168

Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

  • Upload
    others

  • View
    19

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 2: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE

SCHOPENHAUER

Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şeyyoktur. Dünya sefalet ve ıstırapta doludur; ve eğer bir insan bunlardanyakasını kurtarırsa, bilsin ki can sıkıntısı her köşe başında pusudabeklemekledir. Hatta daha da fazlası; genellikle galip gelen kötülüktür;ve gürültü ve şamatayla sesini en fazla duyuran budalalıktır. Talihinsafsız ve acımasızdır, ve insanlık acınacak durumdadır. Bunun gibi birdünyada kendinde [içinde] zengin olan bir insan Noel zamanındaaydınlık, sıcak, mutlu bir yuvadır, buna mukabil bundan yoksun olanlarkarlarla kaplı soğuk bir Aralık gecesidirler.

Page 3: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

İçindekiler

OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE 1

İçindekiler 3

Giriş 4

İNSAN MUTLULUĞUNUN İKI TEMEL DÜŞMANı: ISTıRAP VE CAN SıKıNTıSı 6

OKUMAK VE KITAPLAR ÜZERINE 32

YAZARLıK VE ÜSLUP ÜZERINE 49

DÜŞÜNMEK ÜZERINE 84

Page 4: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Giriş

Varoluş —bu müphem, esrarengiz, azap verici, rüya gibi gelip geçicivaroluş— meselesinin bizim için ne kadar büyük ve yakın bir meseleolduğu düşünülecek olursa, bir kimse onun diğer bütün meseleleri veamaçları gölgelediğini derhal fark eder —ve birkaç nadir istisna dışındabütün insanların bu mesele hakkında açık bir fikre sahip olmadığı, hattaondan tamamen habersiz gibi göründüğü, fakat kendilerini bunundışında her şeyle meşgul ettikleri, ya meseleyi doğrudan göz ardıederek ya da yaygın revaç bulmuş bir metafizik sisteminin yardımıylaonu kabule hazır vaziyette ve tatmin olmuş olarak, günlerini günetmekten başka bir şeyi düşünmeksizin ve önlerindeki daha uzungünleri nadiren hesaba katarak yaşadıkları düşünülecek olursa— birkimse bunun üzerinde düşündüğünde insanın ancak en uzak anlamdadüşünen bir varlık olduğu fikrine ulaşabilir ve insanın düşüncesizliğininyahut budalalığının emareleriyle karşılaştığında özel bir şaşkınlığakapılmaz; bilakis sıradan bir insanı n zihinsel yahut düşünsel görüşufkunun, ne geçmiş ne ge

Page 5: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

lecek bilincine sahip, bütün hayatları (deyiş yerinde ise) sürekli birşimdiden ibaret olan hayvanlarınkinden çok da ileride olmadığını,arada, öyle zannedildiği gibi geniş bir aralık bulunmadığını bilir.

Page 6: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

İNSAN MUTLULUĞUNUN İKI TEMEL DÜŞMANı:ISTıRAP VE CAN SıKıNTıSıÇev. M. Sırrı ERER

En genel gözlem, bize insan mutluluğunun iki temel düşman ının ıstırapve can sıkıntısı olduğunu gösterir. Daha ileri gidip, birinden yakamızısıyıracak kadar talihli olma ayrıcalığımızın düzeyinin bizi diğerineyaklaştırdığını söyleyebiliriz. Aslına bakılırsa hayatın bize sunduğu, buikisi arasında, az veya çok şiddetli bir salınımdır. Bunun sebebi, bu ikikutuptan her birinin diğeri için çift yönlü, harici ya da nesnel, deruni yada öznel bir çatışmayı içinde barındırmasıdır. İhtiyaç içerisindebulunmak ve sefalet, ıstırap üretir; buna mukabil eğer bir insan sahipolması gerekenlerden daha fazlasına malikse can sıkıntısına düçarolur. Dolayısıyla aşağı sınıftakiler günlerini ihtiyaçları tedarik için süreklibir mücadele ile, bir başka ifadeyle, ıstırapla geçirirken, yüksek sınıflarcan sıkıntısıyla biteviye ve çok kere umutsuz bir savaş halindedirler1.Deruni yahut öznel çatışma, kişide ıstıraba karşı duyarlılığın cansıkıntısına duyar

1 Ve aşırı uçlar karşılaşır (birbirini bulur); çünkü uygarlığın en aşağı durumu, bir göçebeyahut gezgin hayatı, en yükseğinde kendi mütekabilini bulur ki orada herkes zaman

zaman bir gezgindir. İlk a şama bir zorunluluk durumuydu; bu sonraki can sıkıntısı içinbir çaredir.

Page 7: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

lılıkla ters orantı içerisinde değiş meşinden kaynaklanır, çünküduyarlılık, zihinsel güçle doğrudan orantılıdır. İzin verin açıklayayım:

Keskinlikten yoksun küt bir kafa kural olarak körelmiş duyarlılıklarla,hiçbir his yahut heyecanın etkileyemeyeceği bir ruh haliyle, sözünkısası, ne kadar büyük yahut korkunç olursa olsun, çok fazla acı ya daendişe hissetmeyen bir mizaçla birliktedir. Şimdi, zihinsel körlük yahutkütlüğün temelinde yatan şey ruh boşluğu (ya da bönlüğü)dur, ki birsürü çehreye damgasını vurmuştur ve kendisini dış dünyadaki bütünönemsiz—lüzumsuz şeylere sürekli ve canlı bir dikkatle ele veren birzihin durumudur Bu, can sıkıntısının gerçek kökenidir: Zihni ve ruhukendilerini meşgul edecek bir şeye vermenin bir vesilesine sahip olmakiçin heyecandan sonra yeniden ve mütemadiyen arzulama.

İnsanların bu amaçla seçtikleri şeyler, başvurdukları sefil eğlencelerin,yarenlik ve sohbet bahsindeki genel telâkkilerinin ya da aynı şekildekapı önlerinde yahut pencereden sarkarak dedikodu eden çok sayıdainsanın gösterdiği gibi çok özel değildir. İnsanların yarenlik içinhemcinslerinin, oyalayıcı şeylerin, eğlencenin, her türden lüzumsuzlüksün peşine düşmesi, esas itibariyle bu deruni ruhsal boşluk (bönlük)nedeniyledir, ki çoklarını savurganlığa ve sefalete sürükler. Hiçbir şeyböyle bir sefalete karşı deruni zenginlik, ruh zenginliği kadar iyi birkoruma sağlamaz, çünkü o arttıkça sıkıntıya yer kalmaz.

Ve düşüncenin sonu gelmeyen etkinliği! O kendisinin ve tabiatın çokçeşitli fenomenlerinde her zaman üzerine eğilecek yeni malzemelerbulur ve her daim bunlarla ilgili yeni terkipler oluşturmaya hazır vemuktedirdir. İşte burada ruhu canlandırıp dinçleştirecek ve dinlenmeanları hariç onu can sıkıntısının erişebileceği noktanın çok yukarısınayerleştirecek bir şey bulursunuz.

Page 8: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 9: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Fakat diğer taraftan bu yüksek zihin düzeyi, yüksek bir duyarlılıkderecesinde, daha büyük irade kudretinde, daha büyük bir heyecanlılıkdurumunda kökleşir; ve bu niteliklerin birliğinden südur edecek olan,büyümüş bir his ve duygu kapasitesi, her türlü ruhi, hatta bedenselacıya genişlemiş bir duyarlılık, engellere karşı daha büyük birsabırsızlık, müdahaleye karşı daha büyük gücenikliktir, ki bu eğilimlerintümü —hayal gücünün zenginliğiyle, kabul edilemez nitelikte olan dadahil— düşüncenin bütün eriminin canlı karakteriyle daha da büyür.Değişik derecelerde bu, su katılmamış mankafa kimseden, gelmişgeçmiş en büyük dâhiye kadar, zihinsel gücün geniş yelpazesindeki heraşama için geçerlidir. Dolayısıyla gerek öznel gerekse nesnel birzaviyeden, herhangi bir kimse insan hayatındaki bu ıstırapkaynaklarından birine ne kadar yakınsa diğerinden o kadar uzaktır. Vedolayısıyla bir insanın tabii temayülü onu, nesnel dünyasını mümkünolduğu kadar öznel dünyası ile uyuşturmaya yönlendirecektir; bir başkaifadeyle, onu en ziyade açık olduğu ıstırap biçimine karşı en büyükönlemleri almaya sevk edecektir.

Akıllı adam her şeyden evvel ıstıraptan ve tacizden (harici sıkıntıdan)azade olmak için çabalayacak, sessizliği ve boş vakti, dolayısıylamümkün olan en az sayıda beklenmedik ve tehlikeli karşılaşma ilebirlikte sakin, mütevazı bir hayatı arayacaktır; ve böylelikle sözüm onahemcinsleriyle çok az bir ortak tecrübeyi paylaştıktan sonra,münzeviyane bir hayatı tercih edecektir, hatta eğer büyük bir ruhasahipse büsbütün yalnızlığı seçecektir.

Çünkü bir insan ne kadar kendi kendisine yeterse, başka insanlara odenli daha az gereksinim duyacaktır; haddi zatında başka insanlar daona o kadar az tahammül edebilecektir. Yüksek bir zihin düzeyinin bir

Page 10: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

insanı toplum dışına itebilmesinin nedeni budur. Doğrudur, eğer zihninniteliği nicelikle telafi edilebilseydi, bu insanların büyük

Page 11: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

dünyasında bile yaşama zahmetine değerdi; fakat şükür ki yüz taneahmak bir araya gelse bir tane akıllı adam etmez.

Fakat yelpazenin diğer ucunda duran insan, ihtiyacın ani sancılarındankurtulur kurtulmaz, her ne pahasına olursa olsun eğlenmeye vetopluluğa karışmaya çabalar, karşılaştığı ilk kimseyle tanışmaya canatar ve bizatihi kendisi, en ziyade uzak durmaya çalıştığı şey halinegelir. Çünkü herkesin kendi yeterlilikleriyle karşı karşıya bırakıldığıyalnızlıkta, bir insanın kendinde sahip olduğu şey gün ışığına çıkar; allıpullu esvaplarının içerisinde budala sefil kişiliğinin yükü altında inim iniminler —ki bu asla üzerinden atamadığı bir yüktür— halbuki yetenekliinsan canlandırıcı—şenlendirici düşünceleriyle tenha yerleri gözler.

Seneca, ahmaklığın kendi kendisinin yükü olduğunu bildirir: ömnisstultitia laboratfastidio sui. Çok doğru bir sözdür bu, ki "Bir ahmağınhayatı ölümden daha berbattır" diyen İsa ben Sirak' ın sözüylemukayese edilebilir. Ve kural olarak bir insanın zihni bakımdan sefil vegenel olarak bayağı olduğu derecede topluluğa karışabildiği teslimedilecektir. Çünkü bir insanın bu dünyadaki seçimi bir yandanyalnızlığın, diğer yandan bayağılığın ötesine çok fazla geçmez...

Beyin bir tür asalak bir uzuv, deyiş yerinde ise bedenle birlikte ikameteden bir pansiyoner olarak kabul edilebilir ve boş zaman, yani insanınbenliğini ya da ferdiyetini özgürce idrak etmek için sahip olduğu zaman,genellikle hayatın sadece çaba ve zahmetten ibaret kalan bölümününmeyvesi ya da ürünüdür. Fakat insanların çoğunun boş zamanı ne hâsıleder: Can sıkıntısı ve budalalık; kuşkusuz bedensel zevklerin ya dabudalalıkların peşinde koşulduğu zamanlar müstesna. Böyle birküçücük boş zaman aralığının ne kadar kıymetli olduğu, onunharcanma tarzında ya-

Page 12: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

2 Ekklesiastikos [Vaiz, ya da Vaaz Eden Bilgelik], xxii. 11.

Page 13: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

hut keyfiyetinde görülebilir ve Axiosto'nım dikkat çektiği gibi cahilinsanların boş saatleri ne kadar acınaklıdır! uozio lungo d uominiignoranti "

Sıradan insanlar sadece zamanlarını nasıl harcayacaklarım düşünürler;herhangi bir yeteneğe sahip insan onu kullanmaya çalışır. Sınırlı aklasahip insanların can sıkıntısına meyyal olmalarının nedeni, akıllarınınmutlak manada iradenin sevk edici gücünün harekete geçirileceği(tatbik sahasına konulacağı) araçtan başka bir şey olmamasıdır;iradeyi harekete geçirecek özel bir şey olmadığında, atalet halinde kalırve akıllan tatil eder, çünkü irade gibi o da, sahneye koyacağı harici birşeye ihtiyaç duyar. Sonuç; bir insanın sahip olduğu güç her ne ise onunkorkunç bir durgunluğu, tek kelimeyle can sıkıntısıdır.

Bu mutsuz hissiyata karşı koymak (onu etkisizleştirmek) için insanlar,uğraştıkları kısacık süre içerisinde haz veren lüzumsuz şeylerin peşindekoşup dururlar, böyle bir umutla iradeyi harekete geçirmek vedolayısıyla zihni devingen hale getirmek için çabalarlar; çünkü iradeninbu saiklerini etkilemesi gereken sonuncusudur. Gerçek ve tabii saiklerlekarşılaştırıldığında bunlar altın paraya kıyasla kâğıt paradan başka birşey değildir; çünkü bunların değerleri sadece indi-keyfidir; kâğıtoyunları ve benzeri şeyler, ki münhasıran bu amaç için icat edilmişlerdir.Ve eğer yapılacak başka bir şey yoksa bir insan ya vakti israf edecekya da şeytanın yat borusunu çalacaktır; yahut beynini çalıştırmak içinbir sigara bunların yerine iyi bir ikame olabilir. Bu yüzdendir ki bütünülkelerde insan topluluklarının temel uğraşı kâğıt oyunlarıdır ; verilendeğerin

3 Kuşkusuz bu yargı günümüz dünyasında, kâğıt oyunlarının söz konusu olduğu

denemenin kaleme alındığı dönemde olduğu kadar gerçeği yansıtmaz, fakat özünde

Page 14: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

durum aynıdır, şu kadar ki bugün kâğıt oyunlarının yerini teknolojinin daha karmaşıkaletlerine tutsaklık almıştır denilebilir.

Page 15: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

çapı ve zahiri göstergeler düşüncenin iflâsının ilanıdır. İnsanlar, meşgulolacak düşünceleri olmadığı için kâğıtlarla uğraşırlar ve birbirlerininparalarını kazanmaya çalışırlar. Budalalar!,

Fakat haksızlık etmek istemem; dolayısıyla izin verin kağıt oyunlarınısavunmak için kesinlikle, bunun dünyaya ve iş hayatına bir hazırlıkolduğunun söylenebileceğine işaret edeyim; çünkü bir kimse böylelikletesadüfi ama değiştirilemez koşulları (bu durumda kâğıtlar) nasıl zekicekullanabileceğini ve bunlardan mümkün olduğu kadar kazançlı çıkmasınıöğrenir ve bunu yapmak için bir insan bir miktar riyakarlık (iki yüzlülük)ve kötü bir işe nasıl iyi bir yüz takınabileceğim öğrenmelidir. Fakat diğeryandan, tam da bu sebepten ötürü kâğıt oyunu bu denli ahlâkbozucudur, çünkü oyunun bütün amacı her türlü hile ve aldatmayabaşvurarak başkasına ait olanı kazanmaktır. Ve oyun masalarındankapılan bu türden bir alışkanlık, ait olduğu yerden dışarı çıkıp günlükhayata karışır; ve günlük hayatın işlerinde bir insan yavaş yavaş artıköyle bir noktaya gelir ki, meumu (L. bana ait olanı) ve tuumn (L. sanaait olanı)4 hemen hemen kağıtlarla aynı şekilde görmeye ve sahipolduğu üstünlükler her ne ise onları, adaletin pençesi ensesineyapışmadığı sürece, en son noktaya kadar kullanması gerektiğinidüşünmeye başlar. Kastettiğim kimselerin örneklerine, ticaret hayatındaher gün rastlanır.

Şu halde bir insan kendi kendisini idrak ettiği, yahut kendisine malikolduğu için, boş vakit hayatın çiçeği, daha doğrusu meyvesi olduğunagöre, kendilerinde gerçek bir şeye sahip olanlar hakikaten mutludurlar.Fakat insanların çoğunun boş vaktinden ne elde edersiniz? Korkunç birşekilde canı sıkılan ve kendi kendisine yük olan işe yaramaz

4 Denemenin kaleme alındığı zamanlarda, eğer bir insan meum ve telim arasındaki

Page 16: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

ayrımdan habersizse bu, ona kibarca hırsız demenin bir yoluydu.

Page 17: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

bir insan... Dolayısıyla sevinelim aziz kardeşlerim, sevinelim ve sürürbulalım, çünkü biz köle kadının değil, özgür kadının çocuklarıyız.

Ayrıca, nasıl ki hiçbir ülke sadece birkaç kalem ithalata ihtiyaç duyanya da hiç ihtiyaç duymayan bir ülke kadar müreffeh değilse, en mutluinsan da içindeki zenginliği kendisine yeterli olan ve varlığını idameettirmek için dışarıdan ya çok az şeye ihtiyaç duyan veya hiçbir şeyeihtiyaç duymayan insandır; çünkü ithal mallar pahalı şeylerdir,bağımlılığı açığa vururlar, tehlikeye sebebiyet verirler, s ıkıntı meydanagetirirler ve sözün kısası yerli imalat için sefil birer ikamedirler. Hiçkimse başkalarından, ya da genel bir ifadeyle, dış dünyadan çok fazlabeklenti içerisinde olmamalıdır. Bir insan tekinin bir başkası için ifadeedebileceği şey, öyle çok büyük değildir: Neticede herkes yalnız kalırve önemli olan şey yalnız kalanın kim olduğudur.

Burada genel bir doğrunun bir başka tatbikatıyla karşılaşırız ki, GoetheDichtung und Wahrheit"ında (Şiir ve Hakikat, III. Kitap), şu şekildedikkat çeker: Bir insan son tahlilde her şeyde kendisine başvurmalıdır;ya da Goldsmith'in The Traveller'da ifade ettiği biçimiyle:

Still to ourselves in every place consign 'd Our own felicity we makeor find.

Bir insanın olabileceği ya da başarabileceği en iyi ve en büyük şeyinkaynağı insanın kendisidir. Bu ne kadar böyle ise de-bir insanmutluluğun kaynaklarını ne kadar kendisinde buluyorsa— o kadar dahafazla mutlu olacaktır. Dolayısıyla büyük bir hakikatle Aristoteles "Mutluolmak kendi kendine yeter olmak demektir"5 der. Çünkü mutluluğundiğer bütün kaynakları doğaları bakımından

5 Eud. Eth. vii 2.

Page 18: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 19: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

en güvenilmez, kuşkulu, sallantılı, kısa ömürlü ve şansın elindeoyuncaktırlar; hatta en uygun koşullar altında bile kolaylıklatükenebilirler; o kadar ki bu kaçınılmazdır, çünkü her zaman insanınerişim alanı içinde değillerdir. Ve yaşlılıkta, mutluluğun sözü edilen bukaynaklan kaçınılmaz olarak kurur; aşk bizi o zaman terk eder venükte, seyahat arzusu, atlardan hoşlanma, toplumsal münasebetlereeğilim, dostlar ve akrabalar da ölümle elimizden alınır. O vakit bir insanher zamankinden daha fazla, kendisinde sahip olduğu şeye bağımlı halegelir; çünkü ona en uzun bağlı kalacak, onu terk etmeyecek olan budur;ve hayatın herhangi bir döneminde mutluluğun tek hakiki ve uzun ömürlükaynağıdır.

Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şeyyoktur. Dünya sefalet ve ıstırapla doludur; ve eğer bir insan bunlardanyakasını kurtarırsa, bilsin ki can sıkıntısı her köşe başında pusudabeklemektedir. Hatta daha da fazlası; genellikle galip gelen kötülüktür;gürültü ve şamatayla sesini en fazla duyuran budalalıktır. Talih insafsızve acımasızdır ve insanlık acınacak durumdadır. Bunun gibi birdünyada kendinde (içinde) zengin olan bir insan Noel zamanındaaydınlık, sıcak, mutlu bir yuvadır; buna mukabil bundan yoksun olanlarkarlarla kaplı soğuk bir aralık gecesidirler. Dolayısıyla yeryüzündeki enmutlu talih, fevkalade seyrek tesadüf edilen zengin bir kişiliğe ve dahada özelde iyi bir akıl donanımına sahip olmaktır; bu en mutlu talihtir, herne kadar son kertede çok parlak olduğu söylenemese de.

İsveç Kraliçesi Christina'nın, henüz on dokuz yaşında iken, kendisineanlatılanların dışında tek bir denemesinden tanıdığı ve o zamanHollanda'da yirmi yıldır en derin yalnızlık içerinde yaşamakta olanDescartes hakkında söylediği şu sözde, büyük bir bilgelik vardır: "M.

Page 20: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Descartes diyordu Kraliçe, "insanların en mutlusudur ve benim için

Page 21: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

ziyadesiyle gıpta edilecek bir durumdadır."6 Elbette Descartes'mdurumunda olduğu gibi, harici koşullar bir insanın hayatının vemutluluğunun efendisi olmasına el verecek kadar müsait olmalıdır; yada Ekklesiastikos'da okuduğumuz gibi, ""Bilgelik bir mirasla birlikteiyidir ve [onunla birlikte] güneşi görenlere kazanç getirebilir"?

Tabiatın ve talihin kendisine bilgelik saadetini bahşettiği adam,mutluluğun kendisinde barındırdığı kaynaklarını açık tutmaya büyüközen ve dikkat gösterecektir; bunun için bağımsızlık ve boş vakitzorunludur. Bunları elde etmek için o isteklerini mutedilleştirmeye (ölçülühale getirmeye) ve kaynaklarını beslemeye çalışacaktır ve her şeydenevvel o başkaları gibi bedensel zevklerinden ötürü dış dünyaya bağlıolmayacağı için bunu isteyecektir. Dolayısıyla o makam mevkibeklentileriyle veya kâr kazanç umuduyla yahut da hemcinslerinin takdirve teveccühünü kazanma hevesiyle, kendisini kaba arzuların ve bayağızevklerin köleliğine terk etmek gibi yanlış bir yola sapmayacak- tır;hayır, o böyle bir durumda Horatius'un Maecenas'a mektubunda[Epistulae] verdiği tavsiyeye kulak verecektir:

Nec somnum plebis laudoy satur altilium, nec Otia divitiis Arabumliberrima mut o.

İnsanın içindekini dışarıdakine feda etmesi, sükunetinin, boş vaktinin, vebağımsızlığının bütününü yahut büyük bölümünü, makam mevki, şanşöhret, unvan ve ihtişam için kurban etmesi muazzam bir budalalıkörneğidir. Bu tam da Goethe'nin yaptığı şeydir. Mutlu talihim beni

6 Vie de Descartes, par Baillet. Liv. vii., ch. 10.

7 Ekklesiastikos, vii. 12.

8 Lib . J e p . 1.

Page 22: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 23: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

tamamen başka bir yöne sürükledi.

Burada üzerinde ısrarla durduğum hakikat, yani insanın mutluluğununtemel kaynağının deruni (insanın içinde) olduğu hakikati, Nikhomakhos'a Etik inde Aristoteles'in en doğru müşahedesiyle teyit edilir9; şöyle kiher zevk peşinen onsuz var olamayacağı bir tür etkinliği, bir tür güçsarfiyatını gerektirir. Aristoteles' in insanın mutluluğunun en yüksekmelekelerin hiçbir engelle karşılaşmaksızın özgürce tatbikine dayandığıyolundaki öğretisi, Stobaeus'un Peri patetik felsefe için kaleme aldığıaçıklamada da telaffuz edilir: Mutluluk, der, giriştiğiniz her şeydemuktedir ve muzaffer olmaktır:; ve muktedir (dinç ve zinde olmakanlamında Grekçe: Aretae) olmak ile her ne olursa olsun, herhangi birşeyde hakimiyeti (ustalık ve maharet sahibi olmayı) kastettiğiniaçıklar10. Demek ki tabiatın insanı mücehhez kıldığı kuvvetlerin asliamacı onu her taraftan kuşatmış olan güçlüklere karşı mücadeleetmesini sağlamaktır. Fakat eğer bu mücadele sona ererse,kullanmadığı güçleri onun için bir yük haline gelecektir; ve onun bunlarıişe koşması ve bunlarla oynaması —demek istediğim bunları, insanıstırabının diğer kaynağından, artık açık ve korunmasız kaldığııstıraptan uzak durmanın dışında— herhangi bir amaç gözetmeksizinkullanması gerekecektir.

