46
1 PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim 2000 Rusçadan çeviren: Azer Yaran PU K N VE EP K R

PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

1

PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.�. Baskı : Ça�da� Matbaacılık Yayıncılık Ltd. �ti. Ekim 2000 Rusçadan çeviren: Azer Yaran PU�K�N VE EP�K ���R�

Page 2: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

2

I Aleksandr Sergeyeviç Pu�kin (1799-1837) Rus edebiyatının kurucusu, Rus edebiyat dilinin yaratıcısı kabul edilir. 19. yüzyıl Rus dü�ünürü ve ele�tirmeni Belinski, Pu�kin'in, "�iiri, Rus ya�amıyla ve Rus ça�da� zamanıyla dost kıldı�ını" belirtiyordu. Pu�kin'in yaratıcılı�ı erken dönemde yazdı�ı liriklerinden ve Güney sürgünlü�ü döneminin ürünü destanlarının romantizminden gerçekçili�e do�ru evrim geçirdi. �air, Dekabristlere yakındı ve iki kez sürgün ya�adı. Lise yıllarında yazdı�ı ilk epik ürünü, büyüleyici bir masal olan "Ruslan ve Ludmila" ele�tiri çevrelerinin övgüsünü toplamı�tı. Liseyi bitirdi�i sıralarda yazdı�ı özgür �iirleri ve epigramları Çar I. Aleksandr'a sunulunca, genç �airin üzerinde zindan ya da Sibirya sürgünü tehdidi belirdi. Pu�kin'de Rus edebiyatının bir umudunu gören �air Jukovski'nin ve tarihçi yazar Karamzin'in çabalarıyla genç �airin yazgısı de�i�tirildi. Böylece ona Güney sürgünlü�ü - Kafkasya, Kırım, Moldavya yolculukları göründü. Sürgünlük döneminde "Kafkasya Tutsa�ı" ve "Bahçesaray Çe�mesi" �iirlerini, sürgünden hemen sonra, 1824 yılındaysa "Çingeneler"i yazdı. �airin daha sonraki yıllarda verdi�i ba�lıca yapıtları; ya�amın gülünç yanlarını i�ledi�i "Kont Nulin", tarihsel süreçte halk kitlesinin öne çıkarıldı�ı bir dram olan "Boris Godunov", tarihsel konulu bir trajedi olan "Poltava", güldürülü yalın bir öykü olan "Kolomna'daki Ev", toplumsal ko�ulların ürünü ki�ilikle toplum arasındaki ili �kilerin yansıtıldı�ı bir �iir-roman olan "Yevgeni Onegin", bireyin ve devletin kar�ılıklı duru�larını i�leyen "Bakır Atlı", "Byelkin'in Öyküleri" ve "Küçük Tragedyalar" olarak sayılabilir. II Pu�kin'in epik �iirinde Rus halk �iirinin, eski Rus yazmalarının, 18. yüzyıl Rus �iirinin güçlü ve duru yankılanmaları duyumsanıyordu. Halk kültürü kaynaklarından yetkin bir yararlanmayla anlatısal �iir gelene�i Pu�kin'in kaleminde dirildi ve yenilendi. �air, 19. yüzyıl ba�ında gerilemeye u�rayan epik �iir sanatını diriltirken, gerçekli�in �iiri adına destanın biçemini de�i�tirmek durumundaydı. Epik sanat türü olarak öykülü �iirde, mantı�a göre düzenlemeyle oylumlu kurgular olanaklıydı; ama Pu�kin, 18. yüzyıl �iirinin bu özelli�inin üzerine kendi yaratıcı dizgesini kurarken, sanatında �iirin üstünlü�üne öncelik veriyordu. �air, yaratıcı deneyinde ö�reticili�i de�il, ideal olanı amaçlıyordu. Pu�kin epik �iirin evrensel olanaklarını sergilemekteydi. �airin destansı yapıtları mitostan ça�da� ya�amın olaylarına ve tarihsel söylenceye; felsefi simgeler üzerinden ola�an ve ola�andı�ı gerçekli�e, oradan da tarihe ve tarihsel ça�da�a do�ru bir yol izlemi�tir. Yaratıcılık süreciyse romantizmden gerçekli�e do�ru evrim geçirmi�tir. 19. yüzyıl Rus edebiyatının i�ledi�i ba�lıca sorunları ilk kez Pu�kin ortaya koymu�tur: Tarih ve halk, birey ve toplum, birey ve devlet ili �kileri, küçük insanın yazgısı, insan ruhu üzerinde paranın egemenli�i... Ve 30'lu yılların felsefi liriklerinde a�k, yaratıcılık, ölüm gibi insan varlı�ına ili�kin sorunlar... Epik �iirleri �airin yaratıcı arayı�larının bir tür derlemesini olu�turur. Yapıtlarının dizisi içinde hem geni� bir çe�itlilik, hem belirgin bir birlik gözlenir. Ça�da�ı ele�tirmenler �airin, ya�amın tümüyle de�i�ik birçok alanı üzerinde do�al bir rahatlıkta yaratmadaki �a�ırtıcı yetene�ini vurguluyorlardı. Pu�kin'in ki�ili �i böyle bile�ik bir �iirsel dizgenin merkezindeydi. Yaratıcılı�ı

Page 3: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

3

epik ve lirik �iirin taze ve derin bir soluk almasıdır. Pu�kin, Rus edebiyatına destansı tavrı daha üstün düzeyde yeniden getirmekle kalmadı, bu tür �iirin halksal bir toprakta boy attı�ını gösterdi. Pu�kin'in kurucusu oldu�u Rus romanının "halksal özü" öykülü �iirlerinin epik dünyasından do�mu� ve olgunla�mı�tır. III Pu�kin'in epik �iirlerini Türkçe'de okuyucuya sunma iste�i duydu�um zaman, bunlardan, insanımızın, usuna ve yüre�ine daha yakın dü�ebilece�ini sandı�ım üçünün çevirisi üzerinde çalı�maya karar verdim: "Bahçesaray Çe�mesi", "Çingeneler" ve "Bakır Atlı"... Pu�kin "Bahçesaray Çe�mesi"ni Güney sürgünlü�ü sırasında yazdı. Anılarında Bahçesaray için �öyle diyordu: "Bahçesaray'a vardı�ım zaman hastaydım. Saraya girdi�imde, çoktan bozulmu� olan çe�meyi gördüm; paslanmı� bir demir borudan su artık damlalar halinde dü�mekteydi. �çinde çürümekte oldu�u unutulmu�lu�a duydu�um büyük yazıklanmayla sarayı dola�tım..." �air, Bahçesaray'da Han Kerim-Giray'ın tutsak Mariya Pototskaya'ya a�kı üzerine söylenceyi dinler. Bir anlatıma göre, hanla tutsak prenses evlenmi�ler. Ancak �air, ara�tırdı�ı yazılı kaynaklarda, söylencenin Kırım hanıyla Mariya'nın evlendikleri anlatımını do�rulayan bir saptamaya raslamamı�. Pu�kin, bu konu üzerindeki açıklamalarını "Bahçesaray Çe�mesi"ne ek olarak yayınlamı�tı. "Bahçesaray Çe�mesi" 1824 yılında yayınlandı�ı zaman, önsözünü yazan, romantik dönem �iirinin ve Pu�kin'in yapıtlarının yorumcusu �air ve ele�tirmen Vyazemski, destanın en önemli artamını öykülemede yerel renklerin tüm tazeli�i ve parlaklı�ıyla yansıtılmı� olmasında görmü�tü. Pu�kin bu �iirinde kaçırılma, tutsaklık, kurtulu� umudu, barbarlık, kıskançlık ve yazgı konularını i�liyor. Dolayısıyla görkemli Do�u görünümlerinin yanında, izle�in içerdi�i ahlaksal anlam da önem ta�ıyor. Güney sürgünlü�ü belirli süreyle sınırlı de�ildi. Pu�kin kendisini, bir zamanlar �mparator Augustus'un devlete ihanetle suçlayarak Karadeniz kıyısına sürgün etti�i Romalı �air Ovidius'a benzetiyordu. Ovidius da sürgünlü�ü bu topraklarda ya�amı�, �iirlerini yazmayı burada sürdürmü�tü. �air kimli�inden ödün vermemi�, �iirin gücünün imparatorun gücünün üzerinde oldu�una inanmı�tı. Ama Pu�kin de, Ovidius'un Augustus'tan bekledi�i gibi, çarın ba�ı�lamasını bekleme durumundaydı. Ve Ovidius'un bu kıyılardaki sürgünlü�ü sırasında yazdı�ı "Hüzünlü �arkılar"ı, aynı yerlerdeki sürgünlü�ünde Pu�kin'in dü�lemini doldurmaktaydı. Antik ça�la ve o ça�dan ölümsüz bir �airle kar�ıla�mak Pu�kin'in kendisi için ruhsal ve yaratısal bir do�rulanmaydı. �air, bu benzerli�e ça�da� bir anlam yüklüyordu. O da, Ovidius gibi, �iiriyle güçlü, ama hükümdar kar�ısında boynu bükük, sürgünlü�üne son verilmesi dile�iyle çara ba�vurdu; kar�ılık olarak, Mihaylovskoye'deki yurtlu�una dönme ve ayrılmaksızın orada kalma buyru�u geldi. "Çingeneler"i burada yazdı. Öyküdeki gençlik ve a�k üzerine görü�, a�kta gönül yüceli�i ve anlayı� geni�li�i dü�üncesi yine Ovidius'la ba�lantılıdır. "Kafkasya Tutsa�ı" ve "Bahçesaray Çe�mesi"nden sonra "Çingeneler", sürgünlük dönemi ürünleri olan Güney dizisinin son yapıtıdır ve Pu�kin'in romantik döneminin sonudur. Felsefi dü�üncelerle yüklü öyküde her �ey simgeseldir. Aleko'nun ki�ili �inde romantik kahramanın ikili yapısı gösteriliyor. Çingenelerin arasında özgürlük ve a�k bulmu�, uygarlı�ı itmi� Aleko'nun varlı�ı çevresinde, bireyin kendisinin ve ba�kalarının özgürlü�üne ve istencine bakı�ı, tutkular, gurur ve cinayet; felsefi ve ahlaksal açılardan sergileniyor. Öyküde, anlatıyla yansıtılanın yanında önemli gerçek,

Page 4: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

4

kurgunun kendisindedir. Aydınlanmanın ve devrimci dü�üncelerin yaygınlık kazandı�ı Rusya'da, çarlı�ın amansız baskı ortamında, "yasaların kovaladı�ı" Dekabristler dönemi devrimcisi, yurtsuz kalmı� Aleko... Belli ki, sı�ındı�ı Çingene çergesi onun son yuvasıdır. Ötesi çarlı�ın zindanları, kürek ve Sibirya sürgünüdür. Pu�kin'in romantik kahraman üzerindeki bu felsefi denemesi gerçekçili�e suskun bir geçi�i yansıtır. �iirsel anlatı yöntemi bir yana, bu otosansür, �airin epik yapıtlarının sonuncusu olan "Bakır Atlı"da ola�andı�ı ve bazen fantastik görünümlere bürünecektir. Dekabristlere yakın olan ve yirmi bir ya�ında sürgün gören Pu�kin, Aleko'nun çıkı�sızlı�ını öz ya�amında duymu� olmalıdır: Aleko nereye gidebilir? "Küçük ku� ötesinde mavi denizin Uzak ülkelere, sıcak diyarlara Uçuyor yeniden bahara de�in." Dü�ünceleri ve inancı yüzünden kovalanan Aleko'nun, bu küçük ku� gibi, yeniden bahar oluncaya de�in uçabilece�i sıcak diyarlar yok. Ve sonunda: "Tıpkı böyle kı� öncesinde bazen, Puslu bir sabah zamanı, Havalanır yüzeyinden kırların Sürüsü en son turnaların, Çı�lıklarla savrulur güneye do�ru, Ve ölümcül bir ku�un yarasıyla Biri kalır geride mahzun, Salınıkalır kırılmı� kanadıyla." Kırılmı� kanadıyla kalan, gerçekte, göçebe bir yurttan ve yuvadan yoksun kalan Aleko'dur. 19. yüzyıl Rus devrimcisi kimli�ini ele�tirilen çizgileriyle ta�ıyan Aleko, Çingenelerin ya�ama ortamında da mutluluktan, korunmadan yoksun dü�mü�tür. Orada da belalardan, u�ursuz tutkulardan kurtulamamı� ve yazgıya dönü�en gerçeklik kar�ısında savunmasız kalmı�tır. "Ama sizin de mutluluk yok aranızda, Do�anın yoksul o�ulları! Sizin de çergelerinizin altında Azaplı uykular barınıyor, Sizin de belalardan kurtulmadı Göçebe gölgelikleriniz bozkır ortasında, Her yerde u�ursuz tutkular, Ve yok bir savunma yazgı kar�ısında." �nsan, Pu�kin'in destanında yapıtın kurgusuyla gösterilmi� olanı dü�ünüyor. Tiranlı�ın gökyüzünün altıyla özde�le�ti�i bu anakara hapishanesinde, ardından yasaların kovaladı�ı Aleko �imdi nereye gidebilir? Pu�kin'in 1833 yılında yazdı�ı sonuncu, olgun ve derinlikli destansı �iiri "Bakır Atlı", �airin ölümünden sonra, 1837 yılında yayınlandı. �iir el yazısı olarak kalmı�tı. Yapıtın metni sansüre u�ramı�, yazıldı�ı biçimiyle yayınlanabilmesi için yılların geçmesi gerekmi�tir. "Bakır Atlı" tarihsel, toplumsal, felsefi, fantastik özellikleriyle Pu�kin'in epik �iirleri arasında en bile�ik yapıda olanıdır. �iirde tarihsel, güncel, ki�isel ö�eler iç içe örülüdür.

