin, hukukunönemini ülkemiz 17 Ağustos 1999'daöğrendi. Halbuki 5000 yıl önce Ham-murabi yasalarında şunlar yazılıydı.İnşaat işiyle uğraşan kişi birisi içinev yaptığında işini yeterince iyi veeksiksiz yapmazsa inşa edilen ev birgün yıkılıp evsahibi bu şekilde ölür-se, evi yapan kişi ölüm cezasınaçarptırılacaktır. Evi yapanın oğluölürse, evi yapanın oğlu ölüm cezası-na çarptırılacaktır. Eğer kölesi ölür-se, evi yapan kölesini vermekle yü-kümlü olacaktır. Özetle ev sahibinineşyası zarar görürse bunu evi yapantanzim edecektir. Binlerce yıl önceki

TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU KONFERANSI

İnsan Mühendis Olmak

ahlak anlayışına bir örnek olduğuiçin bunu anlatmadan geçemedim.Bilim ve teknik konusuna biraz araverip insana bakmak istiyorum.

İnsan davranışlarını yönlendirentemel unsurlar nelerdir. Bunları sıra-larsak, bencillik, zevk, inanç, roldavranışları, statüdür. İnsanın kendi-sine katkı yaparak, kendisini geliştir-mesi arzulanır. Bu insanın kendisinitanımasıyla gerçekleşir. İnsanın ken-disinin farkına varabilmesi, beş yollamümkün olur. Bunları teker tekeraçıklamak istiyorum. Birincisi ben-lik, bir şeyin meydana gelebilmesiiçin, herşeyden önce birinin bulaşıpgelmesi gerekir. İnsanın var olmasıesastır. Var olmak nasıl bir duygudur,diye sorduğunuzda, insan ismi çağrı-larak uyandırıldığında hissedilenduygudur denir. Bu duygu benim varolanın duygusudur. Uyanır uyanmazbeden işe karışır ve deney başlar.Ben duygusu her zaman bizimledir.Biz ona düşünceler, fikirler, sahipolunan mal, mülk, bin türlü şey ekle-mişizdir. Benim var olan duygusuna

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 2007 3

atamışdır. Mümkün olan en geniş an-lamıyla benliği, kendisine ait gördü-ğü herşeyin toplamıdır. Buna yalnız-ca beden ve ruh güçleri değil evi, ka-rısı, çocukları, dostları, adı, sanı, top-rağı, banka cüzdanı dahildir. Bütünbunlar ona heyecan verir, yaşam kay-nağıdır.

Kendisinin farkına varmak iste-yen insan için, ben neyim sorusunusormasıdır. Ne olduğunu bilmek yet-miyor. Bu sorunun cevabını vermekde mümkün değil. Çünkü ne olduğu-nu tarif etmeye kalksan, kullanılacakaraç, beyninde var olan düşünsel yada kavramsal, daha önceden edindiğibilgilerdir. Bunlarla benim bilmedi-ğim bir yanımı anlatmam mümkündeğildir. Bu nedenle ne olmadığımıbilmem mümkündür. Soruya yanıt,ben şuyum, buyum yerine, ben bu de-ğilim, bu değilim demekle yetinmekgerekir. Şeyleri nasıl hayal edebili-yorsa, öyle görmek yerine, onların ol-duğu gibi görünmesi önemlidir. Her-şeyi olduğu gibi görebildiğimizde,kendimizi de olduğumuz gibi görebi-liriz. Bu tıpkı bir aynayı temizlemeyebenzer. Dünyayı bize olduğu gibigösteren temiz bir ayna bize de kendiyüzümüzü gösterecektir. Ben varolanın düşüncesi ise o aynayıtemizleyen bezdir. İşte insanınkendi farkına varabilmesi için,bu bezin kullanılması gereki-yor.

Bundan sonra tekrar mü-hendise gelecek olursak, kendiçıkarlarını düşünme durumun-da mühendis iki kez düşünmekdurumundadır. Mesleği tanımıgereği, yani, bilgilerini insanlıkyararına kullanma durumu,onun toplum yararını önde tut-ması onun toplumsal sorumlu-luğunun ifadesidir. Mühendistoplum yararını kendi bireyininyararı ile özdeşleştirmeli, onuda kendi bireyi çıkarları arasın-da görmek durumundadır. Ken-dinin farkına varmanın bir di-ğer yolu zevk ve acı çatallaş-ması. Ego doğası gereği acıdankaçarak zevke koşar. Bununsona ermesi demek benliğin,kişiliğin sona ermesi demektir.Alt benin son bulması anlamı-na gelir. Sürekli haz duygusuiçteki ebedi duygunun dışa

yansımasıdır. Gözlenebilir olgu şu-dur. Zevkle acı arasında bir seçimyapma durumunda kalırsa, kendinidüşünüp sıkıntı duyar. Öfkeye nedenolan arzu ve korku arasındaki işte buçatallaşmadır. Arzu da sağlığa zararverir. Acı bir ders bir uyarı olarak ka-bul edildiğinde, özenle dikkate alın-dığında zevk ile acı arasındaki karşıt-lık da ortadan kalkar. Her ikisi de de-neyim haline gelir. Zevkten kaçıpacıyı izleyenler de var. Ne acının pe-şinde gitmeli, ne de acıdan kaçıp zev-kin peşine koşmalıdır. Her ikisi degeldikleri gibi kabul edilmelidir. Ya-şam bir kıyısı zevk, bir kıyısı acı olanırmaktır. Kıyılardan bir tarafta tutun-mak mutluluk getirmez. Acı hareketegeçmeyi eylemi gerektirir. Mutlulukfarkında olmakta yatar. Ondan ürk-mekte veya kaçmakta değil. Ne kadarbilinçli olursak sevinç de o kadar de-rin olur. Acıyı kabul edip direnç gös-termemek, cesaret ve dayanıklılık,bunlar gerçek mutluluğun yollarınıaçarlar. Hazdan acı daha etkilidir.Çünkü zevk hemen kabul edilir acı-nın kabulu alt benin inkarı anlamınagelir. Alt bende gerçek mutluluğunönündeki engellerden biridir.

Her insanda bulunan mükafat vecezalardan bağımsız sesimiz olanvicdan kendi içimizdeki bilgidir. Ya-şama sanatındaki başarı ya da başarı-sızlığımız bilmemizdir. Vicdanın bil-gi olmakla birlikte soyut düşüncealanındaki bilgiden öte duygusal birniteliği de vardır. Çünkü yalnız aklı-mızın değil, kişiliğimizin göstermişolduğu tepkidir. Vicdan yaratıcı birşekilde yaşamaya olanaklarımız açı-sından ne isek o olmaya kendimiz ol-maya çağıran tek benliğimizin sesi-dir. Bu vicdan yaklaşımı hümanistvicdan olarak tanımlanmaktadır. Hü-manist vicdan verilmiş emirlere, ko-nulmuş yasaklara itaat etmesi, kendi-ni feda etmesi anlamındaki otoritervicdanla karşıtlık içindedir. Çünküotoriter vicdan insanın başkalarınınelinde bir otorite olarak kendini bal-talaması benliğini yitirmesi, mutsuzkaderine boyun eğmiş, cesaretinikaybetmiş hale gelmesi, kendi vicda-nının yani hümanist vicdanın istekle-rine karşı çıkması anlamına gelir. İn-sanın kendisi olabilmesi otoriter vic-dan yerine hümanist vicdanın sesinekulak vermesiyle olur. Mühendiskendisinin farkına varma yolundakendi vicdanını değerlendirirken

kendi mesleğinin ona verdiği,sosyal statüyü gözönünde bu-lundurmalı, kendisinin kamuvicdanının önünde gelen tem-silcisi olduğunu unutmamalı-dır.

Sonuncu yol kendini ger-çekleştirme. Her organizma va-roluş biçimini sosyal kültürelyapı içinde olabildiğince ger-çekleştirerek doruk yaşantılarakaçma beklentisindedir. Dorukyaşantı insanlaşma sürecininson evresidir. İnsanlarla sevgihoşgörü ve içtenlik içinde top-lumsal bağlar kurup estetikhazlar benimser ve sanatsal du-yarlıklar doruk yaşantıların ör-nekleridir.

Değerli kardeşlerim insankavramına sosyal, psişik yanı-na baktık, kendini nasıl tanıya-bileceğine, kendine nasıl döne-bileceğine baktık. İnsan mü-hendis kavramını nasıl bir ara-ya koyabiliriz derken ben insanile mühendisi yan yana getir-mek onun sorumluluk alanı

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 20074

içinde değerlendirmeyi uygun gör-düm. Konuşmamı günümüzdeki in-san sorunlarıyla sürdürmek istiyo-rum. İnsanlık sorunları içinde mü-hendisi düşünmemiz gerekiyor.

