141

2012 KENT ALMANAGI 2012...Gazete’de yayınlandı. 31 MAYIS 2012 CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin: “Kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşüm. 400 milyar dolar kentsel

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • 2012

  • TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi

    Adres : Cihannüma Mahallesi Akdoğan Sokak Başar Apt. No: 30 D:6-7 Beşiktaş/İstanbulTel : 0212 275 43 67 – 0212 288 99 60 Faks : 0212 272 91 19 e-posta : [email protected][email protected] Adresi : www.spoist.org – www.spo.org.tr

    ISBN: 978-605-01-0448-6Basım: Aydan Yayıncılık Sanayi veTicaret A.Ş. - ANKARAKapak Görseli: http://earthobservatory.nasa.gov (NASA)

  • TMMOB Şehir Plancıları İstanbul Şubesi2013 Ocak

    Yayına Hazırlayanlar

    Öznur AkalınGürkan Akgün

    Zeynep Arman AkyürekAkif Burak Atlar

    Süleyman BalyemezÇare Olgun Çalışkan

    Tuba İnal ÇekiçTayfun Kahraman

    Aysun KocaAhmet Kıvanç Kutluca

    Ece Özden PakEvrim Yılmaz

    Tasarım-Düzenleme

    Ece Özden Pak

  • KISALTMALAR

    AİHM: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (ECHR | European Court of Human Rights)

    AKUT: Arama Kurtarma Derneği

    AKP: Adalet ve Kalkınma Partisi

    BİMTAŞ: Boğaziçi İnşaat Müşavirlik A.Ş.

    CHP: Cumhuriyet Halk Partisi

    ÇDP: Çevre Düzeni Planı

    ÇŞB: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

    DATİ: Denizciler Ataköy Turizm ve İnşaat A.Ş.

    ICOMOS: Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi (International Council on Monuments and Sites)

    İBB: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

    İETT: İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri

    İKK: İl Koordinasyon Kurulu

    İMO: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası

    İTÜ: İstanbul Teknik Üniversitesi

    KANİP: Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı

    KAUİP: Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı

    KGM: Karayolları Genel Müdürlüğü

    KVKK: Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu

    MO İST: TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

    NİP: Nazım İmar Planı

    MSGSÜ: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    ŞPO: TMMOB Şehir Plancıları Odası

    TBMM: Türkiye Büyük Millet Meclisi

    TCDD: Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları

    TDİ: Türkiye Denizcilik İşletmeleri

    TMMOB: Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği

    TOKİ: Toplu Konut İdaresi Başkanlığı

    UIA: The International Union of Architects

    UİP: Uygulama İmar Planı

    UNESCO: Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization)

    YPK: Yüksek Planlama Kurulu

    YTÜ: Yıldız Teknik Üniversitesi

  • SUNARKEN

    İstanbul Almanağı’nı, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi olarak İstanbul gündemini kamuoyu ve meslektaşlarımız ile paylaşmak üzere bu yıl ilk kez hazırladık.

    İstanbul’un bir yıllık gündeminde bazen keyifle bazen ise kızarak okuyacağınız haberlere, demeçlere ve yazılara yer verdik. Tabii ki bu akış içerisinde Odamız tarafından

    gerçekleştirilen çalışmaları ve açıklamaları da yeniden hatırlattık. Ve sizlere İstanbul’un uzun soluklu, bol projeli bir yılını aktarmaya çalıştık.

    Almanak, İstanbul’un bir yılını ve o yıl gündemde olanları sizlere özetlemek için kaleme alınan bir arşiv belgesidir. Fakat elinizdeki İstanbul Almanağı size farklı bir almanak

    tecrübesi sunuyor. Bu eser ile İstanbul kent gündemine ilişkin her ayın öne çıkan haberlerine yer verilirken, ayrıca o ay şehrimize damgasını vuran konu başlığı da masaya

    yatırıldı. Bunlara ek olarak da, o ayın konu başlığında ek alınan gündem hakkında çıkan yazılara yer verildi. İstanbul’a dair toplu bir gündem sunulurken, İstanbul’da dillerden

    düşmeyen projeler, planlar ya da yıkımların kendi tarihleri aktarılmaya çalışıldı.

    İstanbul gündemini bu şekilde aktarırken Ocak ayında Afet Yasası, Şubat ayında Taksim Meydanı, Mart ayında Tarihi Yarımada, Nisan Ayında Üçüncü Köprü, Mayıs ayında

    Çamlıca Camii, Haziran ayında Sulukule, Temmuz Ayında Sevda Tepesi, Ağustos ayında Haydarpaşa, Eylül ayında Okmeydanı, Ekim ayında Galataport, Kasım ayında

    Maslak 1453, Aralık ayında Kanal İstanbul için ayrı birer parantez açtık. Parantez içinde İstanbul’da sıkça konuşulan gündemlere eğilerek ilk gündeme gelişlerinden bugüne

    kronolojilerine yer verdik.

    Kollektif çaba ürünü İstanbul 2012 Almanağı, yıllarca sürecek bir geleneğin miladı olması temennesi ile hazırlandı. Bu eserin ilerleyen yıllarda da zenginleşerek devam etmesi

    elbette en büyük dileğimiz. Sizlere 2012 yılında İstanbul’da yaşananlara dair bir hatırlatma ve yeniden düşünme olanağı tanıyan İstanbul Almanağı’nı, beğeni ile karşılamanız

    temennisi ile sunuyoruz.

    spo_eceText BoxTMMOB Şehir Plancıları Odasıİstanbul ŞubesiYönetim Kurulu

  • 7

    OCAK 2012

    6

    OCAK 2012

    01l2012 yılının ilk günü itibariyle Haydarpaşa-Ankara, Haydarpaşa-Eskişehir, Haydarpaşa-Adapazarı seferlerine son verildi.lÇevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar: “İstanbul’da deprem riskli bölgedeki sağlam bina da yıkılacak.”

    14 İBB Meclisi “Tarihi Kent Merkezi

    Görünümünü (siluetini) Etkileyen Alanlarda Olumsuz Yapılaşma Koşullarının

    Engellenmesine Yönelik 1/5.000 Ölçekli NİP Plan Notu İlavesi”ni oybirliğiyle kabul

    etti. 1/100.000 ölçekli ÇDP’ye eklenen düzenlemenin ardından ilçeler bazında

    binaların yükseklik seviyeleri de belirlendi. İstanbul’un siluetini etkileyeceği düşünülen

    Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Bayrampaşa, Esenler, Eyüp, Gaziosmanpaşa, Güngören,

    Küçükçekmece ve Zeytinburnu’nda belirlenen yüksekliklerden fazla inşaat

    yapılamayacak.

    05Tokludede (Ayvansaray) yerleşmesinde tahliyeler tamamlandı. Kiracıların hepsi yerleşmeyi terk etti, yerleşmede mülk sahibi ve yaşamaya devam eden sadece 10 aile kaldı (bianet.org).

    10 İstanbul Boğazı’na 3. Köprü yapımını

    da içeren Kuzey Marmara Otoyolu

    ihalesi teklif gelmediği için

    gerçekleştirilemedi.

    13 Kültür ve Turizm

    Bakanı Ertuğrul Günay: “Başbakan İstanbul’da silueti bozan binalara

    gerekirse yıkın talimatını verdi. İstanbul’da

    yıkılamayacak yapı yok” (radikal.com.tr).

    1

    2

    34

    5

  • 7

    OCAK 2012

    19lİBB Başkanı Kadir Topbaş

    siluet hakkında: ‘‘Tarihi Yarımada’ya etki edecek

    alanların maketi çıkarılacak. Gökdelen yapıldığında bu

    makete oturtulacak. Siluete etkisi değerlendirildikten sonra imar izni verilecek.

    Kuşbakışı alana etki edecek yapılar için de çalışmalar

    yapıldı’’ dedi (radikal.com.tr).

    lÇevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar kentsel

    dönüşüm projelerinin 36 milyon doları bulacağını

    açıkladı (Sabah).

    18Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldı.

    21 Mimarlar Odası: “Afet Yasası eliyle Türkiye TOKİ’ye bağlanıyor” (Cumhuriyet). “Afet Yasası İmar Darbesidir” (Özgür Gündem).

    24Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan

    Bayraktar: “2B arazilerinin sahiplerine satışı için yasa taslağında son aşamaya

    geldik, 20 gün içerisinde yasayı çıkartacağız.” (TOKİ Haber)

    25İMO Afet Yasası hakkında açıklama yaptı: “Kentsel dönüşüm değil rantsal bölüşüm olacak” (BirGün).

    262B alanlarında yenileme ve kentsel dönüşüm projelerinin süper yetkilerle donatılmış genel müdürlükte toplanacağı, başına da tecrübeli bürokrat Vedat Gürgen’in getirileceği açıklandı (Türkiye).

    31Haydarpaşa Garı yenileme projesinin yürütücüsü Prof. Dr. Atilla Dikbaş; ‘’Tarihsel, kentsel ve işlevsel süreklilik

    kriterleri kapsamında buranın bir istasyon binası dışında her hangi bir işlevle restorasyon projesini yürütmedik.

    Burası bir istasyondu, istasyon olarak kalacak’’ açıklamasında bulundu (ntvmsnbc.com).

    28 ŞPO İstanbul Şubesi’nin dava konusu ettiği Sancaktepe 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar

    planlarının plan hükümlerine yönelik, plan bütünlüğünü bozarak sosyal-teknik donatı dengesini ortadan kaldırması ve

    plan kademeleri arasındaki uyuşmazlığın doğurabileceği zararlar nedeni ile yürütmeyi

    durdurma kararı alındı.

    23 TMMOB: Afet Yasası ile imar yetkisi Başbakanlık’ta toplandı.

    30Haydarpaşa

    Dayanaşması’nın başlattığı

    Haydarpaşa Nöbeti’nin ilki

    gerçekleştirildi.

    6

    7

  • 8

    AFET RISKI ALTINDAKI ALANLARIN DöNüSTüRüLMESI HAKKINDA KANUNl l l

    l

    l

    TARIHLERLE AFET YASASI

    23 EKIM 2011Saat 13.41’de Van’ın Tabanlı köyünde 7,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Başbakan R. Tayyip Erdoğan: “Seçimleri kaybetmek pahasına da olsa, çürük, çarık, kaçak binaları yıkıp, yerine sağlam, depreme dayanaklı, kentsel dönüşüm sistemine geçeceğiz.”23 KASIM 2011Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Afet Riski

    Taşıyan Alanlarda Dönüşüm” adıyla hazırladıkları yasa taslağını Başbakanlığa gönderdiklerini açıkladı.6 ARALIK 2011Kanun, Bakanlar Kurulu’nun imzasına açıldı.01 OCAK 2012Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar: “İstanbul’da deprem riskli bölgedeki sağlam bina da yıkılacak.”02 SUbAT 2012Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Başkanlığı’na sunuldu.21 SUbAT 2012ŞPO, Kanun Tasarısı hakkında değerlendirme raporu yayınladı. 23 Subat 2012Kanun Tasarısı, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nda kabul edildi (haberturk.com).23 Subat 2012YTÜ’lü akademisyenler Kanun Tasarısı ve Kentsel Dönüşüm uygulamalarına dair açıklama yaptı: “Sürdürülebilir kentleşme ve hakça yaşanabilir kentler yaratmak üzere Yıldız Teknik

    Üniversitesi’nde Şehir ve Bölge Planlama alanında emek veren ve aşağıda adları bulunan bizler, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı”nın ve kentsel dönüşüm adı altında yapılmış ve yapılabilecek olan uygulamaların kayıtsız şartsız savunucuları ve uygulayıcıları olmayacağımızı beyan ediyoruz.”02 NISAN 2012Başbakan R. Tayyip Erdoğan: “Şimdi gideceğiz gerekirse evleri yıkacağız. Bunun yetkisini aldık mı aldık. Yasal düzenlemeleri buna göre, kentsel dönüşüm değişimle beraber yaptık, yapıyoruz, yapacağız” (ntvmsnbc.com).11 Nisan 2012ŞPO, Kanun Tasarısı ile ilgili bir değerlendirme yaptı ve broşür bastı.17 Nisan 2012Kanun Tasarısına dair bilgilendirme metni, altında birçok sivil toplum kuruluşunun imzasıyla birlikte İnsan Hakları Yüksek Komiseri-Konut Hakkı Raportörü’ne (OHCHR) gönderildi.

    l

    8

    l

    l

    l

    l

    l

    l

    l

    l

  • 9

    AFET RISKI ALTINDAKI ALANLARIN DöNüSTüRüLMESI HAKKINDA KANUN12 MaYIs 2012İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu, İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü ile ŞPO İstanbul Şubesi tarafından “Afet Yasası ve Kentsel Dönüşüm” konulu forum düzenlendi.16 mayis 2012“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” yasalaştı. 17 Mayis 2012ŞPO, Yasanın Meclis Genel Kurulu’ndan geçmesi üzerine bir basın açıklaması yayınladı: “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” İnsan Haklarına ve Anayasa‘ya Aykırıdır.”18 MayIs 2012Kanuna yönelik bir birçok meslek örgütü, inisiyatif ve sivil toplum kuruluşu tarafından imzalanan “Kentsel Dönüşüm Yasası Yaşam Alanlarımızı Talana Açan En Büyük Afettir!” başlıklı “Ortak Deklarasyon” Çevre ve Şehircilik İstanbul İl Müdürlüğü binası önünde okundu.19 MAYIS 2012Yasaya karşı Ortak Deklarasyon metninin okunduğu eylem, ulusal medyada gündem oldu: “Hayatlar rayiç bedelden satılık değildir” (Radikal).

