32
8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 1/32  Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 Eylül 2010, s .1-32.  Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri  Kerim Özcan *  - Veysel Ağca **  Özet: Son yıllarda Türkiye ile birlikte birçok ülkede kamu yönetiminde ortaya çıkan re-  form arayışları, kamu yönetimi anlayışında farklı bir döneme girildiğini işaret etmekte- dir. Modern döneme özgü bürokratik ve Ortodoks paradigmanın düşüşe geçmesi, yeni uygulamaları postmodern koşullarla birlikte düşünmeyi ilham etmektedir. Çalışma ka- mu yönetiminde ortaya çıkan yeni politika ve uygulamalarla postmodernizmin ilişkisine dikkat çekmektedir. Buna göre çalışmada post-endüstriyel kırılmanın bir uzantısı olan ve yeni pratikler etrafında tanımlanan yeni kamu işletmeciliğiyle; büyük ölçüde episte- molojik temele dayanan Amerika merkezli “söylem kuramı” olmak üzere iki ana  postmodern akımdan bahsedilmektedir. Kamu yönetimi uygulamalarının çözümlemesi  yapıldığında uygulamalarla postmodern koşullar/temalar arasındaki çakışma görüle- bilmektedir. Küçülme, yerelleşme, postbürokratikleşme gibi uygulamalarda yeni kamu işletmeciliğinin, yurttaş odaklılık ve yorumsamacı politika uygulamalarında ise söylem kuramlarının izlerinin taşındığı sonucuna ulaşılmıştır.  Anahtar Sözcükler:  Kamu yönetimi, postmodernizm, söylem kuramı, post-fordizm. Traces of Postmodernism in the New Public Administration Paradigm  Abstract: In recent years, reform movements in public administration in many countries along with Turkey show that a new era has begun in terms of public administration pa- radigm. The fall of the bureaucratic and orthodox paradigm peculiar to the modern age  provides the inspiration to think about new public administration practices with post- modern conditions. This study draws attention to the correlation between the roots of new public administration policy/practices and postmodern conditions. Besides, two  postmodern streams on public administration are discussed; new public management, an extension of the Post-Fordist transformation and the discourse theory based heavily on the epistemology that originates from the United States of America. The analysis of new public administration practices reveals a conflict between practices and postmo- dern condition/themes. Debureaucratization, decentralization and downsizing bear traces of the first postmodern version (new public management), while a citizen- centered approach and interpretive policy-making are reactions of the second one (dis- course theory).  Key Words: Public administration, postmodernism, discourse theory, Post-Fordism. *  Yrd. Doç. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF İşletme Bölümü, [email protected] **  Yrd. Doç.Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF İşletme Bölümü, [email protected]

Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

  • Upload
    boris

  • View
    221

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 1/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 Eylül 2010, s .1-32. 

Yeni Kamu Yönetimi AnlayışındaPostmodernizmin İzleri

 Kerim Özcan* - Veysel Ağca** 

Özet: Son yıllarda Türkiye ile birlikte birçok ülkede kamu yönetiminde ortaya çıkan re- form arayışları, kamu yönetimi anlayışında farklı bir döneme girildiğini işaret etmekte-dir. Modern döneme özgü bürokratik ve Ortodoks paradigmanın düşüşe geçmesi, yeniuygulamaları postmodern koşullarla birlikte düşünmeyi ilham etmektedir. Çalışma ka-mu yönetiminde ortaya çıkan yeni politika ve uygulamalarla postmodernizmin ilişkisine

dikkat çekmektedir. Buna göre çalışmada post-endüstriyel kırılmanın bir uzantısı olanve yeni pratikler etrafında tanımlanan yeni kamu işletmeciliğiyle; büyük ölçüde episte-molojik temele dayanan Amerika merkezli “söylem kuramı” olmak üzere iki ana postmodern akımdan bahsedilmektedir. Kamu yönetimi uygulamalarının çözümlemesi yapıldığında uygulamalarla postmodern koşullar/temalar arasındaki çakışma görüle-bilmektedir. Küçülme, yerelleşme, postbürokratikleşme gibi uygulamalarda yeni kamuişletmeciliğinin, yurttaş odaklılık ve yorumsamacı politika uygulamalarında ise söylemkuramlarının izlerinin taşındığı sonucuna ulaşılmıştır.

 Anahtar Sözcükler: Kamu yönetimi, postmodernizm, söylem kuramı, post-fordizm.

Traces of Postmodernism in the New Public Administration Paradigm

 Abstract: In recent years, reform movements in public administration in many countriesalong with Turkey show that a new era has begun in terms of public administration pa-radigm. The fall of the bureaucratic and orthodox paradigm peculiar to the modern age provides the inspiration to think about new public administration practices with post-modern conditions. This study draws attention to the correlation between the roots of

new public administration policy/practices and postmodern conditions. Besides, two postmodern streams on public administration are discussed; new public management,an extension of the Post-Fordist transformation and the discourse theory based heavilyon the epistemology that originates from the United States of America. The analysis ofnew public administration practices reveals a conflict between practices and postmo-dern condition/themes. Debureaucratization, decentralization and downsizing beartraces of the first postmodern version (new public management), while a citizen-centered approach and interpretive policy-making are reactions of the second one (dis-

course theory). Key Words: Public administration, postmodernism, discourse theory, Post-Fordism.

* Yrd. Doç. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF İşletme Bölümü, [email protected]** Yrd. Doç.Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF İşletme Bölümü, [email protected]

Page 2: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 2/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 2

GİRİŞ 

Kamu yönetiminde son dönemde hem Türkiye’de hem de farklı kıtalardan pek çok ülkede gündeme gelen reform tasarı ve çalışmaları, kamuyu ve yöneti-

mi içine alan koşulların değiştiğini açıkça ortaya koymaktadır. Daha çok kamuörgütlerine özgü eski bürokratik anlayış ve politika yapımı etrafında anlam ka-zanan, mal ve hizmet üretim süreçlerinin, “postmodern durum” bağlamında ol-dukça verimsiz ve etkisiz kalmasıyla ortaya çıkan değişim ve dönüşüm eğilim-leri, kamu yönetimine hakim olan yeni mantığı, postmodern koşullarla birliktedüşünmeyi ilham etmektedir.

Kamu yönetiminin geçirdiği değişim çizgisinin postmodernizmle ilişkisi, bu

çalışmanın temel sorunsalıdır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, yeni yönetsel ve politik konuların kamu sektörüne aktarılmasında görülen yaklaşımlardaki postmodern etkiye dikkat çekmektir. Bunu yaparken, iki ana postmodern mec-radan bahsedilecektir: Örgüt-kuramsal ve söylem-kuramsal. Örgüt-kuramsal(post-bürokratik) oluşumun post-endüstriyel toplum tezlerine yaklaşan bir kav-ramsal form içinde ortaya çıktığını ve 1980’li yıllardan itibaren kamu pratiğineyansıdığını söyleyebiliriz. Söylem-kuramsal mecra ise daha saf bir postmodernkimlik içinde ortaya çıkmış ve politik bir söylem oluşturmaya odaklanmıştır.

Buna göre bundan sonraki bölümde öncelikle kısa bir postmodernizm tanımıverilecek, daha sonra da çözümleyici katkısından dolayı “postmodern koşullar”üzerinde durulacaktır. Sonraki kısımda ise kamu yönetimindeki postmodernizdüşümler ele alınacaktır.

MODERNİZM VE POSTMODERNİZM 

Hem bir tarihsel dönemi ( post-modernizm) hem de modern sonrası paradig-

mayı yansıtan ( postmodernizm) (Rosenau, 1992; Hassard, 1999) postmoderndüşüncenin köklerinin, Nietzche’ye kadar gittiği; asıl çerçevesinin ise İkinciDünya Savaşı’ndan sonra şekillendiği kabul edilir (Fox, 1996: 256). Pek çok di-siplinin katkıları ile geliştiğinden postmodernizmin tam bir tanımı yapılamamışve ne kadar postmodern varsa o kadar da postmodernizm tanımı ortaya çıkmıştır(Fırat vd., 1995: 41). 20. yüzyılda bilginin konumuna ilişkin Lyotard’ın görüşle-ri, Jameson’ın geç kapitalizmin mantığına ilişkin yorumları, Harvey’in zaman-uzam dairesine ilişkin kavramlaştırması, Hassan’ın spiritual aydınlanmaya iliş-

kin yaklaşımı, Derrida’nın yapısökümü, ayrı birer postmodern anlayış olarak or-taya çıkmıştır (Brown, 1997: 175). Ancak tüm bu yazarların ortak paydasımodernite karşıtı söylemler geliştirmeleridir. Burada karşıt pozisyon almalar,mutlak anlamda modernizmin reddi ya da ortadan kaldırılması şeklinde değilve/veya modernizmin sorgulanması, yeniden yorumlanması şeklinde de olmuş-tur.

Postmodernizm bir anlamda aydınlanmanın temel üçlüsü olan akıl, madde ve

ilerlemeye ilişkin ılımlıdan radikale doğru uzanan sorgulamalar doğrultusunda

Page 3: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 3/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 3

 belirmiş, bir dönem ve paradigmadır (Woller, 1997: 9). Yönetim disiplini açı-sından bakıldığında da modern yönetim düşüncesi Taylorist ilkeler, Fordist üre-tim ve Weberyan bürokraside somutlaşan nesnellik, rasyonellik ve evrenselliği

hedeflemiştir. Bu arayışlar bir anlamda mekanik dünya görüşünün ve Kartezyenfelsefenin temel unsurlarıdır ve esasında modernite ile postmodernite arasındakifark “kartezyen endişede” yatmaktadır (Bumin, 2003; Arias - Acebron, 2001).Descartes ve Kartezyen felsefeye inanan tüm ampirik filozoflar, bilginin ve var-lığın sabit ve nihai bir temele dayanması gerektiğini, aksi taktirde karanlıktan vekaostan kurtulmanın zor olduğunu savunurken; postmodernizm, bu “endişe”karşısına çoklu gerçeklik, anti kurumsalcılık ve görecelilik temeline dayalı birsavunma ile çıkmıştır.

Bu karşı çıkışı yeni bir epistemik paradigma olarak görülmektedir. Ancak postmodernizm, yukarda da belirtildiği gibi sadece epistemolojik bir paradigmadeğil aynı zamanda tarihsel bir dönem olarak da sunulmaktadır (Hassard, 1999;Parker, 1992). Buna göre postmodernizm, tarihsel dönem olarak sanayi sonrası-nı işaret eden bir evreyken; bilgi-kuramsal olarak da Newton fiziği, Kartezyenfelsefe ve aydınlanmanın getirdiği pozitivist bilim felsefesinin bütününün oluş-turduğu düşünce sistemine karşı geliştirilmiş bir harekettir. Tarihsel evre olarak

küreselleşme, tüketim kültürü, post-Fordizm, yetkinin ve devletin bölünmesi, bilginin metalaşması hayatı şekillendiren olgular olarak ortaya çıkar. Epistemikanlamda ise postmodernite, rasyonalite eleştirisi ile gerçekliği ve mutlağı açık-layan bilimi merkezden alır. Sanatta, edebiyatta, siyasette sosyal kuramlardamoderniteyi eleştiren bir anlayışı temsil eder (King, 2005). Her iki halde de bir“postmodern durum”dan bahsedilmektedir. Postmodern durumla hem tarihsel-toplumsal bir gerçekliğe (Harvey, 2003) hem de epistemik bir dönüşe (Lyotard,1984) işaret edilmektedir. Bir diğer ifadeyle postmodern durumla büyük ölçüde

 postmoderne ait koşullar/temalar kastedilmektedir. Bu yüzden kamu yönetimin-deki postmodern yansımaya geçmeden önce bu koşulları kısaca ele almakta ya-rar vardır. Ancak bu koşulların kimi yerde temalar olarak geçmelerinin,

 postmodernizme ilişkin versiyon farkından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Yu-karıda da değinildiği gibi tarihsel-toplumsal bir evreyi kastetmek için kullanılan

 post-modern tanımına başvurulduğunda toplumsal bir gerçekliğe işaret eden“koşul” kavramı kullanılırken (Firat vd; 1995); epistemolojik bir dönüşü göste-

ren postmodernizmde ise bilgi-kuramsal gerçeklik, düşünsel “tema” (Berthon -Katsikeas, 1998; Rosenau, 1992) olarak karşımıza çıkmaktadır.

Postmodern Koşullar/Temalar

Modern anlamada Machiavelli ile başladığı kabul edilen (Çetin, 2003;Bagby - Franke, 2001), Weberyan bürokrasi ile kökleşen modern kamu yöneti-mi tasarımlarının, modern etiketi postmodern koşulların belirmesiyle yavaş ya-vaş silinmeye başlamıştır. Bu yüzden kamu yönetimine yeni biçimler ve meşru-

iyet araçları getiren postmodern koşulların, genel hatlarıyla incelenmesi,

Page 4: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 4/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 4

 postmodern kamu yönetimi mantığının anlaşılması açısından yararlı görünmek-tedir.

Parçalanma (Fragmentation)

Parçalanmadaki ana tema her düzeyde sosyal sistemin parçalanması, bölün-mesidir. Bu, ülkeler, sosyal gruplar ya da politik partiler düzeyinde dahi olabilir.Daha soyut bir ifadeyle parçalanma, nesnel bilginin doğasına ve temellerineilişkin felsefi ve psikolojik nosyonun sorgulanmasıdır (Berthon - Katsikeas,1998: 150).

Parçalanma, bir başka açıdan, sosyal, ekonomik ve siyasi açılardan egemenideolojilerin ve değer yargılarının yok olmasını ve bunun yerini çoğul değer

yargılarının ve normların almasını ifade eder. Evrensel doğruların ve evrenselotoritenin reddi, karşıtların birlikte varolma zeminini güçlendirir. Bu boyutu ile

 postmodernizm çoğulculuğu önemseyen ve benimseyen bir yaklaşımı kabullenir(Odabaşı, 2004: 37; Christensen vd., 2005). Kamu yönetiminde parçalanma, birdizi farklı hizmet tedarikçisinin ve parçalanmış politika alanlarının ortaya çık-ması şeklinde olmuştur. Bunun somut ve en makro düzeydeki örneklerinden bi-rini, modernizmin “totalite” araçlarından biri olan ulus devlet kavramında gör-

mek mümkündür:Ulus kavramı modernliğin siyasal biçimidir çünkü geleneklerin, göreneklerin

ve ayrıcalıkların yerine bütünleşmiş, aklın ilkelerinden esinlenmiş yasa tarafın-dan yeniden yapılanmış bir ulusal uzamı koyar Ulusal kültürü, özellikle de okularacılığıyla yaratan, ulusal devlettir Devlet, okul, kamu idaresi ve ordu sayesin-de, daha önceden hazırlanmış bir kültürü, özellikle de ulusal dil haline gelen diliyayar, genelleştirir (Touraine, 2002: 156-157).

