Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
El
ISLAM VE YORUM Temel Tartışmalar, İmkanlar ve Sorunlar
" la CiLT
Yayına Hazırlayan
Prof. Dr. Fikret KARAMAN
MALATYA İLAHİYAT VAKFI
MALATYA2017 .
Malatya İlahiyat Vakfı İlmi Araştırmalar Serisi No: 1
Yayına Hazırlayan
Prof. Dr. Fikret KARAMAN
Takım Numarası
978-605-68015-0-1 (Tk)
ISBN 978-605-68015+8 ( 1.C)
1. Baskı Aralık 2017 Ankara 500 Adet
Editörler Prof. Dr. Mehmet KUBAT Doç. Dr. Mehmet B İRSİN Doç. Dr. Cahit KÜLEKÇi
Yrd. Doç. Dr. Serkan DEMİR Yrd. Doç. Dr. Mustafa BOZKURT Arş. Grv. Zekeriya DOGRUSÖZLÜ
İsteme Adresi İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
44280 Kampüs/ MALATYA Telefon: (0422) 3774999
e :"p:osta: [email protected]
Baskı
TDV!Ml -~nı:.tşuncDI
Serhat Mahallesi 1256 Sk. No: 11 Yenimahalle / Ankara
Tel.: 0312. 354 91 31 (pbx) Faks: 0312. 354 91 32
e-posta: [email protected]
Açıklama: Bu eserde" Kitaptan Bölüm" olarak yer alan metinlerin tüm sorumluluğu, yazarlarına aittir.
FELAK VE NAS SURELERİNİN NÜZUL-SİYER İLİŞKİSİ BAGLAMINDA MEKKI VE MEDENi
OKUNMASININ ANLAMI/YORUMU
Giriş
Prof. Dr. M. Hanefi PALABMK
Atatürk Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü, 25240, Erzurum, Türkiye.
Son yıllarda Kur'an-Siyer ilişkisiyle ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Bunu çok önemsediğimi ve ciddiye aldığımı belirtmek istiyorum. Müfessirler, Kur'an-ı
Kerim'i tefsir ederkı:;n birçok bağlama bilhassa metin bağlamı!la özenle dikkat
ediyor olsalar da, "tarihi bağlam:·a yeterince dikkat etmediklerini, bunu birçok
hususta göz ardı ettiklerini düşünmekteyim.
Ben, doğru anlamak ve sahih bir yoruma erişmek için öncelikle Kur'an-ı
Kerim'in muhatap kitlesinden yola çıkarak düşünülmesi gerektiğini vurgulamak
istiyorum._ Ancak bu doğrudan muhataplarının, çoğu zaman yapıldığı gibi; sadece Hz. Ebu Bekir değil aynı zamanda Ebu Cehil de olduğunu, yani Ebu
Bekir'in ve Ebu Cehil'in muhataplık açısından birlikte düşünülmesi gerektiğini,
ancak bunun da müfessirler tarafından ihmal edildiğini düşünmekteyim. Mesela
bazı müfessirlerin namaz, oruç ve benzerleri gibi ve hatta Kur'an-ı Kerim'in
birçok ayetini, Hz. Ebu Bekir'in anlayıp da Ebu Cehil'in anlamadığını
düşünqüklerini görüyorum. Halbuki kanaatimce Ebu Cehil Kur'an'ı gayet rahat
anlıyor ve .bütün bilinç ve inadıyla inj;{ar ediyordu. Eğer gerçekten anlamadıgı
için inkar ediyorsa, ne bizim bu yüzden ona "kafir" demeye hakkımız olabilir ve
ne de kişileri anlamadığİnı reddettiği için suçlamaya. Buna göre biz, iddia ve
delillerimizi, muhatabımızın yalnızca Ebu Bekir değil, aynı zamanda Ebu Cehil ya da başka müşrikler olduğunu da göz önüne· alarak serdetmek zorundayız.
Çünkü inandırıcılığımız ve metodumuzun tutarlılığı açısından buna ihtiyacımız
vardır.
Sadece bana ait olmadığını bildiğim bir iddiayı, ısrarla hatırınıza getirmek istiyorum: "Muhatapları, Hz. Peygamber' in sozlerini yüzde yüz anlıyorlardı." Bu,
298 İSLAM VE YORUM
tıpkı şu anda yapmakta olduğum konuşmayı, benim sözlerimi sizin anlamanız
gibi. Hatta siz beni anlamayabilirsiniz bile! Neden, çünkü ben öncelikle
"akademik" bir konuşma yapıyorum. İkinci olarak, teknik şeyler söylüyorum.
Üçüncü olarak, her muhatabımın beni anlaması gerektiğini de düşünmüyorum. . . . Dördüncü olarak, özel bir muhatap kitleme özel bir konuyu anlatıyorum vs ..
Dolayısıyla teknik ve terimsel bir konuyu herkesin anlamaması mümkündür.
Hususi bir konuşmadır bu; bazılarına hitap eder, bazılarına hitap etmez. Ancak
Kur'an'ın bahsettiği, dindir, tekliftir, mükellefiyettir ve Peygamberlerin de,
muhataplarının anlayıp anlamadıklarını göz ardı etmek gibi bir lüksü yoktur.
Dolayısıyla Hz. Peygamber'in, muhatapları tarafından kayıtsız Şartsız ve her
yönüyle hatta dosdoğru anlaşıldığını .düşünmekteyim. Mesela bazı rivayetlere
göre sahabenin, "ma's-salat ya Resülallah=Namaz nedir ey Allah'ın Resulü?"
veya ;,ma'z-zekat ya ResCı.lallah=Zekat nedir ey Allah'ın Resulü?" ·şeklindeki
sorularına, Hz. Peygamber'in de, ''benden gördüğünüz gibi kılın ... " vs. şeklinde
cevapladığına dair rivayetlerden söz edilir. Biz bir yandan Hz. Peygamber'in
Peygamberliğini ortaya koymak yani "delail/şevahid" hususunda,
"Peygamberimizin, peygamberliğinden önce de namaz kıldığını ve Arapların
haccı, zekatı ve orucu bildiklerini delil getiririz; diğer yandan tam tersine
sahabenin R.esulullah'a bu tür sorular sorduklarını söyleriz. Ayrıca taşradan
gelen herhangi birisinin bilmediğini fark ettiğinde ya da tadil-i erkanı öğretmek
kastıyla Hz. Peygamber'in, "benden gördüğünüz gibi namazınızı kılın!' demesi
örneğini, maalesef sahabenin de Kur'an'ı anlamadığına dair örnek vererek çok
garip bir tarz sergilemekten geri kalmayız. 1 Halbuki böyle çelişkili olmak yerine,
doğrud?n doğruya tarihi bağlamın yani Arapların sosyal, kültürel, siyasal, qini
vs. dü~yalarının "doğru anlama" için göz . ardı edilmemesi gerektiği
kanısındayım.
Kur'an'ın bütün söylediklerinin/Hz. Peygamber'in' bütün söylediklerinin
belli bir kesime hitap ettiğini düşünüyor ve iddia ediyorsak, onun da; on üç yılı
Mekke'de on yılı da Medine'de geçmişse, o zaman Mekke ve Mecİine'yi bütün
örfüyle, kültürel, sosyal ve dini hayatıyla -zaten dil de bütün bu hususları
yansıtan bir olgudur- bir bütün olarak ele almak zorunda olduğumuz açıktır.
Çünkü gerek Kur'an'ın gerekse Allah Resulü'nün her söylediğinin göstergesi,·
bizz~t ve doğrudan o toplum içindedir.
Bu tebliğ, Felak ve Nas Surelerinin (muavvizeteyn) Mekl{e'de mi yoksa
Medine' de mi indiği hususunu ele almak hedefindedir. Çünkü böyle yapm~kla,
hem Kur'an ve Resulullah hakkındaki algı ve anlayışımızı yeniden gözden
1 Şu anda bile ülkemizde Müslüman o_lduğunu söyleyen binlerce insanın namaz kıldığıı:ıı ve hatta
namaz kılmayı hiç bilmediğini görmek mümkündür. Bu durum, namazın bu toplumda. bilinmediği anlamına gelmediği açıktır. · · · ·
İSLAM VE YORUM 299
geçirmemize katkıda bulunmaya ve hem de bu sureler bağlamında ortaya koymaya çalışacağım gibi, Kur'an'ı indiği döneme göre okumanın, ona, farklı
anlamlar yüklediğini de örneklendirmeye gayret edeceğim. Bunun için öncelikle vurgulamam gereken husus, ayetin sebeb-i nüzulü olarak gösterilen "büyü"
vak' asıdır.
1. Resül.üllah'a Büyü Yapıldığı İddiasının Kaynakları
Ben bu bağlamda, bir konuya daha temas etmek istiyorum. Böyle bir
konuyu ele almamın sebebi, yıllar önce fakültemizde tamamlanan ve basılan bir
tezdir /kitaptır.2 Siyer kitaplarında3 olayların kronolojik anlatımı esnasında,
Allah Resulü'ne büyü yapılmasıyla ilgili olarak herhangi bir bilgiye yer verilmez.4 Ancak konu başka bir bağlamda mevzui bahsedilir. Mesela İbn Sa'd,
Hz Peygamber'in vefatından bahsederken Lebid b. Asam'ın, Hudeybiye sonrası
Resulullah'a yaptığı büyüye temas eder ve Felak-Nas Surelerinin de bu büyü üzerine nazil olduğunu söyler.s Diğer siyer kitaplarında böyle bir bilgiye
rastlamamaktayız. Hadis ve bilhassa rivayet esaslı tefsir kitaplarında böylesine
bir bilginin; yani Hz. Peygamber'e büyü yapılması ve bu büyünün tesiriyle
ortalama dokuz ay (üç aya veya bir yıl) ne yaptığını bilemez bir halde yaşamış
olması ile ilgili iddiaların yer aldığını görmekteyiz.6
Kenan Karagöz, Büyücülük ve Hı. Muhammed'e Yapılan Büyü, 2. baskı, Panama Yay., Ankara 2015
(1. baskı 2012- Hz. Muhammed'e Yapılan Büyü ve Büyücülük ismiyle aynı yayınevinden çıkmıştır.)