    Getirdikleriyle Afet Yasası • Anayasayaaykırılığı,• Şeffaflıkiçermemeyi,belirsizlikleri,• Yaşayanlarıgörmezdengelmeyi,• Barınma hakkından yoksun

    bırakılmayı,• Yargıya başvurma hakkını devre

    dışı bırakmayı, hak aramaözgürlüğünü kısıtlamayı vecezalandırmayı,

    • Temel yaşamsal kamuhizmetlerinden mahrumbırakılmayı,

    • Kentsel sosyal altyapı alanlarınıntasfiyesini,

    • Doğalalanlarıntahripedilmesini,• Yerelyönetimlerinyoksayılmasını,

    katıbirmerkezileşmeyi,• Bütüncül planlamanın yok

    edilmesini,• Şehircilik ve planlama ilkelerinin

    birkenarabırakılmasını,• Yeni ve büyük kentsel riskler

    oluşmasını,• Maliyeti halka fatura ederken

    inşaatsektörünüihyaetmeyi,• Usulsüzihalelerinönünüaçmayı,• Diğer tüm yasaları hükümsüz

    kılmayıgetirmektedir.

    19 MAYIS 2012TBMM tarafından onaylanan Yasanın yol haritası manşetlere yansıdı. Vatandaşları bilgilendirmek üzere kentsel dönüşüm ofisleri kurulacağı açıklandı (Milliyet).31 MAYIS 2012“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”un tam metni Resmi Gazete’de yayınlandı.31 MAYIS 2012CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin: “Kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşüm. 400 milyar dolar kentsel dönüşümle peşkeş çekildi.” 04 Agustos 2012“Afet Riski Altında Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği” Resmi Gazete’de yayımlandı. 05 EKIM 2012Kentsel dönüşümde büyük yıkım başladı. 6,5 büyüklüğündeki depreme dayanıklılık baz alınarak belirlenen 35 ildeki 6 bin 500 binayı kapsayan yıkım süreci başladı.15 ARALIK 2012Afet Riski Altında Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un Uygulama Yönetmeliği Resmi Gazete’de yayınlanarak tekrar yürürlüğe girdi. 4 Ağustos tarihli yönetmelik yürürlükten kaldırıldı.

    9

    l

  • 10

    YORUMLARLA AFET YASASI

    Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum: Bu yasa rantsal değil deprem odaklı dönüşümün önünü açıyor. Sektördeki inşaat firmaları, sivil toplum örgütleri ve özellikle de riskli binalarda yaşayanlar için bu yasanın önemi büyük. Dönüşümün maliyetinin 400 milyar olacağı düşünüldüğünde ülke ekonomisine ve istihdama katkısının büyük olacağı görülecektir. İstanbul’un çehresini değiştirecek bu yasaya sahip çıkmak vicdani bir borç ve sorumluluktur (sabah.com.tr, 13.03.2012).AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Nasuh Mahruki: Afet dönüşümünü dört gözle bekliyoruz. Afet dönüşümünün kamuoyunda

    karşılığı var. Yeni yeni mahalleler kurulmalı, afete dayanıklı yeni binalar yapılmalı, herkes yeni kentler, yeni mahalleler kurma konusunda birbiriyle çalışmalı (AA, 13.03.2012).Sulukule Derneği Av. Hilal Küey: Bu tasarıya getirilecek en temel eleştiri ‘asla mahkemede yürütmeyi durdurma verilemez’ maddesi. Yürütmeyi durdurma kararının hangi koşullarda verileceği İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 27’nci maddesinde düzenlenmiştir ve her olayın özelliğine göre hakim tarafından karar verilir. Bu konuda idarenin önceden bir yasa maddesi düzenlemesi, yargının yetki alanına müdahale anlamını taşır, bu da anayasaya aykırıdır (emlak.

    ensonhaber.com, 16.03.2012). MO Genel Başkanı Eyüp Muhcu: Yasayla imar ve çevre alanında yürürlükte bulunan tüm yasalar ‘uygulanmayacak mevzuat’ kılınacak, kentlerin tümü ‘riskli alan’ ilan edilebilecek. Bakanlık gerekli gördüğünde yıkabilecek, kamulaştırabilecek, kamulaştırma değerleri de reel değerler üzerinden değil, emlak vergisi bedelleri üzerinden yapılacak. Yapınızı yıktırmamak için direnemeyeceksiniz, aksi halde hakkınızda suç duyurusunda bulunulacak (emlak.ensonhaber.com, 16.03.2012). Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar: Bu işi yasalara, bilime dayalı olarak belediyelerle birlikte yapacağız ve vatandaşlarımızı incitmemek birinci görevimiz ( e m l a k . e n s o n h a b e r. c o m , 16.03.2012). MSGSÜ - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Doç. Dr. Murat Cemal Yalçıntan: Afet Yasası tasarısı doğal afetlere ve kentsel meselelere çözüm getirmek üzere değil, inşaat sektöründeki büyüme oranlarını yükselterek kısa dönemli ekonomik hedeflerin gerçekleştirilmesi ve küresel ekonominin gereklerinin yerel siyaseti güçlendirecek şekilde kullanılması olarak okunmalı (bianet.org, 17.04.2012).

    10

  • 11

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar: ‘Milli bir politika’ izlenecek. Şehirler yeniden yapılandırılacak. İlk etapta hedefte 6 milyon konut var. Önce ev sahibine ‘Sen yık’ denecek. Yıkmazsa da kaçış yok. Devlet düzenleyici olacak, fiyatlar aşağıya çekilecek. Yani tam da halk ekmek modelinde olduğu gibi... Yasal dayanağımız sağlam. Vatandaş için bunu göze alıyoruz... Oy verirmiş vermezmiş dinlemeyeceğiz... ( h a b e r. g a z e t e v a t a n . c o m , 18.05.2012)İTÜ - Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy: İstanbul gibi bir kentte tarihi yapıların “yıkılıp yapılması söz konusu olamayacak. İstanbul’da 25 binin üzerinde sadece sivil mimarlık örneği dediğimiz tescilli yapı var. Sosyal, kültürel boyutun ötesinde işlevsel ve ekonomik boyutu var. Bunların hepsinin birlikte ele alınıp bir planlama anlayışı çerçevesinde süreç içinde değerlendirilmesi gerekiyor (aksam.com.tr, 18.05.2013). Greenpeace Türkiye: Afet yasası biyoçeşitlilik adına bir afettir ( g re e n p e a c e . o rg / t u r ke y / t r, 22.05.2012).ŞPO İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman: Afet Yasası Afet gibi (haberdar.com.tr, 24.05.2012).

    Cihan Uzunçarşılı Baysal (AGFE Yerel Heyet Üyesi / Yerel Temsilci): Yıkım odaklı, yasalar üstü bir yasa (sendika.org, 25.05.2012).CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur: “Kentsel Dönüşüm” adı altında “Kentsel Katliam” (BİA Haber Merkezi, 29.06.2012).Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan: İnsanlar Afet Yasası’nı devlet kafadan atlayacak her yeri yıkacak sanıyor. Afet yasası aslında bir imtiyaz yasası, yeşil kart gibi bir şey. Başvurduğunda İmkan sağlıyor devlet. Başbakan aslında ne diyor? ‘Siz bir araya gelin ben size yardım edeceğim kardeşim. Önünüze çıkan adamları da ben bertaraf edeceğim’ diyor (radikal.com.tr, 30.09.2012) m

    bASINDA AFET YASASI

    BAYRAKTAR’IN AFET ÖNLEMLERİMilliyet Ekonomi, 24.12.2011

    Başbakan Erdoğan’ın Van Depremi sonrası adım atılması yönünde talimat verdiği “depreme dayanıksız binaların yıkılmasıyla ilgili” yasa tasarısı netleşti. Almanya’dan röntgen cihazları geldi, çürük binalar tespit edilecek. Yıkımlarda 3’te 2 çoğunluk aranacak. Van Depremi’nin ardından ortaya atılan kentsel dönüşüm projesiyle ilgili tasarının

    tamamlandığını ifade eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar:•“Çürük binalar röntgen cihazlarıyla tespit edilecek. Binası çürük çıkana yıkması için bir süre vereceğiz. Bu sürede yıkılmazsa biz yıkacağız ve masrafını da bina sahibinden alacağız”•“Yıkım sonrası, binanın bulunduğu alan hisseli arsa haline gelecek”•“Yıkıma itiraz için dava açılamayacak. Bina yıkıldıktan sonra ortaya çıkacak arsanın değerlendirilmesi konusunda üçte iki çoğunluk sağlanamazsa bu kez de devlet devreye girerek arsayı rayiç değer üzerinden kamulaştıracak”Türkiye genelinde 19 milyon konutbulunduğunu söyleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan B a y r a k t a r, % 4 0 ’ ı n ı n

    11

  • 12

    yenilenmesi gerektiğini söyledi.Bayraktar, “Bu 7,6 milyon konut demek. Ancak bunu öyle hemen yapılacakmış gibi düşünmemek lazım. Bu 20 yıllık bir proje olacak. Bunun için de 400 milyar dolar gibi bir para gerekiyor” şeklinde konuştu. Bu dönüşümü tüm partilerin ve halkın mutabakatıyla yapmak istediklerini söyleyen Bayraktar, ‘Parayı nereden bulacaksınız’ sorusuna, “Kaynak bulmayı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan düşünsün” dedi.

    GAYRİMENKUL LİDERLERİ “KENTSEL DÖNÜŞÜM” İÇİN BULUŞTU!ntvmsnbc.com, 16.03.2012

    Gayrimenkul sektöründe birçok başarılı proje üreten inşaat şirketlerinin patronları, kentsel dönüşüm için bir araya geldi.Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan “Afet

    Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesine İlişkin Yasa Tasarısı” ile ilgili olarak sektörün önde gelen isimleri dün Dedeman İstanbul’da gerçekleşen 1. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi’nde değerlendirmelerde bulundu.Teknik Yapı Holding Yönetim Kurulu Başkanı- İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım da Kentsel Dönüşüm Yasası’nın milat olacağını belirterek “Sektör için büyük bir canlılık olacak ancak kontrollü olmamız, denetimi elden bırakmamız gerekiyor” dedi.

    ‘AFET YASASI’ SERMAYE DİKTATÖRLÜĞÜNÜN GELDİĞİ NOKTAYI GÖSTERİYOR!Sol haber, 04.04.2012

    AKP Genel Merkezi’nde düzenlenen Yerel Yönetimler ve Aile Sempozyumu’nda konuşan Başbakan R. Tayyip Erdoğan, ustalık dönemlerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı kurarak çok önemli bir adım attıklarını vurgulayarak, “Şimdi gideceğiz, gerekirse evleri yıkacağız. Bunu yetkisini aldık mı aldık. Yasal düzenlemeleri buna göre, kentsel dönüşüm değişimle beraber yaptık, yapıyoruz, yapacağız” sözleriyle “afet yasası” olarak pazarlanan yasa tasarısıyla kentlerin ve kentlilerin geleceğinin nasıl bir felakete sürükleneceğini

    tekrar gözler önüne serdi.23 Şubat’ta yasayla ilgili Meclis’te gerçekleştirilen 4. toplantıda TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’ndan geçen ve 20 Mart’ta TBMM Genel Kurulu’nda ilk 12 maddesi kabul edilen yasanın önüne birtakım engeller çıktıkça yasa askıya alınıyor ve yenileniyor. Son olarak, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı”nın, 2B Orman Arazilerinin Satışı Hakkındaki Yasa Tasarısı Meclis’te görüşüldükten sonra komisyonda yeniden ele alınacağı Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından açıklandı.

