2
EMTR-i MECLiS zenlenen meclis ve merasimlerde fat olarak görev Anadolu önde gelen biri olan Mübarizüddin Behram emir-i meclis olarak bu memu- riyetin Selçuklu önemli bir ye- ri göstermektedir. Memlükler'de bu kurum ei-Melikü'z- Zahir Baybars ( 1260-1277) ih- das emir-i mecli- sin görevi ve sul- iken daha sonra cer- rahlar, göz ve hekimlere nezaret etme vazifesi de ona verildi. naib-i saltanat. ve- zir. muhtesibler. divan na- ve beytülmal vekilinin rakiyle toplanan gün- demini de emir-i meclis Pro- tokolde naib-i saltanat. atabegü'l- asa- kir ve re'sü'n-nevbeden sonra dördüncü yer Bahri Memlükleri dev- rinde (1250-1 390) emir-i meclis rütbece emir-i silahtan öndeydi. Ancak daha son- raki dönemde önemini bir ölçüde kay- betti ve emir-i silahtan sonra üçüncü rada yer Emir-i meclis yükselen üç büyük emirden gele- niydi. Bu bazan emir-i öne de olurdu. Rütbesi emir-i silahtan yüksek kabul za- manlarda da emirler, devletteki nü- fuzu ve siyasi gücü sebebiyle emir-i si- emir-i meclise tercih Ni- tekim ei-Melikü'z-Zahir Çakmak 837 (1433) emir-i meclis tayin edildi- hem kendisi hem de bundan memnun ve onu emir-i silah olarak tayin ettir- xv. itibaren naibler. tablha- nat ve ümera-i miinin maiyetlerinde bi- rer emir-i meclis adet Taril]u'l-Meliki 'z·{'.iih ir , Beyrut 1983, s. 222; IV, 18, 61, 188; V, 455 ; VI, 16, 23; VIII, 229; XIV, 397; en-Nücumü 'z.zahire, VII , 183, 185; XIV, 168; XV, 39, 40, 236; XVI, 34; Halil b. ez-Zahiri, Zübdetü lik ve ve 'l -mesiilik, Paris 1894, s. 114; Medhal, s. 190, 299, 325, 330, 334, 335, 393; M. C. Berkuk Devrinde Memlak 1961, s. 128; Mustafa Türkiye' nin ikti· sad i ve içtimar Tarihi, 197 4, 1, 262; Cl. Cahen, OsmanlL/ar'dan Önce Anadolu'da Türk· ler (tre. Mo ran), istanbul 1979, s. 238 ; D. Ayalon , "Studies on the Structure of the Marn- luk Army", BSOAS, XVI (1954), s. 68-69; a.mlf .. "Amir MaQilis", E/ 2 (Fr.), 1, 457 ·458; "Emir Meclis", iA, IV, 261. AsRi ÇuBuKçu 142 L NizAM ( r.l ) Emir-i Nizarn Hasen Al! Han b. Muhammed Han (1820- 1900) subay, devlet edip ve hattat. _j (ordu ile de Gerrus idari bölgesine Bicar'da Timur- lular, SafevTier. Zendler ve Ka- çarlar devrinde önemli hizmetlerde bu- olan Kebudvend ailesine men- suptur. Muhammed Han Gerrus valisi idi. Emir-i Nizarn Arapça, tarih ve hat renimi gördükten sonra on yedi da iken devlet hizmetine girdi ve Ger- rus tayin edildi. ile birlikte 1837'deki Herat Kaçarlar'dan Muhammed etti. 1838'de Tebriz Garnizonu'- na tayin edildi. Bir süre burada tan sonra 1841'de önem- siz bir göreve getirildi. 