Upload
others
View
7
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Kütüphane Hizmetlerinin Pazarlanması
İçindekiler
Pazarlamaya Giriş
Pazarlamanın Tarihçesi
Pazarlamadaki Temel Kavramlar
Pazarlama Karması
Kütüphane Hizmetlerinin Pazarlanmasında 4P
Pazarlama Taktikleri
Internet’te Pazarlama
Pazar Bölümlendirmesi
Pazar Araştırması
Kütüphaneler ve Pazarlama
Kaynakça
Yardımcı Kaynakça
Pazarlamaya Giriş
Doğal kaynaklardan yararlanılarak üretilen ürün ve hizmetlerin en son tüketicinin eline
geçene kadar gerçekleştirilen faaliyetleri kapsayan (Uraz, 1978, s. 2) pazarlama kavramı,
kişiden kişiye ve kurumdan kuruma farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Pazarlamayı kimileri
çok dar, kimileri ise geniş kapsamlı olarak ele almaktadır.
Günlük yaşamda birçok yerde karşımıza çıkan pazarlama olayına yönelik yapılmış çok
sayıda tanım bulunmaktadır. Birçok kişinin pazarlama kavramından anladığı birbirinden
farklıdır. Pazarlama üzerine yazılmış bir kitapta (Tek, 1999, s. 4-5), dar ve geniş anlamda
pazarlama tanımları verilerek pazarlamaya ilişkin açıklamalar yapılmaya çalışılmaktadır. Dar
anlamdaki pazarlama tanımlarında dağıtım yönlü, mülkiyet yönlü ve yönetimsel pazarlama
tanımları şeklinde bir ayrıma gidilmektedir. Söz konusu tanımlarda pazarlama kavramındaki
ağırlık noktaları önem kazanmaktadır. Geniş anlamdaki pazarlama tanımlarında ise bir
işletmedeki işletme faaliyetlerinin bütünü pazarlamaya ilişkin olarak ele alınmaktadır.
Genel bir tanım olarak pazarlama; müşterilerin gereksinimlerini ve beklentilerini
anlama ve bu çerçevede hizmetlerin nasıl tasarlanıp sunulabileceğini planlama işlemidir
(Walters, 1992, s. V). Cemalcılar (1983, s. 12) ise pazarlamayı, “pazarlarla ilişki kurmak,
insanların gereksinimlerini doyurmak amacıyla değişimi gerçekleştirmek” şeklinde
tanımlamaktadır.
Pazarlamaya ilişkin olarak en yaygın kullanılan tanım Amerikan Pazarlama
Derneği’nin yapmış olduğu tanımdır. Bu tanıma göre pazarlama, kişilerin ve örgütlerin
amaçlarına uygun şekilde değişimi sağlamak üzere, ürünlerin, hizmetlerin ve düşüncelerin
yaratılmasını, fiyatlandırılmasını, dağıtımını ve satış çabalarını planlama ve uygulama
sürecidir. Bir çalışmada (Cemalcılar, 1987, s. 13) ise pazarlama tanımlarında vurgulanan
noktalar şu şekilde açıklanmaktadır:
• Pazarlama, insanların gereksinimlerinin ve isteklerinin doyurulmasına yöneliktir.
• Pazarlama, değişimi kolaylaştırır ve gerçekleştirir.
• Pazarlama çeşitli eylemlerden oluşur.
• Pazarlama eylemleri insanlar ve örgütler tarafından yapılır.
• Pazarlamaya ürünler, hizmetler ve düşünceler konu olurlar.
• Pazarlama eylemleri planlanmalı ve denetlenmelidir.
Simkin (2000, s. 157) de pazarlama tanımlarındaki ortak konulara değinmektedir.
Simkin’e göre ortak konular; müşteri tatmini, takas, rakiplere üstünlük sağlama, elverişli
2
pazar fırsatlarını belirleme, kurumun pazardaki konumunu iyileştirmek için kaynakları
rasyonel kullanmak, öncelikli hedef pazardaki payı artırmaktır.
Bir kurumun yönetim anlayışında pazarlama öğesi yer almalıdır. Bu anlayış ürünler
üretilmeden önce, tüketicilerin gereksinimlerinin ve beklentilerinin öğrenilmesine önem verir.
Cemalcılar (1989, s. 23) “pazarlama kavramı nasıl benimsenir?” sorusuna yanıt bulmaya
çalışırken; kavramın benimsenmesindeki iki aşamadan bahsetmektedir: Bunlardan ilki, iyi bir
bilgi sistemi kurmak; diğeri ise, uygun bir örgüt oluşturmaktır. İyi bir bilgi sistemi kurmaktaki
amaç; pazarın gerçek gereksinim ve beklentilerini saptamak ve buna göre hareket etmektir.
Uygun bir örgüt oluştururken ise pazarlama kavramının tüm kurum çalışanları tarafından
benimsenmesi sağlanmalı ve işletmenin eylemlerinin koordineli olarak gerçekleştirilmesi
yolunda çaba harcanmalıdır.
Pazarlamanın Tarihçesi
İnsanların kendi kendilerine yettikleri dönemlerde pazarlama diye herhangi bir şey
bulunmamaktadır. Toplumun kendi kendine yeten yapıdan sosyo-ekonomik bir düzene
dönüşmesi sürecinde pazarlama olgusu doğmuş ve gelişmiştir. İş bölümün gelişmesi,
sanayileşme akımı ve nüfusun kentleşmesi pazarlamanın gelişme sürecindeki yapı taşlarıdır.
Bu nedenledir ki pazarlama konusu üzerine çalışmaları olan bir kişi olarak Cemalcılar,
pazarlamanın bir devrim olmaktan çok, bir evrim sonucu ortaya çıktığına değinmektedir.
18. yüzyılın ilk yıllarında başlayan sanayi devrimi ve sonrasında gelen kitle üretimi
pazarlamayı oldukça etkilemiştir. Çağdaş pazarlamanın I. Dünya Savaşı’ndan sonra geliştiği,
II. Dünya Savaşı’ndan sonra da üretimde, bilimsel yaklaşımın pazarlama eylemlerine
uygulandığı göze çarpmaktadır (Cemalcılar, 1983, s. 4-5).
1940’ların ikinci yarısı ile 1960’ların ilk yarısı arasında pek çok yazar pazarlamanın
bir bilim olup olmadığı konusunu tartışmışlardır (Bartels, 1951; Baumol, 1957; Buzzell, 1963;
Converse, 1945 Hutchinson, 1952; Taylor, 1965). İzleyen yıllarda bu tartışmalar yerini
pazarlamanın konusu ve kapsamının belirlenmesi çalışmalarına bırakmıştır. 1950’lerin
başında General Electric ve diğer Amerikan şirketleri tarafından benimsenen pazarlama
yönetimi kavramı, işletme felsefesinin önemli unsurlarından birisi haline gelmiştir. Bu
ortamda tüketici tüm işletme faaliyetlerinin merkez noktası olarak benimsenmekte, müşteri
gereksinim ve isteklerine ilişkin elde edilen bilgi tüm önemli işletme kararları için başlangıç
noktası olarak düşünülmektedir (Raymond ve Barksdale, 1989, s. 42).
Günümüzde pazarlama, hayatımızda gün be gün önem kazanan ve daha geniş
kitlelerin ilgilendiği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.
3
Pazarlamadaki Temel Kavramlar
Pazarlama kavramı içinde yer alan başlıca öğeleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
Gereksinimler, istekler ve talepler, ürünler, değer, fiyat, tatmin, takas, ilişkiler ve ağlar,
pazarlar, pazarlamacılar ve olası müşteriler.
Şekil 1: Pazarlamanın öğeleri (Kotler 1997, s. 9)1 Pazarlama Karması
Pazarlama karmasının ilk olarak Neil Borden tarafından ortaya atıldığı ve söz konusu
karmanın 12 bileşeninin (ürün planlama, ücretlendirme, markalandırma, dağıtım kanalı,
kişisel satış, reklam, tanıtımlar, paketleme, gösteri, hizmet verme, insan gücü ve analiz)
olduğu ifade edilmektedir (Öztürk, 1998, s. 19; Rafiq ve Ahmed, 1995, s. 4-5). Bu
bileşenlerin sadeleşmesi sonucunda 1962 yılında geliştirilen pazarlama karması, pazarlamada
kullanılan önemli kavramlardan biri olarak literatürde yerini almıştır. Pazarlama karmasında
yer alan dört elemanı (ürün, yer, fiyat, tanıtım) ifade eden İngilizce sözcüklerin (product,
place, price, promotion) baş harflerinden yola çıkarak, pazarlama karması “4P” şeklinde
sembolleştirilmiştir (Cemalcılar, 1987, s. 23).
