120
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2010/106 CELSE NO :8 CELSE TARİHİ :09.07.2010 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HÜSNÜ ÇALMUK 32346 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 KATİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002 Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile Üye Hakimler Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 9 Temmuz 2010 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanık Özel Yılmaz ile sanıklar müdafilerinden Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Hasan Gürbüz, Sanık Özel Yılmaz müdafii Av. Erol Can Özkan, Sanık Dursun Çiçek müdafi Av. Celal Ülgen, Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Cahit Karataş, Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Demet Reçber, Sanıklar Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım müdafii Av. Hikmet Fırat Arslan’ın geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Özel Yılmaz’ın hazır olduğu anlaşılmakla huzura alındı. Kimliği tespit edildi. SANIK ÖZEL YILMAZ :”SİNAN oğlu ZEYNEP'ten olma, 23/07/1952 doğumlu, BALIKESİR ili, MANYAS ilçesi, KULAK köyü nüfusa kayıtlı, İzmir Ulu önder caddesi 5/2 Yeşilyurt/İSTANBUL adresinde ailesi ile birlikte oturduğunu, evli, 2 çocuklu, üniversite tahsilli, Devlet memuru, aylık gelirinin devlet memurunun aldığı aylığın 1’in 4’ünde geliri ayrıca anne ve babadan miras yoluyla intikal etmiş gayri menkul ve arazilerinin olduğunu, telefonun kendi kurumundan istenirse daha iyi olacağını düşündüğünü, emekli sandığına tabi olduğunu beyan eder.” Sanık Serdar Tekrar Öztürk Huzura Alındı. SORGU VE SAVUNMASINA KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİLDİ.

T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2010/106CELSE NO :8CELSE TARİHİ :09.07.2010

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HÜSNÜ ÇALMUK 32346ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954KATİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile Üye Hakimler Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 9 Temmuz 2010 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.Tutuksuz sanık Özel Yılmaz ile sanıklar müdafilerinden Sanık Serdar Öztürk müdafii Av.

Hasan Gürbüz, Sanık Özel Yılmaz müdafii Av. Erol Can Özkan, Sanık Dursun Çiçek müdafi Av. Celal Ülgen, Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Cahit Karataş, Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Demet Reçber, Sanıklar Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım müdafii Av. Hikmet Fırat Arslan’ın geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.Sanık Özel Yılmaz’ın hazır olduğu anlaşılmakla huzura alındı. Kimliği tespit edildi.SANIK ÖZEL YILMAZ:”SİNAN oğlu ZEYNEP'ten olma, 23/07/1952 doğumlu, BALIKESİR

ili, MANYAS ilçesi, KULAK köyü nüfusa kayıtlı, İzmir Ulu önder caddesi 5/2 Yeşilyurt/İSTANBUL adresinde ailesi ile birlikte oturduğunu, evli, 2 çocuklu, üniversite tahsilli, Devlet memuru, aylık gelirinin devlet memurunun aldığı aylığın 1’in 4’ünde geliri ayrıca anne ve babadan miras yoluyla intikal etmiş gayri menkul ve arazilerinin olduğunu, telefonun kendi kurumundan istenirse daha iyi olacağını düşündüğünü, emekli sandığına tabi olduğunu beyan eder.”

Sanık Serdar Tekrar Öztürk Huzura Alındı.SORGU VE SAVUNMASINA KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİLDİ.Sanık Serdar Öztürk:”Sayın Başkan, en son dün tapelere devam ediyorduk. Bütün

dosyalardaki bilgi ve belgelere dokümanlara teker teker yanıt vermek istediğimizden dolayı hepsine devam ediyoruz. Şimdi Şehmuz Aslan’ın Aslan ile bir telefon görüşmesi var sayfa 190 5896 şimdi burada tapelerde yalnız benim dikkat ettiğim şöyle bir şey var Sayın Başkan. Bizimle ilgili soruşturma numarası 2008/1756 iletişim tespit tutanaklarında yazan soruşturma numarası 2008/1692 yani farklı bir soruşturma üzerinden telefon dinleme izni alınmış. Bu bunu ben anlayamadım böyle bir soruşturma bizim hakkımızda böyle bir soruşturma var mı niye iki ayrı soruşturma aynı konuda yürüyor bu konuyu dikkatinize sunuyorum. Demet hanımla görüşmüşüm sayfa 198 tape numarası kayıt sıra no 5898. Hale hanım müvekkilimiz yakalaması var bu çeteden kaçan dün arz etmiştim. Yalı’da dört ay beş ay alıkonulup çocuğunun kafasına silah dayanılarak bütün malvarlığı çetenin üzerine geçirilen çekleri piyasaya dağıtıldığı için karşılıksız çeklerden her yerden dava ve bir takım mahkumiyet kararları çıkan onun onla ilgili yakalama şeyleri var. Onlara biz itiraz ediyoruz teker teker. Ret kararlarına yazılı emri bozma yollarına gidiyoruz. Ve hepsini de kaldırtırdık tamamını. Bu dönemde Sarıyer’de vardı bir tane Sarıyer asliye ceza mahkemesinde onu kaldırttıracağız o konuyu görüşmüşüz. Başka

Page 2: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:2

yakalaması var mı diye yani bir sorun çıkmasın gittiğimizde çünkü kadının iki tane çocuğu var. Cuma günü başka yakalaması çıksa tutuklayacaklar alıkoyacaklar. Ondan tereddüdümüz var. O yüzden şeyden UYAP’tan kontrol edelim diyoruz. Avukatı olarak vekaletli müvekkilimizin başka yakalama emri olup olmadığını biz kontrol edebiliriz bunda yasadışı bir şey yok. Evet 5899 sayfa 187 Avukat Şehmuz Aslan ile benim İstanbul hukuktan arkadaşım. Konuşuyoruz. Bu İstanbul’a gelmiş bu korucularla ilgili bana anlatıyor. Yani polisin teker teker kendisi yokken korucuları teker teker yukarıya çıkarıp ifadelerini almaya çalıştığını. Koçero’nun polislerle tartıştığını. Koçero’nun polislere bir dolap çeviriyorsunuz o dolabın içerisinde siz kalacaksınız dediğini bu tartışma sonunda kavga etmişler. Koçero bunlara şey fırlatmış sandalyeyi onlar burada yok. Var anlattı ama buraya geçirmemişler. Sonra ayırmışlar. Polislerin nasıl hareket ettiğini anlatıyor yani çağırıyorlar yukarıya konuş diyorlar. Adam diyor ki ne konuşacağım ya anlat. Ne anlatacağım. Anlat. Yani böyle bir şeylik yok. Böyle bir soruşturma yöntemi yok. Polis ne yapar elinde kanıtı varsa kanıtı gösterir kanıtı sorar veya bir bağlantı bilgi varsa onu sorar onunla ilgili ifadesini alır. Avukatı yokken de bunu yapamaz. Fakat polis ne yapıyor avukatı yok teker teker yukarıya çağırıyor hepsini ayrı ayrı. Silahlı kuvvetler aleyhine ifade almaya gizli tanıklık yapmaya zorluyor. Herkes Osmanım değil. Bu ülkede delikanlı insanlarda var mert insanlarda var. Evet, bizde burada polislerin yaptığı bu davranışa hakaret etmişiz ne yapacağız. Aferin iyi yapmışlar mı diyeceğiz. Adamı sen mevziden alıp geliyorsun kuzey Irak’taki sınırdaki mevziden getiriyorsun İstanbul’a 4 gün gözaltında tutuyorsun. Ondan sonra karakollar niye basılıyor. Bu orduya saldıranlar kaç yıldır orduya saldıranlar yüzde 60’ını PKK’ya saldırsa bu terör bu hale gelmezdi. Kızdığımız nokta bu. Ben dedim ben kız lisesi mezunu değilim. Fethullah Gülen’in homoseksüel sekreteri Tuncay Güney’de değilim kızdığım zaman küfrederim. Bunun hesabını mı vereceğiz burada ben hakaretten yargılanmıyorum. Adam 4 gün yemek yememiş içine sindiremediği için bende yemedim. Bunları hak etmedik demiş. Hak etmediler evet ne oldu serbest bırakıldılar. Ya o kadar yaygara kopartıldı Samanyolu televizyonunda vay JİTEM’in tetikçileri yok bilmem ne. O JİTEM’in tetikçisi dediği adam Ankara’ya geldiğinde emniyet müdürünün evinde kalıyor. Ak partili bakanların makamına çıkıyor. Neden şehit ailesi olduğu için. Saygı görecek. Doğrusu bu. Bir tarafta Samanyolu televizyonu bas bas bağırıyor. PKK sitelerinde aldığı bilgileri. Varsa bir kanıt adamı tıkarsınız içeriye. Yoksa bu şeklide haber yaptıramazsınız. RTÜK ne yaptı hiçbir şey yapmadı. Başbakanlığa bağlı RTÜK bu haberlere hiçbir şey yapmadı. Evet, 185 tape numarası 5900 kayıt sıra numarası. Avukat Şehmuz beyle konuşmuşuz. Ben Şehmuz bazı sıkıntılarını iletmiş bende yardım edeceğiz aslanım şehit ailesi demişim yani bazı sıkıntıların olabilir hoş göreceksin yardım edeceğiz olay bu. Tekrar Avukat Şehmuz beyle konuşmuşuz. Şimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp adli tıbba gönderiyorlar fiziki olarak yoruyorlar uyutmuyorlar. Bu bir işkence işkence yöntemi. Ben de diyorum ki sen avukatsın arkadaş git suç duyurusunda bulun madem öyle. Fatih Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Evet, burada ifade için emniyette bekleniliyor. Ben söylüyorum ifade verme bu siyasi bir soruşturma poliste ifade vermenizin anlamı yok. Fakat verdiler. Daha sonra 5902 tape 184 bir avukat gelmiş oraya korucularla ilgili halbuki bütün korucuların müdafisi ben sadece Koçero için rica etmiştim. Fakat oraya gittiğinde bütün korucular bizimde müdafiimiz olur musun demişler. O da olmuş. Fakat sonradan bir avukat gelmiş. Şimdi biz polisin bu tip olaylarda bazı numaralar çektiğini biliyoruz. O gelen kişinin avukat olup olmadığından da emin değilim muhtemelen avukatta değildir. Polisin avukatım diye getirip çünkü her türlü her türlü hukuk dışı iş yapılıyor her türlü. Her türlü hukuk dışı şeye hazırız. Bende kim olduğunu öğren diyorum. Avukat olduğuna inanmıyorum çünkü yani polis avukatım diye getirttirip oturtturacak işte sizin avukatınızı aradık ulaş bu polisin uyguladığı standart bir numara. Daha önce yaptığı. Bu hukuki mi değil hukuk dışı. Biz neye engel olmaya çalışıyoruz hukuk dışılıklara engel olmaya çalışıyoruz. Evet Avukat Zeliha hanımı aramışım benim İstanbul hukuktan arkadaşım. 80-95 yılından beri tanışıyoruz 15 yıldır çok eski

2

Page 3: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:3

bir arkadaşım. Rica etmişim çünkü Şehmuz’un tek başına girmesini istemiyorum tek başına polislerle veya savcılarla mücadele edemeyebilir diye çünkü her türlü hukuk dışı yapıldığı için Zeliha’ya da rica etmişim Şehmuz’un yanında sende soruşturmaya gir diye. Herhangi bir hukuk dışılığa maruz kalmasınlar diye. Evet, sekreterim Fatma Bozdemir. Silopi ilçe emniyet müdürlüğünü ara demişim neden çünkü korucu ifadesinde diyor ki, oradaki emniyet müdürü bize KOM müdürü KOM şube müdürü 1990-94 yılları arasında burada görev yapan subaylar Ermeni kökenliydi. Onları korumanız Ermenilere hizmet etmek demektir onları korumayın diyor. Allah rızası için 1993-94’de bizim orada ne yaşadığımızı bilse bu adam biraz Allah inancı varsa utanır. Utanır, utanır. Bir dönüm noktasıydı 93-94 orda çok ciddi olaylar yaşandı. 25 tane şehit verdiğimiz olay oldu. Takviye gelen tim komutanı akli dengesini kaybetti gördüğü manzaradan. Ruh sağlığını kaybetti. Emekliye sevk oldu ondan sonra. Bende kızıyorum. KOM, ara Silopi ilçe emniyet müdürlüğünü kimmiş o şerefsiz adını soyadını numarasını al çünkü kendim soracam bunu gerçekten dedin mi diye. Dediyse de hesabını soracağım hem suç duyurusunda bulunacağım hem tazminat davası açacağım. Çünkü o tarihte ben orda görev yaptım. Ben Ermeni de değilim. Bunu hakaret için söylüyor. Bir insan Ermeni olabilir Ermeni insandır. Bakın bu ülkede bir Ermeni 1982’de Esenboğayı asala bastı 9 tane evladımızı şehit etti. Leon Ekmekçiyan asıldı. Ondan sonra bir Ermeni Taksim’de kendisini yaktı. Ben Ermeni kökenli Türküm bunlar emperyalistlerin oyunları. Bu oyunlara gelmeyin diye. Bir Ermeni kendi canına kıydı. Ben Ermeni kökenli Türküm diye. Başbakan Ermeni açılımı yapıyor Silopi’deki KOM müdürü buradaki subaylar Ermeni kökenliydi diye aşağılamaya kalkıyor. İnsanın anasından ne olarak doğacağına kendisi karar vermez. Yani Ermeni’de insandır. Bizim için tek kıstas vardır bir adam vatan haini mi değil mi? Ermeni de olabilirsin, Rum da olabilirsin. Bu ülkenin sorunu bu değil. Alevi, Kürt, Türk, Sünni bu ülkenin sorunu bi değil. Bu ülkenin sağcısı da vatanseverdir solcusu da vatanseverdir. Alevi’si de vatanseverdir Sünni’si de vatanseverdir. Türküde vatanseverdir Kürdü de vatanseverdir. Tek bir şey vardır. Bir adam vatan hainimi değil mi? Vatan haini ise Kayı boyundan bile olsa en ağır ceza neyse verirsin. Her Ermeni vatan haini değildir adam kendini yaktı bir Ermeni. Bizim için tek kıstas vardır adam Ermeni mi değil mi Rum değil mi önemli değil. Vatan hainimi değil mi bitti bu kadar. Ama burada adam aşağılamak için söylüyor çünkü Ermeni demek bizim şeyimizde bizim tarihimizde ihanet etmiş insan demek. Yani oradaki subaylar hain diyor. Günah ya günah. Günah. Sen geceni gündüzüne katarak çalış. O kadar şehit ver sonra bir tane ne olduğu bir adam ne olduğu neidüğü belirsiz şeref yoksunu bir herif çıksın bunlar Ermeni kökenliydi. Gösteririm ben adam Ermeni kökenli mi Rum kökenli mi. Ne oldu bu erkek ortadan kayboldu. Zeliha Hilal Akay evet avukat hanımla tekrar görüşmüşüz. Bu soruşturmayla ilgili. Tekrar görüşmüşüz. Kimlerin soruşturmasına gireceğim bende hepsine gireceksin diyorum. Avukat Şehmuz beyle görüşmüşüz. 20 Mart daha polisteki sorgular başlamamış. Şehmuz beyle tekrar görüşmüşüz 21 Mart. Korucuların polislere ifade vereceğini söylüyor. Ben diyorum ki bakın bunlar oyun oynuyorlar. Şimdi PKK’nın sitelerinde yayınlanan bir sürü hikaye var. Kendi öldürdükleri adamları bu ilk adımın ifadesinde de geçiyor. Ben size anlattım o adamın anlattığı benim bilgim dahilinde hepsi yalan. Mesela Kösreli’de şehitlere ilk biz müdahale ettik diyor yalan. Kösreli köyü bir vadinin içindedir Cudi dağının güney eteğinde arkasında iki tane tepe vardır. Olayın olduğu yer o iki tepenin üç kavak köyünün biraz ilerisindeki yerdir mezrasının. Aradaki mesafe iki üç kilometredir. O olaya ilk müdahale eden o Kösreli’nin güneyindeki jandarmanın 4. bölüğüdür ihtiyat bölüğü orda operasyondaydı bölük komutanı bölüğünün başına gidiyordu şehit oldu orda. Daha yeni tayin olmuştu ilk bölük operasyon bölgesinde diye ihtiyat bölüğü bölüğünün başına giderken o yolda şehit oldu. Fakat adam diyor ki, ben 200-300 metre mesafedeydim Kösreli’deydim gittik biz müdahale ettik yalan. Siz bu adamı nasıl gizli tanık yaparsınız ya. İşte böyle böyle oraya orada 11 tane şehitte yok. Ölenlerin 4’ü terörist 7’si bizim kendi şehidimiz subayımız, astsubayımız, uzman çavuşumuz, askerimiz. Asker teröristin üzerine atlıyor Kürtçe slogan atınca bir anormallik olduğunu anlatıyor tuzağı

3

Page 4: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:4

patlatacağını anlatıyor anlıyor o askerin iki eli iki ayağı koptu 11 gün yaşadı o asker. O halde. Şimdi o, o şekilde savaşan çocuklar Ermeni ha. Keşke idam cezası olsaydı da bu ülkede bunların hesabı sorulsaydı öyle. Bu hıyanetlerin hesabı. Ben diyorum ki örgüt sitelerinde bu şekilde verilen şeyleri polis alıyor soruyor. Onu öldürdün mü bunu öldürdün mü bilmem neyi öldürdün mü? Dosyayı sırf amaç dosyayı kabartmak. Şimdi hakimin önüne geldiğinde dosya şimdi şöyle düşünür ben kendimi hakimin yerine koyuyorum. Ulan biri yalan olsa birinden biri doğrudur diye düşünürüm. Bunları diyen kim bir tanesi İsveçli CIA’in kullandığı bir tane adam. Öbürü örgüt sitelerinde yayınlanan bunları kim yayınlıyor Samanyolu televizyonu. Bu adam kim Ankara’ya geldiğinde AK partili bakanlarca ağırlanan adam. Emniyet müdürünün elini benim arkadaşım benim evimde kalmıyor. Yani siz öyle kondurmuşsunuz ama. Evet, Sıtkı Tatar demişiz Sıtkı Tatar gelmiş bunlara hadi hep beraber gizli tanıklık yapalım bu işte iyi para var diye. Çünkü adam öyle bir adam. Bizde demişiz evet bu adam öyle bir adam bir milyar ver anasını satsın iki milyar ver devleti satsın. Böyle bir adam para için. Evet bu konuşmada bu. Şehmuz Aslan tape no 5909 sayfa 170 burada Şehmuz’a ben hıyaretli ol demedim Türkçe’de böyle bir kelime yok. Dirayetli ol dedim. Yani böyle şeylere izin verme. Çünkü adamların adamlar iyi niyetli değil. Yani iyi niyet olsa bunların hepsi poliste ifade verir. Kimsenin kimseden korktuğu yok kimseden kimsenin bir şeyden kaçtığı da yok. Ama iyi niyet yok ortada iyi niyet yok. Hukuki bir niyet yok. Bir maddi gerçeği ortaya çıkartma şeyi yok amacı yok. Ne oldu? Asit kuyuları masit kuyuları diye bir sürü yaygara koparttılar yok kemikler gömülmüş yok bilmem ne. Ne asit kuyusu ya biz insanız ya insanız. İnsanız biz. Gece kuzey Irak sınırında pusudayız bir tane adam yaklaşıyor. Anormal bir şekilde bir tane te adam tek başına yaklaşıyor. Asker normalde vurur sıfır noktası. Bir anormallik olduğunu fark ettik çıktım. Adamı iç çamaşırlarına kadar soyduk yaklaştırmadan mevzilere. Adam adli dengesi bozuk bir adam. Biz Allah’tan korkarız yanlışlıkla bir adamı vurmaktan korkarız biz. Sonra geri gönderdik adamı kuzey Irak’a. Akli dengesini kaybetmiş adam Irak’tan gelmiş geçmiş bizim pusu mevzilerimize yaklaşır sıfır noktası. Birinci derece askeri yasak bölge vursan hiçbir hukuki sorumluluğun yok. Ama Allah var. Allah’tan korkarız biz. Günahsız bir insanı vurmak yanlışlıkla böyle bir şeyi en istemeyecek bir kişi biziz. İşte savaştığınız orduya savaş ilan etmişsiniz bu işi yapanlar. Savaştığınız ordu böyle bir ordu. Savaş ilan ittiğiniz ordu dinsiz değil böyle bir ordu. Evet, Şehmuz Aslan burada bir yeri şey yapmışlar. Ben diyorum ki, ifade vermeyecektiniz bu adamlar oyun oynuyorlar evet benim görüşüm bu. Oyunun asıl sahibi de Fethullahçı polisler evet bu çocuklar bizim evlatlarımız. Bu çocuklar nasıl bir oyun oynandığını bilseler böyle bir oyunun içinde asla yer almazlar. Ama onları Ordu dinsiz siz dindarsınız cennete gideceksiniz böyle motive etmişler. Şimdi gazeteci arkadaşlarımız var. Onlar savcılarla polislerle görüşüyor. Şimdi burada bir gazeteci arkadaşla sohbet etmişiz o bir başka gazeteci arkadaşından öğrenmiş şimdi polisler diyor ki, Zekeriya Öz aynı bu polisin kullandığı ifade. Ben orda bunu anlatıyorum. Böyle bir şey şey yapmışız onu anlatıyorum. Zekeriya Öz yarım akıllı gerzek bunu diyen polis. Burada başka şeyde var. Onu buraya yazmamışlar. Biz ne dersek Zekeriya Öz onu yapmak zorunda bizim sözümüzün dışına çıkamaz demiş polis. Bu ne demek ya. Sen kimsin ya. Bir tarafta Cumhuriyet Savcısı bizim bildiğimiz bir tarafta polis. Polis diyor ki, Zekeriya Öz biz ne dersek onu yapmak zorunda bizim sözümüz dışına çıkamaz. Bu, bu nasıl bir laf. Onu buradan çıkartmışlar. Evet, burada anlattığımız görüşleri söylüyoruz asıl dümenin sahibi bunlar yargıyı kullanıyorlar. Evet, nasıl bir yerden bir yere gitmek için araba kullanırsınız araba bir araçtır. Bunlar da kendi emellerini yabancılar kendi emellerini gerçekleştirmek için emniyet içindeki angaje ettiği adamlarla yargıyı kullanıyorlar. Olayın özü bu. Amaç silahlı kuvvetleri soruşturmalarla boğuşturup kuzey Irak’ta Kürt devletinin kurulmasının önüne geçmekteki önündeki en büyük engel silahlı kuvvetler tek kurum. Onu soruşturmalarla boğuşup boğuşturup kuzey ırak’ta Kürt devleti kurup devamında Türkiye’yi bölmek parçalamak amaç bu hedef bu. Bunu buradaki polis bilmiyor. Amerikalı çıkıp demez ki, kardeşim benim amacım silahlı kuvvetleri soruşturmalarla boğmak. Benim hedefim bu

4

Page 5: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:5

hadi sende sahte belgelerle silahlı kuvvetlere ilişkin soruşturma başlat. Onları oyala ben kuzey Irak’ta Kürt devleti kurayım bunu demez. Adam der ki, ordu askeri vesayet var onları kaldıralım. Ne askeri vesayeti ya. Bu ülkede darbe tehlikesinin en olmadığı dönemde yaşıyoruz ya. Böyle bir tehlike yok. Ordu tabi ki güvenlik politikalarının içinde olacak. Bütün dünyada bu böyle. Amerika’da NSA’in başında bir korgeneral var kimse de sivilleşelim NSA’in başına bir sivil getirelim demiyor. Ordu tabi ki güvenlik politikalarının içinde olacak yön verecek. Akıl verecek fikir verecek. Ülkenin güçü bu, silahı bu, kılıcı bu. Evet, devamında aynı şeyleri Şehmuz’a anlatıyoruz. Bu oyun böyle bir oyun diye. Ona göre dikkatli ol diye. Çünkü nedir soruşturmaya giren arkadaşımıza meslektaşımıza hem benim rica ettiğim arkadaşımı iyi savunsun hem de meslektaşıma yardım ediyorum. bu soruşturma böyle bir soruşturma diye. Ona göre şunları şunları yap diye yönlendiriyorum tabi ki. Bende bilmediğim soruşturmalarda başka meslektaşlarımdan bilgi alıyorum. Nasıl ne var bende ilk girdiğimde başkalarından bilgi aldım. Nedir bu olay vesaire falan diye herkesle görüştüm bu işle daha önce soruşturmada tecrübesi olan arkadaşlarla meslektaşlarımla. Evet, Şehmuz Aslan sayfa 166 tape no 5912. Evet, bu işi yapanlara kızıyoruz. Levent albayla ilgili süreci anlatıyoruz. Buraya geldik dört gün sonra kendi yerleştirdikleri DVD’nin içeriğini görünce ne oluyor dedik. Bunlar bu işi yapanlar soysuz dedik. Evet, evet bu operasyonu fiilen yürütenler hakikatten soysuz. Ben size dün isimlerini de söyledim benim karnımda ben ham meyve yemedim karnım ağrımaz benim. Gerçek neyse burada tüm teferruatıyla anlatıyorum. Bildiğim her şeyi isim isim. İsim vererek. Evet Şehmuz Aslan şimdi bu çocuklarla ilgili korucularla ilgili iddialar 90’lı yıllara ait. İddianamede ne diyor 1. iddianamede örgüt 99 yılında kuruldu diyor. Şimdi bunlarla ilgili isnat edilen olaylar doksanlı yıllara ait olaylar. Kurgular, hikayeler. E ne alakası var. Onu tartışıyoruz burada. O da diyor tamam itiraz edeceğim zaten diyor böyle bir şey varsa bile bununla yetkili Diyarbakır diyor bende diyorum kim getirdi bunu Ankara İstanbul’a bir şey yap bakalım altında kimin imzası var diye. Avukat Demet hanım. Konuşuyoruz. Levent albayın süreciyle ilgili 20 Mart Hale’nin ifadesi için gelmiştik tabi Hale hanımın. Herkes İstanbul’da bütün avukatlar. Ben Beşiktaş adliyesine gideceğim diyorum şimdi bunun iddianameye koydukları için açıklıyorum. Demet hanım gitme diyor neden çünkü Samanyolu’nda bangır bangır, bangır bangır JİTEM’in tetikçisi, JİTEM’in tetikçisi diye yayın yapıyorlar. AK partili bakanların ağırladığı şehit ailesi için. O da tereddüt ediyor endişe ediyor yani gitme seni de bağlantı kurarlar falan diye haklı bir endişe yani ben korkak bir adam olsam gitmem. Ben ama benim böyle şeylerden korkum yok. Ben hiçbir hukuksuzluğa bulaşmadım. Hiçbir şeyden korkmam o yüzden. Giderim benim arkadaşım onun da iki defa göreve çıktım. Göreve çıktığım dönemde hiçbir hukuksuzluğunu görmedim gerisi beni ilgilendirmez varsa bir şey tıkarsınız içeriye delili varsa. Koyarsınız tıkarsınız içeriye. Evet, ben suçlu olan kimseyi korumam kimseyi savunmam. Avukat Demet Hanım endişe ediyor yani Samanyolu televizyonunda yapılan haberler için bağlantı kurarlar diye gayet doğal bir endişe korkuyor herkes korkuyor ama korkmayanlarda var. Bu şeyin bir amacı da o zaten milleti korkutmak. Evet, avukat Zeliha hanımla usulle ilgili bir tartışma yapıyoruz bu telefon tapesinde sonra bu işin ne olduğunu anlatıyorum ben Sıtkı Tatar’la ilgili bilgi veriyorum. Onun örgüt sitelerinden aldığı bilgilerle ve diğer bazı kişilerin yazdıkları şeylerle haberlerle ilgili ve Ceza Muhakemesi 153. maddesine göre tutanağı alman lazım diyorum. Neden? Çünkü tutanaklar değiştiriliyor ben Zekeriya Öz hakkında suç duyurusunda bulundum ben çünkü tutuklamaya sevk edilirken aynı sorgulama tutanağındaki gibi sorgulama tutanağında nasıl kişisel verileri hukuka aykırı kaydetmek diye bir eylem var öyle bir delil olmamasına rağmen, bu tutuklamaya sevkte de vardı. Fakat biz Aralık’ta itirazlarımızda bunu bildirdiğimizde bir netice alamayınca dank etti bu tutuklamaya sevk yazısı mı değiştirdiler acaba diye getirtirdik dilekçe verdik aldık tutuklamaya sevk yazısını hakikaten değiştirmişler. Bunun üzerine ben Savcı Zekeriya Öz hakkında HSYK’ya suç duyurusunda bulundum delilleri değiştirmekten. Yani bunun için söylüyorum bunun için tutanak ben sorgulama tutanağını niye şerh koyup aldım? Şerh koyup almasaydım bu da

5

Page 6: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:6

değiştirilecekti o kişisel verileri hukuka aykırı kaydetmek eylemini cırt sileceklerdi. Ama o bütün bu belgeleri ve mermileri polisin yerleştirdiğini kanıtlıyor. Evet, şimdi Harun Saluci Koçero’nun oğlu şikayetleniyor basında bir sürü haber yayınlanıyor diye. Sadece Samanyolu televizyonu uğraşıyor vesaire filan diye. Sonra ben diyorum ki hani diyorsunuz ya Zeliha’nın şey korucuların parasını avukata bu ödüyor o kadar örgütsel irtibat var diye. Tekrar söylüyorum, bu parayı ben ödemedim burda bak bakın Harun Saluci’ye diyorum ki diğer kişilerden 3’er 5’er 100 lira topla avukat hanıma gönder diyorum. Neden, avukat hanıma ben rica ettim benim arkadaşım korucular Koçero benim arkadaşım. Şimdi her ikisine karşı da ben sorumluyum onun parasının ödenmesinden sorumluyum ve öbürünün de iyi savunulmasından sorumluyum. Her hangi bir hukuk dışılığa maruz kalmasın diye bunun parası ödenecek bu da iyi savunulacak bunu sağlamaya çalışıyorum hukuk dışı bir şey yok. Ha benim maddi imkanım olsaydı bende öderdim bunda bir şey yok ama bu şekilde ödensin dedim ödenip ödenmediğini de bilmiyorum daha sonra sormadım. Nusret bey Nusret Altın benim müvekkilim. Keşif Elazığ’da keşif için geldik diyor herhalde bunun için koydular bu tapeyi burada. Bu Elazığ’da 8. kolordudaki davayla ilgili Genelkurmay askeri mahkemesinde bilirkişi heyeti ile oraya keşfe gidildi bunun ne alakası var örgütle, ne terör örgütü iddiasıyla bu tapenin ne alakası var benim müvekkilim? Dinleyebilir misiniz telefon konuşmasını? Dinleyemezsiniz, suç savcılar suç işleyerek soruşturma yürütemez böyle bir şey yok. Suç işlenerek ancak bataklık yaratılır. Soruşturmanın amacı maddi gerçeği ortaya çıkartmak. Benim müvekkilimle telefon görüşmesini hiçbir şeyin kanıtı olmayan telefon görüşmesini koyabilir misiniz? Koyamazsınız, dinleyebilir misiniz? Dinleyemezsiniz. Burası Muz Cumhuriyeti değil. Bende gidecektim bu keşfe fakat İstanbul’da kaldığımız için bu soruşturmalar nedeniyle gitmedik. Daha sonra ortada keşif yapıldı bilirkişi raporu geldi şu anda da ayrıldı dosyası hala devam ediyor yargılaması. Evet Ahmet Fazıl Duman basının örgütün çaycısı dediği Levent Göktaş’ın şoförü şimdi aramadan sonra Levent Göktaş’ın silahı ve bazı şahsi dokümanları bana verildi çantalarla aramadan sonra içinde herhangi hukuk dışı bir şey yok olsaydı alırlardı bu çantaları istiyor. Çantaların içinde Levent albayın işte avukat olarak yaptığı Kırgızistan’la bir sözleşmesi var takdirnameleri filan var nerede ne zaman görev yaptığına ilişkin bazı dokümanlar var. Neden biz çünkü işte bu ihbar mektubunda ihbar mektubunu yazanlarla ilgili suç duyusunda bulunduk içeriği gerçeği yansıtmadığı için. Nerede ne zaman iddia edilen olayı tarihi belli o tarihte Levent albayın orada olmadığı belli. Adam Siirt’te Eruh’ta operasyonda. O çantaları istiyor benden, bende yani böyle bir şey olsa Levent albay bana söyler seninle haber göndermez diyorum. Yarın sorar kendisine veririm diyorum daha sonra verdik Levent albay verin dedi verdik çantaları o da yenge hanıma teslim etti zannederim. Evet, Şehmuz Arslan, soruşturma bitmiş döneceğim diyor başka bir avukatta tutacağım diyor bu. Her şeyi koşmuşsunuz yani şimdi bu önemli bakın 5925 sayfa 144 tape. Şimdi Şehmuz avukat Şehmuz Arslan’la hiçbir ifade tutanağı verilmedi hiçbir ifade tutanağı verilmedi. Şimdi bir Kürtçe sitede 3 Mart’ta yasaklanmış Ankara 11. ağır ceza mahkemesi özel yetkili 11. ağır ceza mahkemesi bu siteyi yasaklamış. Yasaklanmış sitede bu ifadeler yayınlandı bizde haklı olarak emniyetin içinde PKK’yla ilgili irtibatı olan bir adam mı var diye şüphelendik, bunu nereden alırlar yani böyle bir şeye ulaşmaları mümkün değil. Fakat çok kısa bir süre sonra PKK terör örgütünün kullandığı bir internet sitesinde korucuların ifadeleri yayınlanıyor. Siz nasıl soruşturmanız asıl araştırmanız gereken şeyler bunlar. Koçero Saluci Ersöz’ün adamı filan demişler ifadelerden önce halbuki öyle bir şey yok. Şimdi ben Levent Ersöz paşayla aynı dönemde görev yapmadım tanımam da kendisini ama Koçero Saluci’nin Levent Ersöz’le arasının iyi olmadığını biliyorum. Yani şöyle Koçero derdi nedir o Levent Ersöz beni sevmiyor hiç selam vermiyor niye böyle yapıyor bilmiyorum derdi kaynağı da bu o da bilmiyor niye öyle davrandığını. Yani biz bizim yardım ettiğimiz bir aile şehit ailesi diye o dönemde hiç kimse un dahi şeker dahi vermiyordu bunlara korucu diye bizim yardım ettiğimiz bir aile. Evet bu siteler dozacivanen.com, rojacivanen,com bunlara sızdırılmış. Ondan sonra birtakım hukuki tartışmalar yapıyoruz ve görüşelim diyoruz

6

Page 7: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:7

itiraz dilekçesini verilim diyor bitti. Zahit Engin emekli jandarma binbaşı daha önce anlattım Mehmet Eymür’den randevu istedim vermedi. Zahit Engin Mehmet Eymür’ü tanıyor biliyorum. Bunu da daha önce anlattım böyle her şeyden haberi olan birtakım tipler vardır her kurumda kulağı delik Zahit Engin böyle bir adam daha önce bir iki defa görüştüm bende öyle bir intiba bıraktı daha doğrusu. Bunun üzerine Zahit Engin binbaşımı aradım Nişantaşı’nda bir yerde görüştük. Ben kendisinin Şubat ayında çağırılıp ifadesinin alındığını polislerce kendisinin evet böyle bir örgüt var bunu ortaya çıkartmak için Tuncer Kılınç’ı ve bilmem Kemal Yavuz paşanın da alınması lazım dedim hatta polisi de fırçaladım ifademi tam geçirmediği için sen Ergenekoncu musun diye suçladım. Fakat onlara da söyledim Levent Göktaş’la Adil Serdar Saçan bu profile uymuyor. Niye bu adamları aldınız bunda yanlış yapmışsınız diye söyledim bu adamların. Şimdi tabi bunun nedenini ben size anlatayım. Zahit Engin çok akıllı bir adamdır bir kere bende bıraktığı intiba. O dönemde kooperatif işine girdi ve iflas etti çok ciddi bir maddi sıkıntı içindeydi. Alındığında tutuklanacağının farkında eğer uyum göstermezse çok akıllı bir adamdır çok iyi koku alır çok iyi ortamı anlar. Benim kanaatim bu, bu nedenle olayın suyuna gidip bu şeklide tabi Ergenekon örgütü var falan yok böyle bir şey yok. Olsa ve ben böyle bir şeyin içinde olsam size şerefimle temin ediyorum yemin ediyorum evet böyle bir örgüt var bende bunun üyesiyim derim. Yok böyle bir şey herkes alındığında anlıyor bizde diyorduk televizyonda seyredince ya bu kadar kişiyi gözaltına alıp hakikaten böyle bir şey var herhalde filan diyorduk bizde diyorduk saf saf salak salak. Bu soruşturmanın operasyonun nedenini de anlattım ben size. Hedef silahlı kuvvetler ben filan değilim Serdar Öztürk, Dursun Çiçek albayım buradaki gazeteci arkadaşlar filan değil. Biz sadece burada figüranız. Evet, Zahit Engin’le çalıştım konuştum ve sonunda ifadelerinden bununda tutuklanmamak için ve belki de gizli tanık olduğu için para kazanmak için bu işin içine girdiği kanaatine getirdim. Daha sonra bunu ne zaman kanaat getirdim kesin kanaati onu da söyleyeyim. Temmuz ayında ben tutuklandıktan sonra 2. iddianamenin 3. iddianamenin ekleri yayınlandı şimdi ben ifade verdim diyor Zahit Engin. Bakıyorum ifadelerde Zahit Engin yok. O zaman ya gizli tanık ya da başka bir şey. Evet ya da tutuklama tehdidi ile kullanılan adamlardan bir tanesi diğeri gibi. Evet, Ferhat Kale benim norm AŞ’de çalışırken oranın direktörü, bir dava vesilesiyle tanıştık hava kuvvetleri adli müşaviriyken o günden beri tanışıyoruz zaman zaman benden rica eder emekli olduğunda da birlikte çalıştık. Uluslar arası danışmanlık şirketinde daha sonra sağlık sebebiyle o ayrıldı bende ayrıldım ve Levent Göktaş’ın avukatı kendisi de aynı zamanda birlikte yürütüyoruz müdafiliğini. Bununla ilgili zaman zaman görüşmeler yapıyoruz ben size ne dedim emredin komutanım diyorum. Neden? Harp okulunun verdiği bir terbiye vardır bu bir örgütsel bağ falan değildir bu harp okulu terbiyesidir ölene kadar bizde bir devre önce mezun olan kişiye komutanım denir ya da abi denir en fazla. Bu bir harp okulunun örfüdür, terbiyesidir, geleneğidir, bir askeri gelenektir bu. Haldun Türkoğlu şimdi tapelere çoğunu yanlış geçirmişler. Burada kredi kartını soruyor sürekli yenge hanım bize. Bizde vermek istemiyoruz nedenini burada anlatmak istemiyorum ama örgütsel bir şey değil bu tamamen özel nedenlerle. Çok istiyorsanız söyleyeyim kredi kartından kime ne hediye gönderdiği anlaşılmasın diye. Ferhat Kale evet masraflar için bana para yollayacaktı onu söylüyor. Demet hanım bakın 6 Nisan ek ifadenin verildiği gün Levent Bey girme dedi. Ben çünkü Demet hanıma rica ettim ne numara döndüğünü bilmiyoruz anlamıyoruz Abdullah Kaya ek ifade ek delil yok ek ifadeye gidilmesinin bir manası yok. Demet hanıma sende gir ne dolap dönüyor bir şey yap diyoruz Demet Hanım 5 dakika aşağıya inmesiyle önce girecekken Levent Göktaş tamam demişken 5 dakika aşağıya inmesiyle Abdullah Kaya ikna ediyor Demet hanımda girmiyor onun için mesaj atmış. Evet, ek ifadeden 1 gün sonra ben cezaevine gittim Levent Göktaş’ı ziyarete. Onun şeyi Haldun Türkoğlu bizi götürüyordu bu şirketin sahibi Bema’nın. Onunla buluşup şeye gideceğiz Silivri’ye gideceğiz araçla onun görüşmesi. Evet, Ferhat Kale 7 Nisan’da Silivri’de görüştükten sonra çıkıyorum uçakla Ankara’ya dönüyorum. Ferhat Kale’ye bilgi veriyorum çünkü o da dosyanın müdafisi. Koordine mi yapılacak ne edilecek ne sorulmuş

7

Page 8: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:8

ihbar mektubu bakın ek ifadeye gitmek için bir ek delil çıkması lazım ek ifadeye gidelim diyen kim? Avukat Abdullah Kaya dilekçe vererek götürüyor herhangi bir ek delil yok. Fakat gidildiğinde orada bir ihbar mektubu çıkıyor ortaya. Yani savcı demiyor ki bir ihbar mektubu geldi onun için ek ifadesi alacağız demiyor böyle bir şey yok. Onun görüşmesi buluşmuşuz evet Ufuk benim müvekkilim bir şirketin genel müdürü hem şahsi olarak benim müvekkilim kendisi hem de genel müdürü olduğu inşaat şirketinin benim şirketinin vekiliyim ben. Yurtdışına gidecekler Kosova’ya ve Dubai’ye inşaat işi için. Yurtdışına çıkış yasağı var mı yok mu onu sorgulat diyor evet biz müvekkilimizin vekaleti ile başvurup yurtdışına çıkış yasağı var mı yok mu diye bu vergi mergi dolayı soruyoruz emniyete. Bunda bir şey yok ki. Evet Ferhat Kale. Kararı istiyor bu şimdi dedik ya Abdullah Kaya savcı Zekeriya Öz’le görüşmüş anlaşmış güya gayrinizami harp kursu anlatılacak Levent Göktaş’ta bırakılacak Abdullah Kaya’nın anlattığı hikaye bu. Bende diyorum ki savcı böyle bir söz veremez. Böyle bir şey olmaz. Zekeriya Öz bile böyle bir sözü vermez. Onun sonucunda işte güya ek ifadeden sonra serbest bırakılacaktı onunla ilgili kararı soruyor Ferhat Kale serbest bırakılmadı. Evet, 10 Nisan ek ifadeden sonra sayfa 129 5937 tape numarası. 10 Nisan’da çarşaf çarşaf gazetelerde devre arkadaşı Z.S., Göktaş’ı ihbar etti böyle birisi yok. Zafer Sancak diye harp okulu 80 mezunu birisi yok. Tümüyle her şey hikaye üzerine kurulu yani yalan dolan bazı basın yayın organlarının psikolojik harp enstrümanı olarak kullanılmasıyla bütün iş bu şekilde yürüyor. Anlattıkları doğru mu? Değil onu konuşuyoruz bizde tabi yenge hanıma da kızıyoruz Abdullah Kaya’yı İstanbul’da avukat bulun en iyisini bulun biz istiyoruz bunu İstanbul’da avukat tutulmasını isteyen biziz. Ankara’dan gelip gitmekte zorlanıyoruz her gün veya günaşırı birisinin ziyaret etmesini istiyoruz Levent Göktaş’ı bunun içinde İstanbul’da bir avukat olması lazım. Ama Abdullah Kaya ön son tutulacak adam diye söylüyoruz bunu ve birtakım diğer şeylerimizi de söylüyoruz çekincelerimizi. E şimdi bu olayın sorumlusu olarak onları görüyoruz tabi biz söyledik çünkü uyardık bu bir oyun, oyun oynuyorlar yapmayın diye. E haliyle kızdık bu onunla ilgili bir görüşme bende Abdullah Kaya’ya da yenge hanıma da bir mesaj attım saygılarımı sunan. Evet, Ferhat Kale 11 Nisan yani bu gazetelerde çarşaf çarşaf yalan dolan hikayelerin ihbar mektubunun yayınladığının ertesi günü Ferhat Kale beni arıyor ne oluyor diye? Gelin görüşelim diyor. Gel görüşelim diyor ben Ankara’dayım Armada’da görüştük. Bende olanların doğru olmadığını tekzip edileceğini gazetecilere bunu yazan gazeteler hakkında suç duyurusunda bulunulacağını ihbar mektubunu gönderen hakkında da suç duyurusunda bulunulmasını ona karar veriyoruz birlikte müdafisiyiz Levent Göktaş’ın ikimizde. Evet, Mustafa Kemal Çiçek. Bu benim avukat arkadaşım İstanbul hukuktan Diyarbakır Lice’yi çok temiz çok sağlam Atatürkçü bir çocuk. Ben İstanbul’a şimdi tekrar bu şey için yoğunlaşacağımdan dolayı Ankara’daki bazı işlerimi Mustafa Kemal’e rica ediyorum. Evet 5942 sayfa 123 avukat Demet Reçber, dalga geçiyoruz artık işin ne olduğunu bildiğimiz için 12. dalga vatana millete hayırlı olsun. Kurban keserek kutlayalım Apron’da devam keselim diyoruz çünkü artık iş şirazesinden çıktı. Demet hanımda haberim yok diyor bende dalga geçiyorum. Ne biçim Ergenekon avukatısın dosyayı okumazsın şaka yapıyoruz tabi yani. Evet, Abdullah Kılıçarslan, Levent Göktaş’ın arkadaşı Levent Göktaş Abdullah paşaya bir not iletti onu şey yapacağız ulaştıracağız. Mehmet benim müvekkili olduğum şirketin şoförü yani ne alakası var bunların ya bunları buraya koymuşsunuz? Yani iddia ne? Terör örgütü üyeliği delil ne iddianın kanıtı olan bulgu. Bu mu iddianın kanıtı olan bulgu tape mi bu, bu tape mi terör örgütü üyeliğini gösteriyor? Hasan Gürbüz avukat meslektaşım beraber bulaşacağız Silivri’ye geçeceğiz. Telefonu Hüseyin Buzoğlu’na vermiş o da avukat bende o dönemde Hüseyin Buzoğlu alınıp serbest bırakıldığı için dalga geçiyorum ben yani teröristlerle görüşmem kusura bakmayın mümkünse görüşmeyelim diye dalga geçiyorum yani aslında saygı duyduğumuz bir büyüğümüz. Hukukçuluğuna, kişiliğine. Evet ben sizinle görüşmek istemiyorum diyorum bu tapede bir bölümü silmişler çünkü orada konu Zekeriya Öz’le ilgili olduğu için orayı silmişler anlatayım ben. Şimdi Zekeriya Öz’e tazminat davası açıyor şey Hüseyin Buzoğlu, Zekeriya Öz’de Akdin ifa yeri mahkemesi yetkilidir diye itiraz

