Upload
others
View
2
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
DELiORMAN
heologicesko i istoricesko mina/o, Sofia 1930; W. Stubenrauch, Kulturgeographie des Delior· man, Berlin 1933; V. Marinov, Deli Orman, So· fia 1941 ; a.mlf.. Proizhod i istoriceska sudba na balgarskoto naselenie v Ludogorieto XIVXIX vek, Sofia 1988; J. Eckmann, Razgrad Türk Ağzı, Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştır· ma, istanbul 1953; J. Nemeth, Zur Einteilung der Türk isehen Mundarten Bulgariens, Sofia 1956; Tayyib Gökbilgin, Rumeli'de Yürükler, Tatarlar ve Eviad-ı Fatlhan, istanbul 1957, s. 146·149, 315·316; K. Veliki- V. Trajkov, Balgarskata Emigratsija vav Vlahia pred Rusko· Truskata Vojna, 1828·1829, Sofia 1980; L Georgieva (ed.), Ba/garskite Aliani, Sbornik et· nogra{ski Materiali, Sofia 1991; C. Jirecek. "Einige Bemerkungen über die Überreste der Petschenegen und Kumanen, Sowie die Völkerschafter der Gagauzi und Surguci im heutigen Bulgarien", Sitzungsberichte der Köninglischen Böhmisehen Gesellseha{t der Wissenseha{ten, Philos. -Gesehiehtliehe Klasse, Prag 1889; D. J. Gadzanov. "Vorlii.ufiger Bericht des Lektors der Türkische Spraehe an der universitat Sofia : Reise im Auftrag der Balkankomission zur türkisehen Dialect Studien in Nord-Ost Bulgarien", Anzeiger der Kaiserlie· henAkademieder Wissensehaften, Ph il. ·Hist. Klasse, XLVI/5, Jahrgang 1911 , s. 28·42; XLVII/ 3 (1912), s. 13·20; S. S. Bobcev. "Za Deliormanskite Turci i za Kazdlbasite", Sbornik na Balgarskata Akademija na Naukite, XXN /14, Sofia 1931, s . 1·16; Fr. Babinger, "Das Bektaschi-Kloster Demir Baba", MSOS, XXXN (1931), s . 1·1 O; T. Kowalski, "Les Tur es et la langue turque de la Bulgarie du north-est", Memoires de la commission orientaliste, nr. 16, Krakau 1933, s. 1·28; a.mlf., "Les elements ethniques turcs de la Dobroudja", RO, XN ( 1939), s . 66-80; ö. Lutfi Barkan, "istila Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler", VD, ll (1942), s. 278·386; Margarita Vasilieva, "Demografski otnosenija v Razgradsko prez XV -XIX vek", Vekove (Balgarsko lstori· cesko Druiestvo), lll, Sofia 1972, s. 46·51; Ara Margos - A. Simeonova, "Kasnosrednovekovna crkva pri c. Goljam İzvor, Razgradsko", Muzej i Pametnitsite na Kulturata, lll, Sofia 1972, s. 16· 19; Ara Margos. "Kasnosrednovekovna tsarkva v selo Hirsova, Razgradsko", lzvestija na Na· rodnija Muzej ·V ama, XIX (XXXN). Varna 1983, s. 133 · 135; a.mlf., "Kasnosrednovekovnite tsarkvi Sv. Dimitar i Sv. Nikola v Selo Poroiste [Arnaudköy] Razgradsko", ae., XXII (XXXVII), Varna 1986, s. 107-132; F. de Jong, "Notes on Islarnic Brotherhoods iri Northeast Bulgaria", ls/., LXII/2 (1986), s. 303-308; Elena Grozdanova. "Naselenieto na Razgradsko, ~umensko i Targovistko prez XVIl vek", IP, XLIII / 2 (I 987). s . 62-82; Feridun M. Emecen. "XVI. Asırda Balkanların Kuzeydoğu Kesiminde İskan Tipleri ve Özellikleri Hakkında Bazı Notlar", \1. Milletlerarası Türkiye Sosyal ve iktisat Tarihi Kongresi (istanbul 21·25 Ağustos 1989) Teb· liğler, Ankara 1990, s. 543-550; Machiel Kiel, "Hrazgrad -Hezargrad- Razgrad, The Vicissitudes of a Turkish Town in Bulgaria", Turdea, XXI-XXIII, Paris 1991, s. 496-562; T. Kowalski v.dğr., "Deli Orman", Ef2 (ing.), ll, 202· 203. Iii MACHIEL KıEL
