48
6.5 SPORDA VE AVDA KULLANILAN OPTİK AYGITLAR El Dürbünleri Doğadayken yanımızda bulundurulması ge- reken en önemli aygıtlardan biri de dürbünler- dir. İster yürüyüş yapın, doğal yaşamı gözlemle- yin, avlanın, ister bir spor karşılaşması izleyin, dürbün dışarıdaki yaşamı sizin daha yakınıza getirir. Dürbünler iki ana fayda sağlar: Bakıldı- ğında görüntünün boyutunu büyütmek ve göze gelen ışığın artmasını sağlamaktır. Böylelikle az ışık şartlarında daha net ve parlak görülmesini sağlar. Model ve büyütme gücü olarak dürbün seçimi yapmakta zorlanılabilir. Bu seçimi doğ- ru yapabilmek için bazı teknik detayları bilmek gerekir. 228 S ürdürülebilir A vcılık için T emel E ğitim Ahmet Bağcı Optik Aletler Uzmanı

SPORDA - konyasube.ormansu.gov.trkonyasube.ormansu.gov.tr/Konya/Files/Kitap Sayfa 228_275.pdf · güçtür yani yaklaştırmadır ve çıplak göze göre görüntünün kaç defa

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

6.5 SPORDA VE AVDA KULLANILAN OPTİK AYGITLAR

El Dürbünler iDoğadayken yanımızda bulundurulması ge-

reken en önemli aygıtlardan biri de dürbünler-dir. İster yürüyüş yapın, doğal yaşamı gözlemle-yin, avlanın, ister bir spor karşılaşması izleyin, dürbün dışarıdaki yaşamı sizin daha yakınıza getirir. Dürbünler iki ana fayda sağlar: Bakıldı-ğında görüntünün boyutunu büyütmek ve göze gelen ışığın artmasını sağlamaktır. Böylelikle az ışık şartlarında daha net ve parlak görülmesini sağlar. Model ve büyütme gücü olarak dürbün seçimi yapmakta zorlanılabilir. Bu seçimi doğ-ru yapabilmek için bazı teknik detayları bilmek gerekir.

228

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

Ahmet BağcıOptik Aletler Uzmanı

Büyütme Gücü Dürbünlerde en fazla kullanılan karşılaştırma faktörü büyütme gücüdür.

Büyütme gücü dürbünlerde iki sayı ile belirtilir, 8x40 gibi. Bu örnekte 8 güçtür yani yaklaştırmadır ve çıplak göze göre görüntünün kaç defa büyü-tüldüğünü gösterir. Diğer bir deyişle görüntü çıplak göze, göründüğünden 8 defa daha yakın görünür. Daha büyük sayı daha fazla büyütme demek-tir. İkinci sayı olan 40, dürbün objektifinin mm cinsinden çapıdır. Daha büyük sayı daha büyük çaplı mercek demektir. Büyük mercekler ağırdır ancak daha fazla ışık geçirirler ve özellikle az ışıklı ortamlarda daha berrak ve keskin görüntü sağlarlar.

Görüş AlanıGörüş alanı, dürbünleri değerlendirmede kullanılan ikinci karşılaştırma

faktörüdür. Bin metre mesafede el dürbünlerinde görülen alanın metre veya feet cinsinden genişliğini gösterir. Büyük sayı geniş bir alanı gösterirken kü-çük sayı dar bir alanı gösterir. Göz merceği dizaynı ve objektifin odak uzaklığı, görüş alanı genişliğini belirlemede en önemli iki unsurdur. Dürbün gücü de görüş alanını tersine etkiler, büyütme arttıkça görüş alanı daralır.

Çıkış DeliğiIşık demetinin çapı (Exit pupil) dürbünün objektif çapı ile büyütme gü-

cüne bağlıdır. Bir dürbün yüze uzak tutulduğunda, göz merceğinde yuvarlak küçük bir parlak ışık görülür. Bu, dürbünden çıkan ışık demetinin çapı yani exit pupil’dir. Exit pupil çapı, objektif çapı dürbün büyütme gücüne bölünerek kolayca bulunur. Yani 10x50 ölçüsündeki el dürbünü 50/10=5 mm exit pupil ölçüsüne sahiptir. Güneşli bir günde insan göz pupili öğle saatlerinde 2-4 mm kadardır. Gece gözler karanlığa alıştığı zaman 5mm den en fazla 9 mm’ye kadar büyüyebilir. Parlak gün ışığında exit pupil büyük olan bir dürbün fazla fayda sağlamaz. Hissedebileceğiniz tek fark büyük exit pupile sahip bir dürbünü hare-ketli, sallanan bir ortamda kullandığınızda örneğin küçük bir deniz aracı tekne-de, görüntüyü sabit tutabilirsiniz. Marin dürbünlerinin genelde 7x50 ölçüsünde olması gibi. Önemli fark az ışıklı ortamlarda oluşur. Eğer dürbünü gün doğumu ya da gün batımında kullanacaksanız ki bu avcıların dürbünlerine en fazla ihtiyaç duyulduğu olduğu saatlerdir. Gözün geçirebileceği ışık miktarından azami fay-dalanabilmek için exit pupilin 4 mm’den büyük olması tavsiye edilir. Sizin pupil çapınızdan daha büyük bir objektifin de faydası olmaz.

229

Yüksek büyütmeli bir dürbün seçiminde, dürbünden gerekli ışığın geçebilmesi için objektif çapının da büyütülmesi gerek-mektedir.

Pr izmalarEl dürbünü içinden geçen görüntü göze ters olarak gelir. Ci-

simler baş aşağı görünür. Bunu gidermek için dürbünlerde dü-zeltme prizmaları kullanılır. Genel olarak üç ana prizma sistemi bulunur: Çatı prizma (roof prism), porro prizma ve Abbe König.

Optik KaplamalarDürbünlerde ışık geçirgenliğinin en büyük engelleyicisi

yansıyan ışıktır. Bir cam yüzeye yansıyan ışığın % 5 kadarı ge-riye yansır. Bir dürbünde ışık en az 10 mercekten geçmektedir. Basit matematik hesapla dış ortama göre ışığın yüzde 50’si kay-bolmaktadır. İlave olarak, yansıyan ışığın çoğu dürbün için-de kalarak kontrastın zayıflamasına ve göz kamaşmasına sebep olur. Oysa ki mercek yüzeyini kaplamak için ince bir kimyasal film, genelde kullanılan Magnezyum Florür, kullanılırsa yansı-manın çoğu giderilir. Kaplama ışık kaybını ve kamaşmayı azal-tır, ışık geçirgenliğini arttırır ve sonuçta daha parlak ve net bir görüntü oluşur. Bir mercek yüzeyini ince bir film tabakasıyla birkaç kat kaplayarak kaplama etkisini arttırabilir, yansıyan ışı-ğın miktarını mercek başına %0,25-5’e kadar düşürebiliriz.

Bazı kaplamaların değişik renkte olduğu görülür. Genel kanı-nın aksine bunun mercek kalitesine doğrudan etkisi yoktur. Kul-lanılan kimyasallar ve kaplama sayısına bağlı olarak kırmızıdan maviye, yeşilden sarıya kadar değişik renklerde olabilir.

Göz MesafesiDürbünde tüm görüntüyü görürken, dürbünü gözümüze yak-

laştırabileceğimiz uygun mesafedir. Uzun göz mesafesi, rahat bir bakış sağlarken numaralı ya da güneş gözlüğü ile kullanabilmek

İster yürüyüş yapın,

doğal yaşamı gözlemleyin,

avlanın, ister bir spor karşılaşması

izleyin; dürbün

dışarıdaki yaşamı sizin

daha yakınıza getirir.

230

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

için şarttır. Diğer bir seçenek de katlanır lastik gölgeleyicilerdir. Bu özellikler gözlükle baksanız dahi geniş bir görüntü sağlar.

Diğer ÖzelliklerBoyut, ağırlık, dış kaplama ve sugeçirmezlik: Bilinmesi ve dikkat edilmesi

gereken önemli konulardan biri dürbünün “Boyut ve Ağırlığı”dır. 10x56 yük-sek büyütmeli bir dürbün uzak mesafelerde görüş ve bol ışık sağlarken ağır-lıkları da bir kiloya yaklaşır. Ağırlık bir dürbünde kullanılan mercek sayısı ve cinsine bağlı olarak değişir, ancak genel olarak güç ve objektif çapı büyüdükçe ağırlık da aynı oranda artar.

Dış kaplama: İyi bir dürbünün dış kaplaması, ıslakken dahi kaydırmayan dayanıklı lastik (kauçuk) malzemeden olmalıdır. Lastik kaplama dürbünü sadece darbelerden korumakla kalmaz ışık yansımasını da azaltır, yumuşak temas sağlar.

Su geçirmezlik: İster kuş ya da doğa gözlemi yapın ister avda kullanın, mercekleri içerden buğu yapan ve görüntüyü buzlu cama dönüştüren bir dür-bün kadar rahatsız edici bir şey olamaz. Dış ortamda kullanılacak dürbünler kesinlikle su geçirmez (waterproof ) olmalı, bunu garantilemek için Nitrojen Azot gazıyla dolu olduğu araştırılmalıdır, bilinmelidir.

Tüfek Dürbünler iEl dürbünleri için açıklanan terimler, tüfek

dürbünleri içinde geçerlidir. Kullanılacak tü-feğe ya da yapılacak avlara uygun dürbün seçi-mi nasıl yapılmalıdır?

- Yivli av tüfekleri için dürbün seçimi avlanacak av hayvanı türüne bağlıdır. Eğer av, sizi avcı yerine av durumuna sokabilecek tehlikeli bir hayvan ise; öl-çüleri 1.25-4x20 veya 1.2-5x36 gibi, çok geniş görüş alanına sahip dürbünler en iyi seçim olacaktır. Bu dürbünlerin geniş görüş açısı hedefini çabuk yaka-lamasını sağlar. Sık orman çalılığı içinde 10 metreden yaralı bir azılı ya da ayı saldırısında 12 büyütmeli bir dürbünle hiçbir avcı atmak istemez.

- Her ava uyabilecek bir dürbün için 1.5-6x42 veya 2-8x42 ölçüleri uygundur. 1.5 büyütme sık çalı ve orman örtüsü içinde yakın atışlarda olağanüstü sonuç verirken, 6x ve 8x büyütme 200 m ve uzağı için yeterli büyütmeyi sağlayacaktır.

- Eğer yapılacak avlar açık arazide veya ava yaklaşması zor dağlık arazide,

231

dağ koyunu, dağ keçisi gibi ya da Asya ve Afrika düzlüklerinin ceylan, karaca ve impala gibi tipik uzak atış gerektiren avlar ise 2.5-10x50 veya 3-12x56 gibi daha yüksek büyütme gücüne sahip dürbünlere ihtiyaç olacaktır. Sabah ve akşam bekleri gibi ışığın yetersiz olduğu saatlerde ya da yasalara uygun ise gece yaban do-muzu avı yapacaksanız seçeceğiniz objektif çapı en az 50 ya da 56 mm gibi büyük olmalıdır.

Dürbün seçimi kuşkusuz kullanılan tüfeğe de bağlıdır. Çok büyük objektifli veya çok kısa bir dürbün tüfeğe uygun olmaya-bilir. Düz uçuş hattına sahip, yüksek hızlı 7 mm Rem. Mag.; 300 Mag. veya 338 gibi yüksek hızlı çaplara, yüksek büyütme gücüne sahip dürbünler uyar. Son yıllarda 400 m ve üzeri uzak atışlar için 4-16x50 veya 6-24x56 gibi süper büyütmeli dürbünler ile parlak ve keskin görüntü veren FL mercekler (lens) kullanılmaya başlanmıştır.

Uzak atış tüfeklerinin tersine, ağır ve yavaş çaplar ile yivli çif-telere kısa mesafeli dürbünler daha uygundur.

Şunu unutmamak lazım ki bütün dürbünler gün ortası aydınlı-ğında yeterince parlak görünür. Bir dürbünün gerçek kalitesi günün son ışıklarında belli olur, hatta gece karanlığında. Eğer imkan varsa değişik dürbünleri gece karanlığında karşılaştırıldığında fark görü-lecektir.

Tüfek Dürbünlerinde Kullanılan ArtıkıllarArtıkıl no: 6, Artıkıl no: 40 ışıklı, Artıkıl no: 44 ışıklı,

Artıkıl no: 60 ışıklı, Artıkıl no: 66 ışıklı Z plex

Düşme Ayar SistemleriSıfırlama mesafesini aşan atışlar tahmini atışlar olup hedefi

tutturmak zordur.Hedefe vurmak istediğiniz noktaya nişan al-mak vuruş isabet yüzdenizi arttırır. Düşme ayar sistemi DAS, çok uzun mesafelerde dahi maksimum isabet sağlar. DAS kullanımı

232

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

basit ve pratiktir. Dürbünler 100 m’ye sıfırlanır. Üstteki düşey ayar kulesi kullanılan silahın çapına ve mermi çekirdek ağırlığına uygun olarak atış uzak-lığını gösteren yapışkan şerit ya da bilezik ile donatılmıştır. Yapılacak iş atış mesafesini ölçüp, üst ayar kulesini atış uzaklığına getirmektir. Dürbün artıkı-lını hedefin ortasına yerleştirmek isabetli bir atış için yeterli olacaktır.

