2
DELiORMAN heologicesko i istoricesko mina/o, Sofia 1930; W. Stubenrauch, Kulturgeographie des Delior· man, Berlin 1933; V. Marinov, Deli Orman, So· fia 1941 ; a.mlf.. Proizhod i istoriceska sudba na balgarskoto naselenie v Ludogorieto XIV- XIX vek, Sofia 1988; J. Eckmann, Razgrad Türk Türk Dili ve ma, istanbul 1953; J. Nemeth, Zur Einteilung der Türk isehen Mundarten Bulgariens, Sofia 1956; Tayyib Gökbilgin, Rumeli'de Yürükl er, Tatarlar ve Fatlhan, istanbul 1957, s. 146·149, 315·316; K. Veliki- V. Trajkov, Bal- garskata Emigratsija vav Vlahia pred Rusko· Trusk ata Vojna, 1828·1829, Sofia 1980; L Ge- orgieva (ed.), Ba/garskite Aliani, Sbornik et· nogra{ski Materiali , Sofia 1991; C. Jirecek. "Einige Bemerkungen über die Überreste der Petschenegen und Kumanen, Sowie die Völ- kerschafter der Gagauzi und Surguci im heu- tigen Bulgarien", Sitzungsberichte der Kö- ninglischen Böhmisehen Gesellseha{t der Wis- senseha{ten, Philos. -Gesehiehtliehe Klasse, Prag 1889; D. J. Gadzanov. "Vorlii.ufiger Bericht des Lektors der Türkische Spraehe an der uni- versitat Sofia: Reise im Auftrag der Balkan- komission zur türkisehen Dialect Studien in Nord-Ost Bulgarien", Anzeiger der Kaiserlie· henAkademieder Wissensehaften, Ph il. ·Hist. Klasse, XLVI/5, Jahrgang 1911 , s. 28·42; XLVII/ 3 (1912), s. 13·20; S. S. Bobcev. "Za Delior- manskite Turci i za Kazdlbasite", Sbornik na Balgarskata Akademija na Naukite, XXN /14, Sofia 1931, s. 1·16; Fr. Babinger, "Das Bek- taschi-Kloster Demir Baba", MSOS, XXXN (1931), s . 1·1 O; T. Kowalski, "Les Tur es et la langue turque de la Bulgarie du north-est", Memoires de la commission orientaliste, nr. 16, Krakau 1933, s. 1·28; a.mlf., "Les elements ethniques turcs de la Dobroudja", RO, XN ( 1939), s. 66-80; ö. Lutfi Barkan, "istila Devir- lerinin Kolonizatör Türk ve Zaviye- ler", VD, ll (1942) , s. 278·386; Margarita Vasilie- va, "Demografski otnosenija v Razgradsko prez XV -XIX vek", Vekove (Balgarsko lstori· cesko Druiestvo), lll, Sofia 1972, s. 46·51; Ara Margos - A. Simeonova, "Kasnosrednovekovna crkva pri c. Goljam Razgradsko", Muzej i Pametnitsite na Kulturata, lll, Sofia 1972, s. 16· 19; Ara Margos. "Kasnosrednovekovna tsarkva v selo Hirsova, Razgradsko", lzvestija na Na· rodnija Muzej ·V ama, XIX (XXXN). Varna 1983, s. 133 · 135; a.mlf., "Kasnosrednovekovnite tsarkvi Sv. Dimitar i Sv. Nikola v Selo Porois- te [Arn audköy] Razgradsko", ae., XXII (XXXVII), Varna 1986, s. 107-132; F. de Jong, "Notes on Islarnic Brotherhoods iri Northeast Bulgaria", ls/., LXII/2 (1986), s. 303-308; Elena Grozdano- va. "Naselenieto na Razgradsko, i Targovistko prez XVIl vek", IP, XLIII / 2 (I 987). s. 62-82; Feridun M. Emecen. "XVI. Kesiminde Tip- leri ve Özellikl eri Notlar", \1. Türkiye Sosyal ve iktisat Tarihi Kongresi (istanbul 21·25 1989) Teb· Ankara 1990, s. 543-550; Machiel Kiel, "Hrazgrad -Hezargrad- Razgrad, The Vicis- situdes of a