    KENTSEL YIKIM YASALAŞTIBirGün, 18.05.2012

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ’ye geniş yetkiler veren ve kamuoyunda rantsal yıkım projesi olarak bilinen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa Tasarısı” TBMM’den geçti. Meslek odaları ve halk yasaya tepkili.• Deprem bahanesiyle risk taşımayan yapılarda oturan kişilerin hukuksal güvenceleri, konut dokunulmazlığı ortadan kalkacak.• Altyapı maliyetlerinin konutları yıktırılanlara ödetilmesi, 12

  • 13

    yoksul kesimlerin borç miktarını büyütecek.• Ülkenin tüm kıyılarında, tarım alanlarında, orman alanlarında ve hatta sit alanlarında yaygın bir talanın önünü açılmış olacak.• Sosyal devlet ilkesi hiçe sayılarak riskli alanlardaki yapılara verilen kamusal hizmetler (elektrik, su, doğalgaz) durdurulacak.• Bakanlığa tanınan yetkiler, belediyeleri kentlerinde yetkisiz bırakacak, halk ile belediye, belediye ile bakanlık karşı karşıya gelecek.

    KONUT GÜVENCESİ ARTIK BİTTİCumhuriyet, 18.05.2012

    Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. TMMOB Şehir Plancıları Odası’na göre hiç kimsenin konutu ve barınma hakkı güvende olmayacak.TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar, afet riski gerekçe gösterilerek hazırlanan kentsel dönüşüm yasası ile doğal varlıkların talan edileceğini ve halkın devlet eliyle afet yaşayacağını belirtti. Uyar, “hiç kimsenin konutu ve barınma hakkı güvende olmayacak” uyarısında bulundu.

    Uyar, yasanın insan haklarına ve anayasaya açıkça aykırı olduğu değerlendirmesini yaparak, yasayla en temel insan haklarından biri olan barınma hakkını savunmanın ve dayatılan anlaşmaya karşı çıkmanın cezalandırılacağı bilgisini verdi. Uyar, “barınma hakkı direnişlerine karşı geliştirilen bu tehdit, bugünden sonra dönüşüme konu olan alanlarda hukuk kurallarının yerini mafya kurallarının alması anlamına gelecektir” ifadelerini kullandı. Riskli alanlara elektrik, su ve doğalgaz hizmetlerinin verilmeyeceğini, verilen hizmetin ise durdurulacağını kaydeden Necati Uyar, bu tür yapılarda yaşayan insanların önemli sağlık ve güvenlik sorunları ile karşı karşıya kalacağını belirtti.Risk taşımayan yapıların da “uygulama bütünlüğü” gerekçesiyle yasa hükümlerine tabi olacağını belirten Uyar, böylece güvenli yapılarda oturan kişilerin hukuksal güvenceleri, barınma hakları ve konut dokunulmazlıklarının ortadan kalkacağını kaydetti.

    AFET YASASI BİYOÇEŞİTLİLİĞİ YOK EDECEKBianet, 22.05.2012

    Biyoçeşitlilik gıda dahil insanların temel ihtiyaçlarının karşılamasındaki canlı kaynakların temeli. Greenpeace Türkiye’nin verdiği bilgilere göre, Avrupa’nın sahip olduğu bitki çeşitliliğinin dörtte üçü Türkiye’de bulunuyor. Türkiye’deki 800 cins altında toplanan, bir kısmının türü tehlikede olan 9000 bitki çeşidinin üçte birini endemik türler oluşturuyor.Afet Yasası’yla birlikle, bir süredir birçok kanun ve yönetmelikte afet yasasına uyumlu olacak değişiklikler yapılmaya başlandı. Örneğin Afet Yasası Meclis’te kabul edildikten hemen bir gün sonra, 17 Mayıs’ta Bakanlar Kurulu TBMM’ye Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nı gönderdi. Orman Kanunu’nda yapılan değişikliklerle orman arazilerinin tarıma ve imara açılmasına izin verildi.Afet Yasası’na göre, bu yasadan doğan uygulamaların Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Orman Kanunu, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, Mera Kanunu, Zeytincilik Kanunu, Kıyı Kanunu’nun hükümleriyle çeliştiği

    13

  • 14

    durumlarda bu kanunların çelişen hükümleri geçersiz kılınıyor.Söz konusu kanunlar ise biyolojik çeşitliliği doğrudan etkileyen kanunlar. Ancak Afet Yasası’nın hükümleri tüm bu kanunların üzerinde kabul ediliyor. Dahası Afet Yasası’yla, bu yasanın uygulanması ile ilgili açılan davalarda mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararı vermesi yasaklanıyor. Bu durum fiilen mahkemelerin kadük hale gelmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması konusunda yargı erkinin devre dışı bırakılması anlamına geliyor.

    KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN İÇSELLEŞTİRİLMESİ LAZIMCumhuriyet, 14.12.2012

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Marmara Belediyeler Birliği ve Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen ‘’Medya ve Halkla İlişkiler Boyutuyla Kentsel Dönüşüm Sempozyumu’nda konuştu.Bayraktar, Türkiye’de 6,5 milyon konutun zaman içinde mutlaka yenilenmesi gerektiğini vurgulayarak, ‘’Bu tabii zor bir iş. Dünyanın en zor işi. Bu iş için çok ciddi kaynak lazım. Demokrasilerle idare edilen ülkelerde vatandaşa rağmen bir adım atamazsınız, devlete rağmen de bir şey yapamazsınız. Vatandaş ve devletin bu işi içselleştirmesi, kabul etmesi lazım’’ diye konuştu.Şehirlerin marka değerinin arttırılması gerektiğine işaret eden Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü:‘’Türkiye’nin, hatta dünyanın en önemli meselesi kentsel dönüşümdür. Bunu anlatmamız, benimsetmemiz, kabullendirmemiz, gönüllülük boyutunu yakalamamız, vatandaşların rızasını almamız lazım.”

    EKONOMİYE OTORİTER KATKILAR!Nihal Kemaloğlu, Akşam, 22.05.2012

    2012 yılı, ‘otoriter’ kapitalistleşme süreci olarak, halka ‘milli politika’ adıyla pazarlanan ama halkın yaşam alanına ve mülkiyet hakkına el koyan yasalarla bina edilecekti.Dünya cari açık ikincisi Türkiye, ekonomik kırılganlığını telafi etmek üzere inşaat ve emlak sektörüne, adında ‘afetli-risk’ geçen yasalarla sınırsız kaynak aktaracaktı.Zamanın küreselleşmeci ruhu, popüler siyasi rantını 11 imar affıyla dağıttığı gecekondu tapusuna borçlu ve çarpık kentleşmeyi emzirerek yıllarca ‘muhafazakar’ oy deposu olarak kullanan popülist siyasete sermayeperver müteahhit aklını buyuruyordu.Dolayısıyla her milim toprağından ‘rant’ fışkıran İstanbul’dan başlanacak milli yıkım/yapım seferberliğiyle inşaat sektörü 7 milyon konut üretecekti ve devlet 2002 yılından beri toplanan 44 milyar lira Deprem Vergisi’ni otoyollara ve duble yollara döktüğünden daha otoriter yasalara ihtiyaç vardı.Böylelikle milli gelirdeki payı %6 olan inşaat sektörünün etkinliği, %25’lere çıkarken yabancı sermayenin konut projelerine ve şişecek konut stokumuza ilgisi

    Bizler, “insanca, güvenilir, sağlıklı,kimlikli alanlarda barınma hakkımızı”sonuna kadar savunmaya devamedeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyor,bu mücadelede rant hırsına karşı“yaşamdan,adaletten,dayanışmadanve eşitlikten” yana olan herkesi bir

    aradadurmayaçağırıyoruz.

    Hayatlar Rayiç Bedelden Satılık Değildir Deklarasyonu, 18.05.2012

    14

  • 15

    yıkım kararlarına yargı yolunu kapatmakla kalmıyor, itiraz eden olursa sonra suç duyurusunda bulunacağı eğer iflah olmazsa biber gazıyla ‘çıkar amaçlı çete kurmakla’ suçlayacağı vatandaşa, ‘senin yaşam alanı hakkına ben vesayet ederim’ derken anayasal barınma hakkını da süresiz askıya alıyordu.Yasanın 5. maddesi yıkım kararı sonrası tahliye edilen yapı sahiplerine, işyeri sahiplerine, kiracılarına geçici konut ve işyeri tahsisi yapabilir diyor yani ‘kesinlik’ içermeyen bir olasılığı ima ediyor.Açıkçası ‘yapabilir de’ ya da ‘yapmayabilir de’ müphemliğiyle merkezi rantlı bölgelerde evlerinden çıkartılan emekli, yaşlı, yoksul kesimler, belki 60 km uzakta bakım masraflarını bile yüklenemeyecekleri konut adresleri gösterilip sonra sokağa bırakılabilirler.Hükümetin belirleyeceği kurulların ‘riskli alan’ ve ‘riskli yapı’ kararları yargı dışı- totaliter nitelikte olurken binanız depreme dayanıklı olsa bile, bilimsel raporlarla kanıtlansa dahi eğer riskli alanda yer alıyorsa 60 gün içinde yıkılacaktı.Çünkü muhtemelen konutunuz ‘milli kentsel dönüşümümüz’ dahilinde TOKİ tarafından taltif edilmiş bir yapı firmasının çok katlı

    marka konut projesine hanidir katılmış olacaktı.Yasanın sınırsız yıkım/yapım kepçesinin kapsamına afet riski taşımayan, koruma altındaki kamuya ait taşınmazlar, tarım, mera alanları, zeytinlikler, orman arazileri ve sitlerin katılmasının depreme dayanıklı yapı üretmeyle ilgisi tabii ki yoktu ama imara açılmalarıyla tartışılamaz ilişkileri vardı. m

    tetiklenip, bizler de önümüzdeki 2-5-10-20 yıllık dilimlere yayılan süreçte topyekûn ‘her an olası bir depreme dayanıklı’ hale gelecektik.Ayrıca inşaat ve emlak piyasalarını uçurarak, şişirerek büyüme modelimizin selameti adına en az 400 milyar dolarlık kaynak transferi ve ekonomik dinamizm söz konusuysa, sahiden de ‘demokrasi’ ikincildi.Afet Ya sası tahakkümcü vasfı tartışılmadan sessizce yasalaştı ve %90 deprem bölgesi ve %70 kaçak yapılaşma diyarı ülkemizde depreme karşı yegane ve sanki tek çözüm dayatmasıyla medyada PR propagandası başlatıldı. Yasa ‘afet riskli alanların dönüştürülmesi’ başlığıyla her türlü mülkiyet ihlali ve hak gasplarına karşı ‘zırhlandırılmış’ ve antidemokratik özü mahirce ‘gerekirse oy kaybetsek de yıkarız, yakarız’ cebri söylemine vardırılmıştı.Böylesi büyük sosyal-ekonomik-demografik yer değiştirme ve kamu kaynaklarının sermayeye transferi ‘vatanın depreme karşı korunması’ milli politikası retoriğinin ardına yerleştirilmişti.TOKİ -Hükümet-Bakan l ı k ’ tan mürekkep merkezi otorite, Afet Yasası gereğince verdiği

    Görseller 1.haber.sol.org.tr2.haber.marmara.edu.tr3.kayitsizkalamamak.blogspot.com4.gorkorg.blogspot.com5.yurttahaber.com6.istanbulium.blogspot.com7.iguneltr.wordpress.com8.Mustafaİzberk9.Mustafaİzberk10.blublu.org11.KentHareketleri-AGFEEylemi201212.AtillaÖzer13.blublu.org14.ArmandHomsi15.haberturk.com.tr

    15

  • 16

    SUbAT 2012

    17

    SUbAT 2012l

    01Uzun zamandır üzerinde tartışılan 2B orman arazilerine yönelik yasa tasarısı, TBMM’ye gönderildi.

    02lİBB Başkanı Kadir Topbaş Haydarpaşa Garı’nın fonksiyonunun değişeceğini ifade etti: “Trenler mevcut Marmaray’ı kullanmak suretiyle kesintisiz geçecekler. Yani bir gar ihtiyacı kalmayacak. Haydarpaşa tren garını, kısmen belki bir konaklama fırsatı verebilecek şekilde değerlendirilebileceğiz” (Radikal).lUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul’a 3. Köprü için 5 Nisan’da teklif alacaklarını anımsatırken, “Eğer yine talep olmazsa, C planımız da hazır. Bu köprüyü her halükarda yapacağız.” dedi (Hürriyet).lYTÜ Senatosu “üretilecek kentsel dönüşüm projelerinin mutfağında yer almak istiyoruz” açıklamasını yaptı.

    09 Projesi için teklifi iki yıl önce alınan

    Taksim Camii ve Dinler Tarihi

    Müzesi halka açıklandı.

    103. Köprü Yerine Yaşam Platformu tarafından Karayolları Genel Müdürlüğü önünde “Yaşam İhaleye Çıkarılamaz” protestosu gerçekleştirildi.

    14 Taksim Yayalaştırma

    Projesi, İBB Başkanlığı tarafından

    onaylanarak askıya çıkarıldı.