Kara Teleskoplar ıEl dürbünlerinin güç (büyütme) olarak yetersiz kaldığı durumlarda kara

teleskobuna gereksinim duyulur. İster yakın mesafeden renkli bir kuşu iz-leyin, ister şahin yavrusunun yuvadaki yaşamını gözleyin ya da çok uzaktan yaklaşmayı düşündüğünüz dağ keçisinin boynuz detaylarını görmek isteyin, size gerekli olan iyi bir kara teleskopudur. Bu teleskoplar genel olarak 45, 60, 70, 75 ve 85 mm objektif çapında ve sabit ya da değişken büyütmeli göz merceğiyle (eye piece) iki ayrı parçadan oluşurlar. Göz mercekleri 45X, 60X gibi sabit büyütmeli olabildiği gibi 15-45x, 20-60x veya yeni üretilen 20-75x

gücünde olabilirler. Tercihe bağlı olarak göz mercekleri düz veya 45 derece açılı olarak objektif gövdesi-ne monte edilir.

Yabanıl yaşamı gözlemde kul-lanacağınız kara teleskopları, dür-bünler gibi kullanacağınız amaca uygun büyüklükte objektife sahip olmalı, dış yüzeyi olası darbelere karşı dayanıklı ve kesinlikle su geçmez, buğu yapmaz özellikte, nitrojen dolumlu olmalıdır.

KAYNAKLAR

1- Zeiss Handbook-Optic for Hunt and Nature.2- Optics Guide-Mark Mazour.3- Sürdürülebilir Avcılık için Temel Eğitim Kitabı T.C. Orman Bakanlığı Milli Parklar ve

Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü, Eğitim Yayınları, I. Cilt (Ankara, Tunç Reklam) 4- Gözlük, R., Profesyonel Av Rehberi

233

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

AV KÖPEKLERİ 7

7.1 Av Köpeğinin Tanımı ve İş lev i

Atasının vahşi kurt olduğu bilinen, sonradan insanlar tarafından eğitilerek kazandırılan yete-nekleriyle avcı tarafından faydalanılan ve ırkının geliştirilerek devam ettirilmesi sağlanan köpekle-ri kapsayan grubun bireylerine av köpeği denir. Av köpekleri, av hayvanlarını ele geçirmek için, burun hassasiyetinden ve doğal yeteneklerinden faydalanılan köpeklerdir.

AV KÖPEKLERİ

236

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

Burak Kabakçı - Köpek EğitmeniDoç. Dr. İlhan Deveci

Av köpeği; avcı için bir dost, onun önemli yardımcısı, avdaki partneri ve ailesinin bir ferdi olarak sahip olduğu değerlerden biridir. Hayvanlar arasında insana en yakın olan, binlerce yıldır ona hizmet eden önemli bir varlıktır. Av köpekleri ile avcı arasındaki sarsılmaz bağ, avcının avdan aldığı hazzı arttıra-rak avcılığını zenginleştirir. Onlarla yapılan avlar ayrı değer taşır. Bu değerli hayvanlarla on yılların üzerindeki birliktelik avcıda çok derin izler bırakır.

İnsanlar ile köpekler arasındaki dostluk, tarihteki en eski ve uzun süreli dostluklardan biridir. Hayatın pek çok alanında köpekler insanlara eşlik etmiş ve hayatı insanlarla paylaşmıştır. Bu dostluğun başlangıcının, bütün köpekle-rin atası olduğu kabul edilen kurtlar ile olduğu kanısı yaygındır. İnsanlar ve kurtların toplumsal örgütlenme biçimlerinin birbirine benzerliği bilinmek-tedir. İlkel insan yerleşimleri çevresine yaklaşan ve oradaki besin artıklarını bulan kurtların insana yaklaşması “önce liderler beslenir, daha sonra sürü” iç-güdüsüyle başlamış, bu içgüdü insanın liderliğini kısa sürede kabul etmeye ve avlanma sırasında onu takip etmeye, avdan sonra da köyün yakınına dönmeye yöneltmiştir. Kurt sürülerinin bu davranışlarını gözlemleyen insan, onlardan bazılarını benimsemiş ve yardımlarından yararlanmıştır.

Tarihsel süreç içerisinde köpeklerin yapısal özellikleri ve yetenekleri dikkate alınarak, farklı avlanma biçimlerine uygun şekilde seçilmeleri ve eğitilmelerine başlanılmıştır.

Av köpeklerinin temel görevleri1- Av hayvanını ele geçirmek: Avlanma sırasında av hayvanının yerini tes-

pit etmek ve av hayvanı vurulduktan sonra onu yaralı veya ölü olarak ele geçirmek için kullanılır.

2- Av hayvanını korumak: Avcı vurduğu bir avı bulamazsa, limitini dol-durmak için başka bir av hayvanını vurmaya çalışacaktır. Oysa avcının iyi yetiştirilmiş bir av köpeğini kullanması, vurduğu avı kolaylıkla bulmasını sağ-layacaktır. Böylece avcı, limitlerini doldurmak için fazla av vurmamış olur. Yaralanan veya vurulduktan sonra gözden kaybolan av ise zayi olmaz. Dola-yısıyla iyi bir av köpeği, avın ve doğanın korunmasında etken rol oynar. Bazı ülkelerde av köpeğinin belirli yetenekleri hakemler tarafından ispatlanamayan köpeklerin ava götürülmesi ve avlanılması devlet tarafından yasaklanmıştır. Kovucular grubuna mensup bir ırk olan Jack Russel Terrier’in bile “aport” yani avı getirme işini yapabiliyor olması şarttır. Ayrıca bu şartları yerine geti-remeyen köpekler sigortalanmaz ve köpekten kaynaklanan herhangi bir kaza-nın yükümlülüğü tamamen köpek sahibine ait olur.

237

7.2 Av Köpeğinin Seç imiYavru veya yetişkin bir av köpeği sahibi olmaya karar ve-

ren bir avcı, rastgele bir köpek almamalıdır. Türkiye’deki Kö-pek Irkları ve Bilimleri Federasyonu (Kinoloji Federasyonu) ve ırk dernekleri yavru veya yetişkin köpek temini için müracaat edilmesi gereken kurumlardır. Irk dernekleri, av köpeklerinin üretimini ve yetiştirilmesini denetleyen ve ırkların, safkanlığı-nı, orijinalliğini aynı zamanda olması gerektiği gibi avcılık ye-teneklerini korumasını sağlamakla görevli kurumlardır. Bir av köpeğinin temin edileceği en iyi yer, o ırka ait dernekle bera-ber hareket eden, kurallara uygun üretim yapan ve avlanmaya önem veren bir avcı olmalıdır. Hareketli, sağlıklı, güçlü, istekli ve avcı bir yavru seçmek her avcının isteğidir. Bu aynı zamanda, avcının gelecekte av sırasında ve eğitim aşamalarında zorluk ve sıkıntı çekmesini de önleyecektir. Her avcının seçimi farklılık göstermekle birlikte av köpeği tercihinde dikkat etmesi gereken temel konular:

1- Av köpeği, şecereli olarak üretim yapan avcıdan alınmalı2- Köpeğin anne-baba ve sülalesi avcı olmalı3- Yavru alınacak damızlık çiftin en az iki yaşını doldurmuş

olmalı4- Anne babanın şecere kayıtları ve av yetenekleri bulunmalı5- Anne ve baba ırk değerlemelerinde en az iyi derece almalı6- Tüm bunlara rağmen yavruların karakter yapı, fizik, zeka

ve ava olan yatkınlıkları farklı olacağından yavru seçiminde avcı, kendi kriterlerini belirlemeli

7- Dişi ve erkek bireyin seçimi çok ayrı biyolojik, fiziksel ve karakter özellikleri göstereceğinden öncelikle bu tercih netleşmeli

8- Av köpekleri vahşi doğada avcı konumundadır. Bu anlam-da barındırıldığı ortam karakterine uygun ve fiziksel yeterlilikte olmalı

9- Köpekle ilgilenme, değer verme ve yeterince ava götürmeye hazır olmalı

238

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

10- Köpeklerden insanlara geçen çok önemli ölümcül hastalıklar bulun-maktadır. Hayvan sağlığının korunması, beslenme ve bakımının düzenli ya-pılması sorumluluğunu almaya hazır olmalı

Bu koşulların uygun olduğunu düşündüğümüzde aileye yeni bir bireyin katılmasına karar vermiş sayılırız. Bu aşamadan sonra yavrular arasında-ki en uygun bireyi seçmek önem taşır. Yukarıdaki sıralanan konular başta olmak koşuluyla, yavrular arasındaki en uygun bireyi seçmek için dikkat edilecek konular:

1- Yavrunun zeki ve aktif olması2- Fiziksel ölçüt ve gelişiminin sağlıklı ve ırkının özelliklerine sahip olması,3- Hırslı ve mücadeleci olması,4- Cesur olması,5- Sosyal olması,6- Güçlü bir bağın kurulup kurulmadığı, 7- Yavrunun 4. ayını tamamladığında konjenital kalça çıkığı bulunup

bulunmadığının (Hafif anestezi altında röntgen filmi çekilerek) veteriner hekimce kontrolünün yapılması

239

8- Koku algılama düzeyinin yeterli olmasına bakılır.Bu kriterler kişiye göre değişebilse de, ava yansıyan yönüyle

yukarıda açıklanan on temel madde son derece önem taşır.Yavru, iki ayını doldurmadan anne yanından alınmamalıdır.

Anneden ayrıldıktan sonra ise yavrunun ırkına göre veteriner kont-rolünde dengeli ve av köpeğine uygun beslenme diyetiyle büyütül-melidir. Yanlış beslenmeyle büyütülen yavrunun iskelet ve kas yapısı yanlış veya yetersiz gelişeceğinden, büyüdüğünde sahibine yeterince iyi hizmet veremeyecektir. İskelet yapısı bozuk olan, basış bozuklu-ğu gösteren köpek, avlanma sırasında eklemlerine ve kemiklerine dengesiz yük bineceği için çabuk yorulur. Kas yapısı iyi gelişme-miş bir köpek ise yeterince kuvvetli olmadığından sahibine gerek-tiği gibi hizmet edemez. Yavru av köpeği asla bir yere sabit, zincirle bağlı bir şekilde büyütülmemelidir. Bağlı büyüyen köpekler hem hiperaktif olup gerektiği gibi itaat etmez, hem de gelişiminde kemik bozukluklarına maruz kalır. Yavru av köpeğinin yaşam alanı en az 2x2 metrekarelik içinde kapalı alanı bulunan bir kafes olmalıdır. Gelişim sırasında yeterince güneş almalı ve iç-dış parazitler ile mü-cadele periyodik olarak yapılmalıdır. Gelişim döneminde insanlara ve diğer köpeklere karşı sevecen, sosyal bir şekilde yetiştirilmelidir. Saldırgan, uyumsuz ve huzursuz köpekler hayatları boyunca sorun çıkarırlar. Kurtlar gibi köpekler de hiyerarşik düzen içinde yaşamak-tan mutlu olurlar. Başıboş her istediğini yapan itaatsiz bir köpek, huzursuz ve mutsuz bir köpek demektir. Çünkü köpek, doğası gere-ği itaat edeceği bir sahibi, liderinin olmasını ister. Köpeğimiz bizim için hizmet etmeli biz de köpeğimizin ihtiyaçlarını karşılamalıyız. Bu zincirin temel halkası kayıtsız şartsız itaattir.

7.3 Av Köpeği Eği t imiAv köpeklerinin temel itaat eğitimi ve sonrasındaki av eğitimi

son derece önemlidir. Ciddiyet, özveri, sabır ve zaman ister. Bu süreç içerisinde avcı ile köpeği üçüncü bir şahıs olmadan uyum içerisinde birlikte uzun zamanı paylaşmalıdır. Bu dönemde yapı-

240

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

lacak yanlışlıkların düzeltilmesi çok güç olabilir. Bazen köpeğin tüm yaşamına yansıyan olumsuzluklar bu dönemde köpeğin bilinçaltına yerleşebilmektedir. Bu aşamanın ise en önemli kuralı öncelikle sevgi, saygı, itaat ve aşk düzeyin-deki bağlılıkla ifade edebileceğimiz lider kişiliğimizin öncelikle köpeğe be-nimsetilmesidir. Köpeğin lider olarak bizi tanıması ve itaat etmesi tüm eğitim-lerin temelini oluşturur. Fakat burada itaatin benimsetilmesinde dövmekten kesinlikle kaçınılmalı, daha çok sevgi, bağlılık, şartlı tepki, birlikte geçirilen zaman ve belirli oranda sertlik itaat eğitimle ön plana çıkartılmalıdır. Bu da ancak köpeğimizin yalnız bizi tanıması ile köpeğimizle bir başkasının gelişim ve eğitim döneminde ilgilenmemesiyle mümkündür. Burada önemli konular-dan biri de köpeğin kendine özgü karakteridir. Avcı, bunu iyi tahlil etmeli ve ona uygun bir eğitim metodu geliştirmelidir.

