60
www.yuruyus.com [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın konvoyuna DHKP-C canlı bomba eylemi yaparsa, bunu yapan da affedilenlerden biri çıkarsa, nasıl izah ederiz" (10 Şubat 2015, AKP Grup Toplantısından... Aktaran: Yeni Çağ, Ahmet Takan, 11 Şubat 2015) Aflarla, “Çözüm Paketleri”yle, İç Güvenlik Yasaları yla Devrimcileri Teslim Alamazsı nı z! Fedayı Yaratan Zulüm Politikaları nı zdır! Fedalardan Kurtulamayacaksı nı z!

[email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

www.yuruyus.com

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 45722 Şubat 2015

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

"KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak.Cumhurbaşkanı’nın konvoyuna DHKP-C canlı bomba eylemi yaparsa,

bunu yapan da affedilenlerden biri çıkarsa, nasıl izah ederiz"(10 Şubat 2015, AKP Grup Toplantısından... Aktaran: Yeni Çağ, Ahmet Takan, 11 Şubat 2015)

Aflarla, “Çözüm Paketleri”yle, İç Güvenlik Yasalarıyla Devrimcileri Teslim Alamazsınız!

Fedayı Yaratan Zulüm Politikalarınızdır!Fedalardan Kurtulamayacaksınız!

Page 2: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa Doğru

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım

Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus.com [email protected]

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Halkın elleriAcısınıHıncınıKuşanan Sabo'nun KızıÇıkartıp meydanaCüretin tarihsel resminiKonuşmaya başlayıncaTane taneHalkın adaletinin gür sesiyleZulüm çarkının dişlileriKorkudan yuttular dillerini...

***

Bilinsin:O kahırlı analarınSadece feryatları yokturBir de kızları vardırSabo'nun kızları denir onlaraGördü işte bütün dünyaGözleri fena karedirKuşandıkları feda yamandırVe sorduklarıHalk çocuklarının hesabıdır...

ÜMİT İLTER

Page 3: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

İİ ç i n d e k i l e r20 Devrimci İşçi Hareketi:

AKP patronları sever!

23 Sorunlarımızın çözümü için

çürümüş düzenin meclisindedeğil halk meclislerinde

birleşelim!

26 Röportaj: Meclislerimizle

milyonlarca kar tanesi olanhalkımızdan kartopuyaparak bir ÇIĞyaratacağız!

28 Dünden Bugüne Anadolu‘daHalk Kahramanları :Spartaküs İsyanı

30 Yozlaştırma politikası,

emperyalizmin halklarıteslim alma politikasıdır

34 Sol’un Köşe Taşları:Düzeniçi iktidarla,devrim ve sosyalizmmümkün değildir!

38 Bu Halk Bu Vatan Bizim:

Düşman

39 Halk Düşmanı AKP: Halk

düşmanlarının korkusubenzemez başka korkuya

40 Yozlaşmanın-gericiliğin kökü

kurutulmadan Özgecanlarkurtulmaz!

4 Aflarla, “çözüm paketleri”yle,iç güvenlik yasalarıyladevrimcileri teslimalamazsınız! Fedayı yaratanzulüm politikalarıdır!

7 Gençlik Federasyonu’ndan:

Katiller cezalandırılana kadarsaray kapılarına dayanacağız!

10 Ülkemizde Gençlik:

Komplolarınız ve

yalanlarınızda boğulacaksınız!

12 Liseliyiz Biz: 11 Mart’ta Berkin

Elvan’ın ölüm yıldönümündeBOYKOTTAYIZ!

13 Halkın Hukuk Bürosu:

AKP; hapishanelere özel“iç güvenlik paketi” ile yenikatliam hazırlıkları yapıyor!

15 TAYAD’lı Aileler:

Tecrit öldürüyor!

17 Kamu Emekçileri Cephesi:

KEC 5. kurultayınıgerçekleştirdi!Çözümsüz değil örgütlüyüz,

meclislerle güçlüyüz!

42 Cepheli: Cepheli, ailesi için

devrimi, devrim için ailesiniörgütleyendir!

43 Sanatçıyız Biz: Sanat,

burjuvazinin ikiyüzlülüğününmaskesi olmamalıdır!

44 Devrimci Okul: Öngörü

46 Anti Emperyalist

Cephe’den Küba’ya çağrı;Sosyalizm umudununhalklar nezdinde sarsılmasınaasla izin vermeyeceğiz!

47 Halkın olduğu her yerde halkın

sesi yankılanacak!

48 Teoride ve pratikte devrimci

avukatlık paneli yapıldı!

50 Baskınlarınız, saldırılarınız,

gözaltı ve işkencelerinizvız gelir! Halkın gürleyensesiyle, büyüyen öfkesiylekarşılaşacaksınız!

52 Özgür Tutsaklardan:14 yıl sonra Grup Yorum’la

55 Avrupa’da Yürüyüş:Zehra Kurtay’ı Fransa’nınsahte demokrasisi keyfi birşekilde serbest bırakmıyor!

56 Yitirdiklerimiz...

58 Kulağımıza Küpe Olsun

FEDALARDANKURTULAMAYACAKSINIZ!

Sorunlarımızı Çözmek İçinHalk Meclislerinde Buluşalım!

Gazi Spor Kulübü - 1 Mart Pazar 14.00-18.00

1. Halk Meclisleri Kurultayı

Page 4: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

“Bu satırlarınyazıldığı sırada

Başbakan'ın çözümsüreci iç toplantısıdevam ediyordu.Sıkıntılardan biriİmralı ve Kandil'e

sözü verilen KCK'lihasta mahkumların

affına bulunacakformüldeydi.

‘KCK'lileri affetsekyasadan DHKP-C ve

diğer aşırı solörgütler de

faydalanacak.Cumhurbaşkanınınkonvoyuna DHKP-Ccanlı bomba eylemi

yaparsa, bunu yapanda affedilenlerdenbiri çıkarsa, nasıl

izah ederiz’ (10 Şubat 2015,

AKP Grup Toplantısından...Aktaran: Yeni Çağ, Ahmet

Takan, 11 Şubat 2015)

“Çözüm süreci”nde çözümsüzlüğünkendini dayattığını yazmıştık...

Geçen hafta gerek AKP kanadından,gerekse HDP kanadından yapılan açık-lamalarda “çözüm yolunda yakında köklüadımların atılacağı” söylendi.

Basında, Öcalan’ın Newroz’da yenibir mesaj yayınlayacağı haberleri çıktı.Haberlere göre Öcalan PKK’den;

1- Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleyisonlandırmasını,

2- Türkiye’ye karşı asayişi bozacakeylemler yapmamasını,

3- Demokratik siyasal sistem içindekalmasını isteyecek ve bu gündemlePKK’den bir kongre toplantısını isteyecek.

Ancak daha haftası dolmadan Kandilile görüşmeye giden HDP heyeti dönüşte;"Olumlu adım yok! AKP çözüm içinadım atmıyor. Süreçte hiçbir ilerlemeyok!" diye Kandil’in görüşlerini açıkla-dı.

“Çözüm” adına pompalanan umutlarınömrü bir hafta bile sürmüyor; gelip Tür-kiye gerçeğine dayanıyor.

Nedir Türkiye gerçeği? Faşizmin iktidar olmasıdır!Nedir Türkiye gerçeği? Faşizmin iktidarında Kürt sorununun

çözümünün mümkün olmadığıdır!Nedir Türkiye gerçeği?“Dünyayı bir kez de Türkiye’den sar-

sacağız” diyen sosyalizm için, devrimiçin silahlı mücadeleyi savunan devrim-cilerin varlığıdır.

Kürt milliyetçi hareket için “çözümsüreci”, bu düzen ile uzlaşmaktır.

AKP için “çözüm süreci”, Kürt hal-kının silahlı direnişinin bir daha diril-memecesine bitirilmesidir.

Burda zaten Kürt halkı için bir çözümyok...

Kürt milliyetçi hareket “iki yıldırAKP hasta tutsaklar sorununu bile çöz-medi” diyor...

Çözemez; çünkü AKP gelip Türkiyegerçeğine çarpıyor.

Oligarşinin tutsak politikası tutukluve hükümlüleri teslim almak üzerine ku-rulmuştur.

Hapishanelerde katliamların da, tec-ritin de, işkencelerin de, hasta tutsak po-litikasının da, af politikalarının da amacıtutsakları teslim almaktır.

Yukarıdaki spottaki alıntı nedenAKP’nin “adım atamadığı”nı ortayakoyuyor...

10 Şubat Salı günü AKP kurmaylarıgrup toplantısında “çözüm süreci”ne iliş-kin hasta tutsaklar konusunu tartışıyor-lar.

Daha önce Tayyip’in Başbakanlık da-nışmanlığını yapan Yeni Çağ Gazete-si’nden Ahmet Takan kapalı kapılar ar-kasında yapılan tartışmalardan AKP’nin“Sıkıntıları”nı yazmış. Şöyle diyor Ahmet Takan: “Bu sa-

tırların yazıldığı sırada Başbakan'ın çö-züm süreci iç toplantısı devam ediyordu.Sıkıntılardan biri İmralı ve Kandil'esözü verilen KCK'lı hasta mahkumlarınaffına bulunacak formüldeydi. ‘KCK'lileriaffetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırısol örgütler de faydalanacak. Cumhur-başkanının konvoyuna DHKP-C canlıbomba eylemi yaparsa, bunu yapan daaffedilenlerden biri çıkarsa, nasıl izahederiz’ diye kara kara düşünüyorlardı.”(Yeni Çağ Gazetesi, 11 Şubat 2015)

Oligarşinin bu “sıkıntısı” yeni değil,

FedalardanKurtulamayacaksınız!

Aflarla, ‘Çözüm Paketleri’yle, İç Güvenlik Yasalarıyla Devrimcileri Teslim Alamazsınız!

Fedayı Yaratan Zulüm Politikalarınızdır!

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL44

Page 5: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

onyıllardan beri sürüyor. İşte Türkiyegerçeği bu... Kürt milliyetçi hareketile anlaşsalar da devrimciler var olduğusürece oligarşi için rahat yoktur...

Oligarşinin KorkusuDevrim Korkusudur!

“Başta Kürt sorunu” diye başlayantüm tespitler yanlıştır.

Hayır, ülkemizde temel çelişki“Başta Kürt sorunu” değil, işbirlikçioligarşi ile ezilen Türkiye emekçihalkları arasındaki çelişkidir.

12 Martlar, 12 Eylüller, hapisha-nelerdeki işkenceler, katliam politi-kaları, 19 Aralıklar, F tipi tecrit poli-tikaları, 1950’lerden beri açılan “de-mokratikleşme” paketleri, meclistebekleyen “iç güvenlik yasası” vb...tüm faşist terör Türkiye emekçi halk-larına öncülük yapan devrimci hare-ketleri bitirmek içindir.

Kürt milliyetçi hareket 22 yıldıroligarşiyle uzlaşmak için adeta yal-varıyor. 22 yıldır “barış” adı altındaoligarşiyi uzlaşma masasına oturt-maktan başka politikası yoktur. 22yıldır Kürt milliyetçi hareketin stratejikhedefi oligarşiyle uzlaşmaktır.

Fakat oligarşi için Kürt milliyetçihareket ile uzlaşmak çelişkiyi çöz-müyor. Oligarşinin devrim korkususürüyor. Devrimciler var olduğu sürecede bu korku büyümektedir.

Sadece “çözüm süreci” denen soniki yıla bakın: Ateşkes ilan edildi.Asker cenazeleri gelmiyor. Hani “ba-rış”? Hani demokrasi?

Halk çocukları katledilmeye devamediyor. 12 Eylül’e rahmet okutan faşistyasalar çıkartılıyor. İşkence sokaklarataştı. En sıradan bir protestodan dahikorkuyor ve saldırıyor AKP.

Oligarşinin DevrimKorkusu = DHKP-CKorkusudur

Yeni Çağ Gazetesi’nden AhmetTakan’ın yazısı oligarşinin DHKP-Ckorkusunu çok açık ifade ediyor.

Kürt milliyetçi harekete “silah bı-raktıracağım” diyor ancak hasta tut-sakları dahi serbest bırakacak düzen-lemeyi yapacak gücü kendinde bula-

mıyor. Tarihsel, sınıfsal bilinciyle hareket

etiyor AKP. “Bir kara bulut gibi halkın üstüne

çöken karanlık yıllar” diye tarif edilir12 Eylül faşizminden bahsedilirken...

“Kara bulut” 12 Eylül zindanla-rındaki devrimcileri teslim almak içinyapılan işkencelerdir, halkın üstündekifaşist terördür. O kara bulutları par-çalayan, karanlıkları aydınlatan Dev-rimci Sol tutsaklarının teslim olmayandirenişleri olmuştur. 1984 Ölüm Oruç-ları’nda 4 devrimci tutsak kendilerinifeda ederek karanlıkları param parçaetmiştir. Faşizmin tam yok ettik dediğianda toprağa düşen 4 kızıl karanfilAnadolu’nun dört bir yanında Fidanolmuştur.

Reformizm, oportünizm, bilcümledönekler o tarihleri anmak istemeselerde oligarşinin tarih bilinci güçlüdür:Unutmuyor Devrimci Sol tutsaklarınındirenişlerini.

Karşı devrim rüzgarlarının estiği‘90’ların başında emperyalistler tümdünyada tarihin sonunu ilan ederken,ML devrimci sosyalist hareketler, ulu-sal kurtuluş savaşı veren örgütler em-peryalizmle, işbirlikçi iktidarlarla uz-laşmak için, silah bırakmak için bir-birleriyle yarışa girerken DevrimciSolcular “Dünyayı bir kez de Türki-ye’den sarsacağız” diyerek atılım yıl-larını başlattı. PKK bayrağından sos-yalizmin simgesi olan orak-çekici çı-kartırken Devrimci Sol savaşçıları ça-tışmalarda sosyalizmin orak-çekiçlibayrağını dalgalandırdı.

Reformistler, uzlaşmacılar, tesli-miyetçiler bunları hiç görmek iste-meseler de oligarşinin sınıf bilincigüçlüdür. Tek bir DHKP-C’li de kalsakorkularından kurtulamaz.

‘96 Ölüm Oruçları’nda kontrgerillahükümetinin tutsakları teslim almasaldırılarını yerle bir ettik. Oligarşibunları unutamaz.

Ulucanlar’da en vahşi işkencelerle“YA TESLİMİYET YA ÖLÜM” da-yatmasına cevabımız çok netti. 10devrimci tutsağı katletmelerine rağmentek bir tutsağı teslim alamamasınıunutamaz oligarşi...

“Ayaklanmalar YüzYılı”nda ML Bir PartininVarlığı Emperyalizm veİşbirlikçi Oligarşi İçin EnBüyük Tehdittir!

1999 yılında İngiltere’de yapılan,"21. yuzyılda NATO ve Guvenlik,Gerçek Vizyon" başlıklı toplantıdaNATO kurmaylarının dile getirdiğibir gerçek var. "21. Yuzyıl, ayaklan-malar yuzyılı olacaktır” diyorlar.

Devam ediyorlar; katiller ordusu-nun kurmayları "21 yy.’ın ilk otuz yı-lının geri ulkelerde ortaya çıkacakayaklanmalarla geçeceğini, ekonomikeşitsizliklerin artmasıyla ayaklanma-ların önunun alınamayacağını...” söy-luyor.İşte gerçekler böyle iken emper-

yalistler ve işbirlikçileri ile ezilenhalklar arasındaki çelişkiler asla uz-laşmaz.

Marksist-Leninist çizgisinden birmilim bile sapmayan DHKP-C bu çe-lişkiyi emekçi halklar lehine çözmekiçin savaşmaktadır.

Reformizm, oportünizm, uzlaşma-cı-teslimiyetçiler bu gerçeği görmekistemeseler de oligarşi tarihsel, sınıfsalbilinciyle asla görmezlikten gelemez...

F Tipleri, 19 AralıkKatliamıDHKP-C’yi,Devrim UmudunuBitirmek İçin Yapıldı!

F tiplerinin en koyu savunucula-rından Ceza ve Tevkif Evleri GenelMüdürü Ali Suat Ertosun F tiplerineilişkin şu itirafı yapmıştı: "Bu projeyapılacak. Biz bu ülkede bir düşünceyiyok etmek istiyoruz. Biz bu düşünceyine pahasına olursa olsun ortadankaldıracağız."

19 Aralık Katliamı’nın mimarla-rından Zeki Bingöl ise 19 Aralık’ailişkin şu itirafı yapmıştı: “HayataDönuş Operasyonunun DHKP-C’yibitirmek için” yapıldı.

F tiplerini yaptılar... O “düşünceyiyok etmek” için ellerinden gelen herşeyi yaptılar. Hapishaneler tarihininen büyük katliamlarından birini yap-

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

55HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 6: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

tılar. 28 devrimci tutsağı katlettiler. Ama o “dü-şünceyi” yok edemediler. O düşünce ileDHKP-C tarihin en büyük hapishane direnişiniyarattı. 122 şehit verildi o düşünceyi korumakiçin. DHKP-C’yi bitiremediler.

Onun için oligarşinin tarih bilinci güçlüdür.PKK ile uzlaşsak da DHKP-C var diyor.

Daha önce Büyük Direnişi bitirmek içinrüşvet olarak hasta tutsakları serbest bırakmataktiğini denedi oligarşi. Oportünizm hemen at-layıverdi üstüne. Ölüm oruçlarıyla uzaktan ya-kından hiçbir ilgisi olmayanlar oligarşinin tahliyerüşvetini alarak dışarı çıktılar. Ancak Cephe tut-sakları dışarda da direnişi sürdürerek oligarşinintahliyelerle direnişi bitirme taktiklerini boşa çı-karttı. Şimdi gerçekler böyle iken AKP hasta tut-

sakların serbest bırakılmasını teslim almanın biraracı olarak kullanabilir mi?

Bir olasılıktan bahsetmiyor AKP, Cephe tut-saklarının hesap soracağından yüzde yüz emin.Erdal Dalgıç, Hasan Selim Gönen, İbrahim Çu-hadar, Alişan Şanlı, Muharrem Karataş var önün-de... Cephe tutsaklarının yüzde yüz hesap sora-cağını biliyor.

Hasta tutsakların özgürlüğü oligarşi ile uz-laşmaktan değil, savaşı büyütmekten geçiyor.DHKP-C’li hasta tutsaklar Güler Zere, KemalAvcı, Mete Diş... böyle özgürlüklerine kavuş-muşlardır.

Fedalardan kurtulamayacak AKP... Çünkü;DHKP-C de, işçi sınıfının tarih bilinciyle vesınıf kiniyle hareket ediyor. Halkın iktidarı içinsavaşıyor.

AKP bunu bildiği için PKK ile uzlaşırızancak DHKP-C’yi ne yapacağız diyor. Kürt mil-liyetçi hareket silah bırakmak için can atsa da,devrim gerçeği, DHKP-C korkusu AKP’ye hastatutsakları dahi serbest bırakmak için “adım at-masına” olanak vermiyor.

DHKP-C Uzlaşmacılığın,Teslimiyetin Önündeki Engeldir!

AKP bu “engel”i asla aşamayacak. Anado-lu’dan devrim umudunu asla yok edemeyecekler.Uzlaşmak teslimiyettir. Oligarşiyle uzlaşmak fa-şizmle uzlaşmaktır. Uzlaşanlar yok olurlar. Halkaöncülük edemezler. Oligarşinin yönetememekrizi bu kadar derinleşmişken hiçbir reformist,uzlaşmacı politikalar halkın mücadelesini düzeniçine çekemez.

Uzlaşmacılığa, teslimiyete karşı faşizmlesavaşı büyüteceğiz. Gün bizim için doğuyor.Tarih bizden yana. Tarihin sonunu ilan edenlerçoktan yanıldıklarını gördüler...

İSTANBUL:Avcılar: Parseller ve Firuzköy

mahallelerinde duvarlara “FıratÖzçelik Onurumuzdur - Cephe","Dev-Genç", "DHKP-C", "BaskılarBizi Yıldıramaz", "Berkin ElvanÖlümsüzdür – Cephe” yazılamalarıyapıldı.

Kartal: Kurfalı Mahallesi’ndeCepheliler 14 Şubat'ta duvarlaraumudun adını nakşettiler. “Umu-dun Adı DHKP-C", "DHKP-C”,“Berkin’in Katillerini Biz Yargı-layacağız – Cephe”, “Halk Savaş-çısı Fırat Özçelik Değil Berkin’inKatilleri Yargılansın – Cephe”,“Torbacıları Cezalandıracağız –Cephe” gibi 19 yazılama yapıldı.

Sarıgazi: Cepheliler SarıgaziMeclis Mahallesi’nde sesli bir şe-kilde Berkin’in hesabının sorulacağıanlatılırken “Berkin’in Katilleriniİstiyoruz” ve “Berkin’in KatilleriAranıyor” sloganları 10 duvara ya-zıldı. Halk, Cepheliler’e alkışlarladestek verdi.

İZMİR:Buca: Kuruçeşme Mahalle-

si’nde Dev-Genç'liler 15 Şubat'ta“Hasan Selim Yaşıyor, Dev-GençSavaşıyor!”, “Umudun AdıDHKP-C”, “DHKP-C”, “Dev-Genç” yazılamaları 9 yere yapıl-dı.

KOCAELİ:Gebze: “Berkin’in Hesabı So-

rulacak- Cephe”, “Berkin’in He-sabını Soracağız – DHKP-C”,“Bekleyin Bizi Berkin’in Katilleri– Cephe”, “DHKP-C”, “DHKC”,“Cephe” yazılamaları yapıldı. Ay-rıca da “emri ben verdim” diyenRecep Tayyip Erdoğan’ın afişiüzerine “Katil” yazılarak teşhiredildi ve “DHKC” şeklinde im-zalandı.

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL6

Halkın Matbaası Çalışıyor!Her Sabah, Her AkşamBinlerce Emekçi Duvarlara NakşedilenMesajlardan Güç Alıyor!

Page 7: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Dilan: 600 gündürYargılanmayanKatilerinYargılanması İçinYola Çıktık

Berkin Elvan vurulalı tam600 gün oldu. 600 gündür biz-ler Dev-Genç’liler olarak “Ber-kin İçin Adalet” için haykırdıksokaklarda, Berkin’in katilleri bulunsunyargılansın diye 600 gün boyunca hergün gözaltına alındık, işkence gördük,yaralandık, tutuklandık. “Talimatı benverdim” diyen Recep Tayyip Erdoğan1150 odalık saraylar yaptırıp sarayları-na sığındı. O sarayların temelinde ada-letsizlik yatıyor. O saraylar Berkinler’in,Uğurlar’ın kanıyla yapılmıştır.

Saraylarınızı başınıza yıkacağız diye5 Şubat gecesi İstanbul’dan yola çıktık.Yola çıkmadan önce Okmeydanı SibelYalçın Parkı’nda halaylarımızı çekip tür-külerimizi söyledik. Hepimizin gözle-rinde Berkin vardı. Sabahın erken saat-lerinde Ankara İdilcan Kültür Merke-zi’ne varmıştık. Kahvaltımızı yapıp ha-laylarımız çekmeye başladık. Berkin’ikonuştuk. Sarayların kapısına dayanıphesap soracağımızı konuştuk. Ve oto-büslerimize binip yola koyulduk. Üze-rimizde Berkin’in silüeti olan önlükle-rimiz, boynumuzda Berkin’in kırmızı fu-ları hedefe doğru gidiyorduk.

Ezgi: HedefimizAdaletsizliğin SarayıAk Saray’dı

Amacımız Ak Saray’ın önüne gidipbasın açıklaması yapmaktı. Adaletsiz-liklerini bir kez daha saraylarının önün-

de göstermek için yola çıktık. “Berkin'inkatillerini arıyoruz” yazılı önlüklerimizleBerkin ve Berkin gibi çocuk yaşta kat-ledilen çocukların resimleri olduğu dö-vizlerimizle bindik otobüslerimize,marşlarımızla gitmeye başladık.AKP’nin katil polisleri kısa bir süre son-ra yolumuzu kestiler genel arama var ba-hanesiyle.Nedense bu sözde genel ara-ma sadece bize karşıydı ki bizim dışı-mızda hiçbir arabayı durdurmamışlar-dı. Bu onursuz aramaya direnince asılniyetlerini gösterip bizlere saldırdılar.

Biber gazını arabanın içerisine sı-karak bizleri gözaltına almaya ça-lıştılar. Daha sonra bilinçli olarakağzımıza, yüzümüze biber gazı sı-karak yerlerde sürükleyip, kafala-rımızı arabaya vura vura gözaltınaaldılar. Bu işkenceyi, saldırıyı gö-rüntülemek isteyen Yürüyüş Dergisimuhabirini basın kartını göstermesinerağmen gözaltına aldılar. Çevik pol-isleri arabanın önüne barikat kurup di-ğer muhabirlerin görüntü almasınıengellemeye çalıştılar.

Dilan: Hırsız,Katil Tayyip’inİşkencecileri Mamak’taYolumuzu Kesti

Mamak yolunda emri Tayip Erdo-

ğan’dan alan polisler önü-müzü kestiler. Kimliklerimi-zi istediler, verdik. Daha son-ra arabayı ve üstlerimizi ara-yacaklarını söylediler. Buonursuzluğu kabul edemez-dik. 62 Dev-Genç’li yürekbu onursuzluğu kabul etmeyiparabalardan inmeyeceklerinisöylediler ve arabaların kapı-

sını kapattılar. Daha sonra eli kanlı po-lisler otobüs şoförlerini tehdit edip ka-pıları açtırdılar. Ama öyle kolay değil-di içeri girmek! 62 Dev-Genç’li yüreketten duvar olmuşlardı ve Berkin’in ka-tillerini içeri almamak için direniyor-lardı. Bu sırada Yürüyüş Dergisi mu-habirini gözaltına alıp, adaletsizlikle-rinin görülmesini istemedikleri içindiğer basını uzaklaştırmaya çalıyorlardı.

Katil polisler Dev-Genç’lilerle başedemeyince ancak biber gazlarıyla sal-dırarak içeri girebildiler. Üstümüzesıktıkları farklı gazlardan nefesimiz ke-silmişti ve işkencelerle yerlerde sürük-lenerek gözaltına alındık. O kadar per-vasızlardı ki, 60 yaşındaki ailemizi bileters kelepçe takarak işkence yaparak göz-altına aldılar. Pervasız olmalarının sebebiBerkin’in adından bile duydukları kor-kuydu. 5 saat boyunca ters kelepçe ilebekletildikten sonra avukatlarımı-zın ısrarı sonucu kelepçelerimiz çı-kartılıp adli kontrol için muayene ol-duk. Daha sonra tekrar işkencelerleotobüslere bindirilip siyasi şubeye doğ-ru götürüldük. Bu sırada biz gözaltın-dayken çoktan ülke gündemine oturmuş,aydınlar, sanatçılar tarafından sahiple-nilmeye başlamıştık. CHP milletvekil-leri yanımıza gelmiş ve gece yarısına ka-dar beklemiş bizlere yapılan işkencele-

Gençlik Federasyonu’ndan

Ülkemizde Gençlik

Üst Araması Yaptırmadık, Parmak İzi Vermedik,Otobüslerden Dahi İndiremediler! Gözaltına Aldıklarına Pişman Ettik!

Katiller Cezaland r lana Kadar Saray Kap lar na Dayanacağ z!

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

7HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 8: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

ri halka duyurmuşlardı. Bizimbu kadar sahiplenmemizden korkan iş-kenceci polisler bir Cepheliyi gözaltı-na alırken en az 3 defa düşünmesi ge-rektiğini bir kez daha anlamışlardı. Sa-baha kadar defalarca kez arabaya ge-lip bizi arabadan indirip parmak izi alıp,üst araması yapıp, nezarethaneye at-maya çalıştılar. Ama bizim direnişimizkarşısında ne yapacaklarını şaşıran iş-kenceciler sabah bizi hastane kontro-lünden sonra serbest bırakmaya kararvermişlerdi. Gözaltından çıktığımızdabizim için uyumadan dinlenmedençalışan yorgun avukatlarımız karşıla-dılar bizleri. Bizleri iyi görünce tümyorgunluklarını unutmuşlardı. Serbestbırakıldığımız hastanenin önünde de iş-kencecilere meydan okurcasına ha-laylarımızı çektik. Zaferin bir kezdaha bizim olacağını gösterdik.

Veysel: Saldırı emrini TayyipErdoğan’dan katil polislere BERKİNELVAN’IN yoldaşları olarak direkred cevabı verip kapıları kapattırdık.Ne yapacaklarını bilemeyen asalaksürüsü vinç getirip otobüsleri, için-de biz var iken kaldırmayı düşünecekkadar çaresiz olduklarının sohbetiniyapmaya başlamışlardı. Bu sırada dı-şarıda YÜRÜYÜŞ Dergisi muhabi-rine saldırıp yaka paça gözaltına al-mış ve buna karşı çıkan Show TVmuhabirine de sert müdahele etmiş-lerdi. Bizleri provoke edip aşağı in-diremeyen katiller bu sefer şoförle-ri tehdit edip kapıları zorla açtırdı.Bunun üzerine hepimiz kenetleniphemen kapılara kuşanıp katilleriniçeri girmesini engel olmaya kararverdik. Önce öndeki aracı kuşatan ka-tiller ön ve arka kapıya eş zamanlıgirmeye çalıştı.

Öndeki devrimcileri yakalayan

katiller onları içerden koparmak is-tediler. Yoldaşlarımıza sımsıkı sarı-lıp katillere bırakmıyorduk, ancak ka-til sürüleri o kadar pervasızca saldı-rıyorlardı ki tek insanın bacağını 5-6 kişi asılıp koparırcasına çekiyordu.Öyle ki, bir arkadaşımızın bacağı çek-mekten morarmış ve topallıyor halegelmişti. İçeri girmeye çalışan po-lislere gerekli cevabı verip girmele-rini önlüyorduk.

Sadece sıkılmış yumruklarımız vetekmelerimizle karşılık veren bizlerkarşısında yüzün üzerinde her türlüsilahla donanmış polis çaresiz kalmış,biber gazı ve portakal gazına sarıla-rak otobüslerin içine sıkmaya başla-mışlardı.

Direk gözler ve ağızlar hedef alı-narak sıkılan gazdan sonra ben dahilçoğu arkadaşımız görme yetimizi kay-betmiş hatta nefes bile alamıyorduk.Görmeden sağa sola rastgele tekmeleratarak katillerin bize el sürmelerine bileizin vermemeye çalıştık. Ancak içerigazlarla giren polisler herkesi işkenceve küfürlerle tekmeleyerek aşağı atı-yordu. Aşağıdan tutulup zorla yere ya-tırılıp tekmelenerek ters kelepçe ya-pıldıktan sonra çevik otobüsüne bin-dirildik. Ben çevik otobüsüne bindi-rildikten 45-50 dakika sonra ancak ar-kadaşların yardımı ile göz kapaklarımıaçabilmiştim. Sıkılan gazın etkisini venasıl gözlerimiz hedef alınarak sıkıl-dığını anlayabiliriz. Daha sonra duydukki, arkamızdaki yoldaşlarımıza da aynışekilde pervasızca saldıran katiller kü-çücük otobüse sıktıkları inanılmaz yo-ğunluktaki gazlardan bir arkadaşımızınbayılmasına sebep olmuşlar ancakyine orada da direnişle karşılanmış vegördükleri cüret karşısında çılgınadönmüşlerdi. Çevik otobüsüne bindi-

rildikten sonra emniyet müdürlüğüsiyasi şubeye götürülene kadar bize sa-taşan ve sürekli ters kelepçe olduğumuzhalde işkence etmeye çalışan ancak herdefasında karşılığını gördüklerindendaha da azgınlaşmış ve daha da per-vasızca saldırmaya başlamışlardı.

Şaşkınlardı, çünkü vurarak ve terskelepçe yaparak bizi sindirebilecekle-rini sanmış olsalar gerek ki sloganla-rımıza marşlarımıza ve ters kelepçe ol-sak da karşılık vermemize şaşırıyor-lardı. Emniyet müdürlüğü önüne geti-rildikten sonra önümüze ve arkamızabaktığımızda toplamda 5 kadar gözal-tı otobüsü görüyorduk ve her bir oto-büste atılan sloganlar emniyeti sarsı-yordu. Binlerce polisin içindeki bir avuçinsan susmuyordu. Bizi keyfi olarakbeklettikten sonra bir bir otobüsleri sağ-lık kontrolüne götürüyorlardı ve tabiBERKİN’İN yoldaşları bizler yinesusmuyorduk. Yeri geldi gözaltı oto-büsünde marşlarla, sloganlarla yerigeldi umudun adını atarak düşmanı şaş-kına çeviriyorduk.

Sağlık kontrolü için geldiğimizhastane önünde bağırış çağırışla kar-şılandık. Bağırışın sebebi, bizden öncegelen gözaltı otobüsündeki yoldaşla-rımızı doktorun kelepçe ile muayeneetmek istemesi avukatlarımızı çıldırt-mıştı. Ve buna çok sert şekilde müda-hale ediyorlardı. Hem dışarıdaki ka-tiller, hem bizim otobüsün içindeki ka-tillerin şaşkınlığına yol açmıştı. Dahasonra bizim zaferimizle sonuçlanan sü-reçte herkes kelepçesiz şekilde dışarıçıkartılıp muayene edilip otobüse ge-tiriliyordu. Gördüğü görüntüden; ağzıyüzü morarmış, patlamış, kanamış, hertarafı yırtılmış insanları görmekten şaş-kına dönecek ki doktor, “size ne yap-mışlar böyle?” sorusunu bana yönelt-

Ülkemizde Gençlik

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL8

Page 9: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

mişti. Cevap netti, İŞKENCE!Daha sonra otobüse bindirilip tek-rardan emniyete götürülüp oto-büslerde bekletilmeye başlandık.İşkencenin sadece fiziksel olma-dığını iyi bilen katiller çoğumuzunmontunu öyle ya da böyle yırtmışveya müdahale sırasında düştü-ğünü bildiğinden otobüs kapıları-nı açık bırakıp bizi gece boyuüşümeye mahkum etmişti. Bunun se-bebi bizi bir türlü ne üst aramasına nede parmak izine indiremediklerin-dendi. Ancak diğer otobüslerden iş-kence ile indirdikleri yoldaşlarımızdanbazılarını çocuk şubeye, bazılarını daişkence ile üst aramaya götürüyorlar-dı. Daha sonra öğrendik ki yoldaşla-rımız öyle sert direnmiş ki otobüsle-rin çoğunun koltuğunu, bütün lamba-larını kırmışlar ve katillerin bu yüzdenkamu malına zarardan dava açmayıplanlıyormuş.

Kamu malına zarar veremezsin buülkede. Ama aynı ülkede 14 yaşın-daki çocuğu öldürür, adalet isteyen-lerin gözlerini morartır, hastanelikedebilirsin.

Benim içinde bulunduğum oto-büsü alt edemeyen polisler o kadar al-çalmıştı ki tuvalete gitmek isteyen ar-kadaşlarımızı götürmüyor ancak zarzor avukatlar aracılığı ile götürüyorbazı arkadaşlarımızı da götürdükle-ri esnada kenara çekip alçakça tuza-ğa düşürüp zorla üst araması yap-maya çalışıyorlardı. Ancak arkadaş-larımızın direnmesi ve sloganlarıüzerine olay yerine giden avukatla-rı gördükten sonra katiller korkudanarkadaşımızı bırakıyorlardı.

Direnişimizi sahiplenen avukatlarsayesinde artık her istediğini yapa-mayan katiller CHP milletvekilleri-nin gelmesi ile iyice el pençe olmuşbize işkence edenler gitmiş yerinesanki melekler gelmişti. Bizim hali-mizi gören milletvekilleri şaşkınlık-la fotoğraflarımızı çekip yapılan sal-dırıyı dinlediler. Bizlerin yanındaolduklarını söyledikten sonra geceboyu daha fazla işkenceye maruz kal-mamamız için orada bulanacakları-nı söylediler ve beklediler.

Keyfi şekilde bekletilip sürekliparmak izi almak ve üst araması ba-

hanesi ile taciz ediliyor ve her defa-sında katiller direnişle karşılanıyor-du. Bu sırada bir arkadaşımız fena-laşmış ve avukatlara bildirildiktensonra dışarı çıkartılıp hastaneye gö-türülmek üzere bekletilmeye baş-lanmıştı.

Kan kusan ve sayıklayıp şuu-runu kaybeden arkadaşımız key-fi şekilde emniyet içinde bekletilipresmen ölüme sürüklendiğini dahasonra gelen avukatlar aracılığı ileöğrendik.

Daha sonra orada bulunan Hüse-yin Aygün daha fazla seyirci kalama-yıp polislere çok sert şekilde tepki gös-terip arkadaşımızı kendisi alıp götür-müş ve hastanede arkadaşımıza kafatravması teşhisi koyulmuş. Tekraravukatlar aracılığı ile o sırada öğren-dik ki serumu biter bitmez arkadaşı-mızı daha yarı baygın halde katiller al-mış ve ekip aracı ile yanımıza getir-mişti. Yolda az çok kendine gelen ar-kadaşımıza sözlü tacizde bulunmuş-

lardı. Sabahın ilk ışıklarına kadararalıklarla gelen uyuklamamızıfırsat bilen katiller bize üst aramasıyapmak ve parmak izi almak içinuğraşıyor ve “bizim vaktimiz çok”sözleriyle bizleri yıldırabilecekle-rini sanıyorlardı. Ancak her gir-diklerinde uyanan bizler kenetle-nerek katillerin bizleri almasını en-gelliyor ve katilleri kendi araçla-

rına almıyor tabiri caizse ev sahibinievine sokmuyorduk. Aslında yaptı-ğımız tam da buydu. En sonunda ka-tiller tekrardan toplanmaya başla-mışlardı. Yine saldırı olacağını dü-şünmüştük. Sabahın 7-8’ine geliyor-du kapı önünde sigara içiyor ve bazeniçeri girip acizliklerini şu şekilde ni-telendiriyorlardı. “Allah belanızıversin keşke sizleri almasaydık res-men başımıza bela oldunuz” ifade-leriyle yenilgilerini kabulleniyorlardı.

Çok geçmeden amirleri gelip par-mak izi ve üst aramasının yapıl-mayacağını sağlık kontrolüne gö-türüldükten sonra bırakılacağımı-zı söylemişlerdi bunu söylerkenkiyüzünü görmek her devrimcinin hak-kı olsa gerek. Sağlık kontrolüne in-dirdikleri her kişi BERKİN’İ, DEV-GENÇ’İ ÖNDER YOLDAŞI haykı-rıyordu. Kimliklerimiz verildiktensonra bizim otobüsün içindeki herkesserbest bırakıldı ve zaferle sonuçlanandirenişimizi halaylarla taçlandırdık.

Liseli Dev-Genç, bu halkın onur-lu damarıdır.

Liseli Dev-Genç, teslim olma-maktır.

Liseli Dev-Genç, halk ve vatansevgisidir.

Liseli Dev-Genç cürettir

Liseli Dev-Genç gelenektir,ge-lecektir.

Berkin için adalet isterken ta-rihimize yeni bir gelenek daha ekle-dik.

Ankara'da gözaltında işkenceha-neye kendi ayaklarıyla gitmeyi red-

detti Liseli Dev-Genç'liler.

Bundan sonra böyle! Bizi gözal-tına aldıklarında otobüslerinden, ara-balarından inmeyeceğiz.

Bu cüret ve kararlılık bir tek biz-de vardır. Direnmenin onuru bir tekbize aittir.

Liseli Dev-Genç'liler, haydi dahafazla gelenek yaratalım! Tarihimizeyeni halkalar ekleme onuru sizin eli-nizdedir.

Şan olsun, selam olsun her ko-şulda direnmenin onurunu taşıyan Li-seli Dev-Genç'lilere!

Liseli Dev-Genç'liler, Tarihten AldıklarıGüçle Yeni Gelenekler Yaratıyor!

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

9HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Ülkemizde Gençlik

Page 10: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

MMilyonlar Adalet Bekliyor! Milyonlarca Evi Basabilecek Misiniz?