    03 l Taksim Platformu Taksim Gezi Parkı’nın bir kültür varlığı olarak korunması gerekliliği talebiyle 2 Numaralı KVKK’ya tescil başvurusu yaptı.lKültür ve Turizm Bakanlığı, AKM’de tadilat, tamirat ve güçlendirme yapmak üzere ihaleye çıkılacağını açıkladı. lUNESCO’nun danışman kuruluşu olan ICOMOS Beyoğlu, İstiklal Caddesi, Taksim ve Tarlabaşı’nda gerçekleşen plan, proje ve kentsel uygulamalar hakkında yayınladıkları ortak açıklamayla ilgili kurumları şeffaf ve açık olmaya, gerçek katılımcı planlama sürecini uygulamaya davet etti. lİBB Meclisi’nin oy birliğiyle onayladığı Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi, İstanbul II Numaralı KTKK’den ‘plan tadilatı’ adı altında geçti (Agos).

    12 Taksim Platformu’nun

    çağrısıyla İstanbullular, Taksim Projesi kapsamında kesilecek

    Gezi Parkı’ndaki ağaçları sahiplendiler. Eyleme katılan

    milletvekili, sanatçı, yazar birçok kişi isimlerini ağaçlara

    yazdı.

    1

    2 3

    4

    5

  • 16

    SUbAT 2012

    17

    SUbAT 2012l

    16 Kadıköy Göztepe Parkı’nda 7 yıl önce mahkeme kararı ile yapımı durdurulan cami projesi, Danıştay’ın bozma kararı ile İBB Meclisi’nin gündemine yeniden geldi (Hürriyet).

    19 lTürkiye mega projelerle İstanbul’u baştan yaratıp, trafiği düzeltmek amacıyla 2020 Olimpiyatları’na adaylığını resmileştirdi (Sabah).lBizans Tarihi, Sanatı, Mimarlığı ve Arkeolojisi Uzmanları yayınladıkları açıklama ile yetkilileri ve İstanbul halkını Tarihi Yarımada’ya sahip çıkmaya çağırdı.

    22YTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden bir grup öğretim üyesi yaptıkları açıklama ile Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın ve kentsel dönüşüm adı altında yapılmış ve yapılabilecek olan uygulamaların kayıtsız şartsız savunucuları ve uygulayıcıları olmayacaklarını beyan etti.

    15lİETT arazisinde eski plana dönüldü. Belediye ile ŞPO ve İMO arasında hukuk savaşına neden olan “eski imar planı” İBB Meclisi’nde oy çokluğuyla kabul edildi (Hürriyet).lMO İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından yapılan dayanışma çağrısı üzerine 70’e yakın kuruluşun katılımıyla Taksim Dayanışması adı altında toplanıldı. Dayanışma sekretaryasının MO İstanbul Büyükkent Şubesi ile ŞPO İstanbul Şubesi tarafından yürütülmesine karar verildi.

    20İBB Meclisi, Danıştay’ın “Kadıköy’de ibadet alanına ihtiyaç var” kararına dayanarak Göztepe Parkı’nın bir kısmında cami yapımına onay verdi.

    21ŞPO, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı” hakkında kamuoyu açıklamasında bulunarak yasanın amaca hizmet etmekten uzak olduğunu vurguladı.

    6 7 9

    8

  • 18

    TAKSIM MEYDANIl

    TARIHLERLE TAKSIM MEYDANI

    1731Taksim Meydanı’na adını veren tarihi su maksemi Sultan I. Mahmut Dönemi’nde şehre hizmet vermeye başladı. Maksem bugünkü halini 1839’da aldı.

    1887Meydan’ın önemli anıt eserlerinden Aya Triada Kilisesi inşaatı tamamlandı. 1928Taksim Cumhuriyet Anıtı törenle açıldı. 1939Lütfi Kırdar döneminde Atatürk’ün onayıyla görevlendirilen şehirci ve mimar Henri Prost’un planları kapsamında Topçu Kışlası’nın yıkımına ve 2 No.lu Park alanı olarak adlandırılan Taksim Gezisi’nin düzenlenmesine başlandı.

    1940Gezi Parkı’nın meydana bakan tarafına İsmet İnönü heykeli için büyük bir kaide yerleştirildi fakat heykelin açılışı gerçekleşmedi. Uzun yıllar meydanda yer alan kaide 1982’de Maçka’ya taşındı.1943Taksim Gezi Parkı tamamlanarak kamusal kullanıma açıldı. 196027 Mayıs Darbesinin ardından Taksim Meydanı’na Süngü Anıtı yerleştirildi. Anıt 12 Eylül 1980 darbesinin ardından meydandan kaldırıldı. 1969Taksim Meydanı’nın ve Cumhuriyet Dönemi’nin simge yapılarından Atatürk Kültür Merkezi hizmete açıldı.19771 Mayıs Kutlamalarında kalabalığa ateş açılması sonucu çıkan olaylarda 34 kişi hayatını kaybetti. Bu olay tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti. 1988Belediye Başkanı Bedrettin Dalan döneminde Tarlabaşı Bulvarı’nın açılması sebebiyle Şişhane ve Tarlabaşı’nda yıkımlar gerçekleşti. Meydan’ın araç trafiği zamanla yoğunlaştı.

    9

    l l

  • 19

    TAKSIM MEYDANI

    201171 yıl önce yıkılan Topçu Kışlası II No.lu Anıtlar Kurulu tarafından korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildi. 2011Taksim Meydanı Projesi ve Topçu Kışlası 12 Haziran Genel Seçimlerinden önce Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın seçim programında yer alan Çılgın Projelerden biri olarak kamuoyuyla paylaşıldı.03 SUbAT 2012İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin oy birliğiyle onayladığı Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi, İstanbul II Numaralı KTVKK tarafından onaylanan plan değişikliği ile yasal zemin kazandı. 14 SUbAT 2012Taksim Yayalaştırma Projesi İstanbul Büyükşehir Belediye

    1990İstiklal Caddesi’nin araç trafiğine kapatılmasıyla caddenin Taksim Cumhuriyet Anıtı ile ilişkisi güçlendi. 1999İstanbul 1 Numaralı Anıtlar Kurulu, Taksim Meydanı, AKM, Tarihi Su Maksemi ve Taksim Gezi Parkı’nın bir bütün olarak korunması gerektiği yönünde karar verdi. 2007Kanlı 1 Mayıs’ın 30. yıl dönümünde sendikaların 1 Mayıs’ı yeniden Taksim Meydanı’nda kutlama talebine İstanbul Valiliği üç yıl boyunca izin vermedi. 2010 yılında Taksim yeniden 1 Mayıs kutlamalarının adresi oldu. 2009Beyoğlu Kentsel Sit Alanı’na ilişkin Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı yürürlüğe girdi. Planda Taksim Meydanı’na ilişkin yeraltı ulaşım projesi ve Taksim Gezi Parkı’na Topçu Kışlası’nın ihya kararı yer almıyordu. 201033 yıl sonra Taksim Meydanı yeniden 1 Mayıs Kutlamalarına açıldı. 2011Beyoğlu Kentsel Sit Alanı’na ilişkin Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı yürürlüğe girdi.

    Başkanlığı tarafından askıda ilan edildi.30 EKIM 2012Taksim Meydan düzenlemeleri kapsamında tünel inşaatları için ilk kazma Zambak Sokak’a vuruldu.06 KASIM 2012Taksim Meydanı düzenleme projesi kapsamında Tarlabaşı ile Cumhuriyet Caddeleri bariyerlerle kapatıldı. İnşaat fiilen başladı. 08 KASIM 2012Taksim Gezi Parkı’na yapımı onay bekleyen Topçu Kışlası için kesilecek ağaçların yanı sıra avlusunda buz pisti yapılacağı açıklandı. Projenin mimarı Halil Onur “Keşke yarışmayla tasarlansaydı.” açıklamasında bulundu (Radikal).

    10

    l

    l

    l

  • 20

    TARIHLERLE TAKSIM DAYANISMASI

    02 MART 2012 Taksim Dayanışması tarafından Taksim Meydanı projesine karşı bir Ortak Deklarasyon metni kamuoyu ile paylaşıldı. 12 MART 2012Taksim Yayalaştırma Projesi’ne itiraz hakkını kullanan ŞPO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesinin İBB tarafından işine son verildi, Taksim Dayanışması İBB binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.13 MART 2012Taksim Yayalaştırma Projesi’ne yönelik MO, ŞPO ve sendikalar işbirliğiyle toplanan bireysel itiraz dilekçeleri İBB’ye teslim edildi. 17 MART 2012Taksim Dayanışması Tünel Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na kadar ilk yürüyüş eylemini gerçekleştirdi.06 HAzIRAN 2012Taksim Projesi’nin Taksim Dayanışması bileşenlerince yargıya taşındığına ilişkin basın açıklaması Gezi Parkı merdivenlerinde yapıldı. 27 HAzIRAN 2012Taksim İhalesi hakkında basın açıklaması yapan Taksim Dayanışması, sembolik Taksim

    Meydanı tapularını da dağıttığı etkinlik ardından meydanda sabahlayarak nöbet tuttu.23 AGUSTOS 2012Taksim Meydanı Projesi’nin ilk etap ihalesi gerçekleştirildi. Taksim Dayanışması ihaleye girecek şirketlere çekilme çağrısı yaptı. Silahtaroğlu İnşaat ihaleden çekilirken en uygun teklifi veren Kalyon İnşaat ihaleyi kazandı. 14 EKIM 2012Taksim Meydanı düzenlemelerine karşı Taksim Dayanışması tarafından yapılan basın açıklamasının ardından, çalışmaların başlayacağı yer olan Cumhuriyet Caddesi’nde insan zinciri oluşturuldu. 4 KASIM 2012Taksim Dayanışması Taksim Nöbeti’ne başladı. 30 gün boyunca Taksim Meydanı’nda nöbet tutuldu, bilgi broşürleri dağıtıldı ve imza standı açıldı.

    24 KASIM 2012Taksim Dayanışması “Bu Akıl Dışı Projeyi Derhal Durdurun” başlıklı bir basın açıklaması yaptı.8 ARALIK 2012Gezi Parkı’nda her cumartesi devam edecek olan “Taksim Nöbetleri”nin ilki gerçekleşti.18 ARALIK 2012Taksim Projesi’ne karşı toplanan 50.000 imza II No.lu KVKK’ya teslim edildi. m

    TAKSIM DAYANISMASI ORTAK DEKLARASYONU

    Çağdaş ve demokrat bir ülkede kabul edilemez karar mekanizmaları, Taksim Projesi ile tekrar karşımıza çıkmıştır. Bilimsel, teknik ve demokratik süreçler çalıştırılmadan kamuoyuna sunulan meydan düzenlemesinin geri dönülmez yanlışlara yol

    11

    l l

    l

    l

    l

    l

    l

    l

  • 21

    açacak olması bizleri bir araya getirmiş ve Taksim Meydanı’na sahip çıkmamızı gerektirmiştir. Taksim Projesi ilk olarak seçimlerden önce Başbakan tarafından açıklandı. Peşinden, kamuoyuna yayalaştırma projesi adı altında sunulan plan değişikliği İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi ve 2 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylandı. Plan değişikliği, evrensel şehircilik değerleri göz ardı edilerek, ulaşım planlama ve projelendirme bilim ve tekniği gözetilmeden, üstelik koruma ve hukuk kurulları ihlal edilerek ilan edildi. İlan edilen, aslında bir “betonlaştırma”, “insansızlaştırma” ve “kimliksizleştirme” projesidir. Bu proje aynı zamanda, araç ve yaya güvenliğini tehdit eden dalış

    rampaları ve istinat duvarlarıyla, yayaların meydana erişimini engelleyen koridorlaştırılmış kaldırımlarıyla, tarihi bir ortamın görsel ve yaşamsal bütünlüğünü yok eden bir yeraltı projesidir. Plan değişikliğine gayrihukuki bir şekilde eklemlenerek, kamuoyuna Topçu Kışlası’nın ihyası adı altında yeni inşaatlar dayatılmaktadır. Hepimize açık, hepimizin hakkı olan, şehrimizin merkezindeki yegane park alanı, depremde sığınacağımız Gezi Parkı elimizden alınmakta, ağaçlar, yürüme, buluşma ve dinlenme alanları betonlaştırılmaya ve ticarileştirilmeye çalışılmaktadır. Bir kez daha kamuoyu yanıltılarak güç ve paranın prestij kazanması hedeflenmektedir.Taksim, bir bütün olarak koruma altına alınmış kültür varlığımızdır

    ve kentimizin en önemli kamusal alanıdır. Projenin bir oldubittiye getirilmeden, acil olarak durdurulmasını talep ediyoruz. Taksim’in, daha bütüncül bir yaklaşımla, sahip olduğu sosyal, tarihi, toplumsal, kültürel ve ekolojik değerler göz önünde bulundurularak, evrensel kuram ve kurallara uygun, dürüst, şeffaf, katılımcı ve demokratik yöntemlerle düzenlenmesini istiyoruz. Taksim Meydanı, Cumhuriyet dönemi kent düzenlemelerinin ilki ve belki de en önemlisidir. Taksim, tüm bayramlarımızı, şenliklerimizi, sevinçlerimizi, tepkilerimizi ve hak taleplerimizi dillendirdiğimiz demokrasi meydanımızdır.Taksim Meydanı’na hep birlikte sahip çıkıyoruz. Çünkü TAKSİM HEPİMİZİN! m