8

Page 9: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:9

ediyor Ankara mahkemesine. Bende Hüseyin beyle dalga geçiyorum Zekeriya Öz’le aranızda Akit mi yaptınız da akdin ifa yeri mahkemesi yetkilidir diye itiraz ediyor bir daha görüşmeyelim diyorum. Bu yani herkes ne döndüğünün farkında. Olay artık şirazesinden çıktığı için artık sadece dalga geçmek mümkün yani ciddiye almak mümkün değil. Ali Çetin Tarcı Adanalı avukat meslektaşımız Levent Göktaş’ın da arkadaşı. Aramışız telefon görüşmesinde ne haber nasılsın iyi misin? Bu mu örgüt üyeliğinin kanıtı? Ferhat Kale, ben gelemedim selam söyle diyor şeye Nesrin Göktaş Levent Göktaş’ın eşi. 17 Mayıs, 17 Nisan’da bana mesaj atmış Levent albayı bugün Levent bugün seninle mutlaka görüşmek istiyor. Avukatıyla haber bende zaten kapıdayım o sırada. Bahar Özgüner benim stajyerim aynı zamanda baba tarafından akrabam seni İşçi partili seni diyorum bunu çizmişler öğrenciyken İşçi Partisine gidip geliyormuş bende o tip şeylere karşıyımdır bir öğrenci yani hiçbir partiyle ilgisi yok yani İşçi Partisi yada AK parti ya da CHP fark etmez öğrencinin işi okumaktır siyasetle uğraşmak değil. Bende öyle şaka yapmışım. Levent Bektaş’ın telefonunu gönder demişim 17 Nisan. Bir altına da Demoya sorsun değil bu Bema’ya Demet Hanım Bektaş’ı tanımaz yani Demet hanımda Bektaş’ın telefonu yoktur Bema’nın sahibi Levent Bektaş’ın arkadaşı burada öyle diyorum fakat öyle yazmışlar. Şimdi ben stajyerimi arıyorum bir arkadaşımın telefonunu istiyorum bu da örgüt bunu örgütsel irtibat diye koymuşlar şey iddianamesine Poyrazköy iddianamesine örgütsel irtibat telefon numarasını istiyorum. Şimdi ben tutuklandım benim 300’ü aşkın müvekkilim var herhangi birisi sekreterini arayıp benim numarasını numaramı istediğinde onu da bu örgüte mi katacaksınız, bu mu örgütsel irtibatı kurma mantığı? Yani ben daha önce söyledim ben İstanbul hukuk mezunuyum okuduğumu anlarım. Ama şu irtibat kurma şeyini ben anlayamadım ya ben çok zeki değilim ya da bu kadar derin hukuki bilgim yok. Bunun içinde çok üzgünüm. Evet, 17 Nisan Nesrin hanımla görüşmüşüz. Bu 17 Nisan’da Sabah gazetesinde soğuktan gelen bir adam diye soğuktan gelen adam diye bir şey çıkmış. Bir sürü hikaye okuyor bu adam Yıldırım Beyler bu adam bu adamın Levent Göktaş’la da hiçbir irtibatı yok özel kuvvetlerle filan çalışmış değil bakın özel kuvvetlerin bütün timlerinde mahalli dili bilen görevli vardır. Özel kuvvetlerin görev unsurlarında şey bulunmaz böyle sağdan soldan toplama çevirme yapacak adam bulunmaz kendi personeli zaten mahalli dili bilir. Azerbaycan’a gidildiyse Azerice bilen birisi vardır Yunanistan’a gidilirse Yunanca bilen birisi vardır Kuzey Irak’a gidilirse mutlaka Kuzey Irak’ta bir sürü lehçe konulur. Sorance, Gorance, Kırmantça, Zazaca Kürtçenin 4 aynı şeyi var lehçesi var onları bilen çocuklar bulunur mutlaka böyle sağdan soldan toplama adamlarla tercüme yapılmaz bu adam diyor ki ben özel kuvvetlerin tercümanıydım. At gitsin nasıl olsa herkes inanıyor. Daha sonra araştırdık bu adam kim diye taktik alayda istihbarat şubede telsiz başında dinleme yapan adammış. Hiç ne olaylarla bir ilgisi var ne şeyle bir ilgisi var sabah giriyor kapanıyor odaya büyük bir telsizle örgütün telsizlerini dinliyor. Ara sırada kapıya gönderiyorlarmış Habur’a bu yani. Ne özel kuvvetlerle bir ilgisi var ne Levent Göktaş’ı tanır ama adam okumuş okuyan tabi okuyanı değil okutturana bakacaksın. Bir sürü hikaye anlatmış bunun hakkında suç duyurusunda bulunduk hem bunun hakkında hem de gazetenin sahibi Ahmet Çalık hakkında. Yani Başbakanın damadının patronu hakkında suç duyurusunda bulunduk. Neden? Çünkü burada terörle mücadele kanununun 6. maddesinde siz terörle mücadele görevi yapanları kod isimlerini deşifre edemezsiniz bu haberlerde kod isimleri deşifre edilmiş. Haberi yapan gazeteci gazetenin sahibi sorumlu yazı işleri müdürü ve Yıldırım Beyler denen bu soytarı hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ne oldu biliyor musunuz? 2 aylık zamanaşımı süresine soktular bunun şeyle ne alakası var basın suçuyla? Adam terörle mücadele kanununu ihlal ediyor, bir terörle mücadele görevinde bulunmuş bir devlet görevlisinin kod ismini deşifre ediyor sonra basın yasası olduğu için basın suçu olduğu için 2 aylık süreden zamanaşımı. Dilek Bozkaya benim müvekkilim oradaki Güneydeniz saha komutanlığı askeri mahkemesindeki davasıyla ilgili konuşuyoruz ben diyorum ki askeri mahkemenin vereceği karar çok önemli değil çünkü böyledir bazen mahkemeler dosyayı bu bizim bir tecrübemiz dosyayı karar veremezse eğer işin içinden çıkamazsa ben bir

9

Page 10: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:10

karar vereyim Yargıtay ne derse dönüşte ona uyarım der. İşin içinden çıkamadığı veya çok karışık durumlarda şimdi burada onu anlatıyorum mahkemenin ne kadar verdiği önemli değil Yargıtay asıl Yargıtay’da bu işler çözülür diyorum. Neden? Çözülür derken benim askeri Yargıtay’da adamım var ben sen gelsin ben orada çözerim mi diyorum? Hayır, tam tersine askeri Yargıtay’la benim aram hiç iyi değildir çünkü 2. daire üyesinin hepsini reddetmiştim ben bir davada hukuka aykırı karar verdikleri için. Ben öyle düşündüğüm için ben askeri Yargıtay’dan da vay efendim ben avukatım mesleğimi yapıyorum, işte bunları reddedersem sonra benimle ilgili iyi düşünmezler iyi karar vermezler diye düşünmedim 2 tane binbaşı 5 tane başçavuşun atıldığı hukuka aykırı bir şekilde atıldığı bir kararda bana göre çok vicdansızca bir karardı. Askeri Yargıtay 2. dairesi haksız karar verdi yasa değişikliğine denk geldiği için yargılamanın yenilenmesini istedim bütün 2. daire üyelerini de reddettim önceki davalarında hukuka aykırı karar verdikleri için. Onu anlatıyorum bu iş askeri Yargıtay’da çözülür mahkeme çünkü işin içinden çıkamıyor belki komutanın baskısı var olabilir çünkü bazı ben bilmiyorum emekli askeri hakimler diyor ara sıra komutanlar bize baskı yapıyordu diye. Olabilir olmayabilir de işin içinden çıkamazsa askeri mahkeme atar topu Yargıtay’a orada karar verilir. Bana göre bu hanımın eylemlerinde bir suç yok çünkü yakalandığı yer kışla dışı. Ve arama yapan kişilerin arama yapmaya yetkisi yok. Evet, konuşmanın özü bu. Nesrin Göktaş, ben Levent albayın yanından çıktıktan sonra tartışıyoruz bu olaylar nedeniyle bu yayınlar nedeniyle onları da sorumlu gördüğüm için. Zafer Böke Levent albayın ev sahibi ne alakası var? Cahit, avukat arkadaşım Çanakkale’de o Hale Hanımın o çete tarafından kaçırılan hanımın Çanakkale’de bu el konulan gayrim menkulleri ile ilgili dava var. Ben Levent Göktaş'ın yanına gideceğimden meslektaşımdan rica ediyorum biz bunu yaparız her zaman giremezsen o ilde bi veya yakın bir yerde arkadaşın varsa rica edersin bunun örgütle ne alakası var. Kendisi girdi sağ olsun duruşmaya. Evet, Haldun Türkoğlu değerli başkonsolosum diyorum çünkü bir Afrika ülkesinin fahri konsolosu. İstanbul’a geldim diyorum bu kadar yani. Levent Bektaş’la görüşüyorum. Haldun’u niye sola çeken araba verdi geyik yapıyorsun şakalaşıyoruz, yarın geliyorsan uğra diyor aslı 19 Nisan yani bu Poyrazköy silahlarının bulunmasından 3 gün önce. İlk telefon görüşmemdir bu bakın. Şimdi iddianamede diyor ki; Ocak’tan sonra çok artan bir telefon trafiği diyor hikâye ilk telefon görüşmem bu Ocak, Şubat, Mart, Nisan. 4 ay görüşmemişim 3 ay, hiçbir telefon görüşmesi yok ama ne diyor iddianamede? Levent Göktaş tutuklandıktan sonra artan telefon trafiği gizli buluşmalar. Tamamen masalsı kurgular. Evet, X erkek şahıs. Bu kişi bir emniyet müdürüdür emekli bir emniyet müdürüdür bu. Bi şirkete göndermiştim kendisi emekli, bir işle ilgili proje ile ilgili ne yaptınız ne ettiniz onu soruyoruz benim müvekkilim olan bir şirkete. Evet, Levent Bektaş, öyle bir örgüt ki yani diyorsunuz bağlantı ben adamın işyerini bile bilmiyorum. Telefonda onu soruyorum nerde nasıl geleceğiz diye. Hasan Gürbüz Avukat meslektaşım. Bu 17 Nisan’da yayınlanan Yıldırım Bey’lerle ilgili hikâye soğuktan gelen adam Sabah Gazetesinde yayınlanan şeyle ilgili hem suç duyurusunda bulunduk Ahmet Çalık’la ilgili o haberi yapanlarla ilgili hem de basın açıklaması yaptık. Basın açıklamasını Hasan Bey’e de göndermişim okusun danışalım meslektaşım çünkü. Birbirimize danışacağız tabi. Haldun Türkoğlu, evet 22 Nisan ben Antalya’dayım bir müvekkilimizin Manavgat’taki otelde yaptığı işle ilgili yıkım kararı çıkmış belediyeden onun başındayız yıkıma itiraz edeceğiz vesaire filan onunla uğraşıyoruz. Haldun Türkoğlu beni arıyor, Levent Bektaş’ın evinde arama varmış bir ara diye. Şimdi bakın bu tarihi, tarihi bir konuşmadır. Ben diyorum ki; Bektaş’ı arıyorum CD’nin mutlaka kopyasını al diyor ki polisler çok iyi çocuklar bende diyorum ki; hakikaten çok iyiler çok iyi davranıyorlar. Çok iyi davranıyorlar çok iyi eğitim almışlar ama sonra şeye gittiğinde ha o çocukların arama yapan çocukların bununla ilgili yok, içinden çocuk pornosu bile çıkar diyorum. Kopyasını al mutlaka içerik listelemesi yap, listelemenin tutanağını al, onlara da imza at kendine de bir suret al diyorum. Bu işin nasıl yapıldığı bildiğim için bu soysuzluğun o emniyet içindeki çete tarafından. Daha sonra almamış çocuklar çok iyi olduğu için Bektaş’ta çok saf olduğu için yardımcı olmuş

10

Page 11: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:11

almamış onlarda demişler teknik yetersizlik. Hâlbuki emniyet bilişim şube ne hikâye okuyor, emniyetin geldiği teknik kapasitenin ne kadar, her konferansta panelde. Emniyettin geldiği safhayı anlatıyorlar ne kadar ileri teknolojiye sahip olduklarının, teknik kapasitelerinin ne kadar yüksek olduğunu. Madem teknik kapasiten bu kadar yüksekse niye bir tane bilgisayarın üç tane CD’nin kopyasını alacak kadar teknik kapasiten yok mu senin. Aslında var ama iş başka. Evet, daha sonra Haldun Türkoğlu beni arıyor tamam bende söyledim diyorum yani ne yapacağını söyledim kopyasını almasını söyledim diyorum. Evet, Nesrin Göktaş o haberleri dinlerken Levent Göktaş'ın evi aranıyor diye anlamış yanlışlıkla çünkü isimleri çok yakın Levent Bektaş Levent Göktaş, bizde hayır diyoruz Levent Bektaş diyoruz Levent Bektaş’ı tanımıyor. Evet, Avukat Hasan Gürbüz, dalga geçiyoruz yani ben geçiyorum daha doğrusu Avukat Hasan Bey daha ciddidir. Artık 2080 yılında 1360. dalgayı göreceğiz diye ömrümüz yeterse çünkü öyle bir şey kurgu var ki. Poyrazköy, diyor Poyrakköy’de silahlar bulunmuş bende soruyorum Poyrazköy neresi diye. Dalga geçiyorum bu da İbrahim Şahin’in masa üstündeki krokisi gibi olacak herhalde diye. Yine dalga geçiyorum Türkan Saylan’ın evinden nükleer silah depolarını bulamamışlar mı, iş şirazesinden o kadar çıkmış ki aklı başında herkes resmi görüyor aslında. Ben yazdım kızıl saçlı bir tane kızıl saç, saç kılı bulunmuş kızıl renkli. İstanbul Emniyetinde TEM’de ve KOM’da kızıl saçlı 4 tane çocuk var onların saçlarını alıp karşılaştırsanıza. Bunu talep ettim ben savcılıktan hani ilgim yok ama soruşturmanın şeyini bildiğim için şirazesini, her şey ortaya çıksın diye talepte bulunuyorum. Evet, Haldun Türkoğlu 22 Nisan, sayfa 83 tape 5970 şeyin durumunu soruyorum Levent Bektaş’ın, ne yaptı bırakıldı mı? Gözaltında mı diye? Evet Ferhat Kale, Levent Göktaş'ın diğer müdafisi. Ben 23 Nisanda soruyorum Abdullah Kaya devam edecekse beni azledin diyorum. Ben çünkü ben bu adamla devam etmem ben size anlattım oyun oynuyorlar bu oyun, ek ifadeye gidilmeden söyledim ben size, hala bu adamı azletmiyor o zaman beni azletsin ben bu adamla çalışmam. Bu adama açıkça söyledim Zekeriya Öz tutuklama tehdidiyle korkuyor bu adamda kullanıyor, bu adamda hâşâ tövbe Allah’tan çok tutuklanmaktan korkuyor bunu fark etmiş Zekeriya Öz kullanıyor. Evet, Erdal Kılıç, gazeteci bir arkadaşımız bu çıkan silahlarla ilgili soruyor, bende diyorum ki; subaylar silah uzmanıdır lav silahı gömülmez lav silahını ancak bir dangalak gömer. Neden çünkü lav silahlarının elektronik ateşleme sistemi vardır en ufak bir nemden etkilenirler. Ateş almazlar kullanamazsın yani lavı kullanacak bir adam lavın depolama şartları çok şeydir teknik tarif namesinde yazar belirli sıcaklıkta, belirli şeylerde üst üste koyma şartları araya raf koyacaksın vesaire filan e bunlar teker teker teknik tarifnamesinde yazar. Lavı, lavı ancak akılsız bir adam gömer silahtan mühimmattan anlamayan, ama burada psikolojik harp yapılacağı için hani yeraltından lavlar fışkırıyor diye çünkü Zekeriya Öz öyle söylüyor her taraftan lav fışkırıyor diyor. Evet Zafer Bey, Zafer Albay dünyanın sayılı silah ve patlayıcı uzmanlarındandır. Ben onu arıyorum yani kendi bilgilerimde acaba bir hata mı var diye, o da resimlere bakıyor teker teker bunlar bombalar şey diyor yani resimlerden gazetelerdeki resimlerden, lav silahı gömülmez diyor bilirkişilik yapar mısınız diyorum hayır diyor beni karıştırma diyor. Çünkü o şeydir hassas bir insandır böyle şeylere bulaşmak istemez ama getirirseniz resimleri yardımcı olurum diyor. Tekrar arıyor bende izah ediyorum Errocksan üretiyormuş lav silahlarını onlardan bilirkişilik yapabilirsiniz diyorum onlardan isteyin diyorum. Evet, burada ilginç bir şey var tabi bu bir şekilde bir ara basına yansıdı ya da internete. Ankara’daki aramalarda birisi 155’i aramış polisler gömülü mühimmatı bulamayınca 150 metre yukarda diye bu adamı yine o tarihte müdafilik yaptığım süreçte duyduğum kadarıyla polis ya da savcı bulmuş yakalamış sen kimsin nerden biliyorsun bunu filan diye sonra kayboldu adam ortadan. Mesela bu, bu adam veya bu şey ortaya çıkartılabilir, aranıp bulunabilir tekrar, kimsin sen diye eğer doğruysa tabi olay. Tekrar Zafer Albayım beni arıyor, tam teknik şarj bittiği için tam teknik bilgi veremediği için diyor ki; onların ikisi de Amerikan savunma bombası, biri Amerikan taarruz biri MK eğitim, öbürleri de MK ama Amerikan bombaları uzun süredir bizim orduda kullanılmıyor diyor. Ben 1980’da Güneydoğu’ya 1990’da Güneydoğu’ya

11

Page 12: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:12

giderken aradım bulamadım diyor taaa bilmem hangi birliğin deposundan ancak bulabildiler diyor yok yani çünkü orduda. Çok güzel kıymetli bombalardı diyor adam patlayıcı uzmanı olduğu için değer kıymet atfediyor. Evet ve söylüyor hepsi Amerikan çıkan bombaların. Lav İran lavı bir tanesi köşeli, bunları hep resimlere bakarak tespit etmiş bende bilirkişilik yapar mısınız? Diyorum hayır diyor. Deniz, benim arkadaşım aynı zamanda müvekkilim. Bu tapelerde yalnız şu var, benim söylediğim mesela diyorum ki; benim söylediğim şeyler sanki Deniz Bey söylemiş gibi geçiyor. Bir yerde kaydırmışlar polisler tapeleri mesela ben diyorum bu işin içinde gizli servis parmağı olduğunu ben artık o kanaate ulaştım. Bende birkaç tane delil var diyorum onu ben söylüyorum onu Deniz söylemiş gibi yazmışlar orda bir kaydırma olmuş burada konuşuyoruz dalga geçiyoruz ( bir kelime anlaşılamadı) benim çok samimi arkadaşım 10 yaşında bir oğlu var onu anlatıyor. 10 yaşındaki oğlunun ODTÜ’lü bir profesöre bu adam böyle konuşuyor yakında bunu da Ergenekoncu diye alırlar diyor çocuk. Onu anlatıyor gülüyoruz. Zekeriya Öz'ün ek ifade de Levent Göktaş’a söylediğini söylüyorum. Zekeriya Öz ilk ifade de Levent Göktaş'a şey diyor ya diyor; aslında seni tutuklatmak istememiştik ama asıl Hüseyin Buzoğlu’nu tutuklatmak istemiştik, fakat hâkim Yargıtay’dan geldiği için herhalde Yargıtay üyelerinin gizli çekimlerine kızmış o yüzden seni tutukladılar filan diyor, ya bir savcı böyle der mi. bu başlı başına soruşturmanın nasıl bir şiraze üzerinde yürüdüğünü gösteriyor. Evet, bizde şey yapıyoruz yani niye kim gömdü filan nasıl gömdü filan diye onu soruyor Deniz o da asker çocuğu. O da şey yapıyor onunda aklına yatmamış aydın bir adam, yani bun niye gömüyorlar herkes artık bir tarafı ile gülüyor bu işlere diye yani. Herkes anlıyor yani bu işi numaraya çevirenler numara çevirdiklerini zannediyorlar ama herkes anlıyor toplumda ne döndüğünü ne şey yapıldığını yapılmaya çalışıldığını. Evet, bu görüşmede de böyle. Aydın Usman şimdi liderimle beraberim tarikat liderimizle diyor. Şimdi ben bu tapenin buraya konulacağını bilmiyordum. Savcılığa iki tane dilekçe yazdım bundan önce soruşturma aşamasında şüpheli konumundayken dedim ki; bu ülkede dinin nasıl kullanıldığı anlatmak için bir hâkim, bir kaymakam bu aynen böyle yayınlandı görüntüleri de yayınlandı. Şeyhin hıyar günü varmış, adamlar gidip şeyhin edep yerinden öpüyorlar adamlar bunu kameraya çekmişler ya böyle bir şey olabilir mi? bu din mi ya? Bunun dinle ne alakası var, bununla dalga geçiyoruz. Koskoca üniversite bitirmiş bir askeri hâkim teğmen, koskoca üniversite bitirmiş bir kaymakam bilmen neymiş şeyhiymiş bilmem neymiş böyle bir ahlaksızlık var mı ya? Bu din mi? Dinle ne alası var bunun, işte din böyle sömürülüyor, din böyle yıpratılıyor. Bende diyorum ki; dalga geçiyorum şeyhimizin ellerinden öpüyorum hatta diyorum bilmem neresinden öpüyorum ayıp ayıp ediyor yani, bizim şeyhimizin nesi eksik diyorum bu adam şeyh değil bende tarikatçı değilim bu adam profesör, üniversite hocası bahsettiğimiz adam, tarikat hocası filan değil. Evet, bu dinsel sapıklıklarla dalga geçiyoruz bu şeyhin tarikatın bilmem neyin denen adamların, din adına yaptıkları dinsel sapkınlıklarla dalga geçiyoruz. Bu özel bir görüşme olabilir benim arkadaşım ben böyle bir görüşmeyi yapabilirim. Yoksa ben kimsenin bir tarafından öpmüş filan değilim öyle bir şeyim yok. O sapkınlıkla dalga geçiyoruz sonra hoca alıyor telefonu tarikat hocası değil, profesör, üniversite hocası. Lav her taraftan lav fışkırıyor vesaire diyorlar lavlar filan diye anlatıyor o da teknik konulardan anladığı için bende diyorum ki; lavların ateşleme sistemi çok hassastır bu işten anlayan bir adam lavı toprağa gömmez ancak bir salak lavı toprağa gömer ve o salakta kim fetoşçu emniyetçiler diyorum. Bu kadar basit geri zekâlılar yeraltından fışkırıyor şeklinde haber yaptırmak için aptal herifler anlamadıkları için silahtan tesisattan, böyle diyorum. Evet, pazartesi İstanbul’da görüşelim diyorum çünkü hocanın bazı projeleri var 20’ye yakın patenti var bu adamın uluslar arası patenti TÜBİTAK’ta şeylerde filan bir takım başvuruları var onlarla da zaman zaman ilgileniyoruz. Evet, Fatma Bozdemir sekreterim. Bu Yıldırım Bey’lerle ilgili haberlerim bazı gazetecilere gönderilmesini istiyorum tekziplerin basın açıklamasının. Çünkü öyle bir propaganda yürütülüyor ki; yani bir yandan soruşturmayı, soruşturmayla ilgilenirken bir yandan da bu yalan haberlerle ilgilenmeniz gerekiyor halka doğruyu anlatmanız gerekiyor çünkü

12

Page 13: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:13

tamamen her şey karartma propaganda ajitasyon bunun üzerine kurulu büyük kısmı. Bunlarla da mücadele etmemiz gerekiyor. Onun için yapıyoruz bunları niye yapıyoruz. Halka gerçeği anlatmak için. 1 Mayıs, o basın şeylerinden Şahin Bey’e de gönderin diyorum Şahin Bey Avukat, bizim meslektaşımız bu süreçte kendisiyle görüştük avukat olarak. Basınla ilgili şeyleri nedir o. O’na da gönderiyoruz bilgisi olsun diye. Abdullah Kılıçarslan Paşa görüşelim diyoruz, Levent Albay’ı merak ediyor ne yapıyor ne ediyor hukuki süreçle ilgili bilgi almak istiyor. Arkadaşı daha önce birlikte çalışmışlar merak ediyor haliyle doğal olarak. Avukat Demet Hanım, Kel Ahmet geldi diyor tam komedi yani bunu niye buraya koydunuz Selamet mi diyorum çünkü benim 1,5 metre yanımda 5 tane el bombası patladı benim sol kulağım duymuyor yani muhtemelen telefonu sol kulağıma koydum. O Kel Ahmet diyor ben Selamet mi? diyorum. Evet, Abdullah Kılıçarslan, ne nasıl gideceğimi ofisi nasıl gideceğini ofise nasıl gideceğimi soruyorum avukat Çağrı birlikte çalıştığımız arkadaşımız avukat arkadaşımız Taner Bektaş’ın delil listesi yazılacak onu konuşuyoruz ne alakası var örgütle. Yani Allah rızası için bir tane şöyle hakikaten şüphe doğuracak bir tane şey olsun ya konuşma olsun. Ferhat Kale, birlikte müdafilik yapıyoruz görüşüyoruz. Saygı Öztürk gazeteci, beni aramış, neden çünkü bir haber yaptırmak istiyor bu gömülü lavlar ile ilgili bende çıkıp onu anlatacağım. Dink şeması vesaire filan yaptığımız suç duyurusu, soruşturmaya girmeden sadece bu şeylerle ilgili konuları konuşuyoruz onunla ilgili aramış beni. X Erkek şahıs, benim devre arkadaşım onun bulunduğu yere gitmişiz görüşmüşüz. Aydın Kılınç ben bu adamı tanımam Levent Göktaş'ın müdafii, Levent Göktaş bu kişinin ya da bu kişinin akrabalarının avukatlığı yapıyormuş onunla ilgili bir konu. Yani Yargıtay’daymış dosya bozulmuş gitmiş dosyayı getiren kişi farklı konuşmuş onunla ilgili meseleyi çözmeye çalışıyoruz. Bende yaz getir diyorum, yazılı getir bu adamdan ne dediyse yazılı al gel ben Levent Albay’a vereyim. Levent Albay kabul etmezse çıktığında bu adama hesabını sorar diyorum yalan söylüyorsa. Saygı Öztürk, 9 Mayıs program için görüşeceğiz o telefon konuşması. Nusret Altıncı benim müvekkilim, duruşması var bu tarihlere yakın 9 Mayıs’a yakın bir tarihte Genelkurmay Askeri Mahkemesinde duruşması vardı, onunla ilgili görüşüyoruz. Ya bu telefon görüşmelerini buraya koyamazsınız ya bu suç. Taner Bektaş özel kuvvetlerde teknisyen olarak, uçuş teknisyeni olarak görevli helikopterde bir tatbikatta kaza meydana gelmiş onunla ilgili bir dava yürüyor, onunla ilgili müvekkilim duruşması var onunla ilgili konuları konuşuyoruz. Mustafa Hüseyin Buzoğlu işte operasyon yapılmasına karar verilen bana göre benim görüşüm tape bu. Bana Mustafa Hüseyin Buzoğlu arıyor CD DVD inceleme tutanağının örneğini verdiler mi size diye soruyor yok vermediler diyorum bende yani hiçbir şey vermediler bize, bende var gönderim diyor basına sızdırmış şey polis. Bir takım hukuki tartışmalar yapıyoruz bu yazılı emri bozma yoluyla ilgili karar verilmiş şeylerle ilgili sonra polis bana diyor ki; CD DVD inceleme tutanağını altında polis imzası var diyor tarih ne diyorum 8 Ocak diyor. 8 Ocak olması mümkün değil, mümkün değil. Yani bir sahtekârlık olduğunu ben oradan anlıyorum neden çünkü deliller 8 Ocak gece 23.55’te açıldı ben oradaydım ben imza attım hatta şerh koydum bunun tutanak hâkim önünde açılması lazım diye. Gece 23.55’te 63 tane CD’yi polis alıp 5 dakikada inceleyip 51 nolu DVD ile ilgili 26 sayfalık raporu yazdıysa ben o polisin var ya alnından öperim alnından. Böyle bir sahtekârlık yok ama olay bu. 8 Ocakta polis bu tutanağı düzenlemiş 23,55’te 8 Ocak gece 23.55’te açıldı deliller, delil torbaları, mühürlü torbalar. Evet, mailimi istiyor bana gönder, bana gönder diyorum gönderiyor. Akşam saat 20.39 ben hemen açıp inceliyorum. Kamera şeyleri kayıtları dikkatimi çekiyor. Çünkü kamera, gizli kamera çekimlerinden birçok şeye ulaşmak mümkün bunu öğrendik bu süreçte yani o dikkatimi çekiyor. Bende yenge hanıma mail atıyorum. Bakın bu orda bu şey yok mesaj atıyorum çok önemli bir belge elimize geçti sonun başlangıcındayız diye. Kendi sonumuzun başlangıcındaymışız. X Erkek şahıs, SPH Kozmetik diyor bu benim müvekkilim Genelkurmay Askeri, düzeltiyorum Hava Kuvvetleri savcısı bu şahsı çağırmış bana göre hukuka aykırı müşade altına aldırmış bana göre hukuka aykırı ben Genelkurmay Askeri Mahkemesine itiraz etmişim bununla ilgili. Bu adamla ilgili ayrıca başka bir

13

Page 14: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:14

şeyimiz var yabancı bir şirketle ilgili bir görüşmemiz var onunla ilgili konuşuyoruz ESSEM’den alınması gereken bir belge var onu vermiyorlarmış ben alırım diyorum. Yani kurumlardaki kişilerin şeyi ben karar verecek kimse ben direk ona çıkarım ben aradaki adamlarla uğraşmam onu anlatıyorum. Nursel Atar, benim liseden arkadaşım New York’ta avukat. Bahsettim ya ben bizde etnik ayrım olmaz filan diye bu kız, Arap Alevisi bir kardeşimiz liseden benim arkadaşım New York’ta avukat Türkiye’nin en başarılı insanlarından biri Atatürkçü. Türkiye’ye niye döndü biliyor musunuz? 10 yaşında kızı var benim kızım Amerikanlılaşmasın Türklüğünü unutmasın diye döndü. Türkiye işte böyle bir ülke Amerikalılar bunu bilmediği için hala bölmeye parçalamaya insanları fırkalara ayırıp birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Bu kız her geldiğinde benden üzerinde Türk bayrağı olan anahtarlık, çakmak, vesaire alıp götürürdü, isterdi Amerika’ya gönder diye. Şimdi Türkiye’de onunla bir görüşme yapıyoruz. Annem geldi diyor çünkü annesini tanıyorum ben yani ta liseden beri arkadaşız. Annem geldi gel ziyaret et diyor, ne bunda ne var akşam Alman Elçisinin resepsiyonu var davetiye gelmiş resepsiyona birlikte gidelim diyorum neden çünkü benim İngilizcem çok iyi değil unuttuk ta yıllar geçti kullanmaya kullanmaya onun İngilizce’si çok iyi 10 yıldır Kanada’da Amerika’da. Haldun Türkoğlu yani bu tapeyi herhalde herkes gülsün diye koydunuz sayfa 20, 20001 yani açıklamaya bile gerek duymuyorum yenge hanım bazı mektupları bulmuş kötü bir durum tabi. Tolga benim yeğenim, şirkette çalışıyor benim müvekkilimin olan bir şirkette çalışıyor. Öğrenciydi o tarihte, ben diğer şirketten aldığım arabayı buraya bırakmıştım iki şirket birbirine yakın arabayı bırakın demiştim onu konuşuyoruz. Nedim Şener gazeteci, zaman zaman bu süreçte görüştüğümüz şeylerden kişilerden biri. Bu dosya içerisinde Fethullah Gülen raporları var mı? Onu istiyor onu soruyor. Bende yani çok ilgili olmadığım için o tarihte bu konuyla ertesi gün görüşelim diyor ertesi gün gittiğimizde görüştük. Evet, Nedim Şener’le tekrar bir görüşme 22 Mayıs, 14 bakın o tape şimdi 16’sında Hüseyin Buzoğlu beni aradı, CD DVD inceleme tutanağını gönderdi 18’de Ceyda Ertüsün beni aradı o tape burada yok. O tapeyi lütfen en kısa zamanda getirtmenizi istiyorum o tapede 15.55 saati o görüşme sonrasında bu ofisimde keşif yapan hanımlar geldiler Ayşegül Hüma Babuna, Aylin Atmaca o görüşmeyi buradan çıkartmışlar yani yanlışlıkla koymuşlar atlamışlar. Evet Güray Değerli, görüşüp öğleden sonra neticeyi bildireceğim diyor neden, şimdi Levent Göktaş, Güray Değerli’nin çalıştığı şirketin avukatı, vekili vekâlet işi devam edecek mi? etmeyecek mi? tutuklandıktan sonra onu görüşüp konu, konu oydu yani. Haldun Türkoğlu, ben Edirne’ye gitmiştim o 22’sinde araba alıp vardın mı? Diye beni arıyor. Levent Bektaş’ı cezaevinde ziyaret etmişim onu soruyor. Evet, Demet Hanım GATA’dayız Ali Osman’la görüşüyoruz bu askeri savcının müşade altına aldırdığı bizim müvekkilimiz. Görüştükleri konu da şu; diğer yabancı şirketle ilgili konu, çünkü o toplantıya Demet Hanımda katılacaktı. Nevzat Göksu benim tabur komutanı arkadaşım devre arkadaşım Çaldıran’a tayini çıkmış aramış beni gidiyorum diye. Evet Aydın Kılınç, mesaj atmış bu Levent Göktaş'ın şeyi evet bütün tapeler bu. 30. klasörde sadece benim verdiğim kanun yararını bozma yoluna gidildiğinde adalet bakanlığına benim verdiğim dilekçe ve ekleri var. Burada 35 tane tekzip var bakın ben size ne dedim, ben 60’a yakın dilekçe verdim soruşturma aşamasında, 35’e yakın tekzip yaptım. Biz hukukçuyuz bütün işimizi hukuki götürdük. Orda bir latife yaptım ben, terörist olsaydım Beşiktaş Adliyesini yörüngeye oturttururdum diye. Allah korusun biz şey değiliz ya böyle bir şey yok. Bütün işimizi hukuki yapmışız itiraz etmişiz savcılığın kararlarına red kararlarını bakanlık, bakanlığa bozma yoluna götürmüşüz. Yani gitmişiz Teknik Üniversite’den rapor almışız yani bütün işimizi hukuki yapmışız yani bu teröristlik ise diyecek bir şey yok. Evet 31. bu önemli 31. klasörde bitiyor. Bu benim ofiste çıktığı ifade edilen 11 çarpı 4 işte Dilek Bozkaya’dan, polisin bıraktığı belge. 1’den 33’e kadar bakın şimdi parmak izi incelemesinde 20 tane benim parmak izim bulunmuş. Şimdi burada Dink şeması var. Bu Dink şemasını ben internetten indirdim neden, çünkü polisler hakkında suç duyurusunda bulundum, ekine de bunu koydum delil olarak. Onun için indirdim yani bu bana daha önceden bir şekilde gelmiş filan değil. Bunlarda parmak

14

Page 15: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:15

izim çıkıyor. Bunlar benim soruşturma esnasında soruşturma sırasında elde ettiğim Levent Göktaş'ın dosyasında muhafaza ettiğim bilgi ve belgeler, parmak izim tabi ki çıkacak. Levent Göktaş'ın yazdığı kendi el yazı savunması, dosyasında, bunda parmak izim çıkacak tabi ki çıkacak. İşte parmak izi çıkan belgeler bunlar birde, 5’ten 40’a kadar olanda onu arz ettim ilk 5 sayfa içinde inceleme yapmamışlar, ilk 5 sayfa içinde inceleme yapmamışlar o ne o belgeler irticayla mücadele eylem planı ve şey İzmir’den bize yardım edecekler belgesi. 5’ten 36’ya kadar olan belgede zaten bizim ofise, ofisimize ait kendi dosyalarımızdaki belgeler. Evet, bütün bilgi, belge ve dokümanlara teker teker cevap verdik şimdi Sayın Başkan, 5 dakika müsaade ederseniz ondan sonra kısaca toparlayıp bitirmek istiyorum.

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada bir kısım sanıklar müdafileri Av. Mehmet Aytekin’in geldiği görülmekle huzurdaki

yerine alındı.Sanık Serdar Öztürk tekrar huzura alındı.Savunmasına kaldığı yerden devamla. Sanık Serdar Öztürk:”Evet Sayın Başkan, savunmama başladığım günden beri andan

beri, bu belgenin neden, kim tarafından, niçin oluşturulduğunu izah etmeye çalıştım. Onun içinde şöyle bir usulü izledim; Levent Göktaş’ın müdafisi çünkü bu belgenin neden oluşturulduğunu anlamak için, Levent Göktaş’ın müdafiliği sürecini anlatmam gerekiyordu. O nedenle bu süreci bütün detaylarıyla anlattım. Siz mahkeme olarak heyet olarak içinden anlattıklarımın içinden işinize yarayanları alıp tabi ki değerlendireceksiniz. Ben benim amacım bütün teferruatıyla her şeyi anlatmak işe yarar veya yaramaz. Çünkü ceza dosyalarında detay önemlidir. Sonuç olarak bunun Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürütülen örtülü bir faaliyet olduğunu, yargının kullanıldığını bu işte. Silahlı kuvvetleri soruşturmalarla boğarak, 1995’te nasıl Çelik harekatıyla Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin kurulmasını ve neticeden Türkiye’nin parçalanmasına yönelik planlayan silahlı kuvvetlerin aynı amaçla çünkü bu hayal hala devam ediyor. Bu hayali engelleyecek tek kurum silahlı kuvvetler. Bir ülke emperyalist bir ülkü yada bir kişi hedefe giderken önündeki engelleri kaldırmak ister. Yapılmak istenen de bu. Yani silahlı kuvvetleri adım adım ilerleyerek benim üstümden başkalarının üzerinden burada hedef biz değiliz, bizim bir alakası yok. Biz hani bir yıldır yatıyoruz ama, bu işin başında 2001 yılında Amerikalıların bunu başlatmaya çalıştığını fakat beceremediğini hükümetin çünkü o anda işin içinde olmadığını, hükümetin bu projeye emniyet istihbarat başkan yardımcısı Recep Güven tarafından daha önceki başkana sunulan ve reddedilen MİT müsteşarının saçma sapan belgelerdi dediği. O dönemki başsavcının özel yetkili başsavcının, 2001’de bu belgeleri şüphelilere sanıklara iade ettiği ciddiye almayıp. Başlatılamadığı fakat hükümetin Danıştay saldırısının hükümetin, hükümeti ciddi bir şekilde sarstığını, çünkü vakit gazetesinde hakimler hedef gösteriliyor. Hükümetin hükümet kararı eleştiriyor ve sonuçta Elazığ’da ışık evlerinde eğitim gördüğünü söyleyen Fethullahçı olduğunu söyleyen bir avukat giriyor bu cinayeti işliyor. Ha hükümeti azmettirici filan değil sadece siyasi sorumluluğu var. Tabi Başbakan böyle bir şeyi istemez. Ama yönetsel hatalardan dolayı, kasıt yok yönetsel hatalar var. Çıkıp açıklasaydı çok üzgünüz bunu siyasi sorumluluğunu kabul ediyoruz. Evet biz bu kararı bu şekilde eleştirmemeliydik veya vakit gazetesinin bu hedef gösterme haberi hakkında gereği yapmamız gerekirdi gibi bir özeleştiri yapsaydı, hiç böyle işlerin içine girip, girmeseydi bu iş bu hale gelmezdi. Olayın başlangıcı işte o tarihtir yani hükümetin bu siyasi Amerikalıların bu projesini 2001’den beri yürürlüğe koymaya çalıştığı bu proje onda anlattım John Kanstner CIA ajanı. Tuncay Güney’i gönderiyor Amerika’ya geliyor adam kurgulanmış gibi buna belgeleri veriyor okuyor sonra tekrar Mart ayında ifadeyi verdikten sonra Nisan ayında tekrar Amerika’ya gönderiliyor. O tarihten itibaren yok. Yani bu işin cinayet mahalline gidildiğinde katil adayının Amerikalılar olduğu belli. Teşebbüs etmişler başaramamışlar. Eğer hükümet bu projeye destek vermeseydi, bilinçli olarak destek verildiğini

15

Page 16: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:16

bir şey diyemem ama o dönemde Danıştay saldırısının hükümeti etkilemesi nedeniyle. Çünkü katil hükümet diye bağırıyor herkes. Başbakan yardımcısı kaçıyor şeyden cenazeden. Başbakan şeyleri ziyarete gidiyor şehit olan hakimimizin ailesini orada herkes soğuk karşılıyor çünkü normal bu çünkü hükümet gerekli tedbiri almamış. Tam tersi kararı eleştirmiş. İnsanların böyle bir tepki duyması normal. Tabi ki Başbakan bu işin azmettiricisi değil ama siyasi sorumluluğu var. O tarihten sonra ne dedi Adalet Bakanı; bakın bakın bu işin arkasından ne örgütler çıkacak. Dışişleri Bakanı ne dedi; savcı bulamıyoruz. İşte böyle böyle bugünlere gelindi. Eğer hükümet Amerikalıların hedefini okuyabilseydi. Bu soruşturmayı başlamaktaki hezeyanını böyle bir işin içine gireceğini ben tahmin etmiyorum. Evet bu operasyonda kimler kullanıldı, Fethullah Gülen kullanıldı Gülen cemaati. Bakın şimdi bu ülkelerin eskiden İngiltere’de Müstemlekeler bakanlığı vardı. Müstemlekeler bakanlığının görevi bir görevi, İslam ülkelerinde yapılabildiği kadar tarikat oluşturup bölünmeyi sağlamak. Arabistan’da Vahabileri kurdular, İran’da Bahayileri kurdular. Mümkün olduğunca İslam ülkelerinde değişik tarikat, değişik cins ve çapta tarikat cemaat oluşturup, İslam’ı tahrif etmek. Müstemlekeler bakanlığının görevi bu ve Osmanlı döneminden beri bu şekilde yapılıyor. Şimdi bu işin içinde kim var dedik, bizim kendi çocuklarımız fethullahçılar dediğimiz kendi çocuklarımız. Bunlar neye dayanıyor risaliye nura dayanıyor. Risaliye nuru kim yazmış, Saidi Nursi diye bir adam yazmış. 1952 yılında bakın illüzyon dedik ya bu iddianame her şey illüzyon. Fethullah Gülen’de illüzyon Saidi Nursi’de illüzyon. Neden? Çünkü 1952’de adam Alkman diye bir gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunuyor yazdığı bir yazı kitap nedeniyle, anlaşılıyor ki adamın okuması yazması yok adam parmak basıyor dilekçesine. Bu kim risaliye nuru yazdığı söylenen adam okuma yazması yok. Neden? Çünkü risaliye nuru yazan onlar değil İngilizler. Nerede alıyorlar kitabı nurdan alıyorlar, Bahayilerin şeyi. Yine İngilizlerin yazdığı. Şimdi, Fethullah Gülen’de işte risaliye nura dayanıyor, şeye dayanıyor, bu operasyonda yani her şeyin illüzyon nasıl bir illüzyon olduğunu. Şimdi Gülen kim? Fethullah Gülen güya bu ülkede bir çok fakir akıllı çocuğu okutan iş güç sahibi olan, yapan değişik kurumlara sokan kainat imamı. Kendi değimleriyle. Bakın şimdi kainat illüzyon nedir, kainat imamı denen kişi? Bu kağıt yaklaştırırsanız Fethullah Gülen’in sınav kağıdı. Bakın okuyorum şimdi, kainat imamı illüzyonun ne olduğunu herkes görsün diye. İtikatta mezhep sahipleri ikidir. Ebü Mansuri Mağturidi, Ebü Hasani Eşeri Haturidi hazretleri Hanefi itikat imamı Aşeri hazretleri Şafii itikat imamı diyor. Şimdi bakın benim bunlar için benim için bir önemi yok. Fakat bizim köyde ilkokula giden çocuklar Sünni itikadının hak mezheplerinin dört olduğunu bilirler. Hanefi, Şafii, Hambeli ve Maliki. Bunun imamlarını da bilirler, bizim köyde bunu bilmeyen adama kız vermezler. İşte kainat imamı bu illüzyon bu işte, illüzyon bu. 1967’de Graan Fuler CIA’in Türkiye’deki direktörü. Komünizmle mücadele derneğinde Fethullah Gülen’i görevlendiriyor o tarihten CIA ile ilişkisi olan bir adam kainat imamı. Daha Sünni itikadının imamlarını bilmiyor. Bunun üzerine illüzyon bu işte, diyanet işleri başkanlığı diyor ki; Fethullah Gülen risalesi hakkında bu bir ay süre vermişler aç defter kitap serbest bize demişler Cumanın şeylerini yaz farzlarını. Bir tanesine de tavaf yazmış. Tavaf haccın farzı şeyidir farzıdır. Cuma namazı ile tavafın bir ilgisi yok, yazdığı da bu. Bunun üzerine diyanet işleri başkanlığı diyor ki, adı geçen vaiz adayının gönderdiği risale, tamime uygun bir şekilde olmadığı mevzu ile alakalı ayeti kerime ve hadisi şerifleri risalesini almadığı gibi konu ile ilgisi bulunmayan sözleri de zikrettiği cihetle, ilmi kifayetini belirterek mahiyette bulunamadığından adaylığı müddeti sonuna kadar tamime uygun yeni bir risale göndermesinin kendisine bildirilmesi uygun olacağından karar verildi. Başkan, Ali Rıza Hakses. Evet, işte illüzyon bu. Bu kim kainat imamı. Şu anda nerede, Amerika da. İşte bu adamlar bizim kendi çocuklarımızı, kendi çocuklarımızı kullanıp ben biliyorum çoğunu şimdi 3 milyon tane mürit varmış. Türkiye’nin nüfusu 73 milyon, 70 milyonda demek mürit olmayan adam var. Bunların bir kısmını ben avukat arkadaşım var. Soruyorum yani adam diyor ki, ya diyor hani Fethullah Gülen hoca dini bütün bir adamdır. Ya kimsenin bakın inancı beni ilgilendirmez, ben burada bir şey kişileri tartışmıyorum, bir olguyu tartışıyoruz. Bu adam kainat

16

Page 17: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:17

imamı olarak tanımlanıyor. Her kitapta bir sürü övücü kitap var, ne kadar 4 yaşında namaza nasıl illüzyon yapıldığını anlatmaya çalışıyorum. Çünkü kullanılan bu operasyonda kullanılan enstrümanlardan bir tanesi bu, Gülen cemaati. Şimdi arkadaşıma dedim ki, tamam peki Gülen hoca efendi çok iyi bir adam iyi bir adam peki. Sana şimdi bir şey internetten gelmiş bir şey vardı onu izlettim. Fethullah Gülen bir camide vaaz veriyor sadakallahulazim diyor lillahil fatiha diyor, herkes elini semaya açıyor dua ederken, bir mendil çıkartıp burnundaki bütün zerzevatı boşaltıyor gürültülü bir şekilde. Dua bittikten sonra cemaatteki adamlardan birisi onu bize at diyor. Fethullah Gülen bakıyor, şöyle değmezsiniz diyor. Şimdi Fethullah Gülen kimdi övücü kitaplarda insan sevgisi dolu, kainat imamı. Değmezsiniz diyor. Cemaatten birisi tekrar sesleniyor, onu bize at yine diyor değmezsiniz diyor, üçüncüde atıyor sümüklü mendili. Ben bunu izlettirdim arkadaşa, şöyle bir baktı çok özür dilerim kendi ifadesi bu, Allah belasını versin dedi. İşte illüzyon bu. Şimdi bizim dinimizde ne diyorlar, faiz haramdır diyor. Fethullah Gülen açtığı bütün davalarda faiz talep ediyor. Şimdi bunları işte illüzyon bu. Bu adam bizim çocuklarımızı kullanıyor, yönlendiriyor kendi ordusuna saldırttırıyor, başka bir devletin amaç ve hedefleri doğrultusunda. Fakat saygın imam efendi. Öyle bir şey yok. Bu bir illüzyon. Yazdığı kitap kim dayandığı kitap, okuma yazmayı bilmeyen, yazdığı dilekçeyi yazdırdığı dilekçeye parmak basan bir adam. Şimdi insan sevgisi diyor karıncayı incitmez, öyle diyor benim ofiste bu bulunduktan sonra hani bize nasıl bunu yaparlar diye ağlaşıyor. Bizimkiler toplu ine bile yoktur, karıncayı bile incitmezler. Fethullah Gülen’in İzmir’deki Kestane pazarındaki Kur’an kursunda evli iki çocuklu bir müridinin bayıltana kadar dövdüğünü, bayıldıktan sonra da tekme attığını hala bunun tanıkları hala hayatta. İllüzyon bu işte. İnsan sevgisi dolu kainat imamı, değil Amerika’nın ajanı. Amerika ile tabi ilişkimiz olacak ama biz kimseye kendi içimizdeki insanlara ajanlık yaptıttırmayacağız. Şimdi bir başka illüzyon Fethullah Gülen, Amerika’dan vize talep ediyor ve Amerikan vatandaşı olacak Green kart almak için. Eyaletin savcıları Patrik Mihan ve Merick Ethım fıray diyor ki, davalı kendisinin din adamı olduğunu ve eğitim alanında çalışmalar yaptığını belirtiyor. Oysa eğitimci olduğunu gösteren hiçbir belge bulunmadığı gibi sunmadığı gibi kendisine akademisyenlerle çevreleyip para karşılığı kendi görüşlerinin tartışıldığı konferanslarda konuşturuyor yada görüşlerini yazdırıyor, bu saptamayı yapıyor. Sonra diyor, davacının yani Fethullah Gülen’in sunduğu deliller göstermektedir ki kendisi siyaset ve din konularında çok etkili hareketi yönetmektedir. Ama bu kongrenin çok özel yetenekli insanlara verdiği vizeyi almasına hak veren bir alan değildir diyor. Devam ediyor, davacı eğitimi konusunda uluslar arası alanda takdir kazandığını iddia etmektedir. Oysa kendisi olağanüstü yetenekli eğitimciler arasında olmadığı gibi, eğitimci bile değildir. Kendisi delillerde de sunulduğu gibi büyük ticari kaynakları bulunan etkili dini ve politik bir hareketin lideridir. Dinler arası diyalog ve tolerans da bu statüde verilen vize için yeterli değildir. Bakın dinler arası diyalog. Dinler arası diyalog nedir biliyor musunuz? Bunu Vatikan açıkladı, Vatikan’ın baş piskoposları. Birinci bin yılda Avrupa’yı Hıristiyanlaştırdık. İkinci bin yılda Amerika’yı Hıristiyanlaştırdık. Üçüncü bin yılda yani 2000 ile 3000 arası Asya’yı Hıristiyanlaştıracağız dinler arası diyalogun anlamı bizim için budur diyor. Şimdi Fethullah Gülen diyor ki, kendi yazdığı şeyde dilekçesinde dinler arası diyalog, diyalogun temsilcilerinden biriyim ben diyor. Bu ne demek, bunun anlamı Vatikan’ın açıklamasıyla eşleştirdiğinizde? 3 bin yılda Asya’yı Hıristiyanlaştırma projesinin liderlerinden biriyim demek, bunun tercümesi bu. Evet, içişleri bakanlığı adına savunma yapan savcılar diyor ki, Fethullah Gülen’in bırakın olağanüstü eğitimcilerini normal eğitimci bile olamayacağını söylüyorlar. Devam ediyorlar, Gülen’in dini hoşgörüyü eğitim kurumlarının içine sokan metotlar geliştirdiği iddiasına da yel veren savcılık makamı ancak davacı bu metotların ne olduğunu gösteren bir delil sunmamıştır. Yazıları bir müfredat modeli yada metodoloji içermemektedir. Kendisinin eğitmenlik yaptığını belgeleyen bir delil dahi bulunmamaktadır. Devam ediyor, Fethullah Gülen diyor ki, lortlar kamarasında ben toplantı yaptım, İngilizler beni tanıyor. Savcılar da diyor ki, Londra’da lortlar kamarasında Gülen için düzenlenen toplantının sadece o mekanda