Can sıkıntısının en büyük kurbanları yüksek sınıflar, varlıklı insanlardır.Lucretius uzun zaman önce bunların içler acısı durumunu gözler önünesermişti ve sunduğu tablonun hakikati bugün bile herhangi bir büyükşehrin hayatında tespit edilebilir: Burada zenginler can sıkıntısı peşlerinibırakmadığı için nadiren görkemli konaklarında durabilirler, fakatdışarıda kendilerini avutacak daha iyi bir şey bulamadıklarından yine deburalara dönerler; yahut olmadı

Page 24: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

9 Nikhomakhos'aEtik, i. 7 and vii. 13, 14.

10 Ecl. eth. ii., ch 7.

Page 25: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

sanki alevler içerisinde kalmışlar gibi koştura koştura sayfiyedekikonaklarına giderler; fakat can sıkıntısı burada da peşlerinibırakmadığı için çok geçmeden çaresiz geri dönerler ve uyku ile herşeyi unutmaya çalışırlar, olmadı alelacele yeniden şehir hayatınakarışırlar.

Exit saepe foras magnis ex aedibus ille,

Esse domi quem pertaesum esty subitoque reventat,

Quippe foris ni hilo melius qui sentiat esse.

Currit, agens mannos, ad villam precipitantes

Auxilium tectis quasi ferre ardentibus instans:

Oscitat extemplo, tetigit quum limina villae;

Aut abit in somnum gravis, atque oblivia quaerit; Aut

etiam properans urbem petit atque revisit

Gençliklerinde bu tür insanlar lüzumsuz bir adale gücüne ve yaşamsalenerjiye sahip olmuş olmalılar ki, ruhun güçlerinden farklı olarak bunlaruzun süre dinçlik derecesini en üst düzeyde tutamazlar ve hayatlarınındaha sonraki yıllarında zihinsel bakımdan tamamen iktidarsızdırlar yada bu güçleri sahneye çıkaracak kullanım alanını (istihdam ihtiyacını)geliştirmekten mahrumdurlar; dolayısıyla sefil ve bedbaht bir durumiçerisindedirler. Bununla beraber hâlâ iradeleri vardır, çünkü butükenmeyen yegâne güçtür; ve iradelerini, yüksek bahislere dayalışans oyunları ve benzeri gibi duygusal heyecanlarla uyarmayaçalışırlar. Kuşkusuz bunlar bayağılığın en ziyade yozlaştırıcı biçimidir.Ve genellikle eğer bir insan yapacak hiçbir şey bulamazsa, üstün yahutfaik olduğu gücün türüne uygun olarak kendisine bir eğlence türü

Page 26: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

seçmesi muhakkaktır denir—duruma göre bu top veya satranç, avcılıkya da resim, at yarışları yahut müzik; kâğıt oyunları

11 III, 1073.

Page 27: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

yahut şiir, armacılık, felsefe veyahut başka bir sathi ilgi olabilir. Builgileri üç temel gücün, bir başka deyişle, insanın fizyolojik yapısınıoluşturmak için bir araya gelen etkenlerin dışavurumlarına karşıgelecek şekilde yönteme bağlı kalarak tasnif edebiliriz ve ayrıca bugüçleri kendi başlarına düşünerek ve bunların hizmet edebilecekleribelirli hedeflerin herhangi birinden bağımsız olarak ve nihayet herinsanın içinden, hangisinde üstün ise buna göre kendisine uygungelenini seçeceği üç mümkün haz kaynağını sunmaları bakımındansınıflandırabiliriz.

Her şeyden önce hayat gücünün {yaşamsal enerjinin), yemenin,içmenin, hazmetmenin, dinlenmenin ve uyumanın zevkleri gelir; vedünyanın öyle köşeleri vardır ki bunlar ayırt edici ve ulusal zevklerdirdenilebilir. İkinci ola- f ak adale gücü nün zevkleri gelir, yürümek,koşmak, güreşmek, dans etmek, eskrim yapmak, at binmek ve benzeriatletik uğraşlar bunlara dahildir ki, zaman zaman spor biçiminebürünürler, kimi zaman askerlik hayatının ve gerçek savaşın bir parçasıolurlar. Üçüncü olarak duygu ve duyarlık zevkleri gelir, temaşa,müşahede, düşünme, duygulanma, yahut şiir zevki veya kültür, müzik,öğrenim, okuma, keşif, felsefe ve benzeri bunlara dahildir. Bu zevktürlerinin her birinin değerine, izafi kıymet ve ömrüne gelince, bu konudabir hayli şey söylenebilir, ki ben bunu okura bırakıyorum.

Fakat herkes bilir ki sahneye çıkarılan güç ne kadar soylu ise onunvereceği zevk de o kadar büyük olacaktır; çünkü zevk her zaman birkimsenin kendi güçlerinin kullanımını tazammun eder ve mutluluk birzevkin sık sık tekrarlanmasına dayanır. Bu bakımdan duygu ve duyarlıkzevklerinin diğer her iki temel zevk türünden daha yüksek bir yer işgalettiğini hiç kimse inkâr edemez ki bu sonuncular vahşilerde eşit, hatta

Page 28: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

daha yüksek derecede mevcuttur; insanı diğer hayvanlardan ayıran daduyarlığın bu ağır basan miktarıdır.

Page 29: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Şimdi ruhsal melekelerimiz yahut zihinsel güçlerimiz duyarlık biçimleridir;dolayısıyla zihinsel haz denilen ve zihne bağlı olan bu zevk türüne bizimuktedir kılan bunların ağır basan miktarıdır; ve duyarlık ne kadarbaskınsa, zevk de o kadar büyük

12

olacaktır.

Normal, sıradan insan herhangi bir şeye ancak iradesini [arzusunu]heyecanlandırdığı, bir başka söyleyişle kişisel olarak onu ilgilendiren[çıkarma olan] bir mesele olduğu kadarıyla canlı bir alâka gösterir.Fakat iradenin sürekli heyecanlı bir durumda olması, en hafif birifadeyle, katışıksız bir mutluluk değildir; bir başka söyleyişle bu durumacı ve ıstırabı ihtiva eder. Kâğıt oyunları, her yerde

12 Tabiat inorganik dünyanın mekanik ve kimyasal etkinliğinden başlayıp, kendi kendininayırdında olmayan kör bir yeterlikle nebat dünyasına, buradan akıl ve bilincin, ilk baştaziyadesiyle zayıf olduğu hayvanlar alemine geçip, ancak birçok ara aşamadan sonra nihai

büyük gelişimine, aklı tabiatın zirve noktası, bütün çabalarının hedefi, bütünameliyelerinin en kusursuzu ve en meşakkatlisi olan insanda ulaşarak sürekli bir ilerleme

gösterir. Ve hatta insan zihninin hudutları içerisinde bile göze çarpan pek çok derece

yahut seviye farklılıkları mevcuttur ve zihnin, daha doğru bir ifadeyle aklın en yükseknoktasına eriştiğine nadiren rastlanır; kelimenin bu dar ve kesin anlamında tabiatın en

yüce ürünüdür, dolayısıyla dünyanın övünebileceği en nadir ve en değerli şeydir.Tabiatın en yüce ürünü bilincin en açık seviyesidir ki, içinde dünya kendisini başka heryerden daha açık ve eksiksiz biçimde yansıtır. Bu akıl formuyla mücehhez bir insan

yeryüzündeki en soylu ve en iyi şeye maliktir; dolayısıyla mukayese edildiğinde bütündiğerlerinin değersizleştiği bir zevk kaynağına sahiptir.

O etrafındakilerden, sahip olduğu şeyin özgürce tadını çıkarmak için boş vakitten, deyiş

yerinde ise elmasım parlatmak için zamandan başka bir şey talep etmez. Zihne aitolmayan diğer bütün zevkler düşük bir sınıfa aittir; çünkü bunların hepsi iradenin

devinimleridir. Neye yönelmiş olursa olsun hiç önemli değil, arzular, umutlar, korkular ve

Page 30: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

hırslar her zaman acı ve ıstırap pahasına ve hırs yahut ihtirasın durumunda olduğu gibi,genellikle az ya da çok vehim ve- ya kuruntu ile tatmin olurlar. Buna mukabil zihinselhazlar söz konusu olduğunda hakikat gittikçe açık ve sarih hale gelir. Zihin dünyasında

acının gücü yoktur. Bilgi her şeydir. Ayrıca zihinsel hazlara bütünüyle ve ancak zihnin

aracılığıyla ulaşılabilir ve onun gücüyle sınırlıdırlar. Dünyadaki bütün akıllar bit' araya

gelse akıldan nasip almamış birisi için hiçbir kıymet ifade etmez. Yine de bu üstünlüğehakiki bir mahzur eşlik eder; çünkü bütün tabiat aklın yahut zihnin gelişimiyle birlikte acı

duyma kapasitesinin arttığını gösterir; ye ancak en yüksek akıl seviyesi ile ıstırap doruknoktasına erişir.,

Page 31: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

"iyi toplum "un evrensel meşgalesi, bu tür bir heyecanı sağlamanın biraracıdır, bu da gerçek ve kalıcı olan yerine önemsiz ve geçici olanıstırabı hâsıl edecek kadar küçük ilgilerle—çıkarlarla sürdürülür.Doğrusunu söylemek gerekirse kâğıt oyunları iradenin

13

küçük okşayışlarla tahrikidir.

Diğer taraftan güçlü zihne sahip bir insan şeylere iradenin hiçbir dahliolmaksızın safi bilgi amacıyla canlı bir alâka gösterebilir; hatta böylebir alâka onun için bir zorunluluktur. Bu onu ıstırabın bilinmediği—tanınmadığı bir alana —tanrıların asude bir hayat sürdüğü tanrısal birdünyaya— yükseltir.

phusis bebion ou ta chraematatheoi reia xoontes.u

Şimdi önümüzdeki bu iki tabloya bakalım: Bir tarafta tamamen kişiselmutluluğun küçük önemsiz şeylerine, ucuz hesaplarına, bütünbiçimleriyle sefalete adanmış çaba ve mücadelelerin uzun, küt kaydınıihtiva eden kitlelerin hayatı, bu hedeflere ulaşılır ulaşılmaz her taraftancan sıkıntısının taciz edip durduğu (daha doğrusu tasallutundan

13 Bayağılık temelinde iradenin bütünüyle zihne hükmettiği bilinç türüdür ki sonuncusu

efendisinin, iradenin hizmetini görmekten başka bir şey yapmaz. Dolayısıyla iradenin

talebi olmadığı zaman güçlü ya da zayıf hiçbir saikin ihtiyacını karşılamaz, zihin bütünüyle

gücünü kaybeder ve netice tam bir zihin-ka- fa boşluğudur. Şimdi, akılsız irade

dünyadaki en bayağı ve en sıradan şeydir ve her mankafanın başının belasıdır kiheyecanlarının tatmini sırasında yoğrulduğu hamuru gözler önüne serer. Bu yegâne faal

unsurların duyu organları olduğu ve ancak duyuların verilerini kavramak için gerekli

olduğu kadar aklın bulunduğu bayağılık denen zihin durumudur. Dolayısıyla bayağı insanher türlü izlenime sürekli olarak açıktır ve çevresinde olup biten her türlü küçük

önemsiz şeyleri anında algılar: En hafif fısıltı, en önemsiz bir durum onun dikkatini

Page 32: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

uyandırmak için yeterlidir; o tıpkı bir hayvan gibidir. Böyle bir insanın zihinsel durumukendisini çehresinde, genel olarak dışarıdan görünüşünde ele verir. Dolayısıylaumumiyetle durum bu merkezde olduğu üzere eğer iradesi -bilincindeki yegâne etken-alçak, bencil ve bütünüyle kötü bir irade ise, çok daha (mütecaviz) çirkin olan bayağı, iticigörünüşün sebebi işte budur.

14 Odysseia IV., 805.

Page 33: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

kurtulamadığı) ve insanın yüzüstü bırakıldığı ve işte bu yüzdenheyecanın vahşi ateşiyle yeniden bir başka hareket biçimiyleuyarılmadıkça iflah olmayacak bir hayat. Diğer tarafta düşüncebakımından zengin, hayat ve anlam dolu bir yaşam süren, onlarakendisini verecek vakit bulduğu her fırsatta derhal kıymetli ve değerliamaçlarla meşgul olan, en soylu hazzın kaynağını kendi içinde taşıyan,yüksek bir zihni kudret düzeyine sahip bir insan. Harici müşevviklerdenyahut uyarıcılardan gereksinim duyduğu şey tabiatın eserlerinden, veinsanlığın durumunu ve bütün çağların ve ülkelerin büyüklerininarkalarında bıraktıklarını düşünmekten gelir ki, bu sözünü ettiklerimizisadece bunlar anlayıp, onlarla aynı hissiyatı paylaşabilecekleri için,eksiksiz biçimde ancak bu tür insanlar tarafından değerlendirilirler. Vedolayısıyla bu bütün çağların ve ülkelerin büyükleri gerçekten sadecebunlar için yaşamıştır; onların hitap ettikleri sadece bunlardır; kalanıgerek onları gerekse onların takipçilerini ancak yarım yamalakanlayabilen tesadüfi dinleyicilerden başka bir şey değildir.

Elbette entelektüel insanın bu karakteristiği onun diğerlerinden bir fazlaihtiyaca, okuma, gözlemleme, tetkik, tefekkür ve tatbik etme ihtiyacına,sözün kısası kimse tarafından rahatsız edilmeyeceği serbest zamanihtiyacına sahip olduğunu ima eder. Çünkü Voltaire'in gayet haklı olarakifade ettiği gibi, "Gerçek ihtiyaçlar olmadan gerçek hazlar olmaz" vebaşkalarının mahrum olduğu zevklerin — tabiatın, sanatın ve edebiyatınçeşitli güzellikleri— böyle bir insan için neden mümkün olduğusorusunun cevabı bunlara duyulan ihtiyaçtır. Bu zevkleri bunlara ihtiyaçduymayan ve bunları takdir edemeyecek insanların önüne yığmak—saçı başı ağarmış birisinin âşık olmasını beklemek gibi bir şeydir.

Bu bakımdan ayrıcalıklı olan bir insan, biri şahsi diğeri zihni iki hayat

Page 34: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

sürer; sonuncusu onun için zaman içe

Page 35: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

risinde hakiki hayat, diğeri ise sadece bir araçtan ibaret olan bir şeyolarak görülmeye başlar. Diğer insanlar bu sığ, boş ve sıkıntılı hayatıkendisi için kendisinden ötürü bir amaç haline getirirler. Oysa bu sözünüettiğimiz insan diğer bütün uğraşları karşısında zihnin hayatına öncelikverir. Anlayış ve bilginin sürekli gelişmesiyle, bu zihni hayat yavaş yavâşbiçimlenen sanat eseri gibi, gittikçe daha da eksiksiz hale gelen birkesafet, kalıcı yoğunluk, bir birlik kazanır; kişisel rahata erişmeyeadanmış bir hayat, genişlemesine genişleyebilecek ama asladerinleşemeyecek bir hayat, onun yanında sefil bir gösteriden başka biranlam ifade etmez: Ve söylediğim gibi, yine de insanlar bu daha bayağıhayat tarzını bir amaç haline getirirler.

Herhangi bir duygu veya heyecanla renklenmediği kadarıyla günlükolağan hayat yavan ve usandırıcıdır; eğer herhangi bir heyecanlahareketlenirse çok çabuk acı verici hale gelir. Tabiatın aşırı bir akılbolluğu ile, iradelerinin acil isteklerini yerine getirmek için gerekli olanınötesinde bir şey ile kayırdıkları mutludurlar sadece; çünkü bu onlarınzihinsel bir yaşam, acı ve ıstırabın erişemeyeceği, canlı alâkalarla dolubir hayat sürebilmelerini sağlar. Safi serbest zaman,4 bir başkasöyleyişle, zihnin iradenin hizmetinde meşgul olmaması, kendi başınayeterli değildir: İradenin hizmetinden azat olmuş ve zihnin hizmetinetahsis edilmiş gerçek bir güç fazlalığı gereklidir; çünkü Seneca'nınsöylediği gibi, İptium sine litteris mors est et vivi hominis sepultura",okumaksızın geçen boş zaman bir tür ölüm, canlı bir mezardır.Fazlalığın miktarına bağlı olarak bu ikinci hayatta, zihnin hayatındasayısız gelişmeler olacaktır; bu böceklerin, kuşların, madenlerin,sikkelerin toplanması ve etiketlenmesi de olabilir, en yüksek şiir vefelsefe kazanımları da. Zihnin hayatı sadece s ıkıntıya karşı birkoruma, bir kalkan değildir; aynı zamanda can sıkıntısının tehlikeli

Page 36: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

neticelerini de savuşturur; bizi mutluluğunu bütünüyle dış

Page 37: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

dünyaya bağlayan insanın er geç karşılaşacağı kötü dostlardan, birçoktehlikelerden, felaketlerden, kayıplardan ve savurganlıktan uzak tutar.Benim felsefem sözgelimi bana beş kuruş bile kazandırmamıştır, amabeni bir sürü masraftan alıkoymuştur.

Sıradan insan hayatının mutluluğunu kendi dışındaki şeylere; mala,mülke, şana, şöhrete, kadın ve çocuklara, dostlara, cemiyete vebenzerine bağlar, dolayısıyla bunları kaybettiği yahut hayal kırıklığınauğratıcı bulduğu zaman, mutluluğunun temeli çöker. Bir başka deyişleçekim merkezi kendisi değildir; her heves ve arzuya bağlı olarak bumütemadiyen yerini değiştirir. Eğer bayağı bir insansa, bir gün bu onunsayfiyedeki evi olacak, bir başka gün yeni satın aldığı atlar olacak yada dostlara ziyafet vermek yahut seyahat etmek olacaktır. Sözün özü,lüksle, şatafatla dolu bir hayat... Bunun sebebi zevkini kendi dışındakişeylerde arıyor olmasıdır. Kuvveti, sıhhati gitmiş birisi gibikaybettiklerini macunlarla ve ilaçlarla yeniden ele geçirmeye çalışır,oysa yapması gereken kaybettiklerinin hakiki kaynağını, kendi hayatgücünü geliştirmektir.

Bunun tam zıddına geçmeden evvel bu yaygın tipi bu ikisi arasında yeralan insan ile, muhtemelen tam olarak mümtaz zihin güçleriylemücehhez olmamakla birlikte, bir bakıma kendisinde olağan akılseviyesinden daha fazlasını barındıran insan ile karşılaştıralım. Buinsan sanata sathi bir ilgi duyacak, yahut dikkatini bir bilim dalına —sözgelimi bitkibilim, madenbilimi, doğa bilimi yahut gökbilim, tarih vebenzerine— hasredecektir ve bu tür araştırmalardan bir hayli zevkduyacak ve mutluluğun harici güçleri tükendiğinde yahut kendisini dahafazla tatmin edemez olduğunda bunlarla eğlenip avunacaktır. Böyle birinsan hakkında çekim merkezinin kısmen kendisinde olduğu söylenebilir.

Page 38: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Fakat sanata duyulan sathi bir alâka yaratıcı etkinlikten çok farklı birşeydir; ve amatör bir bilim uğraşı yü

Page 39: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

zeyselleşmeye yatkındır ve meselenin can damarına nüfuz edemez. Birinsan kendisini bu tür uğraşlarla tam olarak özdeşleştiremez yahutbütün hayatı başka her şeye olan bütün ilgisini kaybedecek kadarbunlarla tam dolmamış ve meşbu hale gelmemiştir.

Bütün zamanını ve hayatını konusuna adayarak, hayatı ister şiirin, isterfelsefenin konusu olarak tefekkür etsin, onun kendine özgü dünyatasavvurunu dile getirmeye çalışarak bu yoğunluk derecesine ulaşansadece bizim deha dediğimiz en yüksek zihinsel güçtür; sadece oşeylerin özünü ve varoluşunu bütünüyle ve mutlak biçimde konu edinirkendisine. Dolayısıyla kendisiyle, kendi düşünceleri ve eserleriylefasılasız inkıtasız meşguliyet böyle bir insan için acil bir zorunlulukkonusudur; yalnızlık hoş, serbest zaman en yüksek iyi, diğer her şeylüzumsuz, hayır hatta bir yüktür onun için. Çekim merkezinin tamamenkendisinde olduğunu söyleyebileceğimiz tek insan tipi budur ki; — peknadir rastlansalar da— bu tür insanların, kişilikleri ne kadar kusursuzolursa olsun hiç önemli değil, dostlarına, ailelerine ve genel olaraktopluma sıcak ve sınırsız ilgi göstermemelerinin nedenini izah eder,oysa ki çoğu kez başkaları bunu kendilerine gösterir; çünkü sair herşeyi kaybetseler de sadece kendilerine malik olsalar bununla teselliolabilirler. Bu onların kişiliklerine, başka insanlar kendilerini hiçbir zamantamamen tatmin etmedikleri için çok daha etkili olan bir tecrit edilmişlikdurumu verir; çünkü umumiyetle farklı bir mizaca sahiptirler, hatta dahada fazlası, zira bu farklılık sürekli olarak onların nazarı dikkatine oşekilde çarpar, onları öyle bir noktaya doğru zorlar ki, insanlarınarasında yabancı varlıklar gibi dolaştıkları ve genel olarak insanlığıdüşünürken biz yerine onlar dedikleri en ön sırada değerlendirilir.

Dolayısıyla ulaştığımız sonuç, en mutlu insan tabiatın zihinsel zenginlikle

Page 40: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

donattığı insandır; ve öznel olanın

Page 41: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

bizi nesnel olandan daha fazla ilgilendirdiği doğrudur; çünkü İkincisi herne olursa olsun ancak dolaylı olarak, ikinci sırada ve ancak birincisininaracılığıyla müessir olabilir. Lukianos'un gayet veciz bir şekilde dilegetirdiği bir hakikattir bu:

Aeloutos ho taes psychaes ploutus monos estin alaethaes Talladechei ataen pleiona ton kteanon15

Ruh zenginliği yegâne hakiki zenginliktir, çünkü diğer bütün zenginliklerberaberinde kendilerinden daha büyük dert ve bela getirirler. İçzenginliğe sahip insan dışarıdan kendi zihni melekelerini geliştiripolgunlaştırmak, yani servetinin tadını çıkarmak için menfi bir bağış,tasasız kaygısız boş zaman dışında hiçbir şey istemez; hülasa o hergün ve her saat bütün hayatı boyunca kendisi olmak için izin ister.

Zihninin ayırt edici özelliği ile bütün bir insan soyunu etkilemesi(damgasını vurması) eğer kaderi olsa, tek bir mutluluk yahut mutsuzlukölçütü olurdu onun: Güçlerini mükemmelleştirmede ve işinitamamlamada başarılı ya da başarısız olmak. Geri kalan her şey gözardı edilebilir. Bu yüzden bütün çağların en büyük kafaları en büyükkıymeti, tam olarak insanın kendisi kadar kıymetli olması nedeniylerahatsız edilmeyecekleri (her türlü tasadan kaygıdan uzak) serbestzamana vermişlerdir. Aristoteles, "Mutluluk serbest zamana dayanırgörünmektedir" der16 ve Diogenes Laertius "Sokrates' in serbestzamanı sahip olunan bütün her şeyin en kıymetlisi olarak övdüğünü"bildirir. Dolayısıyla Nikhomakhos'a Etik 'de Aristoteles, felsefeyeadanmış bir hayatın en mutlu hayat olduğu sonucuna varır; ya

15 Epigrammata, 12.

16 Nikhomakhos'a Etik, x. 7.

Page 42: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 43: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

da Politikamda, söylediği gibi, "//er ne olursa olsun, herhangi

17

bir gücün (kuvvenin) serbestçe tatbiki mutluluktur" Bu da yineGoethe'nin Wilhelm Meister'da söylediği ile tam olarak uyuşur:Geliştirip kullanması kendisinden beklenen bir yetenekle doğmuş insanen büyük mutluluğunu bunu kullanmada bulur.

