Upload
vethek-sueleyman-uerkmez
View
278
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
KAPASİTASYON ve AKROZOM REAKSİYONUEpididimisi geçen spermatozoonlar hareket yeteneğini kazanmakla birlikte henüz ovumu dölleme yeteneği kazanmamışlardır. Spermatozoonların kaput epididimiste bağımsız hareket edebilme yeteneğini kazanmalarına epididimal olgunlaşma denir. Kaput epididimiste olgunlaşan spermatozoonlara ejekülasyon sırasında erkek eklenti bezlerinin salgıları karışır. Erkek eklenti bezlerinin salgıları içerisinde bulunan seminal plazma komponentleri, spermatozoonların yüzeylerine bağlanarak plazma membranının yüzeyinde değişikliklere neden olur.
Ejeküle edilen spermatozoonların ovumu dölleyebilmeleri in
vitro ya da dişi genital kanalda taşınmaları sırasında
biyokimyasal ve morfolojik yapılarında meydana gelen
değişikliklerden sonra mümkündür.
Kapasitasyon; spermatozoonların ovumu dölleyebilmeleri
için metabolizmasında ve membranındaki biyokimyasal
değişiklikler ile birlikte plazma membranında bulunan enzim
inhibitörlerinin uzaklaştırılması olarak tanımlanabilir.
Spermatozoonlar, dişi genital organlara ulaşmalarından
sonra gerek spermanın vaginaya (inek, koyun, keçi) gerekse
uterusa (at,domuz) bırakıldığı türlerde oviduktun kaudalinde
depolanmaktadır.
Köpeklerde ise endometrial bezler arasında depolandığı
sanılmaktadır.
Isthmus bölgesinde görülen spermatozoonların türe bağlı olmakla birlikte 24 saatten (inek) 5 güne kadar (köpek) dölleme gücünü koruyabilmektedir.
Spermatozoonların burada canlılıklarını koruyabilmeleri için fagositozdan korunmaları, enerji kaynağının bulunması ve erken kapasitasyonun oluşmaması gerekmektedir.
Bu bölgede bulunan spermatozoonların hareketlerinin sınırlı olması nedeniyle enerji ihtiyaçları da en alt düzeydedir.
Kapasitasyon esnasında spermatozoonlarda intrasellüler
iyon konsantrasyonu (kalsiyum, sodyum, potasyum ve
bikarbonat) ve proteinlerin fosforilasyonu gibi önemli
değişiklikler gözlenir.
Dişi dölerme organlarında spermatozoonlarda görülen
değişiklikler:
1-Spermatozoonun plazma membranına bağlanmış olan
seminal plazma artıklarının (değişik proteinler, enzim
inhibitörleri) uzaklaştırılmasıdır.
2-Spermatozoonun metabolizmasının ve motilitesinin
artırılmasıdır. Bu durumda plazma membranından kalsiyum
iyonları geçebilmekte ve plazma membranında bulunan
kolesterin dişi genital kanaldaki lipid bağlayıcı proteinler
yardımı ile uzaklaştırılır.
Kapasitasyon
İlkdefa 1951’de Austin ve Chang birbirlerinden bağımsız
olarak keşfetmiş
Spermatozoonların ovumu dölleyebilmeleri için
metabolizmada ve membrandaki değişikliklerin yanı sıra
spermatozoon üzerinde bulunan enzim inhibitörlerinin de
uzaklaştırılmasıdır.
Başka bir ifadeyle kapasitasyon, spermatozoonun ovum
örtülerini geçebilmesi için gerekli olan akrozom reaksiyonuna
yol açacak fizyolojik-biyoşimik değişimlerin tamamıdır.
Spermatozoonun plazma membranının karbonhidrat zinciriyle çapraz bağlanma yaparak membranın stabilizasyonuna sebep olan ve örtü antijenleri adı verilen glikoprotein yapılı seminal plazma komponentlerinin uzaklaştırılmasıdır.