17

Page 18: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:18

yapıldığı. Gülen’in konferansı için İngiliz hükümetinin desteklediği iddialarının yanıltıcı olduğu diyor. Evet, şimdi Fethullah Gülen diyor ki dava dilekçesinde; ben diyor Unesco ödülünü alırken papayla ikinci defa görüştüm diyor. Savcılar diyor ki, Gülen’in aldığı ödüllerin gerçek ödül bile sayılmasının şüpheli olduğu. Davacının Unesco ödülünü aldığı ödülde papa ikinci Juan Paul ile bir kez daha görüştüğü iddiasının doğru olmadığı çünkü papanın ödül tarihinden altı ay önce öldüğü diyor. Bir Müslüman yalan söyler mi? kainat imamı bakın illüzyon burada. İşte bu adamları bu adamları, bu adama gençler inanıyor. Gençlerimizi inanıyor peşinden gidiyor, inandığı içinde onun talimatlarını ve direktiflerini harfiyen yerine getiriyor. Ama o gençlere deseler ki kuzey Irak’ta Kürt devleti çünkü Abramoviç ne diyor, Amerikan eski büyük elçisi Türkiye parçalanacak diyor bunun tercümesi şudur, Türkiye’yi parçalayacağız. Daha sonra yayınlanan raporlarda açıkça söylüyorlar bu eğer bu sorun çözülmezse İstanbul, Ankara, İzmir il il isimlerini vermişler Amerika Thing Thang kuruluşlarının raporlarında. Denizli, Antalya, Mersin, Adana, Ağrı, Şırnak, Hakkari burada olaylar çıkacak diyor. Yani bunu tercümesi şu, buraları karıştıracağız. Aynı Maraş olaylarındaki gibi. Bunun tercümesi bu. Kullandığı enstrüman ne? Fethullah Gülen ve ona inanan çocuklar. O çocukların ne için kullanıldığını bilseler, onların çoğu halisane dini duygulara sahip çocuklar bizim gençlerimiz. Daha sonra referanslar listesi var. 3’ü CIA ajanı. Graam Fuller’i tanımıyorum diyor, Graam Fuller, referans listesinde baş şeyde. Diğerlerinde hepsi rahip kalanında. İşte illüzyon, illüzyon bu. Bu operasyonda kullanılan enstrüman bu, nasıl illüzyon yapıldığı da bu. Adamın hak mezheplerden haberi yok, kainat imamı. Bizim köyde kız vermezler ya böyle adama. Evet, bu bilinmeyen bir husus değildir yani soğuk savaş döneminde Erzurum ulu camii imamı 11 yıl Sovyetler hesabına casusluk yaptıktan sonra yakalanmış tutuklanmış. Yani imamların gizli servisler tarafından kullanıldığı din adamlarının bilinmeyen bir husus değil. Biz 93-94 diyorlar ya, Silopi’de görev yaptığımız dönemde Görümlü köyü baskınında bir kişi öldürüldü çatışmada terörist, köyün imamı köyün imamı çıktı. Karakola saldıran terörist gurubunun içinde köyün imamı çıktı. Askerler üzerine aradıklarında bir açtılar cebini haç. Bunların hepsi yazıldı çizildi. Adam köyün imamı. Ama cebinden haç çıkıyor. Bunlar işte din adamlarının nasıl kullanıldığını gösteriyor. Biz ne diyoruz, dindar insan saygı duyulacak insandır. Fakir çocukları okutan iş güç sahibi yapan insanın değil eli ayağı öpülür. Ama sen yabancı ülkelerini şeylerine hizmet edersen amaçlarına o çocukları kullanıp, bu ne dindarlığa sığar ne dinle alakası vardır ne de insanlıkla vardır. 1936 Selanik doğumlu yine din adamlarının nasıl kullanıldığını anlatıyoruz. Yorga Andreadis, Karadeniz’de yaşanan yaşayan Müslüman görünümlü insanların birçoğunun Hıristiyan Rum olduğunu. Din adamlarının gündüz imam gece ise papazlık yaptığını, gizli din taşıyanlar kitabında belgeleriyle anlatıyor. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz çoğu ülkenin hedefiyiz güçlü bir ordumuz olması lazım, güçlü bir istihbaratımız olması lazım bunlarla mücadele etmemiz için. Bütün olayın özü bu. Evet, ben size benim ofisime bu belgelerin ve mermilerin polis tarafından yerleştirildiğini kanıtladım. Belgeyi koymuşlar ama bulamışlar ama isnatlarda yazmışlar delili kanıtı olmadığı halde. İkincisi benim sekreterimin ifadesi var savcılık tarafından alınan. Diyor ki, sekreter diyor ki ben Serdar Bey, 2 Haziran saat 18:30 uçağıyla Antalya’ya gidecekti, saat 4:30’da ofisten ayrıldı. Ben kendisi gittikten sonra ofiste temizlik yaptım çünkü benim hiçbir çekmecem kilitli değil. ne çekmecelerde mermileri gördüm ne de dolapta o tomar halinde bırakılmış belgeleri gördüm. Bakın ben 2 Haziran’da ayrılmışım ofisten. Ondan sonra 4 gün ofisle irtibatım yok. sekreter temizlik yapıyor ne çekmecede mermi var ne artı diyor bizim ofiste öyle tomar belge bulunmaz her şey klasörlerin içindedir. Aynı ifadeyi stajyer de veriyor Bahar Hanım. Islak imza sürecini anlattım size, bu belgenin oluşturmasının sebebi benim savcı Zekeriya Öz ve bu işe karışan polisler hakkında askeri casusluktan suç duyurusunda bulunuyordum. Taslağı hazır benim bilgisayarımın imajını benim avukata iade etmeye çalışmışlar siz tekrar inceleme yaptırmayın diye muhtemelen. Çünkü imajının bir kopyası bizde var saklıyoruz, aldığımız hard diskin orijinalini de bir daha hiç bilgisayara takmadık bir kere sadece içinde acaba bunu flash diskle

18

Page 19: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:19

belgenin şeye de bilgisayara da yüklenmiş midir acaba diye o arada yüklemişler midir diye yüklememişler onu tespit ettik, saklıyoruz. Hash değerleri değişmesin diye. Onu incelettirirseniz benim bu suç duyurusu taslağımızı göreceksiniz. İşte bu belgenin oluşturulmasının sebebi bu. Çünkü Genelkurmay askeri savcılığı bununla ilgili bir soruşturmaya başlasaydı, toparlamaya başlasalardı işin nereye uzanacağını Allah bilirdi, kime kadar uzanacağını. Çünkü belli oldu ki polis kendi elindeki gizli belgeleri oraya buraya hedef seçtikleri kişilere koyarak yada elde ettikleri dijital veri depolama aygıtlarına yükleyerek legalize ediyor, bu anlaşıldı bunun kanıtı da var. Bu nedenle bu belge oluştu, telefon dinlemelerinde beni biliyorlar ben AK parti beni ilgilendirmez ama ben yolsuzluk yapanlarla ilgili bir sürü şey yapıyorum dosyam var. E Fethullah Gülen’i sevmediğimi biliyorlar. Neden? Bunun için işte. Yoksa ben çocukları okutan şeyi niye sevmeyeyim bende okutuyorum, elimden geldiğince bende yardım ediyorum maddi imkanım yettiğince. Ben hayır işi yapan insana saygı duyarım çok severim o tip insanları. Ama bu farklı bir olay. Islak imzada kimin nasıl kullanıldığını anlattım. Bu belge asla Çukurambar postanesinden gönderilmedi. 110 kuruş tutmaz, 98 artı 20 118 gram, 250 grama kadar posta gönderileri 2 nokta 40 kuruştur. Sahteciliği teker teker detaylarıyla ayrıntılarıyla şey yaptık. Islak imza makinesine savcı bey gitseydi o gün bu makineyi, şu anda bulamazsınız bu makineyi tahmin etmiyorum. Ama gümrük kayıtlarını getirttirebilirseniz bir ihtimal 2002’den bu yana Amerika’dan Türkiye’ye gelen emniyet mensuplarının gümrük kayıtlarını getirttirebilirseniz, iki tane ıslak imza makinesinin Türkiye’ye girdiğini tespit edebilirsiniz eğer o kayıtları yok etmezlerse. Kadınlar keşif yaptığını anlattım isimlerini verdim. Mermileri şirketin ismini verdim, sahibinin ismini verdim Ala limited şirketi. 2007’de mermiler Norma şirketi İsveç’te üretilmiş 2008’de Türkiye’ye ithal edilmiş. İthal eden firma Ala limited şirketi, sahibi ikide bir Vakit gazetesine demeç veren Sinan Tulga diye bir emekli binbaşı, Nilgün Aladağlı Rodoplu. Bunları araştırmadı savcılar. Niye araştırmadılar çünkü gerçek, gerçeği ortaya çıkartmak diye bir kasıt gaile yok. Silahlı kuvvetlere ne kadar saldırabilirsek, ha savcılar bu işte aracı onlar onların elinde bir şey yok. Onları da muhtemelen silahlı kuvvetler askeri vesayet işte onu engelleyeceğiz şu bu filan diye şey yapıyorlar. Neticede size her şeyi eğip bükmeden, isim vererek, dosdoğru olduğu gibi anlattım. Ben buraya Sayın Başkan sizi tenzih ederim savunma yapmaya gelmedim, hesap sormaya geldim. Bunların bu deliller toplansaydı eğer ben bir yıldır hapiste olmazdım. Ha bir yıl yattık biz askeriz emekli askeriz, vatan bizden gün gelir canımızı ister veririz. Gün gelir kolumuzu bacağımızı ister veririz. Gün gelir özgürlüğümüzü ister veririz. Önemli olan ülkenin birliğidir. Bu soruşturmada ülkenin birliği hedef alınmaktadır. Buna göre Sayın mahkemenin anlattığım bütün her şeyi değerlendirerek, değerlendirmesini istiyorum. Burada diğer dosyalarda şu bu şekilde kriminal kişiler olabilir. Bu soruşturmanın şeyi stratejisi mahiyetinde kriminal kişilerle suçsuz kişileri bir araya karıştırıp şey görüntüsü vermek işte bunlar örgüt çete görüntüsü vermek. Ben suçsuzluğumu size anlatmam, ben suçsuz olduğumu biliyorum. Demin dediğim gibi ben buraya Sayın Başkan sizi tenzih ederim savunma yapmaya değil hesap sormaya geldim. Bunlar niye toplanmadı, bu deliller niye toplanmadı, gerçek niye ortaya çıkarılmadı? Biz yatarız benim hiç umurumda bile değil yani zannediyor musunuz hapse attık yalvaracağını filan mı zannediyorsunuz? Ben size söyledim ben Azrail’in ne kadar güzel bir melek olduğunu gördüm. Beni ölümle dahi korkutamazsınız değil hapse atmak. Hedef ülkenin birliğidir. Mahkemenin bunu göze alarak bütün bu belgeler hepsi sahtedir, hepsi tamamı kafes planı yok bilmem ne amirallere suikast. Kendi çocuklarımızı kullanıyorlar. Neticede Sayın Başkan, çapraz sorguya geçilecek daha sonra ben üye hakimler ve savılar hakkında 16 ayrı eylemden dolayı suç duyurusunda bulundum. Ben burada bana sorulacak 1000 tane soruya dahi cevap veririm hiçbir şeyden korkum yok. Fakat üye hakimler ve savcılarla muhatap olmak istemiyorum. Asla çünkü onlar hakkında dediğim gibi 16 ayrı eylemden dolayı suç duyurusunda bulundum. Bana soruları varsa lütfen sizin aracılığınızla iletmesini istiyorum. 1000 tane soru sorun hiç önemli değil

19

Page 20: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:20

hepsine cevap veririm. Ama Sayın Mahkeme Başkanı, diğer sanıklar ve vekiller dışında kimseden soru almayacağım, teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı:" Soruları kişiler sorar, heyetimizdeki hakimler sorar direkt sorar.”Sanık Serdar Öztürk:”Sayın Başkan.”Mahkeme Başkanı:" Aracımız yoktur, bizim direkttir. Siz nasıl aracısız konuşuyorsanız

aynı şekilde.”Sanık Serdar Öztürk:Tamam fark etmez. O zaman şöyle arz edeyim, ben kişiyi

hürriyetinden yoksun bırakmak dahil 16 ayrı eylem içeren bir suç duyurusunda bulundum kendileriyle ilgili, savcılar hakkında da o şekilde. Savcılar hakkında 50’ye yakın suç duyurusunda bulundum. Dolayısıyla sizin aracılığınızla soracaklarsa sorsunlar sormayacaklarsa ben kendilerinden soru almayacağım. Korktuğumdan filan değil, muhatap olmak istemediğimden.”

Mahkeme Başkanı:" O safhaya geldiğimizde gereken şeyi söylersiniz.”Klasör 23 dizi 50’deki 07.06.2009 tarihli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesi

okundu, soruldu.”Sanık Serdar Öztürk:”Evet Dorudur Sayın Başkanım.”Klasör 23 Dizi 48’deki Savcılığa verdiği 07.06.2009 tarihli dilekçesi okundu, soruldu.”Sanık Serdar Öztürk:”Doğru Sayın Başkan.”Klasör 23 dizi 57’deki 07.06.2009 tarihli hakim huzurunda vermiş olduğu ifadesi okundu,

soruldu.”Sanık Serdar Öztürk:”Tam doğru değil Başkan. Şöyle ki, bu sorgu çok usulüne uygun

yapılmadı. Ben bunu Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna yaptığım bu hakimle ilgili yaptığım birkaç tane suç duyurusunu izah ettim. Şimdi, sorgu şöyle yapıldı; ben hakime çıktım dedim ki buyurun bana terörist olduğumu gösteren belgeleri delilleri sunun ben hepsine cevap vereceğim. Hayır sen anlatacaksın dedi. Şimdi bölüm bölüm ben anlatmaya başladım savcılık sevk yazısına göre oradaki iddialara göre 5 dakika anlattırıyordu oturuyordu sonra kendi ifadeleriyle geçiriyordu. Birkaç defa müdahale ettim özellikle o silahla ilgili konuyu. Benim söylemediğim şekilde yani dinci basında böyle manşete çıkacak şekilde. Bunu izah ettim Samanyolu’nun sanki Beşiktaş adliyesindeki şeyi gibi temsilcisi gibi hareket ediyordu. Birkaç defa uyardım düzelttim ama baktım yani iş şirazesinden çıktı, hakimle tartış (bir kelime anlaşılamadı) çünkü tutuklanmama karar verecek hakim ve birkaç defa tartışıyoruz. Düzelttik sonra bıraktım oradaki ne strateji kelimesi bana aittir ne buradakiler işte vatansever insanlara yönelik bir şeydir bu. Hayır, bunun ben ne olduğunu biliyorum silahlı kuvvetlere yönelik bir operasyon. Buradaki kişilerle hiçbir ilgisi yok bu olayın. Fakat kendi ifadeleriyle geçirdi ben hiçbir şey demedim artık hiçbir şeye karışmadım. Orada Demo madencilik diye geçiyor değil o, Bema madencilik o bizim gözümüzden kaçmış. İmzaladık attık çıktık hiç şey yapmadık bile yani böyle şirazesinden çıkmış bir sorgulama yapıldı. Ve ben bu nedenle hakim hakkında Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna 3 yada 4 ayrı suç duyurusunda bulundum. Mesela Recep Güven ile ilgili ifadelerde doğru değil. Tama Recep Güven’in usulsüz dinleme yaptığını söyledim ben. İnterceptor araçlarıyla Yargıtay’ı ve Genelkurmay’ı takip ettiğini söyledim, telefonları dinlediğini söyledim. Sinyal istihbaratıyla interceptor araçlarıyla. Ama bu alıma yapan Recep Güven değil. Recep Güven istihbarat daire başkan yardımcısı ben bunu bilmeyecek adam değilim. Daire başkan yardımcısı alım yapmaz bunu emniyetin kendi lojistik birimi yapıyor. Fakat şartnameden illegal dinlemeye yol açacak şeyleri çıkartmışlar. Bunu anlattım onları hiç birisini geçirmedi. Artık tartışmaktan da şey yaptığım için bir şey demedim yani çok, sorgu aynen bu şekilde yapıldı. Oradaki ifadelerin bir kısmı bana ait değil, benim söylediğim şekilde geçirmedi yani.”

Mahkeme Başkanı:" Size ait olmayan bölümleri zaten düzelttiniz değil mi, başka düzeltecek bir şey var mı?”

Sanık Serdar Öztürk:”Tabi efendim düzelttim. İzah ettim düzelttim tabi ki. Ama orada ki o şekilde imza ettik sonra tutuklandık zaten.”

20

Page 21: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:21

Mahkeme Başkanı:" Savunmanıza ekleyeceğiniz başka bir şey var mı?”Sanık Serdar Öztürk:”Çok kısa bir şey eklemek istiyorum. Ben 1 yıldır hapishanedeyim

bazı kişiler 2 yıldır bazı kişiler 3 yıldır. Eğer benim hapiste yattığım süre haksız olarak, masum bir insan olarak hapiste yattığım süre, ülkenin milletin birliğine hizmet edecekse helal olsun. Eğer hizmet etmeyecekse bunu bu işi yapanlar anlamadıysa bu işe bulaşmış hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum. Başka diyeceğim bir şey yok.”

Sanığa nüfus kaydı okundu, soruldu.Sanık Serdar Öztürk:”Doğru efendim.”Duruşmaya saat 13:00’a kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Sanık Serdar Öztürk tekrar huzura alındı.Çapraz sorgusuna başlandı.Sanık Serdar Öztürk.”Oturarak cevap vereyim mi, Sayın Başkanım.Mahkeme Başkanı :”Tabi, tabi, tabi.”Sanık Serdar Öztürk:”Teşekkür ederim.”Mahkeme Başkanı :”İddia makamı buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sayın Başkanım sanık Serdar Öztürk’e

sorularımız vardı, ancak yapmış olduğu açıklamalar karşısında delillerin ortaya konulması ve değerlendirilmesi aşamasında CMK. 201. maddesindeki hakkımızı kullanacağız.”

Mahkeme Başkanı :”Sizin sorunuz var mı, sizin var mı?”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Serdar Bey benimde sorularım var. Soruları susma

hakkı kapsamında cevaplamayabilirsiniz.”Sanık Serdar Öztürk:”Susma hakkı kapsamında değil, ben en ufak detayına kadar her

şeyi anlattım bunun nasıl bir mizansen olduğunu. Ben böyle bir mizansende böyle sorularla terörist olmadığımı kanıtlamak buna bu mizansene iştirak etmemek için sorulara yanıt vermiyorum. Yoksa ve sizin hakkınızda suç duyurusunda bulunduğumdan dolayı 16 ayrı eylemden dolayı başta kişilik hürriyetinden bilerek ve isteyerek yoksun bırakmaktan dolayı bu nedenle yoksa susma hakkı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bunun yasalardaki karşılığı.”Sanık Serdar Öztürk:”Susma hakkı filan değil kesinlikle.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bunun yasalarda ki karşılığı susma hakkıdır cevap

vermeme durumunda siz bu hakkınızı doğal olarak kullanabilirsiniz.”Sanık Serdar Öztürk:”Herhangi bir şekilde cevap vermeyeceğim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sorular size yöneltilecek telefon numaralarınız ve e-

maillerini söyler misiniz?”Sanık Serdar Öztürk:”Tamamına susma hakkını kullandı diye yazabilirsiniz bütün

sorularınıza.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”05336897620 nolu telefon size mi aittir?”Sanık Serdar Öztürk:”Bana ait eski kullandığım telefon şirketin telefonu.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yine 05057793341 nolu telefon size mi aittir?”Sanık Serdar Öztürk:”Bana ait eski telefonum bu işte korucularla köyle irtibatını hiç

kesmedi dedikleri o telefonumu bu yüzden değiştirdim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”03124181243”Sanık Serdar Öztürk:”Hatırlamıyorum:”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Serdaro@exite,com”Sanık Serdar Öztürk:”3 yıldır kullanmıyorum 3 yada 4 yıldır. Çünkü çok fazla sayıda

değişik yerlerden mail geliyordu benim kontrolüm dışında garip garip sitelerinden o yüzden 4 yıldır kullanmıyorum biriktiğinden dolayı kapanmış olması lazım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”[email protected]

21

Page 22: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:22

Sanık Serdar Öztürk:”Serdaro@”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Logo.com.tr”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır hayır yok böyle bir maillim yok.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Teğmen olarak nasp edildiğiniz tarih 1989 kayıtlara

göre yanlışlık varsa düzeltebilirsiniz. Teğmen olarak nasp edildiğiniz andan yaralandığınız ana kadar nerelerde hangi görevlerde bulundunuz.”

Sanık Serdar Öztürk:”Bunu Genelkurmay Başkanlığına sorun.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”1994’de yaralandığınızı 2 yıllık bir tedavi sürecinden

sonra 1996 yılında ordudan ayrıldığınızı beyan ettiniz. Ayrılış şekliniz malulen emeklilik midir yoksa istifa şeklinde bir ayrılık mıdır?”

Sanık Serdar Öztürk:”Malulen emekli oldum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mustafa Levent Göktaş ile birlikte görev yaptınız mı?”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır o farklı birlikteydi biz farklı birlikteydi onlar Kösrevli bölgesinde

pusuya düşmüşlerdi özel kuvvetler timi. Çok kalabalık bir terörist grubu tarafından çevrilmişlerdi çevrilmeye çalışılıyorlardı daha doğrusu oraya biz takviye olarak indirildik o çatışmada karşılaştık ilk defa öyle tanıştık daha sonrada bölgede 2 yada 3 defa Silopi’de taktik alayda izne gidiyordu İstanbul hukuka Marmara’ya sınava geliyordu bir kere o zaman görüştük, bir de bir paylaşım konusu vardı bilgi paylaşımı konusu bizim çünkü çok geniş bir ağımız vardı. Elde ettiğimiz bilgileri onların Zaho’daki timine de veriyorduk o nedenle bir bilgi paylaşımı nedeniyle bizimle görüşmek istedi o kapsamda bir kere daha görüştük.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu ilk tanışıklığınız olan çatışma tarih olarak verebilir misiniz?”

Sanık Serdar Öztürk:”O kadar hafızam iyi değil:”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ya 1990’lı yıllarda mı?”Sanık Serdar Öztürk:”1994”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Nesrin Göktaş ile yaptığınız bir telefon görüşmesinde”Sanık Serdar Öztürk:”Kiminle?”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Nesrin Göktaş. Nesrin Göktaş’ın ha o kimmiş ki Levent

Bektaş dediği sizin ya bu ta 89’da SAT’çı bir çocuk vardı ya gelip girerdi ara sıra diye cevap veriyorsunuz.”

Sanık Serdar Öztürk:”O tape yanlış 89’lu yani harp okulu 89 mezunu demek o 89’da harp okulu 89 mezunu SAT’çı bir çocuk var dedim. Neden çünkü ben ilk defa Levent Bektaş’ı Levent Göktaş’ın ofisinde gördüm ilk tanışıklığımız bu şekilde: Onu kastediyorum Nesrin hanımda tanımıyormuş.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Levent Bektaş 1989 mezunu mudur?”Sanık Serdar Öztürk:”Evet Deniz Harp Okulu 1989 mezunu bildiğim kadarıyla yani farklı

harp okullarında okudum. Ama 89’lu 89’lu ister hava Harbiye’sinden olsun ister deniz Harbiye’sinden olsun bizim terbiyemize göre 89’lu dediğim devredir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Askerliğiniz süresince özel kuvvetler komutanlığında görev yaptınız mı?”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Abdullah Kılıçarslan ile tanışıklığınızın kaynağı nedir?”Sanık Serdar Öztürk:”Bu olaydan sonra tanıştık, yani daha doğrusu bu olaydan sonra

değil merkez komutanı merkez komutanıydı bir olayda beni oraya çağırdılar ifade için. Merkez komutanlığı emrinde onun emrinde çalışan bir binbaşı arkadaşım benim devre arkadaşımdı oraya onun yanına yemeğe gittiğimde öle tanıştık o kendisi Ankara merkez komutanıydı o tarihte. Ama herhangi bir samimiyetimiz yok daha sonra Levent albay tutuklandıktan sonra onun arkadaşı birlikte görev yaptığı arkadaşı olduğu için hukuki girişimleri takip ediyordu.”

22

Page 23: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:23

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”1989’da mezun olduktan 1994’de yaralandığınız tarihe kadar görev yaptığınız yerlerin Genelkurmay’dan sorulmasını istediniz. Bu süre zarfında mahkememiz tarafından yargılaması yapılan diğer dosya sanıkları ile birlikte çalışmanız söz konusu olmuş mudur? Diğer dosya sanıklarımızdan asker kökenli şahıslarla veya diğerleriyle bir tanışıklığınız var mıdır?”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır hiç birisiyle hiç birisini tanımıyorum sadece Levent Göktaş’ı”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mehmet Zekeriya Öztürk ile tanışır mısınız?”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır, hayır hiç tanımıyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Fikret Emek”Sanık Serdar Öztürk:”Fikret Emek’i Levent Göktaş’ın emrinde çalıştığı dönemde özel

kuvvetlere 1, 2 defa Levent albayı ziyarete hukuki konularla ilgili gittiğimde onun S3’üydü harekat subayıydı orada 1, 2 defa gördüm herhangi bir samimiyetim yoktu.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ordudan ayrıldıktan sonra TSK bünyesinde herhangi bir sivil görev üstlendiniz mi?”

Sanık Serdar Öztürk:”Öyle bir şey olmaz.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sözleşmeli memur vesaire.”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır, hayır, hayır”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”İlyas Çınar ve Hüseyin Vural ile tanışıyor musunuz?”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizde ele geçirildiği iddia edilen bir liste var bu listede

bir kısım isimler geçiyor Dilek Bozkaya, Birol Yahşi, Pınar Kaya, Suat Tayfun.”Sanık Serdar Öztürk:”Dilek Bozkaya dışında tamam biliyorum o polisin koyduğu.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Atılır ve Zuhal Azeri:”Sanık Serdar Öztürk:”Polisin koyduğu belge Dilek Bozkaya dışında hiçbirisini tanımam

Dilek Bozkaya’yı da nasıl tanıdığımı anlattım benim müvekkilim benim bir şekilde vicdan borcum olduğu bir insan. Tutuklandı aslında normalde o öyle bir suçu başkası işlese hayatta gitmem fakat Diyarbakır’da yoğun bakımda bana çok yardımcı olduğu için bir şekilde minnet borcum var.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”1994’den beri mi tanışıyorsunuz Dilek Bozkaya’yı?”Sanık Serdar Öztürk:”E tabi hayır Dilek Bozkaya değil Özlem benim devre arkadaşımın

eşi ben yaralandığımda Diyarbakır askeri hastanesinde görevliydi, ben yoğun bakımda yatarken benimle ilgilendi devre arkadaşımın eşi. O nedenle minnet borcumu ödemek için ben Özlem’in dosyası için gittim aynı yerde tutuklularmış Buca cezaevinde. Askeri dosya olunca beni tavsiye etmiş o şekilde gönderdi yani Dilek Bozkaya’nın işlediği suçtan ve tutuklandıktan sonra hatta ve hatta serbest bırakıldıktan sonra Dilek Bozkaya Ankara’ya benim ofisime geldi öyle görüştük.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”İlk kez o zaman mı tanıştınız Dilek Bozkaya’yla?”Sanık Serdar Öztürk:”Evet, evet Ankara’ya benim ofisime geldi dosyasıyla beraber öyle

tanıştık.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Dosyamıza yansıyan bir telefon görüşme içreği var

bunun dışında bir tespit var. Soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan Dilek Bozkaya isimli şahıs tarafından kullanılan 05389206164 nolu GSM hattıyla Serdar Öztürk isimli şahıs adına kayıtlı 05327727720 nolu GSM hattı arasında 30.01.2007 ile ila 14.06.2009 tarihleri arasında 2432 kez görüşme kaydının olduğu diye bir tespit var.”

Sanık Serdar Öztürk:”Bu, bu kayıt bu kayıt hakkında bu tespit hakkında ben suç duyurusunda bulundum Fatih Cumhuriyet Başsavcılığa ben bir kere 2007’de Dilek Bozkaya’yı tanımıyordum neden çünkü Özlem Mayıs 2008’de tutuklandı aynı tarihte herhalde Dilek Bozkaya’da tutuklanmış Haziran 1 ay tutuklu kalmış Temmuz’da serbest bırakıldığına göre Ağustos’ta filan benim yanıma geldi dolayısıyla Ağustos 2008’de yada Eylül 2008’de bilmiyorum ben o tarihleri not almadım tutuk serbest bırakıldıktan sonra geldi benim ofisime öyle tanıştık.”

23

Page 24: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:24

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”2008 Ağustos’tan itibaren.”Sanık Serdar Öztürk:”Tabi 2007 filan değil 2432 filan değil mümkün değil.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Peki bu nedir size göre yani bu miktar?”Sanık Serdar Öztürk:”Bana göre birkaç defa dosyası için aradı birde İzmir’e gittiğimizde

görüştük Özlem’İ ziyarete gittiğimde bu kadar yani 4, 5 defa filan öyle 2432 filan değil. Bu kadar uçmuşlar yani. Hayır şimdi şöyle söyleyeyim hiç görüşmemiş kişileri teknik olarak internet üzerinden görüşmüş gibi gösterebilirsiniz teknik olarak bu mümkün yani bu dosyaya girdiğimizde biz bunu da öğrendik hiç görüşmemiş kişileri 1000000 defa dahi görüşmüş gibi gösterebilirsiniz. O HTS kayıtlarını isterseniz her 2 telefonu da onunda benim de 2432 defa bir görüşme olmadığını mantıkla izahı mümkün değil bunun. Ki bu nedenle sahte resmi evrak düzenlemekten o tespit tutağını düzenleyen polisler hakkında ben suç duyurusunda bulundum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bunun yarısı kadar görüşme söz konusu mudur yani 1200 küsur.”

Sanık Serdar Öztürk:”Mümkün, mümkün değil.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Dilek’le Dilek Bozkaya’yla dosyamıza yansıyan bir

telefon görüşme içeriği var 17.04.2009 tarihli telefon görüşmesinde belli bir samimiyetin olduğu yani geçmişe dayalı bir samimiyetin olduğu sonucu çıkarılabilecek ifadeler var aranızda. Yani herhangi bir mahsurlu görülen o anlamda söylemiyorum yani 2 yakın arkadaşın konuşmaları gibi bir konuşma tarzınız var. Bu 1 yıllık bir samimiyetin sorucunda mı yapılan görüşmedir?”

Sanık Serdar Öztürk:”Size ne? Bu sizi ilgilendirmez kusura bakmayın bu özel hayata ilişkin biz konu anlıyorum ben sizin sorunuzu ne yapmaya çalıştığınızı da anlıyorum. Sizi hiç ilgilendirmez örgütle iddiayla filan ilgisi yok bunun. Söyle.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sorum beyefendi. Beyefendi sorularıma sorularıma karşı susabilirsiniz. Ama bu tarz konuşamazsınız.”

Sanık Serdar Öztürk:”Siz bu tarz soru sorarsanız ben size aynen bu şekilde cevap alırsınız.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu tarz konuşamazsınız ben özellikle.”Sanık Serdar Öztürk:”Bu tarz sorarsanız ben niye sorduğunuzu çok iyi anlıyorum aynen

bu şekilde cevap alırsınız.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin o sizin o kendi düşünceniz kesinlikle.”Sanık Serdar Öztürk:”Kimin arasındaki özel samimiyet bilmem ne, ne oldu? 1 aylık

görüşmenin mi 1 yılık görüşme mi sizi ilgilendirmez bu. Ben 1 günlük görüştüğüm insanla da benim karakterime uygun olursa samimi olurum size ne.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Benim sorumu, benim sorumu gayet iyi anladınız.”Sanık Serdar Öztürk:”Bunun iddiayla ne alakası var?”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Benim sorumu gayet iyi anladınız sorum çok net bir

soru.”Sanık Serdar Öztürk:”Ben hayır niyetinizi de iyi anladım onun için zaten böyle cevap

veriyorum. Bir insan eğer kendi karakterine uygunsa 1 günlük tanıştığı bir insanla da samimi olabilir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu cevap işte böyle bir cevap verebilirsiniz.”Sanık Serdar Öztürk:”1 ayda da olabilir ben size söyledim 2008 Ağustos’ta tanıştım o

kadar ne kadar olduğunu siz hesap edin matematik bilginiz vardır.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet sözlerinizi ölçülü olarak kullanın burada bir sorgu

yapılıyor ve size beli ithamları belli ithamları.”Sanık Serdar Öztürk:”Sorguda da bir adap sorguda da bir adap olması lazım.Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Belli sizin hakkınızdaki belli ithamları cevaplama

olağanı tanınmaktadır bu şekilde cevaplayın.”

24

Page 25: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:25

Sanık Serdar Öztürk:”Evet bundan sonraki anlaşıldı bundan sonraki sorulara hiçbir şekilde cevap vermiyorum hepsini susma hakkını.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Vermeyebilirsiniz.”Sanık Serdar Öztürk:”Sorun, sorun susma hakkını kullanıyor diye yazın hepsine.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bakın Serdar Bey bu soru kesinlikle sizin anladığınız

şekilde sorulan bir soru değildir, telefon görüşme sayısı ile ilgili olarak size yöneltilmiş bir sorudur. Bunun dışında bir sebep aramanızın bizim açımızdan hiçbir anlamı yoktur.”

Sanık Serdar Öztürk:”Valla dosyayı bildiğim için kusura bakmayın yani ne naneler yendiğini bildiğim için ben bu dosyada bu soruşturmada hiçbir şekilde iyi niyet filan aramıyorum sizde de iyi niyet aramıyorum. Onun için bundan sonraki hiçbir sorunuza cevap vermiyorum buyurun yazdırın hepsine de susma hakkını kullandı diye yazdırın.”

Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Hasan Gürbüz söz almadan konuştu anlaşılmadı.”Mahkeme Başkanı :”Hayır efendim hayır. Hayır efendim lütfen lütfen söz vermiyorum

kimseye.”Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Hasan Gürbüz söz almadan konuştu:”Usulle ilgili.”Mahkeme Başkanı :”Usul yok efendim buyurun oturun, buyurun oturun efendim.”Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Hasan Gürbüz söz almadan konuştu anlaşılmadı.”Mahkeme Başkanı :”Lütfen buyurun oturun efendim vermiyorum söz lütfen oturun.”Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Hasan Gürbüz söz almadan konuştu:”23. klasörde

emniyetin hazırladığı hususlar var.”Mahkeme Başkanı :”Avukat bey avukat bey lütfen buyurun oturun. Size sıra.”Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Hasan Gürbüz söz almadan konuştu:”Yok (3- 4 kelime

anlaşılmadı) bilgisi olsun diye söylüyorum.”Mahkeme Başkanı :”Efendim size efendim lütfün oturur musun lütfen. Olaylın olayın

boyutunu genişletmeyelim, kimseye yarar sağlamaz.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Savunmanız sırasında.”Mahkeme Başkanı :”Kimseye yarar sağlamaz.”Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Hasan Gürbüz söz almadan konuştu:”Sorduğu soruyla

ilgili.”Mahkeme Başkanı :”Sağlamaz kimseye yarar sağlamaz lütfen.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Savunmanız sırasında birçok istihbari mahiyette ve

size göre doğruluğu kesin beyanlarda bulundunuz. Soruşturma savcılarından birisinin CİA ajanlarıyla Hanedan restoranda ve yüzme havuzlarında görüştüğünü, Dink şemasının kimin tarafından bir yazara ulaştırıldığını, ıslak imzalı makinenin şu anda nerede olduğunu veya geçmiş tarih itibariyle nerede olduğunu bildiğinizi vesaire bilgiler aktardınız. Yine isim vererek söylediniz emekli Korgeneral emekli binbaşılar emekli MİT mensubu 1, 2 kişi daha söylediniz bunların size göre tertip olan bir organizasyonun içerisinde yer aldığını beyan ettiniz. Bu tür istihbari bilgilere nasıl ulaşabildiniz?”

Sanık Serdar Öztürk:”Mesleki faaliyetim açıklamak zorunda değilim avukatlık kanununa göre müdafiliğini Levent Göktaş’ın müdafiliğini yaptığım süreçte elde ettiğim bilgiler. Kaynağını açıklamak zorunda filan değilim avukatlık kanuna göre.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mesleki faaliyetiniz kapsamında ulaştığınız bilgiler midir bunlar?”

Sanık Serdar Öztürk:”Tabi ki, tabi ki. Yani neye ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz maddi gerçeği araştırıyoruz o sırada elde ettiğimiz bilgiler. Savcı gitseydi o tarihte benim dediğim tarihte ıslak imza makinesini İstanbul emniyetinde bulacaktı. Gitmedi ama ne yapayım ben şimdi? Savcılar bir şey toplamıyor ki ben mi suçluyum? Gitseydi bulacaktı gitmedi.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Durmuş Ali Özoğlu veya toplumsal dönüşüm yayınevi ile herhangi bir irtibatınız. Diyalogunuz, tanışıklığınız olmuş mudur?”

25

Page 26: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:26

Sanık Serdar Öztürk:”Evet”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Nedir bu tanışıklığınız?”Sanık Serdar Öztürk:”Cezaevinde tanıştık. Daha önce bir tanışıklığımız yok sayenizde

tanıştık aynı koğuşta aynı koğuşta yatıyoruz.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yine yargılaması mahkememiz tarafından yapılan

dosya sanıklarından bir başka dosya sanıklarından Hüseyin Buzoğlu ile tanışıklığınız bu dava münasebeti ile mi olmuştur?”

Sanık Serdar Öztürk:”Şimdi şöyle söyleyeyim ilk mesaj 17 Ekim çok net hatırlıyorum şeyde yazıyor tapede. Şöyle bir durumu ben İstanbul’a geliyordum bir duruşmam vardı Hüseyin Buzoğlu’nu tanıyorum ben harp okulu mezunu 88 mezunu. Neden? Hakan Evrensel’i tanıyorum Hakan Evrensel benim devrem onun yakın arkadaşıydı bir vakit. O nedenle 1, 2 defa onun yanında görmüştüm 96, 97’li yıllarda. Ama herhangi bir samimiyetimiz falan yoktu avukat olduğu içinde Ankara adliyesinde karşılaştığımızda selamlaşıyorduk o kadar herhangi bir oturup çay içme filan gibi bir samimiyetimiz bile yoktu yani. 17 Ekim’de ben İstanbul’a geliyordum Varan’la ön koltukta.”

Mahkeme Başkanı :”17 Ekim hangi yıl?”Sanık Serdar Öztürk:”17 Ekim 2009 efendim.”Mahkeme Başkanı :”Ha 2009.”Sanık Serdar Öztürk:”1 dakika 2008, 2008 düzeltiyorum 2009’da ben tutukluydum. 2008

Varan’da önümde sağ koltukta birisi oturuyordu Hüseyin beye çok benzeyen tereddüt ettiğim için çünkü yani çaprazdan gördüm yani tamda samimiyetimiz olmadığı için o mu değil mi diye çıkartamadım. Mesaj attım tabi abi diyoruz 88’li olduğu için Hüseyin abi bir arkanı dön bakayım diye mesaj attım o 17 Ekim’deki mesaj o. Döndü arkasına baktı oymuş. Ne oldu nereye gidiyorsun dedim. Ben Silivri’ye duruşmaya gidiyorum dedi bende şirketin işleri duruşmalar için geldim dedim. Öyle o kadar o Silivri’ye gitti ben Maltepe’ye gittim şirkete.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Gürbüz Çapan, Zeki Çapan, Adil Serdar Saçan isimli kişiler.”

Sanık Serdar Öztürk:”Hiç birisini tanımam hiç birisini tanımam.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Zeki Çapan’la alakalı dosya kapsamında bir Esen

petrol kartvizit var. Bu size mi aittir? Esenyurt’ta Esen petrol.”Sanık Serdar Öztürk:”Benim ofisten mi çıkmış?”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Size ait klasörlerde çıkan bir belge.”Sanık Serdar Öztürk:”Böyle eklerde öyle bir şey yok hangi klasörde?”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bunu bilahare size bildireyim ben.”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır, hayır eklerde öyle bir şey görmedim ben hangi klasörde

söyleyin?”Mahkeme Başkanı :”Tanımıyorsunuz değil mi?”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır tanımıyorum. Hayır, petrolcü tanıdığım varda benzin

istasyonu sahibi Çapan’larla bir tanışıklığım yok.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hayrettin Ertekin ile tanışıyor musunuz?”Sanık Serdar Öztürk:”Tanımıyorum yani cezaevinde gördüm sadece bilgisayar

dershanesine gidip gelirken görüyorum cezaevinde o da bir samimiyetim yok tanışıklığım da yok cezaevinde de muhatap olmuyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bir duruşma esnasında Hayrettin Ertekin Levent Göktaş’ı 30 yıllık bir samimiyetinden bahsetmişti bu minvalde bir tanışıklığınız var mı Levent Göktaş’tan dolayı.”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır asla, asla benim değerlendirmem o adam ruh hastası her konuda sallıyor öyle 30 yıllık filan tanışıklığı olduğumu zannetmiyorum tabi ben Levent Göktaş’ın çevresindeki herkesi tanımıyorum yani onu da söyleyeyim.”

26

Page 27: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:27

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet”Sanık Serdar Öztürk:”Çok geniş bir çevresi var ben sadece asker kökenlilerin bazısını

tanıyorum. Hayrettin Ertekin ile öyle bir samimiyeti olduğunu zannetmiyorum. Bilmiyorum varsa da kendi Levent Göktaş’a sorun o açıklasın.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet, size isnat edilen suçlardan birisi de Dışişleri bakanlığına ait bir kısım gizli veya devlet sırrı niteliğindeki belgeleri temin ettiğiniz yönünde. Dışişleri bakanlığı bünyesinde herhangi bir personelle dışişleri mensubuyla tanışıklığınız var mıdır?”

Sanık Serdar Öztürk:”Şimdi o belgeleri bir kere polis koydu polis koyduğu içinde bu konuyla ilgili soruya cevap vermeyeceğim polis koyduğu için.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”İddia edilen diyorum zaten iddia var iddianamede hakkınızda böyle bir iddia var o yüzden bu soru sizin lehinize bir soru.”

Sanık Serdar Öztürk:”O belgeleri o belgeleri polis koydu polis tarafından konuldu bunun dışında hiçbir şeye tanışıklığım varsa ondan mı aldım diyeceksiniz yani. 2 tane büyükelçi tanıyorum ne olacak Ama yıllardır da görüşmüyorum. Dışişlerini de hayatımda 1 yada 2 defa gitmişimdir o da iş için Amerika’da olan bir müvekkilimin büyükelçilikle Amerikan büyükelçi, Amerika’daki Washington’daki bizim büyükelçilikle bir sorun yaşamıştı onun için gittim 2 defa yıllar önce. Onun dışında bir problem yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizinde savunmanızda değindiğiniz Aysel Sağlam adlı kişiyle 2006 yılından tutuklandığınız tarihe kadar herhangi bir görüşmeniz diyalogunuz olmuş mudur?”

Sanık Serdar Öztürk:”Kesinlikle 1999’da ben avukat değildim o kadını da tanımam. 1999’da staj yaptım şeyden biz ayrılırken dilekçe örneği olsun diye bir sürü dilekçe alırız örnek flash diskte veri depolama aygıtlarında onun dışında bir sürü başka kişiye ait. Tanık, tanık olmuş yani ne bileyim ben beni. 2006’da hiçbir şekilde 1999’da o yani dosya için ofise gelip giderken bile görmedim o kadını.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Cengiz Köylü bir başka davamızda tutuklu asker sanığımız Cengiz Köylü ile tanışır mısınız?”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ahmet Selçuk Çamlıdere ile tanışıklığınız kaynağı

nedir?”Sanık Serdar Öztürk:”Sadece dava bu dava nedeniyle Levent Göktaş avukatlığa yeni

başlamıştı bu dosya Levent Göktaş’a gelmiş biz askeri davalardan çok tecrübeli değiliz. Gel bize yardım et dediler bende girdim duruşmasına ve o bahsi geçen mühimmatlarda Kışlanın içinde sadece depoda bulunması gerekirken dağcılık kulübünün deposuna koymuş. Normalde mühimmat deposunda bulunması gerekirken. Bununla ilgili davaya girdim avukattım ben yani kimin davasına girdiğimin hesabını size mi vereceğim?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hesabını değil kaynağını sorduk sizde açıkladınız kaynağını.”

Sanık Serdar Öztürk:”Açıklıyorum ama benim mesleki faaliyetlerimi yargılıyorsunuz burada olmaz bu aykırı ceza usul kanununa.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin bu beyanınız sizin lehinize bir beyan bunu sizin takdir etmeniz gerekir.”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır tekdir ediyorum fakat benim mesleki faaliyetlerimi yargılayamazsınız.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mesleki faaliyetim diyorsunuz:”Sanık Serdar Öztürk:”Ben kimin şeyine girdiğime iznini sizden mi alacağım?””Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ben niçin Selçuk Çamlıdere’nin vekilliğini

yapıyorsunuz diye bir soru sormadım size kaynağını sordum.”

27

Page 28: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:28

Sanık Serdar Öztürk:”E başka şeyde soramazsınız ben avukatım duruşmasına girmişim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Beyefendi her şeyi sorarım ben burada. Hukuk

çerçevesinde her şeyi sorarım siz cevap verirsiniz.”Sanık Serdar Öztürk:”Öyle sorarsan böyle de cevabını alırsın. Böyle bir şey sorarsan

cevabını da aynen bu şekilde alırsın.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz erkeklikten bahsediyorsunuz neticede kibar bir

insan olarak ben sizi görüyorum öyle davranmaya devam ederseniz daha güzel bir iletişim olur. Yani kibarlık hiç kimsenin aleyhine olacak bir durum değildir bakın hemen sen diye hitap ediyorsunuz bana.”

