18
OSMANLI'DA TARİHİN ANLAM ARAyıŞı ıbrahim Ş1R1N* Kavramlar kendisini niteleyen toplumun bilgi ve kültür ha- rİtalarıdır. Onların anlamlarından hareketle onları anlamlandıran toplum rahatlıkla okunur ve insanlık tarihi içindeki yeri sap- tanabilir. Kavram arkeolojisi, insanlar tarafından bazı nesnelere ön- ceden verilmiş anlamları ve yönelimleri tespit etmek yani zaten daha önce insanlar tarafından bilinmiş olan anlamları yeniden or- taya çıkarmaktır. Anlam içeriklerini bulup ortaya çıkarmaya keş- fetmeye dar anlamda anlama denir. i Anlamayı anlamak yada ta- rihsel düşünmek, tarihsel süreklilik içinde olaylara yön veren etkenlerin din, ekonomi, sanat,hukukun birlikteliğinin kavrama nasıl yansıdığını çözmeye çalışmaktır. Dolayısıyla kavram ken- disine etki eden faktörlerin bileşiminden doğar. Yön veren faktörler arasındaki ilişkilerin kavramın içini dolduran la nasıl ilişkili olduğu, kavramın tarihini oluşturan etkenlerdir. Bu çalışmamızda Osmanlı'da tarihe yüklenen anlamları ve bunların değişimi ile bu değişime etki eden faktörleri irdeleyeceğiz. Osmanlı tarih yazıcılığının ilk yıllarında tarihin tarifine rast- lanmaz. İlk Osmanlı tarih yazıcısı olarak kabul edilen Yahşi Fakih'in Menakıbname'sinde ve onun bu eserinden yola çıkarak * Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya FakUltesi Tarih Bölümü Araştırma Gö- revlisi. I. E.Rothacher, TarihselciUk Sorunu çev.Doğan Özlem Ank. i990,s.13

OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

OSMANLI'DA TARİHİN ANLAM ARAyıŞı

ıbrahim Ş1R1N*

Kavramlar kendisini niteleyen toplumun bilgi ve kültür ha-rİtalarıdır. Onların anlamlarından hareketle onları anlamlandırantoplum rahatlıkla okunur ve insanlık tarihi içindeki yeri sap-tanabilir.

Kavram arkeolojisi, insanlar tarafından bazı nesnelere ön-ceden verilmiş anlamları ve yönelimleri tespit etmek yani zatendaha önce insanlar tarafından bilinmiş olan anlamları yeniden or-taya çıkarmaktır. Anlam içeriklerini bulup ortaya çıkarmaya keş-fetmeye dar anlamda anlama denir. i Anlamayı anlamak yada ta-rihsel düşünmek, tarihsel süreklilik içinde olaylara yön verenetkenlerin din, ekonomi, sanat,hukukun birlikteliğinin kavramanasıl yansıdığını çözmeye çalışmaktır. Dolayısıyla kavram ken-disine etki eden faktörlerin bileşiminden doğar. Yön veren faktörlerarasındaki ilişkilerin kavramın içini dolduran la nasıl ilişkili olduğu,kavramın tarihini oluşturan etkenlerdir.

Bu çalışmamızda Osmanlı'da tarihe yüklenen anlamları vebunların değişimi ile bu değişime etki eden faktörleri irdeleyeceğiz.

Osmanlı tarih yazıcılığının ilk yıllarında tarihin tarifine rast-lanmaz. İlk Osmanlı tarih yazıcısı olarak kabul edilen YahşiFakih'in Menakıbname'sinde ve onun bu eserinden yola çıkarak

*Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya FakUltesi Tarih Bölümü Araştırma Gö-revlisi.

I. E.Rothacher, TarihselciUk Sorunu çev.Doğan Özlem Ank. i990,s.13

Page 2: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

556 ıBRAHIM şiRIN

asıl görevinin "Al-i Osman'ın Tevarih ve Menakıbı"nı derlemek veyazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına dair bilgi yoktur. Bu dönem de tarihin belli bir tanımınınyapılmamasının en önemli sebebi tarihin efsane ile birlikte al-gılanmasıdır". Toplumların devletsiz çağlarında (Osmanlı 'da buçağa aşiret-kavim dönemi tekabül eder.) hakim olan efsanedir.

"jlk tarih yazıcılığında dasıtani -tip motiflerinin gözönündetutularak bu eserlerin konusunun hükümdarın, önderin olağanüstü hayatı, üstün şahsiyetinin ihtişamı ve ulviliği, o yüzyılların(kuruluş, beylik dönemi) tarih yazıcılığının asıl çekirdeğini teş-kil eder"3.

Babinger'in yukardaki ifadelerinden anlaşılacağı gibi Osmanlıtarih yazıcılığının ilk yıllarında ki tarih eserleri, efsane özelliği gös-termektedir. Osmanlılar'ın aşiretten devlete geçmesiyle birliktetarih eserleri, efsaneden özel tarih yazıcılığına dönüşmüştür. Bu dö-nüşümle birlikte tarihin tanımı da yapılmaya başlanmıştır. Bu eser-ler de tam tarihilik özelliği göstermezler. Daha çok tarihle efsanearasında bir konumdadırlar. Bu dönemde yapılan tarih tanımlarıdaha çok sultana dayalı tanımlardır. İktidar kendi iktidarını meş-rulayan kendi seçkinlerini yaratmıştır ve bu seçkinler sultan mer-kezli dünyayı kavramsallaştıran, kutsallaştıran insanlardır. Bu an-lamda ilk tarife Neşri'nin Cihannüma'sında rastlarız. Neşrl, birtarihçinin :

"MülCtk-ıkiram ve salatin-i izam'ın tevarfh-i vekayi'e vukufbulup mülük-ı salifenin ve selatin-i sabıkanın ahvallerine mut-tali "4,

olması gerektiği üzerinde durmaktadır. Neşr1, eşref insan olarak;enbiya, ümera ve ulemayı görür. Bunun yanında ilmi de: Hm-i tev-hide (kelam ilmi) ilm-i şerayi'a (hukuk) ve ilm-i tevarih'e olmak

2. bknz efsane için, Mircea Eliade. Kutsal ve Dindışı, ıst.. 1993. s.74.3. Franz. Babinger. Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, çev. Çüşkun Üçük. An-

kara 1992.,s.7.4. Mehmed Neşri. Kitalı-ı Cihün-nüma, Haz. Faik Reşit Unat, Mehmed Altan Köy-

men. Ank. , 1987, s. 5.