1844 'te Bicar' a ölümü üzeri- ne buradan Tahran'a gitti ve ora- da baba katili olmakla Kaimmakam Mirza (ö. 93 1 779) için onun rakibi Mirza Akasi ceza- Ancak tah- ta (1264 / 1848) üzerine Emir-i Kebir Mirza Muhammed Taki Han, Emir-i Gerrus ta- yin etmek suretiyle ona eski ka- ilk günlerin- de devlette hizmetlerde bulun- du. Bu süre içinde ülkede ayak- üzere harekete ge- çen devlet kuvvetlerine Nitekim 1848'de Muhammed Hasan ayak- görevlendirilen Murad Mirza Hüsamüssaltana·- ya gönderildi. 1850'de kendisi- ne Babi (Bahai) görevi verildi. Buradaki do- rütbesi yükseltildi ve emir su- oldu. 1856-1857 meydana gelen ingiliz- ve Paris sonra an- latmak üzere o bulu- nan Charles ya- gitti. 1858'de dostluk mesa- iletmek Avrupa'ya gön- derildi. Onun bu seyahatinin toprak korumak ve Rus rekabetine Avru- pa devletlerinin Londra. Paris, Berlin, Brüksel gibi Avru- pa devlet adam- ile Paris büyükelçi- tayin edildi ve lll. Napolyon'la dos- tane kurdu. Fransa'dan li ve ordusunda istihdam edilmek üzere subay ve teknik persone- lin gönderilmesini konuda Avusturya ile de Avrupa'- ya ' giderken birlikte iki darülfünun mezununun yüksek okullarda 1867'- de Meclis-i Devleti se- çildi. Paris ülkesine dönmek zorunda kalan Emir-i Nizam. 1871 ' de Mirza Hüseyin Han Mü- yerine istanbul büyükel- tayin edildi. istanbul'daki görevi tek önemli icraat, Ka- çarlar' dan Muhammed on sekiz beri sürgünde bulunan Abbas Mirza kurtarmak oldu. Ülkesine tümen ku- yükseltildi. Bu arada Ba- (Fevaid-i Amme) kur- du (1872) ve bu görevi 1881 kadar yürüttü . 1881' de ordu da Azerbaycan eyaJet tayin edildi. Bu görevlerden sonra ken- disine ve "emir-i nizam" rütbeleri verildi. Azerbaycan'da birçok müsbet faaliyeti Rus yan- gibi olumsuz ve özellikle Tebriz memnuniyet- sebep için 1882'de Tah- ran'a bu görevinden istifa et- tirildi , ancak iki ay sonra va- getirildi. 1897'de, Azerbaycan'da bulunan Veliaht Muhammed yönetmekten ibaret olan ri görevine getiriidiyse de Muhammed Mirza· sert üzerine bu görevinden istifa etti. 1899 ·da Kirman tayin edildi. 5 Ramazan 1317'- de (7 Ocak 1900) burada öldü ve Ni'me- tullah Velfnin haziresine defnedildi. Yetenekli bir asker ve yönetici olarak Emir-i Nizarn zamanda ken- dine has bir üslübu olan usta bir hat- Emir-i Nizam. Kaimmakam Mirza etkisinde kalarak kale- me sade, nükteli ve ifadeli üslubu ile Dost- 164 mektubu (ihvaniyyat) ihtiva eden at eseri birkaç defa (Tebriz 132 I , 328; Tah- ran 1322, 1327, 1331). Pendname-i