Kapasitasyon sonucu birtakım faktörlerin yardımıyla karbonhidrat zincirleri arasındaki bağların parçalanması ve komponentlerinin uzaklaştırılması suretiyle membran destabilizasyonu şekillenir.
Destabilizasyondan sonra membran moleküllerinin yeniden düzenlenmesi ve membran permabilitesinin değişmesi sağlanır.
Türe özgü bir olay olmayıp boğa spermatozoonları tavşan
uterusu, koç spermatozoonları domuz uterusunda kapasite
edilebilmiştir.
Ayrıca kolon, idrar kesesi, göz kamarasında da kapasitasyon
başarılmıştır.
Siklusun östrojenik fazında stimüle, progestanal fazında inhibe
edilir.
Kapasitasyon, spermanın uterusa bırakıldığı türlerde uterusta
başlar, vajinaya bırakılan türlerde servikse göç esnasında
başlar; ama asıl yeri ovidukt’tur.
Kapasitasyon sonucu;
Motilite artar
ATP azalır
O2 tüketimi artar
Seminal plazma komponentleri
Akrozomu stabilize eden faktörler
Akrozomal enzimleri inhibe eden faktörler
CPE inhibe eden maddeler
Dekapasitasyon faktör
Akrosin inhibitörü
gAG seviyesi düşürülür
Spermatozoon yüzeyinden kolesterin (dişi genital
kanaldaki lipid bağlayıcı proteinler)
uzaklaştırılır.
Kapasitasyonda rol oynayan faktörler;
Ca++
hGAG (foll. sıvısından bırakılır, Spz’yı Ca’ya duyarlı hale getirir ve membran değişikliğini sağlar.)
Dişi genital kanalda, kan serumunda yer alan albumin doğalı maddeler
Tavşan lökositleri dış yüzeyindeki ekzo enzimler
Östrojen ve Progesteron
Glikoz 5-56 n mol/lt
Dişi genital kanaldaki bazı enzimler (Membran stabilizasyonunu sağlayan karbonhidrat zincirini parçalar)
Dekapasitasyon: Kapasite olmuş spermatozoonlar tekrar
seminal plazmayla karşılaştıklarında fertilizasyon yeteneğini
kaybetmesidir.
**Kapasite olmuş spermatozoonların motilite düzeyinin
artmasına HİPERAKTİVASYON denir. Yaşama süresi
kısalır. Ovum örtülerini daha kolay geçer.
Rekapasitasyon: Dekapasite olan spermatozoonların dişi
genital kanalda tekrar fertilizasyon yeteneği kazanmasıdır.
İnek 6At 2-3Koyun-Keçi 6Tavşan 6Kedi 0.5-1Köpek 7Maymun 3DomuzFare
22
Evcil Hayvanlarda Kapasitasyon süreleri (saat)
Akrozom Reaksiyonu
Akrozom reaksiyonu sırasında akrozomun dış
membranı ile plazma membranı spermatazoonun
baş çevresini sararak eriyip birleşirler.
Erime ve plazma membranı tarafından vezikül
oluşumu esnasında akrozomun dış membranında
bulunan proteolitik enzimler serbest kalır.
Bu durum spermatozoonların zona pellusidayı
geçip ovumu dölleyebilmesine olanak sağlar.
Şekil 9. Akrozom reaksiyonu a) Akrozom reaksiyonundan önce spermatozoonun görünümü b) Plazma ve akrozomun dış membranının erimesi ile birlikte birleşmesi ve
vezikülasyonun başlaması c)Vezikülasyonun tamamlanması d) Akrozomda bulunan enzimlerden bir kısmının medyuma verilişi e) Akrozomun iç membranında bağlı bulunan enzimler ve tubulin alt birimleri. 1) Vezikül 2) Mikrotubulus 3) Tubulusa bağlı enzimler 4)
Akrozomun iç membranı 5)Plazma membranı
Kapasitasyon Ca (+2)’suz bir ortamda oluşabilmekte ancak
akrozom reaksiyonu için Ca (+2)’ un gerekli olması ikisinin
farklı olduğunun kanıtlamaktadır.
