5
Sinema filmlerinde seyirciye anlat›lmak istenen konular, sanatç›la- r›n duygular›m›za hitap eden ustal›¤›y- la haz›rlanm›fl etkileyici bir senaryo, iki boyutlu perdede her türlü derinli¤i ya- ratan imajlar, 3. boyut hissini art›ran ve iç organlar› bile sarsan kuvvette bir ses düzene¤i içinde seyirciye sunuluyor. Böylelikle seyirci, günlük yaflam›nda kalar›yla paylaflmak isterken bir referans noktas› olarak kullan›r›z. Bu flekilde filmlerin bizde olufltur- duklar› etkileri, baflkalar›na da ya- yar›z. Böylelikle, etkili filmlerin top- lum içinde yeni normlar, inançlar ve davran›fl kal›plar› oluflturmalar› mümkün olabilmekte. Psikolojik ve sosyal etkileri nedeniyle sinema film- lerinde ifllenen konular›n önemi daha da art›yor. Hemen güzel bir örnekle konumu- zu renklendirelim. Kuzular›n Sessizli- ¤i filminde ajan Starling’in FBI’›n en tehlikeli mahkumlar› tuttu¤u hapisha- ne ko¤uflunun karanl›k koridorunda yürürken Hannibal Lecter’›n hücresi- nin önüne gelerek onunla ilk karfl›laflt›- ¤› sahneyi hat›rlayal›m. Psikiyatrist Hannibal Lecter’›n yüzünü ilk defa gör- dü¤ümüz ve içimizi ne görece¤imizle ilgili kuvvetli bir merak ve korkunun kaplad›¤› bu sahnede, karfl›m›zda bi- zim gibi bir insan görür ve flafl›r›r›z. An- cak ilk görüntüden sonra Lecter’›n davran›fllar›ndan ve kurdu¤u diyalog- dan farkl› bir insan oldu¤u hemen an- 82 Ocak 2006 B‹L‹MveTEKN‹K PS‹nema Sinemada Psikolojik Bozukluklar defalarca karfl›laflt›¤› s›radan konular› bile, özellikle seçilmifl konu ak›fl›, imaj ve ses efektleri alt›nda sinemada bam- baflka duygularla yafl›yor ve anlat›lmak istenen konuyu belki de yaflam› boyun- ca unutamayacak hale geliyor. Etkilen- di¤imiz filmleri sadece unutmamakla kalmaz, ço¤u zaman günlük hayat›m›z- da olaylar› anlamak, aç›klamak ve bafl-

Sinemada Psikolojik Bozukluklar PS‹nemapsinema.metu.edu.tr › makale › sinemadapsikolojikbozukluklar.pdfduygular›m›z› art›rmak üzere gitti¤imi-ze göre, final k›sm›nda

  • Upload
    others

  • View
    19

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Sinema filmlerinde seyirciyeanlat›lmak istenen konular, sanatç›la-r›n duygular›m›za hitap eden ustal›¤›y-la haz›rlanm›fl etkileyici bir senaryo, ikiboyutlu perdede her türlü derinli¤i ya-ratan imajlar, 3. boyut hissini art›ran veiç organlar› bile sarsan kuvvette bir sesdüzene¤i içinde seyirciye sunuluyor.Böylelikle seyirci, günlük yaflam›nda

kalar›yla paylaflmak isterken birreferans noktas› olarak kullan›r›z.Bu flekilde filmlerin bizde olufltur-duklar› etkileri, baflkalar›na da ya-yar›z. Böylelikle, etkili filmlerin top-lum içinde yeni normlar, inançlar vedavran›fl kal›plar› oluflturmalar›mümkün olabilmekte. Psikolojik vesosyal etkileri nedeniyle sinema film-lerinde ifllenen konular›n önemi dahada art›yor.