Fakat serbest zamana sahip olmak öyle zannedildiği gibi herkesinpayına düşen bir şey değildir; hatta insan doğasına yabancı bir şeydir,çünkü sıradan insanın kaderi kendisi ve ailesinin maişeti için gerekliolanların peşinde ömür tüketmektir; o özgür bir zihnin değil, mücadeleve ihtiyacın çocuğudur. Dolayısıyla insanlar kural olarak boş zamandançok çabuk yorgun düşerler ve onu dolduracak hayali yahut zorakihedefler, her türden oyun, eğlence ve hobi yok ise çok geçmeden biryük haline gelir. Bu sebepten ötürü serbest zaman muhtemeltehlikelerle doludur ve doğru bir sözdür: "Difficilis in otio quies" eğefyapacak bir şeyiniz yoksa, sükuneti muhafaza etmek zordur.

Diğer taraftan sıradan bir zihni aşan aklın ölçütü olağan dışı olduğukadar gayrı tabiidir. Fakat eğer varsa ve ona sahip olan insan mutluolacaksa* başkalarının meşakkatli ya da tehlikeli bulduğu serbestzamanı kesinlikle isteyecektir; çünkü serbest zaman olmadan o koşanbir Pegasus'dur ve dolayısıyla mutsuzdur. Eğer bu iki olağanüstü Şart,harici ve deruni, serbest zaman ve büyük kafa, her nasılsa aynıinsanda birleşmişse, bu büyük bir talih eseridir; ve eğer talih bu kadarinayetkâr ise bir insan daha yüksek hayat, insan ıstırabının birbirine zıtiki kaynağından, acı ve can sıkıntısından, hayat için acı vericimücadeleden ve serbest zamana (ki kendi başına özgür hayattır)katlanma noktasındaki yetersizlikten—bunlar ancak karşılıklı

Page 44: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

17 IV. 11.

Page 45: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

olarak etkisizleştirilmek suretiyle kaçınalabilecek kötülüklerdir—korunmuş hayat sürebilir.

Fakat bu görüşün tersine söylenecek bir şey vardır. Büyük zihinselyetenekler ayırt edici özelliği bakımından belirgin biçimde kaygılı veheyecanlı bir etkinlik, ve dolayısıyla her türden acıya karşı yüksek birduyarlık seviyesi anlamına gelir. Ayrıca bu tür yetenekler keskin vegergin bir mizacı, daha geniş ve daha canlı tasavvurları tazammun ederki, büyük zihinsel gücün ayrılmaz bir parçası olarak sahibine duygu veheyecanlar bakımından karşılık gelen keskinlik ve yoğunluk yükler vebunları sıradan insanın kurbanı olduklarından kıyas kabul etmezderecede şiddetli hale getirirler.

Şimdi dünyada hazza göre acı ve ıstırap üreten daha fazla şey vardır.Keza büyük bir zihin ve akıl yetisi buna sahip olan insanı başkainsanlara ve onların yaptıklarına yabancılaştırma eğilimi içerisindedir;çünkü bir insan ne kadar kendisine ve kedisinde olana sahipse, onlardao kadar az şey bulabilecektir ve onların haz duydukları yüzlerce şeyiyavan ve sathi bulacaktır. Şu halde belki de kendisini her yerdehissettiren telafi yasasının bir başka veçhesi burada da hükmünüyürütür. Kim bilir ne kadar çok "Dar kafalı insan aslında en mutluinsandır, her ne kadar talihinde gıpta edilebilecek hiçbir şey yoksa da"denildiğine, ve belli bir haklılık payıyla denildiğine tanık olunmuştur. Bukonuda okurun yargı hakkına tecavüze yeltenecek değilim; birbirinetaban tabana zıt iki görüşü seslendirmiş olan Sophokles gibi:

18

Pollo iQ phronein eııdaimoniasproton uparchei.

der bir yerde, "Bilgelik mutluluğun en büyük parçasıdır" ve bir başkayerde düşüncesiz hayatın hepsinin en iyisi ol

Page 46: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

18 Antigone, 1347-8.

Page 47: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

duğunu ilân eder:

En ta phronein gar maeden aedistos bios.19 Eski Ahit'in filozofları sankiçelişki içerisinde gibidirler:

20

Bir ahmağın hayatı ölümden bile daha kötüdür.

Ve

Çok bilgelikte çok keder var; ye bilgisini

21

artıran kederini artırır.

Bununla beraber diyebilirim ki, dar kafalı ve sıradan akıllı olduğu içinzihinsel ihtiyaçları olmayan bir insan, kelimenin tam ve kesin anlamında,bir Philister (dar kafalı) denilen kimsedir —bu ilk başta Alman dilineözgü bir tabir olarak, üniversitelerde (Üniversiteli olmayanlar için)kullanılan bir tür argo idi, fakat daha sonra düz temsil yoluyla, her nekadar hâlâ asli anlamını içinde barındırsa da, Musaların Çocuğuolmayanı kastetmek üzere daha yüksek bir anlamda kullanılır oldu— obir philisterâiv ve öyle kalır: amousos anaer.

Bu konuda daha yüksek bakış açısını benimsemeyi ve philister tabiriniher zaman ciddi biçimde gerçek olmayan gerçekliklerle meşgul olanlariçin kullanmayı tercih ederim; fakat bunun gibi bir tarif aşkın bir tarifolacağı ve dolayısıyla genellikle anlaşılabilir olmayacağı için, daha çokinsana ulaşmayı ve okunmayı amaçlayan bir risalede kendisine pek yerbulamaz. Diğer tarif philisteri ayırt eden bütün bu niteliklerin temelesasına yeteri kadar tatmin edici biçimde işaret ettiği için daha kolayaçıklanabilir. Philister zihinsel ihtiyaçları olmayan bir adam diye tarifedilir. Buradan öncelikle, kendisi söz konusu olduğu kada

Page 48: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

19 Aias, 554.

20 Ekklesiastikos; xxii. 11.

21 Ekklesiastikos, i. 1 8.

Page 49: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

rıyla zihinsel zevklerinin olmadığı anlaşılır, çünkü daha önce işaretedildiği üzere gerçek ihtiyaçlar olmaksızın gerçek zevklerden sözedilemez. Philisterin hayatım canlandıran şey; kendi için kendisindenötürü bilgi ve anlayış edinme, yahut onlara böylesine yakın akraba olangerçek estetik hazzı tecrübe etme arzusu değildir. Eğer bu türdenhazlar revaçta olsa ve philister bunlara dikkat atfetmeye kendisinizorunlu hissetse, kendisini bunu yapmaya zorlayacak, fakat bunlardanmümkün olduğu kadar az zevk duyacaktır.

Onun yegâne gerçek zevkleri duyumsal türden olanlardır ve bunlarındiğerlerinin kaybının zararını telafi edeceğini düşünür. Onun için havyarve şampanya hayatın doruk noktasıdır; hayatın hedefi bedenselgönencine katkıda bulunacak ne ise onu elde etmektir ve eğer bu onubiraz sıkıntıya sokar, zahmet verirse haddizatında o bundan mutlulukduyar. Eğer hayatın lüksleri gökten başına yağacak olsa, o kaçınılmazolarak bundan sıkılacaktır ve can sıkıntısına karşı çok çeşitli ilaçlarıvardır —toplar, tiyatrolar, partiler, kâğıt oyunları, kumar, atlar, kadınlar,içki, seyahat ve daha bir yığın benzeri—-bunların hiçbiri onu cansıkıntısına karşı koruyamaz, çünkü zihinsel ihtiyaçların olmadığıdurumda, zihinsel zevkler mümkün değildir.

Philisterin kendine özgü ayırt edici özellikleri hayvanlarınkine benzerküt, sönük, kuru bir ağır başlılıktır. Hiçbir şey gerçekten zevk vermez,heyecanlandırmaz, yahut ilgilendirmez onu, çünkü duyusal zevk çokçabuk tükenir, ve philisterler topluluğu çok geçmeden bıktırıcı veyorucu hale gelir, hatta kâğıt oynamaktan bile yorulmak mümkündür.Doğrudur, büyüklenmenin (daha doğrusu mahvetin) zevkleri, ya servetbakımından yahut güç ve nüfuz bakımından kendisini diğer insanlardanüstün hissetmek —ki onlar da bu üstünlüklerden ötürü kendisine saygı

Page 50: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

gösterirler— suretiyle ya da bu üstünlükler bakımından zengin kimselerarasında dolaşıp onların ihtişamının aksin

Page 51: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

de güneşlenerek —İngilizlerin snop dediği kimsedir— kendince kendisinieğlendirdiği hazlar kalır.

Philisterin temel kişilik özelliğinden ikinci olarak —yani kendisi değil debaşkaları söz konusu olduğunda— zihinsel değil fakat sadecebedensel ihtiyaçları olmasının bir bakıma tabii neticesi, onun ilkini değilsonuncusunu tatmin edebilecek kimselerin topluluğunun peşinde koştuğuanlaşılır. Onun dostlarından bekleyeceği son şey hangi türden olursaolsun zihinsel bir yeteneğe sahip olmaktır; hatta eğer onunlahasbelkader karşılaşacak olsa, ondan derhal uzaklaşacak hatta nefretedecektir; ve s ırf nahoş bir aşağılık duygusuna ilaveten yüreğininderinliklerinde, dikkatli bir şekilde kendisinden bile gizlemek zorundaolduğu küt bir kıskançlık duygusu hissedecektir. Bununla beraber kimizaman bu gizli bir hınç ya da garez duygusuna dönüşür. Fakat bütünbunlara karşın değerli ya da kıymetli bulduğu fikirlerini bu tür niteliklerihaiz ölçüt ile uyumlu hale getirmek, dolayısıyla kendisini başkalarındanüstün görmekten vazgeçmek hiçbir zaman aklına gelmeyecektir;gözünde bu dünyadaki yegâne hakiki üstünlükler olarak görünenmakam—mevkiye, şan ve şöhrete, nüfuz ve iktidara öncelik vermeyisürdürecektir; ve bunlarla kendisini üstün hale getirmeyi ve temayüzetmeyi arzu edecektir.

Bütün bunlar onun zihinsel ihtiyaçları olmayan bir insan olmasınınsonucudur. Bütün budalaların başına gelen eri büyük bela, fikirlerleilgilenmemeleri ve can sıkıntısından kurtulmak için sürekli olarakgerçekliklere ihtiyaç duymalarıdır. Fakat gerçeklikler ya tatminedicilikten uzak ya da tehlikelerle doludur; üstelik ilginç olmaktançıktıklarında yorucu hale gelirler. Fakat düşünce dünyası sınırsız vesakindir;

Page 52: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

something afar

From the sphere of our sorrow.

Page 53: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 54: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 55: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Rembrant, Philosopher in Meditation

Page 56: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

OKUMAK VE KITAPLAR ÜZERINE

Cehalet ancak zenginlerle bir arada bulunduğu zaman tereddi ettiricidir.Sefalet ve ihtiyaç yoksul insanı sınırlar; onun işi yahut uğraşı bilgisininyerini alır ve düşüncelerini işgal eder. Fakat cahil olan zenginler sadecezevkleri peşinde koşarak ömürlerini tüketirler ve vahşi bir hayvanabenzerler; her gün görülebileceği üzere, bunlar aynı zamandaservetlerini ve boş vakitlerini kendilerine en büyük değeri kazandıranşey için kullanmadıklarından ötürü de tenkit edilmelidirler.

Okurken bir başka kimse bizim için düşünür: Biz sadece onun zihinsürecini takip etmekle yetiniriz. Nasıl ki yazmayı öğrenirken talebeöğretmen tarafından kalemle çizilmiş çizgileri takip eder; okurken detıpkı bunun gibidir; düşünme işinin büyük bölümü zaten bizim içinbitirilmiştir. Bunun içindir ki kendi düşüncelerimizle meşgul olduktansonra elimize bir kitap almak her zaman bizi bir parça rahatlatır. Fakatokurken zihnimiz aslında başka birisinin düşüncelerinin oyun alanındanbaşka bir şey değildir. Ve dolayısıyla öyle olur ki çok fazla —yanineredeyse bütün gün— okuyan ve arada düşünmeksizin geçirileneğlence yahut meşgale ile kendisini eğlendiren kimse, yavaş yavaşkendi kendine düşünme yeteneğini kaybeder, tıpkı at üs

Page 57: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

tünden inmeyen bir adamın sonunda yürümeyi unutması gibi. Birçokeğitimli insanın durumu bundan pek farklı değildir: Okumak kendileriniahmaklaştırır. Çünkü her boş vakitte okumak ve sürekli olarak sadeceokumak zihni, mütemadiyen elle çalışmaktan daha fazla felç edici biretkiye sahiptir, zira bu ikinci durumda uğraş kişiye kendi düşüncelerinitakip edebilme imkânı sunar. Nasıl ki yabancı bir cismin ağırlığıüzerinden hiç eksik olmayan bir çelik yay sonunda esnekliğini kaybeder;bir başka kimsenin düşünceleri sürekli olarak üzerinde bir baskı yahuttazyik unsuru olarak varlığını korursa bir zihnin durumu da buna benzer.Sürekli yiyerek bir kimse midesini bozar ve böylelikle bütün bedeninezarar verirse, zihin de lüzumundan fazla beslenerek boğulabilir. Çünkübir kimse ne kadar fazla okursa, okuduklarından kalan izler dekaçınılmaz olarak o kadar az olacaktır; zihin üzerine tekrar tekrar yazıyazılan bir tablete benzer. Derin derin düşünmeye zaman yoktur veokunan şeyler ancak derin düşünmeyle hazmedilebilir, eğer bir kimsedaha sonra üzerinde durup düşünmeksizin sürekli okursa okuduklarıkök salmaz, büyük bölümü itibariyle kaybolur. Gerçekten de bedenselgıdalarımızla zihinsel gıdalarımız arasında durum hemen hemenaynıdır: İnsanın yediklerinin beşte biri ancak hazmedilir, geri kalanbuharlaşmayla, terlemeyle ve benzeri şekilde kaybolup gider.

Bütün bunlardan kâğıt üzerine dökülen düşüncelerin kumsaldaki ayakizlerinden farklı olmadığı sonucuna varılabilir: Adamın yürüdüğü yolugörürsünüz, fakat yolda ne gördüğünü bilmek için onun gözlerine ihtiyaçduyarsınız.

Üslup sahibi yazarları okuyarak edebi bir niteliğe ulaşılamaz: Bu,sözgelimi, ister ikna edicilik, hayal gücü

Page 58: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

zenginliği, mukayeseler yapma yeteneği, isterse cüretkârlık yahutkeskinlik, kısalık yahut incelik, ifade kolaylığı veya nüktedanlık, isterseumulmadık tezatlar, veciz veya naif bir üslup ve benzeri olsun farketmez. Fakat bu nitelikler bizde zaten varsa, demem o ki bilkuuveolarak mevcut ise, bunları ortaya çıkarırız ve farkına varırız; bunlarınhangi amaçlar için kullanılabileceğini yavaş yavaş öğreniriz, bunlarıkullanma yatkınlığımız yahut temayülümüz takviye edilebilir, hatta bununiçin kendi kendimizi yüreklendirebiliriz; bunları kullanmanın etkisiniörneklerle değerlendirebilir ve böylelikle doğru ve yerinde kullanımlarınıöğrenebiliriz; ancak bütün bunları başardıktan sonradır ki bu sözünüettiğimiz niteliklere bilfiil sahip oluruz. Okumak suretiyle yazabilmeninyahut üslup oluşturabilmenin tek yolu budur, çünkü böylelikle tabiiyeteneklerimizden ne şekilde yararlanabileceğimizi öğreniriz; bunuyapmak için bizde bunların mevcut olduğu bilfarz kabul edilmelidir. Buyetenekler olmaksızın okumaktan soğuk, kuru bir üslup yaniüslupçuluktan başkası elimize geçmez ve birer taklitçi olmaktan öteyegidemeyiz.

* * * *

Sağlık görevlileri insanların gözlerinin yararına harfler için dahaaşağısına inilemeyecek belli bir asgari düzey tespit etmeli. 1818'deVenedik'teyken —o zaman hâlâ hakiki Venedik kösteği imal ediliyordu—bir kuyumcu bana catena fina (ince köstek) imalatıyla uğraşanlarınotuzunda kör olduğunu söylemişti.

* * * *

Yer kabuğu katmanları içerisinde eski zamanlarda yaşamış olancanlıların kalıntılarını muhafaza ettiği gibi,

Page 59: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 60: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

bir kütüphanenin rafları üzerindeki kitap dizileri de benzer şekildegeçmişin hatalarım ve bunların ne şekilde sergilendiğini biriktirir. Tıpkıbu yarat ıklar gibi onlar da kendi dönemlerinde hayat doluydular veyeryüzünü bir hayli gürültüye boğmuşlardı; fakat şimdi cansız vekaskatıdırlar ve sadece paleontologların dikkatini çekerler.

Herodotos'un anlattığına göre, Kserkes bütün bir vadiyi göz alabildiğinedolduran ordusunu görünce, bundan yüz yıl sonra bu askerlerden birtekinin bile hayatta olmayacağı düşüncesiyle ağlamıştı. Yenikitaplardan müteşekkil muazzam bir kataloga göz gezdirirken, on yılgeçtikten sonra bunlardan birinin bile sözünün edilmeyeceğini düşünüpde ağlamanın pek akla ziyan bir tarafı olmasa gerektir.

Hayatta nasılsa edebiyatta da öyle: Her nereye dön-seniz derhalkendinizi düzelmez, yola gelmez bir insan güruhuyla karşı karşıyabuluyorsunuz, her tarafı her bir köşeyi doldurmuşlar, tıpkı yaz sineklerigibi sürü halinde her yere doluşup her şeyi kirletiyorlar. Bir yığın berbatkitap, gıdasını buğday başaklarından alan ve sonunda onu boğupkurutan edebiyatın istilacı yabani otları da öyle... İnsanların zaman ını,parasını, dikkatini —ki bunların meşru hak sahibi iyi kitaplar ve onlarınsoylu hedefleridir— gasp etmektedirler: Bunlar ya safi para kazanmakya da makam mevki elde etmek amacıyla yaz ılırlar. Dolayısıylasadece yararsız değildirler; fakat müspet olarak zarar da verirler.Mevcut edebiyatımızın tümünün neredeyse yüzde doksanı halkıncebinden birkaç kuruş aşırmaktan başka bir hedef gözetmez ve bunubaşarmak için yazar, yayıncı, ve eleştirmen elbirliği edip güçlerinibirleştirmişlerdir.

Page 61: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

İzin verin size edebiyatçılar, emektar kalem erbapları ve ucuz velutyazarlar tarafından kullanılan, her ne kadar kârlı ve başarılı da olsa,kurnazca ama melunca bir oyundan söz edeyim. Bunlar zevki selimi vedönemin hakiki kültürünü hiç hesaba katmaksızın zarifleri zürafayı önsıralara oturtmayı başarırlar, böylelikle zaman içerisinde hepsiokumaya ve hep aynı şeye, yani yeni kitaplara şartlandırılırlar kiböylelikle dolanıp durdukları kibar çevrelerde sohbet konusu yapacakmalzeme bulabilsinler. Kötü romanların ve Spindler, Bulwer, EugeneSue gibi bir zamanlar meşhur olan yazarların kaleminden çıkma benzerürünlerin hizmet ettiği gaye budur. Faka{ sadece para için yazan ve buyüzden sayıları asla azalmayan bilakis biteviye çoğalan fevkaladesıradan ve bayağı kimselerin en son eserlerini takip etmeyi büyükmaharet addeden ya da buna kendini zorunlu hisseden bu tür bir okurkamuoyunun talihinden daha hazini nedir bilen var mı? Ve sırf bu yüzdenbütün çağların ve ülkelerin az sayıdaki en büyük, en seçkin kafalarınıneserlerini sadece isimleriyle bilirler.

Edebi yahut sanatsal mecmualar da, bayağı kimselerin günlük bilgikırıntılarını bastıkları için, okuyan kitlelerin, eğer elde edilmek istenenşey kültür ise, münhasıran hakiki edebiyat eserlerine tahsis edilmesigereken zamanını çalmanın emsalsiz derecede kurnazca tasarlanmışbirer aracından başka bir şey değildir.

Dolayısıyla okumak söz konusu olduğunda geri durabilmek —nerededuracağını bilmek— çok önemli bir şeydir. Geri durulacak yerikestirmedeki maharetin esası, zaman zaman neredeyse salgın halindeyaygın olarak okunan herhangi bir kitabı, sırf bu yüzden okumaktanısrarla uzak durmaktır denebilir, sözgelimi sebepsiz gürültü şamatakoparan, hatta yayın hayatına çıktıklarının ilk ve son gününde birkaç

Page 62: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

baskıya ulaşabilen, sonra da unutulup giden

Page 63: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

siyasi veya dini risaleler, romanlar, şiirler ve benzeri böyledir Ama şunuhatırdan çıkarmayın, ahmaklar için yazanlar her zaman karşılarındageniş bir dinleyici kitlesi bulurlar; okuma zamanınızı sınırlamaya dikkatedin ve okumak için ayırdığınız zamanı da münhasıran bütünzamanların ve ülkelerin büyük kafalarının eserlerine tahsis edin, onlarinsanlığın geri kalanını yukarıdan seyrederler, şöhretleri onları zaten buhüviyetiyle tanıtır. Okunması halinde sadece bunlar insana gerçektenbir şeyler öğretir ve eğitir.

Hiçbir zaman kötü kitaplar çok az, ya da iyi kitaplar çok fazla okunmaz:Kötü kitaplar zihin için zehir mesabesindedir, aklı harap ederler.

İyi olanı okumak için kötü olanı hiçbir zaman okumamayı insankendisine düstur edinmeli: Çünkü hayat kısa ve hem zaman, hem dinçlikinsan için sınırlı.

* * * *

Kimi zaman eski dünyanın büyük düşünürlerine dair kitaplar yazılır vehalk bu kitapları okur; fakat bu büyük adamların kendi eserlerini değil.Bunun sebebi avamın sadece yeni basılmış olanları okumak istemesidirve similis simili gaudet (Benzer benzerini sevdiği) için halk gününderinlikten yoksun, çapsız kafalarından çıkma dedikodularını, büyükkafaların düşüncelerinden daha mütecanis ve daha hoş bulur. Bununlabirlikte talihe şükretmeliyim, A. B. Schlegel'in güzel bir epigramını gençyaşlarımda önüme çıkardığı için, ki o zamandan beri kılavuz yıldızımo1- muştur:

"Leset fleizig die Alten, die wahren eigentlich Alten Was die Neuendavon sagen bedeutet nicht viel"1

1 "Eskileri, zamana meydan okuyarak çağları aşıp gelmiş olan eskileri okuyun büyük bir

Page 64: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

iştahla, yenilerin söyledikleri pek bir anlam ifade etmiyor artık."

Page 65: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Ah, bir bayağı kafa ne kadar da yekdiğerine benziyor! Nasıl da hepsiaynı tezgâhtan çıkmışçasına tek biçimli! Nasıl da benzer koşullaraltında hep aynı düşünürler ve asla görüş ayrılığı taşımazlar! Busebepten ötürüdür ki görüşleri bu kadar şahsi, bu kadar dar ve sınırlı.Ve budala halk kesimi kendilerine benzer bu insanlar tarafındanyazılmış değersiz süprüntüleri, başka bir nedenle değil sırf bugünbasılmış olduğu için okurlar, buna mukabil büyük düşünürlerineserlerine kitap raflarında kimse ilişmez.