Sanık Serdar Öztürk:”Siz öyle hitap ettiğiniz için ettim ben.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hayır ben size öyle bir şey demedim.”Sanık Serdar Öztürk:”En son kelimenizi sun diye bitirdiniz o yüzden peki buyurun.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şimdi sorularımıza karşı dediğim gibi Serdar Bey

susma hakkınızı kullanabilirsiniz cevap vermeyebilirsiniz bu çok doğal bir şeydir ama bir hakimin soru sormasına engel olamazsınız bu da.”

Sanık Serdar Öztürk:”Siz benim mesleki faaliyetimi burada yargılamaya kalkarsanız usul yasasına aykırı olarak:”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ben izah ettim mesleki faaliyetiniz olmadığını ama siz böyle kabul ettiniz ona da bizim diyeceğimiz bir şey olmaz. Vatanseverler kuvvetler güç birliği ile ilgili belge sorulduğunda daha doğrusu siz savunmanızda bu konuya değindiğinizde bu dernek bünyesinde bazı usulsüzlükler olduğundan bahisle size danışıldığı ve sizin ne yapılması konusunda bazı tavsiyelerde bulunduğunuzdan bahsettiniz. Taner Ünal isimli şahısla tanışır mısınız?”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır hiç birisini tanımam Vatanseverler kuvvetler güç birliğinden kimseyi tanımam o genel kurulunun hangi tarihte yapıldığını öğrenebilirseniz genel kuruldan sonra geldi bana o belgeler altlarında ıslak imzaları vardı. Ben çok açık bir şekilde imza sirküleri de vardı imza sirkülerinden çoğu üyenin imzasının sahte olduğunu fark ettim. Bende getirenlerde şimdi ben orada maaşlı avukat olarak çalışıyorum direktör olarak benim yanımda da 5 tane avukat arkadaş çalışıyor. Bende Ferhat Kale’ye bağlıyım Ali Balkız’ın eşi hanımefendi şu anda ismini hatırlamıyorum o hanımefendi de var bizim direktörler onlar bana verirler dosyayı incele bize rapor ver diye bende incelerim inceledim bunlar sahtekar dedim bunlardan uzak dursunlar ve yapılacak işlemlerde şunlar. İster Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda isterse efendime söyleyeyim İçişleri bakanlığına dernekler masasına başvurulsun İçişleri bakanlığından daha çabuk cevap alırlar savcılık soruşturması uzun sürer. İçişleri bakanlığına mutlaka başvursunlar diye dernekler masasına emniyetin öyle söyledim verdiğim mütalaada bu benim verdiğim mütalaada Ocak, Şubat oradaki Mayıs ayı ben 20 Mayıs’ta Afrika’ya gittim. Dönüşte de şirketten ayrılacaktım. Flash diske yüklediğim tarih o benim şeydeki normdaki bilgisayarlardan USB doç dediği USB Flash disk Flash diske yüklediğim tarih. O tarihi baz almışlar değil normun bilgisayarları burada olsaydı oradaki tarihi Ocak, Şubat olarak görecektiniz ama Norm kapandı daha sonra.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Belgenin size getirilme sürecinde veya daha öncesinde Halit Bozkurt, Nihat Gürkan, Abdülkadir Erdil isimli kişilerle tanışır mıydınız?”

Sanık Serdar Öztürk:”Halit”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bozkurt”Sanık Serdar Öztürk:”Diğerleri”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Nihat Gürkan, Abdülkadir Erdil”Sanık Serdar Öztürk:”Hiç birisini tanımıyorum.”

28

Page 29: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:29

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Halit Bozkurt yine yargılamasını yaptığımız Danıştay dosyası ile ilgili dosyamızda kendisini derin devlet vesaire olarak tanıtan bir kişi olarak geçiyor kültür bakanlığında müşavir olduğu bilgisi var bizde.”

Sanık Serdar Öztürk:”Saçmalık o tip diyen adamların geneli ruh hastasıdır.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ahmet Cinali ile herhangi bir tanışıklığınız olmuş

mudur?”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır yok:”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Büronuzda bir müddet çalıştığın söylediğinizi Sinem

Aykıl Mustafa Levent Göktaş’ın bürosu mu?”Sanık Serdar Öztürk:”Benim büromda değil bizim bürolarımız ayrı:”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mustafa Levent Göktaş’ın bürosunda.”Sanık Serdar Öztürk:”Göktaş’ın bürosunda 2, 3 ay önce işe başlamıştı.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet, çalışan bir bayan var Sinem Aykıl bu kişiyle

telefon irtibatına geçiyorsunuz ve bu kişi nişanlısı ile birlikte görüşmek istediğini beyan ediyor ancak siz avukat Demet Reçber’e özellikle bu kişiyle tek başına iken görüşülmesini gerekirse nişanlısını gizlilik dereceli konular vesaire deyip onu oradan uzaklaştırmasını söylüyorsunuz. Bunun sebebi nedir?”

Sanık Serdar Öztürk:”Sebebi şu bu çocuk işgüzar bir çocuktu daha geldi nişanlısı ile geldi şimdi bizim işimiz kızla. Bizim nişanlısıyla bir alakamız yok bir ilgimiz yok. Sürekli biz bir şeyler soruyoruz müdahale ediyor yani bir şeyi anlamaya çalışıyoruz bu kız acaba birisi tarafından yerleştirildi bu iş çünkü herkesten şüpheleniyoruz bu olay olduktan sonra herkesten şüpheleniyoruz. Yani işgüzarlık yaptığı için daha önce ofisten ayrılmadan önce çünkü hemen ayrılmadı ofisten Levent albay tutuklandı vesaire bir süre sonra ayrıldı. Bu süreçte o işgüzarlıklarını gördüğümüz için kızı savcıya götüreceğiz ifadeye. Bizim söylediğimiz tek şey orda tapede geçiyor biz ona bir şey söyleyecek değiliz ben hukuk davasında bile tanık yönlendirmem beni hiç ilgilendirmez ben taraf değilim orada gidecek polisin ilk baskın anında herkesi bir odaya topladığını söyleyecek bu kadar olanı anlatacak yani. Şimdi nişanlısı lüzumlu lüzumsuz işgüzarlık yapıp şey yapacağı için ondan ayrı rahat görüşmek istiyoruz. Bu sebebi bu.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’e ifade verdiğinizde açıklamadığınız herhangi bir bilgi var mıdır?”

Sanık Serdar Öztürk:”Zekeriya Öz’e ifade vermedim ben.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Veya Cumhuriyet Savcılığına yani belli bilgilerden

bahsediyorsunuz Türkiye’yi sarsacak bilgiler yani bu konuda bize açıkladığınız savunmanızda açıkladığınız şeyler dışında başka bir şey var mıdır?”

Sanık Serdar Öztürk:”Var”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Söylemek ister misiniz?”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır onları askeri savcılıklara ilettim:”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizinde savunmanızda değindiğiniz Mustafa Levent

Göktaş’ın savcılıktaki ek ifadesi şöyle başlıyor. 1 ve 2. iddianamelerde geçen konuların tamamını cezaevinde okuma ve düşünme fırsatı buldum bu belgeleri değerlendirdiğimde Ergenekon’un korkunç bir örgüt olduğunu fark ettim belki bizde farkında olmadan işin içinde olup olmadığımızı bilmiyorum ancak bana sorulacak her konuda yardımcı olmak için kendi rızamla geldim diye bir beyanı var. Ancak siz farklı bir iddiada bulundunuz.”

Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Hasan Gürbüz söz istedi verildi:" Özür dilerim Sayın Başkan, Levent Göktaş ek ifadesini kabul etmiyor. Açıklamaları ( bir iki kelime anlaşılamadı) konuşmada.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Zaten ek ifadesine başlarken diyorum. Orda atıfta bulunduğum yer burası.”

29

Page 30: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:30

Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Hasan Gürbüz:”Ek ifadesini doğru kabul ederek soruyorsunuz.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hasan bey, kabul etmiyor ediyor değil ben yerini söyledim, yerini söyledim soru olarak yöneltiyorum.”

Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Hasan Gürbüz:”Efendim sizde buradaydınız kaç kez açıklama yaptı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin bu farklı iddianızın kaynağı nedir?”Sanık Serdar Öztürk:”Kaynağı şu; bir kere Levent Göktaş'ın o dönemde psikolojisi çok,

haksızlığa uğramış adam hayatında karakola gitmemiş bir adam avukat. Ömrü hayatı dağlarda geçmiş şimdi böyle siz bir dağ aslanını hücreye kapatırsanız, yaşayamaz psikolojisi darmadağın olmuş sırf çıkmak için tahliye olmak için her şeyi yapmaya hazırdı. Onun bu psikolojik durumundan istifade ettiler. Oradaki hiçbir şey doğru değil benim anlattıklarım doğru.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani sizin kaynağı ne diyorum bu anlat, sizin, size doğru diyorsunuz da kim sizi bu kanaate sevk etti? Nasıl sizin anlattıklarınızın doğru olduğu? Çünkü bir iddianız var diyorsunuz benim anlattıklarım doğru kendi rızasıyla gitmedi vesair burada yine bazı sanıkların müdafiliğini yapan bir avukata.”

Sanık Serdar Öztürk:”kendim hemen, hemen izah edeyim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Buyurun.”Sanık Serdar Öztürk:”Kendi rızasıyla tabi ki gitmedi. Avukat Abdullah Kaya gelmiş aynı,

bunu izah ettim ben Levent Göktaş'a. Tamam savcı Zekeriya Öz’le biz görüştük, sadece gayri nizamı harp kursunu anlatacaksın savcı başka bir şey istemiyor. 51 nolu DVD zaten adli kanıt olmadığını işte kanıtlamışlar diğer avukatlar dolayısıyla sorun olmadan bırakılacaksın diyor. Adam tahliye olmak için Roma’yı yaktığını bile kabul edecek psikolojide bunu söylemiş Abdullah Kaya bunun üzerine Levent Göktaş kabul etmiş. Bizde dedik ki Levent Göktaş’a hayır savcı böyle bir şey söyleyemez mümkün değil Zekeriya Öz bile söyleyemez. Bu doğru değil oyun oynuyorlar, tahliye olmak isteyen bir insanın o darmadağın olmuş psikolojisinden istifa ederek, ha Roma’yı yak, Roma’yı sen mi yaktın deseydin sırf tahliye olmak için evet ben yaktım da derdi orda. Bu böyle bir psikolojiye sahip olarak gitti oraya, her gittiğimizde ağlıyordu gözyaşlarını tutamıyordu. “

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Avukat Abdullah Kaya’nın emekli Binbaşı Adli Müşavir Yardımcısı herhalde ( bir kelime anlaşılamadı) olarak görev yapmış.”

Sanık Serdar Öztürk:”Bilmem ben tanımam yani bu şeyde tanıdım.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu kişiye yapılan tehdide sizde vakıf olduğunuzu

beyan ettiniz yani.”Sanık Serdar Öztürk:”Bizzat kendisi söyledi o toplantıda Avukat Demet Reçber’de vardı.

Bizzat kendisi söyledi.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu tehditle alakalı sizin herhangi bir suç duyurunuz

oldu mu?”Sanık Serdar Öztürk:”Banane yani banane kendisi avukat tehdit ettiyse söyleyecek. Ben

sadece geldim Levent Göktaş'a bunu söyledim. Bakın Zekeriya Öz şeyi tehdit etmiş Abdullah Kaya'yı. Adam tutuklanmaktan korkuyor yani hâşâ Allah’tan çok tutuklanmaktan korkuyor adam psikolojisini anlıyorsunuz 2 saat görüştük biz ben diyor mahvolurum diyor tutuklanırsam. Kanada’dan ev aldım 400.000 dolara ailemi göndereceğim. Ondan sonra bende gideceğim bu işin iyice şirazesi çıktı diyor. Yani bunu görüyorsunuz siz bu anlatan kendisi ben hikâye uydurmuyorum, ondan biz Levent Göktaş'a söyledik bakın burada böyle böyle bir durum var. Bu zaten daha önceki şeyi de normal değil Erdal Şener’in müdafiliğini yürüttüğü süreçteki bana göre mesleki olarak tavrı da doğru değil şüphe doğurucu. Zekeriya Öz bunu tutuklama tehdidiyle kullanıyor dedim. 11 sayfa gerekçe yazdım. Okusun cezaevinde diye anlattıklarım yetmez diye.”

Mahkeme Başkanı:"Yani bu kadar anlatıma rağmen yine onu mu?”

30

Page 31: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:31

Sanık Serdar Öztürk:”Başkanım tahliye olmak için.”Mahkeme Başkanı:" Onu mu tercih etti.”Sanık Serdar Öztürk:”Tercih etti değil başkanım şimdi şöyle.”Mahkeme Başkanı:" Başka ne olur yani, tercih etti sizin yerinize onu.”Sanık Serdar Öztürk:”Burada bir hayır, tercih etti değil, tahliye olmak için, tahliye olmak

için Abdullah Kaya'nın bu anlatımlarını Zekeriya Öz seni serbest bırakacak gayri nizamı harp kursunu anlat seni serbest bırakacak bitti. Oraya çıktığında Zekeriya Öz dese ki; Roma’yı da sen mi yaktın evet ben yaktım diyecek. Çünkü tek amacı tahliye ve bu sözü almış gayri nizamı harp kursunu anlatacak bitecek çıkıp gidecek. Biz de diyoruz ki hayır oyun oynuyorlar ki bizim söylediğimizin doğru olduğu daha sonra ortaya çıktı 10 Nisanda.”

Sanık Dursun Çiçek Müdafi Av. Celal Ülgen söz istedi, verildi:"Oturarak bir açıklama yapmak istiyorum efendim Mustafa Levent Göktaş'ın da vekilliğini sürdürdüğüm için bu konu bir açıklama gereği duydum.”

Mahkeme Başkanı:":Buyurun buyurun.”Sanık Dursun Çiçek Müdafi Av. Celal Ülgen:”Bu duruşmada Dursun Çiçek vekili ama aynı

zamanda Mustafa Levent Göktaş vekili. Müvekkillerimiz tutuklandığı zaman ilk tutuklandıkları günler, her an bu adaletsiz ve bu haksızlık bitecek ve tahliye olacakları umuduna kapılırlar önceleri bu umut çok yüksektir gözlerinde ışıltılar vardır. Ama giderek süre uzadıkça o gözlerindeki parıltı yok olmaya sönmeye başlar ve tamamen kaybolur. Bunu bir avukat olarak hissedersiniz öyle bir noktaya gelir ki artık geri dönüş başlamıştır artık tahliye olacağı umudu kesilmiştir. Buna mahkûmlar tahliye koması denir. Tahliye komasına girdikten sonra bir tutuklu artık ne yapacağını, nasıl davranacağını bilemez duruma gelir, bilinç kaybolur, akıl gider ve hangi rüzgâr kuvvetliyse onun yönüne kapılır.”

Mahkeme Başkanı:" Avukat bey zaten o müvekkilinizi dinlemedik henüz.” Sanık Serdar Öztürk:”Aynen böyleydi.”Mahkeme Başkanı:" Henüz, henüz de dinlemedik yani neler diyecek bilmiyoruz onları.

Yani.”Sanık Dursun Çiçek Müdafi Av. Celal Ülgen:”Hayır onu söylemek istiyorum. O bakımdan

müvekkilimizde bu konuya itiraz etmiş, Mustafa Levent Göktaş ve bu itirazına rağmen henüz oradaki ifadenin aslını bile göremedik. Aslını görebilsek orada tutanakta da bir takım eklemeler ve çıkartmalar olduğu görülecek.”

Mahkeme Başkanı:" Tamam inşallah göreceğiz efendim, buyurun buyurun buyurun.”Sanık Serdar Öztürk:”Aynen Sayın Başkan, Celal üstadımızın dediği gibiydi psikolojisi

darmadağın olmuştu ne deseniz kabul edecek o ümit veriyor. Ben gerçeği anlatıyorum Abdullah Kaya gelmiş ümit veriyor verdiği ümit bi kere böyle bir ümit de veremez söylediği şey de yasadışı. Savcı böyle bir söz veremez ben yani Zekeriya Öz böyle bir söz verdi mi bilmiyorum tanığı olmadım ama veremez.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yine bu avukat hakkında isim vererek beyanda bulunduğunuz için soruyorum, dosyamızda da doğrudan ilgili bir konu. İhbar mektubunu yazan kişilerden biri olduğunu söylediniz değil mi yanlış anlamadım? Buna dair nedir sizin bildiğiniz anlatır mısınız?

Sanık Serdar Öztürk:”Şöyle bakın; şimdi ihbar mektubunun başlığını okuduğum anda içimden vay şerefsiz. Çünkü bazı kelimeler herkes tarafından kullanılmaz cümleler. Şimdi o cümleyi okuyunca Beşiktaş Adliyesinde sorgudan önce ek sorgudan önce 6 Nisandaki ek sorgudan önce biz Demet Hanım ben Avukat Abdullah Kaya yemeğe gittik. Beşiktaş Adliyesinin hemen yakınında köşede bir restoran vardı 2. katına çıktık. Orda aynen bu ifadeyi kullandı. Serdar Bey ben kuşaklar boyu silahlı kuvvetlere hizmet etmiş bir aileden geliyorum, ailemde generaller var, ama silahlı kuvvetlerde bir yere kadar aynen bu ifadeyi kullandı. Bu herkesin kullanacağı bir ifade değildi. Bu bir ayak izidir, bu bir izdir emaredir ve ciddi bir emaredir. İkincisi,

31

Page 32: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:32

bu adam herkesi zavallı, konuşmalarında herkesi zavallı diye tanımlıyor. Şimdi bende tutuklandıktan sonra zavallı Serdar filan gibi bir ifade kullanmış avukatlarıma o çocukta zavallıydı, çıkınca göstereceğim ben ona zavallıyı. Şimdi şeye bakıyoruz zavallı Dursun Çiçek diye bir ifade geçiyor, bakın bunlar hep izdir emaredir, ayak izidir. İkincisi, ihbar mektubu belli bir önceki ilk şey ortaya çıktığında fotokopisi ortaya çıktığında birçok eleştiri yöneltildi 6, 7, 8, 10 kalem eleştiri yöneltildi ihbar mektubuna şeye fotokopi belgeye. Onu karşılayacak şekilde algoritmik bir tarzda yazılmış o anlaşılıyor mektuptan. Üçüncüsü, ben Zekeriya Öz' ün kanaatim o ben bunu başından itibaren söyledim Levent Göktaş'a tutuklama tehdidiyle kullanıyorlar, fark etmişler kişilik zayıflığını olabilir. Yani herkesin kişiliği farklıdır kimisi korkaktır, kimi, korkar, korkak bir insana korkaksın diye aşağılanmaz o onun yapısıdır bunun için söylemiyorum bu yapıyı fark etmişler kullanıyorlar. Adli Müşavirle samimiyeti var Genelkurmay Başsavcısıyla, Askeri Başsavcısıyla samimiyeti var oraya her şekilde girip çıkabiliyor. Ben size anlattım gri propaganda çok soruşturma ilgili çok basit orda bir iki kulak dolgunluğu bilgiyi öğrenir oraya koyar. Sizde okuduğunuzda dersiniz ki; bu kadar bilgiyi net olarak biliyorsa diğerleri de doğrudur. Hâlbuki diğerleri enjeksiyondur, vermek istediği asıl odur önce güveni sağlar. Bu nedenle bu resimleri bakın dedim ya ben ceza dosyası bir fotoğraftır, bu fotoğrafları birleştirdiğimizde ortaya bir kişi değil. Çünkü orda çok detaylar var, o detaylar kimde var bir Genelkurmay Başsavcısı Yavuz Şentürk Albayımda var bir de şeydeki savcılarda var Beşiktaş’taki. BİM numaraları bilmem bir takım detaylar. Ee ya Genelkurmay Başsavcısı yazdı bunu, yazdırdı ya da Beşiktaş’taki savcılar yazdırdı. Ben bununla ilgili Beşiktaş’taki savcılar da, savcıları da dahil ederek bu mektup bir heyet tarafından yazılmış Abdullah Kaya sadece bir tanesi, diğerleri bir tanesi Zekeriya Öz, diğeri Fikret Seçen olduğunu ben düşündüm. Çünkü kadroyu bildiğim için kimin ne yaptığını bu kadroda üç aşağı beş yukarı fotoğrafları birleştirdiğimde emniyet müdürü hani biliyorum bu işin içindeki emniyet müdürlerini, bu iş için görevlendirilmiş gönderilmiş. Dolayısıyla bu bir heyet tarafından yazılmış. Algoritmik olarak cevap vermişler fakat o ifade ona ait sonra diyor ki; adını soyadını yazmamış savcılarım beni çağırdığı zaman gelmeye hazırım. Bu çok, çok özür dilerek ifade etmek istiyorum salakça yazılmış bir ifade ama gerçeği ifade ediyor. çünkü arada şey var ya onu atlamışlar. Yani ismini yazmayacaksın ama savcılar çağırdığı zaman efendim ifade vermeye hazırım. Neden güven sağlamaya çalışıyor halkta şu imajı uyandırıyor. Bak adam her şeyi dosdoğru söylemiş çağrıldığında da gelip anlatacak nerde, o erkek yok ama izlere baktığınızda fotoğrafları birleştirdiğinizde ortaya çıkan resim ve ben bu nedenle Hakimler Savcılar Yüksek Kurulundan suç duyurusunda bulundum, savcıların isimlerini vererek. Abdullah Kaya'nın ismini de müfettişi verdiğim ifade de anlattım. Bu nasıl bulunacağını da anlattım. Getirin hepsinin şeyini sinyal kayıtlarını o tarihlerdeki ne zaman çıktı fotokopi 12 Nisanda, 12 Haziranda ıslak imzalı belge ne zaman çıktı ihbar mektubu geldi şu tarihte. O tarihteki sinyal kayıtlarını getirttirin bunların hepsini bir arada buluştuğu tarih ve yerleri şey yapın çıkartın, belgede parmak izin arayın bakın 5 tane parmak izi varmış. Onlardan bir tanesi Abdullah Kaya’nın çıkabilir. O zaman daha net resim ortaya çıkar onlardan birisi savcıların çıkabilir. Çünkü tümüyle şimdi Çukurambar’dan gönderilmediği de belli onu kanıtladık yani o kadar bu işi yapanlar arkada iz bırakıyorlar, iz bırakıyorlar önemli olan izi takip etmek, izi çıkartmak. 98 gram sadece kağıtlar, 20 gram zarf 118 gram 100’le 250 gram arası 2.40 yeni kuruş tutar. Ben zaten 15 Ekimde diyor şimdi başsavcı vekili 15 Ekim diye açıkladı. Sonra ben dalga geçen bir dilekçe yazdım tabi daha dosya o zaman oluşturmadığı için hemen değiştirmişler zarfı 30 Eylül diye. Çünkü bir günde Ankara’dan İstanbul’a adi posta gelmez, gelmez. Bütün bu sahtekarlıkları birleştirince kimin bu işin içinde olduğunu çıkartınca kimin kimi nasıl kullandığını birleştirince ifadeleri de bir yere koyunca fotoğraf ortaya çıkıyor. Benim anladığım bu, bende ismen verdim benim kimseden korkum yok gelsin suratına da söyleyeyim.”

32

Page 33: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:33

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bunun dışında yani toplu olarak ifade edilmesi için sormuştum bu soruyu, bunun dışında bir bilgi veya belgeniz var mıdır? Abdullah Kaya veya diğer kişilerin?”

Sanık Serdar Öztürk:”Bu delillerin, bu delillerin nasıl toplanacağını bunun delilinin nerelerden elde edileceğini ben müfettişlere söyledim. Derhal bu belgelere el koyun dedim, koymadılar ben ne yapayım. Her türlü delil karartılıyor ben delilin nerde olduğunu gösteriyorum toplanmıyor şimdi siz bana soramazsınız başka delil var mı diye. Ben delili toplayın diyorum toplasaydı benim elimde olurdu o delil.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:” Sizin veya Dursun Çiçek’in Abdullah Kaya, Zekeriya Öz ve diğer bildiğiniz kişiler hakkında suç duyurunuz oldu mu?”

Sanık Serdar Öztürk:”Zekeriya Öz hakkında 50’ye yakın suç duyurusunda bulundum.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu konuda yani ihbar mektubu.”Sanık Serdar Öztürk:”Tabi ki, tabi ha bu konuda 3 defa suç duyurusunda bulundum.

Sahte.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:” Abdullah Kaya hakkında oldu mu?”Sanık Serdar Öztürk:”Abdullah Kaya'yı bakın yazmadım neden delilleri karartmasınlar

diye. Neden çünkü Adalet Bakanlığı’na da güvenmiyoruz. Adalet Bakanlığı’na gidiyor, geldiğinde müfettişlere söyledim ifademde. Müfettişlerin şeyini getirttirin orda göreceksiniz Abdullah Kaya ismini aynı şekilde Silivri.”

Mahkeme Başkanı:”Yani o olaya O’nu damı müfettiş ifadesinde mi onu ilave ettiniz?Sanık Serdar Öztürk:”Var efendim. Tabi ki, tabi ki Silivri’de Cumhuriyet Başsavcılığına

verdiğim ifadede Abdullah Kaya'nın ismini açıkça yazdırdım tutuklama tehdidiyle kullanılıyor biz bu şekilde ikaz ettik diye. Abdullah Kaya'nın ismini orda da açıkça yazdım.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”İhbar mektubu yazdığı konusunda bir şeyiniz oldu mu?”

Sanık Serdar Öztürk:”Onu niye onlar söylenir mi ya. Duruşmaya çıkmadan davaya çıkmadan delilleri karartacaklar kaçacaklar parmak izini değiştirecekler o söylenir mi? Ben bugünü bekliyorum bunları söylemek için. Çünkü her türlü delil soruşturma kapsamında karartılıyor savcılar tarafından. Karartıldığı içinde ben suç duyurusunda bulunmuşum savcılar hakkında gidin HSYK’ya 50’ye yankı benim suç duyurum var. “

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Emekli Korgeneral Altay Tokat, Emekli binbaşılar, bunu çok aşmadınız, emekli MİT mensubu Mehmet Eymur olarak ifade ettiniz birkaç isim daha veya unvan verdiniz bu konuyla alakalı?”

Sanık Serdar Öztürk:”Mesleki faaliyetlerim kapsamında elde ettiğim bilgiler bu adamlar bu işin içindeler. Hesabını da, hesabını da yargıya verecekler inşallah. Şimdi çok basit bir şey söyleyeyim. Bakın biz bunu zaten daha önce de biliyorduk da Aydınlık Dergisinde yayınlandı işte gizli örgüt Altay Tokat diye. Şimdi ben silahlı kuvvet, emekli subayım. Şerefli bir general hakkında böyle bir iddia ortaya çıktığında çıkar ne diyorsun kardeşim sen der ne gizli örgütü, ne bilgi toplaması şerefli bir general böyle yapar. Bu yapıldı mı, ha ben daha önce biliyordum zaten de. Ondan sonraki emaresini söyleyeyim size yapıldı mı? Yapılmadı. Bu ne demek ben işin içindeyim demek sukut ikrardan gelir.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mesleki faaliyetlerim kapsamında tespit ettim diyorsunuz değil mi? O yüzden sorularıma devam etmeyeceğim.”

Sanık Serdar Öztürk:”Evet, evet tabi ki. Levent Göktaş'ın müdafiliğini yürüttüğüm süreçte Zahit Engin’i niye çağırdım ben, Mehmet Eymür’den randevu istedim. Ben eğer tutuklanmasaydım Recep Güven’den de randevu isteyecektim niye kardeşim böyle bir şey yapıyorsunuz niye neden. Çünkü O’nun ismini öğrendim, neden böyle bir şey yapıyorsunuz bu doğru değil. Sen dindar olabilirsin Müslüman olabilirsin, Türk olabilirsin bende Türküm, ben de Müslüman’ım niye bunları yapıyorsunuz. Yapılan iş doğru değil.”

33

Page 34: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:34

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Çetin adlı birisi var telefon görüşmelerinde ismi geçen Çetin kimdir?”

Sanık Serdar Öztürk:”Çetin oradaki şirketin sahibi, orda şirketin ismi yazıyor olması lazım. Çetin soyadını hatırlamıyorum yalnız bu çocuk şey şu konuştuğun Efendime söyleyim metni bilgisayara aynen yazı şeklinde geçiren bir program üretti, bunu Adalet Bakanlığı’na filan satacaktı bizim onla işimiz var dedim. Bu işlerle uğraşacaktık beraber o yani.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kaç yıldır tanışıyorsunuz? Çetinle.”Sanık Serdar Öztürk:”Edirne’deki soruşturmada tanıştık. Metin Karakaya’nın şirketi O da

şirketin çalışanı ya da Genel Müdürü, direktörü ilk defa Edirne de bu Edirne Belediye Başkanı tutuklandığı soruşturmada Metin Karakaya’ya yönelik bir takım isnatlar vardı o zaman tanıştık. Beni.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yıl olarak hatırlıyor musunuz?”Sanık Serdar Öztürk:”Yıl 2008.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”1990.”Sanık Serdar Öztürk:”2008.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”2008?Sanık Serdar Öztürk:”Evet.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Çetin adlı kişiyle Sabri Uzun arasındaki ilişki nedir yani

O’nu dayım?”Sanık Serdar Öztürk:”Bilmem, bilmem.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Var mıdır bir ilişki bunlar arasında?”Sanık Serdar Öztürk:”E var tabi, tanışıyorlar tabi ki.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani siz Sabri Uzun’a nasıl ulaşıyorsunuz. Çetin?”Sanık Serdar Öztürk:”Ben Sabri Uzun’la görüştüğümde Çetin odada olmazdı yani Sabri

Uzun’la biz yalnız görüşüyorduk. Yalnız Sabri Uzun ben telefon kullanmıyorum Serdar bana ulaşmak istediğinde Çetin’i ara şirkete gel şirkette görüşelim diyordu öyle yapıyorduk.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani Çetin aracılığıyla mı ulaşıyordunuz Sabri Uzun’a?”

Sanık Serdar Öztürk:”Evet, evet evet.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet, dayıdan kastınız Sabri Uzun mu?”Sanık Serdar Öztürk:”Sabri Uzun o gizli saklı bir şey değil adamlar her şeyi buluyorlar da

kendi eski daire başkanlarını mı bulamamışlar.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sorguda kabul etmediğiniz bir kısım beyanlarınız

olduğundan bahsettiniz. Şerh koyma durumunuz söz konusu oldu mu bu beyanlarla ilgili sorgu esnasında?”

Sanık Serdar Öztürk:”Ya şimdi tutuklamaya sevk edilmiş bir adam kurban edilecek koyun gibidir. Yani ben avukatım tamam ceza avukatıyım falan ama ilk defa tutuklamaya sevk ediliyorum. Yani takdir edersiniz hakimle birkaç defa boğuştuk, tartıştık, avukatlarımda tartışma işte bak senin tutuklanmana karar verecek adam şey yapma filan diyorlar ya artık biz şeyden sonra da bıraktık. Yani işin şirazesi kaçtığı için oraya şerh koysan ne koymasan ne yani iş güçtü zaten iş dağılmış yani adam dedim ben burada Samanyolu Televizyonunun Beşiktaş Adliyesi temsilcisi gibi davranıyor. Böyle hakimlik mi olur ya niye ne şerh koysam ne ki.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Emniyetin dinleme sistemini kuran bir kişiden bahsettiniz. Bu kişinin size anlattığı şeylerden dolayı ulaştığınız sonuçlardan bahsettiniz. Yine bu hususu topluca anlatma durumunuz olabilir mi? Nasıl irtibata geçtiniz bu kişi, sistemle alakalı şuandaki davayı ilgilendiren ne gibi şeylerden bahsetti, size güvenip ayrıntılı bir şekilde bilgi vermesinin nedeni nedir? Bu konuları anlatır mısınız?”

Sanık Serdar Öztürk:”Evet, anlatırım. Kısmen hepsini anlatamam ama bunları savcılıklara bildirdim ben, soruşturma açılması için.”

34

Page 35: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:35

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Alenileşti mi?Sanık Serdar Öztürk:”Şimdi, efendim?”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Savcılıktalar bildirdiniz alenileşti artık öyle mi?”Sanık Serdar Öztürk:”İsmini bildirmedim, hayır ama askeri savcı dinledi. Evet şimdi bu

şahıs kendisi geldi Levent Göktaş'ı tanıdığı için ve sevgi ve saygı duyduğu için. bildiği her şeyi anlattı bu süreçle ilgili 2007’ye kadar emniyet istihbaratın danışmanlığını yapmış. Bizde elde ettiğimiz bu bilgileri ilgili kurumlara aktardık. Savcıya anlattım, Ankara’daki savcıya, savcı yanında konuşulan şeyi duyduğu zaman suçsa soruşturma açması lazım. 52 sayfa doküman verdim askeri casusluğun nasıl yapıldığına dair. Hangi bilgilerin, kim tarafından çekildiğini, daha doğrusu kim tarafından çekildiği yönündeki kuvvetli şüphe bulunan şirket, kişi kim. Kendisi geldi anlattı kendiliğinde Levent Göktaş tutuklandığı için ona yardımcı olmak için, minnet borcu olduğu için bu.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani bu sistemin özelliği Genelkurmaydaki belli bilgileri çekmeye yarayan bir sistem mi?”

Sanık Serdar Öztürk:”Herkesin, bakın şimdi şöyle; interceptor araçları şöyle buraya dışarıya konumlandırırsınız içerdeki ortamı da dinler bilgisayardaki bastığınız tuştaki şeyi de alır. Sinyal istihbaratından cep sinyal şeyinden, cep telefonunu dinler sabit telefonu kaldırdığınızda onu da dinler. Yargıtay’ın ve Genelkurmayın bu şekilde bu araçlarla dinlendiğini anlattım size.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Belge çekme konusu nasıl hani belli gizli belgelerden bahsettiniz bunların çekilmesine yarayan bir teknolojisi mi var?”

Sanık Serdar Öztürk:”Var. Şimdi herhangi bir şekilde bir yazıcının dahi içine çip yerleştirdiğinde şimdi bir vakit, bir dönem askeri birliklerin, karargahların şeyi sivil şirketler tarafından yapılıyormuş ihaleye verilip bilgisayar bakımlarının donanımı. O dönemde bunun yapıldığı düşünülüyor. Bir tek şunu anlattı bize. Bir tek yazıcının bilgisayarın değil yazıcının içine dahi bir çip yerleştirdiğinizde bütün ağdaki bilgisayarın içindeki verileri çekmeniz mümkün bu kadar.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet, ofisinizde bulunduğu iddia edilen bir kısım belgeler var. Sizin savunmanıza göre bu belgeler bir kısım polisler tarafından ofisinize.”

Sanık Serdar Öztürk:”Polisin organizasyonuydu öyle diyelim, polisin organizasyonu. Yani bizzat fiilen kimin yerleştirildiğini nasıl bulunacağını ben savcılara izah ettim bulmadılar ne yapayım.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani bu yerleştirildiğine dair sizin somut olarak yani suç duyurunuz dışında yani somut olarak bir bilginiz var mı?”

Sanık Serdar Öztürk:”Şimdi.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani nasıl girilmiş, ne zaman girilmiş, yani daraltma

açısından o konuda bilgiye sahip misiniz?”Sanık Serdar Öztürk:”Şimdi şöyle söyleyeyim bakın tekrar söyleyeyim; ceza dosyası bir

fotoğraftır, incelediğinizde olayları yan yana getirdiğinizde bir netice çıkartırsın bütün belgeleri incelediğinizde aslında fotoğraf ortaya çıkar. Şimdi ben satranç oynamayı severim. Puzzleyi de severim, şimdi bütün dosyadaki belgeleri birleştirdiğimizde olan olayları birleştirdiğimizde yan yana koyduğumuzda benim kanaatim şu oldu ortaya çıkan fotoğraf. Bir, 3 çünkü sekreterim diyor ki; Avukat Serdar Bey 2 Haziran 2009 saat dört buçukta, 18.10 uçağıyla Antalya’ya gidecektim dört buçukta ofisten ayrıldı. Serdar Beyin hiçbir çekmecesi kilitli değildir ben o gün etraflı olarak temizlik yaptım odasında gittikten sonra bütün çekmeceleri boşalttım, temizledim dolapları boşalttım temizledim. Herhangi bir şekilde mermiye ya da belgeye rastlamadım, daha öncede bunları görmedim. Bizim ofisimizde öyle tomar halinde bir yere konulmuş belge olmaz fotoğraf bir koyun bir tarafa. Fotoğraf iki, benim avukatlarım Haziranın sonunda bir şahıs arıyor. Diyor ki; Serdar’ın ofisine gidilmesi talimatının verildiği ortam dinlemesine ilişkin CD ve ıslak imzalı belge bende buluşalım işte bende dosyada gizli tanığım artık bende rahatsız oluyorum size yardımcı

35

Page 36: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:36

olmak istiyorum yalnız can güvenliğim yok benim can güvenliğimi temin edin size her şeyi vereyim diyor. Bunun üzerine avukatlarım Ankara’ya gelerek bu kişi İstanbul’a gelerek bu kişi ile buluşuyorlar. Nerde Bilgi Üniversitesi’nin kafeteryasında 2 defa. Şahıs birçok bilgiyi anlatıyor işte talimatının Ali Fuat Yılmazer tarafından verildiğini hatta operasyonun Ali Fuat Yılmazer tarafından yönetildiğini bizzat Ali Fuat Yılmazer’in bu iş için Ankara’ya gittiğini İstanbul’dan önce işin kendisine Efendime söyleyim, kendisine teklif edildiğini fakat kendisinin kabul etmediğini bu talimata ilişkin şeyi talimatı telefona kaydettiğini ortam dinlemesine ilişkin vesaire, bunları anlatıyor. ben şimdi avukatlarım geldiğinde ben söyledim tuzak. Yani bu belgenin şimdi askeri, bu olayın tarihi de çok önemli bakın 24 Haziranda askeri savcılık kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. 25’inde Başbakanımız çıktı bu belgenin aslını mutlaka bulacağız diye açıklama yaptı. 28’inde 29’unda bu adam arıyor. Aslını avukatların üzerinde yakalatacaklar bu kadar basit, tuzak bunun ıslak imzalı şeyini oluşturmak zor değil ki. Bilgisayarda bile imzayı renklendirirsiniz al sana ıslak imza. Islak imza makineleri var iki tane gümrük kayıtlarını inşallah getirttirirseniz. Türkiye’ye iki tane ıslak imza makinesinin bir emniyet görevlisi tarafından Amerika’dan döndüğünde getirildiğini göreceksiniz. Ben Cumhuriyet Savcısına söyledim acele hallerde sizin arama yetkiniz var gidelim İstanbul Emniyetine bulun gitmedi ne yapayım. Ben delillerin nerde olduğunu söylüyorum toplamıyorlar ne yapayım. Bana cehennem azabı yaşatmaya çalışıyorlar ben ne yapayım yani delilleri toplamadıkları için olay bu. Bu resimleri birleştirdiğimizde ortaya çıkan sonuç gece 23.32’de arama kararı gelmiş faksla İstanbul TEM’e Ankara TEM’e benim kanaatim bu resimleri yan yana koyduğumda gece 23.32’de özellikle şuna baktım şimdi 23.32’de faks geldi diye yazıyor ama eğer ki, gece arama izni de yazmışsa sırf girmek için bunu almışlar. Çünkü yakalanırlarsa yakalandıklarından gösterecekler bizim arama emrimiz var. acil hallolduğu için girdik gece arama yetkisi de var diye. Bir ofise girmek kolaydır, girilemeyecek hiçbir yer yoktur. Yani biraz bu işin profesyoneli olan bir adam benim kapım öyle şey değil kale kapısı değil. Üst tarafını kitlemiyoruz bile avukatlarının hepsinin anahtarı olmadığı için. alt kapıyı açmak yapıştırırsanız şeyi kalıbını alırsanız gece girip, rahatlıkla oraya girecek şifre ki, bunların hepsinde master anahtar var bu işlerle uğraşanların master anahtarla rahat rahat o kale kilitse kale kilidin master anahtarıyla açar hepsini bütün şifreleri zor bir şey değil ki açmışlar girmişler. Benim kanaatim 23.32 ile arama emrini aldıktan sonra sabah 05.00 arasındaki bir saat dilim içerisinde girmişler girdiler. Bu dosyadan benim ortaya çıkardığım fotoğraf bu ve bunun delillendirilmesi için ben sinyal kayıtlarını istedim. Neden, keşif yapan kadınlar belli. Ayşegül Yasemin Hüma Babuna, Aylin Atmaca. Onların neden keşfe geldiğini nasıl tespit ettiğimiz anlattım yani garip garip kapıyı, kaputu açık bırakmış kadının bir tanesi lüzumsuz lüzumsuz şu hareketler yapıyor hiç gereksiz yere ben onları fark ediyorum. Ayşe, Yasemin Hüma Babuna elinin altında kocaman bir çanta eli üstünde bunların hepsi şüpheli hareketler. Ben zaten normalde bu şekilde kabul etmem şimdi dedim ki; bunların iki kademede sinyal kayıtlarını getirtirin. Bunların aradıkları ve onların aradıkları en fazla 1000 telefondur. 1000 telefonu çaprazlayın 23.32 ile 05.00 arası çıkan telefon o gece giren kişiler. İkincisi, bunların polislerle buluştuğu belli koyan ekibin daha sonra koordine yapmışlar neyin nereye koyulduğu konusunda, belli oluyor çünkü polis çok amatörce hareket ediyor. söyledim yani gizli belgelerin konulduğu, bir tek yani eğer, aramada bir hassasiyet varsa hepsi eldiven giyer, değil sadece Genelkurmaydan çalınan gizli belgelerin konulduğu siyah dolabı arayan polis Ahmet Çevik o eldiven giyiyor. Biliyor çünkü neyin nerde olduğunu. İbrahim Karabulut komiser, 3 çekmeceyi arıyor en sağ çekmecede hepsini böyle okuyor önüne koyup bir tek o Dilek Bozkaya ile ilgili belgeyi aldığında kameraya gösteriyor. Belgede bir şey yok aslında. Hiç normal ortalamaya sahip resim görüntü. Ne resmi belki tatil resmi, yani normalde ben ona baktığımda hiçbir anlam çıkartmam eğer bu şeyse. Dolayısıyla bunları birleştirdiğimizde he bunlar koordine etmişler çıktıktan sonra neyin nereye konulduğunu. Polislerin kamera kaydını getirtirin dedim TEM’in. Şadan Sakınan’a o kadar söyledim Savcı Şadan Sakınan’a getirttirmedi ben ne yapayım delilleri

36

Page 37: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:37

toplamıyorsa. Ben söylüyorum delili şu, delili bu toplayın getirtirin kanıtlayayım, toplamıyorlar cehennem azabı yaşatmaya çalışıyorlar kendi akıllarınca.”

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Sanık Serdar Öztürk tekrar huzura alındı.Çapraz sorgusuna devamla.Mahkeme Başkanı :”Hakim bey buyurun.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bazı sorular soruldu, ama ben en azından bazı şeyler tekrar

olacak. Daha iyi anlaşılabilir veyahut da toplu olarak bir yerde cevaplar bulunursa daha iyi olur düşüncesinde olduğum için tekrar soruda sorabilirim. Şimdi bu Dilek Bozkaya’yı hakim beyde sordu, ifadelerinizde de var.”

Sanık Serdar Öztürk:”Biraz benim kulağım ağır işitiyor, biraz net, şey.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Öyle mi pardon tamam. Dilek Bozkaya bu kişi hakkında

bunun müvekkiliniz olduğunu söylediniz. Davanın konusu neydi tam anlayamadım, nedir o konu? Dilek Bozkaya’nın müvekkiliniz.”

Sanık Serdar Öztürk:”Davanın konusu şu, Dilek Bozkaya Foça’da çalışıyor, askeri memur orada subayların astsubayların orda görevli rütbeli personelin lojman dağıtımı ile ilgili görevli. Bu hanımefendi zaten bu hanımefendinin dosyaya dahil edilmesinin nedeni şu. Bu dosya silahlı kuvvetleri yayınlandığında şimdi silahlı kuvvetleri rezil etmeye çalışıyorlar ya psikolojik harple. Bu dosya yayınlandığında silahlı kuvvetleri rencide edecek birtakım bilgiler içeriyordu. Bu nedenle Dilek Bozkaya dosyaya dahil edildi onun konusu da şu. Kendisine birtakım tacizlerde bulunan kişinin olayın açığa çıkartılması için ses kayıt cihazı sokmaya çalışıyor, bunu bu aklı veren de bir askeri savcı. Fakat Kışlaya girerken girmeden önce denizciler lumbar ağzı der lumbar ağzından önce birliğin istihbaratçıları arama yapıyorlar. Ve üzerinde bu ses kayıt cihazını buluyorlar. Eylem bu, emre itaatsizlikte ısrar. Daha sonra ses kayıt cihazını deşifre ediyorlar birtakım kişilerin seslerinin kaydının ama dışarıda daha sonra yargılama sırasında bunların dışarıda alındığı birlik içinde değil dışarıda alındığı anlaşılıyor davanın konusu bu. Emre itaatsizlikte ısrar, kişisel verileri hukuka aykırı kaydetmek:”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:” Şimdi, kaç yıldır avukatlık yapıyorsunuz meslek süreniz?”Sanık Serdar Öztürk:”İddiayla alakası ne? Ben burada terör örgütü üyeliğiyle

yargılanıyorum, kaç yıllık avukatlık yaptığımı.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yok şunun için sordum, o soruyu.”Sanık Serdar Öztürk:”Soruyu açıklayın, ben anlamadım, çünkü gerekçesini.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tamam, şimdi normalde ceza davalarını aldığını söylediniz.”Sanık Serdar Öztürk:”Evet”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Genellikle, yani ceza davası mı alıyorsunuz, hukuk davası mı

alıyorsunuz, işte askeri kesimden mi alıyorsunuz, sivil kesimden mi alıyorsunuz?”Sanık Serdar Öztürk:”Genellikle genellikle ceza ağırlıklı çalışıyorum, fakat birisi rica

ettiğinde de kıramıyorsam boşanma davasına da bakıyorum, kıramayacağım birisi rica ettiği zaman başkasına da gönderemediysem eğer.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Şimdi normalde avukat olmak esasında kolay görünüyor, ama zor yani avukat olduktan sonra para kazanmak özellikle zor. Yani çevrenizin oluşması açısından nasıl çevreniz, yani askeri kesimden mi sivil kesim onun için sordum sorumu o yüzden:”

Sanık Serdar Öztürk:”Yani bunun iddiayla ben terör örgütü üyeliğiyle yargılanıyorum burada benim avukatlık çevremin nasıl oluştuğumun bu suçla ilgisi ne?”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yani şimdi göreve başladınız, yani avukatlık açtınız yazıhaneyi tek başınıza mı açtınız, birisinin yanında mı çalıştınız onun için soruyorum?”

Sanık Serdar Öztürk:”Bir devre arkadaşımın şirketinin avukatı olarak başladım onun şirketinde.”

37

Page 38: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:38

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Şimdi bir büronun içinde ben çalışan gibi anladım.”Sanık Serdar Öztürk:”Kendi bürom vardı kapattım, tutuklandıktan 2 ay sonra ben öyle

maddi durumu çok şey bir adam değilim.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yo, yo tutuklanmadan önce yani patron durumunda mıydınız

yoksa bulunduğunuz büroda çalışan durumunda mıydınız, onu soruyorum.”Sanık Serdar Öztürk:”Avukatlıkta patron çalışan olmaz. Avukat avukattır.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Şimdi normalde avukatların bazısı sigortalı çalışıyorlar

başkasının yanında.”Sanık Serdar Öztürk:”Sigortalı değil herkes bizde:”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yani bu normalde avukatlık sigortası değil de çalışan.”Sanık Serdar Öztürk:”Sigortalı bile olsa o bizim meslektaşımızdır astımız üstümüz

değildir. Biz öyle görürüz.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Peki. 22. klasörün 227. sayfasında bir tespit tutanağı var,

değişik isimler var burada, Serdar Öztürk başlığı altında AA gündemlerim, gündemlerin isimli belgede Dilek Bozkaya’nın elindekilerin avukat Serdar Öztürk üzerinden L Göktaş’a gönderilmesi şeklinde bir söylem var. Bu nedir yani sizin üstünüzden Levent Göktaş’a gönderilecek şey diyor.”