Ülkemizde Gençlik

DEV-GENÇ:Dev-Genç 15 Şubat’ta AKP’nin

katil polisinin son günlerdeki saldı-rılarına ilişkin açıklama yaptı.Açıklamada “Her açıklamamıza'adalet istiyoruz' diyerek başladık.Ve bu tepeden tırnağa adaletsizlikleörülü düzen yıkılıp, yerine halkla-rın özgürce yaşayabileceği bir dü-zen kurulana kadar da her açıkla-mamızda adalet istemeye devamedeceğiz” denildi. Polisin işkenceyaptığının ifade edildiği açıklama-da yapılan her işkencenin hesabınınsorulacağı söylendi.

Komplolarınız veYalanlarınızdaBoğulacaksınız!

İzmir Dev-Genç’liler 15 Şubat’ta

Karşıyaka İş Bankası önünde, İzmirpolisinin devrimcilerin ve arkadaşla-rının ailelerine yönelik saldırılarını bireylemle teşhir etti. Sloganlarla baş-layan eylemde yapılan açıklamada, İz-mir polisinin kurduğu komplolar, ai-lelere söylediği yalanlar ve amaçla-dıkları anlatılarak, bütün yalanlarıhalka açıklayacakları bildirildi. 8 ki-şinin katıldığı ve çevrede halkın ol-dukça ilgi gösterdiği eylem slogan-larla bitirildi.

İzmir Dev–Genç, ertesi gün yazı-lı bir açıklama yaparak, İzmir polisi-nin devrimcilerin ailelerinden başla-dıkları komplolarına, okulları ara-yıp devrimci öğrencileri okuldan at-tırdığını anlattı. Açıklamada; “Yak-laşık 3 hafta önce liseli Deniz Ergünisimli arkadaşımız Ankara’daykenokuduğu okul bizzat AKP’nin katilpolisleri tarafından aranmış ve okul-

dan atılması sağlanmıştır. Arkadaşı-mız okula gidip atılma nedenini sor-duğunda ise neden atıldığı kimseninbilmediğini fakat emrin ‘yukarıdangeldiği’ cevabını almıştır… Arkada-şımızın neden okuldan atıldığının veailesinin neden arandığının başka biraçıklaması yoktur. Tek açıklama;AKP’nin ve onun ka-til polislerinin kor-kusudur!" denildi.

Devrimci Tutsaklara MektupYazalım, Tecriti Parçalayalım!

Berkin Elvan için adalet isteyen 2 Dev-Genç’li HİCRİSELVİLER ve LEYLA ERDOĞAN 8 Şubat günü AKP ilkongresinde ''BERKİN ELVAN'IN KATİLLERİ YARGI-LANSIN'' yazılı pankart açtıkları için faşizm onları tutsaketmişti!

Dört duvar arasında umudu büyütenlere, dört duvar ara-sında düşmana boyun eğmeyenlere mektup yazalım tecri-ti parçalayalım!

Hicri SELVİLER - BALIKESİR HAPİSHANESİLeyla ERDOĞAN - BAKIRKÖY KADIN VEÇOCUK HAPİSHANESİ

OKMEYDANI LİSELİ DEV- GENÇ

Armutlu'da Berkin ElvanBoykot Afişleri Yapıldı

Halk Cephesi,İstanbul Küçükar-mutlu Mahalle-si’nde Berkin'inşehitliğinin yıldö-nümünde yapıla-cak eyleme çağrıafişleri yaptı.

“Ekmeksiz Bı-rakılan Halk Ada-letsiz Bırakılan

Berkin İçin 11 Mart'ta Boykota” yazılı afişlerden 15 Şu-bat’ta 80 adet, 16 Şubat’ta ise 50 afiş asıldı.

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL10

Page 11: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Ülkemizde Gençlik

Halk İçin Adalet, Liseliler İçin Parasız Demokratik Eğitim!Liseli Dev-Genç’liler 13 Şubat'ta

Ankara Ege Lisesi'nde yapılan boyko-ta destek verdi. Boykota kendi taleple-rini dile getiren bir pankartla katılan Li-seli Dev-Genç’liler okulun karşısındanfotoğraflarını çeken sivil polisleri taş-lar ve sapanlarla mahalleden kovdular.Sivil polisler arabalarına binip kaçma-ya çalışırken Liseli Dev-Gençliler “Öğ-renciyiz Haklıyız Kazanacağız!”, “Ka-til Polis Mahallemden Defol!”, “Yaşa-sın Liseli Dev-Genç’liler!”, “YaşasınDev-Genç, Yaşasın Dev-Genç’liler!”sloganlarını atarak mahalle girişlerinebarikatlar kurdular. Katil polisleri sok-mayacaklarına dair ajitasyonlar çekti-ler. Ege Lisesi öğrencilerinin boykotu-na mahalle halkı da destek verdi.

Ankara'da Liseli Dev-GençKahvaltısı

Ankara'da 13 Şubat'ta boykottansonra Liseli Dev-Genç'liler İdilcanKültür Merkezi'nde birlikte kahvaltı yap-tılar. Kahvaltıdan sonra boykot hakkındakonuşup değerlendirme yapan LiseliDev-Genç'liler, Ege Lisesi’nde kurula-cak olan Öğrenci Meclisi hakkında ve11 Mart'taki boykotu nasıl örgütleye-cekleri hakkında konuştular.

Liseli Dev-Genç’lilerKahvaltıda Buluştu!

Esenyurt Liseli Dev-Genç’lilerAKP’nin halkı yalnızlaştırma ve bir-birine yabancılaştırma çabalarına kar-şı, 14 Şubat’ta kahvaltı düzenleyerek,kolektivizmi büyüttüler. Kahvaltıda,AKP’nin bireysel politikalarına karşı“Kolektivizm ve Yoldaşlık” konuları ve11 Mart’ta Berkin Elvan için yapılacakboykot konuşuldu. Müzik eşliğinde bi-tirilen programa 11 kişi katıldı.

TürkülerimiziMarşlarımızıDuymayan Kalmayacak

Ankara'da LiseliDev-Genç'liler 16 Şu-bat'ta Ege Lisesi önün-de Grup Yorum HalkKorosu bildirisi dağıttı. Lise önünde400 bildiri dağıtılırken, yol üzerindede bildiri dağıtımı devam etti. Marş-lar ve sloganlarla bildiri dağıtırken aji-tasyonlar çekildi. “Yıllardır konser-lerimizde kucaklaşıyor; umudumuzu,coşkumuzu birlikte haykırıyoruz.Söylediğimiz türkülerde senin de se-sin olmalı! Gelin birlikte sahip oldu-ğumuz bu köklü tarihi daha da bü-yüterek yarınlara taşıyalım" diyerekhalkı ve liselileri Grup Yorum HalkKorosu’na davet ettiler. Bildiri dağı-tımında halk, marşlar söyleyen Lise-li Dev-Genç'lilere ıslıkları ve alkış-larıyla destek verdi. Çalışmada 500bildiri dağıtıldı.

İSTANBUL:Bağcılar: İstanbul Karanfiller KültürMerkezi’nde 13 Şubat’ta bir araya ge-len Liseli Dev Genç’liler beraber ha-zırladıkları yemekte buluştular. Gün-cel sohbetlerle geçen yemeğin ardın-dan 11 Mart'ta Berkin Elvan’ın ölümyıldönümünde yapılabilecek eylem veetkinlikler üzerine sohbet edildi. Ber-kin Elvan’ın katledilişinin 1. yıldö-nümünde yapılacak eylemlere faali-yet yürütülen liseler için komiteleroluşturuldu. Yemeğe 10 kişi katıldı.

Bağcılar’da Berkin Elvanİçin Masa Açıldı!

Liseli Dev-Genç’liler 8 Şubat’ta İs-tanbul Bağcılar Yeni Mahalle YürüyüşYolu üzerine masa açtı. Masada Umu-dun Çocuğu Berkin Elvan kitabının veYürüyüş Dergisi’nin tanıtımı yapıldı.Ajitasyonların çekildiği, Ankara Ak Sa-ray’a gidenlerin uğradıkları saldırınınanlatıldığı çalışmada 15 Yürüyüş Der-gisi halka ulaştırıldı. Çalışmaya 3 Li-seli Dev-Genç’li katıldı.

Armutlu: Armutlu ‘da 11 Mart'taBerkin Elvan'ın şehit düşmesininyıldönümünde Okmeydanı’nda ya-pılacak eyleminin çağrı afişlerinde50 afiş 16 Şubat'ta asıldı.

Okmeydanı: Yaptığınız Tüm Baskıve İşkencelere Cevabımız Namlula-rımız Olacak!

Dev-Genç milisleri 12 Şubat’taOkmeydanı’nda Anadolu kavşağınıhalatlarla trafiğe kapatarak, bombasüsü verilmiş pankart asma eylemiyaptı. “Sabrımızı Sınamayın Ber-kin’in Katillerini Arayanlara Saldır-mayın” DHKC\DEV-GENÇ imzalıpankart asma eylemi sırasında katilpolislerin olduğu yere silahlarla ke-sintisiz ateş edildi. Yapılan konuş-malarda; "600 gündür dünyanın dörtbir yanında Berkin Elvan için adaletisteyenlere AKP’nin katil polisleri gazkapsülleriyle, plastik mermilerle, kur-şunlarla saldırmakta. Ankara’daki,kaçak saraya Berkin Elvan’ın katil-lerini aramaya giden Dev-Genç'lile-re ve Halk Cephelilere katil polislerazgınca saldırıp işkence yaparak göz-altına aldılar. Bu saldırılar 11 ŞubatTaksim’de, 12 Şubat Bakırköy’dedevam etti. Yerlerde sürüklediniz, iş-kenceler yaptınız. Berkin’in katille-rinin arandığı her yerde olağanüstü haluygulamaya başladınız. Dev-Gençmilisleri olarak katil polisleri ve bü-tün halk düşmanlarını uyarıyoruz:Berkin Elvan’ın katillerini arayanla-ra saldırmaktan vazgeçin! Bu saldı-rılarınız devam ettikçe halkın adale-tinden kaçamayacaksınız, Dev-Gençmilislerini karşınızda göreceksiniz! Ogüvendiğiniz saraylarınızı, karargâh-larınızı başınıza yıkacağız! Berkin’in16 kiloluk bedeninin altında kala-caksınız" denildi.

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

111HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 12: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

11 Mart 2014... Berkin'imiz 269 günboyunca ölüme direndi ve işte tam bu ta-rihte 15 yaşında 16 kiloda şehit düştü.

Bir sene oldu Berkin'imiz şehit düşeli.Ve vurulduğu günden bu yana katilleriyargılanmadığı gibi “Emri ben ver-dim.” “Kahraman polisimiz destanyazdı” diyen dönemin başbakanı şimdikiCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanbizzat korudu, akladı katilleri. Susup ye-tinmezseniz daha fazla katledeceğiz,daha fazla işkence yapacağız dercesinekatliamlarına devam etti.

Berkin'imiz şehit düşeli 1 sene olur-ken, Berkin için adalet isteyen herkesdevletin saldırılarından nasibini aldı.

Berkin için adalet isteyen 2 Dev-Genç'li ifadeleri bile alınmadan 5 da-kikalık bir mahkemeyle tutuklandı.Berkin'imizin vurulmasının 600. gü-nünde de emri ben verdim diyen Erdo-ğan'ın saraylarına adalet için dayanan Li-seli Dev-Genç'liler tahammül-süzce, işkencelerle gözaltına alın-dılar.

AKP, “Yatıp kalkıp Berkin di-yorsunuz” diyor ve Berkin'le ilgiline varsa hepsine vahşice saldırıyor.

Azgınca saldırıyorlar, çünkükorkuyorlar halkın adaletinden veBerkin'in 16 kiloluk bedeninden.

Biz bu düzende Berkin içinmahkemelerden bir adalet beklemi-yoruz. Davutoğlu'nun talimatıyla 5dakikada Dev-Genç'lileri tutuklayanmahkemelerde 600 gündür Ber-kin'in katillerinin yargılanması na-mına en ufak bir ilerleme yok. Evetbu mahkemelerde katiller cezalan-dırılmayacaktır biliyoruz, ama buasla adalet talebimizi haykırmamı-zı engellemeyecek.

Berkin için, katledilen tüm ço-cuklarımız için ADALET İSTİ-YORUZ!..

11 Mart 2015 günü de Ber-kin'imizin şehitlik yıldönümünde dehaykıracağız bu talebimizi. Şimdi sı-ralarda olması gereken ama topraktaolan 16 kiloluk bedenin adalet çağ-rısına kulak verelim.

Liseliler,Berkin’imizin hesabını sormak

için 11 Mart'ta boykota katılalım. 11Mart için komitelerimizi kurup her-kesi örgütleyelim. Berkin'i duyma-yan kalmasın. Berkin'in hesabınımahşere bırakmamak için LiseliDev-Genç saflarında örgütlenelim.

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Liseliyiz Biz

BOYKOTTAYIZ! 11 Mart’ta Berkin Elvan’ın Ölüm Yıldönümünde

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL12

Page 13: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

113HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

AKP faşizmi son günlerde biryandan “iç güvenlik paketi” adını ver-dikleri yeni saldırı yasasıyla tüm ül-kede sıkıyönetimi olağanlaştırmayahazırlanırken bir yandan da hapis-hanelere yönelik “iç güvenlik pa-keti” ile yeni saldırı ve katliam ha-zırlıkları yapıyor. Henüz tasarı ha-lindeki yasayla, hapishanelerin dışgüvenliğinden de sorumlu olacakgardiyanlara ateşli silah kullanmave bunun yanı sıra biber gazı, taz-yikli su ve “bunlara benzer” araç-ların kullanımı konusunda genişyetkiler veriliyor.

27 Haziran 2014’te TBMM Ada-let Komisyonu’ndan geçerek GenelKurula gelen Ceza İnfaz KurumlarıGüvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarı-sı ile hapishanelerin dış güvenliği İç-işleri Bakanlığı-Jandarma Genel Ko-mutanlığı’ndan alınarak Adalet Ba-kanlığı’na veriliyor; iç güvenlik, dışgüvenlik ve müdahale birimi adı al-tında birimler kuruluyor; bu birimle-rin görevleri, silah ve zor kullanmakoşulları düzenleniyor.

Tasarıda yer alan birçok düzenle-me AKP faşizminin “iç güvenlikpaketi”nde olduğu gibi nasıl ve ne şe-kilde olursa olsun direnen tutsaklarıher türlü silah ve yöntemle susturmak,sindirmek, teslim almak; olmuyorsakatletmek mantığı üzerine kuruludur.

Tasarının tanımlar başlıklı 3’üncümaddesinde maddi güç tanımı yapı-larak bunun “…kelepçe, cop, basın-çlı su, göz yaşartıcı gazlar veya toz-lar, fizikî engeller, güvenlik köpek-leri ile sair hizmet araçlarını…”ifade edeceği belirtilmektedir. Yani bumaddeyle hapishanelerde, kapalı alan-da kullanılması yasak olan biber ga-zının kullanımı yasal hale getirildiğigibi basınçlı su ve silah da temel mü-dahale aracı haline getirilmektedir.Başka bir ifadeyle zaten kapalı alan-da, dört duvar arasında, hatta tecrithücrelerinde tutulan tutsaklara karşıbiber gazı, tazyikli su, cop ve ateşli si-lah kullanımı yasal hale getirilmek-tedir.

Tasar ın ın10. maddesi ilehapishanele-rin iç güven-lik, dış güven-lik ve müda-hale birimle-rine isyan, di-reniş, firar, fi-rara teşebbüsveya “asayişibozan benze-ri olayların”çıkması halinde veya “kanuna uygunbir emrin ifası sırasında” aktif veya“pasif direniş” gösterilmesi halindezor kullanma yetkisi verilmektedir.Yani “kanuna uygun bir emrin ifa-sı sırasında”, “pasif direniş göste-rilmesi halinde” veya “asayişi bozanolayları önlemek” gibi ne anlamageldiği belirsiz, tanımsız gerekçe-lerle güvenlik görevlilerine “zor kul-lanma” yetkisi verilmektedir.

10. maddenin 5. fıkrasında “Gü-venlik görevlileri, kendilerine, kuru-ma, kurumların toplu olarak bulun-duğu kampüsler ile eklentilerine, na-kil aracına, hükümlü ve tutuklularaveya diğer görevlilere yönelik bir sal-dırı karşısında, zor kullanmaya iliş-kin koşullara bağlı kalmaksızın,26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı TürkCeza Kanunu’nun meşru savunma vezorunluluk hallerine ilişkin hükümleriçerçevesinde savunmada bulunur-lar.” denilmektedir. Bu maddede gü-venlik görevlilerine, kuruma, eklen-tilerine, araçlara yani her türlü eşya-ya yönelik her türlü “saldırı”, “meş-ru savunma” sebebi sayılarak tut-saklara yönelik saldırıların önüaçılmaktadır. Böylece protesto amaç-lı kapı dövme eylemi vb. durumlarbile “zor kullanma” yani saldırı se-bebi olacaktır.

12. ve 13. madde ile ise dış gü-venlik ve müdahale birimlerine, ha-pishane içinde ve dışında “silahla mü-dahale” yetkisi verilmekte, silah vezor kullanma şartları düzenlenmek-tedir. Bu maddelerdeki düzenlemeye

göre “Meşru savunma hakkının kul-lanılması”, “Karşı koymaya elveriş-li eşyaların teslim edilmesi istendiğihalde teslim edilmemesi” gibi şartlarınoluşması halinde, ateşli silah taşıyangörevliler silah kullanabilecekler.Burada da “meşru savunma” ve“karşı koymaya elverişli eşyalar”ıntanımı yapılmayarak sınırsız bir si-lah kullanma yetkisi verilmektedir.Ayrıca “zor kullanma”da olduğu gibiburada da “Korumakla görevli ol-dukları kurum, yer, tesis, araç ve si-laha karşı saldırıda bulunulması” ha-linde silah kullanılabileceği düzen-lenerek her durumda silah kulla-nımının önü açılmaktadır.

AKP; HAPİSHANELERE ÖZEL “İÇ GÜVENLİK PAKETİ” İLE

YENİ KATLİAM HAZIRLIKLARI YAPIYOR! Halkın HukukBürosu

Yeni hapishaneler işgüvenlik yasa tasarısı ile19 Aralık gibi hapishane

katliamlarıyasallaştırılıyor.

Hapishanelerin iç ve dışgüvenliğinden sorumlu

olacak gardiyanlar“güvenlik” gerekçesiyletutsaklara “…kelepçe,

cop, basınçlı su, gözyaşartıcı gazlar veyatozlar, fizikî engeller,

güvenlik köpekleri ile sairhizmet araçlarını… ve

ateşli silah kullanımınınönü açılacak”

Page 14: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Yine bu maddeye göre güvenlikgörevlileri “silahlı saldırıyla karşı-laştıklarında” duraksamadan ateşlisilah kullanabilecekler. Burada da“silahlı saldırı”da geçen “silah”ın ta-nımı yapılmamaktadır. Bu durumdaceza kanunundaki silah tanımı geçerliolacak, böylece “saldırıya ve sa-vunmaya elverişli” her şey silahsayılacaktır. Örneğin, ucu sivri birağaç parçası, kalem, çekpas sapı,cam bardak, çatal, kaşık gibi fırlat-maya, vurmaya ya da delici-kesici ni-teliği sebebiyle yaralamaya elverişliher şey silah sayılıp karşılığında ateş-li silah kullanılabilecektir. Bunun da“orantılı güç kullanımı” adı altındakatliamlara yasal zemin hazırlamakolduğu açıktır.

7 ve 15. madde: Bu maddeler ilehapishane güvenlik görevlileri ve

kolluk güçlerinin müdahale durum-larında “zor kullanma” derecesinibelirleme görev ve sorumluluğu Cum-huriyet Başsavcısı’na verilmektedir.Bu görev uygulamada operasyon vekatliam yetkisini verme anlamınagelecektir. “Zor kullanma derecesi-nin aşılması ya da kötüye kullanıl-ması” iddiasının olduğu durumlardaemri veren yani sorumlu makam ilesoruşturan makam aynı olacaktırki bunun işkence ve katliam saldı-rılarının üzerinin kapatılması an-lamına geleceği açıktır.

Ayrıca tasarının 14. maddesinde“Güvenlik görevlilerinin veya kollukbirimlerinin kuvvet kullanarak mü-dahale ettiği durumlarda, müdaha-lede görev alan personelin kimlik bil-gileri gizli tutulur” denilmektedir. Budurumda güvenlik görevlilerinin so-

ruşturulması ve kovuşturulmasındapersonelin kimlikleri gizli tutulacak,böylece işkence ve katliam eylemle-rinin failleri tespit edilemeyecek,sözde de olsa yargılanamayacak,“yargılanmama güvencesi”ne sahipolacaklar...

Tasarının bu haliyle yasalaşması ha-linde “ORANTILI GÜÇ KULLANI-MI” adı altında hapishanelerin de ya-sal işkencehaneye çevrileceğini; “MEŞ-RU MÜDAFAA” denilerek 19 Aralıkbenzeri katliamlara yasal kılıf hazırla-nacağını öngörmek için kâhin olmayaya da derin siyasi analiz kabiliyetine sa-hip olmaya gerek yok. Birazcık tarihbilgisine ve anlama kabiliyetine sahipolmak yeterli. Türkiye hapishaneler ta-rihi; Buca, Ümraniye, Ulucanlar, 19-22Aralık Katliamlar’ı ve AKP faşizminin12 yıllık pratiği bize bunu söylüyor.

15 Şubat saat 13.00’ da Vatan Emniyet Müdürlüğü’nünönüne gelen 40 Halk Cepheli, bir hafta boyunca yüzler-ce evin basılarak terör estirilmesine karşı oturma eylemiyapmak istedi. Polis, içlerinde Grup Yorum üyelerinin debulunduğu Halk Cephelileri, Vatan Emniyet Müdürlüğümetro girişinde, daha eylem başlamadan azgınca saldır-dı, Halk Cephelileri gözaltına almaya çalıştı. Yapılan sal-dırıda, Çağla Toprak, Selda Bulut, Melih Işık, Kadir Tü-tüncü, Fatih Çınar, Murat Aldemir, Nihat Özbey, Cihan Il-gın, Meral Yıldırım Gökoğlu, Özgür Karagöz, Şemsi Çe-lik, Çağla Çağlı, Murat Işık, İnan Altın, İbrahim İlke, Gür-doğan İşçi, Eren Olcay, Meral Karaca, Fatma Varıcı, Cey-lan Balcı ve Tevfik Tayyar olmak üzere toplam 21 HalkCepheli gözaltına alındı. İlk saldırıda gözaltına alınmayanHalk Cepheli 17 kişi kol kola girerek “Kahrolsun FaşizmYaşasın Mücadelemiz!” sloganları ile Vatan’ın önünde bek-

leyen çevik kuvvetin üstüne doğru yürümeye başladılar.Çevik kuvvet Halk Cephelilere tekrar saldırdı. Saldırıdansonra 17 kişinin de içinde bulunan iki Halk Cepheli Mu-rat Narin ve Zeki Doğan metro girişi önünde oturma ey-lemi yapmak istediler ve polisler tarafından saldırılarakgözaltına alındılar. Fatih Belediye Başkanlığı önünden ye-niden yürüyüşe geçmek isteyen Halk Cepheliler’e sivil po-lisler tekrar azgınca saldırdı. 4 kez Halk Cepheliler’e sal-dıran polisler 23 kişiyi işkenceyle gözaltına aldı. Eylembaşlamadan hazımsızlıkla saldıran polisler Halk Cephe-liler’in iradesi karşısında çaresizce devrimcileri işkencekarargâhlarına aldılar. 11 kişi Vatan Emniyeti’nden aynıgünün akşamı serbest bırakılırken, kalan 12 kişi ertesi günsavcılığa çıkarıldı. Şemsi Çelik ve Selda Bulut adli kont-rol talebiyle mahkemeye sevk edilirken diğer 10 kişi sav-cılıktan serbest bırakıldı.

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL14

Evlerimizi Basmakla Korkutamazsınız! İşte Buradayız! Fatih-Vatan Emniyeti’nde, Tam Karşınızda Direnmeye Devam Edeceğiz!

Halk Cepheliler 2. Saldırıya Direnirken21 Halk Cephelinin Gözaltına Alındığı İlk Saldırı

Page 15: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

TİHV (Türkiye İn-san Hakları Vakfı) verilerine

göre 2014 yılında hapishanelerde 46tutsağın yaşamanı yitirdiği, ölüm se-beplerinin ise işkence ve kötü mua-mele, kaza, ihmal, hastalık ve intiharolduğu açıklandı. 11 Şubat tarihliBirgün Gazetesi’nde çıkan haberegöre “hapishanelerde gerekli tıbbipersonel ve araç gerecin bulunmadı-ğını belirten TİHV, 247'si ağır olmaküzere toplam 649 hasta tutuklu ve hü-kümlünün fiziksel, sosyal, ruhsal bü-tünlüğünü tehdit etmeyi sürdürüyor."

Tecrit PolitikalarıÖldürüyor...

Tecrite karşı yıllardır mücadeleediyoruz. Tecritin işkence olduğunu,tutsakları katletme politikası oldu-ğunu, sessiz imha politikası olduğu-nu yıllardır söylüyoruz. TİHV’in ra-porları da bizim söylediklerimizidoğruluyor.

Tecrite karşı yedi yıl süren büyükdirenişimizin ardından tecritte birgedik açmayı başardık ve 10 saatliksohbet hakkı kazandık. Ama AKP busohbet hakkını uygulamıyor. Ve AKPhavalandırmalara kameralar yer-leştirerek, avukat görüş yerlerinicam kafesler yaparak tecriti dahada ağırlaştırıyor...

Tutsaklara tecrit içinde tecrit ya-şatıyor...

F tipi hapishaneler zaten fiziki ola-

rak tecrit içeriyor. Bunun yanında butecrit hücrelerinde disiplin cezalarıyla;kitap sınırlamasından mektup ya-sağına, telefon hakkının gaspından gö-rüş yasağına kadar bir çok keyfi uy-gulamalarıyla, sürgün sevklerle tec-rit koyulaştırılıyor. Hiçbir hastalığı ol-mayan bir tutsak, tecrit hücrelerindebirçok hastalığa yakalanıyor. Hapis-hanelerin sağlık koşulları, mengele ar-tığı doktorlar yüzünden tutsaklarınmuayene olamayışları, hastaneyesevk için tutsaklara çıkartılan zor-luklar, kelepçeli muayene dayatması...Bu keyfi uygulamaların ve tecrit po-litikalarının sonucu olarak hapisha-nelerdeki hastalıklar tutsakların enönemli sorunu haline geldi... Tut-saklar hasta oldukları halde muayeneolamıyorlar, hastaneye gidemiyor-lar. Tedavileri bilinçli olarak engel-leniyor. TİHV raporlarının da gös-

terdiği gibi hastalıklar tutsaklarınölüm nedeni haline geldi...

Tecrit sürdükçe hapishaneler-den tabutlar çıkmaya devam ede-cek..

Tecrit sürdükçe hastalıklar, sa-katlıklar ve ölümler artarak süre-cektir. Çünkü tecrit tutsakların yal-nız beynine değil, aynı zamanda,doğrudan bedenlerine, fiziksel var-lıklarına ve sağlıklarına yönelikbir tehdittir. Hapishanelerde tecritpolitikalarıyla hastalıklara açık halegetirilen tutsakların tedavileri bi-

linçli olarak engellenmektedir. Böy-lece hastalık ilerlemekte, erken teşhiskonması durumunda iyileşmesi müm-kün olan çeşitli hastalıklarda iyileşmeihtimali ortadan kalkmaktadır. Böy-lece ölümler ve sakatlıklar çoğal-maktadır. AKP’nin bu politikası ta-mamen bilinçli; tutsakları teslim al-maya, diz çöktürmeye yöneliktir.

Sonuç Olarak; 1- Hapishanelerde ölen her tutsa-

ğın sorumlusu AKP’dir. AKP bilinçliolarak tutsakları katletmektedir.

2- Hapishanelerdeki tutsaklarınbu kadar çok hastalanmasının sebebitecrit politikalarıdır.

3- Hapishanelerde tutsakların has-ta olmasını engellemenin ve çıkan ta-butları durdurmanın yolu tecritin kal-dırılmasıdır.

Devrimci Tutsaklar Sahipsiz Değildir Dersim’de 21 Şubat günü Belediye Konferans

Salonu’nda yapılacak olan “Hapishanelerde tutsakları24 saat kamera ve cam kafeslerle izlenmesine kar-şı sessiz kalmayacağız” başlıklı panel hazırlıkları de-vam ediyor. 17 Şubat'ta Dersim TAYAD Komitesiçalışanları panele çağrı için el ilanı dağıtımınıyaptı. Yaklaşık 800 el ilanı halka ulaştırılırken, kimiinsanlar yakınlarının da tutsak olduğunu söyleyerektutsaklara sahip çıkmak için panele geleceklerini söy-lediler. Aynı akşam Ali Baba Mahallesi’nde tek tekevler gezilerek panele çağrı yapıldı. Bu çalışmadada yaklaşık 200 el ilanı halka ulaştırıldı.

Bizim İçin Her Yer Eylem veÖrgütlenme Alanıdır

Okmeydanı’nda gelenek haline gelen ateşbaşı sohbet 14 Şubat'ta yapıldı. SohbetteAKP’nin eli kanlı polisinin yaptığı baskınlarve bunlara karşı neler yapılabileceği konuşuldu.Devrimcilerin olduğu mahallelerde polisinelini kolunu sallayarak giremeyeceği, girdik-leri zaman hesap sorulacağı ve halka yapılansaldırılara sessiz kalınmayacağı anlatıldı. Soh-bete 13 kişi katıldı.

TECRİT ÖLDÜRÜYORTAYAD’lı Aileler

AKP 2014 YILINDA46 TUTSAĞI KATLETTİ!

46 TUTSAĞINÖLÜM NEDENİ:İŞKENCE, KÖTÜ

MUAMELE, KAZA,İHMAL, HASTALIK,

İNTİHAR...HAPİSHANELERDE

2474’Sİ AĞIR 649 HASTATUTSAK VAR!

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

15HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 16: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Gebze Hapishanesi’nde bulunantutsaklara bir hafta önce yapılan iş-kenceyi teşhir etmek için TAYAD’lı Ai-leler Gebze Hapishanesi’nin önünegittiler. 10 Şubat tarihinde, Gebze Ha-pishanesi önünde ”Onursuz Aramala-ra Son! İşkence Yapmak Şerefsizliktir!”pankartı açarak aynı içerikte sloganlarattılar. Daha sonra basın açıklamasınıokuyan TAYAD’lı Nagehan Kurt, “Ev-latlarımızı sahipsiz bırakmayacağız” di-yerek Gebze Hapishanesi’nde yaşanantecriti anlattı. TAYAD’lı Aileler, ev-latlarının ağır işkence gördüğünü, bir-çok yerlerinde yaraların, morlukların ol-duğunu belirterek hapishane yönetimini teşhir ettiler.

Eylemde, Gebze Hapishanesi’nde bulunan YıldızKeskin’in babası TAYAD’lı Fahrettin Keskin’in anlatımlarıda okundu. Fahrettin Keskin: "Yine her zamanki gibi po-lis yoğundu. Nagehan, ben ve İsmail Kara ziyarete gir-dik. Yıldız, Gülay ve Özlem’in anlatımlarını dinledik.Daha sonra ben Yıldız’la konuştuğumda kızım şunları söy-ledi: “Bugünlerde bizlere sık sık saldırıyorlar ve darp edi-liyoruz. Daha önceleri (30.12.2014 tarihindeki mahke-mede) slogan atmaktan her gün tutanak tutmuşlardı. Biz-leri tek tek idareye alıp ifadelerimizi almışlardı. Bu ko-

nularla ilgili Gebze Adliyesi’nde infazhakimliğine 12 kişi olarak götürüldükve mahkemeye çıktık. Daha sonraki ya-pılan mahkemelerde de sürekli saldı-rılar ve işkenceler gördük. Mahkeme-nin sonunda mahkeme bizim lehimizeoldu ve slogan atmanın suç olmadığıkararı verildi. Bazı gardiyanlar tanık-lık yaptı ve hapishane 1. Müdürü İrfanGültekin’nin ifadelerine başvuruldu.Şimdi ise 9 Şubat'ta bizler 12 kişitekrar mahkemeye götürüldük. Mah-kemeden bir şey çıkmayacağını bil-dikleri için ring arabası içinde jandar-malar üzerimize saldırdı, gardiyanlar ise

izlediler. Jandarma Komutanı adının Emrullah olduğu-nu söyleyen üsteğmen askerlere talimat vererek ‘Bu-günden sonra sizler dayağı hak ettiniz!’ dedi. Bütün as-kerler üstümüze çullandı. Bir arkadaşımızın kafası kırıldı.Hepimiz yara aldık. Jandarma Astsubay Serap ve Zey-nep adındaki kadın askerler tüm kalabalığın içinde elle-rini pantolonumuzun içine sokmaları gibi onursuz ara-malara maruz kaldık. Bütün işkence ve darp edilmemizonursuz aranmalarımızın tek sorumlusu cezaevi 1. Mü-dürü İrfan Gültekin’dir” dedi. Daha sonra eylem atılansloganlara bitirildi.

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL16

TAYAD'lı Aileler, Vatan Emniyet Müdürlüğü önün-de yapılan saldırılar ve gözaltılarla ilgili 15 Şubat'ta açık-lama yaptı. Açıklamada: “Bir kez daha gördük bu ülke-de adalet yok. Katil Tayyip Erdoğan ve uşakları adalet na-raları atarken, bu ülkede adalet isteyenler yaka paça iş-kenceyle gözaltına alınıyorlar. Halkımız! Görün, 610 günoldu Berkin Elvan’ın katilleri bulunmadı. Her şey bu ka-dar açıkken, nasıl olur da deliller bu denli karartılır? Ol-maz bu kadar da demeyin. Bizim ülkemizde sokakta ek-mek almaya giderken evlatlarımız katledilir, insanlarımızcenazelerini sahiplenirken cemevlerinde katledilir ya daevine ekmek götürürken şantiyelerde katledilir. Sizin ada-letiniz yoksa halkın adaleti vardır. Bu halk sahipsiz de-ğil. Yaptığınız katliamların hesabı sorulmaz mı zanne-diyorsunuz? BU HALKIN DA ADALETİ VAR! Er ya dageç yaptıklarınızın hesabı sorulacaktır! İşte bundan kor-kuyorsunuz. Korkakça şuursuzca saldırmanın, gece ya-rısı halkımızın evine baskınlar yapmanızın bir nedeni de

budur. Vatan Emniyeti önünde Halk Cephelilere yapılansaldırıda TAYAD’lı Melih Işık ve Murat Aldemir ve bir-çok arkadaşımız işkenceyle gözaltına alınmışlardır. Bu-radan bir kez daha sesleniyoruz: Gözaltına alınan arka-daşlarımızın başına gelecek her şeyden siz katil polislersorumlusunuz" denildi.

Gebze Hapishanesi’nde 1. Müdür İrfan Gültekin veJandarma Komutanı Üsteğmen Emrullah’ı Uyarıyoruz!

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siyasi Ölüdür!Baskın Söylemleriniz Milyonlarca Halka Vız Gelir!

Page 17: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Kamu Emekçileri Cephesi tara-fından 14-15 Şubat 2015’te “Sorun-larımızın Çözümü İçin MemurMeclislerinde Örgütlenelim” şiarıylaŞişli Kent Kültür Merkezi’nde dü-zenlenen kurultayda sendikaların ku-ruluşundan bugüne kadar olan süreçdeğerlendirildi, yaşanılan tıkanıklığınnedenleri ve nasıl aşılacağı tartışıldı.

Salonda “Sorunlarımızın Çözümüİçin Memur Meclislerinde Örgütle-nelim, Emekçiyiz Haklıyız Kazana-cağız,” pankartı, 20 şehidin resmininolduğu Mücadelemize Işık Tutanlar,Çözümsüz Değil Örgütlüyüz, Mec-lislerle Güçlüyüz, Emperyalizm Ye-nilecek, Zafer Direnen EmekçilerinOlacak, İşgüvencemiz Geleceğimiz-dir Demenin Bedeli F Tipi Hapis-haneler Oldu Adalet İstiyoruz, Ko-şulsuz Atama İstiyoruz” pankartlarıasıldı, tutsak öğretmen Mehmet AliAslan’a mektup yazma köşesi yapıldı,Kamu emekçilerinin resimlerindenderlenen resim sergisi de yer aldı.

Bu yıl 5.’si düzenlenen kurultay“Bem-Der’den Devrimci Memur Ha-reketi’ne, Kamu Emekçilerine BuTarih Bizim” vurgusunun yapıldığıslayt gösterisiyle başladı. Mücadeletarihinde büyük bir deneyime sahipolan kamu emekçileri her sürecin önü-nü açan, fiili meşru mücadele hattıylatarih yaratan bir geleneğe sahip. Slaytgösterisinde bu tarihin onurlu kareleriekrana yansırken mücadeleyi daha dabüyütme kararlılığı ve sorumluluğuvurgulandı.

Bu tarih yaratılırken devrim mü-cadelesine ışık tutan devrim şehitlerininanısına bir dakikalık saygı duruşununardından açılış konuşmasını yapmaküzere Akman Şimşek kürsüye çıktı.Son süreci değerlendiren Şimşek sal-dırıların arttığı, Küba ile ABD'ninilişkilerinin farklı bir boyuta evrilmeye

çalışıldığı bir süreçte, örgütlenmeyibüyütmenin zorunluluğuna değindi,sınıf ve kitle sendikacılığın tarihselönemine değindi.

Sendikaları Yaratan,Haklarımızı KazandıranReformistler DeğilDevrimci Anlayışlardır

Açılış konuşmasının ardındanilk oturuma geçildi.

“Sendikaların kuruluşu, bugünekadar hak kazanımları, neler kaybet-tik”, başlığıyla başlayan birinci otu-ruma Selvi Polat ve Ali Erdoğan ko-nuşmacı olarak katıldı. Soru cevapşeklinde o süreci anlatan emekçiler,sendikaların kurulması için fiili meşruve kararlı bir mücadele verildiğini,bu mücadelenin ödenen bedelleriylesendikaların yaratıldığını anlattılar. 4-5 Mart 1998 Kızılay Direnişi’ni de-ğerlendirirken sendikaların ve refor-mistlerin, 5 Mart’ı uzun süre es geç-tiklerini çünkü 5 Mart’a öncülük ede-nin DMH olduğunu aktardılar. 4688nolu sahte sendika yasasına karşı ve-rilen mücadele ile 1998‘de geri püs-kürtülen yasanın 2001’de yasalaştığınadirenme gücü olmayan sendikalarınyasaya karşı ciddi bir eylem örgütle-yemediklerine ve eyleme katılan 150bin kişilik kitlenin gücünün hareketegeçirilemediğine değinildi. “DMHsendikaları kuruyor, bedelini ödüyorama neden sendika yönetimlerindeolunamıyor” sorusu da bu oturumdatartışıldı.

DMH tarihinde ki katliamların,Elmas Yalçınların, Ayşenurların kat-ledilmesinin, solun ve devletin sürekliDMH’ni karalaması, “onların amacıayrı, onlar terörist” manasına gelensöylemlerin etkili olduğu söylendi.DMH’nin kurtuluş için bedel ödemenin

zorunluluğunu bildiği ve bunu süreklikitlelere anlatmaya çalıştığı, zor vebedel isteyen, çatışan bir yolu tercihetti. DMH, bunlarla birlikte DMH’ninde kendi propagandasını yapmaktayetersiz kaldığı, arşivlerini tutmadığıve aslında kendi tarihini çok anlat-madığı, yazılı hale getirmediği gibinedenlerle kitleye ulaşma sorunu ya-şadığı söylendi.

Anlatımların ardından soru cevapbölümüne geçildi. Söz alan dinleyicilerşunlara değindi.

EĞİTSEN KURUCUSU olan biremekçi, “KESK’in mücadelesi dibinaltında bugün. Reformizm o gündenbu yana aynı. KESK yönetimi iradiolarak değil tabanın zorlamasıyla ey-lem kararları almıştır. Devletin aidatödediği yerde nasıl bir sendikacılıkyapılabilir ki. KESK yönetimi kendi-lerine konformist yaşam sağlamayaçalışıyor, haklar mücadelesini çokdert edinmiyor” dedi.

