12
sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 368 3 Temmuz 2009 2 YTL Zombi kapitalizm CHRÝS HARMAN, yeni kitabýný anlatýyor.. sayfa 6 - 7 4 TEMMUZ SAAT 18.30’DA ÝSTÝKLAL CADDESÝ ’NDE VÝCDAN ZÝNCÝRÝ 6 TEMMUZ SAAT 10.00’DA BEÞÝKTAÞ MEYDANI ’NDA ADALET NÖBETÝ Polonya’da stalinizme karþý direniþ CAN IRMAK ÖZÝNANIR yazdý sayfa 9 Ýnsanca bir ücret istiyoruz Açlýk sýnýrý ayda 733 lira Yoksulluk sýnýrý ayda 2.389 lira K amuda çalýþan iþçilerin çoðu ayda 1.300 liranýn altýn- da ücret alýyor. Ücretleri yoksulluk sýnýrýnýn altýn- da. Kamu iþçilerinin sendikasý Türk-Ýþ yüzde 20 zam istiyor. Ancak hükümet yüzde 2,5 gibi düþük bir artýþta ýsrar ediyor. Memurlarýn maaþlarýna yýlýn ikinci altý ayý zammý yapýldý. Artýþ sadece yüzde 4,5. Bu zamma göre bir öðretmen ayda 1.452 lira, memurlarýn çoðu ise 1.253 lira alacak. Memur maaþlarý da yok- sulluk sýnýrýnýn altýnda. Asgari ücrete de önümüzdeki ay zam yapýlýyor. Sadece yüzde 4,1. Asgari ücret bu zamla net olarak 546,48 liraya yükselecek. Milyonlarca insanýn emeðine biçilen bu ücret açlýk sýnýrýnýn altýnda. Özel sektörde çalýþan- larýn ve sözleþmeli per- sonelin ücretleri de diðer- lerine benziyor. Yoksulluk sýnýrýnýn, yani bir ayda dört kiþilik bir ailenin zorunlu harca- malarýný karþýlayacak miktarýn altýnda. Þirketler büyüyor. Hükümet, Türkiye'ye yapýlan yatýrýmlarla övünüyor. Kârlar birikiy- or. Ama 15 yýldýr Türkiye'de iþçilerin ücret- leri geriliyor. Sendikalý iþçiler ücret- lerini artýrmayý baþarýr- larsa özel sektördeki çalýþanlarýn maaþlarýna zam almalarý kolaylaþa- caktýr. Tüm çalýþanlar insanca yaþayacak bir ücret için Türk-Ýþ'i ve KESK'i desteklemelidir. Hükümet, çalýþanlarý bölmek ve karþý karþýya getirmek amacýnda. Yoksulluða mahkum edilenler buna izin ver- memeli, birleþmeli. sayfa 3’te Asgari ücret 547 lira oluyor HONDURAS’TA DARBE! el pueblo unido jamas sera vencido! SAYFA 5’te MUHÝP TEZCAN, Honduras’ta ve Güney Amerika’da darbelerin tarihini anlatýyor.

Sosyalist İşçi 368

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 368

Citation preview

Page 1: Sosyalist İşçi 368

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 336688 33 TTeemmmmuuzz 22000099 22 YYTTLL

Zombi kapitalizmCHRÝS HARMAN, yeni kitabýný anlatýyor..

sayfa 6-77

4 TEMMUZSAAT 18.30’DAÝSTÝKLALCADDESÝ’NDEVÝCDAN ZÝNCÝRÝ

6 TEMMUZSAAT 10.00’DABEÞÝKTAÞ MEYDANI’NDAADALET NÖBETÝ

PPoolloonnyyaa’’ddaassttaalliinniizzmmeekkaarrþþýý ddiirreenniiþþCAN IRMAK ÖZÝNANIR yazdý

sayfa 9Ýnsanca birücret istiyoruz

Açlýk sýnýrý ayda 733 lira

Yoksulluk sýnýrý ayda 2.389 lira

Kamuda çalýþaniþçilerin çoðu ayda1.300 liranýn altýn-

da ücret alýyor. Ücretleriyoksulluk sýnýrýnýn altýn-da. Kamu iþçilerininsendikasý Türk-Ýþ yüzde20 zam istiyor. Ancakhükümet yüzde 2,5 gibidüþük bir artýþta ýsrarediyor.

Memurlarýn maaþlarýnayýlýn ikinci altý ayý zammýyapýldý. Artýþ sadeceyüzde 4,5. Bu zammagöre bir öðretmen ayda1.452 lira, memurlarýnçoðu ise 1.253 lira alacak.Memur maaþlarý da yok-sulluk sýnýrýnýn altýnda.

Asgari ücrete deönümüzdeki ay zamyapýlýyor. Sadece yüzde4,1. Asgari ücret bu zamlanet olarak 546,48 lirayayükselecek. Milyonlarcainsanýn emeðine biçilenbu ücret açlýk sýnýrýnýnaltýnda.

Özel sektörde çalýþan-

larýn ve sözleþmeli per-sonelin ücretleri de diðer-lerine benziyor.Yoksulluk sýnýrýnýn, yanibir ayda dört kiþilik birailenin zorunlu harca-malarýný karþýlayacakmiktarýn altýnda.

Þirketler büyüyor.Hükümet, Türkiye'yeyapýlan yatýrýmlarlaövünüyor. Kârlar birikiy-or. Ama 15 yýldýrTürkiye'de iþçilerin ücret-leri geriliyor.

Sendikalý iþçiler ücret-lerini artýrmayý baþarýr-larsa özel sektördekiçalýþanlarýn maaþlarýnazam almalarý kolaylaþa-caktýr. Tüm çalýþanlarinsanca yaþayacak birücret için Türk-Ýþ'i veKESK'i desteklemelidir.Hükümet, çalýþanlarýbölmek ve karþý karþýyagetirmek amacýnda.Yoksulluða mahkumedilenler buna izin ver-memeli, birleþmeli.

ssaayyffaa 33’’ttee

Asgari ücret 547 lira oluyor

HONDURAS’TA DARBE!el pueblo unido jamas sera vencido!

SSAAYYFFAA 55’’tteeMUHÝP TEZCAN, Honduras’ta ve Güney Amerika’da darbelerin tarihini anlatýyor.

Page 2: Sosyalist İşçi 368

2 sosyalist iþçi sayý: 368

KESK’likadýnlardanmektup var

Eðitim Sen, tutuklu bulunansendikalý kadýn yöneticilerinmaruz kaldýðý uygulamalarýkýnadý. 28 Mayýs günü ÝzmirJamdarma Komutanlýðý tarafýn-dan baþlatýlan gözaltý operasy-onlarýnda otuza yakýn KESK’litutuklanmýþtý. Sendika , tutuklubulunan kadýn yöneticilerinyazdýðý mektupla birlikte yap-týðý açýklamada þunlarý söylüy-or: “Bu operasyonda tutuk-lanan, ne ile itham edildiklerinidahi bilinmeyenarkadaþlarýmýzýn büyükbölümü kadýnlardan oluþuyor.Kamusal alanda zaten eksiktemsil edilen, parti ve sendikayönetimlerinde nadiren yer alanarkadaþarýmýzýn maruz kaldýðýbu uygulamayý kýnýyoruz.”

Zonguldak’takimadenciler“Grev” dedi

Genel Maden Ýþçileri Sendikasý(GMÝS), toplu iþ sözleþmesigörüþmelerinde anlaþýlamadýðýiçin grev kararý aldý. Sendikabaþkaný Ramis Uslu yaptýðýbasýn açýklamasýnda “Yasalsüreç içinde yapýlan görüþmel-erden sonuç alamadýk. Olumlubir geliþme olmazsa grevbildirim tarihimiz olan 24Haziran’ý takip eden 60 güniçinde greve çýkacaðýz” dedi.Madenciler hükümetin duyarsýzkalmasýndan þikayetçiler.

DEDEMANOtelleri’nde grevsüreci baþlýyor

Otel, Lokanta ve Eðlence Ýþyerleri Ýþçileri Sendikasý(OLEYÝS), DedemanOtelleri’nde alýnan grevkararýnýn 6 Temmuz'da uygu-lanmaya baþlanacaðýný bildirdi.Ýþverene %20 zam teklif eden,ama iyi giden turizm sezonunaraðmen sýfýr zam karþýlýðýnýalan iþçiler yaptýklarý açýklama-da “Görüþmeler sürüyor, amabiz grev tarihimizi aldýk” dedi.

Tersane iþçilerinden bir günlük grev

DÝSK’e baðlý Limter-ÝþSendikasý’nýn çaðrýsýyla geçenhafta Tuzla Tersaneleri’nde birgünlük grev yapýldý.Birçoksendika ve kitle örgütündendestek alan iþçiler yolu trafiðekapatarak grev sloganlarýattýlar. Alanda bir konuþmayapan DÝSK Baþkaný SüleymanÇelebi hükümeti ve patronlarýiþçi saðlýðý ve iþçi güvenliðikonusunda takipçi olmayaçaðýrdý.

SÝ izmir - Yerel seçimlerdenönce halktan emekten yanabelediyecilik anlayýþýyla halktanoy isteyen CHP'li belediyelertüm burjuva-düzen partileri gibisözlerini tutmama konusundakararlý görünüyor.

Belediye iþçilerine yönelikiþten çýkarmalara ek olarakhalkýn zaten giderek budanmýþhaldeki ücretlerine aç gözlü birbiçimde saldýrýlýyor. Bunun tipikbir örneði ise, CHP'li ÝzmirBüyükþehir Belediyesinin toplutaþýma araçlarýna ve suya yap-

týðý zamlarda kendini göster-mekte.

Belediye suda %20 düzeyindeve toplu taþýmada ise % 50'yevaran zamlar yaptý. Bu zamlarýngerekçesi ise, normal ve olmazsaolmazmýþ gibi "uzun zamandýrzam yapmama" ifadesininarkasýna sýðýnarak açýklanmak-ta. Oysa ki seçim tanýtýmlarý içinhalkýn vergilerinin, belediyekaynaklarýnýn nasýl kullanýldýðýçok açýk ortada.

Bu zamlarý ve bir kaç gün önceÝþten atýlan kent Aþ. iþçilerine

yönelik polis saldýrýsýný protestoetmek ve iþçiler ile dayanýþmayýsürdürmek, bu tür emek-halkdüþmaný uygulamalardanvazgeçilmesini vurgulamak içinbirlikte baþaracaðýz platformubileþenlerinin katýlýmýylaBasmane Meydaný’ndan ÝzmirBüyükþehir Belediyesi (ÝBB)önüne kadar fiili bir yürüyüþ veyine ÝBB önünde bir basýn açýk-lamasý yapýldý. Yürüyüþekatýlým beklenen düzeydeydi.Asýl önemli olan ise sýcakhavaya raðmen yürüyüþün canlý

geçmesi ve CHP'yi ve bu par-tinin belediye baþkanlarýný iþçi-halk düþmaný olarak teþhir edensloganlarýn (CHP'nin baþkanýiþçi düþmaný; CHP eliniekmeðimden çek; Aziz þaþýrmasabrýmýzý taþýrma; Su insanlýkhakkýdýr satýlamaz) yüksekseslerle atýlmasýydý. Çevredeninsanlar da alkýþlarýyla destek-lerini ve protestolarýný gösterdil-er. Biz de DSÝP üyeleri olarakyürüyüþte ve basýn açýklamasýn-da yer aldýk.

UUffuukk KKaayyaa

ÝÝzzmmiirr:: UUllaaþþýýmm vvee ssuu zzaammllaarrýý ggeerrii aallýýnnssýýnn

Kamuda grev mi geliyor?Kamuda toplu iþ

sözleþmelerindeki anlaþ-mazlýk altý aydýr devam

ediyor. Ýþveren hükümetin veiþçileri temsil eden Türk-Ýþ'intalepleri arasýnda büyük bir uçu-rum var. Bu satýrlarýn yazýldýðýsaatlerde sendikanýn iþyerleriönünde oturma eylemi veAnkara'da bir miting gibi eylem-leri içeren bir programý açýkla-masý bekleniyordu. Türk-iþeylemleri neye yol açabilir?

Türk-Ýþ Araþtýrma Dairesi'ninyayýnladýðý Haziran ayý rakam-larýna göre Açlýk sýnýrý ayda738,33 lira. 4 kiþilik bir aileninminimum harcama yaparakayakta kalmasýna yetecek miktarbu.

Yoksulluk sýnýrý, yani dört kiþi-lik bir ailenin asgari zorunlu har-camalarý için gereken para ise2.389 lira. Türk-Ýþ üyesi 200 bininüzerindeki kamu iþçisinin toplusözleþmede ne kadar ücret artýþýalacaðý, aileleriyle birlikte 1 mily-on kiþiyi ilgilendiriyor. Çoðununmaaþý 1.300 liranýn, yani yoksul-luk sýnýrýnýn altýnda. Türk-Ýþ buyüzden gerçek bir deðiþiklikyaratacak yüzde 20'lik zammýistiyor. Hükümetse sadece yüzde2,5 vermeye razý. Ýki rakamdabirbirine yaklaþmýyor.

Türk-Ýþ yönetimi bir eylem pro-gramý açýklayacak. Bu tabanýnda-ki iþçilerin baskýsýnýn sonucudur.Ýþyerleri önünde bir saat otur-mak ve iþe geç girmek eylemleri,

bir de merkezi bir Ankara mitin-gi konuþuluyor. Bunlar iþçilerintepkisini göstermesi, mücadeleyehazýrlamasý açýsýndan iyi. Ancakbir toplu sözleþme týkanmýþsa,patron sendikanýn taleplerinekulak asmýyorsa yapacak tek birþey vardýr: Grev. Grev silahý kul-lanýlmadýkça, sokak eylemleri birgrev örgütlenmesine hizmetetmedikçe kazaným elde edile-mez.

Peki neden (en azýndan) þimdi-lik grev olmuyor? Türkiye iþçisýnýfýnýn sayýsý 20 milyonunüzerinde. Bunun sadece yüzde20'si sendikalý. Ýþsizlerin sayýsýise her geçen gün artýyor.Hükümet sendikalý iþçilerlesendikasýzlarý, çalýþanlarla iþsiz-leri karþý karþýya getirerek ücret-leri yerinde saydýrmayý baþarýy-or.

Bu oyunu iþçilerin birliði bozar.

Ýþçi sýnýfýnýn tüm kesimlerini,yoksullarý ve iþsizleri yanýnaçekebilecek olan sendikalarýn veemek örgütlerinin birliðidir.

Türk-Ýþ, Hak-Ýþ, KESK ve DÝSKyan yana gelmelidir. Ýnsanca birücret ve diðer haklar için ortakbir mücadele geliþtirmelidir.Grev silahýný kullanmak vekazanmak, ancak tüm çalýþan-larýn desteðini kazanan birmücadeleyle mümkün olabilir.

KKaammuu iiþþççiilleerrii ööffkkeellii.. SSeennddiikkaallaarrýý TTüürrkk-iiþþ’’tteenn sseessiinnii ççýýkkaarrmmaassýýnnýý iissttiiyyoorr.. TTüürrkk-ÝÝþþ yyöönneettiimmiinniinn iissee ggrreevv yyaannllýýssýý bbiirrttuuttuummuu yyookk..

Page 3: Sosyalist İşçi 368

sayý: 368 sosyalist iþçi 3

Hrant Dink'in katillerininönümüzdeki duruþmasý, 6Temmuz'da yapýlacak. Ýki yýlýaþkýn bir süredir Hrant Dink'iöldüren mekanizma açýðaçýkartýlamadý. Sanki üç kiþininöylesine iþlediði bir cinayet gibiyaklaþýlýyor davaya.

Hrant Dink, özgürlük, barýþ vekardeþlik isteyen bir Ermeniolduðu için öldürüldü. Cesaretettiði, sesini çýkarttýðý içinöldürüldü.