Turkish Town in Bulgaria", Tur- dea, XXI-XXIII, Paris 1991, s. 496-562; T. Ko- walski "Deli Orman", Ef2 (ing.), ll, 202· 203. Iii MACHIEL 144 L DELIA VALLE, Pietro (1586- 1652) ülkelerini gözlemlerini yazan edip ve seyyah. _j Soylu bir ailenin olarak Ro- ma' da dünyaya geldi: din gör- ve klasik edebi- ve hukuku ile de ilgilendi. arzusu. o zamana kadar sadece kitap- lardan Kudüs'ü ziyaret etmek, dininin mukaddes görüp olmak ve (il pellegrino) XVII. yüz- hizmet etmek ve Devleti'- ne müttefik bulmak delegeler ve gönderil- mesini bu arzusuna ve bir olan Congregatio de Propaganda Fidei'nin maddi on iki de- vam eden ülkeleri seyahatini ger- Yola önce de gi- yerler bilgi toplamak Rönesans devri bü- tün eserlerini okudu. 8 Haziran 1614'te bir kalyonla Vene- dik'ten Della Valle 1S 1614'te Burada bir sürede bütün önemli semt- lerle ve mesire yerlerini gezdi ve gördü: bu arada bir- çok yazma kitap kesim- lerden kurdu ve özellikle yeni gelen V enedi k elçisi Almorö Nani ile ahbap olarak onun Ahmed'in huzuruna kabulü merasiminde bu- lundu. 23 1614 - 19 Eylüi161S tarihleri Mario Schipano'ya on mektupta günlük hayat, kimseler ve özellikle sempati Sad- razam Nasuh bilgiler ver- di: Türkçe'yi ramazan ve Türkler'in kah- ve içmeye ilgiyi ki onun bu son daha sonra kahve içme büyük etkisi tur. 25 Eylül 161S'te istanbul'dan ay- ve Rodos'a deriye'ye gitti: oradan da yine gemiyle Kahire'ye geçti, buradaki Türk idareci- ler' ve ileri gelenleriyle Ona göre Roma ve dan daha büyüktü ve Türk idareciler yöne- tirnde etkiliydi. Kudüs'e gidip oldu ve mukaddes dola- oradan kuzeye hareket etti. Ha- lep iken mektup- larda, o güne kadar hiçbir gör- ve il- ginç ve kervan seyahatleri bilgi- ler verdi. 1616 çöl yolunu takip ederek a gitti: buradan mektupta Mardinli bir tiyan bahseder. Kendisiyle sonra Roma 'ya bir süre sonra tür. Ocak 1617' de daha son- ra Mazenderan ve Gflan'a geçen Della Valle, 1623 kadar Onun seyahati, Os- Devleti'ne yeni bir cephe aç- mak için yöneticileri ikna etme yönelik idiyse de bu konuda Buna kültürel faaliyetlerde bulundu ve Fars- ça "bir Acem ri" dedirtecek kadar yaz- (ge- bilgi için bk . Bertotti, s. 121-127) Ocak 1623'te Bender Abbas 't an bir ge- misine binerek Hindistan'a hareket et- ti. Burada iki ve sahil- deki Kuzey Hindistan'- da Babür da bir ticaret merkezi olan Süret'i gör- dü. göre Hin- dO olan Silret'te pek çok bulu- nuyordu; Kambay· a da tüc- carlar Ahmedabad'dan gön- mektupta ölüm me- rasimlerine ve yogilere bilgiler ver- di. Goa'da festivaliere ve 16 1624'te buradan Maskat'a ha- reket etti. Daha sonra ülkesine geri dön- mek üzere Suriye sahillerine geldi ve deniz yoluyla Malta, Sicilya ve Na - poli'ye geçip oradan da 28 Mart 1626'- da Roma 'ya Della Valle'nin eserleri mek- ve kendisi hayatta iken bizzat Önce bir ya- Gürcistan üzerine kaleme gözlemleriyle Abbas daki la Della Valle'- nin ölümünden on sonra mek- büyük bir ile birlikte tek-