Sırf bayağı kimselerin her gün piyasaya çıkan ve sinekler gibi her yılkatlanarak çoğalan yazdıklarını okumak uğruna bu bütün zamanların vebütün ülkelerin en nadir ve en soylu kafalarının eserlerinin kapağım bilekaldırmaksızın yüz üstü bırakan halk tabakasının budalalığı vehuysuzluğu inanılacak gibi değildir; bunun sebebi söylediğim gibi başkahiçbir şey değil, bu yazıların bugün basılmış ve daha henüzmürekkebinin bile kurumamış olmasıdır. Bunlar bir tarafa bırakılıp dahaçıktıkları gün böyle şamatayla değil, tıpkı aradan birkaç yıl geçincebaşlarına gelmesi mukadder olduğu üzere, sessizliğe boğularakkarşılanmış olsaydılar, ne iyi olurdu. O zaman bunlar geçmiş zamanınbudalalıklarının müşahhas örnekleri olarak istihfafla bakılacak vegülünüp geçilecek malzemeyi sağlardı.

İnsanlar bütün zamanların en iyisi olanı okumak yerine hep en yenininpeşine düştüklerinden yazarlar kendi dönemlerinde şöyle veya böyleegemen olan fikirlerin dar alanına sıkışıp kalırlar; bu yüzden dönemkendi bataklığı içinde biteviye çırpınıp durur.

Her zaman, her ne kadar birbirlerinden pek haberdar

Page 66: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

olmasalar da* yan yana gelişen —biri gerçek, diğeri sadecegörünüşten ibaret— iki edebiyat vardır. Bunlardan ilki zamana meydanokuyan kalıcı edebiyata dönüşür. Bunlarla bilim yahut sanat içinyaşayan insanlar uğraşırlar; sessiz ve vakur, fakat fevkalâde yavaş birşekilde kendi yolunda ilerler; Avrupa'da bir yüzyılda nadiren bir düzineeser meydana getirir; ne ki bunlar kalıcıdır. Sözünü ettiğim ikinci türedebiyatla bilim veya sanat üzerinde yaşayan kimseler uğraşır;taraftarların gürültüsü ve şamatasıyla dörtnala ilerler ve her yılpiyasaya binlerce eser çıkarır. Fakat aradan birkaç yıl geçince insansormadan edemez, "Nerede bunlar? Nereye kayboldu bunlarınşöhretleri; çığ gibi yayılan, herkesi peşine takıp sürükleyen, buncagürültü patırtı koparan şöhretleri?" Edebiyatın bu türüne saman alevigibi geçici, öbürüne kalıcı edebiyat denebilir.

* * * *

Eğer okuyabilecek zamanı da satın alabilseydi, kitap satın almak insaniçin iyi şey olurdu; fakat insanlar genellikle kitap satın almayı okitapların içindeki şeyleri elde etmekle karıştırırlar. Bir insanın okuduğuher şeyi muhafaza etmesini istemek, yediği her şeyi midesindemuhafaza etmesini istemekten farksızdır. Yediği şey onu bedenen,okuduğu şey de zihnen beslemiştir ve o bunlarla ne ise o olmuştur.Nasıl ki beden kendisiyle türdeş olanı hazmederse, bir insan dakendisini ilgilendiren—dikkatini çeken şeyi muhafaza edecektir; birbaşka deyişle onun düşünce sistemiyle örtüşen yahut amaçlarına denkgelen şeyi bünyesinde alıkoyacaktır. Herkesin hedefleri vardır, fakatazdan azı bir düşünce sistemine benzer bir şeye yaklaşır. Bu sebeptenötürüdür ki bu insanlar hiçbir şeye nesnel bir alâka göstermez,okuduklarından hiçbir şey öğrenmez ve okuduklarından hiçbir şey

Page 67: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

hatırlamazlar.

Page 68: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Repetitio est mater studiorum. Herhangi önemli bir kitap derhal iki kezokunmalıdır, öncelikle kitabın muhtevası bütünü itibariyle ikinci kezokunduğunda kıvranılır ve başlangıç ancak son bilindiğinde gerçektenanlaşılır; ikinci olarak kitap ikinci kez okunurken kişinin içinde bulunduğuruh hali farklıdır, dolayısıyla çoğu kez başka bir izlenim elde edilir;muhtemeldir ki muhteva başka bir ışıkta görünür.

Kitaplar, bir zihnin özü—hülasası, en mükemmel ördeğidir ve bu yüzdenher zaman sohbetten, hatta en büyük kafanın sohbetinden bile çokdaha büyük bir değere sahiptir. Önemli olan her noktada bir insanıneserleri sohbetini aşar ve onu geride bırakır. Hatta s ıradan bir insanınyazıları bile, sırf bu insanın zihninin mükemmel bir örneği olmasındanötürü, öğretici, okunmaya değer ve eğlendiricidir; bir başka deyişleyazdıkları o insanın bütün düşüncesinin ve araştırmasının ürünü vesonucudur. Buna mukabil onun sohbeti bu bakımdan tatmin edicideğildir. Dolayısıyla sohbeti bizi doyurmayacak insanların yazdıklarıkitapları okumak mümkündür; böylelikle zihin yüksek kültüre insanlarladeğil, neredeyse münhasıran kitaplarla eğlenerek ancak yavaş yavaşulaşacaktır.

Eski klasik yazarların eserleri kadar zihni eğlendiren başka bir şeyyoktur denebilir. Sadece yarım saatliğine bile olsa insan eline alıralmaz, derhal soluklanıp ferahlar, arınır, ruhça yücelir ve dinçleşir, tıpkıbir dağ gölünün karşısındaymış ve ciğerlerini temiz havayladolduruyormuş gibi. Bu eski dillerin kusursuzluklarından ya da eserleriyüzyıllarca zarar görmeksizin ve dokunulmaksızın kalmış olan kafalarınbüyüklüklerinden kaynaklanır. Belki de ikisi birlikte bunda pay sahibidir.Şunu iyi biliyorum ki, bu eski dilleri öğrenmeyi bıraktığımız zaman -şimdilerde olmak üzere olan budur— yeryüzünde şimdiye dek varolmuş

Page 69: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

olandan daha barbar, daha budala, daha değersiz yazılardanmüteşekkil yeni bir edebiyat türü

Page 70: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

ortaya çıkacaktır; bilhassa eski dillerin güzelliklerinden kimisine sahipolan Alman dili, bu çala kalem yazan safdiller tarafından, iyiceyoksullaştırılıp sakatlanıncaya, sefil bir meslek argosu halinegetirilinceye kadar yavaş yavaş ve sistematik biçimde bozulacak ve bugüzelliklerinden yoksun bırakılacaktır.

Evrenin tarihinde yarım yüzyıl her zaman hatırı sayılır büyüklükte birzaman dilimidir; onu biçimlendiren madde—muhteva her zaman büyükdeğişimler geçirir; her zaman bir şeyler olup biter.

Fakat edebiyatta aynı büyüklükteki zaman dilimi çok kere tam birsessizliktir, çünkü hiçbir şey olmamıştır; çünkü beceriksiz, kifayetsizteşebbüsler kaale alınmaz (değerlendirmeye esas teşkil etmez);dolayısıyla elli yıl önce neredeyseniz tam olarak oradasınızdır.

Demek istediğim şeyi açıklamak için, insanların arasında bilgininilerlemesini bir gezegenin aldığı yol ile mukayese etmeme izin verin.İnsan soyunun neredeyse kaydettiği her önemli ilerlemeden sonra takipettiği yanlış yollar Batlamyus sistemindeki (merkezleri taşıyıcı çemberin'deferent} üzerinde dolanan küçük çemberler olan) ilmeklere (episikl'epicycle, L. epicyclus, Gr. epikuklos\ )benzer ve bunların birindengeçtikten sonra gezegen, girmezden evvel neredeyse yine oradadır. Nevar ki insan soyunu, yürüdüğü yolda gerçekten ileri götüren büyükkafalar, ona zaman zaman saptığı bu ilmeklerde refakat etmez. Buinsanın ölümünden sonra eriştiği şöhreti yaşarken kazanacağı övgü vetakdir pahasına kazandığını ve tersini izah eder. Hegel'in karikatürüyletaçlanmış Fichte ve Schelling'in felsefesinde böyle bir epicyclusunörneği ile karşılaşıyoruz. Bu epicyclus felsefenin sonunda Kanttarafından getirilmiş olduğu sınırdan —ben onu daha sonra tekrarburadan daha ile götürmek üzere devralmıştım bir sapmadır. Bu ara

Page 71: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

dönemde sözünü ettiğim sah

Page 72: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

te filozoflar ve diğer bazıları henüz sona ermiş olan epicycluslanndgirdiler; dolayısıyla onlarla birlikte yolculuk eden insanlar tam olarakyola çıktıkları noktada olduklarının farkındadırlar.

Hadiselerin bu seyri çağın ruhunda ifadesini bulduğu haliyle bilimin,edebiyatın ve sanatın her otuz yılda bir neden iflasının ilân edildiğiniaçıklar. Zaman zaman ortaya çıkan yanılgılar bu dönem zarfındaçoğalıp öyle bir noktaya ulaşır ki, saçmalıklarının ağırlığı altındaezilirler; diğer yandan bunlara karşı oluşan muhalefet gittikçe gelişir.Tam bu noktada yıkı m gerçekleşir, bunu ters yönde bir başka hatatakip eder. Devri-dönemsel geri dönüşleri içerisinde bu hareketlerinaldığı yolu göstermek, edebiyat tarihinin bir şeyler umulabilecek gerçekhedefi olurdu; ne var ki buna pek az dikkat edilir. Ayrıca bu dönemleringörece kısa ömürlülüğü geçmiş uzak dönemlerin verilerini toplamayıgüçleştirir; dolayısıyla en uygun olanı bu meselenin insanın kendi nesliiçerisinde nasıl göründüğünü gözlemlemesidir. Bu eğilimin doğabiliminden alınmış bir misali Werteren Neptün jeolojisinde bulunur.

Fakat izin verin, daha önce yukarıda zikrettiğim misale bağlı kalayım,çünkü bu bize en yakın olanıdır. Alman felsefesinde Kant' ın parlakdöneminin hemen ardından ikna etmek yerine, zorla benimsetmeyihedefleyen bir başka dönem geldi. Tam ve sarih olmak yerine, başdöndürücü ve abartılı, bilhassa anlaşılmaz olmaya çalıştı; hakikatiaraştırmak, yerine (dalavereyle) ilgi ve merak uyandırdı. Bu şartlaraltında felsefe ilerleyemezdi; sonunda bütün okul ve takip ettiği yöntemiflas etti. Çünkü bir yandan Hegel ve yandaşlarının küstahlığı,yapmacık saçmalığı, diğer yandan makulün sınırlarını zorlayan ölçüsüzövgü, takdir ve elbette bütün bu işlerin aşikâr amacı, öyle bir noktayaulaştı ki, sonunda şarlatanlığın herkesin gözünden gizlenmesi imkânsız

Page 73: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

hale geldi ve

Page 74: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

belli ifşaatlar neticesinde yüksek sınıfların sağladığı himayeçekildiğinde herkesin diline düşmekten kurtulamadılar. Bu zamanakadar gelmiş geçmiş bütün felsefelerin bu en sefili, en yavanı böyleliklebelasını bulmuş oldu ve kendisiyle birlikte —daha önceki —Fichte veSchelling'in sistemlerini de itibarsızlık batağına sürükledi. DolayısıylaAmanya'da Kant'ın ardından felsefenin yarım yüzyıllık mutlakverimsizliği apaçıktır; hal böyle iken Almanlar hâlâ yabancılarlamukayese edildiğinde felsefe yetenekleriyle övünmekten geridurmazlar, özellikle bir İngiliz yazar, hınzırca bir alayla, kendilerine"düşünürler ulusu" diyeli beri.

Epicyclusların sanat tarihinden alınma genel tertibine yahut sisteminedair misal isteyenlerin son yüzyılda Bernini önderliğinde filizlenmiş olanheykel okuluna, daha da özelde onun Fransa'da baskın olan gelişiminebakmaları yeterlidir. Bu okul eski dünyanın güzelliği yerine basmakalıpdoğayı; eski dünyanın basitliği ve inceliği yerine, bir Fransız menüetinintavırlarını yansıtmıştır. Winckelmann'ın önderliğinde eski dünyanınüslubuna geri dönmeye çalışıldığında bu okul iflas etmiştir. Bir başkaörnek bu yüzyılın ilk çeyreğine ait olan resim sanatında bulunur. Budönemde sanat ortaçağa özgü dini hissiyatın bir aracı veenstrümanından ibaret olarak görülüyordu. Neticede tema olarakmünhasıran kiliseye ait konular seçiliyordu. Ne var ki bunlar hakikiinancın samimiyetine dair en ufak bir kırıntıya bile sahip olmayanressamlarca ele almıyordu ve saplantı yahut kuruntu içerisindeFrancesco Francia, Pietro Perugino, Angelico da Fiesole ve bunlarabenzer diğerlerini takip ediyorlardı hatta bunlara takip ettikleri hakikibüyük ustalardan daha büyük saygı gösteriyorlard ı. Bu yanılgıdolayısıyla ve şiirde de benzer bir çabanın aynı zaman diliminde revaçbulmasından ötürü Goethe Pfaffenspiel

Page 75: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 76: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

kıssasını yazmıştı. Keyfiliği yahut heveskârlığı ile ünlü bu okul iflas ettive ardından tabiata dönüş hareketi ortaya çıktı, ki kendisini, her nekadar zaman zaman bayağılığa varacak denli hedefinden sapsa da, hertürlü janr (Günlük hayatı gerçekçi biçimde resmetme) tarzında resim vemanzaralarla belli etti.

Edebiyat tarihinde insan zihninin ilerlemesi de bundan farklı değildir kibüyük bölümü itibariyle ıskartaya çıkarılmış biçimsizlikler müzesinin birkataloğunu andırır; orada zamana karşı en uzun direnen şey domuzderisidir. Biçim kusuru bulunmayan az sayıdaki yaratıklar için — eğeraradığımız bu ise— buraya bakmamalıyız; onlar hâlâ canlıdır ve tıpkıgençlikleri her daim taze olan ölümsüzler gibi onları dünyanın dört birtarafında bulabiliriz. Benim gerçek edebiyat diye bir tarafa ayırdığımşeyi münhasıran bunlar oluşturur; her ne kadar kişiler bakımından fakirise de tarihini, bize anlatan derlemelerden önce, gençliğimizden itibarenbütün eğitimli insanların ağızlarından öğreniriz.

Hiçbir hakiki bilgi kırıntısına sahip olmaksızın, sırf her şey hakkındaçene çalıp gevezelik yapabilmek için, edebiyat tarihlerini okumayönündeki günümüzün yaygın saplantısına karşı bir panzehir olarak,izin verin size Lichtenberg'den —gerçekten okunmaya değerdir— birpasaj zikredeyim: "Dünyada kitaplardan daha tuhaf satış metalarınarastlamak galiba imkânsızdır: Anlamayan kimseler tarafından basılır,anlamayan kimseler tarafından satılır, anlamayan kimseler tarafındanokunulur, hatta tetkik ve tenkit edilir; ve şimdilerde artık onlarıanlamayan kimseler tarafından kaleme alınmaktadır." .

Günümüzün bu denli yaygın bir özelliği olan bilim

2C. Ü eski baskı, sh. 302

Page 77: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

ve öğrenim tarihine yüzeysel bir aşinalığın, önyargıların doğumunasebebiyet verdiğinden ötürü, bizatihi bilginin ilerlemesi için zararlıolduğuna inanıyorum. Bu tarihi takip etmek zevklidir; fakat doğrusunusöylemek gerekirse, zihni sadece boş bırakmakla kalmaz, ama aynızamanda onu, böylesine lüzumsuzca doldurarak kendine ait güçlerigeliştirmekten de mahrum bırakır. Her kim kafasını böyle lüzumsuzcadoldurmayı değil, ama onu güçlendirmeyi, melekelerini ve yatkınlıklarınıgeliştirmeyi, genel olarak ifade etmek gerekirse, kabiliyetlerini inkişafettirmeyi arzu ederse, üzerinde hiç düşünmediği bir bilgi konusunda,onun tarihine ve edebiyatına ait binlerce bilgi kırıntısına sahip olsa da,bu sözüm ona edebiyatla tanışmanın başka hiçbir şeylekıyaslanamayacak kadar zayıflatıcı bir etkisinin olduğunu görecektir. Butıpkı açken bir yemek kitabını okumaya benzer.

Bu sözüm ona edebiyat tarihlerinin, kendi kıymetlerinin ve gerçekbilgilerinin değerinin farkında olan düşünen insanlar arasında hiçbirzaman revaç bulmayacağına inanıyorum. Bu insanlar kendilerinibaşkalarının akıllarını nasıl kullandıklarını anlayıp öğrenmeklebunaltacaklarına, zamanlarını kendi akıllarını kullanmaya ayırmayıtercih ederler. En kötüsü de, bileceğiniz üzere, edebiyat araştırmasıistikametinde ne kadar bilgi sahibi olunursa, bilgiyi ilerletme gücü de okadar azalır; artan tek şey vardır; böyle bir bilgiye sahip olmaktandoğan gurur... Bu tür kimseler ona gerçekten sahip olanlardan dahafazla bilgi sahibi olduklarına inanırlar. Bilginin sahibini hiçbir zamankibirlendirmeyeceği şüphesiz temeli sağlam bir düşüncedir. Kendikişiliklerine dair bilgilerini genişletme kudretinden yoksun olup bilginintarihindeki karanlık noktaları vuzuha kavuşturmakla uğraşanlar ya dabaşkalarının yapmış olduklarını anlatma becerisine sahip olanlar;sadece bunlar

Page 78: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 79: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

kendilerini bilginin gururuna kaptırırlar. Bunlar gururludurlar, çünkütamamen mekanik bir mahiyete sahip olan bu uğraşı, bilgi ile hemhalolmak zannederler. Demek istediğimi örneklerle izah edebilirdim, fakatbu yorucu ve meşakkatli bir iş olurdu.

Fakat birisinin, muhtelif milletlerin meydana getirdikleri ve sahipolmaktan dolayı ziyadesiyle gurur duydukları en büyük yazarların vesanatçıların, hayatları boyunca nasıl bir muameleye tabi tutulduklarınıgösteren trajik bir edebiyat tarihine girişmesini arzu ederim. Böyle birtarih bütün zamanların ve ülkelerin en güzel ve en hakiki eserlerinin sefilve pespaye olanlara karşı yürütmek zorunda kaldıkları bitmektükenmek bilmeyen bir savaşı gözler önüne sererdi. İnsanlığı hakikatenaydınlatmış olanların neredeyse tamamının, her türden sanat eserininbüyük ustalarının neredeyse tümünün şehit düştüğünü anlatırdı; birkaçistisna dışında tanınmamakla, görmezden gelinmekle, sessizliğeboğulmakla, kederlerini ve ıstıraplarını paylaşacak kimse bulamamaklakendilerine nasıl eziyet edildiğini, nasıl işkence ile mahkum edildiklerini;nasıl yoksulluk ve sefalet içerisinde yaşadıklarını, şöhretin, itibarın veservetin nasıl değersizlerin payına düştüğünü gösterirdi; başlarınagelenin, babası için geyik avlarken kardeşinin elbiselerini üzerinegeçirmiş Yakup Peygamber tarafından soyulmuş olan Edom'un başınagelenle aynı olduğunu; insanlığın öğretmeninin zahmetli savaşı sonundabitinceye, ölümsüz defne tacı kendisine sunuluncaya kadar insanlarınsevgisiyle hep el üstünde tutulduklarını gözler önüne sererdi, ama onunhakkında;

3 "Kalın ve ağır zırh kanatlı elbiselere dönüştü Istırap geçici, mutluluk ebedi oldu."

Page 80: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

'Der schwere Panzer wird zum Flügelkleide Kurz ist der Schmerz,unendlich ist die Freude " *

denilebildiğinde, işte o zaman onlar için vakit artık tamamdır, ölümçanları çalmaya başlamıştır.

Page 81: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 82: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 83: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 84: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

YAZARLıK VE ÜSLUP ÜZERINE

Her şeyden evvel iki tür yazar vardır: Sırf ele aldığı konu için yazanlarve sadece yazmak için yazanlar. Birinci tür, kendisine insanlarlapaylaşılmaya değer görünen düşüncelere yahut tecrübelere sahiptir,ikinci türdekiler ise paraya ihtiyaç duyar ve dolayısıyla esasen para içinyazarlar. Onlar yazmak için düşünürler ve düşüncelerini eğip bükerekuzattıkça uzatmalarıyla kendilerini ele verirler; keza yarı doğru yarıyanlış, ters, sahte, zorlama ve kararsız olan düşüncelerini işlemetarzlarıyla ve bir de kaypaklık sevgileriyle ki böylelikle olmadıkları gibigörünebilirler. Onların yazılarındaki açıklık ve sarihlik eksikliğinin nedenibudur.

Dolayısıyla sırf sayfayı doldurmak için yazdıkları çok çabuk fark edilir,kimi zaman en iyi yazarların bile durumu böyledir; sözgelimi Lessing"inDramaturgie*sinin kimi bölümleri, hatta Jean Paul'ün romanlarınınçoğu. Bu anlaşılır anlaşılmaz kitap derhal fırlatılıp atılmalıdır, çünküzaman çok değerlidir. Doğrusunu söylemek gerekirse, yazar sayfayıdoldurmak için yazmaya tevessül eder etmez okuru aldatmayabaşlamış demektir; çünkü onun yazma bahanesi söyleyecek birşeylerinin olduğudur. Para için yazmak ve telif hakkının korunmasıaslında edebiyatın yı

Page 85: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

kimidir. Okunmaya değer herhangi bir şey yazacak olan ancak mutlakanlamda ele aldığı konunun hatırı için yazan insandır. (Sırf ele aldığıkonunun hatırı için yazmadıkça kimse okunmaya değer herhangi bir şeyyazamaz.) Edebiyatın her dalında eğer sadece birkaç kusursuz kitapolmuş olsaydı, kim bilir bunun ne büyük bir faydası olurdu! Bunutasavvur etmek güç. Yazarak para kazanmak mümkün oldukça böylebir şey asla söz konusu olamaz. Sanki para lanetlenmiş gibigörünmektedir, çünkü öyle veya böyle para için yazmaya başlarbaşlamaz her yazar derhal soysuzlaşmaktadır. En büyük adamların eniyi eserleri ya hiçbir karşılık beklemeksizin ya da karşılığında çok az birşey elde ederek yazmak zorunda kaldığı dönemden kalmadır. Bu şuİspanyol atasözüyle de teyit edilmektedir: Honorayprovecho no cabenen un saco. (Onur ve para aynı keseden bulunmaz). Gerek Almanya'dagerekse başka ülkelerde, günümüz edebiyatının içler acısı durumununbaş müsebbibi kitapların para kazanmak için yazılıyor olmasıdır. Paraihtiyacı içerisinde olan herkes oturup bir kitap yazıyor; halk da onu paraverip satın alacak kadar budaladır. Bunun ikinci sonucu dilin yıkımıdır,

Bir sürü kötü yazar yeni basılmış olan kitaplardan —demek istediğimbu gazeteci taifesinin yazdıklarından— başka bir şey okumayan buokur kitlesinin ahmaklığı sayesinde hayatını sürdürmektedir. Gazetecitaifesi bunlar için en uygun isimdir. Daha açık bir dille söylemekgerekirse bunlar "günlük iş çileredir (sözcüğün Fransızca kökenitelmih).

Keza bir başka açıdan, üç tür yazardan bahsedilebilir. Birinci türedüşünmeksizin yazanlar dahil edilebilir.

Page 86: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Bunlar hafızalarındakini veya hatırlayabildiklerini, hatta doğrudan başkainsanların kitaplarındakini yazarlar. Sayıca en kalabalık olan buzümredir. İkinci kümede yer alanlar yazarken düşünenlerdir. Bunlaryazmak için düşünürler; bunlar da oldukça kalabalıktır. Üçüncü kümedeise yazmaya başlamazdan önce düşünmüş olanlar vardır. Bunlarsadece düşündükleri için yazarlar; ve nadirattandırlar.