Hemen güzel bir örnekle konumu-zu renklendirelim. Kuzular›n Sessizli-¤i filminde ajan Starling’in FBI’›n entehlikeli mahkumlar› tuttu¤u hapisha-ne ko¤uflunun karanl›k koridorundayürürken Hannibal Lecter’›n hücresi-nin önüne gelerek onunla ilk karfl›laflt›-¤› sahneyi hat›rlayal›m. PsikiyatristHannibal Lecter’›n yüzünü ilk defa gör-dü¤ümüz ve içimizi ne görece¤imizleilgili kuvvetli bir merak ve korkununkaplad›¤› bu sahnede, karfl›m›zda bi-zim gibi bir insan görür ve flafl›r›r›z. An-cak ilk görüntüden sonra Lecter’›ndavran›fllar›ndan ve kurdu¤u diyalog-dan farkl› bir insan oldu¤u hemen an-

82 Ocak 2006B‹L‹M veTEKN‹K

PS‹nema Sinemada Psikolojik Bozukluklar

defalarca karfl›laflt›¤› s›radan konular›bile, özellikle seçilmifl konu ak›fl›, imajve ses efektleri alt›nda sinemada bam-baflka duygularla yafl›yor ve anlat›lmakistenen konuyu belki de yaflam› boyun-ca unutamayacak hale geliyor. Etkilen-di¤imiz filmleri sadece unutmamaklakalmaz, ço¤u zaman günlük hayat›m›z-da olaylar› anlamak, aç›klamak ve bafl-

Psinema 12/20/05 10:33 AM Page 82

lafl›l›r. Diyalog içerisinde Lec-ter, bir kaç ipucundan ajanStarling’in geçmifli, neden ora-da oldu¤u ve ne yapabilece¤ihakk›nda flafl›rt›c› ç›kar›mlaryapmaya bafllar. Lecter, üç befldakika içerisinde sergiledi¤i göz-lem ve analiz becerisiyle tüm se-yiricileri ele geçirmifl, iyi bir psiki-yatrist kavram› için ak›llar›m›zdakuvvetli bir referans noktas› ya-ratmay› baflarm›flt›r bile.

‹flte, iflini etkileyici bir düzeydeyapmak isteyen bir psikiyatristin,normal insanlar gibi görünse de,gözüne bakt›¤›nda karfl›s›ndakiningeçmiflini, o anda akl›ndan geçenle-ri ve gelece¤ini okuyabilmesi gerek-ti¤i mesaj› bu sahnelerden al›n›r.Filmde kuvvetli duygular eflli¤indeedindi¤imiz bu tecrübeye ba¤l› bek-lentiler, büyük olas›l›kla yaflam›m›zboyunca art›k bizimle olacakt›r. Psiki-yatri e¤itimi alan genç bir uzman ada-y›n›n ya da bir psikiyatristle terapi gö-rüflmelerine devam eden bir kiflinin ha-yallerindeki psikiyatrist imaj›, bu filmiseyretttikten sonra oldukça de¤iflebilir.Herhangi bir de¤ifliklik kaç›n›lmaz ola-rak psikoterapideki beklentileri de etki-leyecektir.

Kuzular›n Sessizli¤i filmi kendi çer-çevesinde oldukça baflar›l› oldu. Örne-¤in, tüm zamanlar›n en iyi 100 filmiaras›nda de¤erlendiriliyor. Bununlabirlikte bu baflar›l› film, bilimsel metod-larla çal›flan psikiyatristler hakk›ndagerçekçi bir tablo çizmez. Evet, “Bu,yaln›zca bir sinema filmidir” diyebiliriz.Sinema filmlerinin gerçekçi olmas›n›beklemeyebilir; hatta belki de popülerolmak isteyen filmlerin gerçekleri çar-p›tmalar› gerekti¤ini bile söyleyebiliriz.Biz söylemesek bile durum ço¤u za-man zaten bu flekilde olmakta. Fakathemen ekleyelim ki sinemaya haks›zl›kda etmemek gerek. Sinema tarihindeklinik psikolog, psikiyatrist, psikotera-pi, psikiyatri klinikleri ve psikolojik ra-hats›zl›klar› oldukça gerçekçi bir tabloiçinde resmeden baflar›l› filmler de bu-lunmakta.

Örne¤in Robert Redford’un S›radan‹nsanlar (Ordinary People) filmi 1981y›l›nda Akademi Ödüllerine 6 daldaaday gösteridi ve bunlardan 4’ünde, eniyi film, en iyi yönetmen, en iyi yard›m-

zadan sonra Conrad normal yaflamauyum sa¤lamakta zorlanmaktad›r, s›ks›k a¤abeyini kaybetti¤i olaya iliflkinrüyalar görmektedir. Yaflad›¤› zorlan-ma karfl›s›nda bir terapistten yard›malmaya bafllar.

Filmin senaryosunda konu edilenolaylar›n birbirleriyle olan ba¤lant›la-r›n›n ve yans›t›lan yo¤unluklar›n›ngerçekçi bir temele oturdu¤u söyle-nebilir. Her iki ebeveynin çocuklar›-n› kaybetmelerinin ard›ndan yafla-d›klar› yas tepkisi ve duygular›ylabafla ç›kma biçimi, a¤abeyinin gös-

terdi¤i baflar›lar›ngölgesinde kalanbir gencin yaflad›¤›travma sonucu or-taya ç›kan duygula-r›yla bafla ç›kmatarz› ve bunlar›n ar-kas›ndan yaflananpsikoterapi sürecioldukça gerçekçigörünmekte.

Filmde, psikote-rapist Dr. Berger’leçok da al›fl›lmad›kbir ortamda karfl›la-fl›r›z. Odas›na genelbir da¤›n›kl›k hakim-dir. Bir çok dergi,masan›n üzerinde ge-lifli güzel dururkenkül tablas›n›n içininsigara izmaritleriyledolu oldu¤unu farke-

deriz. Odada bulunan lavabonun kap›s›ard›na kadar aç›kt›r. Dr. Berger, ilk ta-n›flma esnas›nda çok rahat tav›rlar ser-gilemekte, göz temas› kurmaya özengöstermeksizin, önündeki notlara ba-karak sorular sormaktad›r. Conradhakk›ndaki bilgilere yeni göz att›¤› herhalinden belli olmaktad›r. Terapi orta-m› ve Dr. Berger’in tav›rlar›, di¤er film-lerde gördü¤ümüz al›fl›ld›k görüntüler-den de¤ildir. Terapistin beklenmediktutumlar› Conrad’› flafl›rtt›¤› kadar seyi-riciyi de flafl›rt›r. Bütün bunlar›n yan›n-da, terapistin dürüst ve tutarl› yaklafl›-m› Conrad için de¤iflimin bafllang›c›n›oluflturur. ‹lerleyen görüflmelerde tera-pistin üzerinde durdu¤u konu, Con-rad’›n duygular›n› ifade etmeyifli olur.Terapistimiz bu problemle u¤rafl›rken,ilk önce Conrad’a duygular›n› fark et-

83Ocak 2006 B‹L‹M veTEKN‹K

c› aktörve en iyi senaryodallar›nda Os-car’a lay›k görül-dü. Bu filmin ön-ce konusundank›saca bahsede-lim sonra dagerçekçi tarafla-r›n› vurgulaya-l›m.

‹ki çocukluJarrot ailesininbüyük o¤luBucky, kardefliConrad ile bir tekne gezintisi yaparkenç›kan bir f›rt›nada kaza sonucu hayat›-n› kaybeder. Anne, bu önemli kayb›narkas›ndan normal bir yas süreci yafla-mak yerine duygular›n› a盤a vurmak-tan kaç›nm›fl ve her fley sorunsuz venormalmifl gibi davranmaya bafllam›fl-t›r. Küçük o¤ul Conrad ise f›rt›nadaa¤abeyine yard›m edemedi¤ini düflün-dü¤ünden yo¤un suçluluk duygular›nedeniyle kaza sonras›nda depresyonagirmifl ve intihar girifliminde bulunmufl-tur. Babas›n›n zaman›nda müdahalesiy-le son anda hastaneye kald›r›lm›fl vehastanede bir süre tedavi görmüfltür.Büyük o¤ullar›n›n kayb›ndan sonra ai-le, yeni bir denge oluflturmak ister. Ba-ba, geride kalan o¤luna yak›n, payla-fl›mc› ve yard›mc› olmay› tercih eder-ken, anne mesafeli ve duygusal paylafl›-ma kapal› olmay› tercih etmektedir. Ka-

Psinema 12/20/05 10:33 AM Page 83

ler hale gelmesi daha olas›d›r. Peki, ohalde insanlar nas›l be¤enirler? Genek›sa bir yan›t vermek gerekirse, insan-lar genellikle kendi beklentilerini do¤-rulayan mesajlara ilgi gösterirler ve be-¤enirler. Kendi beklentilerinin do¤ru-lanmad›¤› mesajlardaysa, ilk önceolumsuzluklar hissedilse de süreç için-de ikna edilebilirlerse, sonuç hakk›ndagene be¤endikleri yolunda yorum ya-parlar. Önce basit kuraldan gidelim:Seyircinin akl›ndaki bir konu tam daseyircilerin bekledi¤i gibi ifllenirse, filmbüyük bir kitle taraf›ndan be¤enilir. Bugibi filmler fazla düflünmeden, yorma-dan duygularda boflalma sa¤layan film-lerdir. fiimdi daha karmafl›k olan kural-dan bahsedelim: Duygusal boflalman›nd›fl›nda düflünceyle kar›fl›k daha “inceiflli” etkiler bekleyen bir kitle için film-de beklenmedik olaylar yarat›p dahasonra filmi tekrar basit ve beklendikbir noktaya getirmek, seyirciye bir zi-hin egzersizi yapt›r›r. Bu tür filmler de,hareketli bir egzersiz program›n›n sonbuldu¤u anda hissedilen rahatlama gi-bi seyredene bir rahatl›k verebilir. An-cak, bu rahatlama birinci türdeki film-lerdeki gibi de¤il, zihin ve beden yorul-duktan sonra ulafl›lm›fl bir rahatlama-d›r. O halde, insanlara sonunda olumluhisler veren filmlerin, yani popüler si-neman›n baflar› noktas›nda yatan›n, se-yircinin bilincinin derinliklerinde birik-tirilmifl olan toplu beklentilerin sinema-da tekrar yaflat›lmas› oldu¤u söylenebi-

lir. Sinemada bir kitle içindetopluca hissedilenler daha son-ra sinema d›fl›nda da ortak birkonu, imaj ve seslerle paylafl›-l›nca, konu gerçe¤e dayanma-sa bile popüler bir gerçek hali-ne gelmeye bafllayabilir. Buyüzden hatal› beklentilerin si-nema taraf›ndan s›f›rdan ya-rat›ld›¤›n› düflünmektense,bizim zaten sahip oldu¤u-muz beklentilerin sinemadaak›ll›ca ifllenerek kuvvetlen-dirildi¤ini söylemek dahado¤ru olabilir.

fiimdi bu analizlerdenkendimiz kurtar›p sinematarihinden klasikleflmifleserlerdeki birkaç unutul-maz sahneyi hat›rlayarakörneklerimize devam ede-

Good Will Hunting, Mr. Jones, AnalyzeThis, What About Bob, The Silence ofhe Lambs ve Instinct filmlerini seyre-den ö¤rencilerin gerçek hayatlar›nda,seyrettikleri filmlerdeki terapistleri se-çip seçmeyeceklerini sordu¤umuzdaHannibal Lecter, di¤er filmlerdeki tera-pistler aras›nda en çok tercih edilenler-dendi.

Bu gibi renkli örneklerle sinemafilmlerinin zihnimizde gerçe¤e çok dadayal› olmayan ancak tercihlerimizido¤rudan etkileyebilecek beklentileryaratmakla ilgili etkilerini anlayabil-mek mümkün olabiliyor. Ancak, bunoktada sinemaya gene haks›zl›k etme-yelim; çünkü bir fley çok aç›k de¤il: Si-nema filmleri, bizi etkilerken beklenti-lerimizi s›f›rdan m› yarat›yorlar? Yoksazaten bizde var olan zay›f inançlar› ak›-c› bir konu ve yan›nda çarp›c› imaj veseslerle iflleyerek daha kuvvetli bir ha-le gelmelerini mi sa¤l›yorlar? Bu soru-lara cevap verebilmek için etki meka-nizmas›n› analiz etmek gerekiyor. ‹n-sanlar nas›l etkilenirler? Bu sorununcevab›n› analiz etmek bu yaz›n›n amac›de¤il; ama k›saca bahsetmek gerekirse,insanlar daima kuvvetli duygularuyand›ran durumlardan etkilenmekte-ler. Sinemaya genellikle olumsuz duy-gular›m›zdan uzaklaflmak ve olumluduygular›m›z› art›rmak üzere gitti¤imi-

ze göre, final k›sm›nda bize olum-lu duygular hissettirebilen filmle-rin be¤enilmesi, bizi etkilemesive dolay›s›yla bu filmlerin popü-

84 Ocak 2006B‹L‹M veTEKN‹K

tirmeye ve fark etti¤i duygular› ifade et-meye izin vermesi için u¤rafl›r. Bu an-lamda zaman zaman kendini ortayaatarak Conrad’›n görüflmede kendisinekarfl› hissetti¤i duygular üzerinde du-rur ve Conrad’›n öfkesini kendisi üze-rinden ifade etmesine çabalar. Con-rad’›n duygular›n› ifade etmeye baflla-mas›ndan sonra terapi süreci de¤iflimaç›s›ndan daha da h›zlan›r. Art›k Con-rad tekne kazas›, intihar giriflimi ve an-nesiyle olan sorunlar›n› terapistiyle da-ha rahat paylafl›r hale gelir. Annesin-den kendisini affetmesi beklentisini ifa-de edebilmesinin yan› s›ra kendi kendi-ni affetmesi gerekti¤inin de fark›na var-maya bafllar.

Kolayca farkedilebilece¤i gibi Kuzu-lar›n Sessizli¤i’ndeki Hannibal Lecterve S›radan ‹nsanlar’daki Dr. Berger,birbirlerinden oldukça farkl› yap›da ka-rakterler. Bir psikoterapistle görüflmekgereksinimi duydu¤unuzda siz hangikarakteri tercih ederdiniz? Terapistini-zin sizinle ilgili bilgiyi dosyan›zdanokumas›n› m›, yoksa ilk karfl›laflt›¤›n›z-da sizi flöyle bir süzüp geçmiflinizi siz-den daha iyi yorumlar hale gelebilmesi-ni mi isterdiniz? Yan›tlar kifliden kifliyede¤iflecek elbet; ama Hannibal Lectertarz›n› içten içe isteyeceklerin say›s›n›nhiç az›msanamayacak bir düzeyde ola-ca¤›n› söyleyebilirim. Üniversite ö¤ren-cileri aras›nda yapt›¤›m›z bir çal›flmada

Psinema 12/20/05 10:33 AM Page 84

Vertigo’da yüzleflme ve korkuyuyenme, oldukça gerçekçi bir biçim-de ele al›n›r. Kahraman›m›z kendi-sine en fliddetli korku veren du-rumla hemen yüzleflmek yerinebasamaklarla nihayi yüzleflmeyeulafl›r. Filmin bafl›nda basamak-larla yüzleflme konusunda güzeldiyaloglar bulunmaktad›r. Bu vebuna benzer filmlerdeki ayn›tarzda ses, görüntü ve hikayelerbize patolojik korkunun nas›lbir fley oldu¤unu ve nas›l üste-sinden gelinmesi gerekti¤iniHollywood diliyle gösteriyor.Korkular›m›z›n genel nedenle-rini oluflturan travmatik dene-yimler ve bu deneyimlerin, kor-kunun yafland›¤› alanda insan-lar›n nas›l elini kolunu nas›l

ba¤lay›p çaresiz b›rakt›¤›, gerilim film-lerinde yayg›n ve gerçekçi bir biçimdekullan›l›r.

Gene Alfred Hitchcock’un 1960 ya-p›m› Psycho filminde küvette dufl alankad›n kahraman, küvet perdesine yan-s›yan gölgeden anlayabildi¤imiz kada-r›yla anne Bates taraf›ndan bir korkuklasi¤i haline gelmifl ses ve müzik eflli-¤inde b›çaklanarak öldürülür. Ancak,daha sonra anlar›z ki anne çoktan öl-müfltür ve katil asl›nda Norman Ba-tes’tir. Norman Bates çoklu kiflili¤i ne-deniyle kendisinin yetiflkin halini, anne-si taraf›ndan devaml› bast›r›lmaya ma-ruz kalm›fl bir çocu¤u ve annesininbask›c›, afl›r› koruyucu rolünü oyna-maktad›r. Psycho ve benzerleri, 1930yap›m› olan Dr. Jekyl ve Mr. Hyde gibifilmler, çift karakterli olman›n getirdi¤iölümcül tehlikeler hakk›nda akl›m›zdasilinmez imgeler ve referenslar b›rak-m›flt›r. Bu imgeler insan› dehflete düflü-ren sahneler eflli¤inde cinayet görüntü-leriyle doludur. Bu filmlerden sonragerçek hayat›n›zda çift ya da çok ka-rakterli oldu¤undan flüphe etti¤iniz bi-rine bak›fl›n›z de¤iflir miydi?

Ve gelelim Milos Forman’›n 1975yap›m› efsanevi Guguk Kuflu (OneFlew Over the Cuckoo’s Nest) filmine.Jack Nicholson bu filmde, kald›¤› hapis-haneden deli rolü yap›p yapmad›¤›n›nanlafl›lmas› için bir psikiyatri klini¤inede¤erlendirilmesi için gönderilen bir ki-fliyi oynar. Nicholson, suç geçmifli birhayli kabar›k biri olsa da olsa da bize

85Ocak 2006 B‹L‹M veTEKN‹K

di¤i bir kaza ve sonras›nda yaflad›klar›nedeniyle yükseklik korkusu gelifltirir.Hitchcock, ustaca kulland›¤› efektlerve senaryo sayesinde yüksekten kork-man›n patolojik düzeyde nas›l yaflana-bilece¤ini seyircinin anlamas›na yar-d›mc› olur. Yüksekten hemen herkeskorkar ancak yükseklik korkusu nede-niyle y›llarca yapt›¤›m›z ve al›fl›k oldu-¤umuz iflten ayr›lmaya daha ender rast-lan›r. Filmdeki kahraman›m›z iflte böy-le bir his sonucu iflinden ayr›lmak zo-runda kalm›flt›r. ‹flten ayr›lmay› gerek-tirecek yükseklik korkusuyla herkestegörülebilecek yüksekten korkma ara-s›ndaki fark› anlatabilmek, Hitc-hcock’un çekim tekni¤i kullanmadakibaflar›s›n› bize kan›tlar.Yüksekçe bir bi-nan›n dam›nda, kenarda afla¤›ya do¤ruas›l› kalarak tutunabilmifl ve her an dü-flecek olan kifli, kameran›n gözüyle afla-¤›ya bakar ve gördü¤ü manzara o andaderinli¤i art›ran görsel efektlerle dolu-dur. Biz de o anda yüksekten bak›ld›¤›hissine kap›l›r ve kahraman›n heyeca-n›n› paylafl›r›z. Bu s›rada yüksek sesli,ani inifl-ç›k›fllar› olan bir müzik ve yar-d›m etmek isteyen baflka bir polisinafla¤›ya düflüflü, yaflad›¤›m›z s›radanheyecan› di¤er görüntü ve seslerin yar-d›m›yla korkuya ve dehflete çevirir. Buart›k öyle bir korkudur ki, insan bu an›hat›rlatacak benzer durumlarla bilekarfl›laflmak istemez. Ancak, filmin se-naryosunda oldu¤u gibi, bizi korkutanfleylerle yüzleflmeden de bu korkununüstesinden gelmek mümkün de¤ildir.

lim: Billy Wilder’›n 1950 yap›m› SunsetBulvar› filminde, sessiz sinema devrin-de seyircilerin gözünde taht kurman›nzevkini yaflam›fl, ancak sesli filmlere ge-çifl zaman›nda piyasay› yeni oyuncularab›rakan bir aktristin yaflad›¤› trajedi eleal›n›r. Filmde, eski yönetmeni taraf›n-dan art›k tercih edilmeyen Norma Des-mond kendini yeni yapaca¤› filmle birç›k›fl için haz›rlarken, tesadüflerin ge-tirdi¤i bir gönül maceras› da yaflar. Fil-min sonlar›na do¤ru bel ba¤lad›¤› kifli-den de bekledi¤ini bulamayan Norma,bu kifliyi vurarak öldürür ve eve gelenpolis ve gazetecilerin, kamera ve flaflla-r›ndan oluflan kalabal›¤› içinde kendinisinema setinde zannederek haz›rl›klar›-n› yapt›¤› oyunu oynamaya bafllar. Busahnede oyuncunun kendini sinema se-tinde sanarak merdivenlerden afla¤›yainifli, yüzünde beliren, kendini çok be-¤enen ve yapt›klar›yla da amac›na ulafl-m›fl birinin tak›nabilece¤i ifadeyle ger-çeklerden tamamen kopuflu, a¤›r birpsikolojik bozukluk geçiren birininHollywood filmlerinde bir klasik halegelen görüntüsüdür. Gerçeklerden ko-pan insanlar›, örne¤in, sessiz film oyu-nu oynarken tarif etmek gerekti¤indeya da bu insanlar› karikatürize etti¤i-mizde, Hollywood filmlerinde kullan›-lan bu bildik ifadeleri refereans almakçok yayg›nd›r.

Alfred Hitchcock’un 1958 yap›m›Vertigo’sunun hemen bafl›nda, bir polismüfettifli, binalar›n çat›lar›nda geçenbir h›rs›z yakalama maceras›nda, geçir-

Psinema 12/20/05 10:33 AM Page 85

nefleli, becerikli, sempatik veen önemlisi hastanedeki has-talara yap›lan eziyetle karfl›karfl›ya gelince boyun e¤me-yen bir insan olarak gösterilir.Seyirci, di¤er hastalar›n hasta-ne ortam›nda gösterdi¤i zay›f-l›klar› seyrederken üzülür veac›r; ama Nicholson ac›nacakhaldeki hastalara yard›m eder,onlara enerji ve umut afl›lamayaçal›fl›r. Di¤er taraftan hastalaraeziyet ederek egosunu kalk›nd›-ran so¤uk bir bafl hemflire, ilgisizve yanl› düflünen doktorlar, elek-troflok tedavisinin ve lobotomininkorkutan tablosu ve zavall› psiki-yatri ko¤uflu hastalar› bir araya ge-tirildi¤inde, seyircinin psikiyatri kli-niklerinden ve orada çal›flanlardannefret etmemesi için hiç bir engel kal-maz. Bu filmin sergiledi¤i, gerçeklereçok da uymayan tablo ve filmin bir an-da popülerleflmesinin verdi¤i rahats›z-l›k, Amerikan Psikiyatristler Birli¤i’nifilmde konu edilen hastanedeki gerçekiflleyifl hakk›nda çekilen görüntülerdenbir belgesel haz›rlamaya itti. Bu belge-sel, toplumda psikiyatri hakk›nda olu-flan olumsuz tutumlar› silmek üzere te-levizyon kanallar›nda gösterildi. Ancakhem Guguk Kuflu’nu hem de belgeseliseyredenler aras›nda yap›lan bir arafl-t›rma, Guguk Kuflu filmiyle bir kereoluflturulan olumsuz tutumlar›n belge-seli seyrettikten sonra de¤ifltirilemedi-¤ini gösterdi. Bu bilimsel sonuç, sine-ma filmlerinin toplum üzerinde bilim-sel çabalardan daha etkili olabildi¤ininoldukça düflündürücü ve objektif birgöstergesi.

Bu örneklerden sonra, ilk bak›flta si-nema filmlerinin seyirci üzerindeki vehatta tüm toplum hayat›na olan etkile-rinin küçümsenmeyecek bir düzeydegerçekleflti¤ini söyleyebiliriz. Bu ifade-nin içinde sinema ve toplum aras›nda,sinemadan topluma do¤ru uzanan birba¤ oldu¤u varsay›m› bulunuyor. An-cak, bu ba¤›n ters yönde bir ak›fla daizin verece¤ini unutmayal›m. Sinemave toplum aras›ndaki ba¤›n sineman›ntoplum üzerindeki etkisi yönünde de¤ilde, toplumun sinema üzerindeki etkisiyönünde ifllemesi de olas›. Örne¤in, Gu-guk Kuflu filminin toplumun, psikiyatrikliniklerine ve orada çal›flan uzmanlara

olan tutum veinançlar›n› olumsuz bir yönde de¤ifltir-di¤ini söyleyebiliriz. Bu anlat›mda ara-daki ba¤›n sinemadan topluma do¤uuzand›¤›n› belirtmifl oluruz. Ancak,1960 ve 70’li y›llarda ABD’nin yaflad›¤›bir geçifl dönemi bulunmakta. Bu dö-nemde genelde tüm kurumlar›n k›s›tla-y›c›l›¤›na karfl›, toplum ortak reaksi-yonlar göstermekteydi. Kurumlaraolan güvenin tekrar tazelenmesi içindevlet reform çal›flmalar› içine girmiflti.‹flte bu dönemde iflin ucunun GugukKuflu filmiyle psikiyatriye de dokundu-rulmas›, alelade geliflen bir olay de¤il.Guguk Kuflu filminin toplumun ortakbilinçalt›n› hissedebilen yap›mc› ve yö-netmenin çal›flmalar›yla ortaya ç›kt›¤›düflünülebilir. Dolay›s›yla filmin top-lum üzerinde görülen etkisinin asl›ndatoplumda zaten var olan e¤ilimi, bilinçseviyesine ç›karmada gösterdi¤i bafla-r›yla aç›klayabiliriz. ‹flte bu ifadede,aradaki ba¤›n toplumdan sinemayado¤ru uzand›¤› belirtilmekte.

fiu bir gerçek ki, psikoterapi ve psi-kopatoloji konular›nda bilim dünyas›y-la toplum aras›nda kopukluklar olabili-yor. Bilginin topluma ak›fl›n›n sa¤lana-mad›¤› durumlarda meydana gelen bofl-lukta, do¤al olarak her kesimden insanbofllu¤u doldurabilecek çabalarla orta-ya ç›kabilir. Sineman›n, ak›lda kalabile-cek imgeleri ve hikayeleri sayesindebofllu¤u dolduran araçlar›n bafl›ndageldi¤ini söyleyebiliriz. Bofllu¤u dol-durmaya çal›flanlar›n bilimsel temelliolmayan çabalar›n› incelemek ve bu ça-balar›n uzun dönemde taraflar› nerele-

re do¤ru tafl›d›¤›n› anlayabil-mek ve incelemek, bafll› bafl›na güzelbir konu olmakta. Sineman›n, bu günekadar psikolojik bozukluklar› konualan yüzlerce ürün verdi¤ini biliyoruz.Bu gidiflle psikolojik bozukluklar, sine-man›n önemli konular›ndan biri olma-ya devam da edecek. Sinema filmlerin-de yap›lan hatalar›n ve do¤rular›n ifl-lenmesi, klinik psikoloji ve psikiyatri gi-bi disiplinler için bulunmaz bir e¤itimf›rsat› olarak de¤erlendirilebilir. Popü-ler sinemada konu edilen ve gerçe¤eçok uymayan durumlar, yukar›da de¤i-nildi¤i gibi asl›nda toplumun bilincindederinlerde oluflmufl beklentilerden iba-ret olabilir. Popülerli¤in perde arkas›n›görebilen bir uzman için bu gerçek d›-fl›l›k asl›nda toplum hakk›nda dolayl›bir bilgi kayna¤› olarak kullan›labilir.Di¤er taraftan sinema filmlerindeki ger-çeklere uygun anlat›mlar psikolojik bo-zukluklar hakk›nda yaz›lan vaka ör-neklerinin en canl›lar›ndan say›labilir.

Sineman›n hayat›m›za katt›¤› renk-lerin varl›¤› tart›fl›lamaz. Gerçe¤e yak›nya da tamamen hatal› da konu edilmiflolsalar bile, sinema filmlerinin bize ö¤-retti¤i çok fley bulunmakta. ‹nsan hata-lardan da yola ç›karak kendini h›zla ge-lifltirebilen bir esnekli¤e sahip. Bundandolay›, sinemadan ille de do¤rular›n an-lat›lmas›n› istemek yerine neyin nas›lanlat›ld›¤›n› inceleyerek kavramak, se-yirci için oldukça zengin bir e¤itim kay-na¤› olacakt›r.

D o ç . D r . F a r u k G e n ç ö zODTÜ Psikoloji Bölümü

86 Ocak 2006B‹L‹M veTEKN‹K

Psinema 12/20/05 10:33 AM Page 86