3 İbn Hişam, Resulullah'a düşmanlık yapan Yahudileri sayarken, ona eşlerine yaklaşamaması
hususunda büyü yapanın Züreyk Oğullarına mensup Lebid b. A'sam olduğunu söyler. Bkz. İbn · Hişam, Ebil Muhammed 'Abdilmelik b. Eyyub el-Himyeri, es·Siretıı'n- Nebeviyye, nşr.: Mustafa
es-Seka vdd .. 3. Baskı, Daru İbni Kesir, Dımaşk/Beyrut, 1426/2005, s. 441
4 Süheyli, Resulullah'a yapılan bu büyüden bahseden rivayetin meşhur ve hadisçilerce sabit
olduğunu ifade eder. Ona göre bu rivayeti Mutezile ve bazı bidatçılar, "Allah seni insanlardan koruyacaktır" (Maide 5/67) ayetini delil getirerek Resulullah'a büyü yapılamayacağı gerekçesiyle kabul etmemektedirler. Halbuki onun bedeni, yaralanma, zehirlenme ve öldürülme gibi konularda korunmamıştır. Korunma sadece alolları ve dinleri hususundadır. Resulullah da bu büyüden sadece bazı organlan itibariyle etkilenmiştir. Hatta Süheyli, Resulullah'ın bu sihirden ne kadar süreyle etkilendiğine dair bir bilgi edinemediğini, ancak daha sonra Ma'mer b. Raşid' in "Cami"'inde onun bir yıl bu büyünün tesirinde kaldığını öyle ki, "yapmadığını yaptı zannettiğini" okuduğunu ifade eder. Süheyli, devamla, sihrin mahiyet, cevazlık ve özelliğinden bahsederek, Resulullah'ın sihirlendiği zaman, muavvizeteyn surelerinin nazil olduğunu ve on düğüm atılarak yapılan bu sihirden on ayetlik bu sureleri okumakla da şifa bulup kurtulduğunu söyler. Bk:z. Süheyli, Ebu'l-Kasım Abdurrahman b. Abdullah b. Ahmed, er-Ravdu'l-Unuf ftTefsiri'sSireti'n·Nebeviyye li-İbn Hişam 1-/V, thk. Mecdi b. Mansur.,Darü'l-Kütübi'l·İlmiyye, Beyrut 2009, s. 11,370-373
Bk:z. İbn Sa'd, Kitôbü't-Tabakôti'/-Kebir, Resulullah'ın Gazve ve Seriyyeleri 1-Xl, ed. Adnan
Demircan, çev. Mahmut Polat, Siyer Yay .. Is tan bul 2014, 11,201-204
6 Bkz. Sa'lebi, Ehil ishak Ahmed b. Muhammed, el-Keşf ve'l-Beylin ff Tefsiri'l-Kur'an el-Ma'riif bi
Tefsirü's·Sa'lebi 1-VI, thk. Seyyid Kesrevi Hasan, Darü'l-Kütübi'l-llmiyye, Beyrut 1425/2004, s. Vl,601; Razi, Fahruddin, Tefsir-i Kebir, Mefiitihü'l·Gayb l·XX/11, çev. Suat Yıldınm vdd., Akçağ Yay., Ankara 1988, 111,275; Maturidi, Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed, Te'vilatü'l·Kur'iin'dan
300 İSLAM VE YORUM
Kur'an'ı Kerim'in anlaşılması ve yorumlanması ile ilgili birçok problemin diğer bir sebebi de, tam bu bağlamda olduğu gibi, hadis ve kısmen siyer
metinlerinden kaynaklanan rivayetler7 ve onlara bağlı olarak ayetlerin yorumlanmaya çalışılmasıdır. Bu anlatıların, Hz. Peygamber'in Hayber'in
fethinden sonra (7. yıl), yine Yahudi bir kadın olan, Sellam b. Mişkem'in karısı
Zeyneb bt el-Haris tarafından zehirlenmesi olayıs ile neredeyse aynı oluşu
dikkat çekicidir. Bu iki olay birbirleriyle aynı zaman, durum, özellik ve sonuçta olup, benzer anlatılarda olduğu gibi,9 Allah Resulü'nün mucizemsi kurtuluşu ve
Tercümeler, Aya tun ve Suverun min Te'vilati'l-Kur'ôn, çev. Bekir Topaloğlu, thk. Ahmet Vanlıoi;lu, İmam Ebu Hanife ve İmam Matüridi Araştırma Vakfı Yay., lstanbul 2003, s. 104; Kadı Beydavl, Muhtasar Beydôvf Tefsfri (Envôru't-TenzİI ve Esrôrü't-Te'vfl) 1-111, çev. Şadi Eren, Işık Yay, İstanbul 2011, s. 111,760; Alüsi, Şehabeddin Mahmüd b. Abdullah, Ruhu'l-Meôni fi Tefsiri'/. Kui"ôni'l-Azim ve's-Seb'i'l-Mesôni 1-XXX. Darü'l-Fikr, Beyrut 1997 /1417. s. XXX,362; Kurtubi, elCômi' li-Ahkômi'l-Kur'ôn 1-XX. çev. M. Beşir Eryarsoy, Buruc Yay., lstanbul 2015, s. 11,239, XIX,470-471; Ebussuud b. Muhammed el-'lmadi, Tefsiru Ebissuud ev lrşıidu'/-Akli's-Selim ilô Mezôyô'l-Kitlibi'l-Kerim 1-V. tah. Abdülkadir Ahmed 'A~. Mektebetü'r-Riyadi'l-Hadisiyye, Riyad tsı., s. V,594 (Türkçe çev. Ebussuud Efendi, Ebussuud Tefsiri, lrşad-ı Aklı Selim İfa Mezay-ı Kitabi'l-Kerim (Kur'an-ı Kerim'in Meziyetlerinin Aklıselime Açıklanması) 1-Xll, çev. Ali Alan, Boğaziçi Yay., İstanbul 2005-2007, XIl,5877); İbn Kesir, Ebu'l-Fida lmaduddin lsmail b. Ömer, Tefsfru'l-Kur'ôni'l-Azim 1-Vlll, thk. M. İbrahim Benna vdd. Kahraman Yay., İstanbul 1984, s. Vlll,555-557; Muhammed Abduh-Muhammed Reşid Rıza, Menar Tefsiri-Tefsiru'l-Kur'ôni'lHakim Tefsiru'J-Menar 1-XTV. çev. Ali Rıza Temel vdd. Ekin Yay., lstanbul 2011-2014, s. XIV,489; Muhammed İzzet Derveze, et-Tefsirü'l-Hadis, Nüzul Sırasına Göre Kur'an Tefsiri 1-Vll, çev. Şaban Karataş vdd., Ekin Yay., İstanbul 1997, s. 1,213; Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili 1-X, sad. lsmail Karaçam vdd., Azim Yay., İstanbul tsz., X,131-136; Seyyid Kutub, Fi Zılôli'l-Kur'an Kur'an'ın gölgesinde 1-XVI, çev. M. Emin Saraç vdd., Hikmet Yay .• İstanbul tsz., s. XVl,445-446; Mevdudi, Ebü'l-A'la, Tefhimü'l-Kur'an, Kur'an'ın Anlamı ve Tefsiri 1-Vll, çev. M. Han Kayani vdd .. İnsan Yay., İstanbul 1996, s. Vll, 319-323; Muhammed Abid Cabir!, Feİımü'l·Kur'an, Nüzul Sırasına Göre Hikmetli Kur'an'ın Anlaşılır Tefsiri, çev. Muhammed Coşkun, Mana Yay .. ıstanbul 2013, s. 1,85; Süleym<ın Ateş, Yüce Kqr'an'ın Çağdaş Tefsiri 1-Xll, Yeni Ufuklar Y.ay., ıstanbul tsz., s. Xl,191-193; Hayreddin Karaman vdd., Kur'an Yolu, Türkçe Meal ve Tefsir 1-V, DIB Yay . ., Ankara 2003, s. V,722; B.edrettin Çetiner, Fatiha'dan Nas'a Esbôb-ı NüzQ/ Kur'an Ayetlerinin iniş Sebepleri/-//, Çağrı Yay., İstanbul 2002, s. 11,983. Hadis metinleri için bkz. Buhari,.Ebu Abdillah Muhammed b. İsmail, Sahihu'l-Buhari l-V/11, İstanbul 1981, Tıb, 47, 49, 50; Bed'u'l-halk, 11; Cizye, 14; Edeb, 56; Müslim, Ebu'l-Hüseyn Müslim b. Haccac, el-Cdmi'ü's·Sahfh 1-V, thk. M. Fuad Abdulbaki. İstanbul 1981, Selam, 43; Ahmed b. Han bel. Müsned /-V/, istanbul 1982, s. Vl,57, 63-64, 96, 367; Nesai, Ebu Abdurrahman Ahmed b. Suayb b. Ali, Sünenu's-Nesai /-iV. thk. M. Mesud el-Kasım el-Ezberi, Beyrut ty., Tahrim, 20/4077; Kadı !yaz. Sifd-i Şerif, çev. Naim Erdoğan-Hüseyin Erdoğan, Çile Yay., İstanbul 1980, s. 552-553
7 Bkz. Yusuf Özbek, İslam Açısından Sihir, iı Yay., lstanbul 1994, s. 159-182; Ali Osman Ateş,
"lslam'a Göre Büyü ve Hı. Peygamber'e Büyü Yapılmasıyla ilgili iddiaların Değerlendirilmesi", Oryantalistlerin Hz. Peygamber İle İlgili İddialan na Cevaplar, Beyan Yay .• lstanbul 1996, ss. 187-233
8 Bkz. İbn İshak, Muhammed b. Yesar, es-Sireti'n-Nebeviyye /.//, thk. Ahmed Ferid el-Mezidi, 2.
baskı, Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye, Lübnan 2009, s. 479; İbn Hişam, s. 877; İbn Kayyim el-Cevıiyye. Zôdü'l-Me'iid Rahmet Peygamberi ve Devleti 1-Vl, çev. Muzaffer Can, Can taş Yay .. lstanbul 1990, s. 111,1285-1286, IV,1740· 1742, V,2070; Muhammed b. Salih ed-Dımaşlô, Peygamber (s) Külliyatı J-Xlll, ed. Yusuf Özbek, 2. Baskı, Ocak Yay., İstanbul 2006, s. V,175-177. Ayrıca bkz. AbmetAlmaz. Hz. Muhammed Nasıl Zehirlendi? İşlam Peygamberi Öldürüldü mü?, Nokta Yay., lstanbul 2007
9 Örnek olarak bkz. Mehmet Azjmli, "Allah'ın Hz. Peygamberi Suikastlerden Koruması
Çerçevesinde Siyerdeki Bazı Olayların Tahlilleri", lslômf Araştırma/ar, 2007, cilt: XX. sayı: 1, ss. 31-37
İSLAM VE YORUM 301
muhataplarını bağışlamasıyla bitmektedir. Çünkü bu durum, onun
peygamberliğinin bir delilidir ve bu, başarıyla biten bir sınamadır.