Oysa Habermas (1996: 13-37), “Ulus devletin geleceği var mıdır?” sorusuy-la özellikle küresel trendlerin zorladığı “ötekini” dışlayıcı politik bir düşüncecoğrafyasından “ötekiyle yaşamaya” uygun bir siyasal düzleme nasıl geçilece-ğini sorgularken çok kültürlülüğe ve medeni hakların eşit kullanımına ilişkinyerel ya da uluslar-üstü çözümlerin gerektiğini vurgular. Dolayısıyla

 postmodern koşullar Habermas’ın belirttiği gibi birleştirici, homojenleştirici un-surlar yerine parçalanmayı, farklılaşmayı getirmiştir.

Farklılaştırmanın Giderilmesi ( De-differentation)Buradaki ana tema, geleneksel sistemler arasındaki sınırların ortadan kalk-

masıdır. Bu süreç hiyerarşik ya da yatay sınırların bulanıklaşması, aşınması şek-linde ortaya çıkar. Bu sınırlar ekonomik, sosyal ve politik alanlar arasında olabi-lir. Bunlar, örneklendirmek gerekirse, yüksek ve düşük kültür, eğitim ve eğlen-ce, öğretme ve rol yapma, politika ve gösteri, program ve reklam, felsefe veedebiyat, gerçek ve kurgu, okur ve yazar, bilim ve din, üretici ve tüketici ara-sında olabilir. Esas olan aralarındaki farklılıkların çözülmesidir (Berthon -

Page 5: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 5/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 5

Katsikeas, 1998: 151). Kamu yönetimi açısından bakıldığında en tipik örnek hi-yerarşik yapıların tasfiyesi olarak görülmektedir.

Üst-gerçeklik ( Hyperreality)

Üstgerçeklik mimesis’in, gerçekten daha çok ön plana çıkması olgusudur. Bu bir anlamda simulasyonun gerçek haline gelmesi (Baudrillard, 1983), otantiklikduygusunun kaybedilmesi demektir (Berthon - Katsikeas, 1998: 151). İletişimkurumlarının yoğun biçimde imaj üretimi sonucu üstgerçeklik ile gerçek arasın-daki sınır ortadan kalkmaya ve üstgerçeklik, gerçeğin yerini almaya başlamıştır.Örneğin, geçmişi tasvir eden tematik parklar, turist köyleri ya da kent alanları-nın yarattıkları etkiler bu çerçevede değerlendirilebilir. Benzetim yoluyla yaratı-

lan model, temsil ettiği gerçekten daha gerçek hale gelmektedir ki bu durumdayaratılan yapay işaretler ve imajlar, kullanım değerine ve içeriğine baskın ola-

 bilmektedir (Odabaşı, 2004; Brown, 1994). Bu durum bir anlamda moderniteninyarattığı özne-nesne ayrımına dayalı nesnel varoluş anlayışı yerine, imge-sel/sembolik varoluşun geçmesi durumudur.

Zaman ve Uzamın Sıkışması

Bu konu zaman ve uzamın nasıl kavramlaştırıldığını, tecrübe edildiğini vefaydalanıldığını içerir. Postmodern koşullar nesnelerin, imajların çok kısa süre-ler içinde silinip yok olduğu bir “geçicilik” zemini doğurmuştur. Gerçekliğin busürekli yapısökümü geleceğin geçmişten daha iyi olacağı yönündeki doğrusalilerleme inancından geçmişin sürekli kullanıldığı, yorumlandığı ve keşfedildiğikalıba doğru değişim eğilimini beslemiştir. Aynı sıkışma durumu mekan için degeçerlidir. Mesela dünyaya köy denilmeye, evrene ise mikro kozmos denilmeye

 başlanmıştır (Harvey, 2003: 270-340). Diğer ifadeyle ulaşım ve kitle iletişim

teknolojisindeki hızlı değişimler, kültürdeki simülasyon ve geçicilik zaman vemekana ilişkin algıları çok hızlı bir akışın seyrine teslim etmiştir.

Karşıtların Birlikteliği

Postmodernizm paradoksal olanı, ötekini, merkezden uzak olanı çevredekinikutsar. Diğer bir ifadeyle postmodern anlayış normal olanın, Ortodoks olanın,sabit olanın sorgulanmasıdır. Anormalin, paradoksal olanın, dışlananın aktif birşekilde aranmasıdır. Ya da “ötekinin” aktif bir şekilde kucaklanmasıdır

(Berthon - Katsikeas, 1998: 153). Diğer bir boyutuyla karşıtların birlikteliği, parçalanma ve üst gerçeklik gibi koşulların etkisiyle birbirinden farklı birdençok görüngünün bütünleşmesidir. Buna göre karşıtların birlikteliği aynı sosyalvarlıkta farklı imajların “parçalanmış” anlar boyunca ortaya konma istek ve ye-terliliği olarak yorumlanır (Firat vd., 1995: 42).

Page 6: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 6/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 6

Kurumsalcılık Karşıtlığı

Kurumsalcılık karşıtlığı hiyerarşiye, Ortodoks yapılanmaya, sistematik ge-nelleştirmelere karşı duyulan antipati ve eleştirel yaklaşma eğilimidir. Buna gö-re bilimsel üst anlatılar, evrensel doğrular peşinde koşan “izm”ler, hayata bakı-şımızı şekillendiren zihinsel şemalardır. Postmodern tasarımlar bu tür temellen-dirmelere, genel geçer önermelere, evrensel doğru formülasyonlarına karşı me-safeli durmuş ve çok daha öznel ve bağlam odaklı yaklaşımlar benimsemiştir.Bu bir anlamda evrensel amaçlar, kurallar, gerçekler ve bilgiler ile bunlarıüretme iddiasında olan sosyal kurumların yapısökümü olarak açıklanabilir(Berthon - Katsikeas, 1998: 153).

Çoğulculuk

Postmodernizmin modernizmden ayrıldığı noktalardan biri de, modernizmintekçi ve tek kültürcü anlayışına karşı, çoğulculuk ve çok kültürlülüğü esas alananlayışıdır. Modernizmin “evrenselci” doğası, ortaya çıkardığı ve belirlediğikültür anlayışı etrafındaki gerçekliği meşrulaştırırken, tüm toplumların ve kül-türlerin kendilerini buna göre değiştirmelerini veya bu kültüre uyum sağlamala-rını istemekteydi. Kendine göre, yüksek, alt, karşı kültürler veya gelişmiş, ge-

lişmekte veya geri kalmış ülkeler gibi sınıflandırmalar yaparak insanlara tek birhedef gösteriyordu (Ateş, 2003). Postmodernizmde ise felsefi anlamda insan ak-lına duyulan şüphe, mutlak bir referans dayanağı bulamadığından, sosyo-politikanlamda farklılığı, hiçbir şeyin dışarıda bırakılmadığı “ne olsa gider” sloganın-da somutlaşan marjinallikleri bile meşrulaştıran bir sosyal yapıyı hedefleyerekortaya çıkmıştır (Farmer, 1997).

K AMU YÖNETİMİNDE POSTMODERN YANSIMALAR  

Çalışmanın temel tartışma alanının, kamuyu etkisi altına alan yeni yaklaşım-lardaki postmodern çizginin etrafında şekilleneceği tekrar belirtilmelidir. Bura-ya kadarki bölümde genel olarak postmodernizm ve postmodern koşullar tartı-şılmaya çalışıldı. Bundan sonraki bölümde ise kamu yönetiminin “postmodern”tasarımı ele alınacaktır.

Ancak postmodern kamu yönetimini ele almadan önce modern/Ortodokskamu yönetimini kısaca değerlendirmek faydalı olacaktır. Her ne kadar kamu-

nun yönetimine ilişkin uygulamaların milattan önceye dayandığı bilinse de ka-mudaki yönetim olgusunun “entelektüel bir söylem” haline gelişi 18’nci yüzyıl-da kameralizmin1 ortaya çıkmasını beklemiştir (Rutgers, 1997). Modern anlam-da kamu yönetimi de ilk kez 1887’de Woodrow Wilson’ın “Kamu Yönetimi

1 Kameralizm, merkantalizmin Almanya’daki uzantısı olarak bilinmektedir. Rutgers, çalışmasındaKameralizmi dar ve geniş çerçevede tanımlar. Dar çerçeveye göre kralın gelirleri ve mülkiyetinin yöneti-miyle ilgili işlerdir. Geniş çerçeveye göre ise kameralizmi kamunun yönetimiyle ilgili ekonomik, politik ve

sosyal boyutları kucaklayan bir çalışma alanı olarak tanımlamaktadır (Rutgers, 1997: 281).

Page 7: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 7/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 7

Çalışması” adlı denemesiyle bir disiplin olarak ortaya çıkmıştır. Wilson’ın buçalışmayla pozitivist ilkeleri, kamu yönetimine uyguladığı kabul edilir. Poziti-vist gelenek değerlerin olgulardan ayrılmasıyla sosyal gerçekliğin nesnel olarak

 bilinebileceği inancına dayanmaktaydı. Bu görüş kamu yönetimine siyaset-yönetim (policy/administration)  ayrılığı şeklinde yansımıştır (Dobuzinskis,1997: 299-300).

Modern kamu yönetimini etkisi altına alan pozitivist anlayış, özellikle “bi-limsel yönetim” ve “bürokrasinin” argümanlarıyla kendini göstermiştir. İkinciDünya Savaşı’ndan önce tipik bürokrasiler, makine metaforu ile açıklanıyordu.Taylor’ın bilimsel yönetimi, bağlantılı olduğu mekanik görüşe uygun olarakmakine metaforu ile açıklanırken; bu yaklaşım temelde iki varsayıma dayanı-yordu. Birincisi, bilimsel yönetimin, yönteme ilişkin anlayışı pozitivizmleuyumluydu. Yani insan yapımı örgütlerde nesnellik ne imkansızdı ne de isten-meyen bir şeydi. Nedensellik ilişkisinin ortaya çıkarılmasında tümevarımsal,ampirik bir yöntem geçerliydi. İkincisi, politik ideoloji olarak devletin idaresi-nin ve artan işlevlerinin benimsenmesi söz konusudur (Dobuzunskis, 1997: 299-303). Bu varsayımlar öncül çalışmalarla birlikte düşünüldüğünde, Fox ve Mil-ler’in (1996: 3) belirttiği gibi, Ortodoks kamu yönetiminin Woodrow Wilson,

Taylor ve Weber’in etkisiyle ortaya çıktığı söylenebilir. Buna göre modern ka-mu yönetimi yönetimde rasyonelliği, etkinliği, hiyerarşik kontrolü, politika veyönetim ayrımını destekleyen bir anlayışı işaret eder. Özetlemek gerekirse Or-todoks (old) kamu yönetiminin karakteristiklerini Denhardt ve Denhardt (2000:551-552) şu şekilde sıralar:

•  Kamu yönetimi politik olarak nötrdür,

•  Devletin görevi hizmetlerin dağıtımıdır ve bunun için de ideal örgüt ya-

 pısı merkezi bürokrasidir,•  Programlar yukardan-aşağı kontrol mekanizmalarıyla uygulanır ve

sapmalar oldukça sınırlıdır,

•  Bürokrasi kapalı bir sistem gibi işlev görür ve bu yüzden vatandaşın ka-tılımı sınırlıdır,

•  Kamu yönetiminde verimlilik ve rasyonalite en önemli iki değerdir,

•  Kamu idarecileri politika yapmada merkezi bir rol oynamaz bunun ye-rine kamu amaçlarını gerçekleştirmekle görevlidir.

Ortodoks kamu yönetimi karşısında postmodern anlayışın iki farklı mecradageliştiği söylenebilir. Birincisi 1970’li yılların post-fordist, esnek üretim dalga-sını takip eden post-bürokratik anlayıştır ki bu yaklaşımın kamu yönetimindeki

 postmodern yansıması “yeni kamu işletmeciliği” şeklinde olmuştur. İkincisi isedoğrudan “postmodern” niteliğiyle anılan Amerika merkezli radikal “söylemkuramıdır”. Esasında literatürde açıkça yapılmış bu tür bir ayrımdan bahsetmek

Page 8: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 8/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 8

 pek mümkün değildir. Ancak benzer bir ayrımın sosyoloji ve örgüt kuramındayapıldığını görüyoruz (Parker, 1992; Bauman, 1988a, 1988b). İki akımın ortayaçıkış süreci ve kavramsal araçlarındaki farklılıklar, bu tür bir ayrımı, soyutlama-

lar açısından gerekli kılmaktadır. Postfordist- postbürokratik dönüşümün kamuyönetimine yansıdığı ve bu yeni oluşumun 1980’lerden sonra “yeni kamu işlet-meciliği” adıyla somutlaştığı düşünüldüğünde kamu yönetiminde bir kırılmanınyaşandığı ve bu kırılmanın post-endüstriyel toplumsal dönüşle akrabalıklar taşı-dığı görülmektedir. Birçok ülkede 1980’li yıllardan bu yana süregelen esnek-leşme, yerelleşme ve küçülme temelli eğilimler, büyük ölçüde bu değişim dal-gasının bir uzantısıdır ve bu post-bürokratik kök, “yeni kamu işletmeciliği” ola-rak da tanımlanmakta ve uygulamaya yansıyan yönüyle postmodern izler taşı-

maktadır. Diğer taraftan bu tür bir ayrımı gerektiren diğer bir neden kamu yöne-timinde “söylem kuramı” oluşturmaya odaklanan Amerika merkezli okulunyaklaşımlarında neredeyse tamamen epistemik bir temele dayanıyor olmaları ve

 bir pratikten çok “kuram” oluşturmaya çalışmalarıdır. Üçüncüsü, kronolojikaçıdan “yeni kamu işletmeciliği” olarak tanımlanan hareketin daha önce gelme-sidir. Yeni kamu işletmeciliğine ilişkin kuram ve pratiklerin kökleri, 1970’lerdehatta daha öncesindeki gelişmelerde ortaya çıkmış 1980’lerden itibaren kamuyönetimini etkilemeye başlamıştır. Buna karşılık söylem kuramları 1990’lardansonra ortaya çıkmıştır. Ayrıca yeni kamu işletmeciliği meşruiyet temelini etkin-liğe bağlarken; söylem kuramı, meta anlatılardan uzak kuşatıcı/kucaklayıcı poli-tik/yönetsel bir dil oluşturmayı hedefler. Şu halde iki yaklaşımı postmoderneilişkin iki farklı versiyonla eşleştirebiliriz. Post-endüstriyel dönüşün devamıolan, kamu yönetiminde “etkinliğe” odaklanan ve aynı zamanda “yeni kamu iş-letmeciliği” olarak da tanımlanan anlayış, tarihsel bir kırılmayı işaret eden, ev-resel “post-modern” versiyona yakındır. “Söylem kuramı” inşa etmeye odakla-

nan yaklaşım ise, tamamen yeni bir epistemoloji oluşturmayı hedefleyen, epis-temolojik “postmodern” versiyona yakındır. Birincisi (yeni kamu işletmeciliği),tarihsel ekonomik-politik sürecin uzantısı gibi dururken; ikincisi (söylem kura-mı), yeni bir “epistemoloji” üretme çabasındadır. Birincisi kamu yönetimininyönetim-örgüt kuramı boyutuyla daha çok ilişkilidir; ikincisi ise soyut, kültürel-

 politik argümanlara daha yakındır. Şimdi iki akımı ayrı ayrı inceleyelim, dahasonra da kamu yönetimindeki yeni uygulama alanlarından hareketle kamu yöne-timini etkisi altına alan postmodern kökleri tartışalım.