NizAM · 2021. 1. 27. · Nizam. 1871 'de Mirza Hüseyin Han Mü şirüddevle'nin yerine istanbul büyükel çiliğine tayin edildi. istanbul'daki görevi esnasında yaptığı tek

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: NizAM · 2021. 1. 27. · Nizam. 1871 'de Mirza Hüseyin Han Mü şirüddevle'nin yerine istanbul büyükel çiliğine tayin edildi. istanbul'daki görevi esnasında yaptığı tek

EMTR-i MECLiS

zenlenen meclis ve merasimlerde teşri­fat nazırı olarak görev yapardı. Anadolu Selçukluları'nın önde gelen simalarından biri olan Mübarizüddin Behram Şah'ın emir- i meclis olarak anılması, bu memu­riyetin Selçuklu sarayında önemli bir ye­ri olduğunu göstermektedir.

Memlükler'de bu kurum ei-Melikü'z­Zahir Baybars ( 1260-1277) tarafından ih­das edilmiştir. Başlangıçta emir-i mecli­sin görevi teşrifat divanı reisliği ve sul­tanın korunması iken daha sonra cer­rahlar, kırık-çıkıkçılar, göz doktorları ve diğer hekimlere nezaret etme vazifesi de ona verildi. Ayrıca naib-i saltanat. ve­zir. katibü's-sır. muhtesibler. divan na­zırları, kadılar ve beytülmal vekilinin işti­rakiyle toplanan meclisü's-sultanın gün­demini de emir-i meclis hazırlardı. Pro­tokolde naib-i saltanat. atabegü'l- asa­kir ve re'sü'n-nevbeden sonra dördüncü sırada yer alırdı. Bahri Memlükleri dev­rinde (1250-1 390) emir-i meclis rütbece emir-i silahtan öndeydi. Ancak daha son­raki dönemde önemini bir ölçüde kay­betti ve emir-i silahtan sonra üçüncü sı­rada yer aldı. Emir-i meclis atabegliğe yükselen üç büyük emirden başta gele­niydi. Bu sıranın bazan değişerek emir-i silahın öne geçtiği de olurdu. Rütbesi emir-i silahtan yüksek kabul edildiği za­manlarda da bazı emirler, devletteki nü­fuzu ve siyasi gücü sebebiyle emir-i si­lahı emir-i meclise tercih etmişlerdir. Ni­tekim ei-Melikü'z-Zahir Çakmak 837 (1433) yılında emir-i meclis tayin edildi­ğinde hem kendisi hem de arkadaşları bundan memnun olmamışlar ve arkadaş­ları onu emir-i silah olarak tayin ettir­mişlerdi.

xv. yüzyıldan itibaren naibler. tablha­nat ve ümera-i miinin maiyetlerinde bi­rer emir-i meclis bulundurmaları adet olmuştu.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Şeddad, Taril]u'l-Meliki 'z·{'.iih ir, Beyrut 1983, s. 222; Kalkaşendi, ŞubJ:tu'l·a'şii, IV, 18, 61, 188; V, 455 ; VI, 16, 23; VIII, 229; XIV, 397; İbn Tağriberdi. en-Nücumü'z.zahire, VII , 183, 185; XIV, 168; XV, 39, 40, 236; XVI, 34; Halil b. Şahin ez-Zahiri, Zübdetü Keş{i'l-memil ·

lik ve beyilnü'quru~ ve 'l -mesiilik, Paris 1894, s. 114; Uzunçarşı lı . Medhal, s. 190, 299, 325, 330, 334, 335, 393; M. C. Şehabeddin Tekindağ. Berkuk Devrinde Memlak Sultanllğı, İstanbul 1961, s. 128; Mustafa Akdağ, Türkiye'nin ikti· sad i ve içtimar Tarihi, İstanbul 197 4, 1, 262; Cl. Cahen, OsmanlL/ar'dan Önce Anadolu'da Türk· ler (tre. Yıldız Mo ran), istanbul 1979, s. 238 ; D. Ayalon, "Studies on the Structure of the Marn­luk Army", BSOAS, XVI (1954), s. 68-69; a.mlf .. "Amir MaQilis", E/2 (Fr.), 1, 457 ·458; "Emir Meclis", iA, IV, 261. r;;,:ı

l!liıl AsRi ÇuBuKçu

142

L

EMİR-i NizAM ( ~ll;,.; r.l )

Emir-i Nizarn Hasen Al! Han b. Muhammed Sadık Han Gerrası

(1820- 1900)

İranlı subay, devlet adamı, edip ve hattat.

_j

Salar-ı leşker (ordu kumandanı) unvanı ile de tanınır. Batı iran'ın Gerrus idari bölgesine bağlı Bicar'da doğdu. Timur­lular, SafevTier. Afşarlılar. Zendler ve Ka­çarlar devrinde önemli hizmetlerde bu­lunmuş olan Kebudvend ailesine men­suptur. Babası Muhammed Sadık Han Gerrus valisi idi.

Emir-i Nizarn Arapça, tarih ve hat öğ­renimi gördükten sonra on yedi yaşın­da iken devlet hizmetine girdi ve Ger­rus alayının kumandanlığına tayin edildi. Alayı ile birlikte 1837'deki Herat kuşat­masında Kaçarlar'dan Muhammed Şah'a yardım etti. 1838' de Tebriz Garnizonu'­na tayin edildi. Bir süre burada kaldık­tan sonra 1841'de Kirmanşah'ta önem­siz bir göreve getirildi. 1844 'te Bicar' a çağırıldı. Babasının şüpheli ölümü üzeri­ne buradan ayrılıp Tahran'a gitti ve ora­da baba katili olmakla suçlandı. Ayrıca Kaimmakam Mirza Ebü'l-Kasım'ın (ö.