2. Surelerin Nüzul Sebebi
Konumuzun çerçevesi Felak ve Nas Sureleri ile bu surelerin iniş tarihi ve
sebebidir. Klasik sıralamada 20 ve 21. sıraya yerleştirilen bu iki surenin peş peşe
indiği ifade edilmektedir. Bunun bir istisnası, nüzul hususunda fazlaca emeği
olan ve önemli bir eser yazan Bazergan'm, ikisinin arasında bir yıllık süre
koymasıdır ki bu, makul görülebilir. O, Nas Suresini ikinci yıl ve 19. sıraya 19.
necm olarak, Felak Suresini ise üçüncü yıl ve 40. sıraya 49. necm olarak
yerleştirmektedir.ıo Ama bu iki surenin peş peşe inmesinin ya da aralarında bir
yıllık sürenin bulunmuş olmasının, surelerin mesajı açısından problem teşkil
etmediğini düşünmekteyim. Çünkü buradaki temel sorun, surelerin tam nüzul
tarihi ve sırası değil, Meklô veya Medeni olmalarındadır. 11
Müfessirlerin büyük çoğunluğu, bu iki surenin Mekkl ve Medeni olduğunu
ihtilaflı görürken bazıları Medeni olduğu tercihi yapmaktadırlar.12 Fakat onların
surelerin iniş yerini ihtilaflı görmeleri, kanaatimce, Medeni olduğuna dair
serdedilen rivayetleri makbul görmemelerinden dolayıdır. Çünkü büyü ' rivayetine yer vermemeleri ve Mekkl olduğunu kabul edenlerle13 aynı kanaatleri
1v Bkz. Mehdi Bazergan, Kuran'ın Nüzul Süreci, çev. Yasin Demirkıran-Muhammed Feyzullah, Fecr
Yay., Ankara 1998, s. 104-113. Değişiklikler için ayrıca bkz. Mehdi Bazergan, Adım Adım Vahiy, çev. Yasin Demirk1ran, Fecr Yay., Ankara 1999
11 lslamoğlu, surelerin nüzul tarihini bi'setin üçüncü yılı olarak kabul eder. Bkz. Mustafa İslamoğlu,
Hayat Kitabi Kur'an, Gerekçeli Meal~Tefsir, Düşün Yay., lstanbul 2008, s. 1277-1281. Mevdudi, Derveze, Namlı ve Okuyan da, ilk dönem Mekkilerden sayar. Bkz. Mevdudi, s. Vll,314; Derveze, l,213; Tuncer Namlı Kur'an Aydınlığı Kronolojik Kur'an Meali, 2. baskı Fecr Yay., Ankara 2016, s. 55-58; Mehmet Okuyan, Kısa Surelerin Tefsiri 1-/V, 5. baskı, Düşün Yay., lstanbul 2012, s.1,548
12 Bkz. Sa'lebi, s. Vl,600-601, 604; İbn Atıyye el-Endelüsi, EbO Muhammed Abdülhak b. Galib, e/
Muharrerü'l-Veciz fi Tefsiri'l-Kitıibi'l-Aziz 1-V, Darü't-Tevkifiyye Litturas, Kahire 2001, s. V,639-640; Maverdi, Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Habib, en-Nü ket ve'/- 'Uyan Tefsiru'l-Maverdi 1-VI, thk es-Seyyid b. Abdülmaksud b. Abdürrahim, 2. baskı, Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut 1428/2007, s. VJ,376; Razi, s. XXIIl,579, 591; A!Osi, s. XXX,357; Tabersi, Eb(i Ali Fazı b. Hasan b. Faz!, Mecmaü'l-Beyıinjf Tefsiri'l-Kur'ıin 1-X. Darü'l-Kütübi'l-llmiyye, Beyrut 1418/1998, s. X,392: 393; Kuıtubi, XIX,467; Beydavi, s. 111,759; Vehbe Zuhayli, Tefsinı'l-Munir fi'l-Akide ve'ş-Şeria ve'/Menhec 1-XXX, Darü'l-Fikri'l-Muasır/Beyrut-Darü'l-Fikr/Dımaşk 1991/1411, s. XXX,469; Hasan Basri Çantay, Kur'ıin-ı Hakim ve Meıil-i Kerim/-///, nşr. Mürşid Çan tay, lstanbul 1981, s . 111,1235; Elmalı, s. X,127-132;·Ateş, s. 11,151; Ömer Nasuhi Bilmen, Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri 1-Vlll, Bilmen Yay., İstanbul 1966, s. Vlll, 4118-4119; Çetiner, s. 982
13 Blcz. Abduh-Reşid Rıza, XIV,487; Kiisımi, Muhammed Cemaleddin, Tefsirü'/-Kıisımr el-Müsemma
Mehasinü't-Te'vil 1-XVll, tsh. M. Fuad Abdülbalô, 2. baskı, Darü'l-Fikr, Beyrut 1978, s. XVJl,6304, 6310; İbn Aşur, Muhammed et-Tahir, Tefs/rü't-Tahrir ve't-Tenvlr 1-XXX, Müessesetü't-Tarih, Beyrut 1421/2000, s. XXX,546, 553; Mevdudi, s. Vll,313-314; Elmalı, s. X,131; Ateş, s. Xl,187; Derveze, s.1,211, 213; Seyyid Kutub, s. XVl,446; M. Zeki Duman, Beyanu'l-Hak (Kur'an-ı Kerim'in NüzOI Sırasına Göre Tefsiri) l-11/, 2. baskı, Fecr Yay., Ankara 2008, s. 1,157; Karaman, s. V,718, 723; Cabiri, s. 1,85; Hasan Elik-Muhammed Coşkun, Tevhit Mesajı, Özlü Kur'an Tefsiri, Hasan Elik, M.Ü. ilahiyat Fakültesi Vakfı Yay., İstanbul 2015, s. 1478, 1480. Vehbe Zuhayli, surenin sebebi
302 İSLAM VE YORUM
paylaşmaları da bunun bir göstergesi olmalıdır. Mesela Ebu's-Suud Efendi'nin,
surelerin indiği yerin ihtilaflı olmasıyla söze başlayıpı4 ilerleyen sayfalarda
surelerin Resululfah'a büyü yapılması üzerine indiğini söylemesinin, açık bir . çelişkiye ilaveten, yukaridaki iddiamın örneği olarak kabul· edilebileceğini
düşünmekteyim. Yine Taberi'nin de surelerin Mekki olduğunu tespit edip, diğer
hiçbir hususa temas etmeyerek sadece kavramsal açıldamalara yer vermesinin de sihirle ilgili rivayetleri kabul etmediğine delil olabileceği düşünmekteyim.ıs
Ya da Mukatil b. Süleyman'da olduğu gibi,ı6 surenin Mekkl olduğuna temas
ederek, Lebid b. A'sam kıssasını sebebi nüzul olarak görmeyip, sadece Resulullah'ın sureyi okuyarak tedavi olması için emrolunduğunu söyleyenler olmaktadır.
Tefsirlerde dikkatimizi çeken önemli bir husus da, müfessirlerin, ayetleri
yorumlarken bazen, "Araplarda şöyle bir gelenek vardır" diyerek Arapların geleneğine vurgu yapmalarıdır. Onlar, bu gelenekleri gündeme getirip Arapların
dini yapısından/sosyal arka planından söz ederken aslında Kur'an'ı Kerim'in
onlara atıf yaptığını yani göstergesinin tarihte olduğunu da belirtirler. Bu
bağlamda, surelerinin nüzulünün büyüyle irtibatlandırılmasını kabul eden bir müfessirin, büyü geleneğinin Mekke'de de olduğuna vurgu yapmamasını ve
ayetin Mekki olduğunu söylememesinin bir çelişki olduğunu düşünmekteyim.
Buna rağmen müfessirler neden bu surelerin nüzul tarihlerini ta_Medine~nin
yedinci yılına, yani Hz. Peygamber'in vefatından birkaç yıl önceye
götürmektedirler? Bu durumun, müfessirlerin bir bakıma Mekkl-Medeni
surelerin özellikleri olarak sıraladıkları kuralları bile çiğnemelerine sebep olduğunu ve Kur'an-ı Kerim'in anlaşılmasıyla ilgili koydukları kuralların,
rivayetlere feda edilmesi olduğunu düşünmekteyim.
Yine bununla ilgili karşımıza çıkan problemlerden biri de, müfessirlerin
bazı ayetlerin yorumları hususunda ya da sebeb-i nüzule ilişkin bazı bilgileri
nüzulü olarak sihir rivayetine yer vennekle beraber, Felak suresinin Mekld, Nas suresinin ise, Medeni olduğunu kaydeder. Ancak burada bir yazım hatası olduğunu düşünmekteyim, çünkü Felak suresinin başında her ikisinin de beraber nazil olduğundan bahsetmesi ve aralanndaki ilişkiyi göstennesi, bunların aynı yerde nazil olduğuna da delildir. Onun, surelerin Mekld ve Medeniliğinde ihtilaf bulunduğunu ve fakat çoğunluğun Mekld olduğunu söylemesi, surelerin Mekki olduğunu düşündüğü kanaatini vermektedir. Nitekim mütercimler de muhtemelen bunu fark ederek her iki surenin de başındaki •Mekkiyyetun, ve hiye hamsu ayat'' ile "Medeniyyetun, ve hiye sittu ayat" ibarelerini çevirmemişlerdir. Ancak sebebi nüıulle ilgili kayıt, müeHifin Medeni olduğunu kabul ettiği yönünde anlaşılmalıdır. Bkz. Vehbe Zuhayü, Tefsirü'l-Münir l-XV, çev. Hamdi Arslan vdd., Bilimevi Yay., İstanbul 2003, s. XV,676-686
14 Bkz. Ebu's-Suud, s. V,592-594 (Türkçe çev.: s. XIJ,5875-5877)
15 Bkz. Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir, Cômi'u'l-Beyôn 'an Te'vili'l-Kur'ôn l-X, thk. A
Abdurrazık el-Bekri vdd., Daru's-S~lam, Kahire 1425/2005, s. X,8837-8845 16 Bkz.- Mukatil b. Süleyman b. Beşir, Tefsiru Mukdtil b. Süleyman 1-V. thk. A Mahmud Şehhate,
Müessesetü't-Tarihi'l-'Arabi, Beyrut1423/2002, s. JV,923-925
İSLAM VE YORUM 303
telif ve tevil ederken, bazen bir ayetin "iki sefer", bazen "üç sefer" indirildiğini
ve bazen de "bir sebebi nüzulü, birden fazla ayetle irtibatlandırma"larıdır.17
Kanaatimce bunun sebebi de, gelen rivayet malzemesinin yönlendirmesidir.
Yani rivayette "falanca ayetin sebebi nüzulü budur" denmesi ve bir başka yerde
de, aynı sebebi nüzulün diğer bir ayet hal<landa zikredilmesidir. Bu durumun, aynı zamanda rivayetlerin tetkik edilmesinden çok, bu rivayetlerin geçtiği
yerlerin bilhassa önemli ve sahih eserler olmasından kaynaklandığını da
düşünmekteyim.
