52
30 yaş üstü giremez! Ama okuyabilir :) Yaratıcı gençlik platformu Mart 2015 / Sayı: 1 Fiyatı: Lafı mı olur! www.campaignjr.com Paylaşım, işbirliği ve ortak yaratımı ilke edinen Lego, 2015’in en güçlü markası oldu Lego nasıl en güçlü marka olmayı başardı? Tasarım ve teknolojinin kesişim noktası, hangi kariyer fırsatlarını doğuruyor? Tasarımcı cünyırlara 5 yeni kariyer alternatifi Ölüm makineleri sanat ve pazarlama dünyasının yeni ilham kaynağı Game of Drones: Savaş, sanat ve reklam

JR Mart 2015

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: JR Mart 2015

30 yaş üstü giremez! Ama okuyabilir :)Yaratıcı gençlik platformu

Mar

t 20

15 /

Sayı

: 1

Fiy

atı:

Lafı

mı o

lur!

ww

w.c

ampa

ignj

r.com

Paylaşım, işbirliği ve ortak yaratımı ilke edinen Lego, 2015’in en güçlü markası oldu

Lego nasıl en güçlümarka olmayı başardı?

Tasarım ve teknolojinin kesişim noktası, hangi kariyer fırsatlarını doğuruyor?

Tasarımcı cünyırlara 5 yeni kariyer alternatifi

Ölüm makineleri sanat ve pazarlama dünyasının yeni ilham kaynağı

Game of Drones: Savaş, sanat ve reklam

Page 2: JR Mart 2015
Page 3: JR Mart 2015

3campaignjr.com

JR.

JR. nedir? Kapaktaki arkadaşların da anlattığı gibi JR. (Cünyır); kimileri için ucuz iş gücü, kimileri için hot prospect for the future, kimileri içinse doğal kaynak... Bize göreyse JR, biziz. Yani bu

tanımların hepsiyiz. Bu dergiyi hazırlayan ekibin her bir üyesi; yazarından grafikerine, yayın yönetmeninden reklam sorumlusuna kadar herkes, 30 yaşın altında ve dergimize katkıda bulunan tüm arkadaşlarımız da öyle. JR., Türkiye’nin ilk yaratıcı gençlik platformu olarak yola çıktı ve bu platformda; “Çok önemli bir markanın çok önemli genel müdüründen tavsiyeler”, “Çok önemli direktörlerin aşırı başarılı hikayeleri” gibi başlıklar olmayacak. Bu platformda bizden, yani Cünyır’lardan hikayeler olacak, biz neye ilgi duyuyorsak o olacak.

JR.’a platform diyoruz çünkü derginin yanısıra web sitemizle, kariyer konusunda yardımcı olabilecek akademilerle, üniversitelerde ve Kristal Elma gibi festivallerde yapacağımız etkinliklerle de 30 yaş altındaki tüm profesyonellere ve üniversite öğrencilerine kendilerini ifade edebilecekleri ve kendilerinden bir şeyler bulabilecekleri bir alan sunmayı hedefliyoruz. Bir anlamda çarkın görünmeyen dişlilerini

de görünür kılmak istiyoruz... Çünkü biz bunu hak ediyoruz. Aslında daha fazlasını da hak ediyoruz ve kim bilir, belki buradan çıkacak küçük bir kıvılcım sistemin tepesine sıçrar ve geleceği hepimiz için biraz daha parlak kılar (Bu metaforu yapmak zorundaydım :)

Birkaç aydır üzerinde konuştuğumuz ama finallere çalıştığımız dönemden alışkanlık olsa gerek, baskıya son iki hafta kala geceli gündüzlü çalışarak bitirdiğimiz JR.’ın bu ilk sayısında, ilgimizi çeken konular hakkında, hoşumuza giden bazı haberlere ve makalelere yer verdik. Dışardan Cünyır arkadaşlarımızın da katkısıyla görenin şöyle bir bakıp, sonra kıvırıp koltuğunun altına alacağını ya da çantasına atacağını umduğumuz bir sayı çıkardık. Üniversite kampüslerinde, çeşitli zincir kafelerde, spor kulüplerinde ve Campaign Türkiye dergisinin yanı başında bulabileceğiniz JR. ile ilgili yorumlarınızı, önerilerinizi ve “ben de bi’şeyler yazmak istiyorum” diyen mail’lerinizi heyecanla bekliyoruz!

Bu arada senelerdir Penguen’de her hafta ilgiyle takip ettiğim Cem Dinlenmiş’e kapak tasarımından dolayı buradan ayrıca teşekkür ederim. Bizim için çok anlamlıydı.

Herkese iyi okumalar, 30 yaş üstüne de :)

content factory

LIFT Dijital İletişim Hiz. A.Ş.Dereboyu Cad. Zümrüt Sok. 2/DMaslak 34398 İstanbul / Türkiye

+90 212 286 3579www.lifttr.com

30-30 Yaş ve Altı için

@campaignjr campaignjr jrbycampaign [email protected]

Junior and Proud

Yaratıcı gençlik

platformu

Aylık free of charge dergi

Açık büfe web sitesi

campaignjr.com

Tablette de varız ama Android’siz

Henüz yok, seneye inş.

Gerçek zamanlı, 360, organik

etkinlikler

Eğitimlerimiz de var, poğaçalı

Didem Öner (27)JR. Yayın Yönetmeni

Campaign Türkiye dergisinin ücretsiz yayınıdır.

Yazı İşleri

Yiğit Can Kaytmaz [email protected]

Ayşe Tuğba [email protected]

Seda Bü[email protected]

Çağatay Gö[email protected]

Didem Ö[email protected]

Yayın Yönetmeni

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüM. Emrah Konya [email protected]

TasarımFerit Kurtar [email protected] Tezer [email protected]ürkan Çağlar [email protected]

Reklam ve ProjelerOnur Ezer [email protected] Kahyaoğlu [email protected] Sözbir [email protected]

İdari / MaliSelçuk Ak [email protected] Özdemir [email protected]

İmtiyaz SahibiLIFT Dijital İletişim Hiz. A.Ş. adınaÖmer Erdem [email protected]

YönetimYönetici OrtakErtuğ Özdemir [email protected]. Emrah Konya [email protected]

Campaign Türkiye EditoryalGenel Yayın Yönetmeni Tolga Tuna [email protected]

Yayın YönetmeniBurçin Tarhan [email protected]

BaskıAPA UNIPRINT Basım San. ve Tic. A.Ş.Ömerli Mah. Hadımköy-İstanbul Cad. No: 159 34555 Arnavutköy / İstanbul

Tel: 0212 798 2840

Köşe Yazarları ve Konuk Yazarların görüşlerinin sorumlulukları kendilerine aittir. Campaign Türkiye,

dergisinde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Campaign Türkiye, basın ve yayın

ilkelerine uymayı taahhüt eder.ISSN 2146 - 7986

CONTENT

Page 4: JR Mart 2015

XXXX CREATIVITY

4 campaignjr.com

Page 5: JR Mart 2015

5campaignjr.com

JR.

CURIOUS

28Dijital Kara Delik:

İnsanlığın hafızası silinecek mi?

30Yapay zeka ve Nesnelerin İnterneti

birleştiğinde ne olacak?

32The Order 1886: Steampunk

Victoria Dönemi’nde

PASSION

34Külotlu çorap erkek dünyasına geri

döndü

36Modada “ünlü kreatif direktör”

trendi

39İyilik için ‘Koş Forrest Koş’

40Carroll Shelby’nin 50 yıl önce

tasarladığı Roadster’in özel yıldönümü serisi yollara çıkıyor

PAUSE

42Tatilin karanlık tarafı: Dark Tourism

45171 ülkeden en güzel kareler

Sony World Photography Awards yarışmasında

VIBE

46Türkiye’de ev konserleri: Girerken

ayakkabıları çıkaralım mı?

48Birdman’in bilinmeyen yönleri, Oscar’a aday filmlere pop art

posterler

50Ajanda: Kafamıza göre

Mart ayı etkinlikleri

CREATIVITY

3LEGO

nasıl en güçlü marka oldu?

10Keşke Ben Yapsaydım

11Photoshop’un 25. yılına saygı

duruşu

12Öne çıkan kampanyalar

142014’ün en çok ödül alan

kampanyası: Sound of Honda

15Hayatım Reklam

16Handmade

INSPIRATION

18Game of Drones:

Savaş, sanat ve reklam

21Süper kahramanların

gündelik hayatı

SERIOUS

22Kariyerinizin yönünü

değiştirmekten korkmayın

23Beş yeni tasarım kariyeri alternatifi

24Kreatif liderler

Kampüste Reklam Var’da

25Öne çıkan kariyer fırsatları

26Junior’lar anlatıyor:

Yıldız Holding’te çalışmaknasıl bir deneyim?

MART 2015

sf.45

sf.18

sf.34

sf.11

CONTENT

Page 6: JR Mart 2015

6 campaignjr.com

Çocukluğun vazgeçilmez oyuncağı Lego, geçtiğimiz yıl vizyona giren filmiyle gönülleri fethetti, satışlarını ikiye katladı ve 2015’in en güçlü markası oldu.

Strateji danışmanlığı şirketi Brand Finance’ın araştırmasına göre 2015’in en güçlü markaları sıralamasında Lego ilk

sırada yer aldı. Peki oyuncak markasını son dönemde bu kadar güçlü kılan ne oldu?

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de de ofis açan Danimarkalı oyuncak üreticisi Lego, 2014 yılında vizyona giren filmi “The Lego Movie” ile 7’den 70’e herkesi kendine aşık etmeyi başardı. 3D formatında, bilgisayar animasyonu olarak çekilen film, konusuyla (Kurallara uymayı bırakıp hayalgücünün izinden gitmesiyle gücünü keşfeden saf bir Lego minifigürü olan Emmet’in hikayesi) ve 3D lego figürlerinden oluşan birbirinden çeşitli karakterleriyle sadece animasyon severlerin gönlünü fethetmekle kalmadı aynı zamanda şirketin – Eylül ayında yapılan açıklamaya göre - dünyanın en

büyük oyuncak üreticisi Mattel’in satışlarını geçmesini de sağladı.

Film, Lego’nun markasını yönetirken kurduğu farklı işbirlikleriyle de dikkatleri çekti. Sadece Warner Bros’la olan işbirliği, iki markanın yıllardır ortak markalı tüketici ürünleri üzerine yürüttükleri çalışmanın bir zirvesi... Oyuncak üreticisinin Hollywood ile ilişkisi 1999’a; George Lucas’ın ikonik filmi Star Wars franchise’ına dayanıyor. O zamandan beri lisans anlaşması, şirketin dışardan ortaklarla çalışmasının temelini oluşturuyor. Şirket bu şekilde sürekli olarak kendisini çocukların bir sonraki yeni oyuncağa olan açlığı için yeniden icat ediyor. Markanın filmiyse bu ortaklıkların bir vitrini adeta. Lego, DC Comics’ten Disney’e kadar çeşitli karakterleri hayal gücüyle bir araya getirerek çocukların Lego ile oynama şekillerini katlamayı başarıyor.

Filmin prodüksiyon süreci de aynı işbirliği özelliğinden yararlanıyor. Film yapımcıları Lego’yu, hikayenin içeriğini

LEGO nasıl en güçlü marka oldu?

CREATIVITY

Didem Öner 155 sn

Page 7: JR Mart 2015

CREATIVITY

7campaignjr.com

THE BRAND

kontrol etmediği için övüyor ama şirket, filmin yaratım sürecine ciddi ölçüde dahil oldu. Yapımcı Dan Lin, Bloomberg Businessweek’e “Lego hikayede, senaryoda, her büyük casting kararında ve her çekim kararında oldukça etkiliydi. Bu film, bilgisayar grafikleri ve gerçek Lego oyuncaklarından yapılmış karma ve işbirlikleriyle ortaya konmuş bir film” yorumunu yaptı.

İşin pazarlama stratejisinin merkezinde de elbette “işbirliği” bulunuyordu. Lego filminin vizyona girmesiyle birlikte İngiliz televizyonlarında tüm bir reklam kuşağında Lego temalı 3 reklam filmi aynı anda yayınlandı. Confused.com, Premier Inn ve B&T’nin geçmiş reklam filmleri, sarı Lego adamlarıyla tekrar canlandırıldı. Konstellation tarafından geliştirilen The Awesome Alliance platformuysa aileleri, filmden yola çıkarak çeşitli görevleri tamamlamaya ve ardından sosyal medyada paylaşmaya davet etti. Sonrasındaysa ReBrick film yarışması, geleceğin Lego film yapımcılarına filmin içinde 5 saniyelik bir ün kazandırdı.

Lego’yu güçlü kılan bir diğer şeyse, uzun bir süredir Lego’larla yarattıklarını paylaşan coşkulu ve markaya

gönülden bağlı kullanıcılarının olması. Ortak-yaratım topluluğunun başında bulunan ve ReBrick’in (genç ve yetişkinler için internet sayfası) arkasındaki beyinlerden biri olan Peter Espersen, hem 15 ile 20

milyon Lego’dan ilham alınarak yapılmış Lego setinin hem de kullanıcı tarafından yazılmış

ve internette yayılmış içeriğin olduğunu tahmin ediyor. ReBrick, insanların yaptıklarını büyüterek hepsini birbirine bağlamak için çalışıyor. Lego aynı zamanda kitle kaynak kullanımı platformu Lego Ideas ile

fikirleri yakalıyor, trendleri öğreniyor ve pazarda neyin başarılı olabileceğini

gösteriyor. Kullanıcılar tasarımlarını siteye yükleyerek

oylamaya sunuyor. 10.000 ve üzerinde oy alanlar, Lego tarafından inceleniyor ve üretime gidilip gidilmeyeceği değerlendiriliyor. Üretime geçirilmek üzere seçilenler, total net satışların %1’iyle ödüllendiriliyor. Şimdiye kadar platform, 8 yeni modelin doğmasını sağladı. Bunun sonucunda Lego, platformdaki topluluğu sadece tasarım alanına değil aynı zamanda pazarlama alanına da dahil etti. Lego ile birlikte seçilen bir grup Legosever, markanın Exo Suit

10.000Lego Ideas’ta fikirlerin

değerlendirmeye alınması için gereken oy

sayısı

Lego, kitabıyla sansasyonel hale gelen fakat Şubat ayında vizyona giren filmi tam bir hayalkırıklığı yaratan Grinin Elli Tonu’nun (IMDb: 4,1) fragmanına da el attı. Fragmanda yer alan tüm sahnelerin Lego’larla yaratıldığı “Fifty Shades of Bricks” adlı video, “Keşke filmini de Lego çekseydi” dedirtiyor. İzlemeden geçmeyin.