Av köpeğinin başka bir eğitmen tarafından eğitilmesi de diğer bir tercih nedeni olabilir. Eğitimin belirlenen son aşamalarında avcının eğitmen ile be-raber çalışmasında yarar vardır. Bu sayede verilen komutlar ve vücut dilinde ortak bir uzlaşma sağlanabilir.

Temel İtaat EğitimiTemel itaat eğitimi, her gruptan ve ırktan köpeklere verilmesi şart olan bir

eğitim sürecidir. Bugün ülkemizde, arı kan köpek kullanmayan avcı neredeyse

241

yok denecek kadar azdır. Yeni sorun ise köpeğin itaati, avı çiğne-yeceği, istenildiği gibi mi getireceği, arabadan ayrılıp arabada mı buluşulacağı, komutlara uyup avcının kontrolünde mi çalışacağı gibi konulardır.

Köpek, önce sahibini sonra avı sevmelidir. Köpeğinize ken-dinizi tanıtmadan, sevdirmeden, itaati öğretmeden, beraber çalışma kuralını pekiştirmeden aktif ava sürmek sakıncalıdır. Zaten ortaya çıkması hayatının her döneminde kaçınılmaz olan avlanma güdüsünü, bu süreci atlatmadan henüz çocukken açığa çıkarırsınız. Ne olursa olsun sizi sever, ancak avı daha çok se-ver. Gerekli eğitimi almadan, itaati kusursuzlaşmadan avlanan bir köpek, siz daha sonra ne kadar hatanızı anlayıp üstüne dü-şerseniz düşün mutlaka sorun çıkaracaktır. Özellikle çocukluk dönemini atlatıp kendine güven kazandığı döneme geldiğinde ki bu genellikle 15-18 aya denk gelir, sorun artacaktır. Bir kö-pek anneden ayrılıp, eğitim almaya başladıktan sonra en az bir yaşına gelene kadar aktif ava sürülmemelidir. Bu eğitim süresi 8-10 aylık bir süreyi kapsar ki bu dönem köpeğin gelecekte sizi ne kadar mutlu edeceğini, dolayısıyla onunda sizinle ne kadar

242

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

mutlu olacağını belirleyecek bir süreçtir. Bu uzun gibi görünen kısa döne-min sonunda, yavrunuz en iyi şekilde sosyalleşmeli (Sosyalleşmenin kalitesi onunla geçirdiğiniz zamanın çokluğuyla doğru orantılıdır) ve kusursuz bir itaat yüklenmiş olmalıdır. Unutmayın ki köpeğinizi en çok mutlu edecek şey sizinle birlikte zaman geçirmektir. Zamanın nasıl geçtiği önemli değildir: Kah oyun oynarken, kah yanı başınızda uyuklarken, kah seyahat ederken ge-çirilmiş zaman köpeğiniz için bir çocuğun lunaparkta geçirdiği zaman kadar keyifli ve unutulmazdır. Böyle geçirilen çocukluk döneminden sonra köpe-ğiniz için siz vazgeçilmez olursunuz. Kendisini tatmin için değil, sizi mutlu etmek için avlanır, sizin sevdiğiniz, hoşlandığınız şeyleri yapmak için can atar. Sizin kahkaha atmanızı görmek ve bunun onun tarafından olduğunu bilmek inanın onun için dünyalara bedeldir. Size karşı böylesine sevgi besle-yen, böylesine itaat eden bir köpeğin sizi avda bırakıp gitme ihtimali olamaz. Bu dönemde iradenizi, sabrınızı, otoritenizi ve sevginizi büyük bir dengeyle kullanıp kendinizi adeta onun vazgeçilmezi haline getirmelisiniz. Köpekler sandığımızdan fazla zekidirler ki, şirinliklerini ve sizin zaaflarınızı kullanma-yı çok iyi bilirler. Bir bakarsınız, bu süre içinde karşılıklı oynadığınız satranç oyununda siz kendinizi şah, onu piyon olarak görürken, hafife aldığınız pi-yon sizi mat eder. Bu durumda iş işten geçmiştir.

Yavrunuz sizi mutlaka sevmelidir, zira köpek sizi ya saydığı ya da sevdiği için itaat edebilir. Ancak bunların ikisini birlikte kullanırsanız sonuç mükemmel olur.

Köpekler sürü psikolojisine sahiptir. Mutlaka kendinin dışındaki tüm can-lıları kendinin altı veya üstü olarak sınıflandırır ve ona göre davranır. Üstlerini lider kabul eder ve itaat eder, altını ise umursamaz ve ona karşı genellikle du-yarsız davranır. Bazı köpekler beslenme esnasında, sahipleri yemek tabağına elini uzattığında veya yaklaştığında hırlarlar. Bu her ne kadar komik karşılansa da tehlikeli bir durumdur, köpek kendini lider olarak görür. Çünkü kurt sü-rülerinde avdan nasibini ilk önce sürü lideri alır. İşte itaat bu aşamada başlar. Siz izin vermeden kesinlikle yavrunuz yemeğe dokunmamalıdır. Beslenme saati geldiğinde mama kabındaki mamayı siz komut verdikten sonra yemeye başlaması, bu konuda ilk ve en önemli eğitimdir. Otur ve bekle komutunu iyi bir şekilde öğretip bu uygulamayı en ideal şekilde yapabilirsiniz. Ayrıca siz yerken size yaklaşıp yiyecek istemesine kesinlikle fırsat vermeyin, hemen uzaklaştırın. Bir süre sonra siz yerken kendince haddini bilecek ve başka bir kenara çekilip sakince bekleyecektir.

Hiçbir komutu birden fazla tekrarlamayın. Birden fazla tekrarlanan ko-mut, köpeğin hemen ona olan zaafınızı anlamasını sağlar ve elinden geldiğin-

243

ce kötüye kullanır. “Otur” komutunu verir vermez oturmuyorsa kalçasından bastırıp oturmasını sağlayın. “Yat” komutu verdi-ğinizde yapmıyorsa hemen elinizle bastırarak müdahale edin ve yatırın. Bu işi kolaylaştırmak için köpeğinizi yatırdıktan sonra köpeğinizin üzerine gezi kayışını koyun. Onun üzerinde bir baskı hissetmesini ve kalkmamasını sağlar. Daha sonra aradan geçen sürede kalkmayı deneyecektir, hemen bir elinizle kalça üzerindeki deriden, diğer elinizle ense derisinden tutup, daha önce yatması-nı istediğiniz ve kalktığı noktadan 1 m geriye götürüp bastırarak yatırın. Tekrar aynı şeyi yaparsa 1 m daha geriye götürüp aynı şeyi yapın ve yerinize dönün. Çaba ve ısrarlarının hiç bir yarar sağlamadığını hatta daha da kötüye gittiğini anlayan köpeğiniz çaresiz itaat edecek ve üstünlüğünüzü kabullenip yatacaktır. Ya-tan köpeğinizin üzerinden yavaşça geçin. Bunu yaparken onun kalkmaması ve ürkmemesi için son derece ağır davranın ve sakinleş-tirici, güven verici sözler söyleyin. Eğer bir köpek sahibini üzerinden

244

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

geçiriyorsa, sahibine güveni tam demektir. Mutlaka her ne dönemde ve hangi yaşta olursa olsun sizi sınayacaktır. Örneğin hayır dediğinizde onun için çok da önemli olmayan bir eyleme devam edebilir, asla müsaade etmeyin. Bu arada yeri gelmişken “hayır” komutunuz sizce çok gerekli değilse bile, köpeğinizin o anki eylemi çok da rahatsız edici olmasa bile yaptığı işi kesinlikle bırakmasını sağlayın. Çünkü onun içinde pek önemli olmayan bu eylem zincirinin kırılan halkası, pi-yonu kale arkasına geçiren bir hamledir onun için bu bir nevi taktik oyunu olup, baskı altına alma durumudur. Ancak istediğinizi layıkıyla yaptığında, işin hemen sonunda onu sevginiz, kucaklamanız ve aranızdaki oyunlarınızla ödüllendirin. Bir süre sonra itaat etmekten keyif almaya başlayacaktır.

Kayışla gezi esnasında köpeğinizin yeri her zaman sol yanınız olmalıdır. Önünüzden sizi çekerek patinaj çeken bir köpeğin eğitimden yoksun olduğu herkes tarafından anlaşılacağı gibi hiç de hoş bir görüntü değildir. Ayrıca siz durduğunuzda köpeğiniz hemen oturmalıdır. Örneğin, kavşaklarda bu olay sizi çok rahatlatır ve köpeğiniz sizden her zaman her yerde itaat edeceği bir beklentiniz olduğunu hisseder. Gezdirme esnasında aniden durup “otur” ko-mutu verin. Köpeğiniz komutu bilse bile hiç beklemediği bir zamanda olduğu için şaşıracak ve oturmayacaktır. Henüz komutu söylerken bir elinizle kalça-sına bastırıp, diğer kayışı tutan elinizle kayışı geriye doğru çekip oturmasını sağlayın. Bir sure sonra komutu çözecektir. Öğrendiğini bildiğiniz halde yine de tereddüt ediyorsa yürüyorken birden durup “otur” derken, köpeğiniz so-lunuzda iken sağ ayağınız ile kalçasına hafifçe dokunup kayışı geriye çekin. Birkaç egzersiz sonra kesinlikle sonuç alırsınız. Komutunuzu yerine getirme-yeceğini düşündüğünüz sırada asla komut vermeyin. Bu sadece o komutu köpeğin nazarında dejenere eder.

Gelişim ve eğitim ça-ğındayken, neşeyle size doğru koşarken “Gel” de-yin. Bir kediyi, oyuncağı veya bir yaprağı iştahla kovalarken “gel” deme-yin zaten yapmayacaktır. Önemli olan köpeğin öğrenmesidir. Komutları öğrenen bir köpek yeni bir şey öğrenmek için can atar. Böylece hem diyalo-

245

ğunuz artar hem de av sırasında itaat sorunu yaşamazsınız. Günde sadece 10 dakikayı eğitimle geçirin. Diğer zamanları-

nızda onunla oynayıp sevdiğiniz şeyleri yapın. Yaptığı her iyi şeyde onu ödüllendirin. Yapmasını istemediğiniz şeylerde ise asla döv-meyin. Bazı avcıların, yaptığı hatalar karşısında köpeklerini nasıl dövdüklerini övünerek anlatmalarına şahit olunmaktadır. Bu sade-ce ego tatmini ve cehalet göstergesidir. Bir köpeğin dünyası sadece sahibidir. Sahibiyle birlikte geçireceği anı bütün gün sabırsızlıkla bekleyen bir köpeğin hunharca dövüldükten sonraki psikolojisini kendinizi onun yerine koyarak düşünün. Köpeklerin doğasında da-yak veya darbe yoktur. Bunu yaptığınızda ona neden böyle bir şey yaptığınızı anlamayacak ve sizden uzaklaşacaktır. Cezalandırmanız gerekiyorsa “hayır” derken, ensesinden tutup biraz silkeleyin; tıpkı sürülerde baskın kurdun bir üyeyi cezalandırırken ensesinden tu-tup silkelediği gibi. Bu davranış onu korkutmaz, sadece efendinin kim olduğunu ve onun statüsünü hatırlatır. Unutmayın ki köpek yaptığı kötü davranışın üzerinden 2 sn geçmeden cezalandırılma-lıdır. Yaptığı hatadan 1,5 sn sonra verdiğiniz cezanın nedenini asla anlamayacak ve dejenere olacaktır.

Bir köpek kuyruğunu sahibinin karşısında bacak arasında ta-şımamalıdır. Köpeğin hayatı boyunca sadece bir kez kullanılması gereken eğitim tasması (şok tasması olarak da bilinir), maalesef halen adeta bir uzaktan kumanda cihazı gibi kullanılmaktadır. Bilinçsiz kullanmalar sonucunda bu cihaz adeta bir işkence ale-ti halini almıştır. Bazı köpeklerin cihaz boyunlarına takıldığında mum gibi olduklarına şahit olunur. Kanımızca bu tamamen de-jenerasyondur, irade dışı bir işkencedir ve itaatle kesinlikle ilgisi yoktur. Bu durum hem köpek hem de sahibi için bir utanç tab-losudur. Bir köpek sadece çok asi ise bu cihaz köpeğin boynuna takılır ve en az 2 hafta bu cihaz kullanılmaz. Köpek bu cihaza alış-malı ve kullanıldığında gelen etkinin o cihaz tarafından geldiğini anlamalıdır. 2-3 hafta sonunda köpek araziye salındığında “Gel” komutu verilir, gelmiyorsa 2. kez komut tekrarlanırken cihaz kul-lanılır. Köpek afallayacaktır. Hemen diz çöküp çağırın, koşarak

246

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

size gelecektir. Korkuyu üzerinden atıp gezmeye başladığında tekrar aynı şeyi yapın. 3. kez mutlaka “Gel” dediğinizde gelecektir. Bundan sonra o tasmanın köpeğin yaşamında yeri bitmiştir. Nadiren uzunca bir dönem sonunda aynı komutta sorun yaşarsanız, uygulamayı aynı şekilde yaparak pekiştirme yapa-bilirsiniz.