İşte tam bu bağlamda yani bu surelerin Medeni olmasıyla ilgili iddiaların tamamının, Hz. Peygamber'e yapılan büyünün sebeb-i nüzul olarak
görülmesinden kaynaklandığını görmekteyiz. Ona büyü yapılması, rivayete göre
Hudeybiye Antlaşmasından sonra hicretin yedinci yılında müşriklerin
müracaatı üzerine Yahudiler tarafından yapılmıştır. Müşrikler Yahudilere, "Biz
Muhammed'le bir türlü baş edemedik, onu alt edemedik, içinizde iyi ve güçlü
büyücüler var, bir şey yapın da ondan kurtulalım" diye müracaat etmişler ve
onlar da bu işi Lebid b. A'sam veya kızlarına yaptırmışlardır. Böylece yapılan büyü üzerine Allah Resulü okuyup şifa bulsun diye Felak ve Nas Sureleri, hicri 7.
yılda nazil olmuş, Allah Resulü de bu sureleri okuyarak kendisine yapılan
sihirden şifa bulmuştur. 18 Bu rivayetten anlaşıldığına göre, müşrikler en a~ 10
sene Mekl<e ve 7 sene de Medine olmak üzere toplam 17-20 yıl beklemişler, bu
kadar sene sonra Hz. Peygamber'in işini bitirmek için büyüye başvurmuşlar ve, "Biz Muhammed'le, bu zamana kadar baş edemedik, gelin onu ortadan
17 B~ Muhsin Demirci, "Nas-Olgu ilişkisi Açısından Mükerrer Nüzul", Marmara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001, sayı: 20, ss. 5-21; Abdullah Aygün, "Tefsir Tarihi Açısından Mükerrer Nüzul Görüşünün Tenkidi", Usal: lslam Araştırma/an, 2014, sayı: 21, ss. 39-66; Ömer Faruk Yıldınm, #Teyemmüm Kıssasının Talihi ve Ayetinin Sebeb-i Nüzulü Üzerine -Hz. Aişe'nin Gerdanlığını Düşürmesinin Mükerrerliği Bağlamı.nda", Hadis Tetkikleri Dergisi, 2010, cilt: Vlll, sayı: 2, ss. 107-127
18 Bkz. Buhaıi, Sahfh, Tıb, 47, 49, 50; Bed'u'l·halk, 11; Cizye, 14; Edeb, 56; Müslim, Sahfh, Sela'!l,
43; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 57, 63-64, 96, 367; Nesai, Sünen, Tahrim, 20/4077; Kadı lyaz, Sifa-i Şerif. çev. Naim Erdoğaİı-Hüseyin Erdoğan, Çile Yay., lstanbul 1980, s. 552-553; M. Asım Köksal, İslam Tarihi 1-IXVT/f, Şamil Yay., lstanbul 1981, s. XIY,111-112; Karagöz, s. 248-257. Hadislerin tarbşma, tenkit ve değerlendirmesi için bkz. Ali Osman Ateş, Kur'an ve Hadislere Göre Cinlerve Büyü, Beyan Yay., İstanbul 2003, s. 247-248; Ali Osman Ateş, "İslam'a Göre Büyü ve Hz. Peygaınber'e Büyü Yapılmasıyla ilgili iddiaların Değerlendirilmesi", Oryantalistlerin Hz. Peygamber ile ilgili lddialanna Cevaplar, Beyan Yay., lstanbul 1996, ss. 187-233 bilhassa 204-233; Enbiya Yıldınm, "Resıilullah'a Sihir Yapılması", Hadis Problemleri, 2. basla, Rağbet Yayınlan istanbul 2001, ss. 249-268; Ahınet Baydar, Kur'an Açısından Korku ve Büyü, Beyan Yay., lstanbul 1999, s.111-124; Muhammed Ebu Şehbe, Sünnet müdafaası 1-11, çev. Mehmet Görmez-M. Emin Özafşar, Rehber Yay.; Ankara 1990, ss. 1,372-379; lbn Kuteybe, Hadis Müdafası, çev. M. Hayri Kırbaşoğlu, 3. basla, Kayıhan Yay., 1998, ss. 283-296; Ali Çelik, lslam'ın Kabul veya Reddettiği Halk İnanç/an, Beyan Yay., İstanbul 1995, ss. 198-211;; Mevdudi, s. Vll,319-323; Ateş, Xl,191-196
304 İSLAM VE YORUM
kaldıralım" veya "kaldırma hususunda bize yardımcı olun" demişlerdir. Bu
rivayet ne kadar tutarlı ve sahih olabilir?
Yine bu bağla.mda tefsirlerimizde; Bakara Suresi 104. ayeti de gündeme
getirilerek, büyü nedir, caiz midir, çeşitleri nelerdir, nasıl tesir eder, özellikleri
nedir vb. hususlarda birçok bilginin yer aldığmı görüyoruz. Hatta öyle ki, nasıl tecrübe edilmişse, büyünün en ağır ve en zor olan türünün, güya Hz.
Peygamber'e arız olan biçimi olduğuna dair ifadeler bile yer almaktadır.
Devamında ise; Hz. Peygamber'e yapılan büyünün mahiyetinden bahsederek, bu büyünün Resulullah'ın bedenine zarar verdiğini, bu zararın taşın, kılıcın,
mızrağın verdiği zarar gibi olduğunu ve onun ölüm gibi bundan da masun
olmadığını ifade ederler. Halbuki rivayetlerde görüleceği gibi, bu büyü, onun,
yapmadığını yapmış gibi hissetmesine sebebiyet vermektedir ki, bunun da
bedenen olmayıp ruhen/aklen olduğu açıktır. Hz. Peygamber'e "şehitlik" rütbesini vermek için, onun zehirlendiği esnada aldığı zehrin tesirinin yıllar
sonra açığa çıktığını söyleme hususunda yapıldığı gibi, bu rivayetin de, Hz.
Peygamber'e yapılan büyünün, onu çok fazla ıstıraba sevk ettiğini ifade etmek için yapılmış duygusal/ideolojik bir uydurma olduğunu düşünmekteyim.19
Yukarıda bahsettiğim 280 sayfalık basılı tezin, 211 sayfasının büyü ve
büyünün özellikleri, dinlerde/mitolojilerde büyü, toplumlarda büyü ve
sosyolojik/antropolojik olarak büyünün mahiyeti ile alakalı olması da,
Resulullah için yapılanın bir göstergesi olmalıdır. Tıpkı tefsirlerde olduğu gibi. Tefsirlerde de büyüye sayfalarca yer verilerek büyünün varlığı ve tesirlerinden
bahsedilmektedir. Ancak peygamberlere büyü yapılması isnadı ve onların büyü
yapmaları çok daha az tartışılmıştır. Yani büyü hakkında çok şey söylemekle,
Resulullah'a büyü yapılabileceğini söylemenin aynı anlamda olmadığı/ olamayacağı unutulmamalıdır.
3. Surelerin Mekki veya Medeni Oluşu
Müfessirlerin bir kısmı tarafından surelerin Meldô olduğu kabul edilse bile, Medine'de yeniden nazil olduğu, 'aslında sure Mekki olmakla beraber,
Medine'de Hz. Peygamber'e yapılan büyü üzerine şifa bulması için okuması
emredildiği' şeklindeki garip rivayetleri göz önüne alarak, tercihim, surenin
Me~ olduğu, hem de ilk dönem Mekki, yani çok erken indiği yönünde olacaktır. Bazı müfessirler, Mekki olduğuna dair iddiada bulunurken "İlk Dönem Mekkl"
sözünü söylemektedirler. hk dönem Meldô olmasının anlamı açık olsa da, biz Mekke dönemini şöyle ayırıyoruz:
19 Bkz. lbn Kayyim el·Cevziyye, s. IV,1740-1745; Salih ed-Dımaşlô, s. 111,545-550, X,78-79, Xll,195-
196
İSLAM VE YORUM 305
-Birinci Aşama: Ferdi/gizli davet (1-3 yıl).
-İkinci Aşama: Putlara saldırı, Kureyş'le çatışma ve baskının başlama süreci
(bu dördüncü yılla başlayan süre toplu/aşikar davet dediğimiz tebliğ aşaması)
(Bezargan'ın Necm suresini ikinci yıl saymasına dikkat çekmek istiyorum). ( 4-6. yıl)
-Üçüncü ~şama: Hz. Peygamber'e ve yakınla~ına kuşatma yapılması. (7-10. yıl)
- Dördüncü aşama: Ve artık Hz. Peygamber'in Mekke'de tebliğ yapma
imkanı bulamadığı için Taif'e gitmesi, bundan sonra da kendisini kabilelere arz
ederek gidebileceği bir yer aramasıyla ilgili dönemdeki (10-13. yıl) çabaları
olduğunu söyleyebiliriz.20
Siyer açısından bu sıralamaya baktığımız zaman, gerçekten davetin ilk yıllarında Hz. Peygamber ve müşriklerin arasında, Hz. Peygamber'e duydukları
sevgiden ve saygıdan dolayı, bir problem yaşanmamış, iplerin henüz kopmamış
olduğunu görürüz. Çünkü Hz. Peygamber gerçekten çok iyi bir insandı ve
eskiden beri Mekkelilerin takdirini kazanmıştı. Müşrikler Hz. Peygamber'i
seviyorlar ve risaletinin ilk zamanlarında, "Yazık, tüh! Muhammed
büyülendi/delirdi. Cinler ona musallat oldu, kendini peygamber sanıyor. .... " diyerek Hz. Peygamber'e karşı biraz acıma hissederken biraz da alaycı bir
yaklaşım sergiliyorlardı. Ama ne zaman ki Hz. Peygamber, Kureyşlilerin
putlarını ve dini geleneklerini eleştirmeye başladı, işte o zamandan sonra onların da Hz. Peygamber'e karşı tehditleri başladı. Onlar, bu yeni dinin
atalarınd<l? gelenlere aykırı olduğunu idrak ettiklerinde, Resulullah'ı dışlamaya
ve onun davetine karşı çıkmaya başlamışlardır.21
Diğer taraftan müşrikler, Hz. Peygamberin etrafındaki insanların zamanla çoğaldığını görseler de, başlangıçta üç beş insana sessiz kalarak, onları cahil
cühela, çoluk-çocuk, duygusal kadın vs. olarak nitelendirmişler ve durumu
önemsememişlerdir. Ama zamanla durumun hiç de öyle olmadığını idrak
etmişler ve Hz. Peygamber'e sarılanın onun yanından hiç ayrılmadığını ve her
geçen gün de ~u sayının arttığını görünce, meseleyi çok daha ciddiye alrria ihtiyacı duymuşlardır. Ve bunun peşine de zaten Kureyş'i tehdit eden, onların
cehennemlik olduğunu söyleyen, atalarını yeren, dini geleneklerini aşağılayan
ve küçümsemeyen ayetler gelmeye başlayınca, tabii olarak onlar da Hz.
Peygamber'e karşı tedbire ve tehditlere başvurmuşlardır.