LEGO’DAN GRİNİN ELLİ TONU FRAGMANI

Page 8: JR Mart 2015

CREATIVITY

8 campaignjr.com

THE BRAND

TARİHİ NETLEŞEN LEGO FİLMLERİ

Yıl Başlık 2016 Lego Ninjago 2017 The Lego Batman Movie 2018 The Lego Movie 2

modelinin hikayesi, kutunun sanat çalışması ve kampanyanın tanıtımı (oyun görselleri, blog iletileri ve videolar dahil) için workshop çalışması gerçekleştirdi. Böyle bir işbirliğiyle Lego, net bir kazan-kazan durumuna imza attı. Marka yeni fikir ve yeteneklere ulaşırken, kullanıcılarsa yeni ürün gelişiminde rol oynuyor ve yarattıkları şeyin sonucunda para alıyorlar.

Lego’nun en can alıcı anlarından biri de 2011’de gerçekleştirdiği Minecraft işbirliğiyle oldu. Platform aracılığıyla hazırlanan bu üçüncü proje, sadece 48 saat içinde 10.000 oya ulaştı. Ardından şirket 6 ay içerisinde Lego Minecraft Micro World setini piyasaya sürdü ve o zamandan beri de bilgisayar oyunuyla resmi bir ortaklık yürütüyor. Lego’nun kökleri fiziksel oyuncak parçalarına dayansa da Minecraft ile yaptığı gibi işbirlikleri markaya fiziksel oyun alanını dijitale de taşıma fırsatı sunuyor.

Lego’ya bu alanda fırsat kapılarını açan bir diğer ortaksa Google. Arama şirketinin işbirliğiyle oyuncak

parçaları 3D grafik teknolojisiyle internete taşınıyor. Google Chrome Avustralya ekibi tarafından hayata geçirilen proje The Build ile şimdi her lokasyondan insan, dijital oyuncak parçalarını kullanarak ve Google haritalar üzerinden istedikleri yere yerleştirerek kendi Lego yaratıcılıklarını konuşturabiliyor.

Lego için işler her zaman süt liman ilerlemedi tabii. Greenpeace’in, oyuncak markasının Shell ile olan işbirliğini protesto ettiği video, 6 milyondan fazla izlenme oranına ulaştı ve 1 milyon imza toplandı. Sonunda Lego eleştirilere teslim oldu Shell ile kontratlarını yenilemeyeceklerini duyurdu. Bazıları Lego’yu Greenpeace’in sindirme politikası önünde eğilmekle itham etse de bu adımda bir tevazu olduğu ve markanın tüketicileri dinlediği gerçeği de yadsınamaz. Sonuç olarak, Lego’nun en güçlü marka olmasında işbirliği, paylaşım, ortak yaratım ve cesaretin reflekslerinde yer alması temel neden olarak öne çıkıyor.

1. Lego2. PwC3. Red Bull4. McKinsey5. Unilever6. L’Oreal7. Burberry8. Rolex9. Ferrari10. NikeKaynak: Brand Finance

2015’IN EN GÜÇLÜ 10 MARKASI

Page 9: JR Mart 2015

CREATIVITY

9campaignjr.com

THE BRAND

A’dan Z’ye LEGO STAR WARS evreni

Page 10: JR Mart 2015

CREATIVITY

10 campaignjr.com

WORKS

Reklamcılar, gün içinde tüketicilerden daha fazla reklama maruz kalır.

Benim için bir reklam yazarının “Keşke ben yapsaydım” diyeceği iş, gördüğü

yüzlerce reklam arasından sıyrılan, “Ah be” dedirtendir. Daha doğrusu kıskandığı iştir.

Bu yönden beni etkileyen Mercedes-Benz’in “Sorry” başlıklı reklam filmidir.

Biliyoruz ki; her canlı bir gün ölümü tadacaktır. Peki, ölümü kandıracak, yeryüzünde daha fazla zaman geçirmemizi sağlayacak bir şeyimiz olsaydı?

Reklam filmi, alışık olduğumuz açılardan çekilmiş, orman yolunda giden bir Mercedes-Benz

otomobili ile açılır. Sürücü, otomobilin keyfini çıkartarak yolda giderken yolcu koltuğunda aniden kapüşonlu, oraklı, yaşlı bir adam belirir. Sürücü ne olduğunu anlamadan ona bakar, yaşlı adam sırıtarak sürücüden özür diler. Tam o sırada, sürücü yola bakar ve orman çalışmasını görür.

Kaza kaçınılmazken arabanın özel fren sistemi devreye girer ve ani bir şekilde durur. Son karede, bu sefer sürücü sırıtarak yaşlı adamdan, yani Azrail’den özür diler.

Bir fren özelliğini basit ve akıllı bir çözümle gösteren, “Şimdi Final Destination düşünsün” dedirten bu reklamı keşke ben yapsaydım.

Kerem Çeteci (28)McCANN İstanbul Reklam Yazarı

Marka: Mercedes-BenzAjans: Jung von Matt / GermanyKampanya: SorryYayın Dönemi: 2010

KEŞKE BEN YAPSAYDIM

Özellikle Banksy’nin çalışmalarının popülerliğinin küresel ölçekte artmasının ardından, stencil graffiti akımı güçlenmeye

başladı. Kanada’nın Vancouver kentinde çalışmalarını

gerçekleştiren graffiti sanatçısı iHeart, en iyi örneklerden biri olarak karşımıza çıkıyor. iHeart, çalışmalarında çocukların sosyal medya, akıllı telefonlar ve dijital dünya ile ilişkilerine odaklanıyor.

Stencil graffiti akımı güçleniyor

Page 11: JR Mart 2015

CREATIVITY

11campaignjr.com

WORKS

Dünyanın en değerli markaları arasında yer alan Adobe, herkesin hayatına giren, özellikle fotoğrafçı ve tasarımcıların vazgeçilmezi olan Photoshop’un 25.’inci

yılını canlı ve renkli bir video ile kutladı.Goodby, Silverstein & Partners imzası taşıyan

videoda, 1990 yılında ilk adımı atılan programın gelişimi ve kullanım alanı özellikle Shrek, How to Train Your Dragon 2, The Hobbit ve Avatar gibi ünlü filmler üzerinde yapılan çalışmalarla gösterildi.

Photoshop denilince herkesin aklına gelen moda sektörü ile birlikte aslında programın en çok

kullanıldığı diğer alanlar da tasarım, illüstrasyon ve film sektörü. Videonun 22 Şubat Pazar günü düzenlenen Oscar Ödül Töreni sırasında yayına girmesi de film sektörüne saygı duruşu niteliğinde.Videoyu etkili kılan diğer bir unsur ise elbette Aerosmith’in efsanevi “Dream On” şarkısı.

Photoshop’un 25’inci yılına saygı duruşu

Page 12: JR Mart 2015

CREATIVITY

12 campaignjr.com

VIRAL

Sevgililer Günü’nde gerçek bir kalp arandıHeart Transplants UK, Sevgililer Günü’nde 24 yaşındaki Stacie Pridden için kalp aradı. “Give Your Heart This Valentine’s Day” kampanyası, Dare tarafından hazırlandı.

Centilmenler olmasaydı kadınlar nasıl olurdu?Erkek modasıyla ilgili Fransız web sitesi Parisian Gentleman, “erkeklerin olmadığı bir dünya” yarattı. Kampanya, Milano’dan DLV BBDO imzası taşıyor.

Walter White, Super Bowl reklamında karşımıza çıktıSigorta şirketi Esurance, yeni reklamı için TV tarihinin en favori uyuşturucu satıcısı, Breaking Bad’den Walter White’ı ekranlara geri getirdi.

Android’den pazartesi sendromuna ilaç gibi reklamAndroid’in Droga5 imzası taşıyan “Be Together. Not The Same” kampanyasında, farklı türdeki hayvanların birbirleriyle olan sıcak ve eğlenceli ilişkilerine yer veriliyor.

Geçtiğimiz ayın öne çıkan kampanyalarıŞubat ayı, reklam açısından verimli bir aydı. Super Bowl ve Sevgililer Günü’yle markaların coştuğu bu ayda Türkiye’den de önemli kampanyalar gündeme oturdu.

Page 13: JR Mart 2015

CREATIVITY

13campaignjr.com

VIRAL

Budweiser’ın “Lost Dog” adlı reklam filmi, Super Bowl reklam tarihinin en çok paylaşılan 4. reklamı oldu. 4

Budweiser’ın kayıp köpeği Super Bowl’a damga vurduBudweiser bu yıl da Super Bowl’a özel hazırladığı reklam filmi ile en çok ilgi gören reklamlardan birine imza attı. “Lost Puppy” adlı reklam filmi Anomaly imzası taşıyor.

Samsung’dan yılın en duygusal sürpriziSamsung Electronics Türkiye, işitme engellilere özel görüntülü çağrı merkezi hizmeti “Samsung Duyan Eller”i hayata geçirdi. Proje, Leo Burnett imzalı duygusal çalışmayla tanıtıldı.

Gnçtrkcll’den yeni bir adım: E hadi! Gnçtrkcll yeni bir söylem ve pratiğe adım attı. “İlham verme” fikrini odağına alan markanın, Manajans JWT imzalı yeni kam-panyası “E Hadi!”, aynı zamanda Gnçtrkcll’nin yeni sloganı.

Unicornların hiç bilmediğiniz hikayesi Canal+ reklamında Canal+ için yaptıkları reklamlarla çok konuşulan ve her bir reklam videosu virale dönüşen BETC Paris, yeni çalışmasıyla Nuh Tufanı sırasında yaşananları anlatıyor.

Page 14: JR Mart 2015

CREATIVITY

14 campaignjr.com

WORKS

61. Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık FestivaliTitanium & Integrated Lions (Titanium Grand Prix)Film Lions (Gold Lion)Cyber Lions (Gold Lions, Silver Lions) Promo & Activation Lions (Gold Lion, Silver Lion)Direct Lions (Gold Lion, Silver Lion)Outdoor Lions (Gold Lion, Bronze Lion)Design Lions (Silver Lion, Bronze Lion)Branded Content & Entertainment Lions (Silver Lion)

Spikes Asia 2014Digital Grand Prix Outdoor Grand PrixPromo&Activation Grand PrixFilm Grand Prix

KÜNYE

Reklamveren: Honda Motor Co., Ltd.Reklam Ajansı: Dentsu Inc.Kreatif Direktör: Kaoru SuganoKreatif Planlama: Sotaro Yasumochi, Nadya Kirillova, Yu Orai, Kyoko YonezawaLED Kurulum Direktörü: Daito Manabe, Hidenori Chiba, Satoru Higa, Tomoaki Yanagisawa, Muryo Honma, Hiroyuki HoriSes Tasarım Direktörü: Taeji Sawai, Tomoyuki Kawamura, Mitsuru TajikaYönetmen: Kosai SekineFotoğrafçı: Senzo UenoSes Prodüksiyon: Qosmo Inc. / TRY AUDIO COTeknik Prodüksiyon: Rhizomatiks Co., Ltd., TamaTechLab., HEARTFAST Inc.Web Prodüksiyon: MetaphorFilm Prodüksiyon: Dentsu Creative X IncDijital Prodüksiyon: Shipoo Inc.

Senna (2010)Yönetmen: Asif KapadiaSenaryo: Manish PandeyIMDb: 8.6Metascore: 79

Honda’nın, efsane Formula 1 Pilotu Ayrton Senna’ya saygı duruşu niteliği taşıyan kampanyası “Sound of Honda”, 2014’ün en çok ödül alan kampanyası oldu.

2014’ün en çok ödül alan kampanyası: Sound of Honda

Dentsu Tokyo imzası taşıyan Sound of Honda, Gunn Report tarafından 2014’ün en çok ödül alan kampanyası olarak açıklandı. Teknoloji ve nostaljinin bir

araya geldiği çalışmada, 25 yıl önce pistin en hızlı turunu yapan Ayrton Senna’nın sürüş verisi ile o gün tekrar canlandırıldı, verilen mesaj da “verinin gücüyle sürün” oldu. Kampanyanın hikayesi 1989 yılına uzanıyor çünkü o yıl efsane pilot, F1 Japanese Grand Prix sıralama turunda, pistin dünya rekorunu kırdı. O sırada otomobilde yer alan Internavi telemetri sistemi sayesinde de Senna’nın rekor sürüşü kaydedilmişti. Hem Senna’yı onurlandırmak hem de Honda’nın F1 dünyasına hediye ettiği bu özelliği hatırlatmak isteyen kampanyanın yolculuğu böyle başladı. Internavi ile yıllar öncesinden kaydedilen motor sesi, dev hoparlörler ve ışık sisteminin yardımıyla o inanılmaz turu tekrar yaşattı. Yarış pistinde bu anı tekrar yaşayanlar büyük şaşkınlık yaşarken, “Senna’yı destekleyen teknoloji, şimdi sizin mükemmel sürüş deneyiminiz için hazır” mesajı verildi.

SOUND OF HONDA’NIN KAZANDIĞI ÖDÜLLER

BUNU İZLEMİŞ MİYDİN?

Page 15: JR Mart 2015

CREATIVITY

15campaignjr.com

Cannes Lions’a gitmek herkesin hakkı

Reklamsız bir Tokyo hayal edin…

WORKS

Reklamcı olma sebebim:Geçen seneye kadar yaşadığım ülke olan

Avustralya’da, Mekatronik Mühendisliği bölümüne girdikten iki yıl sonra bölümü bıraktım. Çünkü oradan mezun olsaydım, her gün 9’dan 5’e çalıştığım bir işim ve monoton bir hayatım olacaktı. Lisede aldığım grafik tasarım dersleri ve reklamcılığa olan ilgim sayesinde, fikrimi değiştirdim ve reklamcı olmak için yeniden üniversiteye girdim. Şu anda çalıştığım TBWA\ISTANBUL’da birçok farklı ve yaratıcı iş ürettiğimiz için de verdiğim kararın çok doğru olduğunu düşünüyorum.

Birlikte çalışmak istediğim markalar/ kampanyalar:

Kurallara uymamak ve kuralları bozmaya cesaret etmek, bence bir markanın yapabileceği en önemli şey. Bu kategoriye giren çok az marka var ve özellikle

bunu devamlı yapabilen marka sayısı daha da az. Nike’ın “RE2PECT”, PlayStation’ın “#4theplayers”, New York Lottery’nin “Thoughts”, McDonalds’ın “Big Mac Legends” ve Zwilling J.A. Henckels’ın “The Beauty of Sharpness” kampanyaları, “keşke ben yapsaydım” dediğim işlerden.

Kariyerimle ilgili en büyük hedefim:Şu an için etrafımdaki başarılı senior’lardan ve

kreatif direktörlerimden öğrenebileceğim her şeyi öğrenmek istiyorum. Ayrıca, uluslararası bir yarışmada (özellikle Cannes Lions) ödül kazanabilmek de hedeflerim arasında.

Sektörü sevmeme neden olan etkenler:Bu sektörde çok farklı yeteneklere sahip insanlar

var. Onlardan devamlı olarak yeni şeyler öğrenmek, sektörü sevme nedenlerim arasında. Ayrıca reklam

ajansında çalıştığınız zaman, dünyadaki son teknolojileri, sanatı ve trendleri de takip edebiliyorsunuz. Bunlar da sektörü sevmeme neden olan başlıca etkenler.