Page 3: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

OSMANLı'DA TARlH1N ANLAM ARA YIŞI 557

üzere tasnif eder. Neşri'nin bu bilinen ilk ilim tasnifi aynı zamandakendisinden sonra gelecek Katip Çelebi ve Taşköprülü'yü de et-kileyecek, onların değerli eserler vermesini sağlayacak geleneğinoluşmasına da katkı da bulunacaktır.

Neşri', eşref-i mahluk diye adlandırdığı insanların görevlerinişöyle sıralar:

"Enbiyanın şam tebliğ ü risaletdür ve ulemamn şam ilm üibadetdür ve seldtinün şam adl ü siyasetdür. Enbiyd ve mür-selin merdtib-i seldse -i suhuf-i ildhiyeyi cami'lerdir. Ammaulema-i fihdm ve fuzald-i ızam eğerçi cümlesine vakıjlardur.Lakin tenfiz-i ahkamda seldtine muhtaçlardur'.

Neşri' enbiya, ümera ve ulemanın sultana muhtaç olduğu vesultanın da "Allah'ın yeryüzünde gölgesi" olduğuna inanır.Neşrl'nin bu inancı tarih tarifine de yansımış ve tarihin konusununancak sultanın hal ve hareketlerini anlatan bir ilim olarak yo-rumlaımştır. Neşrl'nin bu tanımı kendisinden sonraki tarihçilerüzerinde de etkili olmuştur'. Neşrl'nin tarih tanıIlli, zamanla dahaağdalı bir dille, temel anlam aynı kalmak suretiyle, kalıp olarakalınmıştır. Taşköprülüza'de ve Müneccimbaşı'nın tarih tanımı da,Neşri"nin tarih kalıpları içindedir.

Katip Çelebi Keşfü'z-Zünun'da Neşri'nin ve de Taş-köprülü'nün etkisiyle ilimIeri tasnif eder ve Neşri'yi aşarak on beşbin kitabı bu yaptığı tasnifle sınıflandırır. Bu tasnif içinde tarihinözel bir yeri vardır. Aşağıda da vereceğimiz tarihin tanımını yap-manın yanında adeta tarihin tarihini yazmaya da gayret eder.

KMip Çelebi tarihi; Peygamberlerden, evliyadan, alimlerden,şairlerden, hükümdarlardan ve sairden gelip geçmiş olan kimselerinahvalinden bahsetmek şeklinde anlamakta; bu ilmin gayesinin ma-ziyi vukuf ve faydasının da tarihin arz ettiği tecrübeler sayesindezarar getirecek hadiselerden kaçınmak ve yararlı olanlardan fay-

5. Mehmed Neşri. e. g. e. ,S. 5.6. bknz Neşri'nin Osmanlı tarihçileri üzerine etkileri için, Babinger, a. g. e .. s. 43.

Page 4: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

558 İBRAHİM ŞİRİN

dalanmak olduğunu belirtir? Katip Çelebi, tarihin bu yönüyle(miftahü' s-saade) mutluluk anahtan olduğunu zikretmektedir. Bukalıptaki tanımların örneklerini çoğaltmak mümkündür. Zira XVII.yüzyılın ortalarına kadar Osmanlıların yararlandıkları ve bizzatyazdıkları tarihi eserlerinin sayısını, Katip Çelebi 'nin Keşfü'z-Zünun adlı klasik eserinde dokuz yüz on dörttür ve muhtemelen debu eserlerde verilen tarih tanımı, Neşri'nin tarih tanımı kalıplarıiçindedir.

Osmanlı tarih yazıcılarının ortaya koyduğu bu tarih tanımında,İbn Haldun'un büyük etkisi vardır. İbn Haldun 17 yüz yıldan iti-baren Osmanlı tarih yazarları tarafından bilinmektedir. ÖzellikleKeşfü'z-Zünun yazarı Katip Çelebi ilk olarak tanımış ve et-kilenmişti. Keşfü'z-Zünun'u Latinceye tercüme eden G. Flügel,Katip Çelebi'de Taşköprü1ü'nün etkisi yanında ve daha çok İbnHaldun'un etkisinin mühim olduğunu vurgular.x Ayrıca Çelebi, Os-manlı devletinin aksayan yanlarını kaleme aldığı laihalarda İbnHaldun'dan etkilendiği görülmektedir. Katip Çelebi'den başkaNaima ve Asafname yazarı Lütfullah, Müneccimbaşı Ahmet, İbnHaldun'un etkisi altında kalan Osmanlı tarih yazarlanndan bir ka-çıdır.9

İbn Haldun'un gözünde tarih gelip geçen kavimlerin hal ve hü-kümlerini, nebilerin kılık, hal ve hareketlerini, hükümdarların veidare ettikleri devletlerin takip etmiş olduğu siyaseti öğretirlO. İbnHaldun bir buhran çağında yaşamış, pek çok devletçiğin kurulup,yıkıldığına tanık olmuştur. Bir devlet adamı olarak huzursuzluğun

7. Katip Çelebi, Keşf'üz -Zünün, İst, 1971, s. 271 bknz, Katip Çelebi Osmanlı'datarih ve tarihçiler ve eserleri için a. g. e. s. 271-3lO. Ayrıca Orhan Şaik Gökyay, KatipÇelebi Ank. , i99 i, s. 20.

8. Z.F. Fındıkoğlu "Türkiye'de lbn Haldunizm", Fuat Köprülü Armağanı,İst, i953, s., i57.,

9. Osmanlı tarih yazarları ve İbn Haldun İçİn bkz, Z.F. Fındıkoğlu "Türkiye 'de lbnHa ldunizm" , Fuat Köprülü Armağanı, İst, i953,s i53- i63 ayrıca Bernard Lewis, "ıbnHaldun in TUrkey" Studies in İslamic Historyand Civilization in Honor of ProfessorDavid Ayalon, Edited by M. Sharon Jerusalem,1986,s.527-530

iO. Ahmet Arslan, "lbn Haldun ve Tarih" Tarih İncelemeleri Dergisi, İzmir, 1983.Sayı I, s. I ı.

Page 5: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

OSMANLI'DA TAR1HİN ANLAM ARAYıŞı 559

sebeplerini tarihte aramış ve onu sona erdirmek istemişti. "Yani ça-ğını anlamak için tarihe eğilmişti.")!. İbn Haldun'da dün bugüne,bugün yarına ışık tutar. Tarih felsefesinin ve sosyolojinin babasıiçin tarihin iki görevi vardır:

a- "Maziyi aydınlatmak, yani nesilden nesile aktarılan umranıincelemek

b- Bugünkü umranı milli mirasla münasebetleri içinde ay-dınlatmak"11.