20 Bkz. Muhammed Abid Cabir!, Kur'an'a Giriş, çev. Muhammed Coşkun, İlimyurdu Yay., İstanbul
2010, s. 367-380
21 Bk:z. İbn İshak, s. 234-247
30 6 İSLAM VE YORUM
İlk başta müşriklerin, putlara değil kendilerini yaratan ve onlara sonsuz
nimetler bahşeden Allah'a karşı borçlu olduklarını ve ona şükran duygularını ifade etmelerini emreden ayetlerin geldiğini, daha sonra hesaba çekme ve
ahirete vurgu yapan ayetlerin geldiğini, daha sonraları da doğrudan putlar ve kafirlere yön.elen, onları aşağılayan ve tehdit eden ayetlerin kronolojik olarak
geldiğini söylememiz bu bağlamda mümkündür. Bunun sonucunda ise; çatışma
ve tehdit başlayacaktır.22
Felak ve Nas Surelerinin nüzul dönemini tespiti için başvuracağımız
yöntemlerden biri de şüphesiz Kur'an-ı Kerim'in nüzul süreciyle ilgili oluşturulan Mekki-Medenl surelerin özellikleridir. Buna göre Mekki surelerin
özellikleri:
ı. Bu sureler kısadır.
2. Kafiyeleri, secileri ve tekrarları vardır.
3. "Kella" lafzının geçtiği. ayetlerdir.
4. Secde ayetlerinin geçtiği sureler/ayetlerdir.
5. "Hurufu m.ukatta'a"nın yer aldığı surelerdir.
6. Yemin üslubu olan surelerdir.
7. "Ya betıi adem" ya da "ya eyyühennas" ifadelerinin geçtiği surelerdir.
8. İcaz gücü son derece yüksek olan ve kısa kısa ayetler /surelerdir.
Felak-Nas Surelerinin taşıdığı özellikler tam da Mekki surelerin özellikleridir. Felak ve Nas Sureleri tam bu bağlama oturan, yukarıdaki
maddelerin uygun özelliklerinin tamamını içeren sureler olmasına rağmen, sırf
rivayetlerden dolayı ve Hz. Peygamber'e yapılan büyünün şöhretinden dolayı
nüzul tarihi Medine'nin ta yedinci yılına taşınmıştır. Ul_emanın bu türden ilke koymalarına ve bu surelerin Mekki kabul edilmesi her yönden daha makul
olmasına rağmen, sırf rivayetlere bağlılık nedeniyle bu surelerin Medeni kabul
edilmesini anlamak gerçekten zor görünmektedir.
Diğer açıdan Mekki surelere muhteva özellikleri itibariyle de bakacak
olursak;
1. Temel inanç meseleleri
2 .. Müşriklere hitaplar
3. Müşriklerin olumsuz davranışlarının gündeme getirilmesi
22 Bkz. Mustafa Ünver, Teftir Usulünde Mekki-Medeni ilmi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bil.
Enst, (Yayımlanmamış Doktora Tezi) Samsun 1998, s. 283-288 Aynca bkz. Mesut Okumuş, "Mekki Süre ve Ayetlerde Hz. Peygamber'e Yönelik Hitaplar", Kur'an Nüzulünün Mekke Dönemi Sempozyumu 29 Haziran-01 Temmuz 2012 Çorum, 2013, ss. 309-327; Mevdudi, s. Vll,314-315
İSLAM VE YORUM 307
4. Ahlaki hususlar
5. Bazı ibadetler
6. Sabır ve direnme vurgusu
7. Genel temel teşriler (mes.ela ak}Jn, neslin, nefsin, malın ve. dinin
korunmasıyla ilgili)
8. Peygamber kıssaları
9. Adem-İblis kıssaları
10. Cinleri bahis alan ayetler .... içerdiğini görmekteyiz.23
Müfessirlerimizin bir kısmı bu surelerin Mekke döneminde nazil olduğunu söylemiş olmalarına24 ve bu iki surenin Mekki konuları içerdiğini görmelerine
rağmen, çoğunun ısrarla bunları Medeni saydıklarını görmekteyiz.25
Derveze, Mekke'de nazil olan surelerden seçili, vezinli ve kafiyeli 65 tanesinin -ki bu 65 surenin 45 tanesi kısa surelerdir- özelliğini sayar ve bu
surelerin içerisine Felak ve Nas Surelerini de sokar. Kanaatimce bu durum,
Derveze'nin ilkesi itibariyle de son derece tutarlıdır ve o, zaten bu sureleri ilk
dönem Mekki surelerden saymaktadır. O, bu 65 suredeki konu birliğinin açık ve ortada olduğuna temas eder. Ona göre bu surelerin her biri bir kerede inmiş ve
bağımsız bir sure kişiliği kazanmıştır. Bunların içerisinde bazı istisnalar olması
önemli değildir ve işin özü mahiyetiyle de çelişmemektedir. Derveze, Mekkl
surelerin diğer başka özelliklerinden de bahsetmektedir.26
4. Büyü-Mekkeli İlişkisi
Medeni sayma gerekçesi olarak kabul edilen büyü/büyü yapma olayı
açısından da sureleri incelemek istiyorum. Buna göre, surelerin yapısına ve sırf
nelerden bahsettiğine baktığımızda, gerçekten büyüye temas edip etmediğini
görebileceğimiz kanaatindeyim. Bu sureler, aslında insanlara fayda ve zarar vermesi muhtemel olan; güçlünün, yetenekleri olanın, hasetçinin mal, insan ya
da çocuğa olan etkisi hususunda indirilmiş sureler değillerdir. Bu sureler, ne
hasetçinin özelliğinden ve yapısından ne de cinlerin nasıl güç sahibi olduklarından bahsetmemektedir. Aslında burada bahsedilen husus, doğrudan
doğruya böylesine bir inanca sahip olan bir toplumun, bu inancını bırakarak her
:?J Bkz. Ünver, s. 304-320; C3biri, s. 355; Mesut Okumuş, "Kur'an'ın Tedrici Nüziil Süreci
Bağlamında Mekki ve Medeni Ayetler Üzerine", Eski Yeni: Anadolu ilahiyat Akademisi Araştırma Dergisi, 2013, sayı: 27,ss. 7-21, s.14-16
24 Bkz. Maturidi, s. 103; Duma.Il, s. 1,157, 161
25 Bkz. Cabiri, s. 354
:u; Bkz. Muhammed izzet Derveze, Kur'ôn'a Göre Hz. Muhammed, çev. Mehmet Yolcu, 2. baslo, Yann
Yay., lstanbul 2016, s. 539-543, 719
308 İSLAM VE YORUM
türlü gücün ve kudretin Allah'a ajt olduğunun, asıl sığınılması gereken varlığın
Allah olduğunun gündeme getirilmesidir. Bunlardan bahsedilmesi son derece normaldir, çünkü Arapların yapısında büyüye ve büyücüye inanma, onların
büyülerini düğümlerle yaptıklarına ve bunların da insanlara etkide
bulunduklarına inanma vardır,27 dolayısıyla Kur'an da tabii olarak buna atıf
yapmaktadır. "Mekke'de yaşanan karanlık ve iç karartan şartların ardından aydınlık bir sabahın geleceği bu şekilde müjdelenmekte ve Müslümanların
bozuk moralleri böylece düzeltilmek istenmektedir. Sabahın müjdelenmesi,
yarınların daha güzel ve rahat olmasının haber verilmesi, surenin iniş yerinin
Mekke olduğunun da delilidir."28 Kaldı ki, İbn Kayyim el-Cevziyye'nin, büyünün zayıf ve ilahi te'yidden nasipsiz, nefsani arzularına düşkün, din, tevekkül, tevhid
ve dua gibi yüce değerlerden mahrum olan kişiler üzerinde etkili olduğuna dair
vurgusu da,29 büyünün hiçbir türlü Peygamberleri etkileyemeyeceği anlamında
anlaşılmalıdır.
Kur'an müminleri büyücüden ve bütün şerlerden Allah'a sığınmaya
çağırırken, tam tersine Felak suresinin Hz. Peygamber'e yapılan büyü ile irtibatlandırılması, Allah'a sığınmayı bırakıp büyücüye sığınmaya yönelmek
anlamına gelmektedir. Bunun tek sebebinin büyüye inanılması ve büyünün
zarar vereceğinin kabul edilmesidir. Büyücünün gücünün, onun bize zarar
vereceğine inanmamızdan geldiği açıktır.
İslam alimleri genelde, büyünün varlığını, alametleri olduğunu ve her
yönden kabul edilebilir mahiyette bulunduğunu düşünmektedirler. Bunun
aklen olduğu gibi naklen de mümkün ve doğru olduğunu kabul ederek, iddia larını ayet ve hadislerle de desteklemektedirler.30 Bunun en önemli delili
Bakara suresinin 102. ayetidir. Bu ayetle ilgili müfessirlerirnizin kanaatleri,
27 Bkz. Derveze, Kur'ôn'a Göre Hı. Muhammed, s. 318 vd.; Derveze, s. 1,213-222; Cevad Ali, el·
Mufassal fi Tarfhi'l-Arab Kable'l·İslôm 1-X, 2. basla, Bağdad 1993, s. Vl,739-745; Korkut Dindi, "İslam Öncesi Araplannın Düşünce Dünyasında Cin ve Şeytanın Yeri", Cahiliye Arap/annın Uluhiyet Anlayışı, ed. M. Mahfuz Söylemez, Ankara Okulu Yay., Ankara 2015, ss. 79-96; Ateş, s. Xl,191
28 Bkz. Okuyan, s. 1,550
29 Bkz.'lbn Kayyim el-Cevziyye, s. IV,1746-1747
30 Tefsirlerde sihir haklanda bkz. Razi, Ill, 255-293; lbn Kesir. Hadislerle Kur'an-ı Kerim Tefsiri 1-
XVI, çev. Bekir Karlığa-Bedreddin Çetiner, Çağn Yay., 1983-1988, s. U,444-480; Elmalılı, s. 1,366-373, X,132-141; Hayati Aydın, "İslam inançları Açısından Mucize, Keramet, Sihir ve lstidrac Kavramlan Üzerine Bir inceleme", Sakarya Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 2015, cilt: XVII, sayı: 32, ss. 105-137, s. 124-133. Aynca bkz. Özbek, s. 11-252; ilyas Çelebi, *Geçmişten Devralınan Kültürel Miras: Sihir Problemi", Din Eğitimi Araştırma/an Dergisi, 2002, sayı: 9, ss. 199-254, s. 229-234; Adil Bebek, "Ana Kaynaklara Göre Sihir'', Kur'an Mesajı: İlmi Araştırmalar Dergisi, 1998, cilt: l, sayı: 9, s. 61 ·65; Baydar, s. 79-109
İSLAM VE YORUM 309
araştırmacılar tarafından ele alınarak ciddi biçimde tarttşılmıştır.31 Bu hususta
yazılanlara göre, aslında bu ayet, büyüye delil değil, bilhassa büyünün reddine
delil olarak indirilmiştir.