Yeni Bir Örgüt ve Yönetim Kuramı Olarak Postmodern Kamu Yönetimi

Kamu yönetiminin ilk çıkışında yönetimcilerin görüşlerinin etkili olduğu;1980’li yıllardan sonra neo-liberal politikalarla birlikte yine kamu yönetimi ileişletmeciliğin (administration-management) yollarının yeniden birbirine yaklaş-tığı görülmektedir (Stivers, 2003). Yeni kamu işletmeciliği ile müdahaleci, dü-zenleyici devlet yerine piyasa şartlarına uyan, özel sektör gibi işleyen bir kamu

Page 9: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 9/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 9

 politikasından bahsedilmektedir (Bardouille, 2000; Desai - Imrie, 1998). “Büro- profesyonelliğinden kamu işletmeciliğine” geçiş olarak tanımlanan bu dönem-de, devlet piyasa ve toplum arasındaki ilişkiler yeniden şekillenmiş, kamu har-

camalarının azaltıldığı, devletin küçültüldüğü, kamu hizmetlerinde etkinliğin veözel sektörün rolünün arttığı gelişmeler yaşanmıştır. Global kapitalizmle yayı-lan bu süreçte ilgilenilen konular demokratikleşme, hukuk düzeni, insan hakları,katılım ve ademi merkeziyetçiliktir (Desai - Imrie, 1998: 635-636).

Sanayi sonrası (post-endüstriyel) toplum modellerinin post-bürokratik vur-gusunda somutlaşan bu yeni yaklaşımı kimileri (Bardouille, 2000; Desai -Imrie, 1998) postmodern referanslarla tanımlamak yerine, neo-liberal oluşumun

 piyasa temelli “kamu işletmeciliği” olarak görür. Ancak postmodernizmin te-mellerinin ekonomik ve politik gerçeklerden bağımsız olamayacağı önermesin-den hareketle, 1970’lerin sonundan itibaren örgütleri etkisi altına almaya başla-yan “post-bürokratik ve post-fordist” öz, postmodernizm ile ilişkilendirilmekte-dir (Harvey, 2003, 1991; Şaylan, 2006). Diğer bir ifadeyle yeni kamu işletmeci-liği 1970’li yılları teslim alan krizler ve Keynesyen ekonominin düşüşüne cevapolarak ortaya çıkmış “postbürokratik” bir yaklaşımı işaret eder. Bu yüzden post-fordizm, esnekleşme, endüstriyel bölünme gibi ekonomik ve sosyolojik dönü-

şümlerin bir parçası olarak görülür. Bu gelişmelerin evresel postmodernizm ola-rak tanımlanan tarihsel kırılmayla ortaya çıkmış olması yeni kamu işletmecili-ğini, tarihsel-ekonomik postmodern versiyonla birlikte düşünmemizi sağlar.

Dolayısıyla postmodern kamu yönetiminin bu versiyonunda post-Fordizm veesneklik oldukça büyük bir rol oynar. Çünkü post-Fordizm, Fordist temelli üre-tim ve yönetim pratiğinin radikal bir revizyonunu getirir. Harvey’in (2003: 373)ifadeleriyle söylemek gerekirse:

“.. Fordist modernite türdeş olmaktan uzaktır. Burada göreli bir sabitlik ve kalı-cılık içeren çok şey vardır: Kitle üretiminde sabit sermaye, istikrarlı, standartlaşmış,türdeş pazarlar, sabit bir politik-ekonomik nüfuz ve güç dengesi, kolayca teşhir edi-lebilir otorite ve üst-teoriler, maddesellikte ve bilimsel-teknolojik rasyonalitedesağlam bir zemin. …öte yandan, postmodernist esnekliğe hayal ürünü, fantezi, ha-yali sermaye, imgeler, gelip geçicilik, rastlantı ve üretim tekniklerinde, işgücü piya-salarında ve tüketim kovuklarında esneklik hakimdir”.

Yukarda da ifade edildiği gibi bu postmodern versiyonun “dönemsel” olarak

görülmesi ekonomik, tarihsel-toplumsal bağlamdaki kırılmayla yakın ilişkiliolmasındandır. Post-Fordizm ve ona eşlik eden dönüşümler 1970’leri sarıp sar-malayan krizlere karşı çözüm üretme arayışları sonucu ortaya çıkmış ve “en-düstriyel bölünme” (Piore - Sabel, 1984) yeniden yapılanma (Şaylan, 2006) gibiisimlerle tanımlanmıştır.

“Sözü edilen yeniden yapılanma sürecinin üretim alanına yansıması, yeni birmekansal anlayışın ortaya çıkması biçiminde yorumlanmaktadır. Bu yorum, ka-

 pitalist üretim sürecinin mekansal boyutu olarak tanımlanan Taylorist-Fordist

Page 10: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 10/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 10

düzenlemenin post-Fordist bir düzenlemeye dönüştüğünü öngörmektedir. Bukapsamlı değişim, sadece ekonomik alanda yani üretim, tüketim ve bölüşüm sü-reçleriyle sınırlı kalmamış; değişim etkileri ekonomik alandan politik, jeopolitik

vb alanlara sıçramıştır (Şaylan, 2006: 138).Sözü edilen alanlardan biri de kamu yönetimi olmuştur. Post-Fordist dalga-nın kamu yönetimindeki yansıması, Keynesyen ekonominin yerini alan neo-liberal ekonominin etkileri doğrultusunda, işletmecilik perspektifinin ithal edil-mesi şeklinde olmuştur. Böylece zamanla yeni kamu işletmeciliği adıyla anıl-maya başlayacak bu anlayış dönemsel postmodern kırılmaya ilişkin uygulama-lar getirmiştir.

Keynesyen ekonomik model içinde siyasetle birleşen yönetim anlayışı kamuyönetimini bütüncül bir çerçevede içinde görüyordu. Keynesyen ekonominindüşüşüyle birlikte, tıpkı Keynes öncesinde olduğu gibi, kamu yönetimi tekrar iş-letmecilik perspektifine yaklaşmış ve yönetimin, siyasetten ayrı olduğu ve yö-netimin teknik bir iş olarak görüldüğü bir anlayışa geçilmiştir. Girişimci devletimgesini güçlendiren bu yeni akım amaçlara göre yönetim gibi işletmecilik yak-laşımlarını benimserken süreçler yerine sonuçlara odaklanmıştır. Etkinlik ve ve-rimlilik vurgusu, post-Fordizm ile birleşerek post-bürokratik yatay örgüt yapıla-

rını ortaya çıkarmıştır.Buna göre yeni kamu işletmeciliği kamunun yönetiminde yeni uygulama

alanları doğurmuş, kamu yönetimini form ve içerik açısından etkilemiştir. Yenikamu işletmeciliğinin getirdiği anlayış, etkinliği ve verimliliği kutsar. Bununiçin de piyasa koşullarına göre işleyen bir kamu yönetimi anlayışı öngörür. Buda devletin küçüldüğü, yönetim ve politikanın birbirinden ayrıldığı, vatandaşınmüşteri olarak görüldüğü, piyasa temelli motivasyon ve performans ölçüm araç-

larının kullanıldığı işletmecilik vizyonuna göre şekillenmiş bir kamu yönetimiçıkarır karşımıza (Box vd., 2001).

“Söylem Kuramı” Olarak Postmodern Kamu Yönetimi

Kamu yönetiminde söyleme odaklanan çalışmalar özellikle 1990’lı yıllardansonra Amerika merkezli olarak gelişmiştir. PAT-net adlı topluluk ve ona bağlıATP2 dergisi etrafında bir araya gelen bir grup akademisyenin oluşturduğu buhareket, kamu yönetiminde ana akımın pratikte güçlü ancak kuramda zayıf ol-

duğu eleştirisinden yola çıkarak, toplumla kurulan zayıf kavramsal bağlantıyıgüçlendirmeyi hedefleyen bir perspektifle varlığını açıklamıştır (Box, 2005:440).

2

 PAT-net (Public Administrative Theory Network); ATP (Administrative Theory and Praxis)

Page 11: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 11/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 11

Bu anlamda ön plana çıkan ilk kapsamlı çalışmaların, Fox ve Miller (1996) 3 ile Farmer (1995) tarafından yapıldığını belirtmek yanlış olmaz. Her iki çalışmada söylem kuramına odaklanan bir yaklaşım sergilemektedir. Söylemlerini oluş-

tururken Farmer, özellikle Wittgenstein’ın dil oyunları ve Derrida’nınyapısökümünden, Fox ve Miller ise Habermas’ın iletişimsel rekabet ve idealkonuşma kavramlarından yararlanmaktadırlar. Ortak yanları ve her ikisinin dehedefi ise, kamu yönetimini yeni bir entelektüel eğilimle çerçevelemektir. Heriki kitapta da kuram “dil” oyunları üzerinde kurulmaktadır. Bu öncü kitaplarıtakiben 2000 yılından sonra yapılmış önemli kitap çalışmalarıyla (Miller, 2002;Morcol, 2002; Spicer, 2001) birlikte PAT-net’in organize ettiği tartışmalar veATP’de yayınlanan makalelerle kamu yönetiminde “söylem kuramı” gelişmeye

devam etmiştir.Fox ve Miller’in (1996) çalışması, sonrakiler için ilham veren öncü bir ça-

lışma olmuştur Amerikan temsili demokrasisinin temsili ve demokratik olmadı-ğı argümanından yola çıkan Fox ve Miller (1996: 1-8), Wilson, Taylor veWeber’in ilkelerinin sentezini kastettikleri, Ortodoks kamu yönetiminin öldü-ğünü belirtirler. Ortodoks kamu yönetimi “döngüsel demokrasiye” dayalıdır:Bireysel tercihler kitlesel bir iradeye dönüşür, bu kitlesel irade yasalarla kodla-

nır, bürokratlar tarafından uygulanır ve sonraki seçimlerde halk bu süreci oyla-rıyla değerlendirir. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra süre giden 25 yıl, teknokrasinin,gelişmiş endüstriyel ekonominin ve seçim prosedürüne dayalı demokratik anla-yışın oluşturduğu “yüksek modernizm” denilen dönemdir ve bu dönemOrtodoksinin zirve noktası olmuştur. Ortodoks kamu yönetiminin hastalıkları

 bilindiği için ona alternatif olarak üretilen modeller olan anayasacılık(constitutionalism) ve toplumculuk (communitarianism) “hangi eylemler meşrukabul edilir?” ve “eylemlerimizi nasıl meşrulaştırabiliriz?” gibi sorularla ilgi-

lenmişlerdir. Postmodern sorunsalı meta-anlatıların son bulması ve meşrulaştı-rıcı üst anlatı ve araçların geçerliliğini yitirmesi olarak gördüklerinden Fox veMiller, Ortodoksa karşı bunlardan başka üçüncü alternatif olarak “söylem ku-ramını” önermişlerdir. Söylem kuramı ise meşruiyetten çok politikayla ilgilenirve bundan sonra ne yapmalıyız sorusunu sorar.

Söylem kuramı içinde yer alanların ortak özelliğinin, gerçekliğin dille kuru-lacağından hareketle, herkesin eşit ve sınırsız yer alabileceği, her grubun temsil

edileceği, parçalanmışlığı, bireyciliği ve çoğulculuğu esas alan bir politik söy-lem oluşturma çabasıdır diyebiliriz. Algılarımızın teorik kabullerle ortaya çıktı-ğını savunan Fox ve Miller (1996: 8-12), nasıl ki bürokrasinin komuta kontrol

 prensibi deterministik sebep-sonuç ilişkisine ve rasyonel faydacı insan kabulünedayanıyorsa, kendi yaklaşımlarının da teorik kabullere dayandığını belirtirler.

3 Aslında Fox ve Miller’in çalışması kamu yönetiminde söylem kuramı üzerine yapılmış ilk detaylı çalışmadır.Kitabın ilk baskısı 1994 yılında yapılmıştır. Ancak bu çalışmada 1996 yılına ait olan baskıdan yararlanıldığı

için referans 1996 yılına yapılmıştır.