144
L
DELIA VALLE, Pietro
(1586- 1652)
Çeşitli Doğu ülkelerini dolaşarak gözlemlerini yazan İtalyan araştırmacı,
edip ve seyyah. _j
Soylu bir ailenin çocuğu olarak Roma'da dünyaya geldi: din eğitimi gördü ve aynı yıllarda klasik İtalyan edebiyatı ve hukuku ile de ilgilendi. Başlıca arzusu. o zamana kadar sadece kitaplardan tanıdığı Kudüs'ü ziyaret etmek, dininin doğduğu mukaddes toprakları görüp hacı olmak ve "hacı" (il pellegrino) lakabıyla anılmaktı. Papalığın, XVII. yüzyılın başlarında Hıristiyanlığın yayılma
sına hizmet etmek ve Osmanlı Devleti'ne karşı müttefik bulmak amacıyla İran'a delegeler ve propagandacılar gönderilmesini planladığı sırada bu arzusuna kavuştu ve bir papalık kuruluşu olan Congregatio de Propaganda Fidei'nin maddi desteğiyle yaklaşık on iki yıl devam eden Doğu ülkeleri seyahatini gerçekleştirdi. Yola çıkmadan önce de gideceği yerler hakkında bilgi toplamak amacıyla Rönesans devri yazarlarının bütün eserlerini okudu.
8 Haziran 1614'te bir kalyonla Venedik'ten ayrılan Della Valle 1 S Ağustos 1614'te İstanbul'a vardı. Burada kaldığı bir yılı aşkın sürede bütün önemli semtlerle eğlence ve mesire yerlerini gezdi ve başlıca binaları gördü: bu arada birçok yazma kitap topladı. Çeşitli kesimlerden kişilerle arkadaşlıklar kurdu ve özellikle yeni gelen V enedi k elçisi Almorö Nani ile ahbap olarak onun ı. Ahmed'in huzuruna kabulü merasiminde hazır bulundu. 23 Ağustos 1614 - 19 Eylüi161S tarihleri arasında yazıp arkadaşı Mario Schipano'ya gönderdiği on mektupta günlük hayat, görüştüğü kimseler ve özellikle tanışıp sempati duyduğu Sadrazam Nasuh Paşa hakkında bilgiler verdi: ayrıca Türkçe'yi öğrenmeye başladığını, ramazan ayını ve Türkler' in kahve içmeye duydukları ilgiyi anlattı ki onun bu son anlattıklarının daha sonra İtalyanlar arasında kahve içme alışkanlığının başlamasında büyük etkisi olmuştur. 25 Eylül 161S'te istanbul'dan ayrılıp Sakız ve Rodos'a uğrayarak İskenderiye'ye gitti: oradan da yine gemiyle Kahire'ye geçti, buradaki Türk idareciler' ve halkın ileri gelenleriyle görüştü.
Ona göre burası Roma ve İstanbul' dan daha büyüktü ve Türk idareciler yönetirnde etkiliydi. Ardından Kudüs'e gidip hacı oldu ve mukaddes toprakları dolaşarak oradan kuzeye hareket etti. Halep civarında iken gönderdiği mektuplarda, o güne kadar hiçbir İtalyan'ın görmediğini ve göremeyeceğini söylediği ilginç manzaraları anlattı ve ayrıca katıl
dığı kervan seyahatleri hakkında bilgiler verdi.