Birlikte çalışmak istediğim ünlü:Şanslıyım ki, şu an çalıştığım insanlar aynı

zamanda birlikte çalışmayı da istediğim insanlar. Onların dışında hep takip ettiğim ve işlerini çok beğendiğim birkaç kişi daha var: Olly Moss, Dieter Rams, Matt Stevens ve Aaron James Draplin.

Örnek aldığım kişi(ler):Bu konuda yine çok şanslı olduğumu

düşünüyorum. Çünkü kendi ekibimde örnek aldığım kişilerle çalışma fırsatım oldu. Gamze İçhedef ve Güney Soykan’dan öğrendiğim şeylerin hayat boyu bana faydalı olacağına inanıyorum.

McCann London, Cannes Lions International Festival Of Creativity için dijital ve basılı kampanyasını başlattı. Mizahi bir dilin kullanıldığı

kampanyada, ajanslara “pek de başarılı olmayan” çalışanlarını da etkinliğe göndermeleri gerektiği mesajı veriliyor.

“Invest in creativity – cheaper than redundancy” kampanyası, 21 Haziran’a kadar gazete, dergi ve online mecralarda yer alacak.

T okyo’yu hiçbir billboard, neon ışıklar ve banner reklamlar olmadan hayal edin. Böyle bir şeyin hayalini kurmak bile oldukça güç değil mi? Fransız

grafik tasarımcısı Nicolas Damiens logolar, sloganlar ve şirket isimleri olmadan başkent Tokyo’nun sokaklarının nasıl görüneceğini “Tokyo No Ads” adlı fotoğraf serisinde işliyor. Ortaya çıkan sonuçsa “Tokyo’dan reklamları alın, geri neyi kalır ki?” tadında…

Ezgi Tanyeri (26)TBWA\ISTANBULJr. Art Director

HAYATIMREKLAM

Page 16: JR Mart 2015

16 campaignjr.com

Campaign Türkiye’de kreatif ve art direktörlerin çizimleriyle yer aldığı Handmade sayfalarını JR.’a da taşıdık. Buradaki tek kural; 30 yaş üstü gi-re-mez!

Publicis Bold ve Gelişim Creative’deki profesyonel ajans hayatından sonra bu aralar freelance takılan Ahmet Faruk, ilk JR. Handmade köşemizi çizimleriyle renklendiren isim oldu. Madem freelance çalışıyorsun o zaman sana ajans hayatını soralım (ehe ehe) dediğimiz arkadaşımız da bize masa oyunu gibi geçen günlerini resmetti. Bir diğer sorumuz olan “Sence en ilham verici yer?” için kendini resmettiği çizimi şu sıra bol bol yaşadığından kıllandığımız Muğul’un (böyle de resmileşiriz hemen) son zamanlarda en çok etkilendiği filmi ve sevmediği sektör klişesini de çizimleri aracılığıyla öğrendik.

Ahmet Faruk Muğul (29)Art Direktör / Freelance

HANDMADE CREATIVITY

Page 17: JR Mart 2015

17campaignjr.com

HANDMADECREATIVITY

Sen de çizimlerinle Handmade sayfalarında yer almak istiyorsan [email protected]’a mail’ini

bekliyoruz.

Page 18: JR Mart 2015

18 campaignjr.com

INSPIRATION

Game of Drones

Didem Öner 186 sn

İlaç taşımadan yangın söndürmeye, klip ve fotoğraf çekiminden graffiti sanatına kadar drone’lar artık her yerde. Ama bu mini insansız hava araçları, bazı minik sorunları da yanlarında getirdi.

Page 19: JR Mart 2015

INSPIRATION

19

Afganistan’daki operasyonların yatışmasıyla askeri drone’lar için Pentagon’un 2013’te 2.7 milyar dolar verdiği Amerikan hava-uzay sanayicileri, artık yeni pazar arayışında ve bu arayış, pilotsuz hava araçları drone’ların

hayatımızın her alanına girmesinin önünü açtı. Drone’lar artık her yerdeler! Köpekbalıklarının yerini belirlemeden yangın söndürmeye; klip ve fotoğraf çekiminden hava şovlarına, hatta graffiti sanatına kadar pek çok alanda kullanılıyorlar. En düşük 1.000 TL gibi bir fiyattan satılan bu ürünler, popülerleştikçe fikirlerimizi de şekillendiriyorlar.

Yalnızca 2015 yılında 100 yeni tip drone’un sunulması planlanıyor. Amerika’daki Tüketici Elektroniği Kuruluşu’nun (Consumer Electronics Association - CEA) tahminine göre, drone’ların küresel pazar içindeki payları 2018’e dek 1 milyar dolara ulaşabilir.

2014’te önce Amazon, müşterilerine paketlerini drone’lar aracılığıyla ileteceğini duyurdu ardından Google, kendi drone bazlı teslimat hizmetini tanıttı. Samsung drone, robot ve sanal gerçekliğe odaklanacağı yeni bir araştırma laboratuvarı kuracağını duyurdu. Alman teslimat şirketi DHL de 2.000 nüfuslu Alman adası Juist’e ilaç ve “acil ihtiyaç” kapsamındaki ürünleri düzenli bir drone teslimat hizmetiyle götüreceğini açıkladı.

Buraya kadar her şey şahane ama bu mini pilotsuz helikopterlerle ilgili olumsuz bir taraf da var; özel hayata müdahale ve hava trafiği için tehlike arz etme durumu...

DHL için Almanya’da hava trafik koridoruna girmemek için 50 metrenin altında uçacak olan drone’lar Juist’te belirlenmiş bir rotaya otomatik olarak ayarlanacak ama bu otonom cihazlar için kurallar tüm dünyada farklılık gösteriyor. Örneğin İngiliz

Sivil Havacılık Otoritesi tarafından belirlenen İngiliz kurallarına göre insansız hava araçları bir insan veya binadan en az 50 metre uzaklıkta ve bir operatör gözetiminde yönetilmeli.

Amerikan Havacılık Kurulu da yakın zamanda çıkarılacak kurallar ile drone kullanımının düzenlenmesini amaçlıyor. New York JFK Havalimanı üzerinde uçan, hatta bir seferinde uçağın kanadını sıyıran drone’larla ilgili FBI ve Federal Havacılık Dairesi soruşturma açtı.

Türkiye’de konuyla ilgili resmi bir düzenleme henüz yok ama Atatürk Havalimanı üzerinde drone uçurup, çektiği görüntüleri YouTube’da yayınlayan bir şahıs hakkında uçuş güvenliğini tehlikeye soktuğu gerekçesiyle 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Şahsın uçuştan 30 gün önce, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden izin alması gerekiyordu.

Özel hayata müdahaleyle ilgili endişelerse “No Fly Zone” gibi girişimlerle giderilmeye çalışılıyor. ABD merkezli NoFlyZone.org, isteyen herkesin evini görünmez koruma çemberine alıyor. O hava sahasında kimse uzaktan kumandalı helikopter uçuramıyor. Fotoğraf ve video çekimine geçit verilmiyor. Global uygulama şimdilik NoFlyZone’la anlaşmalı şirketlerin ürünleri için geçerli.

Bizzat üreticiler de menzil sınırlamasına giderek önlemlerini almaya çalışıyorlar. Bir şahsın kafası iyiyken uçurmaya kalktığı DJI Phantom’u Beyaz Saray’ın bahçesine düşünce, DJI firması hemen bir açıklama yaparak yazılımı güncellediklerini, bundan böyle üretecekleri hiçbir drone’un Washington D.C.’ye 25 kilometreden fazla

yaklaşamayacağını duyurmuştu. Ancak bu sınırlama daha önce satılmış drone’lar

için geçerli değil. Onların çoğu internete de bağlı olmadığı için

uçuş sınırları yok. Fakat internete bağlı drone sayısı arttıkça, güncellemeler sayesinde mülkiyeti ihlal sorunu da ortadan kalkacak.

#Cupidrone Hollanda Çiçek Konseyi Sevgililer Günü’nde ‘sevgiliye çiçek verme’ konsepti için drone’lardan faydalandı. Uzaktan kumandayla kontrol edilen Cupidrone, Verona İtalya’da sevgili olanların ya da potansiyel sevgililerin tepesinde gezip önlerine gül bıraktı. Kingsday’in yaptığı bu işe benzer bir proje geçen yıl Brezilya’da da aynı isimle yapılmıştı.

Coca-Cola göçmen işçiler için gökten mutluluk getirdi Coca-Cola, Ogilvy&Mather Singapore ve Singapore Kindness Movement ile çalışarak Singapur’daki göçmen işçiler için “Happiness from the Skies” çalışmasını gerçekleştirdi. İnşaatlarda çalışan göçmen işçilere drone’larla Coca-Cola kutuları iletildi.

Gökyüzünden noodle yağıyorCup Noodles isimli ürünü için #cupdrones isimli bir kampanya başlatan Nissin, drone aracılığıyla sıcak bir kase noodle ulaştırdı.

OK GO’nun klibi drone’larla çekildi Sıradışı klipleriyle tanınan Amerikalı alternatif rock grubu OK Go, “I Won’t Let You Down” şarkısı için de inovatif bir klip çekti. Drone üzerine yerleştirilen bir kamerayla çekilen videoda grup üyeleri Honda yapımı akülü sandalyelerin üzerinde performanslarını sergilediler. Klip, Japon Kreatif Direktör Morihiro Harano ve ekibi tarafından Honda işbirliğiyle hazırlandı.

DRONE’LAR KAMPANYALARDA

1002015’te 100 yeni tip drone’un

piyasaya sunulması planlanıyor.

INNOVATION

Page 20: JR Mart 2015

INSPIRATION

20 campaignjr.com

ART

Müjdemizi isteriz. “Sanat sanat için mi yoksa toplum için mi?” tartışmasına nokta koyacak, onun yerine “Drone’lar sanat

için mi yoksa toplum için mi?” tartışmasını Y jenerasyonu entellerinin masalarına meze yapacak yeni bir sanat formu bulundu: Drone’larla resim yapmak.

Resimlerin drone’larla yapıldığını bilmeseniz pek de güzel olmadıklarını düşünebilirsiniz. Ama bu resimler sanatçı KATSU tarafından, uzaktan kumandayla kontrol edilen uçan robotun, renk renk spreyleri püskürtmesiyle yapıldı.

KATSU, “Marilyn” adını verdiği (aynı zamanda Andy Warhol’un üretim sürecindeki hataları da

kapsayan eserlerine verdiği isim) drone’la yapılmış resimlerin de dahil olduğu geniş bir çeşitlilikteki çalışmalarını 2014’te New York’taki modern sanat galerisi The Hole’deki sergisinde görücüye çıkardı.

Eserlerinde vandalizmi teknolojiyle birleştiren New Yorklu KATSU, sanat çevrelerinde aykırı kişiliğiyle tanınıyor.

KATSU, drone’u sanat ile buluşturuyor

Page 21: JR Mart 2015

INSPIRATION

21campaignjr.com

ART

Süper kahramanlar, dünyayı kurtardıktan sonra veya masal kahramanları kötülükle mücadele ettikten sonra ne yapar? Fransız Sanatçı Grég Guillemin, bu sorunun

cevabını arıyor. Guillemin, “Onları sadece insanlığı kurtarırken görüyoruz. Peki film yıldızlarını hayatlarına paparazzi’ler aracılığıyla girdiğimiz gibi

süper kahramanların hayatlarına göz atma imkanımız olsaydı nasıl bir tablonun ortaya çıkacağını göstermek istedim” diyor. Paris’te Galerie Lacroix’da 30 Mart’a kadar sergilenen Guillemin’in çalışmalarında Orman Çocuğu Mogli, Beats by Dre ile müzik dinlerken; Gepetto usta, IKEA’dan satın aldığı Pinokyo’nun yapım talimatlarını incelerken;

Superman de hamburgeri mideye indirirken görülüyor. Yıldız Savaşları serisinin bilge jedi’yı Yoda’yı da Chanel parfümlerini tutkuyla koklarken resmeden Guillemin favori eserlerini şimdi bir kitapta topluyor. Erişmek istiyorsanız son dönemin en etkili mecralarından biri haline gelen Kickstarter’da fonlanan kitap projesine dahil olabilirsiniz.

Süper kahramanların gündelik hayatı

Page 22: JR Mart 2015

22 campaignjr.com

SERIOUS

Kariyerinizin yönünü değiştirmekten korkmayınProfesyonel yeteneklerin endüstriler arası taşınabilirliği, aldığınız eğitim veya iş deneyiminizden tamamen farklı bir alanda yeni fırsatların kapısını aralıyor.

Y akın geçmişe kadar profesyonel başarı, tek bir şirkete hayat boyu bağlı kalmakla ölçülüyordu. Fark yaratan güçlü bir kariyerin sembolü aynı endüstri veya şirkette çalışmak olarak gösteriliyordu. Ancak

günümüzde, insanlar sıklıkla, sadece çalıştıkları şirketleri değil, aynı zamanda eğitim formasyonlarıyla uyumlu olan, içinde bulundukları endüstrileri de değiştirmeyi tercih ediyor. LinkedIn’in dünya genelindeki 330 milyon aktif üyesinin hesaplarını analiz ederek yaptığı araştırmaya göre, çalışanların iş değiştirme süresi 5 yıla kadar indi.

İş ve sektör değişimlerinin sıklaşmasının 3 ana nedeni bulunuyor. Öncelikle elbette yeni mezunların ilk iş deneyimlerinin ardından veya yüksek lisans tercih süreçlerinde aldıkları kararlar geliyor.

Oxford Internet Institute yöneticisi Profesör Eric Meyer şu sözleriyle durumu özetliyor: “Lisans öğrencileri bazen üniversite öncesinde ilgi duydukları alanın uzun dönemli hedefleriyle yeterince bağdaşmadığını fark edebiliyorlar. Eski nesillere göre, radikal kararlar alarak tamamen farklı bir alanda yeni bir kariyere başlamak konusunda daha cesaretliler. İlgi alanını destekleyen endüstriler sayesinde kariyerlerine giden yolda daha sağlam zeminler hazırlayabiliyorlar”.

İkinci olarak, profesyonel yeteneklerin artık endüstriden endüstriye taşınabilir olması geliyor. Bir başka deyişle, artık farklı bir endüstride farklı bir işe başlamak, kariyerde gerilemek ve sıfırdan başlamak anlamına gelmiyor. Yüksek lisans programlarının çeşitlenmesi, kişisel ve profesyonel gelişim programlarının sayısı ile niteliklerinin artması, e-eğitim olanaklarının geniş kitlelere yayılması da profesyonel yeteneklerin daha önceki dönemlerde olmadığı kadar güçlenmesine fırsat tanıyor.