Yapılan çalışmalarda Ca (+2)’suz ortamda kapasite edilen
spermatozoonlar medyuma Ca (+2) ilave edilmesinden 10
dk sonra akrozom reaksiyonu oluşmaktadır.
Kapasitasyon esnasında memeli spermatozoonlarının
metabolizmasında, solunumunda, glikoliziste ve yaşama
sürelerinde önemli değişiklikler görülür.
Akrozom Reaksiyonu:
Kapasitasyonunu dişi genital kanalda tamamlayan
spermatozoon ovuma yaklaşıp kumulus ooforicus ile
temastan önce ya da temas ettiğinde uğradığı reaksiyondur.
Bu reaksiyon sırasında akrozomun ekvatoryal segment
dışında, plazma membranı ile dış akrozomal membran
birçok noktadan birleşerek küçük veziküller şekillendirir.
Bu veziküller arasındaki boşluklardan akrozomal enzimler
dışarı salınır.
Akrozom reaksiyonu sonunda akrozom tümüyle parçalanır
ve spermatozoonun başı iç akrozomal membranla
sınırlanmış olarak kalır.
Bu kısma perforatoryum denir (iç akrozomal membranla
sarılı nükleus).
- Tavşan spermatozoonlarının akrozom reaksiyonunun
başlatılmasında FERTİLİZİN adlı ovum ya da ovum
örtülerinden köken alan bir madde köken alan bir madde rol
oynamaktadır.
- Memeli spermatozoonlarında ise Ca++’dır. Ca++;
1) Plazma membranı ile dış akrozomal membran arasına girip
bu membranların ayrı durmasını sağlayan negatif yüzey
yüklerini nötralize eder membranların birleşmesini sağlar.
2) Membran fosfolipidlerine bağlanarak su ve katyon
permabilitelesinde değişikliklere neden olup, akrozomun
şişmesine ve yine plazma membranı ve dış akrozomal
membranın birleşmesine
3) Kapasitasyon sonucu açığa çıkan membrana bağlı ATPaz
enzimi tarafından plazma membranı ile dış akrozomal
membran arasına taşınır.
Ca’nın bir kısmı plazma membranı ile dış akrozomal membran
fosfolipidlerine bağlanarak membranları yaklaştırır.
4) Ca, ATPaz enzimi aracılığı ile akrozom içine alınır.
Akrozom içine alına Ca++ proakrosin’i akrosin’e çevirir.
Aktive olan akrosin birleşmiş olan plazma membranı ile dış
akrozomal membranın çeşitli noktalarından eriyip
parçalanmalarına neden olarak akrozomal enzimlerin dışarı
çıkmalarına yol açar
Oosit çevresine yer alan cumulus hücrelerinin ve zona
pellucidanın kendisinin invitro olarak FARE, HAMSTER,
TAVŞAN, İNSAN VE DOMUZ’da akrozom reaksiyonu
oluşturabilir.
GAG maruz kalma A.R süre 9 saattir.
Diğer faktörler
1-Dış Faktörler
a) Isı b) pH c) Magnezyum d) Albumin e) Ca
2-İç Faktörler
ATPase ve Akrosin
Akrozom reaksiyonu için;
a) Ovum örtülerinin geçilebilmesi için litik enzimlerin
salınması
b) Ekvatoryal segmentin ovum ile birleşmesi sağlanır.
Ovum uyarılarak 2. kutup hücresinin atılımını sağlayan
akrozomdaki HYALURONİDAZ ve Ca++’dır.
hGAG’ler Ca’ya cevap vermek üzere spermatozoonu
önceden hazırlar ve membran değişikliklerini sağlar.