Pazarlama karması için “4P” o derece benimsenmiştir ki, pazarlama alanındaki
araştırmacılardan Kent (1986, s. 146) 4P’yi “kutsal dörtlü” olarak nitelemektedir. Literatüre
bakıldığında pazarlama karmasını oluşturan kelimelerin Türkçe karşılıkları verilirken
1 Söz konusu öğeler ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Kotler, 1997, s. 9-14; Al, 2002, s. 17-23.
Gereksinimler
istekler ve talepler
Ürünler (Mallar,
hizmetler ve
düşünceler)
Değer, Fiyat ve
Tatmin
Takas İlişkiler ve ağlar Pazarlar
Pazarlamacılar ve
müşteriler
4
“product” için mal, mamul; “place” için yer, dağıtım, dağıtım kanalları, mekân; “promotion”
için tutundurma, tanıtım, satış eylemleri, yükseltim terimlerinin kullanılmakta olduğu
görülmektedir (Aksu ve Alkan, 1997; Altuğ, 2002; Cemalcılar, 1987; Konya, 1998; Üner,
1999). Ders kapsamında “product” için ürün, “place” için yer, “price” için fiyat ve
“promotion” için tanıtım kelimeleri kullanılmaktadır.
Literatürde 4P modeline ilişkin olarak birtakım eksikliklerin bulunduğuna dikkat
çekilmektedir. 4P modelinin, pazarlamacıların müşteriler için ne yapacaklarına ağırlık
vermediği, iç pazarı önemsemediği, dış pazar ağırlıklı olduğu, pazarlama karmasındaki
değişkenler arası faaliyetlerle ilgili fazla bir şey içermediği, ilişkiden çok işlemsel takas
üzerinde durduğu konuları gündeme gelmektedir (Van Waterschoot ve Van den Bulte, 1992).
Bu eleştirilerin kısmen doğru olduğu pazarlama karmasına ilişkin genişletme çabalarının
varlığı düşünüldüğünde görülmektedir. Zaten konu hizmet pazarlaması olduğunda 4P ile
yetinilmemektedir. Geleneksel 4P’ye ek olarak görevliler-insanlar (Personnel-People), fiziksel
olanaklar (Physical facilities) ve işlem yönetimi (Process management) devreye girmekte ve
hep birlikte 7P oluşturulmaktadır (Magrath, 1986, s. 44). Goldsmith (1999, s. 178) ise
yukarıdakilere bir sekizincisini eklemektedir ki, burada söz konusu öğe kişiselleştirmedir
(personalisation). Kişiselleştirmede amaç, birey bazlı gereksinim ve beklentilerin
karşılanmasına yönelik hizmet ve/veya ürün oluşturulmasıdır.
Tüm dünyadaki değişimden pazarlama dünyası da kendine düşen payı almaktadır.
Pazarlama karması dendiğinde ilk akla gelen, geleneksel ürün merkezli pazarlama (4P), yerini
müşteri merkezli pazarlamanın formülü olan 4C’ye bırakmaktadır. Bu yeni anlayışta söz
konusu olan elemanlar müşteriye sunulan değer (customer value), müşteri maliyeti (customer
cost), müşteriye uygunluk (customer convenience) ve müşteri iletişimidir (customer
communication) 4P’deki elemanların 4C’deki karşılıkları şu şekildedir (Kotler, 1998, s. 92).
ürün müşteriye sunulan değer
yer müşteriye uygunluk, rahatlık
fiyat ürünün müşteriye maliyeti
tanıtım müşteri ile olan ilişki
Aşağıda 4P kapsamında yer alan pazarlama karması öğeleri kısaca açıklanmaktadır:
Ürün: Pazarlama karmasının temel öğesidir. Ürün kalite, tasarım ve marka gibi
önemli birtakım öğeleri içeren ve firma tarafından pazara sunulan nesnedir. Firmalar
sundukları bir ürünün parçası olarak kiralama, dağıtım, onarım, eğitim vb. farklı hizmetleri de
5
sağlamalıdırlar (Kotler, 1997, s. 93). Sadece ürünün nitelikleri değil, müşteriye sağlayacağı
yararlar da tanımlanmalıdır (Walters, 1992, s. 37).
Yer: Ürünün müşteriler tarafından elde edilebilmesi ve erişilebilmesi için gerekli
faaliyetleri içerir (Kotler, 1997, s. 93). Yer elemanı, bir işletme kitabında (Can, Tuncer ve
Ayhan 1996, s. 232) iki temel ekonomik işlev olan üretim ve tüketimden yola çıkılarak
tanımlanmaktadır. Üretimin genellikle bir yere bağlı ve miktar olarak önemli boyutlarda
olduğu, buna karşılık tüketimin geniş bir alana farklılaşarak yayılmış ve küçük miktarlardan
oluştuğu ifade edilmektedir. Bu durumda üretim ile tüketim arasında yer, zaman ve miktar
bakımından uyumsuzlukların olduğunu söylemek olanaklıdır. İşte üretim ile tüketimin
uyumunu sağlayacak eleman, yer elemanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yer elemanı, dağıtım
yollarının ve kanallarının seçilmesi işlemleriyle birlikte aracılarla olan ilişkileri
kapsamaktadır. Müşteriler için merkezi bir yerin seçilmesi, hem maliyetten hem de zamandan
tasarruf sağlaması bakımından önemlidir.
Fiyat: Müşterilerin sunulan ürün veya hizmeti satın almak için ödemeleri gereken
paradır. Fiyat sunulan ürünün değerine uygun olmalıdır, aksi takdirde alıcılar rakip kurumun
ürünlerini tercih edecektir (Kotler, 1997, s. 93). Fiyat tarihsel, teknik ve toplumsal olarak
pazarlama karmasının çok önemli bir elemanı olmakla beraber, 1950 ve 1960’larda fiyat dışı
etmenlerin önem kazandığı görülmektedir. Bu 1970’lerin ortalarında ortaya çıkan enerji
krizinin neden olduğu enflasyon olgusuna kadar devam etmiş ve fiyat yeniden çok önemli bir
değişken haline gelmiştir (Mucuk, 1982, s. 121).
Tanıtım: Pazarlama karmasının dördüncü elemanı olan tanıtım, kuruluşların
ürettiklerini hedef pazara tanıtmak ve hedef pazarla iletişim kurmak için yaptıkları çeşitli
faaliyetleri içermektedir. Kuruluşlar kurumsal reklam, halkla ilişkiler, doğrudan ve çevrimiçi
pazarlama gibi konuları da içeren bir iletişim ve tanıtım programı oluşturmalıdır (Kotler,
1997, s. 93).
Kütüphane Hizmetlerinin Pazarlanmasında 4P
Pazarlama literatüründe en çok karşılaşılan kavramlar arasında yer alan ve en yaygın
kullanıldığı şekilde 4P olarak anılan pazarlama karması, pazarlamanın kütüphane
hizmetlerine yönelik olarak düşünüldüğü durumlarda da karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan
4P modeline birtakım eklemelerin de yapılmasının gerekliliği de göz ardı edilmemelidir.
Aşağıda 4P içine giren öğeler, kütüphane hizmetlerinin pazarlanması bağlamında sırasıyla
açıklanmaktadır.
6
Ürün: Turner (1984, s. 72) pazarlamanın dinamikleri ile ilgili olarak düşüncelerini
kaleme alırken öncelikle ürünün ve pazarın belirlenmesi daha sonra da bunların bir araya
getirilmesi şeklinde basit bir anlatımı tercih etmektedir. Kütüphaneler için düşünüldüğünde
ürün, kütüphanenin vermekte olduğu hizmettir. Bu bağlamda kütüphanedeki bilgi
kaynaklarından personele kadar pek çok faktör kütüphane hizmetlerinin pazarlanmasında
etkili olmaktadır. Hizmetler kütüphanenin türüne göre farklılık göstermektedir. Çünkü
kütüphane türlerine göre hizmet verilen kullanıcı grupları ve bu grupların bilgi gereksinim ve
beklentileri de farklı olmaktadır.