1992 yılında Rio de Janeiro'da biryeryüzü zirvesi toplandı. Bu yeryüzüzirvesine bütün dünya devlet başkan-ları katıldı. Bu zirvenin sloganı“Dünyayı Kurtaralım” idi. Teknolo-jinin insanın elinde sorumsuzca kul-lanılmasının doğada yarattığı tehli-keli gidişin durdurulması için çö-zümler aranması arzulanıyordu. Buzirvenin açılış konuşmasını ülkenindevlet başkanı Fernando Roula yaptı.Konuşmasının son cümlesi; "Uma-lım ki gelecek kuşaklar bu toplantıyıbir bilgelik anı olarak görsün." Diyebitirdi.

İnsanlık bu noktaya nasıl gelmiş-tir? İnsanlık bilgelikten neden medetumuyor. Bakınız 17. Yüzyıldan baş-layarak aydınlanma çağını yaşayanortaçağın bağnazlıklarından kurtulaninsan aklı bilim ve teknoloji devrimi-ni başlatmış insanların önceden ha-yal bile edemeyecekleri, yaşam ra-hatlığı ve mutluluk kapısı açmıştır.Böylesine görkemli bir başarıya ula-şan insan aklı nasıl olup da yaşamak-ta olduğu ve daha sonra da yaşayaca-ğı yeryüzüne böylesine zarar vermişmilyonlarca yıldan beri gelen yeryü-zünün doğal dengesi bozulmuştur.Bu tahribat zafer sayılan, övünülenteknoloji çağı diye isimlendirilen za-man kesitinde yapmıştır. Bilim veteknolojinin sebep olduğu sorunlardahil tüm insanlık sorunlarının yinebilim ve teknoloji ve onların temelin-de yer alan analitik, diyalektik akılyürütme ve bilimsel düşünce tarafın-

dan çözümlenebileceği düşüncesinene olmuştu. Ne olmuştu da FernandoRoula bilgiden değil de bilgeliktenmedet umar olmuştur.

Öyle ya insanlar teker teker do-ğarlar ve ölürler. Ama bu zirve top-lantısında, insanoğlu artık topluölümleri, kitle ölümlerini konuşuyor-du. İnsanoğlunun aklının bir yanıteknoloji çağını yaratıp, ilerleterekinsanlara yepyeni mutlulukların yo-lunu açarken, yine insanın aklının di-ğer yanı nasıl olmuştu da, bu mutlu-luk yolunun hırs, açlık, oburluk yolu-na dönüştürmesine yol açmıştır. Do-ğanın su, enerji ve bitki kaynakları-nın tükenmesine yol açmıştır. Yaşa-mın temel kaynağı olan havanın bileinsanı tehdit edercesine kirlenmesinenasıl yol açılmıştır? Yapan da bozanda insan aklıdır. Belli ki bir şey ek-sik, akıl tek başına yeterli olmuyor.

Bilgisiyle üretim mekanizmaları-nın ortasında bulunan mühendis üre-tim araçları arasında yer alan emekve sermaye arasındaki ince hassas birnoktada bulunmaktadır. O mühendis-liğin tanımı gereği, kendini insan ak-lının, insanlığa mutluluk açan yanınakoymalıdır. Oradaki mühendis insanmühendistir. Bunun için kendi yaşa-mına anlam veren değer yargılarınıinsanlığın erdemlerinden üretmekzorundadır. Bakınız Ortaçağ, tanrımerkezli toplum yaratmıştır. 17. ve18. yüzyılda Aydınlanma çağında in-san ve merkezli toplum hedeflendi.Daha sonra modern, postmodernizmmerkezli 20. yüzyıl herkes merkezli,yani merkezsiz bir toplum yarattı.Bugün üçüncü binin başlarında bulu-nuyoruz. Çağdaş insanın bunca uy-garlığa bilim, kültür ve teknoloji

ağırlıklı bunca gelişmeye rağmenbaskın ve güvensiz, ne yapacağınıbilmez, neye inanacağını bilmez halegelişi stres, bunalım gibi kavramlar-dan hastalık gibi söz edişi, özetle yal-nız ve mutsuz hale gelişi toplumbi-limcilerin üzerinde düşündüğü dik-kat çekici bir noktadır. Bireylerin ya-şamını etkileyen bu durum insanlarınneye inanacaklarını, umutsuzluğadüştükleri bu dönem eski değerlerinönemini yitirdiği, çoğu zaman başkadeğerlerin yerini alamadığı, eski de-ğerlerle çelişen yeni değerlerin orta-ya çıktığı, değer skalalarının üstünolduğu geçiş dönemlerine rastlar. Budönemi yaşayan toplum kısır döngüiçinde toplumsal çözülme ve dağılmasürecine girer. Toplumsal değerlerdemeydana gelen sarsıntılar toplumunyapısını en başta aile, din, ekonomive iş hayatı olmak üzere toplumsalkurumları etkilemekte ve yozlaştır-maktadır. Bu tür toplumlarda fakir-lik, işsizlik, hırsızlık, genç suçluluğu,cinayetler, sokak hareketleri, uyuştu-rucu, fuhuş, zührevi hastalıklar, alko-lizm gibi ruh çöküntüleri gibi prob-lemler hızla yayılır.

Öyleyse teknolojiyle içiçe olanve onu uygulayan mühendisin kendideğerlerini üretirken insanlığın er-demlerinden değer yargılarını üret-mesi bu çöküşü önleyici önlemlerdenbiridir diye düşünüyorum.

İnsan denen canlı ne zaman yüre-ğinde insan sevgisi, hoşgörülü, saygı,adalet, alçakgönüllülük, kendini bil-mek, özveri, sabır, sevgi geliştirebil-diği insansa o zaman büyük harflerleinsan olmuş demektir. Buna benzertanımlar yapıyor Vedat Günyol. İşteaklın ve zekanın sembolü sayılan

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 2007 5

mühendislerin değer yargılarını er-dem dediklerini burada sıralamak is-tedim.

Teknik insanoğlunun gücü kuv-vetidir. Ama bilgelikle donatılmayangüç de tehlikelidir, yıkıntılara yolaçar. Bu anlamda mühendisleri zorbir yol bekliyor. İnsanlık sorunların-dan ne bilim, ne teknoloji, ne de mü-hendisler elbette sorumlu değildir.Sorunları da onlar yaratmamıştır. So-runları yaratan da insan aklıdır. Mey-vesi çamura düşüyor diye ağaçlar la-netlenir mi? Bu insanlıktan nasibinialmayanlara benziyor. Bizim bilgiyesevgiyi, saygıyı sürdürmemiz gereki-yor. Çamuru kurutmanın yollarınıaramalıyız. Unutmayın bilimin basa-maklarından yola çıkarak bilgin ola-bilirsiniz ama erdem basamakların-dan yere inerek ayaklarınız yere bas-madıkça, gerçek insan olamazsınız."diye bitirdi.

Konferansın sonunda yine Tepe-kule İş Merkezinin üst katında nezihbir ortamda düzenleyici ve katılımcı-lardan bir kısmı TMMOB İKKtarafından ağırlandı.

Sayın İnsan Mühendis Prof. Dr.Tevfik Ayan’a teşekkür ediyoruz.Konuşma metninin tamamını yerdarlığından buraya alamadığımıziçin üzgünüz. Ancak; Şubemizcehazırlanmakta olan "5. Yaz EğitimKampı Kitabında" tamamına yerverebileceğiz.

TÜM ÜYELERİMİZEDUYURU

Değişiklik çalışmaları süren yeni şube binamızdaoluşturacağımız köşede sergilenmek üzere, elinizdebulunan, kullanılmayan eski haritacılık aletlerinin;

Şubemize bağışlanması konusunda ilgi ve destekleriniziesirgemeyeceğinizi umuyoruz.

SaygılarımızlaYÖNETİM KURULU

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 20076

TMMOB - Maden Mühendisle-ri Odası tarafından düzenlenenUluslararası MINEX - Madencilik,Doğal Kaynaklar ve TeknolojileriFuarı kapılarını açtı. Minex Fuarı,İzmir Vali Yardımcısı Fethi Özde-mir, İzmir Büyükşehir BelediyeBaşkanı Aziz Kocaoğlu, DokuzEylül Üniversitesi (DEÜ) RektörüProf. Dr. Emin Alıcı, Enerji ve Ta-bii Kaynaklar Bakanlığı Maden İş-leri (Migem) Genel Müdürü YenerCander, TMMOB Yönetim KuruluÜyesi Serdar Kaynak, MadenMühendisleri Odası BaşkanıMehmet Torun ve çok sayıda odave sektör temsilcisinin katımıylaaçıldı. MINEX-Madencilik, DoğalKaynaklar ve Teknolojileri Fuarı,bu yıl ilk kez düzenlenmesine kar-şın, ABD, Almanya, Avusturya,Fransa, Güney Afrika, Güney Ko-re, Hong Kong, İngiltere, İspanya,İsveç, İsviçre, İtalya, kanada,Norveç, Polonya, Rusya olmaküzere 16 ülkeden ve Adana, An-kara, Adapazarı, Bilecik, İstanbul,Zonguldak, Kocaeli, Denizli, Eski-şehir, İzmir'den temsilcilikler ilebirlikte toplam 111 firma katıldı.Türkiye'nin dış ticaretinde öncügörevi gören maden sektörününİzmir Buluşması, ülke ekonomisiaçısından oldukça büyük önemtaşıyor. Kongre ile düzenlenecekolan fuara yurtdışından ve yurti-çinden gelen ziyaretçi ve katılım-cılar ticari işbirliği yapma olanağıbulacak. Vali Yardımcısı Fethi Öz-demir, madencilik sektörünün iv-me kazanması arzusu içinde ol-duklarını söyledi. İzmir Büyükşe-hir Belediye Başkanı Aziz Koca-oğlu da, kente yapılacak 330 binmetrekarelik yeni fuar alanı ile İz-mir'in fuarlar ve kongreler kenti ol-ma yolunda önemli bir adım ata-cağını ifade etti.