    YORUMLARLA TAKSIM MEYDANI

    Dr. Murat Belge: Taksim’in Topçu Kışlası’nı yeniden yapmak iyi bir fikir mi? Bence değil. 1939’da da bunu yıkmaya karar vermişler ve yıkmışlar, bugünküne benzer bir süreçle. O iyi bir karar mıydı? Bence o da iyi bir karar değildi. Koskocaman bir bina var, kötü bir mimari olduğunu iddia edemezsin; bu büyüklükte bir bina bulunduğu

    12

    l

  • 22

    yerin karakterini de belirler. Geliyorsun, yıkıyorsun. Ama şimdi, aradan 73 yıl geçmiş. Taksim’i Topçu Kışlası’yla görmüş kaç kişi olabilir hayatta? İstanbulluların özledikleri, yeniden görmek istedikleri bir şey olmaktan çıkmış (Taraf, 13.02.2012).Mimar Prof. Dr. Uğur Tanyeli: Taksim’de yapılacak çok iş var; en azından otobüs duraklarındaki o pejmürdelik giderilebilir. Ama radikal bir değişikliğe Taksim’in ihtiyacı yok. Hele hele otoları yere gömmeye hiç gerek yok. Üstelik alt geçit girişlerinin ne kadar kötü olacağını hesap edersek, Taksim’i düzenlememek sonucuna varacağını söyleyebilirim. Sonunda Aksaray’a benzeyen bir yere dönüşebileceği riskini herkes

    dikkate almalıdır. 1930’larda ortadan kaldırılmış bir kışla binası. “İlle de ben bunu yeniden yapacağım” demek çocuksu bir inat. Reel bir talep, yeniden yapılmasını gerektiren hiçbir neden yok. Kışla çoktan yok edilmiş, yerine Erken Cumhuriyet’in en önemli kentsel düzenlemelerinden biri gerçekleştirilmiş. O park, yerinde konumlandığı eski Topçu Kışlası’ndan mimari anlam bağlamında daha önemli. İlla bir rekonstrüksiyon yapılacaksa İstanbul için başka öneriler olabilir (Milliyet, 20.02.2012). m

    b I R K A Ç YA z I . . .

    RÜKÜŞ, İSRAFKAR, GÖRGÜSÜZProf. Dr. İhsan Bilgin, Taraf, 19.02.2012

    Evet, kentlere ve özellikle de İstanbul’a yatırım yapılıp yapılmaması, ekonomik ve sosyal hareketliliğin hem göstergesidir, yani sonucudur, hem de sebeplerinden biri. Bulunduğumuz tarihsel anda hem bazı yatırımcılar, hem de AK Parti’de siyaset yapmayı kariyer hedefi haline getirmiş “Erman hoca” misali “hoca” olan, sözde duayen, kimi kentle ilgili meslek sahipleri, İstanbul’a mutlaka büyük ve sansasyonel proje gerektiğini empoze ederek başbakanı ve belediye başkanını yanıltıyorlar. Bu yanıltmayı da “vizyon” gibi bazı sözcüklerin ardına saklayarak yaptıklarından, olabileceğinden daha cazip bir paket içinde sunmuş oluyorlar.‘Vizyoner’ projeye gerek var mı?Marmaray/ metro... köprü, kanal vs..Oysa iki nedenle bugünkü Türkiye’nin, İstanbul’un ve siyasi iktidarın “vizyon” adı altında paketlenmiş büyük yatırımlara ihtiyacı yok:1. Türkiye bu dönemde zaten tarihindeki en hareketli ekonomik ve siyasal dönemlerinden birini

    13

    l

  • 23

    yaşıyor; işte giderek efsaneleştirilen ekonomik büyüme trendleri, işte ilk defa artık çözülmenin eşiğine gelinmiş vesayet rejimi sorunları, işte nihai adım bir türlü atılamasa da Kürt sorunu konusundaki önceden hayal bile edilemeyecek kıpırdanmalar.2. Hem İstanbul’un hem de siyasi iktidarın “vizyon” sözcüğü ile paketlenmiş büyük, rüküş, israfkar ve görgüsüz projelere ihtiyacının olmamasının ikinci nedeni, bu dönemde zaten Asya ve Avrupa yakasının demiryolu ağlarını birbirine bağlayacak olan Marmaray projesiyle -belki Konstantin’den beri- tarihinin en büyük ve dönüştürücü projesine kavuşmanın eşiğinde olmasıdır. Bırakınız Kanal gibi mimari ve kent planlama olarak israftan; dolayısıyla görgüsüzlükten başka bir anlama gelme şansı olmayan ve doğayı taklit etmek gibi tarihte de emsali olmayan Zihni Sinir projelerini; Boğaz Köprüsü gibi yakın tarihe damgasını vurmuş Demirel ve Özal gibi politikacıların da iştahını kabartmış büyük yatırım ve eser verme heveslerini bile manasız hale getirmektedir. Evet, Marmaray ve aracılığıyla 100 yıllık gecikmeyle İstanbul’un demiryolu ağını kapatacak, dolayısıyla metrosunu tamamlayacak bir

    projeye imza atacak bir başbakanın ve belediye başkanının ne kanala ne köprüye ne de Taksim’e ihtiyacı var. Çünkü zaten bunların hepsinden misliyle önemli bir projeyi, İstanbul’un makro formunu yeniden şekillendirecek ve şehri herkes tarafından kolayca ulaşılabilir kılacak bir hamleyi gerçekleştirmenin eşiğindeler. Her yeni arayış eldeki tarih değiştirici, eşik atlatıcı projenin önemini azaltmakta, inisiyatörlerinin ona sahip çıkmadığı izlenimi vermekte, İstanbul’un kadim tarihinin en önemli projesi gölgelenmiş olmaktadır.Aksaray, Dolmabahçe, Tahtakale Ve... Taksim...Ve en sonunda da Taksim; tıpkı Boğaz’a köprü gibi Taksim de

    kalıcı iktidarların müdahale etmekten kendilerini alamadıkları bir yer olmuştur. Bunda herhalde çok merkezli bir metropol olan İstanbul’un en önemli merkezi olmasının payı büyüktür; farklı sınıfların, kimliklerin, kuşakların, alt kültürlerin karşılaşma, “görme ve görülme” mekanıdır Taksim. Dolayısıyla kozmopolitlik için örnek gösterilecek ilk yerdir. Metropollerdeki tecrit yaşama biçimlerinin ve alışkanlıklarının başlıca küresel konulardan ve sorunlardan biri olduğu bir dünyada herkesi herkesle karşılaştıran bir yer olarak Taksim’in, aynı zamanda da bir trafik kavşağı olması, tek önemli özelliği değildir. Bu saptamalar Taksim projesinin başlıca

    14

  • 24

    meşruiyet zeminini (trafik yerine yaya!) kaydırmakta ve geçerliliğini ortadan kaldırmaktadır. Meydanda zaten her türlü sosyal sınıf ve tabakadan, kuşaktan, etnik gruptan ve semtten insanlar ve gruplar bulunmaktadır. İstanbul’da bayram öncelerinin Eminönü ve Tahtakale’sinden başka böyle bir yer de yoktur. Dolayısıyla Eminönü-Tahtakale ile birlikte İstanbul’un yayalaştırılmak ve yaya çekmek üzere müdahale edilebilecek en son iki yerinden biridir Taksim. Bu nedenlerle bugün Taksim’in orta yerinde durulup çevreye bakıldığında esas hareketliliğin 5-10 belediye otobüsüyle 20-30 sarı taksiden ziyade, caddelere de taşmış yaya sirkülasyonundan kaynaklanması ve araçların caddelerdeki yaya sirkülasyonunu kesintiye uğratır pozisyonda kalmaları da tesadüf değildir.Gelelim yeni projeye ve onun muhtemel sonuçlarına; iddia edilenin aksine asıl projeden sonra zaten büyük oranda

    yaya sirkülasyonu ile dolu olan İstanbul’un bu en büyük boşluğu, trafik tarafından kalıcı bir biçimde işgal edilmiş olacaktır. Trafik, sadece seyir halindeki araçların toplamı demek değildir. Kentlerde trafik uğruna kaybedilmiş alanlar varsa bunların büyük bölümünü, beceriksizlik ve sakarlıkla kente serpiştirilen trafik akışı için yapılmış inşaatların ve dev altyapıların oluşturduğu aşikardır, yoksa sabah ve akşam arka arkaya dizilmiş araçlar değil. Ne de olsa araçlar geçicidir gelir -geçerler (adı üstünde: otomobil) ama trafik için yapılmış inşaatlar kalıcıdır, gece -gündüz, yaz -kış kıpırdamadan dururlar (adı üstünde gayrimenkul). Gözümüzün önüne İstanbul- Ankara otoyolunun Hereke, Darıca gibi yerleşim alanları ile kesişme noktalarını getirelim. Buraları yaşanmaz kılan trafik, arka arkaya dizilmiş araçlar mıdır, yoksa bunların üzerinden geçmesi için yapılmış viyadükler mi? Aynı şey Kağıthane vadisindeki viyadükler için de geçerlidir. Günümüz

    kentlerinde viyadüklerden ve dalışçıkış tünellerinden daha hacimli kütle bulunmamaktadır. Öyle ki tek başlarına bu viyadük ve kavşak çözümleri, Baden-Baden gibi sevimli bir Ortaçağ kentini dev bir otoyol kavşağının yan tesislerine dönüştürüp cehenneme çevirebilmektedir. Bu viyadük ve kavşak çözümlerinin Los Angeles gibi bazı yığılma bölgeleri için çözüm olabildiklerini de unutmamak gerekir tabii. Ama bu çözümler yığılmanın değil de kentleşmenin sözkonusu olduğu yerler için her zaman sorun oluştururlar. Öyle ki, Boston gibi Amerika’nın en makul ölçekli kentlerinden birinin limanı ile yönetim merkezi bile denize teğet geçen bir dalış -çıkış tüneli ve viyadük tarafından darmadağın edilebilmekte ve bütün şehri ayağa kaldıracak bir huzursuzluğun kaynağı olabilmektedir. Bir an için Valide Camii’nin yanındaki (Pertevniyal Lisesi’nin altı) Aksaray kavşağının 1970’ler öncesini getirelim gözümüzün önüne; ve

    15

  • 25

    kavşağın ortasındaki dairesel çim refüjün çevresine dizilmiş birkaç 1950 model damalı taksi ile Bakırköy minibüsünü. Bir de şimdiki viyadüğü düşünelim. Değer miydi bu taksileri ve minibüsleri kent peyzajından silmek uğruna bu viyadüğe katlanmaya? O kadar uzaklara ve gerilere gitmeye gerek de yok. Dolmabahçe Stadı ile Dolmabahçe Sarayı arasındaki kavşağın bir şimdiki halini bir de İstanbul’un genel trafik akışı bakımından son derece faydalı olan tünellerden önceki halini sırayla getirelim gözümüzün önüne. Hangisinde trafik o alanı daha çok işgal ediyor? Tünellerin genel faydası bir yana; değer miydi araçları görünmez kılmak uğruna şehrin o kıymetli noktasındaki dalış ve çıkış tünellerine katlanmaya? Hangisi daha trafik odaklı, eskisi mi yenisi mi? Hangisi daha hesaplı? Hangisi daha efektif?İşte Taksim’i de bekleyen sonuç: Aksaray ve Dolmabahçe için sorduğumuz karşılaştırmalı soruları 10-15 yıl sonra Taksim