ı ı 93 1 ı 779) taraftarlığını yaptığı için onun rakibi Hacı Mirza Akasi tarafından ceza­landırıldı. Ancak Nasırüddin Şah'ın tah­ta çıkması (1264/ 1848) üzerine Emir-i Kebir Mirza Muhammed Taki Han, Emir-i Nizam' ı Gerrus alayı kumandanlığına ta­yin etmek suretiyle ona eski itibarını ka­zandırdı. Nasırüddin Şah'ın ilk günlerin­de devlette başarılı hizmetlerde bulun­du. Bu süre içinde ülkede çıkan ayak­lanmaları bastırmak üzere harekete ge­çen devlet kuvvetlerine katıldı. Nitekim 1848'de Muhammed Hasan Han'ın ayak­lanmasını bastırmakla görevlendirilen Şehzade Murad Mirza Hüsamüssaltana·­ya yardıma gönderildi. 1850'de kendisi­ne Babi (Bahai) ayaklanmasını bastırma görevi verildi. Buradaki başarısından do­layı rütbesi yükseltildi ve şahın emir su­bayı oldu.

1856-1857 yıllarında meydana gelen ingiliz- İran savaşından ve Paris Antiaş­ması'ndan sonra İran'ın görüşlerini an­latmak üzere o sırada Bağdat'ta bulu­nan İngiliz bakanı Charles Murray'ın ya­nına gitti. 1858'de şahın dostluk mesa­jını iletmek maksadıyla Avrupa'ya gön­derildi. Onun bu seyahatinin asıl amacı. iran'ın toprak bütünlüğünü korumak ve İngiliz- Rus rekabetine karşı diğer Avru-

pa devletlerinin yardımını sağlamaktı.

Londra. Paris, Berlin, Brüksel gibi Avru­pa başşehirlerindeki çeşitli devlet adam­Iarı ile tanıştı. Ardından Paris büyükelçi­liğine tayin edildi ve lll. Napolyon'la dos­tane ilişkiler kurdu. Fransa'dan bazı ateş­li silahların ve İran ordusunda istihdam edilmek üzere subay ve teknik persone­lin gönderilmesini sağladı. Aynı konuda Avusturya ile de anlaşma yaptı. Avrupa'­ya' giderken birlikte götürdüğü kırk iki darülfünun mezununun çeşitli yüksek okullarda yetiştirilmesini sağladı. 1867'­de Meclis-i Şura-yı Devleti üyeliğine se­çildi.

Paris büyükelçiliği sırasında hastalanıp ülkesine dönmek zorunda kalan Emir-i Nizam. 1871 'de Mirza Hüseyin Han Mü­şirüddevle'nin yerine istanbul büyükel­çiliğine tayin edildi. istanbul'daki görevi esnasında yaptığı tek önemli icraat, Ka­çarlar' dan Muhammed Şah· ın on sekiz yıldan beri Bağdat'ta sürgünde bulunan oğlu Abbas Mirza Mülkara'yı kurtarmak oldu. Ülkesine döndüğünde tümen ku­mandanlığına yükseltildi. Bu arada Ba­yındırlık Bakanlığı'nı (Fevaid-i Amme) kur­du (1872) ve bu görevi 1881 yılına kadar yürüttü. 1881' de ordu kumandanlığına. ardından da Azerbaycan eyaJet valiliğine tayin edildi. Bu görevlerden sonra ken­disine sırasıyla "salar-ı leşker" ve "emir-i nizam" rütbeleri verildi. Azerbaycan'da birçok müsbet faaliyeti yanında Rus yan­lılığı gibi olumsuz davranışları halkın ve özellikle Tebriz ulemasının memnuniyet­sizliğine sebep olduğu için 1882'de Tah­ran'a çağrılarak bu görevinden istifa et­tirildi, ancak iki ay sonra Kirmanşah va­liliğine getirildi. 1897'de, Azerbaycan'da bulunan Veliaht Muhammed Mirza'nın işlerini yönetmekten ibaret olan pişka­ri görevine getiriidiyse de Muhammed Mirza· nın sert davranışları üzerine bu görevinden istifa etti. 1899 ·da Kirman valiliğine tayin edildi. 5 Ramazan 1317'­de (7 Ocak 1900) burada öldü ve Ni'me­tullah Velfnin haziresine defnedildi.