Yazmaya başlayıncaya kadar düşünmeyi geciktirmiş olan ikinci sınıfyazarlar, rasgele ava çıkan ve bu yüzden evlerine çok fazla bir şeygetirmeleri beklenmeyen (yahut getirip getirmemeleri tamamen talihebağlı olan) aycılara benzer. Öte yandan üçüncü kümedekiler yahutender rastlanan yazarlar bir battue ye (şikarını kaçırmayan avcıya)benzerler. Burada av daha önceden yakalanmış ve bir zaman sonrasalıverileceği kapalı bir alana konulmuştur; aradan uzunca bir zamangeçtikten sonra buradan alınıp bir daha kaçması mümkün olmayacakbir başka kapalı yere konulacaktır. Artık avcının yapacağı tek şeynişan alıp okunu fırlatmaktan —bir başka söyleyişle düşüncelerinikâğıda dökmekten— ibarettir. Bu, avcının sergileye pek bir şeyler elegeçirdiği bir avdır.

Fakat yazmazdan evvel gerçekten ve ciddi biçimde düşünen yazarlarınsayısı her ne kadar ziyadesiyle az ise de, bunlardan konunun özüüzerine düşünenlerin sayısı çok daha azdır; bu sözünü ettiklerimdengeri kalanlar sadece bu konu üzerine yazılmış kitaplar ve bu konuüzerine başkalarının söylemiş oldukları üzerine düşünürler.Düşünebilmek için onların başka insanların düşüncelerinin dahadoğrudan ve daha güçlü uyarıcı dürtüsüne sahip olmaları gerekir.Bunlar onların en yakın temalarıdır ve bu yüzden her zaman onlarıntesiri altında kalırlar ve doğrusunu söylemek gerekirse yazdıklarında

Page 87: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

özgün bir şeye rastlamak imkânsızdır. Buna mukabil öncekileridüşünmeye sevk eden bizatihi konunun kendisidir, bu yüzden onla

Page 88: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

rın düşünmesi doğrudan bu konuya yönelir. İsimleri ölümsüzleşecekyazarları ancak bunlar arasında buluruz. Anlaşılsın ki burada sözünüettiklerim edebiyatın daha yüksek dallarında eser veren yazarlardır,yoksa bir kitabın önemli kısımlarını seçip çıkarma sanatıyla ün salanyazarlar değil.

Bir yazar malzemesini doğrudan kendi kafasından, bir başka ifadeylekendi müşahedelerinden çıkarmadıkça okunmaya değer değildir. Kitapimalatçıları, derlemeciler, suret çıkarıcıları, sıradan tarih yazarları vebunlara benzer diğerleri malzemelerini doğrudan başka kitaplardanalırlar; ve geliştirip genişletme yahut değiştirme şöyle dursun malzemebaşka hiçbir yere uğramadan, veya herhangi bir tetkikten geçmedendoğrudan parmaklarına aktarılır. (Eğer kitaplarındaki her şeyi bilmişolsaydılar, bir sürü okur yazar insan nice olurdu bir düşünün!) Buyüzden çoğu zaman onların konuşmaları öylesine müphem ve muğlakbir mahiyete sahiptir ki, insanlar gerçekte onların ne düşündüklerinianlamak için beyhude yere kafa yorarlar. İşin doğrusu onlar hiçbir şeyhakkında düşünmezler. Onların iktibasta bulundukları kitaplar da kimizaman tamamen aynı şekilde tertip edilmiştir: Öyle ki bu tür yazım tarzıbir kalıbın kalıbından ilham çıkarılmış alçı kalıba benzetilebilir; sonundaAntinous'un yüz hatlarından geriye tanınabilir çok az bir şey kalır.Dolayısıyla derlemeler mümkün olduğunca çok az okunmalıdır.Bunlardan tamamen uzak durmak da güçtür, çünkü derlemeler birkaçyüz yıl içerisinde birikmiş bilgiyi küçük bir hacim içerisinde toplayanözet-kitapçıklar da ihtiva ederler.

En son yazılmış olanın her zaman en doğrusu; daha sonra yazılmışolanın daha önce yazılmış olana göre her bakımdan bir terakkiolduğunu; ve her değişimin daima bir ilerleme ve gelişme anlamına

Page 89: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

geldiğini düşünmekten daha büyük bir yanlışlık tasavvur edilemez.Düşünen ve doğru yargıya sahip olan insanlar, büyük bir

Page 90: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

gayret ve sebatla konularının peşine düşenler; bunlar sadece istisnadır.Haşereler —dünyanın her yerinde kuraldır— her zaman hazır pusudabeklerler ve düşünürlerin olgun görüşlerini kendilerine mal ederekyorulmak bilmez bir şekilde kendilerince geliştirmeye çalışmaklameşguldürler.

Dolayısıyla eğer bir insan kendisini herhangi bir konuda geliştirmek [birkonu hakkında okuyarak bilgi sahibi olmak] istiyorsa derhal kendisini,bilim sürekli ilerlemektedir ve yenileri hazırlanırken eski kitaplardanyararlanılmıştır zannıyla o konu hakkında yazılmış en yeni kitaplarasarılmaktan, dikkatini münhasıran onlarla sınırlamaktan uzaklaştırmasıgerekir. Doğru yararlanmış lard ır, ama nasıl yararlanmışlardır? Yeniyazarlar çoğu kez eski kitapları tam olarak anlamaz; aynı zamandaonların kullandıkları sözcük ve ifadeleri aynıyla kullanmaya dagönülsüzdürler, dolayısıyla sonuçta eski yazarların çok daha iyi ve çokdaha açık bir şekilde söylediği şeyi keyiflerince eğip büküp berbatederler; çünkü eski yazarların yazdıkları, konu hakkındaki kendi canlıbilgilerine dayanır. Halbuki yeniler çoğu kez onların yazmış oldukları eniyi şeyleri, en çarpıcı açıklamaları ve en isabetli yorumları ıskalarlar,çünkü yeniler bunların değerlerini takdir edemez veya ne denli anlamlayüklü olduklarını hissedemezler. Onları cezbeden tek şey sathi veyavan olandır.

Eski ve kusursuz bir kitap çok kere yeni ve kötülerinin hatırına rafakaldırılır; oysa bunlar sırf para için yazıldıklarından tafralı, tantanalı birhava ile ortaya çıkarlar ve yazarlarının dostları tarafından göklereçıkarılırlar. Bilim alanında kendisinden söz ettirmek isteyen bir kimsepazara yeni bir şey sürer; bu çok kere daha önce doğru olarak kabuledilmiş bir ilkenin eleştirilmesine dayanır, öyle ki o bu yolla kendine ait

Page 91: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

yanlış bir ilkeyi doğru olarak kabul ettirebilir. Ve zaman zaman onun buçabası kısa bir müddet ba

Page 92: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

şanlı olabilir, ama nihayetinde eski ve doğru olan öğretiye geri dönülür.

Bu yenilikçiler dünyada kendi değersiz kişiliklerinin dışında hiçbir şeyinciddiye alınmaya değer olmadığım düşünürler, göz önüne çıkarmakistedikleri, teşhir etmek için can attıkları budur. Onlar bunugerçekleştirmenin en kestirme yolunun bir paradoksla başlamakolduğunu düşünürler; kafalarının kısırlığı onlara bu uğurda tutulacakyolun görmezden gelme yahut inkâr olduğunu telkin eder; ve uzunzamandır kabul görmüş olan doğrular inkâr edilmeye başlanır;sözgelimi yaşamsal güç, sempatik sinir sistemi, generatio equivoca,Bichat'ın heyecanların işleyişi ile zihnin çalışması arasında yaptığıayrım ya da olmadı kaba atomculuğa geri dönerler vs., vs. Dolayısıylabilimin yolu çoğunlukla gerileyici-yozlaştırıcıdır.

Takip ettikleri yazarları tercüme etmenin yanı sıra aynı zamanda onlarıdüzeltip değiştiren mütercimler de bu yazarlar zümresine dahildir, ki bubana her zaman küstahça görünmüş bir şeydir. Bu tür yazarlara derimki: Başka insanların kitaplarını rahat bırakın, çevrilmeye değer kitaplarıkolaysa kendiniz yazın.

Okur eğer mümkün ise gerçek yazarları, öğretilerin kurucularını vekâşiflerini ya da her halükarda herhangi bir bilgi dalında büyük üstatlarolarak tanınmış olanları okumalı ve onların muhtevalarını yenilerindenokumak yerine ikinci-el kitapları satın almalı.

Hiç kuşkusuz inventis aliquid adder e facile est (herhangi yeni birkeşfe ilâvede bulunmak kolaydır), dolayısıyla bir insan konusununilkelerini inceledikten sonra konu üzerine yazılmış daha yeni bilgilerle,yeni ilâvelerle tanış - malıdır. Umumiyetle aşağıdaki kural her yerdeolduğu gibi şurada da geçerlidir, yani: Yeni olan nadiren iyidir, çünkü iyibir şey ancak kısa bir zaman için yenidir.

Page 93: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 94: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Adres bir mektup için ne ise başlık da bir kitap için o olmalıdır; birbaşka söyleyiş, onun temel amacı kitabı kamuoyunda onun içindekilereilgi duyacak olanlara ulaştırmak-takdim etmek olmalıdır. Dolayısıylabaşlığın etkileyici olması gerekir; esas itibariyle kısa olduğundan, veciz,kısa ve gizli anlamlara gebe olmalıdır ve eğer mümkünse muhtevayıtek bir sözcükle anlatmalıdır. Bu sebepten ötürü uzun olan yahut hiçbiranlam ifade etmeyen ya da dolaylı veya muğlak olan bir başlık kötüdür;yanlış ve yanıltıcı olan da böyledir: Adresi yanlış yazılmış olan birmektup nasıl sahibine ulaşmaz ve unutulmuş bir köşede beklerse busonuncusu da kitabın başına aynı akıbeti getirir. En kötü başlıklarçalıntı olanlar, demek istediğim daha önce başka kitapların taşıdığıbaşlıklardır; çünkü bunlar her şeyden önce bir fikir hırsızlığıdır, ikinciolarak mutlak bir özgünlük yoksunluğunun en ikna edici kanıtıdır.Kitabına yeni bir başlık düşünecek kadar bir özgünlüğe sahip olmayanbir insan ona yeni bir muhteva kazandırma kabiliyetinden haydi haydiyoksundur. Taklit edilmiş, bir başka deyişle yarı çalıntı başlıklar dabunlara akrabadır; sözgelimi ben "Tabiattaki İrade Üzerine"yi yazdıktanuzunca bir zaman sonra, Oersted "Tabiattaki Akıl Üzerine"yi yazmıştı.

* * * *

Bir kitap asla yazarının düşüncelerinin damgasından daha fazla bir şeytaşıyamaz. Bu düşüncelerin değeri ya üzerine düşündüğü konu yahutmalzemede ya da malzemesini, bir başka söyleyişle üzerine düşündüğüşeyi geliştirdiği biçimde saklıdır.

Kitapların malzemesi çok çeşitlidir, tıpkı kitaplara atfedilen meziyetlerinde gene onların malzemesine yahut

Page 95: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

muhtevasına göre değişmesi gibi. Tecrübenin neticesi olan her türlümalzeme, bir başka söyleyişle, ister tarihsel ister fiziksel olsun en genişanlamıyla ve kendi başına ele alınan olgular üzerine dayalı olan her şeybu tabire dahildir. Kitaba kendine özgü karakterini kazandıran da butemel fikir, Leitmotiv dir, öyle ki onu her kim kaleme almış olursa olsunbir kitap bu yüzden önemli olabilir; buna mukabil biçim söz konusuolduğunda bir kitabın sözünü ettiğimiz bu kendine özgü karakteri onunyazarına bağlıdır. Ele alman konular herkesin erişebileceği ve herkesçebilinen bir mahiyete sahip olabilir; fakat bunların ele alınma yahutyorumlanma tarzı, bunlar üzerine düşünülmüş şey kitaba değerinikazandırır ve bu yazara bağlıdır. Dolayısıyla eğer bir kitap bu sözünüettiğimiz açıdan kusursuz ve rakipsiz ise, yazarı da öyledir. Bu demektirki okunmaya değer bir yazarın üstünlüğü, yazar malzemeye yahutmuhtevaya ne kadar az bağımlı veya ne kadar az şey borçlu ise, odenli büyüktür; ne kadar iyi biliniyor ve ne kadar çok ele alınmış iseonun üstünlüğü de o kadar büyük olacaktır. Sözgelimi üç büyük Grektragedya yazarının hepsi de aynı konuyu ele almışlardır.

Dolayısıyla bir kitap meşhur hale gelmiş ise, okur onun muhtevasındanötürü mü, yoksa biçiminden ötürü mü meşhur olduğuna titiz bir şekildedikkat etmeli ve ayrım buna göre yapılmalıdır.

Muhtevasın dan ötürü çok büyük öneme sahip kitaplar, çok sıradan vederinlikten yoksun adamların kaleminden çıkabilir, ki bu muhtevasadece onların bilgisi dahilinde olmuş olabilir. Sözgelimi yabancı ülkeler,ender rastlanır tabii hadiseler, bir konu üzerine yapılmış tecrübeler,tanıklık ettikleri yahut bu konuda otorite olanların araştırılması ve özelbir şekilde tetkik edilmesi için zaman ve çaba sarf etmiş olduklarıtarihsel hadiseler hakkında bilgiler sunan kitapların durumu böyledir.

Page 96: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 97: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Öte yandan muhtevanın herkesin bilgisi dahilinde olduğu yahut çok iyibilindiği noktada her şey biçime bağlı olacaktır ve bu muhteva hakkındadüşünülmüş olan her ne ise, kitaba sahip olduğu bütün değerikazandıracaktır; okunmaya değer herhangi bir şey yazabilecek olansadece yüksek seciyeye sahip seçkin kimselerdir. Çünkü diğerleribaşka herkes için düşünülmesi mümkün olan şeyleri düşünürlersadece. Bunlar kendi zihinlerinin damgasını kazırlar; fakat bu zatenherkesin aslına sahip olduğu şeyin damgasıdır.

Bununla beraber halk biçimden ziyade muhteva ile ilgilenir ve sırf busebepten ötürü bu yüksek bir kültür düzeyi bakımından geri kalmışlıkgöstergesidir. Halk muhtevadan hoşlanma tarzını (muhtevaya verdiği buönceliği) en gülünç biçimde şiir söz konusu olduğunda gösterir: Şairinhayatının —eserlerinin ana motifinin anlaşılmasına hizmet edecek—gerçek olaylarını ya da kişisel koşullarını büyük bir titizlikle araştırır;hatta daha da ileri gider ve sonunda bunları şairin şiirlerinden daha ilgiçekici bulur hale gelir; Goethe hakkında yazılmış olanları Goethe'ninyazdıklarından daha fazla okur, Faust efsanesini Goethe'ninFaust9undan daha büyük bir gayretle ve tecessüsle tetkik eder.Bürger, "İnsanlar Leonora'nin gerçekte kim olduğu sorusu üzerine birsürü malumat ihtiva eden hacimli nutuklar kaleme alacaklar" demişti,şimdi bunun Goethe'nin durumunda harfi harfine gerçekleştiğinigörüyoruz, çünkü şimdi Faust ve Faust efsanesi üzerine bu nitelikte birsürü yorum ve açıklamaya sahibiz. Bunlar tamamen bu sözünü ettiğimizkaraktere sahiptirler ve öyle de kalacaklardır. Muhtevayı biçime butercih ediş güzel bir Etrüsk vazosunun biçim ve bezemesini bir tarafabırakıp imal edildiği çamur ve renkleri kimyasal bir incelemeye tabitutan bir adamın durumuyla aynıdır.

Page 98: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Kullanılan malzeme aracılığıyla etkileyici olma ve

Page 99: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

böylelikle halkın bu uğursuz eğilimine yaranma çabası erdem yahutüstünlüğün doğrudan doğruya biçimde saklı olduğu yazı dallarındamutlaka eleştirilmeli ve kınanmalıdır; sözgelimi şiir ve inşa alanındaolduğu gibi. Bununla birlikte tiyatroları ele aldıkları malzeme sayesindedoldurmaya çalışan çok sayıda kötü oyun yazarı vardır. Meselâ bunlarsahneyi, hayatları dramatik hadiselerden ne kadar yoksun olursa olsunher türden şöhretli insanla doldururlar; hatta kimi zaman onunla sahneyeçıkacak kişilerin ölmesini bile beklemezler.

Burada sözünü ettiğim madde ve biçim arasındaki ayrım sohbetbakımından da doğrudur. Bir insanın sohbet edebilmesini sağlayantemel nitelikler zekâ, yargı gücü, nükte ve neşeliliktir; bunlar sohbetebiçim kazandırırlar. Ne var ki sohbetin muhtevası, bir başka söyleyişlebir kimsenin bir başkasıyla üzerine konuşabileceği şey, yani onun bilgisiöyle uzun boylu insanın dikkatinden kaçmaz. Eğer bu çok sınırlı ise, çokistisnai bir derecede yukarıda zikredilen biçimsel niteliklere sahipolmadıkça sohbetin hiçbir kıymeti olmayacaktır; çünkü onun malzemesiherkesçe bilinen insanlık ve tabiat ile ilgili sıradan şeylerle sınırlıolacaktır. Bununla beraber eğer bir insan sözünü ettiğimiz bu niteliklerbakımından herhangi bir nakiseye, fakat diğer taraftan sohbetinikıymetlendirecek bu türden bir bilgiye sahip ise durum tam tersiolacaktır; bu değer o zaman bütünüyle onun sohbetinin muhtevasınabağlı olacaktır, çünkü bir İspanyol atasözüne göre, "Mas sabe el necioen su casa, que el sabio en la agena (Bir aptal kendi işini akıllı biradamın başkalarını bildiğinden daha fazla bilir)

Bir düşünce ancak sözcüklerin sınır çizgisine ulaştığı ana kadargerçekten yaşar; ondan sonra derhal donar ve

Page 100: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

hayatiyetini kaybeder; hal böyle iken yine de eski zamanların fosilleşmişhayvanları ve bitkileri kadar uzun ömürlüdür. Gerçekte çok kısa olanömrü derhal kristalleşiveren bir billur tane ile mukayese edilebilir.

Bir düşünce ifade edilir edilmez (ya da sözcüklerini bulur bulmaz)içimizdeki varlığını yitirir yahut en derin anlamıyla neşesini vekıvraklığını kaybeder. Başkaları için var olmaya başlarsa içimizdehayatiyetten kesilir; bir çocuğun dünyaya gelmesiyle anasındanuzaklaşması gibi... Keza şair de söylemiştir:

"İhr müsst mich nicht durch Widerspruch veırvirren1 Sobald

man spricht, beginnt man schon zu irren.1

Yürümek için baston ne ise, düşünce için Kalem de odur, fakat nasıl kiinsan en kolay bastonsuzken yürürse, en kusursuz biçimde de elindekalem yokken düşünür. İnsan ancak yaşlanmaya başladığında birbaston kullanmayı ister, [baston artık onun için bir yük değil, biryardımcıdır] kalem de böyledir.

Her nasılsa bir kere akılda yer etmiş yahut onda vücut bulmuş birvarsayım, bir fikir dış dünyadan ancak kendisi için yararlı ve kendisiyletürdeş [mütecanis] olan malzemeyi aldığı kadarıyla birorganizmanınkine benzer bir hayat sürer; öte yandan kendisi için zararlıve kendisine yabancı olan malzeme ya baştan reddedilir ya da eğeralınma sı gerekli ise, tekrar tamamen dış arı atılır.

Hiciv yahut yergide soyut ve belirsiz tabirler tıpkı cebirde olduğu gibisomut ve belirli nicelikler yerine kulla

1 Metne bağlı bir çeviri pek bir anlam ifade etmeyeceğinden belki yorum yoluyla şöyle

söylemek maksadı daha iyi ifade edebilir: "Ayak diremeniz benim hayrımadır, ne zaman kidile gelirsiniz asıl odur benim (ve tabii serkeşlik edenin de) felaketim." Tema zengin

Page 101: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

çeşitlemeleriyle Thomas Mann'dan takip edilebilir.

Page 102: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

nılmalıdır. Ayrıca canlı bir insanın vücudunda kullanılan teşrih bıçağıgibi sakınarak kullanılmalıdır. Hayatını kaybetme tehlikesi karşısındagüvenli olmayan bir tecrübedir bu.

Bir eserin ölümsüzleşmesi için ziyadesiyle çok mükemmeliyete veyaharikuladeliğe sahip olması gerekir, öyle ki bunların hepsini birdenanlayıp değerlendirecek bir insan öyle kolay kolay bulunamaz;dolayısıyla çağlar boyunca bunların kâh birini kâh diğerini anlayıp takdiredecek insanlar çıkacaktır; bu eserin itibarını uzun yüzyıllar boyunca veher daim değişen ilgilerle muhafaza etmesi anlamına gelir, çünkü öncebir anlamda, daha sonra bir başka anlamda takdir edileceğinden ilgihiçbir zaman tükenmeyecektir.

Böyle bir yazar veya bir başka söyleyişle nesiller boyunca yaşamaiddiasında olan bir yazar, bütün dünyada çağdaşları arasında boş yeretakdir edilmeyi bekleyen bir insan olabilir ancak, aşikâr farklılığı onubaşka herkese karşı belirgin bir kontrast, çarpıcı bir tezat haline getirir.Hatta eğer diyar diyar dolaşan sürgün-gezgin Yahudi gibi nesillerboyunca yaşamış olsaydı bile kendi çağında nasılsa gene öyle olurdu;sözün kısası o Ariosto'nun söylediği gibidir: "Lo fece natura] e poiruppe lo stampo". Eğer bu böyle olmamış olsaydı, düşüncelerinin diğerinsanların düşünceleri gibi neden kaybolup gitmediği anlaşılamazdı.

Neredeyse her çağda, ister edebiyatta ister sanatta, eğer bütünüyleyanlış bir fikir, bir görenek yahut bir tarz revaçta ise onun hayranlıkuyandırdığını görürüz. Vasat akıl sahipleri bunları nerede olursa olsunelde edip hayata geçirmek için mantık sınırlarının ötesinde bir gayretve çaba sarf ederler. Ama akıllı adam bunlara kanmaz ve mete

2 Ortaçağda yaygın olan bir efsanenin, haçını sırtında taşıyan Mesih'in kapısının önünde

soluklanmasına izin vermediği için dünyanın sonuna kadar yeryüzünde dolaş maya

Page 103: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

mahkûm edildiği söylenen merkezi figürü.

Page 104: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

lik vermez, dolayısıyla o moda olan şeylere her zaman uzak vemesafeli durur. Birkaç yıl sonra halk da işin iç yüzünü anlar ve hak ettiğine ise ona o muameleyi gösterir; şimdi o artık herkesin güldüğü bir şeyolup çıkmıştır ve bütün bu moda eserlerin herkesin hayranlığınıcelbeden renkleri çirkin biçimde inşa edilmiş duvardan düşen alçılar gibibirer birer dökülürler ve aynı şekilde harap viran durumda dırlar. Esaslıyanlışlığını n uzunca bir zamandır gizlice farkında olduğumuz bir fikrinnihayetinde bir dayanak bulmasına ve hem gürültüyle hem de alenenilân edilmesine üzül- memeli, bilakis sevinmeliyiz. Nasıl olsa onunyanlışlığı kısa bir zaman sonra hissedilecek ve nihayetinde aynı şekildehem gürültüyle hem de alenen ilan edilecektir. Deyiş yerinde ise,sonunda patlayan bir çıban gibi bütün cüruf at ortaya saçılacaktır.

Kimliği meçhul bir eleştirmen tarafından yazılmış bir makaleyi yaymahazırlayıp neşreden adam, sanki onu kendisi yazmış gibi bundansorumlu tutulmalıdır; nasıl ki işçileri tarafından yapılmış kötü bir iştenbir usta yahut idareci sorumlu tutuluyorsa. Bu suretle o adam hak ettiğine ise o şekilde muamele görecektir; törensiz merasimsiz bir başınakalacaktır.