Sosyalleşme, itaat ve av eğitimleriyle geçen ortalama 10-12 ay sonunda, eğer büyük bir hata yapmadıysanız uzun yıllar birlikte çalışacağınız ideal bir ortaklık süreci başlamış olacaktır. Sorunsuz geçeceğine inandığımız bu or-taklık süresince mutlaka her fırsatta pekiştirme yapın. Sizi ne kadar severse sevsin, sizi mat etmeyi içgüdüsel olarak her fırsatta deneyecektir. Okyanus ne kadar durgun olursa olsun geminin dümeni asla ona bırakılmaz.

Arama Stili EğitimiYavrunuzun gelişim sürecindeki 6. ayda arama-gezme stilini, yapacağınız

birkaç basit çalışmayla oluşturmanız mümkündür. Çalışma yapacağınız ara-ziye geldiğinizde, köpeğinizin tasmasına ortalama 10 m uzunluğunda bir ip bağlayın. Sağ elinizle ipin ucunu tutarken, sol elinizi sola doğru uzatıp o yöne doğru koşun. Bu arada eğitim düdüğünüzün nohutsuz olan tarafını örneğin iki defa kısa aralıklarla çalın ve koşmaya devam edin. Ani bir manevrayla, ters istikamete doğru dönüp düdüğü aynı şekilde çalın (dönüş sırasında ipi sol elinize alın ve sağ kolunuzla gittiğiniz yönü işaret edin). Yalnızca 2 dakikalık bir egzersiz süresince birkaç antrenmandan sonra yavru sizin komutlarınızla zikzak şeklinde arama yapacaktır. Bu eğitim süreci sonucunda köpeğinizin arama stili, olması gerektiği gibi zikzak tarama şeklini alacak, arazide ara-

ma sırasında köpeğini-zin aramasını istediğiniz yerleri sesinizi yormadan bir düdük komutuyla aratabileceksiniz. Arama stili egzersizleri sırasında başka bir arkadaşınız, 50 m kadar bir uzaklıktan belirli aralıklarla silah atışı yapsın. Siz bu atış-lardan sonra istifinizi hiç bozmayın, köpeğiniz bir süre sonra bu sesi umur-

247

samadan aramaya devam edecektir. Böylece, avlanma sırasında köpeğiniz başka avcıların yaptığı atışları duyduğunda onlara yö-nelmeyecek, av sırasında sıkıntı oluşturan bu istenmeyen alış-kanlığı edinmeyecektir. Ayrıca bu eğitim sonucunda köpeğiniz ileride tüfek sesine heyecanlanmayacak ve ıskaladığınız avların peşinden hırslanıp koşma eğilimi göstermeyecektir. Şu bir ger-çektir ki, zeka gelişimi bakımında bir av köpeği yavrusu bir insan yavrusundan çok farklı değildir. Öğrendikçe ve eğitildikçe, öğrenim ve hafıza kapasitesi katlanır. Sadece av eğitimi değil, onunla beraber geçireceğiniz günlük hayatınızdaki bazı işleri kolaylaştıracak veya köpeğinizin size sorun ve külfet olmaması için gereken eğitimi ona verirseniz gitgide onu daha çok sevdiğinizi ve onun öğrenme isteği-nin daha da arttığını fark edeceksiniz.

Ferma EğitimiFermalı av köpeklerinin doğal olarak genetik bir sorunları

yoksa fermayı içgüdüsel olarak vereceklerdir. Bununla birlikte fermadaki köpekten beklentilerimiz:

1- Fermanın kalitesi (mesafe, estetik, duruş)2- Fermada avcıyı beklemesi

248

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

Komutları öğrenen

bir köpek yeni bir şey

öğrenmek için can atar. Böylece hem diyaloğunuz artar hem de av esnasında itaat sorunu

yaşamazsınız.

3- Avcı ile sezgisel ve görsel temasla iletişim4- Kuşun sektiğini algılama ve fermada takip5- Ölü ve yaralı kuş farkının algılanması6- Av hayvanı türleri arasındaki ferma farklılığı7- Patrone Ferma Yukarıda belirtilen maddeler tek tek irdelendiğinde, fermanın avda avcı

için ne denli önemli olduğu açığa çıkacaktır. Bu önemin yanında, yalancı ferma, fermada beklememe, kokunun algılandığı anda ferma verilmesi, fakat fermanın aynı noktasında sabit kalınarak kuşun hareketlerinin algılanmama-sı, patrone ferma vermeyerek fermada duran köpekten önce avın kaçırılması gibi sorunların da varlığı fermanın önemini ve kalitesini bir kez daha çok üst düzeye çıkarmaktadır.

Kanata bağlı oltayla yapılan ferma eğitimi köpeğe en fazla 2 veya 3 kez olmak üzere verilmelidir. Devamlı yapılması durumunda yavru köpek görerek fermaya alışacaktır. Oysa esas olan, köpeğin kokuyla ferma haline geçmesidir. Ferma eğitiminde köpeğimizin temel itaat eğitimlerini almış olması ön koşul-dur. Bu aşamadan sonra eğitim oltası, sevk kayışı, ava dair bir obje ve arka-daşımızın yardımıyla çalışmalara başlayabiliriz. Köpeğimizi tasmasından sevk kayışına bağlayarak bir arkadaşımızdan eğitim oltasını kullanmasını isteyerek eğitime geçebiliriz. Arkadaşımızın eğitim oltasındaki bağlı ava dair cismi zıp-latarak ya da sürükleyerek köpeğimizin ilgisini çekerek fermada durmasını sağlamalıyız. Burada asıl amaç köpeğin fermaya durması değil fermada bek-lemesidir. Bu anlamda en önemli yardımcı araç sevk kayışıdır. Genç köpekler genellikle aceleci, sabırsız ve hırslı olabilirler. Komut beklemeden kanada dal-mak isteyeceklerdir. Buna asla izin verilmemelidir. Köpeğimizin sevk kayışını gerili durumda tutmalı gerekirse ayağımızla basmalı ve köpeğimizin sırtını okşayarak sakinleştirmeliyiz. Bu arada, yavaş ya da bekle gibi temel itaat eği-timlerinde öğrendiği komutları verebiliriz.

Köpeğimizin fermayı hemen bozması, kanada dalması ve onunla oynama-ya çalışması istenmeyen ve köpeğin eğitimine son derece zarar veren davranış-lardır. Bu anlamda köpeği kontrol etmemize yarayan sevk kayışı ve bir avcının yardımı şarttır. Birçok avcının gerekli gereksiz, sevk kayışsız ve yardımsız eği-tim oltasıyla sözde eğitim tekrarları ilk anda hoş gelse de, köpeğin eğitimini olumsuz etkilemektedir. Ferma eğitimini doğru vermenin yanında, gereksiz tekrarlar da asla yapılmamalıdır. Eğitim oltasıyla ferma denemeleri asla 1-2 defadan fazla yapılmamalıdır. Yapıldığında, yavru veya genç köpek kokuyla arama yerini görerek av arama alışkanlığı edinecektir. Bu durumda köpek işe

249

yaramayan bir av köpeği olacaktır.Ferma da önemli olan, fermanın kalitesi, köpeğin fermada av-

cıyı beklemesi ve ferma anında avcı-köpek arasındaki iletişimdir.Köpek fermada ve ister istemez sevk kayışına bağlı olduğu için

zamansız dalamıyorsa arkadaşınız kanadı ağır ağır sürükleyerek, sanki kuş sekiyor gibi ve sevk kayışını yavaş yavaş salarak takip etmesini sağlaması, avda seken bir kuşu köpeğimizin fark et-mesinin ilk eğitimidir. Daha sonra ise ölü kuşla ve ardından canlı kuşla bu eğitim arazi koşullarında da yapılmalıdır. Ar-kadaşımızdan kanadı sürüklemeyi durdurmasını ve belirli bir süre daha bekletmesini isteyeceğiz. Gerili vaziyette duran kö-peğimizi birden salarak “Dal!” ya da bizce uygun bir komut-la kanada atılmasını sağlayacağız. Fakat arkadaşımız bu sırada kanadı havalandıracak ve biz daha önceden alıştırdığımız ses olan silah sesinden bir el patlatacağız, ardından hemen “Dur!” ya da “Bekle!” komutunu vererek sevk kayışını gereceğiz ya da tutacağız. Bu nokta oldukça önemlidir. Genellikle ihmal etti-ğimiz ya da eğitimini veremediğimiz bölüm burasıdır. Av sı-rasında kalkan bir kuşun ya da tavşanın arkasından eğitimsiz koşan köpeğimiz yüzünden, çoğu zaman silah atılamamış ya da köpeğimiz vurulmuş veya tehlike atlatmıştır. O halde köpeği-mizin kuşun arkasından koşmaması ve komutumuzla sabit kal-ması, kaçan ya da vurulan kuşu izlemesi ve sonra komutumuzla aport etmesi gerekir. Bunun için temel itaat eğitimlerimizde köpeğimizin; dur, bekle ve yat komutlarını öğrenmiş olması gerekir. Kanat havalandırıldığında sert bir şekilde çalacağımız uzun düdük köpeğin yatmasını sağlayabilecek veya vereceğimiz bekle ya da kal komutuyla kuşun ardından gitmemesi sağlana-caktır. İlerleyen yaşlarda bu otomatik olarak köpeğimiz tarafın-dan yapılır hale gelecektir.

Köpeğimiz “Bekle” komutuyla gerdiğimiz sevk kayışında sa-bit kalıyor ve kanadı izliyor. Kanat dalgalana dalgalana yere dü-şüyor. Tekrar sevk kayışını salarak “Aport!” komutunu veriyoruz (Sevk kayışının, uzayabilen kontrollü köpek gezdirme kayışı ve

250

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

ya yeterli uzunlukta olmasında yarar vardır). Kanadı yakalayan köpeğimizin sevk kayışını çekerek “Getir!” komutunu veriyoruz. Kanatla oynamasına izin vermeden kayışı topluyoruz ve komutu tekrarlayarak köpeğimizin yanımıza gelmesini sağlıyoruz. “Otur!” komutunu vererek oturtuyoruz ve “Ver!” ko-mutuyla kanadı ağzından alıyoruz ve seviyoruz. Bu eğitimin dar ve uzun bir koridorda, köpeğimizin sağa sola gezme olanağını sınırlayan fiziksel bir alanda yapılması eğitimimizi kolaylaştıracaktır.

Son derece estetik avdan haz almamızı sağlayan bu görüntülerin oluşması için ciddiyetle uygulanması, günde birkaç tekrarı geçmemesi ve yavrunun sı-kılmaması, yanlış uygulanarak köpeğimizin hemen dalmasının sağlanmaması ve çok sevip ödüllendirerek avda yalancı fermaya yer verdirilmemesi gerekir.

Klasik oltayla yapılan ferma eğitiminin ardından, yavru köpeğimizin fermasını sağlamlaştırmalıyız. Araziye daha önceden salacağımız bir bıldır-cının saklanmasını ve sakinleşmesini bekledikten sonra, yavru köpeğimizin boynundaki kayışın ucu elimizde olacak şekilde rüzgar altından girmesini sağlayın. Kokusunu aldığı zaman belki hemen ferma verecek, belki de heye-canlanıp yakalamaya çalışacaktır. Kokuyu alır almaz ferma verdiyse, ferma çu-buğuyla eğittiğiniz gibi başından kuyruğuna doğru okşayın. Bu onun daha da sakinleşmesini ve ferma durumundan keyif almasını sağlayacaktır. Ona otur komutundayken söylediğiniz ses tonuyla “Bekle, bekle” diyerek telkin edin. Belli bir süre sonra, onu bıldırcından uzaklaştırıp sevin ve ödüllendirin. Eğer hemen ferma vermeyip bıldırcına ulaşmaya çalışıyorsa, kayışını tutun ve ona yaklaşmasına izin vermeyin. Yanına diz çöküp, okşayın ve yine “bekle” komu-tuyla telkin edin. Kesinlikle bıldırcına ulaşamamasını sağlayın. Bir süre sonra veya birkaç antrenmandan sonra sakinleşecek ve fermaya durmaya başlaya-caktır. Eğitim düdüğünün nohutlu olan tarafıyla “Yat” komutunu öğretmek, av sırasında kontrol açısından köpeğimiz için son derece faydalıdır. Elinizin iç yüzünü yavruya gösterip (yani elinizi havaya kaldırıp), düdüğün nohutlu kısmını sertçe bir defa çalarak yatmasını sağlarsak;

1- Köpeğimiz, fermadan sonra bıldırcın havalandığında düdük sesini duyduğunda yatar veya yerinde kalır. Bu sayede kuş ile köpek burun buruna gittiğinde yaşadığımız zorlukların üstesinden gelmiş oluruz.

2- Köpeğimizin taze kokuya girdiğini hissettiğinizde düdükle “Yat” ko-mutunu veririz ve köpek fazla yaklaşmadan ferma verir, birkaç tekrardan son-ra ferma mesafesi de uzar.

