1
t: 39 30 Kânunusani 1325 C: 2 ABDÜLHAMİD ZÖHRAVİ EFENDİ (Flama) — Müsaade ederseniz, bu husustaki malumatımı söy- liyeyim. (Gürültü). MEHMET TALÂT BEY (Devamla) — Bu, onun kabul edip etmemesi cihetine taalluk ediyor. Bir de Encümenin noktai nazarını düşünelim. Encümen âzası bu lâyihai kanuniyyeyi - Vicdanlarına müra- caat ediyorum - ne gibi bir mecburiyet üzerine kabu- le karar verdiler? O Seyyid Abdullahın kabul etme- diği lâyihai kanuniyyeyi ne için kabul etmek istedi- ler? Yemen'e asker şevki kaabil değildir diye kabul ettiler. MEHMET ŞEVKET PAŞA (Bağdat) Bende- niz de muhalif idim. Fakat Hüseyin Hilmi Paşa, bü- tün Anadolu cihetinden asker gitmiyeceğini ve as- kerin kırılmakta olduğunu söylediler. Asker gönde- remeyiz, aman bunu kabul ediniz dediler. Onun için kabul ettik yoksa Yemen için pek mühlik idi. 'MEHMET TALÂT BEY (Devamla) İşte rü- fekayı kiram! itimad edip Dahiliye Nezaretine gön- derdiğiniz şu Nazır, oraya on tabur asker şevketti ve hepsi de kemali-iftiharla gittiler. (Alkış) ve oraya gittikten sonra yalnız irâei satvet etmekle iktifa et- tiler ve bilâ lüzum sefki dimâ etmediler. Tesisi ada- let için uğraştılar. Elyevm orada kat'iyyen kan dö- külmemektedir ve inşallah dökülmiyecektir. Beriki cihete gelince, Abdülhamid Zehravi Efen- dinin söylediği mesaile gelince : O da Devlet naza- rından dûr tutulmuş değildir. Fakat bu, sırf Kuvvei İcraiyyeye ait bir meseledir. Eğer hakikaten Yemen'in ahvali coğrafiyyesini, ahvali rûhiyyesini bilmez ve o memleketi katiyyen mühimsemez bir adam Dahiliye Nezaretinde bulunursa, siz de buna kaani iseniz, (Ha- yır, hayır sadaları) Rica ederim derhal oraya bu ah- vali, bu evsafı haiz bir adamı gönderin. İşte burada 272 kişi Kuvvei Teşriiyyeyiz. Fakat bu gibi mesaili müteferria ile meşgul olamaz. Çünkü burada herke- sin bir noktai nazarı, herkesin maksadı hafisi var. (Gürültü, maksadı hâfî olmaz, sözünüzü geri alınız sadaları) RIZA TEVFİK BEY (Edirne) Bende var, bende var! MEHMET TALÂT BEY (Devamla) Pekâlâ, geriye aldım. (Alkış) Herkesin bir noktai nazarı var- dır. Yalnız tahdîsi nimet olarak söylüyorum ki, ha- kikaten ben Yemen'in ahvali rûhiyyesini bilmiyorum ve zannederim Encümenimizde bulunanların hepsi Yemen'in ahvali rûhiyyesini bilemez ve bilmeye de mecbur değildir. Fakat hakikaten kemali ciddiyetle Yemen meselesiyle meşgul oldum. Yemen'de bulun- muş ve Yemen'in ahvaliyle meşgul olmuş, yalnız kar- puzlarını görmüş değil ahvaliyle meşgul olmuş ze- vattan her kim müracaat ettiyse, evime kabul ettim, daireye kabul ettim, dinledim ve dedim ki Yemen'de on sene, yirmi sene Yemen'de oturmuş bir zat kadar Yemen'in ahvali rûhiyyesini bilirim. Fakat Yemen ne olduğunu, Yemen'de ne yapıl- mak lâzım geldiğini kendi ihatam dairesinde takdir ettim ve düşündüm ve düşündüklerimi rüfekam da kabul etti, Kubine de kabul etti. Esas itibariyle bu- gün düşünüyor ve öyle zannediyorum ki söylemek istediği cihet, yanlış telâkki edilmiştir. Tatbiki ne kadar zamanda olacağını tayin edemem. Fakat ya- pılacak suveri ıslahiyye takarrür etmiştir. (Büyücek bir defter göstererek) hattâ şu defter, o suveri ısla- hiyyeyi tazammun ediyor. Yemen'de ne yapılmak lâzım gelir? Sahili ne suretle tahtı emniyete almalı? Çünkü Yemen'in sahili pek ehemmiyetlidir, sadilden daima içeriye cephene, tüfek geliyor. Orada birçok yerlerde Hükümet lâzımı veçhile tesisi adalet edememiştir. Lâzımı veçhile tesis ve tev- zii adalet ulunamıyor. Bu sebeple daima birbirlerini öldürüyorlar. Binaenaleyh Yemen'in sevahilini berren ve bahren tahtı emniyete alacağız. Ta «midi» den «Kumfude» si falanı dahil Olduğu halde Aden'e ka- dar muhafaza olunacak. Bu suretle bir defa Yemen'e silah ithali men'edilmiş olacak ve tabiatıyla kendili- ğinden kıtalin önü alınmış olacak. Hükümet her yer- de ihmâl ettiği adaleti orada hakikaten lâyıki veçhile tevzi edecek olursa, o vakit Yemen ıslah edilmiş ola- cak. Fakat bunun tatbikatı üç günlük, beş günlük değildir. Bunun için size bir söz veremem. Fakat Yemen hakkındaki tasavvuratı ıslahiyye takarrür etmiştir ve bundan Meclisi âlînize taalluk eden bir cihet varsa, yani Kuvvei kanuniyyenin nazarı tasvibine arzı ica- bedecek bir cihet varsa, getirilip arzedilecektir. Eğer arza ihtiyaç yoksa, Kuvvei İcraiyye, kendi selâhiyeti dahilinde derhal tatbik edecektir. Nitekim teşebbüs etmiştir, altı tane ganbot ısmarlanmıştır, bütçeye pa- ra ithal edilmiştir. Ağustos nihayetinde ganbotlar tes- lim olunacaktır ve elyevm bugün Yemen sahilinde dört tane ganbot işlettirilmektedir ve bu dört ganbot sayesinde San'aya gönderilen bir zatın verdiği malû- mata göre, az bir müddet zarfında fişeğin tanesi kırk paradan dört kuruşa çıkmıştır. Demek ki, sahi- lin muhafazasından fevaidi külliyye istihsal edilmiş olacak. Oraya gönderilen askerde telefat vukuunu, 278 — TBMM KÜTÜPHANESİ

t: 30 Kânunusani 132C5 : 2 - tbmm.gov.tr · ler? Yemen'e asker şevki kaabil değildir diye kabul ettiler. MEHMET ŞEVKET PAŞA (Bağdat) — Bende niz de muhalif idim. Fakat Hüseyin

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: t: 30 Kânunusani 132C5 : 2 - tbmm.gov.tr · ler? Yemen'e asker şevki kaabil değildir diye kabul ettiler. MEHMET ŞEVKET PAŞA (Bağdat) — Bende niz de muhalif idim. Fakat Hüseyin

t: 39 30 Kânunusani 1325 C : 2

A B D Ü L H A M İ D Z Ö H R A V İ E F E N D İ (Flama) — Müsaade ederseniz, b u husustaki malumat ımı söy-liyeyim. (Gürültü).

M E H M E T T A L Â T B E Y (Devamla) — Bu, onun kabul edip etmemesi cihetine taalluk ediyor. Bir de Encümenin noktai nazarını düşünelim. Encümen âzası bu lâyihai kanuniyyeyi - Vicdanlar ına müra­caat ediyorum - ne gibi bir mecburiyet üzerine kabu­le ka ra r verdiler? O Seyyid Abdullahın kabul etme­diği lâyihai kanuniyyeyi ne için kabul etmek istedi­ler? Yemen 'e asker şevki kaabil değildir diye kabul ettiler.

M E H M E T Ş E V K E T P A Ş A (Bağdat) — Bende­niz de muhalif idim. F a k a t Hüseyin Hilmi Paşa, bü­tün Anado lu cihetinden asker gitmiyeceğini ve as­kerin kır ı lmakta olduğunu söylediler. Asker gönde­remeyiz, aman bunu kabu l ediniz dediler. O n u n için kabul ettik yoksa Yemen için pek mühlik idi.

' M E H M E T T A L Â T BEY (Devamla) — İşte rü-fekayı kiram! i t imad edip Dahiliye Nezaretine gön­derdiğiniz şu Nazır, oraya on tabur asker şevketti ve hepsi de kemali- if t iharla gittiler. (Alkış) ve oraya gittikten sonra yalnız irâei satvet e tmekle iktifa et­tiler ve bilâ lüzum sefki dimâ etmediler. Tesisi ada­let için uğraştılar. Elyevm orada kat ' iyyen kan dö-külmemektedir ve inşallah dökülmiyecektir .