19. Uluslararası MadencilikKongresi ve Fuarı'nda Odamızadına İzmir Şube Başkanlığımıztarafından bir stand açılarak mes-leki tanıtım yapıldı.

MINEX 2. Madencilik Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı01-03 Şubat 2007 tarihleri arasında İzmir'de düzenlendi

Madencilerinİzmir BuluşmasınaKatıldık

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 2007 7

7 Mart 2007 Çarşamba günü, BalçovaPrincess otelde, Leica Firmasının dağıtım-cısı SİSTEM A.Ş. tarafından İzmir’de çalı-şan meslektaşlarımıza ‘Teknoloji Günleri’konulu son teknoloji ölçme cihazları ve ölç-me yöntemleri hakkında yaklaşık 60 kişininkatıldığı bilgilendirme toplantısı düzenlendi.Bu etkinlikte Yönetim Kurulu olarak meslek-taşlarımıza gerekli duyuruları yaparak katılı-mın sağlanmasına yardımcı olduk.

Etkinliğin sonunda meslektaşlarımız yi-ne SİSTEM A.Ş. tarafından verilen kokteyl-de bir araya geldi.

TEKNOLOJİ GÜNLERİ

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 20078

9 Şubat 2007 Cuma günü Yöne-tim kurulumuzca Didim temsilciliği-ne ve Didim Belediye Başkanına birziyaret gerçekleştirildi. TemsilcimizSerhat Büyüktuna ve MeslektaşımızMurat Alagözoğlu ile birlikte DidimBelediye Başkanı Sayın Mümin Ka-macı ile yapılan görüşmelerde oda-mız çalışmaları hakkında kısa bir bil-gilendirmenin ardından mesleğimiz-de uygulanan TUS ile ilgili yürütülençalışmalar ve özellikle yeni gelişmek-te olan belediyelerde Harita Mühen-dislerince TUS yapılmasının kentinplanlarının sağlıklı oluşumu ve sağ-lıklı bir yapılaşma için gerekli olduğuaçık bir şekilde ifade edildi. Bu aşa-mada Sayın Mümin Kamacı’ya, UşakBelediye meclisinin almış olduğumeclis kararı, Bodrum BelediyesininOdamız Temsilciliği ile yaptığı proto-kol ve odamızın TUS komisyonuncahazırlanan örnek kitapçıktan sunuldu.Belediye Başkanı ile yapılan görüş-menin ardından İlke Mühendislik Bü-rosunda Didim’de serbest çalışan altıbüronun müellifi meslektaşlarımızlabir toplantı gerçekleştirildi. Toplantı-da yörede çalışan meslektaşlarımızınsorunları paylaşılarak yürütülebile-cek ortak çalışmalarla bu sorunlarınaşılabileceği konusunda görüş birliği-ne varıldı. Özellikle TUS uygulama-larına karşı meslektaşlarımızın dahahassas oldukları gözlendi. Toplantısonrası Temsilcimiz ve Yönetim Ku-rulumuz Didim ilçesine bağlı AkbükBeldesinin Belediye Başkanı Sayınİbrahim Şam’ı makamında ziyaretederek beldede yürütülen yapılaşmakonusunda harita mühendislerininözellikle yer alması gerekliliği ifadeedildi. Sayın İbrahim Şam’ın TUS’abakış açısı hem yönetim kurulumuzuhem de bölgede çalışan meslektaşla-rımızı oldukça memnun etmiştir. Ya-pılan ziyaretler sonrası akşamüzerimeslektaşlarımızla yenen keyifli biryemekle gün noktalandı.

Temsilciliklerimiz

Didim Temsilciliği ziyaretindeyoğun görüşmeler yapıldı

İlke Mühendislik bürosunda, Didim’de serbest çalışan meslektaşlarımızla birlikte

Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı ile birlikte

Akbük Belediye Başkanı İbrahim Şam ile birlikte

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 2007 9

Yönetim Kurulumuzun yürütmüş olduğu temsil-cilik ziyaretlerinde bu kez 16 Şubat 2007 Cuma günüNazilli temsilcimiz ve meslektaşlarımız ile bir toplan-tı gerçekleştirildi. Temsilcimiz Ertan Çetiner’in aynızamanda Nazilli Belediye Başkan Yardımcısı olması-nın verdiği avantajla Nazilli’de TUS uygulamasınabaşlamak üzere hazırlıkların sürdüğü kısmen de olsa

Nazilli’de TUS işlemleri kısmen yapılıyor

Salihli Belediyesi’ne TUS bilgilendirmesi

19 Şubat 2007 Pazartesi günü Salihli temsilciliği veSalihli Belediye Başkanı Sayın Mustafa Uğur Okay ziya-ret edildi. Temsilcimiz Ziya Kocabıyık ile Salihli’de bulu-nan dört meslektaşımızla gerçekleştirilen toplantıda yöre-de özellikle mesleki denetim konusunda sıkıntıların bu-lunduğu konusuna değinilerek yönetim kurulumuzca bukonuda hassas davranıldığı belirtildi. Bu kapsamda so-rumluluk alanımızdaki Kadastro Müdürlüklerine 2006 yı-lı içerisinde tescile tabi yapılan işlerin listelerinin istendi-ği ve bu işleri yapan meslektaşlarımızın mesleki denetimyaptırıp yaptırmadıklarının araştırıldığı ve sonuçlarınagöre gereken işlemlerin yapılmaya başlandığı belirtildi.Salihli Belediye Başkanı ile yapılan görüşmelerde SayınBaşkan’a Harita Mühendisliği ve TUS uygulamaları ileilgili kapsamlı bir bilgilendirme yapıldı. Bunun yanı sırameslektaşlarımızca, Salihli’de harita mühendisleri ile di-ğer meslek disiplinleri arasında bir diyalog kurulamadığı,ilişkilerde kopukluk olduğu belirtildi.

meslektaşlarımızca TUS işlemi yapıldığı görüldü. Sa-

yın Çetiner tarafından çok kısa zamanda yönetmelik

hükümleri uyarınca tam anlamıyla TUS işleminin Ha-

rita Mühendislerince yürütüleceği konusunda çalışma-

ların sürdüğünü ve bunun bir gereklilik olduğunun di-

ğer meslek disiplinlerince de fark edildiği vurgulandı.

Temsilciliklerimize Ziyaret

Tüm temsilciliklerimize yapılanziyaretlerimizde, Yönetim Kurulu Başkanımız

Sayın Muhittin Selvitopu tarafından odaçalışmalarımız, düzenlediğimiz SPK

lisanslama sınavlarına hazırlık kursları,odamıza yeni kazandırılan hizmet binamız veİzmir’de Harita Mühendisliği bölümü açılması

konusunda yürütülen çalışmalar hakkındabilgilendirme yapıldı ve Yönetim Kurulumuzunözellikle mesleki denetim ve TUS konusunda

hassasiyet gösterdiği ve bu konulardaçalışmalarımızın bütün hızı ile süreceği

anlatıldı. Ayrıca tüm meslektaşlarımızdanbölgelerinde yürütülen çalışmalar, teknik

konular ve mesleki anılar konusunda bülteneher zaman katkı koymalarının beklendiği

belirtildi.