Yetenekli bir asker ve yönetici olarak tanınan Emir-i Nizarn aynı zamanda ken­dine has bir üslübu olan usta bir hat­tattı.

Emir-i Nizam. Kaimmakam Mirza Ebü'I-Kasım'ın etkisinde kalarak kale­me aldığı yazılarında sade, nükteli ve kısa ifadeli üslubu ile tanınmıştır. Dost­larına yazdığı 164 mektubu (ihvaniyyat) ihtiva eden Münşe, at adlı eseri birkaç defa basılmıştır (Tebriz 132 I , ı 328; Tah­ran 1322, 1327, 1331). Pendname-i Yalı-

Page 2: NizAM · 2021. 1. 27. · Nizam. 1871 'de Mirza Hüseyin Han Mü şirüddevle'nin yerine istanbul büyükel çiliğine tayin edildi. istanbul'daki görevi esnasında yaptığı tek

yaviyye, oğlu Yahya için yazdığı öğreti­ci ve ahlaki nitelikte bir risale olup En­derzname adıyla da tanınmaktadır. Bu eser de birkaç defa basılmıştır (Tahran 1315. 13 16 lmüell if hattıyla). 1324, 1326;

Tebriz 1328).

BİBLİYOGRAFYA:

Seyyid Nasrullah Tahavi, Enderzname·i Emfr·i Nizam·i Gerrasr, Tahran 1935; Ferhad Mu'te­mid, Tarfl] ·i Revabi!·i Siyasf·yi İran u Oşma· ni, Tahran 1326 hş . , ll , 8·15; E. Teymüri, 'Asr·i bf·Haberf ya Tarfl]·i imtiyazat der Tran, Tah· ran 1332 hş., s. 112, 139; Hidayet, Raviatü 'ş·

şafii., IX, 394, 483; X, 235, 403, 673 · 708; Ali Eminüddevle, ljatırat·ı Siyasi (nşr. H. Ferman Fermaiyan). Tahran 1341 hş. , s. 75·76; Meh­di Kuli Han Hidayet, ljatırat u ljatarat, Tahran 1344 hş., s. 161 ; Yahya Aryanpür, Ez Şaba ta Nfma, Tahran 1350 hş., ı , 165·172 ; Han baba, Fihrist, ı , 531; IV, 5014 ·5015; Feridün Ademiy­yet. Endfşe·i Terakki ve Hükamet·i Kanun, Tahran 1351 hş . , s. 299·302, 338·340, 369·385; D. Wright, The English Amongst the Persians, London 1977, s. 24; S. Bakhash, Iran: Mo· narchy, Bureacracy and Reform under the Qajars 1858·1896, London 1978, s. 33-35; Be­yani, ljoşnüvfsan, IV, 244·246; M. Momen. The Bab i and Baha' f Religions 1844· 1944, Oxford 1981, s. 122; Abdul-hadi Hairi, "Amir Nizam", E/2 Suppl. ( İ ng.). s. 71· 72 ; A. Arnanat "~(e) Neziim Gerrüsi", Elr. , I, 966·969 ; "Emir-i Ni­zam", DMF, I, 253.

Iii TAHSiN Y AZI C!

L

EMIR PADİŞAH ( .~)~_r.l )

Muhammed Em!n b. Mahmud el -Hüseyn! el -Buhar! el-Mekk!

(ö. 987 / 1579)

Hanefl fakihi. _j

Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Horasan'da doğup Buhara'da yetişti. Kay­naklarda geçen nisbelerinden Hz. Hüse­yin'in soyundan geldiği, Hanefi mezhe­bine mensup olduğu ve Mekke'de yaşa­dığı anlaşılmaktadır. Ayrıca eserleri fı­

kıh yanında tefsir, hadis, Arapça grame­r i gibi ilimlerde uzmaniaştığını ve tasav­vufa da yöneldiğini göstermektedir. Mek­ke'de ikamet ettiği süre zarfında Hin­distan müslümanlarının bazı yazılı soru­larına muhatap olması şöhretinin geniş bir bölgeye yayıldığı fikrini vermekte­dir. Yine eserlerinde kullandığı dillerden Arapça, Farsça ve muhtemelen Türk­çe bildiği anlaşılmaktadır. Emir Padişah Meşhed'de vefat etti.