“Neden arşivimiz yok, tarihi bel-geleri ortaya koyalım bu tarihte kimne dedi, biz ne dedik ve ne yaptık”

“DİSK, KESK, TMMOB da ideo-lojik olarak muhalefet örgütü değer-lendirilmeyeceğini bunlardan bir sonuççıkacağına inanmıyorum. KÇSKKdaha olumlu bir örgütlenme modeliydi.İşçi sendikaları dahil o tür örgütlen-meleri bugün yaratmamız gerektiğini

ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL ÖRGÜTLÜYÜZ,

MECLİSLERLE GÜÇLÜYÜZ

Kamu Emekçileri Cephesi 5. Kurultayını Gerçekleştirdi:

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

117HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 18: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

düşünüyorum.” Memur meclislerinde örgütlenelim

şiarı KÇSKK’in anlayışıyla ortaya çı-kan bir şiar diye düşünüyorum. KECbugün bu öngörüyü görüyor ve bukurultay buna hizmet etmek içindirdiye düşünüyorum.

Söz alan emekçilerin ardından AliErdoğan bu bölümü “reformizmle mü-cadele yaşamımızın bir gerçeği. Dev-rimden sonra da sürecek ve son sözüdevrimciler söyleyecek. Ama bizKESK, TMMOB’a sahip çıkıyoruz.Reformist anlayış yönetse de biz sahipçıkacağız çünkü bu yerleri yaratanlarreformistler değil, devrimci anlayış-lardır. Bu sendikalar bedellerle yara-tılmıştır. TÜM BEL-SEN’in yöneti-mindeki arkadaşlar bize sahip çıktı.Eylemlere katıldı, emek harcadı, buarkadaşlara teşekkür ediyoruz, amabu biz kişileri değil anlayışları tartışı-yoruz. Fiili meşru mücadele hattınısavunuyoruz” diyerek bitirdi.

İkinci oturumda, “Uyuşturucu veYozlaşmaya Karşı Mücadelede, HalkınDoktorları ve Öğretmenleri Olmak”başlığı altında AMATEM’den PsikiyatrUzmanı Dr. Vahap Karabulut, Dr. OnurBilgiç, Halkın Sağlıkçısı Dr. MustafaYurttaş, Hasan Ferit Gedik Uyuşturucuile Savaş ve Kurtuluş Merkezi‘ndenGüven Usta ve eski uyuşturucu kulla-nıcısı bir kişi konuşmacı olarak katıldı.

AMATEM’den gelen doktor, ba-ğımlılık nedir, bağımlılık süreci nasılgelişir konusunda konuşurken Dr. OnurBilgiç ise uyuşturucu gibi bağımlılıklarınekonomi ve siyasi nedenlerini anlatarakuyuşturucuyu AKP’nin özellikle yay-dığını ve halkı düşünmez üretmez halegetirdiğini belirtti.

HFG Uyuşturucu ile Savaş ve Kur-tuluş Merkezi çalışanı Güven Ustaise merkezi neden açtıklarını AMA-TEMlerin yetersizliklerini anlattı. İn-sanlara ilaç vererek hastalıklarını ya-tıştırdıklarını, devrimcilerin ve yok-

sulların yoğun yaşadığı yerlere uyuş-turucunun devlet eliyle yaygınlaştı-rıldığını ve devrimcilerin alternatifüretmek zorunda olduğunu, bu dü-şünceyle merkezi açtıklarını anlattı.

Eski uyuşturucu kullanıcısı İlkerise, uyuşturucuyu nasıl bıraktığını an-latırken merkezde sürekli olarak yenişeyler ürettiklerini, her sabah 3 turyürüyüş ve spor yaptıklarını, futbolmaçı düzenlediklerini, günlerinin doludolu geçirdiğini, arkadaşlık bağlarınıgeliştirdiklerini, ve kendilerini yalnızhissetmediklerini, bağımlılığa karşıdirenç kazandıklarını anlattı.

4+4+4 Eğitim Sistemi veGET'ler

4+4+4 eğitim sistemi konusundaÖğretmen Ufuk Kaymak sunum verdi.4+4+4 eğitim sistemi neyi amaçlar so-rusunun ele alındığı oturumda GATS,Toplam Kalite Yönetmeliği, 4+4+4 ka-demeli eğitim yasası çerçevesinde konuele alındı. Sunumda;

“1.) AKP anaokullarından başla-yarak, zorunlu veya seçmeli Din Kül-türü ve Ahlak Bilgisi dersleriyle birlikteboyun eğen, itaat eden, kendi varlığınıiktidarın varlığına bağlayan, adaletihaklıda değil güçlüde arayan, yokluğunve yoksulluğun sebebini kaderde ara-yan kuşak yetiştirerek iktidarını sonsuzkılmayı hedeflemektedir.

2.) 1990’lı yıllardan sonra belir-ginleşmeye başlayan ve dünyada eş-zamanlı devam eden eğitimin özel-leştirilmesi 4+4+4 yasasıyla sermayelehine gelişimini sürdürmektedir.

3.) Eğitim “iş dünyası” denilenemperyalizm ve onun yerli işbirlikçi-lerinin talepleri doğrultusunda yenidendüzenlenmektedir.

4.) Okullar aracılığıyla sermayeninkavramları olan “girişimcilik”, “re-kabet”, “sosyal diyalog”, “uzlaşma”gibi anlayışlar halk içerisinde yay-gınlaştırılmaya çalışılmaktadır.

5.) Eğitim bir hak olmaktan çıka-rılmaktadır.

6.) Eğitim hakkı gibi kamusal hiz-metler karşılığının mutlaka ödenmesigereken “müşteri hizmeti” olarak ye-niden tarif edilmektedir.

7.) Eğitim hakkı patron çocuklarınınyararlanacağı ayrıcalıklı bir alan olarakdüzenlenmektedir. Başlıkları ele alındı.

Tüm bu saldırılar karşısında bizkamu emekçileri ne yapacağız ne is-tiyoruz?

“Mevcut eğitim elbetteki sistemi ye-niden üreten, öğrencileri zayıf, pasif veçaresiz yetiştirmeyi hedefleyen bir araçolarak kullanılmaktadır. Ancak bizlersistemin halk düşmanı yönünü biliyoruz.Bu nedenle memur meclislerinde ör-gütleniyoruz. Halk için eğitim talebimizibüyüterek adaletsizliğin nedeni olanemperyalizm ve işbirlikçilerine karşımücadele edeceğiz” şeklinde cevapverdi ve sunumunu, “TÖS Genel Baş-kanlığı yapmış devrimci bir öğretmenolan Fakir BAYKURT’un 1968 yılındaDevrimci Eğitim Şurasında yaptığı ko-nuşmasındaki “Biz öğretmenler, nüfu-sumuzun yarıdan çoğu imza atmayı bil-mediği için biz onun söyleyen dili, kö-yüne getirilip bedava dağıtılan tohumlukbuğdayın arkasından, gemilere yüklenipgötürülen bakırı, boraksı, kromu göre-mediği için gören gözü oluyoruz” söz-leriyle son verdi.

Gönüllü Eğitim Topluluklarını an-latan öğretmen Onur Pekşen, kapita-lizmin saldırısına ve sömürüsüne karşıhalka eğitim hizmetinin alternatifiniyani ücretsiz ve halkçı eğitimi sunmakgerekliliğinden hareket ederek GET'lerioluşturduklarına değindi. Şimdilik Ga-zi'de, Kıraç'ta ve Sarıyer Dağevleri’ndesüren GET'in çalışma alanları olarakgenellikle yoksul mahalleler ve eği-timden yoksun bırakılan kesimlerin ol-duğunu dile getiren Pekşen, 'Devrimcisosyalist anlamda eğitimin pratiğidirGET'ler. Biz burada öğrencilerimizle

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL18

Page 19: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

birlikte karar almaya, onların aldığı ka-rarları hayata geçirmeye çalışıyoruz.Öğretmen, veli, öğrenci üçgeninde ortakkararlar alıp aslında yönetmeyi öğreni-yoruz, sorumluluk sahibi olmayı dahaçok öğreniyor ve birbirimizi tamamlı-yoruz' diye konuştu. GET sunumununsonunda Gazi Şehitleri PSAKD Cem-evi’nde ders verdikleri öğrencilerdenoluşan slayt gösterimi sundu. Herkesinbeğenisi kazanan gösterimde çocuklarınyaptıkları etkinliklerden bir kesit sunuldu.

Kazanmak İçin MutlakaDevrimcilerle HareketEtmek Gerekiyor

Son oturum, “Taşeronlaşma, İşçiDirenişleri Ataması Yapılmayan Öğ-retmenler” başlığıyla yapıldı. İşçi di-renişleriyle ilgili söz alan Türkan Al-bayrak, konuşmasına başlamadan önceDevrimci İşçi Hareketi’nin öncülükettiği eylemlerden oluşan bir slayt gös-terimiyle konuşmasına başladı. Albayrakkonuşmasında kısaca şunlara değindi:“Kazanmak için kararlılık ve örgütlülükşarttır. DİH; devrimciler olmadan ka-zanılamayacağını gösteriyor. Binlercekişilik TEKEL direnişi bir zaferle so-nuçlanmadı. Ama bir Türkan Albayrak,bir Cansel Malatyalı direnişleri kazanımlasonuçlandı. Kazova’da hiç akla gelmeyenbir şey oldu. Önce alacaklarımızı nasılalacağız diye tartışıldı, sonra fabrikadakimallara el koyup satalım ve paramızıoradan alalım önerisi oldu, bundan ha-reketle fabrika işgal edildi. İşte şimdiyekadar olmayan şey o anda oldu. Ve bizüretelim, biz yönetelim düşüncesi oluştu.Kazova'nın bu düşüncesi bu duyguyuyarattı: Patronsuz üretim. Zamanla bizbunu yapabildiğimizi gördük, patronolmadan üretiyor, satıyor, geçimimiziidame ettirebildiğimizi gördük. Bunudiyenler düzeni bilmeyen, AKP'ye,MHP'ye oy verenler oldu. Asıl güzelyanlarından biri de buydu.

DİH, işçileri bir araya getirmeyibaşardı, ortak hareket ettirmeyi başardı.Reformistler diyor ki, işçiler sömürüyübilecek, politikleşecek ondan sonraörgütlenir ama öyle değil. İşçiler aç,açıkta kaldıkça harekete geçiyor, pra-tiğin içinde öğreniyor. Direnmek içinher şeyi bilmek gerekmiyor. Kararlıinançlı olmak gerekiyor ve kazanmak

için mutlaka devrimcilerle birlikte ha-reket etmek gerekiyor” dedi.

Albayrak'ın konuşmasından sonrasöz alan bir emekçi DİH'in öncülü-ğünde gerçekleşen direnişlerin Ana-dolu'da yankılarını paylaştı. “SilifkeDevlet Hastanesi’nde Ayla Bilmezişinden atıldı. Cansel Malatyalı’nınTürkan Albayrak’ın günlüklerini oku-du, birlikte üzerine sohbetler edildi,tartışıldı. Bundan sonra Ayla Bilmezçadır kurma kararı aldı ve 96 gün di-rendi. MHP'ye oy veren AKP tarafın-dan işe alınan birisi Ayla Bilmez. AylaBilmez, Türkan Albayrak'ın direnişiniörnek aldı ve kazandı” dedi.

Kurultayı internetten duyup gel-diğini söyleyen başka birisi de “mü-cadele eden mücadeleyi büyüten tümarkadaşları kutluyorum. Ben çok et-kilendim buradaki konuşmalardan”diyerek duygularını paylaştı.

Ataması Yapılmayan ÖğretmenlerMeclisi adına söz alan Nurcan Kısada “niçin atanmıyoruz” sorusuna sı-nıfsal bakmadıkça gerçekçi bakma-dıkça sorunu hep kendimizde görü-yoruz. Ama sorun biz de değil eğitimsisteminin kendisinde. Eğer ekmeğinizelinizden alınıyorsa direnirsiniz. Vebiz direnişimizi Ataması YapılmayanÖğretmenler Meclisi’nde büyütme ka-rarlığındayız. Birleşik mücadele bizigüçlü kılar, gücümüz birliğimizdir,birliğimiz umudumuzdur” dedi.

Taşeronlaşma konusunda da HüseyinKalanç söz aldı ve eğitimden sağlıktanbelediyelere madencilik ve enerji iş-koluna kadar taşeronlaşmanın her alandadayatıldığını ve sendikal örgütlü mü-cadelenin önüne geçilmeye çalışıldığınıbelirttiği konuşmasında şunlara yerverdi: İŞÇİ MECLİSLERİ kıdem taz-minatının gasp edilmesi, taşeronluğungenel hale getirilmesi, kölelik bürola-rının yaygınlaşması gibi işçilere yönelikbüyük saldırıyı göğüsleyecek olan tekgüçtür. İŞÇİ MECLİSLERİ işçilerinkendi güçlerini görmelerini sağlayacaktek örgütlenme aracıdır. İŞÇİ MECL-İSLERİ çalışmaları işçilerin kendilerinegüvenmelerini sağlayacak, yönetmeyiöğretecektir.

Kurultayın ilk gününde 150 kamuçalışanı katıldı.

Devam Edecek

119HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 20: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Sarıyer Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nebağlı 16 işçi ocak ayında işten atılmışlardı. İştenatılan işçiler uğradıkları haksızlık karşısında CHPİstanbul İl Merkezi’ni iki kez işgal ederek direnişegeçtiler. Kararlı direnişleri sonunda hem işlerine geridöndüler, hem de tazminatlarını ve sosyal haklarınınkarşılığını aldılar. Direnerek kazanan işçiler geçtiğimizhafta Sarıyer Belediyesi önünde bir basın açıklamasıyaparak kazanımlarını açıkladılar. Yapılan açıklamadapark ve bahçeler işçisi Güven Darcanlı direnen tümişçiler adına konuşma yaptı. Konuşmasında uğradıklarıhaksızlıkları anlatarak ancak kararlı ve haklarınasahip çıkarak, birlikte hareket ederek kazandıklarınıanlatan Güven Darcanlı bundan sonra da işçilerolarak birliklerini büyüteceklerini açıkladı. GüvenDarcanlı’nın ardından direnişi birlikte yürüten Devrimciİşçi Hareketi adına Gürdoğan İşçi söz alarak yazılıbir açıklama okudu. Açıklamada: “Bir kez dahagörüldü ki direnmekten başka yol yoktur. Bu nedenlegeleceğimizi kazanmamızın tek yolu meşruluğu-muzdan aldığımız güçle direnmektir. Bu konuda Sa-rıyer Belediyesi işçilerinin direnişi örnektir. Şunuunutmasınlar; Sarıyer Belediyesi işçileri her zamandirenişe hazırdır. Bulduğu her yol ve araçla direnecektir.Devrimci İşçi Hareketi olarak direnen tüm işçilerlebirlikte mücadele edecek, direnecek ve kazanacağız"dedi. Okunan açıklamanın ardından “İşçiyiz HaklıyızKazanacağız!”, "Yaşasın Direniş Yaşasın Zafer!”sloganları atılarak açıklama bitirildi.

Zaferin Teminatı

Direniştir! Direndik ve Kazandık!

Çoğunluğu asgari ücret tutarındamaaş alan binlerce metal işçisinin gre-vini patronların ricası üzerine yasak-layan AKP hükümeti yaptığı 7 milyar233 milyon liralık vergi indirimiylepatronlara ‘teşvik’ yağdırdı.

Ekonomi Bakanlığı “teşvik” adıaltında patronlara milyarlarca liramızıhibe etti. Halkı vergilerin altındaezerken, asgari ücreti bile vergidenmuaf tutmazken patronlara; gelirvergisi indirimi, KDV istisnası, güm-rük vergisi muafiyeti, yatırım yeritesisi ve prim desteği başlıklarındatoplam 7 milyar 233 milyon liralıkvergi indirimi yapıldı. Ve vergi al-

mamanın adı ‘teşvik’ oldu. Ekonomi Bakanlığı’nın, Aralık

2014’e ilişkin açıkladığı teşvik yatı-rımlarından en büyük payı Ford aldı.Ford Otomotiv’e, Eskişehir’deki fab-rikası için 331 milyon 362 bin lira,Starwood firmasına 252 milyon lira,Yıldız Entegre’ye 136 milyon lira,THY’ye 264 milyon 191 bin lira,APM Liman Hizmetleri’ne 251 milyon616 bin lira, Dowaksa Kompozit’e247.5 milyon lira, Sanset Gıda’ya222 milyon 500 bin lira, Türk Pirelli’ye167 milyon 245 bin lira, Aires ElektrikÜretim’e 183 milyon 489 bin lira,

Acıbadem Sağlık’a 147 milyon lira,Türksat’a 140 milyon lira, kablo TVyatırımı için de 118 milyon lira,İçdaş’a 144 milyon lira, ŞirikçioğluMensucat’a 107 milyon 218 bin dolar,Eko Turizm’e de 105 milyon lira‘teşvik’ bahanesiyle kıyak çekildi.

Patronlara vergi indirimi yapanAKP halkın ödediği vergilere vevergi cezalarına %10,11 oranındazam yaptı. “Her mahallede bir mil-yoner yaratacağız” diyen Mende-res’in, “Ben zengini severim” diyenÖzal’ın devamı olduğunu her adı-mında kanıtlıyor AKP hükümeti.

AKP PATRONLARI SEVER!

20

Page 21: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Hak

Kaza

nman

ın T

ekYo

lu D

iren

mek

tir!

Devr

imci

İşçi

Har

eket

i

Hakl

arım

ız İç

inİş

çi K

atlia

mla

rınd

aÖl

mem

ek İç

inİŞ

Çİ M

ECLİ

SLERİN

DE

ÖRGÜ

TLEN

ELİM

Devr

imci

İşçi

Har

eket

i

En Sır

adan

Hak

lar

Dahi

Devl

etle

Kav

ga E

tmey

iGö

ze A

lmad

anKa

zanı

lam

az!

Dev

rim

ci İş

çi H

arek

eti

İşçi

leri

n Sö

z Ve

Kar

ar

Hakl

arın

a Sa

hip

Olac

akla

rı Ö

z Ör

gütlü

lükl

eri

İŞÇİ

MEC

LİSL

ERİDİR

!

Dev

rim

ci İş

çi H

arek

eti

DİH

’li i

şçile

r; b

u sa

yfanın

fot

okop

isin

i çek

ip u

laşa

bild

iğin

iz h

er iş

çiye

ula

ştırın

...

Page 22: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

HALK MECLİSLERİ1. KURULTAYIÇALIŞMALARISÜRÜYOR!

Halkın Sorunlarını Halk, Meclis-lerde Örgütlenerek Çözebilir!

Armutlu’da Halk Meclisleri Ku-rultayı'nın Çağrı Afişleri Yapıldı

Armutlu Halk Meclisi çalışanları1 Mart’ta yapılacak Halk Meclisleri1. Kurultayı'nın çağrı afişlerini ma-hallenin değişik yerlerine astılar. 16Şubat'ta halk meclisi önlükleri giyilerekmahalle gezildi ve yaklaşık 50 afişasılarak halk kurultaya çağrıldı. Akşamise halk meclisi önlükleri giyen 7 halkmeclisi çalışanı Armutlu ana caddeboyunca 7 kahvehaneye ve esnaflarauğrayarak çağrı el ilanlarını dağıttılar.Yaklaşık bir saat süren çalışmada 250el ilanı dağıtıldı. El ilanı dağıtımı sıra-sında mahallede yozlaşmanın adresleriolan iki birahaneye de girilerek konuşmayapıldı. Yapılan konuşmada birahane-lerin yozlaşmanın merkezi olduğu,buna izin verilmeyeceği belirtildi. Bi-rahanelerdeki konuşmalardan sonramahalledeki kahvehaneler gezildi. Kah-vehanelerde konuşmalar yapıldı. Ya-pılan konuşmalarda halk meclislerikurultayına çağrı yapıldı.

İkitelli’de KurultayAfişleri Asıldı

İstanbul İkitelli Köyiçi’nde 14 Şu-bat günü Halk Meclisleri Kurultayıçalışması yapıldı. Çalışma esnasında"kolay gelsin!" diyerek gelen işçilerlesohbet edildi. Halk Cepheliler kurul-tayın nasıl olduğunu, halk meclisininnasıl çalıştığını, nasıl kararlar alındığını

anlatarak işçileri İkitelli Halk Mecli-si’ne davet ettiler. Çalışmada 50 afişyapıldı. Afiş çalışması esnasında soh-betlerde Yürüyüş Dergisi’nin tanıtımıyapıldı ve 7 dergi halka ulaştırıldı.

Bağcılar’da Halk MeclisleriKurultayı’nın ÇalışmalarıBaşladı

İstanbul Bağcılar’da 10-11 Şubatgünlerinde yapılan afişlemelerle HalkMeclisi Kurultayı’nın çalışmaları baş-latıldı. 10 Şubat günü liseli mecli-sinden ve halk meclisinden 2 kişininyaptığı afiş çalışmasında Yenimahal-le'nin ara sokakları ve Yürüyüş Yoluafişle donatıldı. 11 Şubat günü liselilerve Halk Cephelilerin afiş çalışmasındaKirazlı Mahallesi’nin büyük bir kıs-mını afişle donattılar. Çalışmada 120afiş asıldı. Halkla, esnafla sohbetlerdeHalk Meclisi Kurultay’ının duyurusuyapılmaya başlandı.

Çayan: 17 Şubat’ta yapılan ça-lışmada Güzeltepe Mahallesi’ndekahveler ve köy dernekleri gezilerekkurultaya davet edildi. Yapılan ça-lışmada 500 adet bildiri dağıtıldı.

Esenyurt: 1 Mart Pazar günü bi-rincisi yapılacak olan Halk MeclisiKurultay çalışmalarında 16 Şubat’taafişlemeye çıkan Halk CephelilerEsenyurt Meydanı'na toplamda 50afiş yaptı.

İkitelli: Halk meclislerinin 1Mart’taki kurultay çalışması çerçe-vesinde 17 Şubat’ta Parseller Arena-park durağında 19.30-20.30 saatleriarasında bildiri dağıtımı yapıldı. 1Mart’ta Gazi Mahallesi’nde yapılacak

olan kurultay için İkitelli’den de otobüskaldırılacağı söylendi. Toplam 200kurultaya çağrı bildirisi dağıtıldı.

Sarıgazi: 1 Mart’ta yapılacakHalk Meclisi Kurultayı’na çağrı ama-cıyla Sarıgazi'de 100 afiş yapıldı. 17Şubat’ta 1 saat kapı çalışması yapı-larak kurultaya çağrı bildirileri da-ğıtıldı.

Okmeydanı: Halk Meclisi Ku-rultay çalışması kapsamında 17 Şu-bat'ta Fatih Sultan Caddesi'nde bildiridağıtımı yapıldı. Bildiri dağıtımındahalka sorunların çözümünün halkmeclislerinde örgütlenmekle mümkünolduğu anlatıldı. Bir saat süren bildiridağıtımında 200 adet bildiri halkaulaştırıldı.

YYenilmez BirGüç Kazanırlar!

Küçükarmutlu

Bağcılar

İkitelli

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL22

SorundaOrtak Olanlar,Çözümde de OrtakOlduklarında

Küçükarmutlu

Page 23: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

"Milyonları Halk MeclisleriyleÖrgütleyeceğiz" sloganıyla 15 Ocak'taGazi'de Hasan Ferit Uyuşturucu ileSavaş ve Kurtuluş Merkezi'nde ya-pılan toplantıda 1 Mart tarihinde ger-çekleştirilecek 1. İstanbul Halk Mecl-isleri Genel Kurultayı’na katılım çağ-rısı yapıldı. Kurultayın amacı, he-defleri ve çalışma yöntemleri üzerinekonuşmalar yapıldı. İstanbul’un yoksul mahallelerinde

kurulan halk meclisleri komitelerive farklı meslek alanlarında kurulankomiteler bunun için biraraya geldiler.“Yoksulluğa Ancak Yoksullar SonVerebilir”, “Halk Meclisleriyle Hal-kın İktidarını Kuracağız” pankart-larının olduğu halk meclisi kürsü-sünde düzene alternatif olmak ge-rektiği ortaya konuldu.

Sorunlarımız dağ gibi. Sorunlarıyaşayan bizler halk olarak geleceği-miz hakkında hiçbir söz ve kararhakkına sahip değiliz. Oligarşi çözümdeğil çözümsüzlük üretiyor.

Çözüm gücü olabilmekiçin örgütlenmeliyiz diyoruz.Ancak halkın öz örgütlen-meleri yaratılarak halkın so-runları çözülebilir. 1. HalkMeclisleri Kurultayı'nda so-runlarımızı nasıl çözeceğimizibirlikte tartışacağız. Ve ortakkararlar alacağız.

Halk MeclisleriKurultayıHalkın Çözüm Gücü

OlmasındaBir Basamaktır

Sorunlarımız ortada ve bilinmek-tedir. Asıl olan sorunlarımızı kimin,nasıl çözeceğidir. İşte kurultayın asılamacı da bu noktadır. Kurultaydaörgütlenme sorunlarımızı tartışacağız.

Neden? Çünkü sorunlarımızın çö-zümü örgütlenmededir. Kendi öz ör-gütlenmelerimizi yaratarak sorunla-rımızı çözeceğiz.

Düzen, çözüm için bize belli ad-resler, araçlar, yollar çizer. Tüm ad-resler, araçlar, yollar düzene yaniçözümsüzlüğe çıkar. Sorunlarımızınkaynağı olanlar halka çözüm ola-mazlar, halka umut olamazlar.

Ne diyorlar bize? "Başka yol aramayın. Çözüm

sandıkta, seçimlerde" diyorlar. Birdüzen partisi diğerine karşılık ken-disini halka çözüm diye sunuyor.Reformist, oportünist yasal partilerkendilerinin sol, sosyalist olduğunu

söyleyerek adaleti kendilerinin sağ-layacağı, yoksulluğu, açlığa, işsizliğekendilerinin çözüm olacağını söylü-yorlar. Oysa daha baştan çözümüdüzenin parlamentosu içinde arayarakdüzen partilerinden hiçbir farklarıolmadıklarını gösteriyorlar.

Sorunlarımızı hiçbiri çözmüyor,hiçbiri çözemez. Tam tersine sorun-larımızı daha da büyütüyorlar. Pekineden çözemiyorlar? Neden çöze-mezler?

Sorunu yaratan emperyalist-ka-pitalist düzendir. Bu düzenin dışınaçıkmadan sorunlar çözülemez. Oysaonlar çözümü düzenin sınırları içinehapsediyorlar.

Halka çözüm umudu olarak su-nulan düzen partilerinin ve örgütle-rinin hiçbirinde halkın inisiyatifi,iradesi yoktur. Halkı pasif destekçidurumuna sokmaktadırlar. Onlar içinhalk sadece oy veren, başka da birrolü olmayan kuru, cansız, ölü bir

kalabalıktır. Halkın kendi hak-kını aramasını da istemez dü-zen partileri ve örgütleri. Kı-sacası halk onlar için hakkınıaramaması gereken basit biroy gücüdür. Halkı pasifleştirir,edilgenleştirir...

Halka güvenmezler. Halkınkendini yöneteceğine inan-mazlar. Dahası halktan kor-karlar. Çünkü halkın çıkarla-rıyla düzenin çıkarları aslauyuşmaz, birbiriyle çatışır.

Kurultay halkın kendisinin

1. İstanbul Halk Meclisleri Kurultayı’nda Buluşalım! CEPHELİLER, KURULTAYA ONBİNLERİ TAŞIYALIM!

HALKIMIZ, GÜCÜNÜ BÜYÜT Kİ HAKLI OLAN KAZANSIN!

Yoksulluğa, Uyuşturucuya, Kentsel Dönüşüme Karşı

SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜMÜ İÇİNÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL

HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

23HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 24: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

çözüm gücü olacağını ortayakoyacak, bunun nasıl sağla-nacağını tartışacaktır. Kurul-tay bunun aracı olarak halkmeclislerini önermektedir.

Tüm HalkıKucaklayacak,Sorunları Çözecek,Çözüm İradesiOlacak Tek GüçHalk Meclisleri Olacaktır

Halk meclislerinin gücü niteli-ğinde, işleyişinde ve karakterindedir.

Halk meclislerinde halk asli un-surdur. Halk meclisleri tüm halkı se-ferber eder, aktif hale getirir. Oligarşi,düzen partileri, tüm kurumlarıylahalkı politikadan uzaklaştırmaya ça-lışırken halk meclisleri halkı politi-kanın içine çeker. Dolayısıyla so-runlarının tartışılması ve çözümündedoğrudan söz ve karar sahibi yapar.

Halk yönetmeyi öğrenir, bizzatkendi kendini yönetir.

Halkın en geniş kesimlerini bağ-rında taşır. Milliyet, mezhep, meslek,etnik köken vb. ayrımı yapmaz. Ter-sine bu ayrımları ortadan kaldırır.Bu örgütlenmede sadece halk düş-manları yer alamaz.

Halk meclisine üye olma, görevalma gönüllülükle olur. Katıldıktansonra da tüm çalışmalara; görev üst-lenme, denetim, kontrol, çalışma,söz, yetki ve kararda herkes eşittir.Herkes aynı haklara sahiptir. Kararalma ve kararı uygulama süreci üye-lerin tartışması ve salt çoğunluklakarara bağlanmasıyla olur.

Kalıcı, sonuç alıcı çalışmanın,mücadeleyi geliştirmenin, halkın ken-di kendini yönetmeyi öğrenmesinin,devrim mücadelesini kendi dışındagörmemesinin, kendi sorunlarına sa-hip çıkmasının yolu taban örgütlen-melerinin yaratılmasıdır. Meclislerinönemini belirleyen de bu yanıdır.

Tüm bu yanlarıyla halk meclisleriher anlamda düzene, onun örgütlen-melerine alternatiftir. Oligarşi ve bugüngenel olarak AKP'nin halk meclisle-rinden korkusu buradan kaynaklan-maktadır.

Halk MeclisleriKurultayının ÖnemiHalka SorunlarınıKendisinin Çözebileceğiniİşaret Etmesidir

Başta düzen partileri olmak üzere,reformistlerin, oportünistlerin düzeninparlamentosunu çözüm olarak gös-terdikleri ve sorunlarımızın diz boyuolduğu bir süreçte kurultayın önemiaçık ve nettir.

Sorunlarımızı düzen ve onun güç-leri değil biz çözebiliriz. Yoksulluğaancak yoksullar son verebilir diyoruz.

Sorunlarımızın çözüm gücü düzenpartileri ve parlamentosu değil halkkomiteleri, meclisleridir.

Alternatif olan biziz. Umut düzende değil, umut halkın

öz örgütlenmelerindedir, mücadele-sindedir.

Kurultay bunları tartıştıracaktır.Bunları ortaya koyacaktır.

Kurultay biraraya gelip sorunla-rımızı tartışabileceğimizi, örgütlene-bileceğimizi, karar alıp hayata geçi-rebileceğimizi gösterecektir. Bunungeçmiş örneklerini ortaya koyacak,geçmiş deneyimler ışığında daha ileriörnekler yaratabileceğimizi göstere-cektir.

CEPHELİLER! KURULTAY ÇALIŞMASI AYNI

ZAMANDA BULUNDUĞUMUZ ALAN VE

BİRİMDEKİ ÖRGÜTLENMEMİZİ BÜYÜT-

ME ÇALIŞMASIDIR Ciddi sorunlar karşısında kitleler

genel anlamda örgütsüzdür. Örgüt-süzlüğün yarattığı sorunları ve so-nuçları hemen her an fazlasıyla ya-şıyoruz.

Meseleye daha apolitik ba-kanlar bunca sorun varken hal-kın, kitlelerin neden tepki ver-mediğine şaşmakta dahası "buhalka müstahak" diyerek kız-gınlıklarını dile getirmektedir.Oysa bu apolitik ve yüzeyselbir yaklaşımdır. Kitlelerin ya-şadıkları sorunlar noktasındamemnun olduklarını söylemekeşyanın doğasına aykırıdır. Sorunaçıktır. Kitleler hayatından mem-

nun değildir. Hayatın sorunlarınakendince çözümler bulmaktadır. Ge-nel olarak da düzenin çözümlerininpeşinden gitmektedir. Neden? Çünkübaşka alternatif, çözüm yolu göre-memektedir.

Sorun bu anlamda asıl olarak biz-dedir. Bunun için her fırsatta kitlelereçözümün devrimci yolunu göstermelive halkı kendi kavgasının içine çek-meliyiz. Kurultay çalışması bunahizmet etmelidir. Kurultay için git-tiğimiz, konuştuğumuz, bizzat ku-rultaya taşıdığımız her insan bizimdüşüncelerimizle tanışacaktır.

Diğer yandan pek çok alan ve bi-rimde hala meclis ve komitelerinnasıl oluşturulacağı, nasıl yaygınlaş-tırılacağı, nasıl çalışacağı istisnalarhariç kafalarda yeterince somut dadeğildir. Kurultay çalışması ve ku-rultayda ortaya konulacak örnekler,tartışmalar ve deneyim aktarımlarıkafamızdaki belirsizlikleri de ortadankaldıracaktır.

Cepheliler, binleri, onbinleri ku-rultaya taşıyalım.

Kurultay çalışması sadece kurultayafişlerini belli yerlere astığımız, ku-rultayla ilgili çağrı bildirilerini sınırlısayıda insana dağıttığımız bir çalış-madan ibaret olmamalıdır.

Bunun için KURULTAY ÇALIŞ-MA KOMİTELERİ kurmalıyız. Bukomitelerde bizzat halktan, kitledeninsanları da katarak, çalıştırarak halkmeclislerini, öğrenci, işçi, memur,mühendis... meclis ve komitelerinitartışalım, tartıştıralım.

KURULTAY ÇALIŞMA KOMİ-TELERİ salt kurultaya daha çokinsan katmaya hizmet etmenin deötesinde bizzat kendi birim ve ala-nımızda meclis ve komitelerin olu-

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL24

Page 25: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

şumuna, yaygınlaşmasına da araç ola-caktır.

Komitelerimizin başarısı, -Komitelerimizi işler hale getirerek,

çok sayıda komite kurarak komitetarzı çalışmayı kavratmak ve benim-setmek,

- Daha çok insanı kurultaya taşımak, - Birebir konuşarak, bildiri, el ilanı,

afiş, duvar yazılamaları, söyleşiler,küçük-büyük toplantılar vb. ile çoksayıda insana meclis ve komiteleritartıştırmak, anlatmaktır.

HALKIMIZ! HALK MECLİSLERİNDE ÖR-

GÜTLENME ÇAĞRIMIZ, SORUNLARIMIZI BİRLİKTE

ÇÖZME ÇAĞRIMIZDIR! Paylaşmak acıları azaltır, çözümleri

ve umudu büyütür diyoruz. Sorunlarımızı biz çözmezsek kimse

çözmeyecek. Hemen hepimiz kom-şumuzdan, çevremizden dert yanıyoruz.Herkesi duyarsız olmakla suçluyoruz.Gerçek hiçte böyle değildir.

Halkımız düzenin tüm apolitikleş-tirme çabalarına rağmen genel olarakpolitikaya duyarlı ve ilgilidir. Sorun-larını konuşmakta ve çözüm aramak-tadır. Ancak çözümün yolunu bilme-mektedir. Kafası düzen tarafından ön-yargılarla, korkularla, kaygılarla, ge-riliklerle, bencilliklerle doldurulmuştur.

Genel olarak herkes kendisini yalnızve dolayısıyla da güçsüz hissetmektedir.

Gerçek bu değildir. Biz milyonlarız.Biz Kürdüyle Türküyle, Alevisi, Sün-nisi, işçisi, memuru, köylüsü, esnafı,aydını, sanatçısını, öğrencisi, işsizi,mühendisi, emeklisi ile halklarız. Haklıbiziz.

Biz örgütlendiğimizde, Biz hakkımız olanı istediğimizde, Biz sonuna kadar ısrar ettiğimizde, Biz devrim ve iktidar yolunda iler-

lediğimizde, Bizi hiçbir güç durduramaz. Çağ-

rımız bunun içindir. 1. İstanbul Halk Meclisleri Kurul-

tayı'nda senin de söz ve karar hakkınvar. Kurultaya katıl, kurultaya başkainsanları da kat. Gücünü büyüt.

Gücünü büyüt ki haklı olan ka-

zansın.

Halk Meclisi

İdil Halk Meclisi Toplantısında Buluştuk

“Sorunda Ortak, Çözümde Ortak!” İdil Halk Meclisi 15 Şubat’ta kahvaltıda bir araya geldi. Yoğun bir katılımla

gerçekleştirilen kahvaltı neşeli bir sohbet şeklinde devam etti. Kahvaltısonrasında işleyişi süren ve yeni kurulacak olan komisyonlar konuşuldu.İşleyişi süren komisyonların faaliyetleri, yapacakları yeni etkinlikler tartışıldı.Gerek duyulan ve kurulması gereken yeni komisyonlar önerildi. Karşılıklıfikir alışverişi ve önerilerle sohbet sürdü. Meclis üyelerinden bir aile, ev ha-nımlarının el işi yapmasını ve bununla kermes oluşturulmasını önerdi. UmudunÇocukları Orkestrası’ndan Barış, yeni açılacak kursların afişlerini el ilekendisinin çizebileceğini ve kendi mahallesinde asabileceğini belirtti. Meclistoplantısı iki hafta sonra tekrar biraraya gelmek üzere sona erdi.

Berkin’in Katilleri!Devrimcileri Kaçırmaktan

Gözaltına Almaktan Vazgeçin!Antep’te 11 Şubat tarihinde, Halk Cepheliler son günlerde polisin dev-

rimcilere yönelik saldırılarına karşı eylem yaptı.Yeşilsu Meydanı’nda yoğunyağmur altında yapılan eylemde okunan açıklamada, Antep’de HalkCephelilere yapılan saldırılar anlatıldı; Yürüyüş Dergisi dağıtan HalkCephelilere hiçbir gerekçe gösterilmeden saldırıldığı, devrimcilerin sokaklardanplakasız araçlarla ve işkencelerle kaçırıldığı söylendi.

Yapılan eylemde ayrıca Ankara’da Berkin için adalet isteyen Dev-Genç’lilere yapılan saldırılara, İstanbul’da yoksul gecekondu mahallelerindeyapılan ev baskınlarına da değinildi.

Antep Halk Cephesi, yapılan tüm bu saldırıların Berkin Elvan ve UğurKaymaz için yürütülen adalet mücadelesini sindiremeyeceği, Berkin’in veUğur’un hesabının er ya da geç sorulacağını vurguladı.Antep Halk Cephesi,Antep’te tek bir Halk Cepheli’nin başına birşey gelmesi durumunda GaziantepEmniyet Müdürlüğü’nün sorumlu olacağını da açıklamanın sonunda ekledi.

Adalet İstemek Halkın En Meşru Hakkıdır!Halkın Hukuk Bürosu Bakırköy Adliyesi önünde, 13 Şubat tarihinde bir

eylem yaptı.Yapılan eylemde okunan açıklamada şunlara değinildi; Hicri Selvilerve Leyla Erdoğan AKP kongresinde "Berkin Elvan'ın Katilleri Yargılansın -Dev-Genç" yazılı pankartı açtıkları için tutuklandılar.Bu hukuksuz tutuklamakonusunda açıklama yapan, HHB avukatlarından Av. Aytaç Ünsal: "AKP'ninyargısı böyledir: Hırsızlara çaldıkları paralar 5 dakika içerisinde faiziyle iadeedilirken, Berkin için adalet isteyenler 5 dakikada tutuklanıyor. Berkin’inkatilleri bu kadar zaman yargı önüne çıkarılmıyor. Biz bu hukuksuzluğu heralanda teşhir etmeye ve adalet mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz!"dedi. 20 kişinin katıldığı eylemde, HHB avukatı Şükriye Erden açıklamayı oku-duktan sonra sloganlarla bitirildi. Eylemin ardından Halkın Hukuk BürosuHicri Selviler ve Leyla Erdoğan'ın tutukluluklarına itiraz dilekçesi verdiler.

