25
Mühendislik Yönetiminin TarihselGelişim i Konu 2

Mühendislik Yönetiminin TarihselGelişimi

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Mühendislik Yönetiminin TarihselGelişimi. Konu 2. Ajanda. Yönetim düşüncesinin tarihsel süreci, Klasik Yönetim Okulu (1880-1930) ve ilkeleri. Bilimsel yönetim ve Taylor. Yönetim süreci ve Fayol, Bürokrasi ve Weber, Klasik yönetime eleştiriler. Eski Çağ Uygarlıklarından Örnekler. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Mühendislik Yönetiminin TarihselGelişimiKonu 2

Ajanda Yönetim düşüncesinin tarihsel süreci,

Klasik Yönetim Okulu (1880-1930) ve ilkeleri. Bilimsel yönetim ve Taylor. Yönetim süreci ve Fayol, Bürokrasi ve Weber, Klasik yönetime eleştiriler.

Eski Çağ Uygarlıklarından Örnekler

Antik çağ ya da Antik tarih, insanlık tarihinin başlangıcından erken dönem Orta Çağ'a kadarki zaman dilimindeki belirgin kültürel ve siyasi olayları konu alır.

Piramitlerin çoğu Eski Krallık Dönemi'nden Orta Krallık Dönemi’ne kadar firavunların mezarı için inşa edilmiştir.

Eski Çağ Uygarlıklarından ÖrneklerÇin Seddi, Çin'in kuzeybatısı boyunca uzanır. Dünyanın en uzun savunma duvarıdır. Pekin'in kuzeyinden geçerek batıya yönelir ve Huang-Ho nehrini ikiye bölerek güneybatıya uzanır. Gobi Çölü'nün güneyinden batıya yönelerek devam eder.

• Ülkenin sınırlarını başta Hiung-nu olmak üzere kuzeyden Çin'e karşı Moğol ve Türk boylarının saldırısına karşı savunmak.

• Uzun savaşlar sonunda yıktığı beyliklerin esir düşen yöneticilerini sürgün ve ağır işe sürerek cezalandırmak.

• Ülkeden kaçışları önlemek.• Ülkenin tek yönetim altında birleştiğini

içeriye ve dışarıya göstermek.• Kuzeyden gelen Moğol ve Türk

saldırılarına karşı ülkeyi savunmak için.

Eski Çağ Uygarlıklarından Örnekler

Mayalar bu piramidi astronomi ve matematik bilgilerini ortaya koymak istercesine belirli bir sistemle inşa etmişlerdir.Buluntular Maya bölgesinin MÖ 10000-11000 yıllarına dayandığını göstermektedir. Klasik-öncesi döneminin öncesi hakkında büyük bir tartışma hâlen sürmektedir; bu konuda pek fazla keşif ve buluntu olduğu söylenemez.

Stonehenge, Neolitik taş devri ile Bronz çağı arasında en az 5 kademede oluşan bir anıt veya astronomik bir yapıttır. Bu yapı, astronomi, astroloji, geometri, meteoroloji ve paganizmle ilişkilendirilmektedir. Stonehenge adı eski İngilizceden gelen "asılı taşlar" anlamına gelir

İngiltere'deki Salisbury Düzlüğü'nde eskiden dinsel törenler için kullanılan ve Kelt rahiplerinden oluşan bir sınıf olan Druidlere atfedilen büyük taşlardan oluşan bir çember vardır. Druidler'in bu taş çemberini kullanmış olması mümkünse de, başlangıcı İngiliz adalarındaki Neolitik insanlara kadar uzanmaktadır. Keskiyle yontulmuş, düzgünleştirilmiş ve dışarıdan yerel bölgeye taşınmış, dik konumundaki otuz taştan (bunlardan hâlen on yedisi ayaktadır) oluşan ve kavisli hâle getirilerek dik duran taşlarin üzerine yerleştirilen lento(kiriş) taşlarını içeren ve böylelikle çember şeklinde kapı boşlukları oluşturan tek taş çemberdir.