Page 12: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 12/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 12

Onlara göre modern dönemde insanın rasyonel doğası, örgütlerin ve kurumlarınformel yapıları, örgütsel amaçların ortaklığı gibi kamu yönetimini şekillendirenanahtar kavramlar, fazlasıyla vurgulanmıştır. Fox ve Miller (1996), kendi savla-

rını oluştururken bu varsayımlardan uzaklaşarak “gerçekliğin” ne somut ne denesnel olduğu; tersine insan eliyle oluşturulduğu varsayımına yaklaşırlar. Gün-lük hayatta başvurduğumuz pek çok kategori, özneden soyutlanmış, “nesnel”tanımıyla sunulan “şeyleştirilmiş” gerçekliktir. Bürokrasi bunlardan biridir.“Örgütsel amaçlar” denildiğinde sanki bireylerin ya da grupların amaçları yeri-ne kendi başına varolan amaçlar varmış gibi anlaşılır. Ontolojik temellerini ra-dikal bir dönüşe dayandıran Fox ve Miller, işte bu “şeyleştirmelerden” kaçın-mak için varsayımlarında Giddens’ın yapılaşma kuramından, Berger ve

Luckman’ın “gerçekliğin sosyal inşasını”ndan, Merleau-Ponty’nin fenomenolo- jisinden ve kuantum fiziğinin esaslarından yararlanarak “kamu enerji alanı”kavramına ulaşırlar. Kamu örgütleriyle ilgili çalışmalarda artık hakim tema ol-maktan çıkan bürokrasi yerine, sınırları belirli olmayan, fenemonolojik anlarıntoplamı olarak tanımladıkları “kamu enerji alanı” kavramında, alan ile her birdurumda ortaya çıkan güçler bütününü; enerji ile de alan içinde insanların uya-rıldığı, dikkatlerinin çekildiği anlamlar ve niyetler bütününü kastederler. Böyle-ce hiyerarşik kontrolün geçerli olduğu bürokrasinin yerine “alan” geçmiş olur.Alanın sınırları, kontrol amaçları doğrultusunda belirlenmez, bunun yerine “du-rumlar” kendi fırsat ve sınırlarını belirler. Şu halde kamu enerji alanı sosyalsöylemin şekillendiği, kamu politikalarının belirlendiği alan olmaktadır. Enerji

 potansiyel olarak varolanın sürekli bir şekilde ortaya çıkması, alan ise bu ener- jinin göründüğü zaman-uzam kesitidir.

Aslında Fox ve Miller’in (1996) “kamu enerji alanı” tanımının, Habermas veArendt’in çalışmalarından ilham alınarak oluşturulduğu söylenebilir (King,

2005; Miller, 2005; Burnier, 2005). Habermas ve Arendt’e göre “…kamusalalan (public sphere)…vatandaşlarla ilgili tartışma, müzakere, anlaşma ve eylem-lerin geçtiği, kurumsal sınırlarla çevrili söylem arenasıdır” (Villa, 1992: 712).Fox ve Miller’in (1996) “enerji alanı” ile işaret ettikleri şey, politika yapmanın“rasyonel bir analizden” çok “alandaki anlamı yakalamakla (capturingmeaning)” ilgili olduğudur. Bu bağlamda seçilmişler, elitler, idareciler, çıkargrupları ve vatandaşlar kelimeleri, sembolleri, metaforları, argümanları kullana-

rak kendi gerçekliklerini oluşturmaya çalışırlar. İşte bu “anlamı yakalama mü-cadelesi” sadece bürokrasilerde değil daha çok “kamusal enerji alanlarında” gö-rülür. Bu alanlar sosyal söylemin oluşturulduğu alanlardır ve kamu politikasını

 belirler. Dolayısıyla söyleme odaklanmanın nedeni sosyal gerçekliğin dil aracı-lığıyla yaratılmasındandır. Bununla birlikte oluşturulan söylemin samimi, du-ruma uygun, dikkatli olması ve katkı yapmak isteyenlerin katkısına açık olması

 beklenir (McSwite, 1997: 178; Burnier, 2005).

Page 13: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 13/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 13

Söylem odaklı anlayış postmodern kamu yönetiminde daha radikal bir akımıtemsil eder. Bu anlayış postmodern epistemolojinin anlama, yorumlama, yeni-den yorumlama pratiğinde kendini gösteren, dışsal gerçekliğin karşısında yer

alan dilsel gerçekliğe angaje olmuştur. Şu halde bu akımın özelliklerini birkaçmaddede özetleyebiliriz. Birincisi tamamen epistemolojik bir temele dayanmak-tadır, kendilerinin de ifade ettiği gibi amaç bir kuram oluşturmaktır. İkincisi ku-ram oluşturmada başvurulan araç dildir ve bu alanda şöhret kazanmışWittgenstein, Derrdida ve Foucault gibi filozofların argümanlarından yararla-nılmaktadır. Üçüncüsü, söylem kuramları büyük ölçüde Amerika’da PAT-netetrafında toplanan akademisyenler tarafından oluşturulmuştur. Dördüncüsü ör-güt-kuramsal yaklaşımın post-endüstriyel toplumsal dönüşle kök akrabalıklarına

karşın, söylem kuramı bilgi-kuramsal bir postmodern anlayışı temsil eder.Postmodern Kamu Yönetimi Uygulamaları

Kamu yönetiminde 1980’lerden sonra karşılaşılan yeni birtakım olgular postmodern tanımı ile karşımıza çıkan uygulama alanlarını ortaya koyar.1980’lerden itibaren, post-endüstriyel dönüşümü takip eden ve postmoderne at-fedilen bu pratiklerin en çok vurgulananları aşağıda tartışılmıştır. Bu pratiklerin

 postmodern koşullarla ve kamu yönetimindeki postmodern akımlarla (post-Fordist yeni kamu işletmeciliği/söylem kuramı, dönemsel/epistemolojik) bağlarıincelenerek, kamu yönetimi etkisi altına alan postmodern “durum” netleştiril-meye çalışılacaktır.

Bürokrasiden Kaçış (Bürokrasiden post-bürokrasiye)

Modern kamu yönetiminin sembolleşen modelinin bürokrasi olduğu yukarı-da belirtilmişti. Claver ve arkadaşları (1999: 458-459) bürokrasinin konformist

kültür, teknik rasyonellik kültürü, kontrol kültürü gibi isimlerle tanımlandığını belirtirler. Kamu bürokrasilerinin ülkeden ülkeye ve hatta kurumdan kurumadeğişmesine rağmen bir takım ortak özellikleri vardır. Bunlar şu şekilde sırala-nabilir:

•  Yönetim biçimi otoriteye dayalıdır ve sıkı bir kontrol vardır.

•  Haberleşme ağı yukardan aşağı doğrudur.

•  Bireyler düzene uyma, çok az inisiyatif alma ve kurallara bağlı kalma

yönünde eylemler sergiler.•  Kararlar merkezi yönetim tarafından alınır.

•  Değişim yönünde isteksizlik dikkat çekicidir.

•  Yüksek düzeyde konformizm vardır.

1970’lerden sonra beliren koşullar doğrultusunda bürokratik yapılardan dahaesnek yapıları işaret eden post-bürokrasiye doğru bir geçiş yaşanmıştır. Bir baş-

Page 14: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 14/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 14

ka ifadeyle kamu sektöründe ortaya çıkan yeni uygulamalara dönük geliştirilenfikirler ve öneriler “postmodern devletler dönemi” olarak yorumlanmıştır.Postmodernizm aydınlanmanın entelektüel mirasını şekillendiren rasyonalist

doktrinlerin karşısında yer alan felsefi akımları içerdiğinden bütün hiyerarşiksistemlerin altını oyar. (Dobuzinskis, 1997: 298). Katı bir hiyerarşiyi içeren bü-rokratik örgüt modelleri de bundan payını alır.

Yeni kamu işletmeciliği çerçevesinde ortaya çıkan argümanlarda bürokrasiyeyönelen birkaç temel eleştiri dikkat çekmektedir. Bürokratik örgütlerin hiyerar-şik yapısının birey üzerinde bir baskı aracı haline gelmesini hümanist perspek-tiften eleştiren görüşler (Foucault, 2000), hiyerarşiyi bireyin özgürleşmesiönündeki engellerden biri olarak görür. Bireyi bir bütün olarak değerlendirmekyerine onu “profesyonel” kalıplara sığdırmaya çalışan bürokrasi “farklılıkları”ve hiyerarşiyi ön plana çıkaran bir anlayış getirir. İşi boş zamandan, aklı duygu-dan, bireyi özel yaşamdan ve toplumdan ayıran bu “profesyonel” tasarım birey-örgüt ayrışması üzerinde yükselmektedir. Diğer tarafından bireyin bürokratikmodeller içinde sınırlanması işlevsel sınırlılıkları da beraberinde getirir. Çalı-şanların yenilik ve yaratıcılık kabiliyetleri törpülenmiş olur. Oysa post-

 bürokrasinin basık ve ağsal yapısı hiyerarşik farklılıkları ortadan kaldırarak, gü-

veni örgütte tesis ederek, esnekliği ve canlılığı sağlayarak bürokratik modeller-de rastlanan sorunların oluşumunu büyük ölçüde engellemiş olur. Böylece roltanımına göre oluşturulmuş sosyal sistem yerine değerlerin paylaşıldığı, bağlılı-ğın yüksek olduğu organik komüniteryan bir örgütsel yapı ortaya çıkar. Ortakkarar verme, sınırların bulanıklaşması, takım çalışması, çalışanların özerkliği vegüven esası post-bürokratik özellikler olarak ortaya çıkar. Marksist görüşler,

 bunu çalışanın davranışlarına değil de duygularına hitap ederek araçsal etkinli-ğin bürokratik modeldekilerin daha da ileri götürülmesi olarak eleştirse de post-

 bürokratik modellerin “örgüt içi- örgüt dışı” ayrımını nispeten ortadan kaldırıl-dığı kabul edilmektedir (Maravelias, 2003).

Postmodernizmle birlikte yönetsel hiyerarşi ve sıkı kontrol sistemleri kamusektöründe yeniden tasarlanması gereken yapılar olarak görülmektedir. Bu an-layışı yansıtan post-bürokratik yapıların özellikleri şu şekilde sıralanabilir (Ateş,2003: 66):

•  Kurallar yerine âdet haline gelmiş diyaloglarla fikir birliği esasına daya-

nan, örgütsel aktörlerin birbiriyle karşılıklı bağımlı olduğu, güven ilişki-sine dayanan, örgütsel kontrolün hiyerarşi yerine paylaşılan misyon yo-luyla sağlandığı bir çalışma ortamı,

•  Resmi makamı kullanmak yerine liderlik ve ikna ederek etkileme,

•  Kişisel menfaatler veya departmanların çıkarları yerine karşılıklı daya-nışma ve ortak güven üzerine kurulu etkileşim,

Page 15: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 15/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 15

•  Formel görev tanımları ve kurallar yerine örgütsel misyon bağlamında en-tegrasyon,

•  Bilgi saklama ve biriktirme yerine bilgi paylaşma,

• 

Formel kurallar yerine prensipler üzerine kurulu hareketler ve örgütseldavranış,

•  Formel emir-komuta zinciri içinde çalışma yerine belli bir proje ya da problem üzerine kurulu müzakere ve iletişim,

•  Katı objektif kriterler yerine performansın belirlenmiş standartları veaçıklık politikası üzerine kurulu değerlendirme, kıyaslama ve promosyon.

Vatandaş OdaklılıkHer ne kadar yurttaşlık/vatandaş odaklılıktan burada postmodern kamu yö-

netiminin temel karakteristiklerinden biri olarak bahsedilse de esasında yurttaş-lık ilk modern paradigmayla ortaya çıkmıştır. Yurttaşlık/vatandaşlık moderndünyanın bir çıktısıdır ve “yurttaş” 1789’da İnsan ve Yurttaş Hakları Beyanna-mesi’yle somutlaşan, tanrının yerini alan, yeni aşkın güç olan, ulus-devlet karşı-sındaki modern insanı gösterir. Ancak modern kamu yönetiminin “yurttaş” tasa-

rımı devletin ideolojik ve bürokratik aygıtları karşısında daha edilgen, kamukarşısında kitlesel bir “öznedir”. Oysa postmodern kamu yönetiminde vatandaşdevleti biçimlendiren, aktif rol alabilen, hesap sorabilen, katılımcı bir “birey-dir”.

Diğer bir ifadeyle vatandaş odaklı kamu yönetimi, postmodern düşünce açı-sından bakıldığında bireyin merkezi konumunu hatırlatır. Kamu yönetimindekigelişmeleri “yeni kamu işletmeciği” perspektifinden ele alanlara göre vatandaş-ların istekleri “kanun” gibi addedilmektedir (Vigoda-Gadot, 2004). Bu kabulegöre devlet ne sunarsa vatandaş onu kabul eder anlayışı, geçerliliğini yitirmiştir.Ortodoks kamu yönetimi yaklaşımındaki kendi varlığını devam ettirme eğilimiyerine vatandaşı ve onun ihtiyaçlarını merkeze alan bir anlayış egemendir.Totalitenin, kitlesel olanın yerine ayrı bir birey olarak vatandaş geçmektedir.

Buna göre Claver ve arkadaşları (1999: 458-459), Stewart ve Clarke(1987)’tan aktardıklarıyla birlikte vatandaş odaklı kültürün özelliklerini aşağı-daki şekilde sıralar:

• 

Kamu örgütünde yürütülen hizmet ve görevlerde amaç vatandaşa fayda-lı bir hizmet sunmaktır,

•  Örgütün verilen hizmetin kalitesine göre değerlendirileceğine inanılır,

•  Sunulan hizmetin niteliği örgüt üyelerinin paylaştıkları bir değer halinegelecektir,

•  Yüksek kalitede hizmet verilir,

Page 16: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 16/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 16

•  Kaliteli hizmet, vatandaş merkezli olmayı zorunlu kılar,

•  Değer sisteminde vatandaşın önemli bir rolü vardır,

•  Vatandaşla güçlü ve devamlı bir şekilde iletişim kurulur,

• 

Kamu hizmetinde ortaya çıkan sorunlar derinlemesine çözümlenir,

•  Kamu hizmetinin sunulmasında çabukluğa önem verilir.