Salihli Belediye Başkanı Mustafa Uğur Olcay ile birlikte Salihli temsilciliğimizde meslektaşlarımızla birlikte

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 200710

Sayın Başkanım bize Milas’ıanlatırmısınız…

Milas’ı ayrıcalıklı kılan ve farklıolmasına neden olan özelliği, antikçağda kurulduğu yerde bugün de var-lığını devam ettirmesidir. Örneğinçok daha iyi bilinen Selçuk ve Ber-gama bugün antik geçmişinin üzerin-de yaşamamaktadır. Beş bin yıl öncekurulmuş bir kentin üzerinde yaşa-maktayız. Hala canlı bir kent olanMilas geçmişte iki defa Başkent ola-raktan tarihe geçmiştir. Kayra veMenteşe Beyliğine Başkentlik yap-mış olan Milas Romalılardan Selçuk-lulara kadar bir çok dönemin izlerinitaşımaktadır. Son yüzyılın içerisindede burada Rumlar yaşamıştır. Rum-lar 1952 mübadelesinde buradan ay-

Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz ile Söyleşi

Söyleşi: Zafer Beydilli

“Planlama Anayasamızve ana eksenimizdir!”

rılmış olmalarına rağmen hala RumMahallesi adıyla da Milas’da unutul-mamışlardır. Ayrıca yine yüzyılın ba-şına kadar burada Yahudilerde yaşa-mışlardır. Bugün bile bu döneme aittapular ve mezarlıklar mevcuttur. Mi-las festivaline katılan Yahudi dostla-rımız olduğu gibi bugün İsrail’in baş-kenti Kudüs’te bir Milas Mahallesivardır. Geçen festivale gelen ailelerarasında ilkokul arkadaşlarımız bilevardı. Milas sadece tarihi ile değil yeraltı ve doğal zenginliği ile de göz ka-maştırmaktadır. Coğrafi konumun-dan gelen oksijen bolluğunu Milas-Güllük Körfezi’nde görebilirsiniz.Tarımsal ürünlerin çeşitliliğinin yanısıra zenginliği de geçmiş dönemler-den beri bilinmektedir. Zeytinyağı,Susam, Tütün vs. ürünler ilk akla ge-

lenlerdendir. Yeraltı zenginliği degeçmiş tarihinden bugüne devameden çeşitlilik içermektedir. Özellik-le mermer, zımpara, boksit, feldspat,kuarts vs. açısından zengin rezervle-re sahiptir. Bu yeraltı zenginlikleri-nin yüzyıllar boyunca işletilmiş ol-masından dolayı da Milas her dönemçekim merkezi olma özelliğini koru-muştur. Ülkemizde onca yaşananekonomik krizlere rağmen en az et-kilen yerleşim olmamızın nedeni debudur. Kendi yağımızla kavrulabil-memizdir.

Başkanım Milas’ı günümüzdehem yerleşim hem de yapısaldeğişim açısından nasıl tanım-lıyor ve geleceğe yönelik nasılbir projeksiyon ortaya koyu-yorsunuz?

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 2007 11

Sayın başkanım 3. kuşak geli-şim yaklaşımı içerisinde bugüniçin somut olarak söyleyeceği-niz çalışmalarınız nelerdir…

Milas Belediyesinin tüm projeleriyasal ödenek ve öz kaynaklarıylakarşılanarak yapılmaktadır. Muğlayöresinin öncü yerleşimlerinden biri-si olmayı hedefledik. Burada 17 yılönce kurduğumuz şehir tiyatrosu ha-la ayakta. Gençlerimiz her yıl buradatemsiller sunmaktadırlar. Belki deilklerden olacak olan bir çalışmanınaltına imza atmaktan dolayı çok mut-luyuz. Yeni yapımını tamamladığı-mız ve önümüzdeki birkaç gündehizmete girecek olan Çocuk Kütüp-hanesini Milas’ın hizmetine sunaca-ğız. Bu kütüphanede 10 bin kitabayer vermeyi amaç ediniyoruz. Bu ka-nalla tüm meslektaşlarımın katkısınıbeklediğimi ifade etmek istiyorum.Ayrıca Belediye binasıyla birlikteKültür Merkezinin büyütülmesi vePazar Yerinin günün şartlarına uygunhale getirilmesi ile Milas’ın dahaçağdaş bir görünüm kazanacağınainanmaktayım. Topuz geriye dönüpbaktığında ise; 1990 yılında Milas-Bodrum arasında kalan bölümünmaster planını yapmak için girişim-lerde bulunduk, ancak döneminMuğla Valisi Erol Çakır’ı ve diğerdinamikleri ikna edemedik. Bu istemgerçekleşseydi günümüzdeki karışık-lıklar yaşanmayacaktı. Milas’tanBodrum’a giderken Güllük yolundamermer atölyeleri var. Master planıyapabilseydik bu ve benzeri işletme-lerin önünü kesebilecektik. Şimdi buişletmeleri kaldırmak istesek de artıkçok geç.

1954 Yılında Milas’ın Dörttepe köyünde doğan Fevzi TOPUZ İlkokuluDörttepe köyünde, Orta ve Lise Öğrenimini Milas’ta, Üniversiteyiİ.T.Ü’de Harita ve Kadastro Mühendisi olarak tamamlamıştır.Odamızın 1755 nolu üyesi olan TOPUZ geçmiş dönemlerde İzmirŞubesi Milas temsilcisi olarak görev yapmıştır. Fevzi TOPUZmezuniyetinden sonra 10 yıl özel sektörde Harita Mühendisi olarakçalışmıştır. Siyasi yaşamına 1976 yılında CHP gençlik kollarındabaşlayan ve daha sonra İlçe Başkanlığı görevini de yapan TOPUZ,1989’da Belediye Başkanlığına seçildiği SHP’den bir dönem olmaküzere bugün üçüncü dönemdir CHP’den Belediye Başkanı olarakgörevine devam etmektedir. Milas Belediye Başkanlığı göreviyanında birçok derneğin başkanlık görevlerini de yürüten Topuz, evlive birisi Yıldız Teknik Üniversitesi Harita ve Kadastro Mühendisliğibirinci sınıf öğrencisi olan iki erkek çocuk babasıdır.

Tarihsel geçmişi Anadolu tarihiile başat olan, ancak son dönemlerdedeğişen kültürel ve ekonomik yapı-sıyla birlikte Bodrum’un gölgesindekalan Milas, tüm plan ve programını,kabuğunu kırma adına oluşturuyor.Kenti üç kuşak olarak tanımlıyoruz.İlçeyi birinci bölge olarak tarihselMilas, ikinci bölge olarak ticaretmerkezi olan Milas ve son olarak dagelişim bölgesi olan Milas olarak ta-nımlamaktayız. Tüm çalışmalarımızbu tanımlamaya uygun modelleroluşturmaya yoğunlaşmaktadır.

(Milas’ın tarihten kalan mirası-nın yer aldığı çekirdek bölgeyi yani1.kuşak Milas’ı ancak Koruma Kuru-lu kararlarıyla şekillendirmeye çalış-tıklarını ve bu kararlar olmadan elsürmediklerinin altını çizen TOPUZ,1900’lü yıllara kadar şekillenen bualan ilk günkü gibi korunuyor diye-rek kararlılığını perçinliyor. Topuz,1900’lerden 2000’li yıllara kadargelişen bölgeyi ”2. kuşak Milas“olarak nitelerken bu bölümün kentinticaret merkezleri başta olmak üzerediğer kamu kurum ve kuruluşlarınınbulunduğu yer olduğunu söylüyor.Topuz şu anda şekillendirmeye çalış-tığımız yeni Milas’ı da “ 3.kuşak Mi-las” olarak tanımlıyoruz demektedir.Bu kuşakla da çağdaş kenti amaçla-maktayız. Daha önce kasaba gibiolan ilçemiz 3. etabın tamamlanma-sıyla eksiksiz bir yerleşim olacaktır.Milas’taki tüm proje planlamayı2050 yılına göre hazırladıklarını be-lirten Topuz, “ Planlama anayasamızve ana eksenimizdir” ilkesiyle hare-ket ettiklerinin altını çizmeden deedemiyor.)

Sayın başkan ileriye yönelikprojelerinizde bu kentin yaşa-yanlarını karar sürecinde nekadar etkili kılıyorsunuz…

Milas’taki planlamaları kentindinamik güçleriyle birlikte şekillen-dirmekteyiz. Ben yaptım oldu, bittimantığından uzak durduk. Bu sayedekentin altyapısı tamamlandı. Sosyalyaşamı diri tutuldu. Yerelde her yılmuhtarlarla toplantılar yapıyoruz.Daha sonra Belediyede görüştüğü-müz muhtarların öneri ve görüşleriniMeclise taşıyoruz. Önce yaptıkları-mızla girişimciliği özendiriyoruz.Vatandaş somut olarak yapılanı gö-rünce daha çok katılımcı oluyor. İl-çedeki tüm daire amirlerini, Kayma-kamlığı, Muhtarlıkları ve sivil top-lum örgütlerini bir araya getiriyoruz.

Planlama sürecinde burayailişkin buranın gerçekleriyleörtüşen kararların alınmasısürecinde neler yaşıyorsunuz?Ayrıca TUS uygulamalarındaki yaklaşımınızı öğrenebilir mi-yiz?

Bence öncelikle 1/100 000 ölçek-li çevre düzeni planı oluşturulmalı.Ancak bu aşamadan sonra Bölge veMaster plan çalışmalarına geçilebilir.Ben merkezi planlamaya karşıyım.Bugün yaşamakta olduğumuz birçok sorunun temelinde Master Planı-nın tarafımızdan yapılmamış olmasıyatmaktadır. Örneğin vatandaş kal-kıp ucuza arsa alarak buraya fabrikayapmak istiyor. Arsayı aldıktan son-rada bir yolunu bularak bu amacınaulaşıyor. Master Planını Belediyeolarak ben yapmış olsam bunlar ol-

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 200712

mayacaktır. Organize Sanayi Bölgesioluşturma çalışmalarımız oldu. Bualanlar yörenin dokusuna, zenginlik-lerine ve insan kaynaklarına göre ol-malı. İstanbul’dan birisi kalkıp gele-rek burada bir elektronik sanayi kur-mak isterse bu doğru olmaz.Ancakbizim önereceğimiz buranın koşulla-rına uygun seçimler olmalıdır. Şu an-da bunu başardık bu alan şekillenme-ye başladı bile.