Üçüncü olarak, başta yaratıcı endüstrilerde ve dijital ekonominin merkezinde yer alan şirketler, artık farklı eğitim disiplinlerinden gelen, farklı sektör donanımlarına sahip olan kişileri işe alma konusunda

Seda Büktel 136 sn

Page 23: JR Mart 2015

SERIOUS

23

CAREER

5 yeni tasarım kariyeri alternatifi

1

2

3

4Tasarım KodcularıPrototip oluşturmak her zaman için tasarımın kritik bir parçası olmuştur. Fakat bugünün online, uygulama temelli ekonomisi içinde tercih edilen prototip aracı artık “kod”. Kodlama yapabilen tasarımcılar, güçlü bir araç kutusunu da ellerinde bulunduruyorlar. Yeni fikirleri kavrama ve bunları pazara hızla tanıtma yeteneğine sahip olanlar için binlerce açık pozisyon mevcut.

Tasarım GirişimcisiGirişimcilik ve tasarımı bir araya getirmek Silikon Vadisi’nde revaçta. Her start-up takımı, içinde bir tasarımcı barındırıyor. Risk sermayesi şirketlerinde dahi tasarımcılar var. Daha önemlisi, en hızlı büyüyen şirketlerin başarılı olma sebebi hayli çekici ürün ve hizmetler tasarlamaları. Uber ve Airbnb’ye bakın. Eğer doğru ürünü yaratmak için tasarım yeteneğine – ve işlerin gidişatını görmek için girişimci cesarete - sahipseniz, tasarım girişimcisi olmak için bundan daha iyi bir zaman olamaz.

Hibrit Tasarım AraştırmacılarıEskiden, tasarım araştırmacıları antropoloji, etnografi ya da psikolojiden geliyordu. İhtiyaçları keşfetmenin sırrı, derinlemesine kalitatif araştırmalar yapmaktı. Şimdi bu geleneksel metot, kullanıcı davranışlarını ortaya çıkarmak için gerçek zamanlı verilerle harmanlanıyor. Birey ve grupların nasıl düşünüp davrandığını ortaya çıkarmak için teknolojiyi kullanmak inovasyon için önemli. İnsanları ve verileri öğütmeyi seviyorsanız, bu sizin için bir tasarım kariyeri haline gelebilir.

İş Tasarımcılarıİşe saf operasyonel bir gözle bakarsanız iş tasarımı size çelişkili görünebilir. Ama eğer bir iş tasarımcısıysanız, inovasyona son ürün veya hizmetten bakmazsınız. İş modeli, kanal stratejisi, pazarlama gibi milyonlarca şeyle ilgileniyorsunuz. Büyük bir inovasyonda işin tüm boyutları herkes tarafından ulaşılabilirdir. Google’ın ilk zamanlarında, bizim kullanıcı olarak deneyimlediğimiz arama inovasyonuydu ama sonra arama sonuçlarını reklamla bağlayan şirket, milyonlar kazandı. Operasyonlar için tutkunuz varsa, yeni iş sistemleri yaratmayı arzuluyorsanız, sizin için iş tasarımcısı olmanın yolu da açık demektir.

Sosyal YenilikçiBugün yoksulluğun giderilmesi, temiz suya erişim, yoksullar için sağlık hizmeti, yaşanabilir şehirler gibi problemler sosyal sektörün içinde. Eskiden, tasarımcıların bu sorunları çözmek adına katkıları hayır amaçlı projeler yapmak ya da akademide araştırma görevleri üstlenmekti. Şimdi, Bill and Melinda Gates Foundation, Rockefeller Foundation, Hewlett Foundation gibi kurumlar tasarım düşüncesine coşkuyla bağlandılar. D-Rev, Design that Matters, IDEO.org gibi kâr amacı gütmeyen tasarım şirketleri sosyal girişimciler ve STK’larla ortak çalışarak bu en fazla ihtiyaç duyulan konularda heyecan verici inovatif işler yapıyorlar. Tasarım tarihinde belki de ilk defa, sosyal sektör için tasarım kariyeri yapmak mümkün.

5

daha açık davranıyor. LinkedIn’in küresel araştırmasına göre, kendi alanları dışında farklı sektörlerde deneyime sahip olan kişileri işe almaya en açık olan endüstrilerin başında, “internet, online eğitim, girişim sermayesi ve online medya” geliyor.

• İnternet: Veri analistleri, iş geliştirme uzmanları, yönetim danışmanları, strateji uzmanları ve özellikle perakende kökenli marka uzmanları internet şirketlerinde tercih edilen profiller olarak öne çıkıyor.

• Online eğitim: İçerik geliştirme

uzmanları, partner ilişkileri yöneticileri, strateji danışmanları tercih edilen profiller arasında yer alıyor.

• Girişim sermayesi: Sadece bankacılar ve finans uzmanları değil, gıdadan elektroniğe, inşaattan turizme kadar neredeyse her farklı sektörde uzmanlar kariyer olanağı bulabiliyor.

• Online medya: Yeni nesil online medya şirketleri ayrıca dijital içerik uzmanları, metin yazarları ve kreatif direktörler gibi aslında reklam endüstrisinde deneyim kazanmış profilleri de tercih ediyor.

İnternet

Girişim Sermayesi

Ağ ve Bilişim Güvenliği

Online Medya

İnsan Kaynakları

Yazılım

Bilgi Hizmetleri

Yönetim Danışmanlığı

Yatırım Bankacılığı

Online Eğitim

%11.8

%11.1

%10.6

%9.9

%9.4

%8.8

%8.3

%8.2

%8.2

%8.2

2014’te yaptıkları işe alımlar arasında, farklı sektörlerden gelen kişilerin oranı (%)

Kay

nak:

Lin

kedI

n Ec

ono

mic

Gra

ph

FARKLI SEKTÖRLERDEN EN ÇOK İŞE ALIM YAPAN ENDÜSTRİLER

Page 24: JR Mart 2015

SERIOUS

24 campaignjr.com

.EDU

Anadolu Üniversitesi İletişim Kulübü tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenecek olan Kampüste Reklam Var, reklam sektörünün

önemli isimleri ile öğrencileri tekrar bir araya getiriyor. “Reklamın En Eğlenceli Hali” sloganıyla yola çıkan ve geçirdiği 10 yılda öğrenci organizasyonları arasında önemli bir etkinlik haline gelen Kampüste Reklam Var, 14-15 Mart‘ta Anadolu

Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü, Sinema Anadolu’da gerçekleşiyor. 200’e yakın aktif üyesi bulunan İletişim Kulübü’nün gelenekselleşen etkinliklerinden biri olan Kampüste Reklam Var, reklam dünyasının bilinmeyenlerini ve kamera arkasında yaşananları öğrenmek isteyen herkesi bilgi dolu etkinliğe davet ediyor. Kampüste Reklam Var’ın bu yılki teması Arabesk... Her etkinlikte farklı bir

tema ile içeriği kurgulanan Kampüste Reklam Var’ın geçmiş yıllardaki konseptleri arasında Vahşi Batı, Doksanlar, Sokak, Otogar yer alıyordu. İki gün sürecek etkinlik, reklam dünyasının ünlü isimlerini katılımcılarla buluşturuyor ve reklam sektöründe yer almak isteyen genç iletişimcilerle bu işe gönül vermiş deneyimli isimleri ve kreatif liderleri 11’inci yılında tekrar bir araya getiriyor.

Kreatif liderler Kampüste Reklam Var’da

● Ali Taran A.T.C.W. CEO

● Nihat Odabaşı Yönetmen

● Ümit Erdim Oyuncu

● Alper Üner Grey İstanbul CEO

● Kurtcebe Turgul Medina Turgul DDB Executive Creative Director

● Arda Erdik Tribal Worldwide Creative Director

● Şerife Kutlu Kırımlı Lowe İstanbul Vice President

● Yusuf Muslubaş Lowe İstanbul Head of Strategy

● Can Pehlivanlı Y&R Reklam Evi Creative Director

● Taylan Yapıcı Blab Creative Director

● Duygu Güzelmeriç Filmpark Yönetmen

İKİ GÜNLÜK ETKİNLİĞİNKONUŞMACILARI

Campaign Academy Trend TalksGazeteci-yazar ve “İnternet Ekipler Amiri” Serdar Kuzuloğlu, teknoloji çağının hızı içinde değişen trendleri ve yapılan anlamlı yenilikleri değerlendirmek üzere Mart ayında Campaign Academy çatısı altında trend eğitimlerine başlıyor. Serdar Kuzuloğlu ile Trend Talks, her ayın ikinci Çarşamba günü düzenleniyor. Detaylı bilgi için [email protected].

Sosyal Medya Akademisi“Uzman sosyal medya profesyonelleri” geliştirmek amacıyla 2011’de başlatılan Sosyal Medya Akademisi 21’inci dönemine 4 Nisan 2015’te başlıyor. 21 modülden oluşan eğitim programı, 13 Haziran’a kadar, toplam 11 hafta boyunca her Cumartesi 10:30 ve 17:30 arasında Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşiyor.

Deneyimsel Pazarlama ve AçıkhavaDeneyimsel pazarlama perspektifinden ve Açıkhava içerisinde yer alan mecralar çerçevesinde gerçekleşecek eğitim, ARVAK tarafından, İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliği ile düzenleniyor. Sertifika programı 28 Mart 2015’te başlıyor. 6 haftalık programda, pazarlama endüstrisi yöneticilerinin de katılımıyla toplam 36 saat ders sunuluyor. Detaylı bilgi için: [email protected].

EĞİTİM PROGRAMLARI

Page 25: JR Mart 2015

25campaignjr.com 25campaignjr.com

SERIOUS THE JOB

Jr. EditörJR. by CampaignMaslak / İstanbul

[email protected]

EditörCampaign TürkiyeMaslak / İstanbul

[email protected]

TasarımcıUtopic Farm

Dolapdere / İstanbul [email protected]

(REF:SMT koduyla)

Jr. Art DirektörClickline

Etiler / İ[email protected]

Jr. Art DirektörManajans JWT

Levent / İstanbulİ[email protected]

Reklam YazarıGüzel Sanatlar

Esentepe/İ[email protected]

Jr. Project Manager

McCann İstanbulLevent / İstanbul

[email protected]

Dijital Metin Yazarı

Ogilvy İstanbul Levent / İstanbulİ[email protected]

Jr. DeveloperWorkcube

Kadıköy/İstanbulkariyer.iconomy.org

Açık pozisyonlar

Sosyal Medya Stajyeri

(Uzun Dönemli)Nexum

Akatlar & Davutpaşa / İ[email protected]

Jr. Sosyal Medya Uzmanı

Renee AdworksMaslak / İstanbul

[email protected]

Jr. Art DirektörOdeo İstanbulŞişli / İstanbul

[email protected]

Öne çıkan kariyer fırsatları

Page 26: JR Mart 2015

SERIOUS

26 campaignjr.com

THE OFFICE

Şirket ProfiliAsım ve Sabri Ülker’in 1944 yılında Eminönü Nohutçu Han’da kurduğu bisküvi atölyesi, 20. yüzyılın ilk yarısında İstanbul’un, dünyadaki endüstriyel gelişmeye yetişmeye çalışan nadir imalathanelerinden birisiydi. Bu küçük imalathane 21. yüzyıla, entegre bir gıda grubuna dönüşerek girdi. Yıldız Holding 2013 yılında 15.7 milyar lira brüt cirosuyla Türkiye’de ve dünyada saygı gören kuruluşlardan biri olmayı başardı. 11’i yurt dışında olmak üzere toplam 58 fabrikada bisküviden çikolataya, süt ve süt ürünlerinden bebek mamasına ve ambalaja kadar geniş bir yelpazede üretim yapan Yıldız Holding’in 41.000 çalışanı bulunuyor.

Başvuranlardan ne bekleniyor? Yıldız Holding, %65 Y kuşağı çalışan oranı ile oldukça dinamik bir şirket; Y Kuşağının sesini daha iyi duymak, süreçlerine onları daha etkin şekilde dahil etmek istiyor. İşe alım süreçlerinde genel yetenek testi, İngilizce sınavı, vaka çalışmaları ve mülakatlar gerçekleştiriyor. Yeni mezun veya az deneyimli adayların başvuruları değerlendirilirken, kendini geliştirmeyi hedefleyen, proaktif, iletişimi güçlü ve kolay adapte olan, yeniliklere açık, ekip içinde uyumlu adaylara öncelik veriliyor.

Yıldız Holding’te çalışmak nasıl bir deneyim?%65 Y kuşağı çalışan oranına sahip Yıldız Holding’in genç ekiplerine, şirkette çalışmanın nasıl bir deneyim olduğunu sorduk.

Page 27: JR Mart 2015

SERIOUS

27campaignjr.com

THE OFFICE

Yıldız Holding İnsan Kaynakları’nda 5,5 aydır çalışıyorum ve iş hayatımda beşinci yılımdayım. İşe başladığım günden beri bu şirkette “samimiyet”e ne kadar önem verildiği dikkatimi çekti. Getirilen yeni uygulamalarla bir yandan değişime ayak uydururken, bir yandan da değişime imza atanlar-dan olduğunuzu görebiliyorsunuz.

Gizem Sak (27)İnsan Kaynakları Yetenek Kazanımı Uzmanı

Staj programı sonunda projemi sundum ve Yıldız Holding’de çalışma şansı buldum. Yaklaşık 6 aydır Ülker Medya ekibindeyim. Yıldız Holding, hem stajyer arkadaşlarınız hem de şirket çalışanları ile güzel dostluk-lar kurabildiğiniz, bununla beraber kariyer gelişiminizi de yakından takip eden yenilikçi bir şirket.

Hürrem Sultan Atay (26)Pazarlama Uzman Yardımcısı

Ece Uygurtürk (25)Ülker ÇikolataMarka Müdür Yardımcısı

Yıldız Holding’de iki ayı aşkın bir sü-redir çalışıyorum. Çalışma dönemimin Holdingin globalleşme yolculuğuna denk gelmesinin çok önemli bir de-neyim olduğunu düşünüyorum. Yıldız Holding’in global markaları bünyesinde bulundurması, yaptığımız işi Türkiye ile sınırlı kalmaktan çıkarıp, global tecrübe edinmemize de fırsat veriyor.

Ülker’de üretim ve satış gücü yüksek olan bir şirketin pazarlama depart-manında çalışmanın ne kadar önemli olduğunu anladım. Pazarlama, farklı bakış açılarını alıp harmanlamanızı ge-rektirecek bir fonksiyon. Farklı depart-manlarla çalışıp işlerinizi takım çalışması ile ortaya koymak kendinizi geliştirmek için büyük bir fırsat.

Beyza Berber (28)Kurumsal PR Uzmanı

Gelişen global konjonktürdeki ortak paydadan yararlanıyor olmak Yıldız Holding’in sağladığı en büyük avan-tajların başında geliyor. Yöneticilerimin destekleri ve yönlendirmeleriyle şirketime olan katkımı devam ettirip, kariyer ve kişisel gelişimimi ulusla-rarası platformda sürdürdüğüm için kendimi şanslı hissediyorum.