Eserleri. 1. Teysfrü't- Tal].rfr. İbnü'l-Hü­mam'ın fıkıh usulüne dair et- TaJ:ırfr adlı

eserinin şerhi olup basılmıştır (I-IV, Ka­hire 1350-51 1 1931-32) . Müellif mukad­dimede, bu şerhi Mekke'de kaldığı süre

içinde yazdığını belirtmektedir. Teysf­rü't- TaJ:ırfr ile, İbnü'I-Hümam'ın talebe­si İbn Emirü'l-Hacc ' ın et- Talp"fr ve't- taJ:ı­bfr adıyla aynı esere yazdığı şerh arasın­da bir karşılaştırma yapıldığı takdirde Emir Padişah'ın neredeyse onun şerhini özetleyip sadeleştirmekle yetinmiş oldu­ğu görülür. Bununla birlikte ne kendisi­ne ne de eserine hiçbir atıfta bulunma­ması şaşırtıcıdır. Bu şerhi diğerinden

ayıran en belirgin fark, metindeki ifa­delerin sarf ve nahiv bakımından tahli­line ağırlık verilmesidir. z. ŞerJ:ıu's-Sira­ciyye. Siraceddin Muhammed b. Mu­hammed es-Secavendi'nin feraiz ilmiyle ilgili el-Pera, iiü 's -Siraciyye adlı ese­rinin şerhi olup birçok yazma nüshası

vardır (mesela bk. Süleymaniye Ktp., Şe­

hid Al i Paşa, nr. ll 02 ; Millet K tp. , Feyzul­lah Efendi , nr. I 090) 3. NecaJ:ıu'l- vüsUJ ila 'ilmi'l- usul. Diğer kaynaklarda adı ­na rastlanmayan bu eser fıkıh usulüyle ilgili olup Brockelmann tarafından bir nüshası kaydedilmektedir ( GAL Suppl., Il , 583) 4. Risale ferfdefi'ktida'i'l-Ha­nefiyye bi'ş-Şafi 'iyye. MOellif bu ri.sa­lesinde, bir Hanefi'nin Şafii imama uyup uyamayacağı konusunu dört ana başlık altında incelemekte ve bunun caiz oldu­ğu sonucuna varmaktadır. Cemaatle na­mazın farz kılınmasının en önemli hik­metinin müminlerin kalplerini birleştir­mek olduğunu , rahmetin de ancak bu durumda ineceğini, taassubun ise fısk sayıldığını söylemektedir. Eserin Süley­maniye Kütüphanesi'nde bir nüshası bu­lunmaktadır (Fatih, nr. 1658). s. Haşiye 'ala Envari't- tenzfl ve esrari't-te, vfl. Beyzavi' nin Envô.İü 't- tenzfl adlı meş­

hur tefsirinin Nisa sOresinin sonuna ka­darki kısmının haşiyesidir (bazı yazma nüshaları için bk. Sü leymaniye Ktp ., Carul­Jah Efendi, nr. I 92; Şe h id Ali Paşa, nr. 193 ;

Kılıç Ali Paşa, nr. 11 4; Yenicam i, nr. 129) .

6. Tefsfru sı1reti 'l -Peth. Eserde, Feth sü­resinin Mekki mi yoksa Medeni mi ol­duğu hususuyla ilgili tartışmalar nakle­dildikten sonra özellikle ilk iki ayeti ge­niş bir şekilde tefsir edilir ve genel ola­rak da lafzi tahliliere ağırlık verilir (bazı nüshaları için bk. Süleymaniye Ktp., Fa­tih, nr. 276 ; Hasan Hüsnü Paşa, nr. 65;