Beriki cihete gelince, Abdülhamid Zehravi Efen­dinin söylediği mesaile gelince : O da Devlet naza­r ından dûr tutulmuş değildir. F a k a t bu, sırf Kuvvei İcraiyyeye ait b i r meseledir. Eğer hakikaten Yemen' in ahvali coğrafiyyesini, ahvali rûhiyyesini bilmez ve o memleketi katiyyen mühimsemez bir adam Dahiliye Nezaret inde bulunursa , siz de buna kaani iseniz, (Ha­yır, hayır sadaları) Rica ederim derhal oraya b u ah­vali, b u evsafı haiz bir adamı gönderin. İşte burada 272 kişi Kuvvei Teşriiyyeyiz. Faka t b u gibi mesaili müteferria ile meşgul olamaz. Çünkü b u r a d a herke­sin bir noktai nazarı , herkesin maksadı hafisi var. (Gürültü, maksadı hâfî olmaz, sözünüzü geri alınız sadaları)

R I Z A T E V F İ K B E Y (Edirne) — Bende var, bende var!

M E H M E T T A L Â T B E Y (Devamla) — Pekâlâ, geriye aldım. (Alkış) Herkesin bir nokta i nazarı var­dır. Yalnız tahdîsi nimet olarak söylüyorum ki, ha­kikaten ben Yemen' in ahvali rûhiyyesini bilmiyorum ve zanneder im Encümenimizde bulunanların hepsi Yemen ' in ahvali rûhiyyesini bilemez ve bilmeye de mecbur değildir. F a k a t hakikaten kemali ciddiyetle

Yemen meselesiyle meşgul oldum. Yemen 'de bulun­muş ve Yemen ' in ahvaliyle meşgul olmuş, yalnız kar­puzlarını görmüş değil ahvaliyle meşgul olmuş ze­vattan her k im müracaa t ettiyse, evime kabul ettim, daireye kabu l ettim, dinledim ve dedim ki Yemen 'de on sene, yirmi sene Yemen 'de o turmuş b i r zat kada r Yemen ' in ahvali rûhiyyesini bilirim.

F a k a t Yemen ne olduğunu, Yemen 'de ne yapıl­m a k lâzım geldiğini kendi iha tam dairesinde takd i r e t t im ve düşündüm ve düşündüklerimi rüfekam d a kabu l etti, Kubine de kabul etti. Esas itibariyle bu­gün düşünüyor ve öyle zannediyorum ki söylemek istediği cihet, yanlış telâkki edilmiştir. Tatbiki ne k a d a r zamanda olacağını tayin edemem. F a k a t ya­pılacak suveri ıslahiyye takarrür etmiştir. (Büyücek b i r defter göstererek) hat tâ şu defter, o suveri ısla-hiyyeyi t azammun ediyor. Yemen 'de ne yapı lmak lâzım gelir? Sahili ne suretle taht ı emniyete almalı? Çünkü Yemen' in sahili pek ehemmiyetlidir, sadilden daima içeriye cephene, tüfek geliyor.

O r a d a birçok yerlerde H ü k ü m e t lâzımı veçhile tesisi adalet edememiştir. Lâzımı veçhile tesis ve tev­zii adalet ulunamıyor. Bu sebeple da ima birbirlerini öldürüyorlar . Binaenaleyh Yemen' in sevahilini berren ve bahren tahtı emniyete alacağız. T a «midi» den «Kumfude» si falanı dahil Olduğu ha lde Aden 'e ka­dar muhafaza olunacak. Bu suretle b i r defa Yemen 'e silah ithali men'edilmiş olacak ve tabiat ıyla kendili­ğinden kıtalin önü alınmış olacak. H ü k ü m e t her yer­d e ihmâl ettiği adaleti orada hakikaten lâyıki veçhile tevzi edecek olursa, o vakit Yemen ıslah edilmiş ola­cak. Faka t bunun tatbikatı üç günlük, beş günlük değildir.

Bunun için size bir söz veremem. F a k a t Yemen hakk ındak i tasavvuratı ıslahiyye t aka r rü r etmiştir ve bundan Meclisi âlînize taalluk eden b i r cihet varsa, yani Kuvvei kanuniyyenin nazarı tasvibine arzı ica-bedecek bir cihet varsa, getirilip arzedilecektir. Eğer arza ihtiyaç yoksa, Kuvvei İcraiyye, kendi selâhiyeti dahilinde derhal tatbik edecektir. Ni tekim teşebbüs etmiştir, altı tane ganbot ısmarlanmıştır , bütçeye pa­ra ithal edilmiştir. Ağustos nihayetinde ganbot lar tes­lim olunacaktır ve elyevm bugün Yemen sahilinde dör t tane ganbot işlettirilmektedir ve bu dör t ganbot sayesinde San 'aya gönderilen b i r zatın verdiği malû­mata göre, az bir müdde t zarfında fişeğin tanesi kırk pa radan dört kuruşa çıkmıştır. Demek ki, sahi­lin muhafazasından fevaidi külliyye istihsal edilmiş olacak. Oraya gönderilen askerde telefat vukuunu,

— 278 —

TBMM KÜTÜPHANESİ