Bu bağlamda ayetin çevirisine bakmakta fayda görmekteyim:
"Süleyman'ın hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tiynetli
insanların) l}Ydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü
yaparak) küfre girmedi. Fakat şeytanlar, insanlara sihri ve (özellikle de) Babil'deki Harut ve Marut adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek suretiyle
küfre girdiler. Halbuki o iki melek, "Biz ancak imtihan için gönderilmiş birer
meleğiz. (Sihri caiz görüp de) sakın küfre girme" demedikçe, kimseye (sihir)
öğretmiyorlardı. Böylece (insanlar) onlardan kişi ile karısını birbirinden
ayıracakları sihri öğreniyorlardı. Halbuki onlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle hiç kimseye zarar veremezlerdi. (Onlar böyle yaparak) kendilerine zarar veren,
fayda getirmeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onu satın alanın ahirette bir
nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür!
Keşke bilselerdi!" (Diyanet Meali)
"Şeytanların; Süleyman'ın mülk (-ü saltanat ve nübüwet)i aleyhine
uydurup ta'kib ettikleri şeylere (yalanlara) uydular. Halbuki Süleyman asla· kafir
olmadı. Fakat o şeytanlar kafirdiler ki insanlara sihri (büyücülüğü) ve Babil' deki
iki meleğe, Harur ve Marut'a indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki onlar (o iki
melek): "Biz ancak fitneyiz (imtihan için gönderilmişizdir). "sakın (sihir, büyü
yapıp da) kafir olma" demedikçe hiçbir kimseye (sihir) öğretmezlerdi. İşte
onlardan (o iki melekten) koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki (sihirbazlar) Allah'ın izni olmadıkça onunla hiçbir kimseye zarar verici
değillerdir. Onlar ise kendilerini zarara sokacak, onlara füide vermeyecek
şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onlar muhakkak biliyorlardı ki onu (sihri)
satın alan (ona revac veren) kimsenin ahiretten hiçbir nasibi yoktıır. Onların kendilerini cidden ne kötü şey mukabilinde sattıklarını bilmiş olsalardı." (H. B.
Çantay Meali)
Ayetin doğru çevirisinin şöyle olması gerekir: "Süleyman'ın hükümdarlı'ğı
hakkında şeytanların/Yahudiler'in sö'ylediklerine uydular. Oysa Süleyman kafir
olmadı ama insanlara sihri öW:eten şeytanlar /Yahudiler kafir olmuşlardır.
J ı Bkz. Harut ve Maruthaklonda bkz. Razi, lll, 281-289; İbn Kesir, Hadislerle Kur'an-ı Kerim Tefsiri,
s. 449-460; Ahmet Bedir-Hasan Hüseyin Tunçbilek, "Harut ve Marut İki Melek mi?", Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültçsi Dergisi, 2002, cilt: 10, sayı: 4, ss. 1-28; Emrullah Fatiş, "Meleklerin Masumiyeti Bağlamında Harut ve Marut Problemi", Bilimname: Düşünce Platformu, 2013/1, sayı: 24, ss. 135-152; Ali Parlak, "Esbab-ı Nuzaı Bağlamında Harut ve Marut Kıssasının Mahiyeti Analizi", Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014, cilt: LV, sayı: 1, ss. 1-15; Ekrem Sarıkçıoğlu, "Babil'de Harut ve Marut'un Melekliği Meselesi", Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014/2, sayı: 33, ss. 141-146
310 İSLAM VE YORUM
Babil'de, melek Harut ve Marut'a bir şey indirilmemişti ki ikisi, 'Biz sadece
imtihan ediyoruz, salon inkar etme' desinler ve karı ile kocanın arasını ayıran şeyi insanlar onlardan öğrensinler. Zaten Allah'ın izni olmadıkça onlar kimseye
zarar veremezler. (Yahudiler) kendilerine zarar verecek, faydalı olmayacak
şeyler öğreniyorlardı. And olsun ki, onu satın alanın ahirette bir nasibinin olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları/mahvettikleri şeyin ne kötü olduğunu keşke bilselerdi!"32
Diğer bir çeviri de şöyledir:
"Tuttular Süleyman'ın hükümranlığı (hükümranlığı zamanı/hilafeti
zamanı/tahtı) hakkında, şeytanların uydurdukları sözlerin (sihrin) peşine
düştüler. Halbuki Süleyman küfre girmemişti, (iddia ettikleri gibi Cebrail ve Mikail/diğer meleklerden) iki meleğe (sihir adına) bir şey de inmemişti. Lakin
şeytanlar, Babil'de (Irak Babili) insanlara [insanlardan bedel olarak] Harut ve Marut'a, sihri öğretiyorlardı."33
Bu çeviri ve makaleler, aslında Kur'an'ın sihre onay vermediğinin delili
olarak kabul edilmelidir. Buna göre sihir, Kur'an'la delillendirilemeyeceğine
göre, ya gelenekten ya da rivayetlerden delil bulmak ve anlamlandırmayı buna bağlı olarak yapmak mümkün olmuştur.34
Tartışma
Aslında bu surelerin bilhassa Felak suresinin Medeni kabul edilmesinde
etkili olan, suredeki "neffasati fi'l-ukad" ifadesidir. Bu ifade, müfessirlerin
birçoğunun sureyi Meklô olarak görmelerini engelleyen en önemli cü_mledir.
Hatta Mekki olduğunu söyleyen birçok müfessirin de, anlamlandırma yaparken
bu cümleciği Medenllik ölçüsü olarak takdim ettiklerini görmekteyiz. Halbuki
Felak suresinin büyü olayı ile hiçbir ilgisi yoktur. Büyüyle irtibatlandırılan
ifadelerin, özellikle Mekke'de Müslümanları kandırıp İslam'dan döndürmeye çalışan Mekke müşriklerinin telkinlerine ve fiskoslarına işaret ettiklerini
düşünmemek için hiçbir sebep görmemekteyim. Oradaki bir avuç Müslüman, bir
yandan her biri birer şeytan gibi kendilerini dinlerinden döndürmek için kandırmaya çalışan müşriklerin, bir yandan da cin şeytanlarının kötü vesvese ve
telkinleri ile karşı karşıya idiler. Hiçbiri değilse bile kendilerinin yakınları ve
akrabaları tarafından sayısız vaat ve telkinlere maruz kaldıklarını da
düşünebiliriz. Onun için Nas Suresinde Müslümanlara cin ve insan şeytanlarının
32 Bkz. lbrahim Sarmış, "Bazı Ayetlerin Çevirisi ve Yorumlanması Üzerine", Eski Yeni: Anadolu
flohiyatAkademisi Araştırma Dergisi, 2013, sayı: 26, ss. 201-239, s. 206-207 33 Bkz. Be~ir-Tunçbilek, s. 28
3~ Bkz. Baydar, s. 111-127
İSLAM VE YORUM 311
vesveselerinden Allah'a sığınmaları emredilmektedir. Bu durum, Mekke
şartlarında bir yandan müşrik telkinleri bir yandan da şeytan vesveselerinin
tesiri altında kalan bazı Müslümanların durumlarını yansıtmaktadır ki biz bu durumu yansıtan başka ayetleri de görmekteyiz:
"Nitekim biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar" (En'am, 6/117) ve "Ne zaman şeytandan kötü bir düşünce seni dürtüklerse Allah'a sığın." (A'raf,
7 /200) ayetleri de bu gibi telkinlerden Allah'a sığınmayı emretmektedir.
Araplar karanlıklardan korkar ve cinlerin karanlıkta göründüklerine ve
insanlara saldırdıklarına inanırlardı. Dahası geceleyin bir vadiye indiklerinde, onların gözetim ve himayelerinde olmak için vadinin cin sahiplerine sesli olarak
sığınıp yalvarırlar, bu şekilde kalplerinin sükfınet bulmasını sağlarlardı.
Yanlarında, insanların kendilerinden arzu ve isteklerini gerçekleştirmek için
yardım diledikleri bazı sihirbaz erkek ve kadınlar (bizim cinci hocalar ve medyumlar gibi) olurdu. Bunların yaptıkları, iplere düğüm atmak, düğümlere
üflemek ve tılsımlar okumaktan ibaretti. Araplar bu işin fayda ve zarar
vereceğine inanmaktaydılar.35
Yine hasedin ve hasetçinin gözlerinin tesirine inanıyorlar, birinin çocuğu, bahçesi ya da güzel bir hayvanı olduğunda ve onlara beklenmedik bir
olumsuzluk isabet ettiği zaman, bu olayı nazar veya hasetçinin hasedi ile izah ediyorlardı.
İşte bu tür ayetlerin ve surelerin hedefi, ilahi kudret, onun muhafızlığı,
yegane fayda ve zarar vericinin Allah olduğu, içlerinde herhangi bir korku,
ürperti ya da çalkantı hissettiklerinde Allah'tan başka varlıklara sığınılmaması y~ bunlarda~ yardım dilenmemesi gerektiğinin zihinlere yerleştirilmesidir.
Sureler, Allah'ın korkuyu gidermek, kalbe sükfınet vermek, zararı önlemek
ve fayda veren şeyi sağlamak gibi işlere bizzat kadir olduğunu, sadece O'na
yönelip sığınılması gerektiğini anlatmaktadır. Bu amaç, sadece Allah'a iman ve
O'na boyun eğmek, tapınmak, dua etmek ve beklemek gibi hususlarda Allah' tan başka varlıkları bir kenara atmakla alakalıdır.36
Hatta bu içeriğe Elik-Coşkun mealinin anlamı tam da oturmaktadır:
35 Bkz. Cevad Ali, s. Vl,743-744; Derveze, Kur'ôn'a Göre Hz. Muhammed, s. 318-327; Derveze, s.
1,213; Ateş, s. Xl,194 36 Bkz. Maturidi, s. 103; Abduh-Reşid Rıza, s. X!V,493; Derveze, s. 1,212-217; Mevdudi, s. Vll,314-
315, 329; Vehbe Zuhayli, s. XXX,470, 478; Ateş, s. Xl,195, 203, 207, 211; Duman, s. 1,157-158, 161-162; Kutub, s. XVl,441-442, 451-452; Karaman, s. V,718, 721-722, 723; Elik-Coşkun, s. 1478, 1480; Okuyan, s. 1,547, 554-555, 563
312 İSLAM VE YORUM
Felak, 1-5. Ey elçimiz Muhammed! Manevi baskılarla seni korkutmaya
çalışan, sihir ve benzeri aldatmacalarla tehdit edip davandan vazgeçirmek isteyenlere şunu söyle: "Bu yaptıklarınız bana hiçbir zarar veremez. Zira ben,
bütün mahlilkatın sahibi olan Allah'a yöneliyor, O'na güveniyor ve O'na
sığınıyorum. Zifiri karanlığın ardından sabahın aydınlığına kavuşturan, lütuf ve nimet sahibi Allah, bütün üzüntü ve sıkıntılarımı feraha tebdil etmeye ell:ıette
kadirdir."
