3
1929'da döndü. ei- Külliyyetü'l-ilmiyyetü'l-vataniyye'de do- kuz sene devam edecek olan Arap edebi- Arap önde gelen lerini ele "Eimmetü'l-edebi'l-Ara- bl" serisini bu 1932'de de Kamil Ayyad. ve Ce- mil Sallba ile birlikte fe bir dergi 1941 ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Ara- bl'nin genel sekreteri olan Halil Merdem Bek 1942'de Milli 1948'- de yine ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Arabl'nin sekreteri. Kah ire Mecmau'l-luga- ti'I-Arabiyye'nin muhabir üyesi. 1949'da Milli ve ei-Mec- mau'l-ilmiyyü'l-lraki'nin muhabir üyesi, 1951 'de tekrar ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Ara- bl'nin sekreteri, Irak nezdinde Suriye büyükelçisi, 1952'de Milli ve olarak görev 1953'te ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Arabl'nin Muhammed Kürd Ali'nin ölümü üzerine bu kurumun seçil - di. 1958'de Sovyet Bilimler Akademisi mu- habir kabul edilen Ham Merdem, ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Arabl'nin görevini sürdürmekte iken hastalan- Tedavi için ingiltere'ye gittiyse de iyi- döndü ve bir süre sonra 21 Temmuz 1959 tarihinde ve- fat etti. Modern ilmi usullerini iyi bilen Halil Merdem Bek daha çok klasik Arap kültürüyle kla- sik divanlar ve monografilerle Arap tarihine büyük hizmetleri eski ve yeni köprü vazi- fesi milli konularda galeyana getirmek. zulüm ve hak- mücadele etmek için ve ya- ilmi ve edebi faaliyetleri övgüyle nan Halil Merdem'e çok yerli ve ilmi üyelik Ham Merdem'in sunilikten uzak, son derece samimi ve tabiat Tasvirlerinde ince bir ses, renk ve gölge ha- kimdir. Bunlahn özellikle mücadeleye, bir- lik ve eden hamasi ve milli de hayli yer tutar. Öte yandan idam hü- manist de Ham Merdem Bek sanatta yer verme- gibi gençlik kaleme birkaç parça gazel de Onun medih ve fah- riyyeye de nadir (Cemll SaiTba. XXXVII/5, s. 2-5). ingilizce, Alman- ca ve Farsça'dan tercümeleri (Fadiye Abdü llatlf ei-MeiTh. s. 123- 124). HalilMerdem Bek'in eserle- ri ve M. Abdülmün'im Hafaci ile Fadiye Abdüllatlf ei-Mellh'in müstakil (bk. bibl) ve Suriye Milli bir (el- 'Urube, 1960) Eserleri. Telif Eserleri. 1. li'l-hicre ( 1 925). ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Arabl'ye üye olarak kabulü için doktora mahiyetinde bir tez olan eser rnüellifin Adnan Merdem Bek yeniden (Beyrut 1979) . z. Cemhe- retü'l-mugannin 1 959). Müel- lifin on sekiz iken ancak ha- sonunda bu eser Urcuze'sinin Eserin tahkiki i Adnan Merdem Bek ve Ahmed ei-Cündl ( 1384/ 1964) . 3. Kitabü'l-A 'ra- biyyô.t Adnan Merdem Bek-Ahmed ei-Cündl, 1 385/ 1966). Fesahat sa- hibi bedevilere dairdir. 4. A 'yanü '1-}far- fi'l-fikr ve's-siyase ve'l- ictima' Adnan Me rd em Bek, Beyrut 1971. 