Weingand (1998, s. 80) kütüphaneler için ürünleri koleksiyon, hizmetler ve
programlar olmak üzere üç grup altında toplamaktadır. Koleksiyon içinde kitaplar, süreli
yayınlar, filmler, cdler, kasetler ve benzerleri sıralanırken, hizmetler içinde ödünç verme,
kütüphanelerarası ödünç verme, sağlama, çevrimiçi taramalar, danışma hizmeti bulunmakta,
programlar içinde ise bibliyografik eğitim, film gösterileri, sanat sergileri vb. faaliyetler yer
almaktadır.
Fiyat: Kütüphane hizmetlerinin pazarlanmasına yönelik olarak pazarlama karması
içinde yer alan fiyat unsuru kütüphanecilerin üzerinde çok tartıştığı bir konudur. Kütüphane
hizmetlerinin ücretli olup olmamasına ilişkin olarak kullanıcıların beklentileri ücretsiz olması
yönündedir. Hizmetlere ilişkin fiyatlandırma yapıldığı durumlarda, pazarlama planının
fiyatlandırma ile ilgili bölümünde, farklı hizmetlerden alınacak ücretlere yönelik ilkeler yer
almalıdır (Coote 1994, s. 21-22). Kütüphanede verilen kimi hizmetlerden alınan ücretler söz
konusu hizmetlerin maliyetine ilişkindir. Kullanıcısı olduğunuz kütüphane başka bir
kütüphane aracılığıyla belge sağlama yoluna gitmekteyse, sağlanan belge için fotokopi ücreti
alınması bu duruma örnektir. Böyle bir durumda kütüphanenin vermiş olduğu hizmetten
dolayı kazanç sağlamak gibi bir tavrı zaten söz konusu değildir.
Kütüphanelerde, bazı hizmetlerin ücretli olması, bazı hizmetlere yapılan her bir talebin
veya hizmetlere erişim sağlayabilme amacıyla yapılan üyeliklerin ücretli olması gibi farklı
ücretlendirme şekilleri bulunmaktadır. Kütüphanede verilen hizmetlerin bir maliyetinin
olduğu konusunda kullanıcıya bilgi verilmelidir. Çevrimiçi hizmetlerin fiyatı nedir? Belge
sağlama hizmetinin bedeli nedir? gibi soruların cevapları verilerek, kullanıcı tarafından
kütüphanede verilen hizmetlere ilişkin bir değer imajı yaratmak önemlidir (Kreizman, 1999, s.
93).
Yer: Bir kütüphane hizmeti ne kadar iyi ve kaliteli olursa olsun, kullanıcılar onu
istediği yerde ve istediği zamanda bulamıyorsa bir anlam ifade etmez. Kütüphanelere yönelik
7
olarak oluşturulan pazarlama karması içinde yer olarak adlandırabileceğimiz bu elemanın ana
işlevi yer, zaman ve kullanım yararlarını sağlayarak kullanıcı gereksinimlerini karşılamaktır.
Pazarlama karmasının vazgeçemediği unsurlardan biri olan yer, kütüphane söz konusu
olduğunda, kullanıcıların kütüphane hizmetlerinden yararlanabilmelerini sağlayacak
yöntemleri ifade etmektedir (Coote, 1994, s. 22). Kütüphanenin açık olduğu saatler, coğrafik
konumu, fiziksel ortamı, ürünleri gösterme ve dağıtma metodu gibi faktörler yer öğesi içinde
ele alınmaktadırlar (Mohamedali, 1999, s. 312-313).
Tanıtım: Tanıtım, kütüphanenin kullanıcılarına anlatana kadar, kütüphane tarafından
onlara hangi hizmetlerin verildiğini bilmedikleri düşüncesine dayanmaktadır. Kütüphanelerin
varlıklarını sürdürebilmeleri için hizmetlerinin kullanıcılar tarafından kullanılması
gerekmektedir. Hiçbir toplum/kimse kullanılmayan ya da az kullanılan bir hizmet oluşumu
için yatırım yapmak istemez. Bu durumda kütüphane kullanımının artması ile bu kuruluşa
yönelik yatırım yapılması arasında doğru bir orantı olduğundan söz edilebilir. Kütüphanelerde
hangi hizmetlerin nasıl verildiğinin kütüphane kullanıcıları tarafından bilinmesi, bu nedenle,
yaşamsal öneme sahip bir gerekliliktir. Kütüphaneyi vazgeçilmez yapmanın yolu onu
tanıtmaktan ve herkesin kütüphanede neler yapıldığını anlayıp bilmesinden geçmektedir.
Tanıtım elemanı, kütüphane hizmetlerinin pazarlanmasına ilişkin pazarlama karması
içinde son derece önem verilen bir öğedir. Avustralya’da yapılmış bir çalışmada, bu duruma
dikkat çekilmekte ve Avustralya’daki özel kütüphanelerde en çok kullanılan pazarlama
elemanının tanıtım elemanı olduğu saptanmıştır (Besant, 2000). Bir çalışmada (Kreizman,
1999, s. 96) bilgi merkezlerinin tanıtımı için yapılması gerekenler, şu şekilde sıralanmaktadır:
• Bilgi merkezine ait bir haber bülteni yayınlanması ve dağıtılması
• Bağlı bulunulan üst kurumun haber bültenine reklam veya yazı verilmesi
• Bilgi merkezine ilişkin oryantasyon programı hazırlanması ve uygulanması
• Bağlı bulunulan üst kurumun Intranet’inde bilgi merkezi ile ilgili bilgilerin yer
aldığı sayfalar yapılması
• Kurum içinde, bilgi merkezi dışındaki birimlerin toplantılarına katılınması
• Bağlı bulunulan üst kurumun yönetim kademesindekilere kütüphane hizmetleri
hakkında sunumlar yapılması
• Kullanıcı araştırmalarının yapılması
• Bilgi merkezi hakkında bir rehber veya broşür hazırlanması
8
• Kurum içindeki çeşitli birimlerin düzenli olarak bilgi merkezine tanıtım
amacıyla davet edilmesi ve bu birimlerin gereksinim ve taleplerinin
öğrenilmesi
• Son kullanıcıların eğitimine yönelik programlar düzenlenmesi
• Bilgi merkezinin yeni hizmetler hakkındaki bilgileri e-posta aracılığıyla ilgili
kişilere göndermesi
• Bilgi merkezinin telefon numaralarının, web adresinin ve e-postasının akılda
kalıcı olmasını sağlayacak çalışmalarda bulunulması.
Kütüphanenin türü ne olursa olsun tanıtım açısından en etkili unsurlardan bir tanesi de
nitelikli, bilgili, iyi yetişmiş personeldir. Kullanıcılar tarafından kütüphanede çalışan herkes
kütüphaneci olarak düşünülmektedir. Bu nedenle kütüphaneci dışındaki personelin seçimi ve
eğitimi işlerinde de gerekli özen gösterilmelidir (Mathews, 1984, s. 12).
Pazarlama Taktikleri
Konu ile ilgili olarak yapılabilecekleri Walters (1992, s. iii) hakla ilişkiler, reklâm,
doğrudan posta ve telepazarlama başlıkları altında ele almakta ve açıklamaktadır.
Halkla ilişkiler kurumun içinde bulunduğu toplumla ilişkileri olarak düşünülmektedir.
Halkla ilişkilerin ilk adımı, toplumun kuruma karşı tutumunu değerlendirmeye gereksinim
duymasıdır. Değerlendirme işleminden sonra, uygun tutumları yaratmak için belirli
faaliyetlerin planlanmasına gereksinim duyulmaktadır (Walters, 1992, s. 51). Her ne kadar
halkla ilişkiler pazarlama bağlamında düşünüldüğünde bir alt alan olarak karşımıza
çıkmaktaysa da, kimi zaman pazarlama halkla ilişkiler içerisinde kendine yer bulmaktadır.
Kimi durumlarda da halkla ilişkiler ve pazarlamanın farklı faaliyetler içeren alanlar olduğu
gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır.
Halkla ilişkilerin öncelikleri arasında; kurumun toplum tarafından benimsenmesini
sağlamak, toplumun kuruma karşı olumsuz bir tutum ve davranış göstermesini engellemek,
kurumun içinde bulunduğu yakın ve uzak çevresiyle etkileşimi sağlayarak olumlu kurum
imajı yaratmak gelmektedir (Akyürek, 1996, s. 46). Literatürde halkla ilişkilere yönelik olarak
birçok tanım yapılmıştır. Yaman (1999, s. 568) söz konusu tanımlardan yola çıkarak halkla
ilişkileri aşağıdaki gibi tanımlamaktadır: “Kamu yönetimi veya işletmeler tarafından, halkın sahip olduğu davranış biçimleri de
hesaba katılarak, çoğu zaman belli bir yönde bir hareket veya eğilim oluşturmak üzere
kamuoyunu etkileyerek onun anlayış ve desteğini kazanmak için girişilen planlı çabaların
tümüne halkla ilişkiler adı verilmektedir.”