Iii · 2018-05-25 · rar yayımlanan bu kitap. her ne kadar geleneksel seyahatname tarzında basıl mışsa da ( Viaggi di Pietro De Ila Va lle il Pel/egrino, Roma 1662) eser aslında

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Iii · 2018-05-25 · rar yayımlanan bu kitap. her ne kadar geleneksel seyahatname tarzında basıl mışsa da ( Viaggi di Pietro De Ila Va lle il Pel/egrino, Roma 1662) eser aslında

DELiORMAN

heologicesko i istoricesko mina/o, Sofia 1930; W. Stubenrauch, Kulturgeographie des Delior· man, Berlin 1933; V. Marinov, Deli Orman, So· fia 1941 ; a.mlf.. Proizhod i istoriceska sudba na balgarskoto naselenie v Ludogorieto XIV­XIX vek, Sofia 1988; J. Eckmann, Razgrad Türk Ağzı, Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştır· ma, istanbul 1953; J. Nemeth, Zur Einteilung der Türk isehen Mundarten Bulgariens, Sofia 1956; Tayyib Gökbilgin, Rumeli'de Yürükler, Tatarlar ve Eviad-ı Fatlhan, istanbul 1957, s. 146·149, 315·316; K. Veliki- V. Trajkov, Bal­garskata Emigratsija vav Vlahia pred Rusko· Truskata Vojna, 1828·1829, Sofia 1980; L Ge­orgieva (ed.), Ba/garskite Aliani, Sbornik et· nogra{ski Materiali, Sofia 1991; C. Jirecek. "Einige Bemerkungen über die Überreste der Petschenegen und Kumanen, Sowie die Völ­kerschafter der Gagauzi und Surguci im heu­tigen Bulgarien", Sitzungsberichte der Kö­ninglischen Böhmisehen Gesellseha{t der Wis­senseha{ten, Philos. -Gesehiehtliehe Klasse, Prag 1889; D. J. Gadzanov. "Vorlii.ufiger Bericht des Lektors der Türkische Spraehe an der uni­versitat Sofia : Reise im Auftrag der Balkan­komission zur türkisehen Dialect Studien in Nord-Ost Bulgarien", Anzeiger der Kaiserlie· henAkademieder Wissensehaften, Ph il. ·Hist. Klasse, XLVI/5, Jahrgang 1911 , s. 28·42; XLVII/ 3 (1912), s. 13·20; S. S. Bobcev. "Za Delior­manskite Turci i za Kazdlbasite", Sbornik na Balgarskata Akademija na Naukite, XXN /14, Sofia 1931, s . 1·16; Fr. Babinger, "Das Bek­taschi-Kloster Demir Baba", MSOS, XXXN (1931), s . 1·1 O; T. Kowalski, "Les Tur es et la langue turque de la Bulgarie du north-est", Memoires de la commission orientaliste, nr. 16, Krakau 1933, s. 1·28; a.mlf., "Les elements ethniques turcs de la Dobroudja", RO, XN ( 1939), s . 66-80; ö. Lutfi Barkan, "istila Devir­lerinin Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviye­ler", VD, ll (1942), s. 278·386; Margarita Vasilie­va, "Demografski otnosenija v Razgradsko prez XV -XIX vek", Vekove (Balgarsko lstori· cesko Druiestvo), lll, Sofia 1972, s. 46·51; Ara Margos - A. Simeonova, "Kasnosrednovekovna crkva pri c. Goljam İzvor, Razgradsko", Muzej i Pametnitsite na Kulturata, lll, Sofia 1972, s. 16· 19; Ara Margos. "Kasnosrednovekovna tsarkva v selo Hirsova, Razgradsko", lzvestija na Na· rodnija Muzej ·V ama, XIX (XXXN). Varna 1983, s. 133 · 135; a.mlf., "Kasnosrednovekovnite tsarkvi Sv. Dimitar i Sv. Nikola v Selo Porois­te [Arnaudköy] Razgradsko", ae., XXII (XXXVII), Varna 1986, s. 107-132; F. de Jong, "Notes on Islarnic Brotherhoods iri Northeast Bulgaria", ls/., LXII/2 (1986), s. 303-308; Elena Grozdano­va. "Naselenieto na Razgradsko, ~umensko i Targovistko prez XVIl vek", IP, XLIII / 2 (I 987). s . 62-82; Feridun M. Emecen. "XVI. Asırda Balkanların Kuzeydoğu Kesiminde İskan Tip­leri ve Özellikleri Hakkında Bazı Notlar", \1. Milletlerarası Türkiye Sosyal ve iktisat Tarihi Kongresi (istanbul 21·25 Ağustos 1989) Teb· liğler, Ankara 1990, s. 543-550; Machiel Kiel, "Hrazgrad -Hezargrad- Razgrad, The Vicis­situdes of a Turkish Town in Bulgaria", Tur­dea, XXI-XXIII, Paris 1991, s. 496-562; T. Ko­walski v.dğr., "Deli Orman", Ef2 (ing.), ll, 202· 203. Iii MACHIEL KıEL