Osmanlı tarihçileri içinde İbn Haldun'a en yakın olan CevdetPaşa'dır. Paşa da Osmanlı Devleti'nin buhranlı döneminde ya-şamıştır. O'da çağını anlamak ve devlet-i ali'yi mümkünse çö-küşten kurtarmak istemişti. Gerçekten de Paşa'nın zihnini kur-calayan soru, devletin nasıl kurtulacağı olmuştur. Paşa'nın amacıhastalığın teşhisini yapmak ve tedavisi yönüne gitmektir.

"ıbn Haldun 'un bu son şakirdi, 'imparatorluğun tarihininadeta müesseselerin tarihinde mütalaa eder' düşüncesini uyan-dıracak kadar derin bir perspektifle cemiyetimizi garp-hlaştırmaya götüren hadiselerin üzerinde durur"".

Tarih-i Cevdet, Karlofça anlaşmasıyla başlayıp 1826'da ye-niçeriliğin kaldırılmasıyla sona eren buhranlı çağın muhakemesidir.Tezakir-i Cevdet ise bir vakanüvisen çok, şuurlu bir aydının ese-ridir. Cevdet Paşa için de tarih, hali aydınlatan mazidir'4.

Cevdet Paşa'da tarih devletten halka doğru bir dönüşüm için-dedir. Paşa tarihin, bütün insanlık için fayda temin ettiği ka-naatindedir. Paşa Tarİh-İ Cevdet'te tarihin tanımını şu şekildeverır:

II. Ümit Meriç Yazan, Cevdet Paşa'nın Toplum ve Devlet Görüşü, ıst, 1981, s.20.

12. Cemil Meriç, Umrandan Uygarlığa, İst, s. 156.13. Meriç, a. g. e. ,s. 275.14. Yazan, a. g. e .. s. 23.

Page 6: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

562 ıBRAHIM ŞIRIN

ıanlayışı olan olay merkezli tarih anlayışı değildir. Merkezi. ik-tidardan bağımsız insanın ve onun eylemlerinin tarihidir. Şanizade,Beşiktaş cemiyeti ilmiyesi adı altında bizim ilk sivil topluluk olarakgördüğümüz topluluğun üyesidir. Bu anlayışın sivil tavrı, onuntarih anlayışına yansımış olması muhtemeldir. Fakat bu cemiyetve anlayışı çekemeyen çeşitli çevrelerce dağıtılmış mensupları türlüşekillerde cezalandırılmıştır. Tarihin sivilleştirilmesine yönelik birhareket böylelikle ortadan kaldırılmıştır. Türkiye'de tarihin si-villeşememesi, tarihin üstünde onu kendisine bir meşrulaştırma ay-gıtı haline getiren merkezi iktidarın gölgesinin düşmesiyle ya-kından ilgilidir. Tarihsel bilginin siyasallaşmasını da yine aynıçerçeve de görmek mümkün.

Tarihin anlamca bir saray ilmi olmaktan çıkıp cemiyete mal ol-ması ve insanların eğitimi için vaz geçilmez bir nitelik ka-zanmasında Namık Kemal'in katkıları azımsanamaz Kemal, tarihinanlamının zenginleşmesinde ve tarihe farklı misyonlar yük-lenmesinde başı çeken bir sima olarak tarihin tanımını, Osmanlı ta-rihine yazdığı methal' de ayrıntılı bir şekilde verir. Tarihi şöyletarif eder:

"Mazinin müstakbele nakil-i ahbarıdır, zahirde bir hi-kayeden gibi görünür, fakat hakikatte fenn-i şahane vasfıylatebcil olunan ma 'rifet-i hükümetin en büyük ha-dımlarındandır'~o.

Namık Kemal, dıştan bakıldığında sanki bir hikayeden ibaretgörünen tarihin, hakikatte taşıdığı yüksek bilgilerle, devlet idareetme sanatının en büyük yardımcısı olarak görürken geleneksel Os-manlı tarih anlayışı kalıpları içinde düşünür. O, Osmanlı ta-rihçilerinin "tarihin siyasi iktidar için olduğu anlayışından" pekuzaklaşmadığı gibi tarihin devletlerin bekası için önemli olduğu dü-şünür. Ona göre, Osmanlı Devleti'nin çökmekte olmasında tarihitecrübenin göz ardı edilerek yanlış siyaset güdülmesinin büyükpayı vardır. Namık Kemal, siyasette tarih bilinmeden yapılan şey-