TUS uygulamasına burada en üstdüzeyde özen göstermekteyiz. Bu an-lamda TMMOB’ne bağlı birçok odaile protokoller yaptık. Onların görüşve önerileriyle uygulama yapmakta-yız. Tüm Milas’ın Jeolojik haritaları-nı tamamladık. Afet işlerinden uz-man ekiplerin hazırlamış olduklarıraporları arşivimizde tutmaktayız.Hatta 1989 yılında ilk Başkanlığımdöneminde projelere deprem emniyetkatsayısı zorunlu olarak kullandırdı-ğımda tepki almıştım. 17 AğustosMarmara depreminden sonra banahak verdiler.

Başkanım ilçenizin sayısal hali-hazır haritasının yaptırıldığınıöğrendik bu çalışmalar hakkın-da bilgi alabilirmiyiz…

İlçemizin yaklaşık 3.000 hektar-lık alanın yeni yönetmeliğe göre sa-yısal halihazır haritasının arazi çalış-maları tamamlanmak üzere. Bu çalış-malar İller Bankası tarafından prog-ram dahilinde hibe yolu ile yapıldı.Bu bizler gibi gelirleri çok fazla ol-mayan Belediyeler için çok önemli.Bu aşamadan sonra diğer ilişkili veri-leri de sayısallaştırarak (kadastro,imar, altyapı vs.) adım adım kent bil-gi sistemine hazırlık yapacağız. Za-ten grafik olan kadastro paftalarınınsayısallaştırmasını tamamladık. Buaşamadan sonra önemli olan bu sayı-sal haritayı güncel tutmaktır. Bununiçinde bir model oluşturacağım. Be-lediyemizde İmar ve Şehircilik mü-dürlüğü kurduk, bu bizim şehirciliğeverdiğimiz önemi göstermektedir.Belediyemizde Mimar, İnşaat, Hari-ta, Çevre, Elektrik, Ziraat ve Peyzajmimarı bulunmaktadır.

Sayın Başkanım tüm belediye-lerde Adrese Dayalı Nufus Sayı-mı ve Numarataj çalışmalarıdevam etmektedir. Sizin bu ça-lışmalarınız hangi aşamada…

Adrese Dayalı Nufus Sayımı veNumarataj çalışmalarını tamamla-dık. Bu çalışmaların şehir merkezineait olanını ihale ettik ve diğer alanla-rın çalışmalarını kendi imkanlarımız-la tamamladık. Yaptığımız bu çalış-maları TÜİK’e teslim ettik. Bu veritabanına uygun nufus sayımını da ta-mamlamak üzereyiz.

Norm Kadro uygulamasını bizedeğerlendirirmisiniz…

Norm kadronun ilk çıkışında çoktepki gösterdik. Bunun nedeni depratik uygulamasının olmaması vegerçeklerle örtüşmemesiydi. İlk aşa-

Belediye tarafından yenilenmiş tarihi bir Milas evi.

mada yüzde yüz eleman azaltılmasıistendi. Bu azaltmayla işler yürür müyürümez mi düşünmediler. Dahasonraki itirazlarla Norm Kadrodaiyileştirmeye gidildi. Ancak tam ola-rak detayına girilemedi. Belediyedeolması gerektiği halde olmayan kad-rolar oluşturuldu. Bu durum çok sa-kıncalı. Yeni yasada X sayıda elemanalabilirsin diyor. Bu bizim açımızdanrahatlatıcı bir gelişme. Ayrıca ilk sı-nav olan KPSS’yi devlet yapsın amamülakatı mutlaka Belediyeler yap-malı. Bu şekli ile çıkarsa bizim içindaha uygun olacak.

Onbin kitaplı çocuk kütüphanesi

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 2007 13

Sayın Başkanım İller Bankası-nın Anonim Şirkete dönüştü-rülmesi ve yapısal olarak ciddideğişiklere uğratılmasına yöne-lik çalışmalar var. Siz bu sürecinasıl değerlendiriyorsunuz…

Bence İller Bankası kuruluş tari-hindeki amacı doğrultusunda ki göre-vini tamamlamamıştır. Burada Cum-huriyet Dönemi Kurumlarının yokedilmeye çalışıldığını görüyoruz.Cumhuriyetle neredeyse yaşıt olanbir çok kurumu zaman içerisindekaybettik. Bugünde aynı senaryoyuİller Bankası için sahnelemeye çalış-tıklarını görüyoruz. Yıllar önce aynızihniyetlerin kapattığı Et ve BalıkKurumunu bugünlerde tekrar açmakiçin çaba harcıyorlar.Yerel Yönetim-lerin hala ihtiyaç duyduğu bu kurumkapatılmamalıdır. Bankanın sorunusadece para sorununu çözmek değil-dir. Bence Yerel Yönetimler Bakanlı-ğı kurulmalıdır. Banka kapatılacağı-na bu oluşumun temelleri atılmalıdır.Bu yolla ancak Yerel YönetimlerMerkezi idareyle entegre olabilir.Ancak bu yöntemle üretilen projele-rin fizibil olup olmadığı denetlenebi-lir. Ayrıca her gün Türkiye’nin deği-şik bölgelerinde gelen yüzlerce Bele-diye Başkanı Bakanlıklar önünde se-fil olmaktan kurtulabilir.

Önümüzde önce Cumhurbaş-kanlığı daha sonrada Genel se-çimler var. Bir değerlendirmealabilir miyiz..

Öncelikle şunu net olarak ifadeetmek gerekiyor ki, Cumhurbaşkanıbir siyasi partinin adamı olarak seçil-memeli. Anayasaya aykırı oluşumla-ra izin verilmemeli. Ortak paydasıolan bir çalışma olmalı. Uzlaşma ol-madan yapılacak bir Cumhurbaşkan-lığı seçimi daha sonrasında dönüşüsancılı olacak bir sürecin yaşanması-na neden olacaktır. Örneğin şu anda-ki Cumhurbaşkanı uzlaşmayla geldi-ğinden hiçbir yapıya bağlılığının ol-madığını net olarak ifade etmiştir vebu da kamuoyu tarafından kabul gör-müştür. Bu çok önemli ve de bu ma-kamın olmazsa olmazıdır diye düşü-nüyorum. Tüm bu süreçte yaşana-cakların genel seçimi etkileyeceğinide düşünüyorum.

Sayın Başkanım sizce bir bele-diye başkanı nasıl özellikler ta-şımalı…

Önce halkını çok iyi tanımalı.Eğer halkını tanımıyorsa bu belediyebaşkanı soyut kalacaktır. Halkını an-lamadığı zaman da her zaman kendidüşüncesinin doğru olduğu yanılgısı-na kapılacaktır. Buda çok hata yap-masına neden olur. Doğal olarak ta

bir başkan yaşadığı bölge için iyi ça-lışmalar yapmalıdır. Bence belediyebaşkanlığı bir bakanlıktan çok dahaağır bir görevdir. Halk bir bakanı veonun kararlarını yasal boyutuyla al-gılar ve değerlendirirken bir Beledi-ye başkanına aynı gözlükle bakmaz.O nu daha çok kendinden biri olarakgörür. Bu da bir Belediye Başkanı-nın durumunu sanırım açıklıyordur.Bir başkan oranın emin insanı olma-lı, güven vermelidir. Bunun yanısıraçok onur verici ve halkının mutlulu-ğuna katkı koyabiliyorsan da gururverici bir görevdir. Ben bir Başkanınkötü olacağına da inanmıyorum. Bu-nun nedeni de o kadar çok yapılmasıgereken işler var ki kötü olmaya za-ten zaman bulamayacaktır. Zaten ka-fan günün 24 saatinde kentin yapıla-cak işleriyle meşgul oluyor.

Sayın Başkanım Harita Ve Ka-dastro Mühendisleri Odası İz-mir Şubesi Yönetim KuruluOlarak; öncelikle Milas gibi birilçenin önce Harita ve KadastroMühendisi daha sonrada Bele-diye Başkanı olarak bizleri ka-bul edip bu tarih, kültür ve do-ğal zenginlikler kentinde Mi-las Halkının dost ve misafirperverliğinin sıcaklığı ile sergi-lemiş olduğunuz nazik davranı-şa teşekkür ederiz

Milas’ın genel görünüşü

1982 Amasyadoğumlu BurcuŞAHİNER 2006yılında SelçukÜniversitesi Jeodezive FotogrametriMühendisliğindenmezun oldu. Şu anİzmir BüyükşehirBelediyesi, Bilgiİşlem DaireBaşkanlığı CoğrafiBilgi SistemleriMüdürlüğündemeslek yaşamınısürdürmektedir.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 200714

Bu mesleği tercih etmenin enönemli sebebi neydi?Bu mesleği tercih etmemin en

önemli sebebi dershane hocalarımınısrarı oldu. Aslında o zamana kadarhakkında fikir sahibi olduğum bir mü-hendislik dalı değildi. Aksine okula gir-dikten sonra araştırmaya ve fikir sahibiolmaya başladım.