1977) . s. 'rab Adnan Merdem Bek. Beyrut 1398/1978 ). Az çöl ve irleriyle ilgili bir eserdir. 6. ]faffa' ( 1930) . 7. 19 30) . 8. 1350/ 1931) . 9. b. 'Abbdd 1351 / 1932). 10. el-Ferezda]f 135 8/1939) 1 t. Ebu Nüvas el-lfa- san b. Hani' Adnan Merdem Bek, Beyrut 12. Adnan M erdem Be k. Beyrut 408/1 988). Son yedi eser "Eimmetü'l-edebi'I-Arabl" serisi olarak kaleme 13. er- 1939) . 14. Divanü Ijalil Merdem Bek Adnan Merdem Bek, 1379/1960). 15. ve'l- Kuds Adnan Merdem Bek, Beyrut 1398/1978). 16. Resa'ilü'l- Ijalil Adnan Merdem Bek. Beyrut 1399/ 1979) . 17. Yevmiyyatü'l-Ijalil (Ise- ne 1363 li'l-hicreJ; Adnan Merdem Bek, Beyrut 140011980) 18. Te}farirü'l- Ijalil Adnan Mer- dem Bek, Beyrut 1402/1982). 19. c;Iaratü'l-Ijalil Adnan M erdem B ek, Beyrut 1985 ). ZO. Kitabü Va]ffi'l- Ve zir Lala Bd- HALiL NURi zt. Kitabü Va]fti Fa- bint b. es- Sultan el -Melikü Kansu el- Gavri ( 1 925 ). Tahkikleri. 1. EbQ Osman Kitdbü ( 340/1922) z. Divanü 'Uneyn 1946) 3. Divanü 'Ali b. el-Cehm 1369/1949; Beyrut 1971) 4. Divô.nü 1 95 1) 5. Divanü 1377/1958) Diuanü ljalfl Merdem Bek Adna n Me r- dem Bek). 1379/1960, mukad- dimesi; Brockelmann. GAL Suppl. , lll, 356-357; Kehhale. Mu'cemü'l-mü'ellifin, lll, 384; a.mlf.. ei-Müstedrek, Beyrut 1406/1985, s. 231; M. Sami ed-Dehhan. {1'1-iklimi's- Süri, 1960, s. 87-147; a.mlf .. "ljal11 Merdem Be k". MMiADm. , XXXIV ( s. 676- 692; Hassan Bedreddin ei-Katib. ei-Meusü'a- tü'l-müceze, 1971, ll , "ljali1 Merdem Bek" md.; Zirikli. ei-A' Iam (Fethullah). ll, 315; Abdülkadir Mu'cemü 'l-mü'ellif1ne's-Si1- riyyin 1405/1985, s. 476-477; Muhammed Abdüllatif Salih ei-Ferfür. A'lamü 1408/1987 . s. 85-86; Fadiye Abdüllatif ei-Melih. ljalfl Merdem Bek, 1991; M. Abdülmün'im Hafad. ljalfl Merdem, Beyrut 1412/1992; Cemil Saliba. "ljalfl Merdem Bek ei- Edib, XXXVII/5, Beyrut 1960, s. 2-5, 39; Hik- met "A<;Iva' 'ala fenni ljalil Merdem", a.e., XXXVII/5 ( s. 8- ll; J. Rikabi. dam", Ef2 (ing .). VI, 538-539. !il MUHAMMEDABDÜLLATiF SALiH EL-FERFUR L HALiL (ö. 1213/1 799) vak'anüvisi. _j bir aileye mensup olup Sad- razam Naill Abdullah torunu . kalem Feyzullah Beye- fendi'nin Mustafa Efendi'nin ilk bilgiler yetersizdir. Genç ta kaleme intisap ederek 1784'te hace- 178Tde top katibi ve arnedi halifesi ol- bilinmektedir (Sicill-i Osman i, IV. 590). 3 1790'da maliye tezkireci- si ve küçük rQznamçeci olan Halil Nuri. Vak'anüvis Ahmed Efendi'nin 1 209'- da (1794) Midilli'ye sürgüne gönderilme- si üzerine onun yerine defa vak'a- getirilen Sadullah Enver!' nin sa süre sonra 13 Reblülahir 1 209'da (7 1794) vak'anü- tayin edildi ve kadar ara- dört bu görevde Hizmeti süresince dönemin cilt ha- 321