1616 yazında çöl yolunu takip ederek Bağdat' a gitti: buradan aralık ayında
gönderdiği mektupta Mardinli bir hıristiyan kadınla evlendiğinden bahseder. Kendisiyle dolaştıktan sonra Roma 'ya götürdüğü hanım bir süre sonra ölmüştür. Ocak 1617' de İsfahan'a, daha sonra Mazenderan ve Gflan'a geçen Della Valle, 1623 yılı başlarına kadar İran'da kaldı. Onun İran seyahati, aslında Osmanlı Devleti'ne karşı yeni bir cephe açmak için İranlı yöneticileri ikna etme amacına yönelik idiyse de bu konuda başarılı olamadı. Buna karşılık yoğun
kültürel faaliyetlerde bulundu ve Farsça öğrenerek hakkında "bir Acem şai
ri" dedirtecek kadar başarılı şiirler yazdı, ayrıca Hafız-ı Şfrazfyi yorumladı (geniş bilgi için bk. Bertotti, s. 121-127) Ocak 1623'te Bender Abbas'tan bir İngiliz gemisine binerek Hindistan'a hareket etti. Burada yaklaşık iki yıl kaldı ve sahildeki şehirleri dolaştı. Kuzey Hindistan'da Babür İmparatorluğu topraklarında bir ticaret merkezi olan Süret'i gördü. Yazdıklarına göre halkının çoğu HindO olan Silret'te pek çok Avrupalı bulunuyordu; Kambay· a da Hollandalı tüccarlar yerleşmişti. Ahmedabad'dan gönderdiği mektupta HindOiar'ın ölüm merasimlerine ve yogilere ilişkin bilgiler verdi. Goa'da çeşitli festivaliere katıldı ve 16 Kasım 1624'te buradan Maskat'a hareket etti. Daha sonra ülkesine geri dönmek üzere Suriye sahillerine geldi ve deniz yoluyla Kıbrıs, Malta, Sicilya ve Napoli'ye geçip oradan da 28 Mart 1626'da Roma'ya ulaştı.
Della Valle'nin eserleri çoğunlukla mektuplarından oluşur ve bunları kendisi hayatta iken bizzat bastırmaya başla
mıştır. Önce bir kısım mektuplarının yanı sıra Gürcistan üzerine kaleme aldığı gözlemleriyle İran Şahı ı. Abbas hakkındaki görüşlerini yayım la dı. Della Valle'nin ölümünden on yıl sonra diğer mektuplarının büyük bir kısmı ile birlikte tek-
rar yayımlanan bu kitap. her ne kadar geleneksel seyahatname tarzında basılmışsa da ( Viaggi di Pietro De Ila Va lle il
Pel/egrino, Roma 1662) eser aslında mektup türünün seçkin bir örneğidir. Sonraları yapılan çeşitli neşirlerden en çok beğenilenler. daha az eksiklik ihtiva etmeleri sebebiyle G. Gancia'nın (Viaggi di
Pietro Della Val/e, il Pel/egrino, Brighton 1843) ve L. Bianconi'nin (Viaggio in Le·
uan te di Pietro De Ila V al/e, Firenze 1 942)
çalışmaları olmuştur. 1972 yılında mektupların tamamının ayrıntılı ve ilmi açıklamalı yeni bir neşri yapılmak istenmişse de sadece bir tek cilt yayımlanabilmiştir (F. Gaeta - L. Lockhart, 1 Viaggi
di Pietro De/la Valle: Lettere dalla Persia,
1, Roma 1972). Bu husustaki son çalış
ma G. Bul! tarafından yapılmış ve mektuplar The Travels of Pietro Della Valle, The Pilgrim adı altında yayımlanmıştır (London ı 989).