Akrozomal Enzimler:
Akrosin, Proakrosin, Hyaluronidaz, Asit Fosfataz, -N
Asetilglukozaminidaz, Arylamidaz, Kollogenaz,
Fozfolipaz A, Esteraz, Neuroaminidaz, Aril Sulfataz
1)HYALURONİDAZ:
Cumulus oophorus hücrelerinin matrixlerini hidroliz
ile ayrıştırmaktadır.
2) AKROSİN:
Granuloza hücrelerinin çevresinde bulunan proteinleri
uzaklaştırarak zona pellucida’nın geçilmesini sağlar.
Proakrosin akrolisin tarafından aktive edilerek Akrosin
haline dönüşür ve servikal kanaldaki mukusun
viskozitesinin düşürürlmesinde rol oynar.
Zona pellucida’da bulunan proteinlerin eliminasyonunu
sağlar.
Zona pellucida’yı geçmede katkısı vardır.
3)NEUROAMİNİDAZ
Zona pellucida ve onun altındaki plazma membranının
geçilmesi
4)CPE:
Spermatozoonların corona hücrelerine geçmesinde rol
oynar.
Hücrenin çevresindeki proteinleri elimine eder.
4)CDP:
Granuloza hücrelerinin uzaklaştırılmasını sağlar.
Spermatozoonların Taşınması ve Dişi Genital Kanalda
Yaşamaları
Fekondasyonun oluşabilmesi için kapasite olmuş yeterli
sayıda spermatozoon’un ovulasyon esnasında ovidukt’a
bulunması gerekir.
Ejekülasyondan sonra dişi genital kanala bırakılan
spermatozoonlar, genital kanal salgıları ile karşılaşırlar.
Genital kanal salgıları spermatozoonları koruyucu ve
uyarıcı etkiye sahiptir.
Doğal aşımda sperma sığır, koyun ve keçide vaginanın
kranialine, at ve köpeklerde ise serviksin genişlemesi
nedeniyle trans servikal olarak uterusa bırakılır.
Atlarda aşım esnasında penis serviks tarafından tespit
edilmekte ve uterus tarafından sperma emilmektedir.
Spermanın taşınması 3 aşamada gerçekleşmektedir.
Bu durum spermanın farklı engeller ile karşılaşmasına ve dişi
genital kanalda depolanmaları (rezerv) ile ayrılmaktadır.
1)Başlangıçta pasif ve hızlı taşınma,
2)Aktif rezerv oluşturulması,
3)Rezervlerin yavaş boşaltılması
ve spermatozoonların aktif taşınması şeklinde
tanımlanabilir.
Vaginada spermatozoonların yaşaması için uygun
olmayan ortam bulunmaktadır.
Ayrıca vagina içerisinde spermatozoonlar yabancı
antijenler olarak görülmektedir.
Spermatozoonlar için uygun olmayan bu ortamdan
spermatozoonların bir an önce taşınmaları
gerekmektedir.
Spermatozoonlar ilk aşamada serviks ve myometrium
kontraksiyonları ile uterusa taşınırlar.
Pasif olarak gerçekleşen bu taşınma işleminde;
tohumlamanın veya çiftleşmenin etkisi ile oluşan neuro-
hormonal uyarımlar, seminal plazma içerisinde bulunan
maddelerin (prostaglandin) myometrium kontraksiyonlarını
uyarması önemli rol oynamaktadır.
Spermatozoonların bazıları tohumlamadan 15-20 dk
sonra ovidukt bölgesine ulaşmaktadırlar.
Ancak bu spermatozoonların fekondasyon esnasında
oynadıkları rol şüphelidir.
Spermanın vaginaya bırakılan türlerde ilk engeli
serviks oluşturmaktadır.
Servikal mukus miselleri, spermatozoonları servikal
kriptler arasına yönlendirerek burada sperm rezervlerinin
oluşmasında ve serviks engellerinin aşılmasında önemli
rol oynar.