Mezun olduktan sonra iş bulmakonusunda sıkıntılar yaşadınızmı?Mezun olduktan sonra iş bulma ko-

nusunda sıkıntı yaşamadım. Sadece3-4 ay kadar araştırma yaptıktan son-ra İBB’de CBS müdürlüğüne girdim.

Türkiye’de bulunan Jeodezi veFotogrametri Mühendisliği eğiti-mini yeterli buluyor musunuz?Türkiye’de bulunan Jeodezi ve Fo-

togrametri Mühendisliği eğitimini ye-terli olduğunu düşünmüyorum. Yaniyaptığınız işin, okuduğunuz bölümünamacını işe başladıktan sonra daha iyikavrıyorsunuz. Ayrıca şunu da atla-mamak gerekir ki; bizim mesleğimiz,yaptığımız işin mantığını ancak uygu-lamada anlayabileceğimiz bir mühen-

Burcu Şahiner ile Söyleşi

Söyleşi:Ömer GÜNGÖRMÜŞ

dislik dalı ve teknolojik gelişmeleri okuleğitiminden ziyade, meslek yaşantı-mızda takip etmemiz daha kolay ol-maktadır. Ayrıca tüm mühendis arka-daşların örgütlenmesini sağlayanHKMO mevcuttur ki bu da bizlere çokbüyük bir güç ve destek sağlamakta-dır. Bu yüzden üniversitelerin, odalar-la işbirliği içinde çalışması gerekmek-tedir.

Diğer mühendislik disiplinleri ilemesleğimizi ayıran en önemliözellikler sizce nelerdir?Olaya biraz mizahi yönünden yak-

laşacak olursak, bu soruya erkek ege-men bir mühendislik disiplini olmasıcevabı verilebilir. Ancak benim degözlemlediğim bir şey var ki; kadınlarbu alışılagelmiş durumu hızla tersineçevirmeye başlamıştır. Üniversiteler-deki kız öğrenci sayısının artması bu-na bir göstergedir.

Bunların yanı sıra mesleğimizin uf-kunun da çok geniş olduğunu yani bumesleği seçen herkesin ilgi alanına

“Meslek yaşamında ilkeli olmalıyız”uygun olarak yönelebileceği birçok altdalı olduğunu söyleyebiliriz. Bu damesleğimize çeşitlilik ve renk katmak-tadır. Buna, şu anda çalıştığım CBSMüdürlüğünü örnek gösterebilirim.CBS ve yazılımları birçok soruna çö-züm olacak altın anahtar niteliğindedir.Bununla ilgili olarak hâlâ üzerinde çokyoğun olarak çalıştığımız Coğrafi Ad-res Bilgi Sistemi üzerinde konuşabili-rim. Coğrafi Adres Bilgi Sistemi bun-dan sonra oluşturulacak bütün bilgisistemlerinin temelini oluşturacak veonun üzerine oturtulacak bütün bilgisistemlerinin sağlıklı bir şekilde yapı-landırılmasına zemin hazırlayacak çokönemli bir çalışmadır. Bu çalışmadansonra yapılandırılacak bütün bilgi sis-temleriyle muazzam bir bilgi sistemizinciri kurulacaktır. Ancak bu dedikleri-min tam anlamıyla ve sağlıklı bir şekil-de gerçekleşebilmesi için, tüm hayatı-mızda olduğu gibi meslek hayatımızdada ilkelerimiz olması gerekmektedir.

Meslek hayatında ilkeli olmakdediniz. Bu sizce neyi ifade edi-yor?Meslek hayatında ilkeli olmak; her

ne olursa olsun, her ne yaşarsanız

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 2007 15

yaşayın mesleğinizle ilgili taviz verme-mek, doğru bildiklerinizi sonuna kadardevam ettirmek anlamına geliyor.Mesleğimiz ancak bu şekilde hakettiğiyere gelecektir.

Mesleğimizi hakettiği yere getir-me, geliştirme ve daha fazla sözsahibi bir mühendislik disiplinihaline getirme konusunda mes-lek örgütümüz daha fazla neleryapabilir?Aslında böyle bir yapılanma olduğu

için şanslıyız. Sonuçta bu şekilde ör-

gütlenememiş meslek disiplinleri devar. Her işin başı çalışmaktan ve ken-dini sürekli yenileyerek gelişmektengeçtiği için bizlerin de en önemli görevibudur. Biz üstümüze düşen görevleriyerine getirirken meslek örgütümüz debize gerekli desteği vermeli, üniversi-telerle etkin bir şekilde çalışmalı, sos-yal faaliyet ve etkinlikleri arttırarak biz-leri daha fazla bir araya getirmelidir.

Eklemek istediğiniz bir şey varmı?Haritacılık gerçekten meşakkatli,

emek isteyen ama bir o kadar da zevk-li ve teknolojik gelişmelere açık birmeslek. Bu yüzden mesleğimizdekigelişmeleri yakından takip etmek bi-zim için de bir mecburiyet haline gel-miştir. Ayrıca mesleğimizin diğer mes-lek disiplinleri arasında gerekli saygın-lığı kazanabilmesi için öncelikle bizimbirbirimize karşı dürüst ve saygılı ol-mamız gerekir ki ancak bu şekildemesleğimiz istediğimiz noktaya gelsin.

Sohbet için teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim.

8 Mart 2007 Perşembe günüDünya Emekçi KadınlarGünü’nü kutladık. YönetimKurulu olarak bu yıl farklı birdüşünce ile bayan üyelerimiziçalıştıkları yerde ziyaret etmeyikararlaştırdık. Bu kapsamdayönetim kurulumuz ikişer kişihalinde Kadastro BölgeMüdürlüğü ve KadastroMüdürlükleri, Büyükşehir veMetropol İlçe Belediyeleri,ilimizde bulunan ÇınarlıEndüstri Meslek Lisesi, DokuzEylül Üniversitesi İzmir MeslekYüksekokulu, DHMİ, İZSU vebirçok özel şirkette çalışanbayan meslektaşlarımızçalıştıkları yerde ziyaret ederekonlara karanfiller verdi.

8 Mart Dünya EmekçiKadınlar Günü kutlamaları

Neslihan Yiğit (özel sektör)Melek İşcan (DHMİ)Aylin Çandır (DEÜ İzmir MYO))

Zeynep Özege, Zerrin Ertan(İzmir Büyükşehir Belediyesi)

Nilüfer Varlı (Karşıyaka Belediyesi HaritaMüdürü)

Vildan Gücüyeter, Nurçin Ulusoğlu (ÖzelSektör)

Elif Evirgen (Özel Sektör)

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 200716

Mühendislik, mühendisl-et-iktir.Mühendisleştik sözcüğü, sözlük-lerde yok;

Mühendisliğin ve "etik"in birbirin-den ayrılmayacağı düşüncesi dehenüz, yeterince savunulan birdüşünce değil. Bunun içindir ki,mühendislik eğitimi yapan ku-rumlarda, o da birinci sınıflara"etik" dersi konarak, öğrencilerinteknik bilgilerine "etik" bilgisi ya-manıyor!

Mühendislik nedir peki? Bir mü-hendislik sorunu nedir? Ne gibisorunlara mühendislik sorunu di-yoruz ve neden ortaya çıkıyorlar?Bir mühendislik sorunu, insanınyaşama sorunlarından biridir. Yakurulmuş bir teknolojik dizgenin(sistemin) aksayan yanlarınıonarma, geliştirme sorunudur yada yaşam sorunlarına yanıt vere-cek yeni dizgeler oluşturma çaba-sı içindeki sorunlardan biridir.

BİR YAŞAM ÇIĞLIĞI

Yaşam sorunu deyimi ahlak açı-sından tartışmalıdır. Silah yap-mak isteyenler için, sorun, silahıngeliştirilmesi, "yeni" silahların üre-tilmesi sorunu olabilir: Yaşamı yoketmeyi amaçlayan yaşam sorunu-dur bu! Bir mühendislik sorunu,yaşamı yok etme sorunu olabilir,demek ki. Yaşamın kendisinde,kendisini yok etme özelliği vardır.Değişim, dönüşüm yok olmayı daiçeriyor: Yine de, mühendislik so-runu,yaşamı geliştirme sorunu-dur. Bir anlamda, yok olmaya di-renme çabasıdır. Mühendislik, in-sanın teknolojiyle evrene sesiniduyurma çabasıdır, insan türününevrene attığı bir yaşam çığlığıdır.

Mühendislik mi,Mühendisletik mi?

Demek ki bir mühendislik sorunu-nun yalnızca "teknik", yalnızca"bilimsel" boyutları yoktur. İnsanınyaşamıyla ilgilidir: Mühendis, ya-şamın hemen hemen her alanın-da teknik sorunlarla baş etmeyeçabalarken, bu sorunların içindeyer aldığı yaşama bağlamını farketmelidir. Sorun, nasıl bir yaşa-mın, nasıl bir dünyanın sorunu-dur? Bu sorunu çözerken kime,ne adına hizmet etmekteyim?