Sanık Serdar Öztürk:”Bunu bunu yazan polislere sorun, bana değil.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yani sizin buna cevabınız.”Sanık Serdar Öztürk:”Bu kurguyu yapan bu kurguyu yapanlara sorun bunun muhatabı

ben değilim.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Sizin bu konuda cevabınız yok:”Sanık Serdar Öztürk:”Bu sorunun muhatabı ben değilim ki bu kurgulanmış her şey deliller

oluşturulmuş belli bir kurgu dahilinde ben burada izah ettim, 2 gündür izah ediyorum 2 gündür anlatıyorum. Onunda Levent Bektaş’ta çıkmış, Levent Bektaş Dilek Bozkaya’yı tanımaz, böyle bir kurgulama ihtimali yok, ben Levent Bektaş’a diyorum kopyasını al, vermiyor polis. E içine de bunu da yükler sizinle ilgili de veri yükler benimle ilgili de veri yükler. Çünkü ne diyor İstanbul Teknik Üniversitesi? Dijital verilerin depolama aygıtlarının kopyası verilmediği sürece zaman damgasıyla işaretlenip içine her türlü veri yüklenir bunun değişikliğin izleri yok edilebilir fark edemezsiniz:”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet, sizinle ilgili bu 3 paragrafta ithamlar var. İthamların 2. şöyle 2. paragrafta. Yine AA raporu kim hazırlamış, fuhuş çetesinde PDF belgesinde sivil memur Dilek Bozkaya’nın ilişki kurduğu kişiler isimli başlığı altında, avukat Serdar Öztürk ve pardon iki nokta üst üste avukat Mustafa Levent Göktaş’ın sağ koludur Dilek Bozkaya ile uzun zamandır ilişki yaşamaktadır. Siviller arasındaki fuhuş organizasyonunun sorumlusu olup deniz kuvvetleri komutanlığındaki bilgi alışverişi adına Dilek Bozkaya ile irtibatı olmaktadır. Yani bilgi alışverişinden bahsetmiş. 3. olarak da AA Kafes eylem planı, Kafes eylem planı, Kafes eylem planı tire 5 isimli belgede meydana gelebilecek hukuki durumlarda özel operasyon gücü K’nin komutanı mı diyecek artık. K’nin onayını almak suretiyle avukat Serdar Öztürk’ten destek alınabilecektir şeklinde isminin geçtiği diyor. Sizinle ilgili isminizin geçen bölümleri burada ayrı bir şeyde değerlendirmişler. Bu konuda tekrar söyleyebileceğiniz bir husus var mı?”

Sanık Serdar Öztürk:”Çok detaylı açıklama yaptım,tutanağı okuyabilirsiniz çıktığı zaman:”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Peki”Sanık Serdar Öztürk:”Ha bununla ilgili dilekçe de yazdım dilekçede ne yazdığımı

söyleyeyim. Ben hayatımda geneleve bile gitmedim cemaatçilerin karılarını mı pazarladım Amerikalı kızları mı pazarladım da beni fuhuş sorumlusu yaptınız diye yazdım. Bunun nasıl ortaya çıkartılacağını da yazdım, CD’nin İstanbul Teknik üniversitesine gönderilip elektro mikroskobu altında incelenmesini, bu şekilde bu verilerin sonradan bir ihtimal tespit edilebileceğini, elektron mikroskobu altında yüzey taramasıyla, yapılmadı.”

38

Page 39: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:39

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Şimdi soruların genel olarak bu 3 paragraf içerisindeki bir söylem şekli var sizin hakkınızda. Sizi suçlarken, o bölümde.”

Sanık Serdar Öztürk:”Ya bunların hepsi kurgu ben 2 gündür bunu anlatıyorum, yani hakim bey.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bir söylem şekli var her sanığın dosya içerisinde başka bir söylemle suçlanıyor. İşte bazısı dediniz gibi terör örgütü olmaktan suçlanıyor bazısı veriden suçlanıyor bazı başka şeyden sizin suçlama böyle özelikle fuhuş gibi bir konudan suçlanmanızın bir şeyi var mı niçin polisler böyle bir şey değerlendirme yaptı sizin yorumunuzla neticede.”

Sanık Serdar Öztürk:”Banane bunu ona sor bana böyle bir soru soramazsınız. Bunu kurguyu yapana soracaksınız bu sorunun muhatabı ben değilim. Adamlar ruh hastası çünkü sadece onu söyleyeyim.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Peki. Bu Kafes eylem planı isimli belgede meydana gelebilecek hukuki durumlarda özel operasyon gücü K’nin onayını almak suretiyle avukat Serdar Öztürk’ten teknik bilgi diye biraz önce okumuştum tekrar. Şimdi burada yani demin dediniz ya ben avukatım yani hangi davaları alacağımı size mi soracağım dediniz. İşte benim soruma kastettiğim buydu, yani sizi belli bir davaya alıyor şeklinde bir şeyle suçluyorlar (bir kelime anlaşılmadı) davalarla.”

Sanık Serdar Öztürk:”Bakın şimdi şimdi tamam bakın şimdi ben savcı olsam çok özür dileyerek ifade etmek istiyorum. Ben savcı olsam şunu araştırırım. Özel operasyon gücü komutanının onayı alınmak suretiyle bu Serdar Öztürk’ten yardım alınacaktır. 1, özel operasyon gücü komutanı kim? Orada yazıyor herhalde Kafes planında tam şimdi hatırlamıyorum ama bunun telefon kayıtlarını getirtirinim. Beni aramış mı veya beni arayın kişiyi bu adam aramış mı? Orada bütün hücreler yani bunların hepsi kurgu senaryoda bir sürü çocuğun ismini yazmışlar subay astsubay. Onlardan birisi beni aramış mı? Ne danışmış? Telefonlarım dinleniyor somut kanıt var mı? Ne danışmışlar bana? Ya ben bunu yazdım yani dosyayı incelemiş olsaydınız dilekçelerimde var cuntanın, cuntanın hukuku olmaz biz cuntayı kitaplarda okuduk. Silahlı kuvvetlerde cunta filan diye olmaz geçen o silahlı kuvvetler eski silahlı kuvvetler değil. Cuntanın hukuku olmaz hukuku olmayan bir şey yapının hukuk müşaviri mi olur? Bu tümüyle kurguyu yapanların geri zekalılığı başka bir şey değil. Ha bunun nedeni de şu, ben Mart ayında bu Nisan ayındı çıktı bu hikaye, muhtemelen beni Nisan ayında almayı düşünmüşler önce bunları ekleyip. Fakat bunları bir şekilde yeterli görmemişler anlaşılan, çünkü yazarsın ben onu yazdım yani altına özel operasyon gücü komutanının izni alınarak Zekeriya Öz’den de danışmanlık alınacak diye de yazabilirlerdi oraya. Bu yazan adam avukat X’i de yazabilirdi bana ne. Diyelim ki hakikaten velev ki bu belge doğru böyle bir şey hakikaten velev ki böyle bir yapıda var, oraya da böyle yazmışlar banane. Bana ne yani.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet. 22.klasör sayfa 207’de 8 diye başlayan soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve hakkında işlem yapılan İlyas Çınar isimli şahısın ikametinde elde edilen 51 nolu CD içerisindeki revinmasaj.XLS adlı dosya içerisinde Serdar kısaltma yapmış herhalde avukat anlamında zannediyorum. 05327727720 bu telefon sizin mi?”

Sanık Serdar Öztürk:”Benim”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet, devam ediyor buradan cümle, avukat bize yakın

Mustafa Levent’le sıkı irtibatı var, Mustafa Levent ile bu dava öncesindeki irtibatınız sıkı mıydı gerçekten yoksa böyle?”

Sanık Serdar Öztürk:”Yok canım ben söyledim benim tapeleri getir Levent Göktaş’ta orada diyor ya 438 değil ben o tapeleri teker teker telefon kayıtlarını mükerreren koymuşlar çıkarttım 57 görüşmemiz var. 35’i mesaj 22’si telefon 2007’den 2009’a kadar. Tutuklandığı ana kadar, 57 görüşme 35 mesaj 22 telefon. 10 kere ben aramışım 12 kere o aramış 2 yılda gayet 2 avukat arasında birlikte ortak birtakım dosya alan 2 avukat arasında normal hatta az bile. Yani dolayısıyla oradaki şimdi şu bir belge arıyorum da o 51 nolu CD’ye o yüklemeler sonradan

39

Page 40: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:40

yapılmış, bunu ben duruşmalar başlamadan önce size bir dilekçe verdim mahkemenize. Dedim ki 51 nolu CD’yi lütfen duruşma esnasında hazır bulundurun 1 tanede istediğiniz bilişim uzmanını çağırın hiç fark etmez. Bilişim uzmanını çağırın ben size polisin yüklediğini bunu ispat edeceğim dedim. Getirdiniz mi? Getirmediniz. Ceza Muhakemeleri Kanununa göre bunu yapma imkanınız var mıydı? Vardı, ben savunmamda burada bilirkişi hazır edilirse dinletebilirim. Şimdi oradaki saçmalık şu bakın diyoruz ya bu saçmalığı yapanlar her yerde iz bırakıyor. 51 nolu CD’deki şey bu, ekran görüntüsü, şimdi hepimiz hukuk fakültesi mezunu olduğumuza göre en azından ortalama zekaya sahip insanlarız. Şimdi ben tabi bunu okuyunca şeyi tanımıyorum İlyas Çınar Albayı tanımam. İlyas Çınar’ın dosyasını açtım. 2. iddianamenin CD’lerini buldum eklerini 2009/191 91. klasör sayfa 142 153 arası ifadesi var ne zaman alınmış? 8 Ocak’ta. 8 Ocak’ta ben hedefte değilim. Neden değilim? Ben sonradan bu dosyada müdafi olduğum için daha soruşturma aşamasında bu adamların ne halt yediğini fark ettim ortaya çıkarttım ve herkesi uyandırmaya çalıştığım için hedef seçildim gayet normal. Çünkü adamların eline ayağına dolaştık. Şimdi bakın ifadenin 7. sayfasında bunu soruyor, bu ekran görüntüsünde Serdar avukat bize yakın yani daha doğrusu o değil. Revü isimli dosya içerisinde masaj isimli Excel belgesinin olduğu içerisinde Zuhal Azeri diye başlıyor direkt temasta Nazlı ile 1 sayfalık yazının olduğu. Serdar Öztürk avukat Dilek Bozkaya yok burada, 8 Ocak. Sorguda yok soru olarak yok, çünkü ekran görüntüsü şeyde de yok CD’de de yok. Bu sonradan ben hedef seçilince demişler bu arkadaşımıza ne güzellikler yapalım? Demişler 51 nolu CD’ye bununla ilgili birtakım şeyler çakalım, yani şeyi yok yani efendime söyleyeyim bu işin şirazesi kaçtığı için, atış serbest istediğin her türlü delili oluşturabilirsin. Orada size 3 tane ekran çıktısı gösterdim bu şeyin ekran görüntüsünün 3 ayrı çıktısını gösterdim. Yani ben orta zekalı bir insanım, çok akıllı bir adam değilim öyle bir iddiam yok. Şu, İlyas Çınar’ın dosyasındaki ekran çıktısı Serdar avukat üst tarafa yazılmış, arada 4 satır boşluk var, Zuhal Azeri’yle halbuki diğerinde boşluk yok. Diğer 2’sini herhalde çantaya kaldırdım, fakat gösterdim, burada defaten 2 defa. Onlarda farklı ekran çıktısı şeyi çıktı olarak farklı bu ekran görüntüsünün çıktısı bu olmaz. Kimse kimsenin zekasıyla dalga geçmesin, bu şunu gösteriyor bu emniyetten çakılmış içine. Getirseydiniz CD’yi bunu ispat ederdim söyledim bu CD gelmeyecek ha gelirse ispat ederim ama gelmeyecek kıracaklar 51 nolu.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”CD elimizde.”Sanık Serdar Öztürk:”Efendim.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”CD elimizde.”Sanık Serdar Öztürk:”51 nolu CD elinizde mi? E bilişim uzmanını çağırsaydınız ben ona 3

tane soru soracaktım burada 1 tespit isteyecektim 10 dakika.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Elimizde derken yani üzerimizde değil de.”Sanık Serdar Öztürk:”Orijinali mi elinizde?”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tabi”Sanık Dursun Çiçek müdafi Av. Celal Ülgen söz almadan konuştu:”İlyas Çınar’dan söz

ediliyor. İlyas Çınar’da benim müvekkilim bu CD’yi aylardır, yıllardır istiyoruz niye bize verilmiyor bizde bakalım diye? Hemen şimdi şu anda dışarıda bir örneğini istiyorum efendim. Ki bununla bizde beyanda bulunalım, bizde savunmamızı hazırlayalım 51 nolu CD yok şimdi var diyorsunuz bize bir örneğini verin.”

Sanık Serdar Öztürk:”Şimdi bilişim uzmanı olsaydı burada.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Buyurun.”Sanık Serdar Öztürk:”Birkaç soru ve bir incelemeyle bunun sonradan yüklendiğini ispat

ederdim isterseniz vakit varsa çağırın Silivri’den yarım saatte gelirse burada ben size şey yapayım polisin geldiğini kanıtlayayım.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Ben başka bir soruya geçiyorum. Bu 22. klasör sayfa 198 burada bir uzun bir ihbar var, Zafer Sancak imzalı. Burada bir cümle var siz bunu kabul

40

Page 41: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:41

etmiyorsunuz kızıyorsunuz hatta, bununla ilgili değişik bir yorumunuz oldu. Bu yaralanmanızı tabi bir bütün olarak anlatırsanız en azından yanlış olan fikirlerin ortadan kalkması için yaralanmanız nasıl oldu, nasıl? ”

Sanık Serdar Öztürk:”İddiayla, iddiayla.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Nasıl hani burada size itham ediliyor siz buna kızdınız

ifadelerde var açıklamalar var bununla ilgili.”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır bu adam bunları yapan adamlar şerefli olmadıkları için yani

nereden mesela şeyi yazmış polis müstafi Serdar Öztürk ne müstafisi? Yani sırf şey için yazmışlar yani bu tip şeyleri, nerden karalarız diye.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yani bu mayın patlaması mı, nasıl bubi tuzağı mıdır? Nasıl bir yaralanma?”

Sanık Serdar Öztürk:”Bubi tuzağı şöyle söyleyeyim, Kuzey Irak’taki bir istihbarat teşkilatımızın Kuzey Irak’taki temsilcisi bize geldi. Biz Kuzey Irak sınırında konuşlanmış vaziyetteyiz. O sırada Cudi’ye yapılan operasyondan yeni döndük, örgüt büyük ölçüde Kuzey Irak’taki kampları boşalttı, şey Cudi dağındaki kampları boşalttı Kuzey Irak’a geçti tekrar yeniden yavaş yavaş Cudi dağına dönüp yerleşmeye çalışıyorlar, operasyondan sonra. Kuzey Irak’taki temsilci geldi bize. Dedi bizim elemanlardan bir kısmı Kuzey Irak’tan Cudi dağına dönmek isteyen birtakım terörist gruplarla onlar temas sağlamışlar, bunların elemanlarıyla bize rehberlik yapın öncülük yapın sınır geçişinde diye. Sınır geçişinde bizim elemanlar bunlara neyse bu olayın detayları gizli yani, bu şöyle söyleyeyim.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yani biz sizin yaralanmanızı somut olarak.”Sanık Serdar Öztürk:”Bu şekilde bu kadar göreve ilişkin bu konuyu anlatmak doğru değil.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yo, yo ben görevi (bir kelime anlaşılmadı).”Sanık Serdar Öztürk:”Ben bubi tuzağına gittiğimizi neticede ben onlara şunu söyledim.

Adamlarınız doğruyu söylemiyor çift taraflı çalışıyor olabilirler. Siz bunları parayla mı angaje ettiniz. Evet dedi başlangıçta söylemek istemedi parayla angaje ettik dedi parayla angaje edilen haber elemanıyla çalışılmaz benim bir sürü haber elamanım vardı. Sadece bir tanesi para karşılığı çalışıyordu istihbarat ödeneğinden tugaydan istiyordum veriyorduk en güvenmediğimiz adamda oydu. Neticede gittik gittiğimizde yerde tuzağa bastık olay bu. Ben söyledim bu olayda bir anormallik olduğunu normal olmadığını bu adamların güvenilir olmadığını söyledim. Gittiğimizde bir şeyle karşılaşacağımızı da tahmin ediyordum. Fakat Silahlı kuvvetler personeli korktu, biz operasyon için o kadar şey getirdik yapmadılar korkular demesinler diye gittik başımıza geleceği bile bile yaklaşık olarak.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yani ayağınızı bastığınız zaman çünkü raporunuzda da ben okudum hani anlamaya çalıştım tıbbi tabi terimler olduğu için tam algılayamadım, ayağınızla bastınız ayığınızla vücudunuzda yaralanma var zannediyorum.”

Sanık Serdar Öztürk:”Sol ayağım ve sağ kolum kopmak üzereydi ayaktan kafatasına kadar 27 tane şarapnel parçası girdi iki tane de mermi.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Sol gözünüze de geldi değil mi?”Sanık Serdar Öztürk:”Evet”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Sağ gözünüze de isabet etti.”Sanık Serdar Öztürk:”Evet ikisi de.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”İkisi de.”Sanık Serdar Öztürk:”İkisini de kaybetmiştim normalde yaralandığımda 2 gözümde

görmüyordu.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Sonradan sağ gözünüzde merceksiz.”Sanık Serdar Öztürk:”Açtılar evet.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet geçmiş olsun.”Sanık Serdar Öztürk:”Teşekkürler.”

41

Page 42: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:42

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Şimdi bu ifade içinde benim soracağım şey şuydu. Çalışkan köyünden bahsediyor irtibatı kesmemiş bu Çalışkan köyü nerede yani?”

Sanık Serdar Öztürk:”Çalışkan köyü Cudi dağının eteklerinde Kuzey Irak sınırına yakın bir köydür. Yaklaşık”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bu Saruci’nin yeri midir bu?”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır, hayır, hayır hiç alakası yok. Hiç alakası yok Koçero

jandarmanın korucusudur, şehirde yaşar.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bu Çalışkan köyünün ne özelliği var, özellikle ihbar içerisine

eklemişler o hususu?”Sanık Serdar Öztürk:”Çalışkan köyü şöyle söyleyeyim çok stratejik bir köydür yani, 4000

kişilik bir köydür aslında köyden ziyade kasaba gibidir, büyük bir köydür. 1000 tane silahlı adam vardır yani biz gittiğimizde öyleydi bölgenin şartları gereği. Korucu değildi ama 1000 tane silahlı adam vardı silah kullanmasına da silah bulundurmasına da jandarma müsaade ediyordu örgütsel faaliyetler işte nedir o köyü basarlarsa şey yapsınlar diye ama köy köyde yaklaşık 141 tane milis vardı, 6 kişilik bir köy kadrosu vardı. Örgütün 141 tane milisi vardı yani örgüt biz o köyü kaybetmemeye çalıştık, çünkü kaybetseydik 1000 tane silahlı adamın olduğu bir yerde ciddi zayiatlar verirdik. Köye ilk gittiğimde ben köylülere söylediğim şu oldu, eğer köye terörist gelirse çünkü kendinizi onların yerine koyuyorsunuz teröristler ne istiyorsa verin, zaten veriyorlar. Daha önce kızan olmuş döven olmuş bilmem ne böyle bir şey yok. Eğer bu köye terörist giriyorsa bu benim suçumdur ben buranın güvenliğini sağlayamıyorum ki benim suçumdur, beni şikayet edin dedim. Köye de terörist giriyorsa ne istiyorlarsa verin sizin canınız hiçbir şeyden daha önemli değil dedim. Bunları söyledik, bu köy çünkü çok stratejik bir köydü. Onları kazanmamız gerekiyordu. Nitekim 1 hafta boyunca ilk göreve başladığım bölük komutanı olarak atandıktan sonra ilk göreve başladığımın hemen akabinde bir timi yarısı çoban kıyafetinde, yarısı askeri kıyafette bende başında köyün civarında bir çadırda konuşlandık 1 hafta boyunca köyün civarında gezdik. Gündüz çobanları çıkardık yukarıya tepeye çadırında kaldığımız adama köye göndermedik kimsenin haberi olmasın diye. Gece sürekli köyün çevresinde görüntü verdik kasten ateş ettik köyün çevresinde asker dolaşıyor intibahı vermek için aslında köy bizim karakola 6 kilometre mesafede. Normalde iç güvenlik harekatının prensibi gereği havan menzili dışında harekat yapamazsınız dolaşamazsınız bu prensiplere aykırı. Ama birtakım şeyler için kuralları yıkmak zorundayız köyün güvenliğini sağlamak için. Bu yani köyün durumu bu çok stratejik bir köydü o.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Anladım bu Koçero Saruci’den bahsettiniz, onun tek bu şahsımı tanıyorsunuz akrabalarından tanıdığınız var mı?”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır akrabalarının çoğunu tanımam Hasan kardeşi.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Hasan diye.”Sanık Serdar Öztürk:”Hasan kardeşi onu da almışlar bırakmışlar. Çünkü çocuğu yolda

almışlar, sen kimsin demişler koçero’nun kardeşiyim demişler almışlar Hasan’ın bir şeyi yok ki. Yani bir şeyi yok derken televizyonda Samanyolu televizyonunda onunla ilgili bir iddia yok çocuğun alınışı da Harun bana anlattı, abimi de Hasan onun abisi aynı zamanda. Yolda sormuşlar sen kimin kardeşisin? İşte Koçero’nun kardeşiyim deyince onu da alıp götürmüşler. Böyle yani bu adamlar böyle çalışmışlar. Hak hukuk hiçbir şey yok.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Klasör 22 sayfa 228 dizide tespit tutanağı diyor. Yine Serdar Öztürk diye başlayan bir tutanak. Bu tutanakta şöyle diyor; Tayfun Atılır. Bu şahıs kimdir?”

Sanık Serdar Öztürk:”Tanımam, tanımıyorum.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Cümleyi okuyorum o zaman belki hatırlarsınız. Pınar Kaya,

Dilek Bozkaya’nın yerine gelen eleman. Tayfun Atılır, kontrol görüntü arşivi var şeklinde yazılar tespit edilmiştir diyor.”

Sanık Serdar Öztürk:”Bu polisin bıraktığı belge söyledim.”

42

Page 43: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:43

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yo tespit tutanağı demişsiniz”Sanık Serdar Öztürk:”Hiçbirisini o şey ya tespit tutanağı polisin belgeyi, doküman

inceleme tutanağı o.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet evet onu.”Sanık Serdar Öztürk:”Polisin bıraktığı belge, polisin bıraktığını da kanıtladım. Bende

kişisel verileri hukuka aykırı kaydetmekle ilgili hiçbir delil yok. şey açıldıktan sonra delil torbaları açıldıktan sonra. Ama isnat var, neden çünkü polisten geliyor o isnat savcı Zekeriya Öz’e. Polis ne koyduğunu biliyor çünkü. Daha sonra biz bulduk kişisel verileri hukuka aykırı kaydetmenin delilini, gösterdik 11-12 dakika 40 saniye geçele, 11’i 12 dakika 45 saniye geçe arasındaki ekranda görünen aramadaki ekranda görülen belge bu. Bir sürü kişiyi fişlemişler. “

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yine aynı belge üzerinde ihbar ekinde gönderilen belgelerde Feyyaz Amirale yeni kadın Cengiz Erol ve Birol Yahşi sor yazısı Serdar Öztürk’te ele geçen belgede, Birol Yahşi parantez içinde Sevinç Bayram kullanıma hazır. Bu Birol Yahşi Sevinç Bayram kullanıma hazır”

Sanık Serdar Öztürk:”O da, Dilek Bozkaya dışında hiç kimseyi tanımıyorum.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Cengiz Erol diyor Birol Yahşi. Bunları tanımıyorsunuz?”Sanık Serdar Öztürk:”Hiç birisini tanımıyorum.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Peki.”Sanık Serdar Öztürk:”Ya bunlar senaryo ben iki gündür ne anlatıyoruz boşuna mı artık.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Klasör 22 sayfa 195. Yine incelemede. Doküman inceleme

tutanağının Serdar Öztürk diyor, üzerinde global ibaresi bulunan bir sayfalık doküman incelemesinde İlker Başbuğ, Levent Göktaş için yüzde 80.”

Sanık Serdar Öztürk:”O yazılar bana.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Akif Tan, Fatih Peker.”Sanık Serdar Öztürk:”O yazılar bana ait değil. şirketin bakın şimdi biz şirketi çalışmak için

kullanıyoruz. Ne yapıyoruz, leptapla gidiyoruz çantamızla açıyoruz çantayı leptopu koyuyoruz masanın üstüne dilekçelerimizi leptapta yazıyoruz. Şirketteki hiçbir şey bize ait değil.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yani bu globol ibareli doküman mı bu, defter mi kitap mı nasıl bir şey?”

Sanık Serdar Öztürk:”Ajanda.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Ajanda?”Sanık Serdar Öztürk:”Ajanda. Masalarda her masada ajanda var. Ha bir tanesine not

aldım, ben ajandaya çalışırken. Kızlara avukat hanımlara geldiğinde hatırlayayım söyleyeyim diye unutkanlık var. Mart ayında not aldım onu da çok net hatırlıyorum. O Dink şemasıyla ilgili bir suç duyurusunda bulunmuştuk.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”Sanık Serdar Öztürk:”Emniyette Başbakanlıkta bununla ilgili gizli bir soruşturma başlatmış

onu bir şekilde öğrendik. Onu not aldım onu söylemek için not almışım bu yani başka bir hiçbir şey bana ait değil.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Buda sizin değil yani?”Sanık Serdar Öztürk:”Yok hayır benim değil oradaki hiçbir belge yani Bemadan çıkan ne

telefon, Serdar Öztürk’ün Segate bilmem ne işte bilgisayar kaydında falan diyor. Onların hiç ne CD’ler o şirketten çıkan. Ya şimdi siz bir yere çalışıyor, başkasına ait bir büroya gidiyorsunuz.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”Sanık Serdar Öztürk:”Size kapınızı açmışlar Levent Göktaş’ın müvekkili yardımcı

oluyorlar Allah rızası için. Bizim İstanbul’da ofisimiz yok bir önce avukat arkadaşımızı ofisinde çalışıyorduk. Onlar yardımcı olmuşlardı bize sonra bunlar şey yaptılar. Levent Albay demiş herhalde haber göndermiş avukatlar geldiğinde sizin ofisi kullansınlar diye. İhtiyaç olduğunda

43

Page 44: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:44

birkaç defa kullandık. Daha sonra araba aldık son gittiğimizde ofise bile çıkmıyorduk bile yukarıya. “

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet ya ben burada sorduğum Akif Tan ve Fatih Peker. Bunları tanıyor musunuz diye.”

Sanık Serdar Öztürk:”Yok hiçbirisini tanımıyorum, o yazılarda bana ait değil.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tamam. Yo belki şahsı tanımanız açısından. “Sanık Serdar Öztürk:”Benim yazım kötüdür orada aşağıdaki o Başbakanlık ilgili diye

başlayan şeyde görüyorsunuz o yazı bana ait diğerleriyle hiçbir alakasının olmadığı çok net belli.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Peki. Klasör 23 sayfa 172’de bir emanet makbuzu var. Bu emanet makbuzunda üzeri daha doğrusu yapılan aramada bulunan eşyalar sayılmış. İşte 32 kalibre çapta 240 adet fişek, 22 kalibre 45 adet fişek. Üçüncüsü de içerisinde el yazısı ve bilgisayar çıktılı dokümanlar, not kağıtları harita olarak değerlendirilen belgeler, kartvizitler, kroki, not defterleri, zarflar, telefon rehberleri pardon telefon defteri defterleri diyecek herhalde defterleri yazmış. APS dekontu 2 adet ajanda, Deniz Cem Dağ isimli şahsa ait Garanti bankası hesap cüzdanı olduğu bildirilen ağzı mühürlü torba diyor. Şimdi bu eski bir asker olarak hangi tabancaya hangi mermi takılır bunu bilirsiniz.”

Sanık Serdar Öztürk:”Ben G3’ü iyi kullanırım, tabancalarla aram iyi değildir.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Benim sormak istediğim, biz hep 9, 7-65 diye duymuştuk 32

kalibre 22 kalibre fişek diyor. Bu nerede hangi silahta kullanılır bilebilir misiniz?”Sanık Serdar Öztürk:”Valla uzmanına sorun. Ben dediğim gibi G3’te 200 metreden

adamın saç kılını göreyim indiririm ama tabancayla aram iyi değil. onu uzmanına.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Ya bunlar tabanca mermisi mi? anlamadığınız, sizin

anladığınız?”Sanık Serdar Öztürk:”Yani şimdi ben onu bu mermileri şeyde gördüm, aramada tespit

işlemi 6 Haziranda tespit işlemi yapıldığında Metin Özçelik hakim torbaları açarken gördüm. Tabanca mermisi herhalde küçük mermilerdi çünkü.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet. Tam biz bilmediğimiz için soruyoruz yani uzun mermi olabilir, tabanca mermisi.”

Sanık Serdar Öztürk:”Yok yok küçük mermilerdi, tabanca mermisiydi yani.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet. Şimdi klasör 24 dizi 214 parmak izi incelemesinden

bahsediliyor. Emanet makbuzu 3. sırasında bulunan belgeler mühürlü bez torbaya ekli tutanak fotokopisi İstanbul kriminal polis laboratuarı, inceleme yapılmış. Bu incelemede bazı parmak izleri size ait çıkmış, bunları tekrarlar mısınız hangi belgelerdi?”

Sanık Serdar Öztürk:”Hepsi, şimdi hepsi bana ait ofise ait belgeler onlar ben hepsini teker teker, numara numara çıkartmıştım onların. Şöyle söyleyeyim mesela 1 ile 40 diyor, 1 ile 33 diyor. 1 ile 33 zaten tümü bizim ofise ait belgeler. Levent Göktaş’ın dosyasından ama masanın üstündeki şifle şeyin içindeydi onlar poşet dosyanın içindeydi. Bir tanesi dilekçe Askeri Yüksek İdare mahkemesine verilmiş, bir tanesi Levent Göktaş tutuklandıktan sonra biz onun DVD’sinde sorulardan yola çıkarak onda bulunan bilgilerin internete daha önce aktarılmış olan var mı yok mu bunu araştırdık teker teker. Çünkü internete kim yüklemiş, onu da bulmaya çalışıyoruz. Bu şekilde 51 nolu DVD’yi oluşturana ulaşmaya çalışıyoruz değişik şekillerde. Onlara ilişkin belgeler hepsi tamamıyla ofise ait. O 6A, 6B, 6C dediği de şey; nedir o Bema’dan çıkan masanın üstünde şeyler var ajandalar onu almış diğer tarafa koymuştu parmak izi kalır yani. Masanın üstünü boşaltmak için. “

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Şimdi biraz evvel.”Sanık Serdar Öztürk:”Ama hiçbirisi çok özür dileyerek pardon. Ne 300 adet belgede

Genelkurmay’dan çalınan 326 adet belgede ne de mermi kutularında benim parmak izim yok asıl önemli olan onlar. Şeyde parmak izim yok Dilek Bozkaya ile diye başlayan belgede parmak

44

Page 45: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:45

izim yok. Yalnız o parmak izi incelemesinde burada izah ettim bir numara çekmişler. 5’ten 36’ya kadar diyor, hayır 5’ten 40’a kadar diyor, 5’ten 40’a kadar değil 1’den 40’a kadar. Aradaki o 5 sayfalık, onu çünkü mesela siz okuduğunuzda anlayamazsınız, 1’den 40’a kadar halbuki oradan 1 ile 5 arası onun ilk 4 sayfası benim ofisimden çıkan irticayla mücadele eylem planı. 5. sayfası da İzmir’de işte bize yardımcı olacaklar diye bir belge koymuşlar.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”Sanık Serdar Öztürk:”Hemen benim masanın üstündeki klasörün üstüne koymuşlar. Diğer

36 belge bana ait. Mesela ondan sonraki ilk belge Fethullahçı polisler. Neden bana demişler ki şunu araştır bak bunları da araştır. İstihbaratçı Fethullahçı polislerin daha önceki planlı operasyonları diye bir takım internet çıktıları. Onları araştırmışım ben Levent Göktaş’ın müdafisiyken. Bunların Elazığ’da 2002’de bir tane adam yakalanmış öğretmen Ateşalp diye. Onun dosyasını araştır demişler, bu konuyla ilgili. Nuh Mete Yüksel’in CD’sini koyan polisi araştır demişler. Terörle mücadele uzmanı Bayram Özbek şu anda Kocaeli’de. Bunları araştırırken internetten aldığım çıktılar, dokümanlar bunlar hepsi.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet, şimdi benim burada sorduğum şu; yeniden başlayayım. 24 klasör 214. sayfadan başlayan terörle mücadele şube müdürlüğüne başlıklı belge var. Bu belgenin ikinci sayfasında yani 213. sayfaya tekabül ediyor. Materyalin tanımı şimdi sizde bulunan belgeleri yukarıdan aşağı saymışlar, yani bulduk diyorlar bunları. Birinci sırada 33 adet 1’den 33’e kadar numaralanmış doküman. Sizin kabul etmediğiniz hangisi diye soracağım. 33 adet 1’den 33’e kadar doküman.”

Sanık Serdar Öztürk:”Kabul etmediğim?”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Hani ettiğiniz etmediğiniz var ya, bazısı benim yazım

diyorsunuz.”Sanık Serdar Öztürk:”Bakın şimdi şunu ben anlatamadım. Bakın parmak bir sürü şeye el

koymuşlar. Bir kere oradaki bir sürü şey saymışlar çoğu Bema’dan alınan malzemeler.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Şöyle okuyayım isterseniz birkaç tanesini ondan sonra şey

yapalım. 33 adet.”Sanık Serdar Öztürk:”Siz teker teker okuyun bir dakika şöyle yapalım. Siz teker teker

okuyun ben Bema mı, bizim ofis mi parmak izi yok mu var mı onu söyleyeyim.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tamam. 33 adet 1’den 33’e kadar numaralanmış

dokümanlar.”Sanık Serdar Öztürk:”Bizim ofisten çıkan belge, burada parmak izim hepsi bizim

belgelerimiz.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bu sizin. 36 adet 5’ten 40’a kadar numaralandırılmış

dokümanlar.”Sanık Serdar Öztürk:”Ha işte numara çektikleri bu. Siz şimdi hakim olarak bunu

okuduğunuzda bilemezsiniz. Neden?”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”5’ten 40’a kadar numaralandırılmış yani ilk 4 sayfası yok.”Sanık Serdar Öztürk:”Ha 1 ile 5 arası da işte irticayla mücadele eylem planı. Onunla ilgili

muhtemelen parmak izi incelemesi yaptılar bir şey buldular. Fakat kaydetmediler normalde o belge gitmiş ne yapılması lazım, normal ne? polisin bununla ilgili parmak izi incelemesi lazım ve neticesini yazması lazım. Var veya yok diye. Yapılmamış neden? Ya üzerinde kendi parmak izleri çıktı, çünkü kendi bıraktıkları malzemeler bunlar. Ya parmak izi çıktı yok etmeye çalışıyorlar yada benim parmak izimi zorla aldılar geldiler. Ben polisler hakkında tehditten suç duyurusunda bulundum. Ya bir savcı zorla parmak izi alınması için benim lehime delil. Ben parmak izi vermekten kaçmıyorum ki bunu talep eden benim. Ama polise vermem. Çünkü gider istediği lavın üzerine yapıştırır, el bombasının üzerine yapıştırır gömer. Parmak izi çok kolay bir şeydir.”

45

Page 46: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:46

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet. Bir adet üzerinde Dilek Bozkaya ibaresi bulunan kağıt parçası diyor.”

Sanık Serdar Öztürk:”Bundan parmak izi yok. polisin bıraktığı belge parmak izi yok.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yok dediniz ya bize ait değil diyeceğim dediniz ya.”Sanık Serdar Öztürk:”Bize ait değil polisin bıraktığı.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tamam.”Sanık Serdar Öztürk:”Benim ofisten çıkan en sağ çekmeceden.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bir adet mavi dosya içerisinde rakamla 1’den 239’a kadar

numaralandırılmış.”Sanık Serdar Öztürk:”Bunda parmak izi var bizim ofisimize ait belge Av. Alev hanımın

dosyalarıdır bunlar. Av. Alev hanım sadece bilirkişilik yapar. Hem Avrupa birliği ülkelerine hem Ankara adliyesinde.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bu sizin mi o zaman?”Sanık Serdar Öztürk:”Bizim ofisin dosyası, benim değil.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tamam. Yani o zaman bizim ofis veya benim deyin.”Sanık Serdar Öztürk:”Bizim ofisin dosyası olduğu için dokunmuşumdur tabi, parmak izi

var.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tamam. Bir adet beyaz dosya içerisinde 1’den 326’ya kadar

numaralandırılmış dokümanlar.”Sanık Serdar Öztürk:”Hiçbirisinde parmak izi yok, polisin bıraktığı belgeler.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Global ibareli ajanda 82 sayfa, 98 sayfa, 80 sayfa diyor. 3

tane.”Sanık Serdar Öztürk:”6A, 6B, 6C mi?”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”Sanık Serdar Öztürk:”Tamam onlarda parmak izimi bulmuşlar şeydeki çalıştığım ofisteki

ajandalar. Ama içinde herhangi bir şey yok, yazı yok. Benim önemli olan o ajandanın içinde benim el yazım çıkmış olması. Ben ne yapıyorum masanın üstünde oturuyorum masanın üstünde bir sürü ajanda var alıyorum diğer tarafa koyuyorum. Parmak izim tabi kalır, o ofiste çalışıyoruz. Bilgisayarda da parmak izimi bulabilirsiniz, masada da bulabilirsiniz, ajanda da bulursunuz. Önemli olan içinde suça ilişkin bir şey var mı benim el yazım ihtiva eden?”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Sizin suçlandığınız belgeler hangisi burada hani siz.”Sanık Serdar Öztürk:”Hiç birisi onların hepsi Bema’ya ait.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yo yo 1’den başlayıp hani 1, 2, 3, 4 sayıyor A’lar B’ler C’ler

8E’ye kadar.”Sanık Serdar Öztürk:”Onlar inceleme yapılan belgeler suçlandı veya suçlanmadı diye bir

şey yok.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Suçlandığınız hani sizi suçlayan belgeler hangisi? Bazı

belgelerde suçlamalar var.”Sanık Serdar Öztürk:”1 326, Genelkurmay’dan çalınan gizli çok gizli belgeler, Dilek

Bozkaya bıraktıkları belge. Bu Dilek Bozkaya’dan diye başlayan belge.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”Sanık Serdar Öztürk:”Ali Türkşen görüntü hiçbirisini tanımam, ne Ali Türkşen’i tanırım, ne

İlyas Çınar’ı tanırım.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tamam diğerlerini” Sanık Serdar Öztürk:”Mermi, mermi kutularında parmak izim yok bu yani.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”Sanık Serdar Öztürk:”Fakat irticayla mücadele eylem planının gönderildiği halde

incelemesini yapmamışlar. Siz polise sorun niye yapılmadı diye. Asıl sorulması gereken soru burada o. İki ihtimal var ya benim parmak izimi yapıştırdılar hani ben suç duyurusunda

46

Page 47: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:47

bulundum ya, şimdi onlar benim parmak izim çaksalar, ben yapıştırma parmak izi olduğunu ispat ederim. Çünkü orijinal parmak izi ile yapıştırma parmak izi ortaya çıkar, incelemede detaylı bir incelemede. Çünkü yapıştırıyorlar etrafında kimyasal madde kalacak, yapıştırıcı maddesi. O zaman yapıştırma parmak izi olduğu ortaya çıkacak. Ya bunu biz tespit etmeyelim şimdi bizim hakkımızda suç duyurusunda bulundu. Bizim yaptığımız ortaya çıkacak diye bunu şey yapmadılar ama normali ne? Polisin bununla ilgili bir inceleme yapmış olması ve buraya neticesini göndermiş olması. Parmak izi var veya yok. Yapmamış olması gönderilmiş olmasına rağmen şüphe, şüpheli. “

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”Sanık Serdar Öztürk:”Bunu takip etmesi gereken kim? ce savcıları. Etmişler mi?

Etmemişler.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bu Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak bir ekran görüntüsü var

205. sayfada. Bu 24. klasördekiler çok küçük zor okunuyor. Bunu biraz sonra sorayım, bir başka yerde daha bulmuştum daha büyük daha geniş okunaklı. Klasör 24 sayfa 37’de burada uzun bir yazı var. Dizi 37’deymiş 1 nolu ABC tespit diye başlayan. Uzun uzun yazılar var. Diyor ki; milli savunma bakanlığı MSB’nin daha etkin kullanılması için Mazlum Savaş Onur’un oraya getirilmesini. Özden paşa emretti fabrikatör kabul etti. Engin ile iyi bir ikili oluşturacaklarını söyledi. Mazlum Savaş Onur kimdir?”

Sanık Serdar Öztürk:”Şimdi şöyle söyleyeyim onların hiçbirisini tanımıyorum ben o gündemlerin isimli belgenin çıktısı. Orada birkaç sayfa sonra Bozkaya’nın elindekilerin onu oraya onun için koymuşlar. Bozkaya’nın elindekilerin Avukat Serdar Öz, biraz önce okuduğunuz şey belge başka tespit tutanağında okuduğunuz şey bu.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet evet.”Sanık Serdar Öztürk:”Onun çıktısını koymuşlar.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”Sanık Serdar Öztürk:”iki üç sayfa sonra Dilek Bozkaya’nın elindekilerin Av. Serdar Öztürk

üzerinden Levent Göktaş’a gönderilmesi diye bir not görecek, bu not.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Ben isimleri biliyor musunuz diye.”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır hiç birisini tanımıyorum hiçbirisini tanımıyorum.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Şöyle diyor, ikinci şeyde noktadan sonra; TUBİTAK’ta yetişleri

daha iyi tanımalıyız. Rum olduklarını Özden Örnek bildirdi. Bir başkası Yener Kepekçiyan Ermeni dostlarımızdan Dinç Bilgin ile ilişkimizi zora soktu. Az kalsın Özden paşanın önünü keseceklerdi.”

Sanık Serdar Öztürk:”Ya bana.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Ayrılmaları, ayrılmalı ayrılmaya razı olmazsa Levent başkan

çözecek.”Sanık Serdar Öztürk:”Bak bunları bu soruları Recep Güven’e sorun. Mutlu Ekizoğlu’nu

çağırın bura. Buraya bunları bu kurguları niye öyle yaptınız diye onları sorun bunları. Ben size isim isim verdim.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet en azından ismini tanıdığınız bildiğiniz var mı biz o açıdan soruyoruz.”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır hiçbirini tanımıyorum. Yani kamuoyundan tanıyorum Özden Örnek’i Türkiye’de tanımayan var mı?”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tamam onu sormadım zaten ben de tanıyorum onu da, basından. Nuran Göksu’nun kelans sorununu takip et. Nuran Göksu’yu tanıyor musunuz?”

Sanık Serdar Öztürk:”Tekrar söylüyorum, hiç birisini o belgeyi okudum ben biliyorum okuduğunuz belgeyi. Gündemlerin çıktısı o. Oradaki yazan onlar kurgu bakın tekrar söylüyorum onların hepsi kurgu. Neden hedef seçilen kişilerin tutuklanmasını sağlamaya yönelik böyle kurgu, bunları 2005’ten beri kurguyu yapıyorlar yaptılar. Ben size süreci izah ettim, başında

47

Page 48: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:48

Recep Güven emniyet istihbarat daire başkan yardımcısı. 2001’den beri Amerikalılar bu belgelerle Türkiye’de Türk ordusu aleyhine bir soruşturma açtırmaya çalışıyor. Bunların hepsi kurgu, izah ettim. Bir daha izah edeyim, kurgu. Yapanların ismini veriyorum, çağır buraya onların ifadelerini alın.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”Sanık Serdar Öztürk:”Yani bana hayali şeyler üzerinden lütfen mümkünse soru sormayın“Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yo bunlar sizin dosyanızın içerisinde olduğu için soruyorum.”Sanık Serdar Öztürk:”Ha onlar gündemlerin çıktısı ben size söylüyorum net olarak. Net

olarak söylüyorum gündemlerin çıktısı, Levent Bektaş’ta ele geçirilen CD. Ben ne diyorum telefonda, kopyasını al kopyasını alsaydın bunlar çıkmazdı. Kopyasını vermiyor polis, yükle atış serbest.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet. Şimdi şuradan devam edelim. Tolga’yı ve Burak’ı destekleyelim, Örnek paşa bizi memnun etti. Parayı ve gücü sever Cumhurbaşkanlığı hep hayali OYAK yatırım SSM’yi ona açalım. İpekel ve eski Nazilerle iyi bir ekip, SSM nedir orada?”

Sanık Serdar Öztürk:”Savunma Sanayi Müsteşarlığı herhalde.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tabi biz anlamını küçük kısaltmaları bilmediğimiz için. Deniz

Kutluğ’a”Sanık Serdar Öztürk:”Başka bir şeyde olabilir. SSM aynı zamanda balistik füzenin şeyidir

bir kodudur.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”SSM’yi ona açalım dediğine göre.”Sanık Serdar Öztürk:”Ee yani.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Mantıken evet. Deniz Kutluk’a, İskender Evrenesoğlu konusu

çok önemli. Bu konuda haberler var dikkat edelim zamanı henüz gelmedi, deşifre olursa kendi sonu olur. Avukat Çulhaoğlu’nu uyaralım. Bu Avukat Çulhaoğlu’nu tanır mısınız?”

Sanık Serdar Öztürk:”Tekrar söylüyorum bunların hiçbirisini, bu belgeyi ben okudum.”Mahkeme Başkanı:" Tanımıyorum diyor.”Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Hasan Gürbüz söz almadan konuştu, anlaşılamadı.Sanık Serdar Öztürk:”Tamam lütfen müdahale etmeyin.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Şimdi delillerin okunması ve sonuçta burada tartışılması için

okunması gerekiyor.”Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Hasan Gürbüz:”Hayır o aşamada değiliz delil

değerlendirmesiyse tartışalım, ama okudum ben dedi, oradakilerin hiçbirini tanımıyorum dedi gene aynı yerden soruyorsunuz.”

Sanık Serdar Öztürk:”Tamam.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Biraz daha devam edeceğim zaten.”Sanık Serdar Öztürk:”Yani, tekrar ifade edeyim.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yo sadece tanımıyorum deseniz yeterli, aynı şeyleri

söyleyecekseniz yormayalım.”Sanık Serdar Öztürk:”Ben belgenin tamamını okudum. O belge 4-5 sayfa filan bir sürü

şey yazmışlar. Onların hepsi kurgu kurguyu yapanları da söyledim size daha neyi niye ısrar ediyorsunuz yani.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Tamam bilmediğinizi bilmiyorum deyin kısaca, hızlı geçelim.”Sanık Serdar Öztürk:”Söyledim ama o belgeyi okudum tamamını okudum.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Yok orada bazı konular var o konularda bir bilginiz var mı?”Sanık Serdar Öztürk:”Bana ne o konulardan hepsi kurgu diye söylüyorum ben size o yani

hepsi kurgu onların.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”

48

Page 49: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:49

Sanık Serdar Öztürk:”Hedef seçilen kişilerin tutuklanmasına yönelik kurgu. Sizin adınızda olabilirdi sizi seçmiş olsalardı orada diyecekti ki hakim Hüsnü Çalmuk üzerinden dosyanın bilmem kime gönderilmesi diyecekti. Siz hedef olsaydınız, bu böyle bir mizansen.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet. Devam ediyorum, fabrikatörle görüşüldü, aydınlık gelecek hareketi daha aktif hale gelmeli. Şafak Yürekli kontrolü elde tutmalı. Bahriyede tanıtım ve dağıtım daha fazla olmalı. Bu Şafak Yürekli’yi tanır mısınız?”