İPŞiRLi - TDV İslam Ansiklopedisiçıkınca 1929'da Şam'a döndü.Aynı yıl ei Külliyyetü'l-ilmiyyetü'l-vataniyye'de do kuz sene devam edecek olan Arap edebi yatı hocalığına

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İPŞiRLi - TDV İslam Ansiklopedisiçıkınca 1929'da Şam'a döndü.Aynı yıl ei Külliyyetü'l-ilmiyyetü'l-vataniyye'de do kuz sene devam edecek olan Arap edebi yatı hocalığına

çıkınca 1929'da Şam'a döndü. Aynı yıl ei­Külliyyetü'l-ilmiyyetü'l-vataniyye'de do­kuz sene devam edecek olan Arap edebi­yatı hocalığına başladı. Arap edebiyatı­nın önde gelen şahsiyetlerinin biyografı­lerini ele aldığı "Eimmetü'l-edebi'l-Ara­bl" serisini bu sırada yazdı. 1932'de de Kamil Ayyad. Kazım ed-Dağıstan! ve Ce­mil Sallba ile birlikte Mecelletü'ş-Şe]fa­fe adlı bir dergi yayımladı.

1941 yılında ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Ara­bl'nin genel sekreteri olan Halil Merdem Bek 1942'de Milli Eğitim bakanı, 1948'­de yine ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Arabl'nin sekreteri. aynı yıl Kah i re Mecmau'l-luga­ti'I-Arabiyye'nin muhabir üyesi. 1949'da Milli Eğitim ve Sağlık bakanı. ei-Mec­mau'l-ilmiyyü'l-lraki'nin muhabir üyesi, 1951 'de tekrar ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Ara­bl'nin sekreteri, aynı yıl Irak nezdinde Suriye büyükelçisi, 1952'de Milli Eğitim ve Dışişleri bakanı olarak görev yaptı. 1953'te ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Arabl'nin başkanı Muhammed Kürd Ali'nin ölümü üzerine bu kurumun başkanlığına seçil­di. 1958'de Sovyet Bilimler Akademisi mu­habir üyeliğine kabul edilen Ham Merdem, ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Arabl'nin başkan­lığı görevini sürdürmekte iken hastalan­dı. Tedavi için ingiltere'ye gittiyse de iyi­leşerneden döndü ve kısa bir süre sonra 21 Temmuz 1959 tarihinde Şam'da ve­fat etti.

Modern ilmi çalışma usullerini iyi bilen Halil Merdem Bek daha çok klasik Arap kültürüyle uğraşmıştır. Yayımladığı kla­sik divanlar ve yazdığı monografilerle Arap edebiyatı tarihine büyük hizmetleri olmuş , eski ve yeni arasında köprü vazi­fesi görmüştür. Ayrıca milli konularda halkı galeyana getirmek. zulüm ve hak­sızlıkla mücadele etmek için şiirler ve ya­zılar yazmıştır. ilmi ve edebi faaliyetleri şarkiyatçılar tarafından övgüyle karşıla­nan Halil Merdem'e çok sayıda yerli ve yabancı ilmi kuruluş tarafından üyelik verilmiştir.

Ham Merdem'in sunilikten uzak, son derece samimi şiirlerinin çoğu aşk ve tabiat konularındadır. Tasvirlerinde ince bir ses, ışık, renk ve gölge arınonisi ha­kimdir. Bunlahn yanında özellikle işgalci Fransızlar'a karşı halkı mücadeleye, bir­lik ve dayanışmaya teşvik eden hamasi ve milli şiirleri de hayli yer tutar. Öte yandan idam cezasına karşı çıktığı hü­manist şiirleri de vardır. Ham Merdem Bek sanatta müstehcenliğe yer verme­diği gibi gençlik yıllarında kaleme aldığı birkaç parça dışında gazel de yazmamış-

tır. Onun şiirleri arasında medih ve fah­riyyeye de nadir rastlanır (Cemll SaiTba. XXXVII/5, s. 2-5). Ayrıca ingilizce, Alman­ca ve Farsça'dan şiir tercümeleri yapmış­tır (Fadiye Abdü llatlf ei-MeiTh. s. 123-124). HalilMerdem Bek'in hayatı, eserle­ri ve şiirleri hakkında M. Abdülmün'im Hafaci ile Fadiye Abdüllatlf ei-Mellh'in müstakil çalışmaları (bk. bibl) ve Suriye Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yazarın anısına hazırlanmış bir hatıra kitabı (el­'Urube, Dımaşk 1960) bulunmaktadır.

Eserleri. Telif Eserleri. 1. Şu'ara'ü'ş­Şam fi'l-}farni'ş-şô.liş li'l-hicre ( Dımaşk 1925). ei-Mecmau'l-ilmiyyü'I-Arabl'ye üye olarak kabulü için hazırladığı doktora mahiyetinde bir tez olan eser rnüellifin oğlu Adnan Merdem Bek tarafından eş­

Şu'ara'ü 'ş-Şamiyyı1n adıyla yeniden neşredilmiştir (Beyrut 1979) . z. Cemhe­retü'l-mugannin (Dımaşk 1959). Müel­lifin on sekiz yaşında iken yazıp ancak ha­yatının sonunda yayımiayabildiği bu eser ibnü'n-Nakib'ın Urcuze'sinin şerhidir. Eserin tahkiki i neşri Adnan Merdem Bek ve Ahmed ei-Cündl tarafından yapılmış­tır ( Dımaşk 1384/ 1964). 3. Kitabü'l-A 'ra­biyyô.t (nşr. Adnan Merdem Bek-Ahmed ei-Cündl, Dımaşk 1385/1966). Fesahat sa­hibi bedevilere dairdir. 4. A 'yanü '1-}far­ni'ş-şaliş 'aşer fi'l-fikr ve's-siyase ve'l­ictima' (nşr. Adnan Merdem Bek, Beyrut 1971. 1977). s. Şu'arô.'ü'l-A 'rab ( n şr.