Burada bunlardan başka vatandaş odaklılık konusunda eleştirel teorinin ar-gümanlarına yaslanan (Denhardt, 1981; Denhardt - Denhardt, 2000) bir başka

 postmodern versiyondan bahsetmek yararlı olacaktır. Yeni Kamu işletmeciliği(new public management ) kapsamında değerlendirilen yeni anlayışın da ötesin-

de hem Ortodoks kamu yönetimine hem de yeni kamu işletmeciliğine alternatif bir yaklaşım öneren Denhardt ve Denhardt (2000), demokratik vatandaşlık, siviltoplum, örgütsel hümanizm ve söylem kuramına dayalı yeni bir kamu yönetimihareketinden bahseder ve bunu “yeni kamu hizmeti (new public service)” olarakadlandırırlar. Bu yaklaşım eski kamu yönetiminin eksikleri ve eleştirileri üzeri-ne kurulu yeni kamu işletmeciliğinin de eksikliklerini tamamlamaya dönüküçüncü bir aşama gibi sunulur. Vatandaşın bizzat devletin sahibi olduğu görü-şüne (King - Stivers, 1998; Box, 1998) referans vererek, bu anlayış içinde kamu

yöneticilerinin sorumluluklarının vatandaşa hizmet vermek ve yine vatandaşıgüçlendirmek (empower)  olduğunu öne sürerler. Ortodoks kamu yönetiminin“dizayn etmek ve uygulamak”, yeni kamu işletmeciliğinin “yönetmek” olaraközetlediği hakim yönelimin, “hizmet etmek” amacına dönüştüğü bu yeni pers-

 pektifin dayandığı en önemli unsurlardan biri yukarda da değinildiği gibi de-mokratik vatandaşlıktır (diğer üçü de, sivil toplum, örgütsel hümanizm ve söy-lem kuramıdır). Devletin varlık nedeninin, vatandaşların bireysel çıkarlarınauygun seçim yapma prosedürlerini (oy kullanmak gibi) garanti etmek olarak al-gılandığı yeni kamu işletmeciliğine karşın, bu yeni hareket vatandaşın bireyselçıkardan öte kamu çıkarıyla ilgilenebileceği, devlet işleriyle ilgili olarak bilgile-nebileceği, kamuya aidiyet hissedeceği, sorumluluk alacağı, kısaca aktif katı-lımcı olabileceği bir anlayışı getirir. Kamu işletmeciliğinin “etkinlik” vurgusu-nun yerine “sorumluluk ve vatandaşa güven” temasını ikame eden “Yeni KamuHizmeti” anlayışı vatandaşın seçmen, müşteri, tüketici gibi algılanması yerinevatandaş gibi algılanması gerektiği konusuna dikkat çekerken; bir anlamda va-

tandaşı kamu hizmetlerinin müşterisi değil hem üreticisi hem de alıcısı olarakkonumlandıracaktır (Denhardt - Denhardt, 2000: 557; Denhardt, 1981: 634).Sunduğu yedi temel ilkeyle birlikte (1. Yönetmek yerine hizmet et, 2. Kamu çı-karı yan ürün değil asıl çıktıdır, 3. Stratejik düşün demokratik hareket et, 4.Hizmeti müşteriye değil vatandaş ver, 5. Sorumluluk önemlidir, 6. Verimliliğedeğil insan değer ver, 7. Girişimcilik yerine vatandaşlığa ve kamu hizmetine

Page 17: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 17/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 17

önem ver) vatandaşın kamu yönetimindeki yerini postmodern anlayışla ilişkili bir vizyon içinde belirleyecektir. 4 

Merkezden Merkezkaça

İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki yıllarda ölçek ekonomisini getireceğiinancıyla hem özel sektörde hem de kamu sektöründe büyük kuruluşlara vemerkezi kontrole doğru bir eğilim vardı. Bu durum yönetim felsefesine, harca-ma ve hizmetlerde merkeziyetçi bir yapı şeklinde yansımıştır. 1980’li yıllardanönceki birçok değişiklik özellikle de ekonomik durgunluk “büyük ve merkeziolanın” daha iyi olacağına dair inancı sorgulama gereğini doğurdu. Bazı büyükşirketler küçük, esnek ve yenilikçi işletmeler karşısında yeterince rekabet ede-

mediklerini fark ettiler. Kamu da özel sektör gibi merkezden yönetilen pek çokhizmette gecikmeler ve maliyet artışları olduğunu fark etti. Artık yeni ekonomi-nin küçük ve sıkı rekabetçi işletmelerle dolacağı bekleniyordu. 1990’larda hemözel sektörde hem de kamuda yönetime ilişkin köklü değişimler gerektiği ortayaçıkmıştı. Önceleri merkezi yönetim, odakta yer alırken, 1990’larda artık odak-taki konular hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti, süreç yenileme, yenilik, et-kinlik olmuştur. Özel sektörle kamu sektörü arasında önemli farklılıklar olması-na rağmen her ikisi de yönetime ilişkin ortak bir dil kullanıyordu (Paton -Dodge, 1995: 6-7).

Bu bağlamda kamu yönetiminin verimli kılınmasında ve etkinleştirilmesin-de, halka yakın kamu yönetimi birimlerinin öne çıktığı görülmektedir. Yeni ör-güt kuramları açısından “kararı iş yapanın vermesi” olarak özetlenecek olan bu

 pratikle halka en yakın birimler tarafından kamu politika ve hizmetlerinin üre-tilmesi söz konusudur. Böylece ihtiyaçların tespiti kolaylaşmakta ve savurganlı-ğın önüne geçilmektedir. Diğer taraftan yukarda ifade edildiği gibi kararların

halka en yakın birimler tarafından alınıp uygulanması, zaman kayıpları ve bü-rokrasinin azaltılmasında önemli kazanımlar sağlamaktadır. Ayrıca kamu poli-tikası oluşturma sürecine, halkın ortak edilmesi, yönetim sorumluluğunun, yö-netilenler tarafından paylaşılması ve politikaların uygulamasında kolaylıklarsağlamaktadır. Diğer taraftan küçük örgütleri yönetmenin büyük örgütleri yö-netmekten daha kolay olması merkezkaç kamu yönetimini daha avantajlı halegetirmektedir (Yüksel, 2004: 6).

Evrenselden YerelePostmodern düşüncenin merkezinde yer alan olgulardan biri, dünyaya bakı-

şımızı temellendiren büyük anlatı ve hikayelerin meşruiyetinin ve gücünün za-

 4 Burada Yeni Kamu Hizmeti yaklaşımının postmodern köklerle ilişkisinin, en çok yaklaşımın dayandığı dört

temel unsurdan biri olan “söylem teorisi” içinde şekillendiği belirtilmelidir. Tüm kesimlerin iletişim ve diya-loguna dayalı yeni bir diskurun ihtiyacını dile getiren yazarlar (Denhardt - Denhardt, 2003: 553) bunu ifade

ederken açıkça postmodern düşünceye atıfta bulunurlar.

Page 18: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 18/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 18

yıfladığıdır. İçinde bulunduğumuz şartları tanımlayan politik karakteristiği bü-yük anlatılar değil yerel ve çatışan anlatılar açıklayabilir. Diğer bir ifadeyle

 postmoden çağda anlatılar daha belirgin ve heterojen hale gelmiştir. Postmodern

şartları tanımlayan şey birlik değil çeşitliliktir: Kültürlerin, değerlerin, gelenek-lerin, yaşam biçimlerinin çeşitliliği. Politik kültürün bu parçalanmış karakteris-tiği faklı değer sistemlerinden kaynaklanmaktadır (Spicer, 2005: 670-674).

Postmodernistler, bütünün ortak iyi adına, parçayı kendine kattığı öngörü-süyle toplumun üyelerinin mutluluğu için varolduğunu savunan modernist me-ta-anlatıları sorgularken, kamuda evrensel yönetim reçeteleri yerine yerel yöne-limleri benimserler. Genel olarak postmodernizmde makro kültürlerin düşüşünecoğrafi olarak yerel kültürler ve yine coğrafi olarak ayrı olsa da ortak ilgi vekimliklere dayalı alt kültürlerin yükselişi eşlik eder. Yerel yönetimlerin yükseli-şe geçmesi, yukarıda bahsedilen merkezkaç yapıların merkeziyetçi yapılar kar-şısında güç kazanmasıyla birbirini tamamlar. Modernin ideal formülleri yerine

 postmodernin önemsediği yerelin kendine özgü yaklaşımları yönetimin esasıkonumuna yükselir.

Örgütsel Politikalarda Açıklamadan Yorumlamaya

Yeni kamu yönetimi mantığına göre etkili yönetim için birden fazla yol var-dır. Vatandaşın ya da bürokratın sayısı kadar yol vardır. Strateji ve prosedürler paydaşların düşüncelerinin ışığında görüşülmeli ve periyodik olarak değerlendi-rilmelidir. Bu durumda tecrübeye dayalı bilgi, profesyonel uzmanlık ve hiyerar-şik statüyle rekabet etmektedir. Bu örgüt kuramında örtük bir şekilde bulunan

 pozitivizmin zayıflaması anlamına gelir. Pozitivist bilim, nedensel açıklamalarlailgilenir. Ancak şimdi politika üretenlerin fark ettikleri şey, karşılaştıkları ger-çekliğin çok yönlü olduğudur. Yorumlayıcı çalışmalar aktörlerin belirli bir bağ-

lamda kendi eylemlerine ve başkalarının eylemlerine ne tür anlamlar yüklendi-ğini araştırır. Yorumlayıcı yaklaşım hermenetik yöntemini kullanır ve bu yakla-şımda her yorum eşit düzeyde dikkate alınmayı hak eder (Dobuzinskis, 1997:307-308).

Dolayısıyla postmodern çerçevede kamu yönetimi politikası oluşturulurken,verilere dayalı deterministik formüller yerine yoruma açık esnek modeller be-nimsenir. Bu da katılımın, çoğulculuğun ve takım çalışmalarının önünü açar.

e-Devlet

e-Devlet devletin kurumlarının vatandaş, işletme ve devletin diğer organla-rıyla ilişkilerde bilgi teknolojisini kullanmasıyla ortaya çıkan uygulamalardır.Böylece kırtasiye temelli prosedürler yerine, bilgisayarlaştırılmış işlemler geç-mektedir. Bu da yeni liderlik ve karar verme modelleri, yeni iş yapma biçimleri,

 bilgi derleme ve dağıtma usulleri demektir. Buradaki amaç, yönetimin internetortamına taşınmasından çok daha fazlasıdır. Yönetimin devlet, işletmeler ve va-

Page 19: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 19/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 19

tandaş adına daha kolaylaştırılması ve desteklenmesidir. Böylece kamu hizme-tinin vatandaşa daha iyi götürülmesi, işletme ve sektörlerle etkileşimlerin geliş-tirilmesi, vatandaşın güçlendirilmesi, daha etkin bir kamu yönetiminin uygu-

lanması, yolsuzluğun azalması, maliyetlerin düşmesi, gelirlerin artması, şeffaf-lığın artması gibi bir takım faydalar getirir (Basu, 2004: 112)

Maddeler halinde belirtmek gerekirse e-devlet uygulamalarında hedeflenenamaçlar şu şekilde sıralanabilir (Kösecik - Karkın, 2004: 99):

•  Şeffaf devlet vizyonuna ulaşılması,

•  Vatandaşın devletle olan işlerini çok daha hızlı halledebilmesi,

•  Kamusal hizmet birimlerinin verimli olmasının sağlanması,

• 

Kamu kurumları arasında bilgi bütünlüğü sağlanarak, her türlüsuistimalin önlenmesi,

•  Bireylerin kamu hizmetinden her an yararlanmasının sağlanması,

•  Kamusal hizmetlerin yaygın ve erişilebilir hale getirilmesi,

•  Hizmet üretim ve yönetim sürecinde vatandaşın istek ve eğilimlerinindaha etkin değerlendirilmesi ve katılımcı yurttaşlığın önünün açılması,

• 

Devlet kurumlarının daha verimli işlemesinin sağlanması.

Devletin Küçültülmesi

Post-endüstriyel çağ beraberinde getirdiği koşullarla, devletin küçültülmesiniyaygınlaştırmıştır. Devletin küçültülmesi, devleti etkinsizleştirmek, güçsüzleş-tirmek olarak değerlendirilmemektedir. Tersine çok çeşitli alanda ve faaliyette

 bulunan bir devletin etkin olamayacağı kabul edilir. Özellikle demokratikleşme,

ekonomide serbestleşme, özelleştirme, yerelleşme, sivilleşme ve bilgi teknoloji-lerinin baş döndürücü boyutlarda gelişmesi, devletin küçültülmesi yolundaki beklentileri, kaçınılmaz hale getirmektedir. Devletin küçültmesinde üç yol iz-lenmektedir. Birincisi, özelleştirmeyle devletin ekonomik alandaki görev vefonksiyonlarının mümkün olduğunca özel sektöre devredilmesidir. İkincisi, dev-letin bir kısım görevleri, dernek, vakıf, araştırma merkezleri gibi kar amacıgütmeyen üçüncü sektöre bırakmasıdır. Üçüncüsü ise, kamu hizmetlerini,mümkün olduğunca yerinden yönetim birimlerine devretmektir (Yüksel, 2004:

2-3).Bugün pek çok kamu örgütü küçülmekte, yeniden organize edilmekte ve de-

ğişim mühendisliğine uğramaktadır. Yetersiz çalışanların ve gereksiz yönetimkademelerinin elimine edilmesi, yönetsel fonksiyonların birleştirilmesi, yeniyönetsel tekniklerin uyarlanması gibi uygulamalar bu alanda gözlemlenen yak-laşımlardır (Jun - Rivera, 1997: 133-134).

Page 20: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 20/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 20

Yukarda sıralanan yeni pratik alanları (postbürokrasi, yurttaş odaklılık, ade-mi merkeziyetçilik, yerelleşme, e-devlet, devletin küçültülmesi vs.), post-endüstriyel toplumsal dönüşüme eşlik eden örgüt-kuramsal dönüşü göstermek-

tedir. Bu yönüyle yeni örgüt-kuramsal paradigma, tarihsel-toplumsal bir kırıl-mayla eşleştirilen ve evre anlamında kullanılan “post-modernizm”in sonuçlarıolarak görülebilir. Şimdi de yeni bir dönemin (post-modern) maddi uzantılarıolarak değil de eleştirel-kültürel bir akım olarak karşımıza çıkan (postmodern)söylem kuramlarını inceleyelim.

TARTIŞMA 

Çalışmada kamu yönetimiyle postmodernizmin ilişkisinin, diğer bir ifadeyle

 postmodernizmin kamu yönetimine yansımalarının incelenmesi amaçlanmıştır.Yukarda da işaret edildiği gibi kamu yönetiminde iki postmodern izleğin olduğu

 belirtilmişti. Kronolojik olarak bakıldığında birincisi 1970’li yılları takip edenyıllarda ortaya çıkan post-fordist ve esneklik odaklı “örgüt-kuramsal” akım.İkincisi ise, 1990’lı yıllardan itibaren ağırlıklı olarak Amerikalı akademisyenlertarafından oluşturulan “söylem kuramsal” perspektiftir. Birincisinin kamu yöne-timiyle ilişkisi doğrudan “postmodern” etiketi üzerinden kurulmamıştır. Bununyerine “postbürokrasi”, “kamu yönetiminde reform” ya da “yeni kamu işletme-ciliği” gibi tanımlarla anılmıştır. 1980’li yıllardan itibaren Türkiye de dahil ol-mak üzere İngiltere, Rusya gibi bir çok ülkede kamu yönetimi reform paketle-riyle pratiğe aktarılan uygulamalar büyük ölçüde bu “yeni kamu işletmeciliği-nin” vizyonunu yansıtmaktadır. İkincisi olan söylem kuramları doğrudan

 postmodern tanımıyla ortaya çıkmıştır ve kategorik olarak postmodernizminepistemolojik versiyonuna daha yakındır. İkisi arasındaki farklar aşağıda Çizel-ge 1’de gösterilmektedir.