Sanık Serdar Öztürk:”Şimdi sizi mutlu etmek için tanıyorum diyeceğim. Yani.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Devam ediyorum. Yok, biliyorsanız söyleyin canım,

bilmiyorsanız tamam.”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır tanımıyorum yav, teker teker sormanıza gerek yok. O

belgenin tamamını ben ezbere biliyorum. Hiç birisini tanımıyorum onların hepsi kurgu. Recep Güven’i çağırın buraya kulağından tutun getirin, ona sorun.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Şöyle bir şey var bir iş yerini almayla ilgili. Savsan, TUBİTAK vesaire eleman alımlarının kesinlikle boşluk olmasın, başvuranların listeleri soruşturulsun. Referans olabileceklerin listeleri hazırlansın, gerekirse duyuru yapılmadan eleman temin edilsin. Gerçekleşen alımlar hakkında düzenli sayısal rapor bekliyoruz. Ankara ve İstanbul için ayrı ayrı güvenli kanal kuralım. Mehmet Altunay, Mehmet Tütüncü ve kardeşi de takip edilsin. Hesap içinde hesap yapıyorlar, verdikleri kadarda kaçırıyorlar. Kıbrıs kaçamaklarının kaydı var izlettirilebilinir ceza keselim. Yani bir görüntü varmış sanki, ceza keselim diyor. Bir başka yer, Ankara’da Ali Semih Çetin ve Fikret Güneş çok iyi korunmalı, önümüzdeki dönemlerdeki yapılanmamızdaki en güçlü ayağımız, takip ediyoruz. Çok iyi iz bırakmadan kendilerini gizleyebiliyorlar. Bir başkası, Şafak Fahir Can Yıldırım bizim çocuklardan, kuvvet, bunların terfisini üzerine bina edilecek. Alt kadememizdeki yapılanmamız için bu iki isim çok önemli. Fahri Can güneydoğu kökenlileri temsil edecek. Evet bu kadar. Buradaki fabrikatör kelimesiyle kimi.”

Sanık Serdar Öztürk:”Kurguyu yapana sorun, bana değil.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Peki. Şimdi sizde bulundu iddia, sizde bulundu demeyelim de

genel bir kelime şey kullanalım. Sanık Dursun Çiçek savunmasında gerçek planın nasıl yapılacağını savunmasını belirtti, bize örnekler verdi. Verdiği örneklerde yani yapılan işlemin başlığını gösterdi. Bu başlıkla bu kafes eylem planındaki başlık benzerliği konusunda bilginiz var mı, onunla ilgili bir şey diyecek misiniz, yani benziyor benzemiyor?”

Sanık Serdar Öztürk:”Ben kurmay değilim yani, bakmadım benziyor mu benzemiyor mu diye yani sadece ikisinde sahte olduğunu biliyorum.”

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Peki. Klasör 25 sayfa 141 dizin, Ali Osman Akat kimdir? Bu kişiyi tanıyor musunuz?”

Sanık Serdar Öztürk:”Ali Osman Akat SPA Kozmetik’in sahibi. Benim müvekkilim Mayıs ayından önce tanımam kendisini, Mayıs ayında filan İstanbul’da bir işadamı arkadaşım rica etmişti. Alaaddin Bey de normalde Levent Göktaş'ın müdafiliğini yürüttüğüm süreçte kimsenin vekâletini almamaya başka işlerle uğraşmamaya gayret ettim yoğun olduğumuz için zaten. Fakat Alaaddin Bey rica ettiği için ilgilendik çok kısa bir süre dosyasıyla.”

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Bu yapılan iş Hava Kuvvetleri Komutanı askeri savcılığa hitaben yazılar bir sayfadan ibaret dilekçe diyor.”

Sanık Serdar Öztürk:”Evet, onun dışında da bir itiraz dilekçesi var, onu koymamışlar.”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Bu nedir konusu bilgi alabilir miyiz bundan?”Sanık Serdar Öztürk:”Yani bu iddiayla ilgili yok, benim burada mesleki faaliyetlerimi

sorgulayamazsınız.”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Burada, burada mesleki faaliyet sorusu söylemiyor da diyor

öyle bir dilekçe var diyor.” Sanık Serdar Öztürk:”Evet Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığına verdiğim dilekçe.”

49

Page 50: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:50

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Kozmetikçi deyince ben, kozmetikçi deyince hani kozmetikle Hava Kuvvetleri Komutanlığı.”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır çürük raporundan yargılanıyor, ağır cezada, aynı zamanda askeri savcılıkta da soruşturması varmış, askeri savcı tekrar müşade altına almaya kalkmış. Bizde bunu hukuki bulmadık Genelkurmay Askeri Mahkemesine itiraz ettik.”

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Tamam peki. Avukat Demet Hanımla aranızda vekâlet ilişkisi var mı?”

Sanık Serdar Öztürk:”İddiayla ne alakası var.”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”O şey tapelerden okuyacağımda.Sanık Serdar Öztürk:”Bana iddiayla ilişkisini açıklayın anlatayım.”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Yo yani o tapenin olduğu tarihte soruyorum.”Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Demet Reçber söz almadan konuştu, anlaşılamadı.Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:” Tamam, onu soruyorum sadece yani yalnız o kapsamda olup

olmadığını anlamak için. açıkladınız. Klasör 29, 153 diziden başlayan Serdar Öztürk, diğer şahıs, Ahmet Fazıl Duman diye telefon görüşmeleri var. şöyle bir mesaj var; abi size verdiğim çantalar lazım Ankara’ya gönderirseniz yarın alabilir miyim. Sizde ise iyi günler herhalde bu çanta nedir?”

Sanık Serdar Öztürk:”Savunmada izah ettim tutanağı okursunuz çıktığında detaylı olarak, detaylı olarak izah ettim.”

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Yani tekrar etmeniz açısından. Tekrar etme şansınız var mı?”Sanık Serdar Öztürk:”Yani kendimi yormamı istiyorsanız edeyim.”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Takdir sizin.”Sanık Serdar Öztürk:”Yani duruşmaları dinleseydiniz yani izah ettim çok detaylı olarak.

Hakim olarak burada göreviniz ne dinlemek sanığı.”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Evet devam ediyorum. 151. sayfada, Ahmet Komutanın öyle

bir emri olsa bana senin aracılığınla iletmez, onun için orta oyunu oynamayı bırak, benim canımı sıkma demişsiniz.”

Sanık Serdar Öztürk:”Evet, Levent Göktaş böyle bir şey olsa bana söyler bana şeyiyle göndermez şoförüyle haber göndermez ben zaten.”

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”O da cevap veriyor, orta oyunu oynamıyorum diyor yorum yapmıyor, söylemiş onu okumayalım. Komutanım mektup yollamış yeni aldım antadan evrak istiyor çanta diyecek herhalde komutanın emrine canımı sıkma demiş.”

Sanık Serdar Öztürk:”Ofisinden çıkan çanta, aramadan sonra.”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Çanta burada yarın konuşur veririm ben diyor. Nedir tekrar

etme şansınız var mı?”Sanık Serdar Öztürk:”Aramadan sonra bize verilen Levent Göktaş'ın belgeleri şeyleri

çantaları. Silahı da bana verildi bu çantalarda bana verildi arama kayıtlarında var, görüntüsü var.”

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Tamam, evet. Bu Nesrin Göktaş’la aranızda bi mesajlaşma trafiği oluyor, işte size kızıyor, mesaj yazıyor, siz ona cevap veriyorsunuz.”

Sanık Serdar Öztürk:”İddiayla ne alakası var?”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Bir tartışma havası var.”Sanık Serdar Öztürk:”Bu benim terör örgütü üyesi olduğumu mu gösteriyor bu tape, yani

kanıt mı?Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Yo, yo ”Sanık Serdar Öztürk:”Kanıt mı bu.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Bunlar dosyanıza delil sunulmuş ama siz savunmanızda."Sanık Serdar Öztürk:” Kanıt değilse,ha şimdi bakın şimdi polis bunu koyar.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Evet.”

50

Page 51: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:51

Sanık Serdar Öztürk:” Polisin hukukla filan bir alakası yok savcılarda aracı olduğu için alanı gönder.”

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Siz savunmanızda.”Sanık Serdar Öztürk:”Ama siz hâkim olarak bunu bana sormanız bana garip geliyor.”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Siz savunmanızda şeyden bahsettiğiz işte bir avukatın

vekâletini bıraktırmasını, ona güvenilmemesini söylediniz, yorum yaptınız hatta kişiyle ilgili olarak.”

Sanık Serdar Öztürk:”Hangi?”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Alaaddin Kaya mı dediniz ne dedi?”Sanık Serdar Öztürk:”Ha Abdullah Kaya.”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Abdullah ha ben o yüzden soruyorum. Sorum hani benim

işime karışma benzeri şeyler söylüyor, sizde ondan sonra tartışma havası oluşuyor bir telefon görüşmesinde, o yüzden sordum.”

Sanık Serdar Öztürk:”Yenge hanım bizim hakim.” Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Vekalet almanızı istemedi mi yani.” Sanık Serdar Öztürk:”Yenge Hanım hakim hayır, vekalet almamız istedi biz gece Levent

Albay gözaltına alındığında gece. Yenge Hanımım kardeşi, Yenge Hanım, ben üçümüz arabayla gece şeye geldik, İstanbul’a geldik gözaltına alındıktan sonra sabaha karşı İstanbul’a saat 05.00’te görüştük. Başından beri ben Levent Göktaş'ın müdafisiyim almamı istemedi falan değil. Fakat Yenge Hanım hakim olduğu için bize sürekli müdahale ediyordu bizde ona şunu söylüyorduk ya, yani en son haddeye geldiğinde kızdığımızda. İstifa et kendin yap avukatlığı, yapmayacaksan bana müdahale etme. İstanbul’dan bir avukat tutalım. Çünkü bizim Ankara’dan gelip gidişimiz sıkıntı konu bu. Bunun iddialarla filan bir ilgisi yok yani Yenge Hanımla tartışırım ben elini de öperim size ne yani, iddiayla ne alakası var bunun.”

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Evet, son olarak bu 31. klasörde daha açıklayıcı 20, numarasını söyleyeyim bulması kolay olsun. 28 zannediyorum dizi 28’de. İnternet, internette mi alındı bu Hrant Dink Şeması.”

Sanık Serdar Öztürk:”Tabi internette aldık onu suç duyurusundakine de koydum ben o şeyleri.”

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Evet belki oradan buldum da şimdi baş tarafını göremediğim için ekranda soramıyorum. Şimdi burada farklı isimler var. Funda Uzun, Sedat Peker.”

Sanık Serdar Öztürk:”Şemayı mı soruyorsunuz bana?”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Evet, evet. Tufan Balcı, Kemal Kerinçsiz, Mümin Çolak, Ömer

Yüksel, Levent Temiz, Erkan Gül herhalde, Avni Şimşek, Adil Erçin, Uğur Deveci, İsmail Arkan, Yusuf Yaşar, Servet Zor, Ali Güney, Hüseyin Mümtaz Beyazıtoğlu, İsmail Bozalıoğlu, Hasan Sevis Seyis pardon, Turgut Kara, Birliksan Medikal, Mustafa Öztürk, Trabzon Alperan Ocakları demiş farklı olarak yazı var. Yasin Hayal, Ahmet İskender’den bir ok çıkarmış Ogün Samast Dink suikastı demiş. Sayfanın alt tarafına doğru Muammer Doğan, Ahmet Işık, Kevser Doğan, MCA Sağlık Hizmetleri, Vehbi Şanlı, Muzaffer Tekin, Hasan Oğuz galiba Hasan tam okunmuyor. Mustafa Alpay, İbrahim Cingi, Zihni Akbağ, Erbil Susaman, Ümran Topal, Halil Egemen, Cihan Kömür A.Ş. , Tuğran Ulus, şirketleri okumayayım. Veli Küçük, Kadir Terzioğlu, 2124782491 nolu bir telefon var. Ahmet Kürekçi, Erbay Çorakoğlu, istihbarat Binbaşı Trabzon ile irtibatlı demiş. Aydın Yürür, Murat Tekin, Necati Ekici, Emin Bozkurt, Ecvel Kurt, Mustafa Toygar, Mustafa Levent Göktaş Emekli Albay. Bu belge hakkında ne diyeceksiniz yani bu isimlerden tanıdığınız var mı?”

Sanık Serdar Öztürk:”Göktaş dışında hiç birisini tanımıyorum. Bu belge bizim elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığında oluşturulmuş sahte bir belgedir. Sahte belge olduğu için biz suç duyusunda bulunduk. Fakat bu belgeyi şimdi Ercan Şafak soruşturmayı ciddi bir şekilde yapsaydı Savcı Ercan Şafak, Ali Bayramoğlu’nun ifadesini

51

Page 52: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:52

alsaydı. Ali Bayramoğlu'da yazılarındaki üslup gibi mertçe ve delikanlıca hareket etseydi kendisine belgeyi kimin getirdiğini söyleseydi. Ali Fuat Yılmazer’in getirdiğini öğrenecekti Ercan Şafak, o zaman Ali Fuat Yılmazer’i çağırıp soracaktı. Kardeşim, Emniyet İstihbarat’ta oluşturulduğu yazıyor bu belgenin ben sana yazı yazıyorum sen ben böyle böyle belge oluşturmadım diyor katile adamı sen öldürdün mü? Diye sorulur mu? Katil ben öldürmedim diyor ben diyorum ki bak silah burada savcı silahı bulmuyor. Katile soruyor sen mi öldürdün diyor? Katilde diyor ki; hayır ben öldürmedim savcı da buna inanıyor kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor. Böyle yürütüldü bu soruşturma.”

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Gazeteciye haber kaynağımı açıklayamam mı dedi?”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır hiç ifadesi alınmamış ki. Hiç ifadesi alınmamış Emniyet

İstihbarat’a bir yazı yazılmış ben sonradan öğrendim bunu. Bana eğer ki savcı Ercan Şafak 12 Mayısta verdiği bu kovuşturmaya yer olmadığı kararını o zaman müdafiliği yürüttüğüm halde ben şikâyet ettiğim halde, benim suç duyurumla bu soruşturma başlatıldığı halde iletseydi kovuşturmaya yer olmadığı kararını ben itiraz ederdim buna. Çünkü Ali Bayramoğlu'nun ifadesi alsa gerçek ortaya çıkacak ama gerçeği ortaya çıkartma gibi bir gaile yok ki. Burada mizahsal oyun oynuyoruz.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Serdar Bey ifadenizde Zahit Engin diye birinden bahsettiniz ve bu tertipte bu kişinin de olduğunu beyan ettiniz. Böyle bir çıkarımda bulunduğundan, bulunduğunuz anlaşıldı. Zahit Enginle birlikte çalıştınız mı?”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Samimiyetiniz diyalogunuz nerden kaynaklanıyor?”Sanık Serdar Öztürk:”Orda, samimiyetimiz diyalogumuz benim bir müvekkilim vardı bunu

tanıyormuş bir ara tesadüfen üçümüz bir araya geldik tesadüfen öyle tanıdım benim müvekkilimin arkadaşı O da subay O da subay. Benim müvekkilimde subay yani bunu tanıyormuş öyle bir araya geldik. Öyle tanıdık yani bir iki defa öyle emekli subayların, gerçi şey görevde Bülent Binbaşı görevde de Zahit Binbaşı’yı tanıyan O. O tanıştırdı bana.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin bu süreçte Zahit Enginle görüşmenizin sebebi nedir?”

Sanık Serdar Öztürk:”Sebebini izah ettim detaylı olarak, şimdi Mehmet Eymur’dan randevu istedim vermedi. Zahit Engin’in Mehmet Eymur’u tanıdığını biliyorum ben. Artı, diğer taraftan da izah ettim Zahit Engin, böyle bazı tipler vardır her kurumda her konuda bilgisi olan yani eski kulağı kesik derler ya da böyle kulağına kar suyu kaçan filan derler öyle bir adam. Çevresi geniş her tarafta arkadaşları var bir şekilde bir olay olduğu zaman perde arkasını duyuyor öğreniyor vesaire filan. Böyle bir yapıya sahip olduğu izlenimini edindiğim için görüştüğüm dönemlerdi. O yüzden görüştüm ne oluyor diye o da bana anlattı Şubat ayında beni de çağırdılar aldılar eşimle helalleştim çıktım falan anlattım polisi fırçaladım şu, ama şubat ayında ifadesini verirken şunu da almanız gerekir dediği adamlar ocak ayında zaten ifadeleri alındı. Orda o dikkat, şeyi kaçırdı detayı. Onu benim yakaladığımı fark etmedi o zaman anladım ben bununda hikâye okuduğunu. İşin içinde olduğunu.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz kulağı delik olması sebebiyle bu soruşturma hakkında bilgi edinebilir miyim diye görüşme yaptınız.”

Sanık Serdar Öztürk:”Ben gerçeği maddi gerçeği arıyorum. Herkesle görüşüyorum. Herkese gidiyorum. Tutuklanmasaydım Recep Güven’e de gidecektim.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Zahit Engin’le alakalı olarak yargılama yaptığımız dosyalara yansıyan belli ifadeler var. Bu kişinin 33 Er’in şehit edilmesi olayı sanıklarından olduğu, Sedat Peker’in hakkında yürütülen soruşturmada kelebek operasyonu adı verilen soruşturmada şema içerisinde yer aldığına dair bu kişi hakkında bu bilgileri.”

Sanık Serdar Öztürk:” Hiç birisinden, hiçbir şekilde bilgim yok bunlardan ya şimdi öğreniyorum. 33 erin şehit edilmesinde mi şey yapmış.”

52

Page 53: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:53

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”O olayda askeri tahkikatta soruşturulan kişilerden biri olarak geçiyor.”

Sanık Serdar Öztürk:”O olayla ilgili tabi bu acı bir olay olduğu için silahlı kuvvetlerde hepimiz şey yaptık yani tepki duyduk, hınç duyduk, ateşkes diyorlar siyasetçiler, adamlar şimdi de açılım var ya o zamanda ateşkes vardı. Örgüt en büyük darbeyi 1992’de Kuzey Irak operasyonunda yedi. 4000 kayıp verdi ondan sonra kendisini toparlamak için siyasetçiler ateşkes ilan ediyor. Böyle saçmalık mı olur ya. O olayda tabi sorumlular var o ne olursa olsun o askerlerin tedbirlerinin alınması lazımdı asker olarak tabi ki sorumluluk var. Ne olursa olsun ateşkes mateşkes bizi ilgilendirmez siyasetçilerin ne yaptığı biz askeriz tedbirimizi alacağız. Almayan adamında canını okuyacağız.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Veli Küçük ve Sedat Peker’le bu kişinin irtibatı olduğu yönünde Adil Serdar Saçan’ın ifadeleri var Veli Küçük’ü tanır mısınız?”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır yok tanımam burada tanıdım. Burada tanıdım yani daha öncede gazeteye televizyona çıktığı şeylerden tanıyoruz.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ara verilmeden önce Zeki Çapan’ı size sormuştum. 26. klasör dizi 52’deki bir kartvizit Mustafa Levent Göktaş’la ilgili belgelerde de olabilir bu. Yerini söylemek için söylüyorum size. 26. klasör dizi 52’de bir kartvizit olarak mevcut.”

Sanık Serdar Öztürk:”26. klasör.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Dizi 52 dijital olarak dizi 52’de. Sanık Serdar Öztürk:”Ha yok sayı olarak verebilirseniz sağ üste şey varsa ha bu şey 26.

klasör. BEMA’dan çıkan belgeler bunların benimle hiçbir ilgisi yok bunların. BEMA, BEMA Şirketinin sahipleri tanıyordur demek ki. BEMA Şirketinin sahiplerine soracaksınız Zeki Çapan’ı?”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”198.”Sanık Serdar Öztürk:”efendim?”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”198Sanık Serdar Öztürk:”Tamam yok. Bunların hepsi BEMA’dan çıkan belgeler 26. klasör,

bunları söyledim ben. BEMA’dan soracaksınız ben oraya gidiyorum laptopumu açıyorum. Dilekçemi yazıyorum çıktımı alıyorum gidiyorum. Oradaki hiçbir belge bilmem ne kartvizit beni ilgilendirmez. Bunu şirketin sahiplerine soracaksınız şirketlerin sahipleri tanıyor olabilir, tanı, yani kartvizit varsa tanıyordur herhalde. Ama bu beni ilgilendiren bir konu değil, onlar kimi tanıyor, kimi tanımıyor, kimle ne ilişkileri var, beni ilgilendirmez. Levent Albayın avukatlığını yaptığı için yardımcı oluyorlar, orda çalıştık sadece.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”05327727720 bu bana ait dediniz.”Sanık Serdar Öztürk:”Evet.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şu telefonu soracağım size 05307878894.”Sanık Serdar Öztürk:”Kimin?”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”Size mi ait?”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır canım hayır benim bir tane telefonum var. Ben öyle 80 tane

ben yok.”Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”05307878894Sanık Serdar Öztürk:”Yok hayır benim bir tane telefonum var benim. Ben öyle 80 tane bir

tane cep telefonu bile fazla geliyordu sürekli baş ağrısı yapıyordu onu bile atacaktım bırakacaktım yani 30 tane telefon kullanmıyorum ben.”

Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu:”03124190167.”Sanık Serdar Öztürk:”Benim ofisin telefonları.”Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Bir son sorum var burada notumu fark edince kusura

bakmayın tekrar olabilir.”Sanık Serdar Öztürk:”Lütfen tabi ki.”

53

Page 54: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:54

Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Şimdi bu askeri savcılığa dilekçeler verdiğinizden bahsettiniz.”Sanık Serdar Öztürk:”EvetÜye Hâkim Hüsnü Çalmuk:”Bunu yani dilekçe yazıp gönderme şeklinde mi oldu? Yoksa

oraya varıp müşteki veya ihbarcı sıfatıyla beyanda mı bulundunuz bunu açıklar mısınız, hem arayıp bulma açısından, çünkü orda bazı ifadeleri farklı olarak verdiğinizi söylediniz, takip etmesi kolay olsun diye?”

Sanık Serdar Öztürk:”Bu konuda açıklama yapmak istemiyorum. İddiayla bir ilgisi yok.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk:”Peki.”Mahkeme Başkanı:"Sizin, bir söz istemiştiniz bir şey söyleyecektiniz? Efendim, öyle mi?

Efendim sorunuz var mı sizin? Avukat Bey. Sizlerin var mı?Sanık Serdar Öztürk Müdafii Av. Hasan Gürbüz söz istedi, verildi:" Eksik kalmasın diye

çoğu soruldu da. Hasan Ataman Yılmdırım’ı tanıyor musunuz?”Sanık Serdar Öztürk:”Hayır, tanımam burada tanıdım yani ben Levent Albay

tutuklandıktan sonra aynı dönemde gözaltına alınan herkese ulaşmaya çalıştım. Ulaştıklarımdan hepsinden ifadelerinin suretlerini aldım. Ulaşabildiklerimden Efendime söyleyim, aramanın nasıl yapıldığına dair detayları aldım. En ufak saniye saniye detayları istedim görüştüm. Hasan Ataman Yıldırım Beyin kızıyla da gazetede yayınlandığı için. İşte bizdeki CD’ler markalıydı polisin koyduğu çok açıktı söyledik tutanağa bile geçirmediler filan gibi Milliyet Gazetesinde yanılmıyorsam böyle bir haber çıkmıştı. Onun üzerine bunlar Naryaz yazılımın sahibi ile görüşülecek diye not aldım tanımıyorum yani.”

Sanık Serdar Öztürk Müdafii Av. Hasan Gürbüz:”Tamam. Hurşit Tolon’u tanıyor musun?” Sanık Serdar Öztürk:”Yani kamuoyundan tanıyorum şahsen bir tanışıklığım yok.”Sanık Serdar Öztürk Müdafii Av. Hasan Gürbüz:”Tamam. Birde iddianamede, bir tape var

19.04.2009 tarihli bir tape Serdar Öztürk’le Haldun Türkoğlu arasındaki bir görüşme.”Sanık Serdar Öztürk:”19.10.2009 mu?Sanık Serdar Öztürk Müdafii Av. Hasan Gürbüz:”19.04.2009 burada yani tapeyi

okumayacağım. Sonuna doğru Ufuklarla bir işim var diyorsun. Burada geçen Ufuk, dosyamız sanığı Ufuk Akkaya mı? Başka bir Ufuk mu?”

Sanık Serdar Öztürk:”Hayır canım, benim müvekkilim Ufuk Yapıcı benim arkadaşım uzun yıllardır bir şirketin genel müdürü hem o şirketin, hem şahsi avukatıyım Ufuk’un hem de şirketinin genel müdürlüğünü yaptığı şirketinin avukatıyım.”

Sanık Serdar Öztürk Müdafii Av. Hasan Gürbüz:”Tamam. İddianamede siyah harflerle dikkat çekilerek yazılmış onun için sordum.”

Sanık Serdar Öztürk:”Yok, yok canım.”Sanık Dursun Çiçek söz istedi, verildi:"Başkanım müsaadenizle Serdar Bey’e sormak

istiyorum. Buradaki duruşmalara geldiğimizde tanıştık ondan önce beni hayatta hiç gördünüz mü? İddianamede sahte belgeyi hatırlayıp sizin büroya size teslim ettiğim söyleniyor bunu bir kez daha tekrar eder misiniz? Teşekkür ederim.”

Sanık Serdar Öztürk:”Yok hayır yani Dursun Albayı ne hayatımda gördüm, ne tanırım, ne belgenin nasıl oluşturulduğunu, ıslak imzanın da nasıl oluşturulduğunu kuru imzanın da nasıl ofise konulduğunu anlattım detaylı olarak bunların hepsi güzel planlamışlar tebrik etmek lazım yani arkadaşları elemanları ciddi bir soysuzluk gerektiriyor böyle şeyler.”

Mahkeme Başkanı:”Efendim savunma 3 avukat arkadaş da yapacak mı? Savunma.”Sanık Serdar Öztürk:”15’er dakika en fazla.Sanık Serdar Öztürk Müdafii Av. Hasan Gürbüz:”Talep gibi olacak fazla uzatmayacağımız

için bugün tamamlamak istiyoruz pazartesiye sarkmaması için yani ara verecekseniz aradan sonra değilse.”

Mahkeme Başkanı:" Bir 5 dakika ara verelim o zaman devam edelim.”Sanık Serdar Öztürk Müdafii Av. Hasan Gürbüz:”Tamam efendim.”

54

Page 55: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:55

Mahkeme Başkanı:"Öyle sunacaksanız o şekilde olacaksa.”Sanık Serdar Öztürk Müdafii Av. Hasan Gürbüz:”Uzun sürmeyecek yani bugün bitirmek

istiyoruz Başkanım.”Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Sanık Serdar Öztürk müdafileri savunmasında.Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Demet Reçber söz istedi verildi:”Şimdi Serdar Bey

avukat olduğu için aslında bize çok ayrıntılı olarak değinmemizi gerektirecek fazla konu bırakmadı. O yüzden mümkün olduğu kadar kısa tutacağız. Serdar Beyin ifadelerinde de belirttiği üzere ben Levent Göktaş’la beraber çalışıyorum ama Serdar Beyle tanışıklığımız çok daha eskilere dayanır aslında Serdar Beyle Levent Bey arasındaki bu kadar çok dosyada ortak görünmesinin asıl nedeni de benimdir. Çünkü bizim eskiye dayalı arkadaşlığımız dostluğumuz var ve bizim çok fazla ortak dosyamız var. Ben Levent Beyle çalışmaya başladıktan sonra da doğal olarak Serdar Beyle aslında benim aracılığımla Levent Beydeki dosyalara birtakım dosyalarda avukat olarak bulundu öncelikle bunu belirtmek istiyorum. Levent Göktaş 7 Ocak 2009 tarihinde gözaltına ofisteki aramadan sonra gözaltına alındığı zaman ki o aramada bende vardım. Serdar Bey tabi doğal olarak Levent Göktaş’ın müdafisi olarak ofisimize geldi ve oradaki aramalarda yardımcı oldu bize. Hatta orada birçok hususta emniyet görevlileri ile arasında tartışmalar yaşandı özellikle aramalar bittikten sonra imajlarının alınması konusunda bir yasa gereğince ısrarcı olduk. Bunun üzerine oradaki emniyet görevlileri eğer bu konuda ısrar ederseniz bilgisayarların hepsini İstanbul’a göndeririz günlerce alamazsınız diye açık açık belirttiler. Bunun üzerine Serdar Bey ilk tepkisini orada gösterdi zaten ki bu kişilerin bir kısmı daha sonra Serdar Beyin ofis aramasında hazır bulunan Mehmet Yayla ve ekibidir. Baş komiser Mehmet Yayla ve ekibi. Bu bir tehdittir bu hususun tutanağa geçirilmesini istiyorum dedi savcı beye orada hazır bulanan savcı beye. Ancak sonra Levent Bey araya girdi ve işte hani büyütmeyin meseleyi tamam sorun yok falan dendi ve geçiştirildi. Dolayısıyla zaten oradan bir problem ilk atış yaşanmıştı sonrasında Levent Göktaş gözaltına alındıktan sonra biz çok ciddi bir hukuk mücadelesi vermeye başladık gerçekten hafta sonları dahil sabahlara kadar çıkan gazetelerde çıkan bütün haberleri medya takip merkezi aracılığıyla takip ediyorduk. Her hafta Beşiktaş adliyesine birkaç ayrı talep içeren dilekçeler sunuyorduk hatta savcılardan Mehmet Murat Yönder’de bir tartışma yaşandı. Neden bu kadar çok dilekçe veriyorsunuz? Sizin verdiğiniz dilekçeler nedeniyle iş yapamaz hale geldik demişti. Serdar Beyde ben taleplerimin kabul edilmeyeceğinin farkındayım ben tarihe not düşüyorum, gün gelecek bu taleplerin neden kabul edilmediği de sorgulanacak diye bir beyanda bulunmuştu. Onlar Serdar Beyi tarihe not düştüler. Bu arada taleplerimiz kabul edilmedi 51 nolu DVD’de karıldı malumunuz olduğu üzere ki o dönemde Serdar Bey bu DVD’nin getirilmesi için hem sözlü olarak hem yazılı olarak birkaç defa talepte bulunmuştu hepsi dosyalarda mevcut. Şimdi Levent Göktaş’ta 51 nolu DVD ile suçlanması nedeniyle biz o dönemde tabi ki bu konuda araştırmalar yaptık ve İstanbul Tenkit Üniversitesinden ve Yıldız Teknik Üniversitesinden bilirkişi raporları alarak sunduk. Bu raporların içeriği eğer el konulan dijital veri depolayıcıları el konulduğu yerde bir örneği çıkartılarak şüpheliye verilmezse içerik değişmezliği sağlanmayacağı için delil olarak kullanılamaz, bu ne demek? Levent Göktaş’ta elde edilen 51 nolu DVD delil değil Levent Bektaş’ta elde edilen CD bir film CD’si delil değil. Hasan Ataman Yıldırım’da elde edilen Hüseyin Buzoğlu’nda elde edilen İşçi Partisinde de sanıyorum aynı iddialar var bunların hiçbirisi delil değil yani bu insanların tutuklu olması bir şeyi değiştirmiyor. Bu insanlar tutuklu olsa bile bu delillere dayanılarak ceza verilemeyeceği bilimsel olarak ve yasalarda son derece açık ve net. Bunu bu raporları ilk defa Serdar Bey sundu bu dosyalara ve bu tabi ki bu soruşturmayı yürütenler açısından çok ciddi bir darbeydi o aşamada. Sonuç değişti mi değişmedi. Ama tabi ki hukuki mücadele açısından ciddi hatalar yapmalarına neden oldu. Şimdi biz Levent Göktaş tutuklandıktan sonra tabi bilişim

55

Page 56: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:56

konusunda çok bilgiye sahip değiliz. Ve o dönemde üniversiteden hocalarla yada bu konuya ilgi duyan herkesle görüşüp bilgi alışverişinde bulunmaya başladık. Yani Hash raporu MAK numarası imaj bütün bu terimler aslında bizim Levent Göktaş alındıktan sonra öğrendiğimiz ilk defa duyduğumuz kelimeler oldu. Bu kapsamda biz Bilgi üniversitesinde emniyet görevlilerinin katıldığı bir konferansa katıldık Mart ayıydı sanıyorum Mart 2009. Bu konferansta emniyet görevlileri 2 bölümden oluşan bir konferanstı. Sabahtan akşama kadar emniyet teşkilatının bilişim konusunda ne kadar yüksek teknolojiye sahip olduklarını yurtdışında eğitim gördüklerini, yurtdışından gelen kişileri eğittiklerini bu tabi çok gurur verici bir durum. Emniyet teşkilatımızın son teknolojiye sahip olması hepimizi onurlandırır. Orada hatta internet üzerinden bir kısım özellikle küçük çocukları hedef alan kişileri nasıl yakaladıklarını ayrıntılı olarak açıkladılar. Şimdi bizim bu konferansa katılmamızın amacı emniyet teşkilatındaki teknolojileri birde onların ağzından duymak amacıyla katıldık tabi ki. Bu konferansın soncunda ben birkaç tane soru sordum ve hiç birisi cevaplandırılmadı. Yani sorduğum soru şu imajı alınmayan ve şüpheliye verilmeyen bir delilin veri değişmezliği sağlanabilir mi? Son derece normal bir soru adımı soyadımı yazıp imzalayarak ve hatta Ankara barosu avukatı olduğunu belirterek yazdığım halde cevaplandırılmadı. Emniyet teşkilatımız bu kadar modern bir teknolojiye sahip olmasına rağmen bu güne kadar hiçbir ihbarcı yakalanamadı. Benim o gün orada dinlediğim konferansta son derece gelişmiş bir teknoloji vardı oysaki. Bütün bunlar bu ihbarcıların kasten yakalanmadığının çok açık göstergesi aslında. Şimdi mümkün olduğu kadar Serdar Beyin değindiği konulara değinmeyeceğim ama tabi Serdar Beyin ofis aramasından sonra biz derhal Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bir suç duyurusunda bulunduk ve Şadan Sakınan savcı Şadan Sakınan’a düştü bu dosya. Levent Göktaş’la ilgili olarak bulunduğumuz suç duyurusunda da Şadan Bey vardı görevli olarak. Şadan Beye biz ayrıntılı olarak anlattık zaten Serdar Bey Levent Göktaş’ın avukatı olduğu süreçte ayrıntılı olarak ona bilgileri sunmuştu. Nasıl bir araştırma yapması gerektiğini konusunda tabi ki müdafi olarak yardımcı olmaya çalışmıştı müşteki vekili olarak. Bu süreçte tabi ben Şadan Beye birtakım veriler sunuyorum çünkü Serdar Bey gözaltına alındıktan sonra sekreterimiz Fatma Bozdemir masanın üzerinde bir kutu buldu ve bu kutuyu bana gösterdi 32 Kal falan yazıyor büyük mermi kutusuymuş ben aramada hazır değildim diğer arkadaşlarımıza sorduk işte mermiler bu kutunun içerisinden çıktı dediler. Oldukça büyük bir kutu bu fark edilmeyecek bir kutu değil bunun üzerine hemen tutanakla savcılığa teslim etmesini istedik ve parmak izi incelemesi yapmasını talep ettik. Şadan Bey parmak izi incelemesini 7 ay sonra yapabildi ancak. Yani önce ben katibinden emniyet kriminale gönderileceğini öğrendim bu kutunun. Bunun üzerine derhal bir dilekçe yazarak benim suçladığım kişiler şüpheli gördüğüm kişiler zaten emniyet görevlileri bu kutuyu nasıl emniyet kriminale göndermeye kalkışırsınız dedim. Bunun üzerine İstanbul ATK’ya gönderiyorum dedi ve 7 ay sonra İstanbul ATK’nın bu şekilde karşılaştırmalı parmak izi yapmadığını öğrendiğini ve bu nedenle kutunun tekrar Ankara’ya geleceğini jandarma kriminalde inceleceğini belirtti. Kutu 30 Aralık’ta geldi 31 Aralık’ta rapor alındı. 1 gün içerisinde o kutunun üzerinde Serdar Beye ait herhangi bir parmak izi olmadığı ortaya çıktı bu delili de biz İstanbul’daki Cumhuriyet Savcılığına sunduk dikkate alınmadı tabi ki. Sonra devam eden aşamada Şadan Beyle olan problemlerimiz hiç bitmedi maalesef. Biz tabi dilekçemizi verdikten sonra o dilekçenin gereğinin yerine getirilip getirilmediğini de giderek öğrenmeye çalışıyoruz. Sorup öğrenmeye çalışıyoruz en doğal hakkımız deliller toplanıyor mu hangi delilden nereye gidilebilmiş şu aşamaya kadar diye. Son aşamada kendisi dosya hakkında bir kısıtlama kararı aldığını belirtti 2 sulh ceza mahkemesinden itiraz ettik kısaltama kararına. Ankara 8. asliye ceza mahkemesi 2 sulh ceza mahkemesinin vermiş olduğu kısıtlama kararının sadece müdafiler yönünden verilmiş bir karar olduğunu dolayısıyla itirazen incelenecek bir karar olmadığını belirtti karar son derece açık ve net ancak savcı Şadan Bey bu kararın yeterince açık olmadığını belirterek kısıtlama kararını devam ettirdi. Buraya kadarda bir sorun yok Serdar Bey aynı itiraz dilekçesini cezaevinden

56

Page 57: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:57

göndermiş eline benim dilekçemden 2 hafta sonra ulaştı aynı konuyla ilgili olarak bu defa Ankara 23. asliye ceza mahkemesine göndermiş itiraz dilekçesini. Ankara 23. asliye ceza mahkemesi de verilen kısıtlama kararının doğru olduğunu belirtmiş. Şimdi aynı konuyla ilgili olarak verilmiş 2 farklı karar var. Biz Şadan Bey hakkında defalarca suç duyurusunda bulunduk ben bizzat Başsavcı vekili Mehmet Çavuşoğlu Beye ayrıntılı dilekçeler yazarak bakın bu kadar açık bir yasa ihlali var. Yani deliller toplanmadığı gibi şimdi birde dosya bizden kaçırılıyor. Biz Şadan Beye toplaması gereken delilleri açık açık belirtmiş olmamıza rağmen hiç birisini toplamadığı gibi birde şimdi dosyayı saklamaya başladı dedim. Avukat hanım bu kadar açıksa gereğini yaparız falan dedi dilekçemi aldı okudu eğer bu dilekçeyi verirseniz sizi şikayet ederim dedi. Kendi ihtiyarında olduğumu şikayet edilmenin benim için artık şu aşamadan sonra hiçte önemli olmadığını belirttim. Ne yaptı bilmiyorum bu konuyla ilgili bana herhangi bir tebligat gelmedi ama yaşanan sıkıntılar sadece İstanbul Cumhuriyet Savcılığı ile sınırlı değil. Yaşanan sıkıntılar maalesef Ankara’yı da kapsayacak şekilde geniş organize ve büyük bir çete olduğunu gösteriyor. Çünkü bu kadar açık seçik ve bu kadar net ortaya konulmuş delillerin hala bulanamamış olması çok enteresan. Şimdi postane kayıtlarına değinmek istiyorum Serdar Bey sık sık gönderilen ihbar mektuplarının veya işte hem bizim dosyamızda hem de cezaevine geniş vakti olduğu için diğer dosyalardaki ihbar mektuplarının sahte mühürlere sahip olduğunu fark ettiğini belirtti, bunun üzerine ben Çukurambar’daki postaneye gittim. Çukurambar’daki postaneye gittiğim zaman buradaki mahkeme kalemi büyüklüğünde bir yer Çukurambar postanesi öyle büyük bir postane değil. Dışarıda bir kamera var aynen burada bulunan kameralar gibi açık görünüyor, içerde de bir kamera var o da yine açık net görünüyor ve bu kamera görüntüleri bir bilgisayar ekranından orada bulunan herkesin göreceği şekilde yani posta gönderisi olan herkesin göreceği bir şekilde net bir şekilde arkada duruyor. Şimdi ihbarcı bunu gönderdiğini iddia eden ihbarcı sözde ihbarcı subay orada kamera çekimleri varken hiç yakalanmayacağını düşünerek böyle bir postayı göndermesi mümkün mü? Bunun için ya aptal olması lazım ya da yakalanmayacağından emin olması lazım diye düşündüm o aşamada. Ama ikisi de değil çünkü biz aynı zamanda avukatlık kanunu ve bilgi edinme yasası çerçevesinde Ulus’taki PTT genel müdürlüğüne posta ücretlerini sorduk. Posta ücretlerini sorduğumuz zaman 30 Eylül’de. 30 Eylül 2009 tarihinde geçerli olan ücret tarifesine göre 50 grama kadar olan posta gönderileri 1.10, 100 grama kadar olan posta gönderileri 1.80 şimdi jandarma kriminal gönderilen ihbar mektubunun sadece içerisindeki belgelerin sayfa sayfa gramaj ağırlıklarını belirtmiş. 5. artı 01 diye bunu hesapladığımız zaman 100 gramın üzerinde bir gönderi ortaya çıkıyor. Gönderilen tarihteki fiyat tarifesine göre bunun en az en az 1.80’nin üzerinde bir rakamla gönderilmesi gerekiyor ancak zarfın üzerinde 1.10 yazıyor. Dışarıda basın mensubu arkadaşlarımızdan bir tanesi demek ki ihbarcı subaylar için Çukurambar postanesinde kampanya yapıldı yüzde 50 indirimli gönderiyorlar dedi herhalde öyle bir durum söz konusu. Şimdi böyle bir ihbar mektubunun gönderilmediği son derece açık ve net belgeli bir şekilde ortada. Şimdi Serdar Bey tutuklandıktan sonra önce şunu da belirteyim ben bugün burada tutuklu 5. sanık olarak karşınızda oturuyor olabilirdim. İddianamenin de 8. sanığı olabilirdim. Eğer Serdar Beyin uyarılarını dikkate almamış olsaydım. Çünkü Serdar Bey tutuklandıktan kısa bir süre sonra sekreterimiz o tarihte daha işine devam ediyordu ofisi de kapatmamıştık. Birisinin beni aradığını söyledi. Kim diye sordum ismini söylemek istemedi Demet hanım dedi. Tamam aktar bakalım dedim. Telefonu aldığım zaman ablacım ben Serdar Beyin masum olduğunu biliyorum, siz kimsiniz dedim? Ben şimdi size ismimi söyleyemem İstanbul’a gelirseniz sizinle görüşmek istiyorum yardımcı olmak istiyorum, ben artık vatanıma milletime faydalı olmak istiyorum size yardım edeceğim. Bakın dedim ben Ankara’dayım İstanbul’a hemen gelemem yani anca akşamı bulur şimdi yola çıksam bile geldiğiniz zaman yolda gelirken işte kendinize bir telefon numarası alın bana da bir hat alın ofisten ayrıldıktan sonra bu hattı ofiste birisine verin ben gizli numaradan arayıp bu numarayı öğreneceğim sizinle bu şekilde iletişim kuracağım ve İstanbul’da görüşeceğim dedi. Şimdi açıkçası ofise bir dilekçe

57

Page 58: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:58

yazarak başımıza bir şey gelirse şu tarihte şu saatte ofisi arayan kimliği meçhul bir şahısla görüşmeye gittiğimizi stajyerimiz versin diye böyle bir dilekçe bıraktık, geldik ve görüştük avukat arkadaşımla beraber İstanbul’da Bilgi üniversitesinde Tamirhane kafede akşam saat sanıyorum 9 gibiydi. Bana kendisi ismini hiç söylemedi bana kendisi bu dosyada gizli tanık ol.”