Murat Çeven (29,5)Satın Alma Grup MüdürüRomanya

Page 28: JR Mart 2015

28 campaignjr.com

CURIOUS

Günlük hayatımızda tükettiğimiz ve aktardığımız bilgilerin çoğu gelip geçici. Her saniye, binlerce

yeni fotoğraf sosyal medyaya yükleniyor. Bugün çektiğimiz çoğu görsel doğrudan dijital bir kamera ya da telefonla yükleniyor ve o resimler fiziksel bir insan yapımı olarak hiçbir zaman var olmuyor.

Peki gelecekteki tarihçiler ve biyografi yazarları günlükler, kağıt mektuplar ve elle tutulabilen profesyonel yazışmalar olmadan hayatlarımıza ve yaşadığımız zamana ait parçaları nasıl bir araya getirecekler? Aile fotoğrafları ve e-postalar bizim için kişisel olarak önemliler, onları korumaya özen gösteriyor olabiliriz ama kolektif mirasımızla ilgili daha büyük kayıplar olduğunda ne olacak? Facebook, Twitter üzerindeki etkileşimimizi, yorumları ve

internet aracılığıyla gerçekleştirilen vatandaş gazeteciliğini nasıl muhafaza edeceğiz?

Geçtiğimiz hafta yaptığı bir konuşma sırasında Google’ın Başkan Yardımcısı Vint Cerf, tüm yüzyılın dijital materyalinin kaybolabileceği uyarısında bulundu.

Bu dijital datayı korumak için birtakım adımlar atılıyor. 2010’da Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi, Twitter ile, platformun başladığı yıl olan 2006’dan itibaren herkese açık tweet’leri korumak amacıyla arşivlemek üzere bir anlaşma imzaladı.

İngiltere’deyse İngiliz Kütüphanesi, konuyla ilgili cesur adımlar atıyor.

2004’ten beri kütüphane, gelecek nesiller için web sitelerini, kağıt üzerinde edebiyat gibi arşivlemek için çalışıyor. Bu çaba 2013’te hızlandı; basılı olmayan yasal derleme kopyası düzenlemeleri zorunlu hale gelince Oxford ve Cambridge Üniversiteleri ile

Dijital Kara Delik: İnsanlığın hafızası silinecek mi?Google’ın Başkan Yardımcısı Vint Cerf uyardı: İnsanoğluna dair dijitalde bulunan tüm bilgi kaybolma riski altında.

Lewis Dartnell 220 sn

Page 29: JR Mart 2015

CURIOUS

29campaignjr.com

TECH

Dublin’deki Trinity College’ın yanı sıra İngiliz Kütüphanesi’nin de dijital olarak yayınlanmış tüm materyali arşivlemelerinin önü açıldı.

Tarihçilerin internet sitelerinin zamanla nasıl evrim geçirdiğini takip edebilmeleri için yaklaşık 5 milyon adet İngiltere bazlı internet sitesi düzenli olarak alınan anlık görüntülerle korunuyor. Blurb.co.uk ya da MySocialBook.com gibi online platformlar da fiziksel fotoğraf albümleri hizmetleri sunarak konuyla ilgili dolaylı yoldan adımlar atıyorlar.

Ancak sonsuza kadar kaybolma riskini taşıyanlar sadece kelime ve görseller değil. 20. yüzyılın etkili Amerikan folk ve blues müzisyeni ve 12 telli gitarın kralı olarak bilinen Huddie William Ledbetter’ın çoğu orijinal kayıtları zaman içinde çoktan kayboldu. Konserlerinin kayıtları manyetik bir baskı olarak metal oksitten ince bir filme yedeklendi ve eğer bu hassas tabaka dökülürse müzik, geri dönülemez bir biçimde kayboluyor.

İngiliz Kütüphanesi’ndeki ses arşivi dünyanın en büyük saklama yerlerinden biri ve arşivcilerin tahminine göre ellerindeki kayıtların yaklaşık 2 milyonu hassas ve sonsuza kadar kaybolma riski altında. Bu tarihi kayıtlar iki makaralı teyplerde, kasetlerde, lake disklerde ve hatta vaks silindirlerde

bulunuyor ve sadece fiziksel bozulmaya karşı korunmasız değil, aynı zamanda onları çalmaya yarayacak teknolojinin eskimesi ve kaybolması riskiyle de karşı karşıyalar.

Bilgisayar hard diskleri geniş ölçülerde dijitalleştirilmiş bilgiyi tutabilir ama disklerin başına bir şey geldiğinde ya da silindiğinde her şey kaybolur. NASA, uzay incelemeleriyle bir araya getirilmiş eski bilgileri iyileştirme ve arşivleme konusunda büyük sıkıntılar çekti çünkü görsellerin ve datanın kaydedildiği arkaik formatın bilgisi artık kaybolmuştu.

Ses arşivleri sadece müziği kaydetmiyor aynı zamanda önemli konuşmaları, sözel tarihi, ölmekte olan dilleri ve nadir ya da nesli kaybolmakta olan vahşi yaşam seslerini de kaydediyor. Ama bu bilgi muhafazası ne noktaya kadar genişlemeli? Hangi kültürel bilginin korunmaya değer olduğuna nasıl karar verilebilir? Örneğin internetteki kedi meme’leri saklamaya değer mi?

Ve günümüzde, bu korumayı nasıl başarabiliriz? Wikipedia, kolektif insan çalışmasının ulaştığı noktaları ortaya koyan mükemmel bir anıt olarak karşımızda dikiliyor. 4.7 milyon İngilizce makalenin, tepede bir editoryal koordinasyon olmadan gönüllü

olarak yazılıp, düzeltildiği bir ortam sunuyor. İnternet teorisyeni Clay Shirky’nin dediğine göre, Wikipedia 100 milyon saatlik iş gücüne eşit. Nature dergisinde yer alan bir makalede yapılan kıyaslamaya göreyse Wikipedia, Britannica Ansiklopedisi kadar güvenilir bilgiler içeriyor. Acil Olay Yönetim Politikası da Wikipedia’da yer alan bilgilerin küresel facialarda sanal bir ansiklopedi olarak basılmasına imkan sağlıyor.

Bugün hepimizin neredeyse her gün kullandığı Wikipedia, bilgilerin büyük bir çoğunluğunu temsil etse de, bir felaket sonrası toplumda insanlığa yol gösterecek şekilde temellenmemiş bir organizasyon konumunda. Dünyanın iklimlerindeki doğal regülasyonlar üzerine Gaia hipotezini ortaya atan James Lovelock 1998’deki Book for All Seasons isimli kitabında, en önemli insan bilgilerini, mantık çerçevesinde ele aldı. Bu mentaliteyi Whole Earth Review’un eski yayın yönetmeni ve Wired’ın kurucusu Kevin Kelly de benimsedi ve bir dağın tepesine Utility Library (Kamu Hizmeti Kütüphanesi) kurulması fikrini gündeme getirdi. Long Now Foundation isimli kuruluş ise şimdiden Uygarlık Rehberi’nin ciltlerini toparlamaya başladı.

Sadece gerçeklere dayalı bilgileri değil, genetik bilgilerimizi de korumak zorunda olduğumuz bir dönemdeyiz. Küresel bir felaket nasıl olur, ne zaman olur bilinmez ama dünya üzerinde tarımı yapılan ve yabani bitkilerin genetik çeşitliliğinin korunması, iklim değişikliklerine rağmen besinimizi üretebileceğimiz bir ortam hazırlar bize. Svalbard Küresel Tohum Kasası, Arktik’te Spitsbergen isimli bir adada bulunuyor ve olası bir küresel krizde kullanılmak üzere 1.5 milyon tohum örneğini saklıyor.

Patlamaya dayanıklı kapılarla güvenliği sağlanan mekan dağın kenarında kuruldu. Böylelikle elektrikler gitse bile dondurucu soğukta tohumlar yüzyıllar boyunca saklanabilecek.

Basılı kitaplar, küflenmeye ve ateşe karşı pek dayanıklı değiller ama granitlere yazılanlardan ve bilgisayar hafızalarından çok daha kalıcı oldukları kesin. Kitaplar, çok ağır olmadan çok fazla bilgiyi bünyesinde barındırıyor, üstelik bunlara bakmak için özel bir ekipmana da ihtiyacınız yok. Fakat biz şimdi oyunu baştan yazacak bir teknolojiyle karşı karşıyayız: 3D printer. 18’inci yüzyıl ansiklopedilerini hazırlayanların asla düşünmediği ve birçok şeyi değiştirecek bir cihaz. Yakın gelecekte, uygarlığı canlandırmak için şunlara ihtiyaç duyacağız; bir 3D printer, tasarımları kaydetmek için bir bilgisayar veri tabanı, kılavuz kitabı ve duvarda da büyük bir “Baskı” düğmesi. Bu sistem, yaşanan gelişmeleri hızlıca tamamlamak için gerekli aletleri yapan cihazları yapmaya yarayabilir.

Ama biz umalım da medeniyet asla çökmesin.

Page 30: JR Mart 2015

CURIOUS

30 campaignjr.com

OPINION

Stephen Hawking, Bill Gates ve Elon Musk... Üçü de “yapay zeka” ya da diğer adıyla AI (Artificial Intelligence)’nın getirebileceği potansiyel tehlikeye karşı uyarıyor. Ünlü fizikçi Hawking, yapay zekanın nihai gelişimi “insan

ırkının sonunu getirebilir” dedi. PayPal’ı, Tesla’yı ve SpaceX’i hayatımıza sokan girişimci Musk, yapay zekayı “en büyük varoluşsal tehdit” olarak tanımladı. Gates ise insan kontrolü için fazla akıllı olan makineler konusunda kendisini “endişeli” hissettiğini belirtti.

Peki bu bilge ruhların korktuğu şey nedir? Yapay zeka, bilgisayar sistemlerinin insanın zekasal davranışlarını taklit edebilme yeteneği. Konuşmayı anlamadan görsel algıya, karar vermeden dil çevirisine kadar her şey bunun içinde. Örnekler, satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yenen Deep Blue’dan, dünyanın en iyi Jeopardy oyuncusuna galip gelen süper bilgisayar Watson’a kadar genişler. Kurgusal olarak Spike Jonze’nin, Joaquin Phoenix’in işletim sistemine aşık olduğu ‘Her’ filmi var elimizde.

Yapay zekanın önemli bir bileşeni ve onun neden olduğu korkuların kilit unsuru, makinelerin insan yönlendirmesi olmaksızın aksiyona geçebilme yeteneğine sahip olması. Bu bir engel ya da sınırlama karşısında kendini yeniden programlayan bir bilgisayar şeklinde olabilir.

Teknoloji dünyası içinde yapay zeka konusuna ve onun getirebileceklerine daha umutlu bakan insanlar da var. Wired dergisi kurucu editörü Kevin Kelly geleceğin “2001: A Space Odyssey”deki öldürmeye niyetli bilgisayarlar olan HAL’ler tarafından ele geçirileceğini düşünmüyor. Kelly’nin görüşü, gelecekte dünyanın Amazon Web Hizmetleri gibi sıradan olacağı şeklinde: Ucuz, akıllı, yararlı, basitçe hayatlarımızın arka planına dayandığı için aşırı derecede sıkıcı. Ama 100 yıl önce elektriğin hayatımıza girmesiyle yaptığı gibi, yapay zekanın da durağan hayatlarımıza renk katacağını söylüyor Kelly: “Eskiden elektriklendirdiğimiz her şeyi şimdi bilişselleştireceğiz.”

Kelly, yapay zekaya ilişkin endişeleri onaylarken şunu da yazıyor: “AI’nın gelişmesiyle, belki de içlerine bilincin de yerleştirilmesini engelleyecek mühendislik yolları bulmalıyız – en yüksek kalitedeki AI

hizmetlerimiz bilinçsiz olarak tanıtılacak.” AI’nın sahası içindeki olağanüstü ilerlemelere paralel

gitmek, Nesnelerin İnterneti (IoT) için daha da büyük bir gelişim demek. Bunu, vücutlarında, internete kablosuz bağlanan kişiye özel tasarlanmış cihazlar taşıyan sayısız objenin, hayvanın ve insanın ortaya çıkması olarak tanımlayabiliriz.

2020’ye dek 50 milyar bağlantılı cihaz olacağına dair tahminler bulunuyor. Bu akıllı cihazlara son örnek Nest termostatları, wifi erişimli yıkama makineleri ve kazaları önleyen ve sizin için park edebilen sensörlere sahip otomobiller olabilir.

Amerikan Federal Ticaret Komisyonu, Nesnelerin İnterneti hakkında gizlilik ve güvenliğe dair haklı bir kaygı yaşıyor. Bunun için kamuya açık bir workshop düzenledi ve bir rapor yayınladı. Bu raporla da şirketleri, en iyi pratikleri benimsemeye ve yeni ağ tabanlı çevrelerde müşterilerde güven duygusunu sağlamlaştırmak ve veri toplanmasını en aza indirmek konusundaki prosedürleri içermeye teşvik etti.

“Web 2.0” kelimesinin yaratıcısı Tim O’Reilly, Nesnelerin İnterneti’ni en önemli online gelişim olarak görüyor. Ona göre IoT ismi de yanıltıcı.

Peki, bu birbiriyle ilişkili milyonlarca alet, yapay zeka makinelerine bağlanırsa ne olur? Yapay zeka + Nesnelerin İnterneti hangi sonucu verir? Bu, medeniyetlerin sonu anlamına mı gelecek? Kendinden programlanan bilgisayarlarımız, her gün kullandığımız nesnelere eklediğimiz mikroçiplere tehlikeli emirler mi gönderecek? Ya da bu, buharın kullanılması ya da atomun parçalanmasına benzer başka bir dönüştürücü an mı?

Cevap, bilinçle ilgili bazı yeni düşünme şekillerinde yatıyor olabilir. Bilinç, açıklanması ciddi şekilde zor bir konu olduğunu kanıtladı.

20 yıl kadar önce, Avustralyalı filozof David Chalmers, Hard Problem of Consciousness’i ortaya atarak tartışmaya yol açtı. Zekanın, yaşamın gizemli tecrübesine nasıl neden olduğunu sordu. Bizi yapay zekaya sahip bir robottan farklı kılan nedir? Ve bilince sahip olan tek canlı, biz insanlar mıyız?

Bazı bilim insanları bilincin bir illüzyon, beynin bir oyunu olduğunu öne sürüyor. Diğerleri ise bilinç bulmacasını asla çözemeyeceğimize inanıyor. Bazı nörologlar ise bilgisayarlar ya da internetin bir gün bilinçli olabileceği fikrini kabul etmemiz şartıyla

sonunda bilinci anlayacağımızı düşünüyor. Yazar Oliver Burkeman, Guardian’daki bir

makalesinde Chalmers ve diğerlerinin “içerdiği bilginin yeterince birbirine bağlanmış ve düzenli olması sağlandığında” evrendeki her şeyin bilinçli olabileceği (ya da potansiyel olarak olduğu) fikrini nasıl ileri sürdüklerini yazdı. Yani bir iPhone ya da termostat bilinç sahibi olabilir mi? Ve eğer olabilirse, biz ‘Bilinçli Web’in ortasında mıyız?