Öte yandan, yapının yapılış amacı son araştırmalarla ortaya konmuştur. Daha önceleri, güneş-uzay gözlemevi, güneş saati veya ufo iniş yeri olabileceği iddia edilen Stonehenge, beş yüz yıl boyunca mezar alanı olarak kullanılmıştı. Günümüzden beş bin yıl öncesinden itibaren mezarlık olarak kullanılan Stonehenge, MÖ 3000 yılında İngiltere’nin en büyük mezarlığıydı. Gökbilimci Sir Fred Hoyle ise işaret taşlarının dış halka etrafında hareket ettirilmesiyle Stonehenge'in tutulmaların önceden tahmin etmek amacıyla kullanılabileceğini ispatlamıştır.

Antik Çağ ÖrnekleriTahta çıkışından beri Pers İmparatorluğu'nu ele geçirmeyi tasarlayan Büyük İskender, II. Filip'in kurduğu orduyu beslemek ve 500 talente ulaşan borçları ödemek için gerekli kaynakları bulma düşüncesiyle hemen sefer hazırlıklarına girişti. Kral naibi olarak yönetimi Sibon'lu Antipatros'a bıraktıktan sonra MÖ 334 ilkbaharında toplam 30 bin piyade ve 5 binin üzerinde süvariden oluşan ordusuyla yola çıktı. Bu ordunun içinde 14 bin Makedonyalı ve Helen Birliği'ne bağlı 7 bin asker yer alıyordu. Silah ve güç dağılımı açısından çok iyi düzenlenen orduya mühendis, mimar, bilim adamı, saray görevlisi ve tarihçiler de eşlik ediyordu.

Başlangıçta devlet tersanesi sadece özel olarak inşa edilmiş savaş gemilerini muhafaza etmek için çalışıyordu fakat 1320 yılında Yeni Tersane (Arsenal Nuovo) inşa edildi. Bu tersane öncekinden oldukça genişdi. Tüm devlet savaş gemilerini ve ticari gemileri üretebilecek onları bir yerde muhafaza edebilecek yetenekteydi. Tersane doğal olarak ip üretiminin merkezi haline geldi.

Venedikliler, tersanede savaş gemilerinin üretiminde yeni bir metod geliştirdiler. Bu sistem eskisinden daha hızlı olup daha az ağaç gerektiriyordu. Tersane onaltıncı yüzyılın başlarında verimliliğinin en üst noktasında iken 16.000'in üzerinde kişiyi istihdam ediyor ve açıkca görülebileceği gibi günde hemen hemen bir gemi inşa edebilecek yetenekteydi ve onu silahla donatabilecekti. Yeni bir savaş gemisi olan galleyin toplama bandında seri üretimine başlama hazırlığı sanayi devrimine kadar tekrar görülmedi.

TEMEL KAVRAMLAR:YÖNETİM: amaçların etkili ve verimli bir biçimde gerçekleştirilmesi için bir insan grubunda işbirliği ve eşgüdümleme sağlamaya yönelik olarak sürdürülen çalışmaların tümünü ifade etmektedir.YÖNETİM: işletmenin elindeki kaynaklarını (doğal kaynaklar, insan kaynağı, sermaye, hammadde, makine) planlayarak, örgütleyerek, yürüterek, koordine ve kontrol ederek, etkili ve verimli bir şekilde kullanması suretiyle amaçlarını gerçekleştirmesi sürecidir.YÖNETİCİ: karı ve riski başkalarına ait olmak üzere mal veya hizmet için üretim unsurlarının alımını yapan veya yaptıran, bunları belli ihtiyaçları doyurmak amacına yönelten, işletmeyi girişimci adına çalıştırma sorumluluğu olan kimsedir.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