9
Halkla ilişkiler stratejisini, işletmelerin genel stratejilerinden bağımsız düşünmemek
gerekir. Halkla ilişkiler stratejisi, işletmelerin genel stratejilerinden doğrudan etkilenmekte ve
onları etkilemektedir (Uzun, 2000).
Reklâm düşüncelerin, hizmetlerin, ürünlerin tanıtıldığı/sunulduğu bir pazarlama
taktiğidir. Pazarlamada reklâm unsuru son zamanlarda oldukça önemli bir konuma ulaşmıştır.
Özellikle reklâma harcanan paralar düşünüldüğünde konuya verilen önem daha iyi
anlaşılmaktadır.
Reklâmla ilgili literatüre bakıldığında kurumsal reklâm olgusunun ele alındığı birçok
çalışma görülmektedir. Kurumsal reklâm; halkla ilişkilerin kuruma ilişkin olumlu kamuoyu
yaratmada reklâmdan araç olarak yararlandığı faaliyet türü olarak tanımlanmaktadır
(Akyürek, 1996, s. 46). Kurumsal reklâma değinmişken, açıklığa kavuşturulması gereken bir
nokta da reklâmın halkla ilişkilerden farklı olduğudur. Reklâmın üretilen bir malın satışını
arttırma amacıyla sadece müşterilere veya potansiyel müşterilere yönelik olduğu bilinen bir
gerçektir. Halkla ilişkiler ise doğrudan doğruya mal satma amacını taşımamakla birlikte; bir
kurumun ya da kişinin saygınlığını ve iyi tanınmasını sağlamayı ve bunu yükselterek devam
ettirmeyi hedeflemektedir (Yaman, 1999, s. 437).
Doğrudan posta, hedeflenmiş potansiyel müşterilere basılı materyaller göndererek,
değişime neden olmayı amaçlamakla birlikte, mesajları alıcının gereksinimleri doğrultusunda
kişiselleştirme olanağını da sunmaktadır (Öztürk, 1998, s. 81).
Telepazarlama müşterilere doğrudan ulaşmak için telefonu planlı bir şekilde kullanan
bir pazarlama taktiğidir. Telepazarlamada amaç, iletişim teknolojisi ve eğitilmiş personel
aracılığıyla, hedef müşteri gruplarını harekete geçirmektir. Telepazarlamanın teknik olarak tek
başına uygulanabilirliğinin olmasına karşın, diğer pazarlama teknikleriyle birlikte
kullanıldığında elde edilecek sonuçlardaki başarının daha fazla olacağı belirtilmektedir
(Erbaşlar, 1998, s. 37; Öztürk, 1998, s. 81; Walters, 1992, s. 62).
Telepazarlama tekniğinin pazarlama alanındaki uygulamaları üç grupta
incelenmektedir. Bunlar:
1. Reklâmcılık sürecindeki uygulamalar
2. Satış sürecindeki uygulamalar
3. Satış geliştirme sürecindeki uygulamalardır.
Yukarıda yer alan dörtlüye (halkla ilişkiler, reklâm, doğrudan posta ve telepazarlama)
günümüzde beşincisini eklemek mümkündür. O da Internet’tir.
10
Internet’te Pazarlama
Internet’in son derece hızlı gelişen bir sektör olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçektir. Hızla
gelişen bu sektörün büyümesinin kullanıcı sayısı, ev sahipliği yapan bilgisayar (host) sayısı ve
adreslenebilir Web sayfası olmak üzere üç farklı boyutta incelenebileceği ifade edilmektedir
(Tonta, Bitirim ve Sever, 2002, s. 5). Aralık 2014’te yapılmış olan bir araştırmaya göre
Internet kullanıcılarının sayısı 3,1 milyardır (Internet World Stats, 2015).
Kuşkusuz günümüzde Internet kullanıcı sayıları ve Internet kullanım düzeyleri birçok
farklı nedenden ötürü değişiklik arz etmektedir. Son yıllarda çok yoğun şekilde gündeme
gelen “sayısal uçurum” kavramı da Internet başta olmak üzere bilgi iletişim teknolojilerinin
kullanımında düşünülmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir fikir vermesi
açısından aşağıda, farklı ülkelerin Internet kulanım düzeyleri nüfuslarına oranlanarak
tablolaştırılmaktadır.
Tablo 1. Bazı ülkelerin Internet kullanıcı sayıları ve nüfusları
Ülke Nüfus (2014 tahmini) Internet kullanıcı sayısı
Internet kullanıcı sayısının nüfusa oranı %
İzlanda 333.135 321.475 97 Danimarka 5.569.077 5.419.113 97
Hollanda 16.877.351 16.143.879 96 İsveç 9.723.809 9.216.226 95
Avustralya 22.507.617 21.176.595 94 İsviçre 8.061.516 7.180.749 89 ABD 318.892.103 277.203.319 87 Yunanistan 10.775.557 6.451.326 60
Türkiye 81.619.392 46.282.850 57 İran 81.824.270 46.800.000 57 Brezilya 202.656.788 109.773.650 54 Paraguay 6.703.860 2.473.724 37 Kaynak: Internet World Stats, 2015
Internet’te pazarlama doğrudan pazarlama teknikleri arasında gösterilmektedir. Bir
taraftan müşteriye daha çabuk ve etkin bir şekilde ulaşmaya, diğer taraftan da müşteriye
ulaşma maliyetini aşağıya çekmeye çalışan pazarlama yapısı doğrudan pazarlama olarak
adlandırılmaktadır. Doğrudan pazarlamayı belirleyen iki ana etkenin de satıcı ile müşteriler
11
arasındaki ilişki ve satıcının beklediği davranış olduğu belirtilmektedir (Odabaşı, 1998, s. 21).
Doğrudan pazarlamanın bugün ulaştığı en son nokta olarak da iletişim teknolojisinin bütün
imkânlarının kullanıldığı elektronik ortamda yapılan pazarlama, bir başka ifadeyle Internet’te
pazarlama gösterilmektedir. Bu bağlamda, Internet’te pazarlamaya gelene kadar kullanılan ve
bazıları halen kullanılmakta olan doğrudan pazarlama tekniklerine bakmakta yarar
bulunmaktadır.
Doğrudan Pazarlama Teknikleri
Pazarlamanın ilkelerinin anlatıldığı bir kitapta (Kotler ve Armstrong, 1998) doğrudan
pazarlamanın yedi şekli olduğu ifade edilmektedir. Söz konusu tekniklerin ne olduğu aşağıda
ayrı ayrı açıklanmaktadır (Kırçova, 1999, s. 6-10).
Yüzyüze satış: Profesyonel bir satış gücü oluşturmak yoluyla yürütülen yüz yüze satış
yönteminde amaç; var olan müşterileri satın almaya yöneltmek ve potansiyel müşterileri
harekete geçirmektir. Bu teknik daha çok sigorta şirketleri, kredi kartı pazarlayan şirketler vb
yüz yüze iletişime gereksinim duyan şirketler tarafından kullanılmaktadır.
Mektupla pazarlama: Mektupla pazarlama tekniği önceden belirlenmiş kişi ve
adreslere herhangi bir öneri, duyuru, hatırlatma notu ya da benzeri bir yazının gönderilmesi
temeline dayanmaktadır.
Telefonla pazarlama: Hedef pazar demografik anlamda büyüdükçe, daha hızlı, daha
güvenilir ve daha etkin tekniklerle pazara ulaşma gereği ortaya çıkmaktadır. Bu gereksinimi
karşılayan en önemli tekniklerden birisi de, telefonun doğrudan pazarlama aracı olarak
kullanılmasıyla ortaya çıkmıştır. Bir iletişim aracı olarak telefonun pazarlamada
kullanılmasıyla ortaya çıkan telepazarlama kavramı, iletişim teknolojisi ile birlikte bu konuda
eğitilmiş personelin kullanılmasıyla hedef müşteri gruplarına yönelik olarak yürütülen bir
iletişim sistemidir.