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

25HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 26: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

1 Mart’ta yapılacak Halk Mec-lisleri Kurultayı hakkında kurultayçalışması yürüten Küçükarmutlu HalkMeclisi kurucularından Songül Çimenve Alibeyköy Halk Meclisi üyelerindenDeniz Sevük ile yaptığımız röportajıyayınlıyoruz.

***

Yürüyüş: Öncelikle kendinizitanıtır mısınız? Halk Meclisi Ku-rultayı nerede, ne zaman yapılacakve kimler katılacak? Kurultayınkapsamı ne olacak?

Deniz Sevük: Alibeyköy’de otu-ruyorum.

Tarih olarak 1 Mart’ta yapılacak.Yer olarak Gazi Mahallesi’nde BüyükGazi Parkı’nda yapacağız.

10 bin kişilik katılım hedefliyoruz.Halk meclislerinin kurulduğu ma-halleler, özellikle yoksul mahalleleriesas alıyoruz. Ama genel olarak ku-rultaya katılım hedefimiz İstanbul’da-ki her mahallede kurulacak halkmeclisleriyle kitleleri oraya taşımak.

Amacımız halkı örgütlemektir.Yoksulluğu yoksullar yener şiarıylayola çıktık. İstanbul’da yoksul ma-hallelerde yozlaşmanın, ekonomik zul-mün bitirilmesi noktasında mücade-lemiz var. Baktığımızda Türkiye’deyolsuzlukların aklandığı, katillerin kol-landığı bir zaman diliminden geçiyoruz.Her gün gazeteciler, öğrenciler, ay-dınlar, sanatçılar, devrimciler hapse-diliyor. Yarı açık cezaevine dönüşmüşbir ülkeden bahsediyoruz.

Kapsam olarak sadece yoksullarıesas almadık. Bu kurultayda Türki-ye’deki faşizmin saldırılarına uğrayantüm halkımız hedef kitlemizdir.

Asıl amacımız örgütlülüğü kendisokaklarımızdan başlatıp bütün Tür-kiye’ye yaymaktır. Kurultayımızın

amacı bu. Bu noktada öğrenciler debunun bir parçası, işçiler de bununbir parçası, yoksul aileler de bununbir parçası, memurlar da bunun birparçası, sanatçılar, aydınlar, hukuk-çular...

Yürüyüş: Kurultayda nelertartışılacak peki?

Deniz Sevük: Halk meclisleriniilk kurduğumuz zaman özellikle kendimahallelerimizde, kendi sokaklarımız-daki hukuksuzluktan halkın hukukuylaçözüm aramakla başladık. Tartışaca-ğımız konular sadece kendi mahalle-lerimizdeki meseleler değil. Biz Ka-radeniz’deki HES’leri de tartışacağız,derelerimizi de tartışacağız, kentseldönüşümle yıkılan evleri, Kürt soru-nunu da tartışacağız, Alevilerin inanç-larını ötekileştirmeyi de tartışacağız.Yani bizim kurultayda tartışacağımızasıl nokta Misak-i Milli sınırları içe-risinde her bir vatandaşımızın her günkarşılaştığı sorunlarla ilgili bütünsorular tartışılıp, çözümler üretmek.

Yürüyüş: Kurultayın hedefi nedir?

Deniz Sevük: Öncelikle hedefmilyonlar olmak. Milyonlar olabil-menin de rotası kurultaya katılmak.

Halk ım ız ıtek tek birkar tanesigibi düşü-nürsek tekbaşına hiçbirşeydir. An-cak bu kartanelerini biraraya getiripbüyük birtop yapıpyuvarladığı-mızda önünde hiçbir gücür durama-yacağı çığa dönüşür. İşte biz meclisörgütlenmelerimizle bu çığı yaratacakkartopunu yapmaya çalışıyoruz.

Bunu yaparken de tabi ki faşizminsaldırıları hiç eksik olmuyor. Biz so-kaklardan, mahallelerden, İstan-bul’dan başlayıp da ülkeye bu örgütlümücadeleyi yayabilirsek hedefimizinsonucu belli. Devrim hedefiyle yü-rüyoruz. Ona inanan Cepheliler olarakyürüyoruz. Kurultayda tartışmalarınardından bir sonuç bildirgesiyle ilerikidönemlerle ilgili bu yıldan başlayıp,her yıl yapabileceklerimizle ilgili he-defler koyacağız. Bu hedefler doğ-rultusunda hareket edeceğiz.

Ankara’ya yapabileceğimiz 1500kişilik adalet yürüyüşü düşünüyoruz.Yozlaşma, kentsel dönüşüm AKP’ninhalkımıza yönelttiği temel saldırı-lardır. İşçi katliamları ve HES’lerde halkımıza yönelik önemli saldırı-lardır. Yine adaletin olmadığı yerdehiçbir hak aramaya izin verilmiyor.Adalet talebi halkımızın en temeltaleplerindendir. Tüm bu sorunlarıbir arada düşünebileceğimiz ve so-runları doğuran, merkez olan Anka-ra’ya bir adalet yürüyüşü düşünüyo-ruz.

Deniz Sevük

Meclislerimizle, MilyonlarcaKar Tanesi Olan Halkımızdan

Kartopu Yaparak Bir ÇIĞ Yaratacağız!

Röportaj

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL26

Page 27: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Yürüyüş: Peki kurultaydan negibi sonuçlar çıkacak?

Deniz Sevük: Kime dokunsanbin ah işitiyorsun. Aslında halkımızbir çok sorunun farkında. Faşizminsaldırıları karşısında tepkili de. Butepkisini nereye nasıl yönelteceğinibilmiyor. Bu noktada temel sorunu-muz örgütsüz oluşumuz. Meclisleri-miz halkın en geniş kesimini örgütlümücadelenin içine katmaktır. Bu ku-rultayımız ise İstanbul’un bir çokmahallesinde aylardır süren meclisçalışmalarımızı ete kemiğe bürün-dürmektir.

Kurultayda sorunlarımızı ortayakoyacağız ve binlerle bu sorunlaraçözümler arayacağız... Halkımız kendisorunlarını çözmeye başladı mı işteönünde durulamayacak çığı oluşturankartopunu yaptık demektir...

Songül Çimen (Halk Meclisi Ku-rucularından)

Yürüyüş: Kurultay hakkında si-zin düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Songül Çimen: Kurultayın amacıhalk meclislerini hayata geçirmek.Her mahallede halkı örgütlemek, bi-linçlendirmek. Halkın kendi sorun-larını kendisi çözmek için halk mec-lislerini kuruyoruz. Büyük geniş bir

kurultayda bütün halkı kendi sorun-larına sahip çıkmak için kendilerininçözeceklerini görecekler. Ülkeninher tarafına yaymayı düşünüyoruz.Sadece İstanbul’da değil. Şu andakurultayımız İstanbul’da olacak amaAnadolu’nun her tarafına yaymayıdüşünüyoruz. Çünkü halk meclislerihalkın kendisini ifade edeceği yerlerolacağı için bu kurultayın önemi bi-zim için büyük.

Kurultayda tartışacağımız gündem-lerimiz var. Mesela yıkımlar var. Ondansonra uyuşturucu, en çok can yakıcı.Halkın adalet talepleri var. Adaletsizlikdiz boyu... aldı gitti. Bunlar tartışılacak.En ön planda bunlar. Kurultayda tar-tışmaya açacağımız konular var. Ön-celikle uyuşturucuyla, adalet talebimiz.Berkin’imizin katilleri belliyken hiçbirimahkemeye çıkmadı. Gençlerimiz ölü-yor, yeni yasalar çıkıyor. İşçiler hakkınıaramak için sokağa çıksa ona yasalarçıkarıyor. Öğrenciler çıksa ona yasalarçıkarıyor. Kurultayımızda bunlar datartışılacak.

Hedefimiz büyük. 10 bin kişilikbir kurultay hedefliyoruz. Belki dahada üzerine çıkarız. Bu şekilde hedefkoymamızın sebebi, hedefler bizi şa-şırtmıyor. Bu hedefleri Grup Yo-rum’dan öğrendik. Grup Yorum 30bin kişi dedi, 50 bin oldu. 350 bin

dedi, 500 binoldu. Onuniçin bizde de-dik hedef ko-yalım. İnşal-lah bu hedefinüstüne de çı-karız. 10 binkişiden aşağıinmesini dehiç istemiyo-rum. İstemi-yoruz çünküçalışıyoruz...

Yürüyüş: Peki kurultaydan negibi sonuçlar çıkacak?

Songül Çimen: Kurultaydan çı-kacak sonuçlar bizim çalışmamızabakıyor. Sonuçlar halkın daha çoksahiplenmesiyle şekillenecek. Dahagüzel olması için daha çok sahip-lenmek, herkesin daha çok çalışmasıgerekiyor. Yeni yeni görevler düşüyor,yeni meclisler kurmak düşüyor. Onuniçin meclisleri Anadolu’nun her kö-şesine taşımayı düşünüyoruz. Halkmeclisleri bizim için çok önemli.Halkın kendi gücünden, birliğindenbaşka gücü yok. Yozlaşma aldı başınıgitti. Halk meclisleri ezilen halklariçin çok önemli. Bütün insanlarındanda buna önem vermesi gerekiyor.

Tutsakların 24 saat kamera ile izlenmesine ve camkafeslere izin vermeyeceğiz!

14 Şubat 2015 tarihinde, TAYAD’lı aileler Dersim’deAKP İl Binası önünde, hapishanelerdeki saldırılara karşıbir eylem yaptı.Yapılan eylemde devrimci tutsaklara, Ftiplerinde tecrit içinde tecrit yaşatıldığı, kamera ve camkafeslerin de tecrit işkencesinin bir parçası olduğusöylendi; “Boşuna uğraşmayın sizin kafes ve kamerasaldırınızı evlatlarımız kabul etmeyecek. Bizler de heryerde evlatlarımızın sesi olmaya devam edeceğiz.” Ev-latlarımızın 24 saat izlenmesine izin vermeyeceğiz.Tecrit hücrelerinde evlatlarımızı kamera ile izlemek ah-laksızlıktır. Avukat görüşlerini cam kafeslerle engellemeyeçalışmak faşizmin alçaklığını gösteriyor. Çünkü devrimcitutsaklardan korkuyorlar. “Onları teslim almak istiyorlar.Onları bugüne kadar hiçbir saldırı ile teslim alamadılar.Bugün de teslim alamayacaklar.” denildi.

TAYAD’lı ailelerin eylemi sırasında AKP’nin katilpolisleri her zamanki gibi önlemlerini almıştı. Eylem

öncesi TAYAD’lı aile-lere gözdağı vermeyeçalışsalar da TAYAD’lıailelerin kararlı tutumukarşısında geri adım at-tılar.

TAYAD’lı aileler, ya-pılan açıklamanın arka-sından devrimci tutsaklara yönelik her saldırının hesabınınsorulacağını da söyleyerek eylemlerini sloganlarla bitir-diler.

14 Şubat günü saat 12.30’da AKP il binası önünegiden TAYAD’lıları AKP’nin bekçileri polisler karşıladı.Onlarca sivil polis ve hemen ileride TOMA’sı ve çevikkuvveti ile önlem almıştı. AKP’nin bekçileri ile bir sürekamera çekimi nedeniyle tartışma yaşandı. Bu sıradakorkak polisler kendi fotoğraflarının çekilmesindenrahatsız olacaklar ki, çekim yapan arkadaşımıza sataşmayaçalıştı. Gerekli cevap verilerek eylem başlatıldı.

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

27HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

DEVRİMCİ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR!

Songül Çimen

Page 28: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Tarihte adı en çok anılan ayaklanmadır Spartaküs’ünönderlik ettiği köle ayaklanması.

Gladyatör okulundan, içinde Spartaküs ve Kriküs’ünde bulunduğu 60 gladyatörün kaçarak başlattığı bu isyanM.Ö. 74 yılında Roma’da başlamıştı. Vezüv dağına var-dığında artık isyan bir çığ olmuştur.

Zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyi olmayankölelerin isyanıydı bu. Kölelerin hayatı sahiplerinin ikidudağı arasında bir yaşamdı. Sabahtan akşama kadardurmadan sahipleri için çalışan hakarete uğrayan, dayakyiyen, damgalanan, zincirlenen, cezalandırılan, öldürülenköleler için insanca yaşamak büyük bir özlemdi.Hizmet ettikleri evde, çocuk, kadın, gelin, yaşlı,evin sahibi, karısı yani herkes emir verebilircezalandırılabilirdi. Yine aynı durum ça-lıştıkları çiftliklerde, işliklerde de geçer-liydi. Kahya vb.leri aynı şeyleri yapardıkölelere.

Çalıştıkları evlerde, çiftliklerde, iş-liklerde, kölelere ait olan tek şey sa-hiplerinin kaçmasınlar diye onları zin-cirledikleri zincirlerdi. Bu şartlar altındayaşamak ölümden farksızdı onlar içinve ayaklanma çağrısını duyan kölelerölüm tehlikesine aldırmadan bu zincirlerdenbirer, onar yüzer kurtulup Spartaküs’e katılı-yordu. Sadece köleler değildi katılanlar, toprağınıbüyük toprak sahiplerine kaptıran, toprağında bir kölegibi çalıştırılan köylüler, iş yerlerini kaybeden, efendilerinyanında bir köle gibi çalıştırılan zanaatçılar da Spartaküs’ekatılıyordu.

Ayaklanmacıların sayıları arttıkça kendi içlerinde dedüzenlemeler yapıyorlardı. Gelenlerin durumlarına göre(yaşlı, kadın, genç, çocuk vb) ayırıyorlar, savaşacak durumdaolanlar bölüklere ayrılarak savaş eğitimi verilirken başlarınada gladyatörler getiriliyordu. İsyana katılanların yeteneklerine,emeklerine göre sorumlulukları da artıyordu. Vezüv dağındaRomalıları yendikten sonra sayıları iyice artan isyancılar“Güneş Şehri”ni kurmak için oradan ayrıldılar.

İsyan ile birlikte yeni bir yaşam biçimi ortaya çıkıyordu.Düne kadar çalışıp emek harcadıkları, yaptıkları her işinkarşılığı hakaret, cezalandırma, ölüm, zincire vurulma,ölmeyecekleri kadar yiyecekti. Artık yaptıkları her iş,harcadıkları her emek kendi yaşamlarının daha insancaolması içindi. Onbinlerce köle bir arada yaşıyor, beraberçalışıyor, ortak üretiyor, ortak tüketiyordu.

Kurdukları Güneş şehrinde Keltler, Trakyalılar, La-konyalılar, Suriyeliler, Afrikalılar, Galyalılar vd. hermillet kendi mahallesinde kendi kültürlerine has evleryapıyorlardı. Örneğin zenciler kendilerine ev yapmakiçin hasır örüyor, Trakyalılar ‘yurt’ dedikleri kulübeleriniçepe çevre sarmak için keçi derileri topluyor, Lakonyalılarve Somnsalılar damları koni biçimindeki minnacıkevlerini tezek, kömür toz ve çakıllı kumla yapıyorlardı.Yeni bir şehrin yeni bir yaşamın ilk adımlarını hepberaber atıyorlardı. Topraksızların mülkü, vatansızlarınvatanı, esirlerin özgür vatanı olacaktı Güneş şehri.

Sadece yaşayacakları evler ayrıydı bunun dışındaortak binalar, yemekhaneler, demir ocakları, ahırlar vd.her şey topluluğa aitti. Ve hepsi buralarda gücüne, yete-neğine göre çalışıyordu. Bir taraftan da düzenli bir

şekilde askeri eğitimlerine devam ediyorlardı. Yi-yecekler, hayvanlar, silahlar ve aletler ortaktı.

Örneğin yemekhanenin geniş salonu herbiri altı kişilik en az yüz grubu içine

alacak büyüklükteydi. Yemekhanedealtı kişiye bir kase düşüyordu ve altıkişi bu ortak kaseden yemek yiyordu.

Savaşın yasaları acımasızdı. Birtarafta hayat, bir tarafta ölüm vardıçünkü. Yasalara uymayanlar Güneşşehrinin kuzey kapısına ibretlik olsun

diye çarmıha geriliyordu. Yönetim organizasyonunda Spar-

taküs ve Kriküs vardı. Aralarında birkardeşlik hukuku vardı. Bu hukuk dahilinde

gladyatörler ve sonradan katılan öne çıkanlarınaralarındaki savaşçı kardeşliği onbinlerce ayak-

lanmacıyı kapsadı. Bu hukuk çerçevesinde kendi yasalarınıda oluşturdular.

Bu konuda bir belgesel kaynak olmasa da yüzlerceyıl boyunca destanlara, romanlara konu olmuştur. Güneşşehrinin temeli atıldığı zaman şehri yönetmek içinçıkarılan yasalar şöyle anlatılır “Arthur Koestler”in Spar-taküs” kitabında:

1) Hiç kimse sadece kendi ihtiyaçları için çalışmayacakve komşusuna kendi keyfi ve hırsı için baskı yapmayacak.Hiç kimse kendi keyfi ve ihtiyaçları için komşusununkinikısıtlamayacak. Herkesin ihtiyacı bundan böyle topluluktarafından karşılanacak.

2)Kimse yakınını kendisine hizmet ettirmeyecek, zayıfartık kuvvetlinin emrinde olmayacak. Bir çuval unu ol-mayan, bir çuval unu olana bağlı bulunmayacak. Çünkübundan böyle birlikte bütün yiyecekler ortak mal sayılacak.

3)Bu nedenle, kimse evinde yarım günlükten fazla yi-yecek bulundurmayacak. Kimse evinde erzak ve mal

SPARTAKÜSİSYANI

Bu Halk, Bu Vatan Bizim! Kahrolsun Faşizm Kahrolsun Emperyalizm!

DDünden Bugüne Anadolu'daDünden Bugüne Anadolu'daHALK İSYANLARIHALK İSYANLARI

HALK KAHRAMANLARIHALK KAHRAMANLARI

Zalimler Oldukça İsyan Edenler,Zulüm Sürdükçe de İsyanlar Olacaktır!

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL28

Page 29: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

stoku yapmayacak. Herkes bir birlik üyesine yakıştığıgibi büyük yemekhanelerde ortak olan yiyeceklerlekarnını doyuracak.

4)Aynı şekilde silah ve alet ihtiyacıyla, elbise ve evihtiyaçları da herkesin topluluk içinde kendi yeteneklerinegöre, örneğin: duvarcı, silahçı, tarımcı olarak yapacağıiş karşılığında sağlanacak. Fakat herkesten kendi kuvvetive olanağı dikkate alınarak iş istenecek, buna karşı maldağıtımında ayrım yapılmayarak paylar eşit olarak böl-üştürülecek.

5)Ne alımda ne satışta kimse komşusunun aleyhindeolacak bir avantaj sağlamayacak, kimse kağıt veyamadeni para vererek kendi payına düşenden fazlasınıalamayacak. Bu bakımdan Lukani Birliği’nde altın,gümüş ya da para bulunan topluluktan çıkarılacak veöldürülecek.” (Artur Koestler- Spartaküs Sf:172-173)

M.Ö 74 yılında isyan 3 yıl boyunca sürmüştü. 3 yılboyunca onbinlerce insanın birlikte hareket ettiği, ko-nakladığı yerlerde şehirlerin kurulduğu bir isyandı.

Neye isyandı bu? Kulun kulluğa isyanıydı. Köle pa-zarları canlı alışveriş merkezleriydi. Satın alan da alınanda insandı. Bir mal gibi pazarlanıp satılan insandı. Kölesahiplerinin gözünde (feodal kapitalist dönemlerde dedurum farklı değil) insanın değeri; alınıp satılacakiliklerine kadar sömürülüp, kendi çıkarları uğruna sava-şacak ölecek… Her şeyi yaptıracağı bir metadan farksızdı.

Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayankölelerin yaktığı isyan ateşiydi bu. Yenileceklerdi;onlardan sonra gelenler de yenilecekti ama isyanlar dur-maksızın sürüp gidecekti. Dün Spartaküs’ün yaktığıisyan ateşini Bedreddin devralmıştı. Güneş şehri Ortaklarköyünde kurulmuştu.

Spartaküs ve arkadaşları önce İtalya’nın güneyineyönelip buradan gemilere binerek köle oldukları topraklarıtümden terk etmek istediler. Ayaklanma sırasında elegeçirdikleri çokça altın ve değerli maden vardı. Gemilerkiralamak için bunları değerlendirmek isteseler de buamaçlarına ulaşamadılar.

Köle ayaklanmaları nedeniyle büyük korkuya kapılanRomalı efendiler de boş durmuyor, paralı askerlerden -lejyonlar- ordular kuruyorlardı.

O güne değin Roma orduları karşısında hep galipgelen özgür ayaklanmacıların ordusu en büyük sınavlakarşı karşıyaydı.

Gemilerle Akdeniz’e açılma planı gerçekleşmeyinceRoma üzerine yürümek ya da İtalya’nın kuzeyindekidağlık bölgeye, ormanlara doğru giderek özgürlüklerinekavuşmak yönünde iki seçenekleri kalmıştı geriye.

Kriksüs’ün Galyalıları ile Spartaküs’ün ardından yü-rüyen Trakyalıların başını çektiği iki ana grup bu ikiayrı hedef doğrultusunda ayrıştı.

Böylece büyük bir isyan ordusuyla çarpışmak yerineiki ayrı grupla ayrı ayrı savaşma şansı bulan Romaorduları ilk defa kazanma şansı buldu. Önce Kriksüs’ünönderlik ettiği gruba saldırarak galip geldi. ArdındanSpartaküs ile karşılaştı. Tarihin en görkemli isyanlarındanbiri böylece bastırılmış oldu ancak Roma İmparatorluğuda bir daha belini doğrultamadı ve Kuzey Doğu Avru-pa’dan gelen kabilelerin akınları karşısında dağılıp gitti.

Roma ile yaşanan son çarpışmada öldüğü düşünülenSpartaküs’ün cesedinin hiç bulunamadığı söylenir.Esasında bunun fazla da önemi yoktur çünkü Spartaküsegemen sınıflara karşı ayaklanan her isyanın göğüs ka-fesinde atmakta kavgada yeniden doğmaktadır.

İstanbul'da Vatan Emniyet Mü-dürlüğü önünde yapılan İç GüvenlikYasa Paketi'ne protesto eylemindeGrup Yorum elemanları İnan Altınve Eren Olcay da gözaltına alın-mıştı. İşkenceciler, Grup Yorum'dabateri çalan Altın'ın kollarına özelolarak saldırdılar. 3 sivil polis,"Sen bir gel bakalım" diyerek,İnan Altın'la özel bir hesapları var-mış gibi bir kenara çektiler. Küfür

eden işkenceciler, Altın'ın kollarını da sıkı bir şekilde ke-lepçelediler. Şiddetle takılan kelepçe sonucu Altın'ın ellerianında şişti. 2-3 saat bu şekilde tuttular. Ters kelepçedensonra, polis otosuna götürürlerken Altın'ın kolunu kırmayaçalıştılar. Altın'a ismiyle hitap ederek, kollarına özel olarak

tekme attılar.

Avukatlarının getirdiği suyu alması engellenenİnan'ın zorla, işkenceyle parmak izi alınmak is-tendi.

Grup Yorum, daha önce de benzeri saldırılara maruzkalmıştı. Selma Altın'ın kulak zarını patlatmış, DilanBalcı'nın ise parmaklarını kırmışlardı.

30. yılını kutlayan Grup Yorum'a yönelik bu saldırıylailgili İnan Altın, "Biz müziğimizle sanatımızla muhalif,devrimci bir müzik grubuyuz. Bu sene 30. yılımızdayız.Durduramadıkları büyüyen bir ses var karşılarında. Heryöntemi deneyerek susturmayı denedi iktidarlar. Al-bümlerimizi bile kurşunladılar. Tek bildikleri yöntemkaba, zor, şiddet, işkence, tutuklama ve terör. Biz buyöntemlerle nasıl 30 yıl başettiysek, bundan sonra dabaşetmesini biliriz." dedi.

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

29HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Grup Yorum'u İşkenceyle Bitiremezsiniz,Grup Yorum Halktır!

İnan Altın

Page 30: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Değerlerin yozlaşmayauğraması; dilin, dinin,

ahlaki değerlerin,örf ve adetlerin,duygularımızın,umutlarımızın,

sevgimizin ve acımızınyozlaşmaya uğraması

demektir.

İkinci BölümKapitalist kültürün amaçlarından

biri de, insanları sınıfsal kişiliklerindenkoparıp kendi sınıfına yabancılaştır-maktır. Kitleleri düzenden yana işbir-likçi duruma getirip, kendi ulusal veyasınıfsal çıkarlarının karşısında yer al-masını sağlamaktır. Halkı, gençlerisistem içinde tutmak, bilinçlenmelerinive örgütlenmelerini engellemektir.Bu yabancılaşmanın sonucunda:

-İnsanın yerini müşteri, -Sevginin yerini boşluk, -Saygının yerini sayar görünmek, -Dayanışmanın yerini bencillik ve

rekabet, -Dürüstlüğün yerini kurnazlık, yalan

dolan, ikiyüzlülük, -Güvenin yerini güvensizlik, -Emeğe değer vermenin yerini kolay

para kazanma, köşe dönmecilik, paraya,mülke tapma,

-Üretici olmanın yerini tüketicilikalıyor.

Tüm bu yabancılaşmanın ve değeryitiminin arkasında emperyalizmin‘bütün dünyayı tek pazar’ haline ge-tirmeye ve “dünyanın jandarması”olma çabası ve buna uygun insan tipiniyaratma çalışması vardır.

ToplumlarınDeğişiminde ÖnceDeğer Yargıları DeğişirSonra Her ŞeyDeğişmeye Başlar

Kapitalizm, tüm değerleri altüst eder.Doğanın dengesini bozan bir salgınhastalık gibi, halkın değerlerini altüst

ederek gençliği de yozlaştırır, halklarıntarih bilincini ve geleceğini yok eder.Kapitalizmde ruh da dahil her şey alı-nabilir, satılabilir, kiralanabilir, tüketi-lebilir hale getirilir... Kapitalizm girdiğiher yere bu pisliklerini taşır. Halklar;rüşvet, fuhuş, uyuşturucu, kumar, mafya,kara para, kadın ticareti gibi pisliklerikapitalizm sayesinde tanıdı.

Emperyalizm,Sınıflı Toplumlar İçindeEn Yozlaşmış Sistemdir

Emperyalizm insanı çürüten bir sis-temdir. Dünya halkları bugün hiç ol-madığı kadar küçük bir azınlık tara-fından pervasızca sömürülüyor. Em-peryalistlerin denetiminde olmayan,emperyalizme biat etmeyen ülke sayısıçok azdır. Emperyalistler bu devasasömürü çarkını süreklileştirmek ve sö-mürgelerini kaybetmemek için halklarınkültürlerine saldırıyor, değer yargılarınıyok ediyor, insanı insana yabancılaş-tırarak adeta kendi bataklığında yoketmek istiyor.

Bugün, emperyalizm dünya üzerindemüdahale etmediği, pis ellerini uzatıpkirletmediği, sanattan bilime, dildendüşünceye kadar kendi çürümüş bayağıkültürünü bulaştırmadığı tek bir yer,tek bir konu bırakmamıştır. Sosyalistsistemdeki dağılmanın yarattığı boşluğunverdiği cesaretle, dünya halklarına hemaskeri, hem ekonomik hem de kültürelsaldırısını çok daha pervasızca sürdü-rüyor. Saldırılarını, “barış”, “özgürlük”,“demokrasi” demagojileri ile meşru-laştırmaya çalışıyor. Halkları teslimalmak için, “böl, parçala, güçten düşür

Kapitalizm, Müzikten Edebiyata,Sinemadan Tiyatroya, Şiirden Resme

Sanatın Bütün Alanlarını, Kültürü, Tarihi, Eğitimi, Bilimi, Teknolojiyi,Bütün İletişim Araçlarını,Kitleleri Yozlaştırmak ve

Beyinlerini Teslim Almak İçin Kullanır

Yabancılaşma KapitalistÜretim Biçiminin ZorunluKaçınılmaz Bir Yasasıdır

YYozlaştırma Politikası,Yozlaştırma Politikası,Emperyalizmin HalklarıEmperyalizmin Halkları

Teslim Alma PolitikasıdırTeslim Alma Politikasıdır

İnsanlar, değerleriolmadan yaşayamazlar.

Ahlak, toplumlarındeğer yargılarını

temsil eder.

Toplumların DeğişimindeÖnce Değer Yargıları

Değişir, Sonra Her ŞeyDeğişmeye Başlar

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL30

Page 31: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

ve yönet” yöntemini kullanıyor. Milli-yetçiliği, dini, mezhepçiliği, kısacasıakla gelebilecek her şeyi kullanıyor.Tehdit, gözdağı, ekonomik-siyasi am-bargolar yetmezse füzeleri, insansızhava araçları, bombalarıyla saldırıp,katlediyor, işgal ediyor.

Sadece Zor ve ŞiddetYöntemi HalklarıTeslim Almaya Yetmediğiİçin Kitleler İdeolojik,Ahlâki, Kültürel OlarakÇürütülür

Tüm sömürücü toplumlarda halkıdaha fazla sömürmenin, halkın tepki-lerini bastırmanın, halkın örgütlenme-sini ve iktidara yönelik bir mücadeleiçine girmesini engellemenin çeşitliyolları vardır. Egemen sınıflar halklarındüzene başkaldırısını bastırmak, ör-gütlenmelerini, mücadele etmeleriniengellemek için, istedikleri gibi yön-lendirmek ve yönetmek için, herkesebaş eğdirip sömürü ve talanı yaygın-laştırmak için askeri, siyasi alandayeni yöntemler ve araçlar, yeni politi-kalar geliştiriyor. Bunun için en temelyöntemleri zor ve şiddettir. Ancak,emperyalizme istediği sonucu almasıiçin zor ve şiddet tek başına yeterliolmuyor. Zorun ve şiddetin yanındabaşka yöntemlere de ihtiyaç duyuyor.

Ceza yasaları, karakollar, hapis-haneler, düzenin zor aygıtının ku-rumlarıdır. İşgaller, işkenceler, kay-betmeler, katletmeler düzenin zoryöntemlerinden bazılarıdır. İşsiz bı-rakma, eğitimsiz bırakma, beslen-me-barınma hakkını gasp etme,göçe zorlama gibi daha çok sayıdayöntem de düzenin "zor" aygıtını ta-mamlayan mekanizmalardır. Ama de-diğimiz gibi bütün bunlar yetmez.Zorun dışında, kitleleri düzen sınırlarıiçinde tutmanın en önemli başlıcaaracı ideoloji ve kültürdür. İdeolojik,ahlâki, kültürel yönlendirmeler, etkiliolduğu ölçüde, kitlelerin sisteme ba-kışını ve tavrını da belirler.

İdeolojik, kültürel yönlendirmeyleamaçlanan; sömürü düzeninin meşruve değiştirilemez olarak görülmesinisağlamak, sorunların kaynağının isesistemden değil, kişilerden, şu veya

bu gruptan, partiden kaynaklandığınainandırmak ve insanları mücadeleye,örgütlenmeye, değişime karşı inanç-sızlaştırmaktır...

Emperyalizmin Asıl GücüSilah Gücünden Değil,İdeolojik Olarak BeyinleriTeslim AlmadakiBaşarısındadır

Halkların mücadelesini engelleme-nin, sindirip, düzen içinde tutmanındiğer yöntemi ideolojik ve kültürelsaldırıdır. Devasa medya tekelleriylebilinçleri çarpıtıp, beyinleri teslim almapolitikasıdır. Düzenin kendine uygunbeyinler yaratma politikasıdır. İdeolojikolarak yönlendirme ve kültürel yoz-laştırma politikasıdır. İdeolojik kültürelyönlendirmeyle amaçlanan; sömürüdüzeninin meşru ve değiştirilemez ola-rak görülmesini sağlamak, sorunlarınkaynağının ise sistemden değil, kişi-lerden, şu veya bu gruptan, partidenkaynaklandığına inandırmak ve insanlarımücadeleye, örgütlenmeye, değişimekarşı inançsızlaştırmaktır... Bunun içindevasa bütçelere sahip yatırımlar yap-maktan kaçınmazlar. Bütün ideolojikpropaganda araçlarını kullanırlar. Kendiinsan tipini yaratmak için, kitlelerinilgilerini istedikleri yöne kaydıran kültüretkinlikleri yaparlar.

En çokta halkın en dinamik, endeğişime ve dönüşüme açık kesimiolan gençlik bu saldırının baş hedefidurumundadır. Çocukluk ve yetişkinlikarasında geçiş dönemini yaşayan gen-çliği, ait olduğu sınıfa ve halkının kül-türüne, değerlerine yabancılaştırmak,gençliği sormayan, sorgulamayan, apo-

litik, tüketici yığınlar haline getirmekiçin kullanmayacakları yol, yöntem,değer yoktur. En çok da; sinemadantiyatroya, müzikten dansa kadar hemenhemen bütün sanat dallarını, edebiyatıkullanırlar. Rekabetçiliği, fanatizmive şiddeti körükleyen spor dallarınıkullanırlar. Gazeteden dergiye, rad-yodan televizyona medyanın bütünalanlarını kullanırlar. Telefonu, internetikullanırlar. Alkolü, fuhuşu, kumarı,bencilliği kullanırlar. Modayı, sapkınlıkderecesinde cinselliği kullanırlar. Ençok da yoksulluğu ve cahilliği kulla-nırlar. Bütün bu yabancılaştırma veyozlaştırma politikalarının uygulan-masında, emperyalist, yoz kültürünhalka empoze edilmesinde de, işbirlikçioligarşik devletler kullanılır.

Emperyalizm beyinleri teslim al-dıkça emperyalist ideoloji, beyinlerintüm kıvrımlarına nüfuz eder. Halklarıolumlu değerlerinden ve özelliklerin-den uzaklaştırır, sosyal çöküntüye uğ-ratır. Denilebilir ki; emperyalizminasıl gücü, silah gücünden değil;ideolojik olarak beyinleri teslim al-madaki başarısından gelir. Bu kap-samda yozlaştırma politikası, emper-yalizmin halkları teslim alma saldırı-sının önemli bir parçasıdır. Yozlaştırmapolitikalarıyla halkların birliğini, da-yanışmasını, haksızlığa, adaletsizliğe,sömürüye, zulme ve işgale karşı mü-cadele etme geleneğini, ahlaki ve kül-türel değerlerini zayıflatıp, halklarıgüçsüz düşürmek emperyalizmin temelyöntemlerindendir.

İdeolojik EgemenlikKurmanın Temel Yöntemiİdeolojik PropagandaylaYönetmektir

İdeoloji de her şey gibi sınıfsal biröze sahiptir. İdeolojik egemenlik, ideo-lojik propaganda dışında düşünülemez.Çünkü bir bilinci ele geçirmek içinönce bilinci yok etmek gerekir. Bununiçin her ideoloji, beyinler üzerinde sü-rekli çalışmak zorundadır. Nasıl ki,ideolojik egemenlik düşünceler üzerindeegemenlik kurmaksa, bunu başarmanın,sürdürmenin, giderek bir yaşam tarzıve kültürü haline getirmemin ve deyeniden üretmenin tek yöntemi de

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

331HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 32: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

ideolojik propagandadır. Bütün ideolojik propaganda

araçları egemenlerin ellerindedir.Bunlar, radyo, TV, gazeteler,dergiler, okullar, camiler, kili-seler, tiyatrolar, sinemalar, ki-taplar... Bu araçlarla olmazı olurgösterir, egemenleri allayıp pul-larlar ve gerçekleri halktan giz-liyorlar. Yalan ve demagoji, gözdağınadayalı propagandayla, daha çocuk-luktan başlayarak her gün, her saathalkın beynini bombardımana tabi tu-tup ve adeta teslim alıyorlar. Bu araçlar,beyinleri teslim alma saldırısına hizmeteden araçlardır.

Bunlarla, nasıl düşünmemiz ve dav-ranmamız gerektiğini, neyi ve nasılgiyinmemiz gerektiğini, neyi kullanıpneyi kullanmayacağımızı, paramızı ne-reye harcayacağımızı, ne yiyip-içmemizgerektiğini, neyi okuyacağımızı, neyiseyredeceğimizi, neye gülüp neye ağ-layacağımızı, kime dost kime düşmandiyeceğimizi, kısacası her şeyi söylü-yorlar bize. Sadece beğenilerimizi değil,duygularımızı, hayallerimizi, düşlerimizibiçimlendiriyorlar. Düşünmeden, sor-gulamadan, eleştirmeden, kafa yorma-dan bize “hazır tabletler” halinde sun-duklarını yutmamızı istiyorlar.

Yozlaştırma SadeceYeni-SömürgelerleSınırlı Değil,Tüm Dünya HalklarıKuşatma Altındadır

Emperyalizmin halklara karşı yü-rüttüğü savaşın diğer bir ayağını dakültür oluşturur. Emperyalizmin yoz-laştırma politikası birkaç ülkeyle sınırlıolmadığı gibi, yalnızca emperyalizminişgali altındaki yeni-sömürge ülkelereyönelik de değildir. Emperyalist-kapitalistülkelerde de halklar bu kuşatmanınhedefi halindedir. Emperyalist-kapitalistülkelerin halkları da, olumlu tarihi de-ğerlerinden uzaklaştırılır, hiçbir ahlakideğeri kalmayan bir halka dönüştürülerekyozlaştırılır. Çünkü kapitalizm doğasıgereği, sistemi sorgulamayan, kendindenbaşka kimseyi düşünmeyen, bireyci,bencil, maddiyatçı insanlardan oluşanbir toplum ister.

Yozlaşma Amerika’da ve Avrupaülkelerinde çok büyük boyutlara ulaş-mıştır. Uyuşturucu ve alkol kullanımı,cinsel sapıklıklar, çarpık özgürlük an-layışları, sistemin bunalıma soktuğuinsanların ürettiği çeşitli sapkın akımlarve tüm bunlara ve ekonomik nedenlerebağlı olarak intiharlar oldukça yay-gındır. Ve buna rağmen bu yozlaşma,giderek normal görünmeye ve kanık-sanmaya başlamıştır. Kapitalizmin ya-rattığı nesnel zemin ve emperyalizminiradi yozlaştırma politikaları dünyanınher yerinde hemen hemen aynı so-nuçları yaratıyor.

Emperyalizme veİşbirlikçilerine KarşıVerilen MücadeleYozlaştırmanınBarikatıdır

Yozlaşmanın, kültürel çürümeninve toplumsal çöküşün nedeni emper-yalist-kapitalist sistemdir. Kapitalistsistem yozlaşmanın nesnel zeminidir.Emperyalizme ve işbirlikçilerine karşıverilen mücadele, aynı zamanda yoz-laştırmaya karşı barikattır. Halkların,bilinçli ve örgütlü karşı koyuşu önemliolsa da; kapitalist sistem var olduğusürece, yozlaştırma saldırısına karşıverilen mücadelede kesin ve kalıcısonuçlar alınması mümkün değildir.Kesin ve kalıcı sonuç, bir sistemdeğişikliğini gerektirir. Yozlaşmayıtamamen ortadan kaldırmak içinçözüm devrimdir, sosyalizmdir.

Küba bunun en somut ve güncelörneğidir. Devrim öncesi Küba, Ame-rika’nın genelevi, batakhanesi olarakadlandırılacak kadar yozlaştırılmış,Amerikalı devlet adamlarına, subay-larına ve burjuvaziye hizmet veren birfuhuş ve kumar merkezi haline geti-rilmişti. Toplumun bir yanında, dikta-törlüğe karşı keskin bir öfke, bir diğer

yanında derin bir çürüme vardı. Küba’da diktatör Batista’ya

karşı mücadelenin başlaması ilebirlikte toplumdaki çürüme degerilemeye başlamıştır. Devrimve ardından sosyalizmin inşasıile Küba’da çürümeye zemin ya-ratan maddi koşullar ortadan kal-dırılmaya başlanmıştır. Devrimden

sonra sürdürülen ideolojik ve kültürelmücadeleyle, halk kültürü, sosyalistkültür geliştirilmiş, halk geri yanla-rından arındırmıştır.