Bir yazarın imzasını gizlemesi edebi bir sahtekârlıktır, ki derhal "Beadam, madem başka insanlara söylediğin şeyi kabule yanaşmıyorsun,ne diye tutmazsın o kara çalıcı dilini!" çığlıkları yükselir.

İmzasız bir eleştiri, ancak isimsiz bir mektup kadar müessirdir, ve buyüzden aynı ihtiyatkârlıkla daha doğrusu güvensizlikle yaklaşılmayı hakeder. Yoksa gerçekte bir societe anonymei temsil eden bir adamınmüstear ismini dostlarının dürüstlüğünün güvencesi olarak mı kabuletmek isteriz?

Page 105: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Yazarlar arasında var olan dürüstlük kırıntıları, başkalarınınyazılarından yalan yanlış yaptıkları dürüstlükten uzak iktibas tarzındakolaylıkla görülebilir. Benim eserlerimden bütün pasaaların yanlışiktibas edildiğine şahit olurum, bunun tek istisnası benim (Die Welt alsJVille und Vorstellung: vier Bücher; nebst einem Anhânge, der dieKritik der Kantischen Philosophie enthâlt ["İrade ve Tasavvur OlarakDünya: Kant Felsefesi Üzerine Bir Eleştiri İhtiva Eden Bir ZeyilleBirlikte, Dört Kitap"]) zeylimdedir ki, tamamen açık ve berraktır. Yanlışiktibasın nedeni çoğu kez dikkatsizliktir, bu tür kimselerin kalemialışkanlık gücüyle yazılı veren önemsiz ve bayağı ifadeleri yazmak içinkullanılmıştır. Kimi zaman yanlış iktibas benim yazdıklarımı geliştirmekisteyen birinin küstahlığından kaynaklanır; fakat çoğunlukla yanlışiktibas için kötü niyet yeterlidir; o zaman iğrenç ve aşağılık birhilekârlıktan başka bir şey değildir ve o sahtekârlık yapan bir insan gibidürüst bir insan olma karakterini ebediyen kaybeder.

* * * *

Üslup zihnin fizyonomisidir ve mizaç yahut kişilik için bedeninfizyonomisinden daha güvenli bir ipucu sunar. Bir başka kimseninüslubunu taklit etmek bir maske takmaya benzer. Maske ne kadargüzel olursa olsun cansız olduğu için çok geçmeden yavan ve tahammüledilmez bir şey haline gelir; dolayısıyla tasavvur edilebilecek en çirkinçehre bile olsa değil mi ki canlıdır, daha iyidir. O nedenledir ki Latinceyazan ve eski yazarların üslubunu taklit eden yazarlar esasen birmaskenin ardından konuşurlar; söyledikleri muhakkak ki işitilir, fakatfizyonomilerini —demem o ki üsluplarını— görmek mümkün değildir. Nevar ki kendi kendilerine düşünebilen -taklide yeltenecek kadaralçalmayacak- kimselerin, sözgelimi Scotus Erigena, Pet

Page 106: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 107: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

rarcha, Bacon, Descartes, Spinoza ve daha birçoklarının Latinceyazdıklarında üslubu müşahede etmek mümkündür.

Üslupta yapmacıklık gereksiz yere yüz ekşitmek gibi bir şeydir. Birinsanın yazdığı dil ulusunun fizyonomisidir; bu Greklerin dilinden Karayip Adaları'nın yerlilerinin diline kadar, büyük farklılıklar gösterir.

Bir başka yazarın üslubundaki kusurları araştırmaktan geridurmamalıyız, ta ki biz de aynı hataları kendi üslubumuzda işlemektensakınabilelim.

Bir yazarın ürettiği şeylerin değerine dair geçici bir değerlendirmedebulunmak için üzerine düşündüğü mesele hakkında bilgi sahibi olmak yada onun hakkında ne düşündüğünü bilmek gerekli değildir, böyle bir şeyinsanı onun eserlerinin tamamını okumaya zorlardı, fakat nasıldüşündüğünü bilmek yeterli olacaktır. Onun üslubu onun nasıldüşündüğünün, onun düşüncelerinin temel durumunun ve genelniteliğinin tam bir dışavurumudur. Üslup bir insanın, üzerine düşündüğükonu yahut o konu hakkında söyledikleri her ne olursa olsun, bütündüşüncelerinin şekli tabiatını —her zaman aynı kalması gerekir— eleverir. Üslup bir kimsenin bütün fikirlerinin, ne kadar çeşitli olursa olsunyoğrulup şekillendiği hamurdur. Eulenspiegel'e en yakın köyeyürümesinin ne kadar zaman alacağı sorulup da görünüşte anlamsızgibi görünen "Yürü bakalım" cevabını verdiğinde maksadı bir insanınyürüyüşünden belirli bir zamanda ne kadar yol alacağını görmekti. Vetıpkı bunun gibi bir yazarın birkaç sayfasını okuduğumda onun bana nekadar yardım edebileceğini (beni nereye götürebileceğini) anlarım.

Her vasat yazar kendi tabii üslubunu maskelemeye çalışır, çünkükalbinin derinliklerinde benim söylediğim şeyin doğruluğunu bilir. Bu onuher türlü dürüstlük yahut naiflik fikrinden vazgeçmeye zorlar ki, kendi

Page 108: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

üstünlükleri

Page 109: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

nin farkında olan ve dolayısıyla kendilerine güvende herhangi birnoksanlıkları olmayan üstün kafalara mahsus bir ayrıcalıktır sözünüettiğim nitelikler. Sözgelimi sıradan akla sahip insanlar için düşündüklerigibi yazmaya karar vermek kesinlikle mümkün değildir; çünkü onlarböyle yapacak olsalar, eserlerinin muhtemelen çok basit ve çocukçagörünebileceği gibi bir düşünce içerisindedirler ve böyle bir düşünceonlara zor gelir. Bununla beraber büsbütün değersiz olduğusöylenemez. Eğer dürüstçe çalış maya koyul- salar ve gayet basit birşekilde gerçekten düşündükleri sıradan fikirleri ifade etmeye çalışsalar,okunabilirler ve hatta kendi alanlarında öğretici bile olabilirler. Fakatonlar bunun yerine gerçekte göründüklerinden çok daha derin birşekilde düşündükleri intibaını uyandırma, okuru buna inandırma gayretiiçerisindedirler.

Neticede söylemeleri gereken şeyleri zorlama ve çetrefil bir dille söyler,yeni sözcükler uydururlar ve düşüncenin etrafında dolanan ve onunüzerini örten uzayıp giden cümleler kaleme alırlar. Söylemek istediklerişeyi aktarıcı ve onun üzerini örtücü iki ayrı çabanın arasında bocalayıpdururlar. Derin ve allâme görünmek için onu muhteşem göstermeyeçalışırlar ve böylelikle insanlarda elan algıladıklarından çok daha fazlaşey olduğu fikrini uyandırırlar. Dolayısıyla kimi zaman düşünceleriniparça parça yazarlar, sözün kısası söylediklerinden çok daha fazlasınıkasteder gibi görünen müphem, muğlak, paradoksal cümleler (buyazım türünün en harikulade örneği Schelling'in Doğa Felsefesi üzerineincelemesinde bulunur) karalayıverirler; kimi zaman da ifadelerinin derinanlamını anlaşılabilir hale getirmek için sanki bir telâş ve heyecanhavası oluşturmak lüzumlu imiş gibi düşüncelerini bir laf kalabalığıyla veen tahammül edilmez tafsilatlarla ifade ederler; halbuki çok önemsizolmasa da gayet basit bir düşüncedir söz konusu olan (Bunun

Page 110: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

sayılamayacak kadar çok örneği, Fichte'nin

Page 111: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

halka mal olmuş eserlerinde ve isimleri zikre değmez başka yüzlercezavallı mankafanın felsefi risalelerinde mevcuttur) ya da yazarkenbenzemeye çalışmaktan büyük zevk duydukları belli bir üslup —sözgelimi Kate 'xochae 'u— derin ve bilimsel bir üslup tutturmayaçalışırlar, öyle ki öbür tarafta okuyucu içi boş, düşünceden yoksun uzundolambaçlı cümlelerin uyuşturucu etkisiyle azap ve işkenceler içerisindekıvranır durur (Bunun örnekleri özellikle bütün Ölümlülerin enküstahlarının, Hegelcilerin genellikle Jahrbücher der wissenschaftlichenLiteratur adıyla bilinen Hegel gazetelerinde bol miktarda bulunur) ya daentelektüel bir üslup hedeflerler, ki sanki bununla hedefleri insanlarıçıldırtmaktır, vs.

Sayesinde nascetur ridiculus musn geciktirmeye — böylesi şiddetlisancılardan sonra doğan bu küçük gülünç yaratığı gözlerdensaklamaya—- çalıştıkları bütün bu çabalar çoğu kez gerçektekastettikleri şeyin anlaşılmasını güçleştirir. Ayrıca kendi başlarına hiçbiranlam ifade etmeyen, ne var ki belki bunlardan bir şey anlayacak birisiçıkar umuduyla kimsenin bir şey diyemediği cümleler, hatta uzun vetekellüfü cümleler yazarlar. Bu tür çabaların tentelinde düşüncelerinyerine sözcükleri satmak için her zaman yeni yollar bulmak isteyen, yeniifadeler ya da yeni bir anlamda kullanılan eski ifadelerle, her türdendeyim ve terkipleri eğip bükmelerle işte bu denli acı verici biçimdehissettikleri şeyin eksikliğini telafi etmek için daha akıllı görünmektenbaşka bir derdi olmayan bıkıp usanmaz bir çabadan başka hiçbir şeyyoktur. Bu amacı göz önünde tutan yazarların önce bir başka üslubuardından bir başkasını denemelerini görmek eğlendiricidir; böylelikleonlar aklı maskelemeye çalışırlar. Bu maske tecrübesiz olanları belkibir müddet aldatabilir, fakat neticede bunun ölü bir maskeden başka birşey olmadığı anlaşılır, o zaman bu bir eğlence konusu olur ve bir

Page 112: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

başkasıyla değiştirilir.

Page 113: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Bu tür bir yazarın kimi zaman sanki [şiddetli veya vahşi duygularla]sarhoşmuşçasına dithyrambos tarzında yazdığını görürüz; kimi zaman,hatta bir sonraki sayfada, tıpkı çağdaş kıyafetlere bürünmüş müteveffaChristian Wolf gibi, mutantan, tumturaklı, allâmece bir eda ile, bıktırıcıbir tafsilatçılıkla, kılı kırk yaran bir tahlil merakıyla yazar. Anlaşılmazlıkmaskesi en uzun ömürlü olanıdır; buna her zaman en mutlusonuçlarıyla, ilk kez Fichte tarafından geliştirilip, Schelling'in kusursuzhale getirdiği, sonunda en yüksek zirvesine Hegel'de ulaştığıAlmanya'da rastlanır sadece. Ne var ki yazmanın en kolayı kimseninanlayamayacağı şekilde yazmaktır; öte yandan derin meseleleriherkesin anlayacağı biçimde yazmaktan daha zor bir şey yoktur. Eğeryazar gerçekten akıllı ise yukarıda zikrettiğim bütün sanatlarlüzumsuzdur, çünkü o bir insanın olduğu gibi görünmesine izin verir veHoratius'un söylediği şeyi bütün zamanlar için doğrular: Scribendi rectesapere est etprincipium et fons3.

Fakat bu yazarlar zümresi yerine bir başkası ikame edilemeyecek tekmaden olan altının yerini tutmak için yüzlerce farklı terkip deneyenmaden işçilerine benzerler. Tersine bir yazar kendisini gerçekte sahipolduğundan daha fazla akıl ve anlayışa sahipmiş gibi göstermeyekalkışma çabasından korumalıdır, onun kendisini en başta korumasıgereken şey budur; çünkü bu okurda tam tersi yönde bir kuşkuuyandırır, zira bir insan mahiyeti her ne olursa olsun her zamangerçekten sahip olmadığı şeyi taslar. Ve işte bu sebepten ötürüdür ki,bir yazarı naıf diye nitelendirmek onun için bir övgü ifadesidir, çünkü buonun kendisini olduğu gibi gösterebileceğine —yahut göstermektençekinmesine gerek olmadığına— delalet eder. Umumiyetle gay

3 "Sağduyu iyi üslubun kaynağı ve kökenidir

Page 114: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 115: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

rı tabii olan her şey, her yerde itici olurken; naiflik insanı her zamankendisine cezbeder. Keza her gerçek düşünür düşüncelerini mümkünolduğunca saf, açık, belirgin ve veciz bir şekilde dile getirmeye çalışır.Bu yüzdendir ki basitlik her zaman sadece hakikatin değil, fakat aynızamanda dehanın işareti olarak da kabul edilmiştir. Üslup, güzelliğinidile getirilmiş olan düşünceden alır, halbuki sadece düşünür gibi yapan—yani düşünürlük taslayan— yazarlar için düşüncelerin üsluptan dolayıgüzel olduğu söylenir. Üslup düşüncenin silüetinden başka bir şeydeğildir; müphem yahut berbat bir üslupla yazmak bön veya insicamsızbir kafa anlamına gelir.

Şu halde birinci kural —hatta iyi bir üslup için neredeyse bu kendibaşına yeterlidir— yazarın söyleyecek bir şeyinin olmasıdır. Ah, neazim meseledir bu! Bu kuralın ihmali Almanya'daki, özellikle Fichte'nindöneminden bu yana filozof, genel olarak söylemek gerekirse, bütündüşünür yazarların en temel ayırt edici özelliğidir. Bütün bu yazarlarınsöyleyecek hiçbir şeyleri olmadığı halde bir şeylere sahipmiş gibigözükme arzusu hemen ilk bakışta kendisini ele verir. Bu üslupçulukyahut yapmacıklık sözüm ona üniversite filozofları tarafından icatedilmiş bir şeydir ve her yerde hatta çağın birinci sınıf yazarlarında bilekendisini hemen hissettirir. Bu le stile empese denilen ve sözü gereksizyere uzatan sıkıcı, hantal üslubun olduğu kadar, sanki iki hatta birçokanlama sahipmiş gibi görünen zorlama ve muğlak üslubun; aynı şekildehiçbir faydası olmayan tumturaklı üslubun; son olarak değirmen taşıgibi boyuna dönüp duran ve tıpkı onun gibi sersemleten karmakarışıklaf kalabalığının, bir türlü sonu gelmeyen saçma sapan gevezeliğinörtüsü altında en korkunç düşünce sefaletini gizleme tarzının anasıdır.Bu son olarak sözünü ettiğimiz türden yazılar saatlerce okunsa daiçinden tek bir fikir, açık seçik ifade edilmiş tek bir düşünce

Page 116: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

yakalanmaz. Bu yazım

Page 117: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

tarzını n en kusursuz örnekleri Halle'de yayımlanan Haileshen 'de, dahasonra Deutschen Jahrbücher denilen dergide bol miktarda mevcuttur.Sırası gelmişken geçmeyelim, Almanlar alışkanlığın zorlamasıyla buher türden laf kalabalığını yazarın gerçekten ne demek istediğine dairen küçük bir fikir elde etmeksizin sayfa sayfa okurlar. Onu üzerine boşyere kafa patlatırlar ve onun bu zırvaları sırf yazmak için yazdığını farketmezler.

Buna mukabil fikirce zengin iyi bir yazar hemen başından okurungüvenini kazanır; okur onun gerçekten ve içtenlikle söyleyecek birşeyleri olduğuna inanır; ve bu akıllı okuyucuya yazarı dikkatli bir şekildetakip etme sabrı verir. Bu tür bir yazar her zaman kendisini endoğrudan ve en basit bir tarzda ifade eder, bunun tek nedeni onungerçekten söyleyecek bir şeyleri olmasıdır; çünkü o okuyucuda başkabir şey değil, kendi kafasındaki düşünceyi uyandırmayı arzu eder.Dolayısıyla o, Boileau ile birlikte diyebilir:

"Mapense e au grand, jourpartout s' offre et s'expose, Et mon vers,bien ou mal, dit toujours quelque chose;"

Buna mukabil daha önce sözü geçen yazarlar için aynı şairin sözleriyle".Et qui parlant beaucoup ne disent jamais rien" (Çok şey konuşurama asla hiçbir şey söylemez) denebilir. Keza kendilerini mümkünolduğu kadar belirgin bir şekilde ifade etmekten uzak durmak yine butür yazarların ayırt edici özelliğidir, öyle ki —bu yolla— ihtiyaç hâsılolduğunda bir güçlükten yakayı sıyırmak —kaçacak bir delik bulmak—her zaman mümkündür, bu sebepten ötürüdür ki her zaman daha soyutifadeleri seçerler. Oy-

4 "Düşünceleri her yerde gün ışığına açıktı, ve şiiri her zaman, ama iyi ama kö tü, birşeyler söyler."

Page 118: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 119: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

sa akıllı insanlar daha somut ifadeleri tercih ederler daima; çünkübunlar söz konusu meseleyi daha yakın bir görüş menziline (muhakemealanına) taşırlar, ki bu her türlü ispatın temelidir.

Soyut ifadeleri tercih ediş çok sayıda misalle teyit edilebilir; aşağıdakiözellikle gülünç bir örnektir: Son on yılın Alman edebiyatında "nedenolmak" (bewirken) yahut "meydana getirmek" (verursachen) yerineneredeyse her yerde "kayıtlamak" ya da "koşullandırmak" (bedingen)fiillerinin kullanıldığını görüyoruz. Daha soyut ve daha belirsiz olmasınedeniyle [böyle bir tercih] ima ettiğinden daha azını söyler vedolayısıyla her zaman geriye açık bir kapı bırakılmış olur;kabiliyetsizliklerinin gizli bilinci kendilerine belirli ifadelerin her türlüsünekarşı sürekli bir korku esinlediği için bu arka kapı doğrusu onların işinegelir. Oysa başka uluslar için bu, edebiyatta ahmakça ve hayatta kötüolan her şeyi hiç vakit kaybetmeksizin taklit etmeye yönelik ulusaleğilimin bir neticesidir sadece; her iki durumda da bu onun yayılmahızıyla doğrulanır. İngilizler gerek yazdıklarında gerekse yaptıklarındakendi yargılarına bağlıdırlar; fakat bu başka hiçbir ulus hakkındaAlmanlar için olduğu kadar geçerli değildir. Sözünü ettiğimiz bu durumunneticesinde "neden olmak" ve "meydana getirmek" fiilleri son on yılınedebiyatında neredeyse bütünüyle kalkmıştır ve insanlar her yerde"koşullandırmaksan dem vurmaktadır. Bu durum karakteristik biçimdegülünç olduğu için zikre değerdir.

Günübirlik yazıp çizenlerin kalem ellerindeyken, ancak yarı yarıyaakılları başındadır ki bu durum onların akıl eksikliğini ve yazılarınınusandırıcılığını izah eder; haddizatında kendi sözlerinin anlamınıkendileri de anlamazlar.

Page 120: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

çünkü ifadeleri kalıp olarak alırlar ve onları bellemeye çalışırlar. Busebepten ötürüdür ki yazarlarken bir araya getirdikleri şeysözcüklerden ziyade ifadelerdir; phrases banales (basmakalıpifadeler). Bu da onların en ziyade ayırt edici özelliklerinin, açık seçikifade edilmiş düşünce eksikliğinin nedenini izah eder; esasen onlardüşüncelerine damgasını vuracak —böyle bir— kalıptan yoksundurlar,onların kendilerine ait açık düşünceleri yoktur; bunun yerine onlardasözcüklerin, yaygın ifadelerin, iyice aşınmış konuşma tabirlerinin vemoda tabirlerin belirsiz, karanlık iç içe geçişlerini buluruz. Neticedeonlar ın bu sisli buğulu yazım tarzları eski usulle yapılmış baskıyabenzer.

Diğer yandan akıllı insanlar yazdıklarında bizimle gerçekten konuşurlarve bu sebepten ötürü hem bizim ilgimizi çekmeye, hem de bizieğlendirmeye muvaffak olurlar. Sadece akıllı yazarlar kullanımlarınahakkıyla dikkat ederek sözcükleri bir araya getirir ve onları titizlikleseçerler. O nedenledir ki, onların üslupları ile yukarıda sözü edilenyazarlarınki arasında, gerçek bir ressam elinden çıkmış bir resimle birşablon marifetiyle yapılmış basmakalıp tablo arasındakine benzer birilişki vardır. Birinde her bir sözcük, tıpkı her bir fırça darbesi, gibi özelbir anlama sahiptir oysa diğerinde her şey mekanik biçimde yapılmıştır.Aynı ayrım müzikte de gözlemlenebilir. Çünkü dehanın eserlerini herzaman ve her yerde kendine mahsus biçimde mümtaz kılan, bir bakıştaayırt etmemizi mümkün kılan aklın her yerde mevcudiyetidir;Lichtenberg'in gözlemi, yani Garrick'in5 ruhunun vücudunun bütünkaslarında mevcutluğu tespiti de buna benzer.

5 David Garric (1716-1779). Meslek hayatına şarap tüccarı olarak başlayıp, III.

Richard'daki rolüyle üne kavuşmuş İngiliz aktör. Daha sonra Dr. Samuel Johnson'ın

Page 121: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

çevresinde yer almış ve ömrünün son yıllarında hatırı sayılır bir servetle Hampton'açekilip komediler ve Farslar yazmıştır.

Page 122: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Yukarıda sözü edilen yazıların usandırıcılığını gelince, bu konuda genelolarak iki tür usandırıldıktan — nesnel ve öznel usandırıcılıktan—bahsetmek mümkündür. Nesnel usandırıcılık biçimi, konuştuğumuzşeye dair eksiklikten, vuzuhsuzluktan —bir başka söyleyişle yazarınifade edecek mükemmelen açık bir fikre yahut bilgiye sahipolmamasından— kaynaklanır. Çünkü eğer bir yazar herhangi birkonuda açık bir fikre yahut bilgiye sahipse, onu ifade etmek, insanlarlapaylaşmak onun en başta gelen amacı olacak ve bu amacı hep gözönünde bulundurarak çalışacaktır; dolayısıyla ortaya attığı fikirler herzaman her yerde açık seçik ifade edilecektir, öyle ki ne lüzumsuztafsilatlara boğulacak, ne anlamsızlıkla ve vuzuhsuzlukla malul olacakne de usandırıcı olacaktır. Hatta en temel fikri yanlış olsa bile, böyle birdurumda dahi o açık seçik düşünülmüş ve üzerine kafa yorulmuşolacaktır; bir başka söyleyişle en azından şeklen doğru olacak veortaya konulan şeyin her zaman bir değeri olacaktır. Buna mukabil aynısebepten ötürü nesnel olarak yorucu bıktırıcı olan bir eserin hiçbirzaman bir kıymeti olmaz. Keza öznel usandırıcılık sadece izafidir.Bunun nedeni, okurun eserin konusuna ilgi duymaması ve ilgi duyduğuşeylerin de çok sınırlı bir mahiyete sahip olmasıdır. Dolayısıyla enkusursuz eser şu veya bu kimse için öznel olarak usandırıcı gelebilir vetam tersine, en berbat eser şu veya bu kimse için öznel olarakoyalayıcı yahut eğlendirici olabilir: Çünkü ya kitabın konusu ya dayazarı ilgisini çekiyordur.

Keşke Alman yazarlar, bir insanın eğer mümkünse büyük bir kafa gibidüşünmesi buna mukabil başka her insan ile aynı dili konuşmasıgerektiğinin farkına varmış olsaydılar! Kim bilir ne büyük bir faydasıolurdu bunun onlara... İnsanlar olağanüstü şeyleri söylemek içinherkesin

Page 123: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 124: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

kullandığı dilli kullanmalılar, fakat tam tersini yapıyorlar. Hiçbir kıymetiolmayan fikirleri muhteşem, mutantan sözcüklere büründürmeyeçalıştıklarına ve çok sıradan düşüncelerine en acayip, en işitilmedik, enyapmacıkken nadir ifadeleri giydirdiklerine tanık oluyoruz. Cümlelerisürekli olarak yerden bir metre yüksekte cambaz ayakları üzerindedolaşır durur. Tumturaklı ifadelerden hoşlanmalarına ve genelliklemutantan, mübalağalı, kibirli-kurumlu, hakikatsiz ve cambazına üsluplayazmalarına gelince, bu konuda onların pirleri, dostu Falstaff tarafındanbir keresinde, dayanamayıp uNe söyleyeceksen (bu dünyadan bir)adam gibi söyle" diye kendisinden ricada bulunulan Pistol'dür.