144

L

DELIA VALLE, Pietro

(1586- 1652)

Çeşitli Doğu ülkelerini dolaşarak gözlemlerini yazan İtalyan araştırmacı,

edip ve seyyah. _j

Soylu bir ailenin çocuğu olarak Ro­ma'da dünyaya geldi: din eğitimi gör­dü ve aynı yıllarda klasik İtalyan edebi­yatı ve hukuku ile de ilgilendi. Başlıca arzusu. o zamana kadar sadece kitap­lardan tanıdığı Kudüs'ü ziyaret etmek, dininin doğduğu mukaddes toprakları görüp hacı olmak ve "hacı" (il pellegrino) lakabıyla anılmaktı. Papalığın, XVII. yüz­yılın başlarında Hıristiyanlığın yayılma­

sına hizmet etmek ve Osmanlı Devleti'­ne karşı müttefik bulmak amacıyla İran'a delegeler ve propagandacılar gönderil­mesini planladığı sırada bu arzusuna kavuştu ve bir papalık kuruluşu olan Congregatio de Propaganda Fidei'nin maddi desteğiyle yaklaşık on iki yıl de­vam eden Doğu ülkeleri seyahatini ger­çekleştirdi. Yola çıkmadan önce de gi­deceği yerler hakkında bilgi toplamak amacıyla Rönesans devri yazarlarının bü­tün eserlerini okudu.

8 Haziran 1614'te bir kalyonla Vene­dik'ten ayrılan Della Valle 1 S Ağustos 1614'te İstanbul'a vardı. Burada kaldığı bir yılı aşkın sürede bütün önemli semt­lerle eğlence ve mesire yerlerini gezdi ve başlıca binaları gördü: bu arada bir­çok yazma kitap topladı. Çeşitli kesim­lerden kişilerle arkadaşlıklar kurdu ve özellikle yeni gelen V enedi k elçisi Almorö Nani ile ahbap olarak onun ı. Ahmed'in huzuruna kabulü merasiminde hazır bu­lundu. 23 Ağustos 1614 - 19 Eylüi161S tarihleri arasında yazıp arkadaşı Mario Schipano'ya gönderdiği on mektupta günlük hayat, görüştüğü kimseler ve özellikle tanışıp sempati duyduğu Sad­razam Nasuh Paşa hakkında bilgiler ver­di: ayrıca Türkçe'yi öğrenmeye başla­dığını, ramazan ayını ve Türkler' in kah­ve içmeye duydukları ilgiyi anlattı ki onun bu son anlattıklarının daha sonra İtalyanlar arasında kahve içme alışkan­lığının başlamasında büyük etkisi olmuş­tur. 25 Eylül 161S'te istanbul'dan ay­rılıp Sakız ve Rodos'a uğrayarak İsken­deriye'ye gitti: oradan da yine gemiyle Kahire'ye geçti, buradaki Türk idareci­ler' ve halkın ileri gelenleriyle görüştü.

Ona göre burası Roma ve İstanbul' dan daha büyüktü ve Türk idareciler yöne­tirnde etkiliydi. Ardından Kudüs'e gidip hacı oldu ve mukaddes toprakları dola­şarak oradan kuzeye hareket etti. Ha­lep civarında iken gönderdiği mektup­larda, o güne kadar hiçbir İtalyan'ın gör­mediğini ve göremeyeceğini söylediği il­ginç manzaraları anlattı ve ayrıca katıl­

dığı kervan seyahatleri hakkında bilgi­ler verdi.