Servikal kriptler spermatozoonların yaşaması için uygun
bir ortam oluşturmanın yanında spermatozoonları,
serviks lümeninden vaginaya doğru akan çaradan korur.
Genel olarak spermatozoonlar için dişi genital kanalda
mekanik engeller (kıvrımlar, kriptler, siliumlar),
fizikokimyasal engeller (vaginal salgı, servikal mukus)
ve immunolojik engeller bulunmaktadır.
Spermatozoonların uterus içerisinde bulunması lökosit
infiltrasyonuna ve spermiofaj’a neden olarak
spermatozoonların elimine olmasına yol açmaktadır.
Spermasını uterusa bırakan türlerde ise östrüs esnasında
utero-tubal bölgede bulunan mukozal kıvrımların
ödemleşmesinden dolayı sperma ve uterus sıvısının ovidukta
geçişi sınırlanmaktadır.
Utero-tubal bağlantı spermatozoonlar için seleksiyon görevi
görmektedir.
Doğal aşımda 1010 spermatozoon ejaküle eden boğanın
sperması uterusta 106’ya, istmusun kaudalinde 104 ve
oviduktun ampullasında 102’ye düşmektedir.
Istmusun Kaudalinde Sperm Rezervlerinin
Oluşturulması
Östrüs süresi uzun olan evcil hayvanlarda östrüs
başlangıcında yapılan aşımlardan sonra dişi genital kanalda,
spermatozoonların ovulasyona kadar yaşayabilecekleri,
döllenme yeteneklerini koruyabilecekleri sperm depoları
oluşturmaları gerekmektedir.
Bu nedenle gerek spermasını uterusa, gerekse vaginaya
bırakan türlerde oviduktun kaudal istmus bölgesinde sperm
depoları oluşturulmaktadır. Köpeklerde ise endometrial
bezlerin sperm depoları oluşturmada rol oynadığı
sanılmaktadır.
Sperm deposu olarak görev yapan istmus’un görevleri arasında; spermatozoonların yaşayabilmeleri için uygun ortam yaratılması, kapasitasyonun ve anormal spermatozoonların seleksiyonu ile fekondasyon bölgesine ulaşacak spermatozoon sayısının sınırlandırılması sayılabilir.Istmus bölgesinin özelliği lümeninin aşırı dar olması, visköz salgısı ile mikrovilluslu ve siliumlu hücrelere sahip olmasıdır. Istmus bölgesinde spermatozoonlar türe bağlı olmakla birlikte 24 saatten (sığır) 5-6 güne kadar canlı kalabilmektedir.
Spermatozoonların bu bölgede yaşamalarını sürdürebilmeleri
fagositozdan korunmalarına, enerji kaynağının bulunmasına
ve erken kapasitasyonun önlenmesine bağlıdır.
Spermatozoonların dişi genital kanalda taşınmaları
spermatozoonların kendi hareketleri, ovidukt kaslarının
peristaltik ve antiperistaltik hareketleri, oviduktun endometrial
kıvrımlarının kontraksiyonları, sıvı akıntısı ve epitel
hücrelerinin kamçılı hareketlerine bağlıdır.
Spermatozoonların dişi genital kanalda taşınmasında
ovaryum kökenli hormonlar ile birlikte oksitosin de önemli rol
oynamaktadır.
Stres faktörlerinin etkisiyle salgılanan adrenalin ve asetil
kolin ve histamin uterus kontraksiyonlarını engellemektedir.
Spermatozoonların istmus bölgesinden ayrılmaları ve
ampulla bölgesine ulaşmaları oldukça yavaş
gerçekleşmektedir. Istmus bölgesi polisperminin
engellenmesinde önemli rol oynar.