90’ların ortasında yazar Jennifer Cobb Kreisberg, Wired için “A Globe, Clothing Itself with a Brain” isimli etkili bir eser yazdı. Kreisberg yazısında Cizvit Papazı ve paleontolog Teilhard de Chardin’in çalışmasını anlattı. Chardin, 50 yıl önce düşüncenin global küresini toplu düşünce, tecrübe ve bilincimizi içeren “tek bir dokunun yaşayan bütünlüğü” şeklinde tanımlıyordu.

Teilhard bunu ‘noosphere’ (noo, Yunancada akıl için kullanılıyor) olarak tanımladı. Bunu, ‘geosphere’ (fiziksel dünya) ve ‘biosphere’ (biyolojik dünya) ötesinde evrimsel bir adım olarak gördü. İster nöronlardan ister elektronikten yapılmış olsun, varlığın bilgilendirici sistemi bilinci doğuruyor. Sinir bağlantıları çeşitliliği artarken, Chardin, evrimin daha büyük bir bilince önderlik edeceğini iddia etti.

Yani, belki de çok fazla paniğe kapılmamalıyız. Belki de sadece yapay zeka ve Nesnelerin İnterneti’nin doğuşu alanında değil, bilinci kavrayışımız konusunda bir buluşun zirvesindeyiz. Eğer AI ve IoT’nin sunduğu gizlilik, güvenlik ve itimat konularını çözebilirsek, tarihi oranlar konusunda evrimsel bir sıçrama yapabiliriz. Teilhard’ın birbirine bağlı “düşünce katmanı”nın internetin bunca zamandır yaptığı şey olması da muhtemel.

Yapay zeka ve Nesnelerin İnternetibirleştiğinde neler olacak?Stephen Hawking, Bill Gates ve Elon Musk... Bu üç ismin ortak bir endişesi var: Yapay zeka ve Nesnelerin İnterneti. Peki neden endişeliler?

Stephen Balkam 240 sn

Ex Machina (2015)Yönetmen: Alex GarlandOyuncular: Domhnall Gleeson, Alicia Vikander,Oscar IsaacSenaryo: Alex GarlandIMDb: 8,0Metascore: 77Vizyon Tarihi: 10.04.2015

VİZYONA GİRİNCE KAÇIRMA

Page 31: JR Mart 2015

CURIOUS

31campaignjr.com

Cloud Artık evinizin içinde kendinize ait bir bulutunuzun olması mümkün. Bu bulut, gördüğünüz orijinal pofuduk görüntüyü elde etmek için hipoalerjenik keçeli lif dolgulardan elde edildi. İçindeyse Arduino panosuyla kontrol edilen ışık özelliğiyle birlikte bluetooth hoparlörü bulunuyor. Gerçek bir buluttan farklı olarak, bu bulut uzaktan kumandayla kontrol edilebiliyor; ışık modları değiştirilebiliyor veya çevresindeki agresif koşullara göre kapalı alanda gök gürültülü fırtına ortamı oluşturabiliyor. Bulutun etiket fiyatı ise Harvard’da kısa süreli bir sertifika programını aratmıyor.

Richardclarkson.com / Fiyatı: 3.360 Amerikan Doları

GADGET

Page 32: JR Mart 2015

32

CURIOUSGAME

Sekizinci yüzyılda insanlık half breed (melez ırk) dedikleri hayvansal yeteneklere sahip bir grupla karşılaşır. İnsanoğlu bu kurtadam benzeri yaratıklardan korkunca iki ırk arasında savaş başlar. Kral Arthur ve Yuvarlak Masa

Şovalyeleri, içince ömürlerini uzatan ve yaraları hızlıca iyileştirebilen Black Water (Kara Su) yardımıyla melez ırka karşı uzun süre boyunca savaşır. Melez ırk, insanların sayıca üstün olmasına rağmen, hayvansal özelliklerinden dolayı hemen hemen her savaştan galip gelmeyi başarır, ta ki Sanayi Devrimi gerçekleşene kadar...

“The Order: 1886”nın geçtiği alternatif evrenin kısa geçmişini böyle özetleyebiliriz. Adından da tahmin edileceği üzere Victoria dönemi Londra’sında geçen bu oyunda aynı ekipte yer alan dört karakter var. Bu dört karakter arasından The Order’ın düşmanlarına karşı asırlar boyunca savaşmış ve bu yüzden şiddetten bıkmış ve duygusuzlaşmış olan Grayson (Sir Galahad olarak da bilinir) olarak oynuyorsunuz.

Ne güzel ki The Order’ın Ar-Ge bilim adamlarından biri de Nicola Tesla. Dolayısıyla 1800’lerin bu paralel dünyasında daktilo en üst teknoloji değil. Ekibinizle gizli görevdeyken kablosuz bir şekilde onlarla iletişime geçebiliyor, ‘steampunk esintili’ bir kod çözücü aletiyle kilitli kapıları

açabiliyorsunuz. Üçüncü şahıs bakış açısından oynanan oyunun az

da olsa gizlilik imkanı var ama bu gizlilik biraz sıkıntılı... Düşman yapay zekaları gayet güzel tasarlanmış, gözden uzak bir biçimde gezinirken bir adamı arkadan öldürebilmek için doğru zamanda üçgene basmak gerekiyor, aksi takdirde düşman sizi fark ediyor ve öldürüyor. Oyunda gitmeniz gereken yer ve gidiş rotası belli, ama yine de yol boyunca keşfedilecek çok sayıda alan, keşiften keyif alan oyuncuları tatmin etmeye yeterli olabilir.

The Order aynı zamanda görsel bir şölen. Bir zeplin balonundan aşağı sarkan bir ipten inerken oyuna bir ara verip Victoria Londra’sının nefes kesen manzarasına bakmamak elde değil. Bununla birlikte oyunun başında sinematik görseller yüzünden, ara sahnelerden oyuna geri dönüş bir süre için kafa karıştırıcı olabiliyor. PSP oyunları God Of War: Chains of Olympus ve God of War: Ghost of Sparta oyunlarından tanıdığımız ve Santa Monica’nın bizzat desteklediği Ready at Dawn, öyle kusursuz (!) sahneler tasarlamış ki onlara zarar veremiyorsunuz.

Başkalarıyla çatışırken tabak çanak havalarda uçuşuyor ama odanın kendisi zarar

görmeden çatışmadan çıkabiliyor. Acele etmeden oynanırsa 7-8

saatlik oynanış süresi olan ve sadece PS4’e özel olarak çıkarılan The Order’ın Türkçe altyazı seçeneği de bulunuyor.

Steampunk, Victoria Dönemi’ndeŞovalyeler kurtadamlara karşı... Tesla teknolojilerini merkezine alarak oyuncuları Victoria Dönemi Londra’sına götüren The Order 1886, geek’lerin huzuruna çıktı.

Geliştirici: Ready at Dawn, SCE Santa Monica StüdyosuDağıtımcı: Sony Computer EntertainmentYönetmenler: Ru Weerasuriya, Dana JanOyun Müzikleri: Jason Graves & Austin WintoryOyun Motoru: RAD Engine 4.0Platform: PlayStation 4Çıkış Tarihi: 20 Şubat 2015Tür: Aksiyon-Macera / TPSMod: Tek Oyuncu(Single-player)

OYUNUN KÜNYESİ

Çağatay Göler 117 sn

6,5IGN, The Order 1886’ya ortalama bir puan verdi.

Page 33: JR Mart 2015

CURIOUS

33campaignjr.com

GAME

Mart● Battlefield Hardline

● Bloodborne ● Bladestorm: Nightmare

Nisan● Dark Souls 2: Scholar of the First Sin ● Mortal Kombat X

Kickstarter üzerinden fonlanan Star Citizen, Microsoft Windows ve Linux’te oynanabilen ve farklı türleri bünyesinde barındıran bir oyun. 73 milyon dolar para toplayarak kırılması güç bir rekora imza atan oyun, evrenin derinliklerinde gezinmeyi, ticaret yapmayı ve savaşmayı merkezine alıyor.

BU OYUNLARI KAÇIRMAYIN

UZUN ZAMAN ÖNCE ÇOK ÇOK UZAK BİR GALAKSİDE...

Page 34: JR Mart 2015

34 campaignjr.com

PASSION

Külotlu çorap erkek dünyasına geri döndüTrendsetter’lar, bu sezon erkekler için külotlu çorapları diriltti. Yoksa erkekler tarih boyunca vazgeçemedikleri külotlu çorapları kadın tekelinden kurtarmak mı istiyor?

Bir zamanlar külotlu çorap dediğimiz feminen kıyafetler erkek gardroplarının da önemli bir parçasıydı. Sonra aniden tarzlar değişti ve bu kıyafet erkeklerin elinden alınıp kadın gardroplarının süsü oluverdi.

Yıllar sonra bugün ise külotlu çoraplar erkekleri tekrar “alenen” sıkı sıkı sarmaya başladı.

Bu geri dönüşe ne sebep oldu bilinmez. Ancak modanın değişkenliğine, son dönemde öne çıkan 50, 60 ve 70’li yılların modasını yansıtan vintage kıyafetlere bakılırsa, bu durum çok da şaşırtıcı değil.

Yine de bu modaya uymak isteyen erkeklerin büyük bir bölümünün ürünü alışveriş sepetlerine atması kadınlardaki kadar kolay olmuyor.

Dünyanın en büyük çorap ve tayt satıcısı unvanına sahip UK Tights’ın İdari Direktörü Dawn Barber’ın “Ürünlerimizin %40’ı erkekler için” şeklindeki açıklaması üzerine şunu söyleyebiliriz: Külotlu çorapların erkeklerin hayatındaki yeri sandığımızdan daha büyük.

Modacıların 2015 İlkbahar/Yaz dönemine ait yeni kreasyonlarını incelediğimizde de bu gerçekle yüzleşiyoruz aslında. Barber, külotlu çorapların yalnızca kadın kıyafetlerini kullanmayı tercih

edenlere değil postacılara, mühendislere, sütçülere, polisler ve daha birçok meslekten ve görüşten erkeğe de hitap ettiğini belirtiyor. İngiliz erkeklerin bunları tercih etme nedenini ise genelde kötü hava şartlarının hakim oluşuyla açıklıyor. Erkeklerin bunları daha çok pantolonlarının altına giymeyi (bir bakıma saklamayı) tercih ettiklerini de ekliyor.

Dünyada her yıl 2 milyar külotlu çorap üretiliyor ve 95’ten beri kadınlara yapılan satış %70 azaldı. Peki erkekler günümüz toplumunda onlar için tabu haline gelen bir kıyafeti nasıl satın alıyor?

Bu soruya cevap; teknolojinin nimeti haline gelen sanal alışveriş.

Seda Büktel 126 sn

Page 35: JR Mart 2015

PASSION

35

FASHION

Her ne kadar erkekler arasında tercih edilen bir kıyafet olsa da külotlu çorabı bizzat dükkandan gidip almak hala erkeklerin hoşuna gitmiyor.

Erkeklere özel tasarlanan külotlu çoraplarda ayrıntılar da unutulmuyor. Ön kısmı kadınlarınkine göre daha farklı bir tasarıma sahip olan bu çoraplar aynı zamanda bu kısımdan açılabiliyor (kullanışlılık önemli tabii). Bununla birlikte, daha yumuşak yapısı nedeniyle kadınlara özel olan ürünleri tercih

eden erkekler de mevcut. Bazı erkekler içinse bu kıyafet, darlığı nedeniyle bir fetiş unsuru haline gelebiliyor.

Bu konuya ilgisi olanlar için online dünyada bir de Hosiery for Men isimli bir site

yer alıyor. Bu sitenin mutfağında yer alan kişinin konuya dair

görüşü ise kadın ve erkek modası arasında toplumsal cinsiyet bağları olmaması gerektiği yönünde. Çünkü külotlu çoraplar ya da

onların bir türevi olan taytlar özellikle batı kültüründe aslında erkeklere aitti. Sanata bakınca da bunun yansımalarını rahatlıkla görebiliyoruz. Bunun için Robin Hood, Don Kişot ve Üç Silahşörler gibi edebi eserlere ya da Hollandalı Rembrandt ve İtalyan Caravaggio gibi Batılı sanatçıların tuvallerine bakmak yeterli.

Orta Çağ’a geri dönüş yapıldığında benzer bir durum topuklu ayakkabılar için de geçerli. Yıllar ilerledikçe bu ürünlerin kadınlar tarafından rağbet görmesi işlerin gidişatını değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda bu kıyafetlere dair normları da etkilemiş görünüyor.

2 milyarDünyada her yıl 2 milyar külotlu

çorap üretilirken, 95’ten beri kadınlara yapılan satış %70 azaldı.

Page 36: JR Mart 2015

PASSION

36 campaignjr.com

FASHION

Modadaünlü kreatif direktör trendi

Ünlü isimler artık, yalnızca tanıtım sürecinin değil, ürünün yaratım sürecinin de bir parçası. Özellikle moda markaları ünlü isimleri kreatif direktör olarak bünyesine katıyor.

Seda Büktel 138 sn

Geçmişte bir ünlüyle anlaşmak, ilgileri marka üzerine çekmenin hızlı ve kolay bir yoluydu. Bu tarz anlaşmalar hem markaları hem de ünlü isimleri görünür kılardı. Şimdi ise marka / ünlü ilişkileri

farkındalık yaratma amacından gerçekliği vermeye doğru evrildi. Bu değişim, kendi alanlarında çığır açmayı başaran isimlerin gerek kendi markalaşma serüvenlerine, gerekse markanın o isimlerin fikirlerinden yararlanabilmesine olanak sağladı.

Farklılaşmanın birçok marka için temel mücadele alanı olduğu günümüzde, kendine has bir tarz yakalayabilmiş isimlerle birlikte üretim sürecine girmekse bu noktada markalara istediklerini veriyor. Sektör dışından gelen farklı bakış açıları da inovatif çalışmalar yapabilmenin önünü açıyor.

Konuya ünlü isimler açısından bakacak olursak bu konu, hayranlarıyla etkileşime geçme şekillerinde onlara yenilikler getiriyor. Bir ürünün üretim sürecinde ya da bir programda yer almak ünlülerin kendilerini farklı şekillerde ifade edip, kitlelere ulaşmalarına imkan tanıyor. Günümüzde “ünlü”

Page 37: JR Mart 2015

PASSION

37campaignjr.com

FASHION

olmanın geçmişe göre daha kolay hale geldiğini de göz önünde bulundurursak, ünlü isimler için bu durum girişimci yanlarını da ortaya koymak adına bulunmaz bir fırsat.

Ayrıca, müzik sektöründen elde ettikleri gelirin azalmasıyla bu yeni ve farklı iş kapısı, sanatçılar için gelirlerini artırmanın bir başka yolu...

Bu yeni çerçevede yalnızca ünlüler, markaları görünür kılmakla kalmıyor aynı zamanda markaların nimetlerinden faydalanarak yeni ve inovatif çalışmalara imza atabiliyorlar.