1616 yazında çöl yolunu takip ederek Bağdat' a gitti: buradan aralık ayında

gönderdiği mektupta Mardinli bir hıris­tiyan kadınla evlendiğinden bahseder. Kendisiyle dolaştıktan sonra Roma 'ya götürdüğü hanım bir süre sonra ölmüş­tür. Ocak 1617' de İsfahan'a, daha son­ra Mazenderan ve Gflan'a geçen Della Valle, 1623 yılı başlarına kadar İran'da kaldı. Onun İran seyahati, aslında Os­manlı Devleti'ne karşı yeni bir cephe aç­mak için İranlı yöneticileri ikna etme amacına yönelik idiyse de bu konuda başarılı olamadı. Buna karşılık yoğun

kültürel faaliyetlerde bulundu ve Fars­ça öğrenerek hakkında "bir Acem şai­

ri" dedirtecek kadar başarılı şiirler yaz­dı, ayrıca Hafız-ı Şfrazfyi yorumladı (ge­niş bilgi için bk. Bertotti, s. 121-127) Ocak 1623'te Bender Abbas'tan bir İngiliz ge­misine binerek Hindistan'a hareket et­ti. Burada yaklaşık iki yıl kaldı ve sahil­deki şehirleri dolaştı. Kuzey Hindistan'­da Babür İmparatorluğu toprakların­da bir ticaret merkezi olan Süret'i gör­dü. Yazdıklarına göre halkının çoğu Hin­dO olan Silret'te pek çok Avrupalı bulu­nuyordu; Kambay· a da Hollandalı tüc­carlar yerleşmişti. Ahmedabad'dan gön­derdiği mektupta HindOiar'ın ölüm me­rasimlerine ve yogilere ilişkin bilgiler ver­di. Goa'da çeşitli festivaliere katıldı ve 16 Kasım 1624'te buradan Maskat'a ha­reket etti. Daha sonra ülkesine geri dön­mek üzere Suriye sahillerine geldi ve deniz yoluyla Kıbrıs, Malta, Sicilya ve Na­poli'ye geçip oradan da 28 Mart 1626'­da Roma'ya ulaştı.

Della Valle'nin eserleri çoğunlukla mek­tuplarından oluşur ve bunları kendisi hayatta iken bizzat bastırmaya başla­

mıştır. Önce bir kısım mektuplarının ya­nı sıra Gürcistan üzerine kaleme aldığı gözlemleriyle İran Şahı ı. Abbas hakkın­daki görüşlerini yayım la dı. Della Valle'­nin ölümünden on yıl sonra diğer mek­tuplarının büyük bir kısmı ile birlikte tek-

Page 2: Iii · 2018-05-25 · rar yayımlanan bu kitap. her ne kadar geleneksel seyahatname tarzında basıl mışsa da ( Viaggi di Pietro De Ila Va lle il Pel/egrino, Roma 1662) eser aslında

rar yayımlanan bu kitap. her ne kadar geleneksel seyahatname tarzında basıl­mışsa da ( Viaggi di Pietro De Ila Va lle il

Pel/egrino, Roma 1662) eser aslında mek­tup türünün seçkin bir örneğidir. Son­raları yapılan çeşitli neşirlerden en çok beğenilenler. daha az eksiklik ihtiva et­meleri sebebiyle G. Gancia'nın (Viaggi di

Pietro Della Val/e, il Pel/egrino, Brighton 1843) ve L. Bianconi'nin (Viaggio in Le·

uan te di Pietro De Ila V al/e, Firenze 1 942)

çalışmaları olmuştur. 1972 yılında mek­tupların tamamının ayrıntılı ve ilmi açık­lamalı yeni bir neşri yapılmak istenmiş­se de sadece bir tek cilt yayımlanabil­miştir (F. Gaeta - L. Lockhart, 1 Viaggi

di Pietro De/la Valle: Lettere dalla Persia,

1, Roma 1972). Bu husustaki son çalış­

ma G. Bul! tarafından yapılmış ve mek­tuplar The Travels of Pietro Della Val­le, The Pilgrim adı altında yayımlanmış­tır (London ı 989).