Görüldüğü gibi sosyalizm halklarıkapitalizmin bataklığından kurtarırken,emperyalizm halkları bataklığın çokdaha dibine itiyor. Sosyalizm halklaraolumlu değerler kazandırırken, em-peryalizm ise tüm bu olumlu değerlerihalklardan çalıyor.

Ülkemizdeki YozlaşmanınKaynağı Emperyalizmdir

Emperyalist kapitalist sistemin var-lığı yozlaşmanın nesnel zeminidir de-miştik. Ülkemizde yozlaşmayı yaratan,körükleyen nedenler de bu gerçekliktenbağımsız değildir. Ahlaki çürümenin,yozlaşmanın ülkemizdeki asıl miladı,ülkemizin kapılarının emperyalizmeaçılmasıyla başlar. Emperyalizm dahao zamandan kendi kültürünü de geti-rerek her şeyi çürütmeye başlamıştır.Ülkemizdeki yozlaşma sorununu, doğ-ru ve bilimsel temelde ele almak içinbaşta ABD olmak üzere, emperya-lizme olan ekonomik, siyasi, askeri,kültürel bağımlılık ilişkilerini ve yeni-sömürgecilik ilişkilerini doğru ele al-mak zorundayız.

Anadolu halk kültürü, dostluk, da-yanışma ve paylaşım kültürüdür. Ana-dolu kültürü, imece kültürüdür. Herinançtan, her dilden, her ulus ve milli-yetten halkların bir arada yaşama kül-türüdür. Anadolu halkı, vatanseverdir.Vatanının bağımsızlığından yanadır.Haksızlığa karşıdır. Yaşamaktan, na-muslu, onurlu, ahlaklı yaşamayı anlar.Bencilliğe, çıkarcılığa karşıdır.

Anadolu halklarının yüzyıllara da-yanan olumlu kültürel değerleri em-peryalizm tarafından tahrip edilmiştir.Bugünkü kültürel şekillenişle, Anadoluhalk kültürünün özü arasında oldukça

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL332

Page 33: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

büyük bir tezatlık vardır. Emperyalizm ancak bir halkın

kültürünü değiştirebildiği, kendiihtiyaçları doğrultusunda yenidenşekillendirebildiği oranda sömü-rüsünü sürdürebilir. Bu nedenlekapitalizmle, yozlaşma arasındamutlak bir bağ ve paralellik ol-duğunu söyleyebiliriz. 70 yıldırülkemizde de yapılmaya çalışılan buolmuştur. 1945’ten itibaren ülkemizdeyukarıdan aşağıya çarpık bir şekildekapitalizmin geliştirildi. Bu aynı za-manda kapitalizme ait o yoz kültürün,burjuva bireyci ideolojisinin de ge-liştirilmesi demektir.

1945-46’lardan itibaren Amerikanemperyalizminin yeni-sömürgecilikilişkileri içine giren ülkemizde çarpıkbir kapitalist sistem yaratıldı. Ekonomikyapıda ortaya çıkan çarpıklık, doğalolarak üst yapı kurumu olan kültürüde olumsuz olarak etkiledi ve Anadoluhalklarının kültürü, emperyalizminekonomik-siyasi-kültürel hegemonyasıaltında bozulmaya başladı. Halkındeğer yargıları programlı ve bilinçlibir politikanın sonucu olarak çeşitlibiçimlerde dejenere edilmeye başlandı.

Emperyalizmin işbirlikçisi DemokratParti (DP), bir yandan yeni sömürge-cilik ilişkilerini geliştirirken, diğeryandan da iktidara geldiğinde, “küçükAmerika olacağız!”, “her mahalledebir milyoner yaratacağız!” sloganlarlaizleyeceği politikayı özetliyordu. “Kü-çük Amerika” olma politikası, eko-nomide adaletsizliğin, sefaletin hükümsürmesi, ahlaki, kültürel olarak hızlayozlaşma batağına sürüklenilmesi de-mekti. "Her mahallede bir milyoneryaratmak" demek, her mahallede on-binlerce aç ve yoksul olması demekti.O günden bu yana, 70 yıldır, yoksul-ların ve açların sayısı giderek arttı.Türkiye İstatistik Kurumu ile Çalışmave Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2014verilerine göre Türkiye’de işgücünüoluşturan 21 milyon 150 bin kişi yok-

sulluk sınırı altında ücrete mah-kum yaşıyor.

Açlığın olduğu her yerde,yozlaşma da vardır. Ve yozlaşma,durmadan genişleyen ve durma-dan derinleşen bir bataklıktır. 70yıl önce "küçük Amerika" ola-cağız diye başlatılan serüveninbugün ülkemizi getirdiği nokta

büyük bir kültürel yozlaşmadır. Maddive manevi değer yitimidir. İşte, gü-nümüze damgasını vuran, köşe dön-mecilik, faydacılık, bencillik, bireycilikbu süreçle birlikte yaygınlaşmaya baş-lamıştır.

1950'den bu yana iktidar olan faşizmve gericilik, yozlaşmadaki paylarını giz-lemek için yozlaşmanın temel nedenini"dini değerlerden ve muhafazakarlıktanuzaklaşmak" olarak gösterdiler.

Oysa, ülkemizi yozlaşma bataklı-ğına sürükleyenler "dini değerleritam ve katı muhafazakar" iktidar-lardı. Türkiye, onların yönetiminde"uyuşturucu kaçakçısı bir ülke"olarak tanındı. Onların yönetiminde"fuhuş merkezi" haline geldi.

Devam Edecek

Her yeni doğan günde, her aldığı-mız nefeste adalet istemekten vaz-geçmeyeceğiz ve biliyoruz adalet el-lerimizdedir!

İdil Kültür Merkezi, Grup Yorum,İdil Halk Tiyatrosu, Tavır Dergisi,FOSEM, Anadolu’nun Sesi Radyo-su’nun 12 Şubat’ta, AKP’nin katilpolislerinin halka ve devrimcilere dö-nük saldırılarına karşı açıklama ya-yınladı. Açıklamada: “Bizzat RecepTayyip Erdoğan’ın, Ahmet Davutoğ-lu’nun talimatıyla Berkin Elvan içinadalet isteyen insanlar tutuklanıyor…11 Şubat’ta Galatasaray Lisesi önünde“Kapıların Ardında Halk Var!" sloga-nıyla basın açıklaması yapmak isteyenHalk Cephelilere saldırarak 10 kişiyigözaltına aldı. Gözaltına alınanlarıniçinde kültür merkezimiz çalışanıDilan Poyraz da vardır. Ahmet Davu-

toğlu’nun katıldığı bir faaliyette BerkinElvan için adalet pankartı açan ikiHalk Cepheli işkenceyle gözaltınaalındı ve beş dakika içerisinde tutuk-landı. Sorgulanmadılar, konuşmalarınadahi izin verilmedi, talimatı almıştısavcılar-hakimler ve 5 dakikada tu-tuklandılar. İşte terör budur. Bu tu-tukluluk haline itiraz etmek ve savcınınkeyfi tutumuna karşı suç duyurusundabulunmak isteyen Halk Cepheliler veİdil Kültür Merkezi çalışanları, Ba-kırköy Adliyesi önünde polis tarafındanişkenceyle gözaltına alındı. İşte terörbudur… AKP iktidarı tarihsel yenil-gilerinin hazımsızlığıyla saldırmayadevam ediyor. Fakat kaygıları da kor-kuları da boşa değildir. Her yeni doğangünde, her aldığımız nefeste adaletistemekten vazgeçmeyeceğiz ve bili-yoruz adalet ellerimizdedir” denildi.

AKP Tarihsel YenilgisininHazımsızlığıyla Saldırıyor!

Amed'de Grup YorumSöyleşi Çalışması

Kavganın ve umudun sesi türkü-leriyle Grup Yorum Amed'de halksöyleşisinde sevenleriyle buluşuyor.

Amed Grup Yorum gönüllüleri23 Şubat'ta yapılacak söyleşi içinafiş asıp bil-diri dağıtımıyaparak söy-leşiye çağrıyapmaya de-vam ediyor.16 Şubat'taOfis semtin-deki kafelerve duraklaraafişler asıla-rak bildiridağıtımı ya-pıldı. HalkGrup Yorumsöyleşisinedavet edildi.

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

33HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 34: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL334

Bir dönem, Latin Amerika seçimsonuçları üzerine, zafer sarhoşluğunakapılarak, ayakları havada yapılan abartılıdeğerlendirmeler bugün de Yunanistan seçimleri veSYRİZA’nın kazanması üzerine yapılıyor.

Daha önce, SYRİZA’nın seçim zaferinin ülkemiz re-formist solunu, küçük burjuva aydın, yazar ve gazetecileribir hayli “heyecanlandırdığını”, başta ÖDP, HDP, EMEPolmak üzere, çok sayıda, parlamenter yolu savunan, re-formist, küçük burjuva milliyetçi parti ve örgütlerinSYRİZA zaferinden kendilerine de pay çıkardıklarını,“devrim” diye adlandıracak kadar ileri gittiklerini yaz-mıştık. Bu koroya katılanlardan biri de eski Atılım ya-zarlarından ve ESP Genel Başkan danışmanlarından,şimdilerde HDP içinde faaliyet yürüten ve Yeni ÖzgürPolitika Gazetesi’nde yazan Ziya Ulusoy.

Nuçe TV’de, Yunanistan seçimleri üzerine konuşanUlusoy, kendi reformist görüşlerini doğrulamak için,SYRİZA’ya çapından büyük misyonlar yükledi. SYRİ-ZA’nın seçim başarısının “Güney Avrupa boyunca çoketkili olacak. Avrupa’nın orta ve kuzeyine doğru faşistharekete doğru yoksul kitlelerin gitmesini, faşist hareketidurdurup, tekrar halk kitlelerinin yönünü sola doğruçevireceğine” inandığını söyledi.

Ziya Ulusoy, 31 Ocak 2015 tarihli Yeni Özgür PolitikaGazetesi’ndeki “SYRIZA: İmkan mı, handikap mı?”başlıklı yazısında da; Yunanistan’da, kitlelerin, son se-çimlerdeki sola yönelimini, bir yandan; 2008-2010 yıllarıarasında gelişen “büyük çaplı militan kitle eylemlerininbir devamı” olarak değerlendirirken diğer yandan da;Yunan halkının, SYRİZA iktidarıyla birlikte militankitle eylemlerine “mola” verdiğini yazdı.

SYRİZA’nın, iktidarı, yani parlamentoyu, daha etkilidevrimci bir gelişme sağlamak için değerlendirebileceğineve kitleleri daha geniş oranda kendilerine yöneltebile-ceklerine inandığını belirten Ulusoy, bu yazıda; açıkça“silahlı mücadelenin modası geçti” diyemiyor amaSYRİZA’nın içindeki “sol ve devrimci parti ve örgütler,SYRİZA’nın seçim zaferini devrimci imkana dönüştü-rebilirler, dönüştürmelidirler.” diyerek yasal ve legalmücadeleyle, seçimle, parlamenter yolla da pekaladevrimin olabileceğine dikkatleri çekiyor. Yani, birdiğer ifadeyle “Düzeniçi çözüm mümkündür” diyor Kürtmilliyetçi politikalara yedeklenen, barışa, uzlaşmaya,emperyalizmle koalisyonlar kurmaya alkış tutan, Koba-ni’ye devrim diyen anlayıştan başka türlü bir tez de çık-mazdı zaten.

Kurtuluşun Tek YoluSilahlı Mücadeledir

Seçimler yoluyla parlamentoda çoğunluğu elde edipiktidarın alınabileceğini ve sistemin yanlış, adaletsizyanlarının düzeltilebileceğini, ya da hükümet olup kitlelerimilitan mücadeleye hazırlamayı düşünmek hayalciliktir.Sistemin sınıfsal niteliğini görmek gerekir. Sistem, ka-pitalist sistemdir. Kim seçilirse seçilsin sistem değişmedenpolitikalar değişmeyecektir. Sistemin tüm kurumlarıylaaçık savaş göze alınmadan demokrasiyi, sosyalizmi ger-çekleştirmek mümkün değildir. Parlamenter yolu sa-vunmak kitlelerin bilincini çarpıtmak ve kitlelerinkendisini sömüren sınıfa karşı mücadelesini düzenekanalize etmektir. Reformizmin görüşlerini ne kadarcilalarsa cilalasın, Latin Amerika’da, barış-uzlaşma venihayet seçimle olan iktidar değişimlerine ne kadarövgüler düzerse düzsün, Chavezler’e, Lulalar’a, Mora-lesler’e ne kadar öykünürse öykünsün; Kurtuluşun tekyolu silahlı mücadeledir. Silahlı mücadeleyi reddedenler,hala düzen içinde çözüm arayışında olanlar faşizm, em-peryalizm gerçeğini reddediyorlar demektir. Emperya-lizmin yeni sömürgesi ülkelerde düzen içinde çözümaramak kendini ve halkı kandırmaktan başka bir şey de-ğildir.

“Parlamenter Yoldan SosyalizmeGeçmek” Mümkün Değildir

Doğrudur, SYRİZA’yı iktidara getiren Yunan halkınındüzene olan öfkesi ve tepkisidir. Latin Amerika ülkelerindeolduğu gibi, Yunan halkının, uygulanan politikalara karşıtepkileri, geliştirdikleri hareketler, solun gelişmesinisağlayan bir ortam oluşturmuştur. Yunan halkı, ekonomikkriz bahanesiyle, ülkenin üzerine bir karabasan gibiçöken, kemer sıkma politikalarıyla kendilerini iliklerinekadar sömüren, yetmiyormuş gibi bir de aşağılayan,AB, Avrupa Merkez Bankası ve İMF’den oluşan emper-yalist Troyka’ya karşı ve aynı zamanda bunların işbir-likçileri Nea Demokratia ve PASOK iktidarına karşı,2008’den bu yana direniyor. Her geçen gün daha da bi-leylenen Yunan halkının öfkesi ve mücadelesi, devrimedeğil, sol-sosyalist olduğunu iddia eden SYRİZA aracı-lığıyla düzen içi çözüme akıtıldı. Seçim ve parlamentoçare olarak sunuldu. Devrime yöneltilmesi gerekenhalkın mücadelesi, parlamenter umuda yöneltildi.

Dolayısıyla, SYRİZA’nın iktidarı “militan kitle ey-

Parlamenter Yolu Savunmak Kitlelerin BilinciniÇarpıtmak ve Kitlelerin Kendisini Sömüren Sınıfa

Karşı Mücadelesini Düzene Kanalize Etmektir!

Düzeniçi İktidarlarla,Devrim ve Sosyalizm

Mümkün Değildir

Page 35: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

335HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

lemlerinin bir devamı” değil, tamtersine, düzene karşı militan müca-delenin düzen içi barışçıl bir müca-deleye çevrilmesidir. Yani, kitlelerindüzene kanalize edilmesidir. Bu dev-rimci, sosyalist bir partinin politikasıkitleleri düzene yedeklemek olamaz.Bu, amacı devrim değil, reform olan,kapitalizmin yarattığı ekonomik, si-yasi, kültürel krizlere, yine kapitalizmiçinde çözüm arayan, burjuva ideo-lojisinin ve politikalarının etkisi altında kalan reformistbir partinin politikasıdır.

Ulusoy’un, seçim zaferini “devrimci imkana” dön-üştürebileceğine inandığı parti SYRİZA, işte tam daböyle bir partidir. SYRİZA’nın halktan yana politikalarınınolması, ezilenlerin safında olması bu gerçeği değiştirmez.Burjuva devleti ve devrimi hedeflemeyen ama “yenilikçi”,“özgürlükçü” sloganlara, reformlara tutunanların, neideolojik ne de politik olarak halkı gerçek kurtuluşa gö-türme dinamizmi yoktur. Ulusoy’un, Yunanistan seçimlerive SYRİZA üzerinden anlattığı asıl olarak kendi reformistanlayışıdır. HDP ile ittifak içinde seçimlere katılmayımeşrulaştırma çabasıdır. Yunanistan, SYRİZA, Çiprasüzerinden kendi düzeniçi politikalarını, parlamen-terizm batağına batmışlıklarını haklı göstermeye ça-lışıyor.

Düzen İçi İktidarla, Devrim veSosyalizm Mümkün Değildir

Tüm siyasi faaliyeti legal particilikle sınırlı olan birsiyasi hareketin kalkıp “iktidarı hedefliyoruz” demesininbir inandırıcılığı olamaz. O olsa olsa, düzen içinde hü-kümet olmak istiyordur. Marksist-Leninist literatürdekiiktidarı hedeflemek ise bu değildir.

Esasen her devrim eninde sonunda gelip iktidarsorununa dayanır. Burjuvazinin sol saflarda en çokçarpıtmaya çalıştığı, en çok yok etmeye çalıştığı daiktidar bilinci olması buradan gelmektedir. Burjuvaziiktidar sorununun, ya muhtevasını çarpıtmakta, onu birhükümet sorununa indirgemekte, ya da barışçıl yol,parlamenter yol gibi ona ulaşmanın yolunu çarpıtmaktadır.Ya da iktidar sorununu tamamen bilinçlerden silmeyeçalışmaktadır. “İktidarı hedeflemek” konusunda ikitemel soruya verilecek cevap bir örgütün, partinin, ha-reketin niteliğini belirler.

Bunlar; bir, iktidarın hangi yolla alınacağı, iki, nasılbir iktidar kurulacağıdır. İktidar hedefi bunlarla birbütünlük oluşturur. Tarihsel olarak kanıtlanmış ve halende yaşanmaktadır ki; egemen sınıfların elinden iktidarbarışçıl mücadele ile, seçimlerle, parlamenter yolla alı-namaz. Ancak “zor” yoluyla alınabilir. Zor’un reddi,devrimin ve sosyalizmin reddidir. Halkın silahlı örgüt-lenmesi, silahlı savaşı ve ayaklanması olmadan, devrimgerçekleşemez, halkın iktidarı, sosyalizm kurulamaz.

Hükümet Olmakla Devleti Ele Geçirmek Aynı Anlama Gelmez

Ulusoy, SYRİZA iktidarını dön-üştürebileceğini söylüyor. Oysa, devletmekanizmasını parçalamadan bir dev-rimin, sosyalist nitelikli bir yönetiminkalıcı olması imkansızdır. Halkın ikti-darı, parlamento çoğunluğuna değil,halkın örgütlü silahlı gücüne dayanmak

durumundadır; tersi durumda kolayca yıkılıverir.Parlamento, özellikle emperyalizm çağında devasa

boyutlara ulaşmış devlet aygıtının yalnızca bir ayağınıoluşturmaktadır. Parlamentoda çoğunluk elde etmeksuretiyle burjuva düzenin ortadan kaldırılamayacağıdünya genelinde yaşanan pek çok örnekle kanıtlanmıştır.Seçimlerde, parlamentoda büyük bir aldatmacadır. Bur-juvazinin demokrasicilik oyununun parçalarıdır. De-mokrasi sorunu ise devrim sorunudur. Bugüne kadar,hemen bütün parlamenter yoldan, barışçıl sosyalizmegeçiş girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Çünkü, bur-juva diktatörlüğü altında, seçimler yoluyla hükümetolunsa dahi, sistemin tamamını, sınıfsal niteliğinideğiştirmek mümkün değildir. Hükümet olmakladevleti ele geçirmek aynı anlama gelmez. Sistemin mi-litarist kurumlarıyla, emperyalizmle açık bir savaşı gözealmadan ve buna uygun örgütlenmeye sahip olmadanparlamenter yolla sosyalizm kurulamaz.

Allende İktidarının Neden “Başarısız”Olduğu Sorusunun Cevabı, İktidar ve Devrim Sorununun NasılKavrandığında Yatmaktadır

Ulusoy’un siyasi geçmişi Allende ve Şili deneyiminihatırlamaya, tarihten ders çıkarmaya yeter. Tabi buradasorun hatırlamaktan, ders çıkarmaktan öte ideolojik-politik çizgidedir. Devlet, devrim ve iktidar sorununanasıl bakıldığındadır. SYRİZA ve Çipras iktidarındanzorlama bir “devrim” veya “devrimci” imkan ummagafletine düşenlere kısaca Şili ve Allende deneyiminihatırlatmak isteriz.

Reformistler, revizyonistler, her ne kadar tersiniiddia etseler de, Şili’de bir devrim olmamıştır. Allendeiktidarının neden “başarısız” olduğu sorusunun cevabı,iktidar ve devrim sorununun nasıl kavrandığında yat-maktadır. Şili deneyi, iktidarın neden seçimle değil deörgütlü halk tarafından “zor” yoluyla ele geçirilmesigerektiğini de gösterir aslında.

Devrim yapmak, devrimci halk iktidarını kurmak,parlamentodaki çoğunluğu ele geçirmek veya hükümetkurabilmek değildir. Sorun, mevcut kapitalist devletmekanizmasının, kitlelerin örgütlü ve silahlı gücüyleaşağıdan yukarı parçalanıp parçalanmamasıdır. Devrim

Sistemin militaristkurumlarıyla,

emperyalizmle açık birsavaşı göze almadan ve

buna uygunörgütlenmeye sahip

olmadan parlamenteryolla sosyalizm

kurulamaz.

Page 36: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

mevcut devlet ve iktidar mekanizmasının “ele geçirilmesi”değildir. Lenin: “Her gerçek halk devriminin ilk koşulu,(...) ‘hazır devlet makinesini’ parçalamak, yıkmaktır”diyor. Mevcut devlet parçalanıp yeni bir devlet meka-nizması kurulmak zorundadır. Allende’nin “iktidarı,oligarşik devleti parçalayamadığı, böyle bir perspektifiolmadığı için, gerçek bir devrim ve sosyalist bir iktidarolamamıştır. 4 Eylül 1970’de seçimlerden zaferle çıkanAllende önderliğindeki Unitad Popular’ın “sosyalizmebarışçıl yoldan geçiş“ denemesi, 11 Eylül 1973’te,CIA’nın tezgahladığı Pinoched darbesiyle trajik bir bi-çimde sona ermiştir.

Reformist Sol, İktidarı Alsa daEmperyalizm Reform Yapmasınaİzin Vermez

Ulusoy da, “SYRIZA: İmkan mı, handikap mı?” ya-zısında; Yunan halkının 2008’lerden sonra meydanlaradökülen militan kitle eylemlerinin karşısında; emper-yalistlerin ve Yunan oligarşisinin Şili örneğine benzeyenkomplolarını anlatıyor. “Burjuvazi, bu gelişmelere karşıiki yönden tehditte bulundu. CIA, deşifre edilen rapor-larından anlaşıldığı gibi bu gelişmelere karşı cunta ha-zırlığını yedekte tuttu. Alman emperyalist yöneticileriöncülüğünde mali-ekonomik tehdidi ve halk kitleleri ileöncülerini Altın Şafak faşist partisinin terörüyle yıldırmaksilahlarını kullandı” diyor. Ve bütün bunlarla Yunanhalkının yılmadığını fakat “diğer etkenlerin de katkısıylaseçim alanına yöneldiğini” söylüyor.

Kitlelerin sola yönelmesinden bu denli korkan em-peryalizm, sol parlamenter çoğunluğu kazandığında,iktidara geldiğinde, emperyalizmi karşısına alan, bırakalımsosyalist programı, halktan yana ekonomik, siyasi, askeripolitikaları, reformları uygulamasına izin verir mi? Elbetteizin vermeyecektir. SYRİZA da bunun pekala farkındadır.Bundan dolayıdır ki; 2012 seçimlerinde daha radikal ta-leplerle kitlelere seslenen SYRİZA, son seçimde veözellikle de iktidara gelince vaatlerini yumuşatmıştır.“Troyka’yı tanımıyoruz” demekten uzlaşma yollarınıaramaya girişmesi, “Borçları biz yapmadık biz ödeme-yeceğiz” demekten yalnızca devlet borçlarının bir bölümünüsilme noktasına gelmesi, NATO’dan çıkma vaadindenvazgeçmesi sadece birkaç örnektir. Ulusoy, “Yunanhalkları seçimde zafer kazandı, darısı halklarımızınbaşına!” diyor. Şimdi bu tablonun neresi özenilecek,örnek alınacak bir tablodur. Halklar adına nasıl bir köklüdeğişim ve kazanım var ki “darısı başımıza” olsun.

Sınıflar Mücadelesi Özündeİktidar Mücadelesidir

Latin Amerika ülkelerinde, eskiden silahlı mücadeleyisavunan örgütlerin, son 10-15 yıl içinde barışçıl ve par-lamenter yolu seçen politikalarının sonuçları da ortadadır.Yüz binlerle ifade edilen ölümlerin karşılığında onlarlaifade edilen milletvekilleri, özünde hiçbir şey değişmeyen

kapitalist, sömürü sistemin devamı... Arjantin, Elsalvador,Brezilya, Bolivya... Birçok Latin Amerika ülkesindegelişen halk hareketleri sonucunda “ileri, sosyalist”partiler, politikacılar seçim kazandılar ama kapitalistüretim ilişkilerini değiştiremediler.

Sınıflar mücadelesi özünde iktidar mücadelesidir.Devrim, ezilenlerin, halkın iktidarını kurmak için yapılır.Peki, Latin Amerika’da sosyalistlerin seçim zaferlerikazandığı ülkelerde iktidar sorunu çözüldü mü? Hayır.Lulalar’ın, Moralesler’in iktidarı, ezilenlerin, halkın ik-tidarı mıdır? Hayır. İktidar olmaktan hükümet olmayıanlamıyoruz. Latin Amerika’daki gelişmeleri değerlen-dirirken, nasıl tereddütsüz “devrim değildir” diyorsakYunanistan’da SYRİZA’nın seçimle parlamentodaçoğunlu sağlamasına ve hükümet kurmasına da “devrimdeğildir” diyoruz. “Bizim örneğimiz olamaz” diyoruz.Halkçı, halktan yana politikalar uygulamaları onlarıdevrimci yapmaz. Devrim, örgütlü, silahlı kitlelerin,aşağıdan yukarı, mevcut devlet mekanizmasını ele ge-çirmeleri ve halkın iktidarıyla yukarıdan aşağı sosyalistüretim ilişkilerini inşa etmeleridir.

Türkiye Halklarına, Devrime İhanetEdenler, AKP Faşizmini GüçlendirenlerEmperyalizmle, Oligarşiyle Barışanlar,Uzlaşanlardır

SYRİZA’nın başarısını; “sınıf mücadelesinin bir uğ-rağı“ olarak gören Ulusoy, bu başarının aynı zamanda“Türkiye sol hareketi için bir ders“ olduğunu, SYRİZA’nınseçim zaferinin etkisinin Türkiye’de de görüleceğini,özellikle, SYRİZA’ya benzer özellikler taşıyan HDP’nindaha geniş kitlelerin özlemlerini kendisinde toplamasınaesin kaynağı olacağını “Avrupa işçi sınıfı ve ezilenlerininmücadelesini uyandırma, kışkırtma ve gelişmesine”etkide bulunacağını söylüyor. Bütün bu teoriler, derinekonomik kriz yaşayan bir ülkede halkın sol bir partiyiseçimi üzerine üretiliyor. Bunlara “abartı” ya da “yanılgı”demek mevcut durumu açıklamıyor. Açıkçası durumunadı; ideolojik çürüme ve düzene savruluş, M-L’denkopuştur.

Ulusoy’un SYRİZA’nın başarısından ürettiği “derin”teoriler bunlarla da sınırlı kalmıyor. Kürt milliyetçihareket ekseninde oluşturulan HDP’yi “halklarıncephesel birliği” misyonunu yüklüyor ve bileşenleriaçısından SYRİZA ile benzeyen HDP’nin de kazanabi-leceğini yazıyor. Buradan hareketle de HDP içinde yeralmayan, daha doğrusu Kürt milliyetçilerin kuyruğunatakılmayan örgüt ve partilere “birlik” dersi vermeyekalkıyor. Özellikle ÖDP ve Halkevleri’ni işaret ederek“Kürt Özgürlük Hareketi’yle ittifaktan uzak duran in-celtilmiş sosyal şoven, sosyal demokratların gelişmesinebel bağlayan kuyrukçu tavırla değil emekçi soluntalepleri ve enternasyonalist kararlılıkla geniş kitlelerkazanılabiliyor.” diyerek “iktidar” için seçim birliğineçağırıyor.

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL36

Page 37: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

70’lerden bu yana Türki-ye’de solun seçimlere bir it-tifak içinde katılmadığındanve bunun Türkiye devrimcihareketine çok şey kaybet-tirdiğinden yakınan Ulusoy;bugün HDP ile ittifak olma-yanları AKP’nin diktatörlükkurma girişimine güç ve des-tek vermekle suçluyor. Et-kilenmeyi anlatan bir halkdeyimi vardır “ya huyundanya suyundan” diye başlar.Ulusoy’un durumu tam daböyle. Kürt milliyetçi hare-ketin kendini dünyanın mer-kezinde görme hastalığı ZiyaUlusoy’a da bulaşmış. Gerçiideolojik olarak etkilenmeye,güce göre savrulmaya uygunbir siyasi kökenden geldiğiiçin çok da şaşırtıcı değildirbu durum.

Kısaca belirtmek isterizki; Türkiye halklarına, devrimmücadelesine ihanet eden,AKP faşizmini güçlendirenlerdüzeniçileşen soldur. Emper-yalizmle, oligarşi ile barışan,uzlaşanlardır.

HDP, “Halkların Cephesel Birliği”Değil, Reformist Cephenin Güdük Birliğidir

BDP’nin belirleyiciliğin-de, başta ESP, EMEP ve SDPolmak üzere, Kürt milliyet-çilerinin tüm politikalarınıkayıtsız şartsız destekleyenlegal parti, örgüt, çevre vekişilerin bir araya gelmele-riyle oluşturulmuştur. Bir ara-ya gelmelerinin nedeni ise,politikasızlıkları ve ideolojikgüçsüzlükleridir. HDP’nin“özgürce programını ve gö-rüşlerinin propagandasınıyapabilecekleri” bir zeminolduğu ise bir demagojidenve yalandan ibarettir.

Ulusoy, demagojiye de-vam ediyor; “Haziran Ayak-lanması’nda can bedeli ça-

bayla ayaklanan halkın fe-dekarlığının seçim alanındabize yüklediği sorumlulukiçin; Antifaşist seçim odağıoluşturmak amacıyla, kay-gıları ve küçük hesaplarıbir yana bırakalım. HDP ileittifak içinde seçimlerde Er-doğan’a meydan okuyalım,halklarımıza bu alanda dabaşarı armağan edelim” di-yor. Bu çağrının hiçbir gerçekpayı, samimiyeti ve inandı-rıcılığı yoktur. Riyakarcadır.

HDP’nin bileşenlerininçoğu, Haziran Ayaklanma-sı’nda düzenle karşı karşıyagelmekten, direnişin daha daradikalleşmesinden korkan,direnen kitlelerin gerisinedüşen, bitirmek için uğraşanreformist sol örgütlerdir. Kürtmilliyetçileri ise zaten katıl-madılar. Ancak buna rağmen,milyonların AKP iktidarınakarşı isyanı olan HaziranAyaklanması’nı sandığa ta-şıma hesabı yapanlar da yinebu reformist örgütler ve Kürtmilliyetçileri olmuştur.

Boşuna kaçacak yer ara-mayın! Boşuna hedef saptır-mayın. Halkın yüklediği so-rumluluk, devrimdir. Devrimcihalk iktidarıdır. Doğru dev-rimci önderliktir. Ulusoy veonun gibi düşünenler ise, kolaydevrimcilik yolları arayanlar,halkın bu militan öfkesini dü-zen içi çözümlere akıtmak is-teyenlerdir. HDP’yi ne kadarallayıp pullarsanız pullayın,ne kadar cilalarsanız cilalayın,ne kadar çok kendine, ideo-lojisine güvensiz, devrim id-diasını kaybetmiş sol gruplarıyamalı bohça gibi bir aradatoplarsanız toplayın altındandüzen çıkar. Burjuva ideolojisiçıkar. Halkların kurtuluşu çık-maz. Devrimin önünü, halk-ların kurtuluşunu seçimlerle,parlamenter yolla tıkayanlartarihe hesap vermekten kur-tulamazlar.

Ankara'da Berkin'in hesabını sormak için Ak-saray'ın önüne gitme eyleminden sonra gözaltındançıkan arkadaşların hepsi çok coşkuluydu. Herkesyaralıydı ama herkes polise attığı dayağı anlatı-yordu. Yeni bir direniş daha yarattık; otobüs di-renişi. Ankara Barosu'ndan 50 avukat gelip bizisahiplendi. Avukatlar bile polisle kavga etmişler,çevik otobüslerini tekmelemişler. Gözaltı boyuncaavukatlar yanımızdan hiç ayrılmadı. Üst aramasıyapmaya kalkan polislerin içinden çekip aldılarbizi.

Gözaltındayken, gece, çevik otobüsünden in-dirip emniyete sokamadılar bizi. Gece birininöbetçi bırakıp otobüste uyuduk. İçeri polisgirince, nöbetçi "İnsanlık Onuru..." diye sloganatıyordu. Ardından herkes birden ayaklanıp sloganatıyorduk, polis geri kaçıyordu.

Avukatlar bize, "Bu Ankara'da bir ilk. İlkdefa polis gözaltındakileri otobüsten indirmeyibaşaramadı" dedi. Milletvekilleri, avukatlar Twit-ter’da bizim için "Dev-Genç'liler" diye yazıyordu.Bunu yaratan bizim meşruluğumuzdur; 600 gündürdilekçeden eyleme her yolu kullanarak aradığımızadalettir. Ankara'yı ayaklandırdık. Belediye oto-büsünde bize "Siz İstanbul'dan gelenler misiniz?"diyenler oldu.

Ak Saray artık Vatan önü gibi bir direnişmevzisi bizim için.

İki Liseli Dev-Genç'li, eylem ilk başta ertele-nince "gelmeyiz" diye düşünmüşler. Sonra hergün gidip anlatmışlar, kızlar ailelerinden kaçıpgelmiş. Yola çıkılacağı zaman aileleri geldi ve"Çocuğumun başına ne gelecekse benim de başımagelsin" diyerek birinin annesi, diğerinin babasıeyleme geldi ve üstelik gözaltına alındılar.

Ak Saray eyleminin olduğu gün aynı zamandaAnkara'da 2 dar eylem yapıldı. Biri Adalet Ba-kanlığı önünde yapılan kan atma eylemi, bubasına çıktı. Diğeri de Meclis'in içinde pankartaçma. Bu basına çıkmadı. Ankara gözaltılarınınardından Kadıköy'de basın açıklaması yapıldı.Taksim'de Burgerking ve Taksim Anıtı’nın oradapankart açıldı. Taksim Anıtı’nın etrafı yakıldı.Bir de AKP il kongresinde pankart açıldı, 2tutsak verdik.

Hayatın ÖğrettikleriHalk Cephelileri Emniyet’e

SokamadılarYaşasın Otobüs Direnişimiz!

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

37HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 38: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Karı koca kestane toplamaya gi-derlerdi. Toplar, bir kısmını kendileriyer, bir kısmını da semt pazarındasatarlardı. Çocuk üniverstede oku-yordu, emekli maaşı yetmiyordu...

Sabah erkenden kalkıp, hazırlan-dılar. Epeyce yol yürümeleri gereki-yordu. Dağa tırmanacaklardı. Öğlenyiyeceklerini de alıp evden çıktılar.

Kazım efendi her zamanki gibiyarı yolda kesildi. Yamaç dikti. Birağaca tutundu, derin derin öksürmeyebaşladı. Ciğerleri sökülüyordu sanki.Gerçi ciğeri de kalmamıştı ya. Erkenyaşta madenden emekli oldu. İki kezgöçükten kurtuldu. Hayatta kaldıama ciğerleri tükenmişti.

Zor bela vardılar kestaneliğe. Bu-raları sahipli yerler değildi. Komşulukhukuku vardı. Herkes biraz biraztoplandı. Beraberce koruyup kollar-lardı kestaneliği. Tabii termik santralkurulana kadar.

Eşi hemen girişti kestane topla-maya. Yerlere dökülmüştü. Eskiyegöre çok az olurdu. Kazım efendigözlerini şöyle bir yerde gezdirdi.Bir iç çekti. derin derin öksürdü,döndü, ağaçların arasından, epeyceuzakta ve aşağıda görünen termiksantrale baktı onun duman ve külsaçan bacasına...

Eşi anladı Kazım efendinin ne

düşündüğünü. "Hadi bey" dedi. “Bu-radan topladıklarımızı kendimiz yeriz.Yukarıdakiler temizdir. Oradan top-ladıklarımızı da pazara götürürüz.."

Kazım efendi, "hanım" dedi, eliyletermik santralin bacasından çıkandumanı gösterdi. "Bu kül bizi nereyegitsek bulur, ciğerleri bıraktık ma-dende, o da yetmedi. Bizi tamamentüketecekler..."Eşi önden yürüyordu.Külün ulaşmadığı kestanelikleri arı-yorlardı.

Kazım efendi eşinin arkasındanyürürken anlatmaya devam ediyor-du:

“Onlar düzü tutmuşlar, pislikleriniher tarafa saçarlar, biz dağların tepe-lerine tepelerine kaçarız. Hey gidikoca devran. Dedem anlatırdı, Kur-tuluş savaşında madenciler silahlarısırtlarında taşıyarak kurtarmışlar va-tanı. Rusya'dan Bolşevikler gemilerlegönderirmiş. Bu kıyılara yanaşırmışgemiler. Madenciler de sırtlarına yük-lenirler, bu dağlardan geçirip silahları,çetecilere ulaştırırlarmış. Düşmanıböyle kovmuşlar. Şimdi ne maden-ciliği bıraktılar ne de vatanı. Her yanıtuttular." Biraz duraksadı Kazım efen-di. Şöyle bir arkasına döndü. Yinetermik santrale baktı. Belli belirsizbir sesle kendi kendine: "Ama dursen.." dedi “Bu devran böyle dön-mez!" Eşi epeyce önde olsa da duydubu sözü. Döndü baktı Kazım efendiye.Kazım efendi renk vermedi.

Bundan sonra bir kaç kez dahatoplamaya gittiler. Kazım efendi hiçkarışmadı kestane toplama işine. Ha-kim bir yerde oturup aşağılara uzun

uzun baktı, baktı, baktı...Bir gece termik sant-

ralin önünde kömür yüklüaltı kamyon yandı. Büyükkamyonlardı bunlar. Ma-denden kömürü yüklenir,santral önünde sıra sırabeklerlerdi. O gece biranda yandılar. Altısı bir-den parlayıverdi, geceyiaydınlattı. Kömürler detutuştuğundan söndüre-mediler. Sabaha kadar

yandı, yandı, yandı...Ertesi sabah, geceden daha da

hareketliydi. Nasıl olmuştu? Birilerimi yakmıştı kamyonları? Neden?Nasıl?

Bulamadılar. Bölgede kameralarvardı ama görüntü yoktu. Bir iz, birişaret aradılar uzun uzun. Polislerşüphelendikleri birini aldılar şubeye.Epeyce dövdüler. O yapmalıydı. Öyleya, termik santralde çalışıyordu. İştenyeni atılmıştı. Kesin o yapmıştı. Kabulettiremediler. Serbest bıraktılar.

Sonra iki kişiyi daha aldılar. Ayak-kabılarında kömür tozu bulunmuş.Dediler ki, kamyonların üzerine ben-zin dökerken olmuştur. Epeyce döv-düler onları da. Kabul ettiremediler.Tek söyledikleri madenci olduklarıve vardiya çıkışı, yorgunluktan ayak-kabılarını temizlemeye vakit ayıra-madıklarıydı. Bırakıldılar.

Kamyonların beklediği bölgeyitel örgüyle çevirdiler sonra iki yenikamera taktılar. Bir polis aracı yanaşıroldu akşamları. Nöbete başladılar.Bir kaç akşam top oynamaya gidençocukları dövdü polisler, tel örgülereyaklaştıkları için. Bir kaç kişiye küfürettiler, kamyonlardan uzak tuttulargeçip gidenleri. Semte, termik santraleyakın, bir karakol daha kurulacağıkonuşulur oldu.