3- Sık ormanda zilin sesi kesildiğinde köpeğimizin uzakta olduğunu fark

251

ettiğimizde, düdükle “Yat” sesi verip, ferma süresini uzatmasını ve sizi beklemesini sağlamış olursunuz. Bu komutu öğretme-nin birkaç yolu vardır. Bu yöntemlerden biri şöyle açıklanabilir: “Otur” komutunu öğrettiğimiz gibi, yavrunun dikkatini size ver-mesini sağlanır. Konum olarak öyle bir pozisyona gelin ki yavru sıkılıp sizden uzaklaşmasın. Bir odanın köşesinde çalışabilir veya açık alandaysanız, ona bağlayacağınız kayışı kullanarak sizden uzaklaşmamasını sağlayabilirsiniz. Konum olarak da hazır hale geldikten sonra, eğitim düdüğünüzün nohutlu tarafını veya basit bir bekçi düdüğünü kullanarak elinizi havaya kaldırın, ona doğru uzatıp, boynundan yere doğru bastırırken sertçe düdüğü çalın. Yatar yatmaz, yerdeyken hemen sevdiği bir yiyecekle ödüllendi-rin. Bu egzersizi sıkça tekrarlayın ve giderek köpeğin yerde kalma süresini uzatın, kalkmak isterse elinizi havaya kaldırıp boynun-dan yere bastırın ve düdükle ses verin. Zaman içinde bu egzersizi değişik ortamlarda hiç beklemediği zamanlarda tekrarlayın, ödül-lendirmeyi ihmal etmeyin. Bir süre sonra düdük sesini duyunca fermada bile olsa yatacaktır. Bu yöntem size sert geliyorsa başka bir yöntem olarak şu örnek verilebilir: Diz çöküp, bir bacağınızı öne uzatın. Yavrunun kayış ucunu uzattığınız bacağınızın altın-dan geçirin. Sevdiği yiyeceği, kayışın ucu yönünde tutun, ona doğru yönelmesini sağlayın. Yiyeceğe ulaşmak için mecburen ba-cağınızın altından geçmek durumunda kalacaktır. Bacağınızı öyle bir ayarlayın ki, geçerken göğsü yere değmek durumunda kalsın. İşte tam bu sırada düdüğü çalıp, köpeğe hafifçe baskı kurun ve yi-yeceği verin. Bu biraz daha ılımlı fakat tatbik süresinin uzayacağı bir yöntemdir. Bu eğitim sürecinin sonunda köpeğinizin yaptığı işlerin sonucunda aranızdaki bağ artacaktır.

Getirme (Aport) EğitimiBu eğitimin fermalı ve getirici-parlatıcı-su grubu köpeklere

verilmesi esastır. Fakat bazı kovucu türlere, spitz ve laikalara, hat-ta tazılara öğretilmesi durumunda da avcıya her zaman avantaj kazandırır. Bu eğitime başlayacak köpek 6 aydan küçük olmama-

252

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

lıdır. O yaşa kadar da kesinlikle “At-getir oyunu” oynatılmamalıdır. Zorunlu aport eğitiminin hazırlığı için sol yanda yürüme eğitimi ve “Otur” eğitimi verilmelidir. Köpeğimizin 6 ayını doldurmuş, “Otur” komutunu ve tasmayla yanı başınızda çekmeden gezme eğitimini kurallara uygun verdiğinizi varsaya-rak bundan sonra yapılması gerekenler:

1- Aşama: Köpeğinize “otur” komutunu verip karşınızda oturmasını sağ-layın. Elinizde birkaç yüz gramdan ağır olmayacak ağırlıkta ve yaklaşık 20-25 cm uzunluğundaki bir tahta parçası, aport box, ahşap dambıl tarzında bir ma-teryali bulundurun. Bu materyali köpeğin burun hizasına elinizle getirin ve diğer elinizle aortlarını sıkarak ağzını aralamasını sağlayın. Hızla cismi ağzına götürün ve “Aport” deyin. Alt ve üst çenesini ellerinizle kavrayın ve bırakma-masını sağlayın. 2-3 sn sonra yavaşça ağzından alırken “Bırak” deyin. Bu işle-mi kısa aralıklarla 4-5 kez tekrarlayın. Eğer ağzındaki cismi komut vermeden bırakmak isterse sert bir şekilde “Tut” deyip ellerinizle tutmasını sağlayın. 2-3 hafta sürecek eğitim sürecinin en zor ve hassas kısmı bu aşamayı atlatmaktır. Günde en fazla 10 dk bu eğitimle uğraşın. Köpeğiniz işlemi iyi bir biçimde yaptığı anda o günkü eğitimi bitirin. Bu çalışmanın sonucunda köpeğiniz cis-mi gösterip “Aport” emrini duyduğunda kendiliğinden cismi ağzıyla tutmalı,

“Bırak” dediğinizde de bırakmalıdır.2- Aşama: Köpeğinize “Otur” ko-

mutunu verin. Cismi köpeğin bur-nundan 50 cm kadar uzakta tutun ve “Aport” komutunu verin. Kendi-liğinden uzanıp almalıdır. Eğer yap-mazsa ensesinden cisme doğru çekip almasını sağlayın. “Bırak” komutu-nu vermeden bırakmaya kalkarsa he-men sertleşin “Sıkı tut” komutuyla tutmasını sağlayın. Elinizi çenesinin altından geçirin ve bunu yaparken dahi cismi ağzında sıkıca tutmasını sağlayın. Kuralları ihlal etmeyi dene-yecektir. Kesinlikle taviz vermeyin. İlk aşamadaki gibi doğru yaptığında hemen onere edin, sevin ve eğitimi bırakın. Bu aşama sonunda komutu aldığında 50-100 cm uzağa uzanıp

253

elinizden cismi almalı, oturmalı ve “Bırak” dediğinizde cismi size teslim etmelidir.

3- Aşama: Köpeğinize “Otur” komutunu verdikten sonra 50 cm kadar uzakta tuttuğunuz cismi almasını sağlayın. Tasmasına bağlı kayışla yanınızdan cisim ağzında iken köpeğinizi yürütün. Ağzından bırakmasına kesinlikle mahal vermeyin. Gözünüz hep onda olsun.15-20 m hızlı adımlarla bu şekilde yürüttükten sonra aniden durup, sizin durmanızla birlikte köpeğinizin oturmasını sağlayın ve yine “Bırak” komutuyla cismi ağzından alın.

4- Aşama: Köpeğinize “Otur” komutunu verin. Cismi onun sizin cismi bıraktığınızı görebileceği şekilde 8-10 m ileriye götü-rüp bırakın. Tekrar köpeğinizin yanına gelin, kayışından tutun (kesinlikle oturur pozisyonu bozulmamalıdır). Diğer elinizle cis-min yönünü göstererek “Aport” komutunu verin. Komuta paralel köpeğinizle birlikte koşar adım cisme doğru gidin. Cismin başına gelir gelmez komutu tekrarlayın ve yerden cismi almasını sağla-yın. Eğer tereddüte düşerse köpeğin başını cisme doğru eğin ve yardım ederek yerden almasını sağlayın. Hemen aynı yöne geri dönün ve başladığınız noktaya gelin. Köpeğiniz otursun, cismi ağzından teslim alın.

5- Aşama: Köpeğinizin tasmasına 15 m kadar uzunluğu olan bir ip bağlayın ve köpeğinizi oturtun. 8-10 m ileriye onun yine görebileceği biçimde bir cisim koyun (kullandığınız materyalleri sık sık değiştirin). Köpeğin yanına gelin, elinizle cismi gösterip “Aport” deyin. Daha önceki aşamalarda istenilen sonuç elde edil-mişse köpek gidip onu alacaktır. Gitmezse hemen tasmasından çekip götürün ve 4. aşamadaki işlemi tamamlayın. Gittiğini kabul edelim; cismi almasıyla ucunu elinizde tuttuğunuz ipi kontrollü ve tempolu bir şekilde çekip köpeğin cisimle birlikte gelmesini sağlayın. Oturtup “Bırak” komutuyla ağzından alın.

Not: Köpek kendini komutları harfiyen yerine getirmek mec-buriyetinde hissetmeli ve üzerindeki yoğun baskıyı hep hisset-melidir. Komut asla ikiletilmemelidir ve tek bir defada yerine getirilmesi sağlanmalıdır. Asla taviz vermeyin. Yapmadığı anda

254

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

varlığınızı sert bir şekilde ensesinde hissettirin. Her aşamayı layıkıyla öğrenme-si günde 10 dk sürecektir. Antrenmanlarla 3-4 günü bulabilir. Sabırlı, kararlı olun ve disiplini asla elden bırakmayın. Her aşama iyi bir şekilde yapılıyor olsa bile bir sonraki aşamaya geçmeden en az 3 gün tekrarlanıp pekiştirilmelidir.

6- Aşama: 5. aşamadaki işlemin aynısını tasmasındaki ipi çıkartarak yapın. 7- Aşama: Bu kez birbirinden farklı ağırlıkta ve farklı elementlerden oluşan

3 materyali aralarında 1 m uzaklık olacak şekilde yine 8-10 m uzaklıktaki bir yere yerleştirin. Köpeğinizi emir-komuta sırasına göre gönderin. İlk cismi kurallara uygun bir şekilde getirdikten sonra yine aynı komutu verin, 2. cismi getirmesini sağlayın ve sonrada sonuncusu. Eğer 2. de tereddüt ederse hiç taviz vermeyin. Hızla köpeği götürün ve aldırıp başlanılan noktaya getirin.

8- Aşama: Köpeğinizi bu kez otluk bir bölgeye götürün. Onun görebilece-ği şekilde cismi aynı aralıklarda bir uzaklığa götürün. Komut verin ve klasik işlemi tamamlatın.

9- Aşama: Aynı otluk bölgede 8. aşamadan farklı olarak cismi, köpeği oraya götürmeden saklayın. İstikamet gösterip komutla gönderin, gidip arayacaktır. 1 dk içinde bulamazsa gidip bulmasında yardımcı olun. Sonrasında köpekle birlikte ve hızla başlama noktasına geri dönüp periyodik işlemi tamamlayın. Bu aşamayı daha sonra nesnelerle değil, daha önceden avlamış olduğunuz bıldırcın, çulluk, tavşan ve ördek gibi avlarla yapın. Kullanılacak avlar buz-luktan çıkarılmışsa mutlaka buzlar tamamen çözülmelidir. Aksi takdirde kö-peğin dişlerine temas eden soğuk onun avı isteksiz taşımasına veya yarı yolda bırakmasına neden olabilir. Başarılı bir öğrenim sürecinin ardından köpeğiniz eğitimini tamamlamıştır. “Zorunlu aport”u iyi öğrenen köpek aport işini bir görev sayar. Hava ve bölge koşulları ne kadar zor olursa olsun hızla ve şevkle size istediğinizi getirecektir. Öğrendiği tek işlevin avı size teslim etmesi oldu-ğundan avı sıkmak, gevelemek veya oynamak aklının ucundan bile geçmez. Tek hedefi size avı hemen verip bu baskıdan kurtulmak olacaktır. Bu eğitim köpeğinize hükmetmenizi ve kontrolü her zaman elinizde tutmanızı sağla-yacaktır. Eğitim hususunda ve köpek psikolojisi konusunda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmayan avcılar bu eğitimi yardım almadan yapmamalıdır. Çünkü bu teknik, ileri düzey yetiştiricilerin kullanabileceği bir yöntemdir. Aksi takdirde köpeğinizin sizden uzaklaşmasına neden olabilirsiniz. Köpek doğası ve yaradılışı gereği yaptığı hatadan en fazla 1,5 saniyeden önce uya-rılmalı ve müdahale edilmelidir. Eğer 1,5 saniyeden sonra uyarır, azarlar ve cezalandırırsanız bunu asla anlamayacak ve geçmişte bilip öğrendiklerini de unutmasına neden olunacaktır.

255

2 yaşında emsalsiz güzellikte bir köpeğin kötü eğitimden dolayı bıldırcını getirmek bir yana kaçırıp yediği duyulmuştur. 15 günlük bir eğitimin ardından köpek yemeyi düşünmek bir yana dudakları-nın ucuyla uçarcasına getirmeye başladı. Ancak, köpeğiniz yetişkin bir köpekse ve daha önce içgüdüsel klasik “At-getir yöntemi” ile bu işi memnun kalmadığınız bir şekilde yapıyorsa ve zorunlu apor-tu öğretmek istiyorsanız daha önce bu komut için kullandığınız kelimeyi asla kullanmayın, yeni bir kelime seçin ve onu kullanın. Böylece köpeğinizin aklına eski kötü alışkanlıkları gelmez ve yeni dersini aklı karışmadan daha rahat bir şekilde öğrenir.

Su EğitimiSu çalışması, su ve kısmen kara avlarında köpeğin suda gös-

terdiği kararlılık ve cesaret ile avcıya pek çok avantaj sağlar. Suda çalışma işini, fermalı, suda çalışan ve hatta kovucu grubundan köpeklere bile öğretebilirsiniz.