Della Valle'nin eserleri çeşitli Avrupa dillerine tercüme edildi ve Doğu dünya­sının değişik yönlerini incelemek iste­yen araştırmacıların başlıca kaynağı ol­du. Bunlardan coğrafya tarihçisi Rober­to Almagia eserleri coğrafya, ünlü Tür­kolog Ettore Rossi de iran ve Türk kül­türleriyle dilleri açısından değerlendirdi (bk. bibl.). Ayrıca iran ile ilgili kısımlar iranlılar. Hindistan 'a ait bilgiler ingiliz­ler tarafından tercüme edilerek incelen­di. istanbul ve Osmanlı toplumu hak­kında verdiği bilgiler de XVII. yüzyıl Os­manlı araştırmacılarının vazgeçilmez kay­nakları arasındadır. Della Valle'nin Tür­kiye'de ve iran'da iken iran tebaası Türk­ler arasında öğrendiği Türkçe üzerine hazırladığı Türk dili grameri yayımlan­mamış, fakat XIX. Uluslararası Şarkiyat­çılar Kongresi'nde E. Rossi tarafından, özellikle taşıdığı öneme yer verilerek ilim alemine tanıtılmıştır (Atti del XIX. Congres·

SO, S. 202-209).

Della Valle, seyahat dönüşü islam ül­kelerinden getirdiği Arabl h urufat ile ital­ya'da gelişmekte olan Doğu eserlerinin basılması hareketini hızlandırmış, top­ladığı değerli yazma eserlerin ölümün­den sonra ailesi tarafından papalık ma­kamına hediye edilmesi suretiyle de ün­lü Vatikan Kütüphanesi'nin kurulmasın­da çok önemli bir rol oynamıştır. Halen

. yayımlanmamış notları ve çeşitli evrakı

Vatikan Kütüphanesi ile Modena Bele­diyesi'nin arşivlerinde bulunmaktadır (bk. Rossi. RSO, XXII. 92 -98).

BİBLİYOGRAFYA :

T. Bertele. ll Palazzo degli ambasciatori di Venezia a Costantinopo/i e le sue antiche me· mo ri e, Bologna 1932, s. 132, 133, 163, 1 7 4, 349, 350; E. Rossi. "lmportansa dell'inedita grammatica turca di Pietro Della Valle", Atti del XIX Congresso lnternazionale degli Orien· talisti, Roma 1938, s. 202·209; a.mlf .. "Versi turebi e altri seritti inediti di Pietro Della V al­le", RSO, XXll (1947). s. 92-98; a.mlf.. "Poesie lnedite in persiano di Pietro Della Valle", a .e., XXVlll (1953), s. 108-117; a.mlf .. "Pietro Della Valle orientalista romana ( 1586-1652)", OM, XXXll ( 1953), s. 49-64; P. G. Bietenholz. Pietro De/la Va/le (1586-1652): Studien zur Geschichte der Orientkenntnis und des Ori­entbildes im Abendlande, Basel - Stuttgart 1962; R. Mantran, XVI-XV//. Yüzyli 'da istanbul'da Gündelik Hayat (tre. M. Ali Kılıçbay) , İstanbul 1991, bk. fihrist; R. Almagia, "Per una conos­cenza piu completa della figura e dell'opera di Pietro Della Valle", Rendieanti dell'Ac­cademia f'lazionale dei Lincei, Vlll. seri, sy. 6 ( 1951 ), s. 375-381; a.mlf .. "Pietro Della V aile (ne! terzo centenario della morte)", Riuista Geografica ltaliana, XL, Roma 1953, s. 1-18; C. Calosso. "Pietro Della Valle un viaggiato­re italiano nella Turchia di Ahmed !", DTCF Batı Dilleri ue Edebiyatlan Araştırmalan Der­gisi, 1/4, Ankara 1969, s. 99-106; Mahvash Ale­mi. "Viaggiatori europei nei giardini persia­ni", Is lam Storia e Ciuilta, sy. 1, Roma 1982, s. 19-29; J. D. Gurney. "Pietro Della Valle: The Limits of Percep tion", BSOAS, XLIX/ 1 (1986), s. 103-116; F. Bertotti, "Un viaggiato­re roman o e un po eta persiano: Pietro D ella V all e estimatore e divulgatore di Hiifız", ls­lam Storia e Ciuilta, sy. 3i, Roma 1990, s. 121-127; Tourkhan Gandjei. "Turkish in the Safa­vid Court of Isfahan", Turcica, XXl-XXlll, Pa·