Hrant Dink'i kiminöldürdüðünü de, kimin tetikçiolduðunu da, tetikçileri kiminazmettirdiðini de biliyoruz.

CCiinnaayyeett iikklliimmiinniiyyaarraattaannllaarr

Mersin'de 2005 yýlýnda gerçek-leþen bayrak krizi ve arkasýn-dan estirilmeye çalýþýlan mil-liyetçi linç gösterilerinin plan-lanmýþ birer provokasyonolduðunu bugün biliyoruz.Bildiri daðýtanlar, haklarý içinsokaða çýkanlar, yürüyüþyapanlar, toplantýlar örgütleyenKürtler bu linç gösterilerinemaruz kaldý.

Özgürlük isteyenlerin karþýsý-na, Türk bayraðýna sarýlaraklinç giriþiminde bulunan çetelerçýkartýldý.

Ayný dönemde milliyetçi itti-faklar geliþmeye baþladý.Kuvayi Milliye teþkilatlarýyasallaþmýþ çeteler olarakörgütlendi. Örgüte üye kabul-leri silah üstüne ýrkçý yemintörenlerinin arkasýndan yapýldý.

Sokakta milliyetçi bir havageliþtirilmeye çalýþýldý. Soliçinde milliyetçilik rüzgârýnaoynayanlarýn sayýsý arttý.Yurtseverlik, Kýzýlelma koalisy-onlarý ve CHP'de þiddetlenenmilliyetçilik iklimi daha dakoyulaþtýrýldý.

Meczuplar devreye girdi enuygun zamanda. Solun içindenyazýlmýþ gibi kitaplar yazdýlar,Sabetaycýlýk, "dönmeler" ede-biyatý arttý.

Bu basýnç, 301. maddeyi gün-deme getirdi. Hükümet Kürtsorununda çözüm yönündeadým atacaðýna, milliyetçihavaya hem teslim oldu hem debu havayý güçlendirdi.

Bir süre sonra da Türklüðehakaret ettikleri gerekçesiylearalarýnda Hrant Dink'in de

bulunduðu bir dizi aydýn vegazeteci hakkýnda davalar açýl-maya baþlandý.

Her mahkeme, çetelerin, ýrkçýkýþkýrtýcýlarýn þov alanýnadönüþtü.

GGeerrii aaddýýmm aattmmaaddýýHrant Dink, görüþlerinden

geri adým atmadý. Zaten geriadým atmasý gereken görüþleride, ýrkçýlarýn iddia ettiði gibi birhalký aþaðýlayan yazýlarý da

hiçbir zaman olmadý. Amaadým adým çetelerin hedef tah-tasýnda olduðunu en baþtaHrant Dink kavramýþtý.

Veli Küçük, Hrant'ýn yargý-landýðý bir davaya gitti. Bununçok açýk bir iþaret olduðunuartýk biliyoruz.

19 Ocak 2007'de Hrant Dinköldürüldü.

Hrant Dink'inmahkemelerinde ýrkçý þovlaryapanlarýn, ErmeniKonferansýný engellemeyeçalýþanlarýn, Danýþtay cinayetiniiþleyen, Cumhuriyet Gazetesi'nibombalayan, ellerinde TayyipErdoðan'dan Ahmet Türk'ekadar birçok siyasi hakkýndasuikast planlarý olan, yer altýnasilah gömen, derin bir örgütlen-me olduðunu bugün artýk biliy-oruz.

Bu örgütlenme ayný zamandabir darbe de planlýyordu vebirkaç kez giriþimde de bulun-du. Nokta dergisinde açýðaçýkan Özden Örnek'e ait gün-lükler, darbe giriþimlerinin kap-samýný açýkça gösteriyor.

Ümraniye'de ele geçirilenbombalarýn üzerinden ilerleyensoruþturma kýsa sürede bir çetedavasýna yol açan büyük birhamlenin de ilk adýmý oldu. Birdarbeye zemin hazýrlamak içinsuikastlardan kitle gösterilerinekadar bir dizi adým planlayançete, çok açýk ki, Hrant Dink'ide katletti.

Bu yüzden, Hrant Dinkdavasýnýn birkaç tetikçinin cezaalacaðý ve cinayeti yarataniklimin baþ sorumlularýnýnüstünün örtüleceði bir sonuçlatamamlanmamasý gerekiyor.

Bu yüzden, Hrant Dinkdavasýnýn takipçisi olmak, tekbir saniye bile davanýn peþininbýrakmamak zorundayýz.

ÞÞeennooll KKaarraakkaaþþ

Hrant'ýn katili Ergenekon çetesi

Düþündüðümüz, düþüncelerimizi ifadeettiðimiz için öldürülmek istemiyoruzartýk.

Baþ örtüsü taktýðýmýz için ikna odalarý-na alýnmak, okuldan atýlmak, okulkapýlarýnda coplanmak istemiyoruz.

Dilimizi dilediðimiz gibi kullanmakistiyoruz, Kürt olduðumuz için dýþlan-mak, baský görmek ve gizlenmekistemiyoruz.

Asit kuyularýnda eritilmek, kayýp vefaili meçhul ilan edilmek istemiyoruz.

Sadece Ermeni bir gazeteci olduðu-muz ve özgürlükleri, kardeþliði savun-duðumuz için gün ortasýnda, herkesingözü önünde, devletin bilgisi Dahilindesokak ortasýnda kurþunlanmak istemiy-oruz.

Sendikacý olduðumuz, sendikal hak-larý savunduðumuz için kaçýrýlmak,hapsedilmek, kaybedilmek istemiyoruzartýk.

Milliyetçi linç gösterileri istemiyoruz.Irkçý þakalar istemiyoruz.Bitmek bilmez çetelerin derin iliþki-

lerinin þiddetini istemiyoruz.Yer altýna depolanan silahlaRý, el

bombalarýný, darbe günlüklerini,gazeteci-darbe günlüklerini istemiy-oruz.

Gece yarýsý darbelerini, gece yarýsýinternet darbelerini, yargý muhtýralarýnýistemiyoruz.

Askerlerin ve baþsavcýlarýn her konu-da brifing vermelerini, seçilmiþ siyasi-leri tehdit etmelerini, konuþmalarýný,ayda bir yeni düþmanlar yaratmalarýnýistemiyoruz artýk.

Sadece zafer iþareti yaptýðý için çocuk-larýn yýllarca hapis cezalarýna çarptýrýl-masýný istemiyoruz.

Özgürlük istediðimiz için baský altýnaalýnmak, barýþ istediðimiz için "Teröreyardým ve yataklýkla" suçlanmakistemiyoruz.

Rahat nefes almak istiyoruz. Tehdittelefonlarý, "Bir gece ansýzýn gelebili-riz" diyen tehdit mektuplarý almakistemiyoruz.

Sadece yazan, sadece düþüncesiniifade eden ve sadece ezber bozduðuiçin hiç kimsenin 301. madde’denyargýlanmasýný istemiyoruz.

Atanmýþlar, sadece atanmýþlardýr.Atanmýþlarýn habire ama habire siyasalalana müdahale etmesini istemiyoruzartýk.

"Bölünüyoruz" paranoyasýný yaygýn-laþtýran ve atanmýþlarýn sözcüsü gibiyayýn yapan gazeteleri istemiyoruzartýk.

Öcü yaratan, öcü yarattýkça ünlenenköþe yazarlarýndan sýkýldýk.

Biz, rahat nefes almak istiyoruz.Sýkýldýk bizi nefessiz býrakmak için

tezgâhlanan darbe giriþimlerini görmez-den gelenlerden.

Suikast krokilerini bilmezden gelen-lerden.

Darbeyi savunmayý fikir özgürlüðükapsamýnda görenlerden.

"Saygýn" insanlarýn darbe giriþimindebulunamayacaðýný sananlardan, iddiaedenlerden.

Tepeden bakan seçkinler;Dokunulmaz olduðunu düþündüðü

için darbe günlükleri yazanlar, darbeplanlarýný dolaplarýnda saklayanlar;Askerlerle darbe planlayan, planlarýn-dan yüzlerce sayfa günlük çýkartangazeteciler; "Aðabeyler", saygýn"ablalar", rektörler; Bilim insaný titrininarkasýna sýðýnanlar; Polisler; JÝTEM;Siyasiler, bürokratlar, gizli servisler;Sizin zamanýnýz doldu artýk! Þimdiözgürlüðün zamanýdýr!

Þimdi darbecilerin, darbeye teþebbüseden generallerin, paþalarýn paþa paþayargýlanmasý zamanýdýr!

Tabularýn bu kez kesin biçimde yýkýl-masýnýn zamanýdýr!

Özgürlük zamanýdýr!Darbeciler yargýlansýn!18 Temmuz’da Ýstanbul’da Tünel

Meydaný’nda buluþalým!

70 MÝLYON ADIM KOALÝSYONU

DARBECÝLERYARGILANSIN

ÖZGÜRLÜKÝSTÝYORUZ

Page 4: Sosyalist İşçi 368

4 sosyalist iþçi sayý: 368

"Amerikancýlýk, piyasacýlýk, gericilik"

Ayýp olmasa, yazýyý alýp olduðu gibi bu köþeyeaktaracaðým. Tembellik ettiðimi düþünen olur diye,yapmýyorum. Ama TKP'nin internet gazetesinindüzenli yazarý Ýlker Belek'in "Baþbuð Ne Dedi?"baþlýklý yazýsý (29 Haziran) gerçekten tümüyle alýn-týlamaya deðer. TKP hakkýnda, Türk solunun bellibir kesimi hakkýnda baþka hiçbir þey bilmeye, oku-maya, incelemeye gerek kalmaz. Olduðu gibi aktar-mayacaðým, ama uzun alýntýlar yapmama izin verin,n'olur.

"Baþbuð'un dediði, Türkiye'deki büyükAmerikancý-Ýslamcý operasyona karþý, laiklik düzle-minde bile, ordunun bir þey yapmayacaðýdýr.

Demek ki, belge, yani bu son kontrgerilla yapýtý,ordunun demokrasiye baðlýlýðýnýn açýklanmasý içinüretilmiþtir. Demokrasi: Amerikancýlýk, piyasacýlýk,gericilik.

Türkiye'de yeni bir dönem yaþanýyor ve bunuasker de onaylýyor, destekliyor."

Bu sözleri Türkçe'ye tercüme edelim. "Baþbuð'undediði, Türkiye'deki büyük Amerikancý-Ýslamcýoperasyona karþý, laiklik düzleminde bile, ordununbir þey yapmayacaðýdýr" ne demek? "Hay allah,hiçbir þey yapmayacaklar. Laiklik elden gidiyor, onaraðmen darbe yapmayacaklar" demek. Hayýflanarak.

"Belge, yani bu son kontrgerilla yapýtý" ne demek?"Belge sahtedir, kontrgerillanýn marifetidir, aslýndamaalesef darbe tehlikesi yok" demek.

"Ordunun demokrasiye baðlýlýðýnýn açýklanmasýiçin üretilmiþtir. Demokrasi: Amerikancýlýk,piyasacýlýk, gericilik" ne demek? "Yahu, ne gerek vardemokrasiye? Halk benim beðenmediðim bir partiyiseçtiði zaman demokrasi filan gerekmez. Demokrasizaten gericiliktir" demek.

Biraz daha alýntýlayalým:"En azýndan Demokrat Parti iktidarýndan beri ...

Türkiye Amerika'nýn bölgedeki aracýsý duru-mundadýr.

Ancak AKP iktidarý dönemine kadar, içeridehalkçý, dýþa dönük olarak ise 'yurtta sulh, cihandasulh'çu bir çizginin hakim olduðunu da kabul etmekgerekir. Ýþte farklýlýk bu noktalardadýr.

Artýk halkçýlýk çaðýn iktisadi retoriðini anlamamakve kaynaklarý verimsiz kullanmak; 'sulhçuluk' iseTürkiye'yi dünya liginde yukarýlara týrmanma þan-sýndan, dolayýsýyla zenginleþmekten mahrum býrak-mak olarak algýlanmaktadýr."

Bu cümleleri Türkçe'ye tercüme etmekte, doðrusu,zorlanýyorum. Çünkü galiba Süleyman Demirelhükümetlerinin, Tansu Çiller hükümetlerinin, MesutYýlmaz hükümetlerinin halkçý ve sulhçu olduðusöyleniyor! Bunu, Menderes/Demirelliberal/muhafazakâr çizgisinin günümüzdeki tem-silcileri söyleyebilir. Ama liberallerden nefret ettiðikesin olan TKP söylüyor olamaz herhalde!

Peki, "Türkiye'yi dünya liginde yukarýlara týrman-ma þansýndan, dolayýsýyla zenginleþmekten mahrumbýrakmak" ne anlama geliyor olabilir? Bir komünist,ülkesinin dünya ligindeki konumuyla mý ilgilenir?Dünya liginde yükselmek, Türkiye'nin emperyal birgüç olmasýný, Koçlarýn ve Sabancýlarýn daha dabüyümesini gerektirir. Bunlar mýdýr bir komünistinözlemleri?

Ve son bir alýntý:"Eðer denklem sivil/asker çatýþmasý olarak kuru-

lursa ve gerçeklik bu iki büyük siyasal kanalýn üzer-ine oturduklarý toplumsal-sýnýfsal yapýlar tarafýndanda böyle algýlanmaya devam edilirse, Kürt ve Türkemekçi sýnýflarýn birbirlerinden uzaklaþmasýnýn süre-ceði kesindir.

Oysa, deðiþimin zeminindeki esas toplumsal güçTürk ve Kürt, yani bu topraklardaki bütün emekçisýnýflardýr."

Peki, emekçi sýnýflarla asker arasýndaki iliþki nedir?TKP'nin özlediði darbe gerçekleþirse ve"Amerikancýlýk, piyasacýlýk, gericilik" anlamýna gelendemokrasi ortadan kalkarsa emekçi sýnýflar zaferkazanmýþ olacak, deðil mi? Özellikle Kürt emekçileriçin harika olacak!

Acaba Ýslam'a karþý Cumhuriyet'i koruma kaygýsýTKP üyelerini bu kadar delirtmiþ olabilir mi? Hepsimi delirdi, sadece Ýlker Belek mi? Affedin, araþtýra-madým, bilemiyorum.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

28 Þubat darbesinin önde gelenismi Çevik Bir ilk kezErgenekon savcýlarýna ifade

verdi. 28 Þubat darbesi sýrasýndaGenelkurmay 2. Baþkaný olan ÇevikBir, Batý Çalýþma Grubu adý verilenve darbenin düzenleyicisi olan orduiçindeki cuntanýn baþýndaydý.

Bir'e, Baþbakan'a yönelik suikastbelgeleri soruldu. Basýna sýzan bil-gilere göre, JÝTEM üyesi bir gizlitanýk, 2006 yýlýnda Baþbakan'asuikast için silahlarýn hazýrlanýpgömülmesi emrini Bir'in verdiðini iti-raf etti.

Darbeci Çevik Bir'e 1997'deKKTC'de yapýlan Toros-2 tatbikatýn-da Kývrýkoðlu'nu sýyýrýp Albay VuralBerkay'ý öldüren kurþun da soruldu.28 Þubat darbesinin ilk ve en keskindöneminde 7 Kasým günü Ergenekonüssü olarak anýlan Kýbrýs'ta bir tat-bikat sýrasýnda "seken" kurþun pro-tokol çadýrýna isabet etti.

Çadýrda Kara Kuvvetleri KomutanýOrgeneral Hüseyin Kývrýkoðlu'nunyaný sýra Kýbrýs Türk BarýþKuvvetleri Komutaný Korg. AliYalçýn, KKTC Güvenlik KuvvetleriKomutaný Tuðg. Hasan Peker Günal,Lefkoþa Büyükelçisi ErtuðrulApakan, KKTC Cumhurbaþkaný veMeclis Baþkaný Hakký Atun,Baþbakan Derviþ Eroðlu, BaþbakanYardýmcýsý Serdar Denktaþ, DýþiþleriBakaný Taner Etkin, KKTC MilliEðitim Bakaný Günay Caymaz,Tarým ve Orman Bakaný Kenan Akýnda bulunuyordu.