Markaların kendi pozisyonu ve vizyonuna uyum sağlayacak isimlerle çalışması ise bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta. Ünlü kreatif direktörler son yılların popüler tercihi çünkü bu sayede hem kendileri hem de markalar daha yüksek seviyelerde yer alabiliyorlar. Artık sadece görsellerden oluşan bir tanıtımda yer almıyor, aynı zamanda marka adına fark da yaratabiliyorlar.

Peki son dönemde giyim, aksesuar ve kozmetik markalarıyla beraber çalışan isimler kimler oldu?

Nike için Yeezy model ayakkabı tasarlayarak dikkatleri üzerine çeken Kanye West, daha sonra Adidas Originals için hazırladığı Yeezy Boots ayakkabı serisini tanıttı. Kendisini bir tasarımcı olarak tanımlamayan West, kreasyonun yaratımında 2011’de Londra’da meydana gelen protestolardan esinlendiğini söyledi.

Şarkıcı Rita Ora ise Adidas Originals için çalışan bir diğer ünlü isim. Ora’nın renkli tarzını yansıtan Adidas ürünleri Eylül ayında satışa çıkmıştı.

Sex and the City dizisiyle tanınan yıldız Sarah Jessica Parker ise kreatif direktörlük modasıyla iç içe yaşayan bir isim. Son olarak Tome markası için ayakkabı tasarlayan Parker, daha önce de Halston Heritage’le çalışmış ve 1.5 yıllık bir beraberliğin ardından 2011’de yollarını ayırmıştı.

Rapçi Swizz Beatz de 2011 yılında kreatif direktör olarak Reebok’la anlaşmıştı. Yapımcı, şarkıcı, tasarımcı ve ressam olan Beatz, Kamikaze ve Pumps modellerinin tasarımına katkıda bulundu.

Son dönemin önemli kreatif direktörlük anlaşması ise Puma ve Rihanna arasında gerçekleşti. 2014 Aralık ayında yapılan çok yıllık sözleşme sonucunda Rihanna hem klasik Puma stili için çalışacak hem de kendisine ait tasarımlarla markanın portfolyosunu genişletecek. Yakın zamanda tanıtılan Puma X McQ adlı seri ise Rihanna’nın kreatif direktörlüğü altında geliştirilen ilk ürün serisi oldu.

9.000Kanye West’in 12 Şubat’ta ilk kez görücüye çıkan Adidas

Yeezy koleksiyonunun ilk 10 dakika içerisindeki

satış adedi

Page 38: JR Mart 2015

PASSION

38 campaignjr.com

FASHION

WITHINGS ACTIVITÉ POPGörünüşüyle klasik analog saat-lerden farkı olmayan bu küçük akıllı saat her anınıza eşlik ede-bilecek türden. Kadrandaki ufak göstergesi günlük spor limitine (atılan adım, yakılan kalori, kat edilen yol vs) ne kadar yaklaştı-ğınızı gösteriyor, uykunuzu takip edebiliyor ve bununla da yetin-meyip yüzerken bile kullanılabi-liyor. Saatin pil ömrü ise 8 ay. withings.com

LOOKSEELookSee, giyilebilir teknolojinin günlük aksesuarlarımıza uygulanmış haline bir başka örnek. E-Ink’e sahip cihazın üze-rindeki desenleri isterseniz kendiniz de yaratabiliyorsunuz. lookseelabs.com

MISFIT SWAROVSKI SHINEAdından gösterişliliğini anlayabilece-ğiniz bu aktivite cihazı, mini panalleri sayesinde güneşi, LED’leri ve halojen ışıkları sömürüp kendisi için enerjiye çeviriyor. misfit.com

Page 39: JR Mart 2015

PASSION

39

SPORTS

İyilik için ‘Koş Forrest Koş’

Hiç dikkat ettiniz mi, son yıllarda Nişantaşı’nda, Moda’da, Eminönü’nde ya da Bebek’te spor amaçlı koşan insanların sayısı, sadece dolaşan insanların sayısıyla

başa baş yarışıyor. Bu durum başta Adidas, Asics, Nike ve Puma olmak üzere birçok spor markasının pazarlama iletişimini futbol ve basketboldan koşuya kaydırmalarıyla yaygınlaştı. Düzenlenen küresel maratonların sayısı arttı. Örneğin Roma’da, San Francisco’da, İstanbul’da ve Boston’da başlayan maratonlarda, mekan haricinde iki şey aynı kalıyor: Sponsorlar ve amaç. Evet, buradaki amaç kilo vermek, endorfin salgılamak ya da sadece manzaranın keyfine bakmak değil. Bu ve benzeri etkinliklerde gerçek amaç, ALS’ye, AIDS’e veya çevre kirliliğine karşı farkındalık yaratmak. Örnekler istenildiği kadar artırılabilir. Peki bir amaç uğruna koşmak hangi ara bu kadar popüler oldu?Aslında çok eskilere gidersek Boston Maratonu’na denk gelebiliriz. İlki 1897’de yapılan ve tarihin en eski maratonu olarak adledilen maratonda bir amaç uğruna koşmak için katılanların sayısı 2010

verilerine göre 2515’e çıktı. Bu gibi organizasyonlardan elde edilen veriler ışığında 2000’lerde büyük bir artış yaşanırken, koşucular arasında önemli bir yere sahip olan Londra Maratonu’nda 1981’den beri 600 milyon sterlin bağış toplanması bireysel ve kurumsal isteğin ne boyutlara ulaştığını gösteriyor.

Popüler kültürde de kült film Forrest Gump, koşuya farklı bir bakış açısı getirmişti. Evlilik teklifi reddedilince kendini yollara vuran Gump, bir maraton koşucusu olmuş ve saç sakal birbirine girmiş bir ünlüye dönüşmüştü. Günümüzde Forrest Gump için yapılan maratonlar özellike ABD’de devam ederken, Türkiye’de de son iki yılda birçok toplumsal soruna ve hastalığa karşı farkındalık yaratmak için koşular düzenlendi. Bunlar arasında omurilik felci, meme kanseri ve otizm akla gelen ilk örnekler... Tabii Türkiye’deki etkinliklerde ya katılım ücreti adı altında ya da kurumsal bazda para toplanıp yardım yapıldığı için Anglosakson kültürdeki gibi bir bağış kültürünün gelişmesi için koşmamız gereken çok yol olduğunu söylemeliyiz.

26 NisanVodafone Yarı Maratonu - İstanbul

3 MayısWings for Life World Run - Antalya

6 MayısNew Balance Bozcaada Koşusu - Çanakkale

6 HaziranNike Women’s Run - İstanbul

25 TemmuzRunfire Cappadocia Ultra Maratonu - Kapadokya

18 EkimGeyik Koşuları by Asics - İstanbul

15 KasımVodafone 37. Kıtalararası Avrasya Maratonu

27 Aralık80. Büyük Atatürk Koşusu - Ankara

2015’İN KOŞUETKİNLİKLERİYiğit Kaytmaz 86 sn

campaignjr.com

Page 40: JR Mart 2015

PASSION

40 campaignjr.com

THE CAR

Henüz satışa sunulmadan ‘koleksiyonluk’ olarak tanımlanan otomobillere çok nadir rastlanır. Fakat 427 Cobra kesinlikle bu tanımlamaya giriyor. Otomobil tutkunları Carroll Shelby ve Ocak 1965’te

yarattığı ikonik roadster’ı yakından tanır. Shelby’nin yarattığı efsanenin 50’nci yılı onuruna tasarlanan ‘427 Cobra 50th Anniversary’ serisi asfalt ile buluşmaya hazırlanıyor. Geçen ay satışa çıkan yeni serideki her otomobil, Shelby’nin 1960’larda ürettiği modellerin yanında ‘World Registry’ye kayıt oluyor. Sadece 50 adet üretilen özel seri 427 Cobra, alüminyum ve geleneksel

fiberglas olmak üzere iki farklı karoser seçeneğiyle sunuluyor. Alüminyum modelde son dokunuşlar ve cila tamamen el yapımı, fiberglas versiyonda ise tek renk sadece Wimbledon beyazı şeritlerin yer aldığı Guardsman Mavisi...

Alüminyum modelin ABD’deki ilk satış fiyatı 180 bin dolar oldu, fiberglas kasalı olan versiyon ise 120 bin dolardan başlıyor. Elbette bu fiyata, yürüyen aksam ve motor dahil değil. Shelby Cobra’nın 400 beygirlik motoru için 50 bin dolar, 700 beygirlik motor içinse 70 bin dolar ek maliyet devreye giriyor. 427 Cobra 50th Anniversary modelinin iç mekanı Shelby ile özdeşleşmiş vinil, siyah halı kaplamaları ve siyah deri koltuklar tek seçenek olarak sunuluyor. CSX4550-4599’dan başlayan

özel bir seri numarasına sahip olacak her araçta ayrıca altın yıldönümü arması, standart olarak yer alıyor.

Shelby American CEO’su Joe Conway köklü geçmişi şöyle özetliyor: “Cobra, Shelby’nin performans vizyonunun en saf halini oluşturuyordu. 50 yıl önce ilk kez yollara çıkan Cobra, sadece Amerikan spor otomobilleri segmentini yeniden tanımlamadı, aynı zamanda küresel bir marka ikonu haline geldi” dedi. Shelby American Başkan Yardımcısı Gary Patterson’a göre ise “2012’deki ölümünden önce Carroll Shelby’nin bizzat onay verdiği son proje olması” nedeniyle 50. yıldönümü özel serisi, koleksiyonerlerin iştahını daha fazla kabartıyor.

SHELBY 427COBRACarroll Shelby’nin 50 yıl önce tasarladığı efsanevi roadster’ın özel yıldönümü serisi yollara çıkıyor.

Page 41: JR Mart 2015

PASSION

41campaignjr.com

THE CAR

Shelby’nin yarattığı Cobra efsanesi 1960’larda, yani Amerikan eğlence ve film endüstrsinin ge-nişlemesi sürecinde vazgeçilmez bir ikon olarak yerini aldı. Elvis Presley’in Viva Las Vegas ve Spinout filmlerinde ve Rip Chords’un Hey Little Cobra albümünde Cobra’nın bulunması Shelby’ye paha biçilmez bir pazarlama desteği sağladı. Howard Hawkes da kült klasik filmi Redline 7000’de Cobra’yı öne çıkardı. Hawkes’ın filminde yer alan Shelby Daytona Cobra, 5 yıl önce açık artırmada 7 milyon 685 bin dolara satıldı.

COBRA VE HOLLYWOOD

Page 42: JR Mart 2015

42 campaignjr.com

PAUSE

Dark Tourism; ölümlerin, felaketlerin gerçekleştiği ya da ölümü ve acıyı hatırlatan bölgelere seyahat

etmek, bu alanları gezmek olarak tanımlanıyor. Bu turizm çeşidi aynı zamanda, son zamanlarda dikkat çekmeye başlayan akademik bir alan.

Bazı uluslararası popüler dark tourism bölgeleri: Amsterdam’da Anne Frank House, Berlin’de Holocaust Memorial, San Francisco’da Alcatraz Hapishanesi, Hiroshima’da Peace Memorial Park, hatta Toskana açıklarında batan Costa Concordia enkazı... Bir başka popüler yerse, son zamanlarda nahoş turistik eşyalar (kaçırılan ve kaza yapan uçakların yerini gösteren kalp sembolleri gibi) bulunan bir müze açarak eleştirilerin hedefi olan 9/11 Dünya Ticaret Merkezi.

Yurt içine veya yurt dışına seyahat edenlerin turizmin karanlık tarafıyla da ilgilenmelerinin çeşitli sebepleri var; kimileri arınmak, kimileri sorularına

cevap aramak, bazıları can yakan geçmişle yüzleşmek ve bazıları da sadece meraktan bu pek iç açıcı olmayan yerleri tercih ediyorlar.

Aslında turistlerin ölüme olan merakı yeni bir şey değil. Bunun için Roma’daki Kolezyum’a ve Maya uygarlığının kurban vererek gerçekleştirdiği dini tören mekanlarına bakmak yeterli. Orta Çağ’da da hacılar mezarlara, şehitliklere ve halka açık idam bölgelerine seyahat ederlerdi.

Ancak bu yerlerin günümüzde giderek daha çok insanı çektiği görülüyor. 2011 yılında 1.4 milyon insan Polonya’daki eski Nazi kamplarının yönetim merkezi olan Auschwitz’i ziyaret etti. Londra’daki The London Dungeon (Ölümle ilgili korkunç tarihi olayları yeniden canlandıran turist merkezi), her yıl 1 milyon turist ağırlıyor.

Central Lancashire Üniversitesi (Uclan) Dark Tourism Araştırma Enstitüsü’nden sorumlu Philip Stone’a göre, “dark tourism, sosyal bir gerçeklik olan ölüm olgusu üzerine ışık tutabilecek bir alan”.

Tatilin karanlık tarafı: Dark Tourism

Ölümlerin ve felaketlerin gerçekleştiği yerlere seyahat etmek artık eskisinden daha ilgi çekici.

Didem Öner 73 sn

1 2

Page 43: JR Mart 2015

PAUSE

43campaignjr.com

TRAVEL

Ambroise Tézenas’ın gözünden, Çernobil’den Ruanda’ya fotoğraflarla popüler ‘dark tourism’ noktaları:

1 Tuol Sleng Soykırım Müzesi, Kamboçya. 2 Ruanda Soykırımı anma bölgesi. 3 Sichuan deprem turu bölgesi, Wenchuan, Çin.

4 Mleeta’daki direniş noktası, Lübnan.

5 The Karostas Cietums askeri hapishane, Liepāja, Letonya.

6 John F. Kennedy’nin suikaste uğradığı yer; Dealey Plaza, Dallas, Teksas.

7 Oradour-sur-Glane köyü, Fransa, 1944’teki bir Nazi katliamı bölgesi.

8 Çernobil felaketi bölgesi, Pripyat, Ukrayna.

Bol ödüllü Fransız fotoğrafçının, insanların giderek daha fazla ilgi gösterdiği Dark Tourism’le ilgili fotoğraflarını derlediği son kitabı “I Was Here”, Dewi Lewis yayınlarından 2014 yılında çıktı. www.ambroisetezenas.com

FOTOĞRAFLARLA DARK TOURISM DESTİNASYONLARI

AMBROISE TÉZENAS

3 4

5

6

7

8

Page 44: JR Mart 2015

44 campaignjr.com

PAUSEFOOD

Dünyanın neresinde olduğunuz fark etmez, New York’tan Marakeş’e Tokyo’dan Londra’ya her yerde, o yerin kendine özgü farklı lezzetler barındıran

“brunch tatlarını” bulmak mümkün. İllüstratör Bea Creaspo ve fotoğrafçı arkadaşı Andrea G.

