Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
SOSYAL POLİTİKALAR
REFAH DEVLETİN TARİHSEL
DEĞİŞİMİ
sosyal politikalar;vatandaşların asgari gelirlerini,sağlık,barınma ve eğitimi haklarını koruma altına alır.
Refah devletinin 2.Dünya Savaşı ve 1970’ler arası gelişimi “long boom” deneyimleri ve komünizmin tehdit olarak görülmesine bağlıdır.
Refah devleti, kapitalizmin kendini stabilize etmesi için dizayn edilmiş bir araçtır.(Goldberg)
1970 sonrası işçi sınıfının daralmasıyla refah devlet üzerinde yasal problemler ortaya çıkıyor.Yeni sosyal koruma tipleri ortaya çıkıyor.
Bu dönem sosyal harcamaları finanse etmek için vergiler yükseltiliyor.(1960-88)
Bu ülkelerde;-Kanada,Almanya,İngiltere,Avustralya,İsveç- vergilerin gsyih payı sosyal harcamaları kompanse etmeye yeterli.
AVRUPA VE TÜRKIYE’DEKI REFAH
DEVLETI MODELLERI
2.Dünya Savaşı sonrası iki refah devleti modeli
yaygın olarak kullanılıyor. İskandinav model ve
sosyal demokrat model.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise
“dolaylı ve minimalist refah rejim”i modeli
benimseniyor
SOSYAL GÜVENLIK SISTEMLERI
Kamu Emeklilik Sistemi
dağıtım sistemi olarak da adlandırılan sosyal
güvenliğin devlet tarafından sağlandığı ve
çoğunlukla hem kuşaklar arası hem de aynı kuşak
içinde farklı yaş grupları arasında gelirin yeniden
dağıtımını sağlayan ve pay-as-you-go (PAYG) olarak
da tanımlanan kamu emeklilik sistemidir. Kamu
emeklilik sistemi, belirli fayda esasına göre kamu
tarafından yönetilir ve sisteme katılım zorunludur.
Bu sistem sosyal devlet anlayışının bir yansımasıdır.
Amaç gelirin yoksul insanlar lehine yeniden
dağıtımını sağlamak ve bireylere asgari bir gelir
düzeyi temin etmektir.' Bu sistem, sosyal güvenlik
sisteminin birinci ayağını oluşturmaktadır.
Mesleki Emeklilik Sistemi mesleki emeklilik sistemi olarak da adlandırılan ve
bireylere asgari bir gelir düzeyi sağlamaya ek olarak
tasarruf düzeyini de artırmayı amaçlayan, genelde
zorunlu olarak uygulanan, emeklilik ödemelerinde
kullanılacak olan tasarrufların, çalışan ve işverenlerden
toplanan katkıların yatırımlara yönlendirilmesi ile
temin edildiği, "fonlama" esasına dayanan bir sistemdir.'
Bu sistem sosyal güvenlik sisteminin ikinci ayağını
oluşturmaktadır.
Sistem özel sektör tarafından yönetilmekte, genellikle
belirli katkı (defined contributions) esasına göre
işlemekte ve kamu tarafından da denetlenmektedir.
Bireysel Emeklilik Sistemi
bireysel emeklilik sistemi, genel olarak özel sektör
tarafından yönetilen, gönüllülük ve belirli katkı
esasına göre işleyen ve kamu tarafından denetlenen
bir sistemdir. Koşulları önceden belirlenmiş bir
emeklilik sözleşmesi çerçevesinde katılımcıların
ve/veya işverenlerin düzenli olarak yaptıkları katkılar
katılımcı adına açılan bir hesapta toplanmakta ve bu
fonlar profesyonel yönetim ilkeleri çerçevesinde
yatırıma yönlendirilmektedir.
TÜRKIYE’DEKI SOSYAL GÜVENLIK
KURUMLARı
Emekli Sandığı :Memur statüsündeki devlet personelinin
malüllük, ihtiyarlık ve ölüm sigortalarını karşılamak üzere
1950 yılında etkinliğe başlayan tüzel kişiliğe sahip sosyal
güvenlik kurumu.
Bağkur :Esnaf, sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanların
sosyal sigortalar kurumudur.
Yeşil Kart :Türkiye'de yardıma muhtaç, sağlık güvencesi
olmayan kişilere sağlık hizmetlerini ücretsiz alabilmeleri
için verilen bir belgeydi.Ancak, 2012 Ocak ayının başından
itibaren tüm nüfusu içine alacak şekilde sağlık sigortacılığı
başladı. Bu uygulama devreye girince, “yeşil kart” sistemi
de yürürlükten kalkmış oldu.
SOSYAL GÜVENLİK KAPSAMI Social Security Coverage
TÜRKIYE’DE SOSYAL KORUMA
HARCAMALARı
Sosyal koruma harcamalarının hesaplanmasında Avrupa
Bütünleştirilmiş Sosyal Koruma İstatistikleri (ESSPROS) yöntemi yol gösterici olmuştur. ESSPROS yöntemi ışığında yapılan hesaplamaya dahil edilen idarelerin başında Merkezi Yönetim kapsamındaki kamu idarelerinden fonksiyonel sınıflandırmaya göre “sosyal güvenlik ve sosyal yardım” ve “sağlık hizmetleri” harcamaları yapan idareler gelmektedir
Sosyal koruma harcamalarını 1) sağlık 2) sigorta ve emeklilik ödemeleri 3) sosyal hizmetler
ve sosyal yardımlar olarak üç alt kaleme ayırmak mümkündür.
AILE VE SOSYAL POLITIKALAR BAKANLıĞı SHÇEK, SYDGM VE ÖZİDA’NIN “SOSYAL
GÜVENLIK VE SOSYAL YARDıM” HARCAMALARı VE 2022 SAYıLı KANUN
KAPSAMıNDAKI SOSYAL YARDıM ÖDEMELERI, BIN TL
ÖZİDA:özürlüler idaresi başkanlığı
SYDGM:sosyal yardımlar genel müdürlüğü
SHÇEK: sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ödeneğindeki yükseliş sosyal koruma harcamaları açısından çok önemli bir artışa isabet etmektedir. Ancak bu artışın hangi hizmete yönelik olduğunu bilmeden yorumda bulunmak doğru olmaz.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2012 yılı için oluşturduğu ödenek cetveline bakıldığında,devredilen kurumların 2011 ve öncesi yıllarda yapmadıkları bir harcamanın ödenek olarak yer aldığı görülmektedir. Bu ödenek 4.084.694.000 TL miktarında “sosyal güvenliği olmayanların “sağlık primleri”dir. Bilindiği gibi, 2012 yılından itibaren yeşil kartlar iptal edilip eski yeşil kartlıların da SGK şemsiyesi altına girerek prim ödemeleri gerekmektedir. 2012 yılının başında yapılacak olan gelir tespiti sonrasında geliri asgari ücretin üçte birinden az olanların tüm sağlık primleri devlet tarafından SGK’ya yatırılacaktır.Daha önceki yıllarda yeşil kart harcamaları için Sağlık Bakanlığı’nın bütçesine ödenek konulurken bu ödenek artık Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın bünyesine alınmıştır
2012 yılında sağlık harcamaları yüzde 4,44’tür
ve bunun yüzde 3,27si SGK tarafından yapılan
ilaç ve tedavi harcamalarıdır. Geri kalanı ise
Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastaneleri Kurumu ve
Halk Sağlığı Kurumu tarafından yapılan sağlık
harcamasıdır.(kalkınma bakanlığı)
YOKSULLUK
Yoksulluk: günlük temel ihtiyaçların tamamını veya büyük
bir kısmını karşılayacak yeterli gelire sahip olmama
durumudur.
Yoksulluk oranının azalması sadece kamu yardım
programlarına değil aynı zamanda aile bağlarına yada
akrabaların yardımlarına da bağlıdır.
Yoksulların konumunun kötüleşmesi 1980 sonrası neo
liberal ekonomik politikalarla birlikte arttı. Tarım
sektörünün gerilemesi ile hizmet ve endüstri sektörünün
gelişmesi, sendikaların güç kaybetmesi de yoksulların
durumunun kötüleşmesinin sebepleridir. 1990dan beri
hükümetin gecekonduları azaltmaya yönelik tutumu
yoksulların topluma entegre olmasını etkisiz hale getirdi.
KALıCı YOKSULLAR
Daha genç ve eğitimi daha az olan insanlar
Kayıtdışı sektörde çalışanlar
15 yaşından küçükler
Kayıtdışı ekonomiye dönüşüm kent yoksulları için
güvencesiz geçim haline geldi. %30a yakın kentsel
işgücü sosyal güvenliği olmadan çalışıyor(Turksat
2009)
Dayıoğlu ve Ercan(2009) informeldeki aylık
kazançların formeldekinın %47.8i olduğunu bulmuş.
informel sektöre atama tesadüf değildir; ücretli
işçilerin ve girişimcilerin olumsuz eğitimleri ve
deneyimleri bunda etkendir.
YOKSULLUĞA GİRİŞ VE ÇIKIŞ
Yoksulluğa girişin ve çıkışın 2 sebebi vardır;
1)Gelir
2)Demografik olaylar
ÇOCUK YOKSULLUĞU
OECD üyesi ülkelerde yaygın olarak kabul edilen çocuk
yoksulluğu tanımı; bir çocuğun, kaynakların aile içinde adil
dağıldığı varsayıldığında, bulunduğu toplumda büyüyen
çocukların yararlanabildikleri ortanca gelirin yarısından
daha azına sahipse yoksul sayılması şeklindedir. (UNICEF,
2005:7).
UNICEF, çocuk yoksulluğunun göstergelerini, bebek ve
çocuk ölüm oranları,beş yaş altındaki düşük ağırlıklı veya
kısa boylu çocuk oranı, temiz içme suyuna ulaşan nüfus
oranı, yeterli temizlik ve sağlık bakımı, tam aşılı çocuk
oranı ve ilköğretime başlayan çocuk oranı olarak kabul
etmektedir (UNICEF,2000,2002).
UNICEF Innocenti Araştırma Merkezi tarafından
yayınlanan “Zengin Ülkelerde Çocuk Yoksulluğu” (2005)
raporunda OECD’ye üye devletlerde artan çocuk
yoksulluğunda üç faktörün etkili olduğu belirtilmektedir.
Bu faktörler şunlardır:
• Ebeveynlerin yaşı, eğitim düzeyleri, aile başına
düşen çocuk sayısı ve
yalnız ebeveynlik gibi sosyal değişiklikler.
• Göç, düşük ücretli işler, işgücü piyasasında yaşanan
değişiklikler.
• Hükümetlerin politikalarındaki ve harcama
bütçelerindeki değişiklikler
TÜRKİYE’DE ÇOCUK
YOKSULLUĞUYLA MÜCADELEYE
YÖNELİK UYGULAMALAR
Şartlı Nakit Transferi (ŞNT) programı, 3294 Sayılı Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu kapsamına
giren yoksul ailelere nakdi destekle eğitim çağındaki
çocuklarının okula devam etmesini, 0-6 yaş grubundaki
çocuklarının ise sağlık kontrollerine götürülmesini ayrıca
gebe anne adaylarının ise düzenli olarak kontrollerini
yaptırarak hastanede doğum yapmalarını teşvik etmeyi
amaçlamaktadır. 2003 yılında ülke çapında
yaygınlaştırılmıştır.
Şartlı Nakit Transferi kapsamında 2007 yıl sonu itibariyle
224.456.894.66 YTL kaynak aktarılarak toplam 1.757.187
öğrenciye eğitim desteği verilmiştir (SYDGM,2008:88).
KADIN YOKSULLUĞU
Sosyal politika uygulamaları ile kadın yoksulluğunun
kesiştiği en önemli alanlardan biri, istihdam konusunda
öne çıkan önemli sorunlardır. Kadınların işgücü piyasasına
yeterli düzeyde katılamaması, kadınlar arasında ücretsiz
aile işçiliği ile enformel çalışmanın yaygınlığı ve sosyal
güvenceden yoksunluk bu sorunlar arasında en açık
biçimde gözlemlenebilenlerdir.
İşgücü becerilerini artırma, yaşam boyu öğrenme, işsiz
kalınan süreyi kısaltma gibi daha çok işsizliği azaltmayı-iş
başına dönüşü hızlandırmayı hedefleyen aktif işgücü
politikaları kadın istihdamını artırmaya yönelik önemli
fırsatlar sunabilmektedir (Şener, 2010).
Türkiye’de istihdamda yer alan kadınların % 58’i
herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı
değildir. Bu oran, tarımda çalışan kadınlarda %
99 olarak ölçülmektedir (TÜİK, 2008a).
Bireylerin çalışma, emeklilik, sağlık
konularındaki haklarını düzenleyen sosyal
sigorta sisteminde kadınların yer almaması, bu
haklardan geniş ölçüde yararlanamamaları
sonucunu doğurmaktadır. Ayrıca, sisteme kendi
adlarına kayıtlı olmamaları, kadınların eş veya
babaya bağımlılık düzeyini artırmaktadır.
TEŞÜKKERLER…