Adnan Merdem Bek. Beyrut 1398/1978 ). Az tanınan çöl şairlerinin hayatları ve şi­irleriyle ilgili bir eserdir. 6. İbnü'l-Mu­]faffa' ( Dımaşk 1930) . 7. el-CaJ:ıi? (Dı­maşk 1930) . 8. İbnü'l-'Amid (Dımaşk 1350/1931). 9. eş-ŞaJ:ıib b. 'Abbdd (Dı­maşk 1351 / 1932). 10. el-Ferezda]f (Dı ­

maşk 1358/1939) 1 t. Ebu Nüvas el-lfa­san b. Hani' (nşr. Adnan Merdem Bek, Beyrut ı406/ ı986). 12. İbnü'r-Rı1mi (nşr. Adnan M erdem Be k. Beyrut ı 408/ 1988). Son yedi eser "Eimmetü'l-edebi'I-Arabl" serisi olarak kaleme alınmıştır. 13. er­Ra}fş (Dımaşk 1939). 14. Divanü Ijalil Merdem Bek (nşr. Adnan Merdem Bek, Dımaşk 1379/1960). 15. Dımaş]f ve'l­Kuds fi'l-'işrinat (nşr. Adnan Merdem Bek, Beyrut 1398/1978). 16. Resa'ilü'l­Ijalil (nşr. Adnan Merdem Bek. Beyrut 1399/ 1979). 17. Yevmiyyatü'l-Ijalil (Ise­ne 1363 li'l-hicreJ; nşr. Adnan Merdem Bek, Beyrut 140011980) 18. Te}farirü'l­Ijalil ed-diblı1masiyye (nşr. Adnan Mer­dem Bek, Beyrut 1402/1982). 19. MuJ:ı{ı­c;Iaratü'l-Ijalil fi'l-inşa'i'l-'Arabi (nşr. Adnan M erdem B ek, Beyrut 1985 ). ZO. Kitabü Va]ffi'l- Ve zir Lala Muştatd Bd-

HALiL NURi

şô. (Dımaşk ı925) zt. Kitabü Va]fti Fa­tıma Ijô.tı1n bint MuJ:ıammed b. es­Sultan el-Melikü 'I-Eşref Kansu el­Gavri ( Dımaşk 1925 ). Tahkikleri. 1. EbQ Osman ei-Üşnandanl. Kitdbü Me'ani'ş­şi 'r ( Dımaşk ı 340/1922) z. Divanü İbn 'Uneyn (Dımaşk 1946) 3. Divanü 'Ali b. el-Cehm (Dımaşk 1369/1949; Beyrut 1971) 4. Divô.nü İbn .lfayyı1s (1-lı. Dı ­maşk 195 1) 5. Divanü İbni'l-.lfayyô.t (Dımaşk 1377/1958)

BİBLİYOGRAFYA :

Diuanü ljalfl Merdem Bek (nşr. Adna n Mer­dem Bek). Dımaşk 1379/1960, nilşirin mukad­dimesi; Brockelmann. GAL Suppl. , lll , 356-357; Kehhale. Mu'cemü'l-mü'ellifin, lll , 384; a.mlf. . ei-Müstedrek, Beyrut 1406/1985, s. 231; M. Sami ed-Dehhan. eş-Şi'rü '1-/:ıadiş {1'1-iklimi's­Süri, Dımaşk 1960, s. 87-147; a.mlf .. " ljal11 Merdem Be k". MMiADm. , XXXIV ( ı959). s. 676-692; Hassan Bedreddin ei-Katib. ei-Meusü'a­tü'l-müceze, Dımaşk 1971, ll , "ljali1 Merdem Bek" md.; Zirikli. ei-A' Iam (Fethullah). ll , 315; Abdülkadir Ayyaş . Mu'cemü 'l-mü'ellif1ne's-Si1-riyyin {1'1-karni'l-'işrin, Dımaşk 1405/1985, s. 476-477; Muhammed Abdüllatif Salih ei-Ferfür. A'lamü Dımaşk, Dımaşk 1408/1987 . s. 85-86; Fadiye Abdüllatif ei-Melih. ljalfl Merdem Bek, Dımaşk 1991; M. Abdülmün'im Hafad. Şa'i­

rü 'ş-Şam ljalfl Merdem, Beyrut 1412/1992; Cemil Saliba. "ljalfl Merdem Bek eş-şa'ir", ei­Edib, XXXVII/5, Beyrut 1960, s. 2-5, 39; Hik­met Haşim. "A<;Iva' 'ala fenni ljalil Merdem", a.e., XXXVII/5 ( ı 960). s. 8- ll; J. Rikabi. ·~Mar­dam", Ef2 (ing .). VI, 538-539.