Della Valle'nin eserleri çeşitli Avrupa dillerine tercüme edildi ve Doğu dünyasının değişik yönlerini incelemek isteyen araştırmacıların başlıca kaynağı oldu. Bunlardan coğrafya tarihçisi Roberto Almagia eserleri coğrafya, ünlü Türkolog Ettore Rossi de iran ve Türk kültürleriyle dilleri açısından değerlendirdi (bk. bibl.). Ayrıca iran ile ilgili kısımlar iranlılar. Hindistan 'a ait bilgiler ingilizler tarafından tercüme edilerek incelendi. istanbul ve Osmanlı toplumu hakkında verdiği bilgiler de XVII. yüzyıl Osmanlı araştırmacılarının vazgeçilmez kaynakları arasındadır. Della Valle'nin Türkiye'de ve iran'da iken iran tebaası Türkler arasında öğrendiği Türkçe üzerine hazırladığı Türk dili grameri yayımlanmamış, fakat XIX. Uluslararası Şarkiyatçılar Kongresi'nde E. Rossi tarafından, özellikle taşıdığı öneme yer verilerek ilim alemine tanıtılmıştır (Atti del XIX. Congres·
SO, S. 202-209).
Della Valle, seyahat dönüşü islam ülkelerinden getirdiği Arabl h urufat ile italya'da gelişmekte olan Doğu eserlerinin basılması hareketini hızlandırmış, topladığı değerli yazma eserlerin ölümünden sonra ailesi tarafından papalık makamına hediye edilmesi suretiyle de ünlü Vatikan Kütüphanesi'nin kurulmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Halen
. yayımlanmamış notları ve çeşitli evrakı
Vatikan Kütüphanesi ile Modena Belediyesi'nin arşivlerinde bulunmaktadır (bk. Rossi. RSO, XXII. 92 -98).
BİBLİYOGRAFYA :
T. Bertele. ll Palazzo degli ambasciatori di Venezia a Costantinopo/i e le sue antiche me· mo ri e, Bologna 1932, s. 132, 133, 163, 1 7 4, 349, 350; E. Rossi. "lmportansa dell'inedita grammatica turca di Pietro Della Valle", Atti del XIX Congresso lnternazionale degli Orien· talisti, Roma 1938, s. 202·209; a.mlf .. "Versi turebi e altri seritti inediti di Pietro Della V alle", RSO, XXll (1947). s. 92-98; a.mlf.. "Poesie lnedite in persiano di Pietro Della Valle", a .e., XXVlll (1953), s. 108-117; a.mlf .. "Pietro Della Valle orientalista romana ( 1586-1652)", OM, XXXll ( 1953), s. 49-64; P. G. Bietenholz. Pietro De/la Va/le (1586-1652): Studien zur Geschichte der Orientkenntnis und des Orientbildes im Abendlande, Basel - Stuttgart 1962; R. Mantran, XVI-XV//. Yüzyli 'da istanbul'da Gündelik Hayat (tre. M. Ali Kılıçbay) , İstanbul 1991, bk. fihrist; R. Almagia, "Per una conoscenza piu completa della figura e dell'opera di Pietro Della Valle", Rendieanti dell'Accademia f'lazionale dei Lincei, Vlll. seri, sy. 6 ( 1951 ), s. 375-381; a.mlf .. "Pietro Della V aile (ne! terzo centenario della morte)", Riuista Geografica ltaliana, XL, Roma 1953, s. 1-18; C. Calosso. "Pietro Della Valle un viaggiatore italiano nella Turchia di Ahmed !", DTCF Batı Dilleri ue Edebiyatlan Araştırmalan Dergisi, 1/4, Ankara 1969, s. 99-106; Mahvash Alemi. "Viaggiatori europei nei giardini persiani", Is lam Storia e Ciuilta, sy. 1, Roma 1982, s. 19-29; J. D. Gurney. "Pietro Della Valle: The Limits of Percep tion", BSOAS, XLIX/ 1 (1986), s. 103-116; F. Bertotti, "Un viaggiatore roman o e un po eta persiano: Pietro D ella V all e estimatore e divulgatore di Hiifız", lslam Storia e Ciuilta, sy. 3i, Roma 1990, s. 121-127; Tourkhan Gandjei. "Turkish in the Safavid Court of Isfahan", Turcica, XXl-XXlll, Pa·
. ri s 1991, s. 309-312; M. Longhena, "Della V alle, Pietro", Enciclopedia ltaliana, Roma 1931 , Xll, 559. ı:;;;l
ımı MAHMUT H. ŞAKİROGLU
L
DELIAL ( J~))
Bir haberi çarşı pazar dolaşıp bağırarak halka duyuran veya satılacak bir malın
alım satımında vasıta olup pazarlığı sonuçlandıran kimse. _j
Arapça'da defaJet (yol gösterme) kökünden gelen dellal sözlükte "alıcı ile satıcı arasında aracılık yapan kimse" anlamına gelmektedir. Farsça asıllı olan ve bazı hadislerde geçen (Buhari, "Büyü'", 64, 71; Ebu Davüd, "Büyü'", 1) simsar keIimesinin de Hz. Peygamber devrinden beri yaygın olarak aynı anlamda kullanıldığı anlaşılmaktadır (Kettani, ll. 286)
islam dünyasında gerek iç ticarette gerekse yabancılarla olan ticarı münasebetlerde baştan beri delialların varlığı bilinmektedir. Erkek dellallar yanında özellikle haremiere girip mal satımında aracılık yapan kadın dellallar da vardı.