Mahkeme Başkanı :”Avukat hanım dediklerini yaptınız mı, kartlar aldınız mı telefonlar?”Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Demet Reçber:”Evet, evet, evet aldım.”Mahkeme Başkanı :”Yani söylediklerini yerine getirdiniz.”Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Demet Reçber:”Tabi, tabi, tabi ki hatta bir tanesini Cahit

bey adına aldık avukat Cahit bey adına. Gerçekten söylediği gibi yeni telefon hatları ve numaraları alarak bilgi üniversitesinde Tamirhane kafede görüştük. Bana dosyada gizli tanık olduğunu telefonda falan söylememişti ama yapmış olduğumuz görüşmede ben Serdar Beyin masum olduğunu biliyorum, sizi de gayet iyi tanıyorum ben bu dosyada birkaç defa gizli tanık olarak ifade verdim. Gömülen silahlarla, malzemelerle ilgili birkaç tane depo var işte belgenin oluşturulmuş halinin Ali Fuat Yılmazer tarafından oluşturulduğunu biliyorum. Bunu İstanbul’da bir banka kasasında muhafaza ediyorum ancak can güvenliğim yok çok korkuyorum 3 tane çocuğum var. Çocuğumun çocuklarımın eşimin ve benim can güvenliğim sağlandığı takdirde size bu belgeleri vereceğim dedi. Benim asıl ulaşmak istediğim belge aslında çünkü bu işin kendisine teklif edildiğini telefonda bu talimatı aldığı zaman kaydettiğini ayrıca ofisin krokisinin de kendisinde olduğunu bu krokinin yerleştirme işleminin kendisine verilmesi için bu krokinin kendisine verildiğini belirtti. Şimdi dikkate alınabilecek bir durum mu aslında o zamanın şartları açısından yüzde 90 tuzak olduğunu değerlendirebilecek bir durumdaydık ama haksız olarak ve çok üzülerek söylüyorum bunu devletin bir takım birimleri tarafından tuzağa düşürülerek masum insanların tutuklandığı bir süreçte yaşıyoruz. Yani sağlıklı bir ruh haline sahip olmanız o aşamada çokta mümkün değil. Silivri’ye sabah Serdar Beyle görüşmeye geldik böyle bir adamın bizimle irtibata geçtiğini yaşadıklarımızı konuştuklarımızı belirttik. Serdar Bey kesinlikle gitmeyin dedi tuzak. Yani belgeyi sizin üzerinizde yakalattıracaklar sen sana verilen zarfın içerisinde ne olduğunu bilmeyeceksin bir ihbar telefonu ve Serdar Öztürk’ün avukatlarının üzerinde onlarca yüzlerce delil bir anda elinizde yakalanmış olacak dedi. Gerekli güvenlik önlemlerini almadan sakın bu adamla bir daha görüşme dedi. Bir daha telefon ederse bir mazeret uydur Ankara’ya git Ankara’ya gittim yine bunu da üzülerek söylüyorum keşke İstanbul’daki Cumhuriyet Savcılarına gelip söyleyebilseydim yada Ankara’daki Cumhuriyet Savcılarına gidip söyleyebilseydim o an itibariyle en çok güvenebileceğim bana açıkçası yardım edebileceğini düşündüğüm Genelkurmay askeri savcılığı oldu oraya gittim ifademi aldılar imzaladılar eğer sizinle bir daha geçer ise bize bildirin dediler. Ama bir daha irtibata geçmedi benimle bu kişi. Şimdi tabi olayları daha iyi değerlendirilebiliyoruz bu kişinin ismini bizi aradığı telefon numarasını ben Şadan Beye bildirdim. İsmi de çıktı Bülent Türker isminde bir şahısmış telefon kayıtları getirtilebilir telefon kayıtlarının bağlı olduğu adres İstanbul’da Ulus semtinde bir adres, bu delillerin hiç birisi toplanmadı tabi ki. Yine Serdar Beyin tutuklandığı süreçte avukat Hasan Gürbüz Abdullah Kaya’nın savcı Zekeriya Öz’le görüştüğünü ve tapelerde aslında Serdar Beyin Avukat Abdullah Kaya’ya küfür ettiğini söylediğini belirtmiş. Ben tapeleri görmedim yani Serdar Beyin avukatı olarak bu tapeler bana gösterilmedi Serdar Beyde görmedi tapeleri. Bunun üzerine Hasan Gürbüz’den benim için randevu alır mısınız diye ricada bulundum. Ankara’da zaten Kızılhaç’ın avukatlığını yapıyor Haziran veya Temmuz’du galiba. Avukat Abdullah Kaya’yla Kızılhaç’ın bürosunda görüştüm. Bu görüşmede kendisi bana işte sanıyorum Beşiktaş adliyesinde onu çok net hatırlamıyorum Beşiktaş adliyesinde savcı Zekeriya Özle’ görüşmüş karşılaşmış Abdullahçım gel seninle biraz konuşalım demiş. Bize her gittiğimizde niye geldiniz diye bakılıyor ona Abdullahçım gel biraz seninle sohbet edelim deniliyor o da ayrı bir enteresanlık eğer beyanı doğruysa tabi. Bu görüşmede işte Serdar Beye Serdar işte sana da tapelerde küfür etmiş aslında benim hakkımda da olumsuz şeyler söylemiş ama sana tapelerde çok küfür etmiş. Şimdi

58

Page 59: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:59

bu dosya gizliyse eğer bu tapelerden başka bir avukata bu dosyanın savcısı nasıl bilgi verir? Yani bu olabilecek bir şey değil. Sonra bu tapelerdeki konuşmaları Abdullah Kaya evet biliyorum bana da çekti aynı mesajları demiş zaten bilgi sahibi. Sonra devamında ben Zekeriya beye de söyledim Serdar zavallı bir insan dedi ben bunun üzerine çok ciddi bir tepki gösterdim Serdar zavallı bir insan değil dedim. Bakın aynı şeyi yaptınız Levent Göktaş’ta da onu zorla ek ifadeye götürdünüz ve ek ifade verdirtirdiniz dedim ve ifadeye de benim girmemem için türlü yöntemler denediniz dedim. Tepki göstermem üzerine ben Levent Göktaş’ın başına silah dayayarak götürmedim avukat hanım dedi. O ifadenin altında da kendisi imzaladı rızasıyla diye tepki gösterdi. Ama ben Serdar Öztürk için kullanmış olduğu zavallı tanımlamasını hiç unutmadım çünkü çok sinirlendim. Aynı ifadeyi ihbar mektubunda da gördüğüm zaman dikkatimi çekti tabi ki ve hemen Serdar Beye paylaştım. Zaten kuşaklar boyu diye başlayan ifadeleri biz yemekte iken kendisi kullanmıştı ama o zavallı kelimesini asla unutmuyorum. Ha şeyi ek ifade konusunda bu arada ek ifade konusunda Zekeriya Bey bana söz vermişti. İstediği şekilde ifade verdiği takdirde bırakacağını söylemişti ne yapabilirim bırakmadı çünkü yani bu beyanlar onların beyanı. Gerçekten Zekeriya Öz ona böyle bir beyanda bulunmuş mu bilmiyorum ama biz iki avukat gittiğimiz zaman benim aldığım bilgi bu şekilde. Bana söylediği sözler bunlar ve benim bunları unutmam asla mümkün değil. Çünkü Levent Beyin ek ifadesinden sonra bütün gazetelerde çok ciddi bir yoğun olumsuz haberler çıktı. Şimdi çok uzatmaya gerek yok aslında bu dosya gerçekten yalanlar, iftiralar üzerine oluşturulmuş bir dosya ve tüm gerçek kanıtlarıyla aslında bunların neden ve nasıl oluşturulduğu avukat Serdar Bey anlattı. Ben Serdar Bey hakkında ofisteki arama yapıldığı zaman Antalya’da yanındaydım. Arama tutanağı fakslandı bize. Arama tutanağı fakslandığı zaman oradaki mermileri ve CD’yi gördüğümüz zaman çünkü diğerleri gizli belge diyor ama içerikleri olmadıkları için ne olduğunu bilmiyoruz ben muhtemelen Serdar askeri dosyalarla ilgili belgelerdir diye tahmin ettim ama yani şüpheleniyoruz ama tam olarak görmeden de bir şey demiyoruz tutanakta da açık açık belirtilmemiş. Bu tutanağı gördüğü zaman zaten pusuya düşürüldüğünden tuzağa düşürüldüğünden en ufak bir şüphesi olmadı ve benden bir dilekçe yazmamı istedi. Yazdığımız bu dosyada yazdığımız ilk dilekçe şudur, onu okuyacağım ve o şekilde bitireceğim ifademi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına, konu devlet övünç madalyasının iadesi hakkında. 1985 yılında diğer binlerce kara harp okulu mezunu subay gibi gerekirse vatan uğruna canımı feda etmeye yemin ederek askerlik mesleğine adım attım. askerlik hayatım boyunca yeminime sadık kaldım 1993, 1994 tarihleri arasında Şırnak ili Silopi ilçesi Çalışkan köyü bölgesinde konuşlu Eren bölüğünde bölük komutanı olarak görev yaptım. Bu görevim esnasında 13.10.1994 tarihinde Kuzey Irak sınırında icra edilen bir operasyonda bubi tuzağına basmak suretiyle ağır yaralandım 2 hafta komada kaldım ve 2 yıl boyunca GATA’da tedavi gördüm. 1 gözümü ve bazı iç organlarımı tamamen kayıp ettim. Bu nedenle devletim tarafından şahsıma devlet övünç madalyası verilmiştir. 03.06.2009 tarihinde İstanbul özel yetkili 11. ağır ceza mahkemesi tarafından hakkımda terör örgütü üyeliği iddiasıyla yakalama kararı verilmiştir. Bir insan hem devletinin övüncüne Mashar olmuş bir kahraman hem de terör örgütü üyesi olamaz. Yaptığım hizmet feda ettiğim gençliğim ve sağlığım devletime helaldir. Ancak bu çelişkinin giderilmesi maksadıyla Sayın Cumhurbaşkanlığınca tarafıma verilen devlet ödünç madalyasını makamınıza iade etmek zorunluluğu doğmuştur. Saygılarımla avukat Serdar Öztürk emekli gazi üsteğmen.”

Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Cahit Karataş söz istedi verildi:” Öncelikle Demet hanımın savunmasında belirttiği Bülent Türkel isimli şahısla yaptığı görüşmede ve Abdullah Kaya isimli şahısla yaptığı görüşmede de bizzat yanında bulunduğumu söyledikleri birebir doğruladığımı beyan etmek isterim. Sayın Heyet, Serdar Öztürk hakkındaki iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğu gerek okunan iddianame ve eklerinden gerekse savunmalarından hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlaşılmaktadır. Ayrıca halen tutuklu oluşunun hukuken savunulacak bir tarafı da yoktur kaçma şüphesi bulunmayan hakkında ki mahkeme kararını

59

Page 60: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:60

öğrenir öğrenmez teslim olmak için en yakın jandarma karakoluna giderek hakkında yakalama kararı olduğundan bahiste teslim olmaya geldiğini bildiren birinin kaçma tehlikesi olduğunu söylemek hangi vicdan hangi akılla mümkündür? Delilleri karartma tehlikesi de yoktur aleyhe toplanacak delil kalmamıştır zaten tamamı elde edilmiş olan aleyhe delillerle isnat edilen suçlamaların sukuta ermesinin mümkün olmadığı da bellidir. Sayın yargıçlar, avukatlık mesleğini icra eden Serdar Öztürk’ün müvekkilleri ile olan konuşmalarını örgütsel yönlendirme heyecan dolu konuşmalarını tehdit olarak algılayan tehlikeli bir anlayışla karşı karşıyayız. Aynı zamanda kötü niyetli ve ahlaki olmaktan uzak olan bu tehlikeli anlayış müvekkilimin işyerinde ele geçtiği iddia olunan ancak kendisine aidiyetini asla ve hiçbir şart altında kabul etmediği. Bu meyanda üzerinde parmak izinin de çıkmadığı irticayla mücadele eylem planını öne sürerek, müvekkilimin iddia olunan silahlı terör örgütünde üst düzey konumunda olduğunu söylemektedir. Oysa söz konusu irticayla mücadele eylem planının müvekkilime ait olduğu müvekkilim tarafından bilerek ve isteyerek iddianamede öne sürülen amaçlarla elde edildiğine dair hiçbir delil yoktur. Sırf işyerinden fotokopi bir belge çıktı diye işyeri sahibini suçlu ilan etmek bu belge oradan çıktıysa işyeri sahibi olan müvekkilime örgütte üst düzey önemli bir yere sahiptir demek mümkün müdür? Diyelim ki bu soruşturmayı yürüten görevlilerden birinin çalışma ofisine kötü niyetli birileri tarafından hayat kadını vesikası yerleştirilse, sonrada asılsız bir ihbar sonucu yapılan aramada bunlar elde edilse ofis çalışanı görevlinin hayat kadını piyasasında önemli bir yere sahip olduğunu iddia etmek gerekir. Elbette ki o vesikanın oraya nasıl geldiğini hiçbir şüpheye yer bırakmaksınız ortaya koymak ondan sonra da iddia ve ithamlarda bulunmak gerekir. Gerçek kaygısı adalet ve hukuk olanlara yakışan budur. Bu planın sanık Dursun Çiçek tarafından müvekkilime verildiği teslim edildiği yönündeki iddianamede geçen söylem, bu konuda iddia dışında hiçbir delilin bulunmadığı da gözetildiğinde tek kelimeyle insafsızdır. Bu tehlikeli ve yetkili makamlarda bulunmanın avantajı ile silah gibi acımasızca ortaya konan ve uygulanan anlayışın masum insanların mağduriyetine, ailelerin dağılmasına, mazlumların gözyaşlarına terörle mücadele ederek gençlikleri ve sağlıklarını bu yolda feda eden şerefli gururlu insanların terörist yerine konulmalarına neden olduğundan, günün birinde bumerang etkisi göstereceği dolayısıyla iddia sahiplerini zor durumda bırakacağı şüphesizdir. Boşuna dememişler ne yaparsan kendine yaparsın. Düşüncem odur ki bu girdabın oluşmasına Ergenekon dedikleri bir dizi soruşturma ve kovuşturmanın yapılmasına göz yuman izin veren yada bizzat içinde olmak suretiyle bir parçası olanların önemli bir kısmı olayın kontrolden çıkmak üzere olduğunun kaos ortamının ülkeye ve millete bir faydası olmayacağının gemi batarsa aynı gemide olan herkesin bundan zarar göreceğinin bir dizi uydurma senaryo ve yalanlarla hukuken bir sonuç alınamayacağının farkına varmışlardır. O halde yanlıştan derhal dönülmeli ısrar edilmemelidir. Bu iddianamenin neden iktidar partisi söylemlerine uygun bir dille kaleme alındığı sorusu önemli bir sorudur. Ancak bu sorunun cevabı daha da önemlidir. İddianamenin bazı yerlerinde geçen hükümeti yıpratmak yada yıpratmaya çalışmak kavramları buna örnek olarak gösterilebilir. Sanki bu hükümetin muhalifi olmak suçmuş gibi. İnsanların muhalefet etmelerine bile ipotek koyan bir anlayışla karşı karşıyayız. Her insan hükümetin yıpranmasını bu suretle halk tarafından iktidardan uzaklaştırılması isteyebilir. Maalesef bu durum ceza yasamızda henüz suç olarak tanımlanmamıştır. Bir husus asla unutulmamalıdır Serdar Öztürk bu davanın sanıklarından birinin avukatlığını yaparken avukatlık görevini icra ederken tutuklanmış ve sanık yapılmıştır. Tüm kalbimle inanıyorum ki bu soruşturmada avukat olarak mesleğini icra etmese idi şüpheli yada sanık konumuna düşmeyecekti. Tehlikeli ve önemli görülmeyecek takip edilmeyecek telefon konuşmaları dinlenmeyecek ama çok daha önemlisi uydurma ihbar mektuplarına ve maillerine malzeme olmayacaktı. Bizzat telefon dinlemesine ilişkin mahkeme kararlarının tarihi dahi bu savımızı doğrulamaktadır. Yine asla şüphe etmiyorum ki kanunun aradığı makul bir nedene dayanmasa da şu an bu salonda avukatlık mesleğinin icrası sebebiyle bulunan tüm meslektaşlarımın telefonları dinlenmektedir. Niçin mi? Koyu bir paranoya nedeniyle çemberi

60

Page 61: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:61

mümkün olduğu kadar genişletmek ve mesleki sebeplerle bile olsa kendileri gibi düşünmeyen hasbelkader karşı sayfa duran son kişinin de boynuna gerekli görülürse Ergenekon yaftasını asıp cezaevine atabilmek için. Artık olayın ne olduğunu herkes anladı çok mu ses çıkıyor? Al telefonlarını dinlemeye bul bir bahane at içeri sırada ki gelsin. Bu şekilde soruşturma yapanlara söylemek isterim ki bu ülkenin yarısını alacak cezaevi yapmak mümkün değil. Ayrıca bu bumerang her zaman geriye de dönebilir. Serdar Öztürk herhangi bir telefon konuşmasında bu soruşturmayı kafalarına geçireceğim, bütün bilgileri ortaya dökeceğim demiş olsa bunun tek başına suç şüphesi oluşturmasına imkan bulunmamaktadır. Ancak bir ihbar maili yada mektubu gelirde bu mektupta Serdar’ın örgüt üyesi olduğu hatta soruşturma sanıklarından birinin adamı olduğu ve sağda solda ben bu soruşturmayı kafalarına geçireceğim diye söylediği bildirilirse bu şüphe doğurur. Bu şüphe tabi ki örgüt üyeliği şüphesini de içerir ve dinlenen telefon görüşmesine örgütsel bir nitelik kazandırır. İşte bu sebepledir ki sahte ihbar maillerine ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi halde soruşturmanın genişletilmesi mümkün olamaz ve bu soruşturmanın amaçlanan siyasi hedeflere ve sanık sandalyesine oturtulmak istenen insanlara ulaşma ümidi kalmazdı. Dikkat edin ne zaman soruşturma duraklasa soruşturma kapsamında birbiriyle irtibatlandırılması mümkün olmayan alakasız hususların birleştirilmesi ve bağlantı kurulması ihtiyacı hasıl olsa yada soruşturma kapsamında kamuoyuna servis edilen bir hususun çürütülmesi söz konusu olsa bir ihbar mektubu yada maili gelmektedir. Böylece soruşturma yeniden ivme kazanmakta yada kamuoyu nezdinde çürütülmüş olan bir iddianın yeniden itibar kazanmasına çalışılmaktadır. Ayrıca yasadışı olarak elde edilip internet sitelerinde kamuoyuna servis edilen diğer deliller diğer düzmece deliller ve telefon konuşmalarının davada tartışılması yolu açılmaktadır. Bu ihbarların aynı merkezden yapıldığı o kadar bellidir ki ilk kez bu soruşturmada bir ihbarcı, bir önceki ihtar mektubunun ekinde gönderdiği irticayla mücadele planının Genelkurmay karargahında hazırlanmamış olduğuna dair kamuoyunda oluşan kanaate içerlemiş ve açıklama ihbarı yani cevaba cevap dilekçesi göndermiştir. Bu işi tezgahlayanlar artık bilmelidirler ki komik ve acınacak durumdadırlar. Bu ihbarların başka bir fonksiyonu da savcıların kendiliklerinden iddia etmeye utanacakları yada çekinecekleri kimi iddiaları barındırmaları bu nedenle de bu iddianamede bu konulara değinmeyi kolaylaştırmalarıdır. İleride iddianameye kaleme alan savcıya bunu da nereden çıkarttın denecek olsa rahatlıkla vallahi ben söylemedim, ihbarcı göndermiş bende iddianameye yazdım diyebilecektir. İşte bu yüzden ihbar mektuplarına ihtiyaç vardır. Genel olarak iddianame incelendiğinde müvekkilim yönünden atılı suçların delili olduğu söylenen şeylerin atılı suçlarla ilişkilendirilemediği, böyle bir ilişkilendirmenin yapılmasında mümkün görülmediği, işyerinde yapılan aramada ele geçen belge veya mermilerin, müvekkilime aidiyeti yönünde inandırıcı deliller gösterilmediği. Bu materyaller üzerinde müvekkilimin parmak izinin bulunmadığı, bu durumun müvekkilimin savunmalarını doğrular nitelikte olduğu. İrticayla mücadele eylem planın sanık Dursun Çiçek tarafından müvekkilime verdiği iddia olunmuşsa da bu iddianın her iki sanık tarafından kabul edilmediği. Daha önceden birbirlerin tanımadıkların, hiçbir zaman bir ara gelmediklerini savundukları. Bu savunmaların aksini gösteren herhangi bir delilin bulunmadığı müvekkilimin avukatlık mesleği nedeniyle aralarında avukat müvekkil ilişkisi bulunan ve bu dosyanın sanığı konumunda bulunan kişilerle yaptığı telefon konuşmalarının şüpheye yer bırakmayan delillerle ortaya konmadığı halde, örgütsel irtibat olarak yorumlandığı oysa konuşma içerikleri incelendiğinde bir avukatın verebileceği hukuki tavsiye ve telkin niteliğinde konuşmalar olduğu. Tamamen özel hayata yada mesleki faaliyete ilişkin telefon konuşmalarının da anlaşılamayan bir nedenle, iddianame metnine veya ekine delil olarak konulduğu. Neden bu yola başvurulduğuna dair herhangi bir açıklama yapılmadığı. Telefon görüşmelerine dair müvekkil tarafından yapılan izahların iddiadan daha inandırıcı ve gerçekçi olduğu. Müvekkil tarafından bir kısım telefon görüşmelerinin iddiayı etkisiz kılmamak için kasten iddianameye konmadığının savunulduğu. İddianame eklerine konan bazı belge, evrak ve bilgilerin bizatihi iddianameye yada ekine konmasının suç oluşturması

61

Page 62: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:62

ihtimalinin bulunduğu. Örgütsel irtibat olarak öne sürülen olguların bu hususu kanıtlamaktan uzak olduğu. Ciddi ve özenli bir araştırma yapılmaksızın iddiada bulunulduğu. Müvekkilin bu hususlarda yaptığı açıklamaların hayatın doğal akışına daha uygun olduğu. Savcılık makamının görevli olduğu halde lehe olan görevleri, anlaşılmayan bir nedenden ötürü bu aşamaya kadar toplamadığı ve kamu davası açılmasına karar verildiği. Mevcut delillerin iddiayı doğrulamasının mümkün olmadığı. İddialarını son derece yüzeysel olduğu ve bilgi belgeye dayanmadığı. Asılsız olduğu iddia edilen ihbar maillerine istinat ettiği. Sanıklar tarafından yapılan talep ve şikayetlere karşın asılsız ihbarları yapanların tespitine yönelik herhangi bir araştırma yapılmadığı. Bu durumun makul bir açıklamasının olmasının mümkün görülmediği. İhbarların düzmece olduğu yönündeki savları haklı hale getirdiği. Müvekkilimin hangi eylemden ( bir kelime anlaşılamadı) iddianameye konu suçları oluşturduğunun belli olmadığı. İddianamede eylemlerden bahsedilmediği aramada ele geçen ancak müvekkilime aidiyeti kanıtlanamayan materyaller üzerinden soyut iddiaların ortaya atıldığı ve bu kadar yanlışlık eksiklik ve çelişkinin ancak kasten yapılmasının mümkün olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Bu soruşturmanın bir tertip olduğuna ülkemizin de içinde bulunduğu coğrafyada, 22 ülkenin sınırlarına yeniden belirlemeye amaçlayan büyük Ortadoğu projesine hizmet ettiğini, milli bilinç ve ulusal düşünceye sahip insanları hedef aldığına dahil şüphelerimiz bulunmaktadır. Bu şüphelerimizi destekleyen olgular şunlardır; 1, sanık lehine olan delillerin ısrarla toplanmaması. 2, sanıkların hemen hemen tamamının suç delili olduğu iddia edilen materyaller, bilgisayar kayıtları, DVD, CD ve benzerlerin kendilerine ait olmadığı. Ele geçmeden önceden ev yada işyerlerine yerleştirildiğini savunmaları ve bu savunmaların giderek güç kazanması. 3, soruşturmanın CMK’da düzenlemelerinin ihlal edilerek yapılması. Bu ihlallerde ısrar edilmesi ve bazı basın yayın kuruluşları tarafından mazur gösterilmeye çalışılması. Aynı zamanda tırnak içinde bazı aydınların, bunları önemsemeyin çünkü amaç çok ulvi diye propaganda yapmaya çalışmaları. 4, tutuklanan yada tutuksuz yargılanan insanların profilleri, kimlikleri, düşünce yapıları. 5, büyük Ortadoğu projesinin uygulayıcısı olan iktidar partisiyle, iddianameyi kaleme alanların aynı siyasi hassasiyete sahip olduklarının iddianame içeriğinden kolaylıkla görülmesi ve sanıkların tamamının aynı zamanda iktidar, muhalif siyasi görüşte olmaları. Bunun soruşturmada sanık olabilmek için olmazsa olmaz şartlar olduğunun şüpheye yer bırakmaksızın belli olması. 6, eski Amerika birleşik devletleri büyükelçisi Erıck Edılman’ın beyanları. Bir tür kaynak tarafından 2004’te kendilerine ulaştırılan cunta belgelerinin sahte çıktığını beyan etmiştir bu şahıs. 7, bir kısım basın yayın organlarında soruşturmayla ilgili gerçeklerin tam aksine yanlı, taraflı, gerçekdışı ve kara propaganda niteliğinde haberlerin yer alması. Bunun yanı sıra bu nitelikte yayın yapan kimi basın yayın kuruluşlarının CIA hesabına çalıştığının iddia edilebilir olması. 8, suç delillerinin emniyet içindeki bir gurup tarafından hazırlandığı yönündeki şüpheler ile bazı basın kuruluşlarına polis tarafından soruşturma ile ilgili bilgi sızdırıldığının tamamen ortaya çıkmış olması. 9, soruşturmanın bizzat Cumhuriyet Savcısı tarafından icra edileceği kanunun amir hükmü iken polis tarafından icra edilir olması ve savcılarında polis tarafından yönlendirilmesi. 10, iddianame ve eklerinde destekleyen deliller olmamasına rağmen çok ağır suç isnat ve ithamlarında bulunulması. 11, mevcut delil durumuna rağmen tutukluluk hallerinin sürdürülmesinde ısrar ediliyor olması. 12, asılsız ihbarlarla yürüyen bir soruşturma niteliğinin ortaya çıkması. 13, soruşturma ile amaçlanan siyasi ve askeri amaçların herkes tarafından konuşulmaya başlanması ve soruşturmaya verilen isimin dahi bu amaçlara ulaşmak için verildiğinin kanaatinin oluşması. 14, ülkemiz üzerine çeşitli menfaatleri siyasi, ekonomik, askeri hesapları olan dış güç odakları ile 40 yılın başı elde ettiği iktidarı kaybetme paronasıyla yaşayanların eylem ve söylemlerinin birbirine son derece yakın olması. Hayali bir suikastı bahane ederek kozmik odaların aranması, taranması ve incelenmesi suretiyle askeri sırlara ulaşılmaya çalışılması çabası. 15, soruşturmayı yürüten özel yetkili savcıların, soruşturmanın başında Amerikalı savcı Suzın Haydın tarafından eğitimden geçirilmiş olmaları. Sayın mahkemeye saygılarımla arz ederim.”

62

Page 63: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:63

Sanık Serdar Öztürk müdafi Av. Hasan Gürbüz söz istedi verildi:" Sayın Başkan Sayın Üyeler, şimdi önce örgüt kısmından başlayayım. İddianamede Serdar Öztürk’ün örgüt irtibatı diye Mustafa Levent Göktaş, Levent Bektaş, Av. Hüseyin Buzoğlu, korucu Koçero Saluci ve Dilek Bozkaya adlı şahısla olan telefon görüşmeleri gösteriliyor. Şimdi bunlar yeterli mi örgüt suçlamasına? Örgütün iddianamedeki örgüt suçlamasına ilişkin uzun bir hukuki metin hazırlamıştım ama onu okumayacağım. Sadece, bu soruşturma başladığında 2008 yılı 2007 yılında başladı 2008 yılı. Evet, 5 Şubat 2008 yılında savcı Zekeriya Öz İstanbul emniyet müdürüne bir yazı yazmış. Diyor ki, bir soruşturma var elimizde ergenekon soruşturması. 7 ay’ı aşkın tutuklu şahıslar var, biz bununla ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bombalar falan ele geçirdik, bu bombaların kullanıldığı olaylarla alakalı olarak dokümanların incelenmesi, örgütün organik yapısı, hiyeralşik yapısı, deşifre edilemeyen birimleri bununla alakalı telefon dinleme ve geçmişteki irtibatlarının değerlendirmesini yapacak, analizini yapacak. Örgütün yurtdışı bağlantı ve irtibatlarını araştırıp. Mevcut deliller ile mukayesesini yapabilecek. Şüpheliden ele geçen doküman ve belgeleri inceleyecek bir uzman ekip kurulması gerektiğini söylüyor ve terörle mücadele İstanbul emniyet müdürlüğü terörle mücadele şubesi, organize büro buralardan yeterli sayıda müdür, amir seviyesinde dosyaya vakıf kişilerin görevlendirilmesini emrediyor. İki buçuk yıl geçmiş bu talimatın üzerinden. Bu iki buçuk yıla rağmen, hala ortada bir şey yok yine ne geliyor önümüze kelebek etkisi. Dosyalarda bol bol inceleme değerlendirme raporu var. işte bu savcı Zekeriya Öz’ün talimatıyla oluşturulan guruplar değerlendirme raporu yazıyorlar. Sayın üye Hakim Hüsnü Çalmuk’ta hep bu raporlardan sordu soruları. Ne var bu raporlarda, şimdi Serdar’ın bilgisayarını incelemişler. Orada efendim Serdar, Levent Göktaş ile ilgili bir çalışma yapmış işte hukuki açıdan böyle bilgilendirme açısından şunları yapacağım diye. Hukuki açıdan tutuklamaya itiraz dilekçesi vesaire yazmış. Orada Naryaz yazılımın sahibi aranacak yazıyor. Şimdi Naryaz yazılımın sahibi Hasan Ataman Yıldırım açıkladı kendisi de Hasan Ataman niye aradığını Hüseyin Buzoğlu’nda bulunduğu iddia edilen flash bellekte onun mailleri çıkmış silinen kısımda. Şimdi buradan yola çıkarak diyor ki değerlendirme raporunda, Hasan Ataman Yıldırım’da dosyanın sanığı ve Serdar’da o şirketle görüşecek diye not almış. Ha o zaman irtibatlı. Tabi onu da az buluyor yetmiyor işte Arif Çaldar, işte Hurşit Tolon’dan çıkan bir şeyde bir dijital medyada adı var oradan bağla. Bülent Yetüt, Mehmet Emin Yurdakul, Kemal Ölmez diye şahıslarlar var bunlarla ilgili bir dava görülmüş efendim bunların bir geçmiş bir tarihte yargılandıkları bir davada, mahkemenizin diğer dosyası sanığı Fuat Turgut’ta avukatlık görevi yapmış e Serdar’da burada sanık Fuat Turgut’ta sanık irtibatı kurdum. Kelebek etkisi bu. Bu irtibatla bugün Sayın savcımız Mehmet Ali Pekgüzel’in de veya hakimlerimizin de irtibatını kurmak mümkün. Bu delil mi, böyle delil olur mu? Böyle örgüt iddiası ciddi bir iddia bu şekilde havada kurmaca düzmece delillerle ispatlanabilir mi? Sayın hakimimiz bu değerlendirme raporlarına istinaden bunları ciddiye alıp böyle sorular sorabilir mi? ama Sayın Çalmuk’a teşekkür ediyorum. Az önce güzel bir konuya değindi bu parmak izi raporuyla ilgili fakat konu tam anlaşılmadı. Şimdi dedi ki Sayın üye hakimimiz, bu sizin parmak izinizin çıktığı belgeler hangileri sizin suçlandığınız belgeler hangileri? Tam anlaşılmadığı için bu konuya girme ihtiyacı hissettim. Şimdi Serdar’ın suçlandığı 3. sıradaki 1 adet üzerinde Dilek Bozkaya ibaresiyle başlayan kağıt parçası. Bunun üzerinde Serdar’ın parmak izi yok. Rapora bakarsanız bunun üzerinde yok. Diğer bir suçlandığı konu ne, o malum şu irticayla mücadele eylem şeylerinden kağıdın fotokopisi. Şimdi bununla ilgili parmak izi incelemesi yapılmamış. Bu nerde olması lazım, ikinci sırada 36 adet doküman diyor 5’ten 40’a kadar numaralandırılmış. Hani Serdar diyor ya burada bir numara çekmişler o şu; 5’ten 40’a kadar olan belgeler incelenmiş, 1’den 4’e kadar olan yok. 1’den 4’e kadar olan bu, bakın 1 burada yazıyor, 2 devam ediyor bu 4 sayfalık bu işte suçlandığı konulardan birisi bu. Bu incelenmiş bunun üzerinde parmak izi incelemesi yapmamışlar. Numara çektiler dediği Serdar’ın bu. Şimdi örgüt üyeliğine ilişkin birde bunu delil gösteriyorlar. Diyorlar ki Serdar Öztürk’te bunun bulunması bu fotokopinin örgüt içerisindeki

63

Page 64: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:64

önemini gösteriyor. Neymiş önemi, yazmamışlar iddianameye. Ne olabilir? Devamında diyorlar ki Serdar Öztürk diyor bunu bu fotokopiyi cezaevinde tutuklu Mustafa Levent Göktaş’a götürecekti. E ne yapacak Mustafa Levent Göktaş Silivri 5 nolu cezaevinde bu planı uygulamaya mı koyacak. Koğuşunda irticayla mücadele mi edecek, koğuşundan AKP’yi mi yıkacak, böyle bir saçmalık olur mu, ne yapacak Mustafa Levent Göktaş’a götürüp? Ya bir şey bulamayınca işte böyle afaki havada yorumlarla işin üstüne gidiyorlar. Şimdi tabi polis değerlendirme raporları yazıyor işine geldiği zaman. Sıkıştığı zamanda kıvırtma başlıyor. Mahkemenizin diğer dosyasından ikinci davadan bu malum azınlıklara suikast işte Mutafyan vesair. Onunla ilgili güvenlik birimlerine emniyet birimlerine yazılar yazdınız cevabı geldi. Bu şekilde bir duyum varmış ermeni azınlıklara ve Mutafyan’a suikast ile ilgili. MİT diyor ki böyle bir şey yok. genelkurmay diyor böyle bir şey yok, elimizde böyle bir duyum böyle bir bilgi yok, jandarmada yok diyor. Emniyet genel müdürlüğünün cevabı şu, yazınızı aldık diyor. Bu yazıyla ilgili gerekli çalışmalara başlanmış olup, çalışmanın tamamlanabilmesi için bir aylık ek süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Ne demek bu? Bütün kurumlar cevap veriyor ellerindeki bilgiyi belgeyi inceliyor böyle bir şey yok diyor. Emniyet Genel Müdürlüğü dijital ortamda değil mi? yazıyı alalı 10 gün olmuş 10 gün sonra cevap veriyor. Bana bir ay daha süre verin. Ne demek bu benim elimde bir şey yok ama ben o bir ay içerisinde bir şeyler bulur uydururum yollarım. Böyle bir şey olur mu? bu skandal, bu üç yıldır yürütülen tertibin itiraflarından birisi. Daha öncede hatırlarsanız Sayın başkan Sayın hakimler, gerek soruşturma aşamasında gerek kovuşturma aşamasında, iddia edilen örgütün istihbarat birimlerinin arşiv kayıtlarında olup olmadığını sordunuz. Her yerden cevap geldi, MİT, jandarma, Genelkurmay böyle bir kayıt yok diyor. Yine emniyet genel müdürlüğü hem soruşturma aşamasında verdiği cevapta 265, birinci davanın 265 numaralı ana klasöründe var hem de sizin kovuşturma aşamasında verdiğiniz cevapta diyor ki, işte eski kayıtlarımızda bu isimle örgüte rastlanmadı. Ancak incelediğimiz dokümanlara göre bu bir silahlı terör örgütüdür. Sen bunu nasıl dersin sen kimsin, sen yargılama makamı mısın, sen kolluk gücüsün. Var mı yok mu sana sorulan bu, niye yorum yapıyorsun? Yapar çünkü karın ağrısı var. Bu iş oralarda pişiriliyor. Emniyet içerisinde bunu çok duydunuz biliyorum ama emniyet içinde yuvalanmış kümelenmiş o cemaatçi dediğimiz F tipi denilen yapılanmanın üretimi bunlar. Bunlar üretiyor atıyor. O ihbar mektupları mailleri hep aynı yerden çıkıyor hep aynı ağızdan çıkıyor. Konular hep aynı hedef birinci hedef Türk Silahlı Kuvvetleri şimdi ikinci hedef yargı özellikle yüksek yargı. Ve bakın bu emniyet içerisindeki Fethullahçı yapı o kadar pervasızlaştı ki son günlerde dikkatinizi çekmiştir belki. Emniyetin araçlarının üzerinde bir yazı var, şöyle diyor bir slogan var. Halk için emniyet adalet için hizmet. Bu hizmet ne biliyor musunuz? Cemaat kendisini hizmet demez, şey cemaat kendisine cemaat demez hizmet der ve cemaat mensupları da biz hizmete katıldık, hizmete çalışıyoruz böyle derler. Yani cemaat tüm emniyet araçlarına damgasını vurdu ve diyor ki; adalet için hizmet. Yani bundan sonra adalet cemaatin emrinde diyor ve bu sloganı yazdılar. Bunu anlayan anlıyor, bu kadar pervasızlaştılar. Ama sonları yakın söyleyeyim. Hiçbir zulüm bu şekilde ortada kalmaz. Bu kadar mağdur edilmiş insan bu kadar gerilmiş bir toplum, bu kadar korku altına alınmış toplum bunu kabul etmez bir yerde kırar. Hatta söyleyeyim içlerinden de vicdanlı insanlar çıkar dönen dolapları bir bir anlatır. Bunların hepsi çöker. Hangi emniyetçi hangi savcı hangi hakim bu tezgahın içinde hangi siyasetçi tezgahın içinde hepsi bir gün ortaya çıkacak. O gün uzak değil söyleyeyim yakındır. Bakın birinci hedef Türk Silahlı Kuvvetleri dedim. Biliyorsunuz bir balyoz soruşturması var şubat ayında başladı, iddianamesi çıktı bu hafta. 5 ayda bitti soruşturma 196 sanık var. niye hemen çıkarttılar? Askeri şura var Ağustos’ta. O iddianamedeki sanıkların yarısı muvazzaf, kurmaylar var, amiraller var, generaller var. Amaç askeri şurada onların terfi etmesini engellemek. Şimdi ikinci hedefte yargı demiştim. Biliyorsunuz anayasa mahkemesinde bir konu vardı. Referandum ile ilgili. Anayasa mahkemesine konu taşındı hemen bir operasyon patladı, neymiş adil yargılamayı etkileme operasyonu. 4 tane avukat tutuklandı sonra tahliye oldu. Eski adalet bakanı gözaltına alındı

64

Page 65: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:65

ifadesi alındı bırakıldı. Bundan sonra ortalığa bir takım telefon konuşmaları saçıldı. Neymiş. Eski adalet bakanı anayasa mahkemesi üyesi Sayın Fulya Kantarcıoğlu ile konuşmuş. Günlerce yayın yaptılar, anayasa mahkemesine dilekçe yağdırdılar. Bu nedir yargının baskı altına alınması ve aldılar. Anayasa mahkemesi bu baskılara boyun eydi istedikleri kararı verdi. Esas yargıya baskıyı kim yapıyor, onlar yapıyor. Mahkemenize de yapıyor bu baskıyı. Şimdi diğer bir iddianamedeki suçlamalara konu olan delil, telefon dinlemeleri. Tekrar tekrar baktım 29. klasöre suç unsuru olabilecek hiçbir konuşma yok. kendisi de zaten hepsini açıkladı, hakimlerimizde sordu onlara cevap verdi. Yav neye göre seçiyorsunuz bu konuşmaları, kim seçiyor, ha kimin seçtiğini biliyoruz polis seçiyor. Polis dinliyor polis tape ediyor, ondan sonra bu konuşmalardan hangisinin suçu unsuru olup olmadığına karar veriyor, iddianameye koyuyor. Bunu ben söylemiyorum Sayın savcım söylüyor Mehmet Ali Pekgüzel. Bir de yazmış bunu sadece söylememiş. Hatırlayacaktır Sayın savcımız, İstanbul 2. asliye hukuk mahkemesinin 2010/126 Esas sayılı dosyasında Sayın Kemal Kerinçsiz’in kendisine karşı açtığı tazminat davasına verdiği yazılı cevap. Burada söylüyorsunuz Sayın savcım itiraf ediyorsunuz. Biz dinlemeyiz diyorsunuz. Polis dinler tape eder, getirir hangisinin suç olduğuna karar verir bizde koyarız diyorsunuz. Bakınız imzanızda burada sizin dilekçeniz, itiraf. Sayın savcım tavsiyem bu tip davalarda avukat bulun kendinize hukuki hatalar bunlar tazminata mahkum olursunuz. Maalesef bütün iddianameler böyle hazırlandı. Gerekçe olarak da iş yükü yoğunluğu olarak gösteriyorlar. Böyle olmaz o zaman polise teslim oldunuz. Ben size cemaatçisiniz filan demiyorum değilsiniz de biliyorum ama işi polise teslim ettiniz. Hangi polise? F tipi polise. Yarın o F tipi polis hiç ummadığınız şekilde size de tuzak kurar. O zaman buradaki sanıkları daha iyi anlarsınız. İnşallah olmaz öyle bir şey temenni de etmem. Şimdi Serdar’ın gerek iddianamesine gerek telefon tapelerinin arasına bazı gazetecilerle yaptığı telefon konuşmaları konulmuş, Saygı Öztürk, Nedim Şener, Erdal Kılıç. Baktım konuşmalara hiçbir şey yok, sadece Serdar’ın avukatlığını yaptığı Mustafa Levent Göktaş’ın durumuyla ilgili hukuki durumu soruşturmayla ilgili bilgi almaya çalışıyorlar. E ne var bunda bizi de arıyor basın mensupları, burada da görüşüyoruz dışarıda da arıyor soruyor, bilgilendiriyoruz. E kamuoyu bilgilenmesin mi, her şeyi gizli saklı mı götüreceksiniz? Veya Serdar yandaş medya mensuplarıyla konuşsaydı onları da koyacak mıydınız, yok. Şimdi gelelim şu irticayla mücadele eylem planına, şimdi bunun içinden AKP’yi çıkartın, ne kalıyor geriye? Cemaat. Bunun için AKP olmasa Dursun Albay’a 312’den dava açılmaz. Bu belge, belge denilen kağıt 12 Haziran 2009’da Taraf gazetesinde yayınlandı ilk olarak Cuma günüydü yukarıdaki salonda duruşmalar devam ediyordu. Hemen cezaevine gittim Serdar ile konuştuk, dedi yok mümkün değil benim böyle bir şeyden haberim yok. o zaman basına şöyle bir açıklama yapmıştım. Dedim ki, bu belge cemaatin işi burada cemaatin televizyonda yayınlanan Şubat soğuğu dizisinin senaryosu var orada anlatılanlar var. Ve buradan yola çıkarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde muvazzaf general dahil pek çok subay gözaltına alınacak. Ha balyozdan yaptılar buradan da yürüdüler ama çoğunu balyozdan yaptılar. Şimdi o malum televizyonda bir dizi daha var, kollama. Bu yeni versiyon Şubat Soğuğu 28 Şubat’a atfen eskiden çekilmiş tekrarı yayınlanıyordu şimdi o bitti Kollama diye bir dizi var. Her hafta mahkemenizde devam eden yargılamalarla ilgili yargılanan sanıklarla ilgili habire yayın yapıyorlar. İşte Mehmet Haberal var karakter var, Haberver adı. Yalçın Küçük var Kaya Minik. Oralarda ne senaryo yapılıyorsa ertesi gün veya sonraki günlerde polis o yönde hareket yapıyor onun için ben kaçırmam dizileri. Birde Samanyolu haberin saat 11 haberlerini hiç kaçırmam bütün gündemi oradan takip ediyorum hepsi çıkıyor sonra. Birde aktif haber diye bir siteleri var bunların orda da soruşturma dosyaları henüz gizli olan soruşturmalarla ilgili tüm tapeleri bulabilirsiniz aktif haber sitesinde. Henüz soruşturması devam eden o en son avukatların gözaltına alındığı olayla ilgili bütün konuşmalar orada. Hepsi var, emniyetin yayın organı emniyet içindeki cemaatin yayın organı. Şimdi, biliyorsunuz öbür davanızda öbür dosyanızda bir meşhur Kent otel toplantıları var. Sık sık gündeme geliyor Sayın Haberal ile ilgili ve başka sanıklarla ilgili.

65

Page 66: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:66

Şimdi, birde biliyorsunuz Abant formu var yıllardır devam eden. Bu Abant formu toplantılarıyla Kent otel toplantılarının ne farkı var. Çok büyük farkı var bakın ben söyleyeyim. Son Abant platformu 27 Haziran’da tamamlanmış sonuç bildirgesi yayınlanmış. Konu vesayet ve demokrasiymiş. Farkı şu, Abant platformunda alınan kararlar uygulanıyor. Demokrasi üzerinde vesayet varmış. Kimin vesayeti? Askerin ve yargının vesayeti varmış. Kararlar almışlar uygulamaya koydular. Bunların yazar çizer takımı televizyondaki şovmen takımı hergün bu konuyu işliyor. Türkiye yargıçlar devleti diyor. İşte HSKY örnek gösteriyor, Yargıtay’ı gösteriyor, Danıştay’ı. Efendim bir yargıçlar vesayeti birde asker vesayeti varmış. E niye kimse bu Abant platformu için soruşturma açmıyor, bunlar işleme koyuyor uygulamaya koyuyor. Kent otelde sadece konuşmuşlar sonuç yok uygulama da yok. Ama öbürleri pervasız yapıyor. Şimdi Sayın Başkan Sayın üyeler, bu her üç davanıza da temel teşkil eden iddia edilen bir örgüt meselesi var, adını Ergenekon koydukları örgüt. Nereden başlıyor, 2001 yılından Tuncay Güney, onun anlatımlarına göre bir şema oluşturulmuş dosyanızda da var şema. Bazı isimleri kapalı. Dönemin MİT müsteşarı Sayın Şenkal Atasagun diyor ki bunu ciddiye bile almadık, araştırdık böyle bir ciddiyeti yok. Dönemin emniyet istihbarat daire başkanı Sabri Uzun’da aynı şeyleri benzer şeyleri söylüyor. Şimdi onunla ilgili belgeler varda girmeyeceğim vaktinizi almamak için. Sabri Uzun’un, Nedim Şener’in yargılandığı İstanbul 2. asliyedeki mahkemede verdiği tanık olarak verdiği beyan. Dink cinayetini soruşturan müfettişlere verdiği ifadeler ve Dink cinayetinde kimin ihmali kimin kastı, kasta varan ağır ihmali olduğunu Ali Yılmaz Fuater onu anlatan kapsamlı dilekçeler var. Müfettişlere verdiği pardon düzeltiyorum savunması var, fotokopileri var. Girmek istemiyorum şimdi başka bir oturumda gireriz onlara. Şimdi bu şemanın bazı isimler kapalı bu şemada. İlk şema elinizdeki sanıyorum daha sonra bu şemada bir takım düzenlemeler oldu söyleniyor tabi biz bunları bilmiyoruz. Defalarca talep ettik açmadınız. Siyasetçilerin gazetecilerin olduğu söyleniyor, bunu açmıyorsunuz talebimizi reddediyorsunuz. Şimdi bu şemada da 1 numara var. Diyoruz ki bir örgüt iddianız var, ne zaman kuruldu belli değil. 99’da yeniden yapılandı. Kurucuları kim, yok. E şemanızdaki 1 numara kim, şemada yazıyor ama biz bilmiyoruz. E örgütün eylemleri ne, çok eski bir örgüt madem. 99’da da yeniden yapılandı, eylemler ne, yok. İte kaka Danıştay’a yapıştırmaya çalışıyorlar Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları yamamaya çalışıyorlar. Şimdi şemadaki 1 numaraya ilişkin bir takım spekülasyonlar yapıldı iste eski Genelkurmay Başkanlarından Kıvrıkoğlu, Karadayı yok sivildi yok şuydu buydu. Hiç biri değil şemadaki 1 numara emekli bir general şemanın hazırladığı dönemde görevde olan emekli bir orgeneral. Bu soruşturmadan alınmadı ama bir başka soruşturmadan tutuklandı sonra tahliye oldu. Şimdi burada da bir garabet var. Yani orada 1 numara diye yazan kişi dokunulmaz bir kişi mi? Başka bir soruşturmadan aldınız dokunulmaz değilmiş. Buradan niye almadınız o zaman? Eğer buradan o zaman alsalardı sonrasında yaptıkları büyük operasyonda o kadar muvazzafı falan takamayacaklardı oraya. Sayın Başkan bu şemayı açmıyorsunuz savunmayı da kısıtlıyorsunuz. Bugün 2 talebim olacak birisi bu şemanın açıklanması diğeri de müvekkilimin tahliyesi. Şimdi iddianameye de yazmışlar soru olarak da sanıyorum Sedat Bey sordu. Serdar’a Levent Göktaş’ın adamı mısın? Bizler avukatız Serdar’da avukat Levent Beyde avukat biz kimsenin adamı falan olmayız. Holyarg’ın güzel bir sözü var onu okumak istiyorum görevimizi yaparken kimseye ne müvekkile ne hakime hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızdaki kişilerin varlığı iddiasında değiliz fakat hiçbir hiyerarşik üstte tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farklı yoktur. Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zamanda efendileri olmadı. Biz kimsenin adamı olmayız bizde patronluk da yok Sayın Çalmuk sordu patron siz misiniz? Bizim avukatlar arasındaki ilişki bu değil. Avukatlık kolay bir işte değil. Bakın 3 yıldır söyleniyor duruşma Silivri’de yapılıyor 100 kilometre İstanbul’a arabanız olmadığı zaman gelişiniz buraya en az 3 saat oturduğunuz yere göre ben 3 saatte geliyorum arabasız geldiğim zaman 3 saatte dönüşü var. Onun için bize kimse onun adamı bunun adamı falan diyemez bunu diyen kim, iddianameye koyan? Şu F tipi polisler çünkü onlar hep birilerinin adamı

66

Page 67: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:67

ya herkesi de öyle zannediyorlar yok öyle bir şey. Şimdi Serdar savunmasını yaptı gördünüz kendisi avukat ama özü itibariyle subay bir Harbiyeli. Son derece duygusal savunma yaptı hatta savunmada değil bana göre teknik olarak baktığımda olaylar kronolojisini anlattı kendisinin önem verdiği ihbarlar vesaire onların üzerinde durdu. Sadece herhalde ne kadar sürdü bilmiyorum ama 6’da biri kadar zamanda dosyadaki delillere aleyhindeki delillerde ilgili konuştu şimdi bu Serdar’ın yapısı. Ben kendisini 2009 Ocak ayının başlarında o Levent Göktaş’ın gözaltına alındığı dönemde tanıdım o zamanda böyleydi. Gayet duygusal gayet fevri inandığı bir işte sonuna kadar gider sonunu hiç düşünmez ne olur ne olmaz onlara bakmaz yeter ki inansın. Ya şimdi özü itibariyle Harbiyeli hala Harbiyeli hala subay. Bakın dikkat edin nerelerde heyecanlandı işte Silopi’deki emniyet müdürü bölgede görev yapan subaylar Ermenidir dediği zaman, böyle bir şeyi kabul edemez Serdar. Böyle bir çamur iftira yani Ermenileri küçümsediğimiz için değil orduyu yıpratıcı ordunun manevi şahsiyetini küçültücü konularda hep dedi bu olay orduya yönelik bir eylem bu tertip orduya yönelik hep onları söyledi. Kendisiyle ilgili çok az savunma yaptı. Şimdi Sayın Başkan Sayın üye hakimler, Serdar bürosunda arama yapıldığında orada değildi biliyorsunuz onu. Dönüşte haberi alınca döndü ve gitti jandarmaya teslim oldu. Buna ilişkin tutanak var dosyada. Ya bu bir laftan ibaret değil. Bakın bu bir tutanak bu adamın kaçma şüphesi yok. Belki klasörlerin arasında gözden kaçmıştır bunu gönderiyorum hangi klasörde olduğunu da yazdım. Kendi ayağıyla gelip teslim oluyor ki, bürosunda arama tutanağını görmüş mermiler çıkmış onları görüyor ve aklanmaya geliyor kaçmıyor. Eğer öyle iddia edildiği gibi devasa bir örgüt olsa Serdar Antalya’dan atlar gemiye gider yurt dışına başka bir yere. Kaçmıyor geliyor. Sorgusu da yapıldı, toplanmamış herhangi bir delil de yok. Dursun Albayın da sorgusu yapıldı belgeden dolayı irtibat kurulacaksa eğer, dolayısıyla hakkında adli kontrol tedbirlerinin de uygulanması mümkün. Yargılanmanın uzun süreceği anlaşılıyor Yargıtay Ceza Genel kurulunun kararını da bekleyeceksiniz öyle anlaşılıyor. Bu şartlar altında müvekkilin bihakkın veya uygun görülecek adli kontrol tedbirleriyle tahliyesine karar verilmesini arz ve talep ederim.”