20. Namık KemilI, Osmanlı Tarihi, Istanbul, ı327/19 ıı,C. L s. 2.

Page 7: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

~~~~~~~-------_._--~----_._-----------

OSMANLI'DA TARlHİN ANLAM ARAYıŞı 563

lerin yalnız muzır değil aynı zaman da da gülünç olduğu ka-naatindedir. Tarihin devletin bekası için önemli olduğu kadar ce-miyetin devamı ve gelişmesi içinde önemli olduğu, tarihi tecrübeüzerine kurulmayan cemiyette, gelişme olsa da bu kalıcı olmaz; ka-lıcı bir devamlılık için tarih şarttır2! demektedir.

Na.mık Kemal medeni cemiyette (Locke'nin civil society 'si)duraklama olmayacağı kanaatindedir. Namık Kemal, terakki fik-rinden mahrum cemiyetin bir süre başarılı olsa dahi bunu sür-düremeyeceğini ileri sürer. "Hakikat bir milletin tarihi bilinmezsebekasına, terakkisine lazım olan esbabın mevcudu, mevkudu ne-reden öğrenilecek?lhtiyacat-ı siyasiyye maddiyattan değildir ki gözile görülsün, el ile tutulsun; tabüat veya riyaziyattan değildir kialetle ölçülsün, muadele ile hallolunsun. Usulolur ki hiç faidesizzannolunur, tedbir bulunur ki pek faideli görünür, fakat o faidesizzannolunan usulu lağv etmek, o faideli görünen tedbiri kabul ey-lemek bir devletin terakkisine hail olur, bekasını muhataraya dü-şürür2

; şeklinde düşünen Namık Kemal'e göre geleceği tayin et-menin yolu tarihi bilmekten geçer

Osmanlı tarihçilerinin tarih anlayışlarından Namık Kemal ay-rılmış, tarihin, devletlerin bekası kadar milletlerin eğitiminde deönemli olduğunu düşünmeye başlamıştır. Şüphesiz bu dönüşüm,yaşadığı çağla çok yakından ilgidir. Tarih anlayışında görülen budeğişim Tanzimat'la birlikte başlayan devlet-cemiyet ve fert iliş-kisinin tarih anlayışına yansımasıyla ilgilidir. Tanzimat, devlettencemiyete ve oradan da ferde geçişin bir başlangıcıdır. NamıkKemal, kavşak noktasındadır. Onda geleneksel anlayış ve yeni dü-şünceler tam olarak bir birinden ayrılmamıştır. Namık Kemal, ta-rihin devletten ferde dönüşümü konusun da ciddi çabalar sarfeder.

"Tarih yalnız erbab-ı hükümet için değil, efrad-ı millet içinde elzemdir. Tarihin lüzumu asrımız da müsellamat-ı be-dihiyyeden ma' dud oldu. her ferdini tahsil-i cebri ile mükellef

21. Namık Kemal, a.g.e., c.i, sA-5.22. Namık Kemal, a.g.e., C.L, s. 2.

Page 8: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

564 İSRAHİM ŞİRİN

tutan akvam-ı fazıla da, fenn-i tarihte imla gibi, hesap gibi ta-lebesinin binde biri devlet hizmetine girmeyeceği malum olanmekatib-i ibtidadiye derslerine dahil tutuluyor'''-:J;

şeklindeki ifadesi bu dönüşümün ilk işaretidir. Namık Kemal, ce-miyet içinde ferdin eğitilmesinde, ahlak ve değer aşılanmasında,tarih eğitiminin önemini k::ıvramış ve bu düşüncesini yazdığı çeşitlimakalelerde dile getirmiştir. İbret'te yazdığı Maarif-4 başlıklı ya-zısında batılı devletlerin tarih eğitiminin önemini kavradıkları, buülkelerde okumanın sadece gazete okumak cinsinden bir şey ol-madığı, hayatın şuuruna varmak ve bilinçli olarak yaşamak içintarih, coğrafya gibi derslerin okullarda okutulduğunu ifade eder.Osmanlı ülkesinde de tarihin okullarda okutulması gerektiğini sa-vunur.

"Hakikat! Herkes için daima söylediği kelimeyi yazmamakveyahut her gün aldığı eşyanın bedelini hesap edememek nekadar mertebe-i insaniyeti tenzil edecek bir şey ise, efradmdabulunduğu, sayesinde yaşadığı cemiyetin ve belki cihan-ı in-saniyetin eazımmdan, veka 'yi -i cesimesinden bütün bütün bi-haber olmak da o kadar ayıp addolunacak bir cehalettir''25 .

Kendi ifadesinden de anlaşılacağı gibi, sayesinde yaşadığı ce-miyetin geçmişinden habersiz yaşamak, insan için en büyük ce-halettir. İnsanı cehaletten kurtaracak, onu bağrında yaşadığı ce-miyetle uyum içinde yaşatacak, tarihtir:

"Kuvve-i akde bir cevher-i nuranidir ki ne kadar imal olu-nur ise o kadar incila bulur. Bu halde tayy-ı zaman u mekanedercesine koca alem-i insaniyetin bir kaç bin senelik vakayi-iazimesine nazar-ı idrakin ujk-ı mer'isine cem ile bu kadar kül-liyat ve tafsila tı birbirine tatbik etmeye bunca hafaya ve de-

23. Namık Kemaı, a.g.e., c.ı., s, 9.24. Namık Kemal, "Maarif', İbret, nr 16,4 Temmuz 1872; M.N. Özün, Namık

Kemal ve İbret Gazetesi, İst., 1938. s.86 dan naklen.25. Namık Kemal, a.g.e., c.ı., s. lO.

Page 9: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

OSMANLı'DA TARtBtN ANLAM ARAYıŞı 565

kayıkı istihrac ile uğraşmaya hizmet eden tarih gibi imal-i fikremüsait bir vüs' at -abad-ı marifet mi olur''26?

Namık Kemal'in bu ifadesin de anlaşılacağı üzere tarih sa-yesinde insan bulunduğu zamandan çıkıp (tayy-ı zaman) geçmiş za-manlara gidip oradaki vakaları, bilgileri görüp kendi tecrübesinekatar. Ferdin enginleşmesi, tarihi tecrübelerin onda neşet etmesiylemümkündür. Namık Kemal, "Romanın en büyük rical-i si-yasetinden olan. meşhur Çiçeron, tarihi, alem-i insaniyetin her ha-linden bahis olmasına nazaran tahsil-i terbiyenin levazım-ıkatiliyesinden tutar ve o itibarla tarihe muallime-i hayat ünvanınverir". der ve insan tahsilinde tarihin önemli bir araç olduğunu dü-şünen Çiçeron gibi Namık Kemal' de de tarih, hayat öğretmenidirve insan bu yönüyle tarihi bir varlıktır. Namık Kemal'in tarihihayat öğretmeni, insanı da tarihi bir varlık olarak görmesi anlamacıtarih anlayışıyla uygunluk içindedir