Portoles, devam etmekte olan “brunch city” adlı fotoğraf serisi için bir araya geldiler. Yemekleri sanatsal bir araç olarak kullanan ikili suşiden yoğurt kabına, her türlü malzemeyi, ülkelerin karakterini yansıtan mimari görüntüleri resmetmek üzere kullandılar. Kanımızca ikili

henüz Taksim’e gelip ıslak hamburgerimizden tatmamışlar (hoş tatsalar da nasıl bir sanatsal mimari benzerlik çıkar bilemiyoruz) çünkü seride İstanbul yok ama dünyanın diğer bazı kentlerini tasvir eden iştah açıcı ve sanatsal fotoğrafları da görmek için web sitemize bakabilirsiniz.

Tatlı olarak bi Londra alır mıydınız?

Tokyo

Marakeş

Londra

Roma

Brüksel

Pekin

Atina

New York

Page 45: JR Mart 2015

PAUSE

45campaignjr.com

PHOTOGRAPHY

Bu sayfada gördüğünüz fotoğraflar, bu yılın Sony World Photography Awards yarışmasında kısa listeye kalan başvurulardan seçilerek hazırlanan kolektif fotoğraf kitabından sadece

birkaçı... Yarışmaya katılan 171 ülkeden çekilmiş 173.444 fotoğrafta en çok doğa manzaraları ve sosyal adaletsizliği yansıtan kareler dikkatleri çekiyor. Kısa listeye kalan fotoğraflar profesyonel kategoride 25.000 dolar ve L’Iris d’Or / Yılın Fotoğrafçısı unvanını kazanmak için yarışacaklar. Kazananlar, 23 Nisan’da gerçekleştirilecek olan Sony World Photography Awards Gala Töreni’nda ilan edilecek. Fotoğrafların devamı web sitemizde.

171 ülkeden en güzel kareler

FOTOĞRAFLAR NEREDE ÇEKİLDİ?

1 Hindistan’ın Chennai kumsalında küçük bir dilenci kız maymunuyla birlikte.

2 Sonia ve Anita, hayatlarında ilk kez görmelerini sağlayan operasyonun ardından uzun çimlerle dolu bir tarlada anın keyfini çıkarıyorlar.

3 Orta Afrika Cumhuriyeti’nden göçen 19 yaşındaki Guidi Oumarou, Doğu Çad’da yer alan Gore Hastanesi’nde bir yatak üzerinde oturuyor çünkü 2 yaşındaki oğlu akut yetersiz beslenme yüzünden burada tedavi görüyor. Fon kısıtlaması yüzünden Dünya Gıda Programı, göçmenlere yaptığı yardımı %60 oranında kesmek zorunda kaldı.

4 Meksikalı bir graffiti sanatçısı, erkeklere mısır ve ateş veren eski İspanyol dönemi Tanrılarından “Quetzalcoatl” üzerinde çalışıyor.

5 Alman fotoğrafçı Peter Franck’in bu fotoğrafı karavan evler serisine ait.

1

2

4

5

3

Page 46: JR Mart 2015

46 campaignjr.com

VIBE

Girerken ayakkabıları çıkaralım mı?

Birinin oturma odasında, müzik severlere akustik müzik deneyimi sunan ev konserleri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek daha çok insanı cezbediyor.

Didem Öner 87 sn

Müziğe ve müzisyene saygının ön planda olduğu, bağımsız müzisyenlerle gerçek

müzikseverlerin bir araya geldiği ve müzisyenlerin tanınırlıklarını artırdığı ev konserlerinin Türkiye ayağındaki şimdilik en popüler oluşumu, aynı zamanda global bir organizasyon olan Sofar Sounds Türkiye.

Sofar Sounds, 2009 yılında Londra’da (zaten başka nerede olabilirdi ki?) küçük bir dairede, sürekli konuşan ve geçerken çarpan insanlar olmadan, müzisyenlerle müzikseverleri bir araya getirme amacıyla başlatılmış bir oluşum.

Yeni yeni duyulmaya başlamış yerel müzisyenlerle canlı ve sade bir deneyim sunan bu oluşumun alametifarikası ise

konserlerin insanların oturma odalarında gerçekleşiyor olması ve hangi odada olacağının performanstan bir gece önce duyuruluyor olması.

Dünya çapında 150’den fazla şehirde düzenlenen Sofar (Songs From A Room), 2013 yılında İstanbul’a ve Ankara’ya da geldi. Sofar İstanbul ekibi, düzenli olarak farklı şehirlerde tek seferlik Sofar konserleri düzenleyeceklerini de duyurdular.

Sofar Sounds’u gerçek bir dinleme odası deneyimine çeviren birkaç kuralı var; yerde oturulacak, konserler sırasında hiç konuşulmayacak, yemek yenmeyecek ve telefonlara bakılmayacak. Yani bu ev konserleri, tek derdi müzik dinlemek olanlar için.

Konserlerin düzenleneceği oturma odaları, 50-60 kişilik kapasitesi olan bir alana sahip “gönüllü” ev sahipleri tarafından sağlanıyor. 2009’da New

Page 47: JR Mart 2015

VIBE

47campaignjr.com

MUSIC

York’ta ilk Sofar konserine evini açan ev sahibi 50 Shades of Grey’in başrol oyuncusu Jamie Dornan olmuş mesela. Bu oturma odalarına misafir olabilmek için yapılması gerekense organizasyonun mail adresine mail atmak. Rastgele yapılan seçimlerde şans senin adına da gülerse bir konfirmasyon postası alacaksın ama nereye ve kimi dinlemeye gideceğini son güne kadar öğrenemeyeceksin.

Ama bu kural ilk defa bu yıl Dünya Kadınlar Günü için bozuldu. Bu Mart, dünyanın her yerinde Sofar konserleri ayın 8’inde olacak ve o gün yalnızca kadın müzisyenler çalacak.

Ev konseri konsepti, tanınmış müzisyen Can Bonomo ile de karşımıza çıkıyor. Müzisyen, bir süredir Ev Oturması adını verdiği performanslarında, aslında arkadaşlarıyla sık sık yaptığı doğaçlama müzik ve sohbetleri hayranlarına ulaştırıyor.

Kendi evinin salonunda, arkadaşlarıyla beraber akustik olarak çalıp söylediği, sosyal medya aracılığıyla hayranlarıyla sohbet ettiği bu performans, şimdi Rocco sponsorluğuyla “Can Bonomo ile Rocco’lu ev oturması”na döndü ve daha çok kişiye ulaşmaya başladı. Bonomo’nun ev konserleri, önceden belirlenen ve duyurulan tarihlerde canlı olarak online yayınlanıyor. Can Bonomo hayranları, Facebook, Twitter, izlesene.com ve Vine kanallarından duyurusu yapılan yarışmalara katılarak ev konserlerine katılma şansını da yakalıyorlar.

Türkiye’deki bir başka ev konseri tadındaki oluşum ise Jam Sessions Turkey. İlk etkinliğini geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleştiren bu yeni organizasyonun amacıysa adından da anlaşılacağı üzere “doğaçlama” müzik deneyimi yaşatarak yerel ve uluslararası müzisyenleri İstanbul ve Ankara’da bir araya getirmek. Grubuna müzisyen arayanlar, maksat bir şeyler tıngırdatmak olsun deyip enstrümanını kapıp gelenler ya da sadece ‘biraz da doğaçlama dinleyelim’ diyenler, bu oluşumun Facebook sayfası aracılığıyla etkinliklerden haberdar olabiliyor ya da kendi Jam Sessions etkinliklerini duyurabiliyorlar.

Kalben – SadeceYolda – Aşk

Can Kazaz – Nereye GidiyoruzNo Land – Yüzerdik

Burcu Tatlıses – GündelikCihan Mürtezaoğlu – Sarı Söz

Yüz Yüzeyken Konuşuruz – Sen Taştan Biz AğaçtanAhmet Ali Arslan – Dünya Vakti Geldi

Yok Öyle Kararlı Şeyler – SherlockAğaçkakan – Teneke Trampet

Kaynak: Sofar Sounds YouTube hesabı

SOFARİST PERFORMANSLARINDA

ÖNE ÇIKANLAR:

Hiçbir kar amacı gütmeyen Sofar Sounds İstanbul, Türkiye’deki birinci yılını Aralık ayında Mavi sponsorluğunda kutladı.

#mavilovessofar

Page 48: JR Mart 2015

VIBE

48 campaignjr.com

FILM

Sean Penn sahneden “Birdman”i En İyi Film kategorisinin kazananı olarak şöyle duyurdu:

“Bu O. Ç.’ye kim yeşil kart verdi?”Filmin yönetmeni Alejandro

González Iñárritu, üçüncü kez sahneye çıktı, ödülü “Meksikalı yoldaşlarına” adadı ve şöyle devam etti: “Meksika’da yaşayan yurttaşlarım için hak ettiğimiz hükümeti bulabilmemiz ve oluşturabilmemiz için dua ediyorum.” Yönetmen Amerikalıların da kendilerinden önce gelenlere ve bu ülkeyi kurmaya yardım edenlere “aynı itibar ve saygıyla yaklaşmalarını” dilediğini belirtti.

Sahne arkasındaysa Iñárritu, “Benim Meksika stilim onlar için sadece ‘silah’ demek. Bu filmi kalbinizle satmak ve ‘bakın yapmak istediğimiz buydu’ demek için uzunca bir yol kat ettik. Zorlayıcıydı. Bu filmi finanse etmek istemeyenleri suçlamıyorum. Filmin fikrini ilk duyduğunuzda her şey çok riskli geliyor. Kimse, bundan iyi bir şeyler çıkar, diyemiyor. Tam bir felaket de olabilirdi” yorumunu yaptı.

Film, bir dönemin “Birdman” adlı süper kahraman filmleri serisiyle ünlenen oyuncusu Riggan’ın kendine yeniden prestij kazandırmasını beklediği yeni bir

oyunun, beklentilerin aksine olumlu tepkiler kazanması için elinden geleni yapmasını anlatıyor ve bunu büyük ihtimalle çoktan biliyorsunuz ama filmle ilgili daha önceden görmemiş olabileceğiniz bazı bilgiler de şöyle:

Başrol oyuncularının üçü süper kahraman filmlerinde rol aldı.

Michael Keaton - Batman, Edward Norton - Hulk ve Emma Stone – Spiderman filminde Gwen Stacey’i canlandırdı.

Sözlerini en az karıştıran isim Zach Galifianakis oldu.

Sözlerini en çok karıştıran isim Emma Stone’du.

Filme ilham veren yönetmenin egosuydu.

Yaratıcı egosunun değişen yönleriyle ilgili konuşan yönetmen basına; “Bazen ‘Ah, bu harika, muhteşem, sen bir dahisin!’ diyorum ve 20 dakika sonra ölü bir deniz anası gibi hissediyorum. Ego, tam bir tiran ve bunun filme güzel bir konu olacağını düşündüm” dedi.

Film bir aydan kısa bir sürede çekildi.

Filmde Yunan miti Ikarus ile ilgili referanslara bolca yer veriliyor.

Başrol oyuncusunun canlandırdığı karakterin kariyeri Michael Keaton’ınkini yansıtıyor.

Film, yıldız oyuncular için en zorlayıcı filmdi.

Michael Keaton, Emma Stone ve Naomi Watts, hepsi de filmin oyunculuk kariyerlerindeki en zor film olduğunu belirttiler.

ADAYLARA POP ART POSTER

Shutterstock, 87. Oscar Ödül Töreni’nin aday filmleri için iddialı ve renkli pop art posterler hazırladı. Ünlü bir pop art sanatçısının belirgin stilini taşıyan her poster, tamamıyla Shutterstock veritabanında bulunan Stock görselleriyle oluşturuldu. Tasarımcılar The Grand Budapest Hotel için Yayoi Kusama’dan, Birdman için Roy Lichtenstein’dan, The Imitation Game için Andy Warhol’dan, Whiplash için Lucjan Mianowski’den, The Theory of Everyting için James Rosenquist’ten, American Sniper için Richard Hamilton’dan, Selma için Gerald Laing’den, Boyhood içinse Rosalyn Drexler’dan esinlendiler.

Birdman’in bilinmeyen yönleri En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo ve En İyi Sinematografi Oscar’larını toplayan Birdman’le ilgili ne dedikodular dönüyor?

Didem Öner 52 sn

Page 49: JR Mart 2015

VIBE

49campaignjr.com

FILM

spoti.fi/1D7hvyM

Oscar’da “En İyi Orijinal Şarkı” kategorisi birincisi Selma filmine ait “Glory” oldu. Şarkının sahipleri Legend ve Common ikilisi, ödüllerini aldıktan sonra yaptıkları konuşmayla Amerika’daki ırkçılığa değindiler: “Bugün 1850’deki köle siyahilerden daha çok cezaevinde bulunan siyahi var. Bizim şarkımızla protesto yürüyüşü yaptığınızda sizi görüyoruz ve sizi seviyoruz. Yürümeye devam edin!” Bu coşkuyu alan bizler de yürümedik ama sizin için Glory dahil, geçmiş 50 yılın En İyi Orijinal Şarkı Oscar’ı kazanmış şarkılarının Spotify listesini bulduk:

1. Glory (From the Motion Picture Selma) / Common, John Legend2. Let It Go / Idina Menzel3. Skyfall / Skyfall4. Man or Muppet / Jason Segel, Walter5. We Belong Together / Randy Newman6. The Weary Kind / Ryan Bingham7. Jai Ho / A.R Rahman, Sukhvinder Singh, Tanvi Shah, Mahalaxmi Iyer8. Falling Slowly / Glen Hansard, Marketa Irglova9. I Need to Wake Up - From “An Inconvenient Truth” The Hollywood LA Soundtrack Orchestra10. Hard Out Here for a Pimp / Three 6 Mafia, Paula Campbell

SON 50 YILIN OSCAR KAZANMIŞ ŞARKILARI

Page 50: JR Mart 2015

VIBE

50 campaignjr.com

Hayko Cepkingarajistanbul

18:00

Dünya Kadınlar Günü

OpethKüçükçiftlik Park

21:00

Büyük Gözler

Bir varmış bir yokmuş

Büyük Ev AblukadaMojo Live

Music Club21:00

An Evening with Hugh Jackman

Zorlu Center21:00

Geronimo Birth of JoyBeyoğlu Hayal

Kahvesi22:00

YelleBabylon22:00

Pinhani - Yalnız Türküler

Beyoğlu Hayal Kahvesi22:30

GarajCraft Kadıköy

20:30

NehirTrump Kültür ve Gösteri Merkezi

20:30

Tehlikeli OyunlarTrump Kültür ve Gösteri Merkezi

20:30

PabuçSadberk Hanım

Müzesi

Nino Moschella feat. Jehan Barbur

Babylon20:30

The Secret TrioSalon İKSV

21:30

EVENTS

MART 2015Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar

1

2

9

16

23

30

3

10

17

24

31

4

11

18

25

5

12

19

26

13

20

27

7

14

21

28 29

15

22

86

Page 51: JR Mart 2015

VIBE

51campaignjr.com

EVENTS

Page 52: JR Mart 2015

VIBEXXXX

52 campaignjr.com