Çizelge 1. Kamu Yönetimine Yansıyan Postmodern Yaklaşımlar

Yeni Kamu İşletmeciliği(Post-Fordizm - postbürokrasi) Söylem Kuramları

 Başlangıç 1980’ler 1990’lar

 Postmodernizmversiyonu

Evresel – Ontolojik(post-modernizm)

Epistemolojik

(postmodernizm)

 Dayandığı Temel Post-Fordizm / Esnekleşme(Harvey, Piore - Sabel, Lash -Urry)

Post-yapısalcı felsefe (Derrida,Baudrillard, Lyotard, Deleuze -Guattari, Lacan, Foucault)

 Hakim Yönelim Yönetsel, Örgüt-kuramsal Politik, Söylem-kuramsal

 Etkilendiği Disip-lin

İşletme, iktisat Felsefe, Siyaset, Sosyoloji,

 Pratikle İlişkisi Güçlü Zayıf

Page 21: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 21/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 21

Çalışma postmodernizmin kamu yönetimine yansımalarına odaklandığı için bu ayrım yapıldıktan, sonra sorulacak soru, kamu yönetimine hangisinin ne öl-çüde etki ettiğidir. Böyle bir soruya net yanıtlar vermenin zor olduğunu kabul

etmek gerekir. Sosyolojik, ekonomik ve kültürel süreçlerin iç içe geçtiği, birbi-rini etkileyerek ve tamamlayarak geliştiği düşünüldüğünde, postmodern kabuledilen yansımaların dayandığı temelin ontolojik mi yoksa epistemolojik mi ol-duğu sorusuna yanıt vermek güçleşmektedir. Bu yüzden yukarıda tartışması ya-

 pılan ve postmoderne atfedilen uygulama alanlarıyla postmodern koşul-lar/temalar arasındaki paralellikleri izleyerek “yorumsamacı” bir temelde tespit-lere ulaşılmaya çalışılacaktır. Böylesi bir yoruma Hermenetik bir araç olarakışık tutabilir. Balfour ve Mesaros (1994: 560), kamu yönetimi çalışmalarında

Hermenetik yaklaşımın kamu örgütleri ve uygulamalarına ilişkin çalışmalardauygun bir çerçeve sağlayacağını önerirler. Heiddeger ve Gadamer gibi filozofla-rın öncülüğünü yaptığı bu felsefi yaklaşım bilgilerin üretilmesinde tekstlerin yo-rumunu öneren epistemik bir temele dayanır. Burada tekst ile sadece sözel me-tinler değil aynı zamanda formel doküman şeklinde olmayan olgular da kaste-dilmektedir. Örgüt kültürü, seremoniler, örgüt binası bile bir tekst olarak yo-rumlanmaktadır. Hatta örgütler ve uyguladıkları politikalar bile Balfour veMesaros tarafından birer tekst olarak gösterilmektedir. Bu bağlamda kamu yö-netimindeki yeni uygulamaların argümanları yorumlanarak, temellerindeki

 postmodern koşullar/temalar izlenerek kategorik soyutlamalar yapılmaya çalışı-lacaktır.

Burada hem koşul hem de tema kavramının bir arada kullanılmasının gerek-çesini bir kez daha açıklamak faydalı olacaktır. Postmodernizmi bir dönem ola-rak görenler, postmodern durum denildiğinde ontolojik bir gerçeklik olan “ko-şul” kavramına odaklanırlarken (Harvey, 1991, 2003); postmodernizmi bir epis-

temoloji olarak görenler ise postmodern durumdan (Hassan, 1986) düşünsel birgerçeklik olan “tema” kavramına ulaşıyorlar. İkisinden sadece birini yazmak so-ruyu baştan yanlış yapılandırmak olacağından ikisi birden yazılmıştır. Çünküçalışmanın bu noktasında cevabı aranan soru kamu yönetimindeki postmodernyansımanın ontolojik ve/veya epistemolojik köklerini görebilmektir.

Şu halde post-bürokratik yapılanma, ademi merkeziyetçilik, yerelleşme, e-devlet uygulamaları, devletin küçültülmesi, kamu politikalarında yorumsama

yeni kamu yönetiminin göze çarpan konulardır ve postmodern temellerle ilişkisiaşağıda Çizelge 2’de gösterilmiştir.

Page 22: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 22/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 22

Çizelge 2. Yeni Kamu Yönetimi Anlayışının Postmodern Temelleri

Yeni Kamu YönetimiUygulamaları

Postmodern Koşul / Tema Post-ModernKamu Yönetimi Anlayışı

 Post-bürokrasi Farklılaştırmanın giderilmesiÇoğulculuk Yeni Kamu İşletmeciliği

Vatandaş odaklılık ÇoğulculukParçalanma

Söylem kuramları

 Ademi merkeziyetçilik ParçalanmaÇoğulculukKurumsalcılık karşıtlığı

Söylem KuramlarıYeni Kamu İşletmeciliği

Örgütsel politikalarda yorumsamacı anlayış

Karşıtların birlikteliğiÇoğulculuk

Görecelilik

Söylem Kuramları

Yerelleşme ÇoğulculukParçalanma

Söylem KuramlarıYeni Kamu İşletmeciliği

 Küçük devlet Parçalanma Yeni Kamu İşletmeciliği

 E-devlet Zaman ve uzamın sıkışmasıFarklılaştırmanın giderilmesiÜstgerçeklik

Yeni Kamu İşletmeciliği

Çizelgedeki ilk uygulama alanı olan post-bürokratik örgütsel oluşumlar ele

alındığında şunları söyleyebiliriz. Öncelikle bürokrasinin katı rasyonalist bakı-şına özgü kavramsallaştırmaların zayıfladığı görülür. Bürokraside etkin yöneti-me ilişkin ilke ve formüller, deterministik açıklamalar ideolojik bir formda su-nulurken, post-bürokrasi, bu tür bir temellendirme yerine karşıt görüşlerin bir-likte varolabileceği daha esnek ve bağlam odaklı argümanlar üzerinde yüksel-mektedir. Bu tür bir yaklaşım doğal olarak bürokratın mutlak egemenliği yerinekatılımı ve çoğulculuğu zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla bunlarla birlikte katı

hiyerarşik yapı da zayıflamaktadır. Hiyerarşinin zayıflaması pozisyona dayalıkatmanlaşmanın ve farklılaşmanın erozyona uğraması olarak yorumlanacaktır.Böylece sınırları daha silik olan, basamakların birbirine daha çok yaklaştığı ve

 basıklaştığı bir örgüt şeması, farklılıkları yakın konumlarda hizalandırarak, mo-derne özgü kategorik yaklaşımın düşüşüne eşlik edecektir. Böylece oluşan yeniörgütsel yapıdaki postmodern köklerin (kurumsalcılık karşıtlığı, farklılaştırma-ların giderilmesi ve çoğulculuk) epistemolojik bir temele dayandığını söylemekgüç olacaktır. Hatta tersine post-bürokrasinin dönemsel postmodernin bir çıktısı

olduğunu söyleyebiliriz. Örgüt kuramında postmodernizmi inceleyen Parker(1992) “post-modern örgüt kuramı mı” (çizgili) yoksa “postmodern örgüt kura-mı mı” (çizgisiz) sorusuyla örgüt kuramının post-endüstriyel dönüşümle mi,yoksa postmodern epistemoloji ile mi, ilgilenmesi gerektiğini sorar. Parker dö-nemsel postmodernizmle ilgilenen örgüt kuramının ilgileneceği konunun örgüttasarımı ve örgüt yapısı olacağını söyler. Dış dünyada “olan” realist bir ontolo-

 jiye dayandığından, görünen dış dünyayı tanımlayacak “doğru yolu” bulmayaodaklanır. Şu halde “post-bürokrasi” değişen döneme göre sorunlara çözüm

Page 23: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 23/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 23

üretmeye dönük “doğru yol” olmaktadır. Böylece yeni bir örgütsel tasarımlaaynı epstemolojiyi (modern) sürdürmüş oluruz. Oysa postmodern epistemolojitamamen dil üzerine kuruludur, dış dünya onu tanımlayacak doğru yola değil

 paylaşılan anlam kategorilerine bağlıdır. Bu yüzden de “örgüt” nesnel olarakgözlenebilen bir dış gerçeklik değil de bir kelime olarak kabul edilir. Bunun so-nucunda formal örgüt yapıları imkansız hale gelir. Yani şu veya bu şekilde çe-şitli meşruiyet zeminleriyle (mesela etkinlik) temellendirilen formal bir örgütyapısı postmodern epistemoloji ile ilgili değildir, ontolojik postmodernizmle il-gilidir. Bu yüzden postbürokrasiyi dönemsel postmodernizmin yansıması olarakgörebiliriz.

Vatandaş odaklı yaklaşıma gelince, yeni kamu yönetimi uygulamaları mo-dern kamu yönetiminin kitlesel tasarımları yerine “katlımcı bir birey” olan va-tandaş algısını yerleştirir. Kitlesel bir totalite yerine bütünün parçaları olan bi-reyler merkezde yer alır. Postmodernin bireyciliği beraberinde çoğulculuğu dagetirmektedir. Bireyi merkeze alan yeni kamu yönetimi anlayışı, Ortodoks anla-yışın merkezini de çevreye doğru genişletmiştir. Başka bir ifadeyle yerel olan,çevrede yer alan, önem kazanırken, merkez esas konumu yitirmiştir. Merkezingücünün parçalanması ve çevreye dağılması olarak şekillenen bu olgu aynı za-

manda katılıma ve çoğulculuğa da ivme kazandırmıştır. Vatandaş odaklılık bağ-lamında ortaya çıkan çoğulculuk ve parçalanmanın post-endüstriyel kırılmayladeğil postmodern epistemoloji ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü dönem-sel postmodern anlayış kamu yönetimine (yeni kamu işletmeciliği) yurt-taş/vatandaş yerine müşteri/tüketici kavramlarını ikame eder. Oysa yukarıda datartışıldığı gibi yurttaşlık vatandaşlık vurgusu eleştirel kuram ve postmodernepistemolojiyle özgü birey anlayışıyla yerleşiklik kazanmıştır (Box, 1998, 2001;Denhardt, 1981; Denhart - Denhart, 2000).

Devletin küçülmesi yine bütünün parçalanması olarak yorumlanacak bir çer-çevede ortaya çıkmıştır. Postmodernizm, toplumu tanımlarken onu, coğrafi ya-kınlığa dayalı tasvirlerden ayırır. Çünkü postmodernizmde zaman ve uzam kav-ramları farklılaşır. Harvey’e (2003) göre postmodern dönemin en önemli özel-liklerinden biri, bilgi ve teknolojideki gelişmelerden dolayı zaman ve uzamınsıkışmasıdır. Böylece bölgesel sınırlar ortadan kalkar ve dolayısıyla yerel hiz-metlerin sunulması açısından kamu, yeniden tanımlanır (Barnet - Crowther,

1998: 431-432). Bu bağlamda e-devlet uygulamaları kamu bürokrasilerini za-man-mekan boyutları açısından yeniden şekillendirmiştir. Uzaklık, bina, fizikiortam, iç dizayn gibi mekana ait konular, kamunun çalışanla ve kamunun va-tandaşla ilişkilerini farklı bir platforma taşımıştır. Bir yandan çalışanın çalışmakoşullarını esnekleştirirken, diğer taraftan vatandaşın uzaktan işlem yapmasınısağlamıştır. Zaman açısından da işlemlerin çok kısa süreler içinde yapılabilmeolanağı doğurmuştur. Görüldüğü gibi hem devletin küçülmesi hem de dijital-leşmesi, teknolojik ve ekonomik dönüşümlerle ilgilidir. Harvey’in (2003)

Page 24: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 24/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 24

 postmodernizmi, post-Fordizm bağlamında, mekana ilişkin düzenlemelerle üre-timin ve birikimin format değiştirmesi olarak yorumlaması devletin küçülmesi-nin ve dijitalleşmesinin maddi temellerini ortaya koymaktadır.

Ademi merkeziyetçilik ve yerelleşmenin hem ontolojik hem de epistemolo- jik postmodern içinde yer aldığı söylenebilir. Merkezi yönetimlerin düşüşüneyerel yönetimlerin yükselişinin eşlik etmesi yeni kamu işletmeciliğinde etkinlikve verimlilik amacının bir sonucudur. Söylem kuramlarında ise bunlar; dışarı-dakinin, çevredekinin, merkezden uzak olanın kutsanmasıdır. Politikadakiyorumsamacı anlayış ise daha çok söylem kuramlarıyla gelişmiştir. Yeni kamuişletmeciliği çoğulculuğa, çeşitliliğe, farklı görüşlere değer vermekle birlikteyorumlamak yerine “açıklamak”tan yanadır.

Çizelgeden çıkan sonucu postmodernizmin kamu yönetimine yansıması ve postmodern koşul/temalar olmak üzere iki ana noktada özetlemeye çalışalım.Postmodernizmin kamuya yansıması konusunda post-Fordizmin uzantısı olanyeni kamu işletmeciliği ve söylem kuramlarının olduğunu birçok yerde ifadeetmiştik. Çizelgedeki uygulama alanları çözümlendiğinde beş uygulama alanın-da (postbürokrasi, ademi merkeziyetçilik, yerelleşme, devletin küçülmesi, e-devlet) yeni kamu işletmeciliğinin argümanlarının yer aldığı işaret edilmiştir.5 

Yeni kamu işletmeciliğinin argümanlarının eşleştiği uygulama alanlarının(postbürokrasi, ademi merkeziyetçilik, yerelleşme, devletin küçülmesi, e-devlet)tamamının “mekana” ilişkin olması dikkat çekicidir. Bu noktada Harvey’in(2003) mekan üzerinden yaptığı ekonomik temel tartışmalarının haklılığıylakarşılaşıyoruz. Harvey postmodernizmi “üretim sürecinin mekansal düzenleme-si” olarak tanımlandığı Fordizmden post-Fordizme geçiş olarak tanımlıyordu.Bizde çalışmada yeni kamu işletmeciliğini bu dönüşümle ilişkilendirmiştik. Ye-

ni kamu işletmeciliğiyle eşleşen adı geçen uygulamaların “mekansal düzenle-meler” içeriyor olması, yeni kamu işletmeciliğinin ontolojik bir postmodernversiyon olduğu yönündeki tezimizi desteklemiş oluyor.