Page 5: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

5

"Bakır Atlı"nın konusu Dekabristlerle ilgilidir. Rus dü�ünce ve siyasal sava�ım tarihinde Dekabristler, Büyük Petro'nun davasının sürdürücüsü gibi görülüyorlardı. Toprak köleli�inin kaldırılması, bütünsel cumhuriyet ya da anayasal monar�i kurulması amacıyla örgütlenen Rus devrimcileriydiler. Ve bu siyasal devinim, köklerini Petro'nun reformlarından alan dü�üncelerin geli�mesi olarak de�erlendiriliyordu. 1825 yılında Rus dü�ünürü Herzen, Dekabristlerin ba�kaldırı giri�iminin bastırılmasını de�erlendirirken, Çar Nikolay'ın toplarının ba�kaldırıya kar�ı ve Petro anıtına (*) kar�ı aynı derecede yönelmi� oldu�unu yazıyordu. Büyük Petro, Dekabristlerin dü�lerini özde�le�tirdikleri ve dü�üncelerinden köklerini aldıkları Rus çarıydı, ama onun kurdu�u imparatorluk Dekabristlerin hareketini ezmi� ve da�ıtmı�tı. Bunun bir yansıması olarak "Bakır Atlı"da, övgü ve eleji �iirinin co�ku ve keder ö�eleri bir yapıda uyumlanır. Ve Büyük Petro'nun dü�ünceleriyle zavallı Yevgeni'nin yazgısı aynı �iirsel yapıda yo�rulur. Ancak, 1825 yılında çarlı�ı devirme giri�imi ba�arısızlı�a u�rayan Dekabristlerin idamlarla ve kitlesel sürgünlerle cezalandırıldı�ı Rusya'nın otokratik yönetim ortamında, Pu�kin Rusya gerçekli�ini simgelerle zorluyordu. �air, "Bakır Atlı" öyküsünün sonsözünü ufak bir ada üzerindeki sahneyle sona erdiriyor. Bu, Goloday adasıydı ve idam edilen Dekabristler, söylentiye göre, bu adada gizlice gömülmü�lerdi. Neva ırma�ının ta�kınlarını adaya savurdu�u kulübe imgesiyse, sahibi olan dul kadın ve kızı tipleriyle, Pu�kin'in "Kolomna'daki Ev" öyküsünde i�lenmi�ti ve �air kendisi, Petersburg'un söz konusu Kolomna bölgesinde bir süre ya�amı�tı. Pu�kin, otuzyedi yıllık ya�amı bir düelloda öldürülmesiyle sona erinceye dek, çok sayıda, oylumlu ve yetkince yazdı. Pu�kin'in yaratıcı etkinli�i, çarlı�ın tiranlı�ında sanki durdurulaca�ı sezisiyle ivedi olmu�; söyleyece�i kapsamlı sözü gecikmekten korkarcasına ve ustaca kısa zamana sı�dırmı� programlı bir �iir yaratma süreci gibidir. Tıpkı, az zaman sonra, yine bir düelloda yirmi yedi ya�ındayken öldürülen Lermontov'un; daha sonra, erken Sovyet döneminde otuz ve otuzaltı ya�larındaki ölümleri intihar görünümüne bürünmü� Yesenin ve Mayakovski'nin, yine böyle dar zamanlara sı�an fırtınalı �iir yaratma süreçleri gibi... Azer Yaran BAKIR ATLI Bahçesaray Çe�mesi Bu çe�meye benim gibi nicesinin yolu dü�tü; ama onların kimileri artık yok, öbürleriyse daha uzak erimlere seyahat ediyor. Sadi Giray oturuyordu, bakı�ları dalgın; A�zında tütüyordu kehribar çubu�u; Sıralanıyordu çevresinde müthi� hanın Susan bir seçkin kullar toplulu�u. Her �ey sessizdi sarayın içinde; Hükümdara tapınırcasına herkes

Page 6: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

6

Gazabın ve kederin belirtilerini Okuyordu kararan çehresinde. Ama ma�rur han bunalınca, Tahammülsüz bir el sallayı�ıyla Herkes, iki büklüm, uzakla�ıyor. �a�aasında bir ba�ına ya�ıyor o; Daha özgürce gö�üs geçiriyor, Ciddi alnı daha canlı Yüre�inin galeyanını anlatıyor. Fırtına bulutlarını öyle yansıtır Körfezin kımıltılı camları. Gururlu ruhunu Giray'ın devindiren ne? Sarmı� nasıl bir dü�ünce usunu? Rusya üzerine mi yürüyor sava�la yine, Yoksa Polonya'ya götürüyor kendi yasasını, Kan gütmeyle mi yanıp tutu�uyor, Fitne mi ortaya çıkardı ordu saflarında, Do�u halklarından mı, yoksa sinsi Cenova'nın Dolaplarından mı ürküntü duyuyor? Hayır, cenklerin �anına doydu o, Yavuz kolu yoruldu artık sava�tan; �imdi sava� dü�üncelerinin çok uza�ında. Acaba haremine ihanet mi sızdı Caniyane bir yoldan sokuldu da, Ve bir refah ve tutsaklık kızı Kalbini mi kaptırdı bir g‰vura? Hayır, ürkek e�leri Giray'ın Ne dü�ünme, ne isteme hakkı duymadan, Bezdirici ıssızlıkta serpiliyorlar; Uyanık ve so�uk bir gözetimde Umutsuz bir usancın sinesinde �hanet nedir habersiz onlar. Koruyucu bir zindan gölgesinde Güzellikleri saklı durur: Arabistan çiçekleri de tıpkı böyle Ardında sera camlarının büyür. Onlar için kederli zamanlar, Günler, aylar, yazlar yürüyor Ve izlerini silip ardı sıra Gençli�i de, a�kı da alıp götürüyor. Alı�kınca ilerliyor her bir gün, Ve saatlerin akı�ı bile usul. Tembellik yönetiyor ya�amı haremde; Çok seyrek ı�ıldıyor bir tat duyulu�u. Genç e�ler gün oluyor

Page 7: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

7

Avutmayı dileyip gönüllerini, De�i�tiriyorlar görkemli giysilerini, E�lenceler, söyle�iler düzenliyorlar. Ya da �akırtısında diri suların, Akı�ın saydam huzmeleri üzerinde Serinli�inde gür isfendanların Geziniyorlar hafif sürüleriyle. Aralarında geziniyor bet harem a�ası, Kaçınmak ondan beyhude: Keskin i�itimi, kıskanç bakı�ı Her an herkesin üzerinde Yerle�mi� harem a�asının çabasıyla Sonsuz bir düzen. Yetkesi hanın, Ba�landı�ı biricik yasa; Kutsal ö�üdünü bile Kuran'ın Daha özenle gözetmiyor o. Sevgi istemiyor ruhu; Bir put gibi dayanıyor Alaylara, kine, yüze vuru�a, A�ır �akaların incitmesine, Horgörüye, özüre, ürkek bakı�a, Baygın mırıldanı�a, usul iççeki�e. O tanıyor kadını yaradılı�ından; O güngörmü�, o ne kadar kurnaz �ster zorlandı�ında, ister özgürken: Sevecen bir bakı�, dilsiz gözya�ı sitemi Etkisiz kalıyor ruhu üzerinde; Artık bunlara duymuyor güven. Gün sıca�ının kızdı�ı saatlerde, Savurup hafif saçlarını Yıkanmaya gidince genç esireler Ve dökülünce kaynakların suları Onların büyüleyici güzelli�ine, E�lencelerin ayrılmaz gözeticisi, Burada, görüyor o, umursamaz, Çırılçıplak dilberler kalabalı�ını; O, haremde, gece karanlı�ında ��itilmeyen adımlarıyla dola�ıyor; Basıp halılara usul usul, �taat kapılarına sessiz sokuluyor, Bir yataktan bir yata�a ula�ıyor; Bitimsiz özeni içinde sonsuzca Han e�lerinin gözlüyor gür uykusunu, Gecenin sayıklamasına kulak kabartıyor; Doymazca her �eyi usuna yazıyor, Acısını, uyku mırıltısıyla Yabancı bir ad ça�ıranın Ya da iyicil bir arkada�ıyla �çrek dü�üncelerini payla�anın!

Page 8: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

8

Neylenir keder doluysa Giray'ın usu? Elinde sönmü� çubuk a�ızlı�ı; Ve kımıltısız, soluma cüretinden yoksun, ��aret bekliyor kapı dibinde kızlar a�ası. Hükümdar kalkıyor, dalmı� dü�üncelere; Ardına de�in açılıyor kapılar. Suskun han Yürüyor mahrem dairesine, henüz düne Kadar pek sevdi�i karılarının. Tasasızca hanı bekleyerek, �ıkırdayan fıskiyenin dolayında Kadınlar ipek halılar üzerinde Oturuyorlardı �uh toplulu�uyla Ve bakıyorlardı çocuk mutlulu�uyla, Bir balı�ın mermer diplerde Yalpaladı�ı gibi duru derinliklerde. �çlerinden kimileri mahsus Altın küpelerini dibe dü�ürmü�. Bir yandan çevrede halayıklar Kokulu �erbet da�ıtıyorlardı, Yankılanan tatlı bir �arkıyla Ansızın tüm haremi çınlatıyorlardı: Tatar �arkısı 1 "Ba�ı�lar gökyüzü insano�luna Dönü�ünü gözya�larının ve felaketlerin: Kutludur, gam yüklü nice yıldan sonra Mekke'ye eri�en fakir. (*) 2 Kutludur, Tuna'nın �anlı kıyısını Ecelden ölümüyle onurlandıran; Tutkulu gülümsemesiyle bir cennet kızı, Uçup yoluna do�ru onu kar�ılar. 3 Ama daha kutludur, ah Zarema, O, barı�ı ve dirli�i seven, Bir gül gibi dinginli�inde haremin Nazlayan seni, güzelim, eller üstünde." �arkı söylüyorlar. Ama nerede Zarema, A�kın yıldızı, gururu haremin? Yazık, solgun ve kederli Zarema i�itmiyor artık övgüleri, Borada örselenmi� palmiye gibi, Omzuna e�mi� körpe boynunu;

Page 9: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

9

Hiçbir �ey, hiçbir �ey ona sevinç vermiyor: Artık Zarema'yı sevmiyor Giray. �hanet etti o!.. Kim ama seninle, Gürcü kızı, ölçü�ür güzelli�iyle? Alnının çevresinde zambaksı Beli�ini iki boy dolamı�sın; Gönül avlayan gözlerin Günden duru, geceden siyah; Kimin sesi daha güçle yansıtır Ate�li isteklerin atılı�larını? Kimin tutkulu öpü�leri senin Dikenli buselerinden daha cana i�ler? Seninle dolu yürek nasıl olur da, Ba�ka bir güzelli�in çarpar u�runda? Ama acımasız, ama umursamaz Giray bo�verdi güzelli�ine Ve gecelerin so�uk saatlerini Geçiriyor asık yüzle, yalnız ba�ına, Leh prensesi haremine Kapatıldı�ı zamandan beri. Henüz yenileyin gördü Yabancı gökleri körpe Mariya; Henüz yenileyin çiçe�e duruyordu Sevimli güzelli�iyle anayurdunda. Ak saçlı atası kıvanıyordu Ve tek sevinci sayıyordu onu. Ya�lı adam için bir yasaydı. Kızının toy iradesi. Biricik tasası vardı: Sevgili kızının talihi �lkyaz günü gibi aydınlık dolsun, Anlık kederler de onu sarmasın, Gölgesiyle ruhunu karartmasın, Evlilik döneminde bile olsa, Balkıyan bu ye�ni dü� halinde Gençkızlık günlerini, ça�larını sevincin Ansızın tatlı bir içlenmeyle. Her �eyi büyüleyiciydi; yaradılı�ı dingin Devinimleri uyumlu, diri Ve gözleri derinlik mavisiydi. Do�anın yüce ba�ı�larını Usta yetisiyle donatıyordu; Özel �ölen ak�amlarına Büyüleyici arpıyla hayat katıyordu; Öbek öbek zenginler ve seçkinler Mariya'nın talipleriydiler, Ve u�runda onun sayısız genç Yanıyordu ıstırapla derinlerinde.

Page 10: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

10

Ama dinç ruhunun erinci içinde Mariya henüz a�kı tanımamaktaydı Ve ba�lılıksızca zamanlarını Babasının �atosunda arkada�larıyla Gönlünün e�imlerine adamaktaydı. Ne zamandı? Ve neylenir! Tatar yı�ınları Nehirler gibi Polonya'ya dökülmü�tü: Ekin biçme mevsiminde öyle ürkütücü Bir hızla yayılmaz yangın yalımları. Sava�la peri�an olmu� görünü�ü, Dörtba�ı bayındır ülke öksüzlendi; Yok oldu dirlikli toylar; Mahzunlandı köyler ve korular, Ve görkemli saray ıssızlandı. Sessiz �imdi Mariya'nın kabul odası... So�uk uykularda erenlerin çepeçevre Türbelerde uyudu�u saray kilisesinde Tacıyla ve krallık armasıyla üzerinde Yeni bir mezarın yükseldi ta�ı... Baba toprakta, kızı tutsak, Ilımlı bir ardıl yönetiyor �atoyu Ve yakıp yıkılmı� olan yurdu Onursuzluyor a�ır boyundurukta. Yazık! Bahçesaray'ın duvarları Saklıyor �imdi genç prensesi. Uslu tutsaklı�ında solup sararıp Mariya gözya�ı döküyor ve kederleniyor. Giraysa bahtsız kıza el süremiyor: Hüznü onun, gözya�ları, inleyi�leri Bozuyor kısa uykusunu hanın, Ve prenses için hafifletiyor Hareminin sarsılmaz yasalarını. Han karılarının somurtkan gözeticisi Ne gündüz, ne gece yanına girmiyor; Özenen eliyle Mariya'yı kendisi Uyku yata�ına yerle�tirmiyor; Cüret edemiyor ona çevirmeye Gözlerini dokunaklı bakı�larıyla; Banyosu sırasında prenses Halayıkıyla oluyor yalnız ba�ına; Kendisi bile han tutsak kızın �ncitmekten çekiniyor kederli sessizli�ini; Haremin uzak ayrı bir kısmında Tek ya�amasına izin verilmi�: Ve, yalnızlı�ında kızın sanılır, Bu dünya dı�ına ait biri gizlenmi�. Bir kandil yanıyor orada gece gündüz

Page 11: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

11

Azizeli�e ermi� ki�ili �ine özel; Orada özlemli ruhların avuncu Umut ıssızlı�ın derininde Boynu bükük bir güvenle ya�ıyor Ve hep yüre�ine anımsatıyor Ülkelerin en özdenini, en güzelini; Orada genç kız ya�lar döküyor Kıskanç kumaların uza�ında; Çevredeki herkes gibi o da oysa Çılgınca bir gönence batıyor Kutsal bir varlı�ı özenle saklıyor Bu kö�e, kurtulmu� tansık sonucu. Savrulu�lar kurbanı yürek böylece, Sefih esrimelerin içinde Esirgiyor kutsal bir tutuyu, Koruyor tanrısal bir duyguyu. .......................... .......................... Gece indi; örtündü gölgeyi üstüne Büyüleyici Kırım'ın kırları; Uzakta defnelerin ıssız örtüsünde Ben dinliyorum bütün �arkılarını; Yıldızlar korosu ardında ay do�uyor; Ay bulutsuz göklerden Ovalara, ormana, tepelere Baygın ı�ıltılarını yayıyor. Ak yazmalarına bürülü, Hafif gölgelerce görünüp yiterek, Bahçesaray'ın sokakları üzerinde, Evlerden evlere, biri öbürüne, Ko�uyor sıradan tatar kadınları Payla�maya avare ak�amlarını. Sustu saray, harem uyuyor, Gönençle sarmalanmı�, tasasız, Hiçbir �eye bölünmüyor Gecenin ılımı. Emin gözcü, kızlara�ası Dola�tı gece devriyesini. Uyuyor �imdi; ama gayretli bir tasa Ürkütüyor içinde uyuyan cini. Her saat ihanet beklentisi Huzur vermiyor usuna. Bazen bir hı�ırtı, birinin mırıltısı, Bazen çı�lıklar geliyor sanki kula�ına Aldanıp asılsız bir duyu�la Uyanıyor, kaygıya dü�üyor, Dikkat kesiliyor korkuyla, Her �ey ama çevrede susuyor; Sadece fıskiyeler tatlı �ırıltılarıyla

Page 12: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

12

Mermer bir zindandan fı�kırıyor Ve sevgili gül ile hiç ayrılmayan Bülbüller karanlıkta �arkı söylüyor; Kızlara�ası daha epey ötü�leri duyuyor, Ve uyku onu yeniden ba�rına sarıyor. Nasıl �irin koyu güzellikleri Görkemli Do�u gecelerinin! Nasıl bir tatla akar saatleri Peygambere tutkun olanlar için! Nasıl gönenç bu evlerinde, Büyüleyici renkleriyle bahçelerinde, Ayın güçlü egemenli�i altında Her �eyin sessizlikle ve gizlerle doldu�u Ve kösnül esinlere garkoldu�u Güvenli haremlerin rahatlı�ında! .............................. Bütün e�ler uyuyor. Biri uyumuyor. Solu�unu tutmu�, kalkıyor, Yürüyor; ivecen eliyle Açtı kapıyı; gecenin karanlı�ında. Basıyor hafif adımlarıyla... Kar�ıda yatıyor duyarlı ve ürkek Pineklemesiyle ak saçlı kızlara�ası. Ah, nasıl amansız ondaki yürek: Durgun uykusu aldatıcı! Kadın a�ıyor Kenardan, peri gibi, çekinerek. ............................... Önünde kapı; �a�kınlıkla Kadının titreyen eli Dokunuverdi alı�kın kilide... �çeriye girdi, bakıyor çılgınlıkla... Ve i�lemi� yüre�ine gizli bir ürkü. Kandil ı�ı�ı, kuytuda yanmı�, Rahle, kederle aydınlanmı�, Paklar pakı kızın uslu yüzü Ve haç, kutsal simgesi a�kın. Gürcü güzeli! Ruhunun derinlerini Yurtsal bir �eyler tüm dalgalandırdı, Her �ey sesleriyle unutulmu� günlerin Birdenbire bulanık mırıldandı. Prenses uzanmaktaydı kar�ısında onun, Ve ısısıyla gençlik uykusunun Yanakları daha canlanmı�tı Ve, gözya�larının yansıtıp taze izini, Süzgün bir gülümsemeyle aydınlanmı�tı. Tıpkı öyle aydınlatır ayın ı�ı�ı

Page 13: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

13

Ya�murun a�ırlı�ıyla yorgun çiçe�i. Uçuvermi� bir evladı gökten cennetin, Sanılır bir melek uyukluyordu Ve bitirici gözya�ları döküyordu Haremin onulmaz esiresi için... Ah, Zarema, senin nedir derdin? Gö�sü daraldı kederle, Dizlerinin çözülüyor ba�ları Ve diliyor: "Üzerime çilelendin, Geri çevirme benim yalvarı�larımı!.." Sözleri, devinimi, yakını�ı onun Bozdu genç kızın usul uykusunu. Prenses ürpertiyle kar�ısında Yabancı kadını gördü; Titreyen elleriyle, deh�et içinde, �tti kadını ve do�ruldu: "Kimsin?.. Bir ba�ına, gece,- Niçin buradasın?" - "Sana geldim, Beni kurtar, yazgımda benim �imdi son umudun sırası çattı... Nice zaman mutlulu�u tattım, Her günüm öncekinden kutluydu... Ama döndü gölgesi bahtın; �imdi mahvoluyorum. Dinle, n'olur. Ben, burada de�il, uzaklarda do�dum, Çok uzaklarda... ama eski günlerin Ya�antılarını bu zamana de�in Belle�imin derinlerinde korudum. Gö�e yaslanan da�lar anımsıyorum, Da�lar içinde co�kun çaylar anımsıyorum, Geçit vermez me�e ormanları, Ba�ka yasalar, ba�ka inançlar; Ama neden, hangi yazgı buldu beni, Terkettim öz ülkemi, Bilmiyorum, anımsadı�ım sadece bir deniz Ve yüksekte, üstünde yelkenlerin Bir adam... Tanımadım hiç Acıyı ve korkuyu buna de�in; Ben tasasızca ve dingin Haremin gölgeli�inde çiçeklerimi açtım Ve uysal gönlümle hep umdum �lk denemelerini a�kın. Gerçek oldu gizli umudum Sonunda. Giray barı�çıl gönenç u�runa Kanlı sava�lardan vazgeçti Son verdi korkunç akınlarına Ve yeniden haremini gördü gözleri. Co�kulu umutlarla hanın huzurunda

Page 14: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

14

Dizildik. Aydınlık bakı�ları gezindi Ve üzerimde benim suskunca durdu, Han ça�ırdı beni... Ve o zamandan beri Onunla bitimsiz bir esrimede Mutlulu�u soluduk; bir kez olsun Ne bir iftira, bir ku�ku ne de, Ne kötücül kıskançlıkta çile, Ne bir keder bozdu mutlulu�umuzu. Mariya! Sen hanın önüne vardın... Ne çare, o zamandan beri ruhu Canice bir dü�ünceyle karardı! Artık Giray ihanet soluyup Benim dinlemiyor serzeni�lerimi, Yüre�imin inleyi�i usanç verdi ona; Ne o eski duyguları, ne o söyle�ileri Artık benimle bulmuyor Giray. Bu suçta yok senin bir payın; Biliyorum: de�il senin kabahatin... Dinle öyleyse: Ben çok güzelim; Bütün haremin içinde sen yalnızca Benim için henüz tehlike olabilirsin; Ama ben tutku için geldim dünyaya, Ama sen benim gibi sevemezsin; So�uk güzelli�inle neden peki Zayıf yüre�ini örselemektesin? Giray'ı bana bırak; o benim; Tenimde yanıyor daha öpü�leri, O yaman antlar vermi�ti bana, Çoktan tüm isteklerini, dü�üncelerini Benimkilerle bütünlemi�ti Giray; Beni öldürür onun ihaneti... A�lıyorum, görüyorsun, �imdi Önünde senin diz çöküyorum, Yalvarırım, hakkım yok seni suçlamaya, Ba�ı�la bana sevinci ve huzuru, Ba�ı�la bana eski Giray'ı... Hiçbir itirazda bulunmak yok; O benim! Kama�tı seninle sa�görüsü. Horgörü, yalvarı�, üzgü, Neyle istersen, onu kendinden so�ut; Ant ver... (Kuran ehlinden olsam da Ben hanın cariyeleri arasında, Unuttum inancını eski günlerimin; Ama inancı benim annemin Aynıydı seninkiyle) ant ver inancın üzerine, Ant ver, Zarema'yı Giray'a döndürece�ine... Ama dinle: E�er edersen mecbur, Hançer kullanmayı iyi beceririm,

Page 15: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

15

Ben Kafkasya topra�ında do�dum." Dedi, ve yok oldu ansızın. Pe�i sıra �zlemeye kalkı�amazdı prenses. Günahsız kız için anla�ılmaz bu Istıraplı tutkuların dili, Ama sesi tutkuların duyuluyor puslu; Bu ses yabansı, bu ses ürküntülü. Hangi gözya�ları, hangi yakarılar Prensesi kurtarabilir bu yüzkarasından? Acaba neydi bekleyen onu? Acı gençlik ça�ının tortusunu ��renç gözdelikle mi geçirecek yoksa? Oh, yüce Tanrı! Ke�ke Giray Bu bahtsızı içerlek kuytusunda Unutsaydı sonsuza de�in Yahut çabucak gelen sonla Duruverse mutsuz günleri,- Ah, nasıl sevinçle giderdi Mariya Kederli dünyayı geride koyup! Ya�amın de�erli anları Geçti çoktan, çoktan o anlar yok! Bu dünyanın neylesin ıssız çölünde? Artık vakittir, Mariya bekleniyor Ve göklere, evrenin sinesine do�ru, Öz bir gülümseme ona sesleniyor. ............................... Günler aktı; yok artık Mariya. Bir anda öksüz huzura ula�tı. Çoktan diledi�i o dünyayı Yeni bir melek gibi aydınlattı. Ama onu neydi götüren topra�a? Kederi mi onulmaz tutsaklı�ın, Hastalık mı, ba�ka bir �er mi yoksa?.. Kimbilir, tatlı Mariya yok artık. Ve artık ıssızlandı somurtkan saray!.. Giray sarayını yine bo�ladı; Yabancı bir sınıra Tatar yı�ınlarıyla Yine hırçın akınına ba�ladı. Yeniden, sava� boralarında Savruluyor kararmı�, kana susamı�: Ama hanın yüre�inde ba�ka duyguların Gizleniyor sevinçsiz yalımı. Sık sık ölüm kalım vuru�malarında Kılıcını kaldırıyor, ve gerili kalmı� Ansızın kımıltısız duruyor, Çılgınlıkla çevresine bakınıyor,

Page 16: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

16

Sararıyor, sanki korkudan donmu�, Bir �eyler mırıldanıyor, ve zaman oluyor Irmaklarca içi kan a�lıyor. Unutulmu�, terkedilmi� a�a�samaya, Harem artık görmüyor hanın çehresini; Orada, yazgılanmı�lar acıya, Göz hapsinde donuk bir i�di�in Ya�lanıyor kadınlar. Ve içlerinde Gürcü güzeli yok çoktan: O Haremin dilsiz bekçilerince Sarkıtıldı suların burgacına. Prensesin can verdi�i gece, Sona erdi Zarema'nın da çekti�i acı. Suçu nice a�ır olsa bile, Deh�et vericiydi u�radı�ı ceza! Sava� ate�iyle yakıp yıktı Kafkasya'ya yakın diyarları Ve dirlikli kasabalarını Rusya'nın, Han döndü Kırım topra�ına Ve anısına bahtsız Mariya'nın Mermerden bir çe�me yaptırdı, Sarayın kö�esinde yalnız ba�ına. Haç ile çatılmı� üzerinde Müslümanların hilali (Ku�kusuz, atılgan bir simge, Acıklı kusuru bilisizli�in). Bir yazıt: Yılların kemirmesiyle Henüz silinmemi� yazısı. Yazıtın yabancı hatları ötesinde Mermerde �ırıldıyor su. Ve so�uk gözya�larının çisesiyle Damlıyor asla susmaksızın. Böyle a�lar yas günlerinde Bir ana sava�ta dü�en o�lu için. Genç kızları bu ülkenin Eskinin söylencesini ö�rendiler, Ve kederli anıtına o devrin Gözya�ı çe�mesi dediler. Terkedip neden sonra kuzeyi, Uzun zamanlı�ına unutup zevki sefayı, Gün geldi, dola�tım ben bakımsız Uyuklayan duran Bahçesaray'ı. Issız geçitlerin ortasında Gezdim halkların afeti ta�kın Tatarın Co�kun �ölenler �ölenledi�i

Page 17: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

17

Ve akınlarının deh�etinden sonra Muhte�em tembelli�inde yüzdü�ü yeri. Gönenç soluk alıyor henüz h‰l‰ Bombo� odalarında ve bahçelerinde; Suları oyna�ıyor, allanıyor gülleri, Ve asmaların kıvrılıyor örgüleri Ve altın ı�ıldıyor duvarlar üzerinde. Gördüm harap kafeslerini, Ki ardında ya�amın ilkbaharında, Devredip kehribar tespihlerini Kadınlar iç çekerlerdi ferahlıkla. Ve gördüm mezarını hanın, Son konutunu hükümdarların. Mermer sarıktan taç giymi� Sin üstü ta�ları onun, Duru bir söylentiyle seslendirmi�, Sandım, yazgısının tutsusunu. Harem nerede? Nereye yitmi� hanlar? Çevre ıssız, her �ey keder vermekte, Her �ey ba�kala�mı�.. ama bunlarla De�ildi yüklü o zamanlar yürek: Fıskiyelerin �ırıltısı, güllerin soluyu�u �stemeden e�imlenmi� unutulmaya, Ve istemeden teslim oldu us Sözle anlatılmaz bir heyecana, Uçan gölge halinde saray boyunca Beliriyor yitiyordu kar�ımda bir kız! ............................... Kimin, ah dostlar, gördüm gölgesini? Deyin: Kimin nazlı tasviri O zaman ısrarla izledi beni, Kar�ı konulmaz, kaçınılmaz? Mariya'nın berrak ruhu mu Do�du bana, Zarema mı yoksa Kıskanç soluyup savruluyordu Issızlanmı� harem boyunca? Böyle tatlı bir ba�ka bakı� Ve dünyasal güzellik daha anımsıyorum, Hep ona uçuyor benim gönlümün usu, Bu sürgünlü�ümde ona özlem doluyum... Çılgın! Yeter! Dinsin çırpını�ın, De�me külünü beyhude özlemlerin, Mutsuz a�kın ba�kaldıran dü�lerine Ödendi artık senin haracın - Yorgun tutsak, diril, Ne kaldı zincirlerinle vedala�mana Ve dünya üstünde gururlu lirinle

Page 18: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

18

Kendi çılgınlı�ını �arkılamana? Esin tanrıçasına, barı�a tapınan Ben unutup ünü ve sevdayı, Oy, Salgir'in (*) sevinçli kıyıları! Yeniden görürüm sizi yakında. Gelirim içrek anılarla donanmı�, Yalı boyu da�larının e�imine,- Ve mutlandırır benim tutkulu bakı�ımı Kırım denizinin dalgaları yine Büyüleyici ülke! �öleni gözlerin! Can dolu her �ey orada: Tepeler, ormanlar, Kehribarı ve yakutu asma üzümlerin, Koyakların sarmalayan alımlılı�ı Ve akarsuyla kavakların serinli�i... Gezginin duyu�unu ça�ırır her �ey, Dingin sabahın sessizli�inde, Da�ların arasında, yalı yolu üstünde Alı�kınca atı ko�arken, Ye�ile dönen özsu capcanlı Kar�ısında ı�ıldar ve �ırıldarken Sarmı� Ayı-Da�ı'nın (**) yalçınlarını. 1821-1823 Çingeneler Çingeneler gürültülü yı�ınlarıyla Besarabya kırlarında göç ediyorlar. Bugün bir su yamacında obalarıyla Onlar harap çergelerde geceliyorlar. Özgürlük gibi, konakları sevinç dolu Ve barı�çıl uykuları gökler altında; Yarım asılı kilimlerle örtülü Arabaların tekerleri arasında Yanıyor ate�. Bir aile oca�ın yanında Ak�am a�ını pi�iriyor. Yüzünde çayırın Otlanıyor atlar. Çergenin ardında Açıkta yatıyor evcil bir ayı. Her �ey dipdiri ba�rında bozkırın: Sabahleyin kısa yolculu�una hazır Çingene yuvalarının barı�çıl tasası, Kadınların �arkıları, çocuk ba�ırı�ları, Ve yürüyü� örsünün çınıltısı. Ama sonra üzerine göçebe kampının �niyor uykulu bir sessizlik,

Page 19: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

19

Sadece duyuluyor ıssızlı�ında kırların Köpek havlaması ve at ki�nemesi. Her yanda alazlar sönmü�, Her �ey dingin, ay parıldıyor Bir ba�ına yücelerinden gökyüzünün Ve sessiz obayı aydınlatıyor. Ya�lı bir adam çergesinde uyumuyor; Son ısısıyla ate�in ılınmı�, Kar�ısında korların oturuyor o, Ve gecenin bu�usuyla puslanmı� Bozkırın derinlerine do�ru bakıyor. Ya�lı adamın körpe kızı Issız kırlarda gezintiye çıkmı�, Kız gönlünce çapkınlı�a alı�mı�, Döner, ama artık gece, Ve artık ay terkeder birazdan Uzak göklerin bulutlarını, - Zemfira h‰l‰ yok; ve so�uyor bir yandan Yavan yeme�i ihtiyarın. Ve i�te geliyor. Kırda pe�inden Yeti�meye çalı�ıyor bir delikanlı; Genç adam tanıdık görünmüyor çingeneye. "Babacık," - diyor, açıklıyor genç kız, - "Konuk getiriyorum; onu tepenin Ötesinde tenhada buldum Ve bu gece obamıza ça�ırdım. Çingene olmayı diliyor bizim gibi; Ardından yasalar kovalıyormu�, Ama arkada� olaca�ım ona ben, Adı Aleko, nereye olursa olsun Yanımda yürümeye amade." Ya�lı Adam Memnun oldum. Sabaha dek bizim Gölgeli�i altında kal çergemizin Yahut bulun bizde daha uzun zaman, Nasıl dilersen. Ben hazırım Bölü�meye ekme�imizi ve barına�ımızı. Bizim ol - alı� bizim yazgımıza, Gezgin yoksullu�umuza ve özgürlü�ümüze - Aynı arabada yola çıkarız Yarın sabahleyin �afak sökerken; �stedi�in zanaatı eyle: �ster demir döv ya da �arkı söyle Ve ayı ile köyleri dola� istersen.

Page 20: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

20

Aleko Kalıyorum. Zemfira Benim olacak o: Benden onu kim koparabilir? Ama gece oldu... Yeni ay A�dı; karanlı�ı örtündü kırlar, Ve uyku bürüyor �imdi gözlerimi... I�ıdı. Geziniyor ya�lı adam Sessiz çergenin dolayında usul. "Kalk, Zemfira: Güne� do�mada, Uyan, konu�um! vakit oldu!.. Bırakın keyif uykusunu çocuklar!.." Ve gürültüsü halkın çevreyi sardı; Çergeler toplandı; arabalar Yolculu�a ba�lamaya hazır. Her �ey birlikte kımıldadı - i�te deviniyor Kalabalık yalpalayıp ovanın düzünde. Merkepler asma selelerle üstünde Oynayan çocuklar götürüyor; Kocalar ve karde�ler, kızlar ve karılar, Ya�lısı ve genci iz ize yürüyor; Çı�lık, patırtı, Çingene nakaratları, Ayının homurtusu, onu ba�ladıkları Zincirlerin dayanılmaz �akırtısı, Pılıpırtıların parıldayan alacalı�ı, Ya�lıların ve çocukların çıplaklı�ı, Gayda ça�ıltısı, teker gıcırtısı, Köpeklerin havlayı�ı ve uluyu�u, Her �ey kıt, yabanıl, her �ey ahenksiz, Ama her �ey öyle dirice keyifsiz, Bizim ölgün gönençlerimizden öyle yoksun Ve bu amaçsız ya�ama öyle yabancı ki, Tıpkı kölelerin biteviye ezgileri gibi! ............................... Delikanlı umutsuzca seyrediyordu Ovada terkedilen yerleri Ve kaderinin gizli nedenlerini Yorumlamaya cesaret edemiyordu. Siyah gözlü Zemfira onun yanı sıra, �imdi o, dünyanın özgür bir ya�ayanı, Ve ne�e içinde ba� ucunda güne� I�ıldıyor görkemiyle gün ortasının; Ya nedir delikanlının yüre�ini sarsan? Nasıl bir tasayla bitkin dü�mü�?

Page 21: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

21

Tanrı'nın küçük ku�u bilmiyor Ne emek, ne bir tasa; Çırpını�lar içinde kurmuyor o Uzun ömürlü bir yuva; Uzun gecelerde dalga uyuyor; Kırmızı güne� yükseliyor, Ku� Tanrı sesine kulak veriyor, Co�uyor ve �arkı söylüyor. Do�anın güzel ça�ı baharın pe�inden Yürüyüp geçiyor yakıcı yaz - Ve ıslak günleri sisler içinde Getiriyor geç kalan güz: Sıkıntı insanlara, insanlara tasa; Küçük ku� ötesinde mavi denizin Uzak ülkelere, sıcak diyarlara Uçuyor yeniden bahara de�in. Tasasız ku�ca�ıza benzeyen O, göçebe sürgün de, Güvenilir bir yuva tanımamı�tı Ve hiçbir �eye ba�lanmamı�tı Her yerden bir yolu geçerdi, Her konakta bir gölgelik örter üstünü; Sabahları uyanırken, gününü Tanrı iradesine teslim ederdi Ve ya�amın kendine özgü derdi Çalkayamıyordu yüre�inin ölgünlü�ünü. Kimi zaman büyülü �anın Uzak yıldızı onu çelerdi; Birdenbire gönlüne bazen Do�uyordu refah ve e�lenceler; Kimsesiz ba�ının ufkunda Çok zaman gök gürledi�i oluyordu; Ama o, kaygısızca boralarda Ya da yıldızlar altında uyuyordu. Ve ya�ıyordu, dinlemeden buyruklarını Hileci ve kör yazgının; Ama Tanrım! Nasıl da tutkular oynadı Yumu�ak ba�lı ruhuyla onun! Nasıl bir dalgayla kaynıyordu Onun acılarla bitkin gö�sü! Çoktan mı, ne kadar yatı�mı� durur? Ta�arlar ama onlar: Görürsünüz! ............................... Zemfira Anlat, canca�ızım, bana: Acınmıyor musun Sonsuzca vazgeçti�in her �ey u�runa?

Page 22: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

22

Aleko Nedir, vazgeçti�im sonsuzca? Zemfira Yani, anlıyorsun: Kentler, insanları atayurdunun. Aleko Acınmak niye? Sen hiç bildin mi, Gün oldu sen hiç dü�ledin mi Bunaltıcı kentlerin boyunduru�unu! Orada surların yı�ını içinde insanlar, Sabahın tazeli�ini soluyamıyorlar, Duyamıyorlar çimenlerin bahar kokusunu, Dü�ünceyi kovalıyor, utanç duyuyorlar sevgiden, Alıp satıyorlar kendi özgürlüklerini, Putların boyun büküyorlar önünde Ve para diliyorlar zincirlerle bir. Nedir vazgeçti�im? Heyecanı aldatı�ların, Pe�in kanıların kör yargısı, Kovalayı�ı çıldırmı� yı�ınların Ya da muhte�em bir yüzkarası. Zemfira Ama orada saraylar nasıl görkemli, Orada rengarenk halılar, Orada oyunlar, ı�ıltılı �ölenler var, Kızların giyimi orada ne kadar zengin!.. Aleko I�ıltılı e�lenceleri uzak dursun! Sevgi olmayan yerde, olmaz ne�e de. Kızlarsa... Sen onlardan çok daha ho�sun Gösteri�li giysilerden yoksun, �nciler, gerdanlıklar yokken gö�sünde! De�i�me sen, benim canım, sevecenim! Bense... Ya�amda a�kı ve özgürlü�ü Seninle payla�mak biricik dile�im. Payla�mak bu gönüllü sürgünlü�ü! Ya�lı Adam Bizi seviyorsun, yeti�tinse de Varlıklı bir halkın arasında. Özgürlük her zaman tatlı gelmez ama Bitip büyüyenlere gönenç içinde.

Page 23: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

23

Bizde bir söylence var: Çar bir zamanlar sürgün etmi�ti Aramıza güneyli bir ihtiyarı. (Eskiden biliyordum, unuttum �imdi Onun bilmecemsi tuhaf lakabını.) Geçkin ya�larında bulunuyordu artık, Ama iyicil ruhuyla genç ve diriydi - Harikulade �arkı yetene�i vardı, Suların ça�ıltısına sesi benzerdi - Ve herkes pek sevmi�ti onu, Ya�ıyordu Tuna'nın kıyılarında, Kimselerin incitmeden gönlünü, �nsanları büyüleyerek �arkılarıyla; Dupduruydu niyetlerinden yana, Çocuklar gibi zayıf ve sıkılgandı; Yedi kat yabancı insanlar ona Av avlıyor ve balık tutuyorlardı; Buzlandı�ı zaman co�kun nehir Ve savruldu�u zaman kı� kasırgaları, Yumu�ak postlarla bedenini Kaplıyorlardı kutsal ihtiyarın; Ama ya�amda üzünçlerine yoksunlu�un Alı�mayı ba�aramıyordu hiçbir zaman; Yurtsuzlanmı�tı, kupkuru ve solgun, Diyordu ki, tanrısal gazap Onun cezalandırmı� i�ledi�i suçu... Bekliyordu yeti�mesini bir kurtulu�un. Ve kutsuz, daima özlem çekiyordu, Dola�ırken Tuna'nın kıyılarında, Acı acı gözya�ları döküyordu, Uzaklardaki kentini anımsamayla, Ve tutsu söyledi, ölümünden sonra Güneye götürsünler diye Yurt özlemi çeken kemiklerini, O yabancı topra�ın ölümle de Huzura ermeyen konuklarını! Aleko ��te bu, yazgısı senin o�ullarının, Ey Roma, ey çınlayan küre!... (*) Sevginin �arkıcısı, �arkıcısı tanrıların, Söyle sen bana, nedir �an? Sin u�ultusu, övgü sadası mı, �sli bir gölgeli�in altında yoksa Yabanıl bir Çingenenin anlatısı mı? ............................... �ki yaz geçti. Öyle dola�ıyorlar Yine Çingeneler barı�çıl toplulu�uyla;

Page 24: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

24

Dirlikle ve konukseverlikle kar�ıla�ıyorlar. Onlar eskisi gibi yine her yanda. �tmi� buka�ılarını aydınlanmanın, Aleko özgür tıpkı onlar gibi; Kaygısızca ve hayıflanmasız Yürütüyor göçebe günlerini. Hep aynı Aleko o ve aynı aile; Geçmi� yıllarını anmaksızın bile, Benimsedi Çingene törelerini. Seviyor gölgeli�ini konaklarının, Ve sonsuz avarelik tutkularını, Ve yoksul, çınıltılı dillerini. Öz ma�arasından kaçkın bir ayı Tüylü konu�u onun çergesinde, Kasabalarda, kırsal yol boyu Bir Moldava avlusunun önünde Temkinli bir kalabalı�ın kar�ısında Hem külfetle dansediyor, hem bö�ürüyor, Hem de usanç veren zincirini kemiriyor; Ya�lı adam dayanıp yolculuk sopasına Tembel tembel tef çalıyor, Aleko bir �arkıyla ayıyı ta�ıyor, Zemfira halk arasında dola�ıyor Ve onların gönülden haracını alıyor. Gece indi�i zaman hep üçü bir Pi�iriyorlar derilmemi� darılarını; �htiyar uyuyunca - yolunda her �ey... Çergenin altı sessiz ve karanlık. ............................... Bahar güne�inin altında ihtiyar Isıtıyor so�umaya duran kanını; Salıncakta bir a�kı �arkılıyor kızı. Aleko dinliyor ve rengi sararıyor. Zemfira Ya�lı koca, hırçın koca �ster kes, yak ister, Sapmam; korkmuyorum Ne bıçaktan, ne ate�ten. Nefret ediyorum senden, Çekinmiyorum senden: Ben ba�kasını seviyorum, Ölüyorum onun sevgisinden. Aleko Sus. Usandım �arkıdan, Yabanıl �arkıları sevmiyorum.

Page 25: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

25

Zemfira Sevmiyorsun? Bana ne bundan! Ben �arkımı kendim için söylüyorum. �ster kes, yak ister; Hiçbir �ey söylemem; Ya�lı koca, hırçın koca, Onu bilemezsin sen. Bahardan diri o, Yaz gününden ate�li; Nasıl genç ve cesur! Nasıl seviyor beni! Onu nasıl sardım Issızlı�ında gecenin! Nasıl güldük o zaman Ak saçlarına senin! Aleko Sus, Zemfira! Usandım iyice... Zemfira Öyleyse, �arkımı anladın mı? Aleko Zemfira! Zemfira Özgürsün kızmakta istedi�ince, Sana dair söylüyorum ben �arkımı. Uzakla�ıyor ve �arkı söylüyor: Ya�lı koca vb. Ya�lı Adam Evet, anımsıyorum, anımsıyorum, bu �arkı Yakılmı�tı ta bizim ça�larımızda. Bu dünyanın ne�esinde nicedir artık Böyle söylene gelmede insanlar arasında. Kagul (*) bozkırlarında göçtü�ümüz sıra, Kı� gecelerinde bazen olurdu, Kızını sallarken ate�in kar�ısında Benim Mariula söylerdi bunu.

Page 26: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

26

Usumda benim geçmi� yıllar Saatten saate daha belirsizlenmede; Ama bu �arkı i�lemi� bir yarayla Belle�imde benim en derinlere. ............................... Her �ey sessiz; gece. Ay ı�ı�ıyla süslü Güneyin açık-mavi ufukları. Zemfira uyandırdı ihtiyarı: "Ah, babam! Aleko bu gece ürkütücü. Dinle, arasında a�ır uykusunun �nleyi�lerini ve hıçkırıklarını onun." Ya�lı Adam Dokunma. Koru suskunlu�unu. Bir Rus söylencesi duymu�tum: �imdi, bu yarı gece zamanında Uykuda daraltırmı� insanın solu�unu Ev perileri; tan a�armadan önce Giderlermi�. Sen otur benim yanımda. Zemfira Baba! Zemfira! diye mırıldanıyor. Ya�lı Adam Gönlünde onun dünyalara de�ersin sen; O, uykusunda bile seni arıyor. Zemfira Geçti, so�udum sevgisinden, Sıkıldım; yüre�im özgürlük diliyor - Artık ben... Ama sus! Duyuyor musun sesini? Ba�ka bir adı ünlüyor... Ya�lı Adam Kimin adını? Zemfira Duyuyor musun? Kısık inleyi�ini Ve di� gıcırtısını kızgın!.. Bu fena!.. Onu uyandıraca�ım... Ya�lı Adam

Page 27: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

27

Bo�una, Gece perisini kovma - O kendisi gider... Zemfira Yatakta döndü, Do�ruldu, sesleniyor bana... Uyandı - Ona gidiyorum - ho�çakal, uyu. Aleko Neredeydin? Zemfira Babamla oturdum. Seni bir peri bunaltıyordu; Dü�ünde acılar yakıyordu Ruhunu; beni korkuttun: Di�lerini gıcırdatıyordun uykuda Ve beni ça�ırıyordun. Aleko Sen, dü�üme girdin, Gördüm, aramızda bizim güya... Ürkünç dü�ler gördüm! Zemfira �nanma aldatıcı dü� görmelere. Aleko Ah, inanmıyorum gerçekli�ine hiçbir �eyin: Ne dü�lere, ne tatlı ant vermelere, Hatta inanmıyorum yüre�ine senin. ............................... Ya�lı Adam Niçin sen, genç divane, Niçin ah ediyorsun her an? Burada insanlar özgür, gökyüzü aydın, Ve kadınlar ün salmı� güzelli�iyle, A�lama: Keder bitirir seni. Aleko Baba, o artık sevmiyor beni.

Page 28: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

28

Ya�lı Adam Tasa etme, dostum; o daha bebek. De�il bu kederin senin usa uygun: Sen ıstıraplı ve çetin seviyorsun, Kadın yüre�iyse - e�lenerek. Bak: Uzak gök kemerinin engininde Özgür ba�ına dolanıyor ay; Bütün do�aya yolu üzerinde E�itçe pırıltısını döküyor o. Her bulutu gözlüyor özenle, Her birine gür aydınlık veriyor - ��te bak, - geçti bir di�erine; Onu da ama az süre ziyaret ediyor. Kim gökte aya sınır gösterebilir, Ona diyebilir dur, orası yerin! Taze kızın gönlüne kim söyleyebilir, Yalnızca birini sev, ba�kala�ma sen? Tasa etme. Aleko Nasıl da seviyordu. Nasıl, bana sevecen hayranlı�ıyla, Kırların dingin ıssızlı�ında Gece saatlerini geçiriyordu! Çocuksu sevincine bürülü, Candan cıvıltılı sesiyle Ya da estiren öpü�üyle Nasıl da benim gam yükümü Bir anda da�ıtmaya yetiyordu!.. Ve neylenir? Zemfira sevgiden döndü! Benim Zemfiram artık so�udu!.. Ya�lı Adam Dinle: Ya�adı�ım bir olayı diyeyim, Ben öz öykümü sana nakledeyim. Çok, çok zaman önce, Tuna kıyısını Tehdit etmemi�ken henüz tecim - (Nasıl tazeleniyor, görüyorsun, Aleko, yine benim eski acım.) Bizler padi�ahtan korkardık o zamanlar; Ve Bucak'ı (*) bir pa�a yönetiyordu Yüksek kulelerden Akkerman'da. (**) O yıllar pek gençtim; ruhum Co�kuyla kaynıyordu o devirde; Ve o sıralar henüz saçlarımda Ak yoktu bir tel bile, - Güzel genç kızların arasında Biri vardı... Nice zaman seyrettim,

Page 29: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

29

Güne�le bakı�tı�ımız gibi hayranlıkla, Ve sonunda onu benim addettim... Ah, gençli�im benim, nasıl hızla Balkıdı bir dü�lemde akan yıldızca! Tükendiniz ama siz, a�kın ça�ları, Daha da çabuk: bir yıl sevdi beni yalnızca, Yalnızca bir yıl boyu sevdi Mariula. Bir ara Kagul suları yöresinde Yabancı bir obaya raslamı�tık; Çözmü�lerdi o Çingeneler çergelerini Bir da� ete�inde yanında bizimkilerin, �ki gece birlikte konaklamı�tık. Kalkıp gittiler bunlar üçüncü gece, - Ve, küçücük kızını koyup geride, Gitti, takılıp pe�lerine benim Mariula. Ben tatlı uyuyordum; tan aydınlı�ıyla Uyandım, baktım kadınım yok: Ararım, seslenirim, imi bile kayıp. Özleyip a�lıyordu Zemfira, A�ladım ben de, o zamandan beri Dünyanın so�umu�um bütün kızlarına; Asla aralarında benim gözlerim Seçmedi kendime bir ya�am yolda�ı, Ve yalnız ve bo� yıllarımı Artık kimselerle payla�madım. Aleko Peki, nasıl oldu sen ko�madın �zinden hemen o uygunsuzun Ve hem o ya�macıların, hem o soysuzun Yüre�ine hançeri saplamadın? Ya�lı Adam Ne diye? Gençlik ku�lardan daha özgür; Zaptetmek a�kı kimin elinde? Sevinç sırasıyla herkese devrolur; Olmu� bulunan, artık olmaz yeniden. Aleko De�ilim ben öyle. Hayır, sava�madan Ba�ı�lamam kimseye kendi haklarımı! Bari öcümle olsun tat alırım. Yo, hayır! Uyurken dü�man Onu bulsam uçurumu ba�ında denizin, Yemin olsun, burada o iblisin Bedenine tekmem aman tanımazdı;

Page 30: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

30

Denizin dalgalarına, ürkü duymaksızın, O savunmasızı itiverirdim; Ve ansızın uyanı�ının korkusunu Öfkeli bir kahkahayla perçinlerdim, Ve uzun süre dü�ü� u�ultusu Bana tat ve gülme verirdi. ............................... Genç Çingene Bir daha... Bir öpü� daha... Zemfira Vakittir. Kocam kıskanç ve huysuz. Çingene Bir.. veda için.. ama doyasıya! Zemfira Ho�çakal, gelmeden o henüz. Çingene Söyle, ne zaman yeniden bulu�aca�ız? Zemfira Ay battı�ı zaman, bu gece, Tepenin ardında, üzerinde sinli�in... Çingene Atlatıyor! Gelmeyecek! Zemfira ��te o! Kaç!... Gelece�im, sevgilim. ............................... Aleko uyuyor. Bulanık Bir görüntü usunda kıpırdıyor; Bir çı�lıkla karanlıkta uyanıp Kıskançlıkla kolunu uzatıyor; Ama ürperen kolu onun Dolanıyor so�uk örtülerde - Kadını uzaklarda Aleko'nun... Sarsıntıyla do�ruldu ve kulak veriyor... Her �ey sessiz - içini ürkü sarıyor, Bedeninde ate�ler ve buzlar ko�uyor;

Page 31: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

31

Kalkıyor, çergeden çıkıyor dı�arı, Korkunç o, dola�ıyor çevresini arabaların; Her �ey durgun; kırlar susuyor; Karanlık; ay sislerin ötesine a�mı�, Belli belirsiz çıtlıyor oyuncu ı�ı�ı yıldızların, Belli belirsiz çiyde seçilen ayak izleri �lerdeki tepelerin ardına uzanmı�: Sabırsızlık içinde ivedi yürüyor o, U�ursuz izin çekti�i yere do�ru. Yolun sonunda, arkada, A�arıyor belli belirsiz önünde sin... Oraya do�ru dermansızlanan ayakları Sürünüyor, bir önseziyle bitkin, Dizleri titriyor, titriyor dudakları, Yürüyor.. ve birden.. dü� mü bu yoksa? Birdenbire görüyor yakında iki karaltıyı Ve fısıltıları duyuyor tam yanıba�ında - Üzerinde kirletilen sinli�in. 1. ses Yeter... 2. ses Kal biraz... 1. ses Yeter, sevgilim. 2. ses Hayır, hayır, kal, sabah edelim. 1. ses Geç oldu. 2. ses Ne kadar ürkekçe seviyorsun. Bir dakika! 1. ses Sen mahvedersin beni. 2. ses Bir dakika!

Page 32: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

32

1. ses Ya benim yoklu�umda Uyanırsa kocam?.. Aleko Uyandım ben. Nereye! Öteye adım atmayın siz ikiniz; Siz mezarın üstünde de rahat edersiniz. Zemfira Canım, sen kaç, kaç... Aleko Yerinde kal! Nereye, güzel delikanlı? Yıkıl! Hançeri ona saplıyor. Zemfira Aleko! Çingene Ölüyorum... Zemfira Aleko, öldüreceksin onu! Bak: Bütün bulandın kana! Oy, ne yaptın sen? Aleko Hiçbir �ey. �imdi solu a�kıyla onun. Zemfira Hayır, tamam, korkmuyorum senden! Tehditlerine senin aldırmıyorum, Öldürmene senin lanet olsun... Aleko

Page 33: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

33

Peki, öl sen de! Onu da hançerliyor. Zemfira Ölürüm sevgisinden... ............................... Do�u, tan kızıllı�ıyla aydınlanmı�, I�ıldıyordu. Aleko tümse�in ötesinde, Elinde hançeriyle, kana bulanmı�, Sin ta�ının duruyordu üzerinde. Önünde ölü bedenler uzanıyordu; Katilin müthi�ti çehresi. Korkmu� Çingeneler toplanıyordu Çevresinde ürkülü kalabalı�ıyla. Yanda bir mezar kazıyorlardı. Yas dizisiyle yürüyordu kadınlar Ve ölülerin gözlerini öpüyorlardı. Ya�lı baba oturuyordu tek ba�ına Ve bakıyordu ölmü� olan kızına Dilsiz bir kederin durgunlu�uyla. Kaldırdılar cesetleri, ta�ıdılar Ve genç çifti yerin So�uk sinesine yatırdılar. Aleko uzakta seyrediyordu Her �eyi... Ve örttü�ünde ölülerin Üzerini son avuç toprak O, suskun, usulca e�ildi Ve kayadan otlara devrildi. O zaman ya�lı adam yakla�ıp, dedi: "Terket bizleri sen, ma�rur ki�i! Bizler ilkeliz, yok yasalarımız, Biz insanı parçalamıyoruz, biz asmıyoruz - Bize yok gere�i kanın ve ıstırabın - Ama bir caniyle ya�amak istemiyoruz... Sen ilkel baht için do�mamı�sın, Sen kendine özgürlük diliyorsun yalnız; Bize deh�et verir dü�ünü�ün senin: Biz korka�ız ve iyi ruhumuz, Sen kötü ve cesursun - terket bizleri, Elveda, esenlikler seninle olsun." Söyledi - ve gürültülü toplulu�uyla Göçebe kafilesi devindi Konakladı�ı bu facia ovasından. Ve az sonra bozkırın derinlerinde Silindi gözden; Bir araba yalnızca,

Page 34: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

34

Acıklı kilimiyle üstü örtülü Terketmiyordu bu u�ursuz düzlü�ü. Tıpkı böyle kı� öncesinde bazen, Puslu bir sabah zamanı, Havalanır yüzeyinden kırların Sürüsü en son turnaların, Çı�lıklarla savrulur güneye do�ru, Ve ölümcül bir kur�un yarasıyla Biri kalır geride mahzun, Salınıkalır kırılmı� kanadıyla. Gece indi; gam yüklü arabada Artık kimse ate�i kurmadı, Artık bu gezici damda sabaha kadar Kimse dingin uykusunu uyumadı. Sonsöz Büyülü gücüyle terennümün Dumanlı belle�imde benim Böyle canlanıyor görünümü Bazı aydın, bazı kederli günlerin. Cenklerin korkunç u�ultusunun Çok, çok uzun süre sönmedi�i, Ve �stanbul'a Rusun Egemen sınırlar gösterdi�i, �ki ba�lı ya�lı kartalımızın henüz Geçmi�in �anıyla gürledi�i ülkede Bir zaman bozkırın derinlerinde Yol boylarında kadim konakların Rasladım ben uysal özgürlük çocukları Çingenelerin barı�çıl kafilelerine. Tembel topluluklarının pe�inde Epey zaman bozkırda dola�tım, Basit yemeklerini payla�tım Ve uyudum ate�lerinin ba�ında. A�ır a�ır ilerleyi�lerinde sevdim �arkılarının sevinçli tınılarını - Ve uzun zaman �irin Mariula'nın Zarif adını heceledim. Ama sizin de mutluluk yok aranızda, Do�anın yoksul o�ulları! Sizin de çergelerinizin altında Azaplı uykular barınıyor, Sizin de belalardan kurtulmadı Göçebe gölgelikleriniz bozkır ortasında, Her yerde u�ursuz tutkular, Ve yok bir savunma yazgı kar�ısında.

Page 35: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

35

1824 Bakır Atlı Petersburg Öyküsü Önsöz Bu öyküde anlatılan olay gerçe�e dayanıyor. Nehir ta�ması felaketinin ayrıntıları o zamanın dergilerinden alındı. Meraklısı, V.N. Berh'in hazırladı�ı habere bakabilir. Giri� Issız dalgaların vardı�ı kıyıda, Bürülü yüce dü�üncelere, o ayaktaydı. Ve bakıyordu uzaklara. Önünde geni� Akıyordu nehir. Sularda bir kayık Mecalsiz süzülüyordu yalnız ba�ına. Yosunlu, balçık kıyılar boyu Seyrek kulübeler kararıyordu, Sefil Kareliyalının (*) sı�ına�ı damlar; Sisler içinde yiten güne�in tutuk I�ınlarının eremedi�i orman Çepeçevre u�ulduyordu. Ve dü�ünüyordu o; Buradan �sveçliyi edece�iz tehdit, Bir kent konu�lanacak burada Kibirli kom�unun dü�manlı�ına inat. Burada yazgılamı�tır açmaya bizi, Do�a, Avrupa'ya do�ru penceremizi (1) Ve sa�lamca basmaya denizin e�i�ine. Buraya do�ru yeni dalgaları a�acaklar Bize konuk olacaklar bütün bayraklar, Ve �ölenler kuraca�ız enginler üzerinde. Yüz yıl geçti ve genç kent, Beze�i ve harikası yarıgece ülkelerinin, Bataklık balçı�ı, orman karanlı�ı içinden Gururla ve görkemle yükseldi; Do�anın üvey o�lu Finli balıkçının Acılar içinde bir zamanlar Engin kıyılar boyunca yapayalnız, Diplerin bilinmez sularına Harap a�larını attı�ı yerde �imdi

Page 36: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

36

Yükseliyor sarayların ve kulelerin Zarif kütleleri; �imdi gemiler Dünyanın dört bir buca�ından sürülerle Zengin iskelelere do�ru süzülüyor; Granitten giysilere bürülü Neva; Suların üzerine asıldı köprüler; Koyu ye�il ba�larla bahçelerle Adaları sarmalandı Neva'nın, Ve yanında genç ba�kentin Solgun kaldı ya�lı Moskova Ta�tan giysileriyle bir dul gibi Yeni çariçenin kar�ısında. Seviyorum seni Petro'nun yaratısı, Seviyorum senin a�ır, ölçülü görüntünü, Neva'nın egemen a�kını, Kıyılarında granitlerini onun, Parmaklıklarının dökme oyasını, Senin dü�lemli gecelerinin Duru karanlı�ını, aysız ı�ıltısını, Ben odama çekilmi�, �iirlerimi Kandilsiz yazarken ve okurken, Ve uykulu yüceleri aydınlanırken Bo� caddelerin, dökerken ı�ıklarını Amirallik dairesinin kulesi, Ve gece salmadan karanlı�ını Altın ı�ıltılı gökkubbeye Gündo�umu kovalarken gündo�umlarını Sadece yarım saatler bırakıp geceye. (2) Seviyorum senin amansız kı�ının Kıpırtısız havasını ve ayazlarını, Geni� Neva boyunca kızakların ko�usunu, Kızların gülden aydın yüzlerini, Ve pırıltını ve u�ultunu ve balo söyle�ilerini, Bekar meclisi saatleri boyunca Hı�ırtısını köpüklü kadehlerin Ve mavi yanı�lı alevini punçun. Marsovo Pole (*) e�lencelerinin Seviyorum sava�kan canlılı�ını, Yaya ordusunun ve atlıların Göz kama�tıran birörnek alımlılı�ını, Onların dalgalanan düzenli saflarında Sancakların utkulu yalpalayı�ını, Kur�un boydan boya delmi� çarpı�mada O bakır mi�ferlerin ı�ıltısını. Seviyorum ordular ba�kenti, Senin kalenin dumanını ve u�ultusunu, Yarıgecenin çariçesi O�ul sundu�u sıra çar sarayına Yahut dü�mana kar�ı bir utkusunu

Page 37: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

37

Kutlamaktayken yeniden Rusya, Yahut parçalamı� mavi buzunu, Neva onu sürüklerken denizlere Ve sevinirken baharı duyumsamayla. Çalımlan, Petroların kenti ve sarsılmadan Rusya gibi, dur ayakta, Seninle varsın barı� tutsun Yenilmi� olan do�a belası da; Dü�manlı�ını ve kadim tutsaklı�ını Finlandiya'nın dalgaları varsın unutsun Ve bozmasın nafile hıncıyla Petronun ebedi uykusunu! Deh�etli bir zaman ya�andı, Anıları o zamanın taze henüz... Sizin için dostlarım, o günlerin Ba�lıyorum anlatmaya öyküsünü. Ama hüzünlü olacak öyküm benim. Birinci bölüm Kederli Petrogard'ın ufkunda Kasım soluyordu güz so�u�unu. Düzgün setlerinin kenarlarına Sıçrayıp u�ultulu bir dalgayla, Hasta gibi çırpınıyordu Neva Rahatsız yata�ında acılarla. Artık geç olmu�tu, hava karanlıktı; Camda dövünüyordu ya�mur kızgınlıkla, Ve acı ıslıklarla esiyordu rüzg‰r. O sıra konukluktan henüz yeni Dönmü�tü evine genç Yevgeni... Öykümüzde biz kahramanımızı Bu adla çaı�raca�ız. Tınısı ho� Duyuluyor onun ve eski dost Bu adla üstelik kalemim benim. Lakabı onun bize gerekli de�il, Olabilir ki evvel zaman içinde Kahramanımız bizim ı�ıldamı�tır Ve Karamzin'in (*) kalemi ucunda Yurtsal söylencelerle çınıldamı�tır; Ama �imdi o unutuldu çoktan Toplumda ve dillerde. Kolomna'da Ya�ar ve bir yerlerde hizmettedir, Soylulardan utanır ve üzülmez hiç Artık ya�amda olmayan hısımlarına Ve unutulmu� eski zamanlara. Ve i�te, evine dönen Yevgeni

Page 38: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

38

Paltosundan sıyrıldı, soyundu yattı. Ve epey zaman uyuyamadı Çalkantısında türlü dü�üncelerin. Ya neler dü�ünmekteydi o? Neler Dü�ünebilir, yoksuldu, güçlüklerle Ya�amda nasıl sa�layabilirdi Hem ba�ımsızlı�ını, hem onurunu, Us ve varsıllık ba�ı�layabilirdi Oysa ona Tanrı. Zira vardı Ya�amları a�ırlıksız çok daha Nice aylak, o kadar aklı kısa, Avare nice mutluluk erbabı! Dü�ünüyordu, sadece iki yıldır çalı�tı�ını; Ve yine dü�ünüyordu, yatı�madı�ını Havaların bir türlü; nehrin suları Hep daha kabarmı�tı; sanmıyordu o Neva köprüleri açılmı� olsun, Ve demek sözlüsüne ula�amayacaktı, �ki, üç gün Para�asından ayrı kalacaktı. Burada iç geçirdi yürek dolusu Ve bir ozan gibi dü�lere daldı: "Evlenmek mi? Ben? Niçin olmasın? Evlilik çetindir, ku�kusuz; Ama olsun, gencim, güçlüyüm, Hazırım çalı�maya gece gündüz; Bir yolunu bulur önce kurarım Kendime bir düzen ılık ve sade Ve burada Para�a'yı ho� tutarım. Belki, olur a, yıl geçer Bir yerce�iz edinirim, Para�a'nın Bırakırım ellerine yuvamızı Ve yeti�mesini yavrularımızın... Ve koyuluruz ya�amaya, öyle ömrümüz Boyunca el ele ikimiz yürürüz, Ve defnederler bizi torunlarımız..." Kapılmı�tı dü�lere. Ve hüzünlüydü O gece; bir yandan diliyordu, N'olurdu rüzg‰r inlemese umutsuz öyle Ve camları dövmese ya�mur Öyle öfkeyle. Uykulu gözlerini Kapadı en sonu. Ve i�te Seyreliyor karanlı�ı ya�ı�lı gecenin Ve benzi uçmu� bir gün a�arıyor �imdi... (3) �imdi deh�etli gün! Neva bütün gece Atıldı denize do�ru, tufana kar�ı, Fırtınaların a�amadı �iddetli çılgınlı�ını

Page 39: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

39

Ve kalmadı direnmeye gücü... Sabahleyin nehir kıyıları boyunca Halk yı�ıldı öbekler halinde, E�lendi serpintilerle, dalga da�larıyla Ve azgın suların köpükleriyle. Ama körfezden bindiren rüzg‰rın baskısıyla �tilmi� alabildi�ine Neva Geriye do�ru devriliyordu köpüren gazabıyla Ve adaları gömüyordu ta�kınlar altına, Fırtına daha da kasıp kavuruyordu, Neva �i�iniyordu ve u�ulduyordu, Bir kazandan halkalanmı�ça fokurduyor, Ve ansızın, yabanıl hayvan gibi kuduruyor, Saldırıyordu kente do�ru. Ta�kınlar önünde Kaçı�tı her �ey, her �ey çevrede Birdenbire ıssızlandı, sular birdenbire Yeraltının doldurdu mahzenlerini, Kanallar döküldü kent bahçelerine, Ve Triton gibi yüzeylendi Petropolis, Beline kadar sulara gömülmü�. Ku�atma! Saldırı! Gazaplı dalgalar, Hırsız gibi pencerelerden a�mada. Sandallar Bir ko�u bindiriyor kıçtan camlara. Pazar tezg‰hları örtülü sularla, Kulübe enkazları, kalaslar, damlar, Stoklanmı� ticaret malları, Solgun yoksullu�un atıntıları, Fırtınayla sökülmü� köprüler, Sürüklenmi� sinliklerden tabutlar Yüzüyor caddelerin üzerinde! Halk Görüyor tanrısal gazabı ve azabını bekliyor. Çaresiz! Yok oluyor her �ey: ekmek ve ev bark! Nereden edinecek? O korkulu yılda Rahmetli çar Rusya'yı �anla Yönetmekte henüz. Bir balkona çıkıp Çar orada durdu kederli, bulanık, Ve: "Tanrısal afete çarlar Hüküm geçiremezler" dedi. Oturdu Dü�ünceler içinde acılı gözlerle Feci musibete bakıyordu. Ta�kın birikiyordu göller halinde Ve göllere geni� nehirler halinde Dökülüyordu caddeler. Saray Acıklı bir ada gibi görünüyordu. Çar konu�tu - bir uçtan bir uca, Yakın ve uzak caddeler boyu Tehlikeli yola co�kun sular içinde

Page 40: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

40

Atıldılar çarın generalleri, (4) Bo�ulmak üzere bekle�en, sularda evleri, Ve korkuyla titre�en halkı kurtarmak için. O zamanlar, Petro Meydanı'nda Yükselen yeni bir yapının kenarında, Üzerinde yüksek sahanlı�ın Hazır pençesiyle, sanki canlı Bekçi durmaktaydı iki aslan, Mermer yırtıcının üzerine binili, �apkasız, çaprazlamı� gö�süne ellerini, Kımıltısız oturuyordu korkunç solgun Yevgeni. Kendisi için de�il korkmu� Yoksul. Darmada�ın, hiç duymuyordu Doymaz dalga nasıl kabarmada Çarpa çarpa tabanlarına onun, Ya�mur yüzünü nasıl kırbaçlamada, Ve rüzg‰r zaptolunmaz ulumalarla Ba�ından �apkasını nasıl uçurdu. Onun umutsuz bakı�ları Hep uzakta bir kıyıya do�ru Dikilmi �ti kımıltısız. Da� ba�ları Gibi incinmi� diplerden öfke dolu Ayaklanıyordu orada dalgalar ve kudurmayla Kükrüyordu orada tufan, sürükleniyordu orada Yıkıntılar... Orada, Tanrım, Tanrım! Ah, ne çare! Yanıba�ca�ızında dalgaların, Orada körfezin hemen tam a�zında - Boyasız tahta çit ve sö�üt a�acı Ve harap evce�iz; orada umudu tüm Dul kadın ve kızı, onun Para�ası, Onun hayalleri... Yoksa bir dü� müydü Bu gördü�ü? Bir hiç miydi yoksa Bütün hayatımız, bo� bir dü� gibi, Alaya alması mı gö�ün yeryüzünü? Ve Yevgeni, büyülenmi� gibi, Sanki mermere çivilenmi� gibi, Ba�aramıyor inmeyi! Çevresini ku�atmakta Sular ve yok hiçbir �ey sulardan ba�ka! Ve dönmü� sırtını ona, Sarsılmayan yüksekli�inde, Yücesinde ba�kaldıran Neva'nın �leriye uzanmı� eliyle duruyor Bir put bronz atının üstünde. �kinci bölüm