Tüm bu haberler Kazım efendininkulağına geliyordu. Keyfi yerindeydi.Evde cam kenarında, dışarı bakıyordutül perdelerin ardından. "İyi mi olduşimdi?" dedi eşi. Arkasına döndüKazım efendi. Eşi onu suçluyordu:"Ne geçti eline? Bak, millete zul-mediyolar." Eşinin yanına gitti Kazımefendi. İki eliyle omuzlarından tuttu."Öyle deme hanım... şu kestanelerinhakkı için öyle deme.." Gözleri par-lıyordu. "Bak" dedi, "Her şey gerçeğedöndü. En azından düşmanımız, bizedostumuzmuş gibi davranmıyor ar-tık!" Pencereye yürüdü yeniden.Uzakta termik santralin bacasındançıkan dumana baktı, baktı, baktı.Belli belirsiz mırıldandı: BU DEVRAN BÖYLE DÖNMEZ!

DÜŞMAN

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL38

Page 39: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

“Hiçbir korkuya benzemez

Halkını satanın korkusu”

(Nazım Hikmet)

Nazım Hikmet'in sözlerini geniş-leterek söyleyelim, vatanı satanın, hal-ka zulüm edenin, hakkı çiğneyenin, hır-sızın, katilin korkusu başka korkularabenzemez. AKP’nin nasıl korktuğunuanlamak için çıkartmaya çalıştığı ya-salarından anlıyoruz. AKP'nin milita-nı haline gelmiş polisin korkusunu daAntep'te hakkını isteyen esnafa saldır-dığında gördük. Hakkını savunan es-nafın öfkesi karşısında şaşkına dönenpolis ile emri altındaki polise gaz sık-ma talimatı veren amirin, halka karşısaldırganlığı dikkat çekiciydi. Gazian-tep-Şahinbey ilçesi Karataş bölgesin-de kentsel dönüşüm kapsamında ça-lışmalar başlatan belediyeye karşı ora-daki esnaf, valiliğe karşı yürüyüşegeçmişti. Bir araya gelen esnaf, yapıl-mak istenen projeler sonucunda yaşa-yacakları sorunları valiliğe anlatacak-lardı. Demokratik, anayasal, meşruhaklarını kullanırken önleri polislercekesildi. Devletin esnaflardan bekledi-ği, her türlü mağduriyete, düzenleme-lere sessiz kalmaları, yapılanlara rızagöstermeleriydi. Öyle olmadı. Yürüyüşegeçtiler, önleri kesilince de vazgeç-mediler, kararlılıkla yollarına devam et-tiler. Polis her zaman yaptığı gibi kim-yasal gazlarla yürüyüşü dağıtmak istedi.

Gaz tüpü elinde olan polislerdenbazıları esnafa gaz sıkmakta tereddütetti. Sen misin tereddüt eden... Katilpolisler kudurmuş köpekler gibi ken-di arkadaşlarına tekme tokat, yakapaça saldırdılar. Ensesinden tuttuğugenç bir polise “sık lan sık” diyerektekme-tokatla halkın üzerine zorla gazsıktırdı.

Kendi mesai arkadaşlarına bu şe-kilde yansıyan öfke esasında halkaduydukları düşmanlıktır.

Suçları arttıkça, düşmanlıkları daartıyor. Korkuları daha da büyüyor.

Gençlerden, liselilerden, çocuklar-dan, köylülerden, esnaftan, işçiden,memurdan, avukatlardan, sanatçılar-dan, mühendislerden korkuyorlar.Robokop kıyafetleri, gaz bombaları,TOMA’ları, copları, silahları ile söz-den, slogandan, türkülerden ve marş-larımızdan korkuyorlar. Yalın ayaktaolsak bir araya gelirken sahip oldu-ğumuz gücümüzden korkuyorlar. Bunedenle gaz bombalarının stoklarınıbüyütüyorlar.

Biber Gazı Yasaklansın İnisiyati-finin açıkladıkları rapora göre “365günün 224 günü biber gazı soluduk.2014 yılında biber gazı kullanmadandolayı 8 kişi hayatını kaybederken enaz 453 kişi yaralandı.” Ve daha yeniihaleler açmışlardı. Yeni TOMA araç-ları almak için. Korkuları büyüdükçe,TOMA araçları, gaz bombaları, ya-saları artacak.

“Sık Lan Sık” DiyenAmire SoruşturmaGöstermeliktir

Gaziantep esnafına saldırıda bu-lunan polisin yüzündeki o çarpıcıifade ve sarf ettiği sözler basına yan-sıyınca valilik yaptığı açıklamadaesnafın yasaya aykırı davrandığını

söyleyerek halka yapılan saldırıyımeşrulaştırdı. “Sık lan sık” diyenamir için de “gazcı olarak görev ya-pan polis memurunun görev yaptığısırada, diğer bir polis memurunun gazsıkması hususunda yönlendirme yap-tığı esnadaki olumsuz davranışla-rından dolayı, gerekli idari incelemeve soruşturma”başlatıldığı açıklandı.

Bugüne kadar açılan soruşturma-ların hepsinin göstermelik olduğunubilmeyen yoktur. Bu tür durumlardasoruşturma açılması klasiktir.

Vali esnaflara gaz sıkılmasını hak-lı buluyor ancak kendi arkadaşlarınıo şekilde “yönlendirmesi”ni kusur-lu buluyor.

Oysa ortada anayasal hakkın en-gellenmesi suçu vardır. Esnaflar, ha-karete uğruyor, işkenceye tabi tutu-luyor ve kendilerini ifade etme, ida-ri başvuruda bulunma hakları engel-leniyor. Valilik idari soruşturma açtı-ğını söyledi, peki o bölgedeki savcı-lık ne yaptı. Polis birden çok suç iş-ledi. Hakkında soruşturma açıldı mı?Polis hakkında adli soruşturma açıl-ması için valilikten izin isteyecekler.Valilik bu izni verecek mi? Biz bun-ların cevaplarını biliyoruz. Açılanidari soruşturmanın ceza değil ödülhaline dönüştüğünü de çok gördük.Burada da farklı olmayacaktır.

Açığa alındığı söylenen polis ter-fi ederse bu hiç şaşırtıcı olmayacak-tır. Ethem Sarısülük'ün katili AhmetŞahbaz'a aynı şeyi yapmadılar mı?Berkin'in şehit düştüğü gün, ailesineve kendisine hakaret eden Ufuk Ço-lak, aynı şekilde ödüllendirildi. Bugibi polisler soruşturma açılıyor di-yerek ya daha iyi bir birime atanı-yorlar, ya da daha rahat edeceği birbölgeye gönderiliyorlar.

Sonuç olarak, AKP'nin polisikendi efendisi gibi halktan korkuyor,korktukça saldırganlaşıyor.

Suçu büyüdükçe korkusu da bü-yüyor. Korku halka karşı suç işle-yenlerin korkusudur. O korku ka-busları olacak...

DüşmanıHalk

AKP

HALK DÜŞMANLARININ KORKUSU

BENZEMEZ BAŞKA KORKUYA

Halk Düşmanı Katil Polisler... 2014 Yılında

365 Günün 224 Günü Halkın Üstüne Gaz Sıktılar

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

39HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 40: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Mersin'in Tarsus ilçesinde bir ci-nayet yaşandı. Çağ Üniversitesi'ninPsikoloji Bölümü'nde okuyan Öz-gecan Aslan, okul dönüşü bindiğiminübüsün şoförü Suphi Altındökentarafından öldürüldü. Katil, Özgecan'aönce tecavüz etmek istedi ama gör-düğü direniş karşısında tecavüz ede-meyerek Özgecan'ı öldürdü. Bu ci-nayetin ardından tüm halkımız Öz-gecan'a sahip çıktı. Bunda, cinayetinnasıl işlendiğinin de etkisi oldu. Öz-gecan bıçaklanarak, kafasına levyeile defalarca vurularak, daha canlıiken, elleri kesilerek ve en son öl-dükten sonra üzerine benzin dökülüpyakılarak katledildi.

Katliam gibi cinayetin ardındanAKP, hızla bunu bir fırsata dönüş-türmeye çalıştı. CHP ile AKP ara-sındaki çıkar çatışmasında kullanılanbir araca dönüştürüldü Özgecan.Başta AKP iktidarı olmak üzere, ba-kanlarını göndererek olaya sahip çık-maya çalıştı. Tayyip Erdoğan'ın kızlarıSümeyye ve Esra da olayın peşinibırakmayacaklarını, sahiplenecekle-rini açıkladılar. İyice teşhir olan AKP,seçim öncesi kendisini toparlayabil-mek için Özgecan’ı kullanıyor.

Soma'da katledilen 301 madenciile ilgili böyle bir sahiplenme gör-medik. Olayın üzerini örtmek, SomaHolding'i aklamak için işçileri suçlugösterdiler. Kadermiş, ölüm maden-ciliğin fıtratında varmış diye anlattılar.

Peki Roboski'de 34 canımızı katle-denler kimdi? İşbirlikçi AKP! Berkin'iekmek almaya giderken vuran katillerkimdi? AKP'nin polisleri! Katiller,Berkinler’e, Özgecanlar’a sahip çı-kamazlar. Onlar sadece halkın ada-letine hesap verebilirler.

Özgecan'ı öldüren belki bir şoför.Ama bu cinayetin hazırlayıcısı AKPiktidarıdır. Gerçek sorumlu AKP ik-tidarıdır.

CinayetinGerçek Sorumlusu Kim?

Oligarşi halka her yönden saldı-rıyor. Yoksullaştırarak, katlederek,iç güvenlik yasası adı altında baskısınıartırma planları yaparak... Ve tabiiki yozlaştırarak...

Yoksa AKP iktidarı dönemindekişu tabloyu nasıl açıklayacağız?

Aralık 2002 - Temmuz 2009 dö-neminde kadın cinayetleri yüzde1400 arttı.

2002'de 66 olan kadın cinayetisayısı, 2009'un ilk 7 ayında 953'eyükseldi. Sadece 2013'te 842 kadınöldürüldü.

Emperyalizmin çürümüş, yoz kül-türü halkın kültürünü, değerlerini deçürütmektedir. Eşini, çocuğunu, ai-lesini öldürenlerin sayıları her geçenyıl artıyor. Parçalanan aileler, yıkılanyuvalar her geçen gün artıyor. İşsizlik,açlık, çaresizlik, umutsuzluk aileleri

teslim alıyor. Çözümsüzlük "cinnethaline" sokuyor. Kadın cinayetlerininhangisi halkın yaşadığı bu sorunlardanbağımsızdır? Bu sorunların tek so-rumlusu da bu düzendir.

Özgecan’ın Katili,AKP'nin Kadın Düşmanı,Gerici, YobazZihniyetidir!

Aşağıda AKP'lilerin kadına ba-kışını anlatan bazı sözlerine yer ve-riyoruz:

"Ben zaten kadın erkek eşitliğineinanmıyorum." (Recep Tayyip Er-doğan)

- "Bir tane kız mıdır, kadın mıdırbilemem." (Tayyip Erdoğan)

- "Örtüsüz kadın perdesiz evebenzer. Perdesiz ev ya satılıktır yada kiralıktır." (AKP Ünye Tanıtımve Medya Başkanı Süleyman De-mirci)

- "Kürtajı bir cinayet olarak gö-rüyorum." (Tayyip Erdoğan)

- "Tecavüze uğrayan doğursun,gerekirse devlet bakar." (Recep Ak-dağ)

- Tecavüzcü, kürtaj yaptıran te-cavüz kurbanından daha masum."(Ayhan Sefer Üstün, AKP Milletve-kili, İnsan Hakları Komisyonu Baş-kanı)

- "Anası tecavüze uğruyorsa ne-

Özgecanlar’ı Kurban, Suphiler’i Katil Yapan Bu DüzendirYOZLAŞMANIN-GERİCİLİĞİN KÖKÜ

KURUTULMADAN ÖZGECANLAR KORUNAMAZ

“KADINA ŞİDDET” Mİ DİYORSUNUZ? İŞTE KADINA ŞİDDET! ŞİDDETİN KAYNAĞIÇÜRÜMÜŞ, KOKUŞMUŞ, GERİCİ FAŞİST DÜZENDİR!

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL440

Page 41: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

den çocuk ölsün? Anası ölsün."(İ.Melih Gökçek)

- "Evdeki işler yetmiyor mu?"(Veysel Eroğlu, Orman ve Su İşlerieski Bakanı)

- "Kızlar okuyunca erkekler ev-lenecek kız bulamıyor." (ErhanEmekçi, AKP İl Genel Meclis Üye-si)

- "Kadınlar iş aradığı için işsizlikyüksek." (Mehmet Şimşek, MaliyeBakanı)

Özgecan'ın öldürülmesinden sonrayaşananlar, söylenenler ise bize katilinkim olduğunu daha da açık göster-mektedir. Furkan Vakfı Başkanı Al-parslan Kuytul, yaşanan tartışmalarda"Annen de olsa, diz kapağının üstütahrik eder. İslam gerçeği konuşu-yor." açıklamasında bulundu.

Dinciliğin gericiliği, halkımızadayatılarak, kadın bir tahrik aracıolmaya indiriliyor.

Özgecan'ın ölümünden sonra tar-tışılan, katil nasıl katil oldu konusundaise, bir cinsiyet farkından öte sınıfsalbir sorun olduğunu kabul edenlerinsayısı çok değil. Bunu kabul edenlerise doğru noktayı buluyor ama arkasıgetirilmiyor. Suphi'yi katil, Özgecan'ıkurban yapan bu düzenin kendisidir.İnsanı belirleyen, ona şekil verenkoşullardır. Koşulları yaratan kimdir?Emperyalistler ve onların uşağı AKPiktidarı.

Toprağa tohum ektiğinizde onunbüyümesi için su ve güneş gerekir.Topraktan yeterince besin alabilme-lidir. Bunlar sağlanırsa çok verimlibir ürün elde edebilirsin. Ama birisieksikse, verim düşer. İnsan da böy-ledir. Onu belirleyen, kişiliğini oluş-turan şey, içinde yaşadığı koşullar-dır.

Sömürünün olduğu, kulun kulakulluk ettiği, yoksulluğun sıradan-laştığı, açlıktan ölündüğü, temel insanhaklarına sahip olunmayan bir dü-zende insanların sağlıklı yetişmeside beklenemez. Sorumluluğu katildenalmıyoruz elbette ama tek başına so-rumlusu da katil değildir. Onu yaratandüzenin kendisidir.

Kadına düşmanlığı körükleyen,

kadını tahrik aracı olarak gösteripeve hapsetmek isteyen, çocuk do-ğurmayı tek kariyer olarak gösterendüzendir gerçek suçlu.

Son 15 yılda 241 polis, 91 asker,17 özel timci, 15 korucu, 45 gardi-yanı tecavüzden yargılayan amabir tanesine dahi ceza vermeyenadaletsiz bu düzendir gerçek suç-lu.

Hüseyin Üzmez gibi sapıkları ser-best bırakan, 6 yaşındaki kız çocuk-larının evlenebileceğinin propagan-dasının yapıldığı, tecavüzcüleri ko-ruyup kollayan bu düzendir gerçeksuçlu. Haklarına sahip çıkan kadınlaraişkence eden bu düzendir gerçeksuçlu. Geçtiğimiz hafta İstanbul'daVatan Emniyet Müdürlüğü önündebasın açıklaması yapmak isteyeniçinde kadınların da olduğu HalkCephelilere polis saldırmış ve işkenceile gözaltına almıştı. Kadınlarımızıyerlerde sürüklediler, plastik kelep-çelerle kollarını kırarcasına ters ke-lepçe yaptılar. Hakkına sahip çıkanayapılan muamele işkencedir...

Yani, gösterilen “kadın” hassasi-yeti koca bir yalandır.

Kadını sadece cinsel bir nesneolarak gösteren, kadının kendisiniteşhir etmesini pohpohlayan bu dü-zendir asıl suçlu.

AKP iktidarı döneminde, 2002-2010 yılları arasında, fuhuş 4 kat,fuhuş suçları yüzde 220 oranındaarttı. Çocuk istismarı 8 yılda 3 katarttı. Kendisini dinci gösteren, İslamideğerlere sahip çıktığının propagan-dasını yapan bir iktidarda nasıl olurda fuhuş artar? Fuhuşa, uyuşturucuya,yozlaşmanın her türüne karşı müca-dele eden devrimciler neden ceza-landırılır?

Halk Cephesi, yozlaşmaya karşıyürüttüğü mücadelede şehitler verdi.En son Gülsuyu'nda uyuşturucu çe-teleri tarafından öldürülen Hasan FeritGedik'in katillerine hala AKP'nin yar-gısı tarafından bir ceza verilmedi.

Berkin'in katillerinin bulunmasıiçin daha bir dava bile açılmadı.

AKP, Özgecan'ın katillerini yar-gılayamaz. Çünkü katil kendisidir.

Özgecan ölmeyebilirdi. Yozlaş-mayı geçelim, sadece öğrencilere birservis bile sağlansaydı ölmeyebilirdi.İşte bu gerekli önlemleri almayaniktidardır Özgecan'ın katilleri.

Çağ Üniversitesi öğrencileri an-latıyor, diyorlar ki:

"Toplu taşımayla ilgili, TOKİ oto-büsleriyle ilgili öteden beri şikayet-lerimiz vardı zaten. Sadece kız öğ-renciler değil, erkek öğrenciler debir şekilde taciz ediliyordu. Geçenyıl bir şoför benim arkadaşımı bıçaklakovaladı. Daha önceki gün Yenice'debir kadını dövdüler. Bize karşı tavır-ları da çok kaba. Şunu söyleyebilirim;bu cinayetin geleceği belliydi. Bizböyle bir şeyin olacağından zatenkorkuyorduk. Okula ve belediyeyeşikayette bulunduk ama sonuç ala-madık."

"Sadece kız öğrenciler değil, erkeköğrenciler olarak bizler de rahatsızızo dolmuşçulardan. Bazen bizi zorladolmuşa bindirmek istiyorlar. Yolunkarşısına geçiyoruz, lokantaya gitmekiçin; bizi arabaya bindirmek istiyorlar.Katilin fotoğrafları yayınlandı, birçokarkadaşımız tanıdı. Defalarca onunarabasına binenler var."

Yani AKP, çok basit önlemlerdahi alamaz. Çünkü halka düşmandır,emperyalistlerin emrindedir.

Düzen Çürütür,Devrim Temizler

Özgecan'a sahip çıkmak için, ka-tillerinden hesap sormak için devrimciolmaktan başka bir yol yoktur. So-runların kaynağı olan düzeni yıkıpparçalamadan adalet sağlanamaz.

Emperyalizmin ve işbirlikçilerinindeğerlerimizi çürütmesine izin ver-memeliyiz. Düzenin kirlettiği, yokettiği, tahrip ettiği değerlerimize sa-rılmalıyız. Yozlaşmaya karşı mücadeleedersek eğer yeni Özgecanlar’ın ölü-münü durdurabiliriz. Suphi gibilerininkatil olmasını da yine bu mücadeleengelleyebilir.

Çürümenin, yozlaşmanın sorum-lusu bu düzendir. Düzenin çürüttük-lerini ancak ve ancak devrim temizler.Üçüncü bir yol yoktur.

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

441HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 42: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Her yerde kitleleri kazanmak,Cepheliler’in en temel görevidir. Enyakından başlayarak kitleleri eğit-mek, dönüştürmek, örgütlemek içinçalışır Cepheli. Ailesi onun en yakı-nıdır. Halkın bir parçasıdır. Kitlelerikazanma mücadelesinin dışında tut-maz ailesini.

Düzen, ailenin yakınlığını kullanır.Mücadeleye ilk adım atıldığı andanbaşlayarak aileyi yalan yanlış bilgilerlekandırarak, taciz edip korkutarak ço-cuğunun, eşinin, kardeşinin… müca-dele etmesinin önüne geçmek için kul-lanır. Bu haliyle aile, bir düzen ku-rumuyken; Cepheli, emeğiyle aileyidevrimin mevzisi haline getirebilir.

Herkes ailesini, ailesini oluştu-ran fertleri çok iyi tanır. Aynı acılarıyaşamış, aynı hasretlikleri çekmiş,aynı yoksulluklara göğüs germiştir.Aynı şeye üzülmüş, aynı şeye sevin-miştir. Ailenin düzenle olan çelişki-lerini, düzene olan öfkelerini o aile-nin fertlerinden daha iyi kimse bilmez,bilemez. Arada doğal bir bağ, doğalbir sevgi vardır. Vefa, fedakârlık, sa-hiplenme vardır. Tüm bunlar doğru iş-lendiğinde Cepheli için ailesini ka-zanmak mesele olmaktan çıkacaktır.

Cepheli’nin ailesini kazanma mü-cadelesi planlı, programlı, sistemli ol-malıdır. Bir insanı eğitip örgütlerken,bir alanda, birimde çalışma başlatıpgeliştirirken gerekli olan ciddiyet,aile söz konusu olduğunda da tartış-masız gereklidir. Cepheli, ailesinikazanmayı bilinmez bir zamana er-teleyemez. Bu, kendiliğindenciliğeteslim olmaktır. Ancak hayat boşluktanımaz ve karşı devrim örgütlü gü-cüyle, yılların deneyimiyle aileyi boşbırakmaz…

Devrimcilik yaptığını uzun birsüre ailesinden gizleyen arkadaşları-mız olabilmektedir. Bu bakış açısın-da devrimciliğin meşruluğunu kav-rayışta bir sorun vardır. Cepheli ilk an-dan itibaren devrimciliğinin meşru-luğunu ailesine karşı da savunabil-melidir. Açık olmak önemlidir.

Kararlı olmak daönemlidir. Çünküaile önce kararlılığı sınayacaktır.Cepheli ailesini çok iyi tanıyor olabilir.Ama şu unutulmamalıdır ki ailesi deonu iyi tanıyordur. Bu nedenle, aile,zayıf yanlarını bildiği için buralardanyüklenecektir. Bu noktadaCepheli’nin devrimcilikte kararlı-lığını göstermesi, net bir duruş ser-gilemesi aileyi kazanmada kilitönemdedir. Aile sert çıkabilir, rest çe-kebilir ama kararlılığı gördükten son-ra ısrar etmekten vazgeçecektir. İşteo noktadan sonra ailenin kazanılma-sı süreci de hızlanacaktır.

Düşülen bir hata da kararlılık adı-na düşülen sekterliktir. Yersiz çıkışlar,restleşmeler, gerekmeksizin aileylebağların koparılması özünde kararlı-lık göstergesi değildir. Bu, kendine gü-vensizliktir. Cepheli büyük düşünür.Kendine güvenir ve kavrayıcı davra-nır. Bağları koparması gereken yerin,ailesinin onu düzene çekmeye başla-dığı yer olduğunu bilir. O noktadanbağlarını koparmaya kararlı olduğu-nu aileye gösterir. Ancak bağları ko-parmak yapılacak en son iştir. Cephelisonuna kadar ailesine emek harcar.Kazanmaya çabalar. Kestirmeci, kabadavranmaz kolayına kaçmaz.

Cepheli, devrimci yaşamı bo-yunca ailesinin güvenini kazanma-lıdır. Aileleri kazanmanın önemli birayağı da budur. Oturup kalkmasın-da, konuşmasında, ilişkilerinde, ya-şama bakışında, sahiplenmesinde,sorumluluk duygusunda değişimigören ailenin şüpheleri yerini güvenebırakır. Cepheli devrimciliğin gü-zelliğini yaşamıyla ailesine göste-rerek onu ikna etmelidir. Ailesindenkazandığı değerleri, olumlu yanla-rı devrimcileştirerek büyüttüğünüdaha da ileri taşıdığını göstermeli-dir. Devrimci olmanın getirdiği ol-gunluğu, sorun çözücülüğü ailesinegösterebilmelidir Cepheli.

Ailelere sınır koymamak gerekir.Henüz onların düşünmediği, ken-dilerine koymadıkları sınırları “ya-

pamazlar, kabul etmezler” diye ön-lerine engel koymak ailenin müca-deleye katılımını belirsiz bir zamanaertelemektir. Ya da “ben yapıyorumeşim geri dursun”, “biz yapıyoruz oğ-lumuz uzak dursun” demek, Cepheliiddiasıyla gelişen yaklaşımlar değil-dir. Cepheli, ailesini de savaşa göre ye-niden örgütler; ne korumacı yaklaşırne de onlara sınır koyar. Israrla, emekharcayarak, eğitimle dönüştürerek,basitten karmaşığa görevler vererek,denetleyerek, isteklendirerek ailesinikazanmayı başarır. Sonuç alır.

Süreç Cepheli’nin elini güçlendi-riyor, aileler düzen içi hayaller kura-maz hale gelmiştir. Sömürü ve zulümpervasızlaşmışken, devrimciliğin meş-ruluğu geniş kesimlerce tanınırken,devrim mücadelesinin sosyal tabanıhızla genişlerken, kitleler düzendenhızla koparken Cepheli için ailesini ör-gütleyememek söz konusu olmama-lıdır.

Cepheli her konuda olduğu gibi ai-lesini kazanma konusunda da ısrarcıdavranmalı, doğru yöntemleri bularaksonuç almalı ailesini örgütlülüğünbir parçası yapmayı başarmalıdır.

Kendini Geliştirmeyen Düzeni Geliştirir

Cepheli Ailesi İçinDevrimi, Devrim İçin

Ailesini Örgütleyendir!

DuyuruHatay Özgürlükler

DerneğiYeni Adresine

TaşındıYeni adresimizde yeni ve daha

güçlü adımlarla hak ve özgürlüklermücadelemizi hep birlikte büyüte-ceğiz.

Armutlu Mah. Gündüz Cad.Bucak Sok. No: 2 Kat:1

Defne/ HATAY(Armutlu Caddesi

Cami KarşısıHas Turizm Üstü)

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL42

Page 43: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

İşbirlikçi tekelci burjuvazi zevk-i sefa dü-zenine süs ve sömürü çarkına maske olarakkullanır sanatı. Böylece, kendisini olduğundanfarklı göstermeye çalışır.

Öyle ki, sebep olduğunun görülmesini en-gellemek için sanata "ilgi" gösterir. Sponsorolur, yarışmalar düzenler, ödüller verir. Yeterki gerçek örtbas edilsin... Toplumsal sorunlarınkaynağının burjuvazinin kapitalist düzeniolduğu gerçeği gizlensin.

Haberin başlığı şu: “TÜSİAD'ın eşitlikfilminde üniversite gençliği yarıştı."

Haberin alt başlığı konu hakkında ayrıntıveriyor:

"TÜSİAD'ın kadın erkek eşitliğine dikkatçekmek için düzenlediği kısa film yarışma-sında 22 ilden 178 genç başvuruda bulundu.Kazananlar ödülünü TÜSİAD başkanı Din-çer'in elinden aldı." (9 Ocak 2015 Yurt)

Bilim ve hayat, bize şu gerçeği netolarak gösterir:

Kapitalist düzende yaşanan her eşit-sizliğin, her toplumsal sorunun kaynağı burjuvazidir.

Sanat, en anlaşılır biçimde bu gerçeği halka göster-melidir. Ve fakat, burjuvazi daha sanat hayatlarının baş-langıcında olan genç sinemacıları bu türden yarışma veödüllerle gerçeği çarpıtmaya teşvik ediyor.

Ödül töreninde konuşan TÜSİAD Kadın-Erkek Ça-lışma Grubu Başkanı Nur Ger, şöyle diyor: "Bir ülkeninfotoğrafına bakınız, eğer toplumsal cinsiyet eşitsizliğivarsa zaten temel hak ve özgürlükler alanı sorunlu-dur."

Halkın hak ve özgürlüklerini "sorunlu" hale getirenise burjuvazinin egemenliği, bir başka deyişle "kutsalözel mülkiyet" hakimiyetidir.

Daha geçenlerde asgari ücret belirleme tartışmalarındaburjuvazinin temsilcileri, Türk-İş gibi sarı sendikanınönerdiği oranı bile "çok" bularak itiraz etti. Ne konuşu-yorsunuz siz?

Emekçileri iliklerine kadar sömürün, sefalete mahkumedin, işsizler ordusu yaratın sonra da eşitlikten bahsedin,eşitsizlikten yakının. Burjuva ikiyüzlülüğü işte tamolarak bunu yapar ve sanatı da bu iğrençliğe alet eder.

Ödül töreninde TÜSİAD başkanı şöyle diyor: "Bunu2015 yılında söylemek üzücü ama hala 'toplumsal

cinsiyet eşitliği' konusunda bir zih-niyet dönüşümüne ihtiyaç var."

Reformist, oportunist, feminist kesimler burjuvazininbu söylemini onaylayabilirler. Oysa, ihtiyacımız olandevrimdir. Burjuvazinin iktidarını yerle bir edip sebepoldukları bütün eşitsizliklere son vermektir halkınihtiyacı.

TÜSİAD başkanı, halkın bu yakıcı ihtiyacını örtbasedebilmek için, devamında da şöyle diyor: "Kadınlarınerkeklerle eşit konumda yer almalarını sağlamak içinöncelikle erkek egemen bakışın terk edilmesi lazım."

Görüldüğü gibi burjuvazi, yalanları ve kendi iktidarınımeşrulaştırmak için, burjuva ideolojisini halka empozeetmek için sanatçıları "ödül" adı altında satın alarak,sanatı kullanıyor.

Hiçbir sanatçımız, hele ki genç sanatçılarımız bur-juvazinin bu ikiyüzlülüğüne ortak olmamalıdır. Tetiğieşleri çekse de, bilinmelidir ki o kadınların katili burju-vazidir. Çünkü, bütün bu cinayetler bu düzende işleniyorve bu düzen yerle bir olmadan, hiçbir toplumsal sorunungerçek bir çözümü de olmayacaktır.

Sanatçılarımız, kameralarını gerçeği aydınlatmakiçin kullanmalıdır. Burjuvazi işte bundan çok korkuyor.Gerçek aydınlatıldığında burjuvazinin kirli yüzü açığaçıkacaktır.

Sanat, Burjuvazinin İkiyüzlülüğünün

Maskesi Olmamalıdır...

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

43HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 44: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Sevgili Devrimci Okul OkurlarıMerhaba;

Şehitlerimizden Mete Nezihi Al-tınay "Geleceği görmeyen, zafereulaşamaz" diyor.

Şehitlerimiz hayatlarıyla olduğugibi sözleriyle de bize yol gösterirler.

Devrim gelecektir ve devrim içinmücadele edenler için devrim soyutbir kavram değildir. Tam tersine so-mut, programı ve izlenecek yolu bel-li olan bir hedeftir. Devrimcilik ge-leceği kazanma mücadelesi-nin içinde yer almaktır.

Devrimciler, devrimi vedevrimin ülkemiz halklarınagetireceği geleceği öngörür-ler.

Öngörü; başlı başına gele-ceği görebilme özelliği değil-dir.

Öngörü, dünü ve bugünü tümyönleriyle politik olarak kavramanınbir sonucudur.

"Ya tutarsa" diyerek tahminlerdebulunmak değildir. Uzağı görmemi-zi sağlayacak olan bilgi, birikim, de-ney ve izlenecek bilimsel yöntemlerlehareket ediyoruz.

Devrimci TecrübeDoğru DeğerlendirmeyleÖngörüye Dönüşür

Sınıf mücadelesi tarihi, bizim gü-cümüzün ışığıdır. Tarihimizi ne kadariyi ve doğru öğrenirsek uzağı da o ka-dar iyi görebiliriz. Tarihi bugünlebirleştirmeyenin yarın ne olacağınıbilmesi imkansızdır.

Hayat ne tesadüflerin eseridir nede gelecek önceden belirlenmiştir. Ge-lecek dünden bugüne ve de yarına in-sanlar tarafından inşa edilir.

"Marks’tan geleceği yaratma ye-teneğini değil, sadece gelişimin de-ğerlendirmesini almak için yapıtla-rından haksızca alıntılar yapan gü-

nümüzün sahteMarksis t ler i -dir..." (LeninSeçme EserlerCilt: 11 syf:416)

Lenin gelece-ği yapma amacıgütmeyenlere"sahte Marksist"

diyor. Sürekli taş toplayıp ama taşları üst

üste koymayanlar, bir duvar dahi ör-meyenler sadece iş yapar görünürler.

Ama devrimci mücadeleye enufak bir katkıları yoktur.

Eğer taşlar duvar yapmak ama-cıyla toplanıyorsa ve duvarın nasılörüleceği geçmişin deney ve tecrü-besinden öğrenilmişse ortaya bir du-varın çıkması sürpriz olmaz.

Duvarı yapan emektir. Duvarınnasıl yapılacağını, yol-yöntemlerini bi-limden yani Markisizm-Leninizmdenve Parti-Cephe tarihinden öğreniriz.

Hayallerimizle de duvarın beyni-mizde açtığı yeni ufukları, yarataca-ğı sonuçları görürüz...

HedefimizinBüyüklüğü KadarUzak Görüşlüyüz

"Bizim hayallerimiz yarınımız ola-cak" diyor Berrin Bıçkılar. Devrimcihayaller bir gün gerçekleşeceği mutlakolan öngörülerdir. Çünkü devrimcilerhayal kurarlar ancak hayalperest de-ğildirler. Berrin'in bahsettiği hayaller,onun vücudunu saran feda ateşleri ka-dar gerçektirler. Berrin geleceği gör-düğü için o kadar tereddütsüz kendisinidevrim için feda etmiştir.

Devrimcinin geleceği, hedefi dev-rimdir. Devrimi gerçekleştirecek olanhalktır. Halkı devrime taşıyacak olanda devrimci örgüttür. Örgüt elbette ki-şilerden oluşur ancak bir bütünlükoluşturur. Bu bütün örgütün devrim-

ci tecrübesidir. İdeolojik netlik öngörebilmek için

şarttır. İdeolojik olarak güçlü olma-yanların geleceği görmeleri mümkündeğildir.

İdeolojik olarak net ve sağlam dur-mayanlar önce inançlarını sonra davatanlarını ve tüm değerlerini kay-bederler.

Dünyadaki ve ülkemizdeki ge-lişmelere bakalım. Kendilerine dev-rimci, demokrat, yurtsever diyenlerABD'nin bölge halklarının çıkarlarıiçin müdahale edebileceğini savuna-bilmişlerdir.

Anti-emperyalist olmadan em-peryalizmin politikaları tam anla-mıyla anlaşılamaz. Politikasızlık köreder.

Politikasızlık, kendi gücüne veideolojisine inançsızlık halklarıngeleceğini rahatlıkla emperya-listlerin hizmetine sunabilir.

İnançsızlık ve ideoloji... Bu-günün değerlendirmesi budur. An-cak bu değerlendirmede ne dününgerçekleri vardır ne de yarın var-dır. Geleceği buradan bakıp gör-meleri de mümkün değildir. Anti-

emperyalist olunmadan emperyaliz-min politikaları anlaşılamaz. Politi-kasızlık kör eder. Değil geleceği önü-nü göremez hale getirir.

Kişiler için de, örgütler için de ön-görü hedefle orantılıdır. Hedefi koyankendisini o hedefi gerçekleştirecekolan güç olarak görüyor demektir. Ön-görmek için kahin olmak gerekmez.Hedefi bilmek, o hedefe gidecekyolu öğrenmek ve o yolda cesaretleyürümek yeterlidir.

Devrim hedefi olan için hiçbir şeymuğlak değildir. Dost kim, düşmankim? Tüm soruların cevabı nettir.Görebilmek için bu netlik çok önem-lidir. Düşmanını bilmeyen onun yap-tıklarını yapacaklarını da göremez.

İktidar hedefli mücadele eden ör-gütlerin ve bu örgütlerin ideoloji-siyle hareket edenler için öngörü ya-şamın doğal bir parçasıdır.

Devrimci hareketin 12 Eylül son-rasında zaman zaman gündeme geti-rilen ve demokrasicilik oyunununbir parçası olan "demokratikleş-me" yalanlarına karşı tavrı...

Devrim İçinSavaşanlar DevrimiBugünden Görürler

Ders: Öngörü

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL444

Page 45: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

1990’larda emperyalistlerin sos-yalizmin yıkılışına ilişkin yaygın ola-rak kullandıkları demagojileri, Ro-manya’da Çavuşeskular’ın bir "halkayaklanması" yalanıyla yıkıldığınınilan edilmesi... Amerika’nın Irak iş-galinden bugünlere Suriye’ye olan sal-dırılarına kadar yaptığı tüm demago-jiler...vb hepsi devrimci hareketinideojik sağlamlığına çarpıp dağıl-mışlardır.

İşte her türlü yalanı, emperyalistideolojinin kurmaya çalıştığı ideolojikhegamonyayı reddeden ideolojik sağ-lamlığımız gelecekteki devrim ve sos-yalizm öngörümüzün de yaratıcıdır.

Öngörü İnançlaBirleşmiş CüretinGösterdiği Hedeftir

Öngörü, zamanı iyi kullanmak, iyideğerlendirmekle de doğrudan ala-kalıdır. Hiçbir şeyi zamana bırakma-dan, zamanın gerisinde kalmadanhareket edilmelidir.

Mücadelemizin ihtiyaçlarını hiç-bir ayrıntıyı gözden kaçırmadan göz-lemlemek gerekir. Gözlemlemek yet-mez en ufak ayrıntıya kadar vakıf ol-mak gerekir. Ayrıntıları ve bütün içe-risindeki yerlerini bilmeliyiz. Vakıfolmak kavramaktır, gözlemlemektir,denetlemektir, sonuç almaktır. Ay-rıntılara boğulmadan ve hiçbir ay-rıntıyı atlamadan her şeyi bilmek vegereğini yapmaktır.

İnsanlarımızı, mücadelemizin ger-çeklerini, örgütlülüklerimizin duru-munu, halkımızın özelliklerini tanı-dığımız ölçüde öngörülü olabiliriz.

Öngörü cüret ister.

Çünkü öngören, bilimin ve tarihinyasalarını biliyor ve yerine getiriyordemektir.

Savaştan kaçmıyor demektir. "Sömürü ve baskı mutlaka uy-

gulayıcılarının da sonunu getire-cektir" diye öngörmek için öyle çokderin bir bilgi sahibi olmak gerekmez.

Koşulları doğru değerlendirip,doğru politikalarla birleştirip hayatageçirecek kadro ve savaşçılara ihtiyaçvardır. Görmek yetmez gördüğüneilerlemek ve oraya varmak öngörününsomutlanmasıdır.

Büyük Direniş böyle bir öngörü-nün hayat bulmasıdır. Daha sürecin ba-şında tecrit politikasının amacı net ola-rak konmuştur. Ödenecek bedellerinağırlığı direnişin nasıl şekillendiğidaha baştan devrimci hareketçe gö-rülmüştür. Ancak saldırının amacını,kapsamını bilmeyen örgütler, kişileröngörüsüzlüklerinin sonucu şaşkın-lıklar yaşayıp savruldular. Sorun birisimlendirme sorunu değildir. Mese-la, tecritin emperyalizmin politikası ol-duğunu herkes kabul etmiştir.

Ancak ideolojik zayıflık, güven-sizlik cüretsiz davranmayı da bera-berinde getirmiştir. Önlerini dahi gö-remeyenler zamanla kendi geçmişle-

rinden de kopmuşlardır.

Şehitlerimiz,Ödediğimiz BedellerDevrim Öngörümüzdür

1984 ölüm orucu şehidimiz Ab-dullah Meral "Biz kara toprak gibi,devrim tarlasına düşen tohumlarız.Bir çok filizlerimiz olacak" diyor.

Bu toprakların geleceğini görüp,gösteren şehitlerimiz savaşın yasasınıyazanlardır. Savaşın yasalarını bilen-ler gereklerini yerine getirmişlerdir.

Ancak zaferin gerekliliğine ve ka-zanılacağına inananlar kendilerinitereddütsüz mücadeleye sunarlar...

Umut geleceğe dairdir. Ve öngö-rü umudu besler güçlendirir. Şehitle-rimiz işte bu umudun taşıyıcılarıdır.Bu nedenle de onların varlığı gelecekinancını büyütür. Halkın devrimcile-re olan inancını güçlendirir. Olmayanıda oluşturur.

"Bir çok filizimiz olacak" diyenAbdullah Meral'in inancı ona gele-ceğini gösteriyordu. Halkımız "Neekersen onu biçersin" diyor. Biz butopraklara devrim tohumları ektik. Bunedenle de hiçbir şey tesadüflere bı-rakılmış değildir. Tohumun gücü, fi-danın boyudur.