Dönemsel postmodernizm olarak açıklanan bu versiyon, postendüstriyel dö-nüşümle birlikte ortaya çıkan gelişmeleri kapsamaktadır. İkinci endüstriyel bö-lünme (Piore - Sabel, 1984), Örgütsüz Kapitalizm (Lash - Urry, 1987), Post-endüstriyel toplum (Bell, 2003), “Postmodernliğin Durumu” (Harvey, 2003) gi-

 bi çalışmalarda dikkatimize sunulan şey, 1960’lardan itibaren başlayan ve1970’lerde ağırlaşan kapitalizm krizlerinin post-Fordist dönüşümle aşıldığı, vekapitalizmin neo-liberalizm ile kendini yeniden onardığı yönündedir. Bu yüzdenyeni kamu işletmeciliği neo-liberalizmin ya da diğer adıyla yeni sağın kamu yö-netimi anlayışı olarak sunulmaktadır. Bu açıklamaların arkasında yatan düşünce

5 Çizelgede listelenen konuların tamamının birebir uygulamaya aktarıldığını söyleyemeyiz. İdealize edilmişama söylem düzeyinde kalmış ya da kısmen uygulamaya aktarılmış olabilir. Hele farklı ülke bağlamları dik-

kate alındığında, bunların uygulanmasına ilişkin bir homojenlik tamamen zayıflayacaktır.

Page 25: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 25/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 25

“mekansal düzenlemelerin” kendi bilgi/iktidarını oluşturdu şeklindedir.Postmodernizmi zaman-mekan sıkışması olarak kavramsallaştıran Harvey’in(1997: 128) örgüt kuramındaki esneklik düşüncesinin arkasında yatan güdüyü

stok devir hızını artırabilmek olarak görmesi bundandır. Böylece modaların üre-tilmesi, kısa sürede gözden düşürülmesi ve bu şekilde devam eden hızlı “imaj”üretimi ile kapitalizm kendine yeni mecralar bulmaktadır. Harvey, zaman yo-luyla mekanın sıkıştırılmasının kapitalizmin stratejilerinden biri olduğunu var-sayar. Böylece yeni pazarlar, yeni işgücü ve hammadde kaynakları bulunduğugibi üretim, tüketim ve mübadeleye de yeni fırsatlar açılmış olur.

Çizelgede söylem kuramlarıyla eşleşen uygulamalara bakıldığında (vatandaşodaklılık, ademi merkeziyetçilik, yerellik, politikalarda yorumsamacılık) bireyi(vatandaş odaklılık), göreceliliği (yorumsama) ve çoğulculuğu (ademi merkezi-yetçilik, yerellik) dikkate alan bir epistemolojiye dayandığı görülmektedir. Yu-karda da birkaç noktada dile getirildiği gibi söylem kuramları bu yönüyle epis-temolojik postmodernizmin bir yansımasıdır.

Ancak elbette şöyle bir soru gelebilir: Tıpkı Jameson’ın (1991) ileri sürdüğügibi postmodernizm geç kapitalizmin kültürel mantığı olduğu doğru olamaz mı?Başka bir ifadeyle yukarda bahsedilen ontolojik postmodernizmin (yani post-

Fordist dönüşümün) kendi bilgi kuramını ürettiğini, ve bizim burada söylem ku-ramları olarak tartıştığımız konunun bu dönüşümün ürettiği bir kültür akımı ol-duğunu söyleyemez miyiz? Bu soruya cevap verirken sözü bizzat kuramı üre-tenlere bırakmak daha mantıklı olacaktır. Öncelikle bu konudaki ilk köklü ça-lışmanın yazarları olan Fox ve Miller’in kendilerini “radikal nominalistler”6 ola-rak tanımlamaları (1996: 40) bu tür bir temellendirmeye karşı olduklarını göste-rir. Diğer taraftan çalışmalarda (Fox - Miller, 1996; Farmer, 1995) ekonomiyeilişkin bir referans vermemeleri bu tür bir nedensellik sürecinin işlediğine(maddeden-düşünceye) inanmadıklarını göstermektedir. Üçüncüsü yazarlar(Fox - Miller, 1996: 6-7), postmodern sorunsal olarak ekonomi referanslı her-hangi bir dinamiği değil; realitenin “incelmesi”, makro kültürlerin zayıflamasınıve mikro kültürlerin güçlenmesini göstermektedirler. Hatta McSwiete Farmer’ınçalışması için yazdığı değerlendirme yazısında (1997: 176) Farmer’ın ekonomi-den ilham alan bir kamu yönetimi anlayışının kavramsal tuzaklara yol açacağını

 belirttiğini ve bu yüzden de “söylem”den yararlandığını aktarır. Dolayısıyla

epistemolojik postmodernizmin nesnel bir dış dünya ve deterministik nedensel-lik ilişkilerini reddettiğini belirtir.

Diğer taraftan uygulama alanlarına yansıyan postmodern koşullara/temalara bakıldığında en çok çoğulculuk ve parçalanmanın yer aldığını görüyoruz. Bun-ların hem yeni kamu işletmeciliğine hem de söylem kuramlarına yansıdığı söy- 6 Nominalizm, dış dünyanın insan bilincindeki yansımasının isim, kavram ve etiketlerden başka bir şey olma-

dığına ilişkin ontolojik bir görüştür. Bu görüş “gerçek” bir dış dünya olduğunu kabul etmez; bunun yerine

gerçekliğin kelimelerle oluşturulduğuna inanır (Burrell - Morgan, 2008: 4)

Page 26: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 26/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 26

lenebilir. Bu durum her şeyden önce totalleştirici süreçlerin hem bir reel durumolarak hem de bir episteme olarak geçerliliğini yitirdiği anlamına gelir (Örn.Reel durum olarak ulus-devletlerin zayıflaması; Episteme olarak evrenin kural-

larını açıklama iddiasındaki Newton fiziğinin yerinin göreceliliğe bırakması).Diğer taraftan bu durum moderne özgü demokrasi ve çoğulculuk anlayışınındeğiştiğini göstermektedir. Fox ve Miller (1996: 5) modernitenin “ortodoks”olarak tanımladıkları demokrasi modelinin artık geçerli olamayacağını savunur-lar. Çünkü temsili demokrasinin temel sorunu “inanılırlık açısından taşıdığı ek-sikliktir” (lacks credibility). Bireysel isteklerin popüler bir isteğe dönüştüğü, buisteğin yasalarla oylandığı, bürokrasi tarafından onaylandığı ve yine vatandaşlartarafından değerlendirildiği döngüsel bir modeldir. Böyle bir demokrasi anlayışı

 bugünün vatandaşlarını dışlar, marjinalleştirir. Oysa postmodern kamu yöneti-minin en sivri yanlarından biri marjinale olan toleranstır bu yüzden “gerçekliğininceldiği (thinning of reality) subjektif gerçekliğin benimsendiği ( self-referential ) bir yönetim anlayışı gereklidir. Bu da büyük ölçüde vatandaşa odak-lanan, daha radikal bir katılım ve çoğulculuk anlayışı gerektirir.

Postmodernizmin çoğulculuk ve bireycilik anlayışını yansıtan şey, bunlarınasıl bir başka postmodern tema olan “kurumsalcılık karşıtlığı” üzerinden kurul-

muş olmasıdır. Düşüncelerini dil üzerine kuran Derrida Batı düşüncesinin çiftkutuplu geliştiğini (erkek-kadın, beyaz-siyah, akıl-duygu) ve genelde bu kutup-laşmalarda ilk olanın hiyerarşik olarak üstte durduğunu ileri sürer. Yani biriniasıl olarak belirler diğeri ise ona tabidir ve hiyerarşik olarak aşağıdadır, diğer

 bir ifadeyle asıl olmayandır. İşte modernizm tıpkı bu çift kutuplu düşünce sis-teminde olduğu gibi nesnel gerçekliğe inandığından merkezi değerler belirlemişve bundan uzak kalanı marjinal saymıştır. Foucault’un (1992) belirttiği gibi asılolmayan, marjinal kalanlar anormal sayılmış ve normalleştirme aygıtlarıyla (ha-

 pishaneler, hastaneler, okullar) modernin esas aldığı ölçüye doğru normalleş-tirmeyi hedeflemiştir. Oysa postmodern düşünce, öznel gerçeklik üzerine kuruluolduğu için hiçbir esas ya da öncül değerden söz edilemez. Herkesin kendi ger-çekliği vardır. Bu yüzden de merkezi, normali olmayan bir düşüncede anormalya da marjinal de yoktur. Haliyle modernizmin marjinal kategoriye hapsettiğiazınlıklar (feministler, eşcinseller vs) temsil hakkı kazanmakta ve çoğulculuğunve bireyciliğin meşruiyet zemini genişlemektedir.

Bunda postmodern epistemolojinin “parçalanmış” özne tasarımı da önemli bir rol oynar. Postmodern düşüncenin özne tanımı modern düşüncenin özne ta-nımından oldukça farklıdır. Modernitenin merkezleştirdiği özne nesnel gözlem-lere olanak sunan “aşkın öznedir”. Oysa postmodernizmin öznesi “merkezdenuzaklaştırılmış öznedir (decentered subject )” (Jun - Rivera, 1997). Çünkü

 postmodern özne modernizmin önerdiği gibi bütün ve sabit bir kişi değildir.Tersine postmodern özne parçalanmış bir kendiliktir. Böyle bir öznenin “aşkın”

 bir konumu olamaz bu yüzden de sabit dayanağı olmayan parçalanmış özlerle

Page 27: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 27/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 27

nesnel gerçekliğe ulaşılamaz. Dolayısıyla gerçeklik ancak öznel bir nitelik arzedebilir. Gerçekliğin öznel olması, “doğrunun, iyinin, güzelin” çeşitlilik arz et-mesi demektir. Şu halde politika oluştururken ya da yönetim pratiklerinde ne

kadar çok özne, sürece dahil edilirse çoğulculuk o kadar çok yakalanmış olur.SONUÇ 

Kamu yönetiminde postmodernizmden bahsedildiğinde biri post-Fordist üre-tim ve yönetim sistemine (yeni kamu işletmeciliği), diğeri ise post yapısalcı fel-sefeye (söylem kuramları) dayanan iki akım akla gelmektedir. Yeni kamu yöne-timine ilişkin uygulama alanları üzerinden iz sürerek postmodern köklere ulaş-maya çalıştığımızda (Çizelge 2), “mekansal” düzenlemelerin söz konusu olduğu

uygulamalarda (postbürokrasi, ademi merkeziyetçilik, yerellik, devletin küçül-tülmesi, e-devlet uygulamaları) post-Fordist akımın uzantısı olan yeni kamu iş-letmeciliğine ulaşıyoruz. Bu da bizi ekonomik bir temele ve ekonominin kırılmayaşadığı dönemsel postmoderniteye (post-modernizm) götürmektedir. Çizelge2’de “yeni kamu işletmeciliğinin” tek başına eşleştiği uygulama alanları olan

 postbürokrasi, e-devlet ve küçük devlet’in kamu yönetimindeki reform hareket-lerinin ana temaları olmaları ekonomik bir etkinlik güdüsünü işaret etmektedir.

Diğer taraftan politikalarda yorumsamacılık, vatandaş odaklılık, gibi olgula-rın soyut bir zihinsel dünyaya tekabül etmesi, gerçekliğin incelmesi, bireycilik,çoğulculuk ve görecelilik temelinde yeni bir epistemolojiyi göstermektedir. Buda epistemolojik postmodernizmi (söylem kuramları) işaret etmektedir.

Şu halde 1980’lerden bu yana karşılaştığımız devletin küçültülmesini, bürok-rasinin esnekleştirilmesini, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini öneren reformhareketlerinin etkinliği hedefleyen post-Fordist dönüşümün uzantısı olduğunusöyleyebiliriz. Diğer bir ifadeyle 1980’lerin hemen arkasından reform paketle-riyle ortaya çıkan revizyonist kamu yönetimi hareketlerinin yeni üretim ve tüke-tim ilişkilerinde şekillenen ekonomik bir temeli vardır. Buna karşılık politik ka-tılımcılık, çoğulculuk, fikir hürriyeti, marjinallerin temsil hakları gibi politikala-rın söylem kuramlarına (epistemolojik postmodernizm) daha yakın olduğunugörüyoruz. Başka bir ifadeyle postbürokratikleşme, yerelleşme, küçülme, e-devlete geçme gibi uygulamalar post-Fordizmi takip eden yeni kamu işletmeci-liğinin; politik çoğulculuk, yurttaş odaklılık ve yorumsamacı politika uygulama-

larında ise söylem kuramlarının belirgin bir etki taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır.Kumar’ın (1995: 1-5) 1950 sonrası için yaptığı tarihsel ayrım dikkate alındı-

ğında, yeni kamu işletmeciliğinin post-endüstriyelden postmoderne uzanan ara-lıkta filizlenip geliştiği görülmektedir. Kumar 1950 sonrasını birbirini takipeden üç dönem halinde inceler. 1960’lardan 1980’lere kadarki dönemi post-endüstriyel; 1980-1990 arasını enformasyon; 1990 sonrasını da postmodern ola-rak alır. Post-Fordist etkiyle ortaya çıkan yeni kamu işletmeciliğinin1980’lerden itibaren hayata geçtiğini düşündüğümüzde, Kumar’ın belirttiği

Page 28: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 28/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 28

 post-endüstriyel döneme yakınlığı onu ilk dönem postmodern bir yaklaşım ola-rak karşımıza çıkarır. Söylem kuramlarının ise, 1990’lardan sonra ortaya çıkmışolması onu, Kumar’ın post-modern dönemleştirmesi içinde tespit etmemizi sağ-

lar ki bu haliyle postmodernizmle bağının yeni kamu işletmeciliğine göre dahadoğrudan olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü postmodern durum Lyotard’ın (1984:3) ifadesiyle “toplumların post-endüstriyel, kültürlerin de postmodern çağa gir-mesiyle…” ilişkilendirilmektedir. Yeni kamu işletmeciliğinin post-Fordist dö-nüşümden dolayı post-endüstriyel toplum ile bağı güçlü ancak postmodern kül-türlerle bağı daha zayıftır, çünkü epistemolojik açıdan modern döneme özgükavramsallaştırmalara başvurmaktadır (yönetsel etkinlik, verimlilik, performansdeğerleme vs).