DELLAL
Fatımller'de delialların ancak belirli malların satımında aracılık yaptığı. Memlükler'de bunların yaptıkları satıştan % 2 delialiye ücreti aldıkları ve bunun da yarısını devlete vergi olarak ödedikleri kaynaklarda geçmektedir.
Osmanlılar'da bir haberi duyurmak veya ticari sahada satıcı ile alıcı arasında uzlaşmayı sağlamakla görevli iki ayrı della! vardı . Dellalbaşının emrinde hareket eden haberci dellallar kendilerine bildirilen haberi halka duyururlar, buna karşılık yevmiye hesabıyla belirli bir ücret alırlardı. Halka haber veren ve emir tebliğ eden dellallar padişah ölümlerinde veya cülüslarında durumu halka bildirmekle yükümlü olup devletin resmi memuru statüsünde idiler. Aynı şekilde istanbul ayaklanmalarında padişahın emrini halka duyurmakla görevlendirildikleri gibi asiler tarafından da halkın kendi yanlarında yer alması için dellaf çıkarıldığı bilinmektedir. Evliya Çelebi'ye göre XVII. yüzyılın ortalarında istanbul'da ticarı sahada görev yapan deliallardan dış bedestende 200, yeni bedestende yetmiş (Seyahatname, I, 614, 61 7), 1640 tarihli Narh Defteri'ne göre de bezzazistan ve bit pazarında 120'şer dellal (Kütükoğlu. s. 287) bulunmaktaydı. XV. yüzyılın ikinci yarısında önemli bir ticaret merkezi olan Tokat'ta yirmi biri müslüman, beşi gayri müslim olmak üzere yirmi altı delialın mevcut olduğu kaynaklarda belirtilmektedir.
Ticari alanda görev yapan dellallar emlak dellalı, bedesten dellalı, balıkhane
dellalı. araba dellalı, esirci dellalı, ibrişim dellalı, at pazarı delialı gibi adlarla anılmışlardır. Evliya Çelebi XVII. yüzyılda bu deliallardan esnaf-ı delialan-ı bedestan-ı enderün, esnaf-ı delialan-ı bedestan-ı blrün ve esnaf-ı delialan-ı bedestan-ı cedld hakkında bilgi vermekte ve pirlerinin Ebü' n- Ni da olduğunu belirtmektedir (Seyahatname, 1, 614-615,
6 ı 7). Bu şekilde herhangi bir meslekte görev yapan dellal sorumlu olduğu meslek dışında başka bir alanda dellallık yapamazdı.
Deliallığın Osmanlı ticarı hayatında
önemli bir yeri olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. Mesela 1479'da istanbul ve Galata dellallığının üç yıllığının 1 milyon akçeye satılması, 1484'te yine üç yıllık bir zaman zarfında tüccarların gümrük resimlerinden 970.000 akçe delialiye elde edilmesi bu teşkilatın önemini ortaya koymaktadır.
145