Page 41: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

41

Ama sonra, doymu� yıkımlarına Ve arsız huysuzlu�undan yorgun, Neva e�imlendi geriye do�ru, Kendi hırçınlı�ına olmu� hayran Ve terkederek küçümsemeyle ortalarda Bütün �ikarını. Bir kıyacı aynı böyle, Pe�inde gözü dönmü� çetesiyle Köyleri basar, keser, kırar, Yıkar ve ya�malar; inleyi�ler, naralar, �iddet, sövgü, ba�ırı�, ilenmeler!.. Ve çok oyalanmı� da vurgunla, �zlenmek korkusundan ve yorgun, Haydutlar dönmektedir ivedi evlerine, Ganimetlerini döke saça yol boyunca. Sular çekildi ve köprüyolu Açıldı ve Yevgenim benim �vedi ko�uyor, tutulmu� ruhu, Umut, korku ve tasa içinde Ko�uyor yatı�maya duran nehre. Ama dopdolu utku kutlamalarıyla, Henüz kanıyordu hırçın dalgalar, Ate� harlanıyordu altında sanki, Üstlerini henüz köpükler kaplamakta, Ve a�ır solumaktaydı Neva Cenk dönü�ü dörtnal bir at gibi. Yevgeni bakıyor: Görüyor bir sandal; Ko�uyor sandala, sanki yitik mal Bulmu�, ça�ırıyor sandalcıyı - Sandalcıysa kaygıların uza�ında Seve seve on kopek kar�ılı�ında Geçiriyor onu acı dalgalardan. Uzun zaman co�kun dalgalarla Bo�u�tu güngörmü� kürekçi, Saat boyu dalgaların safları arasında Derinlere korkusuz yüzgeçleriyle Yitebilirdi kayık ve sonunda Erdi kıyıya. Kutsuz Yevgeni Bildik bir sokak boyunca ko�uyor Bildik yerlere do�ru. Dola�ıyor, Tanıyamıyor. Görünüm umutsuz! Kar�ısında onun yı�ılmı� her �ey; Her �eyi savurmu�, sürüklemi� sel; Evce�izler e�rilmi� yanıba�ında, Bazısı tüm yıkılmı�, bazılarınıysa Yersizletmi� dalgalar; her yanda,

Page 42: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

42

Sanılır ki bir sava� alanında Bedenler serilmekte. Yevgeni Yel gibi, anımsamadan hiçbir �ey, Istıraptan bitkin dü�ünceye de�in Ko�uyor henüz alınmamı� bir haberle, Elinde mühürlü bir mektup gibi, Yazgının onu bekledi�i yere. Ve i�te ko�uyor varo� boyunca artık Ve i�te körfez ve çok yakın ev... O ne?.. Durdu Yevgeni. Geriye yürüdü ve döndü yine. Bakınıyor.. yürüyor.. bakınıyor. ��te evlerinin bulundu�u yer; ��te sö�üt, �urada kapılar bulunuyordu - Belli, götürmü� sel. Ya ev nerede? Ve kör bir tasayla dopdolu, Hep yürüyor, yürüyordu çevrede, Us yoruyordu, sesli, kendi kendine - Ve ansızın, alnına vurdu elini, Bir kahkaha salıverdi. Karanlık gece �ndi çırpınan kentin üzerine; Ama insanlar uzun süre uyumadılar Ve uzun süre aralarında yorumladılar Biten günü. Sabahın ı�ınları, Ötesinden yorgun, solgun bulutların Dolandı sessiz ba�kentin enginlerini Ve bulamadı artık izlerini Dünkü felaketin; erguvan rengi Bir zar çoktan örtmü�tü �errin üzerini. Her �ey girdi alı�kın düzenine. Artık özgür caddeler boyunca Yine o so�uk duyarsızlı�ıyla Deviniyordu halk. Memur tayfası, Terkedip gece sı�ına�ını, Görevine yürüyordu. Cesur madrabaz Açıyordu umutsuzlu�a bırakmadan kendini Neva'nın ya�maladı�ı mahzenini, Çıkarmak üzere fırsat bulur bulmaz Acısını a�ır zararının. Avlular boyunca Sandallar seferler etti. Kont Hvostov, Göklerin o sevgili �airi ba�lamı�tı bile �arkılamaya ölümsüz dizeleriyle �imdiden Neva kıyılarının bahtsızlı�ını. Ama benim acınası, acınası Yevgenim...

Page 43: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

43

Ne çare! Onun örselenen usu Müthi� sarsıntıların kar�ısında Dayanamadı. �syankar u�ultusu Neva'nın ve rüzg‰rın parçalandı Kulaklarında. Suskunca dolu Ürkünç dü�üncelerle, o yurtsuzlandı. Bir dü� derinlerini kemirmedeydi. Haftalar geçti, aylar, Yevgeni Evine artık hiç u�ramıyordu. Onun ıssız kalan kö�esini, Evin sahibi bekleyip süresini, Yoksul bir �aire kiraladı. Gelmiyordu Yevgeni varını yo�unu Almaya. Oldu yabancısı az zamanda Bu dünyanın. Gün boyu yaya dolanıyordu. �skelede uyuyordu: Pencerelerden Uzatılan bir lokmayla doyuyordu. A�ınan giysileri hızla sırtında Paralandı ve çürüdü. Ta�lıyorlardı Kötü yürekli çocuklar ardı sıra. Çok zaman arabacıların kırbaçları Buluyordu onu. Çünkü artık yolları Seçemiyordu hiç; artık sanılır Fark edemiyordu. Olmu�tu sa�ır Benli�inden bir tasanın u�ultularıyla. Ve böylece kutsuz ça�ını ardından Sürüyordu, ne hayvan, ne insan, Ne �u, ne bu, ne bir üyesi dünyanın, Ne de ölü bir görüntüydü o... Vaktin birinde uyuyordu Neva iskelesi önünde. Artık yaz günleri Güze dönmü�tü. Soluk alıyordu Bozuk bir rüzg‰r. Somurtkan sallanıyordu �skelede dalga, mırıltısında yakınmalarla Ve dövüne dövüne çıplak basamaklarda, Dilekçe takipçisi gibi bir türlü yüzüne Bakmayan yargıçların kapıları önünde. Uyandı, yoksul. Hava karanlıktı; Ya�mur damlamakta, rüzg‰r bezgin U�uldamaktaydı, Ve uzaklarda, derininde gecenin Rüzg‰rla ça�ırı�maktaydı bir nöbetçi... Yevgeni sıçradı; capcanlı anımsadı Geçmi� deh�eti; hızla ayaklandı Yerinden; yürüdü gezinmek üzre, Ve birden durakladı - çevresinde Usulca ba�ladı gezdirmeye bakı�larını Çehresinde yabanıl bir korkuyla...

Page 44: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

44

Kımıltısız kendini buldu sütun ta�ları Yanında bir yapının. Sahanlı�ında Hazır pençesiyle, sanki canlı, Nöbet bekliyordu aslanlar Ve tam kar�ıda karaltılı yüceli�iyle Bir duvarın çevreledi�i kayadan kaidesinde Put ileriye do�ru uzanmı� eliyle Oturuyordu bronz bir atın üstünde. Yevgeni, irkildi. Durulanıverdi Ürkünç, derininde dü�ünceler. Ta�kınların Köpürdü�ü, öfkeyle ba�kaldıran Yırtıcı dalgaların çevresinde Yı�ıldı�ı o yeri bir anda tanıdı, Aslanları, o meydanı ve meydanda, Karanlı�ın içinde bakırdan ba�ıyla Kımıltısız yükselip duranı, Onu, i�te o u�ursuz iradesiyle Denizin dibinde kent kurulanı... Korkunç o, karanlı�ının alaca a�ılında! Nasıl bir dü�ünce toplanmı� o alında! Ne kadar gizli güç onda barınır! Ya atın bedenindeki bu ne alaz! Gururlu at, nereye atılıyorsun dörtnala, Nerede indireceksin sen toynaklarını? Ey kudretli hükümdarı alınyazısının! Sen bir uçurumun tam üzerinde Yücelerde demirden bir dizginle böyle �aha kaldırmamı� mıydın Rusya'yı? (5) Putun kaidesini çepeçevre Dolandı sefil divane Ve çevirdi yabanıl gözlerini Yarıdünya egemeninin çehresine. Gö�sü daraldı. Ve alnı So�uk parmaklı�a dayandı, Duman bürüdü bakı�larını, Yüre�inin üstünde bir yalım ko�tu, Sancıdı kanı. Yüzü buru�tu Ma�rur yontunun kar�ısında Ve parmaklarını sıkıp, kenetleyip di�lerini, Sarmalanmı� gibi acı bir kuvvetle, "Ah, sen, mucizeler yapıcısı!" - Diye fısıldadı, hınçlı titremede - "Görürsün sen!..." Ve yel gibi birdenbire Ba�ladı kaçmaya. Öyle görünmü�tü ki Deliye, karanlıkta yavuz çarın yüzü Ansızın a�ır bir gazapla tutu�up Usulca ona do�ru dönmü�tü sanki...

Page 45: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

45

Ve deli bombo� meydan boyunca Kaçıyor ve i�itiyor ardınca - Sanki bir kasırganın u�ultusu A�ır, çınıldayan dörtnal ko�u Üzerinde sarsılan kaldırımların. Ve solgun ayın ı�ı�ıyla aydınlanmı�, �leriye uzanan eliyle yücelerde, Ardından savruluyor Bakır Atlı Çınıldayan dörtnal atının üzerinde; Ve her nereye adımını attıysa, Bütün bir gece boyu sefil deli, Ardı sıra hep ko�uyordu Bakır Atlı Doludizgin, u�uldayan nal sesleriyle. O günden sonra ne zaman Yolu onun aynı meydana dü�se Yüzünde çizgileniyordu karma�a �fadesi. Yüre�inin üstüne �vedi elini bastırıyordu, Zaptediyor sanılır ıstırabını, A�ınmı� kasketini ezip büzüyordu, Utangaç bakı�larını yerde sürüyordu Ve dolanıyordu ötelerden. Ufak bir ada Görünüyor yalı sularında. Bazen A�ıyla yana�ır ada kıyısına Bir balıkçı gecikmi� avda, Ve orada pi�irir yoksul yeme�ini, Ya da bir memur pazar günü U�rar bazen sandal gezintisiyle Issız adaya. Büyümemi�ti orada Tek sap ot. Oraya ta�kınlar oynaya sürükleye Atmı�tı yıkkın kulübeyi. Üzerinde suların Kara fundalar gibi durmu�tu. Evce�izi geçen yıl baharın Duba üzerinde götürdüler. Bo�tu Ve tüm yıkılmı�. Gördüler E�i�ine yı�ılmı� benim divanemi. Ve hemen burada so�uk bedenini Tanrı rızası için topra�a verdiler. AÇIKLAMALAR (*) 1 Algarotti, bir yerde �öyle demi�ti: "Petersburg est la fenetre par laquelle la Russie regarde en Europe". (**)

Page 46: PDF’e çeviren: ARAZ ATA - Turuz...PDF’e çeviren: ARAZ ATA Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A. . Baskı : Ça da Matbaacılık Yayıncılık Ltd. ti. Ekim

46

2 Prenz Vyazemski'nin Kontes Z. için �iirlerine bakınız. 3 Mitskeviç, en güzel �iirlerinden "Oleszkievicz"de Petersburg'daki ırmak ta�kınını duyumsatan günü yetkin dizelerle yansıtmı�tır. Ancak yazık ki, onun anlatımı tam do�ru de�ildir. Kar yoktu, Neva'yı buz kaplamamı�tı. Bizim betimlememiz, Polonyalı �airin parlak renklerini ta�ımamakla birlikte, daha do�rudur. 4 Kont Miloradoviç ve Yaver General Benkendorf. 5 Mitskeviç'teki anıt betimlemesine bakınız. Mitskeviç'in kendi açıklamasına göre, bu betimleme Ruban'dan aktarılmı�tır.