Alman dilinde Fransızların stile empese tabirine tam olarak karşılıkgelen herhangi bir ifade yoktur; fakat sözü edilen şeyin kendisialabildiğine yaygındır. Gayrı tabilikle yahut yapmacıklıkla birleştiğinde,toplum içi münasebetlerde suni aidiyet, debdebe ve doğallıktan uzaklıkne ise, bu da edebiyatta odur ve aynı derecede tahammül edilmezdir.Akıl yoksunluğu [zihin kütlüğü] üzerine bu elbiseyi geçirmeye teşnedir;nasıl ki günlük hayatta karşılaştığımız budala kimseler yapma bir ağırbaşlılığa ve şekilperestliğe düşkündürler.

Bu yapmacık, tumturaklı üslupla yazan bir yazar ayak takımı yerinekonulmaktan veya böyleleriyle karıştırılmaktan korktuğu için kendisinicicili bicili elbiselerle süsleyip püsleyen kimseye benzer: Bir tehlike ki enberbat giysileri içerisinde bile olsa bir soylu asla korkmaz. Dolayısıylanasıl ki ayak takımından birisi elbiselerindeki belli bir şatafat, gösterişve tire a quatre epingles (İki dirhem bir çekirdek görünme arzusuyla)tanınırsa, sıradan bir yazar da üslubuyla kendisini ele verir.

Eğer bir insanın söyleyecek ve söylenmeye değer bir şeyi varsa, onuyapmacık deyimlerle sarıp sarmalamaya, çetrefil ifadelere ve

Page 125: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

bilmecemsi kinayelere büründürmeye ihtiyaç duymaz; fakat o kendisinibasit, açık ve naif bir üs

Page 126: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

lupia ifade ederek doğru etkiyi uyandıracağı, böyle bir üslubu tercihettiğinden ötürü amacına ulaşmaktan geri durmayacağı konusundaemindir. Yukarıda sözü edilen suniliklere başvuran bir yazar fikir, akıl vebilgi sefaletini ele vermiş olur.

Bununla beraber bir insanın tam olarak konuştuğu gibi yazmayakalkışması da bir hatadır. Her yazım tarzı haddizatında her türlüüslubun atası olan abidevi-görkemli üslup ile belli bir akrabalık bağınasahip olmalıdır; dolayısıyla bir kimsenin konuştuğu gibi yazmasıneredeyse tersi kadar, yani yazdığı gibi konuşmaya çalışması kadarkusurludur. Bu yazarı ukala yapar ve aynı zamanda anlaşılmasınıgüçleştirir.

Anlatım muğlaklığı ve vuzuhsuzluk her zaman ve her yerde çok kötü birişarettir. Bu türden yüz vakadan doksan dokuzu düşüncevuzuhsuzluğundan kaynaklanır; bu da neredeyse her zaman düşünceninkendisinde esaslı biçimde yanlış ve çelişkili, uyuşmaz bir şeyin varlığınadelalet eder. Zihinde doğru bir düşünce uyandığında hemen (kendisiiçin) anlatım sarahati aramaya başlar ve çok geçmeden ona ulaşır,çünkü açık düşünce uygun ifadesini çok kolay bulur.

Düşünme kabiliyetine sahip bir insan her zaman kendisini açık, sarih,anlaşılabilir ve kapalılıktan uzak sözcüklerle ifade edebilir. Güç,karanlık ve çetrefil ifadelere başvuran yazarlar kesinlikle söylemekistedikleri şeyin ne olduğunu tam olarak bilmiyorlardır. Onun hakkındabelki sadece müphem bir bilince sahiptirler ki hâlâ kendisini düşünceyeyerleştirmeye (düşünce olarak şekillendirmeye) çabalar; keza bunlaraynı zamanda gerçekte söyleyecek hiçbir şeye sahip olmadıklarınıkendilerinden ve başka insanlardan gizlemeyi arzu ederler. Tıpkı Fichte,Schelling ve Hegel gibi bunlar da bilmedikleri şeyi biliyormuş,

Page 127: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

düşünmedikleri şeyi düşünmüş ve söylemedikleri şeyi söylemişgözükmek sevdasındadırlar.

Page 128: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

O halde söyleyecek, aktaracak gerçek bir şeye sahip olan bir insan onuaçık seçik bir tarzda, olabildiğince kapalılıktan uzak bir üslupla ifadeetmeye çalışmaz mı? Quintilianus daha önce söylemişti: "Plerumqueaccidii utfacili- ora sint ad intelligendum et lucidiora multo, quae adoctis- simo quoque dicuntur.... Erit ergo etiam obscurior, quoquisque deterior" 6

Bir yazar bilmecemsi ifadelerden [muammalarla bezeli bir üsluptan]kaçınmalı, gerçekten söyleyeceği bir şey var mı, yok mu bunu tamolarak bilmelidir. Alman yazarları bu kadar küt ve bön yapan şey ifadebelirsizliğidir. Bunun tek istisnası bir insanın ifade etmek istediği şeyinşu veya bu bakımdan uygun olmayan bir mahiyete sahip olduğudurumlardır. Nasıl ki abartılı herhangi bir şey genellikle yazarınhedeflediği şeyin tam tersini meydana getirirse, sözcükler de düşünceyianlaşılabilir hale getirmeye, ancak belli bir dereceye kadar hizmet eder.Eğer sözcüklere bundan daha fazla yüklenilirse (ya da sözcükler busınırın ötesine taşacak şekilde üst üste yığılırsa) ifade edilecek,aktarılacak düşünceyi daha da karanlık hale getirirler. Bu hedefi tam onikiden vurmak bir üslup meselesi ve ayırt etme melekesinin işidir; çünküher lüzumsuz sözcük amacının tahakkukuna mani olacaktır. Voltaire şucümleyle bunu söylemek istiyordu: L'adjectif est l'ennemi du substantif.(Fakat doğrusunu söylemek gerekirse, yazarların çoğu lüzumsuzsözcüklerle düşünce sefaletlerini gizlemeye çalışırlar.)

Dolayısıyla okunmaya değer olmayan her türlü tafsilatçılıktan veanlamsız gözlemleri birbiri ardına sıralamaktan kaçınmak gerekir. Biryazar okurunun zamanı, yoğunlaşma gücü ve sabrı konusunda hasisdavranmalıdır [bu

6 "Yiiksek eğitim görmüş bir insanın söylediği şeyler genellikle anlaşılması daha kolay

Page 129: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

ve daha açık şeylerdir... Bir insan ne kadar az eğitim görmüş ise o kadar karanlık veanlaşılmaz yazacaktır.

7 "Sıfat ismin düşmanıdır

Page 130: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

konularda okuru gereksiz yere zorlamamalıdır]; bu suretle o okuruönündeki şeyin titiz ve dikkatli bir okumaya değer olduğuna ikna eder veonun için harcadığı emek ve çabayı kendisine fazlasıyla ödeyeceğineinandırır. Söylemeye değer olmayan bir şeyi yazmaktansa iyi bir şeyisöylemeden geçmek her zaman daha akıllıcadır. Bunun tam tatbikiHesiodos'un şu düsturudur: Pleon haemisu pantos . Esasen her şeysöylenmez. Le secret pour itre ennuyeux, c est de tout dire. Dolay ısıyla eğer mümkünse sadece öz! Sadece cevher! Sadece temel mesele!Asla okurun kendi kendine düşüneceği hiçbir şeye yer verme!

Küçük bir düşünceyi anlatmak için çok sayıda sözcük kullanma herzaman, her yerde vasatlığın en şaşmaz işaretidir; buna mukabil çoksayıda düşünceyi birkaç sözcüğe giydirmek seçkin kafaların hiçbirzaman aldatmayan belirtisidir.

Çıplak hakikat her zaman en güzelidir ve ifadesi ne kadar basit isebırakacağı izlenim de o kadar derindir. Bunun nedeni kısmen dinleyicininzihnini, ikincil düşüncelerle dikkati dağılmış olmaksızın, doğrudan elegeçirmesidir ve kısmen de retorik yahut belagat sanatlarıyla ifsatedilmediğini yahut aldatılmadığını, bilakis bütün tesirin şeyinkendisinden geldiğini hissetmesidir. Sözgelimi insan hayatının boşluğunuhangi haykırış Eyüp Peygamber'inkinden daha güzel ifade edebilir?Homo, natus de muliere, brevi vivit tempore, repletus multis miseriis,qui, tanquam flos, e gre ditur et conteritur, etfugit velut umbra.9

Bu sebepten ötürüdür ki Goethe'nin naif şiiri, Schilleren belagatsanatlarına dayalı şiirinden kıyas kabul et

8 "Yarım bütünden daha fazladır

9 Ya da şöyle: Sözgelimi insan hayatının boşluğu üzerine hangi haykırış Eyyub

Page 131: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Peygamberin şu sözlerinden daha dokunaklı, daha etkileyici olabilir?

"İnsan ki kadından doğmuştur, günleri kısadır ve sefaletle doludur. Bir çiçek gibitopraktan çıkar, vurulur gider. Bir gölge gibi kaçar ve asla durduğu yerde durmaz

Page 132: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

mez derecede daha büyüktür. Yine bu sebepten ötürü birçok halkşarkısı üzerimizde bu kadar büyük bir tesir bırakır. Bir yazar her türlülüzumsuz belagat sanatlarından, her türlü mübalağadan kendisinikorumalıdır ve genel olarak, tıpkı mimaride olduğu gibi, süslemedeaşırılıktan, her türlü ifade fazlalığından kaçınmalıdır; bir başkasöyleyişle o üslupta edebi-iffeti hedeflemelidir. Fazla ve lüzumsuz olanher şey —kaçınılabilecekken kullanılan her sözcük— zararlı bir etkimeydana getirir. Basitlik ve naiflik kanunu güzel sanatların tümü içingeçerlidir, çünkü en yüce olan şeyle kabili teliftir (yani aynı zamandahem basit hem yüce olmak mümkündür).

Gerçek ifade kısalığının en başta gelen şartı söylenmeye değer şeyive sadece onu söyleyen, buna mukabil herkesin kendi kendinedüşünebileceği şeylere dair her türlü tafsilatlı açıklamadan uzak duran,bunda titizlenen insandır; bir başka şekilde söylemek gerekirse bu,insanın lüzumlu olan ile fuzuli olan arasında doğru ayrım yapmasınadayanır. Diğer yandan bir kimse asla sarahat ve vuzuhu, dilbilgisikuralları şöyle dursun, kısa ve öz olma uğruna kurban etmemelidir.Biraz daha az sözcük kullanmak uğruna bir düşüncenin ifadesinizayıflatmak (ifade bakımından yoksullaştırmak) yahut bir cümleninanlamını karartmak veya bozmak hazin bir yargı yoksunluğunu gözlerönüne serer. Fakat bu tam da bugünlerde bunca rağbet bulmuş olansahte vecizlik (yanlış düşünülen kısalık ve özlük) anlayışının yapmayaçalıştığı şeydir, çünkü yazarlar bu uğurda sadece amaca uygunsözcükleri değil, en temel dilbilgisi ve mantık kurallarını bile ihmaledebilmektedirler...

Bu tür yazarlar sadece tek bir fiile yahut sıfata farklı farklı görevleryükleyerek bir sözcüğü hazfetmekle okuru deyiş yerinde ise karanlıkta

Page 133: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

el yordamıyla yolunu bulmaya zorlamamakta, fakat aynı zamandabudalaca bir gayretkeşlikle ifade kısalığı ve üslup vecizliği olarak kabulet

Page 134: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

tikleri şeyi meydana getirmek amacıyla birçok bakımdan hiç yakışıkalmayan bir kelime ekonomisi de uygulamaya kalkışmaktadırlar. Bütünbir cümleye ışık tutabilecek bir şeyi atlayarak cümleyi okurun tekrartekrar düşünerek çözmeye çalıştığı bir bilmeceye, bir muammayadönüştürmektedirler.

Üsluba kısalık ve özlüğü veren, onu veciz ve birçok anlama gebe kılanşey düşüncenin ağırlığı ve kıymetidir. Eğer bir yazarın fikirleri önemli,aydınlatıcı ve genel olarak aktarılmaya değer ise, bunlar zorunlu olarakcümleleri dolduracak kadar cevher ve malzemeye sahip olacaklardır, kicümlelere anlatım kazandıran, bütün parçalarını hem dilbilgisi kurallarıhem de şifahi bakımdan eksiksiz kılan bunlardır; bu o kadar böyledir kikimse artık bu cümleleri asla sathi, boş ya da yavan bulmayacaktır.Dolayısıyla her zaman sözcüklerin ve deyimlerin seçiminde titizdavranılmak, cümlelerin kısa ve çok anlamlı olmalarına özengösterilmeli, böylelikle düşüncenin anlaşılabilir ve kolay anlatımbulmasına izin verilmelidir.

Bu yüzden bir yazar sözcüklerini ve söyleyiş biçimlerini daraltmakyerine düşüncelerini genişletmeye çalışmalıdır. Eğer bir insanhastalıktan iyice zayıflamış ve artık eski elbiseleri çok büyük gelmeyebaşlamış ise, çare onları kesip daraltmak değil, fakat sağlığınakavuşarak eski beden yapısını tekrar bulmasıdır, ki o vakit bunlar onunüzerine tam olarak oturacaktır.

* * * *

Alman edebiyatında bir üslup hatası olan öznellik edebiyatın gittikçeyozlaşan durumu ve eski dillerin ihmal edilmesiyle gitgide daha dayaygın bir hal almaktadır. Öznellikle demek istediğim bir yazarınkastettiği ve söylemek istediği şeyi bilmesinin kendince yeterli olduğunu

Page 135: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

düşünmesi ve demek istediği şeyi okurun keşif gücüne bırakma

Page 136: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

sidir. Okuru düşünerek kendisini sıkıntıya sokmaksızın, sanki tek yanlıbir konuşmayı sürdürüyormuş gibi yazar; halbuki bu bir çift taraflıkonuşma, dahası okurun soruları işitilemeyeceği için kendisini çok dahaaçık bir şekilde ifade etmesi gereken bir diyalog olmalıdır. İşte buyüzden üslup öznel değil nesnel olmalıdır ve nesnel olması için desözcüklerin doğrudan doğruya okuru yazarla tam olarak aynı şekildedüşünmeye zorlayacak şekilde seçilmesi gerekir. Bu ancak yazarın,çekim kanununa tabi oldukları ölçüde düşüncelerin kafadan kâğıda,kâğıttan kafaya olduğundan daha kolay bir şekilde geçmesi gerektiğiniaklında tutması halinde mümkün olabilir. Dolayısıyla kâğıttan kafayayolculuğa yazar elinin altında bulunan her türlü araçla katkıdabulunmalıdır. Yazar bunu yaptığında sözcükleri, tıpkı tamamlanmışyağlıboya bir resmin etkisi gibi, tamamen nesnel bir etkiye sahipolacaktır; buna mukabil öznel üslup etkisi bakımından ancak duvardakilekeler kadar açık ve belirgin olacaktır ancak hayal gücü bunlarlatesadüfen uyanmış kimse bu figürleri görebilecektir; diğer insanlar isesadece lekeleri ayırt edebilecektir. Sözü edilen bu ayrım genel olarakher yazım üslubu için geçerlidir ve çoğu kez belirli durumlardakarşılaşılır; sözgelimi yeni yayınlanmış bir kitapta okudum: Mevcutkitapların sayısını artırmak için yazmadım. Bu yazarın göz önündebulundurduğu şeyin tam tersi anlamına gelir ve o ölçüde de saçmadır.

Dikkatsiz özensiz yazan bir yazar daha başından kendi düşüncelerinekendisinin çok değer vermediğini iş1 pat etmiş olur. Onlara uygungelecek en açık, en güzel ve en güçlü ifadeyi arayıp bulmak için gerekliolan tükenmez sabrın içimizde uyanması ancak düşüncelerimizindoğruluğuna ve önemine ikna olmak suretiyle mümkündür; nasıl ki insankutsal kalıntıları yahut paha biçilmez derecede kıymetli sanat eserlerinialtın yahut gümüş mahfazalara koyar.

Page 137: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 138: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Bu sebepten ötürüdür ki eski yazarlar —düşünceleri kendi sözcükleriyleifade edilmiş olduğundan binlerce yıllık dönemleri aşıp gelmiştir vedolayısıyla saygın klasik unvanını taşırlar—evrensel bir özenleyazmışlardır. Haddizatında Platon'un Devlet' ine girişini farklıdeğişikliklerle yedi kez yazdığı söylenir. Buna mubakil Almanlar, tıpkıgiyim kuşamlarında olduğu gibi, yazımda da üslup ihmalleriyle diğerbütün uluslardan daha fazla göze çarparlar ki her ikisi de Alman ulusalkarakterinin temelini teşkil eden özensizlik ve ihmalkârlığıntezahürleridir. Nasıl ki giyim kuşama özen göstermeme bir insanıniçinde bulunduğu topluluğu hafife aldığını ele verirse, aceleci, özensiz,kötü bir üslup da yazarın okura sarsıcı saygısızlığını gösterir ki o daböyle bir kitabı okumamakla bu saygısızlığı haklı olarak cezalandırır.

Page 139: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 140: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 141: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Rembrandt, Homeros'un Büstünün Önünde Aristoteles

Page 142: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 143: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 144: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Rembrandt, Peygamber Yetemya Kudüs 'ün yok oluşunun yasınıtutuyor.

Page 145: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

DÜŞÜNMEK ÜZERINE

Bir kütüphane çok geniş olabilir; fakat eğer düzensiz ise küçük amaderli toplu bir kütüphane kadar kullanışlı ve yararlı değildir. Benzerşekilde, bir insan çok büyük bir bilgi yığınına sahip olabilir, fakat kendikendisine üzerinde düşünerek bu bilgiyi gerektiği gibi işlememişse, tamolarak üzerinde düşünülmüş çok daha küçük bir bilgi miktarından dahakıymetsizdir. Çünkü bir insan ancak dört bir taraftan topladığı bilgiyi biraraya getirip bildiği şeyleri bir doğruyu diğeriyle mukayese ederekterkip haline getirdiği zaman ona tamamen hâkim olur ve onu kendigücüne-melekesine dönüştürür. Bir insan bilmediği bir şeyi zihnindeevirip çeviremez, düşünemez; bu yüzden önce bir şeyi öğrenmelidir;fakat bir insan ancak üzerine düşündüğü şeyi bilir.

Okumak ve öğrenmek herhangi bir kimsenin kendi özgür iradesiyleyapabileceği şeylerdir; fakat düşünmek böyle değildir. Düşünme tıpkıbir ateş gibi bir cereyanla yahut hava akımıyla tutuşturulmalı ve konuyaduyulan bir ilgi ile desteklenmelidir. Bu ilgi bütünüyle nesnel yahuttamamen öznel türden olabilir. Bu sonuncusu bizi şahsen ilgilendirenşeylerde ortaya çıkar, fakat nesnel ilgi doğası gereği düşünen vedüşünme kendileri için nefes almak ka

Page 146: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

dâr tabii bir şey olan kafalarda ve sadece onlarda bulunur; fakat bunlarseyrek rastlanan kimselerdir. Bu sebepten ötürüdür ki okur-yazarkimselerin çoğu bundan çok az nasiplenmiştir.

Düşünmenin ve okumanın insan zihni üzerinde meydana getirdiği etkilerarasındaki fark varılamayacak kadar büyüktür. Zihinler arasında birinsanı düşünmeye diğerini okumaya götüren asli farklılık bu yüzdendirki sürekli olarak büyür. Okumakla insanın o an içinde bulunabileceği ruhhaline ve temayülüne yabancı olan düşünceler zihni zorla ele geçirir veüzerine damgasını bastığı balmumuna mühür ne kadar yabancıysa budüşünceler de zihne o kadar yabancıdır. Böylelikle zihin bütünüyledışarıdan gelen zorlama altındadır; şunu veya bunu düşünmeyezorlanır, her ne kadar o an için böyle bir şeye zerrece eğilimi yahutisteği yok ise de...

Fakat bir insan kendi kendisine düşününce o an için ya çevresi ya dazihnine düşen belli bir şey tarafından belirlenmiş olan kendi sevkitabisini takip eder. İnsanın görünür çevresi zihne okuma gibi tek birbelirli düşünceyi zorlamaz, ona sadece doğasına ve mevcut ruh halineuygun olan şey üzerine düşünmeye götürecek malzemeyi ve vesileyisunar. Dolayısıyla çok okumanın zihni her türlü esneklikten yoksunkılmasının nedeni budur; bu tıpkı bir çelik yayı sürekli tazyik altındatutmak gibidir. Eğer bir insan düşünmek istemezse bunun en güvenliyolu yapacak başka bir şeyi olmadığı zaman eline bir kitap almaktangeçer.

Eğitimin insanların çoğunu fıtraten olduklarından daha ahmak ve budalayapmasının ve yazdıklarını herhangi bir başarı kazanmaktanalıkoymasının sebebini açıklayan işte bu alışkanlıktır. Pope' un şudizesinde söylediği gibi kalırlar:

Page 147: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 148: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

"For ever reading, never to be read" (Dunciad iii. 194.)1 Kalırlar.

Eğitimli öğrenimli insanlar kitapların içindekileri okuyanlardır.Düşünürler, dâhiler ve dünyayı aydınlatıp insan soyunun ilerlemesinekatkıda bulunmuş olanlar, doğrudan tabiat kitabından yararlananlardır.

* * * *

Eğer bir insanın düşünceleri içinde hakikati ve hayatı barındıracaksa,bunlar onun kendi temel düşünceleri olmalıdır . Çünkü onun gerçektenve tamamen anlayabildiği bunlardır. Başkalarının düşüncelerini okumak,kişinin davet edilmediği bir yemeğin artıklarını alması yahut biryabancının yırtık dökük elbiselerini üzerine geçirmesi gibidir.

Okuduğumuz düşünce ile içimizde uyanan düşünce arasındaki ilişki,tarih öncesi zamanlardan kalma bir bitkinin fosilleşmiş kalıntısınınbaharda tomurcuklanan bir bitkiyle ilişkisi gibidir.

* * * *

Okumak bir kimsenin kendi düşünceleri yerine bir ikameden başka birşey değildir. Bir insan böylelikle düşüncelerinin denetlenmesine izinverir.

Bunca kitap ne kadar çok yanlış yolun olduğunu ve eğer bunlardanherhangi birisini takip etse ne kadar çok insanın yanlış yoladüşebileceğini göstermekten başka bir işe

1 "Mütemadiyen okurlar, [bu yüzden] hiç okunmazlar."

2 Ya da: "İçinde hakikati ve hayatı barındıran sadece ve sadece bir insanın kendi temeldüşünceleridir."

Page 149: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

yaramaz. Fakat kendi dehasının kılavuzluğunda ilerleyen, bir başkasöyleyişle, kendi kendisine düşünen, dışarıdan hiçbir zorlamaolmaksızın ve doğru bir şekilde düşünmesini öğrenmiş insan, kendisinidoğru yoldan saptırmayacak şaşmaz bir pusulaya sahiptir. Bu yüzdenbir insan ancak kendi düşüncelerinin kaynağı kuruduğu zamanokumalıdır ki ço ğu zaman en iyi kafaların durumu bu merkezdedir.

Diğer yandan bir kimsenin eline bir kitap alarak kendi öz malı olandüşüncelerini ürkütüp kaçırması en büyük günahtır. Bunun tabiattanyüz çevirip ölü bitkiler müzesini seyretmeye giden yahut harikulade birmanzarayı bir taş baskıdan veya gravürden incelemeye çalışan biradamdan farkı yoktur.