Doğrudan cevaplı televizyon pazarlaması: Bir iletişim aracı olarak televizyonun
pazarlama çabaları içinde kullanılması temelde iki yöntemle gerçekleşmektedir. Bunlardan
birincisi doğrudan cevaplı reklamlar şeklindeki uygulamadır. Bu uygulamada izleyicilere
herhangi bir televizyon kanalında 60-120 saniyelik reklamlarla herhangi bir ürün hakkında
tanıtıcı bilgi verilmekte ve ürünün siparişi için ücretsiz aranabilen telefon numarası
verilmektedir. Diğer bir uygulama türü ise evden alış veriş kanalları kullanılarak
yapılmaktadır.
Katalogla pazarlama: Katalogla pazarlama önceden belirlenmiş adreslere gönderilen
ürün kataloglarına dayanmaktadır. Çeşitli ürünlerin resimlerinin, özelliklerinin, fiyatlarının
12
yer aldığı kataloglar müşteriler tarafından incelenir ve beğenilen ürünler sipariş formları ya da
telefonla satıcı işletmeden talep edilir.
Kiosk pazarlama: Kiosk pazarlama; mağaza, havaalanı vb kalabalık yerlere bilgi
verme veya sipariş alma amacıyla konulan makineler aracılığıyla yapılmaktadır.
Internet’te pazarlama: Doğrudan pazarlamanın bugün ulaştığı en son nokta olarak
kabul edilmektedir. Ürünlerin ya da hizmetlerin Internet ve Internet’e özgü nitelikler
kullanılarak gerçekleştirildiği pazarlama faaliyetlerini kapsamaktadır.
Geleneksel Pazarlamadan Internet’te Pazarlamaya Geçiş
Internet ortamında yapılan pazarlama, klasik pazarlamadan farklı araç ve yöntemleri
kullanmaktadır. Nitelik açısından, doğrudan pazarlama tekniklerinden telefonla pazarlamaya
benzemesine karşın, daha geniş kapsamlıdır. Internet üzerinde pazarlama, geleneksel araçları
da kullanan bir teknik olmakla birlikte, daha çok yüksek teknolojiye dayalı, hızlı ve sürekli
gelişen bir teknik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Internet’te pazarlama geleneksel pazarlama tekniklerinden en fazla telefonla
pazarlamaya benzemektedir. Ancak telefonla pazarlama ile karşılaştırıldığında temel olarak
ortaya çıkan farklılıklar aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 2. Telefonla pazarlama Internet’te pazarlama karşılaştırması
Telefonla pazarlama Internet’te pazarlama Kısa süreli iki yönlü iletişim Sürekli iki yönlü iletişim Maliyet düşük Maliyet çok düşük Telefon görüşmesi için zaman kullanımı gerekli
Sürekli zaman kullanımı söz konusu değil, zaman kaybı en alt düzeyde
Hedef kitlesi belli ve sınırlı Çok geniş bir kitleye yönelik Satışa yönelik Bilgi verme ve tanıtıma yönelik Büyük kampanyalar için kullanımı zor Büyük kampanyalar için kullanımı kolay Kaynak: Kırçova, 1999, s. 26
Internet’te Pazarlamanın Özellikleri
Internet’i kullanan pazarlama girişimlerinin temel özelliklerine bakıldığında karşımıza çıkan
olgular: Bilgi sunma, yoğun iletişim ve karşılıklı etkileşimdir. Internet’in bilgi sağlamayı
amaç edinen bir yapıda olması, işletmelerin kendilerini, ürünlerini ve hizmetlerini tanıtan
Web sitelerini oluşturmalarına zemin hazırlamaktadır. Internet uygulamaları arasında önemli
bir yer tutan e-posta, müşteriler ile işletmeler arasındaki iletişimde yoğun olarak
kullanılmaktadır. Günden güne işletmeler müşterilerine ait e-posta veri tabanları
13
oluşturmaktadırlar. Internet’in getirmiş olduğu karşılıklı etkileşim özelliği sayesinde işletme
hem zaman hem de maliyet tasarrufu sağlamakta, geri bildirim olayı devreye sokularak
pazarlama çabalarının etkinliği artırılmaya çalışılmaktadır (Kırçova, 1999, s. 29-32).
Internet’te Pazarlama İçin Gerekli Altyapı
Pazarlama faaliyetlerinde Internet’i kullanabilmek için ilk aşamada gerekli altyapının
oluşturulması gerektiğini söyleyen Kırçova (1999, s. 38), Internet üzerinde pazarlamanın
altyapısının sunucu seçimi, donanım, yazılım ve elektronik posta adres listelerinin
oluşturulması gibi unsurlardan oluştuğunu ifade etmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz. (Kırçova,
1999, s. 38-43).
Pazar Bölümlendirmesi
Pazar bölümlendirmesi kavramı kurumların sunduğu ürün ve hizmetlere farklı düzeylerde
gereksinim duyan veya sunulan hizmetlerle ilgilenmeyen bireylerin oluşturduğu bir pazar
alanını belirtmek için kullanılmaktadır. Bir kurumun ürün ve hizmetlerine talep gösteren
bireylerin oranı ile kurumun ürün ve hizmetleriyle ilgilenmeyen bireylerin oranına karar
verme işlemine pazar bölümlendirmesi denilmektedir. Pazar bölümlendirmesi şu soruların
yanıtlanmasına olanak sağlar: Kurumun asıl müşterileri kimlerdir? Bu müşterilerin gereksinim
ve beklentileri ne kapsamda benzerlik ve farklılık göstermektedir? Müşteriler arasında hangi
grup en yoğun kullanıcılardır? Hizmetleri en az kullananlar kimlerdir? (Zachert ve Williams,
1986, s. 62).
Pazar içinde yer alan kişiler kimi özelliklerinden dolayı birbirlerinden farklılık
göstermekte ve gruplara ayrılmaktadır. Söz konusu özellikler; coğrafik (ülke, şehir, bölge),
demografik (cinsiyet, yaş, eğitim, medeni durum, gelir), psikografik (sosyal sınıf, yaşam tarzı,
kişilik) ve davranışsal (anlayış, tavır, ürün kullanımı) özellikler olarak
gruplandırılabilmektedir (Kotler, 1982, s. 219-224).
Pazar bölümlendirmesi hedef pazarın belirlenmesi ile başlar. Hedef pazarın
belirlenmesinde kitle pazarlaması, ürün farklılaştırılması ve hedef pazarlama olmak üzere üç
yaklaşım kullanılmaktadır (Kotler, 1982, s. 215-216).
Kitle pazarlamasında bir pazarlama ürünü/hizmeti geniş olarak üretilir ve yaygın
dağıtıma gidilir. Kitle pazarlamasında maliyetler ve fiyatlar en düşük düzeydedir ve bunun
sonucunda çok geniş bir kesime ürün/hizmet sunulur. Ancak tüketici tercihlerinin farklılığı
göz önüne alınmaz. Ürün farklılaştırmasında ise ikiden çok ürünün özelliklerinde
farklılaştırmaya gidilerek ayırt edici yönler üzerinde durulmaktadır. Hedef pazarlamasında
14
mevcut pazarlar içerisinden yoğunlaşmak istenilen pazar seçilerek bu grubun gereksinimlerine
uygun pazarlama karması geliştirilmesi yoluna gidilmektedir. Kurumlar bu üç yaklaşımı da
kullanmaktadır. Öte yandan son yıllarda kitle pazarlaması ve ürün farklılaştırmasından hedef
pazarlamaya doğru bir kayma vardır. Hedef pazarlamanın diğerlerine oranla daha çok
başvurulan bir yaklaşım olmasının temel nedenleri şunlardır: Kurumlar pazarın bölümlerine
dikkat ederek bazı fırsatlar elde edebilirler, pazardaki kişilerin gereksinim ve isteklerini daha
iyi geliştirebilirler ve pazarlama bileşenlerini daha iyi belirleyebilirler.
Pazar Araştırması
Pazar bölümlendirmesi öncesinde yapılması gereken önemli bir faaliyet pazar araştırmasıdır.
Pazar araştırmaları, pazarları ölçmeyi, tanımlamayı ve sınamayı amaçlamaktadır (De Saez,
1993, s. 98). Hangi ürünlerin ne amaçla, kimler tarafından, nasıl, ne kadar ve nereden satın
alındığı sorularının cevapları pazar araştırmalarının sonunda belirlenmektedir (Konya, 1998,
s. 79).
Pazar araştırması işlemi şu aşamalardan geçerek gerçekleşmektedir (De Saez, 1993, s.