Anlamacı -tarihçi yaklaşım, insan ile tabiat ve insan bilimleriile tabiat bilimleri arasında bir nitelik ayrımı gözetir. Bu yüzden W.Dilthey, tabiatı açıklayabileceğimizi insanı ise anlayabileceğimizisöyler. Doğanın yasaları, insanın ise tarihi vardır. Dolayısıyla in-sanı diğer fizyolojik, biyolojik ve organik varlıklar gibi sırf birhomo naturalis olarak değerlendirmeye imkan yoktur. Anlamacıekolün babası Herder göre insan: Yine insani bir şeyolan gelenekleoluşur. İnsan kendini ve başkalarını aynı anda sarıp sarmalayan birgelenek ağının içinde yaşar. Gelenek bu yüzden "bugünde yaşayangeçmiştir". Geleneği olmayan insan bir doğa varlığı olarak kalır.Bu yüzden bir doğa varlığı olarak insanın, homo antroposun bir ta-rihi yoktur; tarih içindeki insanın, human'ın bir tarihi vardır. Herinsan bu sebeple geçmişten aktarılan deneyimlerin ve bu de-neyimlerin kuşaktan kuşağa geçtiği bir bağlam olarak insan türününbir ürünüdür. Bizi insan kılan tek şey birikim yani gelenektir"7.İnsan bu yönüyle bir homo historicus ve homo volantaristir. NamıkKemal anlamacı ekol gibi insanı tarihi ve iradi bir varlık olarakgörür. İradi varlık olarak insanı:

26. Namık Kemal, a.g.e, c.ı. s.lO.27. Bkz. Anlamacı tarih yaklaşımı için; Doğan Özlem, Tarih Felsefesi tst, 1994, s.

55, Macit Gökberk, Kant ile Herder'in Tarih Anlayışı, tst, 1997.

Page 10: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

566 İBRAHtM ŞtRtN

"/nsan şu küre-i zemin dediğimiz vücüd-ı müteharrikin ru-hudur denilebilir. Zira ki kışrin haricinde her ne hareket gö-rünüyorsa hep onu sayasinde zuhur ediyor ;tabiatm fevkindene eser müşahede olunuyorsa onun himmetiyle hasıl oluyor.Bir koca küreyi top gibi pençe-i tasarrufunda oynatıyor"28.

L

Dünyanın yaratılmasının sebebi olan insan N. Kemal' e göre,dünyada meydana gelen olayların da sebebidir. İnsan kendi ira-desiyle hadiseleri gerçekleştirir. Onun "Koca küreyi top gibi oy-natması" ifadesi dünyada meydana gelen hadiselerin insanın ta-sarrufunda olduğunu hatırlatmaktadır. O, iradi insanın tarihigerçekleştirdiği, tarihinde iradi insana gücünün nelere muktedir ol-duğunu gösteren bir araç olduğu kanaatindedir.

Zir-i zeminde nehirler buluyor, cevvi-i havada bahçeler keş-fediyor. denizde yüzüyor, havada uçuyor, tabiatm her kuv-vetine galip geliyor, dehşetli yıldırımma, azametli güneşine va-rmca hizmetinde kullanıyor. velev bir cüzünü olsun nazargah-ıibrete vaz' eden tarihtir. Dünyada bundan daha lezzetli, dahameraklı bir temaşa mı olur''29?

Namık Kemal'e göre, İnsanın tabiatın her kuvvetine galip ge-lerek deryada yüzmesi, havada uçması, dehşetli yıldırımları, yakıcıgüneşi kendi hizmetinde kullanarak tabiatın her kuvvetine galipgelmesi; iradi insanın bütün bu yapıp ettikleri adeta bir tiyatro gibisergileyen, tarihtir. Namık Kemal' deki İnsanın tabiat karşısında herkuvvete galip gelip tabiatı yenmesi düşüncesi, Aydınlanma dü-şünürlerinin bir fikri esintisidir. lradi insan düşüncesi, sadece ay-dınlanmanın fikri esintisi ile oluşan bir düşünce olmasının yanı sıraOsmanlı toplumunun da içinde bulunduğu siyasi, iktisadi is-tikrarsızlık ve onun yeniden kurtuluşu ile de yakından ilgilidir. Buyüzden Namık Kemal' de tarihi ve iradi insanın buluşması tesadüfideğildir. 0, yıkılmakta olan devlet ve çökmekte olan bir me-deniyetin mensubudur. Bu çöküşün ve yıkılışın farkına varılmış ve

28. Namık KemiU; "Nül'ü.>", İbret, nu, 9; 1872, Özün, a.g.e., s. 59-74 dan naklen.29. Namık Kemal, a.g.e., c.ı. s. i2- ı3.

Page 11: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

OSMANLı'DA TARİHİN ANLAM ARA YIŞI 567

çareler aranmaya başlanmıştır. Özellikle sosyal değişmenin önemlisıkıntılara yol açtığı zamanlarda tarih yeni bir cemiyet ve insan ide-alinin kaynağı haline gelebilir. İnsanlar o günkü buhranlarındançıkış yolunu tarih içinde ararlar, tarihte bulunacak bir modele göreçarpık sosyal gidişten kurtulmayı ümit ederler. Namık Kemal' deOsmanlı Devleti'nin kurtuluş çarelerini tarihte arar. O, im-paratorluğun kurtuluşunu köklü bir tarih eğitimi ve tarih bilincininuyanmasında görür. Ona göre tarih, İslam ve Osmanlı birliğini- sağ-layacak yegane vasıtadır.

Aydının yanında Saray da XIX yüz yıldaki bu yeni tarih olu-şumunun farkındadır. Saray tekrar tarihin sihirli gücünü mer-kezileştirmek gayretleri içindedir. Divan-ı Hümayun'a bağlı resmitarihçiliğin daha doğrusu Vakanüvisliğin kurumlaşması bu yüzyılınürünüdür30• Böylece Osmanlı tarihinin olayları kronolojik olarakyazılmıştır. Diğer önemli bir gelişme de matbaanın açılmasıyla bir-likte tarih kitaplarının özellikle vakanüvislerin tarihlerinin basımınaöncelik ve ağırlık verilmesidir. Böyle bir yola gidilmesinde tarihin,kamuoyunu bilgilendirmek bakımından bir iletişim aracı gibi dü-şünülmesinin önemli bir payı vardır31• Yeniden merkezileşen ik-tidar, tarihin gücünü yeniden keşfetmektedir. Ve tarihi bilgiyi genişkitlelerin kullanıma sunmaya çalışmaktadır. Ya da görüneni gös-termek yerine görünmesini istediği şeyin bilinmesini, kamuoyunailetmenin yollarını aramaktadır. Bu konuyla ilgili olarak Takvim-iVekayi'nin tarih tarifi dikkat çekici mahiyettedir. "Tarih denenfenn-i celalfl kargah-ı alemde cereyan eden ahvali vakt ve za-manıyle zapt ve beyan etmekten ibaret ve seleften halefe hisse ala-cak bir yadigar bırakmaktırlın,

Tarih, bu ifade ile bir saray ilmi olmaktan öte aynı zamandahalkı bilgilendirecek (bilinmesini istediği) bir bilgi hazinesidir.Şüphesiz bunda devrin ve çağın önemli etkisi vardır. çağ kral-lıkların yıkıldığı, insanların tebaadan vatandaşa dönüştüğü (yada

30. Bekir Kütükoğlu. "Vakanüvis". ı. A.MEB:Yayc. XIII. 271-287.3 ı.Arıkan. a. g. m .• s. 84.32. Tuncer Baykara. Tarih Araştırmaları ve Yazma Metotu. İzmir ı995 .. s. 3.

Page 12: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

568 ıBRAHIM ŞIRIN

vatandaşın aslında teba üzerine sürülmüş bir cila olduğu) bir çağ-dıL çağın bu özelliği, Osmanlı ülkesinde Tanzimat hareketindekendini göstermişti. Tanzimat'la Avrupa'ya açılan pencereler veoradan gelen fikri esintiler özellikle Bacon, Locke, Montesquieu,Rousseau gibi düşünürlerin fikirleri, Tanzimat aydını üzerindeki te-sirleri, tarih anlayışında büyük değişimin yaşanmasına sebep oldu.

XIX Yüz yıl batı felsefesi içinde iki karşıt akım olarak gelişenFransız Pozitivizmi ile Alman İdealizmi karşısında Osmanlı aydınıseçimini pozitivizmden yana yapmıştı. Bu tercihi yaparken elbetteFransa ile olan öteden beri iyi münasebetlerini yanında, iki ülkearasında kurulan benzerlikte bu tercihin bu yönde yapılmasındaönemliydi. Özellikle Prens Sabahattin'in etkilendiği pozitif okulLa Play, 1789 Fransız devrimi beraberinde birtakım bunalım ve so-runların çözümü ile uğraşmakta ve bilimsel çözümler üretı:ıek içinyeni bir bilim dalı olan Sosyolojinin temelini atmaktadırlaL Fran-sa'dan sonra ülkemizde sosyolojinin hüsnü kabul görmesinin enönemli sebebi bütün Osmanlı Aydının, Batılıların hasta adam de-diği Osmanlı İmparatorluğun u kurtarma düşüncesiydi. Sabahattinkarşısında yer alan Ahmet Rıza Comte'nin pozitivist sos-yolojisinden Sabahattin'den sonra gelecek olan Ziya Gökalp,Emile Durkheim sosyolojisinde kendilerini bulmuş ve hatta Comteve Durkheim Türkleştirilmiştir.

Bütün bu sosyoloji ekollerinin ortak özelliği , sosyolojiyi birtür felsefe hatta din olarak ele almak, ve ahlaki, toplumsal, siyasalve hatta dini sorunlar üzerinde sanki vahiy kudretinde bir kaynakolarak görme eğilimleridiL Batı siyasal düşüncesinin Osmanlı İm-paratorluğuna girişi de başlangıçta batının büyük siyasal dü-şünürlerinin eserleri yoluyla değil, fakat batı da fizyokratlar olarakbilinen bir kamu idaresi kuramcılarının uzantısı sayılan ka-meralistler yoluyla olmuştuL" Ve bu despotik aydınlar iman öl-çüsünde değişmezliğine inandıkları teori ve kuramları devletin kur-tuluşu için reçete olarak dayatmışlar ve kendi toplum gerçekleri ile

33. Şerif Mardin. "]9 yy 'da Dü,çünce Akımlart ve Osmanlı Devleti", Tanzimat'tanCumhuriyete Türkiye Ans .. c. 2. s. 342.

Page 13: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

OSMANLı'DA TARIHiN ANLAM ARA YIŞI 569

teorinin uyup uymadığını dikkate almamışlar, pis bir gerçegınbütün teoriyi mahvetmemesi için gerçeği görmezden gelmişlerdir.Bu da beraberinde dogmatizmi doğurmuştur'4. Dogmatizm toplumgerçeklerini görmeyi engellemiş, toplum daima kuşku edilmeksizininandıkları teorinin bakış açısıyla görülmeye çalışılmış ve onunkurtuluşu noktasında çözüm yolları üretilmiştir.

Tarih, aydının toplum için biçtiği elbisenin (dava) bir anlamdadaha önceden giyilmiş, giyindiği içinde toplumun rahat ede-bileceğini ispatlamaya yarayan bir meşruiyet aracıdır.

Tarihin yanında Tanzimat'la birlikte felsefede aynı işlevi yük-lenir ve aydın tarihe felsefi bir anlam yüklerneye başlar. AhmetVefik Paşanın pozitif bir tarih felsefesi yapmaya çalışması bu açı-dan dikkat çekicidir.

"Jlm-i şuhudda serzede -i zuhur olup geçen eyyamın ib-retiyle öğrenilen hadiselerin bilinmesine fenn-i tarih ıtlak olu-nur. Akl-i insaninin cevelanından husule gelen ameliyat-ı zih-niyenin semeresi olan itme hassaten hikmet denir"'s

Ahmet Vefik Paşa'ya göre, olayların sebep sonuç bağlantısını,zincirleme devamı ve kesişmesiyle insanlığın adım adım ilerlemeve olgunlaşması tarih felsefesinin özünü oluşturmaktadır. Tarih fel-sefesinin amacı, olayları tek tek bildirmek sıralamak değildir. Belkiher olayın özel etkisinden ortaya çıkan anlamın birer birer toplanıpbir merkezde birikmeleriyle, ortaya çıkacak büyük yararın toplumagetirdiği değişiklikleri ve onların nitelik ve kararını incelemektir.

34. Türk düşünde dogmatizm için bknz: Mete Tuncay, "Türk Siyasal DüşüncesininSon yüzyılda Üç Ana Yönetimin Ortak Çıkmazı: Dogmatizm", Felsefe Kurumu Semineri,Ank,1977.

35. Ahmet Vefik Paşa, Hikmet-i Tarih, Paşa'nın ilk eseri, 1863 senesinde, Tasvir-iEfkar'da tefrika ettirdiği bu eser daha sonra kitap haline getirilip bastırılmıştır Ancakbasım yeri ve tarih elimizdeki nüshada yok s.2. Bunu Ebulgazi Bahadır Han'ın eserindennaklettiği, Şeccre-i Evşal-i Türkiye takip eder. Tarihe müteailik üçüncü eseri, rliştiyeleriçin yazdığı, Fezlek-i Tarih-i Osmani dir. Milli tarihin diğer şubelerini hatırlatan eser ol-ması itibarıyle mlihimdir. A. Hamdi Tanpınar, "Ahmed Vefik Paşa" ı. A., MEB:Yay. , C.i, s., 1209. bknz; Tanzimat'ta tarih yazıcılığının çeşitleri için Biral Emi!. MizanCl MuratBey, Hayatı ve Eserleri, ist., 1979, s. 534.