KLASİK (GELENEKSEL) YÖNETİM TEORİSİ: Verimlilik çözümleri ve işletmeler için getirilen yönetsel öneriler yönetim tarihçileri tarafından klasik yönetim kuramı olarak ele alınmıştır. Bu kuramın 3 önemli ismi Taylor, Fayol ve Weber’dir. Klasik örgüt kuramının ilk ayağı olan bilimsel yönetim yaklaşımı, 1900’lerin başında Frederick Winslow Taylor (1856-1915) tarafından geliştirilmiştir. Taylor, işleri en küçük bileşenlerine ayırmış, hareket ve zaman etütleriyle her işin standartlarını belirlemiş, iş bölümü ve uzmanlaşma kavramları üzerinde durmuş, ustabaşı ile çalışan ayrımını netleştirmiş, performansa dayalı ücret sistemini geliştirmiş ve ergonomi üzerinde çalışmalar yapmıştır.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Kuramın ikinci ayağı yönetsel teori, Fransız mühendis Henry Fayol (1841-1925) tarafından ortaya atılmıştır. Fayol, yönetimin evrensel ilkelerini, yönetimin süreçlerini ve yöneticinin sahip olması gereken özellikleri belirlemiştir.

Kuramın üçüncü ve son ayağı olan bürokrasi modeli ise Alman iktisatçı ve sosyolog Max Weber (1864-1920) tarafından geliştirilmiştir. Weber, örgütlerde hukuki yetkiyi, denetlenebilirliği, otoritenin iş ile sınırlılığını, tüm karar ve işlemlerin yazılılığını getirmiştir.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Klasik yaklaşımın odaklandığı 3 temel konu vardır. Odaklanılan konular aşağıda belirtilmiştir:

1. Örgütün sahip olduğu kaynakların daha etkin bir şekilde kontrol edilip kullanılmasını sağlamak.

2. Genel örgüt ilkeleri oluşturmak.3. En iyi örgütsel yapıyı oluşturmak.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI: Öncülüğünü Frederick Taylor’un yaptığı; Henry Gannt, Frank ve Lillian Gilbert, Harrington Emerson, gibi araştırmacı ve yazarların da katkıda bulunduğu bu yaklaşımda, yönetim fonksiyon ve ilkeleri ile tek bir yönetim teorisine ulaşmaya çalışılmaktadır.

Taylor’un dikkatini işletmelerdeki düzensizlik, kötü yönetim ve özellikle israf ve kayıplar dikkatini çekmiştir.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Bilimsel yönetimin temelleri 4 genel ilkede toplanmıştır.

1. En iyi tek yol,2. İşgörenlerin bilimsel yöntemlerle seçilmesi,3. Finansal güdüleme araçları,4. İşbölümü.

Bu anlayışın sonucu olarak zaman etüdü, iş ekonomisi, teşvikli ücret sistemleri, iş standartları ve çalışmalar yaygın hale gelmiştir.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

YÖNETİM SÜRECİ YAKLAŞIMI: Bu yaklaşımın öncüsü Henry Fayol, örgüt tasarımı, örgütün ve yönetimin fonksiyonları ve yönetim ilkeleri açısından yönetime yukarıdan bakarak üst kademe yönetim birimini geliştirmeye çaba sarf etmiştir. Fayol’a göre, teknik, ticari, finansal, muhasebe, güvenlik olmak üzere gruplandırılan işletme faaliyetlerinden biri de yönetim faaliyetidir. Fayol’a göre yönetim faaliyeti bir süreç olup; planlama, organize etme, yürütme, koordinasyon ve kontrol fonksiyonlarından oluşmaktadır.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

İleriyi Görme (Planlama) Örgütleme (Organize Etme) Kumanda Etme (Yürütme) Koordinasyon KontrolHenry Fayol’a göre yönetim ilkeleri aşağıda belirtilmiştir: İşbölümü Departmanlaşma Emir-komuta birliği Hiyerarşik Yapı Kontrol Alanı Yetki ve Sorumluluk Denkliği

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

3 tür yetki vardır.:1. Hiyerarşik Yetki (Komuta yetkisi)2. Kurmay Yetki3. Fonksiyonel Yetki

Amaç Birliği, Yetki Devri.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

BÜROKRASİ YAKLAŞIMI: Bürokrasi, belli bir örgütlenme ve yönetim biçimi olup 1900’lerin başında E.M. Weber tarafından geliştirilmiştir. Modelin özellikleri:

Biçimsel yetki ve görevler, kanun, kaide ve yönetsel kararlarla önceden tespit edilmiştir.