    Meydanı için sorduğumuzda; dalış-çıkış tünelli, viyadüklü proje sonrası Taksim’i değil de bugünün sözde trafiğin işgaline uğramış Taksim fotoğraflarını tercih ediyor olacağımız şimdiden belli değil mi? Üstelik bu kez feda edeceğimiz sadece kent peyzajı olmayacak. Muhtemelen İstanbul’un en kozmopolit, canlı ve cazibeli alanını, tüm vaatkar ilişkileri ve ötekiyle karşılaşma imkanlarıyla birlikte yitirmiş olacağız. Bir kez daha hep birlikte Taksim’in alacağı o dalış-çıkış tünelli, viyadüklü kasvetli peyzajı canlandıralım gözümüzde; gerçekten istiyor muyuz kozmopolitliğin üzerine dökülecek o, büyük ihtimalle öncülleri gibi beceriksizce inşa edilecek kütleleri? Değer mi? Üstelik de ne uğruna?..Konu Taksim olunca ister istemez, 12 Eylül sonrası yönetimlerinin istikrarla sürdürdükleri burayı siyasal/ sosyal hareketliliklere kapatma kararlılığı ile Taksim’in sosyal bellekteki simgesel anlamlarını bir arada akla

    getirince acaba diye düşünmeden edemiyor insan. Bütün bunlar kastedilmeyen sonuçlar değil de sonuçları bilinerek ve istenerek alınan kararlar mı? İktidarların bu kozmopolit bellekle sosyal hareketliliğin buluşması halinde olacaklara ilişkin bizler tarafından kestirilemeyen bir bilgileri ve sezgileri var da haberimiz olmadan birbirlerine mi aktarıyorlar? Birbirlerinden öğreniyor olabilirler, ama başkalarına kapalı oldukları belli. Yoksa mimarlık okullarının ve Mimarlar Odası’nın en gözde konularından olan bu meydana (örneğin Bilgi Üniversitesi Santral kampusu mimarlık binası girişinde Bilgi mimarlık atölyelerinde üretilmiş alternatif Taksim çalışmaları ve projeleri halen sergilenmeye devam edilmekte) göz göre göre bu ölçüde kaba -saba ve elleri titremeden davranmaları bu kadar da kolay olmazdı.Tabii Taksim gibi şehrin en hareketli, cazip ve göz önünde alanı sözkonusu olduğunda konu viyadük ve dalış-çıkış tünelleriyle

    16

  • 26

    de kapanmıyor. Anti-mimari ve anti-kentsel her türlü ideoloji ve klişe saçılıveriyor ortalığa. Mimari olarak anlamlı olabilecek pek çok konu kuyrukta projelendirilmeyi ve kaynak ayrılma sırasını beklerken bu klişeler hemen somut projeye dönüşüveriyorlar. İşte 1940’ların sakarlığıyla ortalığı temizlemek uğruna alelacele yıkılıvermiş Taksim kışlasını yeniden-inşa etme projesi; tıpkı Gülhane Parkı’nın Topkapı Sarayı’nı şehirden tecrit etmesi gibi Yıldız ve Dolmabahçe saray komplekslerini şehirden tecrit etmek üzere bırakılmış Maçka Parkı boşluğunun çeperlerine bu tecridi iyice tahkim etmek üzere yerleştirilmiş Gümüşsuyu-Taksim-Taşkış la-Harbiye-Maçka kışlalar zincirinin parçası olan bu kışla - Topçu Kışlası, tıpkı diğerleri gibi gerçekten de iri cüssesi ve modüler kurgusuyla birçok farklı işlevi barındırabilecek bir kapasiteye sahiptir. Ancak tıpkı 40’larda yıkılmasının anlamsız ve faydasız olması gibi bugün replikasının yeniden-inşası da alternatif çözümlere oranla

    daha otomatiğe bağlanmış, yaratıcılığa ve mimarlığa uzak bir düşüncesizlik örneğidir. 1940’larda Berlin yeniden inşa edilerek ayağa kaldırılırken Topçu Kışlası yerle bir ediliyordu. 2010’larda ise Berlin müze adası üzerindeki “Neues Museum” döneminin en dikkat çeken girişimlerinden ve mimari projelerinden biri olarak David Chipperfield tarafından bütün meslek camiasının hayranlığını kazanacak bir zarafet ve incelikle restore edilirken; bunun yerine Topçu Kışlası için 90 sonrası Berlin’inin en çok eleştirilen projesi olan, yine müze adası üzerindeki 2. Dünya Savaşı’nda yıkılan şehir sarayının yeniden inşası projesi model alınmış oluyordu. Şehir, yöneticiler tarafından mimariden ve aklıselim planlama pratiklerinden ısrarla kaçırılıyor. Restorasyonun ve yeniden kullanımın, mimarinin ve planlamanın konusu olacağı durumda bina yıkılıyor, tam da yeni bir yorumla inşa edilmesinin mimarinin ve planlamanın içinde kalacağı durumda tedavülden çıkmış inşaat tekniklerinin ve artizanal pratiklerin sırtına yüklenerek, önceki dönemin inşaatını yapmanın maliyetleri ve teknik zorlukları apaçık ortadayken her şey göze alınarak replikasının

    yeniden inşası yoluna gidiliyor; yine aynı soru: peki ne uğruna?En azından İstanbul’un yegane tasarlanmış modern kentsel peyzajı olan ve Taksim’in tamamına çeki-düzen vermek bakımından kışladan çok daha kullanışlı olabilecek Gezi Parkı’nın restorasyonu ve yeni bir yorumu için ayrılabilecek kaynağı, devri geçmiş, gazı kaçmış bir hayalet imgeyi taklit ederek diriltmek için kullanmak uğruna... İSTANBUL’DAN NASIL KAÇTIM?BekirCoşkun,Cumhuriyet,13.11.2012 Yan yan yürüyor insanlar...Ki karşıdan gelenler geçebilsin...Karşıdan gelenler de yan yürüdükleri için herkes yola sığıyor...Yan yan yürüyenler şehri İstanbul...Karşıdan karşıya geçişlerde ise “Z” geçişi mesela...Gelen arabanın tamponuna değmemek için kalça sağa atılırken, giden arabanın bagajına arkadan kapanmamak için ise üst gövde sola yatırılarak “Z” şeklinde hiçbir yere değmeden geçebiliyor insanlar karşıdan karşıya...Tanınmaz halde güzelim...İnsanlar Taksim’de kayboluyorlar mesela...Yolu bana sordular, ben de kaybolduğum için söyleyemedim...

    17

  • 27

    Birlikte çıkış aradık...Yok...Zaten Taksim’de kaybolmuş gruptan birisi çukura düşerek eksildi... Yol bulsan da artık adamı bulamazsın...Kimliğini yitirmiş İstanbul...“Finans merkezi yapacağız” derken aynalı çirkin binalarla dünyanın en çirkin şehrini yaratmış görgüsüz...Tarihin en büyük kent faciası bu...Ünlü siluet gitmiş, ortasından metro geçiriyorlar, Haliç bitmiş...Yeşil görürseniz, demek ki mezarlık...İstanbul’da yaşayıp denizi görmemiş olanların iktidarı kenti yönetiyor, yeri göğü yağmalayıp satmışlar...Altgeçit, üstgeçit, metro, tünel, köprü, yol, kaldırım, meydan, sokak, cadde yetmiyor tıkış tıkış nüfusa...İnsan şehri, şehir insanı boğuyor...Şoföre “kaçalım” dedim...“Kapalı” dedi...Ters istikamete gidersek daha hızlı gideceğimizi söyledi...Ters istikamete bastırdı...Gidilecek yere varmak yerine, uzaklaşarak varamazken “Oh...” dedim şoföre:“Oh... Ne kadar da güzel gidemedik...”Yeryüzünün muhteşem güzel kentini hırsızlığa, talana ve

    görgüsüzlüğe teslim ederek bitirdiniz ya...Helal olsun size...O söz tersine döndü bende:“İstanbul’un Ankara’ya dönüşü güzel...”Ben kaçtım...Siz kaçamazsınız da...

    TARZANCA PLANLAMADoğan Kuban, Cumhuriyet, 16.11.2013

    Taksim Meydanı uygulamasını Berlin’deki uygulamalarla karşılaştıracağım. Çünkü birkaç gün önce Berlin’i yine gördüm.Berlin sanki bir park içinde yapılmışa benzer bir kenttir. İstanbul ise deniz kenarında bir çöl ve Boğaz kıyısında birkaç vahadır. Berlin’in Branderburger Tor denen taçkapısından doğuya doğru Unter den Linden (Ihlamurlar Altı) Bulvarı başlar. Berlin’in tarihi çekirdeği eski Doğu Berlin’dedir. Soğuk Savaşta Doğu ve Batı Berlin arasındaki duvar Brandenburger Tor’dan geçerdi.Bu yeşil ve görkemli cadde sarayların, operanın, Humboldt Üniversitesinin ve müzelerin yoğunlaştığı Alman İmparatorluk merkezinin gösteri caddesiydi. Müzelerin yoğunlaştığı alana Müzeler Adası denir. Bergama Müzesi de burada. Almanlar Savaşta Amerikan ve İngiliz

    uçaklarının korkunç ve insanlık dışı yok etme saldırılarıyla harap olan bu yolun çevresini hala restore ediyorlar.Bu cadde üzerindeki yıkımın ortadan kaldırılması sırasında pek çok eski yapı onarıldı. Fakat yeni tasarımların önü de kesilmedi. Pei’nin Louvre Sarayının bahçesinde yaptığı cam piramitten sonra dünya yeni ile eski arasındaki ilişkilerin sadece arkeolojik davranışlarla olması gerekmediğini daha büyük bir açıklıkla gördü. Berlin’de Unter den Linden üzerinde çok güzel bir tarih müzesi var (Historisches Museum). Pei’nin bu müzeye eklediği ve bir tünelle eski yapıya bağlanan ek yapı, eskinin restorasyonu yanında çağdaş mimari ve sanatın da kent yenileme uygulamalarında uluslararası duyarlıklarla ve büyük bir sanat endişesiyle gerçekleştiğini gösteren çok güzel ve itina ile inşa edilmiş bir usta mimar yapıtı.Norman Foster eski Reichstag’ın yıkılmış kubbesi yerine camdan yepyeni bir kubbe tasarladı. Reichstag restorasyonundan önce olayın estetik alt yapısını vurgulamak amacıyla ve uzun sürecek restorasyonu sırasında kentin bir şantiye gibi görünmesini engellemek için (Bizim toplum henüz buralara gelmedi!) ünlü

  • 28

    sanatçılar Christo ve Jean Claude tarafından, en güzel çağdaş ‘installation’ örneklerinden biri olarak kabul edilen, bir örtü tasarlandı. Bu uygulama sanat tarihlerine geçti. (Şimdi bir de Taksim’den geçin!) Berlin’de benzer uygar davranışlar saymakla bitmez.Çirkin Binayı Neden Akıl EttilerBir de İstanbul’a bakalım: Sorumlular Taksim meydanı trafiğini yeraltına alarak buraya tasarlanacak meydanı sadece yayalara bırakmak düşüncesini savunabilirler. Fakat olay yer üzerinde. Osmanlı mimari tarihinin öğrenilmemiş yarım bilgileriyle kente müdahele edilmesi acıklıdır. Daha 2. Mahmut zamanında topa tutularak yıktırılan Taksim kışlası en az bilinen, bir çok kez değişmiş, meydan cephesi ise Türkiye’de hiç geçerli olmamış, Fransız uydurması ‘Style Sarrasin’ (İspanyol ve Kuzey Afrika İslam Mimarisi üslubunda) bir bezeme ile olasılıkla Abdülaziz döneminde yenilenmiş, çok çirkin bir geç dönem yapısıdır. İstanbul’da kalan kışlaları yüzeysel olarak inceleyen herkes bunu görebilir. Bunu hangi nedenle akıl etmişler acaba?İstanbul gibi bir dünya kentinde sanat ve tarih uzmanlarına ve aydın kamuoyuna, hiç duyurmadan, ve dolayısıyla hiç saygı duymadan

    –ki bu, olayın tarihi, sanatsal ve kentsel önemi hakkında hiçbir fikir sahibi olmamak anlamına geliyor- İstanbul için çok önemli bir projeyi, hiçbir yapısıyla tanınmayan -ben adını da öğrenmedim- bir mimara yaptırıyoruz.Peki, Norman Foster, Christo gibi dünya ünlüleri Berlin’de, ve adını kimsenin bilmediği bir mimar da Taksim’de.Bu mimar iyi bir proje de yapmış olabilir. Ama kimse bilmiyor. Oysa Berlin’de yok olmuş Krallık sarayının restore edilip edilmemesi yıllardır tartışılıyor. Bizimki sadece kamuya saygısızlık değildir. Böyle bir konunun evrensel ve tarihi konumu bağlamında hiçbir sorumluluk hissi taşıyan düşüncenin geliştirilmediği anlamına gelir. Ha bir alış veriş merkezi, ha bir Taksim Meydanı. Bu tür uygulamalar entelektüel örgütlenmesini yapamamış toplumlar için tipik göstergelerdir. Fakat bu tümce’nin sorumlular için bir anlam taşıyacağını sanmıyorum. Gerçi halk için de bir anlam taşımaz. Zaten onun için sorun olmuyor.O Ucube Ortadan KaldırılacaktırSur içinde Topkapı Sarayından başlayıp Sultanahmet’e, Eminönü’nden Beyazıt’a uzanan iki büyük anıtsal yoğunlaşma var.