!il MUHAMMEDABDÜLLATiF SALiH EL-FERFUR

L

HALiL NÜRİ (ö. 1213/1 799)

Osmanlı vak'anüvisi. _j

Tanınmış bir aileye mensup olup Sad­razam Naill Abdullah Paşa'nın torunu. kalem erbabından Feyzullah Şakir Beye­fendi'nin oğlu. Şeyhülislam Mustafa Aşir Efendi'nin damadıdır. Hayatının ilk yılları hakkındaki bilgiler yetersizdir. Genç yaş­ta kaleme intisap ederek 1784'te hace­ganlığa yükseldiği. 178Tde top arabacı­ları katibi ve ardından arnedi halifesi ol­duğu bilinmektedir ( Sicill-i Osman i, IV. 590). 3 Aralık 1790'da maliye tezkireci­si ve küçük rQznamçeci olan Halil Nuri. Vak'anüvis Ahmed Vasıf Efendi'nin 1 209'­da (1794) Midilli'ye sürgüne gönderilme­si üzerine onun yerine beşinci defa vak'a­nüvisliğe getirilen Sadullah Enver!' nin kı­sa süre sonra 13 Reblülahir 1 209'da (7 Kasım 1794) vefatının ardından vak'anü­visliğe tayin edildi ve vefatına kadar ara­lıksız dört yıl bu görevde kaldı. Hizmeti süresince dönemin olaylarını altı cilt ha-

321

Page 2: İPŞiRLi - TDV İslam Ansiklopedisiçıkınca 1929'da Şam'a döndü.Aynı yıl ei Külliyyetü'l-ilmiyyetü'l-vataniyye'de do kuz sene devam edecek olan Arap edebi yatı hocalığına

HALiL NURi

linde telif ederek sadaret vasıtasıyla lll. Selim'e sundu. Boğaziçi'ndeki köşkünde

vefat eden Halil Nuri 'nin mezarı Eyüp'­tedir.

Halil Nuri Bey'in hazırladığı tarih, 1209 Muharremi (Ağustos 1794) olayları ile baş­Iayarak Zilkade 1213'e (Nisan 1799) ka­dar gelir. Ondan sonra vak'anüvisliğe ge­tirilen ve eseri gözden geçirerek yeniden ele alıp tarihine ekleyen Vasıf, kendisine intikal eden nüshanın 1213 Ramazanı

(Mart 1799) sonuna kadar geldiğini belir­tirse de Halil Nuri'nin eserinin bazı yaz­maları 1 Şewal 1213 (8 Mart 1799) tarih­li olayla bitmekte (İÜ Ktp., TY, nr. 5996;

TSMK, Hazine, nr. 1579). öte yandan Sü­leymaniye Küt üphanesi'ndeki nüsha (AşirEfendi, nr. 239) 19 Zilkade 1213 (24 Nisan 1799) tarihli olayla sona ermekte­dir. Müellifin sunduğu bir takrirden an­l aşıldığına göre Enverl'den intikal eden 1 209 ( 1794) yılının ilk iki ayına dair notlar ilk cildin başına konmuş. Fransa mesele­sine ait tafsilat ise padişahın emri uya­rınca ll. cildealınmıştır (BA, Cevdet-Ma­liye, nr. 939). Eserin muhtemelen lll. Se­lim'e sunulan IV ve V. ciltleri İ stanbu l Üniversitesi Kütüphanesi'nde (TY, nr. 6000' 600 ı)' 1211-1212 ( 1796-1797) yıl­ları olaylarını ihtiva eden VI. cildi Thpkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde (Hazine, nr. 1579) bulunmaktadır.

Müellifin görev üstlendiği dönem dev­lete yeni bir düzen verilme devr i oldu-

322

Halil Nüri Bey· in

tarihinden ilk iki sayfa

(Süleymaniye Ktp., Aşir Efendi,

nr. 239)

ı \:;.~'*~"*-'.:,;_,. . ....,.~, .:.ı_,~- _;~ı ~.Gl.>!Ji ~G~·>)ı0.v~ U:fi lôo ~~ <J.F,~,G

.... Jı 1u.:..:,,ı._,_,Fı ...t~ _,.uı;..~ ...J,i.C~ .;.W).:A{~ A/~t;..

~ı.t/!Jl- ~~~IJ~ .::.ı,.. -"·l;)._,..t~\.<!l'-;'\;'f, 0l-\JJ-"'~'-;'ı:; l --'~.::.;;.. ·.._s_,.v ~es\? ı ~~ ...________s_;J' ""ı..,..,..:;.;_,.;: f:C·f

<&_, • "-":;~ . --- --J~)',_JI.;._;....ı:-.,;,. <.s.ı:i-ıfı.,.t"'-f.·ı.;,~ ıG~b~~üJ.ilJY,e($_,51 ~~dfl-'ı.i!t5~{jf ~6~kd.ın!'.u: ':'l-"'-""-::.,:;lı.l!-~ ı.<~ı~;..~~,tSQ>..:O~..;;; (u;.\'.L;,)ı;ı_ı;'~ı<t./ <{..·J ~~ .. !/~1,1;_,., ':lffi':<-!'~..6>:-~.!1! ~...ıo!e~-l:'~-WI ·J--r.~t:~i1\ıii..J."~J.,ı ~;t!:,..x,..:.::•ı)>.;;lt,f J:.,;;.,.,..,.~~ ~~~~~y-~J\!.&4 .U.\s!l~;.4".._t-.,., ~;t.-»?~~-ı);~ .s~v:-..i; ;i<..ero?-.ı!:" ~~~~~~.;.~.::.'; ~!c:ı9'>'t>'-'«,l,ı.~w

't-'~ e.ı.wo..o:.sst.ı>.ı.ıı ~,~bo/ -...;.>\ı,;..ıl o>\loUI(Y.o>\kÜIV;o\l.lJ~>.>'I

-...:->\kL.Il ir.' oıt;.r"\k)...Jl"! ""-~ 1 t..,ı~> ... ~ı..,;ı ı ı.._(;.zj{;_,;,<c)\;.,ı "~'

· ~v:"~wı.u._L.? ..<1~_, :'-..fv.i,'.,;..J,ı ..~.o>.>! ı.>\:..' · • 1" • "'..If.~

(:/f\y.J>cı':-:_.f AG'""!'\;.,~_,)J o\G,oı~\ô. ~-'-'> l..~__,_.;o;l::)l):ıtı..ı~ c:ı~)l _,~;,:; ~.., ~_,\{;,_, ~_,_,~ ı:ı_y_,l->\.t_,J:ı ...:.\.:.i.ı~~ı..:,~ı..;._,.,.,:ı..,_,:,_, · ...:.j.\...>ı_,.!,J,I

~;~)o~I~J;\__.~,~~~ 41 ~1:..4.J>~~~~~e:ı_y_,ıcc~1 -.:.Y(....:?-... ,.::,1~~ . ~~t.;...:-l.).,tp__,_,

J-'-"G·b'*..:..J.(:l:... ~~ı ~..,.:-ı Y~~t..\;Jl<S4.Ye>->>-' ı.M>ı /-"'-''JI>' ~ . .. _,..~~-.rı ...:b_ı ~.;" .ı::;",w,ı-:!ı.,li-" ~~ >\\;')} i.:.., 0\.:._, ~j:ı.~ö.+.J:e:>...?-j u.~ ._,;.»:' ..wG~ı.f;:>~.;:{0_;e:ı).,.

~..,:.ı_,ıcn..>:,/J: ~_,ı; ...:.f..:.\...;.;_. ~;..>.;_., ,.

~;.~&-'~v.i~ ~\ö.J~ o_;_,,i ~~Jı.,..ı4?_,~_, olh<lioib_,\..ı .ı;:.;ı'!.,..~<(#4ı_,ı ~~~ ~_,w~ı

ğundan bununla ilgili çıkarılan birçok ni­zamname eserde "şürOt" adı altında yer almaktadır. Halil Nuri'nin Irad-ı cedld, topçu. arabacı, humbaracı, lağ ımcı ve le­vent çiftliği ocaklarıyla ilgili vb. diğer ni­zamnameleri "şerait" adıyla toplayıp IV. cilt olarak düzenlemesinin takdire şayan olduğu ve kendisinin taltif edilmesi ge­rekti ği konusunda bir telhis ve ll l. Se­lim'in hatt-ı iı.ümayunu vardır (BA, HH, nr. 8931 ). Eserde resmi yazışmalara dair hatt-ı hümayun, ferman, berat, buyrul­du, takrir, layiha, tahrirat. mektup, fet-

va sOretleri de bulunmaktadır. Böylece tarihten yalnız devrin olayları hakkında değil resmi yazışmatarla ilgili bilgi de edinilebilmektedir. Daha önceki kronik­terin ve vak'anüvis tarihlerinin bir deva­mı olan eserde tayinler, tevclhat, aziller, nefiyler çok sık olarak haber mahiyetin­de verilmiş, katil ve idamlar nakledilmiş­tir. Ancak olayların iç yüzüne ve perde arkasına inilmemiş, sadece vak'aların nakliyle yetinilmiş, vefat kayıtlarından

sonra genellikle tanınmış ricalin biyog­rafilerine de yer verilmiştir. İktisadi ko­nulara ait (mesela esham) kayıtların ise sınırlı olduğu görülmektedir. Mevlid kı­raatleriyle surre merasimlerine. ayrıca

yangın, zelzele, sel baskını ve özellikle İs­tanbul'da yaşanan tabii afetlere, diplo­masi tarihi açısından önemli sayılabile­cek elçi kabullerin e, bu münasebetle ya­pılan divan toplantılarına temas edildiği gibi bürokrasinin işleyişi açısından mü­him olan o dönemdeki bürolar ve bunların

düzeni hakkında da yer yer uzun bent­ler bulunmaktadır. Müellifin seyrek de ol­sa kaydettiği Avrupa'ya dair meseleler­den, kendisinin Avrupa ahvaline belli öl­çüde vakıf olduğu anlaşılmaktadır. Nite­kim Fransız İhtilali'yle ilgili uzun bir bahis­te papanın, Luther ve Kalvin'in mezhep­lerinin özelliklerinden, Voltaire ve Robes­pierre'in düşüncelerinden, farmasonların zararlı faaliyetlerinden, bu arada cumhu­riyetten bahsetmesi dönem için önemli bir özelliktir. Sade bir üslupla kaleme alınan eserden Cevdet Paşa, tarihinin VI. cildinde 1209-1213 (1794-1798) yıllan olaylarını ve­rirken geniş ölçüde faydalan m ış ve yer yer diğer kaynaktarla da karşılaştırmıştır.

Halil Nüri Bey'in tarihinin kendisinden sonra vasıf

tarafından

yeniden kaleme ahnmasıyla

ilgili telhis ve üzerinde lll. Selim'in hatt-ı

hümayunu (BA, HH, nr. 14883)

Page 3: İPŞiRLi - TDV İslam Ansiklopedisiçıkınca 1929'da Şam'a döndü.Aynı yıl ei Külliyyetü'l-ilmiyyetü'l-vataniyye'de do kuz sene devam edecek olan Arap edebi yatı hocalığına

Halil Nuri'nin "Nizam-ı Zabt-ı Vekayi'" başlığı altında takdim ettiği arzı, onun tarihçilik anlayışı ve olayların kaydedil­mesi hususundaki görüşünü yansıtması bakımından dikkat çekicidir. Burada olay­ları kaydetmenin önemi, devletin bu işe liyakatli, tecrübeli, güvenilir birini tayin edip bundan sonra artık devlet erkanı­nın ondan hiçbir şeyi saklamaması ge­rektiği, ancak bir müddetten beri hadi­seleri yazmakla görevli olduğu halde olay­ların kendisinden gizlendiği, bunun bir şeyler yazmış olmak için sözün gereksiz yere uzatılınasına yol açacağı, göreve geldiğinde Osmanlı Devleti'ne nizarn ve intizam verilmesi hususunda büyük bir gayretin bulunduğunu gördüğü, bir ko­nunun aslına vukuf için eskiye ait belge­lere ulaşılması gerektiği belirtilmekte­dir. Ayrıca vekayi' zabtının Osmanlı Dev­leti'nde esas mesele olduğu, hadiseleri yazarken vak'anüvisin dikkatli olması ve tahkik fikrinin bulunması, devlet adam­larının kendisine bazı hususları söyleme­si ve hatırlatması gerektiği de vurgula­nır. Müellif bu arada, tevclhata dair mu­amelatın ilmühaberlerinin tahvil ve ruus kalemi tarafından, teşrifata dair olanla­rın teşrifat kalemi tarafından vak'anüvi­se verilmesi adetken bir süredir bu uy­gulamanın terkedildiğinden yakmarak bunun yeniden temini için emir verilme­sini de istemektedir. Bu arz üzerine çı­kan buyrulduda vekayiin sıhhati üzere kaydedilmesinin esas olduğu belirtile­rek belgelerin mektubi, beylikçi, arne­di vb.den hangisine aitse reisülküttab­dan izin alınıp verilmesi, ruCıs ve teşrifat kalemlerinin de evrak suretlerini yine

vak'anüvise iletmeleri konusunda ilgili­lere tenbihatta bulunulmuştur (BA, HH, nr 48063).

Aynı zamanda şair olan Halil Nuri'nin mürettep bir divanı olup bunun bir nüs­hası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphane­si'nde bulunmaktadır (Emanet Hazinesi. nr. 1626) . Eserini takdim etmesi mü­nasebetiyle sadrazarnın telhisinde, şey­hülislam damadı ve eski maliye tezkire­cisi Halil Nuri ile yine şair olan oğlu Nebil Bey'in burada yer alan bazı şiirlerinden dolayı ödüllendirilmeleri gerektiğ i yolun­daki istek ll l. Selim tarafından kabul edil­miştir (BA, HH, nr. 14599).

BİBLİYOGRAFYA:

BA. HH, nr. 970, 8931 , 12081, 14599, 14883, 48063; BA. Cevdet-Maliye, nr. 939; Vasıf, Ta­rih, İÜ Ktp., TY, nr. 5979, vr. 2'; a.e. (ilgürel), s. XXXII, XLIV; Cemaleddin, Osmanlı Tarih ve Müverrihleri: Ayine-i Zurefa, İstanbul 1314, s. 59; Fatin, Tezkire, s. 421; Cevdet, Tarih, VI, 141, 243, 245, 309; Sicill-i Osmanf, IV, 590; Osmanlı Müellifleri, lll, 156-157; TCYK, s. 221; S. J. Shaw, Between Old and f'lew: the Otto­man Empire under Sultan Selim lll: 1789· 1807, Cambridge 1977, bk. İndeks; Babinger (Üçok), s. 351-352; Bekir Kütükoğlu. Vekayi'· nüvis: Makaleler; İstanbul 1994, s. 121 ; a.mlf., "Vekayinüvis", iA, XIII, 279.

L

~ MEHMET İPŞiRLi

HALİL PAŞA, Arnavut (ö . 1146/1733)

Osmanlı sadrazamı . _j

1065 (1655) yılı civarında İlbasan'da doğdu . Büyük kardeşi Sinan Ağa'nın bos­tancıbaşılığı zamanında Bostancı Ocağı'­

na girdi. Onun ölümünden sonra şatır*-

Halil NOri Bey'in

tarihinin nizarn nameleri

ihtiva eden IV. cildini

takdimiyle ilgili sadrazarnın

tel h isi ve lll. Selim'in

hatt-ı hümavunu (BA, HH, nr. 8931)

HALiL PAŞA. Arnavut

lar kethüdası oldu. Arkasından Bağdat Valisi Kalaylıkoz Ahmed Paşa ile birlikte Bağdat'a gitti. Daha sonra İstanbul'a ge­lip tekrar Bostancı Ocağı'na girdi. Ardın­dan odabaşı ve bir müddet sonra haseki ağa oldu. Maraş Beylerbeyi Rüşvanzade Halil Paşa'nın Rakka taraflarındaki eşya­sını teslim almakla görevlendirilmişken 1711 yılı sonlarında bostan cı başılık göre­vine getirildi. Dört buçuk yıl kadar bu gö­revde bulunan Halil Ağa, Avusturyalı­lar'ın Venedikliler'le yapılan savaşı baha­ne edip mevcut barışı bozma niyetleri üzerine 11 Ocak 1716 tarihinde. yerine mütesellim göndermek şartıyla Erzu­rum beylerbeyiliğine getirildi ve hemen Niş Kalesi'nin onarımıyla görevlendirildi (Raşid, IV, ı 81 ); ardından da vezirlikle Belgrad muhafızlığına nakledildL

Veziriazam (Şehid) Ali Paşa kumanda­sındaki Osmanlı ordusu Venedik' le bir antlaşma yapan Avusturya'ya karşı sefe­re çıktı. Ancak Yaradin Savaşı'nda veziri­azamın şehid düşmesi üzerine yerine hemen yeni serdar tayini icap etti. Ordu­da vezir rütbesinde kimse bulunmadı­ğından kimin serdar olacağı yolunda tar­tışma ve dedikodular çıktı. Sonunda. he­zimet haberini bir süre önce İstanbul'a bildiren Belgrad muhafızı Halil Paşa or­du ileri gelenleri tarafından serdarlığa seçildi ve durum İstanbul'a bildirildi. Ha­lil Paşa. lll. Ahmed tarafından Mevküfati İ brahim Efendi'nin de (Damad İbrahim Pa­şa) tavsiyesiyle 4 Ramazan 1128 (22 Ağus­tos 1716) tarihinde sadrazamlığa getiril­di. Kendisine yardımcı olarak öteden be­ri devlet işlerinde tecrübesi olan Defter­dar Sarı Mehmed Paşa verildi (Raşid. IV, 286-287, 317). Belgrad'da bulunan Halil Paşa, sınır boylarında önemli bir istih­kam durumundaki Tımışvar'ın düşme­sinden sonra (Ekim 1716) askerin dağ ıl­

masını önlemek için Tımışvar'ın düştüğü

haberini gizli t utup ordu ile birlikte Edir­ne'ye döndü. Uzun süre hazırlıklarla uğ­

raştı ve 12 Haziran 1717'de sefere çı k­

tı. Avusturyalılar'ın kuşatması altındaki

Belgrad önlerinde yapılan savaşta devlet ileri gelenleri arasındaki ihtilaf yüzünden Osmanlı ordusu yeniidi ve Niş tarafına

çekildi. Hemen ardından da Belgrad Ka­lesi Avusturyalılar'a teslim oldu (ı 8 Ağus­tos). Ordu ileri gelenleri yenilginin so­rumluluğunu Halil Paşa'ya yüklediler. Bunun üzerine 26 Ağustos 1717'de sad­razamlıktan aziedilen Halil Paşa Selanik muhafızlığına gönderildi. Katline emir çıktıysa da bundan haberdar olduğu için kaçtı ve birkaç yıl İstanbul'da bostancı

323