Bir insan kendi kendisine düşünerek bir hayli zaman ve çaba sarfettikten, düşüncelerini bıkıp usanmadan birbirine uladıktan sonra birparça doğruya veya bir fikre ulaşmış olabilir; ama böyle olmayabilir veaynı şeyi kendisini bunca Zahmete sokmaksızın bir kitapta hazır olarakbulabilirdi. Böyle de olsa, eğer ona kendi kendisine düşünerek ulaşmışise bu bin kere daha kıymetlidir. Bilgimizi anca! bu şekilde elde etmemizhalinde, elde ettiğimiz şey bütün düşünce sistemimizin bütünleyici birparçası, canlı bir uzvu haline gelir; böylelikle bildiklerimizle tam vesağlam bir ilişki içerisinde bulunur; bütün sonuçlarıyla (daha doğrusutazammunlarıyla) esaslı bir şekilde ancak böylelikle anlaşılır. Kendidüşünme tarzımızın rengini, ayırtısını ve damgasını ancak böylelikletaşır; ve böylelikle tam zamanında, tam da gereksinim duyulduğu andaortaya çıkar; bağlandığı yere sapasağlam bağlanır ve asla unutulmaz.Bu, Goethe'nin gerçekten sahip olabilmemiz için mirasımızı kendi alınterimizle kazanmamız yolundaki tavsiyesinin mükemmel tahakkuku,hatta yorumudur:

Page 150: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 151: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Was due ererbt von deinen Vatern hast\ Erwirb es um es zu besitzen.

Kendi kendisine düşünmesini öğrenmiş bir insan kendi kanaatlerinikendisi oluşturur, otoritelere daha sonra, bunlara ve kendisine olaninancını güçlendirmek dışında başka bir şeye hizmet etmedikleri zamanbaşvurur. Halbuki kitap-filozofu yola bu otoriteleri koltuğunun altınaalmadan çıkmaz. Başka insanların kitaplarını okur, onların kanaatlerinitoplar ve böylelikle kendisi için bir bütün oluşturur ki mahiyetine veteşekkülüne akıl erdiremediğimiz bir robota (Gr. automaton) benzer.Buna mukabil kendi kendisine düşünmesini öğrenmiş insan tabiatınvücuda getirdiğine benzer kanlı canlı insana benzer. Çünkü eser tıpkıbir insan gibi vücut bulur; düşünen kafa dışarıdan gebe kalır ve dahasonra onu rahminde taşır ve zamanı gelince doğurur. Safi öğrenilmişdoğru bize suni bir uzuv gibi bağlıdır, takma bir diş yahut yapıştırma birburun ya da en iyi haliyle bir başkasının etinden yapılma bir burun gibi;o sadece takıldığı veya tutturulduğu için bize bağlıdır; halbuki birkimsenin kendi kendine düşünerek elde ettiği doğru, tabii bir uzuvgibidir: Gerçekten bize ait olan sadece odur. Burada düşünen insan ileöğrenimden geçmiş olmaktan başka bir meziyeti olmayan insanarasındaki farka temas ediyoruz. Dolayısıyla kendi kendisinedüşünmesini öğrenmiş bir insanın zihni kazanımları güzel bir resmebenzer ki ışık ve gölge yerli yerinde, açıklık ve koyuluklar yumuşak,renk uyumu mükemmeldir; tek kelimeyle o hayata sadıktır. Halbukibütün meziyeti öğrenim görmüş olmaktan ibaret olan adamın zihinselkazanımları her türlü renkle kaplı, olsa olsa sistematik biçimdedüzenlenmiş, fakat uyumdan, bağıntıdan ve anlamdan yoksun büyük birpalete benzer.

Page 152: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Okumak kişinin kendi kafası yerine başka birisinin kafasıyladüşünmesidir. Fakat kişinin kendi kendisine düşünmesi tutarlı birbütünü, bir sistemi -her ne kadar o tam anlamıyla eksiksiz bir sistemolmasa da- geliştirmek için çabalamasıdır. Ve bunu başka hiçbir şey,sürekli okumak suretiyle, başkalarının düşüncelerinin cereyanınıgüçlendirmek kadar engellemez. Değişik değişik kafalardan çıkan budüşünceler, farklı sistemlere ait olmaları, farklı renkler taşımalarınedeniyle, hiçbir zaman kendiliklerinden bir düşünce, bilgi, anlayış yahutkanaat birliğine ulaşmazlar; tersine kafayı Babil Kulesinin dikilmesindensonra ortaya çıkmış diller karmaşasıyla doldururlar. Yabancıdüşüncelerle tıka basa dolan kafa neticede vuzuh ve sarahatten, açıkve berrak bir anlayıştan yoksun kalır ve belki de bir adım sonra akıbetiçözülüp dağılmadır. Eğitimli insanların çoğunda bu gözlemlenebilir birdurumdur; bu onları sağduyu, doğru yargı ve pratik incelik bakımından,tecrübe ve sohbetle, az biraz okumanın yardımıyla, dışarıdan çok azbir bilgi edinmiş ve onu da her zaman kendi düşüncelerine boyun eğdiriponunla mezcetmiş olan çoğu okumamış kimseye nazaran geri durumdabırakır.

Gerçek manada ilim ile iştigal eden düşünür de aynı şeyi, fakat dahageniş bir ölçekte yapar. Her ne kadar çok fazla bilgiye ihtiyaç duysa veçok fazla okuması gerekse de, zihni hepsine hükmedecek, düşüncesistem içinde bunları eritip hazmedecek ve anlayışının (izafi) organikbirliğine boyun eğdirecek kadar güçlüdür ki fevkalâde geniştir vemütemadiyen genişlemesini sürdürmektedir. Süreç içerisinde kendidüşüncesi, bir orgdaki kaim sesler gibi, her zaman her konuda ön sırayıalır ve her türden müzik parçalarının birbirine karıştığı temel sestonunun tamamen kaybolduğu eski düşüncelerle dolu kafaların hepkaderi olduğu üzere, asla başka sesler tarafından bastırılmaz.

Page 153: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 154: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

* * * *

Hayatlarını okuyarak geçirenler ve bilgeliklerini kitaplardan eldeedenler, bir ülke hakkındaki tam ve doğru bilgiyi seyyahlarınanlattıklarından elde etmeye çalışanlara benzer. Bu insanlar birçok şeyhakkında bir yığın şey söylerler; ama aslında ülkenin durumu hakkındaaçık, sarih, doğru ve tutarlı bir bilgiye sahip değillerdir. Fakathayatlarını düşünerek geçirenler, bu seyyahların kendilerine benzerler;sadece bunlar onların anlattığı şeyin ne olduğunu gerçekten bilir,konuya bütün yönleriyle aşinadır ve onun künhüne vakıftırlar.

Bir tarihçiye nazaran görgü tanığı ne ise, sıradan ki-tap-filozofuna göredüşünür de odur; o doğrudan kendisine ait bilgiyi konuşur.

Bu sebepten ötürüdür ki kendi kendilerine düşünmeyi öğrenmiş olanlaresas itibariyle hep aynı sonuca ulaşırlar; birbirlerinden ayrıldıklarızaman bunun sebebi farklı bakış açılarına sahip olmalarıdır, fakatbunlar konunun özüne etki etmediği zaman hepsi aynı şeyi söylerler.Hepsi de eşya hakkında yalnızca nesnel bir bakış açısından kendialgılarının sonucunu dile getirirler. Yazdıklarımda öyle pasajlar vardır kiparadoksal yapılarından ötürü çoğu zaman halka açıklamakta tereddütetmişimdir ve sonradan hemen aynı düşüncelerin çok uzun zaman öncebüyük adamların eserlerinde dile getirildiğini görünce hoş bir şaşkınlıkiçerisinde kalmışımdır.

Kitap-filozofu sadece bir kimsenin söylediklerini ve bir başkasınınkastettiklerini yahut bir üçüncüsünün yönelttiği eleştirileri, ve benzerişeyleri aktarır. O farklı görüşleri karşılaştırır, ölçüp biçer, eleştirir ve birşey hakkın

Page 155: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

da doğru bir kanaate ulaşmaya çabalar; bu bakımdan eleştirel tarihçiyebenzer. Sözgelimi o Leibniz'in hayatını n bir döneminde bir müddetSpinoza'nın takipçisi olmuş mu, olmamış mı vs. bulup çıkarmayaçalışacaktır. Meraklı araştırmacı sözünü ettiğim şeyin çarpıcıörneklerini Herbart'ın Analytical Elucidation of Morality and NaturalRight ve yine onun Letters on Freedom'inda bulacaktır. Böyle birkimsenin kendisini bunca sıkıntıya sokması bizi şaşırtır; çünkü eğerdikkatini önündeki mesele üzerine vermiş olsaydı, çok geçmeden kendikendisine birazcık düşünerek amacına ulaşmış olacaktı.

Fakat -düşünme bahsinde- üstesinden gelinmesi gereken küçük birgüçlük var. Sözünü ettiğimiz türden bir şey bizim irademize bağlıdeğildir. Bir insan her zaman oturup okuyabilir, fakat düşünemez.Düşünceler de insanlar gibidir: Onları canımızın istediği zamançağıramayız, teşrif edip gelinceye kadar onları beklememiz gerekir. Birkonu hakkındaki düşünce kendiliğinden çıkagelmelidir, tabii ki ona haricibir uyarıcı ile zihni durum ve dikkatin mutlu uyumlu birliği de katkıdabulunmalıdır ve bu insanlara hiçbir zaman gelmediği anlaşılan da tamolarak budur.

Bu durum bizim kişisel ilgimizi cezbeden konularda açıkça görülebilir. Butürden bir mesele hakkında bir karara varmak zarureti hâsıl olduğunda,belirli bir anda oturup enine boyuna düşünerek bir karara varamayız;çünkü çoğu kez böyle bir zamanda düşüncelerimiz belli bir noktaetrafında toplayamayız, bir sürü başka şeyin peşine düşerler, kimizaman uzaklık yahut konudan hazzetmeme bunun sebebidir. Böyle birdurumda kendimizi zorlamamalı, bunun yerine kendiliğinden gelecekuygun ruh halini beklemeliyiz. Çoğu zaman bu beklenmedik zamandagelir ve tekrar tekrar kapımızı çalar; bizi farklı zamanlarda etkisi altına

Page 156: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

alan farklı ruh halleri konuya her zaman taze bir ışık tutar.

Page 157: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

Olgun bir karar tabiriyle anlaşılan bu uzun süreçtir. Çünkü bir kararaulaşma işi dağıtılmalıdır ve süreç içerisinde bir zaman gözden kaçırılanbirçok şey bir başka zamanda nazarı dikkatimize çarpar; uzaklık yahuthazzetmeme de kaybolur, çünkü mesele daha yakından incelendiğindeilk bakışta görüldüğünden daha fazla tahammül edilebilir görünür.

Ve bu teorik olarak da böyledir: Bir insan doğru anı beklemelidir; enbüyük kafalar bile her zaman kendi kendilerine düşünemezler.Dolayısıyla boş vakitlerin okuyarak değerlendirilmesi önerilebilir ki dahaönce söylendiği gibi, bu bir kimsenin kendi kendisine düşünmesininyerine bir ikamedir; bu suretle her ne kadar her zaman bizimkindenfarklı bir tarzda da olsa, bir başkasının bizim için düşünmesine izinvererek, zihne dışarıdan malzeme alınmış olur. Dolayısıyla bir insanzihninin bu ikameye alışkanlık kesp etmemesi ve böylelikle söz konusumeseleyi unutmaması için; daha önce yürünmüş yolları yürümeyealışmamak ve yabancı bir düşünce yolunu takip ederek kendisininkiniunutmamak için çok fazla okumamalıdır. Daha da önemlisi bir insan saltokumak uğruna gerçek dünya ile bağını koparmamalıdır. Bir kimseyikendi kendisine düşünmeye yönelten saik ye haleti ruhiye çoğu zamankitapların dünyasından ziyade gerçek dünyadan gelir. Bir kimseninönünde gördüğü gerçek dünya iptidailiği ve gücüyle onun düşüncesinindoğal konusudur ve düşünen bir kafayı başka her şeyden daha kolayuyarabilir. Bu mülahazalardan sonra kendi kendisine düşünmesiniöğrenmiş bir insanın, bizatihi konuşma tarzıyla, belirgin ciddiyeti vesamimiyeti ile, teklifsizliği ve özgünlüğü ile, bütün düşüncelerinedamgasını vuran şahsi kanaati ve görüşleri ile kitap filozofundankolayca ayırt edilebileceğini gördüğümüzde şaşırmayız. Diğer yandankitap filozofunda her şey ikinci eldir; onun fikirleri nasıl ele geçirildiği

Page 158: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 159: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

belli olmayan bir eski paçavralar toplamasıdır; o keskinliği kaybolmuşküt bir kafa; bir suretin suretidir. Kalıplaşmış, hatta kaba, bayağı veağızlara sakız olmuş ifadelerle dolu edebi üslubu, kendine ait parasıolmadığı için tedavüldeki bütün paraların yabancılara ait olduğu küçükbir devletçiğe benzer.

Okumak gibi safi tecrübe de düşüncenin o denli az yerini doldurabilinSafi tecrübenin düşünce karşısındaki durumu ne ise yemenin hazım vesindirim karşısındaki durumu da odur. Tecrübe insanlığın ilerlemesinimünhasıran kendi keşiflerine borçlu olduğuyla övünürken, bedenibütünlüğü içinde ayakta tutmanın kendi işi olduğunu iddia eden ağızdanfarklı bir konumda değildir.

Gerçekten üstün kabiliyetlerle mücehhez bütün kafaların eserlerikararlılık ve belirliliğin, dolayısıyla berraklık ve açıklığın ayırt ediciözelliğiyle kendisini hemen belli eder. Bunun sebebi ister nesirde yahutnazımda, isterse müzikte olsun, bu tür kafaların dile getirmek istediklerişeyi açık ve belirli bir şekilde bilmeleridir. Başka kafalar sözünüettiğimiz bu kararlılık ve açıklıktan yoksundur, dolayısıyla kendilerinihemen belli ederler.

Birinci sınıf bir kafanın ayırt edici özelliği yargısının doğrudan lığıdır.Dile getirdiği her şey kendi kendisine düşünmesinin sonucudur; budüşüncelerinin ifade bulma tarzıyla her yerde kendisini ele verir.Dolayısıyla o, zihin dünyasında iktidarı kendi başına her şeyi belirleyenbir prens gibidir. Diğer bütün kafalar, üsluplarından da görülebileceğigibi, kendilerine özgü damgaları olmayan birer elçiden başka bir şeydeğillerdir.

Dolayısıyla kendi kendisine düşünen her gerçek düşünür bir kral gibidir;onun iktidarı mutlaktır ve kendi üze

Page 160: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 161: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

rinde kimseyi tanımaz. Onun kararlarının kökeni, tıpkı kraliyetbuyrukları gibi, kendi mutlak iktidarıdır ve doğrudan kendisindenkaynaklanır, feir kral bir buyruğu ne kadar dikkate alırsa, o da otoriteyio kadar kaale alır; kendisi yetki vermedikçe yahut onaylamadıkça hiçbirşeyin geçerliliği yoktur. Diğer yandan her türden yaygın görüşlere,otoritelere kulak veren ve önyargıların etkisi altında kalan sıradankafalar ise bu bakımdan yasalara ve buyruklara sessizce itaat edeninsanlar gibidir

Tartışmalı meseleleri ele alıp o noktada yetkin kimseleri zikrederek birçözüme kavuşturmak için böylesine gayretli ve istekli olanlar, bu sahadabaşka birisinin anlayış ve kavrayışını kendi eksik ve noksan görüşlerininyerine koyabildiklerinde gerçekten mutludurlar. Bunların sayılarısaymakla bitmez. Çünkü Seneca'nın söylediği gibi, herkes aklınıkullanmak yerine inanmayı tercih eder: "Unusquis- que mavuli credere, quam judie are "

Tartışmalarında veya münakaşalarında bu tür insanların rastgele ve sıksık kullandıkları silah otoritelerdir: Bununla birbirlerini vururlar ve her kimböyle bir tartışmanın içine çekilecek olsa, bir savunma tarzı olarak akılve muhakemeye başvurmasa iyi yapmış olur; çünkü bu tür bir silahakarşı bu insanlar düşünme ve değerlendirme yeteneğinden zerrecenasiplenmemiş boynuzlu Siegfriedler gibidir. Onun hücumunu,otoritelerini mahcup etme yolu olarak, argumentum ad verecundiamöne çıkararak savuştururlar ve ardından da zafer çığlığı atarlar.

Gerçek dünyada, ne kadar mutlu, adil ve hoş ol

Page 162: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

duğu ileri sürülebilirse de, her zaman sürekli karşı koymamız,üstesinden gelmemiz gereken çekim yasasının hakimiyeti altındayaşarız. Fakat zihin dünyasında çekim yasasının denetimindenkurtulmuş, düşkünlük ve sefaletten azade, bedensiz ruhlar gibiyizdir.

Dolayısıyla bu yeryüzünde soylu ve verimli bir kafanın umutlu ve iyimserbir anda kendisinde bulacağı türden bir mutluluk yoktur.

Bir düşüncenin çıkagelişi, sevdiğimiz birisinin teşrifi gibidir. Budüşünceyi hiçbir zaman unutmayacağımızı ve bu sevilen kimsenin aslabize kayıtsız hale gelemeyeceğini zannederiz. Fakat gözden ırak olangönülden de ırak olur. Eğer onu yazarak zaptı rapt altına almaz isek engüzel düşünce bir daha ele geçirilemez biçimde unutulma ve eğer osevgiliyle evlenmez isek terk edilme tehlikesi altındadır.

Düşünen insan için değerli olabilecek birçok düşünce vardır; fakatbunlardan çok azı yankı ya da akis uyandıracak, demek istediğimyazıldıktan sonra okurun ilgi ve merakını cezbedecek kadar güçlüdür.Hakiki değere sahip olan tek şey bir insanın doğrudan kendi kendisinedüşündüğüdür. Düşünürler belki şöyle sınıflandırılabilir: ilk başta kendikendilerine -ve kendileri için- düşünenler ve doğrudan başkaları içindüşünenler. Birinciler hakiki düşünürlerdir, onlar sözcüğün her ikianlamında da kendi kendilerine düşünürler; onlar gerçek filozoflardırve sadece onlar samimidir. Ayrıca onların hayatlarının hakiki hazzı vemutluluğu düşünmeye dayanır. Diğerleri birer sofisttir; olmadık

Page 163: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

lan biçimde görünmeyi arzu ederler ve mutluluklarını başka insanlardanalmayı umut ettikleri şeyde ararlar. Bunlar başka bir konuda samimideğillerdir. Bir insanın bu iki sınıftan hangisine ait olduğu takip ettiği usulve tarz ile derhal anlaşılabilir. Lichtenberg birinci küme için bir örnektir;Herder -hiç şüphe yok- ikinci sınıfa mensuptur.

* * * *

Varoluş -bu müphem, esrarengiz, azap verici, rüya gibi gelip geçicivaroluş- meselesinin bizim için ne kadar büyük ve yakın bir meseleolduğu düşünülecek olursa, bir kimse onun diğer bütün meseleleri veamaçları gölgelediğini derhal fark eder ve birkaç nadir istisna dışındabütün insanların bu mesele hakkında açık bir fikre sahip olmadığı, hattaondan tamamen habersiz gibi göründüğü, fakat kendilerini bunundışında her şeyle meşgul ettikleri; ya meseleyi doğrudan göz ardıederek ya da yaygın revaç bulmuş bir metafizik sistemin yardımıyla onukabule hazır vaziyette ve tatmin olmuş olarak, günlerini gün etmektenbaşka bir şeyi düşünmeksizin ve önlerindeki daha uzun günleri nadirenhesaba katarak yaşadıkları düşünülecek olursa bir kimse bununüzerine düşündüğünde insanın ancak en uzak anlamda düşünen birvarlık olduğu fikrine ulaşabilir ve insanın düşüncesizliğinin yahutbudalalığının emareleriyle karşılaştığında özel bir şaşkınlığa kapılmaz;bilakis sıradan bir insanın zihinsel yahut düşünsel görüş ufkunun, negeçmiş ne gelecek bilincine sahip, bütün hayatları deyiş yerinde isesürekli bir şimdiden ibaret olan hayvanlarınkinden çok da ilerideolmadığını, arada, öyle zannedildiği gibi geniş bir aralık bulunmadığınıbilir.

Esasen bu bir fikir silsilesini birbirine ulayıp bir muhakemeyedönüştürmelerini imkânsız kılacak derecede düşüncelerinin saman

Page 164: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

çöpü gibi doğrandığına tanık ol

Page 165: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

duğumuz çoğu insanın sohbet tarzıyla doğrulanı r.

Eğer bu dünya gerçekten düşünen insanlarla dolu olsaydı, her türdengürültü bu denli evrensel biçimde tahammül görmezdi; onunhaddizatında en korkunç ve en amaçsız biçiminde görüldüğü gibi3. Eğertabiat, insanı düşündürmeyi amaçlamış olsaydı, ona kulakları vermezdiya da her halükârda onu, yarasaların mutlu ve kıskanılası durumundaolduğu gibi, sahip olduğu kulaklar yerine hava geçirmez sarkıkparçalarla donatırdı. Fakat hakikatte insan tıpkı geri kalanlar gibi zavallıbir hayvandır ve melekeleri onu sadece hayat için mücadelesindedestekleyecek şekilde tasarlanmıştır; dolayısıyla o peşindekininyaklaştığını haber vermesi için gece gündüz her zaman açık kulaklaraihtiyaç duyar.

3 Kast edilen kırbaç şaklamalarıdır ve Gürültü Üzerine başlıklı makalede müstakilen ele

alınır. Ve orada şu düşüncelere yer verilir: "Eğer büyük bir elmas küçük küçük parçalar

halinde kesilse, derhal bütün olarak sahip olduğu de ğ eri kaybeder yahut bir ordu

küçük birliklere bolünse bütün gücünü kaybeder; tıpkı bunun gibi, büyük bir zihindışarıdan müdahaleye maruz kalmasıyla, rahatsız edilmesiyle, dikkatinin dağıtılmasıylayahut ilgisinin başka bir yöne çevrilmesiyle birlikte, sıradan bir zihne göre sahip olduğu

üstünlük ve ayrıcalığı kaybeder; çünkü onun üstünlüğü, tıpkı iç bükey bir aynanın

üzerine düşen ışığın bütün şualarını teksif etmesi gibi bütün gücünü tek bir noktaya ve

konuya yoğunlaştırmasını gerektirir. Gürültünün sebebiyet verdiği sekte yahut fasıla bu

yoğunlaşmayı engeller. Bu sebepten ötürüdür ki kalburüstü kafalar ın çoğu, hangi

türden olursa olsun rahatsızlık verici her şeyden, birdenbire araya girip düşüncelerini

dağıttığı için her zaman nefret etmişlerdir. Ve her şeyden evvel gürültüden ileri gelen

keskin ve şiddetli kesintiden sürekli bizar ve şikayetçi olmuşlardır. Sıradan insanlar bu

tür bir şeyi pek dikkate almazlar. Bütün Avrupa uluslarının en zeki olanı "Asla müdahaleetme! (Kesintiye uğratma)" diye özetlenebilecek düsturu on birinci emir olarak kabul

etmiş tir. Fakat gürültü, bütün müdahale (kesintiye uğratma) biçimlerinin en nüfuz edici

Page 166: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey

olanıdır; çünkü gürültü sadece bizim düşüncelerimizi inkıtaya uğratmaz, onları dağıtır da.

Ne var ki kesintiye uğratılacak bir şeyin olmadığı durumda doğal olarak gürültü de bu

denli özel biçimde hissedilmeyecektir. Kimi zaman önemsiz fakat ardı arkası kesilmeyenbir gürültü onun tam olarak ayırdına varmazdan evvel beni bir müddet azap içinde bırakır

ve rahatsız eder. Hissettiğim tek ş ey düşünmenin giderek daha zahmetli ve yorucu hale

geldiğidir; ayaklarım bağlı olduğu halde yürümeye çalışıyorrnuşum gibi, Sonunda olupbitenin farkına varırım."

Page 167: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey
Page 168: Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Turuz · 2018-03-27 · OKUMAK YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE SCHOPENHAUER Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey