45
T B M M Tutanak Müdürlüğü Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :1 26 Mayıs 2007 Cumartesi BİRİNCİ OTURUM ılma Saati: 10.00 BAŞKAN : Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Harun TÜFEKCİ (Konya) ----0---- BAŞKAN – 4’üncü Dönem Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri, Türkiye Öğrenci Meclisinin Özel Birleşimini açıyorum. BAŞKAN - Şimdi, İstiklal Marşı okunacaktır. (İstiklal Marşı okundu) (Alkışlar) BAŞKAN – 4’üncü Dönem Türkiye Öğrenci Meclisinin değerli üyeleri ve üyelerimizin kıymetli aileleri; sizlere hoş geldiniz diyor ve hepinizi sevgilerimle selamlıyorum. (Alkışlar) Türkiye Büyük Millet Meclisinin varlık sebebi ve çalışmalarımızın düsturunu teşkil eden “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesinin tam anlamıyla tanıtılması, bu kavramın geniş halk kitlelerine yaygınlaştırılması ve bu maksatla gereken faaliyetlerin organize edilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, halkımıza yönelik görevleri niteliğindeki en önemli faaliyetleridir. Bu kap- samda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarını gerçekleştiren Türkiye Büyük Millet Meclisi, millî egemen- lik ağırlıklı bütün faaliyetlere önderlik etmekte ve her türlü katkıyı sağlamaktadır. 22’nci Dönem Parlamentomuz bu ulvi vazife- leri, her zamankinden daha hassas bir düşünceyle uygulama kararlılığında olduğunu, en başında ifade etmiş ve her vesileyle halkımıza da duyurmuştur. 13 Ocak 2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokolle haya- ta geçirilmiş olan Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi, bu anlamda yapılan çalışmaların en büyüğünü ifade etmekte- dir. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında yapılan Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi Protokolü, bu büyük demokrasi ve eğitim projesinin dayanağını oluşturmaktadır. Bu yıl 4’üncü Dönemini idrak ettiğimiz Türkiye Öğrenci Meclisinin, artık, gelenekselleşen bir yapıya bürünmüş olması, çalışma ve toplantıları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında, öğrencilerimizin, millî egemenlik ve demokrasi kavramları konusundaki düşünce, fikir ve davranışlarının eğitilmesini hedeflemektedir. Temel ulaşım noktası, Tür- kiye Büyük Millet Meclisinin, Türk milletinin en yetkili temsil organı olduğu bilincinin, bu vesileyle, uygulamalı olarak, genç dimağlara aktarılmasıdır. Dünyada belki de bir ilki temsil eden bu proje, yurt genelindeki okullarımızdan ve öğrencilerimizden gördüğü büyük destekten alınan güçle ve düzey ayrımı olmaksızın, toplam kırk üç bin örgün eğitim kurumumuzda başarıyla uygulanmaktadır. Geçen üç yılın ardından artık şunu rahatlıkla söyleyebilmekteyiz ki: İlk ve ortaöğrenim düzeyindeki öğrencilerimiz seçme ve seçilme kültürüyle yakından tanışmışlardır. Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula- mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış ılarıyla ele almanın öğreticiliğini paylaşmışlardır. Öğrencilerimizden yayılan bu bilincin ışığının, geleceğin Türk toplumunun her kesimini aydınlatacağı muhakkaktır. Dört yıldır başarıyla yürütülen Türkiye Öğrenci Meclisi Projesi, ilk uygulandığı 2004 yılının ardından, 2005 yılında gerçekleşti- rilen 2’nci Dünya Parlamento Başkanları Konferansı’nın iki raporundan biri olan “21’inci Yüzyılda Parlamento ve Demokrasi” başlıklı raporda, örnek halkla ilişkiler faaliyeti olarak gösterilmiştir. Kazandığımız bu başarı düzeyi göstermektedir ki, demok- rasiye hizmet etmek üzere atılan her adım, daima başarıya ulaşmaktadır.

T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :1

26 Mayıs 2007 Cumartesi

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 10.00

BAŞKAN : Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Harun TÜFEKCİ (Konya)

----0----

BAŞKAN – 4’üncü Dönem Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri, Türkiye Öğrenci Meclisinin Özel Birleşimini açıyorum.

BAŞKAN - Şimdi, İstiklal Marşı okunacaktır.

(İstiklal Marşı okundu) (Alkışlar)

BAŞKAN – 4’üncü Dönem Türkiye Öğrenci Meclisinin değerli üyeleri ve üyelerimizin kıymetli aileleri; sizlere hoş geldiniz diyor ve hepinizi sevgilerimle selamlıyorum. (Alkışlar)

Türkiye Büyük Millet Meclisinin varlık sebebi ve çalışmalarımızın düsturunu teşkil eden “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesinin tam anlamıyla tanıtılması, bu kavramın geniş halk kitlelerine yaygınlaştırılması ve bu maksatla gereken faaliyetlerin organize edilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, halkımıza yönelik görevleri niteliğindeki en önemli faaliyetleridir. Bu kap-samda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarını gerçekleştiren Türkiye Büyük Millet Meclisi, millî egemen-lik ağırlıklı bütün faaliyetlere önderlik etmekte ve her türlü katkıyı sağlamaktadır. 22’nci Dönem Parlamentomuz bu ulvi vazife-leri, her zamankinden daha hassas bir düşünceyle uygulama kararlılığında olduğunu, en başında ifade etmiş ve her vesileyle halkımıza da duyurmuştur.

13 Ocak 2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokolle haya-ta geçirilmiş olan Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi, bu anlamda yapılan çalışmaların en büyüğünü ifade etmekte-dir.

1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında yapılan Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi Protokolü, bu büyük demokrasi ve eğitim projesinin dayanağını oluşturmaktadır.

Bu yıl 4’üncü Dönemini idrak ettiğimiz Türkiye Öğrenci Meclisinin, artık, gelenekselleşen bir yapıya bürünmüş olması, çalışma ve toplantıları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında, öğrencilerimizin, millî egemenlik ve demokrasi kavramları konusundaki düşünce, fikir ve davranışlarının eğitilmesini hedeflemektedir. Temel ulaşım noktası, Tür-kiye Büyük Millet Meclisinin, Türk milletinin en yetkili temsil organı olduğu bilincinin, bu vesileyle, uygulamalı olarak, genç dimağlara aktarılmasıdır. Dünyada belki de bir ilki temsil eden bu proje, yurt genelindeki okullarımızdan ve öğrencilerimizden gördüğü büyük destekten alınan güçle ve düzey ayrımı olmaksızın, toplam kırk üç bin örgün eğitim kurumumuzda başarıyla uygulanmaktadır.

Geçen üç yılın ardından artık şunu rahatlıkla söyleyebilmekteyiz ki: İlk ve ortaöğrenim düzeyindeki öğrencilerimiz seçme ve seçilme kültürüyle yakından tanışmışlardır. Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla ele almanın öğreticiliğini paylaşmışlardır. Öğrencilerimizden yayılan bu bilincin ışığının, geleceğin Türk toplumunun her kesimini aydınlatacağı muhakkaktır.

Dört yıldır başarıyla yürütülen Türkiye Öğrenci Meclisi Projesi, ilk uygulandığı 2004 yılının ardından, 2005 yılında gerçekleşti-rilen 2’nci Dünya Parlamento Başkanları Konferansı’nın iki raporundan biri olan “21’inci Yüzyılda Parlamento ve Demokrasi” başlıklı raporda, örnek halkla ilişkiler faaliyeti olarak gösterilmiştir. Kazandığımız bu başarı düzeyi göstermektedir ki, demok-rasiye hizmet etmek üzere atılan her adım, daima başarıya ulaşmaktadır.

Page 2: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :2 Sevgili gençler, sizler Türkiye’nin geleceğini ve ülkemiz için en değerli kaynağı ifade etmektesiniz. Size kazandırılacak olan bilgi ve beceriler ile ileride söz sahibi olacak ve Türkiye’nin dünya üzerindeki rolünü çok daha üst seviyelere taşıyacaksınız. Bu nedenle sizler, en değerli eğitim yatırımlarına ve en iyi şekilde tasarlanmış olan eğitim projelerine layıksınız. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak çalışmalarımız, daima bu bilinçle gerçekleştirilmektedir. Üstelik bu çalışmalarda daima, sizin birebir katı-lımınız esas alınmış ve sizlerden gelen öneriler, titizlikle değerlendirilmiştir. İlk adımı atmak bizlerin, başarıya ulaşmak ise sizin vazifenizdir.

Değerli Öğrenci Meclisi üyeleri, üç yılın ardından görüyoruz ki, sizler başarıya ulaşmış bulunuyorsunuz. Bugün 4’üncü Döne-min açılışını gerçekleştirdiğimiz Türkiye Öğrenci Meclisi, milyonlarca öğrencimizin emeğini, azmini ve ortak zaferini ifade etmektedir. İllerinizde, okullarınızda ve sınıflarınızda bir yıl boyunca göstermiş olduğunuz gayretler, bugün, sizleri bu çatı altına gelmeye layık kılmıştır. Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinin kutsal çatısı altında olduğunuzu ve buraya, öğrenci arkadaşlarınızın oylarıyla seçilerek geldiğinizi unutmayınız. Bugün bu salonda, demokrasiyi temsil ettiğinizi unutmayınız. Temsilcileri olduğunuz öğrenci arkadaşlarınız sizlerden, sorunlarının ve beklentilerinin dile getirilmesini, çözüm önerilerinin medeni bir şekilde tartışılmasını ve ulaşılan sonuçların bu Meclise yansımasını beklemektedir. Bu görevinizi, en iyi şekilde yerine getireceğinizden en küçük bir kuşku duymuyorum. Ulaşmış olduğunuz başarı seviyesini, dolayısıyla sizleri yürekten kutluyor, edindiğiniz tecrübelerin hayatınıza en verimli şekilde yansımasını diliyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum. (Alkışlar)

Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri, 4’üncü Dönem Öğrenci Meclisi Özel Birleşiminin gündemi hakkında sizlere kısaca bilgi vermek istiyorum: Birazdan, Millî Eğitim Bakanımız Sayın Hüseyin Çelik konuşmalarını yapacaklardır. Ardından, Türkiye Öğrenci Meclisi üyelerinin ant içme töreni ve daha sonra, Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlık Divanı üyelikleri için seçimler yapılacaktır. Başkanlık Divanı, 1 başkan, 1 başkan vekili ve 2 kâtip üyeden oluşmaktadır. Seçimin ardından, görevi, Türkiye Öğrenci Meclisinin seçilmiş Başkanına devredeceğim ve ilk oturum sona erecektir. Öğleden sonra saat 14.00’te başlayacak ikinci oturumda önce, üç sayın üyeye gündem dışı söz verilecektir. Ardından, belirlenen gündem konuları üzerinde görüşme-ler yapılacak ve böylece Türkiye Öğrenci Meclisinin 4’üncü Dönem Özel Birleşimi sona erecektir.

Şimdi, konuşmalarını yapmak üzere Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik’i kürsüye davet ediyorum. (Alkışlar)

Buyurun efendim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) – Sayın Başkan, 4’üncü Dönem Türkiye Öğrenci Meclisinin çok seçkin, çok sevgili üyeleri; sözlerimin başında, hepinize en derin sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

Hoş geldiniz. (Alkışlar)

Türkiye’nin seksen vilayetinden cumhuriyetin başkentine, Ankara’ya güzellikler getirdiniz, farklı renkler, hoş kokular getirdiniz. Sizleri Ankara’da görmekten, bu devleti kurmuş olan yüce Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısı altında görmekten dolayı duyduğum mutluluğu, memnuniyeti ifade etmek istiyorum, sevgili gençler.

Sayın Başkan, değerli üyeler; öncelikle, 2004 yılında Millî Eğitim Bakanlığıyla bir protokol imzalayarak, Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi’ne önayak olan Türkiye Büyük Millet Meclisimizin Çok Saygıdeğer Başkanı Sayın Bülent Arınç Bey’e huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum.

Dört yıldır bu projemiz devam etmektedir ve inanıyorum ki, bundan sonra da Türkiye Cumhuriyeti devleti var oldukça bu de-vam edecektir. Eksikliklerini gidererek, aksaklıkları gidererek daha mükemmel bir şekilde bu proje yoluna devam edecektir.

Sevgili gençler, bildiğiniz gibi, bu Meclis, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Meclistir. Bu devlet bu Meclisi kurmamıştır, bu Meclis bu devleti kurmuştur. Bütün ümitler tükendi, her şey bitti denen bir anda, bir zaman-da, büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasıyla birlikte başlayan istiklal mücade-lemiz zaferlerle sona erdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, savaş devam ederken, Ankara’da açıldı ve bu Meclis aynı zamanda gazi Meclistir, bu Meclis İstiklal Savaşını, istiklal mücadelesini yönetmiş olan bir Meclistir ve zaferle birlikte, zafere ulaşılma-sından sonra, bildiğiniz gibi cumhuriyetimiz kuruldu.

Niçin, Demokrasi Eğitimi ve Öğrenci Meclisleri Projesi hayata geçirildi? Böyle bir şeye niçin ihtiyaç duyuldu? Sevgili gençler, bildiğiniz gibi, cumhuriyet, bir ülkenin kim tarafından idare edileceği sorusuna cevap verir. O ülkede bir padişah, bir şah, bir kral, bir melik, bir hükümdar mı olacak? Bir hanedan aile olacak, o hanedan ailenin en büyük ferdi vefat edince onun yerine oğlu, kızı veya ailenin en büyük ferdi mi geçecek? Yani, saltanat aile içerisinde devam mı edecek? Yoksa, millet, halk kendini idare edecek devlet başkanını kendisi mi seçecek? Eğer bir hanedan varsa, eğer krallık sultanlık, meliklik, şahlık, padişahlık varsa, o ülkede monarşi var demektir. Ama, biz, istiklal mücadelesinden sonra, monarşiden yana değil veya meşruti monarşi-den yana değil, cumhuriyetten yana tercihimizi kullandık ve Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruldu.

Page 3: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :3 Ancak, bir noktayı özellikle dikkatlerinize, sevgili gençler, sunmak istiyorum: Yeryüzünde beş çeşit cumhuriyet var. Biz, bu cumhuriyetlerden hangisiyiz veya hangisi olmalıyız? Yeryüzünde, sevgili gençler, bildiğiniz gibi totaliter cumhuriyetler var. Adı cumhuriyet, devlet başkanı seçimle işbaşına gelir, ama, âdeta diktatörlüklerin hakim olduğu totaliter cumhuriyetler var yeryü-zünde. Sonra, sosyalist cumhuriyetler var. Teokratik cumhuriyetler var, yani din esası üzerine kurulmuş olan cumhuriyetler var. Bürokratik cumhuriyetler var ve demokratik cumhuriyetler var.

Biz, Anayasa’mızda Türkiye Cumhuriyeti devletini tarif ederken demişiz ki: “Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.” O zaman, cumhuriyetimizin olmazsa olmaz, vazgeçilmez dört önemli vasfı, sıfatı vardır. Demokratik cumhu-riyet, laik cumhuriyet, sosyal cumhuriyet ve hukuk devleti olan cumhuriyet, bizim için olmazsa olmazdır, bizim için vazgeçil-mezdir. Bunun özellikle, sevgili gençler, altını çiziyorum.

Bir cumhuriyetin gerçek anlamda demokratik bir cumhuriyet olması için, işte, burada yazılan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin alnına yazılan “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesinin hayatta olması, diri olması, ayakta olması ve hayata geçirilmesi gerekiyor. Milletin kendi kendini yönetmesi, kendisiyle ilgili meselelerde karar vermesi veya temsilcileri vasıtasıyla karar ver-mesi, demokratik cumhuriyetin özünü oluşturmaktadır ve dediğim gibi, sevgili gençler, cumhuriyetin o ülkede vatandaşa ne kadar huzur, refah ve mutluluk getireceği, o, cumhuriyet kelimesinin başına getireceğiniz sıfatla ilgilidir.

Cumhuriyeti totaliter bir cumhuriyete de çevirebilirsiniz, başka türlü cumhuriyetlere de çevirebilirsiniz, ama, dediğim gibi, biz, Türk halkı olarak demokratik cumhuriyetten yana tavrımızı koymuşuz, bunu, Anayasa’mızda belirtmişiz ve bunu, sadece yazmakla, kâğıt üzerinde bırakmakla kalmamalıyız. Bunu, bütün kurallarıyla ve kurumlarıyla, sevgili gençler hayata geçirmeli-yiz. Bunu kim hayata geçirecek? Bugün ağabeyleriniz olarak, büyükleriniz olarak bizler bu işi yapıyoruz.

Sizler Türkiye’nin geleceğisiniz. Küçük yaşlardan itibaren, sizin, bu demokrasi kültürünü iyi özümsemeniz, bunu iyi anlamanız, bunu içselleştirmeniz ve demokratik bakış açısını ve hayat tarzını kendinize rehber edinmeniz için, genç yaşlardan, ilkokul sıralarından itibaren, sizin bunlarla tanışmanız gerekiyordu, seçme ve seçilmenin ne olduğunu tanımanız, bilmeniz gerekiyor-du. Bu proje sevgili gençler, bunun için başlatılmıştır.

Eğer bir şeyi kâğıt üzerinde yazar, kanun kitaplarına yazar, onu hayata geçirmezseniz, onun hiçbir anlamı olmaz sevgili genç-ler. Konfüçyüs der ki: “Eğer hükümdar adil olursa kanuna gerek yoktur, eğer hükümdar adil değilse kanunun anlamı yoktur.” O zaman, bütün mesele, o kanunları uygulayacak olan insanların zihniyetleriyle, onların hayat tarzıyla, onların hayata, yönetime, ülkeye, cumhuriyete, demokrasiye bakış açılarıyla ilgilidir sevgili gençler.

Türkiye Öğrenci Meclisinin sevgili üyeleri, demokrasi, farklılıkların huzur ve barış içerisinde bir arada yaşamasını mümkün kılan bir sistemin adıdır. Demokrasilerde çoğulculuk esastır. Demokrasilerde insanların bir arada olması, kültürlerin bir arada olması, etnik kökenlerin bir arada olması, bölgelerin bir arada olması, farklı dinlerin ve dillerin bir arada olması, gökkuşağın-daki renklerin armonik olarak bir arada olması gibidir. Gökkuşağındaki bütün renkler güzeldir. Hiçbir rengin diğer renge dö-nüşmek gibi bir mecburiyeti de yoktur, mavinin sarıya, sarının kırmızıya, kırmızının yeşile dönüşmek gibi bir mecburiyeti yok-tur. O renkler, kendileri olarak orada bulunmalıdır, ama, armonik olarak bir arada bulunmalıdır ve işte, bu, demokrasinin ço-ğulcu vasfını, çoğulcu özelliğini oluşturmaktadır, sevgili gençler.

Biz, buna, iki yüz küsur yıl önce, -Osmanlı devleti biliyorsunuz, çok dinin, çok dilin, çok etnik yapının bir arada olduğu bir ül-keydi- “kesret içinde vahdet” demişiz, yani “çokluk içinde birlik” demişiz. Farklılıklarımız, ayrılıklarımız, gayrılık sebebi değildir sevgili gençler. Burada oturan 81 arkadaşımın hiçbirinin yüzü, biri birine benzemiyor, hiçbirisinin parmak izleri diğerininkiyle aynı değil. İnsanlık yeryüzüne geldiği günden bu yana, hiçbir insanın DNA’sı diğeriyle aynı değil. Aynı yumurta ikizlerinin biri birinden farklı olan binlerce binlerce özellikleri var.

Bu, şu demektir: Yaratılış itibarıyla biz faklıyız. Biz, her birimiz birer âlemiz, birer dünyayız, biz birer bireyiz. Önce, kendimiz olacağız, kendi farklılıklarımızın, özelliklerimizin ve taşıdığımız güzelliklerin farkında olacağız. Bu özelliklerimizi ve güzellikle-rimizi, birlikte yaşadığımız insanların özellikleri ve de güzellikleriyle bir armoni, bir çiçek buketi hâline getireceğiz. Bunun adı demokrasidir ve işte bundan dolayı, biz müfredatlarımızı yenilerken, çoğulculuk nedir, hoşgörü nedir, tolerans nedir? Bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi hissetmeyen, hayatını bizim gibi düzenlemeyen, tanzim etmeyen, bizim gibi inanmayan, hatta bizim gibi konuşmayan, rengi bizimkinden farklı olan insanlarla, bu yaşanmaya değer hayatı nasıl birlikte paylaşabiliriz? Bura-daki hoşgörü, buradaki tolerans, buradaki sevgi kültürünü nasıl çocuklarımıza verebiliriz? Bunun üzerinde uzun boylu çalıştık ve müfredatımıza bunu hakim kılmaya çalıştık sevgili gençler.

Öğrenci meclisleri, son derece önemlidir. Bir düşünür der ki sevgili gençler: “Bana söylersen, unuturum, -bakın bu çok önem-lidir- bir şeyi bana teorik olarak anlatırsan, ben, bunu unuturum. Bana bir şeyi gösterirsen, ben bunu hatırlarım. Benimle pay-laşırsan, ben, bunu unutmam, hayat tarzı edinirim ve bunu öğrenirim.” Bizim müfredatımızın özü budur. Biz sizinle okullarımı-zı, biz sizinle ortamlarımızı paylaşırız. Sizler, bizlerin paydaşlarısınız. Öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, okuldaki yöneticileri-miz, emektarlarımız olan hizmetliler, okul-aile birliği üyeleri, annelerimiz, babalarımız, velilerimiz ve oradaki okulla şu veya bu

Page 4: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :4 şekilde ilişkili olan herkes, okullarımızın paydaşları konumundadır ve biz okullarımızı onlarla birlikte, hep birlikte yönetmek idealindeyiz ve yapılan düzenlemeler sevgili gençler, bu amaca yöneliktir.

Dolayısıyla, öğrenci meclisleri, Demokrasi Eğitimi Projesi’nin özünde, cumhuriyetimizi demokrasiyle gerçek anlamda taçlan-dırmaktır; sevgili öğrenciler, kâğıt üzerinde bırakarak değil, gerçek manada bunu hayata geçirmektir.

Bildiğiniz gibi, İngiltere krallıktır, Belçika, Hollanda, Danimarka, İsveç krallıktır, İspanya krallıktır. Demokrasinin beşiği olan İngiltere’de krallık var, orada cumhuriyet yok, ama, orada demokrasi var. Fakat, biz diyoruz ki, biz ideal olanı bir araya getir-dik. Cumhuriyet adına demokrasiden, demokrasi adına cumhuriyetten vazgeçmek gibi bir niyetimiz yoktur. Bu ikisini bir arada ihtimamla, özenle ve demokrasimizin, cumhuriyetimizin temel ilkelerine en ufak bir zede getirmeden, en ufak bir şekilde bun-ları örselemeden, yıpratmadan, yıpratılmasına müsaade etmeden, cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak gibi bir ama-cımız var sevgili gençler.

İstiklal mücadelemizi kazandık. Sizler, istikbal mücadelemizin birer unsurusunuz. İstikbal mücadelemiz eğitimdir, sevgili gençler. Eğer biz, gençlerimizi çok iyi eğitemezsek, bu genç nüfusu çok iyi eğitemezsek, biz, kalkınmış medeni dünyanın gerisinde kalırız, büyük Atatürk’ün bize, o göstermiş olduğu çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkmak lafta kalır, ama, biz istiyoruz ki, bu ideal lafta kalmamalıdır, bu bayrak yerde kalmamalıdır. İstiklal mücadelemizden yüzümüzün akıyla çıktığımız gibi, istikbal mücadelemizi de yüzümüzün akıyla kazanalım ve dünyanın medeni, müreffeh, kalkınmış ülkeleri ve toplumları içerisinde yer alalım.

Sevgili gençler, bu konuda doğru yoldayız. Bakın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde çok büyük gelişmeler var. Asrın başında, yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken bizim bir tane üniversitemiz vardı, İstanbul Darülfünunu denen bir tane üniversi-temiz vardı, 1933’teki üniversite reformuyla birlikte İstanbul Üniversitesi oldu. Bugün yeni kuruluş çalışmaları devam eden üniversitelerimizle, vakıf ve devlet üniversiteleriyle birlikte üniversitelerimizin sayısı 115’e ulaştı sevgili gençler. Bu çok önem-lidir. Ülkemizde 60 bin okul var, 20 milyon gencimiz eğitim yapıyor, şu veya bu düzeyde eğitim yapıyor.

Ve bir şeyin tekrar altını çizmek istiyorum: Asla, sevgili gençler, karamsar olmayın. Goethe diyor ki: “Umut sahibi olanlar için istikbal büyük ışıklarla doludur.” Umut sahibi olanlar için istikbal çok şey vaat etmektedir. Sizin güzel ruhunuzun, sizin parlak olan ruhunuzun karamsarlıkla gölgelenmesine lütfen müsaade etmeyiniz. Karamsar olmamız için, kendi ülkemizin geleceğin-den veya kendimizin geleceğinden ümitsiz olmamız için, karamsar olmamız için hiçbir sebep yok ve Türkiye, dediğim gibi, istikbale doğru, Atatürk’ün izinde, cumhuriyet ilkelerini kendisine ışık edinerek yoluna devam ediyor.