Öyleyse, bir mühendislik sorunu-nun üstesinden gelmeyi amaçla-yan, bunun için bir taahhüt altınagirmiş olan mühendisin sorumlu-lukları nelerdir? Nelere karşı so-rumludur mühendis? İşine ve işinikuşatan yaşama! Bu ikisi birbirin-den asla ayrılmayacağı için mü-hendislik, mühendisletiktir! "Benişimi yaparım, gerisine karışmam"anlayışıyla yapılan iş yarım iştir,eksiktir, özürlüdür. "Etik" sorun-lar,mühendislikten, mühendisliğinsorunlarından soyutlanamaz. Etiksorunlar, mühendislik etiği bağla-mında konuşursak, yaşama so-runlarıdır. Nasıl yaşayacağım?Nasıl yaşamalıyım? Nasıl güzelbir insan olabilirim? Bu dünyayınasıl zulümden, sömürüden, has-talıklardan, doğa afetlerinden ba-ğımsız hale getirebiliriz sorularıy-la dile getirilen sorulardır.

Her "teknik" sorunun, mühendisliksorunun içerdiği ahlak bileşeni,ahlaksal duyarlılığını, farkındalı-ğını geliştirmiş mühendis tarafın-dan bilinir, uygulanır. Sorumlulu-ğu mühendisletik sorumluluğu,onu; a) sağlığa, b) güvenliğeözen göstermesini buyurur.

O; c) ekolojik d) toplumsal e) eko-

nomik f) siyasal g) kültürel h) bi-limsel i) teknolojik sorumluluklarasahiptir. Bu sorumlulukları onuyalnızca sorun çözen bir insanolarak bırakmaz; mühendis yaşa-ma karşı belli bir tavrı olan biridir.Yaşama karşı tavrı olmak, onudönüştürmeye yönlendirilmiş bil-gilerle donatılmış olmak demek.Salt teknik sorunların üstesindengelmekle mühendislik yaptığınısananlara karşı; yaşamı, dünyayıdönüştürmeye, değiştirmeye ça-balamak demek.

ÖĞRENCİYE NASILANLATILMALI?

Dünyayı değiştirebilme atılımları-nı gerçekleştirebilecek etik duyar-lılık sahibi mühendisler nasıl ye-tiştirilecek? Elbette, mühendislikeğitiminde köklü değişiklikler yap-mak gerekiyor. İlk yıldan başlaya-rak, etik duyarlık geliştirmek için,her dersin verilişinde etik sorum-luluk anlatılmalı, etik böylece biryama gibi durmamalı mühendisinüzerinde. Her ders, kendi alanıiçinde etik sorunlar, tartışmalariçerir. Dersin hocası, her ne anla-tırsa anlatsın konusuyla ilgili, ya-şam ilişkileri içinde, anlattığı ko-nunun etik boyutlarını öğrenciyegösterebilmelidir.

Mühendis, eğitim sağladı dona-nım gereği, doğa bilimlerindenteknik bilimlere yönetim bilimleri-ne, ekonomiye dek geniş bir ya-şam alanıyla ilgilenir. Bu bilgi vebeceri donanımıyla o, bu çağınbilgesi olabilir. Dünyayı değiştire-bilecek güçü taşıyabilir. Teknolojiyoğun bir çağda, mühendis sade-ce kendisinden hizmet alınan birimidir? Onun yaşam üzerinde hiç-

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 2007 17

bir etkisi yok mudur? Elbette mü-hendisler bir sınıf değildir. Çoğubir patronun hizmetinde çalış-maktadır. Nasıl olacak da mühen-disler dünyayı olumlu yönde de-ğiştirme çabalarında başarılı ola-cak? Elbette örgütlenerek. Ahlakduyarlılığını genişleterek. Garipmühendisler, dünyaya karşı tavrıolan, içinde bulunduğu düzenindünyayı zorladığı gidişe karşı çık-maya uğraşanlar, çatışmalar ya-şayacaklardır. İşten atılacaklardırbelki de. Bu mühendisleri destek-leyen topluluklar, örgütler olduğusürece, işsiz kalma tehlikesi dekorku yaratmayacaktır.

Mühendis, salt kendisine buyru-lan işi yapmakla yetinmez. O işisorgular, bir yaşam çerçevesi içi-ne oturtur. Böyle mühendisler, ge-lecek çağların erenleri olabilecek-tir, belki. Yeter ki mühendis okuldaaldığı eğitimin, mühendisletik açı-dan içine sindirebilsin. Kıyasıyabir yaşamın, bir anlamda savaşınhüküm sürdüğü dünyada mühen-dis, yeni düzen arayışlarının kata-lizörü olacaktır.

Mühendise Ethik

Mühendis, çağımız aydınları ara-sında kendine özgü özellikleriylekültürümüzü etkileyen önemli birinsandır. Mühendis, tasarlayan,uygulayan, düzelten, geliştiren,çalıştıran, verim ve kâr artıran,problem çözen özellikleriyle çağı-mıza tam oturuyor: Çağımız mü-hendisler çağı... Mühendis, mes-leği gereği dünyaya sorun çözücüolarak bakıyor. Önünde ahlak so-runları var. Mühendis, bu sorunla-rın biraz geç farkına varmış. Tek-nolojilerinin geldiği son noktalar-da kendine "ethik kodlar" arıyor.

Kodları saptayınca, sorunlarınıçözeceğini düşünüyor. Ethik so-runlarına, alışkanlığı gereği mü-hendisce yanıt bulmaya çalışıyor.Elbette, ethik sorunların, mühen-disce bakılıp, anlaşılabilecek, bel-ki de çözülebilecek özellikleri ola-bilir. Ama, mühendis bakışıyla an-laşılamayacak boyutlarının da ol-duğu unutulmamalıdır. (Bu söyle-

diklerim, dar mühendis kafası ta-şıyan mühendis arkadaşlar için-dir. Tuhaf olan şudur ki, bu arka-daşlar zaten söylediklerimi anla-mayacaklar. Ufku geniş, kültürlü,dünyadaki yeri ve yaşamasınınanlamı üstüne düşünmüş olanla-rının ise belki de söyleceklerimiçok basit bulma olasılığı vardır.Bütün bu tuhaflığa karşı, belki detuhaflığa bir çözüm olur umuduylakonuşmaya devam edeceğim! )

Ahlak, birtakım kurallardan mıoluşuyor? Diyelim ki öyle; kuralla-ra uyunca ahlaklı mı oluyorum? Ozaman kurallar ve kurallara uymagibi iki temel öğesi oluyor bu an-lamdaki ahlakın. Kurallardan baş-layalım: Ahlak kuralları, ahlaktanbeklediklerimizi, yaşayışımızaverdiğimiz anlamları, yaşam biçi-mimizi karşılayabilen kurallar mı?Kuralları değiştirebilme gücümüzvar mı? Diyelim ki, belli bir mü-hendislik alanı içinde ahlak kural-larının (kodlarının!) saptanmasıile uğraşıyoruz. Kuralların o ala-nın ahlakına uygun olup olmadığı-nı nasıl anlayacağız?

Yaşayışımız mı kurallara uyacak,yoksa kurallar mı yaşayışımıza?Kurallar hayatın üstünde midir?Kuralların kaynağı nedir?

Gelenekler mi, din mi, toplum mu,akıl mı, bedensel yapımız mı? Ah-lak kurallarına uymak mıdır ahlak-lılık? Kurallara uyuyormuş gibiyaptığımda, ahlaklı mı olurum?

Kurallara korkudan, çıkar amacıy-la, ileride yapacağım sahtekarlık-ları gerçekleştirmek için uyuyor-sam, ahlaklı mıyım?

Mühendisin ahlak konularıyla ilgi-lenir oluşu, onun dönüşümününişareti olabilir mi?

Kendine çalışma alanının kodları-nı bulma ödevi vermişken, ahlaksorunlarıyla karşılaşması, onu da-ha geniş ufuklu, sorunlara dahafarklı bakabilen, alışılmış mühen-dis tipinin dışında biri olmaya gö-türür mü?

Mühendis, ahlakın yalnızca kod-larla çözülemeyeceğini anlayabilirmi acaba? Yoksa, ahlak kodları-nın nasıl oluşturulabileceği ile ilgi-li formüller geliştirilip,kod yapımı-nın akış diyagramını çizip sorunuçözdüğünü mü ifade eder? Buyüzyılın mühendisiyle aynı mı ola-caktır?Mühendis nasıl dönüştüre-cektir kendini? Dönüştürebilecekmidir?

Ahlak, salt eylemlerimizin sonuç-larına bakarak, kurallara uygunolup olmadıkları açısından, anla-şılabilir, yaşanılabilir mi? Ahlak,kim olduğumuzla da ilgili değil mi?Ahlaklı olan tek tek eylemlerim miyoksa o eylemlerin kaynağı olan‘eylenen’ kişi mi? Ahlak karakteri-ne sahip, dürüst, cesur, adil, ölçü-lü, aklı başında erdemli insanlarhangi kodlara uydukları için öyleoldular? Kodlara uyularak ahlaklıolunur mu? kodlara uysun yeter,adamın kafasının içindekilerden,ne idüğü belirsiz ahlak karakterle-rinden (dürüstlük,sözünü tutma,yalan söylememe gibi özellikler-den oluşturulduğu) ben salt ey-lemlerine eylemlerinin sonuçları-na bakarım diyebilir misiniz? Buinsan neden kurallara uymakta-dır? Kurallara uygun görünen ey-lemlerinin dayandığı ilkeler neler-dir?