Mahkeme Başkanı:"Buyurun efendim.”Sanık Serdar Öztürk’ten soruldu.Mahkeme Başkanı:"Avukatlarınızı dinlediniz katılıyor musunuz? Savunmalara?Sanık Serdar Öztürk:”Katılıyorum efendim evet, evet tahliye talebi, yani o fantezisi tabi

avukat arkadaşımızın yani onun dışındakilere katılıyorum.”Mahkeme Başkanı:"Onun dışındakilere katılıyorsunuz?”Sanık Serdar Öztürk:”Tabi efendim.”Mahkeme Başkanı:"Peki buyurun. Bir beyanınız olacak mı? Alayım beyanınızı?”Sanık Dursun Çiçek söz istedi verildi:" Sayın Başkanım Sayın Yargıçlar iddia makamı,

yaklaşık 7 gündür gücümüzün yettiğince doğruları gerçekleri sizlere takdim etmeye anlatmaya çalıştım ve her şeyden öncede teşekkür ediyoruz hiçbir özellikle Başkanın yönetimine burada güzel sözlerle ifade etmek tabi yetkimizde değil ancak, sorularla da konular açıldı. Her şeyi gücümüzün yettiğince bildiğimiz kadarıyla huzurunuza getirdik. Bütün bunlara rağmen yine sorular varsa kafanıza takılan konular varsa onları da yanıtlamaya en doğruları bildiklerimizi anlatmaya her zaman hazırız. Biz Türk yargısına güveniyoruz, biz hâkimlerimize güveniyoruz, yeter ki vicdanlarına göre, hukuka göre, yasalarımıza göre karar versinler. Daha öncede arz etmiştim, ben 1 Temmuzda 2009’da ve 13 Kasımda bu dosyalara bakan 9 ve 14. Ağır Ceza Mahkemelerinin heyet kararlarıyla suç şüphesinin oluştuğuna dair delil yetersizliğinden tahliye edildim ve 70 gündür tutukluyum. Dosya da yeni bir delil var mı? Yok, Sayın Başkanımız yazmış, aleyhte delil yok lehte bir sürü delil var ondan sonra. Aynı iddianamedeyiz sanıklarla burada tanıştım diğer arkadaşlarla. İşte sahte belgenin fotokopisini verdiğim arkadaşım Serdar Bey işte anlattı 3 gündür anlatıyor. Olayın detayları anlatılıyor bu bütün anlatıldıktan sonra bize bir senedir reva görülenler çektiğimiz çileler, işte tedavi gören annemizden saklamamız, ailemiz, yaşadıklarımız, görevden uzak kalmamız, biz 30 yıllık tecrübeyiz yani kuvvette daire başkanlığı

67

Page 68: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:68

yapacağız hizmet yapacağız ama bu işlerden dolayı bizim dikkatimiz hizmetimiz aksatılıyor. Kimlerin yaptığı, kimlerin bu haksızlıkları, yargısız infazları yaptığını dilimizin döndüğünce, aklımızın yettiğince, huzurunuza getirdik. Ama bu saatten sonra vereceğiniz karar ya bu haksızlıkları, yargısız infazları, bu komploların, tertiplerin devam ettirenlerin iradesine hâkim kılacak veya gerçek yargıçlar olarak Türk hukukunun, Türk adaletinin, hâkim vicdanının ortaya koyduğu bir hukuk yoluna bu dava girecek. 20 Temmuzda benim Genelkurmay Askeri Mahkemesinde davalarım başlıyor. Birleştirmeden dolayı Yargıtay’da bir ayağımız var, yazılı olarak da arz ettim tekliflerimizi öncelikle savunma birliği açısından yasalardaki savunma, yargı ekonomisi açısından farklı mahkemelerde çelişkili kararlar verilmemesi açısından. Ceza Muhakemeleri Kanununda net, benim nerde yargılanacağıma karar verirsin. Hepsi Türk yargısı ben her yerde hesabımı vermeye hazırım. İkincisi, diğer detaylı taleplerimize girmeyeceğim. İkincisi, yüce Türk milleti ve kamu vicdanı adına en adil kararı vereceğine inandığım yargıçlar heyetinden iftira ve yargısız infazların durdurulması maksadıyla,duruşmalarda yüce mahkemeye ayrıntıları ile sunulan hukuki ve fiili gerçekler ve delil durumu dikkate alınarak ve vereceğim hukuk mücadelesinde avukatlarımla beraber kutsal savunma hakkımı daha etkin kullanmak açısından tahliyeme karar verilmesini arz ediyorum saygılarımla.”

Mahkeme Başkanı:"Buyurun. Beyanınız var mı?”Sanık Ufuk Akkaya söz istedi verildi:"Efendim 19 Ekim 2009 günü evim ve işyerim arandı

sabah saatlerinde bundan 20 gün sonra da 8 Kasım 2009 tarihinde de yine evin arama yapılan yerden gözaltına aldım kaçmadım bekledim. Bir gün sonra da tutuklandık 9 Kasım günü tam 9 ay geçti 9 aydır tutukluyuz. Niçin, kuvvetli suç şüphesi, delilleri karartma şüphesi, kaçma şüphesi, e kaçmamışız 20 gün kaçmamışız. Şimdi siz beni bıraksanız pazartesi bir celse yapsanız sizden daha erken buraya gelirim ben. Gelirim savunmamı veririm giderim. Şimdi efendim öncelikle tahliyemi talep ediyorum eğer, tutukluluk halim devam edecekse lütfen bu kuvvetli suç şüphesinin olgularını gerekçelerini, delillerini kararma şüphesinin gerekçelerini, kaçma şüphesinin gerekçelerini lütfen bana açıklayın ben savunmama ona göre hazırlanayım geleyim ona göre aktarayım. Bu gerekçelerinin de sunulmasını istiyorum arz ederim efendim.”

Sanık Deniz Yıldırım söz istedi verildi:"Sayın Başkan Sayın Heyet, tutukluluğun bir tedbir değil bir ceza olduğunun farkındayız. 9 aydır da verdiğimiz hiçbir dilekçeye ayrıntılı bir gerekçe falan üretilmeden tutukluluğun devamı yönünde kararlar verildi. Bu dosyalar hiçbir zaman açılmadı şu aşamada zaten savunmamızı yapamadık henüz. Ancak Sayın Başkan Köksal Şengün’ün hem tensip zabtında hem de aşamalarda verdiği muhalefet kararına heyetinizin uymasını ve pazartesi gününden itibaren belki de daha sonrasına ertelenecek tam bilemiyoruz ama bir savunma hakkı açısından da devam etmesi yönünde bir talebimizde olacaktır. Bunun dışında da tutuksuz yargılanmak da mümkündür, ancak henüz böyle bir durumun olmadığını gözlemliyoruz. Tutuklama bir tedbir falan değil bir cezaya dönüştürülmüş durumdadır zaten bu hukuksuzluğa devam edecekseniz bugün vereceğiniz kararla göreceğiz, o adet yerini bulsun diye tahliyemi talep ediyorum.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen söz istedi, verildi:"Müvekkilimizin suçlanmasıyla ilgili olarak bu celse meslektaşım avukat Serdar Öztürk'ün de ifadesi alındı. Ancak burada bir parantez açmak istiyorum. Serdar Öztürk avukat meslektaşım subay olduğu için değil, asker olduğu için değil, emekli bir asker olduğu için değil, kutsal savunma görevini layıkıyla tam anlamıyla yapmak istediği için tutuklanmış ve bu kadar süre tutuklu kalmıştır. Aynı olay Hamamcılar Odasından bir üyenin başına gelmiş olsaydı bütün Türkiye’deki hamamcıların ellerindeki hamam tasıyla meydanlarda gümbürtüler yaptığını duyacak ve görecektik. Ama koca koca barolar ve barolar birliği ne yazık ki savunma görevini yaparken tutuklanana Avukat Serdar Öztürk için kılını kıpırdatmamıştır. Bu bir meslektaş olarak bizim için oldukça üzüntü kaynağıdır. Ayrıca Demet arkadaşım bir telefon olayını aktarırken çok ilginç benzeşmeler yaşadığımı burada açıklamak istiyorum. Çetin Doğan Paşanın tutuklanmasından sonra benzer telefon bana da

68

Page 69: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:69

geldi. Ve bu kişi Haliç Bilgi Üniversitesinin önünde beni beklediğini oradaki bir genel telefondan açtığını telefonlarının dinlendiği için cep telefonundan aramadığını kendisiyle buluşmam halinde bana zarf içinde hazırladığı çok sayıda bilgiyi vereceğini ve bu bilgilerle benim Çetin Doğan Paşanın suçsuzluğumu kanıtlayabileceğimi söyledi. Değerli meslektaşım Demet Hanımım yaptığı gibi bende tereddüt geçirdim. Fakat bizler avukatlık mesleğini yapan insanlar eğer savunma uğruna kendimizi tehlikeye atmaya göze alamıyorsak, bu görevi yeterince yapamıyoruz demektir bu nedenle kendimle oldukça hesaplaştım. Bir tuzak da olsa bir kurgu da olsa buraya gitmeliyim diye düşündüm. Ama bu konuda müvekkillerim ailesi ve çevrem özellikle benim gitmememi bir başka arkadaşımızın gönderilmesini ama o kişinin benim gideceğim gibi bu işi beklemesini söyledi ve onu yaptık. Bir genç arkadaşımız oraya gitti, gitti o kişi vardı elinde de bir zarf vardı ama ben gitmeyince o zarfı vermedi. Daha sonra maille size göndereceğim dedi ben sadece Celal Beye vereceğim dedi ve oradan ayrıldı bir daha da o kişiyle haberleşemedik. Bilgi Üniversitesi demesi Demet Hanımın ve aynı çevreden telefon açılması aynı sözleri kullanması, çocuklarının sayısı birbirine uyuyor korkuyor beni güvenceye alır mısınız? diye soruyor. Ben kimim seni güvenceye alayım dedim ben kendim güvencede değilim seni nasıl güvenceye alayım kardeşim sen işin saadetine gel dedik telefonda böyle bir olay bunu da geçtik. Şimdi müvekkilimizle ilgili kısma geliyorum baştan beri bu davanın kanıtlarının üretilişi ve elde ediliş biçimleri, bu davanın nasıl kurgulandığını ve nasıl tezgâhlandığının ipuçlarını açık açık ortaya koyuyor. Çok kısa bir göz gezdirme yaptığımız zaman örneğin Levent Göktaş'tan elde edildiği bildirilen 51 nolu DVD çok iyi biliniyor ki. Levent Göktaş'tan 7 Ocak 2009 tarihindeki aramada elde edilmiş. Bu DVD daha sonra Sayın mahkemenizde polisten istendiği zaman göründü ki parçalanmış ya da kırılmış ya da çatlamış kullanılamaz hale gelmiş. Bir iki kez araştırma yapıldı polis bizde başka yok dedi örneği çıkartılmamıştı dedi ama sonra nasıl olduysa hayır, hayır bir örneği bizde var dendi ve bu örnek gönderildi. O örnek üzerinde yapılar bilirkişi incelemesinde polisin çıkarttığını iddia ettiği örneğin 31 Aralık 2008 günü saat 17.00’de üretildiği ortaya çıktı. Daha 7 gün sonra aranacak Levent Göktaş şimdi delili bu olan bir iddiaya kim inanır böyle şey olabilir mi? yöntem bu peki bu tek mi bu tek olsa bu sadece bu hata olsa dersiniz ki bir hata var. Ama geliyoruz kafes eylem planı diye bir eylem planı var. Sayın Çalmuk haklı olarak söylüyor diyor ki; siz Dursun Çiçek’in düzelttiği ve ben olsam böyle yazardım dediği irtica eylem planını gördünüz mü? Diye soruyor. Sayın meslektaşım Serdar Öztürk'e. Çünkü orda başlık konulmuş kafes eylem planında da o başlık var. İşte bu polisin mantığıyla hareket edersek Dursun Çiçek kafes eylem planını da yazmış olur çünkü başlığı koydu ya. Şimdi ama çok ilginçtir kafes eylem planı nerede yakalandı nerede bulundu. o da Levent Bektaş’ın bir DVD’sinin içerisinde peki bu DVD miydi? CD miydi? Bazı kayıtlara göre CD’ydi bazı kayıtlara göre DVD’ydi. Peki, bu nasıl yakalandı 9 Mayıs 2009 tarihinde bilirkişi incelemesi yapılırken saptandı. Bilirkişi incelemesi ne zaman yapılmıştı, 4 Mayıs tarihinde yapılmıştı peki 4 Mayıs tarihinde daha bilirkişiler tarafından saptanacak olan bir soru 27 Nisan tarihinde Cumhuriyet Savcısı tarafından bir sanığa soru olarak yöneltilmişti. Peki, nasıl oluyor bu da mı bu da mı doğru? Hadi Levent Göktaş olayında 51 nolu DVD’de hata vardı burada ne var. Daha 4 Mayıs tarihinde bulunacak ama siz onu 27 Nisan tarihinde 7-8 gün önce bir sanığa soruyorsunuz bu soruyu soran Cumhuriyet Savcısı. Türkiye Cumhuriyetinde bu hata nedir diye hesap soracak kimse yok mu bu hata nerden meydana geldi diye Türkiye Cumhuriyetinde hesap soracak bir kurum yok mu? Böyle bir şey kabul edilemez. Peki, bununla bitiyor mu? Hayır. Kafes eylem planının yakalandığı söylenen DVD ve CD’lerle ilgili inceleme ve değerlendirme raporu Poyrazköy davasının 10. klasöründe yer alıyor. Ama şeytan nasıl bazen silahları doldurup da bir kaza meydana geliyorsa şeytan bu kez ek klasörleri doldurmuş. Peki, ne çıkmış ortaya? 2 tane inceleme ve değerlendirme raporu var, birbirinin aynısı aynı günü taşıyor. Birincisi, 410. dizin sayfa no 5/123 PDF no. İkincisi, 329. dizin no 86/123 PDF no. Ekran, görebilir her ikisi de aynı rapor nereye kadar 6. sayfaya kadar 6. sayfaya kadar aynı gelen rapor 6. sayfada birden değişiveriyor. Evet,

69

Page 70: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:70

6 sayfaya kadar AC RAR AA RAR AA isimli dosyanın içerisinde bu raporu kim hazırlamış isimli bir belge var. Ama öbüründü aynı dosyanın içerisinde Kafes Eylem Planı diye bir dosya var. Hangisi doğru bunun ve bu dosyalar ve bunlar aynı klasörün içerisinde. Kendisini çok zeki sananlar kendisini hepimizden akıllı zannedenler bunu temizlemeyi düşünememişler. Bunu temizlemeyi bunu ayıklamayı düşünememişler bu raporlardan birisin almayı düşünememişler. İşte Sayın meslektaşım Avukat Serdar Öztürk açık bir biçimde belgelerin nasıl elde edildiğini kendisindeki anlattı. Bana göre gece de konulmuş olabilir o belgeler arama sırasında da konulmuş olabilir. Çünkü o polisler oraya girerken bir başka makam bir başka üstleri tarafından aranarak üzerlerinde hiçbir belge ellerinde hiçbir çanta olmadığına ilişkin bir tutanakla girmediler ki. Her şey olabilir her şeyin olabileceği her kuşkunun olabileceği bir ortamda siz bir kimseyi sanık olarak suçlayamazsınız. Bu olaylar, oldukça yoğun sürüp gidiyor mahkemenin fazla zamanını almak istemiyorum bunları sadece bir örnek olarak vermek istedim. Yani Sayın mahkeme üyeleri ve Sayın mahkeme başkanı bir kimsenin özgürlüğü ile ilgili bir kararı verirken hangi tür kanıta dayandığını bilmelerini istedim. Hangi geçerliliğe dayandıklarını bilmelerini istedim. Buradaki insanlar geçerli bir kanıt olmadan dünyanın hiçbir ülkesinde yönetimin adına demokrasi dendiği zaman, hakkında soruşturma bile açılamayacak ciddiyetsizlikte olan bu belgelerle tutuklu bulunuyorlar. Bu demokrasimiz için olduğu kadar hukukumuz içinde oldukça önemli bir ayıptır bu ayıptan kurtulmak istiyoruz. Hukuku ülkemizdeki hukukun üstünlüğünü hukuk devletini Sayın iddia makamı Sayın üyeler Sayın başkan ve biz savunmanlar hep birlikte el ele vererek kuracağız, el ele vererek hiç kimseden hiçbir makamdan hiçbir kurumdan korkmadan kuracağız ve savunacağız. Sayın mahkemeden özellikle bir takım taleplerimiz olacak bu özellikle ihbar mektuplarının zarfları ihbar mektuplarının zarfları ek klasörlere konulduğu zaman sanki kot pantolon eskitir gibi bu zarflar bu görüntülen eskitilerek konulmuş. Üzerindeki mühürleri okuyamıyoruz ayrıntıları göremiyoruz. Savunmaya bu zarfların tümünün renkli bir fotokopisinin verilmesini talep ediyoruz. İkincisi, müvekkilimizle ilgili 16.06.2009 gün ve 2009/712 sayılı İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin iletişimin tespiti kararı var. Bu karar henüz dosya da yok buna ulaşamıyoruz bu kararında savunmaya verilmesini talep ediyoruz. Üçüncüsü, gümrükler başmüdürlüğüne bir müzekkere yazılarak, gümrüklerden ıslak imza makinesi veya başka bir adla bu işlevi gören makinelerin yurda getirip getirilmediğini de sorulmasını talep ediyoruz. Sayın Mahkeme Heyeti, müvekkilimiz iki kez tutuklanmış tahliye edilmiş üçüncü kez tutuklanmıştır. Bu neyi gösteriyor müvekkilimiz yeniden tutuklanacağı zaman kaçmayacağını gösteriyor. Bu nedenle tutuklamanın koşulları bulunmadığından müvekkilimizin bihakkın tahliyesine karar verilmesin talep ediyoruz saygılar sunuyoruz.”

Sanık Serdar Öztürk müdafii Av. Cahit Karadaş söz istedi verildi:"Sayın heyet, müvekkilim tahliye olmaya müstahaktır. Müvekkilimin ofisinden ele geçtiği iddia edilen ve iddianameye konu mermiler, müvekkilimin işyerinden çıktığı iddia olunan mermiler ve gizlilik dereceye sahip evraklar, müvekkilime ait değildir bu konuda aynı ofisi paylaşan avukat arkadaşlarının ve müvekkilim 2 Haziran 2009 tarihinde Antalya uçağına binmek üzere iş yerinden ayrıldıktan sonra müvekkilimin ofisinde temizlik yapan sekreteri Fatma Bozdemir’in ifadeleriyle sabittir. Yani müvekkilim 2 Haziran 2009 tarihinde uçağa binmek üzere işyerinden ayrıldığı saate kadar o belgeler ve mermiler müvekkilimin işyerinde bulunmamakta idi. 2 gün sonra 3 Haziranda alınan arama kararıyla 4 Haziranda söz konusu işyerinde bir arama yapıldı ve bunlar ele geçirildi. Nihayetinde yapılan parmak izi araştırılmasında yapılanlar açısından söylüyorum bir kısım belgeler üzerinde bütün taleplerimize rağmen yapılmadı. Müvekkilime ait parmak izleri tespit edilemedi yani müvekkilimin parmak izleri yoktu iki husus. Bir, müvekkilimin işyerinden ayrıldığı saate kadar o evrak belge ve mermiler işyerinde yok. İkinci husus, müvekkilimin bunlar üzerinde parmak izi yok. Buradan çıkarılması gereken sonuç söz konusu materyallerle müvekkilimin bir ilgili olmadığı yönündedir. İddianameye bakıyoruz. Müvekkilim hepsini ayrıntısıyla savunmasında çok başarılı bir şekilde anlattı. İddia makamının örgütsel irtibat diye öne sürdüğü

70

Page 71: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:71

iki tane ne idüğü belirsiz ihbar maili. Müvekkilimin mesleki faaliyeti ile ilgili olduğunu hatta kendisine ait olmayıp birlikte çalıştığı avukat arkadaşına ait olduğunu söylediği 1’den 239’a kadar numaralanmış evraklar. Efendim, vekâletli müvekkilleriyle yaptığı telefon görüşmeleri ve irticayla mücadele eylem planının bürosunda ele geçmesini bunun yanı sıra avukatlığın yaptığı Mustafa Levent Göktaş ve avukat meslektaşlarıyla olan görüşmelerini örgütsel bağlantı olarak göstermiş. Yani bir insan artık avukatlığını yaptığı meslek erbabı olarak söylüyor. Birine de irtibatı sorulursa ya da iddianameye konu olursa bu konuda ne demek gerektiğini normal bir kafayla söylemek mümkün değil. Şüphesiz müvekkilim masumdur, ancak bir bu kadarını söylemekle memuruz. Şüphesiz Sayın mahkemenin adına karar verdiği yüce Türk milleti bir gün gereken sözü söyleyecektir, saygılarımla arz ediyorum.”

Sanıklar Mehmet Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya müdafi Av. Mehmet Aytekin söz istedi verildi:"Sayın Başkanım Sayın Heyet, ben müvekkillerimin tahliyesini isteyeceğim hem de bugün hem de derhal ve hatta henüz savunmalarının tespit edilmemiş olmasına rağmen isteyeceğim. Bunu bizim henüz bugün muttali olduğumuz ama kaleme kaydı 14.06.2010 tarihinde yapılan bir belgeye bir rapora dayalı olarak isteyeceğim. Efendim, müvekkillerim hakkında örgüt üyeliği ve bunun yanı sıra kişisel verileri kaydetmek, alıkoymak, yayınlamak vesaire suçlamaları var. Örgüt üyeliğine ilişkin olarak dayanılan nokta da kendilerinde ele geçtiği iddia edilen CD’lerde çeşitli belgelerde Ergenekon adı verilen örgütün temel belgelerinin hiçbir yerden, hiçbir yerden kasıt orda Sayın mahkemeniz dosyasından alınmamış olması ve haricen ele geçirilmiş olması sebebiyle de örgütün üyesi oldukları yönünde bir iddia. Şimdi efendim 14.06.2010 tarihinde mahkeme kalemine kaydı yapılan belgede bir rapor düzenlendiği ifade ediliyor. Bu raporun düzenlenme amacı şu; müvekkillerim aşamalarda ifade etti ki kendilerinde o örgüt belgesi örgütün temel belgesi olarak ele geçtiği iddia edilen belgeleri mahkeme kaleminden gelen, MİT’ten gelen olarak kaydedilen ve mahkeme kalemine gelmiş olan MİT’ten gelen olarak kaydedilen 6 adet CD’nin içinde mevcut olduğunu ifade ettiler. Başlangıçtan itibaren bunu bu şekilde ifade ettiler. Dolayısıyla örgüte üyeliklerinin söz konusu olmadığı ve bu belgeleri de örgüt üyeliği kapsamında elde etmediklerini söylediler. Şimdi bunların doğrulanması bakımından savcılık bir araştırma yaptırmış ve doğrultu da bir rapor düzenlemiş bu belgenin bu raporun düzenlenme amacı da. Bu iddiaya göre müvekkillerimin iddiasına göre milli İstihbarat Teşkilatı tarafından mahkemeye gönderilen CD’lerden olduğunu belirttikleri hususları göz önüne alınarak incelenmesi ve şüphelinin ifadesinin doğruluğunun teyidi ile söz konu CD’lerin incelemelerinin yapılarak gönderilmesi, bu raporun düzenlenme amacı bu. 32, 34 sayfalık bir rapor. Bu raporun 1. maddesinden başlayarak ben uzun uzun okumayacağım, Sayın mahkemenizin de bilgisi dahilinde ancak içinde 3 tane sözcüğü cımbızlayarak geçeceğim. Örnek anti dinamik isimli belge, MİT’ten gönderilen CD’lerden olmaktadır. Anti dinamik isimli belgeyle benzerlik gösterdiği. Lobi, aynı şekilde aynı olduğu birebir aynı olduğu oluşturma tarihlerinin ve kaydetme tarihlerinin aynı olduğu lobi1. lobi2, oluşturulma tarihleri aynı son kaydetme tarihleri bunda farklı demiş bazı teknik özellikleri nedeniyle bir iki tanesinde son kaydetme tarihleri farklı diyor. Ancak incelenen belgelerin bu uzun uzun efendim bunları uzun uzun söylemeyeceğim. İncelenen belgelerin tamamında aralarında MİT’ten gönderilen CD’yle müvekkillerimden ele geçtiği söylenen CD’ler arasında benzerlik olduğu son cümlesiyle bağlanıyor. Her biri bakın hangisi sayfayı alırsak alalım örneğin burada MİT’çi gazeteciler bir, MİT’ten gönderilen belgelerinin oluşturulma ve son kaydetme tarihlerinin aynı olduğu ele geçenle MİT’ten gönderilenlerin. Şimdi, bu kadar benzerlik içinde iddianamede müvekkillerime yönelik mahkemeden almadınız siz bunu örgütün temel belgesidir bunlar haricen elde ettiniz ve bu bakımıyla da siz örgütün üyesisiniz şeklindeki iddia çürümüş olmaktadır. Sonuç itibariyle müvekkillerim hakkında suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihtimalini bırakınız suçun ortadan kalkma ihtimali mevcuttur. Bu bakımıyla Sayın mahkemenizden müvekkillerimin bugün derhal ve savunmalarının tespit edilmemiş olmalarına rağmen tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz efendim, saygılarımla.”

71

Page 72: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:72

İddia makamı.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Sayın başkan bir kısım sanık ve sanık

müdafilerinin bir kısım taleplerine ilişkin iddia makamı görüşünü bildiriyorum. Sanık Dursun Çiçek’in; 29.06.2010, 06.07.2010, 07.07.2010 ve 09.07.2010 havale tarihli dilekçelerindeki. 1, Mahkemenizin görevsizlik ve yetkisizlik kararı vermesi konusundaki talebinin, önceki celselerde mahkemenizce karar tesis edilmiş olduğu ve bu kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına. 2, Bu dosyanın Mahkemenizin 2009/191 esas sayılı dava dosyası ile birleştirme talebinin reddine karar verilmesi talebinin, her iki dava dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle reddine, mahkemenin uygun göreceği bir aşamada bu dosyaların birleştirilmesine. 3, Erzincan davası olarak bilinen dava dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesi talebinin, mahkemenizin daha önce birleştirme kararı vererek uyuşmazlığın çözümü için dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna göndermiş olduğu anlaşıldığından bu konuda yeniden bir karar tesisine yer olmadığına. 4, İddianameden bir kısım beyanların çıkarılması talebinin, Ceza Muhakemesi Kanununda böyle bir usul bulunmadığından reddine. 5, Gizli tanıklar ve soruşturma savcıları hakkında suç duyurusunda bulunulması yönündeki talebinin, CMK 205. Maddesi gereğince duruşma sırasında işlenen bir suç söz konusu olmadığından reddine, kendisinin başvuruda bulunmakta serbestliğine. 6, İstanbul CMK 250. Maddesi ile Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığından 2010/857 soruşturma sayılı soruşturma dosyasının akibetinin sorulmasına. 7, Yeniden bilirkişi raporu alınması yönündeki taleplerinin, dosya içinde bulunan bilirkişi raporlarının teknik ve bilimsel olarak yeterli olması karşısında reddine. 8, Sanık Serdar Öztürk’ün bürosunda keşif yapılması ve avukat bürosunda arama sırasında hazır bulunan kişilerin tanık olarak dinlenilmesi talebinin savunmalar alındıktan sonra değerlendirilmesine. Sanık Ufuk Akkaya’nın; 05.07.2010 havale tarihli dilekçesindeki, Adli emanetin 2010/448 sırasında kayıtlı ve içinde bir kısım gizli içerikli belgeler ve fişlemelerin bulunduğu CD’nin mahkemeye getirtilerek kendisine verilmesi talebinin; Söz konusu CD üzerinde naip hakim tarafından inceleme yapıldıktan sonra içeriğinde suç teşkil eden bilgi ve belge bulunmadığının tespiti halinde kendisine verilmesine. Sanık Serdar Öztürk’ün, Savunması sırasında Devletin Emniyet teşkilatı ve soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları hakkında sarfettiği, savunma hak ve sınırlarını aşan hakaret içeren sözlerinin gereğinin takdir ve ifası için CMK 205. Maddesi uyarınca ilgili duruşma tutanaklarının onaylı bir örneğinin Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine. Sanık Dursun Çiçek müdafi Sayın Av. Celal Ülgen’in, Sözlü beyanındaki taleplerinin kısmen kabulü ile. 1, Dosyada mevcut İhbar mektubu zarflarının okunur şekilde renkli fotokopilerinin çekilerek kendisine verilmesine. 2, Taklit İmza makinesi olarak adlandırılan cihazlarının hangi tarihte kim veya kimler tarafından, kaç tane ülkeye sokulduğunun mahkemeye bildirilmesi için, Gümrük Müsteşarlığına yazı yazılmasına, Müşteki Hüseyin Çelik vekili Sayın Av. Fuat Aksoy’un, 12.05.2010 havale tarihli usulüne uygun Müdahillik talebi içeren dilekçesi ile mahkemenize başvurmakla, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Doç.Dr.Hüseyin Çelik’in suçtan doğrudan zarar görme ihtimali bulunduğundan CMK 237 ve devamı maddeleri gereğince davaya katılma talebinin kabulüne. Sanık Bedrettin Dalan hakkındaki yakalama kararının devamı ile infazının beklenilmesine. Bizzat veya müdafileri aracılığı ile tahliye talebinde bulunan tutuklu sanıkların, kendilerine yüklenen terör örgütü üyesi olmak ile buna bağlı suçları işlediklerine dair iddianamede de gösterilen kuvvetli suç şüphesi doğuran delillerin bulunması, Yüklenen suçun CMK 100/3 üncü maddesinde sayılı tutuklama nedenlerinden olması. Tutuklama nedenlerinde herhangi bir değişiklik olmaması hususları gözetilerek, Tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.”

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Dosya incelendiGEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

72

Page 73: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:73

1-a)Mahkememizin görevli olup olmadığı, davaların reddi veya ayrılması, başka mahkeme dosyasında birleştirmesi talebi ile ilgili olarak daha önce değerlendirme yapıldığından, verilen kararlarının değiştirilmesine yer olmadığına, b)Tanık dinletme, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması ile ilgili taleplerin ileriki aşamalarda değerlendirilmesine, c)İddianameden talepte belirtilen hususların çıkarılması yönündeki talebin, CMK’da yerinin olmaması ve yargılamanın geldiği aşama dikkate alınarak, reddine, ç)Suç duyurusunda bulunulması talebinin CMK’nun 205. maddesi uyarınca reddine, bizzat suç duyurusunda bulunmakta serbest olduğunun kendisine bildirilmesine, d)Mahkememiz dosyası ile birleştirilen Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/108 esas sayılı dosyasının ortaya çıkan birleştirme hususundaki olumlu uyuşmazlık sebebiyle Yargıtay Ceza Kuruluna gönderildiği, birleşen dosyanın soruşturma aşamasında hazırlanan 8. klasör, dijital 379 dizide bulunan fotoğrafların çok net olmadığı anlaşıldığından, dosya geldiğinde, bu fotoğraflar hakkında ihbarlar ile ilgili zarflar konusunda yeniden talep halinde inceleme talebinin değerlendirilmesine,

e)Taklit imza makinesi ile ilgili bu makinenin teknik isminin bildirilmesi halinde gümrüklere yazı yazılması talebinin değerlendirilmesine,

f)İstanbul CMK.250. Madde ile Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılarak 2010/857 Soruşturma sayılı evrak içeriğinin sorulmasına,

g)Sanık ile ilgili iletişim tespit kararlarının karar örneklerinin Cumhuriyet Başsavcılığından istenilmesine, 2-Sanık Serdar Öztürk ve müdafilerinin talepleri ile ilgili olarak; a)07.06.2010 tarihli dilekçesi ekinde adları belirtilen şahısların telefon numaralarının belirtilmesi halinde bu talebin yeniden değerlendirilmesine, b)Bürosunda keşif yapılması ve tanıkların dinlenilmesi talebinin ileriki aşamalarda değerlendirilmesine, 3- Sanık Ufuk Akkaya müdafiinin talebi ve mahkememiz tarafından resen dosya kapsamında mevcut tüm hard disk, DVD, CD ve veri saklamaya yarayan tüm araçların emanet memurluğundan istenilmesine, gelen eşyaların imajının alınması için mahkememiz hakimi Hakim Hüsnü Çalmuk’un görevlendirilmesine, bu konuda kendisine tam yetki verilmesine, iade talebinin yapılacak inceleme sonunda değerlendirilmesine, 4)Genelkurmay Başkanlığına müzekkere yazılarak; a)Sanık Dursun Çiçek’in 01.01.2009 tarihi ile 04.06.2009 tarihleri arasında kullandığı tüm senelik ve mazeret izin kayıtlarının kayıtlar incelenerek ayrıntılı bilgi verilmesinin istenilmesine, b)2009 yılında Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Daire Başkanlığına hangi tarihlerde vekalet ettiğinin bildirilmesinin istenilmesine, c)Dosyada mevcut ihbarlar dikkate alınarak, 2009 Nisan-Mayıs-Haziran aylarında Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi başkanlığı ve alt birim şubelerine giriş-çıkışları gösteren tüm kayıtların ve ayrıca giriş-çıkış yapanların tespit edilen telefon numaralarının (01 Nisan ile 20 Haziran dahil) gönderilmesinin istenilmesine, ç)Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi Başkanlığının yapısıyla ilgili 2009 yılında değişiklik yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne gibi bir işlemin yapıldığının bildirilmesinin istenilmesine, d)Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Daire Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğünde Görevli Personelin MEBS Sunucularında Tanımlı 61492_0403 nolu TSK NET Kullanıcı Kodunun 31.05.2009 tarihinde saat 09.05 itibariyle kime ait olduğu, kim tarafından kullanıldığının bildirilmesinin istenilmesine, e)2009 ilk 6 ay itibarıyla Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi Başkanlığının tüm Şubesinde çalışan tüm askeri ve sivil personelin kullandıkları bilgisayarlara ait

73

Page 74: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:74

kayıtların, bu bilgisayarları kullanan kişilerin kullanıcı kodlarının ve kullanıcı imzalarının gönderilmesinin istenilmesine, f)Genelkurmay Başkanlığının 20 Haziran 2009 tarih ve HRK:3080-73-09/İGHD Pl.Koor.Ş. 3632916 sayılı ve Bilgisayar Güvenliği konulu olarak yayınlanan yazısının güvenli sil işlemine tabi tutularak silinecek bilgisayarlar kapsamına, halen Askeri savcılık tarafından soruşturması devam eden bilgisayar ve sunucuların da girip girmediğinin sorulmasına, g)20 Haziran 2009 tarihi itibariyle Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi Başkanlığının hangi şubelerinde, hangi emirle, hangi evrakın, hangi nedenle temizleme işleminin yapıldığının bildirilmesinin istenilmesine, ğ)Askeri uçak ve helikopterle iller arasında resmi görev gereği olarak seyahat etmek suretiyle yararlanan general ve alt rütbeli subayların belirtilen araçlara havaalanında binerken ve araçlardan indiklerinde kayıt yapılmasının zorunlu olup olmadığının sorulmasına, h)2009 yılı içerisinde askeri helikopter ve uçak ile Erzincan iline yapılan uçuş kayıtlarının ve seyahat eden General ve alt rütbeli subay düzeyindeki rütbeliler dahil asker kişilerin listesinin gönderilmesinin istenilmesine, ı)Bir basın yayın organında çıkan ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından alınan internet adreslerinin [email protected] adresi sahibinden alındığı iddiası ile ilgili olarak yapılan idari soruşturmaya dair tüm evrakın gönderilmesinin istenilmesine,

i) 2008 yılında bir basın organında çıkan ve 2006 tarihli STÖ’lerin andıçlanmasıyla ilgili olduğu söylenen andıç hakkında, o tarih itibariyle Genelkurmay Başkanı olan Yaşar Büyükanıt’ın resmi açıklamasının gönderilmesinin istenilmesine, j) 2009 yılında Erzincan 3. Ordu Komutanlığında hangi tarihte İç Güvenlik Seminerinin yapıldığı ve bu toplantıya Genelkurmay adına kimlerin katıldığının bildirilmesinin istenilmesine,

k)04.06.2010 tarihi itibariyle Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Şube Müdürlüğünde, bilgi destek dairesinde kullanılan tüm bilgisayarlara ait hard diskler ile Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından yapılan bu soruşturma kapsamında bilirkişilere tahsis edilen bilgisayarların gönderilmesinin istenilmesine, l)Genelkurmay birimlerinde bulunan bilgisayarlara dışarıdan müdahale ile girilerek veri çalınmasının mümkün olup olmadığı, bu konuda ne gibi bir işlem yapıldığının bildirilmesinin istenilmene,

m)2009/191 Esas sayılı dosyamızda sanık olarak yargılaması yapılan sanık Ünal İnanç’tan çıktığı iddia edilen belgenin dosyamız içerisinden birer örneğinin çıkartılarak Genel Kurmay Başkanlığına gönderilmesine, bu belgede belirtilen hususlar ile ilgili herhangi bir kayıt olup olmadığı, bu konuda herhangi bir idari soruşturma yapılıp yapılmadığı hususlarının bildirilmesinin istenilmesine, 5-Genelkurmay Askeri Savcılığına müzekkere yazılarak; a)18 nolu ek klasörün dijital 265-266-267-268 sayfalarda bulunan bilirkişi raporu ile 276 ila 294. sayfalardaki ek sayfalar yazıya eklenerek, inceleme konusu yapılan hard disklerin içerisinde görevlendirilen bilirkişi tarafından "irticayla Mücadele Eylem Planı" isimli belge içerisinden seçildiği belirtilen “sabetaycı” anahtar kelimesinin kullanılarak arama yapıldığının belirtildiği, 31 mayıs 2009 tarihi ile 12 haziran 2009 tarihlerinde araması yapıldığında ise, bu kelimenin “31Mayıs_09 BASIN ÖZETLERI.doc X:\Şifresiz\Mayıs31\61492_0403\Kişisel\DiĞER\ nöbet”isimli Word belgesi içerisinde bulunduğu, bu Word belgesinin mahiyetinin anlaşılabilmesi için açılıp içeriğinin rapora eklenmesi gerekirken, bilirkişi raporunda incelenen malzemeler içeriğinde "irticayla Mücadele Eylem Planı" başlıklı belgeye veya belgelerin bir izine rastlanmamıştır.” şeklinde farklı beyanda bulunulduğu anlaşıldığından, bu farklılık ve eksikliğin giderilmesinin istenilmesine, b)18 nolu ek klasörün dijital 265-266-267-268 sayfalarda bulunan bilirkişi raporunda soruşturma kapsamında olan 14 adet hard diskin imajının veya yedeğinin alınıp alınmadığı,

74

Page 75: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:75

daha önce silinmiş belgelerin geri getirilip getirilmediği, geri getirilen belgeler üzerinde inceleme yapılıp yapılmadığı, hard disklerin, imaj veya yedeklerin silinip silinmediği, hard diskler, imaj veya yedekler silinmiş ise neden silindiğinin bildirilmesinin istenilmesine, ayrıca 14 adet hard disk, imaj veya yedekler silinmiş ise silinmesi konusunda emir verilip verilmediği, verildi ise bu emrin kim tarafından verildiğinin bildirilmesinin istenilmesine c)12 Haziran itibariyle Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından el konulan tüm bilgisayarların o tarih itibariyle alınan imajlarının gönderilmesinin istenilmesine, ç)12 nolu ek klasörün dijital 22. sırasında bulunan belge örneği eklenerek, içerisinde soruşturmaya konu olan 14 adet hard diskin de içerisinde bulunduğu 26 adet bilgisayar ve 5 adet sunucunun niçin silindiği, soruşturma kapsamındaki hard disklerin neden ayrılıp soruşturma sonuna kadar saklanmadığı ile silme emrinin hangi yetkili makam tarafından, hangi gerekçe ile verildiğinin ayrıntılı olarak bildirilmesinin istenilmesine, d)Genelkurmay Askeri Savcılığına sanık Serdar Öztürk tarafından verilen dosyamız kapsamında olan tüm dilekçeler ile alınan beyanların birer örneğinin kayıtlar incelenerek gönderilmesinin istenilmesine, dosyamız ve ekleri ile ilgili CD’nin yazıya eklenilmesine,

e)2004/273 Esas ve 2009/293 Esas sayılı soruşturmaların hangi konuya ilişkin olduğu hususunun ayrıntılı olarak bildirilmesinin istenilmesine, 6-Sanık Dursun Çiçek ile ilgili olarak Genelkurmay Askeri mahkemesinde 2010/274 esas sayılı olarak dava açıldığı belirtildiğinden, mümkünse tüm delil klasörleriyle birlikte dosya aslının, mümkün değilse onaylı ve okunaklı suretinin incelenmek üzere gönderilmesinin istenilmesine, 7-Erzincan ilinde bulunan Askeri veya sivil havaalanı yetkili makamına yazı yazılarak, 01.01.2009 ile 04.06.2009 tarihleri arasında askeri veya sivil uçak veya helikopterle yolculuk ederek gelen kişilerin kimler olduğunun bildirilmesinin istenilmesine, 8-Sanıklara ait olduğu tespit edilen telefonlara ait HTS raporlarının eksik olanları tespit etmek ve bu eksikliklerin TİB ile ilgili telefon şirketlerinden ayrıntılı dökümlerin istenilerek tamamlanması konusunda mahkememiz hakimi Hakim Hüsnü Çalmuk’un naip hakim olarak görevlendirilmesine, bu konuda kendisine tam yetki verilmesine, 9-(CMK250. Madde ile görevli) İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne müzekkere yazılarak, Sanık Dursun Çiçek ile ilgili olarak gönderilen ihbar mektupları ve e-postanın tam olarak hangi tarih itibariyle ellerine ulaştığının ve Genelkurmay Askeri Başsavcılığı’nın Sanık Dursun Çiçek hakkında yapılan soruşturma evrakının tam olarak hangi tarih itibariyle ellerine ulaştığının bildirilmesine, 10-BKM’ye müzekkere yazılarak, ( Bankalar arası Kredi Kart Merkezi ) 2009 yılı ilk 6 ay itibariyle sanık Dursun Çiçek’e ait kredi kartlarının ve bu kartların harcama dökümünün gönderilmesinin istenmesine, 11-Sanık Serdar Öztürk’e ait olduğu belirtilen 22. klasör 197 dizide belirtilen İMEİ numarası belirtilen telefonda hangi sim kartların kullanıldığının sorulmasına, ayrıca seri numaraları belirtilen sim kartların hangi telefonlara ait olduğunun bildirilmesinin istenilmesine, yazılan yazılara cevap geldiğinde tespit edilen telefonların 2000 yılından iddianamenin tanzim edildiği tarihe kadar olan ayrıntılı HTS raporlarının TİB ve ilgili şirketlerden istenilmesine, 12-Sanık Serdar Öztürk ile ilgili emanet eşyasının incelenmek üzere emanet memurluğundan istenilmesine, 13-Sanık Serdar Öztürk ile sanık müdafii Av. Demet Reçber arasındaki telefon tapesi ile ilgili soru sorulacağı sırada, sanık ve müdafii arasında vekalet ilişkisinin olduğunun belirtilmesi karşısında, dosya incelendiğinde, Klasör 23, Dizi 128’de 12.06.2009 tarihli vekaletname örneğinin bulunduğu, ancak okunacak tapelerin daha önceki tarihlere ait tapeler olduğunun belirlenmesi karşısında, sanık müdafiine, müvekkili ile arasında daha önceki tarihlere ait başkaca vekaletname olup olmadığının bildirilmesi için süre verilmesine,

75

Page 76: T - Islak İmza Kuruyor..€¦  · Web viewŞimdi Şehmuz bana dedi ki böyle böyle davranıyor ben yokken ifade almaya çalışıyorlar. İşte gecenin bir yarısı kaldırıp

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 09.07.2010 ESAS NO: 2010/106 CELSE NO:8 Sayfa:76

14-Sanık Serdar Öztürk’ün subay olarak görev yaptığı yerler, görev tarihleri ile görevden ayrılması ile ilgili raporun temini için Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılmasına, 15-Mahkememizin 2008/209 esas sayılı dosyasında bulunan, verilen ara kararı ile açıklanmamasına karar verilen şema ile ilgili talebin, gerekçede herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşıldığından, reddine, 16-2009 yılı içerisinde Konak Mazlum Otel ve çevresinde kameralar olup olmadığının araştırılmasına, varsa tüm kayıtların temin edilerek gönderilmesi için Erzincan Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılmasına, 17-Müşteki olacağını söyleyen Hüseyin Çelik vekili Av. Mehmet Fuat Aksoy’un vermiş olduğu katılma talebinin, huzurdaki sanıkların savunmalarının alınmasından sonra değerlendirilmesine, 18-Sanık Serdar Öztürk ile Nesrin Göktaş arasında 22.04.2009 tarihinde saat 00.01’de yapılan TIB ID NO: 466419634 seri nolu görüşmenin çözümünün yeniden yaptırılmasına, bu konuda inceleme yapılmasına, bu konuda mahkememiz hakimi Hakim Hüsnü Çalmuk’un naip hakim olarak görevlendirilmesine, bu konuda kendisine tam yetki verilmesine, Sanık Serdar Öztürk’ün ses dosyalarının olup olmadığının araştırılmasına, 19-51 nolu CD ile ilgili inceleme devam ettiğinden örneğinin verilmesi talebinin bu aşamada reddine, 20-1993-1994 yıllarında Şırnak Silopi Çalışkan Köyü muhtarı olan Nadir isimli kişinin hayatta olup olmadığı, ölmüş ise ölüm sebebi ve ilgili belgelerin istenilmesi için Silopi Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,

21-Sanık Serdar Öztürk’ün sorgu ve savunması sırasında sarf ettiği sözler ile ilgili duruşma tutanakları çıktığında suç duyurusu ile ilgili değerlendirme yapılmasına,

22-Sanık Bedrettin Dalan hakkında çıkartılan yakalama emri infazının beklenilmesine, 23-Dosya kapsamı, delil durumu, atılı suçun işlendiği hususundaki kuvvetli şüphe

sebeplerinin varlığının halen devam etmekte olması, sanıkların savunmalarının alınıyor olması, tutuklu sanıklar hakkında mahkememizin verdiği aşamalardaki tutuklama gerekçeleri ve atılı suçun CMK’nun 100/3. maddede yazılı suçlardan oluşu da dikkate alınarak tutuklu sanıkların mevcut hallerinin sürdürülmesine, bir kısım sanıkların kendisi veya müdafii aracılığı ile verdiği vaki tahliye taleplerinin Reddine

Ancak bu sanıklara isnat olunan suçların vasıf ve mahiyetlerine, dosyaya yansıyan delil durumlarına, haklarında isnat olunan suç vasıflarının değişme ihtimallerine, sosyal konumları, sabit iş yeri ve ikamet adresleri dikkate alındığında kaçma ve saklanma şüphelerinin bulunmadığı gibi, delillerin bu aşamada saklanması ve yok edilmesi yönünde herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmaması ve de sanık Dursun Çiçek ile Serdar Öztürk’ün savunmalarındaki anlatımları da dikkate alındığında tahliye edilmeleri gerektiği yönünde oy kullanan mahkeme başkanı Köksal ŞENGÜN’ün karşı oyuyla ve oy çokluğuyla,

Tahliye taleplerinin reddine dair verilen ara karara İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz hakları bulunduğu konusunda sanıklar ve müdafilerine ihtarat yapılmasına, ( Hazır sanıklar ve müdafilere ihtarat yapıldı )

Bu nedenle duruşmanın 12.07.2010 günü saat 09.00’a bırakılmasına oybirliği ile karar verildi. 09.07.2010

BAŞKAN 20909 ÜYE 32346 ÜYE 37266 KATİP 128002

76