Şehitlerimiz geleceğimizdir. Herbirinden öğrenerek, her birinin inan-cını miras bilerek geleceği fethetmemücadelemizi daha ileriye taşıyoruz.

Öngörümüz dünyanın Türki-ye'sinde devrimdir ve bu mutlak ger-çek olacaktır.

Sevgili okurlar; haftaya başka birkonuda görüşmek üzere..

Hoşça kalın...

Koşulları doğrudeğerlendirip, doğru

politikalarla birleştiriphayata geçirecek kadro vesavaşçılara ihtiyaç vardır.Görmek yetmez gördüğüneilerlemek ve oraya varmak

öngörününsomutlanmasıdır.

Her Alanda DüzeneAlternatif Olacak

Halkın Yozlaşmasınaİzin VermeyeceğizGazi Özgürlükler Der-

neği'nde 17 Şubat'ta "Boy-kot" filmi izlendi. 11 Martgünü Berkin Elvan için ya-pılacak olan boykot için fi-kir oluşturmak amacıylagösterilen filmi 30 kişi bir-likte izlendi.

Grup Yorum 30. yılında faşizme ve em-peryalizme karşı umudun türküleriyle sa-vaşı büyütmeye devam ediyor.

30 yıldır iktidarların baskıları, işken-celeri, gözaltıları ve tutuklamaları ile sü-rekli baskı ile sindirilmeye çalışılmış amahiçbir dönemde faşizm başarılı olama-mıştır. Umudun türküleri bu kez zulmünzindanlarından ulaşmıştır halka ve umu-du mahpushane duvarlarından taşımışlar-dır dışarıya. Umudu büyütmeye devam

ediyor Grup Yorum. Kürdistan’da umudunsesini dört bir yana haykırıyor.

Yapacağımız söyleşiye tüm halkımızdavetlidir.

Tarih: 23 Şubat Pazartesi Saat: 19.00

Yer: Diyarbakır SümerparkResepsiyon Salonu

Umudun Türkülerini Haykıran Grup Yorum’un30. Yıl Söyleşilerine Tüm Halkımız Davetlidir

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

45HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 46: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

50 yıldır emperyalizmin ambargosualtında bulunan Küba, söylendiğine göre,Amerika ile 1,5 yıla varan gizli görüş-melerin ardından yeni bir anlaşmayavardı. Tüm gazeteler, televizyonlar, in-ternet "60 yıllık buzlar eriyor, Amerikave Küba arasında dostluk rüzgârları esi-yor" diye yazmaya başladı. Yapılan an-laşmaların içeriğini şu an için ayrıntılı ola-rak bilmesek de Amerika'nın neden böy-le bir yolu seçtiği bizce malum. Bu an-laşma sonrası Obama şöyle sesleniyor ör-neğin: “Tarih, geçtiğimiz 50 yılın Kü-ba’ya uygulanan yaptırımların bir işe ya-ramadığını gösteriyor”; yani “50 yıllıkpolitika ile yok edemedik sosyalizmi, ozaman başka çareler bulacağız” diyoraslında Obama. Burjuvazi tarihi misyo-nunu yerine getiriyor ve aldatmaya çalı-şıyor yine halkları, örgütleri. Biz Mark-sist-Leninistler, sosyalistler elbette ülkelerarası ekonomik, ticari, kültürel alışver-işlerin yapılmasına karşı değiliz. Eşit ko-şullar altında, ülkelerin birbirlerinin ba-ğımsızlığını gözetme ve yönetim bi-çimlerine saygı, iç işlerine karışmama te-melinde ilişkiler yürütebileceğini düşü-nürüz. Ama iki sınıflı bu dünya, bizim iyiniyetimiz, isteklerimize göre dönmü-yor.

Bir kez daha yazıyoruz, haykırıyo-ruz dünyamız iki sınıfa ayrılmıştır:

1- Ezilenler - Proleterya ( işçiler,köylüler, yoksullar...)

2- Ezenler - Burjuvazi, emperya-listler

Birinin yok olması diğerinin etkialanının büyümesi demektir. Emperya-lizm büyük bir sınıf baskısıyla, kiniyle sal-dırıyor her yere. Halkları, sosyalist güç-leri, örgütleri birbirinden uzak tutup so-runları içinde boğulmasını istiyor. İşte Kü-ba'yı da böyle bir kuşatma altına alıp ça-resiz, güçsüz bırakarak teslim almaya ça-lıştı. Oysa ki, güçsüz olan biz değil on-

lar. Çünkü tek bir ülke bile onların uzunyıllardır yüzlerce yöntem denemesine yet-ti, tüm emperyalistleri seferber etti.

Sosyalizm mücadelemizde emper-yalistlerden hep bir adım önde olduk as-lında tarih boyunca. Neden? Çünkü dev-rimciliğin yaratıcılık gibi çok güçlü birsilahı var; tabi ki, kullanmayı bilene. Amaiçimize kapanarak, enternasyonal gö-revlerimizi bir kenara bırakarak bu ya-ratıcılığımızı kullanamaz ve unuturuz.Ekonomik olarak zor durumdayız vs. di-yerek emperyalizmin etki alanına girer veyavaş yavaş yok oluşumuzu başlatmışoluruz. Küba'nın bu duruma evrilmesi-ni istemiyoruz. Emperyalizm karşısındagüçsüz ve çaresiz değildir Küba. 6,5 mil-yar dünya halkı var onun yanında. Yü-zünü halklara ve bütün dünya devrimci-lerine dönmeyi denemelidir. Küba'nınçağrısı dünya halklarına, devrimcilerine,Küba dostlarına olmalıdır. Yaratılmışbu güzelliğin bozulmasını, Küba emin ol-sun ki, hiçbir Küba dostu, devrimci is-temez. Tarihinde 12 kişi ile nasıl bir dev-rimi başardıklarını hatırlamalıdır. SonraVietnam'ın 500 bin kişilik en ağır silah-larla donatılmış Amerikan ordusunu na-sıl yerle bir ettiğini hatırlamalıdır. Dönüpdönüp Che'yi hatırlamalıdır. Dünyayı ta-kip etmelidir, irili ufaklı devrimcilerin,halkların mücadelelerine elinden geldi-ğince destek olmalı, yüzünü devrimci ör-gütlere dönmelidir. Yüzünü 21. yüzyılınen vahşi katliamlarından birini yaşaya-rak F tipi hapishanelere atılan ama ye-nilmeyen, emperyalizme 7 yıl boyuncadirenerek, hücre hücre ölerek boyuneğmeyen, zafer kazanan Türkiyeli dev-rimcilere dönmelidir. Faşizmin en ko-yusunu yaşayan Türkiye halklarının Ha-ziran Ayaklanması’na dönmelidir. Yü-zünü Simon Bolivar'a, Jose Marti’ye,Marks'a, Lenin'e, Stalin'e dönmelidir. Şutüm dünyada direnen, halklara ve halk-

ların temsilcilerine dönmelidir. Bu gidişatın sonu değiştirilmezse

malumdur. Küba dünya hakları önün-de büyük bir sorumluluğa sahiptir. Busorumluluğunu bilmelidir. Sosyalizm,sorunlarını kendi içinde çözebilir. Em-peryalizmin parası ve ekonomik an-laşmalarının Küba'yı ne kadar etkile-diğini zaman gösterecek. Halklarıniçinde umutsuzluğun yayılmasına aslaizin veremeyiz. Umut sosyalizmdedirve sosyalizm, sorunlarını halklarla bir-likte çözer. Sorunlar için Küba çağrıyapsın, birlikte çözelim; ekonomik,siyasi kampanyalar örgütleyelim, dün-yayı ayağa kaldıralım. Küba asla unut-mamalıdır: Devrimciler, sosyalistlerasla çaresiz değildir. Güçsüz OlanEmperyalizmdir!

Sosyalizminin Sorunlarını Sosya-lizm Çözer!

Yaşasın Sosyalizm Kahrolsun Em-peryalizm!

Yaşasın Enternasyonal Dayanış-ma!

Sosyalizm Umudunun Halklar NezdindeSarsılmasına Asla İzin Vermeyeceğiz!

ANTİ EMPERYALİST CEPHE'DEN KÜBA'YA ÇAĞRI:

ANTİ EMPERYALİST CEPHE (www.anti-imperialistfront.org)Ulusal Kurtuluş Konseyi - Bangladeş(Faiezul Hakim)Arab Loutfi - MısırBolivarcı Kıta Hareketi - Latin Ame-rika (Gustavo Conde)June Kelly - İrlandaDiarmuid Mac Dubhghlais - İrlandaGnokhobaye Diouf - SenegalHalk Cephesi - Honduras (GuillermoMoncada)İrlanda Tutsakları Destekleme Grubu(Cinaed Decanntun)Halk Cephesi - TürkiyeCumhuriyetçi Sinn Fein UluslararasıDepartmanıGianfranco Costaletti (İtalya)K*VOX - Yunanistan (Anarşistler)

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL46

Page 47: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

İSTANBULBağcılar:Devrimci İşçi Hareketi

13 Şubat’ta Bağcılar Fatih Mahalle-si’nde umudun sesi Yürüyüş Dergisidağıtımı yaptı. Bir buçuk saat sürençalışmada 16 dergi emekçilere ulaş-tırıldı. Çalışma sırasında halka, ül-kedeki zulüm ve sömürü çarkına,adaletsizliğe karşı örgütlü mücadeleedilmesi gerektiği anlatıldı.

Gebze: Devrimci İşçi HareketiÇayırova, Emek ve İnönü mahallerin-de 11 ve 13 Şubat tarihlerinde halkaYürüyüş Dergisi ulaştırdı. 2 kişinin ka-tıldığı ve her mahallede 2 saat süren da-ğıtımda 20 dergi halka ulaştırıldı.

Bayramtepe: Liseli Dev-Genç’liler, 10 Şubat’ta Bayramtepe-Sonevler’de Yürüyüş Dergisi’nin455. sayısının dağıtımını yaptı. Da-ğıtım sırasında esnaf ve evlerin kapısıçalınarak Yürüyüş Dergisi tanıtımı ya-pıldı. Halk, karlı ve soğuk havada ya-pılan dergi dağıtımına ilgi gösterdi. 7liselinin katıldığı dergi dağıtımında 40dergi halka ulaştırıldı.

ANTALYAYürüyüş Dergisi okurları her haf-

ta olduğu gibi yine Antalya’nın Kış-lahan Meydanı'nda 14 Şubat’ta der-ginin 455. sayısının tanıtımını ve da-ğıtımını yaptılar. Yapılan konuşma-larda adaletin ve hukukun olmadığıülkemizde halkın çocuklarını katle-denlerin serbest kaldığı, adalet iste-yenlerin ise gözaltına alınıp tutuk-landığı belirtildi. Dağıtımda 21 der-gi halka ulaştırıldı.

İZMİRDev-Genç’liler 14 Şubat’ta Bu-

ca’nın Kuruçeşme Mahallesi’nde Yü-rüyüş Dergisi dağıtımı yaptı. Dağıtımesnasında, tek bir halk savaşçısınınBerkin Elvan’ın hesabını sormak içinTaksim Meydanı’nda yaptığı eylemanlatıldı. Halk bu eylemi destekle-menin yanı sıra, Berkin’in katilinikendilerinin de çok iyi bildiğini, ka-tilin, emri veren kişinin bizzat Tayyip

Erdoğan olduğunu dile getirdi. 3 ki-şinin katıldığı ve 1 buçuk saat sürençalışmada 32 dergi halka ulaştırıldı.

Dev-Genç’liler, 15 Şubat’ta da,Bornova’nın Naldöken Mahallesi’ndeYürüyüş Dergisi dağıtımı yaptı. Hal-ka, bir halk savaşçısının Taksim’deyaptığı eylem ve bu eylemin nedenyapıldığı anlatıldı. 4 kişinin katıldığıve 2 saat süren çalışmada 24 YürüyüşDergisi halka ulaştırıldı.

ANKARAAnkara’da Dev-Genç’liler 15 Şu-

bat’ta Tuzluçayır Mahallesi'nde der-gi dağıtımı yaptı. 2 saat süren dağı-tımda 50 dergi halka ulaştırıldı. Der-gi dağıtımı esnasında halka uyuştu-rucu ve yozlaşmayla mücadele ça-lışmaları ve “Berkin Elvan'ın Katil-leri Aranıyor" kampanyası anlatıldı.

AMEDOfis semtindeki kafelere ve esnaf-

lara 16 Şubat’ta dergi dağıtımı yapıl-dı. Kafelerde daha çok öğrencilerlesohbet edildi. AKP’nin baskı yasala-rı ve gençlik üzerinde artan polis bas-kısı ve buna karşı gençliğin mücade-lede öncü olması gerektiği anlatıldı.Dağıtımda 18 dergi halka ulaştırıldı.Bir sonraki gün ise Kaynartepe Ma-hallesi'nde esnaflara ve evlere yapılandağıtımda 20 dergi halka ulaştırıldı.

EDİRNEDev-Genç'liler 16 ve 17 Şubat'ta

umudun sesi Yürüyüş Dergisi’nindağıtımını yaptılar. Dergi dağıtımı sı-rasında 11 Mart'ta Berkin Elvan için

yapılacak boykot hakkında da halkbilgilendirildi. Ayrıca sohbet edilenherkesten boykota destek vermeleri is-tendi. İki günde toplam 30 dergi hal-ka ulaştırıldı.

BURSAYürüyüş okurları 12, 13 ve 15 Şu-

bat günü Kestel, Gemlik ilçesi ve Te-leferik Mahallesi’nde Yürüyüş Der-gisi’nin 455. sayısının tanıtımını vedağıtımını yaparak ezilen sömürülenyoksul halka umudun sesini ulaştır-dılar. Esnaf ile sohbet edip mahalle-de evlerin kapılarını çalarak dergile-rini tanıtan yürüyüş okurları, halkınkanını emen, alın terini sömüren pat-ronların hamisi AKP iktidarının hal-ka düşman yüzünü teşhir ederek hal-ka gerçekleri anlattılar. Üç ayrı alan-da yapılan çalışmada 150 dergi hal-ka ulaştı.

Yürüyüş Dergisi Halkın Sesidir!Halkın Olduğu Her Yerde Halkın Sesi Yankılanacak!

Bağcılar’daYürüyüş Okurlarıyla

Kahvaltı YapıldıYürüyüş okurları Karanfiller

Kültür Merkezi’nde 5 Şubat’ta biraraya geldi. Elbirliğiyle hazırla-nan kahvaltıda buluşan Yürüyüşokurları dergi üzerine sohbet ettiler.Yeni bir dergi okurunun dergi üze-rine düşünceleri dinlendi, dergiyidaha fazla insana ulaştırabilmeküzerine konuşuldu.

Gündem üzerine yapılan soh-betlerle uzayan kahvaltıda dahakalabalık bir şekilde bir araya gel-mek üzere sözleşerek bitirildi.Kahvaltıya 9 kişi katıldı.

Ankara

İzmir

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

47HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 48: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

İstanbul Barosu Kültür Merke-zi’nde 8 Şubat günü “Teoride vePratikte Devrimci Avukatlık” panelicanlı tartışmalarla gerçekleştirildi.Halkın Hukuk Bürosu ve ÇağdaşHukukçular Derneği’nin, basın da-valarından da tanınan Av. Fikret İlkizve Türk Ceza Hukuku Derneği GenelSekreteri Av. Hasan Fehmi Demir’inde katıldığı panelde devrimci avu-katlık kavramının teorik yanı, pra-tikteki biçimi ve güncel sorunlarıfarklı yönleriyle ele alındı.

ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlısunumu ile başlayan panel Amistad,Nürnberg Savunmaları, 12 KızgınAdam, Yağmurcu filmlerinden kesit-ler izlenerek devam etti.

İlk oturumda avukatlardan ZeycanBalcı Şimşek işçi ve emekçilerin di-renişlerinde, hak arayışlarında dev-rimci avukatların yapabilecekleri çoketkili görevlerin olduğunu anlattı.Bunun yanısıra işçi mücadelesinin hu-kuk alanına sıkıştırılamayacağını daaktardı. Av. Bahri Bayram Belen dedevrimci avukatlıktan ne anlamamızgerektiği üzerine tartışma açtı.

Av. Haluk İnanıcı avukatların ile-tişim sorununa değinerek devrimci de-mokrat avukatlarla, sosyalist avu-katların arasında temas kurulması, bir-birleri ile iletişim kurmaları gerekti-ğinden bahsetti. Hukukçu devrimciönderlerin avukatlık üzerine maka-lelerinin olmadığına dikkat çekerek bualandaki düşünsel boşluğa işaret etti.

Av. Fikret İlkiz, sıkıyönetim yar-

gılamasında sanıkların kolektif olarakmahkeme salonunda stajyer avukat-lara yer ayarlanması önerilerinin ka-bul edildiğini hatırlatarak bunun öne-mi üzerine durdu.

Halkın Hukuk Bürosu’ndan Av.Ebru Timtik: “Meselenin teorisi var-dı, bu pratikten doğdu. Biz de bu pra-tiğin içindeyiz. Hiçbir şeyi yok say-mıyoruz” dedi ve devrimci avukatlı-ğın kapsayıcı yanlarını vurguladı.

Av. Fehmi Demir avukatların siyasimücadele içinde yer almasıyla ilgili“Avukatlar devrimci faaliyette bulu-nabilir, devrimci olabilirler ancak avu-katlık devrimci bir faaliyet olamaz”dedi ve düzenin teşhiri konusunun sa-dece ceza hukuku alanında önemli ol-madığını, özel hukuk alanının dahaönemli olduğu düşüncesini ortayakoydu. Aile hukuku, iş hukukunu daunutmamak gerektiğine işaret etti.

ÇHD İstanbul Şube Başkanı Av.Güray Dağ da düzenin sınırları içindegerçek anlamda avukatlık yapılama-yacağını, sınırları aşarak ezilenlerin hu-kuk felsefesi ve halkın içinde bulun-duğu koşulların belirleyeceğini dile ge-tirerek, sokağa çıkılmasının gereklili-ğine ve zorunluluğuna dikkat çekti.

Baskılar ve DirenişlerArttıkça AvukatlarınMisyonu da Değişiyor!İkinci oturumda ÇHD Başkanı

Av. Selçuk Kozağaçlı "Soyut bir ko-nuşma yapmıyoruz. Önümüzde içgüvenlik yasasının da bulunduğu bir

rejim krizi var. Sertleşeceğini gördü-ğümüz faşizm uygulamaları ile ya-şayan bir siyasal iktidar var. Böyle birrejimde son 5 yılda üstlendikleri mis-yon ile devrimci avukatlar yeni avu-katlık tanımının ortaya çıkmasınaneden oldu" dedi. Kozağaçlı avukat-lık mesleğinin dezavantajlarını an-lattıktan sonra ilk oturumu özet ola-rak hatırlattı ve “Mahalle büroları, ça-dır büroları gibi yöntemler geliştiri-lir mi? Sorusuyla bir tarifin yapıla-bilirliği üzerine konu açtı. Avukatlıkeğitiminin kötü olduğunu ve buna na-sıl alternatifler sunulabileceğini, ba-rolarda neden devrimci politikalarınhayata geçirilmediği sorularını tar-tışmak istediğini belirtti. Kendilerinindışında siyasal iktidarın denetimindehukukta bir dönüşüm olduğunu avu-katların birer işçi olarak kapitalistle-rin önüne koyulduklarını aktardı.Bunun çözümünün nasıl olacağı ko-nusunda Av. Ebru Timtik söz aldı.Timtik devrim tanımını yaptıktansonra “askeri faaliyet miydi devrim,bir hukuksal faaliyet mi devrim, dev-rim bir örgütlenme faaliyeti miydi,yoksa bunların bir bütünü mü devrim?Devrim tarihsel bir bütün, insan eme-ğinin bir bütünü mü?” diye sözlerinedevam etti. Avukatlığın rolü üzerinekonuşan Selçuk Kozağaçlı, BehiçAşçı’nın ölüm orucuna başlama ör-neğini verdi. “Herhangi biri değilneden bir avukat? Radikal’deki ha-berde Sezen Aksu rica etmiş bırak-masını istemişti. Yaşar Kemal başınagelerek saatlerce oturdu, ona şapka-

Teoride ve Pratikte Devrimci Avukatlık Paneli Yapıldı

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL448

Page 49: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

sını hediye etti. Bu sırada 122 kişi öl-müş ve bir avukat ‘o zaman ben deölüm orucuna başlıyorum’ demişti.45/1 Genelgesi ile kazanım oldu veölüm orucu sona erdi. Adalet Baka-nı'ndan, sanatçılara kadar herkesin il-gisini çekti. İki şey fark ettik: Bi-rincisi; ne kadar kıymetli bir şey buavukatlık işi, ikincisi ne kadar bu ay-rıcalıklarımızdan sıyrılabiliyoruz.Yaşamını yitirmiş olabilirdi. Onukaybetseydik ölüm orucu direnişinetutsaklardan değil avukatlardan de-vam edecek bir ruh halindeydik” söz-leriyle konuşmasını bitirdi.

Av. Zeycan Balcı Şimşek işçi sı-nıfının öneminden bahsederek "İşçisınıfının öncüsü avukat olmaz, bunuayırmalıyız. Onlar için hukuku en iyişekilde kullanmanın yollarını ayar-lamalıyız. Ama işçi sınıfının öncü-sü olamayız, olmamalıyız. Veya işçiben yanında olduğum için direnişegidiyorsa gitmemeli, bunu yapma-malıyız ” dedi ve yaşadığı bir anıdaişçilerin çadır direnişinde polislerinkendisi ile görüşerek “ticaret odasıönünde çadır mı olur 1 metre ötededurun vallahi müdahale etmeyeceğiz,gözaltı yapmayacağız” dediğini,kendisinin de “iletirim” cevabınıverdiğini ve bunu işçilere söyledi-ğinde işçiler “alsınlar bizi buradanbiz buradan gitmeyeceğiz” diye kar-şılık verdiklerini, ardından valilik veemniyetin “saldırsak da gitmeye-cekler” diyerek işçilerin ısrarı sonucukazanım olduğunu belirtti. Ve o za-man avukatın işçi sınıfının öncüsüolamayacağını anladığını söyledi.

Devrimci avukatlığın tüm yön-leriyle tartışıldığı panel boyuncatwitter’da “#DevrimciAvukatlığı-Tartışıyoruz” hashtag’inden ve sa-londa dinleyicilerden “Yasaların bukadar çoğaldığı ortamda neler ola-cak?”, “Devrimden sonra hukuklauğraşacak mıyız?” gibi soruları pa-nele katılan avukatlar cevapladılar.

Son olarak Av. Selçuk Kozağaç-lı katılımcılara panel hakkında dü-şüncelerini ifade etmeleri için sözverdi. 100 kişinin katıldığı panel ka-tılımcılara teşekkür edilerek sonaerdi.

Berkin’i Sahiplenmeye Devam Edecek,Adalet Saraylarında Adaleti Biz Sağlayacağız!

Bakırköy Adliyesi’nde 12 Şubat'taAKP Kongresinde gözaltına alınarak tu-tuklanan Dev-Genç’li Hicri Selviler veİdil Kültür Merkezi çalışanı Leyla Er-doğan’ın serbest bırakılması için basınaçıklaması yapmak isteyen Halk Cep-heliler pankart dahi açamadan polislertarafından gözaltına alındılar. YürüyüşDergisi muhabiri de aynı saldırıya ma-

ruz kalarak gözaltına alındı. Gözaltınaalınan 19 kişiden 2'si gece yarısı çocukşubeden serbest bırakıldı. Vatan Em-niyet Müdürlüğünde parmak izi veüst aramasına direnen Vedat ve CavitYılmaz'ın burnu kırıldı. Bir sonraki günsavcılığa çıkarılan Yürüyüş Dergisimuhabiri, İdil Kültür Merkezi üyelerive Dev-Genç'liler serbest bırakıldı.

Liseli Dev-Genç’liler 13 Şubat’ta Antalya Kışlahan Meydanı’nda masa açtı. Açı-lan masada Berkin için başlatılan “Berkin’in Katillerini Arıyoruz” kampanyası hal-ka anlatıldı. 300 bildirinin ve 5 Yürüyüş dergisinin halka ulaştırıldığı çalışmada “Eşit,Parasız, Bilimsel Eğitim İstiyoruz. Meydanda Liseli Dev-Genç kuşlamaları yapıldı.İki saat süren çalışma ‘İktidarın İstediği Yoz, Duyarsız Gençlik Karşısında HasanFeritler Olacağız’ denilerek bitirildi.

12 Şubat günü İstanbul BakırköyAdliyesi önünde, Berkin Elvan için ada-let talep ettikleri bir eylemde gözaltınaalınıp tutuklanan iki Halk Cephelinin tu-tukluluk haline itiraz etmek ve arka-daşlarını sahiplenmek için bir araya ge-len Halk Cephelilere saldıran polis, se-kiz kişiyi gözaltına aldı. Halk Cephe-si aynı gün yaptığı açıklama ile polisinsaldırganlığını protesto edip “AKP’ninkatil polisleri acizce her eylemimize sal-dırıyor. Günlerdir adalet talebiyle ger-

çekleştirdiğimiz her eyleme azgınca sal-dırdılar. Her gün gözaltına alınıyoruz.Basın açıklaması yapmak istiyoruz,saldırıyorlar. Yürüyüş yapmak istiyoruz,saldırıyorlar. Suç duyurusunda bulun-mak istiyoruz, saldırıyorlar. Hukuksuzcatutuklanan arkadaşlarımızın tutukla-ma kararına itiraz etmek istiyoruz, sal-dırıyorlar. Artık Yeter! Bizi GözaltınaAlmaktan Siz Bıkacaksınız! Biz Ada-let Aramaktan Vazgeçmeyeceğiz!" dedi.

AKP Hukuk Devleti Masalları Anlatıyor!Bu Ülkede Suç Duyurusunda Bulunmak da Suç !

Antalya Halk Cephesi 14 Şubat’ta Kışla-han Meydanı’nda Berkin Elvan’ın katillerinincezalandırılması için oturma eylemi yaptı. Ey-lemde yapılan açıklamada “269 gün boyuncaölüme direnen Berkin, 11 Mart’ta sonsuzluğauğurlandı. O şehit düştü fakat bizler onun içinadalet mücadelemizi kesintisiz sürdürüyo-ruz. Katiller, emri verenler tarafından koru-nuyor. Adalet sarayları adaletsizlik saçmaya,AKP faşizmini korumaya ve suçluları akla-maya devam ediyor. Biz çok iyi biliyoruz. Neadalet saraylarına ne seçimlere ne de başka birşeye bel bağlıyoruz. Adalet Berkin’in sapa-nındadır” denildi. Eylem sloganlarla bitirildi.

Hepimiz Berkin’iz Öldürmekle Bitmeyiz!

Adalet Berkin’in SapanındadırBizler Liseli Dev-Genç'lileriz! Berkin’in Hesabını Soracağız!

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

49HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 50: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Baskınlarınız, Saldırılarınız,Gözaltı ve İşkenceleriniz Vız Gelir!Halkın Gürleyen SesiyleBüyüyen Öfkesiyle Karşılaşacaksınız!

Polis baskınına uğramayan mahalle, basılmadık ev ve işyeri bırakmayın, önünüze geleni işkencelerle gözaltına alın!Milyonlarca evi basabilecek misiniz? 70 milyon halkı gözaltına alabilecek misiniz? Milyonların adalet talebine cevap

verenleri halk sahiplenir. Halkız Biz...

Milyonlar Adalet Bekliyor!Milyonlarca Evi BasabilecekMisiniz?

Dev-Genç 15 Şu-bat’ta AKP’nin katil po-lisinin son günlerdekisaldırılarına ilişkin açıklama yaptı. Açıklama-da “her açıklamamıza ‘Adalet İstiyoruz!’ diye-rek başladık. Ve bu tepeden tırnağa adaletsizlikleörülü düzen yıkılıp, yerine halkların özgürce ya-şayabileceği bir düzen kurulana kadar da heraçıklamamızda adalet istemeye devam edece-ğiz” denildi. Polisin işkence yaptığının ifade edil-diği açıklamada yapılan her işkencenin hesabı-nın sorulacağı söylendi.

Meydanlardan Haykırmaya Devam Edeceğiz!Armutlu Halk Cephesi 12 Şubat’ta yaptığı açıklama ile 11 Şubat’ta

İstanbul Galatasaray Lisesi önünde polis tarafından yapılan saldırıyı pro-testo etti. AKP’nin bütün halkı susturmak istediği ve bunun için gerek-li yasaları da meclisten bir bir geçirdiği açıklamada dile getirildi. Ga-latasaray Lisesi önünde polisin Halk Cepheliler’e saldırarak, işkence ya-parak gözaltına aldığının belirtildiği açıklamada “vazgeçmeyeceğiz o mey-danlardan haykırmaya devam edeceğiz. Tüm halk düşmanlarını uyarı-yoruz! Siz böyle azgınca saldırdıkça daha yüzlerce Cephe savaşçısı ilekarşı karşıya kalacaksınız. Evlerimize, kurumlarımıza, yoldaşlarımızasaldırdıkça sizlerden ve sizin düzeninizden hesap soracak binlerce sa-vaşçıyla karşılaşacaksınız. Sizi o süslü saraylarınız dahi koruyamaya-cak” denildi.

AKP'nin Katil Polisi HaklıMücadelemizi Engelleyemeyecek!

1 Mayıs Halk Cephesi işbirlikçi faşistAKP’nin iç güvenlik paketi adıyla gündeme ge-tirdiği baskı yasalarıyla ilgili 13 Şubat’ta açık-lama yaptı. Bir süredir İstanbul genelinde “ElifSultan Kalsen’i arıyoruz denilerek yapılan ev bas-kınlarının da değerlendirildiği açıklamada “tümçabalarınız boşunadır. Halkı, devrimcileri teslimalamazsınız. Çekin o kanlı ellerinizi halkımızın,ailelerimizin üzerinden. Halkın da bir adaleti var-dır. Mutlaka hesap soracaktır” denildi.

1 Mayıs Mahallesi’nde Direniş Ateşi Yakıldı1 Mayıs Mahallesi’nde son günlerde yapılan ev baskınları protesto

edildi. 14 Şubat’ta Emek Pastanesi önünde pankart açarak bir araya ge-len Halk Cepheliler “Baskılar Bizi Yıldıramaz!, Kahrolsun Faşizm Ya-şasın Mücadelemiz, Mahir Hüseyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş, Kur-tuluş Kavgada Zafer Cephe’de” sloganlarıyla direniş ateşi yaktı.

Çekilen ajitasyonlarla halka, direniş ateşinin amacı anlatıldı. Ateşinetrafında halay çekildi, sloganlarla polis terörü lanetlendi. Çevrede bi-riken halk alkışlarıyla, yoldan geçen araçlar kornalarıyla destek verdi-ler. Bir saat süren direniş ateşi eylemine 30 kişi katıldı.

Unutmayın ki, Bu Halkın İçinde Nice Elifler Vardır!Tehditler Bizi Yıldıramaz!

Avcılar Halk Cephesi 15 Şubat’ta yaptığı açıklamada Şubat ayınınbaşından itibaren katil polislerin mahalledeki aileleri ve devrimci-demokratinsanları takip edip, tehdit ettiğini bildirdi. Polisin Halk Cephesi aile-sinin yakın dostu İbrahim isimli arkadaşlarını ve ailesini tehdit ettiği veevinin kapısında polis araçlarını bekletip kimlik kontrolü yapmak iste-diği belirtildi. Polisin baskılarından yılmayacağını belirten AvcılarHalk Cephesi “ailelerimizin başına gelecek her şeyden İstanbul Emni-yet Müdürlüğü sorumludur” dedi.

Halk Cephesi aynı gün yaptığı ikinci bir açıklama ile yine Avcılar'daoturan Halk Cephesi dostları Zahide Dalda’nın eşinin annesi ve SinanKılınç’ın evlerinin 14 Şubat gecesi katil polisler tarafından basıldığınıbildirdi. Baskın gerekçesi olarak polisin "Elif Sultan'ı arıyoruz" dediğinibelirten Halk Cepheliler "Ev baskınları yaparak mı bulmaya çalışıyor-sunuz? Daha çok yapın hodri meydan! Ama unutmayın ki bu halkın için-de de nice Elifler vardır, hepsinin birer Cepheli olduğunu da unutma-yın" dediler.

Bu Korku AKP’nin Sonunu GetirecekHalkın Mühendis Mimarları da 15 Şubat’ta

yaptıkları açıklamada Nazım Hikmet’in dize-leriyle AKP iktidarının korkusunu anlattı.“Hiçbir korkuya benzemez halkını satanınkorkusu” diyen mühendis mimarlar, AKP’ninesas olarak halkın bir gün gelip gerçek hırsız-lardan hesap sormasından korktuğunu söyledi.

Page 51: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

AKP hükümeti iktidara geldiği ilk günden büyütme-ye başladığı faşist saldırıları İç Güvenlik Paketi adı altındaçıkardığı yeni baskı yasasıyla yasal güvence altına al-maktadır. Yıllardır gözaltında yapılan işkenceleri, sokakortasında polis kurşunuyla katledilenleri biliyoruz. AKPbu işkenceleri, katliamları saklamak için her yola başvurdu.İşkencecileri korudu, delilleri yok etti, katillere iyi hal in-dirimleri yaptı, polisi akladı. AKP artık işkenceyi sakla-ma gereği bile duymuyor. Yeni baskı yasasıyla polisin iş-kence yapmasını yasal güvence altına alıyor. Bundan son-ra polis istediği kişiyi “makul şüphe” kalkanına sığınarakgözaltına alabilecek. Yeni yasa sokaklarda uygulamaya so-kuldu. Polis kafasına göre gözaltılara, kaçırmalara başladı.

AKP’nin işkenceci polisi 16 Şubat günü saat 10.30’da EserÇelik ve Muhammet Gürcü’yü Gazi Parkı'ndan kaçırarak göz-altına almıştır. Polis daha ilk anda başladığı işkenceye GaziKarakolu'nda devam etmiştir. İki gündür gözaltında tutulanEser Çelik Gazi Karakolu'nda falakaya çekilmiştir.

Yeni baskı yasalarından güç ve cesaret alan polis bun-dan sonra sistemli işkenceleri daha da arttıracaktır.

Yeni baskı yasasının baş mimarı Tayyip Erdoğanhalka karşı işlenen suçların baş sorumlusudur. Tayyip Er-doğan "benim polisim işini bilir!" diyerek polise katliam,işkence yapma emri vermiştir.

Baskı yasaları, işkenceler, kaçırmalar AKP’nin büyü-yen halk korkusunun göstergesidir.

AKP’nin kendini korumak için çıkardığı baskı yasa-larının halka adalet getirmeyeceğini daha ilk günden söy-ledik.

Halka adalet halkın kendi yasalarıyla gelecektir.

Faşizmin zulmünün arttığı yerde direniş de büyür vehalk kendi yasalarını kendi yapar!

Halk düşmanı AKP’ye hatırlatıyoruz; bizim de yasa-larımız var!

Arkadaşlarımıza yapılan işkencenin hesabını soraca-ğız.

Halk Cephesi

18 Şubat 2015

Siz Önce Taksim Meydanı’nın GöbeğindeBulunan Cenazenizi Kaldırın!

Esenyurt Halk Cephesi 15 Şubat gün İstanbul poli-sinin yaptığı baskınlarla ilgili açıklama yaptı. Son iki ay-dır “Elif Sultan Kalsen’i arıyoruz” diyerek İstanbul’unEsenyurt, Avcılar, Bahçelievler, Kuruçeşme ve Gülsu-yu gibi mahallelerine operasyonlar düzenlediğini belir-ten Esenyurt Halk Cephesi çocuğu hasta olan ailelerinevlerinin de basıldığını ve polislerin hasta çocukları kor-kutarak işkence yaptığını söyledi. Açıklamada İstanbulpolisine “siz önce Taksim Meydanı’nın göbeğinde bu-lunan cenazenizi kaldırın!” diye seslenen EsenyurtHalk Cephesi ailelere gelecek en ufak zarardan polisi so-rumlu tutacağını ilan etti.

Adalet Aramaya Devam EdeceğizOkmeydanı Halk Cephesi 16 Şubat'ta Vatan Emniyeti

önünde gözaltına alınan Halk Cephelilerle ilgili açıklama yap-tı. Açıklamada: "AKP’nin korkusu gittikçe artıyor, arttıkçahalka yönelik saldırıları pervasızlaşıyor. Meydanları ya-sakladılar, keyfi gözaltılar, sokaktan insan kaçırma, ev bas-kınları ve yüzlerce insanımızı gözaltına alıp işkenceden ge-çirdiler. Ev baskınlarına ve keyfi gözaltılara karşı yapılan ba-sın açıklamalarına saldırdılar. 11 Şubat'ta Galatasaray Lisesiönünde toplanan Halk Cepheliler’e saldırıp gözaltına aldı-lar ve 15 Şubat pazar günü aralarında Grup Yorum üyele-rinin de bulunduğu 23 kişi gözaltına alındı. Son zamanlar-da ev baskınlarına karşı yapılan eylemlere bile saldıranAKP’nin eli kanlı polisi korkusunu bir kez daha göstermişoldu. Elif Sultan’ı arıyoruz diyerek halkımızın evlerini ba-san, kapılarını kıran, sokaktan insanlarımızı kaçıran katil-ler; sizler Elif Sultan’ı bulamadınız ama Elif Sultan sizi bu-lacaktır" denildi.

Saldırılarınız, Katliamcılığınız Halkın Öfkesini Günbegün Katmerliyor! İstanbul Polisi Siyasi Ölüdür! Baskın Söylemleri Halka Vız Gelir!

Devrimci İşçi Hareketi 15 Şubat’ta İstanbul polisinin günlerce sürdürdüğü ev baskınları ve saldırılara ilişkin açık-lama yaptı. Açıklamada İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde yapılmak istenen eylemde iki DİH üyesinin de göz-altına alındığı bildirildi. Devrimci İşçi Hareketi açıklamasında; “bizler adalet için bedenlerini açlığa yatıran bir ku-şağın mirasçısıyız. Bu saldırılarınızla ilk defa karşılaşmıyoruz. Pervasızlığınızı, saldırganlığınızı, halka olan düşmanlığınızı15 yaşındaki çocuklara katliam emrini vererek kanıtladınız. Daha anne karnındaki yetimin hakkını yiyerek palaz-landınız. Madenlerde, inşaatlarda insanları katledip sonra "kan parası" vererek yaptıklarınızın hesabını verdiğinizisanmayın sakın. Saldırılarınız, katliamcılığınız halkın öfkesini gün be gün katmerliyor. Halkımızın öfkesini halkınadaleti dindirecektir” dedi.

Yeni Baskı Yasalarından Güç Alan Polis, Gözaltında Sistemli İşkenceye, Falakaya Başladı!

Page 52: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Yıllardır göremediğiniz birdostunuzla karşılaştığınızda nehissedersiniz? Önce şöyle boyluboyunca bakar, gerçekten o mudiye düşünürsünüz değil mi?Sonrada gülümseyen gözlerinebakıp -ki her şey değişse de göz-ler değişmez- “gerçekten o ” sı-kıca sarılırsınız. İşte 14 yıl sonrailk kez dinlediğimiz Grup Yorumbize böyle duygular yaşattı.

Hoş geldin Yorum. Başımızınüstünde yerin var!...

Ozan diyor ya:

“Gurbet ne yana düşer usta

Sıla ne yana

Ayrılık hep bana

Bana mı düşer usta…”

Ayrılık en çok biz devrimcile-re düşer, evet, çünkü bizler şeh-rin ışıklı asfaltları yerine sarpyamaçların patikaların adımla-mayı yakıştırdık kendimize.Tutulmuş sokaklardan rüzgar gibigeçmeyi.

Ucunda ayrılık da ölüm deolsa halkın hıncını kuşanmak ya-kışırdı bize, öyle yaptık. Ve du-dağımızda Yorum ezgileriyle çık-tık yola.

“Büyük aşklar yolculuklarlabaşlar ve serüvenciler düşer yol-lara…”

Gelecek güzel günler için gü-zeli sevdiğimiz için düştük yol-lara.

Dile kolay 14 yıl… 14 yıl son-

ra o şarkılar nerelere nereleregötürmedi ki bizi? En sevdik-lerimizin gözleriyle buluşturdumesela. Her birinin resmi bey-nimizde olan gözler. İnatla, ıs-rarla bakan o gözler... İçlerindenbiri alnından akan kanla daha

da çatılan martı kaşlarının altın-da nasıl da umutlu. Daha 15 ya-şında ama bakışları delikanlı.

“Delikanlım

iyi bak yıldızlara

senin kafanın içi

yıldızlı karanlıklar kadar

Güzel, korkunç, kudretli veiyidir.

Yıldızlar ve senin kafan kai-natın en mükemmel şeyidir.”

Düşman gözleri de unutmadıkelbet… Belleğimiz güçlüdür, sin-si, kalleş bakışlar diz çökerkenadaletimiz önünde, hiçbirini unut-madığımızı anlayacaklar.

Açık, yazısı okunan gözlerkadar kilitli olanları da vardır.Diyor ya usta:

“gözler var: Annedir

gözler var: Bebeklerinde ya-nan iki damla ışıkla

nefret ve kinden ibaret

gözler var

muhabbet

Gözler var

Buğdayları güneşli bir har-man manzarası gibi bakıyorlar

ve sonra iki de bir

ve sonra yine o göz

inatla ve ısrarla bakan

ve yarılmış kaşı ve pınarla-rında sızmakta kanı”

Gözlerimiz ağrır bazen…Belki dışarda dövüşenler varkeniçeride olmanın ağrısıdır bu. Amaşairin dediği gibi. Yaşananlarıanlamak, orada tüm savaşların

içinde olmak için:

“Ne ecnebi gözlükler

Ne yorum yorgunu gözler

Lazım değildir savaşacak ola-na

o kerpiç evin çatısına çıkıp sı-nıfın çıplak gözleriyle

Mahirce bakmak yeterli-dir…”

“Selam olsun

Karanlığı şimşek çakıp ya-kanlara!”

Derken Yorum, baskın olacakdiye hazırlık yaptığı üsteDevrimci Sol Marşı’nı tam olarakezberleyemediğine hayıflananVehpi (Melek) geliyor aklımıza;“bir eksiğimiz bu” diye yakını-yor, yoldaşına. Tehlike geçtik-ten sonra ama ilk işi öğrenmekoluyor marşı.

Ve işte Nazım ustanın, ustacaanlattığı bir aşk şiiri sırada, Yorumda ustaya yakışır şekilde bestele-miş, söylüyor. Bizi aşkların en gü-zellerine götürüyor. Mesela Esmave Eyüphan’a.

Devrimcilerin evliliği düzen-deki evliliklerden farklıdır. Herşeyden önce bencillik barındır-maz, emek üstüne kurulur. Evli deolsanız iki savaşçı gibi yaşarsınızhayatı. Kavganın ihtiyaçlarınagöre yer değiştirir, birlikte ya daayrı kalabilirsiniz. Esma’ylaEyüphan da öyleydi, birbirleriy-le yarış içindeydi onlar, en çok ki-tabı kim okuyacak? Silahı enhızlı kim söküp takacak?Beraberce yemek, temizlik yapar,şarkı söyler, spor yapardı. Bir deuzun uzun, sessizce bakışırlardı.

“Aydınlığın içindeyim

Seviyorum aydınlığı

Paylaşmayı seviyorum

Eşitliği seviyorum

Kavgamı

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

14 YIL SONRA GRUP YORUM’LA

Page 53: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Kavgamı seviyorum…”

….

“Köyümde açmıştır şimdi

Nar çiçekleri özlem özlem

Yüreğimde sevda sevda tür-küler

Söylesem sana

Tel örgüler arasından ulaşırm’ola…”

Ezgiyle adeta yeni sağılmış sütkokusu geliyor burnumuza.Toprak yumuşacık ve ıslak, şöy-le bir içine çekiyorsun. Ağaçlarbuğulu yapraklarını nazlı nazlı sal-lıyor. Ve kuşlar cıvıldaşmaya, se-sini dağ yollarına katmaya hazır.

İçerde doğa özlemi daha birdepreşiyor. Dışarıda doğa hepönümüzde olduğundan mıdır ne-dir doğanın, doğal hayatın kıymetipek bilinmiyor. Beton sütunlardanibaret bir yaşama doğru sürükle-niyor. Düzen sahipleri halkın or-manlarını, su kaynaklarını üç beşkuruş için satıyor; zeytinlikleri,koruları tarumar ediyor fakat bu-nun da bir hesap soranı olacak el-bet.

Ve kavga türküleri….

Kahraman’ın “şerefimle öl-menin doruğundayım” derkenyankeelerin bir merkezine girişi,hesap sorması canlanıyor zihni-mizde “kömür gözlü kız”Seher’imiz ise okulda açtığı reh-berlik ve dayanışma masasınıcanı pahasına koruyor.

“Voltada söylenen türkü”çalınıyor sonra sessiz adımlarımızmüziğin ritmine uyuyor.Yavaşlıyor…

Kimimiz nota bilmiyor ve hiç-bir sazı çalamıyoruz belki ama bubeste yapmaya engel değil. NiceYorum bestesinde özgür tutsak-ların katkısı vardır.Düşüncelerimizi alt alta yazıpbir bestekâr özeniyle seslendiririz.

Şairin dediği gibi:

“Yüreğim bir senfoni cenne-tidir orkestram ağzım”

Berdan, İdil, İlginç, Müjdat,Yemo… da voltada bizimle.

Ve 19 Aralık sonrası yapılan,daha önce hiç duymadığımız ez-gilere geliyor sıra.Yorum farklımüzik türlerini de denemiş kula-ğa hoş geliyor. Gecekondu ileGökdelen’inin atışması meselarap tarzında yapılmış, neden ol-masın!...

Sabancı eyleminde gündemolmuştu gökdelenler, ikiz kuleler.Ama bak gecekondulardan nekadar korkuyor zalimler. Çünkübiliyorlar ki halkın da bir adaletivar. Sırça köşklerinde oturanlar erya da geç bu adaleti tadacaklar.

Bir müzik ziyafeti yaşadıkmutluyuz. Grup Yorum’un halktürkülerine verdiği değer ve yeniyiüretme çabasını da görüyoruz.Öyle ki içerde çarpık müzik an-layışlarına çok yakından tanığız.Ve Yorum buna alternatif üretennadir gruplardan biri.Dinlediğimiz ezgiler bu çabanıneseri.

Grup Yorum’un da içinde yeraldığı devrimci gruplar, uluslarınmüzikal birikimlerinden de ya-rarlanarak halk değerlerinin zen-ginliğiyle harmanlanmış bir mü-zik türü yaratmışlar. Bu müziktürü piyasa kuralları ile değil,halkın ihtiyaçları ile şekillenir.Burjuvazinin yönlendirmelerinintersine sistemdeki adaletsizlik-leri, haksızlıkları, açlık ve yı-kımları savaş ve ölümleri yoksulhalkın yaşadığı her şeyi devrim-ci bir bakışla ele alır. Bu sistem-le çözüm olmayacağını, örgütlümücadelenin önemini vurgular.

Sadece bizim ülkemizde değiltüm dünyada benzer gelişmeleryaşanmıştır. Çünkü kapitalizmin

de desteğiyle piyasa için müzikyapanlar halkın yaşamından gi-derek uzaklaşır ve hatta koparlarzamanla müzisyen ve halk fark-lı dünyalarda yaşamaya başlarlar.Büyük starlar türer ve bu starla-rın ulaşılmazlığı sağlanır, onlarınizinden gidilsin diye ki bu aynı za-manda bataklığa düşmektir- özelbir yetenek olarak gösterilirler,herkesin harcı olmayacağı pro-paganda edilir.

Sosyalizm de ise, örneğiniSovyetler Birliği’nde gördük;müzik kitlelerin eğitim aracı ola-rak benimsenir. Ve gerek sözler-de gerekse müzikte anlaşılmaz ça-lışmalardan kaçınılarak hep basitve akılda kalıcı olduğu bilinereksadece profesyonel değil, yarı-profesyonel, amatör her biçimdemüzik grubu, koro, orkestra des-teklenir. Ülkelerinin en büyüksanatçıları yeri geldiğinde çoksert eleştirilerek halkın değerlerinitanımaya, yapacakları müziği budeğerler üzerine inşa etmeye da-vet edilirler.

Grup Yorum da bugün bu pers-pektifle çalışıyor. Ve ne güzel kitüm sanat çevresini buna teşvikediyor. Aynı zamandaİstanbul’dan Wan’a kadar pekçok yerde yeni müzik grupları ye-tiştiriyor. Çünkü biliyor ki “birhalkın türkülerini yapanlar yasa-larını yapanlardan daha güçlüdür.”

Öyleyse bir kez daha,

Selam olsun Anadolu’nun ger-çek ozanlarına,

Selam olsun Grup Yorum’a

Kaynaklar: Şiirler

1-NazımHikmet,Memleketimden İnsanManzaraları

2 -Ümit İlter, KızıldereDestanı

Page 54: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Sarıgazi: Sarıgazi Halk Cephesi’nin çağrısıyla 15 Şubat'tayürüyüş yapıldı. Sarıgazi Halk Cephesi öncülüğünde Sarıgazihalkı Demokrasi Caddesi’nde toplandı. “Özgecan’ı KatledenTecavüzü Meşrulaştıran Düzendir!” yazılı pankartıyla yürü-yüşe geçen kitle yürüdükçe yeni katılımlarla arttı. DemokrasiCaddesi’nde yapılan açıklamada Özgecan’ı katledenin bu dü-zen olduğu, öfkenin yönelmesi gereken yerin de düzenin ken-disi olduğu ifade edildi. Yürüyüş 1000 kişiyle Sarıgazi Cem-evi önünde sona erdi. Bir sonraki gün Liseli Dev Genç'lilerTOKİ ve Ticaret liselerinin çıkışında yürüyüş yaptılar.

Çayan: 16 Şubat'ta Mersin’in Tarsus ilçesinde katledilen Öz-gecan Aslan için yürüyüş yapıldı. Halk Cepheliler’in öncülüğündeNurtepe ve Güzeltepe halkıyla yapılan eylem Sokullu Caddesi

Dilan Kafe önünde başladı. ÇayanMahallesi içine girilerek ve Ça-yan’dan Güzeltepe’ye uzun bir yü-rüyüş yapıldı. Yapılan yürüyüşe 600kişi katıldı. Kadın ölümlerinin vekatliamların düzen sorunu olduğuve bu sorunu yaratanın AKP iktidarıolduğu anlatıldı. Çayan Mahallesi’ne dönülerek eylem Dilan Kafeönünde bitirildi. Bir sonraki gün de Nurtepe-Güzeltepe Halk Mec-lisi öncülüğünde Özgecan Aslan’ın katledilmesini protesto et-mek için yürüyüş yapıldı. Yapılan yürüyüş de yine aynı şekildeAKP’nin katliamları ve artan kadın ölümleri anlatıldı. Eylemehava şartlarından kaynaklı 60 kişi katıldı.

Sorunlarımızın ÇözümüMühendis Mimar MeclislerindedirHalkın Mühendis Mimarları 15 Şubat'ta "İşsizliğe, düşük

ücrete ve güvencesiz çalışmaya karşı mühendis mimar mec-lislerinde birleşelim!" kampanyasının bildirilerini Galatasa-ray Lisesi önünde dağıttılar. Halkla yapılan sohbette gelen-lerden bazıları geçen haftaki, AKP’nin TMMOB’a saldırıla-rına karşı yapılan açlık grevini bildiklerini, destekledikleri-ni ve yanlarında olduklarını söylediler. Bir mühendis ve birmimar bildiri dağıtımına yardım etti. Toplam iki saat sürenbildiri dağıtımında 700 bildiri dağıtıldı.

Hüseyingazi Mahallesi'ndeÇalışmalar Devam Ediyor

Halkın Mühendis Mimarları15 Şubat günü Ankara Hüseyin-gazi Mahallesi'nde Yürüyüş Der-gisi tanıtımıyla birlikte anket ça-lışması yaptı. Üç saat süren ça-lışmada 10 adet Yürüyüş Dergi-si ve 26 adet Halkın MühendisMimarları broşürü halka ulaştı-rıldı. Halk tarafından ilgiyle kar-şılanan mühendisler, bir aile ta-rafından cenazeleri olmasına rağ-men evlerine davet edildi ve mü-hendislere çay ikramında bulu-nuldu. Konuşma esnasında kendiprojelerinden bahseden mühen-disler aynı zamanda mahallenin sorunlarına ilişkin çözüm içinhalk meclislerinde örgütlenmek gerektiğinden söz ettiler.

Grup Yorum Korosu ÇalışmalarıCoşkuyla Sürüyor

Bursa Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde 15 Şubat'ta GrupYorum halk korosunun ikinci çalışması yapıldı. Çalışmadamüzik türleri, Türkiye müzik tarihi üzerine sohbetler edildi.Ardından notalar ve nota süreleri anlatıldı, bunlar üzerine alış-tırmalar yapıldı. Çalışmaya toplamda 26 kişi katıldı.

İkitelli’de Halk Meclisi Toplantısıİstanbul İkitelli’de 13 Şubat’ta Gazi Halk Meclisi ve Ali-

beyköy Halk Meclisi temsilcilerinin katılımcı oldukları halkmeclisi toplantısı yapıldı. Konuk temsilciler kendi mahalle-rinde halk meclislerinin nasıl işlediğini nasıl kararlar alındı-ğını anlattılar ve örnek verdiler.

Toplantıda halk meclisi üyelerinden biri “dinlediklerimizinşimdi hayata geçmiş olmasından çok mutluyum. İlk fırsatta GaziHalk Meclisi’ni ziyarete geleceğim" dedi. İstasyon Mahallesi’ndenbir başka katılımcı "Geniş katılımlı bir çalışma yapmalıyız. 21mahalleden oluşan tüm Küçükçekmece’yi kapsayan çalışma yap-malıyız. Bu çalışmada ben de görev alırım” dedi. Toplantıda halkmeclisine yer bulunması için araştırma yapma kararı alındı. Ön-ceki toplantıda alınan 1 Mart’tan önce etkinlik yapılması kara-rı için düşünceler, öneriler alındı. Toplantıya 16 kişi katıldı. Ay-rıca 9-10-11 Şubat günleri İkitelli Parseller ve Mehmet Akif ma-hallerinde Halk Meclisleri Kurultayı için 130 afiş yapıldı.

Düzenin Okullarına Alternatif HalkOkulları Çalışmaları Devam Ediyor!

Esenyurt: Her hafta düzenli olarak AKP'nin gerici faşisteğitimine karşı yapılan halk okulu çalışmasında geçtiğimizhafta (18 Şubat’ta) Yürüyüş Dergisi'nde yer alan Hayatın Öğ-rettikleri kısmı okundu ve önyargı üzerine konuşuldu.

Gazi: Gazi Mahallesi’nde bu haftaki halk okulu çalışması12 Şubat’ta yapıldı. Bu haftaki halk okulunun konusu sevgiydi.Çalışmada, düzende sevgiye bakış ve devrimcilerin sevgiyebakışı anlatıldı. 2 saat süren çalışmaya 30 kişi katıldı.

Okmeydanı: Okmeydanı'nda Halk Cepheliler 11 Şubat'tahalk okulu çalışması yaptı. Yozlaşma ve buna dair ileriki sü-reçte nasıl bir çalışma yapılacağı, komitelerin oluşturulma-sı için neler yapılması gerektiği, çalışmalara ve komitelere kim-lerin katılacağı tartışıldı. Mahalledeki yozlaşmadan ve uyuş-turucudan gençlerin nasıl uzak tutulacağı konuşuldu. Çalış-maya 7 kişi katıldı.

Yürüyüş

22 Şubat2015

Sayı: 457

ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL54

Özgecan’ı Katleden, Tecavüzü Meşrulaştıran AKP İktidarıdır!

Page 55: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Zehra Kurtay’ı Fransa’nın SahteDemokrasisi Keyfi Bir Şekilde

Serbest Bırakmıyor!11 Şubat Çarşamba

günü, Paris Adalet Sara-yı'nda görülen Zehra Kur-tay’ın özgürlük mahke-mesi bu kez de 25 Şubattarihine ertelendi. Aralıkayında görülen ilk duruş-mada mahkeme heyetiAdli Tıp Kurumu'ndansağlık raporu talep etmiş-ti. Duruşma gününe ikihafta kala Adli Tıp Kuru-mu, Zehra Kurtay’ı avu-katına haber vermedenmuayene etti. AvukatınınZehra Kurtay’ın muayene günü hazır bulunmak için haf-talardır muayene tarihi istemesine rağmen bu bilgi ona birtürlü ulaştırılmadı. Adli Tıp Kurumu, Zehra Kurtay’ı yal-nızken sağlık kontrolünden geçirmiş ancak, "yetişmeyen"rapordan dolayı duruşma sadece 5 dakika sürdü.

Fransa Paris Chatelet les Halles Meydanı'nda ZehraKurtay'ın mahkemesine çağrı ve bildiri dağıtımı gerçek-leştirildi. 1 saat süren bildiri dağıtımının sonunda 500 bil-diri dağıtıldı.

Av ru pa’da

İsmail Zat Serbest Bırakılsın!İsmail Zat iki aydır Almanya’da tutsak. Stutgart'ta Anadolu

Federasyonu tutsaklarının mahkemesine gittiğinde Alman po-lisi tarafından tutuklandı. Hakkında İnterpol aranması olduğu id-diası ile tutukluluğu sürüyor. Türkiye’ye iade veya politik ilti-casının olduğu Yunanistan’a iade talebi ile yargılanmak isteni-yor. Yunanistan-Atina’daki Almanya Konsolosluğu önünde İs-mail Zat için basın açıklaması yapıldı ve açıklamanın ardındanbildiri dağıtıldı. Konsolosluk önünde görevli Yunan polisleri vekonsolosluk görevlileri arasında kısa bir tartışma yaşandı.Açıklamada İsmail Zat’ın 1998 yılından beri Yunanistan’da ya-şadığı ve 5 ay önce gittiği Almanya’da tutuklandığı, 40 yılı aş-kındır sosyalizm ve demokrasi mücadelesi verdiğine değinildi.Türkçe “Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz, Devrimci Tut-saklar Onurumuzdur” ve Yunanca “İsmail Zat’a Özgürlük, Halk-lar Değil Emperyalistler Teröristtir” sloganları atıldı. Halkımı-zı İsmail Zat'ı sahiplenmeye çağırıyoruz. Bulunduğumuz her yer-de Almanya konsolosluklarını protesto edelim.

Şehit Aileleri Hepimizin Ailesidir!9 Şubat Pazartesi günü şehidimiz Ayten Korkulu’nun

Londra’da yaşayan ailesi ziyaret edilerek anma gerçek-leştirildi. Kısa bir konuşmanın ardından, saygı duruşuy-la başlandı anmaya. Şehitlerimizin özgeçmişi, yoldaşla-rının ve ailelerinin anlatımları okundu. Ailesi, Ayten ileyaşadıkları anıları anlattı. Meral’in ve Ayten’in çok sev-dikleri ve birlikte söyledikleri “Omuzdan Tutun Beni” tür-küsü hep birlikte söylendi. Ayten Korkulu'nun abisi Pab-lo Neruda’nın “Oğulları Ölen Analara Türkü” şiirini oku-du. Yapılan ikramlardan sonra sohbetlerle devam eden an-maya 35 kişi katıldı.

Londra'da Yalnızlaşmaya, BireyciliğeKarşı Halk Toplantılarımızda

Değerlerimizi Büyütüyoruz15 Şubat günü kahvaltı ile başlayan halk toplantısında “Yol-

daş Sevgisi” ile ilgili yazı okunup değerlendirildi. Şehitlerimizinyaşattığı örnekler anlatıldı. Güncel konu olarak ise Tarsus’takatledilen Özgecan Aslan konuşuldu. Bu katliamın sadece ka-dın-erkek sorunu olmadığı ve bu katliamların faşist sisteminpolitikası olduğu vurgulandı. 13 Mart’ta yapılacak olan, 8 MartDünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliğinin organizasyonu dadüzenlendi. Bir araya gelmenin önemini bir kez daha hisset-tiren toplantı haftaya tekrarlanmak üzere tamamlandı.

Dünyanın Her YerindeGerçekleri Halkımıza Anlatmaya

Devam Edeceğiz!Gerçeklerin habercisi Yürüyüş Dergisi bu kez İngiltere’nin

York şehrinde halkların ellerindeydi. 22 Yürüyüş Dergisi hal-ka ulaştı. Ayrıca Londra'da 14 Şubat günü kütüphane önün-de açılan stantta 13 dergi halkımıza ulaştırıldı.

Arap Diyarı Burada Başlar:Hatay Yöremiz!

14 Şubat Cumartesi günü Viyana Anadolu Kültür Mer-kezi’nde Hatay yöresinin tanıtımı yapıldı. Saat 18.00’debaşlayan etkinlikte, Hatay yöresine ait yemekler yenildi.Hatay hakkında tarihi bilgiler verildi, Hataylı şehitlerimizanlatıldı. Suriyeli misafirler de etkinliğimize katıldılar. Ken-di yöresel halkoyunlarını sergilediler. İlerleyen saatlerdehalaylar çekildi, çay ve sohbet ile etkinlik akşam saat22.30’da sonlandırıldı. Etkinliğe toplam 50 kişi katıldı.

Alternatif Film Günleri Avrupa'nınHer Yerinde Yaygınlaşıyor!

Düzenin yoz filmlerine karşı alternatif filmler izliyor, iz-letiyoruz. 11 Şubat tarihinde Belçika’nın Maasmechelen şeh-rinde bir ailemizin evinde "Birinci Sınıf" filmi izlendi. Dahasonrasında film hakkında ve güncel konularda sohbet edilereketkinlik tamamlandı.

22 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 457

55HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Page 56: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

“Şimdi taarruz zamanı. Bunun için mutluyum.Saldıran ve eninde sonunda

kazanacak tarafta olmanın mutluluğu”Günay ÖĞRENER

1 Mart – 7 Mart

Mazlum GÜDER:

Mazlum Güder, yoksul bir Kürt ai-lesinin çocuğuydu. Genç yaşında devrimmücadelesine katıldı. Cunta yıllarındamücadelesini bir tutsak olarak sürdürdü.3 Mart 1983’te Elazığ Hapishanesi’ndentahliye edilmesi gerekirken işkencedekatledildi.

Mazlum Güder

Kadri GÜLDÜ:

Kadri Güldü, Liseli Dev-Genç içeri-sinde fedakar çalışmalarıyla tanınan birdevrimciydi. 1980 Mart’ında İstanbulKuştepe’de jandarma tarafından katle-dildi.

Kadri Güldü

Günay ÖĞRENER:

Büyük Direniş’in 109. şehididir Gü-nay Öğrener. Günay, 18 Kasım 1973’teMersin'de doğdu. Aslen Burdurludur.

Erdemi ve adaleti savunmak içindevrimci oldu. Ege Bölgesi’nde illegalalanda çeşitli görevler aldı. 1995’te tu-tuklandı. 9 yıldır tutsaktı. Tutsaklığı sü-

resince üç yoldaşının katledildiği Buca Katliamı’natanık oldu. 19 Aralık 2000'deki katliamda Uşak Ha-pishanesi'ndeydi. Yoldaşlarından Yasemin Cancı veBerrin Bıçkılar yanında şehit düştü. Günay aynı ha-pishanede alnına kızıl bandı takıp, zulme karşı bedeninitutuşturarak ölümsüzleşti. Tahliye olmasına sadece 6ay kalmışken gerçekleştirdi feda eylemini. 4 Mart2004’te devrime meşale oldu.

GünayÖğrener

Raul REYES:

Kolombiya Silahlı DevrimciGüçleri FARC’ın yönetici kadro-larındandı. ABD’nin desteğiyleKolombiya ordusu tarafından dü-zenlenen baskında 1 Mart 2008’deEkvador’da 15 yoldaşı ile birliktekatledildi.

Raul Reyes

Josef STALİN5 Mart 1953:Ekim Devrimi’nin, sosyalizmin

inşasının ve Nazi işgaline karşı di-renişin önderlerinden Josef Vissa-rionoviç Çugaşvili, tarihe bu adıyladeğil, örgüt içinde aldığı kod adıylageçti. Kod adı Stalin’di. Stalin“çelik” demekti ve onun tüm siyasal

yaşamına çok yakışan bir addı bu. En zor dönemlerin, zorgörevlerin insanı oldu hep. Yılgınlığın, kaçışın revaçtaolduğu zamanlarda kararlılığıyla öne çıktı. Umutsuzlukyıllarında sosyalist inşada büyük zaferlere önderlik yaptı.Devrimin emekleme yıllarında bir örgütçü, sürgünlerdenyılmayan bir direnişçi, iktidarın devralınması kavgasındaBolşevik Parti yönetiminde yer alan bir önder, devriminardından sosyalizmin inşasının mimarı, Nazi saldırganlığıkarşısında iradesi kırılmayan bir komutan...

Stalin’in yaşamı ve dünya halklarının mücadelesindeyüklendiği roller bu sözlerle özetlenebilir. Stalin, yani asıladıyla Josef Vissarionoviç Çugaşvili, 1879'da Tiflis’tedoğdu. 15 yaşında mücadeleye katıldı. 1898'de Rus SosyalDemokrat İşçi Partisi Tiflis Örgütü'ne üye oldu. Bundansonrası her devrimcinin yaşadığı aşamalardan, tutuklan-malardan, sürgünlerden geçti. 1902'de Kafkasya BirliğiKomitesi'ne seçildi. Partide yaşanan Bolşevik-Menşevikayrışmasında safını Bolşevikler’in içinde belirledi. Stalin,1910'dan itibaren partinin merkez komite üyesi olaraksürdürdü faaliyetlerini. Devrimin hemen ardından KızılOrdu’da, ulusal sorunun çözümünde görevler üstlendi.Lenin'in önerisiyle 3 Nisan 1922'de Merkez KomitesiGenel Sekreterliği'ne seçildi. Stalin bu görevi ömrününsonuna kadar layıkıyla yerine getirdi. Bu dönemde enönemli sınavını Hitler faşizminin saldırısı karşısında verdi.Faşizme karşı sosyalizmi savunma kararlılığıyla Sovyethalklarını seferber etti. Emperyalistler arası bir paylaşımsavaşı olarak başlayan savaşın rotası değişmiş, savaş NaziAlmanyası ve Sovyetler Birliği nezdinde, halklar ve em-peryalizm arasında bir savaş haline dönüşmüştü ve busavaş, sosyalizmin geleceği açısından belirleyici olacaktı.Stalin önderliğindeki Kızıl Ordu ve Sovyet halkları iştebu dönemde "Anayurdu Savunma Savaşı"nda destanlaryarattılar. Kızıl Ordu, Sovyet topraklarından Nazileriatmakla kalmayıp, onları Avrupa içlerine kadar sürüpbozguna uğrattı. Büyük ölçüde yıkılmış, tahrip olmuşSovyetler Birliği'ni yeniden inşa edip ekonomide, sanayidedünyanın en ileri ülkelerinden biri haline getirmek yineStalin'in önderliğiyle başarıldı. Önce devrimi, ardındansosyalizmi savunma kararlılığı ve uzlaşmazlığı, yaşarkende, öldükten sonra da Stalin'e çok sayıda düşman kazandırdı.Ama düşmanlarının çoğu tarihin çöplüğündeler şimdi.Geride kalanları bekleyen akıbet de aynı. Stalin ise, dünyahalklarının sosyalizm mücadelesinde yaşamaya devamediyor.

Josef Stalin

Page 57: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Dünyada hiçbir şey tek ve birbaşına yani öncesi ve sonrası olmadanvar olamaz. Yarın olacaklarsa, ya-şayan, yaşamı temsil edenlerdir.Canlı cansız, soyut veya somut he-men her şey bu kıstasta ayrılır. Ör-neğin dil bunlardan biridir. "Ölü dil-ler" deriz kimine, zamanı geçmişbugün kulanılmayan veya yeni keli-meler eklenmeyenlerdir. Yaşayanlarsaöyle veya böyle günlük yaşamdayeri vardır. Yeni kelimeler yeni kul-lanım şekilleri eklenerek ihtiyacacevap verirler. Buna göre, ‘yaşayan’veya ‘ölü’ sıfatı eklenir başına. ‘Ya-şayan gelenek’ gibi.

20 Ekim 2000'de başlayan dire-nişimiz de yaşayan bir direniştir.Üstelik oldukça aktif dinamik birşekilde capcanlı yolunda ilerleyenbir direniş eylemi. Ölüm üzerine ku-rulu olması bir çelişki gibi gözüksede bu gerçeği değiştirmez. Lenin,bir taktiğin, eylemin, politikanın de-ğişebilmesi için onu oluşturan ne-denlerin ortadan kalkmış olması ge-rektiğini söylüyor. Ki dünya devrimtarihlerine baktığımızda da kazanmapratiğinin buna ne kadar bağlı oldu-ğunu gösteren pek çok örnek vardır.Öyleyse 20 Ekim 2003'te 107 şehitve 500 gazi vermişken 10. ekiplerleyola devam edişimizi anlamayanlarla20 Ekim 2000 öncesine gidelim. Ogünden bugüne direnişi belirleyenetkenlere bakalım.

20 Ekim 2000 öncesi ABD em-peryalizmi, Ortadoğu üzerine plan-larını kurmuştu. ABD ekonomik aç-lığını en iyi doyurabileceği yer olarakOrtadoğu petrollerini görüyordu.Oraya varışında ise Türkiye'yi kul-lanmayı hedefliyordu. Bu, Kafkasve Balkanlar için de geçerliydi.

Avrupa emperyalizmi ise ABDgibi tıkanık bir ekonomiye sahip de-ğildi ama yeni pazarları ABD'yekaptırırsa onun da sonu farklı değildi.ABD karşısındaki ekonomik üstün-lüğü siyasi üstünlüğü de getirecekti.Ve bu üç yıl boyunca Avrupa em-

peryalizmi de-euro dışında-

fazla risk alma-dan bu doğrul-tuda hareket etti.

Velhasıl em-p e r y a l i z m i n

içinde bulunduğu bunalımı aşmakve politikalarını hayata geçirebilmekiçin halkları susturması gerekiyordu.Varlık koşulu emperyalizmin politi-kaları içinde yer almasına bağlı olanülkemiz işbirlikçileri kolları sıvadı.Halkı susturmanın yolu, önceliklehapishanelerden geçiyordu. Halkınörgütleyici gücü olan devrimcileriyok etmek, ezmek halkın moral gü-cünü bozacak ve gözdağı olacaktı.

Hapishanelerden başlamalıydılar,çünkü bizler hem ellerinde olmamıznedeniyle kolay hedeftik, hem deideolojimizi, inançlarımızı her yerdekoruyor olmamız nedeniyle "teslimalınmalıydık." Hapishanede de olsakideolojik, politik güç bizdeydi vebu gücün ele geçirilmesi gerekiyordu.Bu, devlet için "olmazsa olmaz"önemdeydi ve inceden inceye he-saplar yapıldı. Öncelikle bu politi-kanın hassas propagandalarla bes-lenmesi, amacın iyi gizlenmesi ve"kabul görmesi" gerekiyordu. "Ce-zaevlerinde teröristlerin hakimiyetineson vermek, devletin denetimini sağ-lamak”, “kabul edilebilir" bir gerekçeolurdu. Buca ve Ümraniye katliamlarıtecrübeleri vardı. 26 Eylül '99'daUlacanlar'da, büyük saldırının pro-vasını yaptılar. 10 devrimcinin vah-şice katledildiği bu kanlı provaylabirlikte F tipi propagandasına hızverildi. F tipleri mutlaka açılacaktı.Ancak F tipini olumlayan süslü ya-lanlar 20 Ekim 2000'de başladığımızölüm orucu direnişine çarptı. Dire-nişimizi bitirmeli, ideolojik, politiküstünlüğü ele geçirmeliydiler. Ve buçırpınışla 19 Aralık'ta 20 hapishanede10 bin kişilik bir ordu sürdüler üze-rimize...

Zafer yine bizim oldu. Teslimalamadılar. 3 yıldır sürüyor direni-şimiz...

Ana Cephe, F Tipleri

F tipi politikası, emperyalizmindünya politikasının işbirlikçi oligarşiaracılığıyla ülkemize yansımasıdır.

Ülkemizde ana cephe F tipleri. Bu,herkesin gördüğü, görmesi gerekenbir gerçektir. Sorun ana cephede çar-pışıp çarpışmamada, işbirliğine ortakolup olmamada somutlanıyor. Bizen doğal olanını, bir Marksist-Leni-nist gibi, bir devrimci, bir vatansevergibi çarpışmayı seçtik.

Ölüm orucu eylemimiz canlılığıylasürüyor. Canlılık, nedenleri niçinle-riyle bütünleştiği gibi her gelişmeyeayak uydurabilmesi, her şart altındaihtiyaca cevap vermesiyle de ölçülür.Yaşama cevap veremeyen ölür.

3 yıldır direnişimizi bitirmek içinsaldırıyor, yeni taktikler geliştiriyorlar.Zorla müdahale işkencesini denediler.Ölüm orucu eylemine yenik düştübu müdahaleler, ölmek zordu amabaşarılmaz da değildi. Yüzlerce ölümoruççumuzla yüklendik bu saldırıya.107 şehit 500 gazimizle bir delikaçtık, zorla müdahale cephelerine.

Tahliyeler geldi. Bu yalnızca rüş-vet değil safdışı bırakma manevra-sıydı. Ama Armutlu'da direniş devametti. Aya bile gönderse direnişin veçatışmanın süreceği, kararlılığı gö-rüldü. Bizim ölüm orucu silahımızdeğil onların tahliye silahı safdışıoldu. Ve karşı cephe bir darbe dahaaldı.

Bugünse en güçlü silah olaraksansürü devreye soktular. Mezarlık-larımıza saldırıları bile bunun birparçasıdır. İşte idealist düşmanınidealist silahı! Teferruatına bile gir-meye gerek yok. Böyle silahlar so-nuçta hep bize hizmet eder. Çünküdoğanın kanunu bu.

Günay Öğrener’in kaleminden:Canlı, Güzel Ne Varsa Bizimledir

Anıları Mirasımız

Page 58: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

Aynı yalınlıkla ölmek isterim

Kırda bir çiçek gibi, sakin,gösterişsiz.

Mum yerine yıldızlar parlasınüstümde

Yeryüzü uzansın altımda sessiz.

Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim

Varsın hainleri gizlesinler soğukbir taş altında

Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında

Yüzüm doğan güneşe dönüköleceğim.

Jose MARTI

Şiir

Dünya nimetlerine ehemmiyet ver-meyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filo-zof Diyojen, bir gün çok dar birsokakta zenginliğinden başka hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla kar-

şılaşır. İkisinden biri kenara çekil-medikçe geçmek mümkün değildir...Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:"Ben bir serserinin önünden kenaraçekilmem" der. Diyojen, kenara çeki-lerek gayet sakin şu karşılığı verir:

- Ben çekilirim!

Fıkra

Duman tek başına bal arıları-nı etkilemez; bal-toplayıcı da etki-ler.

Afrika atasözü

Koşulların uygun olması tekbaşına yetmez. O koşulları değer-lendirecek kişinin tutumu da sonu-cu belirler.

Atasözü

Alışkanlıkların zincirleri, önceduyulmayacak kadar hafif, sonrakırılamayacak kadar güçlü olurlar.

BENJAMIN DIZRAELI

Özlü Söz

Maşası olmak: Sakıncalı bir işte,biri tarafından araç olarak kullanıl-mak.

"İşverense işveren, onun maşasıolamam ben!"

Deyim

Artık faal konumda olmayan birsavaşçı şöyle dedi: "Hayatımız boyun-ca çeşitli düzeyde becerilere sahipoluyoruz. Başlangıçta, henüz yolunbaşında olduğumuz ve pek bir şey bil-mediğimiz için etrafımızdaki insanlarda, kendimiz de beceriksiz olduğu-muzu düşünürüz. Bu aşamada hiçbirişe yarayamayız, sadece öğrenmeyedevam ederiz.

Biraz kavramaya başladıktan son-ra bile hala uygulama için hazır olma-yız, ama kendimizin ve etrafımızda-kilerin eksikliklerini görmeye başlarız.

Yavaş yavaş ustalaşmaya başla-yınca, başarılarımızla gurur duyar,yakınımızdakilerin eksikliklerini farkeder ve onlara yardımcı olmaya çalı-şırız. Bu aşamada işe yaramaya baş-ladığımızı hissederiz.

En yüksek seviyeye eriştiğimizde

hiçbir şey bilmiyormuş, çabalarımız işeyaramıyormuş gibi görünür. İşte aydın-lanma bu noktada gerçekleşir, sonsuzsırlar artık avucumuzdadır. Aydınlanmayolu ve ustalığın sonsuz olduğunuanlayınca, sonuca ulaşma telaşı olmak-sızın yolu takip etmekten memnun olu-ruz, çünkü yolun sonu olmadığınıfark ederiz. Her gün daha iyi olmakiçin gayret eder ve öğrendikçe aslın-da hiçbir şey bilmediğimizi anlarız".

Yagyu Sensei ise, "Şimdiye kadarbaşkalarını alt etmeyi öğrenmedimama en iyi durumdayken kendimi altetmeyi öğrendim" dedi.

Her zaman daha iyi olmaya çalış-malıyız. Daha iyi bir anlayışa sahipolmak için her gün çaba sarf etmeli veasla vazgeçmemeliyiz.

"Hagakure Savaşçının Yüreği" adlıkitaptan alıntıdır

Kıssadan Hisse

Savaşçı Çalışmaktan Asla Vazgeçmez

Serseri

Page 59: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Nesnellik edebiyatının, çaresizliğin, olmazların ve yokların haklıbir maddi nedeni yoktur. Çünkü, “nasıl bir ülkede yaşıyoruz”sorusuna verdiğimiz cevap, kitleleri ve silahlı mücadeleyi dahaüst boyutlarda örgütlememizin ve savaşı yükseltmemizin tüm

verilerinin fazlasıyla olduğunu göstermektedir.Sorun biziz, bizim nasıl çalıştığımız, bu çalışmadan hangi

sonuçları almak istediğimiz, kitleler ve silahlı savaşıgerçekten stratejik hedef doğrultusunda

örgütleyip örgütleyemediğimizdir.Her bölge ve alanın, en küçük bir birimin,

askeri birliğin yöneticisi, partinin devrim stratejisinin,programının bir parçası, onu tamamlayan vazgeçilmez

bir unsurudur. Parti ve örgüt nedir;parti ve örgüt stratejinin hayata geçmesi için, devrim için biraraçtır. Bu aracın motoru kadrolardır. Kadrolar veya bölge,alan, birim yöneticileri, kendilerini bu aracın motoru gibi

görmez, onun fonksiyonunu yüklenmezse araç işlemez halegelir. Bu ne demektir? Bu, partinin giderek kendisini inkâr

etmesi, bütün söylemlere rağmen, pratikte stratejik hedefindenve programından vazgeçmesi demektir. Kadro ve yöneticilerhangi alan ve birimde, hangi konumda olursa olsun, stratejikhedeften uzaklaştığı noktada, geçici olarak bazı başarılar eldeetse de tıkanmaya, kısırlaşmaya mahkûmdur. Bürokratizmin,liberalizmin, sekterliğin, tıkanıklıkların, verimsizliğin, moral

düşüklüğünün, olmazların ve yokların temel nedenleriniöncelikle burada aramak zorundayız.

Page 60: info@yuruyus.com Haftalık Dergi / Sayı: 457 22 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) "KCK'lıları affetsek yasadan DHKP-C ve diğer aşırı sol örgütler de faydalanacak. Cumhurbaşkanı’nın

ww

w.y

uru

yu

s.c

om

info

@yu

ruyu

s.comYoksulluğa, Uyuşturucuya, Kentsel Dönüşüme Karşı

SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜMÜ İÇİNÇÜRÜMÜŞ DÜZENİN MECLİSİNDE DEĞİL

HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

1. İstanbul Halk Meclisleri Kurultayı’nda Buluşalım!

CEPHELİLER!KURULTAYA ONBİNLERİ TAŞIYALIM!