SPERMATOZOONLARIN TAŞINMALARI
Taşındığı Sıvılar
Rete testis sıvısı Epididimis sıvısı
Seminal plazma Vagina sıvısı
Servikal mukus Uterus sıvısı
Ovidukt sıvısı Periton sıvısı (ovum perito
boşluğuna düşerse)
1- Hızlı Taşınma
Spermatozoonlar servikal mukus içine girerler. Aşım
ya da tohumlamadan önceki evredir.
Hızlı bir şekilde servikste ilerleme gerçekleşir..
Oksitosine bağlı olarak uterus ve ovidukt kontrakte
olur.
1.5-3 dakikada serviksin son kısmına ulaşırlar.
2- Spermatozoon Rezervlerinin Oluşması
Servikal kriptler arasında spermatozoonlar birikir.
Bu bölgede yavaşlatma mukus miselleri ve serviks
kriptleri tarafından sağlanır.
Spermayı uterusa bırakan türlerde utero tubal
bağalntı bölgesi (domuz-aygır), köpeklerde ise
endometrial bezlerdir.
3- Rezervlerin Boşalması ve Yavaş Taşınma
Spermatozoonlar oviduktta taşınır.
Spermatozoonun kendi hareketi, myometrium ve
mesosalpinx kontraksiyonları taşınmaya yardımcı
olur.
Ayrıca oksitosin, sempatik ve parasempatik sistem
faaliyetleride yardımcı olur.
Östrojen ve Progesteron
-Serviks, uterus ve ovidukttun epitel yapısı ve sekretorik
faaliyetlerini
-Utero-tubal kasların tonus ve kasılma şiddetlerini
-Serviks mukusu, uterus ve ovidukt salgılarının
karakterlerini (pH, anyonik ve katyonik içerik vb.) uyarmak
ve değiştirmek suretiyle taşınmaya yardımcı olur.
Adrenalin, Asetilkolin, Histamin ve vazokonstruktör ajanlar
taşınmayı olumsuz etkiler.
DİŞİ GENİTAL KANALDA TAŞINMA
-Uretranın çiftleşme anındaki kas kontraksiyonları
-Penisin çiftleşme anındaki piston görevi
-Dişi genital kanalın orgazmik kontraksiyonları
-Oksitosin salınımı ile caudo-cranial kontraksiyonlar
-Spermatozoonlardaki PGF2 alfanın kas kontraksiyonunu stimüle
etmesi
-Ovidukt epitelindeki siliumlu hücrelerin vuruşları
-Ovidukt sıvısının yardımı
-Spermatozoonların kendi hareketi (6 mm/dak) (95 mm/sn)
-Östrojenik etki
-FMP (Forward Motility Protein
OVUMUN TAŞINMASI
-Ovidukt içindeki cilium (Lamina epitelyalis) vuruşları
(siliumların büyüklüğü östrojenik fazda artar)
-Ovidukt sıvısı
-Ovidukt kas kontraksiyonları
-Östrojen ve progesteron
-Ovumun kendi yuvarlanma hareketi
Polispermiblok
Evcil hayvanlarda döllenmiş ovumun gelişmesini
sürdürebilmesi için tek spermatozoon tarafından döllenmesi
gerekmektedir.
Genel olarak zona pellusida’yı çok sayıda spermatozoon
geçebilir, ancak bir spermatozoonun ovumla birleşmesi
gereklidir.
Spermatozoonun ovumla temas etmesinden hemen sonra
plasmamembran polispermiblok oluşturulur.
Plasmalembran polispermiblok, polisperminin engellenmesi
için alınan ilk acil tedbir olarak düşünülebilir.
Olgunlaşan ovumun membranı altında kortikal granula
toplanır. Spermatozoon tarafından oluşturulan kalsiyum
dalgaları eksositoza ve kortikal granulanın uyarılmasına yol
açar.
Bu durum korteks granula reaksiyonuna yol açmaktadır.
Korteks granula reaksiyonun oluşması için bir kaç saniyeye
ihtiyaç bulunması nedeniyle yavaş polispermieblok olarak
tanımlanmaktadır.
Enzimlerin salınmasına neden olan kortikal granula zona
pellusida’nın yapısını değiştirerek, başka spermatozoonların
zona pellusida’ya bağlanmasına, geçmesine engel olur.
Zona reaksiyonu olarak ta tanımlanan bu durum; glikozidaz
ve proteaz enzimlerinin zona pellusida’nın glikoprotein
yapısını modifiye etmesi ile oluşmaktadır.
Hayvan türleri arasında polispermieblok oluşumunda
farklılıklar vardır.
Domuzlarda fekondasyon sırasında az sayıda spermatozoon
bulunması, polispermiblokta önemli rol oynamaktadır. Çünkü
zona reaksiyonu domuzlarda tam oluşmaz.
Tavşan ve farelerde plasmamembran polispermiblok, inek ve
koyunlarda korteks granula reaksiyonu polispermibloğu
oluşturmaz.
Zona bloğu oluşumunu akrozomdaki hyalorinidaz uyarır.
Ayrıca intrasellüler Ca’mun bağlı durumdan iyonik (serbest
duruma geçmesi de ovumu uyarır.
Zona Pellucida sertleşir (ZP3 reseptörleri) ve akrozomal
enzimlere karşı direnç kazanır.
Kortikal granulanın içerdiği GLİKOZİDAZ ve PROTEAZ zona
pellucidanın glikoprotein yapısını değiştirir. Böylece diğer
spermatozoonlar zona pellucidayı geçemez.
Domuzlarda kapasite olmamış spermatozoonlarda zona pellucidayı geçebilmektedir.
Hamsterlerde hem akrozom reaksiyonu oluşan hemde oluşmayan spermatozoonlar zona pellucidayo geçerler.
Polispermi;
Hamster, Köpek, Koyun ve İnekte zona pellucida (Zona reaksiyonu)
Tavşanda ovum plazma membranı
Fare, Kobay, Rat ve Domuzda ise polispermi intermedier olup, zona bloğu yetersiz, ovum bloğu ise güçlüdür.
Fekondasyon
Ovumun döllenebilme yeteneği 6-24 saat ile sınırlıdır. Ovum
ovulasyondan hemen sonra hızla yaşlanmaya başlar.
Bu nedenle kapasite olmuş spermatozoonların ovidukta
önceden gelip ovumu beklemeleri gerekmektedir.
Aksi takdirde fekondayon oluşsa bile daha sonraki
embriyonal gelişme döneminde önemli aksamalar
görülmektedir.
Fekondasyonun oluşabilmesi için kapasite olmuş spermatozoonların utero-tubal bölgeyi geçmelerine bağlıdır. Uterotubal bölgede östrojenin etkisi ile ovidukt salgısı spermatozoonların oviduktun üst 1/3’üne gelmesini sağlar. Bu spermatozoonların çoğunluğu yardımcı spermatozoonlardır.Fekondasyonu gerçekleştirecek spermatozoonun corona radiata’yı geçebilmesi için fazla miktarda hyalorinidaz enzimine ihtiyacı vardır.Spermatozoonun zona pellusida’yı geçişi ortalama olarak 10 dk. sürmektedir.
Şekil 41. a, b, c, Spermatozoonun, korona radiata (1), Zona pellusida (2), Perivitellin boşluğuna (4), penetrasyonu. d Aglutinasyon ve kortikal granüllerin kaybolması (3) e Spermatozoonun implantasyonundan sonra ikinci mayoz bölünmenin tamamlanması f, g, h Erkek ve dişi pronükleuslarının teşekkülü, yaklaşması ve birleşmesi, Erkek pronükleus (5), Dişi pronükleus (6)
Fekondasyonu takiben hücrelerde 10-12 saat aralıklar ile
mitoz bölünme başlar.
Mitoz bölünme 8 hücreli evreye kadar senkronize gider.
Daha sonra bu senkronizasyon periferdeki hücrelerin daha
yavaş bölünmesi ile bozulur.
Morulanın ovidukt’an uterusa doğru hareketi sırasında krona
radiata ovidukt içerisinde kaybolur.
Morula, uterus lumenine geldiğinde zona pellusida ile sarılır.
Morulanın taşınmasında oviduktun peristaltik hareketleri
önemli rol oynar.
Bu esnada zona pellusida morulanın korunmasını ve ovidukt
tarafından salgılanan glikoproteinler zona pellusida’ya
yapışarak morulanın beslenmesini sağlar.
Evcil hayvanlarda morulanın uterusa gelmesi ortalama
olarak 2-5 gün sürer.
Morula uterus lumenine geldikten sonra 7-8. günlerde
blastosit halini alır.
Uterusa implantasyonuna kadar histiotrop olarak uterus
bezleri tarafından salgılanan sıvı tarafından beslenir.
Bu beslenmede trofoblastlar önemli rol oynar. İneklerde
implantasyon fekondasyondan 30-35 gün sonra şekillenir.
FERTİLİZASYON
Spermatozoonun ovaryuma girip, ovumla kaynaşmasıdır
(Ampulla-İsthmus bölgesinde).
Akrozom reaksiyonu sonucunda ortaya çıkan
HYALURONİDAZ cumulus ooforicus hücrelerini yani ovum
örtülerini birbirine bağlayan granuloza hücreleri arasındaki
HYALURANİK ASİT bağları parçalanır.
Spermatozoonlar zona pellucida’ya dik olarak temas eder
sonra yatay duruma geçer.
Spermatozoon baş kısmı ile zona pellucida tüm
bölgelerinden birbirine değecek şekilde üst üste gelir.
Bu arada proakrosin akrosin haline gelir ve akrosin etkisiyle
perforatoryum zona pellucida’yı oblik olarak geçer ve Ca++
yardımıyla kortikal granüller Zona Bloğu’nu oluşturur.
Zona pellucidayı geçen spermatozoon vitellus membranına
dayanır. Vitellustaki mikrovilluslar hem kendi aralarında hem
de spermatozoon ekvatoryal segment membranlarını sarar
ve birleştirir.
Bu birleşme kuyruğa kadar devam eder.
Bu birleşme ovum uyarımına yol açar. II. kutup hücresi
perivitellin boşluğa atılır (Hyalorinidaz uyarır) ve ovum
Metafaz II’deki bölünmesine devam eder.
Spermatozoonun ovum sitoplazmasına plazma membransız
girmesi fertilizasyonu hücre fertilizasyonundan ayıran
özelliktir.
Sitoplazmaya giren spermatozoonun nükleus membranı
parçalanır ve dekondasyonu kromatinlerin aktif hale
gelmesiyle başlar. (Ovum sitoplazmasındaki bir faktör rol
oynar)
Spermatozoonun etrafını ovum sitoplazmasından köken alan
bir membran sanarak erkek pronüklesu şekillenir.
Spermatozoonun orta ve kuyruk kısmı ovum sitoplazmasına
dağılır. Ovum-spermatozoon birleşmesi tüm olgunlaşma
aşamalarında olabilirken, pronukleus şekillenmesi ancak
prometafazdan anafaza kadar olan evrededir.
Erkek pronukleusunun şekillenmesiyle aynı zamanda oluşan
2 mayoz bölünmesini takiben II. kutup cisimciği atılır.
Dişi kromatin grubunun çevresini ovum sitoplazması
sanarak dişi pronükleusu şekillenir.
Erkek ve dişi pronükleusları ovum sitoplazmasında
merkeze doğru göç ederler ve DNA duplikasyonu
şekillenir.
Pronükleuslar merkezde karşılaşır, membranları erir,
paternal ve maternal kromozom grupları belirir ve bu
gruplar birleşir.
SYNGAMY adı verilen bu olayla FERTİLİZASYON biter.
Şekil. Fertilizasyonun şematik görünümü