Rumlarla Türklerin çatýþmasýný can-

landýran bir sahnede özel kuvvet-lerin bir üyesinin elindeki suikastsilahý M-16'dan çýkan mermi busaygýn topluluk içinde Albay VuralBerkay'ý buldu. Olay baþýndanitibaren suikast þüphelerini deberaberinde getirdi.

Hedef ismin 28 Þubat darbesinin birdiðer önemli ismi Kývrýkoðlu olduðuve Bir tarafýndan tasfiye edilmekistendiði ileri sürülmüþtü.

Refahyol hükümetinin 1997'dedarbe sonucu istifasýndan sonra, bir

sabah Genelkurmay karargâhýndakibir brifingde hükümetin gidiþindenduyduðu sevinci dile getirirken; "Bu,silah kullanýlmadan, rejimin öz gücüve sivil inisiyatif ile yapýlan bir post-modern darbedir" diyen Çevik Bir,hem 28 Þubat darbesi, hem desürmekte olan aðýr çekim darbe içinþimdi hesap veriyor.

Darbe defterinin kapatýlmasý,toplum vicdanýnda çoktan mahkûmedilmiþ tüm darbecilerin yargýlan-masýyla mümkün olacak.

Baykal’ýn yargýlama çaðrýsý 92yaþýndaki darbeci KenanEvren’i incitti. 12 Eylül cun-

tasýnýn baþýndaki isim, yargýlanmasýfikri bir genel oylamada çoðunlukolursa intihar edeceðini söyledi.

Ýntihar edip etmemek kendi kararý,ama biz yargýlanmasýndan yanayýz,bunun için halk oylamasý yapýl-malýdýr.

Türkiye’de 12 Eylül darbecilerininyargýlanmasý için bir referandumolsa sonuç ne çýkardý?

Ya da 12 Eylül’de ne olmuþtu?• TBMM kapatýldý, Anayasa

ortadan kaldýrýldý, siyasi partilerinkapýsýna kilit vuruldu ve mallarýna elkonuldu.

• 650 bin kiþi gözaltýna alýndý • 1 milyon 683 bin kiþi fiþlendi • Açýlan 210 bin davada 230 bin

kiþi yargýlandý. • 7 bin kiþi için idam cezasý istendi • 517 kiþiye idam cezasý verildi. • 50 kiþi idam edildi • 71 bin kiþi TCK’nin 141, 142 ve

163. maddelerinden yargýlandý • 388 bin kiþiye pasaport verilmedi • 30 bin kiþi ‘’sakýncalý’’ olduðu

için iþten atýldý • 14 bin kiþi yurttaþlýktan çýkarýldý • 300 kiþi kuþkulu bir þekilde öldü • 171 kiþinin iþkenceden öldüðü

belgelendi • 937 film “sakýncalý” bulunduðu

için yasaklandý.

Sahte ressamýn yargýlanmasý için referanduma

Çevik Bir hesap veriyor28 Þubat darbesinin önde gelen ismi Ergenekon’dan ifade verdi

ÇÇeevviikk BBiirr’’iinn lliiddeerrlliiððiinnddeekkii BBaattýý ÇÇaallýýþþmmaa GGrruubbuu,, bbaaþþöörrttüüssüü yyaassaaððýýnnýý mmiilliittaannccaauuyygguullaattttýý.. OOkkuull kkaappýýllaarrýý bbaaþþöörrttüüllüü ööððrreenncciilleerree kkaappaattýýllddýý..

GGeeççiiccii.. 1155.. mmaaddddee vvee ddaarrbbeecciilleerrii kkoorruuyyaann yyaassaa mmaaddddeelleerrii kkaallddýýrrýýllssýýnn!!

Sivil mahkemede yargýlanacaksýnýzDarbe planýnýn Askeri Mahkeme

tarafýndan örtülme girþimi, ters tepti.Plana imza Albay Dursun Çiçek ve 7albay arkadaþý Ergenekon savcýlarýtarafýndan çaðrýldý.

Genelkurmay Baþkaný yine basýnýnönüne geçip, tehditler savurdu.Belgeyi “paçavra” ilan ederken,savcýlara belgeyinin gerçekliðinisoruþturmamalarýný önerdi. Fakatsavcýlar ayný görüþte deðil. Toplumda ayný görüþte deðil. Çoðunlukdarbe planýnýn doðruluðuna inanýy-or. Defalarca böyle planlara maruzkalan bu toplum demokrasi istiyor.

Devrimci sosyalist Ýþçi Partisi, dar-becilerin sivil mahkemelerdeyargýlanmasýný talep eden tek sosyal-

ist örgüt oldu. Doðan Tarkan tarafýn-dan yapýlan DSÝP açýklamasýndaþöyle denildi::“Türkiye’nin darbeler-le hesaplaþmasýnýn zamaný gelmiþtir.Darbe planlarýnýn sahipleri bunugeciktirebilir, ama engelleyemez.Türkiye halkýnýn çoðunluðu bugünöfkelidir ve artýk demokrasi istemek-tedir.

Darbeciler yargýlanmalýdýr. Darbeplaný hakkýnda sivil mahkemedesoruþturma sürmeli ve Albay Çiçekmahkemeye gelip ifade vermelidir.

Darbenin hedefi olan çoðunluðudemokrasiyi savunmak için hareketegeçmeye çaðýrýyoruz.

18 Temmuz’da Ýstiklal Caddesi’ne,darbelere dur demeye…”

Page 5: Sosyalist İşçi 368

sayý: 368 sosyalist iþçi 5

Geçtiðimiz Pazar günüOrta Amerika'dakiHonduras'ta bir darbe

gerçekleþti. Baþkanlýk sarayýnýbasan askerler devlet baþkanýManuel Zelaya'yý tutuklayýpKosta Rika'ya sürgüne gönderdi.Darbenin sebebi, solcu olarakbilinen Zelaya'nýn anayasayýdeðiþtirmek için referandumistemesi. Yüksek mahkeme veordu anayasa deðiþikliði istemiy-or. Bu yüzden yüksek mahkemereferandumu yasadýþý ilan etmiþ,genelkurmay baþkaný da birmuhtýra yayýnlamýþtý. Bununüzerine Zelaya genelkurmaybaþkanýný ve kuvvet komutan-larýný görevden almýþtý. Ancakbu görevden almalar darbeyiengelleyemedi. Referandumunyapýlacaðý gün oylama baþlaya-madan darbe gerçekleþti.

ZZeellaayyaa vvee yyookkssuullllaarr 2005'te Honduras'ta yapýlan

genel seçimler sonucu LiberalParti lideri Manuel Zelaya, %49,9oy alarak baþkan seçilmiþti.Zelaya zengin bir toprak sahibive eski bir banka yöneticisi.Ancak seçim döneminde de,baþkanlýk döneminde de dahaçok sol söylemler kullandý. Seçimkampanyasýnda kullandýðýsöylemler, Orta Amerika'nýn enyoksul halký olan Honduraslýlara400 bin kiþilik iþ imkâný yarat-mak, tarýmsal üretimi artýrmakve ABD ile ticari iliþkilerigeliþtirmek olarak özetlenebilir.Ülkedeki mafyatik örgütlen-melere karþý son derece sert yön-temler kullanarak insan haklarýnýihlal eden önceki baþkanýn ve2005'teki seçim döneminde buçetelere yönelik toplu idamlargerçekleþtireceðini söyleyen rak-ibi Pepe Lobo'nun aksine, Zelayabu çetelerle ilgili rehabilitasyonprogramý baþlatacaðýný açýk-lamýþtý. Ayrýca kongre üyeliðidöneminde, yerel yönetimleregeniþ yetkiler veren yasatasarýsýyla gündeme gelmiþti.

Popülist bir söylem kullanmasý,yoksullarýn sosyal haklarýnýgeliþtirmeye yönelik reformlarýhayata geçirmesi popülaritesiniartýrdý. Ancak iktidara geldiðin-den beri Latin Amerika'nýn diðersol eðilimli liderleri HugoChavez ve Evo Morales'legeliþtirdiði iyi iliþkiler ülkedekizengin ve muhafazakâr elit kes-imin tepkisini topladý. Darbeninesas sebebi de bu.

TTeeppkkiilleerr Darbeden sonra Zelaya tek

meþru baþkanýn kendisiolduðunu söyleyerek halkadireniþ çaðrýsý yaptý. Sokaðaçýkma yasaðý ilan edilmesine rað-men Zelaya yandaþý birçok kiþibaþkanlýk sarayý önünde topla-narak darbe karþýtý gösterileryaptý. Yüzlerce kiþi barikatlarkurarak yollarý kapadý.

Darbe dünyada da büyük tepkitopladý. Bolivya lideri EvoMorales, Ekvador baþkaný Correave Nikaragua baþkaný Ortegadarbeyi sert biçimde kýnarken,Venezuela devlet baþkaný HugoChavez, Venezuela ordusununhazýr tutulduðunu ve büyükelçi-liklerine yönelik bir saldýrýolmasý durumunda Honduras'a

savaþ açacaðýný belirtti. Ayrýcayeni baþkaný devirme tehdidindebulundu.

Daha önce Venezuela'daChavez'e karþý da baþarýsýz darbegiriþimlerinde bulunulmuþtu.Evo Morales de Chavez gibidefalarca darbe tehditlerinemaruz kaldý. Bu liderlerin özel-likle enerji alanýndaki kamu-laþtýrmalarý, bu sektörden büyükkârlar elde eden patronlarýnçýkarlarýna ters düþüyor ve buyüzden birer darbeyle bu lider-leri devirmek istiyorlar. AncakHonduras'taki darbe soðuk savaþdöneminden beri devletbaþkanýnýn devrildiði ilk askeridarbe oldu. Bu, diðer ülkelerdekidarbecilere yeni giriþimler içincesaret verebilir.

MMuuhhiipp TTeezzccaann

Meðer darbelerdönemi kapanmamýþ!

Türkiye'de Ergenekondavasýnýn arkasýnda dur-mayan, darbecilerin yargýlan-masýnda ayak sürüyenlerceöne sürülen bahanelerdenbiri, dünyada askeri darbelerdöneminin kapandýðýydý.“Artýk soðuk savaþ bitti,darbe olmaz” diyorlardý.Ancak Honduras darbesibunun ne kadar yanlýþolduðunu gösterdi. Darbelerdevri kapanmýþ deðil. Silahlýbir güç olarak ordu varolmaya devam ettikçe þuveya bu sebeple darbeolmayacaðýnýn bir garantisiyok. Hele Türkiye veHonduras gibi, ordu ve yargýbürokrasisinin seçilmiþlerüzerinde bir güç teþkil ettiðiülkelerde bu tehlike herzaman daha da büyükolmuþtur.

Bir baþka iddia da bütündarbelerin Amerika tarafýn-dan yapýldýðý, Amerikadestek vermediði takdirdedarbe olamayacaðýydý.Geçmiþteki darbelerin önemlibir kýsmýnýn ABD tarafýndanplanlandýðý veya destek-lendiði doðru, ancak bu tümdarbelerin böyle olduðuanlamýna gelmiyor.Honduras darbesi de bunungöstergelerinden biri. Çünkübu darbede ABD'nin parmaðýolduðuna dair bir göstergeyok. Obama baþta olmaküzere ABD yetkilileri darbeyikýnadýklarýný, tek meþrubaþkan olarak da Zelaya'yýtanýdýklarýný açýkladýlar.Böylece bu iddianýn mantýk-sýzlýðý bir kez daha ortayaçýktý. ABD desteklesin veyadesteklemesin, ordu elindekisilahlarla meclisi veyabaþkanlýk binasýný basýpdevlet baþkanlarýný görevdenalabiliyor.

Güney Amerika dünyadaen çok darbenin gerçek-leþtiði bölgelerden biri.

Özellikle Soðuk Savaþ döne-minde bu bölgede iktidaragelen sol hükümetlere karþýABD destekli pek çok darbedüzenlendi. Paraguay'da1954'te, Brezilya'da 1964'te,Bolivya'da 1971'de, Þili veUruguay'da 1973'te, Arjantin'de1976'da, Bolivya'da yeniden1980'de askeri darbeler seçilmiþhükümetleri devirerek ABDyanlýsý askeri diktatörlükleroluþturdu.

Bunlardan en önemlisi ve ençok bilineni, 11 Eylül 1973'teSalvador Allende'ye karþýGeneral Pinochet tarafýndangerçekleþtirilen CIA desteklidarbedir. Sosyalist Parti'ninkurucusu Allende, 1970 seçim-lerinde birçok baþka sol partininde desteðiyle %36 oy alarak

baþkan seçilmiþti. UnidadPopular, yani Halkýn Birliðiolarak bilinen hükümet iktidarsüresince bankalarý ve büyükþirketleri kamulaþtýrmýþtý.Unidad Popular 1973'te yapýlanseçimlerde bu kez %43,2 oyalarak yeniden seçildi. Ancakelbette bu durum Þili burju-vazisinin ve ABD hükümetininiþine gelmiyordu. ABDhükümeti milyonlarca dolarharcayarak Allende hükümetiniçeþitli yöntemlerle zayýflatmayaçalýþtý. Bunlar baþarýlý olamayýn-ca, 11 Eylül 1973'te Pinochet lid-erliðindeki ordu baþkanlýksarayýný bastý. Onlarca UnidadPopular militanýyla birlikteAllende de bu olayda öldü.

Darbenin ardýndan kendinidevlet baþkaný olarak atayanPinochet, 1990'a kadar iktidardakaldý ve bu süre boyunca bin-lerce insan katledildi, on bin-

lercesi tutuklanýp iþkencegördü, önemli bir kýsmýgözaltýnda "kayboldu". Tümsiyasi partiler kapatýldý,muhalefet þiddetle bastýrýldý ve17 yýl boyunca Þili'de serbestseçimler yapýlamadý.

Ancak Pinochet adalettenkaçamadý. 1998'de Ýngiltere'detutuklandý. 2000 Mart'ýn daÞili'ye dönmeyi baþarsa da eskidiktatör bir suçlu olarakgörüldü. Pinochet 2006'dabirsuçlu olarak öldü.

Honduras'ta darbe

SSoollddaa hhaallkkýýnn ooyyllaarrýýyyllaa sseeççiillmmiiþþ vvee þþiimmddii ssüürrggüünnddee oollaann MMaannuueell ZZeellaayyaa,,üüssttttee

Güney Amerika'nýn darbelerle dolu tarihi

Santiago 1983, darbeden 10 yyýl ssonra cuntayya karþýilk gössteriler baþladý

Page 6: Sosyalist İşçi 368

6 sosyalist iþçi sayý: 368

ZZoommbbii kkaappiittaalliizzmmYYeennii kkiittaabbýý ZZoommbbii KKaappiittaalliizzmm''ddee,, aannccaakk MMaarrkkssiisstt ffiikkiirrlleerr iillee kkaappiittaalliizzmmiinn nnaassýýll iiþþlleeddiiððiinnii aannllaayyaabbiilleecceeððiimmiizzii vvuurrgguullaayyaann CChhrriiss HHaarrmmaann,,kküürreesseell kkaappiittaalliizzmmiinn kkrriizziinnii aannllaattýýyyoorr..

Yeennii kkiittaabbýýnnýýzz eekkoonnoommiikkkkrriizz hhaakkkkýýnnddaa vvee iissmmiiZZoommbbii KKaappiittaalliizzmm.. ZZoommbbii

KKaappiittaalliizzmm nnee ddeemmeekk??