Bakın, 2002 yılında, sevgili gençler, Türkiye’nin milli geliri sadece 181 milyar dolardı. Bugün 400 milyar dolardır. Dört buçuk yılda 219 milyar dolar milli gelirimizde artış oldu sevgili gençler. Merkez Bankası rezervlerimiz 25 milyar dolardan 65 milyar dolara çıktı. Bakın, ihracatımız 36 milyar dolardı, 92 milyar dolar oldu, 100 milyar dolara doğru gidiyoruz. Okullarımıza 550 bin bilgisayar gönderildi. Şemdinli’den İpsala’ya kadar bütün okullarımız, Telekom’un altyapısının müsait olduğu bütün okullarımız İnternete bağlandı, ADSL hızlı sistem İnternete bağlandı. 110 bin derslik yapıldı ve 130 bin dersliğe doğru gidiyoruz.

Sevgili gençler, kırsal kesimde okuyan, özellikle ortaöğretime devam edemeyecek durumda olan sevgili gençlerimize sıcak yuvalar oluşturmak üzere 400’e yakın sadece ortaöğretim yurdu yapıldı bu süre içerisinde. Niye? Özellikle kız çocuklarımız ilköğretimi bitirdikten sonra tahsiline ara vermesin, devam etsin diye. 250 bin kız çocuğumuz “Haydi Kızlar Okula Kampanya-sı” çerçevesinde okula getirildi. Bu süre içerisinde 653 meslek lisesi açıldı, 376 Anadolu lisesi açıldı, 62 tane Anadolu öğret-men lisesi açıldı, 400 küsur sadece müstakil anaokulu yapıldı sevgili gençler. Dolayısıyla, Türkiye’de muazzam bir kalkınma hamlesi var.

Ben sadece eğitimden söz ediyorum, hangi alana baksanız bu böyledir ve Türkiye, sevgili gençler, şu anda dünyanın parla-yan bir yıldızıdır. Bundan emin olmanızı istiyorum. Küresel sermayenin akın ettiği bir yerdir. Geçmişte, yılda 1 milyar dolar Türkiye’ye küresel sermaye gelirken, şu anda yılda 20 milyar dolar küresel sermaye geliyor ve 2007 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’ye gelen küresel sermaye 12 milyar dolardır, sadece ilk çeyreğinde gelen küresel sermaye. Bu da devletimizin eko-nomik olarak da, her yönüyle çok iyi durumda olduğunu, milletimizin karamsar olması için hiçbir sebep olmadığını göstermek-tedir.

Avrupa Birliği ideali, sevgili gençler, Avrupa Birliğine üye olmak, Atatürk’ün bize gösterdiği, hedef olarak gösterdiği Batı me-deniyetinin bir parçası olmak, aslında, bizim bir tarafa itemeyeceğimiz, atamayacağımız bir hedeftir. Avrupa Birliğinde bize karşı olanlar var, Avrupa Birliğinde bizi istemeyen devlet başkanları, hükûmet başkanları veya bakanlar var, Avrupa Birliğinde bizi istemeyen sivil toplum örgütleri var, tıpkı bizim ülkemizde onları istemeyen insanların olması gibi. Ancak, bu bizi yolumuz-dan geri çevirmemelidir. İhracatımızın yüzde 60’ını, sevgili gençler, bırakın üyeliği, bırakın Avrupa Birliğine girmeyi, hiçbir şey olmasa bile, ihracatımızın yüzde 60’ını biz Avrupa Birliği ülkelerine yapıyoruz. Dışımızdaki dünyaya gözlerimizi kapatamayız, kendimizi içeriye kapatamayız sevgili gençler ve bu manada, milliyetçilik kaygılarıyla eğer dünyayla bağlarımızı kesersek, bu, ipek böceğinin yaptığı olur. İpek böceği kendisini kozasının içine kapatır, etrafına kozayı örer ve içinde ölür. Biz kendi ülkemi-

Page 5: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :5 ze, kendi milletimize, kendi değerlerimize olması gerektiği şekilde bağlı olacağız, ama, kesinlikle antenlerimiz dünyaya açık olacak.

Sevgili gençler, UNESCO tarafından bu yıl Mevlânâ Yılı ilan edildi, 2007 yılı UNESCO tarafından dünyada Mevlânâ Yılı ilan edildi. Büyük düşünürümüz Mevlânâ der ki: “Pergel niçin daima düzgün daireler çizer? Çünkü, bir pergelin bir ayağı daima sabittir de onun için.” Bizim bir ayağımız, bizi biz yapan, bizi başkalarından farklı kılan, bize has özelliklerin ve güzelliklerin üstünde olacaktır. Ama, pergelimizi olabildiğince geniş bir açıda açıp, bütün dünyayı içine alacak şekilde hareket etmeliyiz. Aksi takdirde yanlış yaparız.

Küreselleşme, sevgili gençler, fakiri fakir yapan, zengini zengin yapan bir özelliğe de sahiptir. Küreselleşmenin emperyalist boyutları da vardır. Ancak, bunlara takılarak, küreselleşme karşıtı, dünyada olup biten değişimlere âdeta gözümüzü kapamak anlamına gelecek bir tavır içerisinde asla olamayız.

Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Kofi Annan der ki: “Küreselleşmeye karşı çıkmak yerçekimi kuvvetine karşı çıkmak gibi bir şeydir, boşuna gayret gösterirsiniz.” Hep verdiğim bir örnek vardır: Eksi 30 derece soğukta, Erzurum’da veya Ağrı’da şehir meydanında bulunuyorsunuz. Soğuk iliklerinize kadar işliyor ve siz avazınızın çıktığı kadar bağırıyorsunuz: “Kahrolsun so-ğuk!” “Ben soğuktan nefret ediyorum, ben soğuğa karşıyım.” diye bağırmanız sizi soğuğun etki alanı dışına çıkarır mı? Sizin ısınmanızı sağlar mı bu bağırıp çağırmalarınız? Akıllı insanlar soğuğa küfretmezler, akıllı insanlar soğuğa karşı tedbirler alır-lar, ona göre giyinir, evlerini, ofislerini ona göre tanzim ederler.

Biz şu soruya cevap vermeliyiz sevgili gençler: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu büyük millet, küreselleşme sürecinin etkilenen, sürüklenen, yönetilen, yönlendirilen pasif bir nesnesi, objesi mi olacak, yoksa, biz yöneten ve yönlendiren iradenin bir parçası mı olacağız? Buna karar vermeliyiz sevgili gençler. Bize yakışan, bakın, asırlardır devlet geleneğine sahip olan bu büyük millete yakışan, küreselleşme sürecinin bir pasif nesnesi, edilgen bir nesnesi olmak değil, yöneten ve yönlendiren iradenin bir parçası olmaktır. Bize yakışan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Türk milletine yakışan budur. Dünyadan kopamayız sevgili gençler. Atalarımız en güzelini söylemiş. Atalarımız diyor ki: “Ağaçtan kopan yaprağın akıbetini rüzgâr tayin eder.” Ağaçtan koparsanız rüzgârın sizi nereye götüreceğine siz karar veremezsiniz. Büyük bir geçmişimiz var, muhteşem bir tarihimiz var, tarihte yetiştirdiğimiz büyük insanlar ve elde ettiğimiz büyük zaferler var, ciddi bir kültürel birikime sahibiz.

BAŞKAN - Sayın Bakan, toparlar mısınız.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, bütün bunları, bu güzellikleri çok iyi bilmeliyiz, öğrenmeliyiz ve bizden sonraki nesillere aktarmalıyız. Ancak, sevgili gençler, bir şeyin altını çizmek istiyorum: Geçmişimiz bizim hatıralarımızdır ve hatıralarımız bizim için son derece saygıdeğer-dir. Bugünümüz bizim gerçekliğimizdir ve yarınlar bizim hayallerimizdir. Bir düşünür der ki: “Hayallerini hatıralarının önüne geçiremeyen kişiler, topluluklar gerçek manada kalkınma ve başarıyı sağlayamazlar.” Biz hayallerimizi hatıralarımızın önüne geçirmek zorundayız. Büyük hayaller kurmak ve bu hayalleri, bu idealleri gerçekleştirmek zorundayız.

Bakın, nüfusumuzun yüzde 63’ü otuz beş yaş ve altındaki nesilden oluşmaktadır. Eğer bu nesil iyi eğitimli olursa, bunlar sağ-lıklı olursa, karnı tok, sırtı pek olursa, bir de idealizm ile beslenirse, işte o zaman Türkiye’yi tutana aşk olsun. O zaman, Türki-ye, sözde değil özde 21’inci yüzyılın parlayan yıldızı olur. 21’inci yüzyıl, işte o zaman Türk yüzyılı olur. Başka türlü olmaz, sloganla olmaz sevgili gençler.

İşte, bu öğrenci meclisleri, sevgili gençler, bu öğrenci meclisleri, sizin burada toplanmanız, sizin seksen bir vilayetinden cum-huriyetin başkentine gelmeniz, bunlar tesadüfi şeyler değildir. Eskiden bir arkadaşınızı ilin valisi, ilçenin kaymakamı veya millî eğitim müdürü gösteriyordu, Ahmet veyahut da Ayşe Ankara’ya gitsin diyordu. Şimdi böyle değil. Her okul seçimini yapıyor, ilçe seçimini yapıyor, il seçimini yapıyor ve siz, o illerin, illerdeki gençlerin temsilcisi olarak buraya geliyorsunuz.

Basın zaman zaman yanlış ifadeleri kullanıyor ve sevgili gençler, “Çocuk Meclisi” diye isimlendiriyor bu meclisi. Burası Çocuk Meclisi değil değerli basın mensupları, burası Öğrenci Meclisidir. Çocuklar… Biz ilkokul birinci, ikinci, üçüncü sınıftan sonraki çocuklara artık pek çocuk demiyoruz, onlar delikanlı olmaya başlıyorlar. Bugün, burada, huzurlarınızda, çocuk diyebileceğimiz pek kimse yok, burada delikanlılarımız var ve bu gençlerimizin de memleket meselelerine, her meseleye aklı eriyor. (Alkışlar) “Canım, bunlar ne bilirler, bunlar ne anlarlar!” yaklaşımı içinde olan zihniyet yanlış bir zihniyettir. Bu yaklaşım pedagojik değil sevgili gençler. Onun için, sizleri her yıl ülkemizin bütün topraklarını, 780 bin kilometre kare toprakları, 70 milyon nüfusu temsil etmek üzere, gençlerimizi temsil etmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısı altında görmekten her yıl ayrı bir bahtiyar-lık duyuyoruz sevgili gençler. Sizlerin daha iyi yetişmesi için, sizlerin daha iyi bir Türkiye’de yetişmesi ve yaşaması için, Türki-ye’nin bulunduğu dünya ve bulunduğu coğrafya içerisinde çok çok daha iyi bir konumda olabilmesi için, sevgili gençler, gece-mizi gündüz, âdeta, çıramızı yıldız yaparak çalışıyoruz.

Page 6: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :6 Büyük Fransız romancısı Balzac der ki: “Başarının efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak lazım.” Çalışma ve gayretten başka yapacağımız bir şey yoktur. Vatanını en çok seven, milletini en çok seven, en milliyetçi dediğimiz insan, işini en iyi yapan insandır. Siz iyi öğrencilik yaparsanız, öğretmenlerimiz iyi öğretmenlik yaparsa, ben iyi Bakanlık yaparsam, Başkanımız Meclisi iyi yönetirse, Türkiye’de iyi olmayan hiçbir şey kalmaz. Yanlışlıklar, eksiklikler, aksaklıklar olabilir, ama, sevgili gençler, biz bu yanlışlıkların ortadan kalkması için varız. Konfüçyüs’ün ifade ettiği gibi, karanlıktan şikâyet etmektense önce kendin bir mum yak. Her birimiz bir mum yakarsak, bu büyük bir meşale olur ve ufkumuzu aydınlatır. Sizler, siz sevgili gençler, bizim geleceğimizi, ufkumuzu aydınlatan, bizim ümit kandillerimizsiniz, gül bahçemizin gonca güllerisiniz.

Ben, sizlere başarılar diliyorum, bütün öğretim hayatınızda başarılar diliyorum. Bu sivil toplumcu anlayışınızı, bu öğrenci lider-liği anlayışınızı üniversitelerde de sürdürmenizi istiyorum. Demokrasiden sapmadan, hoşgörüden, sevgiden, toleranstan, paylaşımdan sapmadan bundan sonraki yolunuza da devam edeceğinize inanıyorum.

Yolunuz açık olsun diyorum.

Hepinize sevgiler sunuyor, gözlerinizden öpüyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik’e teşekkür ediyoruz.

ANT İÇME TÖRENİ

BAŞKAN - Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri, şimdi, ant içme töreni yapılacaktır.

Ant içme töreni Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Yönetmeliği’nin 30’uncu maddesindeki metnin kürsüden okunması sure-tiyle yapılacaktır.

Şimdi, Sayın Kâtip Üyemiz her ili ve ildeki temsilcimizin ismini okuyacak, buraya, kürsüye gelecek sayın Meclis üyemiz, biraz önce ifade ettiğim metni, yüksek sesle, Genel Kurula hitaben okuyacaktır.

Ant içme törenine Adana ilinden başlıyoruz.

(Adana ili üyesinden ant içmeye başlandı)

BAŞKAN – Sayın üyeler, ant içme sırası Ankara Öğrenci Meclisi Başkanına gelmiştir.

Ankara Öğrenci Meclisi Başkanının adı okunmadan önce, geçen yıllarda olduğu gibi, bu yıl da Büyük Atatürk’ün ruhu için sizleri bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.

(Saygı duruşunda bulunuldu)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Ant içmeye, Ankara ili üyesiyle devam ediyoruz.

Buyurun efendim.

(Ankara ili üyesinden ant içmeye devam edildi)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri, and içme töreni böylece tamamlanmıştır, sona ermiştir.

SEÇİM

Şimdi, Başkanlık Divanı üyeleri için seçimi yapacağız. Divan üyelikleri için, şu ana kadar, Başkanlığımıza dört adet önerge ulaşmıştır, ancak, seçimden önce, yani, yapacağımız bu seçimden önce, dört önergedeki başkan adaylarına, listelerini tanıt-mak amacıyla beşer dakikalık konuşma süresi vereceğim, daha sonra da oylama işlemine geçeceğim. Dört önergedeki Baş-kanlık Divanı adaylarını, Başkan adaylarının seçim çevrelerinin alfabetik sırasına göre bilgilerinize sunuyorum.

Page 7: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :7

Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlık Divanı Aday Listesi

Birinci Liste :

Başkan : Cansu TÜZAN (Çanakkale)

Başkanvekili : Eren Derviş AKPINAR (Sivas)

Kâtip Üye : Tecelli AKSOY (Ordu)

Kâtip Üye : Fatih Alparslan KARAKAŞ (Çankırı )

İkinci Liste :

Başkan : Hakan KARAMAN (Eskişehir)

Başkanvekili : Yunus TOMAŞ (Muğla)

Kâtip Üye : Özcan YILMAZ (Sinop )

Kâtip Üye : Cihan KİRAZCI (Niğde)

Üçüncü Liste :

Başkan : Sevinç BÖLÜKBAŞI (Kahramanmaraş)

Başkanvekili : Serhat BÜYÜKKAYA (Ardahan)

Kâtip Üye : Aykut KOÇ (Kars)

Kâtip Üye : Melek Sezgin (Diyarbakır)

Dördüncü Liste:

Başkan : Ceylan BOZBEYLİ (Yozgat)

Başkanvekili : Kâmil KAYA (Ankara)

Kâtip Üye : Gülsüm ÇAKIR (Düzce)

Kâtip Üye : Halil İbrahim ERKAL (Kırşehir)

BAŞKAN – Şimdi, bu dört listeyi okuduk, Genel Kurulun bilgisine sunmuş olduk. Şimdi, sırayla, Çanakkale İl Öğrenci Meclisi Başkanını kendi listesini tanıtmak üzere, kürsüye davet edeceğim ve beş dakikalık süre vereceğim.

Şimdi, tabii, kürsüye çağırırken siz gençler, Parlamento faaliyetlerine de ilgi gösteren gençler olduğunuz için, bizim çalışmala-rımızı da takip ediyorsunuz. İyi hatip, başarılı hatip, hem güzel konuşandır hem de ifade etmek istediklerini, kendisine verilen süre içerisinde en güzel ifade edendir. O bakımdan, arkadaşlarımızın da gençlerimizin de vereceğim beş dakikalık süreye riayet etmek suretiyle düşüncelerini aktarmalarını rica edeceğim. Karşıda saat var, kendilerini o saate göre de ayarlayabilirler.

Buyurun, Sayın Cansu Tüzan, Çanakkale İl Öğrenci Meclisi Başkanı. (Alkışlar)

Page 8: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :8 CANSU TÜZAN (Çanakkale) – Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Sayın Bakanım, değerli basın mensupları, saygı-değer misafirler ve değerli öğrenci meclisi başkanları; ben, Cansu Tüzan, Gelibolu Cumhuriyet Anadolu Lisesi öğrencisi, Çanakkale İl Öğrenci Meclisi Başkanıyım.

Tüm dünyaya adını ezberletmiş, tarihe altın harflerle “Çanakkale geçilmez” olarak yazılmış, şehitlerin kanlarıyla sulanmış topraklardan, hepinize selam getirdim.

Dünyamızda, toplumların medeniyet seviyesi eğitime verdikleri değer sayesinde anlaşılmaktadır. En değerli yatırım, insana, eğitime ve bilime yapılan yatırımdır. Yurdun dört bir yanından gelen bizler, birer ışığız ama unutmayın ki, bizler birleşerek eğitim güneşi hâline gelebiliriz. Günümüzde karşılaştığımız sorunların temelinde eğitim yatmaktadır. Eğitime gereken önem verilerek bu sorunlar çözülebilir. Her ilde, her okulda, belli başlı projeler ve sorunlar vardır. Fakat, bunların tamamını burada dile getirmek mümkün değildir. Önemli olan, el ele vererek birbirimize destek olarak bu sorunların üstesinden gelmektir. Gör-düğüm kadarıyla, Öğrenci Meclisi, fazla ciddiye alınmıyor, ama, bunda kendimize bir soru sormalıyız. Geldiğimiz illerde, Öğ-renci Meclisinin varlığını duyurup ciddiye alınmasını sağladık mı? Tüm halka, tüm öğrencilere Öğrenci Meclisinin varlığını bildirdik mi?

Burada, önemli olan Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanı seçilmekse unutulan belli başlı bir şeyler var. Seçilen kişinin tüm Türki-ye’yi, ilköğretimiyle, ortaöğretimiyle, özel okuluyla, doğusuyla ve batısıyla temsil ettiği unutuluyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği: “Çalışmadan, yorulmadan, terlemeden kolay yollarla kazanmayı alışkanlık hâline getiren milletler, önce haysiyetlerini, sonra istiklallerini ve nihayet istikballerini kaybederler.” Çalışmayan toplumların milletlerinin yok olduğunu gü-nümüz dünyasında görmekteyiz. Bizler de Türkiye’nin geleceği olarak çok çalışmalıyız. Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrul-tusunda, aklın ve bilimin ışığında, millî, manevi, insani değerlerle donanmış, tarihinden güçle geleceğe doğru koşan Türk gençleri olarak durmadan dinlenmeden çalışmalıyız. Türk olmaktan gurur duyarak Türklüğümüzle övünerek başka ulusları taklit etmekten kaçınarak yaşamalıyız. Kendimize özgü değerleri yükseltip dilimizi koruyup yabancılaşmaya, taklitçiliğe karşı gelmeliyiz. Örnek alan bir ülke değil, örnek alınan bir ülke hâline gelmeliyiz.

Sevgili arkadaşlar, gelin birlik olalım, bu cennet vatanı birlikte müdafaa edelim. Bu ülkenin kanımızla nasıl kazanıldığını, tarihî Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nı gezerek daha iyi anlayabilirsiniz. Tüm ülkemizdeki öğrenci arkadaşlarımı Çanakkale’yi görmeye davet ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletini çağdaş bir dünya yapalım, bu konuda gençliğe çok iş düşüyor. Ülke-mizin çağdaş, demokratik, bağımsız bir ülke olması bizim elimizde. Ufkumuzu genişletelim, okuyalım, araştıralım. Bizi testlere gömen zihniyeti, ezberci eğitimi birlikte yok edelim. Kendi eğitim politikamızı kendimiz yapalım. Eğitim ile ilgili yaşanan sorun-ları çözmek istiyorsanız, ülkemizin eğitim seviyesini, kalitesini yükseltmek istiyorsanız, fikirlerimizin önemli olduğunu düşünü-yorsanız, gelin hep birlikte çalışalım, bir ilk olalım, unutulmayan Öğrenci Meclisi yaratalım.

Desteğinizi bekliyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Başkanlık Divanımı tekrar etmek istiyorum: Başkan Cansu Tüzan, Başkanvekili Eren Derviş Akpınar, Kâtip Üye Tecelli Aksoy, Kâtip Üye Fatih Alparslan Karakaş.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tüzan.

İkinci sırada söz isteyen Başkan adayı, Eskişehir İl Öğrenci Meclisi

Başkanı Sayın Hakan Karahan.

Buyurun, Sayın Karahan. (Alkışlar)

Süreniz beş dakika.

HAKAN KARAHAN (Eskişehir) – Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli öğretmenlerim, değerli basın mensupları, değerli arkadaşlar; öncelikle size grubumu tanıtmak istiyorum. Başkan Hakan Karahan, Eskişehir, Başkan Yardımcısı Yunus Tomaş, Muğla, Kâtip Üye Özcan Yılmaz, Sinop, Kâtip Üye Cihan Kirazcı, Niğde.

Arkadaşlar, öncelikle bize bu demokrasi ortamını yaşatan, Atatürk’ün kurduğu yüce Meclisimize, bakanlıklarımıza, Millî Eğitim müdürlüklerine, okul müdürlüklerine ve bu hususta emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilirim.

Page 9: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :9 Değerli arkadaşlarım, hepimizin geçmiş 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlarım. Bir ülkenin kalkınma-sındaki en büyük rol gençlere düşmektedir, eğer, bir de bu ülke, Türkiye gibi yüzde 52’lik genç nüfusa sahipse. Yüzde 52 diyorum, hiçbir ülkenin arayıp da bulamadığı bir rakam, ama, çok büyük avantajları olduğu gibi, bu yüksek orandaki genç nüfus gereğince eğitilemezse çok büyük sonuçlar da doğurabilir.

Benim, en çok üzüldüğüm hususlardan birisi, tarihini bilmeyen, bilse de önemsemeyen gençlerin gittikçe çoğalmasıdır. İşte, bütün bu liseler arasındaki şiddet, akıl sır ermeyen siyaset olayları için kavgalar, hep eğitimsizlikten, umursamazlıktan doğu-yor. Türkiye’ye dışarıdan hiçbir şey yapamayacaklarını anlayan bazı güçler, bilgisiz gençlerin beyinlerini yıkayarak amaçlarına daha kolay yoldan ulaşmaya çalışıyorlar. Açık konuşmak gerekirse, ben ilköğretim hayatımda tarihimle ilgili hiçbir şey öğre-nememişim. Bana birtakım kalıplaşmış şeyler ezberletildi, ama, tarih bilinciyle ilgili, bu devletin buralara nasıl geldiğiyle ilgili hiçbir bilgi verilmedi.

Değerli arkadaşlarım, Japonya’da bir öğrenci Hiroşima’ya gitmeden, bu kısa sürede devletin nasıl böyle iyi yerlere geldiğini öğrenmeden okulundan mezun olamıyor. Bizim de tarih derslerimiz ezbere dayalı değil de, tarihî yerlere gidilerek, o duygunun öğrencinin içinde yaşatılarak öğretilmesini yetkililerden istiyoruz.

Ben, sayısal bölüm öğrencisi, son sınıf öğrencisiyim. Bu vakte gelinceye kadar yaptığım deney sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu son senemde ÖSS için sabah-akşam çalışıyorum. Niye? İyi bir üniversiteye girebilmek için mi? Hayır. Bize ileride hiçbir faydası dokunmayacak, birtakım fen ve matematik terimlerini öğrenebilmek için. Türkiye’de bir öğrenci deney yapmaya, projeler yapmaya ancak üniversite ikinci sınıfta başlayabiliyor. İşte, büyük adımlar atarak ilerleyemememizin, Yüce Ata’mızın belirttiği muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkamamamızın en büyük sebeplerinden birisi de bu eğitim sistemidir.

Değerli arkadaşlarım, öncelikli olarak, biraz önce bahsetmiş olduğum iki konuda, bakanlıklarımız, sivil toplum kuruluşları, yüce Meclisimiz üçgeninde iyi bir aracı olabilmek için, Türkiye Öğrenci Meclis Başkanlığına adaylığımı koymuş bulunmaktayım.

Sözlerime şunları da eklemek istiyorum: İktidara sahip olmaya çalışan siyasi partiler olsun, belediye başkanlıkları seçimlerin-de olsun, bizim okullarımızda, illerimizde yapılan seçimlerde olsun, birtakım adaylar, ben şunu şunu yapacağım, şu şöyle şöyle olacak diye bazı inanılması ve vaatleri yerine getirmesi güç vaatlerde bulunuyorlar. Şimdi, soruyorum onlara: Verdikleri vaatleri yerine getiremeyince hiç mi vicdan azabı çekmeyecekler? Ben sadece şunu söylüyorum: İsteklerimizi, önerilerimizi en etkili bir biçimde iletip çözüme kavuşturmada benim de bir nebze payım olmasına yürekten gayret edeceğime söz veriyorum. Bu bağlamda, ikna kabiliyetime ve konuşma yeteneğime güveniyorum.

Hepinize teşekkür ediyor, ilköğretimdeki arkadaşlarıma OKS yolunda, lisedeki arkadaşlarıma da ÖSS yolunda başarılar diliyo-rum.

Saygılarımla. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Karahan.

Üçüncü sırada söz isteyen Başkan adayı olarak, Kahramanmaraş Öğrenci Meclisi Başkanı Sayın Sevinç Bölükbaşı’ya aittir.

Buyurun Sayın Bölükbaşı. (Alkışlar)

SEVİNÇ BÖLÜKBAŞI (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, Genel Kurulun kıymetli üyeleri, saygıdeğer veliler ve geçmişin gururu, geleceğin teminatı, yüce Türk devletinin emanetçileri sevgili genç arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İlk önce listemi tanıtmak istiyorum: Başkan Sevinç Bölükbaşı, Kahramanmaraş, Başkan Vekili Serhat Büyükkaya, Ardahan, Kâtip Üye Melek Sezgin, Diyarbakır, Kâtip Üye Aykut Koç, Kars.

Toplumsal barış, huzur ve samimiyete her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğu şu günlerde zaman; kucaklaşma, kay-naşma, kardeş ve millet olma zamanıdır. Farklılıkları değil ortak yanları vurgulamak, olumsuzluklarda değil güzel noktalarda buluşmak, binlerce yıllık tarihimizin bize öğrettiği milletimize has yüce vasıfları hatırlamak için en uygun anlar bu anlardır.

Sevgili arkadaşlar, bugün burada yüce Meclisin çatısı altında Türk gençliğinin sorunlarını, umut ve beklentilerini paylaşmak için buradayız. Sorunlarımızı ve kaygılarımızı özetleyecek olursak, bana göre en temel sorunumuz, madde bağımlılığının sekiz-dokuz yaşlarına inmesidir. Bu, ilköğretim kapılarında milyonlarca gencimiz zehirleniyor demektir ve 17 Haziran günü, yani, on iki yıllık bilgi birikimimizin üç saat on beş dakikada ölçüleceği sınav, 2 milyon kişi içinden ayrılıp çıkmaya çalışacağı-mız büyük yarış. Üniversiteye giriş sınavı hakkında hepimizin aşağı yukarı aynı düşünceleri taşıdığı kanısındayım. Barajı aşabilecek miyim, dört yıllık bir üniversite tercih edebilecek miyim? Hadi tercih ettim, yerleşebilecek miyim? Ya üniversite

Page 10: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :10 bittikten sonra ben de işsizler kervanına katılırsam… İşte, ardı arkası kesilmeyen sorunlar, kaygılar yağmuru. Tabii, sürekli değişen ve hızına yetişemediğimiz ÖSS sistemindeki değişiklikler bu kaygıların tuzu biberi oluyor. Bu zorlu maratonda, özel okulların vermiş olduğu şişme puanlar da haksız rekabet ortamı yaratıyor. Bu sorunlar, karamsarlıklar arasında elbette güzel olaylar yaşanıyor. En güzeli de bugün burada toplanmamız. Geleceğimiz için, bu kürsüden düşüncelerimizi özgürce ifade etmemiz. Bizden beklenen ve vatanın her evladının asli gayesi olan bu amaçlar ve hedeflere ulaşma yolunda en önemli reh-berimiz, ön yargılardan uzak bilimin aydınlık yolu olacaktır.

Demokrasinin temel koşulu siyasal katılımdır. Kendisini yönetecek olan, seçme hakkını kullanmayan yurttaşlar, başkanlarının iradesine boyun eğmek zorundadırlar. Amacımız, Atatürk ilke ve devrimlerinin ışığında cumhuriyetin temel niteliklerini koruya-rak ülkemizin geleceğinde, yaşamsal kararlar almada iyi bir yurttaş konumuna ulaşmak olacaktır. Çağdaş dünyanın evrensel değerleri ile kendi değerlerimizden ödün vermeden, demokrasiyi özümseyerek ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmak Türkiye çocuğunun her daim görevi olacaktır. Bizler Yüce Önder Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni emanet ettiği gençleriz. Ülkemizi çağdaş muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak hepimizin en önemli görevidir. Ata’mızın ortaya koyduğu hedeflere ulaşmak için göstereceğimiz gayret son bulmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, cumhuriyetimizin temel niteliklerini, millî ve manevi değerlerine bağlı biz Atatürk gençleri koruyacağız. Tarihi bir, vatanı bir, kaderi bir Türkiye üzerinde yaşayan her Türk vatandaşı ve gencinin yüreğinde bu temiz duyguların yattığına asla şüphem yoktur.

Günümüzde ulusal ve uluslararası basın ve yayında insan haklarının ihlal edildiği, bağımsızlıktan öte savaşların yapıldığı, çocukların gözyaşı döktüğü, insanların birbirine güvenmediğini okuyor ve duyuyoruz. Demokrasi kültürü ile insan haklarının korunduğu, biz gençlerin tüm olumsuzluklardan arındığı, çocukların doyasıya gülebildiği bir dünyanın gerçek olabilmesi için eğitimin her kademesinde “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” ilkesini uygulayarak çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Her devirde, devleti ve milletiyle bölünmez bir bütün olan yüce Türk milletinin bu vasfını bozmaya çalışanlar, dün olduğu gibi bu-gün de menfi amaçlarına ulaşamayacaklardır, çünkü, bu millet, dağdan inmiş cahil sürüsü değil, binlerce yıllık devlet ve me-deniyet tecrübesi olan yüce bir mazinin mirasçılarıdır. Unutulmamalıdır ki, aslanın yavrusu da aslandır. İstiklal mücadelemizin kahraman kenti Kahramanmaraş’ın temsilcisi olarak Türkiye Öğrenci Başkanlığı için oylarınızı bekliyorum.

Teşekkürler. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bölükbaşı.

Dördüncü sırada söz isteyen Başkan adayı, Yozgat Öğrenci Meclisi Başkanı Ceylan Bozbeyli’ye aittir. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Bozbeyli.

CEYLAN BOZBEYLİ (Yozgat) – Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, aziz vatanımın her bir köşesinden bu yüce çatı altında bir araya gelen İl Meclis Başkanı arkadaşlarım; ülkemiz haritasının tam ortasında bulunan Yozgat Öğrenci Meclisi Başkanı olarak huzurlarınızda bulunmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Öncelikle, bu projeyi düşünen, uygulamalarında yorulan ve emeği bulunan bütün yetkililere, siz değerli Meclis Başkanı arka-daşlarıma ve geleneksel yapının dışında hareket ederek bir bayan olarak Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlığına beni aday olarak belirleyen grubuma en kalbî duygularımla teşekkür ediyorum.

İlk önce şunu söylemek istiyorum: Geçtiğimiz salı günü başkentimizin göbeği Ulus’ta meydana gelen menfur patlama olayını şiddetle kınıyorum.

Arkadaşlar, Meclisimizin saygılı üyeleri; gençlik, belirli zamanlarda hatırlanan bir değer değildir. Gençlik, ülkemizin geleceğini inşa edecek en üst seviyededir. En iyi yatırımlar gençlik üzerine yapılmalıdır. Kendi adımıza kararlar alacağımız bu çatı altın-da bulunuyor olmanın hazzı yanında yüce heyetimizin uygun bulup seçmesi hâlinde Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanı olarak sorumluluğumun da farkındayım.

Eğitimde amaç, şekilciliği ve sloganları değil, ahlaki öğretilerin felsefesini önemseyen, kavram kargaşalığı ve kavram belirsiz-liğine kapılmayan, aceleci olmayan, bilimselliği ön plana çıkaran “oku, düşün ve anla” prensibini benimseyen niteliğin nitelik-ten üstün olduğuna inanan, tüm enerjisini olumlu alanlara ve insanlığa hizmete adayan nesiller yetiştirmek olmalıdır.

Sevgili üyeler, sonuç olarak bu ülke hepimizin. Hakkâri’sinden Edirne’sine, Sinop’undan Antalya’sına, köylüsünden kentine, çocuğundan yaşlısına, birbirini anlayan, birbirini kucaklayan, birbirine saygı duyan bir ülke için, biz varız ve var olmaya devam edeceğiz ve her şekilde de hazırız arkadaşlar.

Page 11: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :11 Ülkemizin tüm kültürlerinin mozaiği başkentimizin Başkanı, Başkan Vekili imam-hatip lisesi öğrencisi Kamil Kaya. Birinci Kâtip Üyemiz Düzce İl Öğrenci Meclisi Başkanı Gülsüm Çakır, ikinci Kâtip Üyemiz Kırşehir İl Öğrenci Meclis Başkanı Halil İbrahim Erkal olarak oylarınıza talibiz. Üyelerimizin bu yüce Meclise yakın olmaları sebebiyle, alınan kararları takip etmek, hepimizin sesi olma olasılığı yüksektir.

Hepinize saygı ve sevgilerimi belirtiyor, oylarınıza talip dileklerim ve temennim ile hepinize çalışmalarında başarılar diliyorum.

Arkadaşlar, üyelerimizi tekrar saymak istiyorum: Başkan Yozgat İl Öğrenci Meclisi Başkanı Ceylan Bozbeyli, Yardımcı Ankara İl Öğrenci Meclis Başkanı Kamil Kaya, Birinci Kâtip Üyemiz Gülsüm Çakır, İkinci Kâtip Üyemiz Halil İbrahim Erkal.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bozbeyli.

Türkiye Öğrenci Meclisinin değerli üyeleri, önergeler üzerindeki görüşmeler sona ermiştir.

Başkanlık Divanı üyelerinin seçimi gizli oylama suretiyle yapılacaktır.

Sayın üyeler, oylamaya başlamadan önce, şimdi, gizli oylamanın yöntemi ve usulü ile ilgili sizlere bir açıklama yapmak istiyo-rum. Bu açıklamayı da dikkatle dinlemenizi sizden rica ediyorum.

Sol tarafımdaki sıralardaki iki görevli, adı okunan Türkiye Öğrenci Meclisi Üyelerine dört adet aday listesini içeren bir pusula ve bir zarf verecektir. Oy kullanacak üyeler Başkanlık kürsüsünün solunda yer alan kabinlere girerek oy verecekleri listeyi pusula üzerinde işaretleyip zarfın içerisine koyacaklar, sonra da oy kullanma kabininden çıkarak oyunu Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulan oy kutusuna atacaklardır. Listelerin yer aldığı formda, hangi listeye oy vereceklerse o listenin başındaki kutucuk işaretlenecektir. Birden fazla listenin işaretlenmesi durumunda o oy geçersizdir.

Şimdi, gizli oylamaya Adana ilinden başlayacağız.

Evet, şimdi, aynen yeminde olduğu gibi, Kâtip Üyemiz sırayla isimleri okuyacak.

(Oylar toplandı)

BAŞKAN –Oyunu kullanmayan sayın üye var mı? Yok.

Oylama işlemi tamamlanmıştır.

Oy kutuları kaldırılsın.

BAŞKAN – Şimdi, kurayla, 3 kişilik bir tasnif kurulu belirleyeceğiz.

Gümüşhane, İsmail Doğan; Giresun, Selim Sezer; Artvin, Gülşah Şan.

Tasnif kurulu üyelerini sağ tarafımdaki komisyon sırasına davet ediyorum.

(Oyların ayrımı yapıldı)

BAŞKAN – Sayın üyeler, şimdi, tasnif kurulunun seçim sonuç tutanağını okutuyorum:

Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlığına

Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlık Divanı üyelikleri için yapılan seçime 81 üye katılmış, kullanılan oyların dağılımı aşağıda gösterilmiştir.

Tasnif Komisyonu:

Page 12: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :12 Üye: İsmail Doğan (Gümüşhane Öğrenci Meclisi Başkanı)

Üye: Selim Sezer (Giresun Öğrenci Meclisi Başkanı)

Üye: Gülşah Şan (Artvin Öğrenci Meclisi Başkanı)

Aday Listeleri:

1 numaralı liste:

Başkan: Cansu Tüzan (Çanakkale Öğrenci Meclisi Başkanı)

Başkan Vekili: Eren Derviş Akpınar (Sivas Öğrenci Meclisi Başkanı)

Kâtip Üye: Tecelli Aksoy (Ordu Öğrenci Meclisi Başkanı)

Kâtip Üye: Fatih Alparslan Karakaş (Çankırı Öğrenci Meclisi Başkanı)

Aldığı oy sayısı: 20 (Alkışlar)

2 numaralı liste:

Başkan: Hakan Karahan (Eskişehir Öğrenci Meclisi Başkanı)

Başkan Vekili: Yunus Tomaş (Muğla Öğrenci Meclisi Başkanı)

Kâtip Üye: Özcan Yılmaz (Sinop Öğrenci Meclisi Başkanı)

Kâtip Üye: Cihan Kirazcı (Niğde Öğrenci Meclisi Başkanı)

Aldığı oy sayısı: 25 (Alkışlar)

3 numaralı liste:

Başkan: Sevinç Bölükbaşı (Kahramanmaraş Öğrenci Meclisi Başkanı)

Başkan Vekili: Serhat Büyükkaya (Ardahan Öğrenci Meclisi Başkanı)

Kâtip Üye: Aykut Koç (Kars Öğrenci Meclisi Başkanı)

Kâtip Üye: Melek Sezgin (Diyarbakır Öğrenci Meclisi Başkanı)

Aldığı oy sayısı: 17 (Alkışlar)

4 numaralı liste:

Başkan: Ceylan Bozbeyli (Yozgat Öğrenci Meclisi Başkanı)

Page 13: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :13 Başkan Vekili: Kamil Kaya (Ankara Öğrenci Meclisi Başkanı)

Kâtip Üye: Gülsüm Çakır (Düzce Öğrenci Meclisi Başkanı)

Kâtip Üye: Halil İbrahim Erkal (Kırşehir Öğrenci Meclisi Başkanı)

Aldığı oy sayısı: 14 (Alkışlar)

Geçersiz oy: 3

Boş oy: 2

BAŞKAN – Sayın üyeler, bu sonuçlara göre, Eskişehir Öğrenci Meclisi Başkanı Hakan Karahan, Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlığına; Muğla Öğrenci Meclisi Başkanı Yunus Tomaş, Türkiye Öğrenci Meclisi Başkan Vekilliğine; Sinop Öğrenci Mec-lisi Başkanı Özcan Yılmaz ile Niğde Öğrenci Meclisi Başkanı Cihan Kirazcı, kâtip üyeliklere seçilmişlerdir. (Alkışlar)

Kendilerini tebrik ediyorum. Çalışmalarında başarılar diliyorum.

Şimdi, görevi devretmek üzere, seçilen Başkanlık Divanı üyelerini kürsüye davet ediyorum. (Alkışlar)

Buyurun.

Seçilen heyete beratlarını vereceğim biraz sonra ve kürsüyü kendilerine bırakacağım.

Başkan Hakan Karahan, tebrik ediyorum. (Alkışlar)

Başkan Vekilimiz Yunus Tomaş, tebrik ediyorum. (Alkışlar)

Kâtip Üyeliğe seçilen Sayın Cihan Kirazcı, tebrik ediyorum. (Alkışlar)

Kâtip Üye Özcan Yılmaz, tebrik ediyorum. (Alkışlar)

Size kürsüyü devrediyorum. (Alkışlar)

(Seçilen Başkanlık Divanı görevi devraldı)

BAŞKAN – Sayın Eski Başkanım, Değerli Bakanım, değerli öğretmenlerim, değerli basın mensupları, değerli il öğrenci meclisi başkanı arkadaşlarım; öncelikle, bize bu demokrasi ortamını yaşatan bütün kurumlara tekrar teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bugün burada seçildik ama, bizim amacımız, ne olursa olsun “biz” duygusundan ödün vermemektir. Burada seksen bir farklı ilden gelmiş olabiliriz, düşünceler arasında farklılıklar olabilir –zaten demokrasinin gereği de budur- ama bizim tek amacımız, Türkiye Cumhuriyeti devletini çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda, demokrasiyi kollarımızın uzanabildiği her yere, tam anlamıyla ulaştırmak görevimiz olmalıdır.

Hepinize teşekkür ediyorum.

Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri, saat 14.30’da toplanmak üzere birleşime ara veriyorum.

Teşekkürler.

Saygılarımla.

Kapanma Saati: 12.45

Page 14: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :14

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.30

BAŞKAN : Hakan KARAHAN (Eskişehir)

KÂTİP ÜYELER : Özcan YILMAZ (Sinop) Cihan KİRAZCI (Niğde)

----0----

BAŞKAN – 4’üncü Dönem Türkiye Öğrenci Meclisi Özel Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

Gündeme geçmeden önce, 3 sayın üyeye gündem dışı söz vereceğim.

Konuşma süresi beşer dakikadır.

GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

BAŞKAN - Gündem dışı ilk söz, ÖSS sınav sistemi ve kat sayı adaletsizliği hakkında söz isteyen, Zonguldak Öğrenci Meclisi Başkanı Muhammet Döngel’e aittir. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Döngel.

Konuşma süreniz beş dakikadır.

MUHAMMET DÖNGEL (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli il öğrenci meclisleri başkanı arkadaşlarım; 4’üncü Dönem Türki-ye Öğrenci Meclisi çalışmalarında Zonguldak ili öğrenci meclisleri adına söz almış bulunuyor, hepinizi saygı ve sevgiyle se-lamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bir ülkenin çağdaşlaşması ve kalkınması, o ülkenin eğitim ve öğretim kalitesiyle orantılıdır. Gelişmiş ülke-lerdeki durum bunun apaçık göstergesidir. Gelişmiş ülkelere baktığımızda, eğitim ve öğretim alanındaki başarının hür, katı-lımcı ve teknoloji destekli eğitim sayesinde olduğunu görüyoruz. Sanayileşmiş ülkeler, mesleki ve teknik okullara gerekli ilgiyi gösterirken, gelişmiş beyinler sayesinde hızla kalkınmış, kalifiye elemanlarına gerekli desteği vermiştir.

Ülkemizde ise, maalesef, on yıldan bu yana uygulanan adaletsiz kat sayı uygulamalarıyla mesleki ve teknik okullarda okuyan öğrenciler ÖSS sınavlarında büyük bir haksızlığa uğramışlardır. Bu haksızlık, diğer öğrencilerle aynı şartlarda eğitim gören meslek lisesi öğrencilerinin okuma şevklerini kırmaktadır. Bunun apaçık göstergesi şu an benim, burada.

Biz Öğrenci Meclisi üyeleri olarak, bu haksız ve adaletsiz uygulamanın siz değerli büyüklerimiz tarafından sona erdirileceğine yürekten inanıyoruz ve inancımız tamdır, hâlâ da inanmaya devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Allah’a emanet olun. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

Gündem dışı ikinci söz, okul kütüphanelerinin zenginleştirilmesiyle ilgili söz isteyen, Karaman İl Öğrenci Meclisi Başkanı Tunahan Köşşekoğlu’ya aittir.

Page 15: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :15 Buyurun Sayın Köşşekoğlu. (Alkışlar)

Konuşma süreniz beş dakikadır.

TUNAHAN KÖŞŞEKOĞLU (Karaman) – Ben, Karaman İli Öğrenci Meclisi Başkanı Tunahan Köşşekoğlu.

Sayın Meclis Başkanım, değerli üyeler, sevgili misafirler; ülkemizde, özellikle kırsal kesimde, birçok öğrenci birleştirilmiş sınıf-ta öğrenim görmektedir. Ben de tek öğretmenli, birleştirilmiş sınıflı bir köy okulunda öğrenim görüyorum.

Hepimizin bildiği gibi, eğitimde fırsat eşitliği ilkesi vardır, ancak, bizim okullarımızda, başta bilgisayar, VCD, tepegöz gibi eği-tim materyalleri olmadığı gibi, bizim dünyaya açılan kapımız olan kütüphanelerimizdeki kitap sayımız da oldukça yetersizdir. Ankara’nın göbeğinde, bilgisayar destekli iletişim ve bilgi teknolojisini yakından takip eden bir öğrenciyle, telefonun bile çek-mediği, İnternetin olmadığı bir yerdeki öğrencinin seviyesinin aynı düzeye gelmesi, kitaplara aç olan bizlerin kitaplarla bes-lenmesiyle gerçekleşebilecektir.

Çoğu okullarda hâlen bilgisayar olmadığı gibi, bazı okullarımızdaki kütüphanelerin kitap sayısı oldukça yetersizdir. Öğretmen-lerimizin ve duyarlı vatandaşlarımızın sayesinde, bu eksikliklerimiz azaltılmaktadır, ancak, bu çalışmalar artırılmalıdır. Okulla-rımızı kitap bakımından zenginleştirmek için, başta devlet büyüklerimiz olmak üzere, tüm vatandaşlarımıza görevler düşmek-tedir.

Unutmayalım ki, kitaplar bir insanın en iyi dostu, ona doğruyu gösteren iyilik melekleridir. Bizler için kitaplar çok önemli arka-daşlar, bizler için, yarınlar için, kalkınmamız için, geleceğimiz için.

Saygılarımı sunarım. (Alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, öğretmenlerin sık sık yer değiştirmelerinin eğitim üzerine etkisi hakkında söz isteyen, Hakkâri Öğrenci Meclisi Başkanı Nesim Sakar’a aittir.

Buyurun Sayın Sakar.

NESİM SAKAR (Hakkâri) – Değerli Meclis Başkanımız ve değerli arkadaşlarımız, ayrıca, değerli konuklar; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, eğitim bir toplumun temelini oluşturan en önemli yapı taşlarından biridir. Bir toplumun sağlam temeller üzerine kurulabilmesi için, çok iyi bir eğitimle inşa edilmesi gerekir. Yıllardır toplumdaki olumsuzluklara çeşitli cevaplar verili-yor, fakat, hiçbir şekilde çözüm bulunamıyor. Türkiye’nin hemen hemen her yerinde, eğitim büyük bir sorun, ama, temsil etti-ğim ilin eğitim sorunları had safhada. Yıllardır üniversite sınavlarında Hakkâri hep son sıralarda yer almaktadır. Bu durumun nedenleri çok ciddi şekilde araştırılmalı ve en uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır. Aslında, bu sorunlara yakından bakıl-dığında, problemlerin hiç de uzak olmadığını, bilinmez olmadığını fark ederiz. Biraz dikkat edersek hemen gözümüze ilişirler. Örneğin, bunları, okul eksikliği, araç gereç eksikliği, öğretmen eksikliği ve benzeri şeklinde sıralayabiliriz.

Hepimizin yakından bildiği bu durumu, ben, sizlere sayılarla anlatacağım ki, gerçekliğimizi belki daha iyi anlarsınız. Örneğin, sadece bir ilçesindeki 102 köyün tamamında vekil öğretmenler görev yapmaktadır. Aynı ilçede bu sene 8’inci sınıfı bitirecek olan öğrenci sayısı 2.700. Okul sayısının yetersiz olması sınıf mevcutlarını artırmaktadır. İlköğretimden mezun öğrenciler liseye başvursalar bile, sınıf başına düşen öğrenci sayısı yaklaşık 60-70 civarında olmaktadır.

Değerli arkadaşlar, tüm bu olumsuzluklara rağmen Hakkârili öğrencilerin içindeki okuma aşkı hiçbir zaman bitmiyor, aksine daha da alevleniyor. Olumsuzluklar ne kadar başarısızlığa sürüklese de öğrenciler, onlar, her şeye rağmen sabırla, azimle mücadele etmektedirler.

Hakkâri’de hemen hemen hiçbir alanda sosyal etkinlik alanı olmamasına rağmen, Türkiye genelindeki tenis yarışmalarında büyük başarılar elde ediliyor. Elimizdeki mevcut durumları değerlendirirsek, başarısızlığın hiç de istekle yapılmadığını görüyo-ruz. İşte, değerli arkadaşlar, Türkiye’nin ve en ücra köşesi Hakkâri’nin eğitim alanındaki durumu bundan ibaret.

Değerli arkadaşlar, bugünün burada oturanları, yarının Türkiye’deki toplumunu oluşturan arkadaşlar, size sesleniyorum:

Page 16: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :16 Değerli arkadaşlar, hiçbir düşünce ayrımına varmadan, hiçbir kimseye farklılık gözetmeden, her şeyi tam olarak, Hakkâri, İstanbul, Zonguldak, Antalya neresi olursa olsun, hep beraber el ele eğitim çizgisinde yürümeye davet ediyorum.

Teşekkürler. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Gündem dışı konuşmalar sona ermiştir.

Şimdi, gündeme geçiyoruz.

Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri, şimdi, Türk dilinin doğru ve etkili kullanımı konusundaki 1’inci gündem maddesinin görüşmelerine başlıyoruz.

BAŞKAN - Söz talebinde bulunan sayın üyelerin isimlerini okuyorum: Betül Ayyıldız Tunceli Öğrenci Meclisi Başkanı, Eren Derviş Akpınar Sivas Öğrenci Meclisi Başkanı, İbrahim Aydın Adıyaman Öğrenci Meclisi Başkanı, Mustafa Dağlıoğlu Hatay Öğrenci Meclisi Başkanı.

İlk söz Tunceli Öğrenci Meclisi Başkanı Betül Ayyıldız’a aittir.

Buyurun Sayın Ayyıldız.

Konuşma süreniz on dakikadır.

BETÜL AYYILDIZ (Tunceli) – Türk dilinin doğru ve etkin kullanımı:

Bir milletin millet olabilmesi, vatanı ve vatanın yurttaşlarını oluşturabilmesi için, gerekli olan temel şey birlik ve bütünlüktür. Birlik ve bütünlük içinde olmayan, aynı kültürü yaşamayan, aynı dili konuşmayan insanların oluşturduğu topluluklara yurttaş diyemeyiz. Böyle bir toplum, aynı zamanda çok kopuk ve değersizdir. İnsanlar birbirlerine saygı göstermezler.

İnsanlar için birliğin, bütünlüğün çok önemi vardır ve bu bütünlüğün temelinde de dil yatar. Bilindiği gibi, Türk dili dünyanın en güzide dillerindendir. En derin manalı ve en özümüze yönelik kelimeler bizim dilimizdedir. Buna karşılık, Türk dili layıkıyla kullanılmamaktadır. Bunun sebeplerini araştıracak olursak, karşımıza sorunun kaynağı olarak yine bizler çıkarız. Asıl prob-lem, insanlarımızın yaptığı bu yanlışların tenkit edilmemesi, aksine, Türkçenin yabancılaşması hususunda yapılan yanlışları teşvik niteliğinde olayların gündemde daha çok yer almasıdır.

Şüphesiz ki, ülkemizde, yoğun bir kesime medyanın büyük etkisi vardır. Televizyon kanallarında, dergilerde, gazetelerde ve benzeri kitle iletişim araçlarında kullanılan Türkçenin doğruluğu da hepimizi yakından ilgilendirmektedir. İnsanların, özellikle de gençlerimizin hayatında büyük yeri olan bu tür iletişim araçlarında Türkçenin doğru kullanımı, daha doğru ve daha öz olur-sa dilimizin yozlaşması adına hiçbir sorun çıkmayacaktır.

Dil, düşüncenin evidir. Bir toplum diline ne kadar sahip çıkar, onu ne kadar yüceltirse, yabancı ülkeler arasındaki saygınlığı da o denli artar. Dilini doğru kullanan ve yücelten kişilerden oluşan bir Türkiye’nin düşünce sistemindeki muazzamlık da muhak-kak dikkat çekecektir.

Biz, gelişmekte olan ülkeler statüsünde yer alan bir ülke olarak, bu ve bunun gibi nice nice sorunu, önem teşkil eden, fakat, çözümü de o denli kolay olan sorunlarımızı halledersek, muhakkak lehimize olarak bize ve daha uzun yıllar devam edecek olan Türk nesline yansıyacaktır.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

Page 17: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :17 İkinci söz Sivas Öğrenci Meclisi Başkanı Eren Derviş Akpınar’a aittir.

Buyurun Sayın Akpınar. (Alkışlar)

Konuşma süreniz on dakika.

EREN DERVİŞ AKPINAR (Sivas) – Sayın Meclis Başkanım ve siz değerli öğrenci arkadaşlarım; ben, Sivas İli Öğrenci Meclisi Başkanı Eren Derviş Akpınar.

İnsanın yaşamında ve kişilik gelişiminde ana dilin çok önemli bir yeri vardır. Dili yeterli düzeyde olan kişiler, genellikle daha sağlıklı ilişkiler kurarlar. Hayatta daha çok başarılı olurlar. Türk edebiyatının tanınmış şairlerinden Yahya Kemal’in “Türkçe ağzımda annemin sütüdür.” diyerek yücelttiği, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ise “Türkçem benim ses bayrağım.” diyerek hem yücelttiği hem kutsallaştırdığı dilimize bugün gerekli özeni gösteriyor muyuz? Biz gençlerde bugün Türkçe sevgisi, ana dil duygusu, dil bilinci ve dil duyarlılığı yeterince var mı? Bu sorunları iyice düşünmemiz, sürekli göz önünde tutmamız gerekir.

Bugün, Türkçemizle ilgili başlıca güncel sorunları şöyle sıralayabiliriz: Özensizlik ve yanlış kullanım, yabancı sözcük tutkusu, yabancı dil öğretimiyle yabancı dilde öğretimi birbirine karıştırma, Türkçenin bilim dili olmadığı görüşü, Türkçe öğretimindeki yetersizlik, sözcük ve terim üretimindeki yetersizlik, öğretmen faktörü.

Türkçemizin bağımsız bir dil olarak yaşaması, gelişip zenginleşmesi için şunları önerebilirim: “Önce Türkçe” sloganı kafalara ve gönüllere yerleştirilmeli. Herkesi, güzel Türkçe öğretmeye ve kullanmaya özendirmeliyiz.

Yabancı dil öğretimi ile yabancı dilde öğretimin çok farklı şeyler olduğunu kafalara iyice yerleştirmelidir.

Dil öğretiminde en etkili kesimlerin başında eğitimciler, öğretmenler gelmektedir. Öncelikle, Türkçe ve edebiyat öğretmenleri olmak üzere, bütün öğretmenlerin ana dili duyarlığı ve bilinci ile yetiştirilmelerine önem verilmelidir.

Bir ülkenin kültürü ve dili tek başına ele alınamaz. Dil ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve teknolojik yapısı ve özellikleri ile iç içedir ve onlardan ayrı düşünülemez. Eğer bir malı veya aracı kendimiz üretiyor ya da dışarıdan alıyorsak, sadece onu değil, onun adını ve onunla ilgili terimleri de almak zorundayız. O halde, ekonomi ve teknoloji başta olmak üzere her alanda “üret-meden tüketmek” çılgınlığına karşı çıkmak da ulusal bir görev ve sorumluluktur, çünkü, üretimi bir yana bırakarak, sadece tüketim toplumu olmakla hiçbir yere varılamaz. Bu şekilde olup da tarihten silinen toplum ve ülke sayısı az değildir.

Ulu Önder Atatürk diyor ki: "Ey yükselen yeni nesil! Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz." Cum-huriyeti yükseltecek ve yaşatacak bizlersek, gelin birlik olalım, Türk gençliğine sahip çıkalım. Bizim ülkemiz dünyanın en genç nüfuslu ülkelerinden biridir. Eğer bu gençliği yerinde ve zamanında nasıl kullanacağımızı bilmezsek, sonbahar rüzgârında savrulur gideriz.

Sürem kısıtlı olduğundan dolayı, sözlerimi bitirirken, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına ve Milli Eğitim Bakanlığına bize bu imkânları sunduğundan dolayı teşekkür ediyorum, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler.

Üçüncü söz, Adıyaman Öğrenci Meclisi Başkanı İbrahim Aydın’a aittir.

Buyurun Sayın Aydın. (Alkışlar)

İBRAHİM AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli üyeler; ben İbrahim Aydın. Adıyaman Kâhta İmam Hatip Lisesi ve Anadolu İmam Hatip Lisesi son sınıf öğrencisiyim. Sizleri, okulum ve Adıyaman’ın bütün okulları adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Ayrıca, Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi’ne emeği geçen Bakanlığımız ve Türkiye Büyük Millet Meclisi yetkililerine şükranlarımı sunar, kendilerini saygıyla selamlarım. Bu çalışma, biz gençleri onore ettiği gibi, ülkemizde demokrasi bilincinin daha da kökleşmesine önemli katkılarda bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli üyeler; Büyük Atatürk’ün biz gençlere emanet ettiği cumhuriyeti ve bu ülkeyi korumak, çağdaş medeni-yet seviyesinin üstüne çıkarmak vazgeçilmez görevimizdir. Bu şuur ve inançla daha çok çalışmamız gerektiği inancımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Her Türk gencinin de aynı duygu ve düşünceleri taşıdığını biliyorum ve diyorum ki, büyüklerimiz bizlere güvensinler.

Page 18: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :18 Bir ülkenin başarısı, iyi bir planlama ve uzun vadeli stratejilerin geliştirilebilmesinden geçmektedir, çünkü, en iyi yatırım, insa-na yapılan yatırımdır. Sizler de takdir edersiniz ki, eğitim ve öğretim, sonuçları uzun vadede elde edilen bir yatırımdır. Adıya-man’daki okul temsilcileri, öğrenciler, ilgili kuruluş ve kişilerle yaptığım çalışmalar sonunda eğitim ve öğretimle ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Son dönemde teknolojinin gelişmesi ve bu teknolojinin okullarımızda kullanılmaya başlanması, şüphesiz ki, eğitim ve öğreti-mimiz için çok büyük faydalar temin etmiştir. Bunun yanında, özellikle iletişim araçlarını yoğun olarak kullanan gençlerimiz Türkçemizi kullanmada kimi zaman gerekli hassasiyeti gösterememektedir. Radyolarda, televizyonlarda, cep telefonu mesaj-larında, elektronik mektuplarda kullanılan Türkçe son derece kısır ve yanlıştır. Bu sebeple, gençlerimizin belirli oranda bir dil bilincine kavuşması için yapılabilecek çalışmalarla ilgili bir öneri paketi sunmak istiyorum.

Sayın Başkan, değerli üyeler; ilk olarak, okullarımızda, Millî Eğitim Bakanlığı veya Türk Dil Kurumu destekli, dilimizi güzel kullanan şair ve yazarlarımızın katılımıyla seminerler düzenlenmelidir. Sosyal bilimler liseleri, her ilde birer tane olacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır. Okullarımızda sosyal kol etkinliklerinin içerisine “Türkçeyi güzel kullanma kulübü” katılmalı ve bu kol, okullarda yayımlanacak her türden yazı ve eseri Türkçe bakımından incelemelidir. Konuşma ve yazışmalarda Türkçe kelime-lerin kullanımında hassas olunmalı ve zorunlu olmadıkça yabancı kökenli kelimelerin kullanılmaması için Türk Dil Kurumumuz bir denetim birimi oluşturmalı, bu birim, her türden medyamızı, dilimizi doğru ve güzel kullanmaları hususunda denetime tabi tutmalı, gerekirse bu konuda hassasiyet göstermeyenler için çeşitli tedbirler almalıdır. Görselliğin ön plana çıktığı günümüzde, okumayı ve kitabı sürekli gençlerimizin gündeminde tutmalı, okul kütüphanelerimizi her bakımdan zenginleştirmeliyiz ve bu konuda, Bakanlığımız, kurum ve kuruluşların kütüphanelerimize destek vermeleri için gerekli kolaylığı sağlamalıdır.

Okulların en önemli misyonlarından bir tanesi de, öğrencileri topluma uyumlu ve çağdaş bireyler olarak yetiştirmektir. Eğitim çarkının tam işlerliğinin sağlanabilmesi için ailelerin de eğitim sürecine dâhil edilmesi gerekmektedir, çünkü, çoğu öğrenci, okulda aldığı eğitimi evinde sürdürememekte ya da uygulama alanı bulamamaktadır. Günümüzde, maalesef, eğitim sadece öğrencilere yönelik olarak sürdürülmektedir. Bu faaliyetler, velileri de içine alacak şekilde düzenlenmeli ve yaygınlaştırılmalı-dır. Ailelerin de eğitime dâhil edilebilmeleri için, yerel olarak rehber öğretmenler tarafından yürütülen ana-baba okullarının desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Son yapılan Millî Eğitim Şûrası’nda alınan kararların bir an önce uygulamaya konulması, hem eğitim ve öğretime önemli katkı-larda bulunacak hem de meslek liselerinde okuyan öğrencilerimizin gelecekleriyle ilgili rasyonel karar verme imkânına sahip olmalarını sağlayacaktır.

Sayın Başkan, değerli üyeler; son yıllardaki öğretmen atamalarına bakıldığında, ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgelerine çoğunlukla yeni mezun öğretmenler atanmaktadır. Yeni mezun olan öğretmenler, tecrübe eksikliğinin yanında, bir de yetersiz fiziki koşullarda çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Bu zor koşullar nedeniyle, yeni atanan öğretmenler, çeşitli bahanelerle yer değiştirmek istemektedir. Öğretmen devamlılığının sağlanabilmesi için fiziki ve ekonomik koşulların iyileştirilerek, bu bölgele-rin cazip hâle getirilmesinin uygun olacağını düşünmekteyim.

BAŞKAN – Toparlayalım Sayın Aydın.

İBRAHİM AYDIN (Devamla) – Toparlıyorum efendim.

Rehber öğretmen olarak branş dışı yapılan atamalar olumlu sonuç vermediği gibi, yaşanan kimi olaylar da bu öğretmenlerimi-zi zan altında bırakmaktadır. Malum, son dönemlerde rehber öğretmen olarak atanan öğretmenler, felsefe, sosyoloji branşın-dan olan öğretmenler olarak atanmaktadır. Bunlar sadece iki aylık eğitime tabi tutulduktan sonra göreve başlamaktadır. Hâliy-le, çözümsüzlüğü çözüm hâline getirmektedir. Durum kısa bir sürede ortadan kaldırılmalıdır ki, çözümsüzlük çözüm olmasın.

Hepinize beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, tekrar saygı ve sevgilerimi sunuyor, hepinizi Allah’a emanet ediyorum. (Alkış-lar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

Bu konuyla ilgili dördüncü ve son söz, Hatay Öğrenci Meclisi Başkanı Mustafa Dağlıoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Dağlıoğlu. (Alkışlar)

MUSTAFA DAĞLIOĞLU (Hatay) – Sayın Başkan, kıymetli il öğrenci meclisi başkanı arkadaşlarım, kıymetli katılımcılar; ko-nuşmama başlarken, sizleri, Millî Mücadelede işgalcilere karşı ilk kurşunu atan kahramanlar beldesi, Büyük Önder Atatürk’ün şahsi davası ve son büyük zaferi olan Hatay ilimizin tüm öğrencileri adına Meclisimizi selamlıyor, saygılarımı sunuyorum.

Page 19: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :19 Atalarımızın “Ağaç yaşken eğilir.” sözüyle vurguladığı, eğitimin küçük yaşlarda başlaması gerçeğine uygun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisimiz ve Millî Eğitim Bakanlığımızın başlattığı Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi’nin bir tezahürü olarak aranızda bulunmaktan ve ülkemizin geleceğinin sahipleri olan siz değerli öğrenci meclisleri üyelerine hitap etmekten duyduğum sevinç ve heyecan çok büyüktür.

“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.”

Evet, tam seksen yıl önce Ulu Önder Atatürk’ün Türk gençliğine verdiği büyük sorumluluğun ilk halkasıdır bu söz. Yine, “Gençler, cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizlersiniz.” sözünden, hiç şüphe yok ki, Ulu Önder Atatürk’ün Türk gençliğine olan güveninin derecesini anlıyoruz.

Dil, bir milletin özü ve geleceğinin en büyük güvencesidir. Günümüzde, başta resmî kurumlarda olmak üzere, televizyonlarda ve gazetelerde dilde büyük tahribat yapıldığını ve dilimizin hızla yozlaştırıldığını görmekteyiz. Bu nedenle, bütün okullarda, üniversitelerde ve resmî kurumlarda, dilimize karışan yabancı kelimeler ve dildeki yanlış kullanımlar konusunda tedbir alınma-sı, daha hassas davranılması hayati öneme sahiptir. Ayrıca, televizyon ve gazeteler, dilin kullanımında çoğu zaman yanlış bir tutum sergilemekte, dilimizde kirlenmeye yol açtığı gibi, dilin güzelliğini de bozmaktadırlar. Bu olumsuz etkiler toplum hayatın-da yaralar açmaktadır.

Dil bir milletin benliğinin, varlığının en derin parçasıdır. Toplumların, muhakkak ki, geçmişten kalma, geleceğe yön veren kültür ögeleri vardır. Dil bu ögelerin en başında gelir. Geçmişinden bugüne kadar dilini ne kadar çok koruyan, ona sahip çı-kan, onun yozlaşmasına engel olan ülkeler, bilinmelidir ki, dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olmuştur. Yani, dil, milletin değer yargılarını oluşturan en temel ögedir.

İşte bu amaçla, dilimizin doğru ve etkin kullanımında tedbir alınması için, devletin ilgili bütün organlarında temasta bulunarak, Türkçemizin korunmasına yönelik çalışmalar yapılmasının sağlanması için, Türk dilini olumlu her yerde en üst kademeye koymalıyız.

Sözlerime son verirken, Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi’ni başlatarak hayata geçiren, bu projede emeği geçen tüm değerli büyüklerime şükranlarımı arz ederken, hepinize şahsım ve Hatay ilinden getirdiğim sevgi ve saygı dileklerimi arz ediyorum.

Süleyman Demirel Anadolu Lisesi Öğrencisi Mustafa Dağlıoğlu. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Birinci gündem maddesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, eğitimde fırsat eşitliği konusundaki ikinci gündem maddesinin görüşmelerine başlıyoruz.

BAŞKAN - Söz talebinde bulunan sayın üyelerin isimlerini okutuyorum:

Sevgi Orhan, Kayseri Öğrenci Meclisi Başkanı; Melek Sezgin, Diyarbakır Öğrenci Meclisi Başkanı; Aykut Koç, Kars Öğrenci Meclisi Başkanı; Serpil Öner, Van Öğrenci Meclisi Başkanı.

BAŞKAN – İlk söz Kayseri Öğrenci Meclisi Başkanı Sevgi Urhan’a aittir.

Buyurun Sayın Urhan. (Alkışlar)

SEVGİ URHAN (Kayseri) – Değerli Başkanım ve sevgili arkadaşlar; sözlerime şöyle başlamak istiyorum: Her birey nasıl özgür ve eşit doğuyorsa ömrü boyunca da özgür ve eşit olmalıdır. Toplumumuzun, çağdaş seviye ve kültür düzeyine ulaşabilmesi için dinamik bir gençliğe ihtiyacı vardır.

Hepimizin burada bulunma amacı, demokrasi kültürünü benimseyecek, millî ve manevi değerlere sahip çıkacak, vatanına yakışır birer yurttaş olma yolunda çalışıp başarıya ulaşacak bireyler olmaktır ve bunları sağlayacak en büyük güç, eğitimdir. Eğitimde çocuklar ve gençler üzerinde olumlu yönde değişim sağlanmasıdır. Küçük yaştan itibaren hak ettiğimiz değeri gör-meliyiz. Arkadaşlarımıza sevgi ve güven veren bir ortamda eğitim vermek adına çalışmalıyız. Bizim ilimizde başlattığımız ve hâlen üzerinde çalıştığımız çocuklarımız adına iki projemiz var: Çocuk Dernekleri ve Çocuk Dostu Şehir Projeleri. Kazancımız

Page 20: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :20 ne mi oldu ya da ne mi oluyor? Onlar için yeni bir umut kaynağı oluyoruz; hep birlikte, onlar için güzel bir hayatın temellerini atıyoruz.

Ülkemizde, zihinsel ve bedensel yönden çok yetenekli kardeşlerimiz var. Onlara da destek verilmeli ve teşvik edilmeli. Bu yüzden, sportif ve kültürel faaliyetlerin artırılması ve bu yönde yarışmalar düzenlenmesi de gerekmektedir.

Bizler, yarının doktorları, öğretmenleri, sanatkârları, memurları, çiftçileri, mühendisleriyiz ve şunu söyleyebilirim ki: Bizim de geleceğe güvenle yaklaşan bireyler olmaya hakkımız var.

Verilen eğitim karşısında öğrencilerin gösterdikleri performanslar, başarı durumunu belirler. Bu başarı durumları ise her okul-da farklıdır. Başarı oranlarımızın artırılması için okullarda kurslar açılabilir ya da öğrencileri teşvik edici yarışmaların sayıları artırılabilir. Deneme sınavları ile test tekniklerinin geliştirilmesi ise öğrencilerimizin eğitim kalitesini artıracaktır ve bizler, eli-mizdeki bilimsel ve teknolojik kaynakları daha serbest ve eğitimimizin her alanında kullanmalıyız. Okullarımıza bilgisayar ve fen laboratuvarları açılması, İnternet bağlantılarının yapılması, bilgiye ulaşmamızın kaynağı olan kitaplarla ilgili olarak da ilçe ve köylerimizde kampanyalar düzenlenmesi ve kütüphanelerimizin çoğaltılması konusunda da çalışmalar yapılması gerek-mektedir.

Ülkemizde, aileleri tarafından dayağa maruz kalan, sosyoekonomik yetersizlik yüzünden çalıştırılan ve tabii, baskı uygulana-rak çalıştırılan çocuklarımız, kardeşlerimiz, gençlerimiz var. Okulda olmaları gerekirken hayata küçük yaşta atılan kardeşleri-miz… Evet, durumumuz bu. Aileleri tarafından çeşitli istismarlara maruz kalan öğrencilerse bunu okula taşıyorlar.

Bunların da yanında, eğitimin daha çağdaş ve kaliteli hâle getirilmesinde, özellikle kız çocuklarının eğitime yönlendirilmesi konusunda insanlarımızın daha duyarlı olması gerekiyor. Unutulmamalı ki, bugünün çocukları, geleceğin anne ve babaları. Ailelerle de irtibata geçilmeli, etkin katılım sağlanarak eğitici seminerler düzenlenmelidir. Onlara da eğitimin öneminin ve bizle-rin okuması gerektiği fikrinin öneminin aşılanması gerekmektedir.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Bizler, elimize aldığımız anahtarı kullanalım ve önümüze çıkan kapıları dayayalım arka-sına kadar. Başöğretmenimiz olan Atatürk’ün rehberliğinde ve dayanışma içinde yürüyelim.

Teşekkür ederim. Saygılarımla. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

İkinci söz, Diyarbakır Öğrenci Meclisi Başkanı Melek Sezgin’e aittir. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Sezgin.

MELEK SEZGİN (Diyarbakır) – Sayın Başkanım, değerli temsilci arkadaşlarım, değerli misafirlerimiz; hepiniz öncelikle buraya hoş geldiniz, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben, Diyarbakır’a bağlı Silvan ilçesinde bağımsız ve taşımalı olarak eğitim ve öğretim sunan Silvan Malabadi İlköğretim Oku-lunda 7’nci sınıf öğrencisi olarak öğrenim görmekteyim. Bugün, burada, sizlerin arasında hem Diyarbakır İl Öğrenci Temsilcisi Başkanı olarak hem de eğitim ve öğretimin zor koşullarına maruz kalmış bir öğrenci olarak bulunuyorum.

Evet, ülkemizde eğitim ve öğretimin büyük bir sorun teşkil ettiği muhakkak. Bizler de bu sorunların en yakın muhataplarıyız. Daha önceki süreçte bu sorunlar daha belirgindi. Örneğin, ben, yeterli eğitim olanakları sunulmadığı için okul hayatıma iki yıl geç başlamak zorunda kaldım. İki yılın insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu sizler de taktir edersiniz. Ancak, son dö-nemlerde hızlı bir şekilde bu sorunlar giderilmeye başlandı. Özellikle eğitim açısından geri kalmış olan doğu ve güneydoğu illerini merkeze alarak başlatılan “Eğitime Yüzde Yüz Destek” ve “Haydı Kızlar Okula” gibi kampanyalarla, bu bölgelerde ya-şayan arkadaşlarımız da hızlı bir şekilde okullu olmaya başladı ve bu kampanyalar dahilinde bu bölgelerdeki okullaşma oran-ları da hayli yükseldi. Bu sayede, bizler de daha iyi şartlarda öğrenim görme olanağına kavuştuk. Şu an bulunduğum okul, iki yıl önce hizmete açıldı. Bu okulun açılmasıyla birlikte, ben ve benim gibi bir çok arkadaşımın hayatında çok önemli değişimler olmaya başladı. En önemlisi ve en güzeli bilgisayarla tanıştık ve okulumuza İnternet geldi, artık internetin bütün olanakların-dan yararlanabiliyoruz.

Eğitim sistemi, sürekli değişme ve yenileşme hareketi içerisindedir. En barizi ise eğitim sürecinde öğrencinin merkeze alınma-sıdır. Toplumun gelişmiş, muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi ve hatta bu seviyenin üzerine çıkılabilmesi için, çevre-ye uyumlu, yeniliklere açık, evrensel düşünebilen ve en önemlisi sorgulayan bireylerin yetiştirilmesi gerekir. Bu ülkeyi gelişti-recek ve çıkabileceği en üst seviyeye ulaştırabilecek kişiler biz gençler isek, eğitim sisteminin de bize odaklanması gereği bir

Page 21: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :21 gerçektir. Ülkemizde son yıllarda kademeli olarak uygulanan bu öğrenciyi merkeze alan sistemi, ülkemiz geleceği açısından son derece olumlu buluyor ve bu ülkenin genç bir ferdi olarak, geleceğe artık daha umutlu bir biçimde bakabiliyorum. Tabii, bu süreçte bir takım olumsuzluklarla da karşılaşmıyor değiliz. Fakat, bu olumsuzlukları önümüze çekilmiş birer set olarak değil, başarı yolunda bizi daha fazla kamçılayan etkenler olarak görmeliyiz, ancak bu şekilde bu engellerin üstesinden gelebiliriz. 21’inci yüzyılda artık sorun çıkartan değil, sorunlara çözümler üreten beyinlere ihtiyaç duymaktayız. Ve bugün bu güzel ülke-nin her köşesinden gelip de burada toplanmış olan biz gençlere düşen en büyük görev, toplumumuzun refah ve mutluluğunu artırmak için çözüm değil, çözümler üretmektir. Şüphesiz, bu da şu an bulunduğumuz konumun en önemli stratejisi olmak zorundadır. Bu konuda, burada bulunan herkesin elinden gelenin en iyisini yapacağından şüphem yok.

Burada, cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim üzerine söylediği bir söze değinmek istiyorum. “Eğitimdir ki, bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti kölelik ve yoksullu-ğa terk eder.” Ülkelerin bağımsızlığı yolunda eğitimin önemini bu kadar öz bir şekilde ifade edebilecek başka bir söz daha yoktur herhalde. Onun bize emanet ettiği cumhuriyeti ve onun beraberinde getirdiği bağımsızlık ve istiklal duygusunu yaşa-mak ve sonsuza kadar bu topraklarda birlik içerisinde yaşatabilmek için, birinci önceliğimizi eğitime vermek zorundayız.

Arkadaşlar, bir ülkede eğitim kalitesinin artırılabilmesi için, o ülkenin bütün okullarına eşit şekilde olanaklar sunulmalıdır. O ülkenin bütün okullarında laboratuvar, kütüphane gibi bölümler bulunmalıdır. Çünkü, öğrenci için, fen ve teknoloji dersi ancak deneyler sayesinde kalıcı olabilir, sadece ezberci bir taktikle kalıcı olmaz; öğrencinin araştırma yapabilmesi için kütüphaneye ihtiyaç vardır, bunların bulunması şarttır.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Üçüncü söz, Kars Öğrenci Meclisi Başkanı Aykut Koç’a aittir.(Alkışlar)

Buyurun Sayın Koç.

AYKUT KOÇ (Kars) – Sayın Başkan, saygıdeğer İl Öğrenci Meclisi başkanları ve muhterem konuklar; ilk olarak, hepinizi saygıyla selamlarım.

Arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi, bizler, bu ülkenin geleceğiyiz. Eğitim seviyesinin yükselmesi, ülkemizin kalkınması bizim başarımız sayesinde olacaktır.

Anayasa’mızın 42’nci maddesine göre “Kimse eğitim ve öğrenim haklarından yoksun bırakılamaz.” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla, şu anlama gelmektedir ki: Eğitim hakkı, bütün kız ve erkek öğrenciler için nasıl zorunlu ise engelli çocuklar için de o kadar zorunludur. Fakat, engelli çocuklar, Türkiye’nin her yerinde eğitimlerini rahatlıkla alabiliyorlar mı? Tabii ki, hayır. Ör-neğin, kendi ilim olan Kars’ın Sarıkamış ilçesinde engelli çocuklara yönelik bir eğitim yuvası niçin olmasın ki? Biz, Gazi Musta-fa Kemal’in belirlemiş olduğu çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkılması hedefine, bütün bireylerin eğitimli olduğu bir Türki-ye ile ulaşabiliriz.

Doğu’da bir lise öğrencisinin aynı yıl içerisinde 3-4 tane öğretmen değiştirmesi ve bunun neticesinde üniversite başarı oranın-daki düşüş, taktir edersiniz ki, bir fırsat eşitsizliğinden kaynaklanmaktadır. Evet, aynı dersleri, aynı ders saatleri olarak görüyo-ruz. Fakat, dönem içerisinde yok eş durumu, yok müdür atamaları, yok başka nedenlerden dolayı bir eğitim-öğretim yılını 3-4 öğretmen değiştirerek eğitimine devam eden bir öğrenciden maksimum başarı beklenilemez.

Malum, Doğu Anadolu Bölgesi’nde altı ayı kış olmasından dolayı, eğitimimizin güney ve batıdaki okullar gibi sıcak bir ortamda yapılmasını istiyoruz. Biz, okullara yakıt ihtiyacı için ödenek ayırdığımız zaman Kars ili ile Antalya ilini bir tutuyoruz. Kars’ta altı ay kış sürerken, Antalya’da bu süre en fazla iki aydır. Bizim bölgemizde mart ayına gelindiği zaman “Kömür bitti.” denili-yor. Mart, nisan aylarında kaloriferlerin yanmaması ve öğrencilerin montla derse girmesiyle eğitimin ne kadar mümkün olaca-ğını ve nasıl bir fırsat eşitliği olduğunu siz düşünün arkadaşlar.

Bizlere Anadolu liseleri, fen liseleri ve öğretmen liseleri gibi tercihlerimizi Türkiye’nin her tarafına yapmamız konusunda çok büyük bir iyilik yapıldı. Fakat, bu iyilik yapılırken o insanlar sokakta bırakıldı. Nasıl mı? Pansiyonu olmayan Anadolu liselerini kazanan öğrenciler, bunu öğrenince ya okullara gelmek istemiyor ya da dönem ortasında okulu terk edip gidiyor, çok azı da kendi imkânları ile başlarının çaresine bakıyor. Peki, değerli arkadaşlar, geleceğin büyük beyinleri olan bu insanları böyle küçük sebeplerle niçin köreltiyoruz?

Arkadaşlar, geleceğimiz, ancak ve ancak fikri hür, vicdanı hür ve her olumsuzluğa ışıkla bakan bir gençlikle iyi olacaktır.

Page 22: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :22 Saygılar. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Bu konuyla ilgili dördüncü ve son söz, Van Öğrenci Meclisi Başkanı Serpil Öner’e aittir.(Alkışlar)

Buyurun Sayın Öner.

SERPİL ÖNER (Van) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben, Van ili Özalp ilçesi Ağabey Özbey Lisesi öğrencisi ve Van İl Meclis Başkanı Serpil Öner.

Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi’ni hayata geçirerek bizleri bu yüce çatı altında toplayarak, demokrasi bilincinin yeni nesillere aktarılmasını sağlayan, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Sayın Meclis Başkanımıza, Sayın Baş-bakanımıza, Sayın Millî Eğitim Bakanımıza, değerli Meclis üyelerine, bizleri cesaretlendiren ve yardımcı olan idareci ve öğ-retmenlerimize ve nihayetinde oylarıyla bizleri destekleyen öğrenci arkadaşlarıma saygı, sevgi ve şükranlarımı sunuyorum.

Bu proje, demokrasinin yerleşmesi, gelişmesi ve toplumun tüm kesimlerine kazandırılması açısından atılmış önemli bir adım-dır. Geleceğin teminatı olan biz gençlere sorumluluk ve söz hakkı verilmesi önemli bir fırsattır. İlke ve inkılaplarıyla en büyük yol göstericimiz olan Büyük Önder Atatürk’ün “Gençler! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz irfan ve terbiye ile insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü olacaksınız. Ey yük-selen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.” ve “Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz… Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.” sözleri, bizim için en önemli yol gösterici olacaktır.

Toplumda demokrasi bilincinin yerleşmesinde ve gelişmesinde bireylerin iyi bir eğitim sürecinden geçmesi şarttır. Eğitim, toplumların ilerlemesi, çağdaşlaşması, ekonomik açıdan güçlenmesi ve dünyadaki diğer toplumlarla rekabet edebilmesi için sürdürülmesi gereken en önemli faaliyettir. Bugün, ülkemizde bu alanda çok önemli mesafeler alındığı kanaatindeyim. Yarının aydınlık Türkiye'sine damgasını vuracak bizlerin, eğitim alanında karşılaştığı sorunlara zaman kaybedilmeden acil çözümler bulunması gerektiğine inanıyorum.

Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi kapsamında eğitim öğretim alanında ben de bölgemde birtakım araştırmalar yaptım. İdarecilerim, öğretmenlerim, öğrenci arkadaşlarım ve eğitim sürecinin içinde yer alan bireylerle görüştüm. Eğitim sistemimizin temeli olarak okul öncesi eğitimi görmekteyim. Ülkemizdeki nüfus artışı da dikkate alındığında, mevcut okul öncesi eğitim kurumlarının daha da artırılması ve yaygınlaştırılması kanaatindeyim. Okul öncesi eğitim de, ilköğretim gibi zorunlu hâle getirilmeli, sayıları arttırılmalı, olanakları genişletilmelidir. Köylerde, imkânları uygun ilköğretim okulları bünyesin-de veya müstakil okul öncesi eğitim kurumları açılmasına ağırlık verilmelidir.

İlköğretimden itibaren bireylerin ilgi, istidat ve yeteneklerine göre objektif kriterler baz alınarak yönlendirilmesi ve zorunlu ilköğretimin 12 yıla çıkarılması gerekmektedir. Bununla birlikte, kız öğrencilerin okullaşması için yürütülen "Haydi Kızlar Oku-la", "Baba Beni Okula Gönder" gibi kampanyaların devamlılığının sağlanması önem arz etmektedir. Bugün ülkemizde son dört beş yıl içerisinde 100 bin civarında ek derslik yapılmasına rağmen yine de bu sayı yeterli gelmemektedir. Bütçeden en fazla payın Millî Eğitim sistemine aktarıldığını biliyorum. Bütçe imkânları da göz önüne alınarak yeni okullar veya ek derslikler yapı-larak sınıf mevcutları istenen seviyeye indirilmelidir. Bunun yanında ilköğretimde taşımalı eğitim uygulaması devam ettirilmek-le birlikte YİBO veya PİO sayıları arttırılmalı ve kaliteleri yükseltilmelidir. Bunun için de bu okullarda deneyimli eğitimcilerin, sağlık personelinin, teknik elemanların istihdam edilmesi gerekmektedir.

Ortaöğretimde ise, var olan sistem öğrencinin ilgilerini bir kenara bırakarak ders başarısını ön plana çıkarmakta ve buna göre yüksek öğrenime hazırlamaktadır. Her öğrenci kendini üniversiteyi kazanmak zorunda hissetmektedir. Dolayısıyla, ikinci de-rece eğitim kurumları olan dershaneler, okulların önüne geçmekte ve eğitime yapılan harcamaların çoğunluğu buralara akta-rılmaktadır. Bununla birlikte, mesleki ve teknik eğitim kurumları önemini yitirmekte, genel liselere olan talep çoğalmakta, sınıf mevcutları her gün artmaktadır. Bu da eğitimin kalitesini düşürmektedir. Gelişmiş ülkelerde ortaöğretimde öğrenim görenlerin ortalama yüzde 65'i ilgi ve isteklerine göre meslek liselerinde, yüzde 35'i ise genel liselerde öğrenim görürken ülkemizde bu oran tam tersidir. Bu da maalesef ülkemizde kalitesiz iş gücünü ve işsizlik sorununu ortaya çıkarmaktadır.

Yine, ortaöğretim kurumlarında pansiyonlaşma oranının daha da artırılması gerektiğine inanmaktayım, çünkü "Haydi Kızlar Okula" kampanyası ile okula kazandırdığımız kız öğrencilerimiz pansiyon olmadığı için, ortaöğretim imkânlarından yeterince faydalanmamaktadırlar. Özalp İlçemizin bu açıdan şanslı olduğunu düşünüyorum, çünkü ortaöğretim öğrencilerine yönelik

Page 23: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :23 150 kız, 150 erkek olmak üzere toplam 300 kapasiteli bir pansiyon yapılması kararlaştırılmıştır. Bu yatırım kararından dolayı, İlçemiz ve İlimiz adına Sayın Milli Eğitim Bakanımıza teşekkürlerimi arz ederim.

21’inci yüzyıl, bilginin ve bilgiye ulaşmanın önemli olduğu bir yüzyıl olması nedeniyle, okullarımızda bilgisayar ve İnternet teknolojisinin yaygın ve etkin olarak kullanılması gerektiğine inanıyorum

Bunun dışında, eğitimde fırsat eşitliğine daha fazla önem verilmeli, bilgisayarsız ve İnternetsiz okul bırakılmamalı, mesleki ve teknik eğitimin ülkemizdeki yaklaşık yüzde 35'lik payı artırılmalı, meslek liselerinde öğrenim gören ve mezun olan öğrenciler özel sektör tarafından daha fazla desteklenmeli, kalkınmada öncelikli bölgelere daha deneyimli öğretmen atanmaları yapılmalı ve belirli sürelerde görev yapmaları zorunlu kılınmalıdır. Bunun için de bu bölgelerde görev yapan öğretmenler için, lojman ve diğer sosyal imkânlar ile özlük hakları daha da iyileştirilmelidir.

Tüm okullarımızda ikili öğretim uygulaması kaldırılıp normal öğretime geçilmelidir.

Mevcut kampanyaların daha aktif olarak uygulanması sağlanarak, kız çocuklarının okullaşması sağlanmalıdır.

İlköğretimde olduğu gibi ortaöğretimde de müfredat programlarının tümünün değiştirilerek öğrenmeyi öğrenen, sorgulayan, eleştiren bireyler yetiştirilmesi yönünde gerekli değişiklikler yapılmalıdır.

Okullarımızda yetersiz olan destek personeli sorunu acilen giderilmelidir.

Bu düşüncelerle yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

2’nci gündem maddesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, yeni nesle tarih şuurunun verilmesi konusundaki 3’üncü gündem maddesinin görüşmelerine başlıyoruz.

BAŞKAN - Söz talebinde bulunan sayın üyelerin isimlerini okutuyorum:

Özcan Yılmaz Sinop Öğrenci Meclisi Başkanı

Elif Birsu Tabur Gaziantep Öğrenci Meclisi Başkanı

Ali Ataş Elâzığ Öğrenci Meclisi Başkanı

Serhan Yiğit Aydın Öğrenci Meclisi Başkanı

BAŞKAN – İlk söz, Sinop Öğrenci Meclisi Başkanı Özcan Yılmaz’a aittir.

Buyurun Sayın Yılmaz. (Alkışlar)

ÖZCAN YILMAZ (Sinop) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Divan, değerli Meclis üyeleri, saygıdeğer konuklar; ben Özcan Yılmaz, Ayancık Anadolu Lisesi öğrencisi ve 4’üncü Dönem Türkiye Öğrenci Meclisi Sinop İl Başkanıyım.

Öncelikle sizinle böyle bir ortamda bulunmaktan mutluluk ve şeref duyduğumu belirtmek isterim. Bize, burada, kendimizi ifade etme hakkı tanıyan devlet büyüklerimize de sonsuz teşekkürler. Sonuçta, burada bulanmak çok büyük bir tecrübedir. Ne de olsa, yarın bu ülkeyi burada yönetenler ya biz ya da bizim buraya gelmemizde desteği olan arkadaşlarımızdan birileri olacak-tır.

Değerli arkadaşlar, ben, bugün, her Türk bireyinde olması gereken tarih şuurundan bahsetmek istiyorum. Tarih, her ne kadar geçmişte kalmış, yaşanmışsa da sonuçları itibarıyla geleceği de etkiler. Bu yüzden, bizim tarih konusuna hâkim olmamız gerekmektedir. Peki, nasıl? Okullarımızda aldığımız tarih derslerimizle mi? Tabii ki de hayır, bu çok yetersiz. Tarih şuuru ile tarih dersi arasındaki tek benzerlik sadece ilk kelimelerinin aynı olmasıdır. Örneğin, tarihin en centilmen savaşı olarak nitelen-

Page 24: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :24 dirilen Çanakkale Savaşı. Biz bu savaşı sadece kitaptan okuyup çok iyi öğrenirsek bile, elimize geçen tek şey ya sözlüden biraz daha yüksek almak ya da yazılı da bir soruyu daha yanıtlamış olmaktır. Fakat, biz Çanakkale Savaşı’nı tarih şuuruyla birlikte edinirsek, bu, bize sonsuz yarar sağlayacaktır.

Bence, Millî Eğitim Bakanlığı düzenlemiş olduğu Çanakkale gezilerini daha sistemli hâle getirmelidir, savaşın geçtiği yerler herkesçe, tanınıp bilinmeli.

Hepinizi Sinop adına tekrar selamlıyor, saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

İkinci söz, Gaziantep Öğrenci Meclisi Başkanı Elif Birsu Tabur’a aittir.

Buyurun Sayın Tabur. (Alkışlar)

ELİF BİRSU TABUR (Gaziantep) – Ben Elif Birsu Tabur, Gaziantep İl temsilcisiyim. Öncelikle bugün seçilen yönetimimizi kutluyor ve görevlerini en iyi şekilde yerine getireceklerine inanıyorum.

Arkadaşlar, sizin de bildiğiniz gibi, bu ülke kolay kazanılmadı, kan dökülerek, can verilerek nice zorluklarla alındı. Bunu belge-lere dökerek gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin görevidir. Atatürk’ün de dediği gibi: “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyecek hakikat insanlığı şaşırtacak mahiyet alır.”

Bir Türk genci olarak, milletimizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım. Gururluyum ve alnım açık bir şekilde konuşabiliyorum, çünkü ben şehit Şerife Bacı’nın, şehit Şahin’in, şehit Seyit Onbaşı’nın çocuğuyum.

Arkadaşlar, tarihini araştırmak isteyen bir genç, öncelikle milletini sevmelidir. Bu sevgiyi onlara aşılayabilecek en önemli unsur öğretmenlerdir. Tarih bir milletin hafızasıdır. Onu yaşatacak ve geliştirecek olanlar da öğretmenlerdir. Başöğretmen Atatürk diyor ki: “Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve saygıdeğer unsurlarıdır. Onların bu fedakâr-lıkları karşısında onlara gereken değer verilmelidir.”

Bize bu demokrasi ortamında bulunma şansı veren Ulu Önder Atatürk’e ve siz değerli büyüklerime saygılarımı sunuyor ve iyi günler diliyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Üçüncü söz, Elâzığ Öğrenci Meclisi Başkanı Ali Ataş’a aittir.

Buyurun Sayın Ataş. (Alkışlar)

ALİ ATAŞ (Elâzığ) - Saygıdeğer Başkanım, değerli arkadaşlar ve değerli konuklar; ben Elâzığ Öğrenci Meclisi Başkanı Ali Ataş.

Gençler geleceğin mimarlarıdır. İstikbal gençlerin ellerinde şekillenecektir. Bu kadar önemli ve zor bir görevi yerine getirecek olan gençler, kendilerini her konuda en iyi şekilde yetiştirmelidir. Özellikle, tarih bilimi konusunda belirli bir seviyenin üzerine çıkmaları gerekmektedir, çünkü her milletin veya devletin şu anki ya da gelecekteki konumunu belirleyecek olan tarihidir. Tarihini bilmeyen toplumlar kökleri koparılmış ağaçlara benzer, kökleri koparılmış ağaçlar büyüyemez ve gelişemezler, en küçük bir rüzgârda devrilip giderler.

Tarih, yalnızca okullarda okutulan kitaplarla veya okullardaki tarih dersleriyle sınırlı kalmamalıdır. Daha derinlemesine analiz-ler yapılmalı, tarihî konular hakkında tek kaynaktan yararlanılmamalıdır. Elde edilen bilgilerden dersler çıkarılıp, gelecekle ilgili alınacak konularda bu bilgilerden yararlanılmalıdır. Türk gençliği tarihini çok iyi öğrenmeli ve bilgilerini kullanmalıdır. Çağın yetirmiş olduğu sosyal, kültürel ve ekonomik sorunların çözümünde tarihteki örnekleri iyi değerlendirmeli ve çözümde bu örneklerden en iyi şekilde faydalanmalıdır. Ancak, günümüz dünyasında tarihî konulara gereken önem verilmemektedir. Her-kesin bildiği bir söz: “Tarih tekerrürden ibarettir.” Ancak, tarihi gerektiği kadar bilseydik tarih, hiçbir zaman bu kadar tekerrür etmezdi. Bu da birçok konuda olduğu gibi, suçu kendi üzerimizden başkasına atmaktan başka bir şey değildir. Ama, bizler eminiz ki, asil Türk milletinin asil evlatları ecdatlarının yaptıklarını öğrendikçe, geleceğe daha emin adımlarla yürüyecektir. Tarihî bilinci yüksek nesiller yetiştikçe, yapılacak hatalar azalacak ve gelecek biz Türk gençlerinin olacaktır.

Page 25: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :25 Hepinize beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Saygılarımla. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Bu konuyla ilgili dördüncü ve son söz, Aydın Öğrenci Meclisi Başkanı Serhan Yiğit’e aittir.

Buyurun Sayın Yiğit. (Alkışlar)

SERHAN YİĞİT (Aydın) – Sayın Başkanım, değerli Meclis üyesi arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyo-rum.

Türk, bir kavimin, bir coğrafyanın değil, bir milletin adıdır. Karakteristik özelliklerinin değer yargılarından hayat bulmuş bir milletin evladı olmak, hiç şüphesiz dünyada pek az insana nasip olur.

Değerli arkadaşlar, tarihte bulunduğumuz dönem, Türk geçliğinin dönemidir. Öyle bir gençlik olmalıdır ki, Ulu Önderimiz Mus-tafa Kemal Atatürk’ün izinden yürümeli, öyle bir gençlik olmalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti’ni muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak için elinden geleni yapmalıdır, dış dünyaya açık, gelişen ve değişen dünyayla iç içe olmalıdır. Ancak, bunları yaparken, millî benliğimizden, kültürümüzden, özümüzden asla ödün vermemeliyiz. Zaten, en iyi millet anlayışı da böyle değil midir? Türk toplumu olarak üzerimize düşeni iyi şekilde yerine getirirsek her şey güzel olmaz mı arkadaşlar?

Evet, arkadaşlar, gün, tarihimizden ders alarak Türk gençliğini ve milletimizi en iyi yerlere getirmek için çalışmak gerektiren gündür. Bu nedenle, millî benliğimizin unsurlarından olan Türk tarihini iyi öğrenmeli ve okullarımızda Türk tarihinin daha iyi, ezbere dayanmayan bir şekilde önemsenerek öğretilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Zaten, Türk gençliği, tarihine, diline sahip çıkar, milletimiz için Atatürk’ü anlar ve onun izinden yılmadan yürürse, işte o zaman Türkiye Cumhuriyeti muasır mede-niyetler seviyesinin üstüne çıkabilir. Neden biliyor musunuz? Biz Türk’üz ve Türk kanı taşıyoruz. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur arkadaşlar. (Alkışlar)

BAŞKAN – Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri, gündeme ilişkin görüşmeler sona ermiştir.

Ancak, Başkanlık Divanı olarak, daha önce konuşmayan ve söz hakkı almak isteyen sayın üyelerimize birer dakikalık konuş-ma hakkı verilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. (Alkışlar)

BAŞKAN - Adana İl Öğrenci Meclisi Başkanı Merve Yavuz, konuşmak istiyor musunuz?

MERVE YAVUZ (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Afyonkarahisar İl Öğrenci Meclisi Başkanı Özge Övelek…

Konuşma süreniz bir dakikadır, buyurun. (Alkışlar)

ÖZGE ÖVELEK (Afyonkarahisar) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli il Meclis başkanı arkadaşlarım; öncelikle bize bu hakkı verdiği için Değerli Başkanımıza teşekkür ediyo-rum.

Ben, Afyonkarahisar İl Öğrenci Meclisi Başkanı Özge Övelek. Sizlere öğretmen eksikliklerinden bahsetmek istiyorum.

Benim geldiğim okulda matematik öğretmeni bulunmamaktadır. Bu nedenle, sınavlara hazırlanmakta çok büyük zorluklar çekmekteyiz. Bu problem, sadece bizim okulumuzun değil, ilçelerimizin, illerimizin ve ülkemizin problemidir. Bu problemin çözümü ülke geleceğine yapılacak olan büyük bir yatırım olacaktır.

Benim dile getirmek istediğim bir başka konu da, sık sık eğitim programlarının değiştirilmesidir. Hâlbuki, eğitimde bir projenin meyve vermesi için en az beş yıl gereklidir, ama kimse bu beş yılın geçmesini beklemez. Hâlbuki, bu beş yıl beklense, belki de eğitimimiz bugün daha iyi bir seviyede olabilirdi. Bizler, yarının büyükleri olarak ülkemizin her yerini bir bütün olarak görü-yoruz. Bu nedenle, ben ve arkadaşlarım ülkemizin her yerinde eğitimin aynı düzeyde olmasını istiyoruz.

Page 26: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :26 Bizlere bunları dile getirme fırsatını veren herkese teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Konuşmak isteyen arkadaşlarımız varsa el kaldırıp söz alabilirler.

Ankara İl Öğrenci Meclisi Başkanı Sayın Kamil Kaya… (“Alfabetik sıraya göre gidelim.” sesleri)

Tamam, o zaman önerilerinizi kabul ediyoruz. Yalnız, arkadaşımız buraya kadar gelmiş, ona söz hakkı verelim, daha sonra alfabetik sıraya göre devam ederiz.

Buyurun Sayın Kaya. (Alkışlar)

KAMİL KAYA (Ankara) – Değerli Başkan, değerli il öğrenci Meclisi başkanları; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyor, şükranla-rımı sunuyorum.

Arkadaşlar, bir önceki Meclis tarafından, meslek liseleri ve kat sayı adaletsizliği 81 il öğrenci Meclisi başkanı arasından, 76’sı tarafından imzalanarak yüce Meclise bırakılmıştır, fakat buna hâlâ bir çözüm bulunamamıştır. 2006 yılındaki öğrenci Meclisi-nin aldığı bu karar, 20 milyon öğrencinin sesidir. Hâlâ, bu yıl da kat sayı meselesi gündeme geliyorsa, demek ki, Türkiye’nin gündeminden hiç düşmemiştir. Gelin, geçen yılki öğrenci Meclisinin aldığı kararı bu yıl uygulamaya geçirelim. Bu ilki, el birli-ğiyle, fikir bütünlüğüyle biz yapalım.

Büyüklerimizden rica ediyorum, bizlere değer verdiklerini, fikirlerimizi dikkate alarak, bu kadar kişinin söylediği bu seslere kulak vererek göstersinler ve her yıl aynı konular tartışılmasın şu yüce Mecliste. Başka sorunlar konuşulsun ve aynı yerde saymaktan kurtulup, başka mevzulara dikkatimizi verelim. Şu Türkiye Cumhuriyeti’nin başka mevzuları da var, sadece bu meseleler değil.

Bu ve bunun gibi sorunların çözülmesi temennisiyle, büyüklerimize seslenerek, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Ağrı İl Öğrenci Meclisi Başkanı Nurten Altındağ, buyurun. (Alkışlar)

Konuşma süreniz bir dakikadır.

NURTEN ALTINDAĞ (Ağrı) – Değerli Meclis Başkanım, değerli Meclis üyeleri; sizlere eğitimde fırsat eşitliği hakkındaki dü-şüncelerimden bahsetmek istiyorum.

Ben, doğudaki okullardan birisinde eğitim görmekteyim, binlerce eksiği olan binlerce okuldan birisi. Doğu-batı ayrımı yapmak istemiyorum, ama maalesef, batıdaki öğrenci arkadaşlarımın sahip olduğu imkânlardan yoksunuz. En basit örneği, bizim okullarımızda su yok ve tuvaletlerimiz dışarıda, okullarımızda fotokopi makinemiz yok. Daha birçok eksik… Ama, tüm bunlara rağmen, elimizde olan zerre kadar imkân ile yolumuzda ilerlemeye kararlıyız ve olanakların dengesiz dağılımına rağmen hepimiz aynı sınava tabi tutuluyoruz. Doğal olarak sonuç: Doğu başarısız.

Bizim tek isteğimiz, görerek, deney yaparak, yaşayarak, dokunarak öğrenmek, dönemde bir öğretmen uğurlayıp karşılama-mak. Bu hususta gerekli özen ve önemin gösterilmesinde bizlere de bir nebze şans doğacağına inanıyoruz.

Saygı ve sevgilerimle. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Aksaray İl Öğrenci Meclisi Başkanı Fatma Ateş.

Buyurun Sayın Ateş. (Alkışlar)

Page 27: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :27 FATMA ATEŞ (Aksaray) – Değerli Meclisi üyeleri, bir iletişim aracı olarak dil, insanlar arasında duygu, düşünce ve inanç birliği oluşturan ve toplumsal yapıyı güçlendiren ortak bağdır. Bu nedenle, okullarda yapılan eğitimde Türkçemize önem ver-meliyiz. Diline önem vermeyen toplumların başka kültürlerin etkisine girmeleri ve yozlaşmaları kaçınılmazdır.

Maalesef, son yıllarda, okullarımızda öğrenciler arasında yabancı dillerden dilimize empoze edilmiş kelimeler bilinçli bir şekil-de kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra, basın yayın organlarımız da güzel Türkçemizin kullanımına dikkat etmemektedirler. Bu da, bizim geçmişle bugünümüz, bugünle geleceğimiz arasındaki bağın kopmasına neden olacaktır. Bu bağın kopması, top-lumca birlik, beraberliğimizi, millet olma kimliğimizi bozacaktır.

Biz gençlere düşen görev, Ulu Önder Atatürk’ün Türk diline verdiği önemi örnek almak olmalıdır. Çünkü “Türk dili, Türk mille-tinin kalbidir, zihnidir.” sözü Yüce Önder’in dilimize verdiği önemi çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.

Hepinizi, Aksaray, Ağaçören ve Kederli İlköğretim Okulunda okuyan öğrenciler adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (Alkış-lar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Amasya İl Öğrenci Meclisi Başkanı Sayın Abdüssamet Akman.

Buyurun Sayın Akman. (Alkışlar)

ABDÜSSAMET AKMAN (Amasya) – Sayın Meclis Başkanım, ülkenin dört bir tarafından gelen çok değerli Meclis üyesi arka-daşlarım ve konuklar; hepinizi saygı, sevgi ve bazen hırslarımızın arasında unuttuğumuz samimiyet, içtenlik ve tüm dostaneliğimle selamlıyorum.

Ne dersiniz, biraz da evrensel konulara değinelim.

Hepimizin bildiği gibi, dünyanın dört bir tarafında bombalar patlıyor ve namlular sivillere doğru yöneliyor. Filistin’de, Irak’ta, Lübnan’da suçsuz çocuklar, kadınlar ve ihtiyarlar ölüyor.

Beni bu konuşmaya iten sebep, artık bu savaşa dur diyecek kişilerin baruta ateşle yürümesidir. Düşünün, bir yaşlı amca ülke-sini işgale gelen askere bakıyor, asker sıcakta terlemekte. Yaşlı amca ayran yapıp o askere götürürken diğer bir asker arka-daşı tarafından öldürülüyor. İnsanlar bu kadar vahşileşmemelidir.

Belki, yazdığım şu mısralarla, bir namludan çıkan kurşun, sahibine merhamet olarak geri döner.

Son olarak: Yeter artık! Nerede kaldı dünyayı terk eden barış? Sesimizi duyun artık, dinsin bu kan akıtmaya yarış. Bakın, sizedir bu kutlu ortamda sizedir bu yakarış. Ne zaman patlamazsa bu dünyada mermi ve bomba güm güm, işte ben ülkemde o zaman, o zaman yeterince özgürüm.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Antalya İl Öğrenci Meclisi Başkanı Buğra Özçelik.

Buyurun Sayın Özçelik. (Alkışlar)

BUĞRA ÖZÇELİK (Antalya) – Sayın Başkanım, ülkemin seksen bir ilinin demokrasi ışığından seçilen değerli il öğrenci Meclisi başkanı arkadaşlarım ve değerli konuklar; hepinize Antalya ilinin tek dileğini anlatmak için söz aldım.

Yüce Önder’in dediği gibi “Eğitim bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum hâlinde yaşatır ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.” Bizler istiyoruz ki, artık ve artık bu sözün gerçek anlamı anlaşılmalı ve bu bağlamda eğitim politikasının güçlü, çağdaş, bilimsel olması sağlanmalıdır. Emin olun ki, bu başarıldığı andan itibaren, sosyal yara almayan, yenileşme ve çağdaşlaşmayı başarmış, ileride ülkenin sorunlarına en akılcı çözümü bulan bireyler ortaya çıkacaktır.

Saygılarımla. (Alkışlar)

Page 28: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :28 BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Ardahan İl Öğrenci Meclisi Başkanı Serhan Büyükkaya.

Buyurun Sayın Büyükkaya. (Alkışlar)

SERHAT BÜYÜKKAYA (Ardahan) – Sayın Başkanım, sayın öğrenci temsilcisi arkadaşlarım; diğer arkadaşlarım da doğudaki sorunlarımıza büyük ölçüde değinmeye çalıştı ve biz burada hep, sürekli aynı sorunları dile getirmekten artık sıkıldık. Ben başka sorunlara değinmek istiyorum.

Bizim geldiğimiz yerde sosyal aktivite yönünden çok imkânsızlıklar çekiyoruz biz. Örneğin, benim geldiğim Ardahan’da öğren-cilerin gidip takılabileceği ne bir sinema var ne bir devlet tiyatrosu var. Yani, izleyebildiğimiz görsel ögeler, sadece, okulları-mızda öğrenci arkadaşlarımızın desteği ile yapılan tiyatrolar. Yani, sanatla ilgili başka bir şey yok. O yüzden, öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin hepsinde bir ilgisizlik var eğitime karşı. Gelen öğretmenlerimiz de, ulaşımın, konaklamanın yetersizliği nedeniyle ilimizde farklı kalmayı tercih etmiyorlar. Bu yüzden eğitimde aksamalar oluyor. Örneğin, ilkokul çağında sürekli öğretmen değiştiren öğrencilerimiz sekizinci sınıfa geldiklerinde dahi okuma yazmakta zorluk çekiyorlar. Bunları görmek artık alışılageldik bir olay olmuştur.

Konuşacaklarım bu kadar.

Dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ederiz.

Artvin İl Öğrenci Meclisi Başkanı Gülşah Şan.

Buyurun Sayın Şan. (Alkışlar)

GÜLŞAH ŞAN (Artvin) – Sayın Meclis Başkanım, değerli Meclis başkanı arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyo-rum. Ben Artvin İl Öğrenci Meclisi Başkanı Gülşah Şan.

Ülkemizin geleceği bizlerin iyi yetişmesine bağlıdır. Millî çıkarlarımızı ve geleceğimizi şekillendirmede bizlerin iyi hazırlanması, bizleri hazırlayanların bunu en iyi şekilde yapması ve bunun için gerekli olan her türlü imkân ve altyapının sağlanmasıyla mümkündür.

Her bireyin kendini gerçekleştirebilmesi için ve başarıya ulaşabilmesi için sorunların en asgari seviyeye indirilmesi ve imkânla-rın iyileştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Daha iyi bir gelecek için bu şarttır.

Saygılarımla. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Balıkesir İl Öğrenci Meclisi Başkanı Hande Duran…

Bartın İl Öğrenci Meclisi Başkanı Miray Orhan.

Buyurun Sayın Orhan. (Alkışlar)

MİRAY ORHAN (Bartın) – Merhaba arkadaşlar, ben Bartın İl Öğrenci Meclisi Başkanı, Amasra Lisesi son sınıf öğrencisi Miray Orhan.

Türkiye’nin çağdaşlaşma ve demokratikleşme yolunda atmış olduğu bu kocaman adıma şahitlik etmekten, hem de doğum günümde bunu yaşamaktan gurur ve mutluluk duyuyorum. (Alkışlar)

MİRAY ORHAN (Devamla) – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Doğum gününüz kutlu olsun Sayın Orhan.

Page 29: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :29 MİRAY ORHAN (Devamla) – Sağ olun Başkanım.

Benim için en büyük doğum günü hediyesi, on sekizinci yaş günümde burada sizlerle, böyle bir organizasyonda bulunmak oldu.

Arkadaşlar, bizler ilerleme ve çağdaşlaşma yolunun sonsuza kadar bekçisiyiz. Bu Türkiye, Atatürk’ün emanet ettiği biz genç-lerindir. Onu yüceltmek bizim asıl görevimizdir, yılmadan ve inançla.

Bu kısa sürede söyleyeceklerim bu kadar. Saygılarımla arkadaşlar.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Batman Öğrenci Meclisi Başkanı Arif Kahraman.

Buyurun Sayın Kahraman.

ARİF KAHRAMAN (Batman) – Sayın Meclis üyeleri ve sevgili temsilci öğrenci arkadaşlarım; ben, Batman İl Gençlik Meclisi Başkanı Arif Kahraman, sizleri selamlar ve saygılar sunarım.

Arkadaşlar, ben, özellikle, yaşadığım bölgelerde anne ve babanın çocuğu üzerinde yaptığı baskıyla karşılaşmaktayız. Anne babanın, çocuğu üzerinde yaptığı baskının giderilmesi için hepinizden yardım bekliyoruz. Nasıl baskı derseniz? Çocuğun, girdiği sınavlarda, girdiği imtihanlarda büyük bir başarı getirsin diye, anne ve baba modelleri bu çocuk üzerinde oldukça baskı göstermektedirler. Bu baskının giderilmesi için hepinizden, Sayın Başkanımdan ve diğer öğrenci temsilcisi arkadaşlarımdan yardım istiyorum. Basın yoluyla olabilir, radyo, televizyon ve dergilerle de onların aydınlanması için sizden rica ediyorum.

Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Bayburt Öğrenci Meclisi Başkanı Edanur Çelik.

EDANUR ÇELİK (Bayburt) – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Bilecik Öğrenci Meclisi Başkanı Semih Yaniç.

SEMİH YANİÇ (Bilecik) – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Bingöl Öğrenci Meclisi Başkanı Gülşen Koçpınar.

Buyurun Sayın Koçpınar. (Alkışlar)

GÜLŞEN KOÇPINAR (Bingöl) – Sayın Başkanım, değerli misafirler ve sevgili arkadaşlarım; Kiğı YBO öğrencisi ve İl Öğrenci Meclisi Başkanı olarak Bingöl halkı adına sevgi ve selamlarımı sunarım.

Bölgemizde, kış şartlarının sert ve uzun geçmesi, ulaşım problemini de beraberinde getirmektedir. Bu sıkıntıdan dolayı, tatille-rimizin çoğunu okulumuzda geçirmek zorunda kalıyoruz. İlçemizde, sosyal, kültürel faaliyetleri gerçekleştirebilecek herhangi bir tesisin bulunmayışı bizi dört duvar arasına hapsetmektedir. Yapılmasını istediğimiz bu tesis, sözünü ettiğim zorluk ve sıkıntılardan bizi uzaklaştıracak ve bizlere yeni ufukların kapısını açacaktır.

Sözlerime son verirken demokrasi eğitimi ve okul meclisleri projesini hayata geçiren bu projede emeği geçen değerli büyükle-rimize, Bingöl’deki tüm öğrenciler adına saygılarımı sunar, teşekkürü bir borç olarak bilirim.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Page 30: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :30 Bitlis Öğrenci Meclisi Başkanı Sevda Barlak. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Barlak.

SEVDA BARLAK (Bitlis) – Saygıdeğer Başkanım, değerli öğrenci meclisi başkanlarım; ben, Bitlis İl Öğrenci Meclisi Başkanı Sevda Barlak.

Burada bulunmamızın nedeni, hepimizin bildiği gibi, özelde illerimizin, genelde ise illerimizin sorunlarının oluşturduğu ülkemi-zin genel sorunlarını dile getirip çözüme kavuşturmaktır. Bitlis olsun Van olsun veya diğer illerin sorunları olsun, bu sorunlar, sadece onları ilgilendiren sorunlar değildir. Bu sorunlar, tüm Türkiye’nin sorunlarıdır. Çünkü, Türkiye, illeriyle ayrılmaz, insan-larıyla bölünmez bir bütündür. Ben, burada, Bitlis ilinin öğrencilerini temsil etmekte ve bu yüzden onların sorunlarını dile ge-tirmekte kendimi sorumlu saymaktayım. Bitlis ve diğer doğu illerinin sorunları olan bina, araç gereç ve materyal alanlarında yaşanan sorunlarla birlikte hızlı bir öğretmen sirkülasyonu gözlenmektedir. Birçok okullarda barakalardan oluşturulan kütüp-haneler ve yapım tarihi 1940’lara dayanan birçok okul bulunmaktadır. Mevsim değişikliğinin getirdiği sorunun düşünülmesi ve çocukların sorunlarını göz önünde bulundurulmasını istiyorum.

Bana verilen süre kısa olduğundan, konuşmamı kısa kesiyorum. Hepinizi, saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Bolu İl Gençlik Meclisi Başkanı Merve Baskın. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Baskın.

MERVE BASKIN (Bolu) – Sayın Başkan ve değerli üyeler; bir ülkenin geleceği, mutlu yarınları, o ülkenin gençliğine bağlıdır. Fakat, gençliğin bunu başarabilmesi için eğitime ihtiyacı vardır. Sokağa çıkıp en gencinden en yaşlısına, en okumuşundan en cahiline eğitime yönelik birkaç soru soracak olsanız alacağınız cevap hep aynı olur. Eğitim çok ama çok önemlidir.

Günümüz Türkiyesi’nde, engellilerin, toplumla bütünleşme yönünde yoğun sorunlar içinde yaşadıkları bilinmektedir. Sorunu adlandırmadan başlayan ve yaşamın pek çok alanına yayılan bu sorunlar, engelli bireylerin içinde yaşadıkları toplumda işlev-sel bir bütünlük içinde yaşamalarını güçleştirmektedir. Sürekli sorunlarla boğuşan, onlara anlamlı çözümler üretmeyen bireyler kendilerini mutsuz hissedeceklerdir. Bu da temel bir insan hakkı olan bireyin kendisini gerçekleştirme hakkını ortadan kaldıran düşük yaşam kalitesi demektir.

Peki, engellilerin toplumla bütünleşmelerinin önündeki engeller nelerdir? Eğitim, yoksulluk, ulaşım ve daha nicesi. Unutulma-malıdır ki, her çocuğun, eğitim hakkından yararlanma hakkı vardır. Her çocuk için engeli ne olursa olsun çevre yaratılmaya çalışılmalıdır. Özel eğitimde ekip çalışması şarttır. Özel eğitimde süreklilik önemlidir. Görüyoruz ki, yapılması gerekenler o kadar da zor şeyler değil. Öyleyse gelin birlik olalım, ülkemizi kalkındırmanın, toplumumuza yeni bireyler kazandırmanın he-yecanını, coşkusunu ve mutluluğunu birlikte yaşayalım ve yaşatalım. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Bursa İl Gençlik Meclisi Başkanı Ömer Tuncel… Yok.

Çankırı İl Gençlik Meclisi Başkanı Fatih Alparslan Karakaş.(Alkışlar)

Buyurun Sayın Karakaş.

FATİH ALPARSLAN KARAKAŞ (Çankırı) – Sayın Başkanım, değerli öğrenci temsilcisi arkadaşlarım; her hükûmet değişimin-de veya Millî Eğitim Bakanının değişiminde eğitim ve öğretim sistemimizde köklü değişiklikler yapılmaktadır. Zira, uygulamaya konulan bir sonuç vermesi uzun yıllar alacaktır. Bu süre esnasında, bakan veya Hükûmet değişse bile sistemde köklü bir değişiklik yapılmaması gerekir. Aksi hâlde, ani ve köklü sistem değişiklikleri birçok hatayı beraberinde getirip yanlış veya eksik eğitim verilmiş bireyler topluma zarar vermektedir. Köklü bir sistem değişikliği yapılacak ise pilot bölgelerde ve pilot okullarda denemesi yapılmalıdır. Deneme sonucunda, sistemin amaca uygun olduğu görülmüş ise ülkenin geneline yayılmalıdır.

Arkadaşlar bir de doğu-batı söylemine değinmek istiyorum. doğulu arkadaşlarımız kendilerine gerekli yatırımın yapılmadığını söylüyorlar. Ama, ben, doğuda bir çok teknik donanımı yeterli olan ya da laboratuvarları olan okullar biliyorum ben. Doğuya, bence, yeterince yatırım yapılıyor, fakat, insanlar bunu değerlendirmek ya istemiyor ya da hoşlarına gitmiyor değerlendirmek.

Page 31: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :31 Ben, İç Anadolu’da yaşıyorum, Çankırı’da yaşıyorum Ankara’ya uzaklığımız bizim 130 kilometre olmasına rağmen, ilimde, tam anlamıyla bir sinema salonumuz ya da tiyatro salonumuz bulunmamaktadır. Arkadaşlarıma söylüyorum, çevrelerindeki illere baksınlar, batıya baksınlar, batının sahip olduğu imkânlara baksınlar, bizim de bir farkımız yok.

Bir de arkadaşlara şunu sormak istiyorum: Ülkemin milyon dolarlar harcayarak yapmış olduğu GAP projesini nasıl değerlen-dirdiniz? (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.

Çorum İl Gençlik Meclisi Başkanı Ahmet Namlı. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Namlı.

AHMET NAMLI (Çorum) – Sayın Başkan, değerli misafirler ve çok sevgili il başkanı arkadaşlar; konuşmama bugünkü prova-da ve bugünkü aldığımız güzel kararlarla başlamak isterdim, ama, ne yazık ki, beni de içine alarak kendimizi eleştirmeyle başlamak istiyorum.

Provada ve bugün de gözlemlediğim kadarıyla, hep aldığımız kararlar soyut kararlar, yani, bir ütopya hayaline benziyor. Hiç-bir, elle tutulur, somut bir kararımız yok, hepsi soyut kararlar. Bunu herkes biliyor, arkadaşlar, eğitim güzel şey, bunu herkes biliyor, kötü diyen yok eğitime. Doğudaki sorunları herkes biliyor ama, bunu, bırakın da Millî Eğitim Bakanlığı değerlendirsin. Biz, Türkiye Öğrenci Meclisi olarak bir güzel çalışmamızla ön plana çıkmak istedik, ama, olmadı, bu da güzel, biz bunlara karşı değiliz. Öneriniz ne olacak diyeceksiniz. Belki, benden sonra konuşacak arkadaş bu cevabı da verecek. Ben, onu da söyleyeyim, biz, bunu da yapmaya çalıştık. İlk önce, teşekkür ediyorum, Denizli İl Başkanı Serdal Adak, bütün il temsilcilerini Denizli’de topladı. Daha sonra, Çanakkale ve Çorum’da topladık. Bunun yürütülmemesinin sebebi de ben, burada, kendilerine çok teşekkür ediyorum, il millî eğitimlerine, biz, faks çekiyoruz, bütün, il millî eğitim aracılığıyla bize geri dönüşüm yapılmıyor. Ben, bu projeyi, kendim, benimsediğimden ötürü söylüyorum, küçücük bir parçası olarak bu projeye ve bizlere verdikleri des-tekten dolayı, ilgili il millî eğitimlerine değil, ilgisizce davranan il millî eğitimlerine burada, Çorum olarak teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.

AHMET NAMLI (Devamla) – Son olarak hepinizi tanıyamadık, hepinizi tanıma fırsatı olmadı, Ahmet Namlı, Çorum. Bu proje, maalesef, bir kere toplandığımız için, burada ayrılmak zorundayız ama, benim adresim herkeste var, her zaman bekleriz.

2007 Türkiye Öğrenci Meclisi olarak hepinizi tanımaktan gurur duyuyorum, sevgi ve selamlarımı sunuyorum. Her şey için sağ olun. (Alkışlar)

BAŞKAN –Teşekkür ediyoruz.

Bir tane arkadaşımızdan bir öneri geldi, onu oylarınıza sunmak istiyorum.

Kırıkkale, Mustafa Akkaya en son konuşmak istiyor: Kabul edenler… Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Teşekkürler.

Denizli İl Gençlik Meclisi Başkanı Serdal Adak. (Akışlar)

Buyurun Sayın Adak.

SERDAL ADAK (Denizli) – Sayın Başkanım, değerli öğrenci meclisi başkanlarım; sizlere Ege’nin sıcak selamlarını ve saygıla-rını sunuyorum.

Eğitim yolumuz, çağdaş, aydınlık, eğitimli Türkiye yoludur. Eğitimi olmayan ülke, meyve vermeyen bir ağaca benzer. Meyve vermeyen bir ağaç, baharda yeşerir, sonbaharda sadece etrafı kirletir. Buradaki sloganımız baharda yeşeren… Okullarımıza baktığımız zaman etrafta sadece, öğrenci gruplarını, farklı grupları görebiliriz. Fakat, sonbaharda ise milyonlarca öğrencinin boş kaldığını görebiliriz. Bu da meyve vermeyen ağaca benzer. Sonbaharda her tarafı kirlettiğini görebiliriz.

Page 32: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :32 Sayın Bakanımızın demiş olduğu bir söz vardı “Her yerde üniversiteler yaptırıyoruz ve bu üniversitelerden milyonlarca öğrenci mezun oluyor.” Bu, bizim kötü bir kaderimizdir, çünkü…

Teşekkür ediyorum arkadaşlar. Kusura bakmayın. (Alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Düzce İl Gençlik Meclisi Başkanı Gülsüm Çakır. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Çakır.

GÜLSÜM ÇAKIR (Düzce) – Sayın Başkanım, sevgili arkadaşlar, değerli misafirler; hepinizi, Düzce ili ve ilçeleri adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Sizlere bahsedeceğim konu, ders yükü fazlalığıyla ilgili olacaktır. Sizin de bildiniz gibi, haftada 37 saate yakın ders görüyoruz. Bu saatlerin içinde ise en fazla 2 saat sosyal faaliyet gerçekleştiriyoruz. Benim hayalimdeki sistemde ise haftada en fazla 25 saat ders ve en az 10 saat sosyal faaliyet vardır. Bu 10 saatin içinde tiyatrolar, şiir programları, spor müsabakaları gibi sosyal faaliyetler aktif hâlde işlerse öğrenciler okula daha farklı bir gözle bakacak ve okullarını daha çok benimseyeceklerdir. Böyle-ce, Türkiye Cumhuriyeti, kolayca, sağlam kafalı ve sağlam vücutlu gençler yetiştirebilecektir.

Akçakoca Anadolu Lisesi, Gülsüm Çakır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Edirne İl Gençlik Meclisi Başkanı Gürkan Altın.

GÜRKAN ALTIN (Edirne) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Erzincan İl Gençlik Meclisi Başkanı Muhammed Selim Başdaş. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Başdaş.

MUHAMMED SELİM BAŞDAŞ (Erzincan) – Erzincan temsilcisi olarak sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Sayın Başkanım, sevgili arkadaşlar; bu yüce Mecliste şunu kısaca bildirmek istiyorum anlayacağınız, kısa ve öz konuşaca-ğım. Sayın Ankara Başkanımız Kamil Kaya arkadaşımız belirttiği gibi, kat sayı, kat sayı ve yine kat sayı. Şunu söylemek isti-yorum: Şunu gözlemledim ve bir baktım. Hiçbirinizin zalim bir medeniyet hayalî yoktur ve arkadaşlar, her yıl bilindiği gibi kat sayı.

Gelin, ben diyorum ki, bir ilk yapalım. “Kat sayı” diye bir sistem, bir problem artık gündeme getirmeyelim. Bu artık kalıplaşmış ve herkesin gözü önünde bulundurulmuş biçimdedir. Bunu, gerekli birimlerde bilmektedir. Biz öğrenciler olarak elimizden geleni yaptığımıza inanıyorum. Hiçbirimiz suçluluk hissetmesin ve şunu söylemek istiyorum: Hepimizin geleceği, bana göre de, size göre de öyledir umarım, açıktır.

Teşekkür ediyorum.(Alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Erzurum, Ezel Asane Türkan.

Buyurun Sayın Türkan.

EZEL ASANE TÜRKAN (Erzurum) – Değerli Meclis Başkanım, değerli Divan üyeleri, öğretmenler, veliler ve sevgili Meclis başkanı arkadaşlarım; dadaşlar diyarı Erzurum ili Öğrenci Meclis Başkanı Ezel Asena Türkan.

Öncelikle ben bir konu üzerinde bir şey söylemek istiyorum: ÖSS sınavına nasıl ki, on iki yıl-on bir yıl hazırlanıp üç saatte giriyorsak burada da yılların verdiği emekler sonucunda sadece sorunlarımızı bir dakikaya sığdırıyoruz. Bu ne kadar doğru,

Page 33: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :33 sizlere sormak istiyorum. Benim burada biriktirdiğim (Alkışlar) ve söylemek istediğim o kadar çok şey var ki, ama, yalnızca bir dakika içinde söyleyebileceğim tek bir konu var ve artık şunu söylemek istiyorum: Doğu-batı polemiğini bıraksak çok iyi ola-cak, çünkü, doğunun ne kadar kötü bir durumda olduğunu herkes biliyor. Bunun artık batıymış, doğuymuş neden bunu tartışı-yoruz ki.