Page 14: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

570 IBRAHİM şiRIN

Ahmet Vefik Paşa'dan başka, pozitif dinin yeni müritleri de ta-rihe pozitif bir nazarla bakmaya çalıştılar. Bunlardan, Rıza Tevfikve Cavit Beyle Ulumu iktisadiye ve İçtimaiye mecmuasını çı-karan ve pozitivist bir edebiyat tarihçisi olan Hippolyle Tanine' denetkilenmiş olan Ahmet Şuayp, tıpkı Ahmet Vefik Paşa gibiComte'nin bakış açısından tarihselolguların zamansal bir düzeniçinde zincirlendiklerini, bilimsel yöntemin ise bu zincirin halklarıarasındaki ilişkiyi kurmakla yükümlü olduğunu belirtir.

Bedi Nuri ve Mustafa Sati'da aynı dergide pozitif anlayışıngelişmesi ve yaygınlaşması için çaba sarf ederler. Özellikle "Fran-sız Pozitivistetlerinin millet ile tarih eğitimi arasında yakın bağ-lantının altını çizmelerinin etkisi vardır. Osmanlı Pozitivistleri üze-rinde etkili olan Gustava le BonJ6 eserinde tarih eğitiminin ortakbir kitle psikolojisi yaratmakta önemi üzerinde durmuştuJ7

• Bu ça-baların meyvesi Cumhuriyetin kurulmasında kendini gösterir.Cumhuriyet tarih anlayışını, bu gelenek üzerine inşa eder.

Tanzimat döneminde tarih, felsefi boyutla birlikte ideolojik birboyut da kazanmıştır. Bu dönemde imparatorluğun dağılmasını ön-lemek için haklar bakımından eşit, din ve mezhep ayrımı gö-zetmeyen bir toplum yapısı düşünülüyordu. Bu yapıda Osmanlı ha-nedanı merkezde yer alıyorduJR. Bu durum okullarda okutulan tarihderslerine yansımış, dersler de sadece Osmanlı tarihi okutulmayabaşlanmıştı. Ancak Osmanlıcılık ideolojisi ancak bir kaç esereilham verdi. Bunun yanında ideolojik tarih yazıcılığında asıl büyükgelişme Türkçülük alanında yaşandı. Çünkü Osmanlı'da XiX. Yüz-yıl, Türklük şuurunun yeniden uyanma yüzyılıdır. Bu uyanış tarihyazıcılığının rengine de yansıdı. Osmanlı tarihinin kapsamı dışınaçıkılıp eserler yazılmaya başlandı. Bunlardan en önemlisi Sü-leyman Hüsnü Paşa'nın Tarih.i Alem adlı eseridir. Paşa, eserinde,

36. Abdullah Cevdet, Paris'te Gustave Le Bon ile tanışmış ve onunla dostluk kur-muştu. Köprülü Le bon'dan tercümeler yapmış ise de Cemil Meric'e göre kötüdür. HalilAçıkgöz. Cemil Meriç ile Sohbetler, Ist.1993, s. 105

37. Büşra Behar Ersanlı, iktidar ve Tarih, İst. 1992 s. 5438. Zeki Arıkan, "Osmanlı Tarih Anlayışıııın Evrimi" Tarih ve Sosyoloji Semineri.

ıst. 1991, s. 90.

Page 15: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

OSMANLı'DA TARIHIN ANLAM ARA YIŞI

Deguignes'nin Türklerin ve Tatarların Genel Tarihieserini kaynak olarak göstermiş, Türklerin İsHim öncesiönemli bir yer ayırmıştır.

571

başlıklıtarihine

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde milli bilincin gelişmesibaşlangıçtan itibaren şarkiyatçılığın bir dalı olarak gelişen Tür-kolojinin etkisi altında olmuştur. Türkoloji ise 17. yüzyılda Cizvitpapazlarının başlattığı Sinoloji (Çin araştırmaları) disiplinine ba-ğımlı olarak gelişmiştir. Gerçekten Çin uygarlığıyla ilgili bilgilerinartışı ve Çin kaynaklarının tanınması, Orta Asya Türkleri ve bun-ların tarihi ile ilgili bir çok bilginin ortaya çıkmasına yol açmıştı.

Joseph De Quignes (1721-1800), Abel Remusat (1788-1832),Stanislas Julien (1799-1873) Edouard Chavannes (1865-1918) Wil-helm Thomsen (1842-1927) Wilhelm Radloff (1837-1918) ve s~iiralimlerin eserlerinden, Türk kavimlerinin Asya ve Avrupa ta-rihindeki rollerine dair yeni bir görüş ortaya çıktı ve o zamanakadar karanlık kalan İslamiyet'ten önceki Türk Tarihi üzerine yenibir ufuk açıldı. Aslına bakılırsa bu yeni Türkoloji ilmi billhassabazı otoritelerce, Türklerle Macarların müşterek bir menşeden gel-diği kanaati ileri sürülen Macaristan'dan gelmişti. O zamanın ilerigelen Macar alimlerinden Arminius Vambery (1823-19139) İs-tanbul'da uzun ikameti esnasında bir çok Türk münevveri ile ta-nışmış ve Budapeşte'deki Şark dilleri kürsüsüne tayininden sonradaonların dostluğu ve saygısını kaybetmemişti,

Türkçülük cereyanı, on dokuzuncu yüzyılın sonunda yirminciyüzyılın başlarında başka bir kaynaktan beslendi. Kırımlı Gaspıralıİsmail, Akçuraoğlu Yusuf, Ağaoğlu Ahmet gibi alimler Türkçülükcereyanının Türkiye'de yayılmasını sağladılar39•

Türkologların eserlerinin nasıl bir etki yaptığı, bu etkinin nasılbir faaliyete dönüştüğü ve bunun tarih yazıcılığını nasıl etkilediğiTürk tarih yazıcılığı açısından önemlidir. Türkçülük düşüncesi üze-rinde iki eser tesirli olmuştur. İlki kendiside Sinolog olan ve bu ko-

39. Bernard Levis, "Türkiye'de Tarih ve Miııi Uyanış" Türk Yurdu 1960. sayı,285. s. 10

Page 16: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

572 ıBRAHIM ŞIRIN

nudaki bilgileri değerlendiren Deguignes'tir. XVIII. yüzyılın or-tasında Türklerin ve Tatarların Genel Tarihi isimli kitabı yazmışolan Deguignes, eserinde Türkleri zalim ve acımasız olarak gös-termiştir. Türk düşüncesinde tesir uyandıran ikinci Türkolog LeonCahun'dür. 1896'da Fransa'da yayınladığı İntroduction a I'His-toire de i'Asie (Asya Tarihine Giriş) adlı eseridir. 1899' da ba-sıldıktan üç yıl sonra Türkçeye çevrilmiştirıo. Türkolog L. Cahunde Türkleri eserinde aşağılamıştır. Cahun'e göre Türkler;

"Kafa değil gönül insanıdır. Türkler anlayış bakımından in-sanlar içinde sonuncudur. Inanmaktan daha fazlasını is-temezler ve anlamaya hiç çalışmazlar, Hunlar, Türkler, Mo-ğollar, ince ve uzun Avrupalılara korkunç cüceler gibigörünür"41.