Bazý yorumcular Zombi Bankadiye bir kavram ortaya attý. Buterim, bankacýlýk sistemi sekteyeuðradýðýnda etraftaki her þeyinbunun kötü etkilerinden zarargördüðünü anlatan bir ben-zetmeydi. Zombi bankalar deðer-sizdirler ve ayakta kalmalarýnýntek sebebi devletin onlarý destek-lemesidir. Ölüler, canlýlarüzerinde kötü etkilere sahiptir.Bense bütün bir sistemi "zombikapitalizm" olarak adlandýrmak-ta sakýnca görmüyorum.

Yeni kitabým Karl Marx'ýn kriz-lerin niçin bulaþýcý hastalýklargibi kolayca yayýldýðýný anlatanteorilerine odaklanýyor. Marx'ýnanlattýðý kapitalizmde de ölüleryaþayanlar üzerinde, geçmiþbugün üzerinde hakimiyet kur-maktadýr. Ýnsanlarýn kendi emek-leriyle ürettikleri ürünlerin,kendi hayatlarý ve ardlarýndangelenlerin hayatlarý üzerinetahakküm kurduðunu anlatýr.

Ýþçilerin, ne üretecekleri, nasýlüretecekleri, ne kadar üretecek-leri ya da ürettikleri þeylerle neyapýlacaðý konusunda herhangibir kontrolü yoktur. Kendi üret-tikleri, kendi emekleriyle ve güç-leriyle yarattýklarý þeyler onlarabirer yabancý gibi görünmeyebaþlar.

Bence bugünlerde ZombiKapitalizm terimini kullanmakçok doðru. Sanayi kapitalizmi250 yýl önce ilk ortaya çýktýðýndatüm dünyayý ele geçirecekolaðanüstü dinamik bir sistemgibi görünüyordu. Ancak budinamiklik sýk sýk krizlerlekarþýlaþtý. Sistem 1970lerinortasýndan beri her seferindeyükseliþleri daha derin düþüþ-lerin takip ettiði bir krizler döne-minden geçiyor.

Kapitalistler tüm paralarýný üre-time yatýrmak istemiyor, çünküyatýrdýklarý para karþýlýðýndaaldýklarý kâr oranlarý düþmekte.Onlar da iþçilerin maaþlarýndankeserek kârlarý muhafaza etmeyeçalýþýyor. Bu durum, borçlanmave kredi alma oranlarýný artýrýy-or. Ancak bankalar ve finanskuruluþlarý hiçbir zaman geri ala-mayacaklarý kadar borç vermiþdurumda.

Ýþte bu durum iki sene öncekredi krizini baþlattý ve iþte þimdibir ekonomik kriz yaþýyoruz.

Bu krize ne sebep oldu? Birçok ana akým iktisatçý size

krizin bir finansman sorunundankaynaklandýðýný anlatacaktýr.Mesele aslýnda bu deðil. Busorun, sadece sistemin içerisindebulunan çok daha ciddi bir prob-lemin dýþarýya yansýmasý.

Marx, krizleri kapitalizmin birözelliði olarak tanýmlar. Sistemiilerleten þey rekabettir. Ancakbütün kapitalistler pazardan en

büyük payý kapma telaþýiçerisinde olduklarýndan daimatüketilebilecek olandan dahafazlasýnýn üretilme tehlikesibulunmaktadýr.

Bu eðilimi engellemenin ikiyolu vardýr. Ýlki, iþçilerin üretilenürünlerin bir kýsmýný maaþlarýylasatýn almalarýdýr. Ýkincisi, kapi-talistlerin yeni fabrikalarayatýrým yapmasý ve buradakiüretimi sürdürmek için demir,çelik, yað, elektrik gibi maddelerisatýn almalarýdýr. Eðer bu ikitalep kaynaðýndan biri problem-liyse ekonomi krize sürüklenir.

Fazla üretim sistem üzerindehasarlar býrakýr. Eðer ürünlersatýlamazsa fabrika para kaybýna

uðrar ve iþçi çýkartýr. Bu da iþtençýkarýlan ve dolayýsýyla maaþ ala-mayan iþçilerin artýk diðer fab-rikalarca üretilen ürünleri satýnalamamasý anlamýna gelir.Bunun üzerine o fabrikalar daiþçilerini iþten çýkarýr ve böyleceproblem gittikçe derinleþir.

SSoonn kkrriizzddee hhüükküümmeettlleerr bbüüyyüükkmmiikkttaarrddaa ppaarraallaarrýý ssiisstteemmee ssookkttuu..BBuunnuunn nnee ggiibbii eettkkiilleerrii oollaaccaakk??

Hiç kimse bilmiyor. Þirketler vebankalar rakipleri karþýsýndagüçsüz görünmemek için borçluolduklarý miktarlarý gizli tutuyor.Bir yandan da hisse senedideðerlerini yüksek tutmak için

kâr oranlarýný olduðundan çokdaha yüksek gösteriyorlar.Durum böyle olunca, kimse negerçek kârlarý, ne gerçek zarar-larý, ne de sistemin aslýnda nedurumda olduðunu biliyor.

Hükümetler açýlan gediðidoldurmak için yýðýnla para har-cýyor, ancak kimse gediðin nekadar geniþ olduðunu bilmiyor.Çok uzak olmayan bir zamandaharcadýklarý parayý geri almakisteyecekler, ancak bu parayý ala-caklarý kiþiler bankacýlar deðilsýradan insanlar olacak.

Bu durumda bazý ülkeler diðer-lerinden daha avantajlý.Sözgelimi, ABD dünyanýn enbüyük ekonomisi ve gerçeðinortaya çýkacaðý büyük anýherkesten daha fazla erteleye-bilir. Ancak Letonya gibi DoðuAvrupa ülkeleri çok zor durum-da.

Britanya çok kötü sayýlmayacakbir durumda, hâlâ dünyanýnbüyük ekonomilerinden biri. Birçok ana akým iktisatçý Britanyahükümetinin bankalarý kurtar-mak için harcadýðý parayý gerialmak istiyorsa, yüksek vergilerkoymak ve kamu hizmetlerindeözelleþtirmelere baþvurmakzorunda kalacaðýný kabul ede-cektir.

Muhafazakâr Parti ve ÝþçiPartisi kamu hizmetlerineyapýlan harcamalarýn azaltýlmasýgerektiði fikrinde birleþiyor. ÝþçiPartisi bir yandan bu kesintileriyapmak istiyor, bir yandan dabunun suçunu Muhafazakârlarýnüzerine yýkmaya çabalýyor.

PPeekkii bbuu eekkoonnoommiikk kkrriizziinn nneeoolliibb-eerraalliizzmm iiddeeoolloojjiissii vvee ssoonn 3300 yyýýllddýýrrddüünnyyaayyaa eeggeemmeenn oollaann sseerrbbeessttppaazzaarr ppoolliittiikkaallaarrýý üüzzeerriinnee nnee ggiibbiieettkkiilleerrii oolldduu??

Yeni-liberalizm temelde iþçilereyapýlan saldýrýlarý meþru kýlmaküzere ortaya çýkarýlan bir ideolo-ji. Serbest pazara hükümetlerinherhangi bir müdahalede bulun-madýklarý anlatýlýr, ama bir yan-dan da sürekli olarak büyük þir-ketlere destek olunur. Tabii bukapalý kapýlar arkasýnda gerçek-leþir. Bugün yaþananlardaki tekfark, bunun gün ýþýðýndaherkesin gözü önünde gerçek-leþiyor olmasý.

Bugün krizlerin kapitalizminkendisinden kaynaklandýðýnýanlatmak 1970'lere göre nispetendaha kolay. O günlerde suç, iþçisendikalarýna veya petrol þeyh-lerine atýlýrdý. Günümüzde ise,çok daha fazla sayýda insantemel problemin bankalarolduðunu görebiliyor.

Bu, insanlarýn sistem karþýtýfikirleri otomatik olarak benim-seyecekleri anlamýna gelmiyorelbet. Hergün sað görüþlügazetelerde göçmen iþçilere yada mültecilere "hýrsýzlar" denil-erek saldýrýldýðýný görebiliyoruz.

'Patronlarla iþçilerin çýkarlarýnýn

KKrriizziinn ffaattuurraassýýnnýý iiþþççiilleerree ööddeettmmeekkiiççiinn aayyýýnnddaa LLoonnddrraa’’ddaa ttooppllaannaann GG2200zziirrvveessii aannttiikkaappiittaalliisstt pprrootteessttoollaarraassaahhnnee oollmmuuþþttuu.. FFoottooððrraaffttaakkii eeyylleemm-ccii zzoommbbii,, yyaannii bbiirr yyaaþþaayyaann ööllüü oollaannbbaannkkaallaarrýý pprrootteessttoo eeddiiyyoorr

Page 7: Sosyalist İşçi 368

sayý: 368 sosyalist iþçi 7bir olduðu' fikri hâlâ ortalarda.Bu fikri savunanlar yýllar boyun-ca ekonomik büyümeden hep-imizin ortaklaþa faydalandýðýnýve bu sebeple düþüþten de hepberaber acý çekiyor olmamýzdabir yanlýþ olmadýðýný anlatýyor.

Bu fikre inanan BALPA(Britanya Havayollarý PilotlarýSendikasý), üyesi olan pilotlara,çalýþtýklarý þirkete "yardýmetmek" için maddi yardýmdabulunmayý ve daha uzun saatlerkarþýlýk beklemeden çalýþmayýönerdi.

Ancak gerçekte sýradan insan-larýn ekonomik büyümeden her-hangi bir çýkarý bulunmaz. Çoðuinsan sadece geçiminisürdürmek için dahi kredialmakta, borçlanmaktadýr. Krizortaya çýkar çýkmaz insanlarahepimizin bu krizden sorumluolduðumuz anlatýlýr ve tasarrufyapmalarý beklenir. Bu durum,zaten kötü koþullarda yaþayaninsanlarýn öfkelenmesine sebepolur.

Sosyalistlerin bu durumdakigörevi sistem karþýtý argümanlarýortaya atmak ve iþçilerin bir-leþmelerini saðlamaktýr. Ýþçilerbir direniþin içerisinde bulun-duklarýnda ve toplumun sýnýflarabölünmüþ olduðunu netliklegörmeye baþladýklarýnda bufikirleri dinlemeye herzamankinden daha fazla açýkolacaktýr.

Kapitalizmin doðurduðu prob-lemler toplumda Marksist fikir-lere ve akademik dünyada

Marksist iktisat kuramýna olanilgiyi artýrdý. Financial Times veEconomist gibi ana akým ekono-mi dergileri serbest piyasaekonomisi ile ilgili kehanetleribir kenara býrakýp devlet müda-helesinin avukatý olarak gördük-leri John Maynard Keyneshakkýnda konuþmaya baþladýlar.

Tabii bu esnada Marx'tan bah-setmeden de edemediler. Eðerkapitalizmin dinamiklerini anla-mak istiyorsanýz, eninde sonun-da dönüp Marx'a bakmak zorun-dasýnýz.

PPeekkii kkrriizzddeenn ççýýkkýýllýýyyoorr mmuu??Son birkaç haftadýr birçok

yorumcu ekonominin kendi ken-disini onarmaya baþladýðýnýanlatmaya baþladý. Bu, gerçektenhiçbir þey anlamadýklarýný gös-teriyor.

Hisse senetlerinin deðeri önce%50'lik düþüþlerin ardýndangeçen dört ay içerisinde %20yükseldi. Yine de eskiden olduk-larý hallerinden hâlâ çok uzaklar.Yine de eðer bütün derdiniz bor-sada kumar oynamak ve ufakkazançlar edinmekse, artýk dahagüvenli bir limana sahipsiniz.

Bazýlarýysa 'enflasyon sýnýrý'naulaþýldýðýný söylüyor. Bununanlamý, gerilemenin durmadýðý,ancak artýk ilk baþtaki kadar dra-matik bir düþüþün de yaþanmýy-or olduðu.

Nihayetinde sisteme yüklenenbunca paranýn krizi sona erdiriperdiremeyeceðini bilemiyorlar.Ekonomi toparlanmaya baþlasabile, sýradan insanlarýn bunuanlamasý çok uzun sürecek.Mesela iþsizlik oranlarýnýndüþmesi çok zaman alacak.

Yöneticilerimiz krizinkökeninde yatan sorunuçözmüyor. Grip olduðunuzdaaðrý kesici alýrsanýz, baþaðrýnýzýbirkaç saatliðine durdurursunuzancak kýsa süre sonra baþýnýzyeniden aðrýmaya baþlar.

Patronlar bu krizden çýkýþ yol-larý bulsalar dahi, daha derin kri-zler için yeni önkoþullarý yarat-mak zorunda kalacaklar.

((BBeerrkk EEffee AAllttýýnnaall,, ÝÝnnggiilliizzccee’’ddeenn ççeevviirrddii))

11993344 ggeenneell ggrreevvii,, AAmmeerriikkaa.. SSaann FFrraannssiissccoo ssookkaakkllaarrýýnnddaa sseennddiikkaa aakkttiivviissttlleerrii ggeenneell ggrreevv ççaaððrrýýssýýnnýý ddaaððýýttýýrrkkeenn..

““YYeennii-lliibbeerraalliizzmm tteemmeellddeeiiþþççiilleerree yyaappýýllaann ssaallddýýrrýýllaarrýýmmeeþþrruu kkýýllmmaakk üüzzeerreeoorrttaayyaa ççýýkkaarrýýllaann bbiirriiddeeoolloojjii.. SSeerrbbeesstt ppaazzaarraahhüükküümmeettlleerriinn hheerrhhaannggiibbiirr mmüüddaahhaalleeddee bbuulluunn-mmaaddýýkkllaarrýý aannllaattýýllýýrr,, aammaabbiirr yyaannddaann ddaa ssüürreekklliioollaarraakk bbüüyyüükk þþiirrkkeettlleerreeddeesstteekk oolluunnuurr.. TTaabbiiii bbuukkaappaallýý kkaappýýllaarr aarrkkaassýýnnddaaggeerrççeekklleeþþiirr.. BBuuggüünnyyaaþþaannaannllaarrddaakkii tteekk ffaarrkk,,bbuunnuunn ggüünn ýýþþýýððýýnnddaahheerrkkeessiinn ggöözzüü öönnüünnddeeggeerrççeekklleeþþiiyyoorr oollmmaassýý..””

Ýran’da da mý 'yesinlerbirbirlerini?'

Seçimleri Ahmedinejad’ýn kazandýðý açýklandýðýndan beri Ýran’da gösterilerbitmiyor. Ali Hamaney’in Cuma konuþmasýna kadar gösteriler çok büyüktü.Hamaney’in tehditlerinden sonraki ilk gün gene büyük bir gösteri oldu amapolisin ve sivil milislerin sert müdahalesi ve Musavi’nin göstericilericesaretlendirecek açýklamalar yapmamasý gösterilerin boyutlarýný küçülttü.Þimdi küçük ama sert gösteriler var. Gelecek günlerde geliþmeler nasýl ola-cak, göreceðiz.

Ýran’da egemen sýnýf mollalar dediðimiz dini elit. Bunlar ayný zamanda Ýrankapitalist sýnýfýnýn bir kanadý. Bugünkü iktidar mücadelesinde adýndan çokçabahsedilen ve Musavi’yi destekleyen Rafsanjani Ýran’ýn en zengini veya enzenginlerinden birisi. Irak Savaþý’nýn ardýndan “ülkeyi yeniden inþa” ederkenkendi servetini de inþa etmiþ. Petrol, rafineri, ticaret ve tarýmda güçlenmiþ.Ortadoðu’nun en büyük iþletmesi olarak gösterilen Hodro Otomobil fab-rikasýndaki en büyük özel sermayedar olduðu da söyleniyor.