Ahlak kodları ile ilgilenen, ‘ethikkurullar’ oluşturan mühendis, bir‘sistem analizi ile’ sorunu mühen-disçe çözüp, mühendislikle ilgilisorunların mühendisçe çözümcü-sü olarak kalacak mıdır? Yoksabu sorunlarla uğraşırken ‘insannedir?’ ‘insan nasıl olmalıdır?’ ‘ya-şamaya değer bir dünyanın oluş-ması için ne yapmak gerekir?’ gibisorularla tarihe, toplum bilimleri-ne, sanata, edebiyata, felsefeyeyönelerek, daha etkin, ruhça dahazengin bir insan olmayı deneme-ye başlayacak mıdır?

Ahmet İNAM’ın“Gönülden Bilime”

köşesinden...

Ü y e l e r i m i z d e n H a b e r l e rAtananlar

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 200718

ODAMIZ 2162 SİCİL NO'LU ÜYESİS.SELÇUK SAVCI ATANDI2162 sicil numaralı üyemiz S.SELÇUK SAVCI24.11.2006 tarihinde İzmir BüyükşehirBelediyesi, Emlak Yönetimi DairesiBaşkanlığı görevine atanmıştır.Meslektaşımıza başarılar ve mutluluklardileriz.

ODAMIZ 6451 SİCİL NO'LU ÜYESİLÜTFİ ÜNAL ATANDI6451 sicil numaralı üyemiz LÜTFİ ÜNAL15.12.2006 tarihinde İzmir BüyükşehirBelediyesi Bilgi Teknolojileri DairesiBaşkanlığı, Coğrafi Bilgi Sistemleri ŞubeMüdürü görevine atanmıştır. Meslektaşımızabaşarılar ve mutluluklar dileriz.

ODAMIZ 4686 SİCİL NO'LU ÜYESİENDER BALLI EVLENMİŞTİR4686 sicil numaralı üyemiz ENDER BALLI ileÖZLEM POLAT 03.03.2007 tarihindeevlenmiştir.Çifte Ömür boyu mutluluklardileriz.

ODAMIZ 6945 SİCİL NO'LU ÜYESİMEHMET KARTAL EVLENMİŞTİR6945 sicil numaralı üyemiz MEHMET KARTALile Cennet SOYDEMİR 28.10.2006 tarihindeevlenmiştir.Çifte Ömür boyu mutluluklardileriz.

ODAMIZ 8672 SİCİL NO'LU ÜYESİDURMUŞ DURGUT EVLENMİŞTİR8672 sicil numaralı üyemiz DURMUŞDURGUT ile FEYZA DURMAZ Çifti11.11.2006 Tarihinde evlenmiştir.Çifte ömürboyu mutluluklar dileriz.

ODAMIZ 7831 SİCİL NO'LU ÜYESİCEMAL ÜNAL EVLENMİŞTİR7831 sicil numaralı üyemiz CEMAL ÜNAL ileEŞE YÜKSEL çifti 25.08.2006 tarihindeevlenmiştir. Çifte ömür boyu mutluluklardileriz.

ODAMIZ 5186 SİCİL NO'LU ÜYESİALİ RIZA BECERİK'IN ÇOCUĞUOLMUŞTUR5186 sicil numaralı üyemiz ALİ RIZABECERİK ve EMEL BECERİK çiftinin02.02.2007 tarihinde bir çocuğu olmuştur.AZRA adını verdikleri bebeğe "aramızahoşgeldin" diyerek, meslektaşımıza veailesine mutluluklar dileriz.

ODAMIZ 6546 SİCİL NO'LU ÜYESİHÜSEYİN KUTMAN TOP'UNÇOCUĞU OLMUŞTUR6546 sicil numaralı üyemiz HÜSEYİN

KUTMAN TOP ve PELİN TOP çiftinin01.01.2007 tarihinde bir çocuğu olmuştur.YEŞİM CANSU adını verdikleri bebeğe"aramıza hoşgeldin" diyerek, meslektaşımızave ailesine mutluluklar dileriz.

ODAMIZ 7141 SİCİL NO'LU ÜYESİGAMZE SOMAN İLE 7420 SİCİLNO'LU ÜYESİ MUTLU DENİZSOMAN'IN ÇOCUĞU OLMUŞTUR.7141 sicil numaralı üyemiz GAMZE SOMANile 7420 sicil numaralı üyemiz MUTLU DENİZSOMAN çiftinin 24.11.2006 tarihinde birçocuğu olmuştur. ARDA adını verdikleribebeğe "aramıza hoşgeldin" diyerek,meslektaşımıza ve ailesine mutluluklardileriz.

Evlenenler

Yeni Doğanlar

Hasan HüseyinKorkmazgil

(1927 Gürün- 26 Şubat1984 Ankara)

TMMOB HARİTA ve KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASIİZMİR ŞUBESİ HABER BÜLTENİKasım-Aralık 2006/Ocak 2007 • Yıl:14 • Sayı:75 İki ayda bir yayınlanır ve üyelere ücretsiz olarak gönderilir. Bölgesel Süreli Yayındır.Sahibi HKMO İzmir Şubesi adına: Muhittin SELVİTOPUSorumlu Yazıişleri Müdürü: Okan ÖZEGEYönetim Yeri: 1441 Sokak No:4/5 35220 Alsancak/İZMİRTel: 0232 463 08 44 • Fax: 0232 463 84 63 • E-posta: [email protected]ım ve Uygulama: Egetan Ltd. Şti. • Tel: 421 08 96Baskı ve cilt: UŞŞAK Matbaacılık Ltd. Şti.1464 Sk. No:55/A Alsancak-İzmir • Tel:464 99 67Basım Tarihi: 7 Mayıs 2007

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Haber Bülteni • Şubat-Mart 2007 19

dostum dostum güzel dostumbu ne beter çizgidir bu

bu ne çıldırtan dengeyaprak döker biryanımız

bir yanımızbahar bahçe

Selçuk SavcıSevgili Hasan Hüseyin'in

anısına saygıyla...

Doğan Öz kimdir?Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz,hayatını gericilikle, faşizmle, kontrgerillaylamücadeleye adamış ilerici, aydın, yurtseverbir hukukçu idi. Savcılık görevine başladığı1962 yılından itibaren sürekli tehditedilmiştir. Doğan Öz, 1968 yılında Konya’da"Mücadele Birliği" adlı örgütünkapanmasını sağlar. Denizli’deNecmettin Erbakan’ın kardeşiAkgün Erbakan’ın yolsuzlukdosyalarını hazırlar. SüleymanDemirel’in kardeşi Hacı AliDemirel’e Denizcilik Bankası’ncaverilen usulsüz kredi olayına el koyar.Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ne (DGM)ilk karşı çıkanlardandır. 1973 yılındada, DGM’lerin kapatılması içinmeslektaşları arasındaimza toplar. Hazırladığıkontrgerilla raporu ileyaşadığı döneminpisliklerini açık olarak ortaya koymaktadır.

Yaptıkları, gerici hareketler içinde o kadarçok tepki toplamaya başlar ki, önce üç binimzalı bir telgrafla şikâyet edilir; ardından daKomünizmle Mücadele Derneği, MilliMücadele Derneği, Konya İslam Enstitüsüve Eğitim Enstitüsü öğrencileri, Konya’dakievinin önünde "izinli olarak", "Doğan Öz’üistemeyiz" yürüyüşü düzenler. Verilen izin,tepkilerin devletin üst katlarına kadaryükseldiğini göstermektedir. En çok "tayinedilen" savcılardan biri olmasının nedeni debudur!

Katledilmesinin nedeni dönemin başbakanıBülent Ecevit'e verdiği kontrgerilla raporundagizliydi. Doğan Öz raporunun en can alıcıyerinde şöyle diyordu:

"Şiddet olayları, anarşik eylemler olaraknitelendirilebilecek kadar basit değildir.Amaç demokrasi umudunu yok etmek onunyerine faşist bir düzeni gündeme getirmekve bütün unsurlarıyla yürürlüğe koymaktır.Böylece ABD ve çok uluslu ortaklıklarOrtadoğu sorununu büyük ölçüde çözmeamacını gütmektedirler. Bize göre bu sonucaulaşmada CIA, kontrgerilla gibi gizliörgütlerin yönlendirmesi vardır."

24 Mart 1978 sabahı erken saatlerdeEmniyet Müdürlüğü’nü arayan bir şahıs,Doğan Öz’ün oturduğu sokakta iki kişininşüpheli hareketler yaparak dolaştığını iletir.İhbar ciddiye alınmaz ya da alınmamasıgerekir. Doğan Öz, sabah işine gitmek üzerearabasına bindiği 24 Mart 1978 günü buşahıslardan biri tarafından, diğeriningözcülüğünde vurularak katledilir.