Nas, 1-6. Ey elçimiz Muhammed! Cinlerden destek aldıklarını söyleyerek
insanların içlerine şüphe ve korku salmaya çalışan, manevi baskılarla seni yıldırıp davandan vazgeçirmek isteyen şeytan tabiatlı kimselere şunu söyle:
"Allah'ın yardımıyla, sizler bana hiçbir zarar veremezsiniz! Zira insanların
yaratıcısı, onların üzerinde tasarruf sahibi olan kudret ve kulluk edilmeye layık yegane mabut Allah'tır. Ben O'na inanıyor, O'na güveniyorum."
Hz. Peygamber'e yapılan sihrin kabul edilmesinin anlamı, büyünün
varlığının da kabul edilmesi ve hatta Allah Resulü'nün de buna kurban
edilmesidir. Buna göre: Büyü ve nazar peygambere bile tesir etmiştir. Bundan ötesini düşünmek ve hayal etmek bile zordur, büyüden sakınmak gereklidir.
Halbuki bu sureler tam da bu inançları reddetmek için indirilmiştir.3i
Halbuki bu kabul:
1. "Allah seni insanlardan korur" (Maide /67) ayetine terstir.
2. Allah, Resulullah için "büyülenmiş bir adam"3S diyenleri reddederken
nasıl olur da Hz. Peygamber'in büyülendiği kanaati taşınabilir.
3. "Büyünün peygamberin bedenine verdiği zarar; taşın, kılıcın, mızra~ın
verdiği zarar gibidir." denmesini de reddetmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü rivayete göre,39 "yapmadığını yaptı veya yaptığını yapmadı
zannediyordu" şeklindeki kabullerin daha tehlikeli olduğu açıktır. Çünkü bu
duygunun bedeni değil ruhijakli olduğu rahatlıkla anlaşılmaktadır. 40
37 Bk:z. Elik-Coşkun, s. 1479-1481. Ayrıca bk:z. Bebek, s. 64; Baydar, s. 117
38 "Onl.ar seni dinlerlerken hangi maksatla dinlediklerini, kendi aralarında konuşurlarken de o
zali mlerin, "Siz ancak büyülenmiş bir adama (lj_,.;...:.; '%.-_;) uyuyorsunuz" dediklerini çok iyi
biliyoruz." (İsra, 17 /47) "Niin. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin." (Kalem, 68/1) Ayrıca bk:z. Furkan, 25/8; Şuara 26/153, 185
39 Bkz. Aliisl, s. XXX, 362; Kasım!, s. XVII,6307 -639; İbn Aş ur, s. XXX,549-550; Ateş, s. Xl,l 95-196;
~0 Bkz. İshak Özgel, "Bir Üstünlüğün itirafı Anlamında Kur'an'da, Muhalifler Tarafından
Peygamberlerin Sihirbazlıkla İtham Edilmeleri", VJ. Kutlu Doğum Sempozyumu {Tebliğler], 21 Nisan 2003, 2006, ss. 117-132
İSLAM VE YORUM 313
Sonuç
Buraya kadar zikrettiğim iddialara binaen, büyülenme, nazarlanma ve
benzer etkilerin sağlam şekilde temellendirilemediğini, bunun sonucu ve
bunlara bağlı olarak da, Felak ve Nas Surelerine yüklediği~ıiz anlaml~rın ·da
değişmiş olacağını ifade etmek istiyorum. Son dönemkiler hariç, incelediğim çok
sayıdaki tefsirlerin hemen hemen aynı cümle ve.tarzda meseleyi ele aldıklarını,
farklı hiçbir şey söylemediklerini öncelikle vurgulamak istiyorum.
Felak ve Nas Surelerinin Mekkl okunması, yukarıda değindiğim vurguları
gündeme getirmiş, her türlü kötülük karşısında biricik ve yegane güç sahibi olan
Allah'a sığınmayı emir saymıştır. Onların Medeni okunması ise, -tabiri caizse
rukyeci/üfürükçü bir peygamber üretmiştir. Nitekim Allah Resulüne atfedilen
bunlara benzer birçok rivayetin,41 aynı şekilde kabul edilmesinin sebebi de
budur. Nitekim Allah Resulü'nün şifa ·hususunda söylediği iddia edilen ve
din/sünnet olarak kabul edilen rivayetlerin bir kısmının, bugün, doğrudan
doğruya cinci hoca/medyum olarak anılan şahısların iddialarına dayanak teşkil
eden hususlar olduğunu görüyoruz ki, bu da ayrı bir din istismarı ve
şarlatanlığın sebebidir. Ben Resulullah'ı kendi adıma böyle bir durumdan beri
tutmak isterim.
Allahu a'lem bissevab ....
KAYNAKÇA
Ahmed b. Hanbel, Müsned 1-VJ, İstanbul 1982 Almaz, Ahmet, Hz. Muhammed Nasıl Zehirlendi? İslam Pey9amberi Öldürüldü mü?,
Nokta Yay., İstanbul 2007 Alüsl, Şehabeddln Mahmud b. Abdullah, Ruhu'l-Meônf fi Tefsfri'l-Kur'iini'l-Azim ve's
Seb'i'l-Mesônf I-XXX, Darü'l-Fikr, Beyrut 1997/1417 Ateş, Ali Osman, "İslam'a Göre Büyü ve Hz. Peygamber'e Büyü Yapılmasıyla İlgili
İddiaların Değerlendirilmesi", Oryantalistlerin Hz. Pey9amber İle İlgili İddialarına Cevaplar, Beyan Yay., İ stanbul 1996, ss. 187-233
Ateş, Ali Osman, Kur'an ve Hadislere Göre Cinler ve Büyü, Beyan Yay., İstanbul 2003 Ateş, Süleyman, Yüce Kur'an'ın Çağdaş Tefsiri 1-Xll, Yeni Ufuklar Yay., İstanbul tsz .. Atmaca, Veli, Hadislerde Rukye-Hz. Peygamber ve Sahabenin Uygulamaları Işığında
Şifa Hadisleri, Rağbet Yayınları, İstanbul 2010 Aydın, Hayati, "İslam İnançları Açısından Mucize, Keramet, Sihir ve İstidrac
Kavramları Üzerine Bir İnceleme", Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der9isi, 2015, cilt: XVIJ, sayı: 32, ss. 105-137
Aygün, Abdullah, "Tefsir Tarihi Açısından Mükerrer Nüzül Görüşünün Tenkidi", Usul: İslam Araştırmaları, 2014, sayı: 21, ss. 39-66
~ • Bkz. Veli Atmaca, Hadislerde Rukye-Hz. Peygamber ve Sahabenin Uygulamaları Işığında Şifa
Hadisleri, Rağbet Yayınlan, lstanbul 2010. Ayrıca bkz.. Mevdudi, s. Vll,323-327; Elmalılı, s. X,158-171; Ateş, s. Xl,196-199; Karaman. V. 721-722
314 İSLAM VE YORUM
Azimli, Mehmet, "Allah'ın Hz. Peygamberi Suikastlerden Koruması Çerçevesinde Siyerdeki Bazı Olayların Tahlilleri", İsllimf Araştırmalar, 2007, cilt: XX, sayı: 1, ss. 31-37
Baydar, Ahmet, Kur'an Açısından Korku ve Büyü, Beyan Yay., İstanbul 1999 Bebek, Adil, "Ana Kaynaklara Göre Sihir", Kur'an Mesajı: İlmi Araştırmalar Dergisi,
1998, ~ilt: !, sayı: 9, ss. 61-65 Bedir, Ahmet-Hasan Hüseyin Tunçbilek, "Harut ve Marut İki Melek mi?", Harran
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002, cilt: 10, sayı: 4, ss. 1-28 · Bilmen, Ömer Nasuhi, Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri 1-VIII, Bilmen
Yay., lstanbul 1966 Buhari, Ebu Abdillah Muhammed b. İsmail, Sahihu'l-Buhari I-VJll, İstanbul 1981 Cabir! Muhammed Abid, Kur'an'a Giriş, çev. Muhammed Coşkun, İlimyurdu Yay.,
İstanbul 2010 Cabir!, Muhammed Abid, Fehmü'L-Kur'an, Nüzul Sırasına Göre Hikmetli Kur'an'ın
Anlaşılır Tefsiri, çev. Muhammed Coşkun, Mana Yay., İstanbul 2013 Cevad Ali, el-Mufassal fi Tarfhi'L-Arab Kable'l-İslam 1-X, 2. baskı, Bağdad 1993 Çelebi, İlyas, "Geçmişten Devralınan Kültürel Miras: Sihir Problemi", Din Eğitimi
Araştırmaları Dergisi, 2002, sayı: 9, ss. 199-254, ss. 229-234 Çelik, Ali, İslam'ın Kabul veya Reddettiği Halk İnançları, Beyan Yay., İstanbul 1995 Çetiner, Bedrettin, Fatiha'dan Nas'a Esbdb-ı Nüzul Kur'an Ayetlerinin İniş Sebepleri
1-11, Çağrı Yay., İstapbul 2002 Demirci, Muhsin, "Nas-Olgu İlişkisi Açısından Mükerrer Nüzul", Marmara
Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 200i, sayı: 20, ss. 5-21 Derveze Muhammed İzzet, et-Tefsfrü'l-Hadfs, Nüzul Sırasına Göre Kur'an Tefsiri i
Vii, çev. Şaban Karataş vdd., ,Ekin Yay., İstanbul 1997 Derveze, Muhammed İzzet, Kur'an'a Göre Hz. Muhammed, çev. Mehmet Yolcu, 2.
baskı, Yarın Yay., İstanbul 2016 Dımaşki, Muhammed b. Salih, Peygamber (s) Külliyatı 1-XIII, ed. Yusuf Özbek, 2.
Baskı, Ocak Yay., İstanbul 2006 Dindi, Korkut, "İslam Öncesi Araplarının Düşünce Dünyasında Cin ve Şeytanın
Yeri", Cahiliye Araplarının UluhiyetAnlayışı, ed. M. Mahfuz Söylemez, Ankara Okulu Yay., Ankara 2015, ss. 79-96
Duman, M. Zeki, Beyanu'l-Hak (Kur'an-ı Kerfm'in Nüzul Sırasına Göre Tefsiri) 1-III, 2. baskı, Fecr Yay., Ankara 2008
Ebussuud b. Muhammed el-'İmadl, Tefsiru Ebfssuud ev İrşiidu'l-Akli's-Selim ifa Mezayô'l-Kitlibi'l-Kerim 1-V, tah. Abdülkadir Ahmed 'Ara, Mektebetü'rRiyadi'l-Hadtsiyye, Riyad tsz. (Türkçe çev.: Ebussuud Efendi, Ebussuud Tefsiri, İrşad-ı Aklı Selim İfa Mezay-ı Kitabi'l-Kerim (Kur'an-ı Kerim'in Meziyetlerinin Aklıselime Açıklanması) 1-Xll, çev. Ali Akın, Boğaziçi Yay., İstanbul 2005-2007, XII,5877)
Elik, Hasan-Muhammed Coşkun, Tevhit Mesajı, Özlü Kur'an Tefsiri, Hasan Elik, M.Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yay., İstanbul 2015
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili 1-X, sad. İsmail Karaçam vdd., Azim Yay., İstanbul tsz.
Fatiş, Emrullah, "Meleklerjn Masumiyeti Bağlamında Harut ve Marut Problemi", Bilimname: Düşünce Platformu, 2013/1, sayı: 24, ss. 135-152
Hasan Basri Çantay, Kur'lin-ı Hakim ve Mea/-i Kerim 1-IIJ, nşr. Mürşid Çantay, İstanbul 1981
İbn Aşur, Muhammed et-Tahir, Tefsfrü't-Tahrfr ve't-Tenvir l-XXX, Müessesetü'tTarih, Beyrut 1421/2000
İSLAM VE YORUM 315
İbn Atıyye el-Endelüsi, Ebu Muhammed Abdülhak b. Galib, el-Muharrerü'l-Veciz jf Tefsiri'l-Kitabi'l-Azfz 1-V, Darü't-Tevkifiyye Litturas, Kahire 2001
İbn Hişam, Ebu Muhammed 'Abdilmelik b. Eyyub el-Himyeri, es-Siretu'n- Nebeviyye, nşr.: Mustafa es-Seka vdd., 3. Baskı, Daru İbni Kesir, Dımaşk/Beyrut, 1426/2005
İbn İshak, Muhammed b. Yesar, es-Sireti'n-Nebeviyye /-//, thk. Ahmed Ferid el- · Mezidi, 2. baskı, Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye, Lübnan 2009
İbn Kayyim el-Cevziyye, Zadü'l-Me'dd Rahmet Peygaf!lberi ve Devleti 1-Vl, çev. Muzaffer Can, Cantaş Yay., İstanbul 1990
İbn Kesir, Ebu'l-Fida imaduddin İsmail b. Ömer, Tefsfru'l-Kur'ani'l-Azim 1-Vl/l, thk. M. İbrahim Benna vdd. Kahraman Yay., lstanbul 1984 (Türkçe çev.: İbn Kesir, Hadislerle Kur'an-ı Kerim Tefsiri 1-XVI, çev. Bekir Karlığa-Bedreddin Çetiner, Çağrı Yay., 1983-1988)
İbn Kuteybe, Hadis Müdafası, çev. M. Hayri Kırbaşoğlu, 3. baskı, Kayıhan Yay., 1998, s. 283-296
İbn Sa'd, Kitôbü't-Tabakati'l-Kebfr, Resulullah'ın Gazve ve Seriyyeleri 1-X/, ed. Adnan Dem ircan, çev. Mahmut Polat, Siyer Yay., İstanbul 2014
İslamoğlu, Mustafa, Hayat Kitabi Kur'an, Gerekçeli Meal-Tefsir, Düşün Yay., İstanbul 2008
Kadı Beydavi, Muhtasar Beydô.vi Tefsiri (Envô.ru't-Tenzil ve Esrô.rü't-Te'vfl) 1-Jll, çev. Şadi Eren, Işık Yay, İstanbul 2011
Kadı İyaz, Sifô.-i Şerif, çev. Naim Erdoğan-Hüseyin Erdoğan, Çile Yay., İstanbul 1980 Karagöz, Kenan, Büyücülük ve Hz. Muhammed'e Yapılan Büyü, 2. baskı, Panama
Yay., Ankara 2015 Karaman, Hayreddin, vdd., Kur'an Yolu, Türkçe Meal ve Tefsir 1-V, DİB Yay.,, Ankara
2003 Kasımi, Muhammed Cemaleddin, Tefsirü'l-Kô.sımf el-Müsemma Mehô.sinü't-Te'vfl 1-
XVll, tsh. M. Fuad Abdülbaki, 2. baskı, Darü'l-Fikr, Beyrut 1978 Köksal, M. Asım, İslam Tarihi 1-XVll/, Şamil Yay., İstanbul 1981 Kurtubi, el-Cami' li-Ahkô.mi'l-Kur'an 1-XX, çev. M. Beşir Eryarsoy, Buruc Yay.,
İstanbul 2015 Maturidi, Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed, Te'vi/atü'l-Kur'an'dan
Tercümeler, Aya tun ve Suverun min Te'vilati'l-Kur'an, çev. Bekir Topaloğlu, thk. Ahmet Vanlıoğlu, İmam Ebu Hanife ve İmam Matüridi Araştırma Vakfı Yay., İstanbul 2003
Maverdi, Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Habib, en-Nüketve'l-'Uyiin Tefsiru'lMaverdi 1-Vl, thk. es-Seyyid b. Abdülmaksud b. Abdürrahim, 2. baskı, Darü'lKütübi'l-llmiyye, Beyrut 1428/2007
Mehdi Bazergan, Adım Adım Vahiy, çev. Yasin Demirloran, Fecr Yay., Ankara 1999 Mehdi Bazergan, Kuran'ın Nüzul Süreci, çev. Yasin Demirkıran-Muhammed
Feyzullah, Fecr Yay., Ankara 1998 Mevdudi, Ebfı'l-A'la, Tefhimü'l-Kur'an, Kur'an'ın Anlamı ve Tefsiri l-Vl/, çev. M. Han
Kayani vdd., İnsan Yay., İstanbul 1996 Muhammed Abduh-Muhammed Reşid Rıza, Menar Tefsiri-Tefsfru'l-Kur'ôni'l-Hakim
Tefsiru'l-Menar 1-XIV, çev. Ali Rıza Temel vdd. Ekin Yay., İstanbul 2011-2014 Muhammed Ebu Şehbe, Sünnet müdafaası 1-11, çev. Mehmet Görmez-M. Emin
Özafşar, Rehber Yay., Ankara 1990, 1,372-379 Mukatil b. Süleyman b. Beşir, Tefsiru Mukatil b. Süleyman 1-V, thk. A. Mahmud
Şehhate, Müessesetü't-Tarihi'l-'Arabi, Beyrut 1423/2002
3:16 İSLAM VE YORUM
Müslim, Ebu'l-Hüseyn Müslim b. Haccac, el-Cami'ü's-Sahfh 1-V, thk. M. Fuad Abdulbaki, istanbul 1981
Namlı, Tuncer Kur'an Aydınlığı Kronolojik Kur'an Meali, 2. baskı Fecr Yay.,·Ankara 2016
Nesai, Ebu Abdurrahman Ahmed b. Suayb b. Ali, Sünenu's-Nesai 1-lV, thk. M. Mesud el-Kasım el-Ezheri, Beyrut ty.
Okumuş, Mesut, "Kur'an'ın Tedrici Nüzı11 Süreci Bağlamında Mekki ve Medeni Ayetler üzerine", Eski Yeni: Anadolu ilahiyat Akademisi Araştırma Dergisi, 2013, sayı: 27, ss. 7-21
Okumuş, Mesut, "Mekki Süre ve Ayetlerde Hz. Peygamber'e Yönelik Hitaplar", Kur'an Nüzulünün Mekke Dönemi Sempozyumu 29 Haziran-Ol Temmuz 2012 Çorum, 2013, ss. 309-327
Okuyan, Mehmet, Kısa Sürelerin Tefsiri 1-lV, 5. baskı, Düşün Yay., İstanbul 2012 Özbek, Yusuf, islam Açısından Sihir, İz Yay., istanbul 1994 Özge!, İshak, "Bir Üstünlüğün İtirafı Anlamında Kur'an'da, Muhalifler Tarafından
Peygamberlerin Sihirbazlıkla İtham Edilmeleri", Vl. Kutlu Doğum Sempozyumu (Tebliğler), 21Nisan2003, 2006, s. 117-132
Parlak, Ali, "Esbab-ı Nuzı11 Bağlamında Harut ve Marut Kıssasının Mahiyeti Analizi", Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014, cilt: LV, sayı: 1, ss. 1-15
Razi, Fahruddin, Tefsfr-i Kebir, Mefatfhü'l-Gayb 1-XXl/l,·çev. Suat Yıldırım vdd., Akçağ Yay., Ankara 1988
Sa'lebi, Ebu İshak Ahmed b. Muhammed, el-Keş[ ve'l-Beyan fi Tefsiri'/-Kur'an elMa'rüf bi Tefsirü's-Sa'lebi 1-VJ, thk. Seyyid Kesrevi Hasan, Darü'l-Kütübi'lİlmiyye, Beyrut 1425/2004
Sarıkçıoğlu, Ekrem, "Babil'de Harut ve Marufun Melekliği Meselesi", Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014/2, sayı: 33, ss. 141-146
Sarmış, İbrahim, "Bazı Ayetlerin Çevirisi ve Yorumlanması Üzerine", Eski Yeni: Anadolu İlahiyat Akademisi Araştırma Dergisi, 2013, sayı: 26, ss. 201-239
Seyyid Kutub, Ff Zıldli'l-Kur'an, Kur'an'ın gölgesinde 1-XVI, çev. M. Emin Saraç vdd., Hikmet Yay., İstanbul tsz.
Süheyli, Ebu'l-Kasım Abdurrahman b. Abdullah b. Ahmed, er-Ravdu'l-Unuf fi Tefsiri's-Sireti'n-Nebeviyye li-lbn Hişam 1-/V, thk. Mecdi b. Mansur, Darü'lKütübi'l-İlmiyye, Beyrut 2009
Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir, Cami'u'l-Beyan 'an Te'vfli'l-Kur'an 1-X, thk. A. Abdurrazık el-Bekri vdd., Daru's-Selam, Kahire 1425/2005
Tabersi, Ehil Ali Faz! b. Hasan b. Faz!, Mecmaü'l-Beyan fi Tefsiri'l-Kur'an 1-X, Darü'lKütübi'l-İlmiyye, Beyrut 1418/1998
Ünver, Mustafa, Tefsir Usulünde Mekkf-Medeni ilmi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bil. Enst, (Yayımlanmamış Doktora Tezi) Samsun 1998
Vehbe Zuhayli, Tefslru'l-Munir ft'l-Akide ve'ş-Şeria ve'l-Menhec 1-XXX, Darü'l-Fikri'lMuasır/Beyrut-Darü'l-Fikr /Dımaşk 1991/1411 (Türkçe çev.: Vehbe Zuhayli, Teftirü'l-Münir J-XV, çev. Hamdi Arslan vdd., 2. baskı, Bilimevi Yay., İstanbul 2005)
Yı]dırım, Enbiya, "Resı1lullah'a Sihir Yapılması", Hadis Problemleri, 2. baskı, Rağbet Yayınları İstanbul 2001, ss. 249-268
Yıldırım, Ömer Faruk, "Teyemmüm Kıssasının Tarihi ve Ayetinin Sebeb-i Nüzulü Üzerine-Hz. Aişe'nin Gerdanlığını Düşürmesinin Mükerrerliği Bağlamında", Hadis Tetkikleri Dergisi, 2010, cilt: VIIJ, sayı: 2, ss. 107-127