. ri s 1991, s. 309-312; M. Longhena, "Della V al­le, Pietro", Enciclopedia ltaliana, Roma 1931 , Xll, 559. ı:;;;l

ımı MAHMUT H. ŞAKİROGLU

L

DELIAL ( J~))

Bir haberi çarşı pazar dolaşıp bağırarak halka duyuran veya satılacak bir malın

alım satımında vasıta olup pazarlığı sonuçlandıran kimse. _j

Arapça'da defaJet (yol gösterme) kö­künden gelen dellal sözlükte "alıcı ile sa­tıcı arasında aracılık yapan kimse" anla­mına gelmektedir. Farsça asıllı olan ve bazı hadislerde geçen (Buhari, "Büyü'", 64, 71; Ebu Davüd, "Büyü'", 1) simsar ke­Iimesinin de Hz. Peygamber devrinden beri yaygın olarak aynı anlamda kulla­nıldığı anlaşılmaktadır (Kettani, ll. 286)

islam dünyasında gerek iç ticarette gerekse yabancılarla olan ticarı müna­sebetlerde baştan beri delialların varlığı bilinmektedir. Erkek dellallar yanında özellikle haremiere girip mal satımında aracılık yapan kadın dellallar da vardı.

DELLAL

Fatımller'de delialların ancak belirli mal­ların satımında aracılık yaptığı. Memlük­ler'de bunların yaptıkları satıştan % 2 delialiye ücreti aldıkları ve bunun da ya­rısını devlete vergi olarak ödedikleri kay­naklarda geçmektedir.

Osmanlılar'da bir haberi duyurmak ve­ya ticari sahada satıcı ile alıcı arasında uzlaşmayı sağlamakla görevli iki ayrı del­la! vardı . Dellalbaşının emrinde hareket eden haberci dellallar kendilerine bildi­rilen haberi halka duyururlar, buna kar­şılık yevmiye hesabıyla belirli bir ücret alırlardı. Halka haber veren ve emir teb­liğ eden dellallar padişah ölümlerinde veya cülüslarında durumu halka bildir­mekle yükümlü olup devletin resmi me­muru statüsünde idiler. Aynı şekilde is­tanbul ayaklanmalarında padişahın em­rini halka duyurmakla görevlendirildik­leri gibi asiler tarafından da halkın ken­di yanlarında yer alması için dellaf çıka­rıldığı bilinmektedir. Evliya Çelebi'ye gö­re XVII. yüzyılın ortalarında istanbul'da ticarı sahada görev yapan deliallardan dış bedestende 200, yeni bedestende yetmiş (Seyahatname, I, 614, 61 7), 1640 tarihli Narh Defteri'ne göre de bezza­zistan ve bit pazarında 120'şer dellal (Kütükoğlu. s. 287) bulunmaktaydı. XV. yüzyılın ikinci yarısında önemli bir tica­ret merkezi olan Tokat'ta yirmi biri müs­lüman, beşi gayri müslim olmak üzere yirmi altı delialın mevcut olduğu kaynak­larda belirtilmektedir.

Ticari alanda görev yapan dellallar em­lak dellalı, bedesten dellalı, balıkhane

dellalı. araba dellalı, esirci dellalı, ibri­şim dellalı, at pazarı delialı gibi adlarla anılmışlardır. Evliya Çelebi XVII. yüzyıl­da bu deliallardan esnaf-ı delialan-ı be­destan-ı enderün, esnaf-ı delialan-ı be­destan-ı blrün ve esnaf-ı delialan-ı be­destan-ı cedld hakkında bilgi vermekte ve pirlerinin Ebü' n- Ni da olduğunu be­lirtmektedir (Seyahatname, 1, 614-615,

6 ı 7). Bu şekilde herhangi bir meslekte görev yapan dellal sorumlu olduğu mes­lek dışında başka bir alanda dellallık ya­pamazdı.

Deliallığın Osmanlı ticarı hayatında

önemli bir yeri olduğu kaynaklardan an­laşılmaktadır. Mesela 1479'da istanbul ve Galata dellallığının üç yıllığının 1 mil­yon akçeye satılması, 1484'te yine üç yıllık bir zaman zarfında tüccarların güm­rük resimlerinden 970.000 akçe deliali­ye elde edilmesi bu teşkilatın önemini ortaya koymaktadır.

145