Ahmedinejad 2005 yýlýnda Rafsanjani’ye karþý adaydý. 2004-2005 yýlýnýnyoðun iþçi mücadelelerinin üzerine yolsuzluklara karþý olduðunu, kamuyatýrýmlarýný artýracaðýný ve mollalarýn özel sermayedarlar haline gelmeleriniengelleyeceðini söyleyerek kazanmýþtý. Yoksullarýn büyük desteðini almýþtý.Bu seçimlerde ise Ahmedinejad ayný netlikte deðildi. Gene Rafsanjani vediðerlerinin yolsuzluklarýný anlattý, gene popülist politikalar savundu, amaiktidarda olduðu dönemi açýklayamadý. O dönem boyunca petrol fiyatlarý çokbüyük ölçüde artmýþtý. Bu nedenle Ýran’a oluk oluk para akmýþtý ama bubüyük paralar Ýran halkýna gitmedi. Ýþçi ücretlerinde kýsmi bir artýþ olmasýnaraðmen enflasyon yüzde 24’e ulaþýnca ücret artýþlarý eriyip gitti. Ve iþsizlikarttý. Hem de çok.

Petrol gelirleri ise, Bayad denen kamu-özel sektör ortak þirketleri aracýlýðýile Körfez ülkelerindeki yatýrýmlara aktý. Ýran sermayesi Ýran’ý güvenli biryatýrým alaný olarak görmüyordu.

Muhalefetin adayý Musavi ise 1979 Devrimi’nin ardýndan ÝslamCumhuriyeti’nin ilk baþbakanýydý ve o dönemde devletçi politikalara sahipti.Sonra özelleþtirmeci Rafsanjani tarafýndan baþbakanlýk kurumu ortadankaldýrýlarak görevine son verildi. Musavi uzun yýllar politikanýn dýþýnda kaldý.Son seçimlerde iki dönem cumhurbaþkanlýðý yapmýþ reformist Hatami sondakikada aday olmaktan vazgeçince gene onun tarafýndan aday yapýlmýþtý.

Musavi kampanyasý baþladýktan kýsa süre sonra hýz kazandý. Özelliklekadýnlar gösterilere katýlmaya baþladý ve kýsa zamanda Musavi kadýnlar içinözgürlükler vaad etmeye baþladý.

Kýsacasý seçimlerde yer alan bütün adaylar aslýnda rejimin sýnýrlarý içinde.Zaten baþka türlüsü olamaz, çünkü Mollalar konseyi bir ön eleme yapýyor.

Muhafazakâr ve reformist adaylar arasýndaki fark egemen sýnýfýn hangi kesi-minin Ýran’ý nasýl talan edeceði konusundaki fikir ayrýlýðýdýr. Daha derinleþtir-ilirse, devletçi kanat ve liberal, yeni-liberal kanat diye ayrýlabilir.

Bu noktada Türk solunun bir kýsmýnýn tutumuyla soruna bakýlýrsa, “yesinlerbirbirlerini” denebilir. “Egemen sýnýf içindeki bir mücadele, bize ne”denebilir. “Liboþlarýn kadife devrimi” veya “Soros destekli liboþlarýn renklidevrimleri” denebilir. Tabii “Ayþe teyzeyi ilgilendirmez” de denebilir.

Ama hemen herkes tutum alýyor Ýran konusunda. Hemen herkesAhmedinejad’a karþý sokaklara çýkanlarý destekliyor.

Peki sokaktaki hareketin niteliði ne?Açýk ki, göstericiler Ýran Ýslam rejimine karþý sokaða çýkmadýlar. Seçimler

yenilensin istiyorlardý, oylarýnýn hesabýný soruyorlardý. Ama her kitlehareketinde olduðu gibi, giderek hareketin talepleri deðiþmeye baþladý.

1917 Þubat ayýnda sokaða çýkan Rus iþçileri ekmek ve barýþ istiyorlardý, ikin-ci gün bütün iktidar Sovyetlere dediler, üçüncü gün orduyu böldüler,dördüncü gün Çar devrildi. Sekiz ay sonra iþçi sýnýfý iktidarý ele geçirdi.

Ýran’da da sokaða çýkan yüz binlerce insan toplumsal muhalefetin her rengi-ni taþýyor ve giderek radikalleþiyor. Bu, önlenmesi çok zor bir geliþme.Hareket gene Ýslami rejimi savunuyor, ama laiklik istiyor. Dinin devletiþlerinden ayrýlmasý giderek büyüyen bir talep.

Fakat en önemlisi, yavaþ yavaþ iþçiler mücadele sahnesine çýkýyor. Ýnþaatiþçileri göstericileri savunarak polise ve milislere saldýrýyor. Hodro otomobilfabrikasý iþçilerinin iki saatlik bir uyarý grevi planladýklarý söyleniyor ve zatenörgütlenmek için sert bir mücadele veren otobüs iþçilerinin örgütü gösterileridesteklediðini açýkladý. Çok güvenilir olmasa da, çok sayýda fabrikada kendil-iðinden gösteriler, grevler ve iþ yavaþlatma olduðu söyleniyor.

Kýsacasý, “bizi ilgilendirmeyen” egemen sýnýflar arasý çatýþma bambaþkasonuçlar yaratýyor. Geliþmelerin nasýl olacaðýný, sokak muhalefetinin (ki soniki gündür katýlým çok azaldý) devam edip etmeyeceðini, Musavi’nin ve diðeregemen sýnýf kesiminin baþýna neler geleceði, seçimlerin yenilenip yenilen-meyeceðini göreceðiz. Gerçekten grevlerin yaygýn olup olmadýðýný ya dayaygýnlaþýp yaygýnlaþmayacaðýný da göreceðiz.

Ýþte burada Ýran konusunu býrakýp Türkiye’ye dönebiliriz.Son “belge”den sonra bile hâlâ bir darbe giriþimi/hazýrlýðý olup olmadýðýný

sorgulayan bir sol var. Bazýlarý “belge” sahte çýksa sevinecek. En olumlu tavýr“yesinler birbirlerini”.

Peki yesinler, ama bu egemen sýnýf çatýþmasýný tarif etmek gerekmez mi?Egemen sýnýf içinde niye bir çatýþma var? Kimler ve neden darbe istiyorlar?Örneðin TÜSÝAD ya da MÜSÝAD darbe mi istiyor? Koç, Sabancý, Eczacýbaþý,Doðan vs darbe mi istiyor? Neden AKP’ye karþýlar? Yoksa bütün bunlar AKP’yimi destekliyor? Öyleyse neden? Bütün bu sorulara cevap vermeden “egemensýnýfýn iç mücadelesi” demek bu sorunda taraf olmaktan kaçýnmanýn bir biçi-mi.

Sosyalistler toplumdaki hiçbir sýnýf mücadelesinde tarafsýz olamaz. Daimaegemen sýnýfýn bütün eðilimlerinden baðýmsýz bir söyleme ve taleplere sahip-tirler ama mücadelenin kendisinden baðýmsýz olamazlar.

Türk solunun bir kýsmýnýn tutumu ile Ýran’da tutum almaya kalkarsan sokak-taki mücadeleye arkaný dönersin. “Yesinler birbirlerini”. “Faso, fiso”.

Sokakta muhalefet rejim aleyhine dönüyormuþ, Türk solunu ilgilendirmez.Bulunan her fýrsatta hükümete saldýrmak ama darbeye karþý sessiz kalmakyeterlidir. Yeterlidir ama, bu tutum aslýnda darbeden yana tutum almaktýr.

Ýran’da 'bana ne' der, evinde oturursan, sokaða çýkmazsan Ahmedinejad’ý,Ayetullah Hamaney’i desteklersin. Devrim Muhafýzlarýný, Hamaney veAhmedinejad’ýn sivil giysili milislerini desteklersin.

Türkiye’ye Ýran’ýn gözlüðünden bakýnca durum çok çýplak. Türkiye’de darbetehdidini yok sayan, küçümseyen ve tarafsýz olduðunu, üçüncü tarafolduðunu söyleyen herkes aslýnda darbenin yanýnda tutum alýyordur. Neyazýk ki bunun baþka bir izahý yok.

Doðan Tarkan(sesonline.net’ten alýnmýþtýr)

Page 8: Sosyalist İşçi 368

8 sosyalist iþçi sayý: 368

ssoossyyaalliisstt iissccii Mücadelenin solu

Bu toplum 2007 yýlýnda beri net bir biçimde bölün-müþ durumda. Bu, yapay bir bölünme deðil, gerçekbir bölünme. Darbe giriþimleri, Ergenekon örgütü,suikastlar, muhtýralar ve kitlesel mitingler, son iki yýladamgasýný vurdu.

Darbeciler, bir kitlesel tabaný üzerinde meþrulaþmakiçin, milliyetçiliði, çarpýtýlmýþ bir laikliði, ulusalcýlýkadý altýnda kullanmaya baþladý. Hrant Dink bu sürecinbir ürünü olarak katledildi. Ama Hrant Dink'in cenaze-si, cinayeti planlayanlarýn istediðinin tam tersi bir etkiyarattý. O cenaze, o öfke, o sessizlik ama en önemlisi"Hepimiz Ermeniyiz" sloganýndaki o kararlýlýk tümtoplumda yepyeni bir rüzgârýn, deðiþim rüzgârýnýnesmesine neden oldu.

Bugün darbecilerin paçalarýndan yakalandýysa,yargýlanmaya baþladýysa, Kerinçsizler tutuklandýysa,suikastçýlar ve ýrkçýlar mahkeme kapýlarýnda sürünüy-orsa bunlarýn hepsi, Hrant Dink'in anýsýnýn arkasýndanyürüyen o kitlenin sokaða çýkma cesareti sayesindeoluyor.

O yürüyüþ, ayný zamanda, yeni bir solun da ilkadýmýydý. Çünkü yüz binlerce insan, milliyetçi lafazan-lýktan ve Kemalizmle süslü solun milliyetçiliðinden,statükoculuktan sýkýldýðýný da ifade etmiþ oldu.

Kürt hareketinin yýllarca verdiði mücadelenin etk-isiyle, 23 Ocak yürüyüþünün etkisi birleþtiðinde,Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisinin, solunbazý kesimlerinin övündüðü ve övdüðü "Cumhuriyetdeðerlerinin" ayný þekliyle ayakta durmasýolanaksýzdý. Ayakta duramadý da.

Ergenekon davasý, ayný zamanda milliyetçiliðinyargýlandýðý bir dava. Milliyetçiliði darbelerin vesuikastlarýn kýlýfý haline getirenlerin yargýlandýðý birdava.

Fakat ayakta duramamak, çökmek ve yok olmakanlamýna gelmiyor. Ergenekon davasý, darbeciçetenin tüm uzantýlarýyla, tüm kurumlardaki iliþkileraðýyla birlikte çökertilmesi anlamýna gelmiyor.

Bunu baþarmanýn tek bir yolu var: Ýþçi sýnýfýnýnharekete geçmesi! Kendi talepleri için mücadele edeniþçilerin hareketinin, ayný zamanda, toplumun tümezilenlerinin taleplerini de savunan bir platformadönüþmesi.

Krizin etkilerine karþý mücadeleyle, Kürtlerin özgür-lük mücadelesinin taleplerinin birleþmesi, Ermenilerinözgürlüðünü garanti altýna alacak taleplerin birleþme-si, iþten çýkartmalara karþý mücadeleyle genel özgür-lükler ve demokrasi mücadelesinin bütünleþmesi.

Son dönemde hemen her iþçi eylemi, barikatlarlapolis terörüyle karþýlaþýyor. Kamu çalýþanlarýnýn polistarafýndan gaz bombasýyla püskürtülmeye çalýþýl-madýðý eylem neredeyse yok. Her eylemde iþçiler,doðal bir sýnýf tepkisiyle, "Emekçiye deðil, çetelerebarikat!" sloganýný atýyor.

Bugün, bu sýnýf tepkisinin mücadele içinde daha dabelirgin bir hale gelmesi için örgütlenmek gerekiyor.

Bu örgütlenme, sokakta, yüz yüze yapýlmak zorun-da. Bir yandan krize karþý her tepkiyle dayanýþmak,tek tek direniþlerin birleþmesi için mücadele etmek,ama ayný zamanda da bu mücadelenin milliyetçiliðe,ýrkçýlýða, darbeciliðe karþý tüm ezilenlerin özgürlüktaleplerini içermesi için çalýþmak, bugün sosyalist-lerin en önemli görevi.

DSÝP, önümüzdeki dönemde, hiçbir kampanyayý,hiçbir mücadele baþlýðýný küçümsemeden, bumücadeleleri birleþtirmek için elinden geleni yapacak.Biliyoruz ki, bu mücadele ayný zamanda yeni birsolun, kitlesel bir solun kurulmasý mücadelesi. Ýþçisýnýfýnýn öncülerine, sayýsýz kampanyayý, sayýsýz eyle-mi omuzlarýnda taþýyan kadýnlara ve gençlere heye-can verecek, her alanda kazanana kadar mücadeleedecek ve somut talepler etrafýnda, tüm mücadeleninbirliðini saðlamayý hedefleyecek yeni bir solun kurul-masý hem mümkün hem de gerekli.

Binlerce eþcinselin polis barikatýný aþan öfkesiyle,yýllardýr savaþa karþý kampanya ve eylemlere katýlanaktivistlerin deneyimini, iklim deðiþimine karþý eylem-lere katýlan on binlerce insanlar, darbelere karþýmücadelede birleþen aktivistler, aþaðýdan örgütlenen,sokakta örgütlenen, mücadele içinde örgütlenen,demokratik bir biçimde örgütlenen, kampanyalarlaörgütlenen, kazanmak için örgütlenen kitlesel bir solaheyecanla, umutla bakacak ve böyle bir adýmýn örgüt-leyicisi olacaktýr.

DSÝP, 27-28 Haziran'da düzenlediði konferansta,önümüzdeki dönemde, toplumdaki yarýlmaya paralelbiçimde ilerleyen muhalefet içindeki yarýlmada dahada acil bir ihtiyaç haline gelen yeni bir solun kuruluþçabalarýnýn aktif bir parçasý olmaya devam edecek,ama sokakta örgütlenecek anti kapitalist bir bloðunörgütlenmesi için elinden geleni yapacaktýr.

Tüm dostlarýmýzý bu mücadelede birlikte olmayaçaðýrýyoruz.

Kitlesel ve yeni bir solu kurmak!

DDSSiiPP’’ee üüyyee ooll!!devrimcisosyalistleregüç ver

Darbeye, Ergenekonçetesine karþýysan,

Kürt sorunundademokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek isti-yorsan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan w

ww

.dsi

p.or

g.tr Kitle Grevi ve

SendikalarRosa Lüksemburg

Sosyalist Ýþçi satýcýlarýndan isteyebilirsiniz

K apitalizmin krizi 100milyon insaný daha açbýraktý. Geçen yýla göre,

açlarýn sayýsý yüzde 10,5 artarak1 milyara yükseldi. Dünyadakiher altý kiþiden birisinin karnýdoymuyor.

Birleþmiþ Milletler (BM) krizingetirdiði aðýr sonuçlarý ortayakoydu. BM Gýda ve TarýmTeþkilatý (FAO) tarafýndanyapýlan açýklamada geçen yýlýnEylül ayýnda patlak veren krizküresel ölçekte 100 milyoninsanýn daha aç yaþamasýnaneden oldu. BM kýstaslarýnagöre bir insanýn aç olarak yaþa-masý için günde 1800 kalorininaltýnda beslenmesi gerekiyor.

ABD Tarým Dairesi'ne göredünyanýn en kalabalýk bölgeleriolan Asya ve Pasifik bölgesinde

geçen yýla göre açlýk yüzde 10.5artarak aç insanlarýn sayýsýnýn642 milyona çýktý. Açlýðýn kronikolarak yaþandýðý Afrika'nýnSahra altý bölgesinde ise 265milyon insan açlýk çekiyor.

Küresel kriz, dünyada zengin-liðin yoðunlaþtýðý Kuzey Amerikave Batý Avrupa merkezlerindepatlak vermiþti. Ancak etkilenendünyanýn yoksullarý oldu.

Worldwatch Enstitüsü 2004raporu açlýk sorununun kökenin-deki sosyal adaletsizliði ortayakoymuþtu: Dünya nüfusunun %12'sini barýndýran KuzeyAmerika ve Avrupa ülkeleridünya genelinde yapýlan toplamharcamalarýn % 60'ýný yaparken,dünya nüfusunun üçte birinibarýndýran Güney Asya ve OrtaAfrika ülkeleri bu harcamalarýn

sadece % 3,2'sine ortak ola-bilmiþti.

Açlarýn sayýsý 2008'de, birönceki yýla göre yaklaþýk 70milyon artmýþtý. Ayný yýl, dünyagýda ürünlerinin üretimi 2 milyar245 milyon tonla rekor düzeydegerçekleþmiþti! Ancak gýda fiyat-larý artmýþtý. Tarýmsal ürünlerinbio yakýt üretimi için kullanýl-masý, iklim deðiþikliði nedeniylekuraklýk ve küresel þirketleringýda piyasalarýnda yaptýðýspekülasyonlar, fiyat artýþýnýtetikleyen etkenlerdi.

BM'ye baðlý Dünya GýdaProgramý'ndan Josette Sheeran,gýda fiyatlarýndaki yükseliþnedeniyle dünya genelinde enaz 30 ülkede ciddi karýþýklýklarolduðunu hatýrlattý. "Aç birdünya tehlikeli bir dünyadýr"

diyen Sheeran, "Yiyecek bula-mayan insanlarýn sadece üçseçeneði var: Ayaklanmak, göçetmek ya da ölmek. Elbette üçseçenek de bizim için kabuledilemez" dedi.

Roma'da 2008 Temmuz ayýndayapýlan zirvede en zengin 8ülkenin liderleri açlýk sorununuçözecek projeler için 22 milyardolar ödemeyi vaat etmiþlerdi.G8 her zamanki gibi yalan söyle-di. Bu para toplanmadý. Sadece22 milyar dolar dünyadaki 1 mil-yar aç insanýn karnýný doyura-bilecekken, onlardan esirgenenparanýn 91 katý son 10 ayda ABDve Avrupa Birliði hükümetleritarafýndan iflas eden þirketlerikurtarmak için harcandý.

Fortune dergisi, 2008'deTürkiye'nin en büyük500 þirketinin listesini

yayýmladý. Rakamlarbaþbakanýn Türkiye'nin kriz-den etkilenmediðini iddiasýnýyalanladý. 500 þirketintoplam net kârý geçen yýlagöre yüzde 35,5 düþtü.

Buna raðmen 500 büyükþirketin satýþ gelirleri geçenyýla göre yüzde 16,3 ve ihra-cat gelirleri yüzde 18,7 arttý.Büyük sermaye krizden etk-ilendi, ancak kâr etmeyedevam etti. Toplam 392,3milyar lira ciro yaparken,geçen yýl boyunca büyük þir-ketlerde çalýþanlarýn ücretleriayný düzeyde kaldý.

2008'in en fazla kâr edenþirketi Tüpraþ oldu. Birçokhukuk ihlaliyle özelleþtirilenve düþük tutulan bedelle KoçHolding'in eline geçenTüpraþ net satýþ gelirleriniyüzde 35,2 artýrarak 30,4 mil-yar liraya çýkardý. KoçHolding, TürkiyeCumhuriyeti'nin kuruluþ yýl-larýnda devlet eliyle özel ser-maye yaratma çabalarýnýnsonucu olarak hâkim olmuþKoç ailesine ait. Bütün askeridarbeleri destekleyen aileninbaþýndaki isim Rahmi Koç,katý bir laik olmasýna ve iþy-erlerinde baþörtülü ya dasakallý personele izin ver-meyeceðine dair açýklamasýy-la tanýnýyor. TürkiyePetrolleri RafinerileriAnonim Þirketi yakýndöneme dek bir devletiþletmesiydi. Bu iþletmedeçalýþan iþçilerin örgütlüolduðu Türk-Ýþ'e baðlýPetrol-Ýþ Sendikasý, Koç

Holding'le davalýk olmuþ vebirçok eylem yapmýþtý.

En büyük 500 þirketten142'si zarar açýkladý. 2007'delisteye giren þirketlerintoplam kârý 20 milyar 67milyon lira iken, geçen yýl burakam 12 milyar 927 milyonliraya düþtü. Büyük þirket-lerin net satýþ kârlýlýðý birönceki yýla göre yüzde 45,5civarýnda düþtü. Fortune500'deki ilk 10 þirketin netsatýþ kârlýlýðý ise bir öncekiyýla göre yüzde 53,1 oranýn-da azaldý. Dünya çapýndayaþanan kâr oranlarýnýn hýzlaaþaðýya düþüþ eðilimi,Türkiye ekonomisinde deaçýkça görülüyor.

Listede yer alan þirketlerinnet satýþ gelirlerinin yüzde76,9'u iç pazar satýþlarýndan

elde ediliyor. Her biri içpiyasaya fazlasýyla baðým-lýyken, kârlarýn artýþýnakarþýlýk ücretler 15 yýldýrdüþüyor. Büyük þirketlerçalýþanlarýna bu yýl zam bek-lememelerini salýk veriyor.Devlet kuruluþlarýnda vediðer sektörlerde çalýþanlarise yoksulluk sýnýrýnýn altýn-da ücret alýrken, asgari ücretaçlýk sýnýrýnýn altýndaykentüketimin düþmesi kaçýnýl-maz. Hükümet bu yüzdentüketimi artýrmaya dönükteþvikler veriyor. Toplumunkriz psikolojisine girip kredikartý kullanmaktan ve tüke-tim yapmaktan vazgeçmesiya da buna mecbur kaldýðýan 500 büyük þirketin kârlarýtepe taklak olabilir.

Türk-Ýþ ve Hak-Ýþ gibi iþçi

sendikalarý 500 þirketi temsileden bütün patron örgüt-leriyle 'Kriz varsa çare devar' platformunda buluþuptüketimi teþvik etmeye veinsanlara güven vermeyeçalýþýyor.

Ýþçilerin çözümü bu ola-maz. Büyük þirketler dahafazla vergi ödemelidir, kimkazanýyorsa bunu toplumungeri kalanýyla paylaþmalýdýr.Tüm çalýþanlara insancayaþayacak bir ücret ülkeçapýnda uygulanmalýdýr.Asgari ücret bin liraolmalýdýr. Çare, yoksullukiçinde yaþamak vesömürülmek deðil, krizekarþý antikapitalist mücadele.

VVoollkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmm

Ekonomide küresel krizin tüm semptomlarý

PPeettrrooll-iiþþ üüyyeelleerrii 2200 ÞÞuubbaatt 22000066’’ddaa TTüüpprraaþþ öönnüünnddee eeyylleemmddee,, iiþþlleettmmeenniinn ssaattýýþþýýnnýý dduurrdduurrmmaakk iiççiinn..

Dünya 1 milyar insaný doyuramaz mý?

Page 9: Sosyalist İşçi 368

sayý: 368 sosyalist iþçi 9

2.Dünya Savaþý sonrasýn-da Polonya, SSCB’ninbastýrmasý ile Doðu

Bloku’na katýldý. Stalinizminbaskýsý altýndaki Polonya’da iþçisýnýfýný yönetimde söz sahibideðildi.

Katý bir devlet kapitalizmi þek-lini almýþ olan rejim her türlümuhalefet hareketini þiddet kul-lanarak eziyordu. Adý PolonyaHalk Cumhuriyeti olan ülkede,halk ancak kaðýt üstünde yöne-time ortaktý. Polonya’dasendikalar bütünüyle devletebaðlý, rejimin kuklasýsendikalardý.

DDeevvlleett kkaappiittaalliizzmmiinniinnkkrriizzii vvee ddiirreenniiþþ

1970’lerin sonunda baþlayankriz Polonya’yý derinden etkile-di. Polonya Halk Cumhuriyeti,savaþ sonrasý dönemde tümsanayileþmiþ ülkeler arasýnda ogüne kadar görülen en büyüküretim düþüþü ile karþýlaþtý.Ülkenin gayrý safi milli hasýlasý1979’da yüzde 2, 1980’de yüzde8 ve 1981’de yüzde 15 ila 20arasýnda geriledi. Kriz rejimigiderek zora sokuyordu.Barýnma olanaklarý çok kötüdurumdaydý, yiyecek sýkýntýsýsistemin devamlý bir sorunuhâline gelmiþti. Ayrýca Polonya,tüm Avrupa’da hava kirliliðininen yüksek olduðu ülkeydi, Lodzkenti bütün kýtada kadýnlarýn ençok ölü doðum yaptýðý kentti.

1 Temmuz 1980 günü

hükümet sözcüsü gelecekte iyietin ancak “serbest fiyat” uygu-layan dükkânlarda bulunabile-ceðini açýkladý. Bu, yiyecek fiy-atlarýnda artýþ anlamýna geliyor-du ve buna karþý bir grev dal-gasý ile geliþecek büyük birmuhalefetin iþaretini veriyordu.Bu tarihten itibaren altý haftaboyunca Polonya grevlerlesarsýldý. Grevler neredeysebütün fabrikalara yayýldý.Aðustos ortasýna gelindiðindeliman kentleri olan Gdansk,Gdynia ve Szczecin’de grevleren üst noktasýna varmýþtý.

Grevlerin bir koordinasyonmerkezi yoktu, ancak 1976 yýlýn-da, iþten çýkartýlan iþçilereyardým etmek amacý ile kurul-muþ olan Ýþçileri SavunmaKomitesi (KOR) bu dönemdemücadeleler hakkýnda haber-lerin diðer iþçilere ulaþtýrýldýðýbir bilgi aðý geliþtirdi.

SSoolliiddaarrnnoosscc’’uunn kkuurruulluuþþuu1980 Aðustos’unda Gdansk’ta

bulunan Lenin Tersaneleri’nde,50 yaþýnda bir kadýn iþçi olanAnna Walentynowicz iþtençýkarýldý. Bunun üzerine birgrup liman iþçisi anýndaharekete geçti, duvarlarý el yaz-masý afiþ ve bildirilerle donattý.Ýþlerini býrakarak, diðer iþçileride iþ býrakmaya davet ederek,tersane içinde yürüyüþebaþladýlar. Kendisi de iþtenatýlmýþ bulunan Lech Walesaisimli bir iþçi, duvara týrma-

narak 17 bin iþçiye grev ve iþgalçaðrýsý yaptý. Walesa daha sonrabaþbakan yardýmcýsý ilegörüþmeleri yürüten grevkomitesinin baþkanlýðýna seçildi.

Grevler ve iþgaller hýzla diðeriþyerlerine sýçradý. Lenin böl-gesinde direniþ hâlinde bulunanbütün iþyerlerinden gelendelegelerden oluþan bir toplan-týda Ýþletmeler Arasý GrevKomitesi (MKS) isimli yeni biryapý kuruldu. Bu yapý, hementoplanarak 21 talep içeren birliste yayýnladý. Bu bir yerel tale-pler listesi deðildi, ilk talebidevletten baðýmsýz yenisendikalar kurulmasý talebiydi.Bu talebi sansürün hafifletilme-si, saðlýk hizmetlerinin artýrýl-masý, siyasi tutuklularýn serbestbýrakýlmasý, kilise üzerindekibaskýlarýn kaldýrýlmasý gibi birdizi talep izliyordu.

Kýsa süre sonra KORüyelerinin yardýmýyla, tersanematbaasýnda Solidarnosc(Dayanýþma) isimli gazete basýl-maya baþlandý. Gazete günlük30 bin tiraja ulaþtý. Yöneticilerpaniðe kapýlarak Gdansk ilePolonya’nýn geri kalaný arasýn-daki bütün telefon baðlantýsýnýkopardý. Ancak taleplerin yayýl-masýnýn önüne geçilemedi,birçok yerde yeni MKS yerellerioluþtu ve sonunda Polonyahükümeti MKS ile doðrudaniletiþime geçmek zorunda kaldý.31 Aðustos günü ise Bakanlar,Gdansk’ta iþçilerin 21 talebinin

kabul edildiðini ilan eden anlaþ-mayý imzalamak zorunda kaldý.

Anlaþmanýn imzalanmasýndanbirkaç hafta sonra devlettenbaðýmsýz olarak Solidarnosc(Dayanýþma Sendikasý) kuruldu.Dayanýþma Sendikasý çok kýsazamanda 10 milyon iþçiyisaflarýna katarak devlet güdüm-lü sendikalarý etkisiz hâle getir-di. Bu rakam o dönemde mev-cut iþçi sayýsýnýn %80’ine denkdüþüyordu.

ÝÝþþççii kkoonnsseeyylleerrii vvee iikkiilliiÝÝkkttiiddaarr

MKS’ler, iþçilerin talepleridoðrultusunda 1905 RusDevrimi’nde ortaya çýkan iþçikonseylerine (sovyetler) benzerbir yapý arz ediyordu. Bu yapýRus Devrimi’nden örnek alý-narak ortaya çýkmamýþ, iþçilerinkendi mücadele deneyimleriiçinde kendiliðinden þekillen-miþti. Hareket büyük orandafabrika iþgallerine dayanýyordu.Ýþgal altýndaki fabrikalarda iþçil-er yerel MKS’ler oluþturuyor, buMKS’lerden seçilen delegeleniþçi denetimi altýndaki bölgeselkomitelere yollanýyordu.Yönetim ile yapýlan görüþmelertersane içindeki iþçilere yayýnyapan hoparlörlere baðlý mikro-fonlar önünde yapýlýyor, böylecebütün iþçiler süreçten haberdaroluyordu. Bu yapý yeni bir ikti-dar yapýsýnýn, iþçi denetiminedayalý aþaðýdan sosyalizminpotansiyelini gösteriyordu.Bürokrasinin iktidarý veMKS’ler arasýnda bir ikili iktidardurumu ortaya çýkmýþtý.

Ancak bu yapýnýn oluþmasýkendiliðinden sosyalizme yolaçmadý. MKS liderliði etrafýndabir grup entellektüel “tavsiye-ci” oluþtu. Bunlar aslolarak“uzlaþma” çaðrýsý yapýyorlardý.Kilise de ayný þekilde ölçülülükvaazlarý veriyordu. Kardinal,iþgallerin sona ermesi yönündeçaðrýlar yapýyordu.

Ýkili iktidar durumunda herkesSolidarnosc’un önderliðini bek-liyordu, sendikanýn atacaðý biradým bürokrasi ile iþçilerinözyönetim aygýtlarý arasýndakiçeliþkiyi iþçiler lehine çözebilir-di, ancak ortada bunu savunanbir devrimci örgüt yoktu. Ýkti-darý talep etmeyen Solidarnoscyönetimi, kendi saflarýndakihareketin önüne bir tür set çek-miþ oluyordu.

GGeenneell ggrreevv vvee ssttaalliinniissttaasskkeerrii ddaarrbbee

Mart ayýnda krizin derin-leþmesi ile yeni bir grev dalgasýbaþladý. Bydgoszcz kentinde bir

ofisi iþgal eden Solidarnoscüyeleri baþlarýnda sendikanýnlideri Jan Rulewski ile beraberparti görevlileri ile görüþmeyegittiklerinde polis saldýrýsýnauðradýlar. Bunun üzerinebölgedeki yarým milyon iþçigreve baþladý. Solidarnosc 4saatlik bir genel grevle talep-lerinin kabul edilmemesihâlinde 31 Mart’ta süresiz genelgreve baþlayacaðýný ilan etti.

Devlet Baþkaný Jaruzelski,Lech Walesa’ya Kardinalaracýlýðý ile doðrudan baskýuygulamaya baþladý. Kardinal’lebir saat süren bir görüþmedensonra Walesa genel grevin iptaledildiðini açýkladý. Üç ay içindehareket geri çekildi.