    Bunların çevresinin bit pazarına benzeyen gelişmesinden söz açmayalım. Boğaz kıyılarında da Tophane’den başlayıp Çırağan Sarayı’na ve Yıldız Sarayı Bahçesi’ne uzanan bir anıtsal geç imparatorluk aksı daha var.Bizim ülke Osmanlı’nın ne olduğunu hiç öğrenmemiş, ama Osmanlı olma sevdalısı olanlarla dolup taşıyor. Almanlar eski saraylarını müze yapıyorlar. Biz de otel yapıyoruz. Bu büyük bir sevgi gösterisi olmalı! Müze tarih ve bilim kültürünü, otel turizm-ticaret kültürünü vurgulayan kullanımlar. Osmanlı’nın tüccarları yeni zamanlara gelene kadar, Yahudiler, Ermeniler, Rumlar ve Levantenler idi. Annem ‘tüccarların mahkemede tanıklık etmelerine izin bile verilmezdi.” derdi. Biz bu denli tüccar ne zaman olduk?Taksim için düşünülen kışla yenilemesi utanılacak bir olgudur. Meydanın parka açılan cephesini o çirkin cephe ile tıkamak her zaman yüzümüzü kızartacak bir tasarım olacak.Taksim yaya meydanını derinleştirecek bir tasarımla yeni bir cephe oluşturulması, doğru bir çözüm olmasa bile, o çirkin ve sahte cephenin yinelenmesinden çok daha iyidir. Yakın bir gelecekte sağduyulu insanlar o gerçek

  • 29

    ucubeyi ortadan kaldıracaklardır.Bilgi Yoksa Zeka İşe YaramazSevgili Okuyucular,Berlin’e ve İstanbul’a yan yana bakınca neden hala gelişmemiş bir kültür çengelinde çırpındığımız anlaşılıyor. Tarih bilmemek bir yana, dünyayı anlamakta da zorluk çekiyor bu toplum. Dünya tıp araştırmalarında önemli bir yeri olan Northwestern Üniversitesi’nin Öğrenme Bilimleri Enstitüsü’nün direktörü olan profesör Roger C. Schank’ın ‘Dinamik Hafıza’ (Dynamic Memory) adlı bir kitabı var; Cambridge University Press, 1999.) Shank ‘eğer bilgi yoksa zeka’nın bir işe yaramadığını’ laboratuvar çalışmalarına dayanarak ileri sürer.Türkler zeki ve dinamik dünya fatihleri idiler. Binicilikleri ve at üzerinde ok atmaları öteki ordulardan daha iyi oldukça hep başarılı oldular. Sonra ne olduklarını ise tarihler yazıyor. Anadolu’yu fetheden göçer Türkler, Osmanlı döneminin sonuna kadar cahil olarak yaşadılar. İşlerini de İranlılar, Araplar, Rumlar, Ermeniler, Levantenler ve devşirmeler gördü. 18. yüzyıldan sonra Avrupalıları da kullandılar. 19. yüzyılda Osmanlı başkentinde uzmanlık isteyen işlerin başına getirilenlerin bir listesini yaparsanız

    bunu görürsünüz. Yirminci yüzyılın başında % 90’ı köylerde yaşayan Türklerin içinde kaç tanesi okuma yazma biliyordu?Entelektüel kurumlaşmasını hiçbir zaman gerçekleştirememiş bir toplumun çocuklarıyız. Bugün cehaletin niteliği değişti. Fakat öğrenilmesi gerekenler de olağanüstü arttı. Şimdi okuyarak cahil kalmaya devam ediyoruz. Uzman düşmanlığı devam ediyor. Yetişen uzmanları dışlayıp uslu diplomalılarla iş görüyoruz.Bu bilgi düşmanlığının planlama ve tasarım uygulamasını, Taksim Meydanı’nda yaşayacağız. İstanbul 1950’den bu yana bu çorbasal gelişmelere çok sahne oldu. Yanlışlığın suçu Ahmet ya da Mehmet’te değil. Toplum entelektüel gelişmesini tamamlayamadı. Sokağı kirleten ya da kural dışı davranan vatandaş ile onun seçtikleri arasında fark olamıyor.Biz otomobilli ve telefonlu bir ortaçağda yaşıyoruz. Fakat bu kadar tutarsız ve çirkini ne Ortaçağ Bağdat’ında, ne de Selçuk Isfahan’ında vardı. Bu toplumun kaderi mi? Yoksa nedenini keşfedemediğimiz bir yeteneksizlik mi?Bizim toplum entelektüel k u r u m l a ş m a s ı n ı gereçekleştiremedikçe teklemek

    zorunda. Bu benim kişisel görüşüm. Birinci sorunumuz teklemenin varlığından çok, neden bukadar geri kaldığımızı anlamak iradesini gösterememek; İkinci sorun meydan planlamakla, buzdolabı satmak arasındaki niteliksel farkı öğrenememek! m

    Görseller 1.konsensushaber.com2.zugurduncenesi.com3.halkevleri.org.tr4.yesilgazete.org5.yesilgazete.org6.bianet.org7.gundem.milliyet.com.tr8.sporx.com9.yildiz.edu.tr10.Pervititch|BeyoğluKazası-Taksim

    NahiyesiKocatepeMahallesi,GümüşsuyuMahallesi

    11.iscibirligi.info12.TaksimDayanışması-27Haziran

    Eylemi13.TaksimDayanışması-18AralıkEylemi14.ÖzcanYüksek-kesfetmekicinbak.com15.haberturk.com16.EceÖzdenPak17.MuratMeriç-radikal.com.tr

  • 30

    MART 2012

    31

    MART 2012

    02Taksim

    Dayanışması tarafından Gezi Parkı’nda geniş

    katılımlı basın açıklaması

    gerçekleştrildi.

    06S.O.S. İstanbul adlı sivil toplum örgütü tarafından Haliç Metro

    Geçiş Köprüsü için başlatılan “Başka Bir Köprü Mümkün”

    imza kampanyasında toplanan 4700’ü aşkın imza

    MSGSÜ’de basın açıklamasıyla duyuruldu.

    09 İBB Başkanı Kadir Topbaş

    Levent İETT arazisi hakkında açıklama yaptı:

    “Levent’te ihalesi iptal edilen İETT arazisinin

    satışı için yeniden ihaleye çıkacağız. Kayıplarımızı arsanın satışından elde

    edeceğiz” (yapi.com.tr).

    13İBB’ye Taksim Yayalaştırma Projesi’ne yönelik MO, ŞPO

    ve sendikalar işbirliğiyle toplanan bireysel itiraz

    dilekçeleri teslim edildi.

    07“Haydarpaşa İçin

    Yürüyoruz” etkinliği gerçekleştirildi.

    12Taksim Yayalaştırma Projesi’ne itiraz hakkını kullanan ŞPO İstanbul Şube Yönetim Kurulu

    üyesinin İBB tarafından işine son verildi, Taksim Dayanışması konu ile ilgili İBB binası

    önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

    15Kıyı Alanları Eşgüdüm

    Toplantıları’nın ilki YTÜ’de gerçekleştirildi.

    1

    2

    3 4

  • 30

    MART 2012

    31

    MART 2012

    17Taksim Dayanışması Tünel Meydanı ile Taksim Meydanı arasında ilk yürüyüş eylemini gerçekleştirdi.

    21ICOMOS Türkiye Dünya Mirası Alanları İzleme Toplantıları’nın ikincisi İTÜ’de gerçekleştirildi.

    27Salı Pazarı Limanı’na (Galataport) dair imar planları KVKK’dan geçti.

    20Afet Alanlarının

    Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın ilk 12

    maddesi TBMM’de görüşüldü. 2B Yasa Tasarısı ile çelişkili

    olan maddeler tespit edilince görüşmeler ileri tarihe

    ertelendi.

    26Okmeydanı yenileme projesi hakkında

    uzman görüşlerini almak isteyen mahalleli ilk katılım toplantısını düzenledi.

    29lHaliç Metro Geçiş Köprüsü’nün deniz üzerinde duracak ayaklarının inşasına geçildi (ntvmsnbc.com).lİstanbul’a bağlı Adalar’a fayton yerine elektrikli araç getirilmesi fikri sunuldu (ntvmsnbc.com).

    5

    6

    7

    8

  • 32

    TARIHI YARIMADAl l

    TARIHLERLE TARIHI YARIMADA

    1937 İstanbul Şehrinin Umumi Planı ile Henri Prost, Tarihi Yarımada’nın anıt yapılarıyla birlikte bir bütünü tamamlayacak biçimde uzaktan algılanmasını sağlamayı hedeflemekteydi. Bu nedenle tarihi anıtların çoğunluğunun ortak zemin kotu olan artı 40 metre kotunun üzerinde, sadece 3 katlı yapılaşmaya izin vererek günümüzde de geçerli olan yeni imar durumunu belirledi. 1985Dünya Miras Komitesi tarafından 9 Aralık tarihinde Tarihi Yarımada’nın bir bölümü (Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camisi ve Topkapı Sarayı’nı içine alan

    Arkeolojik Park, Süleymaniye Camisi ve çevresini içine alan Süleymaniye Koruma Alanı, Zeyrek Camisi ve çevresini içine alan Zeyrek Koruma Alanı ve Tarihi Surlar Koruma Alanı UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’ne alındı.1990Prof. Dr. Gündüz Özdeş tarafından hazırlanan 1/5000 ölçekli İstanbul Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’nda 02.11.1990 tarihinde onaylandı. Onaylanan planın amacı; “Tarihi Yarımada’nın eşsiz tarihi, kültürel ve doğal değerlerinin korunması ve yaşayan bir kentsel alan olarak gelecekteki gelişmesinin tarihi ve kültürel yönden var olan potansiyelini olumsuz yönde etkilemeyecek biçimde düzenlenerek, bu eşsiz yerin İstanbul, Türkiye, hatta dünya insanının yararına sunulması” olarak tanımlanmıştır. 1995 Tarihi Yarımada’nın (Eminönü ve Fatih İlçeleri’nin) yaklaşık 15 m2 yüzölçümlü alanı 12 Temmuz’da verilen 6848 sayılı kararla I. derece arkeolojik, kentsel- arkeolojik ve kentsel- tarihi sit alanı ilan edildi.

    2006İBB Meclisi 27 Ekim tarihinde; Tarihi Yarımada (Fatih) ve etkileşim sahasında bulunan, Zeytinburnu, Eyüp, Beyoğlu, Kağıthane, Sarıyer, Beşiktaş, Beykoz, Üsküdar ilçelerinde yer alan ve bir bütünlük gösteren, sit alanlarını kapsayan ve daha sonra sınırları kesinleşecek bölgenin öneri yönetim alanı olarak belirlenmesi ve bu bölgenin oluşturduğu yönetim alanında, İstanbul Sit Alanları Alan Yönetimi Başkanlığı görevinin başlatılmasına yönelik karar aldı.200929 Mart tarihinde yürürlüğe giren 5757 sayılı kanunla Eminönü ve Fatih ilçeleri birleştirildi.2010Büyük kısmı Tarihi Yarımada altından geçen Marmaray Tüp Geçiş Projesi’nin tünel çalışmalarında Ekim ayında gerçekleştirilen patlamalar sonucu, Fatih Sultan Mehmet döneminde inşa edilmiş Topkapı Sarayı ile Sur-u Sultani olarak anılan sarayın surlarının büyük hasar gördüğü açıklandı (haber.sol.org.tr).