101):
Problemin tanımlanması: Pazar araştırması probleminin tanımlanması ile başlar. Problem,
rekabet içinde bulunulan kuruluşların davranışları üzerine odaklanabilir veya hizmetlerdeki
boşlukların tanımlanmasını ya da problemli durumlara ilişkin çözümler aranmasını
gerektirebilir.
Amaçların tanımlanması: Problemin tanımlanmasından sonraki aşama pazar araştırmasının
amaçlarını tanımlamaktır. Araştırma amaçları sadece hangi bilgilerin toplandığını değil aynı
zamanda bu bilgilerin nasıl toplanacağını da gösterecektir.
Bilgilerin nereden elde edileceğinin saptanması: Birçok yerden pazar araştırmasında
kullanmak amacıyla bilgi elde etmek mümkündür. Bu bilgilerin elde edilebileceği yerler; bilgi
merkezleri, devlet yayınları, çeşitli istatistik kuruluşlarının yapmış olduğu çalışmalar
vb.leridir.
İkincil verilerin toplanması: Bu aşamada pazar araştırması için gerekli bilgilere en uygun
şekilde nasıl ulaşılabileceğini gösteren kişilerden yararlanılır.
Araştırma tekniğinin tasarlanması: Bu aşamada hangi tekniğin kullanılacağına karar verilir.
Pazar araştırmasında kullanılabilecek teknikler: Anket, gözlem ve deneme-yanılmadır.
Örneklemin alınması: Pazar araştırmalarında pazarın tamamı üzerinde araştırma yapmak çoğu
kez mümkün olmamaktadır. Bu durumda örneklem alma yoluna gidilir. Evreni oluşturan
farklı grupların olması halinde rastgele tabakalı örneklem alma tercih edilmelidir.
15
Birincil verilerin toplanması: Bu aşamada doğrudan pazara yönelik bilgiler elde edilmektedir.
Genellikle birincil verilerin toplanmasında anket tekniği kullanılmaktadır.
Verilerin analizi: Toplanan veriler uzmanlar tarafından analiz edilir.
Bulguların sunumu: Son aşamada değerlendirilen veriler rapor halinde sunulur.
Kütüphaneler ve Pazarlama
Kütüphaneler kullanıcılarının gereksinimlerini anlamak ve bu gereksinimleri karşılamada
etkin bir rol üstlenebilmek amacıyla pazarlama stratejilerinden yararlanmaktadırlar.
Hizmetlerini pazarlama felsefesi güden kütüphanenin türü ne olursa olsun, daima ilk amacı
kullanıcılarının bilgi gereksinimlerini saptamak olmalıdır. Söz konusu bilgi gereksinimleri
saptandıktan sonra kullanıcıların gereksinimlerinin mevcut hizmetlerle giderilip giderilmediği
incelenmeli, mevcut hizmetlerin gereksinimleri karşılamadığı durumlarda yeniden organize
olma yoluna gidilmelidir. Günümüz kütüphanelerinde önemli sorunlardan bir tanesi de
kullanıcıların mevcut hizmetler hakkında yeterli bilgiye sahip olmamasıdır. Bu sorun etkili bir
tanıtım faaliyeti ile çözülebilir. Temelde bilgi hizmetlerinin pazarlanması mantığı aynı
olmakla birlikte, farklı kurumlarda, kurumların yapısından dolayı farklı uygulamaların olduğu
görülmektedir. Bu noktada pazarlama faaliyetleri kütüphane türlerine göre ayrı ayrı ele
alınacaktır.
Halk kütüphanelerinde pazarlama: Halk kütüphanesi hizmetlerinin pazarlanmasına ilişkin
1983 tarihli bir çalışmada, halkın hizmetlere gereksinim duyduğu ölçüde kurumun da halka
gereksinim duyduğu ifade edilmektedir (Dragon 1983:120). Bu yüzden topluma hizmet sunan
bir kurum olan halk kütüphanesi, toplum gereksinimlerini incelemek, bu gereksinimleri yerine
getirmek için gerekli hizmetleri oluşturmak ve kendi olanaklarını toplumun gereksinimlerini
gidermek için geliştirmek durumundadır. Pazarlama bu bağlamda önemli bir araç olarak
karşımıza çıkmaktadır.
IFLA’nın “Halk kütüphanesi hizmeti: Gelişim için IFLA/UNESCO ilkeleri” başlıklı
çalışmasında halk kütüphanelerinin yönetimi ve pazarlanması başlığı altında yer alan
bölümde, halk kütüphanesinin sunduğu hizmetlerin planlı bir biçimde artırmayı sağlaması için
yazılı bir iletişim, pazarlama ve tanıtım politikasına sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır.
Yine aynı kaynakta, halk kütüphanelerinin pazarlama stratejisinin başarısını sağlamak
amacıyla, yukarıda belirtilen politikaya dayanan açık bir pazarlama planı geliştirmesi
gerektiğine işaret edilmektedir. Söz konusu planın aşağıdaki unsurları içermesi halk
kütüphanesi hizmetlerinin pazarlanması çalışmalarında dikkatle ele alınmalıdır:
16
• Basılı, elektronik ve iletişim medyasının olumlu kullanımı
• Sergiler ve gösteriler
• Etkili iç ve dış işaretleme
• Düzenli yayınlar, kaynak listesi ve broşürlerin hazırlanması
• Okuma ve okuryazarlık kampanyaları
• Fiziksel ve duyusal engelli insanların gereksinimlerini karşılamak için kampanyalar
düzenleme
• Kitap fuarları
• Kütüphane Web siteleri
• İlgili Web sitelerine bağlantılar
• Kütüphane dostları
• Yıllık kütüphane haftası kutlamaları
• Telefon rehberinde ve diğer topluluk rehberlerinde kütüphane telefon listeleri
• Mali kaynak sağlama etkinlikleri ve kampanyalar
• Halkla konuşma etkinlikleri ve topluluk gruplarıyla ilişkiler
• Özel kütüphane yayınları2
Halkın kütüphaneleri olan halk kütüphanelerinde çalışan bilgi profesyonellerinin basılı
ve görsel medya ile yakın ilişki içinde bulunmaları görev yaptıkları kurumların daha geniş
kitlelerce kabul görmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu bağlamda öncelikle yerel medyada
(yerel gazeteler ve televizyonlar) kütüphane ile ilgili faaliyetlerde bulunmaları son derece
önemlidir. Geçmişte farklı ülkelerde konuya ilişkin birçok olumlu örneğin olduğu
bilinmektedir. Örneğin bunlardan birinde; 1970’li yılların sonlarına doğru Batı
Avustralya’daki halk kütüphanelerinin bağlı olduğu bölgesel kütüphane kurulu tarafından bir
dizi pazarlama faaliyetinde bulunulurken, araç olarak radyo tercih edilmiştir. Kütüphane
hizmetlerinden potansiyel kullanıcıları haberdar etmeye yönelik olarak “library networks” adlı
radyo programı haftada bir gün olmak suretiyle devreye sokulmuştur. Yine aynı program
içinde dinleyicilerden gelen sorular cevaplanarak karşılıklı etkileşimde de bulunulmuştur.
Ayrıca halk kütüphanelerinde erişilebilir halde bulunan, güncel kitaplara ilişkin eleştirilerin
yapıldığı bir program da yayınlanmıştır (Wicks ve Davis, 1979, s. 248).
Gelişmiş halk kütüphanesi geleneği bulunan toplumlarda halk kütüphanesinin
niteliğini belirleyen ölçütlerin başında kütüphaneye kayıtlı üye sayısı gelmektedir. Ülkemizde
2 Bu maddeler Yılmaz’ın çevirisini yaptığı kitabın 143 ve 144. sayfalarından alınmıştır. Kitabın künyesi kaynaklar kısmında yer almaktadır ayrıntılı bilgi için lütfen kaynağa bakınız.
17
çok sıklıkla uygulanmayan (uygulandığı zamanlarda da fazla bir uygulama alanı bulamayan)
bu mekanizmanın halk kütüphanesinin pazarlama politikası içinde kendine yer edinmesi
sağlanmalıdır.