La.! eli, nr. 170). 7. Risale fi'l- es, ileti'lle­tf ursile min Mekke ile']- Hind. Enva­rü 't - tenzfl ve Tefsfrü '1- Celaleyn gibi eserlerde mevcut çeşitli yorumlarla ba­zı ayetlerin izahı hususunda kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevaplardan ibarettir (Sü leymaniye Ktp ., Şehid Ali Pa­şa, nr. 316/ 7). s. Risale if heli 'l- besme-

EMiR PADİŞAH

le mine's-suver em la. Besmelenin, ba­şında bulunduğu sOreye dahil olup ol­madığı konusundaki tartışmalarla ilgili bir risaledir (Köprülü Ktp., Faz ı! Ahmed Paşa, nr. 1606). 9. Risale if beyani en­ne 'l-J:ıacce 'l-mebrı1r yükeffirü'?-?ünı1b.

Bazı Şafiiler'in, makbul bir haccın sade­ce küçük günahların affına vesile teşkil edeceği yönündeki görüşlerine reddiye olarak kaleme alınmıştır. Müellif eserin, de, makbul bir haccın şirk hariç bütün günahlara kefaret olacağı görüşünü is­pata çalışmaktadır (bazı nüshaları için bk. Süleymaniye K tp ., Fatih, nr. 1658; Çelebi Abdullah Efendi, nr. 392; Köprülü Ktp , Fa­zı! Ahmed Paşa, nr. 182). 10. Risale if be­yani '1- J:ıaşıl bi'l- ma ş dar. Masdarların yapısı, ism-i fail ile ism-i mef'ülden fark­larını nahiv, usul ve kelam konularından örnekler vererek inceleyen bir eserdir (bazı nüshaları için bk. Süleymaniye Ktp., Fatih, nr. 1658 ; K ılı çAl i Paşa, nr. 1024 ; La­leli , nr. 3030; Hasan Hüsnü Paşa, nr. 518;

Şehid Ali Paşa , nr. 1807; Reisülküttab Mus­tafa Efendi, nr. 1207). Süleymaniye Kütüp­hanesi 'nde (Kılıç Ali Paşa, nr. 1024/ 42)

el-Mesa'il fi'ş- şer' adıyla Emir Padi­şah narnma kayıtlı olan eser de Risale if beyani'l- J:ıasıl'ın bir başka nüshası­dır. 11. el-Peride if taJ:ı~ilp J:ıarfi ~ad.

İbnü ' l-Hacib'in eJ-Kô.fiye'sinde "hal" ko­nusunu incelerken "kad" harfi hakkın­da ileri sürdüğü görüşleri açıklayan bir risale olup Süleymaniye Kütüphanesi'nde bir nüshası vardır (Fatih. nr. 1658) . 1Z.

Tercemetü Paşli 'l-l]itab. Muhammed Parsirnın tasawufa dair Paslü '1-l]itab adlı Farsça eserinin Arapça tercümesi olup 987 ( 1579) yılında tamamlanmıştır (Süleymaniye Ktp., Fatih, nr. 2752; Da­mad İbrahim Paşa, nr. 737). 13. Şerh-i Dü Vakt-i Subhdem. Tasawufa dair Türk­çe bir risaledir (Süleymaniye Ktp ., M. Mu­rad - M. Ari f, nr. 74) . Eserde bazı tasav­vufl konular ayetler ve Farsça beyitlerle anlatılmaktadır. Kaynaklarda bu eser­den bahsedilmemesi ve Süleymaniye Kü­tüphanesi'ndeki nüshasının başında Şeyh Emir Buhari'ye ait olduğuna dair kayıt­tan başka bir bilgiye rastlanamaması eserin Emir Padişah ' a nisbetini şüphe­li kılmaktadır. 14. Muhtasaru Tarfhi 'l ­l]ulefa ' . SüyOti'nin Tarfl]u :1-l]ulefa, "adlı eserinin muhtasarıdır. Bazı konularda gerekli açıklamaların da eklendiği eser 987 ( 1579) yılında tamamlanmıştır (Sü­leymaniye Ktp., Fatih. nr. 4344) . 15. ŞerJ:ıu Elfiyyeti'l- clra~i. Zeynüddin el-lraki'­nin hadis usulüne dair manzum eseri­nin şerhi olup 972 'de (1564) Mekke'de

143