Ferma eğitiminde kullandığımız ucunda kanat olan oltayı, su

256

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

kenarına köpeğimizle getirip onu kovalamasını sağlamalıyız. Yeteri kadar hırslan-dırdıktan sonra oltanın ucundaki nesneyi suya yöneltin, köpeğimiz düşünmeden suya nesnenin peşinden girecektir. İlk etapta suyun derinliği köpeğin ayağının basamayacağı kadar derin olmamalıdır. Köpek suya yeteri kadar alıştıktan sonra, suda yüzebilir olan ve köpeğinizin oynamaktan zevk aldığı nesneleri atıp getir-mesini sağlayabilirsiniz. Eğer köpeğinizi korkutmazsanız, bu işten oldukça keyif alacaktır. Daha sonraki aşamada köpeğinizin su kenarında oturmasını sağlayın. Nesneyi suya atın, ancak köpeğin komuttan önce gitmesini kesinlikle önleyin. Yeterli süreden sonra aport veya getir komutuyla köpeğinizi suya gönderin. Kö-peğin sudan çıkacağı sırada, tam suyun başladığı yerde bekleyin ve sudan çıkar çıkmaz köpeği oturtun. Bu işi özellikle tam su sınırında yapın. Bu çalışma köpe-ği zorunlu baskı altına alır ve sudan çıktığında silkelenip nesneyi, avı ağzından bırakmasını engeller. Bir süre sonra köpeğin sudan çıktıktan sonraki tek hedefi, silkelenmeden bir an önce cismi size teslim etmek ve bu işten kurtulmak ola-caktır. Bu tür çalışmalar sırasında daha önceden tüfek korkusunu yenmiş olan köpeğinizi suya gönderirken, nesneye giderken siz veya başka bir arkadaşınız, ilk aşamada uzak mesafeler olmak koşuluyla arada sırada gaz tabancasıyla atışlar yapsın. Köpek bu sese iyice alışsın ve bu ses ona sıradan bir ses olarak lanse edil-sin. Sese aldırış etmediğini hissettiğiniz safhaya geldiğinde tam nesneyi ağızlaya-cakken atış yapın. Daha sonra bu işi gerçek tüfek ve saçmayla yapmanız gerekir. Yine tam köpek nesneye, ördeğe giderken saçma değmeyecek şekilde köpeğin sağına veya soluna (suya) atış yapın. Köpek bu işten etkilenmeyip nesneyi kurallı şekilde teslim etmelidir. Köpek suya atılan daha önceden vurulmuş olan ördeğin suya atılışını görmemelidir. Bu yüzden belirli bir aşamadan sonra değişik bir tak-tikle eğitime devam edilmelidir. Köpeği oturtun. Suda bir şey olmasın. Elinize küçük bir taş alın ve ileriye doğru atarak komut verin. Köpek nesne attığınızı düşünüp suya girecek ve ona yönelecektir. Köpek oraya giderken onun yakınına aport cismini atın. Köpek bunu görür veya sudaki koku moleküllerinden bunu hisseder ve oraya yönelir. Bu çalışmayla bir süre sonra taş atmasanız bile köpek “şimdi görmüyor olsam bile suda mutlaka bir şey var” düşüncesiyle suya girecek-tir. Bu aşamada aklınızda bazı soru işaretleri takılacaktır: Örneğin “suya girmiş köpeğin ardından niye atış yapılıyor ?” veya “suda bir şey olmaksızın köpeğin suya sokulma amacı nedir?”. Köpeğimiz avsal olarak bütün ihtiyaçlarımıza cevap verebilmelidir. Örneğin, saz kenarında ördek bekindeyiz, köpeğimiz yanımızda oturuyor, güzel bir atış yaptınız ve ördek suya duştu, komut verdiniz ve tabi ki köpek suda. Bu arada ikinci bir ördek geçiyor ve siz yine tetiği kırdınız ve güzel bir atışla ördeği suyun ortasındaki bir saza düşürdünüz.

257

Eğer köpeğimiz eğitimsiz olursa; 1- Duyduğu 2. silah sesiyle ilk ördeği bırakır ve geçirdiği kısa

süreli bir şaşkınlıktan sonra barut kokusuna yönelir. İki ördeği birden akıntıya ve suya feda edersiniz.

2- Köpeğiniz eğitimsiz ama 2. atıştan dolayı olan şaşkınlığını hemen üzerinden attı ve birinci ördeği başarılı bir şekilde aport etti. 2. ördek halen sudaki adacıkta. Tabi ki görünmüyor hatta alacakaranlık çökmeye başladığından dolayı ördeğin yerini siz bile kestiremiyorsunuz. Bu aşamada köpek, ancak sadece komutunuz-la gösterdiğiniz yöne doğru suya girerse ve daha önceki eğitimle kazandığı koku moleküllerine yönelerek başarılı olabilir. Köpeğin sazlık içindeki ördeği bulup ortaya çıkarmasını da öğretmek ge-rekir. Bu iş için birkaç canlı ördeğe ihtiyacımız olabilir. İlk etapta canlı bir ördeği köpeğe gösterip onu heyecanlandırmalı ve hırslan-dırmalıyız. Köpeğin görebileceği bir şekilde ördeği saz içine salın ve köpeğinizi salın. Köpek ördeğin saza girdiğini görsün ki komu-tunuzun ne anlam ifade ettiğini anlayıp sazlığı aramaya başlasın. Av genleri güçlü bir köpek zaten hemen saza girecek ve avcılarımı-zın tabiriyle sazı “hallaç pamuğu” gibi karıştıracaktır. Daha sonra aynı işi köpeğin, ördeğin salındığını görmeyeceği şekilde yapın. Bu aşamalardan sonra ırkı ve grubu ne olursa olsun su avlarında kullanabileceğiniz başarılı bir köpeğe sahip olmuş olursunuz.

Av EğitimiAv köpeklerinin ırkının tipik üstün özelliklerini taşımasının ya-

nında kalitesini belirleyen en önemli konulardan biri iyi bir eğitim almasıdır. Bu anlamda köpeğimizin genetik mirasları ve fiziki özel-likleri ne kadar iyi olursa olsun bizleri tatmin edebilmesi için iyi eğitilmiş olması da gerekir. Burada ise avcı faktörü çok önemlidir. Avcı sayesinde ırkının özelliklerini üst düzeyde taşıyan bir av köpeği iyi eğitilemeyerek avda kullanılamayacak boyuta gelebilir ya da çok iyi eğitilerek örnek gösterilebilecek bir düzeyde çok başarılı olabilir.

Ava yatkınlık olarak ifade edilen genetik av mirası da av eğiti-minde son derece önemlidir. Bu sayede av eğitimlerinde son derece

258

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

başarı sağlayabileceğimiz bir alt yapı kendiliğinden oluşmuş olur. Öğrenilmiş av bilgileri genetik olarak anne, baba ve sülaleden yavruya da geçecektir. Bu an-lamda yavrunun anne babasının av bilgisinin yanında sülalesinin de avcı olması istenir. Av camiasında ifade edilen, ‘ Av Köpeği Avcıdan Alınır’ özdeyişi aslında bilimsel tespitin avdaki karşılığıdır. Anneden ve babadan geçen bu genetik av mirası fermalı av köpeklerinde henüz birkaç aylıkken belirgin olarak ortaya çık-maya başlar. Yani elimizde avlanmaya hazır bir yavru vardır. Fakat şu da bilin-melidir ki, her yavrunun av kabiliyeti anne baba aynı olsa dahi farklı olacaktır. Önemli olan, yavrular içinde bize uygun en iyi yavruyu seçebilmemizdir.

Fermalı av köpeklerinin eğitimini iki aşamada ele almak gerekir. Bunlar; yukarıda açıklanan temel itaat eğitimleri ve daha sonraki av eğitimidir. Her iki eğitimde son derece önemli olup, birini diğerine üstün tutan ya da her ikisinin de önemsenmesi avcının kendi tercihi olmakla birlikte, bu iki eğitim birbirinden ayrı ayrı görülmemeli, çoğu zaman uyumlu olarak birbirinin içine girmiş bir süreci de kapsadığı bilinmelidir.

Fermalı av köpeklerinde önemli gördüğümüz bazı temel eğitimleri öğre-nilmiş ya da öğrenilmekte olduğunu varsayarak, av eğitimi üzerinde durmaya çalışalım. Öncelikle “Ağaç yaşken eğilir.” atasözü çerçevesinde temel eğitim-lerin ve av eğitiminin erken yaşta başlaması gerekir. Bu anlamda çoğu zaman

259

temel itaat eğitimi ile av eğitimi aynı dönemlerde birbiriyle iç içe yürütülür. Fakat zamanlama açısından asıl öncelik temel iteat eğitimindedir. Burada avcının tercihi doğrultusunda farklı görüş-ler olabilir. Köpeğin fiziksel ve beyin gelişimini güçlendirecek av eğitimlerinin uygun iklim ve coğrafi koşullarda erken dönemde verilerek fazla gecikilmemedir. Burada önemli olan hangi eğiti-min ne zaman, yani hangi yaşta ve sıralamada verileceğidir.

Çevreye Uyum ve Mera AdaptasyonuKöpeğimizin çevreye uyumunda yumuşak bir geçişin gerekli-

liği çok önemlidir. Yani öncelikle kulübe çevresini tanıyan köpek, daha sonra yakın bahçe, ev ya da mahalleyi tanıyacaktır. Yabanıl yaşam ve avlakların tanıtılması ise kademeli olarak kolaydan zora doğru (arazi şartları açısından) bir seyir izlemelidir. Bu aşamada

260

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

gerek kent yaşamında, gerekse doğada son derece dikkatli olmalı ve gereksiz korkuların bilinçaltına yerleşmesi önlenmelidir. Örneğin, yüksek tonda siren ya da klakson sesi bilinçaltına yerleşerek gereksiz korkulara neden olabilir ya da tarla ve bahçedeki gezilerde karatavuk ve tarla kuşu gibi kuşlara gereksiz özendirmeler sonraki süreçte ömür boyu av dışı canlılara ilgi duymasına ne-den olabilir. Bu anlamda yavru ve genç köpeklerin av eğitimi son derece dik-kat ve zaman gerektiren ciddi bir iştir. Çevreye uyum sürecini farklı zaman ve gelişim periyotlarında üç farklı alanda ele alınabilir:

- Ev, araç, bahçe, sokak, kulüp insan gibi kent yaşamı (Sosyalleşme), - Bahçe, tarla, arazi, mera gibi yaban yaşamı (Avlak bilgisi),- Dere, ırmak, göl gibi sulak alanlar (Avlak bilgisi).Bu üç alanda basitten zora doğru, herhangi bir olumsuzluk yaratmadan

uyum tamamlanmalıdır. Bu sayede arazide yapacağımız eğitimler için gerekli alt yapıyı da oluşturmuş oluruz. Böylece zor arazi ve doğa koşullarında ya-pılan ferma, aport ve silah sesine alıştırma eğitimine zaten bu koşullara belli oranda alışmış bir köpeğimiz elimizde bulunmuş olacaktır.

Tüfek Sesine AlıştırmaFermalı av köpeklerinin öncelikli olarak alışması gereken ses, sahibinin sesi

ve kullanılıyorsa düdük sesi, daha sonra da silah sesidir. Fakat çoğu zaman iyi eğitilememiş ve bu nedenle avda silah sesinden korkan köpekler görülmüştür. Belki de ırkının özelliklerini tam anlamıyla taşıyan iyi bireyler bu sayede av-lanılamaz duruma gelmektedir. Bazen bu durum genetik yansımalar şeklinde de karşımıza çıkmaktadır. Bu konu son derece önemlidir ve hassasiyetle üze-rinde durmayı gerektirir.

Tüfek sesine alıştırma, yavrunun henüz göz ve kulaklarının açıldığı ve te-mel itaat eğitimlerinden söz etmediğimiz ilk aylarda başlar. Bu anlamda, anne köpek, sahibi avcının ve yetiştiricilerin önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Yavruların yanına varmadan önce uzak mesafede patlatılan mantar veya ses ta-bancası bu konudaki ilk eğitimin temelini oluşturacaktır. Fakat her yerleşim bölgesinde bu mümkün olmayabilir. Bu durumlarda tüfek sesini çağrıştıracak gürültülü ses çıkartılarak aşinalığın sağlanması yararlı olacaktır. Zamanla sesi duyan yavrular, sahibinin geldiğini ve kendileriyle ilgileneceklerini şartlı tepki olarak öğrenecekler ve kaçmak yerine sese doğru yöneleceklerdir.

Bu temel altyapı oluşturulduktan ve yukarıda açıklanan arazi eğitimlerinde çevreye adaptasyon sağlandıktan sonra, gerçek silah sesine doğa koşullarında alıştırmaya geçmek mümkündür. Bu çerçevede bir avcıdan yardım almalı ve

261

ondan öncelikle uzak yaklaşık 200 m uzaklıktan bir el silah atma-sı istenmelidir. Bu arada köpeğimiz yanımızda ve sevk kayışına bağlı olarak beklemelidir. Bu süreçte dikkatle köpeğimizi izlemeli ve bir tedirginliği olup olmadığına bakmalıyız. Eğer bir tedir-ginlik varsa, teskin etmeli, okşamalı ve sakinleştirmeliyiz. Merak uyanmış ve sese ilgi gösteriyorsa “Hadi kızım/oğlum” gibi teşvik edip aranmasını sağlamalıyız.

Daha sonraki aşamalarda ise, silah atma mesafesini köpeğimizin durumuna göre kısaltmalı ve silah sesini ise aynı anda 2-3 kez arka arkaya arttırmalıyız. Fakat aniden ve yakın mesafede çok sayıda pat-lama sesiyle köpeğimizi korkutmamalıyız. Özelliklede bu eğitimle-ri vermeden asla köpeğimizi direk ava ve avlağa çıkartmamalı, çok sayıda silah sesinin etkisine bırakmamalıyız. Küçük yaştan itibaren silah benzeri seslere aşina olan yavrular yukarıdaki eğitim metoduy-la ilk altı ay içerisinde tamamen silah sesine alışacaklardır. Bu sayede erken dönemde ve kademeli bir geçişle en temel av eğitimlerinden

262

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

olan “Silah sesine alıştırma” eğitimi başarıyla tamamlanmış olacaktır. Bir av köpeği yavrusunun ava olan yatkınlığıyla ilgili tespitlerinin algısını kısa

sürede yapmak gerekir. Uzun süre bu algıdan uzak tutulan yavruların av eği-timinden mahrum bırakılması boşa geçen zamandır. Bir diğer açıdan bakıldı-ğında, temel eğitimlerle geçen uzun bir sürecin sonunda av eğitimine başlanan köpeğimizin avda başarı gösteremeyeceğinin ya da yetersiz olacağının anlaşılma-sı, enerjimizin yanlış tercihlerden yana kullanılması anlamına gelecektir. Köpeği-mizin av geleceğiyle ilgili tespitleri ilk günlerden itibaren yapmak ve köpeğimizi ilerleyen aylarda testlere tabi tutmak gereksiz zaman kaybını önleyerek alternatif yöntemlere ve tercihlere ulaşmamızı bir an önce sağlayacaktır.

Burada unutulmaması gereken konu; gelecek vadeden son derece iyi av köpekleri, doğuştan itibaren ilk altı ay içerisinde ava olan yatkınlıkları, zeka, hırs, hız ve kokularıyla ilgili verileri bizlere sunarlar. Bu dönem içerisinde be-lirgin olarak iyi av özelliklerini ortaya koyamayan köpekler gelecekte asla üst düzeyde av performansı gösteremezler.

İstenilen performansa ulaşamayacağını çok geç anladığımız bir köpeğe uzun yıllar bağlı kalmak avcının kendi tercihi olmakla birlikte aynı zamanda avcılık kariyeri açısından da boşa geçen zaman olarak ifade edilebilir.

Gerçek Av Hayvanıyla TanışmaAva dair objelerle ferma ve aport eğitimi yaptırdığımız köpeğimizin av eği-

timini ve açıklanan diğer tüm itaat eğitimlerinin, artık köpeğimizin adaptasyo-nunu sağladığımız gerçek arazi ve meralarda yapılması gerekir. Bu ava geçiş için çok önemli bir aşamadır. Burada ölü gerçek av hayvanı veya canlı av ve çiftlik hayvanları kullanılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken hususlar:

1- Görsel fermayı yaratacak eğitimden kaçınmalıyız. Bu doğrultuda ku-şun sekmesi sağlanmalı, ölü kuş ise sürütülmeli ve sonra da saklanmalıdır. Bunları yaparken köpeğimizin bizi görmemesi sağlanmalı, mümkünse bir arkadaşımızdan bunu rica etmeliyiz.

2- Köpeğimiz rüzgar altı meraya sokulmalıdır.3- Yeterli uzunlukta sevk kayışı kullanılmalıdır. Böylece köpeğimizin

ferma kalitesi ve kaçan kuşun ardından gitmemesi sağlanmalıdır.4- Tekrarlar günlük olarak bir kaçı geçmemeli ve yavru sıkılmamalıdır.5- Her başarılı tekrar severek yapılmalı ve yiyecekle ödüllendirilmelidir. Çalışmalara değişik arazi ve doğa koşullarında devam edilmelidir. Sık maki-

lik, dikenlik, sarp dere içleri, deniz, göl-gölet ve taşlık, kırmalık araziler eğitim için önemli mera koşullarını oluşturur. Unutulmamalıdır ki, köpeğimiz avda

263

zor koşullarda mücadele edecektir, bu doğrultuda av köpeğinin na-zik yetiştirilmesi beklenemez.

Temel itaat eğitimlerinde alınan öğrenilmiş bilgiler av eğitimi sırasında da gerçek meralarda uygulanmalı ve böylece pekiştirilme-lidir. Bu anlamda her öğrenilmiş komut, yavaş yavaş, bilinçli yapı-lan kademeli metotların tekrarı sonucu sağlam bir zemine oturur. Köpeğimizden emin olma duygusu olarak ifade edebileceğimiz bu husus, av köpeklerinin de günün koşullarına göre yanlış değerle-mesini önleyecektir. Burada eğiticinin bilgi ve tecrübesi önemli rol oynar. İstisnai durumlar hariç olmakla birlikte, öğrenilememiş dav-ranışların sorumlusu köpek değil, avcı ya da yetiştiricidir.

Temel itaat ve av eğitimlerini alan ve bunları başarıyla farklı arazi ve meteorolojik koşullarda yapabilen köpeğimizin artık ava çıkması için hiçbir neden kalmamıştır. Ciddi av sınavında başarılı olmasını beklediğimiz köpeğimiz için dikkat edilmesi gereken konular:

1- Tüm bu eğitimlerin sonunda kabiliyetli bir av köpeğinin hızla kendini geliştirmesi, ancak bol ava gitmesiyle mümkündür.

2- Avcı tecrübesi, bilgisi ve sabrıyla onu doğru sevketmeli ve yanlış yönlendirmemelidir.

3- Haftada bir kez ava gitmekle köpeğimizden çok şey bekle-yemeyiz. Her av köpeği bol miktarda av hayvanı görerek ve çok sık miktarda ava giderek kendisini geliştirecektir. Bu gelişime en büyük katkıyı, onu yetiştiren sahibi ve patronu olan avcı verecektir.

4- Genç köpeklerde avda bulunma süresi; köpeğin fiziksel yeterliliğine, arazi ve hava koşullarına göre değişir. Bu anlamda örneğin çok sıcak bir havada ısrarla köpeğimizi avda uzun süre tutmak onun gelişimini olumsuz etkilemek anlamına gelecektir.

5- Av köpekleri zor koşullarda avda bulunmalıdır. Zora özel-likle adapte edilmelidirler. Örneğin kolay olan bıldırcın avına ter-cihen keklik avı ile ava başlamak daha doğru bir seçenektir.

6- Kuş köpeklerinin iz takibi gerektiren tavşan avına sevk edil-meleri onlara katkı sağlayacaktır.

7- Avda köpeklerin değerlemesi kısa sürede yapılmamalı, bir bütün olarak tüm gelişmeler objektif ele alınmalıdır.

264

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

Av Köpeklerinde Görülen Önemli KusurlarFermalı av köpeklerinde görülen önemli birkaç kusuru da burada zikretmiş

olalım. Biz avcılar genel olarak köpeklerimizin kusurlarını görmek istemeyiz ve anlatılacak olan durumlarda onlara pek toz kondurmayız ve bazı sebepler, baha-neler bulmakta maharetliyizdir. Bahse değer birinci kusur, fermacı köpeklerin ya-lancı ferma, boşa ferma vermesi; ikincisi ise avı bulmasına rağmen ferma verme-yip atlamasıdır. Ayrıca avı gömme ile çiğneme ve yeme de önemli iki kusurdur.

Yalancı FermaBu kusur köpeğin doğuştan sahip olduğu değil, sonradan edindiği sahi-

binden kaynaklanan bir kusurdur. Eğitimini tamamlayıp ava çıkardığımız köpek, herhangi bir koku alıp fermaya durur. Müthiş bir güzellik, mükem-mel bir ferma, hemen yaklaşıp övgülere başlarız, memnuniyetimizi aşırı sevinç gösterileriyle ifade ederiz. Bizim tavrımız köpeği çok mutlu eder. Demek ki ferma, o çok sevdiği sahibini fazlasıyla memnun ediyor diye dü-şünürüz. Biraz sonra yeniden aynı olay, yine bomba gibi bir ferma, ancak boş. Biz yine övgüler dizip avın az önce buradan uçmuş olduğunu düşü-nürüz. Bu senaryo artık böyle sürer gider. Bu kusurun ortadan kaldırılması için yapılacak şey, av olmamasına rağmen kısa aralıklarla fermaya duran köpeğin önüne doğru yürümeye devam ederek onu ilerlemeye zorlamak ve bu sırada onu hafif tertip, “ Yine boş” gibi sözlerle azarlayıp köpeğin mut-laka av ile yüz yüze gelmesini sağlayacak bir ortama sevk etmektir. Sürekli boşa ferma veren bir köpeğin, avı bol bir ortamda karşısına çıkan ava ferma vermesi halinde aşırıya gitmeyen bir övgüyle boş ve dolu ferma karşısındaki tavrımızı belirtmek bu kusuru zamanla ortadan kaldıracaktır.

Avı Pas GeçmeAvı pas geçme de doğuştan gelen bir kusur olmayıp büyük olasılıkla yine biz-

den kaynaklanır. İlk av sırasında köpek bir şekilde avı uçurur, fermaya duramaz. Burada biz köpeği azarlayıp ferma durmayışını kınarız. Köpek bu olayı av hay-vanının, kuşun varlığının azar getirmesi olarak algılar. Bundan sonra yapılacak iş, azar işitmemek için kuşun varlığını belli etmemektir. Yani kuş yoksa azar da yok, o halde pas geçmeye devam. Burada tek çözüm köpeğin derhal başka birine verilmesi ve başka bir çevreye gönderilmesidir. Yeni sahibiyle yeni ortamında büyük bir olasılıkla bu kusuru giderilecek, normal davranmaya başlayacaktır.

265

Avı Gömme, Çiğneme ve YemeAvda kullanılan hemen hemen tüm köpeklerde, özellikle de

aport yapan köpeklerde ortaya çıkan önemli kusurlardan bir di-ğeri de avı gömme ve avı yeme alışkanlığının yaratılıştan gelen şekli olan, bir kısım gıdayı gömerek ileride yemek üzere sak-lamaktır. Yavruların ilk eğitim aşamasında önüne atılan fazla et parçasını gömmeye çalışan köpeğe, bu ilk seferde verilecek ceza katlanmış bir gazeteyle vurulacak bir darbeyle gömücülüğü daha işin başından önleyecektir. Avı yeme veya çiğneme, genel-de köpeklerin beslenme durumuyla ilgili bir olay olup özellikle avı çiğneme konusu ise yanlış eğitimin sonucudur. Başından beri anlatılan eğitim sürecinde buzdolabındaki dondurulmuş kuşların kullanılması, zorunlu aport ve çivili tahta eğitimlerin-de amaçlanan, köpeğin ağzına aldığı avı çiğnemesini ve yemesi-ni engelleme hazırlığıdır.

Yabaniden, Şehir Yaşamından ve İklim Olaylarından KorkuBugün hepimiz biliyoruz ki pek çok değerli av köpeği, kaç-

mayıp, saldırı konumu alan tilki, kedi, yabanileşmiş kedi gibi hayvanlar karşısında çaresiz kalır ve yalnızca havlayarak püskür-tüp kaçırtmaya gayret eder. Ancak az sayıda av köpeği gard vazi-yetindeki bu yabanilere saldırıp onları öldürebilir. İkinci konu, av köpeklerinin şehir hayatının gürültüsünden, kalabalığından etkilenmesidir. Mümkün olan en erken devrede yavruların sos-yal çevreye alışması için gayret edilmeli, fırsat buldukça sevk kayışına bağlı olarak değişik yerlerde gezinilerek yavrunun çev-resinden etkilenmemesi sağlanmalıdır. Ayrıca şiddetli yağmur, gök gürültüsü ve şimşek çakması gibi iklim olayları da köpek-ler üzerinde ürkütücü etki yapabilir. Bu durumun engellenmesi için eğitim döneminde meydana gelecek bu gibi hava şartların-da, köpeğimizi yanımıza almak ve gezdirirken, sakin olmasını ve alışmasını sağlayıcı yumuşak sözlerle teskin edilmelidir.