Milli kütüphanelerde pazarlama: Milli kütüphaneler ulusların kültürlerinin birer parçası ve
uluslara ait her türlü bilgi kaynağının bulunduğu merkez konumundadırlar. Bu doğrultuda
milli kütüphaneler ulusa ait eserleri gelecek kuşaklara aktarmak üzere toplayıp koruyan bir
yapıya sahiptirler. Örneğin Türk Milli Kütüphanesi’nin Kuruluş Kanunu’nda (1950) Milli
Kütüphane’nin görevinin “milli kültür araştırmalarını mümkün kılmak, bu maksada elverişli
bütün eserleri ve vesikaları bir araya toplayarak esaslı bir merkez vücuda getirmek ve aynı
zamanda her türlü bilim ve sanat araştırmalarını kolaylaştırmak” şeklinde ifade edildiği
görülmektedir. Hiç şüphe yoktur ki milli kütüphaneler kimi özelliklerinden ötürü, diğer
kütüphane türlerinden önemli ölçüde ayrılmaktadır.
Milli kütüphaneler de diğer kütüphane türleri gibi pazarlama ile ilgili faaliyetlerde
bulunan kuruluşlardır. Karakaş (1994, s. 161) çalışmasında ülkelerin fikir ve sanat ürünlerini
toplayıp, gelecek kuşaklara aktarma görevini üstlenmiş olan milli kütüphanelerin pazarlama
sistemlerini kullanarak ait oldukları toplumun bireyleri ile daha iyi bir iletişim
kurabileceklerini ifade etmektedir. Aynı çalışma, milli kütüphanelerin gerek kütüphane
bütçesinin yükseltilmesi için, gerekse kütüphaneye gelen kullanıcıların sayısının artırılmasına
yönelik olarak pazarlama uygulamalarına yer verdiklerine dikkat çekmektedir.
Üniversite kütüphanelerinde pazarlama: Öğrencilerinin mesleki, entelektüel ve estetik
şekillenmelerine ortam sağlamasının yanı sıra, insanın ve doğanın çözülmemiş sorunlarına
ışık tutan ve bilimin sınırlarını zorlayıcı çalışmalar yapan eğitim-öğretim ve araştırma
kuruluşları şeklinde tanımlayabileceğimiz üniversiteler (Çakın, 1998, s. 37) ile üniversitelerin
kalbi olarak adlandırılan üniversite kütüphaneleri (Çakın, 1983, s. 62) arasındaki ilişkiye
bakacak olursak; söz konusu ilişkinin özünde birinin bilgiye, dolayısıyla bilgi kaynaklarına
olan bağımlılığı, diğerinin ise bilginin sağlandığı, düzenlendiği ve kullanıma sunulduğu yer
olması yatmaktadır (Çakın, 1998, s. 40). Üniversitelerin, üniversite kütüphaneleri olmaksızın
eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde yürütebilmelerini beklemek
gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Üniversiteler içinde son derece önemli bir yere sahip olan
üniversite kütüphaneleri, hizmetlerinin etkinliğini artırmak amacıyla zaman içinde farklı
disiplinlerden yararlanma yoluna gitmişlerdir. Pazarlama da söz konusu disiplinlerden bir
tanesidir.
18
Pazarlama, üniversite yapılanması içinde çeşitli düzeylerdeki kullanıcı gruplarına bilgi
kaynakları aracılığıyla hizmet veren üniversite kütüphanelerinin kurumsal düzeyde
etkinliğinin artırılmasında önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Pazarlamanın üniversite
kütüphanelerinde kullanılması bir yandan öğretim elemanları ve araştırmacıların öte yandan
da lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenimlerini sürdüren öğrencilerin gereksinim ve isteklerinin
tanımlanmasına ve beklentilere uygun hizmetler geliştirilmesine olanak tanımaktadır (Al,
2002 s. 65–66). Günümüzde kullanıcı merkezli yaklaşımın benimsendiği üniversite
kütüphanelerinde, pazarlama anlayışının yerleşmesi ve kullanılmasındaki temel neden;
pazarlamanın potansiyel pazarı daha yakından tanıma, kütüphane ve hizmetlerini potansiyel
pazara tanıtma, kütüphane hizmetlerinin kullanımını artırma ve hizmet kalitesinde olumlu
değişiklikler gerçekleştirerek kullanıcı memnuniyetini sağlama girişimlerine zemin
hazırlamasıdır. Pazarlama faaliyetleri aracılığıyla söz konusu hedeflere ulaşıldığında,
üniversite kütüphaneleri istedikleri desteği yönetimlerinden talep edebilecekler ve
kullanıcıların gereksinim, istek ve beklentileri doğrultusunda hizmetlerini planlama yoluna
gideceklerdir. Bu durum bir döngü şeklinde devam edecek ve vazgeçilmez olan üniversite
kütüphanesinin önemi her defasında katlanarak artacaktır.
Üniversite kütüphanelerinde hizmetlerin pazarlanması girişimlerinde bulunurken pazar
bölümlendirmesi oldukça önemli bir yere sahiptir. Pazar bölümlendirmesi müşterileri kendine
özgü nitelikleri ve gereksinimleri çerçevesinde gruplara ayırma işlemidir. Bu işlem pazarın
doğru tanımını yapmak için gereklidir. Tüm kütüphane kullanıcıları farklı tür hizmet
gerektirebilecek gruplara ayrılabilir. Üniversite kütüphanesinde kütüphanenin hizmet verdiği
kullanıcı gruplarını yaş, fakülte-bölüm, statü, kütüphaneden beklentiler vb. niteliklere göre
bölümlere ayırmak olanaklıdır. Üniversite kütüphanesi kullanıcıları; lisans ve lisansüstü
öğrenciler, öğretim elemanları, üniversite idari personeli ve üniversite dışı araştırmacılardan
oluşmaktadır. Söz konusu gruplar birbirlerinden farklı gereksinim ve beklentilere sahip
olabileceği gibi, bir grubun içinde de farklı gereksinim ve beklentilere sahip kişiler de
bulunabilmektedir. Örneğin, öğretim elemanları içinde profesörler ile araştırma görevlileri
arasında bir farklılık gözlenebilmektedir. Pazar bölümlendirmesinde elverdiğince ayrıntılı
gruplar yaratmak, pazarın gereksinimlerinin karşılanmasına yönelik olarak yapılacak
çalışmalarda ilk aşamadır. Üniversite kütüphanesi yöneticisinin tüm bu farklılıkları göz
önünde bulundurarak hizmetlerini planlaması pazar içindeki her bir gruba önem verildiğini
göstermesi açısından önemlidir (Al, 2002, s. 68–69).3
3 Üniversite kütüphanelerinde pazar bölümlendirmesine yönelik olarak daha ayrıntılı bilgi için ayr. bkz. Konya 2004.
19
Kaynakça
Aksu, M. ve Alkan, G.B. (1997). Pazarlamada “mamul hayat seyri” kavramı ve uluslararası
pazarlamada kullanımı. Pazarlama Dünyası, 11(66), 4-5.
Akyürek, R. (1996). Halkla ilişkiler ve kurumsal reklâm. Pazarlama Dünyası, 10(58), 46-47.
Al, U. (2002). Üniversite kütüphanelerinde bilgi hizmetlerinin pazarlanması: Beytepe Merkez
Kütüphanesi örneği. Yayımlanmamış bilim uzmanlığı tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Altuğ, N. (2002). Pazarlama karması kavramında gelişmeler. Pazarlama Dünyası, 16(2), 58-
60.
Bartels, R. (1951). Can marketing be a science?. Journal of Marketing, 15(3), 319-328.
Baumol, W.J. (1957). On the role of marketing theory. Journal of Marketing, 21(4), 413-418.
Besant, L.X. (2000). Libraries need relationship marketing. Information Outlook, 4(3), 17-22.
Buzzell, R.D. (1963). Is marketing a science?. Harvard Business Review, 41(1), 32-48.
Can, H., Tuncer, D. ve Ayhan, Y. (1996) Genel işletmecilik bilgileri, Ankara: Siyasal
Cemalcılar, İ. (1983). Pazarlama, Eskişehir: Hakan Ofset.
Cemalcılar, İ. (1987). Pazarlama karması (4’P) kavramında yeni gelişmeler. Pazarlama
Dünyası, 1(4), 23-24.
Cemalcılar, İ. (1987). Pazarlama’nın tanımı. Pazarlama Dünyası, 1(5), 13.
Cemalcılar, İ. (1989). Pazarlama kavramı. Pazarlama Dünyası, 3(13), 21-23.
Converse, P.D. (1945). The development of the science of marketing-an exploratory survey.
Journal of Marketing, 10(1), 14-23.
Coote, H. (1994). How to market your library service effectively, London: Aslib.