    9l l l

  • 33

    TARIHI YARIMADA2011İstanbul Sit Alanları Alan Yönetimi Başkanlığı Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu tarafından onaylanan ‘Tarihi Yarımada Yönetim Planı’ Aralık ayında İBB Meclisi tarafından kabul edildi.05 Ocak 2012Tokludede (Ayvansaray) yerleşmesinde tahliyeler tamamlandı. Kiracıların hepsi yerleşmeyi terk etti, yerleşmede mülk sahibi ve yaşamaya devam sadece 10 aile kaldı (bianet.org). 13 Ocak 2012Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: “Başbakan İstanbul’da silueti bozan binalara gerekirse yıkın talimatını verdi. İstanbul’da yıkılamayacak yapı yok” (radikal.com.tr).14 Ocak 2012Sulukule olarak bilinen Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri Yenileme Projesini kapsayan, 90 bin metrekarelik bölgede, 640 konutun kurasının Mart ayında çekileceği ve yeni sahiplerine teslimatının Mayıs ayında yapılacağı açıklandı (Cihan Haber Ajansı). 18 Ocak 2012İBB Meclisi Ocak ayı 5. toplantısında aldığı kararla birlikte, Tarihi Yarımada’nın siluetinin korunması amacıyla 10 ilçeye inşa

    edilecek binaların yüksekliğinin sınırlanması teklifi oy birliği ile kabul edildi. İBB Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından yapılan çalışma kapsamında Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Bayrampaşa, Esenler, Eyüp, Gaziosmanpaşa, Güngören, Küçükçekmece ve Zeytinburnu’ndaki yapılar için deniz seviyesine göre maksimum bina yükseklikleri sınırlandı. Bakırköy ve Zeytinburnu gibi denize sınır ilçelerde inşaat yüksekliği 35 m ile 70 m olacak, buna karşın diğer ilçelere göre Tarihi Yarımada’ya görece uzak ve deniz seviyesinden yüksek ilçelerde, seviye 45 m ile 135 m arasında belirlendi. 19 Ocak 2012İBB Başkanı Kadir Topbaş siluet hakkında açıklama yaptı: ‘‘Tarihi Yarımada’nın ve Tarihi Yarımada’ya etki edecek alanların maketi çıkarılacak. Gökdelen yapıldığında bu maket üzerine oturtulacak. Örneğin siluete etkisi değerlendirildikten sonra imar izni verilecek. Sadece siluet değil, kuşbakışı alana etki edecek yapılar için de çalışmalar yapıldı’’ (radikal.com.tr).27 Ocak 201230 Aralık 2011 tasdik tarihli Tarihi Yarımada 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı İstanbul

    Tarihi Yarımada ya da Suriçi; Haliç,İstanbul Boğazı ve Marmara Deniziile çevrili olan; İstanbul şehrininilk kurulduğu ve geliştiği bölgeyeverilen addır. Bizans dönemindenkalmaşehirsurlarıyarımadanınbatısınırını oluşturmaktadır. Osmanlıdöneminden bu yana yarımada‘Suriçi’olarakdaadlandırılmaktadır.Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllardaİstanbul’unmerkez ilçesi statüsündebulunan bölgede 2009 yılına değinFatihveEminönüolmaküzereikiilçebulunuyordu. Bu tarihte EminönüBelediyesifesholunarakFatihilçesinebağlandı.

    Büyükşehir Belediyesi tarafından askıya çıkarıldı. 9 Subat 2012Sultanahmet’te 1. derece koruma bölgesinde yer alan Bizans Sarayı’na ait kalıntıları yıkarak 1 ay içerisinde inşa edilen 5 katlı otelin, KVKK kararı doğrultusunda yıkılmasına yönelik belediye tarafından harekete geçildi. Konu ile ilgili olarak Arkeolog Nezih Başgelen: “Önemli bir kırılma noktasındayız. Bu olayda aklıselim bir çözümün ivedilikle

    10

    l

  • 34

    hayata geçirilmesi kültürel mirasın geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.” açıklamasında bulundu. Olayla ilgili olarak Bizans tarihçileri ortak deklarasyon imzalayıp, sosyal medyada paylaştı (Radikal). 06 Mart 2012S.O.S. İstanbul adlı sivil inisiyatif tarafından Haliç Metro Geçiş Köprüsü için başlatılan “Başka Bir Köprü Mümkün” imza kampanyasında toplanan 4700’ü aşkın imza MSGSÜ’de basın açıklamasıyla duyuruldu.11 Mart 2012İngiliz mimarlık dergisi Architectural Review önderliğinde Fransa’nın Cannes şehrinde organize edilen yarışmada Fatih Belediyesi’nin Gedikpaşa Kentsel Yenileme projesi birinci seçildi (Sabah).17 Mart 2012Yerebatan Sarnıcı’na verdiği zarar nedeniyle tartışılan eski İl Genel Meclisi binası yıkıldı. Binanın arsası üzerinde KVKK’nın onayladığı, cam ve çelikten tasarlanan tek katlı kafeteryalar yükselecek (Star).21 Mart 2012ICOMOS Türkiye Dünya Mirası Alanları İzleme Toplantıları’nın ikincisi İTÜ Taşkışla binasında gerçekleştirildi.

    26 Mart 2012Koruma Kurulu onayı beklenirken Ayvansaray’da kentsel yenileme adı altında hafriyat başladı. 1,5 hektarlık bir alanda 64 parselden oluşan Ayvansaray Türk Mahallesi, İstanbul surlarının çevrelediği ve sahabe mezarlarının bulunduğu küçücük bir adacıktan oluşmakta. ‘Müze uzmanları olmadan kesinlikle kazılamaz’ denilen sit alanında kepçelerle inşaat kazısına başlandı.29 Mart 2012Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nün deniz üzerinde duracak ayaklarının inşaatı başladı (ntvmsnbc.com).

    06 MayIsİBB, 2004-2012 yılları arasında, 1 milyar 997 milyon TL’lik kültür ve turizm yatırımı geliştirdiğini açıkladı. ‘İstanbul Tarihi Kentte Yeniden Doğuş’ adlı kitapta verilen bilgilere göre İBB tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları kapsamında 262 milyon TL harcandı (Ayrıntılı Haber).

    09 MayIs 2012Fatih Belediye Meclisi Toplantısı’nda Tarihi Yarımada 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı teklifini içeren meclis komisyon raporları oylamaya sunuldu. CHP grubunun ret oyu verdiği teklif, oy çokluğuyla kabul edildi. 10 MayIs 2012İstanbul Kalkınma Ajansı ve İstanbul Üniversitesi’nin işbirliğinde hazırlanan “İstanbul Bilgi Odaklı Küresel Rekabet Projesi-İstanbul Rekabet Endeksi 2012” isimli akademik araştırmaya göre Fatih İlçesi diğer 39 ilçe arasından turizmde 1. sırada yer aldı. Tarihi Yarımada İstanbul genelinde turizmde birinci oldu.09 Nisan 2012BİMTAŞ ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı arasında, 22 Ekim 2010 tarihinde imzalan “Yenikapı Transfer Noktası ve Arkeopark Alanı Uluslararası Davetli Mimarlardan Proje Temini Hizmet Alımı” sözleşmesi doğrultusunda Uluslararası Seçici Kurul tarafından davet edilen “9” mimari ekip çalışma gerçekleştirdi. Sürecin sonunda ‘Eisenman Mimarlık & Aytaç Mimarlık’, ‘Atelye 70 & Francesco Cellini & Insula Architectura E Ingegneria’ ve Cafer Bozkurt Architects &

    11

    l

  • 35

    Mecanoo Architects’ gruplarına ait projelerin seçildiği ilan edildi.16 NIsan 2012James Bond filminin “Skyfall” İstanbul çekimlerinde motosikletli kovalamaca sahnesi için Kapalı Çarşı’nın Mahmutpaşa Kapısı üzerine kurulan platform asırlık kiremitlerin kırılmasına neden olurken, platformdan kopan parça fırlayarak 330 yıllık ahşap bir yapının da zarar görmesine neden oldu (sabah.com.tr).

    17 Nisan 2012Süleymaniye Kentsel Yenileme Projesi kapsamında Hoca Gıyaseddin Mahallesi’nde yıkımlar başladı.22 Nisan 2012Kültür Bakanı Günay, “İstanbul’da iki yeşil alan var, Taksim ve Sultanahmet. Tarihi doku için seferberlik ilan edilip yapılaşma durdurulsun. Bıraksak Sultanahmet’e AVM dikecekler. Taksim’de kışlaya değil meydana ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu (cnnturk.com).

    24 MAYIS 2012Haliç Unkapanı Köprüsü bağlantılarından ayrıldı. İddialara göre Haliç Metro Geçiş Köprüsü için çakılan 2,5 metrelik 40 ayağın oluşturduğu basınç, 38 yıl önce hizmete giren köprünün çökmesine neden oldu (haberturk.com).12 Haziran 20124. İdare Mahkemesi Sulukule Yenileme Projesi’nin sit alanı üzerine, KVKK kararlarına aykırı olarak inşa edildiği ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği sebebiyle yürütmenin durdurulması ve projenin iptali kararını aldı. 13 Haziran 2012ŞPO İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman Sulukule projesi iptali kararı için; “Sulukule kararı olumlu ama çok geç alınmış bir karar. İnşaatlar bitti. Aynı avan proje yenilenmiş gibi onaylanacak ve inşaata devam edilecek. İstanbul’da tüm iptal kararları birlikte sonuçlandı.” şeklinde açıklama yaptı.18 Haziran 2012Haliç Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet (1. Boğaz Köprüsü) ile birlikte bakıma alındı. Yaz boyunca devam edeceği açıklanan bakım süreci ilk gününden halkın saatlerce yollarda beklemesine neden oldu (Vatan).

    19 Haziran 2012Karayolları Genel Müdürü Cahit Turhan Fatih Sultan Mehmet ve Haliç köprülerinde devam eden yol bakım çalışmalarına dair açıklama yaptı: “Tatilini İstanbul dışında geçirme imkanı olanlar İstanbul dışına çıkarsa İstanbullular da biz de memnun oluruz.”21 Haziran 2012Sulukule Yenileme Projesi’nin iptalinin ardından, Fener-Balat-Ayvansaray’da yürütülen yenileme projesi de 5. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Gerekçe olarak projenin tarihi dokuya zarar verdiği belirtildi. 23 Haziran 2012Yenikapı’da 578 bin metrekarelik dolgu miting alanı inşası için yapılan çalışmaların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan onay beklediği açıklandı. Uzmanlar, proje uygulandığı takdirde İstanbul’un UNESCO miras listesinden çıkartılacağını belirtti (Radikal). 03 Temmuz 2012Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı 7 yıldır sürdürdüğü Topkapı Sarayı Müzesi Başkanlığı’ndan ayrıldı. 06 Temmuz 2012Yenikapı’nın Nişanca, Katip Kasım, Muhsine Hatun, Küçük Ayasofya ve Şehsuvar Bey Mahalleleri Bakanlar Kurulu’nun

    12

    l

    l

    l

    l

    l

    l

    l

    l

    l

  • 36

    2007 tarihli kararı ile yenileme alanı olarak ilan edilmesinin ardından, Fatih Belediyesi Etüd Proje Müdürlüğü’nce etaplar halinde gerçekleştirilecek proje çalışması başlatıldı. Buna göre Ermeni Patrikliği ve kiliselerinin olduğu Kumkapı ve Nişanca bölgesinin ilk etapta yer aldığı ve kültür merkezi yapımına dair avan projenin Yenileme Kurulu’ndan onay beklediği açıklandı (Agos).11 Temmuz 2012Fatih Belediyesi’nin “Sürdürülebilir Bisiklet Paylaşım Sistemi Projesi”nde sona gelindi. Proje için sipariş edilen 250 bisikletten 100’ü teslim edildi. Sistem, Ağustos ayında Tarihi Yarımada’da uygulamaya geçecek (Milat). 12 Temmuz 20122011 sonu, 2012 başında gündemde sıkça yer alan siluet tartışmalarının ardından, Tarihi Yarımada’da silueti korumak üzere İBB inşaatlara 90 m. yükseklik sınırı getirdi. Ancak Bayrampaşa’da son bir yıl içerisinde gerçekleşen yapılaşmalar sonucunda Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’nin de siluet etkisini kaybettiği ortaya çıktı (Radikal).

    20 Temmuz 2012Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta İstanbul olmak üzere tarihi kentlerin dokusunu değiştirecek proje için çalışmalara başladı. Projenin esin kaynağı Avrupa’nın tarih ve kültür başkenti Roma olurken dönüşüm, kar amacı güdülmeden devlet eliyle yapılacak. Proje ile İstanbul’un meydan sıkıntısı da çözülecek, bunun yanı sıra bakanlık tarafından tüm şehirlere dış cephe ve restorasyon kriterleri getirilecek (Anadolu Ajansı). 01 AGustos 2012Türkiye Otobüsçüler Federasyonu, Türk otobüsçülüğünün 150. yılı olan 2014’te hayata geçirmeyi planladığı ‘Bustanbul’ projesi ile 1930’lu yıllardan başlayarak günümüze değin kullanılan nostaljik otobüslerle İstanbul’un tarihi ve turistik yerleri gezilebilecek. Uygulamaya Tarihi Yarımada’dan başlanacak. 11-13 Eylül 2012“Yenikapı-Mimarlık Altyapı ve Arkeoloji Sempozyumu” İTÜ, Fatih Belediyesi ve Politecnico di Milano Mimarlık Okulu’nun işbirliğinde İstanbul’da gerçekleşti. Sempozyum başlıkları; Kültürel Miras ve Değer Tahlili, Yenikapı Transfer Noktası ve Proje Yönetimi idi.

    01 Ekim 2012Tarihi Yarımada Sit Alanı Yönetim Planı’nın İngilizce versiyonu UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne iletilmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne, Dışişleri Bakanlığı’na ve UNESCO Daimi Temsilciliği’ne sunuldu.15 Ekim 2012Tarihi Yarımada 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Fatih Beledi