1981 ilkbahar ve yaz aylarýndakrizin derinleþmesi yeni bir grevdalgasýna yol açtýysa da, harekettamamen toparlanamadý.Hükümet, Solidarnosc’uekonomiyi baltalamakla suçla-maya ve doðrudan güç uygula-maya baþladý.

12 Aralýk’ta sendikanýn ulusalkomisyonu bir toplantý yaptý.Bu toplantýdaki eðilim genelgrev de dahil olmak üzeretekrar radikalleþmek yönündey-di. Ayný akþam sendika yöneti-cilerinin kaldýðý otel basýldý,yöneticiler tutuklandý. Sabah6:30’da stalinist GeneralJaruzelski askeri darbe yaptýðýnýaçýkladý ve Solidarnosc’uyasadýþý ilan etti. Darbeye karþýbazý iþyerlerinde grevlerbaþladýysa da güç kullanýlarakbastýrýldý, bazý iþçiler öldürüldü.

SSttaalliinniisstt rreejjiimmiinn ssoonnuuYedi yýl sonra, Nisan 1988’de

yeni bir grev dalgasý baþladý.Grevler sallanmakta olanrejimin sonunu getirdi.Hükümet, Walesa veSolidarnosc ile masaya oturmakzorunda kaldý. Solidarnosc 1989yýlýnda tekrar yasal statükazandý ve yapýlan seçimlerde“demokratik” olarak seçilensandalyelerin tümünü kazandý.(Hükümet meclisteki %67’likçoðunluðu kendisine sak-lamýþtý). Aralýk 1990’da yapýlanseçimlerde ise Walesa cumhur-baþkaný seçildi. Stalinizm, iþçimuhalefetine yenildi. Ancakikili iktidar sýrasýnda iþçisýnýfýnýn iktidarý ele geçirmeþansý kaçýrýlmýþtý. Polonya’dastalinizm yýkýldý, ancak yerinebir iþçi iktidarý gelmedi. Yine de,Polonya örneði stalinizme karþýiþçi muhalefetinin gücünügösteren en önemli örneklerdenbirisi olarak karþýmýzdaduruyor.

CCaann IIrrmmaakk ÖÖzziinnaannýýrr

Solidarnosc - Dayanýþma Sendikasý

Polonya’da stalinizmiyýkan iþçi muhalefeti

TTeemmmmuuzz 11998800’’ddee DDaayyaannýýþþmmaa’’nnýýnn bbaaþþllaattttýýððýý sseeççiimm kkaammppaannyyaassýýnnýý bbiinnlleerrccee iiþþççii öörrggüüttlleemmiiþþttii..

Page 10: Sosyalist İşçi 368

10 sosyalist iþçi sayý: 368

12 Eylül tutkusuCHP lideri Deniz Baykal, nereden etsiyse esti aklýna, "12 Eylül

yargýlansýn" dedi. 12 Eylül… Yargýlanmasýný en çok istediðimizdarbe!

Neden? Her halde ABD'nin gerçekleþmesine izin verdiðidarbe olduðu için.

Solda en büyük fiziksel tahribatý yaratan darbe olduðu için."12 Eylül yargýlansýn" önermesi, en muteber, ve önerenler

açýsýndan, önerinin yapýldýðý insanlarýn ne kadar demokratikolduðunu, önerene göre deðiþir ama ayný zamanda da nekadar devrimci olduðunu test etmenin aracý.

Sanki, gözü dönmüþ darbe meraklýlarý dýþýnda, "12 Eylülyargýlansýn" önerisine karþý çýkan olabilirmiþ gibi.

12 Eylül elbette yargýlanmalýdýr. Kenan Evren de kendi saðlýðýhakkýnda kendisi karar verebilmelidir!

Ama 12 Eylül, bugünün darbecilerinin yargýlanmasýtalebinden kaçmanýn aracý haline getirilmemelidir. 12 Eylül,gözümüzün önünde yaþanan darbe giriþimlerini küçümse-menin sýðýnaðý haline getirilmemelidir.

Ne yazýk ki 12 Eylül artýk son sýðýnak haline geliyor.Ergenekon davasýnýn her bir adýmýnda, davayý küçümsemekiçin hep bir gerekçe buldular. "Ergenekon davasý mý, pöh",diye baþlayýp, "Ya Fýrat'ýn doðusu", "Ya polis yetkilileri", "Yabürokrasiden isimler", "Hep mi emekli askerler", "Hiç misiyasi olmaz", "Ya Susurluk" gibi karþý çýkýþlar, dava geliþtikçeve bu alanlarýn tümünü kapsamaya baþladýkça, "Ya 12 Eylül"itirazý, soldan güncel darbe giriþimlerinin üzerini örtmek içinüretilen en temel iddia haline geldi.

Deniz Baykal, Ergenekon davasýný küçümsemek için yarýþagiren bütün bir muhalefet adýna konuþmuþ oldu.

Bu arada küçük bir gerçek gözden kaçýrýldý. Cumhuriyetkurulmadan önce ve kurulduktan sonra iþlenen tüm derindevlet cinayetlerinin ve darbelerinin yargýlanmasýný mevcutErgenekon davasýnýn savcýlarýndan bekleyerek 2004'te plan-landýðý kesin olan yeni darbe giriþimlerinin aslýnda varolmadýðýný savunanlar, darbe giriþimlerini sulandýrmayaçalýþanlar, gerçekten de 12 Eylül yargýlanacaksa, bunun, ancakErgenekon davasýnýn sonuna kadar gitmesi sayesinde baþarýla-bileceðini kavrayamýyorlar.

Ergenekon davasý tarihin üstüne örülmüþ tüm karanlýðýparçalamak için en önemli fýrsatý sunuyor. 1977 1 Mayýs'ýndaöldürülen iþçilerin katillerini bulup açýða çýkartmak için de,Musa Anter'in katillerinin hesabýný soracak siyasi adýmlarýnatýlmasý ve tüm faili meçhullerin açýða çýkartýlmasý için de,Kenan Evren'in yargýlanýp Erdal Eren'in hesabýnýn sorulmasý,Kürt sorununda savaþtan beslenenlerle Hrant Dink'i öldürenmekanizmanýn bir bütün olarak yargýlanabilmesi için de, önceErgenekon davasýnýn sonuna kadar gidilmesini hedefleyen birmuhalefet, aþaðýdan, radikal eylemler gerekiyor.

Bunun neresi anlaþýlamýyor, merak konusudur.Basit matematik diye bir þey var! Kenan Evren'i yargýlama

süreci baþlarken gerçekleþebilecek bir darbe, Kürt halkýnayönelik bir provokasyonla keskinleþtirilebilecek siyasi ortamýnbu süreci,12 Eylül'ün yargýlanmasý sürecini akamete uðrata-bileceði neden görülemiyor?

Bu týpký, SSGSS'yi AKP yasalaþtýrmýþ olmasýna raðmen, önceDSP-ANAP-MHP koalisyonundan Mezarda Emeklilik yasasýnýnhesabýný soralým demeye benzer. Reformlar için mücadeleninhangi yöntemlerle ve hangi taleplerle yürütülmesi gerektiðikonusunda tam bir kafa karýþýklýðýnýn olduðunu gösterir.

Polonyalý devrimci Marksist Rosa Luksemburg'un eserlerinekýsmen de olsa göz atmýþ olanlarýn hemen görebileceði gibi,ister ekonomik, ister siyasal reformlar olsun, reformlarý kazan-manýn, aþaðýdan kitlesel iþçi hareketinden baþka bir yolu yok-tur. Deðiþim için harekete geçen kitlelerin birleþik gücündenbaþka somut bir talep kazanýlamaz. Geçmiþ dönemin pislikleri-ni de temizleyecek olan, bugünkü mücadeledir, bugün reform-larýn kazanýlmasýdýr. Reformlarý talep etmekle reformist olun-maz. Reformlar için verilen mücadelenin yöntemleri ve hedeflerarasýndaki farklýk, reformistlerle sosyalistleri birbirinden ayýrýr.Ergenekon davasýnda sonuna kadar gidilmesini talep etmek,radikal bir siyasal reform talebidir. Bu talebin gerçek-leþmesinin kapitalist devlet aygýtýnda ve egemen sýnýfýnsaflarýnda derin bir çatlak ve tahribat yaratacaðýný görmemekiçin, sadece görmek istemiyor olmak gerekir.

Ya da sadece, cumhuriyet deðerleri için yanýp tutuþurkenKemalist diktatörlüðün temel deðerlerinin baki kalmasýnaheves etmek yeterlidir.

Þenol Karakaþ

Hrant Dink'in ölümü ve onuizleyen olaylarla ilgili çok nethatýralarýmýz var. Bizim açýmýzdan19 Ocak 2007 günü televizyonda birhaberle baþladý. Bir süredir hakkýn-da açýlan 301 davasý nedeniyle onutelevizyonlarda görmeye zatenalýþýktýk. Bu sefer kaldýrýmda yatancansýz bir beden olarak karþýmýz-daydý.

Olayýn akþamýnda öldürüldüðüyerde biriken bir grup insanolduðunu öðrendik ya da belki ora-daydýk. Akþamýnda öldüren gencinkamera kayýtlarý televizyondaydý.Beyaz beresi sýkýntýlý haliyle 17-18yaþlarýnda bir genç. Ayný genç tele-vizyondaki görüntüden babasýnýnkendisini tanýmasý üzerine OgünSamast Trabzon'a dönmekteykenSamsun'da yakalandý. Bir kaç günboyunca sadece bu olayý konuþ-tuðumuzu hatýrlýyoruz. Üstüsteyapýlan milliyetçi duygularla iþlen-miþ, örgüt baðlantýsý yok gibi hýzlýaçýklamalarý duymuþtuk. Ama yeniisimlerde ortaya çýkmayabaþlamýþtý. Yasin Hayal azmettirenabi olarak ortaya çýkmýþtý. 24Ocak'ta cenaze vardý.Birçoklarýmýzýn katýldýðý en kala-balýk cenaze, bir o kadar insanýn daorada olmayý çok isterdim dediði.Beklenmedik bir kalabalýðýnortasýnda bulmuþtuk kendimizi.Sessiz bir kalabalýk ara ara slogan-lar atýlýyor, sonra da birileri sessizkalmak gerektiðini anlatýyordu.Agos'un önünden geçtiðimizi hatýr-lýyorum, iþte burada öldü. Sonrauzunca bir yürüyüþ oldu, yolboyunca ne zamandýrgörmediðimiz pek çok tanýdýklasessizce karþýlaþtýk. Sonra bir yerdedurduk önümüzden bir cenazearabasý geçti. Elimizden dövizleribýraktýk, daðýldýk.

Sonrasý biraz bulanýk, zamanla-malarý nasýl oldu hatýrlamýyorumam galiba önce bir görüntü çýktý.Samast ilk yakalandýðýndaSamsun'da Türk bayraðý önündegüvenlik güçleri ile verdiði poz,Agos'un önünde bekleyen tedirginçocuk yerini bir baþkasýna býrak-mýþtý. "Orhan Pamuk akýllý olsun"diye baðýran Yasin Hayal iki kolun-

da polisle kameralara dayýlanýyor.Sonra duruþma öncesi buluþmalarbaþladý. Sanýrým Ümit Kývanç'ýnhazýrladýðý küçük film üzerine ilkdefa gitmiþtim. Yine sessiz bir kala-balýk ama bu sefer daha küçük.

Olaylar dýþarýdan biri için böylegörünüyor. Ama olaylarýngöbeðinde, ilk vurduðu andan beriacaba bizim çocuklar söyledikleriniyaptý mý diye kendine soran birileride var. Onlarý zamanla tanýdýk.Erhan Tuncel ve bilgiyi paylaþtýðý,bundan bir þekilde aylar öncesin-den haberdar olan birileri. Olayolduðu anda Yasin Hayal'i kontrolettirme gereði duyan. Onlarýn nasýlhissetiðini bilemiyorum, ama nasýlhareket ettiklerini artýk görebiliyo-

rum. Ben televizyonun baþýnda yada Agos'un önündeyken onlarýn neyaptýðý, ne konuþtuðu "DinkCinayeti ve Ýstihbarat Yalanlarý"nýokuyunca biraz daha netleþiyor.Þimdi kitabýn yazarýna açýlandavadan söz ediyoruz. Zaten parçaparça karþýmýzda duran belgeleritoparlayýp resmi daha netkarþýmýza koydu, "hedef göstermeve gizli belgeleri temin ve açýkla-ma" iddiasýyla yargýlanacak. Amaartýk kim olduklarý ortada, ne kadarbildikleri, nasýl saklamaya çalýþtýk-larý; bilmediðimiz þeyler de var,tam olarak ne bildikleri çünkübunu onlara soramýyoruz vedavanýn peþi býrakýlýrsa da aslaöðrenemeyeceðiz.

OOrrhhaann GGöözztteeppee

“Hrant Dink cinayeti ve Ýstih-barat Yalanlarý” adlý kitabýndayayýmladýðý belgeler gerekçe gös-terilerek dönemin TrabzonEminyet Müdürü RamazanAkyürek ve Polis Ýstihbaratýyöneticisi Muhittin Zenit tarafýn-dan dava açýlan gazeteci NedimÞener ikinci kez hakim karþýsýnaçýktý.

Siyasi savunma yapan ve Dinkcinayetinin aydýnlatýlmasýnýisteyen Þener’in duruþmasýný DSÝPüyeleri de izledi.

Nedim Þener yalnýz deðildir

Dink cinayetininarkasýndakiler

Gazeteci Nedim Þener 28,5 yýl hapis cezasýyla yargýlanýyor

Page 11: Sosyalist İşçi 368

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsýiþçi sýnýfýdýr. Yeni birtoplum, iþçi sýnýfýnýn üre-tim araçlarýna kolektifolarak el koyup üretimive daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýnakarþý sermaye sahipleri-ni, egemen sýnýfý koru-mak için oluþturulmuþ-tur.-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþkaülkelerin iþçileri ile daimadayanýþma içindedir.-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerindendolayý aþaðýlanmalarýnave baský altýna alýn-malarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olanher þeye karþý çýkarlar.-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tekbir ülkede izole olarakyaþayamaz. Rusya, Çin,Doðu Avrupa ve Kübasosyalist deðil, devletkapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadele-ci kesimi devrimci sosyal-ist bir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlerekatýlan herkesi devrimcibir sosyalist iþçi par-tisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrý-yoruz.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii nnee ssaavvuunnuuyyoorr??

ii nn tt ee rr nn ee ttozurdiliyoruz.combarisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orghranticinadaleticin.com70milyonadim.org

ToplantýlarEtkinlikler

KADIKÖY

Küresel Barýþ ve Adalet

KoalisyonuHER ÇARÞAMBASAATT 19.00’DA

TOPLANIYOR

Ada Kafe, Ali SuaviSokak, 22/ A Bahariye

caddesi.Ýletiþim: 0536 5195406

sayý: 368 sosyalist iþçi 11

Ergenekon davasýnýnarkasýnda duran ve tümdarbecilerin yargýlanmasýnýsavunan, tüm darbelere vedarbe giriþimlerine karþý nettutum alan,

Baþörtüsüne özgürlükdiyen ve hiç çekinmeden“Hepimiz Ermeni’yiz” slo-ganýný atabilen,

Yeni ve kitlesel bir solaihtiyaç duyan,

Savaþlara ve iþgalleredur diyen,

”Krizin faturasýnýpatronlar ödesin” diyereksokaða çýkan,

Halklarýn kardeþliðin-

den yana olan, Kürthalkýnýn mücadelesinidestekleyen,

LGBTT mücadelesindeyer alan ve susmadan“eþcinseller vardýr” diyehaykýran,

Patronlarýn deðil geze-genin kurtarýlmasý gereklil-iðini vurgulayan ve baþkabir enerjinin mümkünolduðunu söyleyen,Nükleer santralleri deðil,yenilenebilir enerjiyi savu-nan,

Irkçýlýða ve milliyetçiliðekarþý sokaða çýkan,

Türcülüðü reddeden,

tüm canlý yaþamýnýn uyu-munu savunan,

Tüm öðrencileriANTÝKAPÝTALÝSTÖÐRENCÝLER’e katýlmayaçaðýrýyoruz… BBiillggii ÜÜnniivveerrssiitteessii:: 0506 892 70 10BBooððaazziiççii ÜÜnniivveerrssiitteessii:: 0535 382 91 07ÝÝssttaannbbuull ÜÜnniivveerrssiitteessii:: 0554 388 02 16ÝÝssttaannbbuull TTeekknniikk ÜÜnniivveerrssiitteessii:: 0555 439 21 93GGaallaattaassaarraayy ÜÜnniivveerrssiitteessii:: 0535 439 21 93MMiimmaarr SSiinnaann ÜÜnniivveerrssiitteessii:: 0505 847 75 92

BÝZE KATILIN DÜNYAYI BÝRLÝKTE DEÐÝÞTÝRELÝM

Haksýzlýklarý, mücadelenizi,yorumlarýnýzý

bize yazýn

[email protected]

aannttiikkaappiittaalliisstt ööððrreenncciilleerr

BBAASSIINN AAÇÇIIKKLLAAMMAASSII

18 Temmuz’daÝstanbul’da!

DARBECÝLERYARGILANSIN!

ÖZGÜRLÜKÝSTÝYORUZ!

DevrimciSosyalist Ýþçi

Partisi

GGrreevvcciilleerr yyiinneebbaarriikkaatt

Dördüncü ayýný doldu-ran Sabah-ATV grevidevam ediyor. HerCumartesi Taksim’deyapýlan yürüyüþ son ikihaftadýr polis engelinetakýlýyor. Grevciler bu haf-tasonu da yürütülmedi.Barikatla durdurulangrevciler sloganlarýylaprotestoya devamederken, yaptýrýlmayanyürüyüþ oturma eyleminedönüþtü.

“Grev, grev, grev, direnedirene kazanacaðýz” slo-ganlarýnýn atýldýðýeylemde grevciler açýkla-ma yaptý. Polisin bahanel-erle keyfi bir þekildeyürüyüþü engellediðinisöyleyen grevci, "Bu kýrýkdökük demokrasiden bizATV-Sabah çalýþanlarý dapayýmýza düþeni aldýk.Baskýlar sonucu 10 kiþibaþladýðýmýz grevimizsüresince her gün birazdaha çoðaldýk, güçlendik.Haklarý gasp edilendireniþçi iþçilerin dekatýlýmýyla artýk korkulurbir güç halini aldýk" diyeekledi. Geçen hafta olduðugibi Ýstanbul’daki diðersendika, grev vedireniþlerden destek vardý.Bir yýldýr sendikal haklarýiçin mücadele eden E-KART çalýþanlarý da ora-daydý. Oturma eylemineDSÝP üyeleri de katýlarakdestek verdi.

““YYÖÖKK ggiittssiinn,, bbiizzbbuurraaddaayyýýzz!!””

Üniversite araþtýrmagörevlileri, 50/d ileberaber güvencesiz çalýþ-malarýnýn yolunu açanuygulamaya karþý sokak-taydý. Taksim Meydaný-nda eylem yaptýlar.

50/d araþtýrmagörevlilerinin doktoralarýbittikten sonra iþten atýl-masýný kolaylaþtýrýyor.50/d uygulamasýndaaraþtýrma görevlileri"burslu öðrenci"statüsünde istihdamedilip eðitim bittiðindeokulla iliþikleri kesiliyor.

33/a uygulamasýndaysaaraþtýrma görevlileri üçyýllýðýna rektör tarafýndankadrolara atanýyor.YÖK’ün kararýnýn ardýn-dan, 33/a kadrosuna atan-mak ve iþ güvencesininsaðlanmasý talepleriniiçeren bir dizi basýn açýkla-masý yapan asistanlarDSÝP ve Eðitim-Sen’in dedestek verdiði açýklamada“doktoralý iþsiz olmaya-caðýz” diye haykýrdý. YÖKkararýnýn protesto edildiðibasýn açýklamasý yaklaþýk200 kiþinin katýlýmýylagerçekleþti. Yýldýz TeknikÜniversitesi, BoðaziçiÜniversitesi, ÝstanbulÜniversitesi, MarmaraÜniversitesi asistanlarý veÝstanbul Üniversitesiaraþtýrma görevlileri 1Temmuz’da iþ býrakmayahazýrlandýklarýný ifade etti.

Eþcinsel Onur Yürüyüþübu sene de coþkulu birþekilde gerçekleþti.

1969 Stonewall ayaklan-masýndan bu yana dünyanýnbirçok ülkesinde kutlananLGBTT Onur HaftasýTürkiye’de de çeþitli yasakla-malara karþýn 17 senedirgerçekleþiyor.

2007 genel seçimlerindebaðýmsýz sol aday BaskýnOran’ýn ezber bozan seçimkampanyasýnýn aktivist-lerinin de katýlýmýyla devasabir yürüyüþe dönüþmüþtü.Bu yýl da Taksim’de yaklaþýk3000 kiþi bir araya geldi.Meydan’da toplanan kala-balýðý polis barikatý karþýladý.Yürüyüþe izin vermeyenpolis, yaklaþýk bir saatboyunca sloganlarla protestoedildi. “Eþcinsele, travestiyedeðil, katillere barikat!” slo-

ganýyla uzun bir süre heye-canýný ve yürüyüþ isteðinikaybetmeden bekleyenler,sonunda barikatýn açýlmasýy-la rengârenk yürüyüþebaþladý. “Homofobiye, trans-fobiye, militarizme, cin-siyetçiliðe, krize karþý sesçýkar, baþka bir dünyamümkün, travestiyiz alýþýngitmiyoruz, susma haykýreþcinseller vardýr, baský þid-det ahlaksa biz ahlaksýzýz,öz-öz-özgürlük, eþcinsellersusmayacak, hiç kimse askerdoðmaz” sloganlarý atýldý.

DSÝP’in de katýldýðýyürüyüþte “genel ahlakkimin ahlaký, buradayýzalýþýn, travestiyiz, transsek-süeliz, gayiz, lezbiyeniz”pankartlarýnýn taþýnmasýnýnyaný sýra, geçtiðimiz aylardaöldürülen Ahmet Yýldýz’ýnkatillerinin bulunmasý,

transseksüel olduðu içinöldürülen Ebru’nun katil-lerinin yargýlanmasý talepedildi.

Yürüyüþ GalatasarayLisesi’nin önünde yapýlanbasýn açýklamasýyla sonbuldu. Açýklamada, “Çalýþmahakký verilmediði için hay-atýný tehlikeye atan seks iþçi-leri adýna, kriz dönemlerindeiþten ilk atýlan kadýnlaradýna, eþcinsel ve biseksüelkimliðiyle çalýþmasýna izinverilmeyenler adýna, iþsizsayýlýp iþ bulunmayan traves-ti ve transseksüeller adýnahaykýrýyoruz, genel ahlakýnýzda, homofobi, bifobi, transfo-bileriniz de sizin olsun, biznefret ve öfkenin olmadýðýbir hayat istiyoruz" denildi.

ÝÝrreemm NNuurr AAkkssuu

EEþþcciinnsseelllleerr ssuussmmaayyaaccaakkFFoo

ttoollaa

rr:: SS

eell BB

aattuumm

Page 12: Sosyalist İşçi 368

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve Tanýtým Hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Arife Köse Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:Volkan Tamusta Adres: Caferaða Mahallesi, Nail

Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/ÝstanbulBaský: Özdemir Matbaasý, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, C Blok, No: 242 Topkapý, Ýstanbul -Tel: 0212 577 54 92 Yerel süreli yayýn, haftada bir

yayýnlanýr. wwwwww..ssoossyyaalliissttiissccii..oorrgg

“Mülteci” kavramý,uluslararasýhukukta vatandaþý

olduðu ülke dýþýnda yaþayýp ýrký,dini, siyasi düþüncesi veya belirlibir toplumsal gruba mensubiyetisebebiyle baskýya uðrayacaðýn-dan korktuðu için ülkesine döne-meyen veya dönmek istemeyenkiþiler için kullanýlýr.Mültecilerin haklarý, 1951 tarihliCenevre Sözleþmesi ile düzenlen-miþ ve 1967 Protokolü ile geliþtir-ilmiþtir. Ancak dünyanýn dört biryanýnda mülteciler, sýðýnmacýlarve kaçak göçmenler, esas olarakbütün temel haklarýndanmahrum bir þekilde, kötükoþullarda yaþamaktadýrlar.

2008 yýlýnýn sonunda, dünyaçapýnda yerinden edilmiþ insansayýsý 42 milyonu buldu. Doðalfelaketler sebebiyle göç edenleride eklediðimizde, bu sayý 67milyona çýkýyor. Bunlarýn 15.2milyonunu mülteciler, 827 bininidavasý devam eden sýðýnmacýlaroluþturuyor. Mülteci sayýsý,dokuz senelik bir düþüþten sonra2008’de tekrar arttý.

Toplamda sadece 25 milyonkiþi BM Mülteciler YüksekKomiserliði (BMMYK)’nin koru-masý altýnda bulunuyor.

Mültecilerin yarýsý kentlerde,üçte biri ise kamplarda barýnýyor.

Geliþmekte olan ülkeler,toplam mülteci sayýsýnýn beþtedördüne ev sahipliði yapýyor. 1.8milyon mülteci barýndýranPakistan, 1.1 milyon mültecibarýndýran Suriye ve 980 binmülteciye ev sahipliði yapanÝran, bu konuda baþý çeken ülkel-er.

BMMYK’nin korumasý altýn-daki mültecilerin yarýsý Iraklý veAfganistanlý. 2.8 milyon Afgan,dünyanýn 69 deðiþik ülkesindeyaþýyor. 1.9 milyon Iraklý isegenelde komþu ülkelerdebarýnýyor.

Tarih boyunca insanlar farklýsebeplerle bir yerden bir yere göçettiler. Ancak baskýn üretim tipikapitalizm olduðundan beri,göçlerin sebepleri emek gücünündolaþýmýyla ilgili hâle geldi. Busistem, önce, insanlarý kýrsalalanlardan þehirlere iþ bula-bilmek için akýn etmeye zorladý.Daha sonra ise sebep olduðuyoksulluk, açlýk, savaþlar veiklim tahribatý sonucu göçleriyoðunlaþtýrdý. BMMYK’ninaraþtýrmasýna göre, 2007 yýlýndaülke içi göçe zorlanan insanlarýn26 milyonunun gerekçesi savaþve çatýþmalar, 25 milyonunungerekçesi ise doðal felaketlerdi.BMYKK korumasý altýndaki 10.5

milyon mültecinin yarýsýný savaþ-tan kaçan Irak ve Afganistalýinsanlar oluþturuyor.

Göçmenler, kapitalizmde ucuzemek gücünün kaynaklarýndanbir tanesidir. Hayatlarýný devamettirebilmek ya da daha iyikoþullarda yaþayabilmek içinbaþka bir ülkeye göç eden insan-lar, her an sýnýr dýþý edilmekorkusuyla yaþarlar. Bu daonlarýn en düþük ücretlerle çalýþ-malarýna ve en yoðun sömürüyemaruz kalmalarýna sebep olur.Zaten egemen sýnýf, bir “emekpazarý” oluþturarak bütün

emekçileri rekabet etmeye zorlar,ýrkçýlýk ve milliyetçilik gibizehirleri kullanarak da iþçisýnýfýný bölmeye çalýþýr. Nezaman bir ekonomik kriz patlakverse, iþsizliðin ve düþük ücret-lerin sorumlusu olarak göçmeniþçiler gösterilir. Bundan birkaçay evel, Ýngiltere Ýþçi Partisi lid-eri baþbakan Gordon Brown,2008’de baþlayan ekonomik krizsebebiyle oluþan iþsizliðe karþý“Ýngiliz çalýþanlar için Ýngiliziþleri yaratmanýn zamaný geldi”diyerek ýrkçýlýða baþvurmuþtu.Hatta bu slogan, inþaat sektörü

çalýþanlarýnýn bir grevinin slo-ganý hâline dahi gelmiþti.

Ancak iþçi sýnýfýnýn haklarýndave yaþam koþullarýnda gerçek biriyileþme, ancak bütün iþçilerinbirlikte mücadelesiyle kazanýla-bilir. Göçmen iþçiler var olankaynaklarý tüketmezler; aksine,üretime katýldýklarý için zengin-lik yaratýrlar. Egemen sýnýf ücret-leri düþürmek için göçmenlerikullandýðýnda, göçe karþý deðil,iþçilerin haklarý ve itibarý içinmücadele etmek gerekir.

OOzzaann TTeekkiinn

Onlar için ölüm, ýrkçýlýk, açlýk ve ayrýmcýlýkla dolu bir dünya

Yerinden edilenlerTürkiye’de demülteciler kötüdurumda

Türkiye, 1951 CenevreSözleþmesi ve 1967Protokolü’ne ülke sýnýrlamasýþartýyla imza koymuþtur vebuna göre, neredeyse tamamýAvrupa dýþýndan gelen sýðýn-macýlarý mülteci olarak kabuletmemektedir.

1951 Sözleþmesi’nin mültecive sýðýnmacýlarýn iltica vesýðýnma hakkýný düzenleyenhükümleri uyarýnca, ülkeyekaçak yollardan girenlerin,devletlerin korumasý altýndabulunmalarý gerekmektedir.Ýnsan Haklarý AraþtýrmalarýDerneði’nin 2008 yýlýna aitraporunda belirttiði gibi,“Türkiye, sözleþmeye taraf birülke olarak yasadýþý yollardanülkeye giriþ yapan yabancýuyruklu kiþilerin iltica baþvu-rusu hakkýný tanýmaktadýr.Mülteci ve sýðýnmacýlarýngenel olarak yasadýþý yollar-dan ülkeye giriþ yapýyorolmalarý ve durumlarýnýgösteren herhangi bir belgeyesahip bulunmamalarý, sýðýnmaprosedüründen yararlan-malarýna engel deðildir.Dolayýsýyla sýðýnma hakký vebaþvurusu ile ilgili tüm bilgi-lerin uluslararasý standartlaragöre kendilerine verilmesigerekmektedir.” Oysa, her ayüçbinden fazla sýðýnmacýnýnülke içinde yakalandýðý vebüyük çoðunluðunun sýðýnmahakký tanýnmadan sýnýrdýþýedildiði tahmin edilmektedir.BMMYK’nin verilerine göre,2008 yýlýnda baþvuruda bulu-nanlardan 322 tanesi sýðýn-macý kabul edilip koruma altý-na alýnýrken, iltica talebindebulunanlarýn 12750 tanesininbaþvurusu çeþitli gerekçelerlebekletilmektedir. Ayrýca,sýðýnmacýlarýn alýkonulduðumisafirhanelerde kötümuameleye maruz kaldýklarý,çok sayýda kiþinin yetersizsaðlýk koþullarýnda tutulduk-larý öne sürülmektedir. Ýnsanhaklarý savunucularýnýn tümtaleplerine raðmen, bu mis-afirhanelerin bazýlarý siviltoplum örgütlerinin dene-timine açýlmamaktadýr.

DDüünnyyaaddaa ggööççee nneeddeenn oollaann üüçç öönneemmllii eettkkeenn vvaarr.. YYookkssuulllluukk,, ssaavvaaþþ vvee iikklliimm ddeeððiiþþiikklliiððii .. ÜÜççüü ddee ddooððaall ssoorruunnllaarrddeeððiill,, kkaappiittaalliizzmmiinn üürrüünnlleerrii