Çakın, İ. (1983). Üniversite-kütüphane ilişkisi. Türk Kütüphaneciliği, 32(2), 61-64.
Çakın, İ. (1998). Üniversitelerimizin bilgiye erişim ortamları: Genel değerlendirme.
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi: Cumhuriyetimizin 75. Yılı Özel Sayısı,
37-67.
De Saez, E. (1993). Marketing Concepts for Libraries and Information Services, London:
Library Association Publishing.
Dragon, A.C. (1983). The marketing of public library services. Drexel Library Quarterly,
19(2), 117-132.
Erbaşlar, G. (1998). Çağdaş doğrudan pazarlama tekniği telepazarlama. Pazarlama Dünyası,
12(68), 37-42
Goldsmith, R.E. (1999). The personalised marketplace: Beyond the 4Ps. Marketing
Intelligence & Planning, 17(4), 178-185.
20
Halk kütüphanesi hizmeti: Gelişim için IFLA/UNESCO ilkeleri. (2004). çev. B. Yılmaz.
İstanbul: TKD İstanbul Şubesi.
Hutchinson, K.D. (1952). Marketing as a science: An appraisal. Journal of Marketing, 16(3),
286-293.
Internet World Stats (2015). Internet usage statistics. 20 Haziran 2015 tarihinde
http://www.internetworldstats.com/stats.htm adresinden erişildi.
Karakaş, S. (1994). Milli kütüphanelerde pazarlama sistemi. Kütüphanecilikte Bilgi-Belge
İşbirliği, Milli Kütüphanelerarası İletişim ve Dünyadaki Teknolojik Gelişmelerin
Aktarımında İlkelerin Tesbiti Sempozyumu (Bildiriler) içinde s. 161-171. 22-25 Eylül
1992-Milli Kütüphane. Ankara: Kültür Bakanlığı.
Kent, R. (1986). Faith in four P’s: An alternative. Journal of Marketing Management, 2(2),
145-154.
Kırçova, İ. (1999). İnternette pazarlama, İstanbul: Beta.
Konya, Ü. (1998). Kütüphane hizmetlerinin pazarlanması. Kütüphanecilik Dergisi: Belge
Bilgi Kütüphane Araştırmaları, 4, 71-90.
Konya, Ü. (2004). Üniversite kütüphanelerinde pazar bölümleme stratejileri. 40. Kütüphane
Haftası Bildirileri içinde s. 25-36. 29 Mart-4 Nisan 2004. İstanbul: Türk Kütüphaneciler
Derneği İstanbul Şubesi.
Kotler, P. (1982). Marketing for nonprofit organizations, New Jersey: Prentice-Hall.
Kotler, P. (1997). Marketing management: Analysis, planning, implementation, and control,
New Jersey: Prentice-Hall.
Kotler, P. (1998). 4P öldü yaşasın 4C. Kariyer Dünyası, 7, 92-95.
Kotler, P. ve Armstrong, G. (1998). Principles of marketing, New Jersey: Prentice Hall.
Kreizman, K. (1999). Establishing an information center: A practical guide, London:
Bowker.
Magrath, A.J. (1986). When marketing services, 4 Ps are not enough. Business Horizons,
May-June, 44-50.
Mathews, A.J. (1984). The use of marketing principles in library planning, in Marketing for
libraries and information agencies, pp. 3-14. Weingand, D.E. (Ed.) New Jersey: Ablex.
Milli Kütüphane kuruluşu hakkında kanun. (1950). Resmi Gazete, Kanun No: 5632. R. Gazete
No: 7469.
Mohamedali, O.N. (1999). Marketing for information professionals in the Caribbean. New
Library World, 100(1152), 307-314.
Mucuk, İ. (1982) Pazarlama ilkeleri, İstanbul: Der Yayınevi.
21
Odabaşı, Y. (1998). Doğrudan pazarlama, kavram ve özellikler. Pazarlama Dünyası, 11, 21-
22.
Öztürk, S.A. (1998). Hizmet pazarlaması, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Rafiq, M. ve Ahmed, P.K. (1995). Using the 7Ps as a generic marketing mix: An exploratory
survey of UK and European marketing academics. Marketing Intelligence & Planning,
13(9), 4-15.
Raymond, M.A. ve Barksdale, H.C. (1989). Corporate strateging planning and corporate
marketing: Toward an interface?. Business Horizons, 32(5), 41-48.
Simkin, L. (2000). Marketing is marketing - maybe!. Marketing Intelligence & Planning,
18(3), 154-158.
Taylor, W.J. (1965). Is marketing a science?. Journal of Marketing, 29(3), 49-53.
Tek, Ö.B. (1999). Pazarlama ilkeleri: Türkiye uygulamaları - global yönetimsel yaklaşım,
İstanbul: Beta.
Tonta, Y., Bitirim Y., ve Sever, H. (2002). Türkçe arama motorlarında performans
değerlendirme, Ankara: Total Bilişim Ltd. Şti.
Turner, N. (1984). Marketing the library service - sales and promotion. European Journal of
Marketing, 18(2), 72-81.
Uraz, Ç. (1978). Temel pazarlama bilgileri, Ankara: Kalite Matbaası.
Uzun, A.C. (2000). Stratejik yönetim ve halkla ilişkiler. Pazarlama Dünyası, 14(79), 34-35.
Üner, M. (1999). Hizmet pazarlamasında pazarlama karması elemanları değişiklik gösterir
mi? Pazarlama Dünyası, 8(43), 2-11.
Van Waterschoot, W. ve Van den Bulte, C. (1992). The 4P classification of the marketing in
the corporation. Journal of Marketing, 56, 83-93.
Walters, S. (1992). Marketing: A how-to-do manual for librarians, New York: Neal-
Schuman.
Weingand, D.E. (1998). Future-driven library marketing, Chicago: American Library
Association.
Wicks, P. ve Davis, R. (1979). Library promotion in the West. The Australian Library
Journal, 28(14), 248-249.
Yaman, E. (1999). Yönetim ve halkla ilişkiler. Türk Kültürü, 37(437), 567-576.
Zachert, M.J. ve Williams, R.V. (1986). Marketing measures for information services. Special
Libraries, 77(2), 61-70.
22
Yardımcı Kaynakça
Al, U. (2002). Üniversite kütüphanelerinde bilgi hizmetlerinin İnternet aracılığıyla
pazarlanması. Bilgi Dünyası, 3(1), 1-11.
Armağan, A.Ş. (2005). Kütüphane ve belge bilgi merkezlerinde müşteri ilişkileri yönetimi.
Yayımlanmamış bilim uzmanlığı tezi. İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
Cribb, G. (1980). Kütüphaneler ve pazarlama. Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, 29(3),
186-193.
Ergül, N.U. (2001). Halk kütüphanesi hizmetlerinin pazarlanmasının önemi. Türk
Kütüphaneciliği, 15(2), 166-171.
Fındık, E. (1988a). Kütüphanecilikte halkla ilişkiler. Türk Kütüphaneciliği, 2(2), 69-73.
Fındık, E. (1988b). Halk kütüphaneleri ve halkla ilişkiler. Türk Kütüphaneciliği, 2(3), 99-102.
Fındık, E. (1985). Türkiye’deki halk kütüphanelerinde halkla ilişkiler. Yayımlanmamış
doktora tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Helinsky, Z. (2009). Kütüphane kaynak ve hizmetlerini pazarlama: Pratik rehber. (Çev. M.
Tonta) İstanbul: Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği.
Karadeniz, Ş. (2010). Ankara’daki halk kütüphanelerinde halkla ilişkiler. Bilgi Dünyası,
11(1), 81-100.
Konya, Ü. (1990). Kütüphane pazarlamasına kavramsal bir yaklaşım ve üniversite
kütüphanelerinde bir uygulama. Yayımlanmamış bilim uzmanlığı tezi. Marmara
Üniversitesi, İstanbul.
Kutluoğlu, Z. (2007). Üniversite kütüphanelerinde pazarlama: Başkent Üniversitesi
Kütüphanesi örneği. Yayımlanmamış bilim uzmanlığı tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Savard, R. (1996). Kütüphaneciler ve pazarlama: Belirsizlikler taşıyan bir ilişki. Türk
Kütüphaneciliği, 10(4), 384-395.
Yılmaz, E. (1996). Kütüphanelerde halkla ilişkiler ve kitle iletişim araçları. Yayımlanmamış
bilim uzmanlığı tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
23