Görev ve yetkiler, bir hiyerarşi ve makamlar sistemi oluşturacak biçimde düzenlenmiştir.

Astlar, üstlerin emirlerine işgal ettikleri makamın temsil ettiği gayrı şahsi ve yasal yetkiye dayandığı için uyarlar.

İlişkiler ve haberleşme yazılı olarak yürütülür ve bütün bu yazılı evrak örgütün kalem teşkilatında toplanır.

Görevlere, özel eğitim görmüş memurlar atanır. Görevler, önceden belirlenmiş, öğrenilmiş ve öğretilebilen genel

kaidelere uygun biçimde yürütülür. Örgütün özgürlüğünün korunması için, örgütsel kaynaklar dış

denetimden uzak tutulur.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

NEOKLASİK (DAVRANIŞSAL) YÖNETİM TEORİSİ: Özellikle 1924-1933 yılları arasında Elton Mayo ve arkadaşları tarafından Western Electric Fabrikaların’nda gerçekleştirilen Hawthorne Araştırmaları, bu kuramın temel taşını oluşturmuştur.

Aydınlatma, havalandırma, ısıtma, molalar ve verimlilik arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalar, sürpriz sonuçlara ulaşmıştır.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Çalışan davranışlarında sosyal ihtiyaçların rolü önemlidir,

Çalışanlar her zaman rasyonel hareket etmez.

Örgüt, teknik değil sosyal bir sistemdir. Örgütte biçimsel olmayan gruplar vardır. Gruplar, insanın alışkanlıklarını, değer

yargılarını ve amaçlarını etkiler. Yöneticiler baskıcı değil destekleyici, yol

gösterici olursa verimlilik artar.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Neoklasik teorinin iş hayatına getirdiği yenilikler ve çözüm önerileri:

İş genişletme, İş zenginleştirme, Rotasyon, Kararlara katılım, Adem-i merkeziyet, Biçimsel olmayan grupların örgüt yararına

kullanımı.Neoklasik yönetim teorisi insan ilişkileri

yaklaşımı ve klasik yönetim düşüncesinin karışımından oluşan bir düşünce sistemidir.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Hawthorne Araştırmaları temelde klasik yaklaşımın iki ana yaklaşımını sınamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu yaklaşımlar:

İş yerinin fiziksel şartlarıyla çalışanların verimi arasında olumlu bir ilişki vardır.

İnsan en yüksek düzeyde kazanç elde etmek ister. Ona en yüksek kazancı sağlayacak bir yönetim kurulmalı ve birey dışarıdan yönetilmelidir.

Hawthorne Araştırmaları’nda ışıklandırma, dinlenme araları, daha kısa çalışma süreleri gibi konularla verimlilik arasında bir ilişki olup olmadığı araştırılmıştır.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Hawthorne Araştırmaları’nın Çalışan Kişilerle İlgili Bulguları: Çalışanların çalışma arkadaşları tarafından kabul edilme, takdir ihtiyacının maddi ödüller kadar, hatta daha önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır. Çalışanların ait oldukları gruplar içinde çalışma arkadaşlarıyla rekabet etmek istemediğini, grup baskısından çekindiğini göstermiştir. Hawthorne Araştırmaları’nın Örgütlerle İlgili Bulguları: Araştırma bulguları örgütlerin kısımları arasında karşılıklı bağımlılık bulunan sosyal bir sistem olduğunu göstermiştir.

YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

MODERN (ÇAĞDAŞ) YÖNETİM TEORİSİ: Modern yönetim yaklaşımı sistem ve durumsallık yaklaşımları olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

1.Sistem Yaklaşımı: bilimsel disiplin olmaktan ziyade, olaylara ve durumlara bakış tarzı olup; yönetim olaylarını başka olay ve dış çevre şartlarıyla ilişkili olarak incelemekte kullanılır.

2.Durumsallık (Koşulsallık) Yaklaşımı: her yerde ve koşulda geçerli olan bir örgüt yapısının olmadığını, örgütle ilgili her şeyin durum ve koşullara bağlı olduğunu vurgular.