Buna karşılık söylem kuramları “dilin” imkanlarıyla postmodern kamu yöne-timi argümanı geliştirir. Üretim yönlü toplum modundan tüketim ve bilgi yönlütoplum moduna geçişle birlikte kelimeler, semboller, işaretler somut gerçeklik-ten kopmuştur. “İmleyenin (signifier)  serbest oyunu” olarak tanımlanan

 postmodern dil, katı rasyonaliteyi ve katı gerçekliği zayıflatırken bunların karşı-sına üst-gerçekliği çıkarmıştır. Enformasyon teknolojisi de bu sanal ve soyutgerçekliği destekleyici nitelikte rol oynamıştır. Böylece sözlerin, sembollerin,

işaretlerin, ön plana çıktığı yeni bir yönetim anlayışı, “kamu alanına” egemenolmaya başlamıştır (Fox, 1996). Diğer taraftan makro kültürler zayıflarken altkültürlerin güç kazanması, demokratik oluşumu ve politika söylemini önemli

 bir sorunsala dönüştürmüştür. İşte bu durum, politikacıların soyut politik sem- bollere yönelmelerine yol açmıştır (Fox - Miller, 1996: 7). Böylece kelimeler vesöyleme dayalı bir kamu yönetimi önerisi ortaya çıkmıştır.

Her iki akımın temelindeki postmodern koşul/temalarla bakıldığında parça-lanma ve çoğulculuğun yoğun bir şekilde yer aldığı görülmektedir. Bunların“kurumsalcılık karşıtlığı” tarafından desteklendiği görülmektedir. Özellikle“postmodern kültürle” bağı daha güçlü olan söylem kuramları içinde kurumsal-cılık karşıtlığı meşruiyet dağıtan herhangi merkezi bir konumun reddini içer-mektedir. Meşruiyet dağıtan bir merkezin olmaması parçalanmayı ve parçalarınher birinin (hatta en marjinallerinin) ontolojik duruşunu meşru kılmakta böyleceçoğulculuk doğal bir süreç içinde desteklenmektedir. Bu durum katılımın, ço-ğulculuğun ve öznel gerçekliğin postmodern dönemde ne kadar çok önemsendi-

ğini göstermektedir. Zira çoğulculuğun postmodernite içinde “kendinde bir de-ğer” haline gelmesi (Şener, 2005) bunun ispatı gibidir. Katılım, modern dönem-de etkinliğe ve verimliliğe hizmet eden bir koşul olarak sunulurken “araçsal” birstatüyü işgal ediyordu. Postmodern dönemde ise katılım, “üst-gerçeklik” temasıdoğrultusunda sembolik anlamı olan “kendinde bir değer” haline gelmiş ve“amaç” statüsüne oturmuştur.

Page 29: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 29/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 29

K AYNAKÇA 

Arias, J. Tomas Gomez - Acebron, Laurentino B. (2001), “Postmodern approaches in business-to-business marketing and marketing research”, Journal of Business and

 Industrial Marketing , Vol. 16, No.1, p.7-20.Ateş, Hamza (2003), “Postbürokratik Kamu Yönetimi”, A. Balcı vd. (Ed.), Kamu Yöne-

timinde Çağdaş Yaklaşımlar , Seçkin, Ankara, s.57-82.

Bagby, L. M. J. - Franke, J. L. (2001), “Escape from Politics: Philosophic Foundationsof Public Administration”, Management Decision, Vol.39, No.8, p.623-633.

Balfour, Danny L. - Mesaros, William (1994), “Connecting the Local Narratives: PublicAdministration as a Hermeneutic Science”, Public Administration Science, Vol. 54,

 No.6, p.559-564.Bardouille, C. B. (2000), “The Transformation of Governance Paradigms andModalities: Insights into the Marketization of the Public Service in Responce toGlobalization”, The Round Table, No: 353, p.81-106.

Barnet, Neil J. - Crowther, David E. A. (1998), “Community Identitiy in the Twenty-first Century: A Postmodernist Evaluation of Local Government Structure”, International   Journal of Public Sector Management , Vol. 11, No. 6, p.425-439.

Basu, Subhajit (2004), “E-government and Developing Countries: An Overview”,

 Interantional Review of Law Computers and Technology, Vol. 18, No. 1, p.109-132.Baudrillard, Jean (1993), Simulations, Semiotexte, New York.

Bauman, Zygmunt (1988a), “Viewpoint: Sociology and Post-modernity”, Sociological Review, Vol. 36, No. 4, p.790-813.

Bauman, Zygmunt (1988b), “Is There a Postmodern Sociology”, Culture and Society,Vol. 5, No. 2-3, p.217-237.

Bell, D. (1973), The Coming of Post-Industrial Society, Basic Books, New York.

Berthon, Pierre - Katsikeas, Constantine (1998), “Essai: Weaving Postmodernism”, Internet Research: Electronic Networking Applications and Policy, Vol. 8, No. 2, p.149-155.

Box, Richard (1998), Citizen Governance, Thousand Oaks, CA: Sage Publications.

Box, Richard C. (2005), “Dialogue and Administrative Theory and Praxis: Twenty-FiveYears of Public Administration Theory”, Administrative Theory & Praxis, Vol. 27, No. 3, p.438-466.

Box, Richard C. - Gary S. Marshall - B. J. Reed - Christine M. Reed (2001), “NewPublic Management and Substantive Democracy”, Public Administration Review,Vol. 61, No. 5, p.608-619.

Brown, Stephen (1994), “Marketing as Multiplex: Screening Postmodernism”, European Journal of Marketing , Vol. 28, No. 8/9, p.27-51.

Brown, Stephen (1997), “Marketing Science in a Postmodern World: Introduction to theSpecial Issue”, European Journal of Marketing , Vol. 31, No. 8/9, p.167-182.

Bumin, Tülin (2003), Tartışılan Modernlik: Descartes ve Spinoza, YKY, İstanbul.

Page 30: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 30/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 30

Burnier, DeLysa (2005), “Making It Meaning Full: Postmodern Public Administrationand Symbolic Interactionism”, Administrative Theory & Praxis, Vol. 27, No. 3, p.498-516.

Burrell, Gibson - Morgan, Gareth (2008), Sociological Paradigms and OrganizationalAnalaysis: Elements of the Sociology of Corporate Life, Hants: Ashgate.

Christensen, L.T. - S. Torp - A. F. Firat (2005), “Integrated Marketing Communicationand Postmodernity: An Odd Couple”, Corporate Communications: An International Journal , Vol. 10, No. 2, p.156-167.

Claver, Enrique - Llopis, Juan - Gasco, Jose L.- Monila, Hipolito - Conca, Frencisco J.(1999), “Public Administration: Bureaucratic Culture to Citizen-oriented Culture”, International Journal of Public Sector Management , Vol. 12, No. 5, p.455-464.

Çetin, Halis (2003), Modernleşme ve Türkiye’de Modernleştirme Krizleri, SiyasalKitabevi, Ankara.

Denhardt, Robert B. (1981), “Critical Theory of Public Organization”, Public Adinistration Review, Vol. 41, No. 6, p.628-635.

Denhardt, Robert B. - Denhardt, Janet Vinzant (2000), “The New Public Service:Serving Rather Than Steering”, Public Administration Review, Vol. 60, No. 6, p.549-559.

Desai, Vandana - Imrie, Rob (1998), “The New Managerialism in Local Governance: North-South Dimensions”, Third World Quarterly, Vol. 19, No.4, p.635-650.

Dobuzunskis, Laurent (1997), “Historical and Epistemolojik Trends in PublicAdministration”, Journal of Mangement History, Vol. 3, No. 4, p.298-316.

Farmer, David John (1995), The Language of Public Administration: Bureaucracy,Modernity and Post-modernity, University of Alabama Press, Alabama.

Farmer, David John (1997), “Derrida, Deconstruction and Public Administration”, The American Behavioral Scientist , No: 41/1, p.12-27.

Firat, A. Fuat - Dholakia, Nikhilesh - Venkatesh, Alladi (1995), “Marketing in a postmodern world”, Europan Journal of Marketing , Vol. 29, No.1, p.40-56.

Foucault, Michel (1992), Hapishanenin Doğuşu: Gözetim Altında Tutmak ve Cezalan-dırmak , (Çev. Mehmet Ali Kılıçbay), İmge, Ankara.

Fox, Charles J. (1996), “Reinventing Government as Symbolic Politics”, Public Administration Review, Vol. 56, No. 3, p.256-262.

Fox, Charles - Miller, Hugh T. (1996), Postmodern Public Administration: Toward

 Discourse, Sage, London.Habermas, Jürgen (1996), “Öteki” Olmak “Öteki”yle Yaşamak , (Çev. İlknur Aka),

YKY, İstanbul.

Harvey, David (1991), “Flexibility: Threat or Opportunity?”, Socialist Review, Vol. 21, p.65-77.

Harvey, David (2003), Postmodernliğin Durumu, (Çev. Sungur Savran), Metis Yayınla-rı, İstanbul.

Page 31: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 31/32

Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri 31

Hassan, Ibah (1986), “Pluralism in Postmodern Perspective”, Critical Inquiry, Vol. 12, No. 3, p.503-520.

Hassard, John (1999), “Postmodernism, Philosophy and Management: Concepts andControversies”, International Journal of Management Reviews, Vol. 1, No. 2, p.171-195.

Jameson, F. (1991), Postmodernism or The Cultural Logic of Late Capitalism, Verso.

Jun, Jong S. - Rivea, Mario A. (1997), “The Paradox of Transforming PublicAdministration: Modernity versus Postmodernity Arguments”, The American Behavioral Scientist , Vol. 41, No.1, p.132-147.

King, Cherly Simrell (2005), “Postmodern Public Administration: In the Shadow ofPostmodernism”, Administrative Theory and Praxis, Vol. 27, No. 3, p.517-532.

King, Cheryl - Stivers, Camilla (1998), Government is Us: Public Administration in an Anti-government Era, Thousand Oaks, CA: Sage Publications.

Kösecik, Muhammet - Naci Karkın (2004), “E-devlet: Amaçlar, Sorunlar ve Uygulama-lar”, Yılmaz, Abdullah - Ökmen, Mustafa (Eds.), Kamu Yönetimi, Gazi Kitabevi,Ankara.

Kumar, K. (1995), From Post-industrial to Post-modern Society, Blackwell, Oxford.

Lash, S. - Urry, J. (1987), The End of Organized Capitalism, Polity Press, Cambridge.

Lyotard, Jean-Francois (1984), The Post-modern Condition: A Report on Knowledge,Manchester University Press, Manchester.

Maravelias, Christian (2003), “Post-bureaucracy- Control through ProfessionalFredom”, Journal of Organizational Change, Vol. 16, No.5, p.547-566.

McSwite, O. C. (1997), “Postmodernism and Public Administration’s Identity Crisis”, Public Administration Review, Vol. 57, No.2, p.174-181.

Miller, Hugh T. (2002), Postmodern Public Policy, Albany: State University of NewYork Press.

Miller, Hugh T. (2005), “Redescribing Public Administration”, Administrative Theory& Praxis, Vol. 27, No. 3, p.469-485.

Morcol, Goktug (2002), A New Mind for Public Analysis: Toward a Post-Newtonianand Postpositivist Epistemology and Methodology, Westport: Pracger Publishers.

Odabaşı, Yavuz (2004), Postmodern Pazarlama, MediaCat Yay., İstanbul.

Parker, Martin (1992), “Post-modern Organizations or Postmodern OrganizationTheory?”, Organization Studies, Vol. 13, p.1-17.

Paton, Richard - Dodge, Christiane (1995), “Reinventing Administrative Policies for the1990s: Administrative Policy in Canada”, International Journal of Public Sector Management, Vol. 8, No. 2, p.6-18.

Piore, M. J. - Sabel, C. F. (1984), The Second Industrial Divide: Possibilities for Prosperity, Basic Books, New York.

Rosenau, Pauline M. (1992), Post-Modernism and Social Sciences: Insights, Inroadsand Intrusions, Princeton University Press: New Jersey.

Page 32: Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

8/19/2019 Özcan-Ağca _Yeni Kamu Yönetimi Anlayışında Postmodernizmin İzleri

http://slidepdf.com/reader/full/oezcan-agca-yeni-kamu-yoenetimi-anlayisinda-postmodernizmin-izleri 32/32

 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 32

Rutgers, Mark R. (1997), “Beyond Woodrow Wilson: The Identity of the Study ofPublic Administration in Historical Perspective”, Administration & Society, Vol. 29, No.3, p.276-300.

Spicer, Michael W. (2001), Public Administration and the State: A PostmodernPerspective, University of Alabama Press.

Spicer, Michael W. (2005), “Public Administration Enquiry and Social Science In thePostmodern Condition: Some Implications of Value Pluralism”, AdministrativeTheory and Praxis, Vol. 27, No. 4, p.669-688.

Stewart, John - Clarke, Michael (1987), “The public service orientation: issues anddilemmas, Public Administration, Vol. 65, No. 3, p.161-177.

Stivers, Camilla (2003), “Administration versus Management: A Reading from the

Boundaries”, Administration & Society, Vol. 35, No. 2, p.210-230.Şaylan, Gencay (2006), Postmodernizm, İmge Kitabevi: Ankara.

Şener, Hasan Engin (2005), “Kamu Yönetiminde Katılım ve Çoğulculuk”, Amme İdare- si Dergisi, Cilt 38, Sayı 4 Aralık, s.1-22.

Touraine, Alain (2002), Modernliğin Eleştirisi, (Çev. Hülya Tufan), YKY, İstanbul.

Vigoda-Gadot, Eran (2004), “Collaborative Public Administration: Some Lessons fromIsraeli Experience”, Managerial Auditing Journal , Vol. 9, No. 6, p.700-711.

Villa, Dana R. (1992), “Postmodernism and Public Sphere”, The American PoliticalScience Review, Vol. 86, No. 3, p.712-721.

Woller, Garry M. (1997), “Public Administration and Postmodernism”, The American Behavioral Scientist , Vol. 41, No. 1, p.1-9.

Yüksel, Fatih (2004), “Kamu Yönetiminde Yeni Eğilimler Perspektifinde Türk KamuYönetiminde Reform İhtiyacı ve Kamu Yönetimi Reformu Yasa Tasarısı”, Yılmaz,Abdullah - Ökmen, Mustafa (Eds.), Kamu Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara.