148
KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINE Yıl / Year: 3 Sayı / Issue:15 Ocak-Şubat / January - February 2013 www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINE Yıl / Year: 3 Sayı / Issue:15 Ocak-Şubat / January - February 2013 www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr ELMALI İlim irfan yuvası A city of science and education Şimdi Saklıkent zamanı It is time for Saklıkent ELMALI İlim irfan yuvası A city of science and education Şimdi Saklıkent zamanı It is time for Saklıkent 9

Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Antalya Kültür Turizm Dergisi

Citation preview

Page 1: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINEYıl / Year: 3 Sayı / Issue:15 Ocak-Şubat / January - February 2013www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr

KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINEYıl / Year: 3 Sayı / Issue:15 Ocak-Şubat / January - February 2013www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr

ELMALIİlim irfan yuvasıA city of science and education

Şimdi Saklıkent zamanıIt is time for Saklıkent

ELMALIİlim irfan yuvasıA city of science and education

Şimdi Saklıkent zamanıIt is time for Saklıkent

9

Page 2: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya
Page 3: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

1ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 4: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Antalya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adınaİmtiyaz Sahibi / Genel Yayın Yönetmeni Publisher / Executive Editor

İbrahim ACAR İl Kültür ve Turizm Müdürü Provincial Director of culture and Tourism

Yayın Editörü ve Yayın Kurulu Başkanı Publication Editor and Chairman of Editorial BoardSerdal KURTİl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Assistant Director of Culture and Tourism

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Managing EditorBirsen ÇEÇEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

DANIŞMA KURULU / CONSULTATIVE BOARDİlknur SELÇUK KÖKER İl Kültür ve Turizm Müdür YardımcısıAssistant Director of Culture and Tourism

Prof.Dr.Burhan VARKIVANÇ Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Akdeniz University, Faculty of Literature

Prof.Dr.Nevzat ÇEVİK Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Akdeniz University, Faculty of Archeology

Yrd. Doç. Dr. Cemali SARIAkdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Akdeniz University, Faculty of Education

Osman AYIK TÜROFED Başkanı Chairman of Türofed

Sururi ÇORABATIR AKTOB Başkanı Chairman of AKTOB

Hüseyin ÇİMRİNKent Tarihçisi, Araştırmacı ve YazarUrban Historian, Researcher and Author

YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARDMelike GÜL Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Director of Regional Committee of Cultural

Emine TUĞRUL İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mesut ÖZEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Aysun ÇOBANOĞLU İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mustafa DEMİREL Antalya Müze MüdürüDeputy Director of Antalya Museum

Selvihan KÖLEOĞLU Kültür ve Turizm Uzm./Mimar(Ant.Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü)Culture and Tourism Spe./ Architect-(Mon.Rel. and Monuments Dir.)

S.Hakan SEVEN İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Enformasyon Memuru Inf. Officer of Provincial Culture and Tourism Directorate

Serel ALPAY İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Mütercimi Translator of Provincial Culture and Tourism Directorate

ISSN: 977-1309-890X

www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr

Ajans Başkanı / ChairmanÖzer KESTANE

Grafik Tasarım / Graphic DesignRahşan AKSOYNeslihan EDİZSibel KAŞIKÇI

Yayın Koordinatörü Editorial CoordinatorDerya ŞAHİN

Haber Merkezi / InterviewerÖzgür ÖNDER Elif Işıl BAŞKAYAOnur ŞAN

Çeviri / TranslationRoxanne Yurchak

REKLAM / ADVERTISING

Reklam Koordinatörü Advertising CoordinatorDerya ÇOLAK

Reklam Direktörü / Advertising DirectorGüliz İLGEN

Müşteri Temsilcileri Customer Represantativesİrfan IŞIK

Renkli Kalem Medya Grubu Antalya Temsilciliği

Elmalı Mahallesi Hükümet Caddesi Sıdıka İş Merkezi Kat:2 No:18 Muratpaşa / ANTALYA0242.242 03 05www.renklikalem.com.tr e-posta:[email protected]

Yayın Türü: Süreli Yerel

Baskı Yeri / Printing : Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San. Tic. Ltd. Şti. Tel: 0 232 433 33 55

Baskı Tarihi / Printing Date:

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİANTALYA CULTURE & TOURISM MAGAZINE

YAPIM / PRODUCTION

İÇİNDEKİLER / CONTENTS

Tarihi eserler onarılıyorHistorical structures are being renovated

72

2 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 5: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

14

68

30

18

3642

28

8288

100104

116

124130

126

96Antalya semalarında kuşlara eşlik etmek

Accompanying birds in the skies of Antalya

134

Turizmin röntgeni çekildiiAn in-depth study of tourism

Hindistan’da Antalya rüzgârıAntalya takes India by storm

Gıda sektörünün kalbi Antalya’da atacakThe heart of the food sector will beat in Antalya

Noel Baba Müzesi’ne ziyaretçi akınıThe Museum of Santa Claus swarmed with visitors

Şarap festivalinden tiyatro süsüneFrom the wine festival to theatre decorations

İlim irfan yuvası ElmalıA city of science and education

Kaleiçi mozaikleriyle terapiTherapy with Kaleiçi mosaics Antalya kıyıları boyunca köşkler Mansions along the shores of Antalya

“Lale Çılgınlığı” dünyada ilk kez Antalya’daThe premier of ‘Lale Çılgınlığı’ to be staged in Antalya

İki bin yıldır iki yakayı birleştiriyorConnecting the two shores for 2000 years

Bir Mimar Sinan ekolü şaheseri: Ömer Paşa CamisiA Mimar Sinan school masterpiece

Şimdi Saklıkent zamanıIt is time for Saklıkent

Derinlerdeki gizemA mystery in the depths

Son demini yaşayan bir mesleğin emektarıThe veteran of a lost profession

Endemic plant paradiseEndemik bitki cenneti

Enjoy horseback riding in AntalyaAt binmenin keyfi Antalya’da çıkar

3ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 6: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

In the land of saints and dervishesThe 2000 year old monumental tur-pentine tree rises with all its glory across Kızlar Sivrisi, the crest of Bey Dağları, as if to say “I am here too” The monumental tress in the snow covered Çığlıkara Forest await the arrival of spring and long to hear the sounds of birds perched on their branches. The plain that begins near Avlan Lake shows all its abundance all the way to Şehr-i Elmalı. A master gives water to his chickpeas, just like his grandfather taught him, in the bazaar near the historical Ömer Paşa Mosque. A deep conversation begins in the historical mansion where the masters of Teke lived, about scholars like Niyazı-i Mısri, Sinan-i Ümmi, Abdal Musa and Muhammed Hamdi Yazır. History blends in with cultural and culture blends in with natural beauties in the urban plateau of Elmalı.

We have opened up the pages of our 15th issue to Elmalı. We tasted the amazing apples and roasted chickpeas of Elmalı, and witness the magnificence of cube tombs, king tombs and the Elmalı treasure. Pass-ing through narrow streets surround-ed by historical mansion, we recited the poems of Sinan-i Ümmi and Vahhab-i Ümmi after visiting their mausoleums. We watched Kızlar Sivrisi in Çığlı Kara Forest adorned with monumental trees. And we saw that Elmalı, with its scenic beauties, irch culture and profound history, is

a treasure waiting to be discovered. It is also an enticing spot in alterna-tive tourism for those seeking new thrills.

Our efforts were not only concen-trated on Elmalı. We discovered new beauties from Finike to Ak-seki, from Kemer to Alanya and wrote about them. We inspected the Seljuk period hunting lodges in Antalya and witness the amazing frescoes and muqarnas decorations. We flew from Tahtalı Mountain and decided that Antalya was the best place for paragliding. We tin coated copper with probably the last crafts-man in Akseki. We learned about the underwater riches of Suluin Cave from the Akdeniz Underwater Club. We spoke to Figen Ayan about the latest developments in cruise tour-ism in Antalya. We learned that the Russians that lived in our city were a part of us now, thanks to our interview with Irina Balcı. We baked the traditional 18 Bağaçaları in an old bakery in Kaleiçi and found out how tasty our traditional dish be-came with the addition of resin and cinnamon. We have already begun working on our next issue while you’re excitedly roaming through these pages. As we advertise our city’s cultural and touristic poten-tial to the world, we will keep our pages open for the opinion lead-ers of Antalya. Thanks to all our contributors and supporters.

EDIT

OR

IAL

4 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 7: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Erenler ve evliyalar diyarındaBey Dağları’nın zirvesi Kızlar Sivrisi’nin tam karşısında, ‘Ben de buradayım’ derce-sine tüm haşmetiyle yükseliyor 2 bin ya-şındaki koca katran. Karla kaplı Çığlıkara Ormanı anıt ağaçlarıyla yeniden baharın gelmesini, dallarına yuva yapan kuşların yeniden özgürce ötmesini bekliyor. Avlan Gölü’nün yanından başlayan ova, ete-ğinde kurulu Şehr-i Elmalı’ya kadar tüm cömertliğini sergileyerek uzanıp gidiyor. Şehrin içinde yükselen tarihi Ömer Paşa Camii’nin yanı başındaki çarşıda, dede-sinden öğrendiği gibi nohuta su veriyor usta, en lezzetli leblebisini yapabilmek için. Niyazı-i Mısri’den Sinan-ı Ümmi’ye, Abdal Musa’dan Muhammet Hamdi Yazır’a, bugün bile dilden dile dolaşan mısralar üzerine koyu bir sohbet başlıyor Teke Beyleri’nin yaşam sürdüğü tarihi konakta. Tarih kültürle, kültür doğal gü-zelliklerle harmanlanıyor Batı Torosların kent yaylası Elmalı’da.

Antalya’nın dört bir yanını tarihiyle, kültürüyle, doğal güzellikleriyle dünyaya tanıtmayı görev edinen dergimizin, on beşinci sayısında sayfalarımızı Elmalı’ya ayırdık. Bu sayımızda Elmalı’nın lezzetli elmalarının, leblebilerinin tadına bakıp, küp mezarların, kral mezarlarının, Elmalı Hazinesi’nin muhteşemliğine tanık olduk. Tarihi konakların çevrelediği dar sokaklar-dan geçerek Sinan-i Ümmi’nin, Vahhab-i Ümmi’nin türbelerine çıkarak, ovaya karşı mısralarını okuduk. Abdal Musa’nın dergâhında semah dönen canlarla bir olduk. Anıt ağaçların yükseldiği Çığlı-kara Ormanı’ndan dağcıların zirvesinin hayalini kurduğu Kızlar Sivrisi’ni izledik. Ve gördük ki Elmalı, doğal güzellikleriyle,

zengin kültürüyle, köklü tarihiyle tekrar tekrar hatırlatılmayı bekleyen bir hazine. Yenilikler arayanlar için de alternatif tu-rizmin gönül çelici bir varış noktası

Çalışmalarımız sadece Elmalı ile sınırlı kalmadı elbette. Finike’den Akseki’ye, Kemer’den Alanya’ya güzelliklerden yeni keşifler yaptık ve sizlere aktardık. Antalya’da Selçuklu’nun mührü av köşk-lerini inceleyip, mukarnasların mimarisine, fresklerin eşsizliğine hayran olduk. Tahtalı Dağı’nın zirvesinden yamaç paraşütü ile havalanıp, Antalya’nın, denizin hemen ardından yükselen dağları ile bu spor için en uygun yer olduğu kanaatine vardık. Akseki’nin son kalaycısı ile belki de son kez bakır kalayladık. Biz dalamasak da Finike’de bulunan Suluin Mağarası’nın derinliklerindeki gizemi Akdeniz Üni-versitesi Su Altı Topluluğu’ndan dinle-dik. Antalya’nın her yıl daha da gelişen kruvaziyer turizminin geldiği son durumu Figen Ayan ile masaya yatırdık. Şehri-mizde yaşam süren Rusları artık bizden biri olan İrina Balcı’dan dinledik.. Ka-leiçi’ndeki eski fırında Antalya’ya özgü 18 Bağaçaları’nı pişirip, tadına baktık ve yöresel yiyeceğimizin çam sakızı ve tar-çınla ne kadar da lezzetli olduğu gördük. Yoğun bir çalışma döneminin ardından sizler sayfaları merakla karıştırıp, keyifle okurken biz yeni sayının çalışmalarına çoktan başladık bile. Antalya Kültür ve Turizm Dergisi olarak şehrimizin kültür ve turizm potansiyelini dünya kamuoyu-na tanıtırken, kentlilik bilinci oluşturma yönünde, sayfalarımızı Antalya kanaat önderlerine açmaya devam edeceğiz. Kat-kı ve destek verenlere teşekkür ediyoruz.

EDİT

ÖR

DEN

5ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 8: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Yeni yılda yeni oyunA new play for the new year

Antalya Devlet Tiyatrosu (ADT), yeni yıla yeni bir oyunla girdi. ADT, kadın üzerindeki ataerkil yapının traji komik halini sahneye yansıtan ‘Ruhlar Gelirse’ ve ‘Pişti’nin ardından bu kez de William Shakespeare’in ‘Otello’ adlı oyununu sahneledi. Malcolm Keith Kay’in yönetmenliğini yaptığı oyun, Şubat ayı boyunca da sanatseverlerle buluşacak. Klasik bir tiyatro oyunu olan ‘Othello’ Haşim İşçan Kültür Merkezi Devlet Tiyatrosu Sahnesi’nde sahneleniyor. William Shakespeare’nin ünlü eseri ‘Otello’, Venedikli zeki bir asker olan Othel-lo ile onun emir eri Iago arasında yaşananları anlatı-yor. Oyunda hırslı ve mevki düşkünü olan Iago, komutanı Othello’yu kandırır. Emir eri tarafından kandırılan Othello, karısı Desdemona’yı boğarak öldürür. Othello’nun karı-sını öldürmesinin ardından

Iago’nun tüm kirli emelleri ortaya çıkar. Iago’nun kirli emellerinin konu edildiği oyun sanatseverlerin büyük beğenisini kazandı. Selim

Bayraktar, Sertel Uğur, Ali Meriç, Orkun Yılmaz, Meltem Gülenç ve Kader Gözpınar’ın rol aldığı oyunun dekorunu Hakan Dündar,

kostümlerini Candan Günay, ışığını ise Namık Gürsoy hazırladı.

The Antalya State Theatre began the new year with a new play. ADT, which per-formed When Spirits Come and ‘Pişti’ last year, staged William Shakespeare’s ‘Othello’. The play, directed by Malcolm Keith Kay, will be staged throughout February. The play can be seen at Haşim İşçan Cultural Center. William Shakespeare’s famous play is a smart soldier from Venice called Othello and his aide Iago. Iago, who is ambi-tious, tricks Othello, who in return kills his wife Desdemona. All is revealed after Desdamona dies. The actors in the play are Selim Bayraktar, Sertel Uğur, Ali Meriç, Orkun Yılmaz, Meltem Gülenç and Kader Gözpınar. Décor for the play is by Hakan Dündar, costumes by Candan Günay, and lighting is man-aged by Namık Gürsoy.

Anadolu’nun para tarihi Antalya’da masaya yatırılıyorThe monetary history of Anatolia is discussed in Antalya

Dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen para tarihçileri, Vehbi Koç Vakfı Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü tarafından Antalya’da düzenlenecek olan Birinci Uluslararası Anadolu Para Tarihi ve Numismatik Kongresi’nde bir araya geliyor. 25-28 Şubat tarihlerinde Ramada Otel’de gerçekleşe-cek kongreye yurtdışından 31, yurtiçinden 32 uzman katılacak. Anadolu’nun para tarihi ve numismatiği alanın-da çalışan seçkin konuklar, sikkenin icadından Osmanlı İmparatorluğu’nun sonuna kadar, Anadolu ve Türkiye Trakya’sı para tarihi ile bu coğrafyada basılmış veya do-laşmış gümüş sikkeler olarak

belirlenen konularda sunum-lar yapacak. Kongrede; Elmalı Definesi, Türkiye Selçukluları sikkelerinde unvan lakap ve künyeler, Olympos Dağı kazılarında bulunan sikkeler, Side kazılarında bulunan sikkeler üzerine bildiriler de sunulacak. Türkiye’de ilk kez Antalya’da gerçekleşecek olan kongre, kentin tanıtımına farklı bir alanda destek sağlayacak. Kongre konunun uzmanları kadar bu alana ilgi duyanlara da açık olacak.

The world’s most promi-nent monetary historians are gathering in Antalya for the 1st International Anatolian Monetary History and Nu-mismatic Congress organized by the Vehbi Koç Foundation Suna-İnan Kıraç Mediterra-nean Civilizations Research Institute Akdeniz. 31 foreign and 32 domestic experts will attend the event on February 25-28, 2013 at the Ramada hotel. Expert guests will give presentations about the dis-

covery of money, the history of money in Anatolia and Turkish Thrace until the end of the Ottoman Empire, and silver coins that were minted and were in circulation in this geography. Declara-tions regarding the Elmalı Treasure, titles, nicknames and tags on Seljuk coins, coins found in the excava-tions in Olympos Mountain and coins found in the digs at Side will also be presented during the event. The congress, which will be organized in Turkey for the first time in Antalya, will contribute to the advertising of the city in a different field. The congress is open to both academics and history buffs.

6 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 9: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

7ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 10: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Türk ve Rus entelektüeller buluştuTurkish and Russian intellectuals met

Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler, Uluslararası Antalya Üniversitesi tarafından düzen-lenen ‘Türk-Rus Entelektüeller Buluşması’nda masaya yatırıl-dı. İlki düzenlenen ve her yıl düzenli olarak devam edecek olan etkinlikte iki ülkenin bilim insanları ilişkileri değer-lendirerek, görüş alışverişinde bulundu. Toplantıya Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıpar-mak, Döşemealtı Kaymakamı Mehmet Baygül, Uluslararası Antalya Üniversitesi Rektö-rü Prof. Dr. Cihat Göktepe, Rusya Federasyonu Antalya Başkonsolosu Alexander Tols-topyatenko ve bilim insanları katıldı. Antalya’yı ziyaret eden 11 milyon yabancı misafirin önemli bir kısmının Rusya’dan geldiğini belirten Vali Dr. Altıparmak, fiziki sınırların artık anlam ifade etmediği bir dünyada yasak koymanın da mümkün olmadığını vurgu-ladı. Vali Dr. Altıparmak, bu durumun da çeşitli sorunları beraberinde getirdiğini belir-terek, bilim insanlarından yol gösterici nitelikte bilgiler ve yol haritası beklediklerini dile

getirdi. Türk-Rus Kültür Mer-kezi Entelektüeller Platformu öncülüğünde Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü, Türk-Rus Kültür Merkezi Ge-nel Müdürlüğü, Uluslararası Antalya Üniversitesi, Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü işbir-liğinde düzenlenen etkinliğe 20’ye yakın bilim insanı katıl-dı. Etkinlikte Avrasya Birliği Projesine Türkiye’den bakış, stratejik ortaklıkta eksik kalan halka kültür ve eğitim alanın-daki perspektifler, Türk-Rus stratejik ortaklığının imkân ve sınırları gibi konular tartışıldı.

The relationship between Turkey and Russia was dis-cussed during a conference called “Meeting of Turkish and Russian Intellectuals” organized by the Antalya University. During the event, this was organized for the first time and will be an annual event, scientists from both countries exchanged opinions about the relationship between Turkey and Russia. The meeting was attended by the Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, Döşemealtı District Governor Mehmet Baygül, The dean of Antalya University Prof. Dr.

Cihat Göktepe, the Antalya Consul General of the Russian Federation Alexander Tolstopy-atenko and scientists. Gover-nor Altıparmak, who stated that the majority of the 11 million tourists who visited Antalya were from Russia, said that physi-cal boundaries were no longer relevant and that prohibitions were impossible. Governor Dr. Altıparmak, who said that this had some negative consequenc-es, added that they were asking for solutions from scientists. 20 scientists attended the confer-ence which was sponsored by the Turkish-Russian Cultural Center’s Intellectuals Platform, the Russian Science Academy’s Oriental Institute, the Turkish-Russian Cultural Center General Directorate, Antalya University, the Moscow State University and the Asian and African Countries Institute. Topics such as Turkey’s opinion on the Eurasia Union, education and the possibilities and boundaries of Turkish-Russian strategic relationships were discussed during the conference

Antalya’ya dair ne varsa Ramada Plaza’da Everything about Antalya is at Ramada Plaza

Antalya’yı dantel gibi işleyen doğa harikası falezlerin üzerinde hizmet veren Ramada Plaza Antalya, şehirle iç içe ama şehrin karmaşasından bir o kadar uzak konumuyla şehir otelciliğini bambaşka bir boyuta taşıyor. “All in one, All in Ramada Plaza Antalya” slo-ganıyla hizmet veren Ramaza Plaza Antalya, ziyaretçilerine sunduğu kusursuz konfor ve lüks ile Antalya’da tatil ve iş seyahatlerinin değişmez adresi olmayı hedefliyor. Dört farklı konseptte konaklama alterna-tifleri sunan, City Club & SPA

ünitelerinde huzur ve yeni-lenme vaad eden, birbirinden farklı konseptteki restoranla-rıyla da damakları şenlendiren Ramada Plaza Antalya, yolu Antalya’ya düşenleri büyüleyici bir tatil ve konaklama deneyi-mine davet ediyor.

Ramada Plaza Antalya, which is located on top of the amazing cliffs that are unique to Antalya, carried urban hotel accommodation to another level by being close to the city

without the hustle and bustle. The hotel, which serves with the slogan “All in one, All in Ramada Plaza Antalya”, aims to be the number one choice for business visits and vacations with the comfort and luxury it offers its visitors. Ramada Plaza Antalya, which offers four different types of accommodation, comfort and rest at City Club & SPA and delicious meals at restaurants with different concepts, invites guests to enjoy an amazing vacation in Antalya.

Ad

vert

oria

l

8 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 11: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

9ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 12: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Kaya tırmanışçılarına özel rehberA special guide for rock climbers

Everest’in zirvesine çıkan ve kaya tırmanışında Türkiye’nin önde gelen dağcılarından olan Yılmaz Sevgül, Antalya’nın dört bir yanındaki geleneksel kaya tırmanışı rotalarını, kitabı ‘Antalya Geleneksel Kaya Tırmanış Rehberi’nde derledi. Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak görev yapan Yılmaz Sevgül, 1994 yılından bu yana hem tırman-dığı hem de açtığı gelenek-sel rotaları tüm detaylarıyla kitabına aktardı. Geleneksel kaya tırmanışı için tam bir rehber olan ve sayfalarında kayaların hem fotoğraflarına hem de çizimlerine yer veren kitap, Türkiye’nin büyük illerindeki doğa sporları mağazalarında satışa çıktı. Türkçe-İngilizce olan kitabın

Antalya’nın kaya tırmanışında potansiyelini daha da artırması bekleniyor. Yılmaz Sevgül, Antalya Geleneksel Kaya Tır-manış Rehberi’nin ardından Antalya’nın yürüyüş yolları

ile ilgili kitabı için çalışmalara başladı.

Yılmaz Sevgül, a well known mountaineer in Turkey who has made it to the top of Ever-

est Mountain, compiled all the traditional rock climbing routes in Antalya in his latest book, “The Antalya Traditional Rock Climbing Guide” Yılmaz Sevgül, who works as a lecturer at Akdeniz University, com-plied all the routes he climbed and he routes he formed since 1994 in his book. The book, which is an excellent guide for traditional rock climbing and includes photographs and drawings of the routes, is now sold at outdoor sports shops in large cities. It is expected that the book, which is in both Turkish and English, to increase Antalya’s potential in rock climbing. Yılmaz Sevgül is now working on his next book about the hiking trails of Antalya.

Tanıtım çalışmaları hızlandıAdvertising efforts have accelerated

Antalya’yı her yönüyle tanıtmak ve tüm destinasyon-ları fuarlarda tek çatı altında toplamak amacıyla kurulan Antalya Tanıtım A.Ş., yeni turizm sezonu öncesi çalışma-lara başladı. Antalya Tanıtım A.Ş., 8-13 Ocak tarihleri arasında Uluslararası Ut-recht Turizm Fuarı’na katıldı. Antalya Destinasyonu bu fuarda Antalya Merkez-Side/Manavgat-Alanya-Belek-Ke-mer kendi masalarında tanıtım malzemelerini sunma ve gerek turizm profesyonelleri, gerekse tüketicilerle görüşme olanağı yakaladı. Hollanda’nın ardından 10-13 Ocak tarihle-rinde Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenen “Ferien Messe Wien 2013” Turizm Fuarı’na katılan Antalya Tanıtım A.Ş., burada ise An-talya-Alanya-Kemer destinas-yonunu tanıttı. Almanya’nın en önemli ve en uzun tüketici fuarı olan “CMT Stuttgart” ta Antalya, Kemer, Side/Manavgat ve Kaş/Kalkan’ın tanıtımı yapıldı. Antalya yeni

yılın ilk günlerinden itibaren dünyanın dört bir yanında tanıtılmaya başlanırken, yılsonuna kadar 35 fuarda Antalya rüzgârı estirileceği belirtildi. Antalya Tanıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, Antalya’nın bu fuarlarda golf, gastronomi, sanat, sağlık, tarih-kültür ve spor-su altı dünyası alanında tanıtıldığını kaydetti. Budak, Almanya, Finlandiya, İsviçre, Polonya, Danimarka, Rusya, İsveç, İngiltere gibi ülkelerde düzenlenecek turizm fuarların-da, Antalya’nın destinasyon olarak tanıtımının yapılacağını kaydetti.

Antalya Advertising SA, which was established to advertise the city with all its aspects and introduce all the different destinations under a single roof during fairs, began working hard before the new season. Antalya Advertising SA participated in the International Utrecht Tourism Fair between January 8 and 13. During the

fair, Antalya Center-Side/Manavgat-Alanya-Belek and Kemer got to advertise their marketing materials at their separate desks and got the chance to speak to tourism professionals and consum-ers. The company, which then participated in “Ferien Messe Wien 2013” Tourism Fair in Vienna, advertised the Antalya-Alanya-Kemer destina-tion. During Germany’s most important consumer fair “CMT Stuttgart” Antalya, Kemer, Side/Manavgat and Kaş/Kalkan were

advertised. It was reported that Antalya would be advertised at 35 international fairs until the end of the year. Chairman of the Antalya Advertising SA Çetin Osman Budak stated that they were advertising golf, gastronomy, art, health, history, and culture and sports tourism in Antalya during these fairs. Budak added that they would continue advertising Anta-lya during fairs in Germany, Finland, Switzerland, Poland, Denmark, Russia, Sweden and Britain.

10 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 13: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

11ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 14: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Danışma kurulu turizmi değerlendirdiTurizm Değerlendirme ve Danışma Kurulu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da katılımıyla Belek’te toplandı.

Turizm Değerlendirme ve Danışma Kurulu Top-

lantısı, Antalya Belek’te ger-çekleşti. Toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Müste-şar Özgür Özaslan, Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Vali Yardımcısı Recep Yüksel, bakanlık yetkilileri, kurum amirleri ve turizmciler katıldı.

Turizmde 2012 yılının başarılı bir şekilde geç-tiğini kaydeden Vali Dr. Altıparmak, sürdürülebi-lir turizm için ortak aklı kullanarak ciddi çalışmalar yaptıklarını da kaydetti. Sağlık turizminin önemi-ne de değinen Vali Dr. Altıparmak, kış aylarında doluluğu yükseltmek için bu konuya ağırlık vere-ceklerini bildirdi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise bu yıl Türkiye’yi 33 milyon turistin ziyaret etmesini beklediklerini söyledi. Bundan sonra niteliğe önem vereceklerini kaydeden Bakan Günay,

“Türkiye’nin marka değe-rini yükseltmeye çalışa-cağız” dedi. Turizm geliri açısından Türkiye’nin ilk 10 ülke arasında olduğunu kaydeden Bakan Günay, “10 yılda Türkiye’ye gelen turist sayısı 13 milyondan 32 milyona yükseldi. Bu bü-yük bir başarıdır. Son yıllar-da Türkiye’de turizmi hem çeşitlendirmeye hem de altyapısını güçlendirmeye yönelik çalışmalar yaptık. Bu çerçevede 2007 yılından bu yana Antalya’da sadece altyapıya 196 milyon liralık yatırım yaptık” dedi.

The Consultancy Board evaluated tourism The Tourism Evaluation and Consultancy Board met in Belek with the

attendance of the Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay.

The Tourism Evaluation and Consultancy Board

met in Belek, Antalya. The meeting included Minis-ter of Culture and Tourism Ertuğrul Günay, the Gov-ernor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, Undersecretary Özgür Özaslan, Deputy Minister Abdurrahman Arıcı, Deputy Governor Recep Yüksel, ministry representa-tives, managers and tourism professionals. Governor Dr. Altıparmak, who stated that the 2012 tourism season was a success, added that they were doing

serious works for sustain-able tourism. Governor Dr. Altıparmak, who pointed out to the importance of health tourism, said that they were going to focus on this issue to increase occupancy rates during the winter. Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay said that they were expect-ing 33 million tourists in 2013. Minister Günay, who said that they were going to focus on quality rather than quantity this year, stated that they were going to try to increase the brand value of Turkey. Minister Günay, who pointed out that Turkey was in the top 10 in the world in terms of tourism revenues, said, “The number of tour-ists who come to Turkey has increased to 32 million from 13 million in the last 10 years. This is big achieve-ment. In recent years, we have concentrated our ef-forts in diversify tourism and strengthening infrastructure. We have invested 192 million Liras in Antalya alone since 2007.”

12 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013 w w w.t h e m a x i m h o te l s . c o m

The Maxim Resort HotelAtatürk Bulvarı 07980 No:31 Kemer / ANTALYATel: +90 242 814 70 00(pbx) Fax: +90 242 814 70 70e-mail: [email protected]

Kalite ve kusursuz hizmet...

Page 15: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

13ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013w w w.t h e m a x i m h o te l s . c o m

The Maxim Resort HotelAtatürk Bulvarı 07980 No:31 Kemer / ANTALYATel: +90 242 814 70 00(pbx) Fax: +90 242 814 70 70e-mail: [email protected]

Kalite ve kusursuz hizmet...

Page 16: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Turizmin röntgeni çekildiAntalya turizminin röntgenini çeken ‘Antalya İli Turizm Endüstrisinin Kümelenme, Rekabetçilik ve Strateji Ön Çalışması’ tamamlandı.

Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak önderliği

ve Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) desteğiyle, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) tarafından Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Turizm Fakültesi’ne hazır-latılan ‘Antalya İli Turizm Endüstrisinin Kümelenme, Rekabetçilik ve Strateji Ön Çalışması’ kitabı tamam-landı. Antalya turizminin çeşitlenmesi, 12 aya yayıl-ması, sorunlar ve çözüm önerileri üzerine tespitlerin yer aldığı kitap, kelimenin tam anlamıyla sektörün rönt-genini çekti. Çalışma, Vali Dr. Altıparmak’ın başkan-lığını yaptığı bir toplantı ile tanıtıldı.

Stratejik güç birliği şartToplantıya Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, AÜ Turizm Fakültesi Dekanı Akın Aksu, BAKA Genel Sekre-teri Tuncay Engin, POYD Yönetim Kurulu Üyesi M.

An in-depth study of tourism“The Antalya Tourism Strategic Plan”, which is an

in-depth study of the sector, was concluded.

T he Antalya Tourism Stra-tegic Plan booklet, which

was prepared by Akdeniz Uni-versity’s Tourism Faculty with support from Governor Dr. Ahmet Altıparmak, Western Mediterranean Development Agency and Professional Ho-tel Managers Association, is finished. The booklet, which includes suggestions on di-versify tourism in Antalya and extending the season to 12 months, is truly an in-depth study of tourism. The project was introduced at a meeting presided by Governor Dr. Altıparmak .

A Strategic jointventure is crucial The meeting was also at-tended by Antalya Deputy Governor Recep Yüksel, City Culture and Tourism Director İbrahim Acar, Dean of the AÜ Tourism Faculty Akın Aksu, BAKA General Secretary Tuncay Engin, POYD board member M. Nihat Tümkaya and representatives from local authorities, tourism

14 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 17: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Nihat Tümkaya ve ilgili kamu kurumlarının yanı sıra, turizm sektörü ve yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşları-nın temsilcileri katıldı. Vali Dr. Altıparmak, çalışmada emeği geçenlere teşekkür ederek, “Güzel bir çalışma ortaya çıktı. İlimizde çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmaların stratejik ve mutlaka ortak bir güç birliği etrafında yürütülmesi gereki-yor” dedi.

Farklı bir yapılanma istiyorTurizm yönetiminin en büyük sorunlardan biri olduğunu kaydeden Vali Dr. Altıpar-mak, “Bu büyük destinas-yonunyönetiminin daha farklı ele alınması gerekiyor. Farklı yapılanmaya ihtiyaç var. Adına konsey ya da birlik deyin, ama mutlaka planlanmasından proje-lendirilmesine, kaynağına kadar biraz daha etkin bir şekilde ele almamız gerek-tiğini düşünüyorum. Master planının yapılıp bunun bir

sahibinin olması gerektiğini düşünüyorum. Artık kurum-sal hale gelmemiz şart” diye konuştu.

‘Ne’ sorusunacevap aradılarAÜ Turizm Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Yıldırım Yılmaz ise çalışma hakkında bilgi verdi. Turizm sektörünün özellikle uluslararası reka-betçilik analizini gerçekleş-tirmek amacıyla ve ortaya konulan bulguların stratejik plan için rehber olması dileğiyle yola çıktıklarını ifade eden Yılmaz, aynı zamanda Antalya’nın turizm vizyonu ve misyonu ile rekabet edebilir-liğini, yüksek turistik ürünlerin neler olabileceğini ortaya çıkarmaya çalıştıklarını anlattı.Yılmaz araştırma sonucunu, “Antalya’da turizmi tek elden yönetecek, kamu ve özel sektör işbirliğini içeren, tüm paydaşların fikrini temsil edecek şekilde yapılan-mış, kendi bütçesi olan bir çatının yönetimine ihtiyaç duyuluyor” diye özetledi.

sector and NGOs. Governor Dr. Altıparmak, who thanked those who worked on the report, said, “this is very good work. We are conducting seri-ous projects in our city. These projects need to be brought to life thorough joint efforts.”

A different structuring The Governor, who stated that tourism management was one of their biggest problems, added, “This big destina-tion needs another type of management and a new structuring. Call it a council or an organization; but we need better planning, better projects and finance manage-ment. We need a master plan with a master manager. We

need to institutionalize.”

They sought theanswer to “what?” Assistant Docent Dr. Yıldırım Yılmaz from AÜ Tourism Fac-ulty Turizm gave information about their project. Yılmaz, who stated that their aim was to analyze global competition in the tourism sector and pro-vide a guide for appropriate strategies, added that their secondary goal was to estab-lish Antalya’s touristic vision, its competitive power and its marketable assets in tourism. Yılmaz summarized the report as such: “Antalya needs a sin-gle management with its own budget that includes members from all parties involved”

Vali Dr. Altıparmak, çalışmaların stratejik ve mutlaka ortak bir güç birliği etrafında

yürütülmesi gerektiğini söyledi.

Governor Dr. Altıparmak said that the plant must be implemented through a joint

venture.

15ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 18: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

EXPO 2016Antalya Konseyi ve Yönetim Kurulu toplandıEXPO 2016 Antalya Konseyi’nin ilk toplantısı, Vali Dr. Ahmet Altıparmak başkanlığında gerçekleştirildi. Ayrıca EXPO 2016 Yönetim Kurulu toplantısı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in katılımıyla yapıldı.

Türkiye’nin ilk kez ev sahipliği yapacağı

Dünya Botanik EXPO’su ile ilgili çalışmalar aralıksız olarak sürdürülüyor. EXPO ile ilgili yasanın çıkmasının ardından genel sekreter-lik makamı için atamalar yapıldı, konsey oluşturul-du. Bir yandan da ‘çiçek ve çocuk’ temalı botanik EXPO’sunun gerçekleşeceği alanda çalışmalar başlatıldı. EXPO Antalya 2016 Konseyi de ilk toplantısını 112 Acil Çağrı Merkezi’nde geniş bir katılımla yaptı. Toplantıya; EXPO Konsey Başkanı Vali Dr. Ahmet Altıparmak, Vali Yardımcısı Ali Nazım Bal-cıoğlu, EXPO 2016 Antalya Genel Sekreteri Selami Gü-lay, konsey üyeleri, ilçe be-lediye başkanları, bakanlık temsilcileri ve resmi kurum ve kuruluşların müdürleri ile sivil toplum kuruluşu temsil-cileri katıldı.

Herkese büyük iş düşüyorEXPO Konsey Başkanı Vali Dr. Altıparmak, konseyin ilk toplantısında yaptığı konuşmada uluslararası

dev organizasyonun hazırlık aşamasında herkese önemli sorumlulukların düştüğü-nü kaydetti. EXPO 2016 Antalya’nın Türkiye’nin ilk EXPO’su olduğu için üzer-lerinde farklı bir sorumluluk olduğunu kaydeden Vali Dr. Altıparmak, “Konsey-de çok hızlı bir şekilde az söz ile çok iş üretmemiz lazım. Konsey, Türkiye’nin ilk EXPO konseyi. Buradaki çalışmalar aynı zamanda Türkiye için önemli örnekler teşkil edecek. Konsey üye-lerinin gayretleri çok büyük önem arz ediyor” dedi.

The EXPO 2016 Antalya Council and Executive Board meeting

The first meeting of the EXPO 2016 Antalya Council was conducted under the presidency of Governor Ahmet Altıparmak. The EXPO board meeting was conducted with the

attendance of the Minister of Food,Agriculture and Live Stock Breeding Mehdi Eker

Works regarding the Global Botanic EXPO,

which will be hosted by Turkey for the first time, continue in full swing. After the law regarding EXPO was passed in the senate, assignments for the general secretary’s office were made and councils were estab-lished. In the meantime, works on the area where EXPO- themed children and flowers- will be held contin-ue. The council of the main event got together at the 112 Emergency Center for a meeting. The meeting was

attended by EXPO Council President Vali Dr. Ahmet Altıparmak, Deputy Governor Ali Nazım Balcıoğlu, EXPO 2016 Antalya General Sec-retary Selami Gülay, council members, chief magistrates of borough, ministry repre-sentatives, directors of pub-lic institutions and members of NGOs.

Big responsibilities for everyoneEXPO council President Governor Dr. Altıparmak, who spoke at the first meet-ing of the council, stated that everyone had a lot to do during the preparation of this giant global event. The governor, who said that Antalya has a huge burden on its shoulders since it was the first Turkish city to host an EXPO, added, We need to achieve a lot of things and we need to do it fast. This council is Turkey’s first EXPO council. The work we do here will set a precedent for Turkey. The efforts of council members are crucial.” Work groups were formed The council, which consists

16 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 19: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

of representatives from 54 in-stitutions, will meet four times a year. EXPO 2016 Antalya General Secretary Selami Gülay who was present at the meeting gave informa-tion about the things they did so far. Gülay, who said that the budget for EXPO 2016 Antalya was 180 million Liras, added that they had rented a 2500 square meter office for the EXPO 2016 Antalya Advertising Agency on As-pendos Boulevard.

The EXPO Executive Board meeting“The EXPO mascot will be an endemic flower”The EXPO Executive Board met for the first meeting

of 2013 in Antalya with the attendance of Minister of Food, Agriculture and Live Stock Breeding Mehdi Eker. The meeting was also attended by Governor Dr. Ahmet Altıparmak, Metro-politan Municipality Chief Magistrate Mustafa Akaydın, EXPO 2016 Antalya Gen-eral Secretary Selami Gülay, President of the Antalya Chamber of Commerce and Industry Çetin Osman Budak and representatives of the ministry. During the meeting, representatives of investors such as State Water Works, Highways, the Antalya Water and Waste Water directorate and Turkish Electricity SA gave information about the

works that will be carried out at the EXPO area. Minister Eker, who stated that they were going to plant 25,000 trees of 36 different types at the EXPO area which already has 1329 trees, said that they would be building the EXPO 2016 Antalya Forest with the new additions. Min-ister Eker, who said that they were going to pick a mascot for EXPO 2016 Antalya, added, “The mascot will be a flower that will be identified with Antalya. The city is an important place in terms of endemic plants and that is why we want the mascot to be a flower. Antalya cold be advertised with this flower after EXPO.”

Çalışma grupları oluşturuldu54 kurum temsilcisinden oluşan konsey yılda 4 kez toplanacak. Toplantıya katılan EXPO 2016 Antalya Genel Sekreteri Selami Gülay ise bu güne kadar yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.EXPO 2016 Antalya’nın toplam bütçesinin 180 milyon lira olduğunu belirten Gülay, EXPO 2016 Antalya Ajansı için Aspendos Bulvarı’nda 2 bin 500 metrekare kapalı ala-na sahip bir ofis kiralandığını söyledi.

Yönetim Kurulu Toplandı“EXPO maskotu belirlendiendemik bir çiçek olacak”EXPO Yönetim Kurulu, yeni yılın ilk toplantısını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in katılımıyla Antalya’da yaptı. Toplantıya; Vali Dr. Ahmet Altıparmak, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, EXPO 2016 Antalya Genel Sekreteri Selami Gülay, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Os-man Budak ve bakanlıkların temsilcileri katıldı. Toplantıda yatırımcı kuruluşlardan Devlet Su İşleri (DSİ), Karayolları, Antalya Su ve Atık Su İdaresi (ASAT) ile Türkiye Elektrik Da-ğıtım AŞ (TEDAŞ) temsilcileri, EXPO alanında yürütecekleri çalışmalar hakkında bilgi ver-di. Şu anda 42 türde bin 329 ağaç bulunan EXPO alanına, dev organizasyon öncesinde 36 türde 25 bin ağaç daha dikileceğini belirten Bakan Eker, böylece EXPO 2016 Antalya Ormanı oluşturula-cağını açıkladı. EXPO 2016 Antalya’yı temsilen bir maskot da seçeceklerini kaydeden Bakan Eker, “Maskot olarak Antalya ile özdeşleşecek bir çiçek belirlemek istiyoruz. Antalya endemik bitki türü açı-sından da çok önemli bir yer. Bu nedenle maskotu endemik bir çiçekten seçmek istiyoruz. EXPO sonrasında da Antalya bu çiçekle tanıtılabilir” dedi.

EXPO Yönetim Kurulu-The EXPO Executive Board

EXPO Antalya Konseyi-EXPO 2016 Antalya Council

17ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 20: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Hindistan’da Antalya rüzgârıKültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Hindistan’a giden Antalyalı turizmciler, 5 şehirde düzenledikleri etkinliklerle Antalya’yı tanıttı.

Türk turizminin başkenti Antalya, her yıl milyon-

larca turist ağırladığı ülkele-rin yanı sıra gelişme eğilimi bulan ülkelerde de tanıtılı-yor. Bu çerçevede Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Hindistan’a giden Antalyalı turizmciler, burada düzenledikleri etkin-liklerle kenti tanıttı. Mumbai, Bangalore, Chennai, Hyde-rabad ve Delhi şehirlerinde düzenlenen etkinliklerde, Hindistanlı seyahat acente-lerinin, tur operatörlerinin, birlik başkanlarının, üst dü-zey yöneticilerin ve üyelerin katıldığı çok önemli toplantı-lar geliştirildi. Toplantılarda Hindistan’ın turizm pro-fesyonellerine, Türkiye’nin Hindistan’a sunabileceği ürünler hakkında detaylı bilgiler verildi. Tanıtım çalışmaları meyvesini verdi ve iki büyük organizasyon firması, turizm elçilerimiz evlerine dönmeden, 2013 yılı Ekim ayında 2 düğünü Antalya’da yapma kararı aldı. Tanıtım çalışmaları çerçevesinde Hindistan’ın önemli turizmcileri ve basın yayın organlarının temsilci-leri, Antalya’da misafir de edilecek.

Türkiye’ye çoksıcak bakıyorlarTürkiye Otelciler Federasyo-

nu (TÜROFED) Başkanı Os-man Ayık, Hindistan dönüşü tanıtım çalışmaları hakkında bilgi verdi. TÜROFED Başka-nı Ayık, “Bir milyarın üzerinde nüfusa sahip olan Hindistan, alım gücü yüksek bir kitleye sahip. Bu kitlenin klasikleşmiş Singapur, Malezya, Tayland ve Dubai gibi 4 destinasyonu var. Temaslarda da gördük ki Hintlilerin Türkiye ve Türkler ile ilgili bir önyargıları yok. Tam tersi Türkiye ile ilgili çok olumlu düşüncelere ve izle-nimlere sahipler. Kendilerini Türkiye’ye çok yakın hisse-diyorlar ve Türkiye’de olmak istiyorlar. Önümüzdeki süreç-te çok ciddi bir potansiyeli Türkiye’ye çekmek mümkün görünüyor” dedi.

Antalya takes India by stormTourism professionals from Antalya who went to India with support from the Ministry of

Culture and Tourism advertised Antalya through events they organized in 5 different cities.

Antalya, the capital city of Turkish tourism, is

being advertised in promis-ing markets in addition to countries where it receives the most tourists. With this regard, tourism profes-sionals from Antalya who went to India with support from the Ministry of Culture and Tourism advertised Antalya through events they organized in 5 differ-ent cities. Many impor-tant meetings took place in Mumbai, Bangalore, Chennai, Hyderabad and Delhi which were attended by Indian travel agencies, tour operators, associa-tion presidents, managers and members of various

institutions. During the meetings, Indian tourism professionals were given detailed information about products that might be of interest to Indian tourists. The advertising paid off and two big organization firms decided to host wed-dings in Antalya in October 2013. India’s important travel professionals and press members will be in-vited to Antalya as part of the advertising campaign.

They have apositive look on Turkey President of the Turkish Ho-tels Federation (TÜROFED) Osman Ayık spoke to us about the advertising efforts in India upon his return. Ayık said, “India, which has a population over one billion, has a mass that has strong purchasing power. This mass usually prefers Singa-pore, Malaysia, Thailand and Dubai. We have seen during our meetings that Indians aren’t prejudiced about Turkey or Turkish people. They actually have a posi-tive look in Turkey. They feel close to Turkey and want to come here. I believe we can lure this important potential to Turkey in the upcoming season.”

18 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

HB_EKOTURIZM_22x28.indd 1 11.01.2013 14:45

Page 21: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

19ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

HB_EKOTURIZM_22x28.indd 1 11.01.2013 14:45

Page 22: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

En iyiler ödüllendirildiPOYD tarafından 30 bin sektör temsilcisinden gelen oylarla turizm sektörünün en iyileri belirlendi. En iyiler düzenlenen törenle ödüllerini aldı.

Türk turizminin en iyileri Profesyonel Otel Yöne-

ticileri Derneği’nin (POYD) resmi yayın organı GM Turizm ve Yönetim Dergisi tarafından gerçekleştirilen oylama ile belirlendi. Sektör

temsilcilerinden gelen 30 bin oyla, 13 dal 33 katego-ride en iyi isim ve kurumlar belirlendi. Bu yıl üçüncüsü verilen QM Awards 2012 “Quality Management” ödülleri, derneğin Lara

Rewarding the bestThe best in the tourism sector were awarded by POYD after 30 thousand tourism

professionals cast their votes. The best received their awards at a ceremony.

T he best in Turkish tourism were selected

after a poll by GM Tour-ism and Management Magazine, the official publication of the Profes-sional Hotel Managers

Association, POYD. After 40 thousand votes from representatives in the sector, awards in 13 main categories and 33 sub categories were given out. QM Awards 2012 were

20 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 23: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Barut Otel’de düzenlediği gala ile sahiplerini buldu. POYD üyelerinin büyük ilgi gösterdiği geceye Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Antalya Vali Yardımcısı Re-cep Yüksel, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Aksu ve çok sayıda davetli katıldı.

EXPO 2016 Antalyaiçin destek istediTörende Antalya’nın 2016 yılında ev sahipliği yapacağı EXPO 2016 ile ilgili bir de ta-nıtım filmi gösterildi. Tanıtım filminin ardından kürsüye çı-kan ve katılımcılara hitaben bir konuşma yapan Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, otel yöneticilerinden EXPO 2016 Antalya tanıtım filmini tesislerinde yayınlamalarını ve turistlere izlettirmelerini istedi. Ardından turizmde sürdürülebilirliğin önemine işaret eden Vali Dr. Altı-parmak, otel yöneticilerinin sektör ağırlıklı düşünmesinin önemine değindi. Vali Dr. Al-

tıparmak, derneklerin turizm alt yapı birlikleriyle birleştiri-lerek, otel yöneticilerinin de rol alabileceği bir üst yapıyla çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Vali Dr. Altıparmak, turizmcilerin, misafirlerini Antalya’daki ti-yatro, bale, opera gibi sanat etkinliklerine katılımı özendir-mesini de istedi.

En iyi yönetilendestinasyonödülü Antalya’yaKültür ve Turizm Bakan Yar-dımcısı Abdurrahman Arıcı ise turistik tesislerin geç-miş dönemde olduğu gibi bugün de yapılmaya devam edeceğini ifade etti. Konuş-masında hizmet sektörünün önemine değinen Arıcı, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği’ne teşekkür etti. En İyi Yönetilen Destinasyon Ödülü’ne Antalya’nın layık görüldüğü oylamada, ödülü Vali Dr. Altıparmak aldı. Kültür ve Turizm Bakan Yar-dımcısı Arıcı ve Antalya Vali Yardımcısı Yüksel’in de ödül aldığı tören, katılımcıların hatıra fotoğrafı çektirmesiyle son buldu.

presented during a gala hosted by the association at Lara Barut Hotel. The ceremony was attended by POYD members, Dep-uty Minister of Culture and Tourism Abdurrahman Arıcı, Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, Deputy Governor of Antalya Recep Yüksel, Antalya City Culture and Tourism Director İbrahim Acar, Dean of the Akdeniz University Tourism Faculty Prof. Dr. Akın Aksu and distinguished guests.

Support forEXPO 2016 Antalya During the ceremony, an introductory film about EXPO 2016 which will be hosted in Antalya in 2016 was shown. Gover-nor Altıparmak, who took to the stage and gave a speech after the showing, asked hotel managers to screen the EXPO 2016 Antalya introductory film for their guests. The governor, who then spoke about the importance of sustainabil-ity in tourism, asked hotel

managers to think about the entire sector. Governor Dr. Altıparmak also stated that various associations needed to merge with infrastructure companies and operate under a bigger association. The governor also asked the managers to encourage their guests to attend cultural events in Antalya.

The best manageddestination awardgoes to AntalyaDeputy Minister of Culture and Tourism Abdurrahman Arıcı stated that touristic facilities would continue developing. Arıcı, who stressed on the impor-tance of the service sec-tor, thanked POYD during his speech. Governor Dr. Altıparmak received Antalya’s award, which was named best managed destination. The ceremony, where Deputy Minister of Culture and Tourism Abdur-rahman Arıcı and Deputy Governor Yüksel also re-ceived awards, ended with a photo shoot.

21ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 24: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

OTI Holding’in 20’nci yıl gururuCoral, Wezyr, Odeon Tour gibi Türk turizminin önemli markalarını bünyesinde bulunduran, tur operatörlüğü, seyahat acenteliği, havacılık, konaklama ve güvenlik alanında 15 iştiraki bulunan OTI Holding, 20’nci yılını kutladı.

Bünyesinde Coral, Wezyr, Odeon Tour

gibi Türk turizminin önemli markalarını bulunduran OTİ Holding kuruluşunun 20. yılını Antalya AKM’de dü-zenlenen gece ile kutladı. ‘Türkiye’de Turizmin 150 yılı’ adlı sergi ile başlayan gece kokteyl ile devam etti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıpar-mak, Antalya Vali Yardım-cısı Recep Yüksel ve Türk turizminin önemli isimlerinin katıldığı gece ‘Anadolu’nun Kayıp Şarkıları’ konseri ile son buldu.

Gecede davetlilere sesle-nen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Konya’da Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi anma etkinliklerinde olması gerektiğini anımsa-tarak, “Bu akşam iki önemli etkinlik bir araya geldi. Ben Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi bizim çalıştığımız alanın en büyük duayeni sayıyorum. Çünkü, ‘Gel, ne olursan ol yine gel’ diyen çağrı aslında bizim çağrı-

OTI Holding proudly celebrates its 20th anniversaryOTI Holding, which includes famous Turkish touristic brands such as Coral, Wezyr, and

Odeon Tour and has 15 companies in fields such as tour operating, travel agencies, aviation, accommodation and security services, celebrated its 20th anniversary.

OTI Holding, which includes famous Turkish touristic

brands such as Coral, Wezyr, and Odeon Tour within its struc-ture, celebrated its 20th anniver-sary with a gala at Antalya AKM. The gala, which began with an exhibition called “150 years of tourism in Turkey”, continued with a cocktail party. The event, which was also attended by the Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay, Deputy Minister

Abdurrahman Arıcı, Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, Deputy Governor Recep Yüksel and prominent names from the Turkish tourism sector, ended with a concert of Turkish tradi-tional music.

Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay, who spoke to the guests during the event, reminded everyone that he had to be in Konya to com-

memorate Mevlana Celaleddin-i Rumi, said, “Tonight, we have two important events. I consider Mevlana Celaleddin-i Rumi the master of our sector because he had said “Come, whoever you are” and that is also our motto. Tourism is actually a call for peace.”

The target: 10 millionRussian guests Minister Günay, who stated that

22 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 25: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

mız. Turizm aslında barışa çağrıdır” diye konuştu.

Hedef 10 milyonRus misafirOdeon Tour’un Rusya’dan 1,5 milyon turist taşıyan bir firma olduğunu açıklayan Bakan Günay, “Bundan 20 yıl önce 500 bin insanın Rusya’dan Türkiye’ye gelebileceğine inanmazken, şimdi bu rakam 4 milyona ulaştı. Bu rakamı önümüzdeki 10 yıl içinde 10 milyona çıkarmayı hedefli-yoruz. Toplumları, şehirleri, milletleri, ülkeleri birbirleriyle kaynaştıran sektör, turizm sektörüdür. Turizm sektörü barışı kuran sektördür. Gele-cekte daha adaletli bir dünya kuracak olan sektör de bence turizm sektörüdür. O yüzden turizmde çalışan arkadaşla-rımı, geleceği kuracak olan insanlar olarak selamlıyorum” dedi.

Türkiye denince akla OTI Holding geliyorAntalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak ise büyümenin, büyürken de insanlara ne hissettirildiğinin çok önemli olduğunu kaydederek, “Almanya ve İngiltere den-diği zaman akla belli başlı markalar gelir. Türkiye için de OTI Holding bir marka olarak akıllara geliyor. Bu markalarımız var ama özel-likle Akdeniz Havzası’nda tarihin, kültürün, coğraf-yanın eşsiz değerlerin üzerinde oturuyoruz. Bunu bozmamak için gayret göstermemiz lazım. Bu güzellikleri koruyarak, sahip çıkarak geleceğe taşımamız lazım” dedi.

OTI Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bektaş da, tur operatörlüğü, seyahat acenteliği, havacılık, konak-lama ve güvenlik alanında 15 iştirak ve 3 binin üze-rinde çalışanları olduğunu kaydetti.

Odeon Tour was a com-pany that brought in 1,5 million tourists from Russia, added, “20 years ago, we couldn’t imagine 500 thousand tourists com-ing from Russia but this number has now risen to 4 million. We aim to increase this number to 10 million in the next 20 years. Tourism is a sector that binds cities, societies and countries. Tourism will create a more just world in the future. That is why I salute my friends who work in this sector as people who will

shape the future.”

OTI Holding is what comes to mind when one men-tions Turkey Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, who said that growth was and what it meant to people was important, continued, “When one mentions Germany or Britain, certain brands come to mind. OTI Holding is one of these brands where Turkey is concerned. We have various assets but we

highlight the amazing historical, cultural and natural assets in the Mediterranean basin. We need to work to preserve them. We need to protect these assets and carry them into the future.” OTI Holding Chairman Ayhan Bektaş said that they were working in fields such as tour operating, aviation, accommodation and security with 15 sister companies and had over 3000 employees.

23ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 26: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

The Antalya model for tourism in Turkmenistan

Türkmenistan Turizm Bakanı Palvan Taganov,

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Turgut Gür ile birlikte Antalya Valisi Dr. Ah-met Altıparmak’ı ziyaret etti. Bakan Taganov’u Antalya’da ağırlamaktan duyduğu mem-nuniyeti dile getiren Vali Dr. Altıparmak, Türkmenistan’ın Türkiye için herhangi bir ülke olmadığını belirterek, “Türkmenistan kendimizden bir parça, öz kardeşimiz. Oranın zenginliği bizim zenginliğimiz,bizim zengin-liğimiz oranın zenginliği” diyerek duygularını ifade etti. Türkmenistan’ın ekono-mi, turizm, beşeri zenginlik anlamında başarılı olmasını istediklerini vurgulayan Vali Dr. Altıparmak, özellikle turizm eğitimi konusunda

destek vermeye hazır olduk-larını söyledi. Vali Dr. Altı-parmak, Bakan Taganov’a EXPO 2016 Antalya’da Türkmenistan bahçesini de görmek istediklerini ifade etti. Bakan Taganov ise son on yılda ülkesinde büyük bir gelişme yaşandığını ve Türk turizmcilerin ülkede önemli işler yaptığını belirtti. Bakan Taganov, Türkmenistan’da turizmin gelişmesi için Antalya’yı model alarak, işbirliği yapmak istediklerini bildirdi. Vali Dr. Altıparmak’ı ülkesine de davet eden Bakan Taganov, Valilik Şeref Defterini imzaladıktan sonra kendisine Türkmen kıyafetle-ri hediye etti. Vali Dr. Altıpar-mak, Türkmen kıyafetlerini giyerek, Bakan Taganov ile birlikte günün anısına fotoğ-raf çektirdi.

T he Minister of Tourism of Turkmenistan Palvan

Taganov visited the Gov-ernor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak with the Chair-man of the Turkish Tourism Investments Association Dr. Turgut Gür. Governor Dr. Altıparmak, who stated that he was happy to wel-come Minister Taganov to Antalya, said that Turkmeni-stan wasn’t just another country for Turkey and added, “Turkmenistan is our flesh and blood. Their richness is our richness, our richness is theirs.” The Governor, who continued by saying that they wished Turkmenistan the best of success in economy and tourism, said that they were ready to help the country in any way, mainly tour-

ism. Governor Altıparmak said that he wished to see a Turkmenistan garden in EXPO 2016 Antalya. Min-ister Taganov, who pointed out that his country had im-proved in the last 10 years and that Turkish tourism professionals were doing great things in his country, stated that they wanted to adopt the Antalya model in tourism and cooperate with local authorities. The Min-ister, who invited Governor Altıparmak to his country, signed the Governorship’s Honorary Guestbook and gifted the governor tradi-tional Turcoman clothes. Governor Altıparmak wore the clothes and had his picture taken with Minister Taganov to immortalize the visit.

Türkmen turizmine Antalya modeli

24 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 27: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

25ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

lara tip merkezi ilan son 22x28c.indd 1 20.11.2012 14:44

Page 28: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

ATSO’da ‘Rusya ülke günü’

Her yıl milyonlarca Rus misafir ağırlayan

Antalya, turizmin yanı sıra yaş sebze meyve ve kesme çiçek ihracatında da Rusya ile olan ekonomik ilişkilerini geliştiriyor. Bin civarın-da Rus vatandaşın konut alarak yaşamını sürdürdüğü Antalya ile Rusya arasındaki bağlar giderek güçleniyor. Bu çerçevede Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Rusya Ülke Günü adlı bir etkinlik düzenledi. Etkinliğe Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Kültür ve Turizm Bakanı Yardım-cısı Dr. Abdurrahman Arıcı, ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği Ticaret Baş-müşaviri Atilla Kızılarslan, Gümrük Müşaviri Recai Şen, Kültür ve Turizm Müşa-viri Celal Kılıç, Rus Türk İşadamları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Naki Kara-aslan, Rus-Türk İşadamları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Acarlıoğlu ve her iki ülkenin işadamları katıldı.

Tercihleri hep AntalyaKültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Dr. Abdurrahman Arıcı, Türkiye’nin Rusya ile iyi ilişkiler içerisinde olduğu-nu belirtti. Rusya ile devlet başkanlığı ve başbakanlık düzeyinde ikili görüşmelerin gerçekleştiğini de hatırlatan Arıcı, bu durumun turizme

ve kültüre de yansımasını istedi.

Amaç memnuniyeti artırmakAntalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak ise Türkiye’nin, Rusya ile olan ticaretinde en büyük kalemin enerjiye dayandığını, ancak son yıllarda Türkiye’deki Rus yatırımlarının hız kazandı-ğını, bu rakamın 1,1 milyar dolara ulaştığını söyledi. Vali Dr. Altıparmak, “Türkiye’nin en büyük turizm grubunu Rus misafirler oluşturuyor. Bu pazarı ihmal edemeyiz. Neden zevk alıyorlar, tarzları nelerdir? Bunları araştırıp, Türkiye olarak farklı ürünle-rin hizmetini sunma gayreti içerisindeyiz.

Russian Day at ATSO

Antalya, which welcomes mil-lions of Russian guests each year, is improving its relations with Russia in fresh fruit and vegetable and flower ex-ports. The relations between Antalya- where 1000 Russian citizens live permanently- and Russia are growing stronger with each day. The Antalya Chamber of Commerce and Industry (ATSO) have organ-ized an event called Russian Day to acknowledge this string relationship. The event was attended the Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, Deputy Minister of Culture and Tourism Dr. Abdurrahman Arıcı, ATSO President Çetin Osman Budak, Trade Attaché of Turkey’s Embassy to Mos-cow Atilla Kızılarslan, Customs

Counselor Recai Şen, Culture and Tourism Counselor Celal Kılıç, the president of the Russian-Turkish Busi-nessmen Association Naki Karaaslan, board member of the Russian-Turkish Business-men Association Hüseyin Acarlıoğlu and businessmen from both countries.

They always prefer Antalya Deputy Minister of Culture and Tourism Dr. Abdurrahman Arıcı said that Turkey was in good relations with Russia. Arıcı, who stated that the presidents of the two coun-tries were meeting recently, said that he hoped this situ-ation would reflect positively on tourism and culture.

The goal: To increase customer satisfaction The Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak stated that the biggest item between the economic relations between the two countries was energy but that Russian investments in Turkey increased in recent years and totaled 1, 1 bil-lion dollars. Governor Dr. Altıparmak said, “We receive the most tourists from Rus-sia. We cannot ignore this market. We need to find out what they like and what would attract them. We are looking to present a variety of services.”

26 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 29: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

27ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 30: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Gıda sektörünün kalbi Antalya’da atacak

The heart of the food sector will beat in Antalya

T he food sector, just like it has been for the

past 19 years, is conven-ing in Antalya, during the Anfaş Food Product 20th International Food Spe-cialty Fair, which will be held on February 20-23 at the Antalya EXPO Center. The Anfaş Bevex Specialty Fair will also be organized at the same time for the second year round. The fair that will last for four days is expected to be attended by over 45 thousand visitors and over 400 companies with nearly 5000 products. During the fair, all partners of the sector get a chance to exhibit their products and make business connections.

Showtime for food and beverage companies Anfaş chairman Mustafa Çalık, who stated that the fair was a long running event and that the number of con-tributing firms increased by 40% each year, said, “Tur-key’s most prominent food companies are attending the fair. Our city is also ready to welcome companies of the sector from Asia, Europe and the Middle East.”Çalık said that products were introduced to buyers during the fair and that companies had the chance to make new business connections.

Geride kalan 19 yılda olduğu gibi bu yılda

gıda sektörü Antalya’da, Antalya EXPO Center’de 20–23 Şubat tarihlerinde gerçekleşecek olan Anfaş Food Product 20.Uluslara-rası Gıda İhtisas Fuarı’nda bir araya geliyor. Anfaş Food Product 20.Uluslara-rası Gıda İhtisas Fuarı’na eş zamanlı olarak bu yıl ikinci kez düzenlenecek olan Anfaş Bevex İçecek İhtisas Fuarı da kapıla-rını sektör temsilcilerine ve ziyaretçilerine açıyor. Toplam 4 gün sürecek olan Anfaş Food Product ve Anfaş Bevex fuarlarına Türkiye’nin yanı sıra dün-yanın dört bir yanından 45 binin üzerinde ziyaretçinin gelmesi, 400’ün üzerinde firmanın 5 bine yakın ürünü ile katılması bekleniyor. Fuarda bakliyattan yağa, deniz ürünlerinden süte ve ambalaja kadar sektörün tüm dalları ürünlerini tanıt-ma ve iş bağlantıları kurma imkanı buluyor.

Gıda ve içecek firmalarındangövde gösterisiAnfaş Food Product 20.Uluslararası Gıda İhtisas Fuarı’nın uzun soluklu bir fuar olduğunu kaydeden ve fuara düzenli olarak katılan firmaların yanı sıra yeni katılan firma sayısının her yıl yüzde 40 oranında arttığını kayde-den Anfaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çalık, “Türkiye’nin önde gelen büyük gıda maddesi üreten firmaları fuarda yerlerini aldılar. Fuarlarımız ve fuar alanımız ülkemizin, Asya, Avrupa ve Ortadoğu’nun otel, restoran, fast-food, bar, kafeterya, pastane, süper market, gıda toptan-cıları, yemek fabrikalarının yöneticilerini ağırlamaya hazır” diye konuştu. Çalık, fuarlarda ürünlerin tüketi-cilere en iyi şekilde tanıtıl-dığı gibi ikili görüşmelerle yeni iş bağlantılarının gerçekleştiğine de dikkat çekti.

28 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

FASDAT GIDA DAĞITIM SAN.TIC.A.Ş.Emirhan Cad. Atakule No: 145/A Kat: 16 Dikilitaş / Beşiktaş - İstanbulTel: 0 212 381 49 00 Faks: 0 212 381 49 49

Bu yoldaemin adımlarla ...

FASDAT SEBZE DOĞRAMA PAKETLEME SAN.TIC.A.Ş.Organize Sanayi Bölgesi 1.Kısım 1.Cadde No: 9 Döşemealtı / AntalyaTel: 0 242 258 03 15 (pbx) Faks: 0 242 258 03 19

www.fasdat.com.tr

Page 31: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

29ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

FASDAT GIDA DAĞITIM SAN.TIC.A.Ş.Emirhan Cad. Atakule No: 145/A Kat: 16 Dikilitaş / Beşiktaş - İstanbulTel: 0 212 381 49 00 Faks: 0 212 381 49 49

Bu yoldaemin adımlarla ...

FASDAT SEBZE DOĞRAMA PAKETLEME SAN.TIC.A.Ş.Organize Sanayi Bölgesi 1.Kısım 1.Cadde No: 9 Döşemealtı / AntalyaTel: 0 242 258 03 15 (pbx) Faks: 0 242 258 03 19

www.fasdat.com.tr

Page 32: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Noel Baba Müzesi’ne ziyaretçi akınıDünyanın dört bir yanından 10 milyon 726 bin 136 misafir, geçen yıl tatil tercihlerini Antalya’dan yana kullandı. Gazipaşa’dan Kaş’a kadar uzanan eşsiz coğrafyada yer alan 21 ören yeri ve müze içerisinde en fazla tercih edilen ise 485 bin 52 kişinin ziyaret ettiği Noel Baba Müzesi oldu.

The Museum of Santa Claus swarmed with visitors

10 million 726 thousand 136 guests chose to vacation in Antalya last year. The most visited excursion site was the Museum of Santa Claus,

with 485, 052 visitors among 21 excursion sites and museums.

30 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 33: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Doğal güzellikleri, tarihle anlam bulduğu Antal-

ya, 2012 yılında dünyanın dört bir yanından 10 milyon 726 bin 136 misafir ağır-ladı. Antalya’nın Akdeniz kıyısındaki birbirinden lüks otellerinde yılın yorgunlu-ğunu atıp, berrak sularında serinleyen turistler kentin kültür mirasını görmeyi de ihmal etmedi.

Pamfilya’nın ve Likya’nın antik kentleri, buralarda gerçekleşen kazılarda gün yüzüne çıkan şaheserle-rin sergilendiği müzeler yıl boyunca doldu taştı. Antalya Müzesi’nden Side Müzesi’ne, Xanthos’tan Karain’e, Noel Baba Müzesi’nden Aspendos’a il genelindeki 21 müze ve

ören yeri 2012 yılında 3 milyon 114 bin 95 ziyaretçi ağırladı. Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün ista-tistiklerine göre turistler en fazla Noel Baba Müzesi’ni ziyaret etti. Hristiyanlık dini açısından büyük önem taşıyan, Aziz Nicholas adına yaptırılmış olmasından dolayı yurtdışından gelen turistlerin yoğun ilgi gös-terdiği Noel Baba Müzesi, 2012 yılında 485 bin 52 ziyaretçi ağırladı. Demre’de bulunan ve Likya döneminin en önemli şehirlerinden olan Myra da ziyaretçi akınına uğradı. Kaya mezarları, antik tiyatrosu ve toprak altında kalan onlarca yapısı ile Myra geçtiğimiz yıl 448 bin 210 misafir tarafından ziyaret edildi.

Antalya, where scenic beauties find mean-

ing with historical riches, welcomed 10 million 726 thousand 136 guests from all over the world in 2012. Tourists who rested at luxuri-ous hotels along the shore also witnessed the cultural assets of the city.

The antique cities of Pamphylia and Lycia and museums filled with artifacts unearthed during excava-tions were swarmed with people throughout the year. a total of 21 museum and excursion sites that include the Antalya and Side Muse-ums, Xanthus and Karain, Museum of Santa Claus and Aspendos, welcomed 23 million 114 thousand 95 visi-

tors in 2012. According to the statistics of the Antalya City Culture and Tourism Directorate, the most visited attraction point was the Museum of Santa Claus. The museum, dedicated to Saint Nicholas received a total of 485, 052 visitors, and mostly foreign tourists. Myra, locat-ed in Demre- an important Lycian antique city- was also a popular spot. Myra, which attracts attention with its rock tombs, antique theatre and many structures buried underground, was visited by 448, 210 visitors last year.

Discounts with MuseumCard The Aspendos antique thea-tre was also a very popular site in 2012 and was visited

31ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 34: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Müzekartile avantajlı ziyaretAntalya’nın dünyaca ünlü kültür mirası Aspendos Antik Tiyatrosu da 2012 yılında ziyaretçi akınına uğradı. Antik tiyatro 371 bin 18 kişi tarafından ziyaret edildi. Bu rakam ile Aspendos, Noel Baba Müzesi ve Myra’dan sonra Antalya’da en fazla ziyaret edilen kültür mirası listesinde üçüncü sırada yer aldı. Onu Alan-ya Kalesi (343 bin 724), Perge Antik Kenti (272 bin 655), Olympos (259 bin 83), Phaselis (191 bin 735), Antalya Müzesi (173 bin 843), Patara (155 bin 745), Side Tiyat-rosu (119 bin 948) izledi. Müze ve ören yerlerinin ziyaretinden 9 milyon 850 bin 721 lira 50 kuruş gelir elde edildi. Müzekart

sahibi olanlar ören yeri ve müze ziyaretlerinde her zamanki gibi büyük avantaj elde etti.

Antalya’ya koştular2012 yılında Antalya’ya en fazla turist gönderen ülkeler sıralamasında Almanya 2 milyon 884 bin 277 kişi ile listenin ilk sırasında yer aldı. Almanya’yı 2 milyon 761 bin 145 kişi ile Rusya izledi. Almanya ve Rusya’dan gelen misafirler, toplam misafir sayısının yüzde 54.81’ini oluşturdu. Tatil tercihini Antalya’dan yana kulla-nan ilk 5 ülkenin üçüncü sırasında 528 bin 612 misafir ile Hollanda, dör-düncü sırasında 408 bin 960 misafir ile İngiltere, beşinci sırasında ise 348 bin 96 misafir ile İsveç yer aldı.

by 371, 018 people in 2012. This made the theater the third most visited site after the Museum of Santa Claus and Myra. That was followed by Alanya Castle (343, 724), Perge antique city (272, 655), Olympos (259, 083), Phaselis (191, 735), Antalya Museum (173, 843), Patara (155, 745), and Side Theatre (119, 948). Revenues from these visits totaled 9 mil-lion 850 thousand and 721 Turkish Liras. Those who purchased the MuseumCard got advantage of the great discounts.

Running to Antalya Antalya received the most tourists from Germany in 2012 with 2 million 884 thousand and 277 people. Germany was followed by Russia with 2 million 761 thousand 145 tourists. Tourists from Germany and Russia made up 54, 81% of total foreign tour-ists. Third was Holland with 528 thousand 621 guests, Britain was fourth with 408 thousand 960 guests and Sweden was fifth with 348 thousand 96 guests.

32 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 35: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

33ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 36: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Akdeniz’in prestijli sığınağı:

Çelebi Marina Antalya

A prestigious shelter in the Mediterranean

Denizde 235 yüksek donanımlı bağlama yeri ve karada 300 adet yat kapasitesi ile Akdeniz çanağında öne çıkan Çelebi Marina Antalya, ikinci kez 5 Altın Çıpa ödülüne layık görülmenin gururunu yaşıyor.

Çelebi Marina Antalya, which has 235 highly equipped home ports and 300 yacht capacity

on shore, is proud to have received the 5 Gold Anchor Award for the second time.

Uluslararası alandaki en prestijli derecelendir-

melerden biri olan 5 Altın Çıpa ödülünü ilk kez 2009 yılında alan Çelebi Marina Antalya, 2012 yılında The Yacht Harbour Associati-on yetkilileri tarafından bu prestijli ödüle tekrar layık görüldü. Çelebi Marina Antalya, “yüksek kaliteli ve güvenli bir sığınak” ifadesi ile betimlenmesinin yanı sıra, “mükemmel sosyal tesisler, restoran, 7/24 işletim, müşte-ri hizmetlerine verilen önem ve bakımlı bir marina” olarak lanse edildi.Çelebi Holding iştiraki olarak Antalya ticari limanı ana mendireği içerisinde 2007 yı-lından bu yana faaliyet gös-teren Çelebi Marina Antalya, şehir merkezine 10 kilomet-re, Antalya havalimanına ise 30 kilometre mesafede bulunuyor. Antalya’nın renkli yaşamı ile iç içe olan Çelebi Marina, misafirlerine 60–75 ve 200 ton kapasiteli gezer lift, 200 tonluk çekek ve 12 tonluk yat taşıyıcısı ile hizmet sunuyor. Tecrübeli kızak per-soneli ve 200 ton kapasiteye kadar vinçleriyle Türkiye’nin Akdeniz kıyısındaki en büyük gezer lift kapasitesine sahip olan marinada, yatçıların ihtiyaç duyacağı her türlü

bakım ve onarım hizmetleri bulunuyor. Kapalı yat bakım onarım hangarı da, çevresel şartlara uygun olarak yatçıla-ra hizmet veriyor.

Türkiye’deki 17 “Mavi Bay-raklı” marina arasında yer alan Çelebi Marina, yüksek standartlı yat bağlama iske-leleri, teknik servis ve sosyal tesis olanakları ile kullanıcıla-rın her türlü ihtiyacına cevap verebiliyor. Çelebi Marina Antalya ayrıca Uluslararası MARPOL (Deniz Kirliliği Sözleşmesi) kapsamındaki atık su, sintine, atık yağ ve katı atık alabilme adına Atık Kabul Tesisi Lisans Belgesi’ne sahip. Çelebi Marina Antalya bir yaşam merkezi olarak konum-landırılmasının yanı sıra, denizciliğin sevdirilmesi ve gelişimine de büyük önem veriyor. Çeşitli aktivitelere ev sahipliği yapan mari-na bünyesinde 5–18 yaş arasında çocuk ve gençlerin eğitim aldığı bir yelken ku-lübü bulunuyor. Antalya’da denizcilik alanında eğitim faaliyetlerine önem veren ve gelişmesi için yoğun çaba harcayan Antalya Yelken Kulübü de (AYDIK) Çelebi Marina tarafından destekle-niyor.

Ç elebi Marina Antalya, which received the

highly prestigious 5 Gold Anchor Award, for the first time in 2009, was given the same award in 2012 by The Yacht Harbor Association. Çelebi Marina Antalya was described as a high quality and safe harbor and a marina that has excellent social facilities, restaurant, 24/7 communication and an es-tablishment that cares about customer satisfaction. Çelebi Marina Antalya, which has been providing services in the Antalya port’s main jetty since 2007 as a sister company of Çelebi Hold-ing, is located 10 kilometers from the city center and 30 kilometers from Antalya International Airport. Çelebi Marina services its custom-ers with 60-70 and 200 ton capacity mobile lifts, 200 tons barrows and a 12 tons capacity yacht carrier. In the marina, which has an expert team and cranes up to 200

tons of capacity, all services regarding maintenance are provided. The indoor yacht maintenance hangar is envi-ronmentally friendly. Çelebi Marina, which is one of the 17 blue flagged marinas in Turkey, caters to all the needs of yacht owners with its high standard yacht docking piers, technical services and social facilities. Çelebi Marina Antalya also has the Waste Reception Facility License and can disperse of waste water, solid waste and oil waste within the context of MARPOL. Besides being built as a social center, Çelebi Marina Antalya puts great im-portance on the improvement and education of sea life. There is a sailing club within the marina for kids between the ages of 5 and 18, which also organizes various activi-ties. The Antalya Sailing Club, which works hard to develop and improve maritime educa-tion in the city, is sponsored by Çelebi Marina.

Advertorial

34 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

CELEBI_22x28cm_RV.fh11 1/15/13 11:55 AM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 37: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

35ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

CELEBI_22x28cm_RV.fh11 1/15/13 11:55 AM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 38: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Yazı / Artcile - Fotoğraf / Photograph: Özgür Önder

Şarap festivalinden

tiyatro süsüneBugün Antalya Müzesi’nde sergilenen masklar, ziyaretçilerini antik çağın festivallerinde bir yolculuğa çıkarırken, Pergeli heykeltıraşların ustalıkları ve oyuncuların kullandığı masklarla ilgili önemli bilgiler de veriyor

36 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 39: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

From the wine festival to theatre decorations

While the masks which are on display at the Antalya Museum take visitors on a journey through the festival of the antique ages, they give us important information

about the crafts of sculptors of Perge and the masks that actors wore.

Antik çağda Dionysos’un şarap yoluyla özellikle

sanatçılara esin ve ilham veren bir tanrı olduğuna inanıldı. Onun adına şarap festivalleri düzenlendi ve bu festivallere katılanlar Dionysos’u simgeleyen masklar taktı. Şarap Tanrısı Dionysos’a atfen festival-lerde takılan masklar daha sonra tiyatro sahnelerinde oyuncular tarafından kulla-nılmaya başlandı. Yaprak şeklindeki ağaç kabukla-rından yapılan masklar, başlangıçta sadece gözü kapatacak şekilde kullanıl-dı, daha sonra ise yüzün tamamını kapladı. Sahne-deki oyuncunun duyguları masklarla ifade edildi. Mut-luluk, üzüntü, neşe, dram temsil sırasında oyuncunun kullandığı masklarla izleyi-ciye yansıtıldı. Daha sonra bu masklar aktörlerin sahne kostümlerinin ayrılmaz bir parçası oldu.

Karakterin ruhhalinin simgesi olduOyunun tarzına göre farklı yüz ifadelerine sahip olan masklar, yine oyunun tar-zına göre değişik özellikler gösterirdi. Trajedilerde kullanılan masklar ağızdan çıkan sesi rahatça geçirir-ken, komedilerde kullanılan masklar ağız bölümündeki yuvarlak delik nedeniyle aktörün sesini yükseltirdi.

Masklar aynı zamanda süslemeler, boyamalar, saç ve sakal stilleri ile farklı şekillere de büründürülürdü. Tüm bu özellikleriyle mask-lar aynı zamanda aktörler için seyirciyi ikna etmede en önemli araç olma özeliğini taşıdı. Masklar başlangıçta komedilerde daha sonra ise tüm oyunlarda kullanıldı.

Tiyatrosahnesini de süslediTiyatro sahnelerinde, oyun-cuların canlandırdıkları karakterin ruh halini yansıt-mak için taktıkları masklar, zamanla tiyatroların süsle-

I n the antique ages, it was believed that

Dionysus was a God that inspired actors through wine. Wine festivals were organized to honor him and those who attended the festivals wore masks that symbolized Dionysus. Masks, which were once worn at festival dedicated to Dionysus, became a crucial part of an actor’s costume in time. Masks, which were made from tree barks in the shape of leaves, used to cover only the yes in the beginning and then the entire face.

The emotions of actors, such as joy, sadness and drama were conveyed through masks.

Became the symbolof the character’s mood Masks, which had dif-ferent facial expressions depending on the type of the play, had differ-ent characteristics. While the masks used in trag-edies were made easier for us to hear the sound of the actor, the masks used in comedies had a round hole in the mouth area which amplified

37ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 40: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Antalya Müzesi’nde sergilenen masklar, ziyaretçileri büyülüyor.

People who visit the museum are stunned by the beauty of the masks that are on display.

melerinde de kullanılmaya başlandı. Tiyatro sahnesi çok farklı ve etkileyici ifadelere sahip masklarla donatıldı. Özellikle Perge Tiyatrosu’nda kullanılan masklar, yapının ve antik kentin sanatsal özelliklerini yansıtmada önemli rol oy-nadı. Perge Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kazı çalış-malarında bulunan masklar bugün Antalya Müzesi’nde sergileniyor. Müzenin bahçesinde, sinevizyon salonunun girişindeki bö-lümde sergilenen masklar, o dönemde sanatçıların kullandığı masklarla ilgili fikir de veriyor.

Ziyaretçilerini büyülüyorAntalya Müzesi’nde sergile-nen tiyatro süsü maskların göz ve ağız bölümleri sa-natçının kullandığı masklar-daki gibi deliktir. Mermer-den yapılan ve tiyatroyu süsleyen maskların yüz ifadesi ve saçları gibi ince detayların, tıpkı ağaç da-lından yapılan masklardaki gibi net bir şekilde görün-mesi dikkat çeker. Ziyaret-çileri büyüleyen bu detay-lar, Pergeli heykeltıraşların sanatlarında ne kadar ileri ve yetenekli olduklarının da göstergesidir.

the actor’s voice. Masks also had different colors, decorations and facial hair designs. With all these aspects, masks became the most important tool for actors to convince the crowd. Masks were first used in comedies, and then in all plays.

Decorated the stage Masks, which were initially used to convey the actor’s emotions, began to be used as decorations in theatres. The stage would be deco-rated with very unique and impressive masks. Especial-ly the masks used in Perge

Theatre were important in conveying the artistic char-acteristics of the building and the antique city.

Masks that were unearthed during excavations at Perge antique city are now on display at the Antalya Mu-seum. The masks, which are exhibited in the garden, at the entrance of the cinema hall, give us clues about the masks used by artists at that time.

Amazes its visitors The decorated masks which are on display at the museum have holes in the eye and mouth portion, just like the masks used by art-ists. The facial expressions and small details like the hair on marble masks are as intricate as those made from wood. These details, which amaze the visitors, show us just how talented sculptors from Perge were.

38 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 41: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

39ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 42: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

40 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 43: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

41ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 44: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

42 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 45: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Elmalı

A city of science and education

Likyalılardan Romalılara, Selçuklulardan Osmanlılara sayısız medeniyete ev sahipliği yapan, Antalya’nın buram buram tarih kokan ilçesi Elmalı, Teke Bölgesi’nin idare merkezi olmasından dolayı aynı zamanda ilim irfan şehridir.

Elmalı, which has been host to many civilizations from the Lycians to the Romans, from the Seljuk to the Ottomans, is also a city of science and

education due to the fact that it was the management center of Teke Region.

Uçsuz bucaksız bir platonun sonunda,

köklü tarihinin yüklü mirasını korumak istercesine sırtını ardındaki dağa yaslayan, dağın hemen yamacında bulunan evliya türbeleriy-le kutsanmış bir ilim irfan yuvasıdır Elmalı. Aşağılara indikçe asırlık tarihinin derin izleri, zengin kültürün yan-sımalarıyla gösterir kendini; tarihi çarşısı, Teke Beylerinin konakları, Osmanlı mimari-sini en iyi şekilde yansıtan Antalya’nın en büyük anıtsal camisi ve daha niceleriyle. Verimli ovalarında Tümü-lüsler, tepelerin üzerinde Kral Mezarları ve yeniden doğuşa olan inançla he-diyelerle son yolculuğuna uğurlanmış ilk Elmalılının Küp Mezarları yükselir.

Tarihi çarşıda ustalar, be-reketli topraklarda yetişmiş nohutları Türkiye’nin en leziz leblebisi haline getirirken er meydanında kıspetini giyip yağlanan pehlivan ‘Hayda bre pehlivan’ naralarıyla peşrev çeker. Torosların Batı Akdeniz’e uzanan kıvrımları arasına sıkışmış, çanak gibi bir platonun üzerine kuruludur Elmalı. Doğanın cömertli-ğini hiç esirgemediği bu topraklar, mağaradan çıkıp kendisine yeni yaşam alan-ları arayan ilk insanlardan günümüze, Likyalılardan Romalılara, Selçuklulardan Osmanlılara sayısız medeni-yete ev sahipliği yapmıştır. Teke Bölgesi’nin idare mer-kezi olmasından dolayı aynı

Elmalı is a city of sci-ence and education at

the end of a vast plateau which has its back to the mountain as if trying to protect its profound cultural heritage. As you descend, the traces of this profound history and culture begin to show themselves with the mansions of Teke, histori-cal bazaar, the monumental mosque and many more structures. Tumuli rise on fruitful plains, king tombs on hills and the cube tombs of the first inhabitant of Elmalı who is accompanied by gifts on his final journey. While masters turn chick-peas into roasted chick-peas in the historical ba-zaar, oil wrestlers compete to become champions.

İlim ir fan yuvası

43ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 46: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Elmalı is located on a plateau stuck in the curves of the Taurus Mountains that stretches all the way to the Medi-terranean. These fruitful lands have been home to many civilizations from the Lycians to the Romans, from the Seljuk to the Ottomans. It is also a city of science and education due to the fact that it is the management center of the Teke Region. It hosts the best plateaus in the city which are covered in snow during the winter and provide coolness during the summer. His-tory, culture and nature have found their true meaning in this geogra-phy.

The Elmalı Museum sheds light on thehistory of the region Fruitful lands that start from the slope of mountains covered with cedar forest and continue for hundreds of kilometers have been home to many civilizations since the Neolithic Age. Life that began in all the corners of Elmalı thousands of years ago has covered this region with many historical assets. Many artifacts were un-earthed during the excava-tions which began in 1963. The Coins of Elmalı, which is regarded as the treasure of the century, are be-ing displayed at the Elmalı Museum. The 2400 square meter, three-storey museum includes many historical relics from the Chalcolithic

zamanda ilim irfan şehridir. Kışın karla kaplı dağları, yaz aylarında Antalya’nın sıca-ğından kaçıp, nefes alınabi-lecek en güzel yaylalara ev sahipliği yapar. Tarih, kültür ve doğal güzellikler anlamını bulmuştur bu coğrafyada.

Elmalı Müzesi bölgenin tarihini aydınlatıyorSedir ormanlarının kapladığı dağların yamacından baş-layıp kilometreler boyunca uzanan bereketli topraklar, Neolitik dönemden bu-güne pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Karaburun’dan Kızılbel’e, Bağbaşı’ndan Semahöyük’e, Hacımusalar’dan Bayındır’a kadar Elmalı’nın dört bir yanında binlerce yıl önce başlayan yaşam, bu coğ-rafyayı tarihin derin izleriyle

kaplamıştır. Onlarca mede-niyete ev sahipliği yapan topraklarda 1963 yılında başlayan yüzey araştırması ve kazılarda insanlık tarihi için çok önemli eserler gün yüzüne çıkartılmıştır. Ara-larında dünyada “yüzyılın definesi” olarak adlandı-rılan, Likya dönemine ait sikkelerin de bulunduğu eserler Elmalı Müzesi’nde sergileniyor. Toplam 2 bin 400 metrekare alana sahip 3 katlı bir binada kurulu olan Elmalı Müzesi’nde, Kalkolitik dönemde Likya uygarlığının izlerine kadar birçok tarihi eser yer alıyor. Müzenin giriş katının sol tarafındaki salonlarda Bağbaşı ve Kara-taş-Semahöyük kazılarından elde edilen eserler bulunu-yor. Bu eserlerin arasında yerleşkenin yaşam biçimini

44 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 47: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

yansıtan aletler, mühürler ve takılar var. İkinci bö-lümde mezar ve büyük kaplar, üçüncü salonda ise içerisinde iskeletleri ve hediyeleriyle küp mezar-lar yer alıyor. Birinci katta küçük eserlerin sergilendiği salonda Hacımusalar höyük kazılarında çıkan eserler bulunuyor. Sikke salonunda ise Likya ile Roma İmpara-torluk sikkeleri sergileniyor. Birinci katın her iki yanında Karaburun ve Kızılbel mezar odaları yer alıyor. Mezar odalarının içerisindeki resimler görenleri kendine hayran bırakıyor. Müzenin bahçesindeyse Helenistik dönemden Osmanlı döne-mine kadar eserler sergile-niyor. Bahçedeki Elmalı’ya özgü arı kovanı ziyaretçilerin dikkatini çekiyor.

Birbirinden önemliKral MezarlarıTarihin kültür ve doğal güzelliklerle anlam buldu-ğu Elmalı’da bilinen iki anıt mezar var. Bunlardan birisi Karaburun, diğeri Kızılbel’de bulunuyor. Bu mezarların M.Ö. 5’inci yüzyıldan kalma olduğu tahmin ediliyor. İçe-risi av ve savaş sahnelerin-den oluşan fresklerle süslü olan Kızılbel mezarı önemli bir savaşçıya, Karaburun mezarı ise Perslere hizmet etmiş bir beye ait. Her ikisi de tepelerde yapılmış ve üzerleri toprakla, blok taş-larla kapatılmış bu mezarlar bugün Elmalı Müzesi’nde görülebiliyor.

Yeniden doğuş inancının izinde Küp MezarlarMağarada uzunca bir

Age to the last stages of the Lycian rule. On the left side of the ground floor, artifacts unearthed during the Bağbaşı and Karataş-Semahöyük excavations are on display which include tools, seals and jewelry. In the second hall are tombs and large doors and in the third hall are skeletons and cube tombs with gifts. In the hall on the first floor where small objects are ex-hibited, artifacts unearthed during the Hacımusalar tumulus excavations are displayed. Lycia and Roman Empire coins are on display at the coins hall. There are Karaburun and Kızılbel tomb chambers on either side of the first floor. The paintings in these tomb chambers amaze everyone. Artifacts

from the Hellenistic Age to the Ottoman period are dis-played in the garden. The beehive in the yard also attracts a lot of attention.

Important king tombs There are two known monumental tombs in Elmalı; one of them is in Karaburun and the other is in Kızılbel. It is estimated that these tombs date back to 5th century B.C. The one in Kızılbel, decorated with frescoes depicting scenes from hunting and war belongs to an impor-tant warrior and the other one belongs to a gentleman that served the Persians. Both these tombs, covered with soil and block stones, can be seen at the Elmalı Museum.

45ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 48: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

dönem süren yaşam, insanoğlunun gelişimiyle birlikte yerini önce korunaklı dağ yamaçlarına, sonra verimli ovalara uzanmış. Burada toprağı ekip biçmeyi öğrenen insan, gündelik yaşamda lazım olan araç ve gereçleri de icat etmiş. Ve insan günümüzden 4-5 bin yıl önce de bugün olduğu gibi ölülerini kültürüne ve inançlarına göre defnet-miş. O dönemlerde Elmalı Semahöyük’te ölüler küplere konularak toprağa verilirmiş. Aile mezarlığı şeklinde olan bu küp mezarlarda bazen 40’a yakın iskelet bulunur-muş. Doğu-batı yönünde yerleştirilen küp mezarların açık ağzı doğuya çevrilip,

yeniden doğuş inancından dolayı küplerin içerisine ölünün değerli eşyaları, ikinci hayatında kullanması için bırakılırmış. O dönemde yazı henüz icat olmadığı için yazılı metin bulunama-mış. Bu gelenek M.Ö. 6’ncı yüzyıla kadar devam etmiş. Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi Elmalı’da yoğun bir şekilde bulunan küp me-zarlar bugün Antalya Müze-sinde ve Elmalı Müzesi’nde sergileniyor.

Yüzyılındefinesi Elmalı sikkeleriM.Ö. beşinci yüzyılda Perslerin Yunanistan’ı işgal etmesinin ardından Atina Şehir Devletleri önderliğin-

Cube Tombs Life that continued in caves for a long time first moved to the outskirts of mountains as man evolved and continued on fruitful plains. Humans, who learned to cultivate the soil on these plains, also invented the tools they need in their daily lives. And humans buried their dead in accordance with their beliefs and traditions 5000 years ago. Back in those days, the dead in Elmalı Semahöyük were buried in cubes. These cubes, which were like fam-ily cemeteries, sometimes included 40 bodies. The mouth of the cube would be left open and turned to the east and the personal be-

longings of the dead would be placed inside the cube to be used after reincarna-tion. A text regarding the tradition doesn’t exist since scripture wasn’t invented. This tradition continued until 6th century B.C. These cube tombs can be seen at the Antalya Museum and Elmalı Museum.

Elmalı coins: Thetreasure of the century After the Persians con-quered Greece in 5th century B.C., a union was formed under the leader-ship of the Athens City States. The union, which included Lycian cities, ended the Persian invasion and coins were minted to commemorate the victory for each participating city. These coins, which give us clues about the coin minting techniques of the age, were unearthed dur-ing an illegal excavation in Bayındır village in Elmalı. Even though the robbers were caught, the treasure that included 1900 silver coins was sent abroad. The location of the coins was finally pinpointed and the treasure was returned. The treasure, which includes 1348 coins minted in Anatolia, 287 coins minted in Greece and 44 coins in the Aegean islands, is on display at the Antalya Museum and Elmalı Museum. While 80% of the treasure is made up of Anatolian coins, Lycian coins make up the majority with 61%. The coins are important in shedding light on the history of the region with their molds, weights and names. 14 deca-drah-mi were found within the treasure, making the total of these types of coins in the world 27.

46 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 49: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Elmalı City MuseumElmalı, which harbors his-torical, cultural and natural riches, has educated many important religious figures throughout its history such as Sinan-i Ümmi, Vahhab-ı Ümmi, Abdal Musa, Eroğlu Nuri, Niyazı-i Mısri and Nuzuli. Muhammed Hamdi Yazır, who was the other of the first Turkish Quran of the Republic Period, became fa-mous for this book that was called “Quran: A Religion of Justice”, was the one who put Elmalı on the Islamic map. Muhammed Hamdi Yazır, who was born and raised in Karyağdı neighbor-hood, lived in Istanbul for the rest of his life but the people of Elmalı never forgot this important scholar. Works to build a museum dedicated to him by restoring an old mansion still continue. In the museum which will open next month, his works and personal belongings will be exhibited. The mansion, which is being restored

within the context of the Şehr-i Elmalı Project, is being sponsored by the Western Mediterranean Development Agency.

The century old KandilzadeHasan Sıtkı Bey MansionElmalı reaches back towards the past in every step with its narrow streets, historical bazaar and market. The city, which displays Anatolian cul-tural elements, begins from the outskirt of the mountain and ends at the fruitful plain. Elmalı, which was once the home of Teke Seigniory, also attracts attention with century old mansions. The most important example of these mansions, which amazes everyone with their alcoves, old style windows and bright colors, is the Kandilzade Hasan Sıtkı Bey Mansion. The two-storey mansion on the outskirt of the borough defies time with its lace curtains, white lace needle covers, big pots in

de bir birlik oluşturulmiştir. Likya şehirlerinin de yer aldığı birlik Pers işgaline son vermiş ve elde edilen büyük zaferin anısına bütün şehirleri içeren paralar basıl-mıştır. İnce işçiliği ve sikke bilimi açısından bilinme-yenlerin çözümüne yönelik ipuçları veren bu paralar, 2 bin yılı aşkın bir zaman sonra, Elmalı’nın Bayındır köyünde yapılan kaçak kazıyla yeniden gün yüzüne çıkmıştır. Kaçak kazıyı gerçekleştirenler yakalansa da, bin 900 adet gümüş sikkeyi kapsayan define tüm çabalara rağmen yurt dışına kaçırılmıştır. Nümismatlar tarafından “yüzyılın definesi” olarak lanse edilen sikke-lerin nerede olduğu yoğun çabalar sonucunda belirlen-miş ve yeniden anavatanına getirilmiştir. Bin 348 adedi Anadolu, 287 adedi Orta ve Kuzey Yunanistan, 44 adedi ise Ege Adaları’ndaki yerle-şim merkezlerinde basılan örnekleri içeren yüzyılın de-finesi Elmalı Sikkeleri, halen

Antalya Müzesi ve Elmalı Müzesi’nde sergileniyor. De-finenin yüzde 80’i Anadolu sikkelerinden oluşurken, Lik-ya sikkeleri yüzde 61 oranla definede en fazla paya sahip. Elmalı definesi kalıp baskıları, ağırlık sistemleri ve yeni isimler ile bu dönemi aydınlatması bakımından oldukça önemli. Definenin gün yüzüne çıkartılmasıyla dünyada 1984 yılına kadar 13 tane olduğu bilinen de-kadrahmi sayısı 27’ye çıktı; çünkü yüzyılın definesinde 14 adet daha dekadrahmi bulundu. Elmalı Kent MüzesiTarihin, kültürün ve doğal güzelliklerin iç içe oldu-ğu Elmalı, asırlar boyu Sinan-i Ümmi’den Vahhab-ı Ümmi’ye, Abdal Musa’dan Eroğlu Nuri’ye, Niyazı-i Mısri’den Nuzuli’ye ve yakın tarihe damgasını vurmuş Muhammet Hamdi Yazır’a kadar sayısız din adamı yetiştirmiştir. Cumhuriyet döneminin “Hak Dini Kuran”

Elmalı, Neolitik

dönemden bugüne pek çok

uygarlığa ev sahipliği

yapmıştır.

Elmalı was host to many

civilizations from the

Neolithic age to the present.

47ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 50: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

“Antalya’mızı sadece denizden ibaret bir turizm şehri ola-rak görmek büyük bir yanılgıdır. Bünyesinde asırlar boyu sayısız medeniyet barındıran, uygarlıkların beşiği olan bu kentin kültürel ve tarihi zenginliğini göz ardı etmek, kültür, tarih, inanç ve yayla turizmini yok saymak büyük bir hata ve eksiklik olacaktır. Tarih, kültür, yayla ve inanç turizmi denince Antalya’mızda ilk akla gelen ve görülmesi, gezil-mesi gereken, en görkemli ve göz alıcı yer olarak, tarihi ve kültürel bilgi ve birikime sahip olan herkes, istinasız size “Şehr-i Elmalı”mızı işaret edecektir.

Sinan-ı Ümmi’nin mısralarında anlamlı bir şekilde ifadesini bulan, “gül alınıp gül satılan ve çarşı pazarı gül kokan” Şehr-i Elmalımız, tarihi birikimiyle, kültürel yapısıyla, doğal güzellikleriyle ve gül kokulu insanlarıyla, Anadolu’da özel bir yere, mana ve derinliğine sahiptir. Şehr-i Elmalı’nın her karışında; bizden, tarihimizden, kültürel dokumuzdan ve geleneklerimizden izler bulmamız mümkün olduğu gibi, birçok medeniyete çıkış noktası ve beşiklik etmesi nede-niyle insanlık tarihi açısından da çok önemli bir mirasa tanıklık edebilirsiniz.

Geçmişi Likyalılara kadar uzanan, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış “Şehr-i Elmalı”, yüzyılın definesi olarak kabul edilen Elmalı Hazineleri, Bayındır ve Kızılbel Kral (Kaya) Mezarları, arı serenleri, İskender Yolu ile Fildişi Çocuklu Kadın Heykeli, Semahöyük Küp Mezarları, Ömer Paşa Camii ve Külliyesi, cumbalı evleri, arastaları, ağa konakları, Kırkpınar’dan bile eski Yeşil Yayla Yağlı Pehlivan Güreşleri ve mehter takımı, dünyanın en yaşlı ve en gör-kemli sedir, ardıç ve 2 bin yıllık anıt ağaçlarına sahip Çığ-lıkara Ormanları, Toroslar’ın en yüksek noktalarından biri olan Kızlar Sivrisi ile Avlan Gölü, restorasyonu tamamlanan ve eski kimliğine yeniden kavuşan Tarihi Helvacılar Çarşısı ve Kandilzade Hasan Sıtkı Bey Konağı, hazinenin sergilen-diği müze ve daha sayamadığımız onlarca tarih, kültür ve doğa mirasına sahip olup, tarihe ve kültüre meraklı herkesi ağırlamayı bekliyor. “Şehr-i Elmalı”, Sinan-i Ümmi’den Vahhab-ı Ümmi’ye, Abdal Musa’dan Eroğlu Nuri’ye, Elmalının mana ikliminden mayalanan Niyazı-i Mısri’ye, Nuzuli’ye ve yakın tarihimizde Elmalılı Muhammet Hamdi Yazır ve İbrahim Bedrettin Elmalı da dâhil olmak üzere birçok büyük değeri ve mana adamını bağrından çıkarmış, bir ilim ve irfan şehridir. “Gül alıp gül satılan” bu güzel şehir, güzel insanlarıyla, kültürel ve tarihi dokusuyla, mana ve ilim dünyamızı aydınlatan kandilleriyle ve gıpta edilecek doğal güzellikleriyle misafirlerinin yolunu gözlüyor.”

Şehr-i Elmalı

“It is a mistake to see Antalya as a touristic city that only offers sea, sand and sun. It would be a big mistake to ignore all the cultural and historical riches in a city that has hosted many civilizations throughout history. Everyone who is interested in history and culture will be advised to come see Şehr-i Elmalı, which is an ideal place for history, culture, plateau and religious tourism.

Our borough, which smells like roses just like Sinan-ı Ümmi stated in one of poems, has a special place in Anatolia with its cultural accumulation, cultural structure, scenic beauties and rose scented people. You can find imprints of our cultural structure and traditions in every corner of our borough and traces of many different civilizations.

Şehr-i Elmalı, which dates back to the Lycian period, awaits its visitors with important artifacts and assets such as the Elmalı Treasures, Bayındır and Kızılbel King tombs, bee spars, İskender Road and the Woman with ebony child sculpture, Semahöyük Cube tombs, Ömer Paşa Mosque and complex, houses with alcoves, bazaars, man-sions, Yeşil Yayla oil wrestling competitions and janissary band, Çığlıkara Forests that harbor century old cedar and juniper trees, Kızlar Sivrisi and Avlan Lake, the newly reno-vated historical Helvacılar Bazaar and Kandilzade Hasan Sıtkı Bey Mansion, our museum where the treasures are on display and many more cultural and historical heritages.

“Şehr-i Elmalı” is a science and scholar city which has educated many important names such as Sinan-i Ümmi, ’den Vahhab-ı Ümmi, Abdal Musa, Eroğlu Nuri, Niyazı-i Mısri, Nuzuli, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır and İbrahim Bedrettin Elmalı. Our beautiful borough awaits its visitors with its cultural and historical structure and candles that light our scientific world.”

Elmalı Kaymakamı The District Governor of Elmalı

Mehmet Murat Çekmen

48 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 51: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

the kitchen, pitchers and carpets that adorn the stair-cases. The mansion, which was built at the end of the 1800’s, is a guesthouse for important visitors today. The house is also used for dinners during Ramadan where guests sit and eat on the floor in the rooms on the upper floor. The wooden

door that opens up to the wide balcony, awaits the days when it will be used again for warm gatherings. The mansion, which serves as a cultural house after renovations, sheds light on the profound history of the borough.

Ömer Paşa Madrasah: An Ottoman heritage Ketenci Ömer Paşa Mosque rises on the out-skirt of Elmalı Mountain with its cut stone minaret and single dome. The shadow of the oak tree that was planted at the same time as the mosque falls on the fountain. Across the mosque is the historical madrasah which now serves as a library. The madrasah, which was built in 1607, at the same time with the mosque, displays Ottoman style ar-chitecture at its best. The U shaped madrasah is lo-cated on the northwest of the mosque. The rooms are at the back of the U

adlı ilk Türkçe Kuran tefsirini yazan Muhammet Hamdi Yazır, bu eseriyle meşhur ol-muş ve Elmalı’nın adını tüm İslam âlemine duyurmuştur. Karyağdı mahallesinde doğup büyüyen Muham-med Hamdi Yazır, daha sonra yaşamını İstanbul’da sürdürmüştür. Ancak Elmalılı bu büyük âlimi hiç unutma-mıştır. Bu çerçevede eski bir konak olan yapıyı restore ettirerek onun adını taşıyan bir kent müzesi kurmak için de çalışmalar son aşama-ya gelmiştir. Önümüzdeki aylarda ziyarete açılacak olan Muhammet Hamdi Ya-zır Elmalı Kent Müzesi’nde âlimin eserleri, yaşadığı döneme ait eşyaları sergile-necek. Şehr-i Elmalı Projesi çerçevesinde restore edilen eve Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı da büyük maddi kaynak aktarıyor.

Asırlık KandilzadeHasan Sıtkı Bey KonağıDar sokakları, tarihi çarşısı, arastası ile her adımda ta-rihin derinliklerine uzanıyor Elmalı. Anadolu kültürünü yansıtan şehir, dağın yama-cından başlayıp, bereketli toprakların cömertliğini hiç esirgemediği ovaya doğru uzanıp gidiyor. Zamanın-da Teke Beylerine de ev sahipliği yapan Elmalı, asırlık konaklarıyla da dikkat çekiyor. Dağın yamacındaki dar sokaklarda yer alan, cumbaları, eski tip pencere-leri, tokmaklı kapıları, parlak renkleriyle hayranlık uyan-dıran konaklardan en çok ilgi çeken ise Kandilzade Hasan Sıtkı Bey Konağı’dır. İlçenin yamacındaki 2 katlı konak dantelli perdeleri, se-dirlerin üzerindeki kanaviçe işli beyaz örtüleri, mutfaktaki koca kazanları, ibrikleri, merdivenlerde serili kilimle-riyle yıllara meydan okuyor. 1800’lü yılların sonunda ya-

pılan konak, bugün önemli günlerde ilçeye gelen mi-safirleri ağırlıyor. Ramazan Ayı’nda verilen iftar yemek-lerine de ev sahipliği yapan konağın üst katında bulunan salon ve odalarda kurulu yer sofraları konuklarını bekliyor. Geniş balkona açılan tahta kapı, yeniden hoş sohbetle-re açılacağı günü iple çeki-

49ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 52: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

yor. Restore edildikten sonra kültür evi olarak hizmet veren konak, ilçenin köklü tarihine ışık tutuyor. Osmanlı mirası Ömer Paşa MedresesiElmalı Dağı’nın yamacın-da yükseliyor kesme taş minaresi, tek kubbesiyle Ketenci Ömer Paşa Camii. Şadırvanın üzerine cami ile aynı dönemde dikilen çınar ağacının gölgesi düşüyor. Hemen karşısında ise bugün kütüphane olarak kullanılan tarihi medrese yer alıyor tüm haşmetiyle. Ketenci Ömer Paşa tarafın-dan cami ile birlikte 1607 yılında yaptırılan medrese ince detayları ile Antalya’da-ki Osmanlı mimarisini en güzel şekilde yansıtıyor. U planlı medrese camiinin kuzeybatısında yer alıyor. 8 sivri kemerli, 9 kubbeli U şeklindeki revakın arka-sında medrese odaları sıra-lanıyor. Revak kubbeleri hücrelerden daha yüksek tutulmuş. Bu da medreseye daha görkemli bir görünüm kazandırmış. İki bölüm-den oluşan medresenin ortasındaki merdiven tarihi çarşıya çıkıyor. Asırlar boyunca Teke Beyleri’nin bölgeyi idare ettiği, Elmalı’da sayısız öğrenci yetiştiren medrese bugün yine eğitime hizmet ediyor. Kütüphane olan tarihi yapı, gün boyu öğrencileri, kitap kurtlarına hizmet ediyor. Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 1968 yılında onarılan yapı, bu günlerde Antalya Valiliği tarafından yeniden onarılıyor.

Anıt Ağaçlar Nice medeniyetin gelişimi-ne şahitlik ettiğini kim bi-lir? Bizans’tan Selçuklu’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e var oldukları tahin edili-yor. Hani, ‘Görmüş geçir-

miş’ derler ya onları tarif etmek için en güzel ifade bu olsa gerek. Dün onlar vardı, bugün de onlar var, yarında onlar olacak. Elmalı-Finike yolu üzerin-de Çığlıkara Ormanı’nda yükseliyor anıt ağaçlar. Etrafında onlarca insan el ele tutuşarak gövde-sini ancak sarabiliyor. Göğe yükselen boylarına bakarken insanın başı dönüyor. Gölgesi ise huzur vaadediyor. Köklü tarihin, zengin kültürün, doğal güzelliklerle anlam bulduğu Elmalı’da 7 anıt ağaç yükseliyor. Çığlıkara Ormanı’ndaki 2 bin yıllık koca katran, bin 500 yıllık Toros Sediri, Tekke Dere-si’ndeki bin 700 yaşındaki Aslan Ardıç, Sedir Araş-tırma Ormanı’ndaki bin 70 yıllık Koca Sedir, 800 yıllık Şah Ardıç, Çığlıkara Or-manı’ndaki 650 yıllık Koç Sedir ve 500 yıllık Katil Se-dir, asırlardır şahit olduğu onca anıyı paylaşmak için misafirlerini bekliyor.

shaped portico that has 9 domes. The portico domes are much higher than the rooms, which gives an air of greatness to the complex. The staircase in the middle of the madrasah leads to the historical bazaar. The madrasah, which was a school for many years, is still used for educational purposes. The structure which is now a library welcomes students and literary buffs. The structure, which was renovated in 1968 by the Founda-tions General Directo-rate, is being renovated today by the Governor-ship of Antalya.

Monumental treesWho knows how many civilizations they wit-nessed developing? It is believed that they existed during the Seljuk, Byzantine and Ottoman

periods. They must have seen it all. They were here yesterday, they are here now and they will be here in the future. Monu-mental trees rise in the Çığlıkara Forest on the Elmalı-Finike road. Only hundreds of people hold-ing hands can circle the body of the monumental trees. You feel lighthead-ed trying to estimate their height. Their shadows offer comfort. There are seven monumental trees in Elmalı; the 2000 year old turpentine in Çığlıkara Forest, the 1500 year old Taurus Cedar, the 1700 year old Lion Juniper in Tekke Creek, the 1070 year old huge Cedar inside the Sedir Forest, the 800 year old Shah Juniper, the 650 year old Ram Cedar in Çığlıkara Forest and the 500 year old Killer Cedar.

50 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 53: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Elmalı-Finike yolu üzerinde Çığlıkara Ormanı’nda yükselen

anıt ağaçların gövdesini, etrafında onlarca insan el ele

tutuşarak ancak sarabiliyor.

Only hundreds of people holding hands can circle the

body of the monumental trees in Çığlıkara Forest on the

Elmalı-Finike road.

51ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 54: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

“Tarih ve kültür merkezi Elmalı”

“Elmalı, Antalya’ya 100 kilometre uzaklıkta, Antik Lite-ratürde Likya olarak tanımlanan bölge içerisinde, Teke Platosu üzerinde kurulu bir yerleşim merkezidir. İlçemiz; Korkuteli, Kumluca, Finike, Kaş ve Fethiye ile çevrilmiş ve asfalt yollarla bu ilçelere bağlanmıştır. Antalya’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Elmalı, uzun ve zengin tarihi boyunca birçok medeniyete beşiklik etmiş, kültürlerin harmanlandığı bir bölge olarak özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kültür, sanat ve ticaret alanlarında çevresine örnek olmuş, tarih, kültür ve tasavvuf denince de Antalya’da ilk akla gelen yöre olmuştur. Eski çarşıları ve dar sokaklarıyla, her adımda tarihin derinliklerine uzanarak Anadolu kültürünü en özgün biçimde yansıtan ilçemiz, misafirperver ve güler yüzlü insanlarıyla tam bir çekim merkezidir. Elmalı, ikli-mi, doğal güzellikleri, tarihi evleri, dünyanın en değerli ormanlarından olan sedir ormanı ile büyük bir turizm potansiyeli taşımaktadır. Cumbaları, eski tip pencereleri ve parlak renkleriyle ilçeyi süsleyen tarihi evler, yüzyıllık yaşamları yüklenerek eski zamanları anlatırcasına hala dimdik ayaktadırlar. Ahşabın mimari malzeme olarak kullanıldığı bu evler adeta tarihe tanıklık etmektedirler.İlçemiz, Sinan-ı Ümmi, Vahhab-ı Ümmi, Abdal Musa ve Elmalılı M. Hamdi Yazır gibi önemli şahsiyetleri bağrın-dan çıkaran çok önemli bir kültür ve tasavvuf şehridir. Elmalı, Elmalı hazinesi, Kral Mezarları, Ömer Paşa Camii, İskender yolu, Fildişi Çocuklu Kadın Heykeli, Söğle Yaylası arı serenleri gibi sayamadığımız daha birçok esere ev sahipliği yapmaktadır. Restore edile-rek eski kimliğine kavuşturulan Helvacılar Çarşısı ve Kandilzade Hasan Sıtkı Bey Konağı, birbirinden değerli nadide eserlerin sergilendiği Elmalı Müzesi, tarihe ve kültüre meraklı herkes tarafından gezilmeyi ve görülmeyi beklemektedir.

Yine Toroslar’ın en yüksek noktalarından biri olan Kızlar Sivrisi dağcılara kucak açmakta ve dünyaca ünlü sedir ormanları ile burada iki bin yıldır dünyayı selamlayan anıt ağaçları ve harika doğası keşfetmeyi sevenlere bitip tükenmeyen seçenekler sunmaktadır. Kırpınar’dan bile daha köklü maziye sahip, 660 yıldır devam eden “Tarihi Yeşil Yayla Yağlı Pehlivan Güreşleri” 7’den 70’e herkesin ilgisini çekmekte, her yıl Eylül ayının ilk hafta-sında meraklılarına özel günler yaşatmaktadır. Kısaca, Anadolu erenlerinin vakur duruşunu, misafirperverliği, sevgi ve sıcaklığı, tarihe kültüre ve inançlara saygıyı, bu gün unutulmaya yüz tutmuş birçok güzel hasletlerimizi görmek isteyen herkesi Elmalı’ya bekliyoruz…”

“Elmalı: A historical and cultural center”

“Elmalı is a settlement 100 kilometers from Antalya, built on the Teke Plateau which is within the borders of historical Lycia. Our borough is surrounded by Korkuteli, Kumluca, Finike, Kaş and Fethiye and connected to these boroughs with an asphalt road. Elmalı, which is one of the oldest settlements in Antalya, was home to many civilizations throughout its rich history and an exemplary city in culture, art and trade especially during the Seljuk and Ottoman periods. Our borough, which exhibits all the unique traits of Anatolian culture with its old bazaars and narrow streets, is an attractive destination with its hospitable locals. Elmalı, with its climate, scenic beauties, historical houses and ce-dar forests, has an immense potential in tourism. Historical houses, which decorate the city with their alcoves, old style windows and colorful colors, are still standing tall after cen-turies. These wooden houses are the witnesses of history. Our borough is an important cultural city that has educated many important names such as Sinan-ı Ümmi, Vahhab-ı Ümmi, Abdal Musa and Elmalılı M. Hamdi Yazır. Elmalı har-bors many important artworks and structures such as the Elmalı treasure, King tombs, Ömer Paşa Mosque, İskender road, The Women with ebony children statue, Söğle Plateau and many others. Helvacılar bazaar and Kandilzade Hasan Sıtkı Bey Konağı Bazaar which both have been renovated, and the Elmalı Museum which includes many precious arti-facts, are must sees in the borough. Kızlar Sivrisi, which is one of the highest points in the Taurus Mountains welcome mountaineers while monumental trees and world famous cedar forests offer various alternatives for nature enthusiasts. The Historical Yeşil Yayla Oil Wres-tling competitions, which are being organized for the past 660 years, take place every September and attract guests from all ages. In conclusion, we await all those who want to see the proud stance of Anatolian people, their hospitality, warmth, respect for culture and religion in Elmalı…”

Elmalı Belediye Başkanı Elmalı Chief Magistrate

Hüseyin Altıntaş

52 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 55: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

The lodge of Abdal Musa Tekke village, located on the outskirts of Dur Mountain in Elmalı, is one of the most important religious centers of the Alevi Bektaşi faith. The lodge of Abdal Musa, who lived at the end of the 13th century and the beginning of the 14th century, is in Tekke village. According to Evliya Çelebi, the village of Tekke was where the lodge of Abdal Musa was and the village was where he edu-cated the people and began his movement. In his book Seyahatname, he says that thousands of people were educated in the lodge with included 3 courtyards and a mosque complex and thou-sands of people ate at the massive grapevine. Abdal Musa, an important name in the Alevi Bektaşi faith, is remembered every June with

Abdal Musa’nın dergahıElmalı’da Dur Dağı’nın eteğinde yer alan Tekke Köyü, Alevi Bektaşi inancı-nın Antalya bölgesindeki en önemli merkezidir. 13’üncü yüzyılın sonu, 14’üncü yüzyı-lın başında yaşamış olan ve Bursa’nın fethinde de yer aldığı rivayet edilen Abdal Musa’nın dergâhı Tekke Kö-yü’ndedir. Evliya Çelebi’nin verdiği bilgilere göre Tekke Köyü, Abdal Musa’nın dergâhının bulunduğu, halkı eğittiği ve düşüncelerini yaydığı merkezdir. Seya-hatnamede iç içe geçmiş 3 avlunun bulunduğu ve içe-risinde külliyenin yer aldığı merkezde binlerce kişinin eğitildiği, 5 bin dönümlük bağlarda binlerce kişinin karnının doyurulduğu anla-tılır. Alevi Bektaşi inancında önemli bir yere sahip olan Abdal Musa, her yıl Haziran

ayında düzenlenen etkinlik-lerle anılır. Türkiye’nin dört bir yanından gelenler, etkin-likler çerçevesinde kurban-lar kesip, semah dönerler.

Abdal Musa’nın Gömbe beldesinde asasını yere vu-rarak su çıkardığına yönelik efsane dilden dile dolaşır. Rivayete göre Gömbe’ye giden Abdal Musa, bir dağ köyüne de uğrar. Susuzlu-ğun neden olduğu kuraklık nedeniyle Abdal Musa’ya yi-yecek ikramında bulunama-yan köylü durumdan rahat-sız olur. Köylünün bu haline acıyan Abdal Musa, suyu çıkardıktan sonra mahsulle-rinin yarısını kendisine ver-meleri yönünden köylüden söz alır. Asasını yere vurur; oradan anında su fışkırmaya başlar. Su nedeniyle bol mahsul alan köylü, ürünün yarısını almaya gelen Abdal

Tekke Köyü, Abdal Musa’nın dergâhının bulunduğu, halkı eğittiği ve düşüncelerini yaydığı merkezdir.

Tekke Village is where the dervish lodge of Abdal Musa is located and where he educated his followers.

53ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 56: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Musa’yı tanımazdan gelir. Bunun üzerine Abdal Musa, “Yazın su içmeye, kışın geçmeye yol bulamayın” der. İşte o gün bu gündür, dağın yamacından fışkıran su, yazın Elmalı Ovası’na, kışın Kaş Ovası’na akar. Bu nedenle suya Uçarsu denir.

Sinan-i Ümmi’nin ışığıYıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı idaresine geçen Elmalı, yönetim merkezinin Antalya’ya geçtiği güne kadar Anadolu Eyaletine bağlı Teke Livasının merkezi olmuştur. Teke Paşaları-nın da yaşadığı Elmalı’ya Osmanlı döneminde çok sayıda medrese ve kütüp-hane yapılmıştır. Bu nedenle ilçe kelimenin tam anlamıyla

bir ilim irfan yuvası olmuş-tur. Bu medreselerden çok önemli isimler yetişmiştir. Bu isimlerden birisi de Sinan-i Ümmi’dir. Elmalı’da doğup büyüyen Sinan-i Ümmi, Türk-İslam şairi, mutasavvıf, müderris ve alimdir. 1553 yılında doğduğu ve 1657 yılında yaşamını yitirdiği söylenmektedir. Halveriye tarikatının Ahmediye (Yiğit-başı) şubesindendir. Halk aşığı, şair, alim ve eğitimci olan Sinan-i Ümmi’nin kale-me aldığı iki de eseri vardır; Bunlar Divan-ı İlahiyat, Kutb-ül Meani’dir. Şiirlerinde Allah ve peygamber muhab-betini, hakiki aşkı, insan-ı kamil anlayışını işlemiştir. Sinan-i Ümmi’nin şöhretini sağlayan eseri Divan-ı İla-

various activities. People from all over Turkey come to the borough to offer sacri-fices and do the dervishes dance.

The legend concerning how Abdal Musa created water from soil by banging his stick in the town of Gömbe is a popular story. According to legend, Abdal Musa who goes to Gömbe stops at a mountain village. Villag-ers are stressed because they have no food to offer Abdal Musa because of the draught. Abdal Musa, who pities the crowd, makes them promise to give him half the crops after he magi-cally makes water appear by banging on the ground with his staff. Villagers, who yield lots of crops after the emergence of water, choose to ignore him when her returns for his share. Upon their reaction, Abdal Musa says, “I hope you don’t find any water to drink in the summer and no roads to travel in the winter.” From that day on, the water that

spurts from the outskirts of the mountain flows to Elmalı Plain in the summer and to Kaş Plain in the winter. That is why the water is called the flying water.

The light of Sinan-i Ümmi Elmalı, which became a part of the Ottoman Empire during the reign of Yıldırım Beyazıt, was the manage-ment center of Teke Region until management was diverted to Antalya. Many madrasah and libraries were built in the borough dur-ing the Ottoman rule. This made the borough a center of education and science in every sense of the word. Many important scholars were educated in these schools and one of them is Sinan-i Ümmi . Sinan-i Ümmi was born and raised in Elmalı, was a poet, teacher and scientist. It is said that he was born in 1553 and died in 1657. He belonged to the Ahmediye branch of the Halveriye cult. He has written two books; Divan-ı İlahiyat and Kutb-ül Meani.

54 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 57: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

hiyat, öğrencisi ise Niyazı-i Mısri’dir. Eğitimci özelliği de bulunan Sinan-i Ümmi, gündüzleri kendi adıyla anılan medresesinde eğitim veren bir müderris, akşam-ları çevresini aydınlatan bir ışıktır. Türbesi Elmalı’da bu-lunmakta ve özellikle İslam dini için büyük önem taşıyan günlerde Türkiye’nin dört bir yanından gelen ziyaretçileri ağırlamaktadır.

Vahhab-ı Ümmi’nin DivanıVahhab-ı Ümmi, Elmalı’da dünyaya gelmiş 16’ncı yüzyıl mutasavvıf şairlerden-dir. Halveti tarikatının orta kolunu temsil eden Ahmet Şemsü’d-din Marmaravi’den feyz almıştır. Kendisi de mutasavvıf şair ve yazar-lardan Ramazan Armağani ve Elmalılı Şeyh Eroğlu Yahşi Efendi’yi yetiştirmiştir. Aynı zamanda Halvetiliğin çevrede etkin bir dergâh haline gelmesinde öncü

olmuştur. Vahhab-ı Ümmi , şiirlerinde; Vahhab-ı Ümmi, Vahibi, Vehhab, Vahab, Vehab, Vehabi gibi mahlas-lar kullanmıştır. Yunus Emre ve onun etkisindeki üstadı Yiğitbaşı Veli’nin tesirinde kalmıştır ve onların üslubun-da şiirler yazmıştır. Vahhab-ı Ümmi’nin hece ve aruz vezinleriyle yazılmış içerisin-de 500’e yakın ilahi bulunan oldukça hacimli bir Divan’ı vardır. Bunların 6 el yazması nüshası günümüze kadar ulaşmıştır. Bir nüshası El-malı Halk Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. 1595 yılında vefat ettiği belirtilmekte-dir. Mezarı, Pınarbaşı’nda sonradan yapılan bir türbe içerisinde eşi ve 2 çocuğu-nun mezarı ile bir aradadır.

Muhammed Hamdi Yazır’ın ufuk açıcı anlayışıTürk-İslam alimi olan Muhammet Hamdi Yazır,

His poems were about the love of God, real love and humanity. His most famous book is Divan-ı İlahiyat, and his most famous student is Niyazı-i Mısri. Sinan-i Ümmi was also a teacher and he taught at the madrasah dur-ing the day. His mausoleum is in Elmalı and is swarmed with visitors during Islamic holidays.

The Council of Vahhab-ı Ümmi Vahhab-ı Ümmi was a mystic poet who was born in Elmalı in the 16th century. He followed in the footsteps of Ahmet Şemsü’d-din Mar-maravi, one of founders of the Halveti cult. He educated Ramazan Armağani and Elmalılı Şeyh Eroğlu Yahşi Efendi, also mystic poets like himself. At the same time, he was the person who made the Halveti cult an important lodge in the area. Vahhab-ı

Ümmi, used monikers such as Vahhab-ı Ümmi , Vahibi, Vehhab, Vahab, Vehab, and Vehabi in his poems. He was inspired byYunus Emre and his teacher Yiğitbaşı Veli. He has written a huge almanac which includes nearly 500 hymns. 6 handwritten copies of the book have made it to this date and one of them is on display at the Elmalı Public Library. It is believed that he died in 1595. His mausoleum is in Pınarbaşı, along with the graves of his wife and two children.

The enlightning philosophy of Muhammed Hamdi YazırMuhammet Hamdi Yazır, who was a Turkish-Islamic scholar, was born in Karyağdı neighborhood in1878. The scholar, whose family was filled with scien-tists, moved to Istanbul after finishing middle school in his

55ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 58: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Bakan Günay Elmalı’da

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Antalya’nın Elmalı ilçesini ziyaret etti. Bakan Günay, Elmalı Kayma-kamı Mehmet Murat Çekmen ve Elmalı Belediye Başkanı Hüseyin Altıntaş’ı ziyaret ederek, ilçede gerçekleşen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kaymakam Çekmen ve Başkan Altındaş’ı ziyaretinin ardından Elmalı Müzesi’ne geçen Bakan Günay, müzeyi gezerek, eserleri inceledi. Kızılbel ve Karaburun anıt mezarlarına büyük ilgi gös-teren Bakan Günay, daha sonra Top Dağı’na çıkarak, ilçeyi hâkim bir noktadan izledi. Bakan Günay’ın Elmalı ziyaretine Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel de eşlik etti. Cuma namazını Ömer Paşa Camii’nde kılan Bakan Günay, namaz çıkışında tarihi çarşıyı da gezerek, halkla bir araya geldi. Bakan Günay, ilçe merkezindeki gezisini tamamladıktan sonra Kızılbel anıt mezarının bulunduğu Yuva beldesine geçti. Mezarı inceleyen ve yetkililerden bilgi alan Bakan Günay, güzergâh üzerindeki dünyaca ünlü Likya Şarapları’nın üretildiği tesislerde de incele-melerde bulundu. Ardından Tekke Köyü’nde bulunan Abdal Musa Sultan’ın türbesini ziyaret etti. Türbede dua eden Bakan Günay, daha sonra geçtiği kültür merkezin-de kendisi için organize edilen sema gösterisini izledi. Bakan Günay’a ziyaretin anısına üzerinde Hazreti Ali’nin resmi bulunan halı hediye edildi. Bakan Günay, Tekke Köyü’ndeki ziyaretlerinin ardından programını tamamla-yarak ilçeden ayrıldı. Bakan Günay, Elmalı programında önemli açıklamalarda da bulundu. Yurt dışına kaçırılan eserlerin anavatanı olan Türkiye’ye geri getirilmesi için büyük çaba sarf edildiğine dikkat çeken Bakan Günay, bu çerçevede Elmalı hazinelerine dikkat çekti. Son yıl-larda hiçbir ücret ödemeden 3 bin 500’den fazla eserin geri getirildiğini açıklayan Bakan Günay, Patara’da doğan, Demre ilçesinde piskoposluk yapan ve Noel Baba olarak tanınan Aziz Nikolas’ın İtalya’ya kaçırılan kemiklerini de geri almak için girişimlerin sürdüğünü bildirdi. Bakan Günay, Elmalı Hazineleri’nin müzenin ziyaretçi sayısının artması ve güvenlik önlemlerinin sağlanması halinde ilçeye gelebileceğini vurgulayarak, şu an dünya müzelerinde bulunan Batı Akdeniz’e ait çok sayıda eserin anavatanına gelmesi için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

Minister Günay was in Elmalı

The Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay visited the borough of Elmalı in Antalya. Minister Günay visited the district governor of Elmalı Mehmet Murat Çekmen and Elmalı Chief Magistrate Hüseyin Altıntaş and received infor-mation regarding the works on the borough. Minister Gü-nay, who then went on to visit Elmalı Museum, inspected the artifacts. Minister Günay, who paid special attention to Kızılbel and Karaburun monumental tombs, then climbed Top Mountain and watched the borough from there. The minister was accompanied by Antalya Deputy Governor Recep Yüksel during his trip. Minister Günay, who prayed at Ömer Paşa Mosque for the Friday service, toured the bazaar after the service and spoke to the locals. After that, he went to the town of Yuva where the Kızılbel monumental tomb is located. Minister Günay, who inspected the tomb and received information from the authorities, also visited the facilities where the world famous Lycia wines are pro-duced. After that, he visited the mausoleum of Abdal Musa Sultan in the village of Tekke. Minister Günay, who prayed at the religious site, then watched the twirling dervish dance that was put together especially for him. Minister Günay was presented with a carpet to commemorate his visit. After visiting the village of Tekke, the minister left the borough. The Minister also made important declarations during his visit. Minister Günay, who stated that they were working very hard to return the artifacts to the country that were stolen and taken abroad, pointed out to the impor-tance of the Elmalı treasures. Minister Günay, who said that they had returned over 3500 artifacts in recent years without paying any money for them, added that they were working on retrieving the bones of Saint Nicholas, born in Patara, from Italy. Minister Günay added that they would consider bringing the Elmalı Treasures to the borough if security measures were adequate.

56 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 59: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Elmalı’nın Karyağdı ma-hallesinde 1878 yılında dünyaya gelmiştir. Annesi-nin ve babasının soyundan etkin alimler yetişmiş olan Muhammed Hamdi Yazır, ilk ve orta eğitimini Elmalı’da tamamladıktan sonra dayısı tarafından yüksek eğitimi için İstanbul’a götürül-müştür. Kayserili Mahmud Hamdi Efendi’den ders almıştır. Bu nedenle hocası Kayserili Mahmud Hamdi Efendi’ye nisbetle ‘Küçük Hamdi’ olarak da anılır. Öğ-renimi sırasında hat sanatı da ilgisini çekmiştir. Bakkal Arif Efendi’den sülüs-nesih, Sami Efendi’den ta’lik ve celi sülüs yazı çeşitlerini öğ-renmiştir. İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla Antalya mebusu seçilmiştir. Fıkıh dersleri veren Muhammed Hamdi Yazır, Cumhuriyet dönemi-nin ilk Türkçe tefsirini de yazmıştır. Hak Dini Kur’an Dili adını verdiği bu tefsir,

onun meşhur olmasını sağ-lamıştır. Tefsirde Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi’nin kültürünü birleştirmeye gay-ret etmiş, klasik eserlerden azami derecede yararlan-mış, bununla birlikte sosyal ve fen bilimlerinden de çağının gerektirdiği ölçüde istifade etmiştir. Tefsirinde hem İslami birikimin hem de modern ilmi verilerin etkisi açık bir şekilde görünmekte-dir. 9 ciltlik Hak Dini Kur’an Dili’nden başka Fransızca-dan tercüme ettiği, önsöz ve dip notlarla zenginleştirdiği Tarih Felsefesi, İrşadü’l-Ahlaf fi Ahkami’l-Evkaf veSefer bahsi Risale’si adlı eserleri vardır. Suni Mantık, Usul-i Fıkıh, Hukuk Kamusu (eksiktir) ve Divan basılma-mış eserleridir. Yakın dönem fikir ve ilim hayatının önemli isimlerinden olan Muham-med Hamdi Yazır, dinamik din anlayışı ile ilmi ve fikri yönde İslamiyet’i yeniden

hometown. He was edu-cated by Kayserili Mahmud Hamdi Efendi. That is why he is also known as ‘Little Hamdi’. During his studies, he became interested in cal-ligraphy. He learned various styles from various teachers. He was elected an MP from Antalya after the declaration of the Second Monarchial Period. Muhammed Hamdi Yazır, who gave lessons on Islamic law, was the first person to write the Turkish version of the Quran, which made him very famous. He tried very hard to combine Ottoman and republic period culture in his translation and frequently quoted classic texts. The effect of Islamic accumulation and modern science is quite clear in the book. Besides the 9 volume book, he translated a book from French called The Philosophy of History and wrote two more book called

İrşadü’l-Ahlaf fi Ahkami’l-Evkaf and Sefer bahsi Risale’si. Suni Mantık, Usul-i Fıkıh, Hukuk Kamusu (unfin-ished) and Divan have not been published. Muhammed Hamdi Yazır, who was an im-portant scientist and scholar, had reinterpreted Islam, opened new horizons for Muslims and eliminate the coldness in their minds and souls. Muhammed Hamdi Yazır died in 1942 in Istanbul and his grave is in Istanbul.

Yeşilyayla Oil Wrestling CompetitionsEvery September, oil wres-tlers come to Elmalı to win the gold belt. After wearing their traditional wrestling clothes, they smear olive oil over their bodies. They start the wrestling ritual after the caller announces the names of the fighters. They first take three steps forward and three steps back and

57ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 60: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

yorumlamış, Müslümanlara yeni ufuklar açmaya çalış-mış ve zihinlerindeki, ruhla-rındaki donukluğu giderme-ye çalışmıştır. Muhammed Hamdi Yazır, 1942 yılında İstanbul’da yaşamını yitirmiş-tir. Mezarı İstanbul’dadır.

Yeşilyayla Yağlı Pehlivan GüreşleriTakvimlerin Eylül ayını gös-termesiyle birlikte kispetini zembiline koyan pehlivanlar, altın kemer hayaliyle Elmalı’ya gelir. Kıspetini giydikten sonra paçalarını sıkıca bağlar ve baştan aşağı zeytinyağı ile yağlanır. Davul zurna eşliğinde cazgırın kendisini ve rakibini anons etmesiyle birlikte peşrev çekmeye baş-lar. Önce üç adım ileri, sonra üç adım geri gider, sol dizi üzerine çöker. Sağ elini önce yere, sonra dizine sonra da alnına dokundurur. Ardından bir tutam çimen koparıp ısırır. Bu esnada kopan ‘Hayda bre pehlivan’ nidasıyla ayağa kal-kar. Tribünleri dolduran bin-lerce güreş severin alkışları eşliğinde er meydanının dört bir yanını turlar. Turlarken bir keklik misali hem seker hem

de elini dizine vurarak rakibi-ne meydan okur. Er meydanı-nı turlarken rakibiyle yüz yüze geldiğinde onun paçalarını yoklayıp, sırtını sıvazlar ve kucaklayarak tartar. El ense çekerek rakibinin gücünü yoklar. Ardından da 660 yıldır olduğu gibi er meydanında güreşe tutuşur. Tarihi 660 yıl öncesine dayanır Elmalı Yeşilyayla Yağlı Pehlivan Güreşleri’nin. O günden bu güne kadar aralıksız olarak her yıl Eylül ayının ilk haftasın-da yapılır. Tarihi Kırkpınar’dan daha eskidir ve Kırkpınar ka-dar önemlidir. Takvim olarak Kırkpınar’dan sonra yapıldığı için pehlivanlar açısından bir nevi rövanş karşılaşmasıdır. Her yıl tüm boylarda bine ya-kın pehlivan mücadele eder. Burada da amaç başpehlivan kategorisinde 3 yıl üst üste birinci olarak altın kemerin ebedi sahibi olmaktır.

Türkiye’nin ağız tadı Elmalı elmasıToros Dağları’nın arka yamacından başlayan ova, Akdağ’a kadar kilometreler boyunca uzanır gider. Tarih boyunca birçok medeniyete

fall to their knees. They place their right hands on the ground, then their knee and then their forehead. After that, they bite a piece of grass. It is now time to stand up. They circle the entire field accompanied by cheers from the crowd. They pounce and hit their needs to intimidate each other. First they test each other, weigh each other and then they start the fight. The historical Elmalı Yeşilyayla Oil wrestling Competition is 660 years old. The competition is being organized in the first week of September for the past 660 years. It is older than Kırkpınar and as important as that historical competi-tion. As it is organized after Kırkpınar each year, it is considered a rematch. Every yard, nearly 1000 wrestlers participate in the competi-tion. The goal here is the win the competition three year in a row to receive the golden belt.

Turkey’s best apples The plain that start from the

back outskirts of the Taurus Mountains continues all the way to Akdağ. These plains which welcomed many civilizations throughout his-tory always offer the best to its inhabitant. Lands that are revitalized with snow-flakes enable the growth of many agricultural prod-ucts. The most important of these products is apple, which has given its name to the borough. 93 thou-sand 539 decares of land in the borough is covered with apple orchards. These gardens yield approximately 100 thousand tons of apples every year. More than half of these orchards yield starking and golden type apples. The apples are picked with the start of the winter and sent to all over the country.

The best roasted chick-peas are also in ElmalıChickpea production is also as important as apple production in Elmalı. The widespread production of chickpea has a great role in the development of roasted

Tarihi 660 yıl öncesine dayanan Elmalı Yeşilyayla Yağlı Pehlivan Güreşleri, her yıl Eylül ayının ilk haftasında yapılır.

The 660 year old Elmalı Yeşilyayla Oil Wrestling Competitions are organized the first week of September.

58 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 61: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

59ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 62: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

chickpea production. Mas-ters in the historical bazaar make the best roasted chickpeas. The amazing taste of the roasted chick-peas comes from quality chickpeas that grow on fruit-ful lands and the expertise of the masters in the market. They make these roasted chickpeas by first sifting through the chickpeas and dividing them according to size. Then they toast the chickpeas until they crack when squashed between two fingers. After that, they place the chickpeas inside a bristle sack and wait for 3

days. At the end of the third day, the chickpeas return to the pot for further roasting. Then it’s back to the sack for another day. The next day, they mix the chickpeas in a cool place. The mixing pro-cess lasts for 10 days. After the mixing is finished every one kilogram of chickpeas is given 100 grams of water and immersed in water for 16 hours. The next day, they are roasted with double the heat. The process takes approximately 3 weeks and after that you can enjoy these delicious roasted treats.

ev sahipliği yapan bu düz-lükler bereketli toprağı ile de sakinlerine her daim cömert-liğini sunar. Kar tanelerinin hayat verdiği verimli topraklar sayısız tarım ürününün yetiş-mesine olanak verir. Ancak bunlardan bir tanesi vardır ki tadına bakan söyleyecek söz bulamaz. Namı dilden dile dolaşarak Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış, tarihin kültür-le harmanlandığı ilçeye adını vermiştir. Tatlı ve sulu Elmalı elmasıdır o. Toplam 593 bin 350 dekar tarım arazisi bulunan Elmalı’da, 93 bin 539 dekar arazi elma bahçeleriyle kaplıdır. Bereketli topraklar-daki bu bahçeler her yıl 100 bin tona yakın elma verir. Bu bahçelerin yarısından fazlasında starking ve golden cinsi, geriye kalan kısmında da bodur ağaçların verdiği, farklı ve çok sevilen elma cinsleri yetişir. Kışın gelme-siyle birlikte toplanan elmalar başta Antalya olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına gönderilir. Elmalı’nın lezzetli elmalarının tadına tüm Türki-ye bakar.

Leblebininen lezizi de Elmalı’daElmalı’nın tarımsal ürün yel-pazesinde ilçeye adını veren elma kadar nohut üretimi de önemli bir yer tutar. İlçede

nohut üretiminin bu denli yaygın oluşu, yöresel ye-meklerde kullanımın yanı sıra leblebi imalatının gelişmesin-de de önemli rol oynamıştır. Elmalı’nın tarihi çarşısında mesleklerinin duayeni ustalar yurdun en güzel leblebisini imal ederler. Asırlardır, kuşak-tan kuşağa geçen tecrübele-riyle leblebilerini leziz kılarlar. Leblebilerinin lezzetini ise verimli topraklarında yetişen kaliteli nohutlarına ve usta-lıklarına bağlarlar. Leblebiyi yapmaya ise önce nohudu eleyerek boyuna göre ayır-mayla başlarlar. Ardından nohut 2 parmak arasında sı-kıştırıldığında parçalanıncaya kadar tavlarlar. Daha sonra nohutları kıl çuvala koyarak 3 gün bekletirler. 3’üncü günün sonunda nohutları bu kez kabukları çatlayıncaya kadar tavlarlar. Bu kez kıl çuvalda nohutları bir kez bekletirler. Ertesi gün soğuk bir yere serilen nohutlar gün boyu karıştırılır. Karıştırma işlemi 10 gün boyunca sürer. Karıştır-ma işlemi sona erince her 1 kilogram nohuda 100 gram su verilir ve 16 saat daha bekletilir. Ertesi gün tavada kavrulurken kabuğu yine çı-kartılır ve çifte kavrulur. Yakla-şık 3 hafta süren bu işlemlerin ardından Elmalı’nın leblebisi afiyetle yemeye hazır olur.

60 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 63: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

61ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 64: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Antalya’da son dönemde yaylacılık anlayışının değişmesiyle birlikte yazın geçirildiği yerlere, zirveye yakın noktadaki obaların yanı sıra Batı Torosların eteğine kurulmuş ilçeler de eklenmiştir. Batı Torosların kent yaylaları olarak ifade edilen bu merkezlere gösterilecek en güzel örneklerin başında Elmalı gelir.

The urban plateau of the western TaurusSince the change in plateau culture in Antalya, boroughs were built on the slopes of the western

Taurus Mountains besides tent groups near the peak of the mountains during the summer. Elmalı is a good example of these boroughs which are centers that are called urban plateaus.

Batı Torosların kent yaylası:

Elmalı

Yazı: Yrd. Doç. Dr. Cemali Sarı / Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim ÜyesiArticle: Assistant Docent Dr. Cemali Sarı / Akdeniz University Educational Faculty Member

62 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 65: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Köklü yaylacılık kültürü ve geleneğine sahip

Batı Toroslarda yaylacı-lık anlayışı değişen yeni şekilleri ile yaşatılıyor. Son dönemlerde sayfiye amacıyla çıkılan yayla-lara, kıyıdan uzakta ama ulaşımı kolay, Torosların iç kısımlarındaki karstik düzlüklerde kurulan ilçe merkezleri de dâhil olmuş-tur. Artık Torosların etekle-rinde kurulmuş ilçe merkez-leri, Antalya kıyılarındaki kentli nüfus tarafından sıcak mevsimde arzulanan cazip mekânlardır. Buraları sosyal, kültürel, ekonomik donatıları ve nüfus özellikleri ile ‘Batı Torosların kent yaylaları’ olarak isimlendirilebilir. Bu yaylaları tercih eden nüfusun temel karakteri, yazı serin havada geçirme ve dinlenme isteği olup, kıyı kasaba ve kentlerinde yaşamalarıdır.

Batı Torosların gözdesiDoğal güzellikleri ve kültü-rel zenginlikleri ile Elmalı, son yıllarda kentli nüfus tarafından tercih edilen Batı Torosların en gözde yaylalarından biridir. Yaz aylarında Antalya, Kumlu-ca, Finike ve Demre’den yaylalamak için Elmalı’ya gidenlerle ilçe merkez nüfusu neredeyse ikiye katlanır. Sıcak mevsimde kıyının bunaltan sıcaklıkla-rından kurtulmak isteyenle-rin yeni mekânı Elmalı’dır. Bu mevsimde yaylacı nüfusun önemli bir bölü-münü emekliler oluşturur. Bu kesim, yaylacılar içinde mayıstan ekime kadar neredeyse yılın yarısına yakın bir süre ile Elmalı’da en uzun süre kalandır. Asıl işleri sahilde tarım sektö-rü olan yaylacıların kalış süresini ise ekim dikim za-manı tayin eder. Ancak bu

P lateau traditions are being kept alive with

new styles in the western Taurus Mountains, which have a profound plateau culture. In recent years, boroughs which have been built in the inner parts of the mountains have been added to the plateaus that are mainly used during the summer. These boroughs that are built on the out-skirts of the mountains are hot spots for the people living on the shores of Antalya during the sum-mer. These boroughs could be referred to as the urban plateaus of western Taurus Mountains with their social, cultural and economic traits. The basic reason for the population to prefer these plateaus during the summer is to get away from the heat and rest.

The favorite ofthe western Taurus Elmalı, with its scenic beau-ties and cultural riches, has become one of the favorite plateaus of the urban population in recent years. The population of the borough doubles during the summer with the addition of people from Antalya, Kumluca, Finike and Demre. Elmalı is the new spot for those who want to get away from the scorching heat during the summer. During this season, the majority of the population consists of retired people and they stay in the borough from May to October. Field works determines the duration of stay in the plateau for those who work in agriculture but not all family members go up to the plateau in this group; one or two members of the family stay on the

Kentli nüfusun istek ve arzularının karşılık bulduğu Elmalı, son dönemlerin en gözde kent yaylalarından biri olmuştur.

Elmalı, which caters to all the needs of urban people, has become one of the most popular urban plateaus in recent years.

63ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 66: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

grup yaylacılarda, ailelerin tamamı yaylaya çıkmazlar; aileden bir veya birkaç kişi, yayla ile sahil kesimi arasında haftalık gelip giderler. Çocukları eğitim öğretim çağında olan diğer bir gurup yaylacı nüfusun yaylada kalış süresini de, okulların kapanış ve açılış zamanı belirlemektedir.

Antalya’nın akciğerisedir ve ardıç ormanlarıElmalı, Antalya’dan 121 kilometre, Finike’den 68 kilometre, Kumluca’dan 82

kilometre ve Demre’den 97 kilometre uzaklıkta, Torosların iç kesimlerinde kendi adıyla anılan polye ovasının kuzeybatısında kurulmuş bir yayla kenttir. Bu ovanın güneyinde en çukur yerinde toplanan suların oluşturduğu Avlan Gölü yörenin doğal gü-zelliklerinin başında gelir. Avlan Gölü’nün fazla suları düdenler ile Akdeniz’e bo-şaltılır. Her türlü tarımsal faaliyete uygun verimli Elmalı Ovası, Antalya’nın sebze ve meyve deposu

shore during the week and go up to the plateau for the weekends. Another group that comes to the plateau is families with children and their stay is determined by the opening and closing of the schools.

Cedar forests:the lungs of Antalya Elmalı is a borough built on the northwestern part of the plain with the same name and is 121 kilometers from Antalya, 68 kilometers from Finike, 82 kilometers from

Kumluca and 97 kilometers from Demre. Avlan Lake, which is in the south of this plain, is one of the most important natural assets in the borough. The excess water in the lake flows to the Mediterranean through waterfalls. Elmalı Plain, which is ideal for all kinds of agricultural activities, is like the fruit and vegetable storage of Antalya. The forests of Elmalı, which in-clude century old cedar and juniper trees, are the lungs of Antalya.

64 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 67: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Ideal foralternative tourism Elmalı, with its geomorpho-logic structures, climate, flo-ra, fauna and hydrographic characteristics, is an ideal spot for all kinds of touristic activities. Suitable natural geographic opportunities have made social activi-ties possible. The tumuli, antique cities, mosques, mausoleums, mansions and houses with alcoves are things that must be seen in the borough which has a history as old as human-

ity. The famous Elmalı Oil Wrestling Competitions are one of the most important social activities during the summer.

Tents are now replaced with Elmalı housesThe need for city people to continue their habits during the summer in the plateaus has changed plateau culture. People who go up to the plateau for the summer seek the same comforts they have access to in the city. Dur-

Yaz aylarında kıyının bunaltan sıcaklıklarından kurtulmak isteyenlerin yeni mekânı Elmalı’dır.

Elmalı is the new spot for those who want to get away from the scorching heat during the summer.

konumundadır. Aralarında binlerce yıllık sedir ve ar-dıç ağaçlarının da bulun-duğu Elmalı ormanları ise Elmalı ve yöresinin olduğu kadar Antalya’nın da akci-ğerleridir.

Altarnatif turizmin adresiElmalı, jeomorfolojik oluşumları, iklimi, toprak, bitki örtüsü ve hidrografik özellikleri ile yaylacılık faaliyetinin yanında dağlık alanlarda yapılabilen her türlü turizm etkinlikleri için de elverişlidir. Uygun do-

ğal coğrafya, ilçede beşeri faaliyetleri imkânlı kılmış-tır. Tarihi insanlık tarihi kadar eski olan Elmalı’nın höyükleri, antik kentleri, camileri, türbeleri, konak-ları, cumbalı evleri görül-meye değerdir. Özelikle Kırkpınar kadar ünlü Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri yaz mevsiminde ilçenin en önemli sosyal organizas-yonlarındandır.

Çadırların yerini eski Elmalı evleri aldıAkdeniz kıyı kuşağında

65ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 68: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

kentli nüfusun alışkanlıkla-rını yaylalarda da sürdür-me istekleri, yaylacılık anlayışına yeni bir boyut eklemiştir. Artık yaylacı nüfus gittikleri yerler-de konfor aramaktadır. Elmalı ile Antalya sahil kentlerinde yaylacılarla yaptığımız görüşmelerde

bu nüfus, Elmalı’nın doğal güzelliklerinin ve kültürel zenginliklerinin yanında her türlü sosyal, kültürel ve ekonomik donatıların varlığını Elmalı’yı tercih etmelerinin nedeni olarak göstermişlerdir. Yaylacılar ayrıca, Elmalı’nın temiz havası, alış-veriş mer-

kezleri, sağlık kuruluşları ve ulaşım kolaylıkları gibi üstünlüklerinin, tercihle-rini şekillendirmede etkili olduğunu söylemişlerdir. Kentli nüfusun istek ve arzularının karşılık bulduğu Elmalı, son dönemlerin en gözde kent yaylalarından

biri olmuştur.

ing our interviews with the people who prefer Elmalı during the sum-mer, stated that they preferred the borough not only for its natural beau-ties and cultural riches but because of its social, cultural and economic assets. They also stated that they preferred the borough because of its clean air, shopping malls, health facilities and easy transportation. With all these assets, Elmalı has become one of the most popular urban plateaus in recent years.

66 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 69: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

67ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013www.pegast.com

TУРЦИЯ ЕГИПЕТ ИНДИЯ ТАИЛАНД ТУНИС ИНДОНЕЗИЯ КИТАЙ ИСПАНИЯ ГРЕЦИЯ АНДОРРА ДОМИНИКАНА ИТАЛИЯ ВЬЕТНАМ КЕНИЯ МЕКСИКА ОАЭ ИЗРАИЛЬ КИПР

ВСЕ, ЧТО КАСАЕТСЯ ОТДЫХА – ПЕГАС ТУРИСТИК!

Page 70: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

68 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 71: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Meyve ağaçları ve küçük havuzlarıyla sıcak yaz günlerinde çöldeki vaha gibidir, tarihi çakıl taşlarıyla kaplı Kaleiçi evlerinin avluları. Yaz aylarında sulanan mozaikler gün boyu avluda ferahlatıcı bir serinliğin oluşmasını sağlar. Mozaiklerin üzerinde yalın ayak dolaşmak ise doğal bir terapi yöntemidir.

Gerdanlıktaki inciler gibi dar bir sokak boyunca

sıralanmıştır Kaleiçi evleri. Taş ahşap karışımı evler, mevsim meyveleri ve içeri-sinde rengârenk balıkların yüzdüğü küçük havuzlarla renklenen avlularıyla, çöldeki vahayı aratmaz. Sıcak yaz günlerinde hane halkının ya-şam alanıdır avlu. Geçmişten günümüze, aile bireylerinin bir araya geldiği, gündelik işlerin yapıldığı, komşuların buluşma noktasıdır avlular. Sokak kapısını evlere bağla-yan merdivenler arasındaki süslemeleri, begonvil çiçek-leri, meyve ağaçları ve evlere renk katan çakıl mozaiğiyle bu avlular Kaleiçi’ndeki yaşa-mın izlerini sürer.

Geometrik ya da bitkisel desenli mozaiklerMezopotamya kral saray-larında, Anadolu’da gezi yollarında görülen çakıl mo-

Therapy with Kaleiçi mosaicsThe courtyards of the houses of Kaleiçi covered in historical pebbles are places to escape during the summer and are great with their fruit trees and small pools.

Mosaics which are watered daily during the summer create coolness during those hot summer days. Walking barefoot on those mosaics is a natural therapy.

Complete the traditional structure of the houses.

The houses of Kaleiçi align in narrow streets like pearls on a necklace. These houses, made from a mixture of wood and stone, are ideal places to escape to during the sum-mer with their courtyards which include fruit trees, and small pools where fish swim. He entire household meets in the courtyard. The courtyard is the main living area of a house during the summer and the place to host guests. These court-yards, with their decorated stairs, bougainvillea, fruit trees and colorful pebbled mosaics, convey the traces of daily life in Kaleiçi.

Geometric orplant type mosaics Pebbled mosaics which can also be seen in the

Kaleiçi mozaikleriyle terapi

69ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 72: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

zaiklere, Kaleiçi evlerinin av-lularının yanı sıra tarihi kentin bazı köşklerinin salonlarında da rastlanır. Kaleiçi evlerinde 18. yüzyılda kullanılmaya başlanan çakıl mozaikler genelde geometrik desenler veya Antalya yöresine özgü bitkilerle bezelidir. Çakıl mo-zaiklerin arasında ender ola-rak yılanlarla mücadele eden aslan gibi mitolojik figürlerin de kullanıldığı görülür. Kaleiçi evlerinde bir dönem yaygın olan çakıl mozaikler, son dö-nemde kullanımı azalsa da, yöreye özgü bitki ve geomet-rik desenleriyle, bulunduğu evlerin geleneksel yapısını tamamlar.

Avluya hayat veriyorÇakıl mozaik, adından da anlaşılacağı gibi Konyaaltı Sahili’nin beyaz ve siyah renkli çakıllarından yapılır. Mozaiklerde, ustanın mari-fetine göre siyah ve beyaz renkli çakılların arasına farklı renklerde çakıl taşları eklenir.

Rengârenk çakıl taşlarının oluşturduğu mozaikler, avlu-ya ilk kez adım atanları farklı rüyalara daldırır. Çakıl mo-zaiği, avluya kattığı görsellik kadar, orada yaşayanlara ve yolu Kaleiçi’ne düşenlere de terapi yapar. Öyle ki çakıl mozaiğin üzerinde yalın ayak dolaşanlar, çakıl taşlarının masaj etkisi nedeniyle aynı zamanda rahatlar. Hem terapi hem serinlikAntalya’nın sıcak yaz günlerinde, sabahın erken saatlerinde çakıl mozaikler sulanır. Çakıl taşlarının ara-sındaki su, gün boyu avluyu serinletir. Esen meltemle avluya dağılan serinlik, ev halkının rahat bir nefes almasını sağlar.

Antalya’da çakıl mozaiğin en güzel örnekleri Suna İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü (AK-MED) Müzesi’nde görüle-bilir.

palaces of Mesopotamian kings and Anatolia travel routes are also common in the courtyards of Kaleiçi houses and some halls of antique city villas. Mosa-ics used in Kaleiçi houses since the 18th century usually depict geometri-cal shapes or plants indigenous to Antalya. A mythological lion fighting a snake is also another depiction that is used rarely. Even though the use of these mosaics has lessened over time, they complete the traditional structure of a house.

Breathes lifeinto the courtyard Pebbled mosaics are made from black and white pebbles found on Konyaaltı Beach. Depend-ing on the craft of the master, colorful pebbles are added to the mix. These colorful mosaics

turn the courtyard into a dreamland. These mosa-ics, in addition to making the courtyard even more beautiful, provide a kind of therapy for those vaca-tioning in Kaleiçi. Such so that walking barefoot on those mosaics is a natural therapy.

Therapeutic and cool Mosaics which are wa-tered daily during the summer create coolness during those hot summer days. Coolness, mixed in with the breeze, provides ample coolness for the residents.

The most beautiful exam-ples of pebbled mosaics in Antalya can be seen at the Suna İnan Kıraç Mediterra-nean Civilizations Research Institute. The mosaics in the museum garden add another kind of beauty to the stone-wood building.

70 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Majesty Hotels & ResortsAspendos Bulvarı Aspendos İş Merkezi No:65/B Antalya / TÜRKİYET : +90 (242) 310 40 40 F : +90 (242) 312 03 50E : [email protected] W: majesty.com.trcall center: +90 444 11 00

Page 73: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

71ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Majesty Hotels & ResortsAspendos Bulvarı Aspendos İş Merkezi No:65/B Antalya / TÜRKİYET : +90 (242) 310 40 40 F : +90 (242) 312 03 50E : [email protected] W: majesty.com.trcall center: +90 444 11 00

Page 74: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Tarihi eserler onarılıyor

Historical structures are being renovated

Antalya’nın köklü tarihinin sembolleri, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca, emlak vergilerinden aktarılan katkı payıyla restore ediliyor.

The symbols of Antalya’s profound history are being renovated with funds collected from property taxes.

Antalya’nın binlerce yıllık tarihe sahip kültür

mirasının gelecek kuşaklara da aktarılması için başlatılan çalışmalar hızla sürüyor. Bu çerçevede Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar, il ve ilçe merkezindeki tarihi yapılar restore ediliyor, onarılıyor. Bu sayede tarihi kültür var-lıkları ayağa kaldırılarak hem gelecek kuşaklara aktarılıyor hem de Antalya turizmine kazandırılıyor. Restorasyon ve onarım çalışmaları ise 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca emlak vergilerin-den aktarılan katkı payıyla gerçekleşiyor.

Restorasyon ve onarım ya-pılan tarihi yapılar arasında Perge Demetrios Apollonios Takı, Patara Deniz Feneri, Andriake Limanı Onurlandır-ma Anıtları, Side Thyce Ta-pınağı, Alanya Kalesi, Elmalı Ömer Paşa Camii, Demre Beymelek Kalesi yer alıyor. Perge Tiyatrosu’nun yağmur suyu drenajı ile Kaleiçi Yat Limanı Kentsel Tasarım ve

Çevre Düzenlemesi de bu çerçevede yapıldı. Resto-rasyon ve onarım çalışmala-rı, önümüzdeki dönemlerde de devam edecek. Selçuklu av köşkleri de onarılacakAntalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, kültür mirasına

W orks continue to transfer Antalya’s pro-

found cultural heritage to fu-ture generations. Within this context, historical structures from Kaş to Gazipaşa are being fixed and renovated in city and borough centers. This way, these historical assets are added to tour-

ism and also transferred to future generations. Funds for the restorations come from property taxes.

Among the structures that have been renovated are the Perge Demetrios Apollonius Monument, Patara Light-house, Andriake Port Monu-

72 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 75: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

73ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 76: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

sahip çıkmak için her türlü çabanın gösterildiğini ve tüm imkânların kullanıldığını kaydetti. Vali Dr. Altıparmak, ‘Taşınmaz Kültür Varlıkları-nın Korunmasına Ait Katkı Payı’ hesabından verilen destekleri de bizzat takip ettiğini açıkladı. Katkı payı hesabının işbirliği içinde kullanılması için çıkardığı genelgesini hatırlan Vali Dr. Altıparmak, bu çer-çevede kaymakamlardan ve belediye başkanından gelen tüm projelerin mutlaka destek göreceğini ifade etti. Vali Dr. Altıparmak, “Çalışan, işini takip eden, bölgesindeki tarih ve kültür varlıklarına sahip çıkmak isteyen belediye başkanla-rımıza, kaymakamlarımıza desteğimiz sürecek. Side Belediye Başkanı da işini iyi

takip etti. Örneğin Thyce Tapınağı’nı ayağa kaldırdık. Bunun için biz de desteği-mizi verdik. Yine örneğin Alanya Demirtaş’taki ve Kemer’deki Selçuklu av köşklerimiz ile Alanya Kalesi içerisinde yer alan eserlere de katkılarımız sürüyor” diye konuştu.

Korumak yetmez, yenilemek de lazımKoruma ve kollamanın var olanı muhafaza etmekle mümkün ve yeterli olmaya-cağını kaydeden Vali Dr. Altıparmak, “Aynı zamanda kültür mirasının aslına uygun olarak restorasyonunun ya-pılması, yenilenmesi, tamirat isteyenlerin tamir edilmesi ve işlevlendirilerek ayağa kaldırılması da büyük önem arz etmektedir” dedi.

ments, Side Thyce Temple, Alanya Castle, Elmalı Ömer Paşa Mosque and Demre Beymelek Castle. The rain drainage system of the Perge Theatre and the land-scaping of the Kaleiçi Marina were also done within the restoration project. Works will continue in the upcom-ing periods.

Selçuklu hunting man-sions will also be restored The Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak stated that they were using every means available to protect the city’s cultural heritage. Governor Dr. Altıparmak added that he was per-sonally tracking the funds from property taxes allo-cated to the renovations. The governor, who stated that the funds from the property taxes allocated to renovations are to be used in cooperation, said that

every project that came from district governors and chief magistrates would be taken into account. Governor Altıparmak said, “We will continue to support district governors and chief magis-trates who want to protect the historical and cultural heritages in their jurisdic-tion. The chief magistrate of Side did a good job by renovating the Temple of Thyce. We are also sup-porting the renovation of hunting mansions in Alanya Demirtaş and Kemer and the structures within Alanya Castle.”

Protection isn’t enough, renovations are needed Governor Dr. Altıparmak, who stated that protec-tion wasn’t enough just by preservation, said, “It is important to fix and renovate these structures and make use of them in daily life.”

Restorasyon ve onarım çalışmaları ile tarihi kültür varlıkları Antalya turizmine kazandırılıyor.

The city’s historical assets are added to tourism after renovations.

74 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 77: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

75ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 78: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Sıra denizde!

Now it’s time for the sea!

Kuşadası ve İstanbul Limanları’ndan sonra Türkiye’nin en önemli kruvaziyer limanı olan ve indi-bindi limanı olarak İstanbul ile yarışan Antalya Limanı sayesinde, kentin yakın gelecekte Akdeniz çanağının en önemli kruvaziyer merkezlerinden biri olması bekleniyor.

Thanks to the Antalya Port, the third most popular cruise port after Kuşadası and İstanbul, Antalya is expected to become one of the most

important cruise destinations in the Mediterranean basin.

76 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 79: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Son yıllarda Antalya, hava yolunun yanı sıra

deniz yoluyla da küçümse-nemeyecek oranda turist ağırlıyor. Dev gemiler, içeri-sindeki yüzlerce yolcusuyla Antalya’ya demir atıyor. Antalya Limanı’nın işletme-sinin el değiştirmesiyle bu yönde atılan adımlar mey-vesini veriyor. Öyle ki 150 bini aşan kruvaziyerle gelen turist sayısının önümüzdeki yıllarda bu rakamın üzerine çıkması bekleniyor. Antal-ya Kültür Turizm Dergisi olarak, kruvaziyer turizmin-de yaşanan son gelişmeleri sizlere aktarabilmek için Global Liman İşletmeleri Kruvaziyer ve Pazarlama Direktörü Figen Ayan ile söyleşi yaptık. Figen Ayan, yürütülen çalışmalar sonra-sında Antalya Limanı’nın bir indi-bindi limanı olduğunu ve bu konuda İstanbul ile yarıştığını açıkladı. Yıllar

önce 13 bin olan kruvaziyer-le gelen misafir sayısının ise 2012 yılında 155 bini aştı-ğını kaydeden Figen Ayan, çalışmalar sonucunda bu rakamın daha da artacağı-nın sinyallerini verdi.

Antalya’nın kruvaziyer turizminde dünden bugü-ne geldiği noktayı sayısal veriler ışığında değerlendi-rir misiniz?Figen Ayan: Özelleştirmeden önce, yılda sadece 13 bin yolcuya ev sahipliği yapan Antalya Limanı, 2009 yılında Global Liman İşletmeleri’nin bünyesine katılması ile birlikte yolcu sayısını 1 yıl gibi kısa bir süre içinde 10 kat artırmış, 2010 yılında Port Akdeniz – Antalya Limanı 138 binden fazla yolcu ağırlamıştır. Bu rakam her sene düzenli bir şekilde artmakta olup, Port Akdeniz

I n recent years, Antalya has been receiving an

important number of guests through the sea in addition to air. Giant ships carrying hun-dreds of passengers dock in Antalya. The privatization of the port management has yielded positive results such so that more than 150 thou-sand visitors are expected to come to the city in upcoming years via ships. We spoke to the marketing manager of Global Liman Management and Cruise Figen Ayan about the latest developments in cruise tourism. Figen Ayan said that the port of Antalya had become a boarding port and was competing with Istanbul. Figen Ayan, who stated that the number of visitors who came via cruises had surpassed 155 thou-sand in 2012, signaled that this number would increase in upcoming years.

Can you evaluate the cur-rent state of cruise tour-ism in Antalya through numbers?Figen Ayan: The port, which welcomed only 13 thousand guests before the privatization, now receives ten times that number in just one year after the management of Global Port Management. Port Akdeniz welcomed more than 138 thousand visitors in 2010. This number increases steadily each year and we welcomed over 155 thou-sand people in 2012.

What is Antalya’s position in cruise tourism in the Mediterranean basin? Figen Ayan: Port Akdeniz – Antalya Port, is the third most important cruise port in Turkey after Kuşadası and İstanbul. As a boarding and embarking port, it competes

Antalya Limanı’nın 2013 yılında 180 bin yolcu ağırlaması bekleniyor.

The port is expected to receive 180 thousand guests in 2013.

77ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 80: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

- Antalya Limanı 2012 yılında 155 binin üzerinde yolcuya hizmet vermiştir.

Akdeniz çanağında Antalya’nın kruvaziyer turizmindeki yeri nedir?Figen Ayan:Port Akdeniz – Antalya Limanı, Kuşadası ve İstanbul limanlarından sonra Türkiye’nin en önemli kruvaziyer limanıdır. İndi bindi limanı olarak İstanbul ile yarışmaktadır. Türkiye, Akdeniz çanağında en uzun kıyısı olan ülke olmak-la birlikte, Antalya 2011 yılında ağırladığı 11 milyon turist ile bir turizm cenneti haline gelmiştir. Bu nedenle Antalya’nın, kruvaziyer turiz-minde Akdeniz çanağında da önemli bir yer edinmesi için Global Ports Holding olarak pazarlama faaliyet-lerimize aktif bir şekilde devam etmekteyiz.

Firmanızın Antalya Limanı’nın işletmesini devraldıktan sonra kru-vaziyer turizmi ile ilgili yatırımları hakkında bilgi verir misiniz?Figen Ayan:Global Li-

man İşletmeleri, Antalya Limanı’nın işletmesini devraldıktan sonra ciddi yatırımlarla limanı dünya standartlarına ulaştırmıştır. Yapılan yeni terminal binası, 990 metrekarelik bagaj bölmesi ve usturmaçalar, limana dev yolcu gemilerini getirmiştir. Global Liman İşletmeleri, her zaman yerel yönetimle işbirliği içinde ve Antalya turizminin gelece-ğini düşünerek operasyon-larını sürdürmektedir. Sırf kruvaziyer operasyonlarımız için toplam 5 milyon dolar harcanmıştır.

2013 yılı için Antalya’ya gelecek olan kruvaziyer gemi ve yolcu sayısı ile ilgili öngörünüz nedir?Figen Ayan:2013 yılı için de 2010’dan beri artan yolcu sayımızı aynı şekil-de artırmayı öngörüyoruz. Son verilerimize göre 2013 yılında limanımızda 180 bin yolcu ağırlamayı planlıyoruz. Bu rakam, 2012 yılı rakamla-rına göre yüzde 10 oranında artışa tekâmül ediyor. Tabii ki bu rakamlar sezonun başlaması ve rotaların

with Istanbul. Turkey has the longest shore in the Mediterranean basin and Antalya has truly become a vacation paradise with 11 million tourists in 2011. We are continuing our market-ing efforts to make Antalya an important cruise desti-nation in the Mediterranean basin.

Can you tell us about your investments in cruise tourism after your firm started to manage the port?Figen Ayan: Global Port Management has made the port a world class port after serious investments. The new terminal build-ing, the 900 square meter luggage area and fenders have lured big ships to the port. Our company always cooperates with local au-thorities and continues its operations with Antalya’s tourism in mind. We have spent 5 million dollars just for our cruise operations.

What are your expecta-tions for 2013 regarding

ships and passenger numbers? Figen Ayan: We expect the increase in passenger numbers to continue in 2013. We expect to wel-come 180 thousand guests to our port, which means a 10% increase compared to 2012. These numbers could increase with the start of the season and the finalization of the routes.

After your company took over the management of the port, did the world of cruise tourism change its opinion about Antalya? Figen Ayan: The company undertook important invest-ments in infrastructure along with big campaigns con-cerning the image of Turkey aboard. Among the invest-ments, security was the most important. Within this context Port Akdeniz was given the ISPS certificate by IMO, the International maritime Organization, which was established to secure the safety of ports and ships. After all these devel-opments, the port has now

Yapılan indi-bindi faaliyetlerinin

çoğalması ile Port Akdeniz’e gelen yolcu sayısında

daha büyük artışlar olacağı tahmin

ediliyor.

With the increase of boarding and

embarking activities, the number of

travelers using Port Akdeniz is expected

to increase exponentially.

78 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 81: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

kesinleşmesi ile birlikte artış gösterecektir.

Limanın işletmesini devralmanızın ardın-dan dünyada kruvaziyer turizmindeki gelişmeler çerçevesinde Antalya’ya bakışınızda bir değişiklik yaşandı mı?Figen Ayan: Global Liman İşletmeleri, Antalya Limanı’nı devraldıktan sonra altya-pı alanında yapılan ciddi yatırımlar dışında Türkiye’nin imajına yönelik de büyük ça-lışmalar yapmıştır. Yapılan yatırımlar çerçevesinde güvenlik çok önemli bir yere sahiptir.

Bu çerçevede Port Akde-niz, limanların ve gemilerin her türlü güvenliğini sağla-mak amacıyla oluşturulan ve Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından da onaylanan ISPS sertifika-sını almıştır. Bu gelişmeler sayesinde Antalya Limanı uluslararası gemi firmala-rının gözünde güvenilir bir limandır. Antalya Limanı kru-vaziyer sektöründe Akdeniz çanağında yeni indi-bindi limanı olarak kabul görmüş-tür.

Havayoluyla gelen turist sayısına ulaşmasa da kru-vaziyerle Antalya’ya gelen turist sayısında milyonları görmek hayal midir? Figen Ayan: Türkiye’ye gelen turistin yüzde 33’ünün Antalya’ya geldiği düşünü-lürse, Antalya’nın çok büyük potansiyel taşıyan bir turist cenneti olduğu da görülebi-lir. Global Liman İşletmeleri, kısa bir süre içinde yolcu sayısını 10 kat artırarak bu potansiyeli ortaya çıkart-mıştır. Yapılan indi-bindi faaliyetlerinin çoğalması ile Port Akdeniz’e gelen yolcu sayısında daha büyük artış-lar beklenmektedir.

Kentin kurvaziyer turiz-minde eksiklikleri var mı?Figen Ayan:Antalya, doğal zenginlik ve güzellikleri ile çok önemli bir turistik destinasyondur. Ege Ports – Kuşadası Limanı, Bodrum Cruise Port ve Port Akdeniz – Antalya Limanı’nda toplam 20 bin kişiyle anket yaptık. Anketlerden çok pozitif sonuçlar aldık. Bununla beraber Port Akdeniz’de yaptığımız anketlerde, mi-safirlerin Antalya’nın doğal güzelliklerine ve özellikle şehir merkezine aç kaldıkla-rını gözlemledik.

Antalya’nın home port ol-ması yönündeki girişimler hangi aşamada?Figen Ayan:Global Liman İşletmeleri portföyündeki her bir limanı kendi eşsiz özellikleri ve profiline göre değerlendirir; burada amaç

become a reliable port in the eyes of international mari-time companies. The port has now established itself as a boarding and embarking port in the Mediterranean basin.

Even though it can’t compete with the num-ber of tourists coming via airways, can we see numbers by the millions through cruises? Figen Ayan: If you take into account that 33% of all tourists that come to Turkey come to Antalya, you can say that the city has im-mense potential. Our firm has unearthed this potential by increasing the number of tourists by tenfold in just a short time. With the increase of boarding and embark-ing activities, the number of travelers using Port Akdeniz

is expected to increase exponentially.

Does the city have any deficiencies in cruise tourism? Figen Ayan: Antalya is a very important touristic destination with its natural riches and beauties. We did a survey with 20 thou-sand people at Ege Ports – Kuşadası Port, Bodrum Cruise Port and Port Akdeniz and we received positive results. We discovered that the guests were hungry for the natural beauties and especially the city center of Antalya.

What are the latest devel-opments in the process in making Antalya a home port?Figen Ayan: our firm evalu-ates each port in its portfolio

Özelleştirmeden önce, yılda sadece 13 bin yolcuya ev sahipliği yapan Antalya Limanı, 2012 yılında 155 binin üzerinde yolcuya hizmet verdi.

The Port of Antalya, which only welcomes 13,000 guests a year before the privatization, serviced over 155 thousand guests in 2012.

79ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 82: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

her bir varlığın kullanımını maksimuma çıkarmaktır. İşlettiği üç kruvaziyer limanı arasında, Global Liman İşletmeleri Port Akdeniz- An-talya Limanı’nın kruvaziyer bölümünü kruvaziyer hatları için indi-bindi limanı, ana liman ve uğrama limanı olarak tanıtmaya başlamış-tır. Liman, yıllık yaklaşık 11 milyon yolcusu, geniş otel konaklama ve ulaşım alt yapısı ve önemli arkeolojik sit alanlarına yakınlığı ile Türk Rivierası için bir turist giriş kapısı olan Antalya uluslararası hava limanından fayda sağlayabilir. İndi-bindi limanı, ana liman olan limanlar gemi uğraklarının artan sayısı ve sürekliliğinin bir sonucu olarak ek gelir ve kar getirir. Global Liman bu nedenle Port Akdeniz-Antalya Limanı’nı Doğu Akdeniz’de tercih edilen bir

indi-bindi limanı-ana limana dönüştürmek için güçlü bir pazarlama kampanyası başlattı. Bu çalışmalar lima-nın Aida Cruises şirketinin indi-bindi sefer programına dâhil edilmesine ve 2009 yılının ilk yarısına kıyasla 2010 yılının ilk altı ayında kruvaziyer yolcu uğrakların-da yüzde 300 artış sağlan-masına katkıda bulundu. Proaktif pazarlama kam-panyasının yanı sıra, Global Liman İşletmeleri, limanın Doğu Akdeniz’de tercih edilen bir indi-bindi limanı/ana liman olarak konumunu güvence altına almak için ek alt yapı yatırımları yapmak amacıyla Antalya şehri ile birlikte çalışmaktadır. 2012 yılında Aida Cruises’ın yanı sıra TUI Cruises da Port Akdeniz –Antalya Limanı’nı indi-bindi limanı olarak seçmiştir.

with their own unique char-acteristics and profile; the goal here is the increase the usage of each asset to the maximum. Our firm is ad-vertising the port of Antalya as a three category facil-ity: boarding and embark-ing port for cruises, home port and call port. The port could take advantage of the international airport which welcomes 11 million guests, proximity to archeologi-cal sites and easy access. Boarding and embarking ports and home ports bring additional revenue and

profits due to the sheer number of dockings. We have started a strong mar-keting campaign to promote the port as a boarding-embarking and home port. This campaign led to Aida Cruises to include the port to its travel route and 300% increase in stops. We are working closely with the city to secure the port’s popu-lar position by undertaking additional infrastructure investments. In 2012, TUI Cruises has also chosen Port Akdeniz as a boarding-embarking port.

80 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 83: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

81ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 84: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Antalya kıyıları boyunca köşkler

Mansions along the shores of Antalya

Antalya’da Selçuklu döneminin dinlence mekanları olan en önemli yapı örnekleri av köşkleridir. Selçuklu köşk ve bahçeleri geleneğini devam ettiren Selçuklu ardılları da vadilerde ve nefis manzaralı yerlerde köşkler inşaa etmişlerdir. Selçuklu av köşklerine göre daha büyük ve her mevsim yaşamaya müsait olan bu yapıların örneklerini Alanya ve Kemer de görmek mümkündür.

Hunting lodges are the most important Seljuk period vacation spaces in Antalya. Those who followed after the Seljuk example of building Seljuk style mansions and gardens also commissioned the construction of mansions in canyons and

breathtaking panoramas. Those structures, which are bigger than Seljuk hunting mansions and were used throughout the year, can be seen in Alanya and Kemer.

Hayranlık uyandıran şehirleriyle, Karain

Mağarası’na sığınmış ilk insandan Likyalılara, impara-torlarının haşmetini yapı-larına yansıttığı Roma’dan Türk-İslam mimarisinin ilk ör-neklerini sergileyen Selçuklu-lara ve de Osmanlı’ya kadar sayısız medeniyete ev sa-hipliği yapmış bu topraklar. Kentin Türk egemenliğine girdiği Selçuklu döneminde, Alanya ve tarihi Kaleiçi’nde, Kızıl Kule’den Yivli Minare’ye Selçuklu izlerini taşıyan çok sayıda yapı yükselmeye baş-lamış. Antalya’daki Selçuklu izleri yalnızca Alanya ve Kaleiçi’ndeki eserlerle sınırlı kalmamış elbette. Özellikle Alaaddin Keykubat dönemin-de hanlar, kervansaraylar, av köşkleri yapılmış. Selçuklu mimarisini en iyi şekilde yansıtan av köşklerinin en güzel örneklerini Alanya’da Hasbahçe ve Gülefşen’de görmek mümkündür. Demir-taş Beldesi’nde ve Kemer’de hala ayakta. 13’üncü yüzyılın sonlarında, 14’üncü yüzyılın

başlarında yapılan bu köşk-ler görkemli yapılarıyla dikkat çekiyor. Av köşklerinin, o dönemde ılıman iklimden de yararlanmak için yapıldığı öngörülüyor. Küçük bir tepenin üzerindeİki katlı Sedre Av Köşkü, Alanya-Gazipaşa kara-yolu üzerindeki Demirtaş Beldesi’nde, Hacı Harman Deresi ile Sedre Çayı arasın-da, küçük bir tepenin üze-rinde bulunuyor. Alaaddin Keykubat döneminde yapılan diğer yapılarla benzerlik taşımakla beraber daha büyük boyutlardadır. Kitabesi bulunmayan bulunmayan av köşkü üst katındaki akan bir suyunun olması nedeniyle konforlu ikamet alanlarıyla dikkat çekiyor. İki katlı olan köşk, doğu-batı doğrultusun-da gelişiyor ve dikdörtgen planlı yapı, güney ve batı yönlerinden avlu duvarı ile çevriliyor. Av köşküne batı cephesinden girilirken, sivri beşik tonoz örtülü giriş son-

T h ese lands hosted many civilizations

throughout history from the first people that took refuge in Karain cave to the Lycians, from the Seljuk Empire that built monumen-tal structures with Roman and Islamic influences to the Ottomans. When the city began to be ruled by Turks during the Seljuk period, many important structures were built throughout the

city. Not only were houses with a touch of Seljuk were built in Alanya and Kaleiçi. Inns, caravansaries, and hunting mansions were built especially during the reign of Alaaddin Kayqubad. The most beautiful examples that best reflect Seljuk architec-ture are located in Alanya’s Hasbahçe and Gülefşen. These mansions, which were built at the end of the 13th century and the start of the

82 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 85: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Ilıman iklimden yararlanmak için yapıldığı öngörülen av köşkleri, Alanya’da ve Kemer’de bulunuyor.

Hunting mansion, which were built to take advantage of the mild climate, are located in Alanya and Kemer.

83ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 86: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

rasında batı-doğu doğrul-tusunda uzanan dikdörtgen şeklindeki hole ulaşılıyor. Holün güneyinde ikinci kata çıkan merdiven boşluğu yer alırken, holün kuzey duvarın-da farklı iki mekâna açılan iki kapı bulunuyor. Doğu yönü-ne doğru ilk kapı açıklığından kuzey-güney doğrultusunda uzanan, dikdörtgen plan-lı sivri beşik tonoz örtülü mekâna dâhil olunuyor. Aynı yönde devam edildiğinde ulaşılan kapı açıklığından, doğu yönüne açılan sivri beşik tonoz örtülü bir eyvana geçiliyor. İkinci kat da alt katta karşılaşılan kurguya sahip. İkinci kat holünün güney duvarında avluya bakan iki pencere açıklığı yer alıyor. Diğer bir pencere ise holün doğu duvarına açılıyor. Holün kuzeyinde yer alan iki

mekândan doğuda yer alan mekân kuzey ve doğu yö-nüne açılan balkon niteliğini taşıyor.

Duvarlarıgraffitilerle süslüİç mekânının orijinalinde krem renkli ve sıvalı olduğu anlaşılan yapının en dikkat çeken bölümü ikinci kat holü. Çünkü holün batısın-da önceden mevcut olan havuzun yuvası ve mermer döşeme içerisine oyulmuş su kanalına ait izler bulunu-yor. Yapıda iri kesme taş, mermer bloklar, tuğla ve moloz taş gibi birbirinden farklı nitelikte malzemeler kullanılmış. Alt kat holünün kuzey duvarında ve hole açılan iki mekânın arasında kalan duvar yüzeyindeki graffito süslemeler, köşkün

14th century, attract atten-tion with their magnificent structures. It is believed that the mansions were built to take advantage of the mild climate. Located on small hillThe two-storey Sedre hunting manion is located in the town of Demirtaş on the Alanya-Gazipaşa highway, on top of s small hill between Hacı Harman Creek and Sedre çayı Creek. Although it resembles others structures built during the reign of Alaaddin Keykubat, it is much bigger. The man-sion, which doesn’t have an epigraph, attracts attention with its comfortable living quarters, thanks to the water source that flows from the second floor of the mansion.

The mansion, which has two floors, widens on the east-west axis and the rectan-gular planned structure is surrounded by a courtyard wall in the south and west. The entrance is from the west and the rectangular hall is reached after a vaulted entrance. The stairway that leads to the second floor is located to the south of the hall and there are two doors that lead to two different spaces on the northern wall of the hall. You reach the rectangular planned, pointy cradle vaulted room that spreads to the north-south axis from the first door. When you continue in the same direction, you reach an iwan covered with a cradled vault. The second floor has the same plan. There are two window clearings on the southern wall of the second floor which overlook the courtyard. Another window opens up to the eastern wall of the hall. The space in the east in the north of the hall is a balcony that opens up to the north and east.

The walls are decorated with graffito The most striking part of the structure which had interior plastering in the beginning is the hall of the second

Kemer’deki av köşkü, muhteşem mukarnasları ile dikkat çekiyor.

The hunting lodge in Kemer attracts attention with its magnificent muqarnas decorations.

84 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 87: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

günümüze ulaşabilen tek süsleme unsuru. Süsleme-lerde gemi, dağ keçisi ve geyik figürlerinin yanı sıra sarıklı ve sakallı insan figürü de kullanılmış. Anadolu Sel-çuklularının son dönemlerin-de inşa edilen yapı, mimari özelliklerinden çok sahip olduğu ölçülerle dikkat çekiyor.

Ormanın içerisindegizli tarihAntalya’daki bir diğer Selçuklu av köşkü Antalya-Kumluca karayolu üzerin-de, Kemer ilçe girişindeki ormanlık alanın içerisinde bulunuyor. Yolun hemen ke-narından başlayan patikada 100 metre kadar kuzeye yüründükten sonra köşke ulaşılıyor. Dağın eteğin-de bulunan köşk, meyilin azaldığı kısımda, ormanın denize yakın kısmında yer alıyor. Etrafı çam ve meşe ağaçları, defne ve çalılar-la kaplı olan av köşkünün 13’üncü yüzyılın ilk ya-rısında yapıldığı tahmin ediliyor. Kemer’de Sel-çuklu ve Türk-İslam sanat geleneğini yansıtan tek yapı olan bu köşkün çatısı ile Hz. Süleyman’ın mührü ve aynı zamanda Tekelioğlu Beyliği’nin (1400) bayrağın-da bulunan altıgen yıldız kabartmalı taş merdiven, Selçuklu döneminden kalan

en güzel örnek olarak kabul ediliyor. Köşkün giriş kapısı ve ona yakın bulunan duvar yıkılmış olmakla birlikte, çatı ve duvarların büyük bölümü iyi durumda.

Avludaki mermer sütunlu sundurma yıkıldıAv köşkü, duvarlarla çevrili 475 metrekarelik bir avlu-nun güney batı kısmında ve batı duvarına bitişik halde yer alıyor. 3 metre yüksek-liğinde ve 1 metre kalınlı-ğında olan avlu duvarlarının üstü, dar yönde daralarak üçgenleşen harpuş ile bitiyor. Moloz taşla örülü duvarların içte ve dışta sı-valı olduğu, kalan kısımlar-dan anlaşılıyor. Ön avlunun kuzey duvarına, batı duvarı ile birleştiği köşede, duvar kalınlığı kadar bir su teknesi yerleştirilmiş. Köşk, güney-kuzey duvarları arasında uzanan büyük bir salon, salonun batı köşesinden çatıya çıkan bir merdiven, güneye doğru çıkıntı ile geniş, bir de küçük mekân ve onun önünde, güney ucunda sundurmaya açılan küçük bir holden oluşuyor. Duvarlar tonozun üzengi seviyesine kadar, farklı bo-yutlardaki gelişi güzel taş-lardan, tonoz ise iri tuğlalar-dan örülmüş. Duvarların içi ve dışı sıvalı. Salonun batı duvarının güney ucundaki

floor because there are remnants of the pool basin and the water channel that was carved into the marble floor. Rough cut stones, marble blocks, brick and rubble was used in the construction of the build-ing. The only decorative element that has survived to this date is the graffito decorations on the north-ern wall of the lower hall and the wall between the two spaces that open up to the hall. Ship, mountain goat, deer and people with beards were used as figures in the decorations. The structure, which was built in the last era of the Seljuk Empire, attracts at-tention with its dimensions,

more than its architectural characteristics.

History hidden inside the forest The other Seljuk pe-riod hunting mansion in Antalya is located on the Antalya-Kumluca High-way, inside the forest at the entrance of Kemer. You can reach the man-sion after walking 100 meters towards the north from the pathway that starts at the corner of the main road. The mansion, situated on the outskirt of the mountain, is located in the part of the forest close to the sea. It is believed that the mansion, sur-

85ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 88: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

kapıdan, yıkık sundurmanın altına açılan hole geçiliyor. Muhteşem mukarnaslar hala yerindeÇatıya salondaki dar mer-diven ile çıkılıyor. Merdiven kovası, yan duvarlardan uza-nan ve ortada birleşen taş sıraları ile örülmüş. Bunların iç yüzlerine, ortaya doğru yükselerek tonoz izlenimi veren mukarnaslar işlenmiş. Mukarnaslar merdivenin eğimine koşut bir kuşak üzerinden başlıyor. Mukar-nasların altıgene dayanan geometrisi hem inerken hem de çıkarken ama özellikle inerken daha fazla algılanı-yor. Bilhassa öğleden sonra merdiven kovasına dik gelen ışıklar, gölge ışık oyunları yaratıyor ve mukarnaslı oy-malar hareketleniyor. Köşkün düz olan çatısı Horasan Harcı ile sıvanmış. Köşkün içerisin-deki büyük dikdörtgen oda asıl yaşam alanı. En özel mekan ise çatı. Görkemli dağ ve deniz manzarasının

burayı yaz-kış keyifle kullanı-lan bir mekân haline getirdiği ortada. Kemer’de bulunan av köşkünün duvarlarının yanı sıra binanın büyük bölümü de hala ayakta. Zamana direnen bu av köşkleri şimdi Antalya Valiliğinin himaye-sinde tekrar halkın hizmetine sunulacak’

rounded by pine and oak trees and shrubbery, was constructed in the first half of the 13th century. The roof of the structure- the only building in Kemer that reflects Seljuk and Turkish-Islam architecture, and its stone stairway decorated with the seal of King Solomon and the bas relief of the six pointed star, is considered the best examples from the Seljuk period. The door of the mansion and the adjoin-ing wall has collapsed but its roof and other walls are mainly intact.

The stoa with the marble column in the courtyard has collapsed The mansion is located on the southwestern part of a 475 square meter court-yard which is surrounded with walls, adjacent to the western wall. The upper parts of the courtyard wall,

which is 3 meters high and one meter thick, narrows to-wards the top and is finished with copings. We see from the remains that the wall braided with rubble stone was plastered. A water basin is attached to the corner where the north wall of the courtyard meets the west wall. The mansion consists of a large hall that stretches between the south-north walls, a stairway in the southern corner that leads to the roof, a large and a small space and a small hall that leads to the portico. The walls were built with various stones until the vault level and the vault was braided with large bricks. The walls are plastered. You access the hall from under the col-lapsed portico.

Magnificent muqarnas decorations still exist Access to the roof is via a narrow staircase in the living room. The pail of the stairway is braided with stones which are decorated with the muqarnas style. The muqarnas decorations start on a line parallel to the inclination of the staircase. The decorations are more visible as you descend the stairs. In the afternoons, the light that shines on the pail jazz up the decorations. The flat roof of the struc-ture was plastered with Horasan mortar. The large rectangular area inside the mansion is the main living quarter. Its most special part is the roof. It is clear that the magnificent view of the mountains and the sea made this a special space throughout the year. These hunting mansion, which defy time, will be open for the public under the management of the Gover-norship of Antalya.

Sedre Av Köşkü’nün

13’üncü yüzyılın sonu ile 14’üncü yüzyılın

başında yapıldığı tahmin

ediliyor.

It is estimated that the Sedre

Hunting Mansion was built at the end of the 13th century or the beginning of 14th century.

86 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 89: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

87ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

KUNDU TURİZM YATIRIMCILARI BİRLİĞİKUNDU TOURISM INVESTORS ASSOCIATION

KUYAB Kundu Turizm Yatırımcıları BirliğiYalıçam Mevkii Kundu Köyü Lara Posta Dağıtım Müdürlüğü Pk.5 Aksu/AntalyaTel:0242 431 24 24 - 431 24 71 Faks:0242 431 24 74www.kuyab.com

Green Palace

Page 90: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

‘Lale Çılgınlığı’dünyada ilk kez Antalya’daAntalya Devlet Opera ve Balesi, Şubat ayında 3 prömiyer birden gerçekleştirecek. ‘Lale Çılgınlığı’ operası dünyada ilk kez Antalya’da sahnelenecek.

Antalya Devlet Ope-ra ve Balesi, Şubat

ayında perdelerini dop-dolu bir programla açı-yor. Yeni yılda pek çok yeni eseri sanatsever-lerle buluşturacak olan Antalya Devlet Opera ve Balesi, Şubat ayında 3 prömiyer gerçekleş-tirecek. ‘Lale Çılgınlığı’ operası dünyada ilk kez Antalya’da sahnelenir-ken, Şubat ayında bir Türkiye, bir de Antalya prömiyeri gerçekleşe-cek. Umut Balesi’nin Türkiye prömiyerinin yanı sıra çocuk oyunu Uyuyan Güzel’in Antal-ya prömiyeri yapılacak. Antalya Devlet Opera ve Balesi, Şubat ayı boyun-ca opera, bale, konser,

The premier of ‘LaleÇılgınlığı’ to be staged in Antalya

The Antalya State Opera and Ballet will have three premiers in February. An opera called ‘Lale Çılgınlığı’ will be staged in Antalya for the first time in the world.

T he Antalya State Opera and Ballet has

a full schedule in Febru-ary. The troop, which will greet art enthusiasts with a new opera, will have three premiers in Febru-ary. An opera called ‘Lale Çılgınlığı’ will be staged in Antalya for the first time in the world. The other two shows that will be pre-miered will the Umut Bal-let and Sleeping Beauty, a play for children. The Antalya State Opera and Ballet will stage 20 shows, including operas, ballet, concerts and chil-dren’s plays in February.

World premieron February 2nd The world premier of

88 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 91: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

çocuk oyunu ve sos-yal sorumluluk projesi kapsamında 20 temsille sanatseverlerin karşısın-da olacak.

Dünya prömiyeri23 Şubat’taBestesi Ali Hoca, libe-rettosu Şefik Kahraman-kaptan imzalı Lale Çıl-gınlığı operasının dünya prömiyeri, 2 Şubat Cumartesi günü Haşim İşcan Kültür Merkezi Opera Sahnesi’nde ger-çekleşecek. Beethoven 9. Senfoni’nin muhte-şem müziği, dansçıların kusursuz performansıyla sahnelenecek olan Umut Balesi’nin Türkiye prömi-yeri ise 23 Şubat’ta yapı-lacak. Çocukları unut-

the opera called Lale Çılgınlığı, composed by Ali Hoca, and libretto by Şefik Kahramankaptan, will be held on February 2nd at the Haşim İşcan Cultural Center. The Turk-ish premier of Umut Bal-let accompanied by Bee-thoven’s 9th symphony and amazing dancers, will take place on February 23. The Antalya State Opera and Ballet, which didn’t forget the children, will perform the premier of Sleeping Beauty on Friday, February 13th. A full schedule Besides these premiers, many important artworks will be staged in Antalya in February such as

89ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 92: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

mayan Antalya Devlet Opera ve Balesi, çocuk oyunu Uyuyan Güzel’in prömiyerini ise 13 Şubat Çarşamba günü gerçek-leştirecek. Oyun minik izleyicilere keyifli dakika-lar yaşatacak.

Program dopdolu Dünya, Türkiye ve Antalya prömiyerlerinin yanı sıra Şubat ayında dünyaca ünlü eserler de sahnelenecek. Bu çerçevede dünyaca ünlü sufi dansçı Ziya Azazi’nin de dans ettiği ‘Mevlana’nın Çağrısı’ balesi, Broadway mü-zikali ‘West Side Story’, ‘La Traviata’ operası, film müzikleri konseri, müze konseri, ‘Haydi Çocuklar Opera’ya’ adlı eserler de sahnelene-cek. Sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde Antalya Devlet Opera ve

Balesi sanatçıları, Kepez ilçesinde etkinlikler ger-çekleştirecek. 1 Piyano 4 Solist ve Mavi Enstrü-man, Kepez Belediyesi Erdem Bayazıt Kültür Merkezi sahnesinde sa-natseverlerin beğenisine sunulacak.

Sufi dancer Ziya Azazi’s ‘The Call of Mevlana’ ballet, Broadway musi-cal ‘West Side Story’, ‘La Traviata’ opera, film scores concert, museum concert, and ‘Let’s Go to the Opera, kids’. As for social responsibility

campaigns, the artists of the troop will organize various events in Kepez. A concert called 1 piano, 4 soloists and the blue instrument will be staged at the Kepez Municipality Erdem Bayazıt Cultural Center.

Beethoven 9. Senfoni’nin

muhteşem müziği, dansçıların

kusursuz performansıyla

sahnelenecek olan Umut Balesi’nin

Türkiye prömiyeri ise 23 Şubat’ta

yapılacak.

‘The Turkish premier of Umut

Ballet accompanied by Beethoven’s

9th symphony and amazing dancers, will take place on

February 23.

90 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 93: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

91ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 94: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Anılardaki Kaleiçi’ni canlandırıyorTarihi Kaleiçi’nin birbirinden güzel evlerini rölyeflerine yansıtan Şeyma Candan, sanatıyla hem Antalya’nın kültür mirasını gelecek nesillere aktarıyor hem de anıların yeniden canlanmasını sağlıyor.

The reminder of old KaleiçiŞeyma Candan, who transfers the many beautiful houses of historical

Kaleiçi to her reliefs, both helps the transfer of Antalya’s cultural heritage to future generations and reminds us of old Kaleiçi through her art.

92 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 95: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Anılardaki Kaleiçi’ni canlandırıyor

Taşla döşeli dar sokakları, bu sokakları çevrele-

yen cumbalı evleri, meyve ağaçlarının renklendirdiği avlularıyla her daim sanatçı-lara ilham kaynağı oldu Ka-leiçi. Bölgenin otantik yapısı sanatçıların tablolarına kimi zaman fırça darbeleriyle, kimi zaman da kabartmalar-la yansıdı. Kaleiçi’nin büyü-leyici güzelliğini eserlerine yansıtan sanatçılardan biri de Şeyma Candan. Doğma büyüme İstanbullu olan ancak 25 yıl önce ailesiyle birlikte Antalya’ya yerleşen Şeyma Candan, hayran olduğu Kaleiçi evlerinin rölyeflerini yapıyor.

Rölyeflerini falez taşı, alçı, kum, toprak, kurutulmuş bitkiler, mukavva ve ağaç parçalarını kullanarak yapan Şeyma Candan, Kaleiçi ev-lerinin bugününden çok, 60-70 yıl önceki halini eserleri-ne yansıtmayı tercih ediyor. Bunun için de çalışmasına başlamadan önce, rölyefini yapacağı evle ilgili geniş bir araştırma yapıyor. Evin sahipleri ile görüşerek evin günümüzden 70 yıl önceki haliyle ilgili bilgiler alıyor; yapının eski fotoğraflarını te-min edip, kapsamlı bir ince-leme yapıyor. Ardından da ziyaretçilerini farklı dünyala-ra götüren Kaleiçi evlerinin rölyeflerini hazırlıyor.

İkinci sergininçalışmaları başladıÇocukluğu, bir zamanlar tarihi evler ve köşklerle dolu olan, İstanbul’un Erenköy ve Şehzadebaşı semtlerinde geçen Candan, bu tarihi değerlerin yok oluşuna üzü-lerek tanıklık etmiş. Doğup büyüdüğü semtin farklı bir kimliğe bürünmesinin ardın-dan İstanbul’dan Antalya’ya taşınan Candan, Kaleiçi’ni

gezerken anıları canlanmış; Kaleiçi’nin yok olan Eren-köy ve Şehzadebaşı’na çok benzediğini fark etmiş. Ardından da sadece Kaleiçi evlerinin rölyeflerini yapa-rak sanatsal çalışmalarıma başlamış. Bugüne kadar çok sayıda Kaleiçi evi

Kaleiçi has always been an inspiration to artists

with its stone lined streets, bay windowed houses and courtyards filled with color-ful fruit trees. The authen-tic structure of the region was sometimes reflected through the stroke of a

brush or with bas reliefs. Şeyma Candan is one of the artists that were inspired by the immense beauty of Kaleiçi. Şeyma Candan, who was born and raised in Istanbul but moved to Antalya with her family 25 years ago, does the reliefs of houses which she ad-mires in Kaleiçi.

Şeyma Candan, who pro-duces her reliefs with cliff rocks, gypsum, sand, soil, dried plants, cardboard and tree parts, prefers to depict the houses as they were 60-70 years ago and that is why she does a profound research about her subject beforehand. She talks to the owners to learn about the state of the house 70 years ago and acquires old photos of the house. After that, she produces reliefs of Kaleiçi houses, which transport those who see it to another world.

Working onthe second exhibition Candan, who spent her childhood in the neigh-borhoods of Erenköy and Şehzadebaşı in Istanbul which are filled with histori-cal houses and mansions, has sadly witnessed the vanishing of these his-torical landmarks. Candan was reminded of her old neighborhood when she saw the old houses in Kaleiçi after moving to Antalya and then started her career in art when she began doing the reliefs of these old houses. The artist’s first exhibition was called ‘Kaleiçi in Memo-ries” Her works were also exhibited at the Antalya Altın Portakal Film Festival, and at international fairs

Sanatçı, şimdilerde ‘‘Hayallerde Kalan Kaleiçi 2’’ adını verdiği sergisi için

çalışmalarını sürdürüyor.

The artists is now preparing for her exhibition called “Kaleiçi in Memories 2’’.

93ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 96: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

konulu rölyef yapan sanatçı, ‘Hayallerde Kalan Kaleiçi’ adlı onlarca sergiyle sanatseverler-le buluşmuş. Şeyma Candan’ın eserleri ayrıca Altın Portakal Film Festivali, YAPEX, EMIT ve YÖREX Fuarı gibi uluslararası organizasyonlarda da sergi-lenmiş.

Şimdilerde ‘Hayallerde Kalan Kaleiçi 2’ adını verdiği sergisi için çalışmalarını sürdüren Can-dan bu sergisini bir yıl sonra açmayı planlıyor.

Anılar canlanıyorEserine konu edeceği Kaleiçi evinin rölyefine başlamadan önce kapsamlı bir araştırma ya-pan Şeyma Candan bu süreci şöyle anlatıyor: “Evin bugünkü halinden çok günümüzden 60-70 yıl önceki halini çalışıyorum. Bunun için de evin bulunduğu alana gidip, sahipleri hakkın-da araştırma yapıyorum. Evin

sahibini bulup, 70 yıl önceki halinin fotoğrafını temin ediyor, onlardan evin o dönemdeki halini dinliyorum. Ardından evin ilk günkü halini eserime yan-sıtıyorum. Amacım Kaleiçi’ne yönelik anıları canlandırmak, evin, sokağın sakinlerine o gün-leri tekrar yaşatmak. Bunda da başarılı olduğumu görüyorum. Çünkü sergilerde ziyaretçiler evlerin orijinal halini görünce heyecanlanıyor, anılarını anlat-maya başlıyor. Bu da beni çok mutlu ediyor” dedi.

Tarih detaylarda gizliŞeyma Candan’ın eserlerini incelerken, kimi zaman bir Ka-leiçi evinin köşesindeki bakkal dükkânı göze çarpıyor, kimi zaman ise bir evin cumbası. Ne yazık ki bugün var olma-yan bu detaylar, tarihi Kaleiçi evleri hakkında görünenin ötesinde daha detaylı bilgiler veriyor.

like YAPEX, EMIT and YÖREX.

The artist is now pre-paring for her second exhibition “Kaleiçi in Memories 2’ which she plans to open next year.

Memories come alive Here is how Şeyma Candan describes her research process before producing a relief of a historical house: “I study the house’s state as it was 60-70 years ago. For that, I first of all go to the site and research the owners of the house. Then I find the original owners and obtain the pictures of the house and listen to their stories about the house. Then I reflect the state of the house on to

my artworks. My goal is to revitalize memories regarding Kaleiçi and re-mind the people on that street what the house looked like. I think I am successful because people who see the old state of the houses in my exhibition become excited. They start telling me about their memories. This makes me very happy.”

History ishidden in the details When you examine her works, you sometimes spot an old grocery store next to a Kaleiçi house or the alcove of a house. These details, which unfortunately don’t exist today, give us clues about historical Kaleiçi houses.

94 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

DANIŞMANLIK ŞiRKETi DEĞiLiZAMA 350 KOBi DANIŞMANIMIZ VAR

Gururluyuz. KOBi Danışmanlarımız Türkiye’nin dört bir yanında binlerce işletmenin analizini ücretsiz yapıyor. Danışmanlığımızla KOBi’ler büyüyor, Türk ekonomisi büyüyor.

teb.com.tr 444 0 832

Kobi Danis 22x28.indd 1 14.01.2013 16:40

Page 97: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

95ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

DANIŞMANLIK ŞiRKETi DEĞiLiZAMA 350 KOBi DANIŞMANIMIZ VAR

Gururluyuz. KOBi Danışmanlarımız Türkiye’nin dört bir yanında binlerce işletmenin analizini ücretsiz yapıyor. Danışmanlığımızla KOBi’ler büyüyor, Türk ekonomisi büyüyor.

teb.com.tr 444 0 832

Kobi Danis 22x28.indd 1 14.01.2013 16:40

Page 98: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Antalya semalarında kuşlara eşlik etmek

Accompanying birds in the skies of Antalya

Denize çok yakın ve dik olan dağlar Antalya’nın benzersiz doğasının, farklı bir boyuttan göz alabildiğine izlenmesini sağlıyor. Bu keyfi ise kuşlardan sonra bir tek yamaç paraşütçüleri tadıyor.

Mountains that are very close and parallel to the sea enable us to watch Antalya’s amazing nature from a different perspective. Paragliders are the

second group after birds that have the chance to enjoy this great panorama.

Tarihin kültür ve doğal güzelliklerle harmanlan-

dığı Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar uzanıp giden sahilin hemen karşısında yükselen, zirvesinde şahinlerin uçtuğu Toros Dağları’nın dorukla-rından daha net görünüyor Antalya’nın muhteşem man-zarası. Şelaleler, kanyonlar, nehirler, antik şehirler ve kilometrelerce uzanan sahiller bütün güzelliğini sergiliyor cömertçe. Bundan dolayı olsa gerek, yamaç paraşüt-çülerinin uçmaktan en çok keyif aldıkları merkezlerin başında Antalya geliyor. Kıyıya çok yakın ve yüksek olan dağları, Antalya’yı ya-maç paraşütü yapılan diğer merkezlerden farklı kılıyor.

Tüm güzelliğiyle AntalyaAntalya’nın Alanya ilçesindeki Akçalı ve Hızırilyas Tepe-

leri, Kaş’taki Girdavlı Tepe, Kemer’deki Tahtalı Dağı ve Adrasan’daki Tozlu Tepe’den yamaç paraşütü yapılabiliyor. Bu merkezlerin tümünde uçuş dağdan başlayıp deniz kenarında sonlanıyor. Antalya’da yamaç paraşütü

T he magnificent view of Antalya is best seen

from the peaks of the Taurus Mountains, which rise across the beach that stretches all the way from Kaş to Gazipaşa. Waterfalls, canyons, rivers, antique cities and kilometer long

beaches exhibit their beauty bountifully. That is why Antalya is a favorite spot for paragliders. Mountains that are high and close to the shore make Antalya a unique place for paragliding.

Antalya in it’s entire splendor Paragliding in Antalya is avail-able at Akçalı and Hızırilyas hills in Alanya, Girdavlı Hill in Kaş, Tahtalı Mountain in Ke-mer and Tozlu Hill in Adrasan. In all the points, gliding begins at the mountain and ends at the beach.

Tahtalı Mountain is the rich-est place for paragliding in Antalya in terms of visuality. It is an amazing experience for pilots and paragliders to start from the mountains and end their flight at the beach. During the 9 kilometer flight,

96 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 99: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Tahtalı Dağı, Antalya’da yamaç paraşütü yapılan merkezler arasında görsellik açısından en zengin nokta.

Tahtalı Mountain is the richest place for paragliding in Antalya in terms of visuality.

97ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 100: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

yapılan merkezlerin arasında görsellik açısından en zengin nokta ise Tahtalı Dağı. Tahtalı Dağı’ndan başlayıp, sahilde sona eren uçuş sırasında pilotlar ve beraberindeki paraşütçüler bambaşka bir deneyim yaşıyor. Tahtalı’dan başlayıp 9 kilometre boyunca devam eden uçuşta Olim-pos, Kemer ve Antalya, kuş bakışı tüm güzelliğiyle net olarak görülebiliyor. Yalnızca kuşların şahit olduğu bu eşsiz manzaranın keyfini bir de ya-maç paraşütçüleri çıkartıyor.

Bu duygu kelimelerle anlatılamazAntalya semalarında kuşlara eşlik etmek isteyenler için Kaş’tan Alanya’ya kadar farklı noktalar bulunuyor. Daha önce böyle bir deneyi-

mi bulunmayanlar, profesyo-nel pilotlar eşliğinde tandem adı verilen uçuş ile bu keyfi tadabiliyor. Yamaç paraşütü sporunu en ince detaylarına kadar öğrenmek isteyenler ise, profesyonel işletmelerin verdiği sıkı bir eğitimin ar-dından uçabilecek seviyeye geliyor. Profesyonel pilotlar, ilk kez uçan misafirlerinin duygularını şu cümlelerle özetliyor: “Uçuş başlama-dan önce korku içindeler. Ayaklar yerden kesilince tedirginlik ve korku kay-boluyor. Dünyayı farklı bir boyuttan görmenin keyfi korkuyu yok ediyor. Aşağıya yaklaştıkça yeniden uçma isteği başlıyor. Bu nedenle bir kez uçan tekrar uçmak istiyor ve en kısa zamanda yine geliyor.”

you can see Olympos, Ke-mer and Antalya in its entire splendor. Paragliders are the second group after birds that have the chance to enjoy this great panorama.

There are no words to describe the experience There are various spots from Kaş to Alanya for those who wish to accompany the birds in the sky. Visitors who are first time flyers can enjoy the experience with professional pilots through activities called tandem flights. Those

who want to know every detail about the sport are educated by expert pilots at professional training cent-ers. This is how professional pilots describe the feelings of first time flyers: “They are terrified before the flight. Once they are lifted off the ground, the fear disappears, replaced by the enjoyment of seeing the world in a different perspective. As we descend, they want to fly again, and that is why we have a lot of returning customers.”

Antalya’da yamaç paraşütü turlarında uçuş, dağda başlayıp deniz kenarında son buluyor.

In Antalya, paragliding begins on mountains and ends on the beach.

98 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 101: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

99ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 102: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

100 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 103: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

İki bin yıldır

iki yakayı birleştiriyorKöprüçay üzerinde bulunan ve Bozburun ile Diboyraz dağlarını birbirine bağlayan Oluk Köprü, yaz aylarında rafting tutkunlarının, kış aylarında ise yürüyüşçülerin ilgi odağı. Milattan sonra ikinci yüzyılda, Roma döneminde yapılan tek kemerli köprü, tekniği ve işçiliği ile dikkat çekiyor.

Toros Dağları’nın zirve-sine düşen kar taneleri

eriyerek su zerreciğine dönüşüp, yalnızca kartal-ların uçmaya cesaret et-tiği zirvelerden Akdeniz’e doğru akıyor. Su zerre-cikleri dereleri, dereler çayları, çaylar da coşkuy-la akan nehri, Köprüçay’ı oluşturuyor. Geçtiği her yere hayat veriyor Köprü-çay. Bir de tarifi imkânsız doğal güzellikler oluşturu-yor. Engel tanımayan bu nehir, Akdeniz ile kucak-laşma sevdasıyla koca dağı ikiye ayırıyor. Doz-

burun ve Diboyraz dağları arasından coşkuyla çağlayarak, zirvede baş-layan yolculuğu incecik kumların kilometrelerce uzandığı sahilde sonlan-dırıyor. Ve asırlardır süren mücadelenin sonunda hasretine son veriyor su zerrecikleri, ve Akdenizi-ne kavuşuyor. Bozburun ile Diboyraz dağlarının arasında akan Köprüçay, Akdeniz’e kavuşuyor kavuşmasına ama bu kez de iki yakayı birbirinden ayırıyor. Ayrılıklara, has-retlere, kavuşamamalara

Connecting thetwo shores for 2000 years

Oluk Bridge, which is located on Köprüçay and connects Bozburun and Diboyraz mountains, attracts attention from rafting enthusiasts during the summer and hikers

during the winter. The single arched bridge, which was built in 2nd century A.D. during the Roman period, is amazing with its technique and stone workmanship.

Snowflakes on the peaks of the Taurus Mountains

melt, turn into drops and flow towards the Mediter-ranean through crests that only eagles dare to fly. The drops then form creeks, the creeks from streams and streams form Köprüçay River. The river brings life to everything along its path and makes for an amazing view. This relentless river divides the mountain in two during its quest to reach the Mediterranean. It ends its journey on the shore by flowing freely between

Bozburun and Diboyraz mountains. Köprüçay, which flows between these two mountains finally reaches the Mediterranean but separates the two shores during the process. Yearnings and sep-arations flow into the river but thankfully Oluk Bridge steps in and connects the two shores, standing tall for nearly 2000 years.

ConnectedPamphylia to Pisidia Oluk Bridge, which is the most frequently used bridge in the Köprülü Canyon Na-

Fotoğraf / Photograph: Muhammet Dönmezer

101ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 104: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

akıyor Köprüçay. Doğanın tüm güzelliklerini cömert-çe sergilediği bu coğraf-yada Oluk Köprü yetişiyor hasret çekenlerin imda-dına; yaklaşık 2 bin yıldır dimdik ayakta durarak, iki yakayı birbirine bağlıyor.

Pamphilya’yıPsidia’ya bağladıKöprülü Kanyon Milli Parkı’nın en yoğun kulla-nılan köprüsü olan Oluk Köprü, Milattan sonra ikinci yüzyılda Roma döneminde inşa edilmiştir. Bozburun ile Diboyraz dağları arasında akan Köprüçay üzerinde kurulu, tek kemerli köprünün ke-meri düzgün kesme taşlar-dan yapılmasına rağmen, diğer kısımlardaki taşlar düzgün değildir. Köprü-nün üzerindeki korkuluk taşları yer yer düşmüş ve yerine düzgün olma-yan taşlar konulmuştur. Köprünün ayakları her iki taraftaki kayaların üzerine oturtulmuştur. Oluk Köprü, 1996 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafın-dan onarılmıştır. Eski adı Eurymedon Köprüsü olan ve günümüz-de yaz aylarında rafting tutkunlarının, kış aylarında ise doğa yürüyüşçülerinin kullandığı köprü, Roma döneminde ise Pamphilya kıyıları ile Psidia bölgesi-ni birbirine bağladı. Son derece iyi korunmuş halde günümüze kadar gelmiş olan Oluk Köprü, 14 metre uzunluğunda, 3,5 metre genişliğinde ve oldukça yüksektir. Köprünün yol genişliği 2,5 metre iken, tek kemerin açık genişliği yaklaşık 7 metredir. Oluk Köprü, zamana meydan okuyarak ayakta durması-nın yanı sıra yapı tekniği ve taş işçiliği ile dikkat çeker.

tional Park, was built in 2nd century A.D. during the Ro-man era. Oluk Bridge, which is located on Köprüçay which runs between Bozbu-run and Diboyraz mountains, has a single arch made from neat cut stones but the stones on the other parts of the bridge are roughly cut. The legs of the bridge stand

on rocks on each side. The bridge was renovated in 1996.

The bridge, formerly known as Eurymedon Bridge, at-tracts attention from rafting enthusiasts during the sum-mer and hikers during the winter and used to connect the shores of Pamphylia to

the Pisidia region during the Roman era. The well pre-served bridge is 14 meters long, 3, 5 meters wide and very high. The road width of the bridge is 2, 5 meters while the width of the arch is approximately 7 meters. The construction technique and stone workmanship of the bridge is amazing.

102 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 105: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

103ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 106: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Bir Mimar Sinan ekolü şaheseri:

Ömer Paşa CamisiElmalı’da bulunan ve Ketenci Ömer Paşa tarafından 1610 yılında yaptırılan Ömer Paşa Camisi, Antalya’da Osmanlı mimarisini yansıtan en nadir eserlerden biridir.

Ketenci Ömer Paşa, Osmanlı İmparator-

luğu döneminde dev-letin her kademesinde görev almış ve paşalı-ğa kadar yükselmiştir. Saraybosna’nın fethinde de yer alan Ketenci Ömer Paşa, savaş sonrası elde ettiği ganimetlerle adını taşıyan camiyi yaptırmış-tır. Elmalı’nın yanı sıra Antalya’nın da Osmanlı mimarisi izlerini taşıyan en büyük camilerinden olan Ömer Paşa Camisi, kapısındaki kitabeden de anlaşıldığı gibi 1610 yılın-da yaptırılmıştır. 420 yıllık bu ibadethane,Elmalı Dağı’nın eteklerindeki yamaçta yer alması ne-deniyle oldukça heybetli bir görünüme sahiptir. Klasik Osmanlı mimarisini yansıtan ve bir Mimar

A Mimar Sinan schoolmasterpiece: Ömer Paşa Mosque

Ömer Paşa Mosque in Elmalı, which was commissioned by Ketenci Ömer Paşa in 1610, is one of the rarest structures in Antalya that reflect Ottoman architecture.

Ketenci Ömer Paşa has worked in every level

of the government dur-ing the Ottoman Empire. Ketenci Ömer Paşa, who was a part of the army that conquered Sarajevo, commissioned the build-ing of the mosque with the spoils he got dur-ing the war. Ömer Paşa Mosque, which is one of the largest mosques in Antalya that carried traces of Ottoman architecture, was built in 1610. The 420 year old mosque looks grand because it was built on a slope on the outskirts of Elmalı Mountain. The mosque, which reflects classic Ot-toman architecture and is a Mimar Sinan school masterpiece, is a monu-mental structure with

Caminin avlusunda, medreseile arasında bir şadırvan

bulunmaktadır.

There is a fountain in thecourtyardof the mosque.

104 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 107: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Sinan ekolü şaheseri olan cami, kare plan üzerine tek kubbeli ve son cemaat yeri bulunan anıtsal bir yapıdır. Cami-nin arka tarafında, yapım yılı belli olmayan Ahi Baba Türbesi’nin yanı sıra avlusunda da yine 1610 yılında inşa edilen bir şadırvan bulunmaktadır.

Anıtsal bir yapıKare plan üzerine tek kubbeli olarak inşa edilen Ömer Paşa Camisi’nin ibadet mekânını mey-dana getiren beden duvarları 4 kademelidir. Kuzey cephesinde 6 sütun üzerine, cephede 5 sivri kemerli son cemaat yerinin üst örtüsü ortada çapraz tonoz, yanlarda ise kubbedir. Kesme taştan yapılmış beden duvarları kuzey cephe hariç diğer yanlarda payadalarla takviyelidir. Caminin birinci kade-mesi üzerinde iki sıra halindeki pencereler yer almaktadır. Alt taraftaki pencereler dikdörtgen söveli ve sivri alınlıklı, üst taraftaki pencereler ise sivri kemerli ve şebeke-lidir. İkinci kademede duvarlar daha içerden devam etmektedir ve duvarların ortasında ikişer tane sivri kemerli, alçı şebekeli pencere bulunmaktadır. Üçüncü kademede sekizgen ve külahlı kulecikler bulunur. Çok kenarlı olarak devam eden kasnak, yukarı doğ-ru daralmakta ve kasnak üzerindeki pencerelerde kubbeden cami içine ışık sağlanmaktadır.

Şerefenin korkulukları minareye güzellik kattıCaminin minaresi, yapının kuzeybatı köşededir ve

105ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 108: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

106 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 109: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

kaidesi beşgendir. Kaide içindeki pabuç, yukarı doğru daralmakta ve ca-minin beden duvarlarının birinci kademesine kadar yükselmektedir. Buradan itibaren 16 kenarlı olarak devam eden gövde, şerefe altındaki silmeyle kesilmek-tedir. Mukarnaslı şerefenin altı ve korkulukları, minare-ye ayrı bir güzellik kazan-dırmaktadır. Kuzey cephe-de orta kısım genişliğince kesme taştan yapılmış olan minarenin cümle kapısı, sivri kemerli büyük bir niş meydana getirmektedir. Niş içine 6 satır halinde yazılmış kitabe yerleştiril-miştir. İbadet mekânında kubbeye geçiş büyük köşe trompları ile sağlanmıştır. Kuzey cepheyi ve yanları kapatan mahfil, sütun ve sivri kemerler tarafından taşınmakta olup ahşaptır. Kıble duvarı ortasında yer alan altı kenarlı mihrap mukarnaslıdır. Mihrabın batı yanındaki taş minberi çok sadedir.

a square plan, a single dome and a last congre-gation area. There is a fountain in the courtyard of the mosque also built in 1610 in addition to the mausoleum of Ahi Baba, construction date un-known.

A monumental structureThe body walls of the square planned, single domed mosque which form the worship area of the mosque are four tiered. The covering of the last congregation area, which has 5 pointy arches that stand on 6 columns, is cross vaulted in the middle and domed on the sides. Body walls that were made with cut stones are supported with planks except the northern front. There are two rows of windows on the first level of the mosque. The windows on the lower row have rectangular frames and point facades, the

windows on the second row have pointy arches and grids. There are two pointy arched, plaster gridded windows on the second level. There are octagonal and cone shaped little towers on the third level. The hoop that continues as a multisided element narrows towards the top and lighting for the interior of the mosque is provided via the windows on the hoop.

The beautifulrailings on thebalcony of the minaretThe minaret of the mosque is located on the northwestern corner of the mosque and its ped-estal is pentagonal. The shoe inside the pedestal narrows towards the top and rises all the way to the first level of the body walls. The body, which continues with 16 sides from this point on, ends with the molding under

the balcony of the mina-ret. The underside of the muqarnas style balcony and railings add another kind of beauty to the mosque. The entrance door of the minaret made from cut stones forms a large niche with a pointy arch. The 6 line epigraph of the structure has been placed inside the niche. In the worship area, pas-sage to the dome was enabled by large corner squinches. The gathering place, which covers the northern front and sides, is supported by columns and pointy arches and is made from wood. The six sided altar located in the middle of the southern wall is made with muqar-nas style. The stone pulpit in the west side of the altar is simple.

Its fountainin also historical The construction date of the Ahi Baba Mausoleum adja-

Klasik Osmanlı mimarisini yansıtan Ömer Paşa Camisi, Antalya’nın en büyük camilerindendir.

Ömer Paşa Mosque, which reflects classic Ottoman architecture, is one of the largest mosques in Antalya.

107ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 110: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Şadırvanı da tarihiCaminin güneydoğu duva-rına bitişik olan Ahi Baba Türbesi’nin yapım tarihi belli değildir. Türbe, kare bir yükselti üzerine inşa edilmiş olup, doğu yüzündeki madeni şebekeli dikdörtgen bir penceresi, kuzey yönünde ise bir giriş kapısı bulunmaktadır. Kubbesi beto-narme olarak basık ve basit bir biçimde yapılmıştır. Caminin avlusunda, medrese ile arasın-da bir de şadırvan bulunmakta-dır. Cami ile aynı tarihte yapılan şadırvan sekizgen bir plana sahiptir. Sekizgenin her kena-rında bir ayak bulunmaktadır ve kubbeye benzer üst örtüsü ayaklar üzerinde oturmaktadır. Ayakların etrafı altta beton, üst-te demir korkuluklarla çevrilidir. Ortadaki havuz kısmı onüçgen olup belli bir yüksekliğe kadar kapalı, bunun üzerinde her kenara denk gelecek şekilde sütuncuklarla üst örtüye bağ-lanmıştır. Havuzun içinde bir de fıskiye yer almaktadır. Malzeme olarak beton ve kesme taş kul-lanılmış olup havuz kısmı orijinal üst örtü ve ayaklar sonradan yapılmıştır.

cent to the southern wall of the mosque is unknown. The mausoleum was built on a square ridge; it has a rectangular window on the eastern exterior and a door in the north. Its dome is simple and made with reinforced concrete. There is a fountain in the court-yard of the mosque. The fountain, which was also built in 1610, has an oc-tagonal plan. There is a leg on the corner of each side and its roof that resembled a dome is supported by these legs. The lower parts of the legs are surrounded by concrete railings and by iron railings at the top. The basin in the middle is closed until a certain height and connected to the upper covering with small columns. There is also a water jet inside the basin. Concrete and cut stones were used in the construction of the foun-tain. Its basin is original and the covering and legs were added later on.

Caminin kuzeybatı köşesinde bulunan

minarenin kaidesi beşgendir.

The pedestal of the minaret located in the

northwestern corner of the mosque is

pentagonal.

108 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 111: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

109ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 112: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

The love for Antalya made her a localIrina Balcı, the president of the Russian Art and Culture Association,

said that the 30 thousand Russian population in the city was going to increase thanks to the good relations between the two countries.

Her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca

turist, unutulmaz bir tatil için tercihini Antalya’dan yana kullanıyor. Hafızalara kazı-nan onlarca anı ile evlerine dönen turistler ilk fırsatta yeniden Antalya’ya geliyor.

Bu güzellikleri her daim yaşamak isteyen on binlerce kişi ise doğup büyüdüğü toprakları arkalarında bıra-kıp, tarihin doğayla kucak-laştığı Antalya’ya yerleşiyor.Kente yerleşen yabancılar içerisinde Rusların sayısı

Each year, millions of tourists come to

Antalya for holiday. Peo-ple, who go back to their country with millions of unforgettable memories, return at the first chance they get. Thousands of

people who want to live here for the rest of their lives leave their countries and settle in Antalya. A lot of Russian people now live in the city. We asked Irina Balcı, the president of the Russian Art and Culture

Antalya aşkı Antalyalı yaptıRus Sanat ve Kültür Derneği Başkanı İrina Balcı, kentte şu an 30 bini bulan Rus nüfusunun iki ülke arasındaki olumlu ilişkiler dolayısıyla daha da artacağını söylüyor.

110 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 113: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

bir hayli fazla. Rusların Antalya’yı tercih etme sebeplerini Rus Sanat ve Kültür Derneği Başkanı İrina Balcı’ya sorduk. Antalya’da Ruslar ile Türkler arasında köprü olup, iki toplumun kaynaşmasını sağlamak için çalıştıklarını ifade eden İrina Balcı, “Antalya’dan hiç ayrıl-mak istemiyoruz” diyor.

Rus Sanat ve Kültür Derneği hakkında bilgi verir misiniz?İrina Balcı: Derneğimizin öncelikli amacı Antalya’da yaşayan Ruslara her alanda yardımcı olmak. Bu çerçe-vede avukatımız ve psikolo-ğumuz var. İhtiyaç duyulma-sı halinde hizmet veriyorlar. Ayrıca Rus kültürünü Antal-yalı ile paylaşmayı, Antalya-lıya kültürümüzü tanıtmayı amaçlıyoruz. Antalya’da çok fazla Rus yaşıyor. Yine Antalya’da yaşayan çok fazla evli Rus-Türk çift var. Onların çocuklarına Rus kültürünü tanıtmak da amaç-larımız arasında. Tarihimizi, kültürümüzü anlatırken de en büyük amacımız iki toplum arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi. Sonuçta burada yaşıyoruz, beraber güzel zaman geçirmemiz için çalışıyoruz.

Bu kapsamda ne gibi çalış-malar yürütüyorsunuz?İrina Balcı: Rus ve Türk milli bayramlarında etkin-likler düzenliyoruz. Ço-cuklarımız dans gösterile-ri yapıyorlar. Antalya’nın yanı sıra Türkiye’nin farklı şehirlerinde ve Rusya’da da dernek olarak kültürel etkinlikler gerçekleş-tiriyoruz. Derneğimiz, Rusya’da düzenlenen bir yarışmada birinci oldu. Bu derneğimiz kadar Antalya içinde önem-li. Sonuçta yarışmaya Antalya’dan katıldık.

Derneğe ilgisi nasıl?İrina Balcı: Kayıtlı üye sayı-mız 200. Ancak düzenledi-ğimiz etkinliklere 500-600 kişi katılıyor. Ayrıca internet grubumuzun 2 bin üyesi var. Derneğimizin üye sayısı az olsa da etkinliklerimize ve internet grubumuza ilgi ol-dukça fazla. Etkinliklerimize Ruslar ve Türklerin yanı sıra Avrupalılar, Amerikalılar, Ukraynalılar, Türkmenistan-lılar ve Özbekistanlılar da katılıyor.

Antalya’da yaşayan Rus vatandaş sayısı kaç?İrina Balcı: Kesin rakamı bizde bilmiyoruz ama 30 bin civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Antalya’da yaşa-yan Rusların büyük bölümü, yaklaşık yüzde 80’i Türklerle evli. Çoğunlukla gelinler Rus, ama Rus erkekleriyle evli Türk kadınları da var. İki

Association, why Russians preferred Antalya. Irina Balcı, who stated that they were working to build a bridge between the Rus-sians and Turks in Antalya, said, “We never want to leave Antalya”

Can you tell us about the Russian Art and Culture As-sociation? Irina Balcı: Our primary goal is to help Russian citizens living in Antalya. We have lawyers and psychologists. In addi-tion, we want to share and introduce Russian culture to the locals. There are a lot of Russians living in the city. Also, there are a lot of Russian-Turkish couples. We also aim to introduce Russian culture to their kids. While we are introducing our history and culture, our biggest

Rus Sanat ve Kültür Derneği, Rusya’da yürüttüğü tanıtım çalışmaları ile kentin sadece deniz ve beş yıldızlı otellerden ibaret olmadığını anlatıyor.

The Russian Art and Culture Association organize advertising campaigns in Russia to tell the citizens that Antalya isn’t just about five star hotels and beaches.

111ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 114: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

ülke arasına hızla gelişen ilişkiler sayesinde bu ra-kamların daha da artmasını bekliyoruz.

Rusya’da Antalyadenildiğinde akla ne geliyor?İrina Balcı: Tabii ki deniz, tatil ve beş yıldızlı otel-ler. Biz Rusya’da tanıtım çalışmalarıyla Antalya’nın sadece denizden ve beş yıldızlı otellerden ibaret olmadığını anlatıyoruz. Antalya’nın tarihiyle, doğasıyla, kültürüyle çok zenginbir kent olduğunu anlatıyoruz. Antalya’da yaşayan Ruslara gezilecek güzel yerleri hem anlatıyo-ruz hem de gösteriyoruz. Bu çalışmalardan sonra düşünce tabii ki değişiyor. Antalya’ya ilk kez tatile ge-len kişi genellikle otelden dışarı çıkmıyor. Ama ikinci, üçüncü kez gelenler turlara

katıldıkça, otelden dışarı çıkıp gezdikçe Antalya’nın sadece denizden ve beş yıldızlı otellerden ibaret ol-madığını görüyor. Çalışma-larımız ile düşünce de de-ğişiyor. Ayrıca Antalya’ya tatile gelmekle, Antalya’da yaşamak arasında büyük fark var.

Ruslar için en öncelikli tatil destinasyonu neresi?İrina Balcı: Orta sınıfın ön-celikli tatil merkezi Antalya. Üst sınıf Avrupa’yı da tercih ediyor. Kentimize gelen Rus turist sayısı da her geçen gün artıyor. Bu rakamın daha da artmasını bekli-yoruz. Tatilin yanı sıra ev almak, yaşamak içinde ilk tercih Antalya. Havalimanına yakınlık nedeniyle öncelikli olarak Antalya kent merke-zi tercihediliyor. Özellikle Konyaaltı’na yerleşen ve

goal is to strengthen the relationship between the two societies. We all live together here and we are looking to get along.

What kinds of activities do you organize? Irina Balcı: We organize activities during Russian and Turkish national holi-days. Our kids participate in dance recitals. We also organize various activities in other Turkish cities and in Russia. Our association became champion during a competition in Russia. This is very important for us, as well as for Antalya.

How is interest regarding the association? Irina Balcı: We have 200 registered members but 500-600 people attend our activities. We have

more than 2000 members on our web group. Even though we don’t have a lot of registered members, we receive a lot atten-tion through the web and during activities. Besides Russians and Turks, Ukrainians, Americans and people from other parts of Europe attend our activi-ties.

How many Russian citi-zens are living in Antalya?Irina Balcı: We don’t know the exact number but we think it is around 30 thousand. Almost 80% of the Russians living in Antalya are married to Turkish citizens. Mostly, it is the brides that are Rus-sian but there are Turkish women married to Rus-sian men. We expect the number to increase due to the fast growing relation-ship between the two countries.

What are the first impres-sions of Russians when it comes to Antalya? Irina Balcı: Of course, the sea, beaches, vaca-tion and five star hotels but during our advertis-ing campaigns in Rus-sia we try to tell them there is more to Antalya than sea and five star hotels. We tell them that Antalya is a very rich city with its history culture and nature. We take Russians that live in Antalya to historical and cultural spots. Of course their opinion changes after that. Someone who comes to Antalya for the first usually opts to stay in the hotel and not go out but those who have been here before visit the sites and see that Antalya

Ruslar, tatilin yanı sıra ev

almak ve yaşamak

içinde Antalya’yı

tercih ediyor.

Russians now prefer Antalya

not just for vacationing but buying

property and settling down.

112 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 115: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

is not just about sea and sun. Besides, there is a big difference between coming here on vacation and living here.

What is the top holiday destination for Russians? Irina Balcı: The first choice of the middle class is Antalya; the up-per class prefers Europe. The number of Russian tourists that come to our city increases with each day. We expect that to increase further. Besides, vacationing, Antalya is the first choice for those who want to buy prop-erty and settle down. The city center is a priority because it is close to the airport. There are a lot of Russians who now live in Konyaaltı.

What is the general profile of Russians that live in Antalya? Irina Balcı: There are peo-ple from every profession; engineer, doctor, teacher, artist, journalist… they settle here because they love this city. For exam-ple, a while ago a very famous Russian designer came here. He wants to buy a house and decorate it. Lately, people in the construction business have been coming to Antalya.

Marriages between Rus-sians and Turks are com-mon in Antalya. Are there any problems with these marriages? Do you have any advice for Russian brides? Irina Balcı: My husband is Turkish. We got married 15

burada yaşamını sürdüren çok fazla Rus var.

Antalya’da yaşayan Rusların profili nasıl?İrina Balcı: Her meslekten insan var; mühendis, doktor, öğretmen, sanatçı, gazete-ci… Antalya’ya yerleşiyorlar çünkü bu kenti çok beğe-niyorlar. Mesela kısa süre önce Rusya’da çok ünlü olan bir modacı Antalya’ya geldi. Burada bir daire alıp, dekorasyonunu ve tasarımı-nı da kendisi yapmak istiyor. Son dönemde inşaat işleriy-le ilgilenenlerde Antalya’ya gelmeye başladı.

Antalya’da Türk-Rus evlilik-leri oldukça yaygın. Evli-liklerde herhangi bir sorun yaşanıyor mu? Bir de Rus gelinlere önerileriniz neler?İrina Balcı: Benim eşim de Türk. 15 yıl önce evlendik ve 4 çocuğumuz var. Rus

gelinlere evlenmeden önce Türk erkeklerini anlatıyoruz. Çünkü çok farklı kültürlere sahibiz. Rus gelinler eğitimi nedeniyle çok hareketli ve çok açık fikirliler. Sürekli sosyal olmak, çalışmak, eşi-ne yardımcı olmak istiyorlar. Bazı Türk erkekleri eşinin çalışmasını istemiyor. Bu durum sorun yaratabiliyor. Bu durumları anlatıyoruz. Neyse ki evliliklerin büyük bölümünde sorun yaşanmı-yor. Gayet mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar.

Antalya’da yaşayan, Antalya’ya tatile gelen Ruslar, kentte en çok neyi seviyor?İrina Balcı: Tabii ki denize girmeyi... Kış aylarında, kar yağınca Saklıkent’te kayak yapmayı da çok seviyorlar. Doğa ile baş başa kal-mayı, şelaleleri, Köprülü

Aspendos

113ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 116: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Kanyon’da rafting yapmayı, Göynük Kanyonu’nu, at çiftliklerini, paraşütü de. Hafta sonlarında doğa ile baş başa kalabilecekleri yerlerde gezmek en büyük zevkleri. Her gün farklı bir etkinliğe katılmayı istiyorlar.

Bu güne kadar Antalya’yı sevmediğini ya da beğen-

mediğini söyleyen bir Rus ile karşılaştınız mı?İrina Balcı: Hayır, hiç karşılaşmadım. Antalya’ya gelen Ruslar kenti çok seviyorlar. Ancak çocukla-rının eğitiminden dolayı is-temeye istemeye Rusya’ya dönmek zorunda kalanlar oluyor. Bu nedenle devlet-ten Antalya’ya Rus okulu

açılmasını talep ediyoruz. Çünkü çocuklarımız üni-versite çağına geldiğinde ya da iş hayatına atılaca-ğında büyük sıkıntılarla karşılaşıyor. Türkiye’de çok rahat ve mutlu yaşıyo-ruz. Bu durumun devam etmesi ve yaşanan sıkıntı-ların aşılması için bir okul istiyoruz.

years ago and we have 4 children. We tell Russian brides about Turkish men before they get married because we have different cultures. Russian brides are educated so they speak their mind. They want to socialize, work and help their spouses. Some Turkish men don’t want their wives to work and this could be a problem. Thankfully there are not many troubled mar-riages.

What do Russians who live here or come to vacation love most about Antalya? Irina Balcı: Of course swimming... They also love skiing in Saklıkent during the winter. They love being in nature, the waterfalls, rafting in Köprülü Canyon, stud farms, Göynük Can-yon, and paragliding. Their biggest pastime is hiking amongst nature during the weekends. They want to participate in a different activity every day.

Have you ever met a Rus-sian who said that he didn’t life Antalya? Irina Balcı: No, I haven’t. Russians who come to Antalya love it. But there are those who have to return because of their kids’ education. That is why we ask the govern-ment to open a Russian school in Antalya. We are very happy to be living in Turkey and for that to continue we need the school.

114 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 117: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

115ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 118: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Engin maviliklerin karşısında tüm heybetiyle yükselen dağların zirveleri beyaza büründü. Falezlerden dalgaların dövdüğü sahilin ve Beydağları’nın dillere destan manzarası, karla kaplı tepelerle tamamlandı. Zirveler gelinliğini giyince Antalya için Saklıkent zamanı da geldi.

Fotoğraflar / Photography: Cem Özdel – Özgür Önder

ŞimdiSaklıkent zamanı

116 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 119: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

It is time for SaklıkentThe peaks of grand mountains across the vast blue are now covered in white. The

amazing panorama of the beaches and Beydağları are now complete with snow covered hills. When the peaks are dressed as brides, it is time for Saklıkent.

Antalya woke up to a sunny morning after

many rainy and gray days. After seeing the sun come out after a long time, we immediately headed for Konyaaltı Beach. After having breakfast, we walked on the beach covered with pebble stones. On this day when humidity was almost non-existent, the sea looked bluer and Beydağları were shining. While watching the view of this magnifi-cent mountain, our eyes caught the string of hills at the back. Their peaks were covered in snow as if the mountain was wear-ing a wedding gown and they seemed to be calling out to us. We answered the call and decided to go to Saklıkent.

The best view of Antalya at Portakal Durağı We reached the Altınyaka

Uzun süren yağışlı ve güneşin yüzünü gös-

termediği bulutlu günlerin ardından, pırıl pırıl bir güne uyandı Antalya. Haf-talardır hasret kaldığımız güneşi sabah uyanır uyan-maz görünce doğruca Konyaaltı Sahili’nin yolunu tuttuk. Dalgaların dövdüğü sahilde simit ve çay ile ya-pılan kahvaltının ardından çakıl taşlarının üzerinde yapılan yürüyüş keyfimize keyif kattı. Nem oranının yok denecek kadar az olduğu bu güzel Antal-ya sabahında, deniz hiç olmadığı kadar mavi, Bey-dağları hiç olmadığı kadar parlaktı. Beydağları’nın Akdeniz’in hemen ardın-dan yükselen manzarasını keyifle izlerken gözümüz arka sıralardaki dağlara takıldı. Güneşli Antalya sabahında arka sıralarda bulunan dağların zirveleri beyaza bürünmüş, Bey-dağları sonunda gelinliğini

giymişti. Mavinin ardından başlayan yeşil, zirvelerde kendini beyaza bırakmıştı. Ve o beyaza bürünmüş dağlar bizleri çağırıyor-du. Biz de o çağrıya uyduk ve ani bir şekilde Saklıkent’e gitme kararı aldık. Aracımıza atladığı-mız gibi beyaza bürünmüş Saklıkent’in yolunu tuttuk.

En güzelAntalya manzarasıPortakal Durağı’nda Sahile paralel uzanan bul-var boyunca dağ ve deniz manzarası eşliğinde Altın-yaka yol ayrımına ulaştık. Boğaçayı’nı geçerek önce Çakırlar, sonra da Bah-tılı mahallelerine geldik. Portakal bahçelerinde çalışan insanların mey-ve topladığını görmemiz heyecanımızı ve mutlu-luğumuzu bir kat daha artırdı. Akdeniz’in hemen ardından başlayıp dağla-rın eteğine kadar uzanan

117ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 120: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

impasse during our jour-ney on the road parallel to the beach accompa-nied by an amazing view. We passed by Boğaçayı and first reached Çakırlar, then Bahtılı neighbor-hood. We grew more excited when we saw people picking fruits from orange gardens. Fruit-ful lands that went all the way up to the slopes of the mountain were presenting their gifts. We continued our journey while eating tangerines we bought along the way. We were now on the mountain road. We talked all the way through the journey as we passed through pine trees. We were excited but even more agitated because there was no one on the road. We breathed a sigh

bereketli topraklar, yine cömertliğini sonuna kadar sunmuştu. Yol üzerinde satın aldığımız mandalina-larımızı yiye yiye yolumuza devam ettik. Artık portakal bahçeleri sona ermiş, dağ yoluna girmiştik. Çam ağaçlarının arasından ge-çerek yolumuza keyifli bir sohbetle devam ettik. ‘Bu kadar kısa sürede, böy-lesine muhteşem deniz, bahçe ve dağ manzarasını peş peşe sunan başka

bir şehir var mıdır’ diye düşünerek ilerlemeye de-vam ettik. Çam ağaçlarının arasından kıvrıla kıvrıla ilerleyen yol, heyecan ve endişeyi birlikte yaşattı; çünkü yolda kimsecikler yoktu. Biz “Acaba yol mu kötü’ diye düşüneduralım, endişelerimizin yersiz olduğunu Portakal Durağı mevkiine geldiğimizde anladık. Dağın yamacın-daki bu nokta çok sayıda Saklıkent yolcusu ile do-

luydu. Saklıkent yolcuları, Antalya’ya tepeden bakan bu noktada mola vermiş-ler, termoslarında getirdik-leri çaylarla, Beydağları, orman, Antalya ve Ak-deniz manzarasına karşı keyif yapıyorlardı.

Dağlar gelinliklerini giydiBir müddet biz de bu eşsiz manzarayı seyrettikten sonra yolumuza devam ettik. Artık yolda yalnız değildik. Çok sayıda araç, bu güneşli Antalya saba-hında Saklıkent’in yolunu tutmuştu. Yol da oldukça güzeldi. Çam ağaçların arasından, yaylaların ve köylerin içerisinden geçe-rek zirveye yaklaştık. Çam ağaçları yerini ardıç ağaç-larına bırakmıştı. Son virajı da dönünce Saklıkent tüm güzelliğiyle karşımıza çıktı. Ama yolumuz henüz bitme-

Bakırlıtepe’nin eteğinde bulunan Saklıkent, her yaştan yüzlerce misafirini keyifle ağırlıyor.

Saklıkent, situated at the slope of Bakırlıtepe, welcomes guests from all ages.

118 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 121: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

mişti. Bakırlıtepe beyaza bürünmüş, Saklıkent’in tam karşısındaki dağlar da gelin-liklerini giymişti. Biraz daha ilerledikten sonra 2 bin met-re rakımlı Saklıkent’teydik. Kent sakinleri ve misafirler bu güzel günde bizim gibi Saklıkent’in yolunu tutmuş-lardı. Bakırlıtepe’nin eteğin-de bulunan Saklıkent, her yaştan yüzlerce misafirini keyifle ağırlıyordu. Profes-yonel kayakçılar telesiyejle zirveye doğru yol alırken, kaymayı bilmeyen gençler, çocuklar ve yetişkinler kı-zaklarıyla tepenin eteğindeki noktaya doğru hızla ilerliyor-du. Telesiyejin karşı tarafın-da ise mangallarını yakan misafirler, ızgara yaparak manzaranın keyfini çıkarı-yordu. Mangalcıların olduğu bölümde çocuklar karda koşuyor, kartopu oynuyor ve kardan adam yapıyordu. Bu

manzara gerçekten oldukça keyifliydi.

Çocuklarınmutluluğuna diyecek yok Mangalcıların arasından geçerek telesiyejin olduğu yere doğru ilerledik. Çünkü kızakla kayan çocukların neşeli çığlıkları, kahkaha-ları yazlıkların bulunduğu noktaya kadar geliyordu. Karın üzerinde yürüye-rek telesiyejin bulunduğu noktaya ulaştık. Kayakçılar kadar kaymayı bilmeyen-ler de, beyaza bürünmüş dağın güzelliklerine farklı bir açıdan şahit olmak için,4-5 derece olan hava sıcak-lığına aldırmadan zirveye doğru ilerleyen telesiyeje biniyordu. Onların zirve yolculuğunu bir müddet izle-dikten sonra kızak ile kayan çocukların mutluluğuna şahit olmak için az ileride-

of relief as we reached Portakal Durağı region because the spot was filled with people going to Saklıkent. The travelers had stopped at this point which overlooked Antalya and were enjoying the view.

Mountainsdressed in white We continued our journey after admiring the mag-nificent view. We were not alone on the road now. Many vehicles were heading towards the same destina-tion on this sunny morn-

119ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 122: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

ki tepeye doğru ilerledik. Karların üzerinde küçük adımlarla tepeye ulaşan çocuklar, kızaklarına bindiği gibi kendilerini aşağıya bı-rakıyordu. Karda kaymanın mutluluğunu sevinç çığlıkla-rıyla ifade eden çocukların bu mutluluğu büyükleri de etkilemişti. İlerlemiş yaşla-rına rağmen kızağa binen büyükler, çocuklar gibi kar-da kayıyorlardı ve çocuklar gibi de şenlerdi. Çocukların ve büyüklerinin kızak keyfini bir müddet izledikten sonra snowboard tutkununun karı püskürterek kayışı gözü-müze takıldı. Oraya doğru ilerlemeye başladık. Telesi-yej ile yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuk sonrası zirveye çıkanlar, oradan tüm hüner-lerini sergileyerek, aşağıya iniyorlardı.

Kar üzerindemangal keyfiKayakçılar ve snowboard-cular ardı ardına kayarak geliyorlardı. Karların üze-rine uzanmış bir şekilde dinlenen iki snowboard-cuyu görünce yanlarına gidip, Saklıkent üzerine konuşmaya başladık. Karın genellikle Mart, yağışın bol olduğu dönemde ise Nisan ayına kadar kaldığını söy-leyip, Antalya sahillerinde insanların denize girme-ye başladığı dönemde Saklıkent’te kayak yapıla-bileceğine dikkat çektiler. Sürekli çalışan telesiyejin ise yaklaşık 20-30 dakikalık bir yolculuk sonrası zirveye ulaştığını belirtip, telesiyeje bineceklere sağlam giyin-meleri konusunda uyarıda bulundular. Üzerimizdeki kıyafetlerin yetersiz olması nedeniyle telesiyeje bine-memenin üzüntüsüyle tek-rar aşağıya indik. Saklıkent ziyaretçileri karda keyifli dakikalar geçirmeye de-vam ediyordu. Tekrar man-

galcıların yanına doğru ilerledik. Mangalı yakmakla meşgul olanlar kömürleri çoktan köze dönüştürmüş, etlerini pişirmiş ve afiyetle yemeye başlamıştı. Onların keyfine de ortak olduktan sonra günübirlik Saklıkent maceramızın sonuna doğ-ru yaklaştığımızı fark ettik. Çünkü saat çoktan 16.00’a yaklaşmıştı. Aracımıza bindik ve tekrar Antalya’ya dönmek için yola koyulduk. Ardıç ağaçlarının beyaza bürünmüş manzarasını izleye izleye yolumuza devam ederken arazi araç-larının stabilize yollardan ana yola çıktığını gördük. Saklıkent, kar keyfinin yanı sıra off-road için de uy-gundu. Çamura bulanmış araçlar, sürücülerin nasıl keyifli bir gün geçirdiklerini anlatmaya yetiyordu.

ing. The road was in tip top shape. We reached the summit after pass-ing through pine trees, plateaus and villages. We cold now see juniper trees. After rounding the last bend, Saklıkent was there with all its mag-nificence. But we were not there yet. Bakırlıtepe was completely covered in white and the moun-tains across Saklıkent were wearing their white wedding dresses. After a little while, we reached Saklıkent, 2000 meters above sea level. Saklıkent, on the out-skirts of Bakırlıtepe, was hosting hundreds of visitors from all ages. While professional skiers headed for the peaks, children and amateur

skiers headed for the spot on the outskirts. Some had BBQs go-ing on and enjoying the view. Besides them, children were running and playing. It was really a good time.

Children are the happiestAfter passing the people enjoying their barbeque, we headed for the draglift because we could hear the laughter and joy of the children who were riding sledges. Those who didn’t want to ski were board-ing the draglift to watch the amazing view. After watching them head for the summit, we turned our attention to the children who were sliding down from the outskirts. Their joy and enthusiasm had affected the grownups

120 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 123: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Saklıkent genellikle Mart, yağışın bol olduğu dönemlerde ise Nisan ayına kadar karla kaplı.

Saklıkent is usually covered in snow until March, and even until May when there is a lot of rain.

121ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 124: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

that joined in for the fun. After watching them for a while, our eye caught a snowboarder. Snowboard-ers came down the peak, showing all their skills on the snow.

Grilling on snow When we saw 2 snow-boarders resting on the snow we decided to walk over to them and talk about Saklıkent. They said that snow stayed on the ground until March or even May, depend-ing on the weather, and added that they could ski here when people were swimming on the shore. They said that the draglift reached the peak in 30 minutes and that you had to dress well if were to go

up there. After this warn-ing, we decided against going up to the peak. The guests at Saklıkent were still having a great time. We then made our way back to the people barbequing. They had already begun eating. It was almost four in the afternoon so it was time for us to head back. We hopped onto our car and began our journey back to Antalya. As we con-tinued our journey while watching snow covered juniper trees, we saw that our vehicle was off the stabilized road and on the main road. So, Saklıkent was also ideal for off road. Cars covered in mud were enough to prove that the drivers

also had had a good time.

No place onearth like this one We came down to Doyran after passing winding roads through the forest. The fruit pickers in Bahtılı were long gone. The oranges had been packed and moved to storage to be sent all over Turkey. After a few kilometers, we were in the city. During our trip, we had asked ourselves if there was another city in the world that offered so much in such a short time. After contemplating the question, we came to the conclusion that this was the only city that offered sea, sand and snow at the same time.

Yeryüzündebu güzellikleresahip başka yer yokDağ yolunda ormanların arasından kıvrıla kıvrıla Doyran’a indik. Sabah sa-atlerinde Bahtılı’da portakal toplayanlar çoktan işlerini bitirmişlerdi. Meyveler paket-lenmiş, Türkiye’nin dört bir yanına gönderilmek üzere hale götürülüyordu. Birkaç kilometre sonra şehre girdik. Eve yaklaştıkça yolda yaptı-ğımız sohbetteki soruya da cevap bulmuştuk. ‘Bu kadar kısa sürede, böylesine muhteşem deniz, bahçe ve dağ manzarasını peş peşe sunan başka bir şehir var mıdır’ diye sormuştuk kendi kendimize. Şahit oldukları-mızdan sonra yeryüzünde böyle bir yerin olamayacağı-na karar verdik.

Portakal Durağı mevkii, Beydağları, orman, Antalya ve Akdeniz manzarasına karşı keyif yapmak için birebir.

Portakal Durağı region, overlooking Beydağları, the forest, Antalya and the Mediterranean is an ideal place for some leisure time.

122 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 125: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

123ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 126: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Derinlerdeki gizemAsya’nın en uzun sualtı mağarası olan Suluin, görkemli olduğu kadar esrarengizdir de. Üç ayrı su tabakasının bulunduğu ve asidik yapısı nedeniyle hiçbir canlının yaşamadığı bu doğa harikasının derinliklerindeki kemik ve seramik parçaları, mağaranın sır taşlarıdır adeta.

Girintili çıkıntılı kıyı şeridinin biraz yukarısında kıvrıla

kıvrıla uzanıyor Finike-Demre karayolu. Mavi ile yeşil, irili ufaklı onlarca koyda kucak-laşıyor. İster kıyıdan, ister dağdan, nereden bakılırsa bakılsın görsel bir şölene dönüşüyor bu kucaklaşma. Dönülen her viraj ayrı bir güzellikle karşılıyor yolcuları-nı. Finike’nin az ilerisinde bu güzelliklere Suluin Mağa-rası da ekleniyor. Yolun üst kısmında, denizden 18 metre yükseklikte bulunan Suluin Mağarası, güzelliğinin yanı sıra bilinmezlikleriyle de etkili-yor ziyaretçilerini. Karada bu-lunmasına rağmen içerisinin su dolu olması, Asya’nın en uzun su altı mağarası olması, derinliğinin belirsiz oluşu ve derine inildikçe mağaranın genişlemesi Suluin’i daha da görkemli kılıyor.

A mystery in the depthsSuluin, which is Asia’s longest underwater cave, is magnificent and mysterious at the same time. The bone and ceramic fragments in the depths of the cave, which has three different

layers and no living creatures exists because of its acidic structure, are its secret rocks.

T he Finike-Demre High-way stretches a little

above the winding coast-line. The blue and the green are interconnected in many of the bays of all shapes and sizes. Whether you look at it from the shore or the mountain, this unison be-comes a festival of colors. Each turn presents another kind of beauty for travelers. Suluin Cave is one of these beauties after Finike. The cave, which is 18 meters above sea level, impresses its visitors with its beauty and mysteries. The fact that it is filled with water although it is on land, Asia’s longest underwater cave, the mystery of its actual depth and that the cave widens as you go deeper, makes Suluin all the more magnificent.

Fotoğraflar / Photography: Adnan Büyük – Mehmet Gökoğlu

Mağaranın deniz ile bağlantısı var ancak çok derinlere dalınamadığı için bu bağlantı

noktası bulunamıyor.

The cave has a connection to the sea but it can’t be found since diving that deep is not

possible.

124 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 127: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

3 ayrı su tabakası varKireç taşının erimesi sonucu oluşan mağaranın giriş kıs-mında çok büyük bir göçük bulunuyor. Mağara, giriş kısmına oranla suyun içinde derinlere indikçe genişliyor. Suyun asidik yapısı nedeniyle mağaranın derinliklerinde bile göçükler var. Bu durum dalış açısından tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Mağa-ranın içerisindeki suyun çok derinlerden geldiği sanılıyor. Üç su tabakasının bulunduğu mağarada ilk girilen bölgenin suyu yani yüzey suyu ayrı bir yapıda. Bu noktadan 15-20 metre derinlikte ikinci, daha derinlerde ise üçüncü bir su tabakası bulunuyor. Mağa-ranın suyu acı ve kükürtlü yapıda. Suyun asit oranının da yüksek olması nedeniyle mağaraya dalışa gelen ekip-lerinin malzemeleri kısa süre-de paslanıyor. Yıl boyunca su sıcaklığı 13-14 derece olan Suluin’de azımsanmayacak oranda hidrojen sülfür kokusu hissediliyor. Mağarada suyun 35’inci metresinden sonra ve 42’ncimetrelerde sarkıtlar bu-lunuyor. Sarkıtların bir perde-yi andırdığı bu noktalardaki göçükler de dalış esnasında gözle görülebiliyor.

Batıya doğru bir tünel gibi Hidrojen sülfür nedeniyle mağaranın içerisinde siyah ve kahverengi bir renk hâkim. İlerledikçe derinleşen ma-ğaranın kuytu köşelerinde, çok dar aralıklarda ise insan kemiği ve seramik parçaları bulunuyor. Yolun hemen üst tarafında, denizden 18 metre yükseklikte bulunan mağara, yerin altında batıya doğru bir tünel gibi ilerliyor. Mağara-da suya ilk girilen noktadan bakıldığında dip görünmü-yor. Ama derine indikçe su berraklaşıyor. Mağaranın içerisindeki suyun derinliği yaklaştırmak gibi bir özelliği bulunuyor. Çok yakında olan

şeylerin çok uzakta görünme-si mağarayı daha da ilginç kılıyor. Suyun yapısı nedeniy-le canlının yaşamadığı mağa-rada yaz aylarında planktom patlaması yaşanıyor. Bu nedenle suyun yüzeyi kırmızı renge bürünüyor. Mağaranın deniz ile bağlantısının olma-sına rağmen çok derinlere dalınamadığı için bu bağlantı noktası bulunamıyor.

İncelemeler sürüyorAkdeniz Üniversitesi Su Altı Topluluğu ve Su Altı Araş-tırma Uygulama Merkezi, uzun zamandır mağara-ya dalarak araştırmalar yapıyor. Ekip mağarada 70 metre derinliğe kadar aldı. Dip kısmına doğru verilen ışık ile derinliğin 100 metre olduğu nokta görüldü ancak teknik nedenlerden dolayı daha aşağıya inile-medi. Suyun asit oranının yüksek olması nedeniyle mağarada dokunulan nok-talarda kopmalar meydana geliyor. Dalış ekibinin tüple-rinden çıkan hava kapar-cıklarının bile kopmalara neden olması, mağaraya dalanların dikkatli olmasını gerekli kılıyor.

3 different water levels There is a huge landslide at the entrance of the cave that resulted from the melting of limestone. The cave widens as you go deeper. There are land-slides even in the deeper parts of Suluin because of the acidic structure of the water. This is why diving is dangerous. It is believed that the water in the cave comes from the depths of the cave. There are three water levels in the cave; one at the entrance which is at level point, the second one is 15-20 meters deep and the third one is even deeper. The water in the cave is bitter and sulfuric. Diving gear quickly becomes rusty because the acid levels are high. The temperature of the cave is 13-24 degrees throughout the year and there is an unmistakable smell of hydrogen sulfur. There are stalactites after the 35th meter and at 42 meters. These are visible during dives.

Like a tunneltowards the west Black and brown colors domi-nate the cave because of hy-drogen sulfide. There are bone and ceramic fragments in the

remote corners of the cave which widens as you progress. The cave, which is 18 meters above sea level, continues towards the west like a tunnel. The water is clearer as the cave gets deeper. The water in the cave acts like a rear view mirror, which is very interest-ing. No living creatures can survive in this type of water but there are millions of plank-tons during the summer, turn-ing the surface of the water red. The cave has a connec-tion to the sea but it can’t be found since diving that deep is not possible.

Research ContinuesAkdeniz University’s Underwa-ter Society and Underwater Research Center has been studying the cave for a long time. The team has managed to dive up to 70 meters. With underwater lighting, the 100 meter point was seen but be-cause of technical difficulties no dives have been attempt-ed. Parts of the cave that are touched fall apart because of acid and diving equipment becomes damaged so people who are diving in the cave need to be very careful.

125ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 128: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Tarih, kültür ve deniz-kum-güneş turizminin yanı sıra alternatif turizm aktiviteleri için de oldukça uygun şartlar sunan Antalya’da futboldan golfe, doğa sporlarından atletizme kadar bütün spor dalları rahatlıkla yapılabiliyor. Binicilik için de en doğru adres Antalya...

At binmenin keyfiAntalya’da çıkar

126 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 129: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Antalya’da yılın 12 ayı boyunca yüzünü esir-

gemeyen güneş, doğal güzelliklerin tarihle anlam bulduğu bu coğrafyayı turizmin yanı sıra sportif faaliyetler için de ideal kılıyor. Öyle ki Antalya, iklimsel özellikleri sa-yesinde yeryüzündeki spor dallarının tamamına yakınını yapmak için en elverişli kentlerden biridir. Bu nedenle binin üze-rinde futbol takımı kamp yapmak için Antalya’ya geliyor. On binlerce golfçu, birbirinden lüks otellerin dünya standartla-rındaki sahalarında kozla-rını paylaşıyor. Antalya’nın sahilleri su sporu, dağları ise doğa sporu meraklıla-rını buluşturuyor. Uygun iklimiyle Antalya binicilik için de en ideal koşulları barındırıyor. Kış aylarının ılıman geçmesi, kelimenin tam anlamıyla kentte bir mevsim yaz, üç mevsim bahar yaşanması binicileri cezbediyor. Antalya’da faaliyet gösteren atlı spor kulüplerinin tesisleri bu

sporun yapılabileceği gözde merkezlerden.

At bakımındanengel aşmayaAntalya’da Bagana At Kulübü, Orfe Atlı Spor Kulübü, Montana At Çiftliği, Lara At Kulübü, Antalya Polis Gücü Spor Kulübü, binicilik sporunun yapılabileceği merkezler arasında yer alıyor. Bu ku-lüplerde, profesyonel bini-cilerin yanı sıra binicilikle hiç ilgilenmemiş ancak bu sporu yapmak konu-sunda istekli olanlara da eğitim veriliyor. Eğitimler kapsamında at bakımın-dan atı yürütmeye, atın üzerinde durmadan engel aşmaya ve atla dans figürleri yapmaya kadar binicilik sporuyla ilgili tüm bilgiler, sporcu adayla-rına en ince detaylarına kadar veriliyor. Antalya, binicilik sporunda ku-lüplerde temel eğitimin ve engel aşma branşı-nın yanı sıra at ile uzun mesafeli binişler için de uygun bir kent. Özellikle Düzlerçamı bölgesinde,

Sun, which shows itself throughout the year in

Antalya, makes this great geography ideal for sport-ing activities. Such so that Antalya is ideal for all types of sports throughout the year, thanks to its great cli-mate. That is why over 1000 teams come to Antalya to train during the break, and thousands of golfers try to perfect their game on the world class golf courses in luxury hotels. While the beaches of Antalya attract water sports enthusiasts, its mountain welcomes nature sports enthusiasts. Antalya, which experiences one season of summer and three seasons of spring, attracts attention from horseback riders. There are six horseback riding facilities in Antalya.

From horse maintenance to jumping hurdles Bagana At Kulübü, Orfe Atlı Spor Kulübü, Montana At Çiftliği, Lara At Kulübü, and Antalya Polis Gücü Spor Kulübü are the most impor-tant centers for horseback

Enjoy horseback riding in AntalyaMany alternative touristic activities such as golf, football and nature sports are available in Antalya which is known for its historical and cultural tourism, besides its famous sea and beaches. Horseback riding is also an enjoyable activity in Antalya.

127ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 130: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

orman içindeki yollarda at ile uzun mesafeli geziler yapılabiliyor.

Poniler ve Midilliler çocukları bekliyorBagana At Çiftliği spor-tif, Montana At Çiftliği binek, Orfe Atlı Spor Kulübü turizm özellikleri ile ön plana çıkarken, bu çiftliklerde 100’e yakın at bulunuyor. Sportif amaçlı bu atların yanı sıra Poni ve Midilliler de çocukların atları sevmesi, onlarla ta-nışması ve keyifli zaman-lar geçirmesi için çiftlikler-de hazır tutuluyor. Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün tesisleri de uluslararası yarışmalara ev sahipliği yapabilecek özellikte. Antalya’da biniciliğin daha da gelişmesi için 5 bin dekar alan üzerine kurulması planlanan tesis ise proje aşamasında.

riding. People who have never received any training in horseback riding are also welcome in Antalya besides professional riders. During the courses, people learn how to care for, train, and ride horses in addition to more difficult tasks like jump-ing a hurdle or performing dance figures with horses. Antalya is an ideal city for longer rides besides learning the basics. You can take a long ride in Düzlerçamı region through the forest with your horse.

Ponies await children While Bagana At Çiftliği is ideal for sports activities, Montana At Çiftliği for riding, and Orfe Atlı Spor Kulübü for touristic activities, there are nearly 100 horses in these establishments. Ponies are also present at these facilities to acquaint children with horses and have a good time. The facilities of the Antalya Police Plaza are ideal for international championships. A facility on a 5000 decares land will be built in the city to improve horseback riding.

Bir mevsim yaz, üç mevsim baharın yaşandığı Antalya, bu özellikleriyle binicileri cezbediyor.

Antalya, which experiences one season of summer and three seasons of spring, attracts attention from riders.

128 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 131: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

129ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 132: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Bakır kapların yerini çelik, alüminyum ve plastiğe bırakması, kalaycılık mesleğini yok olma noktasına getirdi. Antalya’nın Akseki ilçesinin Taşlıca Köyü’nde yaşayan son kalay ustası Hüseyin Özen, bugün yılda bir gelen bakır kapları kalaylayarak, yok olmaya yüz tutmuş mesleğini yaşatmaya çalışıyor.

Son demini yaşayan

bir mesleğin emektarı

130 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 133: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

The veteran of a lost profession

When copper bowls gave way to steel, aluminum and plastic, tinning became almost extinct. The last tinning master in Antalya, Hüseyin Özen, who lives in the village of Taşlıca in the borough of Akseki, tries to keep his profession alive by tin coating copper items that

come by his shop only once or twice a year.

Fotoğraflar / Photographs: Tugay Çatlı

Sabah erken saatlerde ayrıldığı evinden ağır

adımlarla dükkânının yolunu tutuyor. Taş kaplı sokağı geçerek tahta kapının kilidini besmeleyle açıp içeri giriyor. Duvarın önündeki ocağı yakıp ateşin harlanmasını bekli-yor. Ateş istediği kıvama gelinceye kadar derin düşüncelere dalıyor; kim bilir, kalaycılığa başladığı günden bu güne kadar geçen zaman içinde yolculuk yapıyor belki de. Hafızasında canlanan anı-larla kâh üzülüp kâh mutlu olduğu yüzünden belli. O mazide uzun bir yolculuk yaparken ateş de istediği kıvama geliyor. Bakır taba-ğı maşaya tutturup ateşte ısıtmaya başlıyor. Tabak yeteri kadar ısınınca diğer tabaktaki toz kalayı tabağın içerisine döküyor. Ardından bezle toz kalayı tabağın çeperine sıvıyor.Tabağı titizlikle kalayladık-

tan sonra işini yapmanın huzuru ve mesleğinin yok olacak olmasının hüznüyle evinin yolunu tutuyor.

Köyleri dolaşıpkalay yapıyorlardıAkseki’nin Taşlıca Köyü’nde yaşamını sürdüren 62 yaşındaki Hüseyin Özen, yöresinin son kalaycı ustalarından. Plastik, çelik ve alümin-yumun mutfak gereç-lerine hâkim olmadığı; tabakların, tencerelerin, bardakların, tasların bakır olduğu dönemde, henüz 15 yaşındayken başlamış kalaycılığa. Ardından Kitirinin Hüseyin lakaplı, Hüseyin Kurtbay adlı usta ile çalışmaya başlayıp, mesleğinin tüm incelik-lerini öğrenmiş. Hüseyin Usta ile Akseki’nin yanı sıra Konya’nın tüm köyle-rini karış karış dolaşmış ve gittiği her yörede bakır kapları kalaylamış.

He goes to his shop with unhurried steps early

in the mornings. He passes through stone covered streets and opens the lock on the wooden door. He lights the oven in front of the wall and waits for the right temperature. He ponders deeply as he waits for the fire; maybe he thinks of his past. You can tell from his face that he is sometimes happy and sometimes sad when he recalls his memo-ries. While he thinks of his past, the fire reaches the desired temperature. He puts the copper plate between the tongs and starts heat-ing it. When the plate is hot enough, he pours powdered tin over the plate. Then he rubs the tin all over the sur-face of the plate. After he has finished his day’s work, he heads home, proud to have done his job, all the while feeling sorry that his profes-sion is becoming extinct.

131ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 134: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Used to go around villages Hüseyin Özen, 62, who lives in the village of Taşlıca in Akseki, is one of the last craftsmen in his village. He began his profession at the young age of 15, when cop-per utensils were used in kitchens instead of plastic, steel and aluminum. Then he started working with a master called Hüseyin Kurtbay and learned all the tricks of the trade. He and his master toured all the villages in Konya in addition to those in Akseki and tin lined bowls. He still continues to work although only a handful of people are in need of his services.

Copper is no longerused so the art is dying Corrosion is common in copper items since they are exposed to heat. Copper

items need to be tinned to protect the food from becoming poisonous. Tinning eliminates this risk, isolating corrosion.

Hüseyin Usta says that his profession is becom-ing extinct because copper items are no longer used in kitchens: “In 2000, tinning completely died. Even though copper bowls are pretty, no one uses them anymore. When I was just an appren-tice, there were over 100 people that did this job in Ak-seki alone. We used to go to villages where there was no one who practiced tinning. People used to give us their copper items but there are no more customers. When I was a kid, there used to be a shop in every neighborhood. After these shops were closed, there were travelling tin liners. Now, they don’t exist either.”

Bugün ise her yerde olduğu Akseki’nin Taş-lıca Köyü’nde yaşamını sürdüren 62 yaşındaki Hüseyin Özen, yöresinin son kalaycı ustalarından.Ve 6 ayda ya da yılda bir kez dükkânına gelen bir-kaç kişinin bakır kaplarını kalaylıyor.

Bakır kullanımıbitti, kalaycılık da bittiBakır kapların sürekli kulla-nımı ve ısıtılması nedeniyle korozyon oluşuyor. Koroz-yonun yiyeceklerle etkile-şiminin ise zehirlenme riski taşıması nedeniyle bakır kabın kalaylanması gereki-yor. Kalay, bakır kaplarda oluşacak korozyonu izole ettiği için zehirlenme riskini de ortadan kaldırıyor.

Bakır mutfak gereçlerinin artık kullanılmaması nede-niyle kalaycılığın bittiğini anlatıyor Hüseyin Usta:

“2000 yılında kalaycılık tamamen bitti. Bakır kap-lar ne kadar güzel olsa da artık değeri, kullananı kalmadı. Bakır kapların kullanılmaması nedeniyle mesleğimiz de bitti. Çırak-lığımda, kalfalığımda sa-dece Akseki bölgesinde yüze yakın kalaycı vardı. O zaman bakırcılık yaygın olduğu için kalaycılık da çok yaygın bir meslekti. Belirli dönemlerde kalay-cının olmadığı yöreleri do-laşırdık. Gittiğimiz köyler-de insanlar bakır kaplarını kalaylatırlardı, ama şimdi kalmadı. Çocukluğumda her kentte, her kasabada, hatta her mahallede bir kalaycı olurdu. Kalaycılar bakırcıların dükkânının yanında, ya da içerisin-de olurdu. O dükkânlar kapanmaya başlayınca seyyar kalaycılık başladı. Ardından onlar da yok oldu.”

Hüseyin Usta, bakır mutfak gereçlerinin

artık kullanılmaması

nedeniyle kalaycılığın

bittiğini söylüyor.

Hüseyin Usta says that his art is lost because

copper items are no longer

used in kitchens.

132 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 135: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

133ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 136: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Torosların zirvesinden Akdeniz’in serin sularına atılan her adımda rengârenk bitkiler sıralanır. Bazen bir ağacın yanı başında, bazen bir kayanın üzerinde, bazen de kilometrelerce uzanan sahilin kumları arasında çıkıverir karşınıza. Antalya endemik bitkiler açısından da çok zengindir. Akdeniz’de bulunan 630 türün 500’ü Antalya’dadır. 200 tür ise sadece Antalya’ya özgüdür.

Endemic plant paradiseColorful plants can be seen all the way from the top of the Taurus Mountains down to the blue waters

of the Mediterranean. Sometimes you can see them next to a tree, sometimes on top of a rock or among the white sands at beaches. Antalya is very rich in endemic plants. Out of the 630 endemic

plants in the Mediterranean, 500 is in Antalya. 200 of them are indigenous to the city.

Endemik bitki cenneti

134 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 137: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Dalgaların dövdüğü sahi-lin hemen arkasında bir

kum papatyası filizleniyor. Kumulların arasında yükse-len sarı ve beyaz rengi ile Antalya sahillerine yazın ge-lişini müjdeliyor. Antalya’da her mevsim yüzünü esirge-meyen güneşin etkisini daha da hissettirmesiyle bu kez deniz kıyısındaki kayalar-da gösterişli ve göz alıcı mor rengiyle bir hacivatotu açıyor. Deniz kıyısından Torosların zirvesine doğ-ru ilerledikçe papatyalar, hacivatotları, emzikotları geride kalıyor. Ama bu kez daviskazteresi karşılıyor bizi, Pamfilya bindirdelikotuyla, gevenlerle, Belen mürdüm-lüğüyle, çiğdemlerle, zam-baklarla. Dağ çayları eşlik ediyor bu görsel şölene. Akdeniz’den Toroslara doğ-ru atılan her adımda farklı bir tür ‘Ben de buradayım’ dercesine gösteriyor yüzü-nü. Bu güzellikler karşısında duyulan şaşkınlık, ardından yerini hayranlığa bırakıyor.Çam ve sedir ağaçlarının yanında, kayaların arasın-da boy gösteren bitkiler, sadece Antalya’da yetişiyor olması nedeniyle daha da etkiliyor ziyaretçilerini.

Anadolu’nun konumu zenginliği getirdiAntalya’nın endemik yani yalnızca tek bir yörede yetişen bitki zenginliğinin al-tında Anadolu’nun üç kıtanın ortasında bulunması ve Av-rupa ile Asya florası arasında köprü vazifesi görmesi yatı-yor. Anadolu, Akdeniz-İran-Turan ve Avrupa-Sibirya fito-coğrafik bölgelerinin kesiştiği yerde bulunuyor. Bu nedenle iklimsel ve jeoformolojik bakımdan büyük değişken-likler gösteriyor. Bu da birçok bitkinin gen merkezinin Ana-dolu olmasını sağlıyor. Birçok kültür bitkisinin anaç türleri Anadolu ve çevresinde yer

alıyor. Anadolu’nun jeolojik süreç içerisinde değişken bir yapıya sahip olması, enge-beli topografyası ve iklimsel çeşitliliği zengin floranın kaynağıdır. Türkiye’nin bulun-duğu alan dünya içerisinde bütün jeolojik devirler içinde en hareketli olanıdır. Alpin hareketler sonucu Anado-lu, bütünü ile yükselmiş, kıvrımların yanında yer yer kırılmalar, çanaklaşmalar ve lav platoları ile volkan konileri meydana gelmiştir.

A sand daisy is bloom-ing right behind the

shore where the waves crash. These daisies with their yellow and white are the harbinger of summer. As the sun grows stronger each day, a purple plant by the name of hacivatotu blooms on the rocks near the shore. As you head towards the peaks of the Taurus Mountains, a plant called daviskazteresi greets

you accompanied by more endemic plants like Pamfily-abindirdelik, gevenler, Belen mürdümlüğü, crocus and lily. What complete this amaz-ing panorama are streams and creeks. A different plant can be seen in every step while going from the sea to the mountains. It is truly an amazing panorama. Endemic plants that bloom near pine and cedar trees and among rocks amaze visitors.

Richness thatcomes from Anatolia The reason for these endemic plants in Antalya results from Anatolia be-ing located between three continents and its role as a bride between the floras of Asia and Europe. Anatolia is located on the crossroad of the Mediterranean- Iran- Turan and Europe – Siberia geographies and that is why it has different climates and geomorphologic qualities. This makes Anatolia the ge-netic center of many plants. The rootstock of many cul-ture plants is located in and around Anatolia. Its versatile structure, rugged terrain and diverse climate are the source for its rich flora. After alpine movements, Anatolia was completely raised and breaks in various parts have resulted in lava plateaus and volcanic cones.

500 endemicplants in Antalya When Europe was under ice for a long time during the Ice Age the existing flora and fauna withdrew to Anato-lia. The forms that sought refuge in the south during the ice ages, multiplied in the Mediterranean region and in the Taurus Mountains after the ice age. That is why

Antalya’nın endemik bitki türü sayısı Irak ve Bulgaristan’ınkinden fazladır.

There are more endemic plants in Antalya then there are in Iraq and Bulgaria.

135ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 138: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Antalya’da 500endemik tür bulunuyorBuzul devrinde Avrupa’nın uzun süre tundra dönemi yaşaması, mevcut flora ve faunanın Anadolu’ya çekil-mesine ve Anadolu’nun on-lara sığınak görevi görmesi-ne neden olmuştur. Özellikle buzul dönemlerinde güneye inen formlar, buzullar sonra-sı dönemde Akdeniz bölge-sinde ve Torosların habitat çeşitliliğinde türleşmişlerdir. Bu yüzden Toroslar tür çe-şitliliği bakımından oldukça zengindir. Türkiye’de 9 bin 160 bitki türü yetişmektedir. Bu türlerin 3 bin 300 tanesi endemiktir, yani sadece Anadolu’ya özgüdür. En-demik 3 bin 300 türün 630

tanesi ise Akdeniz bölgesin-de yetişmektedir.

Akdeniz endemik türlerinin 500’ü Antalya’da bulunmak-tadır. Bu bitkiler Antalya ve Türkiye endemiğidir. Ancak 500 türün 200’ü sadece Antalya’ya özgüdür. Bu 200 tür sadece ve sade-ce Antalya’da yetişir. Bu bitkilere Antalya’nın dışında hiçbir yerde rastlanamaz. Sadece Antalya’nın ende-mik bitki türü sayısı Irak ve Bulgaristan’ınkinden fazla, Suriye ve Lübnan’ınkine ise eşittir. Türkiye geneline bakıldığında ise endemik tür sayısı, Anadolu’dan 15 kat daha büyük olan Avrupa’nın tür sayısına eşittir.

these mountains are rich in plant species. 9160 types of plants grow in Turkey. 3300 of them are endemic. 630 of these 3300 endemic plants grow in the Mediterranean region. Out of the 630 en-

demic plants in the Mediter-

ranean, 500 is in Antalya. 200 of them are indigenous

to the city they can only be seen in Antalya. There are more endemic plants in Antalya then there are in Iraq and Bulgaria and the same as in Syria and Lebanon. As for the whole of Turkey, there are more endemic plants in the country compared to Europe, which is 15 times bigger than Turkey.

Antalya’nın bitki zenginliğinin

kaynağı, birçok bitkinin gen

merkezi olan Anadolu’dur.

The source of this richness in plants

is Anatolia, the genetic center of

many plants.

136 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 139: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

137ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 140: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Tadı damaklarda kalan

18’in Bağaçası72 yıldır Antalyalının sofrasını şenlendiren 18’in Bağaçası, özellikle sabah kahvaltılarında ya da ikindi saatlerinde çay ile birlikte keyifle tüketiliyor.

Anadolu’nun dört bir yanında mutfakta

hünerlerini sergileyen ustalar, zamanla o yöreyle özdeşleşen eşsiz lezzetle-rin oluşmasını sağlamıştır. Antalya’da ustanın mari-fetini sergileyerek oluştur-duğu, kentin vazgeçilmez damak tatları arasında ilk sıralarda yer alan yiyeceklere gösterilebile-cek en güzel örnek18’in Bağaçası’dır. Tatlı bir kurabiye olan 18’in Bağa-çası, ilk kez 1940 yılında Mustafa Zünbül tarafın-dan yapılmış. Tarçın, çam sakızı, tahin ve nohut mayası ekleyerek nefis bir lezzetin oluşmasını sağlayan Zünbül, aynı zamanda Antalya mut-fağına yöreyle anılacak bir yiyecek kazandırmış. Mustafa Zünbül’ün bağa-çalarına 18’in Bağaçası denilmesinin sebebi ise, ustanın ilkokul numarası-

A great delicacy youwon’t forget: 18’in Bağaçası

18’in Bağaçası, which has been a part of the city’s cuisine for 72 years, is mostly consumed during breakfast or afternoon tea times.

Master chefs who show-cased their talents in

kitchens all across Anatolia created magnificent dishes indigenous to that region in time. One of these dishes is 18’in Bağaçası, which can only be found in Antalya. 18’in Bağaçası, which is sort of a sweet cookie, was first baked in 1940 by Mustafa Zünbül. Zünbül, who created a great dish by combining cinnamon, resin and chickpea yeast, added a unique item to Antalya’s cuisine. The rea-son the cookies have the number 18 before them is that this was his number in elementary school and he is referred to as 18 by his friends and family. This deli-cacy, which is being baked for the past 72 years, is being baked in Kaleiçi and sold in a small shop in Kalekapısı by the inventor’s grandson.

138 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 141: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

nın 18 olması ve yakınları-nın kendisine 18 lakabıyla hitap etmesi. 72 yıldır Antalyalıların damaklarını şenlendiren bu lezzet, ailenin üçüncü kuşak tem-silcisi olan ve dedesiyle aynı ismi taşıyan torun Mustafa Zünbül tarafın-dan, Kaleiçi’ndeki fırında yapılıp, Kalekapısı’ndaki küçük dükkânda satışa sunularak yaşatılıyor.

Lezzetinsırrı çam sakızında18’in Bağaçası; un, şeker, tereyağı, nohut mayası, tahin, tarçın, çam sakızı, susam, fıstık ve badem ile yapılıyor. Torun Mustafa Zünbül, 18’inBağaçası’nı yapmaya önce nohut mayasını hazırlayarak başlıyor. Bunun için bir gün önceden, nohutları ufak ufak kırıp, ıslatıyor ve ılık bir yerde 12-15 saat bekletiyor. Nohut mayası oluşturduktan sonra bu mayayı un ve suyun içine karıştırarak hamuru elde ediyor. Daha sonra hamurun içerisine şeker, tahin, tarçın, çam sakızı, tereyağı koyarak harmanlıyor. Karışımı 2 saat dinlendirdikten sonra hamuru gramajına göre bezelere ayırıyor ve ar-dından bu bezeleri eliyle üzerine vura vura daire çeklinde açıyor. Tepsiye dizilen 18’in Bağaçası’nı, üzerine tereyağı sürdük-ten sonra badem, fıstık ve susam ile süslüyor. Bu işlemler tamamlanın-ca, sonra odun ateşi ile önceden 230-250 derece ısıtılmış fırına, tepsileri sü-rüyor. 8–10 dakika sonra tadına doyum olmayan 18’in Bağaçası’nı fırından çıkarıp, müdavimlerine sıcak sıcak sunuyor. 18’in

Bağaçası’nın olmazsa olmazı şeker; lezzetinin sırrı ise çam sakızı...

Antalyalınınsahur yiyeceğiSadece Antalya’ya özgü olan bu lezzet, kentli tarafından her gün sa-bah kahvaltılarında ya da ikindi saatlerinde çay ile birlikte keyifle tüketiliyor. Ustasından öğrendiği bağaça yapımını kendine has karışımlarla eşsiz bir lezzete dönüştüren 18’in torunu Mustafa Zünbül’ün tavsiyesi ise, bağaçanın soğuk sütle tüketilmesi. 18’in Bağaçası’nın içerisin-deki nohut mayası mideyi ekşitmiyor. Bu nedenle ba-ğaçalar özellikle Ramazan Ayı’nda Antalyalının sahur sofralarını süslüyor.

The secret: Resin 18’in Bağaçası is made with flour, sugar, butter, chickpea yeast, sesame paste, cin-namon, resin, peanut and almond. Mustafa Zünbül III begins the process by ready-ing the chickpea yeast. For that, he cuts the chickpeas into small pieces, submerses them in water and lets them soak in a warm environment for 12-15 hours a day before the actual baking. After the yeast is ready, he adds flour and water, forming the dough. After that, he adds sugar, sesame paste, cin-namon, resin and butter to the dough and mixes them all together. After setting the dough aside for 2 hours, he takes lumps from the dough and opens them in a circular form. After add-

ing butter to the individual cookies, he decorates them with almonds, peanuts and sesame. The cookies are baked in a wood fire oven for 8-10 minutes at 230-250 degrees. The crucial ingredi-ent is sugar but the secret of its taste comes from resin.

The people ofAntalya consumeit during Ramadan This delicacy, which can only be found in Antalya, is mostly consumed dur-ing breakfast or afternoon tea times. Mustafa Zünbül says the delicacy should be eaten with milk. The chick-pea yeast inside the cookies won’t make your stomach heavy. That is why the delicacy is a favorite during Ramadan.

Mustafa Zünbül, bağaçanın soğuk sütle tüketilmesini tavsiye ediyor.

Mustafa Zünbül says the delicacy should be eaten with milk.

139ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 142: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

INFOİtfaiye / Fire Department 110Acil Servis / Medical Emergency Service 112Trafik / Traffic 154Polis İmdat / Police Department 155Jandarma / Gendarmerie 156Orman Yangını / Forest Fires 177

ANTALYA MERKEZ / CENTERValilik / Governorship (242) 243 97 91Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı / Deputy Governor for Tourism (242) 243 97 98İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü / Provincial Culture & Tourism Directorate (242) 247 76 60Antalya Büyükşehir Belediyesi / Antalya Metropolitan Municipality (242) 249 50 00İl Emniyet Müdürlüğü / Provincial Security Directorate (242) 345 41 00İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesi / Provincial Security Directorate - Passport Department (242) 227 96 00Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi / Antalya Training And Research Hospital (242) 249 44 00Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) / Mediterranean Association of Touristic Hoteliers (242) 321 59 26DHMİ Santral / Central (242) 330 30 30

AKSEKİKaymakamlık / District Governorship (242) 678 10 21Belediye / Municipality (242) 678 10 08İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 678 22 28 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 678 10 25Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 678 10 29

AKSUKaymakamlık / District Governorship (242) 426 30 52Belediye / Municipality (242) 426 30 49İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 426 26 77 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 426 30 32

ALANYA Kaymakamlık / District Governorship (242) 512 57 17 Belediye / Municipality (242) 513 21 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 511 23 12İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 513 10 09 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 513 48 41

Turizm Danışma / Tourism Information (242) 513 12 40Liman Başkanlığı / Port Authority (242) 511 94 98Alanya Turistik İşletmeciler Derneği ALTİD / Alanya Touristic Hoteliers Association (242) 514 34 74

DEMREKaymakamlık / District Governorship (242) 871 53 53 Jandarma / Gendarmerie (242) 871 51 89Sahil Güvenlik / Coast Guard (242) 874 42 28Emniyet Amirliği / Security Chief Office (242) 871 42 21Belediye / Municipality (242) 871 50 51Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 872 16 10

DÖŞEMEALTIKaymakamlık / District Governorship (242) 421 44 41Belediye / Municipality (242) 421 30 55İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 421 27 56İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 421 30 07

ELMALIKaymakamlık / District Governorship (242) 618 10 08 Belediye / Municipality (242) 618 67 01 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 618 62 51İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 618 63 01Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 618 83 00

FİNİKEKaymakamlık / District Governorship (242) 855 10 05Belediye / Municipality (242) 855 13 92İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 855 10 21 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 855 10 07Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 855 20 00

GAZİPAŞAKaymakamlık / District Governorship (242) 572 28 84 Belediye / Municipality (242) 572 10 13 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 572 50 14İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 572 10 15 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 572 15 62

GÜNDOĞMUŞ Kaymakamlık / District Governorship (242) 781 20 06Belediye / Municipality (242) 781 20 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 781 21 88İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 781 20 14

140 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 143: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

141ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 144: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

İBRADIKaymakamlık / District Governorship (242) 691 22 94 Belediye / Municipality (242) 691 20 04 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 691 23 01İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 691 20 15

KAŞKaymakamlık / District Governorship (242) 836 10 04Belediye / Municipality (242) 836 10 99İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 836 10 24İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 871 51 89Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 836 32 15Kaş Turizm Danışma (242) 836 12 38

KEMERKaymakamlık / District Governorship (242) 814 44 81Belediye / Municipality (242) 814 15 03İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 814 15 46İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 814 10 16Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 814 15 50Liman Başkanlığı / Port Authority (242) 814 52 62Turizm Danışma / Tourism Information (242) 814 11 12

KEPEZKaymakamlık / District Governorship (242) 335 41 11Belediye / Municipality (242) 310 58 58İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 344 44 75İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 221 28 02

KONYAALTIKaymakamlık / District Governorship (242) 229 94 90Belediye / Municipality (242) 245 55 00 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 229 63 81İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 238 22 07

KORKUTELİKaymakamlık / District Governorship (242) 643 60 01 Belediye / Municipality (242) 643 60 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 643 22 38 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 643 62 60 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 643 64 44

KUMLUCAKaymakamlık / District Governorship (242) 887 10 01 Belediye / Municipality (242) 887 27 00 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 887 73 00 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 887 10 05 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 887 14 80

MANAVGATKaymakamlık / District Governorship (242) 746 10 04 Belediye / Municipality (242) 746 10 82 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 746 30 44 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 746 10 06 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 746 44 80Turizm Danışma / Tourism Information (242) 753 12 65

MURATPAŞAKaymakamlık / District Governorship (242) 244 75 50Belediye / Municipality (242) 324 46 46İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 243 90 68

SERİKKaymakamlık / District Governorship (242) 722 10 04 Belediye / Municipality (242) 722 19 70 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 722 10 88 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 722 10 08 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 722 13 40

SANAT GALERİLERİ / ART GALLERIES Devlet Güzel Sanatlar Galerisi / State Fine Arts Gallery (242) 248 70 76Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür ve Sanat Evi – Kütüphane / Metropolitan Municipality Atatürk Culture and Art House– Library (242) 243 15 43Muratpaşa Belediyesi Aydın Kanza Sanat Galerisi / Muratpaşa Municipality Aydın Kanza Art Gallery (242) 248 48 93AKM Sanat Galerisi / AKM Art Gallery (242) 238 54 44Büyükşehir Belediyesi Karikatür Sokağı - Sanat Galerisi / Metropolitan Municipality Comics Street - Art Gallery (242) 249 54 00Olbia Sanat Galerisi / Olbia Art Gallery (242) 310 21 92ANSAN Sanat Galerisi / ANSAN Art Gallery (242) 248 00 08Orkun - Ozan Sanat Galerisi / Orkun - Ozan Art Gallery (242) 248 38 52Salih Yön Sanat Galerisi / Salih Yön Art Gallery (242) 313 19 132000 Plaza Sanat Galerisi/2000 Plaza Art Gallery (242) 312 48 69Haşim İşcan Kültür Merkezi Sergi Salonu / Haşim İşcan Cultural Centre Exhibition Hall (242) 247 87 27Büyükşehir Belediyesi Yenimahalle Semt Evi Sergi Salonu / Metropolitan Municipality Yenimahalle District House Exhibition Hall (242) 325 91 31Antalya Müzesi Sergi Salonu / Antalya Museum Exhibition Hall (242) 238 56 88AHK Sanat Galerisi / AHK Art Gallery (242) 316 53 00 Desti Sanat Galerisi / Desti Art Gallery (242) 311 40 82Sezen Sanat Merkezi / Sezen Art Center (242) 322 77 23Mimarlar Odası Sanat Galerisi / Chamber of Architects Art Gallery (242) 237 86 94Fırçakeş Sanat Evi / Fırçakeş Art House (242) 247 62 37Lara Sanatevi / Lara Art House (242) 248 87 70Fuat Ali Koç Atölyesi / Fuat Ali Koç Workshop (242) 244 37 26Tömer Sanat Galerisi / Tömer Art Gallery (242) 312 50 14Bohem Sanat Galerisi / Bohemia Art Gallery (242) 243 84 77

MÜZELER VE ÖNERİLEN DİĞER GEZİ MEKANLARIAntalya Müzesi / Antalya Museum (242) 238 56 88Alanya Müzesi / Alanya Museum (242) 513 12 28Side Müzesi / Side Museum (242) 753 10 06Atatürk Evi Müzesi / Museum of Atatürk’s House (242) 241 15 27Suna İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi / Suna Inan Kıraç Kaleiçi Museum (242) 243 42 74Minicity (242) 230 46 30Elmalı Müzesi (242) 618 44 42Alanya Atatürk Evi (242) 513 32 54 Oyuncak Müzesi (242) 248 49 33-34Antalya Akvaryum (0242) 245 65 65 Kum Heykeller (Mayıs - Ekim Dönemi) / Sand Sculptures (May - October)

142 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 145: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

ANTALYA GUIDE

Bulmacanın Çözümü

OLYMPOS TELEFERİK Fajos A.Ş.Tahtalı 2365 m. Pk.96 Tekirova - Kemer 07995 ANTALYATel: +90 242 242 22 52www.olymposteleferik.com

BEST WESTERN KHAN HOTELElmalı Mah. Kazım Özalp Cad. No: 55 ANTALYATel: +90 242 248 38 70Faks: +90 242 248 42 [email protected]

SEVGİ HASTANESİAntalta Cd. Eski Side KavşağıManavgat - ANTALYATel: +90 242 746 55 99Fax: +90 242 742 83 [email protected]

KEMER RESORT HOTELAtatürk BulvarıKemer - ANTALYATel: +90 242 814 31 00 Faks: +90 242 814 55 [email protected]

ANTALYA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİAntalya-Burdur Karayolu 26. Km Tel: +90 242 258 11 00 Pbx Faks: +90 242 258 11 04 [email protected]

ADOPENOrganize Sanayi Bölgesi2. Etap ANTALYATel: 444 24 24Fab. Tel: +90 242 258 18 00www.adopen.com

ÖZEL MEMORIAL HASTANESİZafer Mahallesi Beyazıt Cd. No.91 Kepez / ANTALYATel: +90 242 444 7 888www.memorial.com.tr

MIRACLE RESORT HOTELGüzeloba Mevkii Tesisler Cad. No:174 Lara / ANTALYATel:+90 242 352 21 21Faks:+90 242 352 21 [email protected]

KAYI ŞİRKETLER GRUBUKayı Plaza Güzeloba Mah. Ay-1 Sok.No: 1 Lara / ANTALYA Tel: +90 0242 310 88 00Fax: +90 0242 310 88 24info@kayıgroup.com.trwww.kayıgroup.com.tr

ÖZDİLEK ALIŞVERİŞ MERKEZİFabrikalar Mah. Fikri Erten Cd.No:2 Kepez - ANTALYATel : +90 242 334 33 99 Fax : +90 242 34 33 60www.ozdilekpark.com

TÜRKİZ KEMER Yalı Cd. No:3Kemer - ANTALYATel:+90 242 814 41 00Faks:+ 90 242 814 28 [email protected]

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ’NE SİZ DE ABONE OLUN !

1 YILLIK ABONELİK 90 TLYURTDIŞI ABONELİK 270 TL

AD,I SOYADI

Tarih: / / 20..........ADIMA FATURA EDİNİZŞİRKET ADINA FATURA EDİNİZ

ADRESİ

ŞEHİR

E-MAIL

ABONE TELEFON (0232) 463 75 40 ABONE FAX (0232) 421 92 24 E-MAİL [email protected]

.........Yıllık abonelik bedeli olan............................TL yi Halk Bankası Alsancak Şb. Kod. 0731 Hesap No.10260253RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Tic. Ltd. Şti. hesabına havale ettim.Not : Lütfen havale dekontunuzu doldurduğunuz abone formu ile birlikte aşağıdaki faks numarasına gönderiniz.

VERGİ DAİRESİ VERGİ NO

ÜLKE POSTA KODU TELEFON FAX

KURUMU GÖREVİ

143ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 146: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya

Fulya OMAÇ / e-mail: [email protected]

144 ANTALYA Ocak / Şubat - January / February 2013

Page 147: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya
Page 148: Renkli Kalem Medya Grubu- Antalya