MİRAY ORHAN (Bartın) – Benim ilçemde dershane bile yok!

EZEL ASANE TÜRKAN (Devamla) – Ben şöyle bir şey söylemek istiyorum: Hangi batıda bulunan ilde kalkıp ilçeden ile gide-rek sınava giren kaç kişi var ÖSS sınavına? Peki, arkadaşlar, bu sizce adil bir şey mi? Mesela, Doğu Anadolu Bölgesi Türki-ye’nin en yüksek bölgesi, coğrafya olarak da en büyük bölgesi. Ben kalkıp iki saatlik Erzurum’a giderek -Oltu’da okuyorum ben- o sınava giriyorum. Psikolojik olarak, maddi imkânsızlık olarak ve her türlü zorluğa karşı gidip o sınava giriyorum. Ne kadar verim alabiliriz bundan? Bence bu tür şeyleri çözüm getirerek daha iyi seviyemizi yükseltmeliyiz. Başarı çıtamızı burada yükselterek bir başarı daha elde etmeliyiz.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Giresun, Selim Sezer…

Gümüşhane, İsmail Doğan…

Iğdır, Ebru Türkeli. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Türkeli.

EBRU TÜRKELİ (Iğdır) – Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; hepinize saygı ve sevgilerimi sunarım.

Ben Iğdır İlköğretim Okulu 8’inci sınıf öğrencisi ve Iğdır İl Temsilcisiyim, Ebru Türkeli. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, bende şu yöndeyim, doğu ve batı ayrımı yapılmamalı. Eğer, bir ayrım yapılacaksa her illerimiz de aynı seviyeye çıkartılmalı-dır, çünkü, biz eğitim gören öğrenciler herkes aynı derecede ve aynı şekilde eğitim görmelidir. Kimsenin kimseden ayrıcalıklı bir yanı yoktur. Şunu söylemeliyim ki, doğuda da, batıda da eğitim yönünden teknolojik aletler aynı olmalıdır. Öğrenciler öğre-nerek, görerek öğrenmelidir. Şunu da söylemeliyim ki, okul gezileri, bu okul düzenlemeleri çok az derecede denilecek kadar yapılmaktadır. Eğer, bir şey yapılacaksa bu herkeste aynı şekilde ve eşit olmalıdır.

Ben saygılarımı sunarım. Her zaman, her şekilde eşit olması gerektiği tarafındayım. Şunu da söylemeyi belirtmeliyim ki, ben teknolojik yönden arkadaşlarımın çok ileri seviyeye çıkmalarını istiyorum.

Saygılarımla. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Isparta, Emre Çankaya…

İstanbul, Bilal Karakurt.(Alkışlar)

Buyurun Sayın Karakurt.

BİLAL KARAKURT (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli Başkan, değerli veli ve öğretmenlerimiz ve siz sevgili öğrenci kardeşlerimiz; konuşmaya başlamadan önce hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Sene başından beri öğrenci meclisleri olarak çok çalıştık. Bir çok şey yapmaya kalkıştık, bazılarını yapabildik, bazılarını ya-pamadık. Her ilin kendine göre sorunu oldu ve bunun çözüm önerilerini kendileri buldu, gerekli mercilere iletmeye çalıştı, ne kadar dikkate alındı, bilmiyorum.

Page 34: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :34 Biz, burada, bugünkü oturumda konuştuğumuz bütün konuları ele alalım, sizce biz bütün bu konuştuklarımızı yılda sadece bir kere toplanıp mı yapabileceğiz? (Alkışlar)

İkincisi, arkadaşlar, her birinizin görüşüne ayrı ayrı katılıyorum ve destek veriyorum. Fakat, şu gerçeği kabul edelim artık, şu anda Türkiye’de eğitim-öğretim sistemine tabi tutulan öğrencilerin kaçta kaçı öğrenci meclislerini tanıyor? Şunu açıkça söyle-yeyim ki, bugün bir araştırma yaptığınız zaman, öğrencilerin çoğu, büyük çoğunluğu öğrenci meclislerinin şu anda ne iş yaptı-ğını bile bilmemekte ve gençliğin dikkatini çekecek birtakım çalışmalarla öğrenci meclislerini tanıtma için çaba göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunu, İstanbul ilimizden yaptığımız bir faaliyetle örneklendirip sözlerime son vereceğim. Gücümüz ÖSS’ye veya kat sayıya yetmedi, fakat, ÖSS’den bir gün sonra İstanbul Öğrenci Meclisi Gençlik Festivali yapmaya yetti.

Son olarak, sözlerime denizcilik selamıyla son vermek istiyorum. Yelkeniniz fora, rüzgârınız kolayına, pruvanız net olsun arkadaşlar. (Alkışlar)

Allah hepimize selamet versin, yolumuz açık olsun.

Teşekkürler.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

İzmir, Osman Mert Karahan. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Karahan.

OSMAN MERT KARAHAN (İzmir) – Değerli arkadaşlar, öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sevgili arkadaşlar, 1975’den bu yana devam eden, ÖYS ile başlayan ÖSS sistemi otuz yıldır vardır ve değiştirmek de uzun sürecektir, ama, artık bir yerden başlamamız gerekmektedir. Çünkü, dünyanın hiçbir ülkesinde onlarca yıldır merkezî yerleş-tirme saçmalığı yoktur, çünkü, her yıl 1,5 milyon kişiye işe yaramaz damgası vuran anlayış doğru bir anlayış değildir, yani, eğitimimiz sınav mikrobu kapmış, sınava kilitlenmiştir. Okullarımız da, çözdükleri test, yedikleri tost olan test ve tost çocukları yetiştirir olmuştur. (“Bravo” sesleri ve alkışlar)

Değerli büyüklerim, Türkiye’deki gençlerin yüzde 40’ı başka bir ülkede yaşamak istiyor. Bu durumdan hiç rahatsızlık duymu-yor musunuz? Öyleyse bilmelisiniz ki, gençliğin bu fotoğrafı insanı çileden çıkaracak kadar umutsuz gördüğünüz, bu yaralı bereli, can çekişen yüzler sizin yüzleriniz, sizin aynada yansımanız. (Alkışlar)

BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.

OSMAN MERT KARAHAN (Devamla) – Böyle sessiz bir çoğunluk yarattığınız için zaferinizle gurur duyun.Gazanız mübarek olsun. (Alkışlar)

Sevgili arkadaşlar, son sözüm sizlere, genç olmak cesaret işidir. Işığa gözünüzü dikip bakma cesaretini gerektirir. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

FİLİZ NİŞANCI (Rize) – Sayın Başkan, mola alsak olmaz mı?

BAŞKAN – Öneriler, mola önerileri sunuldu ve zaten şurada çok az bir şey kaldı. Bazı sıkılan arkadaşlarımız var ve toplamak çok zor olacak. Onun için biraz sabredelim.

Karabük, Abdullah Orhan. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Orhan.

ABDULLAH ORHAN (Karabük) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; buradaki sorunları duydukça Türkiye’nin en azından benim bilmediğim bazı yönlerini bana gösterdiğiniz için, öncelikle size çok teşekkür ediyorum ve sizlerin sorunlarını dinledikçe kendimi biraz şanslı hissettim. Çünkü, Karabük ili olarak bu sıkıntıların çoğu bizde yok. Sizin anlattığınız sorunları duydukça bizim şikâyet ettiğimiz noktalar gerçekten çok basit şeyler olduğunun farkına vardım.

Page 35: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :35 Değerli arkadaşlarım, bu proje bize her şeyden önce birlik ve bütünlüğü hedef gösterdi. O yüzden, ben de Karabük öğrencileri adına, Karabük ili adına buradan size birkaç şey söylemek istiyorum.

Sene içerisinde Batman’daki sel felaketi dolayısıyla Batman Anadolu Öğretmen Lisesine yardımlarımız oldu. Ağrı’da, Doğubeyazıt’tan gelen bir öğretmenimizin mektubu üzerine, e-mail’i üzerine oraya yardımlarımız oldu. Tabii, bu yardımlar Karabük ilinin imkânları dâhilinde oldu ve ben buradan size bir söz vermek istiyorum, sorunlarını dinlediğim arkadaşlara. Sorunlarınızın bir çoğunu not ettim. Bazı arkadaşlarımdan adreslerini aldım. İlime gider gitmez kampanyalar düzenleyeceğim ve fırsatları sizlere göre çok iyi olan Karabük öğrencilerine sizlerin durumunu anlatacağım ve emin olabilirsiniz ki, sizler için çaba göstereceğim. Belki hiçbir şey yapamayacağım, ama, belki hiçbiri bana kulak asmayacak, böyle bir imkân pek tanımıyo-rum, ama, sizler için uğraşacağıma söz veriyorum ve Karabük’te kardeşinizin her zaman arkanızda olduğunu söylüyorum.

Teşekkürlerimi sunuyorum. Samimiyetinizden dolayı herkese teşekkür ediyorum.

Sağ olun Sayın Başkan. (Alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Kastamonu, Fatih Yasin Keman…

Kırklareli, Fırat Kazancı. (Alkışlar)

FIRAT KAZANCI (Kırklareli) – Saygıdeğer Başkan, değerli arkadaşlar; ben bugün şurada söyleyeceğim sözleri, sizlere değil değerli büyüklere armağan etmek istiyorum.

Diyorlar ki:”Türkiye’deki eğitim sisteminde sorun var.” Diyorlar ki:”Türkiye’deki eğitim sisteminde aksamalar var.” Türkiye’de eğitim sistemi yok. Türkiye’de eğitim sistemi yok. Eğitim, bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla, kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir. Böyle olunca birey evvela kendisinin insan olmaktan doğan haklarını kullanması ve bunu davranış hâline getirmesi gerekir. Bunu yaşantı hâline getirebilmesi ise, nitelikli eğitimle olur, çünkü, insan yaşantısının ürü-nüdür ve yaşadığını öğrenir. Kötü olan az gelişmişliğimiz değil, buna inanmamamızdır. Bu düşünceyi hemen ortadan kaldır-malıyız. Bugün bunu başaramayız, çünkü, bu simgesel bir ortam. Bu, sadece, formalite icabı bir ortam, ama, ileride hepimiz ve hepimiz bir meslek sahibi olacağız ve hepimiz mesleklerimizi yaparken şunu düşünmeliyiz: Yaptığımız meslek kendi kişili-ğimizi bir yerlere götürmeyecek, yaptığımız meslek, bizi, yani, Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş uygarlık seviyesine yükseltecek. Biz buna inanıyoruz, bunu düşünüyoruz, bunun için çalışıyoruz. Rahmetli Sakıp Sabancı şunu söylemiştir…

BAŞKAN – Toparlayın.

FIRAT KAZANCI (Devamla) – “Bizim işimiz, çalışmak, çalışmak ve çalışmaktır. “ (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Kastamonu, Fatih Yasin Keman. (Alkışlar)

FATİH YASİN KEMAN (Kastamonu) – Sayın Meclis Başkanı, kıymetli misafirler, ulusal basınımızın müsterih sesleri ve değerli temsilci arkadaşlarım; ben de ülkemizin son günlerdeki sorunlarına değinmek istiyorum.

Son günlerde, Türkiye devletinin bütünlüğünden, büyüklüğünden ve gücünden şüphe eden zihniyetsiz şahıslar boy gösterme-ye başlamıştır. Otorite boşluğundan ya da kendilerince öyle sandıklarından dolayı bizlere zarar vermek istemektedirler.

Biz, güçlü devletin güçlü milletiyiz. Biz, bir ve bütünsek kimse zarar veremez. İstiklal şairimizin dediği gibi, “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.” Bir örnekle bunu pekiştirmek istiyorum. Parmakları-mızı açıp masaya vurduğumuzda gelen ses etkileyici değildir, ama, parmaklarımızı birleştirip masaya vurduğumuzda gelen ses herkesi korkutacaktır.

Bu hafta içinde Ulus’ta ve teröre verdiğimiz şehitlerimiz, bu konuda bardağı taşıran son damla olmuştur. Burada, büyük Türk devletini bölmeye çalışanlara sesleniyorum: Sen kimsin ki, bizi bölecek gücü kendinde buluyorsun! Sen kimsin ki, askerime, polisime kurşun sıkıyorsun! Sen kimsin, biliyor musun? Sen, kimliksiz, beyinsiz, şuursuz bir asalaktan başka bir şey değilsin. Seni lanetle kınıyorum.

Page 36: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :36 Buradan, vatan toprağının bağrına bastığı şehit annelerimizin ve ailelerinin, Öğrenci Meclisi olarak onların evlatları olduğumu-zu ve ne olursa olsun yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyorum. Ulu Önderimizin dediği gibi, “Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır.”

İkinci olarak da, -ben Kastamonu Öğrenci Temsilcisiyim- buram buram tarih, buram buram kültür ve buram buram yeşillik kokan Kastamonu’ya hepinizi davet etmek istiyorum. Hele ki damak zevkine düşkün olanlar Kastamonu’ya muhakkak uğra-malıdır.

Tatlısından tuzlusuna her türlü yiyeceğimiz mevcuttur ki, ben burada bir tanesini “çekme helvası”nı tanıtmak istiyorum.

BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.

FATİH YASİN KEMAN (Devamla) – Çekme helvası damakta eriyen ve damakta kalıcı bir tat bırakmaktadır. (Alkışlar) Sırf bu tatlıyı yemeniz için Kastamonu’ya uğramalısınız.

Şehit Şerife Bacı’nın ve Çanakkale’de Kurtuluş Savaşı’nda en çok şehit veren ilimiz, sağında kalesi, solunda kulesi, ortasında akan deresiyle, siz hiç Kastamonu’yu gördünüz mü?

Saygılarımla. (Alkışlar)

BAŞKAN – Arkadaşlar, tamam anlıyorum da, bu il tanıtmalarımızı falan kendi aramızda yapalım. Çünkü, şu anda biliyorsu-nuz... Yani, burada sadece öğrenci sorunlarıyla ilgilenin lütfen.

Sırası gelen arkadaşlarımız biraz daha hazır bulunursa iyi olacak.

Kırşehir Öğrenci Meclisi Başkanı, Halil İbrahim Erkal.

Buyurun Sayın Erkal. (Alkışlar)

HALİL İBRAHİM ERKAL (Kırşehir) – Meclisimizin değerli üyeleri, Saygıdeğer Başkan; sizlere esnaflığın piri Ahi Evran’ın, gök bilimci Caca Bey’in, dil bilimci Aşık Paşa’nın, bilgi deryası, gönül eri Hacı Bektaş Veli’nin, “Yaratılanı Yaradan’dan ötürü se-ven” Yunus Emre’nin, devlet kuran Şeyh Edebali’nin, Geyikli Baba’nın ve gönül adamı Muharrem Ertaş’ın şehri Kırşehir’den gönüller dolusu selam getirdim.

Öncelikle, bizlere kavrattığı ilke ve devrimleriyle başarımızda rehber edindiğimiz, bu kutsal mekânda yanı başımızda Yüce Atatürk’ü minnet ve şükranla anıyor, manevi şahsiyet önünde saygıyla eğiliyorum.

Bu kutsi çatı altında, Büyük Atatürk’ün öncelikle biz gençlere emanet ettiği bu eşsiz vatanı, her daim durmadan çalışmak ereğiyle, en genç, en diri zamanımızda, en çevik, en zeki gençler olarak bizler yaşatacağız. Şüphesi olan varsa, ışıl ışıl yanan gözlerimize, “vatan” deyince yüreğimizin inceldiği sesimize, “düşman” deyince bakışlarımızdaki hiddete baksın. Anlasın ki, Türküm, doğruyum, çalışkanım! Anlasın ki, hepimiz Mustafa Kemal’iz! (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Kilis Öğrenci Meclisi Başkanı, Muhammed Furkan Şimşek.

Buyurun Sayın Şimşek. (Alkışlar)

MUHAMMED FURKAN ŞİMŞEK (Kilis) – Değerli Bakanım, sevgili Meclis üyesi arkadaşlarım; öncelikle burada olmaktan çok mutlu olduğumu bildirmek isterim.

Bu son görüşmemizde bazı şeyler söylemek istiyorum. Ben, okulumdakileri örnek vermek istiyorum. Fen bilgisi laboratuvarlarıyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum: Fen derslerinde, malzeme eksikliğinden dolayı, deney yapamamaktayız. Bu yüzden, okulda çoğu arkadaşımızın fen dersi iyi değil. Mesela, örnek vereyim: Okulda fenden 5 alan yok. Ama, Kilis’te mesela sınav yapıldığında, matematikten, Türkçeden, sosyalden ilde dereceye giren arkadaşlarımız var, ama fende gerideler.

Page 37: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :37 Ben şimdi soruyorum size: Dünyada yapılmış bir projenin altında neden bir Türk mimarının, Türk bilim adamının imzası yok-tur? Bu, okullarımızdaki laboratuvar eksikliğindendir. Laboratuvar olsa bile malzeme eksikliğindendir.

Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Kocaeli Öğrenci Meclisi Başkanı, Melike Akın.

Buyurun Sayın Akın. (Alkışlar)

MELİKE AKIN (Kocaeli) – Sayın Başkanım, saygıdeğer öğretmenlerim, değerli öğrenci başkanlarım; ben Kocaeli Öğrenci Meclis Başkanı Melike Akın.

Bugün burada, ülkemizin birçok yarasına parmak basmak için bir arada toplanmış bulunmaktayız.

Türkiye’miz genç ve dinamik nüfusa sahip olan nadir ülkelerden biridir. Türkiye’nin en büyük sermayesinin genç nüfusu oldu-ğunu hatırlatmak istedim sadece. Çünkü, bu bizim en büyük avantajımızdır. Eğer, bu genç ve dinamik nüfus iyi eğitilmezse, onlara iyi bir istikbal temin edilmezse, bu büyük avantajımız, ülkemiz ve yarınlarımız için çok kötü dezavantaja dönüşebilir.

Uluslar arasındaki en önemli yarış kültür ve sanat alanındadır. Çünkü, ülkeler kendilerini kültür ve sanatla var edebilmektedir-ler. Kültürel ve sanatsal yönden çağdaş dünyaya neler katmamız gerektiğini düşünmenin zamanı gelmiştir ve geçiyordur. Her alanda kişilik bulmamız buna bağlıdır. Bilim, teknoloji ve kültür alanlarında ilerlememiz de bununla mümkündür.

Ulusların güzel sanatlardaki düzeyleriyle gelişmişlik düzeyleri arasındaki ayrılmaz bağı kesinlikle tartışılmaz buluyorum. Güzel sanatlarda gelişen uluslar, bilimde ve teknolojide muazzam ataklar yapmışlar, huzurlu bir toplumsal ortam yaratmışlardır.

Almanya, İkinci Dünya Savaşı’ndan çıktıktan sonra, ilk olarak tiyatro binaları inşa etmeye başlamıştır ve şu anda Almanya’nın durumu gözler önündedir.

Büyük Önder Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmamız için sanat eğitimi çok önemli rol oynamaktadır. Toplum olarak, bu bilinçle hareket etmeli ve sanat eğitimine gereken önemi vermeliyiz.

Bir ulusun kültürel bağımsızlığını ve dünyadaki onurlu yerini korumasının, benliğine sahip çıkmasıyla, kendisine güvenmesiy-le, sanata verdiği değeri bir zenginlik olarak yaşatması ve geleceğe taşımasıyla olanaklı olduğunu vurguluyorum.

Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi, “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”

Saygılarımla. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Konya Öğrenci Meclisi Başkanı, Mustafa Avcu.

Buyurun Sayın Avcu. (Alkışlar)

MUSTAFA AVCU (Konya) – Saygıdeğer arkadaşlar, öncelikle hepinizi ilim adına selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu bir dakikalık sürede söylemek istediklerimizin pek çoğunu söyleyemeyeceğiz. Hepimiz illerimizden belli sorunlarla geldik, arkadaşlarımıza “Bunları dile getireceğiz.” dedik.

Yalnız, bugün, gündem maddelerimizden bir tanesi genç arkadaşlarımızda tarih bilincinin oluşturulmasıydı. Bu konuda benim çok önemli gördüğüm bir nokta: Maalesef, ülkemizde bizim geçmişimizde olan, altı yüz yıllık bir Osmanlı tarihi, bizden uzak bırakılmaya çalışılıyor. Altı yüz yıllık Osmanlı tarihini ancak üniversitede... Osmanlıca dersi ancak üniversitede veriliyor. Ben, bunun için, en azından seçmeli bile olsa liselere Osmanlıca dersinin koyulmasını istiyorum.

Benim söyleyeceklerim bu kadar.

Page 38: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :38 Saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Kütahya Öğrenci Meclisi Başkanı, Hatice Yıldırım.

Buyurun Sayın Yıldırım. (Alkışlar)

HATİCE YILDIRIM (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli il öğrenci meclis başkanı arkadaşlarım; sizlere kuruluşun ve kurtuluşun diyarı, 137 bin şehidin yattığı, Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin kazanıldığı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin temellerinin atıldığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrini verdiği, ateşte açan çiçekler diyarı, masalların atası Ezop ile Seyyah Evliya Çelebi’nin şehri, dünyada ilk toplu sözleşmenin yapıldığı, dünyada ilk borsanın kurul-duğu, Macar bağımsızlık kahramanı Lajos Kossuth'un misafir edildiği, Germiyan Beyliği’ne başkentlik, Osmanlı Anadolu Bey-lerbeyliği’ne merkezlik yapmış, tarihî ve turistik güzellikleri olan, çinisi ve porseleniyle dünyaya ün salan, termal suları ile in-sanlara şifa veren, Ege Bölgemizin şirin ili Kütahya’dan sizlere sevgiler, saygılar, kucak dolusu selamlar sunuyorum. (Alkışlar)

Sayın Başkan, değerli il öğrenci meclis başkanı arkadaşlarım; yeni hareketler asla geçmişin inkârı şeklinde gelişmemelidir. Her nesil kendinden öncekilere minnettar kalmalı, kendinden sonrakilere ise iyi bir miras bırakmalıdır. Türk gençliği ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. Hiçbir şeye muhtaç değiliz, yalnız bir tek şeye ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak.

Milletimiz, Türk gençliğinden iki şey ister. Bunlardan biri, gerektiğinde vatan için canını feda etmek; diğeri de, çok çalışmaktır. Atalarımız, bizlere şehit kanlarıyla sulanmış, hür ve bağımsız bir vatan bıraktılar. Bu inanç içinde, yüreği vatan ve millet sevgi-siyle dolu Türk genci, zorlukları aşacak, sorumluluk bilinciyle görevini yerine getirecektir.

Ey Türk gençliği, birçok güçlükler ve engeller karşısında olduğumuzu biliyoruz. Bunların hepsini azimle, imanla ve millet aşkı-nın sarsılmaz gücüyle birer birer aşacağız. İstikbalde hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir.

Tüm öğrenci arkadaşlarıma Kütahya’mızdan sonsuz selam ve saygılarımı sunuyor, görevlerinizde ve derslerinizde başarılar diliyorum.

Öğretmenlerinizle de birlikte sizi ilimizde misafir etmekten büyük onur duyacağım.

Saygılarımla. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Malatya Öğrenci Meclisi Başkanı, Kamber Ayhan.

Buyurun Sayın Ayhan. (Alkışlar)

KAMBER AYHAN (Malatya) – Sayın Başkan ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen il öğrenci meclis başkanı arkadaşlarım; sizleri Malatya ili öğrencileri adına selamlıyorum.

Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi kapsamında geliştirilen ve yaygınlaştırılmaya çalıştırılan Türkiye Öğrenci Meclisi Projesi’ni, Türk gençliğine verimli bir çalışma alanı olarak armağan eden ve demokrasinin nasıl olması gerektiğini bizlere burada sunan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Bülent Arınç Beyefendi’ye, Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik Beyefendi’ye şükranlarımı sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, burada Proje’nin amacını şöyle bir kısaca belirtmek istiyorum.

Eğitim paydaşları gözüyle Eğitim Projesi: Konunun amacı, okul meclislerini sivil toplum kuruluşlarıyla destekleyerek, daha etkin ve daha sosyal çalışma zemini hazırlamak ve eğitimin verimliliğinin artırılmasıyla ilgili kurumlara destek vermek, Avrupa Birliği eğitim normlarına ulaşmayı kolaylaştırmaktır. Öğrencilerimizin daha etkin hâle getirilmesi, sosyal faaliyetlere daha çok katılmasını sağlamak, bu faaliyetlerle öğrencilerimizin veli, öğretmen ve okul aile birlikleri, özel sektörlerle ortak çalışmalar yapmasını sağlamak ve Türkiye’mizin eğitiminin daha çok ilerlemesine katkıda bulunmaktır. Bu amaçlar için okullarda öğrenci meclislerinin teşkilatlanması, il bazında teşkilatlanma ve yapılan etkinliklerden meclislerin bilgilendirilmesi, sosyal, kültürel çalışmalar yapmak ve bilişim teknolojilerinin eğitim ortamında kullanılmasını sağlamaktır.

Page 39: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :39 Hepinize teşekkür ediyor, başarılar diliyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

Manisa Öğrenci Meclisi Başkanı Sayın Rabia Topus… Yok.

Mardin Öğrenci Meclisi Başkanı Sayın Ebru Karaalp. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Karaalp.

EBRU KARAALP (Mardin) – Teşekkürler Sayın Başkanım.

Arkadaşlar, ben Mardin’den geliyorum. Mardin Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencisiyim. 10’uncu sınıfta okuyorum. Ben, çok rahatsız olduğum bir şeyi dile getirmek istiyorum: Ben, burada, bizim zihniyetimizin değişiminin ne kadar zor olduğunu gör-düm. Hâlâ birbirini ezmeye çalışan arkadaşlarımı gördüm. Bize yakışan bu değildi, ama oldu. Doğu-batı çatışması yapıyoruz hâlâ. Doğu-batı diye bir şey yoktur arkadaşlar, bunu söylemek istiyorum. Ben de doğudan geliyorum. Tabii, herkesin imkânları aynı olmayabilir, ama, biz sanırım fazlasıyla şikâyetçiyiz, bunu düşünüyorum. Bize düşen tek şey nedir arkadaşlar? Eğitim şûralarında alınan kararların yerine getirilmesini sağlamak. Burada gelip söylemek, laf yani, boş bence. (Alkışlar) Çünkü, şunu da söylemek istiyorum: Bu projenin amacı, doğu-batıyı karşılaştırmak değildir, bunu da söyleyeyim. Bu projenin amacı, eğitimi kalkındırmak arkadaşlar. Ben de doğudan geliyorum. Kalkıp yok batıda şu var, yok burada bu var diyemem. Bu çok saçma, bunu söyleyeyim ve şunu da söylemek istiyorum: Hiçbir şey tam teşekküllü olamaz. Sanırım fazlasıyla şikâyetçiyiz, az önce de demiştim.

Şu sözle konuşmamı bitirmek istiyorum: Hiçbir şey mükemmel değildir, mükemmel sondur, son da ölümdür.(Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

SERHAT BÜYÜKKAYA (Ardahan) – Sayın Başkan söz hakkı alabiliyor muyuz?

BAŞKAN – Maalesef.

Muş Öğrenci Meclisi Başkanı Sayın Kardelen Sönmez. (Alkışlar)

Buyurun

KARDELEN SÖNMEZ (Muş) – Sayın Meclis Başkanım ve biz bugünün küçüğü, yarının büyüğü sevgili öğrenci arkadaşlarım.

Değerli arkadaşlarım, çok köklü bir geçmişe sahip olan toplumumuzun ve dilimizin bekası, özellikle, onu iyi anlamamızın ve saygı duymamızın ilk şartıdır. Bu da okuyan ve yazan bir toplumla gerçekleşebilir. Kültürümüzün en müstesna varlıklarından olan eserler nesillerce iyi anlaşılmalı ve anlatılmalıdır. Çevremiz sadece yaşadığımız yerlerden ibaret değildir. Bu anlayış tüm dünyayı kapsayacak şekilde işlemelidir. Sadece kişisel ve bölgesel faydacılıktan öte evrensel, koruyucu rolü benimsemelidir.

Saygıdeğer arkadaşlar, geleceğimizin ümidi ve ışıklı çiçekleri olarak, Ata’mızın yolunda, vatanımızı en iyi şekilde, en iyiye ulaştırmak hepinizin en başta gelen görevlerindendir. Ben çok ümitliyim ki, biz küçükler bunları yapabilecek derecede yetişki-niz.

Saygılarımı arz ederim, Kardelen Sönmez. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Nevşehir Öğrenci Meclisi Başkanı Sayın Ebru Mutlu.

Buyurun.

EBRU MUTLU (Nevşehir) – Sayın Meclis Başkanım, değerli İl Meclisi Başkanı arkadaşlarım; adım Ebru Mutlu. Nevşehir ili öğrenci temsilcisiyim. 6’ncı sınıf öğrencisiyim. Buraya arkadaşlarımızın sorunlarına tercüman olmaya geldim.

Page 40: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :40 Bir atasözünde de belirtildiği gibi “Aslan yattığı yerden belli olur.” Buna göre, okullarımızın hem fiziki hem de temizliğinin hij-yenik olması gerekli ve Türkiye’mizde tüm okullarımızın beyaz bayrağı takıyor olmasını arzu ediyorum.

Beni dinlediğiniz için teşekkür eder, ileride de, bu Meclis çatısı altında ülkemizin geleceğine yön verenler olarak, tekrar bu-luşmak üzere hepinize başarılar dilerim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Ordu Öğrenci Meclisi Başkanı Sayın Tecelli Aksoy… Yok.

Osmaniye Öğrenci Meclisi Başkanı Sayın Merve Beserek.

Buyurun Sayın Beserek.

MERVE BESEREK (Osmaniye) – Sayın Başkanım, saygıdeğer büyüklerim, sevgili arkadaşlar; binalar vardır zemini sağlam, toprağın derinliklerine yerleştirilmiş, yüksek ve dayanıklı binalar; güçlendikçe güçlenen, hiçbir sarsıntının, depremin yıkamadı-ğı ve yıkamayacağı binalar. İşte o bina, seksen yedi yıldır ayakta duran, güçlendikçe güçlenen, yükseldikçe yükselen Türkiye Büyük Millet Meclisidir.

Doğruyu isteyeceğiz. İlme tutunup, sevgiyle kilitlenip gelişeceğiz. Tarih bizi böyle tanıyor. Yanlış tanıyanlara da böyle tanıtma-lıyız. Azimle ve istekle çalışanlar asla yorulmazlar. Bunun neticesi başarıdır. Demokrasinin anlamını bu yaşta, bu güzel im-kânla daha iyi kavrıyorum.

Osmaniye Sumbas Gazi İlköğretim Okulu 8’inci sınıf öğrencisiyim. Ülkemi çok seviyorum. İlimi çok seviyorum. Bugün, burada, arkadaşlarımın desteğiyle ilimi teslim etmenin gururunu yaşıyorum. Bizleri yetiştiren, böyle güzel imkânlar sağlayanlara min-nettarım.

Teşekkür eder, saygılarımı sunarım. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Rize Öğrenci Meclisi Başkanı Filiz Nişancı… Yok.

Sakarya Öğrenci Meclisi Başkanı Agah Oktay Üzmez… Yok.

Samsun Öğrenci Meclisi Başkanı Alperen Eşgünoğlu… Yok.

Siirt Öğrenci Meclisi Başkanı Tarık Özkaraman. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Özkaraman.

TARIK ÖZKARAMAN (Siirt) – Sayın Başkan, değerli üyeler; ben Siirt il öğrenci temsilcisi Tarık Özkaraman. Siirt Fen Lisesi 2’nci sınıf öğrencisiyim.

Ben söz hakkı almak için yazımı vermiştim, ama, konuşma hakkı tanımadılar. O yüzden de çok üzgünüm zaten. Konuşmaya-caktım daha, diğer arkadaşlar gibi geçiştirecektim toplantının kısa sürmesi için, ama, Fatih Alparslan arkadaşımıza cevap verme zorunluluğu duydum. (Alkışlar)

Birincisi, hiç kimse kendisine verilen bir imkânı geri çevirmez veya bunu kullanmazlık etmez; diyor ki ”İşte, birileri oralara verilen imkânları ya görmezden geliyor ya da kullanmak istemiyor.” Size soruyorum, mantıklı bir cevap mı yani? İkincisi, GAP projesinden bahsediyor “GAP gibi bir nimeti nasıl görmezden geliyorsa…” falan diyor. Peki GAP amacına ulaştı mı? Eğer buradaysa, toplantıdan sonra bu fikirleri tartışalım istiyorum. GAP projesi amacına ulaştı mı? GAP’tan ne kadar verim elde edebiliyor oradaki insanlar? Tarımda ne kadarı kullanılabiliyor? Bunları biliyor mu? Yoksa, sadece uydurma bilgilerle böyle gereksiz bir gerginlik, gereksiz bir… Yani, neden? Şimdi, biz temsilciyiz. Buraya sorunlarımızı taşımak için geldik. Neden kendisini buna cevap verme zorunluluğunda hissediyor?

Page 41: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :41 Şunu söylemek istiyorum: Doğuda her ilçede en az -yani diğer ilçelerde de öyle, batıda da öyle- yirmi tane okul var ve il gene-linde en az yüz tane okul var. Ben, bu ilçe ve il merkezlerine bağlı köy okullarını da saymıyorum. Doğu ve güneydoğuda yak-laşık yirmi sekiz, otuz tane il olduğunu sayarsak bu 3 bine yakın okul eder.

BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.

TARIK ÖZKARAMAN (Devamla) – Özür dilerim Sayın Başkanım, biraz uzayabilir.

3 bine yakın okul eder. Bu dedi ki “İşte ben doğuda da çok iyi imkânlara sahip olan okulları biliyorum. Bana on tane sayarsa ben burada onu alnından öpeceğim. On tane, ama, sağlam kaynaklara dayandırarak sayabilirse, ben onu alnından öpeceğim.

Son olarak, bana güvenip buraya gönderen, onları temsil etmem için bana bu hakkı tanıyan Siirt’teki arkadaşlarımdan, millî eğitim camiasından ve öğretmenlerimden onları iyi temsil edemediğim için özür diliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Şanlıurfa Öğrenci Meclisi Başkanı Derya Yetkin.

Buyurun.

DERYA YETKİN (Şanlıurfa) – Saygıdeğer Başkanım, Türkiye Öğrenci Başkanlarının çok saygıdeğer üyeleri; Meclis egemen-liğinin tecelli ettiği Meclisimizin bu çatısı altında ülkemizin eğitim sorunlarını konuşma imkânı bulmanın sevinci, heyecanı ve gururunu yaşadığımı belirtir, sizleri saygı ve sevgiyle selamlarım.

Uygarlıkların beşiği, ilk üniversitenin kurulduğu bir kültür şehri olan Şanlıurfa’dan sizlere kucak dolusu selamlarımı getirdim. Ben Derya Yetkin. 10’uncu sınıf öğrencisiyim. Arkadaşlarımızın da belirttiği gibi kızların okula gönderilmemesi konusuna, eğitimde fırsat eşitliği konusuna değinmek istiyorum.

Bu sorun öyle tekrarlanmakta, ama, bir türlü çözülmemekte. Kızların okula gönderilmemesi “Haydi Kızlar Okula Kampanya-sı”yla giderilmiş olsa da, ama, bu sorun daha ortada. Bizler bu ülkenin geleceğiyiz. Bu ülkenin ışıkları olarak daha çok aydın-latalım ülkemizi ve yarınlarımızı. Bizler aydınlatalım ki, bizden sonra gelecek olan nesiller yarınlara daha çok güvenle bakabil-sinler.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Şırnak Öğrenci Meclisi Başkan Vekili Haşim Toğuru. (Alkışlar)

Buyurun.

HAŞİM TOĞURU (Şırnak) – Değerli Başkanım, sevgili arkadaşlar; zamanımın kısıtlı olmasından dolayı, sadece Siirtli arkada-şımın söylediği şeyi düzelterek, Mardinli arkadaşım ve Çorumlu arkadaşımın söylediği yorumlara bir cevap vererek kapataca-ğım konuşmamı.

Başta, Çorumlu arkadaşımın hiçbir suçu yok. Burada kim olursa olsun öyle düşünür. Bunun sadece tek bir sebebi var, tek suçlusu basın. Basın kesinlikle bizim bölgeyi, bizim illeri yanlış tanıtıyor. Dolayısıyla, arkadaşlarımızın böyle tepkisini, böyle konuşmasını doğal olarak buluyorum.

Mardinli arkadaşımıza gelince, ben şunu söylüyorum: Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Artı, biz burada, demokrasiden bahsediyoruz. Demokrasinin olabilmesi için, terazinin her iki kefesinin aynı boyutta olması lazım; biri yukarıda, biri aşağıda ise bu demokrasi olamaz; eğer yukarıdakiyle aşağıdaki bir olmazsa demokrasi olmaz. Biz de iki kefenin aynı boyutta, aynı dü-zeyde olması için çalışacağız ve başaracağıma inanıyorum.

Teşekkür ediyorum. (“Bravo” sesleri, alkışlar)

Page 42: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :42 BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Tekirdağ Öğrenci Meclisi Başkanı Ayhan Malkoç.(Alkışlar)

Buyurun Sayın Malkoç.

AYHAN MALKOÇ (Tekirdağ) – Sayın Başkanım, siz aziz Türk milletinin değerli genç üyeleri; ben, Tekirdağ Öğrenci Meclis Başkanı, Saray İlçesi Mustafa Elmas Arıcı Anadolu Lisesi öğrencisiyim.

Yılda bir kez de olsa bu kürsünden sorunlarımızı, isteklerimizi ya da duygularımızı ifade etme olanağı bulduk. Burada söz alan her bir arkadaşım, eğitimin her bir noktasına değinerek, ülkemizdeki eğitim potansiyelinin fotoğrafını yansıttı. Kimi arka-daşımız sorunlarından bahsetti, kimileri de önerilerde bulundu.

Meclisimizin değerli üyeleri, ben de Tekirdağ öğrenci temsilcisi olarak bir şeyler söylemek istiyorum. Benim şahsi kanaatim, okulların sadece ders işlenen binalar olmaktan çıkarılmasıdır. Soruyorum sizlere: Okullarımızdaki sosyal faaliyetlere yeterince katılıp, vakit ayırabiliyor muyuz? Yoksa çıkış saatleri ve öğle araları ya da teneffüslere sıkıştırılmış çalışmaları mı yürütüyo-ruz? Bu bağlamda, sosyal etkinliklere ayrılan zamanın yetersizliğinden yakınıyorum. Yakınıyorum, çünkü, benim üyesi bulun-duğum kurumda bu alanda çalışmalar yapılmasına rağmen, zaman sorunu yüzünden zorluklar çekiliyor.

Soruyorum sizlere: Eğitim-öğretim gören biz öğrenciler sadece öğretim yapan dershaneye mi gidelim; yoksa, ders haricindeki zamanlarda sosyal faaliyetlere mi katılalım? Önerim, okul müfredatı içinde sosyal etkinliklere yönelik zaman diliminin artırıl-masından ve gerekli altyapı imkânlarının sağlanmasından yanadır. O zaman, okullar daha mutlu, eğitimi, öğretimi ve hepsin-den önemlisi okulunu seven öğrenci topluluğu artacak ve gençlerimiz kahvehane veya bar köşelerinden kurtulmuş olacaktır.

Yüce Atatürk bu vatanı bizlere bırakırken “Hiçbirimize barlarda, İnternet kafelerde zaman öldürün, büyüklerinize karşı kaba davranın, küçüklerinizi ezin.” demedi. Aksine o, geleceğini yönlendiren, etkili bireyler olmamızı tavsiye etti.

Gençler! Zaman çalışma zamanıdır. Zaman, Atatürk’ün çizdiği yolda yorulmaksızın ilerleme zamanıdır. Onun büyük zorluklar-la bize kazandırdığı değerlere sahip çıkma zamanıdır. Bu vatan kolay elde edilmedi. Bizler bunun bilincinde gençler olarak çalışmalarımızı sürdürmeli ve gelecek nesillere daha aydınlık bir Türkiye bırakmalıyız.

BAŞKAN – Toparlayın lütfen.

AYHAN MALKOÇ (Devamla) – Ata’mız, yüce Türk milletini ve cumhuriyetini biz gençlere emanet etmedi mi? O zaman bize düşen ilk görev de onun ilke ve devrimlerine sahip çıkıp yaşatmak olmalıdır.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Tokat Öğrenci Meclisi Başkanı Şükrü Sevren…Yok.

Trabzon Öğrenci Meclisi Başkanı Sultan Salih Çolak…Yok.

Uşak Öğrenci Meclisi Başkanı Nilay Ceylan…Yok.

Yalova Öğrenci Meclisi Başkanı Lütfü Lüleci…Yok.

CEYLAN BOZBEYLİ (Yozgat) – Yozgat var.

MUHAMMET DÖNGEL (Zonguldak) – Zonguldak var.

BAŞKAN - Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri...

MUSTAFA AKKAYA (Kırıkkale) – Kırıkkale var.

CEYLAN BOZBEYLİ (Yozgat) – Sayın Başkan, bir iki dakikalık bir teşekkür konuşması, çok kısa bir konuşma yapmak istiyo-rum.

Page 43: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :43 BAŞKAN – Yozgat, Zonguldak daha önce konuşma yaptı. Konuşma yapmayan arkadaşlarımız konuşma yapıyor.

FIRAT KAZANCI (Kırklareli) – Konuşma yapan arkadaşlar da konuşma yaptı.

BAŞKAN – Hangi arkadaşımız konuşma yapıp da konuştu? Biz burada notumuzu almıştık da yanlışlık olabilir. Var mı öyle biri?

Hiç söz almayan vekil var mı şu anda?

Tamam, o zaman, en son Kırıkkale Öğrenci Meclisi Başkanı Mustafa Akkaya. (Alkışlar)

Buyurun Sayın Akkaya.

MUSTAFA AKKAYA (Kırıkkale) – Değerli Kurul üyeleri, dikkati bir toplayalım.

Ben, eksiklikler veya yapılması gerekenler hakkında bir şey söylemeyeceğim. Siz değerli arkadaşların, gereken noktalara en güzel şekilde değindiğine inanıyorum. Fakat, asıl iş bundan sonra başlıyor. Sorunları çok net bir şekilde dile getirmek tek başına yeterli olmuyor. Eğer çözüm istiyorsak hep bir elden bastırmalı, üzerimize sorumluluk almalıyız. Bundan sonra da devamlı görüşüp bilgi alışverişinde bulunmalıyız. Lütfen, kimse buradan gidince “O an, orada kaldı.” demesin. Öğretmenevi’ne gittiğimiz zaman, kimse odalarına çıkmasın arkadaşlar, isterseniz aşağıda bu konuya bir açıklık getirelim, ondan sonra dağılalım. (Alkışlar)

CEYLAN BOZBEYLİ (Yozgat) – Sayın Başkan, kısa bir konuşma yapmak istiyorum.

BAŞKAN – Daha önce konuşma yaptınız ama, o zaman buradaki arkadaşlarımıza haksızlık olur.

Söyleyeceğinizi yerinizden söyleyebilirsiniz.

Buyurun.

CEYLAN BOZBEYLİ (Yozgat) – Sayın Başkanım, değerli Öğrenci vekilleri, hepinizi Yozgat adına selamlıyorum.

Arkadaşlar, öncelikle bizi böyle bir projede buluşturan, destek veren, başta Millî Eğitim Bakanımız, millî eğitim müdürlerimiz, okul müdürlerimiz ve bizi destekleyen öğretmenlerimize sevgi ve saygıyla teşekkür ederim.

Arkadaşlar, Meclis Başkanımızı da aynı şekilde tebrik ediyorum, üyelerimizi de tebrik ediyorum.

Sizlere Yozgat olarak bir şey dağıtmak istiyorum, biliyorsunuz onların içi boş. Onların içini doldurmak için de sizleri Yozgat Millî Parkı’mıza bekliyoruz. Ama biraz çabuk olursanız iyi olur, ben lise son öğrencisiyim, belki beni bulamazsınız. Gelirseniz, inşallah, misafir ederiz. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri, gündeme ilişkin görüşmeler sona ermiştir.

Bakanlığımıza ulaşmış, tavsiye kararı niteliğinde bir önerge vardır, okutup oylarınıza sunacağım:

Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlığına

Türkiye’deki seksen bir ilin öğrenci meclisi başkanlarından oluşan 4’üncü Dönem Türkiye Öğrenci Meclisi üyeleri, 26 Mayıs 2007 Cumartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde, ilk toplantısında, aşağıdaki hususların kamuoyunun bilgisine sunulma-sını kararlaştırmıştır.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

Page 44: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :44

ve 77 Türkiye Öğrenci Meclisi üyesi.

1- Eğitimin nitelik ve nicelik bakımından daha da iyileştirilmesi için yapılan çalışmaları, bütün paydaşların katkıları da sağla-narak devam etmelidir.

2- Ülkemizin dünya bilişim standartlarını yakalamasını sağlamak amacıyla bilişim teknolojilerinin eğitim ve öğretim ortamla-rında kullanımı artırılmalıdır. Bu imkânlardan yoksun olan okulların ihtiyaçlarının giderilmesi için, yürütülmekte olan projelerin daha da yaygınlaştırılması için hayırsever vatandaşlarımızın katkıları artırılmalıdır.

3- Yazılı ve görsel medyada çocuklara ve gençlere yönelik eğitici programların sayıları ve kaliteleri artırılmalıdır.

4- Ülkemizde çeşitli nedenlerle eğitim sistemi dışında kalmış ya da eğitimini tamamlayamamış çocukların ve gençlerin, ör-gün ve yaygın eğitimden yararlanabilmeleri amacıyla yapılmakta olan çalışmalar yaygınlaştırılmalıdır.

5- Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin daha nitelikli ve kalıcı olabilmesi için, okul, aile, öğrenci iş birliğinin sağlanması önemlidir. Velilerin eğitim sistemine aktif katılımlarının sağlanması amacıyla, okullarda düzenlenen sosyal, kültürel ve eğitsel içerikli faaliyetlerin sayıları artırılmalıdır.

6- Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için, eğitim ve öğretim faaliyetleri yaygınlaştırılmalı ve bu faaliyetler için ayrılan kay-naklar artırılmalıdır. Tüm eğitim kademelerinde, özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin, sistemden kopmadan öğrenimlerini sürdürmelerini mümkün kılan programlar geliştirmeli ve bu programlar uygulanmalıdır.

7- Türk kültürünün tanınması, korunması ve gelecek nesillere aktarılmasında Türk dili ve önemi, önemli unsurlardan biridir. Türk dilinin doğru ve etkili kullanımı konusunda tüm toplumda, gerekli hassasiyet ve özenin gösterilmesi sağlanmalıdır.

8- Eğitim ve öğretim, sadece okul ortamları ile sınırlandırılmamalı, daha fazla sayıda sosyal ve kültürel faaliyetle desteklen-melidir. Sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerde maddi olanaksızlıklar yüzünden katılamayan öğrencilerin de bu etkinliklerde yer alabilmeleri için yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları kendilerinden beklenen desteği sunmalıdır.

9- Bir milletin hafızası olan tarihin öğrenilmesi ve öğretilmesi önemlidir. Tarih bilincinin yeni nesillere aktarılması amacıyla, yazılı ve görsel malzemelerin sayı ve kaliteleri artırılmalıdır. Tarihî mekânları ve eserleri tanımak amacıyla düzenlenen geziler daha sistemli ve düzenli hâle getirilerek tarih bilincinin artırılmasına çalışılmalıdır.

10- Kütüphanesi olmayan okullara kütüphaneler açılmalı, tüm okul kütüphaneleri kitap açısından zenginleştirilmeli, bu amaçla düzenlenen kampanyaların sayısı artırılmalıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Millî Eğitim Bakanlığı ve kamuoyunun dikkatine sunulur.

BAŞKAN – Şimdi, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Önergeyi kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir. (Alkışlar)

Türkiye Öğrenci Meclisinin sayın üyeleri, oy birliğiyle kabul edilen tavsiye kararı, bilgi ve gereği için, Millî Eğitim Bakanlığı ve il millî eğitim müdürlüklerine gönderilecektir. Karar ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Millî Eğitim Bakanlığının İnternet sayfalarında yayınlanacaktır.

Hakan Karahan Eskişehir Öğrenci Meclisi Başkanı Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanı

Yunus Tomaş Muğla Öğrenci Meclisi Başkanı Türkiye Öğrenci Meclisi Başkan Vekili Cihan Kirazcı Niğde Öğrenci Meclisi Başkanı Türkiye Öğrenci Meclisi Katip Üyesi

Page 45: T B M M Tutanak Müdürlüğ · Katılımcı demokrasi ve hoşgörü anlayışı benimsenmiş, demokrasiyi fiilen uygula-mışlar ve kendi sorunlarını, kendi bakış açılarıyla

T B M M Tutanak Müdürlüğü

Birleşim : 4 Tarih : 26/5/2007 Saat : 10.00-17.00 Grup Giriş : 1 Sayfa :45 Sayın üyeler, bu önerge dışında, Bakanlığımıza ulaşan diğer önergeler ile dilek ve temennilerinizi içeren yazıları Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanı olarak, Millî Eğitim Bakanımız Sayın Hüseyin Çelik’e takdim edeceğim.

Ayrıca, dile getirilen hususlar değerlendirilmek ve gereği yapılmak üzere Millî Eğitim Bakanlığı bürokratları tarafından da not edilmiştir.

Bilginize sunarım.

Sayın üyeler, çalışmalarımız tamamlanmıştır. Katkılarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

Ayrıca, Türkiye Öğrenci Meclisinin oluşumundan 4’üncü Dönem toplantısını yaptığı bugüne kadar geçen süre içerisinde eme-ği geçen, başta Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Bülent Arınç’a, Millî Eğitim Bakanımız Sayın Doçent Doktor Hüse-yin Çelik’e, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili ve Kültür Sanat ve Yayın Kurulu Başkanı Sayın Nevzat Pakdil’e, top-lantının gerçekleşmesindeki katkılarından dolayı TBMM Genel Sekreterliği Kanunlar ve Kararlar Müdürlüğü görevlilerine, TBMM Kültür Sanat ve Yayın Kurulu çalışanlarına, Millî Eğitim Bakanlığı bürokratlarına, emeği geçen herkese, katkılarından dolayı, şahsım ve Meclis üyeleri adına teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

Sayın üyeler, 4’üncü Dönem Türkiye Öğrenci Meclisinin 26 Mayıs 2007 tarihli Özel Birleşimini kapatıyorum.

Hepimize hayırlı olsun.

Kapanma Saati: 17.00