Türkçülüğün kuruluşunda bu iki yazarın ilk planda adı geçenşahsiyetler olması şaşırtıcı görünebilir. Oysa Türkçüler, Cahun veDeguignes'in eserlerinin kendilerince olumlu yönlerini gördüler.Cahun, Türklerin savaşçı ruhlarını, cesaret, itaat, doğruluk, akl-ıselim gibi erdemlerini övmüş, "dürüst idareciler, kararlı yö-neticiler olduklarını" ilave etmiştir. Yazara göre, Müslümanlık ger-çek Türk dehasıyla ters düşmüş, Araplar, Türkleri silahla ye-nemeyeceklerini anlayınca çok iyi bildikleri iftiraya başvurmuşlardır."Türkler Selçuklu' dan itibaren bozulmaya başlamıştır"42; düşüncesiTürkler hakkında hakaretlere varan sözlerini unutturmuş ve buövücü sözler Türkçüler üzerinde daha etkili olmuştur. Etienne Co-peaux: Cahun'un etkisini Cumhuriyet dönemine kadar getirir. Ke-malist tarih yazımı üzerinde de Cahun'un etkilerinin büyük çaptaolduğunu vurguları3•

Osmanlı Aydınlanmacılarının önde gelen temsilcisi NamıkKemaL, Leon Cahun ile Paris'te tanıştı. Naımk Kemal'in LeonCahun' le ilişkisi İstanbul' a dönüşünden sonra da devam etti.Namık Kemal, Leon Cahun'ün Türkçülük fikirlerinden etkilenmez.

40. Levİs. a. g. m. ,S. LO.41. Taner Timur, Osmanlı Kimliği, Ist,1994, s. 136.42. Timur, a. g. e. ,s. 137.43. Etienne Copeaux, Türk Tarih Tezinden Türk-İslam Sentezine, ıst. 1998, s. 2 i

Page 17: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

OSMANLı'DA TARİHİN ANLAM ARAyıŞı 573

Namık Kemal'in Osmanlı İmparatorluğu dışındaki Türkleri44, Müs-lüman ülkelerine zarar verdiklerine inandığı Tatarlar olarak gör-mesi, onun Türkleri sevmemesine sebep olmuştur. Bu sebepten ola-cak ki Cahun, mektuplarında Namık Kemal'in Osmanlılığı ilehafiften eğlenir.

Leon Cahun ve diğer Türkologlar Namık Kemal'i Türkçülükkonusunda etkileyememişlerse45 de Jön Türkleri, etkilemişlerdir.Özellikle Gökap ve Necip Asım Cahun'dan etkilenmişlerdir. JönTürkler, tarihe milli bir köken bulma (national bulding) anlamınıyüklemişlerdir. Milli tarih süreci bu dönemde başlamış ve haladevam etmektedir46•

Millileşme sürecinde tarih önemli bir araçtır çünkü bu tarihindoğasında vardır. Nasıl haşhaş, eroin müptelasının hammaddesiysetarihte milliyetçi, etnik ya da fundamantalist ideolojilerin ham-maddesidir. Geçmiş bu ideolojilerin asli ögesidir. "Eğer amacauygun bir geçmiş yoksa her zaman için yeniden imal edilir. "47Buyüzden tarih en kolay biçimde tarihsel açıdan yeni "ulusların" imaledilmesi sürecinde malzeme işlevi görmektedir.

44. Namık Kemal, Osmanlı'da yaşayan Türklerle ilgili görüşlerini, Vatan yahut Si-listre Piyesinde İslam Bey'in ağzından şöyle söyletir. Osmanlılar söz arasında vatanıkaybetmez gibi görünürler, o kadar kaybetmez görünürler ki konuştuğun adamı taştan ya-pılmış resim zannedersin. Hele, karşılarında bir düşman göster, hele vatanın mukaddestopraklarını bir ecnebinin murdar ayağı ile çiğneneceğini anlasınlar, işte o vakit, halkabaşka bir hal geliyor. İşte o vakit, o abalı kebeli Türkler, o tatlı sözlü yumşak yüzlü köy-lüler, o çifte koşulur öküzden farketmek istemediğimiz biçareler aradan bütün bütün kay-boluyor de yerlerine Osmanlılığın, kahramanlığın ruhu meydana çıkıyor. Namık KemaL,Vatan Yahut Silistre, Haz Sabahattin çağın, İzmir, 1996. s. 32. Namık Kemal buradaTürk kelimesini millet anlamında kullanmaz. çağının yaygın yanlış Türk anlayışını ser-giler. Kelimeyi daha çok sosyal anlamda kullanır. Buna karşın Osmanlı kelimesini birhanedan ismi olarak, bir devlet adı olarak değilde bir millet olarak nitelendirir. Türk ke-limesini çağının anlayışıyla kullanmakla birlikte "kaba saba köylü klasik Türk ifadesi ye-rine tatlı sözlü güler yüzlü demeyi tercih eder. Kendisi Türkleri öküz gibi görmese bile ça-ğında öyle göründüğünü ifade eder ve böyle görünmesinden üzüntü duyuyor olacak kibiçareler ifadesini kullanmıştır.

45. Copeaux, Cahun'dan etkilenenlerin başında Namık Kemal'i zikrederse de bununpek .doğru olmadığı en azından Türkçülük konusunda doğru olmadığı açıktır. Bunu yu-karıda dipnotta izah etmiştik.

46. Niyazi Berkes, Türkiye'de Çağdaşlaşına, İst. , 1978, s. 28 i.47. Eric Hosbawm, Tarih Üzerine, çev. Osman Akınhay, Ank, 1998, s. 9

Page 18: OSMANLI'DA TARİHİNANLAMARAyıŞıtarihyazimi.org/upload/makale/irin-i-2000-osmanli_da... · 2013-11-03 · yazmak olduğunu söyleyen Aşıkpaşazade'de tarihin tanım ve an-lamına

574 İBRAHİM şİRİN

Osmanlı tarih yazarlannın, tarih tanımlan ve tarihin konusuüzerindeki görüşleri, bizi Türk toplumunun serüvenine gö-türmektedir. Tarihin konusunun sultandan ferde dönüşü, tarihinmerkezinin de devletten cemiyete, oradan da ferde doğru yönelmesiile Türk insanının sultanın kulu ve tebaası olmaktan çıkıp Cum-huriyetin vatandaşı durumuna dönüşümü birbiriyle yakından il-gilidir.

Tarihin sürekliliği içinde Türk insanının geçirdiği bu saf-halarda tarihin tanım ve anlamı değişmiştir. Sultan- tebaa iliş-kisinde tarih, sadece saraya has bir ilim olurken, devlet- vatandaşilişkisin de ise tarih, sarayın kapalı kapılanndan çıkıp cemiyete malolma yolundadır. Osmanlı tarih yazımında bir gezinti hem tarihinanlam arayışına ışık tutarken hem de Osmanlı' da insanın anlamarayışına ışık tutmaktadır.