266

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

7.4 Av Köpeği Gruplar ıFermalı Av KöpekleriGenellikle karışık grup olduklarından kullanımı en yaygın alanlardır.

Bulan, işaret eden, getiren ve takip eden türlerden oluşması grubun popü-lerliğini arttırmaktadır. Genellikle kanatlı ve küçük kürklü av hayvanlarının avlarında kullanılır. Fermalı av köpekleri kendi aralarında da, çok amaçlı ırklar ve İngiliz ırkları olarak ayrılırlar. Çok amaçlı gruplar ki; genellikle Alman orijinli ırklardır, hem büyük hem de küçük avlarda kullanılabilirler. Çok amaçlı fermalı av köpekleri parlama avında (çulluk, keklik, bıldırcın ve tavşan gibi), su avında (ördek, kaz gibi), izleme avında (önceden vurulmuş avın izini sürmek), bekleme avında (üveyik, güvercin gibi) başarılıdırlar. Her av grubuna meraklı olup sadece tek köpek besleme olanağı olan avcılar için ideal bir gruptur. İngiliz ırkları ise üst düzeydeki koku alma duyuları ve estetik fiziksel özellikleriyle genellikle kanatlı ve küçük kürklü av hayvan-larının avlarında başarıyla kullanılan bir gruptur. Bunun yanında, özellikle orijini olan İngiltere’de ve diğer Avrupa ülkelerinde spor köpeği olarak ol-

267

dukça yaygın olarak kullanılırlar. Fermalı av köpekleri çok geniş bir ırk çeşitliliği gösterir.

Avcının hangi ırktan bir köpek seçeceğini, avcının özellikle ilgilendiği av grubu, avlandığı yörenin iklimi, arazi koşulları ve bitki örtüsü belirlemelidir. İyi bir fermalı av köpeği arazide çok süratli fakat sahibiyle beraber çalışmalı, meraya hakim olmalı, burnunu ve rüzgarı çok iyi kullanmalı, avı hissettiğinde ise av-cıya atış şansı verecek şekilde yaklaşmalıdır. Av hayvanı uçmaya veya kaçmaya başladıktan sonra sahibi atış yapmadan peşinden koşmamalı veya uygun bir takip mesafesinde koşmalıdır. Ava atış yapıldıktan sonra ise komutla birlikte vurulan hayvanı, ona zarar vermeden alıp sahibine yani avcıya teslim etmelidir. Köpeğin tüm bunları başarıyla yapabilmesi için, hem iyi bir soya sahip olmalı hem de iyi bir eğitim almalıdır. Temel itaat, arama stili, ferma ve aport eğitimini üst düzeyde çalıştırıp öğretmek esastır.

268

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

Uluslararası Kinoloji Federasyonu’nun (FCI) kabul ettiği orijinleri çe-şitli ülkelere ait olan fermalı av köpeği ırkları: Deutsch Kurzhaar, Deutsch Drahthaar, Pudelpointer, Deutsch Stichelhaar, Weimaraner, Perdiguero de Burgos, Braque de l’Ariege, Braque d’Auvergne, Braque du Bourbonnais, Braque francais, Braque Saint-Germain, Bracco Italiano, Magyar Vizsla, Perdigueiro Portugues, Kleiner Munsterlander, Grosser Munsterlander, Deutsch Langhaar, Epagneul bleu de Picardie, Epagneul Breton, Epagne-ul francais, Epagneul picard, Epagneul de Pont-Audemer, Drentse Patrijs-hond, Stabyhoun, Griffon, Griffon d’arret a poil dur Korthals, Spinone Ita-liano, Cesky Fousek, Slovensky Hrubosrsty Stavac, English Pointer, English Setter, Gordon Setter, Irish Setter

KovucularKovucu köpekler (kopoylar) kürklü avlarda kullanılır. Av hayvanının ol-

ması muhtemel araziye tek veya grup halinde salınan köpekler sesli bir şekilde ava doğru ilerleyip bulduktan sonra kovmaya başlarlar. Avı veya avları, avcıya doğru kovup, avcıya atış imkanı verdikten sonra av vuruldu ise görevini ta-mamlamış olur. Bu ırk grubundan bazı türler vurulan avın iz takibinde de kullanılırlar. Kovucu köpeklerin eğitimi, temel itaat eğitiminden sonra baş-lar. Eğitimlerinin fermalılara göre hem zor hem de kolay yanları vardır. Bazı

269

yetiştiriciler acemi kopoyları ustalarla birlikte ava salıp ustalarla birlikte koşup öğrenmelerini sağlar. Bu kolay bir yöntem olmakla birlikte daha önceden elinizin altında iyi yetiştirilmiş bir kopoy grubunun olması gerekmektedir. Yalnız yetiştirilen köpekler ise sahibiyle daha uyum içinde alışabilirler ancak yetiştirme dönemi köpek sahibi için biraz daha zahmetli olacaktır.

FCI’nın tanıdığı kovuculara (kopoy) ait ırklar: Alpenlan-dische Dachsbracke, Anglo-francais de petit venerie, Arie-gois, Balkan Laufhund, Basset artesien normand, Basset bleu de Gascogne, Basset d’Artois, Basset fauve de Bretagne, Bas-set Hound, Beagle, Beagle Harrier, Berner Laufhund, Berner Niederlaufhund, Billy, Bloodhound (Groser Laufhund), Bos-nischer drahthaariger Laufhund, Brandlbracke, Briquet griffon vendeen, Chien d’Artois, Coonhound (Black and Tan), Dal-

270

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

matiner Portrait, Deutsche Brac-ke, Dreifarbiger jugoslawischer, Laufhund, Drever (Schwedische Dachsbracke), Dunker, Erdelyi Kopo, Finnischer Laufhund, Fox-hound (American), Foxhound (English), Francais blanc et noir, Francais blanc et orange, Franca-is tricolore, Grand anglo-francais bla, Grand anglo-francais blanc et orange, Grand anglo-francais tri-colore, Grand Basset griffon ven-deen, Grand bleu de Gascogne, Grand gascon saintongeois, Grand griffon vendeen, Griechischer La-ufhund, Griffon bleu de Gascogne, Griffon fauve de Bretagne, Griffon nivernais, Haldenstover, Hamilton

Stovare, Harrier, Hygenhund, Istrischer drahthaari, Istrischer kurzhaari-ger Laufhund, Italienischer Laufhund Drahthaarig, Italienischer Laufhund Kurzhaar, Jura Laufhund, Jura Niederlaufhund, Luzerner Laufhund, Lu-zerner Niederlaufhund, Ogar Polski (Polnische Bracke), Otterhound, Petit Basset griffon vendeen, Petit bleu de Gascogne, Petit gascon saintongeois, Planinsky Gonic (Slo. Berg-Laufhund), Poitevin, Porcelaine, Posavatz La-ufhund, Posavki Gonic, Rhodesian Ridgeback, Schiller Stovare, Schwyzer Laufhund, Schwyzer Niederlaufhund, Slovensky Kopov (Slovakischer Lauf-hund), Smalands Stovare, Spanischer Laufhund, Steirische rauhh. Hochge-birgsbracke, Westfalische Bracke

Yeraltında Çalışan KöpeklerTilki inlerine sokularak indeki hayvanın dışarı çıkmasını sağlamak için

kullanılırlar. Ayrıca daha önce vurulmuş, yaralı gitmiş, izini kaybetmiş avın bulunmasında da kullanılır. Kopoylar gibi sesli çalışmazlar. Sakin bir şekilde kan izine girerek 10-20 km gitmiş bir avı bile bulabilirler. Sakin ve heyecanlı olmayan mizaca sahip oldukları için izi bırakmayıp dikkatli ve emin adımlarla sahiplerini hedefe ulaştırırlar.

Yeraltında çalışan köpek grubuna ait ırklar: Kaninchenteckel Kurzhaar, Ka-

271

ninchenteckel Langhaar, Kaninchenteckel Rauhhaar, Standardtec-kel Kurzhaar, Standardteckel Langhaar, Standardteckel Rauhhaar, Zwergteckel Kurzhaar, Zwergteckel Langhaar, Zwergteckel Rauhha-ar, Jack Russell Terrier, Deutsche Jagdterrier, Parson-Russell-Terrier

Rus Laika ve SpitzleriBu türe ait bazı ırklar FCI tarafından av köpeği olarak tanınma-

mış olmasına rağmen Finlandiya ve Rusya’da değişik bir av stilinde kullanılmaktadır. Orman horozlarını ürküterek ağaca tünemeye zorladıktan sonra sahibine ağaç altında ses vererek haber vererek avcının, yivli veya yivsiz av tüfeğiyle ağaçtaki av hayvanına atış yap-masına olanak verirler. Bu tür ayı avında da kullanılırlar.

Spitz ve laika’lar: Finnenspitz, Laika Westsibirischer, Laika Russisch-Europaischer, Laika Ostsibirischer, Jamthund, Kare-lischer Barenhund, Norwegischer Elchhund grau, Norwegischer Elchhund schwarz

272

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

Getiriciler, Parlatıcılar ve Su KöpekleriBazı ülkelerde fermalı av köpeklerinden çok daha fazla kullanılan bir

gruptur. Fermalı av köpekleri gibi burunlarını üst düzey kullanmasalar bile, görme ve duyma duyularını fermalılardan daha iyi kullanmanın ver-diği avantajla sahiplerine iyi av yapma olanağı sağlarlar. Son derece dikkat-lidirler. Özellikle su grubunda çalıştırılan ırkların soğuğa dayanıklılıkları üst düzeydedir. Bu tür köpeklere getirme ve arama stili çalıştırmak, atıştan sonra komutla gitmeyi öğretmek, onunla olması gerektiği gibi keyifli bir av yapmak için yeterli olacaktır.

Getiriciler, parlatıcılar ve su köpekleri: American Water Spaniel, Ame-rik. Cocker (einfarbig auser sw.), Amerik. Cocker (mehrfarbig), Amerik. Cocker (schwarz), Barbet, Cao Aqua Portugues, Chesapeake Bay Retriever, Clumber Spaniel, Cocker Spaniel einfarbig, Cocker Spaniel mehrfarbig, Curly-Coated Retriever, Deutscher Wachtelhund, English Springer Spa-niel, Field Spaniel, Flat Coated Retriever, Gold, Golden Retriever, Irish Water Spaniel, Kooikerhondje, Labrador Retriever, Lagotto Romagnolo, Nova Scotia Duck Tolling Retriever, Perro de Agua Espanol, Perro de Agua Portogues (Kurzhaar), Perro de Agua Portugues (Langhaar), Sussex Spani-el, Welsh Springer Spaniel, Wetterhoun

273

TazılarTazılar, geniş ve düz arazilerde küçük kürklü av hayvanlarını

yakalamak için kullanılırlar. Adını “tez” kelimesinden türetile-rek almış olan tazılar, çabuk ve hızlı köpeklerdir. Bu köpeklerle yapılan avlar sırasında silah kullanılmaz, sadece köpek salınır ve avı yakalaması beklenir. Bazı kültürler de tazılardan önce fermalı bir köpek araziye salınır ve kürklü hayvanı fermalaması beklenir. Hemen sonrasında tazıların salınarak görevini yapması beklenir. Tazılar koku duyularını kullanmazlar. Çalışırken gözleri, eşsiz is-kelet ve kas kombinasyonları sayesinde avı ele geçirirler.

Tazılar: Anadolu Sultan Tazısı, Afghane, Azawakh, Barsoi, Chart Polski, Deerhound, Galgo Espanol, Greyhound, Irish Wolf-hound, Ital. Windspiele (Ital. Greyhound), Magyar Agar, Saluki, Sloughi, Whippet

Anadolu Sultan Tazısı: Anadolu sultan tazısı, geniş ovalarda, düzlüklerde ve Anadolu bozkırlarında yaşamını sürdüren hızlı ve dengeli koşan, oldukça çevik ve kıvrak bir av köpeğidir. Avını görerek avlanan tazı cinslerindendir. İnce bel, derin bir göğüs, küçük kafa, uzun bacak ve kuyruğa sahip olan adeta koşmak için yaratılan tazılardır. Köpek yetiştiricileri tarafından tavşan ve tilki avlarında kullanılmak üzere üretilmiştir.

274

S ü r d ü r ü l e b i l i r A v c ı l ı k i ç i n T e m e l E ğ i t i m

KAYNAKLAR

1- Carl Th.Toepfer, Hundezucht in Theori und Praxis München2- Şahin Cevat, Veteriner Kılavuzu, Ankara3- David Taylor, Mein Grosses Hundebuch4- Deveci İlhan, Av Tutkusu Dergisi5- Gerhard Gerweck, Leben mit Tieren Schlütersche Verlag6- Gino Pugnetti, Köpek Ansiklopedisi Arkadafl Yayınları7- Hans Jürgen Markman, Vom Welpen zum Jagdhelfer Paul parey Verlag8- Hegendorf, Der Gebrauchshund Paul parey Verlag9- Herman Eiserhart, Die Führung des Jagdhundes Paul parey Verlag10- H . G . Niemand, Hundehaltung aber Wie? Reutlingen11- http://www.kif.org.tr/12- Kabakçı Burak, Av Tutkusu Dergisi13- Klaus Rolfs, Abrichten des Jagdgebrauchshundes, Berlin14- Öncül Orhan, Sadık Dostumuz Köpekler Ailesi, Gemlik15- Reinhold Rothweiler, Setter und Pointer Paul Parey Verlag16- Wilhelm Siveke, Frühsterziehung der Vorstehhunde Paul parey Verlag

275